ÖZEL EK
Mayıs 2015
Özgün ürün ve çözümlere ihtiyacımız var l Milli Savunmada veri analizi l Türk Savunma Sanayinin bölgede tanıtımına katkı
önsöz
Sedef Özkan
]
1915 barış balonu gökyüzündeyken…
Savunma sanayinde hayli hareketli günler yaşanıyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın çalışmalarının yanı sıra savunma sanayi kümelenmelerinde de önemli işlere imza atılıyor. SSM’den yapılan açıklamaya göre ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi’nde elde edilen deneyimlerle geliştirilen ‘Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B’, 30 Ocak tarihinde ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. TUSAŞ bünyesinde kurulan ‘TUSAŞ Akademi’, Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in de katıldığı törenle 22 Aralık tarihinde açıldı. Akademinin ilk dersini veren Savunma Sanayi Müsteşarı Demir açılış konuşmasında, usta çırak ilişkisiyle insan kaynağı yetiştirmenin zaman kaybettirebileceğini, TUSAŞ Akademi eğitimleri ve devamında planlanacak mentorluk uygulamasıyla insan kaynağı yetiştirilmesinin hızlandırılabileceğini ifade etti. Yine TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi tarafından üretilecek olan TÜRKSAT 6A uydusu ile Türkiye dünyada kendi haberleşme uydusunu yapabilen 10 ülke arasına girecek. Diğer yandan SSM tarafından yürütülen ‘Yeni Tip Denizaltı Tedarik Projesi’ kapsamında inşa edilecek denizaltılarda kullanılmak üzere HAVELSAN, CERBE sınıfı denizaltı projesi için ürettiği tüm hakları kendisine ait olan ‘Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemi’ni Almanya’ya ihraç etti. Yazılımının tamamı HAVELSAN’da geliştirilmiş olan DBDS’de yerli katkı oranı yüzde 70’i geçiyor. 16 Mart tarihinde de, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın katılımıyla ‘ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi Açılış Töreni’ gerçekleştirildi. 28. e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı; ‘Savunma Sanayi Müsteşarlığı – Teknoloji Yaklaşımları’ başlığıyla 9 Nisan tarihinde Ankara’da düzenlendi. SSM MEBS Daire Başkanı Süreyya Yiğit, savunma sanayinde özgün ürün üretilmesine vurgu yaptı, bunun için de Ar-Ge ve sürekliliğin öneminin altını çizdi. Savunma sanayinde bazı şeylerin evrilmesi gerektiğine dikkat çeken Yiğit, ana firmaların; kendi ürettikleri platformların-sistemlerin pek çok segmentlerini, alt parçalarını muhakkak yan sanayi ile paylaşmaları gerektiğinin altını çizdi. Diğer yandan İstanbul TÜYAP, mayıs ayında IDEF’15 – 12. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nı ağırlıyor. Fuar, katılan ülkeler arasında dostluk ve iş birliğinin gerçekleştirilmesinde önemli bir rol üstleniyor. İşte tam da bu hareketli günlerde, büyük savunma savaşı; Çanakkale Kara Muhabereleri’nin Gelibolu Tarihi Yarımada’sındaki 100. yılı törenlerine, 21 devlet başkanı katılmışken, 100 yıl önce karşı karşıya gelen ülkelerin liderleri barış mesajları verirken… O akşam Anıtkabir’den 1915 adet barış balonu gökyüzüne bırakıldı. Anzak Koyu’nda da ‘Şafak Ayini’ gerçekleştirildi; ‘Yurtta barış, dünyada barış’ demek için…
2
2
İçindekiler
Savunma sanayi ihracatı açısından bilişimin önemi......................................................... 3-4 Dikkat! Robot R2D2 emrinize hazırdır, komutanım.............................................. 6-7 Hedefte haberleşme, uzay teknolojileri ve siber güvenlik var.................................................... 8 Özgün ürün ve çözümlere ihtiyacımız var........ 10-12 SSM’nin politikaları bilişim sektörüne büyük fayda sağladı.............................................. 14-16 İnsansız hava araçlarında deneyim artıyor............ 18 Uydu Fırlatma Sistemi Projesi hızlandırılıyor................ 18 TCG BÜYÜKADA’nın seyri, Türk savunma sanayinin bölgede tanıtımına büyük katkı sağlıyor......... 20-22 Milli savunmada veri analizi ve kullanım alanları............................................... 24-25 Gençlerin projelere katma değer sağlaması çok önemli.............................................. 26 Asıl tehlike devlet destekli siber suç örgütlerinin saldırıları............................................. 28
www.bthaber.com.tr
BTHABER Grubu BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr REKLAM SATIŞ GRUBU Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zehra Sevimli zehras@bthaber.com.tr Satış Müdürü Nurşen Usta nursenu@bthaber.com.tr Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Gizem Güç gizemg@bthaber.com.tr Abone ve Dağıtım Sorumlusu Canan Şahin canans@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495 Baskı Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul Tel: 0212-798 28 40 84 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. Fiyatı 1 Yeni Kuruş (KDV dahil) BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
savunma - bilişim
Savunma sanayi ihracatı açısından bilişimin önemi Yrd.Doç.Dr. Altan ÖZKİL
T
ürk savunma sanayisinde ihracatımızın 1.5 milyar dolardan 25 milyar dolara çıkarılmasının, dünyadaki ilk 100 önemli firma arasına en az beş Türk firmasının girmesinin ve bu alanda en az üç tane dünya markası oluşturulmasının, 2023 yılı için Türkiye’nin savunma sektörü ihracat hedefleri olduğu düşünüldüğünde, bu hedeflere ulaşabilmek için nelerin yapılması gerektiğine sistematik bir yaklaşımla bakılmasının ne kadar önemli olduğu, bir kez daha görülecektir. Savunma sektöründe rekabetçilik ve sürdürülebilirlik kavramlarının önemi her geçen gün artmaktadır. Sadece kendi ülke ihtiyaçlarına odaklanmış bir savunma sektörü düşünmek mümkün değildir. Zira kendi ülke ihtiyaçlarımız belli bir noktada doygunluk seviyesine ulaşmaktadır. Teknolojideki hızlı değişimlere rağmen savunma sistemlerinin ömür devirleri hala yeterince uzundur. Bu durumda sektör ya ihracatla diğer ülke savunma sanayi ihtiyaçlarını keşfedecek diğer ifadesi ile bu ülkelere ihracat yapacak ya da geliştirdiği teknolojinin dual kullanım alanlarından hareket ederek diğer sektörlerinin ihtiyaçlarının karşıla-
masına katkıda bulunacaktır. Ülke olarak savunma sektörüne son yirmi yıldır yaptığımız yatırımların sonucu olarak, birçok savunma sistemi ülke envanterine kazandırılmıştır. Bu durum savunma sektörümüzün rekabetçilik özelliğini artırmıştır. Bugün birçok geliştirilmiş olan savunma sistemleri pazarda rakiplerine göre yeni teknolojilerle üretilmiş güncel ürünleri temsil etmektedir. Bu ürünlerdeki geliştirilme tarihlerindeki büyük farklılıklar, kullanılan teknolojiler açısından da büyük farklılıklar yaratmıştır. Rekabetçiliğimizi ön plan çıkaran bu durumun sağlamakta olduğu faydayı ihracata dönüştürebilmek ve bunun sürekliliğini sağlayabilmek için çeşitli analizler ve değerlendirmelerin yapılması, ihracat sürecinde karar vericiler ve uygulayıcılara karar desteği sağlanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Savunma sanayinde ihracatın sağlanabilmesinin en önemli şartlarından biri geliştirilen savunma sistemine ilişkin ömür devri sürecine sahipliliktir. Bundan kasıt, geliştirilen savunma sistemine ilişkin, ihtiyacın sisteme dönüştüğü sistem mühendisliği sürecinde yer alan, sistemle ilgili teknoloji ve ta-
sarım süreçlerine hakimiyettir. Bu süreçte ülke için ilgili teknolojilerin izlenmesi ve değerlendirilmesi hayati önem taşımaktadır. Sistemin geliştirilmesinde kullanılacak ana teknolojileri, altyapı teknolojilerini, entegrasyon teknolojilerini ve temel teknolojilerin olgunluk seviyeleri ve bu teknolojilere hazırlık seviyeleri ölçümlenmeli, bu teknoloji alanlarında meydana gelen değişmeler izlenmeli ve takip edilmelidir. İhracatı düşünülen herhangi bir savunma sistemine ilişkin teknolojilerde diğer ülkelere olan olası bağımlılıkların tespit edilmesi, bu bağımlılıklara ilişkin sorunlar çözümlenmeden sistemin ihraç edilebilme olasılığının olmadığı unutulmamalıdır. Geliştirilmiş bir savunma sisteminde, kullandığınız alt teknolojilerinden herhangi birinde, başka bir savunma sisteminin geliştirme sürecinde yapmış olduğunuz karşılıklı anlaşmalar doğrultusunda, herhangi bir X ülkesine “Son Kullanıcı (End User)“ olma nedeni ile bağımlı olduğunuzu kabul edelim. Bu durumda geliştirilen savunma sisteminin ihracının bağımlı olduğunuz ülkenin iznine tabi olduğunu unutmamamız gerekmektedir.
3
4
savunma - bilişim
Bir sistemi meydana getiren sistemler, alt sistemler, entegrasyon teknolojileri ve temel teknolojileri düşündüğümüzde, ortaya çıkan sayıca fazlalık, bu kontrollerin ve tespitlerin yapılması bilişim altyapısını ve bilişim altyapısı ile birlikte çeşitli yöneylem araştırması uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Savunma sanayi bünyesinde geliştirilen ürünlerin ihracatına ilişkin özellikle teknoloji alanına yönelik yapılacak değerlendirmeler haricinde geliştirilen savunma sisteminin sürekliliğine ilişkin diğer bir hususta ihraç edilecek ülkelere verilecek güvendir. Bu güveninde temel dayanağı yine sistem ömür devrine sahiplilik ile yakından ilgilidir. Geliştirilen sisteme ilişkin yedek parçaların talep edildiğinde bulunabilmesi, bakım onarıma ilişkin bilgi ve yetkinliklerin ihraç edilecek ülkeye devredilebilmesi veya hizmet olarak sunulabilmesi önem kazanmaktadır. Bu değerlendirmenin önemli bir bacağı da gerek taktik kullanıcı gerekse de teknik açıdan verilecek eğitimlerdir. Bu kapsamda ürüne ilişkin yapılacak analizlerin, ülke çapında, bakım onarım, güvenilirlik, desteklenebilirlik, idame edebilirlik gibi tasarıma etki eden paramatreleri içeren lojistik destek analizleri ile desteklenmesi de büyük önem taşımaktadır. Şüphesiz ki savunma sanayi sistemlerinin ihraç sürecinde risklerinin de analiz edilmesi gerekmektedir. Bu riskler ihraç edilecek ülke ve ülkemizin ihracat yönetim süreçleri açısından değerlendirilmelidir. Savunma sisteminin ihraç edilmesine aday olan ülkeye yönelik alınmış olan uluslararası anlaşmalar ve kararların da yapılacak ihracı bağlayıcı olduğu unutulmamalıdır. Dış
politika ve siyasette meydan gelen ve/veya öngörülen değişimlerin de ihraca aday olan ülke ve bu ülke ile olan ihracatı etkileyeceği önemli bir noktadır. Ülke politika ve siyaset faaliyetleri sonucunda bazı ülkelere ilişkin çeşitli yaptırımlar ortaya çıkabilir ve anılan ülkeye yapılacak olası ihracat dengelerini bozabilir. Savunma sanayisindeki ihracat hedeflerin gerçekleşmesini sağlayacak firmalar da gerek kendileri gerekse sürecin ana oyuncuları tarafından değerlendirilmelidir. Konu kapsamındaki firmaların reaktif yaklaşım yerine ihracatta proaktif yaklaşımı benimseyen firmalar olması büyük önem taşımaktadır. Firmaların bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerin gelecekte yapacağı faaliyetlerin bir göstergesi olacağı gerçeğinden hareketle kurumsal performansları mutlaka gözden geçirilmelidir. Firmaların kurumsal ve finansal yapılarının sağlamlığı, inovatif anlayışla hareket etmeleri, rekabetçilik stratejilerini takip ediyor olmaları
firmaların ihracat kapsamındaki kurumsal performansı açısından büyük önem taşımaktadır. Savunma sistemlerinin ihracının artırılmasına yönelik yapılacak çalışmaların temelinde, ürün, firma, fiyat, lojistik destek, risk gibi daha birçok konuyu da ele alan bütünleşik bir ihracat yönetimi altyapısı geliştirilmelidir. Bu altyapının geliştirilmesinin önemli oyuncularından birinin bilişim sektörü olduğu unutulmamalıdır. Savunma sanayimizin özellikle katma değeri yüksek ürünlerinin ihracatına yönelik olarak değerli bilişimcileri önemli görevler beklemektedir. Değişik konu başlıklarında, dağıtık bir ortamda yer alacak oyunculardan öngörülen konularda temin edilecek veri setlerinin, veriden başlayan enformasyon, bilgi ve kurum zekâsına giden bu yolculuğunda siz değerli bilişimcileri, savunma sanayi firmaları ve sektörün yanında olmaya ve geliştirdiğinin katma değeri yüksek savunma sanayi ürünlerini ihraç ederek katkı sağlamaya davet ediyorum.
akıllı teknolojiler, entegre çözümler Komuta Kontrol Savaș Sistemleri Bilișim ve Güvenlik Teknolojileri Siber Güvenlik ve Bulut Bilișim Teknolojileri Simülasyon, Eğitim ve Test Sistemleri
CMMI Seviye-3 ISO 27001 (TS ISO/IEC 27001:2006)
I
ISO 9001 (TS EN ISO 2001:2008)
I
TS EN ISO 14001
I
I
AS 9100 (AS9100 REV C AND ISO 9001:2008)
İSG-OHSAS TS 18001
I
TS ISO/IEC 20000
I
ISO/TS 22301
I
Seviye D
6
savunma - bilişim
Dikkat! Robot R2D2 em hazırdır, komutanım Halil AKSU
K
arşımıza çıkan pek çok teknolojinin Ar-Ge’si askeri bütçelerle başlamıştır. Savaş kazanmak için, askeri üstünlük sağlamak için, insanlık tarihi boyunca teknoloji geliştirilmiştir, sürekli iyileştirilmiştir. Kesici aletlerden, mızraklardan, bugün uzun menzilli nükleer füzelere kadar, internetten GPS navigasyon teknolojisine kadar, pek çok teknoloji askeri menşelidir. 2. Dünya Savaşı’nda kullanılan Enigma makinesi ile birlikte (ki daha öncesi de vardır), şifreleme, şifre çözme, sanal kilitler, saldırı, virüsler, şaşırtma ve benzeri konular askeri ve istihbarat dünyasının önemli bir boyutu haline gelmiştir. Bu teknolojiler de sivil dünyaya intikal etmiştir, özellikle sanal dünyada hırsızlık, sahtekarlık için muhtelif şifreleme gibi yöntemler kullanılmaktadır. Geleceğin savaşlarında ve dolayısıyla savunma sanayinde dijital teknolojiler çok önemli rol oynayacaktır. Halen yerde ve kanlı savaşlar cereyan etmektedir. Ama asıl büyük savaşlar ekonomide ve piyasalarda yaşanmaktadır. Burada üstünlük sağlamak, yerdeki ve göklerdeki üs-
tünlük kadar önemlidir. Siber terör, siber saldırılar ve siber güvenlik en kritik alan haline gelmiştir. Özellikle ikisi birleştiğinde, yani siber güvenlik ve fiziki / askeri güvenlik bir araya geldiğinde, ancak tam güvenlikten veya tam saldırı gücünden bahsedilebilir. Bu anlamda sanal dünyada çok üstün yetkinlikler geliştirmek ulusal güvenlik açısından çok elzemdir, hem saldırı, hem güvenlik bakımından. Diğer yandan fiziki güçlerin de yüksek donanımlı olması gerekmektedir. Karada, havada ve denizdeki güçlerin aralarındaki iletişim teknolojileri, kullandıkları ileri teknolojiler, asker ve komutanların donanımı çok üstün olmalıdır ki, düşmanı caydırma ve karşı koyma yetkinliğiniz olsun. Nesnelerin interneti, büyük veri ve onun görselleştirilmesi, mobil teknolojiler, silah teknolojileri büyük önem arz etmektedir.
savunma - bilişim
mrinize
Askeri alanda bunların ötesinde robot teknolojileri, nanoteknoloji, hatta genetik ve biyoteknoloji son derece kritiktir. Bu anlamda savunma sanayinde tüm teknolojiler, hatta bugün adını henüz koyamayacağımız teknolojiler gündemdedir, önemlidir. Hatırlayalım ki, her türlü teknolojiyi iyi (sivil) amaçlar için kullanabileceğimiz gibi, askeri alanında (silah veya kalkan olarak) kullanabiliriz. Bugün çoğumuz bir bıçağı ekmek doğramak, elma soymak için kullanıyoruz. Ama aynı aleti insan öldürmek için de kullanılabilir. Teknoloji keskin bir araçtır. İnsanın niyetine bağlı olarak, sonuç değişebilir. Ama dünyada kötü insanlar olduğu sürece, ordulara, polislere ihtiyaç devam edecektir. Teknolojik gelişmeleri kötü insanlar kullanacağı için, aynı veya daha üstün teknolojiler ile kendimizi ve toplumu savunmak, düşmanı caydırmak zorundayız. Sonumuz hayır olsun…
Siber güvenlik ve fiziki / askeri güvenlik bir araya geldiğinde, ancak tam güvenlikten veya tam saldırı gücünden bahsedilebilir. Bu anlamda sanal dünyada çok üstün yetkinlikler geliştirmek ulusal güvenlik açısından çok elzemdir, hem saldırı, hem güvenlik bakımından.
7
savunma - bilişim
8
Hedefte haberleşme, uzay teknolojileri ve siber güvenlik var
A
r-Ge faaliyetlerine büyük önem veren Aselsan, her yıl cirosunun yaklaşık yüzde 6’sını şirketin öz kaynaklarıyla finanse edilen araştırma geliştirme faaliyetlerine harcıyor. Sayısı 5 bine yaklaşan çalışanların yüzde 59’u mühendis ve 2 binden fazla mühendis de Ar-Ge projelerinde çalışıyor. Yenilikçi Ar-Ge anlayışı; kendi teknolojisini üretebilmenin verdiği güven, esnek ve hızlı iş modeli ve yetkin insan kaynağının sağladığı rekabet avantajı, Aselsan’ı gelecekteki hedeflerine ve yeni başarılara taşıyacak en önemli faktörler. Aselsan, sürdürülebilir büyüme hedefleri ve ‘tek marka, beş sektör, bir misyon’ ilkesiyle küresel genişleme fırsatlarını değerlendirerek konumunu önümüzdeki dönemlerde de güçlendirmeye devam edecek. Aselsan; haberleşme ve bilgi teknolojileri faaliyet alanında askeri haberleşme sistemleri (TASMUS), askeri telsizler (yazılım tabanlı VHF/UHF, yazılım tabanlı HF, deniz telsizleri), kamu güvenliği haberleşme sistemleri (ULAK 4G/LTE, JEMUS, ATLAS sayısal haritalı telsizler, APCO, kriptolu sayısal telsizler), bilgi teknolojileri ve siber güvenlik (112 acil yardım sistemi, ağ çözümleri, büyük veri/analitik, veri merkezleri, emniyetli uydu telefonu, güvenli mesajlaşma sistemi (GÜMES), sanal hava boşluğu (SAHAB), ip kripto cihazları, TEMPEST) ve uzay teknolojileri (uydu haberleşme terminalleri, uydu yer sistemi kontrol merkezleri, görev yükü kontrol merkezleri, TUMSİS, Göktürk) alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu alanda, gelecek nesil haberleşme alt-
Aselsan, her yıl cirosunun yaklaşık yüzde 6’sını şirketin öz kaynaklarıyla finanse edilen ArGe faaliyetlerine harcıyor.
yapısı, dost-düşman tanıma, yeni nesil ip radyolink cihazları, sayısal takograf, yeni nesil dalga şekilleri geliştirilmesi, uydu yer ve uzay teknolojileri, siber güvenlik, yeni nesil antenler ve yüksek hızlı askeri haberleşme konularında Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor. Tasarımın tüm aşamalarında siber güvenlik göz önünde tutuluyor Aselsan’ın bilgi sistemleri, kriptoloji ve siber güvenlik konularındaki faaliyetleri, askeri, kamu ve sivil sektörlerde gereksinim duyulan bilgi teknolojisi projelerinin gerçekleştirilmesine yönelik. Kripto, kriptolu haberleşme, siber güvenlik, bilgi güvenliği ve bilişim teknolojileri, afet ve acil durum yönetimi, elektronik kimlik ve kontrol çözümleri, güncel ve amaca özel e-kurum çözümleri, müşteri ihtiyaçlarına yönelik şebeke çözümleri, veri merkezi ve erişimine yönelik sistem çözümleri, merkezi kontrol ve monitör altyapılarıyla elektronik arşiv sistem çözümlerine ilişkin çalışmalar yapılıyor. Tüm projelerde onaylı, özgün siber güvenlik
ürünleri kullanılarak milli ve güvenli sistemler üretiliyor. Tasarımın tüm aşamalarında siber güvenlik konusu göz önünde tutulup geliştirilen tüm yazılımlara kod ve açıklık analizleri uygulanıyor. Aselsan’ın BT alanında projeler geliştirdiği başlıca alanlar; acil yardım merkezleri, bulut tabanlı kamu ve belediye hizmetleri, milli BT donanım ailesi, IPKC donanım ailesi, güvenli ağ geçit sistemleri, güvenli mesajlaşma sistemleri, güvenli USB bellek/harici sabit disk, kriptolu askeri tablet, siber zırh programı, güvenli taktik yerel alan ağı, güvenli veri merkezleri şeklinde sıralanabilir. Coğrafi bilgi sistemleri, veri merkezi yazılım, donanım ve güvenliği, 7/24 iş sürekliliği ve felaket kurtarma, bulut bilişim, merkezi yönetim, ağ yönetimi, güvenliği ve yedeklenmesi, veri bütünlüğü, güvenliği ve yedeklenmesi, büyük veri ve analitik, M2M, milli BT donanım altyapısı, akıllı kentler, kent bilgi ve otomasyon sistemleri, mobil ağ erişimi ve mobil çözümler, projelerde kullanılan kritik teknolojiler olarak değerlendirilmekte. Aselsan’ın genel hedefi, güncel teknolojileri takip ederek siber güvenlik önlemleri alınmış, ‘gizli ve değerli’ verilerin korunduğu, milli çözümlerin ön plana alındığı, müşteri gereksinimlerinin maksimum düzeyde karşılandığı, gelişmeye açık haberleşme, uzay teknolojileri ve siber güvenlik çözümleri oluşturmak. Bu kapsamda Aselsan, gerek kendi kaynaklarıyla gerekse bir ekosistem içinde uzmanlık alanlarını oluşturmuş paydaş şirketlerle iş birliği içinde çalışmalarını sürdürüyor.
ANAYURT GÜVENLİĞİ
Sınır Güvenliği Sınırların korunması, geleneksel anlamı ile devriye personeli, çit ile koruma ve askeri
kontrol noktaları kullanımı kavramından, akıllı video gözetleme sistemleri, termal görüntüleme, radarlar ve diğer gelişmiş sensör teknolojileri içeren çözümlere kaymıştır. HAVELSAN sınır güvenliği sistemleri, sınırlarımız boyunca ihtiyaç duyulan gelişmiş teknolojileri kullanarak, sınır devriyesini destekleme ve fiziksel gözetlemenin mümkün olmadığı ücra alanlarda ihtiyacı
tesis edilmelidir. HAVELSAN, kritik tesisler için tasarım, mühendislik, kurulum, teslimat, eğitim, bakım ve servis alanlarının hepsinde güncel açık mimari ve esnek teknoloji kullanarak uyarlanmış çözümler yaratabilmektedir. Acil durumlarda, HAVELSAN çözümleri mevcut durumun gerçek zamanlı resmini sağlayarak en uygun tedbirin alınmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte geliştirilen sistemler, tehlikelerden korunmak, azaltmak ve bunlara karşılık vermek için yangın/acil yardım gibi diğer ulusal ön hazırlık sistemleri ile entegre olarak çalışabilecek kabiliyettedir.
Şehir Güvenliği
karşılamaktadır. Şirketimiz müşterileri ile birlikte çalışarak ihtiyaca uygun tasarım ve entegrasyonlarla en üst seviye farkındalık ve karar verici istihbarat çözümleri sağlamaktadır.
Kritik Tesis Güvenliği Kritik altyapılar; iletişim sistemleri, acil sistemler, kamu tesisleri, nükleer santrallar, su arıtma tesisleri, savunma endüstrisi merkezleri, petrol ve gaz tesislerini içermektedir. Kritik Altyapılar, öngörülen ve beklenmeyen tehditlerden korunmalı ve güvenli hale getirilmeli, bunun yanında da olası bir istenmeyen durum sonrasında hızlı bir şekilde eski haline döndürülebilir şekilde
HAVELSAN, Şehir Güvenliği Sistemleri müşterileri için özel olayların yönetilmesi, acil durumlara tepki verilmesi kabiliyetlerini ve problem yaratmaya meyilli tehditler hakkında gerçekleşmeden bilgi toplanması kabiliyetini sağlamaktadır. Elektrooptik (EO) sensörler, CCTV ve LLTV, kızılötesi kameralar ve termal kameralar hedefleri termal ve optik olarak algılayabilmektedir. Bu sensör grupları hareketli ve sabit hedef tespitinde ve gece/gündüz hedef sınıflamada sağlamakta oldukları kayıt ve analiz fonksiyonları ile en etkin gruplar olarak bilinmektedir. Farklı sistemlerden edinilen yüksek hacimli veri analiz edilerek karar vericilerin problemler karşısında hızlı olarak hareket etmelerine ve acil durum ekiplerinin olay yerine en hızlı şekilde yönlendirilmesine yardımcı olur. HAVELSAN, Şehir Güvenliği Sistemi trafik sıkışıklığı, suçun önlenmesi, acil durumların önceden öngörülmesi ve güvenlik ihlallerinin minimize edilmesi için çözüm sağlamaktadır.
advertorial
11 Eylül saldırılarından sonra terörizme karşı hassas noktaların belirlenerek giderilmesi, terörist saldırıların önlenmesi ve olası terörist saldırı sonrası atılacak adımlara yönelik hedeflerin yer aldığı strateji belgesi 2002 yılında ABD’de yayındı. “Homeland Security” konsepti olarak adlandırılan bu çalışma Türkiye’de “Anayurt Güvenliği” adıyla ülkemiz şartlarına göre yeniden tanımlanarak ulusal savunma stratejilerinin değişmeyecek bir parçası halini almıştır. Bu konsepte yönelik üretilecek projelerin mevcut ve yeni geliştirilecek milli teknolojiler kullanılarak karşılanması güvenlik açısından çok daha kritik bir önem arz etmektedir. 2004 yılı itibariyle Anayurt Güvenliği Sistemleri projelerini hedef faaliyet alanına eklemiş olan HAVELSAN bünyesinde sadece Uzaktan Algılama ve Anayurt Güvenliği konsepti ile ilgilenen “Uzaktan Algılama ve Anayurt Güvenliği Program Müdürlüğü” oluşturuldu. Güvenliği gelişmiş askeri projelerin önemli bir parçası olan ve savunma endüstrisinde kullanılan istihbarat, arama, keşif, izleme ve komuta kontrol sistemleri, sensörler gibi veri toplama sistemleri konusundaki tecrübesi ile HAVELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, kamu ve sivil sektöre gelişmiş ve güvenilir Anayurt Güvenliği sistemleri sunmaktadır. Uzaktan Algılama ve Anayurt Güvenliği Program Müdürlüğü altında sınır güvenliği, hat ve yol güvenliği, kritik tesis güvenliği ve şehir güvenliği konuları ayrı ayrı ele alınmaktadır.
savunma - bilişim
10
Özgün ürün ve çözüm ‘Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile birlikte gerçekleştirilen BThaber e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’nda, yerli teknolojilerin önemi vurgulandı.
M
oderatörlüğünü BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi’nin yaptığı e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’na SSM yetkililerinin yanı sıra bilişim şirketlerinin yöneticileri de katıldı. SSM MEBS Daire Başkanı Süreyya Yiğit, SSM’nin ağırlıklı olarak platform projeleri yapan bir kurum olduğunu kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Platformların altında bulunan sistemlerin hemen hepsi ‘Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri’ / MEBS Dairesi altında faaliyet gösteriyor. Bu toplantıyı küçük bir sektör buluşması gibi de düşünebilirsiniz; bundan sonra da bu çalışmaları yürüteceğiz. Savunma sanayini analiz ettiğimizde, ileri teknoloji gerektiren konulardan; sistemler ve platformlardan bahsediyoruz. Konu savunma olunca; gerek dışarıdan alalım gerekse kendimiz bu işe soyunalım, en iyisini yapmak zorundayız. Mükemmelliğin birkaç tane şartı var; belirli bir teknolojik özende belli bir
süre çalışmanız, sürdürmeniz gerekiyor. Sermaye de çok önemli. Bu sektörde başlangıç sermayelerine ihtiyacımız var.” Gerçekleştirilen projelerin milli olmasını arzu ettiklerini söyleyen Yiğit, “Sınırlı bir proje havuzumuz bulunuyor; bunu iyi değerlendirmek zorundayız. Sektördeki firmalara tavsiyemiz şu: Belirli konular üzerine yoğunlaşmanız, özgün ürün üretmeniz lazım. Savunma sanayinin millileştirilmesi çok önemli. Yarın ihtiyacımız olduğunda kullandığımız cihazların bize hizmet edip etmeyecekleri konusunda endişelerimiz bulunuyor. Bu nedenle milli çözümler arıyoruz” açıklamasını yaptı. Savunma sanayinde yeni bakış açılarına ihtiyacımız var “Milli çözümler ararken en iyisini yapacaksak, elimizde sınırlı bütçe ve proje varsa; o zaman firmalarımız şunu yapacak” ifadesini kullanan Yiğit, sözlerine şu şekilde devam etti: “Sektörde karşılıklı olarak sab-
retmemiz gerekiyor. Belli konularda yoğunlaşmalıyız, aksi takdirde biraz önce söylediğim; ‘mükemmelliğe’ ulaşamayız. Herkesin en iyi olduğu konuda ilerlemesi gerek. Biz de bir şeyler üretelim; dışarıdan para verip aldığımız kadar biz de dışarıya bir şeyler satabilir hale gelelim. Özellikle güvenlik anlamında söylüyorum; lazım olduğunda anahtarı bende olsun, başkasında olmasın! Firmalarımız bu sistematik içinde bakmalılar; bir şeye sahip olabilmek gibi heveslerinin olması gerek. Özgün ürüne yönelmemiz şart. Özgün ürüne yönelebilmek için de Ar-Ge yapmamız lazım ve bunu da sürekli hale getirebilmemiz gerek. Çünkü gelişim bir günde olmuyor. Bizim sanayiye bakışımız böyle: Biz istiyoruz ki kendi ülkemizde geliştirelim; pek çok firma bu işten ekmek yesin, ülkemize iş olsun, yurt dışına döviz kaçmasın ama bir de hayatın gerçekliği var. Dolayısıyla belli konularda uzmanlaşmış firmalarımız olsun, yurt dışından alacağımıza
savunma - bilişim
mlere ihtiyacımız var bu firma bunu yapar diyebilelim. Savunma sanayinde bazı şeylerin evrilmesi gerekiyor. Bundan sonra sektöre devam edebilmek için yeni anlayışlara, yeni bakış açılarına ihtiyacımız var. Uzmanlaşan firmaları da bizim destekleyebilmemiz gerek. Ana firmalarımız; kendi ürettikleri platformların-sistemlerin pek çok segmentlerini, alt parçalarını muhakkak yan sanayi ile paylaşmalılar. Aksi takdirde verimli olamayız. Zamanı minimize edebilmek, maliyetleri rekabet edebilir düzeye getirebilmek için mutlak surette özel sektörün önünü açmamız gerek. Devlet olarak savunma sanayi için de aynı şey geçerli. Türkiye’de savunma sanayine çok ciddi kaynak ayıramıyoruz.” Tüm süreçler elektronik ortama aktarılacak MEBS Dairesi’nin bilişim projeleriyle de ilgili bilgi veren Süreyya Yiğit, “Kurumumuzda elektronik evrak takibi yaptığımız bir yazılımımız bulunuyor. Bunun dışında kalan bütün süreçlerimizi elektronik ortama aktarmak gibi bir düşüncemiz var. Projelerin kurgularını yaparken paydaşlarla olan çalışmaların birbiriyle çalışabilir hale gelmesi için çabalıyoruz. İnternet tabanlı sistemlerden gelebilecek bir takım siber sıkıntılar nedeniyle henüz makineler arası iletişimin hazır olmadığını biliyoruz ama ileride bunun ihtiyaç olacağı bir mimarinin de gerekli olduğunu düşünerek yazılımları, bunlar birlikte çalışabilir diye kurguluyoruz. Sektörle konuşmamız gereken bir konu da; maliyet analizi. Nasıl olur
da maliyetleri daha mantıklı şekilde bir veri tabanı oluşturabiliriz? Diğer yandan ‘Müşterek Resim Projesi’ önemli bir proje; hava-deniz gibi kuvvetlerimizin kendilerine ait projeleri mevcut ve bunlar arasında bütünleşik sistem kurma ihtiyacı doğabiliyor. Harekatı yönetecek olan genelkurmayımız ve kuvvetlerimiz ortak bir şekilde buradaki verilerden yararlansın, sağlıklı bir şekilde sistemi kullansınlar diye bir çalışmamız mevcut” dedi. ‘Deniz Tesis Taktik Ağı’ İsveç çakısı gibi! SSM’nin teknoloji projelerini anlatmaya devam eden MEBS Simülatör Grubu Müdürü Abdullah Şen, gruplarının ağırlıklı olarak uçuş similatör projeleri gerçekleştirdiğini kaydederek yoğun olarak da eğitim simülatörlerini yürüttüklerini ifade etti ve “Simülötar projelerini ağırlıklı olarak Havelsan firmasına aktarıyoruz. Mükemmeliyet Merkezi olarak Havelsan’ı seçtik” açıklamasını yaptı. MEBS Elektro Optik Grubu Müdürü Ahmet Dinç, gruplarnda yürüyen18 civarında proje olduğunu belirterek önemli projelerden bir tanesinin de TSK’nın ‘Siber Savunma Merkezi’ olduğunu söyledi. Dinç, “Diğer projemiz; ‘Deniz Tesis Taktik Ağı’. Bu aslında çeşitli platformlardan çeşitli haberleşme sistemlerinden herhangi bir ortamı kullanarak haberleşme ortamını sağlayan bir sistem, biz bunu İsveç çakısına benzetiyoruz! Mutlaka bir sistemle eğer haberleşmek istiyorsanız, hangi ortam olursa olsun haberleşmeyi sağlıyor” şeklinde
konuştu. Komuta kontrol ve savaş yönetim sistemleriyle ilgili projeleri yürüttüklerini söyleyen MEBS Komuta Kontrol Grup Müdürü Neşet Ertaş, işlerinin büyük bölümünü, Emniyet ve Silahlı Kuvvetler; özellikle de terörle mücadele kapsamındaki acil ihtiyaçların tedariğinin aldığını vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti: “MİLGEM Savaş Sistemi Tedarik Projesi’nde 50’den fazla alt yüklenici var; gruplandırılmış durumdalar, Aselsan’a ve Havelsan’a bağlı olarak çalışıyorlar. GENESIS uzun soluklu bir proje. Sekiz tane geminin; modern sistemlerle donatılması ve gemilerin denizde tekrar yüzer hale getirilmesi gerçekleştirildi. Özellikle Somali’deki korsan faaliyetlerinde, bu gemiler basında da gündeme geliyor.” Artık verileri uçak yere inmeden topluyoruz! Toplantının ikinci bölümünde firmalar ‘Teknoloji Eğilimleri’ni paylaştılar. Netaş, Bilişim Teknolojileri Ar-Ge Direktörü Öner Tekin, “Sistem bütünleştirmesi anlamında sadece Türkiye’de değil, bölgede yoğun aktiviteleri olan bir firmayız. Savunmaya, kamu güvenliğine baktığımızda da aslında 90’lı yıllardan beri dünya standartlarında hem yazılım hem de donanım anlamında projeler üzerinde çalışıyoruz, bunu çok daha ileriye götürmeye çabalıyoruz. Savunma alanında; bütün kolluk kuvvetleriyle ve yine grup vakıf grup şirketleriyle çeşitli projelerde birlikte iş yapıyoruz. Son dönemlerdeki teknoloji eğilimlerini; bulut bilişim, siber güvenlik, büyük veri
11
12
savunma - bilişim
olarak sayabiliriz. Özellikle güvenlik konusu çok öne çıkıyor” açıklamasını yaptı. Teradata Profesyonel Hizmetler Müdürü Ali Rıza Kuyucu, Teradata’nın tamamen veri ambarı, ileri analitik ve büyük veri çözümleri gibi konulara odaklandığının altını çizerek “Veriden çıkarılabilecek fayda; bizim sağladığımız temel çözüm. Büyük veri hangi alanlarda kullanılabilir, nasıl fayda sağlayabilir; o konuda iş danışmanlığı vermeyi hedefliyoruz” dedi. Teradata Kıdemli Çözüm Mimarı Burak Biçen de; özellikle savunma tarafında Teradata’nın ABD’de birçok büyük proje gerçekleştirdiğini söyledi ve maliyetlerin düşürülmesi, uçuş güvenliğinin sağlanması üzerinde de çalıştıklarını kaydetti. “Buradaki firmaların hepsiyle tanışıyoruz, çok büyük bir pazarın içinde değiliz, bazen yan yana, bazen karşı karşıya rekabet halinde olduğumuz durumlar oluyor” diyerek konuşmasına başlayan Netapp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç, “SSM’nin şöyle bir rolü olduğunu görüyoruz: Hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem savunma sanayi şirketleriyle çok yakın iş birliği içerisinde. Bazen onlara tedarik sağlayan, bazen onlarla birlikte projelerin içerisinde yer alan bir konumu var. Biz de veriyi erişilebilir kılmayla ilgili vizyonlar yaratmak
düşüncesinde olduğumuz için son zamanlarda gündemimizde olan bulut bilişimin SSM ve kendi paydaşlarıyla nasıl uygulanabilir hale getiririz; bunun üzerinden gitmek istiyoruz” açıklamasını yaptı. EMC Sistem Mühendisleri Takım Lideri Ebru Bayram Özgen, birçok sektörün yapısal değişikliklerle karşı karşıya olduğunu hatırlatarak “Siber güvenliği çabuk fark etmek ve çabuk tepki vermek zorundayız. Diğer yandan maliyetleri düşürmek durumundayız; bir de denge kurmamız gerekiyor” ifadesini kullandı ve şunları kaydetti: “ Yeni iş yapış şekilleri tanımlanıyor. Örneğin, sosyal medya analizi olmadan terörle mücadeleden bahsedemiyoruz. Artık verileri de; daha gelirken yani uçak yere inmeden topluyoruz, analitiğini yapıyoruz.” SSM, tedarik modeli olarak Türkiye için inanılmaz bir değer ‘Teknoloji Eğilimleri’ bölümünde konuşan Havelsan Siber Güvenlik Direktörü Eymen Şahin, e-Devlet BT projelerindeki dağınıklığa dikkat çekerek Süreyya Yiğit’in sözlerine gönderme yapıp “Bir ekosistem olmadan birilerinin ayakta kalması veya faydalı bir model çıkarması çok mümkün olmuyor” ifadesini kullandı ve şöyle konuştu: “Ülkemizde
sürdürülebilirliğini sağlayamadığımız, proje-ürün bazında çok fazla örnek var; buna yüzde 90’ın üzerinde diyebilirim. Bütünleşemiyoruz. Zararına projeler yapmaya çalışıyoruz. Bugün e-Devlet projelerinin tedarik modeli başlı başına bir problem. Teknoloji transferi şart, Şarttan daha öte şart, tek başımıza bir şeyi bir noktaya götüremeyiz. SSM, tedarik modeli olarak Türkiye için inanılmaz bir değer. Burada e-Devlet projelerinin ciddi bir konsolidasyonla, SSM üzerinden veya SSM’nin danışmanlık yapacağı bir model üzerinden yapılmasını öneriyoruz.” Aselsan, Bilgi Teknolojileri ve Siber Güvenlik Grup Başkanı Alper Gerçek, Aselsan’ın eylül 2014’te yeni bir yapılanma geçirdiğinin altını çizip bu yapılanma sonrasında askeri alandaki uzmanlıkların, kamu-sivil alanda da yer alması ilkesiyle hareket ettiğini belirtti. Gerçek, “Yeni yapılanma sonucunda da BT ve siber güvenlik grup başkanlığı kuruldu. Aselsan olarak sadece siber güvenlik bakış açısıyla baktığımızda; yazılımın değil donanımın da çok önemli bir unsur olduğunu gördük ve Türkiye’nin artık kendi BT donanımını yapabileceğine inandık. Bu anlamda da bir milli BT donanım ailesi geliştirme projesine başladık” açıklamasını yaptı.
HAVELSAN Entegre Boru Hattı Çözümü Boru Hattı Güvenliği kapsamında Entegre Güvenlik Sistemi Yazılımı (Integrated Security System) ile aşağıdaki bileşenleri entegre etmiştir: • Çit üstü ve Gömülü İhlal Tespit Sistemi (Intrusion Detection Sistem) • CCTV ve Kamera Güvenlik sistemleri • Video Yönetim ve Analiz Sistemleri • Sensör Ağı Yönetim Sistemi • Kartlı Geçiş Kontrol Sistemleri • SCADA Sistemleri • Yangın ve Sızıntı Tespit Sistemleri • İnsansız Hava Aracı Yönetim Sistemi Telekom kapsamında aşağıdaki bileşenler ile anahtar teslim sistemler oluşturulmaktadır: • Şemsiye Ağ Yönetim Sistemi • VSAT • Uydu Telefonları ve GSM • PA/GA, PAWS Sistemleri • IP TV, Telefon ve PBX Sistemleri • WI-FI Alt Yapısı • Tetra Haberleşme
HAVELSAN KABİLİYETLERİ ve ENTEGRE GÜVENLİK ÇÖZÜMÜ kritik tesis güvenliği çözümleri ile korunmaktadır. HAVELSAN Türkiye’nin bir enerji koridoru olması vizyonuna uygun olarak Petrol ve Doğalgaz Boru Hatları için Telekom, Scada ve Güvenlik sistemlerini entegre olarak içeren çözümler sağlamaktadır. Bütün bileşenlerin birlikte çalıştığı şemsiye bir Yönetim ve Kontrol Merkezi kurgulanmıştır. SCADA sistemleri ve boru hattı üzerinde bulunan sıcaklık, basınç, akış ölçer sensörleri ve fiber optik kablolar ile çalışan aşağıdaki sistemlere sahiptir: • Sızıntı Tespit Sistemleri (Leak Detection System) • Boru Hattı Uygulamaları (Pipeline Applications) • Doğalgaz Yönetim Paketi (Gas Management Systems) • Boru Hattı İzleme Sistemi (Pipeline Monitoring System) • SCADA Operatörleri Eğitim Sistemleri (Operator Training System) • SCADA Raporlama ve Yedekleme Sistemleri
HAVELSAN güvenlik alanında geliştirdiği kabiliyetler petrol ve doğalgaz boru hatlarında bulunan SCADA sistemleri, fiber optik kablolar ile oluşturulan İhlal Tespit Sistemi, CCTV sistemleri, Kartlı Geçiş Kontrol Sistemleri, İHA kontrol sistemleri gibi alt sistemleri ana bir çerçevede bir araya getirmiştir. Bu çözüm sayesinde birçok bileşen ve sensörden gelen veri birlikte değerlendirilerek bir karar destek sistemi oluşturulmuştur. Bu karar destek sistemi hattın bütün yönleriyle tek merkezden yönetilebilmesini sağlamakta ve birçok teknik ve ticari gereksinime cevap vermektedir.
ORTAKLARIMIZ ve ALT YÜKLENİCİLERİMİZ ile GÜÇLENİYORUZ Birçok farklı disiplini içeren boru hattı mühendislik, satın alma, danışmanlık ve inşaat projeleri, farklı disiplinlerde bulunan birçok firmanın aynı çatı altında uyum içinde çalışmasını gerektirmektedir. HAVELSAN Proje Yönetimi noktasında bulunan tecrübesiyle onlarca alt yüklenici bulunan bu projeleri etkin bir alt yüklenici kontrolü ile yönetebilmektedir.
advertorial
Dünya üzerinde şu anda hidrokarbon taşımacılığı için inşa edilmiş 3.500.000 km. hat bulunmaktadır. P&G raporuna göre 2014 yılında inşası devam eden veya planlanma aşamasında bulunan toplam uzunluğu 180.000 km. olan yeni boru hattı bulunmaktadır. Dünya’nın enerji kaynaklarının büyük bir kısmı bu boru hatları üzerinde taşındığı için bu hatların güvenliği enerji güvenliği için çok önemlidir. Petrol boru hatlarının en önemli özelliği uluslararası olup birçok politik, siyasi ve coğrafi koşulu bir arada içermesidir. Bu yapı güvenlik kapsamında üstesinden gelinmesi gereken sorunların çeşitliliğini ve kapsamını artırmaktadır. Bu karmaşık yapı birçok gereksinime cevap verebilecek esnek ve entegre sistemlerin geliştirilmesini gerektirmektedir. HAVELSAN petrol ve doğalgaz hatları üzerinde bu esnekliği sağlayacak entegre sistem çözümleri sunmaktadır. Gelişen teknoloji ile yeni sistemler gün yüzüne çıkmakta ve bu sistemler petrol ve doğalgaz hatlarının güvenliği noktasında da kullanılmaktadır. Haberleşme için kullanılan mevcut yer altı fiber kablolar boru hattı boyunca sürekli gözetim sağlayacak algılayıcı ağına dönüşerek güvenlik çözümünde kullanılabilecek alternatifsiz bir yapıya dönüşmektedir. Petrol ve doğalgaz tesisleri ve taşımacılık altyapıları, ülke için en önemli ve değerli varlıklardır. Petrol veya gaz hatlarına verilecek zarar ülke ekonomisini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. HAVELSAN sistemleri boru hatlarında oluşabilecek: • Yetkisiz hafriyat, inşaat, • Hırsızlık • Kaçak ve kayıp • Sabotaj ve terörist saldırıları gibi olaylara karşı erken ihbar sağlayabilmektedir. HAVELSAN Fiber Optik alt yapıyı, SCADA sistemlerini, İnsansız Hava Araçlarını, sonar algılama tekniklerini ve yeni gelişen görüntüleme teknolojilerini tek çatı altında toplayarak saldırıları veya hattaki/tesislerdeki kesintileri gerçek zamanlı erken algılama imkanı sunan alt yapılar üzerinde çalışmaktadır. Hatlar boyunca konuşlanan pompalama, sıkıştırma ve vana istasyonları kritik altyapı olarak ele alınmakta ve
14
savunma - bilişim
SSM’nin politikaları bilişim sektörüne büyük fayda sağladı Savunma Sanayi Müsteşarlığı MEBS Daire Başkanı Sürayya Yiğit, SSM’nin misyonu ve stratejik planı doğrultusunda yerli geliştirmeyi ön plana çıkarmakla ülkemizin gelecekte ulaşmak istediği hedeflere büyük katkı sağlamaya devam edeceğinin altını çizdi.
savunma - bilişim
S
üreyya Yiğit, ülkemizde son 20 yılda bilişim sektörünün gelişimini değerlendirip 90’lı yıllara bakıldığında sınırlı sayıda kullanıcının evlerinden internete ‘dial-up’ modemlerle 14.4 kbps hızla bağlanabildiğini hatırlatarak konuşmasına başladı. Yiğit, “Bugün servis sağlayıcılar evlere fiber-optik altyapıları götürebilmekte, ev kullanıcıları 100 Mbps hızlara ulaşabilmekte. 3G teknolojisinin gelmesi sayesinde dünyayla birlikte ülkemizde de mobil teknolojiler her alanda kullanılmaya başlandı, geniş bant gerektiren hizmetler yaygınlaştı. Geçmişten bugüne baktığımızda, mobilitenin arttığını, cep telefonu ve tabletlerin neredeyse bütünleştiğini ve pazara hakim olmaya başladığını görüyoruz. Artan mobilite, bant genişliği talebini de artırdı ve 4G, 5G ve LT, LTE gibi yeni nesil iletişim altyapıları kullanılmaya başlandı” dedi.
devreye alınıyor. Özelikle kamunun bilişim alanındaki gelişmeleri desteklemesi, bu alandaki çalışmalara öncülük etmesi bilişim sektörünün ilerlemesine büyük katkı sağladı. Kamu, e-Devlet uygulamalarında olduğu gibi sunduğu hizmetleri sürekli olarak elektronik ortama taşıyıp teknolojinin her alanda kullanılmasına ön ayak oluyor. Bu da işlemlerin hızlanmasını, kolaylaşmasını ve çok daha ekonomik yapılmasını sağlıyor. Neredeyse günde binlerce gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon yayınları bedava internet ortamında masrafsızca dünyanın her yerinden her yerine iletilerek okunuyor, dinleniyor.” Bilgisayar destekli komuta ve kontrol sistemleri ciddi mesafeler aldı Yiğit, yazılıma paralel olarak donanımlarda da ciddi mesafeler alındığını kaydederek “1987 yılında ilk kullandığım PC’nin nin hızı 4.7 Mhz, belleğimiz 1 MByte ve diskimiz 10 MB idi. Biz bunun üzerinde CAD çalışabilmek için 149 USD’ye
Kamunun desteği bilişim sektörünün ilerlemesine büyük katkı sağladı İnternet altyapısındaki bu gelişmelerin ülkemizde bilişim sektöründe hızlı bir ivmelenmeye olanak sağladığının altını çizen Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “Bilişim sektöründeki bu gelişme, teknoloji içeren diğer sektörlerin de büyümesine ve gelişmesine altyapı sağladı. Gerek mobil cihazlar üzerinde gerekse sabit bilgisayarlara yönelik birçok yenilikçi uygulamalar, projeler geliştiriliyor. Sağlıktan ulaştırmaya, savunmadan eğitime her alanda bilişim projeleri geliştirilip hızlı internet altyapıları sayesinde birbirleriyle haberleşen, etkiSavunma Sanayi leşen sistemler
Müsteşarlığı MEBS Daire Başkanı Sürayya Yiğit
matematik işlemci alıp takmıştık. Neredeyse bin kat artmış. 4 GHz hızlar ve terabytları bir PC için bile rahatça konuşabiliyoruz. Bugün gelinen nokta gerçekten önemli. Savunma sektörü de bu durumdan etkilendi. Esasen eskiden pek çok teknolojik gelişim savaşlarda ortaya çıkarken, ticari sektörlerin devasa büyüklüğü artık bu durumu tetikliyor. Savunma alanında temel felsefe, av olmamak ve sezdirmeden avlanmaktır. Bu nedenle bu dönemde, bütünleşik, güvenli, dayanıklı iletişim sistemleri ve çözümleri yanında bilgisayar destekli komuta ve kontrol sistemleri de ciddi mesafeler aldı. Bunun sonucu olarak da, platformlarımızdaki pek çok analog gösterge yerini sayısal, bilgisayar tabanlı çok işlevli göstergelere bıraktı. C130 modernizasyonunda olduğu gibi pek çok platform da bu tip sistemler yerli imkânlarla geliştirildi ve yenilendi. Bir kısım sistemler de tamamen milli imkânlarla üretildi ve yeni sistemlere montajına başlandı” açıklamasını yaptı. Müsteşarlığımız yerli geliştirmeyi ön plana çıkartıyor Bilişim sektörünün geleceğiyle ilgili öngörülerini de paylaşan Yiğit, konuşmasında şunları kaydetti: “Geçmiş yıllardaki gelişmelere baktığımızda, ülkemiz bilişim sektöründe daha çok kullanıcı konumunda olmuştur. Ülkemizin bu alandaki insan kaynağı potansiyeli, bilgi birikimi ve genç nüfusun oluşturduğu pazarı göz önünde bulundurulduğunda, gelecekte sektörün teknoloji üreteni ve standart belirleyicisi olmasının önünde engel yoktur. Üni-
15
16
savunma - bilişim
versitelerimizin lisans ve lisansüstü programlarında bilişim teknolojilerine yer verilip akademi, kamu ve sanayi iş birliğini içeren projeler yürütülüyor. İleride bu iş birliği kapsamının ve finansmanının artacağı öngörülüyor. Bu doğrultuda geçmişten günümüze kadar uzanan süreçte Müsteşarlığımızın yerli katkı, sanayi katılımı ve Ar-Ge katılımı politikalarının büyük fayda sağladığına ve örnek olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda ülkemiz geliştireceği teknolojik çözümlerle dünyada belli başlı teknoloji üreten ülkeleri arasında yer alabilecek. Müsteşarlığımız; misyonu ve stratejik planı doğrultusunda gerek Ar-Ge projelerine verdiği destekle, gerekse diğer projelerde yerli geliştirmeyi ön plana çıkarmakla ülkemizin gelecekte ulaşmak istediği hedeflere büyük katkı sağlamaya devam edecek.” SSM ile çalışmanın ön şartı “Esasen yürüttüğümüz projelerde yerli katkı oranı bizim için önemli bir kriterdir” diyerek konuya dikkat çeken Süreyya Yiğit, hem ekonomik getirisi ve hem de milli çıkarlarımız açısından bunun son derece önemli olduğuna inandıklarını ifade etti. Yiğit, “Gelecekte özellikle savun-
ma ve havacılık sektöründe bizimle çalışmak isteyen ve bu konuda var olmak isteyen firmalarımızın buna önem vermesi gerektiğini bir kere daha vurgulamak isterim. Çok yakın bir gelecekte gerek kablolu ve gerekse kablosuz ortamda, ses, veri ve video-televizyon iletimi birleşecek. Zaten ciddi anlamda da birleşme gerçekleşti. İnternetin baskın dünyası basın yayın dünyasını derinden etkiledi. Halen kullanmakta olduğumuz televizyon, radyo, telefon, gazete, dergi, kitap gibi toplumsal iletişim araçlarının neredeyse tamamının internete taşınacağını öngörüyoruz. Bugünden ülkemizde neredeyse nüfusumuz kadar mobil abone bulunuyor. 4G ve LTE gibi yüksek hızlı iletişim altyapılarının önümüzdeki 5 yılda devreye girmesi öngörülüyor. Bu durumda halen kullanılan bantlar ve altyapılar mobil internetin bireysel maliyetini ucuzlatacak ve sözünü ettiğimiz gelişmelere katkı sunacak” şeklinde konuştu.
Yayınlarınız sektörün farkındalığına çok önemli katkı sağlıyor BThaber Gazetesi ve e-Devlet dergisi ile ilgili görüşlerini de aktaran Yiğit, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Sektörün nabzını tutan, gelişmelerden okurlarını haberdar eden, sektörün beklentilerini ve sektörden beklenenleri ortaya koyabilen dinamik ve proaktif bir iletişim örneği sergiliyor. Bu yayınlar, okuyucularına tatmin edici bilgiler iletmekte ve öngörüler sunabilmekte. Gazetenizin yurt içi ve yurt dışı gelişmeleri yakından takip ediyor olması, sektörün farkındalığına ve dinamizmine çok önemli katkı sağlıyor. Ülkemizin gelecekte bilişim teknolojilerinde söz sahibi olmasında yayınlarınızın yadsınamaz bir desteği olacağını ve bilişim sektörüyle sınırlı kalmadan bilişim teknolojilerinden yararlanan başta savunma, finans, bankacılık, eğitim, ulaştırma ve sağlık gibi diğer sektörlere de katkı vereceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde yayınlarınız da kendini mobil, özgür geleceğe hazırlamalıdır. Daha önce de kısmen işaret ettiğim gibi gelecek hepimizi değişime zorluyor. Bunun başında da siz basın-yayın camiası ve bizler geliyoruz.”
Enerji Yönetim Sistemleri
Enerji Sistemleri Bakım Yönetim Yazılımları Enerji sistemlerinde üretim-iletimdağıtım ve tüketim döngüsünün sağlıklı bir şekilde işlemesi için, savunma sanayiinin örnek uygulamaları ve enerji sektöründe edinilen tecrübeler ışığında, HAVELSAN bünyesinde Bakım Yönetim Sistemi yazılımları geliştirilmektedir.
SCADA IT Güvenliği Hizmetleri ve İş Sürekliliği Haberleşme teknolojilerinin ve medyalarının günümüzde uygulamaya alınan SCADA Sistemleri’nin ayrılmaz bir parçası olduğundan hareketle, bu sistemlerde siber güvenlik ve iş sürekliliği kavramları önem kazanmaya başlamıştır. HAVELSAN
piyasa sistemlerine yönelik çözümler de sunmaktadır.
Enerji Saha Verileri Okuma ve Analiz Çözümleri
bünyesinde yer alan Siber Güvenlik Merkezi faaliyetlerinden birisi de, enerji tesislerinde SCADA IT güvenlik çözümleri oluşturulmasıdır. Bu çözümlere bağlı olarak iş sürekliliği uygulamaları da temin edilmektedir.
Enerji Otomasyon Sistemi Yazılımları Otomasyon sistemlerinin tesisi ve devreye alınması konusunda HAVELSAN, sahip olduğu yüksek profilli mühendislik kaynağı ve danışmanlık projelerinden edindiği tecrübesi ile kritik alan olarak gördüğü, enerji tesislerinde otomasyon sistemlerinin kurulması ve devreye alınması konusunda gerekli çalışmaları sürdürmektedir. Bu çalışmaların sadece bağımsız (stand alone) çalışan tesislerde tasarım ve yazılım uyarlama şeklinde değil, aynı zamanda süreç otomasyonu seviyesinde başlayan mühendislik uygulamaları ile sistem yönetimi ve tesis bazında yönetimsel uygulamalar, orta seviyede tesis-kurum veri entegrasyonları ve üst seviyede kurumsal yönetim/karardestek sistemleri ve kurumsal kaynak yönetim sistem entegrasyonları şeklinde olması planlanmaktadır.
Piyasa Yönetim Yazılımları HAVELSAN, enerji sektöründe süreç bazlı uygulamaların yanı sıra
HAVELSAN, askeri ve sivil sektörde edindiği yazılım, sistem ve entegrasyon tecrübesini aktarmaya çalıştığı enerji sektöründe uygulamaların ve sistemlerin performansının ve başarısının temelinin “veri” olduğundan hareketle, bu sektöre yönelik veri yönetim çözümleri oluşturmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda, halen operasyonel ve yönetimsel bazda optimizasyon sürecinde olan elektrik dağıtım şebekelerinde, sahadan tüketici ve dağıtım verisinin alınmasından itibaren bu verilerin kontrol edilerek doğrulanması, arşivlenmesi ve ilgili sistem/uygulamalara servis edilmesi ile kurumsal veri yönetimi zincirinin oluşturulmasına dair konsept çözümler oluşturulmaktadır.
Elektrik Üretim Santralleri Rehabilitasyon Danışmanlığı Elektrik üretim santrallerinin emre amadelik ve kaliteli enerji arzı konularından kaynaklanan öneminden dolayı bu tesislerde yapılacak rehabilitasyon çalışmalarının ciddiyetle yürütülmesi gerekmektedir. Nitekim, rehabilitasyon çalışmalarının başlangıcında sistem test ve analizlerinin en doğru şekilde yapılması, ihtiyaçların belirlenmesi, bu ihtiyaçların sistem, alt sistem, ekipman grubu ve bileşen bazında mevzuata uygun bir şekilde tanımlanması gerekmektedir. HAVELSAN, bünyesinde barındırdığı CMMI3 olgunluk seviyesinin getirdiği proje yönetim felsefesi ve sistem mühendisliği nosyonu ile ihtiyaçların belirlenmesinden başlayarak ihale sürecinin yönetilmesi, tasarım, imalat ve tedarik, kurulum, test ve devreye alma süreçlerinin tamamında ilgili İdare’ye mühendislik hizmeti ve danışmanlık desteği sağlamaktadır. Bu sayede, projenin belirlenen bütçe ve süre içerisinde teknik ihtiyaçlarının kapsam dahilinde tamamlanması sağlanmış olmaktadır.
advertorial
Ülkemiz, son yıllarda uygulanan ekonomik politikalar ve kurumlarda ortaya konulan yeniden yapılanmalar sayesinde hızlı bir sosyal ve ekonomik gelişme içerisindedir. Bu gelişmede, ekonomik refah ve kalkınmışlığın en önemli göstergelerinden birisi olan elektrik enerjisi üretiminde / tüketiminde, ilgili modern teknolojilerin üretim, iletim, dağıtım ve piyasa alanlarında devreye alınması ile Türkiye daha aydınlık yarınlara güvenle bakacaktır. Bu sebeple, ekonomik gelişmeye paralel olarak, kesintisiz, güvenilir, ekonomik ve çevre duyarlı yöntemlerle enerji ihtiyacının karşılanması birincil öncelikler arasında yer almaktadır. Bu ihtiyaç karşılanırken üretilecek projelerin ve uygulanacak verimlilik temelli teknolojilerin yerli kaynaklar kullanılarak karşılanması da kalkınmanın anahtarı olacaktır. Türkiye’nin enerji alanında 2023 vizyonu, gereksinim duyduğu enerjiyi, güvenli, güvenilir, ekonomik, verimli ve çevreye duyarlı teknolojilerle üretmek ve kullanmak; aynı zamanda uluslararası enerji pazarlarında yarışabilecek enerji teknolojileri geliştirerek uluslararası enerji yatırımlarında etkin rol almaktır. HAVELSAN bu vizyonu ile enerji sektöründe temel yönlendirici niteliğindeki kurumlar ile işbirliği yapmakta ve enerji projelerine hayat vermektedir.
18
savunma - bilişim
HAVELSAN’IN Siber Güve Siber dönüşüm Bilgi teknolojilerinin hayatın her alanında yoğun kullanımının artmasıyla beraber siber güvenlik ulusal güvenliğin en önemli bileşenlerinden biri haline geldi. Son on yılda yaşanan gelişmeler bu durumu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Estonya’ya 2007 yılında yapılan siber saldırılar bir ülkedeki kamu düzeninin nasıl çökme noktasına getirilebileceğini gösterdiği gibi 2008 yılında Gürcistan’ın yaşadıkları da artık siber teknolojilerin bir silah olarak kullanımının konvansiyonel savaşın ayrılmaz bir parçası olacağını ortaya koydu. İran’daki nükleer santrali çalışmaz hale getiren Stuxnet saldırısı ise artık enerji başta olmak üzere kritik altyapılara ait sistemlerin, ülkelerin hedefinde olduğunun en önemli göstergesi kabul ediliyor. Yakın gelecekte birçok kamu servisinin dijital ortamlardan sağlanması hedefleniyor. Ayrıca ülkelerin kritik altyapıları olan enerji, su, ulaşım, iletişim servisleri de otomasyon sistemlerine geçerek siber dünyaya entegre oluyorlar. Bunlarla beraber hayatımızı kuşatan neredeyse her elektrikle çalışan nesnenin internete bağlanması ile bir siber evrenin oluşması çok da uzak değil. Bu teknolojik dönüşümün genel olarak temel hizmetlere erişimde kolaylık, konfor ve maliyet etkin servisler sağlaması ile beraber getirdiği güvenlik riskleri de ki bugün de fazlası ile yaptığı gibi, yakında tüm dünya günde-
mini daha çok meşgul edeceğe benziyor. Ülkemiz maalesef siber saldırı ve tehditlerde hem siber saldırıların mağduru olması, hem de saldırıların gerçekleştirildiği merkezlerden birisi olması yönüyle Dünya’nın ilk 10 ülkesi içerisinde yer almaktan kurtulamıyor. Sadece geçtiğimiz günlerde ülke genelinde yaşanan elektrik kesintisinin, ülkemizin kritik altyapılarına yapılacak muhtemel bir siber saldırının olası yıkıcı etkilerini ortaya koyması açısından çok önemli. Türkiye ne yapıyor? Ulaştırma Denizcilik ve Habercilik Bakanı’nın Başkanlığında çalışmalarını yürüten Siber Güvenlik Kurulu tarafından hazırlanan Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’yla ülkemizde konu artık en üst seviyede önemle ele alınmaya başlandı. TSK bünyesinde Siber Savunma Komutanlığı’nın aktif hale gelmesi ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın kurulmasıyla Türkiye’de siber güvenlik çalışmalarının iki önemli bacağı tamamlanmış oldu. Ayrıca TİB bünyesinde kurulmuş olan USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) ile ülkemize yapılacak olan siber saldırılardan kritik kurumların öncesinde bilgilendirilebilmesine, olası olayların etkilerinin azaltılması veya tamamen engellenmesine yönelik gerekli çalışmalar başlatıldı.
HAVELSAN: Türkiye’nin ilk yerli siber güvenlik ürünü üreticisi 1998 yılında Türkiye’deki ilk yerli güvenlik duvarını üreten ve askeri alandaki ilk güvenli bilgi sistemleri entegrasyonu projesini gerçekleştiren HAVELSAN, sahip olduğu uzman kadrosu ile Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi’ndeki hedeflerle uyumlu olarak ülkemizin ihtiyaç duyacağı yerli ürün, servis ve hizmetleri geliştirecek bölgesel bir merkez olmayı hedefliyor. HAVELSAN Türkiye’nin siber gücü olmaya hazır! Silahlı Kuvvetler başta olmak üzere kamu kurumlarının ve kritik altyapıya sahip özel sektör kuruluşlarının modern ve etkin bilgi teknolojilerine sahip olmaları için birçok projenin öncüsü olan HAVELSAN, siber güvenliği stratejik bir alan olarak belirledi. Şirket içi yapılanmasını da buna uygun olarak şekillendiren HAVELSAN, 2014 yılında bünyesinde sadece Siber Güvenlik odaklı çalışan bir “Siber Güvenlik Direktörlüğü” oluşturdu ve SİBER SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ MERKEZİ’ni kurdu. HAVELSAN’ın siber güvenlik yaklaşımı konuyu çok boyutlu olarak ele alıyor. Bölgesel siber savunma hizmet sağlayıcısı olma hedefiyle üzerinde çalışma yürütülen konuların başında kritik altyapı güvenliği, savunma sistemleri güvenliği, kamu servisleri güvenliği, ulusal siber güvenlik farkındalığı, siber savaş ve geleceğin en önem-
savunma - bilişim
enlik Vizyonu ve Yaklaşımı li mücadele alanı siber istihbarat geliyor. HAVELSAN, ülkemizin siber güvenlik alanındaki en önemli eksiğinin yetişmiş insan gücü olduğunu düşünüyor. Siber güvenlik eğitimleri alanında bölgedeki en büyük yatırımı hedefliyor. Üniversiteler ve enstitülerle işbirliği içinde düzenleyeceği, lise ve üniversitelere yönelik lisans ve yüksek lisans çalışmaları, eğitim programları ve yaz/kış kamplarıyla hem siber güvenlik alanındaki yetişmiş personel açığının giderilmesi hem de bu eğitimlerde başarılı olan kişilere istihdam sağlamak için önemli bir adım atılacak. Ayrıca HAVELSAN eğitim ve simülasyon alanındaki tecrübesi ile bölgeye hizmet verecek bir SİBER SAVAŞ OYUNLARI MERKEZİ kuracak. Uygulamalı eğitim hizmetleri sunacak olan bu merkezde gerçeğe yakın sistemler üzerinde tecrübe edinmiş uzmanlar yetişmesi planlanıyor. Seçimlerin arkasında HAVELSAN güvencesi var! Siber Güvenlik alanındaki yetkinliği gerçekleştirdiği projeler ile kanıtlanmış olan HAVELSAN ülkemizde demokrasinin teminatı olan seçimlerin arkasındaki en önemli güvencelerden biridir. Seçimlerin kısa bir zamanda şeffaf olarak sonuçlanmasını sağlayan seçim sisteminin (SEÇSİS) yazılımı ve güvenliği 2006 yılından beri HAVELSAN’ın uzman kadrosuna emanet edildi. Mart 2014 Mahalli İdareler, Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde sistemin güvenliği açısından başarısını kanıtlayan HAVELSAN Haziran 2015 milletvekili seçimleri için de tüm çalışmalarını tüm hızı ile sürdürüyor. Enerjide siber güvenlik HAVELSAN’a emanet! İran’daki nükleer santrali hedef alan ve çalışmaz hale getiren siber saldırıdan sonra hem ülkeler hem de NATO gibi uluslararası kuruluşların dikkati enerji üretim ve dağıtımına yönelik kritik altyapıların güvenliğine çevrildi. Enerji ve su dağıtımı gibi kritik altyapılarda kullanılan sistemlerin tasarlandıkları dönemde siber güvenlik riskleri şu andaki seviyede olmadığı için bu sistemler birçok zafiyeti bünyesinde barındırıyor. Ülke güvenliği için önem arz eden bu sistemlerin güvenliği HAVELSAN’ın etkili olduğu alanlarının başında geliyor. Türkiye’de enerji kritik altyapıların güvenliğine yönelik olarak şu ana kadar geçekleştirilen en önemli projelerden biri olan Elektrik Üretim A.Ş.’ye bağlı, Türkiye sathına dağılmış 20 adet Hidroelektrik Santrali’nin siber güvenliğinin ve iş sürekliliğin sağlanması için HAVELSAN görevlendirildi. 2014-2016 yıllarında gerçekleştirilecek olan projeyle Hidroelektrik santrallerinin otomasyon sistemlerine ait hazırlanacak olan iyileştirme planına göre bu santraller hem siber saldırılara hem de beklenmeyen durumların sistemleri çalışmaz duruma getirmesine karşı korumalı hale getirilecek.
HAVELSAN yerli güvenlik ürünleriyle yurtiçi ve yurtdışı pazarlar için hazır Halihazırdaki ulusal kapasitenin sınırlılığı ve ihtiyacın yoğunluğunun değerlendirilmesiyle HAVELSAN’ın merkezinde olduğu Kobiler, Teknokentler ve Üniversiteler ile beraber çalışılacak bir ekosistem oluşturulması, HAVELSAN’ın yerli ürün geliştirmede temel vizyonunu oluşturuyor. Bu vizyon doğrultusunda siber güvenlik teknolojilerinin yerli, şeffaf ve güvenilir bir şekilde üretilmesiyle sürdürülebilir bir model ortaya konuyor. Böylece yerli firmaların HAVELSAN’ın tecrübesi ve desteğiyle yurt dışı ve yurt içi pazarlarda sürdürülebilir bir yer edinmesi sağlanacak. HAVELSAN, bu ekosistem sayesinde başta yeni nesil güvenlik duvarı, güvenli veri iletimi, güvenli mobil haberleşme, siber tehdit istihbaratı, siber savaş oyunları platformu olmak üzere birçok ürün ve hizmetin 5 yıllık bir plan çerçevesinde ülkemizde üretiminin sağlanmasını hedefliyor. HAVELSAN Türkiye’nin siber teknolojilerinin teminatı olmak için tüm fedakarlığını ve gücünü ortaya koyuyor. Yetişmiş beyinlerimize, ben de varım diyen nitelikli herkese kapısını açıyor. Başta kardeş şirketleri olmak üzere ilgili ve istekli tüm kurumlar ile beraber çözümler oluşturmaya hazır. HAVELSAN..! Türkiye’nin Siber Gücü..! Bugün çok çalışıyor, siber geleceğe hazırlanıyor!
19
savunma - bilişim
20
İnsansız hava araçlarında deneyim artıyor Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B, yeni nesil entegrasyon projeleri için de önemli bir altyapı sağlıyor.
S
avunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan yapılan açıklamaya göre ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi’nde elde edilen deneyimlerle geliştirilen ‘Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B’, ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. 2013 yılında Blok A konfigürasyonuna yönelik kabulleri tamamlanan ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi’nde elde edilen deneyimler ile geliştirilen ‘Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B’, ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Otomatik kalkış ve iniş ile yapılan ilk uçuşta, farklı oto pilot ve iniş modlarının testleri eksiksiz tamamlandı. Blok A uçağında taşınmakta olan kızıl ötesi ve gündüz kamerası ile yüksek kalite video verisi alınmasını sağlayan sensör (EO/IR) kameraya ek olarak, yüksek çözünürlüklü istihbarat verisi elde etmeyi sağlayan SAR/ISAR/GMTI radarı taşıyabilen sistem, faydalı yük taşıma kapasitesiyle yeni nesil entegrasyon projeleri için de önemli bir alt yapı sağlıyor.
Uydu Fırlatma Sistemi Projesi hızlandırılıyor Savunma Sanayi İcra Komitesi (SSİK) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katılımıyla, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda toplandı. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Savunma Sanayi İcra Komitesi’nin aldığı kararları şu şekilde açıkladı: “ Uydu Fırlatma Sistemi Projesi’ndeki gelişmeler değerlendirildi ve çalışmaların hızlandırılarak devamına karar verildi. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından yürütülen Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma
Sistemi Projesi hakkında bilgi arz edildi ve görüşmelere devam edilmesine karar verildi.”
Projelerle ilgili yeni kararlar Yılmaz, SSM tarafından değerlendirme çalışmaları tamamlanan çeşitli projeler ele alınarak şu sonuçların çıkarıldığını aktardı: “Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi kapsamında ön tasarım aşamasına geçilmesi / Toplam 100 adet tedarik edilmesi planlanan yeni nesil F-35 savaş
uçağından daha önce verilen 2 adet siparişe ilave olarak 4 adet uçağın daha tedarik edilmesi / Türk Silahlı Kuvvetleri’nin muhabere kabiliyetlerinin geliştirilmesi / Milli piyade tüfeği (MPT-76) projesinde seri üretime geçilmesi / Daha önce alım kararı verilen 6 adet ağır yük helikopterine ilaveten 5 adet daha (CH-47f - CHINOOK) helikopterin tedariği.” İcra Komitesi ayrıca yürütülen projeler kapsamında ortaya çıkan ilave ihtiyaçların tedariki için SSM’yi yetkilendirdi.
HAVELSAN’ın Yargı Sistemleri Vizyonu & Yaklaşımı
birikimlerinin üzerine yenilerini ekleyerek ve güncel teknolojileri kullanarak, yurtiçinde anahtar teslimi projeler gerçekleştirmeyi ve HAVELSAN’ı bu alanda Türkiye’de lider firma, yurtiçinde edindiği birikimleri yurtdışına taşıyarak da bölgesinde öncü firmalardan biri haline getirmeyi hedeflemektedir.
Ulusal Yargı Ağı (UYAP) Projesi UYAP Projesi, Anayasamızın 141 nci maddesinin son fıkrasında; “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” hükmünden yola çıkılarak 2000 yılında iki aşamalı olarak başlatılmış bir projedir. 2001 yılında Adalet Bakanlığı Merkez Birimlerinin otomasyonunu sağlayan UYAP I projesi tamamlanmış, 2005 yılında adli ve idari yargı birimleri, adli tıplar, ceza tevkif evlerinin otomasyonunu kapsayan UYAP II tamamlanarak faaliyete geçirilmiştir. Yargıtay da UYAP yazılımlarını kendisine uyarlayarak UYAP Bilişim Sistemi içerisinde yer almıştır. Bugün itibariyle UYAP ülkemizde yargı birimlerinin yaklaşık % 100’ünde işletimde olup, her türlü yargısal ve idari faaliyetler bu sistemle elektronik ortamda yürütülmektedir. UYAP kapsamında, bilgi ve belge alış verişini elektronik ortama taşımak için diğer kurum ve kuruluşların bilgi sistemleriyle entegrasyonlar gerçekleştirilmiştir. Bu sayede idari ve yargısal süreçte mükerrer yapılan işlemlerle gereksiz uygulamaları, ara süreçleri ortadan kaldırmakta, sürat ve kolaylıklar sağlayarak, iş yoğunluğunu azaltmakta ve personel açığından kaynaklanan sıkıntıları en aza indirmekte, posta ve kırtasiye gibi
masraflardan tasarruf sağlamaktadır. UYAP Avukat Bilgi Sistemi (Avukat Portalı) sayesinde, avukatlar internet üzerinden sistemdeki vekaleti bulunan dava dosyalarını inceleyebilmekte, bu dosyalardan suret alabilmekte; elektronik imza ile sistemdeki dava dosyalarına evrak katabilmekte, yeni dava dosyası açabilmekte ve harç ödeyebilmektedirler. Vatandaş Bilgi Sistemi (Vatandaş Portalı) sayesinde ise vatandaşlar UYAP kapsamında adli ve idari yargı birimlerinde görülmekte olan dava dosyalarının belli başlı safahat bilgilerini görebilmektedirler. UYAP SMS Bilgi Sistemi ile de dava dosyaları ve icra takibi bilgileri de dahil olmak üzere sistemde yapılan işlemler ile ilgili uyarı, veri ve duyurular, kısa mesaj (SMS) aracılığı ile kullanıcılara sunulabilmektedir. Ayrıca soruşturma ve dava dosyalarındaki taraflara yargı birimlerine gelmeleri için tebligat gerektiren durumlarda UYAP SMS Bilgi Sistemi kullanılarak UYAP ekranlarından SMS gönderilebilmektedir.
Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) Projesi SEÇSİS, seçimle ilgili her türlü veri, bilgi ve belgenin üretildiği ve güvenli bir şekilde saklandığı bir bilgi sistemidir. Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) Projesi Türkiye nüfusunun %70’ini ilgilendiren en önemli e-devlet projelerinden biridir. SEÇSİS sistemi üzerinden sandık başında parti temsilcileri tarafından imzalanan ve kayıt altına alınan Sandık Sonuç Tutanaklarının elektronik ortamda bir barkod numarası kullanılarak siyasi partiler için hazırlanan web portalı üzerinden her sandığın sonuçlarının tutanakların tarama ile elde edilen imajları ile birlikte görüntülenerek seçim sonuçlarının paylaşılmasına 2014 yılı itibari ile başlanmıştır.
advertorial
Günümüzde yargı alanında vatandaşlara sunulan hizmetlerin hızı, performansı, güvenliği ve güvenilirliği, bilişim teknolojilerinin ne kadar efektif kullanıldığı ile orantılıdır. Bu alanda verilen hizmetlerin tüm Türkiye genelinde bir bütün olarak en iyi şekilde yürütülmesinde içinde bulunduğumuz bilişim çağının bizlere sunduğu teknolojik gelişmeler ve imkanlardan yararlanmak zorunlu hale gelmiştir. Bilişim teknolojileri söz konusu olunca, kurumların üretkenliğini ve verimliliğini arttırmak için geliştirilen; ölçeklenebilir, çoklu-kullanıcılı ve iş odaklı sistemler olan Yönetim Bilişim Sistemleri gündeme gelmiş ve HAVELSAN olarak bu alanda, adalet hizmetlerinin ve seçim hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesi için 2 büyük projeye imza atılmıştır. Bu projeler Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ve Seçim Bilişim Sistemi Projesi (SEÇSİS)’tir. HAVELSAN, yeni teknolojiler ve gelişmeler çerçevesinde, “Yargı” alanındaki mevcut
savunma - bilişim
22
TCG BÜYÜKADA’nın seyri, Türk savunma sanayinin bölgede tanıtımına büyük katkı sağlıyor
S
avunma Sanayi Müsteşarlığı’nca yürütülen MİLGEM Projesi kapsamında üretilen ikinci gemi olan TCG BÜYÜKADA, 26 Ocak-15 Nisan tarihleri arasında 9 ülkede 13 liman ziyareti gerçekleştirdi. TCG BÜYÜKADA Korvetinin (F-512) Aden Körfezi, Arap Denizi ve Basra Körfezi’nde yürüttüğü seyir faaliyeti, ortak harekâtlar ve liman ziyaretleri Türk Deniz Kuvvetleri’nin dünya denizlerinde harekât icra etme kabiliyetini göstermesinin yanı sıra Türk savunma sanayinin bölgede tanıtımını gerçekleştiriyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca yürütülen MİLGEM Projesi kapsamında üretilen ikinci gemi olan TCG BÜYÜKADA’nın seyri, 18 Ocak 2015’de Gölcük Donanma Komutanlığı’nda düzenlenen uğurlama töreniyle başladı. Geminin 26 Ocak-15 Nisan 2015 tarihleri arasında 9 ülkede 13 liman ziyareti ve ortak tatbikat ile eğitim faaliyetleri gerçekleştirmesi planlandı. 1 adet SeaHawk Helikopteri, Sualtı Görev Timi ve amfibi harekât timi ile çıkılan
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli projelerinden biri olan Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi – MİLGEM Projesi kapsamında tamamen Türk mühendislerince geliştirilen, TCG BÜYÜKADA, bölge ülkelerinden de büyük ilgi görüyor.
ve toplam 124 personelin bulunduğu TCG BÜYÜKADA; Suudi Arabistan, Cibuti, Umman, Pakistan, Katar, Bahreyn ve Kuveyt limanlarını ziyaret etti, ev sahibi ülkelerin Deniz Kuvvetleri temsilcileri başta olmak üzere üst düzey sivil/askeri erkânına tanıtıldı ve harekât kabiliyetleriyle büyük beğeni kazandı. Liman ziyaretleri boyunca il-
gili ülkelerin basın mensuplarının da ilgi odağı olan TCG BÜYÜKADA, seyir bölgesinde katılım sağladığı ortak tatbikatlar ve deniz haydutluğuyla mücadele faaliyetlerinde gösterdiği başarılarla da göz doldurdu. TCG BÜYÜKADA Türk mühendislerince geliştirildi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli projelerinden biri olan Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi – MİLGEM Projesi kapsamında; İstanbul Tersane Komutanlığı bünyesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın harekât ihtiyaçları doğrultusunda tamamen Türk mühendislerince geliştirilen, yüzde 70 oranında Türk sanayi imkân ve kabiliyetleriyle inşa edilen ve donatılan ikinci gemi olan TCG BÜYÜKADA, 27 Eylül 2013 tarihinde hizmete girdi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız bünyesinde göreve başladı. MİLGEM Projesi kapsamında, gemi bütünleşik savaş idare sistemi (GENESİS), top atış kontrol sistemi, uzaktan komutalı stabilize makineli silah sistemi, sonar, radar gibi kritik
savunma - bilişim
sistemlerde milli çözümler kullanıldı ve Türk savunma sanayi tecrübeleri başarılı bir şekilde proje bünyesinde bir araya getirildi. Bu kapsamda, TCG BÜYÜKADA’nın seyir faaliyeti, deniz platformlarının tasarım ve inşasında kazanılan tecrübenin gösterilmesinin yanı sıra, gemiye bütünleştirilen kritik yerli sistemlerin ve nihayetinde Türk savunma sanayinin geldiği aşamanın kanıtlanması açısından büyük fayda sağladı. TCG Büyükada Kuveyt’te büyük ilgi gördü 2013 yılından itibaren Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yapan, yerli kaynakların kullanımıyla tasarlanan ve inşa edilen milli gemi TCG Büyükada, STM tarafından Kuveyt’te yetkililere tanıtıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı liderliğindeki MİLGEM projesi kapsamında inşa edilen, tasarım, donatım, tedarik yönetimi ve bütünleşik lojistik destek hizmetleri STM tarafından yürütülen TCG Büyükada gemisi, Körfez ülkelerinde; 18 Ocak19 Nisan tarihleri arasında, Aden Körfezi, Arap Denizi ve Basra Körfezi’nde liman ziyaretleri ve eğitim faaliyetlerinde bulunuyor. MİLGEM projesinin aynı zamanda ihracat yetkilisi de olan STM’den uzman bir ekibin eşlik ettiği TCG Büyükada gemisi, Kuveyt Deniz Kuvvetleri’nden üst düzey yetkililere tanıtıldı ve büyük ilgi gördü. Türk Donanması’nın Arap Denizi ve bölge ülkelerine yaptığı planlı ziyarete; STM personeli de katıldı. STM ekibi, Kuveyt Deniz Kuvvetleri yetkililerine MİLGEM Projesi ve Büyükada Korveti hakkında tanıtıcı bilgiler vererek gemide bir sunum yaptı. Ayrıca
STM ekibi eşliğinde Kuveyt Deniz Kuvvetleri personeliyle günlük seyir faaliyetleri yapılarak geminin savaş kabiliyetleri tanıtıldı. Korvetin teknik özellikleri, Kuveytli yetkililere uygulamalı olarak gösterildi. TCG Büyükada, askeri denizcilik ve savunma sanayi alanında büyük bir ihracat potansiyelinin olduğu Körfez ülkelerinde, sahip olduğu modern savaş sistemleri ile ilgi çekiyor. STM, MİLGEM Projesi kap-
samından inşa edilen TCG Büyükada ile TCG Heybeliada gemilerinin, platform inşa ve donatım malzemelerinin tedariği, tasarım hizmetleri, bütünleşik lojistik destek hizmetleri sorumluluklarını aldı. STM, MİLGEM projesi ile yerli sanayi ve ihtiyaç makamları arasında bir arayüz oluşturacak şekilde yapılanmasını sürdürerek, denizaltı dahil olmak üzere askeri gemi inşa sanayileşmesi alanında etkin rol alabilen ve milli sanayiye bu yönde öncülük edebilen uzman bir kadro oluşturdu. Diğer yandan 25 Temmuz 2014 tarihinde MİLGEM projesinin 3. ve 4. gemileri için de sözleşme imzalandı. STM bu projede ilk projedeki sorumluluklara ilave olarak geminin en önemli sistemlerinin başında gelen ‘Ana Tahrik Sistemi Tedarik ve Entegrasyonu’ sorumluluklarını da üstlenmiş bulunuyor.
23
24
savunma - bilişim
Milli savunmada veri analizi ve kullanım alanları Dünyada internetin yaygın bir şekilde kullanılması ve dijitalleşme ile beraber verilerin ve bu verileri saklayan sistemlerin güvenliğinden daha çok söz edilir oldu. Sadece kişiler ve kurumlar değil devletler de bilgi güvenliği konusunda duyarlı olmaya başladı.
savunma - bilişim
Burak BİÇEN
Ü
lkemizde savunma alanında yapılan yatırımlar ve ortaya konulan hedefler açısından bakıldığında hızlı bir gelişme sürecinde olduğumuz görülmektedir. Her üç kuvvet komutanlığında yapılan modernizasyonlar ile gelişmiş ülkeler arasında edindiğimiz yer her geçen gün daha da belirginleşmektedir. Yapılan yatırımlarda gözden kaçırılmaması gereken nokta ise veriye dayalı kararlar alabilme yeteneğinin artırılmasıdır. Global olarak bakıldığında ordular daha çok veri toplayıp daha derin analizler gerçekleştirerek hem barış hem de gerektiğinde savaş zamanında etkin karar alma yeteneğini geliştirmektedirler. Savunma alanında birçok farklı alanda büyük veri analizine gerek duyulmaktadır. Siber güvenlik tehditleri ve önleme stratejileri Dünyada internetin yaygın bir şekilde kullanılması ve dijitalleşme ile beraber verilerin ve bu verileri saklayan sistemlerin güvenliğinden daha çok söz edilir oldu. Sadece kişiler ve kurumlar değil devletler de bilgi güvenliği konusunda duyarlı olmaya başladı. Ülkeler arasındaki rekabet, kritik altyapılara yapılan saldırıların artması ve bu saldırıların veri kayıplarına yol açması sonucu siber güvenlik konusunu ön plana çıkardı. Dünyada veri trafiğinin son beş yılda 4 kat artış göstereceği, 2020 yılında internete bağlı çalışan yaklaşık 50 milyar cihaz olacağı, 2016 yılında toplam veri trafiğinin yüzde 66’sının bulut teknolojileri üzerinde olacağı tahmin ediliyor. Tüm bu gelişmeler devasa bir verinin oluşmasına ve bu veri trafiğinin ağlarda dolaşacağına işaret ediyor. Bu nedenle hemen hemen tüm ülkeler günümüzde milli savunma stratejilerine siber güvenlik politikalarını da dahil etmeye başladı. Her anlamda vatandaşlarının tüm hayati bilgilerinin güvenliğini sağlamakla sorumlu olan ülkelerin milli savunma
birimleri, böylesine değerli bir hazinenin yanlış ellere geçmesini engelleyecek sistemler geliştireceklerdir. Diğer taraftan veriye yapılan zararlı saldırılar ve siber tehditler sürekli değişim ve gelişim gösteriyor. Önceleri daha amatörce ve bireysel eylemler şeklinde olan siber saldırılar giderek daha profesyonel ve organize suçlar şeklinde gerçekleşiyor. Bunlar arasında en yaygın suçlar olarak veri casusluğu, siber terör, finansal verilerin çalınması, kritik tesislere yapılan saldırıları sayabiliriz. Peki ülkeler ve savunma sektörü siber tehditleri nasıl algılayacak, önceden tahmin edecek ve nasıl önlemler alacak? Savunma birimleri güvenlik risklerini nasıl yönetecek? Siber güvenlik, ağ üzerindeki veri akışlarını anlık veya gerçek zamanlıya yakın olarak izleme ve analiz etme ihtiyacına yöneliktir. Çok çeşitli kaynaklardan gelen ve ağlardan geçen tüm verilerin anlık olarak izlenmesi, ağ faaliyetleri ve davranışlarının anlık kontrol edilmesi; hizmet reddi, kişisel verileri ifşa veya teşhir etme, web sitesi tahrifi, fikri mülkiyetin silinmesi ve başka şekillerde siber casusluk gibi şüpheli eylemleri tespit ve izole etmeye yarayabilir. Devasa verileri izleme çalışması ancak ileri seviye, gelişmiş veri analiz yöntemleri kullanılarak yapılabilir. Ağ hareketlerinin izlenmesi, şüpheli davranışların, gizli veriye erişimin ve siber casusluk girişimlerinin tespiti ve önlenmesi, analitik çözümleri kullanarak yapılabilir. Analitik sistemlerin vaat ettiği çözümlerden yararlanmak için sağlam, güvenilir, ölçeklenebilir ve güvenli bir şekilde verilerin yapılandırılması, saklanması ve yönetilmesi gerekmektedir. Veri analizi aynı zamanda tespit edilmeyen dolandırıcılık vakalarını ortaya çıkarmak, çalıntı, kopyalama gibi üçüncü şahıslar tarafından yapılan suistimal ve dolandırıcılıkların engellenmesini ve yeni kurallar geliştirmesini sağlar. Sensör verisi analizleri Ordumuzda yapılan teçhizat modernizasyonları ile beraber silahlı/silahsız ta-
şıtların önemli bir kısmı sensörlerle donatılmaktadır. Bu sensörlerden toplanacak veriler ile önleyici bakımlar gerçekleştirilebilir. Özellikle uçak, tank veya otobüs gibi kullanımı kritik, harekat sırasında arızaya tahammülü olmayan araçlarda, sensör verisi ve bakım kayıtlarının analizi ile beraber parça hatalarının tahminlenmesi, güvenliğin artırılması ve operasyon maliyetlerinin azaltılması sağlanabilir. Veri hacminin fazlalığı ve veri çeşitliliği, geleneksel veritabanı yaklaşımlarının hem pahalı hem de yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle büyük veri teknolojilerinin kullanımı sensör verisinin analize dahil edileceği her senaryoda zorunlu hale gelmektedir. Doğru mimari ve teknolojik yaklaşımlarla çözüm oluşturulması gerekmektedir. Anomali analizleri ile beraber yol (path) analizleri, birliktelik (affinity) analizleri kullanılmalıdır. Lojistik karar destek sistemleri Savunma alanında lojistik geri plandaki en önemli desteklerden biridir. Her türlü malzeme akışı, stok takibi, bakım kayıtları ve teçhizatın göreve hazır olması ile ilgili bilgiler bir operasyonun gerçekleştirilmesinde karara etki eden faktörlerdir. Bu verilerin entegre, gerçek zamanlı, ilgili birimler tarafından kolay erişilebilir ve doğruluğu kesin şekilde sunulması önem arz etmektedir. Lojistik verileri üzerine kurulacak entegre analiz ve raporlama arayüzleri ile; • Operasyonda teçhizatın güvenirliği sağlanır • Bakım maliyetleri azaltılır • Depola mamaliyetleri düşer • Gerçek zamanlı stok takibi yapılır • Stok planlama safhasında daha gerçekçi modeller ortaya çıkar • Dağıtım içi görünürlük sağlanır Tüm ticari firmalarda ve kamu kurumlarında olduğu gibi savunma alanında da büyük veri ve yeni analitik yetenekler ile ülke güvenliğinin sağlanmasında bilgiye dayalı karar alma desteklenerek maliyetler düşürülebilir, güvenlik seviyesi daha üst seviyelere çıkarılabilir ve oluşabilecek kayıplar en aza indirgenebilir.
25
savunma - bilişim
26
Gençlerin projelere katma değer sağlaması çok önemli TUSAŞ Akademi, tüm çalışanlarının yanı sıra yardımcı sanayi firmalarına da eğitimler verecek.
T
USAŞ bünyesinde kurulan ‘TUSAŞ Akademi’, Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in de katıldığı törenle açıldı. TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tesislerinde gerçekleşen törene, birçok üniversitenin rektör ve rektör yardımcıları ile sektör temsilcileri katıldı. Açılış töreninde konuşan TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, kurumsal bilginin yayılmasında önemli görevler üstlenecek Akademi’nin teknisyen, yönetici, mühendis olmak üzere tüm TUSAŞ çalışanları için programlar hazırladığını kaydederek birlikte çalıştıkları yardımcı sanayi firmalarına da eğitim vererek destek olmayı hedeflediklerini aktardı. Teknolojiyi kullanabilen her elemana ihtiyacımız var Akademinin ilk dersini veren Savunma Sanayi Müsteşarı Demir açılış konuşmasında, usta çırak ilişkisiyle insan kaynağı yetiştirmenin zaman kaybettirebileceğini, TUSAŞ Akademi eğitimleri ve devamında planlanacak mentorluk uygulamasıyla insan kaynağı yetiştirilmesinin hızlandırılabileceğini ifade etti. Demir, “Her kademede eleman ihtiyacı
Prof. Dr. İsmail Demir Savunma Sanayi Müsteşarı göz ardı edilmemelidir. Eli iş tutan teknolojiyi kullanabilen her elemana ihtiyacımız var. Şirketler bu farkındalıkla hareket etmeli, içerdeki elemanlarını da bu şekilde eğitmeliler. Genç insanların tecrübe kazanarak projelere katma değer sağlamaları çok önemli” açıklamasını yaptı. TUSAŞ, açılışını yaptığı Akademi ile bilgi birikimini gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor. Akademiden eğitim alacakların ihtiyaçlarını özel olarak belirleyerek, birebir programlar çıkaracak olan TUSAŞ Akademi, elektronik kütüphane gibi uygulamalarla da bilgiye erişimi kolaylaştıracak.
750Mbps
savunma - bilişim
28
Asıl tehlike devlet destekli siber suç örgütlerinin saldırıları
A
vrupa Birliği’nde siber güvenlik politikalarını belirleyen European Cyber Security Protection Alliance (CYSPA), STM öncülüğünde Ankara’da toplandı. Toplantıda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Avrupa Güvenlik Organizasyonu, Avrupa Birliği Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı (ENISA), Türkiye Bilgi Güvenliği Derneği, THY, TÜRKSAT gibi kurumlardan kritik isimler, siber güvenlik konusunda önemli açıklamalarda bulundu. İttifakın tek Türk üyesinin STM (Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş ) olduğu CYSPA projesi kapsamında düzenlenen ve çok sayıda sayısal güvenlik uzmanının katıldığı kritik toplantıda Avrupalı ve Türk uzmanlar siber saldırılardan korunmak için çözüm önerilerini sundular. Bütünleşik bir milli ç özüm geliştireceğiz Ev sahibi STM Genel Müdürü Davut
CYSPA projesi kapsamında düzenlenen ve çok sayıda sayısal güvenlik uzmanının katıldığı kritik toplantıda Avrupalı ve Türk uzmanlar siber saldırılardan korunmak için çözüm önerilerini sundular. Yılmaz, artık siber saldırıların gerçek hayattaki saldırılar kadar yıkıcı hale geldiğini vurgulayarak asıl tehlikenin devlet destekli siber suç örgütlerinin yaptığı organize saldırılar olduğunu ifade etti. Yılmaz, “İnternet yeni savaş meydanı haline geldi. Siber uzayda sınırlar belli değil. Düşmanın nereden geldiğini nasıl saldırdığını bilme imkânınız yok. Bu savaştan sonra ne kaybettiğinizi bilemeyebiliriz de. Sayısal dünyanın bizlere sunduğu fırsatları göz önünde bulundururken, si-
CYSPA’nın amacı Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı’nın Bilgi ve İletişim Teknolojileri Çağrı’sına teklif edilen EuropeanCyber Security ProtectionAlliance (CYSPA) projesinin amacı; araştırma toplulukları, sanayi, kamu otoriteleri ve altyapı işletmecileri gibi kitlelerle beraber Avrupa genelinde bir strateji geliştirerek siber alanı korumak olarak belirlendi. CYSPA projesinin koordinatörlüğünü ise Avrupa Güvenlik Organizasyonu (EOS) yürütüyor. Projede; Türkiye dahil 10 farklı ülkeden (Belçika, İtalya, İspanya, Fransa, Birleşik Krallık, Portekiz, Almanya, Hollanda, Romanya) toplam 17 ortak ve 4 danışman kuruluş yer alıyor. Proje kapsamında ulaşım, finans, enerji, telekomünikasyon ve e-Devlet alanları temsil edilmekte.
ber tehditleri de göz ardı etmemiz mümkün değil. Bu bağlamda Avrupa Siber Güvenlik Koruma İttifakı CYSPA’ya, bu projenin çıktılarına ve projenin devamında oluşacak siber ittifaka çok önem veriyoruz. Biz STM olarak ciroyu artırmak yerine milli güvenliğe katkıda bulunmayı seçerek milli çözümler geliştiriyoruz. Yerli firmalara öncülük etmekten mutluluk duyacağız. Bütünleşik bir milli çözüm geliştireceğiz” açıklamasını yaptı. Siber güvenlikte başarı ekonomide başarı demek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Başkanı Dr. Tayfun Acarer önümüzdeki 2 yıl içinde en stratejik konunun siber güvenlik olacağının altını çizerek veri trafiğinin dramatik şekilde arttığını dile getirdi ve “Bu verilere yönelik siber saldırılar ne kadar kolaysa savunma da o kadar pahalı ve zor. Yarının savaşları siber uzayda olacak. Bu konuda pek çok tatbikatlar yapıyoruz. Farkındalığın artırılması için bu tatbikatlar çok önemli. Siber güvenlikte ne kadar başarılı olursak ekonomide de o derece başarılı olabiliriz” dedi.