BThaber 1212. Sayı

Page 1

Sayfa

Sayfa

4

6

İstanbullu KOBİ’lere bilişim rehberliğinin temeli DDM TÜRKONFED, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışan İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) 2018 Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı kapsamında “Dijital Dönüşüm Merkezi” (DDM) projesini hayata geçirdi.

E - TOPLUM

• Ay’a ansiklopedi gitti • Gangster Facebook?

EDİP EMİL ÖYMEN

25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

• Avrupa’ya tarih-kültür belleği.

SAYI

1212 11 - 17 Mart 2019

Sayfa

5

Yeni dönemde uluslararası ilişkiler gelişiyor Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Atalay, siber güvenliğin ve savunmanın herkesin katkı vermesi gereken konular olduğunun altını çizdi.

Sayfa

7

Formrack yurtdışı pazarlara açılıyor Rack kabinet üreticisi Formrack, geçtiğimiz yıl başlattığı ihracat çalışmalarını hızla artırıyor. Hedefte, ikinci fabrikanın yurtdışında açılması var.

Sayfa

Sayfa

3

Açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı teşvik edilecek

7

Yerli teknolojiye daha fazla şans verilmeli Kamuda yerli teknoloji tüketiminin payının sadece yüzde 10 olduğunu belirten Technopc Yönetici Ortağı Murat Yücel, “Yerli ürünlerin yabancı markalardan hiçbir kalite farkı yok” dedi.

Akıllı dijital teknolojileri destekleme kararı alan KOSGEB, ‘KOBİ Gelişim Destek Programı’nın (KOBİGEL) ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ temalı yeni çağrısına çıktı. İki alt başlıktan oluşan yeni çağrıyı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank duyurdu. Proje çağrısının bütçesi, 250 milyon TL olarak belirlendi.

Sayfa

9

TÜRKİYE’NİN

%100 YERLİ 2FA ÜRÜNÜMÜZ "SECTRAIL" GLOBAL TEKNOLOJİ ORTAKLIKLARI KURMAYA DEVAM EDİYOR.

VERİ MERKEZİ

RADORE

Approved Technology Partner;

Geleceğin parçası olma fırsatını kaçırmayın! BNTPR0 "Sectrail" yetkili satış ortağıdır. WWW.BNTPRO.COM

Dijitalleşme, bu kavramın bireysel hayattan kurumsal hayata yansıması ile hayat bulan Endüstri 4.0, tüm bu yeniliklerin öğrenen makineler ve makineler arası iletişim, IoT gibi kavramlarla daha da zenginleşmesi kaçınılmaz bir gerçeği ortaya koyuyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.

radore.com



BThaber

GÜNDEM

11 - 17 MART 2019

3

Açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı teşvik edilecek Akıllı dijital teknolojileri destekleme kararı alan KOSGEB, ‘KOBİ Gelişim Destek Programı’nın (KOBİGEL) ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ temalı yeni çağrısına çıktı. İki alt başlıktan oluşan yeni çağrıyı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank duyurdu. Proje çağrısının bütçesi, 250 milyon TL olarak belirlendi. Bakan Varank, sanayinin küresel ölçekte rekabet edebilmesi için en önemli unsurlardan birinin akıllı dijital teknolojiler olduğunun altını çizerek “Bu teknolojilerle ilgili ArGe süreçlerini önemli ölçüde tamamlayıp ürün aşamasına getiren ve ayrıca üretim süreçlerini dijitalleştirmek isteyen KOBİ’lere ilk kez devlet tarafından destek vereceğiz. Uygulayacağımız bütüncül yaklaşımla hem dijital teknolojilerin yerli üretimini ve ticarileşmesini hem de kullanımını destekleyerek güçlü bir dijital ekosistem oluşturmayı hedefliyoruz. Bu çağrı ile aynı zamanda ilk defa açık kaynak kodlu yazılımların kullanımını teşvik ederek yaygınlaştıracağız. Dijital teknolojilerin geliştirilmesinde ya da iş süreçlerine adapte edilmesinde açık kaynak kodlu yazılımları içeren proje başvuruları öncelikli olarak değerlendirilecek. Açık kaynak kodlu yazılımların geliştirilmesinde

hem geliştiricilerin performansı hem de ekosistemin bütününün etkin işlemesi oldukça önemli. Bu kapsamda mevcut kabiliyetlerimizin keşfi, nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi ve onlara uygun ekosistemin oluşturulması ilk önceliğimiz olacak. Gençlerimizi heyecanlandırmak ve bu alanda yoğunlaşmaları için motive etmek istiyoruz. Çünkü bu işin temelinde ve başarısında her şeyden önce insan kaynağı var. Proje çağrısının bütçesini 250 milyon TL olarak belirledik” açıklamasını yaptı. Dijital teknolojilerin erişilebilir hale getirilmesi gerek KOSGEB’in sanayinin dijital dönüşümünde KOBİ’leri desteklemeye dönük bir vizyonu bulunduğunu söyleyen Bakan Varank, “Akıllı dijital teknolojilerin imalat sanayi sektöründe yaygınlaşması için bu teknolojilerin erişilebilir hale getirilmesi gerekiyor. Üretim süreçlerinde dijitalleşmeyi isteyen KOBİ’lerin imkân ve kabiliyetlerini, yetkin insan kaynağını ve teknolojik altyapılarını KOSGEB desteği ile arttırmak istiyoruz. Böylece sanayi sektörümüz, birinci çağrımız ile teknoloji tedarikçisi KOBİ’lere sağlayacağımız desteklerle akıllı teknolojilere erişebilecek. Ayrıca ikinci çağrımız ile de akıllı

dijital teknolojileri imalat süreçlerine adapte ederek kullanacak olan KOBİ’leri destekleyeceğiz” şeklinde konuştu. Varank, teknoloji geliştiricisi KOBİ’lere yönelik çağrı kapsamında; işletme başına 300 bin TL’si geri ödemesiz, 350 bin TL’si teminat karşılığı geri ödemeli olmak üzere toplam 650 bin TL’ye kadar destek vereceklerini kaydetti. Varank, “Akıllı dijital teknolojileri imalat süreçlerine katmak isteyen KOBİ’ler için ise; işletme başına 300 bin TL’si geri ödemesiz, 700 bin TL’si teminat karşılığı geri ödemeli olmak üzere toplam 1 milyon TL’ye kadar destek verilecek. Yerli teknoloji geliştiricisi KOBİ’ler ile kullanıcı olan imalatçı KOBİ’lerin bu çağrı kapsamında etkileşimleri bizler için çok önemli. Bu nedenle imalatçı KOBİ’ler edinecekleri teknolojiyi yerli firmalardan karşılamaları halinde destek ödemelerinde ve değerlendirme süreçlerinde önemli bir avantaja sahip olacak. Diğer yandan teknoloji geliştiricilerin ürünlerini ticarileştirme ve imalat sanayinde kullanımını yaygınlaştırma hedefimiz kapsamında, söz konusu ürünün destek başvurusu aşamasında bir sanayi işletmesinin satın alma niyet beyanıyla gelmesi halinde destek sağlayacağız” dedi.

Projelerin seçimi, yarışma usulüyle yapılacak KOBİGEL kapsamında desteklenecek projelerin seçimi, yarışma usulüyle yapılacak. Başvuru kriterlerini karşılayan ve KOSGEB veri tabanında kayıtlı olan KOBİ’ler KOSGEB kurumsal web sayfasında (www.kosgeb.gov.tr) ilan edilen şekilde çevrimiçi olarak başvuru yapabilecek. Başvurusunda eksik bulunmayan KOBİ’lerin projeleri seçici kurullar tarafından puanlanacak. Uygun bulunan projeler puan sıralamasına tabi tutulacak ve en yüksek puandan başlamak üzere desteklenecek projeler belirlenecek ve ayrılan

bütçe çerçevesinde desteklenecek. Akıllı dijital teknolojilerle ilgili ürün ve çözüm geliştirmiş ve ürün aşamasına gelmiş KOBİ’ler ile akıllı dijital teknolojileri imalat süreçlerine uyarlamak isteyen KOBİ’ler, ‘Büyük Verinin Analitik Yöntemlerle İşlenmesi ve İmalat Sanayinde Kullanımı’, ‘İmalat Sanayinde Nesnelerin İnterneti’, ‘İmalat Sanayinde Akıllı Sensör Teknolojileri’, ‘İmalat Sanayinde Otonom Robot Teknolojileri’, ‘Yapay Zekaya Dayalı Siber Fiziksel Akıllı Fabrika Sistem ve Bileşenleri’ ve ‘İmalat Sanayinde Siber Güvenlik’ alanlarında proje sunabilecek.


4

BThaber

E-TOPLUM

11 - 17 MART 2019

İstanbullu KOBİ’lere bilişim rehberliğinin temeli DDM

KOBİ’ler için Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışan İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) 2018 Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı kapsamında “Dijital Dönüşüm Merkezi” (DDM) projesini hayata geçirdi. İstanbul Valiliği ve Tüm Girişimci İş Mentorları Derneği (TÜGİM) ortaklığında, Türkiye İş Bankası'nın sponsorluğunda, Boğaziçi Üniversitesi ve Endeavor Türkiye’nin iştirakçiliği ile hayata geçirilen “KOBİ’ler Gelecekle Buluşuyor: Dijital Dönüşüm Merkezi” projesi ile 120 KOBİ, tekno-yolculuğa çıkıyor. Yaklaşık 3 milyon TL’lik bütçe ile 120 KOBİ’nin teknoloji yolculuğuna rehberlik edecek DDM’nin tanıtıldığı toplantının açılışı İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özyiğit, TÜRKONFED Yönetim Kurulu

Başkanı Orhan Turan, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek ve İSTKA Genel Sekreter Vekili Dr. Fatih Pişkin’in katılımıyla gerçekleştirildi. KOBİ’ler, 18 ay boyunca, Beyoğlu’ndaki merkezde 2 bin saati aşan mentörlük desteğinin yanı sıra üretim, iç yönetim ve pazarlamasatış alanında eğitim alarak, verimliliklerini de artıracak. Proje kapsamında 120 KOBİ, ihtiyaçları doğrultusunda, dijitalleşmeye yardımcı ürün ve hizmet üreten 30 tekno-KOBİ eşleştirilecek ve mentörlük desteği alacak. KOBİ’lerin dijitalleşme ihtiyaçlarına özel yol haritalarının çıkartılacağı proje ile kredi ve finansman çözümleri de geliştirilerek, bu desteklerden faydalanmaları sağlanacak. KOBİ’lerin elde ettikleri dijitalleşme düzeylerini sürdürülebilir kılmalarına yardımcı olacak DDM ile

işletmelerin dijitalleşmeyi kurum kültürü haline getirebilmelerine katkı sağlanacak. 18 ayın sonunda ise projenin KOBİ’lerin dijitalleşme düzeylerine etkisi ve kurum verimliliklerine katkısı test edilip, analiz raporu hazırlanıp yayımlanacak. Projeyle, İstanbul’un genel yenilik iklimi ile yenilik ve yaratıcılık odaklı ekonomik yapıya kavuşması iki yönlü desteklenerek, kentin katma değeri, teknoloji ve bilgi yoğunluğu yüksek ürün ve hizmetler ile küresel ekonomide söz sahibi olabilmesi; küresel değer zincirinde üst sıralarda yer alabilmesi hedefleniyor. İstanbullu KOBİ’ler dijitalleşme yolculukları için www. ddm.org.tr adresinden başvurularını yapabiliyor. Başvuru süreci sonunda analiz ve testler ile değerlendirmeleri geçen KOBİ’lerin teknoyolculuğu da başlayacak.

Dijital çağın gereklilikleri işbaşında İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özyiğit, “Dijital dönüşümü, ülkemizin geleceği için önemsiyor, bu projenin, sadece KOBİ’lerin değil, Türkiye’nin geleceği adına çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, şunları söyledi: “Sanayimizin dijital dönüşümünü gerçekleştirip, KOBİ’lerimizin kapasitelerini artırıp, yüksek teknolojiyle yüksek katma değerli üretimi yakalayıp, ekonomik refahı artırabiliriz. Teknolojik altyapı yatırımlarının faydaya dönüşebilmesi, ancak KOBİ’lerin dijital dönüşümü, kurumsal yapılarının bir parçası haline getirmesiyle mümkün. KOBİ’lerin dijitalleşme yolculuğuna destek olacak Dijital Dönüşüm Merkezi, başarılı örneklerin ortaya çıkmasını sağlayacak,

sürdürülebilir mekânsal bir platform imkânı sunuyor. Merkez ile dijitalleşme becerilerinde yetkinlik kazanacak KOBİ’lerimizin, çarpan etkisi yaratarak, İstanbul’un yenilik iklimine katma değer yaratmasını da hedefliyoruz. Bu proje ile finansmana erişimden pazara açılmaya kadar KOBİ’lerin yenilik üretme motivasyonlarını artıracağız.” Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek de açılış konuşmasında “KOBİ’lerimizin dijitalleşme yolculuğunda bu proje ile teşhisi koyacak ve kendilerine en uygun tedaviyi sunacağız. Dijitalleşme süreçlerinde mentorlarımız KOBİ’lerin yanında olacak ve kendilerine hem deneyimlerini aktaracak hem yol gösterecekler” dedi. İSTKA Genel Sekreter Vekili Dr. Fatih Pişkin, “KOBİ’lerimiz İstanbul’un ekonomik gücünün korunması bakımından önemli bir işlev üstleniyor. İstanbul ekonomisinin mevcut yapısının ileri teknoloji kullanan, yüksek katma değer üreten, nitelikli iş gücü istihdam eden, bilgi yoğun bir üretim yapısına dönüştürülmesi için KOBİ’lerimizin mevcut yapılarını da çağın gerçeklerine uygun olarak dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Bu projemizle, KOBİ’lerimize dijital çağın gerektirdiği vizyon ve yetkinliklerin kazandırılmasını hedefliyoruz” yorumunu yaptı.

Cep telefonu katlansa da ÖTV’si var Önde gelen teknoloji firmalarının son günlerde tüketicilerin beğenisine sunduğu katlanabilir cep telefonlarının Türkiye'ye ithal edilirken ne şekilde sınıflandırılacağı vergilendirme açısından önem taşıyor. KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü Hakan Uçak’a göre, satışa sunulacak bu ürünlerin tablet olarak kabul edilmesi halinde, ithal anında Özel Tüketim

Vergisi (ÖTV) ödenmeyecek. Anılan eşyaların cep telefonu olarak kabul edilmesi durumunda ise yüzde 25 oranında ÖTV ödenecek. İthalat yoluyla gelecek bu eşyaların vergilendirilmesinde gümrük idarelerinin bakış açısı da önemli olacak. Zira, ithalat anında tahsil edilecek vergilerde gümrük idaresi söz sahibi. Gümrük idaresi tarafından benzer bir eşya için verilen bağlayıcı tarife bilgisi

kararında, GSM üzerinden telefon görüşmesi yapılabilen tabletlerin cep telefonu olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Hakan Uçak, “Gümrük idaresinin bu kararından yola çıkarsak, tablet ve telefon kullanımını bir arada sunacak yeni teknolojik ürünlerin tablet olarak değil, cep telefonu olarak ülkemize ithal edileceği değerlendiriliyor” yorumunu yaptı.


8

BThaber

BThaber 11 - 17 MART 2019

Sedef Özkan

BİLİŞİM DÜNYASI

E-TOPLUM

5

21 - 27 MAYIS 2018

Yeni dönemde uluslararası ilişkiler gelişiyor

Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Atalay, siber güvenliğin ve savunmanın herkesin katkı vermesi gereken konular olduğunun altını çizerek iş birliğinin, yerli, milli çözümler geliştirmenin önemini vurguladı ve derneğin yeni yapısıyla ülkemizin siber güvenliğine daha çok katkı sağlayacaklarını kaydetti. 2007 yılında kurulan, bu alanda ülkemizin ilk ve en önemli sivil toplum kuruluşu olma özelliğini taşıyan Bilgi Güvenliği Derneği, (BGD) bilgi güvenliği ve siber güvenlik alanında ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren, tarafsız, güvenilir ve etkin bir sivil toplum kuruluşu. Bu doğrultuda önemli bir misyon üstlenerek toplumun tüm kesimlerinde saygın bir yer edinen Bilgi Güvenliği Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Atalay, sürdürdükleri çalışmaları paylaştı. Atalay, “Farkındalık oluşturma, paydaşları bir araya getirerek bilgi birikimi, yetenek ve kapasite artırımına katkı sağlama, toplumun her katmanında bilgi ve bilinç seviyesini yükseltme, Ar-Ge ve Ür-Ge’yi destekleme, uluslararası iş birlikleri geliştirme, ülkemizin bilgi güvenliği politika ve stratejilerine katkı verme çalışmalarımız devam etmekte. Tüm bunları; üyelerimiz, ülkemizde farklı illerdeki temsilciliklerimiz, çok sayıda ve saygın kurumsal üyelerimiz, ‘BGD Bilgi Güvenliği Ulusal Bilim Kurulu’ desteğiyle sürdürmekteyiz” şeklinde konuştu. BGD açık kaynağın geliştirilmesine destek veriyor Dernek olarak bilgi güvenliği alanında açık kaynak yaklaşımını benimsediklerini ve bu kapsamda içerik üretilmesine, geliştirilmesine destek verdiklerini, bunları yayıp paylaştıklarını ve kamuoyunun kullanımına sunduklarını kaydeden Atalay, düzenledikleri ulusal

değerlendirmek hem de yönetim, organizasyon yapımızı değiştirmek için bu genel kurulu yaptık. Yönetim kurulumuzu yeniledik. Uluslararası derneklerle iş birliği yapmak için tüzüğümüzü değiştirdik. Ülkemizin siber güvenliğine daha çok katkı sağlayacak yeni bir yapı, yönetim, denetim ve disiplin kuruluyla yolumuza devam ediyoruz.”

Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Atalay ve uluslararası etkinliklere ait ‘Konferans Bildiriler Kitapları’ serisini, hazırladıkları rapor, taslak strateji dokümanlarını, eylem planlarını ve kitapları anımsattı. BGD olarak 12 yıldır bilgi güvenliğinin ve siber güvenliğin geliştirilmesine katkılar verdiklerini belirten Atalay, şu bilgileri aktardı: “Bu yıl, Uluslararası BilgiGüvenliği ve Kriptoloji Konferansımızı 12. kez düzenleyeceğiz. Bu konferansta üretilen kitapları, sonuç bildirgelerini, sunumları kamuoyu ile açık kaynak olarak paylaşıyoruz. ‘BGD Siber Güvenlik ve Savunma Kitap Serisi’, çalışmalarımızın en sonuncusu. Bu seri 6 kitaptan oluşacak ve ülkemizde siber güvenlik alanında yayımlanan en kapsamlı ve açık kaynak kitap serisi olacak. Bu kitabımıza destek veren ve bilgilerini kitap içerisinde farklı bölümlerde paylaşan değerli yazarlarımıza, öğretim üyesi hocalarımıza, ülke uzmanlarımıza

huzurunuzda teşekkür etmek istiyoruz. www. bilgiguvenligi.org.tr adresinden bu kitaba erişebilir ve indirebilirsiniz. Diğer yandan BGD Genç ekibi tarafından CyberMag dergisi yayımlanıyor.” “Yeni bir yapı ile yolumuza devam ediyoruz” Olağanüstü Genel Kurulu’un yakın zamanda toplanmasının gerekçelerini ve derneğin yeni dönemini anlatan Ahmet Hamdi Atalay, bilişimin; hızlı dinamikleri olan sürekli değişim ve dönüşüm yaşayan bir sektör olduğunun altını çizerek “Bunun en önemli dinamiği de siber güvenliktir diye düşünüyorum” ifadesini kullandı. Atalay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu değişim ve dönüşümü Bilgi Güvenliği Derneği de yaşıyor. Beklentilere cevap vermeye, ihtiyaçlara çözümler bulmaya çalışıyoruz. Bu gerekçelerle de hem son durumları

II. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı 2019 sonunda tamamlanıyor Ahmet Hamdi Atalay, “Tehditlerin ve çeşitlerinin artması, boyut ve yön değiştirmesi, siber tehdit ekosisteminin büyümesi, kritik altyapıların hedef haline gelmesi, bilgi hırsızlıklarının çoğalması, yeraltında çalışan korsanların etkinleşmesi, siber tehditlerin artık savaşa dönüşmesi, siber suçların ve suçluların çoğalması, siber terörün artması sebebiyle siber saldırılarla, suçlarla, terörizmle, zafiyetlerle mücadeleye her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunuyor” dedi. Kapsamlı mücadelenin şart olduğunu ifade eden Atalay, “Bunun için ulusal stratejilerin ve eylem planlarının hayata geçirilmesi gerek. Etkili araştırma merkezleri açılmalı, yeni altyapılar kurulmalı, yeni programlar açılmalı. ‘Siber Ordular’, ‘Mükemmeliyet Merkezleri”, ‘Ulusal Siber Olaylara Müdahale’, ‘Siber Savunma Ajansı’ gibi yapılar büyük önem taşıyor. Mücadele; tehditlerin boyutunu ve geleceğini anlamakla mümkün olabilir” şeklinde konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan '2016 – 2019 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’ hakkında da bilgi veren Ahmet Hamdi Atalay, “Bu konu çok önemli bir konu. II. eylem planı bu yılın sonunda tamamlanacak. Bunun için kapsamlı bir

çalışma üzerinde çalışıyoruz. Yakında bunu kamuoyu ile paylaşacağımızı burada belirtmek isteriz” açıklamasını yaptı. Medyanın desteği çok önemli Ülkemizin, bilgi güvenliğine ve siber güvenliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağını öngördüklerini kaydeden Atalay, “Bu ihtiyaçları karşılamak için yeni hedefler belirledik ve bunları hayata geçireceğiz” dedi. Atalay, BGD’nin yeni hedeflerini sıralayarak şunları paylaştı: “Kişisel verilerin korunması konusuna odaklanacağız. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı yeni taslak oluşturulmasına katkı vereceğiz. Nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi konusunda çalışacağız. Uluslararası iş birliklerini artıracağız. Siber terörle mücadele konularına ağırlık vereceğiz.” Siber güvenlik ve savunmanın herkesin katkı vermesi gereken konular olduğunu vurgulayan Atalay, “Ortak çalışmalı, iş birliği içinde olmalı, yeni stratejiler ve politikalar geliştirmeli, projeler yapmalıyız. Ve en önemlisi yerli ve milli çözümler geliştirmeliyiz. Bunları üyelerimizle, üniversitelerimizle, sektörümüzle, kurumlarımızla, STK'larımızla beraber yapacağız. Medyamızın desteği çok önemli. Tüm taraflarla iş birliği içerisinde hedeflerimizi gerçekleştireceğiz.”


6

E-TOPLUM

Gangster Facebook? İngiltere Parlamentosu tarafından hazırlanan bir belgede Facebook için “dijital gangster” deyimi kullanıldı. Her ne kadar, aynen şu okuduğunuz cümledeki gibi “tırnak içinde” olsa dahi, Facebook’tan “gangster” diye söz edilmesi –böyle bir hükümet raporunda- görülmüş şey değil. Parlamentoda temsil edilen partilerin milletvekillerinden oluşan Dijital, Kültür, Medya ve Spor Komisyonu’nun hazırlayıp 18 Şubat’ta yayınladığı 111 sayfalık “Maksatlı Yanlış Bilgi” (Disinformation and Fake News) raporunda iki yerde (sayfa 41 ve 91) bu sözcük kullanıldı. Hükümetin, bu konuda yasal düzenlemeler yapması gerektiği belirtildi. “Facebook ve benzeri şirketlerin dijital gangsterler gibi davranmalarına, kendilerini yasaların dışında ve üzerinde görmelerine izin verilmemeli” denildi.

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Facebook’un 2016 ABD/ Trump seçimindeki rolü, Facebook’un İngiltere’nin AB’den çıkmasına dair yine 2016’daki referandumdaki (Brexit) rolünü hep gölgeledi. Trump konusu elbette “büyüktü” ama Brexit de yine bir halkın, yalan-dolanmaksatlı çarpıtma haber/ bilgiyle aldatılmasıydı. ABD ile İngiltere kamuoyunun, Facebook ile Cambridge Analytica aracılığıyla açıkça manipüle edildiği bugün artık biliniyor. ABD’de Facebook-Rusya bağlantısı Mueller Komisyonu’nun konusu, İngiltere’deki durum ise resmen savcılıkta. Bu arada Brexit “saati” 29 Mart’a doğru işliyor: Ülkede durum çıkmazda.

11 - 17 MART 2019

Ay’a ansiklopedi gitti

İsrail, Ay’a SpaceX ile gönderdiği Beresheet (İbranice: Başlangıçta) Uzay Aracı’yla “insanlığın tüm bilgisini” de Aya’a göndermiş oldu. Beresheet’in “yükü” çocuk çizimleri, çocuk şarkıları, İsrail tarih ve kültürü hakkında bilgi diye özetlenmişti. Ama, işin daha ilginç, daha önemli ayrıntıları sonra ortaya çıktı: Meğerse bu yükte, her biri 40 mikron inceliğinde 25 tane nikel disk üzerine 200 Gigabyte hacminde veri/bilgi işlenmiş. Bu disklere, Wikipedia’nın kısalı-uzunlu 6 milyon madde/ makale içeren bütün İngilizcesi,

onbinlerce roman ve bilimsel araştırma kitabı, ders kitapları, dünyadaki 5 bin dile ait bir rehber ve bu dillerde karşılıklı yapılmış bir buçuk “milyar” tercüme de yerleştirilmiş. Bu muazzam bilgiyi sağlayan: Arch Mission adlı bir Amerikan vakfı. Kurucuları Nova Spivack ve Nick Slavin adlı girişimciler. Vakfın amacı, dünyada üretilen bilginin, bir felaketle veya toptan yok oluşla ortadan kaybolmasına “önlem” olarak, bu bilgiyi Ay’dan başlayarak evrene yerleştirmek. Bu girişime Milyar Yıllık Arşiv adını vermişler. Ay’a ansiklopedi yollamak,

vakfın ilk projesi değil. Geçen yıl Elon Musk, Tesla’sını dünya yörüngesine oturttuğunda bu, gayet önemli ve etkisi çok yüksek bir haberdi. Ama bir başka önemli ayrıntı, arada “kaynadı” gitti... Daha doğrusu “gitmiş.” Şimdi anlaşılıyor ki, Telsa’nın torpido gözüne “tahrip edilemeyecek kadar” sağlam üretilmiş bir kitap koymuşlar: 1940-60’ların fütüristi, bilim kurgunun üstadı İsaac Asimov’un “Vakıf Üçlüsü” (The Foundation Trilogy) adlı eserinin kuartz bir diske kaydedilmiş kopyası. [Asimov’un eserleri İthaki Yayınevi tarafından Türkçe yayınlanmıştı] Asimov’u ve Ay Ansiklopedisi’ni “okumak isteyecek” (?!) uzaylılar bunu nasıl yapacaklar? Nikel/kuartz disklerdeki yazılar, basit bir mikroskopla okunabiliyormuş! Bundan 40 yıl önce de 1977’de Voyager uçuşlarıyla uzaya dünyanın sesleri, renkleri, bilgileri iletilmişti. Altın bir plak üzerine kaydedilen sesler arasında Türkçe de vardı: ““Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah-ı şerifleriniz hayrolsun”. Evet, aynen böyle...

Avrupa’ya tarih-kültür belleği 33 Avrupa ülkesi (AB üyesi olsun-olmasın) bir araya gelerek, şimdiye kadar örneği görülmemiş bir tarihkültür mirası “ortak havuzu” başlatıyorlar. 200’e yakın kurum, 7 ulusal kütüphane, 19 devletin arşivleri, 95 üniverite ve araştırma kurumu, 30 Avrupa şirketi, 18 devlet kurumu ve büyük müzeler, ellerindeki bütün tarih-kültür mirasını tek bir kaynakta toplayacak: Zaman Makinesi. Zaman Makinesi sözcüğü “hemen anlaşılsın” diye seçilmiş belli ki, ama bir bakıma da bilimkurguyu akla getiriyor: Zamanda geri gitmek... Aslında, anlatılmak istenilen gerçekten o: Polonyasından Portekizine, İngilteresinden Slovakyasına kadar Avrupa’daki ulus devletler 2 bin yıllık Ortak Avrupa Tarih ve Kültür Bilgisi’ni bütün halinde sunacak.

Avrupa Birliği kavramını bundan daha iyi anlatacak bir girişim olamazdı. Çünkü burada sadece 28 AB üyesi değil, daha çok ülke var: Gürcistan, İsrail, Sırbistan (bile!), ve hatta ABD (Carnegie Mellon Teknik Üniversitesi). Listede Türkiye yok. Niye olmadığını devlet yetkililerimiz bilir.

Bu çok-uluslu, çok-paydaşlı dev projeyi İsviçre/Lozan Bilim ve Teknik Üniversitesi (Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne) yönetecek. 2000-2017 döneminde 245 startup’ın kuruluşuna katkı sağladıkları ve sadece 2017’de 4 bin 200 bilimsel makale yayınladıkları için –haklı olarakövünüyorlar.

Avrupa’yı (Rusya ve Türkiye dışında) bu kadar kapsayan bir tarih-kültür ortak havuzu fikri “pat diye” oluşmadı elbette. Yıllar önce Europeana adlı bir girişim, şimdikinin başlangıcı sayılır. Europeana, AB ülkelerinin ortak kültürsanat havuzu olarak 2008’de çalışmaya başlamıştı. Aradan geçmiş 10 yıl, ve bu fikir, şimdi çok daha geniş kapsamlı bir tarih-kültür bilgisi havuzuna büyüyor. Amaç: Avrupa’nın gelmiş geçmiş bütün bilgisini bir araya toplamak, değerlendirmek.

Zaman Makinesi hem Avrupa’nın bütünü, hem de şehirleri ölçeğinde çalışacak. Venedik tarihini tamamen dijital ortama aktarma projesi yıllardır zaten sürüyordu. Bunu örnek alacak diğer şehirler de sırada. Dijitalleşme, sadece bilgi ve iletişim teknolojilerini değil, sosyal ve beşeri bilimleri de (tarih, sosyoloji, antropoloji, güzel sanatlar gibi) dönüştürüyor. Örneğin Venedik’in şehirleşmesi, nüfus yapısı, geçmiş dönem sanayisi, yaşam biçimi ve uzun bir liste üzerinden, o şehiri “o şehir”

yapan bütün görünür ve görünmez tarih-kültür varlıkları dijital ortama aktarılıyor. Şehri, o balçık zemine tutunduran ahşap temellerin sayılmasına kadar. Venedik Zaman Makinesi, Osmanlı tarihi açısından – belki bizde bile bilinmeyenayrıntıları gün yüzüne çıkartabilir mi acaba? Büyük

Kanal’daki Türk Hanı (Fondaco dei Turchi) Osmanlı tüccarların 1621 – 1838 arasında ticaret yaptıkları görkemli bir binaydı. Şimdi Doğa Tarihi Müzesi. Acaba binanın içinde yüzyıllardır saklı duran bir tarih var mıdır? Görsel: İrlanda/Dublin Üniversitesi Trinity College Kütüphanesi


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 MART 2019

7

Formrack yurtdışı pazarlara açılıyor Rack kabinet üreticisi Formrack, geçtiğimiz yıl başlattığı ihracat çalışmalarını hızla artırıyor. Hedefte, ikinci fabrikanın yurtdışında açılması var. Metal işleme alanında hizmet vermek amacıyla 1997 yılında Form Makina adıyla Ayhan Sevgi kurulan, 2001 yılında ise rack kabinet üretimine başlayan Formrack, yaptığı ihracat atağıyla yurtdışında da adını duyurma ve kalite anlayışıyla kabul gören bir firma olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. “Rack kabinet ve aksesuarları alanındaki ürün çeşitliliği, ürün kalitesi, ürünlerin uluslararası standartlara uygunluğu ve sahip olduğu sertifikaları sayesinde, Formrack adını kısa sürede tüm alanlarda kabul gören bir marka haline getirmeyi başardık. Çözüm ortaklarımızla ülke sınırlarımız dışında da ortak projelerimiz devam etmektedir” diyen Formrack Genel Müdürü Ali Rıza Arseven, yaptıkları çalışmalar konusunda şu bilgileri verdi. “2018 Mayıs ayında Esenyurt bölgesindeki yeni fabrikasına taşınan firmamız 5 bin metrekare kapalı alana

sahip yeni tesisiyle üretim kapasitesini artırdı. Yüksek üretim kapasitesine sahip makinaları ve nano teknoloji ile çalışan boya tesisiyle üretim bandını genişleten firmamız, kaliteyi tüm çalışanlarının odak noktası haline getirmiştir. Böylece her bir kabinetin gerçek 19” olduğu garantisiyle, 12 noktada kalite kontrolden geçirerek müşterilerine ulaştırmaktadır. Firmamız 19” Rack Kabinet haricinde, 21” veya farklı boyutlara sahip kabinetler, saha kabinleri ve veri merkezi projeleriyle sektörde ihtiyaç duyulan tüm ürün çeşitlerinde Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra müşterilerinin özel taleplerine ve sektör ihtiyaçlarına yanıt vermektedir. Bu nedenle 2017 ve 2018 yılları, Türkiye’de veri merkezi projelerimizin yüksek kabul gördüğü dönem olmuştur.” Ar-Ge ve inovasyon konularında yerli ve yabancı iş ortakları ile akıllı kabinetlerin seri üretimi çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Ali Rıza Arseven, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“2019 yılı Ekim ayındaki ISAF Güvenlik Fuarı’nda çalışmalarımızın örneklerini sergileyeceğiz. Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0’dan payımıza düşen tüm otomasyon gereklilikleri kabinetle buluşacak ve sistem içerisindeki tüm cihazlar iklimsel, çevresel ve elektriksel risklere karşı korunacak, aynı zamanda sistemin takibi mobil olarak yapılabilecektir. Formrack 2018 yılında yaptığı ihracat atağıyla yurtdışında da adını duyuran ve kalite anlayışıyla kabul gören bir firma olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Türkiye’yi kalitesiyle temsil etme hedefi doğrultusunda yurtdışı bayilerinin vazgeçilmez çözüm ortağı olmayı hedefliyor ve yeni çözüm ortakları arayışlarımız tüm hızıyla sürüyor.” MENA bölgesinde bilişim teknolojilerine olan talebin hızla arttığını belirten Ali Rıza Arseven, Dünya ticaret savaşlarında ülkemizin avantajlı çıkma ihtimali yüksektir. Bu coğrafyada Türkiye’de üretilen ürünlere duyulan güven ve gösterilen

Formrack Genel Müdürü Ali Rıza Arseven talep gittikçe artmaktadır. 2019 yılı hedeflerinden biri olarak ihracat payını arttırma çalışmaları kapsamında ülke bazında ziyaretlere devam edilmektedir. Ülkemiz, Avrupa’daki nüfusun yaşlanmasıyla birlikte üretim için tercih edilen bir ülke haline gelmiştir ve pazarda Çin ürünlerinin yerini Türk ürünleri almaktadır. Formrack, iç piyasadaki optimum stok ve hızlı teslimat ilkesini yurt dışı pazarında da göstermektedir ve bu durum kalite güvencesiyle beraber değerlendirildiğinde

markamızın elini güçlendiren unsurlardan biri olarak ön plana çıkmaktadır. Standart ürünlerimizin yurtdışına teslimi de bir hafta gibi kısa bir sürede yapılabilmektedir. Önümüzdeki yıllarda ilk yurtdışı fabrikamızı açmak için yabancı ortak adaylarımızla birlikte sürdürdüğümüz görüşmeler devam etmektedir. Yakın bir Doğu Avrupa ülkesinde kurulacak olan ikinci Formrack rack kabinet fabrikası lojistik avantajları sayesinde firmamızın Avrupa’daki rekabetinde avantaj sağlayacaktır” dedi.

Yerli teknolojiye daha fazla şans verilmeli

Kamuda yerli teknoloji tüketiminin payının sadece yüzde 10 olduğunu belirten Technopc Yönetici Ortağı Murat Yücel, “Öncelik yabancı markalara veriliyor. Oysa yerli ürünlerin yabancı markalardan hiçbir kalite farkı yok” dedi. Kamuda yerli teknoloji kullanımının

artmasının istihdama da pozitif yansıyacağını söyleyen Yücel, “Devlet genel olarak bütçe yatırımları sürecinde Türk markalarına yüzde 10 oranında pay ayırıyor. Öncelik her zaman yabancı markalara ait ürünler oluyor. Oysa yerli ürünlerin yabancı markalardan hiçbir kalite farkı yok”

yorumunu yaptı. Kamuda yerli teknolojinin kullanılmasıyla ithalat maliyetlerinin ciddi oranda azalacağını söyleyen Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerli tüketim Türkiye’nin dövize olan bağımlılığını sınırlandırır. Yerli üretimin Türkiye’de artması durumunda istihdamın artması da söz konusu olur. Böylece ArGe ve gelir seviyeleri gibi konularda da gelişme sağlanır. Yurtdışına herhangi bir ürünü satabilmeniz için öncelikle kendi iç pazarınızda da söz sahibi olmanız gerekir ki yurtdışı satışlarınız artsın. Yabancı firmaların dayattığı ürün gamları sınırlıdır ve bu standartların üzerine çıkmak istemezler. Yerli üretim bunun önüne geçip, ihtiyaca yönelik ürünlerini şekillendirir ve ihtiyaca göre hizmet verir. Kamuda kullanılan tüm

teknolojik ürünleri üretiyoruz. Bugüne kadar emniyet, savunma, sağlık, enerji ve havalimanları gibi sektörlere hizmet verdik. Yerli markaya olan önyargının yok edilmesi gerek. Yurtdışına olan bağımlılık alışkanlığımızdan vazgeçmeliyiz. Yakında yapılacak kamu ihalelerinin tamamı için hem müşteri tarafında hem demolarda hazırlıklarımız devam ediyor. Ancak, kamu

ihalelerinde yüzde 15 gibi bir oran belirleniyor, fakat şartnamelerde yurtdışı lokasyonlarda hazırlanmış kalite belgeleri isteniyor. Bu anlamda devlet tarafından daha fazla esneklik bekleniyor. DMO (Devlet Malzeme Ofisi) ihalelerinde de aynı fiyat avantajının sağlanması önemli. Kalite belgelerinin de DMO ifadelerinde rekabet şeffaflığı yüzünden istenmemesi gerekir.”


8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 MART 2019

İşbirliği, güvenlikte istihdamı da geliştirecek Siber güvenlik alanının küresel oyuncusu olmayı hedefleyen siber güvenlik entegratörü Biznet ile sistem çözümleri entegrasyonları ve bilgi güvenliği şirketi Netsmart, siber güvenlik operasyonlarına odaklanan “Cyberoscope” isimli yeni bir siber güvenlik şirketi kurdular. İki firmanın uzun yıllara dayanan tecrübesiyle kurulan Cyberoscope’un, sertifikalı, L3 seviyesine kadar olan güvenlik mühendisleri ve

risk danışmanlarından oluşan ekipleri 7/24 hizmet temelli faaliyet gösterecek. Cyberoscope’un ayrıca, ideal SGOM (Siber Güvenlik Operasyonları Merkezi) mimarisinin tasarımı, sistemin hayata geçirilmesi ve işletimi sırasında ihtiyaç duyulacak çeşitli hizmetlerin sağlanmasını da kapsayacak şekilde, kurumların “Siber Güvenlik Operasyon Merkezi” kurmalarına ve yönetmelerine de yardımcı olacağı ifade edildi.

Açıklamada, Cyberoscope için enerji, elektrik, gaz ve petrol alanlarının öncelikli alanlar olduğu bilgisi verildi. SGOM hizmetinin temeli; güvenlik için kurumların siber güvenlik durumlarının 7/24 sürekli izlenmesini, analiz edilmesini ve proaktif davranılarak, herhangi bir tehdit veya saldırı durumunda, kurumdan önce müdahale edilmesini ve müdahale sonrası kuruma raporlanmasını içeren entegre bir süreç şeklinde özetlenebilir. Cyberoscope’un hizmetleri ise, “7x24 Sürekli İzleme, Alarm ve Analiz”, “Olay Değerlendirme ve Sınıflandırma”, “Siber Olaylara Müdahale ve Yönetim”, “Zafiyet Analizi ve Yönetimi”, “Tehdit İstihbaratı”, “Zararlı Yazılım Analizi”, “Cihaz Yönetimi ve İyileştirme”, “Raporlama”, “IPS/WAF Etkinlik Testleri”, “SGOM Testleri”, “Sızma Testleri”, “Red Teaming”, “SIEM Log Entegrasyon ve Danışmanlığı” ve “SOME Danışmanlığı” olmak üzere, siber güvenlik operasyonlarına dair tüm süreçleri kapsıyor. Biznet Bilişim Genel Müdürü Serdar Yokuş, “Netsmart ile bu ortaklıkla, bu hizmetleri artık Cyberoscope çatısı altında yürüteceğiz. Hem Netsmart’ın hem de bizim temel değerimiz, temel sermayemiz yetişmiş insan kaynağıdır. Cyberoscope çalışanlarının teknik yeterlilikleri, yapıcı, çözüm odaklı, olumlu iletişim yetenekleri ve tamamen yerli bir ekip ve teknoloji ile kurulan firmanın gelişime ve değişime açık yaklaşımı; sürekli kendini yenileyen siber güvenlik dünyasında başarımızın temel dinamiği olacak” dedi. Netsmart Genel Müdürü Zeynep Erkmen ise, “Cyberoscope kuruma özel siber güvenlik temeli oluşturan, yine onlara özel tehditleri belirleyen ve güvenlik ihlallerine karşılık vererek, kurumların varlıklarını korumasına yardımcı olacak tüm hizmetleri bir arada sunan bir siber güvenlik şirketi olacak. Cyberoscope, Türkiye’de tek işi bu olan, IT, OT ve Endüstriyel Kontrol Sistemleri’ne (EKS) yönelik siber gözetim ve güvenlik yönetim hizmetleri sağlayan, bağımsız, yerli ve milli ilk yatırım olacak” dedi.


BThaber 11 - 17 MART 2019

Teknoloji ile Win Win

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Geleceğin parçası olma fırsatını kaçırmayın! Dijitalleşme, bu kavramın bireysel hayattan kurumsal hayata yansıması ile hayat bulan Endüstri 4.0, tüm bu yeniliklerin öğrenen makineler ve makineler arası iletişim, IoT gibi kavramlarla daha da zenginleşmesi kaçınılmaz bir gerçeği ortaya koyuyor aslında. Buna göre, tüm sektörlerde her ölçekte şirket geleneksel yapılarından kendileri ve öncelikleri nezdinde en doğru biçimde sıyrılmak, teknolojinin maksimum faydasını doğru biçimde inşa edip kullanarak, zorlu rekabet dünyasında ayakta kalabilmek zorundalar. Reel sektörde sektör ve şirketler arasındaki farklar ve uçurumlar teknoloji kullanımı ile giderek azalır, sektörler arasında yakınsama ön plana çıkarken, yeni bir devrimin bilfiil içinde yol belirleme çabası hakim.

Bu rota saptama çabasının temelinde ise KOBİ’ler var. WIN EURASIA 2019, 'Geleceğin Parçası Ol' mottosuyla reel sektörü 14-17 Mart 2019 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul'da bir araya getirecek. Hannover Fairs Turkey Fuarcılık imzasını taşıyacak olan WIN EURASIA 2019, '360 Derece İmalat Sanayii' başlığında bölgenin en büyük sektör etkinliğine hayat verecek. Altı ticari fuarın bu yıl güçlerini birleştirdiği WIN EURASIA, tüm sektörlerde 'en yenileri' ve 'en yaratıcı' olanları görmek için bölge adına da önemli bir fırsat olacak. İstanbul'u merkez alan ve teknoloji temelli bir İpek Yolu'nun adımlarının atılacağı WIN EURASIA 2019, sanayide dijital dönüşüm trendlerini sektör bazlı buluşmalar ve alanında uzman isimlerin konuşmaları ile pekiştirecek.


10 DOSYA

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

BThaber 11 - 17 MART 2019

ÜRETIMIN KURALLARI DIJITALLE YENIDEN YAZILIYOR! *Halil Aksu Kas gücü dönemi çoktan bitmişti. Artık sermaye gücü ve ölçek ekonomisi de yavaş ama emin adımlarla tarihe karışıyor. Hız, akıl, esneklik, inovasyon ve iş birliği yapabilme kabiliyetleri ön plana çıkıyor. Dijital dünya ışık hızında cereyan ediyor. Buna uyum sağlayan, hatta bunun ötesine geçenler kazanacak. Diğerleri değer kaybedecek, zaman içine elenecekler. Dijital çağın yakıtı veridir. Ne kadar veriniz var? Ne kadar kullanabiliyorsunuz? Ne kadar değere dönüştürebiliyorsunuz? Bunlara akıllıca yanıtların varsa, ne ala. Yoksa, durumunuz vahim. Acilen tedbir almalısınız. Alarm çanları çoktan çalmaya başladı.

ve bilimsel gelişmeler daha önce görülmeyen hızda ve çapta gelişti. Önce Alman mucizesi, sonra Japon modeli, sonra da Çin’in üstünlüğü derken, bugünlere geldik... Ama daha hiç bir şey görmediniz. Asıl macera şimdi başlıyor... Dijital Çağın getirdiği yenilikler Üretime nasıl yansıyacak? Görseldeki bazı teknolojileri kısaca açıklamak ve örneklerle kullanım şekillerini aktarmak isteriz. Nesnelerin İnterneti Nesnelerin interneti en temel veri toplama yaklaşımlarından birisidir. İster forklift üzerinde, ister üretim

Yapay Zeka Yapay zeka işe yepyeni bir boyut kazandırıyor. Bugüne kadar neredeyse her şeyi insan aklı ile düşünmemiz, çözmemiz, analiz etmemiz, tasarlamamız gerekiyordu. Artık öğrenen sistemler o kadar hızlı gelişiyor ki, insanın üzerinden epeyce yük alacak. Artık bilişim sistemleri kameralar sayesinde görür hale geldi, mikrofonlar sayesinde duyar hale geldi, sensörler sayesinde hisseder hale geldi, hoparlör ile konuşabilir hale geldi, paletler, robot kolları ve benzeri sayesinde hareket edebilir hale geldi. Tüpraş rafineri bünyesindeki boruların

Müşterinizi her zamankinden çok önemsemelisiniz. Onun istediği ürünü, istediği kanaldan, istediği yerde, istediği fiyata, istediği şekilde, anında, en konforlu şekilde sunabilmelisiniz. Daha ‘leb’ demeden Çorum’u algılayabilmelisiniz. Bunu en iyi yapabilen kazanacak. Üretimdeki dijital dönüşüm pek çok teknoloji, pek çok yenilikçi iş modeli ve çok ilginç kullanım alanları ile çok köklü değişimler getirmektedir. Dönüşümü anlamalısınız. Kendi yol haritanızı belirlemelisiniz. Çevik ama planlı adımlarla, hedefe doğru ilerlemelisiniz. Dijitalin gücü hep yanınızda olsun. Kısa bir Tarihçe İnsan evladı yeryüzüne ayak bastığı günden beri bir şeyler üretmektedir. Tekeri keşfedince yük taşımak kolaylaştı. Tarımı keşfedince karınlar daha kolay doydu, yerleşik hayat başladı, köyler ve kentler kuruldu. Medeniyetin gelişimine paralel olarak bilim ve teknoloji gelişti. Bu da üretime, kapasitesine, kalitesine ve verimliliğine yansıdı. Suyun gücü kullanıldı, rüzgarın gücü kullanıldı, hayvanların gücü kullanıldı. Ama en çok insanın kas gücü kullanıldı. Ta ki buhar makinesi keşfedilene dek. O an pek çok şey değişti. Üretim hızlıca mekanize oldu. Kapasite arttı, tüketim arttı, tren yolların gelişimi ile mesafeler kısaldı, şehirler büyüdü, banliyöler ve işçi sınıfı oluştu, fabrikalar büyüdü, sermaye birikti. Elektriğin keşfi, içten yanmalı motor, petrokimya sanayi ve seri üretimin hayatımıza girmesiyle üretim yepyeni bir boyut kazandı. İki dünya savaşı yaşanmasına rağmen, nüfus patlaması, ekonomik kalkınma

Jaguar Land Rover (JLR) , çalışanlar için AR entegre bir eğitim uygulaması tasarlamak için Bosch ve RE'FLECT ile ortaklık kurdu. Uygulamanın amacı, araç gösterge tablosunu sökmeden ve tekrar takmadan yeni teknisyen yetiştirmektir. Yeni tasarlanan uygulamayla, teknisyenin panelin arkasına gizlenmiş olan her şeyi görmek için iPad'i gösterge panelinde göstermesi yeterlidir. Otonom Araçlar Fabrika zeminlerindeki mobil ve otonom robotlardan, yük taşıyıcılardan, kamusal yollardaki otonom kamyon, dronlar, demiryolu ve deniz taşımacılığına, hava alanlarına, pistlere ve su yollarına kadar geniş bir alanı kapsıyor. Otonom araçların üretim alanında kullanımını endüstriyel hareketlilik olarak da adlandırıyoruz. 2014 yılından beri Amazon depo tesislerinde 50.000 yeni insan işçiyi istihdam etmesine karşın, onlarla çalışmak için 30.000 robot daha eklemiştir. Avustralya’da maden ocaklarında demir cevheri taşımak için şoförsüz kamyonlar kullanılıyor ve Kanadalı enerji şirketi Suncor Energy ise kamyonlarını otomatize etmek için Japon Komatsu şirketi ile çalışmaktadır.

sahasında, ister kantarlarda, ister çalışanların üzerinde, isterse üretilen ürünün ta kendisinde, mümkünse her şeyi takip etmek, verisini toplamak, uzaktan erişebilmek, açmak kapamak, etrafındaki bağlamı anlamak isteriz. Nesnelerin interneti çok ucuz, çok küçük, çok hızlı bir şekilde bunu yapmanıza yarayan temel bir teknolojidir. Bir şekilde internete erişim sağlandığı sürece, yeryüzündeki, hatta gökyüzündeki tüm nesneleri internete bağlayabilir, takip edebilirsiniz. Bu veriler bundan sonra yapılacak işlerin önkoşuludur, temel yakıtıdır. Örneğin Arçelik tüm ürünlerini ‘Akıllı Ev’ vizyonuna uygun hale getirmeye başlamıştır. Peyderpey üretilen tüm ürünler ‘internete bağlantılı’ bir hale gelecek ve bir mobil uygulama ile kullanıcı tarafından yönetilebilecek. Ama daha önemlisi Arçelik tüm cihazların nerede, nasıl, kimin tarafından kullanıldığını takip edebilecek. Böylece daha kaliteli ürünler, daha enerji tasarruflu ürünler, daha konforlu deneyimler sunabilecek, mutfakta, evde ve diğer mekanlarda çok daha farklı kullanım senaryoları sunabilecek.

içinde korozyonu erken algılamak istedi. Bunun için veri toplamaya başladı. Boruların iç yüzeyindeki anormal durumları erken tespit etti. Bu tespitlere göre öngörülerde bulunmayı hesaplamaya çalıştı. Yapay zeka algoritmaları ile erken uyarılar alacak bir sistem kurdular. Sanal Gerçeklik ve Artırılmış Gerçeklik Sanal gerçeklik, insanların hem keşfedip hem de etkileşime girebildiği üç boyutlu bilgisayar teknolojileri ile oluşturulmuş ortamdır. Çoğu sanal gerçeklik ortamı görsel tecrübelerden ibarettir. Bazı ortamlar duyma, hareket gibi başka duyulardan da yararlanır. Artırılmış gerçeklik, gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin, bilgisayar tarafından üretilen; ses, görüntü, grafik ve GPS verileriyle zenginleştirilmesidir. Bu kavram kısaca gerçekliğin bilgisayar tarafından değiştirilmesi ve artırılmasıdır. Artırılmış gerçeklikte teknoloji kişinin gerçekliğini zenginleştirme işlevini görür. Buna karşın sanal gerçeklikte ise gerçek dünya yerine tasarlanıp canlandırılmış bir dünya vardır.

GM’ in yan kuruluşu olan Cruise Automation, Doordash ile sürücüsüz teslimatı keşfetme çalışmaları içindedir. Giyilebilir Teknolojiler Akıllı saat, akıllı gözlük, akıllı takılar, akıllı bileklikler, başa takılan ekranlar, akıllı giysiler gibi teknolojileri içermektedir. Bir ürüne “giyilebilir teknoloji” dememiz için, cihazın akıllı sensörlerden gelen bilgileri akıllı diğer cihazlara kablosuz veya bluetooth ile bağlanarak aktarması gereklidir. Cihazı taşıyan kişiyi uyarabilecek etkileşimde de olabilir. Uzun süre ayakta durmak sırt ve uzuvlar için kötü olabilir. Yaralanma potansiyeli de taşır ve yorgunluğu arttırır. Bunu bilerek, BMW çalışan rahatlığını, sağlığını desteklemek için giyebilecekleri benzersiz bir “Sandalyesiz Sandalye” sistemi kurmuştur . Temelde, bir düğmeye basarak sandalyeye dönüştürebileceğiniz bir giyilebilir bileşendir. Bu, çalışanların hiçbir oturma seçeneği mevcut olmasa bile, çalışırken oturmasını sağlar. Hollandalı tedarik şirketi Active Ants, çalışanların özel tasarımlı ürünleri


BThaber 11 - 17 MART 2019

seçmelerine ve hazırlamalarına yardımcı olacak teknolojiyi kullanarak, Google Glass ile deneme yaptı. Sonuç, hatalarda yüzde 12'lik bir düşüş ile hızda yüzde 15'lik bir iyileşme oldu. Üretimin Dijitalleşme sürecindeki en yaygın Kullanım Alanları

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

Işıkların kapatılması gibi bir tasarruftan çok daha fazlasıdır. Kesintisiz üretim yapılabilmesini sağlar. Daha verimli çalışılmasını, sağlar. Hata oranlarının çok düşük seviyelere getirilmesini sağlar. Tüm bunlar sayesinde hem tasarruf hem yüksek kazanç ve rekabet avantajları kazandırır. Ayrıca üretim

rota optimizasyonu artırması ve kaynakların gerçek-zamanlı olarak izlenmesi sağlanabilir. Kapasiteye bağlı teslimat lokasyonu kümeleme, her bir sipariş için zaman tercihli teslimat planlaması, tahmini gecikme uyarıları yapılabilir. DHL ise geliştirdiği akıllı kamyon “SmartTruck” ile büyük veri teknolojisi kullanılarak yeni gelen sevkiyat bilgisine dayanarak günlük optimize tur planlaması yapmakta, mevcut siparişi ve trafik durumunu dikkate alan dinamik rota sistemiyle sürüş mesafelerini azaltmaktadır. Dijital Dönüşüm bir yolculuktur.

Kestirimci Bakım Giderek daha teknoloji içeren cihazların bakım ve onarımları hem maliyetli hem de zahmetli olabilmektedir. Kestirimci bakım İzlenmekte olan cihaz ve parçalarından alınan veriler sayesinde bozulma gerçekleşmeden bakımın doğru yere ve doğru şekilde yapılmasını sağlar. Ayrıca henüz bozulma sinyali olmayan cihazlara gereksiz bakım yapılmasını önleyerek işgücü, zaman, maliyet kazandırır. Arıza gerçekleşmeden müdahale imkanı tanıdığı için yüksek maliyet çıkaracak bozulmaların önüne geçer, parça tedarik sürecini hızlandırır. Kestirimci bakım fikri sezgisel olsa da, tahmine dayalı bakım sistemleri, makine durumunun izlenmesi için sayısız sensör verisine dayanmaktadır. Bu sensörlerden bazıları; sıcaklık, basınç, titreşim, dönme hızları, akım, yağ veya sıvı kimyasal özellikleri sensörleridir. Makineye bağlı olarak, bu sensörlerde normal değerlerin üstünde veya altında değerler olması gelecekteki sorunları işaret edebilir. Üretim endüstrisinde planlı duruş sürelerini optimize etmeye yardımcı olur. Planlanmamış duruş sürelerini sınırlandırır. Bir Wall Street Journal dergisine göre , “Planlanmamış aksama süreleri, endüstriyel üreticilere yıllık yaklaşık 50 milyar dolar tutuyor.” Bu maliyeti sınırlamak için kestirimci bakımı kullanmak oldukça rekabetçi imalat endüstrilerinde kritik öneme sahip. Karanlık Fabrika Üretim gerçekleşirken insan gücüne, doğrudan müdahalesine ihtiyaç duyulmadan çalışan fabrikadır. Karanlık ifadesi ortamda insan olması gerekmediğinden, tamamen karanlık bir ortamda makinelerin çalışabilmesinden gelmektedir.

DOSYA

11

Dönüşüm programı tamamlandığında, şirketin bünyesi ve ekipler bunu sindirmelidir. Buna önem verilmelidir. Sürekli sprint koşulamaz. Belli bir başarıyı sağladıktan sonra, kutlanmalıdır. Bir de soluklanılmalıdır. Bu rahatlama ile bir muhasebe yapılmalıdır, öğrenilmiş dersler çıkarılmalıdır. Sonrası için nelerin daha iyi olabileceği, nelerin yolunda gittiği ve gitmediği değerlendirilmelidir. Bundan sonra konvansiyonel işlerin devam etmesi yanı sıra, dijital dünyada yol alınacak, gelirler elde edilecek, dijital yetkinlikler keskinleşecektir. Yeni iş modelleri,

ortamında insan bulunmasına imkan olmayan durumlar için kaçınılmazdır. Yüksek yada düşük sıcaklık, havasız ortam, zehirli gazlar veya diğer tüm tehlikeli çalışma ortamlarında üretim yapılabilmesi imkanı. Elbette işleyişin insansız olmasını sağlayabilmek için, bu sistemin kurulması, üretimin planlanması, işletilmesi, bakımı, onarımı gibi birçok konuda nitelikli insan katkısı gerekmektedir. Karanlık Fabrika uygulamasının ilk örneği bir Çin şirketindendir. Changying Precision Technology Company cep telefonu modelleri üreten bir şirket. Fabrikasında 650 işçi ile yaptığı bir işi şu anda karanlık fabrika uygulamasını sağlayarak 60 işçi ile yapabilmektedir. Robotlar 7/24 giden 10 üretim hattını işletiyor. Kalan tek insan çalışan ihtiyacı, her şeyin yolunda gitmesini sağlamak için. İnsan işgücünün %90 ını 60 robot ile yaparak verimlilikte %250 artış, ürün hatalarında da %80 azalma sağlamıştır. Japonya’da FANUC şirketinin fabrikasında robotlar, insan olmadan başka robotlar üretiyorlar. Sadece ışıkları değil, klima ve sıcaklığı da kapatıyorlar. Kompleks, kocaman bir bal arısı gibi sarı robot popülasyonunun kendilerini haftanın 7 günü 24 saat çoğalttığı 22 fabrikaya ev sahipliği yapıyor. Logistik Optimizasyonu Büyük veri ve bulut bilişim altyapısını kullanarak logistik süreçlerine verimlilik getirmek mümkündür. Rota optimizasyonu ile hem tedarik hem depolama ve dağıtım için optimizasyon yapılabilir. Alandan, yakıttan, zamandan ve işgücünden tasarruf sağlanabilir. Büyük veri mantıksal analiz platformları ile

Dijital dönüşüm, bir işin dijitalleşme sayesinde farklılaşmasıdır. Dijital Dönüşüm bir yolculuktur. Uzun bir yolculuktur. Kapsamına göre, şirketin olgunluğuna göre, ayrılan kaynaklara göre, içinde bulunulan duruma göre, sektöre göre değişir. Ama bir kaç ayda yapılacak bir iş değildir. Zahmetlidir, masraflıdır, zordur, risklidir. Ama kaçınılmazdır. Er yada geç, yapmak zorundasınız. Zira dünya dijitalleşmektedir. Rekabet etmek için, karlı kalmak için, büyümek için, müşteri memnuniyeti için, kısaca varoluşunuzu başarılı bir şekilde devam ettirmek için, dijitalleşen dünyaya ayak uydurmak, nimetlerinden istifade etmek, dijital dünyada bir pozisyon edinmek zorundasınız.

yeni ekosistemler, yeni ürünler, yeni pazar segmentleri, yeni süreçler sayesinde şirket dijital dünyanın kurallarına uygun bir şekilde ilerleyecek, gelişecektir. Bu yolculukta pek çok risk ve zorluk vardır. Ama ekip ruhu, göz önünde tutulan hedefler, iş birliği, yönetim desteği, tutku ve sabır ile, bu zorlukların üstesinden gelinecektir. Nitekim pek çok başarılı şirket bunu yapabilmiştir. Siz de yapabilirsiniz, yapmalısınız.

Yolculuğa çıkmadan sıkı bir hazırlık yapmak gerekir. Bu kendi başına bir aşamadır. Ne kadar iyi hazırlanırsanız, hedeflerinizi ne kadar iyi belirlerseniz, ne kadar güçlü bir ekip oluşturursanız, ne kadar çok yönetim desteği alırsanız, o kadar başarı oranınızı artırırsınız. Yolculuğu üç aşamaya böldük. Birinci aşamaya ‘Olgunlaşma Yolculuğu’ dedik. Olgunlaşan ekiplerle ikinci aşamaya geçilir. Buna da ‘Uzmanlaşa Yolculuğu’ dedik. Artık altyapı, ekipler ve süreçler olgunlaşmış, gelişmiştir. Üçüncü aşamada bu yeni / dijital kabiliyetler sayesinde ‘Farklılaşma Yolculuğu’ başlar. Dijital dünyaya büyük adımlarla geçilir. Her şey yolunda giderse, dönüşümün önemli kısmı başarılmıştır.

Bu bölüm Dijitopya – Dijital Dönüşüm Yolculuk Rehberi kitabımızdan alıntılanmıştır. Dijital dönüşüm içinde olan, yeni başlayacak olan veya yolunu kaybetmiş olanlar için, bu rehber kitap mutlaka yol gösterici olacaktır. Başka açık sorunuz kalırsa, bizlerle de temasa geçip, bire bir destek alabilirsiniz. *Gelecekhane Kurucusu.


12 DOSYA

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

BThaber 11 - 17 MART 2019

SEKTÖRLER VE SÜREÇLER SİL BAŞTAN! Gelecek beklentileri her sektörde her ölçekte 'teknoloji' odaklı şekilleniyor, bu bir gerçek. Ama söz konusu teknoloji başlıklarında sürekli bir gelişim, yenilenme söz konusu. Robotik teknolojilerin sadece belli sektörlerde belli süreçlerde kullanımı ile yetinilmeyeceği açık bir gerçek. Robotik süreç otomasyonu (RPA), bu yönüyle Endüstri 4.0 kavramının önemli bir temelini oluşturacak. Ayrıca, sanılanın aksine, her işi yapan robotlar yüzünden insanlar işsiz kalmayacak. Tersine, RPA ekseninde yeni istihdam alanları ortaya çıkacak, var olan görevler RPA ile yenilenecek. Tüm bunlar da, insan kaynağının

kendini sürekli ve ihtiyaçlar paralelinde doğru geliştirebilmesini gerekli kılacak. Forrester’ın 2019 yılı beklentilerine göre, yapay zeka (AI) ışığında gelişen yeni teknolojiler, dünyayı değiştirecek. “Predictions 2019: Artificial Intelligence” ve “Predictions 2019: Automation” araştırmalarına göre, büyük veri konusunda bir değişim kendini gösterecek, şirketler AI için uygun veri ortamlarını geliştirmeye çalışacak. Bu değişim özellikle AI yetkinliklerini tam anlamıyla kullanmak adına önemli. Otomasyon ve zekanın buluşması da yenilikler anlamına gelecek.

Araştırmaya göre, şirketlerin önemli bir bölümü AI ve robotik süreç yönetimi (RPA) yapılarını buluşturarak, dijital istihdamda yeni bir dönemi hayata geçirecek. Böylece RPA pazarı 2019 yılında 1,7 milyar dolar, 2021 yılında da 2,9 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak. AI karar vericilerin üçte ikisi de AI yetkinliğine sahip istihdam arayışına girecek. Hatta bazıları bizzat AI kullanarak bu yetenekleri kazanmaya çalışacak. Böylece bazı kesimlerin korktuğunun aksine, insan gücü her zamanki gibi ön planda olacak. Öyle ki, araştırmaya göre, şirketler AI uygulamalarını

Kurumsal süreçler yeninden tanımlanacak Grand View Research araştırmasına göre, RPA pazarı gelecek yıllarda katlanarak büyüme sergileyecek ve kurumsal teknoloji yatırımlarında da bir öncelik halini alacak. 2019’da öne çıkması beklenen 10 RPA trendi ise araştırmada şöyle sıralanıyor: 1. Yaygın RPA konumlandırması: RPA kullanımı adına ilk adımlar kolay olmasa da birçok şirket için RPA rekabette öne çıkma fırsatı halini alacak. Bu nedenle yaygın RPA kullanımı şu anda sınırlı ve sektör bazlı olsa, hatta bazı şirketler güvenlik endişeleri nedeniyle bu konuda mesafeli olmayı tercih etse de, herkesin hemfikir olduğu bir gerçek var: Robotun ve bulut bilişimin doğru bir kombinasyonu bu devirde iş sürekliği adına belirleyici. 2. İstihdam fırsatlarında artış: İlk etapta istihdamda sıkıntı yaratacağı sanılan RPA, gelinen noktada ise aslında istihdamda ve kişisel sorumluluklarda çeşitliliği beraberinde getireceğini gösteriyor. Hatta bazı şirketler sırf insan odaklı sorumlulukları bertaraf edeceği düşüncesi ile RPA konusuna mesafeli yaklaşıyordu. Ama RPA’nın standart operasyonları desteklediği gerçeğinden yola çıkınca, RPA yapısının insan kaynağı fırsatlarını geliştireceği de görülüyor. Konu gelişim olunca, sadece görev tanımları değişmeyecek. Esasında RPA odaklı yeni yetkinlikler kendini gösterecek, iş başlıkları dijital dönem ile önemli bir dönüşüm sergileyecek. Öyle ki, RPA ile ortaya çıkacak yeni iş alanları BT veya farklı sektör ve iş birimlerinde istihdama destek olabilecek. 3. RPA uyumu artacak: İlk başlarda sınırlı bir ilgi gören RPA, gelinen noktada teknoloji yatırımlarının önceliği halini alacak, birçok araştırmaya göre, istikrarlı biçimde katlanarak büyüyen bir gelişim kendini gösterecek. Bu değişim kamudan düzenleyici kurumlara, birçok başlıkta değişimleri de beraberinde getirecek. Yıllar bazında RPA konumlandırmalarının artışı paralelinde kurumsal iş süreçlerinde değişimler kendini gösterecek. Bu yapının net faydalarını görenler, RPA yapısına geçen şirketlerin sayısının kartopu etkisiyle artmasını sağlayacak. 4. Diğer yapılar ve teknolojilerle RPA entegrasyonu: Mükemmelliyet merkezi, (center of excellence - COE) yaklaşımı, başarılı bir RPA mimarisini konumlandırmanın da önemini artırıyor. Kurumsal ve kültürel bazda bu yapıların konumlandırılması, temelde tüm sektörler için yeni bir anlayış demek. Teknolojik bir yenilik olduğu kadar kurumsal değişimi de tanımlayan RPA, dijitalleşme başlığında diğer teknolojilerle bir arada önemli yenilikleri beraberinde getirecek. RPA mimarisinin şirket içinde diğer otomasyon araçları ile entegrasyonu ise insan kaynağını dönüştürerek, daha güçlü bir dijital istihdam anlamını taşıyacak. 5. AI ve makine öğrenmesinin gelişimi: Bilişsel teknoloji döneminde RPA, aslında yapay zeka (AI) ve makine öğrenmesinin ‘istihdam kaynağı’ konumuna gelecek. Bu zeki teknolojilerin kullanımı ile iş dünyası da

istihdamdan finansa, iş geliştirmeden üretime birçok başlıkta devamlılık için yepyeni çerçeveleri inşa edebilecek. Temelde ise sorunları tespit ve çözüm hızı artacak. 6. İnsan kaynağı ve müşteri deneyimi gelişimi: İK deneyimini geliştiren RPA çözümlerinin yanında, müşteri memnuniyetinin de önem kazandığı bu süreçte RPA önemli faydaları beraberinde getiriyor. Müşteri iletişiminde kullanılan otomasyon odaklı sohbet mimarileri ise bunun sadece bir örneği. Bu araçları yerinde ve doğru kullanmak temelde müşteri deneyimini geliştirme ve marka sadakatini yaratmada önemli avantajları beraberinde getiriyor. 7. İnsanlar ve görevli robot ekipleri: Görevli robotlar; temelde insanlar gibi çalışıyor ve kurumsal hayatta konumları giderek büyüyor. Söz konusu robot yapısı insana desteği hedefliyor ve insan kaynağının sorumluluklarında değişimi, gelişimi de tanımlıyor. Bu yönüyle robotlar, insan kaynağını geliştirme potansiyeline de sahip. 8. Dış kaynak istihdamı devre dışı: Birçok sektörde birçok şirket farklı iş başlıklarında dış kaynak kullanımına yöneliyor, ama RPA, birçok araştırmaya göre, bu eğilimi devre dışı bırakacak. RPA konumlandırmalarının gelişimi, insan kaynağının yeni teknolojilerle bu paralelde gelişimi ışığında dış kaynak kullanımı eğilimi de birçok başlıkta devre dışı kalıyor. Bu yönüyle RPA, dış kaynak odaklı kurumsal tercihleri azaltacak, iş süreçlerinde dış kaynak kullanımı gerileyecek. Temelde hangi işi hangi dış kaynak yapısının üstleneceğine ise RPA ve bu başlıkta halihazırda var olan yetkinlik karar verecek. 9. AI, büyük veri ve IoT büyüyor: Küresel bazda inovasyonlara odaklanılan bir süreçte AI de kaçınılmaz olarak en yoğun kullanılan teknoloji olacak. Konu RPA olduğunda ise şirketler, geleneksel yöntemlerden uzaklaşıyor. AI odaklı yatırımlar giderek her sektörde artarken, şirketler de üretim ve paketleme gibi farklı birimlerde işi robotlara bırakıyor. Elektrikli ve akıllı cihazlar IoT bağlantıları ile sürekli olarak büyüyen ‘yapılandırılmamış veri’ oluşturuyor. İşte bu noktada, bu devasa veriyi analiz etmek söz konusu olduğunda RPA robotları önemli bir görev üstleniyor. Veri süreçlerini yönetme ve veri yönetimini geliştirme adına bu mimari, önemli avantajları beraberinde getiriyor. 10. Ölçülebilir kurumsal yapı: RPA mimarisinin en önemli faydası şirketlere ve çalışanlarına katma değere ve yaratıcı işlere odaklanabilme imkanı vermesi. RPA ile gelen araç ve teknolojiler sayesinde insan kaynağı da daha yüksek nitelikte işlere odaklanabilme imkanına sahip olacak. Böylece, kurumsal etkinlik ve hizmet kalitesinde gelişim kendini gösterebilecek. AI sayesinde RPA odaklı programlama dilinin de önemli bir gelişim sergilediğini unutmamak gerek.

konumlandırırken, insan becerisi ve deneyimini buluşturacak. Bu noktada insanlar da kendi yetkinliklerini yeniden keşfedecek. Otomasyon maalesef bazı istihdam alanlarının yok olmasına neden olurken, beraberinde yeni istihdam alanları da ortaya çıkartacak. Ayrıca otomasyon, çalışanlar için daha iyi bir iş deneyimini beraberinde getirecek. AI başlığında daha şeffaf ve kolay anlaşılabilen modellere yönelik beklentiler de artacak. Araştırmaya göre; değişim yönetimi, hedef belirleme, kontrol, denetim ve güvenlik başlıklarında yönetimin ne kadar güçlü olduğu da sınanacak. Tam da bu nedenle şirketler merkezi koordinasyon odaklı yatırımlar yapacak, iş çerçevelerini tekilleştirmek için tasarlanan otomasyon merkezlerini hayata geçirecek. İstihdamda ‘robotik yetkinlik’ önceliği RPA, müşteri deneyiminde de devrim niteliğinde değişimleri beraberinde getirecek. Information Services Group (ISG), araştırmasına göre, otomasyon analisti, otomasyon danışmanı, RPA şefi, RPA analisti, otomasyon şefi gibi yeni iş alanları ortaya çıkacak. Araştırmanın da dikkat çektiği gibi, RPA aslında kural tabanlı bir otomasyon yapısı ve kaliteyi, hızı ve müşteri odaklı fonksiyonlarda etkinliği artıma yöntemi. 10 ve daha fazla sayıda iş sürecini otomasyona alarak teknolojiyi daha yetkin kullanma eğilimi, bu yönüyle gelecek yıllarda kat be kat büyüyecek. Çünkü iş dünyası da süreçlerinde tam verimliliği hedefleyecek. ISG araştırmasına göre, 2020 yılında Avrupalı şirketlerin yüzde 92’si RPA kullanıyor olacak. Bu arada, farklı çalışmalar da RPA bütçelerinde istikrarlı bir artışı ortaya koyuyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 43’ü gelecek iki senede RPA mimarisinin müşteri hizmetleri ve sipariş işlem süreçlerinde etkisinin daha da artmasını bekliyor. Öyle ki, otomasyon teknolojisine yatırımlarda diğer pazarların gerisinde seyreden Avrupa’da bile RPA giderek öne çıkacak. Kurumsal bazda otomasyon teknolojilerine odaklanan şirketlerin önceliği ise kalite geliştirme, hız, etkinlik, finans odaklı faydalar olacak. ISG araştırmasına göre, RPA yapısının faydasını göstermesi ışığında birçok şirket 2020 yılına kadar bu alanda önemli yatırımlara imza atacak. Bunun bir sonucu olarak, robotik odaklı iş başlıkları birçok sektörde şirketlerin istihdam taleplerinde öne çıkacak.

Reklam


E-Dönüşüm‘de problemlerle uğraşmaktan sıkıldıysanız, sizi VBT kalitesine davet ediyoruz. E-FATURA

E-ARŞİV

e-Fatura ile faturalarınızı elektronik ortamda ileterek kağıt, sarf malzemesi, kargo vb. giderlerden tasarruf edin. İş süreçlerinizi sadeleştirirken operasyonunuzu rahatlatın.

e-Arşiv Faturası ile E-Fatura limiti altında kalan (5 Milyon TL) mükellef ve gerçek kişilere elektronik ortamda fatura göndererek kağıt faturayı ortadan kaldırın.

Her yıl sonu notere onaylattığınız, bastırdığınız ve fiziksel olarak sakladığınız defterleri elektronik ortamda oluşturup saklayarak noter, kağıt, muhasebe ve arşiv giderlerinden tasarruf yapın.

e-İrsaliye ile irsaliyelerinizi elektronik ortamda ileterek kağıt, sarf malzemesi, kargo vb. giderlerden tasarruf edin. İş süreçlerinizi sadeleştirirken operasyonunuzu rahatlatın.

E-BİLET

E-MUTABAKAT

E-SMM

E-YEDEKLEME

Yolcularınıza e-bilet göndererek GİB ile tam uyumlu hale gelebilirsiniz. Ayrıca yolcularınız da biletlerine rahatlıkla erişip mali işlemlerde kullanabilirler.

e–Mutabakat ile zamandan ve iş gücünden tasarruf ederek, BA, BS ve Cari Mutabakatları hızlıca sonlandırın.

01.07.2019 tarihinde e-SMM zorunlu oluyor. Kağıt serbest meslek makbuzu ile aynı hukuki niteliklere sahip olan e-SMM ile e-Devlet uyumlu sisteme geçin.

e-Fatura, e-Arşiv Faturası ve e-Defter vb. belgelerinizi güvenli ortamlarımızda saklayarak, istediğiniz yerden kolayca erişebilirsiniz.

E-DEFTER

E-İRSALİYE

Farkımız Desteğimiz  7-24 Ulaşılabilir “Uzman” Personellerimizle Kısa Sürede Problemlerinizi Çözüyoruz.

info@vbt.com.tr Reklam.indd 1

444 2476

vbt.com.tr 4.03.2019 18:19:31


14 DOSYA

BThaber

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

11 - 17 MART 2019

ÖNCELIKLI ALTYAPI YATIRIMI ERP OLMALI Dijital dönüşüm bir teknoloji dönüşümü gibi görünse de aslında işletmelere rekabet avantajı sağlayan bir iş stratejisidir. Bu mega dalga, Türkiye’deki toplam işletmelerin yüzde 99,9'nu ve toplam ihracatın yüzde 59,2’sini gerçekleştiren KOBİ’lerin de gündeminde. Rekabet koşulları her geçen gün zorlaşırken onlar da gerek yönetimsel gerekse üretimsel olarak pek çok kaynağa ve yönetim aracına ihtiyaç duyuyor. Büyümek, pazar payını artırmak veya varlıklarını korumak isteyenler içinse artık klasik bir stok-muhasebe programı yeterli olmuyor. Değişimi anlayan ve dijital dönüşümü farklılaşmanın, daha rekabetçi, inovatif ve büyüme odaklı olmanın anahtarı olarak gören KOBİ’ler için en öncelikli altyapı adımının kurumsal kaynak planlama (ERP) olduğunun altını çizen IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergin Öztürk, “Bu adım dijital dönüşüm sürecinde bir şirket için lüks değil aslında bir zorunluluktur” dedi. Ergin Öztürk’ün verdiği bilgilere göre, ERP yatırımı neticesinde hızlanmış bir şirket; anlık ve doğru veriye ulaşma, simüle edebilme, maksimum kapasite kullanımı, kurumsal hafıza, kişiye bağımlılıktan kurtulma, güvenlik ve kolay raporlama, tam kontrol, tüm süreçlerin entegrasyonu ve yalın iş akışları gibi kabiliyetler kazanıyor. ERP ile işletmenin tüm operasyonel süreçlerinin entegre hale getirilmesi operasyon kayıplarını azaltır ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlıyor. Kaynakların etkin kullanımı ise işletmenin finansal süreçlerine doğrudan yansıyor. “KOBİ’ler dijital dönüşüm süreçlerini daha hızlı ve kolay geçirebilmeleri adına gerek kamu gerekse STK’lar tarafından destekleniyorlar. Özellikle KOSGEB bu konuda oldukça başarılı çalışmalar yürütüyor. Ancak gelinen nokta itibari ile bu çalışmaların yeterli olduğunu söyleyemiyoruz. Beklentimiz, işletmelerdeki bilinç düzeyinin artırılması, eğitimli personel istihdamına öncelik verilmesi ve yatırım maliyetine ilişkin teşviklerin artırılması yönündedir” diyen Ergin Öztürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dijital dönüşümünü başlatmak isteyen KOBİ’lere ise öncelikli tavsiyemiz, teknolojiyi dış kaynak hizmet modeli ile profesyonel

şirketlerden almalarıdır. Teknolojinin dış kaynak modeli ile alınması, şirketin maliyet avantajı ve esneklik, hız ve çeviklik kabiliyeti kazanması anlamına geliyor. Böylelikle büyük meblağlar tutan ilk yatırım maliyeti için gereken para şirketlere kalıyor ve bu bütçeleri, işini büyütmek için işletme sermayesi olarak kullanabiliyorlar. Bir diğer önemli konu ise teknoloji iş ortağının seçim sürecidir. KOBİ’ler kendi iş süreçleri ve sektörlerine uygun, kendi ihtiyaçları ve vizyonları doğrultusunda bir yazılım seçmeliler. Devreye almak istedikleri yazılımı iyi araştırmalı, kendi süreçlerini karşılayıp karşılamadığını analiz etmeliler. Ayrıca referans ziyaretleri yapmalarını ve aynı sektör ya da benzer sektördeki kişilerin görüş ve tecrübelerinden faydalanmalarını da öneriyoruz. Hizmet sağlayıcı firmanın; deneyimi, bilgi birikimi, hizmet kalitesi ve hizmetinin sürekliliği de proje başarısı için önemli. Son olarak entegre edilen çözümün, geliştirilebilir olması, ihtiyaç ve beklentiler değiştikçe yeni modüllerin ilave edilmesine izin verecek esnekliğe sahip olması da değerlendirmeleri gereken kriterler arasında olmalı.” Geri sayım başladı! Günümüzde iş dünyasını teknolojiden bağımsız düşünmek neredeyse imkansız. Dijital dönüşümünü başlatmayan KOBİ’ler için geri sayım başladı. Geç de olsa oyunun dışında kalmamak için bu yıl mutlaka adım atılmasının önemine değinen Ergin Öztürk, şunları kaydetti: “İşletmelerin teknoloji yatırımlarını uzun vadede değerlendirmeleri ve dijitalleşmeyi tek seferlik bir yatırım olarak görmemelerini tavsiye ediyoruz. Bunların yanı sıra dijital dönüşümü mutlaka destek alarak yapmaları gerektiğini de tekrar belirtmem gerekiyor. Dijitalleşmek için kendi kısıtlı kaynaklarını kullanmak yerine ana işlerine odaklanıp, diğer tüm fonksiyonlarda bir çözüm ortağı ile ilerlemeleri hem maliyet, hem insan kaynakları hem de zamandan tasarruf sağlamaları anlamına geliyor. Dijital dönüşümlerini başlatmış şirketler ise stratejilerini belirlenirken teknoloji odaklı yatırım planlamalarının yanı sıra çalışanlarının da dijitalleşme kültürünü benimsemelerini

IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergin Öztürk sağlamalılar. Bu sayede dijitalleşmeden daha fazla verim alabilirler. IFS olarak dijital üretim ve dijital teknolojiler ile değişen rekabet şartlarına uyum sağlamak isteyen şirketlere yeni nesil ERP yazılımı ‘IFS Applications’ ile uçtan uca çözüm sunuyoruz. Uygulamamız; 23 dilde ve 60’ı aşkın ülkede, 3000’in üzerindeki şirket ve bir milyonun üzerindeki kullanıcı tarafından kullanılıyor. Türkiye pazarında ise bugün itibariyle 750 şirket ve 25 bine yakın kullanıcıya hizmet verir duruma geldik. Stratejimizin özünde müşterilerimizi akıllı şirket haline getirmek yatıyor. Amacımız; şirketin cirosal ya da personel büyüklüğünün ötesinde, dünyayla rekabette öncü, vizyoner, hızlı, dinamik, kendi kurallarını kendileri oluşturabilen şirketler oluşturmak. IFS’i farklı kılan en temel özelliğe ürün teknolojisi diyebiliriz. Sahip olduğumuz teknoloji; ürünün kolay öğrenilip kısa sürede devreye alınmasını ve kolay kullanılmasını sağıyor.

Kolay değişiklik yapılabilmesi ve adaptasyon yeteneği de ürünü farklı kılan bir diğer özellik. Bu şekilde müşterilerimizin ürüne göre süreçlerini yönetmesini beklemiyor aksine biz onların ihtiyaçlarına adapte oluyoruz. IFS’in sahip olduğu bu özellikler tarafsız bir kurum tarafından da onaylandı. Gururla söylemeliyim ki şirketimiz, Gartner’ın ERP yazılımları alanında gerçekleştirdiği teknolojik altyapı raporunda da ilk sırada yer alıyor. Bizim işimiz ürünle de bitmiyor. Bu ürünü uyarlarken sunduğumuz hizmetin kalitesi de çok önemli. Bu noktada en önemli özelliklerimizden biri için tecrübeli danışmanlık kadromuzdur diyebiliriz. IFS, gerek dünyada gerek Türkiye'de sirkülasyon oranı en az danışman kadrosunu elinde bulunduruyor. Her sektörde yetişmiş ve farklı endüstrilerde uzmanlaşmış kadrolarımız ve çözüm ortağı yapımız ile müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarına tek bir noktadan cevap verebiliyoruz.”


BThaber

DOSYA

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

11 - 17 MART 2019

15

ÜRETIM SISTEMININ YANI SIRA ÜRÜNLER DE AKILLI OLMAYA BAŞLADI Yapay zekâ ve robotik çözümlerinin önemi önümüzdeki 2 – 3 yıl içinde hızlı bir şekilde artacak. Bu sistemlerin amacı, beklendiği üzere sadece rutin işleri ortadan kaldırmak ve maliyetleri düşürmek değil, aynı zamanda müşteriler için de değer yaratmaktır. Günümüzde ise sadece üretim sistemleri değil ürünler de akıllı olmaya başladı. Modern üretim akışlarına entegre edilmiş akıllı ürünlerin, veri depolayabilir ve iletişim kurabilir durumda olduğunu belirten Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp, “İlk zamanlarda ürünlerin kendilerini RFID ile tanımlayabilmelerini sağlayan yaklaşımlar vardı, ürünlerin bilgi sağlama yetenekleri zamanla gelişim gösterdi. Bugün akıllı ürünler yalnızca kimliklerini saklamakla kalmıyor, aynı zamanda durumlarını ve yaşam döngüsü geçmişlerini sağlayabiliyorlar, yaklaşan bakım işlemlerini makine öğrenmesi yoluyla tahmin edebiliyorlar” dedi. Ülkemizin rekabet gücünü artırabilmesi için üretimde teknolojik

yatırımlar yapması gerektiğinin altını çizen M. Göker Sarp, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde son yıllarda başta otomotiv, beyaz eşya ve savunma sanayi olmak üzere birçok sektörde katma değerli üretimler çok başarılı bir şekilde gerçekleşiyor. Bunun doğru teknolojik yatırımlarla çoğalması gerekiyor. Özellikle kalite ve maliyetin önemli olduğu üretimlerde robotların kullanılmasının faydası büyük. Türkiye robot teknolojisinde dünyanın epey gerisinde bir durumda: Geride kalmasının nedenleri teknolojiden çekiniyor olmamız, bu yatırımı etkin bir şekilde kullanabilecek nitelikteki elemana ulaşmaktaki zorluklardır. Robotik otomasyon sistemlerini tercih eden çoğu firmaya güvenin arttığı da aşikar. Firmalarda robot teknolojileri yatırımı için mevcut iş süreçlerinizi inceleyip analiz ederek; mevcut teknik altyapınızla uyumluluğunun tespiti, proje kaynakları, uygulama maliyetleri ve toplam sahip olma maliyetini

belirlenmesi oldukça fayda sağlayacaktır. Eğer firmaların önceden teknoloji uygulaması projesi tecrübesi yoksa satın alma süreci içinde veya öncesinde işitilen şeyleri doğrulamak için bağımsız makaleleri okuyup ve tavsiyeleri de dinlemeliler. Eğer çalışanlar da dünyadaki birçok şirketin kullanmayı düşündüğü ve hatta zorunlu olduğu bu teknoloji ile yeni bir çalışma düzeni oluşacağın ve hatta piyasada rekabet edebilmek için bu teknolojinin gerekli olduğuna inanırlarsa, projenin başarısı için çok önemli bir eşik ve direnç de atlatılmış olur. Kurumsal Dönüşüm Platformu’nda yer alan dijital dönüşüm çalışma grubumuz vasıtasıyla ve diğer STK’lar ile birlikte dijital dönüşüm için farkındalık etkinlikleri düzenliyoruz. Bu etkinliklerde Endüstri 4.0 ekibi kurmuş, dijital dönüşüm stratejisini geliştirmiş ve küçük uygulamaları da hayata geçirmiş firmalara yer verdiğimiz gibi, bu konudaki motivasyonun artırılmasına ve ilk adımların atılmasına destek ve cesaret verecek vizyondaki

Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp firmalardan konuşmacılara da yer veriyoruz. Bu sene bu etkinliklere ek olarak dijital dönüşüm yolculuğuna çıkmaya niyetlenen firmaların mevcut durumlarını yerinde inceleyerek, dijital dönüşümdeki seviyelerini belirleyerek, dijital dönüşüm yol haritalarını düzenlenmelerine de destek olmaya başladık.”

GÜVENLIK OLMADAN DIJITAL DÖNÜŞÜM KÖTÜ TECRÜBEYE DÖNÜŞÜR

Eset Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban Dijital dünyada zararlı yazılım sayısı 2019’un başı itibarıyla 850 milyon adeti aştı. Bilgisayar, tablet, telefon gibi dijital sistemlerimiz, sürekli yenilenen şaşırtıcı yeteneklere sahip zararlı yazılımların hedefinde. İşte tam da bu nedenle dijital

dönüşümde dijital güvenlik, kilit konu haline geliyor. Peki, dijital dönüşümün gelişerek arttığı günümüzde dijital sistemlerimiz acaba hangi risklerle karşı karşıya? Eset Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban’ın verdiği bilgilere göre, işimizi hızlandıran, hayatımızı konforlaştıran ve yeni eğlence platformları yaratan dijitalleşmenin ne yazık karanlık tarafı da var. Her şey birbiriyle bağlantılı hale geliyor, mahremiyet ve gizlilik zor bir konu haline dönüşüyor ve dijital hayatımız siber saldırılara açık hale geliyor. Nesnelerin interneti olgusuyla birlikte saldırıya uğrayabilecek hedefler arasına, televizyon, otomobil, çamaşır makinesi, buzdolabı gibi ‘akıllanan’ cihazlar da girmeye başladı. 2025 yılına kadar dünyada 75 milyar internet bağlantılı cihazın kullanılacağı tahmin ediliyor. Yani saldırı yüzeyi giderek genişliyor. Dolayısıyla siber güvenlk konusu, herkesin, her şirketin ve her devletin en önemli gündem konusu haline gelecek ve geliyor da. Siber güvenlik konusunun bazı kesimler tarafından abartılı

göründüğünün altını çizen Can Erginkurban, “Bunun için biraz hafızamızı tazeleyelim ve tümü açık kaynaklarda yer alan gelişmeleri hatırlayalım: 2017’de global düzeyde pek çok yüksek profilli siber saldırı ile karşılaştık. Yahoo’nun 3 milyar kişiye ait kullanıcı bilgilerinin hacklendiği ortaya çıktı. ABD’li kredi raporlama şirketi Equifax’ın yaklaşık 140 milyon müşterisinin bilgileri çalındı. Ez az 150 ülkedeki binlerce sistemi etkileyen WannaCry fidye yazılımı saldırısı oldu. İngiltere’de sağlık sistemi çöktü, Rusya’da bankalar etkilendi, pek çok global şirket üretime ara vermek durumunda kaldı. Bu arada WannaCry saldırısına imkân veren EternalBlue açığı da hâlâ ciddi tehdit olmayı sürdürüyor. İşlemcilerde ortaya çıkan Meltdown ve Spectre açıkları yazılım yamaları yoluyla kapatılmaya çalışıldı fakat bu işlemciler mevcut cihazlarda halen kullanılıyor ve uzun bir süre daha kullanılacak” dedi. Türkiye’de phishing saldırıların çok arttığını dile getiren Can Erginkurban, bu konuda ise şunları kaydetti:

“Tüketicileri kandırmaya yönelik ‘olta’ mesajları yani phishing saldırıları öteden beri siber fırsatçıların sıkça başvurduğu bir saldırı yöntemi. Ancak Türkiye’de 2018’in yaz ve sonbahar aylarında hızlanan finansal piyasalardaki hareketlilik siber saldırganları Türkiye odaklı olarak daha yoğun şekilde harekete geçirdi. Vatandaşların e-posta adreslerine ve SMS kutularına ‘Tüm kart aidatınız geri ödenecek, döviz hesabı dökümünüz ektedir’ gibi kandırmaya yönelik mesajlar gelmeye başladı. Merak yaratan söz konusu mesajlar, kişileri genellikle mesajın eklentisinde yer alan dosyayı açmaya yönlendiriyor. İşte tam bu aşamada kullanıcı – eğer proaktif bir internet güvenliği yazılımı bulundurmuyorsa, virüsü kendi elleriyle bilgisayarına veya telefonuna bulaştırmış oluyor. Ekli dosyadaki veya sahte web sitesindeki truva atı sisteme bulaşıyor. Bu bulaştırma evde olabileceği gibi iş yerindeki bilgisayar üzerinden de olabiliyor. Bu durumda saldırı bireysel ama bulaşma kurumsal hale geliyor.”


16 DOSYA

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

BThaber 11 - 17 MART 2019

YATIRIMLARDA HEDEF VERİMLİLİK VE ÜRETKENLİK

EY Orta, Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya (CESA) Gelişmekte Olan Teknolojiler Danışmanlık Hizmetleri Lideri Alper Karaçar

Endüstriyel otomasyon; hâlihazırda mekanize olmuş üretimde süreç içerisindeki makine ve ekipmanın insanlar yerine bilgisayar veya robot gibi kontrol sistemleri ile yönetilmesi anlamını taşıyor. “Endüstri 4.0 olarak da ismi geçen seviyede otomasyon teknolojilerinin 5G ile gelişim ve yayılım hızının armasını bekliyoruz” beklentisini dile getiren EY Orta, Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya (CESA) Gelişmekte Olan Teknolojiler Danışmanlık Hizmetleri Lideri Alper Karaçar’a göre, reel sektörün buna kayıtsız kalması elbette ki söz konusu değil. Bu nedenle, Alper Karaçar’ın dikkat çektiği

gibi, Türkiye’nin önde gelen reel sektör kuruluşları üretim tesislerini verimlilik ve üretkenlerini artırmak için endüstriyel otomasyona yatırım yapmaya yakın gelecekte de devam edecekler. Ülkelerin rekabeti söz konusu olduğu için endüstriyel otomasyon çabasının kamudan bağımsız sürdürülmesi de mümkün değil. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kamuda endüstriyel otomasyon konusunda yönlendirici çalışmalar gelişiyor ve ülkenin stratejisini belirliyor. Karaçar’ın belirttiği üzere, ulusal, bölgesel ya da küresel ölçekteki reel sektör kuruluşları da bu çalışmaların içinde

bulunuyor ve şekillendirilmesine katkı sağlıyor. Günümüzde Endüstri 4.0 uygulamaları ile hatasız, yüksek hızda ve ultra-esnek üretim ve tedarik modellerinin uygulanabilmesini mümkün. Bu da özellikle gelişmiş ülkelere, geçtiğimiz yarım yüzyılda gelişmekte olan ülkelere kaydırdıkları üretim aktivitelerini tekrar ülkelerine geri getirebilme imkanını sağlıyor. “Robot teknolojileri yapay zeka ve artırılmış gerçeklik bu minvalde değerlendirildiğinde uzun vadede üretim sahalarındaki mavi yaka personelin azalacağını öngörmek yanlış olmaz. Kısa vadede ise tecrübe ve gözlemlerimiz, üretimde artan otomasyon kullanımının sahadaki mavi yaka personelin daha vasıflı hale gelmesini gerektirdiğini gösteriyor” beklentilerini dile getiren Karaçar, şöyle devam etti: Politikaların bir ucunda çalışanlar var “Uzun vadede mavi yaka personelin azalmasına karşılık, tam otomasyon ile çalışan üretim sahalarının yönetimini gerçekleştirecek, etkinlik ve verimliliğini artıracak, üretilen veriyi anlamlı analizlere dönüştürecek nitelikte mühendis, proje yöneticisi, veri bilimcisi gibi beyaz yaka personele olan talebin artmasını düşünmek makul olacaktır. Reel sektör özelinde hangi teknolojinin nerede en fazla katkıyı sağlayabileceğini ve rekabet avantajına dönüştürülebileceğini şirketler konu uzmanı danışmanlar, teknoloji çözüm ortağı, start-uplar gibi çok paydaşlı bir yaklaşım ile belirleyebilir. Bununla birlikte, yaklaşım kapsamında belirlenen hipotezlerin gerçek hayatta geçerli olup olmadığının çevik yöntemlerle denenmesi elzem. Bunun şirketlerde kültürel değişimi de getirmesi kaçınılmaz. Endüstriyel otomasyon sonucunda içinde bulunduğumuz iş hayatı ve sonuç olarak toplumsal hayat değişmeye devam edecek. Burada yurtdışı örneklerinde de ön plana çıkan önemli bir husus ise giderek otomasyon oranı artan üretim içerisinde çalışanların yeri. Çalışanların daha katma değerli işlere yönlendirilmesi gerektiğine dair görüşler olmakla birlikte, bunun gerçekleştirilmesinin mümkün olmaması ihtimaline karşılık devletin tüm vatandaşlara temel gelir sağlaması da değerlendiriliyor. Nasıl ele alınacağı, politik bir mesele olduğundan, devletin üst kademelerinde değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu söyleyebiliriz.”

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

E-Flow


18 DOSYA

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

BThaber 11 - 17 MART 2019

DIJITAL DÖNÜŞÜM YOLCULUĞUNDA HER ŞEYI KENDINIZ YAPAMAZSINIZ! KOBİ’ler Türkiye ekonomisindeki iş gücünün yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyorlar ve tüm ekonomik faaliyetlerin de yaklaşık yüzde 55’lik bölümünü gerçekleştiriyorlar. Ekonomik büyümede bu denli kritik rolleri olan KOBİ’ler en az büyük şirketler kadar dijital dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Büyümek ve kurumsallaşmak isteyen her KOBİ, pazar ve rekabet koşullarını çok iyi değerlendirerek buna göre kendi içinde hangi değişimi yapması gerektiği ve önceliklerinin neler olduğunu iyi tespit etmeli. KOBİ’lerin maliyetleri düşürmek, kar elde etmek, verimli olmak, müşterilerini kaybetmemek, yeni müşteriler bulmak, iş ortakları ve tedarikçileriyle dijital ekosistem oluşturmak, yasal mevzuata tabi olmak, rakiplerine göre geride kalmamak, marka yaratmak ya da marka güçlendirmek vb. başlıkları önceliklendirerek en fazla dönüşüme ihtiyaç duyulan bölümden işe başlaması çok önemli. Bir adım sonrasında da bunun için hangi teknoloji çözümlerinden yararlanacağını belirlemesi; sonrasında da bu dönüşümü mevcut insan kaynağıyla yapıp yapamayacağına bakıp, yapamıyorsa yeni kaynakları bünyesine katma yoluna gitmesi gerekiyor. İşNet Genel Müdürü Mehmet Fahri Can’ın da altını çizdiği gibi KOBİ’nin dijital dönüşüm sürecinde herşeyi kendisinin yapması mümkün değil. Her uzmanlık alanı için kendi içinde bir insan kaynağı barındırmasının da maliyetler açısından KOBİ’yi

İşNet Genel Müdürü Mehmet Fahri Can oldukça zorlayacağını belirten Mehmet Fahri Can, şu bilgileri verdi: “Bu anlamda KOBİ’lerin teknoloji tedariği, işletilmesi, yönetimi noktalarında danışmanlık desteği alması daha doğru ve ekonomik bir çözüm olacaktır. Danışmanlık desteği alırken de dikkat edilmesi gereken noktalar arasında marka bağımsız, markalarla uyumlu, güvenilir, mevcut ve gelecekteki iş ihtiyaçlarına bütünleşik olarak yanıt verebilen, ekonomik yeni nesil teknoloji çözümlerine yatırımı öngören şirketlerle çalışması gerekliliğini sayabiliriz. KOBİ’ler öncelikle dijital dönüşümün hiç bitmeyecek sürekli bir yolculuğu ifade ettiğinin farkında olmalı çünkü teknoloji her gün değişiyor, yeni ürün ve çözümler geliştiriliyor. Dijitalleşen KOBİ deyince aklımıza; ürettiği ve dışarıdan gelen tüm verileri elektronik hale getiren, bunları da elektronik olarak saklayan, transfer eden, bilgisayar ağlarıyla bir yerden bir yere anında gönderen, raporlayabilen ve her an her yerden erişebilen/erişilebilen bir işletme geliyor.”

Bulut veri merkezleri KOBİ’lerin imdadına yetişiyor Bugün en küçük işletmenin ürettiği küçük çaplı bir veri bile son derece önem taşıyor çünkü bu verileri kullanarak bir sonraki adımlarını planlayabiliyor. Bu noktada KOBİ’lerin öncelikli olarak esnek, kolay işletilen ve yönetilen güvenli bir BT altyapısına yatırım yaparak işe başlamaları gerektiğini kaydeden İşNet Genel Müdürü Mehmet Fahri Can, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bulut veri merkezleri burada KOBİ’lerin imdadına yetişiyor. Sonrasında üretimlerini, müşterilerini, ürün ve satışlarını, gelir ve giderlerini vb. tek kaynaktan takip edebilecekleri kurumsal iş çözümlerine (ERP); veri analizi ve iş zekası çözümlerine yatırım yapmaları; veri iletişimi konusunda hızlı, güncel, ekonomik ve güvenilir çözümleri tercih etmeleri; bütünleşik siber güvenlik sistemleriyle de verilerini korumayı garantilemeleri gerekiyor. KOBİ demek üretim demek. Nesnelerin interneti, Endüstri 4.0, yapay zeka, makine öğrenmesi ve robot teknolojisiyle birlikte üretimleri makinelerin yapacağı ve insanlarla robotların birlikte çalışacağı yeni akıllı döneme geçiş aşamasındayız. Yapay zeka ile birlikte iş süreçlerini kendi kendine öğrenen, planlayan, uygulayan otomasyon sistemlerini hayata geçirecek olan KOBİ’ler yarının büyük şirketleri olacak. Yanı sıra küresel

KOBİ olma noktasında ihracat da önemli bir parametre. E-ticaret ve dijital ekosistemlere entegrasyon KOBİ’lerin ihracatta sıçrama yapabilmelerini sağlayan önemli bir nokta. Öte yandan KOBİ’lerin mali sistemlerini yasal düzenlemelere uygun hale getirmeleri gerekiyor. Kamunun e-dönüşüm entegrasyonu çerçevesinde KOBİ’lerin e-fatura arşiv uygulamalarına hızla geçiş yapmaları kritik bir nokta. E-fatura arşiv uygulamalarına geçecek olan işletme sayılarında hemen her yıl, yıllık geliri daha düşük olan KOBİ’leri de sisteme dahil ederek artış sağlanıyor. İşNet olarak yaptığımız yatırımlarla, e-dönüşüm ve dijitalleşme alanına öncelik vererek, kurumlara dijital dönüşüm dostu bilgi teknolojisi hizmetlerimizle rehberlik ediyoruz. KOBİ’lerin dijital dönüşümü için kesintisiz yeni nesil iletişim altyapısı, kamuyla e-entegrasyonu sağlayan e-fatura arşiv ve irsaliye çözümleri, bulut hizmetleri ve siber güvenlik çözümlerini uçtan uca bütünleşik olarak sunuyoruz. Müşteri odaklı yaklaşımımız, donanımlı ekibimizle, önümüzdeki dönemde; robotik süreç otomasyon sistemi, nesnelerin interneti, siber güvenlik, bulut ve yapay zeka alanındaki yatırımlarımızla, inovatif, katma değeri yüksek çözümler sunmaya devam edeceğiz.”



20 DOSYA

BThaber

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

11 - 17 MART 2019

DÖNÜŞÜME AYAK UYDURAMAYAN YOK OLMAYA MAHKUM! Tüm dünyanın gündeminde olan dijital dönüşüm süreçlerini değerlendiren IAS Genel Müdürü Akın Mumcuoğlu, “Küresel rekabette başarı, firmaların kendi dijital dönüşümüyle değil, bütün olarak tüm sistemlerin dijitalleşmesi ile elde edilebilir. Bunun için herkesin kendi üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. IAS, yazılım üreten bir firma olarak bu değişimlere yön verecek güçlü yatırımları ve Ar-Ge çalışmaları ile sektöre liderlik eden uygulamalarını firmaların hizmetine sunuyor” dedi. Günümüzde iş hayatını en çok meşgul eden konulardan biri olan dijital dönüşüm; kimi zaman yeni bir yatırım, kimi zaman yasal bir mevzuat kimi zamansa yapıcı bir iş çözümü olarak karşımıza çıkıyor. Fakat çoğu zaman bu sürecin tam anlamıyla anlaşılamadığının altını çizen Akın Mumcuoğlu, şunları kaydetti: “Kulağa klişe gelse de bu yolda sağlam adımlarla ilerleyebilmek için yeniliklere açık olmak gerekiyor. Tüm dünyada önem arz eden dijital çözüm süreçlerine samimi, içten ve ön yargısız bi bakış açısı ile yaklaşmak gerekiyor. Dönüşümün gerekliliğini kabullendikten sonra ise iş, uygulama alanlarını belirlemeye kalıyor. İşletmeler için en büyük

faydayı sağlayabilecek alanları belirlemek ve önceliklendirmek gerekiyor. Bu alandaki farklı kavramları bir arada kullanarak çok daha güçlü sistemler tasarlamak mümkün. İşte bu aşamada danışmanlık firmalarının tecrübelerinden faydalanmak, doğru değerlendirmleri yapabilmek gerekir. Dijital dönüşüm dediğimiz süreç geniş bir alanı kapsıyor. Bu alanda en doğru adımları atmak ve en kısa zamanda en yüksek verimi elde etmek için doğru kararlar verilmeli. Bunun için de konusunda başarılı ve tecrübeli danışmanlardan destek alınmalı. Aksi taktirde alınacak yanlış kararlar, sürecin beklenen faydayı sağlamasına engel olur. İşletmeler için önemli olan, üretkenliği ve verimliliği artıracak yeni olguları üretebilmek ve belli bir disiplin içinde bunları hayata geçirmektir. Unutulmamalı ki bir işe başlamak veya bitirmek kadar sürdürülebilir olmak da önemli. Danışmanlık desteği, bir yandan kurduğunuz sistemi kullanırken diğer yandan o sistemi etkileyen güncel gelişmeleri ve bu alandaki yenilikleri yönetilebilecek önemli adımlar konusunda yol gösterir.” Birey olarak kullandığımız dijital eşyaların birkaç dakikalığına çalışmayı durdurması bile hayatımızda tahammül edilemez

bir durum oluşturuyor. Aslında bireysel olarak hissettiğimiz bu hızlı değişimin benzer şekilde işletmelerin hayatında da gerçekleştiğini kaydeden Akın Mumcuoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dijital dönüşüm sürecinin çok hızlı ilerlediğini unutmamalıyız. Bu hızlı değişim sürecinde yeniliklerin etkileri de bir o kadar etkili oluyor. Eğer işletmeler bu sürece dahil olmazsa çok kısa bir zaman içinde rakiplerinden geride kalabilir. Dijital dönüşümü doğru anlayan firmalar ise yine aynı hızla rakiplerinin çok daha ilerisine geçebilir. IAS, ERP üreticisi bir firma olarak her zaman, her ölçekteki işletmelerin kurumsal Kaynak planlama (ERP) sistemlerine ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. İşletmerin organizasyonel yapılarının oluşması, birimlerin koordinasyon içinde çalışması öte yandan da gelişim sürecini hızlandırması ve tüm kavramlar üzerinde sürdürülebilirliğini sağlaması için en önemli ihtiyaç, gelişmeleri yakından takip eden bir kurumsal kaynak planlama yazılımıdır. Dijital dönüşüm sürecinde kurumsal kaynak planlama sistemleri zorunluluk haline geldi diyebiliriz. Kurumsal kaynak planlama sistemlerinin güncel gelişmeleri bünyesinde barındırması, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi,

IAS Genel Müdürü Akın Mumcuoğlu kendini sürekli yenileyen bir vizyona sahip olması ve kendi kontrol alanına giren konularda entegre çalışması dijital dönüşüm sürecinde üstlendikleri önemli görevi başarılı bir şekilde yerine getirmelerini sağlar. Bu açıdan bakıldığında, kurumsal kaynak planlama yazılımı üreticisi olarak işletmelerin dijital dönüşüm sürecinde kendimizi tam merkezde konumlanmış olarak görüyoruz. Dijital dönüşüm sürecinde işletmelere rehberlik ederek, sürecin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi için hizmet veriyoruz.”

DIJITAL GELECEK FIKRI BENIMSENIYOR işletmelere entegre edilmesinin gerçek zorluklarından çok, KOBİ'lerin dijital dönüşümün ne olduğunu ya da işletmelerine nasıl değer katabileceğini bilmemelerinden kaynaklanıyor” diyen Kyocera Bilgitaş İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Türkay Terzigil, şu açıklamalarda bulundu: “Oysa dijital dönüşüm KOBİ'lerin rekabet ortamında başarılarını artırmalarının, pazardaki konumlarını güçlendirmelerinin ve uzun vadeli sürdürülebilir bir büyüme ivmesi sağlamalarının en önemli anahtarı olarak ön plana çıkıyor.

Kyocera Bilgitaş İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Türkay Terzigil Dijital dönüşüm, günümüz iş dünyasının en popüler tartışma konularından biri. Ancak, küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ) için, dijital dönüşümün düşüncesi bile korkutucu olabiliyor. “Bu durum ne yazık ki yeni teknolojik gelişmelerin

KOBİ'ler dijital dönüşümün ne olduğu konusundaki fikirlerini henüz netleştirmemiş olsa da ona dair araştırma yapmaktan ve dijital bir gelecek fikrini benimsemekten geri kalmıyorlar. Dijital dönüşüm, en basit ifadeyle, işletmelerin değişen iş ve pazar dinamiklerine uyum sağlamak için mevcut iş süreçlerini, uygulamalarını, modellerini, işletme

kültürünü ve müşteri deneyimlerini değiştirmeleri ya da bütünüyle yenilemeleri, bu değişimin aracı olarak da gelişen dijital teknolojileri kullanmaları olarak tanımlanıyor. KOBİ'lerin dijital dönüşümden maksimum faydayı sağlayabilmeleri için dijital teknolojileri bir yandan rekabet avantajını korurken bir yandan da müşteri sadakatini artırmak için işinizi nasıl adapte edeceklerini bir strateji çerçevesinde belirlemeleri gerekiyor.”

yazılımlarımızla müşterilerimizin dijital dönüşümlerine katkı sağlamaya odaklanıyoruz. Bu noktada işletme dokümanlarının yalnızca taranarak dijital ortama ve gerekli işletme sistemlerine aktarılmasını sağlayan yakalama çözümümüz Kyocera Capture Manager (KCM) ön plana çıkıyor. KCM gelişmiş görüntü düzeltme işlevi ve karakter ve metin tanımlama teknolojileriyle dokümanlardan bilgi yakalama sürecini otomatik hale getiriyor.

KOBİ'ler için bir dijital dönüşüm stratejisi belirlemenin ilk adımının; kendi işletmelerini ve faaliyet gösterdikleri sektörü baz alarak mevcut açıkları, sorunları ve potansiyel tehditleri tanımlamak olduğunun altını çizen Türkay Terzigil, şunları kaydetti: “Kyocera Bilgitaş Türkiye olarak işletmelerin baskı iş süreçlerine değer katan alanında lider yazıcı ve fotokopi makinesi ürünlerimizin yanı sıra, gelişmiş doküman çözülümleri

Böylece iş dokümanları, insan müdahalesi ya da kontrolüne gerek kalmaksızın saniyeler içinde dijitalleştirilebiliyor. Çözümümüz özellikle zaman tasarrufu ve verimlilik artışı konusunda hassas olan KOBİ’ler için manuel veri girişi ve doküman yönlendirme işlerini otomatikleştirerek çalışanların işlerin daha önemli kısımlarına odaklanmalarına olanak tanıyor ve dijitalleşmeyi teşvik ederken işgücü verimliliğini de önemli ölçüde artırıyor.”


BThaber 11 - 17 MART 2019

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

DOSYA

21

ROBOTLAR SAYESINDE ÜRETIM SERILERI PRATIKLEŞIYOR VE ÜRETIMDE ESNEKLIK ARTIYOR Yapay zeka algoritmaları yüksek miktarda ve kritik düzeyde değerli veriyi ayrıştırma aşamasında büyük önem taşıyor. Bu verileri ve sonuçlarını değerlendirmek ve uygulamaya geçebilmek içinse insan gücü bir rehber olarak kullanılıyor. Seri üretim anlayışı hızlı bir şekilde yerini tüketicilerin özel istek ve ihtiyaçları doğrultusunda kişiselleştirilmiş üretime bırakmaya hazırlanıyor. Gerçek ve dijital dünyanın anlık olarak birbiriyle entegre ilerleyeceği bir döneme geçiş yapıyoruz. Bu düzende üretim hatlarındaki tüm makineler, robotlar, sistemler ve insanlar internet üzerinden gerçekleşen kesintisiz bir iletişim ağı sayesinde birbirleriyle haberleşebiliyor ve elde edilen tüm veriler üretim süreçlerine yansıyor. Yeni bir üretim modeline geçtikleri Sanayi 4.0’a dijital fabrika konsepti e-F@ctory ile yanıt verdiklerini ifade eden Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri OEM İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Tolga Bizel, bu yapıda robotların konumunu şöyle anlattı: “Fabrikalarda hızın ve verimliliğin artmasını, süreçlerin anlık olarak izlenebilmesiyle hata paylarının büyük oranda azaltılmasını, üretim maliyetlerinin iyileşmesini ve dolayısıyla iş hacminin büyümesini sağlayan e-F@ctory konseptimiz içinde robotlar da önemli bir rol oynuyor. Robotlarımız sayesinde özellikle büyük üretim serileri pratikleşiyor ve üretimde esneklik artıyor. İnsan kolu ya da eline yakın hassasiyete sahip robotlar, üretim bandındaki hemen her işi yapabiliyor.

İnsanlarla birlikte çalışan robotların çok daha başarılı ve etkin olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla robot kullanımındaki artışın çalışanlar açısından daha güvenilir ve katma değerli işlere yoğunlaşma imkanı tanıması nedeniyle pozitif bir gelişme olduğuna inanıyoruz. Bu noktada, markamızın insanla işbirliği içinde çalışan işbirlikçi robot serisini örnek verebiliriz. Yeni serimiz, güvenlik nedenlerinden ötürü koruyucu bariyerlerin arkasına yerleştirilmesi gereken endüstriyel robotların aksine, bir üretim ortamında insanlarla yakın çalışmalarda bulunmak üzere tasarlandı. Bu seri, insanlarla birlikte çalışabilmesi sayesinde üretim ortamında herhangi bir yerde esnek bir şekilde konumlandırılabiliyor. Robota takılabilen dokunmatik operatör terminali, özel programlama uzmanlığı gerektirmeden robota görevini ‘öğretmek’ için sezgisel bir arayüz sunuyor. Öğretme fonksiyonu, operatörün robotu elle ve kontrollü güçle bir pozisyondan diğerine hareket ettirmesine imkan tanıyan bir ‘direkt kontrol’ modu içeriyor.” Fabrikaların üretim sürecinde büyük önem taşıyan robotlar, sağladıkları hız ve kolaylıklarla her geçen gün sanayide daha çok rol alıyor. İnsan ihtiyaçlarını karşılayan hemen her endüstriyel tesiste kullanılan robotlar, günümüzde çok olağan bir iş gücü haline geldi. “Önümüzdeki yıllarda bu yeni evreye uyum sağlamayı başaran pek çok şirketin üretim maliyetlerinin iyileşeceğini düşünüyoruz” beklentisini dile getiren Tolga Bizel, şöyle devam etti: “Robotlar sayesinde büyük üretim

serilerinin pratikleşmesini ve üretimde esnekliğin artmasını bekliyoruz. Üretim bantlarında uygulanacak daha kapsamlı bir otomasyonla daha hızlı üretim sağlanacağını ve stok miktarının azaltılacağını, süreçlerin anlık olarak izlenebilmesiyle de hata oranlarının azaltılacağını öngörüyoruz. Sistemlerin tasarruflu yapısıyla çevre dostu ve sürdürülebilir bir hale geleceğini tahmin ediyoruz. Gelişen otomasyon sistemlerinin, yüksek iş güvenliği ve çalışma koşullarının iyileşmesi sayesinde yeni hizmet ve iş modellerini beraberinde getirmesini bekliyoruz.” Firmaların yeni endüstri evresinin gerekliliklerini tam olarak uygulayabilmeleri için belirli teknolojileri sağlamış ve gerekli altyapı yatırımlarını yapmış olmaları önemli. Üreticilerin yüksek hızlı ve kaliteli haberleşme sistemlerini kurmaları, hammadde ve kaynakların dijital fabrikalara uygun, daha etkin şekilde yönetilmesi de bu süreçte firmalara avantaj sağlayacak. Dijitalleşen fabrikalarla birlikte robot kullanımının artmasının, üretimin kişiselleşmesiyle birlikte karmaşıklaşmasının ve süreçlerin kendilerini yönetebilir hale gelmesinin, sistemlerin karmaşıklaşmasına neden olabileceği öngörülüyor. “Bu yeni evreye daha hızlı adapte olabilmek için firmaların bu sistemleri yönetebilecek düzeyde kendilerini hazırlamaları gerek” tespitini yapan Tolga Bizel, şöyle devam etti: “Sanayicilere sunulan çözümlerin gerçekten Sanayi 4.0 ile uyumlu olup olmadığına dikkat etmeleri önemli. Türk iş dünyasının, Sanayi 4.0’ın

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri OEM İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Tolga Bizel gerçekten ne olduğu konusunda kapsamlı araştırmalar yaparak, ekibini de bu araştırmalar çerçevesinde eğitmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Türk sanayisine Sanayi 4.0’ın gerekliliklerini ve Mitsubishi Electric’in e-F@ctory konseptini anlatabilmek için ülkemizin farklı illerinde etkinlikler düzenleyerek ve organizasyonlara katılarak sanayicilerle bir araya geliyoruz. Bu etkinliklerde Sanayi 4.0, fabrikaların dijital dönüşümü, ileri robot teknolojileri, endüstriyel haberleşme, yapay zeka gibi konularda markamızın deneyimlerini aktararak yol haritası çizmeye çalışıyoruz. Üretimden yönetim katına kadar tüm fabrika katmanlarını optimize etmek için ileri teknolojileri kullanan ve ciddi maliyet tasarrufu sağlayan e-F@ctory konsepti, küresel rekabette bir adım önde olmayı sağlıyor.”

ROBOTLAR ILE IŞ SÜREÇLERINDEKI VERIMLILIK ARTIYOR faydalanmak için birbirleriyle yarışıyor. Teknolojiyi üretim süreçlerine dahil eden firmalar, rutin işleri akıllı robotlara yaptırıyor, böylece insan gücü çok daha verimli yerlerde kullanılıyor. “Yapay zeka sektörleri değiştiriyor, maliyetleri ise düşürüyor. Şirketlerin en büyük gider kalemlerinden biri olan çalışan maaşları, akıllı Comparex Türkiye Profesyonel Hizmetler Satış robotlar sayesinde minimuma Direktörü Osman Kayhan iniyor; personeller robotların yapabileceği işleri yapmak Gücünü yapay zekadan alan robotlar yerine yapay zeka ile birlikte çalışmayı iş süreçlerindeki verimliliği maksimum öğreniyor. Böylece yalnızca firma seviyeye ulaştırıyor. Geleceğin akıllı tarafında değil, çalışan tarafında da dünyasına dijital dönüşüm ile hazır büyük gelişmeler yaşanıyor” diyen olmak isteyen firmalar teknolojiden

Comparex Türkiye Profesyonel Hizmetler Satış Direktörü Osman Kayhan, şu açıklamalarda bulundu. “Yapılan araştırmalar üretim hatalarının en büyük sebebinin insan faktörü olduğunu gösteriyor. RPA teknolojisinde bu hatalara yer olmadığından ürünlerdeki kalite standartları korunuyor, üretim hataları da tarihe karışıyor. Eskiye oranla daha hızlı, daha kaliteli ve daha uygun maliyetlerle üretilen ürünler müşteri memnuniyetini artırıyor. Şirketlerin üretim süreçlerini otomatik hale getiren RPA teknolojileri, büyük küçük her firmaya rekabet gücü sağlıyor. Üretim süreçleri akıllı teknolojilerle tanışırken teknolojiyi iyi kullanan firmalar

avantajlı hale geliyor. Endüstri 4.0 ile birlikte robot teknolojileri hayatımızın her alanına girmiş durumda. Türkiye’nin de bu değişime ayak uydurması gerekiyor. Firmaların yapay zeka, nesnelerin interneti ve makine öğrenimi gibi teknolojileri iş süreçlerine dahil etmeleri gerekiyor. Akıllı robotlardan en iyi şekilde faydalanabilmek için kurumların her şeyden önce bu dönüşüme hazır olması gerekiyor. Comparex Türkiye olarak, dijital dönüşüm süreçlerinde şirketlere uçtan uca destek veriyoruz. Kurulum, entegrasyon ve süreç yönetimi konularında onlara yol haritaları sunuyor, teknolojiden en iyi şekilde faydalanmalarını sağlıyoruz.”


22 DOSYA

BThaber

TEKNOLOJI ILE WIN WIN

11 - 17 MART 2019

KAMUNUN DESTEĞİ MOTİVASYON SAĞLIYOR Dijital dönüşümde teknoloji, hız, tasarruf, verimlilik, inovasyon ve siber güvenlik konuları çağımızda kilit rol oynuyor. Dijital dönüşümle ilgili özellikle Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) kullanımı çok önemli bir yere sahip. KOBİ’lerin öncelikle dijital dönüşüme direnmemeleri, öğrenmeleri gerekiyor. TÜRKKEP Yönetim Kurulu Başkanı M. Kurtuluş Nevruz, KOBİ’lerin e-Dönüşüm konusunda şirketlerden destek alarak ilerlemesinin daha doğru olduğu kanısında. “Danışmanlıkla doğru şekilde bilgileri alıp dönüşümü en sağlıklı şekilde gerçekleştirmek mümkün oluyor” yorumunu yapan M. Kurtuluş Nevruz’a göre KOBİ’ler, dijital zamana ayak uydurmak için organizasyonel yapılarından başlayarak tüm süreçlerini ve iş yapış şekillerini yeni dünya teknolojilerini kullanarak yeniden organize etmeliler. KOBİ’ler ilk adımda, dijitalleşmenin kendilerine neler katacağını, yolculuk süresince ve sonrasında nasıl bir şirket haline

geleceklerini iyi düşünmeli ve buna bağlı bir planlama yapmalı. KOBİ’ler bu anlamda dijital dönüşümü doğru kavramalı, kendilerine uzman bir iş ortağı seçmeli, eğitimi göz ardı etmemeli ve veri analizine değer vermeli. “Özellikle KOBİ’ler günlük işlerini verimli ve güvenli hale getirmek için dönüşümü başlatmalılar” diyen M. Kurtuluş Nevruz, şöyle devam etti: “Günümüzde KOBİ’ler, e-Dönüşüm konusunda büyük şirketlerden daha avantajlı. Çünkü küçük olmak değişimi kolaylaştırıyor ve hızlandırıyor. KOBİ’ler genelde en fazla iki yıllık plan yapıyor. Uzun vadeli plan yapanlar ise dijitalleşmeden var olamayacaklarını hızlıca fark edebiliyor. Dijitalleşmenin bir seferlik bir yatırım olarak görülmesi de en çok yapılan bir hatalardan biri olarak karşımıza çıkıyor. KOBİ’lerin ve şirketlerin bulundukları sektörde var olabilmeleri için sürekli olarak değişime açık olması gerekiyor.

TÜRKKEP Yönetim Kurulu Başkanı M. Kurtuluş Nevruz Bunun yanında KOBİ’ler dijitalleşmek için kendi kısıtlı kaynaklarını kullanmak yerine hâlihazırdaki işlerinde en iyi oldukları ana işlerine odaklanıp, diğer tüm fonksiyonlarda iş birliğine gitmeyi tercih edebilir. Türkiye’de e-Dönüşüm konusu devlet

tarafından da büyük destek görüyor. Alınan kararlar, yeni yönetmelikler şirketleri ve KOBİ’leri e-Dönüşüm’ü gerçekleştirmeye teşvik ediyor. Önümüzdeki dönemde bu teşviklerin artmasıyla dönüşüm sürecinin daha da hızlanacağını düşünüyoruz.”

DANIŞMANLIK DESTEĞİ KOBİ’LER İÇİN ÖNEMLİ

Teleperformance CEMEA Gelişen Pazarlardan Sorumlu İş Geliştirme Başkanı Tolga Uçbağlar Hızla gelişen teknoloji, dijital dönüşümü her firma için bir seçenekten çok ihtiyaç haline getiriyor. Rekabette güçlenmek isteyen KOBİ’ler için ise teknoloji ekstra önem kazanıyor. Yapay zeka, makine öğrenimi ve süreç otomasyonları sayesinde artık büyük işleri küçük ekiplerle yapabilmek mümkün hale geliyor. KOBİ’lerin bu durumun

farkında olmaları ve teknolojiye yatırım yapmaları gerekiyor. Teleperformance CEMEA Gelişen Pazarlardan Sorumlu İş Geliştirme Başkanı Tolga Uçbağlar’ın belirttiği gibi, iş süreçlerini hızlandırarak firmalara uçtan uca her konuda destek sağlayan dijital dönüşüm, her ölçekte şirket için 2019 planlarının olmazsa olmazları arasında yer almalı. Dijital

dönüşüm öncesinde titiz bir hazırlık gerektiriyor. KOBİ’lerin ise tüm güncel teknolojileri yakından takip etme gibi bir şansı bulunmuyor. “Bu yüzden danışmanlık desteğinin KOBİ’ler için büyük önemi var” diyen Tolga Uçbağlar, şöyle devam etti: “Teleperformance gibi alanında uzman çözüm ortakları, işleri gereği tüm bu teknolojileri sürekli olarak yakından takip ediyor. KOBİ’lerin dijital dönüşüm yolculuğuna çıkmadan önce kendi ekiplerini yeni süreçlere hazırlamaları gerekiyor. Danışmanlık desteği bu süreci de kapsayarak, firmadaki tüm çalışanların teknolojiyi en etkili şekilde kullanmalarını sağlıyor. Problemleri kendi kendine çözmeye çalışan ve destek almamakta ısrarcı olan işletmeler ise zor yoldan gitmeyi tercih ediyor. İşlerin parçalara bölünerek çözüm ortaklarıyla çok daha hızlı yapılabildiği günümüz iş dünyasında, özellikle teknoloji alanında alınan profesyonel dış destek yakın gelecekte daha da artacak gibi görünüyor. İlk aşamada dijital dönüşümü güvenli alanlarda başlatarak temel düzeyde dijital iş çözümleri ve

iş süreçlerini daha verimli hale getiren otomasyonlar KOBİ’ler için ideal olacaktır. Bu noktada KOBİ’lerin müşteri deneyimini artıran, maliyetleri düşüren çözümleri kapsayan bir strateji kurgulamasında büyük fayda görüyoruz. Bir strateji belirlemek için KOBİ’lerin yaptıkları işin ne derece dijitalize edilebileceğini iyi analiz etmeleri, ihtiyaçlarına uygun dijital çözümlerin teşhisi için profesyonel çözüm ortaklarıyla birlikte ilerlemeleri gerekiyor. Bu süreçte KOBİ’lere uçtan uca hizmet veriyoruz. Sunduğumuz danışmanlık hizmetleriyle onlara dijital dönüşümden maksimum performans elde etme imkanı sağlıyoruz. Örneğin sürekli yapılan ve kendini tekrar eden işler RPA teknolojisi ile tamamen otomatik hale getirilebiliyor. Buradaki insan gücü ise daha farklı alanlarda kullanılabiliyor. Yıllık ödemelerinde büyük tasarruf sağlayan KOBİ’ler, sektördeki rekabete ortak olma şansı yakalıyor. Rakiplerinin gerisinde kalmak istemeyen şirketlerin dijital dönüşüm stratejilerini bir an önce oluşturmaya başlamaları gerekiyor.”


Türkiye t eknopark cennet i olacak! TÜBİTAK, ODTÜ, GOSB iken, bir teknopark projesi de İzmir'den, 9 Eylül Üniversitesi'nden geldi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), teknopark konusunda Dünya Bankası desteğinde başladığı fizibilite çalışmalarını tamamlarken, TÜBİTAK MAM da teknoparkında yer almak üzere yapılan şirket başvurularını

• SNI, Milli Emlak'a ürün teslimine başladı (Sayfa

4)

• APC Türkiye, dağıtım kanalını geliştiriyor (Sayfa

8)

• Etibank, madencilik işletmeleriyle Internet'e

değerlendirmeye başladı.

teknoparklan henüz oluşum halinde

Bu sayıda...

Teknopark projelerinin bir bir gündeme gelmesi, bu konuda bir rekabetin de oluşacağı düşüncesini akla getiriyor. Teknoparklar, birbirinden cazip şartlar sunarak şirketleri bölgelerine çekmeye çalışıyor. Mevcut teknopark arazileri bile henüz dolmamışken yeni teknopark projelerinin gündeme gelmesi de,

sektörde çeşitli yorumlara yol açıyor. Her ne kadar TÜBİTAK MAM'a 20, GOSB'ye 6 şirketin başvurması, neredeyse her bölgede bir teknopark projesi oluşması, Türkiye'nin bir tekno­ park cenneti haline dönüşeceğinin sin­ yallerini verse de bu teknoparkların içi­ nin doldurulması, daha uzun bir süre alacak gibi görünüyor. (Ayrıntılı

bağlanıyor (Sayfal2) • PC'de 1000 dolar alt s ı n ı n zorlanıyor (Sayfa

28)

• Alpha Wonderland 3 yapddı (Arka

sayfa)

haber sayfa 3'te)

m 9

Geri sayım başladı Bu yıl ll'incisi yapılacak olan CeBIT'97, 13-19 Mart 1997 tarihleri arasında Almanya'nın Hannover kentinde düzenle­

Bİlden;

niyor. Bilgi teknolojileri konusunda dünyanın en önemli ve

Eğitim gönüllüsü bir şirket

en kapsamlı etkinliklerinden biri olan CeBIT'97'de bu yıl, 350 bin 122 m2'lik alanda, 6l ülkeden 6.857 katılımcının yer

Üniversitelerde BT eğitimi 4 üniversitede İnternet bağlantısı yok Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

kiz Mart ve Kocaeli üniversiteleri­

bulunan ve eğitim veren 4 üniver­

nin Bilgisayar Mühendisliği bö­

site henüz bilgi otoyolundan da

lümlerinin Internet'e bağlı olmadı­

yararlanamıyor.

ğı öğrenildi.

Fırat, Mersin, Çanakkale Onse-

(Ayrıntıh

haber sayfa

4'te)

IAS, BT hizmetinde sektör gözetmiyor

Eğitim, dünyamn en zor ve en zevkli işidir.

alacağı belirtiliyor. Türkiye'den de katılım yapılacak olan fu­

Böylesi zevkli ve zor bir görevi başarmak için

arda yerel ve geniş alan ağlarından Internet'e, telekomüni­

1997 yılı içinde Türkiye'de sek­

çıkıyor yola. Devletin verdiği maaş yetmediği

Üstlendiği projelerde sektör ba­

kasyondan bankacılık gibi sektörlere özel çözümlere kadar

törden bağımsız olarak toplam 15

için boş zamanlarında ders vermeye başlıyor.

ğımsız olarak çalışan şirket, kuru­

çok sayıda yazılım ve donanım ürününün tanıtımı yapılacak.

projeye

luşlara özel toplam BT hizmetleri

imza

atmayı

planlayan

Bugün ise okul ve okul öncesi bilgisayar yazı­

IAS, son olarak BPLAS projesini

lımları deyince hemen Bilden adı akla geliyor,

üstlendi.

sunabilmesine güveniyor.

işte Bilden'in sahibi ve Genel Müdürü Şükrü

(Ayrıntılı

haber sayfa

7de)

Korman'ın, eğitim serüveninin öyküsü... (Sayfa

34-35)

E V R E NSE L

A K I N EVREN

Telekom'un en iyi müşterisi... Dünya Telekomünikasyon Birliği, 1996 yılı Dünya Telekomünikasyon Gelişme Raporunu ya­ yınlamak üzere. Bu raporla ilgili bazı temel bilgi­ leri, yayınladığı Şubat ayı bülteninde özetlemiş.

E T A H İ T R F A A T UH B

PC kampanyalarında Internet rüzgarı

1996/1997 Raporuna göre, 1990'da 50 milyar dolar düzeyinde olan telekomünikasyon ticareti 1995'de 96 milyar dolara erişmiş ve 1996'da 100 milyar doları geçmiş.

panyalarında PC'lere Internet hizmetini de yüklüyor.

(Devamı 2. sayfada)

(Ayrıntılı haber sayfa

Son günlerde PC kampanyalarında yeni bir uygulama göze

çarpıyor. Bir çok bilgisayar şirketi ve dağıtıcı şirketler, kam­ 10'da)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


24 KARİYER Uluslararası Yeni Medya Konferansı İstanbul Gelişim Üniversitesi Yeni Medya bölümü 2015 yılından bu yana düzenlediği Uluslararası Yeni Medya Konferansı bu sene 25 - 26 Nisan günlerinde gerçekleştirilecek. İstanbul Gelişim Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler ve Sosyal Bilimler Fakültesi Yeni Medya bölümü ve Güzel Sanatlar Fakültesi Televizyon Sinema bölümü ile ortaklaşa düzenlenen 4. Uluslararası Yeni Medya Konferansı’nın ana teması Dijital Dönüşüm ve İnovasyon olarak belirlendi. Dijital dönüşüm ve inovasyon alanındaki gelişmeleri takip etmek ve akademik alana katkı sağlamak amacıyla düzenlenen konferansa yerli ve yabancı birçok akademisyenle birlikte bilişim sektörü temsilcilerinin katılımları bekleniyor. Konferansa ilişkin her türlü bilgiye inmec.gelisim.edu.tr adresinden ulaşılabilir.

IRDITECH’19, 2-3 Mayıs’ta Okan Üniversitesi’nde

BThaber 11 - 17 MART 2019

Adcolony’den KOBİ’lere destek kampanyası

LinkedIn’in Türkiye satış ortağı Adcolony, Linkedin’in profesyonel ortamını KOBİ’lerin daha etkin kullanması için bir destek kampanyası hazırladı. Bilinirlik ve ticari faydaları işletmelere sunmak isteyen Linkedin mecrasında farklı ticaret kuruluşlarına üye olan, yurtdışına ihracat yapan, kısıtlı kaynağa sahip her büyüklükteki firmaların küçük ve orta ölçekli projelerine destek olmak üzere fırsat sunuyor.

Bu fırsat sayesinde şirketlerin, Adcolony aracılığıyla oluşturdukları dijital reklamların ilk bin dolarlık harcamaların sadece yarısı faturalandırılacak. Böylece Adcolony, şirketlere 500 dolar değerinde destek sunmuş olacak. Adcolony Gelişen Pazarlar Satış Müdürü Melike Kırtepe, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli girişimlerin gelişip büyümesine yardımcı olmayı hedefliyoruz. Hali hazırda birçok firma ile buluşarak dijital pazarlama konusunda bilgilendirmeler yapıyoruz” dedi. Dijital reklamın gücü yadsınamaz ama bir yandan da internet kullanıcılarının kafasındaki en büyük soru işaretini ulaştıkları içeriklerin güvenilirliği oluşturuyor. Adcolony ve Nielsen tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre 18 - 55 yaş arası internet kullanıcılarının en güvenilir buldukları sosyal mecra Linkedin oldu. Farklı sosyal medya araçları ile karşılaştırıldığında kullanıcılar Linkedin’i alanında tek olması yönü ile daha değerli buluyor. Sosyal medya kullanıcılarına göre en güvenilir içeriklere Linkedin’de ulaşılıyor.

NormShield Türkiye Ülke Müdürü Ayşin Gök oldu Sektörün tecrübeli isimlerinden Ayşin Gök, siber risk skor kartı ve siber risk puanı hesaplama konularında küresel çalışmalar yürüten Amerika merkezli NormShield’da Türkiye Ülke Müdürü olarak görevine başladı. 1 Ocak 2019 itibariyle NormShield Türkiye Müdürü olan Ayşin Gök, 15 yılı aşkın iş tecrübesi ile hedef odaklı satış,

pazarlama ve iş geliştirme konularındaki uzmanlığını sunacak. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu olan, yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi’nde Pazarlama ve İletişim üzerine yapan Ayşin Gök, daha önce IDC, Teknoser ve SAP gibi firmalarda da üst düzey yönetici olarak görevler üstlenmişti.

Santa Farma İş Geliştirme Direktörü Ayça Sezer oldu İstanbul Okan Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek Uluslararası Ar&Ge, İnovasyon ve Teknoloji Yönetimi Kongresi , 2-3 Mayıs 2019’da üniversitenin Tuzla kampüsünde gerçekleştirilecek. Yurtiçi ve yurtdışından akademisyenleri, Ar-Ge merkezlerinden araştırmacıları ve konu ile ilgili profesyonel katılımcıları buluşturacak olan kongrenin ana teması ise “Ar-Ge Tabanlı Kümelenme” olacak. IRDITECH’19’un ilk günü olan 2 Mayıs’ta bireylerin ve işletmelerin inovasyon ve teknoloji geliştirme kapasitelerini arttırmak için workshop’lar düzenlenecek. 3 Mayıs’ta ise kongre temaları çerçevesinde hem akademiden hem de sektörden araştırmacılar ve katılımcılar bildirileri dinlemek için bir araya gelecek. https://www.okan.edu.tr/ irditechman/sayfa/6591/katilim/ linkinden kongreye katılım sağlamak mümkün.

Yerli ilaç firmalarından Santa Farma’nın İş Geliştirme Direktörlüğü pozisyonuna Ayça Sezer atandı. 1998 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayan Sezer, 1999-2009 yılları arasında Bilim İlaç’ta sırasıyla Medikal Müdür ve İş Geliştirme Müdürü olarak görev aldı. 2009-2010 yılları arasında Generica İlaç’ta İş Geliştirme Direktörü olarak çalışan Sezer, sonrasında Dr. Feridun Frik İlaç’ta İş Geliştirme Direktörü, 20112012 arasında Farmalider Group’ta Stratejik Geliştirme Direktörü olarak yer aldı. 2012-2015 yılları arasında Bilim İlaç’ta İş Geliştirme Direktörü olan Sezer, 20152019 arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde Julphar Gulf Pharmaceutical’da İş Geliştirme Direktörü olarak görev yaptı.



26 KARİYER

BThaber 11 - 17 MART 2019

Weidmüller Türkiye’ye yeni Genel Müdür Elektriksel bağlantılar, sinyal, veri, güç dağıtım ve işlenmesi konularında endüstriyel çözümler sunan Weidmüller bünyesinde 19 yıl boyunca önemli sorumluluklar üstlenen Birol Atay, iki yıl süren Weidmüller Türkiye Ülke Müdürü pozisyonunun ardından, şimdi de Weidmüller Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya Genel Müdürü oldu. Atay, Weidmüller’in Türkiye’deki faaliyetlerinin yanı sıra bölgesel üs Türkiye’ye bağlı olan Azerbaycan,

Gürcistan, Türkmenistan, Özbekistan, Moğolistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın da operasyonlarının yönetimini üstlendi. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümü mezunu olan Atay, Yaşar Üniversitesi’nde MBA eğitimini tamamladı. Weidmüller’e katılmadan önce Türkiye Denizcilik İşletmesi Alaybey Tersanesi’nde Bakım-Dizayn Mühendisi ve Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş.’de

Jeneratör Servis Mühendisi olarak görev alan Birol Atay, 2000 yılında Weidmüller Türkiye İzmir Bölgesi Satış Sorumlusu oldu. Weidmüller Türkiye’de 2011-2016 yılları arasında sırasıyla Anadolu Bölge Satış Müdürü, Ülke Satış Müdürü ve Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevlerini yürüten Atay, son iki yıldır devam eden Ülke Müdürlüğü görevinden sonra Weidmüller Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya Genel Müdürü olarak atandı.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R 12 Mart 2019 BTvizyon Gaziantep Toplantısı Teymur Continental Gaziantep Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

2 - 5 Nisan 2019 İstanbul Fintech Week BJK Stadyumu - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.istanbulfintechweek.com

20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

03 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T İ Ç İ

13 - 14 - 15 Mart 2019 World Cities Congress Istanbul 2019 Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.worldcities.istanbul 9 Nisan 2019 ITRetail - Perakende Sektöründe Yeni Teknolojiler Fairmont Quasar - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.itretail.org 4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

05 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

14 Mart 2019 BTvizyon Adana Toplantısı Sheraton Grand Adana Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

9 Nisan 2019 IoT EurAsia Hilton Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.iot-eurasia.com/tr

11 Temmuz 2019 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 1 Nisan 2019 Hannover Messe Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.hannovermesse.de/home

Y U R T D I Ş I

1 - 5 Nisan 2019 SUSECON 2019 Tennessee, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.susecon.com

9 Nisan 2019 Google Cloud Next San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.cloud.withgoogle.com/next/sf

14 Mart 2019 Türkiye Yapay Zeka Zirvesi (TRAI) Uniq İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.turkiye.ai/zirve

17 Nisan 2019 Yapay Zeka Çağında Büyük Veri ve IoT Teknoloji Platformu Hilton İstanbul Kozyatağı AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 25 Temmuz 2019 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

14 Mart 2019 WIN Eurasia TÜYAP Beylikdüzü AYRINTILI BİLGİ: www.win-eurasia.com/tr

13 Haziran 2019 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

22 Ağustos 2019 Teknoloji Platformu 2019 Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr


DDoS Saldırılarına Ne Kadar Hazırlıklısınız?

loddos-sec.com *LoDDoS web üzerinden hizmet veren bir DDoS test platformudur.


BThaber

28 MEKTUP

11 - 17 MART 2019

Çocuklar kodlama ile güçleniyor

Yeni haftadan merhaba, Alışkanlık oldu, bu haftaya da karın doyuran içeriklerle başlıyorum. Mobil uygulama Scotty, Paket hizmeti için Tazemasa.com ile işbirliği yapmış. Böylece Scotty Paket, meyve-sebzeden yöresel lezzetlere, bakliyattan organik ürünlere yüzlerce taze ürünü bir arada sunan Tazemasa. com’dan yapacağımız alışverişleri İstanbul’un her yerine iki saatte teslim edecekmiş. Hız, sağlıklı ürünler ve açlığı giderme fırsatı bir arada. Bu arada Multinet Up, kullanıcılarının hayatını kolaylaştıran marka işbirliklerine devam ediyor. Son olarak Multinet kart kullanıcıları, cep telefonu tamiri uygulaması Cepfix’ten yapacakları cep telefonu ve tablet tamirlerinde 35 TL indirim kazanacakmış. www. cepfix.com üzerinden cep telefonu ve tablet tamir taleplerinde bu indirimden 30 Nisan’a kadar yararlanmak mümkün. Çocukların gelişimi ve eğitimi için verilen her türlü destek bu sayfalarda yer almayı hak eder. Türkiye’nin dört bir yanında her yıl yüzbinlerce çocuğa eğitim desteği veren Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV), Umuda Pedal ekibinin desteğiyle hayata geçirdiği Tasarım ve Beceri Atölyesi, TEGV Ferit Aysan Eğitim Parkı’nda açılmış. TEGV çocukları için 2018 Temmuz’un ilk haftasında Göteborg – Hamburg arasında İsveç’ten Almanya’ya yaklaşık 800 km pedal çevirerek Tasarım ve Beceri Atölyesi için bağış toplayan Umuda Pedal ekibi adına konuşan Dermatolog Doktor Erkan Koyuncu, “Mesafenin bir önemi yok dedik ve çocuklara bir tasarım ve beceri atölyesi

kurmak için yola çıktık, 33 kişi 800 km bisiklet sürdük. Şu an iki atölye açabiliyoruz. Bundan sonrası için de planlarımız var. Hepsini tek tek gerçekleştirmek için pedal çevirmeye devam edeceğiz” demiş. 8-14 yaş arasındaki çocukları için kurulan Tasarım ve Beceri Atölyeleri, çocuklara 3D baskı cihazından robot kitlerine, kodlama platformlarından elektronik devre kartlarına uzanan bir yelpazede yeni nesil öğrenme imkânı sunuyormuş. Sayılarının artması dileğiyle… Sayıları artsın ki şimdi paylaştığım gibi daha nice gurur haberleri bu sayfaları doldursun… Üsküdar Amerikan Lisesi (UAA) öğrencilerinin düzenlediği liselerarası ilk ve tek kodlama yarışması CodeFest bu yıl 4’üncü kez gerçekleşmiş. Türkiye’nin dört bir yanından liseli kodlama tutkunlarının buluştuğu Kodlama Festivali’nin bu yılki şampiyonu ise Çapa Fen Lisesi’nden Ahmet Burkay Kınık, Halil İbrahim Kasapoğlu ve Umutcan Alkan’dan oluşan “Poşet” takımı olmuş. Toplam 54 takım ve 200’den fazla katılımcıya ev sahipliği yapan festivalde takımların, dev bir kelime bankasından baştan

YIL 25 SAYI 1212

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

11 - 17 MART 2019

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

ve sondan okunuşu aynı olan tek bir kelime yaratacak bir kod yazmalarını gerektiren “palindrom yarışması” yapılmış. Sadece yarışma da değil… Üniversite eğitim görevlileri ve sektör uzmanları, UAA kampüsüne gelerek, çeşitli konularda çalıştaylar gerçekleştirmiş. Yaratıcılık ve girişimciliğe dair bende haberler bitmez. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, sporda inovasyona ve bölgedeki spor teknolojisi startup’larının sahip olduğu potansiyeli en üst düzeye çıkarmaya odaklanan SPIN İnovasyon Hızlandırıcısı’nın kazananları belli olmuş. 1907 Fenerbahçe Derneği, MEF Üniversitesi ve HYPE Sports Innovation işbirliği ile hayata geçen programa beslenme, fitness, performans ölçümü, medya ve taraftar artırmaya yönelik toplam 54 başvuru yapılmış. Endüstri liderlerinin rehberliğinde gerçekleştirilen 4 aylık program sonunda sağlık, artırılmış gerçeklikle antrenman, akıllı statlar, büyük veri, taraftar yönetimi/katılımı ve espor alanlarında 7 start-up dereceye girmiş. Çevresel gündemi kamu spotu haline getireyim. Bugüne kadar tüm Türkiye’de

Editör

Online Editör

Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Abone ve Dağıtım

btabone@bthaber.com.tr

Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Haftaya buluşmak dileğiyle.

İtirazım var…

Kalifiye eleman sıkıntısının had safhada olduğu ülkemizde üniversite – sanayi işbirliğinin geliştirilmesine yönelik politikaların güdük kalmasına itirazım var. bthabersirketleri.com/itiraz

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen

Ankara Temsilcisi

Görsel Yönetmen

15 bin tondan fazla atık elektrikli ve elektronik eşyayı (AEEE) geri dönüşümle ülke ekonomisine kazandıran ELDAY, Malatya Yeşilyurt Belediyesi ile işbirliğiyle okullarda e-atık toplama kampanyası başlatıyor. Elektronik atıklar konusunda farkındalığı artırmak, çevreye zarar veren ve ülke ekonomisi için kayıp anlamı taşıyan e-atıkların geri dönüşüm zincirine kazandırılmasını teşvik için gerçekleştirilen “Yok Artık” isimli projede en fazla elektronik atık toplayan öğrenciler de farklı ödüller ile teşvik edilecekmiş. Çevresel gündemi başarı ile taçlandırayım. Arçelik, dünyanın sürdürülebilirlik alanındaki en kapsamlı yayını olan “2019 Sustainability Yearbook-Sürdürülebilirlik Yıllığı”nda yer alarak önemli bir başarıya imza atmış. Öyle ki Arçelik, örnek çalışmalarından ötürü “Industry MoverSektöründe En Çok Sıçrama Yapan Şirket” olarak adlandırılmış. Sustainability Yearbook’ta bu yıl 2 bin 700’e yakın şirket değerlendirilmiş, 36 ülkeden 458 şirket yıllıkta yer almış ve Arçelik de bunlardan biri. Ödüller gelsin o vakit… SAP Türkiye, yenilikçi İnsan Kaynakları stratejisi ve uygulama süreçlerindeki başarısıyla Top Employers

Institute tarafından bu yıl da “En İyi İşveren” sertifikası ile ödüllendirilmiş. Teknolojide kadın istihdamını artırmak amacıyla hayata geçirilen Türkiye’nin en büyük kadın yazılım, eğitim ve gelişim platformu “Geleceği Yazan Kadınlar” ile Turkcell, Barselona’da Global Mobil Ödülleri’nde Kadın İçin Teknoloji kategorisinde Sektör Liderliği Ödülü’nü almış. İlçemden kültür sanat başlıklarını paylaşayım, madem bahar geldi, dışarda olmanın da vakti. Kısa film severlerin ilgiyle takip ettiği 4. Kısa Film Kolektifi Festivali, Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde 22 Mart’a kadar devam edecek. Festivalde kurmaca, belgesel, animasyon ve deneysel türde 64 kısa film izlenebilecek. Bu yıl sinematografik makyaja özel yer ayrılan festival kapsamında Makyaj Sergisi, Cosplay Yarışması Finali ve Makyaj Atölyesi de var. Yine Kadıköy’deyim… Tarihi doku ve belleği ile Kadıköy’ün en önemli yerlerinden biri olan Yeldeğirmeni’nde üretim yapan sanatçıların eserleri, “Yeldeğirmeni’nden Kent Öyküleri II” adlı sergi ile Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor. Farklı disiplinlere sahip 14 sanatçının eserleri 3 Nisan’a kadar bizi bekliyor.

Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Ankara Temsilcisi Sedef Özkan Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Open source software usage will be encouraged KOSGEB, which decided to support smart digital technologies, launched its new call for ‘SME Development Support Program’ (KOBİGEL) with the theme of ‘Digitalization on Manufacturing Industry’. Industry and Technology Minister Mustafa Varank announced the new call, consisting of two subtitles. The budget for the project call was set as 250 million TL. Minister Varank emphasized that smart digital technologies are one of the most important factors for the sector to compete on a global scale and added:

“For the first time, we will give support to the SMEs who have completed the R&D processes related to these technologies to the product stage and also want to digitalize their production processes. Through our holistic approach, we aim to create a strong digital ecosystem by supporting the domestic production and commercialization of digital technologies. With this call, we will also encourage the use of open source software for the first time and support it to spread. Project applications including open source software for the development of

digital technologies or for adapting them to business processes will be given priority during evaluation. In the development of open source software, both the performance of the developers and the effective functioning of the entire ecosystem are very important. In this context, the discovery of our existing capabilities, the development of qualified human resources and the creation of a suitable ecosystem will be our priorities. We want to excite our youth and motivate them to concentrate in this area. Since HR is the basis and the reason of success in this

business. We set the budget of the project call as 250 million TL.” Digital technologies should be made accessible Minister Varank said that KOSGEB has a vision to support SMEs in the digital transformation of industry. He stated that: “These technologies should be made accessible for the use of smart digital technologies in the manufacturing industry. We would like to increase the capabilities, competent human resources and technological infrastructures of SMEs that want digitalization in their

production processes with the support of KOSGEB. Thus, the industrial sector will have access to smart technologies with the support we provide to technology supplier SMEs and the project call. We will also support SMEs that will use smart digital technologies by adapting them to manufacturing processes.” Varank also emphasized that within the scope of the call, a non-repayable grant of 300 thousand TL per business and a repayable grant of 350 thousand TL, thus a total of up to 650 thousand TL will be paid to technology developing SMEs.

Special Consumption Tax is valid, even if the mobile phones are foldable How to classify the foldable mobile phones recently offered by leading technology companies to consumer appreciation is important in terms of taxation while being imported to Turkey. According to KPMG Turkey Customs and

Foreign Trade Director Hakan Uçak, if the phones are to be accepted and sold as tablets, the Special Consumption Tax (ÖTV) will not be paid. If the mentioned items are accepted as mobile phones, ÖTV will be paid as 25%. The

point of view of the customs administrations will also be important in the taxation of these goods through imports. Since customs administration has a say on the taxes to be collected at the time of

import. The binding tariff information for a similar article states that it is necessary to evaluate the mobile phones which can make phone calls over a GSM operator as mobile phones. Hakan Uçak made the comment of:

“Considering the customs administration’s decision, the new technological products that will offer a combination of a tablet and a phone usage will be evaluated as mobile phones while being imported into our country.”

Collaboration in security improves with High-Tech Bridge One of the global web and mobile application security testing (AST) platform representatives High-Tech Bridge decided to work with value-added distributor RenovaBT for the distribution of its products in Turkey.

Under this agreement, RenovaBT will begin working for meeting the solutions with the end users of the corporate channel through its wide and product oriented partner channel. Saying that: “We believe that the High-

Tech Bridge ImmuniWeb® platform has a very serious potential in the Turkish IT market.”; RenovaBT General Manager Ufuk Metin Demirci expressed his opinions as: “We are delighted to add a major manufacturer of the

industry to our portfolio and to offer corporate services for the market’s rising needs.” ImmuniWeb® AI Platform works with machine learning and artificial intelligence to accelerate intelligent automation and

application security testing. The product comes with zero false positive SLA, while quickly detecting the most advanced vulnerabilities, thanks to scalable and low cost manual tests.


DDM is the basis of IT guidance for SMEs in Istanbul Turkish Enterprise and Business Confederation (TÜRKONFED) launched “Digital Transformation Center” (DDM) project for SMEs, within the scope of the Istanbul Development Agency (İSTKA) 2018 Innovative and Creative Istanbul Financial Support Program which works under the coordination of the Ministry of Industry and Technology. With Istanbul Governor’s Office and the Association of All Entrepreneurs and Business Mentors (TÜGİM) partnership and Turkey İşbank’s sponsorship, 120 SMEs are taking a techno-journey via “SMEs Meet with the Future: Digital Transformation Center” project carried out by Bosphorus University and Endeavor Turkey. Introducing DDM, guiding the technological journey of 120 SMEs with the budget of approximately 3 million TL, the meeting was opened by Istanbul Deputy Governor Mehmet Ali Özyigit with the participation of TÜRKONFED Chairman Orhan Turan, Turkey İşbank Deputy General

Manager Şahismail Şimşek and İSTKA Deputy Secretary General Dr. Fatih Pişkin. SMEs will increase their productivity by receiving trainings in production, internal management and marketing-sales areas as well as mentoring support exceeding 2 thousand hours in the Beyoğlu center for 18 months. Within the scope of the project, 120 SMEs will be matched with 30 technoSMEs manufacturing products and offering services that help digitalization in accordance with their needs and will receive mentoring support. Through the project drawing roadmaps specific to the digitalization needs of SMEs, credit and financing solutions will be developed and SMEs will benefit from these supports. In order to help SMEs make their digitalization levels sustainable, DDM will help companies to turn digitalization into a corporate culture. At the end of 18 months, the impact of the

project on digitalization levels of SMEs and their contribution to the efficiency of the organization will be tested and an analysis report will be prepared and published. With the project, Istanbul’s general innovation climate, innovation and creativity oriented economic structure are supported in various ways, moving the city up in the global value chain and ensuring Istanbul has a say in the global economy via value added, technology and information intensive products and services. SMEs in Istanbul can make their applications for their digitalization journey at www.ddm.org.tr. At the end of the application process, the techno-journey of SMEs will also begin for which passed the tests and evaluations. Requirements of the digital age Istanbul Deputy Governor Mehmet Ali Özyigit stated that: “We give great importance to digital transformation for the future of our country and we

think this project is critical for not only the SMEs, but for the future of Turkey.” TÜRKONFED Chairman Orhan Turan added: “We can realize the digital transformation of our industry, increase the capacities of our SMEs, achieve high value-added production with high technology and increase economic prosperity. The transformation of technological infrastructure investments into benefits is only possible if SMEs make digital transformation a part of their corporate structure. Supporting the digitalization journey of SMEs, the Digital Transformation Center offers a sustainable spatial platform that will enable successful examples to emerge. We aim to create added value for Istanbul’s innovation climate by creating multiplier effect for our SMEs, who will gain competence in digitalization skills with the Center. With this project, we will increase the motivation of SMEs to produce innovation from

access to finance to opening to the new markets.” Turkey İşbank Deputy General Manager Şahismail Şimşek stated in the opening speech that: “In the digitalization journey of our SMEs, we will diagnose the problems and offer them the most appropriate treatment with this project. Our mentors will be with SMEs in the process of digitalization and will convey their experiences and guide them.” İSTKA Deputy Secretary General Dr. Fatih Pişkin expressed: “Our SMEs have an important function in protecting Istanbul’s economic power. We need to transform the existing structures of our SMEs in accordance with the realities of our day and age in order to transform the existing structure of the Istanbul’s economy into an informationintensive production structure using high technology, producing high value added and employing qualified work force. With this project, we aim to provide our SMEs with the vision and competencies required by this digital age.”

In the new era, international relations are developing The Information Security Association Chairman Ahmet Hamdi Atalay, underlining that cyber security and defense are issues that everyone should contribute to, emphasized the importance of cooperation, development of local and national solutions and said that they will contribute more to the cyber security of our country with the new structure of the association. Established in 2007, the Information Security Association (BGD), which is the first and most important nongovernmental organization of our country in this field, is an impartial, reliable and effective non-governmental organization operating in the field of information security and cyber security at national and international level. In

this direction, Ahmet Hamdi Atalay, Chairman of the Board of Information Security Association, who has gained a respectable place in all segments of the society by undertaking an important mission, shared the works they have carried out. Atalay said that: “We continue to work on awareness raising, contributing to the accumulation of knowledge, ability and capacity by bringing together stakeholders, raising the level of knowledge and awareness in every layer of society, supporting R&D and P&D and developing international business associations. All these works are carried out with the support of our members, our representatives in different cities in our country, numerous and respected corporate members and ‘BGD

Information Security National Science Board’.” Atalay stated that they have adopted an open source approach in the field of information security and that they support the production, development of the content, spreading and sharing of the content and make them available to the public. Atalay also reminded the series of ‘Conference Announcement Books’, their report, draft strategy documents, action plans and books. He added that they have been contributing to the development of information security and cyber security for 12 years as BGD and added: “This year, we will organize our 12th International Conference on Information Security and Cryptology.

We share the books, results and presentations that are produced in this conference with the public as an open source. The ‘BGD Cyber Security and Defense Book Series’ is the latest of our work. This series will consist of 6 books and will be the most comprehensive and open source book series in the field of cyber security in our country.” Ahmet Hamdi Atalay continued as: “Due to increasing threats and their types, changing dimension and direction, growth of cyber threat ecosystem, critical infrastructures becoming targets, increasing theft of information, activating underground pirates, cyber threats turning into war, increasing number of

cybercrime and criminals, increasing level of cyber terrorism, there is a greater need to fight against cyberattacks, crimes, terrorism and weakness than ever before.” Stating that comprehensive fight is a must, Atalay said that: “National strategies and action plans need to be implemented. Effective research centers should be established, new infrastructures should be launched and new programs should be opened. The structures such as ‘Cyber Armies’, ‘Centers of Excellence’, ‘Response to National Cyber Incidents’ and ‘Cyber Defense Agency’ are of great importance. The fight is only possible by understanding the extent and future of threats.”

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


NETTE FATURA 28 x 40 cm +3.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

23/01/17

17:18



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.