25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1234 2 - 8 Eylül 2019
IBM’in Teknoloji Destek Hizmetleri, şirketlerin farklı BT yapılarına tam destek demek! IBM Teknoloji Destek Hizmetleri Ülke Satış Lideri Hande Akdede Erbay: “Bugün dijitalleşmede değer yaratmaya çalışırken kurumların /işletmelerin karşısına çıkan en önemli konu; bu alana yeterli zamanı , bütçeyi ve iş gücünü ayırmak . Özellikle BT profesyonellerine bu dijitalleşme sürecinde çok ciddi iş düşüyor. Bununla birlikte veri merkezleri içinde barındırdığı birçok farklı yazılım ve donanım, farklı SLA yapıları ile oldukça kompleks ve yönetimi zor bir hale gelmişken, yeni alanlara bu yatırımı yapmak çok da kolay olamıyor. Inovasyona yönelmek herkesin ajandalarında birinci sırada yer alsa da, uygulamada karşımıza çıkan durum bundan tamamen farklı. Bu gerçek karşısında, TSS (Teknoloji Destek Hizmeleri) olarak biz de kendimizi yeniden yapılandırdık ve destek organizasyonumuzu daha da güçlendirdik. “MVS (marka bağımsız teknoloji destek hizmetleri), IBM
Teknoloji Destek Hizmetleri organizasyonunun ana işodaklarından biri. Bu çerçevede ‘4WALL yaklaşımı’ ile bir veri merkezine gerek donanım gerek yazılım anlamında uçtan uca destek verebiliyoruz. Amacımız müşterilerimize hem finansal anlamda optimizasyon sağlamak, hem de onların hedeflediği gibi kendilerini farklılaştıracak alanlara bütçe ve kaynak ayıracak esnekliği onlara sağlamak. Örneğin, bir Forrester araştırmasına göre, inovasyona kaynak ayırabilmek birçok işletme için önemliyken, hala daha şirketler yüzde 70 oranında sadece operasyonlarının devamı için harcama yapıyor .Var olan yapının üzerine yeni bir şeyler katmak için ayrılan kaynaklar çok daha düşük bir yüzdeye sahip. Yani gerçek durum, istenen ve hedeflenen durumdan oldukça uzak. IBM Teknoloji Destek Hizmetleri olarak, bizim de işletmelerin iş yükünü ve riskini paylaşmaya hazır olduğumuz yer tam da burası.
Kompleks BT altyapı yönetimini sizin için kolaylaştırıyoruz IBM Teknoloji Destek Hizmetleri MEA Satış Lideri Asad Ali Khan: “IBM Teknoloji Destek Hizmetleri olarak bizi; çoklu BT yapılanmasındaki farklı tedarikçileri yönetebilmemiz, entegrasyon ve optimizasyon sağlayabilmemiz, BT destek konusunda bütünsel bakış açısıyla yaklaşmamız farklı kılıyor. IBM'in yetkin mühendislerden oluşan 19 bin kişilik ekibi ile tüm bu destekleri birçok ülkede sunuyoruz. Network, depolama, açık kaynak kodlu yazılımlar gibi birçok alanda, 30 binden fazla üründen oluşan; farklı üreticilerin yazılım ve donanımını içeren çok geniş
bir portföyü destekliyoruz. Küresel bazda 57 destek merkezimiz bulunuyor. 4WALL yaklaşımımız ise veri merkezinin içini de dışını da kapsıyor. Yani verdiğimiz destek hizmetleri veri merkezi içindeki teknolojilerle sınırlı değil. PC,yazıcı, monitor, telefon gibi son kullanıcı cihazlarının desteği de bu yapılanmamızın önemli bir parçasını oluşturuyor. IBM MVS (Marka Bağımsız Teknoloji Destek Hizmetleri) yaklaşımımızla, müşteri BT destek deneyimini sürekli geliştiriyoruz. Kompleks BT altyapı yönetimini sizin için sadeleştiriyor ve kolaylaştırıyoruz.
Açık kaynak kodlu yazılımlar, istikrarlı gelişimini sürdürmeye devam edecek IBM Yazılım Destek Hizmetleri Küresel İş Birimi Yöneticisi Camilla Sharpe: “Son 10 yılda küresel bazda hızlı bir gelişim sergileyen açık kaynak kodlu yazılımlar, bugün artık bireysel ve kurumsal hayatın neredeyse her adımında konumlandırılıyor. Artık iş kritik uygulamalarda dahi kullanılıyor. Açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı hem avantaj hem zorluk demek ve arada bir denge kurabilmek şart. Yani, inovasyon ve pazara çıkış hızı önemli olduğu kadar aynı zamanda marka saygınlığını korumak için de kontrol ve koruma da dikkate alınmalı. 20 yıldır Red Hat teknolojisine ve kullanıcılarına destek vermenin yanı sıra IBM olarak çözümlerimiz ve hizmetlerimizle açık
kaynak yazılım dünyasında büyük değişimlere öncülük ettiğimizi ve bu konuda geliştiriciler ile olan bağların gücünün oldukça önemli olduğuna inanıyoruz. IBM’in işletmelerin doğru tercihleri yapabilmesi için sunduğu destekler, yol haritaları ve öneriler de bu süreçte büyük rol oynamakta. Şirketler bu çözümler özelinde kararlar verirken ; Açık kaynak kullanım farkındalığı, yönetim yapısı, iç kurallar, çok seçenek arasında doğru tercihi yapmak, yasal uyum ve lisanslama gibi başlıklara önem vermeliler. Biz de IBM Teknoloji Destek Hizmetleri olarak hızla gelişen ve hızla daha da çeşitlenen bu alanda, müşterilerimiz için kurumsal bir destek merkezi olarak yer alıyoruz."
Sayfa
6
Sayfa
E - TOPLUM
8
EDİP EMİL ÖYMEN
TEKNO-POLİTİK
OSMAN COŞKUNOĞLU
• Roman yazarlarının yapay zeka ve teknoloji devlerine artan ilgisi.
• Yeni bir kavram: Mobil orman • Bu trende makinist yok
25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1234 2 - 8 Eylül 2019
Sayfa
9
Kişiselleştirilmiş yapı varken ‘elektrik alamadım’ demeyin İhracat yaptığı ülke sayısını 70’in üzerine taşımayı hedefleyen Günsan, elektrikte ‘kişiselleştirilebilir’ modellerle konumunu güçlendiriyor.
Sayfa
10
Sayfa
11
Keenetic Türkiye pazarında yerini aldı Keenetic, ev ve iş dünyasına premium Internet erişimi ve Wi-Fi çözümleri sunmak üzere Türkiye pazarına giriş yaptı.
Türkiye’nin rekabetçi yapılara ihtiyacı var! Dijital dönüşümü gerçekleştirmenin yolu, bu konuda bilgili olmaktan ve gerekli teknoloji yatırımlarını bu doğrultuda yapmaktan geçiyor. Türkiye’de bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve doğru stratejiler çerçevesinde kullanılması konusunda şirketlere önemli bilgi – tecrübe aktarım platformları sunan Bilişim Zirvesi, bu kapsamda yeni bir platforma daha imza attı. BTvizyon Teknoloji Platformları.
Sayfa
Sayfa
3
20
TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ
RADORE Yapay Zekâ Enstitüsü kuruluyor Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Berlin’de düzenlenen Almanya-Türkiye Yapay Zekâ Konferansı’nda, TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zekâ Enstitüsü kurmayı planladıklarını açıkladı.
Endüstriyel IoT, giderek önemini artırıyor Hitachi Vantara, üretim başlığında dijital dönüşüm sürecinde doğru konumlanmak için şirketlerin endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT) yatırımlarını artırarak verimliliği pekiştirme eğilimini ortaya koydu. radore.com
BThaber
GÜNDEM
2 - 8 EYLÜL 2019
3
Yapay Zekâ Enstitüsü kuruluyor Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 22 Ağustos tarihinde Berlin’de düzenlenen Almanya-Türkiye Yapay Zekâ Konferansı’nda, TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zekâ Enstitüsü kurmayı planladıklarını açıkladı. Almanya-Türkiye Yapay Zekâ Konferansı’na Bakan Varank ile Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier'in yanı sıra Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürü Bilal Macit, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Mustafa Erdoğan ve çok sayıda akademisyen ile sektör temsilcisi katıldı. Varank, toplantının açılışında yaptığı konuşmada; yapay zekâ ve dijital dönüşüm alanında yaşanan gelişmelerin politika yapıcıları daha aktif, yenilikçi, iş birliğine açık ve çözüm odaklı olmaya ittiğini kaydederek, "2030 yılına geldiğimizde küresel ekonomiye
kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşacağız. Sanayiden sağlığa, tarımdan enerjiye kadar birçok alanda eylem planları oluşturacağız” şeklinde konuştu.
yaklaşık 16 trilyon dolarlık ilave katkı yapabilecek bir teknolojiden bahsediyoruz. Bu durum aynı zamanda yeni büyüme modelleri, yeni meslekler, verimlilik artışları ve zorlu rekabet koşullarını da beraberinde getirecek. Ticaret savaşları küresel gündemi meşgul ederken ekonomik teorilerin bile baştan yazılmasını gerektirebilecek bir devrimin eşiğindeyiz” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, ‘Yapay Zeka Stratejisi’ni tamamlamak üzere Türkiye'nin yeni teknolojilerde merkez ülkelerden biri olmak
için tüm imkânlarını seferber ettiğini belirten Varank, "Dijital teknolojileri geliştiren firmaların, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine destek olarak bu alandaki yatırımların sayısını artırıyoruz. Bilim İnsanı Destek Programları ile yapay zekâ ve ilgili alanlarda burslar veriyoruz. TÜBİTAK, yapay zekâ alanında teknoloji geliştirme ve uygulama faaliyetleri sürdürüyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi koordinasyonunda Türkiye'nin ‘Yapay Zeka Stratejisi'nin tamamlanmak üzere olduğunun altını çizen Varank, "Konuyla ilgili tüm paydaşların katkılarıyla oluşturulan stratejiyi
Bakan Varank, TÜBİTAK bünyesinde bir Yapay Zekâ Enstitüsü kurmayı planladıklarına dikkat çekerek “Bu kurum, yapay zekâ alanında çekirdek teknolojiler geliştirecek, akademide üretilen bilimsel çıktıları, kamu ve özel sektörün hizmetine sunarak bir köprü vazifesi görecek” açıklamasını yaptı. Varank, enstitünün yapay zekâ girişimlerini ve inovasyon kümelerini desteklemenin yanı sıra bu konuda uzmanlaşmış iş gücünü de artırmayı hedefleyeceğini kaydederek “Alman Yapay Zekâ Araştırmaları Merkezi, Federal Yapay Zekâ Derneği ve Almanya'da bu konuda uzmanlaşmış üniversitelerle iş birliği yapmaktan memnuniyet duyacağız. Türk-Alman Yapay Zekâ Konferansı'nın ikincisini 2020'de Ankara'da gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi.
Tıp eğitiminde ‘3D’ fark anlamına geliyor Dünya genelinde tıp fakültesi öğrencilerinin, gerçek hastalarla karşılaşmadan önce standart hasta eğitimleriyle olası hastalık senaryoları üzerinden deneyim kazanması amaçlanıyor. Bu amaçla Hacettepe Üniversitesi ile ses ve yapay zeka teknolojileri şirketi Sestek de TÜBİTAK’ın finansal desteğini alarak, yazılı ve sözlü iletişime imkan veren “Sanal Hasta” uygulamasını geliştirmeye başladı. Doğal insan sesiyle konuşmaları tanıyan ve senaryolara bağlı olarak iletişim kurabilen uygulama, öğrencilerin hastalarla daha etkili iletişim kurmalarına destek olmayı hedefliyor. Uluslararası geçerlilik testlerinin ardından hayata geçirilecek olan proje
olanak sağlayarak, klinikte tıbbi hataların azalmasına dolaylı olarak etki edecek” dedi. Sestek ArGe Merkezleri Yöneticisi Tuba Arslan Kır ise şu bilgileri verdi:
ile ilgili bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Barış Sezer, “Sanal hasta uygulamasıyla tıp öğrencilerine yönelik iletişim becerileri eğitimi yeni bir boyut kazanacak. Standart hastalar kilo ve yaş gibi farklı özelliklere sahip oldukları için kolaylıkla her senaryoya uygun hale gelemiyor.
Yoğun eğitim programı ve birtakım kısıtlar da öğrencilerin standart hastalarla sınırlı iletişim kurmalarına neden oluyor. Hazırlayacağımız 6 farklı senaryo ile zenginleşecek Sanal Hasta uygulaması ise klinik öncesi dönemde öğrencilerin, dilediği zaman ve ortamda çok sayıda tekrarlı uygulama yapmasına
“Sestek’in diyaloğa dayalı teknolojileri sayesinde uygulama, yazılı iletişimin yanı sıra öğrencilerin karşılarında gerçek bir hasta varmış gibi sözlü iletişim kurmalarına imkan tanıyacak. Üç boyutlu ve hareketli sanal karakterler içeren uygulama, öğrencilere verdiği geri bildirimlerle hangi aşamalarda eksik kaldıklarını belirterek, yönlendirici önerilerde de bulunacak. Tüm süreç kayıt altına alındığı için eğitmenler de öğrencileri takip edebilecek."
4
BThaber
E-TOPLUM
2 - 8 EYLÜL 2019
Öğretmenler, eğitimde inovasyon için öğretmenleri eğitecek Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından öğretmenlere yönelik ‘Eğitimde İnovasyon İçin Tasarım Odaklı Düşünme Mesleki Gelişim Programı’ tanıtıldı. Bu çerçevede eğitici eğitimi alan 80 öğretmenin görev yaptıkları illerde diğer öğretmenlere eğitim vermesi planlanıyor. Stanford Üniversitesi Mühendislik Fakültesinden Joseph Makokha, Stanford Üniversitesi Öğrenme Deneyimi Tasarımcısı Marie Trudelle ve Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı tarafından verilen eğitimlerle öğretmenlerin gerçek yaşam problemleri kapsamında tasarım odaklı düşünme yaklaşımını uygulaması, ulusal
ve uluslararası mesleki gelişim ağına dahil olması ve bu alanda içerik geliştirme konusunda donanımlı hale gelmelerini amaçlanıyor. Düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan Bakan Ziya Selçuk, eğitim konusunda yerel bir bakış açısıyla hareket etmediklerine dikkat çekerek mesajı insan olan her meselenin evrensel bir çıkışa sahip olduğunu, daha sonra milletlere göre şekillendiğini ifade etti. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası düzeydeki iş birliklerini önemsediklerini söyleyen Selçuk, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün öğretmenler için sürekli eğitim çalışması düzenlemesinin ayrı bir kıymeti bulunduğunu ifade etti ve “Tekrar temelli bir bakış açısı yerine, sürekli yeni ve karşılaşılmadık durumlarda
nasıl bir tavır ve tutum takınacağımızın muhakkak suretle öğretmenlerimiz tarafından içselleştirilmesi gerekiyor” dedi. MEB de tasarım odaklı düşünce etrafında şekillenecek MEB’in de tasarım odaklı bir düşünce etrafında şekillenmesinin önemine değinen Selçuk, "2023 Eğitim Vizyonu; bu manada bütün eğitimsel alt sistemlerin birbiriyle ilişkilendirilmiş biçimde, eş güdümlü ve eş zamanlı olarak bir süreci hayata geçirme yaklaşımını taşıyor. Eğer bütün sistemlerin, alt sistemlerini ve bileşenlerini birlikte tasarlamaz ve tasavvur etmezsek her bir alt sistem diğerlerinden kopuk olarak gelişme seyri yaşar ama bu genellikle verimsizlikle
neticelenir” açıklamasını yaptı. ‘Eğitimde İnovasyon İçin Tasarım Odaklı Düşünme’ mesleki gelişim programını büyüyecek bir tohum olarak gördüğünü dile getiren Selçuk, şunları aktardı: "Bütün okullarımızda tasarım odaklı düşünme anlayışının gelişmesiyle ilgili bir ümidimiz var. Bu yüzden, fen bilgisi, matematik, bilişim teknolojileri gibi alanlardaki öğretmenlerimiz ile taze başlangıç yapalım ve ortaya çıkacak yapının ölçeklendirilmesi anlamında yeni çalışmalarımız olsun istedik. Bütün Türkiye'ye hemen yapmak zorunda değiliz. Altyapısı hazır olan, bizim rahatlıkla uygulama imkanı bulabileceğimiz iş ve işlemleri yapalım. Aniden bütün ülkenin eğitim sistemine yönelik çalışmalara girmeyelim istiyoruz."
Veriye gözünüz gibi bakın, yoksa… başkalarıyla paylaşılıp paylaşılmadığını, hangi tedbirlerle korunduğunu ve olası bir ihlalden nasıl etkileneceklerini de bilmek istiyor. Bu noktada kişisel verileri koruma kanunları, dünyanın neresinde olursa olsun, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini, mahremiyeti ve kendi verilerini kontrol edebilme kabiliyetlerini gözeten kaldıraçlar olarak yer alıyor. Türkiye’de yürürlükte olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), gelişen teknolojiye paralel olarak etki alanını da genişletiyor. Avrupa’da kullanımı 1995’li yıllara dayanan Veri Koruma Direktifi yaklaşımı baz alınan KVKK, rotasını Avrupa Birliği’nde (AB) 2018’de hayata geçen Veri Koruma Tüzüğü’ne (GDPR) yaklaştırıyor. İnternet sitelerine, oyunlara ve mobil uygulamalara telefon numaralarını, konum bilgilerini, isim ve soy isimlerini, alışkanlıklarını, yani kişisel bilgilerini veren kullanıcılar, artık verilerinin ne amaçla kullanıldığını, nasıl saklandığını,
KVKK uyumluluğunun uzun bir maraton olduğunu vurgulayan Teleperformance Türkiye DPO’su ve Bilgi Güvenliği Direktörü Ercüment Arı, şirketlerin kullanıcı kişisel verilerini işleme konusunda artık çok daha titiz davranması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin kullanıcı verilerini koruma konusunda diğer Avrupa ülkeleriyle uyumlu hale gelebilmesi, gerekli durumlarda ülkeler arasında yapılacak veri alışverişi süreçlerinin sekteye uğramaması ve tüketicilerin dijital varlıklarını güvence altında kullanabilmesi için düzenleyici kurul da ihlalleri ağır şekilde
cezalandırıyor. Ercüment Arı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun, belirli kriterlerde kayıt zorunluluğu getirdiği VERBIS (Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi) ile organizasyonları kamuya açık bir vitrine dönüştürdüğüne dikkat çekti. Buna göre, kanun koyucu otoriteye ait halka açık bu yapıda, organizasyonların emanet aldıkları birey verilerinin ne türde olduklarını, bunları ne kadar süre muhafaza ettiklerini, kimler ile paylaşıldığını, işleme amaçlarını ve ne gibi güvenlik tedbirleri ile korunduğu gibi bilgilerde şeffaflık sağlatarak, bireylere ve ilgili taraflara, kendi verilerini kontrol etme yetkinliği sunuyor. VERBIS sistemine kayıt zorunluluğu bulunurken, bu şarta uyulmaması durumunda 1 milyon TL’ye varan para cezası da gündeme gelebiliyor. Hangi sebeple olursa olsun, kullanıcı verileri bir şekilde ihlale uğrayan veri sorumlusu şirketin, durumu en geç 72 saat içerisinde KVKK’ya aktarması, etkisinin yüksek olduğu durumlarda da veri ihlalinden
etkilenen veri sahiplerini bilgilendirmesi gerekiyor. Özellikle son zamanlarda yoğun şekilde, KVKK’nın resmi sayfasında ihlal bildirimleri ve Kurul’un aldığı yaptırım kararlarının halka açık şekilde duyurulması da kamuoyunun ve basının dikkatini çekiyor. Buradan hareketle şirketlerin veri ihlallerine karşı her zamankinden daha dikkatli olması, ilgili eğitimleri düzenlemesi, standartlar çerçevesinde çalışması ve güvenlikte tecrübeli profesyonellerle birlikte yol alması gerekiyor. Verilerle en çok işlem yapan sektörlerden biri olan çağrı merkezlerinin tüm iletişim süreçlerinde verinin en iyi şekilde korunması gerektiğini hatırlatan Ercüment Arı, “Global Veri Koruma Ofisi ile birlikte GDPR ve KVKK süreçlerini günlük hayatımızda çok yoğun olarak deneyimliyoruz. GPDR standartlarında ve BCR onayı almış ender veri koruması standartları, denetimleri ve süreçleri olan firmalardan birisiyiz” dedi.
7/24
BAKIM&DESTEK MERKEZİ
DÜNYA MARKALARININ YETKİLİ EĞİTİM MERKEZİ Ağ ve güvenlik konusundaki 15 yılı aşkın tecrübemizle her zaman iş ortaklarımızın yanındayız.
info@netsys.com.tr
www.netsys.com.tr
6
E-TOPLUM
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com
2 - 8 EYLÜL 2019
Bu trende makinist yok Sürücüsüz metro ve hafif raylı tramvay on yıllardır vardı, ama şehirlerarası treni mutlaka makinist ve teknisyenler yönetiyordu. Bu cümledeki “-di”li geçmişler, haberin ta kendisi: Demiryollarında da sürücüsüz (makinisti olmayan) trenlere bir adım daha yaklaştık. Fransız Devlet Demiryolları (SNCF), bir yük trenini 4 kilometre boyunca sürücüsüz yönetti. Lokomotife yerleştirilen duyargalar, aynen sürücüsüz otomobil ve araçlardaki sistemle, treni hat boyunca yürüttü, durdurdu, yeniden hareket ettirdi. Tren, Paris’in kuzeyinde dolanırken, kontrolü Paris’in güneyinde 6 kilometre uzakta ekran başında yapıldı. Fransızlar, bu yenilikçi teknoloji için 19’uncu yüzyıldan beri kullandıkları “makinist” (machiniste) sözcüğü yerine hemen “uzaktan kumanda eden kişi”
kilometre. Tam kapasite yüklendiği zaman ağırlığı 28 bin 500 ton.
anlamına “téléconducteur” deyiverdiler. [Teknolojiye hep Amerikalılar sözcük uyduracak değil ya?] Ne var ki bu bilgi, habercilik açısından aslında “eski” bile. Çünkü zaten 10 Temmuz 2018’den beri Avustralya’da Tom Price madeninden çıkartılan demir cevherini
280 kilometre uzakta Cape Lambert limanına götüren trende makinist yok. Treni, bin 500 kilometre (1,500 km !) uzaktaki kontrol merkezindeki teknisyenler denetliyor. Bu, her hangi bir yük treni değil: 236 vagonu var. Her bir vagon 106 ton yük alıyor. Trenin uzunluğu 2.4
Avustralya’da toplam bin 700 kilometre demiryolu hattında 200 lokomotif, uzaktan kumanda ile işletilecek şekilde yeniden tasarlandı. Bunlar, 500 bin kilometrekarede sadece 60 bin nüfusun yaşadığı, kuş uçmaz kervan geçmez Pilbara bölgesindeki 16 ayrı madenden 4 farklı limana yük taşıyacak. Bir trenin madenden limana, oradan tekrar madene dönmesi 800 kilometre yol demek (40 saat). Otonom tren sayesinde, bu kadar uzun ve zahmetli yolculuklar için insan gücü ve emeği kullanmaya gerek kalmayacak. Maden şirketi Rio Tinto sözcüsü, “Bu trenler, dünyanın en büyük ve en uzun robotları olacak” dedi.
Yeni bir kavram: Mobil orman ağaçlar büyüdüğünde 200 milyar ton karbondiyoksit emebilecek dediler. Böylece, İklim Krizi bir ölçüde denetim altına alınabilecek mi? (https://bit.ly/2XOxxTN) Dünya Ekonomik Forumu’na göre ise dünyada her yıl 15 milyar ağaç kesiliyor (Acaba ne kadarı Türkiye’den?).
Ağaç ve orman, İklim Krizi için doğal ilaç, ama bunun önemini anlayacak devlet adamı, ve hele siyasetçi yok kadar az. Brezilya’da Amazon’da hayvancılık ve tarıma arazi yaratmak için ormanların yakılması bir cinayet. Benzer cinayetler ülkemizde hep
sürüyor. Bu cinayetlere, yenilikçi önlemler düşünenler elbette var:
Öte yandan, sadece Avrupa’da 2000 – 2015 arasında 2.2 milyon hektarlık alanda yeni ağaçlandırma yapıldı.
Zürih/İsviçre’de ulu ağaçlı bir korunun kenarındaki ETH Teknik Üniversitesi bilimcileri Science dergisinde yayınladıkları makalede, “bir milyar hektarlık yeni bir orman kütlesi” oluşturulursa, bu
Birleşmiş Milletler, önümüzdeki on yılı Ekosistemi Yenileme Dönemi olarak ilan etti. 59 hükümet veya kurum, 2030 yılına kadar 350 milyon hektar alanı ağaçlandırmayı vaad etti:
500 milyar ağaç dikmekten söz ediliyor. Komşularımız Ermenistan ve Gürcistan imzacılar arasında. Tacikistan, Özbekistan bile var, ama Türkiye yok. (UN Decade on Ecosystem Restoration. https://bit.ly/30xSuk9) Bu kadar büyük bir girişimde yapay zekânın da rolü olacak: Uydulardan elde edilen veriye dayalı görüntü inceleme, işleme çözümü üretmek için. Konu o kadar dallı budaklı, çok-paydaşlı ki kısa bir yazıda özetlenecek gibi değil. Ama şu bile planlanıyor: Şehirlere, “mobil orman” taşımak. Bilim kurgu değil, AB’nin Ufuk 2020 Ar-Ge Programı’na ait dergisinde 19 Ağustos’ta yayınlandı. (https://bit.ly/33IZT1T)
8
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
2 - 8 EYLÜL 2019
BİREYSEL ROMAN YAZARLARININ YAPAY ZEKAYA VE TEKNOLOJİ DEVLERİNE ARTAN İLGİSİ
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Bu yaz, kitap tanıtımları yaptım (https://www. bthaber.com/author/ osman-coskunoglu/). Financial Times (FT) ve New York Times gazetelerinden, Wired dergisinden, Bill Gates’den ve Obama’dan yaz okuma önerilerini yazdım. Bunları yazarken ve yurtdışında çıkan kitapları izlerken, yeni bir durum dikkatimi çekti: Yapay zeka ve teknoloji devlerinin bizi götürdüğü dünya konusundaki roman ve filmlerde artış var. Ayrıca, bunlar artık sadece bilim kurgu yazarlarının kaleminden çıkmıyor. Örneğin, Nisan’da çıkan ve FT’ın yaz okuma önerilerinden olan “Machines Like Me” romanını hemen okuyup kısaca tanıtmıştım (http:// bit.ly/2JELFHj). İnsansı bir robot ile onu satın alan insanın maceralarını ve ilişkilerini anlatan bu romanın yazarı Ian McEwan’ı Türkçe’ye de çevrilmiş birçok kitabından tanıyoruz ama bilim kurgu yazarı olarak değil. Diğer bir örnek, Türkçe’ye çok sayıda kitabı çevrilmiş olan Jeanette Winterson’un
ilk bilim kurgu kitabı “Frankisstein” Ekim’de çıkacak. İlham kaynağı Mary Shelley’in 1816’da yayımlanmış olan “Frankenstein” romanı olan “Frankisstein” da insanın yarattığı ama kontrolünden çıkan bir teknoloji üzerine. Roman, arka plandaki transhümanizm ve yapay zeka ile örülmüş bir aşk hikayesiymiş. Şimdiden büyük ilgi çeken bu romanı okumayı sabırsızlıkla bekliyorum. Ağustos ayında FT’da ve Wall Street Journal’da (WSJ) çıkan iki uzun yazı, bu durumun sadece benim dikkatimi çekmediğini gösteriyor. Birisi İngiltere’nin öbürü Amerika’nın önde gelen ekonomi gazetelerinde çıkması ayrıca ilginç olan bu iki düşündürücü yazının kısa özetleri aşağıda. Robotlar bizim romanımızı yazmaya başlayınca? Şimdilerde, insansı robotların büyüsüne kapılmış yazarların romanlarını okuyoruz. Yapay zeka bu hızla ilerlerse, bir gün akıllı makinelerin biz insanlarla ilgili romanlar yazdığı dünya nasıl olacak? İnsanın yeri ne olacak? İnsan zaten nedir? Ezelden beri filozofların sorduğu bu sorular, yapay zeka ile ilgili gelişmeler sonucu tekrar ele alınıyor. Bilinç, yaratıcılık ve kimlik gibi kavramların eski tanımlarına meydan okuyan yeni bir bakış açısı oluşmaya başladı.
FT’da çıkan John Thornhill imzalı “AI and Literature: The Muse in the Machine” başlıklı yazı (https://on.ft. com/2LclWFG), roman yazarlarının hayalgücünü bu soruların tetiklediğini örneklerle gösteriyor. Gerçi yapay zeka uzmanları, bu romanları yazanların teknolojinin yakın gelecekteki marifetlerinin çok ötesinde hayaller kurduğunu belirtiyor. Hatta, Berkeley’de gelişim psikolojisi profesörü Alison Goplik’in “insanlık için esas büyük tehlike, insanın doğal aptallığıdır” diye çok anlamlı bir iddiası var. Öte yandan, makine öğrenmesi ve derin öğrenme teknolojileri dar alanlarda da olsa çok etkileyici ve hızlı gelişiyor. Henüz insanlar hakkında roman yazamasa da, giderek insanın bazı yazdıklarını yazmaya başladı bile. Örneğin, Bloomberg News, haberlerinin üçte birini artık robotların yazdığını açıkladı. Geleceği tahmin zor, hatta imkansız olsa da yaratıcı yazarların hayal güçlerinde oluşanı okumak keyifli ve düşündürücü olduğu kadar ilham verici olabilir. Ayrıca, geleceği şekillendiren gücün
kimde olduğunu biliyor muyuz? Geleceği Şekillendiren Teknoloji mi, Üreticisi Devler mi? FT’daki yazı, yapay zeka teknolojisinin şekillendireceği dünya üzerine romanları ve yazarlarını anlatırken, WSJ yazısı (https:// on.wsj.com/30AdpmA), bu teknolojileri üreten ve yaşamımızın her bir köşesine girebilen dev firmaları konu alan roman ve yazarları anlatıyor.
WSJ’daki “New Novels and Movies Ask: Who’s Afraid of the Big Bad Tech?”in yazarı Ellen Gamerman, bu tür romanların çoğaldığını, giderek Amazon, Google, Facebook gibi firmaları hicivsel taşlama niteliğinde olduğunu ve milyonlarca dolara film yapımcılarına satıldığını belirtiyor. Demek ki, toplumda talep ve ilgi, korku ile paralel bir yükselişte.
Büyük ilgi gören ve Türkçe’ye de “Çember” başlığıyla çevrilen David Eggers’in çarpıcı ve sürükleyici romanı için, hicivsel taşlayıcı türünün ilk örneği denebilir. Bu yazıdan öğrenip çok ilgimi çeken bir yeni roman, Alman yazar Marc-Uwe Kling’den. Ocak’da İngilizcesi yayımlanacak ve HBO dizisi yapılacak olan “QualityLand” (evet, bitişik yazılıyor) başlığında bir komedi. Romanın ana karakteri Peter Jobless’a bir gün “ne istediğini ondan daha iyi bildiğine” inanan TheShop firmasından pembe bir vibratör
gelir. Bunu iade etme çabası ve TheShop’un algoritmaları ile mücadele Peter’in hayatını alt üst eder. Bu arada, ülkenin başkanlık seçiminde cana yakın bir android (insansı robot) ile ırkçı bir insan yarışmakta. 37 yaşındaki yazar Kling, bir söyleşisinde şöyle demiş: “Kimse kötü bir makine istemez. Ama, iyi bir makine istiyor muyuz? İlginç olan soru işte bu.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
2 - 8 EYLÜL 2019
9
Kişiselleştirilmiş yapı varken ‘elektrik alamadım’ demeyin İhracat yaptığı ülke sayısını 70’in üzerine taşımayı hedefleyen Günsan, elektrikte ‘kişiselleştirilebilir’ modellerle iç pazarda ve ihracatta konumunu güçlendiriyor. Anahtar-priz üretiminde 1982 yılından beri aktif olan Günsan Elektrik, inşaat sektöründe Handan Aybars alçak gerilim tesisatı ekipmanları olan elektrik anahtarı, priz, grup priz, şalt malzemesi, kompakt şalter, kaçak akım röleleri, sigorta kutuları ve aksesuarlarından oluşan 17 bin parçalık ürün portföyünü distribütörleri ve bayileri aracılığı ile hem Türkiye’ye hem 50’den fazla ülkeye sunuyor. İstanbul Havalimanı’nın aydınlatma kontrolünü de üstlendiklerine işaret eden Günsan Elektrik CEO’su Francisco Gil Garcia, bunun yanında Bursa, Adana, Yozgat ve Elazığ şehir hastaneleri başta olmak üzere birçok kamu projesi ve konut projelerinde de ürünleriyle yer aldıklarını vurguladı. Büyümeye ve üretim kapasitesini artırmaya odaklandıklarını belirten Francisco Gil Garcia, “Sektörde farklılaşmamızı sağlayan ve rekabet gücümüzü artıran kişiselleştirilebilen ürünlerimizi çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. Her geçen yıl üretim kapasitemiz artıyor. Geliştirdiğimiz ürünlerimiz ve ihracat kanalımızla 2019 yılında da çift haneli büyüme rakamına ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Bir taraftan da, elektrikçiler ve satış noktasındaki iş ortakları, ayrıca son tüketicilerle iletişimde giderek daha fazla dijital araçlar kullanılmaya başlandığına dikkat çeken Francisco Gil Garcia, dijitalleşme ve marka bilinirliğini artırmanın öncelikleri arasında olduğunu belirtti ve sorularımızı yanıtladı: Yılın ilk yarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemiz yılın ilk yarısında gerek ekonomik gerekse yapılan seçimler nedeniyle önemli bir dönemden geçti. Gündemin hızla değiştiği bu süreçte tüm sektörler ekonomiye katkılarını sürdürecek
çalışmalarına devam etti. Bizler de geçtiğimiz yıl olduğu gibi anahtar ve priz sektöründe son kullanıcıya ulaşmayı hedeflediğimiz ürünlerimiz için çalışmalarımızı sürdürdük. Bu dönemde tüketicilerimizle daha fazla buluşmak için dijital kanallarımıza ağırlık verdik. Yaşamlara kolaylık ve konfor getirecek yeni teknoloji ve trendleri içeren yenilikçi ürünler geliştirmeye, her ihtiyaca ve zevke yanıt vermeye devam ettik. Yılın ilk yarısında özel bir projeye imza attık. Mart ayında hayata geçirdiğimiz Hayatı Aydınlatan Kadınlar Projesi ile elektrik sektöründe kadınlar için yeni çalışma alanları yaratmayı hedefledik. Projemiz, kısa sürede beklediğimizin üzerinde katılımcı sayısına ulaştı. Katılımcılarımızın teorik eğitimleri tamamlandı. Pratik eğitimler devam ediyor. Bu proje bizim için umut ve heyecan verici. Temmuz ayında ilk mezunlarımızı verdik ve kursiyerlerimizin başarısının diğer insanlara da örnek olacağına inanıyoruz. Ürün gamınızda var olan yapıları nerede üretiyorsunuz? Bunlara ne gibi yeni ürünlerin eklenmesi gündeminizde? 2019 başından itibaren yeni gruplarımız üzerinde çalışıyoruz. Üretimimiz Sancaktepe’de bulunan fabrikamızda gerçekleşiyor. Bu yıl lansmanını yaparak pazara sunmayı planladığımız İngiliz tipi anahtar priz grubumuzla Ortadoğu’nun tamamına ve Afrika’da büyük potansiyele sahip ülkelere girme şansı yakalayacağız. Akıllı ürün gruplarınız hakkında bilgi verir misiniz? Bu ürün gamını nasıl geliştirmek gündeminizde? Güncel teknolojiler odağında sektöre yenilik kazandıran kaliteli ve güvenilir ürünler geliştiriyor, üretiyor ve satış sonrası hizmet veriyoruz. İçinde
birçok ilki barından Radius’ta olduğu gibi yeniliklerimizin tüm müşterilerimizin günlük yaşamlarına katma değer kazandırmasını istiyoruz. Radius serimiz için özel olarak geliştirdiğimiz Radius App ile dünyada ilk kez kullanıcılar, akıllı telefon uygulamasıyla kendi anahtarını veya prizini istediği gibi tasarlayabiliyor. Aynı zamanda çalışma odaları, ofisler ve kişisel alanlar için geliştirdiğimiz elektronik cihazların sıklıkla şarj edildiği alanlarda tercih edilebilecek Eqona USB’li şarj prizi ile gündelik hayata pratik çözümler sunuyoruz. Eqona Pratik serimizdeki saat dereceli anahtar ve priz ise üzerinde bulunan LED göstergesi sayesinde oda sıcaklığı ve saat hakkında anlık bilgi veriyor. Ar-Ge çalışmalarında öncelikleriniz ve stratejiniz nedir? Uzmanlık alanımız olan anahtar priz ürünlerini üretirken, her bir ürün için hem ülkemize hem sektöre katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ar-Ge çalışmalarına sektörün üzerinde bir pay ayırıyoruz. ArGe stratejimiz; yeni teknoloji ve trendler içeren yenilikçi ürünler geliştirmek üzerine kurulu. Önümüzdeki dönemlerde ArGe yatırımlarımızı yüzde 50 artırmayı hedefliyoruz. İhracatınız toplam satışlarda ne kadar paya sahip? Ciromuzun yüzde 40’ını ihracattan karşılıyoruz. Büyüme rakamlarımıza ihracatımızın katkısı oldukça fazla. İhracat kanalında birçok ülkede, lider yerel üreticiler ile rekabet edecek derecede bir pazar payına sahibiz. Ürünlerimizi tüm CIS (Orta Asya) ülkelerine, Orta ve Doğu Avrupa’nın tamamına, Frankofon, yani Fransızca konuşan ülkeler dahil olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesine ihraç ediyoruz. Bunların dışında Asya’da ve Ortadoğu’da
Günsan Elektrik CEO’su Francisco Gil Garcia ihracat yaptığımız bazı ülkeler bulunuyor. Bu pazarlarda rekabet gücümüz ve potansiyelimiz oldukça yüksek. Daha da artırmak için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yeni ürünlerimizle agresif bir satış ve pazarlama politikası sürdürüyoruz. İhracat performansımızı da bu doğrultuda sürdüreceğiz. İhracat yaptığımız ülke sayısını 70’in üzerine, ihracat payımızı ise yüzde 45’e çıkarmayı hedefliyoruz. Hangi ülkelerde, nasıl bir strateji ve önceliklendirme ile varsınız? Distribütörlerimiz ve bayilerimiz aracılığıyla Türkiye’de ve yurtdışında ürünlerimizi satışa sunuyoruz. İhracat çalışmalarımızı hem kendi bayi kanalımız hem yurtiçinde ve yurtdışında kurduğumuz proje kanallarımız ile yürütüyoruz. Ürünlerimizi ağırlıklı olarak Ukrayna, Özbekistan, Romanya, BosnaHersek, Bulgaristan, Gürcistan ve Kırgızistan gibi ülkelere ihraç ediyoruz. Afrika ve Ortadoğu’nun yanı sıra Rusya pazarı daha etkin olmak istediğimiz pazarlar. Özellikle Rusya bizim için çok önemli. Bu pazarda elektrik malzemelerinin tamamına talep var. Pazarın taşıdığı potansiyel ile birlikte stratejimizi bu ülkeler üzerine geliştirdiğimizi ifade edebiliriz.
10 BİLİŞİM DÜNYASI
BThaber 2 - 8 EYLÜL 2019
Keenetic Türkiye pazarında yerini aldı
Türkiye pazarına giriş yapan Keenetic marka ağ ürünleri düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. Keenetic 2010 yılında Hong Kong’da ev ve iş dünyasına premium Internet erişimi ve WiFi çözümleri sunmak amacıyla kuruldu. Faaliyetine özel pazarlarda Zyxel ile co-brand (ortak marka) olarak başlayan Keenetic, Eylül 2017 itibariyle bağımsız bir marka olarak çalışmalar yürütüyor. Ev ve ofis kullanıcı ihtiyaçlarını öncelik olarak belirleyen şirket, yetkin ürünlerini kendi işletim sistemi Keenetic OS ve bulut mimarisiyle sunuyor. Türkiye’de ise Kasım 2018’de Keenetic İletişim Teknolojileri Bilişim Pazarlama ve Danışmanlık A.Ş ortak girişimi kuruldu. BT ve güvenlik sektörünün deneyimli ismi Vefa Tarhan da Keenetic Türkiye Kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak atandı.
Basın toplantısında konuşan Vefa Tarhan, Keenetic marka ağ ürünleri hakkında detaylı bilgiler paylaştı. “Her şey çok hızlı değişiyor. Ciddi güvenlik tehditlerinin yanı sıra müşterilerimizin gerek kablosuz iletişimde gerekse uygulamaların çalışmasında ciddi performans beklentileri ile karşı karşıyayız” diyen Vefa Tarhan, şöyle devam etti: “2018 yılında Türkiye’de önemli analizler yaptık ve Keenetic’in doğru bir yolda olduğu gözlemlendi, daha iyisi için de güncellemeler yaptık. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz ve bu yönde adımlarımızı attık, ürünlerimizi hazırladık. Türkiye ofisini kurduk ve bu çözümleri müşterilerimizle buluşturmak için büyük heyecan içindeyiz.”
BThaber 2 - 8 EYLÜL 2019
???????????
DOSYA:
Dönüşen Dünyanın Teknoloji Platformu
www.bthaber.com.tr
Ferit Çelik
Türkiye’nin rekabetçi yapılara ihtiyacı var! Bilişim alanında yaşanan gelişmeler, iş dünyasındaki rekabet ortamını her geçen gün biraz daha güçlendiriyor. Bu rekabet ortamında şirketlerin ayakta kalabilmesinin önemli araçlarından bir tanesi de dijital dönüşüm. Dijital dönüşümü gerçekleştirmenin temelinde ise bu konuda bilgili olmaktan ve gerekli teknoloji yatırımlarını bu doğrultuda yapmaktan geçiyor. Yoksa, “Ben şu ürünleri aldım ve kullanmaya başladım, artık dijitalim” demek anlamına gelmiyor. Türkiye’de bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve doğru stratejiler çerçevesinde kullanılması konusunda şirketlere önemli bilgi – tecrübe aktarım platformları
sunan Bilişim Zirvesi, bu kapsamda yeni bir platforma daha imza attı. BTvizyon Teknoloji Platformları. Teknoloji Platformları’nın Anadolu’daki ilk durağı ise Bursa oldu. Bir bakıma mini bir Bilişim Zirvesi olan etkinlik; teknolojinin sadece maliyet ya da zaman avantajı yaratan bir olgu olmadığını, kimi operasyonlar için iş yapış şeklini baştan sona değiştirdiğini işaret eden sunumların yanı sıra, katılımcıların Dönüşüme nereden başlamalıyız? Dönüşüm ile ne tip avantajlar yakalabiliriz? Kendi sektörümde dönüşüm adına neler yapılıyor?’’ gibi sorulara da yanıtlar üretti.
12 DOSYA
BThaber
dönüşen dünyanın teknoloji platformu
2 - 8 EYLÜL 2019
Yazılım robotları ile süreçler daha hızlı, personeller daha yaratıcı Bursa’da gerçekleştirilen BTvizyon Teknoloji Platformu’na katılan UiPath Türkiye Ülke Müdürü Tuğrul Cora, “Robot Yazılım ve Yapay Zekâ ile Kurumların Dijital Dönüşümü” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Tuğrul Cora, “BThaber ve Bilişim Zirvesi etkinlikleri ile ilk temasım 1995 yılına dayanıyor. O günden bu yana Türkiye’de teknolojinin nabzını tutan ve son yıllarda da ülkemin dijital dönüşüm bayraktarlığını yapan bu yayına teşekkür etmek isterim. Bunun bir parçası olmaktan dolayı memnuniyet duyuyorum. Asıl konumuza gelecek olursak; Türkiye’nin dünya ile rekabet eden, katma değerli ürünler üreten şirketlere ihtiyacı var. Ve bu katma değerli ürünlerin dış pazarlara sunulmasına da… Bursa bu noktada Türkiye için kaldıraç vazifesi görüyor. Ancak unutmalıdır ki dünya ile rekabet halinde olabilmek için ön planda olan ilk iki konu dijital dönüşüm ve otomasyon. Şirketler yahut ülkeler yıldan yıla büyüme gösterebilir. Ancak buradaki önemli ölçüt Toplam Faktör Verimliliği. Siz üretim tesislerini genişletebilir, daha fazla kişi istihdam edip, daha çok üretim yapabilirsiniz; bu bir başarıdır da. Ancak gelişebilmek ve daha rekabetçi olmak için verimliliğin artmasını sağlamak şart. Sahip olduğunuz insan kaynağı, hammadde ve tesis üzerinden daha fazla ürün
çıkarmak için de teknoloji yatırımı yapmanız, bu yatırımın uçtan uca iş yapış şeklinize yön vermesine izin vermememiz gerekli” dedi. Rekabetçi olabilmek için dönüşümün önceliklendirilmesine vurgu yapan Cora, dış dünya ile rekabet edebilmek için rekabetçi bir toplum haline gelmemiz gerektiğini belirtti ve “Bu aslında en alt katmanda, her birimiz için bireysel bir görev” dedi. Cora sözlerine şu şekilde devam etti: “Kendini tekrar eden masa başı işlerin yerine katma değeri yüksek yeni meslekler türeyecek. Eski meslekler ise bir bir anahtarı robotik teknolojilere teslim edecek. Endüstriyel robotlar, üretim tesislerinde bandın başına geçti bile. Şimdi de UiPath’in yazılım robotları ile ofis ortamındaki uzun ve tek düze süreçler robotlara teslim ediliyor. Endüstriyel robotlar nasıl bir fabrika işçisini taklit eden işler yapıyorsa, yazılım robotları da bir ofis personelinden işi bu şekilde öğrenebiliyor. Bilgisayarlı görü teknolojisini merkeze alan ürünümüz, bilgisayar ekranını okuyup, ekran hareketlerini anlayabiliyor. Yapay zeka teknolojileri ile buna muhakeme ve karar verme yetkinlikleri de ekleniyor. Örneğin kendi içinde sürekli aynı işlemlerin yapıldığı bir iş sürecine yazılım robotları dahil olduğunda, süreç çok daha hızlı, hatasız ve güvenli
Tuğrul Cora - UiPath Türkiye Ülke Müdürü olarak ilerliyor. Eskiden söz konusu bu süreç ile ilgilenen personel ise çok daha yaratıcı ve verimli bir şekilde işine odaklanabiliyor. Şu an sadece kural bazlı işleri yapabilmeye yetkin olsa da ileride yazılım robotları, gelişen muhakeme yetenekleri ile sadece doğruyu yanlıştan ayırt etmekle kalmayacak, uçtan uca karar verebilen bir zekaya sahip olacak. Gartner rakamlarına göre 2018 yılında büyük kurumların yüzde 20’si süreç otomasyonunu aktif olarak kullanmaya başlamış. Bu oranın 2020 yılında ise hızlı bir sıçrayışlar yüzde 70 seviyelerine çıkması bekleniyor. Yazılım robotlarının bu denli hızlı yayılmasının sebebi ise basit: Verimlilik, hız, yaratıcılık ile kurumların yatırım maliyetlerini hızlıca amortilemeleri.”
Endüstriyel alanda anlık haberleşme, tam verimlilik vadediyor
Tolga Bizel - CLPA Türkiye Müdürü Dijital dönüşümün merkezinde yer alan teknolojilerden biri de haberleşme. Zira iş süreçlerini dijitalleştirmek, üretim süreçlerini otomasyon teknolojileri ile bezemek her ne kadar önemli olsa da süreçlerden çıkan verinin anlık işlenmesi farkındalığın ve verimliliğin
temel ölçütü. ‘’Dijitalleşen Fabrikalarda Endüstriyel Haberleşme’’ konulu sunumu ile Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinde konuşan CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, endüstriyel alanda haberleşmenin başarılı örneklerini katılımcılarla paylaştı.
geçişin yaşandığını, ancak asıl değişimin birbiri ile haberleşebilen, içinde ne tip bir çamaşırın yer aldığını gözlemleyebilen ve ona göre kendi kararını verebilen makineler ile geleceğini belirtti. Bizel, endüstriyel alanda haberleşmeyi ise şöyle anlattı:
Artık kapıya yerleştirilen bir sensörden, “Açık/kapalı” verisinden çok daha fazlasının beklendiğini belirten Bizel, kapının açık kaldığı sürenin, kapıdan geçen insanların giydikleri kıyafetlerin renginin ve hatta insanların ruh hallerinin algılanabildiği bir dünyada bunu anlık olarak işlemenin belirleyici bir etkisi olduğunu belirtti. Bir başka örnekte beyaz eşyaların evriminden söz eden Tolga Bizel, merdaneli çamaşır makinelerinden, yarı dijital makinelere ve daha sonrasında mobil uygulamalar ile senkronize olabilen makinelere
‘’Dijitalleşen dünyada hızlı, çevik karar verebilen, yüksek verimlilikte çalışan ve tüm bunların yanında müşterilerine terzi usulü hizmetler sunan şirketler kazanacak. Bu bağlamda bir üretim tesisinde X adet ürününün banttan geçmesi şirket için bir risk taşırken, üretim sayısını ve şeklini anlık olarak yönlendirebilen şirketler yüzde 100 verimlilikle çalışabiliyor. Bunu yapmak içinse üretim sürecinde yer alan tüm sensörlerin ve robotların anlık olarak haberleşmesi gerekiyor.”
BThaber
dönüşen dünyanın teknoloji platformu
2 - 8 EYLÜL 2019
DOSYA 13
‘Dijital İş Dönüşümü’ fiziksel ile dijitali aynı potada eritiyor Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinin Premium Sponsoru olan Oracle, dijitalleşen dünyanın gerekliliklerini katılımcılara aktardı. Oracle Dijital adına konuşan Ülke Satış Direktörü Elçim Sirek “Geleceği Bugünden Yakalamak” isteyen şirketlerin yöneticileriyle bu konudaki önemli ipuçların paylaştı. Sunumuna ‘’Dijital Dönüşüm Nedir?’’ sorusu ile başlayan Sirek, bu soruya herkes tarafından farklı yanıtlar verildiğini belirtti ve Oracle olarak bu kavrama şu şekilde açıklık getirdiklerini söyledi: “Oracle olarak, insanlar, iş süreçleri ve bağlı nesnelerin ortak bir tablo oluşturduğu, fiziksel dünya ile dijital dünyanın birbiri ile iç içe girmeyi başardığı dönüşüm süreçlerine dijital iş dönüşümü diyoruz.” Elçim Sirek sunumunda dijitalleşen dünya ile elde edilecek rakamları da paylaştı. Farklı dönemlerde teknolojik ürünlerin yayılım hızını aktaran Sirek, ‘’Televizyonun 50 milyon kişiye ulaşması için geçen süre 13 yılı buldu. Akıllı hoparlörler için ise
bu süre sadece 2 yılı almış. Bu bağlamda yapılan araştırmalar 2022 yılına kadar toplam yeni 870 milyon adet bağlı akıllı cihazın hayatımızda yer alacağını gösteriyor. Nesnelerin interneti kavramının güç kazanması ile bu sayının çok daha fazlasını görmek işten bile olmayacak. Milyonlarca cihazın hayatımıza girmesi ise eskisi gibi sadece günlük hayatımızda ufak değişimler yaratmayacak. Hayatın ve özellikle iş dünyasının hemen her alanında yankı uyandıracak. Dijitalleşme, ayak uyduramayanlar içinse olumlu bir tablo yaratmayacak. Çünkü bu denli bağlı bir dünyada müşteriler için belirleyici olan anlık deneyimler. Üretimden lojistiğe, e-ticaretten, fiziksel mağazalara kadar hemen her sürecin hız kazandığı ve kazanmaya devam edeceği günümüze ilişkin araştırmalar, dijitalleşmeyen her 7 firmadan 5’inin yüzde 30 ya da daha fazla oranda küçülmeye gitmek zorunda kalacağını, kimilerinin ise kapanacağını söylüyor.”
Elçim Sirek - Oracle Dijital Satış Direktörü Oracle olarak artık eskisi gibi veritabanı hizmeti sunan bir şirket olarak hatırlanmadıklarını belirten Elçim Sirek, dijitalleşme sürecinde sundukları uçtan uca çözümlerle müşterilerinin en büyük destekçisi olduklarının altını çizdi. Oracle Dijital Satış Direktörü Elçim Sirek, Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinin son oturumunda gerçekleşen ‘’Dijital Dönüşüm Teknolojileri ve Akıllı Firmaların Dijital Dönüşüm Yolculuğu’’ temalı panelin panelist konuşmacıları arasında da yer aldı.
Üretim takip sistemlerinde yapay zeka olmazsa olmaz Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinde MES çözümleri ise Konzek Teknoloji Marka Müdürü Uğur Canbaz tarafından anlatıldı. Yapay zeka destekli MES çözümü Retmes hakkında detayları paylaşan Canbaz, sunumuna Konzek Teknoloji’nin öyküsü ile başladı: “Konzek Teknoloji, Endüstri 4.0 çözüm-leri konusunda yapay zeka destekli MES, ortam izleme, enerji yönetimi, sistem otomasyon ve süreç kontrol alanlarında yazılım ve donanım çözümleri geliştirmekte. 2014 yılında kurulan Konzek, İz-mir'de de ofisi bulunan İstanbul merkezli bir şirket. Konzek olarak biz, faaliyet gösterdiğimiz her alanda yarına hep bir adım önde başlıyor, teknolojik yenilikler ile kendimizi sürekli geliştiriyor, müşterilerimize en uygun ve en iyi çözümü sunmayı amaçlıyoruz.” MESA International standartlarına uygun bir üretim yürütme sistemi olan Retmes ürünleri hakkında da detaylar paylaşan Canbaz, “MESA
standartlarına uygun olarak geliştirilmiş olan Retmes, üretim merkezleri ile ERP arasındaki üretim süreçlerine ait bütün işleyişi yöneten entegre sistem-ler bütünüdür” dedi. Üretim izleme sistemi, enerji yönetim sistemi, toplam ekipman verimliliği ve yapay zeka destekli üretim ürünü ile toplam 4 ayrı Retmes ürününün olduğunu vurgulayan Canbaz, bu ürün portföyü ile Endüstri 4.0 ile birlikte terimleşen Karanlık Fabrika hedefine gidilen yolda ihtiyaç duyulan akıllı yönetim ve kontrol modüllerine sahip olduklarını belirtti. Retmes mIQ çözümleri ile üretim yürütme sistemindeki planlama, iş emri yönetimi, kestirimci bakım, bildirim yönetimi ve reçete yönetimi gibi modüllerin özelleştirilmesini otomatize ettiklerini belirten Canbaz, makine öğrenimi alanında Retmesi'in
Uğur Canbaz - Konzek Teknoloji Marka Müdürü yapay zeka algoritmalarının üretime ait milyonca milyarlarca veri ile eğitildiğini, eğitim sonucundan çıkan veri modeline göre doğruya en yakın tahminin el edildiğini belirtti. Retmes ile yeni veriler üretildikçe öğrenmenin devam ettiği ve süreklilik sayesinde tahmin başarısının artırıldığı kaydedildi.
14 DOSYA
BThaber 2 - 8 EYLÜL 2019
Otonom hale gelen iş dünyasında insanı yönetmek
Serdar Özgenlik Cargill Çalışan Deneyimi Müdürü Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinde robotik, süreç otomasyonu, yapay zeka gibi konular konuşulurken “İş Dünyasında İnsan” faktörü de unutulmadı. Bu denli bir değişimin insan kaynakları yönetimi alanında da köklü değişimlere sebep olacağını belirten Cargill Çalışan Deneyimi Müdürü Serdar Özgenlik, Teknoloji Platformu konuşmacıları arasında yer aldı. Son 50 yıllık süreçte insanoğlunun teknolojiyi algılama biçimi, onu kullanması ve geliştirmesi noktasında bile önemli bir gelişim katettiğini belirten Özgenlik, iş dünyasına yeni yeni atılan günümüz jenerasyonun tüm bu gelişmelerin ortasında kendini tanıdığını, doğal olarak teknoloji ile bir hayli barışık yaşadığını belirtti. Tüm sektörleri ve operasyonları değiştiren bu dönüşüm sürecinde insan kaynakları alanında bir kabuk değişimi olduğunu belirten Serdar Özgenlik Deloitte’nin 2017 yılında yayınladığı araştırma sonuçlarından dikkat çeken noktaları paylaştı: “2017 yılında dijital ve mobil araçlardan yararlanmak ve yine bu cihazlar üzerinden erişim sağlayabilmek için insan kaynakları programlarının yüzde 56’sı yeniden tasarlandı. Şirketlerin yüzde 51 ise dijital iş modelleri için kuruluşlarını yeniden tasarlama sürecinde. Bir diğer yandan şirketlerin yüzde 33’ü insan
kaynakları çözümleri sunmak için bir çeşit yapay zeka teknolojisi kullanıyor ve yüzde 41’i insan kaynakları hizmetleri sunmak için aktif olarak mobil uygulamalar geliştiriyor. Tüm bu rakamlar 2017 yılını kapsayan dönem için. 2020’li yıllarda ise insan kaynakları süreçlerinin büyük oranda dijitale taşınması bekleniyor.” Robotik teknolojilerin kullanım alanının her geçen yıl genişlediğini kaydeden Özgenlik, ''2018 yılında saha operasyonlarının yüzde 71’i insanlar tarafından işletiliyorken süreçlerin sadece yüzde 29’u otomasyon teknolojilerine emanetti. Yapılan araştırmalar 2022 yılında bu oranın yüzde 58’i insan gücü, yüzde 42’si ise robotik ve otomasyon teknolojileri olacağını gösteriyor” dedi ve ekledi: “Robotik ve otomasyon teknolojileri insan gücünü merkeze alan çok sayıda mesleği yok ediyorken yeni mesleklerin doğmasına da zemin oluşturuyor. Teknik becerilerin gerektiği veri analistliği, büyük veri uzmanlığı, robotik mühendisliği, blok zinciri uzmanlığı, bilgi güvenliği uzmanlığı gibi yeni unvanların yanı sıra müşteri hizmetleri uzmanlığı, inovasyon uzmanlığı, organizasyonel gelişim, kültür yönetimi gibi daha çok insana özgü becerilerin merkezde olduğu alanlar da açılıyor.”
Konu: KVKK Uyumluluğu
Entegrasyon
Keşfetme
Envanter Yönetimi
Süreç Yönetimi
Dijital Dönüşüm
Yapılandırılmış (ERP, CRM, v.b.) ve Yapılandırılmamış (Fileserver, Sharepoint, vb) tüm verileriniz M-Files ile entegre edilebilir. Bu sayede tüm veri tek bir yerden kolayca yönetilebilir.
Entegre edilen tüm yapılandırılmış ve yapılandırılmamış veriler otomatik şekilde indekslenir ve kişisel veri içerenler belirlenen kriterlere göre otomatik olarak etiketlenir.
Barındırma Alanları, Tedarikçi Bilgileri, Personel Bilgileri, Departman Bilgileri, Kişisel Veri Envanteri, İmha Süreleri ve Uygulama Envanteri hazır gelen yapı üzerinden kolayca yönetilir.
KVKK Uyumluluğu sadece bir seferlik bir iş değildir. KVKK Uyumluluğu aynı zamanda bir süreç yönetimidir. Denetimler, Değerlendirmeler, Sorunlar, Bulgular, DÖFler, Prosedürler, Periyodik İşler ve dahası...
Kağıt ortamında tutulan tüm veriler M-Files içerisinde dijital olarak çok daha kolay şekilde yönetilebilir. Bu sayede KVKK uyumluluğu da kolaylaşır.
16 DOSYA
BThaber
dönüşen dünyanın teknoloji platformu
2 - 8 EYLÜL 2019
“MES ERP’nin alternatifi değil, destekleyicisidir” temelli yönetim” mottosu ile 1994’ten bu yana ileri teknolojilere dayalı bilgi işlem çözümleri geliştirdiklerini, işletmelerin global dünyadaki rekabet güçlerini arttırmak için Akıllı İşletme Çözümleri üzerinde çalıştıklarını belirtti. Yüzde 60’ı mühendislerden oluşan 40 kişilik bir kadro ile faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Karayel, 27 bayi ile Türkiye’deki pek çok ile ulaştıklarını söyledi.
Çağla Karayel İletişim Yazılım Satış Pazarlama Direktörü
MES International ve ISA standartlarına uygun bir ürün olan CoralReef MES çözümlerine ilişkin detayları paylaşan Karayel ERP ile MES kavramlarının doğru algılanmasının şirketlere uzun vadede değer katacağını belirtti ve ekledi:
Bursa’nın önde gelen bilişim şirketlerinden İletişim Yazılım tarafından Teknoloji Platformu kapsamında “MES ile Fabrikalarda Dijitalleşme: CoralReef’’ isimli bir sunum gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan İletişim Yazılım Satış Pazarlama Direktörü Çağla Karayel, ‘”Sürdürülebilir gelişim için bilgi
“MES ve ERP entegre çalıştığında etkin bir saha yönetiminden bahsedilebilir ve etkin bir MES, ERP’nin daha doğru verilerle yönetmesini mümkün kılar. MES ile ERP’yi anlık verilerle besleyerek fiili maliyetleri yönetebilir ve kaynaklarınızı izleyebilirsiniz.” CoralReef ile yönetici kontrol paneli ve
üretim durum paneli gibi fonksiyonlarla mevcut durumun anlık kontrol edilebildiğini, mobil fabrika modülü ile akıllı telefon ve tabletlerde raporlama yapılabildiğini ve bu raporlamanın çok sayıda farklı web tarayıcısı üzerinden gerçekleşebildiğini aktardı. MESA araştırmalarına göre yaratılan faydaları yüzdeleriyle paylaşan Karayel, çevrim zamanlarının yüzde 41 oranında, veri girişi zamanlarının ise yüzde 75 oranında azaltıldığını belirtti. Hız ile birlikte yüzde 57 oranında veri kaybının da engellendiği aktarılırken, yüzde 15 oranında ürün kalitesindeki artış ve teslimat süresinde yüzde 32 oranında azalış dikkat çeken rakamlar arasındaydı. Karayel son olarak CoralReef içindeki örnek raporları da kullanıcılar ile paylaşırken, çözümlerindeki fabrika ve kokpit raporu, makine ve personel durum izleme paneli, kalite raporu, fire analiz raporu, izlenebilirlik raporu ve ürün bazında hurda dağılım analizi gibi çıktıların şirketlere hızlı, anlaşılabilir ve doğru bir şekilde aktarıldığını belirtti.
Proje ve şantiye süreçleri dijitalleşiyor Merkez ve proje/şantiye süreçlerinin dijitalleşmesi alanında çözümler geliştirilen Pir Yazılım, Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinin konukları arasındaydı. Geliştirdiği bulut tabanlı çözümler ile müşterilerinin dönüşümüne eşlik eden bir şirket olduklarını belirten Pir Yazılım Kurucusu ve CEO’su Sedat Yazıcı, sunumuna bulut tabanlı teknolojilerin sunduğu avantajlardan söz ederek başladı. Sundukları çözümlerde platform bağımsız, internete bağlı olan her cihazda veriye erişimi mümkün kıldıklarını belirten Yazıcı
sözlerine şu şekilde devam etti: “2010 yılından bu yana yaptığımız gözlemler sonucunda firmalarda gördüğümüz en kritik sorunlar ve problemlerin kök nedeni ticari/ERP programı dışındaki işlerin Excel veya defterlerde takip edilmeye çalışılmasıydı. Bu da şirketler için süreç kopukluğuna neden oluyordu. Biz ise bu kopukluğu ortadan kaldırmak adına çözümler geliştiren ve proje yönetimi ile ticari yönetim süreçlerinin birbirine bağlayan bir zincir görevi görüyoruz.”
Sedat Yazıcı - Pir Yazılım ve Teknoloji CEO’su
Dijital dünyada ödeme sistemleri
Umut Yalçın - Bakiyem Kurucusu
Dijital dünyada yenilikçi ödeme yöntemlerini katılımcılara aktara Bakiyem Kurucusu Umut Yalçın, sunumuna paranın evrimi ve yeni nesil ödeme yöntemlerinde örnekler paylaşarak başladı. Günümüz ödeme yöntemlerinin artı ve eksilerini aktaran Yalçın banka havalesi ve kapıda ödeme yöntemleri için şunları söyledi: “Mobil ödemenin, sanal pos çözümlerinin yanında banka havalesi ve kapıda ödeme farklı avantajları ve dezavantajları bir arada sunuyor. Kapıda ödeme yöntemi alıcı için oldukça güvenli. Ancak kapıda ödem geri
iade oranın yükseltiyor, bu imkan keyfi siparişleri artırırken, satıcı tüm bu sebepler ile yüksek hizmet bedelleri ödemek zorunda kalıyor. Sanal Pos içinse durum biraz daha farklı. Limit sorunu ve geri ödeme süresinin uzunluğu gibi dezavantajlar yöntemin eksi hanesine yazılabilecek olsa da güvenlik, hız, kesin satış, platform uygunluğu, kolay entegrasyon, kısa süre para temini ve bütün banka kartlarına taksit imkanı sanal pos için cazibe yaratıyor.”
%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz
iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde
%30’a kadar artış sağlar.
Üretim Süresi Analizi
Üretim Sayısı Takibi
Makine ve Hat Performans Analizi
Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi
Boşta Bekleme Süresi Analizi
Enerji Tüketimi Analizi
18 DOSYA
BThaber
dönüşen dünyanın teknoloji platformu
2 - 8 EYLÜL 2019
Dijital dönüşüm uzun bir süreç ve adım adım ilerlenmeli Türkiye’de henüz dijital dönüşüm yolculuğumuzun başlarındayız. Firmalar her geçen gün ortaya çıkan yeni bir teknoloji haberi ile irkiliyorlar. Bu teknolojileri nasıl takip edeceklerini ve nasıl uygulayacaklarını bilemiyorlar. Ancak rekabetten de geri kalmak istemiyorlar, endişeye kapılmış durumdalar.
nasıl bir rol oynuyorsunuz?” oldu. Şirketlerin dijitalleşme süreçlerindeki ilk adımlarına eşlik ettiklerini söyleyen Kula, ERP yazılımlarının dünyadaki başarı oranının yüzde 60 ile sınırlı olduğunu ancak Bilişim A.Ş’nin gerçekleştirdiğin projeler ile yüzde 90’lık bir başarı gösterdiğini aktardı.
Firmaların teknoloji trendlerini takiplerini kolaylaştırmak ve yol göstermek için Teknoloji Platformu Bursa’da “Dijital Dönüşüm Teknolojileri ve Akıllı Firmaların Dijital Dönüşüm Yolculuğu” adlı bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp’ın yaptığı, Bilişim AŞ İş Zekası Sistemi Ürün Müdürü Ulaş Kula, Netoloji Yurtdışı Satış Müdürü Harun Arman ve Oracle Dijital Ülke Satış Direktörü Elçim Sirek’in konuşmacı olarak yer aldığı panelde konuşmacılar dijital dönüşüm için gerekli olan temel düzeydeki teknolojileri, firmaların dijital dönüşüm yolculuklarına nasıl başlayabileceği, adımlarını nasıl ve ne zaman atmaları gerektiği konusunda bilgi verdiler.
yanıt Ulaş Kula’dan geldi. Ulaş Kula, düne kadar her şirketin bir yazılım şirketi hüviyetinde olması öngörülürken artık şirketlerin birer yapay zeka şirketi olmasının beklendiğini söyledi. Netoloji Yurtdışı Satış Müdürü Harun Arman ise bu soruya şöyle bir yanıt verdi: “Şirketlere ‘İlk olarak hangi işi dijitale taşıyorsunuz’ diye sorduğumuzda, genellikle satın alma süreçleri yanıtını alıyoruz. Doğru olan da bu: Şirketlerin ilk adımlarını kısmen ufak projeler ile atması.” Oracle Dijital Ülke Satış Direktörü Elçim Sirek de aynı soruya benzer bir yanıt verdi ve Oracle olarak önce müşterilerini dinlediklerini ve aldıkları yanıta göre ilk adımların küçük projeler ile atıldığını belirtti.
Şirketlerin dijital dönüşüme bakışı Türkiye’de şirketler dönüşüme nasıl başlıyor soru ile oturum başlatan M. Göker Sarp’a ilk
Dijital dönüşümdeki roller! Kurumsal Dönüşüm Koordinatörü M. Göker Sarp’ın ikinci soru ise “Dijital Dönüşümde
Harun Arman ise şirketi Netoloji’nin iş akışı ve süreç yönetimi çözümleri ile dijital dönüşümde önem arz eden bir noktada olduklarını söyledi. Arman, E-Flow’un iç ekipler tarafından rahat ve ihtiyaca yönelik kullanıldığından da söz etti. Elçim Sirek ise konuya ilişkin, “Oracle dönüşümün gerektirdiği en iyi iş yapış şeklini barındıran uygulamaları sunuyor. Bunu da bulut ortamında, platform bağımsız şekilde sunuyor. İnsan kaynakları, tedarik zinciri yönetimi, finans, üretim planlama gibi alanlarda sunduğu çözümleri modüler bir yöntem ile parçalayarak müşterilerine sunması Oracle’ı cazip kılıyor” dedi. Panelistler kadar izleyenlere de sorular yönelten M. Göker Sarp, “Dijital dönüşüm kavramının çağrıştırdığı 3 şey nedir?” Sorusunu sordu. Bu soruya; IoT, MES, otomasyon, verimlilik, mobilite gibi yanıtlar geldi. En popüler üç yanıt ise bulut, yapay zeka ve Bilişim Zirvesi şeklinde sıralandı.
Drone teknolojisi, tohum üretim süreçlerini insansızlaştırıyor
Murat Yonar - May Tohum Bilgi Teknolojileri Müdürü Teknoloji Platformu Bursa etkinliğinde dijital dönüşüme kurumsal dünyanın farklı kanatlarından yeni yaklaşımlar getirilirken tarım alanında faaliyet gösteren May Tohum, bambaşka bir yaklaşım getirerek, iş süreçlerini kökten değiştirdiğini açıkladı. Etkinlikte May Tohum adına konuşan Bilgi Teknolojileri
Müdürü Murat Yonar, Endüstri 4.0 çağında tohum üretimde drone teknolojilerinden nasıl faydalandıklarını açıkladı. Drone teknolojirini farklı işlemler ile farklı yöntemlerde kullandıklarını anlatan Yonar, “Farklı yüksekliklerde kullandığımız hava araçları tohum üretilen bölgede farklı alanlarda çok sayıda veriyi toplamamıza imkan tanıyor. Tohum üretimi konusunda daha öncesinde bu işi mühendislerin teker teker tüm bitkileri gezmesi ile yapılabiliyordu” dedi. Drone teknolojisinin arkasındaki sensör teknolojilerinin, yazılımın ve analitik becerilerin de önemli olduğunu belirten Yonar, ekim öncesi toprak analizi süreçlerde de yine hava araçlarından yararlandıklarını, farklı yüksekliklerdeki alanlarının algılanabilir, yine aynı ortamdaki nem, bitki besin
maddesi oranı ve ışık gibi değişkenlerin hesaplanabildiğini aktardı. İnsan tarafından gerçekleştiği takdirde uzun zaman alan tohum sağlığı tespiti, ürün adeti sayımı gibi süreçlerin drone teknolojileri ile çok hızlı şekilde gerçekleştiğinin altını çizen Yonar, her bir santimetredeki tohumun ne kadar sağlıklı olduğunu da yine aynı yöntemle anlayabildiklerini aktardı ve ekledi: “Teknolojimiz ile su stresinden şüphelenilen alanları belirleyerek sulama suyu kontrolü yapabiliyoruz. Ardından, sahada, çok bantlı veriye dayanarak, drenaj sistemleri ve su yolları gibi iyileştirmelerin yapılmasını sağlıyoruz. Tarım makinelerinin ürünlere verdiği zararların gözlemlenmesi ve sorunlu makinelerde gerekli tamirat ve değişim bu sayede hızlı bir şekilde yapılabiliyor.”
BThaber
20 BİLİŞİM DÜNYASI
2 - 8 EYLÜL 2019
Endüstriyel IoT, giderek önemini artırıyor Hitachi Vantara, üretim başlığında dijital dönüşüm sürecinde doğru konumlanmak için şirketlerin endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT) yatırımlarını artırarak verimliliği pekiştirme eğilimini ortaya koydu. IoT ile M2M gelişimi ve bu pazarlarda istikrarlı büyüme beklentisi, IioT başlığında da beklenti yaratıyor. Aşırı üretim, stok, taşıma ve kusurlu ürün israfı gibi üretim sektöründe karşılaşılan sorunlar ve riskler IIoT sistemleriyle en aza indirilebiliyor. Müşteri siparişlerindeki değişiklikler, tedarik zincirindeki aksaklıklar ve öngörülemeyen sorunlar, bir ağ üzerinden birbirleriyle ve
paydaşlarla paylaşılan gerçek zamanlı veriler sayesinde aşılabiliyor. Kusurlu ürünler, cihaz arızaları, üretim vardiyalarının iç içe geçmesi ve operasyonel görünürlüğün düşük olması gibi olumsuzluklar, uçtan uca bütünleştirilmiş IIoT sistemleriyle ortadan kaldırılabiliyor. Özellikle ağır endüstri kollarının güvenlik açısından risklere yatkın olması ışığında, olası her türlü tehdidin de öngörülebilir olması gerekiyor. Örneğin; IIoT altyapılarıyla mevcut sorunları aşmaya çalışan bir dağıtım merkezi, IIoT sistemlerine yönelik yatırımları sayesinde verimliliğini yüzde 8 artırırken, bir fabrika da ana ürünlerinin üretim
süresini yüzde 50 kısaltarak teslimat sürecini hızlandırdı. Öte yandan Hitachi Vantara, rekabet avantajını korumak isteyen firmalara bazı önerilerde bulundu. Uçtan uca süreçleri görselleştirmenin ardından yapılacak ilk iş, insan, makine, malzeme/ürün ve yöntem verilerini birbirine entegre etmek. Sonraki aşamada gelişmiş analitik sistemlerden ve yapay zekadan faydalanarak, arızaları öngörmek ve tüm bu içgörüler ışığında şirket yapısına ve faaliyetlerine en uygun yol haritasını belirlemek de mümkün.
Hitachi Vantara’nın endüstriyel internet, veri yönetimi ve analitik teknoloji plaformları Lumada ve Pentaho, bu yolda destek sunarken, kestirimci bakım özelliğiyle bakım sıklığını ve maliyetlerini azaltıyor. Lumada ve Pentaho, arızaları öngörerek riskleri en aza indiriyor. Üretim optimizasyonu ve planlaması ile mevcut engelleri aşan IIoT çözümleri, sipariş programlamasını en iyi hale getiriyor. Geliştirilmiş yapay zeka, makine öğrenimi ve ileri analitik kabiliyetleriyle güncellenen ürünler, gerçek zamanlı hata tespiti sayesinde ürün kalitesini artırıyor ve kalite yönetimini düzene sokuyor.
Akıllı Şehirler Konsorsiyumu ilk fazı geçti
Netaş Ar-Ge Stratejileri Direktörü Rıza Durucasugil Netaş, yurtiçi ve yurtdışında şehirleri yerli teknolojilerle akıllandırmak için 22 kurumu bir araya getirerek Akıllı Şehir Konsorsiyumu’nu kurdu. Konsorsiyum, enerji, bina yönetim sistemleri, acil durum yönetimi, sağlık, çevre ve atık yönetimi, otopark ve
ulaşım sistemleri alanlarında entegre akıllı çözümlere odaklanacak. Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatını artırmaya katkı sağlamayı hedefleyen konsorsiyumun sunduğu akıllı şehir projesi, TÜBİTAK’ın Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) başvurularında FAZ-1 aşamasına geçmeye hak kazandı. TÜBİTAK, teşvik programı SAYEM ile Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatının artmasına katkı hedefliyor. Ar-Ge çalışmaları ve geliştirdiği teknolojilerle yurtdışında sistem entegrasyonu ve telekomünikasyon projeleri gerçekleştiren Netaş, da bu konsorsiyum
ile söz konusu hedefe katkı sağlamayı amaçlıyor. Netaş Ar-Ge Stratejileri Direktörü Rıza Durucasugil, 5G ile IoT teknolojisinin gelişiminin hızlanacağını, bunun akıllı şehir uygulamalarının temelini oluşturacağını vurguladı ve şöyle devam etti: “Tahminlere göre 2018’de 81 milyar dolar seviyesinde olan akıllı şehir harcamaları 2022’de 158 milyar dolara ulaşacak. Akıllı Şehir Konsorsiyumu ile ilk etapta enerji, bina acil durum, sağlık, çevre ve atık yönetimi ile otopark ve ulaşım sistemleri olarak belirlenen altı dikeyde üretilecek çözümlerde kullanılacak cihazlar tarafından üretilecek veriler,
merkezi bir yönetim biriminde toplanıp, değerlendirilecek. Büyük veri analitiği ve yapay zekâ uygulamaları ile işlenecek olan veri, gerçek zamanlı aksiyonlar üreten bir yapıyı mümkün kılacak. Bütünlüklü bir siber güvenlik korumasının sağlanması bakımından da verinin tek merkezde toplanması avantaj. Bu mimari sayesinde altı alanda üretilecek çözümler, farklı üreticiler tarafından sağlanmalarına karşın birbiriyle tam bir entegrasyon içerisinde çalışacak. Bu da her tür analize açık gerçek zamanlı veri akışına kamunun erişebilmesi sayesinde yeni uygulama ve araştırmalara temel oluşturması demek.”
Aidat ödemesi ve tahsilatta kolaylık Kart ile online ödemeye alışkın olan tüketici, oturduğu sitenin aidatını da aynı yolla yapmak istiyor. Site yöneticisinin dijital asistanı Apsiyon ile aidat tahsilatında banka kartı ve kredi kartı ile ödeme seçeneği sunuluyor. Böylece site sakinleri ödemelerini kart kullanarak, hızlı ve avantajlı biçimde gerçekleştiriyor. Tek
tıkla ödeme yapan site sakini, tekrar kullanmak üzere karttan otomatik ödeme talimatı da verebiliyor. Apsiyon ile kart bilgileri de güvenli bir şekilde saklanıyor. Apsiyon'un temel modülleri arasında yer alan “Kart ile Online Tahsilat” sayesinde site sakinlerine alışık oldukları şekilde online ödeme yöntemiyle işlem yapabiliyor. Böylece site
yönetimlerinin tahsilat oranı artarken, tüm işlemler dijital ortamda kayıt altına alınarak daha sonra ihtiyaç halinde ispatlanabilir hale geliyor. Apsiyon’un Türkiye’nin 16 bankasıyla yaptığı online entegrasyonları sayesinde, site yönetimi sisteme tanımladığı hesaplar üzerindeki tüm hareketleri tek ekran üzerinden ve
anlık olarak görüntüleyerek varlık yönetimini daha etkin biçimde gerçekleştiriyor. Apsiyon’lu site sakinleri, kart ile hem tek çekim hem taksitle ödeme yapabiliyor. Karttan otomatik ödeme talimatı veren site sakinleri ise aidat ödemelerini unutma problemini tamamen ortadan kaldırıyor ve olası gecikmelerde yansıyacak gecikme faizine maruz kalmıyor.
Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n
Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi
CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO
www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner
Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler
70 bin okula Internet g e l e c e k 8 yıllık kesintisiz eğitimin teknolojik altyapısını oluş turacak somut adımlar, ya vaş yavaş atılmaya başlan dı. Bilgisayarlı eğitimde ilk aşamada 2000 yılma kadar 70 bin eğitim kurumunun tamamının ULAKNET üzerinden Internet'e bağ lanması öngörülüyor. Eğitim reformunun altyapısı hazırlanırken, BT olanaklanndan nasıl yararlanılacağı ise MEB, DPT, YÖK ve TÜ
BİTAK yetkilileri tarafından tartışıldı. Bu arada eğitim reformu nun temelini oluşturan bil gisayarlı eğitimin, diğer yıl larda olduğu gibi bir siyasi malzeme yapılmaması iste niyor. Bunun için de hükü metler üstü, uzmanların oluşturduğu bir üst kurulun toplanıp en sağlıklı ve doğ ru politikaların üretilmesi nin sağlanması gerekiyor. (Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
EVRENSEL
Tüm yollar Bilişim'97'ye!..
A K I N EVREN
Gündemi değiştirelim! Ülkemizin gündemi ile dünyanın gelişmiş ülkelerinin gündemleri ara sındaki aykırılık büyüdü, büyüdü ve zaman aykırılığı (anakronizm) dü zeyine ulaştı. Bir yanda kopyalanan koyunlar, onarılan uzay araçları, onulmaz hastalıkların yeni ilaçları var. Diğer yanda, "bir iğnenin ucuna kaç melek sığabilir?" türünden Bizantiyen tartışmalar.
(Devamı
2.
sayfada)
İstanbul'da 1 Eylül 1997'de tam yollar Bilişim'97'ye kilitlenecek. Çünkü büyük metropol İstanbul'un bir haftaya yayılan, bilgi, iletişim, eğlence, sanat, kültür, teknoloji zirvesi Bilişim'97 başlıyor. Etkinlik, 1-6 Eylül 1997 tarihleri arasında iki ayn mekanda gerçekleştirili yor. 1-4 Eylül 1997 tarihleri arasında Tüyap Beylikdü-
E T
H A İ T R F A A T UH B
zü Fuar ve Kongre Merkezi, Bilişim'97 Bilgi ve İletişim
Teknolojileri Fuan'na evsahipliği yaparken, TBD 14.
Ulusal Bilişim Kurultayı da 3-6 Eylül 1997 tarihleri ara sında Lütfı Kırçlar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılıyor. 200'e yakın şirketin 20 bin metreka relik kapalı bir alanda yaklaşık 1,100 ürün ve hizmeti nin tanıtıldığı fuar bölümü, 75 toplantının yer aldığı
kurultay bölümü, 140 tanıtım semineri ve sosyal etkin likleriyle teknoloji şöleni Bilişim'97 başlıyor. Bilgi ve
Bilişim'97Bilgi ve İletişim Teknolojileri Fu arı'm 1 Eylül 1997'de saat. 11.00'de Başba kan Mesut Yılmaz açıyor. Açılış konuşmasın da Mesut Yılmaz'ın; sektörümüzü yakından ilgilendiren ve BT/haber'in de gündemine alıp yakından takip ettiği 8 yıllık kesintisiz eğitim konusunda önemli açıklamalarda bulunması bekleniyor.
iletişimin benzersiz birlikteliğini görmek, izlemek, ya şamak isteyen herkesin yolu Bilişim'97'de kesişecek. Herkesi Bilişim'97'ye bekliyoruz.
(BiÜşim'97 özel sayfaları, 55-88)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
24 KARİYER Türk oyunları dünyaya açılacak Netmarble EMEA, Türkiye’deki oyun geliştiricilerin dünyaya açılımı için Netmarble Publishing programını başlatıyor. Tüm dünyadaki özellikle hyper-casual türünde oyun geliştirenlere açık olan program, yayıncılık, danışmanlık ve pazarlama sağlayarak oyunlar için verimli bir başlangıç noktası sunmayı amaçlıyor. Netmarble Publishing programı; tüm dünyadaki mobil oyun geliştiricileri ve ekipleri ile mobil oyun stüdyolarına açık olacak. Program kapsamında pazarlama, işletme, soru-cevap, müşteri desteği, yerelleştirme gibi tüm yayıncılık hizmetlerine desteğin yanı sıra finans desteği de sağlanacak. Netmarble Publishing programı kapsamında farklı etkinlikler hayata geçirilecek. Oyun geliştiriciler kendilerine en yakın bölgedeki etkinliğe katılarak oyunlarını dünyaya açma fırsatı bulacak. Detaylar ve başvuru için https://publishing. netmarbleemea.com/ adresini ziyaret etmek mümkün. Netmarble EMEA Yönetim Kurulu Başkanı Barış Özistek, şu bilgileri verdi: “Netmarble EMEA, program ve yatırımlarla üniversite öğrencilerinden profesyonellere kadar tüm Türk oyun geliştiricilerine birçok alanda destek sağladı. Şimdi de Netmarble Publishing programını başlatıyor. Hyper-casual türündeki oyununu dünya pazarlarına açmaya hazır olan geliştiriciler için Netmarble, tüm imkanlarıyla Türk oyunlarının dünyada başarı kazanması için çalışacak.”
BThaber 2 - 8 EYLÜL 2019
Ericsson’da Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’ne yeni Başkan Ericsson Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Ortadoğu ve Afrika’dan Sorumlu Başkan olarak Fadi Pharaon atandı. İcra kuruluna dahil olan Pharaon, halihazırda Avrupa ve Latin Amerika – Şebekeler ve Yönetilen Hizmetlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Ericsson İcra Kurulu Üyelerinden olan Fadi Pharaon, görevi Rafiah Ibrahim’den devralacak. Ibrahim ise CEO Börje Ekholm’e danışman olarak hizmet verecek. Royal Institute of Technology’de Bilgisayar Bilimi alanında yüksek lisans yapan Fadi Pharaon, İskoçya’daki Heriot Watt
Sermaye piyasası, hackathon ile potansiyeli görecek tarihlerinde yapılacak. Yazılım maratonu, daha önce sermaye piyasalarıyla tanışmayan yazılım profesyonellerini, fintek şirketlerini ve yatırımları sermaye piyasasına yönlendirmeyi amaçlıyor.
iPara’nın Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Onat oldu Türkiye’nin ilk online ödeme hizmet sağlayıcısı iPara’nın Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine sektörün deneyimli ismi Tarık Onat getirildi. Onat, şirketin satış stratejisinin geliştirilmesi, uygulanması da dahil olmak üzere satış operasyonlarıyla ilgili süreçlerin tamamına liderlik edecek. Eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Yüksek Endüstri Mühendisi olarak tamamlayan Tarık Onat, iş hayatına Garanti Bankası'nda başladı. Onat, Garanti Ödeme Sistemleri, TEB, Aktifbank, Asseco, MasterCard gibi ulusal ve uluslararası şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptı, POS ve ön ödemeli kart dünyasındaki çalışmalarıyla farklı platformlarda Türkiye’yi temsil etti.
Üniversitesi Edinburgh Business School’da MBA yaptı. 21 yılı aşkın süredir Ericsson’da görev yapan Pharaon, Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Latin Amerika pazarlarında farklı yönetim pozisyonlarında görev aldı.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) eşgüdümüyle Türkiye’de sermaye piyasaları alanında yapılacak ilk hackathon etkinliği olan Serathon-in Sermaye Piyasası Yazılım Maratonu için başvurular 10 Ekim’e kadar devam edecek. Sermaye piyasasının birçok paydaşının desteği ile piyasanın büyümesi, yatırımcı tabanının genişlemesini hedefleyen Serathonin Sermaye Piyasası Yazılım Maratonu, 25-27 Ekim 2019
Etkinlik esnasında geliştirilecek yazılım projeleri, sermaye piyasası kuluçka merkezinde daha ileri aşamaya taşınabilecek. Yarışmada; özgünlük ve yenilikçilik, yapılabilirlik ile finansal ve sosyal etki koşulları değerlendirme ölçütleri arasında. Yarışmada birinci takım 20 bin TL, ikinci takım 15 bin TL, üçüncü takım 10 bin TL değerinde yatırım fonu varlık dağılımının sahibi olacak, Workinton nezdindeki sermaye piyasası kuluçka merkezinde de ortak çalışma alanına kavuşacak. Borsa İstanbul, Takas İstanbul, Merkezi Kayıt İstanbul, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, A1 Capital, Beycon, Burger King, Garanti Yatırım, Gedik Yatırım, Habitat, iDealData, İnfina Yazılım, Matriks, Optimus Yazılım, Tradesoft, Workinton’un desteği ile hayata geçecek olan maratona başvurular serathonin.org.tr adresinden yapılabilecek.
KARİYER 25
BThaber 2 - 8 EYLÜL 2019
Mercer Türkiye’de yeni görevlendirme İK yönetim danışmanlığı firması Mercer’da insan kaynakları yönetimi ve danışmanlık alanında 30 yıldan fazla deneyime sahip olan F. Okan Sezer, Mercer Türkiye Kariyer Bölümü Lideri olarak atandı. Sezer, bu görevinde Mercer’ın yetenek yönetimi, ödüllendirme ve stratejik insan kaynakları danışmanlığı alanlarındaki hizmetlerini yönetecek. Danışmanlık kariyerinden önce uluslararası şirketlerde İK alanında bölgesel ve küresel ölçekte üst düzey yöneticilik rolleri üstlenen Sezer, özellikle enerji, otomasyon, tüketici elektroniği, otomotiv ve eğitim sektörlerinde deneyimli. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu olan Sezer, sırasıyla Schneider Electric Türkiye Fabrika İK ve Kalite Müdürü, Işıkkent Eğitim Kampüsü Genel Müdürü, ELDOR Corporation CHRO (İtalya, Türkiye, Çin, Brezilya, ABD) görevlerini yürüttü. Sezer aynı zamanda PERYÖN Ege Yönetim Kurulu Başkanı, KALDER İzmir Yönetim Kurulu Üyesi, Ege Çağdaş Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalıştı.
iyzico’da CTO görevine Şamil Nevruz geldi Türkiye’de 32 binden fazla e-ticaret sitesinin ödeme altyapısını sağlayan ve 600 binden fazla kullanıcıya korumalı alışveriş hizmeti sunan iyzico’da CTO görevine teknoloji sektöründe 19 yıllık deneyime sahip olan Şamil Nevruz geldi. Nevruz, İstanbul Üniversitesi Ekonomi bölümünde lisans eğitimini tamamladı, ardından Avustralya merkezli bir kamu araştırma üniversitesi olan Monash Üniversitesi’nde Ağ Bilişim (Network Computing) bölümünde öğrenim gördü. Ardından Avustralya merkezli Swinburne Teknoloji Üniversitesi’nde ağ sistemleri alanında master programını tamamladı. Eğitim hayatına devam ettiği sırada, Siemens Nixdorf bünyesinde Technical Coordinator olarak
çalışan Nevruz, sonrasında Multimedya’da Teknik Koordinatör ve Ağ Yöneticisi olarak şirket ağ sistemlerinin ve altyapısının yönetim ve idaresinden sorumlu oldu. Daha sonra Avustralya merkezli çevrimiçi karşılaştırma ve çağrı merkezi tabanlı satış modeli üzerinde çalışan iSelect’te geçiş yapan Şamil Nevruz, son olarak Group Head of IT Infrastructure olarak iSelect Grup Şirketleri’nin BT operasyonlarının ve altyapısının yönetiminden sorumlu oldu. 2016 yılında Türkiye’ye dönüş yaparak, SC3 Veri Merkezi’nde görev yapan Nevruz, iyzico ekibine katılmadan önce Huawei’de bulut teknolojisine ilişkin pazar ve müşteri ihtiyaçlarına göre yeni ortaklıklar geliştiren ve iş çözümleri sunan Cloud Business ekibinde yönetici olarak çalıştı.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
3 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T İ Ç İ
5 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
6 Şubat 2020
10 Mart 2020
BTvizyon İstanbul Anadolu Toplantısı BTvizyon Gaziantep Toplantısı İstanbul Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr www.bilisimzirvesi.com.tr
12 Mart 2020 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 8 Eylül 2019
Y U R T D I Ş I
18 Eylül 2019
IFA Summit 2019 Mobile Growth Summit Europe Berlin, Almanya Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: AYRINTILI BİLGİ: www.ifaplussummit.com www.mobilegrowthsummit.com
30 Eylül 2019 Kafka Summit SF 2019 San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.kafka-summit.org
8 Ekim 2019 API World 2019 San Jose, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.apiworld.co
9 Ekim 2019 Digital Transformation EXPO Europe ExCeL, Londra AYRINTILI BİLGİ: www.dt-x.io
BThaber
26 MEKTUP
2 - 8 EYLÜL 2019
Çevresel farkındalık her yaşın ödevi olmalı
Güz güzeldir diyerek bu haftaya başlıyorum, Takip etme alışkanlığımız olan Twitter’ın farklı yorumları buluşturan ‘hashtag’ konsepti 12 yaşına bastı. Kadın cinayetlerinden çevre katliamlarına, derbi maçlar ve spor takımlarının bilgilerine kadar birçok başlıkta bu konsept, gazetelerden daha fazla gündem oluşturuyor, biz kimlerle birlikte nefes aldığımızı acısıyla tatlısıyla görüyoruz. Twitter fenomenleri ‘hashtag’ ile paylaşımlar yapar, ‘Beğeni’ rakamlarını yükseltirken, TV dizileri ve oyuncuları, belirttiğim gibi yerli-yabancı spor kulüpleri de ‘hashtag’ nimetlerinden yararlanıyor. ABD Başkanı Trump’ın halet-i ruhiyesini bile Twitter mesajlarından takip ediyoruz. Yerli-yabancı etiketler her daim takibimizde. Bu yıl ikincisine imza atılan 3M’in yetenek temelli gönüllülük hizmet programı 3M Impact kapsamında 100 3M çalışanı, sivil toplum örgütleriyle birlikte yürütecekleri çalışmalar için 8 farklı ülkeye gitmiş. Ülkelerin uzun süredir devam eden toplumsal sorunlarına çözüm bulmayı hedefleyen 3M Impact projesinde Almanya, ABD, Kosta Rika, Şili, Kanada, Meksika ve Guatemala’dan 12 3M çalışanı Türkiye’ye gelirken 3M Türkiye’den de Pazarlama Uzmanı Orçun Karakışla Hindistan’a, Proje Mühendisi Deniz Gökçe Panama’ya, Pazarlama Uzmanı Merve Şener Fas’a, Satış Müdürü Serkan İlgün Romanya’ya gitmiş. Kişisel gelişim ve toplumsal fayda adına çok yerinde bir proje.
YIL 25 SAYI 1234
Bu hafta çevresel gündemim yoğun. Yazı kışı baharları altüst eden iklim değişiklikleri yüzünden tüm dünya çevreyi, insan hayatını ve nihayetinde ekonomiyi kurtaracak çözüm yolları peşinde. Örneğin; Wind Europe araştırmasına göre, rüzgar enerjisi sayesinde 819 milyon ton karbondioksitten kurtulan ve 300 bin kişiye istihdam sağlayan Avrupa Birliği (AB), nispeten yüksek duyarlılığı ile adımlar atıyor. Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın’a göre de ekonomik kalkınmayı güçlendirmek ve iklimsel hedeflere ulaşmak için en değerli çözüm yolu rüzgar enerjisinden geçiyor. Sonuçta rüzgar enerjisi ile istihdam yaratarak, karbon emisyonlarını azaltarak, yerel yatırımları teşvik ederek ve enerji yoksulluğunu azaltarak küresel kalkınma ve iklim hedeflerine katkıda bulunmak imkansız değil. Buna karşılık fosil yakıtlar hem sonsuz değil hem de işlenmesi çevresel ve maliyet bazlı pahalı süreçlerin kaynağı. Ali Aydın’ın verdiği bilgiye göre Avrupa elektrik ihtiyacının yüzde 14’ünü karşılayan rüzgar enerjisi, 2050’de Avrupa’nın elektrik ihtiyacının yarısını sağlayan enerji sistemlerinin temel taşı olabilir. Çünkü rüzgar enerjisi sayesinde 2011-2016 arasında AB, 819 milyon ton CO²'den kurtulmuş. Bizde de bu adımların artması dileğiyle…
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
2 - 8 EYLÜL 2019
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) ve toplam aktif büyüklükleri 17 trilyon doları aşan global 30 üye bankanın ortak çalışması sonucu belirlenen “Sorumlu Bankacılık Prensipleri”ne (Principles for Responsible Banking) kurucu imzacı (Founding Signatory) olarak katılmış. Böylece bankacılık sektörünün Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor, bankacılık sektörüne strateji, portföy ve işlemler gibi her kademede ve her faaliyet alanında sürdürülebilirliği gözeten kapsamlı bir çerçeve sunuluyor. Temmuz itibarıyla tamamlanan ve UNEP FI tarafından duyurulan prensipler, 22 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında lanse edilecek. TSKB Genel Müdürü Suat İnce’nin belirttiği gibi, Sorumlu Bankacılık Prensipleri, sürdürülebilir bir geleceğin inşasında itici güç niteliğinde. Finans sektörü BM Toplantısı için New York’a giderken, Türk markası SDG4Kids de BM Sürdürülebilir Kalkınma İçin Hedef 2030 yol haritasından hareketle çocuklar için eğlenceli, merak uyandırıcı ve öğretici bir oyun tasarlamış. Gezegen ve insanlık için çözüm üretmeye yönelik strateji oyunu olan “Dünyanın Geleceği” oyununu edinmek ve detaylar için adresimiz https://sdg4kids.com/ ve @ sdg4kids sosyal medya hesapları.
Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Ankara Temsilcisi
Editör
Online Editör
Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Görsel Yönetmen Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr Sena Çakıroğlu
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Geçtiğimiz yıl BTHABER Şirketler Grubu'nun KOBİ Destek Projesi kapsamında yer alan, yapay zeka, makine öğrenimi ve derin öğrenmeye dayalı görüntü işleme çözümleri sunan Türk Ar-Ge şirketi Ayvos, geliştirdiği yapay zekaya dayalı yazılımlar ve Orman Genel Müdürlüğü’yle yürütülen proje kapsamında fotokapanlar üzerinden elde ettiği verilerle izinsiz kesim, kütük kaçakçılığı, kaçak hayvan otlatma gibi olaylara karşı ormanlarımızı koruyor. Ayvos, ayrıca fenolojik gözlem için geliştirdiği diğer Ar-Ge çözümü, yani yüksek bir direk üzerinde konumlandırılan video kameradan elde edilen verilerle ağaçların gelişim süreçlerindeki değişimleri takip edip, küresel ısınma gibi faktörlerin bitkiler ve ağaçlar üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkileri de önlemeyi amaçlıyormuş. “Orman yakanlar kül olsun” temennimizin paralelinde, Ayvos’un çevreci yenilikleri ve GETS (Görsel Elektronik Takip Sistemi) ürünü ile ilgili detaylar www.ayvosgets. com adresinde gündemimizde. Bu haftaya nokta, bir kitapla gelsin: Yoga eğitmeni Çetin Çetintaş’ın son kitabı ‘Hayat Sana Ne Anlatıyor’. Hayatın alfabesi olarak tanımladığı beş element ateş, toprak, hava, su ve tüm bu elementlere alan açan element akaşa ile ilgili detaylar için kitabı edinmek, https://cetincetintas.com sitesinde bu yolda dolu dolu geçen deneyime tanıklık etmek mümkün Haftaya, yine buradayım,
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Arif Şuekinci Zeynep Gürdal Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Turkey needs competitive structures! Developments in the field of informatics strengthen the competitive environment in the business world day by day. Digital transformation is one of the most important tools for companies to survive in this competitive environment. The basis for embracing the digital transformation is to be knowledgeable about it and to make the necessary technology
investments in this direction. Otherwise, purchasing some products and claiming to be digital does not work. The ICT Summit, offering know-how and experience transfer platforms to companies on the framework of development and the right strategy regarding the use of information technology
within in Turkey, started a new platform. BTVizyon Technology Platforms. The first stop of Technology Platforms in Anatolia was Bursa. In a way, the event can be perceived as a scaled down ICT Summit. Presentations, pointing out that technology is not just a notion creating cost and/or time advantage,
it completely changes the way of doing business for some operations, were made and the questions such as: Where should we start the transformation? What kinds of advantages can we achieve with transformation? What has been done in the name of transformation in my own sector? were answered in the platform.
Electricity with customized structure Günsan aims to increase the number of countries it exports to over 70 and strengthens its position in the domestic market and exports with ‘customizable’ models in electricity. Günsan Elektrik, which has been active in the production of switch/sockets since 1982, distributes its product portfolio of 17 thousand types consisting of electrical switches, sockets, group sockets, switchgear, compact switches, leakage current relays, fuse boxes and accessories in the construction sector with low voltage installation equipment through its distributors to Turkey and more than 50 countries. Pointing to the fact that they also undertake lighting control of Istanbul Airport, Günsan Elektrik CEO Francisco Gil Garcia emphasized that they also take part in many public and residential projects including Bursa, Adana, Yozgat and Elazığ city hospitals. Stating that they are focused on growth and increasing production capacity, Francisco Gil Garcia said that: “We aim to diversify our customizable products that enable us to differentiate
in the sector and increase our competitiveness. Our production capacity is increasing every year. We aim to achieve double digit growth in 2019 with our products and export channel.” Also, Francisco Gil Garcia said that digitalization and increasing brand awareness are among their priorities, noting that the digital tools are also increasingly used to communicate with electricians, business partners at the points of sale and end consumers. He added: “We continue to work on our products that we aim to reach the end user in the switch and socket industry. In this period, we focused on our digital channels to meet more consumers. We continued to develop innovative products that include new technologies and trends that will bring convenience and comfort to lives and to respond to every need and taste. In the first half of the year, we launched a special project. We aimed to create new working areas for women in the electricity sector with the ‘Women Illuminating Life Project’ that we launched in March. Our project has reached more
participants than expected in a short time. Theoretical training of our participants was completed. Practical trainings continue. This project is promising and exciting for us. We graduated our first class in July and we believe that the success of our trainees will set an example for other people. Since the beginning of 2019, we have been working on our new groups. Our production takes place in our factory in Sancaktepe. We will have the chance to enter all of the Middle East and Africa markets of great potential with our English type switch socket group, which we plan to launch this year. In the focus of current technologies, we develop and produce quality and reliable products that bring innovation to the sector and provide after sales services. We want our innovations such as Radius to add value to the daily lives of all our customers. With the Radius App, which was developed specifically for our Radius series, for the first time in the world, users can design their own switch or socket with a smartphone application.
At the same time, we offer practical solutions to daily life with the Eqona USB charging socket, which can be preferred in working areas, offices and personal areas where the electronic devices we develop are frequently charged. In our Eqona Pratik series, the clock grade switch and socket provide instant information about room temperature and time through the LED indicator on it. We offer our products to Turkey and abroad via distributors and retailers. We carry out our export activities both with our own distributor channel and with our project channels established at home and abroad. We export our products mainly to Ukraine, Uzbekistan, Romania, Bosnia-Herzegovina, Bulgaria, Georgia and Kyrgyzstan. In addition to Africa and the Middle East, the Russian market is where we want to be more active. Especially Russia is very important for us. There is demand for all electrical equipment in this market. With the potential of the markets, we can say that we are developing our strategy on these countries.”
Keenetic took place in Turkey market Entering into the Turkish market, Keenetic brand networking products was introduced with a press meeting. Keenetic was founded in 2010 in Hong Kong to provide homes and businesses with premium Internet access and Wi-Fi solutions. Keenetic started its activities in private markets as a co-brand with Zyxel. As of September 2017, Keenetic has been working as an independent brand.
Prioritizing home and office user needs, the company offers competent products with its own operating system Keenetic OS and cloud architecture. In Turkey, in November 2018, Keenetic Communication Technologies IT Marketing and Consulting Inc. joint venture was established. Being an experienced name in the IT and security industry, Vefa Tarhan was appointed as the Keenetic Turkey founder, Chairman
of the Board and General Manager. Speaking at the press meeting, Vefa Tarhan shared detailed information about Keenetic brand network products. “Everything changes very quickly. In addition to serious security threats, we are facing serious performance expectations from our customers both in wireless
communications and in the operation of applications. We made significant analysis in Turkey in 2018 and a path toward Keenetic was observed. We also made updates for a better service. We know the needs of our customers very well and took steps in this direction, prepared our products. We established the Turkey office and we are excited to bring these solutions to our customers.”
Smart City Consortium passed the first phase Netaş established the Smart City Consortium by bringing together 22 institutions to making domestic and international cities smart with domestic technologies. The consortium will focus on integrated smart solutions in the areas of energy, building management systems, emergency management, health, environment and waste management, parking and transportation systems. The smart city projects offered by the consortium that aims to contribute to increasing high technology export of Turkey,
was entitled to pass the Phase 1 stage of TÜBİTAK Industrial Innovation Network Mechanism (SAYEM). TÜBİTAK aims to contribute to the increase of Turkey’s high technology export through the incentive program SAYEM. Netaş, which carries out system integration and telecommunication projects abroad with its R&D studies and developed technologies, aims to contribute to this goal with this consortium. Netaş R&D Strategies Director Rıza Durucasugil emphasized that the development of IoT technology will accelerate with 5G and this
will form the basis of smart city applications and continued as: “According to estimates, smart city spending, which was 81 billion USD in 2018, will reach 158 billion USD in 2022. The Smart City Consortium will collect and evaluate the data that will be produced by the devices to be used in six vertical solutions determined as energy, building emergency, health, environment and waste management, parking and transportation systems. The data to be processed with big data analytics and artificial
intelligence applications will enable a structure that produces real time actions. It is also advantageous to collect data in a single center in terms of providing complete cyber security protection. Thanks to this architecture, the solutions to be produced in six areas will work in full integration with each other, although they are provided by different manufacturers. This means that public access to real time data streams open to any kind of analysis provides the basis for new applications and research.”
Payment of dues and ease of collection The consumer, who is accustomed to paying online with a card, wants to make the payment of dues of their sites in the same way. With the digital assistant of the site manager Apsiyon, payment options are offered by debit and credit cards in the collection of dues. Thus, the residents of the site make payments quickly and advantageously by using a card.
The residents pay the dues with one-click and can also set an automatic payment order. Card information is stored securely with the Apsiyon. Thanks to the “Online Collection with Card”, which is among the basic modules of Apsiyon, it is possible to make transactions with the online payment method to the residents of the site. Thus, while the collection
rate of the site management increases, all transactions are recorded digitally and can be proved later on in case of need. Thanks to Apsiyon’s online integration with Turkey’s 16 banks, site management performs asset management more effectively by displaying all transactions on the accounts it defines to the system on a single screen and instantly. The
residents of the site can pay both in single payment and installments with the card. The site residents who give automatic payment orders from the card completely eliminate the problem of forgetting the dues payments and are not exposed to the delay interest that will be reflected in the possible delays.
İşsizlik ve enflasyon etkisi baskın Son dönemin ekonomik krizlerini birçok açıdan karşılaştırarak hazırladığı çalışmasını ilk kez bu etkinlikte katılımcılarla paylaşan Ekonomist Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, “1994 ve 2001 krizleri bizden kaynaklanırken, 2008 ise bizden kaynaklanmadı” çıkarımı ile sözlerine başladı. Analizlerde GSYH’ya bakınca, 1994’ün ne kadar derin, ama toparlanmanın da ne kadar hızlı olduğunun görüldüğüne, iç pazarda çekilmenin de önceki krizlerle benzerlik taşıdığına işaret eden Prof. Dr. Akat, bu dönemin iki öncelikli sıkıntısının ise enflasyon ve işsizlik olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Akat, şöyle devam etti: “Her bir krizin sebebi, süreci ve etkileri birbirinden farklı. 2008’de ihracat
pazarlarımızın sıkıntısı bizi olumsuz etkilerken şimdi ise 2001 krizine benzer bir seyir izliyoruz. O dönemde krizden büyük ölçüde ihracatla çıkmıştık. Şimdi de aynısı olabilir. Bir süre dış açık vermeme ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerek. Doğru iktisat politikalarını izlememiz gerekiyor. Kamunun ise bu süreçte ihracat yapan özel sektörü kapasite artırım yatırımlarına ikna etmesi lazım. İyi yönetilen firmalar bu gibi kriz dönemlerinde yükselir, maliyetlerini kontrol eden firmalar öne çıkar. Bu nedenle maliyetlere hakim olmak, operasyonel giderleri iyi ve doğru yönetmek ve döviz kazandırıcı sektörlere yönelebilmek firmalar açısından büyük fayda sağlamak demek.”
Müşteri memnuniyeti, kurumsal verimliliğin temeli! Enerji odaklı çalışmalarıyla 3 bölgede 7 ilde etkin olduklarını belirterek sözlerine başlayan CK Enerji Bilgi Teknolojileri Operasyon Direktörü Savaş Ergen’in belirttiği gibi, mevzuat ile sektörde dağıtım ve perakende şirketleri oluştu. Savaş Ergen, 2014 yılında BT dönüşüm projeleri oluşturma yatırımlarına başladıklarına dikkat çekerken süreç standardizasyonu ve verim için ilk adımı BT’den attıkları bilgisini verdi. Yatırım süreci ve elde edilen faydaları : “Merkezi BT yapısında iş süreçlerini sadeleştirdik, yönetilebilir ve daha iyi hizmet verebilir bir mimari kurduk. Bir Enerji şirketi olarak sonrasında da bu yapının devamlılığı için profesyonel hizmet yönetimi almaya karar verdik. Yaptığımız fizibilite çalışmaları sonucunda ise IBM
ile hizmet yönetimi tarafında ilerleme kararı aldık, ‘çözüm ortağı’ bakış açısıyla bazı kadrolarımızı IBM’e aktardık. Faaliyet gösterdiğimiz 7 ilin her ilçede ofislerimiz bulunuyor ve IBM de bu ofislerde tüm Türkiye genelindeki yaygın ağı ile bizlere destek veriyor. Geçtiğimiz 1,5 yıllık süre içerisinde de bu yatırımla oldukça olumlu sonuçlar alıyoruz. Örneğin; 7 ilde ve 3 bölgede tek noktadan çağrı alıyor, bunun ‘olay’ mı, yoksa ‘talep’ mi olduğunu belirleyerek, kullanıcıya e-posta ile bilgilendirme yapabiliyoruz. BT yardım masası hizmetleri başlığındaki raporlamalarda SLA değerlerimiz ve bunların takibi ile ilgili farklı raporlar alabiliyoruz. Bu sayede de hem iç hem de dış müşterilerimize daha etkili hizmet verebiliyoruz.”