Budoturk 2 Edited2

Page 1

BudoTURK

1


İNDEKS 3

“USTA- ÇIRAK” İlişkisi ve Öğrenciyi Sahiplenme Sifu Hasan AKIN

8 Diğer Van DAMME Mike LEEDER 32 Ergenlik Sorunları ve WingTsun DaiSihing Egemen GÜLDEN 44 Dövüş Çalışmaları Raul Gutierrez 56 Kadın ve WingTsun Sije Merve Nur ENİS 72 Öncelikler GM John PELLEGRINI 86 Chio Chi Ling Soyağacı Hakkında Ropörtaj BudoTÜRK 106

Sistema Hakkında Dmitry Skogerev ile Ropörtaj BudoTÜRK

128

Ölümcül Noktalar Evan PANTAZİ

152

Sifu Hasan AKIN’la TaktikEğitim Hakkında BudoTÜRK

KATKILAR REKLAM, GÖRÜŞ VE KATKILARINIZ IÇIN LÜTFEN EDITÖRLE ILETIŞIME“

Alfredo TUCCI/ Genel Müdür Hasan AKIN/ Editör

2 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

www.budointernational.com e-mail: budoturk@gmail.com


Dövüş Sanatlarında Temel Bir Sorun Olarak

“USTA-ÇIRAK” ilişkisi ve Öğrenciyi Sahiplenme + Sifu Hasan Akın/ Mayıs 2016 Ankara Dövüş sanatları camiasında genelde usta-çırak ilişkisi olduğundan, zaman içinde hocaların öğrencileri sahiplendiğini ve öğrencinin herşeyini kendisine borçlu olduğu gibi bir anlayışın geliştiğini görmek mümkündür. Hocaların büyük kısmı aynı veya benzer bir anlayışa sahip olduğundan, zaman içinde bu tip bir algılama işin doğası haline gelmektedir. Ancak, günümüz dövüş sanatları camiasının usta-çırak ilişkisi anladığımız manada bir usta-çırak ilişkisi değildir. Aşağıda bu konuyu bir örnekle izah etmeye çalışacağım. Usta-çırak ilişkisi denildiğinde akla gelen en temel şey şudur: Bir genç, herhangi bir meslek öğrenmek için o meslekte iyi olduğuna inandığı bir ustanın yanında çalışmaya başlar. İşi bilmediği için önce ustanın yaptığı işleri izleyerek işin ayrıntılarını öğrenmeye çalışır. Biraz bu konuda bilgi ve birikim sahibi olunca ustası çırağından işin ustalık

gerektirmeyecek kısımlarını yapmasını ister ve çırak yavaş yavaş işi öğrenmeye, ustanın kontrolünde yeni şeyler yapmaya devam ederek zaman içinde kalfalık ve ustalığa doğru ilerler. Ustanın tecrübe ve yaşı ilerledikçe, basit işleri ve getir-götür işlerini yapması beklenmediğinden, çırak elbette temizlikten, getir-götür işlerine kadar her türlü basit işleri yaparak ustasına ve çalıştığı ortama katkı sunmaya gayret eder. Fakat genelde bu çekilde bir çalışmanın oturmuş piyasası vardır. Çırak meslek öğrenmek için yanında çalışmaya başladığı ustadan elbette maaş isteyemez. Ancak, usta da çırağın yol parasından yemek parasına ve cep harçılığına yetecek kadar bir miktar çırağa ödeme yapar. Yani, ekonomik bir sistemde usta-çırak ilişkisi denildiğinde akla gelen kavramı kısaca ifade etmek gerekirse; çırak meslek öğrenmek için bir ustanın yanında işe başlayan ustanın basit işlerini yapmakla başlayarak zamanla ustalaşan ve ilk başta sadece cep harçlığı ile başlasa da zamanla meslekte ilerledikçe kazancı artan kişidir. Ustası hem cep harçlığını verdiği, hem de meslek öğrettiği için çırağın ortaya çıkmasında en önemli rolü oynayan kişidir ve çırağın ustasına vefa borcu olması doğaldır.

BudoTURK

3


Günümüz dövüş sanatları camiasında ise ustaçırak ilişkisinin biraz farklı bir mekanizması olduğunu görüyoruz. Ustaların, dövüş öğretmek ve dövüş ustası yapmak için cep harçlığını da verdiği çıraklar yetiştirmeye çalışmadığını görebiliyoruz. Bu durumda, hiç bir kişi bir dövüş ustasının yanında çırak olarak başlamıyor demektir. Öğrenci olarak başlıyor. Yani, öğrenci işi öğrenirken cep harçılığını çıkaran kişi değil, ustanın kendisine bir şeyler öğretmesi için ustaya her ay düzenli ödeme yapan bir müşteridir. Sonuç olarak, dövüş sanatları camiasındaki ilişki usta-çırak değil, öğretmenöğrenci ilişkisidir. Genelde hiçbir usta öğrenciye bedava ders vermediğine göre, verdiği dersin karşılığını daha dersi verirken almış olur. Öğrencisine karşılıksız zaman ayıran ustalarımız varsa yazımızın bundan sonraki kısmı bu ustalarımız için değildir. Şimdi bir usta düşünün verdiği dersin parasını her ay tıkır tıkır, tercihen peşin olarak alan, öğrenci aidat ödemediğinde ders vermeyen..... Bu ustanın sattığı her ekmeğin parasını alan bir fırıncıdan teknik olarak hiçbir farkı yoktur. İkiside bir hizmet sağlamakta, sağladığı hizmetin bedelini talep etmekte, kendilerinin belirlediği bedeli almakta ve bunun karşılığında bedel ödeyene bir hizmet sunmaktadırlar. Yani birisi ekmek satmakta, diğeri de öğrencinin öğrenmek istediği teknikleri öğretmek için zamanını kiralamakta veya öğrettiği teknikleri satmaktadır. Kişinin parasını ödeyerek ekmek aldığı bir

4 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

fırının sahibinin, müşterisi için senin karnını ben doyurdum, ben olmasam sen asla olmazdın gibi duygu sömürüsüne varan ifadelerde bulunması ve adab-ı muaşeret kurallarını ötesinde ihtimam beklemesi son derece anlamsızdır. Aynı şekilde, verdiği dersin parasını tıkır tıkır alan bir usta da öğrencisine çıkıp seni ben varettim, ben olmasam sen olmazdın, şimdi şu kadar öğrencin oldu, bunlardan bana da hak vermen lazım gibi bir beklentiye girmesi de o kadar anlamsızdır. Camiamızda maalesef öyle usta görüntüsünde ustacıklar bulunuyor ki, eğitim veren kişinin yeterli gördüğü öğrenciyi en az 5-6 kere seminere girmeye zorlamakta, diplomasını vermemek ve öğrenciden farklı şekillerde para kazanmak için şöyle eksiksiniz, böyle eksiksiniz diye çıkışlarla öğrencileri sindirmeye çalışmaktadırlar. Bu usta görüntüsündeki ustacıklar bir de hasbelkader yolunun kesiştiği herkesten hak istemekte, kendini geliştirmek isteyen eğitmenlerin önünde yıllarca engel olduktan sonra, köseleye dönmüş yüzleriyle halen engellemek için her türlü zorluğu çıkarttığı kişilerin elde ettikleri her başarıya ortak olma gayreti içine girmeyi kendilerinde hak görmektedirler. Hatta bu aymaz anlayışta o kadar ileriye gidenlerin bulunduğunu görüyoruz ki, bu tip şahısların camiamızdan temizlenmeden camianın bir yere varmasının imkansız olduğunu görmenin acısı insanın yüreğinin tam ortasına oturmaktadır. Bazı ustacıkların bir şekilde kavga ede ede yollarını ayırdığı kişilerin kendilerinden sonraki başarılarını gördükçe kıskancından


çatladığını, bu kişilere zarar vermek için her türlü bel altı ve bel üstü saldırıyı yapmakta beis görmediklerini, ve bir de tutup her şeye rağmen başarılı olan kişilerden yok mirasmış, yok kul hakkıymış diye her telden uydurmalarla hak istediklerini görünce ağlanacak halimize gülmekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden. Elbette, öyle harika bir kültürümüz var ki, “Bana bir harf öğretenin bin yıl kölesi olurum.” anlayışıyla harmanlanmıştır. Bu kültüre sahip bir toplumda öğrencinin bedelini ödeyerek öğrense bile hocasına değer vermesi ve saygı göstermesi beklenir. Ama değer vermek ve saygı göstermenin kabul edilebilir sınırları bellidir. Usta veya başka hangi sıfatla olursa olsun hiçbir kimse, öğrencisini sahiplenmeye, bedelini peşin aldığı hizmet karşılığında onu kendisinin var ettiğini iddia etmeye veya öğrencisinin emeğinde ve başarısında kendisinin de finansal olarak payı bulunduğunu iddia etmeye hakkı yoktur. Bir gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesi halinde, bütün düğmelerin yanlış iliklenmesi ne kadar doğalsa, anlayışımızın kaidesini yanlış bir yere oturtursak bu anlayıştan doğacak her türlü sonucun yanlış yerlere gitmesi de o kadar doğaldır. Umarız, ülkemizde usta, çırak, öğretmen, öğrenci ve müşteri kavramları doğru ve yerli yerinde kullanılmaya başlar. Ancak bu şekilde, ortadaki ucube beklentiler temizlenir ve herkes profesyonelce işini yapmaya devam eder. Dövüş sanatları camiasında öğrenci kendisine eğitim veren hocasına hürmet gösterirken, hocalar da duygu sömürüsü ve hak iddialarını bir kenara bırakıp profesyonelce çalışmaya başlarlarsa, camianın geleceğinin çok daha parlak olacağı kesindir.

Yıl: 1 Sayı: 2 Mayıs-Temmuz 2016 *** Genel Yayın Yönetmeni Sebahat AKIN *** Editör Sifu Hasan AKIN *** Tercüme Anıl Direnç KORKMAZ Ata Yavuz ÖZDEMİR Merve Nur ENİS Enis Çağatay YILMAZ *** Yayın Türü Süreli Yayın *** Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Dergide yazının yayınlanması, yazarın görüşünün paylaşıldığı anlamına gelmez. *** İletişim +90 (542) 568-0655 budoturk@gmail.com www.budointernational.com

BudoTURK

5


“Bilmek ve bildiğini nasıl ispatlayabileceğini bilmek iki kere değerlidir.” Baltasar Gracián.

“Ahmak, kendi evini, akıllının başkasının evini bildiğinden daha iyi bilir.” Miguel de Cervantes

Zihnimiz, biyolojik bir sanat eseri ve sadece beyinde değil bütün sinir sistemini de kapsayacak şekilde yapılanmış yol ve enerji yığınıdır. Ancak bu olağanüstü yapı insanın en karmaşık ve entropik yapısıdır. Zihin tek başına tonlarca enerji tüketir ve çalışmaya bir an bile ara vermez.

olan en harika şekilde kataloglar oluşturmak, sistemde boşluklar oluşmasını engellememektedir. Zihnin benzeri olarak, Aydınlanma Asrı Ustaları ansiklopediler yazsalar da, bilgi toplamak bizi bilge yapmamıştır. Bir şeyi bilmek ve bildiğini anlayarak akıllıca kullanmak farklı şeylerdir.

Tatmin ve hayal kırıklıklarının çoğunun kaynağı da olan beynimiz, içinde yaşadığımız dünyayı keşfettiğimiz bir gerçekliktir. Eğer gerçeklik duyularımızın bize ilettiği sinyallerin tercümesiyse (gördüklerimiz cisimler değil, cisimlerden yansıyan ışıkların retina üzerinde ve beynimizde oluşturduğu görüntüdür ve aynı şey diğer duyu organlarımız için de geçerlidir…), eski tecrübelerimiz istikametinde, hiçbir renk kartelasının mukayese edilemeyeceği oldukça karmaşık bir canlandırma sürecidir.

Klasikler, akıllı kişi bildiğini açıklayabilen kişidir, bilge kişi de bildiğini özümseyen kişidir der. Gerçek bilgi ekonomiktir dağınıklık değil; zariftir zorlayıcı değil; dost canlısı ve basittir, gösterişçi değil. Bu nedenle diyebilirim ki, çok özel olduğunu söyleyebileceğim bazı akıllı kişilerle karşılaştım; ancak, bilge olmaktan çok uzaktılar.

Hafızalarımız da gerçekte yoktur. Hafıza kendi başına bir efsanedir ve anılar sadece beynin oluşturduğu elektrik uyarılardır. Hafıza, kişinin kim olduğu ve yaşadığı ortama göre şekillenen ve manipule edilen biraz bencil bir “arayüz”dür. Evet dostlarım, Matrix hepimizin içinde mevcuttur. Zihin, temel ve oldukça basit olan kataloglar oluşturarak çalışmaktadır. Bu nedenle, zihin ortak süreçler yardımıyla en çok nefret ettiği “bilinmeyen” le başedebilir. Bu nedenle zihin modern insanın düşündüğü gibi analojik (Yunanca ana kökü “üstünde, dışında” manasında, logos kökü de “sebep” anlamındadır) yapıdadır. Benzer ve ikili sistemlerin birlikteliği, zihin için milyonlarca yıldır pratik sorunları son süratle çözmeye devam ettiği, oldukça doğal bir tepkidir. Her cihazda olduğu gibi, zihnin de bazı eksiklikleri bulunmakla birlikte, bizi buraya kadar taşıdığı için şikayet edecek durumda değiliz. Sorun, zihnin kendini çözememesindedir. Mümkün 6 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

Bilgiyi özümsemek, insanı sakin ve dost canlısı yapar; bu nedenle, bilgelik daha çok yaşlıların ayrıcalığı gibi görünür. Zihin süreç ve datayı kontrol ettiği sürece, herşeyi dolduran erdemsizlik ishali insandan uzaklaşır.


Bilgeler, zihnin harita değil, çıkması zor bir labirent olduğunu bildikleri için özet severler. Konuşma ne kadar karmaşıksa, anlamların kayması da o kadar kolaylaşır. Şairi özet ifade etmeye zorlayan şiirin bilgelikle anılması bundandır. Zihin, aldatanı aldatan renkli bir taklittir. Zihin karar vermek ve hayatı idame için yapılmış olduğundan cisimleri çarpık görürüz. Katalog yapma isteğimiz ve zamanın çok kıymetli oluşu bazen bize yaşamayı unutturur. Bilgelik kutusunu açan hazine duygular içerisinde saklıdır. Ancak, fırtınalar da aynı yerdedir ve bu nedenle korkumuzdan içeriye bakmaktan imtina ederiz. Bu nedenle, çocukluktan çıktığımız zaman ciddi, mutsuz ve koyu varlıklar oluruz. Hikmet sahibi olmak ve mutsuzluk birbirine zıt olduğundan, mutsuz hikmet sahibi kişi olmaz ve bazı yaşlılarda olduğu gibi, hikmet sahibi kişilerin içindeki çocuk tekrar ortaya çıkar. Bilgi sahibinin içindeki hazineleri ortaya çıkartmıyorsa, ya doğru işlenmemiştir veya bilgi değildir.

Genel Müdür Budo International Yayınları

BudoTURK

7


DÖVÜŞ SİNEMASI Pek az sinema yıldızı Dövüş Sinemasının Olimpus dağında böylesine bir güçle parlayabilmiştir. 1960 yılı Ekim ayında Belçika’da dünyaya gelen Jean-Claude Camille François van Varenberg (Van Damme) bir eşi daha olmayan bir iş başarmıştır: halen canlılığını koruyan ve kendine ait bir boyut kazanmasının yanı sıra modern sinemada çekilen her aksiyon filminin çerçevesini de kesinlikle etkilemiş olan bir film kategorisinde doldurulması zor derinlikte bir çığır açan sıra dışı bir kariyer. Film yıldızını bugünkü haliyle idolleştiren birçok hayranı için unutulmaz filmlerle dolu muhteşem bir kariyer. Dünyanın dört bir yanındaki 18 milyona yakın hayranı halen onu Facebook üzerinden takip ediyor ve ismi film dünyasında halen bir başarı ve güvenilirlik garantisi taşıyor. Esasen bütün bu bilgiler ve daha fazlası herkes tarafından bilinen şeyler, ancak çok az kişi “şu diğer” Van Damme hakkında bir şeyler söyleyebilir: bu insanlardan biri onu 25 yıldır tanıyan bu makalenin yazarı, Hong Konglu yazar ve yapımcı Mike Leeder; veya bir diğeri 15 yıldan fazla süredir onu tanıyan Amerika editörümüz Don Warrener. Şimdi onlardan şu diğer insan, sürekli aktör maskesinin arkasına saklanan şu diğer insan, şahıs ve kişilikle alakalı anekdotlar ve görüşlerini bizimle paylaşacaklar. Halkın gözü önünde olan kişiler olarak (her birimiz kendi seviyesine göre) kişi ile karakter arasında ayrım yapamayan insanlar tarafından belli bir baskı ve denetim altında tutulabiliyoruz. İlginin sürekli üzerinizde olması, hep en ön saflarda olma, kişiyi çok sayıda insanın düşünce ve enerjilerinin, hayal ve fantezilerinin hedefi haline getiriyor. Elbette “Van Damme” olmak hiçbir zaman kolay olmadı ve şöhret ve başarı tecrübesi kişi üzerinde kendisi haricinde kimsenin anlayamayacağı baskıları da beraberinde getiriyor. Aktör kişiliğine hayranlıkla birlikte arkasında yatan insana sempati ve saygı içerisinde bu makaleyle bir insan olarak JEAN-CLAUDE VD’a çoktan hak ettiği övgüyü sunmak istedik.

8 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


DİĞER VAN DAMME Her zaman her yerde bulabileceğiniz, dili uzun ve aşırı eleştirmen kişiler belki de böylelikle onun başka bir yönünü keşfeder ve farklı bir açıdan bakarak, ona görmeyi arzu ettiğimiz, görmeyi istediğimiz kişi olarak değil de bir insan olarak değer vermeyi başarabilirler. Alfredo Tucci

Metin: Mike LEEDER Fotoğraflar: Don WARRENER

BudoTURK

9


DÖVÜŞ SİNEMASI

Jean-Claude Van Damme’ı çeyre

uzunca bir süre tanımış olma ba

eriştim, değişik ülkelerde ve fark

kendisiyle sayısız kereler röport geçen yıllar içerisinde kendisini

fırsatı yakaladım. Yıllar boyunc

medya tarafından hakkında sıkç bir kişi oldu ve bir çok derginin

aldı, fakat yine de onun pek az in

bir yönü var. Ve saygıdeğer yayı

editörümüz Don Warrener sayes

oldukça farklı bir Jean-Claude V sizlere tanıtma imkanı bulduk.

10 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


rek asırdan

DİĞER VAN DAMME

ahtiyarlığına

klı film setlerinde

tajlar yaptım ve yakından tanıma

ca Jena-Claude,

ça haber yapılan kapağında yer

“Önceden Shotokan Karatede Siyah Kuşak alan Van Damme, bale yaparak kendisine dünya çapında şöhret kazandıran koordinasyon ve esneklik özelliklerini elde eder.”

nsanın bildiği

ıncımız ve baş

sinde bu ay

Van Damme’ı

Kimsenin Bilmediği Jean Claude Van Damme! Onunla ilk defa “Cannon Stüdyoları”nın Londra ofisinde “Kan Sporu” filminin bir gösterimi sırasında tanıştık. Ofise girdiğimde resepsiyonda oturan oldukça karizmatik genç adamın daha önce “Seasonal Film” yapımı “Çekilmek Yok Teslim Olmak Yok” filminde sendikanın süper tekmeler atan Sovyet makinası olarak aksiyonlarını izlediğim kişi olduğunu farkettim. Sekreterin gösterim için biraz daha beklememiz gerektiğini söylemesini fırsat bilerek kendimi genç JeanClaude’a tanıttım. Kendisini tanıyor olmama ve filmini izlemiş olmama bir hayli şaşırdı. (Çekilmek Yok Teslim Olmak Yok filmi 80li yıllarda İngilterede VHS olarak oldukça yaygındı ve biz Avrupalılar Amerika’dan çok önce bu adamı keşfetmiştik). Daha ilk andan çok iyi anlaşmıştık ve bana bir takım iniş çıkışlarından ve “Kan Sporu”nun yapımının kolay olmayışından, edit odasına

girip dövüş sahnelerinin kesimine el atıp, çekimlerdeki sihir ve heyecanı tekrar ekrana taşıyana dek neredeyse piyasaya sürülmesinin iptal edileceğinden bahsetmeye başladı. Gösterim iyi geçti ve bir yerlerde kahve içip hızlı bir samimi röportajın ardından irtibatta kalmaya söz vererek ayrıldık. Evet, film endüstrisinde sözünün eri insanlara rastlamanın ender bir şey olduğunu sıklıkla duyarsınız fakat bir süre sonra Jean-Claude Kickboxer filminin açılışı için İngiltere’ye gelmişti ve kendisiyle röportaj yapmak amacıyla içeri girer girmez beni hemen tanıdı ve o zamandan bu yana kendisiyle her yıl en az bir görüşme yapma ve yıllar içerisinde kendisini çok yakından tanıma fırsatım oldu. Bu süreçte sahne arkasında bazı konular

BudoTURK

11


12 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


üzerinde çalışmalarımız oldu; hatta, son olarak son filmi “Pound of Flesh”in ortak yapımcılığını üstlendim ve kendisiyle birebir bir dövüş sahnesinde rol alarak yapılacaklar listemden bir maddenin daha üstünü çizdim. Dövüş sahnesi dediğime bakmayın, Donnie Yen’in dövüş ekibinden John Salvitti’nin koreografisini yaptığı sahnede, Jean-Claude tam anlamıyla beni evire çevire dövdü. Evet yıllar içerisinde Jean-Claude hakkında hem filmleri hem de hoş olmayan, çoğu zaman doğru da olmayan yanlış anlamalar ve yanlış kararları hakkında basına çok malzeme düştü. Ancak

ekranda gördüğümüz film kahramanından çok farklı bir Jean-Claude Van Damme var ve bu makalede onu daha olumlu olarak değerlendireceğiniz bazı yönlerine üzerine değinmek istiyorum.

Avustralyalı aktör Mike Miller, Tsui Hark’ın komedi filmi “Knock Off” çekilirken JeanClaude ile birlikte yer aldığı yüksek etkili bir sahnede iyi bir dövüş sahnesi olması için bazı sert darbeler almış ve çok defa düşmüş ve defalarsa acil servise Jean-Claude elliden fazla film gitmek zorunda kalmıştı. yaptı ve yıllar içerisinde bir çok Mike o zamanlar ve halen sıkı oyuncu ve set ekibi ile beraber bir Van Damme hayranıydı çalıştı fakat ne zaman bunlardan ve onun için kahramanı ile birinin bir problemi olsa gerek aynı sahnede dövüşmek moral, gerekse başka açılardan bir rüyanın gerçekleşmesi destek veren ilk kişi hep o anlamına geliyordu, o yüzden olurdu. Jet Li ile “Bir Zamanlar bütün başına gelenleri Çin’de II”, Chiu Man-cheuk kabulleniyordu. Ancak filmin ile “Kara Koyun Davası” bitişinden bir, bir buçuk yıl filmlerinde rol alan Hong kadar sonra böbreklerindeki Kong’taki eski oda arkadaşım bir sorun nedeniyle dublörlük

BudoTURK

13


14 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

15


DÖVÜŞ SİNEMASI kariyerini kısa kesmek, Avustralya’ya dönmek, bir takım operasyonlar geçirmek ve sahnelerden uzak kalmak durumunda kalmıştı. Biz sürekli irtibat halindeydik ve özellikle anne babasının ardı ardına vefat etmesi ve böbrek sorunlarının tekrar nüksetmesi üzerine Jean-Claude, Mike için çabalamaya devam etmesi gerektiğini belirten ve iyi dileklerini sunan bir video mesajı kaydetti. Bu mesajlar Mike üzerinde oldukça pozitif bir etki yaptı ve bana ruh halinin dipte olduğu bir zamanda bu mesajların kendine gelmesini sağladığını söyledi. Jean-Claude aynı şeyi son olarak eskiden çalıştığı bir yönetmen için de yaptı. “Cyborg” filminin yönetmeni Albert Pyun’a kanser teşhisi konduğunu, hayatını ve kariyerini tehdit eden sağlık sorunları yaşadığını söylediğimde JeanClaude hemen harekete geçip elinden gelen desteği vermişti. Bana gelince, 2001 yılının sonlarında annemi kaybettiğim zaman Jean-Claude’dan gerçek bir dostluk hissetmiştim. Cenazeden sonra İngiltere’den Hong Kong’a döndüm ve birkaç gün sonra Jean-Claude’dan nerede olduğumu soran ve bana ulaşmaya çalıştığını belirten eski bir email olduğunu gördüm. Üzgün bir şekilde ailemden birini kaybettiğimi ve o nedenle işlerimi halledip İngiltere’den dönene kadar da kendisine dönüş yapamadığımı yazdım. Dakikalar içerinde Jean-Claude, Belçika telefon numarasını gönderip kendisini aramamı istedi. Aradığımda sadece başsağlığı dileklerini iletmekle kalmadı, Belçika’da

16 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


DİĞER VAN DAMME olduğunu ve bir şeye ihtiyacım olursa bir telefon kadar uzakta olduğunu söyledi. Adam bir film yıldızı olmasına rağmen bir arkadaşı için böylesine samimi davranabiliyordu ve bu o zaman oldukça etkilendiğim benim için halen daha önemli olan bir anıdır. Bu derginin editörü Don Warrener de Bay Van Damme ile olan karşılaşmalarının bazılarını hatırladıkça JeanClaude hakkındaki görüşlerime katılacaktır.

“Yaklaşık 15 senedir Jean Claude Van Damme’ı tanıyor olmak benim için bir ayrıcalık olmuştur. Hollywood’a ilk taşındığım zaman bir arkadaşım ve iş ortağım Isaac Florentine sayesinde Jean Claude ile tanıştığım için oldukça şanslıydım. Isaac beni aramış ve bir senaryo yazarına ihtiyaç duyduklarını ve “Kule” isimli bir proje hakkında Jean-Claude ile konuşmam gerektiğini söylemişti ancak ben bu iş için doğru kişi değildim. Ben de görüşmede orijinal yazarı bulmaları gerektiğini söyledim

BudoTURK

17


“Kaçınız Jean-Claude’un “Bir Dilek Tut Vakfının- Make-A-Wish” sürekli destekçilerinden olduğunu, insanlara kaç kere yardım ettiğini biliyordur, biz sadece sayısız defa yardım ettiğini söyleyelim.”

18 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


BudoTURK

19


DÖVÜŞ SİNEMASI ve öyle de yaptılar. Ancak kapıdan çıkmak üzereyken beni geri çağırdı ve bilgisayarlar, bilgisayarlar ve dövüş sanatları üzerine sohbet etmeye başladık. Gerçekten bildiğim tek şey dövüş sanatlarıydı. Hatta döner tekmesini geliştirebileceğini söyleme cüretini göstermiştim, ne küstahça davranmışım. Her neyse, hakkında birkaç makale yazınca ve iş duyulunca İngiltere’den bir arkadaşım Jon Jepson beni arayıp Jean-Claude’u İngiltere’ye getirip getirmeyeceğimizi sordu. JeanClaude gidip seminer vermeyi kabul etti ve öyle de yaptı. Aynı zamanda çok da iyi iş çıkardı ve katılan herkes oldukça heyecanlıydı. İşte bu gezi sırasında kimsenin bilmediği Jean Claude Van Damme hakkında bir şeyler öğrendim. Birmigham’da ders veriyordu, dersi yarıda kesti ve herkesten oturmasını istedi ve sonra “eminim hepiniz benim zorlu ve iyi bir dövüşçü olduğumu düşünüyorsunuzdur, şunu bilin ki öyle değilim ancak zorlu bir dövüşçüyle tanışmanızı istiyorum” dedi ve ardından tekerlekli sandalyeye mahkum ve gırtlağına doğru uzanan bir nefes borusu taşıyan 10 yaşındaki Jimmy isimli çocuğa yöneldi. “İşte zorlu olan bu bayanlar ve baylar. İşte zorlu olan bu” dedi. Sonra

20 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

çocuğun yanında diz çöküp onunla babasının numarasını istedi ve konuşmaya başladı ve onun için adama cep telefonunu uzattı. ne yapabileceğini sordu ve çocuk Telefonun öbür ucunda oğlunun “o meşhur tekmelerinden birini kiminle birlikte olduğunu duyan benim için atmanı istiyorum” baba şok olmuştu. Sonra Jeandedi. Jean-Claude ayağa kalktı ve Claude telefonu eline aldı ve meşhur patentli döner tekmesini babaya “Evet ben Jean Claude attı. Genç çocuk gülümsedi ve Van Damme ve burada oğlunuz Jean-Claude seminerine esneme ve John ile birlikteyim, kendisi diğer konuları öğreterek devam etti. oldukça iyi görünüyor ve sağlıklı Seminer bittikten sonra dinlenme bir şekilde sokakta yaşam odasında araçların gelmesini ve bizi sürdürüyor”. Babasının oğlunun bir sonraki seminere götürmesini nasıl olduğunu merak ettiğini bekliyorduk. Beklerken kapı çaldı biliyordu. Sonra telefonu kapattı. ve Jean-Claude’un asistanı kapıyı Evsiz John hemen Jean-Claude’a açtı. Jimmy ve ailesi imza almak teşekkür etti… İşte o zaman Jeaniçin gelmişlerdi. Jean-Claude Claude’dan bir şeyler öğrenme ufaklığı gördüğü için oldukça sırası bana gelmişti. John, heyecanlandı ve aileyi içeri davet Jean Claude’a “artık arkadaş etti. Yaklaşık bir saat kadar sohbet olduğumuza göre bana bir 20 ettiler ve en sonunda Jean-Claude dolar borç verir misin?” dedi. benden LA’e geri döndüğümüzde Jean-Claude ona dönüp “hayır, Jimmy’e 17” Mac Pro dizüstü senin paraya değil bir doktordan bilgisayar göndermemi rica etti ve yardım almaya ihtiyacın var” ben de öyle yaptım. O günden beri dedi. John dönüp gitti. O an Jean Jimmy büyüdükçe Jean-Claude Claude’un gözlerini görseydiniz tarafından en az beş tane yeni oracıkta ağlardınız çünkü o evsiz tekerlekli sandalye hediye edildi. adama yardım edemeyeceğini bilmenin çaresizliği içerisinde Bir başka gerçek hikaye ise şöyle. üzülmüştü. Kaçınız JeanVenedik Sahil kafede otururken Claude’un “Bir Dilek Tut sokakta yaşayan biri yanaşıp “hey Vakfının- Make-A-Wish” sürekli sen şu Jean Claude Van Damme destekçilerinden olduğunu, dedikleri eleman değil misin?” insanlara kaç kere yardım ettiğini dedi, Jean-Claude sadece “evet biliyordur, biz sadece sayısız defa benim” demekle yetindi. Evsiz yardım ettiğini söyleyelim. adam bunun üzerine “eğer babam seninle konuştuğumu duysaydı Jean-Claude, aynı zamanda bana inanmazdı” dedi. Bunun ateşli bir hayvan severdir. üzerine Jean-Claude aniden cep Onun en rahat ve mutlu telefonunu çıkardı ve adamdan anlarının etrafında hayvanlar


DİĞER VAN DAMME

varken veya onlarla iletişim kurarken olduğunu gözlemlemişimdir. Özellikle de köpeklerle çok iyi anlaşır. JeanClaude yıllar içerisinde Los Angeles ve Belçika’daki evlerinde dünyanın değişik yerlerinden kaçakçılıktan kurtardığı başıboş köpekler ve eve yaralı getirip tedavi ettikleri de dahil olmak üzere oldukça geniş bir köpek koleksiyonu oluşturdu. Sanırım evinde şu an 12 tane köpek var ve eşi de en az JeanClaude kadar hayvanları seviyor fakat bakım için üstlendikleri yükü hayal bile edemiyorum”. Tanınmış dövüş sanatları yönetmeni Isaac Florentine’ye Jean-Claude ile alakalı yaşanmış bir hikayesi olup olmadığını sorduk ve bize şunları anlattı; “Kuzey Hollywood Muay Thai salonundaydık. Jean-Claude yüzelliden fazla dövüş tecrübesi olan Bangkok Tayland Rajadamnern Stadyum Şampiyonu Malaipat ile antrenman yapıyordu ve aklınıza

BudoTURK

21


22 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

23


DÖVÜŞ SİNEMASI gelebilecek en mükemmel döner tekmeyi attı ve Malaipat’ın yanağına dokundu. Aslında kolayca vurabilirdi ama saygısından dolayı vurmadı. Bundan yaklaşık üç gün sonra evinde bir senaryo üzerinde uğraşırken konu yine dövüş sanatlarına geldi ve antrenman yapmayı ne kadar sevdiğimi bildiği için mutfakta ayağa kalkıp bana öylece ayakta durmamı istedi ve inanılmaz derecede hızlı ve güçlü bir döner tekme attı ve tam burnumun ucunda tekmesini durdurdu ve tekmesine bu kadar hakim olması beni gerçekten etkilemişti”. Jean-Claude ile şimdiye kadar “Cehennem Melekleri II”, “Evrenin Askerleri: İntikam Günü” gibi filmlerde birlikte çalışmış olan yükselen yıldız Scott Adkins geçenlerde yapılan bir röportajında Jean-Claude’un kendisini arayıp evliliği için tebrik ettiğini anlatmıştı. Normalde bazıları kendini kanıtlamış bir aktör olan Jean-Claude ile benzer roller için rakibi olabilecek birisi arasında bir güvensizlik duygusu olabileceğini düşünebilir

24 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


DİĞER VAN DAMME ancak Jean-Claude böyle şeylerin kendisini doğru bildiği şeylerden alıkoymasına izin vermez ve kimseden desteğini esirgemez. Bir de ilk defa Don’un anlatabileceği bir hikaye var. Don şimdilerde Los Angeles’ta tanınan ve yerleşik bir kişi olabilir ama kendisi aslında Kanadalıdır. Yaklaşık 15 sene önce ABD’ye taşındığında yeşil kartı filan yoktu ve oturum başvurusu için referanslar toplarken JeanClaude’dan kendisi için bir tavsiye mektubu yazmasını istemişti. Jean-Claude böyle bir

şey yapmak zorunda değildi, Don’a bir şey borçlu da değildi fakat o mektubu yazdı ve şimdi Don Hollywood’da yaşıyor ve çalışıyor. Ve Don’a kalırsa göçmen bürosu ile görüştüğünde yeşil kart almasını sağlayan şeyin işte o mektup olduğunu söylüyorlar.

BudoTURK

25


26 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

27


28 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

29


30 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

31


Ergenlik Sorunları ve

Wi

Bir biyoloji öğretmeni, bir psikolog ve aynı zamanda bir ATILIM WingTsun ve ATILIM Escrima Eğitmeni + Ropörtaj: BudoTÜRK Fotoğraf: BudoTÜRK

S

ayın Egemen Gülden, öncelikle okurlarımıza kendinizden biraz bahseder misiniz? Onbeş yıllık biyoloji öğretmeniyim. Bunun dışında psikoloji yüksek lisansı bitirdim. Evli ve iki çocuk babasıyım.

Birbirinden bağımsız görünen üç disiplinle birden uğraşıyorsunuz. Bu alanların birbiriyle ortak yanları neler sizce? Bence bu üç disiplin birbirlerine uzak görünseler de oldukça yakınlar. Bu disiplinlerin ortak yanı eğitim tabanlı olması. Biyoloji, canlılığı, bedeni ve insan fizyolojisini öğreniyorsunuz. Psikolojide insan davranışları bilimi öğrenip iç dünyanızı tanıyorsunuz. Wing Tsun’da ise bedeni ve iç dünyayı aynı anda bir disipline sokup terbiye ediyorsunuz. Bir öğretmenin psikoloji yüksek lisansı yapması anlaşılabilir bir şey. Bana ilginç gelen Wing Tsun. Peki, Wing Tsun’a nasıl başladınız? Öncesinde değişik dövüş stilleriyle ilgilendikten sonra üniversitede okurken 95 yılında Wing Tsun’a başladım. O yıllarda bu tür yeni sayılabilecek disiplinleri

32 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

öğrenebileceğiniz bir internet yahut sosyal medya gibi bugün kolayca ulaştığımız araçlar yoktu. Bir arkadaşın tavsiyesiyle tesadüfen tanıştığım bir dövüş stili oldu diyebilirim. Üniversitede Turgay Abi (Sihing Turgay ÖRNEK) Wing Tsun eğitimi veriyordu, arkadaşımın yönlendirmesiyle ilk Wing Tsun eğitimimi ondan aldım. Sonrasında (Sifu) Hasan AKIN’la çalışmalarıma devam ettim. 21 senedir Wing Tsun’la uğraşıyorum. Son zamanlarda adı giderek daha fazla duyulan; fakat çoğu kişinin gerçekte ne olduğunu bilmediği Wing Tsun hakkında bilgi alabilir miyiz? Wing Tsun, Çin kökenli bir kung-fu stilidir. Rakibin gücünden istifade etmeyi kendisine prensip edinmiş ve zayıfın güçlüye karşı şansı olarak tanımlanan bir disiplindir. Yani güçlü rakiplere karşı reflekslerle hareket eden ve rakibi ile bütünleşerek rakibinin gücü ile onu etkisiz hale getirmeyi sağlayan bir dövüş stilidir. Peki, Wing Tsun ne zamandır var? Wing Tsun savunma sanatı yaklaşık 300 yıl kadar önce Çin’de bir Shaolin manastırında savunma sanatlarında zamanının büyük ustalarından biri olan Ng Mui adlı bir rahibe tarafından o zamanki dövüş sanatlarının zayıf yönlerini kullanarak geliştirilmiş bir sistemdir.


ingTsun

BudoTURK

33


Herkes Wing Tsun yapabilir mi?

Wing Tsun’u bu konunun neresinde görüyorsunuz?

Wing Tsun; Gerçekçidir, doğal refleksler üzerine bina edilmiştir, öğrenmesi ve uygulaması kolaydır, her yaş ve cinsiyetteki birey için uygundur. Dolayısıyla evet, herkes Wing Tsun yapabilir.

En başta da dediğim gibi beden ve ruh disiplini açısından insanı eğiten bir stildir. Bu yüzden ergenlik gibi en çok madde kullanımının görüldüğü, psikolojik sorunların baş gösterdiği, aileye, büyüklere ve arkadaş çevresine karşı aceleci, sabırsız ve agresif davranışların sıkça görüldüğü bir dönemde Wing Tsun gençlerin bedensel olarak enerjilerini atabilecekleri ve istenmedik davranışları köreltirken, istenen davranışları kazanabilecekleri, dolayısıyla psikolojik açıdan sağlıklı bireyler olarak kendilerini yetiştirebilecekleri bir alandır Ülkemizde aileler, derslerinden geri kalacak korkusuyla çocukları sanat ve spora yönlendirmede isteksiz davranıyorlar. Wing Tsun strateji olarak ünlü Çin oyunu Go’ya benzer. Wing Tsun’da gençler, sabırla çalışarak başarının geldiğini gördükçe, bu deneyimlerini, bu sabır ve çalışma azmini derslerine ve tüm hayatlarına kanalize ederek akranlarına göre daha başarılı oluyorlar. Bunu kendimde ve öğrencilerimde bizzat deneyimledim.

Böylece Wing Tsun sporunu ana hatlarıyla tanımış olduk. Spor yapmanın sağlık açısından önemi artık herkesçe malum. Ancak bir psikolog olarak ergenlik döneminde daha da kritik ve önemli olduğunu söylüyorsunuz. Spora katılım yaşamın her döneminde önemlidir, özellikle çocuk, ergen, genç erişkinler için sağlığın pekiştirilmesi, hastalıklardan korunma ve psikososyal iyilik hali için daha kritik bir öneme sahiptir. Bu durum obezite ve benzeri problemlerin gençlerde sıkça görüldüğü günümüzde özellikle önemlidir. Spor, ayrıca sporcuya kendini deneme, kendini akranlarla mukayese etme ve sağlıklı koşullarda yarışma ortamı sunar ki bunlar olumlu benlik saygısı, kendilik algısı ve mental dayanaklılığın gelişmesini kolaylaştırmaktadır. Wing Tsun’un psikolojik olarak gençlere etkileri nelerdir? Spora katılım kırılgan benlik algısı olan, duygusal zorlukları olan çocuklarda tedavi edici etkiye sahip olabilir. Akranlar, ebeveyn, öğretmen ve toplumdan olumlu geri bildirim almak kendine olan güvenin oluşumunu kolaylaştırır. Yapılan bir çalışmada, 6–14 yaş arasında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı olan 65 çocuk ergen ile benzer yaşta öğrenme bozukluğu olan 32 çocuk ergenin spora katılım ile anksiyete ilişkisi açısından karşılaştırılmış ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan grupta spora katılımın depresyon ve anksiyete düzeylerini spora katılmayan gruba göre belirgin derecede azalttığı saptanmıştır. Spor ve fiziksel etkinliklerle stres, kaygı ve depresyon düzeyi arasında ters orantılı; benlik saygısı ve kendilik algısı ile doğru orantılı bir ilişki olduğu birçok çalışmada tespit edilmiştir.

34 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

Gençler yoğun olarak yönelse de büyüklerin de Wing Tsun’a merak saldığını görüyoruz. Wing Tsun için moda tabirle bir “trend” oldu diyebilir miyiz? Büyükler Wing Tsun’a bir dövüş stilinden çok bir spor olarak yaklaşıyorlar. Wing Tsun antrenmanlarda yoğun bir kardio programı uygulandığı için fonksiyonel bir yağ yakıcıdır. Özellikle kadınlar bu açıdan son zamanlara Wing Tsun’a yönelir oldu. (Gülüyor) Bunun dışında çalışmalarda yakın bir dostluk ve aile ortamı kuruluyor ve insanların sosyalleşmesine de fayda sağlıyor. Yani spor olarak gelen büyükler de gençler gibi çok yönlü olarak faydalanıyorlar. Kadınlar demişken, son zamanlarda taciz ve kapkaça karşı kadınların dövüş sporlarına yöneldiğini görüyoruz. Wing Tsun’u bir rahibe olan Ng Mui, kendisinden fiziksel olarak daha güçlü olan düşmanlarıyla –ki bunlar erkek dövüşçülerdi- baş etmek amacıyla geliştirdi. Bu yönüyle Wing Tsun tam da kadınlar için bulunmaz bir stil


aslında. Çünkü Wing Tsun’da aşırı ve gereksiz şiddet uygulamaya ihtiyaç yoktur, birden fazla saldırgana karşı koyma imkânı verir, bıçak, sopa, yakın mesafede ateşli silah gibi silahlara karşı etkili koruma- kontrol imkânı sağlar. Yani sadece yağ yakma değil (gülüyor) bu çok önemli faydalarından dolayı kadınlar son zamanlarda Wing Tsun’a oldukça fazla rağbet etmeye başladı. Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz? Hayatı bir savaş ve mücadeleye benzetirsek Wing Tsun da bu savaşı kazanmak için bize lazım olan ideal bir silah. Önce hayatın getirdiği saldırılara karşı koymak, sonra kendi hamlemizi yapıp kazanmak… Ve bu mücadeleyi tüm yaşamımızda sürdürecek ruhi motivasyonu sağlamak… Wing Tsun bu saydıklarımın özeti zaten. Teşekkürlerimizle

BudoTURK

35




38 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


ATILIM TaktikEğitim ATILIM WingTsun ATILIM Escrima ATILIM Women ATILIM Cardio ATILIM Kids ATILIM 55+

branşlarında eğitmen olabilmek için özel programlarımıza katılarak, hobinizi iş haline getirip, severek yapacağınız bir meslek sahibi olma fırsatınız için arayınız......

BudoTURK

39


40 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

41


42 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

43


DÖVÜŞ ÇALIŞMALARI Dövüşün çeşitli türleri ve seviyeleri vardır. Daha iyiye dönüşmek için sürekli gayretin yanısıra, problemlerle ve günlük hayattaki genellikle beklenmeyen olaylarla başa çıkmanın basit gerçeği de dövüşün bir türüdür. Halihazırda dövüş sanatları ve sokak dövüşünü, çeşitli ve farklı konseptler, prensipler veya “Dövüş” üzerindeki çalışmalardaki kendi deneyimleri boyunca, profesyoneller, dövüş sporları alanındaki usta ya da uzmanlar geliştirmekteler. Günden güne ve yaşamımız boyunca hepimiz, bizi varlığımıza taşıyacak tüm bu hal ve yollarla adım adım kendimizi geliştiririz. Sonunda olgunluğa ulaştığımızda kendi benliğimize göre gerçek anlayış ve hassasiyeti kazanmış olacağız. Bu yüzden öğrenci ve çocuklarımızı nasıl yetiştireceğimizi bilmek sevindirici. Fakat bu eğitme yeteneği aynı zamanda kendi deneyimlerimiz, bilgimiz, eğitimimiz, yaşımız veya genetik kalıntılarımız tabanlı olacaktır. Sadece derece kazanmak veya “X” unvanını almak yada “baba” olmak “EĞİTİMCİLER” ya da basitçe eğitici imtiyazı almak için yeterli değildir. Her çocuk veya öğrenci ya da rakip için, gruptan ziyade bireysel olarak verilmesi gerekli olan komutların nasıl yönetileceği konusunda hassasiyet ve deneyim sahibi olmak gerekecektir. Spor bölümleri ile ilgili olarak çeşitli nüanslar vardır. Bir yönü zihinselleştirme ile de sürüklenen fiziki eğitimin bir parçasıdır. Bu ne demektir? Bütün sporlarda olduğu gibi

44 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


Kenpo


fiziksel yönlerine ve değişik eğitim yöntemlerine adanmışlık baştan sona yürütülmelidir. Elbetteki çok önemli bir şey olan “En iyi antrenöre sahibim” demek yeterli değildir. Fakat “şimdi”, antrenörüne, eğitimcisine, ustasına eşit veya daha iyi olması gereken bizzat “kendisi”dir. Fiziksel efor, disiplin, sebat ve azim, dolaylı olarak onlara, “zihinsel” konsantrasyon, hedef belirleme, fedakarlık, karar verme, en iyi değilse de en iyilerden birisi olma yolunu açacaktır. Dünyanın çeşitli yerlerinden bana “Her gün, hafta ve ay, yıldan yıla birçok şeyi nasıl yapıyorsun? Nasıl hiç durmadan ilerliyorsun?” sorularını soran insanlarla tanıştım ve tanışmaya devam ediyorum. Çoğu benim milyoner olduğumu düşünüyor. Eğer sadece benim gerçek zenginliğim olan hayatımın kolay olmadığını bilselerdi… Ve kesinlikle beni ben yapan da bu olmuştur. Başka bir deyişle, eski bir söz derki: “En iyi usta güçlüklerdir”. En iyi veya daha iyi birisi güçlük ile olabilirsiniz. İyiki çocukluğumda daima iyi birisi olmak istemişim. Ve umarım ölmeden önce bunu başarmış olurum. Vücudumuzu ve hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra hedeflerimizin hangisi olduğunun farkında olmalı, nerede hata yaptığımızı ve hala gelişmek zorunda olduğumuzu analiz etmeliyiz. Ben gerek sokakta, gerekse spor müsabakalarını başarılar kazanmış birisi olarak daima daha iyisini yapabilirdim diye düşünürüm. Sokağı gözönüne alırsak, kavgayı önlemiş olabilirdim veya en azından saldırgana daha az zarar verebilirdim. Sporda ise biliyorum ki daha iyi kondüsyon ve kapasiteye sahibim. Sinir sistemimizin bize oyun oynayabilir, birey olarak en azından “Daha iyisini yapmış olmalıydım” diyebilmeyi unutabilir ya da gözardı edebilirim. Daha kötüsü, mağlup olduğunda “Daha iyi eğitilmiş olmalıydım” denilebilecektir. Stratejilerimizi belirlemek ve zafere ulaşmak için bugün mevcut olan farklı turnuva dövüşçülerini ayırtedebilmeliyiz, rakibimiz ne kadar zor olursa olsun. Mükemmel fiziksel kondüsyona ve elimizin altında iyi bir teknik öğeler cephaneliğine sahip olmak yeterli değildir. Aynı zamanda ilk 30 saniyede “rakibimizin

46 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


BudoTURK

47


nefes alış yöntemini” analiz etmek zorundayız. Birçok müsabık, ilk 30 saniyede rakibini yok etmek isteyen yıkıcı bir tusunami gibi dövüş alanına girmektedir. Eğer başarılı olmayı becerebilirseniz “TEBRİKLER!”, fakat büyük olasılıkla olamayacaksınız, daha kötüsü üstün olan “fiziksel” kaynaklarınızı tüketmiş olacaksınız; o andan itibaren, zihniniz “Hadi, hadi, devam et, yapabilirsin” demeyi sürdüremeyecektir, çünkü sinir sisteminiz ve fiziksel kalıntınız “hayır” diyecektir. Bu aklıma bir fıkrayı getirdi; 3 veya 4 raunt rakibinden ciddi darbeler yiyen eski bir güreşçi antrenörüne sorar: “Kaç kaç...?”, dövüş boyunca onu cesaretlendirmeye çalışan anterörü cevaplar: “Eğer onu öldürürsen berabere” “Akıncılar” olarak bilinen, rakiplerinden gelen baskıları söndürecek büyük bir fiziksel dayanıklılığa ve kapasiteye sahip olan müsabıklar var. Artan orandaki baskılara maruz kalsalar da devam edebilirler… Gücünün tükendiğini hissettiğinde bile rakibini yere serebilir veya gözünü korkutabilir. Başkaları düz bir çizgide istikrarlı ilerleme sağlayan doğrusal karakterlidirler ve siz saldırırken daima geri çekilirler. Ve diğerleri daire içinde hareket ederler, başka bir deyişle daima etrafınızda dans ederler. Daima açıyı değiştirirler ve sizin ataklarınızın dengesini bozarlar. Dövüş için iyi bir strateji! Ayrıca bizim hareketlerimizi kendi reaksiyonlarını uygulamak için bekleyenler var. Onlar bize engel olurlar. bazen geri çekilirler, fakat ilginçtir ki atak yaparken bunu yaparlar. Elbetteki, büyük bir deneyim ile bizi provoke ederek ne olmadığına inandıran ve böylelikle kendi alanlarına çekenler var. “Hikmet yaşla gelir.” Her halükarda sparring yapmak bir antrenman yöntemidir ve satranç gibi olması gerektiğini dövüş anı geldiğine gözönüne serer.… Başka bir deyişle, vücudumuzdan ziyade beynimizi kullanmak zorundayız, çünkü fiziksel ve teknik tarafı zaten beyninizin komutuyla çalışır. Söylediğim gibi, eğer karın kaslarımı göstermek istiyorsam, sadece çalışmalı ve onları geliştirmeliyim, gösteriş için onlar zaten benim, yapmam gereken sadece onları germek.

48 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


“Vücudumuzu ve hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra hedeflerimizin hangisi olduğunun farkında olmalı, nerede hata yaptığımızı ve hala gelişmek zorunda olduğumuzu analiz etmeliyiz.”

BudoTURK

49


50 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

51


Atak Full-kontak karşılaşmaların amacı efektif olmalı, ciddi bir yaralanmaya yol açmadan yapılabilmelidir. Farklı egzersizler öğrenciye, maksimum teknik kaynaklar ile hedefe mesafeyi ve hareket kabiliyetini koruyan uygun hissi sağlamalı ve mümkünse belirli teknikler ve efektif bir etkinin gücünü geliştirmelidir. Başarılması gereken diğer önemli bir bakış açısı da bu teknikleri uygun yolla biraraya getirme yeteneğini kazanmaktır. Zira rakip daima bir üflemede yere düşmez. Farklı yönlerden eşzamanlı iki seviyeli ve hatta üç seviyeli saldırmayı öğrenmek rakibin açık vermesine yol açar. Gözün algılayamayacağı bir hızda saldırmak, rakibe saldırı anından önce “mesaj yollamayacağından”, savunma yapmayı imkansız hale getirir. Bununla birlikte, el ve ayaklarımızın pozisyonu ile gardımızı almanın yanısıra bir darbeyi belli etmek bazen rakibi yanıltmak için iyi bir taktik olabilir. Gardımız ile, büyük olasılıkla saldıracağının farkında olarak, rakibe yandan saldırma imkanı vererek boş duruma düşürebiliriz. Fakat asıl niyetimiz onun bunu yapmasıdır, çünkü onu bekliyoruz. Rakipte boşluk açmak için “hafif saldırılar” dikkati başka yöne çekmenin diğer anahtar noktasıdır… bu hayati noktaya dokunmanın yüce ve üstün sanatının güzel bir özelliğidir!

Savunma Konsepti Öğrencinin gerçek bir saldırda ne hissedildiğini antrenmanlar sırasında biraz yaşaması gerekir. Aynı zamanda savunma ve rakibin tepkisi olmadan karşı atak imkanı veren sahte güvenlik yanlışından kaçınmalıdır. Yani onu durdurmak için birşey yapmazsa

52 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


veya bu sahte güvenliğe ziyadesiyle güvenirse, rakibin güçlü ve agresif saldırılarla kendisine ulaşabileceğini öğrenmesi gerekir. Bu çok önemli. Genellikle, antrenman partnerimizin bize asla gerçekten saldırmayacağı okul ve salonlardaki çoğu çalışmalarda yanlış varsayımlarla çalışırız. Partnerimiz sadece bizim saldırılarımızı almakla kalıp, üst üste saldırmamıza izin verecektir. Önlenmesi gereken başka birşey de kaçma hissi veya rakibin daha da kuvvetli vuruş yapmasına imkan verecek şekilde geri kaçarak mesafe vermektir. Eğer rakibe mesafe verirsek, bizim konumumuzu açıkça görmesi ve kendisini yeniden konumlandırma imkanı da veririz. Aynı zamanda çeşitli silahlarını kullanmak için de mesafeye sahip olacaktır. Eğer onun etki alanına girersek ve ileri atak yapmaya devam edersek, dengesini bozar, dolayısı ile dikkatinin dağılmasına neden olur ve görüşünü engelleriz. Rakibin yapacağımız saldırılarla vücudu ve zihnini meşgul tutmalıyız. Şu anlaşılmalıdır ki, herne kadar “Do” felsefesine zıt olsa da en iyi savunma ataktır.

Kendinizi test etme Verimlilik testimizin üç yolu vardır. Birincisi hava, ikincisi ekipman ve üçüncüsü de insandır. Havada koordinasyon, hız, akıcılık, denge, doğruluk, vb. vardır. Ekipman, çanta, eldiven veya muhafazadır. Son olarak, hareket eden, savunan ve karşı atak yapan rakibinizdir.

“Birçok müsabık, ilk 30 saniyede rakibini yok etmek isteyen yıkıcı bir tusunami gibi dövüş alanına girmektedir. Eğer başarılı olmayı becerebilirseniz “TEBRİKLER!”, fakat büyük olasılıkla olamayacaksınız.”

BudoTURK

53


54 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

55


KADIN & WingTsun

Sije Merve Nur ENİS Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezunu olan Sije Merve Nur ENİS, 2013 yılında başladığı WingTsun çalışmalarına halen ATILIM TaktikEğitim ve SavunmaSanatları Organizasyonu’nun eğitmeni olarak Eskişehir’de devam ediyor. Sije ENİS aynı zamanda zumba eğitmenliği de yapmaktadır.

“WingTsun” adı, bu sanatı ilk öğrenen kişi olan Yim Wing Tsun adına ithafen bu isimle anılmaktadır.

56 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

Tarih boyunca tüm toplumlarda kadın ve erkek, temelde biyolojik ve daha sonra kültürel etkenler neticesinde bir takım farklı roller benimsemiştir. Bu rollerden biri olan toplumsal cinsiyeti bilim insanı John Money “Bir kişinin, kendi cinsiyet kimliğini kanıtlamak için söylediği ve yaptığı her şey’’ şeklinde tanımlıyor. Geleneksel roller, “erkek” ve “kadın” olarak birbirinden kat’i bir şekilde ayrılan ve her iki cinsiyete de doğuştan verilen cinsiyet rollerinin var olduğu iddiasındadır. Bu roller: Erkek: Aile reisi ve evin geçiminden sorumlu, kadınlara yani “besleyicilere” hemen hemen hiç bağlı olmayan “avcılar” olarak erkekler. Kadın: Erkeğe bağlı ve onun korumasına muhtaç, “Avcılara” muhtaç “Kuluçka sağlayıcısı” olarak kadınlar. Kadının rolü modern dünyanın getirileri sayesinde her alanda eskiye oranla daha aktif görünüyor olsa da sıklıkla karşılaştığımız manşetler sayesinde oklar bir kez daha kadının toplumsal kimliğinin değişmezliğini gösteriyor. Öyle ki, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, Türkiye’deki toplam kadın nüfusunun yüzde 31’i işgücüne dâhil, yüzde 69’u ise değildir. Ülkedeki okuma yazma bilmeyen her beş kişinin biri erkek, dördü ise kadındır. Üst düzey kadın yönetici oranı ise yaklaşık %9,4’dür.

Aynı kıyası spor alanında yaptığımızda da durum ne yazık ki farklı değil… Evet, günümüzde bayanlar futbol, basketbol ve voleybol ligleri mevcut. Atletizmde bayanlarımız yarışıyor. Bayanların bazıları pilates ve aerobik derslerine gidiyor. Fakat kaç bayan savunma sporu yapıyor? Ortalama 20-30 yaş araladığındaki bayanlara sorduğumuzda, on kişiden birinin popüler uzak doğu dövüş sporlarından biriyle küçük yaşlarda birkaç ay ilgilendiğini duyarız. Peki, neden istikrar sağlanamıyor? Bir kez daha ‘’toplumsal cinsiyet’’e dönüyoruz. Çünkü kadın toplumsal rollerinden sıyrılıp, toplumun ona verdiği ödevleri tamamlayıp bir de ‘’avcıya(erkeğe) muhtaç’’ tabusunu yıkamıyor. Fakat WingTsun bugüne kadar duyduğunuz bütün basmakalıp fikirleri tarihe karıştıracak bir potansiyeli sahiptir. WingTsun, bir bayan tarafından bulunup yine bir bayan tarafından geliştirilmiş bir savaş sanatıdır. Nitekim adı da bu bayandan yani ‘’Yim Wing Tsun’’dan gelir ve “Sonsuz İlkbahar’’ veya “Güzel İlkbahar” demektir.


Wing Tsun camiası, bir bayanın sırf bayan olduğu için daha az becerikli olmadığının farkında olunduğu nadir ortamlardandır. Ancak WingTsun eğitimi, bu tip düşünen insanların bulunduğu ortamlarda da bir bayanın üzerindeki baskıyı azaltacağından, WingTsun öğrenen bayan hayatının her köşesinde bu kendine güvenin pozitif etkisini olumlu şekilde kullanabilecek niteliğe kavuşmaktadır. WingTsun karşıdakine zarar verme veya meydan okumayı değil, uzlaşma sağlanamayan konularda bireyin kendini veya sevdiklerini koruyabilmesini öngörür. Bir erkeğe yapılan saldırılarla bir bayana yapılan saldırılar mukayese edildiğinde karşımıza çıkan bir gerçek de saldırgan tipindeki farklılıktır. Erkeğe yapılan saldırılar genelde

yabancılar tarafından olsa da, bayanlara yapılan saldırılar istatiksel olarak %75 civarında aile bireyleri, yakın arkadaşları v.b. tanıdıkları kişilerden gelebilmektedir. İleri düzeylerdeki tekniklerin sadece sert değil, yumuşak kontroller de öğretmesinden dolayı, WingTsun öğrenen bir bayan yakınındaki kişilerden uğrayacağı saldırıları gerekmesi halinde fiziksel zarar vermeden de kontrol altına alabilme becerisine sahip olabilecektir. Temel bağlamda amaç “Minimum zamanda minimum kuvvet kullanarak, maksimum etki ve kontrol’’ sağlamaktır. Bayanların erkeklere kıyasla fiziki güçlerinin daha az olması gibi bir dezavantaj aslında bayanların teknik gelişimine odaklanmasına imkan verdiğinden, eğitim sürecinin en başından itibaren erkeklere göre teknik

gelişim açısından çok daha hızlı bir ilerleme sergileyebilmektedirler. Wing Tsun’u, özellikle bayanlar için, mükemmel bir seçenek haline getiren özelliği ‘’gerçekçi’’ oluşudur. Müsabakası yapılamayan, yani ring sporu sayılmayan WingTsun’a Sokak için, bir başka deyişle gerçek hayat için planlanmıştır demek yanlış olmayacaktır. Sokakta yaşanacak bir mücadelede ne yazık ki ütopik tekniklerin bir faydası yoktur, çünkü sokağın kuralı yoktur. İşte WingTsun tam da bu noktada devreye giriyor. Henüz mücadele başlamadan önce bile WingTsun çalışmış bir birey, stres anında kendisini ve çevresindeki durumu nasıl kontrol altına alacağını bilir. Aşırı BudoTURK

57


KADIN & WingTsun

ve gereksiz şiddet uygulamasına gerek yoktur. WingTsun’un temel prensiplerinden biri gereği gücün önünde durmayacaktır. Aynı zamanda, olası bir saldırıya karşı bayanın doğru ve zamanlı tepki vermesi her zaman sürpriz bir cevap olacağından, kuvvetsizmiş gibi görünen sürpriz tepkiler bile göründüğünden çok daha fazla etki sağlayabilir.

WingTsun’un gücü, hareket ekonomisi, açılar ve merkez hat teorilerine dayanır ki, fiziksel olarak güçlü olmayan bayanlar bu teoriler ve uygulamalar sayesinde kendi güçlerini maksimum kapasitede kullanabilirken, atakları her zaman için kendi güçlerinden çok daha fazla etki yapar. Bu sayede, kilo, boy, güç ve kuvvet gibi bayanın dezavantajlı olduğu hususların üstesinden gelebilmesi için bilimsel gerçeklerle desteklenen WingTsun oldukça önemli bir foktör haline gelir.

kuruludur. Öğrenmesi ve uygulaması kolaydır. Birden fazla saldırgana karşı koyma imkânı verir. Her yaş ve cinsiyetteki bireye uygundur. Ayrıca WingTsun fazla tekrara dayalı çalışma prensibi neticesinde bireyin sabrını ve mental gücünü de oldukça geliştirmekte, vücudun sağ-sol koordinasyonuna fayda sağlamakta ve bireyin öz güvenini artırmaktadır.

WingTsun’da fiziki gücün önemi biraz gerilerde olsada, kondisyonun önemi bir sporcu için elbette tartışılmaz derecede mühimdir. Antrenmanlarda sadece teknik değil, kondüsyon yüklemeleri de yapıldığından, sportif bir etkinlik olarak bütün ihtiyaçları fazlasıyla karşılayabilecek niteliktedir. Bu eğitim modeli çerçevesinde, WingTsun dersleri bireylere her zaman bir spordan çok daha fazlasını sunar. WingTsun’un önemli yönlerinden birisi de aynı anda bir kaç işin birlikte yapılıyor olması. Ellerin farklı işler yaptığı sırada bir ayak dengeyi sağlarken diğer bacakla diz vurmak gibi çok yönlü koordinasyon ve algı gerektiren bir stildir. Bazı bilimsel çalışmalar bayanların erkeklere göre bedensel ve algı koordinasyonu olarak daha fazla çokyönlü olduklarını göstermektedir. Bu sonuçlar, bayanların WingTsun branşında başarılı olması ve bu sanatı daha etkin kullanması açısından önemli donelerdir. Üstelik WingTsun doğal refleksler üzerine

58 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

a


Her ne kadar savunma sanatlarında rakibe karşı mücadeleye hazırlık yapılıyor gibi düşünülse de, esas mücadele her zaman kişinin kendisiyle mücadelesidir. Bu nedenle, WingTsun derslerindeki düzenli ve sürekli ilerleme bayanların kendisine güvenlerini geliştirecek önemli bir rol oynayabilmektedir. Bu gelişim, bayanların kendilerine güvenlerini tazelerken, hayatın diğer yönlerinde de aynı şekilde gelişebilecekleri düşüncesini güçlendirecek, bu da toplm baskısı veya diğer nedenlerle içine kapanmaya yönelen bayanların yenidne kendi potansiyelllerini keşfetmelerine yardımcı olacaktır.

WingTsun, bayanlar için aynı zamanda bir meslek olma potansiyeline de sahiptir.

WingTsun bazı bayanlar için sadece bir hobi veya savunma sanatıyken,bazıları için aynı zamanda bir meslek olma potansiyeline sahiptir. Özellikle bayanların sektörde daha etkin bir konuma gelmesini ciddi şekilde destekleyen ve pozitif ayrımcılık yapan ATILIM TaktikEğitim ve SavunmaSanatları Organizasyonu, diğer rakiplerine oranla bayanların sanatta ilerleme, kişisel gelişim ve eğitmenlik potansiyellerini geliştirmek için çok daha büyük özen ve hassasiyet göstermektedir. Bu sayede, yakın zaman içinde sadece Türkiye’de değil, ATILIM’ın faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde de daha fazla bayan öğrenci ve eğitmen görmenin mümkün olabileceği düşünülmektedir. Bu bayan eğitmen ve öğrenciler WingTsun camiası içinde daha etkin rol oynamaya başladıkça, diğerlerin de rol model olabilecek, motivasyon ve ilham kaynağı olabilecektir. Bayanlar tarafından ortaya çıkartılan ve geliştirildiği ifade edilen bir sanatın bayan eğitmenlerce öğretilmesi sanatın özünün korunduğunun da en gerçekçi ispatı olarak ortaya çıkar. Diğer taraftan göreceli olarak bayan eğitmen sayısının az oluşu, profesyonel olarak WingTsun eğitimi vermek isteyen bayanlar için de rekabetin az olduğu bir sektör imkanı sunabilmektedir. Özellikle, Türkiye’de çok yakın temas olan WingTsun sanatında kültürel hassasiyetlerden dolayı bayanların rahat çalışmasına imkan vermemekte ve bayanlarçoğunlukla eğitim almak isteseler de ders alabilecekleri uygun ortam bulmakta zorlanmaktalar. Bu nedenle profesyonel bir yaklaşımla WingTsun eğitmenliği yapmaya karar veren bir bayan, sektöründe oldukça az rekabetin karşısında oldukça yüksek talebin olduğu bir ortam yakalayabilmesi mümkün olmaktadır.

BudoTURK

59


KADIN & WingTsun

60 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


WingTsun çalışmaları PTSD (Travma Sonrası Stres Rahatsızlığı) yla başa çıkmak için de pek çok açıdan oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, bir şekilde geçmiş hayatında ciddi bir travma geçirmiş bireylerin yeniden sosyal hayata uyum sağlamaları açısından da fadalı bir çalışma olacağı görülebilir.

kontrol yaratabileceklerini daha önce bilmiyordularsa da artık biliyor olmalılar. Özetle WingTsun, dünya çapında popülerliği aşikar, gerçekçi ve etkili bir savunma sanatıdır. Önderi bir bayan olan bu sanatın bayanlar tarafından daha fazla öksüz bırakılmaması dileğiyle.

Sizce de bütün bu özellikleri WingTsun’u bayanlar için adeta biçilmiş bir kaftan yapmıyor mu? Toplumsal rolü gereği korunmaya muhtaç, zayıf ve naif varlıklar olarak nitelendirilen bayanlar, minimum zaman ve kuvvet kullanarak maksimum etki ve

BudoTURK

61


62 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016

w


ATILIM’LA HAYAT, GELECEĞE ATILIM!!! - Liderlik - Motivasyon - Ergenlik sorunlarıyla mücadele - Sınav stresiyle başa çıkma - Akran zorbalığıyla başetme - Kendini ifade etme becerisi - Kalıcı dostluklar - Kendine güven - İdeal spor, etkili savunma - Güvenli sosyal ortam - Bedensel koordinasyon - Sağlıklı büyüme - Fonksiyonel kuvvetlenme - Çeviklik - Eğlence

www.atilimglobal.org

TaktikEğitim & SavunmaSanatları Organizasyonu info@atilimglobal.org

BudoTURK (0542) 568-0655

63


64 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

65


66 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

67


68 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

69



BudoTURK

71


Self defense


ÖNCELİKLER Romalılar, medeniyetlerini insanlık tarihindeki en geçişken medeniyetlerden biri haline getirerek, dünyanın gördüğü en büyük imparatorluğu kurdular. Mimari, mühendislik, dil, sanat, hukuk, ticaret, tarım ve neredeyse insan yaşamına ait her alanda batı kültürünün üzerinde silinemez bir iz bıraktılar ve modern toplumların gelişmesi konusunda ciddi katkıları oldu. Ancak sadece şarap, şiir ve harikulade heykellerle imparatorluk kurulamaz. Romalılar aynı zamanda zamanlarının teknolojik olarak en üstün, disiplinli ve acımasız ordusunu kurmuştu. Güçlü ve cesur liderler tarafından yönetilen ve etkili stratejiler ile yenilikçi taktikler kullanan Roma askeri makinası dünyanın en iyisi haline gelmişti. Ve savaş halinde olmadıkları zaman dahi Roma politikası basit bir prensibe dayalı olarak işliyordu: “SI VIS PAX, PARA BELLUM”, yani: “Barış istiyorsan savaşa hazır ol”, akıllıca ve mantıklı bir yaklaşım. Ve günümüzde dünyaya şöyle bir bakacak olursak, haberleri izlediğinizde ve bir devekuşu gibi kafanızı kuma gömmediğinizde Romalıların zaman üstü hikmetli anlayışlarının sadece yaşadıkları çağda değil, içinde bulunduğumuz modern zamanda dahi geçerli olduğunu sizler de kabul edeceksiniz. Öyleyse neden daha fazla insan kişisel yaşamlarında bu felsefeyi benimsemiyor? Neden insanlar bu akıllıca anlayışı günlük yaşamlarının bir parçası haline getirmiyor? Sadece son birkaç aya baktığımızda birçok şehirde ayaklanma ve yağma; işyerleri, okullar, üniversiteler, askeri üsler, kiliseler ve camilere silahlı saldırılar; sokaklarda teröristlerce rastgele saldırılan birçok mağdur; ev basmalar; araç kaçırmalar; tecavüzler; adam kaçırmalar ve benzerlerini görmek mümkün. Paris ve Mali’de meydana gelen saldırıları da unutmamak gerek tabi. Neden bu konularda daha fazla hazır değiliz? Şiddetle başa çıkmak konusunda neden daha fazla eğitim almıyoruz? Haber bültenlerini takip ettiğinizde ağır silahlı polis ve askerlerin her zaman insanlar bıçaklandıktan, vurulduktan, tecavüze uğradıktan veya havaya

uçtuktan sonra olay yerine intikal tavsiye ediyor ve vatandaşların geri ettiklerini fark ettiniz mi? karşılık vermesini engellemeye çalışıyorlar. Bu irrasyonel Eğer daha fazla kişi dövüş davranışın bütün dünya çapındaki sanatları ve nefs-i müdafaa en güzel örneğini kanunlara saygılı konusunda eğitim alırsa, şiddete vatandaşların silah bulundurma meyilli her suçlu, terörist veya hakları konusundaki paranoyakça psikopatı başarılı bir şekilde alt yasaklar ve kısıtlamalarda görmek ederiz demeye çalışmıyorum. mümkün. Bu tip engelleyici Ancak şuna eminim ki eğer daha kanunlar hiçbir zaman ve tarih fazla insan eğitimli olur ve geri boyunca suçu engellemek veya savaşmaya istekli olursa bütün bu kamu düzenini korumak amacını saldırıların sonucunda mağdur taşımamıştır. Bu kanunların olan insanların sayısı ciddi oranda bizleri “korumak” gibi bir amacı azalabilir. Ancak, Romalıların hiç olmamıştır çünkü bu kanunlar aksine, modern “medeni” teröristlerin, gangsterlerin ve toplumlar vatandaşlarını “savaşa psikopatların silah edinmelerini hazırlık yapmak” konusunda engelleyememektedir. Kitabi teşvik etmiyor, hatta çoğu zaman olarak bakıldığında kanunlara saldırılar karşısında direnmemeyi sadece hukuka saygılı vatandaşlar

BudoTURK

73


uymaktadır… suçlular ise, tanım olarak, toplumun kanunlarının öngördüğü hususlara uymayan kişilerdir. Dolayısıyla, silah bulundurmayı kısıtlayan kanunların tek etkisi toplumu silahsızlandırmak ve savunmasız hale getirmek olmaktadır. Peki o zaman neden bu yasaklar konmaktadır diye sorabilirsiniz. Cevap basit olduğu kadar da korkunç derecede dehşet verici: devletler toplumu kontrol altında tutabilmek için her türlü silahlı güç ile alakalı tekellerini devam ettirmek isterler. Vatandaşlarına silah bulundurma konusunda güvenmezler zira tarihi olarak silahlar devlet baskısı, adaletsizliği ve tiranlığına karşı çıkma aracı olarak kullanılagelmiştir. Silahlı bir toplum üzerinde baskıcı bir diktatörlük rejimi kurulamaz. Hatta geçmişte bazı yerlerde dövüş sanatları çalışmaları dahi “tebaalarının” dövüş yeteneklerini otoritelerine karşı isyan amaçlı kullanma ihtimalleri korkusuyla yasaklanmıştır.

hissetmedikleri gibi, silahtan arındırılmış olduğu için (kendileri için!) “güvenli” ve kolay hedefleri tercih etmeye başladılar. Benzer şekilde ülkenin dört bir yanındaki birçok Belediye yönetimi Polis hariç herkesin silah taşımasını yasaklayan “Silahtan Arındırılmış Bölgeler” oluşturdular. Toplu katliamcıları, teröristleri ve çete üyelerini masum vatandaşları istedikleri gibi katletmekten kendilerini alıkoyacak kimsenin olmadığını ilan etmek ve duyurmak için bundan daha iyi bir yol da olamazdı zaten!

Serkeş, sarhoş veya zihinsel olarak dengesiz yolcular, sırf uçuş mürettebatı eğitimsiz, yetersiz ve bunları uygun şekilde zapt edecek ve inişe dek güvenli bir şekilde kontrol altına alacak durumda olmadığı için, düzinelerce uçağın gereksiz yere acil iniş yapmalarına neden Bu tarz mantıksız yaklaşımın toplumumuzun oldular. Birçok dövüş ustası havayolları her alanına yayıldığını ve yaşadığımız toplumsal şirketlerine çalışanlarını eğitmek konusunda şiddet arttıkça verilen cevapların ve önerilen uzmanlıklarını değerlendirmeyi teklif ettiler. Bu çözümlerin gittikçe daha da saçma bir hal aldığını teklifler hep göz ardı edildi. görüyoruz: ABD’de üniversitelerde salgın gibi yaygın hale gelen “gündüz vakti ırza geçme” Birçok devlet okulu çok ciddi olarak “akran vakaları ulusal çapta tepkiye yol açtığında yönetici zorbalığı” problemleriyle yüz yüze ve çoğu çocuk konumundakiler savunmasız genç bayanlara nasıl bu noktada istismar ediliyor ve mağdur ediliyor. Ve kendilerini koruyabileceklerini öğretebilecek bu probleme bulunan kurumsal çözüm ise zorbalara kişisel savunma eğitmenleri tutmadılar. Aksine karşı geri karşılık vermeye karar vermiş olan birkaç genç erkeklere “karşı cins farkındalığı” ile ilgili tane çocuğu cezalandırmak! Okul yönetimleri düzenlenen seminerlere katılma zorunluluğu dövüş sanatlarını okul aktiviteleri arasına almayı getirdiler. reddediyorlar çünkü bu programların “agresif ve şiddet yanlısı davranışları artırdığına” ve (Suçlular tarafından işlenen) silahlı şiddet suçlarına mağdurlara geri savaşma özgüveni, cesareti ve cevap olarak bazı dükkanlar, restoranlar, okullar, yeteneği verebileceğine dair bir inanç var. Zorbalar kiliseler ve diğer işyerleri “Silah Bulundurmak ise sadece danışmanlara yönlendiriliyor. Yasaktır” politikası benimseyerek kocaman afişlerle bunu duyurdular. Elbette geçerli ruhsatı ve silah taşıma izni bulunan kanunlara saygılı bütün vatandaşlar kendilerini bu moronca kurala uymak zorunda hissettiler. Tabi, suçlular ve teröristler kendilerini bu kurala uymak zorunda

74 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


ABD’de üniversitelerde salgın gibi yaygın hale gelen “gündüz vakti ırza geçme” vakaları ulusal çapta tepkiye yol açtığında yönetici konumundakiler savunmasız genç bayanlara nasıl kendilerini koruyabileceklerini öğretebilecek kişisel savunma eğitmenleri tutmadılar.

BudoTURK

75


76 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

77


Askeri üslere yapılan korkunç saldırılara rağmen halen askerlerin silah taşımaları yasak. Askerleri eğiten ve silahlandıran devlet, kendi savaşçılarına askeri üslerde silah taşıma konusunda güven duymuyor. Polis memurlarının karıştığı son zamanlardaki olayların hep “aşırı güç kullanımı” veya gerekli şartlar oluşmaksızın silah kullanma nedeniyle polis memurlarının işten atılmaları veya tutuklanmaları ile neticelendiğini görüyoruz. Bu tip olayların çoğunu yeterli savunma taktikleri eğitimi alınmayışına bağlamak pekala mümkün. Polis kuvvetleri bütçelerini “beş para etmez dövüş hareketleri” yerine daha çok şaşaalı ekipmanlar ve “farkındalık” seminerlerine harcamayı tercih ediyorlar. Tabi ki bu durumun istisnaları mevcut ancak genel geçer anlayışın bu olduğu görülüyor. Başka birçok örnek daha vermek mümkün ancak zannederim anlatmak istediğim şeyi ortaya koyabildim. Modern kültürümüz bilinçli ve aktif bir şekilde kendi kendine yeten, cesur bireyleri sistematik bir şekilde ortadan kaldırmaya odaklanmış durumda. Toplumlarımız kahramanlara veya vatandaş-savaşçılara ihtiyacı olmadığına ve bunları istemediğine karar vermiş. Ve bu fikre karşı çıkanları ise adaleti ellerine almak isteyen birer fanatik, “kahraman bozuntusu” veya “aşırıcı” olmakla suçluyorlar. Yetkililerce ve medya ve akademik kurumlardaki yandaşlarınca yayılan bu yalanlar işin arkasındaki sinsice planlarını ve nihai hedeflerini örtbas etmeye yarıyor: nüfusun mutlak kontrol altında tutulması… “güvenlik” uğruna daha az hürriyet. Sürekli olarak bir paranoya halinde yaşayalım ve hayatın getirdiklerinden keyif almaya son verelim demiyorum. Hala günlük işlerimize devam edebilir, restoranlara, tiyatroya, plaja veya bir maç izlemeye gidebiliriz. Demek istediğim şu, kendimizi koruma işini “yetkili makamlar”

78 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

tarafından görevlendirilmiş profesyonellere bırakmamız, geri savaşmak yerine her zaman kaçmamız veya korku içerisinde sinmemiz ve silah bulundurma hakkımızdan vaz geçmemiz gerektiğini söyleyenleri dinlememeliyiz. Erkek, kadın ve çocuk herkes kendini savunma tekniklerini öğrenme işini hayatlarının bir önceliği haline getirmeli ve mümkünse nasıl silah kullanılacağını öğrenmelidir. Yumuşak, tembel ve amaçsız eğlenceler, paparazzi haberleri, saçma spor karşılaşmaları ve bencil kişisel zevkler peşinde koşan sığ bireylerden oluşan bir kültür haline dönüşüyoruz. Romalıların başına gelen de bu değil miydi? Dövüş sanatları ve silah eğitimleri öncelik olmaktan çıktığı ve toplumun gözünden düştüğü ve vatandaşlar güvenlikleri konusunda tamamen yolsuz, baskıcı ve yetersiz hükumetlere bel bağlar hale geldiği zaman imparatorlukları çöktü ve nihayetinde de dağıldı. Son moda alet edevatlar, marka kıyafetler, abur cubur ve hatta uyuşturucuya para harcamak konusunda hiç sıkıntı çekmezken kendimiz ve çocuklarımız için dövüş sanatları derslerine verecek parayı bulamıyoruz. Aptal TV şovları ve spor haberlerini izlemek, bilgisayar oyunları oynamak veya barlarda eğlenmek için vakit harcamak konusunda güçlük çekmezken haftada birkaç saatimizi kendimizi savunmayı öğrenmeye ayıramayacak kadar meşgulüz. Tarihten dersler çıkarmayı unutmamalı ve önceliklerimizi bir kez daha gözden geçirmeliyiz.


“Serkeş, sarhoş veya zihinsel olarak dengesiz yolcular, sırf uçuş mürettebatı eğitimsiz, yetersiz ve bunları uygun şekilde zapt edecek ve inişe dek güvenli bir şekilde kontrol altına alacak durumda olmadığı için, düzinelerce uçağın gereksiz yere acil iniş yapmalarına neden oldular. Birçok dövüş ustası havayolları şirketlerine çalışanlarını eğitmek konusunda uzmanlıklarını değerlendirmeyi teklif ettiler. Bu teklifler hep göz ardı edildi.”

BudoTURK

79


“UZMAN HOCALAR NEZARETİNDE”

Ö ZE VE L R DE İL R İR S

KICK BOKS M U AY T H A I ATILIM WingTsun ATILIM Escrima WUSHU

O (262) 642-0266 / 0 (530) 345-5167 / 0 (533) 330-8996 OSMAN YILMAZ MAH. 602 SK.NO. 9 GEBZE / KOCAELİ www.gebzeakademispor.com 80 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs 2016


BudoTURK

81


82 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016



84 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016



Bu metin bir röportaj şeklinde hazırlanmıştır. Büyük Usta ve doktor olan Dr.Chiu Chi Ling, başöğrencisi ve belirlediği varisi - Usta Martin Sewer - hakkında dobra dobra konuştu. Uzun yıllar birlikte yapılan yoğun çalışmalar sonucu, oldukça kaliteli bir usta-öğrenci ilişkisi oluştu. Dr. Chiu bu mülakatta daha önce yayınlanmamış konular üzerinde konuşuyor. 68 yıllık tecrübesi ve Çin dövüş sanatlarına bağlılığı nedenleriyle, yeni nesil savaş sanatçılarını gerçek tarihi arkaplan konusunda bilgilendirme yetki ve sorumluluğuna sahip olduğunu söylemek mümkündür. Bu makale gerçekten ilgi duyan herhangi bir savaş sanatçısı için kesinlikle çok yararlı olacaktır. Soru-cevaplar aynı zamanda kabullenilmiş bilgilere de farklı bir ışık tutmakta. Büyük Usta Dr. Chiu Chi Ling kendisinin de tüm insanlar gibi her şeyi bilmediğini defaatle vurgulamıştır. Bu yüzden herhangi birinin konu hakkında sorusu, uyarısı veya daha çok bildiğini düşündüğü bir şeyler varsa Büyük Usta ile iletişime geçmelerini tavsiye ederiz. En yüksek Shaolin Kung Fu ustasıyla röportaj: Büyük Usta Dr. Chiu Chi Ling,10.Dan ve Usta’nın baş öğrencisi Martin Sewer, 8. Dan Kung Fu Shaolin Manastırı’nda mı geliştirildi? CCL(Chiu Chi Ling): Çin Savaş Sanatları çok eskidir ve uzun bir tarihe sahiptir. Antik zamanlarda tarihçesi oldukça iyi bilinirdi. Çin’in Güney kısmında olduğu gibi Japonya, Kore, Singapur vb. yerlerde savaş sanatları çok yaygındı. Günümüzde gerçek anlamda Çin Savaş Sanatları’nın kökenini belirlemek imkansızdır. Tarihsel kayıtlara göre Asya’da ilk yerleşik hayata geçenler Sarı Irmak (veya Altın Irmak) boylarına yerleşmiştir. Daha sulak veya iyi avlanma alanları için ilk mücadele ve çatışmalar gerçekleşti. Zhou Hanedanı(M.Ö.1027-256) zamanında sanatsal seviyede gelişmiş savaş sanatları mevcuttu. Bu durum, Kuzey ve Güney Shaolin Manastırları ortaya çıkmadan çok önceydi. Yani Shaolin Manastırındakilerin iddia ettiklerinin aksine, savaş sanatları Shaolin’den çok önce ortaya çıkmıştı. Aynı şekilde, Shaolin’dekilerin iddia ettikleri gibi Kung Fu’yu onların oluşturduğu da tarihi gerçekleri yansıtmıyor. “Wushu, Kung Fu”? Neden bütün bunlar farklı isimde? CCL: Savaş sanatları değişik zamanlarda değişik isimler almıştır. Ancak teknikler ve bunun ardındaki düşünceler her zaman aynı kalmıştır.

86 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

Kanton lehçesi ifadeleri (Parantez içindekiler Mandarin Çincesi’ndeki ismi) Kwok Seut(Kuoshu) = Ulusun Sanatı Mou Seut(Wu Shu) = Savaşın Sanatı Kuen Gerk = Yumruk, tekme Kwok Soi= Ulusun ruhu, Ruh Boji = Dövüş, Kapışma Duai da = Dövüşme (yumruk yumruğa dövüşme) Bunlar Kung Fu için kullanılan farklı ifadelerdir. Geçmişte, özel stiller veya klanlar daha bilinmiyordu. Kung Fu sade bir şekilde bu isimler altında çalışıldı. Geçmişten günümüze uzanan süreçte bu teknikler, Shaolin tarafından değil dövüş, savaş ve mücadele konusunda gerçekten tecrübeli insanlar tarafından korunmuştur. Kung Fu’yu Hindistan’dan Shaolin’e Ta Mo (Boddidharma) getirmiştir denilebilir mi? CCL: Belki kendisinin önemli katkıları olmuştur ancak kesinlikle Kung Fu veya Shaolin Kung Fu’sunun kurucusu ya da mucidi değildir. Kung Fu onun zamanından çok daha önce vardı. Eğer Ta Mo inanıldığı gibi Kung Fu’yu gerçekten Çin’e getirdiyse karşımıza şu soru çıkar: Bunu nerden aldı? Getirdiği iddia edilen Kung Fu, Çin’de önceden var olandan


Tercüme: Enis Ç. Yilmaz


“Zhou Hanedanı (M.Ö.1027256) zamanında sanatsal seviyede gelişmiş savaş sanatları mevcuttu. Bu durum, Kuzey ve Güney Shaolin Manastırları ortaya çıkmadan çok önceydi. Yani Shaolin Manastırındakilerin iddia ettiklerinin aksine, savaş sanatları Shaolin’den çok önce ortaya çıkmıştı.”

88 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


“Shaolin

Manastırındakilerin

iddia ettiklerinin aksine, savaş sanatları Shaolin’den çok önce ortaya çıkmıştı.”

daha mı iyiydi? Bilmiyoruz. Onun bazı dövüşleri kazandığı veya kendisine meydan okunduğu tarzındaki bilgilerin yer aldığı bir tarihsel kaynak da mevcut değildir. Bunun yanında, o dönemde Çin zaten iyi dövüş sistemlerine sahipti. Peki, o zaman Kung Fu nereden geliyor? CCL: O zamanlar (Çin daha var olmamışken) birçok ülke savaştaydı. Tecrübe ve bilgi o dönemden geliyor. Tecrübi şekilde, teknikler sürekli geliştirildi ve arıtıldı. 3-4 bin yıl önce, Çin’in kurulduğu zamanlarda, birçok savaş ve mücadele vardı. Değişik imparatorluklar harp ediyorlardı. Japonya, Tayvan, Tayland ve Moğolistan birbirleriyle mücadele içindeydiler. O zamanlar birçok teknik denendi ve entegre edildi. Bu dönem Chun Chi Wang (Zhou Cheng Wang / King Cheng of Zhou) dönemine denk gelir (Zhou Dynasty MÖ. 1027-256). O halde Kung Fu dövüş tecrübelerindeki kökenini en iyi dövüşçülerden mi alıyor? CCL: Çin, Avrupa’dan çok daha eskidir. Bu yüzden savaş sanatlarında bulunabilecek çok fazla bilgi ve tecrübe mevcuttur. Her hanedan, savaş sanatlarında uzman olan generallere sahipti. Ülkenin savunmasından sorumlu bir general vardı. Mesela General Yue Fei veya imparator Chiu Hung Yin gibi Song Hanedanı’nın imparatoru veya generalleri savaş sanatlarında birer uzmandılar. Wong Fei Hung ve Hung Gar sisteminden Lam Sai Wing’in ikisi de Çin ordusunun onurlu savaş sanatları öğreticileriydiler. Onlar insanlara ellerinden geldiği kadarıyla yardımcı oldular ve savaş sanatları çevrelerinde saygı ve onur kazandılar. Çin’in bilgileri alıp bir sonraki nesile aktardığı birçok savaş ve mücadeleye tanık olduğunu görmek oldukça kolaydır. Günümüzde ise, ustalardan öğrenilen tecrübelerin yeni nesillere aktarılması önemlidir. Kung Fu ile geçim konusunda ne diyorsunuz? CCL: Yüksek bir askeri pozisyona sahip olabilmek için iyi Kung Fu yeteneklerine sahip olmak gerekir. Öteki türlü örneğin amir olmak imkansızdır. Ordu için yalnızca en iyi Kung Fu ustaları aranmıştır (bkz. Wong Fei Hung ve Lam Sai Wing). Hükümet bu insanları seçip atamıştır. Sadece iyi olanların bir şansı vardı.

BudoTURK

89


90 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


Hung Gar ülkeyi korudu mu? CCL: Stratejik olarak Güney Çin hep önemli olmuştur; aynı zamanda ülke için de büyük bir öneme sahiptir. Sonuç olarak, ordunun varlığı güneyde daha güçlüdir. Bu nedenle de Hung Gar stili çok geniş alana yayılmıştır. Hung Gar öğrenenlerin hepsi sanatın tamamını öğrenememişler ve zamanla kendi stillerini oluşturmuşlardır. Büyük Usta Chiu, siz aktör oldunuz. Neden? CCL: Ben ünlü Wong Fei Hung’un soyundan geliyorum ve gerçek Hung Gar yapıyorum. İzleyiciler gerçek Kung Fu’yu görmek istedi ve Hung Gar en ünlü stildi. Jackie Chan, Jet Li, Stephan Chow ve diğer birçok kişiyle birlikte 70’in üzerinde film yaptım. Hung Gar en ünlü sistem mi? CCL: Güney Çin’de 5 ünlü Kung Fu ailesi vardı (bu sırayla): “Hung”,”Lau”,”Choy”,”Li”,”Mok Gar” O zamanlar bugünkü birçok ustanın dediği gibi değildi. Başka hiçbir stil yoktu ve bu 5 stil Güney Çin’deki en baskın olanlardı. Peki ya Hung Gar yetenekleri olmayan aktörler? CCL: Wong Fei Hung’u canlandıran en ünlü aktör Kwan Tak Hing, rolünü yapabilmek için Hung Gar öğrenmek zorunda kalmıştır. Neden Hung Gar? CCL: Asya’da insanlar Hung Gar Kung Fu’su hakkında bir şeyler bilir. Duruşlar, formlar ve ayrıca Hung Gar içinde yer alan Qi Gong değerleri de oldukça iyi bilinir. Güney Shaolin hakkındaki gerçek nedir? CCL: Güney Shaolin Manastırı’nın tarihi Kung Fu’ya kıyasla oldukça gençtir. Qing Hanedanı 1644’te sona ermiştir. Bu belirsiz savaş zamalarında Güney Shaolin Tapınağı gizlenmek için mükemmel bir yerdi. Her yerden vatansever

BudoTURK

91


92 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


insanlar hükümet karşısında birleşmek için burada bir araya geldi. Ünlü Kung Fu’cular Güney Shaolin’e geldi ve dostluk kurdu. Bu topluluk birlikte hükümeti devirmeyi ve toprakları yeniden Çin’e teslim etmeyi istiyorlardı. Bu dönemde yeni teknikler ve silahlar Hung sistemine dahil edilmiştir. Bu stratejilerin, tekniklerin ve silahların çoğu oldukça eskidir. Bu tekniklerin bazıları: -Ng Long Pa Kua Kwan (Tek uçlu asa formu) -Chun Chau Guan Do (baltalı kargı formu) -Diu Bin Gik (bir çeşit kargı) -Yu Gar Dai Pa (kaplan çatalı) -Oturak -Çiftçi Çapası - Im Do (bıçak) - (Keşişin Küreği) Birçok alet silahlara çevrilmiştir. İnsanlar bu araçları kullanmayı ve bunlarla dövüşmeyi öğrendi. Zehirli iğne ve oklar gibi gizli silahlar da mevcuttu. Mesela Chiu Kow (babam), duble çelik zincir kırbacını çok iyi kullanırdı. Taşıması kolay ve gerçekte başka amaçlar için kullanılan birçok silah vardı. En ünlü ve en yaygın olanı ise tabiki kılıçtı. Kılıç sadece Çin’de böyle değil aynı zamanda Avrupa’da da oldukça popülerdi. Gerçek Kung Fu nereye gitti? CCL: Tayvan’da Çin Kung Fu’su oldukça gelenekseldir. Orada, Mao her şeyi yasakladıktan sonra bütün gelenekleri korumayı ve desteklemeyi denediler. Tarihsel olarak bu kolayca açıklanabilir. Çin İç Savaşı döneminde, 1926-1928 yılları arasında, Çin, Komünist seferini kuzeye doğru başlattı. General Tschiang Kai Schek ve Mao Tse Tung, Kızıl Ordu’yla birlikte Çin tarihini yaptı. Bu tarih kitaplarında belgelendi ve kolayca anlaşılabilir durumda. Tayvan, Çin geleneklerini biliyordu, bilmeye devam ediyor ve onları geliştiriyor. Onlar, Çin halkının güçlü ve sağlıklı olmasını

BudoTURK

93


94 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


istedi, bu yüzden insanların böyle olması için herkesin Kung Fu öğrenmesini istediler. Büyük ölçüde, Kung Fu Tayvan’a kendi kültürel dokusunda transfer edilmiştir. Bu düşünce tarzı sayesinde Çin kültürünün bir çok kısmı bu şekilde korunabildi. Çin’de artık Kung Fu yok mu? CCL: Tayvan’daki durumun aksine Çin Mao Tse tung tarafından kontrol ediliyordu. Her şey değişmişti. Dil ve kültür. Eski tapınakların çoğu yıkılmıştı. Din yasaklanmış ve ortadan kaldırılmıştı. Mao bir idol haline getirilmiş ve her şey ona adapte edilmişti. Kung Fu’nun sonu da farklı olmamıştı. Kung Fu ustaları hapsedilmiş ve hatta öldürülmüştü. Kung Fu öğreten, öğrenen hatta bir şeyler bilenler bile cezalandırıldı. Yıllarca her şey değişmeye devam etti. 10 yılın üzerinde bir süre insanlar Mao’nun ideolojisini takip etti. Her şey duraklama dönemine girmişti. Kung Fu öğrenmesi de öğretmesi de imkansızdı. “Kung Fu” veya “Shaolin” kelimelerinin telaffuz edilmesine dahi izin verilmiyordu. Neyse ki, Hong Kong, Malezya ve Singapur bu denli yıkıcı değişikliklerden kaçabildi. Sadece Çin’de böyle problemler vardı. Çin’den kaçan birçok insan oldu; tabiki iyi Kung Fu ustaları da göç edenler arasındaydılar. Onlar için Çin’de huzur ve para kazanmanın bir yolu yoktu. Onların göç etmesinin asıl sebebi budur. Çin dışında Kung Fu ustaları birleşti mi? CCL: Tayvan ve diğer ülkeler gelenekleri taşımaya devam etti ve böylece onları kurtardı. Hong Kong gerçek Kung Fu’nun merkezi haline geldi. Birden fazla Kung Fu ailesi bir araya gelip güçlü topluluklar oluşturdular. Hung Gar ve Chiu Kow özellikle meşhurdular. Bu gelenekler Shaolin Tapınağı’nda hala öğretilip geliştiriliyor mu? CCL: Shaolin Tapınağı yıkılmıştı. Keşişler artık kendileri bile pratik yapmıyordu ki öğrencileri nasıl eğitsinler? Bu nedenle, keşişler pratiğe devam ettiklerini ve gerçek Kung Fu’yu öğrettiklerini nasıl iddia edebilir? Rahip cüppesi giyiyorlar,

BudoTURK

95


“Bugün Güney veya Kuzey Shaolin’e gittiğinizde yalnızca modern Kung Fu görebilirsiniz. Geleneksel Shaolin Kung Fu tapınakta yok olmuştur.”

“Ulusal müsabakalardan sonra devlet geleneksel Kung Fu’ya desteğini kesip, bütün desteğini modern Wushu’ya yönlendirdi. Bu, Mao’dan sonra geleneksel Kung Fu’nun Çin’de ikinci kere yok olmasına sebep oldu.”

96 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


kafalarını kazıtıyorlar ama yalnızca modern Kung Fu yaptıkları hemen göze çarpıyor. Eski ve gerçek Shaolin Kung Fu buna benzemiyor. Bugün Güney veya Kuzey Shaolin’e gittiğinizde yalnızca modern Kung Fu görebilirsiniz. Geleneksel Shaolin Kung Fu tapınakta yok olmuştur. Bunu çok iyi bir şekilde gözlemleyebilirsiniz. Bunu profesyonel olmayan biri bile kolaylıkla fark edebilir.

Geleneksel Kung Fu tamamiyle yok oldu. Gerçek Kung Fu’yu öğrenmek istiyorsanız Çin’in dışına gitmelisiniz. İşte o zaman gerçek, hakiki Çin Kung Fu’su öğrenebilirsiniz. Bu şekilde Shaolin’e geri getirilebilir. Ama bu mantığı aykırı geliyor görünse de düzgün Kung Fu öğrenmiş insanlar dünyaya doğru Kung Fu’nun ne olduğunu yeniden öğretmeliler.

Wushu, Hung Gar’dan mı geliyor? Sahte rahipler ve sahte Kung Fu CCL: Klasik Kaplan Turnası mu? formundan hükümet tarafından yeni CCL: Tapınaktaki keşişler geleneksel bir form dizayn edildi ve buna Wushu Kung Fu ustaları değiller. Fukien’deki adı verildi. Ayrıca yeni rengarenk Güney Shaolin Tapınağı ile iletişime elbiseler de yaptılar. Formu çok geçtim. Oradakiler bana kartını zaman almasın diye kısaltarak verdiler. Ben bir Çinliyim ve Çince turnuvalara soktular. Bu ilk orjinal konuşabiliyorum, yani benim için Wushu Güney Yumruğu formudur. kartın üzerinde ne yazdığı oldukça Ulusal müsabakalardan sonra devlet anlaşılırdı. En yüksek rahip Shaolin geleneksel Kung Fu’ya desteğini Tapınağı’nın “sorumlu”sudur. O kesip, bütün desteğini modern dövüşen bir rahip değil. O, manastırın Wushu’ya yönlendirdi. Bu, Mao’dan halkla ilişkiler yöneticisi, bir Kung sonra geleneksel Kung Fu’nun Çin’de Fu öğreticisi değil. O insanların ikinci kere yok olmasına sebep oldu. gösterdiği modern Wushu. Ya Modern Wushu? CCL: Bugünlerde Wushu ifadesi oldukça geniş anlamda kullanılıyor. Bu yazıda olduğu gibi. İnsanların kafası bu çeşitli ifadelerle karışmış durumda. Modern Wushu’da daha fazla zıplama, akrobatlık ve jimnastiğin birçok elementi var. Modern Wushu’yu bugün uygularsanız, aslında zemin egzersizleriyle daha iyi olursunuz. “Sin Wushu” ifadesi “Yeni Wushu”

BudoTURK

97


98 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


anlamına geliyor. Bu ifade Çince’nin bir parçası haline gelmiş durumda şu an. Karate, Judo, Jiu Jitsu ve birçok savaş sanatları korumaya ve geliştirmeye değer. Peki ya Çin Kung Fu? Neden Çin hükümeti bunu yapıyor? Komünizm: sadece 50 yıllık bir sürede hükümet, onlarca asırlık bilgiyi tamamen olmasa da büyük ölçüde yok etti. Son olarak da Batı’daki Kung Fu’nun gelişimi hakkında sorular var. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce batılı öğrenciler Kung Fu öğrenebilir mi? CCL: Elbette bizim sanatımızı öğrenebilirler. Derslere fazlaca vakit ayırıp enerjilerini harcıyorlar. Onlar için zor olan kültür, görgü kurallarını ve saygıyı anlamak. Ancak buna rağmen, bu özellikler benim için çok önemli ve dövüş becerilenden ayrı bir şekilde tutumuyorum. Ayrıca aile yapısını, saygıyı ve davranışları geliştirmek de kesinlikle gereklidir. Meksika, Cezayir, İtalya, Belçika, ABD, Çin, İsviçre ve daha birçok ülkede öğrencilerim var. Toplamda yaklaşık 30,000 ediyor. Stephan Chow ile şu anki gibi film yapmıyorsam seminer veriyorum demektir; yılın yaklaşık olarak 9 ayında! Kendisi İsviçreli olan Martin Sewer’ı varisiniz olarak seçtiniz. Neden o? CCL: Martin Sewer beni 25 yıldır takip ediyor. Daha çocukluğunda savaş sanatları çalışıyordu. Hung Gar Kung Fu’su üzerinde çok çalıştı ve çok emek verdi. Martin hayatını Hung Gar sistemine adadı ve birçok okul işletiyor. Kendisini takip eden epey öğrencisi bulunuyor. O çok iyi bir insan ve öğretmen. Bugüne kadarki öğrencileri hep ortalamanın üzerinde oldu. 2007’de varisimin kim olduğunu herkese duyurdum. Bunu YouTube videolarında onayladım. Hung Gar Kung Fu’nun gerçek sanatını öğrenmek istiyorsanız, Martin Sewer ile doğru yerdesiniz. Röportaj için çok teşekkür ederim Büyük Usta Dr. Chiu Chi Ling. CCL: Ben size teşekkür ederim, bütün okuyuculara savaş sanatlarından zevk almaya devam etmelerini diliyorum.

BudoTURK

99


100 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

101


102 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


m o c . an

h r o sp

R

spor

han

.com

DO-SMAÝ SPOR MLZ.ÝML.VE TÝC.LTD.ÞTÝ.

BudoTURK

103


104 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016



Dmitry Skogorev, Sistema üzerindeki çalışmaları ile bütün uluslararası dövüş sanatları dünyasının ilgisini çekmiş bir Rus dövüşçüdür. Sistema, kuşkusuz Dövüş Sanatlarının son on yıldaki keşiflerden biridir ve bunlardan bir hayli var! Orjinalliği etkili yaklaşımı kadar yenilikçi, kendini koruma senaryosunun yüzleşeceği en sert ve şiddetli konsepte meydan okuyan bir formülasyon. Bir çok okuyucu henüz onun çalışmalarına pek aşina olmasada, Dmitry Skogorev dövüş sanatları camiasının Kabul ettiği sistemini yıllardır yaymaktadır. Bence çıkartmış olduğu DVD’si, oldukça farklı, gerçekçi ve etkili metodunun teori ve konseptinin daha derinlemesine öğrenmek için mükemmel bir fırsat olacak. Alfredo Tucci

106 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016



HAYAT DEĞİŞTİREN DÖVÜŞ SANATI Rus dövüşü, Karate, Taekwondo veya Wushu kadar yaygın değildir. Fakat bu eski Slav geleneği, Rusya’da uzun zaman çalışıldı. Rus Dövüş Okulu “Sibirskiy Viun” (RMA System SV) Başkanı Dmitry Skogorev bizimle bu özel dövüş stiline dair bazı ilginç noktalar hakkında konuştu. Budo International (B.I.) : Rus silahsız dövüşü ile ilgili özel olan nedir? Dmitry Skogorev (D.S.): Sanatımızın farklılığı, çok yönlü Rus dövüş sanatı geleneklerine dayalı olmasından kaynaklanmaktadır. Ve yalnızca askeri boyutlu değildir. Biz bunu popüler bir oyun gibi düşünmeye alıştık. Bu sopa dövüşleri, mücadelenin farklı bir yönü ve gerçek bir savaş sanatı. Kılıç, bıçak, ateşli silahı ustalıkla kullanabilme yetisi ve bütün bu antrenmanlar çocukluktaki oyunlardan yetişkinliğe giden süreçte bir gelişim göstermektedir. Hikayesini bilmiyoruz ve Rus dövüşünü nadiren duyuyoruz. Pek çok uzakdoğu dövüş sanatı sinema sayesinde biliniyor. Fakat dövüş gelenekleri her millette vardı ve Rusya bir istisna değildi. Bir başka problem ise kaynak yetersizliğidir. Folklör ve halk bilimine dayanarak nasıl bir çalışmaolduğu konusunda fikrimiz olsa da formatı netolarakkaynaklara dayalı şekilde ortaya koyma imkanımız bulunmuyor. Buna rağmen geleneksel olarak Rus dövüş sanatları hakkında pek çok bilgi mevcuttur.

108 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


Sistema, folklorik değerlerden ayrı olmadığından, derslerimizde kökenin daha iyi anlaşılabilmesi için Rus gelenek, tarih ve savaşları hakkında da bilgi veriyoruz. Bu şekilde, öğrencilerimiz sanatın felsefesini de anlayabilme fırsatı buluyorlar. Bu, onlara oldukça orjinal gelmektedir. Çünkü, Rus dövüşünün aslında bir felsefe olduğunu görebilme imkanı buluyorlar. Çocuklar için biraz hareket etmek oldukça eğlenceli olsa da, yetişkinler sadece dövüş öğrenmek değil, aynı zamanda kültürümüzü, tarihimizi ve felsefemizi de öğrenmek için geliyorlar. Yakından bakıldığında diğer savunma sanatlarına benzeyen hareketler görünebilmektedir. Ancak, bu hareketler içsel şekilde incelendiğinde diğerleri gibi olmadığı görülecektir. Bu nedenle, derslerimizde felsefe, tarih ve kültürü danslar eşliğinde öğretimize entegre ederek öğretiyoruz ki; aradaki farklar anlaşılabilsin. B.I: Rus dövüşü için bir yaş sınırı var mı? D.S: En genç olanlar 4.5-5 yaşında, en yaşlısı emeklilik yaşında. Evet biz bir spor bölümü değiliz ve “sonuç” odaklıyız. Bir çok öğrencimiz sadece hareket etmek, arkadaşlarıyla sohbet etmek ve sağlıkları için derse geliyor. Bu tarz üç boyutlu aktivitelerin sağlığa yararları inanılmazdır. Sadece kasları şişirmek ve vücudumuzu sürekli esneme germe değil, tüm yönlere çalıştıran bir konsept.

BudoTURK

109


110 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


B.I: Sağlık bakımından kısıtlamalar oluyor mu? D.S: 12 yaşa kadar çocuklarda, çocuğun spor aktivitelerine katlabileceğine dair bir doktor raporu istiyoruz. Yetişkinlere gelince, sorumluluk kendilerine aittir. Yetişkinlerin zayıf taraflarını bilmeleri ve zarar görecekleri egzersizleri yapmaktan kaçınmalarını bekliyoruz. Örneğin, birinin omurga rahatsızlığı varsa, sert zemine düşmeyi içeren egzersizleri yapmamalı. B.I: Hangisiyle ilgilenmek daha kolay, çocuklar mı yoksa yetişkinler mi? D.S: Her yaşın kendi özellikleri var ve bu yüzden programlarımız yaşa uygun tasarlandı. Örneğin, çocuklarla vücut mekanizması gibi bazı derin şeyleri inceleyemeyiz çünkü henüz anlayamazlar. Fakat çocuklar mücadele etmeyi seviyorlar ve ihtiyaçları da var. Ergenlik dönemindeki çocuklar kendilerini ispat etmek istiyorlar. Yetişkinlerde ise olay daha farklı. Bu nedenlerle,programlarımızda yaşlara göre adaptasyonlar yaptık. Oldukça tecrübeli eğitmenlerimizle dersleri yapıyoruz.

BudoTURK

111


Örneğin, Eylül ayında okullarla birlikte dersimize başlayan bir öğrenciye hemen ağır hareketler yaptırmıyoruz. Temelden başlatıp, ilerledikçe yükleniyoruz. Yumruk yumruğa kavgalar da yapıyoruz ve bu şekilde öğrencimiz öğrendiği her şeyi uygulama imkanı buluyor. Öğrenilen hareketleri günlük yaşama uygulamak zorundasınız. Öğrendiklerimizi hayata uygulamak derken yanlış anlaşılmasın. Bu, öğrenilen tekniklerin hemen sokakta uygulanacağı manasına gelmez. Hatta ilerledikçe mümkün olduğunca kavgadan kaçan bir anlayış gelişmektedir. Ancak, herşeye rağmen, saldırı kaçınılmazsa, vücudunuz çalışmış olduğu tekniklerden otomatik cevapler vererek tepkisini gösterir. Kişi hangi tekniği yapacaktım diye düşünmeden otomatik reaksiyonlarla kendini koruyabilir.

112 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


BudoTURK

113


B.I.: Rus dövüşünün insanın karakterini değiştirdiğini mi ifade ediyorsunuz? D.S: Evet öyle. Görünüş çok sık değişir. Aynı zamanda insan hayatı da oldukça değişkendir. Bu şaşırtıcı değil çünkü bir kişi kendi içinde değişirse, etrafındakileri de değiştirebilir. Bu şekilde pek çok hayat, kariyer, eğitim yeniden onarılmış ve yoluna girmiştir. Ayrıca, insanlar bize geldiklerinde oldukça gergin olurlar. Stres sadece bedende değil, hayatta da birikir ve çalışmalarımız sayesinde öğrencilerimiz stresten arınırlar.

114 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


BudoTURK

115


116 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


Yakın Dövüş Eğitim Seansları Amaçlar, Prensipler ve Method Çalışmaları Dersler, kavgada rakiple dövüşürken cesareti, kararlılığı, insiyatifi ve uyanıklığı artıran pratik becerileri geliştirmek amaçlı yumruk yumruğa dövüşler üzerinedir. Kursların içeriği şunları kapsar: hazırlık egzersizleri, hız geliştirme, güç, dayanıklılık ve esneklik, halat teknikleri, yumruk, tekme ve korunma, tutuşlar, atışlar, elden silah alma, bağlama ve doğaçlama araçları kullanma yolları (kemer, ip, vb). Genel manada eğitimlerde bilgi aktarımı ve bunların öğrencinin fiziksel ve psikolojik yeteneklerini güçlendirecek beceriler haline gelmesi üzerine kurulmuştur. Antrenmanlar genellikle grup içinde, bazen bireysel olur. Teknikleri öğrenen partnerler ortalama aynı kilo ve boyda seçilir. İlerleyen seviyelerde farklı boy ve kiloda eşleşmeler de yapılır. Öğretilen konular birbirleriüzerine bina edilirler. Yeni başlayan öğrencilerde kuvvet minimum kullanılır. Yakın dövüşün doğası gereği, değişmez bir dizi pratik becerilerin edinilmesi tavsiye edilir. Bunu için aşağıdaki onüç basamaklı bir yapısı oluşturulmuştur: 1. Duruş, dövüş pozisyonları (açık,kapalı) 2. Hareket metodları 3. Fiziksel dengeden kurtulma metodları

4. Çarpmalar 5. Tutuşlardan kurtulma metodları 6. Yumruk ve tekmelere karşı korunma metodları 7. Kolay hücum yolları 8. Atışlar, itmeler ve düşürmeler 9. Drill çalışmaları 10. Kol teknikleri 11. Silahsızlandırma teknikleri 12. Bağlama ve eskort etme teknikleri 13. Çok kişiye karşı (iki, üç, beş) İlk dört madde diğerleri için temel niteliğindedir. Yakın dövüş eğitim süreci, planlama, lojistik, eğitici eğitimi ve yumruk yumruğa dövüş materyallerinin gelişimini sürekli takip etmeyi gerektirir. Planlama, dört yıllık müfredatta neler öğretileceğinin anlatıldığı el kitabının yardımıyla yapılır. Antrenmanlar yapılırken aşağıdaki hususların dikkate alınması gerekir; - Öğrencinin ne için bu sanatı öğrenmek istedğini anla (polis, asker, kendini korumak için, v.b.) - silahsız savunmada sistematik ve düzenli dersler - Antrenman materyali ve fiziksel aktivitelerin zamana (hafta, ay, yıl) dengeli dağıtılması - Lojistik destek kadar öğrencinin fiziksel yönden gelişimi ve yerel durumlar. Silahsız savunma eğitimi, açıklık, sistematiklik, kademelilik, kavrama ve muhafaza gibi prensiplere göre öğretilir. Görünürlük gerçekleşir:

ilkesi

üç

- Göstererek açıklama - Eş zamanlı tekrarlamalar, - Görsel gereçler, videolar ve diğer öğretim materyallerinin kullanılması.

Derste Yüklenme Yumruk yumruğa dövüş dersleri de diğer bedensel eğitimler gibi hazırlık, ana ve final bölümlerden oluşur. Egzersizlerin formülizasyonunda çeşitlilik sağlanabilir. Her şey amaç ve hedeflere göre belirlenir. Hazırlık çalışmaları bağlamında, desin amaç ve kapsamının ele laınması, yürüyüş, koşma, dövüş pozisyonunda hareket etme gibi egzersizler olabilir. İkincil egzersizler genelde eşli çalışmalardır. Bu bölümde eşi sırtta taşıma, omuzda taşıma, oturarak ve ayakta yoga benzeri hareketler yapma gibi çalışmlardır. Dersin ana bölümü en zor bölümüdür. Dövüşte karşılaşlabilecek tutmalar, atmalar, denge bozmalar, saldırılardan korunmalar ve saldırı yapmalar, ilk yardım gibi konuları öğretiriz. Bu bölüm, katılımcıların yalş ve sayısına bağlı olmakla birlikte genelde 45-60 dakika arası sürer. Son bölümde ise yavaş koşu, nefes teknikleriyle yürüme v.b. gibi çalışmalar yapılır.

şekilde

BudoTURK

117


118 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016




BudoTURK

121



BudoTURK

123


124 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

125



BudoTURK

127


g/h0&h/ 12.7$/$5

.\XVKR NHQGเตด NHQGเตดQเตดQ YH UDNเตดEเตดQเตดQ เตดo เตดVNHOHWเตดQH YH |OGย Uย Fย KHGHร HUเตดQH VDOGร UPD\ร |รทUHQPH เตดo \HWเตดVเตดGเตดU %X Vเตด]เตดQ SRWDQVเตด\HOเตดQเตด]เตด YH UDNเตดS ย ]HUเตดQGHNเตด HWNเตดQเตด]เตด DUWร UDFDN oRN Jย oOย YH \ร Nร Fร EเตดU \HWHQHNWเตดU %X NDWร NVร ] Jย o เตดOH GHรทเตดO GDKD \ร Nร Fร VRQXoODU เตดoเตดQ NDWร NVร ] Jย o GH NXOODQร ODEเตดOPHVเตดQH UDรทPHQ VเตดODKร Pร ]ร เตดo RUJDQODUร Pร ]ร Q HQ |Oย PFย O QRNWDODUร QD VDSOD\DUDN \DSร Oร U %X KHGHIOHU QRNWDODU GDPDUODU เตดo RUJDQODU EH\เตดQ YH EเตดUNDo GเตดรทHU VเตดVWHP YH เตดVNHOHWGเตดU 6RQXoODUร DQOร N YH HQ HWNเตดOเตด ROPDVร QD UDรทPHQ HQ EDVเตดW YH X\JXODPDVร YH DOร รบWร UPD \DSPDVร HQ D] WHKOเตดNHOเตด RODQร X\JXOD\ร Fร เตดoเตดQ VเตดQเตดU VเตดVWHPเตดGเตดU 'DPDU

128 BUDO TURK - ฯฎอ ^ฤ ว ลฆ อฒ Dฤ ว ลฆฦ ฯฎฯฌฯญฯฒ


saldırıları (diğer adıyla Dim Mak) da fevkalade hedeflerdir. O kadar verimli olmasalar da (rakibin saf dışı kalması daha uzun sürer), fiziksel olarak çok daha vahim ve geri dönülmez hasarlar verebilirler. Damar saldırılarını uygulama ve alıştırma yapması oldukça tehlikelidir ve hatta deneyimli olmayan partnerlerle antrenman yapması aptalcadır... ancak yine de azami dikkatle üzerinde çalışılabilir. Bu iki ustalık da rakibin anatomik sistem ve işleyişlerine giriş yapma becerisi gerektirir. Bunu yapabilmek için mümkün olan hedefleri ve onların vücuttaki

EVAN PANTAZİ

KYUSHO GİRİŞLERİ Tercüme: A. Direnç KORKMAZ

BudoTURK

129


ÖLÜMCÜL NOKTALAR

işlevlerini anlamalı ve onlara ulaşabilecek delici/ kesici silahlar oluşturmalıyız. “Sanchin”, bu hedeflere ulaşmak için geleneksel silahlar ve taktikler geliştirme yöntemi olsa da, bu yetenekler “Sanchin” olmadan da öğrenilip uygulanılabilir. Formu çalışarak uygulamak doğal olarak saldırı ve savunmanın tam Ying ve Yang dengesini beraberinde getirir... Hangisini kullacak olduğunuzun seçimi size kalmıştır. Form kemikleri, kasları, tendonları (bağları) ve kasları sadece rakibin savunmalarına direnecek şekilde değil ayn zamanda 6 Ji El olarak adlandırılan rakibin vücudunun derinine işleyebilecek delici silahları oluştumaya yardım edecek şekilde güçlendirir. Bu delip geçme, kasları ve tendonları

130 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


EVAN PANTAZİ

bunlarla birlikte de kemik iskeletinin arasından geçerek rakibin çok daha ölümcül olan sinirlerine, damarlarına, organlarına v.b. ulaşmaya yardımcı olur. Rakibe girişin temellerinden biri de onların momentumunu ya da saldırılarını durdurmaktır. Bu saldırganın ataklarını bloklarla savunmak değil bunun yerine karşı saldırmakla olur. Bu şekilde, rakibin zihni yeniden saldırabilmek için baştan planlama yapmak zorunda kalır. Amacımız onların hareketlerini motor fonksiyonlarından ( hareket, denge, güç/ dayanıklılık) duyusal fonksiyonlara (yeniden denge, karşılama, hissiyat) değiştirmek, böylelikle adrenalin kaynaklı fiziksel bariyerler

ve hareketlerin ötesine geçmektir. Bu durumda, sinirlere yapılan saldırının yolladıı mesaj nedeniyle beyin sinirlere odaklanır ve güç, denge ve destek için kaslara daha az sinirsel mesaj gönderir. Vücudun bütünündeki hayati noktaları öğrenmek çok önemli bir husustur, her zaman baş ya da boyun hedeflerine ani ulaşım sağlayamayabiliriz; dolayısıyla, bütün vücudun zayıflıklarını bilmek bizim potansiyelimizi önemli derecede artıracaktır. Kyusho ve Sanchin ile rakibin içine doğru girmede bir diğer anahtar nokta ise onların vücutlarının nasıl tepki vereceğini bilmektir. Bunu bilmek size onlar ilk atağınızdan sonra tekrar kontrollerini sağlamaya çalışırken fazladan hareketlerle onları halihazırda takip edebilmenizi sağlar. Sadece hızlı olmanızı değil,

BudoTURK

131


ÖLÜMCÜL NOKTALAR sizin yeni hedeflerinizden korunamamalarını da sağlar. Ayrıca ne seviyede atak yapacağımızı da rakibin reaksiyonlarıyla belirleriz. Doğru şekilde sinirlere saldırdığımızda (Kyusho), sonuç bilinç kaybı olmadan hemen önce beyaz bir flaş ışığıdır. Eğer kan damarlarına derin bir nüfuz sağlarsak, rakibin görünüşünde kararmayla birlikte yavaş bir fiziksel tekpi oluşur. Sanchin’de Kyusho kullanmanın bir diğer faydası ise çok az kuvvet gerektirmesidir. Hareketleriniz, rakibi uzatılmış silahın

132 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


EVAN PANTAZİ üzerine saplanmaya yönlendirdiği için enerjinizi korur. Bu eski bir savunma sanatları prensibi olan rakibin gücünü rakibe karşı kullanmayı etkili bir şekilde kanıtlar. Girişiniz rakiplerinizin hareketlerine direk karşı olarak değil, onun yerine pozisyon ve momentuma göre yapılan göze direk çarpmayan ve odaklanmış girişlerdir. Damarlar veya sinirlere saldırma arasında kompleks ve dinamik sonuç farklılıkları olur. Bunlar sadece fiziksel olarak rakibin vücudunun derinlerine saldırmak değil ayrıca daha çok yaşamsal sistemleri etkilemesidir. Bu, darbenin gücüne göre, kendini soğuk terlemeden kusmaya, bilinç kaybından daha bir sürü ciddi sonuçlara kadar uzayan etkiler olarak açığa çıkar. Her halükarda bunu hafife almayın çünkü rakip üzerinde ciddi ve kalıcı etkiler bırakabilecek olan vücut iç sistemleri, fonksiyonları ve hayatı devam ettiren mekanizmalar üzerine etki yapmaktasınız. Çoğu hedef/nokta Kyusho (sinir saldırısı) ve Dim Mak (damar saldırısı) alanlarını paylaşır ve derinlere yapılacak bir darbe ve beceri ile ikisine de aynı anda ulaşabilirsiniz. Ancak daha küçük bir silah (sadece yumruk ya da avuç içi değil) ve aynı zamanda doğru bir yol izlemelisiniz. Bu Kyusho’da acemilerin kullanamadığı ve adamakıllı vücut reaksiyonu almakta zorlandıkları başka bir husustur. Kyusho’da tipik motto “Açı ve Yön” dür. Açı: silahınızın belirli bir hedefe, bazıları hala basınç noktası der, yaklaşma şeklidir. Fiziksel hareketinizin tanımlayıcısıdır. Bu başlangıç noktasından bitiş noktasına, önden arkaya, yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, sağdan sola yada soldan sağa vb. dir. Yön: birinin ya da birşeyin boyunca takip edilen rotaya yön denir, ve yeni başlayan uygulayıcıyı şaşırtabilir. Pek çok kişinin verimsiz bir biçimde denediği ama

BudoTURK

133


ÖLÜMCÜL NOKTALAR yeterli olamamasının nedenidir. Bu nedenle, pek çok kişinin bu beceriksizlik nedeniyle Kyusho’nun işe yaramadığını düşünerek bırakmasına da sebep olmaktadır. İnsanların hem daha iyi derecede anlamasına yardımcı olacak, hem de Kyusho etkilerini daha iyi uygulamasına yardım edecek daha iyi bir tanım ise “Yörünge”dir. Yörünge: atılan bir cismin uygulanan kuvvetin etkisiyle uzayda takip ettiği yoldur. Kyusho’da ise yörünge; kinetik enerjimizi insan vücudundaki belirli bir yoldan bir vuruş yeri olarak değil de insan vücudunun derinlerine doğru gönderecek şekilde bulduğumuz herşeydir. Vücudun dışını travmatize edecek yerler değil de onun

134 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


EVAN PANTAZİ

BudoTURK

135


ÖLÜMCÜL NOKTALAR

136 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


EVAN PANTAZİ

BudoTURK

137


ÖLÜMCÜL NOKTALAR

yerine merkezine ulaşılabilecek yörüngeler ararız. Bunun için en iyi yer de sinirler ve merkezi sinir sistemidir (omurilik ve beyin). Bu, Kyusho da sakatlanma olmamasının nedenidir. Çünkü ağır darbe ya da güç kullanmıyoruz (hatta ihtiyaç duymuyoruz). Evet Kyusho’da da hasar verilebilir. Ama antrenmanlarda önem yörüngeye ve merkeze mümkün olan an az kuvvetle ulaşmaya verilmiştir. Bu çalışılıp yerleştikten sonra, kuvvet eklemek (eğer gerek olursa) tabi

138 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


ki saldırının etkilerini (ya da yasal sorunları) katlayacaktır. Bunun acı gerçeklerini şu anda MMA’de görüyoruz. Aşırı gücü ve vahşeti görüyoruz, ki çoğunlukla absorbe ediliyor ve savaşılmış oluyor.. Ama sıklıkla görüyoruz ki doğru yörünge kullanımı, daha az bir güçle bile, rakibi etkisiz hale getiriyor. Ama bu ve Yang doğasına sahip birçok savunma sanatı vücudun derinlerine nüfuz etmeye görünen uzuvlarını yok etmek kadar ilgilenmez. Ve Yin karşılığı olarak, Kenjitsu öğretisi ya da Japon Kılıç stillerine bakabiliriz. Onlar kesiş yapmak için kuvvet kullanmazlar, bunun

EVAN PANTAZİ

BudoTURK

139


ÖLÜMCÜL NOKTALAR

yerine içeriden dışarıya geçmek için yörüngeyi kullanırlar. Kyusho işte bundan ibarettir, ya da böyle olmalıdır. Güç değil, açı veya yön de değil... Herşey yörüngede. Organlarımız ve iç iskeletimiz (yapımız) göreceli olarak daha zayıftır, bu yüzdendir ki onlar hedeflerimizdir. Mesela karaciğer, dalak, böbrekler, diyafram vb. Sinirlerden ve hatta kan damarlarından geçen bir ek giriş ile bu hayati yapılara ulaşabilir ve fonksiyon bozukluğu veya gerektiği şekilde hasara neden olabiliriz. Giriş;

140 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

küçük, odaklanmış bir hedef üzerine el eklemleri gibi eşit küçüklükte sert bir nesne ile ufak, delici bir kinetik enerji transferi ile sağlanır. Diyafram seviyesinde vücudun daha derinlerine girişte daha önemli organlar vardır. Öte yandan, dengenin yanısıra

ruhsal ve fiziksel hareketlerde yeniden yönlendirmeye sebep olmak vücudu zayıflatır. Bu atağınıza daha zayıf bir hedef bulma ve hayati hedeflere nufüz etme olanağı tanır. Kyusho’nun açığa çıkardığı Yin ve Yan’ın özüdür.


EVAN PANTAZİ

Vücudun iç hadefleri çift yönlü ve homojen olarak konumlanmıştır, sadece başta ya da üst gövdede değil, bacaklarda da böyledir. Yüzeysel saldırılar yine de sinirlere ulaşım sağlayabilir ama daha derin bir vuruş kan damarlarını

da içerecektir ve daha kalıcı bir hasara neden olacaktır. Kata Sanchin vücut pozisyonu bunlara basit bir kuvvetle o kadar olmasa da hayati yapılara doğru derin bir yörüngeyle ulaşmaya imkan sağlar. Kuvvet yerine Sanchin’in vücut

duruşunun bütünlüğüne güvenerek daha düşük hassasiyete sebep olacak zıt çalışan kas gruplarının dahil olduğu hareketlerden kaçınırız. Örneğin eğer siz dirseğinizi size gelen dize doğru aşağıya hareket ettirirseniz, güç seviyesini

BudoTURK

141


ÖLÜMCÜL NOKTALAR

artırmak için birçok kasınız kasılmak isteyecek. Ancak dirseğinizin eklemini ya da kemiğini doğru konumlandırırsanız ( form bilinçaltına işlediğinden – eğer bunun için çalışıldıysa), herhangi bir güç yada kuvvet gerekmeyecektir. Kol daha derin bir giriş için, ayrı kasılan kasların çekmesinden daha az çok yönlü hareket edecek ve daha düz bir çizgide (ve daha isabetli) hareket edecektir. Bu ayrıca; potansiyelinizi ve dayanıklılığınızı yaşlı ve güçsüzleştiğiniz yıllarda da sürdürmenize olanak tanır. Daha hayati yapılara giriş illa ki mermi gibi olmak zorudna değildir. Fiziksel

142 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

yapılara derin bir basınç veya uyarma da sonuç verir. Yeniden, işin anahtarı güç değil, yerleşmiş duruş ve daha güçlü olan kasların tendonların ve kemiklerin etrafından geçen daha zayıf komşu yapıların içinden geçecek ya da içine işleyecek açığa vurulmayan yörüngelerdedir. Bu vücut duruşları

Truite formu veya eklem kilitleme metotlarında rakibin eklemlerine de girer. Bazı hedefler hemen kemiğin kasın ya da tendonun yanında değildir, onun yerine bunların arkasındadır. Bu tip hedefler yüzeysel yapıları geçerek onların arkasına ya da daha içeriye


EVAN PANTAZİ

girmeyi gerektirir. Böyle durumlarda doğrusal hareketi kullanamayız, döner hareket ya da çekiş hareketi gerekir. Bütün bu hareketler küçük ve kurnazca olup, rakibe ya da izleyenlere göre çok büyük değil, kısa ama özdür. Yeniden dile getirmek gerekirse, bu vücut hareketleri hassasiyeti geliştirir, küçük

hareketler daha direk ve verimlidir, daha az güç veya daha az hız gerektirir ve Kata hareketleri ve vücut duruşlarıyla bilinç altında yer edinmiştir. Sanchin’deki vücut duruşlarıyla birleşen küçük hareketlerde büyük bir güç vardır. Bu güç, tendon temelli olduğu kadar kas temelli değildir; bu,

vücudun içlerine doğru çok güçlü ve odaklanmış bir yörünge sağlar. Küçük kemik yapılarıyla birlikte bu hareketler çok güçlü bir giriş ya da vücudun içlerine doğru nüfuz yaratır. Bu küçük döndürme kuvvetli hareketler(burgulu) ayrıca daha mesafeli fonksiyonlar olan görme, duyma, denge ve diğer

BudoTURK

143


ÖLÜMCÜL NOKTALAR

yaşamsal fonksiyonları kapatacak olan beyin sapı, iç kulak, görme sinirleri vb gibi daha derin yapılara aktarılan titreşimler yaratır. Bu, vücudun daha derinlerine girmekle ve bunun kasların motor becerilerinden, ki güç temelli atak gerektirir, ziyade fizyolojik işlevselliği ile kolayca başarılır. Bu basitlik yaşlı veya daha üst seviye uygulayıcılar tarafından yaşlandıklarında ve onların fiziksel hünerleri kaybolduğunda dengeleyici faktör olarak ihtiyaç duydukları için korunmuştur. Giriş metotlarıyla çalıştıkça görüyoruz ki, bu o kadar da teknik temelli değildir. Daha çok özel çalışılmış araçların kullanımı ve Hayati Hedefler (Kyusho) bilgisiyledir. Oturtulmuş/basmakalıp teknikler yerine araçlar ve hedefleri kullandıkça daha çok uyum sağlayıp, bilinçaltıyla otomatik hareketler yaparak

144 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

düşünme ihtiyacını kaldırıp, çok daha limitsiz kapasite kazanabiliriz. Araçlar ve hedefler ile vücudun özel iç yapılarına giriş bize diğer stillere karşı vuruştan tutma atmaya ve bunların kombinasyonuna karşı mücadeleye olanak tanır. Rakibi kontrol etmek, işlev bozukluğuna veya daha büyük bir hasara sebep olmak daha kolaydır. Vücut pozisyonunuzu koruyarak daha

az kuvvetle daha büyük bir kaldıraç gücü de üretilir. Bu, sizden kuvveti çok daha fazla olan iri rakiplerle karşı karşıya geldiğinizde olmazsa olmazdır. Uygulanan teknikteki veya rakibin kas ve vücut hareketlerindeki daha uzun zamana karşın daha küçük, verimli hareketler ayrıca daha stratejik savaş düzeni almaya da olanak tanır. Rakibin vücuduna girerek, onların vücutlarından daha da derine onların alışık olmadığı


EVAN PANTAZİ

daha derin seviyede fiziksel işlev bozukluğunu yarattığı kafa karışıklığı ile düşüncelerine ve ruhlarına da saldırırsınız. Vücuda girmekteki bir diğer fayda da, daha küçük silah ve hareketler kullanmanın yanında, dokunma duyularını hayati hedeflerin yerini belirlemede kullanabilmemizdir. Çok yakın mesafede kavgaya girdiğinizde, hedef bulmak için görüşümüze güvenemeyiz.

Sinirler sıkıştırılırken daha derine nufüz etmek için basınç eklenmelidir. Eğer darbeye maruz kalan vücudun ataktan uzaklaşmasına izin verilirse, basınç ve basıncın sinirler üzerindeki etkileri ciddi manada azalmış olur ve aktarımı daha az etkili hale getirir. Vücudu bağlayarak veya kısıtlayarak, daha hayati yapılar üzerinde çok daha derine nüfuz edebilir ve beyin ve omuriliğe daha keskin sinirsel mesajlar gönderebiliriz. Hedefleri kullanarak rakibinizin temelini

gevşetebilirsiniz ve dolayısı ile rakibin vücudunu zayıflatır, dengesini ve gücünü altüst edersiniz. Bu tarz taktiklerde anatomiye girişlerde karşılıklı yönlerden girişi de kullanabiliriz. Eğer sinirleri kullanarak kan akışını durdurmak gibi daha uzun bir yöntem üzerinde çalışıyorsanız, rakibinizi aniden zayıflatabilir, kontrol edebilir veya etkisiz hale getirebilirsiniz. Bu zayıflatma veya kontrol ile rakipten saldırı etkisini gösterene kadar daha az

BudoTURK

145


ÖLÜMCÜL NOKTALAR direnmeyle daha uzun bir kan akışı tıkanmasına neden olabilirsiniz. Daha güçlü bir temel ile, iç yapılara baskılı girişlerin daha büyük etkileri olacaktır. Bununla birlikte bu girişi sağlayabilmek için daha derine nüfuz edecek araçlara ihtiyaç duyarsınız, işte burda 6 Ji El (kadim stiller ve el yazmalarında bulunan) vardır, bunlar daha belirgin araçların ve birkaç farklı açıların üzerinde çalışılarak Sanchin’den evrilmiştir. Formun konstriktif hareketleri hedef üzerinde alan kişinin vücudunda derinlere göndereceğin kinetik enerji darbesi de yaratacaktır. Yerden güç aldığınızdan dolayı da çok büyük bir kaldıraç gücü kazanacaksınız.

146 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

Eklemleri tahrif ederken ise; tendonları gererek ya da burkarak (bükerek) zayıflatırız ve refleks sistemine giriş sağlarız. Vücut, her seviyede saldırılabilecek somatik ve otonomik sinir ağlarından oluşur. Somatik sistem vücudumuzun bilinçli yapılan hareketleri çalıştırır. Otonom sinir sistemine giriş ise vücudun otomatik fonksiyonlarını harap eder (refleks, sindirim ve diğer otomatik işle anlayıp ve bu Ky giriş kazanabildiniz m kullanabilir ve saldırgan altına alabilirsiniz. rakibe yapacağımız sınırlamamalıyız, bu öyle oturtmalıyız ki b ve bilinçaltı refleksler Bu raflekslere yerleşme Kata’sını her gün tekra araç ve hedefleri antre ile olabilir.


EVAN PANTAZİ

er). Bir kere tam yusho hedeflerine mi iki sistemi de nı daha iyi kontrol Ama kendimizi giriş üzerinde araç ve hedefleri bunlar bedenimize rimize yerleşmeli. e Sanchin’in kadim ar etmek ve de bu enmanda kullanma

BudoTURK

147


ÖLÜMCÜL NOKTALAR Bu Kyusho Giriş metotu ile ilgili söylemek istediğim son şey ise; biz sadece rakibin anatomik fonksiyonlarına ulaşmıyoruz, ayrıca akli ve ruhsal yapısına da erişiyoruz. Sinirler aracılığı ile beyin fonksiyonlarına girerek düşünme işlemini çalıyoruz, kişisel beyin fonksiyonu artık aşırı yükleme ile meşgul oluyor ve fiziksel sonuçlar oluyor, bilişsel yetileri kayboluyor ve haliyle akıllarına girmiş oluyoruz. Ve bir kere akıllarına girilince, sersemledikleri ve bilinçleri karıştığı için mücadele istekleri ve kararlılıkları kırılıyor. Partnerinizde sebep olduğunuz etkiler zamanla sizin bilinçaltınıza girer ve her Kata çizdiğinizde hissedilebilir, yani özünde hareketler sizin Sanchin’inize ve size yerleşmiştir.

148 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


EVAN PANTAZİ

BudoTURK

149


150 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


BudoTURK

151


• AT I L I M TA K T I K E Ğ I T I M V E S AV U N M A S A N AT L A R I O R G A N I Z A S Y O N U

PORTR E

RÖPORTA J

S

t i ğ E k i t Ta k

e l i N I K A n ifu Hasa

152 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016

I a d n ı k k a H im


n u v a S

M İ T İ Ğ E K İ T K A T r a l k r a F i k a d n ı s a r A

2015 yılında kurulan ATILIM TaktikEğitim ve SavunmaSanatları Organizasyonu Şef Çalıştırıcısı Sifu HASN AKIN ile taktik eğitim hakkında konuştuk. Bir kaç bölümlük bu röportajın ilk bölümü bu sayımızda sizlerle buluşuyor.

B

udoTURK: Sayın Sifu AKIN, öncelikle okurlarımıza savunma sanatları ile taktik eğitim arasındaki farkı izah edebilir misiniz? Sifu Hasan AKIN: Memnuniyetle. Savunma sanatı dediğimizde aklımıza ilk gelen şey bireyin kendisini koruyabilmesi öğrendiği savunma tekniklerinden veya prensiplerinden oluşan bütündür. Bu bütün karşımıza farklı isimlerle çıkabilmektedir. Örneğin, biz ATILIM çatısı altında silah kullanmadan bireyin kendisini koruyabilmesi için ATILIM

WingTsun ve eline geçecek herhangi bir nesneyi savunmasaldırı amacıyla kullanabilmesi için de ATILIM Escrima adlı branşları öğretmekteyiz. Bu branşlardan WingTsun Çin kökenli bir savunma sanatıyken, Escrima Filipin kökenli bir sanattır.

• AT I L I M TA K T I K E Ğ I T I M V E S AV U N M A S A N AT L A R I O R G A N I Z A S Y O N U

e l i ı t a n a S ma

Yukarıda da ifade etmiş olduğum üzere savunma sanatı bireylere kendilerini korumayı öğretir. Nefs-i müdafaa yöntemidir. Taktik eğitim ile savunma sanatı arasındaki farka gelince; taktik eğitim kolluk kuvveti BudoTURK

153


154 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016


profesyonellerinin işlerini yaparken kullandıkları uygulamalardır. Bir örnekle izah etmek gerekirse bir kişi kendisine atılacak tekmeden nasıl korunmasını öğrenirken savunma sanatı öğrenir. Ancak, bir araç durdurulduğunda araçtan çıkmak istemeyen bir kişinin kolunu bacağını kırmadan kanun ve insan haklarına saygılı şekilde araçtan dışarı çıkartmak ve kanuni olarak yapılması gerekli işlemleri yapmak taktik eğitimle öğretilir. BudoTürk: Bu durumda taktik uygulamalarda savunma veya saldırı sanatları kullanılmıyor mu? Sifu AKIN: Elbette savunma sanatlarının içinde bulunan unsur ve prensiplerden yararlanılıyor ancak amaç savunma veya saldırı değildir. Profesyonellerle çalışırken hep verdiğimiz bir örnek vardır. Size yüzmeyi değil cankurtaranlığı öğretiyoruz. Yani profesyonel elbette kendisine bir saldırı olursa kendini nasıl koruyacağını bilecektir. Ama profesyonel korunmakla kalmayacak, olaya veya şahsa müdahale etmesi gerekecektir. Cankurtaranın yüzme bilmesi ne ise, profesyonelin savunma sanatları bilmesi odur. Ancak cankurtaranın işi yüzmek değil, canı kurtarmak olduğu gibi, taktik uygulayıcının amacı da dövüşmek değil, müdahale ederek kanunlar çerçevesinde işini yapmaktır. BudoTürk: Ancak, kişi suçluysa kolluk kuvveti personelinin neden çok teknik bilmesi önemli ki? Yani, işini yaparken birkaç darbe vurması çok büyük bir hata mı? Sifu AKIN: Elbette büyük bir hata. Kişi suçu ne olursa olsun

önce bir insandır. İnsanlar farklı ruh hallerinde suç işleyebilirler. Suçun cezasını sadece ve sadece hukuk verir. Yargısız infaz yapılamaz ve kolluk personelinin cezaya hukuktan önce başlama hakkı yoktur. Bunlar evrensel prensiplerdir. Bu prensiplerin dışına çıkıldığında diktatörlükler ve baskıcı rejimler ortaya çıkar. Kısacası kolluk personelinin işi, zanlıyı insana yakışır şekilde kontrol altına alıp hukukun önüne çıkartmaktır. Ne tür bir ceza verileceğine hukuk karar verir, kolluk personeli değil. Ayrıca, bazen kolluk personeli suçsuz kişilere de müdahale etmesi gerekebilir veya hata ile suçsuz kişilere müdahale eder. Bu durumlarda, nasılsa suçludur diye kolluk personelinin yaptığı her hareket suçsuz bu kişinin insanlık onuruna yapılan bir saygısızlık ve belki de adamın bedensel ve psikolojik sağlığına bir darbedir. BudoTürk: Kişi eğer suçsuz ise kolluk personeline direnmez ve güç kullanımına gerek kalmaz. Bu nedenle, suçsuz kişilere direnmemeyi öğretmek daha faydalı olmaz mı? Sifu AKIN: İnsan oldukça değişik bir varlıktır. Herkesin yetişme ve çevre şartlarına göre şuuraltında farklı datalar yerleşir ve insanın şuurlu davranamadığı zamanlarda bu kodlar açığa çıkarak kişinin tepkilerine yön verir. Her ne kadar kişi suçsuz ise direnmesin desek de, bazı insanlar bir anda karşısında polis gördüğünde panikledikleri ve aşırı korktukları için donakalırlar. Yani asıl amacı kolluk personeline direnmek olmasa da farkında olmadan pasif bir direniş sergileyebilir. Bu durumdaki bir kişinin

Sifu Hasan AKIN

Sifu Hasan AKIN ile ATILIM Hakkında Halen pek çok Ving Çun organizasyonunun faal olduğu Türkiye, Mayıs 2015 ayı itibariyle ATILIM TaktikEğitim ve DövüşSanatları Organizasyonu adıyla WingTsun ve Escrima ağırlıklı yeni bir organizasyonla tanıştı. Organizasyonun en üst düzey eğitmeni pozisyonunda olan Sifu Hasan AKIN, Ving Çun camiasının yakından tanıdığı, pek çok ilk adımları büyük bir cesaret ve girişimcilikle attığı bilinen bir Ving Çun eğitmeni. Yaptığı çalışmalarda dövüş sanatlarının kuvvet ve bedensel değil, akıl ve mantıksal yanına, modern ve çağdaş eğitim pedagojisine önem veren Sifu Hasan AKIN’la taktik eğitim hakkında konuştuk. BudoTURK

155


“ 2015 yılında oldukça kilolu bir kişi New York polisi tarafından direndiği iddiasıyla “nefes alamıyorum” dediği halde sokak ortasında boğularak öldürüldü. Bu kilodaki birisinin yüz üstü yatırılıp, bir de üstüne bir kaç kişi bindiğinde nefes almakta zorlanmasının bilimsel bir açıklaması bulunuyor. “

156 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


korku haliyle verdiği tepki için kendisine darbe vurulmasını hiçbir kanun haklı çıkartmaz. Zira bu kişi zaten masumsa kontrollü olduğu zamanda zaten direnmeyecektir. Ancak, panik halde farkında olmadan ve şuursızca direndiği için suçlu muamelesi görmeyi hak etmez.

bayanı hem de gözetim altında tutulurken direniyor diye üstüne yüklenmek suretiyle öldürmek hiç kimsenin hakkı olamaz. Bu ve buna benzer olayların tamamen kolluk personelinin yetersiz ve yanlış eğitim almasından kaynaklandığı apaçık ortadadır.

Bazı insanların bedensel rahatsızlıkları vardır. Bu insanların talep edilen bir şeyi yapmadığı veya yapamadığı için darbe yemesi ve güç kullanılması doğru olamaz. 2015 yılında oldukça kilolu bir kişi New York polisi tarafından direndiği için kişi “nefes alamıyorum” dediği halde sokak ortasında boğularak öldürüldü. Bu kilodaki birisinin yüz üstü yatırılıp, bir de üstüne bir kaç kişi bindiğinde bu adamın nefes almakta zorlanmasının bilimsel bir açıklaması bulunuyor. Nefes almak insanın en temel içgüdüsel davranışlarından birisidir. Eğer nefes alamazsanız, nefes almak için pozisyonunuzu değiştirmeniz gerekir. Bu öldürülen kişi de nefes alabilmek için pozisyonunu değiştirmeye gayret ederken savunma sanatı bilen ancak taktik eğitim bilmeyen memurlarca boğularak öldürülmüştür. Bu kişi hatırladığım kadarıyla dal sigara satmak suçuyla tutuklanmaya çalışılıyordu. Dal sigara satmak New York kanunlarında suçsa bile bu suçun cezası boğularak öldürülmek değildir diye düşünüyorum.

Bunlara ilaveten, bazen kişiler ilaç veya madde etkisi altındayken veya akıl hastalıkları varsa kolluk personelinin talimatına uymayabilir ve direnç gösterebilir. Direnç gösterdi diye akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişiye karşı ölümcül veya ölümcül olmayan güç kullanmak önce insanlık, sonra da hukuka aykırıdır.

İstanbul havalimanında bazı polislerce gözetim altındaki bir bayanın üstüne yüklenilerek öldürülmesi olayının da bundan daha farklı olmadığını düşünüyorum. Bu bayan kaçakçılık da yapıyor olsa, vize ihlali de yapıyor olsa, bu

İşte bu ve daha pekçok nedenden ötürü, masumsa direnmesin demek mümkün değildir. İnsan masum olduğu halde direnmek zorunda kalabiliyor. İşte burada yeterli ve doğru taktik eğitim almış kolluk personelinin farkı ortaya çıkar. Zanlıyı ya boğar bırakırsınız, ya da insan onuruna yakışır şekilde işinizi yaparsınız. Bir kişiyle kavga etmek ve onu yaralamak-öldürmek herkesin yapabileceği iştir. Profesyonel denilen ve iş olarak kolluk görevi yapan personelin hiçbirşey bilmeyen kişilerin bile yapabildikleri şeyleri yapmanın ötesinde bir becerileri yoksa çok acı dir durumla karşı karşıyayız demektir. Bu kişlerin kendilerine saygıları varsa hemen ya işini adam gibi yapmak için gerekli eğitimi almalı ya da hemen bu işi bırakmalıdır.

BudoTURK

157


Jeopolitik

Araştırma ve Analizler

Ulusal güvenlik sorunları Siyasi ve askeri liderlere öneriler Bölgesel savaşlar ve harpler www.stratejikanaliz.com

158 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

2016


BUDO YAYINLAR

DVD KAMPANYALARI

2 DVD x 30 € 5 DVD x 70 €

Bütün kataloğumuz için.... BudoTURK

159


160 BUDO TURK - 2. Say覺 - May覺s

2016









TaktikEğitim WingTsun Escrima ANKARA ANTALYA BALIKESİR

ESKİŞEHİR GEBZE İSTANBUL

www.atilimglobal.org 2016

162 BUDO TURK - 2. Sayı - Mayıs

KONYA MARDİN MUĞLA

ORDU SAMSUN OSMANİYE

TaktikEğitim & SavunmaSanatları Organizasyonu

info@atilimglobal.org

(0542) 568-0655


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.