BThaber Finans Özel Eki - ARALIK 2015

Page 1

Aralık 2015

EL ÖZ K E

Mobil ve ödeme dünyası dev bir ekosistemde buluşuyor

Çalışanlar ve müşteriler için yenilikler tükenmiyor Büyük veri daha da etkin kullanılacak • ‘Dijital Kuşak Bankacılığı’ BT uygulamalarını ihraç etme vakti • Dijitalleşme ve Yenilenme Zamanı Paraya hakettiği güvenliği verin



HANDAN AYBARS

ÖNSÖZ

Finans sektörü, kendini yeniden tanımlıyor

P

ara çekme, yatırım işlemi, fatura ödeme gibi demirbaş adımları banka şubesinden dışarı taşıdık, internet ve mobil ortamına aldık. Kişiselleştirme tercihlerinin öne

çıktığı, mobil cihaz kullanımının hayat tarzı haline geldiği bu süreçte geleneksel bankacılık uygulamaları ve kanallar ortadan kalkmıyor, ama tümüyle yenileniyor. Bu yapı yeni yatırım araçları, yeni platformlar ve uygulamalar ile zenginleşirken, finans sektörünün paydaşları da artıyor. Mobil cihaz üreticilerinden operatörlere, uygulama geliştiricilere kadar çok sayıda yapı finansta geleneksel kalıpların dışına çıkılmasını sağlıyor. Finansal hizmetleri yeniden tanımlamak, birçok kriterle doğrudan bağlantılı: Gelişmiş pazarlar kadar gelişmekte olan pazarların da bağlantı gücünün ve mobil cihaz sahipliğinin artması, Y neslinin öne çıkışı ve üstüne bir de şehirleşme ile kendini gösteren demografik değişim, her şeyin ‘kişiselleştirilmişini’ isteyen tüketicilerin bu beklentiyi finans sektörüne de yansıtması bunun ilk akla gelen örnekleri. Bu başlıklarda sağlam adımlar atmak için de bazı kritik gereklilikler var. Öncelikle kendini yeniden tanımlayan bir sektör, güveni de yeniden inşa etme becerisini göstermeli. Değişen ve gelişen ihtiyaçlara paralel gelişen düzenlemeler, yeni müşteri profilini belirlerken, finans kurumunu yeniden keşfetmek de böyle hayata geçiyor. Türkiye finans sektörü bu konuda stratejisi ile küresel başarı hikayelerine imza atıyor.

1


2

İÇİNDEKİLER www.bthaber.com.tr

BTHABER Grubu

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Mobil ve ödeme dünyası dev bir ekosistemde buluşuyor

S

4-7

Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Dijitalleşme yatırımlarının sonu yok

8

Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr

Çalışanlar ve müşteriler için yenilikler tükenmiyor

10

Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr

Büyük veri ortamı daha da etkin kullanılacak

12

Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr

Temel felsefe ‘Dijital Kuşak Bankacılığı’

14-15

BT uygulamalarını ihraç etme vakti

16-17

Dijital bankacılık deneyimi daha da geliştirilecek

18-19

Uçtan uca uzmanlık öne çıkıyor

20

Dijitalleşme ve Yenilenme Zamanı

22-23

Yatırımlarımız ve yeniliklerimiz hiç bitmeyecek

24

‘Müşteri merkezli’ organizasyon zamanı

25

Güvenliğin anahtarları aslında bizde

26

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr REKLAM SATIŞ GRUBU Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

Paraya hak ettiği güvenliği verin

S

28-32

Baskı Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul Tel: 0212-798 28 40 84 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. Fiyatı 1 Yeni Kuruş (KDV dahil) BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


Basistek’ten BKM’ye uçtan uca verimli destek Ödeme sistemleri ve finans sektörünün önemli oyuncusu BKM, iş süreçlerini Basistek ile üst seviyeye taşıdı. 1990 yılında 13 kamu ve özel Türk bankasının ortaklığıyla kurulan Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) faaliyetleri, nakit kullanımı gerekmeksizin her türlü ödemeyi veya para transferini sağlayan veya destekleyen sistem, platform ve altyapıları oluşturmak, işletmek ve geliştirmek olarak şekillendi. BKM, uçtan uca servis izleme konusunda HP ürünlerini, Basistek’in verdiği destekle bir araya getirerek iş süreçlerinde maksimum randıman sağladı.

oluşturduğunu ifade etti. Bunun yanı sıra BKM Ekspress, pinsiz alışveriş, ortak ATM’ler ve yurtdışı bazlı operasyonlar gibi birçok işlemleri olduğunu hatırlatan Muşlu, bu denli yüksek iş hacmini çok daha sağlam bir yapıya oturtmak

için Basistek’in BSM konusundaki tecrübesinden yararlandıklarını söyledi. Basistek ile BSM projesine başlamadan önce de işleyen bir kontrol sistemine sahip olan BKM, bu noktada uçtan uca servis izleme

HP Software Account Manageri Fatma Mıdık proje ile ilgili şu detayları paylaştı: “Günümüzdeki şirketlerin BT departmanları kurumun iş hedeflerini destekleyen BT servisleri sunmakla ve bu servisleri belli bütçe sınırları içinde mükemmel hale getirmekle yükümlüdür. Bu nedenle BT altyapısının yönetimini gerçekleştiren yazılımlar kritik bir değere sahiptir. Bu alanda çözüm üreten birçok firma rekabetin çok yoğun olduğu bir pazarda faaliyet göstermektedir. Örneğin IDC’nin “Enterprise System Management Software” araştırmasına göre önümüzdeki 3 yıl içerisinde BT Yönetim Yazılımları pazarının %30’a yakın bir oranda artış göstereceği öngörülmektedir. HP Software BT Sistem yönetimi yazılımları Türkiye pazarında özellikle yerel çözüm ortaklarının katkıları ile birlikte önemli bir potansiyel elde etmiştir. BKM Projesi’nde birlikte çalıştığımız Basistek HP uzmanları ve yetkin kadrosu ile önemli bir başarının altına imza atmıştır.”

sistemine ihtiyaç duyarak özellikle kullanıcıların BKM sistemleri üzerinde yaşayabilecekleri sorunların önüne geçmeyi hedefledi. İkinci aşamaya gelindiğinde BKM, HP ürünlerinin kalitesini, Basistek’in BSM konusunda uzman ekibinin bilgileriyle bir araya getirerek, operasyonları üzerindeki insan etkisini minimize etmeyi başardı. Her aşamada çıktılar alınarak, sistemi kontrol altında tutan BKM, bu sayede Basistek’in kurduğu BSM sisteminin, hali hazırdaki altyapı üzerindeki etkilerini de an be an gözlemleme imkanı yakaladı. BKM’yi bir iş ortağı olarak gördüklerini ifade eden Basistek Genel Müdürü Barış Baykan, BSM konusuna odaklı Basistek çalışanlarının ihtiyaç olduğu anda BKM’nin yanında olduklarını söyledi.

advertorial

Soldan sağa: Basistek Genel Müdürü Barış Baykan, Mühendis Ahmet Yazıcı (BKM), BKM Hizmet Yönetimi Müdürü Bülent Muşlu, BKM Sistem İşletim Müdürü Sibel Şahin, Basistek Satış Müdürü Serdar Paksoy.

advertorial

Basistek önderliğinde yaşanan değişim Gerek Türkiye genelinde, gerekse de yurtdışında bankacılık ve finansal konularda yoğun bir iş hacmi bulunan BKM, bu süreçleri daha sağlam ve düzgün bir altyapıya oturtma ihtiyacı konusunda Basistek ile çalışma kararı aldı. POS cihazları ve kredi kartların kullanıldığı bütün işlemlerin kendileri üzerinden geçtiğini ifade eden BKM Sistem ve İletişim Müdürü Bülent Muşlu, bu işlemlerin sektörün neredeyse yüzde 55’ini


4

Mobil ve ödeme dünyası dev bir ekosistemde buluşuyor Bankalar ve operatörlerin yanı sıra mobil ödeme aracı şirketleri, ödeme servis sağlayıcılar, uluslararası para transferi şirketleri ve fatura ödeme şirketleri gibi oyunculardan oluşan büyük bir dijital ekosistem artık işlemlere yön veriyor.

K

üresel ölçekte bakıldığında, ödeme hizmetleri alanında, mobil kanala yönelimin hızla arttığı görülüyor. Mobil başta olmak üzere, akıllı cihazlar üzerinden birçok ödeme ve finansal işlemin gerçekleştirilebilmesi, sağladığı erişim kolaylığı nedeniyle müşterinin günlük hayatında önem kazanıyor. Mobilden internet kullanımının yüzde 59’a, akıllı telefon penetrasyon oranının yüzde 40’lara yükseldiği Türkiye’de de ödeme hizmetleri konusunda benzer eğilim var. Mobil cihazlardan yapılan işlemlerin zaman ve maliyet açısından olumlu etkilerini gören birçok finans ve ödeme kuruluşu, hizmetlerine bu doğrultuda yön veriyor. Ekosistem büyüyor ve hareketleniyor Sektörde potansiyelin yüksek olması nedeniyle, birçok farklı oyuncu farklı mobil uygulamalar üzerinden müşterilerinin dijital dünyaya uyum sürecini

hızlandırıyor. Türk Telekom Grubu Mobil Finansal Servisler Direktörü Zeynep Bosna’ya göre, bu dijital ekosistemin önümüzdeki dönemde mobil tekno-

lojilerde yeniliklere paralel, kurumsal ve bireysel müşterilere sunabileceği yeni servis ve

“Pazarı büyüteceğiz”

Türk Telekom Grubu Mobil Finansal Servisler Direktörü Zeynep Bosna: “Türk Telekom Grubu müşterilerinin ödeme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Nisan 2013’te Fleksus Ödeme Hizmetleri’ni kurduk. 6493 sayılı Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında yayınlanan kanuna uyum sağlamak

amacıyla, Fleksus Ödeme Hizmetleri adına Ödeme Hizmeti Lisans başvurusunu ise Haziran 2015’te gerçekleştirdik. Dijital Ödeme Hizmetleri alanında müşterilerimize Avea Mobil Ödeme, TTNET Ödeme ve TT Evden Ödeme ürünlerini sunuyoruz. Pazara baktığımızda bu ürünlerin belirli sektörlerde yoğunlaştığını görüyoruz. Pazarı bu anlamda büyütmek adına, 2016 içerisinde mevcutta yürüttüğümüz ürünlerimizin kapsam alanına yeni sektörleri ve fiziksel lokasyonları dahil ederek hizmet ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Amacımız, ürün portföyümüzü mobil cihazlar ile temassız ödeme, fatura ödemeleri ve para transferi gibi işlemlerle zenginleştirmek.”


5

hizmetler gündeme gelecek, yeni gelir alanları oluşacak. “Ekosistemde artan hareketliliği bir zenginlik olarak nitelendiriyor ve bu durumun pazarı büyütmek adına fırsat olduğuna inanıyoruz” diyen Zeynep Bosna’ya göre, konvansiyonel yöntemlerle kıyaslandığında, kullanıcıların yeni nesil mobil ödeme yöntemlerini tercih etmelerinde öne çıkan nedenler arasında hız, güvenlik ve kolaylık faktörleri var. Tüketicilere hızlı, güvenli ve kullanıcı dostu mobil ödeme hizmetleri sunmaya önem verdiklerini vurgulayan Bosna eklemeden geçmiyor: “İlerleyen dönemlerde ödeme ekosistemindeki diğer oyuncular ile işbirliği yaparak, müşterilerimizin hayatını kolaylaştıran pratik çözümler sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.” Süreç 2015 yılında hızlandı, paydaşlar arttı Mobil cihazlar, sadece ödeme ve finans sektörüyle değil, aslında birçok sektör ile etkileşim içinde. Medya,

müzik, sağlık, eğitim, perakende gibi birçok sektör, birçok servis ve hizmetini mobil kanallar üzerinden veriyor. Mobil ödemeler ve finansal işlemler

alanında da müşterilerin ilgisi giderek artıyor. Turkcell Ödeme Hizmetleri Genel Müdürü Melike Kara’nın dikkat çektiği gibi, bugüne kadar gerek

“Mobil ödemeyi daha çok alanda göreceğiz” dijital sektörlerde hızla büyümeye devam edecek. Aynı zamanda HGS ödemeleri , restoran içi ödemeleri, sigorta prim ödemeleri gibi birçok yeni alanda da yaygınlaşmaya başlayacak. Artık mobil ödemeyi daha çok alanda, hızlı ve kolay deneyimlerle hayatın daha fazla içerisinde göreceğiz. Turkcell Ödeme Hizmetleri Genel Müdürü Melike Kara: “Turkcell mobil ödeme ürünümüzde gelirde yüzde 50’nin üzerinde büyüdük. 2015’de 2 milyondan fazla tekil kullanıcıya ulaştık. 2016’da hedefimiz bu büyümeyi sürdürmek ve 5 milyon kullanıcıya ulaşmak. Turkcell Mobil Ödeme;

Bunun yanı sıra Turkcell olarak yeterli kullanıma gelmeyen ve potansiyelini bulamamış ürünlere odaklanmayı veya yatırım yapmayı planlamıyoruz. Bu yıl kurduğumuz Turkcell Ödeme Hizmetleri şirketi ile mobil finans alanında daha birçok başarılı işe imza atacağımıza inanıyoruz.”


6

dünyada gerekse Türkiye’de birçok sektörden bu alanda çeşitli girişimler gerçekleşti. Bankalar, operatörler, cihaz üreticileri, küresel teknoloji firmaları, girişimciler başta olmak üzere çeşitli iş modellerinde birçok ürün hayatımıza girdi. “2014 yılına kadar yavaş ilerleyen bu sürecin özellikle bu yıl hızlandığını gözlemliyoruz” tespitini paylaşan Melike Kara, bunun sebebini ve beklentilerini şöyle anlatıyor: “Bunun ana nedeni cihaz üreticilerinin NFC’ye olan desteğinin artması, temassız POS sayılarını artırmaya yönelik çalışmalar ve bir taraftan da Mastercard/Visa gibi kurumların mobil ödeme ekosistemini olgunlaştırmaya yönelik çalışmaları. Önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye’de ödeme ekosisteminin yeniden şekilleneceğine inanıyoruz. 6493. No’lu kanun ile ödeme hizmeti sağlayan veya e-Para alanında faaliyet gösteren finans dışı kurumlar bu alanın gelişmesinde önemli roller üstlenecek.”

Teknoloji değil, kullanıcı deneyimi belirleyici 2017 yılında küresel mobil ödeme işlem hacmi, Gartner’ın verilerine göre

721 milyar doları bulacak, IDC’ye göre ise 1 trilyon dolar düzeyinde olacak. Bu beklentileri paylaşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcı-

“E-para kuruluşumuz süreçleri yürütecek”

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk: “Tüketicilerimizin hayatını kolaylaştıracak mobil ödeme altyapılarına yatırım yapıyoruz. Ekim 2012’de Visa Europe, ING Bankası ve PTT işbirliğiyle sunduğumuz Cep Nakit Kart ile

tüketicilerimize banka müşterisi olmadan bankacılık işlemi yapma olanağı sağladık. Kasım 2013’te ise Cep Nakit Kart ile sağlanan tüm kolaylıkları mobil platforma taşımak için Vodafone Cep Cüzdan’ı hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde, Cep Nakit Kart, Vodafone Cep Cüzdan ve Mobil Ödeme dâhil tüm mobil finansal servislerimizi yeni kurduğumuz elektronik para kuruluşumuz Vodafone Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri Anonim Şirketi çatısı altında yürüteceğiz. Mobil finansal servislere yönelik çalışmalarımızı bundan böyle e-para şirketimiz bünyesinde geliştireceğiz.”


ürün üreticileri, ödeme servisleri ve uygulama sağlayıcılar, mobil ödemeyi yetkinleştirmek için çalışıyor” diyen Ender Buruk, şu örneği ekliyor: “Gelinen noktada, mobil cüzdan uygulamaları, kullanıcılara, sadece kredi kartı işlemlerini yapma imkânı sunmuyor, sadakat kartlarını, toplu taşıma kartlarını, kimliklerini, hatta anahtarlarını bile uygulama üzerinden kullanma imkânı veriyor.”

sı Ender Buruk’a göre, mobil ödeme dünyasındaki bu hızlı yükseliş, mobil finansal servisler alanındaki her çabayı farkındalık yaratması açısından daha da değerli ve önemli kılıyor. Gittikçe daha fazla sayıda işyeri mobil ödeme kabul ederken, farklılaşma noktası ise teknolojiden öte kullanıcı deneyimine, müşteri faydasına ve doğru işbirliklerine odaklanmak ile mümkün. “Operatörler, mobil teknoloji üreten ve taşıyıcı firmalar, finansal kurumlar, ticaretle uğraşanlar, mobil cihazlara entegre yan

BDDK izni esas Ödemeye aracılık eden kuruluşları doğrudan etkileyen ve 27 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkındaki Kanun” ile sektördeki banka dışı aktörlerin güvenli bir şekilde sisteme kazandırılması hedefleniyor. Bu kanun ile ödeme hizmeti sağlayıcılarının BDDK’dan izin almaları zorunlu hale geliyor. Ödeme sistemleri sağlayıcılarını bağımsız denetim kuruluşları, Merkez Bankası ya da BDDK tarafından denetlenebilir hale getiren kanun, şirket sahiplerinde banka kurucuları için aranan niteliklerin aranması, şeffaf yapılanma olması, iş sürekliliğine dair tedbirlerin alınması gibi kriterleri öngörmesiyle sektörün istenen standartlara kavuşmasını sağlayabilecek. Ender Buruk’a göre, Avrupa Birliği (AB) direktifleriyle uyumlu şekilde hazırlanan yeni kanun, online ödeme hizmetleri sektörünün daha güvenli, şeffaf ve rekabetçi hale gelmesinin önünü açıyor. Dernekleşme süreci sektöre yön verecek Bu adım, özellikle sektörün büyümesine olanak sağlaması ve hizmet

veren firmaların belirli kurallar çerçevesinde hareket ederek, tüketici ve tüketicinin yaptığı finansal işlemlerin korunması açısından önemli bir adım. “Ödeme hizmetleri ve elektronik para konusunda faaliyetine devam etmek isteyen firmalar, geçtiğimiz dönem boyunca hem teknolojik altyapılarını, hem de iş süreçlerini bu düzenlemelere uyarlamak için çalışmalar yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar” bilgisini paylaşan Zeynep Bosna, önümüzdeki dönemde sektör dinamikleri ve iş modellerinin daha da netleşmesiyle yasal düzenlemelerin devam edeceği kanısında. Ödeme hizmeti ve elektronik para firmalarının dernekleşme süreci ve çalışma gruplarının da sektörün şekillenmesinde önemli rol oynayacağını unutmamak gerek. BDDK’dan yapıcı uygulamalar BDDK’ya 6493. No’lu kanun ile Ödeme Hizmeti veya e-Para lisansı almak için 50’ye yakın firma başvurdu. Dolayısıyla birçok oyuncu pazarda yerini alacak. “Bunlar arasında çok büyük kurumlar da var, 5 kişi ile kurulmuş firmalar da” tespitini yapan Melike Kara, ekosistemin gelişimine yönelik beklentilerini şöyle anlatıyor: “Bu firmaların faaliyet alanları da çeşitlilik gösteriyor. Para gönderme, fatura ödeme, üye işyeri hizmetleri, operatör faturalama, e-para gibi alanları düşünürsek ‘mozaik bir ekosistem’ var. Kendine göre farklı dinamikleri olan bu firmaların düzenlemeler tarafında odaklı bir yaklaşıma ihtiyacı olacak. Yönetmeliğin de bu ihtiyaçları dikkate alarak, sektörel rekabeti sağlamak adına yer yer düzenlenme ihtiyacı oluyor. Tam bu noktada, BDDK’nın da yapıcı bir uygulama içinde olduğunu görüyoruz. Geleneksel bankaların bu alandaki oyunculara bakışı eskiden daha tutucu iken, son yıllarda daha işbirlikçi davranıyor. Bazı bankalar bu yeni ekosistemin, yayılım anlamında kendisine yeni pazar ve fırsatlar sunacağının farkında.”


8

Dijitalleşme yatırımlarının sonu yok Operasyonel verime tüm süreçlerinde önem veren İş Bankası için yeni nesil veri merkezinin yapımı 2016 yılı yatırım gündeminde öncelikli sıraya sahip. 015 yılında olduğu gibi müşterilere kesintisiz ve kaliteli hizmet sunabilmek için altyapı yatırımlarına devam edeceklerinin altını çizen İş Bankası yetkilileri, bunun yanında dijital dönüşüm kapsamında başta İşCep ve internet şubesi olmak üzere kanallarda müşterilere yeni ve inovatif hizmetler sunacak yatırımların yapılacağına işaret ediyor. İş Bankası yetkililerine göre, finans sektöründe büyüme ve kârlılık potansiyeli arz eden alanlardaki yatırım olanaklarının değerlendirilmesi, iştirak politikaları ve bölgesel bir finans gücü olma yolunda yürütülen sınır ötesi bankacılık faaliyetleri alanında yatırımların gerçekleşmesi öngörülüyor.

2

Kişiselleştirilmiş hizmetler bir gereklilik İş Bankası’nda, çalışanların verimini artıracak teknolojik uygulama ve araçları kullanıma sunmak ve çalışanların teknolojik gelişmelere adapte olmalarını sağlamak öncelikli alanların başında geliyor. Bankanın operasyonel etkinliğini ve verimliliğini artırmanın, başarının ‘olmazsa olmaz’ en temel ön koşulu olduğunu vurgulayan İş Bankası yetkilileri, iş ortaklarıyla birlikte banka müşterilerine dijital müşteri deneyimi yaşatacak şekilde bankanın ürün ve hizmetlerinin dijitalleştirildiği bilgisini veriyor. Dijital dönüşüm, mobilite, bulut bilişim ve büyük veri akımları tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye’yi de etkisi altına alıyor. Başta mobilite olmak üzere, büyük verinin hızlı analiz edilmesiyle müşterilere kişiselleştirilmiş hizmetlerin sunulması, İş Bankası yetkililerine göre, müşteri memnuniyetinde en önemli unsur.



10

Çalışanlar ve müşteriler için yenilikler tükenmiyor Müşterilerle etkileşim içinde olunabilecek her kanalda satışı destekleyici süreç entegrasyonlarının geliştirilmesi ve hizmet süreçlerinin tüm kanallarında aynı deneyimin yaşatılması amacıyla çalışmalar da aralıksız biçimde sürüyor. “State-of-the-Art IT” olarak tanımlanan stratejiyi hayata geçirmek amacıyla, Endüstriyel Satış, Mükemmel Müşteri Deneyimi, Akıllı Karar Destek Sistemleri, Operasyonel Mükemmellik ve Yenilikçilik kapsamında bankayı daha da ileriye taşıyacak daha pek çok yeni proje ve yenilik üzerinde yatırımlara ve çalışmalara devam edeceklerini vurgulayan Güney, şöyle devam ediyor: Turgut Güney Akbank Teknoloji ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Dijitalleşme başlığında Akbank, gelişen teknoloji dünyasını yakından takip ediyor ve tüm kanallarda fırsata dönüşebilecek yenilikleri inceleyip, fonksiyonel ihtiyaçlara yönelik uygulamalar ve inovasyon çalışmalarını yürütüyor.

üşterilerin ve tüm çalışanların dijitalleşmesi amacıyla hem altyapısal hem de yazılım geliştirmeye yönelik birçok projeleri olduğunu söyleyen Akbank Teknoloji ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turgut Güney, “Genel Müdürlüğümüz, şubelerimiz ve iştiraklerimizde desteklediğimiz bütünleşik iletişim ortak altyapımız, şubelerde kullanıma açtığımız zengin fonksiyonlarla donatılmış tablet ve akıllı telefonlar, çok sayıda iş akışımız ve teknik sürecimizin mobil ortama taşınması projeleri bu konuya verdiğimiz önemin göstergeleri” yorumunu yapıyor.

M

Çalışanlar da müşteriler de istekli “2015 bu açıdan çok verimli bir yıl oldu. Müşterilerimize ve çalışanlarımıza en iyi bankacılık deneyimini yaşatmak, daha basit, esnek ve modern çözümler oluşturmak için bu yıl da pek çok yenilikçi ürün ve hizmeti kullanıma sunduk. Banka içinde mobil dönüşüm konusunda önemli yeni adımlar attık. Çalışanlarımız da, müşterilerimiz de yeni uygulamaları kullanmak ve bu uygulamaları deneyimlemek konusunda çok istekliler. Akbank olarak bu alanda da öncü uygulamalar geliştirmek ve sektörümüzle buluşturmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”


TEB veri kalitesi çalışmalarına hızla devam ediyor TEB Veri Stratejisi ekibi, 2013 yılından itibaren hayata geçirdiği kapsamlı veri kalitesi programıyla bu alandaki çalışmalarını güçlendirerek sürdürüyor.

Proje hangi iş ihtiyaçlarından doğdu? Pazarlama faaliyetlerinin temelinde müşterinin yer aldığı bir ortamda, sunulan hizmetlerin tamamen müşteriye özel olması ve ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Bu ihtiyaçların karşılanabilmesi ve tekliflerin doğru bir şekilde

Soldan sağa: Mehmet Can Özkan (Veri Stratejisi Yöneticisi ), Berna Tuna (Veri Stratejisi Yöneticisi), Cenk Akın (Analitik CRM ve Veri Stratejisi Müdürü), Çağıl Okumuş (Veri Stratejisi Yönetici Yardımcısı), Gencay Çağırgan (Raporlama ve Finans İş Çözümleri Proje Lideri)

ulaştırılabilmesinde de müşteri verisinin doğru olması önemli rol oynuyor. Limitli demografik/ firmografik verilerin olması, müşteri verisi zenginleştirme süreç geliştirmeleri, dış kaynaklardan alınan verilerde entegrasyon geliştirmeleri gibi ihtiyaçlardan dolayı TEB Veri Stratejisi ekibi olarak 2013 yılında kapsamlı bir veri kalitesi programı başlattık. Projenin hayata geçiş aşamaları ve proje süreci hakkında bilgi verebilir misiniz? TEB Veri Stratejisi ekibi olarak veri kalitesinin sadece BT tarafından değil, iş birimi tarafından da sahiplenilmesi ve projelendirmesi gerektiğine inanarak bu programı hayata geçirdik. Proje planımızı oluşturabilmek adına, veri ile ilgili ihtiyaçları tespit edebileceğimiz bölge, şube ve genel müdürlük ekipleriyle kapsamlı toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantıların

sonucunda oluşturduğumuz gap analizi sonrasında, program kapsamında yürüteceğimiz projelerin planını oluşturduk. Veri Stratejisi programının ilk çıktısı olarak, bankamızda 3 yıla yakın süredir her ay düzenli olarak toplanan bir Veri Kalitesi Komitesi kurduk. Bu komite üyeleri Pazarlama ve Satış ekipleri, BT, Bilgi Güvenliği, Mevzuat & Uyum, Operasyon, Hukuk, İç Kontrol gibi veriye dokunan ekiplerden oluşuyor. Komitenin kurulmasıyla birlikte veri kalitesi ile ilgili kararlar merkezi bir şekilde alınarak hızlıca hayata geçirilmeye başlandı. Programın en önemli adımlarından birini oluşturan veri kalitesinin raporlanması ve takibinin düzenli olarak yapılması için firma görüşmeleri yapılarak en uygun çözüm olarak Informatica Data Quality platformu seçildi. Bu platform içerisinde yer alan Informatica Data Quality Analyst ve Developer araçları ile doluluk,

Analitik CRM ve Veri Stratejisi Müdürü Cenk Akın; analyst ve developer araçları uygulamaya alınarak 100’den fazla veri kalitesi kuralı belirlendiğinin altını çizdi. Bu kurallar ile birlikte; • Çıktılar tek bir platformdan hızlı bir şekilde alınmaya başlandı. • Merkezi veri temizleme çalışmaları yapılmaya başlandı. • Kampanya hedef kitleleri oluşturuldu. • Merkezi takip kolaylığı oluştu. • Müşteri bölge, şube skorları oluştu. • Verinin kaliteli olmasının önemi arttı.

doğruluk, güncellik ve tutarlılık kategorileri altında 100’den fazla veri kalitesi kuralı tanımlandı ve düzenli olarak takip edilmeye başlandı. Sonuçlar ve bir sonraki aşama hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bundan sonraki süreçte gündemimizde son aşamasına geldiğimiz veri kalitesi skorunun tamamlanması ve veri kalitesi metriklerinin düzenli olarak takip edileceği bir dashboard’un açılması yer alıyor. Veri kalitesi skoru tamamıyla Analyst ve Developer araçlarıyla kurguladığımız kurallar ile hesaplanıyor. Bu skorla veri kalitesini artıracak aksiyonların 2016 yılında hayata geçirilmesini hedefliyoruz. Veri kalitesi dashboard’u ile merkezi bir takip mekanizması yaratılarak, bu sayede hem saha hem genel müdürlük nezdinde veri kalitesi çalışmalarının yaygınlaşmasını sağlayacağız.

advertorial

KOMTAŞ Bilgi Yönetimi ve Informatica ile birlikte gerçekleştirilen proje hakkında bilgi verebilir misiniz? Günümüzde müşteri verisinin çeşitliliğinin, hızının ve miktarının ciddi anlamda artmasının yanı sıra hem yasal hem de pazarlama konularını etkileyen yeni düzenlemeler, yapılan çalışmalarda veri kalitesinin önemli bir noktaya gelmesine neden oldu. Bankacılık sektörü de veri kalitesi anlamında daha yoğun çalışmalar yapan sektörlerden biri haline geldi. Biz de Türk Ekonomi Bankası (TEB) olarak, veri kalitesine verdiğimiz önem neticesinde hem ölçümleme hem de takip konusuna çözüm olacak farklı teknolojileri inceledik. Bilgi işlem ve iş biriminin birlikte yaptığı detaylı değerlendirmeler sonucunda Informatica tarafından sunulan Informatica Data Quality çözümünün bankamızın ihtiyaçlarını karşıladığını gördük. Informatica Data Quality aynı zamanda bankamızın yenilikçi ve teknolojik uygulamalara açık yaklaşımıyla örtüşen bir çözüm oldu. Informatica Data Quality platformu seçildikten sonra aynı zamanda Informatica’nın Türkiye resmi temsilciliğini yürüten KOMTAŞ Bilgi Yönetimi, hem ilgili son kullanıcılara hem de ürünün yazılım geliştirmesinden sorumlu olan Veri Ambarı Yazılım Geliştirme ekibine gerekli desteği sağladı. İş birimlerinin yürüttüğü Veri Stratejisi Programı liderliğinde veri kalitesi kurallarının takibi projesi,TEB ekipleriyle birlikte çalışılarak bu platform yardımıyla hayata geçirildi.


12

Büyük veri ortamı daha da etkin kullanılacak inans sektörünün hızı, dinamizmi ve sektörde yaşanan yoğun rekabet nedeni ile 2016 yılında, bu yöndeki yatırımlar Finansbank’ın önceliği olacak. Bu bilgiyi veren Finansbank Bilgi Teknolojileri, Operasyon, Kanallar ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kürşad Demirkol, standart teknolojileri hızlandıracak, kapasitesini ve güvenliğini artıracak sistemlere geçmenin her yıl olduğu gibi 2016’da da önemini koruyacağı üzerinde duruyor.

F

Mehmet Kürşad Demirkol Finansbank Bilgi Teknolojileri, Operasyon, Kanallar ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı

Banka bünyesinde yer bulan büyük veri ortamını daha etkin kullanabilmek, Finansbank için 2016 yılı önceliklerinden de biri.

Siber tehditler yine ön planda olacak BT dünyasında önemli gelişmeler ve dönüşümler devam ederken, Finansbank BT’de öncü kimliğini hem müşterilere hem de iç kullanıcılara yansıtmaya devam edecek. Demirkol, dijital bankacılıkta Enpara.com ile müşteriye yeni hizmetler verilirken, her zaman ve her platformda en kullanışlı, en pratik, en hızlı önyüzü sağlamayı amaçladıklarının altını çiziyor. Diğer taraftan, Demirkol’un da dikkat çektiği gibi, masaüstünden mobil cihazlara geçiş tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de olanca hızı ile devam ediyor. “Bu konuda farklı platformlarda iç kullanıcımıza sunduğumuz fonksiyonları, mobil cihazların coğrafik bilgi sağlama, dokunarak kullanabilme, kamera sayesinde görsel oluşturabilme

gibi üstünlüklerini de ekleyerek en verimli hale getiriyor, bu özellikleri daha da geliştiriyoruz” bilgisini paylaşan Demirkol’a göre, kaçınılmaz olarak 2016 yılında gündemini koruyacak bir diğer konu da artan siber tehditler olacak. Büyük veri odak noktası Yeni teknolojiler, daha kapasiteli izleme ve güvenlik ürünleri bu konuda her zamankinden daha fazla yardımcı oluyor. “Geçmişte yapılamaz, önlenemez diye düşünülen saldırılar, artık kullanıcı etkilenmeden günlük operasyonda hissedilmeden etkisiz hale getirilebiliyor” örneğini paylaşan Demirkol, Finansbank olarak çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Büyük veri çözümleri de geçmiş yıllardakinden çok daha kullanılabilir bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknolojinin çıkış nedeni, kurumlarda üretilen ama saklanmakta büyüklüğü veya yapısal bütünlüğü olmaması nedeniyle zorluk çekilen verinin ulaşılabilir bir şekilde korunabilmesiydi. Büyük veri çözümlerinin, yeni analitik fonksiyonları ile artık sadece bilginin saklandığı bir alan olmadığını; farklı verilere banka ve kullanıcı yararına başvurulan, veri ambarını tamamlayıcı bir ortam olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, 2016’da sahip olduğumuz büyük veri ortamını daha etkin kullanabilmek bir diğer önceliğimiz olacak.”


GGSoft Y O U R D O C U M E N T PA R T N E R

PaPerWork® Z A M A N YA R ATA N T E K N O L O J İ

İş süreçlerinde temel sağlam, bina güçlü

farklı süreçlerimiz var. Sonuçta bir mal üretmiyoruz, ama belediyelerden inşaat şirketlerine kadar her birinin kendine has süreci olan birçok paydaşımız var. Tüm bu paydaşlarla kesintisiz ve eksiksiz bağlar için GGSoft ile yatırım adımını attık. Bu çok canlı bir proje ve halen devam ediyor. Yatırımın her bir adımı, bizim yeni ihtiyaçları görmemizi ya da en başta aldığımız yatırım kararında farklı adımlar atmamızı sağlıyor. Bu fikirsel gelişimimize, GGSoft da hızlı yenilikleri ile tam uyum sağlıyor.”

Canlı ve devamlılığı olan bir proje İş GYO, bu öncelikler ışığında canlı ve devamlılığı olan bir projede 2013 sonunda yatırım kararını aldı ve belirli bölümlere ayrılan yatırım, kurum içinde konumlandırılmaya başlandı. Önceliği ‘iş akışından geçmesi gereken evrakların arşivlenmesi’ alırken, bunu bir tarafta iş akışı çalışmaları bir tarafta da raporlama odaklı adımlar izliyor. Bu önceliklendirme ile hazırlanan yol haritası, proje tarafları için kolaylık sağladı. Bu rotanın önemini ve yatırımın gelişimini Tolga YILMAZ şöyle özetledi: “Gayrimenkul sektörü; dinamikleri gereği çok farklı bir sektör olduğu için iş süreçlerini de farklılaştırıyor. İnşaat sektörü çok farklı bir sektör ve bu yüzden, bizim çok

Uçtan uca tüm proje bu yapıda konumlanacak Tüm projenin uçtan uca bu yapıda konumlanacağı arşivleme ile sahip olunan kapsamlı yapıdaki süreç yönetimi çalışması; kurum bütününde standartlaşmak için önemli bir adım oldu. Yani önce bir kurumsal hafıza oluştu, ardından da gelişen ihtiyaçlarla yatırım kapsamı büyüdü. Bu süreç gelişimi, yatırımın ‘kullanıcı’ tarafında, yani İş GYO çalışanlarında da memnuniyetle karşılanıyor. Bundan sonra daha farklı akışlar olacağı bilgisini veren Tolga YILMAZ, GGSoft ile üzerinde çalıştıkları başlıkları şöyle anlattı: “Fatura onayı, gelen ve giden evrak gibi akışlarımız üzerinde geliştirmeler yapıyoruz. Bundan sonra daha büyük ve farklı akışlar da olacak.

Devamlılığı olan yatırım, kesintisiz iletişimle güçleniyor Sistem çalışırken tüm bu dönüşüm adımlarını atmak, sürecin bütününde uçtan uca kesintisiz bir akış sağladı. Tüm yönetimin bu yatırım eksenindeki faydaları görmesi de önemli bir katma değer yaratırken, GGSoft Proje Yöneticisi Banu OĞUZ, işbirliğini ve sağlanan avantajları şöyle özetledi: “PaperWork; sürekli kendini geliştiren bir ürün ve tüm değişiklikleri müşterilerimizle paylaşıyoruz, esnek yazılım alt yapısı avantajı sayesinde ihtiyaca veya isteğe uygun modellemeleri hızla gerçekleştirebiliyoruz. Bu nedenle müşteri geri bildirimleri, özellikle geliştirme adımlarımızda çok önemli. İhtiyaca ve sektöre göre kişiselleştirilebilen bir çözüm sunmamız bizi hizmet, ürün ve müşteri üçgeninde farklı kılıyor. “

GGSoft Proje Yöneticisi Banu OĞUZ ve İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Bilgi Teknolojileri Yönetmeni Tolga YILMAZ Örneğin yeni bir proje geliştirdiğiniz zamanki adımların, fizibilite süreci gibi tüm süreçlerin bu yapıda olması, bir bina alınması kararı verildiğinde, tüm proje akış sürecinin PaperWork üzerinde yapılmasını amaçlıyorum. Kurumsal devamlılıkta adım adım ilerliyoruz.” Kullanıcı ne ister? Tüm bu planlamalarda GGSoft önemli bir destek sunuyor, geri dönüşler ve beklentiler, hızla hayata geçiriliyor. Burada öne çıkan ve GGSoft’a geri bildirimlerde önem taşıyan ‘kullanıcı testleri’ ise projeyi farklı kılan bir başlık. ‘Kullanıcı kabul kriterleri’ kapsamında İş GYO, çalışanlarına bazı öneriler sunuyor, onların isteklerini öğrenmeye çalışıyor. Onların da geri dönüşleri de GGSoft’a iletiyor. Yani PaperWork altyapısını kullanacak olan çalışanların geri dönüşleri bu yatırımda belirleyici oluyor, GGSoft ile verimli çalışmayı beraberinde getiriyor. “Çalışanların beklentileri bize güç verdi” diyen Tolga YILMAZ, yatırımda asıl belirleyici ve verimlilik sağlayan unsurun ise GGSoft ile hazırladıkları fizibilitesi güçlü proje planı, bu plan ışığında İş GYO’da yönetici iradesi ve kararlılığının öne çıkması, kurum bütününde yatırımın benimsenmesinde ulaşılan hız olduğunu eklemeden geçmedi. Gayrimenkul sektörünün iş yapış

biçimi çok farklı olduğundan, yatırımın bundan sonraki adımlarında iş akışı yine öne çıkacak ve bu başlıkta yeni süreçler tasarlanacak. Sözleşme ve teklif süreçleri, farklı masraf yapıları ve bunların ortaya çıkardığı faturaların hepsi hem devlete ve müşterilere karşı bir sorumluluk hem de proje sürecinin sağlıklı ilerleyişinin bir parçası. Kamunun e-Dönüşüm başlığındaki e-Fatura ve e-Arşiv Fatura gibi çalışmalarının 2016 yılında yapıya dahil edilmesi planlanıyor. 2017’de ise “Yatırım bambaşka bir yapıya bürünecek” tabirini kullanan Tolga YILMAZ, şu ipuçlarını da paylaştı: “Şirketin işinin %70’i fatura, %30’u proje olduğu için hazırladığımız büyük bir diyagram var. Fizibilite, teklif, ruhsat aşamaları, inşaat süreçleri, tasarım süreçleri sonrası binaya başlanıyor. Bu sürecin birçok noktasında büyük bir evrak trafiği oluyor ve müşteriye anahtar teslim edilmesiyle sonlanan bir yapı hayat buluyor. Sonuçta biz inşaat yapmıyoruz, bu işi bir firmaya veriyor ve şantiye sürecinde çok fazla evrak gidiş gelişi yaşıyoruz. Bu komplike yapıda ilk adımın fatura olması, sonra gelen ve giden evrakı sisteme katmak hem çalışanların uyumu hem de sonraki adımlar için bir taban oluşturmak adına önemliydi. Gayrimenkul sektörünün iş yapış biçimini özetleyen bu yapıda PaperWork’ten kullanacağımız daha çok bileşen olacak.”

advertorial

S

GGSoft ile işbirliğine girerek kurumsal iş süreçlerini yeniden şekillendiren İş GYO, yeni ve verimli adımlar atmayı sürdürecek.

tandartlaşma ve verimlilik hedefiyle yola çıkan İş GYO, GGSoft’un PaperWork yazılım altyapısı ile yatırımlarının daha ilk adımlarından itibaren evrak kaybı, fatura takibi vb. riskleri ortadan kaldırdı. Bu çözümle, proje bütçeleme gibi süreçlerde hata ve eksiklik gibi riskler sıfırlanmış oluyor. İş GYO, kurumsal hafızaya güçlü temel oluşturmak adına kağıt dokümantasyondan çıkarak dijital arşivlemeye öncelik verdi. Bu, proje bütçeleme süreçlerinde meydana gelebilecek olası hata ve eksiklikler gibi söz konusu risk faktörlerini de sıfıra indirgiyor. İş GYO’da önceliğin kurumsal hafızaya güçlü temel oluşturmak adına kağıt dokümantasyondan çıkıp dijital arşivlemeye geçiş olması nedeniyle, bu süreçte iş akışlarının devam edeceği gerçeği, net iş akışlarının çıkartılmasını sağlamakta. Böylece dokümandan başlayan sürecin, iş akışlarına ulaştığına işaret eden İş GYO Bilgi Teknolojileri Yönetmeni Tolga YILMAZ, bu gelişimin ‘tümleşik bir yapının doğal sonucu’ olduğu yorumunu eklemeden geçmedi. Tolga YILMAZ bu yorumunu, kurumsal çalışmaları ve sorumluluklar ekseninde şöyle anlattı: “Tüm iş süreçlerimizin ve sorumluluklarımızın temeli doküman. Veri güvenliğinden onay mekanizmasına ve e-imzaya kadar farklı süreçlerimiz olduğu gibi, BDDK ve SPK gibi kamu kurumları da dahil olmak üzere sorumlu olduğumuz paydaş çok. Bu nedenle uçtan uca takip edilebilir, izlenebilir, yönetilebilir ve esnek bir yapı önem taşıyor. Olumlu referansları ve başarılı çalışmaları neticesinde GGSoft’u tercih ettik.”


14

Temel felsefe ‘Dijital Kuşak Bankacılığı’

DenizBank’ın ‘Geleceğin Bankası’ olma vizyonu ile 2005’te başlayan dijital dönüşüm yolculuğu, 2012’de sektörde bir ilk olan “Dijital Kuşak Bankacılığı” işkolunun kuruluşuyla daha da güç kazandı.

Murat Çelik DenizBank Dijital Kuşak Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı

D

enizBank, Dijital Kuşak Bankacılığı işkolunun kurulması ile birlikte müşterileri sadece şubelerde bekleyen, ancak onların ihtiyaç duyduğu anda yanında olduğu yönündeki anlayışı bir kenara bırakıp yepyeni bir yaklaşım geliştirdi. İşkolunun

görev tanımını olarak da ‘yeni neslin değişen yaşam stillerine bankacılığı hazırlamak’ belirlendi. “Bu sayede, artık müşterimiz nerede ise biz oradayız; müşterinin ihtiyacının önceden öngörüyor ve kişiye özel hizmetlerimizi sunuyoruz” yorumunu yapan DenizBank Dijital Kuşak Bankacılığı Grubu Genel Müdür


15

Yardımcısı Murat Çelik, süreci ve çözümleri şöyle anlatıyor: “İlk adımlarımızı AçıkDeniz İnternet Bankacılığı ile attık. ‘İnternete bağlı her bilgisayarda varız’ dedik. Tüm mobil platformlara özel mobil bankacılık çözümümüz MobilDeniz’i devreye aldık. fastPay ile mobil platformlarda ve dijital ödeme sistemi alanına adım attık ve Türkiye’nin ilk mobil cüzdanını hem müşterilerimize hem de müşterimiz olmayan insanların hizmetine açmış olduk. İnsanların interneti (Internet of People) dönemini de yakından izledik. Dünyada bir ilk olan Facebook Bankacılığı’nı geliştirdik. Twitter, Foursquare kredi ürünlerimiz, Facebook oyunumuz Adanı Kendin Yarat, direkt bankacılık platformumuz Dijital Deniz ve sosyal bankacılık ürünümüz Yihu ile fark yarattık. Tüm mobil uygulamalarımızı tek çatı altında buluşturan, fotoğraf, kimlik, kartvizit saklama ve paylaşılmasını sağlayan Türkiye’nin ilk bulut tabanlı cüzdan projesi Deniz Kabuğu’nu devreye aldık. Bireysel müşterilerimize yönelik ürünlerimize ek olarak, KOBİ müşterilerimize yönelik dijital ürünler geliştirdik. Cepte Vade, Turuncu 24 gibi türünün ilk örneği olan mobil uygulamalar ile “KOBİ’lerin Teknolojiden Anlayan Çırağı” web platformunu KOBİ’lerimizin hizmetine sunduk.” Algoritmaların yükselişi Nesnelerin internete bağlı olduğu yeni bir dönemin başındayız. Dolayısıyla Murat Çelik’in de

dikkat çektiği gibi, müşterilerin sadece teknolojik cihazlarında yer almak yeterli değil. Yapay zekâ algoritmaları üreterek, nesnelere zekâ kazandırmak ve bu sayede nesnelere hükmetmeyi sağlamak gerekiyor. Bugün gelinen noktada, geliştirilmekte olunan algoritmalar sayesinde, ürün satış ve hizmet adımlarını, gelecek tahminlemesi, operasyonel faaliyetlerini geliştirmekte olunan “Yapay Zeka” sayesinde yapmaya başladıklarını ifade eden Çelik, ekliyor: “Dolayısıyla, sadece bankacılar olarak bizler değil, “bankanın fiziksel olarak kendisi” de artık bankacılık yapmaya başladı.” Türkiye’de internet erişimi şehirden kırsala doğru yayıldıkça, insanların hizmet kalitesindeki beklentileri de yükseliyor. Türkiye’de bulut bilişim, SaaS, PaaS gibi kavramların hala tam oturmadığı ancak farkında olmasak da bunların getirdiği yeniliklerden ve olanaklarından faydalanmaya başladığımız bir gerçek. Bu tespiti yapan Çelik’e göre, son tüketiciye hizmet götüren her şirket müşterisine omni-channel hizmet sunmak ve mümkün olan en iyi deneyimi yaşatmak için altyapısında geliştirmeler yapıyor. Hatta bu gelişmeleri hemen hemen her sektörde görmek mümkün. “Şirketler müşterisinin akıllı telefonuna girmek zorunda. Aksi takdirde müşterisinin odağında olamayacak. Şirketler işlerini mobile taşımak için de kendine bulutta yer bularak, internetin tüm getirilerinden

yararlanmak zorundalar” örneklerini paylaşan Murat Çelik, şu yorumu yapıyor: Çalışanlarımız verimliliği yakalıyor “Her ne kadar Türkiye’de son kullanıcı tarafındaki bilgi teknolojileri algısının Kuzey Amerika ve Asya’nın bazı kesimleri kadar yüksek olmadığını görsek de, Türkiye’nin de gelişen pazarlar arasında olduğunu ve bilişimin hem şirketler hem de son kullanıcılar arasında kullanımının yaygınlaştığını görüyoruz. DenizBank olarak bilgi teknolojileri alanında Türkiye’de ilk yatırımları yapan firmalar arasındayız. Teknoloji iştirakimiz Intertech, küresel ölçekte 43 bankaya bankacılık altyapısı hizmeti veriyor. DenizBank’ın teknoloji alanındaki tüm başarıları Intertech ve kategorisinde ilklerden olan Dijital Kuşak Bankacılığı işkolunun çalışmalarının sonucu. Çalışanlarımıza işlerinde son teknoloji ürünlerini kullanarak işlerinde verimliliği yakalamaları için çalışıyoruz. Bu bağlamda, tüm yöneticilerimize bankacılık sistemleri ile entegre çalışan akıllı telefonlar vererek, günlerini verimli değerlendirmelerini sağlıyoruz. Ayrıca şube çalışanlarımız akıllı tabletler ile müşteri ziyaretlerinde bankacılık işlemlerini müşterinin adresinde gerçekleştirebiliyorlar. Bu değişikliklerin çalışanlarımız tarafından kısa sürede kabul gördüğünü ve iş verimliliğimize katkılarının yüksek olduğunu görüyoruz.”


16

BT uygulamalarını ihraç etme vakti Görkem Köseoğlu ING Bank Operasyon ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı

ING Bank; Türkiye’nin mobil bankacılık potansiyelini ve ING Bank’ın dijital bankacılık kabiliyetini birleştirerek Türkiye’nin lider dijital bankası olmayı hedefliyor.


17

Y

alnızca Türkiye’de değil, ING ülkeleri arasında da oldukça iddialı olduklarını, ING Grubu içinde “deneyim merkezi” haline geldiklerini vurgulayan ING Bank Operasyon ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Görkem Köseoğlu, “Geliştirdiğimiz mobil bankacılık ürünlerini, diğer ING ülkelerine ihraç etme noktasına geldik, bu konuda çeşitli görüşmeler yapıyoruz” bilgisini veriyor. 2016 yılında da ParaMara ile herkes günlük bankacılık işlemlerini tek bir uygulama üzerinden yürütmeye devam edecek, hatta daha komplike işlemler yapabilecekler. Apple Watch kullanıcıları da ParaMara uygulamalarını kollarına taşıyacak. ParaMara temassız sayesinde ise cep telefonları üzerinden temassız ödeme ile alışverişler daha hızlı yapılabilecek. Bundan sonraki adım olarak, diğer ING ülkelerine ParaMara’nın ihraç edilmesi üzerinde çalışıldığı bilgisini veren Görkem Köseoğlu, şu bilgileri paylaşıyor: “ParaMara altyapısını kullanarak, Avrupa’da geçerli dijital cüzdan yaratma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca, Avusturya’nın mobil bankacılık yazılımlarını, bütün ING ülkelerinin kullanacağı yeni bir yazılım ürününü ve Avrupa’nın ATM yazılımlarını ING Bank Türkiye olarak sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bununla birlikte, iç süreçlerimizin daha hızlı ve kolay olması için de iç süreçlerimizi ve onay sistemlerimizi mobil platformlara taşıyoruz. Bu kapsamda, şube ve operasyon süreçlerimiz, İnsan Kaynakları süreçlerimiz, altyapı ve BT süreçlerimizin her zaman, her yerden takip edilebileceği bir mobil uygulama hayata geçiriyoruz. Öngörüsel analitiğe

odaklanarak, geleneksel CRM ve sosyal CRM’i birbirine entegre etme konusuna odaklanacağız. Ürün ve hizmetlerimizi mobil platformlarımıza entegre etmek için BT ekibi olarak yeni çözüm ve kanal arayışlarımıza devam ediyoruz.” Her cihaza uyumlu bankacılık Alternatif dağıtım kanallarının payı; kullanıcıların işlemlerini akıllı telefonları ve tablet bilgisayarları üzerinden gerçekleştirmeye alışmaları ve bu kolaylıktan vazgeçmemeleri sayesinde artıyor. Akıllı telefon penetrasyonunun artışı ile 3 yıl içinde internet ve mobil kanalların toplam işlemler içindeki payının eşitlenmesini öngördüklerini söyleyen Köseoğlu’na göre, özellikle para transferi, fatura ödeme işlemleri ve kredi başvurularında dijital kanalların artarak devam etmesi bekleniyor. Türk insanının teknolojiye uyumu, sektörün dijitalleşmesine önemli katkı sağlıyor. Dijital dönüşümle bankaların mobil platformlarının kullanıcı deneyimi açısından iyileşmesi ve bu platformlardan verilen hizmetlerin çeşitlenip sayılarının artması sayesinde, kullanıcı sayısı da artıyor. “Yeni nesil müşteriler bankalara değil, bankacılığa ihtiyaç duymaya başladı” saptamasını paylaşan Köseoğlu, şöyle devam ediyor: “Son üç yıldır, teknolojik alt yapımızı güçlendirmeye odaklandık ve yatırımlarımızı şube dışı kanallara yoğunlaştırdık. Dijital ve mobil platformların etkin kullanımıyla zaman ve mekandan bağımsız bir şekilde, finansal çözüme ihtiyaç duyulan her an müşterilerimizin yanında oluyoruz. Dijital kanalları şubelere alternatif görmekten ziyade, onlarla entegre çalışacak hizmet noktaları olarak konumlandırıyoruz. Bu

kapsamda, “her cihaza uyumlu bankacılık” anlayışını getirerek ING Internet Şubemizi cihaz bağımsız olarak yeniledik. Bu sayede müşterilerimiz internet şubemize bilgisayarları, tabletleri ve akıllı telefonları üzerinden aynı kalitede ulaşabiliyorlar, işlemlerini iki adımda gerçekleştirebiliyor. ING Mobil uygulamamız ile de müşterilerimizin bankalarını sürekli ceplerinde taşımalarını sağladık. Kurumsal müşterilerimize de ING Kurumsal uygulamamız ile kolay ve zahmetsiz hizmet kolaylığı getirdik. Bunların yanı sıra ING Trader uygulamamızla müşterilerimize Türkiye ve dünya finansal piyasalarına ait verileri ve haberleri her yerde takip edebilme ve hisse senedi/vadeli işlem ve opsiyon piyasası (VİOP) talimatlarını anında borsaya iletebilme imkanı sağladık. ING Bank şubelerinde yer alan tabletlerde ve Windows masaüstünde çalışan uygulamamız ile de müşterilerimiz tüm internet bankacılığı işlemlerini sıra beklemeden gerçekleştiriyor ve internet bankacılığı işlemlerinin yanı sıra birçok ING Bank ürününe de kolaylıkla başvuru yapabiliyor. Teknolojik gelişmeleri çalışanlarımızın hayatını kolaylaştıracak şekilde, iç süreçlerimizde de kullanıyoruz. XNext adını verdiğimiz ekran ile çalışanlarımızın kullandıkları farklı bankacılık çözüm ekranlarını tek bir ekranda topladık ve onlara hem kolaylık hem de hız sağladık. Ayrıca, Ticari Bankacılık ve KOBİ Bankacılığı alanında çalışan saha ekiplerimiz MobCom adlı bir uygulama kullanıyor. Tabletleri üzerinde yakınlarındaki potansiyel ve mevcut müşterilerini belirleyip, onlara en uygun çözüm önerileriyle gidebiliyorlar. Böylece şubelere daha az bağımlı oluyorlar.” görüyoruz.”


18

Dijital bankacılık deneyimi daha da geliştirilecek Fahri Öbek Türkiye Finans Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı

Hem müşteri memnuniyeti hem iş süreçlerinin hızlanması açısından BT yatırımları çok büyük önem taşırken, Türkiye Finans, 2016 yılında da teknoloji alanında yatırımlarına devam etmeyi hedefliyor.


19

T

ürkiye Finans, bankanın stratejik hedeflerini desteklemek üzere yatırım önceliklerini belli başlıklar altında topluyor. Türkiye Finans Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Fahri Öbek’in de belirttiği gibi, ilk başlık ‘İş Süreçleri Otomasyonu’. İş süreçlerinin otomasyonu ile var olan iş süreçleri daha etkin izlenebilecek, kaynak kullanımı optimize edilerek, işlemlerin hız ve verimliliği arttırılacak. Bu çalışmada, kredi süreçlerinin dönüşüm ve otomasyonu da Öbek’e göre, önemli bir yer tutuyor. İkinci başlık ‘Dijital Kanalların Yenilenmesi’. Fahri Öbek, bu başlıkta, “2015 yılında tamamlanarak kullanıma alınan yeni kurumsal internet sitesi ve yeni ATM uygulamalarımızın iyileştirme çalışmalarına devam edilecek. İnternet bankacılığı, ATM ve mobil bankacılık uygulamamızın fonksiyonel özelliklerini artırarak müşterilerimize yaşattığımız dijital bankacılık deneyimini 2016 yılında çok daha iyi bir noktaya getirmeyi hedefliyoruz” bilgisini veriyor. Güncelleme ve genişletme ön planda olacak Üçüncü sırada ‘Bilgi Güvenliği ve Uyum’ yer alıyor ve bu kapsamda müşterilerin bilgilerinin güvenlik seviyesinin artırılması için çalışmalar ve yatırımlar devam edecek. Yeni gelişen siber tehditlere karşı daha güncel koruma ve izleme ürünleri de devre-

ye alınacak. Dördüncü yatırım başlığı olan ‘İş Zekası / Analitik Uygulamaları’ ise müşterileri daha yakından tanıyarak, onlara en iyi hizmeti sunmaya destek olacak, riskleri önceden tespit edebilecek veri analiz sistemlerine yönelik yatırımların devamlılığını içeriyor. Beşinci ve son başlık ‘BT Altyapı Yatırımları’ konusunda da Fahri Öbek, şu bilgileri paylaşıyor: “Türkiye Finans’ın müşteri ve çalışanlarına sunduğu servislerin erişilebilirlik ve performansını arttırmak için tüm veri alanları ve sunucuları, yedekleme sistemleri günümüz şartlarına göre güncellenecek. Güncellenmesinin yanı sıra bu sistemlerin gerek bankamız, gerek verideki büyümeye uygun şekilde genişletilmesi çalışmaları devam edecek. Türkiye’nin TIER III sertifikasına sahip ilk veri merkezi olma özelliğine sahip veri merkezimize yatırımlarımızı bu kapsamda planladık. Ayrıca Türkiye’de ISO 22301/İş Sürekliliği Sertifikası’nı alan ilk finans kurumu olarak üçüncü yıl denetimimizi bu yıl içinde başarı ile tamamladık. 2016 yılında da iş sürekliliği risklerini en alt seviyede tutma hedefi ile devam ettirdiğimiz bu çalışmalarımızı çok daha iyi noktalara taşımayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalar esnasında gün geçtikçe daha kompleks hale gelen sistemlerin verimli olarak yönetilebilmesi için BT otomasyon ve izleme altyapısı projelerimiz devam edecek. Aynı kapsamda büyük veri çözümlerini de değerlendiriyoruz.”

Bankacılık, mobilde büyüyor Teknolojiyi yakından takip ederek müşteri ve çalışan beklentilerini karşılayabilmek, rekabette geride kalmak istemeyen tüm kurumlar için artık zorunluluk haline geldi. Y kuşağının iş hayatına girmesiyle değişen çalışma alışkanlıkları ve müşteri beklentileri aynı zamanda teknoloji ihtiyaçlarını da değiştirdi. Bu yorumun ardından, “Sistemlerin her an ve her yerden erişilebilir olması, rekabet gücü açısından çok önemli” saptamasını yapan Fahri Öbek’in belirttiği gibi, bankacılık sektöründe mobil bankacılık ve internet bankacılığı Türkiye’nin genç nüfus yapısının da etkisi ile çok kısa sürede yaygınlaştı ve kullanımı her geçen gün katlanarak büyüyor. “Müşterilerimiz bankacılık işlemlerini artık şubeye gitmek yerine, kısa sürede gerçekleştirmek için mobil veya internet bankacılığını tercih ediyor” örneğini paylaşan Öbek, şu bilgileri ekliyor: “Türkiye Finans olarak müşterilerimizin beklentilerine cevap verebilmek için en yeni teknolojileri çok hızlı şekilde sistemlerine adapte ederek, müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz dijital kanal alternatiflerine ek olarak, çalışanlarımıza mobil erişim imkanları sağlamak üzere birçok çalışma yaptık. Bilgi güvenliği ve uyumdan taviz vermeden yürüttüğümüz mobil çalışma ortamlarını destekleyen altyapı yatırımlarımız da devam ediyor.”


20

Uçtan uca uzmanlık öne çıkıyor

Okan Murat eFinans Genel Müdürü

Hizmet verilen tüm ürünler için BT yeniliklerini takip etmek ve bunun iş süreçlerine nasıl adapte edilebileceğini düşünmek eFinans’ın önceliği.

endilerini bir ‘teknoloji şirketi’ olarak tanımlayan eFinans Genel Müdürü Okan Murat Dönmez, bu başlıkta müşterilerine e-Dönüşüm’ün bileşenleri olan e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv ve KEP ürünlerinde özel entegrasyon ve

K

entegrasyon hizmetleri sunduklarını belirtiyor. eFinans sunumları ile müşteriler, e-Dönüşüm’ün tüm bileşenlerini bulut teknolojisine sahip tek bir portal üzerinden kolayca yönetebilme imkanına sahip oluyorlar. Bu doğrultuda e-Dönüşüm’ün kapsamı genişledikçe, eFinans da hizmet ve ürün yelpazesini büyütüyor ve geliştirmeye devam ediyor. “eFinans olarak önceliğimiz sürekli olarak sektörün önünde ilerleyip katma değerli servisler yaratmak” diyen Dönmez, bu nedenle 2016 yılında da katma değerli servis geliştirmelerine ve bunları hayata geçirmeye devam edeceklerini vurguluyor. Bununla birlikte, 2016 yılı içerisinde hayata geçme ihtimali olan GİB’in e-İrsaliye tebliği de takip edilecek. Dönmez’e göre, bulunulan sektörde e-Dönüşüm kapsamında daha yapılacak çok iş var. Bu nedenle “2016’da da durmayacağız” yorumunu yapan Dönmez, ekliyor: “eFinans büyüdükçe BT yatırımları da aynı ölçüde varlığını sürdürecek.” Çalışanlar da yeniliklere açık eFinans’ı bir teknoloji firması olarak tanımlayan Okan Murat Dönmez, bu bakımdan hizmet verilen tüm ürünler için BT yeniliklerini takip etmek ve bunun iş süreçlerine nasıl adapte edilebileceğini düşünmek

şart. eFinans olarak BT odaklı yeniliklerin tamamını, yeni bir fırsat ve yeni bir iş alanı olarak değerlendirip, iş planlarını da buna göre oluşturduklarının altını çizen Murat Dönmez, “Çalışanlarımızı da bu bilinçle yeniliklere açık, teknolojik gelişmeleri yakından takip eden kişiler arasından seçmeye gayret ediyoruz” eklemesini yapıyor. Dönmez, müşteriler açısından bu gelişimi şöyle anlatıyor: Müşterilere yönelik eğitim seminerleri sürecek “Müşterilerimiz açısından baktığımızda, BT alanında yaşanan her gelişme, yeni cihaz ve platformların oluşması, müşterimizin beklentilerini aynı oranda arttırıyor. Biz de bu beklentilere karşılık vermek adına hizmet verdiğimiz e-Dönüşüm ürünleri ile ilişkili tüm teknolojik gelişmelerin ortasında olmaya ve sektör içerisinde teknolojik gelişmelerde her zaman öncü olmaya gayret gösteriyoruz. Diğer taraftan, müşterilerimizin de gelişimine aracılık etmeye gayret gösteriyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana sadece kendimizi değil, müşterilerimizi de eğitmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda 2016’da da 2015’te gerçekleştirdiğimiz müşterilerimize yönelik eğitim seminerlerine devam edeceğiz.”


Protect your customers. Amaze everyone.

Bring passwordfree banking to your customers.

Get a faster, easier, more secure login for your mobile app. In less than one second, with no add-on hardware, customers can access their account with one look. Eyeprint IDTM works on many popular Android and iOS devices with a 1-megapixel front-facing camera.*

YO U R B E N E F I T S

END USER BENEFITS

As adoption grows, costs associated with password resets, lockouts and call-center inquiries are expected to decrease.

Fast, easy, non-invasive means of login.

Biometrics can't easily be lost, stolen, duplicated or shared. A simplified login experience enhances user engagement with your financial institution.

Users no longer need to remember complicated passwords or security question answers. No added, upgraded or new device required as it works on most popular Android and iOS devices with a front-facing 1-megapixel camera.

Contact Olcsan today to get Eyeprint ID. info@olcsancad.com | olcsancad.com


Halil Aksu GelecekHane Kurucusu

2

001’de başlamış olan, sonra geçici olarak rahatlama göstermiş, ama 2008 itibariyle tekrar

daralmaya başlamış olan dünya ekonomisi, ülkemizin ekonomisi üzerinde de kalıcı etkileri bulunmaktadır. Kâr marjları daralmaktadır, verimlilik arayışları devam etmektedir.

Küreselleşme

ve

konsolidasyon devam etmektedir, devam edecektir. Önümüzdeki dönemde yine birleşmeler, satın almalar ve devirler göreceğimizi düşünüyorum. Ülkemizdeki finansal sektör oyuncuları ‘kolay lokma’ olarak algılanmamak için, kârlılıklarını artırmak ve ülke dışına açılmak zorundalardır. Yoksa zaman içinde pazar daralacak, değerli düşecek, devir tekliflerine maruz kalacaklardır. Tek çare, inovasyon. Bankalar, sigorta şirketleri, aracı kurumlar


Dijitalleşme ve Yenilenme Zamanı

rişimleri arayışları, bunlara yatırımlar, satın almalar çoğalacaktır. Bir yandan yeni kabiliyetler kazanmak için, diğer yandan yetenekli yeni çalışanlar kazanmak için… Dijitalleşme ve Y / Z kuşağı çalışanları ve müşterileri ile yeni yönetim metotları gündeme alınacaktır. Oyunlaştırma bugünlerde en çok konuşulan ve tam olarak nasıl ele alınması gerektiği henüz çözülmemiş olan bir konudur. Performans, bütçe, organizasyon, motivasyon ve ben-

ve diğer finansal servis sağlayıcı-

com ve benzeri girişimlerin sayısı

ları kendilerini yenilemek, dijital

ve çeşidi artacaktır. Dijitalleşme

çağa, mobil gençliğe, şeffaflaşma-

bankacılığın dışında, sigortacılık

ya, yeni risklere ve yeni yönetim

sektöründe de kendini göstere-

metotlarına yelken açmak zorun-

cektir. Entegrasyonlar, açık ara

dadır.

yüzler ve mobil uygulamalar ban-

Uzun yıllardan beri en önemli

ka ve sigortaları, ayrıca bu kurum-

konulardan birisi ‘analitik’ yetkinlikleri geliştirmektir. Ancak

ları diğer sektörlerle yakınlaştıracak, daha akışkan süreçlere yol

zeri konularda da yönetimsel değişim yaşanacağı aşikardır. Bu konularda yabancı bankalar ve sigorta şirketleri biraz daha deneyimli ve gelişmiş durumdadır. Küreselleşme ile ülkemize gelen kurumlar, deneyimlerini Türkiye’de de değerlendireceklerdir. Özetle, 2016 finans sektö-

henüz arzu edilen seviyeye gelin-

açacaktır.

memiştir. Geçtiğimiz yılın ‘büyük

Finans sektöründeki kurumların

veri’ furyası geçmiştir. Ancak ‘veri

daha çok ve daha sistematik ino-

bilimcilerinin’ istihdam edilmesi

vasyon yapacaklarını göreceğiz.

dan büyüme odaklı kanal ve

modası devam etmektedir. ‘Veri’

İnovasyon merkezlerinin sayısı ar-

ürün / servis açılımı olarak

ile ve ‘veri bilimci’ ile ne elde edil-

tacaktır. Geleceğin şubeleri, gele-

ele alınacak, diğer yandan

mek istendiğinden önce ’Neden?’

ceğin acenteleri gibi mekanlar ve

işleri dijitalleştirmek, mali-

sorusuna yanıt verilmelidir. ‘Na-

deneyim merkezleri ile karşılaşma

yetleri düşürecek ve riskleri

sıl?’ sorusu ise çok daha deneysel

olasılığı artacaktır. Diğer yandan,

azaltacaktır. Finans sektörü

ve çevik bir şekilde ele alınmalıdır.

hackathon’ların sayısı hızlıca ar-

oyuncuları kalıplarını kırmak,

Kurumsal veri ambarları dönemi

tacaktır. 2015 yılında 3 – 5 kadar

ezberlerini bozmak zorunda-

bitmiştir. Çevik analitik uygulama-

kapalı veya açık olarak yapılan

dır. Bu yenilenme yanı sıra

lar dönemi başlamıştır.

hackathon’ların sayısı 2016 yılında

değil, birincil ve en öncelikli

Direkt bankacılık modeli yaygın-

katlanarak artacaktır. Ayrıca yurt

hedef olarak ele alınmak zo-

laşmaya devam edecektir. Enpara.

içinde ve yurt dışında teknoloji gi-

rundadır.

ründe çok rekabetçi, çok hareketli ve çok inovatif bir yıl olacak. Dijitalleşme bir yan-


24

Yatırımlarımız ve yeniliklerimiz hiç bitmeyecek

Zeynel Abidin Gündüz Detaysoft Satış Yöneticisi

D

etaysoft; 2016 yılında 300’ü aşkın çalışan sayısı ile uçtan uca SAP projeleri ile birlikte TÜBİTAK onaylı kendi Ar-Ge merkezinde geliştirdiği SAP ve diğer sistemlerle entegre çalışabilen çözümlerini Türkiye pazarına sunmaya devam edecek. Özellikle, SAP’nin yeni teknolojisi olan ve geçtiğimiz Şubat lansmanı yapılan S/4HANA ürününe yönelik yaptığımız yatırımlara hız kesmeden devam ederek, bu alanda Türkiye’deki en yetkin danışmanlık firması olma özelliğimizi güçlendireceğiz. Bu yıl yapmaya başladığımız S/4HANA projelerinin yanı sıra önümüzdeki yıl da birçok projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Son yıllarda mobilite kavramının öne çıkması ile SAP de Fiori teknolojisi ile eski karmaşık arayüzlerini kullanıcı dostu, basit ve mobil uyumlu hale dönüştürmeye başladı. Detaysoft olarak bizim de bu alanda tamamladığımız birçok proje oldu ve önümüzdeki yıl bu alanda yapacağımız projelerin çok daha artacağını öngörüyoruz. Ayrıca SAP’nin bulut tabanlı insan kaynakları yönetim çözümü olan SuccessFactors alanındaki pazar lideri pozisyonumuzu korumak, müşteri ilişkileri ve satış yönetim çözümü olan C4C’ye yatırımlarımıza devam etmek 2016 yılı için önemli konularımızdan.

GalePress’in pazar payı daha da artacak SAP çözümlerinin yanında Detaysoft AR-GE merkezinde geliştirdiğimiz yüzde 100 yerli çözümler de bizim için kritik önemde. Dijital yayıncılık platformu olan GalePress ve kurum içi iletişim çözümü olan B-Net çözümlerinin pazar paylarını artırmak 2016 yılı hedeflerimizden. Ayrıca, e-dönüşüm alanında sunduğumuz e-fatura, e-defter, e-arşiv ve e-imza gibi çözümlerimiz de bizim için diğer önemli konular. Türkiye’de ödeme yöntemlerinde büyük bir değişim olduğunu gözlemliyoruz. Yapılan araştırmalar nakit kullanım oranının her yıl daha da düştüğünü gösterirken, Türkiye’de 110 milyondan fazla banka kartı ve yaklaşık 58 milyon kredi kartı olduğunu görüyoruz. Ülkemizde yaşayan her üç bireyden ikisi de kart kullanıyor ve 2 buçuk milyona yakın POS cihazı ile alışveriş yapabiliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda kullandığımız klasik kartlar da yerini temassız kartlara bırakmaya başladı. 150 binden fazla market, restoran ve kafede kullanılabilen temassız teknoloji ile uyumlu kart sayısı bugün itibarıyla 20 milyon civarında. Ödeme sistemlerinin kapsamı genişliyor Ödeme yöntemleri gelişirken internetin kullanım artışına paralel olarak işlem kolaylığı ve daha hızlı işlem yapma fırsatı veren PayPal türü sistemler, elektronik cüzdan sistemleri, Bitcoin para birimi, internet bankacılığı uygulamaları ve Apple Pay gibi mobil ödeme sistemleri

hayatımıza giren teknolojiler olarak görüyoruz. Bu sistemler çok büyük ihtimalle önümüzdeki yıllarda alışveriş kültürümüzdeki yerini almaya ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olacak. Tüm bu gelişmelerle birlikte yeni yasal düzenlemeler de yapılıyor ve şirketlerin bu yasalara uygun ödeme sistemlerine sahip olması gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda özellikle perakende sektöründe Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) yayınlamış olduğu tebliğlere istinaden yeni nesil yazar kasa sistemleri ve ödeme kaydedici cihazların yasal olarak zorunlu hale gelmesinden dolayı tamamladığımız projelerde kasa ile entegrasyonlarda bir takım sıkıntılar yaşanmaktaydı. Bu sıkıntıları giderecek ve şirketlerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek bir kasa yazılımını Detaysoft olarak kendi Ar-Ge merkezimizde geliştiriyoruz. 2015 yılında bu yazılımı geliştirmek için büyük kaynak ayırdık. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde bu yazılımı tamamlayarak GİB onayını almayı hedefliyoruz. Onayın ardından, geliştirdiğimiz yazar kasa çözümünü gerek SAP kullanan firmalarda gerekse diğer çözümleri tercih eden firmalarda konumlandırabileceğiz. Bu yazılımın en önemli amacı; müşterilerimizin GİB tarafından yayınlanan tebliğlere uygun olarak hareket etmesini sağlayarak, hem yazar kasalarında hem de ödeme kaydedici cihazlarında onaylı ve akredite edilmiş bir yazar kasa sistemini kullanmalarını sağlamak olacak. Bu sayede de Türkiye pazarındaki önemli bir sorunu çözmeyi başarmış olacağız.


25

‘Müşteri merkezli’ organizasyon zamanı

Tolga Eşiz GGSoft Yazılım Satış Direktörü

G

GSoft, geliştirdiği PaperWork iş akışı ve doküman yönetimi çözümü ile kurumların, kendi kaynakları ile iş akışlarını ve doküman yönetim sistemlerini bizim yardımımız olmadan , görsel tasarım araçlarımızı kullanarak tasarlamalarını ve uyarlamalarını sağlamaktadır. Parametrik yapısı, gelişmiş entegrasyon kabiliyeti ve kullanım kolaylığı projelerin başarı şansını arttırmaktadır. Her şirketin arşiv ve iş akışı ihtiyacı vardır. Paperwork, uyarlama sırasındaki kod geliştirme ihtiyacını, en aza indirgediğinden rakiplerinden keskin

bir çizgi ile ayrılmaktadır. Çözümümüz doküman yönetim modülü ile bütünleşik çalışan iş akışına sahip olduğundan, arşiv özelliği olmayan klasik iş akışı çözümlerine göre avantaj sağlamaktadır. .NET ve WEB Service kütüphaneleri ile her türlü uygulama ile kolaylıkla entegre olabilmektedir. Çoklu dil desteği ile, farklı dil konuşan kullanıcıların aynı anda sistem üzerinde kendi dillerinde işlem yapmalarına imkan sağlamaktadır PaperWork Enterprise çözümü üç ana kısımdan oluşmaktadır; • PaperWork doküman arşiv ve yönetimi • PaperWork Workflow iş akışı, (BPMN 2.0 standardını destekler) • SDK ve kütüphanelerden oluşan entegrasyon katmanı • PaperWork e-form tasarım aracı ile istediğiniz, web arayüzünü, sürükle bırak yöntemiyle

grafiksel ortamda tasarlarsınız. • En karmaşık iş akışlarınızı bile grafiksel iş akışı tasarım aracımızda çok kısa sürede oluşturabilirsiniz • Bu tasarladığınız arayüzler ve iş akışları üzerinde, süreçleriniz çalışırken, PaperWork’ün entegrasyon katmanı, sahip olduğunuz her türlü ERP,CRM,İK, muhasebe gibi kurumsal uygulamalar ile entegre çalışır, bilgi alışverişinde bulunur. • Böylece tek bir platform ile her türlü sürecinizi, mevcut sistemlerinizi değiştirmeden yönetebilirsiniz. • Değişen koşullar karşısında sürekli değişmek zorunda olan iş akışlarınızı, sahip olduğunuz esnek olmayan uygulamalar üzerinde hayata geçirmeye çalışmak hem çok pahalıdır hem de değişimin önünü kapatır. Ürün/Hizmetler • PaperWork WorkFlow , İş akışı • PaperWork Doküman Yönetimi • PaperWork High Volume Server • PaperWork E fatura/Fatura arşiv ve Onay platform • PaperWork for SAP • PaperWork API, .NET kütüphanesi • LOGO, MS CRM, NETSİS, AXAPTA, SAP uzantıları • Servis Büro Hizmeti • Fiziksel Arşiv Depolama


26

Güvenliğin anahtarları aslında bizde

Burak Sondal Ölçsan Genel Müdürü

3

0 yıllık tecrübesiyle ileri teknolojiler kullanarak çözümler sunan Ölçsan’da, genel olarak 11 ana başlığa ayrılan çözümlerin hemen hemen hepsi finans sektörüne katkı sağlıyor. Özellikle finans sektörüne doğrudan çözüm üretilen biyometri, akıllı kart ve siber güvenlik çözümleri bunun ilk akla gelen örnekleri. “Hem banka çalışanları hem müşterilere uçtan uca sağladığımız çözümlerimizin merkezinde de bütün çözümlerimizde olduğu gibi “güvenlik” var” bilgisini ekleyen Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal, şöyle devam ediyor: “İleri teknolojiler kullanarak sunduğumuz e-cüzdan, sadakat kartları, dokümantasyon ve evrak yönetimi, geçiş ve personel devam kontrol sistemi, veri merkezi güvenliği gibi çözümlerimizde güvenlik, birleştirici unsur. Bu sayede hem sektör çalışanları hem de sektörden hizmet alanların çevre güvenliği, geçiş kontrolü ve kimlik doğrulaması en üst düzeyde sağlanmakta ve dijital ortamlardaki bilgiler güvenle saklanabilmekte.”

Sahteciliğin önüne net engel Finans sektörüne sunulan çözümlerin faydalarını birçok alanda görmek mümkün. Örneğin ATM’lerde kullanılan parmak damarı, parmak izi, iris ve yüz tanıma sistemleri sayesinde güvenli ve daha kolay banka işlemleri sağlanabilmekte. Buna ek olarak, mobil cihazlarda da kullanımı artan parmak izi, göz damarı, iris ve yüz tanıma sistemleri ile kullanıcı şifre ile sisteme girmek yerine, telefona kaydedilen biyometrisi ile şifre kullanmadan uygulamaya girebiliyor. POS cihazlarında da kullanılan parmak izi ve parmak damarı ile biyometrik doğrulama uygulamaları kullanılabiliyor. Bu tür çözümlerin artmasıyla, bankacılık ve ödeme sistemlerinde operasyonel verimliliğin de arttırılması, sahteciliğin önlenmesi

sağlanırken, kullanıcılar açısından da ergonomik olması sebebiyle kolaylık ve güvenlik sağlamış oluyor. Güvenli ve kolay süreçler Ölçsan çözümleri; kamu, kurumsal şirketler, sağlık sektörü ve savunma sanayine de sesleniyor. “Halihazırda T.C. Kimlik Kartı ve SGK Biyometrik Kimlik Doğrulama projesinde yer almaktayız” bilgisini veren Burak Sondal, çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Telekom sektöründe yakın zamanda Vodafone’a bir çözüm sunduk. Cep Cüzdan uygulamasına daha önce kullanıcının şifre ile girmesi yerine, çözüm ortağımız olan EyeVerify’ın Eyeprint ID ürünü sayesinde telefona kaydedilen göz biyometrisi ile şifre kullanmadan uygulamaya girilebiliyor. Böylece ödeme işlemi güvenli ve kolay gerçekleştirilmiş oluyor. Sanki özçekim gibi akıllı telefon üzerindeki en az 1 MP kameranın bile yeterli olduğu bu teknolojide başta göz damarı olmak üzere göz çevresindeki mikro özellikleri de kapsayan Eyeprint teknolojisi kullanılıyor. Ayrıca çevre ve siber güvenlik gibi çözümlerimiz kamu kurum ve kuruluşlarına, güvenlik ve emniyet birimlerine ve savunma sanayiine kurulmakta. Bu konulardaki Ar-Ge faaliyetlerimiz devam etmekte.”


27

Finans kuruluşları kendini sürekli yenilemeli

Küresel standartlarda çalışan Türkiye’nin ve bölgenin 1 numaralı sistem entegratörü olmak” vizyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Netaş, tüm stratejisini de bu doğrultuda kurguluyor. “Bu kapsamda geleceğimizi garanti altına alacak projeler gerçekleştirmeye ve bölgesel sistem entegratörü olma yolundaki çalışmalarımıza devam ediyoruz” diyen Netaş Finans Satış Direktörü Eda Süğür, şunları kaydetti: “Bunun en büyük kanıtlarından biri, yılın ilk 9 ayında ihracatımızın, geçen yılın aynı dönemine göre 85 milyon TL’den 116 milyon TL’ye yükselmesi oldu. Yurtdışında, başta Kuzey Amerika olmak üzere, Avrupa, AsyaPasifik, Kuzey ve Güney Amerika’da faaliyet gösteren operatörlere yazılım ihracatı yapıyoruz. Asya-Pasifik ülkelerinden Bangladeş, Pakistan, Nepal’e; Türki Cumhuriyetlerden özellikle Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan’a, Kuzey Afrika’daki ülke ve kurumlara, kamuda ve savunma sanayisinde teknoloji danışmanlığı, satış sonrası desteği gibi uçtan uca katma değerli çözümler sunuyoruz. Netaş olarak, önemli sektör dikeylerimizden finans alanındaki birçok kuruluşa uçtan uca entegrasyon, siber güvenlik, felaket kurtarma, bulut ve büyük veri gibi

alanlarda hizmet veriyoruz.” Netaş, teknoloji devleriyle stratejik iş ortaklığı yapan, 200’den fazla küresel operatör için yazılım çözümleri geliştiren bir şirket. Son 7 yılda, ciro bazında yılda ortalama yüzde 23 büyüdü. Teknoloji danışmanlığından satış sonrası desteğe kadar, kurumlara, kamuya ve savunma sanayisine hizmet veriyor. Dünya çapında rekabet gücüne sahip ve öncü çözümlerin geliştirildiği Ar-Ge merkezinde, yılda yaklaşık 30 milyon dolar harcama yapıyor, ortalama 150 proje geliştiriyor. Dünyadaki en güçlü ilk 10 VoIP multimedya laboratuvarından birine sahip olduklarının altını çizerek, VoIP ve IMS alanında dünyada en yüksek pazar payına sahip iki ürünün ArGe’sinin Netaş’ta yapıldığını kaydeden Süğür, sözlerini şöyle sürdürdü: “Finans sektöründe geçrekleştirdiğimiz projeler arasında, Akbank’ın sesli ve görüntülü iletişim altyapısının modernizasyonu yer alıyor. Proje kapsamında; ses ve video altyapısının modernizasyou, sistemde bulunan yüksek sayıdaki kullanıcı trafiğinin tek noktdan kontrol edilebilmesi, tüm sistemin yedekli olması ve yeni entegrasyonlar için daha esnek bir yapıya ulaşılması doğrultusunda altyapı çalışmaları hayata geçirildi. Türkiye’de özellikle kurumsal şirketlerde teknoloji kullanımı giderek artıyor. Son dönemde açıklanan kalkınma paketleri ve

yatırım planlarında, teknolojinin önemini açıkça görebiliyoruz. Ayrıca Türkiye’nin yüzde 90’dan fazlasını KOBİ’lerin oluşturduğunu varsayarsak, devlet teşvikleriyle başlatılan “dijitalleşme” sürecinin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Dijitalleşmeyi, Ar-Ge yatırımı ve yerli teknoloji üretimiyle birleştirebilirsek, yakın gelecekte Türkiye’yi teknolojide bölgesel lider olarak görebiliriz. Son yapılan araştırmalar, Türkiye’de dijitalleşme oranının yüzde 60’larda olduğunu vurguluyor. En çok dijitalleşen sektör ise paraya hükmeden finans. Finans kuruluşları ve bankaların sürekli yeniliklere açık olması; siber güvenlik, iletişim ve ödeme sistemleri gibi konularda kendini her an yenilemesi gerekiyor. Finans sektöründe özellikle bankalarımızın teknoloji alanında dünya çapında aldığı ödüller, bu konuda başarılı bir yol izlediklerini gösteriyor. Birçok bankamız, geliştirdiği uygulamalar ve akıllı teknolojilerle dünyadaki diğer bankalar arasından sıyrılarak, bu alanda öncü olduğunu gösteriyor. Netaş olarak, ödül alan bankalarımızın birçoğu ile teknolojik altyapılarının geliştirilmesi konusunda stratejik ortaklık yapmaktan gurur duyuyoruz. Ekonomik kalkınma ve gelecek hedefleri için, dijitalleşmeyi, finansın yanı sıra Türkiye için hayati öneme sahip diğer sektörlere de yaymanın çok önemli olduğuna inanıyoruz.”


Günümüzde bilgi; kurumlar için en değerli varlık ve bu varlığı korumak için önlemler almak artık bir tercih değil, zorunluluk. Finans sektörü ise özellikle dijital sistemler söz konusu olduğunda, gelişen riskleri diğer sektörlerden çok daha iyi ve dikkatli takip ediyor.

G

eçtiğimiz iki senede, dünyanın birçok yerinde DDoS olarak bilinen, sistem kaynaklarını hedefleyen, belli bir bant genişliğini istila eden ve bunun sonucunda sistemlerin erişilebilirliğini engelleyen saldırılarla karşılaştık. Bu saldırılar sonucunda banka hesaplarından milyarlarca doların hortumlanmasına, milyonlarca kredi kartı bilgisinin çalınmasına ve borsaya sızılmasına şahit olduk. Birçok küresel finans kuruluşunun siber saldırıları engelleme, tespit etme ve tepki verme süreçleri için yeterli önlemleri almak ve gerekli süreçleri belirlemek için çalıştığı görülüyor. Ancak bilgi güvenliği harcamaları artsa da, tehditler de bir adım

önde gitmeye devam ediyor. Özellikle riskli alanlara erişimi olan tedarikçi ve hizmet sağlayıcılar ve şirket içinden gelebilecek saldırılara karşı gerekli bilinç de yeni yeni oluşmaya başlıyor. Bilgi güvenliği kurum kültürünün bir parçası olup, büyüme stratejilerine uygun hedefler doğrultusunda planlanmalı ve geliştirilmeli ve sadece kurumun kendisini değil, tedarikçi ve hizmet sağlayıcılarını kapsamalı. Böylece eğer riskler ve açıklar saldırganlardan önce tespit edilir ve gerekli önlemler alınırsa, şirketler için itibar ve para kaybına yol açabilecek güvenlik ihlallerinin önüne geçmek mümkün. Para akışı (ve riskler) dijital sistemlere kayıyor Türkiye Bankalar Birliği (TBB)


2015 ilk yarı verilerine göre, Türkiye’de 15.6 milyon internet bankacılığı hesabı, 9.1 milyon mobil bankacılık hesabı var. Yine aynı verilere göre, internet bankacılığı bu dönemde yüzde 18 büyürken, mobil bankacılık yüzde 88 büyüdü. Yani para akışı, giderek daha çok dijital sistemlere kayıyor. Finansal akışları en güvenli şekilde yapmaya ve yaptırmaya odaklanan bankalar ve finans kurumları oldukça iyi önemler alma çabası içinde. Oysa siber suçlular, çeşitli Truva atları geliştirerek, bu önlemleri aşma ve kendilerine fayda sağlama çabasında. Koruma programlarını aşmakta zorlanan siber suçlular, kullanıcıları son dönemde ağırlıklı olarak ‘phishing’, yani ‘oltalama’ tuzaklarıyla kandırmaya çalışıyorlar. Aldatıcı e-postalara

cevap verilmesini sağlayarak, zararlı yazılım bulaştırıyorlar ya da kullanıcıları sahte ve virüslü sitelere yönlendirerek amaçlarına ulaşıyorlar. Güvenlik sistemleri entegre olmazsa olmaz… Bankaların ve finans sektöründeki tüm oyuncuların en büyük değerlerinden biri güvenlik. Bankacılığın giderek daha çok online kanala aktarıldığı günümüzde, finans kuruluşlarının bu alana oldukça büyük çaplı, çok çeşitli ve çok katmanlı güvenlik yatırımları yaptığı görülüyor. Finans kurumları bilgi güvenliği ve teknoloji risklerini uzun süredir yönetiyorlar. Fakat siber tehditlerin yaygınlaşması ve evrim geçirmesi nedeniyle kontrol ve uyumluluk

temelli geleneksel yaklaşımlar artık yeterli değil. Bir taraftan da, her biri kendi alanında lider çözümler de kullansanız, bu çözümlerin kendi arasında iletişimi yetersiz olduğu zaman, etkin ve güçlü bir güvenlik sistemi kuramamış oluyorsunuz. Çünkü saldırı şekilleri artık çok değişti. Siber saldırganlar artık farklı yöntemler deniyor ve kurumlar tek ürünle veya entegre çalışmayan çözümlerle bu saldırıları engelleyemiyor. Aksine, saldırılar birbirlerinden habersiz olarak çalışan ürünlerin açıklarını kullanarak yapılıyor. Örneğin; dış güvenlik noktasından geçerken A olarak gözüken bir kişi, yolda kimlik değiştirip iç güvenlik noktasından B olarak geçiyorsa,


30

“Müşterileri düzenli olarak bilgilendiriyoruz” İlkem Özar Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Müdürü

I

ntel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Müdürü İlkem Özar: “Bu konuda çalışmalarımız iki kolda ilerliyor. İlki McAfee Laboratuvarları’nda 400 çalışanın çalışmaları ile sürekli güncel tutulan Küresel Bilgi İstihbarat Merkezi’miz. Bu istihbarat servisine bağlı olan sistemler, en güncel tehlikelere karşı sürekli olarak uyarılıyor. Böylece karmaşık hedefli saldırılar ve yeni nesil fidye yazılımlarına karşı hem kurumunuzu hem de müşterilerinizi saniyeler içinde koruma altına alabiliyorsunuz. Bu konuda ikinci çalışmamızda, ekibimizdek i sistem mühendislerimiz ve satış sonrası destek ekibimiz finansal kurumları düzenli ziyaret ederek, güncel tehditleri ve bunlara karşı koruma sağlayan gelişmiş güvenlik sistemlerimizin bilgilendirilmesini sağlıyorlar. Müşterilerinin güvenliğini sağladığımız, iş birlikteliği yaptı mız finansal kurumlar kullanıcılarına düzenli bilgilendirme sağlayarak, güvenlik farkındalıklarının artmasını sağlıyor.”

bu iki güvenlik noktasının birbiri ile haberleşmediği de açıkça görülüyor. Para, tehditleri mıknatıs gibi çekiyor Finans-bankacılık sektörü, teknolojik farkındalık ve yapılan teknolojik yatırımlar noktasında dünyada ve Türkiye’de öncü sektör. Finansbankacılık sektörü; bilginin hayati derecede kritik olduğu, yapılacak en küçük bir hatanın, atlanacak en küçük bir önlemin maddi ve manevi çok büyük zararlar verebileceği bir sektör. Sektörde buna dair eskiden beri güçlü bir farkındalık var. Ancak siber güvenlik tehditleri değişir ve çeşitlenirken, siber suçlular her geçen gün yeni saldırı yolları keşfeder ve uygularken, finans-bankacılık sektörünün de durma lüksü yok. Bu ‘veri yoğun’ sektörde bilgi güvenliği her zaman birinci öncelik. Finans sektöründe, iş yapılan ürün doğrudan para. Eset Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu’nun

dikkat çektiği gibi, sektör bu nedenle birincil derecede virüs yazarlarının da hedefi olduğu için, güvenlik bu alanda öncelikli konu haline geliyor. Ayrıca BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme) da bu alanda özel mevzuatlar ile gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını mecburi kılıyor. “Özellikle bankalar bu alanda çok yönlü önlemler alıyor” diyen Akkoyunlu, bunları şöyle örnekliyor: Taraflar, birbirini kontrol etmeli “Bankalar internet bankacılığı müşterilerine ücretsiz güvenlik yazılım sunuyor. RSA şifreleme sistemi kullanılıyor. Lokasyon, cihaz ve tarayıcı tabanlı dolandırıcılık tespit sistemleri de kullanılıyor. Müşterilerin kredi kartı harcamaları, havale/EFT işlemlerini anlık olarak müşterilerine SMS ile bildiriyor.” Finans hizmetlerini kullanan bireysel ve kurumsal müşterilerin internet bankacılığından mobil bankacılığa

uzanan kanal yapısında güvenlik kurallarına ne derece uyduğu oldukça hassas ve hem hizmet sağlayan finansal kuruluş hem de hizmet alan bireysel ve kurumsal müşteriler noktasında ele alınması gereken bir konu. Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Müdürü İlkem Özar, bu gerekliliği şöyle detaylandırıyor: Güncellik esas olmalı “Finansal hizmet veren kurumlar sistemlerinin güvenliğini sürekli olarak sağlamak için gerekli önlemleri almak zorundalar. Bunun yanı sıra müşteri, yani istemci noktasında da asgari güvenlik önlemlerinin sağlanmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Hatta son birkaç senedir artan oltalama e-postaları nedeniyle, birçok finansal kuruluşun, müşterilerini bu saldırılara karşı uyardığını ve dikkatli olmaya çağırdığını gördük. Bunun için müşteri tarafından kullanılmakta olan platformun, diğer bir deyişle işletim


31

sisteminin, erişim uygulamasının, yani internet tarayıcısının güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra çoklu donanımsal veya yazılımsal doğrulama sistemlerinin de entegre bir şekilde çalışması sağlanmalı. Tüm bu söylediklerimizin güncel tutulmasının gerekliliğinin yanı sıra güvenilir ve etkin güvenlik yazılımları ya da notebook, telefon, tablet gibi uç noktaların güvenliklerinin en güncel tehditlere karşı korunması gerekiyor.” Oltalanmaya hazır olmak (!) Finans hizmetlerini kullanan bireysel ve kurumsal müşterilerin kurallara uyumu söz konusu olduğunda Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk, yine Kaspersky Lab tarafından 2015 yılında gerçekleştirilen ve aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkelerde yapılan bir testin bulgularını örnek gösteriyor. Buna göre test, pek çok kullanıcının çevrimiçi ödeme yaparken ya da çevrimiçi bankacılık sistemlerini kullanırken temel güvenlik kurallarını bilmediğini ya da bildiğini, ama takip etmediğini gösteriyor. Örneğin, kullanıcıların sadece yarısı finans bilgilerini girmeden önce bir web sitesinin orijinal olup olmadığını kontrol ederken, yaklaşık üçte biri çevrimiçi paralarını korumak için herhangi bir önlem almanın tamamen gereksiz olduğunu düşünüyor. “Çevrimiçi gerçekleştirilen test, çevrimiçi finans işlemleri dahil olmak üzere kullanıcıların internet üzerinde sıklıkla karşılaştıkları tehlike potansiyeli taşıyan çeşitli durumları içeriyordu. Testi 18 binden fazla kullanıcı tamamlamıştı” detaylarını paylaşan Sertan Selçuk, araştırmanın ortaya koyduğu önemli ve bilinç adına olukça ürkütücü sonuçları anlatıyor. Buna göre testte, katılımcılardan hesap bilgilerini girmeleri için dört sahte banka sitesinden birini seçmeleri istendi. Katılımcıların sadece yarısı, değiştirilmemiş adı olan tamamen güvenli siteyi ve şifrelenmiş bağlantıya işaret eden https ön ekini tanıyabildi. Buna karşılık, testi yanıtlayanların

yüzde 5’i, adresi yanlış yazılmış siteleri, yani kullanıcıların finans bilgilerini çalmak için oluşturulan ve sahte olma potansiyeli taşıyan siteleri seçti. Ardından kullanıcılara çevrimiçi bir ödeme yapmak için finans verilerini girmeden önce hangi adımları atacakları soruldu. Testi yanıtlayanların sadece yüzde 51’i bir sitenin orijinalliğini teyit ettiklerini söyledi.

Karşı tarafa fazla güvenmeyin Teste katılanların yüzde 21’i parolalarının zararlı yazılımların eline geçmesini engellemek için sanal klavye kullanırken, katılımcıların yüzde 20’si ödemenin dışarıdan müdahalelere karşı korunduğundan emin olmak için güvenlik çözümlerinin doğru çalışıp çalışmadığını kontrol ediyor. Kullanıcıların neredeyse üçte biri


32

bir riske attıklarına dair kalıcı bir endişe bulunmakta. İşte bu yüzden bankaların müşterileri için güvenli bir bankacılık ortamı sağlayan teknolojilere yatırım yapmaları önemli. Bu yaklaşım sadece şube bankacılığını tercih eden müşterilere çevrimiçi ve mobil bankacılığın güvenli olduğu güvencesini vermekle kalmayacak, aynı zamanda dikkatsiz müşterilerin karşılaştığı riskleri de azaltacak.”

“büyük ve iyi tanınan şirketlerin web siteleri yeterince korunduğu için” ek bir önlem almadıklarını belirtti. “Ancak durumların çoğunda, korumalı bir site bile siber suçluların ödeme sürecine müdahale edemeyeceğini ya da bir cihazın para çalmak için tasarlanmış zararlı bir program etkilenmediğini garanti edemez” uyarısını yapan Sertan Selçuk, bir ürkütücü sonuç daha paylaşıyor: “Testi yanıtlayanların yüzde 11’i bir ödemeyi korumak için gizli kullanıcı modunu kullanırken, yüzde 4’ü kimlik gizlemeye başvuruyor ve araştırmaya katılanların yüzde 7’si “virüslerin kafasını karıştırmak için” verileri tekrar tekrar giriyor ve siliyor. Ne yazık ki bu işlemler bir kullanıcının finans bilgilerinin korunmasında hiçbir işe yaramıyor.” Dikkatsiz müşteri için de koruma Bu kadar da değil… Bazı kullanıcıların ödeme bilgilerini koruma konusunda gerçek hayatta da bu kadar özensiz oldukları yine bu araştırma ile

tespit edildi. Örneğin katılımcıların yüzde 20’si bir restoranda ödeme yaparken kredi kartlarının görüş alanlarının dışına çıkmasında, böylece kartın kopyasının çıkarılması için dolandırıcılara bir şans verilmesinde sorun görmüyor. Diğer yandan; insanlar çevrimiçi hesaplarının güvenliği konusunda endişe duyuyor, ancak gerçekte pek azı bir siber saldırı tarafından hedef alınacağını düşünüyor. Ve tabii bu noktada da oldukça yanılıyorlar. Sertan Selçuk, bu tablonun ortaya koyduğu sonuçları şöyle analiz ediyor: “Müşterilerimizin internet dolandırıcılığına kurban olma korkusu nedeniyle klasik tezgah üstü bankacılığı tercih etmesi, yüksek marjlı çevrimiçi ve mobil ödeme sistemlerinin benimsenmesine köstek olacağı gibi, bu, bankaların kaynaklarının çoğunu düşük marjlı şubelere yatırmasına neden olacak. Bu arada, çevrimiçi ve mobil ödemeleri benimsemiş olanlar arasında paralarını ve bankalarının itibarını gereksiz

“Programımıza yeni bir modül ekledik” Hem siber suçluların bu yöndeki artan ataklarını karşılamak hem de bankacılık kullanıcılarının kaygılarını gidermek adına, Eset Smart Security programına, internet bankacılığı ve online alışveriş sırasında kullanıcıyı koruyan yeni bir modül eklendi. Alev Akkoyunlu’ya göre, bu ekstra güvenlik katmanı sayesinde, finansal işlemler yapmak isteyen kullanıcının, gerçek siteye girdiği, sahte bir sitede işlem yapmadığı Eset tarafından doğrulanıyor ve güvenli işlem yaptığı bilgisi aktarılıyor. Bana birşey olmaz demeyin 2016 yılında da siber saldırılar çeşitlenecek ve artacak. Sertan Selçuk’un belirttiği gibi yepyeni saldırı yöntemleri göreceğiz. Finans-bankacılık sektörü ve finansbankacılık sektöründen hizmet alan müşteriler de bu saldırıların her zamanki gibi öncelikli hedeflerinden olmaya devam edecek. Buna karşı hem sektöre hem de müşterilere önemli görev düşüyor. Finansbankacılık kurumları her zaman için uçtan uça ve en güncel güvenlik çözümlerini kullanmaya devam etmeli. 2016 yılında da belki her zamankinden çok çalışanını, müşterisini güvenlik, siber saldırılar konusunda bilgilendirmeli. Müşteri tarafında ise kullanıcılar ‘bana bir şey olmaz’ ruh halinden kesinlikle kurtulmalı, siber saldırıların her an ve her yerde kendilerini bulabileceğini bilmeli.


net BT 'DQÕúPDQOÕN



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.