[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm, haber, magazin, aktüalite dergisi ]
cyprus
YIL: 6 SAYI: 80
Çok Özel Yerler
EKİM 2014
Mevsim Degisiyor Mutlaka Yapın!..
Hasan Karlıtaş Yazdı
Sessiz Tanık;
ZEYTİN AĞACI
10 bin yıl önce Kıbrıs'taydı Selülitten kurtulmak için 10 etkili egzersiz nedir?
Hüseyin Yorgancı Yazdı
Kıbrıs'ta Kıyı kusları Hünkar ile; en güzel et, En Özel Tat, Aynı Yerde Bulustu
Mesut Günsev: Yolcu Handan Ayrıldı
Renault EOLAB 1 litre ile 100 km gidiyor
9 694851 900049 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL
Wine Wine Wine&&&Dine, Dine, Dine,it’s it’s it’sB&G B&G B&Gtime! time! time!
Paris Paris Paris
New New NewYork York York
Tokyo Tokyo Tokyo
Moskov Moskov Moskov
®®®
Follow Follow Follow ususus on on on Facebook Facebook Facebook / /bartonguestier /bartonguestier bartonguestier www.barton-guestier.com www.barton-guestier.com www.barton-guestier.com
0392 228 5747
ENJOY OUR QUALITY RESPONSIBLY ENJOY ENJOY OUR OUR QUALITY QUALITY RESPONSIBLY RESPONSIBLY
0392 0392 0392 228 228 228 5747 5747 5747
www.pilottrading.com PACO
A N NE
R AB CO
Eski Fiyat 229,00 R E
P ED
50 ML
260,00
Eski Fiyat 299,00
ML
KAMPANYA
159,00
G UC
CI E
KAMPANYA
NV YM 0
L
Eski Fiyat 265,00
E EDT 10
245,00
M
E IFF
Eski Fiyat 179,00
1
SPRAY
BR I
50
Eski Fiyat 188,00
N ED T V A P O
159,00
E RE
KAMPANYA
G
0
HUGO JUST D
ML
HUG O
R EN T E D T 1 5
1 0 0 ML
SPEARS
KAMPANYA
MME INTEN FE S
EY
OU R
TN
DG P
0
Eski Fiyat 130,00
TASY EDP 10
119,00
N FA
KAMPANYA
MME INTEN FE S
220,00
Eski Fiyat 259,00
Eski Fiyat 255,00
OU
KAMPANYA CIRC US
230,00
P ED
CA
DG P
KAMPANYA
T 75 M L
195,00
CI R
H ED US
KAMPANYA
T 50 M L
Eski Fiyat 189,00
G UC
CI R
E
PA
G UC
H ED US
KLEIN
S PR AY
Eski Fiyat 175,00
SPRAY 0ML
159,00
IN LV
50ML
160,00
10
KAMPANYA
T ED
CK1 ED T
X S
KAMPANYA
ML
P O
PRA
JOOP
Y
Eski Fiyat 285,00
150,00
Eski Fiyat 180,00
AY PR
259,00
LS
KAMPANYA
KAMPANYA
DT 100ML ME S
Eski Fiyat 180,00
O
150,00
E DT 11 5M
ML
J OO PG
SH LA
JO
GUC
C HL O E
ION
EDP 50M L
KL E
CALVIN
Eski Fiyat 169,00
IN LV
ML 00
E LO
KLEIN
AT
149,00
ING TEM SPR PT IA
KAMPANYA
OR
CA
E UP H
115,00
Eski Fiyat 130,00
50ML S PR EDT
IN
M
1
Eski Fiyat 210,00
KAMPANYA
ISSE F EDT
185,00
RC NA
KAMPANYA
CK IN 2U
AY
75
KAMPANYA
SP
SPRAY C H
BLACK E DT LTY UI
JOO P
NOT: Kampanyamız stoklar ile sınırlıdır.
CI G
[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ] 40 DERGİ GRUBU
www.cypruszoom.com
12
14
zoommagazin@gmail.com (Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek (Sahibi) Genel Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler Reklam Pazarlama Profil Reklam KATKI KOYANLAR Reha Arar / Mesut Günsev / Derya Beyatlı Selcan Biryılmaz / Aygen Ersalıcı Rauf Ersenal / Ali Özçil / Mustafa Şah / İhsan Erol Özçil Neriman Soral Tayfunoğlu /
Çok Özel Yerler 22
Grafik-Tasarım Profil Reklam Yayın Kurulu Mesut Günsev Ersin Gözenler Nurhan Günsev
27
Reklam Rezervasyon ofis: (0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 (0542) 875 96 66 (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04
Yayın Türü Aylık Süreli Turizm-Haber-Magazin Sanat - Aktüalite Dergisi Baskı Pelin Ofset www.pelinofset.com.tr
30
ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir. Köşklüçiftlik / Lefkoşa - Posta Kutusu 888
[ Kıbrıs’ın ilk aylık
turizm, haber,
21 14
]
alite dergisi
magazin, aktü
cyprus
Kaleburnu Kazılarından rün Çıkan mühü Bir benzeri yok
Diyet yapanların 10 önemli hatası ne?
Çok Özel Yerler
Saç dökülmesinin sebebi bulundu
Kıbrıs'ta 25 özel şey
GÖRÜLMESİ ve YAPILMASI GEREKEN
Yemek İçin Yaşayan Şehir;
ı Yazdı: Hüseyin Yorganc
Pulya'yayı nasıl bilirdiniz?
YIL:7 SAYI:79
Mesut Günsev: Isi en iyi yapan bilir
uyulması Yürüyüs için gereken 11 kural
EYLÜL 2014
900049 9 694851 FİYATI 15TL 10 TL - TÜRKİYE
56
63 46 ZOOM DERGİ GRUBU Tüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.
8 ZOOM
90-91 Kıbrıs'taki Festivaller Rehberi
birolbebek@gmail.com
Birol Bebek Genel Yayın Yönetmeni
Aklım firarda, iyiyim o zaman Bir ay daha geçti. Yazdan kalma sıcaklar, güneşin saklambaç oynarmış gibi, bir görünen bir kaybolan yüzü, ister istemez strese sokuyor bizi. Gelen sonbahar, sadece doğada değil; içimizde de bir melankolik hava estiriyor şimdilerde. Biten tatil havası, açılan okullar, yine trafik, yine yollar.. Bu örneklere istediğiniz; hatta istemediğiniz kadar eklemeler yapmak mümkün. Ülkemizin sadece bize özel durumunu da cabası. İşte bunları çok düşünüp kafaya taktığımızda başımıza gelmedik kalmıyor. Hah işte bu deyim de 'cuk' oturdu zaten. Herşey oradan çıkıyor. Çıbanın başı beynimiz.. Beynimiz, ona yüklediğimiz düşüncelerden besleniyor. Bizi gaza getirip yollara düşüren, strese sokup bitiren organımız. Bilinç altımızda bizim yüklediğimiz verileri harmanlayan beyin, vücudun tüm organlarına görev dağılımı yapıyor. Gırklak, -sen gıcık yap başla şöyle inceden, kalp -sen daral biraz bakim, mide -kasıl biraz, hah öyle, bağırsaklar
10 ZOOM
-verin gazı yavrum. Sanki şu kemiklere sızı mı versem biraz, yok yok, dizlerede ağrı verim ben. Aman az kalsın unutuyordum, biraz diş, biraz kulak ağrısı, az biraz da romatizma salim ben bu insana. Gör bakim dünya kaç bucak olacak o zaman. İçte durum bu. Ondan sonra "size sevdanın yolları, bana kurşunlar"a kadar bir dizi güzelleme ile bu acılı durumu notalara dökebiliriz. Eğer acılardan beslenmiyorsanız durum farklı. Düşünsenize (bakın 'düşünün' diyorum, daha önce yazmıştım, herşey yukarıdan başlıyor), herşeye bir başka pencereden bakarsanız bu acıları teyet geçebilirsiniz. Beyniniz bunlarla ilgili değilse, gece gündüz durum aynı. Ver elini Havai, Kanarya Adaları, Bodrum. Cupiter'e gezmeye bile gidebilirim. Beyin bu; borumu? Acıdan beslenmeyince, havadan besleniyor. Ne yakıt, ne zaman sorunu var. Ay'da buluşup, bir koşu Mars'a gitmek, Jupider'e uçup, kaplıcalara akabiliriz. Sınır(siz) bir beyin gücü. Yanlız çok ciddi bir sorun var. Elde edilen son verilere göre 2020 yılında 20 milyar akıllı cihaz pazarda olacak. Çok uzağa gitmeyim;
Mesela şimdi bile kaçımız rehberi kullanmadan, kendi aklınızdan telefon numarasını yazıyoruz. Kaçınız, akıllı telefonun pili bitince, aslında ezberimizde birşey kalmadığının farkındayız. O nedenle tembelleşen beyin, neredeyse bütün işleri cihazlara yüklemiş bile. Düşünsenize 2020'deki akıllı telefon sayısının 20 milyar olduğunu. işte o zaman bırakın olumsuz düşüneni; düşünen insanların yeri bir ayrı olacak. Mesela ben... Benim yerim ayrı; Şimdi ofisteyim, birazdan evime gideceğim. Ama önce dergiyi bitirmem gerek. Neyse, desteksiz sallamamın, sınırsız saçmalamamın nedeni, artık kötü şeyler düşünmek istemiyor olmamdan kaynaklanıyor. Sizde benim gibi olun. Sağlıktan başka herşey yalan. Kendinize iyi bakın, geri kalan tüm dertler mutlaka geçecektir. Dünyanın en güzel şeyi; Sevgiyle kalın. Öpüldünüz. Öyle yazdım ama siz yine de kimin sizi öptüğüne de bakın!..
Merit Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar
Merit Royal Hotel Casino&SPA Artık Çok Daha Özel
K
ıbrıs'ın en özel oteli Merit Royal Hotel Casino & SPA, gastronomi alanında saygınlık ifadesi olan ve yüksek gastronomiyi temsil eden Chaine des Rotisseurs arması aldı. Geçtiğimiz ay içinde özel bir törenle otel girişine asılan tabela ile Merit Royal Hotel ve içindeki restoranlar seçkin mekanlar arasına girdi. Tabela takma seramonisine Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Chaine des Rotisseurs Başkanı Muhammet Hamam’ın yanı sıra özel davetliler katıldı. Törende bir konuşma yapan Merit
Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar, böylesine bir arma ile onurlandırılmalarının anlamının kendileri için çok büyük olduğunu söyledi. Uzun süredir tüm ekibin yiyecek içecek ve servis alanında yaptıkları çalışmalar semeresini verdi ve Kuzey Kıbrıs’ın dünyaya tanıtılması için önemli bir kapının aralandığını belirten Reha Arar, “O gece dostluk adına Chaine des Rotisseurs Güney Kıbrıs Başkan Yardımcısı Sayın Haris Savva‘ya ve Chaine des Rotisseurs üyesi olan John Cregoriou’ya verdiğimiz zeytin dalları şimdi filizleniyor. O gece de belirttiğim gibi, bu zeytin dalları bu tipte kardeş yemeklerinin, dost yemeklerinin ülkelerimizde artmasını, bizlerin bu yemeklere çok rahatlıkla gidip gelmemizi ve her iki ülkenin gastronomi alanında gelişmesini sağlayacak. Bu gece, Merit Royal Royal Hotel’e asılan bu Chaine des Rotisseurs arması da bu kapının anahtarı olacak. Kuzey Kıbrıs’ta bir ilki daha gerçekleştirdik” dedi. Muhammed Hammam
ise, Chaine des Rotisseurs armasını Merit Royal Hotel’e taktim etmekten son derece mutlu olduğunu ve bu armaya sahip olmanın dünyadaki tüm oteller ve restoranlar için çok önemli olduğunu söyledi. Hammam, “Merit Royal Hotel’in bu armaya sahip olmasından dolayı gurur duyması gerekir. Bu başarıyı hakkettiler. Tüm ekibi kutluyorum” dedi. Törende Haziran ayı içinde kendilerini bir öğle yemeğinde ağırlayan ve Chaine des Rotisseurs üyelerinin büyük beğenisini kazanan Ahmet Aydeniz’e de bir plaket armağan etti. Geçmişi 1248 yılına dayanan Amatör ve profesyonelleri biraraya getirmeyi amaçlayan uluslararası bir gastronomi topluluğu Chaine des Rotisseurs’e üye gurmeler, Merit Royal Hotel’de Haziran ayı içinde biraraya gelmişti.
Merit Royal Hotel’in Chaine des Rotisseurs arması takılması törenine ZOOM Dergi Grubu ekip olarak davetliydi. Mesut Günsev, Mustafa Şah, Ali Özçil, İhsan Erol Özçil, Selcan Biryılmaz ile Yayın Grubu Direktörlerimiz Birol Bebek ve Gülsüm Gözenler de yer aldı...
AYINDA KUZEY KIBRIS’TA GERÇEKLEŞTİRİLEN GASTRONOMİ ZİRVESİNDE ↘ HAZİRAN AĞIRLANAN DÜNYANIN EN ÜNLÜ GURMELERİ, MERİT ROYAL HOTEL’İ CHAINE DES ROTISSEURS ARMASI İLE ÖDÜLLENDİRDİ…
haber
MİLYONLARI ZAYIFLATAN DR. DUKAN LEZZETLERİ ARTIK BİZE DAHA YAKIN
MINIK PIYANIST SUNA 2 BIRINCILIK KAZANDI Bulgaristan’ın Albena şehrinde bu yıl ikincisi düzenlenen “2. International Music Competition“ Heirs of Orpheus”da Kuzey Kıbrıs fırtınası esti. Yarışmaya ülkemiz adına katılan 7 yaşındaki piyanist Suna Alsancak ve piyanist Rauf Kasimov 2’şer birincilik, yetenekli genç piyanistlerden Erol Emmioğlu üçüncülük kazanarak gurur veren bir başarıya imza attılar. Kültür Bakanlığı’nın da katkılarıyla, aralarında Rusya, ABD, Bulgaristan, Türkiye, Azerbaycan, Hollanda, Romanya’nın da içinde bulunduğu 14 ülkenin katıldığı “Heirs of Orpheus”a 2 öğrencisiyle birlikte katılarak ödülleri toplayan Rauf Kasimov, ‘Öğretmen - Öğrenci’ dalında Suna Alsancak’la birlikte ve Beste dalında birincilik alırken, alkış yağmuruna tutulan minik Suna 7-12 Yaş Gurubu Piyano dalında ve öğretmeni Kasimov’la ‘Öğretmen - Öğrenci’ dalındaki birinciliğiyle göz doldurdu. 17 yaşındaki Erol Emmioğlu da 15 – 19 yaş grubunda konservatuar öğrencileriyle yarışarak anlamlı bir üçüncülük elde etti. Suna ve Erol yarışma süresince jurideki piyano hocalarıyla da master class yaptılar.
12 ZOOM
Dünyada 38 milyona yakın insanın forma kavuşmasını sağlayan Dr. Dukan, mini kraker, gevrek, bisküvi, bar gibi birbirinden lezzetli, sağlıklı ve hafif ürünleriyle Türkiye pazarına girdi. Dünyaya Dukan metodunu tanıtarak, milyonları forma kavuşturan, kitaplarıyla sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı olarak sunan ve imkansız sanılan kiloların gözle görülür şekilde verilmesini sağlayan ünlü Fransız Doktor Pierre Dukan, yulaf kepeği mucizesi ile benzersiz lezzetler yarattı. Kalori hesabı yapmadan, lif oranı yüksek ve yulaf kepeği içeren mini krakerler, kırmızı meyveler ve karamel olmak üzere 2 farklı lezzet seçeneği ile sunulan gevrekler, fındıklı, vanilyalı, tarçınlı, Hindistan cevizli, çikolatalı bisküviler ve keten tohumlu, fındıklı çikolatalı barlar ile günün her saatinde bu lezzetli ara öğünlerle sağlıklı tokluğu hissediyorsunuz.
PRONTOTOUR’A ALTIN ÖRÜMCEK ÖDÜLÜ! Prontotour, bu yıl 12.si düzenlenen Altın Örümcek Web Ödülleri’nde en iyi tur operatörü seçildi. Her yıl turizmde trendleri belirleyen Prontotour, internette alanında da başarılarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Geçtiğimiz ay, en iyi ticaret siteleri arasına adını yazdıran Prontotour, şimdi de web sitesi ile Altın Örümcek ödülü kazandı. 12. Altın Örümcek Ödül Gecesi’nde Jüri Değerlendirmeleri sonucunda Turizm/Seyahat kategorisinde en iyi web sitesine sahip 2. firma oldu. Turizm sektöründe tur operatörü olarak da birincilik ipini göğüsleyen firma oldu. İş ve günlük hayatta, her geçen gün çok daha önemli ve vazgeçilmez bir konuma sahip olan internetin gelişimine paralel olarak, Altın Örümcek Web Ödülleri, her sene pek çok farklı kategoride web sitesini ödüllendirmektedir.
Çıkmaz Demeyin Şansınızı Deneyin Bir Bilet Alın Sizde Kazanın
haber
YALE TÜRKİYE, KUZEY KIBRIS’TAKİ BAYİLİĞİNİ YAR GROUP’A VERDİ!
FODER’DEN YENİ SEZONA MERHABA: Yaz döneminde etkinliklerine ara veren Kıbrıs Türk Fotoğraf Derneği (FODER), geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği açılış kokteyli ile yeni fotoğraf sezonuna merhaba dedi. Katılımın oldukça yüksek olduğu gecede, 1992 yılında AFSAD adı ile kurulan Derneğin eski Başkanları ve üyelerinin bir kısmı da açılışta hazır bulunarak, yıllar sonra biraraya gelmenin mutluluğunu yaşadılar. Dernek avlusunda gerçekleşen açılışta birçok önemli konuk yer aldı. Dernek Başkanı Mehmet Gökyiğit’in konuşmasının ardından, Kocaeli Kent Konseyi fotoğraf derneği Başkanı Nurşah Şahin ve Faruk Köseoğlu tarafından hazırlanan iki sunum büyük bir beğeni ile izlendi. Gecede FODER sunumu gerçekleşti. Geç vakitlere kadar süren açılışta, eski ve yeni üyeler ile konuklar birlikte güzel bir etkinlikte birarada olmanın keyfini çıkardılar ve bol bol anı fotoğrafı çektirdiler.
14 ZOOM
Kilitleme ve güvenlik sistemleri alanında senelik 5,5 milyar Euro ciroya sahip Assa Abloy’un bünyesinde yer alan Yale, Türkiye organizasyonu üzerinden, bölge ülkelerinde yeniden yapılanma süreci başlattı. Bu kapsamda Yale Türkiye, yurt dışındaki ilk bayiliğini Kuzey Kıbrıs’ta YAR Group’a verdi. Antik Mısır’da 4 bin yıl önce kullanılan modelden yola çıkarak geliştirdiği ve 1861’de patentini aldığı silindir kilidin mucidi olarak bilinen Yale, Türkiye’deki yeniden yapılanma atağını yavru vatana da taşıdı. Kuzey Kıbrıs bayiliğini YAR Group’a veren firma, Türki Cumhuriyetler ve K.Irak’ta da bayilik modeli ile yeni satış kanalları oluşturmayı hedefliyor. Yale, Alarm Merkezi’ni Kuzey Kıbrıs’a taşımayı hedefliyor Türkiye pazarına 1943’te giren ve kapı kilitlerinden seyahat kilitlerine kadar kullanıcıların ihtiyaçlarına göre yüzlerce farklı ürün sunan ABD’li Yale, ev güvenliği alanındaki yeni hizmeti “Alarm Merkezi”ni bu ayın başında yaptığı bir sunumla tanıttı. Ev ve işyerlerinde etkin güvenlik sağlayan Yale Alarm Merkezi’nde aylık abonelik veya sabit hizmet bedeli bulunmuyor. Premium ve Compact isminde iki farklı ürün modelinin yer aldığı sisteme, ihtiyaca göre 12 ayrı güvenlik aksesuarı eklenebiliyor.
FADO’NUN DİVASI MARIZA İÇİN YERİNİ AYIRTIN 3 kez Grammy adaylığı ile ve üst üste 3 kez kazandığı “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” BBC Ödülleriyle, meşhur Guardian gazetesinin “Dünya Müziğinin Divası” olarak gösterdiği Mariza, 2014 turnesinde unutulmaz hitlerini sahneye taşırken, müzikal yolculuğu sırasında başka şarkıcılardan sevdiği şarkıları da sevenleri ile buluşturuyor. Grammy Ödüllerine aday gösterilen ilk Portekizli sanatçı olan Mariza, ilk Dünya Müzik Ödülünü de yine Fado söyleyerek almıştı. Paris’te Fen Edebiyat Akademisi’nin “Medaille de Vermeil” madalyasıyla ödüllendirilen sanatçının “Terra “ albümü de En İyi Folk Müzik ve En İyi Prodüktör dallarında Latin Grammy Ödüllerinin sahibi oldu. Türkiye’de de büyük hayran kitlesine sahip olan sanatçı yeni albümünü çıkarmaya hazırlanırken 6 Kasım’da Ankara’da Meb Şura Salonu’nda ve Istanbul’da 7 Kasım’da CRR’de sahne alacak!
haber
Yaştaşları Kuzeyde, torun bakıp çiçek sulayan Güney Kıbrıslı dostlarımız, kurdukları klüple örnek bir çalışmaya imza atıyor. Merkezi Makarios Caddesi üzerinde olan Enorasis socio-cultural clup, 900 kayıtlı üyeye sahip. Kendilerini 'kültüre, sosyal yaşama ve çevreye duyarlı insanlar gurubu' olarak niteleyen grup, 15 günde bir düzenledikleri konferanslarla biraraya geliyor. Biraz, kültür, biraz gezi, daha çok ta birlikte olmanın keyfini çıkaran grup üyeleri, evde, ya da internet başında olmanın dışında bir yaşamı tercih etmiş. Seminer sonrası dakikalar içinde fonda çalan müzikle oynama başlayan klüp üyeleri, hayranlık uyandıran programları ile bizim içinde örnek bir birlikteliğe işaret ediyor..
Zekai Altan 'Ortak Kıbrıs Mutfağı'nı Bu kez Güney'deki dostlarımız için anlattı TURIZM VE GASTRONOMI DENILINCE ILK AKLA GELEN ISIMLERIN BAŞINDA GE↘ ÜLKEMIZDE LEN ZEKAI ALTAN, BUKEZ GÜNEYDEYDI. USTA ISIM "ORTAK KIBRIS MUTFAĞIMIZ" KONULU BIR SEMINERDE, IKI TARAF ARASINDAKI MUTFAK KÜLTÜRÜ HAKKINDA BILGI VERDI.
T
urizm ve Gastronomi denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Zekai Altan, geçtiğimiz ay içinde özel bir buluşmada "Ortak Kıbrıs Mutfağı"nı anlattı. Güney Lefkoşa'da ülkemizdeki yaştaşları içinde örnek teşkil edecek organizasyonları ile dikkat çeken, Enorasis Sosyal ve Kültürel Klüp'ün Sonbahar buluşmalarında konu bu kez gastronomiydi. Başkanlığını Mirenda Sidera, Genel Sekreterliğini Gaston Veocleus'un yaptığı klübün Güney Lefkoşa'da Makarios Caddesindeki lokalinde gerçekleşen organizasyonda Altan, Kuzey ve Güney Kıbrıs'ın aslında ortak bir kültüre sahip olduğunu ortaya koydu. Ortak isimlere, ortak tariflere işaret eden Altan, iki tarafta da gelenesel Kıbrıs Mutfağı'nın unutulmaya başlandığına dikkat çekti. İsim isim, konuşulan, zaman zaman katılımcıların da dahil olduğu bilgilendirme toplantısı sonrasında, rennkli görüntüler vardı. Klüp yıl içinde Güney'de ve Kuzey'de farklı programlara imza atıyor.
16 ZOOM
Klüp üyeleri, önce konferansı izledi ardından dakikal içinde fonda çalan müzikle sahnedeydi. Çoğu emeklilerden oluşan grupta, Türk tarafından da üyeler yer alıyor...
haber
Türkiye’nin yurt içi ve yurt dışında en çok ödül alan kadın sanatçısı
Hülya Koçyiğit
T
ürk sinemasının 100 yaşı kutlanırken, 50 yıllık sanat hayatının en özel karelerinin yer aldığı, “Hülya Koçyiğit Geçmişten Geleceğe Fotoğraf Sergisi” geçtiğimiz ay Hülya Koçyiğit’in de katılımı ile gerçekleşti. Susuz Yaz, Gelin, Düğün, Diyet, Derman, Cemile, Tanrı Misafiri, Samanyolu gibi toplam 211 filmi ile Tamer Yiğit, Talat Polat, Uğur Dündar, Ayhan Işık, Kartal Tibet gibi ünlü aktörlerinde fotoğrafları yer alıyor . Türk sinemasına iz bırakan Hülya Koçyiğit adına yapılan sergide, sanatçının film setle-
18 ZOOM
rinden de birçok fotoğraf kareleri yer aldı. Hülya Koçyiğit geçmişten geleceğe fotoğraf sergisinde 30 kişilik ekip ile 3 ay boyunca sanatçının fotoğraflarını aradı, buldu. Özel olarak taramaları ve baskısı yapıldı. Hülya Koçyiğit fanları Türkiye’nin hatta dünyanın her yerinden Almanya, Siirt, Hollanda, İngiltere, İzmir, İsveç, Trabzon’dan kendilerine ait olan arşiv fotoğraflarını paylaştılar. 2000 adet fotoğrafın en yeni teknoloji ile baskısı yapılan sergide Hülya Koçyiğit’in setlerden, galalara, gazete küpürlerinden, dergilere, en özel kareleriyle, yaşamın en güzel anılarına tanıklık edildi. Kale Outlet Center’in 26.000 m2’lik alanın, tüm koridorları, mağaza vitrinleri, Hülya Koçyiğit fotoğrafları ile renklendi. Hülya Koçyiğit fotoğrafları sergisinden elde edilen gelir, Hülya Koçyiğit istediği üzerine Parıntı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği’ne bağışlandı.
Tüm Kıbrıs Halkının Hizmetindeyiz.
Lefkoşa-Mağusa Anayolu, Girne Dağyolu Kavşağı,Demirhan Tel: 0392 245 4360-61-62-63-64 Fax: 0392 245 4356
haber
Ev tozu akarından korunmak için: - Yatak odasından tüm toz toplayıcı eşyalar uzaklaştırılmalıdır. Halılar kalkmalı, kitap, dekoratif eşyalar, peluş aksesuarlar toplanmalıdır. - Tüm yatak çarşaf, nevresim ve yastık kılıfları haftada bir en az 60 derece ısıda yıkanmalıdır. - Ağır perdeler hafif ve yıkanabilir olanlarla değiştirilmelidir. - Evcil hayvan varsa yatak odasına girmesine izin verilmemelidir. - Evin ortamı nemli olmamalıdır.
- Ev ve araba klima filtrelerinin düzenli temizlenmesi sağlanmalıdır. Alerjik polenden korunmak için: - Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde sabah saatlerinde, açık alanlara çıkmamaya özen gösterilmesi gerekir. - Çimen polenine alerjisi olanlar, bahçe çimlerini biçmemeli veya biçilirken ortamda bulunmamalı. - Polenler ile kaplanma riskine karşı giysiler ve çamaşırlar polen
mevsiminde açık havada kurutulmamalı. - Otomobil alınacağı veya değiştirileceği zaman, polen yakalayıcı hava filtreleri olan modeller tercih edilmeli. Otomobillerdeki polen filtresinin bakımı ise düzenli olarak yaptırılmalı. - Akşamları eve gelince kıyafetler değiştirilmeli ve duş alınmalı.
Alerjik Besinler - Süt - Yumurta - Soya - Deniz ürünleri - Meyve - Kuruyemiş Alerjiden Koruyan Besinler - Brokoli - Biber - Yeşil yapraklı sebzeler
A
şırı sıcaklar artık bitti, mevsim değişiyor. Eylül ayı açık havada yapılan yürüyüşler için belki de en ideal mevsimlerdendi. Ancak mevsimsel alerji sorununuz varsa mevsim değişiklikleri sizin için kabus olabilir. Bu yüzden hem alerjisi olan hem de alerjiye eğilimlilerin özellikle sonbaharı karşıladığımız bugünlerde çok dikkatli olması gerekiyor. Ağırlıklı olarak mevsim geçişlerinde ortaya çıkan polenlerin alerjiye sebep olduğunu söyleyen Liv Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferah Ece, ev tozu ve polenlere karşı alerjik bünyeliler ile astım hastalarını uyarıyor: “Mevsimsel alerji, astım ataklarına neden oluyor. Bu sebeple alerjik bünyelilerin ve astım hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmaları çok önemli. ‘İyiyim’ diyerek ilaç kullanımını asla kesmemeli” diyor. Tıkanıklık, kızarıklık ve kaşıntı yapabilir Alerjik reaksiyona yol açan antijen olan alerjenler, solunum yoluyla, ağızdan yutularak (besinler ve ilaçlar şeklinde), deri veya mukozadan temas ya da enjeksiyon yoluyla vücuda girebilir. Birçok tipi olan alerjik reaksiyonlar vücudun farklı bölümlerinde meydana gelebilir. Tutulan sisteme göre deride ürtiker, gözlerde kızarıklık, burunda kaşıntı, tıkanıklık, akıntı, solunum zorluğu ve öksürüğe sebep olur. Alerjenler kabusunuz olmasın Mevsimsel alerji genellikle üst solunum yollarında başlayıp zamanla alt solunum yollarını da tutar ve astım ataklarına sebep olur. Ayrıca mevsimsel alerjinin yüzde 30 oranla astıma dönüşmesi alerjide erken tanının önemini ortaya koyuyor. Ağaç polenleri, ev tozu akarları, evcil hayvanların tüyü, hamam böcekleri alerjiyi tetikleyen etkenlerin başında geliyor. Alerjiye karşı en temel önlem için ise alerjen maruziyetinden uzaklaşmak gerekiyor.
20 ZOOM
Mevsim Geçişlerine
Dikkat!
DEĞIŞIKLIKLERI SIZIN IÇIN KABUS OLABILIR. BU YÜZDEN HEM ALERJISI OLAN HEM ↘ MEVSIM DE ALERJIYE EĞILIMLILERIN ÖZELLIKLE SONBAHARI KARŞILADIĞIMIZ BUGÜNLERDE ÇOK DIKKATLI OLMASI GEREKIYOR. www.cypruszoom.com
21
gezi
yazı ve fotoğraflar
MustafaŞah
Lofou Köyü YÖNDEN TARIHI TURISTIK ÖNEMI BULUNAN KÖY, YILLAR ÖNCE UNESCO ↘ MIMARI TARAFINDAN "TARIHI MIRAS" LISTESILISTESINE ALINMIŞ. BÖLGE HER GEÇEN GÜN TURIZM AÇISINDAN ÖNEM KAZANDIĞI IÇIN KÖYÜ TERKEDEN YERLILERI, GERI DÖNEREK EVLERINI ORIJINAL KARAKTERLERINI BOZMADAN VE TAMAMEN ASLINA SADIK KALINARAK RESTORE EDIYORLAR.
L
ofou, gerçek anlamda tarihi ve turistik bir köy. Köye girer girmez evlerin ve diğer mekanların taş mimarisi, çiçeklerle süslenmiş daracık sokakları, antika olmuş kapıları ve uzak bir mekandan gelen müzik sesi ve “souvla” kokuları, sokak kapıları sonuna kadar açık avlularında büyük bir masada topluca eğlenen ailelerin hoş sohbetleri, akraba ve dostları ile içkilerini yudumlarken şarkılar söyleyen insanların gerçek muhabbetini görünce duygulandım ve Kıbrıs’ın eski huzur dolu ortamını gecici bir an dahi olsa yaşamış oldum. Kıbrıslı'nın gerçek kültürünü yakından bilen bizim nesil, eminim ki, bu satırları okudukları anda Kıbrıslı'nın gerçek kültürünü hatırlayacaklar ve duygulanacaklardır. Bu köyün tarihinin Tunç Devrine kadar dayandığını öğreniyorum. Eskiden insanlar korsanlardan korunmak için kıyıdan bakıldığı zaman yerleşim birimlerinlerini saklayabilecek dağlık ve ormanlık alanlara yerleşiyorlardı. Tepe anlamına gelen Lofou köyü Limasol kazasında Trodos Dağları eteklerinde bu amaçla kurulmuş. Mimari yönden tarihi turistik önemi bulunan köy, yıllar önce UNESCO tarafından korunması gerekenler listesine alınmış. Bölge her geçen gün turistik açıdan önem kazandığı için köyü önceleri terkeden
22 ZOOM
yerlileri, geri dönerek evlerini orijinal karakterlerini bozmadan ve tamamen aslına sadık kalınarak restore ediyorlar. Köyün bir diğer özelliği ise şarap üretim bölgesinin tam ortasında kurulmuş olması ve de Kıbrıs’ın güzel ve bozulmamış köylerinden biri olarak kabul edilmesi, buranın önemini bir o kadar daha artırıyor. Labirent ve Arnavut kaldırımlı ve de en önemlisi trafikden uzak daracık sokaklar ve renove edilmiş evler ve orada yaşanan huzur, insana hayat veriyor.
Bu nedenle buradaki huzur ve sessizlik, özellikle modern hayatın baskılarından kaçan insanlar için Lofou köyü otamatik olarak ideal bir destinasyon merkezi oluyor. Kış aylarında kayak yapılabilen köyde, ormanda yürüyüşler ve şelaleler ayrı atraksiyonlar olarak biliniyor. Köyden Limasol’a vasıta ile 20 dakikada varmak mümkün.
www.cypruszoom.com
23
gezi
Lofou'da Paluze Festivali
24 ZOOM
K
ıbrıs’ta paluze denince akla ilk gelen üzüm paluzesidir. Bağ ve şarapçılığın 4000 yıllık geçmişi olduğu ülkemizde doğal olarak üzümden yapılan birçok üründen biri olan paluze kurutulduğu zaman ise mutfak kültürümüze köfter olarak giriyor. Paluzenin içeriğine baktığımız zaman ise, esas temel maddelerin üzüm suyu, buğday unu olduğunu, gülsuyu ve bazı hallerde feslikanla (fesleğen) tatlandırıldığını görüyoruz. 21 Eylül 2014 tarihinde Kıbrıs’ın her iki kesiminde de Paluze Festivali vardı. Kuzeyde Bağlıköy’de (Ambelikou), güneyde Lofou Köyü'nde gerçekleştirilen paluze festivalinin Kıbrıslılar'ın, turist ve ziyaretçilerin odak noktası olduğunu düşünüyorum. Ben, o gün Lofou köyünde düzenlenen Paluze festivalindeydim. Yüzlerce insanın katıldığı ve paluze tadım kuyruğunda bekleyen insanların sabırla sıralarının gelmesini beklediklerini gördüğüm zaman, herkesin paluzeyi çok sevdiğine karar verdim. Rum Maliye Bakanının himayelerinde ve köy İlkokulunda düzenlenen bu festivalde iyi bir organizasyon vardı. Paluze tadım büfeleri görevlilerin itinalı çalışmaları sayesinde aksamadan saatlerce devam etti. Kazanlarda aralıksız olarak pişirilen paluzeler tadım noktalarına yine eksiksiz ve aksamadan taşındı. En önemlisi herkes bu nefis ürünü tatma fırsatı buldu. Bağlıköyü ziyaret eden arkadaşlardan aldığım bilgiye göre, halka sunulan paluze kısa bir zaman diliminde tükenmiş ve devamı sağlanamamış. Çok sevdiğim Bağlıköylüler adına üzüldüm. Demek ki, köyün adına uygun olarak daha çok bağ
yetiştirmek ve böylesi güzel bir Paluze festivalinde kazanlarda kaynayan paluzenin eksilmemesi için tedbirler almak gerekecek önümüzdeki yıllarda düzenlenecek festivalde. “Taşsın dökülmesin, artsın eksilmesin” sözüne sadık kalınarak daha başarılı hizmetler verileceğine inanıyorum. Rum Maliye Bakanı'nın da hazır bulunduğu festival alanında müthiş bir kalabalık vardı. Yerel ürünlerin sergilendiği ve satıldığı satış noktaları, canlı olarak yapılan el işleri şovları, eski mutfak araç, gereçleri, kumlu kahve ocakları, seramik kapların teşhiri oldukça nostaljik ve etkileyiciydi. Kıbrıs eşekleri ile gezilerin de yer aldığı festival, Kıbrıs şarkıları, geleneksel halk oyunları ve daha birçok etkinliklerle taçlandırılmış oldu.
↘
KIBRIS’TA PALUZE DENINCE AKLA ILK GELEN ÜZÜM PALUZESIDIR. BAĞ VE ŞARAPÇILIĞIN 4000 YILLIK GEÇMIŞI OLDUĞU ÜLKEMIZDE DOĞAL OLARAK ÜZÜMDEN YAPILAN BIRÇOK ÜRÜNDEN BIRI OLAN PALUZE KURUTULDUĞU ZAMAN ISE MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZE KÖFTER OLARAK GIRIYOR.
www.cypruszoom.com
25
Intel’den kadınlara hem şık hem akıllı bileklik
I
ntel ve Opening Ceremony; Ocak 2014’te Las Vegas’ta düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı CES’te Opening Ceremony ekibinden Humberto Leon ve Carol Lim tarafından tasarlanacak, teknoloji entegrasyonu ve endüstriyel tasarım uzmanlığı Intel tarafından sağlanacak olan akıllı bir bilezik üzerinde çalıştıklarını duyurmuşlardı. Yoğun konsept ve tasarım sürecinin ilk çıktıları, ilk kez tüketicilerin beğenisine sunuldu. Ünlü fotoğrafçı Collier Schorr’un objektifine MICA ile poz veren modeller Kirsten Owen ve Ajak Deng’in fotoğrafları, Opening Ceremony’nin Sonbahar/Kış 2014 koleksiyonunda bileziğin ilk görüntüleri olarak sayfalara taşındı. Kadınsı aksesuarlar günlük yaşama daha önce görülmemiş şekilde dâhil oluyor. Moda ve teknolojinin yakınsamasına yeni bir soluk getiren MICA, lüks kadın aksesuarlarına teknolojiyi entegre ederek kadının iş ile sosyal yaşamını bir araya getiriyor.
MICA, kısa mesaj, toplantı uyarıları ve genel bildirimler gibi iletilerin kadınların bileklerine doğrudan ulaşmasını ve kadınların kesintisiz olarak bağlı kalmasını sağlıyor. MICA, Opening Ceremony’nin moda uzmanlığı ve Openin Ceremony’nin kendine has topluğunun yönlendirmeleri ile Intel’in endüstriyel tasarım yeteneklerini temel alarak moda ve teknoloji endüstrisinin gerçek işbirliği ile hayata geçirildi. MICA’nın çığır açan tasarımı, yarı-değerli taşlar ve su yılanı derisini, iletişim yetenekleri ve kablosuz şarj desteğinin de dahil olduğu gelişmiş teknolojiyle buluşturuyor. Kavisli safir cam dokunmatik ekranı bulunan MICA, iki özel seçenekle tüketicilerle buluşacak. İlk tasarım Çin’den gelen inci, siyah su yılanı derisi ve Madagaskar’dan gelen lapis taşlarından oluşurken, ikinci tasarım Güney Afrika’dan Kaplan gözü, beyaz su yılanı derisi ve Rusya’dan gelen volkan camından (obsidyen cam) üretildi.
Entegre Akıllı Motosiklet Kaskı Skully AR-1 Kask motosiklet kullanıcılarına yeni bir standart getiriyor. şirketin kurucusu ve CEO’su, Marcus Weller, motosiklet sürücülerinin kendi güvenlik donanımlarına yeni teknolojiler entegre ettiklerini, güvenlik seviyesini güçlendirdiklerini ve daha ekstra donanımlar eklemek istediğini söyledi. Ancak geliştirilen kaskın bu halide fena değil yani. Kask’ın arkasına monte edilmiş 180 derece görme açısına sahip kamera saysinde kask’ın ön camının sağ alt köşesinde bulunan küçük ekrana gelen görüntü sayesinde sürüş güvenliğini kontrol altına almak daha kolay hale geliyor. Ayrıca Bluetooth yardımı ile yine bu ekranda sürücünün cep telefonuna gelen aramaların görülebileceği ve cevap verilebileciği ya da ses komutu ile hazır mesaj gönderebileceği, müzik dinleyebileceği dinlediği müzikle ilgili bilgileri görebileceği, Bununla birlikte ekrana GPS bilgileri yansıyarak, motorcuya yönünü bulma anlamında çok büyük kolaylık sağlayabileceği, güvenliğin ve keyfin teknoloji ile desteklenmiş hali bu akıllı kask ile sürücüye sunuluyor.
26 ZOOM
Yemek masasında Fazlasını arayanlara
teknoloji
Belçika Bienali Interieur’da sunulan ve ‘2014 Interieur Ödülü’ne layık görülen, Tasarımcı Moritz Putzier’in ilginç tasarımı yemek masasından fazlasını arayanlar için. Tasarım evin merkezi bir parçası haline gelebilecek bir yaratıcılığa sahip. Birlikte yemek pişirebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz , çalışmalarınızı yapabileceğiniz tasarım, farklılıklarıyla göz dolduruyor. Ayrıca kesme tahtası olarak da kullanabileceğiniz masada, farklı büyüklüklerde seramik kaselerde yer alıyor.
Hayal değil gerçek Yenilikçi Mühendislik ile Drag Race Özellikler taşıyan bir motorsiklet, hayal değil gerçek. Konfederasyon X132 Speedster tasarımı ile motorsiklet tutkunlarının hayallerini süslüyor. Bu Motosiklet adını ikinci Dünya Savaşında kullanılan, F6F avcı uçaklardan almış. Yenilikçi mühendislik ile donatılmış ve sıradışı drag yarışı mimarisi ile tasarlanmış avant-garde tasarımı ile şaşırtıcı özelliklere sahip. Tasarımda hellcat, ahşap, alüminyum kasa, yani uçaklarda kullanılan alüminyum iki blok ile işlenmiş. Bu durum Amerika’nın süper güç aktarım teknolojisi ile en iyi V-Twin teknolojisini birleştiriyor. 121 HP, 140 ayak pound tork, 18-inç karbon fiber jantlar, güzel deri traktör koltuğu, ayarlanabilir süspansiyon ve çift pergel frenler bulunuyor. Şirket gücü ve dayanıklılığı maksimize etmek için en iyi tasarımı yapmış olduğunu savunuyor. Haksız da değil.
www.cypruszoom.com
27
mesutgunsev@gmail.com
Mesut Günsev
Konak Eczanesi
T
arihi Sarayönü Meydanı’nda, yani Lefkoşa Atatürk Meydanı’nın Asmaaltı’ na yönelen köşesinde... Mutlaka bilirsiniz Konak Eczanesini.. Yıllarca önce kapısından ilk girdiğim günü hatırlıyorum. Sarayönü’nün sıcak ve yoğun bir yaz gününün hareketliliğinden, yüzlerce parfüm ve kozmetik şişesinin arasından süzülen ve ışık oyunları ile onların renklerini yansıtan aleme daldım. Derinden gelen ve kulağı hiç rahatsız etmeyen Klasik Türk Musikisi’nin insanın ruhuna işleyen ezgileri arasında, son derece şık giyimli, giysisinin renkleri kravat ve mendili ile uyumlu, etkileyici bir ses tonuyla konuşan, Türkiye tabiri ile tam ve gerçek bir “İstanbul Beyefendisi” karşılaştım. Bana bu büyülü gibi gelen ortamda, kullanacağım ilacı detayları ile izah etti. "Şeher'in, yani Lefkoşa’nın bir bakıma çılgın kalabalığından uzak, kendi istiridyesi içinde yaşayan bir 'inci' gibi sakin, sessiz ve üreterek yaşayan bu
28 ZOOM
kişinin Salih Suphi Bey olduğunu öğrendim. Dostum Emekli Başbakanlık Müsteşarı Aydın Sami Bey’e bu tanışmadan söz ettiğimde, kendisinin çok köklü bir aileden geldiğini, ancak bestekarlık ve Klasik Türk Musikisi hakkındaki bilgi, birikim ve yorumculuğunun, eczacılığının çok önüne geçtiğini söyledi. İki gece süresince aklıma takılan çok eski bir şarkının dizelerini bir türlü anımsayamayıp - o zaman Google yoktu tabii -bendeki güfte kitabında da bulamayınca sabah, sabah eczaneye gittim... Bu çok az bilinen şarkının ilk iki dizesini söyledim: “Bu akşam son defa seni görmeden/Dediler göç etti sevgilin, neden” Beni çoğu zaman şaşırtan bilgeliği ve sakin haliyle, şarkının tüm güftesini davudi sesiyle hafifçe seslendirerek okudu, hatta makam ve bestekarını da söyleyiverdi. Konak Eczanesi’nin Beyefendisi Salih Suphi Soner ‘le gerçek dostluğumuz böyle başladı.
Çok sonraları dostluğundan onur duyduğum, Klasik Tür Musikisi’nin yaşayan en büyük seslerinden biri olan Devlet Sanatçısı İnci Çayırlı Hanımefendi’den Kıbrıs’ın bu “gizli müzik hazinesi’nin kariyerini de öğrendim Üstad Münir Nureddin Selçuk ve Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’nın talebesi olan Salih Suphi Soner, yüzlerce çok değerli bestenin de sahibi. Bu besteler TRT’nin repertuarına girmiş, oldukça hacimli iki kitap halinde yayınlanmış, günümüz değerli sanatçıları tarafından hala seslendirilmekteler... Artık Konak Eczanesi, fırtınalı denizlerinden sıyrılmak isteyen bir denizcinin sığınacak limanı oldu benim için. Zaman zaman bir dörtlüğün, bir şiirin beste öncesi şekillenişini görüp duymak, bu lezzet ve heyecanı paylaşmak, kaybettiğim annem ile ilgili taziye sözlerine ek olarak bu amaçla yürekten gelerek satırlara yansıtılan dizelerin elime verilmesi.. Lefkoşa ‘nın bu üç 'S' harfi ile “sevgi, saygı ve sabır” ı tanımlayan ve sarmalayan ismi ve güleryüzlü beyefendisi Salih Suphi Soner, bunların duyulmasını ve bilinmesini hiç istemeden ve yayınlanmasına da izin vermeden, kendi kozasında yaşayan ipek böceği gibi yaşamaya ve üretmeye devam ediyor.. ...Ve umarım, bu sırrı açıkladığım için beni affedecektir...
DEDİ
Kİ!..
a! adır. Am e ik r a h iz k yapma ariyerin Kariyer ecelerinde k . kış g sınız Soğuk rılıp yatamaz oe sa n Monr Marily
tecrübe “Asla tek bir gelir kaynağın olmasın. İkinci bir kaynak için yatırım yap." Warner Buffett
ŞAİR DEDİ Kİ!.. Sen yine bana nasılsın diye sor Kötüysem iyi olurum
YOLCU HANDAN AYRILDI...
G
eçtiğimiz ay çok önemli asker kökenli bir Türk şairi sessizce ayrılıverdi aramızdan. Deniz Lisesi'nde de uzun yıllar edebiyat dersleri verdiği için özellikle talebesi olan devrelerden hocaya yüzlerce rahmet mesajı yağdı. Belki ismini hemen anımsamayabilirsiniz. Ama 'kara gözlüm, efkarlanma gül gayri' diye başlayan, 'Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı', gibi şarkılarının ilk dizelerini size hatırlatsam, hemen dudaklarınızdan devamı gelecektir bu mısraların. Hele benim ilk geçlik
yıllarımda hemen, hemen her gencin şiir defterlerinde yer alan o ölümsüz şiiri 'Marya.' Bir bilim insanı, Tıp Doktoru Doç. Dr. Şafak Nakajima, bakın o gün kendi sayfasında nasıl andı büyük şairi. “Şiirleri türkü tadında olan, dizeleriyle hepimizin hayatına bir noktada dokunan, değerli bir şairimizi kaybettik. Bekir Sıtkı Erdoğan, 24 Ağustos 2014 tarihinde yaşama veda etti. Onun bu güzel şiirini bilmeyen var mıdır, aramızda?
Kara Gözlüm Efkârlanma Gül Gayri Bekir Sıtkı Erdoğan
Kara gözlüm, efkârlanma gül gayri! İbibikler, öter ötmez ordayım. Mektubunda diyorsun ki: 'Gel Gayri! ' Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. Aramıza dağlar girmiş koskoca! Meraklanma, gönlüm dağlardan yüce...
Bir gün değil, beş gün değil, her gece, Yatağıma yatar yatmaz ordayım... Bahar geldi; koyun, kuzu koklaştı, İki âşık, senelerdir bekleşti... Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı; Vatan borcu biter bitmez ordayım!
www.cypruszoom.com
29
SESSİZ TANIK
↘
ZEYTİN AĞACI; KUTSALLIĞIN, BOLLUĞUN, ADALETİN, SAĞLIĞIN, GURURUN, ZAFERİN, REFAHIN, BİLGELİĞİN, AKLIN, ÖLÜMSÜZLÜĞÜN, ARINMANIN VE YENİDEN DOĞUŞUN, KISACA İNSANLIK İÇİN EN ÖNEMLİ ERDEM VE DEĞERLERİN SİMGESİ OLARAK KABUL EDİLEN ZEYTİN AĞACI, BARIŞIN DA SEMBOLÜ. ANCAK ÇOK DAHA ÖNEMLİSİ UZUN YILLAR HAYATTA KALABİLEN ZEYTİN AĞACI TARİHİN DE SESSİZ TANIĞI OLARAK, BİR AĞAÇTAN ÇOK DAHA FAZLA DEĞERE SAHİP...
A
Araştırma ve Yazı
HASAN KARLITAŞ Turizmci – Turist Rehberi hasan_karlitas@yahoo.com
30 ZOOM
ğaçların kralı zeytin ve onun çağrışımı, tarih sürecinde yüzyıllardır değişik kültürlerden, farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Kıbrıs Adası'nda yaşayan insanların vazgeçilmez bir parçası olarak da dikkati çeker. Kıbrıs’ta nesiller boyu devam ettirilen vazgeçilmez alışkanlıkların başında gelen zeytin, şiirlere de ilham kaynağı olur. 'Zeytinler ne anlatır her çağda bir insana? / Kim topladı ilk zeytini bereket ağacından
/ Yanıt ver ey tarihin yaşıtı zeytin?' diyen Kıbrıs’lı ozan ve şair Fikret Demirağ’ın sesini duyan var mı ? İnsanoğlu, tarihinin her aşamasında zeytinin büyüsünü hisseder. Zeytin ağacının, dünya üzerinde yetişen ağaçların ilki olduğu düşünülmektedir. Mısır, Yunan, Roma ve Anadolu medeniyetleri başta olmak üzere, Akdeniz’de kurulan bütün
uygarlıklar, zeytin ağacının nimetlerinden yararlanmıştır. Tipik bir Akdeniz bitkisi olan ve kökü tarih öncesine dayanan yabani zeytin ağacının geçmişi, anayurdu ve zeytinin ilk kez nerede ehlileştirilerek kültür bitkisine dönüştürüldüğü hakkında tam bir görüş birliği olmasa da; zeytin yetiştiriciliğinin, ilk kez MÖ. 4000 yıllarında Anadolu’da başladığı ve buradan Akdeniz’in diğer ülkelerine yayıldığı sanılmaktadır. Ekonomik değeri ve günlük yaşamdaki yerinden dolayı zeytin, tarih boyunca insanlar tarafından büyük ilgi görmüş ve birçok kültürün yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Akdeniz ve Kıbrıs ekonomisinin gelişmesinde de, zeytin ve zeytin yağı, damgasını vurmuştur... ZEYTİN AĞACININ YARATILIŞ MİTOLOJİSİ Zeytin ağacı yeryüzüne bir armağan olarak gönderilmiştir. Eski Yunan’da tanrıların başı Zeus, insanlığa en değerli ve en yararlı armağanı veren tanrı ya da tanrıçanın yeni kurulan şehrin hükümdarı olacağını ilan eder. Bunun üzerine deniz tanrısı Poseidon, barış ile bilgelik tanrıçası Athena, mücadeleye girişirler. Poseidon, üç dişli çatalını bir kayaya saplar ve insanları uzak yerlere götürecek, savaşlar kazanacak olan 'atı' yaratır. Athena ise mızrağını yere saplayarak bir “Zeytin ağacına” dönüştürür. Şehir halkı bu zeytin ağacının büyük bir zenginlik, bolluk ve bereketin kaynağı olduğuna karar verir ve Athena’ nın onuruna şehre 'Atina' adı verilir. Yunan ve Roma mitolojisine göre, tanrılar ve yarı tanrılar zeytin ağacının altında doğarlarmış. Atina Olimpiyatlarında başarılı olan sporcuların başına, zaferin simgesi olarak, zeytin yaprağından hazırlanmış taçlar takılırdı.
ZEYTİNİN KIBRIS MUTFAĞINDAKİ YERİ VE FESTİVALLER Çakıstez (yeşil zeytin), Kıbrıs’ta hem kahvaltıların, hem de yemek sofralarının, olmazsa olmazıdır. Henüz pişmemiş çiğ (yeşil) zeytinlerin toplanıp dövüldükten (kırıldıktan) sonra kendi suyunda bekletilmesi ile yapılan Çakıstez, Golyandro tohumları, kekik, limon, gannavuri (kenevir) zeytin yağı ve sarımsak eklenerek servis edilir. Hatif ekşimtrak tadı ile sağlık ve lezzet sunar. Zeytinli bulla (zeytinli bitta), sofralık zeytin, zeytinyağlı salata ve zeytinyağlı yemekler de Kıbrıs mutfağında önemli yere sahiptir. Her sene Eylül ayında Kalkanlı Köyü'nde, Çakısdez adına, ekim ayında ise, Girne yakınlarındaki Zeytinlik (Templos) köyünde, zeytin adına festivaller düzenlenmesi, zeytine vefa duygusunun güzel bir örneği olsa gerek...
KIBRIS CUMHURİYETİ BAYRAĞI VE KKTC DEVLET SİMGESİ ÜZERİNDE ZEYTİN Zeytin, Kıbrıs’ı ve Kıbrıs’ta yaşayanları tarihin her döneminde etkilerken, sanatçılara da ilham kaynağı olur. Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını tasarlayan, İsmet Vehit Güney, bakır renkli Kıbrıs haritasının altına, zeytin dalları motifini yerleştirerek, bayrağa daha derin anlamlar yükler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, resmi devlet logosu üzerinde yer alan, ağzında zeytin dalı taşıyan beyaz güvercin tasarımı, zeytine verilen önem anlamında dikkat çekici diğer bir örnektir.
www.cypruszoom.com
31
32 ZOOM
E
ski adıyla Gabudi (Kaputi veya Kalokhorio), şimdiki adıyla Kalkanlı’daki en eski zeytin ağaçlarının, MS. 1200’lü yıllarda, Lüzinyanlar tarafından ekilmeye başlandığı düşünülmektedir. MS. 1500’lü yıllarda ise Venedikliler tarafından bu ekimler devam ettirilmiştir. Anıt zeytin ağaçlarının yer aldığı, Kalkanlı vadisinde yer alan, koruma altına alınmış, yaklaşık 2000 adet zeytin ağacı bulunmaktadır. Bu bölge adeta yaşayan doğal bir miras niteliğindedir...
Kalkanlı Köyündeki 'Anıt Zeytin Ağaçları'
‘Anıt Zeytin Ağaçları’ ismi verilen bölgede bulunan ağaçlar, ortalama 400 - 500 yaş ve üzerinde olsa da, en yaşlı ağaçlar 800’lü yaşlarda olup, yaşayan birer abide gibi ziyaretçilerini selamlıyor. Bölge NATURA 2000 adlı AB projesinin en önemli ayaklarından bir tanesi olma özelliği ile ayrı bir değere sahip. Burasının bir diğer önemli özelliklerden birisi de, bölgedeki 200 adet zeytin ağacının, organik üretim yapılarak ICEA tarafından sertifikalandırılmasıdır. Aynı zamanda, ilk yerli organik zeytinyağı, 2006 yılında bu bölgeden çıkarılmıştır. Kalkanlı 218.
www.cypruszoom.com
33
8
ZEYTİN YAPRAĞI İLE TÜTSÜLENME Kem göze karşı zeytin yaprağı ile tütsülenmek, Kıbrıs’ta yaşatılan önemli gelenekler arasında geliyor. Pişmiş topraktan yapılan, tütsü kabının içerisine konan, kuru zeytin dallarının yanması sonucunda çıkan duman, ev içerisinde gezdirilerek bu inanç, hala daha yaşatılıyor. Tütsülenen kişiler, zeytin yaprağından çıkan dumanın etrafında, ellerini çevirerek, parmaklarını çatlatarak, kem göze karşı korunuyor. Tütsü kabını tutan kişi ise, baş üzerinde kabı döndür-
34 ZOOM
mek suretiyle, ev sakinlerini nazardan ve kötü gözden korumaya çalışıyor. Rahmetlik Münevver ninemin, tütsü yakarken söylemiş olduğu şu cümleler halen aklımda : ‘’ Bismillahirahmanirrahim. Gözü olanın gözü çıksın ! Kara gözlünün, çatık kaşlının, seyrek dişlinin, baldırı çıplağın (bazı söylemlerde baldırı kıllının), kokar ağızlının, koyduğu göz, üstümüzden, evimizden ırak (uzak) olsun (defolup gitsin), Gözü olanın gözü çıksın !
Sulama Birliği adına Osman Kaş ve diğer duyarlı köylüler Kalkanlı Köyündeki Anıt Zeytin Ağaçlarının korunması, bakımı ve turizme kazandırılması için çalışmalarını gönüllülük anlayışı ile yürütüyorlar. Kalkanlı Zeytin Ağaçları bölgesinde yer alan, Ayios Mendilos kilise kalıntıları, Ayios Nicolaos kilise kalıntıları, değirmen taşı kalıntıları, eski mağara kalıntıları, çeşitli çiçek ve orkide türleri, 900 tonluk su havuzu ve doğal pınar suyu bölgenin diğer önemli tarihi ve doğal güzellikleri olarak, daha fazla ilgiyi hak ediyor. Bölgede isimlendirilmiş anıt zeytin ağaçlarının isimleri şunlardır : Kraliçe, Kral , Barış, Kıbrıs, Gabudi, Athena , Efsane ve Afrodit. Tümü de, ne kadar anlamlı ! KIBRIS için, mitolojik, arkeolojik, ekolojik ve kültürel önemi olan zeytin, doğal, kültürel ve tarihsel bir miras olarak, yüzyıllardır direnerek yaşamsal değerini günümüze kadar ulaştırmayı başardı. Bize düşen, onu saygı ile karşılayıp, selamlamaktır...
kitap
ÖLÜM İLANI YAZARI,
AKRA’DA BULUNAN ELYAZMASI Paulo Coelho’nun “Akra’da Bulunan Elyazması” eseri bir solukta okunabilecek niteliğe sahip. Kitabın başında yazıldığı üzere her şey 1945 yılında Mısır’da bir mağarada testinin içinde bulunan parşömen kağıtları ile başlıyor. Kağıtlarda kardeşçe bir arada Kudüs’te yaşayan Hristiyan, Musevi ve Müslüman bir topluluğun haçlı seferlerinden bir gün önce hayatı sorgulayışları yer alıyor. Günümüzde bile geçerliliğini koruyan evrensel bilgi ne din, ne ırk ne de cinsiyet ayıt etmeksizin insanlığa sunuluyor. Sevginin en büyük güç olduğunu anlatan eserde, “Kimlere mağlup denir?”, “Yalnızlık nedir?”, “Güzellik nedir?”, “Hangi yöne gitmeliyim?”, “Neden yaşamımız kaderimizi belirlemeye girişir?”, “Neden kimi insanlar öteki insanlardan daha başarılıdır?”, “Mucize nedir?”, “Sadakat nedir?” gibi soruların cevapları bulunuyor. Kitaplardaki cümlelerin altlarının çizilmemesi gerektiğine inanırken, bu kitaptaki cümlelere öylesine bayıldım ki, altını çizmeden edemedim. Bu kitap sadece bir kere değil, özümsemek için birkaç kere okunabilecek bir kitap.
Ann Hood’un “Ölüm İlanı Yazarı” adlı eseri son zamanlarda okuduğum en sürükleyici ve sürprizlerle dolu roman! Mutsuz bir evliliği yaşayan ve hayatını sorgulayan Claire adlı bir kadının gözüyle 1960’ların ABD’sine bakarken Başkan John Kennedy ve eşi Jackie Kennedy’nin orta sınıf Amerikan ailelerinde nasıl da gündem konusu olup hayranlıkla izlendiğine de şahitlik ediyorsunuz. 1900’lü yılların başındaki ABD’ye ise Vivien adlı bir kadının gözünden şahitlik ederken, yaşanan depremle her şeyin alt üst oluşu, sevgilisini kaybeden Vivien’in yıllarca onun hayaliyle yaşarken acıyı sindirip ölüm ilanı yazarı oluş serüvenini de bir solukta okuyorsunuz. Roman boyunca farklı zamanlarda yaşayan bu iki kadının hikayesi ayrı ayrı anlatılırken ne zaman yolları kesişecek diye merakla bekledim. Bu iki kadının yolları öyle sürprizle birleşti ki, ne zaman ne mekan farkı onları ayıramadı. Onlar kadınlardı ve farklılardı... Yazar Ann Hood, gerçek hayatında kızını küçük yaşta kaybetmesi nedeniyle olsa gerek, acı çeken insanları öyle cümlelerle anlatmış ki, kaybın ardından geçen süreçle başa çıkmanın zor da olsa yöntemlerinin olduğunu okura bu romanıyla hissettiriyor. Acıyı ve kaybı tarifi de öylesine yüreklere dokunuyor ve sözcükleri öyle ete - kemiğe bürünüyor ki... “Ölüm İlanı Yazarı”, okuma listesinde en başlarda yer alması gerektiğine inandığımız nadir romanlardan biri.
ADIM AGOP MEMLEKETIM TOKAT, Agop Arslanyan’ın “Adım Agop Memleketim Tokat” adlı anlatısıyla yakın tarihe Anadolu’da yaşayan Ermeni bir çocuğun gözünden şahitlik ediliyor. Arslanyan, bu kitapta Tokat’taki sosyal yaşamı ve özellikle Tokat mutfağını öyle bir anlatmış ki, insanın hemen bir bilet alıp o yöreye gidesi geliyor. Anadolu’da Müslüman - Ermeni halkları gül gibi geçinip giderken, herkes birbirinin inancına saygı duyup birbirinin bayramlarını kutlarken, nifak tohumlarının ekilmesi, sürgünler, çocuk kavgalarına kadar yansıyan anlaşmazlıklar minik bir çocuğun gözünden hiç kimseyi ya da hiçbir birimi suçlamadan objektif olarak öyle bir anlatılmış ki, hayat hikayesinin sıcaklığı sizi sarıp sarmalıyor. 1950’li yılların İstanbul’unun da anlatıldığı bu hayat hikayesinde insanın köklerinin kendini çekmesi, sonrasında dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar bu kökleri yaşatması çok güzel işlenmiş.
www.cypruszoom.com
35
gezi
Bağlıköy Festivale doydu
K
ıbrıs Festivaller Adası'na dönüştü, ancak 'kaçı gerçek niteliklere sahip' diye soracak olursanız, sayılarının çokta fazla olmadığını belirtmemiz gerekecek. Geçtiğimiz ay 'işte festival' diyebileceğimiz organizasyonlardan biri daha yapıldı. Geçen yıla kıyasla, daha iyi bir görüntü sergiyen festival, yine erken tükenen palüzeleri ve sucukları ile akılda kaldı. Ama gerçek bir detay varsa, o da ülkemizde 'Eko köy' olmaya en yakın köyün Bağlıköy olduğu gerçeği. Lefke yakınlarında, yeşili, sarısı, mavisinin uyumu yanında, doğal güzellikle-
36 ZOOM
riyle tanınan Bağlıköy, başını; aynı zamanda bir meslektaşımız olan Perihan Aziz'in çektiği Eko Turizm Gönüllüleri Derneği’nin (BAĞ-EKO DER) çabaları ile bölgeye dikkati çekmeyi başardı.. Geçtiğimiz ay içinde gerçekleşen “Paluze Günü” etkinliği de bu çabalardan biriydi. Bağlıköy köy meydanında sabah saatlerinde başlayan etkinliğe çok sayıda protokol yanında, halkın da ilgisi büyük oldu. 'Paluze Günü' etkinliğinde paluze, sucuk, köfter, üzüm gibi birçok ürün satıldı. Gün boyu müzik, eğlence ve gösterilerle çeşitli etkinliklerin yer aldığı festival, akşam saatlerine kadar devam etti. Bu güzelliğin tadını kaçıran, festivale adını veren paluzelerin gün bitmeden bitmiş olmasıydı.
Geçtiğimiz ayın görülmesi gereken en güzel organizasyonları arasında 'Bağlıköy Paluze Günü' vardı. Çok özel görüntülere sahne olan festivale ilgi büyüktü. Etkinlikte, paluze, sucuk, köfter, üzüm beklenenden çok önce bitmiş olması dışında herşey mükemmeldi.
www.cypruszoom.com
37
Bağ Evi'nin ana yemeği Fırın Kebabı, daha doğrusu tek seçeneği. Hazırlığı uzun sürmesi nedeniyle önceden haber verildiğinde hazırlanıyor. Aksi halde, sadece birşeyler için dönersiniz. O kadar yol gidince de, birşeyler yemeden geri dönmek pekte hoş olmaz.
haber
Bağ evi Sizi Bekliyor
Bağlıköy'deki 'Paluze Günü' için köyde olan Turkcell ekibi de Bağ Evi'ni ziyaret edenler arasındaydı..
B
ağlıköy kabuk değiştiriyor. Köy içinde ve çevresindeki çok özel evler yeniden canlanıyor. Köy merkezindeki Bağ Evi de onlardan biri. Tamiri bir yıl süren ev, yeniden restore edilip turizmin hizmetine girmiş. Ailenin kendi çabaları ile turizme kazandırılan Bağ Evi Nisan ayından bu yana misafirlerini ağırlıyor. Menüsünde geleneksel tatlar var. Sadece fırın kebabı yapılan mekanda, yemeğin yanında, yine geleneksel bir sunumla mezeler yer alıyor. Sevgül Ersen'in, eşi ve çocukları ile birlikte çalıştırdığı Bağ Evi, Kıbrıs'ta görüp görebileceğiniz en özel mekanlardan biri olarak dikkat çekiyor. Haftanın her günü açık bulabileceğiniz mekana gitmek istiyorsanız önce mutlaka aramanız gerekiyor. Nedeni ise öncesinde hazırlık yapmaları gerekiyor olması. Bizde 'mutlaka gidilmesi gereken yerler' listesine girmeye değer...
Bağ Evi ziyaretimizde tanıdık isimler dikkat çekti. TAK Haber Amiri Nezire Gürkan, babası ile mekanın özel misafirleri arasındaydı..
38 ZOOM
2014 yılında Perihan Aziz'in çabaları ile yeniden restore edilen Bağ evi, Bağlıköy'ün en keyifli mekanlarından biri. Haftanın her günü açık olan restoran, muhteşem bir manzaraya çok özel bir menüye sahip. Ama siz oraya gitmeden hazırlık yapılabilmesi için gitmeden önce arayıp haber vermek gerekiyor. Telefonu: 0 533 852 12 10
www.cypruszoom.com
39
↘
BU AY BIR DEĞIŞILIK YAPTIK, AMA ÇIZGIMIZI BOZMADIK. INGILTERE'DE EFSANE OLAN PAPAGENO RESTAURANT'IN ISMINI ALAN GIRNE'DEKI MEKANIMIZ, DEKORU ILE BIR INGILIZ PUP'INI ANDIRIYOR. BIRAZ BAR, BIRAZ RESTORAN, DAHA ÇOK PAPAGENO, DAHA ÇOK KEYIF. SEÇENEK BOL, ISTER IÇKINI YUDUMLA ISTERSEN, ŞEFIN MENÜSÜNDEN LEZZETLI ALTERNATIFLER SEÇ. YENILIKLERE AÇIKSAN, ÖNERIMIZ HARDAL VE WISKI SOSUNA YATIRILMIŞ ET. www.cypruszoom.com
41
mekan
biraz bar, biraz restoran, biraz kafe havasına sahip. Öyle bir görüntü sergiliyor ki, hangisini deseniz üzerinde sırıtmıyor. Ancak bizim gittiğimiz günler içinde başlayan değişim ile mekan önümüzdeki günlerde yeni bir menüye sahip olacağı, öğrendiğimiz ilk detay. Mekanda, İngiltere'deki isimdaşı gibi sıradışı bir dekorasyon olmasada, genç ve meraklı şefi Ömer Baykent'in tecrübesi sayesinde, extreme olarak nitelenebilecek bir menüye sahip olacak. Mesela hardal ve wiski sosunda kalmış kırmızı et barbeüyü, ilk tadanlardan olmamız, bizim için de özel bir rastlantı oldu.
42 ZOOM
Eğer giderseniz mutlaka deneyin. Masamıza gelene kadar merak ettiğimiz yemeğimiz, olağanüstü bir lezzete sahip. Ancak beş yıldızlı bir restoranda görebileceğiniz sunum, estetik, lezzet hepsi aynı tabakta buluşmuş. Bu alışık olunmadık menü, belki de Papageno'nun menüsüne dahil edildi bile. Mekanın şansı mutfağın, içini seven, gastronomiyi meslek olarak isteyerek seçmiş özel birine teslim edilmiş olması. Mekan güzel, ortam hoş, yemekler güzel olunca masamıza Johnnie Walker Black Label'ımızı söylüyoruz.
Yeni bir menü oluşturma planı içinde olan mekan çok güzel bir plan yapmış. Mevcut menüye eklenecek yemekler, tercihlere göre sıralacak. Eğer bir yemek tercih edilir hale gelirse menüdeki yerini alacak. Bu sınavı ilk geçen hardal ve wiski sosuna yatırılmış Barbekü yapılmış Kırmızı et. Pilav ve patates cipsi ve yanında salatası ile sunulan alternatif menü, muhteşem bir lezzete bürünüş. Önümüzdei günlerde menüde görürseniz hiç şaşırmayın. Hatta kaçırmadan deneyin...
44 ZOOM
mekan
Yediğimiz ette, içtiğimiz bardakta Black Label'ın keyif veren muhteşem aroması mevcut. Yanımıza ara ara gelip yemeği nasıl bulduğumuzu soran, işletme hakkında ön bilgi veren mekanın sorumlusu Çağrı Anıl. Arada yemeğimizin kahramanı Ömer Baykent ile de tanışma şansı buluyoruz. İkisinin de ortak noktası yaptıkları işi seviyor olmaları. Bu tespitimizi yüz ifadelerinden okumamız mümkün. Hatta bu isimlere barmenimizi de eklemezsek ayıp olur. Çikolata ve portakal kabuğu ile sunumunu yaptığı Johnnie Walker Black Label'ımızı içerken de bardağımıza bakarken de keyif alıyoruz. Haftanın yedi günü açık olan mekan, istikrarlı çizgisi ile Girne'nin trend mekanları arasında yer alıyor. Gecenin finali mekanın sahi-
Papageno'da ilk göze çarpan çalışanların işine olan sevgisi. Şefinden, Barmenine, sorumlusundan, patronuna herkes yaptığı işten keyif alıyor. Öyle olunca da, bir viski sunumu bile böyle özel ve güzel olabiliyor.
bi Cahit Yetkili ile. Aynı zamanda Almahara'nın da sahibi olan Yetili'ye sormadan edemiyoruz; -Neden Papageno? Sizin ismi kullandığınızı biliyor mu? Hemen cevabı alıyoruz; namı diğer şeytan Reşat, girişte çerçevelenmiş fotoğrafı var. (Görmüştük ama bir saygı gösterisi olarak orada olduğunu o an öğreniyoruz) Tabiii biliyor, yakından tanıdığımız biri. Bu cevabın ardından sohbete devam ediyoruz. Almahara'nın 4 yıl önce işbaşı yaptığını hatırlatan Cahit Yetkili'nin, Papageno açma nedeni bu tarz mekanları sevmesi. Zaten sohbetimiz içinde, "Burası daha keyifli" cümlesinin geçmesi, bunu ortaya oyuyor. Mekanda hem içkinin, hem de yemek vermenin zor olduğunun altını çizen yetkili, şimdilerde bunu başarmış olduklarını belirtiyor. Almahara ve Papageno arasındaki iş trafiğine nasıl yetiştiği sorumuza ise "Sevdiğim iş olduğu için, bu sektöre girdim. İkisi de keyif veriyor." diyor. Mekanla ilgili son bilgiyi ise işletme sahibinden kendisinden alıyoruz. Yaz içinde açılan Papageno'nun yağmur yağınca ne olacağını merak edenler rahat olsun. Kışlık proje hazır. Mekan portatif bir tavan ile kış içinde de aynı şekilde hizmet vermeye devam edecek. Yani yaz aylarının trend mekanı, kış aylarında da bizimle. Tek farkı; artık çok daha özel bir menüye, çok daha özel seçeneklere sahip olacağı. Karnınız acıırsa aklınızda bulunsun..
www.cypruszoom.com
45
doga
HüseyinYorgancı
K
ıyı kuşları güneşin neredeyse hiç batmadığı Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki ağaçsız düzlüklerde, yaz döneminde iki ay geçirirler. Bu kısa süre içinde kuluçkaya yatıp yavrularını büyütürler. Temmuz ayından itibaren Güney Amerika'ya, Avustralya'ya; ya da Güney Afrika'ya giderler. Tabii ki bizi ilgilendiren Afrika'ya göçen kuşlardır. Kıyı kuşlarının bir kısmı Adamızda bir süre dinlenip yollarına devam ederken, bir kısmı da kışı burada geçirirler. Kışın deniz kıyısında, lagün veya bataklıklarda bulunurlar. Kıyı kuşları sığ sularda beslenmekten hoşlanır. Onları Sonbahar ve kış aylarında tüm sulak alanlarımızda görebiliriz ancak özellikle Mağusa Glapsides Lagünü ve Silver Beach'te, ya da Gülseren Sulak Alanlarında, bir de Mehmetçik Gölü'nde daha büyük sayılarda bulunurlar. Yeşil Düdükçün
Kıyı Kuşları ↘
46 ZOOM
KIYI KUŞLARI TEMMUZ AYINDAN ITIBAREN GÜNEY AMERIKA'YA, AVUSTRALYA'YA, YA DA GÜNEY AFRIKA'YA GIDERLER. KIBRIS'A UĞRAYANLAR AFRIKA'YA GÖÇEN KUŞLARDIR. KIYI KUŞLARININ BIR KISMI ADAMIZDA BIR SÜRE DINLENIP YOLLARINA DEVAM EDERKEN BIR KISMI DA KIŞI BURADA GEÇIRIRLER. KIŞIN DENIZ KIYISINDA, LAGÜN VEYA BATAKLIKLARDA BULUNURLAR.
Terek Düdükçünü
Büyük Kum Kuşu; Sürmeli Kervan Çulluğu ve Terek Düdükçünü gibi Kıbrıs için nadir türleri görmek kuş gözlemcilerini her zaman heyecanlandırmaktadır. Uzun Bacak
Halkalı Cılıbıt
www.cypruszoom.com
47
Döğüşken kuşlar
Sulak alanlarımızda Uzun Bacak, Yeşil Düdükçün, Dere Düdükçünü, Kızıl Bacak, Küçük Kumkuşu, Halkalı Cılıbıt, Döğüşken Kuş yaygın olarak bulunurken daha seyrek görülen rastlantısal türleri de görmek mümkündür.
Döğüşken kuşlar
48 ZOOM
doga
Sulak alanlarımızda Uzun Bacak, Yeşil Düdükçün, Dere Düdükçünü, Kızıl Bacak, Küçük Kumkuşu, Halkalı Cılıbıt, Döğüşken Kuş yaygın olarak bulunurken daha seyrek görülen rastlantısal türleri de görmek mümkündür.
ancak özellikle Mağusa Glapsides Lagünü ve Silver Beach'te, ya da Gülseren Sulak Alanlarında, bir de Mehmetçik Gölü'nde daha büyük sayılarda bulunurlar. İnce bacaklarıyla çamur içindeki su piresi veya kurtçukları hızla mideye indirirler. Çok yiyip kilo almalı ve iyice yağlanmak zorundadırlar; göç ederken bu yağı yakıt olarak kullanacaklardır. Kıyı kuşları yüzme bilmedikleri için göç ederken sürekli uçmak zorundadırlar. Okyanusları aşmaları gerekse bile. Kıyı kuşları Charadrii takımına aittirler ve 200'ü aşkın türe sahiptirler. Çok canlı renklere sahip olmasalar da etkileyici uçuşları ve dikkat çeken kanat desenleriyle sayısız gözlemciyi kendilerine hayran bırakırlar.
Büyük Kum Kuşu; Sürmeli Kervan Çulluğu ve Terek Düdükçünü gibi Kıbrıs için nadir türleri görmek kuş gözlemcilerini her zaman heyecanlandırmaktadır.
Kervan Çulluğu
Su Çulluğu
www.cypruszoom.com
49
Orman Düdükçünü
Usta uçucular olan kıyı kuşları yıllık göçlerinde yaklaşık 32000 kilometre katedebilirler (Büyük Kum Kuşu gibi). Sulak alanlarımızda Uzun Bacak, Yeşil Düdükçün, Dere Düdükçünü, Kızıl Bacak, Küçük Kumkuşu, Halkalı Cılıbıt, Döğüşken Kuş yaygın olarak bulunurken daha seyrek görülen rastlantısal türleri de görmek mümkündür. Bunlardan Büyük Kum Kuşu, Sürmeli Kervan Çulluğu ve Terek Düdükçünü gibi Kıbrıs için nadir türleri görmek kuş gözlemcilerini her zaman heyecanlandırmaktadır.
50 ZOOM
Son zamanlarda kuş gözlemciliğinin yanı sıra kuş fotoğrafçılığı da giderek ilgi görmeye başlamıştır. KUŞKOR (Kuzey Kıbrıs Kuşları ve Doğayı Koruma Derneği) ile Biyologlar Derneği bu konularda bilimsel araştırmalar yaparken, bu hobinin yaygınlaşmasında da öncülük etmektedirler. Kıyı kuşlarının varlığı sulak alanların ve kıyı ekosistemlerinin korunmasına bağlıdır. Kışın buralara araçlarımızla girmeyelim. Kuşları rahatsız edip değerli beslenme saatlerini çalmayalım.
Profil Advert 227 7595
Web / e-mail
barındırma ve alan adı kaydı
Rakiplerinden bir adım önde ol, güvende ol. www.datumcenter.com www.
datumcenter 13149-12498
Adres: No:2 Fener Sokak Kızılbaş, Lefkoşa - Kıbrıs Tel: (0090 392) 444 22 98 - Fax: (0090 392) 225 84 25
www.gigabyteltd.com
gezi
Hormonal dengesizlikler veya dalgalanmalar; özellikle östrojenler, yağ dokusundaki yağın üretim ve stoklama kapasitesini etkilerler. Bu aksiyonlar yani üretim ve stoklama, selülit oluşumu ve yerleşimine neden olur.
52 ZOOM
Lierac ile Selülit Sorun Olmayacak
L
ierac Centimetric, hormonal değişiklikler (ergenlik ve hamilelik gibi) sırasında görülen selülit ve çatlakları önlemek ve azaltmak için geliştirilmiş mucize bir ürün. Hormonal dengesizlikler veya dalgalanmalar; özellikle östrojenler, yağ dokusundaki yağın üretim ve stoklama kapasitesini etkilerler. Bu aksiyonlar yani üretim ve stoklama, selülit oluşumu ve yerleşimine neden olur. Çatlaklar ise, karın kalça ve göğüs bölgelerinde meydana gelen çizgilerdir. Hormonlardaki ve özellikle östrojendeki dalgalanmalar ki; bunlar öncelikle ergenlik ve hamilelik döneminde meydana gelir, dermis hücrelerinde (fibroplast) dengesizlikler oluşturur. Bu durum cilt yüzeyinde çatlak olarak ortaya çıkar. Bu çatlaklar, yaşam tarzı nedeniyle çok genç bayanlarda meydana gelebilir. Genç yaşta oluşabilen bu selülit ve çatlak oluşumuna karşı kullanılan Lierac Centimetric, cilt kusurlarını onaran, ipeksi yumuşak, hızlı emilen, içeriğinde kırmızı mikro-algae, amber çiçeği, bitkisel özler bulun vücut bakım jelidir. Cilt kusurlarını onaran ipeksi yumuşak, hızlı emilen Lierac Centimetric vücut bakım jeli, ciltteki, hormonal değişimlerden kaynaklanan izleri gözle görülür bir şekilde azaltır. Lierac Centimetric Ultra Corrective Gel çukurlu cilt ve çatlakların görünümünü ortadan kaldırır, ciltte pürüzsüz, ferah ve rahat bir his bırakır. Alkol içermeyen jel doku kalmadığından ve kısıtlama olmadan uygulanabilir. Tüm Cosmetica’larda bulabileceğiniz Lierac Centimetric Ultra Corrective Gel selülit ve çatlak oluşumunu engelleyen mükemmel bir vücut bakım jeli. Selülitleriniz ve çatlaklarınız derinleşmeden önlem almanız gerekir. Özellikle banyodan sonra Lierac Centimetric Ultra Corrective Gel'i, selülit ve çatlak olan bölgenize uygulayarak pürüzsüz ve ipeksi bir cilde sahip olabilirsiniz.
VE ↘ SELÜLİTLERİNİZ ÇATLAKLARINIZ DERİNLEŞMEDEN ÖNLEM ALMANIZ GEREKİR. ÖZELLİKLE BANYODAN SONRA LİERAC CENTİMETRİC ULTRA CORRECTİVE GEL'İ, SELÜLİT VE ÇATLAK OLAN BÖLGENİZE UYGULAYARAK PÜRÜZSÜZ VE İPEKSİ BİR CİLDE SAHİP OLABİLİRSİNİZ. Tüm Cosmetica’larda bulabileceğiniz Lierac Centimetric Ultra Corrective Gel selülit ve çatlak oluşumunu engelleyen mükemmel bir vücut bakım jeli.
Selülit nedir? Genelde uyluğun üst kısmında, bilek ve dizin iç kısımlarında, kaba et ve baldırların arka kısımlarında ve üst bacağın dış yanlarına yerleşerek bacak güzelliğini bozan selülit, tüm sağlık sorunları gibi erken teşhis edildiğinde frenlenmesi mümkün bir sağlık sorunu.
Teşhisi kendimiz de yapabiliriz: Oturmuş ve bacaklarımızı uzatmış pozisyondayken cilt iki parmak arasında kıstırıldığında yüzeyde portakal kabuğu gibi girinti ve çıkıntılar oluşuyorsa, bu engebeli arazi selülitin göstergesidir. Selülitin ilk başlangıcında erken önlem
alırsak ilerlemesini ve ikinci dereceye geçmesini önleyebiliriz. Bu nedenle tıpkı cilt bakımı gibi selülit kremi kullanmayı günlük rutin bakımlarımız arasına koymamız gerekir.
www.cypruszoom.com
53
haber
EN İYİLER GURME MUTFAK’TA ALLY’S GÜNÜ'NDE BULUŞTU
ZOOM
Dergi Grubu’nun yemek ve içki kültürü dergisi Gurme’nin Erülkü Süpermarket içindeki Gurme mutfağında geçtiğimiz ay çok özel bir tanıtım gerçekleştirildi. Özok Group bünyesindeki markalardan biri olan Ally’s Home ürünleri satan bayiiler, hem yeni ürün
tanıdı, hem de biraraya geldi. Ally’s Home bayiileri olan Nazelle, Virage Home Center, Alemdar Elektronik, Ronnies, Önder Lefkoşa ve Mağusa Şubeleri etkinlik ile basına tanıtıldı. Kıbrıs’ta bayii ağını genişletmek isteyen Ally’s Home, Vestel Küçük Ev Aletleri, Karaca ve Homend ürünlerinin Kıbrıs’ın en uzak noktalarına kadar ulaştırmayı hedefliyor.
GROUP BÜNYESINDEKI MARKALAR ARASINDA YER ALAN ALLY’S HOME YENI BAYIILERINI ↘ ÖZOK TANITTI. ERÜLKÜ SÜPERMARKET IÇINDE GURME DERGISI MUTFAĞI'NDA GERÇEKLEŞEN ORGANIZASYONDA YENI BAYIILER, NAZELLE, VIRAGE HOME CENTER, ALEMDAR ELEKTRONIK, RONNIES, ÖNDER LEFKOŞA VE MAĞUSA ŞUBELERI YÖNETICI VE SAHIPLERI YER ALDI... 54 ZOOM
Tanınıtımda Gurme Mutfak'ta yapılan tüm yiyecek ve içecekler mankenler tarafından halka ikram edildi. Vestel, Karaca, Homend Küçük Ev Aletleriyle birbirinden lezzetli yemek, tatlı, içecek üreterek, konuklara ikram edildi. Konuklar farklı lezzetler ile buluşma şansı da yakaladı. Organizasyonda Vestel mix&go ile yapılan muzlu süt miniklerin tekrar tekrar istedikleri ve keyifle içtikleri bir içecek oldu. Magicook ta zencefilli ve sebzeli Makarna, Vestel tost makinesinde kaşarlı tost, blender ve mikserler kullanılarak yapılan sufle, katı meyve sıkacağında havuç, elma, üzüm suyu üretildi.
www.cypruszoom.com
55
Et ve rakı Kıbrıs insanının tutkusu. Hünkar Rakı ise aramıza katılan son Kıbrıslı. Tanışma dönemi bitti. Artık mekanlarda adı ile aranan, tadı ile tercih edilenler arasında olan Hünkar Rakı Türkiye ve Kıbrıs'ın ilk şeker katkısız butik rakısı olma özelliği taşıyor. Özel kıyafetleri ile Hünkar kızları, geçtiğimiz ay Etçi Restaurant'taydı.
56 ZOOM
mekan
İşletmenin sahipleri Tunç Aybars ve Kazım Beyoğlu
HÜNKAR RAKI Artık ev sahibi ↘
TÜKİYE'NİN VE ÜLKEMİZİN İLK ŞEKER KATKISIZ ÜRETİLEN BUTİK RAKISI OLMA ÖZELLİĞİNE SAHİP HÜNKAR RAKI, ARTIK ADI İLE ARANAN, TADI İLE TERCİH EDİLEN MARKALAR ARASINDA. GEÇTİĞİMİZ AY ETÇİ RESTAURANT'TA NEREDEYSE HER MASADA GÖRDÜĞÜMÜZ RAKI, MEKANA ÖZEL ET SEÇENEKLERİNİN YANINDA TERCİH EDİLEN MARKAYDI...
B
u gece çok özel bir program yaptık kendimize. Keyifli bir mekanda, yeni lezzetleri tadıp Hünkar içeceğiz. Uzağa gitmeyecek olmamız güzel. Yakındayız (tabiiki bize göre) Başkent Lefkoşa’dayız. Püfür püfür esen bir akşam. Sonrasında öğreniyoruz ki burası hep böyle. Ohh böyle havalarna ne güzelde rakı içilir diye geçiriyoruz içimizden. Buranın diğer mekanlardan farkı var. Menüsü alışılmışın dışında. Rakı konusunda da tercihi mekan gibi özel. Menümüz et ağırlıklı. Hünkar ile ne güzel de gider. Et, rakı, meze; ortam da süper. Hergün üç öğün önünden geçtiğimiz, ama bu geceye kısmet olan tercihimizin muhteşem olacağı, aldığımız elektirikten belli. “Etçi” restoranındayız. Hem de “Hünkar Rakı gecesi”sinde. Mekanın girişinde sultan kostümü giymiş konu mankenimiz gelen konuklara Hünkar Rakı İkram ediyor. Bilenler girişte hemen bir fondip yapıyor. Hünkar Rakı ile ilk kez tanışanlar ise “hep tadını merak ediyordum kısmet bugüneymiş” deyip ilk tanışmanın şerefine yudumluyor.
www.cypruszoom.com
57
Etçi Restaurant, tarzıyla, konumuyla, işletmesiyle benzersiz. Kıbrıs’ın alışık olmadığı, fakat kısa sürede müdavimleri biriken bir mekan. Öyleki eğer öncesinde rezervasyonunuz yok ise yer sıkıntısı bile yaşanıyor. Gece boyunca, “kapıdan dönenlerin sayısı içerdekiler kadar var” desek abartmış olmayız. Arı gibi sistemli ve seri çalışan bir ekip. Çok daha önemlisi, bu işlerin başında bizzat makanın sahiplerinin olması. Dikkatimi çeken yandan da
58 ZOOM
tatlı bir sohbet. Anlaşılan herkes mutlu. Müşteri ne alacağını ne yiyeceğini biliyor. Sürpriz yok. Gece Hünkar Rakı Gecesi. Restoranımızın adı ‘Etçi’ olunca tabiki menümüzün ana materyali et. İşletmenin sahipleri Kazım Beyoğlu ve Tunç Aybars. Kazım bey mutfaktan, Tunç bey salondan sorumlu. Misafirlerini güler yüzlü bir şekilde karşılıyorlar. Öyleki bu sıcak ortamı bir kez tadan sürekli geliyor. Lefkoşa'nın göbeğinde bir nevi sosyal ortam yaratılmış Etçi restaurant'ta.
Başka yerde bulamayacağınız etlere mutfakta lezzet katan işletmenin iki ortağından biri olan Kazım Beyoğlu. Mekanın ilgi odağı olmasının başta gelen nedenlerinden olan etler, kilo ile satılıyor. Yani hesaplar seçtiğiniz menüye göre değil, yediğiniz ete göre belirleniyor.
www.cypruszoom.com
59
Haftanın yedi günü açık olan mekanda, şimdilerde çarşamba, cuma ve cumartesi geceleri canlı müzik yapılıyor. Kış aylarında ise salı ve perşembe günleri de canlı müzik yapılan gecelere dahil oluyor...
Tabii bunda Hünkar Rakı’nın birleştirici etkiside var. “Gecenin sonunda mekanda bulunan bütün müşteriler tek bir arkadaş grubu yemeği gibi sohbete dalmış oluyorlar” diye anlatıyor bize mekanın sahiplerinden Kazım bey. Etçi Restaurant’da menü sadece et. Fix menü yok. Yediğiniz etin kilosunu ödüyorsunuz. Mezelerden ücret alınmıyor. Eksilirse çekinmeden yenisini isteyebilirsiniz. Ayrıca özel olarak hazırladıkları kuzu kaburga dolma var. Yemek et olunca doğal olarak en çok içilen içkide Hünkar Rakı oluyor. Mekan pazar günleri hariç haftanın hergünü açık. Cuma akşamları akustik gitar var. İçimi hafif şeker ilavesiz Türk Rakısı Hünkar müdavimlerinin buluştuğu geceden tekrar buluşacağız diyerek ayrılıyoruz.
60 ZOOM
www.cypruszoom.com
61
DeryaBeyatlı
Var öyle bir dünya!
Ç
ok fazla sarfedilen, kulağıma küpe olma amacı güden bir cümle vardır, sonuca ulaştığı pek görülme-
miştir;
‘Yok öyle bir dünya, uyan’. Yıllar geçti, ‘Gençlik romantizmindendir, gençken herkes solcu olur, para kazanmaya başla da görelim’den, bir arpa boyu kadar, ancak ‘Sen siyasetten anlamıyorsun!’a kadar gelebildim. "Memleketim siyasetinden" doğru, ben hiç anlamadım. Çıkar ilişkilerini, karalama kampanyalarını, takım tutarcasına bir partiye oy vermeleri, partiden aday gösterilmek için oynanan ayak oyunlarını, takılan çelmeleri hiç hazmedemedim. Soy ismine, parti rozetine dayalı işe alımları, adamına göre pozisyon yaratmaları, en basit bir bürokratik iş için, ille ki tanıdık bulmak zorunda olmayı, güce tapınmayı, seni destekleyenleri memnun etme mecburiyetini kanıksayamadım. Kazanmanın ‘tek ve gerçek’ yolunun bu ülkede, ne bildiğine değil, kimi bildiğine dayalı olduğu bana ilk anlatıldığı gün anladım, ben bu oyunu asla oynayamayacağımı. ‘Babacığın bir Devlet Dairesi’ne koyamadı seni? O kadar da seveni var üstelik!’ cümlesine ilk yıllarda verdiğim ‘Doğru bulmadığım bir sistemden beslenmeyi reddediyorum’ tepkisi, yerini acı bir tebessüme bıraktı yıllar içerisinde.
62 ZOOM
Hiç bir şey değişmiyordu ki gelenle, gidenle! Sistemden şikayet ede ede, yine de aynı insanları, tam da aynı nedenlerle seçenlerden duydum en çok da, ‘İdeallerle karın doymuyor’ laflarını, kanadım hiç durmadan. İdeallerle karın doydu mu? Doydu; hem de çok güzel doydu. Yaptığı işe önem veren, ciddiyetle, dürüstçe çalışan herkesin de bildiği gibi, isteyince oluyor kardeşim. Partilerimizin tepesinde oturan, orta yaşlı, koyu renk takımlı, ‘ciddi’ siyaset yapan, yeri geldiğinde ‘erkekliğini’ gösterip meclisi dağıtan maço zihniyetli ‘büyüklerimizi’ hiç sevemedim.
Değişim bireyden başlayıp topluma yayılır, yukarıdan aşağıya inmez, inemez. Bu yüzden beni Eğitim Bakanı’nın, Çevre Bakanı’nın kurduğu ‘bu sistemle bu iş olmaz’ cümleleri pek de şaşırtmıyor. Bilakis, şaşıranlara şaşırıyorum. Sistemi değiştirmesini beklediğiniz insanlar kim, bu sistemi kuranlar kim, bu sistemden nemalananlar kim ve bu insanları seçenler kim? Hazırsanız gerçekten değişime, lafla peynir gemisi yürütmek yerine bunu hayatınıza yansıtmakla başlayabilirsiniz işe. Eleştirdiğiniz tavırları takınmayın örneğin veya makam arabası alanların değil, olanı da satanların temsil ettiği zihniyeti benimseyin.
Siyasetçileri ‘Büyüğüm’ olarak hiç görmedim zaten. Meclisimize hep aynamız olarak baktım. Neye değer veriyorsak, onu yansıttığımızı düşündüm oy pusulalarına. Temsilcimin eşitim olması gerektiğine inandım.
Yeni yönetecinizi seçerken çocuğunuza iş bulma potansiyeli ile değil, geçmişte yaptıkları ile ilgilenin. Bu şekilde doğruya yaklaşma ihtimalimiz daha yüksek olur diye düşünüyorum, hep birlikte. O zaman ancak anlam kazanır;
Bir yandan başarıyı, ‘güce’, ‘en pahalı arabalarda gezmeye’ yükleyip, benzinini koymakta zorlandığı arabalar kullanırken, diğer yandan aynı makam arabalarını satın alanları kıyasıya eleştirenleri çok da anlamadım ben.
‘Kurtulmak yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz’ çığlıklarımız. Ben o gün gelene kadar, bu dünyayı, bu sistemi, bu siyaseti anlamamaya devam edeceğim ve bu cahilliğimle de sonsuz bir gurur duyacağım.
Kendi iktidara geldiği zaman, eleştirdiklerinin aynısını, hatta fazlasını yapanlarla yaşadığım iletişim sorunu hele had safhalarda yer aldı. Her toplumun hak ettiği gibi yönetildiğine inananlardanım.
28 Eylül 2014 Ankara
haber
10 BİN YIL ÖNCE KIBRIS'TAYDI
↘
1.ULUSLARARASI AKDENİZ PİŞMİŞ TOPRAK SEMPOZYUMU ÇERÇEVESİNDE AKDENIZ KÖYÜ’NDE BULUŞAN MISIR, LETONYA, İRAN, ROMANYA, BULGARISTAN, TÜRKIYE VE KIBRIS’TAN 41 KATILIMCI, 10 BIN YIL ÖNCE YAPILAN HEYKELLERI, ÇIKARILDIKLARI YERDE, AYNI TOPRAKLA, O GÜNÜN TEKNIĞIYLE YENIDEN CANLANDIRDI.
İ
sveçli arkeolog Prof. Einar Gjeistad 1927-1931 yıllarında adını arkeolojide "dünya otorite"leri arasına taşıyacak bir proje için Kıbrıs'taydı. Aynı zamanda kendisinin Arkeoloji tezi de olan çalışma ile, o gün adı Aiya İrini olan, bugün Akdeniz ismiyle bilinen köyde, şimdilerde önemi daha da çok anlaşılan bir buluşa imza attı. Gjeistad, bir papazın tarlasında çalışırken, raslantı ile bulduğu kalıntılardan yola çıkarak, çok sayıda heykeli gün yüzüne çıkarmıştı. Üstelik bu, tüm dünyanın bildiği, her yıl milyonlarca turisti ülkeye çeken, Çin Hükümdarı Qin Shihuang’ın ölümsüz ordusu'nun bulunuşundan 45 yıl önceydi. Daha da önemlisi, Akdeniz Köyü'ndeki heykellerin Çin'deki heykellerden 500 yıl önce yapılmış olmasıydı. Bu iki detay, bu buluşun önemine Prof. Einar Gjeistad'ın 85 yıl sonra bugün bile hatırlanmasının sebebine işaret ediyor. Bugün 1000 tanesi Güney Kıbrıs'ta, bin tanesi İsveç'te olmak üzere toplam 2000 heykel, çıkarıldığı toprakların dışında sergileniyor.
www.cypruszoom.com
63
haber
İşte bu trajikomik hikaye geçtiğimiz yaz Rauf Ersenal'in ateşlediği kıvılcımla farklı bir boyuta taşındı. Akdeniz Köyü'nde, heykellerin çıktığı yerde, aynı, çamur, aynı işçilik ve aynı fırınlama tekniğiyle, kısmende olsa, bölgeden çıkarılan heykellerin kopyaları yapıldı.
Sadece Kıbrıs içinde değil, yurtdışında da ses getiren projede, yurtdışında yaşayan Kıbrıslı sanatçılarda yer aldı.
64 ZOOM
Akdeniz Köyü’nde biraraya gelen 41 özel insan, dünyada bugüne kadar benzeri yapılmayan bir projeyi hayata geçirdi. Dünyanın yakından tanıdığı Çin Hükümdarı Qin Shihuang’ın ölümsüz ordusu: Taş askerlerinden 500 yıl öncesine işaret eden tarihi ile, çok daha özel bir yere sahip olan Akdeniz Köyü’ndeki heykeller, bu proje ile yeniden hayat buldu. Fikir babası Rauf Ersenal olan proje, 1.Uluslararası Akdeniz Pişmiş Toprak Sempozyumu ile dünyaya açıldı. Mısır, Letonya, İran, Romanya,
Bulgaristan,Türkiye ve Kıbrıs’tan 41 katılımcı ile uluslararası bir boyuta taşınan proje, Eylül ayı içinde 15 gün süren periodla başlangıç yaptı. O dönemin teknik imkanları ile yapılan heykeller, aynı teknik kullanılarak fırınlandı. Tabiri caizse 41 katılımcı, 10 bin yıl önce geçtiğimiz ay, aynı yerde, aynı heykelleri yapmak için işbaşındaydı. Proje ile 1000 tanesi Güney’de, kalan bin tanesi de, İsveçte olan toplam 2000 heykelin çıkarıldıkları topraklara kazandırılmasını amaçlanıyordu. Heykellerin tamamlanması ile orijinalleri yurtdışında olan 2000 heykelin kopyaları kendi vatanında olacak. Gazeteciler Birliğinde Basın duyurusuyla basına anlatılan projede, farklı kültürlerin uluslararası sanatçıları, Kıbrıs’ta Akdeniz’de bir araya gelerek Arkaik Dönem’e ait 1929 yılında İsveçli arkeologların yaptıkları kazıda tapınak alanında buldukları pişmiş topraktan işlerin
kopyalarını yaptı. Yurt dışına kaçırılan işlerin kopyalarını yapmaktaki en büyük neden, Akdeniz Köyü’nün ve dolayısıyla Kıbrıs’ın uluslararası platformda “Kültür ve Sanat” yolu ile tanıtılmasını köyün turizme kazandırılmasını sağlamak. Proje tamamlandığında yapılan heykeller köyde yapılacak bir müze ile sergilecek.
6 ülkeden 41 katılımcı, dünyada bugüne kadar benzeri yapılmamış bir proje ile biraraya geldi. Akdeniz köyünde yaklaşık 15 gün süren çalışmayla, köyden çıkan tarihi heykeller yeniden yapıldı.
www.cypruszoom.com
65
HEYKELLER NASIL BULUNMUŞTU?; 1929 yılı Kasım ayında, o dönemin köy papazı Prokopios tarafından kilise yakınındaki tarlasında çalışırken rastgele bulunan bir heykel parçası, yine o dönemde Kıbrıs’ta kazılar yapmak için bulunan İsveçli arkeologların (SCE) büyük bir keşif yapmasına sebep olur. Kilise yanındaki bu tarlada, yarım daire şeklinde ortaya çıkarılan tapınağın çevresinde insan boyutlarına ulaşan 2000 heykel, yapıldıkları ilk günkü gibi el değmeden bulunmuştu. Çoğu erkek olan ve başlarında konik başlık bulunan bu heykeller tanrılara sunulmak üzere bırakıldığı düşünülüyor. MÖ. 750-500 yılları arasındaki
66 ZOOM
tarihi yansıtan eserlerin büyük çoğunluğu, o dönemin Koloni İngiliz İdaresi izniyle İsveç’e götürülmüş ve bugün Medelhavet müzesinde sergilenmektedir, geriye kalan kısmı da Güney Lefkoşa’da bulunan Kıbrıs Müzesi’nde sergilenmektedir.
Rauf ERSENAL
Ç
ocukların en sevdiği oyun karşı olsak da topraktır, çamurdur. Bizler de çocuktuk bir zamanlar
İkinci Program, sanaçıların tesbiti, daveti, ulaşım ve konaklama içeriğindeki programdı. Özellikle Ayhatun Ateşin’in sanatsal açıdan bu programı hazırlaması ve organize etmesi çok üstün bir performanstı.
ve severek oynardık çamura şekil vermeyi büyüklerimizden gizlenerek de olsa. Üstümüzü başımızı kirletmemeye özen gösterirdik. Ne kadar başarılı olurduk gizlemeye bilemiyorum. Ama her seferinde bir iz bırakırdık farkında olmasak da. Tatlı bir uyarı ile atlatırdık her seferinde... Çamurdan insanlar, arabalar, kaleler yapardık. Kısacası bizleri yaratıcılığa iten zor yıllardı bahsettiğim. Yağmurun yağışıyla kaybederdik emeklerimizi. Yılmadan tekrar tekarar yapardık. Yorulmak nedir bilmezdik. Onları pişirmeyi bilmezdik. Bilen, gösteren de yoktu. Aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra çamura şekil verme fırsatını yakaladım Ayhatun Ateşin’in öğrencileri ile açtığı bir sergiyi ziyaretimde 1999 yılında. Önce Lefkoşa Arabahmet mahallesindeki Atölyesinde daha sonra da Girne Anafartalar Lisesi’arkasındaki atölyelerde devam ettik çalışmalara kısa da olsa. Beyaz çamurdan yaptığım bir kral büstü hala atölyede duruyor. Her insanın kendine has bir çalışma şekli vardır. Ben özellikle Kıbrıs Arkeolojik seramikleri üzerine yoğunlaştım uzun yıllar. Bu konu hakkında görsel materyalın dışında, o dönemde kullanılan kil malzemesi, yapım teknikleri ve fırınlama konusunda yok denecek kadar az malzeme vardı. Bu konuda büyük bir boşluğun olması, yıllarca sürecek araştırma, deneme yanılmalar sonucu önemli sonuçlara vardım. Kıbrıs’ta binlerce yıl önce çok zor koşullarda ve zahmetlerle üretilmiş birçok arkeolojik eserin yurt dışına kaçırılması ve ünlü müzelerde sergilenmesi bende inanılmaz bir hüzün yarattı her zaman. Her gelen birşeyler götürdü bu topraklardan dünyanın dört bir yanına adeta köklerimizi yolarcasına. Bunların ülkemize geri getirilmesi imkansızdır şimdiki siyasal duruma göre. Ancak, yapabilecek birşeyler vardı elbette. 2001 yılında ülkemizden kaçırılan eserlerin yer ve kronolojik sırasına göre üretmeye başladım. Kaçırılan eserleri yapmama ömrüm yetmezdi biliyorum. Birkaç ortak sergiye katıldım. Bu sergilerde izleyenlerin tepkileri beni daha da motive etti ve çalışmalarıma hiç ara vermeden 15 yıl boyunca devam ettim. 2014 Ocak ayında Akdeniz Pişmiş toprak eserlerini çalışmaya başladım. Haziran ayına kadar elimde hatırı sayılır miktarda eser birikmişti. Ülkemizde en azından kaçırılan eserlerle ilgili bir replica müzesi açılabileceğine inandım. Ta ki, uygun zamanı, yeri ve insanları bulana kadar. Akdeniz köyünde 1929 yılında İsveç Arkeoloji Enstitüsü arkeologları tarafından yapılan kazılarda ele geçirilen 2000 adet pişmiş toprak eserin yarısı
ARKAİK GÜLÜMSEME Güney Kıbrıs’ta diğer yarısı ise İsveç’in Medelhavet Müzesinde sergilenmekteydi. Elimde bu konuyla ilgili bolca materyal birikmişti. Bu konuyu önce Akdeniz Köyü'nde kurulan AKÇEV-DER yetkilileri ile konuştuk. Onlara o köyde kurulan bu dernekle güzel işler başarılabileceğini anlattım. Heyecan duydular... Ancak,ne maddi ne de teknik anlamda donanımları yoktu. Onlara projeden bahsettim ve dünyada bu güne kadar denenmemiş önemli bir projeye hazırlıklı olmalarını söyledim ve gerek maddi gerekse manevi her türlü desteği vereceğimi söyledim. Sanatçı Ayhatun Ateşin’in de Kuratör olarak aramıza katılması olayı bir o kadar daha profesyonel hale getirmiştir. Proje Başkanı olarak görev aldım ve 2 ay gibi çok kısa bir sürede el birliği ile “I. Uluslar arası Akdeniz Pişmiş Toprak Sempozyumu”nu hayata geçirdik. Her şey arkaik tekniklerle üretilecekti. Bunun için arkaik dönemde kullanılan kil malzemesinin köy civarında araştırmasını yaptık. Malzeme bulunmuştu. O dönemdeki pişirme tekniğinin yaratılabilmesi için onlara vereceğim çizimler doğrultusunda Odun Fırınını hazırlamak, kil havuzlarının kazılması, çamurun yoğrulması için gösterilen çabada dernek üyelerinin çabaları takdire şayandır. Bu amaçla 3 program hazırladık. İlki hazırlık programıydı. Bu programda, malzemeler, sponsorluklar, davetler, afişler ve yapılacak eserler gibi konular takvimlenmişti.
Üçüncü program ise 8- 22 Eylül tarihleri arasında yapılacak her türlü çalışmayı içeriyordu. Üç program da aksamadan büyük bir özveri ile yürütüldü. Bu sempozyumun amacı, İsveç’te bulunan eserlerin kopyalarını üretmek, köyde kurulacak bir açık hava müzesinde sergilemek ve en önemlisi köy ve ada halkında farkındalık yaratıp kültürel mirasımıza sahip çıkmalarını sağlamaktı. Bunun yanında, köy çocukları ve gençlerini seramik sanatına özendirmek ve köylerini ziyaret edecek turistlere köylerinin sembolü olan arkaik eserlerin biblolarının satışını özendirmekti. Yüz yıllardır köyde seramik üretimi yapılmadığını öğrenmek, sempozyumun tam da doğru yerde yapıldığını zaten bizlere göstermektedir. Yurt dışından 25 ve yur içinden 16 sanatçının katılımıyla bir yandan muhteşem eserler köye kazandırılırken, diğer yandan köy halkına kullanabilecekleri malzeme ve teknikler konusunda eğitim verildi. Köy halkı bu konuda oldukça heyecanlı ve bu işe dört elle sarılmıştı. Bu ise bizlere, geleceğe dair büyük umutlar ın yeşermesine vesile olmuştu. Sempozyuma katılan, üreten, ,izleyen herkesin yüzündeki gülümseme hiç eksilmedi. Son derece pozitif bir ortamda doğru insanların bir araya gelmeleri ile örnek bir dayanışma sergilenmişti. Bir yandan yapılan eserlerin kurutulması, diğer yandan kuruyan eserlerin odun fırınında pişirilmesi inanılmaz keyifli bir görsel şölene dönüşmüştü. 13 Eylül akşamı odun Pişirimi konusundaki tecrübelerimi arkadaşlarla paylaştım ve ilk ateşlemeyi hep birlikte yaptık. O günden sonra neredeyse her gün pişirme devam etti. 22 Eylül akşamı Akdeniz (Ayia İrini) köyünde bulunan küçük tarihi kilise yapılan eserlerin sergilenebileceği en güzel mekandı. Çünkü, 1929 yılında yapılan kazılar bu kilisenin hemen yanıbaşındaydı. Bu son derece önemli bir ayrıntıydı. Ve açılışla birlikte oraya gelen herkes büyülendi. Hep birlikte çok güzel ve örnek bir iş başarılmıştı. Eserlerin kopyaları neredeyse orijinallerini gölgede bırakacak kadar inanılmaz güzel yapılmıştı. Akdeniz köyünde bu güzelliği yaratan bir avuç insanın gurur ve mutluluğu çok uzun yıllar sürecek gibi... Bu organizasyonda birçok insanın emeği geçmiştir. Her birinin katkıları, ülkemizi aydınlatan bir kandile dönüştü. Aydınlık yarınlarımız için çaba gösteren, 15 gün boyunca Arkaik Gülümsemeleriyle ziyarete gelen herkesi etkileyen o güzel insanlara çok borcumuz var...
www.cypruszoom.com
67
haber
Kıbrıs Bunu sevdi
A
vrupa Ralli Şampiyonası'nın Kıbrıs ayağı tamamlandı. Şampiyonanın 9. ve Ortadoğu Ralli Şampiyonası’nın 5. ayağı olan Kıbrıs Rallisi, Yazeed Al Rajhi’nin galibiyetiyle sonuçlandı. Ancak ondan daha önemlisi Güney ve Kuzey’de yapılan “Lefkoşa Şehir İçi Özel Etabı” ile start alan Rallinin geride bıraktığı hoş sedaydı. Hala kafamızın içinde sürüp duran yarış, birbirinden özel, birinden güzel fotoğrafların yanısıra, geride birsürü şampiyon olmasa da; o kadar mutlu insan bıraktı. Yazeed Racing’den Yazeed Al Rajhi’nin birinciliğine ne kadar sevindiği bilinmez; ama özellikle yarışın Kuzey
68 ZOOM
Kıbrıs tarafındaki manzaralar, bize dünyalı olduğumuzu hissettirdi. Futbolumuzda bile seyircinin ‘yok’luğundan dem vurulurken, 7’den, 70’e ralliyi izlemeye gelen kalabalık; “ciddi bir organizasyona Kuzey Kıbrıs’ta nasıl bir ilgi olur” sorusunun kanıtı gibiydi. Avrupa’dan birçok önemli yarışçının yanı sıra Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs’tan rallicilerin katıldığı ve üç gün boyunca Kıbrıs’ta heyecan yaratan ralli bitti ama, Kıbrıs’ta bir sonraki rallinin tarihi şimdiden merakla bekleniyor.
Ülkemizdeki tüm spor dalları neredeyse "yok" ortalamasıyla oynanırken, günler öncesinden hazırlıkları tamamlanan; hatta şehir içi etabında Lefkoşa'nın sokaklarını felce uğratan organizasyondan neredeyse kimse şikayetçi olmadı. Büyük fotoğrafta göze çarpan, farklı yaş guruplarından izleyiciler bu tip organizasyonlara ülkemiz insanın açlığını ortaya koyar nitelikteydi.
Acopulco Risort Otel'in desteklediği Fikri Macila - Mehmet Mişon ve Mehmet Kamiloğlu - Murat Aşık ikililerinin yarıştığı arabalar, 800 kilometrelik Uluslararası Kıbrıs Ralli'sinde yarışan iki Kıbrıslı Türk araba oldular. Fikri Macila - Mehmet Mişon ikilisinin 13'üncü olduğu SSS Özel Etabı izleyen üç bini aşkın Kıbrıslı Türk ralli severlerin sporcularımıza tezahüratları büyük oldu.
www.cypruszoom.com
69
R
enault, ultra düşük yakıt tüketimi elde etmenin yollarını araştıran yepyeni prototipi EOLAB’ı günyüzüne çıkarıyor. Aracın kombine NEDC döngüsündeki tüketimi 1 litre/100km düzeyinde; bu da 22g CO2/km’ye denk geliyor. Tasarımcılar böylesine düşük değerler elde etmek için tüm dikkatlerini üç noktada odakladlıyor. Ağırlığın azaltılması, aerodinamik özelliklerin iyileştirilmesi ve günlük kullanımda sıfır emisyon sunan “ZE Hybrid” teknolojisinden istifade edilmesi. Çevre odaklı yenilikçi bir girişim olan EOLAB, showroom’larda yer alan bütün otomobiller üzerinde zamanla kullanılacak olan pek çok teknolojik ilerlemeyi bünyesinde barındırıyor. EOLAB elektrik motorlu araçları sayesinde sıfır-emisyonlu mobilite alanında öncü konumundaki Renault’nun taahhüdünü vurguluyor. Söz konusu taahhüt, giderek düşen karbon ayak izine sahip modelleri makul fiyatlarla müşterilere sunmaya dayanıyor. Herkes için ultra düşük yakıt tüketimi sunabilmek amacıyla tüm teknolojiler seferber edildi EOLAB, Renault’nun, DNA’sına bağlı kalarak, ultra düşük yakıt tüketimini mümkün olduğunca çok insan için bir gerçekliğe dönüştürmesini simgeliyor. Bu yaklaşım, üstün teknolojileri herkesin ulaşabileceği fiyatlarda sunabilmeyi gerektiriyor. Projenin başından beri 10 yıllık sürede seri üretime yönelik düşünülen EOLAB’da son derece hafif olan ve titanyuma oranla çok daha ucuz magnezyum ve alüminyum gibi malzemeler bulunuyor. Geleceğin Renault’ları için 100 teknolojik ilerleme EOLAB, bir stil çalışmasından veya sadece bir vitrin modeli olmaktan daha fazlasını ifade ediyor. B-segmenti platformu etrafında geliştirilen bu prototipte yaklaşık 100 gerçekçi teknolojik gelişme göze çarpıyor. Tüm bu gelişmeler gelecekteki Renault araçlarında sırayla yerlerini alacak. EOLAB’ın reçetesi EOLAB prototipinin 1 litre/100km’lik sıra dışı yakıt tüketim değeri üç ana cephede yürütülen çalışmaların bir ürünü: iyileştirilmiş aerodinamik özellikler, ağırlık
70 ZOOM
azaltımı ve Z.E. Hybrid teknolojisi (benzinli/ elektrikli): Otomobilin şekli havayı yaracak biçimde tasarlandı. Bu arada, aktif spoiler ve yan kanatçık gibi hareketli parçalar kanat görevi görerek aerodinamik özelliklere destek oluyor. Ağırlık azaltma programı sayesinde otomobilin kütlesi sadece 400 kg’ye indirildi. Bu noktada çelik, alüminyum ve kompozitlerin bir arada kullanıldığı çoklu-malzemeden oluşan gövde sayesinde bu değere ulaşıldı. Ayrıca sadece 4 kg ağırlığa sahip dikkat çekici magnezyum tavan da bu ağırlıkta pay sahibi. Ağırlıktan tasarruf edilmesi son derece verimli bir döngü ortaya çıkardı çünkü bu şekilde araç boyutunun ve dolayısıyla da prototipin temel parçalarının (motor, pil, jantlar, frenler, vs.) düşük tutulması mümkün oldu. Sonuç olarak da daha maliyetli malzemeleri kullanma fikri finanse edilebildi; Z.E. Hybrid teknolojisi: bu yeni, kompakt ve makul fiyatlı hibrit motor sayesinde 120 km/s’ye varan hızla 60 km altındaki yolculuklarda ultra düşük tüketimi ile sıfır emisyonlu mobilite* bir araya getirilmiş oluyor. Önümüzdeki yıllarda Z.E. Hybrid teknolojisi Renault’nun sıfır emisyonlu araç serilerinde tamamlayıcı özelliğe sahip olacak. Fransız hükümetinin “Yeni Endüstri Planı”na katkı EOLAB, Fransa’nın Yeni Endüstri Planı kapsamında “herkes için 2 litre/100km yakıt tüketimi” planının bir parçasını oluşturuyor. Ancak EOLAB Fransız hükümeti tarafından belirlenen söz konusu yakıt tüketim değeri hedefini daha da ileri taşıyarak daha da uzun vadeli bir bakış açısı sergiliyor. Renault, bu prototipin ta-
sarlanması sürecinde 2020 senesinde kadar sadece 2 litre/100km tüketim değerine sahip bir otomobil sunabilmek için gereken tüm teknolojileri geliştirdi. Renault, bu hedefe ulaşabilmek için ise otomobil camı üreticisi Saint-Gobain, koltuk tedarikçisi Faurecia, lastik firması Michelin ve Continental (fren sistemi) gibi Fransız otomotiv endüstrisindeki ortaklarla yakın bir işbirliği içinde çalıştı. Renault aynı zamanda Koreli şirket Posco (magnezyum parçalar için) gibi büyük ortaklarla da çalıştı. Tüm bu ortakların kendi alanlarındaki knowhow sayesinde EOLAB prototipinin başarısına büyük katkılar sağlandı. EOLAB Concept: hayalleri yakalayan bir konsept otomobil Renault tasarımcıları EOLAB projesine dahil oldular. EOLAB Concept söz konusu olduğunda tasarım parametrelerini zorlayarak otomobilin stilini kusursuz hale getirmeye çalıştılar ve hem aerodinamik hem de ağırlık gibi unsurları optimize etmek amacıyla fazlasıyla dikkat sarf ettiler. Eğimli tavanı ve nefes kesici narin arka kısmı sayesinde bu konsept otomobilin gerçek amacı maskelendi: aracın baştan çıkarıcı tasarıma sahip gövdesinin altında her şey tutumluluk üzerine kuruldu. Renault, ultra düşük yakıt tüketimli bir prototipe hayal ve sihirli bir dokunuşla ruh kattı.
haber
EOLAB, 1 LİTRE İLE 100KM EOLAB PROTOTIPININ 1 LITRE/100KM’LIK SIRA DIŞI YAKIT TÜKETIM DEĞERI ÜÇ ANA CEPHEDE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALARIN BIR ÜRÜNÜ: IYILEŞTIRILMIŞ AERODINAMIK ÖZELLIKLER, AĞIRLIK AZALTIMI VE ZE. HYBRID TEKNOLOJISI (BENZINLI/ELEKTRIKLI)
www.cypruszoom.com
71
Koton Aile Boyu
Sonbahar - Kış
A
rtık ailece alışverişe gittiğinizde mağaza mağaza dolaşma derdine son. Koton bay, bayan ve çocuk reyonları ile tüm ailenin gözdesi olacak. Sonbahar-Kış sozonu için birbirinden güzel, her tarza hitap eden modelleri ile ister iş, ister hafta sonu, isterseniz davetlerde giyebileceğiniz modellerle benzersiz. Koton Lefkoşa ve Girne’de.
2 1
3
8
4
9
10 6
5
7
11
1-BAYAN BLUZ 39,99 TL 2-BAYAN BLUZ 69,99 TL 3-BAYAN YELEK 79,99 TL 4-BAYAN KAZAK 49,99 TL 5-BAYAN JEAN 59,99 TL 6-BAYAN ÇANTA 70,00 TL 7-BAYAN AYAKKABI 59,99 TL 8-BAYAN GÖMLEK 54,99 TL 9-BAYA PANTALON 39,90 TL 10-BAYAN ÇANTA 50 TL 11-BAYAN AYAKKABI 59,99 TL
72 ZOOM
12 12
16 16
moda haber
13 13 17 17
14 14
15 15
18 18
24 24
25 25 1919 2222
2020
2121
23 23 26 26 12-BAYAN KAZAK 49,99 TLTL 13-BAYAN MONT 100,00 TLTL 14-BAYAN ETEK 59,99 TLTL 15-BAYAN 12-BAYAN KAZAK 49,99 13-BAYAN MONT 100,00 14-BAYAN ETEK 59,99 15-BAYANÇANTA ÇANTA59,99 59,99TL TL16-KIZ 16-KIZÇOCUK ÇOCUKMONT MONT79,99 79,99TL TL 17-KIZ ÇOCUK GÖMLEK 29,99 TLTL 18-KIZ ÇOCUK JEAN 39,99 TLTL 19-BAY 17-KIZ ÇOCUK GÖMLEK 29,99 18-KIZ ÇOCUK JEAN 39,99 19-BAYGÖMLEK GÖMLEK39,99 39,99TLTL20-BAY 20-BAYJEAN JEAN29,99 29,99TL TL21-BAY 21-BAYBOT BOT89,99 89,99TL TL 22-BAY KAZAK 39,99 TLTL 23-BAY PANTALON 39,99 TLTL 24-ERKEK ÇOCUK GÖMLEK 39,99 22-BAY KAZAK 39,99 23-BAY PANTALON 39,99 24-ERKEK ÇOCUK GÖMLEK 39,99TLTL25-ERKEK 25-ERKEKÇOCUK ÇOCUKMONT MONT49,99 49,99TL TL26-ERKEK 26-ERKEK ÇOCUK JEAN 39,99 TLTL ÇOCUK JEAN 39,99
www.cypruszoom.com www.cypruszoom.com
73
haber
10
Selülitlerinizden Kurtulmanızı Sağlayacak
Etkili Egzersiz
V
ücutta hormonal dolaşım bozukluğundan kaynaklanan dengesizlik nedeniyle oluşan selülit, tüm kadınların en büyük kabusu. Kadınlarda daha sık görülen selülitin kiloyla doğrudan bir ilgisi yok. Kilolu veya zayıf tüm kadınları rahatsız eden selülitin oluşmasında en önemli etken genetik yatkınlık. Herbalife Türkiye Spor Danışmanı Ebru Karaduman, tüm kadınların korkulu rüyası olan selülitlerden kurtulmanızı sağlayacak egzersiz tüyoları paylaştı Selülitten egzersizle kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyen Herbalife Türkiye Spor Danışmanı Ebru Karaduman, aşağıdaki egzersizlere her gün 30-40 dakika ayrılması halinde selülitlerde gözle görülür bir azalma sağlanabileceğine dikkat çekti. İşte size selülite karşı 10 etkili egzersiz yöntemi:
Sırtüstü yatarak bacakları tek tek düz olarak kaldırıp, indirin. Yüzüstü yatarak kalça kaslarını sıkıp beş saniye bekleyin ve gevşeyin. Bacaklarınızı omuz genişliğinde açın, kalçanız dizlerinizin hizasına gelecek şekilde çöküp, kalkın. Yan yatarak alt bacağı büküp,
74 ZOOM
üst bacağı 45 derecelik açıyla kaldırıp bu pozisyonda beş saniye bekleyin ve gevşeyin. Sırtüstü pozisyonda ayak tabanlarınızı yere basın ve kalçayı kaldırıp, indirin. Emekleme pozisyonunda bir bacağınızı bükerek yukarı kaldırıp, indirin. Emekleme pozisyonunda bir bacağı bükmeden arkaya doğru uzatın, aşağı yukarı kaldırıp, indirin. Ayakta, dizinizi bükerek göğsünüze kadar kaldırıp, indirin. Hem sağ hem de sol diziniz için aynı hareketi tekrarlayın. Dik pozisyonda otururken dizlerinizi 90 derece açıyla, ayaklarınızı yere basacak şekilde yerleştirin. Bu pozisyonda bacak arasına bir yastık koyarak bu yastığı sıkıştırıp beş saniye bekleyin ve gevşeyin. Yüzüstü uzanın ve bacaklarınızı yukarı kaldırıp otuz saniye boyunca açıp, kapatın.
Uzmanlar bu egzersizlerin 15-20 kez tekrarlanması gerektiğinin altını çizdi.
www.cypruszoom.com
75
haber
Menopoz hastalık değil ↘
SAĞLIKLI BESLENME, DÜZENLI EGZERSIZ, SIGARADAN UZAK DURMA, DOKTOR KONTROLLERINI ZAMANINDA YAPTIRMA VE ÖNERILEN TEDAVI YÖNTEMLERI ILE MENOPOZUN OLUMSUZ ETKILERINE KARŞI DURABILIRSINIZ.
U
zun ve zorlu bir süreç olarak görülmesine rağmen kadın hayatında doğal bir geçiş dönemidir menopoz. Her değişim dönemi gibi bu süreçte de bazı zorluklar yaşanabildiğini belirten TOBB ETÜ Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Simla Okumuşoğlu Karaca, menopozun bir hastalık olmadığını ve üzerinde durulması gereken asıl konunun bu olduğunu söyledi. HAYAT KALİTESİ ARTIRILMALI Menopoza giriş yaşının dünya genelinde 44 – 52 arasında, Türkiye’de ise 45 – 47 yaş civarında görüldüğünü anlatan Dr. Karaca, “Günümüzde ortalama yaşam süresinin 80’li yaşlara yaklaştığı göz önüne alınacak olursa kadın hayatının önemli bir kısmının menopoz sonrası dönemde geçtiği anlaşılabilir” diye konuştu. Bu uzun süreçte hayat kalitesinin artırılmasının amaçlanması gerektiğine dikkat çeken Dr. Karaca, menopozun yarattığı olumsuz etkiler, olumsuzluklara karşı alınabilecek tedbirler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. MENOPOZ NEDİR? Kelime anlamıyla ‘son adet’ demek olan menopoz, kabaca yumurtalıkların üreme fonksiyonuyla ilgili hormonları üretmeyi sonlandırmasıyla birlikte adetten kesilme olarak tanımlanabilir. Ancak bu değişimler bir günde ortaya çıkmaz. Kanama düzensizliklerinin başlaması menopoza geçiş döneminin önemli belirtilerinden biridir. Genellikle adetler arası süre uzaması izlense de zaman zaman özellikle de erken dönemlerde iki adet arası sürelerde kısalma ile de kendini gösterebilir. İŞ YAŞAMINI ETKİLİYOR Ateş basması ve gece terlemeleri menopoz döneminin en çok rahatsızlık veren belirtilerindendir. Bu durumun nedeni azalan östrojen hormonunun beyindeki ısı merkezini etkilemesidir. Gece gelen ateş basmaları uyku problemlerine de yol açabilir. Özellikle çalışan kadınlar; ateş basması, terleme ve ayaklarda yanma gibi şikayetlerin iş yaşamlarını etkilemesinden dolayı medikal destek talep etmektedir. Genellikle bir yıl içinde şiddeti azalarak geçen bu şikayet, kadınların yüzde 20’sinde 5
76 ZOOM
yıl ve daha fazla sürebilir. Sinirlilik, dikkat eksikliği ve duygusal iniş çıkışlar gibi psikolojik problemler yine bu dönemde sıkça tecrübe edilebilir. SAÇLARDA SEYRELME Östrojen değerlerinin azalması idrar yolları ve vajinada da etkilerini gösterir. Vajinada incelme, kuruluk, enfeksiyon artışı, ağrılı cinsel ilişki, cinsel istekte azalma, idrar kaçırma ve sık idrara gitme isteği gibi belirtiler ortaya çıkartabilir. Ayrıca deri, saç foliküllleri ve ter bezlerindeki östrojen etkinliği ortadan kalktığından ciltte kuruma, kırışıklarda belirginleşme, saçlarda incelme ve seyrelme izlenebilir. Çene, dudak üstü gibi bölgelerde tüylenmeler oluşabilir. KEMİK ERİMESİ, KALP VE İNME... Menopozal dönem öncesinde hormonların kemik üzerindeki olumlu koruyucu etkileri menopozla birlikte ortadan kalkacağından kemik erimesi (osteoporoz) önemli bir problem olarak karşımıza çıkabilmektedir. Osteoporozla birlikte özellikle omurga ve kalçada kırık riski artışı ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirebilir. Yine hormonların kalp üzerindeki koruyucu etkileri azalmasıyla kalp-damar hastalıkları ve inmede artış gözlenebilir. MENOPOZA KARŞI... - Sağlıklı-dengeli beslenmeye dikkat edilmeli, yağlı-şekerli gıdalardan uzak durulmalı. Menopozal dönemde günlük kalori ihtiyacı azaldığından kilo almaya yatkınlık kaçınılmazdır. Kalsiyumdan zengin beslenme kemik erimesinin önüne geçilmesinde yardımcı olacaktır. -Düzenli egzersizler yapılması yüksek kan lipit düzeyleri, kemik erimesi, sıcak basmaları üzerine olumlu yansıyacaktır. - Sigara kalp hastalıkları, kanser gibi birçok hastalığa davetiye çıkarttığından uzak durulmalı - Düzenli jinekolojik kontrollere gidilmeli. Pap smear testi, meme ve kemik kontrollerini aksatmamalı. - Hormon tedavisi ve alternatif tedaviler hakkında hekimle görüş alışverişi yapılmalı.
TEDAVİ ŞEKİLLERİ -Hormon tedavisi: Hormon tedavisi sıcak basmaları ve gece terlemelerini azaltmada en etkin tedavidir. Hormon tedavisi başlanırken olası yan etkiler özellikle de meme ve genital organlar üzerine olan kanseröz etkileri hastayla beraber değerlendirilmeli, tedavisi kişiselleştirilmeli,en düşük doz ve en kısa süreli tedavi protokolü belirlenmelidir. - Vajinal östrojen tedavisi: Daha ziyade sistemik hormon tedavisi kullanmak istemeyen ancak vajinal kuruluk,cinsel isteksizlik,ağrı ve idrar kaçırma şikayeti olan hastaların kullanabileceği preparatlardır. - Osteoporoz tedavisi: Kemik kaybı özellikle menopoz sonrası ilk yıllarda belirgindir. Düzenli egzersiz, kalsiyumdan zengin beslenme kemik kitlesinin korunmasına yardımcı olacağı gibi kalsiyum-d vitamini içeren preparatların başlanması da faydalıdır. Kemik dansitometre ölçümleri ile kemik erimesi düzeyi ve kırık riski belirlenerek bifosfonat, kalsitonin gibi tedaviler başlanabilir. - Ayrıca çeşitli durumlarda tibiolon, antidepresan, serm tedavileri de verilebilir. TAMAMLAYICI - ALTERNATİF TEDAVİ Black cohosh (cimifuga racemosa), evening primrose (çuha çiçeği yağı), don quai, soya izoflavonları gibi bitkisel östrojen kaynakları üzerine çalışmalar devam etmektedir. Menopozal belirtiler üzerindeki etkileri tartışmalıdır. Bu preparatların kullanılması ile ilgili kararları doktoruna danışıp almanız faydalı olacaktır.
www.cypruszoom.com
77
haber
Beslenme ve
Sağlınıza dikkat! S
odexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri, iş dünyasının tekrar yoğunluk kazandığı sonbahar dönemi için sağlıklı beslenmeye yönelik tavsiyelerini, "İyi Yaşa" programıyla sunuyor. Sabah kahvaltıda ne yenilmesi gerektiğinden toplantılarda ne sunulmasının doğru olacağına dair birçok yararlı bilgi paylaşılıyor.
Sosyal medya ve internet üzerinde devam eden "İyi Yaşa" programı ile tüm paydaşlarına doğru beslenme, öğle yemeğinin önemi, iş ve yaşam dengesinin doğru kurulması, motivasyon ve verimlilik artırmanın yöntemleri gibi konularda öneriler sunuyor. "İyi Yaşa" programı dahilinde Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, sonbaharla birlikte çalışma hayatında beslenmenin özen gösterilmesi gereken bir
dönem olduğuna dikkat çekiyor. Sağlıklı bir iş hayatı sizin elinizde! Eylül ayıyla birlikte durmak bilmeyen şehir hayatı, yoğun iş temposu, bitmeyen trafik çilesi ve ev dışına kayan bir sosyal yaşam tüm çalışanların gündemine oturuyor. İş yerinin önündeki pastanedeki güzel ve sıcak poğaçalar, uzayan toplantılar yüzünden ileri saatlere sarkan belki de tamamen unutulan öğle yemekleri, ofise getirilen bol kremalı ve şekerli tatlılar, ofis arkadaşlarının sürüp giden atıştırmalıkları insanı yoldan çıkarmaya yetiyor. Tüm bu tehditleri bertaraf etmek ve sağlıklı beslenmek için Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber çalışanlara önemli tavsiyelerde bulunuyor. İşte o tahsiyeler;
↘
FİRMA SOSYAL MEDYA VE İNTERNET ÜZERİNDE DEVAM EDEN "İYİ YAŞA" PROGRAMI İLE TÜM PAYDAŞLARINA DOĞRU BESLENME, ÖĞLE YEMEĞİNİN ÖNEMİ, İŞ VE YAŞAM DENGESİNİN DOĞRU KURULMASI, MOTİVASYON VE VERİMLİLİK ARTIRMANIN YÖNTEMLERİ GİBİ KONULARDA ÖNERİLER SUNUYOR.
• Ofise getirilen yiyecekleri tüketme alışkanlığınızdan vazgeçin. Ortaya konan kurabiye paketinden her geçişte 1–2 tane almanız size çok gözükmeyebilir ama size maliyeti en az 300 kaloridir.
• Sabah 10 dakika erken kalkıp, kahvaltı edebilirsiniz. Az yağlı peynirle yapılmış tam tahıl ekmeğine bir tost veya az yağlı süt ve tam tahıl taneli mısır gevreği bünyeye iyi gelir. Ya da bir bardak az yağlı süt ve bir porsiyon meyve tüketebilirsiniz. Eğer evde kahvaltı yapamıyorsanız, iş yerinde tüketmek üzere yanınıza alacağınız peynirli-sebzeli ufak boy bir sandviç kurtarıcınız olacaktır.
78 ZOOM
• Ofis atıştırmalıkları sepetine sağlıklı besinlerle katkıda bulunun. İçine şekersiz bisküvi, tuzu azaltılmış kraker, kuru meyveler ve kuru yemişler ilave edin. Böylece acıktığınızda eliniz zararlı atıştırmalıklara kaymayacaktır.
• “Toplantılarda sadece börek, kek, çay ve kahve servisi yapılıyor” söylemini değiştirmek için bir şeyler yapmaya çalışmalısınız. Yöneticinizle durumu paylaşıp toplantılarda kuru meyve, taze meyve, kuru yemiş, eğer bunlar olmuyorsa en azından şekersiz kurabiye, tam tahıl simidi gibi seçeneklerin servis edilmesi için ön ayak olabilirsiniz. Eğer bunlar da olmuyorsa en azından kahvenizin bol sütlü – ama gerçek süt- ile yapılmasını rica edebilirsiniz.
• Akşam mesaisi son anda belli olan bir işyerindeyseniz, acil durum planı hazırlayın. İşyerinize yemek siparişi getiren restoranların sağlıklı menü seçenekleri hakkında bilgi alın. Siparişinizi verirken, menüleri sağlıklı hale getirmek için elinizden geleni yapın. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavını, kepek ekmeğini, sossuz salatayı, garnitür olarak patates kızartması yerine yeşilliği tercih edin.
• Sürekli müşteri ziyareti yaptığınız bir işyerinde çalışıyorsanız, yol rutininizde olan sağlıklı seçenekleri bulunan restoranları belirleyin.
• Uzamış bir proje toplantısı veya müşteri görüşmesi nedeniyle geç kalan öğlen öğününüzü atlamayın. Toplantıdan çıktığınız gibi hafif bir öğle yemeği tüketin. Dışarı çıkamayıp ofise sipariş etmek zorundaysanız birçok fast-food restoranının ve hatta kebapçıların bile menülerinde olan az yağlı ve sağlıklı seçeneklerini tercih edin.
www.cypruszoom.com
79
Yeni gelin eski tarz; Gökçe ile Yusuf dünyaevinde
S
on yıllarda artarak devam eden, geleneksel kına geceleri artık heryerde karşımıza çıkmaya başladı. Haspolat geçtiğimiz ay bir kızını daha aynı yöntemle evliliğe uğurladı. Genç çiftler, yeni hayata merhaba demeden önce kız evindeydi. Gökçe ve Yusuf, yeni hayata eski yöntemle uğurlandı. Düğün öncesi Haspolat'ta kız evinde biraraya gelen hanımlar, folklorik kıyafetleri ile yeni gelini evliliğini kutladılar. Eski yöntem ile yeni tarzın kaynaştığı gecede, genç çiftin "evleniyoruz" başlığıyla adlarının yazıldığı çerçeve, sadece kendileri için değil, kınaya gelenler içinde bol bol hatıra fotoğrafı çekilen bir detaya dönüştü...
80 ZOOM
Gökçe ile Yusuf'un düğün öncesinde yaptığı kına gecesi için hazırlattığı hatıra çerçeveyi, gelen herkes kullandı. Damada da çerçeve dışında çocuk bakmak işi kaldı..
www.cypruszoom.com
81
Evlilik; Gözü kapalı bisiklete binek gibi midir?
E
ylül ayı, düğün törenlerinin neredeyse final ayıdır. (En azından eskiden öyleydi.) Artık yaz aylarının o her gece düğünler için yola düşülen zamanları bitmiş, düğün salonlarındaki yer sıkıntısından Eylül'e kalan organizasyonların, tabiri caizse galası yapılır. İşte geçtiğimiz ay, düğün sezonunun en afili finali vardı. Efes Pilsen'in sevilen çalışanlarından Satış Destek Şefi Jürven Sönmez ile Kıbrıs Yayın Kurumu'nun RIK1 kanalında yayınlanan Kültür- sanat programında sunucu olarak görev yapan, Salih Irmaklı, bekarlığa veda ettiler. Öncesinde Genel Yayın Yönetmenimiz Birol Birol Bebek'in objektifine poz veren çift, hayallerindeki bir düğün fotoğrafı için Selimiye ve Arab Ahmet sokaklarındaydı. Yorucu geçen çekimler sonunda, istedikleri fotoğraf anısı ile düğüne dönen çift yeni hayatlarına merhaba dediler.
82 ZOOM
Selfisiz olmaz; Taze çift fotoğraf çekimlerinin finalinde son ayların modası da unutulmadı. Profesyonel çekimlerin ardından selfi ile çekimler son buldu.
www.cypruszoom.com
83
Çocuklu aileler çocukları aynı odada konaklamak koşulu ile 12 yaşa kadar olan çocuklara yatak ücretsiz, kahvaltı ücreti ve yemek parası indirimli olacaktır. Grublarda sabah kahvaltısında taş fırında köy ekmeği yapımı ve herkese 1 ekmek. Herkes ekmeğini kendi yapacak.
Kıbrıs'ı Yaşayın
Otel içinde her 200 TL’lik harcamaya 50.00 TL indirim 15 kişilik grublarada 1 kişi ücretsiz
Nitovikla Hotel'den
Özel İndirimli
Kıbrıs usulü şinya ve harnıp dalında pişmiş “Kleftigo” mönüsü
Tatil Olanağı
Havuz başında mangalı siz yakınız, Dibek kahvesi yapımı
Sabah kahvaltısında dribidez bittasını siz yapın,öğrenin ve tatın
* Kişi başına yatak-kahvaltı *Kişi başına yarım Pansiyon *Çocuklar 12 yaşa kadar *Kahvaltı (çocuk) *Yemek (çocuk) *Mönü ücreti (Yetişkin)
60,00 TL 90,00 TL yatak-ücretisiz 15,00 TL 20,00 TL 30,00 TL
The Nitovikla Garden Hotel Bir CyproMare Tourism And Traiding Limited Kuruluşudur.
Mehmetcik(Kumyalı) / İskele K.Kıbrıs, Mersin-10 Turkey 0533 865 69 67 / 0533 834 48 68 / 375 61 20 Fax: 375 61 21 www.eco-turismo.it www.nitovikla.com info@nitovikla.com nitoviklahotelkarpaz@gmail.com
Kıbrıs’ın ilk ECO-BİO Oteli
haber
Merit Royal Hotel
M
Nancy Ajram ile Ortadoğu fırtınası
erit Royal Hotel’de geçtiğimiz ay içişnde sahne alan Lübnanlı şarkıcı Nancy Ajram, oteldeki Arap misafirler başta olmak üzere herkesi coşturdu. Yaklaşık 650 kişinin katıldığı gecede ünlü şarkıcıyı dinlemeye gelenler arasında Lübnan, Ürdün, Suriye, Dubai, Kuveyt, Irak ve Katarlı konuklar ağırlıktaydı. Merit Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar, konser öncesi Lübnanlı şarkıcı Ajram’a Merit Rozeti hediye etti. Ajram Kuzey Kıbrıs’ta olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, Merit Royal Hotel’deki atmosferin büyüleyici olduğunu söyledi. Şarkılarını coşkulu bir dinleyici grubuna seslendiren Ajram, tam bir Ortadoğu fırtınası estirdi. Konuklar bir an olsun yerlerine oturmayarak danslarıyla Lübnanlı şarkıcıya eşlik ettiler.
Geceye katılanlar arasında, Dubai kraliyet ailesi mensupları, Kuveyt şeyhi Jamal Al Kazemi, Ürdün Adalet Bakanı Bassam Talhouni, Ürdünlü bankacı Tawfik Fakhouri ve Kuveyt Larnaka Büyük Elçiliği’nin temsilcileri de vardı.
www.cypruszoom.com
85
Erkan Güleryüz severler otele akın etti Hem Türkiye’nin hem Kıbrıs’ın ünlü sanatçıları arasında kendine yer bulan ve farklı sahnesiyle herkes de hayranlık uyandıran Erkan Güleryüz sahnesi ile alkış topladı. Özellikle Antalya da başarılı sahne performansıyla dikkat çeken sanatçıyı, hayranları Kıbrıs’ta da yalnız bırakmadı. Güleryüz Özel orkestrası ile mekânda popüler şarkılar seslendirerek eğlencenin dolu dolu yaşanmasını sağlayan isim, yaklaşık 3 saat süren performansıyla dikkat çekti.
Yavuz Bingöl ve Öykü Gürman rüzgarı esti Ülkemize her hafta getirdiği ünlü isimlerle dikkat çeken Merit Park, bu ay içinde Yavuz Bingöl ve Öykü Gürmanı ağırladı. MeritPark Arenada sahne alan Yavuz Bingöl ve Öykü Gürman dinleyicilerine duygu dolu anlar yaşattılar.
Hayko ve Ege aynı sahnede Merit Hoteller Grubu’nda bu kez Merit Park Hotel’de canlı performanslarına devam eden Hayko, geçtiğimiz ay içinde konukları arasında bulunan Ege ile keyifli bir geceye imza attı. Birlikte kısa bir süre sahne alan sanatılar izleyenlerine birlikte seslendirdikleri şarkılarla çok özel bir hediye verdiler.
86 ZOOM
Sahnede 5 saat canlı canlı Soner Olgun Türkiye’nin tartışılmaz seslerinden biri olan Soner Olgun geçtiğimiz ay içinde, otelin eğlence merkezi, Letafet Bar’da yine büyük bir müzik şölenine imza attı. Yaklaşık 5 saat sahnede kalan sanatçıyı Mesut Yar, Kürşat Başar, Zeynep Talu gibi birbirinden ünlü isimler izledi.Tecrübeli sanatçı programında yepyeni repertuarı ve eline aldığı sazıyla dinleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. Zaman zaman şarkılarının arasına, şiirleri ile renk katan isim, programında Arif Sağ, Zülfü Livaneli, Ahmet Kaya ve Orhan Gencebay’ın eskimeyen şarkılarına da yer verdi.Letafet Bar geçtiğimiz aynı zamanda sezonun rekorunu da kırdı. En fazla izleyici, en çok doğum günü ve evlilik yıldönümünün kutlandığı gece, adeta “en”lerin gecesi oldu.
www.cypruszoom.com
87
Merit Crystal Cove Hotel Sibel Can hep aynı... Merit Crystal Cove Hotel’de sahne alan isimler arasında Sibel Can da vardı. Konser alanını dolduran hayranlarının karşısına siyah, uzun, yarasa kollu, bel kısmı taşlarla işlenmiş ve göğüs dekolteli bir kıyafetle çıkan sanatçı keyifli bir programa imza attı. Bu yaz sık sık Kıbrıs’ta sahne alan isim, bildik performansıyle göz doldurdu.
Halk beni kral yaptı Otelin sahilinde yer alan Scala Bar’da sahne alan Hayko, eğlence dolu bir Akdeniz programına imza attı. Özel olarak kurulan sahnede yaklaşık 500 davetlinin karşısına çıkan sanatçı, şarkıları ve enerjisiyle konuklarına muhteşem bir gece yaşattı. Otel misafirleri dışında seçkin bir davetli topluluğunun da hazır bulunduğu gecede, Türk sinemasının önemli ismi Selda Alkor da vardı.
88 ZOOM
Kıbrıs’ın
ltürü dergisi
e mutfak kü yemek, içki v
EKİM2014 YIL3/SAYI36/ FİYATI 15TL 10 TL/TÜRKİYE
yıl:4 sayı:37 Bülent Günkut Gurme Mutfağındaydı
EN
Turunç Macunu Yapın
MEKANLAR
urant Dökme Et Resta
an Mustafa Sraifh'tleri Kıbrıs Ta
- Helylimtinlili - Ze ak - Kab egi Bör
en iyileri Kıbrıs'ın rde Aynı ye
• Reha Arar h • Mustafa Şa • Ali Özçil yılmaz Bir n lca Se • Özçil • İhsan Erol
ı n a m a Z z e t Çakıs az yazdı; Selcan Biryılm
90001 8 9 694851
alıcıdan Aygen ErsYe ekler Denenmiş m
ALAÇATerIit Royal Hotel'in Yeni TaMcıASI
Gurme
Özel Tarifler
M RS AR S ROTISSEU CHAINE DE
ve
Ekim sayısı Kıbrıs'ta bayilerde
haber
2014
Kıbrıs Festivalleri
Şubat - Hotel, Restoran, Kafe ve Gastronomi Fuarı - Orkide Yürüyüşü - Türk Film Günleri (Şubat-Nisan) - Lefkoşa Müzik Festivali (Şubat-Nisan) - Eşek Günü (Büyükkonuk Ekoköy)
Mart - DAU Uluslararası Sualtı fotoğrafçılığı ve Film Festivali - 10. Tepebaşı Lale Festivali (3. Hafta) - 10. Avtepe Kıbrıs Lalesi Festivali - Geçitkale Geleneksel 10 Mayıs Kutlamaları - 4. Beşparmak Tiyatro Festivali - DAU Uluslararası Futsal Turnuvası - HASDER Çocuk ve Hikâyeler Festivali - Eğitim ve Kitap Fuarı - İskele Belediyesi Kültür ve Sanat Festivali - 7. Uluslararası Şiir Toplantıları - 3. Bağlıköy Ekogün - 7. Lapta Turizm Festivali (MartNisan-Mayıs-Haziran)
Nisan - Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs) - 6. Mormenekşe Enginar Festivali - 23. Nisan Kurtuluş ve Çocuk Bayramı - 5. Yiğitler Köyü Global Enginar Festivali - 8. ODTÜ Tiyatro Festivali - 2. Hisarköy Bahar Festivali - 2. Gönendere Kültür ve Sanat Festivali - Müzik Express Rock’n DAU - Güzelyurt GÜSAD Festivali - 6. Mağusa Çocuk Festivali -Değirmenlik Geleneksel Çocuk Festivali -2. Akdeniz Ayrelli Festivali -3. Kıbrıs Kültür ve Sanat Festivali (Kanavaç)
92 90 ZOOM ZOOM
Mayıs - GÜSAD Güzelyurt Kültür ve Sanat Festivali - Güzelyurt Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali - Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs) - 3. Mehmetçik Eko gün - 5. Hisarköy Orkide Festivali - LAU İlkbahar Şenlikleri - 2. Luricina Köy Festivali - GAU İlkbahar Şenlikleri - 6. Kıbrıs Tango Festivali -ODTÜ Bahar Şenlikleri -DAU Kum Heykel Festivali -DAU Bahar Şenlikleri -16. UKÜ ‘Yaza Merhaba’ Şenlikleri -YDÜ Bahar Şenlikleri -6. Esentepe Kayısı Festivali (Nisan-Haziran) -HASDER Çocuk Festivali -9. Kıbrıs İpek Festivali (Bellapais Manastırı) -14. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün -18. Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali -4. Mağusa Gençlik Günleri
Haziran - 4. Yıldırım Karpuz Festival - 4. Folklor ve Çocuk Festivali - 17. Türksoy Opera Günleri - 19. İskele Folklor Festivali (CIOFF) - 37. Güzelyurt Portakal Festivali (Haziran-Temmuz) - 46. İskele Festivali - 11. HASDER Çocuk Cümbüşü - 6. Hamitköy Kültür ve Dayanışma Şöleni - 3. Alaniçi Hasat Festivali - 5. Dikmen 11 Meşale Festivali - 18. Uluslararsı Mağusa Kültür ve Sanat Festivali (Haziran- Temmuz) - 4. Çınarlı-İncirli Mağara Kültürü ve Sanatı Festivali - 5. Lefke Ceviz Festivali - 9. Yeşilırmak Çilek Festivali - 4. Vadili Çocuk Festivali - 8. Gönyeli Çocuk Festivali
haber
Temmuz - Beyarmudu Patates Kültür ve Sanat Festivali - Geleneksel Kısa Film ve Belgesel Festivali (TemmuzAğustos) - 19. Gönyeli Uluslararası Folklor ve Kültür Festivali - 7. Geleneksel Karpaz Sahil Cümbüşleri - 7. Esentepe Yabani Kayısı Festivali
Ağustos - 3. Alayköy Tahıl Festivali - 3. Taşkent Kültür Festivali - 11. Lefkoşa Belediyesi Uluslararası Folklor Festivali - 6. Ozanköy Harnup Pekmezi Festivali - Serdarlı Belediyesi Babutsa Festivali - 7. Yeniboğaziçi Siyah Kupa Festivali - 8. HASDER Lefkoşa Gençlik Günleri - Mağusa Kültür-Sanat Festivali (Ağustos-Eylül) - 3. Çamlıbel Köy Şenlikleri - 26. Kitap Festivali (Ağustos-Eylül) - 54. Uluslararası Mehmetçik Üzüm Festivali
Ekim - 13. Zeytin Festivali (Girne) - 5. Çatalköy Kültür ve Sanat Günleri - GAU Geleneksel Cumhuriyet Koşusu - 15. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün - Devlet Folklor Federasyonu Folklor Cümbüşleri Aralık - DAU Şarkı Günleri - UKÜ Yeni Yıla Merhaba Şenlikleri - GAU Yeni yıl Kutlamaları Kasım - 7. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali - Kuzey Kıbrıs Lefke - Uluslararası Sanat Festivali - 6. Kitap Festivali - 6. Cumhuriyet Folklor Festivali - Güzelyurt Tiyatro Günleri - 5. Lefke Hurma Festivali - 4. Klasik Ralli - 11. YDU Uluslararası Fotoğraf Günleri - 3. Doğanköy Alıç Festivali
Eylül - 7. Geçitkake Hellim Festivali - 12. Kıbrıs Tiyatro Festivali (Lefkoşa) - 7. Tatlısu Harnup Festivali - Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali (Eylül-Ekim) - Fençlik Merkezi Cümbüşleri - Kıbrıs Türk Sanatçıları Müzik Festivali - Avrupa’nın İncisi Güzellik Yarışması - UKÜ Uluslararası Gece - 3. Kalkanlı Çakısdes Festivali (Son Hafta) - 8. Vadilili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali - 8. Yıllık Latin Dansları ve Müzik Festivali - 2. Geleneksel Mutfak Festivali - 2. Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali - Efes Blues Festival
www.cypruszoom.com
93 91
AGAMA AGAMA OUTDOOR
Tunaç Riding
AGAMA Club OUTDOOR OUTDOOR Equipment & Expedition
Equipment & Expedition Equipment & Expedition
• • • •
Binicilik dersleri Dağ gezisi + Piknik turları Engel atlama dersleri Çocuklar için Midilli ve Pony'lerle eğitim
Karaoğlanoğlu/GİRNE 0533 851 38 13
Adres: Bellapais, Girne Tel: +90 392 815 3721 Gep: +90 533 869 0530 E-mail: tugberkemirzade@hotmail.com www.agamaoutdoor.com
Girne (0 533) 869 0530 tugberkemirzade@hotmail.com www.agamaoutdoor.com
Adres: Girne
Kıbrıs'ın ilk Gep: (+90 533) 869 0530 tugberkemirzade@hotmail.com Binicilik Okulu www.agamaoutdoor.com
USB KIBRIS ’IN İLK Y IL : 1 ON S AY I: LINE TEKNO 2 K A S IM LOJİ DERG İSİ ’1 2
Yazılım d Windo a son hamle: ws 8 g eliyor
KIBRIS Time bazı paApple’ın ten iptal edtleri ildi
USB
Kulakl Tarzınızıkta değişe ce
Yeni ne HTC ve Sharp sil ekra ’t mda nlı ciha an Bilgisayarı var? zlar casus mu
Haberde Özgür - Yorumda Kalite
RGİSİ KNOLOJİ DE ONLINE TE KIBRIS’IN İLK
1 YIL: 1 SAYI:
sahne sırası iphone 5’te
g Samsunık art daha net
2 AĞUSTOS’1
i m sistem eni işleti Mac’in y ruması altında ESET ko
IOSAND savaşık ROID ızıştı 4G isi teknoloj ler ne getiriyor
Dijital D Özel ünyada isin Yoksa m sıradaizn, m
Geleceğin uçakları nasıl olacak
www.kibristime.com KIBRIS'IN ARTIK BİR BİLİŞİM DERGİSİ VAR Ülkemizden ve dünyadan bilişim ve teknolojideki gelişmeleri takip edebileceğiniz "USB" Dergisi sanal alemdeki yerini aldı. İnternet üzerinden dünyanın her yerinden ulaşılabilecek dergi, konsept, içerik ve yayın şekliyle ülkemizin ilk ve tek bilişim yayını...
www.usbdergi.com
ı?
k
Bahçe Mobilyalarında Sezon Sonu 4 201 N iNDiRiMLERİMİZ Başlamıştır. O Z E S NU Tüm bahçe mobilyalarında vade farksız 12 ay taksit. SO
BOMONTI_IMAGE_EV-21.5x28.pdf
1
8/22/14
2:21 PM
GLR ZoomBirolBebek.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
15.08.2014
17:19