CG-67. Sayı E- Dergi

Page 1



Ağ�stos 2017


Ağ�stos 2017

Gelecek Sayı Dosya konuları

Gıda Ambalajı ve teknolojileri Beyaz et sektörü Toplu yemek’te Helal Gıda Gıda Logistigi

Yer alacağımız fuarlar 25 - 28 Ekim 2017 tarihleri arasında İstanbul’da TUYAP Fuar alanında gerçekleşecek olan 23. Avrasya Ambalaj Fuarı 12.Uluslararası Gıda ve İçecek Teknolojileri Fuarı -FOOD - TECH fuarlarında TANITIM AMAÇLI ÜCRETSİZ dağıtılacaktır. FOOD - TECH FUARI ÖZEL BÖLÜMLERİ Sweet Tech - Çikolata,şekerleme,bisküvi,kuruyemiş ve pastacılık teknolojileri makine ve ekipmanları özel bölüm Dairy Tech - Süt ve Süt Ürünleri teknolojileri Özel Bölüm Cold Chain - Soğuk zincir , depolama sistemleri soğutma havalandırma ve logistik özel bölüm Food Safety - Gıda Güvenliği hijyen ve kalite kontrol teknolojileri özel bölüm

“Güncelle, Bilimi Birleştiren Dergi”

Her ay sizlerle İlan, haber ve tanıtımlarınız için 0507 179 56 02 - 0507 179 56 03 - 0312 430 33 10 zerrin.ozcan@ardayayin.net - ardayayin@gmail.com


ANINDA İsteğinize Göre TESLİM BütünALIN, Fiat BAYRAMA Ticari Araçlar FIAT’INIZLA Fiat Yetkili Bayisi GİRİN.

Ağ�stos 2017

Tanoto’da

5.000 TL’YE

5.000 TL PEŞiNATLA FIAT DOBLÒ YA DA FIORINO SAHiBi OLMA FIRSATI. Siziişinize yormuyoruz! Hemen bir Fiat showroom’una gelin, en uygun Fiat’ınızı seçin, ağustos avantajlardan Aktifayına Sahaözel Ekibimizle Siziyararlanın. Ziyaret Ediyoruz! Test Sürüşü İçin: 0 549 850 02 74 Kampanya, 2-31 Ağustos 2017 tarihleri arasında, 2017 model 0 km Fiorino, Doblò ve Pratico modellerde geçerlidir. Kampanya, Koç Fiat Kredi’nin onayıylaİstanbul geçerli olup değerlendirme sonucunda yüksek peşinat ve farklı vade istenebilecektir. Fiat ve Yolu 3.Km Çiftlikdaha Kavşağı / Ankara Koç Fiat Kredi, kampanya koşullarını değiştirme hakkını saklı tutar.

Fiat Yetkili Bayi

www.fiattanoto.com


Ağ�stos 2017

4


Ağ�stos 2017

5


AÄ&#x;ustos 2017

6


AÄ&#x;ustos 2017


Ağustos 2017

Catering firmalarının ÇözbiM-Xsentius’a geçmesi için bir çok sebebi var… Nedir Xsentius?

Xsentius Catering sektörünün “olmazsa olmazı” ÇözbiM Yazılımın geliştirmiş olduğu İnteraktif bir Web Portal yazılımıdır.

Hızla gelişen catering sektörününde internet teknolojilerinden faydalanarak iş akış süreçlerini kısaltmak, rahatlatmak, günlük rutin bazı işlemlerini otomasyona bağlamak amacıyla

kullanıcılarımızın ihtiyaç duyacağı konuları saptayarak Xsentius Web Portal yazılımı geliştirdik.

Xsentius Web Portal uygulaması sayesinde artık yemek firmaları; müşterilerine ve satıcılarına verecekleri kullanıcı adı ve şifreler ile aşağıda bahsedilen işlemleri kolayca yapabileceği gibi, kendileri de, tüm Müşteri ve Satıcılarının hareketlerini takip edebilmekte ve firmaya özgü raporlar alabilmektedir.

Xsentius Portal’da Neler Yapılır? Müşterileriniz; ■ Mönülerini, internetten online görsün, ■ Günlük sayılarını telefonla bildirmek yerine, internet üzerinden online girsin, ■ İhtiyaç duydukları malzemeleri internet üzerinden online girip sipariş versin, ■ Cari hesap mutabakatlarını online görsün, ■ Size söylemek istedikleri notları, mesajları internet üzerinden online girip size haber bıraksın, ■ İsterseniz mönülerde seçmeli olarak seçmesini istediğiniz yemeklerden seçerek mönüleri internetten belirleyebilsin,

İstiyorsanız ve daha bir çok özellik için,

Satıcılarınız;

Sizin için hazırladığımız, ÇözbiM-Xsentius Portalına geçin.

■ Cari hesap mutabakatlarını internet üzerinden online görebilsin, ■ Sattıkları malzeme fiyatlarını portal üzerinden güncelleyip girebilsin, ■ Satıcıların, firmadan aldığı siparişleri ve teslimat durumlarını görsün ve sorgulayabilsin, ■ Size söylemek istedikleri notları, mesajları internet üzerinden online girip size haber bıraksın,

İstiyorsanız ve daha bir çok özellik için,

Firmanızın;

Sizin için hazırladığımız, ÇözbiM - Xsentius Portalına geçin.

■ Tüm müşterilerinin ve satıcılarının borç-alacak durumunu görüntüleyebilmesini, cari hesap ekstrelerini alabilmesini, ■ Cari hesap mutabakat raporlarını alabilmesi, aylık bazda borç-alacak rakamlarını görebilmesini, ■ Özet-detaylı stok durum raporları görüntüleyebilmesini, ■ Müşterilere ait sarf malzeme siparişlerini görüntüleyebilmesini, ■ Aldığı-verdiği siparişleri görüntüleyebilmesi,mutfakların merkeze vermiş olduğu siparişleri görüntüleyebilmesini, satıcıların siparişlerini görüntüleyebilmesini ve sorgulamasını, ■ Müşterilerine ait aylık mönüleri görüntüleyebilmesini, ■ Son dakika finansal raporu ile günlük yada aylık olarak kasa-çek-satın alma-satışlar/alışlarbanka raporu – personel raporu gibi raporlar alabilmesini, ■ Müşteri ve satıcılarının mesajlarını portal üzerinden yanıtlayabilmesini,

İstiyorsanız ve daha bir çok özellik için, Sizin için hazırladığımız, ÇözbiM - Xsentius Portalına geçin.

www.cozbim.com.tr

bilgi@cozbim.com.tr


AÄ&#x;ustos 2017


Ağ�stos 2017

“Güncelle, Bilimi birleştiren Dergi”

CATERING g u i d e

Temsilcilikler Zonguldak: Cahit AKMAN

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Müdür

0544 649 51 67

Dursun ARIK dursun.arik@ardayayin.net 0507 179 56 02 Reklam Yönetmeni Zerrin ÖZCAN zerrin.ozcan@ardayayin.net

0533 6487522

Yayın Danışmanı Engin GÜNER eguner@tamamutfak.com.tr

Antalya: Erdal ARIK

Danışma Kurulu

Prof. Dr. Ahmet AYAR Ebru AKDAĞ Yüce CANOLER Dr.Hüseyin K.BÜYÜKÖZER Feray ALPAY Mehmet Baki ASUTAY

Editör Fatih AĞARMAN fatih.agarman@ardayayin.net Abone Sorumlusu Sabah ÖCAL Translator Yağmur Özge ARIK

Toplu Yemek ve Catering Sektörü Danışma Kurulu Engin Güner - TAMA Mutfak Basri Kalaycıoğlu - Parıltım Yemek Rouzberi Gergeri - Ziba Catering Kemal Sofuoğlu - Ayso Catering Necmiye Güldürsün - Akpaz Catering Salim Taş - Taş Kardeşler Faruk Dural - Üçöğün Catering Cihangir Bayer - Resport Catering Sadık Çelik - Keyveni Kurumsal Yemek Bahadır Aydın - Parıltım Yemek Vedat Kurdoğlu - Sistem Group Yüksel Güven - AŞ-SAN Catering Kemal Saldır - Seçsan Yemek Ahmet Selimoğlu - Saray Yemek Catering Guide HAKEMLİ bir dergidir Yıl:13 Sayı: 67 31 Ağustos 2017 Fiyatı:10 TL ISSN 1308 - 4584

16 - Fakıbaba: “3 yıl içinde ithal eti bitireceğiz” 17 - Kırmızı et üretimi, tüketimi karşılamıyor 18 - Yemek yerken sağlığımızdan olmayalım 20 – 21 Tüm kuşakları etrafında toplayan lezzet: Lokman

24 -25 Kırılmayan tabağın diğer adı: Thermoset 26 - Kanatlı eti üretiminde yapılanma sancıları 30 - Toplu Yemek firmaları kırmızı et alımında sorun yaşıyor

32 - Avrupa’da zehirli yumurta krizi büyüyor 46 - Besin zehirlenmesine karşı 14 öneri

Sağlık-1 Sokak No: 24 / 3 Sıhhıye Ankara Tel & Faks: 0312 430 33 10 info@ardayayin.net, ardayayin@gmail.com

www.ardayayin.net Baskı

Başak Matbaacılık ve Tanıtım Hiz.İth. İhr.Tic.Ltd.Şti Anadolu Bulvarı MEKA Plaza No:5 /15 Gimat Yenimahalle - Ankara Tel: 0312 397 16 17 Faks: 0312 397 03 07 Dağıtım - Yurtiçi Kargo Ayda bir yayınlanır. Yılda 10 sayı çıkar. Catering Guide Dergisi basın meslek ilkelerine uyar. İmzalı yazıların sorumluluğu yazarlarına, ilanların sorumluluğu ilan verene aittir. Catering Guide de yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir.

Editör’den

İçindekiler 14 - Kırmızı ette tarih tekerrür ediyor

Yönetim Yeri

Merhaba, Catering Guide Dergisi sektörün nabzını tutmaya devam ediyor. Toplu yemek sektörünün en temel girdisi olan kırmızı ette sıkıntı bir türlü çözülemiyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba “Üçyıl içinde ithal eti bitireceğiz” derken TUİK verileri kırmızı et üretiminin 2016 yılına göre düşüş gösterdiğini söylüyor. Geçtiğimiz ayın önemli bir konu başlığı da Beyaz et sektöründe ortaya çıkan sıkıntı idi. Önce Banvit’in üretimi durdurma kararı, arkasından da Rekabet Kurulunun beyaz et üreticisi firmaları incelemeye alacağı açıklaması heyecan yarattı. Avrupa’da ortaya çıkan zehirli yumurta sorunu gözlerin gıda güvenliği kavramına çevirdi. Yumurta üreticileri Birliği ’nden yapılan açıklamada Türkiye için şimdilik bir problem olmadığı dile getirildi.

Ayın önemli gelişmeleri, firma ve ürün haberlerini sayfalarımızda bulacaksınız. Gelecek sayımızda buluşuncaya kadar; hayırlı ve bol kazançlı günler diliyoruz,

Bilimsel Kurul Editör Prof.Dr. Ahmet AYAR - Sakarya Üni. Müh. Fakültesi Gıda Müh. Bölümü - aayar@sakarya.edu.tr Prof. Dr. Şebnem TAVMAN - Ege Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet KAYACIER - Bursa Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA - Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Harun DEMİRKAYA - Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Yekta GÖKSUNGUR - Ege Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet Hilmi CON - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Prof. Dr. Beraat ÖZÇELİK - İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Prof. Dr. Sedef Nehir EL - Ege Üniversitesi Prof. Dr. Murat TAŞAN - Namık Kemal Üniversitesi Doç. Dr. Gülgün F. ŞENGÖR - İstanbul Üni.Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Mustafa ARDIÇ - Aksaray Üniversitesi Doç. Dr. A. Kemal SEÇKİN - Bursa Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Gülgün Yıldız TİRYAKİ - Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

10

Doç. Dr. İbrahim ÇAKIR - Abant İzzet Baysal Üniversitesi Doç. Dr. Cemalettin SARIÇOBAN - Selçuk Üniversitesi Doç. Dr. Mine ERGÜVEN - İstanbul Aydın Üniversitesi Doç. Dr. Osman KOLA - Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Doç. Dr. Saadettin TURHAN - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Doç. Dr. Suzan Öztürk YILMAZ - Sakarya Üniversitesi Doç. Dr. Hasan VARDİN - Harran Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ayla ARSLANER - Bayburt Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Durmuş SERT - Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Özge Duygu OKUR - Bülent Ecevit Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Pınar Oğuzhan YILDIZ - Ardahan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. M. Kürşat DEMİR - Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Oktay YEMİŞ - Sakarya Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gülen Yıldız TURP - Ege Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Yalçın ÇOŞKUNER - Karamanoğlu Mehmetbey Üni. Yrd. Doç. Dr. Sümeyra S.Tiske İNAN - Karamanoğlu Mehmetbey Üni. Dr. Ahmet YAMAN - Abant İzzet Baysal Üniversitesi


Ağustos 2017

Bir söz söylenecekse, Allahla kul arasına girenlere, insanların dini duygularını sömürerek mevki ve menfaat elde edenlere söylenir.

Dursun ARIK 0507 179 56 02 dursun.arik@ardayayin.net

Hepimiz, sıradan insanlarız sonuçta Gördüklerinin yarısına, duyduklarının ise hiç birine inanma diyen atalarımız sanki bu günleri görmüşler.

- Git Allah ‘in belası, git de günahlarının cezasını çek demişler.

İnsanlara yapılan en büyük kötülüklerden biri de hak ettiğinden fazla değer vermek veya olumsuz ön yargı ile yaklaşmaktır. İnsanlar hakkında karar vermeden önce iyi düşünmek gerekir ilk iyi hareketinde yüceltmek ve ödüllendirmek doğru değildir. Hepimiz sıradan insanlarız sonuçta...

Bektaşi türkü söyleyerek giderken yolda yaşlı bir nine görmüş. Ninenin günahı bir keseden az ama zavallıcık kendini götüremiyor ki günahlarını taşısın.

Aşağıdaki kıssa bizi haklı mı çıkarıyor dersiniz? “Trafik kontrolü yapan memurlar gelen arabayı durdurmuşlar. Temel ile Fadime’ yi gören komiser, ikisinin de emniyet kemeri takmış olduğunu görünce: - Bugün yaptığımız kontrolde emniyet kemeri takan sadece sizi gördük Bu yüzden 500 Türk Lirası ödül kazandınız. Bu parayla ne yapacaksınız? Temel sevinçle cevap vermiş - Kendime ehliyet alacağum demiş. - Ehliyetiniz yok mu, demiş komiser. Fadime olayı toparlamak için: - Kusura bakmayın memur bey, Temel içince ne dediğini bilmez, der. Komiser daha da şaşkınlıkla: - Bir de içkili misiniz, diye bağırır. Arka oltukda oturan yaşlı adam öne atılır ve : - Çalıntı arabayla yola çıkmayalım, başımıza bi iş gelir demiştim der Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan biride koşa koşa gelerek. – Ne oldu sınırı geçtik mi? diye sorar xxx İyi bir hareket karşısında yüceltmek ne kadar hatalıysa, kötü davranışlları olanlarıda hep böyle olduklarını düşünerek yargılamak ve yermekte o kadar yanlıştır. Kıssadaki Bektaşi gibi “Mahşer günü herkes günahlarını sırtlamış, hesap vermeye gidiyormuş. Bektaşi’nin günahı o kadar çokmuş ki, öyle sırtlamakla götürülecek gibi değil. Hepsini bir arabaya yüklemişler, üstüne de Bektaşi ’yi atmışlar.

Bektaşi seslenmiş: - Nine, nine. At o torbayı benimkilerin üstüne. Ben nasıl olsa arabayla gidiyorum.” xxx Tevekkül güzel bir şeydir. İnsanın kendisini ilahi bir güce sorgusuz sualsiz teslim etmesi çok önemlidir. Takdir edilecek bir duygudur.Tabiki bu davranış şeklini dalgaya almaya çalışanlarda vardır. Onlara da tahammül göstermek, bir noktadan sonra’da haddini bildirmek gerekir. Bektaşi kasabada ‘Her şey Allah’tan’, ‘Her şey Allah’tan’ diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün kasabanın serseri delikanlılarından biri, yine böyle mırıldanarak dolaşmakta olan Bektaşi’ye arkasından sessizce yaklaşmış, ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektaşi’nin pür hiddet dönüp kendisine ters ters baktığını görünce; - Öyle ne bakıyorsun baba erenler demiş, hani her şey Allah’tandı. - Tabii demiş Bektaşi, her şey Allah’tan da, ben hangi deyyusu aracı ettiğine bakıyorum. Allah’a teslimiyete O’nun emirleri doğrultusunda hayatlarını sürdürmeye çalışanlara söylenecek bir söz olamaz. Bir söz söylenecekse, Allahla kul arasına girenlere, insanların dini duygularını sömürerek mevki ve menfaat elde edenlere söylenir. Bu kişilerin eteklerine tutunup, dünyada rahata ereceklerini, ölünce de cennete gideceklerini düşünen sonra da yaşadıkları hayal kırıklığına kader diyenlere, bir çift söz söylemek gerekir. “Herşey kader değil, bazıları senin halt etmen”

11


AÄ&#x;ustos 2017

12


AÄ&#x;ustos 2017


Ağ�stos 2017

Engin GÜNER

TUİK ’e göre son 7 yılda Tüketici Fiyatları % 76, Üretici Fiyatları % 73 artmış. 2010 Eylül ayından bugüne kadar kırmızı et fiyatlarındaki artış % 250.

eguner@tamamutfak.com.tr

Kırmızı ette tarih tekerrür ediyor Protein ve enerji kaynağı, insanların severek tükettiği, sofraların baş tacı, yemek sanayicisinin en büyük gıda gider kalemi kırmızı et fiyatlarındaki artışlar, yine tüketici ve sektörün canını yakıyor.

Su ve otlakların yetersizliği,

Pahalı yem materyalleri,

Destek sisteminin sağlıklı işletilememesi.

Hafızalarımızı tazelemekte fayda var. 2009 yılının ortalarından itibaren kırmızı et fiyatları dalgalanmaya başladı. Dana karkas et fiyatları 11 lira seviyelerinden, aylar içinde 19 liralara kadar çıktı. O dönemde adı Tarım Bakanlığı olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, öncelikle 2010 yılının bahar aylarında kasaplık canlı hayvan ithalatının önünü açtı. Ancak alınan tedbir talebi karşılamadığı için fiyat artışları durmadı. Bunun üzerine, 23 Eylül 2010’da yayımlanan tebliğ ile taze kesilmiş karkas et ithalatına izin verildi. Fiyatlar anında 11,50 - 12 lira seviyelerine indi.

2015 yılının Şubat ayında, dönemin ETBİR (Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği) Başkanı Mustafa Bılıkçı ile bir röportaj yapmış ve dergimizde de yayımlamıştık. Mustafa Bey o dönemde özetle şu tespitlerde bulunmuştu;

Yeri gelmişken hemen belirtmeliyim ki, bakanlık titiz bir düzenleme yaparak, Türkiye’ye giren etlerin gıda güvenliğini sağlamada oldukça başarılı oldu. Dönemin İYSAD heyeti olarak ithalat yapılan ülkelerdeki uygulamaları bizzat yerinde gözlemledik. Heyet olarak gözlemlerimiz ve mutfaklarımızda kullanılan ithal etlerdeki geri bildirimler, bu ürünlerin en az ülkemizde üretilen etler kadar kaliteli ve güvenliği olduğunu göstermişti.

• Kırmızı et içerdiği protein ve demirden dolayı sağlıklı nesiller yetiştirilebilmesi için stratejik bir üründür ve yerine ikame edilecek başka bir ürün bulunmamaktadır. Bunu dışarıya bağlı olmadan, içeride üretmemiz gerekir. • 2015 Şubat itibariyle 6 milyon kasaplık büyükbaş hayvan besleyecek ahırlarımız mevcutken, sadece 2 ,3 milyon hayvan beslenmektedir. İlave 3,7 milyon hayvan için altyapı sorunu yok. Besilik hayvan ithal edilmesi gerekir. • Ülkemizde yeterli miktarda yağış alan bölgeler tespit edilmeli, yem bitkileri yetiştirmeye uygun alanlar planlanmalı, coğrafyamıza uygun hayvan ırkı tespit edilmeli, kasaplık hayvan nüfusu planlanmalı ve sıkı-sıkıya takip edilmeli, hastalıklarla mücadele edilmeli.

Bir taraftan tüketicinin uygun fiyatla et yemesi için çaba gösterilirken, diğer taraftan da et üretimini teşvik etmek amacıyla, ilk 5 yılı ödemesiz ve sıfır faizli kredilerle üretici desteklendi. Sonrasında iç piyasadaki arz ve talebe göre, ithalata yavaş-yavaş artan oranlarda fonlar getirilmiş ve sonrasında buna ihtiyaç kalmadığı görülerek, taze karkas et ithalatı tamamen yasaklanmıştır.

TUİK ’e göre son 7 yılda Tüketici Fiyatları % 76, Üretici Fiyatları % 73 artmış. 2010 Eylül ayından bugüne kadar kırmızı et fiyatlarındaki artış % 250. Tarih, bir kez daha tekerrür etmiş. Kısa, orta ve uzun vadede alınacak tedbirler ortadadır.

2010 Eylül ayında 11,50 - 12 liraya kadar gerileyen fiyatlar, 2015 yılında 24 liralara, bugün içinse yerli kesim dana karkas et fiyatları 30 lira seviyesine gelmiştir. Bakanlık yine sınırlı sayıda canlı hayvan ithaline izin veriyor ama fiyatlar bunun yeterli olmadığını gösteriyor. Talep bir miktar beyaz ete kayınca, kırmızı etteki artışlar son bir yıllık dönemde tavuk eti fiyatlarını da olumsuz etkilemiş ve yıllık artış % 20’lere ulaşmıştır.

Orta vadeli eylem olarak besiciye uygun fiyatlı veya mümkünse bedelsiz, besilik buzağı verilerek atıl ahırlardaki besi kapasitesi tamamlanmalıdır.

2010 Eylül ayında yayımlanan tebliğdeki şartlarla, hemen ve derhal taze et ithalatının önü açılarak, piyasa rahatlatılmalıdır.

Peki, kırmızı ette kronikleşen fiyat sorunumuz başlıca sebepleri nelerdir?

Uzun vadede ise, kırmızı et üretimi bir devlet politikası haline getirilmeli ve bol yağış alan veya sulama imkânlarına sahip bölgeler ve coğrafi şartlara uygun ırklar tespit edilip, bu bölgelerde ilave üretime geçilmelidir. Tüm bu işlemler yapılırken bilimsellik ve denetim ön planda tutulmalı, verimli üretim yapılmasının koşulları sağlanmalı, haksız rekabete fırsat verilmemelidir.

Düşük sayılarda yapılan besi ile verimsiz üretim,

Hayırlı ve bol kazançlar dilerim.

Terör, büyük şehirlere göç ve yeni neslin tezek kokusunu çekmek istememesi,

14


Ağ�stos 2017

“Patates mutfağımın olmazsa olmazı. Bu yüzden en güzel patates yemeklerini yapmak için kaliteli patateslere ihtiyacım var” İbrahim Şef, İstanbul

Yeni Knorr Pratik Patates. Tarladan özenle seçilmiş yüksek kaliteli patatesleri sizler için topluyor, yıkıyor, soyuyor, doğruyor ve kurutuyoruz. Gerisini siz usta ellere bırakıyoruz. www.ufs.com 15


Ağustos 2017

Kışlalarda neler oluyor Fakıbaba: “3 yıl içinde ithal eti bitireceğiz”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, tarım ve duruyoruz burada? Her zaman üreticinin yanındayız. Denge hayvancılık sektörüne yönelik yeni bir çalışma içinde olduk- olmak için zaten piyasada varız.” larını bildirdi.

"Tefecilerin eline çiftçiler düşmesin"

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşret Fakıbaba ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu Tarımsal destek ödemelerini yılda iki kez yapacaklarını söyleyAnkara'nın Polatlı ilçesinde mevsimlik tarım işçileri ile bir en Fakıbaba, "Desteklemeleri ürünü ekmeden önce size vereceğiz, yılda bir kez değil iki kez vereceğiz. Bir sonbaharda araya geldi. bir ilkbaharda. Niye tefecilerin eline çiftçiler düşmesin" diye Hayvancılık ve gıda sektörüyle ilgili açıklamalarda bulunan konuştu. Fakıbaba, "Türkiye'nin 2,5-3 yıl içinde et ithal eden bir ülke olmaktan çıkacağını Üretmeyen ülkelerin bağımsız olamaya- Et ithalatı 1 milyar doları aştı cağını söyleyen Fakıbaba, " Üreten insanların elini öpeceğiz, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2016 yılının desteğimiz mutlaka ve mutlaka devam edecektir” dedi. tamamında 603 milyon 822 bin dolarlık canlı hayvan, 42

"Denge olmak için zaten piyasada varız" Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köseoğlu’nun Bakan Fakıbaba'ya buğday ithalatında gümrük vergisinin düşürülmesinin çiftçiyi sıkıntıya düşürdüğünü belirtmesi üzerine Fakıbaba, "Buğday ithalatı var mı? Yok. Olduğu zaman biz ne güne

16

milyon dolarlık da et ithal edilmişti.Bu dönemde yapılan et ithalatı da 1 milyar doları aştı. TÜİK verilerine göre yılın ilk altı ayında Almanya’dan 36 milyon dolarlık Fransa’dan 19 milyon dolarlık, Hollanda’dan ise 315 bin dolarlık canlı hayvan ithal ettik. Sığır eti ithalatında ise 7 milyon dolarlık ithalatla Polonya göze çarpıyor.


Ağustos 2017

Kırmızı et

Kırmızı et üretimi, tüketimi karşılamıyor Türkiye'de kırmızı et üretimi, tüketimi karşılayamazken fiyatlarının yükselmesinin en büyük nedenleri arasında bu orantısızlık yatıyor. Türkiye İstatistik Kurumu( TÜİK), kırmızı et üretim istatistikleri göre 2017 yılında et üretimi, 2016 yılına oranla düşüş sergiledi. Türkiye'nin toplam kırmızı et üretimi, yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 azalışla 260 bin 683 ton olarak gerçekleşti. Buna göre, ikinci çeyrekte sığır eti üretimi 229 bin 227 ton olarak tahmin edildi. Sığır eti üretimi, bir önceki döneme göre yüzde 10,3 artarken geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,6 azaldı.

Koyun etinde yüzde 2,1 gerileme gözlemlendi Koyun eti üretimi de söz konusu dönemde 22 bin 276 ton olarak tahmin edilirken, koyun eti üretimi bir önceki döneme göre yüzde 19,3 artış kaydetti. Geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 2,1 gerileme gözlemlendi.

Geçen yıla oranla 3,4 azaldı Türkiye'nin toplam kırmızı et üretimi, bu yılın ikinci çeyreğinde önceki döneme göre yüzde 12,2 artarken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 azaldı. Söz konusu dönemde kırmızı et üretimi 260 bin 683 ton oldu. Toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilenlerin miktarı ise 140 bin 93 ton olarak gerçekleşti.

TÜİK tarafından açıklanan ton bazında üretim tablosu ise şöyle: Yıl

1.Dönem

2.Dönem

3.Dönem

4.Dönem

Toplam (Yıllık)

2011

157.932

171.595

173.177

274.210

776.915

2012

171.465

183.017

196.108

365.255

915.845

2013

208.597

212.885

206.466

368.177

996.125

2014

184.975

218.432

202.530

402.335

1.008.272

2015

210.475

261.871

380.162

297.000

1.149.508

2016

237.777

269.912

394.665

270.688

1.173.042

2017

232.404

260.683

17


Ağ�stos 2017

Keyveni Kurumsal Yemek Yönetim Kurulu Başkanı Sadık ÇELİK

‘Yemek yerken sağlığımızdan olmayalım’ Kurumsal hazır yemek sektörü açısından artık geleceğe dair umutlu ve iç açıcı bir tablo görmüyorum. Bugün sektör kendisini tekrarlamaktan öteye gidemiyor. Son dönemleri baz alırsak düne göre kalite azaldı. Hacimsel, matematiksel, kalite ve nitelik anlamında küçüldük. Türkiye’deki mevcut gıda enflasyonunun her ay gerisinde kalıyoruz. Bu da sektörün maalesef gelişmesini engellemektedir. Bunun da en baştaki sebebi ucuz fiyat politikası ve tüketici bilincinin yeterince gelişmemesidir. Gittikçe artan oranda ticket, sodexo gibi yemek kartları kullanımı yaygınlaşıyor, çalışanlar da bunlara yöneliyor çünkü öğle yemeklerinden kısıp bunu aile bütçelerine market alışverişi olarak katkı gibi düşünüyorlar. Bu catering sektörüne olumsuz olarak yansırken bir de bunlara ödenen yüksek komisyonlar işletme karının bir bölümünü götürüyor. Bir de tüm bunların farklı bir boyutu var ki, kurumlar sipariş üzerine değil de, lokanta usulüne döndüler. Bu durum sektörün önünü kapatıyor ve karsızlaştırıyor. Çünkü 3-5 TL’ye satılan tabldot yemeklerle, tabak başı fiyatlarla çalışan isteğine ve keyfine göre hareket ediyor. O gün menü de kırmızı et veya balık varsa gidip yiyor yoksa gitmiyor. Çünkü haftalık ve aylık tabldot menüleri yapılırken, meslektaşlarımız bir denge ve maliyet hesabı yapıyorlar. Haftada bir gün kuru fasulye veriyorsa bir gün de et yemeği veriyor. Böylelikle bir denge kuruyor. Ama bunu işverenler ve tedarikçiler kötüye kullanıyor. Kendi açımızdan bakarsak, Keyveni olarak tüm bu olumsuzluklara direnmeye çalışıyoruz. Bizi anlayan firmalarla yolumuza devam ediyoruz. Kendimize güveniyoruz. Bu fiyatlarla müşterilerimize aldığımız ücretin %100 karşılığını veriyoruz. İsteyen istediği zaman gelip hammadde depolarımızı, üretim tesisimizi, mutfaklarımızı gelip gezebiliyor. Şeffaf bir kurumuz. Çünkü kendimize güveniyoruz, neyi, nasıl yaptığımızı biliyoruz. Ancak gerçekten fırtınalı bir okyanusun içinde azgın dalgalara karşı mücadele verdiğimiz de göz ardı edilmemelidir. Bir taraftan yabancıların sektörü ucuz fiyat politikasıyla konsülde etmesi, diğer taraftan kayıt dışılığın %70’lere varmış olması bu sektörde ayakta durmayı zorlaştırıyor. Her şey dahil sistemle sektöre kötülük yapanlar bugün sektörü sıcak satışla yüz yüze getirerek en büyük darbeyi vuruyorlar. Bir de komisyoncular var. Bunlar tabiri caizse piyasada catering emlakçılığı yapıp, şirketlere sözüm ona danışmanlık yapıyorlar. Zaten kar marjı sıfır olan sektörün sıcak satışla beraber fire oranları daha da büyüyor. Bu durum sadece sektöre darbe vurmuyor, aynı zamanda milli ekonomiye zarar verip yük teşkil ediyor.

18

“ İnsan sağlığı, kar payı peşinde koşan şirketlere bırakılmamalıdır. Bu milli bir dava ve ulusal bir meseledir. Bir musibet bin nasihatten iyidir ancak musibet gelene kadar nasihatler de göz ardı edilmemelidir ve başa gelen musibetten sonuç çıkartılmalıdır.”

Tüm bu olumsuzlukların yanında ne yazık ki son günlerde hazır yemek sektörü ile ilgili yıllardır var olan bir sıkıntı yeniden acı bir şekilde gözler önüne serildi ve gündemin başına oturdu. Kışlalarımızda yaşanan, askerimizin gıda zehirlenmesi olayı hepimizi derinden üzmüştür. Bu aslında var olan bir açığın sonucudur. Bir süredir özellikle askerin yemeğinin özelleştirilmesinden bugüne kadar olan süreçte kamu ihale kurumunda yaşanan olumsuzluklar ve yanlışlıklar gözler önüne serilmektedir. Adrese teslim ihalelerde ve ihale şartnamelerinde özellikle liyakat sisteminin yok edilmesiyle beraber tamamen evrak üzerinde yeterliliklerle ve de fiyat kırma üzerine dayanan politikalarla yanlış bir düzen işlemektedir. Bu son olay askeriyede yaşandı ancak kamu hastaneleri, üniversiteler ve devletin dışardan yemek temin ettiği diğer kamu kurum ve kuruluşlarında neredeyse olağan hale gelmiştir. Kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla birçoğu maalesef kamuoyu gündemine gelemeden ört bas edilip gündemde yer bulmuyor. Bunu bizim gibi sektör içerisindeki sektörün paydaşları çok iyi biliyor. Ben başından beri, kamu ihale kurumunun Türkiye’de doğru işlemediğini, sancılı ve sıkıntılı olduğunu hep ifade ettim. Ama maalesef Türkiye’de araba devrildikten sonra çare aranmaya gidiliyor. Ne yazık ki Kamu İhale Kurumu’nda genelde siyasi yönlendirmelerle ihaleler alınıp verilmektedir. Bu durum hem tüketicilere hem sektöre hem de ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir ve onarılmaz yaralar açmaktadır. İnsanlar hayatlarını yitiriyor. Manisa’da bir askerimiz maalesef gıda zehirlenmesi sonucu hayatını yitirdi. Kendisine Tanrı’dan rahmet, ailesine ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Yüzlerce Mehmetçiğimiz, askerimiz hastanelere kaldırıldı. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan vatandaşlarımız ve vatan görevine giden gençlerimiz bu niteliksiz ve sağlıksız yemekleri yemeyi hak etmiyorlar. İnsan sağlığı, kar payı peşinde koşan şirketlere bırakılmamalıdır. Bu milli bir dava ve ulusal bir meseledir. Bu işler bu şekilde yapılmamalıdır. Bir musibet bin nasihatten iyidir ancak musibet gelene kadar nasihatler de göz ardı edilmemelidir ve başa gelen musibetten sonuç çıkartılmalıdır. Bu zehirlenme olaylarıyla gündeme gelen şirketlerin önce sözleşmeleri iptal ediliyor, ancak daha sonra aynı kişiler farklı şirket isimleriyle ihaleye girip tekrar kazanıyorlar. Bu çok büyük bir oyundur. Çünkü son yaşanan olayda da gördüğümüz gibi sonuçları can kaybına kadar gidebilmektedir. Bunları yazmak benim için bir yemek sanayicisi olarak üzüntü verici bir durumdur. Yemek kelimesinin, yüzleri güldürüp insanın kendisini enerjik ve mutlu hissetmesini sağlaması gerekirken bu tip olayları konuşmak oldukça can sıkıcıdır.


Şubat 2017

Ağ�stos 2017 Taze meyve - sebze kesim, rende ve dilim yapan firmalar, catering ve yemekhaneler kurutulmuş ve dondurulmuş meyve - sebze üreten firmalar için ideal çözümler

FAM Centris® 315, uygun maliyetle, yüksek kalite sunan ve pazardaki diğer santrifüj rende makinelerine göre daha az yer kaplayan dilim ve rende makinesi olan yenilikçi Centris® 315, maliyeti azaltırken işleri tamamlamak için gerekli süreyi düşürerek mükemmel kesim kalitesi, uzun raf ömrü, esneklik ve hız arayan şirketler için mükemmel bir fırsat sunmaktadır. Patentli kesme başlığı teknolojisi, kesim işlemi sırasında tutarlı kesim ve dilim kalınlığı sağlamaktadır. Eşsiz tasarımı kolay bıçak değiştirme, kullanma ve temizleme imkanı sunmaktadır.

FAM Dorphy, mükemmel kesme kalitesi ile doğrama ihtiyaçlarınız için uygun maliyetli bir çözümdür. Küçük bir makinenin esnek ve kompakt tasarımıyla sağlamlık ve zorlu kesme görevlerine dayanıklılığı birleştirir. 3 mm'den 20 mm'ye kadar geniş bir aralıkta doğrama kapasitesine sahiptir ve genişletilmiş ürün yelpazesi sunar. Patates, pancar, havuç, soğan ve biber gibi sebzelerin yanı sıra, elma, armut gibi meyveleri kesmede de kullanılan FAM Dorphy, üründe yüksek kesim yüzdesi ve düşük fire oranı ile başarılıdır.

Meriç Cad.T 15 / 38 Botanik Çarşı Ataşehir 34750 İstanbul Tel: +90 216 4550910 - Faks: +90 2164552119

www.erkaya.com - info@erkaya.com

19


Firma Haberi

Tüm kuşakları etrafında toplayan lezzet İki kuşak öncesinde aile büyüklerinin Kayseri'de kahvaltılık ürün satarak başlayan MND Gıda'nın hikayesi şimdilerde 250 çalışanı, 25 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 40 bin metrekarelik dev bir firmaya dönüşerek devam ediyor. İçersinde 'Lokman' gibi önemli markaları barındıran MND Kahvaltılık Gıda A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Şeherli, Catering Guide Dergisi ' ne özel açıklamalarda bulundu. "Kendi çocuklarımıza yedirmediğimiz, yediremeyeceğimiz bir ürünü ülkemiz ve dünya çocukları ile buluşturmuyoruz." Şeherli, ürün analizlerini de kendi laboratuarında yaptıklarına dikkat çekti.

'Şehirli Ticaret' olarak yola çıktılar Firmalarının hikayesinin iki kuşak öncesinden aile büyüklerinin Kayseri'de kahvaltılık ürün satarak başladığını aktaran Hüseyin Şeherli, " Gıdanın çok önemli ve usulüne uygun şekilde üretilme zorunluluğuna duyduğumuz inanç bizi bu alanda çalışmaya yönlendirdi. Nesilden nesile geçebilecek bir sahada çalışmak, çocuklara ve onlarında çocuklarına kalabilecek bir marka yaratmak

Ağ�stos 2017

MND Gıda Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin ŞEHERLİ “Kendi çocuklarımıza yedirmediğimiz, yediremeyeceğimiz bir ürünü ülkemiz ve dünya çocukları ile buluşturmuyoruz.”

için seçtiğimiz sektör gıda oldu" dedi. Şeherli; 1985 yılında şirketleşme sürecini tamamladıklarını ve 'Şehirli Ticaret' markası adı altında ticaret hayatına başladıklarını ifade etti.

40 bin metrekarelik alan Türkiye'nin gelişimine ayak uydurabilen genç ve dinamik bir işletme olduklarının altını çizen Şeherli, "MND Kahvaltılık Gıda A.Ş 250 çalışanı ve 25 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 40 bin metrekarelik alanda müşterilerimizin sağlıklı, kaliteli ve hijyenik ürün talebini karşılayabilmek adına çalışmalarına devam etmektedir" şeklinde konuştu.

"Çocukların sağlıklı beslenmelerini önemsiyoruz" Lokman markası ile ürettikleri kahvaltılık ürünlerin referansının çocuklar olduğunu belirten Hüseyin Şeherli, " Onların sağlıklı olarak beslenmeleri, lezzetli ürünlerle kahvaltı yapmalarını önemsiyoruz. Kendi çocuklarımıza yedirmediğimiz, yediremeyeceğimiz bir ürünü ülkemiz ve dünya çocukları ile buluşturmuyoruz. Bu hassasiyet bizi daha çok gelişmeye, daha titiz davranmaya ve dolayısı ile başarılı olmaya yönlendirdi denebilir" diye ifade etti.

"Ürün en iyi üreticiden tedarik edilir" Ürün çeşidine göre, üretim sürecinde çok titiz davrandıklarını ve ana malzemesi meyvelerden oluşan bir çok ürünleri olduklarını hatırlatan Şeherli, dönüşmesi, el değmeden gıdaya uygun ambalajlanması, uygun saklama koşullarında

20


Ağustos 2017

Pekmez Karışımı, Eritme Peyniri, Bal: Süzme Salgı, Süzme Çiçek, Tereyağı, Bitkisel Margarin, Pekmez. Üzüm Pekmezi, Şurup: Bal Aromalı, Üzüm Aromalı Kahvaltılık Ezme / Sos, Zeytin Ezmesi, Zeytin: Siyah Ve Yeşil, Yerfıstığı Ezmesi, Sürülebilir Peynir. muhafaza edilip soğuk zincirle nakliyesinin sağlanarak, nihai tüketiciyle buluşması titiz bir serüven diyebiliriz. Firmamızda hammadde alımı ayrı bir uzmanlık alanı olarak değerlendirilir ürün en iyi üreticiden tedarik edilir" dedi. Satın alma bölümünün hammadde alımı ile ilgili ayrı bir departmanı olduğunu da belirten Hüseyin Şeherli, bu bölümün malzeme alımlarında Türk Gıda Kodeksi’ne uygun ve MND Lokman markası ile yapılan ürünlerin spesifikasyonuna dikkat ettiğini dile getirdi.

"Tüm kuşakları aynı kahvaltı sofrasında toplayabiliyoruz" Lokman ürünlerinin tercih edilmesinin nedenlerini de anlatan Hüseyin Şeherli, çok yol kat ettiklerini vurgulayarak, " Kadromuzu en iyilerden oluşturmaya özen gösterdik. Hammaddesinden ambalajına kadar kutusundan kolisine kadar,

" Dünya standartlarında teknolojiye sahip makinelerimiz var " Uzman laboratuar kadrosu kurduklarına dikkat çeken Şeherli, AR-GE ekibimiz, Gıda mühendisi ve Gıda Teknikeri gruplarımız mevcut. Oldukça gelişmiş bir laboratuarımız var, çok spesifik analizler dışında tüm kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik analizlerimizi kendi laboratuarlarımızda yapabilecek donanıma sahibiz" dedi. Avrupa ve Dünya standartlarında teknolojiye sahip makinelerinin bulunduğunu vurgulayan Hüseyin Şeherli, büyüyen üretim kapasitelerini göz önünde bulundurarak makine parkurlarını yeni yatırımlar yapmaya devam edeceklerini söyledi.

ürünleri taşıyan araçtan, yükleyen personele kadar gıda üretmenin ne demek olduğunu bilen insanlarla çalışıyoruz. Yeni tatları ürün gamımıza eklerken, geleneksel tatları da yeni kuşaklarla buluşturuyoruz. Yani tüm kuşakları aynı kahvaltı sofrasının etrafında toplayabiliyoruz" dedi.

Üretim ve saklama alanları dünya standartlarında Kalite ve hijyen arttırıcı faaliyetlere üretim sürecinden çok dikkat ettiklerini aktaran Hüseyin Şeherli; sözlerine şöyle devam etti: "Makine sterilizasyonumuz, çalışanların hijyen konusundaki eğitimleri ve takibi, kalite belgelerinin hayata geçirilmesi konusundaki hassasiyet bizi tercih edilir bir marka yapmaya yeter. Üretim alanlarımızın ve saklama alanlarımızın dünya standartlarında olduğunu da eklemem gerekir."

"Yurtdışında da tercih edilen bir markayız"

'Lokman' ürünleri giderek artıyor Lokman markasının ürettiği ürünler şunlardır. Reçel: Çilek, Vişne, Ahududu, Böğürtlen, Havuç, Ayva, İncir, Portakal, Kayısı, Gül; Helva: Kakaolu, Sade, Çeşnili (Kuruyemişli ) Pralin, Krokantlı Fındık Ezmesi, Tahin, Tahin

Kendi alanlarında Türkiye'nin en yaygın dağıtım ve bayilik ağına sahip olduklarını ve satış, satış sonrası konularında iddialı olduklarının altını çizen Şeherli " Yurtdışında birçok ülkede tercih edilen bir markayız ve her yıl daha geniş bir ihracat potansiyeli yakalıyoruz. Sizde takdir edersiniz ki gıda ihracat kriterlerini yerine getirmek belli bir gelişmişlik noktasına gelmeyi gerektiriyor. Hastanelerden, anaokullarına, otellerden yurtlara kadar her noktada varız" diye ifade etti.

21


Ağustos 2017

Beslenme Önerileri

Doğru pişiriyor muyuz? Sofra / Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Gülşen Kadri, sağlıklı bir yaşam için besin tercihlerinin çok önemli olduğunu söylüyor, ancak nasıl pişirilmesi gerektiğinin de en az seçim kadar etkili ve önemli olduğunun altını çiziyor. Besin edinin

etiketlerini

okuma

alışkanlığı

Doğru besin seçiminde taze besinleri tercih etmemiz gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bir çoğumuz fazla dikkat etmesek de paketli besinlerde etiket bilgisi çok önemli. Besin etiketlerini mutlaka okuma alışkanlığı edinin.

Ne yediğimiz kadar nasıl tükettiğimiz de önemli Birçok vitamin ve mineral, ısıya, ışık sızıntısına hatta herhangi bir metale temas etme durumunda bile içerisindeki besin değerini kaybedebiliyor. Sadece vitamin ve mineraller değil proteinler de fazla ısıl işleme maruz kalmaları sonucunda yapıları bozulabiliyor. Bu yüzden ne yediğimiz kadar nasıl tükettiğimiz de büyük önem kazanıyor.

Et doğradığınız bıçak ya da tahtayla sebze doğramayın Besinlerinizi hazırlarken kullandığınız araçlar hassasiyetle üzerinde durmanız gereken bir konu. Örneğin, eti doğradığınız bıçakla veya tahtanın üzerinde sebzelerinizi de doğrarsanız etinizdeki mikroorganizmalar çiğ tüketeceğiniz sebzelerinize de bulaşır ve bu mikroorganizmaları 22

doğrudan vücudunuza almış olursunuz. Bu nedenle ya her besin grubuna farklı araçlar kullanmalısınız ya da besinlerinizi doğradıktan sonra bütün araçları ve ellerinizi yıkamalısınız.

de, buharda pişirme yöntemiyle veya çok az su ile pişirilmeli. Doğranan sebzeler bekletilmeden pişirilmeli. Doğranmış sebzeleri pişireceğiniz zaman, suyu kaynama sıcaklığına getirip ısı ayarını Et grubunu pişirirken dikkat etmeniz düşürdükten sonra sebzelerini ekleyin. Böylece vitamin ve mineral kaybını en gerekenler aza indirebilirsiniz. Et, tavuk, balık gibi besinler doğru pişirilBaklagiller ile ilgili doğru bilinen yanmemesi durumunda bazı bakterilerden ötürü ciddi sağlık sorunlarına neden ola- lışlar bilir. Et grubunun pişirme yöntemlerinde Kurubaklagil denice aklımıza ilk gelen dikkat edilmesi gereken birkaç püf nok- özellikleri gaz yapıcı olmaları. Ancak kutası var. Etler kesildikten sonra en az 6-12 rubaklagillerinizi pişirmeden önce ıslatırsaat bekletilmeli. Etin pişirme derecesi sanız gaz yapıcı özelliği azalır. Ayrıca ise çok önemli. Yüksek derecede pişen sulu ısıda pişireceğiniz kuru baklagillerin etlerde vitamin kaybı olabilir. Bu nedenle pişirme suyunu atmayarak besin kaybını et için en iyi pişirme yöntemi üzeri kapalı en aza indirebilirsiniz. Daha kolay pişmolarak kendi nemi ya da domates gibi sulu esi içinse düdüklü tencere tercih edebilbesinlerle orta sıcaklıkta pişirmektir. Fırın- irsiniz. da pişirmeyi tercih edenler ise üzeri kapalı Tahıl ürünlerini haşlayarak ve suyunu olarak pişirebilir. çektirerek pişirin Izgara yaparken dikkat Yemek masalarımızın olmazsa olmazı Mangalda ızgara yapılırken oluşan tahıl gruplarına baktığımızda ise tahıl dumanın besine sinmesiyle polisiklik ürünlerinin kavrularak pişirildiğinde B aromatik hidrokarbonlar oluşur ve ne vitamini ve protein yönünden kayıplara yazık ki bu madde kanser yapıcı bir uğradığını söyleyebiliriz. Bu besinleri etkendir. Bu maddelerin oluşmaması için pişirirken az suda haşlayarak ve suyunu besinler doğrudan kömür ateşi ve diğer çektirerek pişirmeye özen gösterin. Özeltürdeki yüksek sıcaklığa en az 15 cm uzak likle sıkça yapılan yanlışlardan biri de olacak şekilde yavaş yavaş pişirilmeli ve makarna suyunun dökülmesidir. Unutkesinlikle yanmamalı. mayın ki B grubu vitaminleri pişme suyuna geçiyor. Bu nedenle makarna suyunu Sebzeler çok kısa sürede pişmeli dökmeyiniz. Sebzeler mümkün olduğunca kısa süre


AÄ&#x;ustos 2017


Ağustos 2017

Firma Haberi arası test firması ar sl lu U r. dü ün ür tadır.” et patentli bir ihracat yapılmak ye “ Külsan Thermos ke ül 38 r. dü iş bir ürün İntertek ‘ten geçm

: ı d a r e iğ d n ı ğ a Kırılmayan tab THERMOSET

Külahçıoğlu ailesi tarafından 1974 yılında İstanbul'da kurulan Külsan AŞ. içerisinde bir çok önemli markayı barındırıyor. Bu markalardan en çok dikkat çekenlerinden biri ise Türkiye'de ve dünya da sadece Külsan AŞ. tarafından üretilen 'Thermoset'... Dayanıklığı ve anti-bakteriyel özelliği ile göze çarpan, dünya da ve Türkiye'de önemli bir marka haline gelen Thermoset hakkında bilinmeyenleri Külsan AŞ. Pazarlama ve Satış Yöneticisi Rıza Akkaya Catering Guide Dergisi'ne anlattı. Akkaya, “Thermoset melaminin kuvvetlendirilmiş bir formudur ancak melamin değildir. Bu esnek ve anti bakteriyel madde 'Thermoset' olarak biliniyor" dedi.

Yüzde 95 oranında kırılmaya dayanaklı Makul kullanım şatları uygulandığında Thermoset ürünlerinin yüzde 95 oranında kırılmaya dayanaklığı olduğunu vurgulayan Akkaya, "Örneğin bir garsonun taşıdığı tepsiden tabakları düşürdüğünü varsayalım. Böyle bir durumda Thermoset tabakların kırılma ihtimali gerçekten çok düşüktür. Ancak sert bir şekilde beton zemine atılırsa kırılabilir ya da yüksekten dik kenar üzerine düşerse bazen kırık görülebilir. Bu yüzden Thermoset ürünleri makul kullanım şartları altında kırılmaya karşı dayanıklı diyoruz" diye konuştu. Thermoset ürünlerinin rahatlıkla yıkanabilir olduğunu belirten Akkaya, endüstriyel bulaşık makinelerin de ürünlerin +85 derece de bile yıkanabileceğinin altını çizdi.

Her şeye rağmen anti-bakteriyel Ürettikleri Thermoset ürünlerin dayanıklılığına dikkat çeken Akkaya, keskin bıçak darbeleri ile yüzeyin ancak çizebileceğini dile getirdi. Akkaya sözlerini şöyle sürdürdü, "Ürünler çizilse bile anti-bakteriyel ve hijyenik yapısını korur. Ayrıca, esnek bir hammadde olduğu için yüzeyindeki çizikleri pek belli etmez. İşte bu sebeplerden dolayı toplu yemek hizmeti veren işletmeler thermoset ürünleri kullanmalıdır. Tabak kırılmalarının çok olması işletmeleri büyük maddi sıkıntıya sokmaktadır. Thermoset tabaklar kırılma oranını yüzde 5’e düşürmektedir."

24


Ağ�stos 2017

Taklitlerinden sakının Bazı firmaların 'Thermoset' ürün adı altında üreden (azot) hammaddesinden yapılan tabakları satmak istediklerinin altını çizen Akkaya, "Bu ürünler de çok çabuk yıpranarak sararma meydana gelir. Kenarları ince olduğu için çabuk kırılır. Alt kısmı 'sır' dediğimiz koruyucu madde olmadığından mat görünür, parlak değildir. Anti-bakteriyel yapısı olmadığından kanserojen madde içerir. Sıcak su, deterjanlı su, ve yemeklerdeki protein nişasta yanıklarına karşı ilk kullanımda sararma oluşur ve mat yüzey ortaya çıkar" şeklinde konuştu.

Ürünler çizilse bile anti - bakteriyel "Bu belge sadece Külsan Thermoset için geçerlidir" ve hijyenik yapısını korur. Ayrıca, teklifte bulunan diğer esnek bir hammadde olduğu için Firmalara üreticilerin gıda ile temasa yüzeyindeki çizikleri pek belli etmez. uygunluk belgesinin olmadığının İşte bu sebeplerden dolayı toplu yemek hizmeti veren işletmeler bu ürünleri kullanmalıdır. Tabak kırılmalarının çok olması işletmeleri büyük maddi sıkıntıya sokmaktadır. Thermoset tabaklar bu sıkıntıyı yüzde 5’e düşürmektedir.”

"Bu kadarına pes doğrusu..."

altını çizen Akkaya, "Bu belge sadece 'Külsan Thermoset' için geçerlidir. Üretici bir firma her bozulan ürünü geri iade alacağını söylemesi zaten ürünün bozulduğunu ve gıda ile temas uygun olmadığını kabul etmiş olur. Bu işlemin takip edilmesi ve uygulaması zaten işletmeler ve kullanıcılar için sıkıntı oluşturuyor" şeklinde ifade etti.

Sağlık belgelerine dikkat Thermoset adı altında üretim yapan diğer firmaların sağlık belgesi olarak, gösterdikleri belgenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı müdürlükler tarafından verilen işleme kayıt belgesi olduğunu bildiren Akkaya, bu ürünlerin sağlığı tehdit ettiğini söyledi. Akkaya, firmaların fiyat araştırması yaparken bu konuya dikkat etmeleri gerektiğini dile getirdi.

Taklit eden firmaların 50 senedir üretim yaptığını, Thermoset ürünlerin ise 2009 yılında piyasaya çıktığını belirten Akkaya, 50 senedir kırılan ürünlerin Thermoset piyasaya çıktıktan sonra kırılmaz olarak satıldığını bildirdi. Akkaya sözlerini şöyle devam etti: "Sahteciliğin ve emek hırsızlığını bu kadarı da pes doğrusu. Kullanıcıların sorması gerekir, "İnsan sağlığı ile oynuyorlar" 2008 yılında sen neredeydin ?" Külsan Thermoset ürünlerinin 2009 yılından bu yana catering şirketlerinin tercih ettiğini belirten Akkaya, sözlerine şöyle Dünya da ve Türkiye'de sadece Külsan AŞ. üretiyor devam etti, "Yıllardan beri tabak kırılmalarından şikâyetçi olan 'Thermoset özelliği taşıyan tabaklarım var diyen' Külsan AŞ. firmalar Thermoset sayesinde ekonomik olarak kazanç elde dışındaki herkesin yalan söylediğini ve bu firmaların üret- etmiştir. Çünkü 2009 yılından önce sadece porselen tabak tikleri ürünleri antik-bakteriyel olmadan catering şirketlerine vardı. O zaman ne melamin adı altında satılan üreden imal sattıklarını ifade eden Akkaya, "Bunlar +85 derece de yıkan- tabaklar, ne de polikarbon tabaklar vardı. Bu tür toplu alımmaya giremez, mikrasyon testinden geçemezler. Kadyum- lara teklif veremezlerdi. Külsan Thermoset 'den sonra birden Kurşun gibi diğer metallerin testinden gıdaya uygunluk sağlıklı ve kırılmaz tabak diyen bu taklitçiler ürün satmak için raporu yoktur. Ellerinde bulunan raporlar +40 derece de yıkana- insanların sağlığı ile oynuyorlar" diye konunun altını çizdi bileceğini gösteren bölgesel laboratuvarlarda alınan rapor- Rıza Akkaya, son olarak 5 yıldır Thermoset ürünlerini kullanan tüm işletmelere teşekkürlerini iletti. lardır" dedi. 'Kırılmaz tabak' patenti var Thermoset ‘in patentli bir ürün olduğunu ve kırılmaz tabak patentinin bulunduğunu belirten Akkaya, " Külsan Thermoset patentli bir üründür. Uluslararası test firması İntertek 'ten geçmiş bir üründür. 38 ülkeye ihracat yapılmaktadır. Bu sahteciler sadece yurt içindeki kullanıcıları kandırmakla meşguller. İhracatta bir tek tabak satamamaktadırlar. İşin üzücü tarafı bu taklitçilerden ürün alıp, müşterilerine satan Ankara'da bulunan bazı firmalar. Bu firmalar kendilerine nasıl değer kaybettirdiklerinin farkında değiller" diye konuştu.


Ağ�stos 2017

Yüce CANOLER Yüksek Ziraat Mühendisi

Uzlaşma sağlanmasına destek olması için Sayın Bakana teklif götürülürken hemen arkasına boykot kararı alınmasını Merkez Birliği yönetimine hiç yakıştıramadığımı da belirtmek isterim.

yucecanoler@mynet.com

Kanatlı eti üretiminde yapılanma sancıları Kanatlı eti üretiminde uygulanmakta olan sözleşmeli üretim modeli ilk defa Türkiye Kalkınma Vakfı (T.K.V.) tarafından 1970 yılında Tarsus'da 5 çiftçi ile uygulanmaya başlanmıştır. 10 yıllık bir uyum süreci yaşandıktan sonra 1981 yılında Hollanda'da Uluslararası 250 benzer kuruluş tarafından yapılan incelemede "En Başarılı Örnek" seçilerek JAAP VAN PRAAG ödülünü kazanmıştır. 1991-92-93 yıllarında Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya Federasyonu, Baltık Ülkeleri ve Çin heyetleri Türkiye'ye gelerek incelemeler yapmışlar, kendi ülkelerinde benzer modeller uygulamanın yollarını araştırmışlardır (ZMO Hayvansal Üretimde Yeni Yaklaşımlar). 80’li yıllarda bu model KÖY-TÜR tarafından üyelerine uygulanmıştır. Sözleşmeli üretim modeli kısa zamanda çok başarı kazanmış, diğer entegre firmaların da benimsemesiyle irili ufaklı tüm işletmelerin (bugün 14.000 adet yetiştirici) üretime iştirakine olanak sağlamıştır. Kanatlı eti üretiminin geliştirilmesi, yetiştiriciye teknik destekle birlikte finansman sağlaması, hayvanların modern kesimhanelerde hijyenik ortamlarda işlenmesi, ürünün tüm yurtta pazarlanması ve benzeri konulara getirdiği modern ve pratik çözümler nedeniyle diğer sektörleri de imrendiren örnek bir model haline erişmiştir. Bu modelin işleyişini sizlere özet olarak tanıtmak isterim; Üretimin lokomotifi entegre firmalar kanatlı eti üretiminin en önemli girdileri olan civciv ile karma yemi bizzat üretecek tesislere ve üretim disiplinini sağlayacak teknik kadrolara, kesimhanelere, geniş pazarlama olanaklarına sahiptir. Önemli girdiler yani günlük civciv ve yem (42 günlük), yetiştirici kümeslerine hiçbir bedel alınmadan (sözleşme gereği borçlandırma karşılığında) teknik elemanların nezaretinde teslim edilir. Kümes sahibi işletmelere düşen belli başlı giderleri temizlik, altlık, ısıtma, elektrik, su, havalandırma, ilaç ve bakım masrafları olarak özetleyebiliriz. Civciv ve yemleri teslim alan işletme sahibi, firma teknik elemanlarının gözetiminde üretime başlar. Hayvanların besi süresi sonunda veya yeterli ağırlığa ulaştığında kesimhaneye sevki yapılır. Canlı ağırlık tartısı sonucunda üretilen ağırlık (kg) sözleşmede yer alan fiyatla çarpılarak (varsa yetiştirme randıman primleri de ilave edilerek) işletme sahibinin firmadan alacağı tespit edilir. Civciv, yem vb. borçlar kesildikten sonra kalan alacağı işletme sahibine ödenir. Kanatlı eti üretimi yapan entegre firmaların disiplininde gelişen bu sistemde yaklaşık 35 yıldan beri yetiştiricileri yani kümes sahiplerini temsil eden bir teşkilatlanmanın olmaması önemli bir eksiklikti. Bugün de sözleşme koşulları entegre firmalar tarafından belirleniyor, bu koşulları kabul edenlerle sözleşmeli üretim yapılıyor. Sözleşme geçerli olduğu sürece entegre firma, pazar fiyatlarının beklenmeyen şekilde düşmesi ve ürünün satılamayıp stokta kalması gibi sıkıntılı durumlarda dahi yetiştiriciye vadettiği fiyatı aynen ödemeye devam etme gibi sistemin yetiştirici lehine olan avantajlarına rağmen işletme sahipleri 10-15 senedir bu tek taraflı hakimiyeti kırma arzusunu beyan ediyordu. Sonuçta birkaç yıl önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca çıkarılan Tarımsal Üretici Birlikleri mevzuatı kapsamında Kanatlı Eti Üreticileri Birlikleri kurulmaya başladı, hatta 06.12.2016 tarihinde 15 birlik birleşerek bölgesel bazda Kanatlı Eti Üreticileri Merkez Birliğini Kurdular. Merkez birliği 2017 yılı başından beri faaliyettedir. Bu oluşumdan duyduğum memnuniyeti öncelikle

26

belirtmek isterim. 2017 yılında faaliyete geçen Kanatlı Eti Üreticileri Merkez Birliği Başkanının ayağının tozuyla yaptığı açıklama şöyledir. “Kanatlı Eti Üreticileri Merkez Birliği ile Banvit A.Ş. yöneticilerinin bir süredir yaptıkları görüşmelerden olumlu bir mutabakat sağlanamadı, bu nedenle Elazığ, Malatya, Manisa, İzmir, Aydın, Uşak, Balıkesir, Bursa illerindeki Birlik üyesi yetiştiricilerimiz Banvit A.Ş. ye ait hayvanlara 30 Ağustostan itibaren bakmayacaklar”. Bu karara gerekçe olarak Birlik Genel Koordinatörü Ahmet İncika “Banvit fabrikalarında üretim devam ediyor. Biz fason iş yapıyoruz. 45 kuruş olan bakım parası artık giderleri karşılamıyor. Bu yüzden 30 Ağustos itibariyle Banvit hayvanlarına bakmayacağız.” Açıklamasını yaptı. Bu açıklama üzerine sorunun sadece Banvit A.Ş. ile sınırlı kalmayacağı, diğer entegre firmalarda da aynı sorunun yaşanacağı gibi yorumlar yapılıyor. Doğru bir değerlendirme bence şöyle olmalıdır; ■ Sorun şimdilik sadece Banvit A.Ş. nin yeni yönetimiyle Merkez Birliği arasında yaşanmaktadır. Bilindiği üzere Banvit A.Ş. Brezilya + Katar ortaklığıyla kurulan bir yabancı şirkete satılmıştır. Bu güne kadar yaşanmayan bir sorunun çıkış nedeninin yönetim değişikliği bakımdan da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. ■ Sorun her ne kadar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanına iletilmiş ise de çözüm için görüşmeler Banvit A.Ş. ve Kanatlı Eti Üreticileri Merkez Birliği yetkilileri arasında yapılacaktır. Uzlaşma sağlanmasına destek olması için Sayın Bakana teklif götürülürken hemen arkasına boykot kararı alınmasını Merkez Birliği yönetimine hiç yakıştıramadığımı da belirtmek isterim. ■ İlginç bulduğum bir diğer konu ise sorunun çözümü için Kanatlı Eti Üreticileri Merkez Birliği ile Beyaz Et ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Yönetiminin görüşmesi gerektiği kanaatinin yaygın olmasıdır. Malum sözleşmeler entegre firma ile yetiştirici işletme sahibi arasında yapılmaktadır. Mevcut durumda anlaşmazlık olan tek firma vardır. Maliyet konusu her firma ve işletme için büyük farklılıklar gösterebilir. Bu bakımdan sorun çıkması halinde tek tek çözüm sağlanması gerekecektir. ■ BESD-BİR ise piliç eti üreten firmaların çok büyük bir kısmını temsil eden bir kuruluştur. Derneğin üye firmalar adına fiyat veya ücret belirlemesi yapması veya empoze etmesi söz konusu değildir. Rekabet Kurumu Kanunları böyle bir faaliyeti yapan Birlik, Dernek ve Kuruluşlara büyük cezalar öngörmektedir. İçinde bulunduğumuz günlerde Rekabet Kurulu BESD-BİR faaliyetleri kapsamında zaten bir soruşturma yürütmektedir. Kanatlı Eti Üreticileri Merkez Birliği kurulalı 8-9 ay olmuş ve üyelerinin bir firmayla yaşanan anlaşmazlığını çözmek için boykot kararı almış. Böyle bir durumda barış içinde anlaşma sağlanabilmesi için bütün yolların denendiğini ve sonuç alınamadığını söylemek mümkün değildir. Merkez Birliği yöneticileri bence usta bir müzakereci gibi davranmak yerine gereksiz bir acelecilik göstererek boykot ilan etmekle hata etmektedir. Boykot, her iki tarafa da maddi ve manevi büyük zararlar verebilecek iki tarafı keskin bir bıçaktır.


AÄ&#x;ustos 2017

27


Ağustos 2017

Gıda etiketleri hazırlanırken daha dikkatli olmak gerekecek....

Etiket Rehberi yayınladı Tüketicilerin yanılmasını en aza indirmek için harekete geçen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, etiketlerde kullanılabilecek tanımları ve yasakları açıklayan bir rehber hazırladı. Rehbere göre, etiketlerde ‘gerçek’ veya ‘hakiki’ ifadeleri kesinlikle yer alamayacak.

Patent Enstitüsü tarafından tescillenmiş olması veya geleneksel üretim, işleme yöntemi, geleneksel bileşim, geleneksel hammadde veya malzeme açısından en az otuz yıl süreyle kullanıldığının kanıtlanmış olması gerekir. Endüstriyel ölçekte üretilen gıdalar için “ev yapımı” ifadesi kullanılamaz. Ancak “ev yapımı tadında”, “anne eli değmiş gibi” ifadeler, tüketici Geleneksel ifadesini kullanabilmek içinse 30 yıl şartı tercihine bırakıldığından kullanılabilir.

getirilecek.

Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan rehberde, gıda ürünlerinin etiketlerinde, dikkat edilmesi gereken tüm unsurlar, örneklerle anlatıldı. Rehberde yer alan bilgiler arasında, ”gerçek” veya ”hakiki” ifadelerinin etiketlerde yer almayacağı da yer aldı. Hakiki bal, gerçek meyve / meyveli, Hakiki Maraş dondurması gibi tanımlamaların etiketlere yazılamayacağı belirtilen rehbere göre, geleneksel ifadesini kullanmanın da 30 yıl aynı şekilde üretim yapmak gibi şartları var.

Margarine yayık yasak *Margarin etiketlerinde tereyağını çağrıştıracak görseller (yayık gibi) kullanılamaz. Üretiminde meyve / sebze yerine tamamen aroma verici kullanılan bir gıdanın etiketinde, meyve / sebze görseli kullanılırsa, gıdanın “aromalı” olduğu görselin bulunduğu yerde vurgulanmalı. Yenilebilir buz karışımlı gıdalarda “süt ve türevi” hiç kullanılmamışsa, bu gibi gıdaların etiketlerinde inek gibi görsellere yer verilemez.

El yapımı şartı * Bir yufkacı yufka yapacağı hamuru elinde yoğurmuyor ancak yufkaları elinde açıyorsa bu durumda “el yapımı” ifadesi kullanılabilir. Ancak, yaprak sarmasında bir kısım işlemler elde yapılmış olmasına rağmen, gıdaya özelliğini kazandıran sarma işlemi makinede gerçekleştirilmişse, bu durumda el yapımı ifadesinin kullanılması uygun olmaz.

Köy yoğurdu denilemez * “Çiftlik usulü yoğurt”, “köy tipi yoğurt”, “köy yoğurdu”, “ çiftlik yoğurdu” gibi ifadeler kullanılamaz. Ancak, “Meksika usulü tavuk”, “ Edirne usulü ciğer” gibi gıdanın tat, lezzet, pişirme tekniği gibi spesifik bir özelliğine atıf yapan ifadeler kullanılabilir.

Geleneksel demek zor * “Geleneksel” teriminin gıdanın adında kullanılabilmesi için, dikey gıda kodeksinde tanımlanmış olması veya Türk

YEMEKÇİ MRP / ERP

Yemek Otomasyon Sistemi

28

Taze olan nedir? * “Taze” terimi sadece anlamının açık olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Örneğin sadece taze meyvelerden üretilen taze meyve salatası, satış noktasında soğukta muhafaza edilen ve raf ömrü çok kısa olan taze süt ürünleri (düşük sıcaklıklarda pastörizasyon işlemi uygulanmış krema, kaymak gibi), piyasadaki benzerlerine göre raf ömrü daha kısa olan pastörize edilmeyen birada kullanılabilir. Pastörize edilen içme sütleri için “pastörize taze içme sütü” ifadesi kullanılabilir. Ancak, UHT ve sterilize sütler için “taze” terimi kullanılamaz. * Cappuccino tüketiciler tarafından kolayca algılanabileceğinden ilave tanımlayıcı bilgilere gerek yoktur. Ördek ciğeri için ”pate” adı kullanıldıysa, bu ifade ile birlikte, “ördek ciğeri” ifadesi de kullanılmalıdır. “Quark” için, “taze peynir” ifadesinin de kullanılması gerekir. İtalya’da makarna “pasta” olarak isimlendirilmektedir. Bu ürün kapalı bir ambalaj içinde ve ambalaj üzerinde makarnayı çağrıştıran hiçbir görsel de olmadan İtalya’dan ithal edildiğinde, iç piyasaya sunulmadan önce ambalaj üzerinde ürün adı olarak “makarna” yazılmalıdır.

Büyük harflerle yazılmalı * Mantının tüketiciler tarafından etli olması beklenir. Ancak et yerine veya et ile birlikte soya kullanılması durumunda “soya” ürün adının yanında uygun şekilde belirtilir. Böyle bir durumda geçen “soya” ifadesi, gıdanın adı olan “mantı” ifadesinin yazıldığı punto büyüklüğünün en az yüzde 75’i kadar büyük yazılır.

Trans yağ sınırları * Trans yağla ilgili beslenme bildirimi, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, gıdaların yüzde 2’den fazla trans yağ içermesi halinde zorunludur. Trans yağın yüzde 2’den az olması durumunda, trans yağ miktarı isteğe bağlı olarak verilebilir.

Yemek sektöründe en önemli faktörlerden biri zamandır. Yemek yapılır, fakat maliyetini heaplamak uzun bir süreç alabilir. ÇözBİM YEMEKÇİ yemeğinizi yapmadan öne maliyetini verir. www.cozbim.com.tr bilgi@cozbim.com.tr


Yeni Ağ�stos 2017

Ticaret Kapıları Açar Key to Markets

12. ULUSLARARASI EKMEK, PASTA MAKİNELERİ, DONDURMA, ÇİKOLATA VE TEKNOLOJİLERİ FUARI 12TH INTERNATIONAL TRADE FAIR FOR BAKERY, PATISSERIE MACHINERY, ICE CREAM, CHOCOLATE AND TECHNOLOGIES

15 APRIL 2018 12 / 18 0 2 N A İS N 15 12 İSTANBUL FUAR MERKEZİ CNR EXPO, YEŞİLKÖY - İSTANBUL - TÜRKİYE ISTANBUL EXHIBITION CENTER CNR EXPO, YESILKOY - ISTANBUL -TURKEY

Destekleyenler / Supporters

2016’da

114 ÜLKEDEN 74.536 ZİYARETÇİ

Hall 1 - 2 - 3 - 4 - 8

50.000 m² Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Ltd. Şti. Tel: +90 212 284 11 10 • Fax: +90 212 284 10 01 • www.messe-stuttgart.com.tr messe.stuttgartares

AresMesse

messe-stuttgart-ares

messe_stuttgart_ares

Gelişmekte olan pazarların muazzam potansiyelini keşfedin. Şimdi Kayıt olun! Discover the tremendous potential of emerging markets. Register now!

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİ TOBB (TÜRKİYE ODALAR BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.” 29 “THIS FAIR IS ORGANIZED WITH THE AUDIT OF TOBB (THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY) IN ACCORDANCE WITH THE LAW NO.5174”


Ağustos 2017

Toplu Yemek firmaları kırmızı et alımında sorun yaşıyor

Catering firmaları peşin para karşılığında bile kırmızı et alımında sorun yaşıyor. Yıllık 15 milyar dolarlık gibi bir ekonomiye ulaşan Catering firmaları et alımında büyük zorluklarla uğraşıyor. Sözcü Gazetesi'nden Sayime Başçı’nın haberine göre, Catering firmaları peşin para vererek bile kırmızı et alımında büyük zorluklar yaşıyor. Konu hakkında konuşan isim olan Sofra Compass Group Türkiye CEO'su Nihat Kartal, “Biz çok denedik. Özellikle ette peşin para verelim alalım istedik. Ancak çok az alım yapabildik. Büyük firmalar kabul ediyor ancak yaptığı indirim sizi tatmin etmiyor. Bizim mutfaklarımızda et altın gibidir, en değerli olan kalem o” dedi. " Satıcı indirim yapmak istemiyor"

Sofra Compass Group Türkiye CEO’su Nihat Kartal, “Biz çok denedik. Özellikle ette peşin para verelim alalım istedik. Ancak çok az alım yapabildik. Büyük firmalar kabul ediyor ancak yaptığı indirim sizi tatmin etmiyor. Bizim mutfaklarımızda et altın gibidir, en değerli olan kalem o “

30

Doğrudan alımları değişken fiyatı nedeniyle sebze ve meyveden yaptıklarını belirten Kartal, "etin karkas fiyatının sabit olduğunu söyledi. Kartal, üreticilere peşinde para vermek istediklerini ancak ürecilerin bunu kabul etmediğini ifade ederek, “Çünkü üretici ya da satıcı indirim yapmak istemiyor, vadeli işlem yapmaya başlamış. Eline nakit geldiği zaman bunu nasıl kullanacağını bilmiyor. Bütün planlarını buna göre ayarlamış” diye konuştu. "4 bin çiftçiden alım yaptık" Çiftçilere destek olmak amacıyla 4 bin kişiden alım yaptıklarını dile getiren Kartal, "Bizim çalıştığımız lojistik firmasının Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve Bursa'da depoları var. Sebze meyvelerin haricinde bu depolara sipariş etiğimiz bakliyatlar da geliyor. Buradan bizim 1.500 mutfağımıza dağılıyor. Bizim bir yıllık satın almamız 500 mil yon TL'nin üzerinde. Doğrudan çiftçiden aldığımız alımlar ise 75 milyon TL civarında” şeklinde ifade etti.


Ağ�stos 2017

√ Restoranlar √ Hoteller √ Cafeler

REŞO YAKITI doldurmak “Artık çok kolay ”

√ Pastaneler

“Bas Doldur”

praT k

9 Litrelik Ambalajlarda

SİPARİŞ HATTI 0555 803 17 50

fhayirgor@hotmail.com

Fabrika: Yeşilköy Mah. Sanayi Cad. Gazbeton Yanı No: 36 Bahşılı - Kırıkkale Tel: 0318 266 91 91 Faks: 0318 266 91 94 e-mail: fatiher06@hotmail.com

Ankara Şube: Ağaçişleri San.Sit.1354 Cad.1374 Sk. No:12 (Eski 21. Cad. 518 Sk.) İvogsan - Ankara Tel: 0555 803 17 50 e-mail: fhayirgor@hotmail.com


Ağustos 2017

Güncel

Avrupa’da zehirli yumurta krizi büyüyor

Avrupa ülkelerinde görülen yumurtada 'fipronil' maddesi skandalı için Tarım Bakanlığı soruşturma başlatıyor. Türkiye'deki büyük yumurta üreticilerinden numuneler alınacak. Almanya, Hollanda ve Belçika'yı saran zehirli yumurta krizi tam 19 ülkeye yayılmışken, diğer ülkeler içinde tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Fransa'da böcek ilaçlı yumurtalı ürün ithal ettiği belirlenen şirket sayısı 14'e ulaştı. Zehirli ürünlerin bir kısmının hala raflarda olduğu açıklandı. Son olarak ta Güney Kore'de rastlanan zehirli ürünlere karşı, Tarım ve Gıda Hayvancılık Bakanlığı firmalardan örnekler alarak, inceleme yapacak.

"En büyük gıda krizleri hep Avrupa'da ortaya çıkmış"

“ Dünyadaki en büyük gıda krizleri hep Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Avrupa, kendi pazarına dışarıdan giren ürünlere hep teknik engeller koyarken önce kendi evini temizlemeli. Bu da Avrupa’da, gıda güvenlik sistemlerinin çok da iyi olmadığını gösteriyor”

Konuyu ilişkin açıklamada bulunan Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Genel Sekteri Dr. Hüseyin Sungur ise Türkiye'de bir riskin olmadığını belirterek, Türkiye'deki yumurtalardan 2003 yılından beri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 15 günde bir numuneler alındığını ve gerekli incelemelerin yapıldığını vurguladı. Sungur sözlerine şöyle devam etti: "Avrupa'da, gıda güvenliğinin böylesine güçlü olduğunun iddia edildiği bir yerde, böyle bir durumun olması açıkçası şaşırtıcı. Dünyadaki en büyük gıda krizleri hep Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Avrupa, kendi pazarına dışarıdan giren ürünlere hep teknik engeller koyarken önce kendi evini temizlemeli. Bu da Avrupa'da, gıda güvenlik sistemlerinin çok da iyi olmadığını gösteriyor."

Boşluğu Türkiye dolduracak Sungur, Avrupa ülkelerinin yumurta satışı yaptığı Asya ve Ortadoğu piyasalarında doğacak boşluğundan Türkiye tarafından doldurabileceğini ifade etti. Ayrıca Sungur ambalajla satılan yumurtaların tercih edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

FİPRONİL NEDİR? Fipronil maddesi hayvanlardaki pire, bit ve keneleri yok etmek için kullanılan bir böcek ilacı. Maddenin, kümes hayvanları gibi insanların tükettiği hayvanlarda kullanımı yasak. Bu tip hayvanlara temas etmesi durumunda tüy ve deri tarafından emilen madde yumurtalara bulaşabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, fipronil maddesini 'orta derecede tehlikeli' olarak tanımlıyor ve yüksek miktarlarda tüketildiğinde böbrek, karaciğer ve tiroit bezlerine ciddi etkileri olabiliyor. 32


AÄ&#x;ustos 2017


Ağ�stos 2017

Türkiye ’nin ilk ve Tek Üreticisi

Reçellik kup - Konya sarması - Üretim Makinaları

Otomatik Sarma Külah Waffle Üretim Makinası 25 plakalı set kalıp

Otomatik 2 Üniteli Tartolet Makinası 2 farklı model işlenebilir

03

Otomatik Paslanmaz Mikserle Hamur Karma Otomatik Pompa ile Kalıba Hamur Transferi

Otomatik 1 kazanlı Hamur Karma paslanmaz Çelik Mikser 250 litre kapasite

04

Ücretsiz Makine Eğitimi ve Hamur Formülü

05

02

Homojen Dondurma Külahı ve Sertliği

Solid State Röle ijital ( S.S.R ) Sistem Dontrol Termostatlı Isı K inde İle Enerji Maliyet 1 / 3 Tasarruf

01

Müşterilere Özel Model ve Tasarım Kalıp Kalıp Üzerine Ücretsiz Logo İşleme

34

Otomatik 2 Kazanlı Hamur Karma paslanmaz çelik mikser 2x250 litre kapasite

06 Şık ve Kullanışlı PLC Operatör Paneli

www.gimaksan.com.trr www.gimaksan.com.tr


Ağ�stos 2017

Otomatik dondurma külahı - sarma külah - Tartolet

Otomatik Dondurma Külahı Üretim Makinası 10 takım set kalıp

Otomatik Dondurma Külahı Üretim Makinası 5 takım set kalıp

Otomatik Reçellik Kup Üretim makinası 70 göz set kalıp

Otomatik Konya Sarması makinası 180 Göz Set Kalıp

Düzgün Kaliteli Ürün

Parlak Çıtır Dolgun Hijyenik

Gimaksan Makina ve Kalıp imalatı San. Tic. Ltd. Şti Aşık Veysel Mah.5822 Sokak No:21/A Karabağlar - İzmir -Türkiye Tel: 0232 265 00 07 Faks 0232 265 00 07 gimaksan@hotmail.com - info@gimaksan.com.tr

0536 438 52 22 35


Yapmanız gereken yediklerinizin farkında olmak

Ağustos 2017

Ofis çalışanlarına beslenmede 6 öneri Saatlerce oturduğu sandalye üzerinden kalkmayan ofis çalışanları, çok az hareket etmekten ve buna bağlı olarak da kilo almaktan şikayet ediyor. Uzmanlar, ofis ortamında çalışanlara beslenme konusunda 6 önemli öneride bulundu. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Gizem Köse, modern yaşamın getirdiği koşulların olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyledi. Özellikle gün boyunca masa başında çalışıp az hareket eden ofis çalışanlarının bel çevresindeki yağlanmanın kaçınılmaz hale geldiğini ifade eden Dr.Gizem Köse, şöyle konuştu:

Beslenme alışkanlıkları son 50 yılda değişti “Fiziksel aktivitenin azalmasına bağlı olarak gerçekleşen bu durumun yanında beslenme alışkanlıkları da son 50 yılda inanılmaz bir değişim geçirdi. Hızlı pişirilen (fastfood), kolay satın alınabilen (paketli besinler) ve bol kalorili içecekler birdenbire hayatımıza girdi. Hayatı hızlı yaşamaya çalışırken yediklerimizi de hızlandırdık.

Ofiste ev yemeklerinde yağa dikkat Öğlen yemeklerinde yapılan tercihler gün içerisinde besin tüketimlerinizi doğrudan etkiler. Bazı ofislerde ev yemekleri ve açık büfeler bulunurken bazılarında dışarıdan besin tüketimi olabiliyor. Ofiste ev yemeği tüketiminde dikkat edilmesi gereken nokta yemeğin ne kadar yağ içerdiğidir. Pişirim sırasında eklenen yağ sonrasında yemeğin suyuna geçer, bu yüzden ev yemeği var ise yemeğin suyunu tüketmemenizde fayda var. Eğer dışarıdan sipariş veriyorsanız ya da öğle yemeğinizi dışarıda yiyorsanız en sağlıklı seçimleri yapma şansınız var. Bu şansı iyi kullanın ve kızartmalardan uzak durun!

Sağlıklı atıştırmalık tüketin Oturarak çalışanların en büyük düşmanı atıştırmalıklardır. Özellikle çikolata, bisküvi gibi hızlı tüketimi olan besinler içerdikleri şeker sebebiyle kan şekerini hızlı yükseltip düşürebiliyor. Bu durumda bir sonraki öğün saatini beklemeden tekrar bir şeyler yeme isteği oluşabiliyor. Yapılması gereken ile adım şeker içeriği düşük olan besinleri tercih etmek. Burada evden getirilecek taze ya da kuru meyveler hayat kurtarıcı olabilir. Böylece paketli besinler yerine sağlıklı karbonhidratlar alarak kan şekerinizi dengede tutabilirsiniz.

YEMEKÇİ MRP / ERP

Yemek Otomasyon Sistemi 36

Light ürünler sizi kandırmasın Şekersiz diyet ürünlerin tercih edilmesi gerçekten de şeker tüketimini azaltıyor. Ama miktara dikkat! Bir besin şekersiz diye kalorisiz demek değildir! Su hariç her besinin bir enerji içeriği vardır. Yapılan araştırmalara göre ofis çalışanlarında mısır gevreği ve esmer ekmek tüketimi yaygın olmakla beraber yine miktarlara dikkat edilmiyor. Burada bir noktaya parmak basalım: Ne yediğiniz değil ne kadar yediğiniz önemlidir.

Çay ve kahve su yerine geçmiyor İçecek olarak çay ve kahvenin bolca tercih edildiği ofis ortamlarında hep bir şey atlanıyor. Su! Dünya Sağlık Örgütü’nün su tüketimi önerisi günde kg başına 30 ml şeklindedir. Bu yüzden kilonuzu 30 sayısı ile çarparak günlük su tüketimini hesaplayın ve bu sayıya ulaşmaya çalışın. Eğer su tüketiminiz düzene girerse metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olacaktır. Çay ve kahve asla su yerine geçmez.

Limon tokluk süresini uzatıyor Meyve suyu yaz aylarında en sık tercih edilen içeceklerdendir. Ancak meyve suyu sadece karbonhidrat içerir, lif içeriği yoktur. Bu yüzden de kan şekerinizi çok hızlı yükseltir ayrıca boş kalori kaynağıdır. Bunun yerine protein de içeren ayran, kefir gibi daha sağlıklı tercihler yapabilirsiniz. Eğer ki yemeğin yanına yakışmıyorsa da en sağlıklı içecek olarak mineralli suyu tercih edebilirsiniz. İçtiğiniz içeceklere limon eklemeniz hem daha hoş bir aroma sağlar hem de tokluk sürenizi uzatmaya yardımcı olur. Bu yüzden tansiyonla ilgili bir probleminiz yoksa su ya da mineralli su tükettiğinizde limon dilimleri ekleyebilirsiniz.

Tuz ödem oluşturuyor Son değinilmesi gereken nokta ise kültürümüzün bir alışkanlığı olan tuz! Yemeklerin tadına bakmadan tuz atmayın. Aslında mümkünse tükettiğiniz yemeklere hiç tuz atmayın. Özellikle yemekleri siz hazırlamıyorsanız işyerindeyseniz zaten yemeğin reçetesine göre belirli miktar tuz eklenmektedir. Tuz tüketimi arttıkça su ihtiyacınız da artar ve ödem riski oluşur. Bu yüzden baharat kullanmak daha uygun olacaktır. Kısacası çalışırken de sağlıklı beslenmek mümkün, tek yapmanız gereken yediklerinizin farkında olmak!”

Personel devam takip çizelgeleriniz için ÇözBİM YUTASİS (Yüz tanıma sistemleri) www.cozbim.com.tr bilgi@cozbim.com.tr


Ağustos 2017

Ceviz ve Sağlık

Ceviz tüketimi bağırsak sağlığını koruyabilir Ceviz faydalı bakterileri artırmaya yardımcı olabilir FOLSOM, Kaliforniya, 28 Temmuz 2017 – Yapılan yeni bir araştırma, ceviz tüketiminin bağırsaktaki iyi probiyotik bakterileri artırarak sindirim sistemi sağlığı için faydalı olabileceğini gösteriyor 1 . Ceviz sindirim sistemini sağlıklı tutan bakterileri beslemeye ve büyütmeye yardım eden probiyotik gibi hareket ederek bu etkiyi yaratıyor. Araştırmacılar, ceviz içeren bir diyetin bağırsaktaki bakteri çeşitliliğini genel olarak anlamlı ölçüde artırdığını tespit etti. Louisiana Eyalet Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalından baş araştırmacı Doç. Dr. Lauri Byerley, “Bağırsak sağlığı, gelişmekte olan bir araştırma alanı, ancak daha fazla bakteri çeşitliliğinin daha iyi sağlık çıktıları ile ilişkili olabileceğini görüyoruz, diğer yandan ise çeşitliliğin az olması obezite ve enflamatuvar bağırsak hastalığı gibi durumlarla ilişkilendirildi,” dedi. Hayvan çalışmalarında, sıçanlar, 10 hafta boyunca, insanlar için günde yaklaşık 2 ons (1/2 fincan) cevize eşdeğer öğütülmüş ceviz içeren diyet grubuna veya ceviz içermeyen diyet grubuna rasgele ayrıldı. Kalori ve besin alımı iki diyet grubunda da aynıydı. Ceviz tüketmeyen sıçanlara kıyasla, ceviz içeriği zengin diyet grubundaki sıçanlarda Lactobacillus, Roseburia ve Ruminococcaceae dahil olmak üzere faydalı bakterilerin sayısında bir artış gözlendi.

“Çalışmamız Cevizin Bağırsağı Değiştirdiğini gösteriyor” Bağırsak sağlığının vücudumuzun geri kalan kısmının genel sağlığıyla bağlantılı olduğunu ifade eden Sn. Byerley, “Çalışmamız cevizin bağırsağı değiştirdiğini gösteriyor, bu da ceviz yemenin kalp ve beyin sağlığı gibi diğer olumlu sağlık faydalarını nasıl sağladığını açıklıyor” dedi. Cevizde bulunan biyoaktif maddeler, sağlık üzerindeki faydalarına katkı sağlayan faktörler olabilir. Ceviz, önemli miktarda bitki bazlı omega-3 yağ asidi olan alfa-linolenik asit (ALA) içeren tek kabuklu kuruyemiş (bir ons cevizde 2.5 gram ALA var), ayrıca protein (bir onsta 4 gram) ve lif (bir onsta 2 gram) de içeriyor. Hayvan araştırmaları baz alınarak insanlar üzerindeki etkilerin anlaşılması için gelecekteki çalışmalarda kullanılmak üzere bu bilgilere başvuruluyor. Bu çalışmanın sonuçları, cevizin sağlık açısından faydalı olabileceğine dair yeni bir ışık tutuyor, ancak bu çıktıların insanlarda nasıl olacağını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Kaynak:

1 Byerley LO, Samuelson D, Blanchard E, et al. Changes in the Gut Microbial Communities Following Addition of Walnuts to the Diet. J Nutr Biochem. 2017. DOI: https://doi.org/10.1016/j.jnutbio.2017.07.001.

ACI BİR KAYIP KÜLSAN A.Ş kurucusu

HASAN ŞÜKRÜ KÜLAHÇIOĞLU’nun vefatının derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Merhuma rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz Catering Guide Dergisi 37


Ağ�stos 2017

Firma Haberleri

Piliç etine ‘kuru yolum’ ile gelen sağlık Türkiye’de bir ilk gerçekleştiren Erpiliç, kanatlı eti sektörünün en büyük gündemi olan kuru yolum teknolojisi ile piliç etine sağlık getirdi. Türkiye’de ilk, dünyada ise üçüncü kuru yolum tesisine sahip olan Erpiliç, hijyen, sağlık ve dini açıdan kanatlı eti sektörünün en büyük tartışması olan tüy yolma işlemine teknolojik bir çözüm getiriyor. Kuru yolum teknolojisi ile, piliçlerin tüyleri nemli sıcak hava kanallarında dipleri genişletilerek hijyenik koşullarda el değmeden temizleniyor. Piliçler kuru yolma işlemi sonrasında kesilip karkas ete dönüştürülüyor, el değmeden ambalajlanıp etiketleniyor ve dinlendirilmek üzere soğuk hava depolarına alınıyor. Bakteri yükünün az oluşu sayesinde piliçler soğuk zincir şartları dahilinde de herhangi bir sağlık riski taşımadan tüketiciye ulaşıyor.

Kuru yolum ile yüksek enerji ve su tasarrufu… Teknolojinin gelişimini piliç sektörünün de takip etmesi gerektiğine vurgu yapan Erpiliç Genel Müdür yardımcı Süleyman Öztürk ‘Bu sistemi Türkiye’ye getiren ilk markayız. Üretimde kalite; üretici denetimlerinden, yem kalitesine, kesim ve lojistikten paketlemeye kadar bir bütün olarak ele alınması

gereken bir süreç. Erpiliç olarak tüm üretim proseslerimizi dünya standartlarının üstünde bir disiplinle yönetiyoruz. Yeni yatırımlarla, teknolojiyi de üretimimize entegre ederek sürekli geliştirme hedefindeyiz’ dedi. Hijyen ve sağlıklı üretime olanak sağlamasının yanı sıra çevreci sistem olarak öne çıkan kuru yolum ile günlük ortalama 100 ton su tasarrufu sağlanırken, temiz su kaynakları da ciddi olarak korunuyor. Günlük kesim kapasiteleri göz önüne alındığında eskiye oranla %75 su, %50 enerji tasarrufu avantajı sunan sistem, koku ve ses emisyonu da sağlıyor. Gıda endüstrisinde tüm üretim proseslerinin İslami şartlara uygunluğunu denetleyen Gimdes tarafından helal sertifikalı olan Erpiliç, elle kesim ve helal gıda özelliklerini de bünyesinde barındırıyor. Türkiye’de ilk, dünyada ise üçüncü kuru yolum tesisine sahip olan marka, bu yeni teknoloji ile ihracatta ve yurtiçinde satışlarına ciddi bir ivme kazandırıyor. Üretimin her aşamasında gıda mühendisleri ve veteriner hekimlerin bulunduğu Erpiliç Entegre Tesisleri, 260 bin m2 kapalı alanda günlük 380 bin piliç kesimi kapasitesiyle hizmet veriyor.

Bolca Hindi, barbekü ızgaralarında yer alacak Beyaz et ile kırmızı et arasında lezzeti, ekonomik oluşu ve sağlığa faydalı yapısı ile yeni bir alternatif oluşturan hindi eti, özel soslu Bolca Hindi Külbastı ile barbekü keyfine yeni bir lezzet ekliyor.

Yüksek protein değeri ve düşük yağ oranının yanı sıra ekonomik oluşu ile son dönemin yükselen yıldızı haline gelen hindi eti, Bolca Hindi ile yaz aylarının vazgeçilmezi barbekü keyfinde de yer almaya başlayacak.Kırmızı ve beyaz Piliç eti pazarının dev markası Erpiliç güvencesiyle büyüyen ete oranla oldukça düşük yağ oranına sahip olan hindi eti, Bolca Hindi, yeterli ve dengeli beslenme açısından önemli fosfor, magnezyum ve demir içeren yapısıyla aynı zamanda bir besin olan hindi etinde özel lezzetleri ve soslanmış ürün mineral deposu olarak dikkat çekiyor. grubuyla leziz alternatifler oluşturuyor.

38


Ağ�stos 2017

39


Ağustos 2017

f uk Che

Kon

Erkan ÖZDEMİR YellowBox Pizza & Cafe Şefi ve İşletmecisi Söyleşi: Merve Nur AŞIK

Ülkemizde de çok başarılı şeflerin ve mutfakların bulunduğunu bir aşçı olarak sizlere göstermek üzere her ay bir şefi sizlere tanıtmaya çalışıyorum. Bu sayıda Türkiye’de çok güzel işler yapmış, ülkemizin yetiştirdiği, çok başarılı, benim de bir süre beraber çalıştığım Erkan ÖZDEMİR ile sizler için sohbet ettim. Erkan ÖZDEMİR kısaca kimdir sizi biraz tanıyalım şefim

büyük etkisi var. Özellikle İrlandalı şefim Ciaran HICKEY’in ayrı bir yeri var. Sonra Billy AKUNA, Giancarlo GOTTARDA hayatımda çok önemli yeri olan şeflerdir. Peki bir aşçı olarak hangi mutfağı seviyorsunuz? Her mutfağa karşı ilgim var ancak Türk mutfağının bendeki yeri tabi ki çok özel. Hem yemeyi hem de yapmayı çok seviyorum. Ama Uzakdoğu Asya mutfağını çok seviyorum. Çeşitlilikleri tazeliğe verdikleri önem beni oldukça cezbediyor. Zaten uzun süre bu mutfaklarda çalıştım damak tadım bu lezzete oldukça alışık.

Bolu Mengen doğumluyum. İstanbul Ortaköy’de büyüdüm. Alaylı bir aşçıyım. Bizim zamanımızda bu kadar çok aşçılık okulları yoktu tabi. Bir şansım vardı onda da turizm okulunu kazanamayınca alaylı bir aşçı olarak meslek hayatıma Galatasaray Adası’nda başladım. Günümüz Türk aşçılarını ve Türkiye gastronomisini nasıl değerlendiriyorsunuz

Çok başarılı ve istikrarlı aşçılar var. Onlara asla haksızlık etmek istemem. Ancak ne yazık ki hızla artan aşçılık okulları insanlara yeterli eğitimi desteği veremiyor diye düşünüyorum. Medya da bu mesleği çok ön plana çıkarttı. Aşçılığı sadece çok para kazanabilecekleri bir meslek olarak görüyorlar. Eğitim eksikliği çok fazla, araştırmaktan özverili olmaktan kaçıyorlar. Sadece bu meslekte çok para kazanabiliriz diye bu sektöre girmişler. Tabiî ki çok çalışan emek harcayan meslektaşlarım da var onları tenzi ediyorum bunları söylerken. Bu yüzden Türkiye gastronomisi hak ettiği yere gelemiyor. Eğer Erkan ÖZDEMİR aşçı olmasaydı ne olurdu peki Vallahi şöyle söyleyeyim sadece aşçı olurdu. Beni tanıyanlar bilirler eğer dünyaya bir kez daha gelsem yine şef olmak isterdim yine şef olurdum.

Önemli Başlıca

mutfaklarda nerelerde

görev hangi

Sizin hayat felsefenizi ben biliyorum ama bu soruyu size de yönelteceğim. Yeni dönem mutfaklarda kadın aşçıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

aldığınızı biliyorum şef. pozisyonlarda çalıştınız? Kadınların her zaman mutfakta olmasını destekledim. Çünkü dikkatlerinin özenli olmalarının mutfaklarımızı çok iyi Galatasaray Adası ile mesleğe başladım. Oba Restoran, yerlere getireceğini düşündüm. Ben Türkiye’de de değerli Dalmaz Center, Yüzme İhtisas Klubü, Şaziye Bar, Adora Golf kadın şeflerin yetişmesini istedim ve her zaman kadın şeflere Resort açılışı, Sun Club Biltur. Bu mekanlar o dönemlerde de destek oldum. en parlak yerlerdi. Sonra Ceylan İntercontinental’e geçtim. Burada 4 buçuk sene çalıştım. İstanbul’daki ilk finedinning Hep hayaliniz olan mekan açma işini hayata geçirip Yellow restoran olan Citronella Restoranda görev aldım. Ceylan’ da Box’ı atçınız. Proje nasıl hayat buldu ve misafirleriniz neden Fransız, Meksikalı, Hollandalı, Amerikalı, İsviçreli yani pek çok sizi tercih ediyor? yabancı şefle çalıştım. Daha sonra Four Seasons otelden Kendi yerime sahip olmak uzun zamandır planladığım ve gelen teklifi değerlendirdim. Burada da yine pek çok yabancı senin de bildiğin gibi çok istediğim bir şeydi. Ortağım Zeki şefle çalıştım. Four Seasons’da çok hızlı yükseldim. Yönetici DOĞAN ile ikimizde bu sektörden profesyonel insanlar pozisyonunda uzun süre görev aldım. Daha önceki yönetici- olduğumuz için hep profesyonel isimleri tercih ettik. Bu güne lerimde olan Şef Giancarlo ve Marcus Bekit Divan grubu için kadar hep başkaları için çalıştık şimdi sıra kendimiz için çalışyine bir teklif sundular. Bu vesile ile Divan Asia Executive Chef’ makta. Kağıthane bizim tarzımızda mekanların bulunmadığı i olarak göreve başladım. Şimdi ise hayalimi gerçekleştirerek bir lokasyon. Boşluğu değerlendirdik demek doğru olur. kendi yerimi açtım. Bu civarda emsalsiziz. Orijinal reçetelerimiz, farklı atmosBen sizinle daha önce çalıştığım için çalışma disiplini ve ferimiz, menümüzün lezzeti, misafirlerimizle dost ilişkilerimiz yönetim tarzı çok başarılı bir şef olduğunuzu biliyorum. ve onların bize tüm geri dönüşlerine anında cevap vermeYetişmenizde ve mesleki başarınızda etkisi olan özel bir miz burada ilk günden beri sevilip tercih edilmemizi sağladı. Umarım bu şekilde büyümeye de devam edeceğiz. şefiniz ya da bir mekan var mı? İstanbul’daki beş yıldızlı oteller mesleki hayatımda büyük rol oynadı. Çalıştığım yerlerdeki yabancı şeflerin üzerimde çok 40


Ağ�stos 2017

Reçeteler Bezelye püresi ile chıcken rollatini Malzemeler 400 gr. tavuk but, 200g kestane mantarı, 200 gr. kültür mantarı, 400 gr. bezelye, 4 yaprak nane, ¼ demet maydanoz, 400 gr. rende parmesan, 20 gr. tereyağ, 50ml zeytinyağı, Tuz, karabiber

Yapılışı Tavuk butlarını döverek inceltiyoruz. Sotelediğimiz mantar karışımını dövdüğümüz tavukların arasına parmesanla beraber koyuyoruz ve bir streç film yardımıyla sarıyoruz. Tavukları suda 8-10 dakika streç film ile haşlıyoruz. Ardından bir tavaya tereyağı koyuyoruz ve tavukları tereyağda izliyoruz. Bezelyeleri haşlıyoruz. Bezelyeleri parçalayıcıya alarak tuz, karabiber, parmesan, maydonoz ve naneyi ekliyoruz ve uzerine yavaş yavaş yağ ilave ederek pürüzsüz kıvam alana kadar çekiyoruz. Püreyi tabağa alıp tavukları dilimleyerek pürenin üzerine koyuyoruz.

Pancar Soslu Keçi Peynirli Yellowbox Pizza Malzemeler 1 kg. un, 500 ml su, 45 ml. zeytinyağı 22 gr. tuz, 16 gr. şeker, 5 gr. maya, 1 adet orta boy kırmızı pancar, Keçi peyniri 75 gr, Mozarella 130 gr, Cherry domates 50 gr, Maydanoz 2 gr, Dereotu 2 gr, Nane 2 gr, Fesleğen 2 gr. Zeytinyağı 10 gr, Kaya tuzu 250 gr

M���� N�� ���K

Y

a

p

ı

l

ı

ş

ı

Kırmızı pancar kaya tuzuna üzeri kapanacak şekilde kaplanıp 200 derece fırında pişirilir. Fırından çıktıktan sonra mixerde zeytinyağı tuz ve karabiber ile püre yapılır. Pizza hamuru açıldıktan sonra yapılan püre domates sos kıvamında hamura sürülüp mozarellası ilave edilip fırına sürülür yarı pişmiş olduğu zaman keçi peyniri ilave edilip tam pişirilir. Fırından çıktıktan sonra taze baharatlar ve Cherry domates salata gibi karıştırılıp zeytinyağı tuz ve karabiber ilave edilip pizza nın üzerine konupservis edilir

Pizza hamuru yapılışı Malzemelerin hepsi hamur makinesıne atılıp hamur kıvamını alana kadar karıştırır. Hamur kıvamına aldıktan sonra 200 gramlık pazılar haline getirip 15 - 20 dk. dışarda bekletilir çok fazla mayaya gelmemesi gerekmektedir. Daha sonra dolaba ya da dipfrize konur (elde açılan hamurların mayaya çok gelmemesi gerekmektedir yumuşak hamurun elde açılması zor olur istenilen kıvamı alamayız)


Ağustos 2017

Dünya Kazan Ben Kepçe

KATATAPOS Gülçin SOYTUTAN

havası, horon, derken gönlümüzce düğünümüzü yaptık. Çocukları balayına yollayıp, bizde İzmir’e kayınpeder ‘in yanına gittik. Maalesef babam rahatsız annemin de vefatını söyleyemedik. Esim’le, annemin kırkını tam 43 yıldır her yaz geldikleri Ormanlı Köyde yapalım dedik. Ormanlı konum olarak Kapıdağ Yarımadası’nın hemen hemen ortasında bulunur. Üç tarafı dağlarla çevrili iki km. lik geniş bir kumsalı vardır.

Bu yıl, kader ağlarını bizim için farklı örmüş. Acı, sevinç, üzüntü, mutluluk hepsi birbirinin içinde idi. Ayrıştıramadık. 4 mart 2017 Cumartesi günü İrem ile Coşkun’a söz kesip, nişan yaptık. Dünürler İskenderunlu olunca, düğünü İskenderun’da yapmak istediler. Bizde nikah ile kınayı Ankara’da yapalım dedik. 22 Temmuz Ankara, 30 Temmuz İskenderun için tarihler alındı. Salonlar hazırlandı. Davetiyeler dağıtıldı. Hazırlıklar tam gaz devam ediyordu ki . 1 temmuz Cumartesi sabahı telefon acı acı çaldı. Kayınvalidem vefat etmişti! Son üç aydır rahatsızdı. Sürekli doktora gidiyordu. Ivır zıvır tanılar konulmuş ancak ciddi bir şeyi yoktu. Derin inceleme yapmak için hastaneye yatırmıştık. Teşhis; gizli zatürre olunca yoğun antibiyotik vermeye başlamışlardı. Hastaneye yatması ile vefatı üç gün sürdü. Hep derdi ki: “üç gün yatak dördüncü gün toprak, Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin” duaları kabul olmuş. Dilediği gibi vefat etti. İzmir’de toprağa verdik. Kalan bizler için yokluğu çok acı oldu. Doluya koyuyorsunuz almıyor, boşa koyuyorsunuz dolmuyor. Düğüne üç hafta kalmıştı. Tüm ailenin ortak kararı ile devam ettik. Menşure ’ciğim tüm torunlarını çok severdi. Düğüne gelmek içinde epey program yapmıştı. Kısmet olmadı. Düğünden bir kaç gün önce İskenderun’a gittik. Arsuz’da kaldık. Deniz kıyısında şirin bir kasaba. Kumsalı çok güzel. İncecik kum. Deniz o kadar sıcak ki, dışarı çıkınca üşüyorsunuz. Her yerde olduğu gibi maalesef çarpık bir yapılanma var. Vakti zamanında Süryani çokmuş. Şimdi oldukça azalmış. Kasaba da yeni restore edilen bir kilise, mezarlık var. Kapısı kilitli. Anahtarı kimde belli değil. Dışından görebildik. Süryaniler de artık vefat eden yakınlarını Hatay’a götürüyorlarmış. Vefat edenlerde çoğunlukla yakılmak istiyorlarmış. Buralarda gezilecek çok yer var ama biz düğüne gitmiştik fazla ilgilenemedik. Beklenen gün geldi çattı. İrem ile Coşkun çok güzel bir kır düğünü ile evlendiler. Orda adet Antep halayları ile ağır halay oynanırmış. Kız tarafı üzgün oturur, kendilerini ağırdan satarlarmış. Bizim kitabımızda yazmaz. Oğlan bizim kız bizim dedik. Allahtan, Coşkun, müzisyenleri uyarmış. Ankara havalarından başladık, damat halayı, kasap ve roman

42

Aslında Katatapos adında eski bir Rum köyü imiş. 1927 yılında Selanik’in Serez Köyü ile civarındaki 15 aile, 120 nüfus ile; Katatapos’ta yaşayan 180 hanenin (bir rivayete göre 350 hane) mübadelesi ile göç etmişler. Rumların zamanında köy çok büyükmüş. Şarapçılık, 6-7 değirmende sürekli buğday öğütüyor, odun kömürü ticareti yapıyorlarmış. Okul, kilise, manastır, şapeller varmış. Ancak giderken her yeri yakıp, yıkıp gitmişler. Geriye kalanları da, göçmenler gelmeden yağmacılar talan etmişler. Göçmenlere sadece üç ahşap ev, çok sayıda şarap fıçısı, kilise, maşatlıkta ki kemik evi ile ovada iki şapel, üç kuyu, bir kaç değirmen kalmış. Göçmenler dış dünya ile hiç bağlantısı olmayan bu köyde kendi yağları ile kavrulmuşlar. Yıkık evleri onarıp kendilerine yeni konutlar yapmış, ovada susam, mısır, buğday, kırmızı biberden acı toz biber, pamuk üretip eğirerek kendi kumaşlarını dokumuşlar. Kestane, ıhlamur, meşe, çınar gibi yüksek ağaçlarla kaplı ormanda, ormancılık, hayvancılık, avcılık, balıkçılık yapmışlar yeni yaşamlarına uyum sağlamışlar. 1950’lerde Şahin Burgaz’dan kırmızı soğan tohumları almışlar. Verimli ovada soğanlar çok güzel yetişince, kayıklarla / sandallarla ördükleri kırmızı soğanları diğer şehir / kasabalara satmışlar. Halen Türkiye’nin en lezzetli, en güzel kırmızı soğanları köyümüzde üretilmektedir. Köye ilk öğretmen olarak 1956 yılında Şeref Bey gelmiş. Kasım 1959’da gelen ikinci öğretmen İsmail Hakkı (Şahin) Amca ilk gelişini şöyle anlattı. “o yıl yedek subay öğretmenler erken terhis edildiler. Maarif Bakanlığında çok fazla öğretmen açığı varmış. Bende görev yerim olan Ormanlı Köy / Erdek’i görmek için Bandırma’ya gittim. Sorduğum kişilerin nerede olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Bandırma’dan, Erdek’e otobüsle bir buçuk saatte ulaştım. Erdek’te bilen birini buldum. Bana “cami, okul, yol, su, elektrik, bakkal yok. Domuzu bağlasan durmaz” dedi. Ama ben yılmadım nasıl gideceğimi sordum. İlerde ki bir sandalın gittiğini söyledi. O zamana kadar hiç sandala binmemişim. Sandalın başındaki Şaban Ağaymış tanıştım beni de köye götürüp / götüremeyeceğini sordum. “tabi, buyur” dedi. Sandalda benden başka 4 kişi daha vardı. Biride Hamza Erbaş. Hamza 36 ay askerliğini denizci olarak yapmış. Bir yıl Amerika’da kalmış. Oda benim gibi terhis


Ağustos 2017

olmuş köyüne dönüyordu. Bindik sandala git git yol bitmiyor akşam karanlıkta ulaştık köye. Hiç bir şey görünmüyor. Dağların içinde kocaman bir karanlık. O zaman iskele yok. Doğru kumsala çıktık. Beni misafir ettiler. Kiliseyi okul olarak kullandık. O yıl tam 51 çocuk kaydettim. Beş sınıf açtım.” 1961 yılına kadar kiliseyi okul olarak kullanmışlar. Dönemin Valisi Niyazi Akın köyü ziyarete gelmiş. “Kiliseyi yıkıp yerine okul yapın” demiş. İsmail Hakkı amca ile bir kaç kişi itiraz edince sinirlenmiş etrafındakilere “bunlar Rumcu mu?” diye sormuş. Sonra “kiliseyi yıkıp okul yaparsanız bende size cami yapımı için yardım edeceğim” demiş. Emir demiri keser istemeye istemeye kiliseyi yıkmışlar. Kilisenin ön yüzünü bırakıp okulu yapmışlar. Kalan taşlarla camiyi yapmaya başlamışlar. Valinin yardımı yetmeyince imece ile camiyi bitirmişler. Uzun zamandır okul kullanılmıyor. Mezarlığın karşısında harap bir şekilde duruyor. Geçmiş şen günlerinin anısı ile avunuyor. Köyün resmi adı Ormanlı olmasına rağmen, hemen herkes Şeytan Köy olarak bilir. Köyün sırtını yasladığı dağın eteğinde bir kaya yığını var. Vakti zamanında kayaların dibinde Rumlardan kalan 2-3 m. bir zincir bulunmuş. (İsmail Hakkı Amca’da, Hamza Amca’da görmüşler.) işte bu yüzden oraya zincirli kayalar denir. İsmail Hakkı Amca’nın anlattığına göre: Günlerden bir gün dönemin vergi tahsildarı at sırtında vergi toplamaya gelmiş. Köylüler “aman efendim çok dikkatli olun burası çok tehlikelidir. Bu kayaları zincirle bağladık her an düşebilir. Size de zarar verir. En iyisi siz buraya gelmek için zahmet etmeyin” demişler. Vergi memuru da “sizi şeytan köylüler sizi” demiş. Ondan sonrada uzun zaman vergi memurları uğramamış. Böylece köyün lakabı da “Şeytan Köy” olarak kalmış. Çevrede yedi tane manastır varmış. Levent, Kirazlı, Fatya (Çiftlik) Manastırlarını biliyorum. Yıllar önce gördüğümde, defineciler yıkmıştı. Bir kaç duvarla temel taşları kalmıştı. Şimdi ne durumda bilmiyorum. Birde Hamza Amcanın anlattığı Kati Kirman efsanesi var. Tahminen 1800’lerde Kati Kirman adında Rum bir korsan varmış. 100200 baş hayvanı varmış. Sivri Tepede yaşar, gemileri gözlermiş. Adamları Fatya (Çiftlik) Manastırının koyundaki adada kalırlar, Kati Kirman’dan haber beklerlermiş. O zamanlarda yelkenli gemilerle yolcu, eşya taşınırmış. Rüzgar kesip, yelkenler boşalınca gemiler dururmuş. Rüzgar beklerlerken, Kati Kirman aşağıya adamlarına haber verirmiş. Silahlı adamlar beş kişi sağda, beş kişi solda büyük kayıkla kürek çekerek gemileri basar değerli eşya, para ne bulurlarsa alırlarmış. Bölgenin karabasanı olmuşlar. Günlerden bir gün Kati Kirman adamlarıyla Marmara Adasına haraç almaya gitmiş. Köylülerden biri evine davet etmiş. Eskiden kapıların anahar deliği, kilidi çok büyük olurmuş. Kati Kirman içerde sohbet edip, yemek yerken köylü anahtar deliğinden silahla Kati Kirman’ı öldürmüş. Adamları dağılmış. Rivayet odur ki; Kati Kirman’ın hazinesi bulunamamış. Bunu bilen defineciler hala Sivri Tepenin her yerini kazmaya devam ediyorlarmış. Sahilde Kati Kirman’ın hayvanlarının ağılının olduğunu bilindiğinden Hamza Amca orada her yıl bir kere kepçe ile hazine arayanlara rastlıyormuş.

bir öğlen yemeği yemişler. Köyün tek ulaşımı deniz olmasına rağmen isteyince her şey oluyor. Köye su 1972’de gelmiş. Yol, elektrik, telefon 1986’da geldi. İlk dönem denizden en az 3 saat, hava eserse 4 saatte ulaşım sağlanıyormuş. Benim gelmeye başladığım dönemde ormancıların kullandığı orman yolu vardı. Araçla gelebiliyorduk sonra kıyıdan stabilize yol yapıldı. Ancak kışın karda, yağmurda yol bozuluyor, birde traktör geçerse nerdeyse kullanılmaz oluyordu. Buna rağmen köyümüzü özlüyor yollara düşüyorduk. Havası, suyu, kumsalı, denizi, insanları ile bizi kendine çekiyordu. Marmara ’da az bulunur bir özellik olarak köyün lağımı hala kuyulara doluyor. Kesinlikle denize akıtılmıyor. Deniz sığ çocuklara uygun, yavaş yavaş derinleşiyor. Havası serin güzel bir rüzgâr akımı var. Sıcaktan bunaltmıyor. Ovada yetişen doğal ürünler, taze süt, yumurta altın değerinde. Yol geldikten sonra pansiyonculukta çok yaygınlaştı. Mutlaka kalacak yer bulabiliyorsunuz. Ovada küçücük birde şelale var. yürüyerek ulaşıyorsunuz. Serin sularda yüzebilir, piknik yapabilirsiniz. Bu sene gelenler çok pis bırakmışlardı. Biz Sinan’la temizledik lütfen gittiğiniz her yeri eviniz gibi temiz bırakın. Trekking yapanlar için Kapıdağ ormanı içindeki patika Erdek’e ulaşıyor yaklaşık 25 km. ancak işaretlenmemiş. Bir daha ki gelişimize Sinan’la kırmızı, beyaz uluslararası işaretleme yapmayı planlıyoruz. 1967’de DSİ’de çalışan Ali (Demiröz) Amca, bir kaç arkadaşı ile haritada buldukları Ormanlı Köyünden Sami Yüksel’e ulaşmış ve köyü ziyarete gelmek istediklerini mektupla bildirmişler. Köylüler davul zurna ile karşılanmışlar. Evlerinde misafir etmişler. Ondan sonra Ali Amca ile arkadaşları her yıl düzenli köye gelmişler. Hepsi bahçe alıp, evlerini yapmışlar. Babam, Seher ablamın arkadaşından duyduğu, kuş uçmaz kervan geçmez köye 1974’de gelmiş. O kadar çok sevmişler ki, onlarda ev satın alıp, yıllarca gelmişler. Hatta Ali Amca çok iyi bir yüzücü imiş. O dönem Sinan dahil bütün çocuklara her yaz yüzme kursu veriyormuş. Annemde köylülerle çok uyumlu yaşamış. Herkesin onu çok sevdiğini biliyordum. Camide yaptığımız mevlide herkes geldi. Herkesin onunla çok güzel anıları vardı. Nesime’nin düğününde çeyizini ütülemiş. Arife günleri elinde oklava kapı kapı gezip baklava açmış. İğne oyası öğretmiş. Herkese yardım etmiş. Camide hep birlikte anılarımızı, acılarımızı, mutluluklarımızı paylaştık. Annemin deyimiyle “kötü kader” bize aklımıza gelmeyen ağlar örmüştü. Hepinize kötü kaderin güzel ağlar örmesini dilerim. İsmail Hakkı Amca’nın şiirinden bir dörtlükle veda etmek istiyorum “Balık avlar kayıklar /Ayran çalkalar yayıklar Bir gören ayrılamaz / Ormanlı’yı sayıklar” Bir daha ki sayımızda buluşmak üzere hoşça kalın.

1970 yılında Yılmaz Güney’in baş rolünü oynadığı “Şeytan Kayaları” filmini İlhanlar Köyünün ilerisindeki kayalıklarda çekiyorlarmış. O tarihte köyde öğretmenlik yapan Niyazi Kaya, film ekibine Hamza Amca’nın kayığı ile iki kasa elma göndermiş. Yılmaz Güney, Hamza Amcayı yemeğe davet etmiş. Eşi Fatoş, diğer oyuncularla birlikte kayaların üzerinde iptidai

43


Ağustos 2017

Dr.Hüseyin K.BÜYÜKÖZER GİMDES Başkanı

Helal ve Tayyib (Halalen Tayyiben) Kur’ani kavramının taşıdığı misyon Halal ve Tayyib kelimelerinden Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bahsedilmektedir. Mamafih, manası, birçok Müslüman tarafından en azından yüzeysel de olsa anlaşılmaktadır ve bilinmektedir. Birçok insan tarafından domuz ve içkiyi ihtiva etmeyen gıdaların helal olduğu kabul edilmektedir. Arapçada “Helal” kelimesi bir şeyin izin verilebilir, yasal olabilir olduğunu bildirmektedir. İslam Fıkhı perspektifinden bakıldığında, bu kelime İslami yasalar tarafından geçerli kabul edilen bir tercihi ifade etmektedir. Karşıtı olan “Haram” ise tamamen istenmeyen veya yasaklanan manasına gelmektedir. İslam Fıkhının esasına göre, (Şeriata göre) kaçınılması gereken şeyleri tanımlamaktadır. Her iki kavram fıkhın prensiplerinin birer parçasını belirtmektedir. Bunlar yer, zaman ve şartlara göre değişebilmektedir. Ancak her bir farklılığın içtihat sürecine uygun bir esasa dayanması gerekmektedir. Dil tanımına dayandırılmış olarak, “Tayyib” kelimesi saf, katışıksız, katkısız, iyi, taze, mükemmel, sağlıklı, enfes şeklinde tercüme edilmektedir. Bu söz genel olarak gıdalarla ilgili kullanılsa da, aslında niyetlerden, kullanılan sözlerden, hareketlerden ve inançlara kadar çok geniş bir anlamı kapsamaktadır. Genel olarak, bu ifadeden anlaşılan kavramlar daha soyut ve başka bir standarda işaret ediyor gibi ele alınmaktadır. İlk olarak; Kur’an-ı Kerim’de “tayyib” kelimesi özel bir hasenatın kabulu olarak kullanılmıştır. Bu manada değerlendirildiğinde, bir kişinin kalbinin temizliği ve saflığıyla bağlantı kurulmuştur. Örneğin, Ebu Hureyre (ra) Peygamberimiz(s.a.v.)’den nakleder ki: "Şüphe yoktur ki Allâh-u Teâla Hazretleri tayyibtır, ancak tayyib olanları kabul eder. Cenab-ı Hak, Peygamberlerine neyi emretti ise, mü’minlere de onu emretmiştir.” Tayyib, gıdaların ve ürünlerin kalite standartları olarak zikredilmiştir. Bu noktada, Allah; inananlara nimetlerin Tayyib (iyi, temiz, saf) olanlarını vermiş ve onların müteşekkir olmalarını ve ibadet etmelerini emretmiştir. Tayyib iki kategoriye ayrılır: a. Kalite olarak tayyib olması b. Helal olmasından dolayı tayyib olması Yiyeceklerin iyisi, kalitelisi gayet iyi bilinmektedir. Güzel bir tadı olmasının yanında, besleyici ve bol vitaminli olmasına bakılmaktadır. Helal olması yönü ise dinimiz tarafından tanımlanmaktadır. Bazı durumlarda, belli başlı bazı yiyecekler kaliteli olmasa da helaldir. Bazı yiyecekler kaliteli olsa da haramdır. Dolayısıyla insanların dini vecibelere uygun yiyecek seçecekleri durumlarda, hem yiyeceğin kalitesinin iyi olmasına hem de tayyib olmasına dikkat etmeleri gerekmektedir. 44

Allah (c.c) tarafından insanoğluna bol ve iyi yiyecek sunulmuştur, düşük veya standart altı kalitesiz ve adi veya tiksindirici tipteki gıdaları yemeyiniz demiştir. Kalite kelimesinin anlamı geniş kapsamlı olarak düşünülebilir. Örneğin; iyi lezzetli ve kokulu, taze, yararlı, doğal, temiz ve saf (katışıksız) gıda hazırlama ve işleme prosedürü, gıdanın nasıl servis edileceği vs. Bugün, ürün dampingi dünya çapında bir fenomen ve bu yüzden insanların günlük aktiviteleri çok heyecanlı hale gelmektedir. Bu şartlarda Müslüman tüketiciler için belirli bir ürünün veya hizmetin haram, helal ve tayyib olabilmesi sebebi ile kendi soruşturmasını terk etmesi akılcı bir çözüm olmamaktadır. Belirli bir ürünün helal veya tayyib kriterlerinin tespiti, bugünkü dünya şartlarında, sadece her ferdin(ferd-i ayn) sorumluluğunda değil aynı zamanda yetkili uzmanlar ve kurumların sorumluluğunda (ferd-i kifaye) olması gerekmektedir. Bu paylaşılan sorumluluğun diğerleri tarafından da omuzlanması gerekmektedir. Sorumluluk yüklenecek paydaşlar ise; üreticiler, iş adamları, devlet kurumları veya halkın sorumluluklarını omuzlayan sivil toplum kuruluşları ve tüketicilerdir. Karşıtı olan “Kabih” kelimesi ise iyi olmayan, mükemmel olmayan, kötü olan, bozuk olan, zarar getiren anlamına gelmektedir. Onun katışıklı, kusurlu ve kalitesiz olduğunu açıklamaktadır. Allah Teala bütün Müslümanlara ihtiyacı olacak yeteri miktarda mineral ve vitamini olan iyi kaliteli ve helal gıdaları tüketmeyi zorunlu kılmaktadır. Burada iki hal söz konusu olmaktadır. Biri helal olma hali, diğeri ise en iyi kalitede olma halidir ki sadece fiziksel sağlık ve uyanıklık sağlamanın ötesinde Allah’a (c.c) doğru takva ve şükür vasıflarını artıracak zorlayıcı bir faktör olmaktadır. Bu mevzu Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi’nin 168. ve Ma’ide Suresi’nin 88. ayetlerinde açıkça belirtilmektedir. “Ey İnsanlar! Yeryüzünde helâl ve tayyib şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o, sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara,168) “Allah'ın size helâl ve tayyib olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun.” (Ma’ide ,Ayet 88) Haram yiyecekler, fiziksel olarak yüksek kalitede ve son derece aranan ürünler olsa bile, onların tüketiminin kötü bir yol veya çirkin bir davranış olduğuna, kendisi ve ailesi için dünyada ve ahirette hoş görülmez bir sonuca sebep olacağı-


Ağ�stos 2017

na inanılmaktadır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır; “Her kim ki, vücudunun uzviyeti haram lokma ile teşekkül etmiştir. Artık cehennem, o vücuda yaraşan en iyi bir makardır.” (Sahih-i Buhari, Taberani Said İbn-i Yezîd tarikıyle Ömer İbn-i Hattab) Yani, haram gıda yozlaşmaya, ahlaki çöküntüye ve kötü davranışa sebep olacaktır ki, ahirette beklenmedik sonsuz kötü bir cezaya da yol açacaktır. Bununla birlikte, İslam’ın ürünün kalitesine önem vermediği manası da çıkartılmamalıdır. Gerçekte, iyi ve saf manasına gelen tayyib kelimesinin, helal kelimesinin hemen ardında yer alması Helal kavramının önemli bir ön şartı olmakta ve onu desteklemektedir. Aslında tayyib kelimesi ihsan ve itkân kavramlarının bir açıklamasıdır. Bu nedenle, bir maddenin kalitesi veya haram helal sınır değerleri yalnız başına birbirinden izole olarak değerlendirilmemelidir. Fakat üretim prosesi, davranışları, tüketim yolları ve etkileri göz önünde tutulmalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir şeyin hilesiz, yalansız, rüşvetsiz, faize bulaşmamış ve diğer benzer çirkinliklerden arınmış olması, tayyib ve helal bir yaşam oluşturmanın temelini oluşturduğu kabul edilmektedir. HELAL VE TAYYİB ÜRÜN SERTİFİKALANDIRILMASI TEMEL BİR TÜKETİCİ HAKKIDIR Helal ve Tayyib olma şartları Müslümanın birinci derecede olmazsa olmaz şartlarının başında gelmektedir. Yüzyıldır unutulmuş, ya da ihmal edilmiş bir mevzudur. Ülkemizde gıda, ilaç ve kozmetik sektörlerinde zaman zaman terör kelimesi ile birlikte anılmalarına sebep olan olaylar yaşadığımız bilinmektedir. Helal sertifikalandırma, Müslüman tüketici için, kabul edilebilir gıdanın ve tüketilebilir ürünün üretilmesi için gereklidir. Bu husus dünyadaki 2 milyar Müslümanı ve de helal ürün yemeği tercih eden diğer milyonlarca insanı kapsamaktadır. Birçok müslim ve gayrimüslim ülkelerde uygulamaların başladığı, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın dahi çalışmalar başlattığı ’’Helal Gıda Sertifikası’’ uygulamasının ülkemizde de başlatılması için bütün toplum kuruluşlarının desteğini alabilecek bağımsız ve sadece bu işle iştigal edecek ve adeta akademik bir kurum gibi çalışabilecek bir oluşumun uygun olacağının ağırlık kazandığı 2009 yılından itibaren GİMDES bu yapılanmada aktif görev alarak Helal ve Tayyib Sertifikalandırma vazifesine başlamıştır.

Dünyayı Bugün Küresel Kurumlar Yönlendiriyor “Gıda ve Tarımda: FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü), Sağlıkta:WHO (Dünya Sağlık örgütü), Siyasette:UN (Birleşmiş Milletler), Güvenlikte:NATO (Kuzey Atlantik Paktı), Ticarette:WTO (Dünya Ticaret Örgütü) , Ekonomide: IMF

(Uluslararası Para fonu), Yargıda: ICC (Uluslararası Ceza Mahkemesi ), Çevrede :UNEP(Dünya Çevre Programı) gibi kurumlar dünyada söz söyleme hakkına sahiplerdir. Bu kurumların belirlediği kriterler ve standartlarla insanlar hayatlarının büyük bir kısmını idame ettirir duruma getirilmiştir. Yarın bu kurum ve standartlar daha da artarak bütün dünya insanlarının, yiyeceklerini, zevklerini, hayat biçimlerini ve şartlarını belirlemeye devam edeceklerdir. Bu küreselleşme fırsatların yanında kültürel ve inanç sistemlerinin ihtiyaç sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bunun için bütün üretim kaynaklarının, bütün üretim proses ve teknolojilerini yeniden dizayn edilmesi, tohumdan embiryona, çiftlikten sofraya kadar devam edecek sürecin her adımının helal damgası ile kontrolden geçmesi kaçınılmazdır. HELAL VE TAYYİB ÜRÜN TALEBİ ÖNCELİKLE MÜSLÜMANIN OLMAZSA OLMAZ İMANİ BİR MESELESİDİR Helal ve Tayyib gıdanın imani boyutuyla ele alınması çok önemli bir meseledir. Çünkü gıda sektörü her devirde rantın, rekabetin yüksek irtifada seyrettiği bir sektör haline gelmektedir. Helal gıda meselesi de rantların arenası olmamalıdır. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; Helal ve Tayyib Yaşam Sistemi ihtiyacı, Müslümanların (hatta bütün insanların) en kutsal tüketici haklarının başında yer almaktadır. Bu hak onların olmazsa olmazı ve imani bir meselesidir. Bu hassasiyetlere dikkat edilmeden yapılacak sertifikalandırma, doğrudan doğruya bu temel hakları çiğneme ve ticari hesaplar için istismar etme manasına gelmektedir. İki milyar İslam ümmetinin üzerine çullanmış olan Batı güdümlü İslam karşıtı ekonomik, kültürel, siyasi ve askeri hegemonyadan kurtulabilmemiz için topyekûn mücadele edilmesi gerektiğine inanmaktayız. Bunun için de hem parasal yönden, hem nesillerimizin sağlığı yönünden, hem de inançlarımız yönünden başta gıdalarımız olmak üzere ilaç ve kozmetik ürünlerinde çeşitli vasıtalarla Batı’nın MODERNİTE adı altında bize empoze edilmeye çalışılan başta yabancı yaşam tarzı ve beslenme biçimine karşı Helal ve Tayyib yaşam tarzına geçerek” Helal ve Tayyib” sertifikalı ürün talebimizde ısrar etmemiz gerekmektedir. Yaşadığımız bu zaman diliminde, dünyanın çeşitli yörelerinde, azınlıkta ya da çoğunlukta yaşayan Müslümanlara, ihtiyaçları için sunulan gıda, kozmetik ve sağlık ürünlerinin üretiminde kullanılan maddelerin ve uygulanan üretim işlemlerinin karmaşık olması ve İslami isteklere uygunluklarının tartışılır olması gerçeği karşısında, toplumun dinî inanç ve sağlığının güvence altına alınması keyfiyeti ortaya çıkmaktadır.

45


Ağ�stos 2017

İrfan SÖYLER

Döner sektörü büyüdü. 100’ü aşkın ülkede 250 bin üzerinde Döner lokantalarında; makinasından baharatına, lahmacundan, çiğ köfteye, çaydan kahveye, baklavadan ayrana kadar bizi temsil eden ürünler yerini aldı

irfansoyler@gmail.com

8. Dünya Döner Zirvesi Moskova’da 40'ı aşkın ülkeden Döner ve yan sanayisini 7 kez bir araya getirdik. 5 bin üzerinde sektör liderini tanıştırdık. Birlikte dostluklar kuruldu. Ticari birliktelikler sağlandı. Markalarımız yeni pazarlara açıldı.

Biliyorsunuz Döner tek başına bir ürün değil. İçeceğinden lahmacun, pidesine, baharatından, çayına, kahvesine hatta peçetesinden profesyonel mutfak ekipmanlarına kadar saymakla bitmeyecek geniş bir yelpazeyi de beraberinde gittiği ülke ve bölgeye taşıyor.

Döner sektörü büyüdü. 100'ü aşkın ülkede 250 bin üzerinde Döner lokantalarında; makinasından baharatına, lahma- Yeni pazarlara ilk giren markalar her zaman daha avantajlı cundan, çiğ köfteye, çaydan kahveye, baklavadan ayrana olurlar. Bayilik almak isteyen yatırımcılar, medya, finans kadar bizi temsil eden ürünler yerini aldı. kuruluşlarının temsilcileri 8. Zirvemizde Moskova’da bizlerle birlikte olacaklar. Bu hızlı gelişmenin planlı olması için çalıştık. Sektör büyüdü. Dünya’nın her ülkesinde artık döner ve diğer lezzetlerimizi Hangi Ülkelerden? görür olduk. Bu başarıda bir nebze olsun katkımız oldu ise İlk 7 zirvemize 40 ülkeden işadamları katıldılar. Sayı çoğunne mutlu bize. luğu AB ülkelerindedir. Döner yatırımcıları üretici, toptancı, Fabrika üretim makinaları, profesyonel mutfak makina markaları, Lokanta ihtiyaçları, baharat, içecek, fast food markaları da zirvemizin katılımcıları olmaktadırlar.

Katılımcı Firma Profili; Döner Üreticileri Döner Toptancıları Et Toptancıları ve Kesimhaneler Tavuk toptancıları, üreticileri Profesyonel Mutfak markaları ve toptancıları Fabrika imalat Makina üretici ve satıcıları Baharat ve Katkı Maddesi Firmaları Sos Markaları Daha yapılacak çok iş var. Dünyanın en geniş coğrafyasına Lokanta Malzemeleri tedarikçileri ve 300 milyon üzerinde nüfusa sahip ülkesinde döner henüz yok denecek kadar az. Rusya’dan bahsediyoruz. Tabii bir de Verpackungs - Paketleme ve sunum malzeme markaları Rusya hinterlandı olan eski Sovyet ülkeleri var. Hepsi bakir ve Marka Döner Restaurantları yeni markaları zenginliğe taşıyacak ülkeler. Marka Çiğköfte, Pide, Cafe gibi Türk franchiese markaları Bu dev pazarı keşfetmek oradaki yatırımcılar ile buluşmanın Ekmek, Lavaş üretici ve markaları vakti geldi. Bunun için 8. Dünya Döner Zirvesi Moskova'da İçecek Markaları gerçekleşecek. İş Tekstili Markaları

Rusya ve kıta Asya’sının ilgi ile takip edeceği 8. Dünya Uluslararası Fon firmaları Döner Zirvesi hazırlıkları hızla sürüyor. Yeni yatırımcılar Organizasyonu yapan Döner Haber sitesi Rusya Aşçılar Federasyonu ve Rus Türk İşadamları Derneği ile sizleri bu Detaylı bilgileri bulabilirsiniz. dev pazara taşıyor.

46

www.dunyadonerziresi.com

adresinde


Ağ�stos 2017

47


Ağ�stos 2017

Besin zehirlenmesinin en önemli sorumlusu besinleri ideal ısıda soğutmamak.

Besin zehirlenmesine karşı 14 öneri HAZIRLARKEN

Yorgunluk, üşüme, baş ağrısı, baş dönmesi, mide sorunları, ishal, kramplar, görme sorunları… Şiddetli durumlarda bağırsak problemlerine kadar gidebiliyor, hatta zamanında müdahale edilmezse hayata bile mal olabiliyor. Bu problemlere yol açan tablonun adı, yaz aylarında sıkça görülen “besin zehirlenmesi” Besin zehirlenmesinin en önemli sorumlusu besinleri ideal ısıda soğutmamak. Besinlerin tüketim sürelerinin geçmesi, hijyenik olmayan ortamlarda hazırlanmamaları ve yetersiz ısıda pişirmek diğer önemli nedenlerini oluşturuyor. Dolayısıyla besinleri satın alırken, hazırlarken ve saklarken bazı noktalara çok dikkat etmek gerekiyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan besin zehirlenmesinden korunmanız için almanız gereken önlemleri anlattı, .

Et parlak kırmızı renkte olmalı Etin derisinde parçalanma, kan birikimi, çürüme belirtileri olmamalı, dokusu çok taze, parlak kırmızı renkte olmalı.

Tavuğu bütün olarak alın Tavuğu çok parçalı almak yerine bütün almayı tercih edin. Taze tavuğu buzdolabında 1-2 günden fazla bekletmeyin, dondurmuş tavuk etini ise -18 ºC’de 1 yıl saklayabilirsiniz.

Balığın gözleri parlak ve lekesiz olsun Balığın gözlerinin parlak ve lekesiz, solungaç kısımlarının kırmızımsı pembe, pullar ve yüzgeçlerinin diri olmasına dikkat edin.

SAKLARKEN

Kıymayı bir günden fazla bekletmeyin Büyük parçalı etleri buzdolabında 2 günden, kıymayı da 1 günden fazla bekletmeyin. “Etler derin dondurucuda ise tazeliğini 6 ay koruyabiliyorlar.

Eti oda sıcaklığında çözdürmeyin Oda sıcaklığında çözdürülen etlerde hızla bakteri ürüyor ve pişirme zamanına kadar sizi zehirleyecek kadar bakteri üremiş oluyor.

48

150 derecenin üzerinde pişirin Etleri 150 derecenin üzerinde pişirmeli ve az pişmiş yerine en azından orta pişmiş olanları tercih etmelisiniz.

Yiyebileceğiniz kadarını ısıtın Eğer birkaç porsiyonluk bir yemek hazırladıysanız sadece yiyeceğiniz kadarını ısıtın.

Yumurtayı pişirmeden önce yıkayın Yumurta yıkanmadan, kuru olarak, buzdolabında 2-3 hafta tazeliğini yitirmeden saklanabiliyor, yıkanarak konması halinde daha çabuk bayatlıyor ve bozuluyor.

Dondurulmuş sebzeleri hemen pişirin Sebzeleri hafif haşlayarak veya temizledikten sonra tüketilecek kadar porsiyonlara ayırıp öyle dondurun.

Kesme tahtasını nemli kullanmayın Özelikle çiğ etlerde yararlandığınız mutfak araç gereçlerini ise çok iyi yıkamadan diğer besinleri hazırlamak için kullanmayın, hatta çiğ et için farklı bir kesme tahtası seçmenizde fayda var.

TÜKETİRKEN

Hava almış konserve besinleri yemeyin Konserve kutularının şişmiş, bombe yapmış olanlarını kullanmayın. Kapağını açtıktan sonra içindeki yiyecek fışkıran konserveleri de hemen atın”

Mayonezden kaçının Mayonez veya onun gibi içerisinde çiğ yumurta bulunan sosların yaz aylarında çok dikkatli tüketilmeleri, hatta yenilmemeleri gerekiyor.

Pastörize sütleri 2-3 günde tüketin Sütün pastörize olmasına dikkat edin ve paketini açtıktan sonra 2-3 günde bitirin. Uzun ömürlü sütleri tetra-pak kutularda ve açılmadan, oda sıcaklığında 1.5 ay, buzdolabında 3 ay; yoğurtları kapalı olarak 1 hafta buzdolabında saklayabilirsiniz.


AÄ&#x;ustos 2017

49


Gıda Hijyeni

Ağustos 2017

Mehmet Baki ASUTAY Hijex Biyosidal Ürünler Hijyen Grup Gıda Hijyeni Grp Koord.

Kimyasal dezenfeksiyonun olumsuz etkileri

Yeni nesil organik dezenfektanları öne çıkartıyor Günümüzde sıkça kullandığımız kimyasal dezenfektanların hemen hepsinin insan, hayvan ve çevre için toksik (zehir) etkileri vardır. Bu nedenle kontrollü kullanılmaları çok önemlidir. (Bakanlık izin ve ruhsatlandırmaya tabidirler, ruhsatsız, izinsiz ürünleri kesinlikle kullanmayınız).

önce üretilen ve satılan birçok ürün yeni yönetmeliğe göre ruhsatlandırılamadığından piyasadan çekilmek durumunda kaldı. Yeni çıkan Biyosidal yönetmeliği bu seferde önümüze çok ciddi maliyetler (Biyosidal ürün ruhsat harçları, analizler vb.) çıkardı. Bu seferle bu rakamları karşılayamayan firmalar sektörden çekilmek durumunda kaldılar. Bizde sinerjiMeslek hayatımın yoğun bir bölümünü Dezenfeksiyon uygumizi hastane ve gıda grubunda biyosidal ürün üreten firmalarlamaları ile geçirdim. Bu süre içerisinde daha çok ithal daha la partnerlik yapmaya çevirdik. sonra yerli üretim birçok kimyasal dezenfektanı kullandım. Maalesef bir ölüm vakası ile daha çok hastalanma, zehirlenme Bilgi çağında olmamız sebebiyle üretmekte olduğumuz vakalarını yaşadım. Ülkemizin 3 tanınmış Holdinginde zararlı kimyasal içeren dezenfektanların nedenli zararlı çalışırken bir çok deneyimim oldu. Emekli olduktan sonra olduğunu görüyorduk ama devletimizin kontrol mekanizması Dezenfektan üreticisi (Bİyosidal ürün) olmaya karar verdim ve çok etkin çalışmadığından zararlı, zararsız bir çok kimyasal arkadaşlarımla bir şirket kurup 22 yıldır bu sektörde faaliyette evlerimize, işyerlerimize gıdamıza, vücudumuza kadar girdibulunuyoruz. (Eskiden çiftliklerin dezenfeksiyonunu yaparken ler. (Avrupa da yasaklanan bir çok kimyasalın ülkemizde küçük bir tüpün üzerindeki tencereye formaldehit koyup saat- kullanılıyor olması beni üzüyordu.) Her kimyasalın kendine lerce kaynatarak buharlaşıp dezenfeksiyon işlemi yapardık. özgü zararlı etkileri var, başta toksik olması insanlara, hayvanAra ara içeri girerek , nefesimizi tutup tencere yanmasın diye lara ve doğaya zarar vermesi en büyük etken, bunun yanında kontrol ederdik). Zaman içerisinde formaldehitin bu şekliyle kimisi korrozif,(Tahriş edici) kimisi yanıcı ve parlayıcı, kimisi kullanılmasının yasaklanması ne kadar toksik (zehir) bir mal- de sağlık ve gıda sektörüne uygun olmaya ağır metaller içerzeme olduğunu öğrendik ama bizim kuşaktaki insanlar için mesi kimisinin irritan (tahriş edici) olması. Alkali grupta olaniş işten çoktan geçti. Şimdi bu ürünün zehrini vücudumuzda lar, asidik grupta olanlar, birbirine uyum sağlamayan hatta yan taşıyoruz. Avrupa’da 10-15 yıl öncesinden bırakılmış olması- yana geldiğinde zehirli gaz oluşturanlar çabası. Kanser vakana rağmen biz sularımızı, sebze meyvelerimizi hala sodyum larının bu denli artmasının arkasında işte bu kimyasal dezenhypo klorit (Çamaşır suyunun ana aktif maddesi) ile dezen- fektanlarda yatıyor. Bilinçli veya bilinciz olarak kullanılan fekte ediyoruz. Önceleri ithal ürünlerin benzer formüllerini E kodlarındaki katkı maddeleri, kimyasal dezenfektanlar ve en üretirken 2-3 aktif kimyasalın karıştırılarak neden fahiş fiyatlar- önemlisi bilinçsizce kullanılan ve bir an önce çözüme gidilla satıldığını sorgulamaya başladım. Adeta tekel haline gelmiş mesi istendiğinden legal dozlarının çok üzerinde kullanılması yabancı kuruluşların veya ithal maddelerin benzer formülle- bu sonuçları doğuruyor. (Her geçen gün bir kimyasal maddesrini üreterek gıda ve sağlık sektörüne sunmaya başladık. Bize in ne kadar zararlı olduğunu öğrenip kullanılmasının yasakinanan ve güvenen firmalar sayesinde 2010 yılında İTO’da landığını duyuyoruz. Yıllarca yüzey dezenfeksiyonu, el antikendi kategorimizde 3. Olmayı başardık. sepsisi olarak kullanılan maddeler içerisindeki TRİKLOSAN adlı kimyasal madde çok yakın bir zamanda yasaklanmadı Türkiye de Biyosidal yönetmeliği yürürlüğe girmeden önce mı? AB 2015 yılında klorpirifos içeren ürünlerin ithalatını firmalar ürettikleri ve piyasaya sunacakları ürünlerin etkinliğini yasaklamış olmasına rağmen Pestisit içeren ürünlerin herhangi laboratuvarda yaptırdıkları etkinlik testleri ile ruhsat31 Mayıs 2016 tarihine kadar toplanması kararı alınmasına landırabiliyorlardı. Diğer testleri ise kendi laboratuvarlarında ve zehirin üretiminin yasaklanmasına rağmen 2017 Ağustos yapabiliyorlardı. 01.01.2010 tarihinde yürürlüğe giren biyosidal ayında halen tarım ürünlerinde bu maddeye rastlanmasının yönetmeliği (Biyosidal Ürünler Yönetmeliği, 31 Aralık 2009 sebepleri nelerdir? Üstelik Avrupa’nın kabul etmediği geri Tarih ve 27449 Sayılı 4. Mükerrer Resmi Gazete) ise birçok yolladığı, iade ettiği bu ürünleri Bakanlığımız imha etmek konuda yenilikler ve düzenlemeler getirdi. Bunlardan bazıları yerine bizlere mi yediriyorlar? ) Başta insan olmak üzere, Dezenfektanlar ürün tiplerine ayrıldı, hangi etken maddelerin hayvan, bitki ve çevreye olan zararları her geçen gün artıyor. kullanılacağı, etken maddelerin hangi alanlarda kullanılacağı Firmalarımızın hijyen ve sanitasyonu sağlamaları için ayrı ve kullanım oranları belirlendi, ayrıca en önemliside testler ekip kurmalı, eğitim almış personel bulundurarak bu işi onlara için yetkili akredite laboratuvarlar belirlendi. Dolayısı ile daha yaptırmalıdır. (meslek hayatımın 25 yılını klor ve klor bazlı 50


Ağ�stos 2017

ürünlerin çıkarmış olduğu gazı bolca teneffüs ederek geçirdim, maalesef bu gaz zaman içerisinde hem bronşlarımızı, akciğerlerimizi mahvediyor, hem de beynimize kadar ulaşıyor, oysaki şimdi gaz fazına dönüşmeyen klor türevleri mevcut)

nedenle beraberinde suyun, maddelerle temasını kolaylaştırarak yüzey gerilimini düşüren kimyasal maddelere yüzey aktif ajanlara (surfaktanlar) ihtiyaç duyarlar. Endoskop gibi kanalları, makas gibi eklem yerleri olan aletlerin dezenfeksiyonu düz yüzeyli aletlere göre daha zordur. Bu nedenle çoğul Uygulamalarda en sık rastlanan dezenfeksiyonu parçalı tıbbi aletler ayrıştırılmalı, dezenfektan solüsyonun etkileyen faktörler ise, aletin bütün parçalarına penetre olması ve aletlerin tüm yüzeya. Ortam pH’sı ve İşlemin Isısı :pH düzeyindeki uç değerler lerinin dezenfektanla temas etmesi sağlanmalıdır.(2) mikroorganizmaların çoğalmasını etkili biçimde sınırlandırır. Gelişmiş ülkeler bu işi yıllarca önce çözmüş (!) ancak ülkeBununla beraber ortamın pH düzeyinde meydana gelebilecek miz büyük bir Pazar olması sebebiyle Bakanlığımız ne en ufak bir değişiklik antimikrobiyal aktiviteyi, dezenfektan- kadar yasaklasa da halen ülkemizde satılmaktadır. ( bu satırların molekül yapısını bozarak etkilemektedir. pH düzeyinde ları yazarken haberlerde Almanya’da yaşanan zehirli yumurta artış bazı antimikrobiyallerin aktivasyonunu arttırırken (gluter- alarmını izliyorum.( Almanya'nın ucuz marketler zinciri Aldi, aldehid, kuvaterner amonyum bileşikleri gibi), bazılarının akti- zehirli fipronil maddesi bulaştığı şüphesiyle yumurta satışını vasyonunu azaltabilmektedir (fenoller, hipoklorit, iyodin). Her durdurdu. Almanya'daki zehirli yumurta sayısının milyondezenfektan için geçerli olmasa da, ısı arttıkça birçok dezen- ları bulduğu tahmin ediliyor.1) Hollanda, Belçika’lı firmalarda fektanın aktivitesi artar. Bilindiği gibi ısı yüzey gerilimini azaltır, işin içinde. Sonuç itibariyle insanoğlu doğallıktan vazgeçtiği böylece solüsyonun maddeyi ıslatması kolaylaşır ve kimyasal sürece bu tür haberleri daha çok duyacağız) Biz ise rotamızı reaksiyon hızlanır. doğal, Organik ürünlere çevirmeye çalışıyoruz. Son 10 yıldır b. Kullanılan Suyun Sertliği : Suyun kalitesi temizlik süre- ülkemizde de kullanılan organik dezenfektanlar biraz pahalı cinde önemli bir faktördür. Suyun fazla miktarda kalsiyum ve olsa da bir çok tüketici tarafından kullanılıyor. ( Midye, magnezyum tuzu içermesi suyun sertlik derecesini arttırır. yumurta kabuğu, sarımsak, soğan özütü, greyfurt çekirÇözünmeyen kalsiyum ve magnezyum tuzları zamanla araçlar deği, washnut, Yaralı Etkin mikroorganizmalar , süper okside üzerinde birikip istenmeyen kalıntılar oluşmasına yol açar. su gibi) 6-7 yıldır ise başta Almanya, Amerika , Danimarka, Bu kalıntılar uygun dezenfeksiyon yapılmasını engelleye- Estonya ve uzak doğu ülkelerinde 1980 yılından beri kullanılan cek bir zemin hazırlayabilir. Bu tuzlarının çözünebilir tuzlara insana, hayvana, bitkiye ve çevreye zarar vermeyen Çok dönüştürülebilmesi için yumuşatıcıların kullanılması öneril- yüksek bir teknoloji ile üretilen Süper Okside Su (Super Oksimektedir. Ayrıca yıkama sırasında çeşme suyu kullanılıyorsa, dized Water) hızlı bir şekilde kimyasal dezenfektanların yerini içinde bulunan kloridler suya karışabilir. Klorid iyonları çelik almaya başladı.. Alman su işleri müdürlüğü içme sularında malzemelere etki ederek demir moleküllerinin suya salınması- kullanılmasını tavsiye etmiş ve DIN raporlarına almış . Amerina, dolayısıyla metal alette ciddi korozyona neden olmaktadır. ka FDA ve EPA çiğ gıdalar ve her türlü yüzey üzerinde dezenSuda bulunabilen silikat tuzları da malzemelerde çökerek feksiyon için kullanmaya izin vermiş. Üretilen ürünün Toksik, önceleri opak sonraları koyu mavi renge dönüşen bir tabaka kanserojen ve korozif olmaması, gıdalar üzerinde kalıntı oluşturabilmektedir. Kaliteyi arttırmak amacıyla suların filtre bırakmaması ülkemizde de bir çok bilinen firmalar tarafından edilmesi, distilasyonu, deiyonizasyonu ve ters ozmoz ile iyon- 6-7 yıldır kullanılmakta. Ülkemizde Proxilyt ve Sterilox markalarından arındırılması ve saf su oluşturulması bu sorunların ları ile T.C. Sağlık Bakanlığından çeşitli ürün gruplarında Biyosidal Ruhsatları ve Helal Sertifikalı olarak üretilip satılönlenmesi için mutlak gereklidir. maktadır. Satılmakta olan bu ürünler aynı zamanda Helal c. Organik ve İnorganik Maddelerin Varlığı ve Tipi (Temizlik) sertifikalı. Ayrıca Nano teknoloji ürün olarak firmalar bu ürünü Temizlik her türlü sterilizasyon ve dezenfeksiyon işleminden üreten cihazları da satın alarak kimyasal dezenfektanlara önce mutlaka uygulanması gereken ilk aşamadır. Özellikle göre çok daha ekonomik üretebilmektedirler. Depolama, tekrar kullanımı mümkün olan aletler sterilize veya dezenfekte sevkiyat gibi olumsuz etkilerden de tasarruf etmekteler. edilmeden önce mutlaka temizlenmelidir (kategori A, grade II). Organik madde varlığında kir yükünden dolayı aletlerde Önümüzdeki yıllar içerisinde zararlı kimyasal içeren dezenkorozyon tehlikesi vardır ve bu (Yağ, portein, karbonhidrat, fektanların yerine çevreye ve insana sağlığına zarar vermeşeker vb) kan, mukus, serum, dışkı, doku parçaları gibi organ- yen, kalıntı bırakmayan yüksek düzey dezenfeksiyon sağlayan ik artıklar mikroorganizmaları çevrelediği için dezenfeksiyonu bu ve benzeri ürünlerin kullanılması gelecek nesillere bırakaolumsuz yönde etkileyen en önemli faktörler olarak kabul cağımız en büyük mirasımız olacaktır.

edilir. Bu kirlerin kuruyup, aletlere sıkıca yapışmasını engel- KAYNAKÇA lemek için, yıkama işlemi en kısa zaman içinde bol miktarda 1 - h t t p : / / w w w. d w. c o m / t r / a l m a n y a d a - z e h i r l i - y u m u r soğuk/ılık suyla yapılmalıdır. ta-alarm%C4%B1/a-39961817 Organik kirler kan, doku gibi daha çok protein yapısında 2-http://www.das.org.tr/kitaplar/kitap2007/yazi/ozlem.aliolduğundan, temizlik için kullanılan suyun 45°C veya daha ci-das-2007-yazi.pdf düşük ısıda olması uygundur, aksi takdirde protein koag- 3 - h t t p : / / c e r r a h p a s a . i s t a n b u l . e d u . t r / w p - c o n t e n t / u p üle olarak aletlere iyice yapışır ve uzaklaştırılması oldukça loads/2013/11/6-Sterilizasyon-Dezenfeksiyon-Talimati.pdf zorlaşır. Lipid içeren artıklar ise suda çözünmezler. Bu

YEMEKÇİ MRP / ERP

Yemek Otomasyon Sistemi

Hangi firmadan ne zaman,ne kadar malzeme aldınız Bu raporu görmek zor değil, çünkü ÇözBİM YEMEKÇİ yanınızda www.cozbim.com.tr bilgi@cozbim.com.tr 51


Ağustos 2017

Mekan Tasarımı

Türkiye’nin ve dünyanın önde giden kurumsal firmaları için tasarladığı ofis ve sosyal alan projeleriyle dikkat çeken Çağlayan Artchitects tek-düzelikten uzak yeni nesil tasarımlar ortaya koyuyor. Bugüne kadar Borusan Holding, Doğuş Grubu, Duracell ve Mutlu Akü’nün de aralarında olduğu pek çok global firmanın ofislerini ve sosyal alanlarını tasarlayan Çağlayan Architects, çalışanları mutlu eden ve motivasyonunu yükselten dikkat çekici kurum yemekhanelerini tasarlamaya devam ediyor. Tümdengelim yaklaşımını.. Tasarımlar ve yakaladıkları başarı hakkında açıklamada bulunan Çağlayan Architects'in kurucusu Mimar Umut Cem Çağlayan,"Kurum yemekhanelerinde modern yaklaşımları yeşil ve doğa dostu bir konseptle ele alıyor, projenin geneline hakim olan bütünsel dille geliştirdiğimiz tümdengelim yaklaşımını özel tasarım öğelerinde detaylandırılarak akış sağlıyoruz” dedi.

Çağlayan Archıtects’ten yeni nesil tasarımlar

"Yemekhaneler sadece yeme-içme yeri değil" Yemekhanelerin sadece yeme-içme ihtiyacının giderildiği bir yer olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizen Çağlayan,"Kurumsal ofis yemekhanelerini, sadece yeme içme ihtiyaçlarının karşılandığı alanlar olarak değil, günlük rutinden uzaklaşılan dinlenme, sosyalleşme ve keyif alanları olarak görmek gerekiyor. Bu sebeple yemekhane tasarımlarında renkleri, desenleri ve ritimleri kullanıcıların kendilerini farklı bir dünyada hissetmelerini sağlamaya yönelik kurgu elemanları olarak kullanıyoruz" diye konuştu. "Kişinin fikrini etkiliyor" Tasarımın iştah algısında çok büyük bir rolünün olduğunu düşünen Umut Çağlayan, “Bir yemeğin lezzeti önce görselinden ve kokusundan başlıyor ama daha öncesinde tabağın konulduğu masanın ve masanın yer aldığı mekanın tasarımı kişinin fikrini etkiliyor" şeklinde ifade etti. Caglayan Architects Hakkında: Umut Cem Çağlayan ve Sonat Ongun tarafından 2008 yılında kurulan Caglayan Archıtects, akılcı,yaratıcı mimari ve mekan kurgularının oluşturulması temel hedefiyle farklı ölçeklerde ulusal ve uluslararası mimari ve iç mimari projelere imza atmaktadır. Kurulduğu zamandan günümüze projeleri ile pek çok ödüle layık görülen Caglayan Archıtects, 2009 yılında Amerika New Jersey eyaletinde düzenlenen ve dünya çapında 450 mimari ofisin katıldığı Lıve The Box“Konteynırlardan Sürdürülebilir Toplu Konut Mimari Fikir Yarışması”nda ilk 10 finalist arasına seçilmiş, Amerika Mimarlar Derneği (AIA) tarafından proje sunumu için özel olarak davet edilmiştir. “Armoni Restaurant” ve “MoccaCafe” projeleri 2015 yılında “European Property Awards” kapsamında, ülke birincisi ve ikincisi olmuş; ardından, “Armoni Restaurant” aynı yarışma bünyesinde “Avrupa’nın En İyi Restoranı” ödülünü almaya hak kazanmıştır.

52


AÄ&#x;ustos 2017

53


Ağustos 2017

MUSİAD’tan Helal Gıdaya destek güvence sağlayan sertifika, ayrıca sağlıklı gıda tüketiminin de güvencesidir.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, yemek hizmetlerinde kullanılan malzemelerde “Helal Gıda Sertifikalı” ürünler kullanılması zorunluluğuna ilişkin şartın uygulamaya geçirilmesi gerektiğini söyledi. Kaan yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Helal kavramı bir Müslümanın hayat standartlarını ve ölçülerini belirleyen en önemli unsurdur. Bunların başında elbette helal beslenmek gelir. Bir Müslüman dünyanın neresinde olursa olsun, inancı gereği helal yemek ve içmek ister. Yüce Allah Ayet-i Kerime’de şu şekilde bildiriyor:

Bu doğrultuda MEMUR-SEN Memur Sendikaları Konfederasyonu, 4. Dönem Toplu Sözleşme Tekliflerinde; ”Hizmet alımı yoluyla gerçekleştirilenler dâhil kamu kurum ve kuruluşlarının yemek hizmetlerinde, helal gıda sertifikası bulunan ürünler kullanılır. Yemek hizmetine ilişkin ihalelerin şartnamesinde yemek için kullanılacak malzemelerin helal gıda sertifikasına sahip ürünler olması şartına yer verilir” maddesini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunarak önemli bir görev üstlendi.

‘Helal kazanç ve helal lokma’ konusundaki bu hassasiyetin kamu yönetimi, kurum ve kuruluşları tarafından dikkate alınması ve hayata geçirilmesi için kamu personel sistemi üzerinden bir başlangıç yapılması isabetlidir. Nesillerimizi, sağlığımızı ve karakterimizi doğrudan etkileyen helal beslenme konusundaki duyarlılığın önümüzdeki zamanlarda ‘Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından kamuoyunda, daha sonra ise tüm dünyada oluşacağına inyiyin!’ (Bakara 168) anıyorum. Hayatımızın helalleşmesi yolunda ‘helal ve temiz’ Bu sebeple helal sertifikalı ürünler inancımız başta olmak ürünlerle ilgili atılan adımın, maddi ve manevi olarak kaliteli bir üzere sağlığımız ve ekonomimiz açısından son derece hayatın başlangıcı olacağını ümit ediyorum. önemlidir. Söz konusu ürünler, tüm sektörler ve ülke ekon- MÜSİAD ve iş dünyası olarak MEMUR-SEN’e sunduğu bu omisi açısından önemli bir büyüme potansiyeline sahip. teklifte desteğimiz tamdır.” İslami açıdan uygunluğun yanı sıra kalite konusunda da

Renksiz Kutular Rengârenk Okullar

kapsamında TOG tarafından belirlenen ve tadilat ihtiyacı olan okulları renklendiriyor

Migros, Lipton Ice Tea ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliği ile gerçekleştirilen “Renksiz Kutular Rengarenk Okullar” kampanyası kapsamında tadilat ihtiyacı olan okulların iç ve dış boyası yenilenip okulların renklenmesi sağlanıyor. Türk gıda perakendesinin öncü markası Migros, Türki- Projenin ilk ayağı için Samsun Vezirköprü Yürükçal İlkokuye soğuk çay pazarının lideri Lipton IceTea ve Türkiye'nin lu, Hayko Cepkin ve TOG gönüllüsü gençlerin katılımıyla en yaygın gençlik ağı olan Toplum Gönüllüleri Vakfı(TOG), renklendirildi. “Renksiz Kutular Rengârenk Okullar” kampanyası

54


Ağustos 2017

RESTORAN, OTEL VE YİYECEK İÇECEK SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI BULUŞMASI

16 I 18 KASIM 2017 İSTANBUL KONGRE MERKEZİ (ICC) HARBİYE 5. BULUŞMA Fotoğraf: DIPH PHOTOGRAPHY.

www.sirha-istanbul.com

Made by

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ (TOBB) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR 55


Ağ�stos 2017

Mevsim Haberleri

Azı da zarar fazlası da

D vitaminini yeterli depolamanın 6 yolu Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar; D vitamininin kemik sağlığından bağışıklığın güçlendirilmesine dek birçok fayda sağladığını, eksikliğinin ise diyabetten kalbe, depresyondan astım ve kansere dek birçok ciddi hastalıkla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Acıbadem International Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Bilge Ceydilek, “Tüm bu hastalıklardaki öneminden dolayı her derde deva D vitamininin vücutta ne eksik ne de fazla, yeterli düzeyde olması sağlanmalıdır.” diyor. Dr. Bilge Ceydilek, D vitaminini yeterli ve faydalı bir biçimde depolamanın 6 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

günlük D vitamini ihtiyacınızın küçük bir kısmını karşılamanıza yardımcı olabilir.

■ Düzenli uyuyun Düzenli uyku D vitamininden daha fazla faydalanmanızı sağlıyor. Yapılan çalışmalar, günde beş saatten az uyuyanlarda D vitamini düzeyinin daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Narkolepsi ve huzursuz bacak sendromu gibi uyku bozuklukları, D vitamini düzeyi düşük olanlarda daha sık görülüyor.

■ Fazla kilodan kaçının

Aşırı kilolu kişiler D vitamini eksikliği açısından risk altında. Obezlerde vücut yeterli güneş ışığı alsa bile, ciltte D vitamini D vitamini içeren gıdaları ne kadar tüketseniz de, ne yazık üretimi azalabiliyor ve oluşan D vitamini de genişlemiş yağ ki günlük ihtiyacınızın en fazla yüzde 20’sini karşılayabiliyor- hücrelerinde uzun süre hapsedilerek etkisiz hale gelebiliyor. sunuz. Geri kalanı için cildinizin güneş ışığı ile buluşması şart! Bu nedenle ideal kilonuzu korumaya çalışın. Endokrinoloji Uzmanı Dr. Bilge Ceydilek “Ülkemizde güneş ■ İlaçlarınıza dikkat edin ışınlarından en çok fayda görülecek zamanlar Mayıs ayından Kasım ayına kadar saat 11.00 ile 15.00 arasındaki zaman Kullanmakta olduğunuz bazı ilaçlar D vitamini düzeyinidilimidir. Bu saatler arasında her 2 diz altının ve her 2 kolun zi düşürebilir. Özellikle bazı epilepsi - sara, mantar ençıplak olacak şekilde ve koruma faktörü olmadan güneşlendi- feksiyonu, AIDS ilaçları, kortizonlar buna neden olabilir. rilmesi önemli. ■ D vitamini düzeyinizi kontrol ettirin

■ Güneşten doğru faydalanın

■ Bu besinleri ihmal etmeyin

Endokrinoloji Uzmanı Dr. Bilge Ceydilek “Eğer D vitamini Somon, sardalya, ton, uskumru gibi yağlı balıklar D vitamini takviyesi alıyorsanız altı ayda bir vitamin düzeyinizi ve kalsiaçısından iyi bir kaynak. Toprakta kendiliğinden çıkmış ve yum düzeyinizi kontrol ettirin. Yeni başlamak istiyorsanız da güneş görmüş mantarlar (kültür mantarı D vitamini içermiyor) öncesinde mutlaka test yaptırın.

13 şehirde 28 kadın plajı açıldı Türkiye’de alternatif tatilin önemli unsurlarından biri olan kadın plajları sayısı son yıllarda artarak 28’e yükseldi. Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz kıyılarındaki kadın plajları yoğun ilgi görüyor. İmaj Fabrikası Yayınları’ndan çıkan Kadın Plajları Rehberi’nden derlenen bilgilere göre; Antalya, İzmir, Muğla, İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Ordu, Samsun, Düzce ve Trabzon’daki plajların 11’i belediyeler, beşi lüks oteller, 10’u özel işletmeciler olmak üzere toplam da 26 kadın plajı hizmete açıldı. İki plaj ise eskiden beri kadın plajı olarak kullanılıyordu. 56

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Ağ�stos 2017

57


Ağustos 2017

Fuar

Sırha, İstanbul’daki gastronomi yolculuğunda bu yıl 13 bin profesyoneli bir araya getirecek Sirha İstanbul, 16-18 Kasım tarihleri arasında bir kez daha Türkiye’nin zenginliklerini dünya mutfakları ile buluştururken, dünya mutfaklarındaki yenilikleri de Türkiye’de sergileyecek.5. Buluşma için ortaya çıkan rakamlar, Sirha İstanbul’a yönelik büyük ilginin somut kanıtı niteliğinde. Fuara yüzde 30 artışla 400 markanın katılması beklenirken, ciroda yüzde 64’lük artış gerçekleşmesi bekleniyor. Bir diğer büyüme ise ziyaretçi sayısında. 2016’da 10.815 profesyonelin ziyaret ettiği fuarı bu yıl 13.000 kişinin ziyaret edeceği tahmin ediliyor. HORECA (Hotel, Restaurant, Cafe) sektörünün dünyadaki en büyük ve en prestijli buluşması olarak nitelendirilen, üstün kalite algısı ve sıcak atmosferi ile Türkiye’de fark yaratan Sirha, gastronomi sektörünü İstanbul’da 5. kez bir araya getirecek. 16-18 Kasım tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde dünyanın ve Türkiye’nin lezzet yolculuğunda yol almak isteyenlerin buluşacağı Sirha İstanbul, Türkiye’nin zenginliklerini dünya mutfakları ile buluştururken, dünya mutfaklarındaki yenilikleri de Türkiye’de sergileyecek. 2016’daki Sirha İstanbul’a gıda ve içecek ürünlerinden mutfak ekipmanlarına, pasta-fırıncılık ürün ve ekipmanlarından mobilya ve sofra üstü takımlarına, tekstilden teknolojiye kadar uzanan geniş bir yelpazede 309 katılımcı yer almıştı. Kayıtlar, yüzde 30’luk artış yaşanarak katılımcı ve marka sayısının 400’e ulaştığını ortaya koyuyor. Sirha İstanbul’un gördüğü ilginin bir diğer somut göstergesi ise yarattığı katma değerin, katılım sayısından da yüksek olması. Açıklamalara göre, Sirha İstanbul bu yıl ciroda yüzde 64’lük artışa odaklanmış durumda. Benzer bir artış ziyaretçi sayısında da gerçekleşecek. Sirha İstanbul 2016’yı 10.815 profesyonel ziyaret ederken, ziyaretçi sayısının bu yıl 13.000’e ulaşması bekleniyor.

Diğer yandan, Sirha İstanbul’da geçen yıl ilgi gören pek çok etkinlik bu yıl içerikleri daha da geliştirilmiş olarak yer bulacak. Heyecanla beklenen etkinlikler arasında şeflerin dünyada da bir prestij olarak nitelendirdikleri Bocuse d’Or (Şefler Olimpiyatı), en önemli etkinliklerden biri olarak ön plana çıkıyor. 30 senedir düzenlenen etkinlikte finale kalan şef, Avrupa’daki büyük finalde Türkiye’yi temsil edecek. Bocuse d’Or’da bu yıl yarışacak isimler ise Murat Çakıroğlu, Soho House’tan Nihat Doğtürk, Seasons Restaurant’tan Mutlu Şevket Yılmaz, Nicole Restaurant’tan Ogün Koca olarak belirlendi. Tıpkı Bocuse d’Or (Şefler olimpiyatı) gibi yolculuğu Sirha Lyon’da başlayan ve “Pasta Şeflerinin Olimpiyatı” olarak nitelendirilen “Dünya Pastacılık Kupası”nın (Coupe du Monde de la Pâtisserie) Türkiye finali de merakla beklenen etkinlikler arasında yer alıyor. Kazanan aday, yine Avrupa’daki büyük finalde Türkiye için yarışacak. “Dünya Pastacılık Kupası”nda bu yıl yarışacak isimler ise Four Seasons Boshporus Otel’den Niyazi Güneri, Julia's Patisserie’den Julia Akıncı, Pasta Bahçesi’nden Yiğit Zeyneloğlu, Maia Chocolates’tan Cihan Gültekin olarak belirlendi. Dünya çapındaki “Mutfakta Yaratıcılık Festivali” Omnivore’un İstanbul ayağında yerli ve yabancı şefler, profesyonellerle kendi menülerini geliştirebilecekleri ipuçlarını ve önerilerini paylaşacak. Sirha İstanbul, bu yıl kahve sektörüne yönelik Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek Coffee Corner’a da ev sahipliği yapacak. Coffee Corner’da farklı bölgelerden kahve çekirdekleri tanıtılacak, yapılacak workshoplarda fuar ziyaretçileri içlerindeki baristayı ortaya çıkarma fırsatı yakalayacaklar.


Ağustos 2017

Kısa Haberler

Kemal Kükrer’in yeni sahibi Japon devi Ajinomoto Altun, sözlerini şöyle sürdürdü, "Ajinomoto, 108 yıllık köklü geçmişi, yaygın global ağı ve 1700 kişinin çalıştığı güçlü Ar-Ge departmanı ile bugün dünyanın en önemli ve en büyük gıda üreticileri arasında yer alıyor. Ajinomoto’nun bugüne kadar 500 milyon TL’den fazla yatırım yaptığı Türkiye’de çok büyük hedefleri var."

Japonya'nın en büyük gııda firması firması olarak bilinen Ajinamoto şirketi, piyasa da Kemal Kükrer ürünleri olarak bilinen markaların sahibi Kükre Gıda'nın tamamını satın aldı. Ajinomoto Şirketi, daha önce de Kükre Gıda'nın ilk yüzde 50'lik kısmını satın almıştı. Ajinomoto yaptığı açıklamada, Kükre Gıda'nın son yüzde 50'lik kısmını 181 milyon liraya satın aldığını açıkladı. Böylece Kükre Gıda'nın yeni sahibi Japon gıda devi Ajinomoto oldu.

Ajinomoto'ya devrediyor olmak büyük mutluluk

Türkiye'de çok büyük hedefleri var Daha öncede Ülker grubundan 'Bizim Mutfak' gibi markaların üretimini yapan Örgen Gıda'yı da satın alan Ajinomoto'nun Örgen Gıda CEO'su Sinan Altun,"Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz satın alma işlemleri ile Ajinomoto olarak Türkiye'ye 500 milyon TL'den fazla yatırım yapmış olduk. Ajinomoto'nun yaygın global ağı ve Ar-Ge gücü ile Türkiye'yi 5 yıl içinde önemli bir üs haline getirmeyi hedefliyoruz" dedi.

Plastik ambalajlarda satılan salçalara koruyucu madde konulmasına izin verildiği iddia edildi.

Kükre Gıda'yı devreden Gülel Ailesin'den Sabri Gülel ise, Kükre Gıda'nın bir dünya devinin bünyesinde yer alacağını belirterek, " Bu hazineyi, genlerinde araştırma ve geliştirme olan dünyaca büyük bir şirkete, 5. tat olan umami’yi keşfetmiş olan Ajinomoto’ya, devrediyor olmak bizler için büyük mutluluk. Ajinomoto çatısı altında Kemal Kükrer markasının önümüzdeki dönemde de büyümesini artan bir ivmeyle sürdüreceğine yürekten inanıyoruz” dedi.

Salça sektöründe neler oluyor?

Sözcü Gazetesi'nden Sayime Başçı'nın yaptığı habere göre, salçalarda sağlık açısından tehlikeli olan benzoat ve sorbatın kullanıldığı söylendi.

40 Firma 300 bin ton üretim Haberde yaklaşık 40 firmanın 300 bin tonluk üretim ile faaliyet gösterdiği salça sektöründe, plastik ambalajlı üretimler için getirilen ‘koruyucu madde' düzenlemesi, ‘kanser' tartışmalarını yeniden alevlendirdiği söylenirken, 2008 yılına kadar sadece cam ve teneke ambalajlarda satışa sunulan domates ve biber salçasında, bu tarihten itibaren plastik ambalajlarda da satışın önü açıldığı belirtildi.

ziyaret ederek süreyi 1 Temmuz 2016'ya kadar uzatmak için izin aldılar. Bu süre yaklaşırken, yeni bir girişimde bulunan üreticiler sürenin 1 Temmuz 2017’ye kadar uzaması için görüşmeler yaptı ve aslında yasak olan kimyasal maddelere tekrar izin verildi”

Cezalar caydırıcı değil Haberde koruyucu madde kullanıma yönelik 17 bin TL'lik cezanın etkisiz kaldığını vurgulanırken, pet ambalajlar ve tenekenin cam ambalajlara göre yüzde 50 daha az maliyetli olduğundan bahsediliyor.

Bakanlık masasına geldi iddiası Sektör yetkililerinden edilen bilgilere yer verilen haberde, merdiven altı üretimle piyasaya sunulan salçalarda sağlık açısından ciddi risk taşıyan benzoat ve sorbat içerdiğine dikkat çekerek, bu ürünlerin kullanımına ilişkin süre uzatma dosyasının yeniden bakanlık masasına geldiği bildirildi. Sektör yetkililerine dayandırılan haberde, sektör yetkilerinin yaptığı açıklamaların satırbaşları şöyle; "1 Temmuz 2017' ye uzaması için görüşmeler yaptı" “Hatta firmaların girişimi ile üretim her yıl kademeli olarak bir sonraki yıla uzatılıyor. 2015 yılında bir yıl daha raflardaki ürünlerin tüketilebilmesi amacıyla bazı pet ambalaj ve kova salça üreticileri dönemin Tarım Bakanı Faruk Çelik'i 59


Ağ�stos 2017

GDO’LU dört ürün hayvan yemlerinde kullanabilecek Biyogüvenlik Kurulu, genetiği değiştirilmiş dört soya ile mısır Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) çeşidinin hayvan yemlerinde kullanılmasına bazı şartlar tarafından geçekleştirildi. çerçevesinde izin verdi. Kurul bugüne kadar 7 soya ve 25 mısır geni olmak üzere toplam 32 genetiği değiştirilmiş ürünün ithalatına izin vermişti, Resmi Gazete'de yayımlanan ve yürürlüğe giren karar ile bu sayı 36'ya yükseldi. Yem amaçlı ithal edilen bu ürünlerin gıdada kullanılması yasak.

Üç soya ve bir mısır çeşidi

Kurul, BESD-BİR'in başvurusu üzerine, Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo-Ekonomik Değerlendirme Komitesi'nce hazırlanan raporları değerlendirerek, genetiği değiştirilmiş 3 soya ve bir mısır çeşidinin hayvan yemlerinde belirlenen şartlara uyulması kaydıyla kullanılmasına izin Resmi Gazete'de yayınlandı. verdi.Söz konusu maddeler sadece hayvan yemi olarak kulKarara göre, 'dmo' genini içeren genetiği değiştirilmiş lanılacak. MON87708 soya çeşidi, csr1-2 genini içeren BPS-CV127-9 Herhangi bir riskte iptal edilecek soya çeşidi, cp4epsps, FAD2-1A ve FATB1-A genlerini Biyogüvenlik Kurulu tarafından gerek görülmesi halinde, MON87705 soya çeşidi, cspB genini ihtiva eden MON87460 izleme raporlarına dayanarak komitelere yeniden bilimsel mısır çeşidi hayvan yemlerinde kullanılabilecek. değerlendirme yaptırılabilecek. Bu değerlendirmelerin Kurul Biyogüvenlik Kurulu'na dört genetiği değiştirilmiş ürünün hay- tarafından uygun bulunması halinde izin sürecek ancak hervan yemlerinde kullanımının değerlendirilmesi başvurusu hangi bir risk tespiti halinde ise iptal edilecek.

“ Gıda sektörü, WorldFood İstanbul için hazır” TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, gıda sektörünün bu yıl 25.si düzenlenecek olan WorldFood İstanbul Fuarı’na hazır olduğunu bildirdi. Düzenlenecek fuarın Türkiye'nin gıdaya açılan bir vitrini olduğunu belirten Kopuz, organizasyonu gerçekleştirecek olan ITE Fuarcılık'ın uluslararası ve deneyim birikime sahip olduğunun altını çizdi.

Ziyaretçi profilinde kaydedilen başarı Gıda sektörüne hiç bir şey kazandırmayan içi boş organizasyonlardan fazlasıyla nasibini altığını ifade eden Kopuz, " Enerjimizi ve gücümüzü uluslararası deneyim ve birikimiyle Türkiye’de çok başarılı çalışmalara imza atmış olan WorldFood İstanbul kapsamında daha da yüksek noktalara çıkaracağımızdan eminiz. Geçtiğimiz yıllarda ITE Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen

fuarlarda, özellikle ziyaretçi profilinde kaydedilen başarı bizim için temel belirleyici olmuştur" dedi. TGDF Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü, “WorldFoodIstanbul, bu yıl birbirinden ilgi çekici etkinlikleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Fuar ile eş zamanlı gerçekleştirilecek inovasyon ve yemek yarışmaları; görsel bir şölen ile birlikte toplantılara lezzetli bir mola verdirecek."

Gıda sektörü hakkında detaylı bilgi ‘Gıda satın almasında kalite standartları’, ‘Perakendede global vizyon’, ‘Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği hakkında bilgilendirme’ ve ‘Ceviz ve bakliyatın insan sağlığına faydaları’ konularını içeren konferanslar da katılımcılara gıda sektörü hakkında detaylı bilgi akışı sağlayacak.

Pınar Enstitüsü ile “Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde”

Ülkemiz süt sektörünün sürdürülebilirliğini ve küçük ölçekli süt çiftçisini desteklemek amacıyla, Pınar Enstitüsü liderliğinde başlatılan “Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde” projesi ile Pınar Süt, Business Call to Action (BCtA)’ a katıldı. Pınar Enstitüsü liderliğindeki bu proje ile üreticilere, sütlerinin kalitesini arttırırken verimliliklerini ve gelirlerini arttırmaya yönelik eğitimler sunulacak. Eğitimler, katılım göstermek isteyen tüm üreticilere açık olacak. Business Call to Action (BCtA) Hakkında: Birleşmiş Milletler'de 2008 yılında başlatılan BCtA, şirketleri hem ticari başarı hem de kalkınma etkisi sağlayan kapsamlı iş modelleri geliştirmeye zorlayarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri' ne (SDG) doğru ilerlemeyi hızlandırmayı hedeflemektedir. 60

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Ağ�stos 2017

61


Ağ�stos 2017

Fuar Haberleri

ANFAŞ Genel Müdürü Özer’den FoodProduct çağrısı: Antalya’nın marka fuarı 25 FoodProduct için ihracat odaklı çalışmalar tam gaz sürüyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren ANFAŞ Genel Müdürü Murat Özer, fuarların şimdiden yüzde 85 doluluk oranına ulaştığını ifade ederek katılımcılara geç kalmayın çağrısı yaptı. ANFAŞ Genel Müdürü; Murat Özer, FoodProduct bünyesinde gerçekleşen değişiklikleri ve fuarın 2018’deki yol haritasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Hotelequipment ile eş zamanlı 25.FoodProduct’ı; turizm sektörünün marka organizasyonu 29.HotelEquipment – Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ile eş zamanlı olarak gerçekleşeceğini söyleyen Murat Özer, sektörün sesine kulak verdiklerini ifade etti. Özer, “Sektör temsilcilerinin ortak talebi doğrultusunda iki fuarımızı 17- 20 Ocak 2018 tarihleri arasında eş zamanlı olarak gerçekleştireceğiz. dedi.

Yurt dışında tanıtım atağı FoodProduct ’ın bu sene, katılımcılara uluslararası arenada yeni iş birliktelikleri yaratacağını ifade eden Murat Özer, “Bizim öncelikli hedefimiz, FoodProduct fuarı ile gıda sektöründeki ihracat payını arttırmak olacaktır. Bu hedef doğrultusunda ANFAŞ olarak yurt dışı çalışmalarımızı arttırdık. 10 dil bilen yurt dışı departmanı kurduk. Ekibimiz, uzun süreli çalışmaların ardından gıda ihracatı potansiyeli artış gösteren yeni hedef pazarları belirleyerek çalışmalarını gerçekleştirdi.” diye konuştu. Yurt dışı çalışmaları hakkında bilgi veren Özer, “25.FoodProduct için ilgili bakanlıklardan alınan destekler artarak devam ediyor. Bu yıl, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği aracılığıyla, Bulgaristan, Filistin, Kırgızistan, Kosova, Tunus, Umman’dan, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı iş birliği ile Kuzey Afrika (MENA),

62

n” ı y a m l a k “Geç

Orta Doğu ve Arap Yarımadası bölgesine ait Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Yemen’den, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu iş birliği ile İran'dan 100’ün üzerinde profesyonel alım heyeti getirilecek. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ve ANFAŞ ’ın yurt dışındaki acente iş birliktelikleriyle; Almanya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Çin, Estonya, Hırvatistan, Hindistan, Irak, İran, Karadağ, Kosova, Letonya, Litvanya, Makedonya, Sırbistan ve Tunus olmak üzere 18 ülkeden profesyonel ziyaretçi ve alım heyetleri katılımcılarla bir araya gelerek ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek” dedi

81 ilden profesyonel alım heyeti hazır Yurt dışı çalışmalarının yanı sıra yurt içinde de profesyonel alım heyetlerinin hazır olduğunu ifade eden Özer, “81 ilden gıda toptancıları, kurumsal satın almacılar, otel ve restoran zincirleri, şef ve aşçılar, sektörel ziyaretçi heyetleriler fuarımızda olacak” dedi.

Yüzde 85 doluluk oranı Çalışmaların, katılımcıların yüzünü güldürdüğünü söyleyen Özer, “Fuar sırasında yaptığımız satışlarda, katılımcıların yarısından fazlası, 2018’deki organizasyonda yerini aldı. Ağustos ayı itibari ile HotelEquipment ve FoodProduct fuarlarımızda yüzde 85 oranında doluluğa ulaşmış durumdayız. Sektörün önde gelen dev kuruluşları, fuarın açılmasından aylar önce sözleşme imzalayarak yerlerini aldı. Fuar alanımızdaki kapasitenin kısa süre sonra tamamen dolmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.


Ağ�stos 2017

18 Ekim 2017

Tüm Paydaşlar İle Dünya Gıda Günü Buluşması... GIDA SİSTEMLERİNDE KÜRESEL UYGULAMALAR VE TRENDLER

KAMU POLİTİKALARI, YASAL DÜZENLEMELER VE TEŞVİKLER

BİG DATA SORUMLU ÜRETİM VE TÜKETİM İÇİN NASIL KULLANILABİLİR?

DİJİTAL DÖNÜŞÜM İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA DEVRİMİ

ŞEFFAF VE İZLENEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ

İNOVASYON VE START-UPLAR

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE TEDARİK ZİNCİRİNDEKİ ROLÜ

YENİ NESİLDE TÜKETİM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI

SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA PERAKENDECİLİĞİ

GIDA ATIKLARININ AZALTILMASI

GIDA SANAYİNDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ, SU VE KARBON YÖNETİMİ

YİYECEK, İÇECEK SEKTÖRÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA

SORUMLU PAZARLAMA VE SAĞLIK

GIDA LOJİSTİĞİ

KADININ ROLÜ VE GÜÇLENDİRİLMESİ

SORUMLU ÜRETİM VE SORUMLU TÜKETİM İÇİN AMBALAJ

YEREL GIDALAR VE KÜLTÜR

SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA FİNANSMANI

www.surdurulebilirgidakonferansi.com Kayıt ve Bilgi: 0212 274 2516 / iletisim@surakademi.com

/surdurulebilirlikakademisi

/surakademisi

/Sürdürülebilirlik Akademisi

63


Ağ�stos 2017

Dondurma

Golf Rulo Pasta ile düğünün tadını çıkarın 7’den 70’e herkesin farklı damak tatlarına uygun lezzetler sunan Golf, hayatınızın en özel anlarında da yanınızda… Golf Rulo Pasta, pasta keyfini dondurmayla ikiye katlamak isteyenlere muhteşem lezzetiyle eşlik ediyor. Sıcak bir yaz gecesinde, tüm konuklar pistte hünerlerini sergilemekten yorulup terlemişken, hem lezzetli, hem de serinletici etkisiyle ikram edilecek dondurmalı bir pasta, o düğünün unutulmazları arasına girmez mi? Golf Rulo Pasta bir kutu içinde 36 adet dilimden oluşur. Dilimli olması itibariyle servis edilmesi kolaydır. Dilimler birbirine yapışmaz. İstediğiniz kadarını servis edip, kalanını güvenle saklayabilirsiniz.

Efsane lezzetlerin yaratıcısı Algida’nın unutulmaz lezzeti Buzzy, hem sütlü hem meyveli tadıyla herkesi baştan çıkarıyor. 70 kalorilik buz gibi lezzet Buzzy, hem formunu düşünenler hem de hafif ama serinleten bir atıştırmalık arayanların vazgeçilmezi oluyor. Türkiye’nin dondurmacısı Algida’nın kendi müdavimlerini yaratan lezzeti Buzzy, herkesi meyve ve sütün muhteşem uyumuyla serinletiyor. 7’den 70’e herkesin dondurmacısı Algida, 70 kalorilik buz gibi lezzet Buzzy ile formunu korumak isteyenleri de unutmuyor. Algida Buzzy, hem meyveli hem de sütlü çeşitleriyle, yaz aylarında hafif bir atıştırmalık arayanların yüzünü güldürüyor.

Algida Buzzy Serinliği Sadece 70 Kalori

Kavun içi enfes dondurma lezzeti Yaz meyvelilerin en tatlı lezzetlerinden biri olan kavun, yaz sofralarının vazgeçilmezi. Osmanlı mutfağında dahi sofralara lezzet katan bu mis kokulu meyve için ShapedFruit’in size farklı bir sunum önerisi var. Kavun yatağında dondurma… Özel bir kalıp içinde şeklini alan birbirinden lezzetli meyveleri İstanbul, Osmaniye ve Adana’daki tarla ve bahçelerinde üreten ShapedFruit, ürünlerinde sağlığa zarar verebilecek hiçbir katkı maddesi kullanmıyor.

Eridiğinde üzmeyen dondurma

“Calippo”

64

Buz gibi nefis portakal lezzetini ve eğlenceyi bir pakete sığdıran Calippo, sadece çocukların değil büyüklerin de vazgeçilmezi oluyor. Max’ın değişmeyen efsane lezzeti Calippo, buz gibi portakal tadıyla çocuklara unutulmaz anlar yaşatırken, büyükleri de geçmişe götürüyor. Calippo’nun döndürülüp açılan eğlenceli paketi sadece muhteşem portakal lezzetini değil en güzel yaz anıları da içinde saklıyor. Eridiğinde üzmeyen tek dondurma olan Calippo’yu isteyen kıtır kıtır yiyor, isteyen lıkır lıkır içiyor. Nostaljinin dondurma olarak karşılığı Calippo, yepyeni boyuyla ve değişmeyen lezzetiyle dondurma dolaplarında sevenlerini bekliyor.


Ağustos 2017

Gıda Devleri CNR Food İstanbul’a akın edecek Dünyanın en önemli gıda fuarlarından biri olarak gösterilen heyetleri organizasyonlarından birine ev sahipliği yapacak. 'CNR Food İstanbul’a uluslararası dev firmalar katılım yapar- Fuara 45 farklı ülkeden 4 milyar dolar ihracat yapma potansiyeline sahip, 500 ithalatçı firmanı yer alacak. ak, alım yapmaya hazırlanıyor. CNR Holding’e bağlı İstanbul Fuarcılık tarafından, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği’nin iş birliği ile düzenlenen CNR Food İstanbul fuarına 45 ülkeden 500 dev firma yetkilisi alım yapmak için geliyor.

65 bin ziyaretçi bekleniyor Türkiye’de ilk kez gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörleri, CNR Food İstanbul, CNR Ambalaj Fuarı, Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri Buluşması ile 20-23 Eylül 2017 tarihleri arasında, CNR EXPO Yeşilköy’de bir araya gelecek. 1500 markanın yer aldığı, üç sektörün tek çatı altında buluştuğu organizasyon, 80 bin metrekarelik alanda düzenlenecek. Fuara toplam 85 ülkeden, 65 bin ziyaretçinin katılması öngörülüyor.

Dünya devleri fuarda olacak

Dünyanın en önemli şekerleme firmalarından olan ve Peru menşeli Raul Rojas'ın firmasının yanı sıra Waykis Sunqu Sac, Jawad Business Group, Suudi Arabistan menşeli Balsharaf Group, Tacikistan firması Tajero LLC ve Elamer SA'da fuara katılacak.

Hindistan'dan yoğun ilgi

Uluslararası markaların tüm Hindistan’da dağıtım ve pazarlama haklarını elinde bulunduran SHS Global fuarda Türk markalarla bir araya gelecek. Yine Hindistan’ın Sri Roda Foods şirketi süpermarket, restoran ve süper deluxe otellerin ihtiyaçlarını Türk ürünleriyle karşılamak için bağlantılar kuracak. Bunun dünyanın dört bir yanından katılacak bir çok yabancı firma Türk markaları ile bir araya gelerek çeşitli iş fırs500 İthalatçı firma yer alacak atları yakalayacak. Ayrıca fuar dolayısıyla rekor ihracat hacmi Fuar kapsamında gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörleri; bekleniyor. Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (URGE) Projesi kapsamında Türkiye’nin en kapsamlı alım

Cezayir 24 ürünün ithalatını durdurdu 2017’de peş peşe ihracat rekorları gelirken engellemelerin de arkası kesilmiyor. Bu kez engel Cezayir’den geldi. Cezayir, uluslararası anlaşmalara aykırı olarak keyfi bir kararla gıdadan plastiğe 24 ürün kaleminde ithalatı durdurdu.

"En çok zararı Türk ihracatçısı görecektir" Konuya ilişkin açıklamada bulunan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, bu karardan en çok da Türkiye’nin zarar göreceğini vurguladı ve şunları söyledi: “Cezayir’in aldığı bu karar AB de dâhil olmak üzere altına imza attığı uluslararası anlaşmalara da aykırı bir karar. Cezayir zaten uzun bir süredir ülkeye yapılan ithalatlarda para trafiğini kontrol etmek amacıyla akreditif şartı getirmişti. Şimdi aralarında plastik ürünlerin de olduğu 24 ürünün ithalatında para transferini yasaklayarak kapılarını tamamen kapattı. Asıl amaç bu ürünlerin ülkeye girişini yasaklamaktır. Sadece Türkiye’ye özel bir karar olmamakla birlikte en çok zararı Türk ihracatçısı görecektir" dedi.


Ağustos 2017

Kısa Haberler Amerikalılar, Gönen’de üretilen Türk peynirlerini 20 yıldır severek tüketiyor

Teksüt, 20 yıldır ABD’ye süt ürünleri ihraç ediyor Gıda denetimi konusunda dünyanın en zorlu pazarlarından biri olan Amerika Birleşik Devletleri’ne ilk ihracatını 1997 yılında gerçekleştiren Teksüt, bu ihracatı kesintisiz olarak 20 yıldır sürdürmenin gururunu yaşıyor. Teksüt ürünleri, bugün Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok eyaletinde satışa sunuluyor.

yapış anlayışı olarak sektördeki en yüksek kalite standartlarını benimsiyoruz. Yaptığımız başvuru ve çalışmaların meyvesini hemen ertesi yıl yani 1997’de aldık ve ilk ihracatımızı New York limanına gerçekleştirdik” diye konuştu.

FDA onayı ile gerçekleşiyor

1997 yılında, beyaz koyun peyniri ile başlayan ihracat, bugün Cevdet Arınık, ABD’de gıda denetimini yürüten Amerikan Teksüt portföyünde yer alan 30’a yakın peynir çeşidinin her ay Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) yetkililerinin 2011 yılında Teksüt’e düzenli olarak gönderilmesiyle devam ediyor. gelerek, yerinde denetleme yaptıklarını ve tam puan ile bu denetlemeyi geçtiklerini söyledi. Teksüt, 20 yıldır New York’ta

Teksüt ürünleri, başta New York ve çevresi olmak üzere İhracat coğrafyası geniş ABD‘nin birçok şehir ve eyaletindeki çeşitli market, şarküteri Teksüt, 2017 yılı itibarıyla toplam 9 ülkeye; Amerika Birleşik ve etnik marketlerde satışa sunuluyor. Devletleri, Libya, Kuveyt, Irak, Azerbaycan, Türkmenistan, Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai), Kosova ve Tayvan’a süt ve Yüksek standartlı pazar süt ürünleri ihracatı gerçekleştiriyor. İhracat listesine bu yılın ABD’nin, gıda denetimi konusunda dünyanın en yüksek stan- başında eklenen Tayvan ile birlikte Teksüt’ün ihracat yaptığı dartlara sahip ülkelerinden biri olduğunu hatırlatan Teksüt A.Ş. coğrafya Balkanlardan Ortadoğu’ya, ABD’den Tayvan’a dek Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, ”Teksüt olarak zaten iş ciddi şekilde genişlemiş oldu.

Dergimizi düzenli okumak için ABONEOLUN

Koroplast kötü kokulara engel oluyor

Avrasya Ambalaj Fuarı, Sektörü bir araya getirmeye hazırlanıyor İstanbul Tüyap Fuar Kongre Merkezi'nde bul yıl 23. gerçekleşecek olan Avrasya Ambalaj fuarı 58 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 25-28 Ekim 2017 tarihleri arasında ambalaj ürünlerinden ambalaj makinelerine, gıda işleme ekipmanlarından ambalaj baskı teknolojilerine kadar tüm ihtiyaçlara yönelik çözümlerin bir arada sergileneceği Avrasya Ambalaj Fuarı, bu yıl 23. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi – İstanbul’da gerçekleşecek olan fuara; 40 ülkeden 1.150 katılımcı ve 95 ülkeden 58.000 ziyaretçiye ev sahipliği yapacak.

36 yıldır yenilikçi ürün ve çözümleriyle hayatı kolaylaştıran Koroplast, yine Türkiye’de bir ilke imza atarak çöp torbalarında koku hapsetme teknolojisini kullanarak istenmeyen kokuların dışarı çıkmasını engelliyor. En yeni ve modern teknolojiler kullanarak geliştirdiği inovatif ürünlerle hayatı kolaylaştıran Koroplast, koku hapsetme teknolojisiyle Türkiye’yi yine bir ilkle tanıştırıyor. Koku hapsetme teknolojisine sahip çöp torbalarının özel formülünde bulunan zeolit mineralleri, görünmez bir kalkan oluşturarak istenmeyen kokuların dışarıya çıkmasını engelliyor. 66

Küresel pazarlardaki gücünü artırmak ve yeni ülkelere açılmak isteyen Türkiye’nin önde gelen ambalaj ürün ve makine – ambalaj baskı – gıda işlem ve içecek dolum başta olmak üzere gıda ve gıda dışı tüm sektörlere hizmet veren tüm firmaları bir araya getiren fuar;40 ülkeden 1.150 katılımcı ve 95 ülkeden 58 bin ziyaretçiyi aynı çatı altında buluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor.


Ağustos 2017

Lipton demlik poşet çaylar yeni ambalajlarında Lipton Yellow Label, Lipton Earl Grey ve Lipton Doğu Kara- Evlerdeki çay kullanımına kıyasla işletmelerin daha deniz Demlik Poşet Çaylar ev dışı tüketime özel yeni 250’li yüksek adetli çay ihtiyaçları doğrultusunda 250’li ambalajlarda sunulmaya başlanan “Lipton Demlik Poşet Çay” çeşitleri ile ambalajlarında... Unilever Food Solutions, çay tüketimi yüksek olan ev dışı birlikte Lipton, her büyüklükteki işletmenin ihtiyaçlarına çözüm tüketim noktalarına özel, Lipton Yellow Label, Lipton Earl Grey sunuyor. ve Lipton Doğu Karadeniz çayları yeni boy ve ambalajında Çayın tazeliği ve aroması uzun süre korunuyor otel, restoran ve ofis müşterilerinin beğenisine sundu. ‘Lipton 250’li Demlik Poşet Çay’ çeşitleri yeni ağzı kilitli folyo Dökme çaylara oranla su, zaman, elektrik ve bardak mali- ambalajı sayesinde işletmelere hem pratik depolama avantajı yetinde avantaj sağlayan demlik poşet çayın yeni 250’li boyu sunuyor hem de ağzı kitlenen paketi ortamdaki koku ve nemi ve ağzı kilitli folyo ambalajı ile tazelik ve pratiklik bir arada… çekmesini önleyerek çayın tazeliği ve aromasını uzun süre Yoğun rekabet ortamında, müşterilerini ve onların misafirlerini koruyor. anlayarak, ev dışı gıda sektörünün referans merkezi olmayı Çayını bergamot aroması ile tatlandırmak isteyenler Lipton hedefleyen Unilever Food Solutions, Lipton ürün yelpazesini Earl Grey Demlik Poşet veya Lipton Doğu Karadeniz Demlik genişletmeye devam ediyor. Poşet ile diledikleri gibi harman oluşturabiliyor.

Unilever Food Solutions, Sokakları İstila etkinliğinde iş ortaklarıyla buluştu Kuzey Marmara Bölgeleri’nden 150 noktada iş ortakları ile bir araya gelindi. Operatörlerin ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen, lezzetli patates yemeklerinin kolayca yapılmasını sağlayan ‘Sütlü Patates Püresi’ ve ‘Pratik Patates’ ürünlerinin sunum ve Ev dışı gıda sektöründe her iki noktadan birine ulaşan Uni- demoları gerçekleştirilerek tanıtımı yapıldı. lever Food Solutions, 2007 yılından beri her yıl geleneksel Menülerin ve ana yemeklerin kısaca mutfakların olmazolarak düzenlediği ‘Sokakları İstila” etkinliğinin onuncu yılında sa olmaz malzemesi olan Patates tariflerinin konuşulduğu etkinlikte şefler, ‘Sütlü Patates Püresi’nin mükemmel bir yan iş ortaklarıyla buluşmaya devam ediyor. Türkiye genelinde müşteriler ve iş ortaklarıyla kendi ortam- yemek olduğu, ‘Pratik Patates’in ise hem birçok alanda kullarında bir araya gelmenin amaçlandığı ‘Sokakları İstila’ etkin- lanılabileceği hem de yemeklerle çok uyumlu olduğu” ortak liğinde, üretim, satış, pazarlama, insan kaynakları ve finans görüşüne vardılar. Unilever Food Solutions, ‘Geleneksel Sokakları İstila Günü’nde Türkiye genelindeki iş ortaklarına “Enfes Patates” konseptini anlattı!

başta olmak üzere şirketin tüm departmanlarından Unilever Food Solutions çalışanları müşterilerinin mutfaklarını ziyaret etti. Sokakları İstila etkinliğinde, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve

Menülerin de incelendiği etkinlikte, daha hesaplı ve müşteri memnuniyetini arttıran menülerin nasıl olması gerektiği iş ortakları ile birlikte değerlendirildi. Ev dışı tüketim sektörüne katkı sağlayacak çözümler iş ortaklarıyla paylaşıldı.

Eczacıbaşı Profesyonel ‘Hijyende Mükemmelliği’ Beşiktaş’a taşıdı Eczacıbaşı Profesyonel, 'Hijyende Mükemmelik' projesinin sınırlarını İstanbul Beşiktaş sınırlarına taşıdı. Hijyende Mükemmellik projesinin ikinci bölgesi için Beşiktaş Belediyesi’yle protokol imzaladı. Projeyle işletmelerin hijyen standartlarını artırmayı hedefleyen Eczacıbaşı Profesyonel, Beşiktaş’ta bulunan işletmelere eğitimler verilecek, periyodik denetimler gerçekleştirilecek ve denetimleri başarılı geçen işletmelere “Hijyende Mükemmellik” sertifikası verilecek 67


Ağ�stos 2017

Küçük İlanlar Toplu yemek üreticileri Firma Adı: Ziba Yemek Üretim Tesisi Adresi: Osmangazi Mah.3140 Sk. No:2/2 Esenyurt - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası-Catering Tel: 0212 503 46 59 e-mail: info@zibacatering.com www.zibacatering.com Firma Adı: Öğün Ekmek Unlu Mamul. Gıda Yemekçilik San. ve Tic. Ltd. Şti. Adres: Org.san.Böl. 2.etap 24.cad. No:24 Döşemealtı / Antalya Tel: 444 00 94 Faks: 0242 258 18 37 www.ogunyemek.com Firma Adı: Bekard GıdaTaş.Tem.San. Adresi: Oğuzhan Cad.Oğuzhan İş Mrk.No:19 K:2 Fatih - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0212 5313177 Faks: 0212 531 02 41 GSM: 0533 242 23 83 e-mail: tuncaybaycan@bekard.com Firma Adı: Pırlanta Yemek Adresi: Fatih mah.188.sk.no:16 Sarnıç Gaziemir - İzmir Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0232 2812400 Faks: 0232 2815400 e-mail: info@pirlantayemek.com.tr www.pirlantayemek.com.tr Firma Adı: Besler Hazır Yemek ve Catering Hizm. Adresi: Levent Mah.1804 Sk.No:17/A Yüregir- Adana Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon:0322 3461923 Faks: 0322 3461924 e-mail: besler@beslercatering.com www.beslercatering.com Firma Adı: Saray Yemek Sanayi İnş.ve Tic.Ltd.Şti Adresi: Seyrantepe Mah. Altınay Cad.No:65 Kağıthane-İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0212 321 39 00 Faks: 0212 3213909 e-mail:bilgi@sarayyemek.com.tr web: www. sarayyemek.com.tr Firma Adı:Beyoğlu Catering Adresi: Atatürk Bul.No:133 Konacık Bodrum - Muğla Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0532 1690332 www.beyoglucatering.com e-mail:beyoglucatering@hotmail.com

Firma Adı:Resport Restaurant Pastacılık Org. C: 27 Toplu Yemek San. ve Tic. A.Ş M: 41 Y :100 Adresi: Defterdar Mah.Otakçılar Cad. No:80, K: 4 Eyüp - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0 212 613 91 13 Faks: e-mail:info@resport.com.tr www.resport.com.tr

C: 100 M: 98 Y :31 K: 22

Firma Adı: Varan Hünkar Gıda Ltd.Şti Adresi: Fatsa OSB No:556 Fatsa - Ordu Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0452 423 40 06 - 0452 424 20 06 Faks: 0452 423 63 33 GSM: 0532 225 94 22 e-mail: yasar@varanhunkar.com www. varanhunkar.com Firma Adı: Ayso Gıda ve Yemek Üretim sanayi Adresi: Armağanevleri Mah. Mithatpaşa cad. Bora Apt.No:197/2 Ümraniye - İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0212 7279925 Faks: 0212 7279939 e-mail: alidemir@aysocatering.com www.aysocatering.com Firma Adı: KYS Yemekçilik Loj.Taş.Gıda San. Tic.ve Ltd.Şti. Adresi: Kılavuzlu Mah.88005 Sk No: 2 / A Onikişubat - K.Maraş Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Tel: 0344 2110100 Faks: 0232 2815400 e-mail: m.belkiran@kysyemekcilik.com.tr www.kysyemekcilik.com.tr

YEMEKÇİ MRP / ERP Yemek otomasyon Sistemi

Ay sonu geldiğinde maliyet tablolarınızı 3 ay sonra mı alıyorsunuz? ÇözBİM Yemekçi ay sonu gelir gelmez, birden çok projenin kar zararını size veriyor. Hemde tek tuşla

www.cozbim.com.tr bilgi@cozbim.com.tr Firma Adı: Taş Kardeşler Adresi: Evren Mah. Sanayi.Sk.No:3 / 6 Güneşli Bağcılar-İstanbul Faaliyet alanı: Yemek Fabrikası - Catering Telefon: 0212 6302520 Faks: 0212 5504808 e-mail: info@yutasyemek.com www.taskardesler.com

Tatlı Üreticisi Firma Adı: Teşvikiye Saray Gıda San.ve Tic.A.Ş Adresi: Mahmutbey Mah.Tansu Sokak no:19/4 Bağcılar- İstanbul Faaliyet alanı: Şekerli Mamuller Tel: 0212 9992800 www.saraymuhallebicisi.com Firma Adı: İmren Alaçatı Tatlıcısı Adresi: İmran Han ve Otel konakları 1039 sk.No:26 Alaçatı - İzmir Faaliyet alanı: Şekerli Mamuller Tel: 0232 716 60 02 Faks: 0232 716 60 02 e-mail:ofis@alacatiimrenhanotel.com www.alacatiimrenhanotel.com

68


Ağ�stos 2017 Nisan 2017

Hazır gıda üretimi

www.salatta.com.tr

www.zahragida.com

Firma Adı: Salatta Gıda San.ve Tic.A.Ş Adresi: Orta Mah.Yeniçağ Sk.No:6 / B Mutlu San. Sit. B Blok No: 4- 5 -6-7 Orhanlı - Tuzla - İstanbulFaaliyet alanı: Tüketime hazırlanmış, yıkanmış, paketlenmiş, salata, sebze Tel:+90 216 304 28 27 Faks: +90 216 304 06 61 e-mail:info@salatta.com.tr

www.tamamutfak.com.tr

Firma Adı: Zahra Gıda San.Ltd. Adresi: Yeşilce Mah. Dostluk Sk. No:12 Kat.1 Kağıthane - İstanbul Faaliyet alanı: Hazır gıda üretimi Tel: 0212 2801912 Faks: 0212 280191 e-mail: info@zahragida.com

Adresi: Çapak Mah. 2588 Sk. No:3/1 Torbalı- İzmir Faaliyet alanı: Hazır Yiyecek Üretimi Tel: 0232 341 94 00 Faks: 0232 341 91 91 e-mail: info@egehaziryiyecek.com www.egehaziryiyecek.com

Krema ve Sos Üreticileri Firma Adı: Kurel Gıda Tarım Ürünleri Adresi: Özsan Sanayi sitesi 11.Blok No:5 Malatya Faaliyet alanı: İSOT Kreması üretimi Telefon: 0422 2380474 Faks: 0422 2383641 e-mail: info@bamu.com.tr www.bamu.com.tr

İkitelli Atatürk Mah. Marmara Cad. Marmara Sanayi Sitesi Yönetim Binası 3 K. Çekmece İstanbul Tel : +90 212 550 00 15

Faks : +90 212 494 29 69

e-posta: info@tamamutfak.com.tr

İçecek Çözümleri Fima Adı: Bevus Endüstriyel İçecek Çözümleri San. Tic. Ltd. Adresi: Uphill Court Towers Barbaros Mah. Dereboyu Cad. Fesleğen Sk. A1 A Blok Daire:20 Ataşehir / İstanbul Faaliyet Alanı: İçecek Çözümleri Tel: 0216 688 05 33 Faks: 0216 688 68 03 e-mail: coskunt@bevus.com.tr web: www.bevus.com.tr

ABONE OLUN... Bir yıl süre ile iletişim bilgilerinizi yayınlayalım

Abone Formu Adı Soyadı: ................................................... Firma Adı:.................................................................. Adres:............................................................................................................/.................................... Telefon:.................................GSM:.....................................E-Mail:.....................................................

Fatura Bilgileri

Vergi Dairesi:................................ Vergi No:....................................................

Yıllık abone bedeli olan 100 Tl’yi aşağıdaki hesaba yatırdıktan sonra dekontu bize ulaştırınız Banka bilgileri AR-DA Yayın &Pazarlama - Dursun ARIK

Garanti Bankası Aydınlıkevler Şb. 579 - 6697891 IBAN TR 44 0006 2000 5790 0006 6978 91

AR-DA Yayın & Pazarlama

Sağlık-1 Sokak No:24/3 Sıhhıye-Ankara Tel&Faks:0312 4303310 e-mail:info@ardayayin.net

69 69


Ağ�stos 2017

Kitap Hayattır Z�r��� ÖZ��N

“İyi bir kitap bir hazineye benzer; sıkıntılı zamanlarda onun yerine geçer” Halig

zerrin.ozcan@ardayayin.net

Bir başka dünyadan Eugene Schoulgin Çeviri: Deniz Canefe Tür: Roman Sayfa sayısı: 389 Fiyatı: 29,5 TL

Başka dillerin şarkısı Karin Karakaşlı Tür: Öykü Sayfa sayısı: 126 Fiyatı: 12 TL

Borges Sekseninde Willis Barnstone Çeviri: Celâl Üster Tür: Söyleşi Sayfa sayısı: 270 Fiyatı: 21 TL

Can Kırıkları

Karin Karakaşlı Tür: Öykü Sayfa sayısı: 96 Fiyatı: 10,5 TL

6.27 Treni

Jean-Paul Didierlaurent Çeviri: Aysel Bora Tür: Roman Sayfa sayısı: 133 Fiyatı: 13 TL

“Atatürk leblebiyi, Ahmet Mithat taze cevizi niye severdi? Futbolda “çekirdekçi taraftarlar” kimlerdir?” Külahtan sofraya, spordan eğlenceye, tarihten sanata:

Kuruyemiş Ansiklopedisi Dünden Bugüne Her çeşit eğlencenin misafiri, yemeğin lezzeti, sehpanın süsü, deyimlerin ve özlü sözlerin gizli müttefiki kuruyemiş, tarihiyle,kökeniyle, mitolojisiyle “Dünden Bugüne Kuruyemiş Ansiklopedisi ”nde bir araya geldi. Kimi dört yüz yıl öncesinden günümüze kadar gelen kuruyemişli çorbalar, dolmalar, reçeller, şekerlemeler, yemekler ve tarifleri... Kuruyemişle ilgili klasik Türk müziği, pop, arabesk ya da türkü örnekleri, klasik batı müziği parçalarına ya da baleye ya da tiyatro oyunlarına adını veren kuruyemişler... Türk edebiyatının kuruyemişle ilgili örnekleri, bunların yazarları... Kuruyemişle ilgili çok sayıda deyim ve atasözleri ile tarihi kavram ve renk adları... Yöre yöre kuruyemiş bilmeceleri... Çocuk oyunları... Tarihi çizimler, eski ve yeni fotoğraflarla desteklenmiş, ayrıntılı anlatılmış 550 lezzetli maddeyle bu zengin ansiklopedide toplandı. 70

Kuruyemişin tarihi, ilkçağlardan ne kadar geriye gider? Atatürk leblebiyi, Ahmet Mithat taze cevizi niye severdi? Futbolda “çekirdekçi taraftarlar” kimlerdir? Bunun gibi birçok sorunun yanıtını “Dünden Bugüne Kuruyemiş Ansiklopedisi”nde bulabileceksiniz. Overteam Yayınları, Tadım sponsorluğunda, Raşit Çavaş ’ın yayın yönetmenliğini yaptığı, Ayşe Nilhan Aras, Hikmet Nazlı Pişkin ve Zeynep Göçmen Eryürük’ün yayın kurulunda yan yana geldiği ve birbirinden değerli 33 yazarın katkı sunduğu, bir buçuk yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan “Dünden Bugüne Kuruyemiş Ansiklopedisi” ile kültür yayıncılığına yeni bir ansiklopedi daha kazandırdı. Her çeşit eğlencenin misafiri, yemeğin lezzeti, sehpanın süsü, deyimlerin ve özlü sözlerin gizli müttefiki kuruyemişi, tarihiyle, kökeniyle, mitolojisiyle inceleyen kapsamlı bir başvuru kaynağıyla karşı karşıyasınız. Bazen sırf keyiften bazen enerji için, kiminin sağlık kaygısıyla kiminin muhabbet aşkıyla elinden düşürmediği kuruyemiş, bir fenomen olarak ilk kez bu kadar kapsamlı bir şekilde ele alınıyor ve bir ansiklopedi haline geliyor. Overteam Yayınları Birinci Basım: Şubat 2017, İstanbul ISBN — 978-605-5058-20-3 Satış Fiyatı: 49 TL


Ağustos 2017

ruhsal olarak sağlık. Bir kadın, bir anne ne kadar güçlü olursa, ne kadar

Kendi olma mücadelesi veren Nihan’ın romanı

hayatının direksiyonunu eline alırsa, kendi hedeflerini belirlerse, o kadar güçlü çocuklar yetişecek bu ülkede. Bu yüzden de kadınların farkındalık kazanmaları, potansiyellerinin farkına varmaları, kendileri için önce bir şeyler yapmaları çok önemli. Bunun için de yaptıklarımla, ekip arkadaşlarımla, paylaştıklarımla kadınlara ilham vermeye ve onlardan ilham almaya bayılıyorum. Dünyayı kadınlar kurtaracak, böyle biline. Zaten Kadının Adı Var adlı gösterimizde de Özge Uzun ve Ebru Tuay ile bu konuları işliyoruz. (www.kadininadivar.com)

“Dut Ağacı”

İlk romanı Dut Ağacı ile okurlarının karşışına çıkan Banu Özkan Tozluyurt ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik İlk romanınız olan Dut Ağacı’ndan bahseder misiniz? Dut Ağacı, geleneksel bir Türk ailesinin dut ağaçları içinde olan evlerinde yaşadıklarını anlatan bir roman. Herkesin içinde kendisinden bir şeyler bulacağı, Türkiye’nin son yirmi yıllık siyasi ve sosyal panoramasını anlatan bir kitap. Berlin in Berlin ödül almış, ödülden çok filmdeki erotik sahne konuşuluyor, Uğur Mumcu öldürülmüş... Nihan, Kamer ve Seval'i babaları cumartesi halaları Ayla'nın oturduğu Kadıköy'e götürürdü. Belki de balıkçılar çarşısında balık alırken yanlarından geçtiniz. Ya da Üsküdar'dan Nihan'la aynı vapura bindiniz, yanyana oturdunuz... Bir ailenin ve o ailenin içinde kendi olma mücadelesi veren Nihan’ın romanı bu. Hikâyedeki gerçeklik duygusu o kadar geçiyor ki insana, sokakta yürüyen bir genç kıza acaba bu Nihan mı diye bakabilirsiniz...

Kitabı yazarken karakterlerin kişilikleri kendiliğinden mi oluştu, nasıl bir hazırlık safhası geçirdiniz? Kendiliğinden ortaya çıkan karakterler de var; Alman İsmail, Seval’in kocası gibi. Bir süredir gözlem yapma merakım arttı. Bir restoranda otururken,toplu taşıma kullanırken, bir arkadaşımla kafede sohbet ederken hep çevremi gözlüyorum. Oradaki kadın, erkek, çift, anne kız, sevgili artık kimi gözüme kestirirsem onları gözleyip notlar alıyorum. Kitabın karakterlerinde bunları kullandım, özelikle sonradan ortaya çıkanlar için. Diğer karakterler de aslında çocukluğum, gençliğim, şimdiki yaşım diyebilirim.

Yaptığınız projeler genel de kadınlar üzerine. Kadın olarak bunu bir ilke olarak tanımlamışsınız. Bu konuda en büyük etken nedir? Gelecek sağlıklı nesillerin sağlıklı kadınlar tarafından yetiştirileceğine inanıyorum. Sağlıklı kadından kastım; fiziksel ve

Kafeslerimin Listesi Kafeslerimin Listesi, hep kitap logosuyla raflarda! Amerikalı yazar Robin Roe’nun kaleme aldığı ve sadece gençlerin değil yetişkinlerin de hayatına dokunan bu hareketli ve dikkat çekici romanı okuduktan sonra, kahramanlarını aklınızdan bir an olsun çıkaramayacaksınız

Yemek ile aranız nasıl? Süper. Yemek yapmayı çok severim, ilk kekimi 4 yaşında pişirdiğimi de söylemeden edemem. Evde yemekleri kesinlikle ben yaparım. Yeni tarifler denemeyi, farklı yemek atölyelerine katılmayı çok severim. Yaptığım yemekleri ikram etmek, misafir ağırlamak en sevdiğim. Masada oturalım, sohbet edelim, yiyelim…

Yemek kitabı yazmak ister misiniz? Sadece tarifler olan bir kitap olamaz ama belki içinde hikayeleri olan bir kitap olabilir. 2 Kadın Anadolu’da projemiz ile çok fazla sayıda yöreye gidip, harika yemekler tadıp, hikayeler dinliyoruz. Kim bilir ileride belki… (www.ikikadinanadoluda.com) Kitabınızı yazarken hangi mekanları kullandınız? Bu mekanların önemi neydi? Sessiz sakin iki kafe. Caddebostan Cafe Nero ve Kozyatağı Diyalog Kafe, bana ilham veren iki mekan oldu bu süreçte. Sık sık bir isteğiniz var mı diye rahatsız edilmemek, iyi bir müzik, sessizlik ve ahşap ağırlıklı dekorasyon.

Yeni bir kitap projesi var mı? Var. 2018’in ilk aylarında yine yeniden harika bir kadın kolektif kitap projemiz var. Esra ve Mine ile. Ayrıca bu kışı yurtdışında geçireceğim, orada yeni bir roman belki…

Evlilik Sözleşmesi Michelle Richmond’un çarpıcı romanı; Evlilik Sözleşmesi’ni, hep kitap yayınları psikolojik gerilim meraklısı okurlarla buluşturuyor. Bu sıra dışı Evlilik Sözleşmesi, her sayfasında gerilimin arttığı, son sayfasına kadar bir solukta okuyacağınız muhteşem bir roman...


Ağustos 2017

Mekan

Catering Guide Dergisi olarak, tarihi Çiçek Lokantası'ndan kurulduğu yer olan Ulus Şubesi'nin kapısından girdik içeri...Bizleri genç, dinamik haliyle ve bir o kadar da güler yüzüyle Anıl Hakkı Tabak(27) karşıladı. Kapıdan girer girmez lokantanın o tarihi yüzü sizlere gülümserken, duvardaki eski fotoğraflara dalıp gidiyorsunuz.

“Başarının sırrı; birebir ilgi”

Lokantası'nın dokusunu korumaya çalıştıklarını belirten Tabak, "Sakatat çorbalarımız herkes tarafından bilinir. Yemeklerimizden en çok bizim specialımız olan 'Ankara Tava' diyebilirim" şeklinde konuştu.

Çiçek Lokantası'na her zaman bekliyor

Başarılarının sırrını birebir ilgilenmek olduğunun altını çizen Tabak, "Çalışanlarımız uzun yıllardır bizimle. Ayrıca malzeme alımı yaptığımız firmalar yıllardır çalıştığımız yerler. En küçük malzemeye kadar , hepsiyle birebir ilgileniyoruz. Müşterilerimle birebir diyalog halinde olmaya Dile kolay 1968 yılında başlamış çabalıyoruz ve bunu da gerçekleştiriÇiçek Lokantası'nın hikayesi . yoruz" dedi. Babadan oğula geçen bir yönetim "Menüye bağlı kalmıyoruz" anlayışı sürdürüyor. Şimdiler de ise bulunduğunu ancak gerçek anlamıyla işin mutfağında Menülerinin yetişen Anıl Hakkı Tabak, dedesin- her gün farklı yemekler çıkardıklarını eden Tabak, müşterilerden aldığı mirası sürdürüyor. Bilgisa- ifade yar Mühendisi olmasına rağmen, in de menüye çok bakmadıklarını, yemeklerden hiç bir zaman kopama- Söğütözü Şubesi'nde günlük 30 yan Anıl Hakkı Tabak, Çiçek Lokan- çeşit yemek çıkardıklarını dile getirdi. tası'nın masalarının arasında ve Yemek yapmaya kendisinin de çok meraklı olduğunu aktaran Tabak, işye mutfağında büyüdüğünü söylüyor. rinde çok fırsat olmazsa da yeni Anıl Tabak işin sırrını şu sözlerlezzetleri, kendi tarzlarına uyarlamaya le açıklıyor; "Bir müşterimin bile çalıştıklarını söyledi. memnun olmadan ayrılması beni çok üzer. 100 tane memnun olmadan “Ankara dışına şu an için giden müşterim yerine, bir tane mem- çıkmayacağız” nun müşterim olmasını isterim.Çünkü Ankara dışından şube konusunda bizim önceliğimiz para değil, müşteriçok istek aldıklarını, ancak bu konulerin memnun kalması." da şu an için herhangi bir düşünceleri Dokusunu korumaya çalışıyorlar olmadığını belirten Tabak, "Çok Çiçek Lokantası'nda geçmişten beri fazla yer açmaktansa, kaliteli iş öne çıkan lezzetlerin başında işkembe yapacağımız yerlerde olmayı tercih tuzlaması geldiğini hatırlatan ve Çiçek ediyoruz" şeklinde konuştu.

72

Catering Guide Dergisi okurlarına sevgilerini söyleyen Tabak, tarihi Çiçek Lokantası'na her zaman onları beklediklerini belirterek, herkese teşekkürlerini iletti.

Dededen toruna aktarılan miras




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.