Video Konferans Sistemleri
Mesafeler
Toplantılarınız için artık çok yakın....
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
Yapay Zeka’da atılım üstüne atılım
12
Amazon Web Services, AWS re:Invent ile etkinliği ile bu yıl da dünyanın dört bir yanındaki geliştiricileri, müşterilerini ve iş ortaklarını bir araya getirdi.
Sayfa
14
Dijital dönüşüm bir süreç işi BT yöneticilerinin iş birimleri ile birlikte hareket etmesi, dijital dönüşüm hızının da belirleyicisi.
Sayfa
Sonatrach’ın teknoloji ortağı Netaş oldu
14
C. Müjdat Altay
Netaş, Cezayir’in birinci, dünyanın ise 11’inci büyük petrol şirketi Sonatrach’a yeni nesil teknoloji çözüm ve servisleri sunacak.
1101 19 - 25 Aralık 2016
Bilişim Zirvesi, içeriğiyle göz doldurdu Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr.Faruk Özlü ile BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan’ın da katılımıyla bu yıl 16.sı gerçekleştirilen Bilişim Zirvesi, iki gün boyunca 7 salon paralel salonda 30’un üzerinde oturuma evsahipliği yaptı. Doğal olarak bu salonlardan, Türkiye’nin gelişimine önemli katkılar sağlayacak oldukça fazla içerik de çıktı. BThaber’in son üç sayısında yer vermeye çalıştığımız bu içerikleri sunmaya bu hafta da devam ediyoruz.
Haber Merkezi
Sayfa
3-8 Sayfa
DOSYA:
15 22
Hİbrİt Bulut Sektörel gereklilikler şirketleri hibrit buluta yönlendiriyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
BİLİŞİM ZİRVESİ
3
MOBİL DÜNYADA DİJİTAL İNOVASYON: 600 bin km fibere ihtiyaç var Bilişim Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen ve ‘Mobil Dünyada Dijital İnovasyon’ salonundaki oturumlarda ilk sözü MOBİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin aldı ve ‘Dijital Dünyada Mobil İnovasyon’ başlıklı sunumunu katılımcılarla paylaştı. “Dünya ekonomisinde sürdürülebilir büyüme açısından genel bir memnuniyetsizlik söz konusu” tespitini paylaşan Prof. Dr. Alkin, şöyle devam etti: “G20 ülkeleri malumunuz dünya ekonomisinde sürdürülebilir büyümeyi yeniden yapılandırmak adına birçok konuyu konuşuyorlar. Bunda altyapı yatırımları nasıl rol oynayabilir, bunlarla ilgili ciddi tartışmalar söz konusu. Aslında telekomünikasyon ve bilişim endüstrisinde, özellikle de dijital dünyadaki mobil inovasyonla ilgili gelişmeler hız kazandıkça
Doğuş Kuran
şirketlerin katma değer üretme alanlarında da büyük değişimler görüyoruz. Dijital dünyadaki mobil inovasyon, bizim alışkanlıklarımızı ve bu süreçleri kullanma becerilerimizi de ciddi manada değişime uğratıyor. Dijital dünyada mobil inovasyondan söz ediyoruz, ama bunun için ciddi manada bir altyapıyı da göz ardı etmemek lazım. Türkiye 4,5G’ye geçerken bu ulusal geniş bant stratejisine yönelik rapor yayınlama ihtiyacı hissettik. Bu rapor gösterdi ki şu saat itibariyle en az 600 bin km olması gereken fiber optik altyapılarımızın şu anda
Kerem Alkin
275 bin km düzeyinde. Oysa bizim ana damar olarak 300 bin km, kılcal damar olarak 300 bin km olmak üzere 600 bin km fiber optik altyapıya ihtiyacımız var. Bu rakamı 2020’ye geldiğimizde 1 milyon km’ye çıkarmamız gerek. Bununla ilgili bir seferberlik hedeflenmesi lazım. İzmir’de 3 boyutlu yazıcıları Brezilya’ya ihraç etmeyi başaran bir firmamız var. Bu ihracattan kısa bir süre sonra söz konusu firmamızın, bu ürüne buradan yeni bir yazılım göndermesi gerekiyor. Firmanın bulunduğu ticaret bölgesinde İzmir’de teknolojik altyapının içler acısı olması nedeniyle firma 10 gün uğraşmasına rağmen, Brezilya’daki makineye kendi sunucusundan yazılım atmayı başaramamıştı. Dolayısıyla Türkiye iddialı bir ekonomi olacaksa, bununla ilgili olarak ekosistemin de altyapının da hazır ve yeterli olması gerek.”
Yeniliklerin sonu yok Panasonic Türkiye Kurumsal Mobil Çözümler Ülke Müdürü Ali Oktay Ortakaya, ‘Endüstri 4.0 Çağında Mobil Dönüşüm’ başlıklı sunumuyla, Endüstri 4.0 süreci hakkında bilgi verdi ve şu bilgileri verdi: “Dijitalleşince veriye anında erişmeye başlıyoruz, sistemlerin içinde bir karışıklığa bulaşmıyoruz. Burada çok özel bir örnek, Panasonic olarak bizim yeni duyurduğumuz, tabletlerimizin arkasına otomotive özel bir gadget geliştirdik. Arabayla konuşan bir sistem. Kalite kontrol gibi ya da aracın serviste arıza tespiti, firmware güncellemesi, klasik bilgisayar sistemli arabadaki
bütün güncellemeler ve bakım onarımın yapıldığı bir senaryo ve bu ürün aktif pazarda ve bütün üreticilerle devam ediyor. Bu tarz devasa makine üreten grup, üretici firmayız, biz de üreticiyiz, üretim yapan firmalara makineler üretiyoruz. Aslında Panasonic markasının çok görülmediği ama günlük hayatımızda çok hizmetlerini aldığımız bir ekipten bahsediyoruz. Bu tarafta biz eski ama aynı zamanda yeni bir oyuncuyuz. Bilgi teknolojileri tarafı, mobil tarafta Endüstri 4.0’ın hepimize iddia ettiği o katma değerli sonuçları almak adına çok önemli faydalar sağlıyor.”
X kuşağının rolü büyüyor Turkcell Müşteri & Deneyim Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Doğuş Kuran, ‘Dijital Dönüşümde X Kuşağının Rolü’ sunumuyla nesiller arasındaki farkların dönüşümdeki rolünü şöyle anlattı: “Yapacağınız inovasyon da değişim de ihtiyaçları karşılayacak hale geliyor. İnsanlar teknolojiyi deneyimlemez. Bizler ürünleri, servisleri, hatta dünyayı durum ve bağlam içerisinde deneyimleriz. Eski dünyayla yeni dünyayı birleştirdiğimizde basit düşünmekle oluyor, karmaşık yazılımlarla yapmaya kalkarsanız, mektup iki haftada gelmeden 4 hafta da şirkette dolaşmaya devam eder. Doğru teknolojiyle doğru sosyal medya izleme araçları önemli. Özetle, X kuşağının rolü ile bence kendi alışkanlıklarımızı iş yaparken tüm arkadaşlara, Z kuşağı arkadaşlardan hız, esneklik, X’i ne yapıyorsak da esnekliği katmak için en az 10 kat çarpıp, 10 yıl sonra ne güzel şeyler yaptık diye hayatımızı değiştirecek halimiz olacak.
Ali Oktay Ortakaya
4
BThaber
BİLİŞİM ZİRVESİ
19 - 25 Aralık 2016
Dijital olgunluk, yatırım ve önceliklerde belirleyici Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Bölüm Direktörü Murat Atıcı, ‘Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı’ sunumu ile yaptıkları çalışma hakkında bilgiler paylaştı. Dijital değişim adına neler yapıldığını, C seviyeler için ne anlam ifade ettiğini, dijital yatırımların hangi alanlarda yapıldığını, kimlerin rol oynadığı, nasıl gerçekleştirildiğini ve değişim sürecinin nasıl üretildiğini ortaya koymak üzere Samsung olarak TÜSİAD, Deloitte ve GFK ile birlikte yürüttükleri çalışmanın önemli fırsatları ortaya koyduğunu belirten Murat Atıcı, şu bilgileri verdi: “Bu araştırmaya başlarken en önemli sorularımızdan biri şirketin içerisinde bir dijital stratejinin olup olmadığıydı. Ortalamaya baktığımızda şirketlerin yüzde 66’sında net, anlaşılır bir dijital stratejinin olduğunu görüyoruz. Farklı sektörler için farklı seviyede dijital
Murat Atıcı strateji tanımlaması var. Diğer bir konu dijital olgunluk. Telekom, bankacılık ve perakende, hızlı tüketim ürünleri bu alanda özellikle olgunluk seviyesinde gelişen seviyesinde. Dijital strateji ve bundan sonraki aşamalarla da alakalı, olgunluk arasında bir bağlantı görmek mümkün. Bu araştırma bunu net olarak ortaya çıkardı. Gruplara ayırdığımız zaman, giriş seviyesi, gelişen seviye ve olgun seviyedeki
şirketlerin stratejinin net olup olmamasıyla alakalı farklılık gösterdiğini gözlemliyoruz. Şirketlerin dijital olgunluk seviyesindeki farklılıklar, onların yaptığı yatırımları da farklılaştırıyor. Giriş seviyesindeki şirketlerin daha ziyade operasyonel verimliliği artırıcı faaliyetlere odaklandığını görüyoruz. Gelişen ve olgun seviyedeki şirketlerin ise dijital yatırımları bütünsel ele aldığını görüyoruz. Giriş ve gelişme seviyesindekiler münferit veya CEO bazlı yaparken, olgun şirketler bütünleşik ele alıp bütünleşik projeler gerçekleştiriyorlar. Müşteri deneyimi giriş ve diğer seviyelerde kendini ön planda gösteriyor. Giriş seviyesinde tedarik zinciri ve siber güvenlik en önemli yatırım alanlarından birisi olarak dikkat çekiyor. Olgunluk seviyesindeki şirketler yatırımları çok geniş bir yelpazede bölüyorlar ve bütünleştiriyorlar. Her
bir yatırım aslında bir diğerine dokunuyor ve bütünleşik bir stratejinin etrafında şekilleniyor. Yine şirketleri yaptıkları faaliyet ve müşteri profillerine göre ayırdığımızda, B2B’ye giden şirketlerle B2B ve B2C yapan şirketler arasında, B2B şirketlerin verimliliğe odaklandığını, iş analizi, siber güvenliğe yatırım yaptığını, operasyonel verimliliğe odaklandığını görüyoruz. Son
İlk adım kesinlikle ‘pazarlama’ değil
‘Dijital Dönüşümün Metodolojisi: Şirketlerde Dijital Organizasyonlar’ başlığı altında düzenlenen panel Bilişim Zirvesi kapsamında yapıldı. Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat’ın yönettiği panelin katılımcıları ise Hayal Akademisi Bilişim ve İletişim Hizmetleri Kurucu Ortağı ve Dijital İletişim Danışmanı Ercüment Büyükşener, Aras Kargo CIO’su ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Con ile Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve CRM Danışmanı Uğur Özmen oldu. Dijital dönüşümün kapsamının ve ilk adımı nereden atmak gerektiğinin önemine
işaret eden İsmail Hakkı Polat, ilk sözü Ercüment Büyükşener’e verdi. “Ben nereden başlanmayacağını söyleyeyim. Bu iş pazarlamayla başlamıyor” diyen Ercüment Büyükşener, şöyle devam etti: “Dijital pazarlama iletişimi üzerine markalara danışmanlık yapıyorum. Biz bir kampanya bir iletişim stratejisi konuşurken, ‘bizim bir dijital dönüşüm projemiz vardı’ diye konuşulmaya başlanıyor. Bir şirketin multidisipliner yapısıyla bu işe başlaması gerekiyor ve bunu bir ‘dijital dönüşüm koalisyonu’ olarak adlandırıyorum. Bu iş yuvarlak masadan başlar. Herkesin birlikte çalışmak zorunda olduğu, onlara üstünlük ya da onların patronu olan birisi
değil, onlarla birlikte çalışacak bir lidere ihtiyaç olduğundan bahsediyoruz. Bir dönüşüm için farklı bölümlerdeki insanların gerçek ve tam bir uyum içinde çalışması gerekiyor. Bu işe yeri geliyorsa içerden bir liderin, dışardan bir denetim mekanizmasıyla bu tasarımı yapması gerekiyor. Bizi bizim dönüştürebilmemiz için önce kültürden başlamak gerekiyor. Yani mesele bir yazılım, yapay zeka, robottan önce kültürel bir dönüşüm ve bunu içselleştirmiş bir ekip yapısı. Sonra teknik ve stratejik yatırımlar gelebilir. “CDO benim gözümde bir unvandan çok, bir denge unsuru. Çünkü şirket içinde dijital dönüşüm dediğinizde herkes çok heyecanlanıyor. Sorun şurada başlıyor: Elini kimler taşın altına koyacak? CDO’nun burada görevi elleri birlikte taşın altına sokacak denge ve süreç yönetimi. Sorumlulukların en doğru artık o sorumlulukları dağıtacak kişi ve bunun önemli de geri bildirimde bulunacak kişi olarak tanımlıyorum.” Dönüşüm kültürün parçası olmalı “Aynı masanın etrafında
olmak yetmiyor” yorumuyla söz alan Uğur Özmen ise şöyle devam etti: “Hedeflerin yakın olması ve tutarlı olması demek hiç risk almamak ve her şeye hayır demekse, ekip oyuncusu olacak yerde, performansı ‘hayır’ demeye odaklanan departmanlar varsa bu iş olmaz. Sadece iyi örneklerden alınmış ve insanın kendisine türeteceğine dair yapılan modeller var. Dijital dönüşüm kültürün bir parçasıysa, burada zaten hepimizin içerden oluşturması gerekiyor.” Yol haritamızı çizdik Aras Kargo hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Mustafa Con da şu yorumları yaptı: “İnsanı dönüştürerek başladığımız yolculuğumuzda tüm Türkiye’deki çalışanlarımızı kapsayan eğitimlerimizi sona erdirdik, stratejimizi koyduk. Dijital dönüşüm ile 5-10 yıl arasında devam etmesi öngörülen yolculuğa başladık. Her projede dikkat edilmesi gereken konulardan biri büyük düşünüp küçük küçük uygulamak. Kültürel değişimin altı ayda olmayacağını hepimiz biliyoruz. Sonuç olarak insanın
kullanıcıya giden şirketlerde ise müşteri deneyiminin ön plana çıktığını, iş analizi, dijital pazarlama ve sosyal projelere odaklanıldığını gözlemliyoruz. “En çok yatırım alanlarının dijital teknolojilerde müşteri deneyimi ve iş analitiği olduğunu görüyoruz. Dijital olgunluk arttıkça, sosyal ve dijital pazarlamaya daha çok odaklanıldığını görmek mümkün.”
yeniliğe, değişime karşı tepkisi, kabullenme ve uyum sağlama süreci oluyor. İnsansız bazı işleri nasıl yapabileceğimizi tasarladık. Daha fazla verim sağlayabilecek bize rekabet avantajı sağlayacak olan birazcık daha kolay sonuç verecekleri önceliklendirdik. Bunu ekonomik rakamsal sonuçlara dönüştürelim, buradan öğrendiğimiz derslerle de bir sonraki adımı planlayalım istedik. Burada en doğruyu şirketler kendileri belirleyecekler. Dijital dönüşüm, uçtan uca şirketin iş süreçlerinin daha verimli, daha az kaynakla sonuç üreten hale getirilmesi. Biz öncelikle dijital dönüşümün lafta kalmaması için çok ciddi strateji dokümanı hazırladık. Manifesto içinde belirlenen hedefler rakamsal hale getirildi ve bir endeks oluşturuldu. Bu endeks içinde icradan sorumlu her bir yöneticimizin kendi hedefleri içinde dijital hedeflerinin konulmasını sağladık. Dolayısıyla tek bir CDO’nun veya altındaki ekibin yapabileceği bir yük değil, tüm şirketin üst yöneticisinden başlayarak beyaz yaka, gerekirse ulaşabildiğimiz kadarıyla mavi yakalara ulaşabildiğimiz kültürel dönüşümü sağlamamız gerekiyor.”
6
BThaber
BİLİŞİM ZİRVESİ
19 - 25 Aralık 2016
Dijitalde Siber Güvenlik 4.0: Güvenlikte ezber bozuldu! Bilişim Zirvesi kapsamında düzenlenen Dijitalde Siber Güvenlik 4.0 oturumunun açılış konuşmasını ADEO Bilişim Kurucu Ortağı
Halil Öztürkci, ‘Windows Sistemlerde Threat Hunting’ başlığında yaptı. Threat hunting nedir, hunting yeteneği nasıl kazanılır, referans modeli olarak nedir soruları ışığında hunting döngüsünü ele alan Halil Öztürkci, ardından mimarisine geçerek, örnek vakalar üzerinden saldırı türleriyle ortaya çıkan Powershell üzerinden yapılan threat hunting’de nelere dikkat etmek gerektiğini anlattı. “Unutmayın, ne kadar çok veri toplarsanız, o kadar iyi siber av yapabilirsiniz” diyen Halil Öztürkci, şu bilgileri paylaştı:
“Log tarafının ardından, ikinci dosya prefetch dosyaları. Üçüncü unsur registry. Başka bir konu network. Hangi network’ler arasındaki hangi protokoller bizim için önemli. Bu bizim analiz yaparken karşımıza çıkan soruları cevaplamak konusunda kritik öneme sahip. Son olarak memory. Çok kritik bilgilere ulaşabiliriz. Bir memory imajı aldığınızda process listesini oluşturdunuz, bunu gördüyseniz Powershell çalışıyor demektir.” Entegre güvenlik çözümleri bir gereklilik Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar, ‘Güvenlikte Ezber Bozuldu’ başlıklı sunumuyla bütünselliğin önemine farklı araştırmalardan detaylar paylaşarak dikkat çekti. “İnanılmaz bir tehditle karşı karşıyayız” vurgusunu yapan İlkem Özar, tehdit dünyasına ve alınması gereken önlemlere şöyle dikkat çekti: “Fidye yazılımlarını Türkiye’de çok görüyoruz. Kullanıcı da zayıf halka burada. Ağ tehditlerine baktığımız zaman, ağırlıklı olarak hala aslında belki eski tip yazılımlarla karşılaşıyoruz, bu hizmet dışı bırakma atakları, özellikle Türkiye’de çok gündeme geldi. Dijital dünyamız da çok gelişmekte, teknoloji artık evlerimize ceplerimize kıyafetlerimize, şehirlerimize
giriyor ve pek çok kolaylık veriyor. Güvenlik önlemlerini de farklı almanın farkında olmalıyız. Bir yıl evvel ‘güvenlikte ezber bozuluyor’ diyordum, artık ‘bozuldu’ diyorum. Bizim artık farklı önlemler almamız ve bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Karşınızdakiler çok akıllı, içeride birleşen zararlılar yaratıyor, farklı ataklar
üzerine geliştiren ve gerçekten şu an hazır durumda olan konumdayız, ama ricam, bakış açınızda mutlaka entegre çalışacak bu mimariyi düşünerek ürün seçimine gitmeniz. Ürün bazlı koruma dediğiniz zaman, saldırganların bir kere başarılı olması yetiyor. Ama entegre bir koruma sistemine sahipseniz, otomatik hale gelen aksiyonlarla o tehdidi bir kere durduran çözüm,
Tuzak sİstemler İhtİyaç halİnİ alıyor IBTEch Uluslararası Bilişim ve İletişim Teknolojileri Kıdemli Sızma Testi Uzmanı ve Etik Hacker Mert Sarıca, ‘Tuzak Sistem ile Hacker Avı’ sunumu ile tuzak sistem nedir, özel kurumlarda neden ihtiyaç duyulur, nasıl kendi tuzak sistemimizi oluşturabilirsiniz sorularına yanıtları paylaştı. Sızma testi uzmanı olmanın yanında vv Üniversitesi’nde zararlı yazılım analizi eğitimi verdiği bilgisini paylaşan Sarıca, QNB Finansbank’ın 2007 yılından beri sızma testlerini gerçekleştirdiğini belirterek, şöyle devam etti: “Tuzak sistem; üzerinde zafiyet barındıran, ağ sistem ve sahte veri bileşenlerinden oluşan bir sistem. En önemli noktalardan birisi, art niyetli kişinin hareketlerini izleyebilmesi. Ekran kaydedici, tuş kaydedici gibi farklı araçlardan yararlanabiliyorsunuz. İlerleyen yıllarda öneme
yapıyorlar. Biz 10 senedir bunu fark edip bunun
sahip olacak deception uygulaması var. Yanıltma ise yıllardan beri askeri operasyonlarda kullanılıyor. Yanıltma teknolojisi dışında bal küpü sistemleri de kullanıyoruz. Bal küpü ile yanıltma teknolojisi arasındaki fark şu: Siz yanıltma teknolojisinde art niyetli kişiyi tespit ediyorsunuz ve engellemek için aldığınız bilgileri kullanıyorsunuz ama bal küpünde yakalama için bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Yanıltma teknolojisi daha çok ticari ürünlerde kullanılıyor, ama bal küpü çoğunlukla açık kaynaklı. 2018 yılında kurumların yüzde 10’unun yanıltma teknolojisinden faydalanacağı görülüyor. Kurumunuzda çok sayıda güvenlik cihazı var, her yerden alarmlar geliyor, ama biz bu alarmların dedike saldırgana mı ait, yoksa rastgele interneti tarayan bir bot veya
sizin diğer bütün güvenlik çözümlerinize bu bilgiyi yaydıktan sonra, sizin başka bir kurumunuzun başka bir yerinden girme şansı kalmıyor. Bizim sağladığımız avantaj bu. Entegre ve farklı yöntemlerle koruma ile hakikaten bakış açımızı değiştirmemiz gerek. Ayrıca siber saldırganlar beraber çalışıyorlar, bizim de gerçek koruma sağlayabilmemiz için güvenlik sektörü olarak birlikte ve entegre çözümlerle çalışmamız lazım. Kurumun uç noktalarda kullandığı çözümler ise en önemlisi.”
script mi olduğunu anlayamıyoruz. Oysa bunu anlamamız gerek buna göre aksiyon almak için. Tuzak sistemler elimizi biraz güçlendirecek. Yanıltma teknolojileri biraz pahalı, ücretsiz bal küpü sistemleri Windows’u desteklemiyor. Tabi ki her güvenlik olayında olduğu gibi yetkin personel eksikliği de karşımıza çıkıyor. Ama pes etmiyoruz. Tuzak sistemler için çok büyük şeylere ihtiyacınız yok. Önemli olan bunun izolasyonunu çok iyi şekilde yapmak. Bunun için ihtiyacımız bir mini bilgisayar, bir VMware, Windows 7, Linux Ubuntu ve custom bir Python kod. Bu kodu ilerleyen günlerde yayınlamış olacağım. Kurumlarda güvenlik cihazları ve sistemlerinin çokluğu nedeniyle saldırgan tespit etmek zor olabilir. Bunun için tuzak sistemlere ihtiyaç duyuyoruz.”
Bütünsellik, güvenlik sağlar Ankagroup İcra Kurulu Üyesi ve AnkaIT Genel
BThaber
BİLİŞİM ZİRVESİ
19 - 25 Aralık 2016
Müdürü Ruşen Özkan, ‘IoT - Cloud Eksenli Uygulamalarda Veri Güvenliği’ başlıklı sunumuyla asansörler, yürüyen merdivenler, buzdolapları gibi cihazların her birinin
farklı firmaların bölümleri şeklinde alınan, entegre edilen mimariler olabildiğine işaret etti. Yani elimizde akıllı bileşen, dış dünyayla irtibatını sağlayan altta bir iletişim aracı, veri gönderdiği bir sunucu, o sunucu üzerinde çalışan ve verileri kontrol eden bir uygulama var ve bütün bu verilerin depolandığı, ihtiyaç anında bakılabilen yapı var. “Klasik BT’cilerin bildiği, temel anlamda ISO katmanlarından söz ediyoruz” tanımını yapan Ruşen Özkan, konunun IoT kısmında sözlerine şöyle devam etti: “Bunların içerisinde olmayan bir IoT kısmı var, ki elimizde veri yok. Akıllı eşyalar dediğimizde sadece ev otomasyonu değil, sokakta bulunan sensörler, trafik sistemleri gibi her türlü dış ekipmanların tamamı akıllandırılmaya başlandı. Bilgisayar içerisindeki parçalarımızın her birisi de kendi başına akıllı. Fiziksel katman olarak ifade edebileceğimiz alt sensörlerimiz, cihazımız, onun ilgili network’e bağlayan bir bağlantı ve onun üzerinde istediğimiz fonksiyonları icra emesi için temel aldığı bir platform var. Biraz daha akıllı bir şeyden söz ediyorsak, her bir kullanıcının yetkilendirilme seviyesine göre o verilere erişilmesini tarif etmiş oluyor. Dünyanın şöyle garip bir yanı var: Her bir veriyi bir yerde depoluyoruz, bir yerlerde karşımıza çıkıyorlar. Open data ve farklı konsorsiyumlar var. Bu datayı aldığınızda nasıl yöneteceğiniz, nasıl kararlar
çıkaracağınızı arkada size öğreten algoritmalarınız olması gerekli. Entegre bir güvenlik yaklaşımı ortaya koyuyor olmamız lazım. Aynı şey IoT için de geçerli. Nesneye, fiziksel erişimden
tutun, o verileri nasıl ve nereye gönderdiği, nasıl algılandığı, kimin ona nasıl müdahale ettiği gibi her şeyi kontrol edebiliyor olmanız gerekiyor. İşi buluta taşıdığınızda, burada da güvenlik tedbirleri lazım. Burada dünyayı yeniden keşfetmenize gerek yok. Oluşan organizasyonlar ve süreci 10 adımda özetleyen bir uluslararası standart var. Bu standart çerçevesinde çok daha sağlıklı bir şey olabilir. Özetle şunu söylüyor: Her şeyden önce ne yaptığınızı bilin, sağlıklı bir mekanizmanın oluşması için de risklerin analiz edilmesi,
oluşabilecek alternatif yapılar hakkında hususların belirlenmesi gerek. Denetim mekanizmalarının sağlıklı olması, projede görevli olacak ve sisteme erişme ihtimali olan herkesin veya
7
her bileşenin yetkilerinin net şekilde tanımlanması gerek. Bütün bu bileşenleri bir araya getirdiğiniz zaman gerçekten yönetilebilir, güvenli bir nesneler bütünlüğü ortaya çıkıyor.”
8
BThaber
BİLİŞİM ZİRVESİ
19 - 25 Aralık 2016
DİJİTALLEŞMEDE C LEVEL Makineler arkadaşımız olur mu? ‘Dijital Ekosistemde İşi Geleceğe Taşımak’ başlığında zirve kapsamında bir panel de düzenlendi. Forbes Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Burçak Güven’in moderasyonunda katılımcılar Google Cloud Ülke Müdürü Alp Önder Güler, HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ve
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, şöyle yanıt verdi: “Dijitalleşme dediğimizde 30 yıl önce bizde internet konusuyla kırılma başladı. Sonrasında mobil cihazlarla bu etkileşim çok daha küçük, her yerde taşınabilir enstrümanlara büründü ve artık daha da küçük bu bağlantıyı yapabilen sensörler, akıllı cihazlar,
Havelsan Genel Müdür Yardımcısı Yücel Bağrıaçık oldu. Katılımcılardan ‘dijital ekosistemi’nin tanımını yapmalarını isteyen Burçak Güven’in bu talebine ilk söz hakkını kullanan Türkiye
evimizdeki cihazlardan kurumlarımızdaki cihazlara kadar birçok yerde bilgisayar konusu gittikçe küçülerek ve kendi içerisinde bir akıl barındırarak devreye girmeye başladı. Üretilen
bilgide çok ciddi kırılma yaşanıyor. Bir insanın kendi başına takip edebileceği, işleyebileceği, sonuca ulaşabileceği büyüklüklerin çok ötesine geçtik. Dijital ekosistem tanımında bu dijitalleşme işbirlikleri; insan-makina işbirliği, kurumlar arası ve cihazlar arası işbirliği oluşturmak zorunda. Bugüne kadar belki beyin kapasitemizde ya da kurumların kendi içinde kurduğu işledikleri verilerin çok ötesinde bir verinin işlenmesi gerek ve buradan bir akıl çıkartılması dendiğinde, dijital ekosistemde konuşulması gereken başlıklar bu ekosistemi oluşturan aktörler. Özetle, bence anlamamız gereken şeyler bunlar. Makinalarla arkadaşlık kurmamız gerekiyor.” “Sanayi 2.0’da 3.0’a 4.0’a baktığımızda tamamen teknolojiyi konuşuyoruz. 4.0’da öğrenen zekâ, yapay zekâ, akıllı araba, akıllı evler her şey akıllı” diyerek sözlerine başlayan Havelsan Genel Müdür Yardımcısı Yücel Bağrıaçık, aklındaki bir kişisel soru işaretini şöyle tanımladı: “Teknolojinin yarattığı her yeniliğin karşısında, önlem almamız gereken bir kötülük
Yapay zeka ismi insanları korkutmasın!
Ege Ertem Intel Corporation Global İş Geliştirme Direktörü Ege Ertem ‘Dijitalleşen Tüketici’ başlıklı sunumuyla, tüketiciyi tanımlamaya çok çalıştıklarını vurguladı. “Aslında insanlar, basit olarak işine geleni, fakat eskisinden farklı olarak çok daha hızlı bir şekilde yapıyor” yorumunu yapan Ege Ertem, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer küçük bir şirketseniz, bir anda en önemli markalarla rekabet eder konumda bulabilirsiniz kendinizi. Yenilikler oluyor
ve Amerika’daki dev şirketler çok daha büyük paraları inovasyona yatırmaya çalışıyor. Bir anlamda farkın açılma ihtimali var. Bir diğer yandan, bariyerler düşüyor. Özellikle yazılımın getirdiği en büyük farklılık, donanım maliyelerinin ucuzlaması. Bu aynı zamanda ciddi fırsatlar getiriyor. Birincisi; büyük yatırım yapan dünya devlerini çok da gözünde büyütmemek gerekiyor. Onlar da kendi problemleriyle uğraşıyorlar ve gerçekçi adımlar attığınız zaman büyük fırsatlar var. Başarılı ikinci, üçüncü olmak hiç de mütevazi hedef değil. İnanın, Türkiye’de bunu yapabilmek için birçok fırsat var. O büyük şirketler, trendleri görebilmek için milyonlarca parayı ortaya döküyorlar. Dolayısıyla Türkiye’deki şirketlerin önünde ciddi fırsatlar var. Verimliliği arttırmak gerek ve bu, iş hayatının vazgeçilmezi.
İş dünyasında rekabet halindesiniz. Teknolojiye yatırım ve inovasyon şart. Reçete çok basit: Yenilikleri takip edip, ucuza denemeler yapmak, bu arada şimdiye kadar kendi müşterinizle ilgili yeteri kadar bilgi toplamadığınızı düşündüğünüz çalışmaları yapmanız. Bütün yeni teknolojilerin en büyük esprisi müşteri hakkında bilgi toplamak. ‘Yapay zekâ’ ismi sizi korkutmasın. Bot’lar Türkiye’de kullanılmaya başlamıştır ama app’lerin yerini alacak mı bilmiyorum. Bazen bu yenilikler moda oluyor, sonra sönüyor ve illa dünyayı kurtaracak yeniliği keşfetmeniz gerekli değil. Şirket olarak ucuza bir bot çalışması yapıp, bundan 1-2 yıl şirketinize ciro kazandırabiliyorsanız ne ala. Birtakım yenilikleri gördüğünüz zaman çok fazla düşünmeden, kısıtlı kaynaklarla o alanda yatırım yapmaya başlamak lazım.”
T’leşelim ve robotlara acı çektirmeyelim
Ufuk Tarhan Bilişim Zirvesi ‘16’da oturumlardan biri de ‘Dijitalleşmede C Level’ oldu. M-Gen Dijital Ajans ve Gelecek Planlama Merkezi Kurucusu, fütürist ve ekonomist Ufuk Tarhan, açılış konuşmasıyla önce kendi kariyer hayatındaki değişim ve fütürizme uzanan süreci hakkında bilgiler paylaştı. “Fütüristler değişimi artık kullanamıyorlar. Onun için dönüşmek lazım” beklentisini dile getiren Ufuk Tarhan, şöyle devam etti: “Hibrit bir alandayız. Bir
var. Siber tehditlerde artık tehlike içerden olmaya başladı. Hırsız içerdeyse, kilit anlam ifade etmiyor. 2015 ile 2016’yı karşılaştırdığımız zaman siber zararlar ortaya çıkıyor. Bizim ülke olarak en büyük açığımız uzman açığı. En büyük şansınız da akıllı bir nesle sahip olmamız.” HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, “Değişime adapte olamayan firmalar kayboluyor” yorumunu yaparak başladığı sunumunda, önümüzdeki dönemde de değişen firmaların yaşayabileceğini, bunun yolunun da inovasyon olduğunu vurguladı. Önemli trendlere işaret eden Filiz Akdede, şu bilgileri verdi: “Mobilite, güvenlik, bulut başlıklarını konuşuyor ve değerlendiriyoruz. Facebook kullanımında yedinciyiz, ama içerik üretmede, yatırım yapmada, start-up’ları desteklemede, üniversitelerle işbirliği yapmada hala nispeten gerideyiz. Hem Türkiye’nin hem firmalarımızın gelişmesi ve dönüşmesi, tümüyle buralarda yapılacak yatırımlara bağlı. Akıllılaştırdığımız her iş, bizi dünya çapında rekabete göre
ayağımız bugünde, bir tarafımız da gelecekte. Bu geçiş döneminde ben ne yapayım diyen insanlara yol göstermek üzere benim de kullandığım modeli paylaşmaya çalışacağım. T. insanlaşırsak gelecekte sürdürülebilir iş yaşamımız olur. İş ve kariyer dünyası için harıl harıl çalışan kesimler olarak buradayız. Yeni çabalama modellerine hızla geçmemiz lazım. Dünyadaki dönüşmeleri dikkatli okumak lazım. Dijital kardeşlerle çalışmamız gerekiyor. Daha ileri seviyede iş zekasıyla da uzlaşmamız gerekiyor. Robot kardeşler yetişiyor. Büyük çemberde şuradan şuraya geçirmek lazım kafaları. En güçlüler değil, değişime en fazla uyum sağlayanlar ayakta kalır. Umarım hepimiz o hale dönebiliriz. Son söz olarak; T’leşelim ve robotlara acı çektirmeyelim.”
avantajlı hale getirecek. Hem e-devlet tarafı hem firmaların dijitalleşmesi bana umut veriyor, ama aynı zamanda acele etmemiz gerek.” “Google’ın ana faaliyeti bütün tüketiciye hizmetleri bedelsiz sunmak. Bunu destekleyen ticari kazanım da reklamdan geliyor” diyerek sözlerine başlayan Google Cloud Ülke Müdürü Alp Önder Güler, diğer panelistlere hitaben “Bizler kariyer anlamında araf bir nesiliz” dedi ve bu tanımını şöyle detaylandırdı: “Büyük bir değişim var, ama bizim Türkiye’deki durumumuz araştırmayı çok fazla önemsemediğimiz, korkularla içeriye dönerek çalıştığımız bir dünya. Bir başka konu, dijital şirket anlamında şuna bakmamız lazım: Ben bireysel bir kullanıcı olarak, bana hizmet veren bankadan, bana satış yapan şirketten daha ileri bir teknolojiye sahibim. Elimin altındaki bu cihazla istediğim şeyi en iyi ve uygun biçimde hızla bulabiliyorum. Değişen dünyanın temelinde bu yatıyor. Tüketici hem mobil hem de bulut teknolojilerinin getirdiği büyük farkla, bilgi ve teknoloji anlamında demokratikleşmeyi yaşıyor.”
10
BThaber
E-TOPLUM
Eğitimsizlikte istikrar •
Türk sistemi eğitemiyor (Vatan) Türkiye’yi yine “çok üzen” eğitim verilerini dünyaya ilan eden PISA 2005 sonuçları da şöyleymiş:
2015 PISA düzeyimiz daha da düştü. Matematik sıramız 72 ülke içinde 49. Fen sıramız 52. Okuma sıramız 50. (Tamamı 956 sayfalık iki ciltte anlatılıyor bu işler) Bu yeni bilgiyi bakandan uzmana, köşe yazarına çok kişi yorumladı. Söylenecek bir şey yok. 10 yıl önce, yine eğitim konusunda BT Haber’in 564’üncü sayısında bu sütuna (Mart 2006) tekrar bakarsak aynı haberi görüyoruz: Dünya Bankası’nın, Türkiye’deki eğitimin hâli raporu medyamızda derin üzüntü yaratmış. 28.03.2006 gazete başlıkları: • • • • • • • •
Zehir gibi karne (Akşam) Eğitimde iflasın ilanı (Bugün) Reform şart (Cumhuriyet) Eğitim sistemi cahil yetiştiriyor (Güneş) ÖSS reformu şart (Hürriyet) Otur, sıfır (Halka Tercüman) Eğitim yok, ÖSS var (Posta) Böyle gitmez (Sabah)
* Matematik: 38 OECD ülkesi içinde 33. sıradayız * Okuma: 39 ülke içinde 32. sıradayız * Fen: 39 ülke içinde 33. sıradayız * Problem çözme: 40 ülke içinde 34. sıradayız Yani: • Yazılı materyali anlama, yorumlama, kullanmada geriyiz • Düşüncelerini analiz edebilme, akıl yürütme, karşılaştırma, değerlendirmede de... • Hayal gücünü kullanarak düşünmede de... • Düşündüklerini başarılı biçimde aktarmada da... • Bilimsel bilgiyi kullanma, bilimsel soruları tanımlamada da... • Fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin iletişim kurma becerisine sahip olmada da... Sonuç: Eğitimin zayıflığı, zihin zayıflığını besliyor. 2005’te 2,046 “okul birincisi”, ÖSS’de sıfır puan aldı. Bunların %99’u Türkçe’den sıfır aldı hem de. 45 fen sorusunun tümünü sadece 1 okul birincisi yapabildi. Türkçe, sosyal ve matematik testlerindeki soruların tamamını doğru çözen çıkmadı. Bunlar üstelik “okul birincisi”ydi! (Milliyet, 10.10.2005)
Matematiğe yeni müze Londra Bilim Müzesi, yepyeni bir Matematik Galerisi açtı geçen hafta. Yıldız mimar Zaha Hadid’in (ölümünden sonra da aynı isimle süren) mimarlık ofisinin tasarladığı yeni bölüm, dünyada matematiğe odaklı galeri/müzelerin en yenilikçisi, en şık tasarımlısı oldu. Sadece matematiğe ayrılmış Bonn (Arithmeum), Viyana (math. space), New York (MoMATH), Washington (MathAlive!), Floransa’da (Giardino di Archimede) uzman müzeler var. Paris’teki Musée des Arts et Metiers de, ölçümbiçim odaklı çok sıradışı bir müzedir. Almanya’daki dev bilim müzelerinde matematiğe ayrılmış büyük galeriler var. Londra’daki ise, matematik konusunda şimdiye kadarki en “anlamlı” yapı: 1929’da aerodinamik Handley Page marka uçağın, havada yarattığı türbülanstan kanatların ucunda oluşan girdaplar, Zaha Hadid’in elinde üç boyutlu organik enstalasyonlara dönüştü. Mimarlıktan önce matematik eğitimi almış Zaha Hadid, hep eğimli bükümlü yuvarlak, “organik” çizimleriyle ünlüydü. Şirketi, bu tasarımları sürdürecek anlaşılan. Galeride leylak ve mora yakın “yatıştırıcı” renklerin yansımasında, tavanda bu “hava girdapları” üç boyutlu tasarımlar olarak takılı. Ve ucunda 1929 uçağı. Bu tasarımıyla Matematik Galerisi, bütünüyle bir enstalasyon aslında. Ve matematiğin, hayatın nasıl
Hollywood’dan imovasyon Anne Hathaway, Sandra Bullock, Helena Bonham Carter, Cate Blanchett, Sarah Paulson, Rihanna, ve rapçi Awkwafina, birlikte aynı filmde rol alacaklar. Bu kadar yaldızlı yıldızı bir araya toplamak başlı başına bravoluk bir iş. Ama acaba ne filmi yapacaklar? Şöyle, “mesajı” olan bir film mi? Tam da Trump dönemi başlayacakken (19 Aralık’ta İkinci Seçmenler kuzu kuzu gidip Trump’a oy verirse...) acaba bu yıldız hanımlar, kadın hakları-kadınlara eşitlik falan gibi bir filmde mi rol alacaklar? Hele hele Cate Blanchett gibi süper-cool bir artist? Dramatik ve trajik kadınları sahnede de canlandıran über sanatçı?
19 - 25 Aralık 2016
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Hayır... Hanımlar, daha önce “denenmiş ve başarılı olmuş” bir senaryonun benzerinde rol alacaklar: Ocean’s adıyla soygun yapan çetenin üstüste 3 filmi de büyük gişe yapmıştı. George Clooney, Brad Pitt, Elliott Gould, Don Cheadle, Matt Damon, Julia Roberts, Al Pacino, Andy Garcia, Catherine Zeta-Jones bu üç filmde roller aldılar. Şimdi, hepsi kadın “yeni” soyguncuların sırası. Üç filmi de Steven Sodherberg yönetmişti. Çekim, anlatım, oyunculuk, senaryo bakımından şıktı. Yeni filmin adı ise Ocean’s Eight olacak. Diğer üç filme göndermeler yapan, onları “tamamlayan” bir film
olacakmış. Bir tür Star Wars filmleri gibi sanki, önceki sonraki zamana kayan durumlar. Ortada inovasyon yok, imovasyon (yenilikçi taklitçilik) var. Sorun değil: Bizim sanayi için de “Çin’in başarı modeli olarak imovasyon” örnek gösterilmişti. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU, İmovasyon Semineri’nde konuşan Oded Shenkar, “İmitasyon da harikadır, inovasyona odaklandığınız sürece imitasyonu da bırakmayın” diye öğütlemişti (28.05.12).
da taa içinden çıkıp geldiğini 7’den 70’e herkese gösteriyor. Londra Bilim Müzesi’nde, şehrin “müzeler bölgesi” denilen semtte, kolayca ulaşılan, düzayak kocaman binasında 600 objeden oluşan bir matematik galerisi elbette vardı. Ama “bizdeki” gibi ölü bir depo şeklindeydi, durağandı. “Bakın, ne kadar mühim araçlar kullanmışız matematikle meşgulgen biz” şeklinde bir sergiden ibaretti. Şimdi yenisi etkileşimli, modern, çağdaş. Ve bir depo değil: Obje sayısı 100’e azaltıldı. Bilim Müzesi, yeni galerinin açılışına doğru bir reklam kampanyası da yaptı. Grey London’dan televizyonlara, sinemalara, sosyal medyaya yansıyan 1 dakikalık filmde bir küçük kızın yüzünün sadece üst yarısı görülüyor. Çocuk, filmdeki dış sesi
dinlerken gözleriyle tavana bakıyor, kameraya bakıyor, hiç konuşmuyor. Dış ses ise, İngiltere’de kült statüye ulaşmış, 90 yaşında hala faal, topluma mal olmuş doğabilim gazetecisi David Attenborough’a ait: “Sen, Ellie’sin. 7 yaşındasın. Ama aslında 13 milyar yaşındasın. Ellie sen ve ben, hepimiz, deriden, kemikten, yıldızlardan oluşuyoruz. Vücudumuzdaki her zerreyi Büyük Patlama’dan beri taşıyoruz. Evrenin doğumu, senin doğumundu. İşte bu yüzden, başını kaldırıp yıldızlara baktığında, bir aynaya bakıyorsun. Bu da sana dünyayı merak ettiriyor. Haklısın. Dünyanın çözülecek çok sorunu var. Bunlara çözüm bulmak için merak etmen lazım. Dünyayı değiştirmek, merakla mümkün. Sen, merak edecek misin?”
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Bir Amazon şirketi olan Amazon Web Services, geleneksel olarak düzenlediği AWS re:Invent ile Bülent Nevres etkinliği ile bu yıl da dünyanın dört bir yanındaki geliştiricileri, müşterilerini ve iş ortaklarını bir araya getirdi. Bu yıl yaklaşık 35 bin kişinin katıldığı etkinlikte katılımcılar yüzlerce paralel oturum arasında mekik dokudular. Bu yılın etkinliğine ise yapay zeka çözümleri damgasını vurdu. AWS, etkinlikte üç yeni yapay zeka hizmetini duyurdu. Bu üç yeni yapay zeka (AI) hizmeti; Amazon Lex, Amazon Polly ve Amazon Rekognition; Amazon’un bünyesindeki binlerce derin öğrenme ve makine öğrenimi uzmanı tarafından geliştirilen, başarısı kanıtlanmış ve yüksek oranda ölçeklenebilir Amazon
19 - 25 Aralık 2016
Amazon Yapay Zeka’da atılım üstüne atılım yapıyor teknolojisinden yararlanıyor. Bütün Amazon hizmetleri, kaliteli ve yüksek doğruluğa sahip yapay zeka yeteneklerini ölçeklenebilir ve düşük maliyetli bir şekilde sunuyor. Amazon AI hizmetleri tamamen yönetilen hizmetler oldukları için derin öğrenme algoritmaları inşa etmeye, makine öğrenimi modelleri eğitmeye, hiçbir ön taahhüde veya altyapı yatırımına
gerek kalmıyor. Bu da görebilen, duyabilen, konuşabilen, anlayabilen ve etrafındaki dünyayla etkileşime girebilen yeni
Amazon Lex İle akıllı sohbetler Amazon Lex, Amazon Alexa’ya güç veren otomatik konuşma tanıma (ASR) ve doğal dil anlama (NLU) teknolojileri üzerinde oluşturulmuş, ses ve yazıları kullanarak etkileşimli arayüzler inşa etmeye yarayan yeni bir hizmet. Amazon Lex çok yönlü ve doğal dil yeteneklerinin neredeyse bütün uygulamalarda kullanılabilmesini kolaylaştırıyor. Geliştiriciler botları (hava durumunu kontrol etme veya uçuş rezervasyonu yapma gibi otomatik görevleri yerine getiren etkileşimli uygulamaları) direkt olarak AWS Management Console üzerinde birkaç örnek kelime (örn. “uçuş ara” veya “rezervasyon yap”) ile birlikte görevin tamamlanması için gereken parametreleri (örn. seyahat
zamanı ve varış noktası) ve kullanıcıya sorulacak soruları (örn. “ne zaman seyahat etmek istiyorsunuz”) girerek oluşturup test edebilir. Daha sonra Amazon Lex, dil modelini oluşturup görevin tamamlanması için gereken soruları sorarak geri kalan her şeyi halleder. Amazon Lex AWS Lambda ile entegre olduğundan, geliştiriciler Amazon Lex’i uygun arka uç servisini (örn. uçuş rezervasyon sevisini) bir AWS Lambda fonksiyonu ile çağıracak şekilde konfigüre edebilir. Geliştiriciler aynı zamanda Salesforce, Microsoft Dynamics, Marketo, Zendesk, QuickBooks ve HubSpot gibi kurumsal sistemlerden veri toplayarak “Salesforce. com üzerindeki en iyi 10 hesap hangileri” gibi soruları cevaplamak için AWS Lambda fonksiyonlarını çalıştıran
önceden oluşturulmuş kurumsal birleştiricileri kullanabilir. Amazon Lex ile oluşturulan botlar her yerde kullanılabilir: Web uygulamaları, Slack, Facebook Messenger gibi chat uygulamalarında ya da mobil/ bağlı cihazlar üzerindeki uygulamalarda yer alan sesler ile... Amazon Lex farklı platformlar için gereken kimlik doğrulamasını yapar ve geliştiriciler için her platforma özel kod yazma gerekliliğini ortadan kaldırarak kullanıcı arayüz tasarımını kolaylaştırır. Ayrıca, bir botun aldığı trafik yükseldikçe Amazon Lex ölçeklemeyi otomatik olarak yaptığından geliştiricilerin ölçekleme için endişelenmesine gerek kalmaz ve geliştiriciler, sadece Amazon Lex API’ına yaptıkları çağrılar için ödeme yaparlar.
Amazon Rekognition İle Akıllı Görüntü Analİzİ Amazon Rekognition, geliştiricilerin görüntüleri analiz eden, yüz, obje ve sahneleri tanıyan uygulamaları hızlı ve kolayca oluşturabilmelerini sağlar. Amazon Rekognition araçlar, evcil hayvanlar veya mobilyalar gibi nesneler ve sahneleri otomatik olarak tanımak için derin öğrenme teknolojilerini kullanır. Kullanıcıların anahtar kelimeler girerek görüntü araması yapabilmeleri için geliştiricilerin görüntüleri etiketlemelerine izin veren bir güven puanı sağlar. Amazon Rekognition görüntülerdeki yüzleri bulabilir ve yüz
özelliklerini tespit edebilir (örn. yüzün gülümseyip gülümsemediği veya gözlerin açık olup olmadığı). Amazon Rekognition ayrıca, yüz karşılaştırma ve yüz arama gibi gelişmiş yüz analiz işlevlerini de destekler. Geliştiriciler Rekognition kullanarak, iki farklı görüntüdeki yüzün aynı kişiye ait olup olmadığının olasılığını ölçebilen bir uygulama geliştirebilir ve böylece bir kullanıcının kimliğini, ellerindeki fotoğraf sayesinde anında doğrulayabilir. Benzer şekilde, geliştiriciler görüntülerde tespit edilen milyonlarca yüzden
koleksiyonlar oluşturabilir ve ellerindeki yüze benzer bir yüz için bir koleksiyon taraması gerçekleştirebilir. Amazon Rekognition pahalı görüntü işleme sistemlerini kurup yönetmek için gereken karmaşık işlemleri ve masrafları kolay kullanımlı, düşük maliyetli ve güvenilir AWS hizmetinin kapsamlı görüntü sınıflandırma, tespit etme ve yönetme yetenekleri sayesinde ortadan kaldırır. Amazon Rekognition’ı kullanmak için ön ödeme gerekmez. Geliştiriciler sadece analiz ettikleri yüzler ve kaydettikleri yüz özelliği vektörleri için ücret öderler.
nesil uygulamalar inşa etmeye odaklanmaları için geliştiricilere büyük özgürlük sağlıyor. Yapay zekayı etkili bir şekilde uygulayabilmek için birçok farklı türden derin öğrenme ve makine öğrenimi algoritmalarının manuel olarak inşa edilmesi ve ayarlanabilmesi gerekiyor. Ve bu sürecin bir uygulamadaki her bir nesne, yüz, ses ve dil özelliği için tekrarlanması gerekiyor. Amazon AI hizmetleri ise tüm bu zorlukları ortadan kaldırıyor ve Amazon’un güçlü ve kanıtlanmış derin öğrenme algoritmaları ve teknolojilerini, tüm geliştiricilerin bir API çağrısı ile ya da AWS Management Console üzerinde birkaç tıkla erişebileceği birer yönetilen hizmet şeklinde sunarak, yapay zekayı tüm geliştiricilere büyük ölçüde erişilebilir hale getiriyor. Amazon AI hizmetleri Amazon’un doğal dil anlama, konuşma tanıma, metin okuma ve görüntü analiz teknolojilerini
herhangi bir cihaz üzerindeki herhangi bir uygulama için, her ölçekte, tam kapasite sunuyor. AWS Veritabanları, Analiz ve Yapay Zeka Başkan Yardımcısı Raju Gulabani, üç yeni çözümle ilgili şunları söyledi: “Daha iyi algoritmalar ve büyük miktarlarda veriye ulaşım ile bulut tabanlı düşük maliyetli bilgi işleme gücünün kombinasyonu, yapay zekayı geliştiriciler için gerçeğe dönüştürüyor. AWS bugün piyasadaki en yenilikçi ve en yaratıcı yapay zeka uygulamalarının bazılarına ev sahipliği yapıyor. Amazon’un bünyesindeki binlerce makine öğrenimi ve derin öğrenme uzmanı, müşterilerin ne okumak istediklerini tahmin etmek için, robot bilimi ve bilgisayarla görme teknolojileri ile verimlilikleri yönlendirmek için ve müşterilere yapay zeka destekli sanal yardımcı Alexa’yı sunabilmek için yıllardır yapay zeka teknolojileri geliştiriyor. Bugün, bu yeniliklerin altında yatan teknolojiyi üç adet tam yönetimli, kolay kullanımlı, güçlü ve düşük maliyetli Amazon AI hizmeti olarak tüm geliştiricilerin kullanımına sunuyoruz. Müşterilerin Amazon Lex, Amazon Polly ve Amazon Rekognition’ı kullanarak insansı zekaya sahip, görebilen, duyabilen, konuşabilen, insanlar ve çevreyle etkileşime girebilen yeni nesil uygulamalar geliştirmelerini görebilmek için sabırsızlanıyoruz.”
Amazon Polly İle Akıllı Konuşma Amazon Polly, geliştiricilerin haber okuyucular ve e-öğrenme platformları gibi mevcut uygulamalara doğal konuşma yetenekleri ekleyebilmelerini kolaylaştırır. Bunun yanı sıra konuşma ile harekete geçen mobil uygulamalar, cihazlar ya da araç gereçler gibi yeni nesil ürünler ortaya çıkarabilmelerine olanak sağlar. Amazon Polly’nin kullanımı kolaydır. Geliştiriciler SDK üzerinden ya da AWS Management Console’dan Amazon Polly’e mesaj gönderirler ve Polly onlara anında doğrudan oynatılabilen ya da standart ses formatında saklanabilen bir ses dosyası gönderir. 47 gerçekçi ses ve 24 dil desteği ile geliştiriciler, çeşitli aksanlara sahip erkek ve kadın sesleri arasından seçim yaparak dünyanın her yerindeki kullanıcılara hitap eden uygulamalar yaratabilirler. Amazon Polly’nin yazı içeriğini akıcı bir şekilde telaffuz edebilmesi, uygulamaların geniş yelpazedeki yazı formatlarından yüksek
kaliteli ses çıkışı alabilmeleri anlamına gelir. Amazon Polly ölçeklenebilirdir. Büyük miktarlardaki yazıların konuşmaya dönüştürülmesinde bile hızlı ve yüksek kaliteli geri dönüş sağlar. Amazon Polly ile geliştiriciler sadece dönüştürdükleri yazı için ücret öderler ve oluşturulan konuşmayı önbelleğe atarak hiçbir kısıtlama olmadan, istedikleri kadar yeniden oynatabilirler. Her gün 1200’den fazla haber yayımlayan, Pulitzer ödüllü medya ve teknoloji şirketi The Washington Post’un Kıdemli Ürün Müdürü Joseph Price,”Haberlerimizin sesli versiyonlarını kullanmayı uzun süredir istiyorduk ancak mevcut sistemlerin düşük kalitede olmalarına rağmen bir de yüksek maliyetli olduklarını gördük. Amazon Polly ve yüksek kaliteli sesleriyle okuyucularımıza içeriklerimizi daha zengin ve çok yönlü bir şekilde sunmak için sabırsızlanıyoruz” diyor.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 - 25 Aralık 2016
Dijital dönüşüm bir süreç işi BT yöneticilerinin iş birimleri ile birlikte hareket etmesi, dijital dönüşüm hızının da belirleyicisi. CSC Türkiye, şirketlerin dijital dönüşüm yol haritalarını hazırlamalarına ve bu haritaları Handan Aybars eksiksiz uygulamalarına yardımcı oluyor ve bu da yaklaşık 3-5 yıl devam eden bir süreç. CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, süreci, “Önce planları yapıyoruz. Sonrasında bu planlarla yol haritasını oluşturarak, gerekli aksiyonların alınmasını sağlıyoruz” sözleri ile özetledi. Böylece bir şirketin dijital dönüşümü adım adım gerçekleştirmesine, bu yolda hangi süreçlerin önceliklendirileceğine, dönüşüme nasıl tabi tutulacaklarına karar veriliyor ve tüm bunlar birer birer uygulamaya geçiriliyor. Süreci ve Türk şirketlerinin dijitalleşme eğilimini Alev Alp Esen anlattı: m Bu destek sunumunda
iş ortaklıkları yapıyor musunuz BT şirketleri ile? Tabii. Bizi benzer BT şirketlerinden ayıran en önemli özelliklerimizden biri, tüm çözümlerimizi iş ortaklarımız ile birlikte sunmamız. Bu kapsamda dijital dönüşüm tarafında da köklü küresel BT şirketleri ile çalışıyoruz. Elbette kendi çözümlerimiz de var. Bu çözümlerin ne şekilde konumlandırılacağına da müşterilerimizin ihtiyaçları
doğrultusunda karar veriyoruz. m Sektörel bazda dijital değişim, en çok hangi sektörlerde kendini gösteriyor? En yoğun dönüşümün finans sektöründe yaşandığını söyleyebilirim. Finans sektöründe, müşteri deneyimi anlamında dijitalleşme ülkemizde de çok hızlı gelişti. Finans sektörünün ardından sigortacılık sektöründe de yoğun bir dijital dönüşüm söz konusu. IoT’ye dönük uygulamaların yaygınlaşması ile bütün sektörlerin dijital dönüşümde adım adım yol almaya başladıklarını görüyoruz. Özellikle Endüstri 4.0, dijital dönüşümün üretim sektöründe hızlanmasına yardımcı oluyor. m Bu sektörlerdeki
yöneticiler, değişimin ne derece farkında? Türkiye’deki kurumların dijital dönüşüme nasıl baktıklarını incelemek üzere geçtiğimiz yılın sonunda bir dijital ajanda araştırması gerçekleştirdik. Araştırmamıza, kurumlarının BT ve yazılım satın almalarında direkt ya da dolaylı rol alan, farklı sektörlerden 100’e yakın yönetici katıldı. Sonuçların da işaret ettiği gibi, yöneticiler değişimin son derece farkında. Araştırmamıza katılanların yüzde 65’i dijitalleşmenin rekabeti değiştirdiği, yüzde 25’i ise 1-2 yıl içinde değiştireceği yönünde görüş belirtiyor. Kurumunun dijital ajandasının tamamlandığını belirtenlerin
CSC merkez, Türkİye pazarına nasıl bakıyor, orta ve uzun vadelİ beklentİlerİ neler? Merkezimiz Türkiye pazarını yatırım yapılacak pazarlardan biri olarak görüyor. CSC Türkiye olarak CSC içinde Orta ve Doğu Avrupa bölgesine bağlıyız. Bölge içinde Polonya ile birlikte yatırım yapılacak iki stratejik
Alev Alp Esen oranı yüzde 64 olurken, dijital ajandalarının oluşturma sürecinin tamamlandığını söyleyenlerin oranı yüzde 25, oluşturma sürecinin 12 aydan sonraki bir dönem için planlandığını belirtenlerin oranı ise yüzde 5. Bu değişime ayak uyduracak adımları atmak için yöneticilerin yönlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Her iş biriminin merkezinde BT var. Bu doğrultuda, şirketlerdeki BT yöneticilerinin de konumlarının sadece iş birimlerinin istedikleri şekilde süreçleri tasarlayan kişiler olmaktan çıktığını, bu birimler ile iş yapan kişilere dönüştüğünü görüyoruz. Özellikle BT yöneticilerinin iş birimleri ile birlikte hareket ederek değişimi hızlandıracaklarına inanıyorum. m Bu farkındalık seviyesi Türkiye’de var mı? Belirttiğim farkındalık Türkiye
için de geçerli. Orta ölçekli şirketlerde değil, ama büyük ölçekli kurumsal şirketlerde dijital dönüşüme yönelik süreçlerin planlamalarının başladığını ya da sürdüğünü görüyoruz. Dijitalleşme sadece mobilde gördüğümüz uygulamalardan ibaret değil. Ülkemizdeki büyük ölçekli şirketlerde dijitalleşmeyi farklı şekillerde görebiliyoruz. Bu bulut bilişim kullanımı şeklinde de olabilir, sanal masaüstü kullanımı ya da büyük verinin toplanması ve analiz edilmesi şeklinde de. Araştırmamıza göre, dijitalleşmenin rekabet üzerinde etkisi olmayacağını belirten yöneticilerin oranı sadece yüzde 6. Bu da Türkiye’de iş dünyasının
pazardan biri Türkiye olarak değerlendiriliyor. Türkiye, dijitalleşme anlamında çok hızlı adımlar atıldığı, aynı zamanda yenilikçi ve dinamik bir pazar olduğu için şirketimiz açısından stratejik önemde.
dijitalleşmeye olan inancını net biçimde gösteriyor. Yöneticiler dijitalleşmenin getirdiği en büyük fırsatları operasyonel mükemmellik, dijital dağıtım kanalları, süreçlerin dijitalleşmesi ve gerçek zamanlı veri kullanımı olarak sıralıyor. Uygulamadaki en büyük risk ise veri güvenliği. Almanca konuşan ülkelerde gerçekleşen benzer bir CSC araştırmasında, dijital ajandasının tamamlandığını belirtenlerin oranı yüzde 39 iken, bu oranın Türkiye’de yüzde 64 olmasını, ülkemizdeki kurumların dijitalleşmeye verdikleri önemi göstermesi açısından son derece çarpıcı buluyoruz.
2017 yılına yönelİk hedeflerİnİz neler? 2016 yılında ülke olarak beklenmedik duraksamalar yaşadık. Bu da, dönem dönem piyasaları etkiledi. Ama gözlemimiz; işlerin ve projelerin kesintisiz olarak sürdüğü yönünde. Gerek kamu gerekse büyük ölçekli
ve çok uluslu şirketler tarafında yatırımların devam ettiğini görüyoruz. 2017’nin daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Büyüme hedeflerimizi de bu doğrultuda daha yükseğe konumlandırdık.
Sonatrach’ın teknoloji ortağı Netaş oldu Netaş, “Türkiye’nin ve bölgenin 1 numaralı sistem entegratörü olma” vizyonu ile uluslararası faaliyetlerini artırarak devam ettiriyor. Bu kapsamda şirket, Cezayir’in birinci, dünyanın ise 11’inci büyük petrol şirketi Sonatrach’a yeni nesil teknoloji çözüm ve servisleri sunacak. Cezayir gayrisafi milli hasılasının yüzde 30’unu üreten, devlet iştiraki olan kamu kurumu Sonatrach’ın 2005 yılında başlattığı veri merkezi projesinin 3. fazını kapsayan ve iki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen proje çerçevesinde 5 ayrı
şehirde toplam 6 veri merkezinin tasarlanması, kurulması ve devreye alınması gerçekleştirilecek. 44,2 milyon dolar tutarındaki projede, ilk 2 fazda kurulmuş 2 veri merkezi, yeni kurulacak 6 merkeze aktarılacak. Bu proje ile Sonatrach, tüm birimleri ile her türlü bilişim hizmetini yeni nesil bulut yapısında 33 bin kullanıcısına sunabilecek, tam yedeklilik sağlanacak ve tüm bu hizmetler tek elden yönetilecek. Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, şunları söyledi: “Amacımız yurtdışı
çalışmalarımızla Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatı hedefine katkı sağlamak. Sonatrach’ın dijital dönüşümü, Netaş’ın sağlayacağı yüksel teknoloji çözüm ve servisleri konusunda örnek oluşturacak bir proje. Bu kapsamda, Sonatrach’ın 2005 yılında başlattığı veri merkezi projesinin 3. fazını gerçekleştirecek, bu dev firmaya bilgi güvenliği ve fark edilir bir verimlilik kazandıracağız. Odak pazarlarımızda büyümeye devam ederken, bölge ülkelerinde de faaliyet göstermeyi hedefliyoruz.”
15 BThaber
DOSYA
19 - 25 Aralık 2016
HİBRİT BULUT
www.bthaber.com
Dosya Sponsoru Sayfa
15 22
Kuruma özgü modelleme bulutta güç kazanıyor Handan Aybars
Son yılların BT yatırımlarında öncelikli kavramı haline gelen bulut bilişim, artık kurumsal ihtiyaç ve öncelikler, sektörel gereklilikler gibi sebeplerle hibrit modelleri, yani bulut bilişimde özel ve genel yapılarında en doğru kombinasyonu gerekli kılıyor.
Bilişim Zirvesi’nde “Dijital Evrim ile Hibrit bulut yönetim sistemlerinin gelirinin 2019 yılında 24.18 milyar dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor. Kullanıcısı olan kurumlara maksimum BT kullanım faydalarını sağlayan, varolan veri merkezi ve bulut bilişim yapıları ile entegrasyon özelliğini sunan hibrit modeller, sağladığı esnekliği ile her ölçekte şirkete hızlı yatırım geri dönüşü sağlamakla kalmıyor. Kontrol gücü ve BT birimlerinin çalışma esnekliği de bu yapının artı değerleri
arasında… 2020 yılında büyük ve orta ölçekli şirketlerin yüzde 50’ye yakını dosyamızda ele aldığımız gerekçelerle hibrit bulut modelinde yerini alacak, felaket kurtarma avantajlarının yanında kurumsal rutini işletmek için de hibrit model önemli bir fayda noktası halini alacak. Bu noktada donanım üreticileri, yazılım şirketleri ve servis sağlayıcılar gibi paydaşlar da her ölçekte şirkete, ihtiyaçlarına uygun formülleri sunabilmek için işbirliğine daha da önem verecek. out! (Kaçış
yok)” mottosu ile Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşti. Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip Zerey ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Fatih Sayın’ın da katılımıyla gerçekleşen Bilişim Zirvesi’nde, hem kamudan bilişim dünyasına hem de bilişim sektöründen
iş dünyasına önemli mesajlar verildi. Endüstri 4.0 dalgasını yakalamanın ipuçlarının masaya yatırıldığı zirvede, bireyler, şirketler ve ülkeler olarak dijital geleceğe nasıl hazırlanmamız ve bu geleceği nasıl karşılamamız gerektiği konuları ele alındı. Etkinlikte bilişimi yaşamının önemli bir parçası yapan tüm birey ve kurumlarla birlikte dijital evrim süreçlerinde endüstri 4.0 içerisinde var olmayı amaçlayan kapsamlı bir içerik ve 200’ü aşkın önemli konuşmacı yer aldı.
16
DOSYA
BThaber
hibrit bulut
19 - 25 Aralık 2016
Hibritte her şirkete özel tarif… Hedef; ihtiyaçları daha hızlı ve hedef odaklı karşılayabilmek. 451 Research’ün son araştırmaasına göre, uygulama iş yüklerinin yüzde 56’sı gelecek iki yıl içinde özel veya melez bulut yapılarında sunulacak. Şirketler hibrit bulut hizmetlerini giderek daha yoğun biçimde tercih ediyor. Çünkü bazı şirketler genel bulutu ihtiyaçları için yeterli bulabilirken, diğer birçok şirketse artan güvenlik riskleri ışığında daha yoğun güvenlik arayışı içinde özel bulut yapılarını genel bulut ile buluşturma eğilimi sergiliyor. Tabi bu tercihler finans ve telekom gibi yoğun düzenlemelere tabi sektörler başta olmak üzere birçok sektörde verileri özel ve genel bulut arasında doğru biçimde dağıtmayı gerekli kılıyor. Doğru hibrit yapıların seçimi, uygulama güncellemeleri ve altyapınn verimli kullanımı açısından her ölçekte şirkete önemli faydalar sağlıyor. Şirketler kendi istek ve ihtiyaçlarına uygun kurguladıkları hibrit bulut yapıları ile kendi yol haritalarını çizebiliyor, süreç yönetimlerini daha kolay biçimde yürütebiliyor. Bu yapı, aynı zamanda şirketlerin BT süreçlerinde maliyet yönetimi adına gerçek anlamda avantajlar elde etmelerini de sağlıyor. Kurumsal BT haritalandırması rehber oluyor Şirketlerin bulut bilişim çözümlerine yönelik ilgisinin temelinde birçok unsur var. Kurumsal çevikliği artrmak, birçok alanda maliyetleri en aza indirmek,
performansı geliştirmek, inovatif kurumsal kimliği pekiştirmek, iş sürekliliğini sağlamak ve operasyonları kısa zamanda ölçekledirebilmek bunların ilk akla gelenleri. Bu ihtiyaçlar ışığında doğru çözümleri seçebilmek, şirketin kendine has yapısı ve teknik ihtiyaçları ile doğru orantılı. İş dünyası, gelinen noktada BT iş yükünün en azından bir bölümünü ortak sunucular arasına paylaştırmak gerektiğini, bu konuda kurumsal BT yüklerini doğru haritalandırmanın temel unsur olduğunu fark etmiş durumda. Bu konuda yapılan kurusal çalışmalar donanım ve yazılım konusunda en yeniye sahip olmak değil belki, ama bunları verimli kullanabilmek, kurumsal veri ve altyapıyı da tercih edilen veri yükleri için ayıştırabilmek demek. Yukarıda belirttiğimiz gibi, faaliyet gösterilen sektöre bağlı olarak, şirketler de bu verilerin tasnifi ve bulut yapıları arasında haritalandırılmasında sektörel düzenlemeleri takip ediyorlar. İşte bu noktada özel ve genel bulut ayrımları, hibrid bulut kullanımında artış olarak kendini gösteriyor. Artılar ve eksiler Genel bulut; temelde şirketlerin aynı altyapıyı paylaşabilmesi demek. Üçüncü parti bir sağlayıcı ise bu altyapıyı sahipleniyor, işletiyor ve donanım konusunda gerekli eklemeleri yapıyor. Genel bulut ile bir şirket tam anlamıyla ölçeklendirme yapabiliyor, BT sermaye yatırımlarını en aza indirip, bunu da
Güvenlİk temel belİrleyİcİ Araştırmalar, BT yöneticilerinin hibrit bulut sayesinde altyapıya kafayı yormaktan kurtuduğunu gösteriyor. Bu nedenle BT yöneticileri de süreç yönetimi ve bilgiye odaklanacak vakti bulabiliyor. Veritas Technologies’in küreel bazda bin 800 BT yöneticisi ile yaptığı “State of the Hybrid Cloud” araştırmasına göre, yüzde 74’lük bir bölüm halihazırda çoklu bulut altyapıları kullanıyor. Öncelikli beklentileri ise kapsamlı veri koruma stratejileri. Araştırmanın da gösterdiği gibi, şirketler giderek daha yoğun biçimde verilerini buluta aktarıyor, bu noktada hem özel hem genel bulut yapılarını kullanıyor, bulut tercih kararlarını da hesaplayarak alıyorlar. Araştırma başka önemli sonuçları da ortaya koyuyor. Misal, bugünün iş yüklerinin yüzde 38’i özel bulutta, yüzde 28’i ise genel bulutta konumlanıyor. 2017 yılı beklentisi ise bu yüzdelerde sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 18 artış olması yönünde. Şirketlerin yüzde 74’ü iki veya daha fazla bulut altyapısını dengeli biçimde kullanmaya odaklanıyor ve yüzde 23’lük bölüm de dört veya daha fazla sayıda farklı bulut altyapısı kullanıyor. Yani bu heterojen
ortamlar arasında veriyi korumak ve yönetmek zorlaşıyor, BT birimlerinin elinde yeni bir görev halini alıyor. Anket katılımcılarının üçte birinden fazlasına göre, genel bulut yapısını tercihte temel gerekçe maliyet. Ama aynı şirketlere göre, güvenlik de genel bulut kullanımında öncelikli sorunlu başlık. Çünkü araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 50’sinin genel buluttan uzak durmasının temel sebebi güvenlik mimarileri. Araştırmaya katılan şiriketlerin önemli bir bölümüne göre, iş yüklerinin belli bir kısmının her zaman on-premise yapıda kalması garek. Geri kalanı buluta aktarmada ise sorun yok. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 81’i ise bulutu konumlandırmak ve operasyonların devamlılığını sağlamakta servis sağlayıcıların desteğine ihtiyaç duyuyor. Yani BT birimleri bulutun karmaşık yapısında yollarını bulabilmek isterken, servis sağlayıcıların yüksek destek sunma becerisi ve yetkinliğinin de kurumsal genel bulut tercihlerinde öncelikli kriter olduğu görülüyor.
Pazar gİt gİde büyüyecek Infoholic Research’ün ‘Küresel Hibrt Bulut Pazarı: İtici Güçler, Fırsatlar ve Tahminyer 2016-2022’ (Worldwide Hybrid Cloud Computing Market: Drivers, Opportunities, Trends, and Forecasts, 2016–2022) raporuna göre, hem KOBİ hem de büşük ölçekli şirketlerde hibrit bulut yapısının konumlanma hızı öne çıkıyor. Bu dönüşümde dikey pazarlar içinde imalat sanayii öne çıkarken, bunu telekom ve BT sektörleri izliyor. Hibrit bulut yapısının ilk dönemlerinde olunduğuna işaret edilen araştırmaya göre, özel bulut kullanım artışı beraberinde hibrit bulut yapısına geçişin de temel sebebi halini alıyor. Bu yönüyle hibrit bulut pazarının 20162022 yılları arasında yüzde 34.3 büyüyerek 2022 yılında 241.3 milyar dolarlık değere ulaşması bekleniyor. Araştırmaya göre, büyük ölçekli şirketlerin yüzde 50’sinden fazlası 2018 yılı itibariyle hibrit bulut modelini hayata geçirmeyi planlıyor. Araştırmada hibrit bulut pazarı dört segmentte ele alınıyor: Çözümler, hizmet modelleri, dikey çözümler ve bölgesel eğilimler. İşte araştırmada öne çıkan diğer sonuçlar: •
Çözümler başlığında uygulama mimarisi, ağ entegrasyonu ve yönetilen sistemler yerini alıyor. Uygulama mimari modeli kurumsal verimin artmasını sağlarken, bir taraftan da
mümkün olan en verimli biçimde kullanabiliyor, yeni uygulama ihtiyaçları halinde daha yüksek kapasiteye de hızla erişilebiliyor. Tüm bu avantajlarına rağmen, genel bulut sunucularındaki güvenlik seviyesinin yarattığı soru işaretleri, sektörel denetim kurallarına uyum çabası ve sunucuların kontrolünü bilfiil elde tutma isteği genel buluta yönelik ilgiyi de sınırlayabiliyor. Ancak ne olursa olsun, geldiğimiz noktada hele bir de felaket kurtarma çözümlerine yönelik artan ihtiyaç, kurumsal durağan verileri farklı yapılarda saklama eğilimi, mobil uygulamalara uygun bir altyapıya sahip olmak gibi gerekçelerle genel bulut kullanımında artış olduğu da ortada. Rutinden çıkmak lazım oysa… Kurumsal bir yazılıım ve donanım sahipliğini buluşturan özel bulut yapısı ise sistemde kontrol edilen barındırmayı, hatta özel veri merkezini, daha fazla çevikliği, güvenlik ve hassas bilgiler üzerinde daha fazla kontrolü sunuyor. Ancak özel bulut, beraberinde BT altyapısı için daha yükek maliyeti üstlenmeyi, sunucu ortamı için güç, havalandırma gibi yüksek maliyet kalemlerini, standart görevleri yürütmek için BT ekiplerine yönelik artan ihtiyacı, buna karşılık BT ekiplerinin bu günlük
•
•
•
dönüşüm süreçlerinde öne çıkan riskleri en aza indiriyor. Hibrit uygulamalar bu noktada yenilik ve kontrolde de öne çıkıyor. Şirketlerin hibrit bulut tercihlerinin birçok farklı gerekçesi oluyor. Kurumsal bulut bilişim eksikliği ise burada ön planda. Düşük BT bütçeleri ve bu bütçelerden en verimli biçimde yararlanma ihtiyacı, BT operasyon maliyetlerini azaltma baskısı da hibrit yapılara geçişte önem kazanıyor. Dikey analiz başlığına baktığımızda, imalat sektörü ile telekom ve BT alanlarında hibrit bulut uygulamalarının güç kazanmayı sürdürmesi bekleniyor. Hibrit bulut yapısına zaten öncelikli adımı atan bu sektörler, diğer sektörlerin geçiş sürecinde de örnek olma özelliğine sahip. Zira bu belirttiğimiz üç sektör; hibrit bulut yapısı sayesinde gerçek zamanlı otomasyonla verimliliği artırma ve maliyetleri kontrol edebilme gücüne sahip. Şirketler, hibrit bulut yönetim araçları kullanıp, bunların otomasyon, inovasyon süreçlerinde sunduğu destek sayesinde kurumsal iş süreçlerinde karmaşayı en aza indirebiliyor, sektöre özgü düzenlemelere en doğru biçimde uyum sağlayabiliyor.
rutinden çıkıp yaratıcı çalışmalara odaklanmasının zor olması sonuçlarını da beraberinde getiriyor. Ayrıca bu ‘sahip olma’ eğilimi, bazı durumlarda daha eski teknolojiye sahip olmaya, ArGe yatırımlarında geride kalmaya neden olabiliyor. Ar-Ge fırsatı kurumları bekliyor Bu artı ve eksiler, işte hibrit bulut yapılarının tercih edilmesinde başrole sahip. Şifrelenmiş bağlantı ile genel ve özel kaynaklar arasında veri değişimini mümkün kılan hibrit bulut yapıları, şirketlerin BT maliyetlerini azaltırken, genel bulutta kritik veriler üzerindeki riski en aza indiriyor. Şirketler hibrit modelde varolan BT altyapılarını kullanabilirken, gündelik işleri yürütmek konusuna BT ekiplerinin üzerindeki yük ise hissedilir biçimde azalıyor. Tüm bu faydaları ışığında, hibrit bulut modelinin detaylı analizle konumlandırılması, şirketlerin bulut bilişimin gerçek faydalarını elde edebilesini de garantiliyor. Hibrit modelle şirketler genel ve özel bulut yapılarının avantajlarını kullanırken, kendi tercihleri ile haritalandırdıkları verilerin durumu konusunda endişelenmek zorunda kalmıyor. Zira esneklik ve güvenlik hibrit yapıda öne çıkıyor.
ING Bank Türkiye altyapısını çevikleştirmek için NetApp’ı tercih etti
ING Bank Türkiye, Uygulama Geliştirme alanında yaygınlaştırma ve test yönetimi süreçlerine hizmet edecek bir altyapı bulutu olan “Bank in a Box” çözümünü geliştirdi. İlk sürümü ING Direct Avustralya ile NetApp tarafından geliştirilen çözüm, ING Bank Türkiye tarafından diğer ING Grubu ülkelerinin de kullanabileceği esnek bir ürün haline getirildi.
“Bankacılık lisansına sahip teknoloji şirketi” olma vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren ING Bank, veri depolama ve yönetimi alanında dünyanın önde gelen şirketleri arasında yer alan NetApp ile birlikte uygulama geliştirme alanında yangınlaştırma ve test yönetimi süreçlerine hizmet edecek bir altyapı bulutu olan “Bank in a Box” çözümünü geliştirdi. Teknolojik ürünlerin hızla hayata geçirilebilmesi için uygulama geliştiren birimlerin test aşamasında birbirlerini beklemelerine gerek kalmadan hızla üretim yapmalarını sağlamak için her projeye ayrı bir test ortamı sağlayabilme olanağı sunan “Bank in a Box” çözümünün ilk sürümü ING Direct Avustralya ve NetApp tarafından geliştirildi. Çözüm, ING Grubu içinde “inovasyon üssü” olmayı hedefleyen ING Bank Türkiye tarafından diğer grup ülkelerinin de kullanılabileceği esnek bir ürün haline getirildi. ING Bank Türkiye Teknoloji Hizmetleri Grup Müdürü Hakan İnceoğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Uygulama Geliştirme alanında çevik proje yönetimi yaklaşımının yaygın olarak kabul görmesi tüm iş yapış şekillerini hızlı bir biçimde dönüştürüyor. Buna paralel olarak değişim ve yaygınlaştırma süreçleri de ‘Continous Delivery’ yaklaşımını etkinleştiren araçlar sayesinde hız ve kalite beklentisine cevap verebilir hale geldi. Birbirini engellemeden, paralel şekilde geliştirilmiş farklı projelerin aynı test ortamını kullanmaları aşamasına gelindiğinde ise birbiriyle çakışan testler; kalite, zaman ve emek kaybına neden oluyor. Geliştirdiğimiz ‘Bank in a Box’ çözümü, tam bu noktada ideal ‘Deployment Pipeline’ için gereken eksik halkayı tamamlıyor.“ dedi. Çözümün en kritik unsuru NetApp Flexclone teknolojisi
NetApp’ın çözümleri rekabette öne geçiriyor
“Bank in a Box” çözümünün bir banka için en kritik bileşenler olan ana bankacılık, internet bankacılığı, mobil bankacılık, kart ve ödeme sistemleri gibi tüm uygulamaları ve bunlara hizmet veren katmanları içeren onlarca sunucudan ve terabaytlarca veriden oluşan bankanın küçültülmüş bir kopyası olduğunu belirten İnceoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bank in a Box’ı farklı kılan şey, normal şartlarda aylarca çalışılarak, binlerce saat çaba sarf edilerek oluşturulan bu ortamı sadece 17 dakika içerisinde otomasyonla çoklayabiliyor olmamız.
NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı ise, “Büyük veri yönetiminin kritik öneme sahip olduğu finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösteren ING Bank ile birlikte çalışmaktan ve çözümler geliştirmekten mutluluk duyuyoruz.
Çözümlerimizi kullanan finansal kuruluşlar, kendilerine uygun uygulamaları geliştirebilecekleri esnek ve hızlı bir altyapıya kavuşarak sert rekabetin yaşandığı sektörde öne geçme fırsatı yakalıyor” dedi.
advertorial
Bu sayede teknolojik ürünlerin hızla hayata geçirilebilmesi için uygulama geliştiren birimlerimizin test aşamasında birbirlerini beklemeleri gerekmiyor ve hızla üretim yapmalarını sağlamak için her projeye ayrı bir test ortamı sağlayabiliyoruz. Bu çözümdeki en kritik nokta, onlarca Box’ın oluşturulmasına rağmen toplam veri boyutunu tek Box boyutuna yakın tutabilen NetApp Flexclone teknolojisi kullanmamız. Ayrıca NetApp depolama sistemlerinin sağladığı API’lar sayesinde çözümü uçtan uca otomatize edebildik.”
NetApp olarak finans sektörüne, ihtiyaç duydukları hız ve performans artışı gibi etkili ve ölçülebilir yararlar sağlayacak teknolojileri sunuyoruz. Veri depolama, yedekleme ve yönetimi alanında sunduğumuz teknolojiler sayesinde müşterilerimiz kendi işlerine odaklanabiliyor.
18
DOSYA
hibrit bulut
BThaber 19 - 25 Aralık 2016
Bulut ile kazan - kazan… Doa Bilgi Teknolojileri Önümüzdeki yıllarda kurumsal firmaların sağlıklı olarak yıl içinde AB ekonomisine olarak bilişim dünyasına yaklaşık 350 milyar avroluk ölçemedikleri gider kalemlerini daha fazla kontrol altına bir katkı sağlayacağını adım attığımız günden itibaren bilişim dünyasını öngörüyor. Türkiye’nin de alma gereği duyacaklarına kesin gözüyle bakılıyor. ve gelişmelerini yakından bulut mimarisi ile bu yola Şirketlerin ilk bakacakları kısım ise her firma için büyük takip ediyoruz. Gerek veri girmesi gerektiği düşüncesi bir “masraf merkezi” oluşturan BT altyapıları olacağa yaygın ve farklı kanallardan merkezi yatırımları gerekse kaynak kod geliştirmeleri bu gelişim destekleniyor. benziyor. Bulut sistemlerin kullanıma geçmesi ile için dünyadaki eğilimleri Karşımızda çıkan projeksiyon taraflar için bir kazan – kazan durumu oluşuyor. gösteren bütün teknolojiler ile bulut kullanımların ilgi ve uzmanlık alanımız artması durumda hem Aslında bu durum yapılan iş analizleri ve ölçümlerde içerisinde yer almaktadır. kurumsal şirketlerin hem de sabit olarak görülebilir. Bulut çözümler yakından ülke ekonomisinin kazanmış takip ettiğimiz, kurumsal olması hedeflenmektedir. çalışmaktadır. ölçümlerde sabit olarak görülebilir. olarak kullandığımız ve Yaşanan teknolojik Yine lojistik sektöründen örnek Bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişimin müşterilerimize verdiğimiz hizmetlerin gelişimler ile birlikte SaaS (Software verecek olursak, şirketlerin ana ve beraberinde yoğun rekabetin temel yapısını oluşturuyor. 2000 as a Service) gelecek yıllarda yazılım gelir kaynaklarını sürdürebilmesi ve giderek arttığı günümüzde sektörün yılından itibaren sürekli artan sektörünü en çok etkileyecek profesyonel oldukları işi yapabilmesi dinamik yapısı, ürün çeşitliliği, bir gelişme grafiği sergileyen bu teknoloji trendlerinden biri olarak için günümüzde ciddi şekilde bilişim müşterilerin artan istekleri lojistikte teknolojiler, dünya üzerinde teknoloji değerlendirilmektedir. teknolojilerine yatırım yapmaları ve bu yazılımların öneminin artmasına ve donanım Ar-Ge’lerini domine eden Bu trendlere bağlı olarak Doa Bilgi yatırımları efektif olarak kullanmaları neden olmuştur. Teknolojileri gerekli BT yatırımlarını Teknoloji, lojistiğin ayrılmaz bir parçası gerekmektedir. Dönemsel olarak ve iş planını yöneterek 2010 yılından değerlendirildiğinde Türkiye olmasına rağmen teknoloji ve yazılım itibaren Lojisoft ürünü ile sektörde şartlarında eskiden bu tür yatırımları maliyetleri de ek bir yük olarak sektör bulunan firmalara, operasyon sadece belirli bir hacmin üzerindeki firmalarının omuzlarına biniyor. kabiliyetlerine, kullanım alanlarına ve firmalar yaparken, günümüzde her Yazılım satınalma maliyetlerinin yanı ölçeklerine uygun olarak parametreler ölçekte firmanın iş hayatında varlığını sıra sistemin çalışması için sunucu ile yönetilen yazılım ve danışmanlık sürdürebilmesi izlenebilir ve ölçülebilir yatırımı yapılması, iyi bir internet hizmeti vermeye devam ediyor. olmasından geçmektedir. altyapısı kurulması ve hatta birden Geleneksel yazılımlara göre en önemli Bu nedenle farklı bir uzmanlık fazla şubeniz var ise tüm bu şubeleri avantajı maliyetleri düşürmesi olarak gerektiren BT sistemlerinin yönetimi, kontrol altında tutacak iyi bir sistem raporlanan SaaS yapısı, hizmet veren bakımı ve yatırım planlaması ağının kurulması ve güvenliğinin ve hizmet alan firmalar için kolay işlemlerini bilişim sektöründe sağlanması gibi birçok ek maliyet implementasyon, yapılandırma ve uzmanlaşmış olan firmalar ile yapması de doğuyor. Tüm bunları üst üste güncelleme yetenekleri ile şirketlere çok önemli kazanımlar koyduğumuzda maliyetler daha zamandan tasarruf sağlamaktadır. sağlıyor. Bu kazanımların başında da yükseliyor ve karlılıklar başa Bütün bu konseptler temelde esneklik, ölçeklendirme ve güvenlik çıkılamayacak düzeyde azalıyor. profesyonel olarak iş kavramlarının geliyor. Gün sonunda bakıldığında Bu nedenler göz önünde geliştirilmesi ve ölçülebilir olması için Doa Software Projeler Direktörü en önemli iki etken için tasarruf bulundurulduğunda önümüzdeki ayrı ayrı önem taşıyor. M. Çağatay Vatansever sağlanmış oluyor. Zaman ve karlılık. yıllarda kurumsal firmaların sağlıklı Türkiye için bulut çözümler ve SaaS Bulut teknolojilerin büyük oranda olarak ölçemedikleri gider kalemlerini yapılarının pazarda artarak kullanım firmaların bu yönde yaptıkları getirileri olmasına rağmen, günümüz daha fazla kontrol altına alma alanı bulması çok önemli. çalışmalar ve yatırımlar sayesinde Türkiye’sinde donanım yatırımları gereği duyacakları kesin gözüküyor. Doa Bilgi Teknolojileri olarak bilişim ve günümüzde çok geniş bir kapsam Şirketlerin ilk bakacakları kısım ise her ağırlıkta. Amerika ve Avrupa Birliği yazılım sektöründeki çalışmaların bir dahilinde kullanım alanı buldu. ülkelerinde toplam teknoloji yatırımları firma için büyük bir masraf merkezi masraf merkezi olarak görülmekten Doa Bilgi Teknolojileri ağırlıklı olarak içinde yüzde 30’lar civarında olan oluşturan BT altyapıları olacağa çıkması ve katma değerli işler olarak lojistik sektörüne yönelik hizmet donanım yatırımlarının, ülkemizde benziyor. Bulut sistemlerin kullanıma kabul görmesi için Lojisoft ile yazılım veren Lojistik Bulut Çözümleri yüzde 70’in üzerinde olduğu geçmesi ile taraflar için bir kazan tanımlı altyapılar inşa ederek bulut kapsamındaki Lojisoft ürünü ile sektör gözlemlenmekte. Yapılan araştırmalar, – kazan durumu oluşuyor. Aslında teknolojilerine geçiş yapılmasını içerisinde pek çok farklı büyüklükte bulut bilişiminin önümüzdeki beş bu durum yapılan iş analizleri ve kolaylaştıran çözümler sunuyoruz. ve alanda faaliyet gösteren şirketlerle
20
DOSYA
BThaber
hibrit bulut
19 - 25 ARALIK 2016
İhtiyacınız olan yazılım size hiç olmadığı kadar yakın SaaS yapısı, her ölçekte şirketin ihtiyaçlarına en uygun olan yazılıma erişmesine imkan sunuyor. Bu noktada önemli olan ise SaaS yazılımları sunan şirket ve girişimlerin pazarlarını ve ihtiyaçlarını sürekli ve doğru takip edebilmesi. Bundan birkaç yıl öncesine kadar iş dünyası için SaaS, özellikle güvenlik odaklı riskleri yüzünden şüpheyle yaklaşılan bir kavramdı. Ama bulut bilişim algısının genel kabulü ile SaaS konusuna bakış açısında da büyük bir değişim oldu. Bugün geldiğimiz noktada, KOBİ’lerin yüzde 85’ten fazlası gelecek 5 yıl içinde SaaS çözümlerine daha fazla yatırım yapma isteklerini dile getiriyor. Intuit’in bu sonucu ortaya koyan araştırmasına göre, teknolojideki köklü değişim, özellikle de mobil cihazların bireysel kullanımdan kurumsal işleyişe geçişi, böylece dijital odaklılıktaki büyüme SaaS çözümlerine yönelik artan talebi beraberinde getiriyor. Gartner tahminlerine göre, 2020 yılında gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin dörtte biri temel CRM sistemlerini SaaS üzerinden yürütüyor olacak. Bu da 2012 yılından söz konusu tarihe kadar yüzde 10 oranında artış demek. SaaS çözümleri odaklı bir araştırmaya göre, bu çözümlere yönelik temel ilgi KOBİ’lerden geliyor. Çünkü KOBİ ölçeğindeki şirketlerin yaklaşık yüzde 64’ü bulut tabanlı teknolojilerle kurumsal büyümede sürekliliği sağlıyor ve iş akışlarına gerçek bir etkinlik elde ediyor. 2016 yılında SaaS pazarının büyüyerek yıllık 12 milyar dolarlık hacme ulaşması, bu rakamın 2017 yılında ise 16 milyar dolar seviyesine sıçraması bekleniyor. İstikrarlı bir büyüme ile SaaS pazarının 2026 yılında ise 55 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağı üzerinde duruluyor. Mobil trafiğin de yaklaşık yüzde 90’ı 2019 yılında bulut çözümleri üzerinden sağlanacak. Bu arada, küçük ölçekli şirket sahiplerinin neredeyse yarısı da iş süreçlerinde devamlılık için temel araç olarak mobili kullandığı bilgisini veriyor. Her ölçek için teknolojik çözüm var İşte SaaS çözümleri, özellikle KOBİ ölçeğinde özellikle bu mobil dönüşüm ile öne çıkıyor. KOBİ ölçeğindeki şirketlerin büyük bölümü için SaaS çözümleri, gündelik işleri otomatize etmek ve önemli iş akışlarını optimize etmek için temel araç halini çoktan almış durumda. Bunun sebebini anlamak da aslında hiç zor değil. Çünkü SaaS çözümlerinin en güzel tarafı şirketlere istedikleri zamanda ve istedikleri yerde bilgi ekleme ve sistemdeki bilgiye erişebilme imkanı sunması. SaaS yapısını önemli kılan bir unsur da KOBİ’lerin en büyük ihtiyacı olan esnekliği, erişilebilir bir
bedelle sunması. Yani sadece KOBİ’ler değil, aslında her ölçekte şirket pahalı bir BT altyapı yatırımı yapmak yerine, ihtiyacı olanı ihtiyacı kadar kullanmak üzere edinebiliyor. Nakit ihtiyacının sadece Türkiye’de değil küresel bazda ön planda olduğu bir dönemde SaaS çözümleri önemli bir tasarruf anlamını taşıyor. Öyle ki, BT bütçelerinin git gide sınırlı bir hale gelmesi ile iş birimleri ihtiyaçları olan yapıları SaaS ile kiralayıp kullanma yoluna gidiyor. BT birimlerine sadece kontrol imkanı sunan bu yapılanma ile her ölçekte şirket daha fazla ve hesaplı tercih imkanına, çok daha hızlı biçimde ulaşabiliyor. Bu yönüyle teknolojik yeniliklerin bütçe bağımsız biçimde her ölçekte şirket tarafından erişilebilirliği de sağlanmış oluyor. Köklü BT şirketlerinin SaaS çözümlerinin yanında, teknoloji girişimleri de çözümleri ile pazarda her ölçekte şirketin ihtiyacına, entegrasyon yetkinliği olan çözümleri ile ulaşabiliyor. Burada şirketlere düşen görev ise kendilerine, varolan BT yapılarına, ihtiyaçlarına en uygun ve güvenli çözümü seçmek olarak görünüyor. Çözümlerle küresel düşünebilmek gerek SaaS başlığında faaliyet gösteren şirketlerin bu büyüyen pazarda
ihtiyaçlara doğru yanıt verebilmesi için anlamaları gereken bazı başlıkları da es geçmemek gerek. Yani kendi spesifik pazar segmentlerinin ihtiyaçlarını anlayarak çözüm geliştirmeleri, hedef kitleye uygun mesajlarla zenginleşen pazarlama çalışmaları yürütmeleri bu dönemde önem kazanıyor. B2B pazar araştırmaları bu noktada söz konusu SaaS şirketleri için bulunmaz bir kaynak görevi görüyor, onlara müşterilerini ve potansiyel alıcılarını tanıma, ihtiyaçlarını analiz ederek çözümlerini daha da geliştirme imkanını sunuyor. İşte bu noktada da içinde köklü BT şirketleri kadar yenilikçi girişimleri de barındıran SaaS pazarında araştırmaları doğru okuyabilmek, B2B pazarı için hangi araştırma sonuçlarının temel olacağını ve hangi sonuçların baz alınabileceğini anlamak önem kazanıyor. Bulut bilişimin genel kabulü paralelinde küresel bazda SaaS çözümleri tüm sektörlerde yerini buluyor, bu başlıktaki çözümler git gide çeşitleniyor. Muhasebe yazılımlarından, insan kaynakları yönetim araçlarına, pazar araştırma platformlarından, pazarlama ve sosyal medya platformlarının yönetimi, takibi ve ölçümü adına birçok çözüm kurumların tercihi halini alıyor. Yani geldiğimiz noktada, SaaS odaklı çözümler üreten
şirketler için de odaklanılması gereken bir müşteri ve iş dünyası var. Çünkü SaaS çözümlerinin ihtiyaçlara yanıt olabileceği B2B yazılım pazarı giderek büyüyor. Yani eğer yazılım odaklı bir çözüm arayışı varsa, SaaS şirketi de küresel bazda müşterilere bu çözümlere erişim imkanını sunabilmek zorunda. Sonuçta yerel değil, SaaS çözümlerinde de küresel düşünebilmek önemli bir gereklilik. Hedef; gerçek ihtiyaçlar olmalı Bu gerekliliğin temelini oluşturmak adına öncelikli unsur; pazarın ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları nasıl karşılamak gerektiğini sürekli takip etmek. Yani SaaS şirketleri birbirleri ile rekabet ve pazar payı kazanmaktan ziyade, müşteri ihtiyaçlarını karşılama yetkinliğini öncelik olarak belirlemeli. Bunun bir sonucu olarak da SaaS sektörü çok farklı kaynaklarda güncel bilgilere ulaşabilmeli, bunları doğru analiz ederek çözümler geliştirmeli veya varolan çözümlerini yenilmeli, gerekli eklemeleri yapabilmeli. Hatta hedef müşterilerini segmente edebilmeli, şeni çözümlerin sunumunda bağlılık yaratma adına onların ‘gerçek’ beklentilerini göz önünde bulundurmalı.
22
DOSYA
hibrit bulut
Yazılım geliştirirken stratejiniz de olsun SaaS şirketleri için gelirde sürekliliği sağlamak adına temel unsur olan müşteri bağlılığını yaratmada, onların ihtiyaçlarını sürekli izlemede tutmak gerekiyor, B2B pazar araştırmaları da burada kritik öneme sahip. Söz konusu B2B araştırmaları SaaS pazarında faaliyet gösteren her ölçekte şirkete şu detayları görebilme imkanını veriyor: • Müşteri ihtiyaçlarını en doğru biçimde anlamak: SaaS şirketleri, sürekli değişim fırsatları sunan, bu yönüyle faaliyet gösterdikleri pazarları da değiştiren şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler geliştirmekle yükümlü. Bu da müşteri beklentilerini detaylı biçimde anlamayı bir şart haline getiriyor. İşte bu nedenle pazar odaklı araştırmalar, derin müşteri profillemesi için gerekli tüm detayları da içeriyor. • Pazarın doğru tespit edilmesi: SaaS şirketleri genelde ürettikleri çözümleri birçok pazarda sunabiliyor. En azından içinde bulunduğumuz dönemde tek çözümle birçok pazarda faaliyet gösterebilmek mümkün. Örneğin bir sosyal medya yönetim aracı KOBİ’ler kadar, servis sağlayıcılar, sosyal medya yönetim şirketleri gibi birçok farklı sektör için uygun hale geliyor. Bunun sonucunda SaaS şirketleri de hangi pazarlarda potansiyel olduğunu görebilmeli, bunlar arasındaki farkların farkında olmalı ve her bir müşteri segmentine nasıl özel sunumlar yapabileceklerini bilmeli. • Satın alma süreçlerinin netleştirilmesi: B2B satışları maalesef kolayca karmaşık bir hale gelebiliyor, beklenenden uzun karar süreleri ile sonuca ulaşmak çok zaman alabiliyor. Ancak eğer bir SaaS şirketi müşteri ihtiyaçlarını doğru anlayabilir, bu anlayışın da sürekliliğini
sağlayabilirse, o zaman satış süreçlerini hayata geçirilmesi de hem hızlı hem de istikrarlı bir rota izleyebilir. • Müşteri bağlılığını yaratmak: SaaS ihtiyaçları ile ortaya çıkan şirketlerin her türlü ihtiyacını, varolan çözümlerde bu ihtiyaçlara paralel olarak kendini gösteren yeni eğilimlerini anlamak SaaS çözümü sunan şirketlerin de temel görevi. Örneğin eğitim, müşteri hizmetleri veya veri entegrasyon hizmeti gibi ek desteklere de ihtiyaçlar olabilir. İşte tüm bu başlıkları netleştirmek, SaaS şirketlerinin hem bütünsel ve eksiksiz çözümler sağlamasını hem de bu dönemde edinmesi ve koruması zor olan müşteri sadakatini elde etmesini sağlayabilir. • Müşteriler sürekli tedarikçi değiştiriyor: SaaS şirketleri müşterilerinin bu ‘değiştirme’ sebebini bir kez anladıkları zaman, en azından sonrası içi daha iyi kararlar alabilme yetkinliğine sahip oluyor. • Sonuçta müşteri bağlılığı, günümüzde tüm sektörlerde olduğu gibi SaaS çözümleri sunan şirketler için de kritik önemde ve aynı zamanda sürdürülebilir bir gelir modelinin de temeli. Bu noktada SaaS çözümleri sunan şirketlerin araştırmalar ve gözlemlerle sürekli geliştirdikleri kendi iş süreçleri ile müşterilerine hizmet verebilmesi önem kazanıyor. • Çözümlerde bunlara dikkat: SaaS çözümleri özelinde son kullanıcıların ve karar alıcıları yorumları çok değerli. Son kullanıcılar; kendi iş süreleri odaklı ihtiyaçlarına uygun çözümleri tanımlarken, rekabette kendileri için fark yaratacak çözümleri de ortaya koyuyor. Karar vericiler ise bu güçleri ile SaaS şirketine yol gösteriyor.
Derdİmİz yİne güvenlİk Tüm bulut bilişim başlığında en hızlı büyüyen segment olarak gösterilen SaaS, küresel bilişim sektörünü de değiştiriyor. Dikey sektörler bazında bakıldığında finans sektöründen BT sektörüne, birçok sektörde önde gelen tüm SaaS tabanlı sunumlar yerini buluyor, sahip olma kolaylığı ile KOBİ’lerde de yer ediniyor. Bu kapsam genişliğinin tek sebebi sahip olma odaklı maliyet avantajı da değil. Yeni uygulama araçlarının geliştirilmesi, güncellenmesi arasındaki süre de önemli ölçüde
kısalmış durumda. Bu da yazılım sahipliği sürecinde yeni bir sistemi beraberinde getiriyor. Yani tek yazılım tabanlı platformlardan çoklu uygulamalara geçiş söz konusu. Tüm SaaS çözümleri arasında CRM odaklılar ise en hızlı gelişim sergileyenler olarak öne çıkıyor, toplam SaaS pazarının yüzde 50’sinden fazlasını kapsıyor. SaaS pazarında yıldan yıla istikrarlı bir büyüme beklentisi ön plana çıkarken, temel sorun her zaman olduğu gibi güvenlik olarak öne çıkıyor.
INTERCEPT ilgi Sistemleri Güvenliğinde Devrim Yaratan Çözüm, Etkin Koruma. Bilgi
Yeni nesil Sophos Intercept X uç nokta güvenlik platformu, fidye yazılımlarının ve keşfedilmemiş açıkların sistemlerinize zarar vermesini engeller. Sunduğu detaylı raporlarla güvenliğinize yönelik tehditleri gözler önüne serer. • Fidye yazılımlarını dosyalarınızı rehin almadan durdurun • Keşfedilmemiş açıkları kullanan saldırıları imza gerektirmeyen anti-exploit teknolojisiyle bertaraf edin • Kolay anlaşılır analizlerle tehditleri gözlem altında tutun ve sorunun kaynağına inin • Otomatik iyileştirme ve temizleme özelliklerinden faydalanın
Daha fazla bilgi ve ücretsiz deneme için
www.sophos.com/intercept-x
24
BThaber
BTnet.com.tr
19 - 25 Aralık 2016
Kurumsal kullanıcılara özel yazıcı
CES 2017’de “Mobilite Ekosistemi İşbirliği” Başlıca teknolojik kavram ve yaklaşımlarını harmanlayarak bütünsel bir mobilite deneyimine dönüştürmeyi hedefleyen Honda, Las Vegas’ta gerçekleştirilecek CES 2017’de öncülük ettiği “Mobilite Ekosistemi İşbirliği”ni de konuşacak. Honda, mobilite deneyimini yeniden tanımlayan geleceğin teknolojilerini etkileşimli ve deneyimsel konseptle fuar ziyaretçileriyle buluşturacak. Böylece ziyaretçiler de trafik sıkışıklığını azaltma
yolları, yeni araç içi bağlantı modları gibi teknolojileri deneyimleme fırsatı bulacak. Honda’nın standında sürücü ile etkileşimde “emotion engine” adlı yapay zekaya sahip elektrikli araç konsepti NeuV da olacak. Öte yandan Honda, daha üretken ve eğlenceli bir mobilite deneyimi yaratacak yeni şirketler ve küresel markalarla işbirlikleri yapacağını açıklayacak, şirketin robot teknolojileri uygulamalarını ortaya koyan konsept motosikleti de tanıtılacak.
Samsung Electronics, KOBİ’lerin ve kurumların ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan A4 tek renkli, çok işlevli yazıcı Smart MultiXpress M5360RX’i tanıttı. Çok sayıda belge ile uğraşan ofislerin yararlanması için tasarlanan ürünün öne çıkan özellikleri arasında özelleştirilebilirlik, profesyonel kalitede baskılar ve maliyet uygunluğu var. Smart MultiXpress M5360RX, yüksek toner verimi ve düşük enerji tüketiminin yanında, özelleştirilebilir, kullanımı kolay bir Android tabanlı arayüz olan Akıllı Kullanıcı Deneyimi Merkezi sayesinde iş akışlarını iyileştirme fırsatı sunuyor. Smart MultiXpress M5360RX, sahip olduğu dört çekirdekli 1,5 GHz CPU ile yüklü belgeleri daha hızlı yazdırmaya olanak tanıyan yüksek performanslı yorumlama ve görüntü oluşturma
Sennheiser, HD 4 serisi ile mükemmel ses kalitesine uygun fiyatlarla sahip olma fırsatı sunuyor. HD 4 serisi, pasif ses izolasyonu ve aktif noise cancellation özelliği ile premium kalite kulaklıklara eşdeğer ses kalitesini yakalıyor. Yüksek konfor standardıyla kullanıcıya uzun süreli dinlemelerde bile rahatsızlık vermeyen HD 4 serisi, kulağa ve kafaya rahat
belgelerin okunabilirliğini artırıyor. 1200 x 1200 dpi’ye kadar artırılmış çözünürlükler ile daha keskin ve daha net çıktılar sunabiliyor. Smart MultiXpress M5360RX modellerinin ilk olarak Avrupa’da, ardından Orta ve Güney Amerika’da, Türkiye’de de Ocak ayında tüketicilerle buluşması hedefleniyor.
Venus ailesinin yeni üyesi V3 5580
Seste güçlü kalite oturan taç ve kulak kapsül tasarıma, katlanabilir yapıya sahip. Mobil cihazlarla da kullanılabilen HD 4 serisi, siyah, parlak siyah ve beyaz renk seçeneklerine sahip. Seride yer alan HD 4.20s, şarkı geçişlerini sağlayabilen tek kontrol butonunun yanında, tüm akıllı telefonlarla da uyumlu. HD 4.30’un iOS ve Android işletim sistemleri için iki ayrı modeli ile siyah ve beyaz olmak üzere iki ayrı rengi var. 3 tuşlu kumandaya ve mikrofona sahip olan HD 4.30, böylece telefon görüşmelerinde kullanılabiliyor. HD 4.40 BT ve HD 4.50 BT modellerinin ise Bluetooth 4.1 ve NFC desteği bulunuyor. HD 4.50 BT, NoiseGard özelliği sayesinde dış ortam seslerinin müziğe karışmasını engelliyor. HD 4.40 BT ve HD 4.50 BT, Ocak ayında CES Fuarı sonrasında satışa sunulacak.
emülasyonu özelliğine sahip. Yazdırma, fotokopi çekme ve tarama hızı 53 ppm’ye kadar çıkan yazıcı, kullanıcıya yüksek verim de sağlıyor. Cihaz, grafik kalitesinde de mükemmel baskılar üretiyor. Samsung’un ReCP (Net Sayfalar için Görüntü Oluşturma Motoru) teknolojisini kullanan M5360RX, bastırılan
Vestel, Venus’ün yeni modeli 5580’i yeni özellikleri pazara sunuyor. Venus 5580 metal gövdesi, 5.5” full HD çözünürlüğündeki ekranı, 8
çekirdekli işlemcisi, 16 MP arka, 5 MP ön kamerası ile performans ve tasarımda öne çıkıyor. Yüzde 76.6 ekran/ kasa oranı ile 5.5” ekran deneyimini 5” boyutuyla sunan Venus V3 5580, kullanıcısına büyük ekran telefonu tek elle kullanma kolaylığı sağlıyor. Bu arada, Vestel satış noktalarında, anlaşmalı GSM operatörü mağazaları ve tekno marketlerde 899 TL’den başlayan fiyatlarla buluşan Venus V3 5580 önümüzdeki aylarda çift SIM kartlı versiyonu ile de pazarda olacak. 4.5 G şebeke uyumlu
Venus V3 5580; tasarımı, performansı ve kamera özellikleri ile öne çıkıyor. 3GB RAM kapasitesi, 8 çekirdekli işlemcisi ve 3000 mAh çıkarılabilir bataryası ile Venus V3 5580, FM Radyo özelliği ve kızılötesi teknolojisi sayesinde sunduğu uzaktan kumanda özelliğinin yanında, ön ve arka kamerasıyla kullanıcısına her an kaliteli fotoğraf çekme imkânı sağlıyor. 16 MP arka kamerada 3 LED flaş yer alırken, kamera otomatik odaklama, yüz algılama, HDR ve panorama gibi özelliklere de sahip.
KOBİ’ler için dokunmatik kolaylık Xerox, ev ve küçük ofislere yönelik renkli çok fonksiyonlu ofis cihazı Xerox WorkCentre 6515’i, tüm güncel Microsoft, Mac ve Linux sürümleriyle uyumlu olarak, standart 2 yıl Xerox güvencesiyle yetkili Xerox iş ortakları üzerinden Türkiye’de kullanıma sunuyor. 850 sayfaya ulaşan kağıt kapasitesi ve yüksek kaliteli yeni Super Fine EA toner teknolojisi ile Xerox WorkCentre 6515, küçük ofislere düşük maliyetle kaliteli performans sağlıyor. Renkli çok fonksiyonlu Xerox WorkCentre 6515, tablet benzeri 5 inç dokunmatik ekranlı arayüze sahip. Tarama ön izlemesi
yapma, doküman düzenleme ve iş akışlarını kişiselleştirme imkanı sunan bu geniş dokunmatik ekran ile iş süreçleri daha verimli ve kolay yönetilebiliyor. Xerox WorkCentre 6515, Xerox Mobile Link uzantısı ile bulut tabanlı yazdırma ve tarama imkanı da veriyor, önemli ofis dokümanları güvenli bir şekilde dijitalleştirilip, bulut ortamlarda veya istenen bir dizin altında arşivlenebiliyor. WorkCentre 6515 tarafından arşivlenen dosyalar arasında kelime tabanlı arama da yapılabiliyor. Xerox WorkCentre 6515, Wi-Fi Direct özelliği ile akıllı telefonlar veya tabletler
üzerinden kablosuz baskı imkanı sunuyor. Xerox’un ilk defa Xerox WorkCentre 6515 ile piyasaya sunduğu Super Fine EA toneri ise daha yüksek kalitede, daha tutarlı ve detaylı baskı işlemleri yapmayı sağlıyor.
26
BThaber
KARİYER
19 - 25 Aralık 2016
İK yönetiminde başarı hikayesi Vodafone Türkiye İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Pınar Kalay, Vodafone Türkiye bünyesinde öncülüğünü yaptığı dijital İK uygulamalarıyla “Dünyanın En Yenilikçi 50 İK Teknoloji Lideri” arasında gösterildi. Liste, insan kaynakları alanında dünyanın en kapsamlı etkinliği olarak bilinen ve 15-17 Şubat 2017 tarihlerinde Pınar 25’incisi düzenlenecek İK Kongresi’nin (World HRD Kalay Congress) Danışma Kurulu tarafından belirlendi. Kalay’ın aralarında bulunduğu “Dünyanın En Yenilikçi 50 İK Teknoloji Lideri” listesi, küresel bazda İK alanında sıra dışı işler yaparak başarılara imza atan isimlerden oluşuyor. Listede yer alan İK profesyonelleri; stratejik bakış açısı, geçmiş performans, teknolojinin etkin kullanımı, İK’da yenilik, sürdürülebilirlik yeteneği, gelecek planları, dürüstlük ve etik, organizasyon bünyesinde yaratılan İK etkisi gibi kriterler doğrultusunda ayrıntılı değerlendirmeye tabi tutularak belirlendi. Kalay, konuyla ilgili şunları söyledi: “Dijital dönüşüme liderlik etme vizyonumuzun sürdürülebilir olmasında yetenekli işgücümüzün en önemli etken olduğunu düşünüyoruz. Şirketimizde, sadece telekomünikasyon sektöründe örnek gösterilecek büyüme başarısı değil, insan ve liderlik odaklı başarı hikâyesi yaratmayı da hedefliyoruz. Dijitalleşme süreci, İK stratejilerimizde köklü değişiklikleri beraberinde getiriyor.”
Emerson Network Power’da isim ve CEO değişimi Emerson Network Power, resmi olarak artık Vertiv markasıyla faaliyet gösterecek. Teknoloji yöneticisi Rob Johnson da Platinum Equity’ye satılan ve Vertiv adı verilen yeni bağımsız şirkette CEO olarak görev yapacak. Vertiv; veri merkezleri, iletişim ağları ve ticari ve endüstriyel ortamlardaki uygulamalar için küresel bir ‘kritik altyapı teknolojileri tedarikçisi ve servis sağlayıcısı’ olarak konumlanıyor. Merkezi Ohio’da bulunan şirketin, küresel bazda 25’ten fazla üretim ve montaj tesisi var. Platinum Equity ise şirketi değeri 4 milyar doları aşan bir anlaşmayla Emerson’dan satın aldı. Emerson, şirketteki azınlık
hissesini korudu. Son olarak Kleiner Perkins Caufield & Byers’ta yönetici ortak olarak görev yapan Rob Johnson ise veri merkezi altyapısı alanında American Power Conversion’da (APC) 10 yıl çalıştı. Şirket 2007’de 6,1 milyar dolar karşılığında Schneider Electric’e satıldığında Johnson da APC’nin Başkanı ve CEO’suydu. APC’de şirketin Stok Geliştirme Grubu’nun Genel Müdürü olarak da görev aldı. Öte yandan, Vertiv’in marka değişikliğine destek için şirket www.VertivCo. com sitesini kullanıma sundu ve Ocak 2017’de “Misyonunuz Hayati Öneme Sahiptir” temasıyla yeni markasını tanıtacak reklam kampanyası başlatacak.
İK yönetiminde KOBİ’lere yönelik çözüm 3 binden fazla şirket ve 50 binin üzerinde çalışanın kullandığı Kolay İK, aylık 49 TL’den başlayan ücretiyle, KOBİ’lerin dijitalleşmesine ekonomik katkıda bulunuyor. Şirket sahiplerinin ihtiyaç duydukları verilere tek tıkla ulaşmasını sağlayan Kolay İK ile şirketler, personel yönetimine dair tüm süreçleri tek çatı
altından yürütebiliyor. İzinler, eğitimler, bordro, harcamalar, zimmet ve özlük bilgileri, performans yönetimi gibi birçok konuda KOBİ’lere destek sunan Kolay İK, bulut tabanlı. Böylece şirket çalışanlarıyla ilgili tüm bilgilere internet erişimi olan farklı cihazlardan ulaşım imkanı da sunuluyor.
Microsoft Türkiye’den Avrupa’ya transfer 11 yıldır Microsoft’ta yurtiçi ve yurtdışında farklı görevlerde çalışan, son olarak Microsoft Türkiye Windows ve Cihazlar Grubu Yöneticisi olan Kadir Şener, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’nde 15 ülkeden Sorumlu Bulut ve Kurumsal Çözümler Grup Direktörü olarak atandı. Şener, bu göreviyle Microsoft’un söz konusu ülkelerdeki bulut ve kurumsal çözümlerinin yaygınlaştırılması ve kurumların dijital dönüşüme daha hızlı uyumlarından sorumlu olacak. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden 2005 yılında mezun olan Şener, okul sonrası dönemde Microsoft’un Avrupa Ortadoğu bölgesinde Güvenlik Danışmanı olarak çalışmaya başladı. Çeşitli
Kadir Şener
ülkelerde büyük firmalara güvenlik danışmanlığı sunan Şener, 2007 yılında Program Yöneticisi ve İş Geliştirme Yöneticisi olarak Microsoft Amerika ekibinde Windows Planlama ve Ekosistem ekibinde çalışmaya başladı ve bu
görevinde Windows’un içinde kullanılan bazı özelliklerin tasarlandığı ekipte de yer aldı. 2011 yılında Microsoft Türkiye’de Sunucu ve Bulut Platformlarından Sorumlu İş Yöneticisi olarak görev alan Şener, yeni görevinde ise 15 ülkeden sorumlu olacak.
LG Electronics’in küresel CEO’su Jo LG Electronics (LG) açıklamasında, organizasyonun temel kararlarından sorumlu üç Temsilci Direktöründen biri olan LG Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Şirketi Başkanı Seong-jin Jo’nun tüm şirketin genel CEO’su olarak görevlendirildiği bildirildi. Seong-jin Jo’nun sorumluk alanı beyaz eşya ve iklimlendirme çözümleri, mobil iletişim, ev eğlence ve otomotiv malzemeleri bölümleri dahil olmak üzere LG Electronics’in tüm iş birimlerini ve dünya çapındaki 120’den fazla operasyonunun denetimini kapsayacak. Seongjin Jo, Goldstar’a 1976’da katıldı ve 1980’de LG’nin ilk otomatik çamaşır makinesini geliştiren ekibin üyesi oldu. 2015 yılında Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Şirket Başkanı olmadan önce yine aynı bölümde Çamaşır Makineleri
Bölüm Yöneticisi olarak çalıştı. LG SIGNATURE markasının ve ankastre kategorisinde Signature Kitchen Suite’in tanıtımıyla LG’nin premium cihazlara geçişinde de Jo’nun önemli katkıları oldu. Bu arada, LG Yönetim Kurulu aldığı bir diğer kararla, halen BDT Bölgesi yöneticisi ve LG Rusya Başkanı olan Dae-hyun Song’u Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Bölümü Başkanı ve CEO’su olarak atadı. LG Electronics’te 33 yıllık deneyimi olan Dae-hyun Song, klima, buzdolabı ve pişirme ürün grubu dahil olmak üzere Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Bölümü’nde birçok ana ürün grubuyla ilgili operasyonlarda görev aldı. Song, 2012 yılından bu yana LG Rusya ve BDT Bölgesi Başkanı olarak görev aldı. Jo ve Song’un görevlendirmelerinin yanında beş yeni İdari Başkan
Seong-jin Jo
Yardımcısının ataması da gerçekleştirildi. Ayrıca 13 yeni yönetici Kıdemli Başkan Yardımcısı, 38 yetkili ise Başkan Yardımcısı pozisyonlarına atandı. Yeni görevlendirmeler 1 Aralık 2016 tarihi, terfiler ise 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren hissedarlarla yapılacak genel kurul toplantısı ile yürürlükte olacak.
Bayiler sertifika sahibi oluyor Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Turkcell Akademi ortaklığında Turkcell bayilerine yönelik sertifika programı düzenleniyor. Hedef ise bayi sahiplerinin liderlik ve kurumsallaşma gibi alanlarda eğitimler alması. Program 4 hafta boyunca 4 farklı grup ile yürütülecek. Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim
Merkezi ve Turkcell Akademi işbirliğiyle gerçekleştirilen sertifika programına 81 ilden, tamamı Turkcell bayi sahibi olan toplam 280 kişi katılacak. Dörde ayrılan katılımcıların son grubu eğitimleri almaya başladı bile. İşletmeler sertifika programı ile vizyoner liderlik, aile şirketlerinde kurumsallaşma, müşteri ilişkileri yönetimi, güvenlik, dünyada
ve Türkiye’de ekonomik gelişmeler ve etkili iletişim gibi ders başlıklarını öğrenecekler. 6 eğitmen eşliğinde haftada 3 gün gerçekleştirilecek programın amacı ise bayilerin de kendi içlerinde kurumsallaşmasının ve dünyada değişen yönetim anlayışına uyum göstermesinin sağlanması. Program sonunda katılımcılara sertifika verilecek.
28
BThaber
KARİYER
19 - 25 Aralık 2016
Arıak, yeniden başkan Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’nin (TELKODER), 9. Olağan Genel Kurulu’nda, Yusuf Ata Arıak tekrar başkan seçildi. Alternatif işletmecilerden oluşan üyelerin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda, 2017-2018 döneminde TELKODER’de görev yapacak yeni Yönetim Kurulu ve Denetleme Yusuf Ata Kurulu da oy birliğiyle belirlendi. İki yıl süreyle Arıak görev yapmak üzere seçilen TELKODER Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri şöyle sıralanıyor: Yönetim Kurulu/Asil Üyeler: Yusuf Ata Arıak-Başkan, Tanju Erkoç- Başkan Vekili, Halil Nadir Teberci-Sayman Üye, Melih Özgüç-Üye, Cem Çelebiler-Üye Yedek Üyeler: İlyas Turgut, Hakan Akan, Gökhan Erkman, Cenk Keylan, Ceren Okutan. Denetleme Kurulu-Asil Üyeler: Oktay Demir-Başkan, Ogün Sarı-Üye, Aydın İpekişleyen-Üye. Yedek Üyeler: Kağan Akcan, Canan Sayın Denizhan, Mehmethan Şişik.
Açığı bulan kazanır Qualcomm Incorporated, iştiraki Qualcomm Technologies’in ürünlerinde açık bulanları 15 bin dolar (51 bin TL) ile ödüllendireceği ödül programını başlattı. Qualcomm Snapdragon işlemci ailesi, LTE modemler ve ilgili teknolojilerin gelişimine katkıda bulunan beyaz hacker’ların davet edileceği program ile bu alandaki
işbirliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor. Program, açık bulma koordinasyon platformu HackerOne ile birlikte yapılacak ve her açık başına 15 bin dolar ödül verilecek. Bildirimler, içeriklerine bağlı olarak QTI Product Security veya CodeAuroraForum Hall of Fame’e onay için gönderilecek.
Bu devirde zor da olsa işinizi tadında bırakın! Yoğun çalışma temposu, uzun çalışma saatleri, günün her saati e-postalara cevap verme çabası beraberinde kronik yorgunluk, uykusuzluk, kaygı bozuklukları ve sonuçta da panik atak sebebi olabiliyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi klinik psikologlarından Yeşim Selçuk, çalışanları işkolizm ve beraberinde getireceği hastalıklarla ilgili uyardı.
atanarak Planlama ve Tedarik Zinciri ve İthalat/İhracat Fonksiyonlarından Sorumlu Direktör olarak 3 yıl görev yaptı. Kariyerine satış alanında devam eden Özalp, sırasıyla SAP Türkiye, Gantek Teknoloji ve Cisco’da Üst Düzey Satış Yöneticiliği yaptı. Sonrasında Microsoft’ta göreve başlayan Özalp, 13 yıl süren Microsoft kariyerinin ilk bölümünde, tüm Türkiye’yi kapsayan satış ağının başında Kanal Satış Müdürlüğü de dahil olmak üzere Üst Düzey Satış Yöneticiliği yaptı. Özalp, Microsoft’taki son 5,5 yıllık çalışmasında Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Rusya, Doğu Avrupa ve Merkez Avrupa’yı kapsayan 110 ülkenin KOBİ ile Kurumsal Satışlarından Sorumlu Üst Düzey Yönetici olarak görev yaptı.
dışında birşey yaptıklarında kaygı, suçluluk ve mutsuzluk hissedebiliyor. Yeşim Selçuk’a göre, işkolik olmak, çalışkan olmakla karıştırılmamalı. Yeşim Selçuk şu detayı paylaştı: “Çünkü işkolizm; kişinin sağlığını, aile yaşantısı ve işinin niteliğini olumsuz yönde etkilese dahi, iş yaşamını insanı mutlu ve motive eden her tür diğer etkinlikten ön planda tutma halidir.”
Y3K Güvenlik Teknolojileri Kanal Satış Direktörlüğü’ne Yağcı getirildi
Sensormatic’te Satış Organizasyonu Volkan Özalp’te
Elektronik güvenlik sektörü şirketi Sensormatic’in Satış Organizasyonundan Sorumlu Kıdemli Satış Direktörü görevine Volkan Özalp getirildi. Özalp, Satış Organizasyonu bünyesinde yer alan Perakende, Taahhüt ve Kurumsal Satış bölümlerinin yönetimini üstlendi. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Yüksek Lisans eğitimini yine aynı bölümde, Mühendislik Yönetimi Programında tamamlayan Özalp, iş yaşamına 1993 yılında Anadolu Grubu bünyesinde Efes Pilsen’de Endüstri Mühendisi olarak başladı. Daha sonra Türki Cumhuriyetler ve Rusya’da Coca-Cola İçecek Operasyonları’nın merkez organizasyonuna
Yoğun tempoda çalışan kişilerde kronik yorgunluk/ uykusuzluk, panik atak, kaygı bozuklukları gibi rahatsızlıklar sıklıkla görülüyor. Artan stres en nihayetinde ciddi sağlık sorunlarına ve işlevsellikte bozulmalara neden olabiliyor. Bu şikayetlerin en çok görüldüğü grup ise işkolikler. Takıntılı şekilde işe odaklanıp, yaşamın diğer alanlarını dışlamayı seçen işkolikler, iş
Teknoloji sektörünün deneyimli isimlerinden Hakan Yağcı, elektronik güvenlik sistemleri şirketi Y3K Güvenlik Teknolojileri’nin Kanal Satış Direktörü oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği Bölümü mezunu olan Yağcı, kariyerine 1998 yılında Data Teknik’te ürün grubu sorumlusu olarak başladı. Sırasıyla Data
Hakan Yağcı
E T K İ N L İ K L E R 19 Ocak 2017 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
Teknik’te Webusiness Grup Müdürü, Pazarlama Müdürü, Perakende Grup Müdürü, Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevlerini yürüten, 2007-2011 arasında Kont Bilişim’de Genel Müdür Yardımcılığı yapan Yağcı, 20112016 arasında ise Seltim bünyesindeki Novabazar. com’da Genel Koordinatör olarak çalıştı.
Y U R T İ Ç İ
9 Şubat 2017
23 Şubat 2017
BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.teknolojiplatformlari. com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 5-8 Ocak 2017
CES Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.ces.tech
Y U R T D I Ş I
8 Şubat 2017
DataCentre Summit Londra, İngiltere AYRINTILI BİLGİ: www.datacentresummit.co.uk
27 Şubat - 2 Mart 2017
Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
30
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan selam olsun, İlk haber senin için gelsin: Starbucks mobil uygulaması artık Türkiye’de. Uygulama ile en sevdiğin kahvene ulaşman pek kolay. Android ve iOS sistemleri ile kullanılabilen Starbucks Mobil Uygulaması ile yıldız toplayabiliyor, kişiye özel hediye ve kampanyalardan faydalanabiliyorsun. Hem de Starbucks Mobil Uygulaması’nı telefonuna yükleyen herkese, ilk kullanımında Starbucks mağazalarından alınacak ilk içecek hediye. Gelelim 2016 dökümüne. Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyümesini sağlaması için bu yıl beşinci kez gerçekleştirilen Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında TİM İnovasyon Ödüllerinde, İnovasyon Sonuçları kategorisinde Pavo Tasarım Türkiye ikincisi oldu. İnovasyonu tüm iş süreçlerinde uygulayıp, yeni süreçlerin tasarlanmasında ve işleme alınmasında etkin olan Pavo ödülünü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’den aldı. Her bir çözümü ile tüm sektörlerde fark yaratıp, müşterilerinin katma değerlerini arttıran Pavo ödülünü müşterileri, tedarikçileri ve çalışanlarına armağan etti. Bu arada, GittiGidiyor’un çalışanları “Yayında mıyız?” isimli tiyatro oyununu bir kez daha sergilemiş. Tiyatro oyunun geliri de Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’na bağışlanmış. Kadının yeri ve önemini vurgulayan oyunun oynandığı merkezde KEDV’in standı da varmış. UBER ve “Nakitsiz Toplum” vizyonuyla çalışmaları yürüten BKM (Bankalarası Kart Merkezi), işbirliğiyle Uber kullanıcılarını ulaşımda kredi kartı kullanımına davet ediyormuş. İşbirliği ile daha önce Uber yolculuğunu nakit
19 - 25 ARALIK 2016
Ajandamız Somalı çocuklardan olsun
ödemiş olan kullanıcılar, Uber hesaplarına kredi kartı ödeme seçeneğini ekledikten sonraki ilk yolculuklarını BKM desteğiyle ücretsiz yapabilecekmiş. “Nakitsiz Toplum” hedefinde yerinde adımlar... Ulaşımdan devam edeyim… Google Transit ile toplu taşıma bilgisine tek tıkla ulaşabilirsin. Google Haritalar’a eklenen Transit özelliği ile İstanbul ve Ankara’daki toplu taşıma bilgisi bilgisayar, tablet ve akıllı telefon ekranlarına geliyor. Ankara’da tren ve otobüs, İstanbul’da bunlara ek olarak vapur, deniz otobüsü, metrobüs, tramvay, Marmaray ve bazı dolmuş hatlarının yer aldığı sistemde toplam bin 100’den fazla hatla ilgili durak ve güzergah bilgisi cebinde. Google Transit’ten yararlanmak için yapman gerekense bilgisayardan veya mobil cihazlarında bulunan Google Haritalar uygulamasından gitmek istediğin yerle ilgili arama yaptıktan sonra yol tarifi için Transit / Toplu Taşıma seçeneğine tıklamak.
Konecranes, Türkiye’deki atıktan-enerjiye (WTE) ve biokütle uygulamaları için özel olarak tasarlanmış kaldırma ve malzeme elleçleme teknolojilerini piyasaya sunuyor. Atıktan enerji üretimi, kentsel atıkların yakılması ile ortaya çıkan ve genellikle elektrik ve buhar formundaki enerji oluşturma süreci. Vinçler, modern atık yakma tesislerinde atıkların taşınmasından, yakılması için ayrıştırılana kadar önemli rol oynuyor. Gezer köprülü vinç üretiminde ve servis hizmetinde öne çıkan Konecranes, WTE endüstrisi vinçleri konusunda geniş çaplı bir deneyime de sahip. Bu arada, Yingli Solar Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, -Adana’da düzenlenen 7. Türkiye Enerji Zirvesi’ndeki konuşmasında, Türkiye’de güneş paneli üretiminin gelişmesinin, Ar-Ge, inovasyon çalışmalarına ve nitelikli insan kaynağına yapılacak yatırımlara bağlı olduğunu söylemiş. Türkiye güneş enerjisi pazarının pek çok şirketin iştahını kabarttığına dikkat çeken Kılıç, eskiden yenilenebilir enerji dendiğinde akla ilk önce rüzgâr enerjisinin geldiğini belirterek, “Güneş enerjisi artık başlıca enerji konusu. Türkiye’de 4 yıldır bu sektörde faaliyet gösteriyoruz. Bu süreçte pek çok başarılı projeyi hayata geçirdik” demiş. Biraz da keyifli mevzular
olsun… Misal, Netmarble Games tarafından sunulan ücretsiz dans ve arkadaşlık oyunu MStar, Türkiye’nin ilk online dans turnuvası “MStar Neoklasik Dans Turnuvası”nı 18-30 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirmiş. Türkiye’nin birçok yerinden oyuncuların online katıldığı ve üçer kişiden oluşan 16 takımın katıldığı turnuvada oyuncular online dans yeteneklerini sergilemiş. Finali 6 Aralık’ta düzenlenen turnuvanın şampiyonu ise BequieTNEO. Gurur veren bir haberle devam… Galata İş Melekleri (Galata Business Angels – GBA), otizmli kişiler ve ebeveynleri için uygulamalar geliştiren Otsimo girişimine yatırım kararı almış. Bu yatırım GBA üyelerinin tamamının ilk kez bir girişime yatırım yapması açısından da önem taşıyormuş. Böylece sıra ödüllede…. Sektöründe öncü şirketlerinin bilgi ve iletişim teknolojileri alanında geliştirdikleri projelerin ödüllendirildiği CIO 2016 Ödülleri sahiplerini bulmuş. Aktif Bank da bilgi ve iletişim teknolojilerinde doğru araç ve
yöntemler geliştirerek kurumsal kârlılığı artırdığı için ödüle layık görülmüş. Samsung Electronics Türkiye de Capital Dergisi tarafından düzenlenen ve bu yıl 16’ncısı gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri” Araştırması’nda “Tüketici Elektroniği” kategorisinde zirveye yerleşmiş. Bu kadar da değil….Samsung Akademi öğrencilerinin ve eski mezunlarının da yer aldığı İstanbul Ticaret Odası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi İTOBOT Robot Takımı da 1920-21 Kasım’da düzenlenen 2016 Türkiye First Robotics Yarışması (FRC) Off-Season’da şampiyon olmuş. Geleneksel SAP Türkiye Kalite Ödülleri 2016 da sahiplerini bulmuş. Bu yıl 21. kez gerçekleştirilen ödül töreninde, geleceği hayal eden ve yılın en başarılı teknoloji projelerine imza atan firmalardan Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Grubu, “Dönüşüm” kategorisinde; Uğur Selüloz Kimya “Hız” kategorisinde; AGT Ağaç ise “İnovasyon” kategorisinde Altın Ödüller’in sahibi olmuş. Yeni yıla geri sayımda Somalı çocukların dilekleri ajanda oldu. Kadıköy Belediyesi desteğiyle bastırılan Sosyal Haklar Derneği 2017 ajansında çocukların dilekleri var. Ajandayı İstanbul’da edinilebileceği yerler Birikimhane (Beyoğlu), HedefCopy (Beyoğlu), JustCoffee (Beşiktaş), Karma Drama (Kadıköy), Lemur Store (Kadıköy), Leyla Gencer Opera Sanat Merkezi (Bakırköy), Mefisto Kitabevleri (Beşiktaş, Beyoğlu, Kadıköy) ve Semerkant Kitabevi (Beyoğlu), iletişim içinse sosyalhaklar@ yahoo.com başvuru noktalarımız Bu hafta bu kadar olsun, yeni gündemimle haftaya buradayım,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1101
19 - 25 Aralık 2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
Sahte Çek Kontrolu ve Çek Otomasyon Sistemi Yeni Özellik : Karekod okuma (Sahte çek kontrolü , muhasebe sistemi entegrasyonu, dijital çek arşivi) Eraysoft Bilişim Teknolojileri 10 yıldır İtalyan Panini Çek otomasyon sistemlerinin Türkiye Distribütörlüğünü yapmaktadır. Fabrikası ve merkezi İtalyada bulunan Panini Spa. tüm dünyada sektörünün lideri firmadır. Karekod okuma özelliği : 1 Ocak 2017’den itibaren tüm çekler özel karekodlu olarak basılacaktır ve Panini çek otomasyon sistemi çek üzerindeki karekodları otomatik olarak okuyarak hem çek üzerinden bir tahrifat yapılıp yapılmadığını kontrol eder hemde karekod içindeki tüm bilgileri muhasebe sisteminize aktarır. Türkiye’de bir çok Banka, faktöring, kurumsal ve küçük-orta ölçekli firmada Panini çek otomasyon sistemleri kullanılmaktadır. Sistemin genel amacı firmaların müşterilerinden aldıkları çekleri hızlı ve hatasız bir şekilde muhasebe sistemlerine kaydetmek, MICR sahtecilik yapılmış çekleri tespit etmek ve dijital bir çek arşivi sağlamaktır.
Eraysoft Bilişim donanım ve yazılım kadrosu ile hem tarayıcıların teknik hizmetini hemde otomasyon ve entegrasyon yazılımlarını sağlar. Türkiye için özel üretilen cihazlar sadece Türkiye’de olan alonjlu çekleri problemsiz olarak tarayıp okuyabilir. Son bir sene içerisinde PANINI çek otomasyon sistemi kullanan müşterilerimiz 100’ün üzerinde sahte çek tespit ederek firmalarını büyük zararlardan korumuşlardır. Dakikada 50 ve 100 çek tarama kapasitesine sahip modelleri ile çek bilgilerini muhasebe sistemlerine aktarmak çok daha hızlı ve hatasız gerçekleştirilmektedir. Türkiyede kullanılan yerli yabancı tüm ERP sistemleri ile entegre çalışır. Tek geçişte çeklerin ön ve arka görüntüsünü aynı anda kaydederek MICR (Çek no, Banka kodu, şube kodu, hesap no) kodunu otomatik olarak okuyarak ayrıştırır. Sahte MICR basılan çeklerden sinyal algılayamadığı için bu çeklerde kullanıcıya uyarı verir.
GENEL ÖZELLİKLER Dakikada 50 çek tarama özelliği MICR sahteciliği olan çekleri yakalama özelliği Karekod okuma özelliği 50 çek kapasiteli feeder Tüm Muhasebe sistemleri ile entegre çalışabilir. Ergonomik ve şık dizayn. Tek geçişte ön-arka görüntü kaydı, duplex tarama Mükemmel MICR okuma başarısı / görüntü kalitesi Sadece Panini tarayıcılara özel upgrade edebilme özelliği 45 cm.’e kadar alonjlu çek tarama özelliği 300 DPI tarama
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Routine is broken in security! In scope of Informatics Summit, Cyber Security in Digital 4.0 session was held. İlker Özar, Turkey and Azerbaijan Regional Director of Intel Security drew attention to the importance of integrity by sharing the details of various researches within his presentation
titled ‘Routine is broken in security!’ Emphasizing on the notion: “We are faced with an incredible threat”, İlker Özar attracted attention to the world of threat and the possible precautions: “We come across ransom software intensely in Turkey. The user here is in the weakest link. When we take a look at the network threats, we generally encounter old kind of software, and the attacks of making out of this service have become very popular especially in Turkey. Our digital world is developing constantly; technology is now in our houses, our clothes, our pockets, our cities and facilitates our lives. We have to
be aware of the need to take different security measures. A year ago, I would say ‘the routine is being broken in security’; now I am saying ‘it is already broken’. We need to take different measures and change our point of view. They are very smart, they create harmful components that unite inside and they attack differently each time. We have been aware of this for 10 years and we are developing solutions and we can say we are ready for them however, in my opinion, you should choose the products considering the integrated architecture. When you say product-based protection, it is sufficient for attackers to be successful only once. However if you have an integrated protection system, the solution stopping the threat once via automated actions and spreading this information to all security solutions, the attackers have no other chance to enter into your institution from anywhere ever again. This is the advantage we provide. We need to change our point of view with integrity and different methods for protection. The cyber-attackers work together, as the security sector; we also need to work together with solutions that are integrated. The most important thing is the solutions used at the end points by the institutions.” Ankagroup Executive Member and AnkaIT General Manager Ruşen Özkan pointed out that devices such as elevators, escalators and refrigerators can be perceived as integrated architectures that are sections of different companies in his presentation titled ‘Data Security in IoT –
Cloud-based Applications’. So, we have a smart component, a communication device connecting it with the outer world, a server receiving the data, an application working on the server and checking the data as well as a structure where the data is stored and can be looked in when needed. He stated that: “We are talking about the ISO layers, which are well known to classical IT people, basically.”
Trap systems are becoming a need Senior Leakage Test Expert for IBTEch International Information and Communication Technologies and Ethical Hacker Mert Sarıca shared the answers to the questions of what the trap systems are, why they are needed in private institutions and how we can create our own trap systems with his presentation titled ‘Hacker
Hunt with the Trap System’. In addition to being a leakage test expert, Sarıca shared the information that he is teaching malware analysis in Bahçeşehir University. He stated that he has been doing QNB Finansbank’s leakage tests since 2007 and added: “Trap system is a system that contains weaknesses, network systems and fake data components. One of the most important points is that it can track malicious people’s movements. You can use different tools such as print screen and key logger. There is a deception application that will have more importance in the following years. Deception has been used in military operations since many years. Apart from the deception technology, we also use honey cube systems. The difference between honey cube technology and deception technology is that you are identifying the malicious people and using the information you receive to prevent them in the deceptive technology, but you can have the knowledge to capture them in the honey cube technology. Deception technology is mostly used in commercial products, but honey cube is mostly open source. In 2018, 10% of institutions seem to benefit from the deception technology. There are a lot of security devices in your institution, there are alarms going off everywhere, but we cannot understand if these alarms
belong to the attacker, or a bot or script that randomly browses the internet. However, we need to understand this to take action accordingly. The trap systems will give us a little more strength. Deception technologies are a bit expensive, free honey cube systems do not support Windows. Of course, as in every security incident, the lack of competent staff is also against us. But we do not give up. You do not need very big things for trap systems. The important thing is to make this isolation very well. For this we need a mini computer, a VMware, Windows 7, Linux Ubuntu and a custom Python code. I will be releasing this code in the upcoming days. It can be difficult to identify an attacker because of the multiplicity of security devices and systems in the organizations. We need trap systems for this.”
Digital maturity is decisive on investment and prioritization
Murat Atıcı Samsung Electronics Turkey Corporate Division Director Murat Atıcı shared information on their work with the presentation titled “CEO Point of View of Digital Change in Turkey”. In order to demonstrate what is done in the name of digital change, what it means for C levels, where the digital investments are made, who plays roles, how it is actualized and how the change process is produced and the significant opportunities offered by the project being carried out by Samsung, TUSIAD, Deloitte and GFK; Murat Atıcı gave the following information: “One of the most important questions when we started this research was whether there was a digital strategy within the company. When we look at the average, we see a clear, understandable digital strategy in 66% of companies. There is a digital strategy definition at different levels for different sectors. Another issue is digital maturity. Telecom, banking and retail, fast consumer goods are at maturity level, developing level. It is possible to see a connection between digital strategy and the next stages of relevance and maturity. This research revealed it clearly. We
observe that when we divide the groups, the entry level, the developing level and the mature level companies differ significantly depending on whether or not the strategy is clear. The differences in the digital maturity level of companies also differentiate their investments. We see that entry level companies are more focused on operational efficiency enhancing activities. We see that emerging and mature level companies consider digital investments via a holistic approach. While entering and developing levels are individual or CEO based, mature companies carry out integrated and holistic projects. Customer experience has higher importance in entry and other levels. At the entry level, supply chain and cyber security are the most important investment areas. The companies at maturity level divide and integrate investments in a wide range. Each investment actually touches one another and is shaped around an integrated strategy. Again, when we group companies according to their activities and customer profiles; we see that B2B companies focus on productivity and invest in business analysis and cyber security, and focus on operational efficiency. We observe that in companies which reach out to the customer; customer experience is at the forefront, they focus more on business analysis, digital marketing and social projects. We see that the most invested areas are customer experience and business analytics in digital technologies. As digital maturity grows, we can see more focus on social and digital marketing.”
Sonatrach’s technology partner is Netaş Netaş continues to increase its international activities with its vision of being the “Number 1 system integrator of Turkey and the region”. In this context, the company will offer a new generation of technology solutions and services to Sonatrach, the leading oil company in Algeria and the 11th largest oil company in the world. The design, establishment and commissioning of a total of 6 data centers in 5 different cities will be realized within the framework of the project, which covers the third phase of the data center project, expected to be completed within two years, initiated by state owned Sonatrach in 2005, which produces 30% of Algerian gross national product. In the 44.2 million USD project, 2 data centers established in the first two phases will be transferred to 6 new centers. With this project, Sonatrach will be able to offer
all kinds of information services to 33 thousand users in the next generation cloud architecture with full units, full redundancy will be ensured and all these services will be managed from one hand. Netaş CEO C. Müjdat Altay stated that: “Our goal is to contribute to the goal of Turkey’s high technology exports with our overseas studies. Sonatrach’s digital transformation is a
Amazon makes breakthroughs ibn Artificial Intelligence Amazon Web Services, an Amazon company, brought together developers, customers and business partners around the world this year with traditionally organized AWS re: Invent event. This year, about 35 thousand people attended the event and the participants were shuttled between hundreds of parallel sessions. This year’s event’s hit topic was artificial intelligence solutions. AWS announced three new artificial intelligence services during the event. These three new artificial intelligence (AI) services; Amazon Lex, Amazon Polly and Amazon Rekognition; benefit from proven and highly scalable Amazon technology developed
by thousands of deep learning and machine learning specialists around the world. All Amazon services deliver quality and highfidelity artificial intelligence at a scalable and cost-effective price. Since Amazon AI services are fully managed services, there is no need to build deep learning algorithms, train machine learning models and invest in any pre-commitment or infrastructure. This gives developers great freedom to focus on building new generation applications that can see, hear, speak, understand, and interact with the world around them. To be able to effectively apply artificial intelligence, many different types of deep learning
Digital transformation is a matter of process CSC Turkey helps companies prepare digital transformation road maps and implement their maps thoroughly, which lasts for about 3-5 years. General Manager of CSC Turkey Alev Alp Esen summarized the process as: “We are making plans first. Later, by creating these road maps with these plans, we are ensuring that necessary actions are taken.” Alev Alp Esen explained the work they carry out in this regard: “One of the most important
features distinguishes us from similar IT companies is that we offer all of our solutions with our partners. In this context, we are also working with established global IT companies on the digital transformation side. Of course, we also have our own solutions. We also decide how to position these solutions according to the needs of our customers. We conducted a digital agenda research at the end of last year to examine how
project that will set an example for high technology solutions and services that Netas will provide. In this context, we will realize the third phase of the data center project launched by Sonatrach in 2005 and we will gain information security and noticeable productivity for this gigantic company. While we continue to grow in our focus markets, we also aim to operate in the countries of the region.”
institutions in Turkey look at digital transformation. Nearly 100 executives from different sectors participated in the research, who takes part both directly and indirectly in their companies’ IT and software acquisitions. As the results point out, the managers are very aware of the change. 65% of those surveyed said that digitalization has changed the competition, and 25% said it will change it in 1-2 years. The percentage of those who said
Alev Alp Esen that the institution’s digital agenda is complete is 64, while the percentage of those who said that the digital agenda
and machine learning algorithms must be able to be manually constructed and adjusted. This process needs to be repeated for each object, face, sound and language feature in an application. Amazon AI services removes all these challenges and Amazon’s powerful and proven deep learning algorithms and technologies are accessible to all developers, offered to them as a managed service where all developers can access via an API call or a few clicks on the AWS Management Console. Amazon AI services offer full capacity at every scale, for Amazon’s native language understanding, speech recognition, text reading and image analysis technologies for any application on any device. building process is complete is 25 and that the creation period is planned for a period after 12 months is 5%. I think managers need to be guided to take steps to accommodate this change. Every business unit has IT in the center. In this direction, we see that the IT managers in the companies are transforming their positions from those who only design the processes just as the business units desire, towards those who also do business with these units. In particular, I believe that IT managers will work together with business units to accelerate the change.”
YATIRIM GETIRISINI MAKSIMUM DÜZEYE ÇIKARTAN TEKNOLOJI
Yeni imageRUNNER ADVANCE C5500 serisini hizmetinize sunuyoruz. Ödüllü teknoloji ve yeni geliştirilen bir ortak platform temel alınarak üretilmiştir. imageRUNNER ADVANCE portföyü, toplam baskı maliyetini azaltmaya odaklanan en iyi çözümdür: • Daha Az BT Desteği Portföydeki tüm modellerde ortak olan platform, yönetim ve kullanıcı tutarlılığında kademe atlatır. • Zamandan Tasarruf Otomatik toner yönetimi, uzaktan arıza belirleme/giderme ve otomatik sayaç toplama. • Kullanıcı Verimliliğinde Artış Sezgisel dokunmatik ekran ile akıllı telefonla olduğu gibi basit işlem. • Daha İyi Dijitalleştirme Modern ve otomatik belge yakalama iş akışları, bilgi arama ve yeniden kullanma desteği, her hedefe tarama kapasitesi. • Optimize Çözüm Portföy her kullanıcı ortamı için bir çözüm sunar.
Canon teknolojisinin maliyetleri nasıl azalttığını ve olağanüstü bir yatırım getirisi sunduğunu öğrenmek için hemen bize ulaşın. www.canon.com.tr
Datalogic El Terminalleri
Falcon X3+
Skorpio X3
DH-60
Cradle+ ile birlikte
DL-AXIST www.bilkur.com.tr www.datalogic.com
Bilkur Bilgisayar San. ve Tic. Ltd. Şti. Fulya Mah. Öztürk Sok. Akabe Ticaret Merkezi No:1B Şişli/İSTANBUL Tel: +90 212 212 6014 - Faks: +90 212 275 1582 www.bilkur.com.tr bilkur@bilkur.com.tr