Cg 62 sayı e dergi

Page 1

CATERING g u i d e Yıl / Year :13 Sayı / Issue: 62 Şubat 2017

www.ardayayin.net

Fiyatı / Price:10 TL ISSN 1308 - 4585 “Hakemli Dergi”


Estetik , dekoratif ve dayanıklı servis ürünleri...

SINCE 1974

Geniş üretim kapasitesi ve yaygın bayi ağı ile KÜLSAN, İzmir’den Diyarbakır’a Trabzon’dan, Antalya’ya 81 ile ürünlerini ulaştırmaktadır. KÜLSAN hayatı kolaylaştıran ve şıklığı ön planda tutan ürünlerini Arcomel,Arcoform ve Thermoset olarak üç ana marka altında toplamıştır.

KÜLSAN MELAMİN PLASTİK SAN. ve TİC. AŞ Karayolları Mah.Kadir Akdoğan Cad.No:18 Küçükköy 34255 GAZİOSMANPAŞA - İSTANBUL - TURKEY

T : 0212 477 56 66 F : 0212 477 57 77

www.kulsan.com.tr e.mail:kulsan@kulsan.com.tr

İSTOÇ Mağaza: İstoç 24.Ada No:16 Bağcılar - İstanbul Telefon:+90 212 659 78 36 Fax: +90 212 659 78 37


Åžubat 2017


Mayıs - Haziran Şubat 2016 2017

Haber, tanıtm ve ilanlarınız için Düzenli takip etmek için Abone olun

36

CATERING g u i d e


Åžubat 2017


Åžubat 2017

4


Åžubat 2017

5


Åžubat 2017

6


Åžubat 2017


Şubat 2017

KES-TART Hamur Kesme ve Tartma Makinesi Kestart alırken gramajınıza uygun pistonlu seçilmesi çok önemlidir. Gramaj Aralığı: 50-150 gr, 80 - 350 gr, 100 - 600 gr, 200 -1000 gr arasında değişen 4 çeşit üretim yapılmaktadır.

Spirial Mikser Makinesi (Sanayi Tip) Ana tahrik motoruyla döndürülen karıştırma kolu ve dönen kazan içindeki un, su, katkı v.b hamur şekline gelinceye kadar karıştırır. Çift hızlı olup zaman ayarlıdır. 1.devirde 1 zaman 2.devirde 2 zaman kontrol edilir. 1.zaman sonunda 2. Hıza geçer 2.zaman sonunda stop eder. Kapasitesine uygun kullanılmalıdır.

Ekmek Dllimleme Makinesi Dilim kalınlığı talebe göre 8 mm ve üstü olarak istenilen mm.aralığında üretilmektedir. Ekmeğin temas ettiği yüzeyler Cr- Ni (paslanmaz 304 kalite) olup sağlığa uygundur.

Konik Yuvarlama Makinesi

1994 yılından bugüne... Faaliyete gectigi 1994 yilindan bu yana hamur isleme makinalari sektörunde faaliyet gosteren ÜSTÜNELLER MAKİNA yılların verdiği tecrübe ve potansiyelliğin getirdiği uzmanlık ile ürettiği makinaları sektöre kazandırmıştır. Ürun ceşitliliğinin yani sıra,teknik servis imkanlari ile müşterilerin gözünde profosyonelliğini kanıtlamıştır.Makinalarin imalat aşamasindan teslimine kadar sıfır hata mantığı ile üreten fırmamız uzun yıllardır sektördeki yerini korumaktadır. İsmimizin olduğu tüm ürünlerimize gönül rahatliği ile referans olan siz değerli müşterilerimize her zaman daha iyi hizmet vermek firmamızın en önemli değerlerindendir. DESTEK SİZDEN, ÜRETİM BİZDEN...

Sanayi Mahallesi Sultan Selim Caddesi Yiğit Sokak No:6 Kağıthane / İstanbul / Turkiye Telefon : (0212) 280 18 74 - Fax : (0212) 282 75 53 e-posta;info@ustunellermakina.com

www.ustunellermakina.com


Åžubat 2017


Şubat 2017

“Güncelle, Bilimi birleştiren Dergi”

CATERING g u i d e İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Müdür Dursun ARIK dursun.arik@ardayayin.net 0507 179 56 02 Reklam Yönetmeni Zerrin ÖZCAN zerrin.ozcan@ardayayin.net Yayın Danışmanı Engin GÜNER eguner@tamamutfak.com.tr Abone Sorumlusu Sabah ÖCAL Mekan ve Chef Editörü Merve Nur AŞIK Translator Yağmur Özge ARIK

Temsilcilikler

Toplu Yemek ve Catering

Ankara: Okan KARAHANLI Sektörü Danışma Kurulu okan.karahanli@ardayayin.net Engin Güner - TAMA Mutfak 0553 076 02 00 Basri Kalaycıoğlu - Parıltım Yemek İstanbul: Pelin KARAKAŞ Rouzberi Gergeri - Ziba Catering pelin.karakas@ardayayin.net Kemal Sofuoğlu - Ayso Catering 0553 810 61 10 Necmiye Güldürsün - Akpaz Catering Eskişehir: Enis ZEYTİNLER Salim Taş - Taş Kardeşler enis.zeytinler@ardayayin.net Faruk Dural - Üçöğün Catering 0530 687 93 04 Cihangir Bayer - Resport Catering İzmir: İhsan AYDIN Sadık Çelik - Keyveni Kurumsal Yemek Tolga Yetkinşekerci - Özgaziantep Yemek 0551 252 53 87 Bahadır Aydın - Parıltım Yemek Zonguldak: Cahit AKMAN Vedat Kurdoğlu - Sistem Group 0544 649 51 67 Yüksel Güven -AŞ-SAN Catering Antalya: Erdal ARIK Keml Saldır - Seçsan Yemek 0533 6487522 Ahmet Selimoğlu - Saray Yemek

Danışma Kurulu

Prof. Dr. Ahmet AYAR Yüce CANOLER Dr.Hüseyin K.BÜYÜKÖZER Feray ALPAY Mehmet Baki ASUTAY

Yönetim Yeri

Sağlık-1 Sokak No: 24 / 3 Sıhhıye Ankara Tel & Faks: 0312 430 33 10 info@ardayayin.net, ardayayin@gmail.com

www.ardayayin.net Baskı

Önka Kağıt Ürünleri Sanayi Büyük Sanayi 1.Cad. No: 80 /32 İskitler - Ankara Tel: 0312 384 26 85 Faks: 0312 341 64 08 Dağıtım - Yurtiçi Kargo Ayda bir yayınlanır. Yılda 10 sayı çıkar. Catering Guide Dergisi basın meslek ilkelerine uyar. İmzalı yazıların sorumluluğu yazarlarına, ilanların sorumluluğu ilan verene aittir. Catering Guide de yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir. Catering Guide HAKEMLİ bir dergidir Yıl:13 Sayı: 62 25 Şubat 2017 Fiyatı:10 TL ISSN 1308 - 4584

Merhaba,

Editör’den

Catering Guide Dergisi için son derece üzücü bir olayı yaşadık. Değerli dostumuz, köşe yazarımız ve Ambalaj sektörünün duayen isimlerinden Muharrem DEMİR’i elim bir kaza sonucunda ebediyete uğurladık. Mekanı cennet olsun.. Dosya konusu olarak Gücünü yeterince kullanamayan DEV “Toplu yemek sektörü” başlığını seçtik. Sektör profesyonellerinin görüş ve önerilerine başvurduk Ülkemize gelen turistlerin yemek faturasının 5 milyar doları aştığını öğrenince otellerde gıda satın almalarında hangi kriterler geçerli diye düşündük. Biz sorduk otellerin satınalma müdürleri cevapladı. Alanında uzman kişilerin yazıları,firma ve ürün tanıtımlarını sayfalarımızda bulacaksınız. Gelecek sayımızda buluşuncaya kadar, hayırlı ve bol kazançlı günler diliyoruz

Bilimsel Kurul Editör Prof.Dr. Ahmet AYAR - Sakarya Üni. Müh. Fakültesi Gıda Müh. Bölümü - aayar@sakarya.edu.tr Prof. Dr. Şebnem TAVMAN - Ege Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet KAYACIER - Bursa Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA - Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Harun DEMİRKAYA - Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Yekta GÖKSUNGUR - Ege Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet Hilmi CON - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Prof. Dr. Beraat ÖZÇELİK - İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Prof. Dr. Sedef Nehir EL - Ege Üniversitesi Prof. Dr. Murat TAŞAN - Namık Kemal Üniversitesi Doç. Dr. Gülgün F. ŞENGÖR - İstanbul Üni.Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Mustafa ARDIÇ - Aksaray Üniversitesi Doç. Dr. A. Kemal SEÇKİN - Bursa Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Gülgün Yıldız TİRYAKİ - Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

10

İçindekiler 12- Gücünü yeterince kullanamayan DEV “Toplu yemek sektörü” 21- Thermoset nedir? Nasıl bir maddedir? 30- Turistlerin yemek faturası 5 milyar doları aştı... 42- Nestlé Docello Profesyonel Çikolata Serisi’nin ilk ürünleri tanıtıldı 57- ATO coğrafi işaretli ürünler zirvesi düzenleyecek 62-Süper okside suyun unlu mamullerde kullanımı 64- Ev dışı tüketimde hijyen “ellerde” başlıyor 69- Türkiye’de et fiyatlarının artmasındaki en büyük sebep küçükbaş hayvancılığın azalması.. Doç. Dr. İbrahim ÇAKIR - Abant İzzet Baysal Üniversitesi Doç. Dr. Cemalettin SARIÇOBAN - Selçuk Üniversitesi Doç. Dr. Mine ERGÜVEN - İstanbul Aydın Üniversitesi Doç. Dr. Osman KOLA - Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Doç. Dr. Saadettin TURHAN - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Doç. Dr. Suzan Öztürk YILMAZ - Sakarya Üniversitesi Doç. Dr. Hasan VARDİN - Harran Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ayla ARSLANER - Bayburt Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Durmuş SERT - Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Özge Duygu OKUR - Bülent Ecevit Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Pınar Oğuzhan YILDIZ - Ardahan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. M. Kürşat DEMİR - Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Oktay YEMİŞ - Sakarya Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gülen Yıldız TURP - Ege Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Yalçın ÇOŞKUNER - Karamanoğlu Mehmetbey Üni. Yrd. Doç. Dr. Sümeyra S.Tiske İNAN - Karamanoğlu Mehmetbey Üni. Dr. Ahmet YAMAN - Abant İzzet Baysal Üniversitesi


Şubat 2017

Bir sabah uyandığınızda liderinizin eşi yönetime ortak olmuş. Yıllarca süren mücadeleniz “Karı - Koca kavgasına” kurban gitmiş.

Dursun ARIK 0507 179 56 02 dursun.arik@ardayayin.net

Zor zenaattır, yöneticilik... Yöneticilik oldukca zor bir iştir. Yapmayan bilemez. Yöneticiler şeffaf ve denetlenebilir olursa işler kolay yürür. Yetki ve sorumluluklarını dağıtmayı başaran yöneticiler ve yönettiği topluluklar rahat eder. Bunu başaramayan topluluklarda ise kargaşa hakim olur. Bir sabah uyandığınızda liderinizin eşi yönetime ortak olmuş. Yıllarca süren mücadeleniz “Karı - Koca kavgasına” kurban gitmiş. Zor zenaattır yöneticilik Yöneticinin en önemli açmazlarından biri de inandırıcılıktır. Bakalım yöneticilerimiz bizi inandırabilmişler mi? Türkiye ekonomisi Dünya’daki en büyük 19.ekonomi olarak açıklandı. Kulağa hoş geliyor. Halbuki 1987, 1998, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008 yıllarında Türkiye ekonomisi Dünya’nın en büyük 15. ekonomisi olarak açıklanmıştı. Ekonomi çok iyi, bu lafa toplumu alıştırdılar. İnandık mı? HAYIR Türkiye’de resmi işsizlik oranı Ocak 2017 tarihi itibarı ile %11.8 olarak açıklandı.(TUİK verileri ) Yüksekokul mezunu gençler arasında bu oran %24’ü buluyor. Türkiyede iş değil iş beğenmeme problemi var dediler. Aksini söyleyenlerin dış güçlerin adamı olduğuna, toplumu alıştırdılar. İnandık mı? HAYIR 7 Haziran 2015 seçimlerinden itibaren geçen 1,5 yıl içinde bine yakın insanımız terör kurbanı oldu. Binlercesi de yaralandı. Terörle mücadele edildiğine toplumu alıştırdılar. İnandık mı? HAYIR Türkiye’de birçok gazeteci tutuklu, bunlar gazetecilik mesleklerinden dolayı tutuklu değil diyorlar. Ülkemizde basın özgürlüğüne müdahale olmadığına toplumu alıştırdılar

Ülkemiz 15 Temmuz’da alçakça bir darbe girişimine sahne oldu. Halk ve devlet güçleri elele bu melaneti savuşturdu. Sonrasında FETÖ yapılanmasına dahil olduğu düşünülen 100 bin kişi kamudan ihraç edildi. Bir bölümü hapiste... Vatan millet düşmanlarının kamudan uzaklaştırılmasına üzüldük mü? HAYIR Bu kadar büyük bir temizlik hareketi içinde bir gazetenin çaycısı da nasibini aldı.Önce göz altına alındı ardından serbest bırakıldı. Durum bu iken, geçmişte bu yapının yanında olan “Ne istediniz de vermedik” diyenler, “Allah affetsin, millet affetsin” diyerek kendilerini akladılar. Şaşırdık mı? HAYIR Ülkenin birinde yönetim değişmiş. Devir tesliminde eski yönetici yenisine 3 tane zarf vermiş. İşler kötüye gittiğinde sırayla aç demiş. Bir zaman sonra işler sıkıntıya girmiş yönetici zarfları hatırlamış. Birinci zarfı açmış “Geçmiş dönemleri ve kişileri suçla” yazıyormuş. Yönetici bu öğütü uygulamış geçmişi kötülemiş, kendilerinin suçu olmadığını anlatmış. Toplum inanmış. Bir süre sonra işler tekrar sıkınıya girmiş.Bu sefer 2. zarfı açmış “Çevrendekileri suçla” yazıyormuş. Yönetici bunu da hemen uygulamaya başlamış. Birlikte yola çıktığı ne kadar kişi varsa hepsini harcamış. İşler bir süre böyle devam etmiş ama düzelmemiş. Mecburen 3.zarfıda açmış. “Üç zarf da sen hazırla” yazıyormuş. Kıssada olayın geçtiği ülke tamamen hayalidir. Günümüz TÜRKİYE’si ile ilgisi yoktur. İnandık mı? HAYIR

İnandık mı? HAYIR

11


Şubat 2017

Dosya Konusu

Gücünü yeterince kullanamayan DEV

“Toplu yemek sektörü” 12


Şubat 2017

EDT Sektörünün % 40’lık bölümünü Catering firmaları oluşturmaktadır. Son yıllarda yabancı sermayenin de ülkemize girmesiyle hizmet kalitesinde de önemli bir artış görülmektedir. Yapılan denetimler ve mevzuat değişiklikleri ile sektör büyük ölçüde kayıt altına alınmıştır. Toplu yemek firmaları günlük ortalama 7 milyon porsiyon yemek üretip, 250 bin kişiye doğrudan iş imkânı sağlamaktadır. Ülkemizde kayıtlı olarak faaliyet gösteren 3500 - 4000 civarında toplu yemek üreticisi firma bulunmaktadır. Büyük bir ekonomik güce sahip olmasına karşılık “Toplu yemek sektörünün” kamuoyu önündeki imajı oldukça bozuk görünmektedir. Catering Guide Dergisi olarak bu sorunun cevaplarını aradık. Sektör profesyonelleri konu ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Görüşlerinin yanısıra çözüm önerilerini ve bu alanda neler yaptıklarını kamuoyu ile paylaştı. Sorularımız; ■ Bu imajı düzeltmek için neler yapılıyor? ■ Satın alma ve pazarlamada piyasa yapıcı olması gereken Toplu yemek sektörü nasıl oluyor da bu gücünü kullanamıyor? ■ Bu konularda neler yapıyorsunuz. Sektör içinde iyi uygulamalarınız nelerdir? Catering Guide olarak sorularımızı sektörün kanaat önderlerine ve ülkemizin dört bir yanında faaliyette bulunan firma yöneticilerine yöneltik. Catering Guide Dergisi olarak sektörün sıkıntılarına dikkat çekmeye devam edeceğiz.


Köşe Yazısı

Engin GÜNER

Şubat 2017

Futbol veya basketbol oynayanlar iyi bilirler; rakibiniz iyi savunma yapıyorsa, onu yıldırmanın ve kendinize alan açmanın yöntemlerinden bir tanesi de, dirseklerinizle rakibinizi yıldırmaktır. Hakem görürse faul, görmezse ya gol ya da sayı.

eguner@tamamutfak.com.tr

Artık dirsek yeme değil, kol - kola girme zamanıdır Geçen ayki sayımızda, meslektaşlarımıza “Toplu yemek sektörünün büyüyüp gelişmesinin önündeki engellerin neler olduğunu” sormuş, çok farklı ve çarpıcı cevaplar almıştık. Bu ay da, sektör olarak gücümüzü neden yeterince kullanamadığımız sorusunun cevaplarını bulmaya çalıştık.

nı iyi yapamayanlar battı. Ancak her seferinde yerlerine yenileri ikame oldu. Damping fiyatlı satış yapan devler ise güçlü sermaye yapıları, güçlü pazarlama ağları ve yemeğin yanında verdikleri diğer sosyal hizmetlerle pazardaki paylarını arttırarak, birçok firmanın işlerini ellerinden aldılar. Diğer taraftan; kaliteyle rekabet etmesi gerekirken, sadece Evdışı gıda tüketiminin büyük bir kısmın meslektaşlarımız fiyatlarını aşağıya çekerek, fiyat bazlı rekabete giren tarafından karşılanıyor. Yıllık 6-7 milyar dolarlara ulaşan firmaların önemli bir kısmı da büyük zararlarla battılar. cirolarımız var. Yüzbinlerle ifade edilen sayılarda doğrudan personel çalıştırıyoruz. Pazarımızın potansiyeli günlük 20 Müşterisini kaybeden firmalar, tedarikçi ayağında milyon yemeğin üzerinde…Birçok sektörden mal ve hiz- pazara büyük yaralar açarken, taahhütlerini yerine getimet alarak harekete geçiriyor, hemen hemen tüm sektör- remeyip batan firmalar da, hem tedarikçi hem de müşlere de hizmet veriyoruz. Bu hacimlere ve böyle etki alan- teri tarafında sektörün imajını olumsuz yönde etkilediler. larının içinde bulunmamıza rağmen, geldiğimiz noktada Geldiğimiz noktada; yemek mönüleri 1990’lı yıllara göre meslektaşlarımız büyük bir bölümü işlerinden memnun değil… oldukça çeşitlenmiş, yasal düzenlemelerle gelen normlar ve Yazdığımız yazıların büyük bir kısmında, Devlet Baba’dan sunumlardaki çeşitlilik ilave maliyetler getirmiş, gıda fiyatladert yandık. Pazarı kontrol etmesini, istihdamda, üretimde, rı diğer tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarına göre birkaç misli yasal yükümlülüklerde haksız rekabetin önüne geçmesini artmıştır. Bundan 25 yıl önce 2 dolar seviyelerinde olan talep ettik. Ancak geldiğimiz noktanın tek sorumlusu,devlet mi? yemek fiyatı, bugün minimum 3 - 4 dolarlar seviyesinde olması gerekirken, ortalama fiyatlar yerlerde sürünİsterseniz biraz geriye gidelim, 1990’lı yılların başına...Neremekte ve toplu yemek üreticisi sürekli dirsek yemektedir. deyse, her yerde 4 kaptan oluşan standart mönüler uygulanıyor. Gıda mühendisi yok, gıda güvenlik normları yok, porselen İşletmelerin tek başlarına bu sorunla mücadele etmetabak yok, İSG normları yok, alternatif yemek yok, salatbar yok, si mümkün değildir. Mutlaka bir araya gelinmesi, sorunketçap - mayonez yok. Yemek fiyatı 2 dolar, müşteriler kapıda… ların birlikte değerlendirilmesi, konunun ilgili taraflarına (devlete, müşterilere, tedarikçilere) birlikte anlatılması ve Dünyadaki ekonomik gelişmeler ve istihdama bağlı olarak tedbirler noktasında da devletin arkaya alınması gerekyemek talepleri de artmaya başladı. Kendi yemeklerini üremektedir. Bunun da tek adresi, güçlü sivil toplum orgütüdür. ten birçok işletme, bu işleri yemek firmalarına vererek asıl işlerine devam etmeye başladılar. Önce paza- Geçmişte, YESİDEF liderliğindeki İstanbul, Ankara, İzmir, ra birçok küçük işletme girdi. Daha sonra dün- Bursa, Adana ve Konya Yemek Sanayicileri Derneklerimiz’in ya devleri de Türkiye pazarına girmeye başladı. yaptığı projelerle oldukça iyi neticeler alındı. Meslektaşlarımızın ihtiyaçlarına uygun ve üyeleri içine katabilecek projeler geFutbol veya basketbol oynayanlar iyi bilirler; rakibiniz iyi liştirildiği takdirde; içinde bulunduğumuz sarmaldan hem toplu savunma yapıyorsa, onu yıldırmanın ve kendinize alan aç- yemek sektörü, hem de sivil toplum örgütlerimiz güçlenerek manın yöntemlerinden bir tanesi de, dirseklerinizle rakibinizi çıkacaklar, memleket ekonomisine katkı sağlayacaklardır. yıldırmaktır. Hakem görürse faul, görmezse ya gol ya da sayı. Artık dirsek yeme değil, kol - kola girme zamanıdır. Sektöre yeni giren büyüklü, küçüklü firmalar kendilerine alan açmak, portföy sağlamak amacıyla sürekli fiyat kırdı. Hesabı-

14


Şubat 2017

LEZZET VE KIVAMDA

DAHA İYİSİ YOK**

15


Şubat 2017

Dosya Konusu

Yönetim Kurulu Başkanı Sadık ÇELİK;

“Toplu yemek sektöründe yeterli oranda altyapı yok” Satın alma ve pazarlamada piyasa yapıcı olması gereken toplu yemek sektörü, nasıl oluyor da bu gücünü kullanamıyor?

Bu konuda şirket olarak uygulamalar nelerdir?

Sektör, bahsedilen gücü kullanamıyorsa, demek ki elde zannedildiği kadar bir güç yoktur. Sadece bir güç olduğu varsayılıyor. Ben bu durumu şahsım adına, tamamen içi boş, kof, pençesi olmayan bir aslana benzetiyorum. Çünkü toplu yemek sektöründe yeterli oranda altyapı yok. Yatırım yapılamıyor. Eğitim seviyesi de son derece düşük. Gereken kalite, bu sebeple bir türlü yakalanamıyor. İsteyen istediği gibi at oynatabiliyor. Yasa, hukuk denen bir şey zaten yok. Köşe başındaki esnaftan tutun da, evdeki Ayşe teyzeye kadar herkes yemek üretip satabiliyor. Diğer taraftan yabancı firmaların ucuz fiyat politikaları da sektör büyük darbeler alıyor. Yani temel sorun şu ki, sektör doğru ve hakkı verilerek yönetilemiyor. Bu böyle gelmiş ama böyle gidemez, gitmemeli. Bu imajı düzeltmek için neler yapılmalıdır? Her şeye rağmen, bu sektöre yıllarını vermiş, yatırım yapmış, sorumluluk sahibi arkadaşlarımızın tüm egolarından ve ezikliklerinden sıyrılması gerekir. Daha sonra samimi bir şekilde bir araya gelip, “Biz ne yaptık, neden böyle oldu?” diye kendilerine soru yöneltmeleri lazım. Ve gerekli çözümleri bir arama konferansıyla, ademi merkeziyetçi bir anlayışla harekete geçirmeleri gerekir. Bu durumun tarafları sadece üretenler değil, tüketenler de olmalıdır. Bunu bir kamu-devlet politikası olarak ele almak gerekir. Ancak bu şekilde toplu yemek sektörünün üzerindeki kötü imaj kalkabilir.

yaptığınız

iyi

Ben tabiri caizse kendi kapımın önünü süpürüp, kendi evimin içini temiz tutmaya çalışıyorum. Keyveni Kurumsal Hazır Yemek olarak, dünyanın ve ülkenin ekonomik durumunu ve şartlarını göz önüne aldığımızda, elimizdeki koşullar içerisinde yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Sektörün kaygan zemininde, zor şartlarında 36 yılımı dolduruyorum. Gecemi gündüzüme kattım. Eşimle birlikte üniversite mezunuyuz, ben İstanbul Üniversitesi İşletme-İktisat Enstitüsü’nde master yaptım. İdari bölümdeki çalışma arkadaşlarımız, satış ekibimiz ve müşteri ilişkilerimiz de dahil olmak üzere Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun olmuş Gıda Mühendislerinden oluşmaktadır. Mavi yaka personelimizin de şirket içi eğitimlerine son derece özen gösteriyoruz. Elimizdeki imkânlarla en iyiyi ortaya çıkarmak için ben ve ekip arkadaşlarım titiz bir çalışma yürütüyoruz. Ben bu açıdan yaptığım şeyi, göle atılan taşa benzetiyorum. Yaptığım doğru hareketler dalga dalga dağılıyor. Çünkü atılan adımlar küçük olsa da zamanla bir başka durumu etkileyerek büyüyor. Bu ülkeye katma değer sağlıyorum. İnsanlara istihdam olanakları açıyorum. Toplu yemek sektörü muhteşem altyapılı tesisleri hak ediyor ama ne yazık ki yapamadık. Gerekli sermayeyi biriktiremedik. Fakat yine de Keyveni Kurumsal Hazır Yemek adına söyleyebilirim ki, mevcut koşullar içinde Türkiye’nin en modern tesislerine sahibiz. Ancak bununla da yetinmeyip daha iyi olabilmek adına büyük bir emek harcıyoruz.

Düşük fiyat odaklı pazarlama firmaların kârlılığını düşürmektedir Maşuk Catering Taşıma Yemek Hizmeti Yöneticisi Musa Yılmaz Kapak Konumuzla

ilgili

görüşlerini

açıkladı;

Öncelikle Toplu Yemek Sektörünün oyuncuları bir çatı altında birleşmelidir. Kendi aralarında birtakım mesleki ilkeler belirlemeli, uymayanları deşifre etmelidir. Bir fon oluşturup Toplu Yemek Sektörü Tanıtım Platformu adı ile Geleneksel ve Dijital medyada, kamuoyunda sektörün algısını olumsuz imajını düzeltmeye yönelik bilgilendirici çalışmalar yapılmalıdır. Sektör oyuncuları arasında iletişimin çok kopuk olması nedeniyle bir araya gelip malzeme tedarikinde toplu alım yapılamaması, öldürücü rekabet nedeniyle düşük fiyat odaklı pazarlama firmaların kârlılığını oldukça düşürmektedir. 16

Bu nedenle yemek şirketleri için sürdürülebilir bir büyüme tam olarak yakalanamamaktadır. Biz, firmamızı olarak hızlı bir şekilde dijital platforma taşıyoruz. Yemek Listelerimizi, kullandığımız malzemeler, referanslarımız, hakkımızdaki birçok bilgiyi web sitemizde ve Sosyal Medya hesaplarımızda müşterilerimizle paylaşıyoruz. Toplu Yemek hizmeti almak isteyen yeni firmaların bize hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağlamak ve sektörün büyümesine katkıda bulunmak adına Arama motorlarına düzenli ve aralıksız olarak reklamlar vermekteyiz. Ayrıca çalışanlarımıza aldırdığımız periyodik kişisel ve mesleki eğitimlerle, onların motivasyonlarını artırmak için uğraşıyoruz.


Åžubat 2017

17


Dosya Konusu

Şubat 2017

Resport Catering Mali İşler Müdürü Cihangir BAYER

Hazır yemek sektöründe, satın alma faaliyeti alırken kazanmak anlamına gelir

İşletmeler piyasa yapıcı ve yönlendirici olabilmeleri için üç önemli unsura sahip olmalıdırlar. Bunlardan birincisi ciddi bir finansal güce yâda kaynaklara, ikincisi ,piyasa güvenilirliğine üçüncüsü de konusunda iyi eğitim almış iyi yetişmiş profesyonel kadrolara sahip olmalıdırlar. Günümüzde catering sektöründe irili ufaklı binlerce işletme bulunmaktadır. Bu firmaların çoğu gerekli finansal güce sahip olmadıklarından sıkışıklığa girmektedir. Bunun sonucunda da hizmet veya mal aldıkları noktalara sürelerinde ödeme yapmadıklarından dolayı güvenirlikleri azalmakta piyasada mal alacak tedarikçi bulamamaktadırlar. İflas eden catering firmaları bazı durumlarda da kendileri ile birlikte mal aldıkları tedarikçileri de iflasa götürmektedirler. Bu yüzden tedarikçi firmalar tarafından haklı olarak catering firmalarının bulunduğu sektöre karşı olumsuz bir bakış açısı oluşmaktadır. Buda sektörel anlamda imaj zedelenmesine ve gücün yeterince kullanılmamasına neden olmaktadır. Satın alma ayağında firmamızın en büyük avantajı güçlü bir finansal güce sahip olması ve vakıf kuruluşu olmamıza binaen piyasada ciddi bir güven oluşturmamızdan kaynaklanmaktadır. Tedarikçi firmalar için günümüzde en önemli kriter piyasa güvenilirliği yüksek, vadesinde borcunu ödeyen firmalara mal satmaktır. Bu yönü ile tedarikçi firmaların en çok çalışmak istediği firmalar arasında yer almaktayız. Bu gücümüzü piyasa yapıcı olma yolunda kullanmaktayız.

Hazır yemek sektöründe satın alma faaliyeti satın alırken kazanmak anlamına gelmektedir. 18

Satın alma faaliyetini kazanca dönüştürmek için yaptığımız başlıca faaliyetler, İşletmemizde satın alma planlamaları ile birlikte ciddi hammadde maliyet analiz çalışmaları yapmaktayız.  Satın alma faaliyetlerini tek bir merkezden yöneterek operasyon ve koordinasyon kolaylığı sağlamaktayız.  Satın alma sürecinde Ürün / hammadde sevkiyat miktarları ve sevkiyat sıklığının azaltılması adına, tedarikçilerle doğru ve verimli lojistik faaliyet planlamaları yapmaktayız.  Satın alma birimlerimiz ile sahada üreticiyi ve tedarikçiyi yerinde ziyaret ederek ciddi fiyat müzakereleri yapmaktayız.  Depolama ve lojistik / nakliye maliyetlerini düşürmek için depolamaya uygun hammadde ve malzemeleri sezonunda ve uzun vadeli toplu alımlar yapmaktayız.  Daha az ama güçlü tedarikçilerle çalışarak standart kaliteyi ve maliyeti kontrol altında tutmaktayız. Pazarlama noktasında işletmemiz her firma ile değil yasal ve etik değerlerden ödün vermeden sorunsuz hizmet verebileceğimiz iş ortaklığı anlayışı ile çalışmayı tercih ediyoruz. “Ne yediğimi biliyorum” sloganı ile hijyenik şartlarda, kaliteli ve güvenilir hammaddeyi tecrübeli ellerde lezzete dönüştüren bir ekibe sahibiz. Bir yandan sektörde diğer firmalarla rekabet ederken firma kültüründen ödün vermeksizin gelişime devam eden ve arkasında çok güçlü müşteri referanslarına sahip bir yapı ile pazarlamada da piyasa yapıcı olmayı hedefliyoruz.


Åžubat 2017

19


Şubat 2017

Dosya Konusu

Akpaz Catering Genel Müdürü Necmiye GÜLDÜRSÜN

Gıda fiyatlarındaki artışların hız kesmeden artarak devam edeceği açıktır 35 yıldır özellikle öğrenciye hizmet veren bir kuruluş olan AKPAZ insanların toplu bulunduğu ortamlarda yemek ve catering hizmeti vermektedir. Taşıma yemek sektöründe şirketlerle yapılan hizmet sözleşmeleri yıllık sabit fiyatlarla yapılmaktadır. Girdi maliyetlerinde ki artış, sözleşme fiyatlarına yansıtılmamaktadır. Küresel etkenler, hava koşulları ekonomik krizlere bağlı artışlar sektörü oldukça zor durumlara sokmaktadır. Her ne kadar iç piyasaya üretim yapsak da tarımsal ve hayvansal ürünlerimizin büyük bir çoğunluğu ithalat yoluyla karşılanmaktadır. 2016-2017 arası gıda fiyatlarındaki artışlar, önümüzdeki yıllarda da hız kesmeden belki daha da artarak devam edeceği açıktır. Bu da tedarik zincirini, satın alma fonksiyonlarındaki yükü daha da arttıracaktır. Toplu yemek sektöründe önemli bir satın alma payı olan kırmızı et, beyaz et, yaş sebze, kuru gıda ve süt ürünlerindeki girdileri maliyetleri yükseltmektedir. Satın alırken kazanmak burada anlam yitirmekte nerdeyse her gün fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalınmakta, sabit fiyat anlaşmasını yapabilmek mümkün olmamaktadır.

İşte tam bu nedenle de satın alma gücünü kullanamamaktayız. Bu sektörde hedefimiz hammadde maliyet analizlerimizi çok iyi yaparak, işletmenin maddi ve fiziki koşullarına göre uzun vadeli veya stoklu alımlar yapmalıyız. Piyasadaki ekonomik kriz nedeniyle birçok satıcı uygun fiyata uzun vadeli ödemeli satın almalardan kaçınmaktadır. Sattıkları malın ederini alamayacakları korkusu cabası ■ Hava şartlarına göre satın alma yapılması, ■ Toplu alımın uzun vadeli yapılabilmesi, ■ Fiyat artışlarının kontrol edilmesi, Kaliteden ödün vermeden özellikle taze sebzelerin kullanım amacına ve kalibrasyonuna uygun olarak pazarlık yapılması. Örneğin, domatesin yemeklik veya salata için, pirincin pilavlık, çorbalık veya sütlü tatlı için, patlıcanın yemeklik ya da kızartmalık için ayrı ayrı belirlenmesi maliyetleri düşürecektir. Bu fonksiyonlar göz önüne alınarak Akpaz Satın alma prosedürü hazırlanmıştır. Tüm bütün bu önlemlere rağmen maliyeti de istediğimiz oranda düşüremiyoruz. Mutlaka devlet desteğine ihtiyacımız olacaktır. Profesör Sadi Uzunoğlu’nun bir söyleşinde bahsettiği gibi özellikle şeker, süt, un ve yağın vergilerinin tekrar gözden geçirilmesi, özellikle et fiyatlarının devlet kontrolünde olması şarttır.

Haber, yorum, ilan ve tanıtımlarınız için

CATERING g u i d e

Kontrolsüz toplu yemek hizmeti veren birçok firma bulunmaktadır Bodrum Beyoğlu Catering Yöneticisi Mustafa ÖZBAY Kapak konumuz hakkındaki görüşlerini açıkladı. Teknolojinin de gelişmesi ile hızla sanayileşen toplumumuzda, çalışan iş gücünü arttırmak, hem zamandan hem performanstan fayda sağlamak için, çalışanların beslenmesini dikkatli, sağlıklı, pratik ve en düşük maliyetle sağlamak amacı ile firmalar yemek hizmetlerini, yemek üretimi yapan fabrikalardan almaktadır. Fakat ev dışı gıda tüketimindeki kaynakların minimum % 40 ını kullanan toplu yemek sektörünün bir parçası olarak bu gücün doğru ve verimli kullanılamadığı kanısındayım. Bunun nedenleri arasında catering firmalarının çok farklı fiyat politikaları olması, ortak bir karar birliği 20

sağlayamaması gösterilebilir. Bu imajı düzeltmek için öncelikle merdiven altı yemek firmalarının önüne geçilmesi gerekmektedir. Düşük maliyetlerle, kontrolsüz toplu yemek hizmeti veren birçok firma bulunmaktadır. Bu firmalar denetim boşluğundan faydalanarak catering piyasasına büyük zararlar vermektedir. Denetim mekanizması bu adaletsiz üretimlerin önüne geçerse catering firmalarının da tek çatı altında birleşip piyasayı yönlendireceğine inanıyorum. Bu konuda catering ailesinin bir bireyi olarak sık sık müşteri ziyaretleri yaparak bilgi vermekteyiz.


Şubat 2017

Mutfakta Profesyonel İş Birliği EMSER geniş ürün seçeneği ve uzman ekibi ile

profesyonel mutfakların tek adresi

S T O R E

www.porselenstore.com www.emsermutfak.com 21


Şubat 2017

Dosya Konusu

Sektörde kim pansiyon, kim 5 yıldızlı hizmet veriyor belli değil Üç Öğün Catering Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı; Faruk Dural sorularımızı yanıtladı ■ Büyük bir ekonomik güce sahip olmasına karşılık “Toplu Yemek Sektörü”nün kamu önündeki imajı oldukça bozuk görünmektedir Bu imajı düzeltmek için neler yapılıyor?

Sektördeki sivil toplum örgütleri etkin olarak faaliyet göstermiyorlar. Sınıflandırma diye bir prosedür maalesef yok, sektörde kim pansiyon kim 5 yıldızlı hizmet veriyor belli değil. Kalite belgelerini manupule ederek almak çok kolay. TSE gibi güvenilir kurumlardan kalite belgelerini alan firmalar ile diğerlerinin günün sonunda farkı kalmamaktadır.

Dernek bu konuda ne yapıyor bilemiyorum çünkü sektörde herhangi bir olumlu gelişme Ayrıca yıllar içinde günden güne düşmüş olan yok. Kim 5 yıldızlı, kim pansiyon hizmeti kar marjları hatta zararlardan dolayı sektör veriyor belli değil. Firmamız adına mümkün dışına çıkan firmalar da mevcut. Bunun olduğunca her platformda bunu dile getiriyoruz. sebeplerinden biri de bilinçsizce yapılan Ayrıca sektördeki en büyük eksikliklerin yatırımlar ve iş alabilmek için verilen uygun başında KAMU İHALE KANUNU’nun olmayan fiyat teklifleridir. yetersizliğidir. Yemek alımlarında TSE ■ Bu konularda neler yapıyorsunuz. Sektör KALİTE BELGESİ zorunluluğu iptal edilmiştir. içinde iyi uygulamalarınız nelerdir. ? Böylelikle merdiven altı firmaların önü açılmıştır. Sektörde TSE den belgeli firma yok denecek İşimizi en iyi seviyede yapmak için personel ve personel kadar azdır, biz bu firmalardan birisiyiz. Umarız hükümetimiz eğitim kalitemizi arttırarak devam ettiriyoruz ayrıca bir an önce KAMU İHALE KANUNU’nu eski haline getirir. hammadde kalitemizi sektör standartları üzerine çekerek ■ Satın almada ve pazarlamada piyasa yapıcı olması toplam kalite yönetimini sağlamaktayız. Sektörün sorunlarını gereken Toplu yemek sektörü nasıl oluyor da bu gücünü tüm platformlarda duyurmak ve tüketicilerin bilinçlenmesi için kullanamıyor? PR çalışmaları yapmaktayız.

Tuna Catering Genel Müdürü Tuna Şahin

İşletmeler iç denetimler ile kendi standartlarını yükseltmelidir Büyük bir ekonomik güce sahip olmasına karşılık “Toplu Yemek Sektörü”nün kamu önündeki imajı oldukça bozuk görünmektedir. Bu imajı düzeltmek için neler yapılıyor?

kurumların çeşitli beslenme bozuklukları sonucu oluşabilecek iş kazalarından kurtulmak için yemeklerine daha fazla önem vermeleri gerektiği konularında da seminerler verilmelidir.

Kurumların denetlenmesi, denetimlerin arttırılması ve denetimlerin periyodik olması gerektiği konusu öncelikli çözüm olarak görülmelidir. İşletmelerin konusunda uzman, deneyimli, eğitimli ve kalifiye eleman çalıştırma konusunda hassasiyet göstermeleri gerekmektedir.

Satın almada ve pazarlamada piyasa yapıcı olması gereken “Toplu Yemek Sektörü” nasıl oluyor da bu gücünü kullanamyor?

Belirli kalite standardını yakalamış işletmelerin birlikte hareket ederek kaliteyi düşüren firmaları piyasadan silmesi, kalite standardına göre hizmet veren işletmelerin ayakta kalmaları sağlanmalı, işletmeler iç denetimler ile kendi standartlarını yükseltmelidir. Standartlara uygun çalışmayan işletmelere caydırıcı cezalar verilmelidir. Sektörde çalışan işletmelerin kalitesiz hammadde kullanımının önüne geçilmelidir. Örnek olarak et yerine soya, veya ayçiçek yağı yerine karışım yağları kullanılmamalıdır. Ucuz olsun diye karbon hidrattan oluşmuş menüler sunan yemek firmalarına karşı, karbon hidrat ağırlıklı yemeklerin işyerinde verimliliği düşürdüğü, bedensel ve zihinsel uyuşukluğa hatta iş kazalarına neden olduğu konusunda müşterilerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bilinçli 22

Satın alma ve pazarlamada yapıcı bir gücü olan hazır yemek şirketlerinin gıda ile ilgili yasal düzenlemeler mevzuat, denetim eksikliğive yetkili kurumların desteği, ambalajlama, pazarlama teknikleri, haksız rekabet gibi birçok konularda sorunları vardır. Bu nedenle bu gücünü tam olarak kullanamamaktadır. Bu konularda neler yapıyorsunuz. Sektör içinde iyi uygulamalarınız nelerdir. ? Hazır yemek sektörü içindeki iyi uygulamalarımızdan olan; “Öncelik insandır, insan sağlığıdır.” düşüncesine hakim olmamız. Kalitesiz hammadde kullanmaktan kaçınıyoruz. Konusunda uzman,eğitimli ve kalifiyeli eleman çalıştırıyoruz. Kalitemizden ödün vermiyoruz. Kaliteyi düşüren firmaların takipçisi oluyoruz.


Åžubat 2017


Şubat 2017

İstanbul Yemek sanayicileri bir araya geldi İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği'nin düzenlediği toplantı 18 Ocak'ta İstanbul Ticaret Odası Cemile Sultan Korusu Tesisleri'nde yapıldı. İYSAD Yönetim Kurulu Üyeleri, İTO Temsilcileri, toplu yemek sektörünün üyeleri ve servis sağlayıcılarının yoğun katılımıyla gerçekleşen toplantıda, sırasıyla İYSAD ve YESİDEF Başkanı Sedat ZİNCİRKIRAN ile İTO 17. Meslek Komitesi ve Meclis Üyesi Turan KUYTAK yaptıkları konuşmalarında; dernek, federasyon ve oda bünyesinde yapılan sektörel çalışmalar hakkında bilgiler verdiler. Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bloomberg TV Ekonomi Yorumcusu Prof. Dr. Sadi UZUNOĞLU da yaptığı sunumla, Türkiye, bölge ve dünyanın yakın geçmişte gerçekleşen ekonomik verilerini, bu verilere istinaden önümüzdeki dönem öngörülerini sektör temsilcileriyle paylaştı.

24


Åžubat 2017


Şubat 2017

Rıza AKKAYA Yönetici - Pazarlama - Satış 0541 581 32 62 riza@kulsan.com.tr

THERMOSET melaminin kuvvetlendirilmiş bir formudur. Ancak melamin değildir. Bu esnek ve anti bakteriyel kimyasal hammadde THERMOSET olarak biliniyor.

Thermoset nedir? Nasıl bir maddedir?

Thermoset bir petrol türevi değildir. Plastik türevi THERMOSET 2009 yılında piyasaya çıktı dayanıklı oluşunda değildir. Biliyorsunuz plastik ve türevi ürünlerde sıcak işletmeler ürünün adını kırılmaz koydu. Bir baktık ki taklitçiler gıda - içecek tüketilmez kanserojen madde açığa çıkar. 50 yıldır kırılan tabakları bir ay sonra kırılmaz oldu. Sahteciliğin THERMOSET melaminin kuvvetlendirilmiş bir formudur. emek hırsızlığını bu kadarına da pes doğrusu, kullanıcıların sorması lazım 2008 yılında sen neredeydin? Hijyen Ancak melamin değildir. Bu esnek ve anti bakteriyel olmayan, kırılan ve çok ucuz olan tabaklar birden kırılmaz kimyasal hammadde THERMOSET olarak biliniyor. THERMOSET oldu. Bahsi geçen tabakların, THERMOSET Thermoset ne kadar kırılmaya dayanıklı? tabakların fiyatından % 50 - %60 ucuz olması gerekiyor. Eğer Makul kullanım şartlarında %95 kırılmaya karşı dayanıklıdır. THERMOSET tabak fiyatlarından %20 ucuz alıyorsanız büyük Örneğin bir garsonun taşıdığı tepsiden tabakları düşürdüğünü kazık yiyorsunuz demektir? varsayalım böyle bir durumda THERMOSET tabakların kırılma Bu gün Dünya da ve Türkiye ’de THERMOSET tabakları ihtimali gerçekten çok düşüktür. Ancak, sert bir şekilde beton sadece KÜLSAN AŞ üretmektedir. Bunun dışında zemine atılırsa, kırılabilir ya da yüksekten dik kenar üzerine THERMOSET özeliği taşıyan tabaklarım var diyen yalan düşerse bazen kırık görülebilir. Bu yüzden THERMOSET söylemektedir. Anti-bakteriyel olmayan ürünleri toplu yemek ürünler makul kullanım şartları altında kırılmaya dayanıklı hizmeti veren işletmelere satmaktadır. Bunlar +85 C dereceye diyoruz. giremez, mikrasyon testinden geçemezler. Kadyum - Kurşun Bulaşık makinasında yıkanabilir mi? gibi diğer metallerin testinden gıdaya uygunluk raporu yoktur. Rahatlıkla yıkanabilir hatta +85 C derecede endüstriyel Ellerindeki bulunan raporlar +40 C yıkanabilen bölgesel laboratuvarlarında alınan raporlardır. bulaşık makinesinde bile yıkanabilir. Her şey den önce KÜLSAN THERMOSET patenli bir üründür “Kırılmaz Tabak” patenti mevcuttur. Almanya ’da yapılan Kuvvetli ve keskin bıçak darbeleri ile yüzeyi çizilebilir ancak İNTERTEK uluslararası mikrasyon testinden geçmiş, gıda çizilse bile anti-bakteriyel ve hijyenik yapısını korur ayrıca, temasına uygundur. esnek bir hammadde olduğu için yüzeyindeki çizikleri pek belli etmez…Bu sebeplerden dolayı toplu yemek hizmeti veren 38 ülkeye ihracat yapılmaktadır. işletmeler bu ürünleri kullanmalıdır. Bu sahteciler sadece yurt içindeki kullanıcıları kandırmakla

Çizilebilir mi?

Tabak kırılmalarının çok olması işletmeleri büyük maddi meşguller, yurtdışına bir tek tabak dahi satamamaktadırlar. sıkıntıya sokmaktadır. THERMOSET tabaklar bu sıkıntıyı % Bu taklitçilerin ürünlerini alıp, kullanıcılara satmaya çalışan 95 düşürmektedir. başta Ankara’da bulunan bazı firmalar var. Bu gayretleri Piyasada; THERMOSET adı altında eskiden beri bilinen sonunda, firmalarının nasıl bir değer kaybına uğradığının üre (azot) ham maddesinden yapılan tabakları satmak farkında değiller. Bize kullanıcılar tarafında gelen ifadeler isteyenler bulunmaktadır. Bu ürünler, çok çabuk yıpranır ve aynen şöyle bu biz o firmalardan ürün talep etmiyoruz sararma oluşur. Kenarları ince olduğu için çabuk kırılır. Alt onlar her şey dahilciler diyorlar... Günlük yaşayanlar bunlar. kısmında sır dediğimiz korucu madde olmadığından mattır. Mağazalarında bir tek markalı ürünleri yoktur... Anti-bakteriyel olmadığından kanserojen içerir... Sıcak su, Son olarak THERMOSET ürünlerimizi 7 yıldır memnuniyetle deterjanlı su ve yemeklerdeki protein nişasta yanıklarına kullanan tüm işletmelere teşekkür ediyoruz. karşı ilk kullanımda sararma ve mat yüzey ortaya çıkar. Hepsine doğruluk ve dürüstlükten hepimiz kazançlı Kullanıcılara ısrarla bu taklit-sahte ürünlerden uzak çıkacağımız iletiyorum durmalarını öneriyoruz. Bir de fiyat konusu var ki, tam kaos. Saygılarımla. Bu taklit ürünler ülkemizde 50 seneden beri var. Bugüne kadar hiç bir toplu yemek firmasında kullanılmadı...

26


Åžubat 2017

27


Şubat 2017

Köşe Yazısı

Yüce CANOLER Yüksek Ziraat Mühendisi

En büyük 500 sanayi kuruluşu sıralamasında 44. sırada olan BANVİT ’in yabancı bir firmaya satılması yadırgandı, keşke yerli bir firma satın alsaydı diyenler çok oldu.

yucecanoler@mynet.com

Banvit el değiştiriyor Türk kanatlı eti sektörünün lideri BANVİT (Bandırma Vitaminli Yem San. Tic. A.Ş) nin Brezilya merkezli bir firmaya satış haberi büyük ilgi ve şaşkınlık yarattı. En büyük 500 sanayi kuruluşu sıralamasında 44.sırada olan BANVİT ’in yabancı bir firmaya satılması yadırgandı, keşke yerli bir firma satın alsaydı diyenler çok oldu. Aslında kanatlı eti sektöründe çalışanlar için bu olay bir sürpriz değildi. Hatta ekonomi ve pazarlama haberlerini izleyenler de sektörün yıllardır süren sıkıntılarından muhakkak haberdardır. Tavukçuluk sektörünün İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) kurallarına tabi tek firması olarak BANVİT mali durumu şeffaf bir kuruluştur. Son birkaç yıl içinde piliç eti üretiminden çekilen Aytaç, Mudurnu gibi firmalar, daha önce iflas eden Şeker piliç A.Ş. ve yakın zamanda iflası ertelenen Köy-Tür piliç gibi büyük ve köklü firmaların durumları, sektörün içinde bulunduğu sıkıntıların büyüklüğünü haber veren örneklerdi. Döviz kurlarındaki artışlar ithal yem ve ilaç hammadde maliyetlerini devamlı artırırken, serbest piyasada oluşan satış fiyatlarının sık sık maliyetlerin altına düşen bir eğri çizmesi, son iki yılda kanatlı eti ihracat miktar ve değerinde yaşanan düşüş ve tıkanıklıklar, sektörde büyük sıkıntılar yaşanmasına sebep olmuştur. “Neden yerli bir firma satın almadı?” sorusunun cevabı da birkaç senedir yaşanan bu sıkıntılarda saklıdır. Banvit’i satın alan Brezilya merkezli BRF S.A. (Brezilya Foods) Dünyanın en büyük gıda firmalarından ve piliç eti ihracatçılarından biri. Brezilya’da 35, Arjantin’de 10, Avrupa’da 2, Tayland’da 5, Malezya ve Birleşik Arap Emirlikler-

28

inde birer tane tesise sahip. Aynı zamanda dünyanın 10 büyük yem şirketinden biri. 105 bin çalışanı ve 150 den fazla ülkeye ihracatı mevcut. 2014 yılından beri BRF S.A. BANVİT ’e sosis ürettirip dış ülkelere satmakta. Firma yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre, BANVİT hâkim hissedarlarına ait %79,48 hissenin tamamının BRF Sa.nın yan kuruluşu olan BRF GmbH firmasının (%60), Katar merkezli Qatar Invesment Authority LLC (“QH”) kuruluşunun (%40) katılımıyla oluşacak ortaklığa satış yapılmak üzere sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede satın alma bedeli hisse başına 11,51 TL olarak belirlenmiş olsa da anılan tutar (915 milyon 64 bin 403 TL) Sözleşmede belirtilen ABD Doları / Türk Lirası kuruna göre ABD Doları üzerinden yapılacaktır. Satışla ilgili olarak Rekabet Kurulunun izni ve sözleşmede belirtilen (BRF GmbH ile Qatar Invesment Authority LLC ortaklık kuruluşunun tamamlanması, ülkelerin izinlerini alınması gibi) diğer ön koşulların sağlanması akabinde hisse devri gerçekleştirilecektir. Hisse devri işlemlerinin tamamlanmasından sonra Yeni Ortaklık bakımından “pay alım teklifi” yükümlülüğü ortaya çıkacak olup, bu amaçla T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kuruluna başvuru yapılacaktır. Satışla ilgili prosedürün tamamlanması için daha birkaç ay zaman geçmesi gerekecektir. BANVİT’in tavuk eti ihracatında bir numara olan BRF S.A. firmasına satışının ülkemize ve sektöre hayırlar getirmesini, özellikle Türkiye’nin kanatlı eti ihracatının geliştirilmesinde önemli katkılar sağlamasını temenni ederim.


Şubat 2017

“Ne yediğimi biliyorum” En güzel sebze ve meyveleri, tahılları, gıdaları seçip alıyoruz, temizliyoruz, pişiriyoruz, servis ediyoruz. 700’den fazla çalışanımız ile 17 ilde yılda 50 milyon kap yemek üretiyoruz. Kurumlara yerinde ve taşıma sistemi ile catering hizmeti sunuyoruz.

www.resport.com.tr

. info@resport.com.tr . facebook.com/resportcatering

Defterdar Mahallesi Otakçılar Caddesi No: 80 Kar İş Merkezi Eyüp/İstanbul Tel: 0212 613 91 13 29


Şubat 2017

Ayın Dosyası

✓ Yüzlerce kişinin aynı anda yemek yediği otellerde gıda satınalmaları nasıl şekilleniyor, süreç nereden başlayıp nasıl sonlanıyor? ✓ Yerli ve yabancı konukların damak zevkleri arasında oluşan farklılıklar satınalmayı nasıl yönlendiriyor. ✓ Yeme-içme satınalmalarında genel prensipleriniz nedir?

30


Şubat 2017

Turistlerin yemek faturası 5 milyar doları aştı...

Otellerde yeme - içme alanında satın alma kriterleri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2016 yılında Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin sayısı azalırken, turistlerin 18 milyar 495 milyon dolarlık harcaması içinde en yüksek kalemi yeme - içme harcamaları oluşturdu. Yapılan hesaplamalara göre, 2016 yılında tatilini Türkiye’de geçiren turistlerin toplam turizm harcaması, 18 milyar 495 milyon doları kişisel harcama, 3 milyar 611 milyon doları da paket tur harcamaları olmak üzere 22 milyar 107 milyon dolar oldu. Turistlerin kişisel harcamalar içinde en yüksek kalemi (%27) 5 milyar 108 milyon dolarla yeme içme oluştururken, bunu 3 milyar 269 milyon dolarla uluslararası ulaştırma harcamaları takip etti. Söz konusu dönemde turistler, konaklama için 2 milyar 507 milyon dolar, ulaştırma için 1 milyar 772 milyon dolar, sağlık için 715 milyon dolar, spor, eğitim ve kültür için 295 milyon dolar, tur hizmetleri için de 55 milyon dolar harcadı. Yurt dışına seyahat eden Türk vatandaşları ise geçen yıl yurt dışında 4 milyar 31 milyon dolarlık kişisel harcama yaparken, bu harcamaların yüzde 65’i, yeme içme, konaklama ve hediyelik eşya harcamaları oluşturdu. Turizm giderlerinden yeme içmeye ayrılan miktar 1 milyar 120 milyon dolar oldu. Yerli turistin seyahat harcamaları arttı TÜİK, Hanehalkı Yurtiçi Turizm, III. Çeyrek: Temmuz – Eylül, 2016 verilerini de açıkladı. Seyahat harcamaları geçen yılın III. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 23,6 artarak 15 milyar 360 milyon 556 bin TL oldu. Kişisel veya paket tur harcamaları olarak yapılan seyahat harcamalarının yüzde 88,4’ünü 13 milyar 580 milyon 618 bin TL ile kişisel harcamalar, yüzde 11,6’sını ise 1 milyar 779 milyon 938 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Söz konusu dönemde, yurt içinde ikamet eden 24 milyon 14 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0,1 artarak 32 milyon 987 bin seyahat olarak gerçekleşti. Aynı çeyrekte seyahate çıkanlar 349 milyon 223 bin geceleme yaptı. Ortalama geceleme sayısı 10,6 gece, seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 466 TL oldu. Seyahate çıkış sebeplerinde yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler yüzde 62,1 ile ilk sırayı alırken, ikinci sırada yüzde 31,3 ile “gezi, eğlence, tatil”, üçüncü sırada ise %3,4 ile “sağlık” yer aldı. 2016 yılı üçüncü çeyrekte seyahate çıkanlar 218 milyon 234 bin geceleme sayısı ile en çok “arkadaş, akraba evinde” kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 82 milyon 753 bin geceleme ile “kendi evi” yer alırken, “otel” 26 milyon 679 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.


Şubat 2017

Ayın Dosyası

Hotel & Spa İstanbul Tuzla Satınalma Müdürü İsmail BAYSAL

Tüm damak tatlarına hitap edecek ürünleri her zaman elimizde bulundururuz.

Radisson Blu Hote&Spa İstanbul Tuzla Satınalma Müdürü İsmail Baysal arkadaşımız Okan KARAHANLI’nın sorularını yanıtladı. Yüzlerce kişinin aynı anda yemek yediği otelinizde gıda satınalmaları nasıl şekilleniyor, süreç nereden başlayıp nasıl sonlanıyor? Satın alma sürecimiz departmanlarımızın günlük ve haftalık olarak kendi birimlerine ait ihtiyaçlarını (gıda ürünleri, teknik malzeme, kimyasal ürünler ve tekstil ürünleri vs.) Radisson Blu markasına ait satın alma prosedürleri çerçevesinde ilgili sistem aracılığı ile bize iletmesi ile başlamaktadır. Birimimize talepler ulaştıktan sonra bu talepler için 3 ayrı firmadan fiyat teklifi almak sureti ile çalışmamızı devam ettiririz. Teklif alacağımız firmaları seçerken rakip otellerin çalıştığı firmalar, diğer Radisson Blu otellerinin çalıştığı firmalar ve yatırımcı şirketimizin önerdiği firmalar dikkate alınmaktadır. Sonrasında gelen teklifleri fiyat, kalite ve hizmet üçgeninde değerlendirerek Genel Müdürümüz ile en uygun tedarikçi firmayı belirleriz ve satın alma işlemini gerçekleştiririz.

Yerli ve yabancı konukların damak zevkleri arasında oluşan farklılıklar satınalmayı nasıl yönlendiriyor. Markamızın önceliği tüm misafirlerimiz için konaklama ve diğer deneyimlerini iz bıracak şekilde taçlandırmaktır, bunun için yerli ve yabancı misafirlerimizin uluslararası ve yöresel tüm damak tadlarına hitap edecek şekilde ürünleri her zaman elimizde bulundururuz.

Yeme-içme satınalmalarında genel prensipleriniz nedir? Kalite, hizmet ve fiyat en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Misafirlerimizin beklentileri ve istekleri her şeyden önce geldiği için, kullandığımız ürünlerin Radisson Blu Hotel & Spa İstanbul Tuzla’yı ziyaret eden herkesin beklentilerini karşılamakla kalmayıp, beklentilerin de üzerine çıkacak kalitede olması büyük bir önem taşıyor.

32


Şubat 2017

Estetik , dekoratif ve dayanıklı servis ürünleri...

SINCE 1974

Geniş üretim kapasitesi ve yaygın bayi ağı ile KÜLSAN, İzmir’den Diyarbakır’a Trabzon’dan, Antalya’ya 81 ile ürünlerini ulaştırmaktadır. KÜLSAN hayatı kolaylaştıran ve şıklığı ön planda tutan ürünlerini Arcomel,Arcoform ve Thermoset olarak üç ana marka altında toplamıştır.

KÜLSAN MELAMİN PLASTİK SAN. ve TİC. AŞ Karayolları Mah.Kadir Akdoğan Cad.No:18 Küçükköy 34255 GAZİOSMANPAŞA - İSTANBUL - TURKEY

T : 0212 477 56 66 F : 0212 477 57 77

www.kulsan.com.tr e.mail:kulsan@kulsan.com.tr

İSTOÇ Mağaza: İstoç 24.Ada No:16 Bağcılar - İstanbul Telefon:+90 212 659 78 36 Fax: +90 212 659 78 37


Şubat 2017

Ayın Dosyası

Kaliteli ürün almak ve en kısa zamanda müşterinin ihtiyaçlarına cevap verebilmek Yüzlerce kişinin aynı anda yemek yediği otellerde önemlidir Gıda satın almaları nasıl şekilleniyor, süreç nerde tınalma alace Sa Meyra P DENİZ u Yunus sorumlus

başlayıp, nerede sonlanıyor?

Yapılacak organizasyon ile ilgili departmanın satın alma istek formu doğrultusunda hem ürünün kalitesi hem de uygun fiyat araştırması yapılarak satın alma boyutu gerçekleştirilir. Burada amaç hem kaliteli ürün almak ve en kısa zamanda müşterinin ihtiyaçlarına cevap verebilmek önemlidir. Yerli ve yabancı konukların damak zevkleri arasında oluşan farklılıklar satın almayı nasıl yönlendiriyor? Otellerde yabancı müşteri genellikle damak tadını bildiği için ne istediklerin nasıl istediğini önceden belirleyerek alınıyor. İstediği ürünler ithal ürünler tercihleri oluyor. Yeme içme satın almalarında genel prensipleriniz nelerdir? Alınacak gıda ve içeceğin sürekliliği, fiyat politikası

Sura Hotel Satınalma sorumlusu Murat DİLER

Her kesimin damak tadına göre hizmet vermeye çalışıyoruz Gıda siparişleri mutfak şefi tarafından depo stokları kontrol edilerek yapılıyor, sisteme düşen talepleri tarafımızca fiyatlandırıp en uygun fiyat veren firmaya gönderiyoruz, firma teslimatı sırasında ürün kabul görevlimiz sipariş listemizle birlikte gelen ürünleri kontrol ederek ( Kalite, gramaj, adet ve son kullanma tarihi ) teslim alıyor. Teslim alınan ürünler depolarımıza düzenli bir şekilde istiflenerek süreç son buluyor. Avrupalı, Ortadoğulu ve Türk misafirlerimizin damak tadı ve kahvaltı alışkanlıkları farklı oluyor. Her kesimin damak tadına göre hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu durumda misafir değişikliğine göre sipariş ettiğimiz ürünler değişkenlik gösterebiliyor. Sıralayacak olursak stok kontrolü, kaliteli ürün, fiyat ve zamanında ürün sevkiyatı diyebilirim. 34


Åžubat 2017

35


Şubat 2017

Yeni Ürünler

Sadeyağ evlerimizde...

Sade Pilav Tarifi

Sade Pilav Tarifi İçin Malzemeler: 2 su bardağı pirinç, 2,5 su bardağı su, Tuz, 2 yemek kaşığı SADE YAĞ, 2-3 damla zeytinyağı(parlak olması için),

Sade Pilav Yapılışı

Özkök Temel Gıda ’dan yeni bir ürün.

Daha sonra güzelce karıştıralım ve kaynamış suyu ilave edelim ve hafif karıştıralım.

Pirinçleri kaynamış tuzlu suda 30 dakika İlk önce yüksek ateşte kaynatalım ve sonra kısık ateşe alıp, ağır ağır pişirelim. bekletelim. Pişirme işleminden sonra 15-20 dakika İyice yıkadıktan sonra suyunu süzelim. demlendirelim. Tencereye tereyağını, zeytinyağını koyalım Daha sonra yavaşça karıştırıp, Sade ve tereyağını eritelim. Pilavımızı servis tabağına alalım. Tereyağı göz göz olunca pirinçleri ilave edelim ve üzerine tuzu ilave edelim. Sadeyağ hakkında bilinmesi gerekenler

Sadeyağ artık evlerimizin mutfağına giriyor. Türkiye’nin önde gelen sadeyağ üreticisi Özkök Temel Gıda evlerde yapılan baklava, pilav ve yemeklerde kullanılmak üzere Sadeyağ ’ı 620 gramlık ambalaj ile piyasaya sürüyor. Ev hanımlarının yanı sıra baklavacılar ve börek ustalarının da lezzetli ürünler elde etmesine imkan sağlayacak olan ürün raflarda yerini alıyor

✓ Yemeklere tereyağı dahil diğer yağlardan daha

✓ Daha sağlıklıdır çünkü içinde laktoz ya da oksitlenmiş kolesterol olmaz.

Pişirdiğiniz yemeğe 1 veya 2 tatlı kaşığı dahi yeterlidir.

✓ A, D, E vitaminleri yönünden zengindir. Ayrıca içeriğindeki K2 vitamini kemiklerin güçlenmesini sağlar.

fazla lezzet verir.

✓ 200-240 derece sıcağa kadar dayanıklıdır. Tereyağında bu rakam 150 derecedir.

✓ Tıpkı Hindistan cevizi yağı gibi zayıflamaya yardımcı olur.

✓ Buzdolabında 1 sene durabilecek kadar dayanıklıdır.

Hasan Mısırlı kuruluşu olan Tosya Gıda Genel Müdürlüğünü yürüten Göker Akduman sorularımızı yanıtladı.

Tosya Gıda ne zaman ve nasıl kuruldu?Tesis, teknoloji ve ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz? 1970 yılında Tosya’da kurulan Tosya Gıda ,2000 yıllarına kadar meyve suyu konsantresi üretimi yapmıştır. Bölgede yaygın olarak yetiştirilen özgün aromalı elmayı işleyerek edindiği gıda tecrübesini, 2013 yılında başladığı konserve yatırımıyla yeni ürün gamını her geçen gün aktarmaktadır. Halen fabrikamızda, yaprak sarma, lahana sarma ve barbunya pilakisi gibi konserve ürünlerin yanında, çok az üretici tarafından pazara sunulan domates rendesi, kavrulmuş soğan, kahvaltı sosları gibi bazı özel ürünler de üretilmekte ve ürün gamımızda yer almaktadır.

✓ Kolesterolü düşürür. ✓ Sindirime yardımcı olur.

Tosya Gıda sektörde liderliği hedefliyor Bölge

çiftcinize

nasıl

bir

katkı

sağlıyorsunuz?

Bölgenin tarım ürünlerinin değerlendirilmesi ve alternatif ürünlerle zenginleştirilmesini kendimize misyon edindik. Ürün gamını hızla geliştirmekteyiz. Ürünlerini de mühendisliğin ön planda tutulduğu teknolojiler ve üretim sistemleriyle üreterek, kaliteli ve uygun fiyatlarla pazara sunmaktadır. Bölgemizde yetişen ürünleri doğru üretim sistemleriyle ve bölgenin işgücüyle işliyoruz. Elde edilen yenilikçi ürünlerin iç ve dış pazara sunulmasıyla hem bölge ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz.

Kavrulmuş soğan ve hitap ettiği sektörler hakkında bilgi verir misiniz? Doğranmış kavrulmuş soğan Türkiye'de üretilmeye başladığı günden bu yana kullanıcıların beğenisi ile karşılanmıştır. Soyma ve doğrama sırasında yaşanan sıkıcı kokuların ve gözyaşının oluşması engellenmiştir. İş gücünden zamandan ve enerjiden tasarruf edilmektedir. Pide, mantı, içli köfte, lahmacun ve böreklik soğan üretimi ile pazarda kendine önemli bir yer edinen Tosya Gıda, aynı zamanda Private Label ürün grubu ile birlikte sektörde ilerlemektedir. 36

Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Sadece bölgesel bir tecrübeyi değil, yıllara dayalı uluslararası bilgi birikimini de kullanarak, iç pazarda özellikle ev dışı tüketim noktalarına ürün sağlamak, dış pazarda da markamızı en iyi şekilde temsil etmek amacıyla, pazarın ihtiyacı olan eksik ürünleri belirliyoruz. Yaptığımız Ar-Ge çalışmalarıyla da yeni ürünler üretip pazara sunuyoruz.


37


Şubat 2017

f

e h C k u Kon

Barlas GÜNEBAK

Barlas GÜNEBAK İstanbul’un başarılı genç şeflerinden biri ve şuan İnari Sushi & Japanese Restaurant’ ta Head Chef olarak karşımıza çıkıyor. Arkadaşımız Merve Nur Akıncı’nın gerçekleştirdiği söyleşiyi sunuyoruz.

kırmak benim için çok önemli. Kullandığım malzemeleri Türk damak tadına uyarlamaya, soslar, meyveler kullanarak sushilere kendi imzamı atmaya çalışıyorum. Misafirlerimizden de olumlu tepkiler gelince mutlu oluyorum elbette.

Mesleğe girişiniz Uzakdoğu mutfağından mı oldu? Neden Uzakdoğu mutfağını seçtiniz? Sushi basit görünen ancak sırrı ayrıntıda gizli bir yiyecek. Ciddi bir titizlik, özen ve ustalık gerektiriyor. Aslında bu mutfağa ilgim ilk sushi yememle başladı. Bu sebeple sizin mutfağınızda olmazsa olmazınız Bu basit şeyin altındaki ustalık isteyen komplike tadı neler? keşfettim. Şansımda yaver gitti diyelim ve iş hayatına atıldıktan kısa süre sonra Çırağan’dan teklif aldım. Hijyen burada her şey demek. Çiğ malzeme Sonrasında bana çok şey katan İtsumi Restoran’da kullanıyoruz çünkü. Her malzemeyi mutfak içinde 6 yıl kadar çalıştıktan sonra İyoki ‘i açtık. Şimdiyse İnari sürekli koklarım ve tadarım. Pirincimizde bizim için çok Sushi’de misafirlerimizleyiz. önemli. Çalışanlarımda ise iş ahlakına sahip olmasını önemsiyorum. Meslek nasılsa öğrenilir ancak iş ahlakı Geleneksel Japon mutfağını çok güzel yorumladığınız kişide yoksa hiç bir şeyin değeri yoktur benim için. herkes tarafından biliniyor. Bir reçeteyi yaratırken ilham kaynağınız nedir? Size yerken keyif veren, sevdiğiniz sizi cezbeden dünya mutfağı hangisi? Yerli balık, mevsimsel neler kullanabilirim, taze ürünler benim için çok önemli. İthal balık kullanma algısını İtalyan mutfağını çok seviyorum. Fransız mutfağını da seviyorum hatta sushiler için bana ilham verdiği reçeteleri de vardır. Türk yemeklerine biraz uzağım. Bana biraz ağır ve yağlı geliyor. Barlaş GÜNEBAK eğer bir şef olmasa ne olurdu? Sanırım müzisyen olurdum. Gümüzde kadın aşçılara çok sık rastlıyoruz. Mutfakta kadın aşçıları nasıl değerlendiriyorsunuz? Benim sağ kolum bir kadın. Özlem şef burada benim için önemli bir noktada. Kadınların en güzel yani titiz ve ayrıntıcı olmaları. Zor olabilen kısmı ağır iş kısmı ancak bunuda mutfaktaki erkek aşçılar tolere edebiliyor. Benim fikrim mutfaklarda kadın aşçılar mutlaka olmalı. Zaten kadınlar da artık sert bireyler ve bu mesleği sevenler zaten yerini hemen belirliyor. Genç ve başarılı bir şef olarak Türk gastronomisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Tabi ki henüz geliştirmemiz gerek. Bizim prezentasyon ve reklamımız yok diye düşünüyorum. Bu biraz utandığım bir konu ama ben Japon mutfağına gönül verdiğim için bizim mutfağımıza katkım olmadı. Ancak bu konuda çalışan çok değerli Türk şefler var ve güzel işler yapıyorlar.

38


Şubat 2017

Reçeteler

Merve Nur AŞIK Chicken Dumpling (Çin Mantısı) Dumling pek çok çeşidi olan menşei Orta Avrupa olan ancak Çin mutfağında önemli yer tutmuş ve bizlerin de Çin yemeği olarak tanıdığı bir nevi mantıdır. Dolgu malzemesi değiştirilerek pek çok reçetesi yapılmış bu hamur işleri tatlı ve çorba olarakta karşımıza çıkar. Genellikle yanında soslarla servis edilir.

İç harcı malzemeleri:

Yapılışı; Yağı ısıtıyoruz ve baharatlarımızı içine atıyoruz. Yağın baharatları yakmayacak ısıda olması önemli. En son limon suyunu ilave ediyoruz.

Diğer malzemeler: Gyoza hamuru (1 paket) *Bu hamuru gurme marketlerden temin edebilirsiniz.

Yapılışı

400 g tavuk göğsü (kıyma halinde) 15 ml sıvı yağ, 20 g taze zencefil (kıyılmış) Her hamurun içine 1 tatlı kaşığı dolgu malzemesini 30 ml pekmez, 60 ml soya sos,10 g sarımsak, 40 g koyuyoruz, hamurun kenarının sadece yarısını yapışabilmesi için parmağımızla biraz ıslatıyoruz ve maydanoz, 40 g taze soğan,40 ml tahin dilediğimiz şekilde kapatıyoruz. Hafif yağladığımız * İç harcı hazırladıktan sonra 1 gün dolapta tepsiye dumplingleri diziyoruz ve buharda 10 dakika dinlendirmeniz aromalar açısından önemlidir. pişiriyoruz. Tabakladıktan sonra hazırladığımız acılı yağlı sosu dumplinglerin üzerine döküyoruz. Dilerseniz Sos için; buharda pişirme işlemini 5 dakika yapıp pişirdiğiniz Sıvı yağ, Pul biber,Karabiber, Kuru Arnavut biberi, dumplingleri kızgın yağa atarak 15 saniye kadar kızartıp Limon suyu (tercihen birkaç damla kızarmış olarakta yanında yoğurtlu bir sos ile servis edebilirsiniz.

SANBAİZU: Vasabili ucan balık yumurtası Barlas GÜNEBAK

Gerekli Malzemeler Taze nane Taze somon dilimleri 3 yemek kaşığı sirke 1 yemek kaşığı su 1 yemek kaşığı şeker 1 yemek kaşığı soya sos (Tabagi baska bir mailde yolladim)

Yapılışı Sirke su şeker ve soya sosu bir kapta çırpıyoruz. Somon dilimlerini tabağa diziyoruz. Hazırladığımız bu sosu somonların üzerine gezdiriyoruz. Nane yapraklarını ve vasabili uçan balık yumurtasını somonların üzerine yerleştiriyoruz. Aroma vermesi için birkaç damla portakal yağı kullanabiliriz. Afiyet olsun. 39


Şubat 2017

gurmenis / Enis Zeytinler enis.zeytinler@ardayayin.net Sayfanın hemen sağ üst köşesindeki tırnak içerisindeki cümle bana ait desem… Beni çok ukala olarak kabul etmezsiniz, değil mi? Bir tiyatro oyuncusu ve sanata dair her şeyi severek takip eden, uygulayan biri olarak; “yemek yapmak bir sanattır” diye düşündüm. Bir ressam, bir heykeltıraş ve bunun gibi birçok sanatçı eserini yaratırken yaratıcılık ürününü önümüze seriyorsa ve görsellik bizi alıp götürüyorsa… Masamızın üzerindeki müthiş tabak ve yaratılan nefis yemek bence bir sanat ürünüdür.

Bir anı; eğitim için gittiğim Almanya’ da (Studgart) misafir olarak kaldığım teyzemin evindeki yemek tabaklarına aşık olmuştum. Bu tabaklarda çok hoş resimler vardı. Ve bir sihirdi sanki. Önce boş tabakta görseli izlemek, sonra yemek bu görseli engelliyordu. Daha sonra bu görseli tekrar görmek için çatal-bıçak-kaşıkla başlayan mutlu serüven. Ve nihayet tabaktaki görselle tekrar göz gözeyim…

Teyzem; benim yemek ritüelimi çok iyi gözlemlemiş ki bir gün bana, “Ne güzel zevkle yemek yiyorsun?” demişti… O halde; bu nefis ve de leziz yemeği yemek de sanatsal Birkaç yıl sonra da bu gözlem aklıma geldi ve gazetedeki olmalı… Değil mi ama? köşeme yazdım… Amerikan filmlerindeki teneke tasa, bulamaç gibi ne olduğu belirsiz (galiba barbunya fasulyesi) yemek öylesine konduğunda ve homurtularla, nefes almadan yemek yemek de sanatsal değil, bence…

“Yemek yapmak sanatsa, yemek de öyle…”

Bir Anadolu yemeği; Menemen nasıl menemenis oldu? İçinizden bu yazıyı okurken; “şimdi yemek malzemesini devam ederiz. Karışımız hoş bir görsel sağladığı anda yazarsın…” dediğinizi duyar gibiyim. Ve aynen yazıyorum, domateslerimizi de ilave edip bir tutam tuzdan sonra karıştırıp buyurun bakalım… tavamızın kapağını kapatabiliriz. Kısa bir süre sonra ateşimizi de mutlaka kısık duruma getirmeliyiz. 6 Adet Biber (Sivribiber, yeşil köy biberi, kırmızıbiber) 4 Orta boy domates ve 4 Adet yumurta, yarım çay Tavamızın kapağını açıp sebzelerin artık tam olarak bardağı çiçek yağı ana malzeme. Ve sonrası… Patates halleştiğini görüp çırpılmış yumurtaları karışıma ekleyelim (haşlanmış ve soğuduğunda rendelenmiş), sucuk (küçük ve bir miktar karabiber serperek karıştıralım. Ateşimizi de küpler halinde doğranmış), taze kaşar(rendelenmiş), tuz artık kapatabiliriz. Bu arada fırın tepsimizi çıkartıp tavadaki ve karabiber. Bu arasa unutmadan yazalım; soğan yok. karışımı bu tepsiye yayalım. Üzerine kaşar peyniri ilave ettikten sonra 135 derecedeki fırına tepsimizi sürebiliriz. 3 çeşit biberimizi yıkayıp, kurulayıp sapından ayırdıktan sonra 2 dakika içerisinde fırındaki tepsimizde kaşar renk jülyen ve domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğrayıp değiştirdiğinde artık yemeğimiz pişmiştir. Görünüş tam hazırda bekletelim. Menemenisimizi yaparken yapışmayan bir börek kıvamındadır. Tepsimizin ılınmasını bekler kare bir tava kullanırsak daha kolay pişirmeye ulaşırız. şeklinde menemenisi keserek servis yapabilirsiniz düz servis Önce tavamıza çiçek yağımızı koyup orta ateşte kızmasını tabaklarında. bekler sonra da doğradığımız biberlerimizi tavaya bırakır İstendiğinde servis ederken kare menemenisin yanına söğüş kızarmalarını bekleriz. Daha önceden küçük küpler halinde salatalık, siyah zeytin ve yağlı marul ile süsleyebilirsiniz. doğradığımız sucukları ilave eder, tahta kaşıkla nazikçe tavamızı karıştırırız. Sucuklar yanmadan rendelediğimiz Afiyet olsun… haşlanmış patatesimizi de ilave ederek karıştırmaya

40


Åžubat 2017


Şubat 2017

Nestlé Docello Profesyonel Çikolata Serisi’nin ilk ürünleri Sevgililer Günü’nde tanıtıldı

Nestlé Professional, Sevgililer Günü’nde, aşk tadında yeni Nestlé Docello Waffle Çikolata Serisi, waffle için özel olarak bir seriye imza attı ve geliştirdiği Nestlé Docello Profesyonel üretildi. Bitter ve sütlü çeşitlerindeki sürülebilir çikolatalar Çikolata Serisi’nin ilk ürünlerini tanıttı. çok daha akışkan bir yapıya sahip olmalarıyla şeflerin işini kolaylaştırıyor. Serideki 10 kiloluk üründeki pompa, kolay Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé’nin bir dozajlama sunuyor. Nestlé Docello Waffle Çikolata ev dışı tüketim alanında uzman iş birimi Nestlé Professional, Serisi’ndeki 10 kiloluk Waffle Sütlü çikolata ürünü, Nestlé Sevgililer Günü’nde tüm mutfak profesyonellerinin çikolatalı Professional’ın AOA Bölgesi Yiyecekler Kategorisi’nde “Ilham tatlılardaki yaratıcı imzası ve ilham kaynağı olacak yepyeni veren büyüme” ödülünü alan ürünü... Seride 5 kg Waffle Dark ürünlerinin ilk serisini tanıttı. (bitter) çikolata ürünü pazara ilk kez sunuluyor.

Mutfak profesyonellerine ilham verecek lezzetli çikolata Nestlé Professional Türkiye Ülke Müdürü Arzu Alibaz, Nestlé Docello Profesyonel Çikolata Serisi’nin tanıtımında ürünleri Nestlé Docello Profesyonel Çikolata Serisi’nde birbirinden lezzetli bitter, sütlü, fildişi pul çikolatalar ve bir Nestlé Professional klasiği olan tekli, bitter ve sütlü blok kuvertürler var. Küçük formatlarıyla kolay eriyen pul çikolatalar 2.5 kiloluk ambalajlarında bitter, sütlü ve fildişi çeşitlerinde üretildi. Kuvertür ve bitter olarak sunulan tekli bloklar ise 8 adet tekli paketlerle 2.5 kiloluk ambalajlarda usta ellerle buluşmaya hazırlanıyor. Nestlé Professional bu seri ile premium kuvertür çikolata kategorisinde, otel, kafe, pastane, butik çikolata müşterilerine lezzette farklılaşma fırsatı sunuyor.

yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Yeni serimizle, dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi olan Nestlé’nin 150 yıllık köklü geçmişini, yüzyılı aşkın uzmanlığını ve ürünlere adanmış uluslararası tecrübesini yansıtıyoruz. Nestlé Docello Profesyonel Çikolata serisini kafe, pastane, otel, butik çikolata ve waffle müşterilerinin ihtiyaçlarına göre geliştirdik. Bu yeni ürün serimiz ile birlikte Nestlé Kakao ve Nestlé Docello markalı mevcut Panna Cotta ve Crème Brulée ürünlerimizle beraber profesyonel tatlı çözümleri kategorisini güçlü-kalitelipremium ürünlerle büyütmeye devam ediyoruz.”

Çiçekçi dükkanların da son trent: Teraryumlar

Eskişehir ’de çiçek ve teraryum cenneti:

eserçiçek

Herhalde insanın içinin açıldığı, soğuklardan… Kent merkezinde temiz ferahladığı yer çiçekçilerdir.Vitrininde ve kokusuz akan Porsuk Çayı, göletleri başlayan görsellik ve çiçeğin albenisi ve havuzları ile yakın çevredeki her zaman içeriye çağırmıştır sonradan oluşturulan göletler beni. Yeşilin, sarının ve de Eskişehir’ de bir sera etkisi kırmızının tüm tonları parıldar yarattı. İklim ılımanlaştı ve durur. yağmurlar çoğaldı. Pek ayazı ile anılmaz oldu… Çocukluğumuzun Eskişehir’ i kışın çamur ve soğuk ayazı ile anılırdı. Yazı ise esinti ve de tozla anılırdı. Porsuk Çayı kokar birde nisan ayında coşar sel olur akar akar ve ikiye ayrılan şehri birbirine kavuşturmazdı…

42

Sanata gülen yüzle bakan insanların kenti Eskişehir’ de her caddede bir ya da iki çiçekçi ile karşılaşırsınız. Hep nöbetçidir onlar, elinize bir demet, bir buket çiçek vermek için hazırdırlar.

Oysa şimdilerde ne o selden, çamurdan İşte bu çiçekçilerden biri de Eser eser var nede çok çok ayazdan, Çiçekçilik…


Şubat 2017

Firma Haberi

Makine 12 yaşında… 12 Yılda, Amerikadan Singapur’a, Avustralya’dan Letonya

Türkiye nin her ilinde makinelerimiz çalışmaktadır. Referanslarımız bizim ileride de geleceğimizin temelini oluşturduğundan %100 müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktayız.

Başta kendi imalatımız, dolum makinelerimiz olmak üzere, Brezilya ve İtalya dan ithal ettiğimiz ürünlerin de ihracatını yapmaktayız.

Brezilya’dan getirttiğimiz dolgulu ürünler yapan makinelerimizin imalatçı firması Bralyx firması da kendini sürekli yenileyen geliştiren bir firma ve kendi konusunda tüm dünyada müşteri memnuniyetini hızla arttıran bir firmadır. Amerika Cake Boss Buddy’de Bralyx i tercih eden şeflendendir. 10 yıldır Türkiye de Bralyx in makinelerinin satışını ve satış sonrası desteğini üstleniyoruz. Saatte 2.000 adetten saatte 10.000 adete kadar üretim yapan makineleri mevcuttur.

ya, Dubai’den Özbekistan a kadar başta Ortadoğu ve Avrupa ülkeleri yoğunlukta olmak üzere 30‘ dan fazla ülkeye ihracat yaptık.

Kanada, Amerika, Avustralya, Ürdün, Dubai, Irak, Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde içli köfte üretimi yapan tesisler kurduk. Singapur, Somali, Chad, Kuveyt, Güney Afrika, Sudan, Yunanistan, Azerbeycan, Brezilya, Almanya, İrlanda ve Portekiz e dolum makineleri ihracatı yaptık. Tacikistan, Azerbeycan, Letonya, Suudi Arabistan, Mısır, Tacikistan, Rusya gibi ülkere kurabiye tesisleri kurduk. Özbekistan, Chad, Somali, Irak, Nahçıvan, Kıbrıs gibi ülkerde makarna üretimi yapan orta ölçekli tesisler kurduk. Türkiye ve Dünyanın heryerinde ekibimiz makinelerin eğitimi ve kurulumu amacı için gidip gelmektedir. Sadece makine eğitimi değil ürün danışmanlığı da yapmaktayız. Kaliteli, standart ürünlerin oluşmasında müşterilerimize destek olmaktayız.

İtalya’dan ithal ettiğimiz makarna makineleri 1984 yılında kurulan La Monferina firmasına aittir. Bu firma da kendi konusunda orta ölçekli makarna makinesi üretimi yapan firmalar arasında dünya lideridir. Saatte 5 kg makarna dan saatte 600 kg makarna üretimi yapan makineleri mevcuttur. Son 2 yıldır da Polonya’dan Hasborg firması ile çalışmaya başladık. Hasborg 20 yıldır dolgulu ve dolgusuz 6-9 kafalı endüstriyel kurabiye makineleri üretimi yapan bir firma, Türkiye de verdiğimiz müşterilerden yüksek kapasiteli üretim yaptığından ve makine kalitesinden olumlu geri dönüşler alıyoruz.

YENİLENMİŞ 2017 MODEL DUE MKR 8.0 Daha Güçlü Motorlar

Daha Büyük Huni Kapasitesi Hassas Gramaj için Huni İçi Karıştırma Sistemi

Tek Dolgulu Saatte 8.000 Adet Ürün Çift Renk Dolgulu Saatte 5.000 Adet Ürün

Yükseltilmiş Sağlam Paslanmaz Şase 7 Gram ile 180 Gram Arası Üretim 5 Farklı Şekil Makine Ölçüleri 625 x 1.215 x 1.130 mm. Makine Ağıtlığı : 180 kg.

43


Şubat 2017

Firma Haberi

Messe Stuttgart, Türkiye’deki ortaklığının tüm hisselerini satın aldı

Ufuk Altıntop Genel Müdür olarak atandı Messe Stuttgart, 1 Ocak 2017’de İstanbul merkezli Türkiye’deki ortaklığının kalan hisseleri de satın aldı. Önceki yönetici ortağı Hakan Gençoğlu’nun emekli olmasıyla Messe Stuttgart kalan %40’lık hisseyi de satın aldı. Messe Stuttgart Başkanı Roland Bleinroth, bu adımın arkasındaki gerekçeyi şu sözlerle anlattı: “Türkiye bizim için güçlü bir pazara sahip olan önemli bir ekonomik bölge. Bu bölgenin Stuttgart’taki ticaret fuarlarımız için önemli bir kaynak pazar olmaya devam edeceğine de inanıyoruz. Bu satın alma ile uzun dönemli taahhüdümüzü ortaya koyuyoruz. Müşterilerimiz bunu çok iyi anlıyor ve takdir ediyor.” Hakan Gençoğlu danışman olarak görev alacak ve Türk fuarcılığında sahip olduğu yılların tecrübesini ve bağlantılarını paylaşmaya devam edecek. 1 Ocak’tan itibaren Messe Stuttgart Ares Fuarcılık’ın Genel Müdürü olarak Ufuk Altıntop atandı. Eylül 2015’ten bu yana Genel Müdür Yardımcısı görevini sürdüren 45 yaşındaki Altıntop, şirketteki yapı ve süreçlere zaten aşina. İşletme mastırına sahip olan yeni yöneticimiz Altıntop, Türk fuarcılık sektöründe 15 yılı aşkın süredir çalışıyor: Hanover Fairs

İstanbul için 2000 yılından bu yana uluslararası satış ve pazarlamanın da aralarında olduğu farklı alanlarda çalışan Altıntop, 2005’ten 2015 yılına kadar bu şirkette Genel Müdür Yardımcısı sıfatıyla görev alıyordu. Messe Stuttgart, 2010 yılından bu yana Türkiye’de ortaklığı aracılığıyla temsil ediliyor. Messe Stuttgart Ares Fuarcılık; panjur, kapı ve güneşten koruma sistemleriyle ilgili bölgenin öncü fuarı R+T Turkey’i İstanbul’da organize ediyor. Stuttgart’taki dünyanın önde gelen R+T fuarının bir dalı olan R+T Turkey, 2013’ten bu yana iki yılda bir gerçekleştiriliyor. Ibatech, Türkiye ve çevre ülke pazarları için pastacılık ve şekerleme alanlarında lider bir ticaret fuarı. Ibatech’in Ankara ve İzmir’de de yan etkinlikleri bulunuyor. Dünya genelinde aktif olan Messe Stuttgart, 50 ülkede bağlı kuruluşlar ve dış temsilciliklerinden oluşan bir ağa sahip. Sonuç olarak Stuttgart’taki ticaret fuarlarına daha fazla katılımcı ve ziyaretçi sağlanmakla kalınmıyor, yurt dışında da etkinlikler organize ediliyor. Messe Stuttgart, bunlara ek olarak önde gelen uluslararası ticaret fuarlarına Almanya’nın çeşitli şekillerde resmi olarak ortak katılımını da düzenli olarak organize ediyor.

Bu Fuarda “Lezzetin Teknolojisi” Sergileniyor 11.Uluslararası Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma, Çikolata ve Teknolojileri Fuarı IBATECH ANKARA 2017, 09 Mart-12 Mart tarihleri arasında bu kez Ankara'da düzenlenecek. Türkiye'de 6 milyar doların üzerinde pazar payına sahip unlu mamuller sektörünün buluşma noktası IBATECH, İstanbul ve İzmir' den sonra şimdi de 09-12 Mart tarihleri arasında ziyaretçilerle Ankara ATO Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezinde buluşmaya hazırlanıyor. 2016 yılında İstanbul ve İzmir'de rekor ziyaretçiyi ağırlayan fuar, Ankara'da da özellikle Anadolu'dan gelecek çok sayıda girişimciye ev sahipliği yapacak. Yeme içme kültürünün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yükselişte olmasının etkisiyle sektör üreticilerinin yenilik arayışları fuara olan ilgiyi her geçen yıl artırıyor. Fırıncılık ve pastanecilik makineleri ile dondurma ve çikolata üretimi teknolojileri alanındaki uluslararası uzmanlık fuarı olan IBATECH, büyüyen Türkiye pazarında ve tüm Avrasya bölgesinde sektörünün en önemli etkinliği olarak kabul ediliyor. Fuarda çok çeşitli katılımcıların yanı sıra yine çok sayıda uluslararası pazar lideri en yeni teknolojileri ve ürünlerini 10.000 metrekarelik brüt alanda sunacak.

44


Åžubat 2017

45


Çin’de bir ay-1-

Şubat 2017

Chengdu / Emei Dağı

Gülçin SOYTUTAN

Çin’e gitmek hayalimdi. Nereye gideceğimize çoktan karar vermiştim. YANGTZE; namı diğer sarı nehir. Uçak biletleri, Çin’in içindeki ulaşım için tren biletlerini alırken de sıkıntı yaşamadık. İlk bilgileri bir yıl Chengdu’da yaşamış gezgin arkadaşım Gökben’den aldım. Gökben ve Nico Fransa’da evlendikten sonra yatay bisikletleriyle dünya turuna çıktılar. Maceralarını merak edenler için (http://www.frogsonwheels.net/tr) sitesinden face, instegram hesaplarından takip edebilirsiniz. Latin alfabesi kullanmayan, İngilizce konuşanın az olduğu, kalabalık şehirler, kasabalarda yaşanacak kocaman bir ay! Gerçi geceli, gündüzlü tam üç ay çalışıp görmemiz gereken yerleri, kalacağımız otelleri belirlemiştik. Latin alfabesi, Çin alfabesine göre adreslerini, harita üstünde ki dökümlerini almıştık. Beklenen gün geldi çattı. Uçarak, bekleyerek geçen 36 saatin sonunda Chengdu’ya indik. Yeşil pasaportun bir aya kadar vizesiz olduğunu öğrenmiştik. Çin Büyükelçiliğinden, doğruluğunun teyidini almıştık. Maalesef havaalanı girişindeki görevli polise anlatamadık. Bizi yetkiliye yönlendirdi. Niçin, neden geldiğimiz gibi bilgi sorunca gün gün neler yapacağımız, nerede kalacağımız, tren bilet kodlarımızın olduğu Çince, Latince hazırladığımız dökümleri verdik. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Bir saatin sonunda ilk defa yeşil pasaport gördüğünü, Çin’e gelen Türklerin şehirlerini tercih etmediğini söyleyip “hoş geldiniz” dedi. Vizemizin olmaması nerdeyse bütün otellerde şaşkınlıkla karşılandı. Hepsi ayrı araştırdı. Chengdu, ılıman ikliminden dolayı, bambu koruları ile yemyeşil bir vaha. Böylece bambuyla beslenen büyük pandaların da doğal yaşam alanını oluşturuyor. Şehirde iki tane panda merkezi var. Biz “Dev Panda Üreme Araştırmaları Merkezi” ni ziyaret ettik. Açılış saati olan 7.30’da oradaydık. Çünkü bebek pandalar, karınlarını doyurduktan sonra tekrar uykuya dalıyorlarmış. Merkez; çok güzel düzenlenmiş, çiçekler, bambularla yemyeşil bir yer. Doğruca kreş kısmına gittik. Beş yavru paspas gibi yatmış horul horul uyuyorlardı. Kalabalıkta insanlar birbirlerini ezerek yavruları görmeye çalışıyorlardı. 3 numaralı villada teyzeleri çatur çutur bambu yerken, iki yaşındaki kızlarda çılgınca oyun oynuyorlardı. Tilkiye benzeyen, uzun kuyruklu, sürmeli gözlü sevimli kırmızı pandaları da gördük. Beslenmelerini izledik. Genellikle hayvanat bahçesine gitmem. Burası farklıydı. Pandalara özene bezene doğal, ter temiz bir ortam hazırlamışlar. Çok beğendim. Antik mahallede bulunan wıde ile narrow sokağı yaya yolu olarak düzenlenmiş. İki katlı; kapı, pencere pervazları çok güzel oymalarla süslü, ilginç çatılı ahşap evlerin, alt kısmı dükkan üst kısmı konut olarak kullanılıyor. Tarihi sokaklarda turistlerden çok yerli halk akın akın dolaşıyor. Dükkanlarda sıcak atıştırmalık yiyecekler satılıyor. Solucan, tavuk ayağı, istakozları şişe diziyorlar. Gözünüzün önünde çıtır çıtır pişirip veriyorlar. Ufak tefek Çinliler inanılmaz çok yiyorlar. Bizim için manzara korkunçtu. Bir süre hiç bir şey yiyemedik. Götürdüklerimizle idare ettik.. Şehirde birbirinden ilginç tapınaklar var. Zen Budizmine yönelen

46

Wenshu Tapınağı da bunlardan biri. Tek katlı, ahşap, oymalarla süslü, yan yana odalardan oluşuyor. Her odada ayrı sabah ayini vardı. Odaların birinde inananlar yüksek sesle kutsal kitaplarını okurken din adamları da çaldıkları davul, zillerle eşlik ediyorlardı. Başka bir odada yine rahipler eşliğinde çalgılarla yürüyerek dua ediyorlardı. Chengdu’da iki tanede de cami var. Huangcheng Camisine akşam ezanı sırasında gidebildik. Altı kocaman otopark, ısrarlı araştırmalarla, kel alaka merdivenlerden çıkarak Caminin bahçesine ulaşıyorsunuz. Minaresi yok. Dıştan baktığınız zamanda Cami olduğunu kesinlikle anlamıyorsunuz. Hoca ezanı kapının önünde dört yöne dönerek okudu. Cemaati İngilizce bilmiyordu. Sadece selamlaşabildik. Sichuan Operasından bahsetmeden geçemeyeceğim. Tea House’da sergilenen Opera’nın solistleri, halka açık camlı odada makyaj yapıp, hazırlanıyorlar. İlginç sahne makyajları, kostümleri içinde yüksek perdeden çalınan ziller, davullar eşliğinde gösterilerini yapıyorlar. Kukla gösterisi, gölge oyunu, akrobatlar, illüzyonistlerde var. Biz yerel enstrüman çalan iki sanatçının solo performanslarını da izledik. Seyircilerin oturduğu salon kafe tarzı, isterseniz yemek siparişi verebiliyorsunuz. Açık mutfakta neler yapılıyor görebiliyorsunuz. Çay, kuruyemiş bilet fiyatlarına dahil. Gösteri sırasında satıcılardan alış veriş yapabiliyorsunuz. Gösteriden sonra ücret karşılığı makyaj yaptırıp, kostümlü fotoğraf çektirebiliyor yada kukla oynatma eğitimi alabiliyorsunuz. Şehirde görmeniz gereken önemli yerler arasında Wuhousi Tapınağı, Manjushri Manastırı, Jinli Sokağını sayabiliriz. Programımızda ikinci durağımız Emei Dağıydı. Kunming yataklı treni en yakın istasyon olan Emeishan istasyonundan geçiyordu. Bu trene bilet almıştık. Ana perona, sayısız kimlik, güvenlik kontrolünden geçtikten sonra ulaşabildik. Yerel giysileri içindeki kalabalığın Saniler ve Tibetlilerden oluşan Kunming Yolcuları olduğu kolayca anlaşılıyordu. Ve bu kalabalıkta ki tek uzaylı bizdik. Herkes bize şaşkınlıkla bakıyordu. Tabi biz de onlara. Sinan’cığım tren ranzalarını iki katlı olarak düşünmüş. Biletlerin birini ranzanın altına, diğerini de onun üstüne almış. Vagondaki ranzaları görünce şok olduk! Meğerse üç katlıymış. Arada bir yatak daha vardı. Ranzanın en üstünde, yatakla tavan arasındaki boşluk alçak olduğundan sadece yatılabiliyordu. Ne yapalım yola devam. Komşularımızdan İngilizce bilen bir kaç kişi ile sohbet ettik. Yolumuz 3 saat 15 dk. İdi. Durağı kaçırmamak için alarmı kurduk. Tren çok dakik. İstasyona geldiğimizde kondüktörün gözetiminde platforma indik. Sonsuz kontroller sonunda Emeishan’a ulaşmıştık.

Emei Dağı, 3.077 m. Yükseklikte Çin’in dört kutsal dağından en önemlisi. Yüzyıllar boyunca yüce dağların en yücesi olarak kutsanmış, imparatorlar, generaller tarafından tırmanılmış, bazılarının da ebedi istirahatgahı olmuş. Budistler için hac yolu. Yolumuzun üstündeki bu dağa tırmanmamak çok ayıp


Şubat 2017

Dünya kazan, ben kepçe

olurdu. Güvenilir bilgi kaynağımız Gökben’e müracaat ettim. Oda merak etmiş. Araştırmış. Detay bilgileri verince gönül rahatlığıyla programımıza eklemiş olduk. İlk gün Fuhusi (Çömelen Kaplan) Tapınağına gittik. Hacı adayları özel kıyafetleriyle grup grup tapınağı ziyaret ediyorlardı. Genellikle tapınakların girişinde Taoist koruyucu tanrıların heykelleriyle karşılıyorsunuz daha sonra içerde diğer tanrılar yada Buda’nın değişik heykellerini görüyorsunuz. Fuhusi’de ise yüzlerce Budist din adamının heykeli vardı. En fazla Buda heykeline bu tapınakta rastladık. Fuhusi’den, Baoguosi (Vatana Sadakat) Tapınağına doğru yürürken Çin’in ikinci büyük çanı Shengji Çanı’nı gördük. Baoguosi ahşap, renkli boyalı bir tapınak. Budist hacı adayları ile doluydu. Turist yok denecek kadar azdı. Ama Konya doğumlu, İskoçya’da yaşayan bir Türk’le karşılaştık. Yaşar Salur. Urumçi’den Çin’e giriş yapmış. Yaklaşık iki aydır geziyormuş. Onun da hedefi “Golden Summit” e çıkmakmış. Bir birimize şans dileyerek ayrıldık. Sabah çantalarımızı otele bıraktık. Sırt çantalarımıza üç günlük eşyalarımızla yiyeceklerimizi aldık. Qingyin Pavillon’dan yürüyüşe başlamak için ilk otobüse bindik. Güneş doğmamıştı. Saat 7.21’de ciddi bir ücret ödeyerek milli parktan giriş yaptık. 35 km. yürüyüp 1.520 m.lik yükseleceğimiz çıkış parkuru bizi bekliyordu. Dağı tırmanmaya başladık. Patika işaretlenmişti. İngilizce, Çince uyarı tabelaları ormanda nasıl davranılması gerektiğini anlatıyordu. Doğası Kaçkarlar gibi yağışlı, yemyeşil. Patika rutubetli olduğundan yer yer taş döşenmişti. Bazı yerleri kayganlığı gidermek için tırtıklı yapılmıştı. Allah’tan batonlarımız vardı. İlk olarak karşımıza, baraj gölünün kıyısındaki Qingyin Köyü çıktı. Dağların arasındaki manzarası çok güzeldi. İki genç kız ve dört kişilik bir grupla birlikte yürüyorduk. Önce Qingyin Pavillon (çok küçük tapınak) sonrada Niuxin Pavillon’a ulaştık. Niuxin iki nehrin birleşim yerinde. Çift köprülü, yemyeşil ormanın içinde, minicik bir tapınaktı. Burada bize beş kişilik bir grup daha dahil oldu. Köprüler, dereler aşıyor, vadilerin arasından ilerleyerek devam ediyorduk. Emei’ye tırmanan imparatorların yada generallerin anısına her kayalık alanı oyarak heykeller yapmışlar. Bazı yerlerde de mezar taşları ile karşılaştık. Tabelalar artık ekolojik maymun bölgesine girdiğimizi, vahşi maymun saldırısına karşı elimizde yiyecek bulundurmamamız, gece ormanda kalmamamız konusunda uyarıyordu. Maymunları gördüğümüz ilk yerde, yol arkadaşlarımız geri döndüler. Artık yalnızdık. Hongchunping Tapınağına vardığımızda öğlen olmuştu. Yemeğimizi yedik. Bir kaç tırmanışçı ile selamlaştık. Yola devam. Manzara yeşilden sonbaharın sarı, kahverengi tonlarına dönmeye başlamıştı. İlk 10 km. lik parkur orta zorluktaydı. Artık yol dikleşmiş, daralmış, dağın sarp noktalarına doğru ilerlemeye başlamıştık. Karşımıza çıkan nefis şelale ile ejderhalı köprüden sonra Yuxian Temple yaklaştık. Karşıdan gelen çiftin “vahşi maymunlar var dikkat edin!” uyarısı ile macera başladı. Çöpü karıştıran maymunlar karşımızdaydı. Yolumuzu değiştirme şansımız yoktu. Çok dik bir yamaçtan tırmanıyorduk. Batonlarımızı yere vurarak ses çıkartıp kovmaya çalıştık. Maymunlar kalabalıktı. Köpekler

gibi diş çıkartıp tehdit ediyorlardı ki arkamızdan kalabalık bir öğrenci grubu bize yetişti. Hep birlikte maymunların içinden geçtik. Yuxian Temple vardığımızda hepimizin ödü kopmuştu. Gençler hızlı bir şekilde gittiler. Yolda selamlaştığımız bir çift, yalnız bir adam ile üç genç kız grup olmuşlardı. Bizi de aralarına aldılar. Maymunlara karşı kutsal ittifak oluşturduk. Jiuling Hillock’dan sonsuz basamaklarla tırmanırken maymunlarla da mücadele ettik. Saat 16.30 olmuştu. Gün batmak üzereydi. Hedefimize ulaşmıştık. Grup devam etti. Biz kaldık. Burası oldukça tepede, çok güzel manzaralı bir tapınaktı. Ön tarafındaki havuzun ortasında minik beyaz bir fil heykeli vardı. Onun için de adı Elephant Washing Pool Tempel. Eskiden talebelerin de bulunduğu büyük manastırda iki rahip, iki de temizlikçi bayandan başka kimse yoktu. Yolu düşenlere odalarını belli ücret karşılığı konaklamaya açmışlardı. Çok iptidai olan odamızda elektrikli battaniyeleri görünce çok mutlu olduk! Konforlu, sıcak geceden sonra tekrar tırmanmaya başladık. Hava sisli, yağmurluydu. Merdivenler inanılmaz kayıyordu. Zirve için 20 km. yürüyüp 1.000 m. Yükselmemiz gerekiyordu. Yolu yarıladığımızda Yaşar Salur’la karşılaştık. Wannian Tempel’dan başlamış. Geceyi Leidongping de geçirmiş. Sabah gün doğumunu izlemiş geri dönüyordu. “Yukarıda hava çok güzel” dedi. Gerçekten yükseldikçe hava açmaya güneş yüzünü göstermeye başlamıştı. Ülkemizde genellikle 2.500 m. yüksekte bitki yetişmemesine rağmen burada zirveye kadar yüksek boylu ağaçlar vardı. Hatta Tapınakların sebze bahçelerini gördük. Leidongping’ten sonra karşılaştığımız maymunlarda evcilleşmişti. Araçla gelen kalabalık hacılar grubu da yola eklenince patika otobana döndü. Öğlen saatlerinde masmavi gökyüzü eşliğinde Golden Submitte ulaştık. Artık zirvedeydik! Araçla gelenler akın akın etraftaki tapınakları ziyaret ediyor, tütsü yakıyor, dua ediyorlardı. Onlardan daha fazla hacı olmayı hak etmiştik. Dünkü yol arkadaşlarımızla da karşılaştık. Onlarda Leidongping’de kalmış gün doğumunu izlemişlerdi. Hacı olmak isteyen bir din adamına rastladık. Her üç adımdan sonra yere çöküp selamlayarak Golden Submitti tavaf etti. Tütsü yakıp, dua etti. Akşam üstü yağmur başladı. Gece zirvedeki otellerden birinde kaldık. Sabah, sis, yağmur devam ediyordu. Yine de bir umut gün doğumunu izlemeye gittik. Maalesef açmadı. Dönüşte 6 km. lik inişi teleferikle yaptık. Sonra ıslak, kaygan zeminde zorlu bir yürüyüşe başladık. Yaklaşık 30 km. lik inişten sonra Wannian Tempel’a ulaştık. Patikada hacı adaylarına rastlamadık ama tapınak ana baba günüydü. Üç günlük dağ maceramızın sonuna gelmiştik. Şimdi oteldeki çantalarımızı alıp, son Leshan Otobüsüne yetişmek zamanıydı. Gelecek sayımızda kaldığımız yerden devam etmek üzere sağlıcakla kalın.

47


Åžubat 2017

48


Şubat 2017

Bilimsel Makaleler

“Bilim ve bilgi paylaştıkça güzeldir ve anlamlıdır.”

Editör Prof.Dr. Ahmet AYAR Sakarya Üni. Müh. Fak. Gıda Müh. Bölümü aayar@sakarya.edu.tr

Çok değerli bilim insanları ve gıdaya gönül veren meslek- larını yayınlamaktan mutluluk duyacağız. Sizlerin vereceği taşlarım, destek ile dergi topluma daha güçlü mesajlar verecek, gıda sanayinin yol göstericisi olacak ve bilim insanlarının birbirlHepimizin malumu, insanlığın ve yaşamın tek vazgeçilmezi eri ile olan paylaşımları ve birliktelikleri noktasında ortak bir gıdadır. Gıda adına hizmet toplum adına verilmiş olan en payda özelliği taşıyacaktır. Bizlere vereceğiniz destek ile güzel hizmettir. Catering Guide dergisi bu konuda büyük özülkemizde yayın hayatını devam ettirmeye çalışan, gelecek veriler göstererek yayın hayatını devam ettirmeye çalışan bir sayılarında uluslararası nitelik ve indeksli dergi olma hededergidir. Dergi aracılığı ile topluma güzel mesajların verilebilfleri olan Catering Guide dergisinin hedeflerine ulaşmasına mesi için siz değerli bilim insanlarının engin bilgilerine ihtiyaç yardımcı olacaksınız. duymaktayız. Dergi bu sayede topluma daha güzel ve doğru mesajlar verebilecek, siz değerli bilim insanlarının gıda konu- Büyük özveriler ile yayın hayatını devam ettiren, gerek gıda sundaki anlamlı bilgilerini topluma sunacaktır. sanayine gerekse siz bilim insanlarına yardımcı olmaya çalışan Catering Guide dergisi ile yazılarını paylaşmanızı Catering Guide dergisi hakemli bir dergi olup yılda 10 sayı bekliyoruz. şeklinde yayınlanmaktadır. Derginin konu içeriği geniş olup siz bilim insanlarının kısa ve mesaj verici niteliği olan çalışma- “Bilim ve bilgi paylaştıkça güzeldir ve anlamlıdır.”

Muharrem DEMİR’in ardından Ahmet YAMAN 06 / 01 / 2017 1998 yılının ılık bir sonbahar günü tanıştım kendisiyle, aylardan Ekim sonu yada Kasım başı gibi… Arkamda akademisyenliği bırakmış, askerliğimi bitirmiş ve bir iki iş tecrübesinden sonra Bolca Hindi ’de yeni işe başlamış yolun başında bir Gıda Mühendisiydim. Patronum Şerafettin ERBAYRAM, Muharrem DEMİR diye bir beyin geleceğini, ilgilenmem gerektiğini ve bazı konularda fikir alışverişi yaparak kendisine iletmemi söylemişti. İşte öyle bir sonbahar gününde kendisiyle tanıştım, kaynaştım ve 18 yıldan fazla bir zamandır hiç kopmadım. Ta ki 05.01.2017’e kadar… Vefat haberini üniversitemiz senato toplantısı esnasında sosyal medyadan öğrendim. Önce birileri şaka yapıyor zannettim sonra bir daha baktım, bir daha, bir daha… O andan sonra yaklaşık iki saatlik toplantıda ne konuşulduğunu ya da hangi kararların alındığını hatırlamıyorum. Toplantı bitiminde kime soracağım kimden bilgi alacağım diye düşünüp dururken beraber çalıştığı, bir iki toplantıda beraber olduğumuz Ahmet abi geldi aklıma ama O’nun konuşacak durumu yoktu! Sonra dergiden Dursun ARIK

aklıma geldi, hemen onu aradım ve olayın şaka olmadığını öğrendim. Bir daha yıkıldım. Muharrem abiyi bilen bilir çok çalışkan, çözüm odaklı, işini hakkıyla yapan ender insanlardandı. Tabi güler yüzlü saygılıydı da. İlk önce iş icabı başlayan arkadaşlığımız daha sonra bir nevi abi - kardeş ilişkisine dönmüştü. Olayın ardından oturup onunla olan hatıralarımı zihnimde yokladım. Maillerime ve Whatsapp yazışmalarımıza baktım. Ne zaman Bolu’dan geçse en azından bir selam veren oydu, ne zaman dara düşse ve bir şeye ihtiyacı olansa ben… Vakum ambalaja mı ihtiyacım var Muharrem abi aranırdı, gıda ile ilgili bir makinamı lazım Muharrem abiye bir selam çakılırdı. Ambalajla ilgili bir seminere bedava mı girmek istiyorsun Muharrem abiye mail yeterdi, kıyma makinası mı lazım Muharrem abi can simidi gibi yetişirdi, İstanbul’a geldiğimde nerde yemek yenir Muharrem abiye sorulurdu hatta ve hatta mailin pop hesabı ayarları bozulunca Muharrem abi IT uzmanı gibi devreye girerdi. Sayamadıklarım cabası… Bu kadar işi onca işinin arasında yapardı bir de… Ah be abi ne yapacağım ben

sensiz? Kime takılıcam “Abi gezmedik memleket, yenmedik yemek bırakmadın” diye? Hem daha ben Rektör olup sana Onursal Doktora cübbesi giydirecektim! Umarım cennette melekler giydirir sana onu…

49


Şubat 2017

Bilimsel Makale

Probiyotik Mikroorganizmalar ve Prebiyotiklerin Özellikleri, Fonksiyonları ve Etki Mekanizmaları Suzan ÖZTÜRK YILMAZ, Doç. Dr. Sakarya Üniversitesi, Müh,Fak. Gıda Müh. Bölümü, suzanyilmaz@sakarya.edu.tr Vildan TOP, Sakarya Üniversitesi, Gıda Müh. Bölümü, Sakarya, vildantop93@gmail.com

ÖZET

Probiyotikler, besinlerle veya destek şeklinde alındıklarında konakçının bağırsaklarında mikroorganizmalar arası dengeyi sağlayarak sağlığı olumlu etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Probiyotik olarak kullanılan başlıca mikroorganizmalar; Lactobacillus sp., Bifidobacterium sp., Streptococcus sp ve Saccharomyces boulardii’dir. Bazı bağırsak bakterileri insan sağlığı ve metabolizmasına çok önemli faydalar sağlarlar. İnsan bağırsağında yararlı ve zararlı bakteriler arasında bir denge vardır. Bu dengenin bozulması çeşitli bağırsakla alakalı ve bağırsak dışı hastalıkların ortaya çıkmasıyla

ABSTRACT

Probiotics are live microorganisms that produce a benefit to the host, by improving microbial balance in the gut, when provided in adequate amounts from food or supplements. Species commonly used include Lactobacillus sp., Bifidobacterium sp., Streptococcus sp. and Saccharomyces boulardii. Some gut bacteria contributes to human health and metabolism. There is a delicate balance between beneficial and harmful bacteria

GİRİŞ

sonuçlanabilir. Probiyotikler; bağırsak pH’sının düşürülmesi, zararlı mikroorganizmaların kolonizasyonunun engellenmesi ve immün sistemin düzenlenmesi gibi mekanizmalar ile faydalı etkilerde bulunur. Prebiyotikler, probiyotikler için besin görevi görürler. Prebiyotikler, bağırsakta selektif bir fermantasyona sebep olan sindirilemeyen gıda katkılarıdır. Bu çalışmada Probiyotik ve prebiyotiklerin fonksiyonel özellikleri ve bunların sağladıkları yararlardan bahsedilecektir.

Anahtar Kelimeler: fonksiyonel gıdalar

Probiyotikler,

Prebiyotikler,

in the gastrointestinal tract. Distruption of this balance results in various intestinal and extra-intestinal diseases. Prebiotics act as food for probiotics. Prebiotics are non-digestible food ingredients having a selective fermentation in the colon. İn this review, functional property of prebiotic and probiyotic and provide benefit of these are mentioned.

Keywords: Probiotics, Prebiotics, functional foods

den olabilmektedir. Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olmakta ve böylece kabızlığın, iltihaplı bağırsak hasSindirim sisteminde yaşayan mikroorganizmalar, sağlıklı bir talıklarının, enfeksiyonların ve laktoz intoleransının önlenmesindirim sisteminin olmazsa olmazlarıdır ve bağışıklık fonksi- sinde, karaciğerin ve böbreğin görev yükünün azaltılmasında yonları üzerinde önemli etkileri vardır. Probiyotikler ve prebi- ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde etkili olabilmektedir. yotikler bu noktada devreye girer. Probiyotik mikroorganizmaPrebiyotikler ise bağırsaklarda yaşayan yararlı bakterilelar, canlı bazı bakteriler ve maya türlerinden oluşan1, sindirim rin sayısını, aktivitesini ve probiyotiklerin etkisini arttıran sisteminin mikrobiyal dengesini düzenleyerek konakçı sağlığı sindirilmeyen bileşenlerdir. Prebiyotik gıda da, içerisinde üzerinde yararlı etkileri olan, canlı mikrobiyal gıda katkıları prebiyotik bileşen içeren gıda ürünüdür. Prebiyotik bileşenolarak tanımlanırlar. Diğer bir deyişle probiyotikler, sindirim ler, daha çok karbonhidrat grubunda yer alan ve genellikle sisteminde belirli sayıda bulunan ve tüketildiğinde bireyin baçözünür lif işlevi gören oligosakkarit veya polisakkaritlerğırsaklarındaki bakterilerin sayıca dengesini sağlayarak sindir. Gıdalara eklenen en yaygın oligo sakkaritler; fruktoodirim sistemi ve bağırsak sağlığını koruyan canlı mikroorgaligosakkaritler, galaktooligosakkaritler ve polidekstrozdur. nizmaları ve bileşenlerini tanımlamaktadır. Günümüzde genel olarak probiyotik tanımı, insan ve hayvan sağlığını destekle- Prebiyotikler; bağırsak mikroflorasının bileşimini ve akyen ve gıda, yem ya da gıda katkı maddelerine ilave edilen tivitesini olumlu yönde etkileyerek, bağırsak hareketlerimikrobiyal preparatların tümünü kapsamaktadır. Probiyotik ni düzenlemekte, kalsiyum ve magnezyum gibi mineralmikroorganizmaların en önemli grubunu laktik asit bakterileri lerin emilimini ve biyoyararlılığını arttırmakta ve patojen çoğalmasını önleyebilmektedir1. oluşturur. Bunların içerisinde Bifidobacterium ve Lactobacillus mikroorganizmaların türleri en yaygın olarak kullanılan probiyotik mikroorganizma- Probiyotik özelliği yüksek olan gıdalara örnek olarak yolardır. Ayrıca bazı bakteri cinsleri ile maya ve küf türlerinden ğurt, ayran, peynir, ısıl işlem görmemiş turşular, kefir, zeyde probiyotik ürünlerin hazırlanmasında yararlanılmaktadır2. tin, boza, tarhana, endüstriyel olarak probiyotik eklenmiş Dolayısıyla probiyotik gıda; içerisinde yeterli miktarda canlı yoğurt, meyve suyu ve bebek besinleri verilebilir (Şekil 1). probiyotik mikroorganizma bulunduran ve raf ömrü sonuna kadar bu canlılığı muhafaza eden ürünler olarak tanımlanabilir. Hepimizin bilinçli ya da bilinçsiz şekilde kullandığı antibiyotikler başta olmak üzere uzun süreli stres, fazla hazır gıda tüketimi, alkol kullanımı ve ishal gibi nedenlerle bu yararlı bakterilerin ölümüne yol açabiliriz. Bu durumsa vücudumuzda Şekil 1. Probiyotik gıdalar başta sindirim sorunları olmak üzere birtakım olumsuzluklara neden olur3. Bu nedenle günümüzde önemi giderek artan pro- Probiyotik Mikroorganizmaların Özellikleri biyotikler üzerinde pek çok araştırma yapılmaktadır. Bu çalışProbiyotik bir mikroorganizmanın tanımı için zorunlu kriterler malara göre probiyotiklerin sağlık üzerinde çeşitli olumlu etkiLaktik Asit Bakteri Endüstriyel Platformu (LABIP ) tarafından leri mevcuttur. Probiyotikler; sindirim etkinliğinin ve gıdalarla belirlenmiştir. Buna göre probiyotik mikroorganizmalar: alınan bazı vitamin ve minerallerin emiliminin artmasına ne50


Şubat 2017

      

Gastrik asit ve safra tuzuna direnç göstermelidir.Teknolojik süreçlere dirençli olmalıdır. İmmün cevabı stimüle edebilmelidir. Metabolik etki kabiliyeti olmalıdır (kollesterol asimilasyonu, laktaz aktivitesi, vitamin üretimi). Bağırsak epitel dokularına tutunmalıdır. Antimikrobiyal bileşikler üretebilmelidir. Gastrointestinal sistemde kısa süreler için de olsa sürekliliğini devam ettirebilmelidir. İnsan orjinli olmalıdır. Patojen özellik içermemelidir2.

Bir mikroorganizmanın probiyotik olarak kabul edilebilmesi için sahip olması gereken özellikler:

1.Gastrik asit ve safra tuzu toleransı Bu özellik, pH’nın 1.5’e kadar düşebildiği midede ve asidik ürünlerde probiyotik organizmaların canlı kalabilme yeteneğidir. Probiyotik organizmaların en önemli seçim kriterlerinden biridir. Yani probiyotik organizmalar bağırsakta bulunmalı ve mide asitliğinde canlı kalabilmelidir. Lankaputhra ve Shah ’ın yaptığı araştırmada Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium ssp.’ın sadece birkaç suşu asidik fermente gıdalarda ve sindirim sistemindeki safra tuzu konsantrasyonlarında canlı kalabilmiştir5. Clark ve ark. ile Lankaputhra ve Shah, Bifidobacterium longum’un asit şartlarda ve %4’e kadar varan safra tuzunda canlı kalabildiği sonucuna varmışlardır6.

2.Antagonizm L. acidophilus ve L. casei, fermantasyon sonucunda laktik asit üretirlerken Bifidobakteriler ise 3:1 oranında sırasıyla asetik asit ve laktik asit üretirler. Probiyotik organizmalar aynı zamanda sitrik asit ve hippürik asit gibi diğer bir takım asitleri de oluştururlar. Laktik asit bakterileri, organik asit üretmelerinin yanında hidrojen peroksit (H2O2), diasetil ve bakteriyosin gibi antimikrobiyal maddeler de meydana getirirler. Bu maddeler, bozulmaya sebep olan organizmaların ve gıda kaynaklı patojenlerin gelişmesine engel olmaktadır. Dave ve Shah yoğurt bakterilerinin probiyotik bakterilere karşı bakteriyosin ürettiklerini belirlemişlerdir7. L. acidophilus’un bakteriyosin üreterek L. bulgaricus, L. helveticus, L. jugurti ve L. casei’nin çeşitli suşlarını inhibe ettiği saptanmıştır. L. acidophilus tarafından üretilen bakteriyosin, L. casei ve L. bulgaricus’un canlı kalabilme özelliğini etkilemektedir. Bu sayılan sebeplerden dolayı probiyotik bakteri kombinasyonu kullanılmadan önce, bakterilerin birbirlerine karşı antagonistik etkileri kontrol edilmelidir8.

3. Tutunma özellikleri

bağırsakların çok az bölümünde bulunur, L. acidophilus ise daha fazla bölümünde bulunabilir. Yapılan bir araştırmada L. acidophilus’un altı suşundan beşi tutunma özelliği gösterirken, bifidobakterilerin dokuz suşundan yedisi ise iyi tutunma özelliğine sahip olmuştur. Bifidobacterium ssp., L. acidophilus, B. infantis ve B. longum’dan genellikle daha iyi tutunma özelliği göstermiştir9.

4. Proteolitik aktivite Son ürünün organoleptik özelliklerinde LAB’nin proteolitik / peptidolitik enzimlerinin önemli olmasının yanısıra bazı LAB suşlarının süt ürünlerinde, temel beslenmenin ötesinde sağlığı geliştirdiği düşünülen biyoaktif peptitlerin serbest bırakılmasına katkıda bulunduğu bilinmektedir 10. Bu açıdan bakıldığında sütün kazein molekülleri, özellikle ilgi çekicidir. Çünkü proteolizis ile serbest bırakılıncaya kadar bekletilen biyoaktif peptidlerin barınağı olarak bilinirler. Bugüne kadar bu gibi aktiviteler atfedilen LAB; L. helveticus CP790, L. rhamnosusGG, L. bulgaricus SS1 ve L. lactis subsp. Cremoris FT4 gibi suşları içerir 11. Bazı raporlarda, doğal olarak olgunlaşmış peynir ve diğer fermente ürünlerin içerisinde mevcut olmalarının yanısıra biyoaktif peptidlerin, süt proteinleri alındıktan sonra in vivo olarak da üretilebileceği bildirilmiştir10. Diyet takviyeleri ve farmasötik preparatlar olarak kullanılmak üzere endüstriyel ölçekte bu gibi peptidlerin üretimi halen artan bir ilgi görmektedir 10 Yoğurt geleneksel olarak S. thermophilus ve L. bulgaricus kullanılarak üretilir ve bu bakteriler, proteolitik tabiatı ile simbiyotik ilişkilerinden dolayı bazı esansiyel amino asitleri de üretirler. Bu iki bakteri sütte çok hızlı gelişir. Bununla beraber, L. acidophilus ve bifidobakteriler, proteolitik aktivitelerinin eksikliğinden dolayı sütteki gelişmeleri yavaştır. Bundan dolayı yoğurt bakterilerinin, fermantasyon süresinin azaltılması için probiyotik ürünlere katılması pratiktir. Shihata ve Shah , S. thermophilus ve L. bulgaricus’un probiyotik bakterilerden daha yüksek proteolitik aktivite gösterdiklerini saptamışlardır12. Probiyotik bakterilerin seçiminde proteolitik aktivite önemlidir13.

5. β- galaktosidaz aktivitesi

Yoğurt bakterileri, probiyotik bakterilerle beraber kullanıldığında, probiyotik bakterilerden daha hızlı geliştikleri için, proteolitik ve β-galaktosidaz aktiviteleri daha yüksektir13

Şekil

2.

Lactobacillus

spp.

ve

Bifidobacterium

spp

Tablo 1. Dünyada en fazla kullanılan probiyotik bakteriler Lactobacillus spp.

Tutunma özelliği, probiyotik bakterilerin en önemli seçim L. bulgaricus kriterlerinden biridir. Bu bakterilerin bağırsaklara tutunması, L. lactis koloni oluşturmaları ve çoğalmaları istenir. Bağırsaklarda hücre L. plantarum duvarına tutunma, sindirim sistemindeki kolonizasyon için L. rhamnosus önemli bir özelliktir. Ancak probiyotik bakterilerden laktobasil L. reuteri olarak L. gasseri ADH, L. acidophilus BG2FO4 ve L. casei GG’nin kolonizasyon özellikleri araştırmacılarca çalışılmıştır. L. casei Bifidobakteriler arasında ise, B. breve, B. longum, B. bifidum L. paracasei ve B. infantis incelenmiştir7. Bununla beraber probiyotik L. fermentum bakterilerin hepsinin barsak hücre duvarına tutunma özellikleri L. helveticus yoktur. Çalışmaların çoğunda bifidobakterilerin tutunma özellikleri, Caco2 (kolon adeno karsinoma hücresi) ve Ht29 (insan kolon kanser hücresi) hücre hatlarına tutunmaları Probiyotik Etki Mekanizmaları üzerinedir. Bifidobakteriler, özellikle kalın barsak olmak üzere Probiyotiklerin konağı intestinal

Bifidobacterium spp. B. adolescentis B. longum B. breve B. bifidus B. subtilis B. lactis B. infantis B. laterosporus

sistem bozukluklarına karşı 51


Şubat 2017

nasıl koruduğunu açıklamaya çalışan birçok mekanizma etkisi, araştırmacılarca belirlenmesine rağmen, mekanizması bulunmaktadır. Muhtemel etki mekanizmaları: henüz bilinmemektedir. 

Antimikrobiyal maddeler üreterek patojen bakterilerin inhibisyonu İmmün sistemin uyarılması Toksin reseptörlerinin yıkımı Besin maddeleri için rekabet Tutunma bölgelerinin bloke edilmesi olarak gruplandırılabilir2.

5.Antikanserojenik etki

Probiyotik laktobasil ve bifidobakteri suşlarının, mutajen ve kanserojen etkiye sahip olan β-glukosidaz, nitroredüktaz ve üreaz gibi fekal mikrobiyal enzimlerin miktarını azalttığı rapor edilmiştir13. Çalışmalar, fermente süt ürünlerinin tüketimi ve kanser oluşumu arasında negatif bir ilişkinin bulunduğunu göstermektedir.

Laktik asit bakterileri ve fermente süt ürünleri antikanserojenik aktiviteye sahiptirler. B. longum ve B. infantis antitümör etkilidir. Bu etki, probiyotik bakterilerin barsak pH’sını düşürmesinden, yaşadığı organizmanın bağışıklık sistemini geliştirmesinden ve bakteriyel enzimlerden kaynaklanabilir14. Probiyotik ve prebiyotiklerin barsak kanserini önlemede etkili olduğu Brady ve ark. tarafından rapor edilmiştir17. Ayrıca L. acidophilus’un antitümör etkiye sahip olduğu da bilinmektedir. L. acidophilus ve bifidobakterilerin antikanserojenik etkileri, kanser öncesi kanser yapıcı etkenlerin ortamdan uzaklaştırılması ve vücudun bağışıklık sisteminin aktivitesinden kaynaklanabilir. Probiyotik bakteriler, kansere sebep olan enzimler veya kansere sebep olan kaynakları ortamdan uzaklaştırabilirler. Kanser öncesi kanser yapıcı etkilerin probiyotik bakteriler tarafından ortadan kaldırılması, üretilen nitrozamin oranının azaltılması ile de ilgilidir. Yapılan bir çalışmada probiyotik bakterilerin, nitrozaminlerin mutajenitesini büyük bir oranda azalttığı gözlenmiştir15.

2.Laktoz metabolizmasında gelişme

Prebiyotikler

Laktoz intoleransı, dünya nüfusunun %70’inde bağırsakta β-galaktosidaz aktivitesinin azlığı dolayısıyla meydana gelen bir problemdir. Glikoz ve galaktoz olarak bilinen iki monosakkaritten oluşan laktoz, sütün karbonhidratı olup kolayca metabolize edilemez. Laktoz β-D-galaktosidaz tarafından monosakkaritlere dönüştüğü için, bu enzimin eksikliğinde laktoz parçalanamaz ve metabolize edilemez. Fermente olamayan süt ve ürünlerinin tüketiminden sonra laktozun iyi metabolize edilememesi sonucunda sindirim bozuklukları meydana gelmektedir14. Yoğurt yapımında kullanılan L. bulgaricus ve S. thermophilus’tan oluşan geleneksel kültürler önemli miktarda β- D- galaktosidaz enzimi içerdikleri için, yoğurt tüketimi laktozun metabolize edilememesinin semptomlarını azaltmaktadır6. Laktoz toleransının gelişmesinde laktozun mide boşluğu ve bağırsağa geçiş zamanı önemli bir rol oynar. Yoğurt gibi viskoz gıdalar ve yüksek miktarda kurumadde içeren gıdalar mide boşluğunda daha fazla kaldığı için laktoz intolerans semptomlarının azalmasına katkı sağlarlar14.

Probiyotiklerin gelişimi, ortamda oligosakkarit olarak bilinen kompleks karbonhidratların bulunmasıyla bağlantılıdır. Oligosakkaritler (kısa zincirli karbonhidratlar), prebiyotik olarak bilinir ve kalın bağırsakta patojen bakterilerin sayısını kısıtlayan, probiyotik bakterilerin ise gelişimini destekleyen sindirilemeyen gıdalar olarak tanımlanır18. Prebiyotik gıdalara örnekler Şekil 3’te verilmiştir.

   

Probiyotiklerin Fonksiyonları Probiyotik ve prebiyotiklerin sindirim sistemindeki fonksiyonları Şekil 3’de gösterilmiştir13.

1. Antimutajenik etki

3.Bağışıklık sisteminin geliştirilmesi

Şekil 3. Prebiyotik gıdalar

Fonksiyonel gıda katkısı olarak prebiyotikler; doğal inülin, enzimatik olarak hidrolize edilmiş inülin veya oligofruktozları L. acidophilus ve bifidobakteriler tarafından bağışıklık kapsayan inülin tipi fruktanlar ile sentetik fruktooligosakkaritler sisteminin geliştirildiği araştırmacılarca gözlenmesine rağmen, olarak sınıflandırılır19. Bazı hazırlanmış prebiyotikler: 14 mekanizması tamamen anlaşılamamıştır . Neoşekerler, frukto oligosakkaritler (FOS), soya oligo sakkaritler,galakto oligosakkaritler, izomalto oligosakkaritler, 4.Serum kolestrolünün azaltılması ksilo oligosakkaritler, laktuloz (früktoz galaktoz disakkariti), Araştırmalar, kültürlü fermente süt ürünleri tüketiminin rafinoz, stakiyoz, sorbitol’dür. serum kolestrol değerinin düşürülmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Hiperkolestremik insanların 109/g oranında Prebiyotiklerin birtakım fonksiyonel etkileri 18: probiyotik bakteri içeren fermente süt ürünleriyle beslenmesi 1. Sindirilemezler ve düşük enerji değerine sahiptirler (< 9 sonucu, kolestrol değeri 3.0 g/l’den 1.5 g/l’ye düşmüştür6. kJ/g). Shah , laktobasillerle fermente edilen sütlerle beslenen 2. Dışkı hacminde artış sağlarlar. 15 insanlarda serum kolestrol değerinin azaldığını saptamıştır . 3. Bifibacterium, Lactobacillus ve Eubacterium spp.’nin Bu azalış, laktik asit bakterileri tarafından hidroksimetil yani probiyotik bakterilerin stimülasyonunu sağlarlar. glutarat üretiminden dolayı olabilir. Çünkü hidroksimetil 4. Patojen bakterilerin (Clostridium ve Bacteroides) glutaril-CoA redüktaz, kolestrol sentezini engellemektedir. inhibisyonunu gerçekleştirirler. Rao ve ark. , süt ürünlerinin fermantasyonu sırasında oluşan orotik asit ve metabolitlerinin kolestrol değerini düşürdüğünü Çeşitli araştırmalar sonucu ortaya koyulan, probiyotik ve saptamışlardır16. Kolestrol üzerine laktik asit bakterilerinin prebiyotiklerin sağlık üzerine etkileri Tablo 2’de özetlenmiştir19. 52


Şubat 2017

Bilimsel Makale

Fonksiyonel ve hastalık riskini azaltıcı etki Laktozun sindirimi Bağışıklık sisteminin geliştirilmesi Antimutajenik etki Kolestrolün düşürülmesi Barsak florasına olumlu etki Kalsiyum emilimi İshalin giderilmesi Kabızlığın giderilmesi Barsak kanserinin önlenmesi

Probiyotikler Etkili Etkili Etkili Etkili Etkili Bilinmiyor Etkili Bilinmiyor Etkili

Prebiyotikler Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Etkili Etkili Etkili Bilinmiyor Etkili Etkili

11.01.2017) 4- Anonim 2017a. http://www.iyilokmalar.com/bagisikliksistemi-ve-bagirsak-sagligimiz-icin-probiyotikler/ (Erişim Tarihi: 11.01.2017) 5- Lankaputhra, WEV., Shah, NP. 1995. Survival of L. acidophilus and Bifidobacterium spp. in the presence of acid and bile salts. Cult. Dairy Prod. J. 30: 2-7.

Tablo 2. Çeşitli araştırma sonuçlarına göre 6- Clark, PA, Cotton, LN, Martin, JH. 1993. Selection of probiyotik ve prebiyotiklerin sağlık üzerine etkileri19. Bifidobacteria for use as dietary adjuncts in cultured dairy foods: II. Tolerance to simulated pH of human stomachs. Probiyotik ve prebiyotiklerin kombinasyonuyla üretilen bir ürün Cult. Dairy Prod. J. 28: 11-14. simbiyotik olarak da tanımlanır. Prebiyotik ve probiyotiğin aynı 7- Dave, RI and NP. Shah. 1997. Viability of yoghurt and üründe simbiyotik olarak bulunması, o ürünün tüketilmesiyle probiotic bacteria in yoghurts made from commercial starter her ikisinin olumlu fonksiyonel etkilerinden faydalanılmasını cultures. Int. Dairy J., 7: 31-41. sağlar. Uygulanan en yaygın simbiyotik kombinasyon; 8- Kalantzopoulos G. 1997. Fermented products with Bifidobacterium ve frukto oligosakkaritler (FOS)’dir20. probiotic qualities. Anaerobe 3,185-190. 9- Lankaputhra WEV, Shah NP. 1998. Adherence of probiotic bacteria to human colonic cells. Biosci. Microflora 17, 105113. 10- Meisel,H.(2004)Multifunctional peptides encrypted in milk proteins. BioFactors,21,55-61 11- Gobetti A, Nascimbene R, Venini P. 2002. Finite element analysis of membrane structure, “Third World Conference on Structural Control”. 7-11 Nisan, İtalya. 12- Shihata A, Shah NP. 2000. Proteolytic profiles of yogurt and probiotic bacteria. Int. Dairy Journal 10, 401 13- Roberfroid MB. 2000. Prebiotics and probiotics: are they functional foods? Am. J. Cli. Nutr. 71,16825-16875. Şekil 3. Fonksiyonel gıdalarla alınan probiyotik ve 14- Onwulata CI, Ramkishan Rao D, Vankineni P. 1989. prebiyotiklerin sindirim sistemindeki fonksiyonları20. Relative efficiency of yogurt, sweet acidophilus milk, hydrolyzed-lactose milk, and a commercial lactase tablet in SONUÇ alleviating lactose maldigestion. Am. J. Clin. Nutr. 49, 1233Probiyotik ve prebiyotiklerin insan sağlığı üzerine etkileri 1237. yukarıda anlatıldığı gibi birçok araştırmacı tarafından bildirilmiştir. Fonksiyonel gıda katkısı olarak probiyotik ve 15- Shah NP. 2001. Functional foods from probiotics and prebiyotiklerin kullanımı, dünyada çok yaygın olmasına prebiotics. Food Technology 55 (11) 46-53. rağmen ülkemizde yaygın değildir. Oysa olumlu birçok 16- Rao DR, Chawan, CB, Pulusani, SR. 1981. Influence fonksiyonel etkisi bilinen bu ürünlerin, halkımızın damak of milk and thermophilus milk on plasma cholesterol levels tadına uygun bir şekilde, yoğurt, peynir, çikolata, içecekler gibi and hepatic cholesterogenesis in rats. J. Food Sci. 46: 1339çeşitli ürünlerde kullanılması yaygınlaştırılmalıdır. Probiyotik 1341. bakterilerin insan ve hayvan beslenmesinde destekleyici ajanlar olarak kullanımının giderek önem kazandığı gıda 17- Brady, LJ, Gallaher, DD, Busta, FF. 2000. The role ve yem endüstrisinde, yukarıda sıralanan özelliklere uygun of probiotic cultures in the prevention of colon cancer. J. yeni probiyotik suşların tanımlanması desteklenmeli ve bu Nutrition 130:4105- 4145. bakterilerin kullanım alanları arttırılmalıdır.

18 - Holzapfel WH, Haberer P, Snel J, Schillinger U, Hu Veld JHJ. 1998. Overview of gut flora and probiotics. Int. J. of Food Microbiology 41, 85-101.

KAYNAKLAR 1Guarner Probiotics. Int.

J.

F,

Schaafsma Food Microbiol.,

GJ. 39,

1998. 19- Holzapfel WH, Schillinger U. 2002. Introduction to 237-238. preand probiotics. Food Research Int. 35, 109-116.

2- Başak U. 2009. probiyotik özellik taşıyan gıda ve 20 - German B, Schiffrin EJ, Reniero R, Mollet B, Pfeifer insan kaynaklı laktobasillerin izolasyonu tanımlanması ve A, Neeser JR. 1999. The development of functional foods: bakteriyosin üretim yeteneklerinin karakterizasyonu. Ankara lessons from the gut. Tibtech 17, 492-499. Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji anabilim dalı, Ankara 3- Anonim 2017. www.gidabilinci.com/probiyotik-veprebiyotik-bakteriler-nedir-faydalari-nelerdir (Erişim Tarihi: 53


Şubat 2017

Firma Haberleri

Pakmaya yeni ürünü pul çikolata ile “çikolatayı aşktan eritti ” Pakmaya, "Sütlü Parça Çikolata ve “Kurabiye Çikolataları” ile başlattığı öncülüğü şimdi de hızla, kolayca, bekletmeden eriyen, kakao oranı yüksek "Pul Çikolata" ile sürdürüyor, bir ilke daha imza atıyor. Yüksek kakao oranına sahip yeni Pakmaya Pul Çikolata “ben mari” usulü eritilebilen pul şeklindeki yapısı ile son derece pratik. Kolay eritilmesi ve lezzetiyle fondü yapımı, pasta kaplama, ganaj - pasta kreması yapımı, meyve süslemesi, figür yapımında mükemmel sonuç sağlıyor. Sadece temel ihtiyaçları karşılayan ürünler sunmakla kalmayıp yenilikçi duruşuyla hayata kalite, kolaylık ve lezzet getiren Pakmaya, Türkiye’nin ilk ve tek sütlü parça çikolatası ve kurabiye çikolatalarıyla mutfaklardaki ve kalplerdeki yerini kısa zamanda büyüttü. Şimdi de yeni “pul çikolata”sıyla tariflerin vazgeçilmezi olacak.

Dört Farklı Bölgenin En Sevilen Lezzetleri Dört Ay Boyunca Divan Lokanta’da

Dilek Pastaneleri 41. Şubesini Cidde’de açıyor

İstanbul Fatih’te 1957’de kurulan ve yurtiçinde 40 şubeye ulaşan Dilek, markayı yurtdışına taşıyor. Gelen talepler üzerine Dilek, 2017 yılının ilk şubesini, Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde açıyor. İcra Kurulu Başkanı Cabir Yazıcı, Dilek hakkında şu bilgileri verdi: Uzun yıllar pastane olarak hizmet veren Dilek, 1990’lı yıllarda kafe, 2000’li yıllarda da restoran konseptini ilave ederek üçlü konsept ile yeni bir trend başlattı.

Ünlü divan şefleri Sihirli dokunuşlarıyla Divan lokanta’da Divan Grubu, Türkiye’nin lezzet haritasında önemli bir yere sahip olan farklı bölgelerin sevilen lezzetlerini İstanbul’da deneyimleme şansı sunuyor. Divan Mersin, Gaziantep, Adana ve Ankara Çukurhan otellerinin şefleri tarafından hazırlanan menüler, Şubat ayından Mayıs sonuna kadar her ayın üçüncü haftası Divan İstanbul içerisinde yer alan Divan Lokanta’da tat dedektiflerini bekliyor. Türkiye’nin farklı yörelerine ait mutfak lezzetlerini restoranlarına taşıyarak farklı deneyimler yaşatan Divan Grubu, lezzet reçetelerinin sahibi şeflerini Şubat ayından Mayıs sonuna kadar her ay Divan İstanbul’da ağırlamaya hazırlanıyor. Divan Mersin, Gaziantep, Adana ve Çukurhan otellerinin şefleri tarafından hazırlanan menüler, her ay seçilen bölgenin en özel lezzetleriyle misafirlerini ile buluşturacak. 54

Halen 5'i bize ait olmak üzere, toplam 40 adet şubemizin tamamı İstanbul’da hizmet vermektedir. Konseptin yabancı müşteriler tarafından çok beğenilmesi üzerine yurtdışında ilk adımlarımızı attık. Suudi Arabistan’ın ikinci büyük şehri olan Cidde’de 500 metrekare alanda ilk yurtdışı şubemiz hizmete başlayacak. Yabancı iş ortaklarımızın isteği üzerine Cidde’de üretim tesisi kurma çalışmalarımız da devam ediyor. Dilek İcra Kurulu Başkanı Cabir Yazıcı, hedeflerinin ise ortağı Murat Kamil Gümüş ile birlikte, beş sene içinde 100 şubeye ulaşarak, yönetimi tamamen ikinci kuşağa bırakmak olduğunu ifade etti.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Åžubat 2017

55


Şubat 2017

Fuar Haberleri

Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknoloji Fuarı - WorldFood Istanbul; 7-10 Eylül 2017’de gıda sektörünün bir araya getirecek…

WorldFood Istanbul, 25. yılında yeni adresi “Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi”nde

karşılama oranıyla Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden olan gıda sektörünü hep bir adım ileriye taşımayı hedefleyen fuar, eşzamanlı düzenlenen etkinliklerle katılımcılarına yeni pazarlarda iş yapma fırsatı sunuyor. Fuar kapsamında gerçekleşen görüşmeler gıda sektörünün ihracatının artmasına katkı sağlarken ve düzenlenen konferanslarla da sektöre bilgi akışı sağlanıyor.

Gıda ürünleri ve teknolojileri sektörünün buluşma noktası olan Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknoloji Fuarı - WorldFood Istanbul, bu yıl 25. kez sektörü bir araya getirecek. Fuar; T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), KOSGEB, TÜGİDER ve PAKDER tarafından destekleniyor. 500’e yakın yerli - yabancı firma ve 1.200’den fazla markanın en son ürün, hizmet ve teknolojilerinin sergileneceği fuar; bu yıl yeni adresi Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Türkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey’in grup şirketleri arasında yer alan EUF – E Uluslararası Fuarcılık tarafından düzenlenen WorldFood Istanbul; gıda ürünleri ve teknolojileri ile ilgili en son ürün, hizmet ve teknolojileri aynı platformda bir araya getiriyor. Üretim değeri, istihdama sağladığı katkı, ihracat ve dış ticareti

28. HotelEquipment Uluslararası 15. Uluslararası İstanbul Mutfak Konaklama ve Ağırlama Günleri’nde Öztiryakiler’in sesi yankılandı Ekipmanları İhtisas Fuarı Antalya’da yapıldı 18-21 Ocak 2017 tarihleri arasında, Antalya Expo Center’da düzenlenen 28. HotelEquipment – Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı başarı ile gerçekleştirilmiştir. Konusunda bulunduğu coğrafyanın tek ihtisas fuarı olan HotelEquipment Fuarı, 24.543 yerli ve 18 ülkeden 721 yabancı ziyaretçinin katılımcı firmalarla buluştuğu uluslararası bir arena oldu. Son derece verimli geçen HotelEquipment Fuarımız, açılışta tüm kamu ve özel sektör temsilcilerini ilk defa yenilenen fuar alanında ağırlama fırsatı elde etti. Turizm dünyasından pek çok katılımcı ve ziyaretçiyi aynı çatı altında toplayan HotelEquipment Fuarı bu sene ev sahipliği yaptığı Kosova ve İran alım heyetlerinin yanı sıra Suudi Arabistan ve Umman’dan ilk defa gelen alım heyetlerini TÜROFED, POYD, ve AKTOB gibi ilgili sektör dernekleriyle buluşturarak sıcak görüşmeler yapmalarına olanak sağladı.

56

Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) tarafından organize edilen Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezinde yapıldı 25 ülkeden 400’ü yabancı olmak üzere 2 bin yarışmacı aşçının 70 kategoride yarıştığı ve 25’i yabancı 100 jüri üyesinin katıldığı Mutfak Günleri 25 bin ziyaretçiyi ağırladı. Etkinliğin Ana Mutfak Sponsoru olan Öztiryakiler, kurduğu banket mutfağı, pizza mutfağı ve yarışma mutfakları ile şeflerin yanındaydı. Öztiryakiler tarafından kurulan yarışma mutfaklarında 70 kategoride yerli ve yabancı şefler, madalya alabilmek adına birbirleri ile kıyasıya mücadele etti. Türkiye’nin en büyük sektör temsilcilerinden biri olan Öztiryakiler aynı zamanda 2006 yılından beri TURQUALITY sertifikasına sahip. Dünya standartlarında ürünleri ile dünya şeflerini ağırlayan Öztiryakiler yıllardır kar kış demeden, kişi kurum ayırt etmeden varlığına ihtiyaç duyulan her yerde üzerine düşen sorumluluğu yerini getiriyor.


Şubat 2017

Firma Haberleri

Avrupa Birliği’ne ihracat için onay geldi denetimler sonrasında, Teksüt için ihracat iznini bu yılın Ocak ayında onayladı.

Teksüt, AB kapısını açtı

Teksüt, böylece 2017 başında Uzakdoğu’da Tayvan’a ürün göndererek hızlandırdığı ihracat hamlesine, Avrupa Birliği ülkelerini de ekleyebilecek konuma geldi.

Türkiye’nin en büyük süt ve süt ürünleri kuruluşlarından Amerika’ya 20 yıldır ürün gönderiyoruz Teksüt, Türkiye’den Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihracat Teksüt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık; yapma onayı aldı. ihracat onayını hem Teksüt’ün hem de Türkiye’nin ihracat Teksüt bu onayı, Avrupa Birliği normlarına uygun olarak Gıda potansiyelini geliştirecek önemli bir adım olarak değerlendirdi. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yürütülen uzun ve yoğun Arınık, ”Aslında Türkiye, süt ve süt ürünleri konusunda AB’nin kalite standartlarını çoktan yakalamış durumda. Teksüt olarak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) onayıyla 1997 yılından bu yana Amerika Birleşik Devletleri’ne ürün gönderiyoruz ve bunu da gıda sektöründe olabilecek en yüksek standartlara uyarak gerçekleştiriyoruz. Firma olarak şimdi Avrupa’daki işimizi geliştirecek önemli bir eşiği aşmış olduk. Bu aşamadan sonra bölgedeki potansiyel pazarları inceleyerek, ihracat hacmimizi genişletmeye odaklanacağız” diye konuştu. Yasak, uzun çabalardan sonra kalkmıştı Avrupa Birliği, Türkiye’deki üretim koşullarını gerekçe göstererek 2002 yılında süt ve süt ürünleri konusunda genel bir ithalat yasağı uygulamaya koymuş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın öncülüğünde Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ve sektör oyuncuları tarafından yürütülen uzun soluklu çalışmalar sonucu 2013 yılında bu yasak kaldırılmıştı. Ancak henüz çok az sayıda firma ihracat izni alabildi.

ATO coğrafi işaretli ürünler zirvesi düzenleyecek

büyüklüğü 200 milyar doları aşmış durumda” dedi. Baran, coğrafi işaretli ürünlerin Fransa ekonomisine yıllık 18 milyar Avro, İtalya ekonomisine ise 12 milyar Avronun üzerinde gelir getirdiğini bildirdi.

Türkiye’de Taşköprü sarımsağından Finike portakalına, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Isparta halısından Kars kaşarına kadar 2.500’ün üzerinde Baran, coğrafi işaretlerin Türkiye’de ihmal edilen ekonomik tescil alabilecek ürün bulunduğunu, buna karşılık sadece 200 boyutuna dikkati çekmek amacıyla “Coğrafi İşaretli Ürünler civarında ürünün coğrafi işaretli olarak tescillendiğini belirten Zirvesi” düzenleyeceklerini açıkladı. Baran, şunları kaydetti: TÜRKİYE’DE BİR İLK“Ülkemizin kalkınması için tüm bu ürünlerimizin en yüksek Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’yle Türkiye’de bir ilki ekonomik değere kavuşması adına atılmış önemli bir adım gerçekleştireceklerini vurgulayan Baran, “Bu zirveyle, olacak bu zirve… Yerel üreticilerimiz ile perakendecilerimiz belirli coğrafi bölgelerimize ait ürünlerimizi tanıtmayı, bu ürünleri piyasaya sunacak. Hem yerel üreticiler hem coğrafi işaretli ürünler için pazar oluşturmayı, sadece de perakendeciler kazanacak. Köylü kazanacak, şehirli coğrafi işaretli ürünlerden oluşan bir ihtisas fuarını kazanacak, Türkiye kazanacak.” ülkemize kazandırmayı ve Türkiye’de coğrafi işaretler konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz” dedi. Baran, “Coğrafi İşaret, ürüne pazarlama gücü katıyor. Ürünün gerçek üreticilerini koruyarak kırsal kalkınmaya ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor” dedi. Baran, coğrafi işaretin tek bir üreticiyi değil belirli şartlar altında üretim yapan kişilerin tamamını birden koruduğunu bildirdi. PAZAR BÜYÜKLÜGÜ 200 MİLYAR DOLARTüketicilerin standart ürünlerden ziyade ayırt edici özelliklere sahip yerel ürünleri tercih ettiğini vurgulayan Baran, “Dünyada coğrafi işaretli ürünler pazarı hızla gelişiyor. Coğrafi işaretli ürünlerin Avrupa, ABD ve gelişmiş ülkelerdeki tahmini pazar 57


Hukuksal Konular

Şubat 2017

Gülden TÜRKYAMAN gulden@turkyaman.com

Kıdem Tazminatı

4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. Maddesi ile; 25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi ise kıdem tazminatını düzenlemektedir. Madde uyarınca; İş Kanununa tabi işçilerin hizmet akitlerinin, işçilerin işyerinde en az 1 yıl çalışmış olmaları kaydıyla; 1- İşveren tarafından İş Kanunu’nun (4857 sayılı) 25. maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında, 2- İşçi tarafından İş Kanunu'nun (4857 sayılı) 24. maddesi uyarınca, 3- Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla, 4- Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malûllük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla (işçinin bu hükümden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şarttır) 5- 506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, 6- Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi, 7- İşçinin ölümü Sebeplerinden biri ile son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın

aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali ya da herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. İşyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesi ile sınırlıdır.

Kıdem Tazminatı Hesaplaması ve Ödenmesi İşçiye; aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmez. Kıdem tazminatının hesaplanması, işçinin son ücreti üzerinden yapılır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında işçinin ücretine ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de gözönünde tutulur. Ancak, işçiye çalışmış olduğu her yıl için ödenecek olan kıdem tazminatı tutarına esas olacak ücret, işten ayrıldığı tarihteki kıdem tazminatı tavan miktarını geçemez. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuatdan doğan diğer hakları saklıdır. İşçinin ölümü halinde doğan tazminat tutarı, kanuni mirasçılarına ödenir.


Şubat 2017

Yeni Ticaret Kapıları Açar Key to Markets

ANKARA

11. Uluslararası Ekmek, Pasta Makinaları, ar Dondurma, Çikolata ve e - B anlı f a m t, C ran e eş za u a t l i s Teknolojileri Fuarı , Re ı Fuarı r otel H nla ma p i k E

9-12 MART 2017

Powered by

www.ibatechankara.com Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Ltd. Şti. Tel: +90 212 284 11 10 • Fax: +90 212 284 10 01 • www.messe-stuttgart.com.tr messe.stuttgartares

AresMesse

messe-stuttgart-ares

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİ TOBB (TÜRKİYE ODALAR BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.”

59


Şubat 2017

Kısa Haberler YABİTED Başkanı Prof. Dr. Aziz Tekin uyardı:

Yağlarda bilgi kirliliğine dikkat İnsan sağlığı için çok önemli bir rol oynayan yağların günümüzde birçok spekülatif söyleme maruz kaldığını ifade eden Prof. Dr. Aziz Tekin, bu konuda her söylenene inanmamaları konusunda tüketicileri uyardı Beslenmede önemli rol oynayan yağlar, kamuoyunda en çok konuşulan gıda maddelerinin başında yer alıyor. Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği (YABİTED) Başkanı Prof. Dr. Aziz Tekin, birçok alanda olduğu gibi yağ konusunda da farklı spekülasyonların yapıldığına dikkat çekerek, “Yağların beslenmede çok önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Ancak bitkisel yağlar bu alanda en çok sorgulanan gıda maddelerinden biri. Her konuda olduğu gibi yağ konusunda da uzman olmayanların söylemlerine dikkat edilmelidir” uyarısında bulundu. Bir taraftan kalp-damar hastalıkları, diğer taraftan kanser, obezite ile ilişkilendirilen yağların tüketim miktar ve seçimlerinin, gündemde en çok konuşulan konulardan olduğunu belirten Prof. Dr. Tekin, bitkisel yağların doğrudan bu hastalıklarla bağdaştırılmasının bilimsel olmadığını ifade etti. Prof. Dr. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: ASIL RİSK TRANS YAĞDAN KAYNAKLANIYOR “Bilimsel araştırmalara dayanmayan bu tür söylemler halk sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bitkisel yağların doğrudan obezite ve kalp-damar hastalıklarıyla ilişkilendirilmesi

Reis Gıda’ya “Yılın İyilik Hareketi Ödülü”

doğru değildir. Asıl riskin trans yağlardan geldiğini belirtmekte fayda var. Diğer taraftan bilinenin aksine margarinler de bitkisel kökenli yağlar arasındadır ve üretim tekniklerinin değişmesiyle trans yağ içermemektedir.” 2009 yılında bir grup akademisyen tarafından kurulan Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği (YABİTED), bitkisel yağlar konusunda sanayici, kamu çalışanı ve araştırmacıları bilimsel bir platformda bir araya getirerek bitkisel yağlarla ilgili toplumu bilinçlendirmeyi, yağlı tohum ve meyve ile sıvı yağ ve sürülebilir yağlar/margarin üretiminin, tüketiminin ve ihracatının artırılmasına ve kalitesinin korunmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. “ÜNİVERSİTE, SANAYİ, KAMU EL ELE” SLOGANIYLA III. BİTKİSEL YAĞ KONGRESİ’NE GERİ SAYIM BAŞLADI YABİTED’in araştırmacılar arasındaki iletişimin artması ve sanayi-üniversite-kamu iş birliğinin gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği Bitkisel Yağ Kongresi’nin üçüncüsü, 13-15 Nisan 2017 tarihleri arasında İzmir’de gerçekleşecek. Kongrede gerek ülkemizden gerek yurtdışından bitkisel yağların farklı alanlarında çalışan paydaşlar bir araya gelerek güncel gelişmeleri tartışma fırsatı bulacak. Öncesinde ise konularında Dünyanın yetkin akademisyen ve sanayicilerinin yönetiminde gerçekleştirilecek olan kurs yönetici, mühendis ve teknisyenlere büyük fayda sağlayacak.

Artan iş ve trafik kazalarına dikkat çekmek adına sahnelenen "Kazasız Kul Olmaz" tiyatro oyunu tarafından verilen Yılın İyilik Hareketi ödülüne; Reis Gıda layık gördü.

Oyunun yazarı ve yönetmeni Zahrettin Çelik'in yanı sıra,sanat Danışmanlığını Zihni Göktay, Şevket Çoruh, Vatan Şaşmaz gibi isimlerin yaptığı oyunun 81 ilde sahnelenmesi hedefleniyor. "Kazasız Kul Olmaz" adlı tiyatro oyunu “Yılın İyilik Hareketi Ödülü” Yönetmeni Zahrettin ÇELİK tarafından Mehmet Reis’e ödül takdim edildi.

"İlklere imza atmak önemlidir"

Ödülü Reis Gıda adına alan Yönetim Kurulu Başkanı Sn Mehmet Reis şu ifadeleri kullandı; "Bu tarz projelerin yaygınlaşmasını çok önemsiyoruz.Trafik ve iş kazalarının azalması ile alakalı sorunların sahnede aktarılması yararlıdır dedi.. Reis Gıda olarak, gerek okullar gerekse sosyal farkındalık projelerini elimizden geldiğince desteklemeye gayret ediyoruz. İlklere İmza atmanız çok zor ve anlamlı bulduk. KAZASIZ KUL OLMAZ projesi ile, bir nebze de olsa kazaların azalmasına vesile olabildiysek ne mutlu bize" dedi.

60


Şubat 2017

Dünyanın en büyük projesi ihalesini aldı

Firma Haberi

hijyeni konularında uzmanlaşan kadrosuyla birlikte sektörün önde gelen firmalarından olmayı başardık.” şeklinde konuştu.

3. havalimanına HPM damgası Hygienex, 1997 yılında HPM’nin bir markası olarak hijyen sektörüne giriş yaparak, endüstriyel hijyen ekipmanları konusunda doğru hijyeni sağlamayı hedef aldı ve müşterilerinin istekleri doğrultusunda imalata başladı. Geçen bu süre içerisinde talep edilen bir firma haline gelen HPM dünyanın en büyük projesi olan ve İstanbul’da inşa edilen 3.havalimanında yerini aldı.

3. Havalimanı hijyen hattı ihalesi Hygienex’in Dünyanın en büyük projesi olan 3.havalimanına iş yapmak bizim için gurur verici bir olay diyen HPM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Kılavuz: “HPM 20 yıllık geçmişi ile hijyen sektöründe hep ilklerin öncüsü olmuştur. Aldığımız projeler ve ihalelerden yüzümün akıyla çıktık. Dünyanın en büyük havalimanı projesi olan İstanbul 3. Havalimanı inşaasında çalışan tüm personelin ve havalimanı hizmete alındıktan sonraki çalışacak 50 bin personelin tüm yemek hizmetlerini verecek AHA Yemek’in hijyen hatları HPM’nin Hygienex markasıyla donatılacak.“ dedi.

“HPM tamamen yerli sermayeli kuruluştur” HPM olarak hızlı üretim ve teslimat yapılabilmekteyiz ve müşterilerimizin isteklerine en kısa sürede cevap vermekteyiz diyen Tolga Kılavuz: “Firmamız tamamen yerli üretici olduğu için, imalatçı kimliğimizle anında müşterimizin isteklerine cevap verebiliyoruz. Standart dışı özel projelerde doğru çözümler sunmayı ve işletmelerin konumuna göre özel tasarımlarla müşterilerimize çözümler sunuyoruz. Hygienex markamız ile, HACCP koşullarına ve uluslararası standartlara uygun CE belgeli ürünler imalat ederek kısa sürede ıslak hacim ekipmanlarında insan hijyeni, saha hijyeni ve makina

Hygienex ihracata önem veriyor Pek çok ülkeye hijyen ekipmanları iharacatı yaptıklarını söyleyen HPM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Kılavuz sözlerini şöyle sürdürdü: “Hızlı iş teslimimiz, yüksek kalitemiz ve ileri teknoloji kullanmamız bizi sektörde önemli yerlere getirdi. Dünyanın ve Türkiye’nin en büyük havalimanı projesi olan İstanbul 3. Havalimanı hijyen ekipmanları ihalesini Hygienex markamızla kazanmamız bize ayrı gurur verdi. Bu referans bizi tüm dünyada bu alanda önemli noktaya getirecektir. Firmamız yaygın yedek parça ve servis ağıyla, Türkiye’nin birçok yerindeki farklı bölge bayilikleriyle hızlı üretim ve teslimat yapılabilmekte ve müşteri isteklerine en kısa sürede cevap vermektedir.

30’dan fazla ülkeye ihracat Hijyenin gerektiği her alanda çözüm ortaklığı sağlamayı amaçlayan Hygienex Endüstriyel Hijyen Ekipmanları sadece Türkiye’de değil aynı zamanda Almanya, İspanya, Romanya, Azerbaycan, İran, Suudi Arabistan, Hindistan, Bulgaristan, Nijerya, Rusya gibi 30’dan fazla ülkede tercih edilmektedir.”

61


Gıda Hijyeni

Mehmet Baki ASUTAY

Şubat 2017

Bu yazı değerli üstadımız, dostumuz, kardeşimiz, sevgili Muharrem Demir’e ithafen yazılmıştır. Onu kaybetmenin üzüntüsü içinde olmakla beraber, bizlere açmış olduğu yolda yürüyerek ismini daima anarak yaşatacağız. Bizlere çok şey öğretti. Mekânı Cennet olsun.

Hijex Biyosidal Ürünler Hijyen Grup Gıda Hijyeni Grp Koord.

Süper okside suyun unlu mamullerde kullanımı En temel gıda tüketim ürünümüz olan Ekmek ve Unlu mamul çeşitlerimizin ana maddesi olan un’dur. Buğday tarladan soframıza gelene kadar bir çok işlemden geçer, bu işlemler sırasında hem tarlada hem de işletmelerde hijyen kurallarına uyulmaması, kötü ürün kullanımı, ve yanlış uygulamalarından dolayı kalitesi bozulur, hatta zararlı hale gelir. Son zamanlarda ise ekmeğe karşı başlatılan olumsuz yayınlar artık unlu mamullerimizin sağlığa karşı olumsuz etkilerini tartışır duruma geldik. 1940’lı yıllarda buğdayı ıslah eden Amerikalı bilim adamları genetiğine müdahale ederek 1950’lerden sonra dünyada ki cüce buğday tarımının % 99’unda kullanmayı sağladılar. Sonuç Diyabet patladı, dünyada 1.2 milyar Obez insan var, kalp damar hastalıkları ayyuka çıktı. Kanser ve kronik depresyon, çölyak hastalığı da tuzu biberi. Sebep insan organizması yeni buğday glütenin değişen moloküler yapısını tanımıyor ve sindiremiyor. Tanımadığı bu yapıya karşı da reaksiyon gösteriyor. Ekmek, börek, çörek, makarna, kurabiye buğdaydan yapılmış bütün gıda maddeleri devamlı tüketildiğinde evrimsel olarak bize yabancı olan glüten proteini vücutta , özellikle de bağırsaklarımızda enflamasyona (yangı) neden olur. Bu da bağırsak geçirgenliğini bozar ve probiyotik florayı yok eder. Latince kökenli glüten kelimesi yapışkan yada yapıştıran anlamına gelir. Hamurun tutmasını sağlayan bu proteindir. Yiyeceklerimizin ve besin maddelerinin parçalanmasını ve vücut tarafından emilimini zorlaştırır. Yapışkan özelliği yüzünden kendisi de sindirilemeyerek ince bağırsak duvarına yapışan glütenin , bağışıklık sistemi tarafından bir düşman olarak algılanır. Zaman içerisinde ince bağırsaklar iyice zarar

görecek ve besinlerin sindirimi zorlaşacaktır. Sağlıklı ve mutlu yaşam için buğdayı hayatınızdan çıkartın. yaşam için buğdayı hayatınızdan çıkartın veya yapabilirseniz GDO’suz eski tohumla yetiştirilen buğdaydan elde edeceğiniz ekmek ile beslenin. Yedikleriniz kıyametiniz olmasın. (1) Türkiye’de üretilen ekmeklerin glisemik indeksleri çok yüksek. Yediğimiz bir dilim ekmek, üzerine sığacak sayıda kesme şekere eşit! Bu sebeple ekmek kan şekerini çok aşırı hızda yükseltip azaltabiliyor. Ayrıca ekmeklerin içinde aşarı miktarda tuz ve yumuşaklığını arttırmak ya da daha çekici görünmesini sağlamak için farklı yapay katkılar kullanılıyor. Birde maya ve glüten konusu var. Türk halkında yaygın bir şekilde gizli maya ve glüten alerjisi olması, bu konuyu önemli hale getiriyor.(2) Yukarıda yazılı bilgiler ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışmasına girmeyeceğim, ancak normal şartlarda da hijyen kurallarına uyulmadığında unumuzun kalitesinin düştüğü kesin. işletmelerde özellikle buğdayımızın yıkama aşamasında gerek topraktan gelen toprak kökenli mikroorganizmalarla gerekse de tarlada kötü sulamalar, kullanılan zirai tarım ilaçları veya çevre kirliliğiyle asit yağmurlarından etkilenen buğday mecburen bir biyosidal ürünle(dezenfektanla) yıkanmalıdır. Ülkemizde pek bilinmemekle birlikte Amerika , Avrupa ve Uzak doğu ülkelerinde Süper Okside Su toksik, zararlı kimyasal içermemesi,kanserojen, irritan olmaması ve gıdalarda kalıntı bırakmaması sebebiyle oldukça yoğun kullanılmaktadır. Ayrıca mikroorganizmaların oluşturduğu biyofilm tabakalarını yok eder ve oluşumunu da engeller. FDA tarafından çiğ gıdalar üzerinde kullanım izni olan Süper Okside su (SOW)/Anolit/Proxılyt adlı su bazlı ürünler toksik, kanserojen olmadığı ve gıda kalıntı bırakmadığı için hem dezenfeksiyon hem de zirai tarım ilaç kalıntılarının (pestisit) çözülmesine yardımcı olmakta ve güvenle kullanılmaktadır. Yapılan test çalışmalarında Anolitli suyun buğday proteini alerjisi nedeniyle ciltte oluşan alerjiyi %39 oranında azalttığı da görülmüştür. Anolit kullanımı hazmı iyileştirerek buğday proteini alerjisini de azaltmaktadır Ekmek üretiminde ANOLİT (SOW) kullanımı, ekmeğin yumuşaklığını ve

62


Şubat 2017

lif yapısını pozitif etkileyerek sonuçta hacimli, rafta kalma süresi uzun ve görsel ve kalite olarak tercih olunan ekmek elde olunabilmektedir. ANOLİT (SOW) kullanımı ile maya aktivitesi iyileşmekte, ekmeğin yumuşak olarak rafta kalma süresi uzamaktadır. Ekmek üretimi bilindiği gibi her ekmek fırınında değişik yöntemlerle yapılmaktadır, bununla beraber, ekmek üretimi sırasında ANOLİT kullanımı ile oksidan maddeler, enzimler iyileştirici maddeler, dayanıklılık veren maddeler gibi katkı maddeleri azaltılır veya tamamen ortadan kaldırılabilir. SOW kullanımı ; pişme zamanının azaltır, pahalı ve suni kimyasal maddelerin kullanılmasını gerek kalmadan genel ekmek kalitesinin iyileştirilmesinde önemli rol oynar. Bir başka testten alınan sonuçlar bizi anotlu su kullanımının, glüten-matrix şeklindeki proteinin çözeltisini arttırdığı ve somun değerlerinin geliştiği varsayımına ulaştırıyor. Sektörün başka bir büyük problemi olan Rope (ROPE) hastalığı, yapışkan lif şeklinde ve toprak kökenli olan Bacillus subtilis suşlarının gelişmesi ile ekmeklerde görülen bir bozukluk olarak tarif olunuyor. Aşağıdaki tabloda Anolitin (SOW) değişik konsantrasyonlarda Bacillus subtilis etkileri görülüyor, görüldüğü üzere; %10 Anolit %100 etkinlik sağlarken, %5 Anolit %78 etkinlik sağlamaktadır

kişisel hijyen kurallarına uymaları ve özellikle el hijyeni için de el dezenfektanı kullanmaları gerekmektedir. (6) Süper okside su(SOW)/Anolit/Proxılyt adlı doğal dezenfektanı Buğday, Pirinç, Bulgur vb. ürünlerde kullanıldığında hem dezenfeksiyon, hem pestisit çözme hem de gıdanın gerçek tat ve aromasının ortaya çıktığı yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. “ İlacınız besininiz, besininiz ilacınız olsun.” Hipokrat (1) Mutluluk Kürleri –Dr Ümit Aktaş (2) Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay – Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12269939 - Department of Child Development, Kumamoto University School of Medicine, Honjo, Kumamoto, Japan. Effect of Weakly Electrolyzed Water on the Physical Properties of Rice-flour-Bread , Journal Title; Japonya Aşçılık Bilimi Dergisi http://ci.nii.ac.jp/naid/10013199182 - Effect of Weak Electrolyzed Water on the Properties of Bread Hatice Berna Poçan*, Mustafa Karakaya, Kübra Ulusoy - Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, G›da Mühendisliği Bölümü, Konya - ELEKTROLIZE SUYUN GIDA ENDÜSTRISINDE KULLANIMI- GIDA (2011) 36 (3):169-176

Anolit Katolit emassız aktivasyon Kimyasallarla kirlenen ve ekolojik dengesi bozulan yeryüzünde sağlıklı gıda üretimi, gelişen teknoloji ve artan nüfus açısından değerlendirildiğinde, günümüzde olduğu gibi artan bir şekilde gelecekte de insanoğlu için önemli bir sorun teşkil edecektir. Gıda sanayiinde kaliteli ve güvenli bir ürün elde edilmesi, iyi bir teknolojinin yanı sıra işletmemeye uygun sanitasyon programının uygulanmasıyla gerçekleştirilebilir. Kaliteli ve sağlıklı ürünler için tüm üretim alanlarının, üretimde kullanılan alet-ekipmanların, depoların, taşıma araçlarının, teşhir ve satış alanlarının periyodik olarak bir temizlik ve dezenfeksiyon işlemi ( Biyosidal ürün ) uygulanması yapılmalıdır. Ayrıca bu alanlarda hizmet veren personellerin

TASARIM ÖDÜLLERİ BU YIL DA ŞİŞECAM CAM AMBALAJ’IN OLDU

Şişecam Cam Ambalaj 2016 yılında 7 tasarım ödülüne layık görüldü Şişecam Topluluğu şirketlerinden Şişecam Cam Ambalaj, geçen yıl toplam 7 ödüle layık görüldü. Türkiye’nin lider, dünyanın ise beşinci büyük cam ambalaj üreticisi Şişecam Cam Ambalaj, 2016 yılında hem ulusal hem de uluslararası pek çok ödül kazandı. Şişecam Cam Ambalaj’ın yılların tecrübesiyle mühendislik ve tasarım bilgisini birleştirerek hayata geçirdiği cam ambalaj tasarımları, geçen yıl toplam 7 ödülün birden sahibi oldu.

Hem

ulusal

hem

de

uluslararası

ödüller

Şişecam Cam Ambalaj, 2016 yılında Kestane Doğal Kaynak Suyu şişesi tasarımıyla Ambalajın Ay Yıldızları Yarışması’nda Yetkinlik ve Gümüş Ödül, Design Turkey Yarışması’nda Üstün Tasarım Ödülü’ne sahip oldu. Aynı tasarım ile uluslararası arenada da prestijli bir ödül olarak görülen ve 2016 yılında 9. kez almaya hak kazandığı Dünya Ambalaj Örgütü’nün (WPO/World Packaging Organization) verdiği Worldstar ödülünü de aldı. Böylece Kestane Doğal Kaynak Suyu şişesi toplam 3 ödül ile Şişecam Cam Ambalaj için ayrı bir gurur kaynağı oldu. 63


Şubat 2017

Hijyen

Eczacıbaşı Profesyonel Genel Müdürü Melike Koçoğlu;

Ev dışı tüketimde hijyen “ellerde” başlıyor Eczacıbaşı Profesyonel Genel Müdürü Melike Koçoğlu, horeca sektöründe hijyenik bir ortamın ilk olarak el hijyeni ile başladığının altını çiziyor. Sağlığın korunması için en önemli etkenlerin başında hijyen geliyor. Kişisel temizlikte bireyler kendi önlemlerini alsa da, sirkülasyonun yüksek olduğu ev dışı tüketim noktalarındaki hijyenin de işletmeler tarafından sağlanması gerekiyor. Eczacıbaşı Profesyonel Genel Müdürü Melike Koçoğlu; “Eczacıbaşı Profesyonel olarak işletmelerin ihtiyaç duyduğu temizlik ve hijyen ürünleri geliştirerek çözüm ortağı oluyoruz. Ancak herkesin de bildiği gibi toplumda hijyen öncelikle el hijyeni ile başlıyor. Ellerdeki mikropların kolaylıkla kişiden kişiye geçebildiği gibi yiyeceklere bulaşma riski de bulunuyor. Yüksek sirkülasyona sahip işletmelerde hem çalışan güvenliği hem de müşteri memnuniyeti için el yıkama ve dezenfeksiyonuna dikkat edilmeli” dedi.

Otel odalarında en çok dokunulan yüzeyler yüksek risk taşıyor Yüzeylere bulaşan mikroorganizmalar uygun koşullarda çoğalıyor ve yüzeylere dokunan kişilere ve yiyeceklere taşınıyor. Bu durum hastalıkları da beraberinde getiriyor.

Mutfaklarda el hijyeni ile gıda güvenliği sağlanabilir İşletmelerde hazırlanan yiyeceklerin güvenli olması, gıda kaynaklı hastalanmaların önlenmesi; sürekli yapılan temizlik ve hijyen uygulamaları, pişirme ve soğukta-sıcakta saklama sıcaklıklarının sürekli kontrolüyle mümkün oluyor. Ancak mutfakta çalışan kişilerin hijyeni de öncelikli olarak dikkat çekiyor. Kişisel hijyen, yüzey temizlik ve dezenfeksiyonu kurallarına uyularak, gıda kaynaklı enfeksiyonlar önlenebileceğini belirten Koçoğlu; “Gıda zehirlenmesine neden olan mikroorganizmaların yiyeceklere gıda hazırlamada kullanılan ekipmanlardan bulaştığını gözlemliyoruz ancak el hijyeninin etkisi de azımsanmayacak kadar büyük öneme sahip” dedi.

Çamaşırların ayrıştırılması gerekiyor İşletmelerde çamaşır hijyeni; enfekte olan çamaşırlardan, enfekte olmayan çamaşırlara mikrop bulaşma riski nedeniyle önemli. Bu çamaşırların diğer çamaşırlardan ayrı yıkanması, kirli çamaşırlar yıkanıp temizlenip tekrar kullanıma sunulduğunda, tamamen temizlenmiş olması gerekiyor.

Okul ve hastanelerde hijyen nasıl sağlanıyor? Tüm Türkiye’de toplamda 50'ye yakın okul ve hastane binasına temizlik hizmeti sunan Sofra / Compass Group Türkiye’nin destek hizmetleri markası Eurest Services, yılda 400 ton temizlik malzemesi kullanıyor. Okul ve hastanelerde hijyen probleminin en çok yaşandığı alanların başında tuvaletler geliyor. Okullarda sınıflar, hastanelerde ise muayene alanları ve hasta odaları ikinci sırada. Toplu yaşam alanlarının temizliği, toplum sağlığı açısından son derece önemli yerler arasında bulunuyor. Okul ve hastaneler ise bu önemli alanların başında geliyor. Tüm Türkiye'de toplamda 50'ye yakın okul ve hastane binasında temizlik hizmeti sunan Eurest Services Genel Müdürü Cem Alakuştekin, konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Okul ve hastane gibi yüzde yüz hijyen sağlanması gereken yerlerde, kullanılan temizlik malzemeleri kadar temizliğin hangi yöntem ve ne sıklıkla yapıldığının da önemli olduğunu belirten Alakuştekin, her alanın kendine özgü hijyen uygulaması ve kurallarının olması gerektiğini belirtti.

64

Okul ve hastane gibi alanlarda görevli elemanlarını hijyen konusunda özel eğitimlerden geçirdiklerini açıklayan Cem Alakuştekin,: “Her alanın hijyeni farklı malzeme ve uygulamalarla sağlanıyor. Toplu yaşam alanlarında hijyen sağlamakta en zorlandığımız alanlar tuvaletler. Buralarda temizlik periyotlarının, tuvalet kullanım sirkülasyonlarına göre düzenlenmesine ve otokontrollerin online denetim sisteminde, şeffaf bir şekilde yapılmasına dikkat ediyoruz. Temizlik sonrasında denetim sonuçlarını, hizmet verdiğimiz kurum yöneticileri ile birlikte ölçüp, değerlendiriyoruz. Yılda 2 kez de bağımsız hijyen kontrol firmaları aracılığıyla denetimler yapılıyor. Bu denetimlerde tuvaletlerden ve elle temas edilen tüm alanlardan alınan numuneler, laboratuar ortamında inceleniyor. Çıkan sonuçları aynı anda kurumlar ile paylaşıyor ve genel değerlendirmeler yapıyoruz. Sonuçlara göre, gerekli görülen alanlarda tedbir alınarak, iyileştirme faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Özetle toplu yaşam alanlarında hijyen sağlamak için denetim hayati önem taşıyor" dedi.


Şubat 2017

Mutfaklar Şeffaflaşmaya devam ediyor!

Çekmeköy Belediyesi ve Sealed Air ’in iş birimi Diversey Care, iş birliği ile Çekmeköy ’ deki tüm yeme içme mekanlarının uygun hijyen standartlarına ulaşmasını ve gıda güvenliği koşullarına bağlı sürdürülebilir işletmeler olmasını hedefleyen Şeffaf Mutfak Projesi’nin ikinci ayağına başlıyor. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ın katıldığı ikinci dönem ilk toplantısında Şeffaf Mutfak için başvuran tesislerin

temsilcilerine Hijyen Eğitimi verildi. Eğitim öncesi tesislerin temsilcileri ile bir araya gelen Başkan Poyraz, “Bu bölgeyi turizm vadisi yapmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle hafta sonları başka ilçelerden birçok konuğumuz oluyor. Onlara dünya standartlarında tesisler ve hizmet sunmak için başlattığımız projemizin gördüğü ilgiden büyük mutluluk duyuyorum” diye konuştu. Bu yıl da Diversey Care iş birliği ile hayata geçirilen proje kapsamında; her işletmenin kendi özel durumları göz önüne alınarak, yapılan değerlendirmeler sonucunda başarılı bulunan işletmeler, Şeffaf Mutfak sertifikasını almaya hak kazanacak.

Camsil Yeni Ürünü ile Temizlikte Devrim Yapıyor Kendi ürün kategorisine ismini veren ve yıllardır pazar liderliğini elinde bulunduran CAMSİL, güçlü temizleme özelliğine sahip yeni “Camsil Mandalina kokulu’’ ürünüyle, Türkiye’de bir ilke imza atıyor… Temizliğin kuşkusuz en zor bölümlerinden biri cam silmektir. Ev hanımlarının özellikle şikayetçi oldukları konu, cam sildikten sonra yağmur yağması ve su damlacıklarının camlarda iz bırakmasıdır. Yıllardır tüketicinin bir numaralı tercihi olan ve 70 yıllık geçmişiyle CAMSİL, yoğun AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirdiği yeni ürünü “Camsil Mandalina ” ile mis kokulu kalıcı MANDALİNA kokusuyla kusursuz temizlik sağlıyor. Temizlik sektörünün köklü markası CAMSİL, CAMSİL MANDALİNA KOKULU ürününün dışında CAMSİL MATİK, CAMSİL ULTRA, CAMSİL PROFOSYONEL, CAMSİL KRİSTAL ve CAMSİL PARLAT , CAMSİL FLORAL gibi farklı çeşit ve gramajdaki ürünleriyle de tüketicilerine hizmet sunuyor.

Namet Yönetim Kurulu Başkanı N.Tarık Kayar:

“Aile şirketlerinin sürdürülebilir başarısı, ulusal ekonomilere güç katar”

Namet Yönetim Kurulu Başkanı N.Tarık Kayar, Kurumsal Yönetim Zirvesinde konuştu. Kayar, Namet’in başarısında, kurumsal yapının, profesyonel yönetimin ve genç nesillerin başarılı entegrasyonunun payına vurgu yaptı. ‘Aile Şirketlerinde Nesiller Arası Geçiş ve Başarı Sırları’ başlıklı panelde küresel ekonomik iklimdeki belirsizliklere dikkat çeken Kayar, ekonomilerin yapısal güçlerinin ve büyüme yeteneklerinin testten geçtiği bir dönem yaşandığını belirtti. N. Tarık Kayar, ulusal girişimcilerin kurmuş oldukları şirketlerin yapısal güçlerinin ve sürdürülebilir bir şekilde katma değer üreterek büyüme yeteneklerinin ülke ekonomileri açısından önemine vurgu yaptı. N.Tarık Kayar, bir aile şirketinin, girişim öyküsünden başarılı markaya ve sonrasında kurumsallaşmasını tamamlamış bir yapıya dönüşürken, şirket bünyesinde ve yönetiminde yer alan her yeni kuşağın, yeni bir katma değer ivmesi sağlaması gerektiğini de söyledi. Aile şirketlerinde sürdürülebilir başarının anahtarı nesiller arası başarılı bir geçiş için, yeni kuşakların ailenin işini içselleştirerek, severek yapmalarının önem taşıdığını belirten Kayar, “Her yeni kuşak, kendi eğitimi, içerisinde yetiştiği zamanın ve jenerasyonun ruhu, geleceğe yönelik vizyonu ve enerjisi gibi güçlü yeni değerler sağlıyor. Genç kuşakların enerjisini şirkete entegre ederken, iyi planlama ve uygulama önem taşıyor” dedi. Tarık Kayar, aile içerisinde iş ile ilgili ortak akıl ve ortak beklentinin iyi yönetilmesinin önemine de değindi ve “Biz, bu süreçleri, belirli prensipler çerçevesinde, mümkün olduğunca profesyonel anlayışa bağlı kalarak yürütüyoruz. Başka aile şirketlerinde yazılı aile anayasaları söz konusu olabiliyor” dedi.


Şubat 2017

Kısa Haberler

Mango mucizesi Aroma ile Türkiye’de

Hem lezzeti hem de vitamin kaynağı olması sebebiyle “mucize meyve” diye bilinen mango, Aroma farkıyla Türkiye’de. Aroma’nın% 100 meyve suyu ailesine katılan mangoyepyeni ambalajlarıyla tüketicinin beğenisine sunuldu. Vitaminin adresi Aroma, “mucize meyve” olarak bilinen mango suyunu Türkiye’yle tanıştırıyor. Tropikal iklim meyvesi olan mango, Aroma etiketiyle yüzde 100 mango-elma suyu olarak raflardaki yerini alıyor. Mango, insan vücuduna faydalarıyla “mucize meyve” olarak biliniyor. İşte mangonun faydaları… - Mangoda bulunan antioksidanlar meme, kolon ve prostat kanserinden korumaya yardımcı olur. - Mango suyu vücudun C vitamini ihtiyacını karşılıyor. 100 ml mango suyunda 36 mg C vitamini var. - Mangodaki potasyum; kas, kalp ve sinir sistemini desteklemeye ve kan basıncının kontrol altına alınmasına yardımcı oluyor. - Yüksek miktarda A vitaminine sahip olmasından dolayı, göz sağlığına da iyi geldiği belirtilmektedir. - Yüzde 100 mango suyu cilt sağlığını korumaya da yardımcı oluyor. - Mucize meyve mango, sindirim sorunları yaşayanlara özellikle tavsiye ediliyor.

Billur Tuz’dan demir takviyeli tuz Billur Tuz demir minerali ile zenginleştirilmiş tuzuyla sofralarımıza hem tat hem de sağlık katmaya devam ediyor… Tuz deyince ilk akla gelen marka olan Billur Tuz, demir minerali ile zenginleştirilmiş ürünüyle farkını ortaya koymaya devam ediyor. 53 yıldır kalite ve hijyene özen göstererek, Türk damak tadına uygun olarak üretilen Billur Tuz, sofraları bu kez demir minerali ile zenginleştirilmiş tuz ile buluşturuyor. Türkiye’nin tek rafine deniz tuzu üreticisi olan Billur Tuz’un geniş ürün yelpazesinde demir mineralli tuzu da bulunuyor. İyotlu, iyotsuz, sodyumu azaltılmış, doğal deniz tuzu gibi birçok seçenek sunan Billur Tuz, sağlığına değer verenler için yeni alternatifler sunmaya devam ediyor. Demir yetersizliği ve ona bağlı sorunlardan en fazla

İştah kabartan tepsi mantısı R.E.A.D Café’de Boğazın keyif veren manzarasına ev sahipliği yapan The Grand Tarabya’nın huzurlu atmosferiyle misafirlerine güzel bir gün yaşatan restoranı R.E.A.D Cafe, menüsüne Kayseri’nin meşhur tepsi mantısını ekleyerek yerel lezzetlere farklı dokunuşlar yapma geleneğini sürdürüyor. The Grand Tarabya’nın başarılı şeflerinin ufak dokunuşlarla tekrar yorumladığı tepsi mantısı, geleneksel lezzet severlerin ve farklı tatlar keşfetmek isteyen herkesin favorisi olacak. Et suyunda pişen, lokum tadında mantı Et suyunda ağır ateşte pişen Kayseri’nin meşhur lezzeti tepsi mantısı tam 120 mantıdan oluşuyor. Haşlanmadan önce

66

etkilenenler ise çocuklar oluyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre; dünyada demir eksikliği anemisi olan 1,3 milyar insan bulunuyor. Bunun sonucunda da yaygın sağlık problemlerini aşmak için demir minerali bakımından zenginleştirilmiş gıdalar önem kazanıyor. Demir minerali içeren yiyecekler, günlük beslenme programına eklenerek bu eksiklikler takviye edilebiliyor. Bu sayede yeterli miktarda demir almak ve demir eksikliğine bağlı oluşan hastalıklardan korunmak mümkün olabiliyor.

güzelce fırınlanıp daha sonra et suyu eklenerek ağır ateşte pişirilen tepsi mantısı, hem lezzeti hem de sunumuyla tadanları kendine hayran bırakıyor. The Grand Tarabya’nın huzur veren marina manzarası eşliğinde zengin menüsüyle konuklarına keyifli bir gün yaşatan R.E.A.D Cafe, geleneksel tepsi mantısıyla yine iddialı.


Şubat 2017

178 yıldır yemek saatlerini keyifli anlara dönüştüren Knorr, 3 farklı gurme lezzeti yepyeni bir formatta çorba severlerle buluşturuyor. Hiçbir koruyucu madde içermeden, doğanın lezzetiyle hazırlanan Knorr Sıvı Çorba; Mozzarellalı domates, Kremalı üç mantar ve Balkabaklı 8 sebze çeşitleriyle gurme lezzetleri sofralara taşıyor. Sadece ısıtılarak içime hazır hale gelen Knorr Sıvı Çorba, içeriğindeki doğal sebzeler, taze mozzarella ve mantarlarla benzersiz bir lezzet yolculuğu vaat ediyor.

Knorr’dan yeni

Sıvı Çorba: Gurme lezzetiyle alıp götürür

Sadece çorba değil, “gurme” çorba! Knorr Sıvı Çorba, sadece gurme lezzeti ve kolay hazırlanabilmesiyle değil, içeriği ile de ön plana çıkıyor. Mevsiminde toplanan sebzelerin zengin baharatlarla harmanlanmasıyla hazırlanan Knorr Sıvı Çorba, mozzarella, balkabağı ve 3 farklı mantar çeşidi gibi özel lezzetleri de Türkiye’de ilk defa çorbalarla buluşturuyor. Koruyucu madde kullanılmadan doğal lezzet “Toprağı Sev” misyonuyla hareket eden Knorr, sıvı çorbalarında gün ışığında olgunlaşmış, sürdürülebilir tarım ile elde edilmiş doğal sebzeler kullanıyor. Özenle hazırlanan Knorr Sıvı Çorba, süt ve meyve suyu gibi ürünlerde de kullanılan özel karton kutusu sayesinde uzun süre muhafaza edilebiliyor. Türkiye piliç eti sektörünün öncü markası Beypiliç’e gıda ve tarım sektöründe faaliyet gösteren bağımsız ve tarafsız sertifikasyon kuruluşu ECAS tarafından plaket verildi.

ECAS’tan Beypiliç’e plaket

Beypiliç’in sürdürülebilir tarımın temelini oluşturan “İyi Tarım Uygulamaları” standartlarını başarılı şekilde uygulaması ve sektörel katkıları nedeniyle verilen plaket, sınırlı sayıda şirkete sunuluyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen “İyi Tarım Uygulamaları” sertifikasını 2013 yılında alan Beypiliç, yüksek standartlarını tüm çiftliklerinde yıllardır başarıyla uyguluyor. İyi Tarım Uygulamaları; çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretim yapılarak doğal kaynakların korunmasını amaçlıyor. Aynı zamanda İyi Tarım Uygulamaları, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile gıda güvenliği sağlıyor.

Polonez glutensiz ürünleri ile geleneksel tatları günümüz ihtiyaçlarına uygun hale getiriyor Türkiye’nin lezzet büyüğü Polonez, %1 oranı ile düşük kalorili ve protein oranı yüksek “Fit Yaşam’’ ürünlerinden sonra “Polonez Glutensiz”i tüketicileriyle buluşturuyor.

yağ

Çölyak hastası, olan kişiler, glutenli gıdaları sindiremediklerinden büyük rahatsızlıklar ve alerjik reaksiyonlar ile karşılaşabiliyorlar. Çölyak hastalığının günümüzde tek tedavi şekli yaşam boyu sürecek olan glutensiz diyet. Polonez Genel Müdürü Andaç Günsoy, “Ülkemizde her 100 kişiden biri Çölyak hastası. Bilinenden çok daha fazla sayıda henüz tanısı konulmamış hasta olduğu tahmin ediliyor.

Bu da ortalama 800 bin Çölyaklı olduğu anlamına gelir. Bu hastaların ömür boyu glutensiz diyet uygulaması gerekiyor. Oysa bu ürünleri bulmak çok zor ya da ürünler daha pahalı. Bir kısmının kalitesi düşük ve etiket içeriğine uymuyor. Gıda üreticileri olarak bizlerin yapması gereken; bu kişilerin yaşadığı zorlukların farkına vararak, onlara destek olmaktır” dedi. Amacımız, fonksiyonel ve inovatif gıdalar ile toplum sağlığını desteklemek “Amacımız, geleneksel ürünleri modern insan sağlığı kriterlerine uygun hale getirerek tüketiciyle buluşturmak üzere ürün gamımızdaki fonksiyonel ve inovatif gıdaların çeşitliliğini daha da artırmak. Sağlıklı ve kaliteli beslenme adına dikkatli bir üretici olmak, Polonez’in en önemli misyonumuzdur” diyen Günsoy, önümüzdeki dönemde bu amaca hizmet eden farklı ürünlerle toplum sağlığını destekleyici gıda üretimine devam edeceklerinin de altını çizdi. 67


Şubat 2017

Küçük İlanlar Toplu yemek üreticileri Firma Adı: Ziba Yemek Üretim Tesisi Adresi: Akcaburgaz mah.Hadımköy yol üzeri 163. Sk. No:2/2 Esenyurt - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası-Catering Tel: 0212 5034659 e-mail: info@zibacatering.com www.zibacatering.com Firma Adı: Öğün Ekmek Unlu Mamulleri Gıda Yemekçilik İnş.Hayv. Soğuk Hava Deposu San. ve Tic. Ltd. Şti. Adres: Org.san.Böl. 2.etap 24.cad. No:24 Döşemealtı / Antalya Tel: 444 00 94 Faks: 0242 258 18 37 www.ogunyemek.com Firma Adı: Bekard GıdaTaş.Tem.San. Adresi: Oğuzhan Cad.Oğuzhan İş Mrk.No:19 K:2 Fatih - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0212 5313177 Faks: 0212 531 02 41 GSM: 0533 242 23 83 e-mail: tuncaybaycan@bekard.com Firma Adı: Bereket Yemek - İtina Catering Adresi: Mega Center A Blok K:1 No:380 Bayrampaşa - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0212 4373070 Faks: 0212 4373023 e-mail: info@bereketyemek.com www.bereketyemek.com Firma Adı: Pırlanta Yemek Adresi: Fatih mah.188.sk.no:16 Sarnıç Gaziemir - İzmir Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0232 2812400 Faks: 0232 2815400 e-mail: info@pirlantayemek.com.tr www.pirlantayemek.com.tr Firma Adı: Besler Hazır Yemek ve Catering Hizm. Adresi: Levent Mah.1804 Sk.No:17/A Yüregir-Adana Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon:0322 3461923 Faks: 0322 3461924 e-mail: besler@beslercatering.com www.beslercatering.com Firma Adı: Saray Yemek Sanayi İnş.ve Tic.Ltd.Şti Adresi: Seyrantepe Mah.Altınay Cad.No:65 Kağıthane-İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0212 321 39 00 Faks: 0212 3213909 e-mail:bilgi@sarayyemek.com.tr web: www. sarayyemek.com.tr Firma Adı:Beyoğlu Catering Adresi: İAtatürk Bul. No:133 Konacık Bodrum - Muğla Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0532 1690332 www.beyoglucatering.com e-mail:beyoglucatering@hotmail.com

Firma Adı: Taş Kardeşler Adresi: Evren Mah.Sanayi.Sk.No:3 / 6- Güneşli Bağcılar-İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0212 6302520 Faks: 0212 5504808 e-mail: info@yutasyemek.com www.taskardesler.com

Firma Adı:Resport Restaurant Pastacılık Org. Toplu Yemek San. ve Tic. A.Ş Adresi: Defterdar Mah.Otakçılar Cad. No:80, Eyüp - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0 212 613 91 13 Faks: e-mail:info@resport.com.tr www.resport.com.tr Firma Adı: Varan Hünkar Gıda Ltd.Şti Adresi: Fatsa OSB No:556 Fatsa - Ordu Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0452 423 40 06 - 0452 424 20 06 Faks: 0452 423 63 33 GSM: 0532 225 94 22 e-mail: yasar@varanhunkar.com www. varanhunkar.com Firma Adı:Ayso Gıda ve Yemek Üretim sanayi Adresi: Armağanevleri Mah. Mithatpaşa cad. Bora Apt.No:197/2 Ümraniye - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0212 7279925 Faks: 0212 7279939 e-mail: alidemir@aysocatering.com www.aysocatering.com

Krema ve Sos Üreticileri Firma Adı: Kurel Gıda Tarım Ürünleri Adresi: Özsan Sanayi sitesi 11.Blok No:5 Malatya Faaliyet alanı: İSOT Kreması üretimi Telefon: 0422 2380474 Faks: 0422 2383641 e-mail: info@bamu.com.tr www.bamu.com.tr

İçecek Çözümleri Fima Adı: Bevus Endüstriyel İçecek Çözümleri San. Tic. Ltd. Adresi: Uphill Court Towers Barbaros Mah. Dereboyu Cad. Fesleğen Sk. A1 A Blok Daire:20 Ataşehir / İstanbul Faaliyet Alanı: İçecek Çözümleri Tel: 0216 688 05 33 Faks: 0216 688 68 03 e-mail: coskunt@bevus.com.tr web: www.bevus.com.tr

Tatlı Üreticisi Firma Adı: Teşvikiye Saray Gıda San.ve Tic.A.Ş Adresi: Mahmutbey Mah.Tansu Sokak no:19/4 Bağcılar- İstanbul Faaliyet alanı: Şekerli Mamuller Tel: 0212 9992800 www.saraymuhallebicisi.com Firma Adı: İmren Alaçatı Tatlıcısı Adresi: İmran Han ve Otel konakları 1039 sk.No:26 Alaçatı - İzmir Faaliyet alanı: Şekerli Mamuller Tel: 0232 716 60 02 Faks: 0232 716 60 02 e-mail:ofis@alacatiimrenhanotel.com www.alacatiimrenhanotel.com

Hazır gıda üretimi Firma Adı: Salatta Gıda San.ve Tic.A.Ş Adresi: Orta Mah.Yeniçağ Sk.No:6 / B Mutlu San.Sit.B Blok No: 4- 5 -6-7 Orhanlı- Tuzla - İstanbul Faaliyet alanı: Tüketime hazırlanmış, yıkanmış, paketlenmiş, salata, sebze Telefon:+90 216 304 28 27 Faks: +90 216 304 06 61 e-mail:info@salatta.com.tr www.salatta.com.tr Firma Adı: Zahra Gıda San.Ltd. Adresi: Yeşilce Mah. Dostluk Sk. No:12 Kat.1 Kağıthane - İstanbul Faaliyet alanı: Hazır gıda üretimi Tel: 0212 2801912 Faks: 0212 280191 e-mail: info@zahragida.com www.zahragida.com

68

ABONE OLUN... Bir yıl süre ile iletişim bilgilerinizi yayınlayalım


Şubat 2017

Kırmızı Et

Baydöner yönetim kurulu başkanı Ferudun Tuncer: endüstriyel tarım istiyor. Buna coğrafyamız da iklimimiz de müsait değil. Büyükbaş hayvancılıkla baş başa kalınca yem fiyatları devreye giriyor. Yemin de büyük bir kısmını ithal etmek zorunda kalıyoruz. Bir de ek olarak mazot fiyatları eklenince, et fiyatları tırmanarak artmaya devam ediyor. Şu an dünyada, gelir seviyeleri ile karşılaştırıldığında en az kırmızı et tüketen toplumuz diyebilirim. Bu durumun değişmesi ve gelişmesi gerekiyor. Tüketicilerimizin de özellikle gıdada, markalı Biz Anadolu insanı ürünlere ve güvenli olduğunu bildikleri yerleri gitmelerini olarak aslında büyük baş öneriyorum. Sokak arası dediğimiz gerilla tarzı ticaret yapan hayvancılıktan çok, küçükbaş hayvancılık yapmaya yatkın bir yerlerde sağlıklı besin garantisi maalesef yok. milletiz. Coğrafyamız da iklimimiz de buna uygun. Son 40-50 Karlılıklarımızdan fedakârlıklar ediyoruz. yıldır hem yaşadığımız köyden kente göç, hem de bu güvenlik sorunlarının etkisiyle meralarımız boşaldı, hayvancılık yapan Genel olarak değerlendirdiğimizde ette yaşanan fahiş fiyat insanlarımız gitti. Küçükbaş hayvan adedi son 30 - 40 yılda artışlarının dönere yansıtılmadığını görebiliyoruz. Kaliteden yarı yarıya azaldı. Bugünkü yaşanan sorunların temelinde bu ödün vermeden hizmet sunmaya devam etmek özellikle yatıyor. Biz küçükbaş hayvan varlığımızı kaybedince, kırmızı bizler gibi zincir restoran markaları için oldukça kritik. Belli et fiyatlarındaki dengeleyici unsurumuzu kaybettik. Büyükbaş bir fiyatın üzerine çıktığınızda önemli oranlarında müşteri hayvancılığa kaldık. Büyükbaş hayvancılık da, entansif yani kaybetme riskiniz var. Halkı et ile buluşturmak çok önemli ve gerekli . Bizim ve bizim gibi markaların en büyük avantajı, toplu satın almaların yarattığı avantajla maliyetlerinden ödün verebiliyor olmaları. Baydöner olarak bu konuya hassasiyet ile yaklaşıyor ve fiyat politikamızı halka yakın tutmanın yanı sıra, kalitemize de çok önem veriyoruz.

“Türkiye’de et fiyatlarının artmasındaki en büyük sebep küçükbaş hayvancılığın azalması”

Kırmızı et fiyatları bu yıl geçtiğimiz yıla kıyasla %30 civarında artış gösterdi. Bunun ülkemiz içerisinde birden çok ve farklı sebebi bulunuyor. Artış trendi ise artarak devam ediyor. Kırmızı et sektörü özellikle son yıllarda ülkemizde yaşanan güvenlik zafiyetinden de çok etkilendi. İnsanlar işlerini yapamaz hale geldi.

Her şehirde, ülkede aynı lezzeti, kaliteyi korumak bizim için çok önemli ve gerekli. Döner dediğimizde başlı başına bir kültürden bahsediyoruz. Bu kültürü globalleştirme çabamız var. Türkiye genelinde 100’den fazla restoranı olan başka bir marka yok. Kendi vatanımızda var olan gücümüz ile Türk damak tadını dünyaya açmaya hazırlanıyoruz.

Abone Formu Adı Soyadı: ................................................... Firma Adı:.................................................................. Adres:............................................................................................................/.................................... Telefon:.................................GSM:.....................................E-Mail:.....................................................

Fatura Bilgileri

Vergi Dairesi:................................ Vergi No:....................................................

Yıllık abone bedeli olan 100 Tl’yi aşağıdaki hesaba yatırdıktan sonra dekontu bize ulaştırınız Banka bilgileri AR-DA Yayın &Pazarlama - Dursun ARIK

Garanti Bankası Aydınlıkevler Şb. 579 - 6697891 IBAN TR 44 0006 2000 5790 0006 6978 91

AR-DA Yayın & Pazarlama

Sağlık-1 Sokak No:24/3 Sıhhıye-Ankara Tel&Faks:0312 4303310 e-mail:info@ardayayin.net

69


Kitap Hayattır

Zerrin ÖZCAN

Şubat 2017

"Kitapları seviyor musunuz öyleyse hayatınız boyunca mutlu olacaksınız demektir." Jules Chore

zerrin.ozcan@ardayayin.net

Gazete köşe yazarlığından ve televizyon programlarından tanıdığınız Uzman Psikolog Yeşim Akıncı’nın yüreğinin dili olmuş bu kitap, birçok insana yeniden yaşama sevinci verecek. Yeşim Akıncı, meslek hayatındaki gözlemlerinden yola çıkarak hazırladığı öğretici hikâye şöleninde sizi Gözyaşı Şişeleri kitabına hayran bırakacak. Değişen zor yaşam şartları ile yaşamın hızla tükendiğini söyleyen Yeşim Akıncı, değişmeyen tek şeyin ise insanlığın gözyaşları olduğunu vurguluyor. Gözyaşlarının değerli olduğunu ve bu acı ya da tatlı deneyimlerin insanların önünde akıl ışığı, dert aşığı, ruhsal dönüşümünün unutulmamasını sağladığı için de binlerce yıldır çeşitli toplumlarca kullanılan zarif gözyaşı şişelerinden hareket ederek okurları ile kitabını buluşturuyor. 2016 Uluslararası Man Booker Ödülü; 2016’nın En İyi Kitapları Seçkisi Rüyalar başlamadan önce Yonğhe ve kocasının hayatları gayet sıradandı. Evliliğin tekdüzeliğinde normal bir yaşam sürerlerken,Yonğhe rüyalar görmeye başladı ve vejetaryen olmaya karar verdi. Evdeki tüm etleri bir torbaya doldurdu. Kalamarları. Yumurtaları. O hafta kocası, iş yerine ilk kez ütüsüz bir gömlekle gitti. Bu, korkunç değişimin başlangıcıydı. Han Kang bizleri cinselliği, şiddeti, ilişkilerimizi ve saplantılarımızı sorgulayacağımız rahatsız edici bir yolculuğa çıkarıyor. Yayınevi: April Yazar: Han Kang Türü: Roman Her gözünü kapayan uyumaz, her veda eden gitmiş sayılmaz Amerikalı yazar Muhyiddin Şekûr, okurlarının karşısına “Yazdan Kalan Son Gül”le alışılmışın dışında bir romanla çıkıyor. “Yazdan Kalan Son Gül”, son derece olağan görünen olayların nasıl olağanüstü tecrübelere dönüşebileceğine dair şaşırtıcı bir serüven… 1960’ların Amerika’sında, Ohio-Cleveland’da müziğin, ritmin, enfes yemek kokularının, sıcak dostlukların, rengârenk insanların, muhabbetin, dayanışmanın, arada bir de kapışmanın eksik olmadığı bir mahallede geçen “Yazdan Kalan Son Gül”, yıllar geçtikçe Vietman’dan Timbuktu’ya varan şaşırtıcı bir içsel yolculuğa dönüşüyor. Otuz yılı aşkın bir süre aile terapisti ve New York Eyalet Üniversitesi’nde Eğitim Danışmanlığı profesörü olarak çalışan Muhyiddin Şekûr, 2006 yılında emekli olduktan sonra zamanını insani çalışmalara, yazmaya ve dünyanın farklı yerlerini görmeye adadı. Yayınevi:Timaş 70

“insan olmayı yeni baştan öğrenmek üzere yaşlanacağız geyiklerin peşinde, sevişmelerine hayran” Bir dili konuşup anlaşmazdan evvel nasıldı insan sesi? Hangi duyguyu, hangi neşeyi, hangi tedirginliği, hangi acıyı nasıl bir sesle mutlu bir kahkaha ya da iç yaran bir çığlığa tekabül eden bir sesle ifade ediyordu? Hayvanla ortak bir dünyası olan bu yaratık, sesi nasıl harflere çevirdi, onları nasıl bir araya getirdi, bu bir araya gelen ses birimlerine nasıl anlam yükledi? Sözcükleri ve dünyayı nasıl yarattı? 2009 yılında Yaşar Kemal’in “görkemli bir yeni şiire temel” olarak nitelendirdiği Afrika’sı yayımlanan Levent Yılmaz, sekiz yıl sonra şiirin bu temel sorularına cevap aradığı kitabıyla dönüyor: Yayınevi: Can Yayınları Tür: Şiir Belgeselin adı Zeitgeist’tı. İlk bölümü 2006 yılında yayınlandı. Almanca karşılığı ‘Zamanın Ruhu’ydu…! Belgesel,dünya üzerinde doğru bildiğimiz pek çok şeyin aslında yanlış olduğunu, sarsıcı bir dille anlatıyordu. İzlediğinizde midenize yumruk yemiş gibi hissediyordunuz. Film kısa sürede çılgınlığa dönüştü ve tüm dünyada 100 milyondan fazla insan internetten izledi. O kadar çok yankı uyandırdı ki; pek çok ülkede Zeitgeist Hareketleri kurulmaya başladı. “İnsanlığın kurtuluşu bu belgeselde!” diyen on binlerce insan internet üzerinden örgütlenmeye ve filmde anlatılan gerçekleri sorgulamaya başladılar. Bir belgesel filmle başlayan akım, aslında çok temel bir ekonomik önermede bulunuyordu. İktisatın en temel önermesi olan “ihtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlı” denklemine bir cevap olarak kaynak bazlı ekonomiyle tüm insanlık refaha ulaşabilir teklifinde bulunuyordu.


Şubat 2017

Kültür - Sanat

Tiyatro akademi oyuncuları 2 günde 2 ayrı oyunla Eskişehir’ de sahnede bol alkış aldılar Eskişehir Tiyatro Platformu Derneği kuruluşu Tiyatro Akademi Oyuncuları aynı hafta 2 günde 2 ayrı oyun: “Asiye Nasıl Kurtulur” ve “Bir Delinin Hatıra Defteri” ile Zübeyde Hanım Sahnesinde bol alkış aldılar, takdirleri topladılar.

gösteren oyuncu; oyun sonunda seyirciler tarafından ayakta alkışlandı. 2005 yılından bugüne değin sahnelediği oyunu için Enis Zeytinler teşekkür konuşmasında: “16 yılı geride bıraktığım bu oyunda bugün deliyi 157. Kez oynuyorum. Nefes aldığım sürece, sahnede kaldığım oynayabildiğimce bu oyunu sahnelemeye devam edeceğim. Bugün sizlerle buluşmamı sağlayan Eskişehir’ deki Gümüşhaneliler Derneği’ ne ve siz sevgili izleyenlerime teşekkür ederim. Saygılarımla… Eskişehir’ de, burada tiyatro var!”

Zübeyde Hanım Kültür Merkezi Sahnesinde 2 günde 2 oyun sahneleyen tiyatro topluluğunun ilk oyunu “Asiye Nasıl Kurtulur?” bir sonraki günde aynı sahnede sahnelen oyunları “Bir Delinin Hatıra Defteri” seyirciden tam not aldı. 24 oyuncunun sahnede ter döktüğü oyun “Asiye Nasıl Kurtulur?” 27 Ocak da Hasan Polatkan Kültür Merkezi-Tiyatro Salonu” nda bir kez daha sahneldi. Eskişehir Sahnelerinde oyunlarını sahnelemeye başlayan Enis Zeytinler’ in sahneye koyduğu oyun “Asiye Nasıl “tiyatro akademi” Mart ayından başlayarak Türkiye Turnelerine Kurtulur?” tiyatro sezonu boyunca oynanmaya devam edecek. çıkacaklar. Bir hayat kadını olan Zehra’ nın kızı olan Asiye; yaşamının yol ayırımında annesi gibi bir hayata mı sürüklenir? Ya da azmeder, okur ve çalışır namusu ile yaşamını devam ettirir. İkilemini sahnede tartışarak sürdüren oyuncular, yan etkenler insanı nasıl etkiler ve nerelere sürükler çok iyi anlatmışlar. Tiyatro Akademinin 2. Oyunu: “Bir Delinin Hatıra Defteri” Uğur Yücel tarafından sahneye konulmuş. Oyunun tek oyuncusu ise bu kez yönetmen-oyuncu Enis Zeytinler. Melankolik, tek taraflı aşık; Aleksi Poprişcin’ in deliliğe giden yolculuğu anlatılıyor bu oyunda. Başarılı bir oyunculuk performansı

Genç yazarımız; Fatma Nur ÇAKMAK 20 Ağustos 1985 tarihinde, Tokat’ın Niksar ilçesinde dünyaya geldi. Liseyi Niksar Anadolu Lisesi’nde bitirdi. Yazmaya, lisenin ilk yıllarında başlayıp, özel bir yazı yarışmasında Türkiye birincisi oldu. Yine lisede, okulunun lisanslı voleybol oyuncularından olup, okul adına kültür edebiyat kolu başkanlığı da yapmıştır. Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi’ni burslu kazanıp, Uluslararası ilişkiler bölümünden mezun oldu. İş hayatı, öğrenciliğinin ilk yıllarında başlayıp, başta Turizm olmak üzere birçok sektörde çalıştı. Ada hayatının sakin h u z u r u n u sevdiğinden, okuldan sonra da Kıbrıs’da kalıp, iş hayatına orada devam etti. Ailesinin isteği üzerine İstanbul’a dönüp, TAV ’da kısa bir süre çalıştı. Şu anda ise Türk Hava Yollarında kabin

memuru olarak iş hayatını devam ettiriyor. Bütün bu süre zarfında yazmayı hiç bırakmadı ve İstanbul’daki ilk günlerinde, Golconda Serisine başladı. Sıkı bir aslan burcu ve korumacı, sahiplenici, yönetici, hayalperest, güçlü aslanın bütün özelliklerini taşıyor. Temizlik ve düzen hastası ve iyi bir aşçı... Öğrencilik yılları da dahil çalıştığı restoranlar sebepli, dünya mutfağına da az çok hakim. Atatürk ve kendi babasının aşığı... Tarihi, doğayı, hayvanları büyük bir tutku ile seviyor. Hatta gelecek hayali; atların ve köpeklerin olduğu, doğanın kucağında, bir ahşap evde yaşlanmak... Kendisi ile ilgili övündüğü iki konu var; Güçlü aile bağları ve sağlam dostlukları... Bunları ömürlük, kıymetli yatırımlar olarak görüyor. En büyük zaafı ise çocuklar... Özellikle sokak çocukları onun kırılma noktası! Hayat idealim basit diyor; “ Gittikçe kötüleşen insanlık içerisinde, iyi insan olarak kalabilip, sahip olduklarımı koruyabilmek... “

Asi Yayın Grubu

2011 yılında gazeteci ve televizyon programcısı Gürkan Hacır tarafından kurulan Asi Kitap, kendisine Kadıköy’ü merkez edinerek 2014 yılından itibaren yoğun bir yayıncılık faaliyetine başladı. Asi Kitap ilk zamanlarında özellikle Türkiye güncel siyasetinin önemli meseleleri hakkında yayınladığı kitaplarla dikkat çekti, fakat zamanla ilgi alanını genişletti ve siyaset dışında edebiyat, sözlü anlatı, tarih, araştırma ve sağlık gibi pek çok alanda kitaplar yayınlandı. Üniversite, siyaset, yayın ve medya dünyasının önemli isimlerinin kitaplarını yayınlayan Asi Kitap 2016 yılında Siyah Kuğu Yayınları’nı da kurarak bir yayın grubuna dönüştü ve çeşitli alanlarda yabancı dillerde yayınlanmış kitapları Türkçeye çevirmeye başladı. Asi Kitap gelecek yıllarda da ilgi alanlarını ve yayınladığı kitap sayısını artırarak yayıncılık dünyasında öncü bir yer edinmeyi hedeflemektedir.


Azerbaycan lezzetlerinin en iddialı adresi Zəfəran Restaurant kapılarını açtı

Azerbaycan mutfağının özgün lezzetlerini muhteşem bir İstanbul manzarası eşliğinde sunan Zəfəran Restaurant Rusya ve Türki Cumhuriyetlerin dünyaca ünlü şefi ve Gourmand Book Awards ödüllü yazarı Stalic Khankishiev’in katılımıyla gerçekleşen lansmanla kapılarını açtı. Ajwa Hotel Sultanahmet’in 8. katında yer alan restoran, Azerbaycan coğrafyasının çeşitliliğini ve lezzetli mutfak kültürünü İstanbul’da hakkıyla temsil eden en iddialı mekan olarak öne çıkıyor.

deniz günü hem

manzaralı Zəfəran Restaurant, haftanın yedi 07.00 ile 24.00 saatleri arasında hem otel de dışarıdan gelecek misafirlerini ağırlıyor.

80 kişi kapasiteli Zəfəran Restaurant’ta Azerbaycan mutfağının farklı bölgelerine ait birbirinden lezzetli yemekler sunuluyor. Lüle kebabı, tike kebabı gibi en geleneksel usulle hazırlanan özel kebaplar, pilav çeşitleri, Hazar Denizi’nin bereketini yansıtan balık yemekleri, kutab, kükü, düşbere çorbası gibi hiçbir restoranda kolay kolay rastlanmayacak çeşitlilikteki geleneksel Azerbaycan yemeklerine Azerbaycan, Osmanlı ve Anadolu’nun ferahlatıcı şerbetlerinin yanı sıra taze meyve suları ve alkolsüz kokteylleri eşlik ediyor.

Lansmana katılan seçkin davetlilere ve basın mensuplarına hitaben bir konuşma yapan 12 Group Şirketler Grubunun Turizm ve Eğitim Yatırımlarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Selim Geçit, “Türk turizminin yaşadığı zor günlerin ardından yeniden cazibe merkezi olacağına inanıyoruz dedi. Yemeğin tamamlayıcısı ve Azerbaycan mutfak kültürünün Dünyaca ünlü şef Stalıc Khankıshıev ve Execu- ayrılmaz bir parçası olan çay ritüeli ise başlı başına bir estetıve şef Ramin Nuriyev’den göz alan gastroshow tik gösteri gibi. Çay ritüeline, feyhua (Azerbaycan’a özgü bir meyve), kayısı, vişne, çilek, böğürtlen, zeytin gibi meyvelerden yapılan mürebbe adı veriLansmanda dünyaca ünlü ödüllen çeşitli reçeller, kuru yemiş lü şef Stalic Khankishiev ve ve meyvelerle çeşitli yöreZəfəran Restaurant’ın Executisel hamur işleri eşlik ediyor. ve Şefi Ramin Nuriyev, birlikte gerçekleştirdikleri gastroshowla Sıfır atık felsefesi büyük beğeni topladı. Gastroshowda Türki Cumhuriyetlerin Azerbaycan ve Anadolu’nun mutfaklarından yok olmaya zengin coğrafyasından besyüz tutmuş “bakhsh plov” (kuzu lenen Zəfəran Restaurant’ta etli ve otlu pilav) isimli bir tarifi malzemeler bizzat üreticisinuygulayan ikili, mutfak sırladen temin ediliyor. Yiyecekrını da izleyiciler ile paylaştı lerin mevsiminde yenmesine

Leziz yemeklere manzarası eşlik

İstanbul edecek

çok önem verildiği için artizan ve sürdürülebilir ürünlerle hazırlanan yemeklerin sunulFenerbahçe burnundan başlayıp tarihi yarımadayı, Prens duğu restoranda israftan kaçınma öncelik taşıyor. Bu nedenle adalarını ve Yeşilköy sahiline kadarki şeridi gören, muhteşem de Zəfəran Restaurant’da “sıfır atık felsefesi” benimseniyor. 72


www.ozgaziantep.com.tr Sağlıklı beslenmenin verimliliği % 15 arttırdığını biliyormusunuz?

Personel Yemeği’niz için

İletişim: Telefon: 0312 430 33 10 GSM: 0507 179 56 02 pazarlama@ozgaziantep.com.tr ozgaziantepyemek@gmail.com



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.