Zoom Mayıs 2013

Page 1

®

SAYI

YIL 6 MAYIS 2013

63

Sporda yeni trend

Merit Royal Görücüye çıktı

Dağ Koşusu

Kalori saymadan kilo vermenin 10 yolu

Gizli kalmış mekanları Sizin için bulduk

Burcuna göre koltuk seç Dünyanın en iyi şefleri

MİR GIDA için geldi Facebook

Bağımlısı mısınız?

Karnaval zamanı Ayın röportajları

Tahsin Üzülmez, Halide Gürün, Ali Ruhluel

10TL Türkiye Fiyatı 13 TL

Merit Park Hotel'den Erol Evgin'e doğum günü Sürprizi

Hindular'da gelenek Dünyada Festival "Holi"

fotoğraf: zehra bilgen

Aşırı şüphe Hastalık Habercisi mi?


ÇAĞLAR ÖNCESİNDEKİ GİBİ, FİLTREDEN GEÇMEMİŞ BİRA. EFES PİLSEN UNFILTERED TAMAMEN DOĞAL HAMMADDELERLE MODERN FİLTRE İŞLEMLERİNDEN GEÇMEDEN ÜRETİLDİ.

Unfiltered 21.9x31.indd 1

19.04.2013 11:33



MERİT LEFKOŞA HOTEL & CASINO Tüm organizasyonlarınızı, özenle sahipleniyor

TOPLANTI SEMİNER KONFERANS GALA GECELERİ DÜĞÜN NİŞAN DOĞUM GÜNÜ OUTSIDE CATERING

Teras A-La Carte Restaurant VIP Lounge Sultan Restaurant Merit Cafe Lobi Bar English Pub Bilgi ve Rezervasyon: 600 55 00 info@meritlefkosa.com / sales@meritlefkosa.com www.merithotels.com


LEFKOŞA : Lemar Süpermarket Önder Süpermarket DEMİRHAN: Erülkü Süpermarket

MAĞUSA : Lemar AVM Önder Süpermarket

GİRNE :

Lemar (Karaoğlanoğlu) Lemar (Karakum) Cosmetica Ziya Rızkı Caddesi


“İLK ve TEK”

GERÇEK YEMEK VE İÇKİ KÜLTÜRÜ DERGİSİ

mutfak içki ve

yemek,

ın Kıbrıs’

kültürü

Dergisi

zoom

can'a

Ev sahibinden Er

oran 5 yıldızlı rest

n Layık Top'nca dan Mesutoğlelum irası

ai i yemek tarifler

MİR GIDA

e Usta Gur� Reha Arar'dan

PURATOS ileri Profesyoneurlledu buluşt

GURME MEKANLAR

yıl:2 sayı:20

l i ç z Ö i l A

n Gurme ailesini yeni üyesi ile ş mı an ad lezzete bir hayatın öyküsü

Haluk Erim

ÖMÜR AKKOR VE SELÇUKLU MUTFAĞI

yaca ünlü Belçikalı düsınMartin Poorter ile ekmek usta

SAYI

YIL 2 MAYIS 2013

20

10TL

zel röportaj Gurme'ye ö Denenmiş

eri Yemek tarifl

Kıbrıs'tan

nlar Gurme Meka

Ayın mekanı

Park Marine

Türkiye Fiyatı 15 TL

GURME Mayıs sayısı bayiilerde w w w. c y p r u s z o o m . c o m


HELLİM Kıbrıs’tan geleneksel tat

Omlet Makarna Mangal Izgara Tost Sandöviç Börek Sahanda Yumurta Karpuz-Kavun ile birlikte Çorbada Doğranmış/Rende Salata Ordövr Tabağı Zeytinyağlı yaprak sarması

1958’den beri

ISO 22000:2005 HACCP

ISO 9001:2008


T

N

R

EST

AUR

A

Eşsiz deniz manzarasında, taze balık çeşitleri, zengin balık mezeleri ile yemeğin keyfini çıkarmak size kalmış...

Rezervasyon; 4 0533 885 000

info@shayna-beach.com www.shayna-beach.com Çatalköy / Girne

Profil Reklam 227 7595

Balık a d ' a n y a Sh yenir



16

12 25

30

40 ZOOM E

D

Y

Bisikletiniz Ahşap olsun mu?

16

Akgöl Hellimleri'nin geleceği Halide Gürün

22

Facebook Bağımlısı mısınız?

25

Misafir geldi, yerli çıktı Tahsin Üzülmez

30

Merit Park Hotel'den Erol Evgin'e doğum günü sürprizi

34

Merit Royal Hotel Görücüye çıktı

40

Yeni doğa sporu Dağ Koşusu

44

Dünyanın en rahat yeri Artık biliniyor

46

Ercan'ın ev sahinden 5 yıldızı restoran

48

Girne'nin en özel mekanı Park Marine

57

Twizy Renault'tan F1 konsept otomobil

61

Dış Basın Birliği tarafından verilen En İyi Dergi Grubu Ödülü

M

12

34

A

“ZOOM MEDYA” tüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.

Gözünüze Bahar Değmesin

72

Kalori saymadan kilo vermenin 10 yolu

88

Anti selülit diyeti ile Kusursuz bir vücut

®

SAYI

YIL 6 NİSAN 2013

62

gin nyanın en zen

www.cypruszoom.com

zoommagazin@gmail.com (Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek (Sahibi) Genel Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler Yayın Kurulu Başkanı Mesut Günsev Reklam Pazarlama Profil Reklam

8

ZOOM

YAZARLARIMIZ Derya Beyatlı / Sanem Koç / Tuğberk Emirzade / Aygen Ersalıcı / Rauf Ersenal / Ali Özçil Grafik-Tasarım Profil Reklam Yayın Danışmanı Banu Bebek - Ersin Gözenler Stil Danışmanı Nurhan Günsev

Reklam Rezervasyon

(0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 - (0533) 868 95 81 Yayın Türü Aylık Süreli Turizm-Haber-Magazin-Sanat-Aktüalite Dergisi Baskı Pelin Ofset ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir. Köşklüçiftlik / Lefkoşa - Posta Kutusu 888

Dü a 50 futbolcusu arasarsınd aylı

iki Galata

nyanın Dü en rahat yeri neresi?

Bu yaz r moda? hangi gözlükle

Alerjiyi hafife almayın!..

ül En ölümc ir yaratıcı fik

ki farkı

Gerçeği ile arasında

sadece fiyatı Altıncı NIAZI'S

Yaza

hazırlıksız n yakalanmayı

Tatlı kriziyle başa çıkmanın 10 yolu

çlara göre

Bur z karakterini

Kilo sorununda günah kimde?

Mağusa'da

ü kulağı Medyanın gözuştu ZOOM'a kon ...

N Lİ KURARKE TATİL HAYA ILMAYIN 10TL Türkiye Fiyatı 13 TL

DOLANDIR


profil reklam: 22 77 595 Girne, Ziya Rızkı Cad. No:72 Tel: 0392 815 0324 - 25 Fax: 0392 815 0326 Gazimağusa, İstiklal Cad. Suriçi Tel: 0392 366 0064 Fax: 0392 366 0065


Devlet o değil.. birolbebek@gmail.com

Birol Bebek Genel Yayın Yönetmeni

Bu ay anneler gününü kutlayacağız. İçimde adını koyamadığım bir boşluk; bir burukluk var. İlk defa annesiz olacağım bu yıl. Mutlaka beni görüyorsundur olduğun yerden annem. Şimdi aklıma geliyor da öğütlerin. Artık daha iyi anlıyorum seni. Hayatta ne varsa bana dair, hepsi senin eserin. Ne kadar da önemliymiş. Şimdi anlıyorum ki, uzakta bile olsan, yetiyormuş varlığın... Annelik zor zanaat.. Başta Annelerimin, eşimin ve tüm annelerin günü kutlu olsun.

10

ZOOM

Bu aylar eskiden de böyle hızlı mı geçerdi. Günler mi kısaldı. Yine mi büyüdük acaba. Göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor zaman. Yine yedik bir ayı. Ama hiç te kolay olmadı. Yalan dünyanın kısa sürede herkesin diline pelesenk olan karakterinin deyimi ile; Ne çektin be nisaan. Soğuk vardı, kum fırtınası oldu. Yağmur yağdı. Sıcaak oldu. Meteoroloji uzmanlarına göre yine bir serinlik bekleniyormuş. Napaacaaan katlanacaaann. Başka yolu yok. Bizde katlandık zaten ve yedik ayı. Bu ay ne yazsam diye düşünürken, geçtiğimiz günlerde 6 yaşındaki kızımla aramda geçen bir diyalog geldi aklıma. "İşte" dedim "budur" çok güzel bir anıydı bunu yazmalıyım. Büyüyor aşkım; her geçen gün sorularına yeni sorular ekleniyor. Her gün biraz daha farklı, bazen sıra dışı. Öyle bir gündü işte. Kızımla mahallemde müdavimi olduğumuz parka gitmiştik, onun sözleriyle "oyun parkı"na. Ritüelimiz hep aynı. Önce salıncakta sallanılacak. Sonra zıplamaya gidilecek.

Salıncaktaydık, küçük hanımın soruları ardı arkası kesilmeden geliyordu. Bir ara baba dedi "devlet kimdir" Şaşırdım. Şaşırmamak elde mi; 6 altı yaşında bir çocuğa devletin ne olduğunu anlatmak kolay mı. Yaklaşık 10 dakika boyunca farklı örnekler vererek devleti anlatmaya çalıştım. Ben anlatırken ufaklığın araya girme çabalarını, "yeni bir soru sorup beni tilt edecek şimdi" gerekçesiyle bertaraf ettim. Ancak sonunda sinirlenip "yok baba yok" devlet isim dedi. Ben akıllıyım ya;.. Yok kızım hayır dedim devlet diye isim olmaz, yine aynı şeyleri tekrar etmeye çalışınca gerçekle yüzleştim. Kızım "devlet"in anne annesinin evine gelen temizlikçisinin adı olduğunu söyleyiverdi. Şok olmuştum. Kim çocuğuna devlet ismini koyardı ki. Neyse bu tarafını geçip, bi lafı tam anlamadan konuya dalmayın diyorum. Ne olur ne olmaz, altından derin "devlet" çıkabilir. Neyse sizin için bu ay saklanabilecek nitelikte bir dergi hazırladık. Saklayın ama önce okuyun olur mu? Gelecek ay görüşmek üzere.


haber

Zamanın kıymetini bilenlere saat

Karasu Gold&Diamond'ta Giyinmesini bilenler için kıyafetlerin değişmez aksesuarı saatler şimdilerde daha gözde. Dünyanın seçkin markalarını bir yerde bulacağınız Karasu Gold&Diamond, Japonların dünyaca ünlü saat markası Orient'i Kıbrıslı'lara tanıştırıyor. Geçmişi 1901'li yıllara dayanan Orient markası, Tokyo’da başladığı üretimini bugün dünya pazarı için yapıyor. Dünya kol saati pazarında önemli bir role sahip olan marka, artık Kıbrıslılar'ın kollarını süslüyor. Tüm zevklere uygun modelleri ile tercih yapmakta zorlanacağınız marka, dünyaca ünlü Seiko Saatçilik’e ait markası.

“Türkiye’nin Çarsıları” fotograf yarısmasıyla ölümsüzlesiyor Sanalpazar.com ve İFSAK işbirliğinde düzenlenen “Türkiye’nin Çarşıları” temalı fotoğraf yarışması ile geleneksel çarşılar fotoğraf karelerinde ölümsüzleşiyor. Herkesin katılımına açık olan yarışmayla, Türkiye’nin dört bir yanındaki tarihi çarşıların yepyeni bir gözle fotoğraflanmasının yanı sıra ülkedeki geleneksel ticarete dair görsel bir bellek oluşturulması amaçlıyor. Geleneksel çarşılardaki ticaret fotoğraflarda yaşayacak. Herkesin katılımına açık olan yarışma,

Türkiye’nin tüm illerindeki herhangi bir çarşının fotoğraflarına açık olacak. Geleneksel ticareti dijital platforma taşıyan Sanalpazar. com’un “çarşılarımızı ölümsüz kılmak” amacıyla düzenlediği yarışmanın seçici kurulunda ise, fotoğraf sanatçıları İzzet Keribar, İbrahim Zaman, Gültekin Çizgen’in yanı sıra Sanalpazar.com Genel Müdürü Cem Kesici ve İFSAK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Şenbak bulunuyor. Yarışmaya katılmak isteyenler www.sanalpazar.com/turkiyenincarsilari adresinden detayları öğrenebilir.

www.cypruszoom.com

11


haber

Bisikletiniz ahşap olsun mu? İtalyan tasarımcı Pietro Russomanno tarafından tasarlanan Ahşap Çerçeveli Bisiklet, çevre tutkunlarının yaratıcılık sınırlarını zorlayan bir tasarım. Üzerinde birçok yenilikçi düşünceye sahip bisiklet, sürdürülebilir bir doğa hayal edenlerin seveceği detaylara barındırıyor. Tasarımcıya, yumuşaklık ve esneklik, fiziksel ve doğal oluşum için düşünülen kriterlerlere, ahşapla çözüm bulmuş. Ana yapısı ve iç lastik contalar için kontrplak kullanılan bisiklet, vidalar aracılığıyla kolayca birleştirilebiliyor. Sarsıntı için yay obstruksiyon düzeni olan bisiklet, oturak düzenini sadece bir düğmeye basarak çözülebilecek kadar kolay kullanılabilir hale getirmiş. Unutmadan bu doğa düşküşü bisiklet akıllı telefonları da düşünmüş. Biikletin ön tekerinde monde edilen dinamo sayesinde, akıllı telefonunuza doğrudan enerji bile sağlayabiliyor sunuz.

Türk mizahındaki dönüm noktası :

Aydede 91 yıl sonra tekrar huzurlarınızda! Mizah, her zaman en etkili muhalefet araçlarından biri oldu kuşkusuz. Türkiye'de yıllar önce yaratıcısı Refik Halid Karay’ın bir gemiye bindirilip sürgün edilmesine yol açan yazıların yer aldığı Aydede isimli mizah dergisi 91 yıl sonra tekrar can buldu. Üstelik bu kez okuyucuları çok daha şanslı. Bir sonraki sayıyı beklemeyecek, derginin başyazılarını iki cilt olarak okuyabilecekler. Aydede, İnkılap Kitabevi’nden çıktı! Türk Edebiyatı’nın en etkili ama en tartışmalı isimlerinden biri olan Refik Halid Karay’ın 1922 yılında yayın hayatına giren ve girdiği andan itibaren fırtınalar kopartan mizah dergisi Aydede, yeniden okuyucularıyla buluşuyor. Üstelik bu versiyonunda sadece yaratıcısı Refik Halid Karay’ın olay yaratan yazıları yer alıyor. Milli Mücadeleye muhalefet ettiği gerekçesiyle ciddi tepkiler gören ancak bir o kadar da sadık bir okucuyu kitlesiyle buluşan Aydede, aslen Aydede’yi Aydede yapan Refik Halid Karay’ın köşe yazıları İnkılap Kitapevi tarafından Türki-

12

ZOOM

yeli okurlarla buluşturuluyor. Türk edebiyat ve politika tarihinde edindiği yer nedeniyle İnkılap Kitapevi tarafından Prof. Dr. Mustafa Apaydın’ın yaptığı düzenlemeyle yeniden okurlarının beğenisine sunuluyor. Refik Halid Karay’ın güçlü kalemi ve etkin muhalefetinin yanı sıra, dönemin mizah anlayışını da gözler önüne seren Aydede içerdiği yazılar kadar ardından gelişen olaylar nedeniyle de günümüze projeksiyon tutacak eserlerden biri. Fecr-i Ati, edebiyat topluluğunun kurucularından olan Refik Halid Karay’ı, önce döneminin en güçlü kalemlerinden biri haline getiren ardından da, tüm ailesiyle birlikte bir sürgün yolculuğuna çıkıp ömrünün büyük bir bölümünü yurtdışında sürgün hayatı geçirmesine yol açan Aydede Dergisi’nin başyazıları iki cilt altında toplandı. Prof. Dr. Mustafa Apaydın’ın titiz çalışması sonucu tekrar okucuyularıyla buluşan Aydede, gerek muhalif gerekse Milli Mücadele’nin yanında yer alan, politika, tarih ve mizahseverler için bir başucu kitabı niteliği taşıyacak.


Profil Advert 227 7595

Web / e-mail

barındırma ve alan adı kaydı

Rakiplerinden bir adım önde ol, güvende ol. www.datumcenter.com www.

datumcenter 13149-12498

Adres: No:2 Fener Sokak Kızılbaş, Lefkoşa - Kıbrıs Tel: (0090 392) 444 22 98 - Fax: (0090 392) 225 84 25

www.gigabyteltd.com


portre

"Hayatın Anlamı yemek" diyen

ALİ ÖZÇİL ARTIK ZOOM AİLESİNDE Onun için "hayatın anlamı yemek" desek en doğru tanım olur her halde. İşe babasının yanında başlayan; Ali Özçil, bulaşık yıkamaktan aşçı yamaklığına kadar, mesleğin her aşamasını yaşayıp-görmüş biri. Ne olacağı değil ama; hayatının nasıl şekilleneceği çocukken belliymiş. Yemeğe olan ilgisinin o günlere dayandığını söyleyen Özçil, artık sayısını bilmediği ödülleri, yazmaktan yer bulamayacağımız titr'leri ile ülkemizin özel isimlerinden. Yemekle ilgili farklı dillerde kitap, dergi, mecmualardan geçilmeyen evinin mutfağını, adeta mesleğin laboratuvarına çeviren ustamız, hala üretmeye, hala öğretmeye devam ediyor. Bu aydan itibaren ZOOM ailesine katılan hocaların hocası, artık yayın grubumuzda. Tarifleri ile mutfaklarımıza renk katacak; meraklılara ışık tutacak usta, yazıları ile yol gösterecek. "Turizm okudum eğitmen, sonra eğitmelerin eğitmeni oldum." diyen Ali Özçil, Türkiye'de yıllar önce özelleştirme furyasının ilk kurbanı Turban'larda mutfak eğitmeni olarak işe başlamış. Türkiye'nin birçok marka işletmesinde yönetici olarak Ali özçil, MHCIMA, YDU Turizm Bölümü, Öğretim Görevlisi, YDU Mutfaklar Koordinatörü, aynı zamanda kurucusu olduğu Kuzey Kıbrıs Profesyonel Aşçılar Derneği'nin de Asbaşkanı.

Kıbrıs mutfak sanatının tartışılmaz en özel isimlerinden biri olan Ali Özçil, bu aydan itibaren ZOOM Dergi Grubu'nda. Tarifleri ile mutfaklara renk katacak usta, engin bilgileri ve tecrübesi ile bize ışık tutacak. 14

ZOOM

görev yapan isim, 1980'li yıllarda Kıbrıs'a gelmiş. Geliş o geliş. Jasmine başta olmak üzere birçok işletmede görev yapan Özçil, şimdilerde Yakın Doğu Üniversitesinde Turizm Bölümü'nde Öğretim Görevlisi, aynı zamanda YDU Mutfaklar Koordinatörü olarak görev yapıyor. Bugüne kadar, işi ilegili olarak 26 ülke gezdiğini belirten ustamız, mesleğe ne zaman başladınız sorusuna yanıtı "Doğdum doğalı bu işin içindeyim" oluyor. "Mesleğime aşığım" diyen Özçil'in sadece bu sözü, işini ne kadar tutkuyla sevdiğinin kanıtı olsa gerek. 5 yıl, GAU'de Catering Bölüm Başkanlığı ve Turizm Bölümü'nde akademisyen olarak çalışan Özçil, 6 yıldır YDÜ'de Akademisyen ve mutfaklar Koordinatörü olarak görev yapıyor. . Kurucusu olduğu Kuzey Kıbrıs Profesyonel Aşçılar Derneği'nin de, asbaşkanlığını yapan Özçil'in Türkiye'den "Duayen şef"liği de var. Bugüne kadar iki kitap yazan, üstadımız, artık engin bilgilerini bizimle paylaşacak. Bu hoş geldin karşılaması ile "aramıza hoş geldin" usta diyoruz. Artık sayfalar sizin...



16

ZOOM


röportaj

Halide Gürün AKGÖL HELLİMLERİ'NİN GELECEĞİ

Yeni jenerasyon hakkında yorum yapanlar, artık iki kez düşünsün. Genç, çalışkan, başarılı, inançlı, hedefleri olan, kendine güvenen bir genç kıza, bir de güzelliği ekleyin, işte size Halide Gürün. Akgöl Hellimleri'in varlığının sebebi şüphesiz Baba Sadık Gürün; ancak büyüyen şirketin geleceği de kontrol altında. İyi bir eğitim ve daha çok kendine güvenle işlere dalan, ailenin genç yeteneği, belki de genlerinde olan girişken ruhun yörüngesinde. Emsalleri, evlenmiş ya da kafelerde gününü gün ederken, o şirket işleri ile uğraşıyor. Genç yaşına rağmen, yurt dışında tabiri caizse gitmedik yer bırakmayan Halide Gürün, iç pazardan önce, yurtdışında büyüyen Akgöl Hellimleri'nin başarı öyküsünün bir parçası. Ülkemiz tarihine damgasını vuran birçok firma gibi, aile şirketi olan Akgöl Hellimleri; baba Sadık Gürün ile başlayan yatırımı, artık daha eğitimli, uluslararası vizyona sahip aile üyeleri ile sürdürüyor. Bir yurtdışı gezimizde tanıdığımız, genç yetenek ZOOM'un sorularını yanıtladı. “Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.. Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin..” Bunun anlamı nedir. Facebook sayfanızda yazmışsınız, bu cümle sizin için neden önemli? Bu bana en çok cesaret veren söz. Bir hedefin varsa onun için herşeyi yapmalısın, çünkü yapmazsan istediğini elde edemez, ve tadını çıkaramazsın. Bu uğurda başına gelecekleri de çekmelisin çünkü hayatta herşeyin bedeli var. Kimse hiçbir çaba sarf etmeden, bir yerlere gelemiyor ne yazık ki. Bu beni kendimde tutan, güçlü kılan, vazgeçmememi sağlayan bir söz olduğu için seviyorum. Şirketiniz kurulalı 34 yıl olmuş. Bize ne yaptığınız hakkında biraz bilgi verir misiniz? Biz AKGÖL olarak süt ürünleri sektöründeyiz. Başta hellim olmak üzere, taze kaşar, nor, delikli peynir (eski kaşar) ve krema imalatımız var. Hellim üretimimizin yüzde 97'sini Türkiye ve özellikle Arap ülkelerine ihraç ediyoruz. Bu ülkeler arasında ihracatımız en fazla Kuveyt’e oluyor ve bunun yanında Suudi Arabistan, BAE, Ürdün ve Katar var. Bu ülkelere hem kendi markalarımızı yolluyoruz, hem de fason üretim yapıyoruz.

www.cypruszoom.com

17


röportaj

Özellikle Kuveyt piyasasında çok iyi ün kazanmış, tüketicinin ilk tercihi olan ve hatta bazı rakiplerimiz tarafından isim olarak taklit edilmeye çalışılan Meemas ve Reem gibi markalar geliştirdik. Bu öncü markalar sayesinde şirketimiz Kuveyt piyasasında çok iyi tanınmaktadır. İhracata gösterilen özen son 1.5 yıla kadar iç piyasaya ne yazık ki gösterilemedi. Bunun sebebi aldığımız çiğ süt miktarını ancak ihracat üretimimize yetmesiydi. Fakat 1.5 yıldan bu yana iç piyasa satışlarımızı yetkili bayiimize devrettik. Dinamik bir yapı ve aktif çalışmalarımız sonucu işbirliğiyle iç piyasa satış noktalarımızı çoğalttık ve satışlarımızı artırdık. İhracattaki gibi yüksek kaliteli ürünlerimizi halkımızla paylaşmaktan dolayı çok mutluyuz. Bununla ilgili de sürekli pozitif geribildirim almak bizi daha da motive ediyor. Bütün aile, şirket içinde mi çalışıyor? AKGÖL bir aile şirketi olmasına rağmen, aslında tüm aile şirket içinde değil. Abim ve ablam tamamen farklı sektörlerde ve alanlarda kendilerini geliştirdiler. Annem muhasebede, babam üretimde bense ithalat ve ihracattan sorumluyum. Ailenin işle ilgilenen ilk çocuğu benim yani. Benden küçük erkek kardeşim de şu anda gıda üzerine üniversite eğitimini alıyor. Yani şirkete aileden yeni bir birey daha pek yakında katılacak. Aile şirketinde çalışmayı bir şans olarak görüyorum. Üniversite dönüşü düzeni kurulu bir iş bulmak herkese nasip olmuyor ne yazık ki. Bir de iş ailenizin olunca işe daha bir sarılıyorsunuz. Tabii ki bir adaptasyon süreci gerekiyor ama aile ilişkileriniz iyiyse bu süre kısalıyor. Sadece adaptasyon sürecinde değil, şimdi bile, hatta her zaman kuşaklar arası bir çatışma oluyor tabii. Özellikle babayla, alınacak kararlar doğrultusunda. Fikriniz soruluyor ama karara ne kadar etki ettiğini anlamadığınızda biraz çatışıyorsunuz. Bir de onların tecrübesiyle bizim teoride gördüklerimiz o kadar farklı ki, ama ortayı bulunca da sonuç muazzam oluyor. Birebir yaşadım, gördüm. Sürekli yurtdışındasınız, neredeyse tüm fuarlara gidiyorsunuz. Neden? Gittiğinize değiyor mu? Biz üretiminin büyük bir çoğunluğunu yurt dışına ihraç eden bir firma olarak, sürekli değişen ve gelişen bu iş dünyasında hem bulunduğumuz piyasalardaki yerimizi sağlamlaştırmak istiyoruz, hem de vizyonumuzu geliştirmek amaçlı farklı piyasalara girmek istiyoruz. Bu sebeple özellikle Orta Doğu fuarlarını kaçırmamaya çalışıyoruz. Mesela şubat ayında katıldığımız son fuar Dubai’de olmasına rağmen, dünyanın çok farklı bölgelerinden yeni müşteriler-

18

ZOOM

le bağlantı kurduk ve ihracat ağımıza yeni bölgeler ve ülkeler katmak üzereyiz. Bir bayan olarak işim için İran’ın muhafazakar bir bölgesindeki fuara bile katıldım. Gittiğim yerlerde oranın da kültürüne olan saygımdan, kıyafetlerle ilgili gerekeni de yapmak durumunda kalıyorum, mesela İran’da kaldığım süre içinde başım hep örtülüydü. Çoğu fuar vizyonumuza yenilikler katmak adına iyi geçse de, müşteri portföyümüze her zaman yeni isimler katamıyoruz. Ama devamlı yeni insanlar tanıyor, onların aracılığıyla farklı noktalara ulaşabiliyoruz. Bizim için bu da önemlidir. Bunun yanında bizi daha da motive eden başka birşey var. Bu fuarlara katılırken sadece kendi şirketimizi değil, ülkemizi ve ülkemiz kültürünü de tanıtıyoruz. Bize en büyük mutluluğu veren de bu. Ürünleri yurt içinde mi, yurt dışında mı satmak önemli? Yoksa ikisinde de para kazanılıyor fark etmez mi? Ürünlerimizi tabi ki yurt içinde yerli halkın beğenisine sunmak da önemli. Hem iç hem dış piyasa satışlarından da para kazanılıyor ama ekonomi penceresinden baktığınızda tabi ki yurt dışı satışları da farklı sebeplerden büyük önem taşıyor. 1981 yılından bugüne 32 yıldır ihracat yaparak sadece ülkemizin tanıtımına katkı sağlamıyor, aynı zamanda ekonomisini de döviz girişini sağlayarak güçlendiriyoruz. Mağusa’da biraz bölgesel tutuculuk var mı? Neden? Tespitinizin çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Mağusa insanı birbirine çok bağlı, bölgesel üreticisine sahip çıkan bir yapıya sahip. Bayramlarda yanında OZA kahvesiyle gezen, kebabının yanında ilk tercihi GARGA SUYU olan bir bölgeyiz. Bu kendi bölgemizi daha da geliştirmek çabasında olduğumuzdan, birbirimize olan desteğimizi birbirimize hissettirmek istediğimizden ve alıştığımız tatlardan kolay kolay vazgeçememizden, hatta alışkanlıklarımızı gelenekselleştirmeyi seçen bir kesim olmamızdan kaynaklanır diye düşünüyorum. Yaşınız genç, sizin yaşınızda birçok hemcinsinizden çok daha yoğun bir çalışma trafiğiniz var. Bundan şikayet ediyor musunuz? Aslında dürüst olmak gerekirse, üretimde bilfiil çalışan arkadaşlarım kadar günlük yoğun bir tempom olduğunu söyleyemem. Ama gerek dış piyasada farklı ülkelerdeki müşterilerle olan ilişkiler, üretim planı ve takibi, ödeme zamanlamaları, yeni piyasa araştırmaları ve bağlantı kurma çalışmaları, yabancı ülkelerdeki fuar öncesi hazırlıkları ve fuar sonrası çalışmaları pek hayli

vakit alıyor. Bir de biz kendi ihracatımızı ve gümrük işlerimizi kendimiz yapıyoruz. Malın üretiminden itibaren, konteynerlere yüklenmesine, limana varışından, gemiye yüklenmesine kadar sorumluluk bende olduğu için bizzat kendim ilgileniyorum. Gece 12'ye kadar Mağusa limanında geminin çıkmasını beklediğim zamanlar oldu. İşin komik yanı bu 2.5 yıl içinde de en çok tır şoförü arkadaşım oldu bu sayede:)) Fakat şanslıyım ki bunlar aslında işin en keyifli kısımları. Kendinize boş vakit kalıyor mu? Evet, haftanın 3 günü spora gitmeye çalışıyorum. Geceleri yatmadan önce, ya da seyahatlerimdeki boş zamanlarımda (genelde uçakta) kitap okuyorum. Ve fırsat buldukça dernek işlerine katılmaya özen gösteriyorum. Karakteristik özellikleriniz içinde en sevdiğiniz hangisi? Her durumda güler yüzlü olabilmemi seviyorum. Bu özelliğim insanlarla olan ilişkilerimi hep iyi yönde etkiliyor ve hayatımda bana bazı kapıları açıyor. İnsan ilişkileri özellikle bizim gibi küçük toplumlarda çok önemli. Kendinizde bulduğunuz, sizi rahatsız eden kusurlar nelerdir? Sabırsızlık, sabırsızlık, sabırsızlık. Bir de moralim bozulduğu anda dünyayı kendi kendime dar edebiliyorum. Mutlu olmak için ne yaparsınız? Mutsuz bir anda, mutlu olma ihtiyacı hissettiğim an bir paket çikolata benim için yeterli. Geçici de olsa en büyük mutluluk kaynağı! Sizi en çok ne mutsuz eder? Belirsizlik. Yaşlanmak istediğiniz ülke/şehir neresi? Kıbrıs. Beni arada sıksa da, hayatımı geçirmek istediğim, yaşlanmak istediğim yer burası. Sevdiğiniz yazarlar/şairler? Elif Şafak, Hande Altaylı, Canan Tan, Ahmet Ümit. Kendimi işimde geliştirmek amaçlı okuduğum kitaplar da farklı yazarları bünyesinde bulunduran Elma Yayınevi’ne ait. Gerçek hayatta sevdiğiniz “kahraman(lar)’ kim(ler)dir? Bu soruya biraz gerçekçi bir cevap vermek istiyorum. İş hayatındaki idolümü Kıbrıs’a geldikten sonra buldum. Semra Ltd. sahibi olan Semral Erel ablacığım bana bu yolda ışık tutan bir rehber. Gerek işindeki tutumu gerekse çalışanlarıyla arasında olan bağla beğendiğim bir lider. Güçlü duruşuyla örnek aldığım bir kadındır.


Şirketin yurtdışındaki gözü kulağı olan Halide Gürün'ün annesi de şirketin muhasebesine bakıyor. Aynı zamanda mesai arkadaşı olan, ana-kız, günün önemli bir bölümünde birlikte...

www.cypruszoom.com

19


röportaj

Ailenin şirkette çalışan ilk çocuğu olan Halide Gürün, şirketin uluslararası pazarlamasında önemli bir yere sahip...

İsminiz ne olsun isterdiniz? Anneannemin ismi olduğu için, ismim benim için çok değerlidir, hiç farklı bir ismim olsun istemezdim. Sondaki E harfini okumadıklarından bu isimle arap müşterilerim beni erkek sansa da. En nefret ettiğiniz şeyler? İnsanları bilip bilmeden yargılamak, ve kendi düşüncesi gibi üzerine ekleyerek anlatmak.

Seyehat etmeyi sevdiğiniz yerler? Her sene Şubat ayında Dubai’de Orta Doğu’nun en büyük gıda fuarı oluyor. Senenin sabırsızlıkla beklediğim zamanı! Ama vazgeçemeyeceğim şehir ise kesinlikle İstanbul. Hiç sıkılmadığım, sıkılmayacağım, bana tüm yüzünü gösteren ama herşeye rağmen aşık eden şehir..

Doğa üstü bir gücünüz olsun ister miydiniz? Hiç öyle birşey istemezdim : )

Hangi durumlarda yalan söylersiniz? Çok tercih etmesem de, bazen gerekli durumlarda.

Sevdiğiniz müzisyen(ler) kim(ler)? Aslında çok var. Çünkü ben tek bir tarz dinleyen birisi değilim. Kulağıma hoş gelen her tarzı dinlerim. Türk müzisyenlerden Sezen Aksu, Sertap Erener, Demir Demirkan, Teoman, Bülent Ortaçgil. Yabancı müzisyenlerden Lara Fabien, Amy Winehouse, Anastacia, ilk aklıma gelenler. Sizin için en değerli şey nedir? Aile olgusu. Yaptığınız en büyük savurganlık nedir?

20

Stresli hissettiğim anlarda yaptığım gereksiz kıyafet alışverişleri sanırım.

ZOOM

En çok kullandığınız kelimeler ya da cümleler nelerdir? "Tamam." Herkese ve herşeye yetişmeye çalışırken o sihirli bi kelime, tamam deyip kafada sıraya koyup herşeyi tek tek yapıyorum. "Tamam" demeyip tartışınca, zaman kaybı oluyor. En büyük pişmanlığınız nedir? Annemin tüm ısrarına rağmen yüksek lisans yapmamış olmam. Eğer ölseydiniz ve bir insan ya da bir nesne olarak geri dönseydiniz ne/ kim olurdunuz?

Ay abi bu soru ne. Böyle iyiydim : Kusursuz mutluluk hakkındaki düşünceniz nedir? Varolduğuna inandığım birşey değil. Kendinizde onaylamadığınız davranışlarınız neler? Mesai 8'de başlamasına rağmen, babamın bana bu konudaki tüm nasihatlarına, annemin tüm uğraşlarına rağmen, işe bir türlü 8'de değil de hep 8.30'da gelebilmem:) aslında bir disiplinsizlik göstergesi! Bu yüzden onaylamıyorum. En son nerede ve ne zaman, çok mutlu olmuştunuz? 1 ay önce kendime evde beslemek üzere küçük bir köpek aldım. Onun ailemize katılması son zamanlarda yaşadığım en büyük mutluluk. İş açısındansa şirketimizin Kuveyt Tüketiciler Birliği'nden aldığı ödül de beni çok mutlu etmiş ve gururlandırmıştı. Kendinizde birşey değiştirebilseydiniz neyi değiştirirdiniz? Biraz sabır, stresli olduğum zamanlarda daha sakin olabilme.


Aşkını Bulan Çiftlere

765 TL

Profil Ajans 227 7595

Çift 1425 TL Çift 1450 TL

SAYGIN

Çift 1435 TL

Kuyumculuk

Kadınlar Pazarı Sokak No: 15 Lokmacı Kapısı / Lefkoşa +90 392 229 1361 / +90 533 868 6969 / mertali96@yahoo.com

12 Ay Taksit İmkanı


haber

Son yıllarda en hızlı büyüyen kentlerimizin başında gelen Girne, gelişmeye ve değişmeye devam ediyor. Yıllardır harap bir görüntüye sahip olan, yürümeye korkulan bölgede şimdilerde yoğun bir çalışma yürütülüyor.

22

ZOOM

Birinci etabı 3 ay içinde tamamlanacak proje ile Girne çok özel bir plaja daha kavuşacak. Ama çok daha önemlisi söz konusu yer, yeni açılacak 12 işletme ile yeni çekim merkezi olacak. Heyecanla bitmesi beklenen proje, özellikle Girne eski limana rakip olacak gibi görünüyor.


rรถportaj

www.cypruszoom.com

23


haber

Yılın tasarım ödülünü alan bisiklet

IKEA yolunda Prototipi Hollandalı sanatçı Jurgen Kuipers tarafından oluşturulan bisiklet, bu yılki Uluslararası Bisiklet Tasarım Yarışması'nda ödül kazandı. Şimdilik bir defaya mahsus olarak üretilen bu prototip ödül alınca, tasarımın önü açıldı. Bisikletin seri üretimi için planlara geçildi bile. Buna karşın, tasarımcı, ödülün ardından üretici firmalardan gelen tekliflere rağmen, bisiklet için hala gelmeye devam eden yeni fikirleri değerlendirmek istiyor. Biraz daha bekleyerek "gelen fikirleri değerlendirip, özgün tasarımı tamamlayabilirim" diyen Kuipers, modüler montaj sürümünü, ikea firması istediğine işaret ediyor. Sawyer adını verdiği bisikletinin tam işlevsel sürümü ile birlikte, 1:1 ölçekte işlevsel olmayan kitini de yapan Kuipers, Bu kiti ahşap parçalar ve enjeksiyon kalıp kullanarak plastikten yapmış ve tüm merkezi bir plastik çerçeve ile bağlamış. Bir model uçak parçaları gibi görünen kit önümüzdeki aylarda, belki de Ikea'larda görmek mümkün olacak...

24

ZOOM


röportaj

Misafir geldi, yerli çıktı

TAHSIN ÜZÜLMEZ Görev nedeniyle geldiği Kıbrıs'ta geçmişini bulan Altınbaş Petrol Ltd Genel Müdürü Tahsin Üzülmez, yıllar önce Ada'dan göçen Kıbrıslı bir dedenin torunu. Türkiye'de doğup büyüyen Üzülmez, ülkemizin marka işletmelerinden birinde olmanın ayrıcalığını yaşıyor. Hafta içi Kıbrıs'ta işinin başında olan tecrübeli yönetici, hafta sonunu Mersin'de yaşayan ailesinin yanında geçiriyor...

www.cypruszoom.com

25


röportaj

İnsan hayatını çoğu zaman rastlantıların şekillendirdiğinin canlı örneği çok yakınımızdaymış aslında. İşi nedeniyle yolu Kıbrıs'a düşen Altınbaş Genel Müdürü Tahsin Üzülmez, bu ay dergimizin portre konuları arasındaydı. ZOOM'un sorularını yanıtlayan Üzülmez'in, hayat hikayesi ilginç detaylarla dolu. Yıllar sonra yolu kesişen Kıbrıs'la, aslında özel bir bağı olduğunu sonradan öğrenen Üzülmez, rastlantı da olsa Ada'da olmaktan mutlu olduğunu belirtiyor. Türkiye'deki düzenini bozmamak için her hafta, iki ülke arasında gidip-gelen tecrübeli yönetici, bu trafiğe rağmen hayatından memnun. Altınbaş Holding bünyesinde çalışıyor olmasını "büyük bir şans" olarak niteleyen Üzülmez'in şirket ve kendi hakkındaki cevapları çok özel detaylar içeriyor. İşte size o röportajın içeriği: Altınbaş ölçeği her geçen gün daha fazla büyüyen bir şirket. Bu şirketin başında olmak nasıl bir duygu? İşimi ve şirketimi çok seviyorum. Yaklaşık 12 yıldır bu kurumda çalışıyorum. Çağın gereklerine ayak uyduran, sermaye yapısı güçlü, yönetimi çalışanlarına ve ticaret yaptığı iş ortaklarına bu denli yakın ve paylaşımcı olan böyle bir şirkette yönetici olmak çok büyük bir şans. Yeni projeler var mı? 2013 yılında da geçen yıllarda da olduğu gibi yeni istasyon yatırımları ve mevcut istasyonların gerek standart fiziki durumlarının yenilenmesi ve gerekse dünya da kabul gören teknolojik yapılanmayla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Kuzey Kıbrıs'ta ilk yapılan ve yaklaşık olarak 50 bin üyesi bulunan ALPET CLUP CARD uygulaması çerçevesinde yeni kampanyalarımız devam edecek. 2013 yılında hedef ne? Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum da dikkate alındığında, 2012 yılındaki mevcut pazar payımızı koruyarak, yapacağımız yeni istasyon yatırımları ile birlikte büyüme hedeflerimiz devam edecek. Son 3 yıldır olduğu gibi ERCAN Hava Alanı'na inen her uçağın tek tedarikçisi olmak için gerekli yatırımlarımıza devam edeceğiz. Şirket, reklam iş hacmi, iş imkanı açısından Kıbrıs’a ne kazandırıyor? Kuzey Kıbrıs'ta faaliyet gösteren yazılı, görsel ve işitsel tüm medya kurum ve

26

ZOOM

kuruluşlarıyla elimizden geldiğince ortak menfaatler çerçevesinde çalışmalar yapıyoruz. Şirketimiz gerek ALTINBAŞ PETROL'de çalışan, gerekse bayilerimizde çalışan çok sayıda insana iş imkanı ve istihdam sağlıyor. Yaptığımız işin muhteviyatı nedeni ile devlet ekonomisine çok önemli katkılar sağlıyoruz. İşiniz zor mu? Her işte olduğu gibi bizim işimizin de zorlukları vardır elbet. Fakat insanın işini severek yapması zorluklarla daha kolay mücadele etmesini sağlıyor. Bildiğimiz kadarıyla aileniz Mersin’de. Hafta içi Kıbrıs’ta, haftasonu Mersin’desiniz. Zor olmuyor mu sizin için? Tabi ki zor. Fakat başarının yarısı zorluklarla başa çıkmaktır. Ağaç işlerine ve antikaya ilginiz varmış. Bu ilgi neden ve nereden geliyor? Aslında merakım doğal olana. Metalin soğuk yapısını sevmiyorum. Buna tam antika merakı demeyelim, daha çok sanat, tarih ve ruhun birleştiği el emeği ile yapılan objelere olan ilgim diyelim. Elinizde özel bir parça var mı? Öyle çok yüksek maddi değeri olan şeyler değil, bana kendimi iyi hissettiren bir kaç parça.. Karakteristik özellikleriniz içinde en sevdiğiniz hangisi? Dürüstlük, iş hayatında da özel hayatımda da kendime ilke edindiğim bir özelliktir ve bu özelliğimden asla taviz vermem. Bir kadında aradığınız en büyük özellik? Hakikatli olmalı, güzel gülümsemeli ve gülümsetebilmeli; gerisi ayrıntı. Kendinizde bulduğunuz, sizi rahatsız eden kusurlar? Her konuda aşırı titiz olmam ve sabırsızlık. Mutlu olmak için ne yaparsınız? Kızımla zaman geçiririm. Hayattaki en büyük mutluluğum kızım. Sizi en çok ne mutsuz eder? Haksızlığa uğramak ve endişe. Yaşlanmak istediğiniz ülke/şehir? Hiç fark etmez. Ailemle birlikte olduktan sonra dünyanın her hangi bir yeri olabilir. Ama özellikle belirtmem gereken bir yer varsa ÜRGÜP... Gerçek hayatta sevdiğiniz “kahraman(lar)’ kim(ler)?

Atatürk, Babam İsminiz ne olsun isterdiniz? İsmimden memnunum. En nefret ettiğiniz şeyler nelerdir? Yalan, iki yüzlülük Doğa üstü bir gücünüz olsun ister miydiniz? Olabilir. Sevdiğiniz müzisyen(ler) kim(ler)? Sezen Aksu, Funda Arar, Adele, Norah Jones, Barry White Sizin için en değerli şey? Aile Yaptığınız en büyük savurganlık nedir? Aslında takıntılı olduğum bir kaç konu var; Çorap, ayakkabı ve gömlek... Seyahat etmeyi sevdiğiniz yerler? Egzotik yerler. Hangi durumlarda yalan söylersiniz? Beyaz yalanlar belki ama yalan söylemek huyum değildir. En çok kullandığınız kelimeler ya da cümleler neler? Günaydın, iyi akşamlar, merhaba, teşekkür ederim... En büyük pişmanlığınız? Yaptığın şeylerle ilgili pişmanlığın zamanla geçer, önemli olan hayatta yapamadıklarından dolayı duyduğun pişmanlık. Benim de hayatta keşke yapsaydım dediğim bir pişmanlığım yok. Hayatınızın en büyük aşkı kim? Kızım Eğer ölseydiniz ve bir insan ya da bir nesne olarak geri dönseydiniz ne veya kim olurdunuz? Bir sonra ki ben Kusursuz mutluluk hakkındaki düşünceniz nedir? Bence kusursuz mutluluk İNSAN ODAKLI OLMAK ve kesinlikle kusur aramamaktır. En son nerede ve ne zaman çok mutlu olmuştunuz? Eşim ve Kızımla olduğum her saniye benim için çok büyük mutluluktur. Kendinizde birşey değiştirebilseydiniz bunlar neler olurdu? Çok fazla verici olmam, fazla duygusal olmam ....


12 yıldır Altınbaş Holding bünyesinde çalışan Tahsin Üzülmez, halen Altınbaş Petrol Ltd Genel Müdürü.

www.cypruszoom.com

27


Herkes için Twitler geçidi..

Sanalın

Tadı başka.. Füsun Altınok

Sanal dünya artık yaşamımızın bir parçası. Bir çok kişi gibi benim de sanal dünyada bir facebook hesabım var. Bir çok konuyu arkadaşlarımla paylaşıyorum. Yaşamımızda Facebook var, Twitter var. ..Sansüre, otokontrole inat, insanlar adeta kuş cıvıltılarıyla şakıyor... İronik, dalga geçer görünen ama hayatın içinden bir şeyler... yazıyor, paylaşıyor. İşte bu paylaşımcılardan biri de sevgili Füsun Altınok. Paylaşımlarında öylesine güzel, öylesine çarpıcı zekice ve de biraz da hınzırca yorumlarda bulunuyor ki.. Her seferinde Füsun ”Ne olur bunları kaydet, İlerde bir kitapta toplayalım” diye sıkıştırıyorum. İşte bu ay ki ZOOM'daki yazı onun kaleminden oluştu. Füsun Altınok, deneyimli bir gazeteci. Efsanevi haber dergisi Nokta‘nın –El değiştirdikten sonra iki sayı yayınlanıp sahibi tarafından kapatılan, Nokta değil tabii bahsettiğim Nokta -Dergilerin İmparatoru diye adlandırdığım. Gelişim Yayınlarının kurucusu ve Türkiye’nin ilk haftalık haber dergisi Nokta'yı 50-60 binlik tirajlara taşıyan ve bugün medyada hepsi önemli bir konumda olan genç gazetecilere kucak açan Ercan Arıklı'nın Nokta’sından bahsediyorum. Ercan Arıklı, Gelişim yayınlarını Kıbrıslı İşadamı Asil Nadir’e sattıktan sonra kadrolar ve yayın çizgisi pek değişmedi. Füsun Altınok işte bu derginin unutulmaz yazı işleri müdürü idi. Genç yaşta kaybettiğimiz Genel Yayın Yönetmeni Fikri Nazif Ayyıldız’la birlikte bu bayrağı yılmadan ve onurla taşıdılar. 1989 yılından başlayarak kapanana kadar yaptığım Nokta’nın Kıbrıs Temsilciliği ise mesleki kariyerimin önemli devrelerinden birini oluşturmuştur. Tüm Nokta'ya kan ve can verenlere selam olsun diyerek, şimdi sözü, hala kendi bloğunda yazılarını sürdüren, birbirinden güzel tabloları ile resimlerine İstanbul’da can vermeye devam eden sergiler açan sevgili Füsun Altınok ‘a bırakıyorum. Tabii yüzlerce değerlendirmeden seçmeler bunlar.

«Hayvan Hakları Haftası için bir şeyler yazacağım da şu köfteleri bir kızartayım. Tavuk suyuna da çorba yaptım. Aslında pirzola severim.” Bunu Twitter'a ilk girdiğim zamanlarda yazmıştım. Başka nereye yazılır ki? Bir de Facebook'a. Facebook'ta sadece listemdeki kişiler okuyor. Oysa Twitter'da çok daha fazla kişi. Yalnız, iki sitenin farklı karakteri ve formatı olduğundan, iletiler de ona göre oluyor doğal olarak. Twitter'da frenler tut-

28

ZOOM

mayabiliyor, elinin ayarı kaçarsa da sıkıntı yok. Facebook öyle mi? Eş, dost, akraba, resmi görüşülenler... Gerçi artık Twitter da «Sakıncalı piyade» gerekçesi olabiliyor. Fazıl Say örneği. Sizlere çeşitli zamanlarda Facebook›taki «Durum»larıma yazdıklarımdan ve Twitter'daki iletilerimden bir kolaj sunmak istiyorum. Tarihleri karışık ve aralardan seçilmişler. İronik, dalga geçer görünen ama hayatın içinden birşeyler... * Pazar Duası: «Allahım, sen bize pazartesi günleri, teneffüse çıkarken ayarsız coşku yaşayan ilkokul öğrencisi enerjisi ver. Amin.» * Lüks restorana girip garsona "Hancı, bize şarap ve et getir" dersin. "White hot chocolate var efendim" der, içindeki Malkoçoğlu ölür. * Zamane karı-koca kavgasından: Lanet olsun seni listeme eklediğim güne... Keşke dürtmez olaydım. Bağlantılarına beğendi yapan parmağım kırılaydı... * İlişkilerde MSN tarzı; İlk başta UYGUN, Üstüne düşünce MEŞGUL, Arayıp sorunca DIŞARIDA, iş ciddiye binince ÇEVRİMDIŞI... * Türkiye en rüşvetçi ülkeler arasındaymış. Aslında atacaktık adamların önüne üç beş kuruş, bizi almayacaklardı hiç listeye. Boşuna rezil olduk.

mesutgunsev@gmail.com

Mesut Günsev

* Bazı politikacılara bakıyorum da, bunları bebekken iki kere havaya atıp, bir kere tutmuşlar. * Bir de tarihe saygıdan bahsederler. Kanuni adı motor markası oldu, Harem ise otogar! * Kızılay'a 500.000 dolar bağış yapan Google, hükümete harika bir mesaj gönderdi: “Yıllar önce yasakladığın, banladığın fakir ama gururlu...” * Demirel 92: Defedeceğiz. Çiller 95: Ya bitecek, ya bitecek. Yılmaz 98: Belini kırdık. Ecevit 99: Dağıldılar. Arınç 11: Son vuruşu yapıyoruz... (Yıllar öncesinin Kaçak Dr. Kimble dizi sloganı gibi «Kaçar, kaçar, kaçar...) * Polyanna, "Batsın bu dünya" şarkısını söylüyor artık. Kız da cozuttu durumumuza. * Her şeyden, herkesten şüphe eder olduk, kendimizden bile. Oysa sağır bir Alman'ın şaheser niteliğinde senfoniler yaratmış olduğu bir dünyada yaşıyoruz. * Sabah güne çok neşeli başladım. Kuşlara, çiçeklere selam verdim. "Aleyküm selam!" dediler. Nereye gidiyor bu memleket? * "Yağmurun bile böyle küçük elleri yoktu" sözlerini yazan için narkotiğin bir işlem yapmaması ilginç tabii... * Adalet "Fener"ine göre değişiyor bu ülkede. Bkz. Fener Bahçe & Deniz Feneri. * Lapa lapa yağan karlara bak, beyaz güzelliği izle mutlu ol değil mi? Yok, illaki donan yoksulları, evsizleri, aç ve üşüyen hayvanları düşünüp on tane Kemalettin Tuğcu romanı okumuş gibi hayatı zehir edeceğim kendime. * Kurban Bayramı Tv dizi akışı: Adını Kavurma Koydum, Umutsuz Ev Sığırları, Öyle Bir Kaçar Boğa ki, Muhteşem Dana, Sarıkız'ın Suçu Ne?.. * Oflu müftü Hz.Muhammed'e nüfus cüzdanı hazırlatmış ve ‘’Bu dünyada bir ilk’’ diyor. Bunlar yakında Sırat köprüsü için OGS de çıkartır. * Bu zamanda en çok Azrail'e güveneceksin, en azından niyeti belli. * Tibet, rahipler, Budizm falan hikaye; meditasyonun gerçek kralı televizyondaki maça kilitlenip dakikalarca hayattan kopan Türk erkeğidir. * Faturalı hattıyla ailesine sinir krizleri geçirttikten sonra, cebir ve şiddet ile kontörlü-


ye geçen gencin trajedisi yürekleri burkar. * D&G logosunu Davut Güloğlu sanan arkadaşı son kez ikaz ediyorum. Hatta ek bir bilgi; Domenico Dolce ile Stefano Gabbana'nın ortak misyonunun Türkiye'deki temsilcileri de Nihat Doğan ile İzzet Yıldızhan artık... * Kızlar Barbie bebekleri sever, erkekler de arabaları. Ama büyüyünce bu durum tersine döner. * Her şey başladığı yerde biter. Ebe tokatı nereye atıyorsa, imam pamuğu oraya koyar. * Telefonunuzu, "Aradığınız kişiye şu an ulaş.." der demez kapatıyosanız yanlış yapıyorsunuz. Bakın ben dinledim hepsini. Sonunda "şaka şaka bağlıyorum" diyor. * "Aferin" diye ilaç ismi mi olur yahu? Tam içecekken "Kış günü incecik giyinip üşütmeyi başardın ya, Aferin gerizekalı..." gibi duruyor kutusu. * Kavgaların "Ne bakıyosun lan?" diye başladığı bir ülkede, otobüs koltuklarını neden karşılıklı yaparlar ki? * Her işte bir hayır vardır, doğrudur. Askerlikten kaçmak için yüksek yapayım derken profesör, yasak sitelere girebilmek için DNS ayarı yapayım derken hacker olanlar var. * İnsanlar, tuvalette fayansları inceleyenler ve fare çıkar mı kabusu yaşayanlar olarak ikiye ayrılır. * Tamam kabul ediyorum, Türkiye'nin gündeminde değil ama, Karaböceklere neden kara fatma deniyor? Belki erkektir... Belki ismi kara murattır.. Belki gururu inciniyor. * Uzaylıları sürekli uzun kafalı, pörtlek gözlü, cinsiyetsiz, ucube gibi resmediyoruz ya.. Söylemedi demeyin, bir gün sırf bu imajın hesabını sormak için ebelerimizi üst üste koyacaklar. * Yıllarca «Türkiye İran olmasın» diye kendimizi yırttık. Çok şükür Türkiye›deki cami sayısı da, tutuklu gazeteci sayısı İran›dakinin 3 katı. * Hakkari'de çekim yapan kameramandan askerin ricası; "Çekme abi, annem beni Erzurum'da biliyor..." * Türkiye'de tecavüzle suçlanan 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyandan hiçbiri ceza almadı. * Öldürerek bir yere varılsa, sivrisinek soyu tükenmiş olurdu. * Son üç yılda ülkemizde satılan her 100 inceleme, araştırma, anı, belge kitabının 35’i Silivri Hasdal Cezaevi’nde kaleme alınmış. Teşekkürler! * National Geographic'de 2 saatte anlatılan kuşu, Yaban TV'de 2 dakikada vurdular. * Depremde en güvenli yerin Flash Tv binası olduğunu düşünüyorum. 24 saat halay çekilmesine rağmen dimdik ayakta. * Kaşlarına kurban olduğum Serdar Ortaç "şarkılarımı, derinliklerine inemeyenler eleştiriyor" demiş.. "Aşk bu kızılötesi, yaralı müzesi.." Şarkının bu sözünü duyunca boy vermeye kalkıştığıma bin pişman oldum. Boğuluyordum azizim. * Bazı çiftleri görünce Eros'un içip içip

sağa sola maganda gibi sıktığını düşünüyorum. * Yarın Migros'ta halk günüymüş. Diğer 6 gün saraylılar, aristokratlar, krem tabaka alışveriş yapıyor demek. * Fransız Meclisi'ne TBMM'den tokat gibi cevap verdik, üzülmeyelim; "Artık vekillerimizin maaşı, Fransız vekillerin maaşından daha yüksek!" * Adama sormuşlar hangi hayvanı seviyorsun diye. "Tavuk çevirme" demiş. * Herkes yılbaşında ne yapıyorsun diye soruyor. İçimden Eyfel'de şampanya içip havai fişek patlatacağım demek geçiyor ama... Mandalina, çerez, amorti üçlemesi. * 9 kelimelik cümle içinde 6 kez "aşkım" kelimesini kullananların ağzına vurmalık terlik gelmiştir. İzdiham yaratmadan tek sıra olalım lütfen. * Ataköy'de biryerlerden silah sesleri geliyor. Bu ara epey kurşun döküldü. Hiç nazara gelmeyeceğiz inşallah. * Bir gün buzdolabı yürüyüp gelecek, odamın kapısını açıp boş boş baktıktan sonra kapıyı kapatacak ve yerine dönecek. * Salgın psikolojik hastalık; idrak yolları enfeksiyonu. * Fitili icat eden adamın bunu tıp dünyasına ve insanlığa kabul ettirmesine bakılırsa, ikna olmayacak kişi yoktur. * Aramızda kalsın ama, hiç kimse kimliğindeki kadar çirkin, Facebook'taki kadar güzel, Twitter'daki kadar mutlu ve msn'deki kadar meşgul değildir. * Yarın eskı birkaç okul arkadaşımla terk edilmiş bir depoda gizlice cumhuriyet bayramını kutlayacağız. Parola: Çıktık açık alınla. Katılmak isteyen gizlice gelebilir. * Denize çıkarılacak subay bulunamadığından yarınki tatbikat iptal edildi. * Severim seni sevmesine de, durduk yerde başımıza bir aşk çıkar. Heyecanlar filan. Hele bir de ayrılması var sonra. İyisi mi, boş ver gitsin. * Birgün bir çılgınlık yapıp bir Limuzin kiralayacağım ve sağlık ocağında muayene olmaya gideceğim. * Türkiye'de 181 bin çocuk gelin var. Yani 181 bin de sübyancı. * Bazıları konuşurken "pause" tuşuna basıp, yüzlerini "ekran koruyucu" moduna almak istiyorum.

Şair Dediki.. di… lığımla kafiyeliy Yalnızlığın yalnız ir olurdu, Alt alta yazsak şi öykü olurdu… Yan yana yazsak k oldu… Hiç yazmadık aş

üreya

Cemal S

Dedi ki! yamıyoruz, “Büyük hayatlar yaşa ralım. bari büyük hayaller ku İK

Sait FA

Tecrübe

sesidir...

Zor, güzelin elbi

anonim

* Amerikalı turist soruyor; Türkler hapşırınca çok yaşa diyene neden "send a girl" diyorlar? * Çerez tabağından önce fıstıkları seçip yiyen adamdan tırsacaksın. * Şizofreni tam nedir bilmiyorum. İçimdeki diğer kişiliklere sormam gerek. * Hayal gücü gerekmediğinden, gerçeği söylemek yalan söylemekten daha kolaydır. Sevgililere, kocalara ve politikacılara önemle hatırlatılır. * Aşk kapıyı çalınca hemen açmamak lazım. Bazı denyolar zile basıp kaçıyor. * Ortak hesap açan karı kocalar için evlilik yemini: İyi günde, kötü günde, Twitter’da, Facebook’ta, Formspring’te beraber olacağıma. * Akiller listesini hiç beğenmedim. Ajdar yok, Helin Avşar yok, Nagehan Alçı ve beyi Rasim Ozan Kütahyalı yok. Ivana Sert, Sibel Can, Mustafa Ceceli, Cicişler... Ve ille de Acun. * İşin özeti şu ki; Atatürk öldüğünde bu ülkeyi cami avlusuna bırakmışlar. * İmam: Rahmetliyi nasıl bilirdiniz? Cemaat: Facebook›ta listemizde ekliydi ama hiç yüzyüze konuşmadık. Güzel paylaşımlar yapardı. Hep online takılırdı... * Şaka maka, mezar taşına "offline", "error" yazdıracak bir nesil geliyor.

www.cypruszoom.com

29


haber

Seçme konuklar, ustasından Viskinin inceliklerini öğrendi İskoç viskisi uzmanı Ertan Engin, basın ve Kıbrıs iş dünyasının önemli isimlerine viskinin inceliklerini anlattı. Cratos Premium Hotel’de düzenlenen viski eğitimleri, dünyanın bir numaralı viskisi Johnnie Walker Black Label, Johnnie Walker Double Black ve Johnnie Walker Gold Label Reserve ikramlarının yanı sıra, viski ile tatlandırılmış atıştırmalıkların da yer aldığı kokteyllerle başlayıp, dersle devam etti. Katılımcılar “Johnnie Walker ile Viski Lezzet Yolculuğu”na çıkarılarak, İskoçya, viski tarihçesi, viski türleri ve viskinin üretim aşamaları hakkında bilgilendirildi. Johnnie Walker ailesi ve viski hakkındaki tüm soruların da yanıtlandığı eğitimde ayrıca 8 farklı İskoç viskisinin karşılaştırmalı tadımları yapıldı. Kuzey Kıbrıs basınının ve iş dünyasının birçok tanıdık isime özel düzenlenen eğitimler sayesinde bambaşka bir tecrübe yaşandı. “Johnnie Walker ile Viski Lezzet Yolculuğu”, viski eğitiminin ardından, İskoç viskisi uzmanı Ertan Engin’in belirlediği Johnnie Walker ile tatlandırılmış özel menü eşliğinde keyifli bir akşam yemeği ile son buldu.

30

ZOOM


12 sene dünyanın en büyük içki sirketi Diageo’da yöneticilik ve eğitim müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra Türkiye’nin ilk bar ve yüksek alkollu içki eğitimi veren okulunu kuran Ertan Engin, 2007 yılından bu yana kendi şirketi ile Diageo’ya danışmanlık ve eğitmenlik yapmaya devam ediyor. Engin İskoçya’da aldığı üst düzey eğitimler sonucunda, viski uzmanı ve İskoç viski elçisi oldu. 1999 yılından beri Johnnie Walker Mentorluğu görevini sürdürüyor.

Johnnie Walker, İskoç viskisi uzmanı Ertan Engin, gazeteci ve iş adamlarına viskinin inceliklerini anlattı.

www.cypruszoom.com

31


haber

Uzmanlar yaz ayları ile birlikte güneş ışınlarının gözler için çok daha tehditkar olduğunu söylüyor. Sonuçlarını şimdiden kestirme imkanımız yok. Ancak bunun için almanın gereken önlemi ve nerede bulacağınızı söyleyebiliriz. Lokmacı Barikatı'ndaki yeri ile Surlariçi'ne renk katan Saygın Kuyumculuk, sadece

altın ve takılar değil, gözlük, saat gibi giyinmeyi ve iyi görünmeyi seven herkesin beğeneceği detaylarla dolu. Marka, ya da imitasyon gözlük ya da saatler arıyor, ille de aldığınız üründen emin olmak istiyorsanız, Arasta Çarşısı'nın girişindeki Saygın Kuyumculuk'a uğrayın..

GÖZLÜK ALMANIN ZAMANI GELDİ

Seyahat için bir USB yeter Buda süper USB. Seyehatlarinizde fazla eşya taşımayı sevmiyorsanız tam size göre olan bir tasarımın varlığını tespit ettik. Şimdilerde aldığınız, ya da kullanılacak tüm eşyalarınızın çok daha işlevsel olması sizi ne kadar memnun ederdi. ShaveTech USB ile şimdiye kadar bildiklerinizi, gördüklerinizi bir kenara koyun. Küçük bir cep telefonu büyüklüğündeki bu cihaz, taşınabilir

32

ZOOM

bellek, traş makinası, faullerinizi kesmek için bir kesme aparatına sahip. Uzun süre kullanılabilen cihaz, kısa sürede yeniden şarj edilip hazır hale gelebiliyor. Aynı zamanda zırh görevi yapan gövdesi ile kolay kırılmaya karşı dayanıklı olan maharetli cihazımız eminim birçok kişinin hoşuna gitmiştir. Yaklaşık 30 dolardan satılan cihazı alabileceğiniz yeri soruyorsanız, rotanız internet. En fazla bir haftada elinizde hayırlı olsun.


haber

Merit Park Hotel'den

Erol Evgin'e doğum günü sürprizi Türk pop müziğinin yaşayan efsanesi Erol Evgin, yeni yaşına Kıbrıs'ta Merit Park Hotel'de girdi. Gündüz, nota kitabı şeklindeki pastasını kesen sanatçı, aynı gece sahnedeydi. Konser sırasında yaşını soranlara, "Bugün benim doğum günüm. Ama yaşımı söylemeyeceğim. 0-6 yaş grubunda beni dinleyen küçük kızlar, şimdi genç birer hanımefendi olarak geliyorlar konserlerime” şeklinde esprili bir yanıt vermeyi tercih etti. Yılların eskitemediği usta isim, Merit Park Hotel’de kendisini izlemeye gelen hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Konsere çıkmadan

önce otel yönetimi tarafından hazırlanan sürpriz pastayı kesen Evgin, etrafındaki hayranlarıyla birlikte doğum günü pastasını yiyerek yeni yaşını kutladı. Özel orkestrası eşliğinde sahne alan Erol Evgin, sahnede, doğum gününü kutlamasının kendisi için büyük bir sürpriz olduğunu da söyledi. Yapılan bu jest karşısında duygulanan sanatçı, “Dün bitti, yarın meçhul, yaşayacağımız bir tek gün var, o da bugün. Yaşımı söyleyeyim mi diyeceğim, ama Huysuz Virjin her hafta programda söylüyor” diyerek Merit Park yönetici ve çalışanlarına teşekkür etti.

23 Nisan

Unutulmadı

Merit Park Hotel yönetimi 23 Nisan'ı unutmadı. Bu anlamlı günde SOS çocuklarını misafir eden otel, keyifli bir programa imza attı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm dünyanın ve Cumhuriyetin çocuklarının bayramıdır anlayışından yola çıkan Merit Park Hotel yönetimi, sosyal sorumluluklara katkısı ile dikkat çekiyor. Bu anlamlı günde SOS Çocuk köyü himayesindeki, korunmaya muhtaç çocuklara özel bir organizasyon yapan otel, miniklere ev sahipliği yaptı. Renkli görüntülerin yaşandığı organizasyonda eğlenceli görüntüler vardı...

www.cypruszoom.com

33


haber

"Size özel" konseptiyle tatil alışkanlıklarını değiştirecek olan, Merit Royal Hotel, turizm profesyonellerine tanıtıldı. Başbakan İrsen Küçük, Maliye Bakanı Ersin Tatar, TC Büyükelçisi, Halil İbrahim Akça gibi isimlerin katıldığı tanıtımda, mimarisinden, dekoruna kadar, çizgi ötesi bir otel görücüye çıktı... Net Holding bünyesinde Kuzey Kıbrıs'ın büyük turizm yatırım gurubu olarak hizmet veren Merit International Hotels'in, yeni oteli Merit Royal, geçtiğimiz ay içinde düzenlenen özel bir tanıtım ile, turizm profesyonellerinin beğenisine sunuldu. Otelde düzenlenen tanıtım toplantısında Kuzey Kıbrıs’da faaliyet gösteren turizm acentaları başta olmak üzere hükümet mensupları ve gazeteciler vardı.

(soldan sağa) Merit Royal Otel Müdürü İrfan Hürriyetoğlu ve Merit Hoteller Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar

34

ZOOM

Etkinliğe ev sahipliği yapan Merit International Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar, grubun yeni üyesi Merit Royal’in, çok kısa bir süre sonra misafir ağırlamaya başlayacağını belirtti ve bundan duyduğu heyecanı dile getirdi. Tanıtım toplantısında konuklara hitaben bir konuşma yapan Reha Arar, projenin tamamlandığında 140 milyon dolarlık bir proje olacağını kaydetti. Arar, "Belki de Akdeniz çanağının son yıllarda yapılan en kompleks tesisi olacak Merit Royal, gerek acentelerimizden gerekse basınımızdan çok ciddi anlamda talep aldı. Merak ettiklerini ve görmek istediklerini söylediler. Bu bizim PR ekibimizin bir başarısı. Şu anda Türkiye’de de otelimizi çok ciddi merak eden bir zümre mevcut.” diye konuştu.

getireceğiz. İnşaatımızda emeği geçen ekibe ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum” diyerek Merit Royal Hotel’in Genel Müdürü İrfan Hürriyetoğlu’nu konuklara takdim etti.

İLKLERİ YAPTIK Bugün gelinen noktada, özel bir konseptle Merit Royal’i açmaya çok yaklaştıklarını ifade eden Reha Arar, “Burada her şey size özel. Bu otelin çok farklı bir tarafı, dünyadaki tüm diğer otellerden daha fazla suiti ve kral dairesinin olması. İçinde 70’e yakın king suiti ve kral dairesi var. Merit, Kıbrıs’a ne yaptı şöyle bir hatırlayalım. İlk kongre otelini yaptı, her şey dahil plus sistemini getirdi, başkentin ilk 5 yıldızlı otelini hizmete açtı. Kıbrıs yemeklerinin modernizasyonu konusunda ciddi çalışmalar yaptı. Şimdi, bizim ustalık dönemimiz ve çok değişik bir projeye imza atıyoruz. Zengin turisti adaya

Merit Royal Hotel'in tanıtımına katılan Başbakan İrsen Küçük, Maliye Bakanı Ersin Tatar ve TC Büyükeliçisi Halil İbrahim Akça, yaptıkları kısa konuşmalarda, Net Holding yönetimine övgü dolu sözler söylediler...


Tanıtım gecesinde, Net Holding ekibi, neredeyse tam kadro oradaydı. Bu özel buluşma aynı zamanda, şirket içinde bir gövde gösterisi niteliğindeydi..

Gerek mimarisi, gerek, dekoru, gerekse özellikleri ile sıradışı bir çizgiye sahip Merit Royal Hotel'in tanıtımında, ülkemizin önde gelen turizm profesyonelleri de yer aldı. Kısmen de olsa inşaatı devam eden otel tamamlandığında 510 yatak kapasitesine sahip olacak.

www.cypruszoom.com

35


Sadece ülkemizin değil yakın coğrafyamızdaki birçok otelden farklı özellikler taşıyan Merit Royal Hotel tanıtımında, turizm profesyonelleri yanında davetli gazeteciler de yer aldı...

36

ZOOM


haber

MERİT ROYAL HAKKINDA 510 yataklı Merit Royal Hotel’in lobi katı muhteşem bir deniz manzarasına sahip. Bu katta, ana restoran (Royal Restaurant), İtalyan restoranı (Bella Merit), Signature Restaurant(Le Merit), Captain’s Lounge, Lobby Bar, Reha Arar Wine House, resepsiyon ve VIP resepsiyon yer alacak. Denizden aldığı suyu ısıtma ve soğutma sistemlerinin yanı sıra arıtarak kullanım suyu olarak da değerlendirecek olan Merit Royal Hotel, çevreci ve doğa dostu bir otel olarak konumlandırıldı. Akıllı bina özelliğiyle de ön plana çıkacak otelin 5 bin 200 metrekarelik şans oyunları merkezi bulunacak. 2 bin 200 metre karelik iskelesi ise, üzerinde aynı anda üç ayrı etkinliğin yapılabilmesine imkan sağlayan Akdeniz çanağının en büyük iskelesi... Royal Restaurant, Le Merit Restaurant, Bella Merit Restaurant, Captain’s Lounge, Royal Park, Vitality Restaurant, Reha Arar Wine House ve Sağlıklı Yaşam Merkezi ise, Merit Royal Hotel’in akıllardan çıkmayacak en özel alanları olacak. SİZE ÖZEL KONSEPT Merit Royal Hotel’in en büyük iddiası ise

“SİZE ÖZEL” konpsepti. Bu kapsamda; Misafirlerin her türlü sevdiği ve sevmediği tüm detaylar arşivlenerek, kişiye özel yüzde yüz misafir memnuniyeti odaklı hizmet verilecek. Farklı restoranlarda yer alacak “size özel dolaplar“da misafirlerin sevdiği içki, bardak ve buna benzer tüm malzemeler saklanacak ve gümüş anahtarın bir yedeği misafire verilecek. - Kral dairelerinde, butler ve özel aşçılarla, kişiye özel oda servisi hizmeti verilecek. - Odalarda kişiye özel amenity hizmeti verilecek. - Size özel VIP SPA ve masaj hizmeti odalarda da verilecek. - Size özel mesaj ve bilgilendirmelerin yayınlandığı IP TV hizmeti verilecek. - Size özel concierge hizmeti verilecek ROYAL SPA: ROYAL SPA & Wellness yaklaşık 3.000 m2 alana yayılmış bir sakinleşme ve yenilenme vahası. Merkez iki kattan oluşuyor. İlk katta cilt ve vücut bakımı üniteleri, balneo terapi odası, holistik bakımlara ayrılan 2 adet Thai, 2

adet ayurveda odası, içinde jakuzisi bulunan 2 adet VIP SPA suit odası, çiftler için SPA ritüelleri, 4 adet klasik masaj odası, bakımlardan sonra misafirlerin keyifle dinlenebilecekleri denize bakan muhteşem “dinlenme salonu” ve özel tasarlanmış relaks “ karanlık oda” yer alacak. İkinci katta ise; “Ab’ı Hayat Rituals Longe’ı bulunuyor. Bu bölgede tüm ıslak zeminler, hamamlar ve havuzlar mevcut. Hamam bölgesi ikiye ayrılarak, unisex ve kadınlar bölümü olarak hizmet verecek. Buhar odası, sauna, hamam, şok duş, duşlar bölgesi mevcut. Kadınlar tarafında 2 adet masaj odası da bulunuyor. Üç anahtar konseptine uygun olarak tasarlanan 2 adet vip hamam suiti içinde ise; sauna, hamam, masaj yatağı, dinlenme köşesi ve jakuzi bulunuyor. Ab’ı Hayat Rituals Lounge bölgesinin yıldızları ise, şifalı tuz odası ve jet duş üniteleri olacak. Wellness kompleksin içinde deniz manzaralı fitness salonu, yoga studio, kuaför hizmetleri, kapalı yüzme havuzu ve çocuk havuzu olacak. Aynı zamanda wellness konseptine uygun olarak SPA kafe misafirlere sağlıklı menüsü ile hizmet verecek.

www.cypruszoom.com

37


haber

38

ZOOM


Farklı mimarisi ile dikat çeken Merit Royal Hotel'in projesini hazırlayan gurup yer alan Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk'un kardeşi Fethi Tibukoğlu da eşi Sema Tibuoğlu ile taıtım gecesine katılan isimler arasındaydı.

www.cypruszoom.com

39


gezi

Kuzey Kıbrıs’taki En Yeni Doğa Sporu:

DAG KOSUSU TuğberkEmirzade

Ülkemizin uygun hava şartları, dağlardaki yürüyüş parkurları ve keçi yolları dağ koşusu için elverişli bir ortam yaratmaktadır. Bu ortamı değerlendirmek isteyen sporcular Girne Dağları’nda yer alması planlanan bir “Ultramaraton” düzenliyor. Ultramaraton denmesinin sebebi ise normalde 42 kilometre olan bir maratondan çok daha uzun mesafe koşulması. 25 Mayıs 2013 tarihinde yer alacak olan “İki Kale Bir Manastır” Ultra Maratonunda (Two Castles and an Abbey Ultra Marathon) 80 kilometre koşulacak. 40

ZOOM


Birçok ülkede yıllardır yapılan bir spor dalı olan dağ koşuları (trail running) spor tutkunları sayesinde Kuzey Kıbrıs’ta da gerçekleştirilmeye başlandı. Dağ koşusu; genellikle ormanlar, dağlar, ovalar gibi doğal alanlarda, daha çok toprak veya kayalık patikalarda yapılan koşu sporudur. Ülkemizin uygun hava şartları, dağlardaki yürüyüş parkurları ve keçi yolları dağ koşusu için elverişli bir ortam yaratmaktadır. Bu ortamı değerlendirmek isteyen sporcular Girne Dağları’nda yer alması planlanan bir “Ultramaraton” düzenliyor. Ultramaraton denmesinin sebebi ise normalde 42 kilometre olan bir maratondan çok daha uzun mesafe koşulması. 25 Mayıs 2013 tarihinde yer alacak olan “İki Kale Bir Manastır” Ultra Maratonunda (Two Castles and an Abbey Ultra Marathon) 80 kilometre koşulacak. Halen Avusturalya, İngiltere, Belçika, Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs Fransa, Almanya, Japonya, Kuveyt, Lübnan, Hollanda, Yeni Zellanda, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye’den toplam 60 maratoncunun kayıt yaptırdığı yarışa katılımın daha da artması bekleniyor.

Nereden Nereye? Maraton Girne Dağları’nı boydan boya uzanan parkurları takip ederek vadilerden, yamaçlardan, çam ormanlarından geçerek toplam 80 kilometre katediyor. Adından anlaşılacağı gibi Kantara Kalesi, Bufavento Kalesi ve Bellapais Manastırı’nı kapsayan maraton Alevkayası, Ermeni Manastırı, Beşparmak Tepesi gibi önemli noktalardan da geçmektedir. Dağın sırtına yatmış bir yılan gibi kıvrılan parkurlarda maratonculara kuzeyde Akdeniz’in mavi manzarası, güneyde Mesarya’nın altın sarısı eşlik edecek. Koşu parkurunda her 8 – 12 kilometrede bir olmak üzere toplam yedi kontrol noktası kurulacak. Gönüllülerin görev yapacağı bu istasyonlarda koşucuların su ve enerji ihtiyaçlarını giderecek yiyecek ve içecekler hazır bulunacak. Koşucuların geçmesi gereken dik yokuşlar ve derin vadilerin bulunduğu maratonu değerlendiren uluslararası Ultra-Trail du Mont-Blanc (UTMB) kuruluşu bu maratonu tamamlayan koşucuların 2 puan alabileceğini belirtti (UTMB maratonuna katılmaya hak kazanmak için yarışmacıların farklı ultramaratonları tamamlayarak belli bir puan toplaması gerekmektedir).

www.cypruszoom.com

41


Kategoriler Neler? Katılımcıları teşvik edip faaliyetleri artırmak için maraton üç farklı kategoride koşulacak. Bunlardan birincisi The Lionheart (Aslan Yürekli). The Lionheart kategorisi profesyonellere göre tasarlanmış olan, Kantara Kalesi’nden sabah saat 5’te başlayarak yaklaşık 12 – 14 saat süren ve Bellapais Manastırı’nda biten 80 kilometrelik maraton. Bu inişli çıkışlı maratonda koşucular toplamda 2800 metre irtifa tırmanmış olacaklar. Kendini maratona hazırlamakta olanlar için ise ikinci kategori olan The Braveheart (Cesur Yürek) daha uygun. Alevkayası’ndan başlayarak yine Bellapais’te biten 27 kilometrelik parkurun başlama saati 13:00. Üçüncü kategori ise yaklaşık 2 – 3 saat kadar süreceği tahmin edilen ve sadece 9 kilometre uzunluğundaki “Mountain Goat” (Dağ Keçisi). Saat 15:00’te başlayacak olan “Mountain Goat”, Bufavento Kalesi’nden start alıp Bellapais’te bitecek. Her üç ka-

42

ZOOM

tegorideki koşuları bitirmek için verilen azami vakit 15 saat 30 dakika olarak belirlendi. ​ Şartlar Neler? Maratoncuların başarılı ve sorunsuz bir yarış çıkarabilmeleri için bulundurmaları gereken ekipmanlar arasında en önemlisi ise su matarası. Elde taşınabilen, kemere monte edilebilen veya sırtta taşınan su çantası şeklindeki bir su matarası yarışa katılabilmek için şart. Yarış boyunca vücudun kaybettiği suyu az az yerine


gezi

koyabilmek için sürekli olarak su içmek gerekmekte. Yarışma kuralları gereği her maratoncu yanında çalışır durumda bir cep telefonunu açık tutmak zorunda. Maratona sabah 5’te başlayacak olanların kafa lambası kullanmaları tavsiye ediliyor. Ufak çizikler ve yaralanmalar için elastoplas, sargı bezi gibi basit ilk yardım malzemeleri koşucuların yanlarında bulundurması gereken diğer malzemeler. Kimler Destekleyecek? Girne Belediyesi maratona yedi ayrı noktadaki içecek istasyonlarını kurarak destek oluyor. Türkcell her yarışmacının mecburen taşıması gereken cep telefonlarının sim kartlarını veriyor. Mağusa Yaşam Hastanesi hekimlerinden Dr. Mustafa Kalfaoğlu maraton boyunca acil durumlara müdahale etmek için hazır bulunacak. Maratonun yapılacağı güzergâh ile ilgili geniş bilgiye sahip olan Agama Outdoor işletmecisi Tuğberk Emirzade maraton günü olası bir ihtiyaç durumunda müdahale etmek için Alevkayası istasyonunda hazır bulunacak. Bunun yanında maraton güzergahı boyunca birçok gönüllü kontrol noktalarında fotoğraf çekmek ve koşuculara her konuda destek olmak için hazır bulunacak.

İki Kale Bir Manastır Ultra Maratonu ile ilgili detaylı bilgi, gönüllü olarak görev alma, katılım ve kayıt şartları, maraton başlangıç noktalarına ulaşım gibi birçok bilgiyi www.castlesultra.com adresli websitesinden veya castlesultra@gmail.com email adresine yazarak öğrenebilirsiniz.

Agama Outdoor'da ayın ürünü Bu ayki ürün tanıtımının konusu Trekmates Softfeel Tanker 2 lt (70 TL). Gün boyu bisiklet, koşu, yürüyüş gibi sporları yaparken sürekli su kaybını telafi etmek için pratik şekilde su içebilmeyi sağlar. Sırt çantasına yerleştiril en su torbasının hortumu sayesinde çantayı sırtınızdan çıkarmadan kolayca su içebilirsiniz. Dayanıklı ve hafif poliüretandan yapılmıştır (BPA yoktur). Geniş kapaklı olup kolay doldurulur ve kolay temizlenir. Kapağı tam oturur ve su sızdırmaz. Açılır kapanır hortum ucu yüksek kalite medikal silikondan üretilmiştir. Açık durumda su sızdırmayan hortum ucu sadece ısırıldığı zaman su geçişine izin verir Hareket halindeyken içinde suyun sallanmasını önleyecek şekilde tasarlanan torba içindeki su boşaldıkça hacim küçültmektedir. 2 ve 3 litrelik hacimlerde bulunur. -20ºc - +50ºc arasında kullanılabilir.

www.cypruszoom.com

43


portre

BRN Yatakları tarafından düzenlenen fotoğraf yarışmasında birinciliği, çobanın aba içine gizlediği kuzuyu fotoğraflayan Seyit Konyalı elde etti

1

“Dünyanın en rahat yeri” Bulundu...

Dünya genelinde 50’den fazla ülkede 500’ü aşkın noktada satışa sunulan BRN Yatakları tarafından düzenlenen “Dünyanın en rahat yeri” konulu fotoğraf yarışması sonuçlandı. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu tarafından organize edilen yarışmada, dereceye giren sanatçılar ve eserleri belli oldu. Başkanlığını Dr. Haluk Uygur’un yaptığı Prof. Dr. Sabit Kalfagil, İzzet Keribar, İbrahim Zaman, Hamit Yalçın, Er-

layan İstanbul’dan Aylin Çakır’a gitti. Kocaeli’nden Leyla Emektar ise annesi tarafından ayakları kavranan bebek fotoğrafı ile üçüncü oldu. Van’dan yarışmaya katılan Ahmet Fatih Sönmez’in şelale önünde keyif yapan kişi fotoğrafı mansiyon ödülü aldı.

3

2

Mansiyon

Cezayirli Souad Massi 15 MAYIS'DA MERSİN'DE Arapça, Fransızca, İngilizce ve Berberice şarkılar yazıp söyleyen, gitarı ve şarkı yazarı kimliğiyle Cezayir’de rock ile başladığı kariyerine tangolar, flamenko dokunuşları ve Afrika müziklerine kadar birbirinden farklı türleri birleştirerek devam eden Souad Massi, şarkılarıyla sosyal mesajlar da veriyor. Geleneksel müzikleri, folk ve rock ile buluşturduğu özgün tarzıyla dünya müziği arena-

44

ZOOM

can Halıcı ve Mustafa İlter’den oluşan jüri, 566 kişinin 1772 fotoğrafı arasında birincilik ödülünü Konya’dan yarışmaya katılan Seyit Konyalı’ya verdi. Seyit Konyalı’nın çobanın aba içine gizlediği kuzu “dünyanın en rahat yeri” olurken, ikincilik ödülü, camları buğulu trende derin bir uykuya dalan kadını fotoğraf-

sında en önemli şarkı yazarı kadın şarkıcılar arasında yer alan Massi, çıkışını 2002 yılında BBC ödüllerini topladığı ve büyük ilgi gördüğü ‘Raoui(Hikayeci)’ albümünden beri sürdürdü. Özellikle eleştirmenlerin öve öve bitiremediği ‘Deb(Kalbi Kırık)’ albümüyle bir dünya yıldızı haline gelen Souad Massi, 12. Mersin Uluslararası Müzik Festivali kapsamında 15 Mayıs'ta Mersin Kültür Merkezinde sevenleri ile buluşacak.



haber

Bazı isimler varki mekanlar bile onun adıyla anılır. Sivil toplum örgütlerindeki gönüllü çalışmaları ile birçok kişinin sevgisi ve takdirini kazanan Serap Seval Özyalçın, Ercan Havaalanı'na yeni bir mekan daha kazandırdı. 38 yıldır alanda işletme sahibi olması nedeniyle, ev sahibi olarak da nitelenen Özyalçın'ın, alana kazandırdığı Avrupa standartlarındaki restoranı, nezih ortamı ile dikkat çekiyor. Ada'dan gidenlerin son uğradığı noktadan sonra, ilk girdiği yerin de işletmeciliğini yapmaya başlayan başarılı iş kadını Serap Seval Özyalçın, ülkemize Ercan'dan gelen herkesin ilk ve son gördüğü isim olarak ilginç bir kimliğe sahip. En iyi personel seçildi Ramazan aylarında, yolculara verdiği ramazan yemekleri ile hatırlanan iş kadını, yeni işletmesi için de en iyisini seçti. Mekanın mutfağının başına uluslarası kariyere sahip bir şefi getiren Seval Özyalçın, restoranında 50 çeşit yemek, 25 çeşit alakart olmak üzere toplamda her gün 75 çeşit lezzet sunuyor. 24 saat açık olan restoran, önümüzdeki günlerde menüsüne yöresel tatları da ekleme hedefinde. Birinci sınıf mutfaktan, birinci sınıf yemekler sunan mekan, personel seçimindeki çizgi ötesi transferi ile de dikkat çekti.

46

ZOOM

Konuklarına Avrupa standartlarında hizmet veren mekan, şık tasarımı ile ülkemize gelen turistlerin kafasında güzel bir imaj yaratıyor. Dekoru henüz tamamlanmayan mekanın duvarları önümüzdeki günlerde Kıbrıs fotoğrafları ile süslenecek...


Ercan'ın ev sahibi iş başında

ERCAN'A 5 YILDIZLI MEKAN 38 yıldır Ercan Havaalanı'nda mekan işleten Serap Seval Özyalçın, yine ev sahipliğini yaptı. Yeni restoranıyla misafir ağırlamaya başlayan mekan, konuklarına Avrupa standartlarında hizmet sunuyor. Uluslararası kariyere sahip aşçısı ile dikkat çeken mekan, zevkli dekoru ile beğenildi...

Gürbüz Özpolat Yeni açılan mekanın şefi, tecrübesi ile göz dolduran, Gürbüz Özpolat. 28 yıldır sektörde yer alan Özpolat, İstanbul, Antalya, İzmir, Mersin gibi turizm bölgelerinde seçkin tesislerde görev yapmış. İtalyan ve Fransız mutfağı üzerine engin bilgilere sahip şef, yöresel lezzetler konusunda da deneyim sahibi. Özal döneminin tanınmış simalarından Kıbrıslı Bülent Şemiler'in de özel aşçılığını yapan Şef Gürbüz Özpolat, yeni menakda yerel lezzetler ve yöresel turşuları sunmayı planlıyor...

www.cypruszoom.com

47


mekan

48

ZOOM


Girne'nin en özel mekanı;

Girne'de kent merkezine birkaç dakika uzaklıkta, saklı kalmış mekanlar arasında dikkat çeken Park Marine, gitmek için farklı yer arayanlara muhteşem bir alternatif sunuyor. Balık yemeklerinin ön planan çıktığı restoran, ay içinde kahvaltı programını da hayata geçirdi...

www.cypruszoom.com

49


Bazen burnumuzun dibindeki güzellikleri görmek mümkün olmayabiliyor. Ne yazık ki Park Marine Restaurant'ı gördüğümde ilk aklıma gelen bu oldu. Girne'nin yanı başında, Yeni Liman'da yer alan Park Marine, kendine has özellikleri ile mutlaka gidilmesi gereken yerler listesinin en üst sırasında yer alabilir. Yerli - yabancı herkesin dikkatini çekebilecek mekan, eşsiz yeri, muhteşem manzarası ile dikkat çekiyor. Ülkemizin tanınmış avukatlarından Dana ailesinin konutu olarak bilinen mekan, önce ev olarak kullanılmış. 1960'lı yıllarda, Amerikan Büyükelçiliği tarafından ve Şehir Klübü olarak kullanılmış. Daha sonra uzun süre atıl olarak kalmış. Şimdiki hali ise girişimci iki ortağın eseri. Konuta müdahale etmeden sadece çevre düzenlemesi yapılarak çalışmaya başlamış. İŞ BAŞINDA BİR USTA Kıbrıs'ta marka işletmelerde görev yapan Kemal Colayır, mekanın müdürü. Colayır, Jasmine'de

50

ZOOM

başlayan, Niazi's'te kazandığı tecrübesini şimdi, işletme için kullanıyor. Geçtiğimiz ay yaz sezonunu açan mekanın ilk atağı kahvaltı. Yörük çadırı ile kahvaltı menüsüne başlayan restoran, çay semaverleri ile kahvaltı uygulamasına farklı bir renk getirmiş. Zengin kahvaltıyı 16.50 TL gibi uçuk bir fiyatla satan restoran, serpme kahvaltı, bazlama, semaverde çay servisi ile kısa sürede dikkatleri üzerine çekecek gibi. BALIK MENÜSÜNE ET İLAVE İşletmenin müdürü Kemal Colayır, balık

menüsü ile ön plana çıkan mekanın artık kahvaltı ve et menüsü ile de iddialı olacağının altını çiziyor. Et menüsünü geliştireceklerinin altını çizen Colayır, her perşembe gecesi düzenleyecekleri "Kıbrıs Geceleri" ile fark yaratma peşinde. Mayıs ayında başlayacak program, bir dönem her otelde görmeye alışkın olduğumuz bir ritüeldi. Folklor ekibinden fasıla tüm detayların düşünüldüğü Kıbrıs Geceleri eski bir geleneğe yeniden hayat verecek gibi.


mekan

1960'lı yıllarda Amerikan Büyükelçiliği ve şehir klübü olarak kullanılan Park Marine'in binası, uzun süre atıl kalmış. Eşsiz bir manzaraya sahip restoranın şimdiki hali ise, girişimci iki ortağın eseri...

Mekanın müdürü Kemal Colayır, balık çeşitleri ile öne çıkan restoranın, sabah kahvaltısı ve geliştirilen et menüsü ile dikkat çekiyor. Ama yaz sezonunun yeniliği, "Kıbrıs Geceleri" olacak.

www.cypruszoom.com

51


M

edyanın birkaç şanslı isminden biri o. Uzun bir süredir Türkiye'nin önemli haber ajanslarından biri olan Doğan Haber Ajansı (DHA)'nın temsilciliğini yapıyor, hem de Kıbrıs TV'de kameraman olarak çalışıyor. Bazen bir klip, bazen bir reklam filmi çekerken, bazen de, özel projelerde; ama hep işbaşında oluyor. Röportajında tek aşkının oğlu olduğunu söylese de, bir de mesleği var. İşini seven, günün önemli bir bölümünü gazeteciliğe adayan meslektaşımız, hayatını değiştiren işi ve özelini ZOOM ile paylaştı: İşte o röportajın detayları:

Sizi en çok ne mutsuz eder? Başarısızlık. Kesinlikle tahammülüm yok.

Sizin için en değerli şey? Oğlum ve ailem.

Yaşlanmak istediğiniz ülke/şehir neresi? Kesinlikle İstanbul. İstanbul ruhumu besliyor.

Yaptığınız en büyük savurganlık nedir? Parayı akıllı kullanan biriyim, sadece küçük lükslerim var. Savurganlıklarım yok.

Sevdiğiniz yazarlar/şairler? Alain de Botton, Jean Paul Sartre, Albert Camus. Felsefenin hayatımda önemli yeri var. Hayatımda anlam arama çabası sanırım ölene kadar bitmeyecek.

Seyehat etmeyi sevdiğiniz yerler? Yerlerden ziyade, seyahat etmeyi seviyorum. Bir yerlere gitmek, yeni yerleri görmek ve tanımak bana keyif veriyor.

Gazeteci olmak istediğiniz meslek miydi? Aslında ilginç ama küçük yaşlarda okul öğretmenlerimin "büyüyünce ne olmak istersin?" sorularına; cevabım "Tır şoförlüğü" oluyordu. Çocukluk işte, tır şoförlüğü bana hep gücü ve özgürlüğü çağrıştırmıştır. Gazetecilik ve tır şoförlüğü çok farklı meslekler görünse de, bence her iki meslekte güç ve özgürlüğün bir arada olması gibi bir detay var.

Gerçek hayatta sevdiğiniz “kahraman(lar)’ kim(ler)? Ben 4 yaşındayken pek tanıma fırsatı bulamadığım Babam. Annemden tanıdığım kadarıyla dünyanın en harika adamı benim babam. Hep olmak isteğim kadar güçlü, hep olmak istediğim kadar şefkatli.

Karakteristik özellikleriniz içinde en sevdiğiniz hangisi? Kafamda, olur dediğim hedeflerime olana kadar yılmadan mücadele vermek ve günün sonunda azmin zaferini görmek.

En nefret ettiğiniz şeyler? Aslında istediğim her şeye sahibim. Pek eksikliğini hissetiğim bir şey yok. Sadece oğlum ile geçirebilmek için biraz daha zaman.

Bir kadında aradığınız en büyük özellik nedir? Bende merak uyandıracak kadar zeki olması. Zeki kadınları çekici buluyorum. Bence zeki yeni “seks“

Doğa üstü bir gücünüz olsun ister miydiniz? Hastalıkları iyileştirebilmek isterdim.

Kendinizde bulduğunuz, sizi rahatsız eden kusurlar nelerdir? Gereğinden fazla detaycı olmak. Bu beni bazen yoruyor.

Sevdiğiniz kitap/kurgu kahramanı (erkek/kadın) var mıdır? Dorian Gray. İnsanın karmaşık iç dünyasını iyi yansıtıyor.

İsminiz ne olsun isterdiniz? Hiç bu tür düşüncem olmadı. Adımın bana yakıştığını düşünüyorum..

Nasıl ölmek isterdiniz? Çok fazla yaşlanmadan.

Hangi durumlarda yalan söylersiniz? Yalan söylemem, sadece ucunda birinin incineceği durumlarda, gerçeği söylemediğim oluyor. En çok kullandığınız kelimeler ya da cümleler nelerdir? Hallederiz ;) . En büyük pişmanlığınız? İnsan yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olmalı. Hayatınızın en büyük aşkı kim? Bu soruyu hiç uzatmaya gerek yok. Oğlum ERCEM RUHLUEL. Eğer ölseydiniz ve bir insan ya da bir nesne olarak geri dönseydiniz ne/ kim olurdunuz? Yine Ali RUHLUEL olarak gelmek isterdim. Kusursuz mutluluk hakkındaki düşünceniz nedir? Mutluluk hayatımızın temel amacı olmalı. Mutluluk Dostluk, Özgürlük ve Düşünme. Kendinizde onaylamadığınız davranışlarınız? Sabırsız, Israrcı olmak.

Sevdiğiniz müzisyen(ler) kim(ler)? Tom waits, Leonard cohen, Bülent Ortaçgil, Sertab Erener.

Mutlu olmak için ne yaparsınız? Fiziksel tatmin için hepimiz benzer şeyler yapıyoruz.. Bence mutluluk bu çağda daha çok tensel tatminle alakalı.

Kimsenin yapmadığını yapıyor, Kıbrıs medyasının emektarlarını sayfalarımıza taşıyoruz. Bu ayki meslektaşımız Doğan Haber Ajansı Kıbrıs temsilcisi, aynı zamanda, Kıbrıs TV'nin başarılı ismi Ali Ruhluel...

52

ZOOM


röportaj

İşi, aşkı ve en özeliyle bizden biri

ALI RUHLUEL www.cypruszoom.com

53


haber

Merit Lefkoşa Hotel & Casino'da

İsimler farklı eğlence aynı

Merit Lefkoşa Hotel & Casino geçtiğimiz ay çok özel isimleri ağırladı. Türk Sanat Müziği'nin güçlü sesi Atacan Yücel ile fasl-ı şahane gecesi, sahnelerin çok özel ismi Sunat Suna ile keyifli programlar organize eden otel, yanı sıra, Ebi lakaplı İranlı ünlü sanatçı, Ebrahim Hamedi'nin konserleriyle eğlenceli programlara ev sahipliği yaptı. Başkentlilerin en sık ziyaret ettiği otel olarak dikkat çeken Merit Lefkoşa, Türkiye'den ünlü sanatçıları sahneye çıkartmayı sürdürüyor. Yaz sezonu ile sıklaşan özel programlar, Kıbrıslı'ları eğlendirmeye devam edecek gibi görünüyor...

54

ZOOM


bagımlısı mısınız?.. Medikal amaçla kullanılabilecek bir Facebook ölçeği geliştirildi. Bu ölçek Norveç Bergen Üniversitesinde geliştirildi ve adı "Bergen Facebook Bağımlılığı Ölçeği." oldu. Internet bağımlılığı nedir, var mıdır yok mudur diye tartışırken, sosyal medya bağımlılığı ölçen bu test sayesinde, Facebook bağımlısı mısınız, yoksa değil misiniz, cevabınızı kendiniz verecek siniz..

Artık bu sorunun cevabı Facebook bağımlılık ölçeği sayesinde kolayca bulunabilecek. Yanlış duymadınız medikal amaçla kullanılabilecek bir Facebook ölçeği geliştirildi. Bu ölçek Norveç Bergen Üniversitesinde geliştirildi ve adı Bergen Facebook Bağımlılığı Ölçeği. İnternet bağımlılığı nedir, var mıdır yok mudur diye tartışırken, sosyal medya bağımlılığı ölçen bir test geliştirilmesi bazı soruları çabucak cevaplıyor sanırım. Özellikle Facebook bağımlılığının varlığını ortaya çıkarmak için bilimsel bir çalışma yapan Norveçli bilim adamları, böyle bir ölçümün türünün-ilk-örneği olduğunu söylüyor. Toplam 423 öğrenciye aşağıdaki sorular soruldu ve Berger Ölçeği kullanılarak cevaplar analiz ediltikten sonra Psikolojik Raporlar dergisinde yayınlandı. Bergen Facebook Bağımlılık Ölçeğinde temel kriterler şunlar: Facebook’ta çok zaman harcarsınız ve Facebook’ta neler yapacağınızı düşünürsünüz. Facebook’u daha çok kullanmak isteğindesiniz. Kişisel problemleri unutmak için Facebook kullanırsınız. Facebook kullanımını azaltmak için uğraştınız ama başaramadınız. Facebook kullanmadığınız zaman kendinizi huzursuz ve endişeli hissedersiniz. Öyle çok Facebook kullanıyorsunuz ki, bu durum ofiste veya okulda sorun yaratmaya başladı. Verilmesi beklenen cevaplar 1’den 5’e kadar şu şekilde sıralanıyor: 1. Çok nadir 2. Nadir 3. Bazen 4. Sıkça 5.

Oldukça sık. Bergen Ölçeğine göre 6 sorudan 4'üne “sıkça” veya “oldukça sık” cevabı verenlerin Facebook bağımlısı olduğuna karar verilebiliyor. Bulgularda göze çarpanlar: Facebook bağımlılığı daha çok gençlerde görülüyor. Endişeli ve sosyal yönden kendisine güvenemeyenlerin büyük çoğunluğu Facebook bağımlısı özelliği gösteriyor. Araştırmacılara göre bu tip kullanıcılar gerçek hayatta kolay iletişim kuramadıklarından, sosyalleşme gereksinimini Facebook yardımıyla gideriyor. Düzenli ve tertipli insanların Facebook bağımlısı olma riski çok az. Bu tip kullanıcılar genelde sosyal medyayı iş için ve bağlantılar kurmak için kullanmayı tercih ediyor. Kadınların Facebook bağımlısı olma olasılığı erkeklere göre daha fazla bu da Facebook’un sosyal yanı ağır basan özelliğinden kaynaklanıyor. Sadece içine kapanıklar arasında değil, dişa dönüklerde de Facebook bağımlılığı görülüyor. Geç uyuyan ve geç kalkan Facebook kullanıcıları, normal uyku düzenine sahip olanlara göre daha fazla. Sosyal medya, TV kadar yaygın kullanımda olduğu için gerçek bağımlılığın tam olarak ne olduğunu bilmek çok zor diyen araştırmacılar sosyal medya tutkusunu alkol, uyuşturucu ve diğer madde bağımlılığına benzetiyor. Facebook bağımlılık ölçeği tıbbi maksatla kullanılmak için geliştirildi. Sırada hangi sosyal medya bağımlılık ölçeğinin olduğunu şimdilik sadece merak ediyoruz!

www.cypruszoom.com

55


gezi

Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’nda Avusturyalı sanatçı Klaus Pitter birinci oldu Türkiye’nin dünya turizm alanındaki bilinirliğinin artırılması ve çizerlerin dünyasından turizm olgusunun nasıl göründüğünü anlamak için düzenlenen Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’nın 4’ncüsünü kazanan karikatüristler belli oldu. Ödüller, İstanbul Modern’de gerçekleştirilen bir törenle sahiplerine verildi. Söz konusu yarışmada Avusturya’dan katılan Klaus Pitter’in eseri birinci olurken, Türkiye’den Ahmet Aykanat’ın eseri ikinci, Belçika’dan katılan Norbert Van Yperzeele’nin eseri de üçüncü oldu. Yarışmanın fikir babası rahmetli Prof. Atila Özer adına verilen Özel Ödülü ise Bulgaristan’dan katılan Alla & Chavdar Georgievi’ye verildi. Yarışmada mansiyon kazanan sanatçılar ise şöyle belirlendi: Darko Drljevic (Karadağ), Arif Sutristanto (Endonezya), Damir Novak (Hırvatistan), Jovan Prokopljevic (Sırbistan) ve Ahmet Öztürklevent (Türkiye).

56

ZOOM

Birinciye ödülünü Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, Prof. Atila Özer Özel Ödülü’nü kazanan sanatçıya ödülünü Öger Tour Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger ve Vicdan Özer birlikte verdiler. İkinci yarışmacı ödülünü İntema Genel Müdürü Eser Ersoy’un elinden alırken, üçüncü yarışmacıya ödülünü İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili verdi. Mansiyon ödülü sahipleri ise ödüllerini TAV Vakfı Başkanı Sinan Gerim, Karaköy Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Güllü ve TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun elinden aldılar. TUYED (Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği) ile Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi’nin işbirliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ve OTI Holding ile Vitra ana, Prontotour, Nar Gourmet ve Karaköy Güllüoğlu’nun alt sponsorluğuyla gerçekleştirilen yarışmaya 72 ülkeden 312 sanatçı toplam 692 eserle katıldı. Bu rakam, geçen yıla göre yüzde 60’lık artışa denk geliyor.


haber

TWIZY RENAULT SPORT F1 KONSEPT OTOMOBİL Renault, Twizy Renault Sport F1 konsept aracını Twizy’nin üretildiği fabrika olan Valladolid’de günyüzüne çıkardı. Markanın küçük eğlenceli elektrik motorlu aracı, güçlü bir stil ve büyüleyici bir performans ile F1 teknoloji dünyası ile seri üretim araçlar arasında bir köprü işlevi görüyor. Twizy Renault Sport F1 tek kişilik yarış aracının lastiklerine sahip. Yan rotlar, bir arka kanat, difüzör ve F1 tarzı yağmur farına sahip. Ancak Twizy Renault Sport F1, bir konsept araçtan çok daha fazlasını ifade ediyor. Göz kamaştırıcı görünümünün yanı sıra, Kinetik Enerji Geri Kazınım Sistemi (KERS) ile gerçek anlamda yüksek bir performans sunuyor; bu da Renault destekli Formula 1 yarış araçlarının kullandığı çözümlerle aynı özelliklere sahip. Sistem çok hızlı bir biçimde motor gücünü altı katına çıkartarak yaklaşık 100 beygir gücüne ulaşıyor ve Renault’nun en yük-

sek performansına sahip modeli olan Mégane R.S kadar hızlı bir biçimde 0’dan 100 km/s’e ulaşma kapasitesine sahip. Bu teknoloji harikası, Renault Sport Technologies ve Renault Sport F1 mühendisleri arasındaki yakın işbirliğinin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Bu olağanüstü araç, Renault’nun F1’de kullanılan elektrik motorlu araç teknolojisinde gelişmiş uzmanlığını, özellikle de 2009 yılında öncülerden biri olarak yer aldığı KERS alanında gösteriyor. Renault’nun uzun süredir otomobil yarışlarındaki varlığı, sadece otomobil yarışları dünyasında değil seri üretim araçlarının dünyasında da önemli bir avantaj sunuyor. Twizy Renault Sport F1, bu yıl markanın önemli etkinliklerinde boy gösterecek. İspanya Aragon’da yapılacak Renault World Series etkinliğinin ardından Barcelona Otomobil Fuarı’nda ilk kez otomobilseverlerle buluşacak.

www.cypruszoom.com

57


DeryaBeyatlı

YERDE MIYIM, GÖKTE MIYIM, BIR GARIP ALEMDEYIM? ‘Buraya gelmeye bir kaç hayat öncesinden karar verdiniz, burada buluşmak için anlaştı ruhlarınız yüzyıllar önce’ diye giriyor söze konuşmacı. Film repliği tadında bir başlangıç diye düşünsem de oldukça eleştirel bakıyorum hem eğitimi verecek kişiye, hem burada geçireceğim haftaya. Daha neler deyesim var, bekle diyorum ama kendime, hemen sonuca ulaşma, zaman ver biraz kendine. Henüz iki saat oldu eğitim başlayalı da, benim sorgulayan beynim hiç rahat vermiyor, söylenilen hiçbir şey mantıklı gelmiyor, gitsek mi diye bakıyorum kurs arkadaşıma. ‘Las Vegas hemen şurası, burada işimiz ne’ diye şakalaşıyoruz ardından, ne güzel eğlenirdik biraz. O benden daha sabırlı çıkıyor, dur biraz daha bekleyelim, belki değişir diyor. Kabulleniyorum kurban rolünü, eğiyor boynumu, bekliyorum, değişimden oldukça umutsuz olsam da. Matematiksel beynimin ikna olması için koskoca bir gün gerekiyor, oluyor ama ilk günün sonunda. İkinci gün etkileniyorum, üçüncü gün usta ne dese emredersiniz hocam moduna geçiyorum ve bundan daha da bir etkileniyorum. İnanması zor bir durum benim için, böyle sorgulamadan kabullenmek. 32 kişilik gruplar halinde reen karne olan ruh ailelerinden bahsediyor üstad, burada ruh ailenizden

birilerini bulacaksınız diyor. Hemen herkes aramaya başlıyor gözleriyle, pek aramaya gerek yok ama, bir şekilde bir araya geliniyor zaten. İnanılmaz bir yakınlık hissediyorsunuz önce, hayatınızdaki bir başkasına benziyorlar, sanki ikiz kardeşi bu size o kişi ile de ilgili ipucu veriyor haliyle. Sonra kendi ikizinizi buluyorsunuz, başka bir kıtada da yaşasa, başka bir dili de konuşsa, çoraplarınızdan tutun da mesleğinize kadar tıpatıp aynı olduğunuzu görünce donup kalıyorsunuz. Görmeden varlığını algılıyor, duymadan düşüncelerini okuyorsunuz. Sağlam bir dostluğun temeli atılıyor o an, bir hafta sürecek yapışık ikizlik başlıyor ve herşey ebediyen değişiyor. Bu noktadan sonra usta ne dese inanacaksınız, o hala harbiden uçuyor uçmasına da, cümleleri size mantıklı geliyor artık, araştırmalarla da destekliyor söylediklerini, çeşitli örnekler veriyor bir de üstüne. Anlattığı herşey meditasyonlarda tek tek çıkıyor, grup bütünleşiyor, yoğun bir sevgi atmosferi yaratılıyor. Odadaki herkesi sanki ailenizden biri gibi algılamaya başlıyorsunuz ve alışkın olmadığınız bu sıcaklık sizi ürkütüyor. Gözlerinin içine baktığınız insanların mutluluklarını, acılarını hissedebiliyor, sevgi göndererek o gözlerde ışık yaratabileceğinizi keşfediyorsunuz. Hastalıklar iyileşiyor, yaralar sarılıyor, birçok eşikten atlanıyor. Gözyaşlarına boğuluyor kimileri yo-

1- The School of Remembering. 2-Awakening the illuminated heart workshop 3-Dairesel bir devinim içinde hareket eden enerji. Genellikle vorteksler rüzgarın bir kanyon boyunca eserek, bir dağın yamacına çarpması ve dairesel bir devinim içinde dönmesiyle oluşur.

58

ZOOM


ğun duyguların ağırlığını kaldıramayıp, kimisi anlamsızca baka kalıyor, zaman kavramı yitiyor, dünya artık dönmüyor. Üst benliğe geçiyor ertesi gün konu, irtibat kurun, kanıt isteyin, dinleyin ve inanın diyor üstad. Kanıt gelince gerisi çorap söküğü. Adım adım ne yapacağınızı öğreniyorsunuz, bildiğiniz şeyleri hatırlıyorsunuz esasta ve uyanıyorsunuz yavaş yavaş yüz yıldır süren uykunuzdan. Burada olmanızın hepiniz için ayrı bir nedeni var, bulun bakalım diye koyuyor bulmacayı önünüze. İkinci günün sonunda cevap öylesine açık ki, bu kadar yıldır niye göremedim diye hayıflanmak kalıyor size geriye. Herşey mümkün, herşey ulaşılır, herşey basit artık. Parçalar tam anlamıyla yerine oturuyor, imkansız yer yüzünden siliniyor. Toprak ana, güneş baba başka başka şeyler ifade etmeye başlıyor onlarla bağlantı kurmayı bilince. Bir kez kalbinin içine giden yolu keşfedenler, geri dönmek istemiyor, koşulsuz sevgi lugatınıza ekleniyor, kafalar etrafında hareler yaratılıyor, üçüncü gözler açılıyor.

Aura’nın rengini gören mi istersiniz artık, meleklerle konuşmaya başlayan mı? Kafalar tamamen sıyrılmış mı ne? Mantıktan uzaklaşmak mantıklı geliyor ama şimdi, öylesine... Burası bir sevgi kozası gibi sarıyor bizi, dış dünya uzak ve soğuk geliyor. Hiç bitmesini istemediğimiz bir rüya sanki bu, hiç uyanmak istemiyor, sabahtan ürküyoruz adeta. Ya geri dönünce neler olacak endişesi başlıyor ardından birden bire. Kimse bu büyülü ortamı bırakıp gerçek hayata dönmeyi göze alamıyor, ya büyü bozulursa? Anlatılmaz yaşanılır cinsten bir duygu yoğunluğu bu, anlatamıyorum zaten, kelimelerim kifayetsiz, cümlelerim yetersiz. Yaşayın mutlaka diyebiliyorum ancak kalbimin en derininden. ABD’nin Sedona şehrinde Hatırlama Okulu1 tarafından verilen Aydınlatılmış Kalbi Uyandırma2 eğitimi bu anlatmakta zorlandığım duyguları kalbime yükleyen. Sedona enerji yoğunluğundan dolayı seçilmiş bu tecrübeye ev sahipliği etmek için. Vorteksleri3 ve anlamlarını öğreniyoruz burada ve bu enerji

yoğunluğunu tüm hücrelerimizde hissediyoruz hepimiz. 120 kişilik grubumuzu aydınlatma misyonunu üstlenen üstadın adı Drunvalo Melchizedek. Dünyanın dört yanından gelen takipçileri var, kimisi defa defa geliyor, Drunvalo’yu görmeden huzur bulamıyor, kimisi onu rüyasında görmüş ne iş diye sorgulamak için Atlantiği geçiyor, ertesi gün ülkesine geri dönüyor. Huzur veriyor 77 yaşındaki bu afacan çocuk baktığı her yüze. Herkese tek tek sarılıyor, hepimizi ayrı ayrı seviyor ve bunu dile getirmekten mutlu oluyor. Haftanın sonunda yörüngesine oturuyoruz, bir daha hiçbirşey eskisi gibi olmuyor, transformasyon gerçekleşiyor, mucizeler arka arkaya diziliyor. İmkansızı deneyimlemeye, inandıklarınızı test etmeye veya çürütmeye açıksanız, buyurun, http://www.drunvalo.net/, okuyun, paylaşın, imkanınız varsa mutlaka deneyin. Söz veriyorum, hayatınızda hiçbirşey eskisi gibi olmayacak, olamayacak ve bu size büyük bir huzur verecek.

www.cypruszoom.com

59


GÖZÜNÜZE BAHAR DEGMESIN.. Bahar mevsiminin gelmesi ve havaların ısınması, doğayı canlandırdığı gibi alerjik rahatsızlıkları da gündeme getiriyor. Havada uçuşan polenler bahar mevsiminde alerjik hastalıklara neden olan en önemli etken olarak ortaya çıkıyor. Bundan en fazla etkilenen organımız ise gözlerimiz. 60

ZOOM


haber

Mevsimsel alerjilerin en büyük sebebinin çiçek polenleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kamil Doğan, şu bilgileri veriyor: “Gözde kaşınma, kızarıklık ve reaksiyona bağlı olarak gelişen damar genişlemesi meydana gelir. Bu sebeple şiddetli yanma ışığa bakamama, yabancı cisim hissi ve bulanık görme meydana gelir. Kapak içlerinde alerjiye bağlı olarak oluşan kabarık lezyonlar gözün sağlam kornea tabakasına baskı yaparak astigmat ve görme bozukluğuna dahi yol açabilir. Havada uçuşan polenler, kimyasallar alerjik reaksiyona neden olan bir dizi olayı başlatır. Alerjinin en rahatsız edici yanı göz kaşınmaları olduğundan, hastalar gözlerini kaşımaya ve ovuşturmaya doyamaz. Bu kaşımalar bazı kimselerde gözün önündeki saydam tabaka olan korneanın yapısında bozulmalara sebep olur ki bunların en ciddisi ise görme kaybına yol açan keratokonustur. Tüm bunların sonunda dokularda iltihabi inflitrasyon ve ödem meydana gelir. Bu durum gözde şişme, kızarıklık, aşırı kaşıntı hissi ve sulanmaya neden olur. Erken teşhis edilen vakalarda hastalara çoğunlukla lokal uygulanan damla ve pomadlar yeterli olur. İlerlemiş aşamada göz kapaklarında düşme ve kısılma görülür. Yapışkan sıvı akıntısı meydana gelir. Daha ilerlemiş vakalarda ise korneada yaralar oluşur ve tedavi edilmediği takdirde çok kötü sonuçların doğmasına neden olur.” Göz nezlelerinin sadece alerjik kökenli olmadığını, bulaşıcı ve mikrobik göz nezlelerinin de bahar aylarında sık görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Doğan, Viral göz nezlesinin; el teması, ortak havlu kullanımı, öpüşme, hava ve para yolu ile kolayca bulaşabileceğine dikkat çekiyor.

Bahar aylarında sık görülen gözde kızarıklık, kaşıntı ve sulanma gibi şikayetler alerjik göz nezlesinin habercisi olabilir. Göz nezlesinin geç teşhisi ise göz kapaklarında düşme ve kısılma, korneada yaralar ve kalıcı göz bozukluklarına neden olabiliyor. Bahar mevsimi ile birlikte göz nezlesi vakalarında (konjonktivit) önemli artış görüldüğünü belirten Avrupa göz Merkezi Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, “Kaşınma nedeni ile gözün sürekli ellerle ovalanması, alerjik duruma ikincil olarak başka enfeksiyonların eklenmesine neden oluyor ve tablo ağırlaşıyor” diyor.

ALERJİDEN KORUNMAK İÇİN Baharı göz alerjilerine yakalanmadan da geçirmek mümkün elbette. Evde genel anlamda alerjen maddelerden daha az etkilenmek için; havalandırma yerine klima kullanınız. Klimalar filtreli olduğu için dışarıdaki zerreciklerin odaya direkt girmesi önlenmiş olur. Bahar ve yaz aylarında özellikle güneş gözlüğü kullanınız. Şiddetli bir alerjik durumunuz varsa kenarları yüze doğru kapanan gözlükleri tercih ediniz. Gözünüzü elinizle kaşıyıp, ovuşturmayınız. Göze el ile temas etmekten mümkün olduğunca uzak durunuz. Eller kimi zaman en temiz kimi zaman ise en kirli parçamızdır. Yatak odanızda toz çekmeyen kumaşlardan yapılmış, sık yıkamaya müsait yatak örtüleri ve nevresimler kullanmayı tercih ediniz. Evde toz alırken ıslak bez kullanınız. Eğer hayvanlara karşı da alerjiniz varsa evde mümkünse hayvan beslemekten uzak durunuz. Besliyorsanız sık banyo yaptırınız ve evinizi de mutlaka günde bir kez süpürünüz. Ellerinizi ve yüzünüzü de su ile sık sık yıkayın.

www.cypruszoom.com

61


62

ZOOM


sağlık

KALORI SAYMADAN KILO VERMENIN 10 YOLU Kalori saymak yerine beslenmeyi öğrenip yaşam tarzınızda ufak değişiklikler yaparak kalıcı çözümler bulabilirsiniz. ART Tıp Merkezi Diyet ve Beslenme Uzmanı Simge Çıtak bunun için 10 adımlık bir rehber hazırladı! 1. Besin gruplarını öğrenin Yediğiniz bir yemeğin 500 kalori olduğu bilmek size pek bir şey kazandırmaz. Önemli olan yediğiniz yemeğin hangi besin grubundan olduğunu bilmeniz. Bunu bilirseniz, günlük beslenmenizi ona göre ayarlayabilirsiniz. Diyelim ki günlük ihtiyacınız 1.500 kalori. 1.500 kaloriyi geçmeyecek şekilde tüm gün boyunca makarna yediniz. Doğru mu yapmış olursunuz? HAYIR! Vücudumuzun tüm besin gruplarına farklı miktarlarda ihtiyacı var. Süt grubu, et grubu, ekmek grubu, sebze ve meyve grubu, yağ gruplarından kişiye göre değişen oranlarda her gün almalıyız. Denge herkes için aynıyken, yeterlilik kişiye göre değişir. 2. Yediğinizin yarısını yiyin Özellikle dışarıda yemek yediğinizde, porsiyon miktarları sizin kontrolünüzde değildir ve siz de o anda doyup doymadığınızı düşünmeden önünüze gelen bütün yemeği yersiniz. Bu nedenle yarım porsiyon ısmarlamayı alışkanlık haline getirin ya da yanınızdaki kişiyle yemeğinizi paylaşın. Evde yemek yerken de her zaman yediğiniz miktarın önce yarısını tabağınıza alın, doymazsanız yine alabileceğinizi unutmayın. Kullandığınız tabakların boyutlarını küçültün. Yemeğin yanına mutlaka bol salata koyun ve yemeğe salatayla başlayın. 3. Yavaş yiyin ve çok çiğneyin Yavaş yemeyi ve çok çiğnemeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz. Her lokmayı en az 10 kere çiğneyin. Hem

sindirim sisteminize yardım edersiniz hem de yediklerinizin miktarını azaltırsınız. Çünkü hızlı yediğinizde beynin açlık merkezine sinyal ulaşana kadar siz ihtiyacınızdan daha fazla yemeği yemiş olursunuz. Açlık merkezinin sinyali alabilmesi için en az 10 dakika gereklidir. Ayrıca her lokmadan sonra, çatalınızı ve bıçağınızı bırakmak yemek yeme hızınızı azaltmanıza yardım eder. 4. Daha çok su, daha az yemek Su içmek için susamayı beklemeyin. Su tüketiminiz arttıkça iştahınızı daha rahat kontrol altına aldığınızı göreceksiniz. Ayrıca su, aldığınız besinlerin termik etkisini artırarak daha fazla enerji harcamanıza yardım eder. Su içmek öğrenilebilen bir alışkanlıktır. Su içmeyi sevmiyorsanız; suyun içine meyve dilimleri atarak içmeyi deneyin. Ya da içmekten keyif alacağınız su ısısını keşfedin. Belki daha soğuk ya da daha sıcak suyun tadını sevebilirsiniz. 5. Stresinizi egzersizle atın Stresten tamamen uzaklaşamadığımıza göre, atmanın yollarını bulmalıyız. En güzel yolu da hayatımıza sevdiğimiz egzersizi katmak. Ancak ağır egzersizler yapmaya çalışmayın, gerçekleşmesi zor hedefler belirlemeyin. Sadece kendinize yeni bir stres kaynağı yaratırsınız. Onun yerine uygulayabileceğiniz değişiklikler yapın. Doğada yürümeyi deneyin, hem ruhunuzu, hem bedeninizi besleyin. Vaktiniz yoksa en azından evde dans etmeyi deneyin. 6. Yiyeceklere duygusal anlamlar yüklemeyin Bazı insanlar mutlu olunca, mutsuz olunca, yalnız hissettiğinde yani duyguları baş edemediği noktaya gelince yemeye yönelir. Aslında geçekte aç

oldukları için yemezler. Siz de bunlardan birini yaşadığınızda yemek yiyorsanız, yemek yerine kendinize başka bir aktivite bulun. Mesela şarkı söyleyin, müzik dinleyin. 7. Başka birşeyle ilgilenirken yemek yemeyin Televizyon izlerken ya da çalışırken yemek yerseniz ne yediğinizin ve ne kadar yediğinizin farkında olmazsınız. Hatta doyduğunuzu bile anlayamazsınız. Yemek saatinde sadece yemek yiyin. 8. Dolap temizliği yapın Evinizi sizi yoldan çıkaran, kalori değeri yüksek, besin değeri düşük yiyeceklerden arındırın. Onun yerine sağlıklı besinlerden oluşan yeni bir dolap hazırlayın. Atıştırma alışkanlığınız varsa sağlıklı atıştırmalıklar olan kuru meyve, leblebi ve tarhana cipsi bulundurun. Ama bunların da miktarlarına dikkat edin. Buzdolabına yaptığınız temizliği giysi dolabınızda da mutlaka yapmalısınız. Kilo verdikten sonra eski kilonuza göre olan büyük giysilerinizi mutlaka verin. O kıyafetleri vermediğinizde bilinç altınız ‘tekrar kilo almak’ isteyebileceğinizi düşünüyor. 9. Kahve randevusu verin Dostlarınızla buluşmalarınızı ya da iş toplantılarınızı yemekte değil kahve ya da çay içerek yapın. Eğlence için yemek yerine, sinemaya, tiyatroya ya da dansa gidin. 10. Ulaşmak istediğiniz görüntünüzü hayal edin Her an istediğiniz kiloya indiğinizdeki görüntünüzü, kıyafetinizi, davranışlarınızı, diğer kişilerin gözündeki etkisini hayal edin; düşünün. Bu canlandırmalar sizi ulaşmak istediğiniz yolda motive eder.

www.cypruszoom.com

63


gezi

HINDULAR'DA GELENEK DÜNYADA FESTIVAL "HOLI" Son günlerde televiyonlarda sık sık gördüdüğümüz Sony'nin Xperia Z modeli akıllı telefonunun reklamına eminim rastlamışsınızdır. Eğer izleme şansı bulduysanız, orada birbirine gökkuşağını andıran renkli tozları savuran gençlerin imrendiren görüntüsü hafızanıza kazınmıştır. Bizim de hafızamıza yer eden bu görüntüler, izleyen herkes tarafından bir reklam senaryosu gibi algılansa da, bunun aslında Hindistan'da her yıl düzenlenen Holi Festivali olduğunu çok az kişi bilir. Her yıl Hindular tarafından bahar girişinde gerçekleştirilen festival, aslında baharı karşılama kutlamalarıdır. Tam anlamı ile dünyanın en renkli festivali olarak nitelenen festival, Hindu'lar için bir kültürel ritüel olsa da, turistlerin de katılımı ile dev bir festivale dönüşmüştür. Holi Festivali Hindistan'ın Braj şehrinde gerçekleşir. Bir bakıma Bahar Bayramı kutlaması olan Holi festivali çerçevesinde, insanlar birbirlerine renkli toz boya atarlar. Şubat ayı sonuna veya Mart başına gelen bu tarih, macera arayan birçok yabancının da ajandasındadır. Çok derin bir geçmişe sahip festival yerel halk tarafından, sosyal boşluğu kapatan ve tatlı ilişkileri yenileyen önemli bir kültür buluşması olarak görülüyor.

64

ZOOM


www.cypruszoom.com

65


gezi

Hindular tarafından geleneksel olarak kutlanan Bahar bayramı, dünyaya ilham verdi. Her yıl mart sonunda gerçekleşen festivalde, binlerce kişi, baharı renkli toz boyalarla karşılıyor. Hindistan ve Batı Bengal'de geleneksel kültür olan bu olay, dünyanın farklı yerlerinde marjinal bir organizasyonun programıyla eğlenceye dönüşmüş durumda...

66

ZOOM


www.cypruszoom.com

67


68

ZOOM


festival

Sevgi ve şans getirildiğine inanılan Holi, yani bayram kutlamaları sırasında, sarılmak ve birbirlerine ‘Happy Holi’ iyi bayramlar dilemek olağan bir durum. Hindu kültüründe olay baharın gelişi anısına bir eğlence anlamını taşıdığı için, hoşgörü de bu işin bir parçası. Zaman zaman, festivalden esinlenilerek gerçekleşen programlarda yok değil. Aslına bakarsanız buradaki fotoğraflar da bu bayramdan ilham alınarak gerçekleşen bir buluşmadan. Güney Afrika'nın başkenti Cape Tawn'da düzenlenen parti, Hinduların Bahar bayramı kutlamalarından esinlenmiş. Bu yıl 27 Mart tarihinde gerçekleşen bahar bayramı kutlamaları, doğu Hindistan'ta olduğu gibi, Batı Bengal'de de kutlandı. Ancak renklisi şüphesiz, doğduğu topraklar olan Hindistan’daydı...

www.cypruszoom.com

69


sanemkoc1@windowslive.com

Sanem Koç

Yalancı yalancı Jim Carrey’nin ünlü filmlerinden “Yalancı Yalancı” filmini çoğunuz biliyorsunuzdur. Ya da, Jim hayranı olarak ben öyle düşünüyorum desek daha doğru olur herhalde. Hani, yalnızca oyuncunun kendisinden değil, konusu gereği akılda kalmayı hak ediyor bu film kanımca. Adından da bariz bir şekilde anlaşılacağı üzere, konumuz “yalan”. Film sürekli yalan söyleyen bir avukatın, bir gün boyunca doğru söylemek zorunda kalmasını komedi yoluyla anlatıyor. Adam, mitomani, yani yalan söylemenin en uç noktasını oynuyor. 1997'de çekilmiş bir film şimdi nereden aklına geldi diye soranlar olabilir. Haklısınız, ama film eski olsa da konusu halen daha tazeliğini koruyor. Geçenlerde, yalan konusu ile ilgili bir yazı okumuştum gazetede. Sonra, bir komedi dizisinde, yeni gelini yalan söylemeye teşvik eden görümceyi de görünce, bu ay yalan konusunu ele almak farz oldu bana. Yalan konusunu ele alınca da, ilk aklıma gelen bu film oldu açıkcası. Hani, yalanın insan hayatına nasıl hükmettiğini, beyaz yalanların nasıl hayatımızı şekillendirdiğini ama aynı zamanda nasıl da kalp kırıcı olabileceğini güzel bir dille anlatıyor. Çağımızın oyuncağı internet bile yalancılığı teşvik ediyormuş yazıya göre. Facebook veya benzeri alanlarda insanlar kendilerini farklı gösterip, karşısındakileri kandırıyorlar ya. Hani, bu sanki normal bir şeymiş gibi al-

70

ZOOM

gılanmaya başlandı ya. Açılan kişisel hesabın yalan olma ihtimali olabilir deyip geçiyoruz ya. İnsanoğlu olarak, beyazıyla-siyahıyla, yalanı, dünya ahiret bacımız kabul etmiş durumdayız maalesef.

biri kanımca. Beni en çok şaşırtan detaylardan birisi de buydu yazıda. Hani, insanların beden diline bakarak doğruyu söyleyip söylemediğini anlamaya çalışılıyor, bunun içinde bir kaç yol gösteriliyor.

Entrika dolu dizileri izlerken, internet ortamına yalan yanlış bilgilerle girerken veya dürüstlük yapıp da başına gelmedik şey kalmayınca, insan yalanla ilgili bakış açısının nasıl

Mesela, karşınızdaki kişi, konuşurken gözlerini kaçırıyorsa, sağa sola bakıyorsa ya da burnunu kaşıyorsa genelde yalan söylediği düşünülürken, yazıya göre bu hareketleri doğru söyleyen kişiler de yapabiliyormuş. Flaş flaş flaş. Yani, senelerdir kandırılmışız anlaşılan. Yalan, yalan olmuş da haberimiz olmamış bu habere göre. Şimdiye kadar beden dilinden dolayı yalancı olduğu düşünülenlere geçmiş olsun. Düşünsenize, sizin farkında olmadan yaptığınız beden veya mimik hareketlerinizden dolayı, karşınızdaki sizi yanlış yorumluyor ama siz bunun farkında bile olmuyorsunuz. Ne olursa olsun, önyargılı olmak, yalan söylemek ve yalan söylemeden yalancı durumuna düşmek gerçekten kötü bir durum. İnsan kendine ne kadar da söylediğim beyaz dese de, bence bu durum bir şekilde insanın paçasına dolanıyor.

değiştiğini, masum rolü oynayarak, hayatımıza nasıl da teknolojik bir biçimde kendini monte ettiğini görebiliyor. Eskiden dürüst olmak bir marifet ti, şimdi inanılır beyaz yalanlar üretmek. Eskiden bilinen bir çok şey artık günümüzde geçerliliğini yitirmiş durumda. İşte, yalan da bunlardan

Vasfiye teyzenin deyişiyle, sen ne çektin bu yalandan be yavrum, bir burnunu kaşıdın, bir gözlerini kaçırdın, kimler senin yalancı olduğunu düşündü acaba, ne işler kaybettin, ne güzeller kaçırdın be yavrucuğum, yazık olmuş sana, şimdi bir bardak soğuk su içmek kaldı sana.


KUZEY KIBRIS DİSTRİBÜTÖRÜ: EKİN ADADEMİR LTD. Neşe Sok.No:9 Ekin Adademir Ltd.binası Hamitköy-Lefkoşa. Tel: 0392 225 49 50/53/62 Fax: 0392 225 49 51 www.ekinadademirltd.com info@ekinadademir.com


72

yaklaşık 20 - 60 dakikalık sürede burun kaldırmak, kırışıklıkları açmak, sarkmaları düzeltmek mümkün olabiliyor.

Thread lift uygulaması ile insan vücudunda eriyebilir, yan etkisiz, güvenli cerrahi sütür materyali olan polidiaksanon (PDO) iplikler aracılığıyla cilt kaldırılıyor, geriliyor ve kırışıklıklar gideriliyor. Cerrahi uygulama yaptırmadan cerrahi ipliklerle yüz geriliyor; göğüs, kalça kaldırılıyor, bacak içleri ve kollar toparlanıyor. Pratik, yan etkisiz, öğle molasında dahi gerçekleştirilecek bir prosedür olan ve Türkiye’de hastane ortamında ilk kez Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi’nde gerçekleştirilen bu uygulama ile, kişinin yüz veya vücudunda anlamlı değişiklikler sağlamak mümkün.

Thread lift kalça, göğüs, bacak ve kollarda da uygulanabiliyor! Aynı şekilde kalça, göğüs, bacak ve kolların toparlanma ve şekillendirme ihtiyacı da bölge başına 60 - 90 dakika içinde karşılanabiliyor. Kişi günlük yaşantısına hemen uygulama sonrası dönebiliyor ve olumlu etkiler hızla ortaya çıkıyor.

Threadlift nasıl uygulanıyor? Uygulamanın etki mekanizması şu temel prensibe dayanıyor. Yan etkisi olmayan, vücut tarafından tümüyle eritilebilir, cerrahi ameliyat ipinin cilt içine yerleştirilmesi sonucunda; ip cilt altında hem dokuyu kaldıran bir dayanak vazifesi görüyor hem de kollajen ve diğer bağ dokusu elemanlarını uyararak ciltte bir gençleşme ve yenilenme sürecini meydana getiriyor. İpler vücutta yaklaşık 240 - 300 gün içinde eriyor ve uygulamanın olumlu etkileri 2 yıla kadar devam ediyor. Metod ameliyathane şartları ve derin anestezi gerektirmiyor. Topikal ya da lokal anestezi ile uygulanıyor. Yüz için

Thread lift uygulamasının avantajları ne? Diğer uygulamalarla karşılaştırmak gerekirse klasik cerrahi germe işlemine göre daha çabuk, iyileşme süresi gerektirmeyen, pratik bir yöntem olarak öne çıkarken, botoks, dolgu, kozmetik ve cihaz uygulamalarına göre daha uzun ve net etki süresi; kısa uygulama süresine bağlı olarak zaman kaybı olmaksızın etkili olması, toplam maliyetin uygunluğu ve birçok uygulama ihtiyacını tek uygulama ile ortadan kaldırması gibi avantajları içeriyor. Thread lift uygulaması tüm özellikleri ile estetik alanında, önümüzdeki yıllara damgasını vuracak bir işlem olarak dikkat çekiyor...

ZOOM


sağlık

Kırışıklıklardan kurtulmak ve daha genç görünmek için pek çok zahmetli işleme katlanmak göze alınabiliyor. Oysa Thread lift uygulaması sayesinde artık çok kısa bir süre içinde, acı çekmeden, yüz ve vücut sorunlarından kurtulmak, öğle tatilinde bile daha gergin ve genç bir cilt görünümüne kavuşmak mümkün.

Ameliyatsız

yüz ve vücut germe mümkün! www.cypruszoom.com

73


haber

Dünyanın önde gelen güvenlik çözümleri firması Bitdefender’a göre 2012’nin son altı ayında Android işletim sistemi için çıkan yeni zararlı yazılım sayısı önceki 6 aya göre yüzde 292 arttı. Bitdefender, Android cihazınızda zararlı yazılım olup olmadığını anlamanız için 5 basit yöntemi kullanmanızı tavsiye ediyor.

Android telefonların akıllı telefon pazarında sağladığı üstünlük ve satış rakamları, Android platformunun siber suçlular için önemli bir oyun alanı haline gelmesini sağladı. Dünyanın önde gelen bilgi güvenliği firmalarından Bitdefender’ın yaptığı çalışmalara göre sadece 2012 yılının ikinci yarısında Android platformu için üretilen zararlı yazılım sayısı 2012’nin ilk yarısına göre yüzde 292 artış gösterdi. Android platformundaki zararlı yazılımlar güvenlik ayarları ile fazla ilgili olmayan standart kullanıcılar için gün geçtikçe fark edilmesi daha zor hale geliyor. Fakat ne çoğu zararlı yazılım geliştiricisi roket mühendisi ne de kullanıcıların zararlı yazılımları yakalaması için bilgisayar mühendisi olmasına gerek var. Birkaç noktaya dikkat eden kullanıcılar kolaylıkla Android cihazlarında zararlı yazılım olup olmadığını fark edebilirler. 1. Artan telefon faturası Zararlı Android yazılımları çoğunlukla cihazlara bulaştıktan sonra özel numaralara SMS gönderirler. Çoğunlukla bu yazılımları fark etmek için telefon faturanıza bakmak

74

ZOOM

Android telefonlarda

Zararlı yazılımı fark etmenin

5 BASIT YOLU yeterlidir fakat bazı akıllı yazılımlar ayda sadece bir veya iki adet SMS göndererek fatura kontrollerinden fark edilmeden uzun süre yaşayabilir. Bazıları ise bütçenizde büyük bir delik açtıktan sonra kendilerini telefonunuzdan kaldırabilir. 2. Artan data kullanımı Mobil cihazlardaki zararlı yazılımlar arasında en popüler yöntem, cihazınız üzerinden e-posta göndermek veya data yayını yapmak. Bunu anlamak için aylık data kullanımınızı incelemeniz gerekir. Data trafiğini ölçen yazılımlar veya data kota aşımı nedeniyle gelen yüksek telefon faturası da sorunu fark etmenize yardımcı olur. 3. Azalan pil ömrü Telefonunuzun pilinin sizi ne kadar süre idare ettiğini biliyorsanız, pil ömründeki dramatik düşüşler size cihazınızda zararlı yazılım olduğu konusunda sinyal veriyor demektir. Pek çok zararlı yazılım cihazın pil kullanımını artırdığı için cihazınızın pili daha kısa sürede biter. 4. Düşen cihaz performansı Cihazınızın donanım özelliklerine bağlı olarak zararlı yazılımlar okuma, yazma veya

data yayınlama yaparken çok ciddi performans sorunları yaratabiliyorlar. Kısaca cihaz performansındaki düşüşler zararlı yazılımların işaret ışıkları olabilir. Cihazınızın hafıza (RAM) ve işlemci (CPU) yükünü gösteren yazılımlar konuyla ilgili olarak size bilgi verebilir. 5. Kesilen görüşmeler Mobil zararlı yazılımlar çoğu kez gelen veya giden çağrıların düşmesinden ve görüşmelerin kesilmesinden de sorumlu oluyor. Eğer bu tip sorunları sadece belirli mekanlarda değil de GSM şebekesinin iyi olması gereken yerlerde de yaşıyorsanız biri veya bir şey konuşmanıza kulak misafiri oluyordur veya arka planda yaptığı ağır işler nedeniyle görüşme kaliteniz düşüyordur. Çözüm güvelik yazılımlarında Akıllı telefon satışlarının PC satışlarını geçmesi, bu platformların siber suçlular için çok uygun bir ortam haline getirdi. Akıllı telefonunuzu zararlı yazılımlardan korumanın en iyi yöntemi güvendiğiniz bir güvenlik yazılımını telefonunuza yüklemeniz ve koruma görevini ona bırakmanız.


haber

Gerçek aşk

İYİ YAZILMIŞ PROFILDEN GEÇIYOR Profiliniz ilgi çekici olmalı ki insanlar onu okuduğunda tıklayıp profilinizi görüntülesin, size mesaj yazsın, göz kırpsın. Aradığınız aşkı siz bulamazsanız, o sizi bulsun! Peki başarılı bir profil nasıl oluşturulmalı? İşte size başarılı bir profil oluşturmanın sırları. İyi bir profil, arkadaşlık sitelerinin olmazsa olmazı. Siberalem.com İlişki Danışmanı Psikolog Ayşegül Denizci, başarılı bir profilin nasıl oluşturulacağının sırlarını paylaştı. ‘‘Profilinizdeki her detayı dikkatli, bir taraftan da sizi en iyi anlatacak şekilde doldurmanız, aradığınız aşkı bulma yolunda işinize çok yarayacaktır. Profiller hep ‘kendinizi anlatın’ diye başlar; oysa kendimizi ne kadar tanıdığımız ve anlatabileceğimiz tartışmalı bir konu. Ama kendimizi mümkün olduğunca doğru yansıtmak için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:’’ Rumuzunuz sizi yansıtır İnternette kendi isminiz değil, seçeceğiniz rumuz sizi temsil eder. Bu nedenle profilinizi oluştururken dikkat etmeniz gereken ilk ve en önemli noktalardan biri rumuz seçmektir. Hatta küçük bir hikayesi olan bir rumuz seçerseniz bu, sohbete başlangıç için güzel bir vesile olabilir. Profilinizi oluştururken kendinizi iyi anlatın, eğlenceli olun, merak uyandırın ve özgün olun. İşte o zaman gerçek aşkı bulmaya bir adım daha yaklaşmış olursunuz. Dürüst olun! Her şeyden önce kendinize karşı dürüst olun ve yazdıklarınızın doğruyu yansıttığına emin olun. Yazdıklarınızı okuyan kişi, sizin nasıl birisi olduğunuz ko-

nusunda doğru yargılara varmalıdır. Aksi halde ilk buluşmada yaşanan hayal kırıklığı ve bunu düzeltme çabası yıpratıcı bir süreç olacaktır. Olumlu olmak önemli Profilinizi doldururken kendinize ihanet etmeyin. ‘Ben çok kıskanç biriyim’ ya da ‘ben çok sıkılgan biriyim’ diye kendiniz hakkında olumsuz konuşmak, açıklık ve samimiyet değildir. Elbette her birimizin olumsuz ve geliştirilmesi gereken yönleri vardır ama hiç tanımadığınız kişilere bunları yansıtmak kendinize haksızlık olur. Kimse negatif, suratsız bir profile yazmak istemez. Olumsuz cümleler, profilinizi okuyana sizin hakkınızda olumsuz bir izlenim verir. Örneğin kendinizi ifade ederken, ‘Enginardan nefret ederim’ demek yerine, ‘kerevize bayılırım’ yazabilirsiniz. Başarılı bir profil fotoğrafı hayat kurtarır Bir fotoğraf, yüzlerce kelimeye bedeldir. Herkes konuşacağı, merhaba diyeceği kişinin yüzünü görmek ister. Ayrıca fotoğraflarımız sadece yüzümüzü, mimiklerimizi yansıtmakla kalmaz, duruşumuz ile ruh halimizden, karakterimizden de ipuçları verir. Öte yandan fotoğraflı profiller, fotoğrafsız profillere göre 7 kat daha fazla görüntüleniyor. Fotoğraflı profil sahiplerinin attığı mesajların cevaplanma olasılığı ise 40 kat daha fazla.

www.cypruszoom.com

75


haber

76

ZOOM


Ünlü astrolog Hande Kazanova ve Tayland kökenli mobilya tasarımcısı Jo Supara Tarakçı tarafından hazırlanan özel koleksiyon “Burcunuzun Koltuğu”

BURCUNUZA GÖRE KOLTUK Altıncı Cadde, ünlü astrolog Hande Kazanova ve Tayland kökenli mobilya tasarımcısı Jo Supara Tarakçı, astroloji meraklılarının çok ilgisini çekecek “Burcunuzun Koltuğu” koleksiyonu için, altincicadde.com çatısı altında buluştu. Her stile ve her karaktere uygun farklı mobilya ve aksesuar tasarımlarını çok özel fiyatlarla sunan firma, son koleksiyonu “Burcunuzun Koltuğu” ile sunduğu bu özel koleksiyon ile bambaşka bir boyut kazandırdı! Her burcun, farklı stil eğilimleri ve renk tercihleri olmasından yola çıkan bu koleksiyonun amacı, kişilerin burçlarına göre değişen özellikleri ve ev dekorasyonları arasındaki uyumu; iyi hissettiren tasarım koltuklarla sağlamak!

ve rekabetçi yaşam tarzlarını sarı, kırmızı ve oranj gibi sıcak renkler ile yansıtırken Boğaları, toprak rengi gibi pastel tonlar dinginleştiriyor. Metal objeleri ve sarı tonları seven İkizlerin yanı sıra Yengeçler çiçekli desenler ve yumuşak tonları tercih ediyor. Başaklar sadelikten yanayken, Teraziler rengin her tonunu kullanıyor. Zevk düşkünü Akreplerin yanı sıra Yaylar, egzotik ürünleri istiyor. Oğlaklar, orijinal ve yenilik seven Kovalara göre daha klasik chesterfield tarzı koltuklardan hoşanıyor. Gösteriş ve ihtişam peşindeki Aslanların aksine Balıklar deniz temalarından vazgeçmiyor” diyor.

Altıncı Cadde’nin deneyimi, burç - beğeni kombinasyonlarından hareketle ve Tayland kökenli ünlü tasarımcı Jo Supara Tarakçı’nın original tasarım dokunuşu ile ortaya çıkan “Burcunuzun Koltuğu” koleksiyonu, astrolog Hande Kazanova’nın burçlara özel yorumları ve tavsiyeleri eşliğinde satışa sunldu. Hande Kazanova’nın astroloji alanındaki uzmanlığını, dekorasyon konusundaki vizyonuyla destekleyen altincicadde.com, ayrıca kampanyanın başladığı gün gerçekleştireceği çok eğlenceli bir yarışmayla koleksiyonun daha yakından tanınmasını sağlayacak. “Burcunuzun Koltuğu” koleksiyonu geçtiğimiz ay ortası itibariyle altincicadde.com’da müşterilerin beğenisine sunuldu.

Her burcun ayrı bir beğeniye sahip olduğunu belirten astrolog Hande Kazanova, burçlarla tasarım tercihleri arasındaki ilişkiyi vurgularken: “Koçlar hareketli, enerjik

www.cypruszoom.com

77


gezi

Limasol'da

yazı ve fotoğraflar

ZehraBilgen

78

ZOOM

KARNAVAL ZAMANI Pazar günleri benim için çok heyecanlı, enerji dolu ve eğlenceli geçer. Bu pazarda Kıbrıs Fotoğraf Atölyesi ile fotoğraf makinelerimizi kaptığımız gibi Limasol’un yolunu tutuyoruz. Her yıl Limasol Belediye’sinin düzenlemiş olduğu geleneksel Limasol Karnavalı’na katılıp fotoğraf çekme tutkusu bizi çok heyecanlandırıyor. Saat 10.00 gibi Akyar Sınır Kapısında dernek olarak toplanmaya başladık. Herkesin içi kıpır kıpır. Daha önce karnavalın tadını alanların anlattığına göre, rengârenk bir cümbüş bizi bekliyor. Saat 10.30’a geldiğinde şoförümüz Yorgos direksiyonun başına geçiyor. Yaklaşık 30 kişi ile şarkılar ve muhabbetler içerisinde yolculuğa başlıyoruz. Yolun yarısına geldiğimizde kahve içmek için duruyoruz. Kahvelerimizi keyifle, fotoğraf makinelerimizi hazırlarken yudumluyoruz. Limasol’a saat 12.30 gibi ulaşıyoruz. Hava sıcak fakat biraz rüzgârlı. Bu bizi biraz tedirgin ediyor ama umutluyuz. Elimizdeki programda, Karnaval’ın Archbishop Makarious III Caddesi’nde gerçekleşeceği yazıyor. Şoförümüz Karnavalın başlangıç noktası olan Ayios Nikolas Dönen Kavşağı’na doğru otobüsü sürerken, yanımızdan geçen arabalara, yollarda yürüyen insanlara gözüm ilişiyor. Herkes kostümlerini giyip karnavala doğru yol almış. Karnavalın başlama saatine yaklaşık bir saat olduğu için deniz kenarında keyif yapıyoruz. Denizin kokusunu her nefeste içime çekiyorum. Denizi görmek, kumsalda yürümek

rüzgârı tüm bedenimde hissetmek beni çok mutlu ve özgür hissettiriyor. Çocuklar gibi şen oluyorum. Fotoğraf makinelerimizi boynumuza takıp, Karnaval alanına doğru yürümeye başlıyoruz. Saat 13.40 gibi karnaval coşkusu başlıyor. Her yer rengârenk, cıvıl cıvıl. Her yaş kesiminden her milletten insan var. Çalan müzikler içimizdeki enerjiyi açığa çıkartıyor. Her yerde farklı konseptte kostümlerle insanlar eğleniyorlar. Prensesler, Şeytanlar, Cadılar, Palyaçolar, Timsahlar, okul üniformalılar, Masklar, dansçılar, polisler, doktorlar, hemşireler. İnsanların arasına karışıp, karnaval havasını içime çekmeye başlıyorum. Kendi bakış açımla insanları, karnavalın coşkusunu aktarmak için elim sürekli deklanşörümde. İnsanlar cana yakın ve çok eğlenceliler. Fotoğraf çekerken sohbet etmeye başlıyorlar. Karnavalda herkes çılgınlar gibi eğleniyor. Şarkılar söyleyip, dans ediyor. Yol kenarında ki büfelerden yiyecek ve içecek almak için bekleyen insanlar ve her köşede karnavalı fotoğrafla yaşatmaya, aktarma çalışan fotoğrafçılar gözüme çarpıyor. Kuzey’den bu kadar çok fotoğrafa gönül vermiş fotoğrafçıların burada olması beni mutlu ediyor. Yürüyüş, serenatlar, Limasol Belediyesi Bando Takımı ve Mızıka Takımı ile başlıyor. Bu yıl ki Karnaval Kraliçesi ve beraberindekiler geçiş töreni arabası ile geçiyor. Hemen arkasından gurup ve


www.cypruszoom.com

79


gezi

fertlerin karnaval müziklerine tempo tutarak, dans ederek, coşarak yürüyüşleri gerçekleşiyor. Yürüyüşleri seyredip, fotoğraflıyoruz. Yürüyüş Makarious III Cadde sonu, Smillides Trafik Işıklarına kadar devam ediyor. Büyük Karnaval topunun Enarious Park alanına gelmesiyle yürüyüş 16.30 gibi son buluyor. Limasol belediyesi, bütün gurup katılımcılarına bir önceki karnaval katılımcıları tarafından karnavala katıldıkları için katılım belgesi veriyor. Karnavalda en iyi kostüme sahip 3 kişi ödüllendiriliyor. Bu yıl ki programın konusunun BEKLENİLMEYEN DEĞİŞİM olduğunu öğreniyorum. Saat 17.30 gibi otobüsümüz

80

ZOOM

hareket ediyor. Trafik karnaval dönüşünde sıkışık oluyor. Size tavsiyem yürüyüş bitmeden evinizin yolunu tutmanız. Elimdeki programda saat 20.00’de Limasol Bando takımı ve Davul vuruşları ve enstrüman guruplarıyla eğlencenin olacağı yazıyor. Yolumuz uzun ve ertesi gün okul, iş olduğundan eğlenceye katılamıyoruz. Bu yıl ki gerçekleşen geleneksel Limasol Karnavalı'ndan yüzümüzde tatlı bir gülümsemeyle evimizin yolunu tutuyoruz. Uzun saatler boyunca fotoğraf çekmemize rağmen enerji doluyuz. Seneye Limasol Karnavalında buluşmak dileğiyle.


Artık ülkeler karnavalları ile turist topluyor. Almanya, Hollanda, İspanya, İtalya bundan en büyük payı alan ülkeler. Artık ülkemizde de dünyanın ilgisini çekecek, Ada'ya getirtecek nitelikte karnavallar düzenlemenin zamanı geldi.

www.cypruszoom.com

81


PURATOS İLE PROFESYONELLERİ BULUŞTURDU

Ramazan Karakabak, Kısa bir süre önce, Cheesecake Tarif Yarışması'nda dünyada birinci seçilen isimdi. Usta Şef Puratos'un kadrolu şefleri arasında.

82

ZOOM

Belçika’da kurulan ve Türkiye’de 23’üncü yılını kutlayan ekmekçilik, pastacılık ve çikolata sektörünün önde gelen firmalarından Puratos, ülkemizde seminer düzenledi. Kuzey Kıbrıs Distribütörlüğünü MİR Gıda’nın yaptığı Puratos markası, kadrolu şefleri ile geçtiğimiz ay Kıbrıs'taydı. Acapulco Hotel'de çok özel bir buluşmaya konu olan markanın düzenlediği seminere restoran, otel, fırın ve pastane sahipleri ve çalışanlarını davet edildi. Profesyoneller tarafından büyük ilgi gören seminerde, markayı temsil eden dünyaca ünlü ustalar, uygulamalı olarak ürünleri tanıttılar. Puratos’un dünyaca ünlü Belçikalı ekmek Ustası Martin Poorter, kısa bir süre önce Cheesecake tarif yarışmasında dünya birincisi Türkiye'de pasta

denince ilk akla gelen isim olarak gösterilen Ramazan Karakabak, ürünlerin inceliklerini kullanım şekilleri anlattı. Salonu dolduran profesyonellerin büyük dikkatle dinlediği ustaların anlatımı, günler öncesinden hazırlanmaya başlanan Puratos ürünlerinden yapılmış çeşitlerin sunumu ile birlikte yapıldı. Puratos Kimdir? Puratos, 1923 yılında ilk markalı ekmek satışı, 1953 yılında ilk ekmek katkı maddesi üretimi ve 1975 yılında efsane markası S500’ün sunumuyla ekmekçilikte lider konumda bulunuyor. Ekmekçilikle kalmayıp zamanla pastacılık ve çikolata alanlarında da faaliyete başlayan Puratos şu an 100’den fazla ülkede, 5000’den fazla çalışanı ve farklı ülkelerdeki 58 adet fabrikasıyla global olarak sektörde önemli bir yere sahip.


haber

Seminerler vermek üzere dünyada neredeyse ayak basmadık ülke bırakmayan Puratos’un Belçikalı Ustası Martin Poorter, Markanın Kuzey Kıbrıs Distribütürü MİR Gıda tarafından Acapulco Hotel'de organize edilen seminer için ülkemize geldi. Dünyaca ünlü Ekmek ustası Poorter Gurme 'ye de özel bir röportaj verdi..

Türkiye'de pasta denildiğinde ilk akla gelen isim olarak gösterilen Ramazan Karakabak ta Acapulco Hotel'de verilen seminer için ülkemize gelen isimler arasındaydı. Seminer öncesi bu aydan itibaren GURME kadrosuna dahil olan MHCIMA, YDÜ Üniversitesi Turizm Bölümü Öğretim Görevlisi, YDU Üniversitesi Mutfaklar Koordinatörü Ali Özçil kısa bir konuşma yaptı.

Puratos ürünlerinden yapılan yüzlerce çeşit, pasta ve ekmek seminere katılanlara tattırılmak üzere hazırlandı.

www.cypruszoom.com

83


haber

ENGELLILERIN HAYATINI KOLAYLATIRAN TASARIM Alfemo İstanbul Mobilya Fuarı’nda (İMOB) Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) tarafından düzenlenen tasarım yarışmasına katılan Muğla Üniversitesi Mobilya Dekorasyon Eğitimi bölümü öğrencisi Mevlüt Yıldırım’ın engellilerin hayatını kolaylaştıran tasarımına sponsor oldu ve prototipini üretti. Bedensel engelli gençler için tasarlanmış, onlara mak-

simum rahatlık sağlayan tasarım, sadece uyku ihtiyacını gidermiyor. Aynı zamanda çalışma ortamı olarak da kullanılabilen bir yaşam alanı sunuyor. Karyolanın sağ tarafında bulunan kaydırılabilir, hareketli tabure karyolaya entegre olarak sunulmuş. Böylece minimum efor ile çalışma ve uyku ortamını bir arada yer alıyor. Ayrıca başucunda fonksiyonel bir hareketli sehpa da bulunuyor.

Sezonun modası düz ayakkabılar Bahar aylarının gelmesiyle birlikte kıyafetlerdeki değişim ayakkabılarda da kendini gösteriyor. Açık renk tonların kullanıldığı ve rahatlığın ön plana çıktığı ayakkabılar vitrinleri süslüyor. Kadınların ilk tercihi babetler ve erkeklerin vazgeçilmezi spor ayakkabılar ise Hush Puppies’in yeni koleksiyonunda bir araya geliyor. Birbirinden farklı modellerin dikkat çektiği Hush Puppies’te, düz modeller sezonun trendini oluşturuyor. Hush Puppies’in krem tonlarını kullandığı koleksiyonda, kırmızı işlemeler ayakkabılara renk katıyor. Önden ya da arkadan bağcıklı babetler kadınlarn şık kombinlerinin tamamlayıcısı oluyor. Hush Puppies’in, erkeklerin spor dünyasına hitap eden ayakkabıları da bu sezona damgasını vuruyor.

84

ZOOM


haber

Üç vazgeçilmez renk

Tek ayakkabıda

Her kıyafete göre ayakkabı uydurmak kimi zaman zor olabiliyor. Şıklık ve rahatlığı bir arada bulmak da. King Paolo ayakkabıları bu sorunu ortadan kaldırıyor, rahatlığı ve şıklığı bir arada sunuyor. Üstelik üç farklı rengi bir ayakkabıda kullanarak erkek modasına alternatif yaratıyor. Koyu kahve, krem ve açık kahve rengi bir ayakkabıda toplayan King Paolo tüm kombinlere uyum sağlıyor. İster düz, ister bağcıklı. Her tarzın yansıtıcısı olan King Paolo ayakkabıları, klima teknolojisi ile zenginleştirilerek rahatlığın altına imza atıyor. Yüzde 100 deriden oluşan ve ayağın şeklini alan ayakkabılar, modern görünümüyle de dikkatleri üzerine çekiyor.

Golden Rose'dan kirpik tarayıcı yeni ürün

INFINITY LASH MASKARA Golden Rose, geniş ve büyük fiber fırçasıyla kirpiklerde sonsuz hacim, uzunluk ve kıvrım elde etmenizi sağlayan yeni ürününü satışa sunuyor. Golden Rose’un yeni formülü ve özel fiber fırçası ile ürettiği Infinity Lash Maskara’nın kirpiklerinizi tek tek ayırarak yarattığı mükemmel hacim ve anlamlı bakışlar ile tüm dikkatler üzerinizde toplanacak.

Golden Rose, şimdiye kadar üretilmiş tüm maskaralarını daha da öteye taşıyarak, Golden Rose Infinity Lash Maskara ile daha kıvrık, daha hacimli ve mükemmel kirpikler yaratıyor. Mükemmel formülü, göz kavisine uygun üretilen özel tasarım fiber fırçası ile makyajınızın tamamlayıcı parçası olmaya aday olan Golden Rose Infinity Lash Maskara, daha derin ve anlamlı bakışlara sahip olmanızı sağlayacak.

www.cypruszoom.com

85


sağlık

Herhangi bir olay karşısında emin olamama ya da güvensizlik duygusu olarak tanımlanan şüphe; aşırı düzeyde yaşandığında kişi ve çevresindekilerin hayatını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Hemen hepimizin zaman zaman yaşadığı bu duygu kimi zaman kişiler arasında ölümle sonuçlanabilir. Öyle ki günümüzde kadın cinayetlerinin en büyük nedeni olarak bu tür kıskançlık paranoyaları gösteriliyor. Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Uzman Klinik Psikoloğu Orçun Aykol, şüphenin hangi durumda paronayaya dönüşeceği, hastalık olarak kabul edilebileceğine ilişkin önemli bilgiler veriyor. Şüphe veya kuşku, bir insanın bir olay karşısında duyduğu emin olamama veya güvensizlik duygusu olarak ifade edilir. Bir anlamda inanç ile inançsızlık arasında kalındığı durumdur şüphe. Uzm. Psk. Orçun Aykol şüphenin hangi durumlarda hastalık göstergesi olabileceğini anlattı. “Tüm diğer psikolojik hastalıklarda olduğu gibi şüphenin de hastalık sayılabilmesi için hayatımızı büyük oranda etkilemesi, işlevselliğimizi bozması gerekmektedir. Günlük yaşamda hepimizi kuşkusuz zaman zaman bir takım şeylerden şüphelenebiliriz. Ancak bunlar hayatımızı etkilemez, o düşünceler aklımıza gelir ve gider biz günlük yaşamımızı sürdürmeye devam ederiz. Bazı bireyler ise bu düşüncelerden kurtulamaz. Akıllarında sürekli birilerinin onları kandırdığı, onlara zarar vermeye çalıştığı, gittiği restoranda zehirleneceğini, eşleri tarafından aldatıldığı ya da aldatılacağı ile ilgili düşünceler nedeniyle günlük işlevlerini yerine getirmez. Bunları düşünmekle kalmayıp sürekli bu düşünceleri doğrulayacak ya da reddedecek kanıtlar bulma peşindedirler. Aşırı şüphe paronayaya dönüşüyor! Bu tür düşünceler beraberinde yoğun öfke, saldırgan tutumları, mutsuzluk ve kaygıyı doğurabilir. Artık şüpheler “paranoya” olmuştur. Böyle durumlarda bireyler mutlaka ruh sağlığı uzmanları tarafından tedaviye alınmalıdır. Kişi çoğu kez bu şüphelerin doğruluğuna inanacağı için tedaviye başvurmaz, ancak yakınları tarafından tedaviye ikna edilmeli, gerekiyorsa yasal yollarla tedaviye getirilmelidir. Kadın cinayetlerinin en büyük nedeni kıskançlık paronayaları Eşler arasında en çok kıskançlık paranoyaları gündeme gelmektedir. Günümüzde yazılı ve görsel basında sık sık duyduğumuz kadın cinayetlerinin en büyük nedeni bu tür kıskançlık paranoyalarıdır. Birey eşi tarafından aldatıldığını düşünerek her durumu kendi zihninde buna uyarlayıp öfke gösterir, saldırgan tutumlar sergiler. İnatlaşılmadan tedavisi şart! Paranoya bozukluğu olan bireylerin yakınları, kişiye aksini iddia ettiğinde, onu durumun düşün-

86

ZOOM

düğü gibi olmadığına ikna etmeye çalıştığında da öfke ve güvensizlik ortaya çıkmaktadır. Bireyin yakınları kişiyi ikna etmeye çalışmayarak, onunla iddialaşmadan iletişime geçmeli ve tedaviye yönlendirmelidir. Tedavide ilaç tedavisi ve psikoterapinin paralel işlediği bir program oluşturularak kişiye destek verilmelidir. Eğer paranoyalar çok ileri düzeyde ise, kişi bu yüzden çevresine ve kendisine zararlar veriyorsa yatarak tedavi en etkili yöntem olmaktadır. “


Aşırı Şüphe

HASTALIK HABERCISI MI? www.cypruszoom.com

87


sağlık

Selülit oluşumunu etkilediği düşünülen teoriler şu şekilde özetlenebilir: Teori: Deri altındaki yapının çok farklı olmasıyla bağlantılıdır. Yağlı dokuyu taşıyan doku, deri altında farklı yaş gruplarında ve farklı cinsiyetlerde, ön plana çıkmasıyla ilgili farklılıklar gösterir. Bundan dolayı kadınlardaki yağ fazlalığı özellikle kadınlarda selülit oluşumunu erkeklere göre ön plana çıkarır. Teori: Kolojen ve konektif (bağ ) dokunun parçalanmasıyla oluşan oluşumdur. Eğer bu dokular yıkılırsa yağ dokusu ön plana çıkar ve görünür hale gelir. Teori: Bu bölgedeki vasküler (dolaşım) sistemin ne kadar etkinlikte bir dolaşım sağladığı ile bağlantılıdır Teori: Enflamasyon süreçlerinin selüliti oluşturabilecek sebeplerden bir tanesi olabileceği yönündedir. Hücre biyopsileri sonucunda selülitli hücrelerde kronik enflamasyon görülmüştür. Bütün bunlarla beraber, selülit konusundaki teorilerin yenileri de keşfedilmekte olduğunu belirten Tatay, beslenmenin bu konuda anahtar rolü olduğu artık kabul edilmiş bir gerçek olduğunu vurguluyor. “Selülit her zaman çok şişmanlık ve obezitenin sonucu olamamasına karşılık, yağ dokusundaki azalma her zaman selülit dokusunda bir iyileşme görülmesini sağlamıştır. Bununla beraber bazı bulgular spesifik gıdaların ve gıda destek gruplarının, bu problemi çözmede, anti -selülit diyetlerinin sadece yağ kaybettirici diyetlerden daha etkin olduklarını kanıtlamıştır.” Yağ Dokusunun Yıkılmasını Hızlandırıcı Yiyecekler Yağ birikime karşı en etkili savunma mekanizmalarından bir tanesi vücudun insulin tepkisini minimize etmektir. Bunun anlamı beslenmedeki toplam karbonhidrat sayısından düşüş yapmaktır. Fakat bundan bütün karbonhidratları elimine etmek gerektiği anlamı çıkarılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki kompleks karbonhidratlarda yüksek besleyiciliği ve fitokimyasalları (meyveler, kuru baklagiller, sebzeler içerisinde bulunurlar)

88

ZOOM

ile selülitin çözümlenmesi konusunda en büyük yardımcılarımızdır. Selülitle ilgili en etkili yöntemlerden bir tanesi basit şekeri ve rafine edilmiş karbonhidrat kaynaklarını tüketmemektir. Diğer bir önemli unsur ise tam buğdaydan yapılmış ekmek grubu gıdaları ve meyveler gibi kompleks karbonhidratları tüketilirken bir protein kaynağı veya sağlıklı bir yağ grubu besini ile tüketilmesine özen gösterilmesidir. Bu sayede sindirim yavaşlayacağından insülin salgısı da sınırlandırılacaktır. Gerçekten etkili bir şekilde yağ yakmak için beslenme programına biraz kahve (kafein), çay (xanthine) eklemek etkili olacaktır. Günde birkaç kere yeşil çay tüketmek ise catechin - polyphenollerinden dolayı etkili bir metabolizma hızlandırıcı olacaktır. Kolajen Yıkıcı ve Kollajen Yapıcı Yiyecekler Eğer kolajen yıkımı sizin için selülit sebebi ise bu yıkıma bir dur demeniz gerekir. Bu yıkımı durdurucu veya yavaşlatıcı gıdalar da size bu konuda destek olacaktır. Soya: Östrojenin yaptığı işlerden bir tanesi de spesifik olarak kolajeni yıkmaktır. Soya içerdiği fitoöstrojenle östrojeninin görevini taklit ederek östrojen hücre reseptörlerine bağlanır ve kolajenin yıkılmasını engeller. Bioflavonoidler: Bu grup kolajeni yıkan iki enzimi bloke ederler. Toz kakao, kırmızı şarap, üzüm suyu, üzüm çekirdeği ektresi, üzüm kabuğu gibi proanthocyanidinlerden zengin gıdalar bu iki enzimi bloke ederek yıkımı da önlemiş olurlar. Kolajen yıkımını önlerken aynı zamanda kolajen ve yeni bağ doku yapımına da destek olmamız gerekir. Bazı besin maddeleri de bu konuda etkinlik göstermektedir. C vitamini: Çok kuvvetli bir antioksidan olan C vitamini, aynı zamanda güçlü bir kolajen yapıcıdır. C vitamininden zengin turunçgiller, çilek, brokoli, karnabahar, yeşil biber gibi sebze ve meyveler de kolajen yapımında önemli rol oynarlar. Jelatin: Jelatin özellikle 3 aminoasit açısından çok zengin bir içeriğe sahiptir. Bunlar; proline, hidroksiprolin, glisin. Hidrolize edilmiş jelatin (beslenme desteği olarak bulunabilir) içerisindeki oligipeptidler sayesinde

kolajen sentezine destek olur. Dolaşımın Düzenlenmesi / Kan Akışı / Su Birikiminin Engellenmesi Bol bol su için: su biyokimyasal olayların oluşumunu maksimize eder ve vücuttan toksin ve atıkların atılmasına yardımcı olur. İhtiyaç kadar içilen sıvı normal kan basıncını sağlar, kan akışını ve, hücre içerisinde sıvı oranını düzenler. Kuşkonmaz: Doğal bir ödem söktürücüdür. Ödemi engelleyerek selülit oluşumunu da engeller. Yağlı balık: Yağlı balıkta bulunan Omega3 damarları genişleterek kan dolaşımını ve kan akışını kolaylaştırır. Sarımsak ve soğan: Kan basıncının düşmesine sebep olarak dolaşımın ve kan akışının rahatlamasını sağlar. Zencefil: Aspirin gibi etki göstererek kan damarlarında plak oluşumunu engeller, daha az yapışkan hale getirir. Aynı zamanda kanı inceltici etkisinden dolayı dolaşımı ve kan akışını rahatlatır. Zencefilin anti- enflamatuar etkisi de kuvvetlidir. Kereviz: İçerisindeki maddeden dolayı (3-butylphthalide) kan damarlarının kasılmasını önleyerek dolaşımı rahatlatır. Muz: İçerisinde bulunan potasyumla (yaklaşık 500 miligram / meyve) kan basıncını düşürür ve dolaşıma yardımcı olur. Enflamasyonu Azaltmak için Balık ve Keten tohumu: Omega- 3 ve Alfa linolenik asidin anti enlamasyon özelliğinden dolayı selülit için tüketilmelidir. Antioxidantdan zengin gıdalar: Bu tür gıdaların enflamasyonu kontrol altına alma ve tedavi etme konusundaki etkinliği zaten bilinmektedir. C,E vitaminleri ve beta, karoten, minerallerden çinko, manganez, selenyum, bakır en bilinen antioksidanlar arasındadır. Antioksidanlardan en fazla şekilde yararlanmak için, antioksidanlardan zengin yiyecekleri multi vitamin tabletlerine tercih edin. Kuru erik, kuru üzüm veya herhangi bir koyu renkli meyve ve sebze bu konuda en büyük destekçiniz olabilir. Hint mutfağında bolca kullanılan hint safranı (zerdeçal) antioksidan yönünden kayda değer zenginliktedir.


Günümüzde bayanları çok rahatsız eden problemlerden biri olan selülitin oluşumuna etki ettiği düşünülen 4 teori var. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Seda Bahtiyar Tatay kusursuz bir vücuda kavuşmanızı sağlamak için selülit hakkında bilinmesi gerekenleri ve Anti Selülit diyetini anlatıyor.

Örnek Anti - Selülit Diyeti

Bioflavonlar: Enflamasyonu engellemede ve tedavi etmede çok etkili oldukları gibi kolajen ve elastazın da yıkılımını engellemede çok etkilidirler. Hücre zarını koruyarak, tamirini de yaparlar. Bioflavonlardan zengin gıdalar arasında soya, soğan, yeşil fasulye, lahana çeşitleri, elma, turunçgiller ve suları, kuru erik yer almaktadır. Ananas: Bulundurduğu bromelain enzimi sayesinde fazla su atılımı destekleyerek, ödemleri azaltır, morarmaları ve bu bölgelerdeki ağrıların azalmasına yardımcı olur.

Kahvaltı 1 tam yumurta (yağsız her şekilde pişirilmiş olabilir) 1/ 2 su bardağı yulaf ezmesi (Müsli- sade) yemek kaşığı keten tohumu (öğütülmüş) 2 yemek kaşığı kuru üzüm 1 su bardağı yağsız süt Kahve (şekersiz ve kremasız) Ara 1 su bardağı yağsız süt 14 gr (yaklaşık çeyrek su bardağı) whey proteini ve buz karışımı Öğlen Yemeği Sebze ve tavuk sote; sebzeler: soğan, sarımsak, zencefil, kereviz, yeşil biber, brokoli, mantar ve 100 gr. Tavuk (derisiz), 2 tatlı kaşığı fıstık yağı ve bir miktar soya sosu (tuzu azaltılmış)

3 yemek kaşığı esmer pirinç pilavı 1 portakal Yeşil çay Ara 1su bardağı sebze suyu Kavrulmuş soya fasulyesi (tuzsuz) ½ su bardağı Su Akşam 120 gr. somon ızgara Sebze kavurma; kuşkonmaz, brokoli, soğan, sarımsak, domates, limon suyu, hint safranı ve baharatlarla kavrulmuş 1 bardak ananas suyu Ara 1 bardak kakaolu süt (1 tatlı kaşığı kakao)

www.cypruszoom.com

89


haber

Osman Türkay Anaokulu

GÜN ONLARIN GÜNÜ Geçtimiz ayın şüphesiz en özel günü 23 Nisan'dı. Modaya uyup bizim televizyonlarımızda da akıldan yoksun bir biçimde "tartışılmaya" başlanan 23 Nisan, miniklerin birbirinden güzel çalışmaları ile renklendi. Ada'nın her yanında gerçekleşen kutlama programlarından biri de Girne'de Osman Türkay Anaokulu'nda gerçekleşti. "Çocukların psikolojileri bozuluyor" iddialarına inat, yüzlerinde gülücükler eksik olmayan, heyecanla sahneye çıkan minikler, ebeveynleri önünde, öğrendiği danslarını sergilediler. Birbirinden renkli görüntülere sahne olan kutlamalarda, miniklerin heyecanı yüzlerinden okunuyordu..

90

ZOOM


haber

Levent Schools

23 Nisan kutlamalarında bir diğer adreste Levent Schools'daydı. Organizasyon için, Levent Koleji Spor Salonu'nu seçen yönetim, çok özel bir etkinliğe imza koydu. Güne özel hazırlanan çalışmaları sergileyen minikler, mutlu görüntüleri ile bu özel günün keyfini yaşadılar...

www.cypruszoom.com

91


ÜÇ Ç E Ş İ T AR PA DA N Ö Z E L H A R M A N Biranın ustası Efes, 3 çeşit arpayı 43 yıllık ustalığıyla harmanladı. Eşsiz lezzeti ve kalit esiyl e maltların şahı Efes Malt. facebook.com/EfesMalt

Malt 23X30.indd 1

28.11.2012 17:15


hayat

DAÜ'lü Zimbabveliler

Bağımsızlık Günlerini kutladı

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Uluslararası Merkez tarafından DAÜ’de ilk defa Zimbabve ülkesinin bağımsızlık günü kutlaması gerçekleştirildi. DAÜ Deniz Tesisleri’nde düzenlenen kutlamaya, okulda eğitim gören 29 Zimbabve’li yanında, ülkemizdeki diğer üniversitelerde eğitim gören Zimbabveli öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi..

Şehit Hasan Cafer İlkokulu öğretmenleri için

Doğum günü bahane

Gecikmiş bir haber olduğu kesin. Ama fotoğrafa bakılırsa, en azından konunun kahramanlarının hep tazeliklerini koruyacakları ortada. Bir de "terzi kendi söküğünü dikemezmiş" diye bir söz vardı. Sevgili patronumuzun eşi Banu Bebek'in doğum günü için bir araya gelen

mesai arkadaşları, Girne'nin gözde mekanı Shayna'daydı. Doğum günü bahanesiyle stres atan ekip, bol bol dans edip eğlendi. O yüzden fotoğraf çekmeyi de ihmal ettiler. Ama yine elimize geçen fotoğraflar oldu. İşte o gece işte o doğum günün anısı gecikse de bu sayımızda sayfamızda yer verdik...

www.cypruszoom.com

93


m o c . a k i sondak

s i r b i k . w ww

N I ' S I R B I K

İ S E T İ S HABER

www.cypruszoom.com

93



AGAMA OUTDOOR Equipment & Expedition

Adres: Bellapais, Girne Tel: +90 392 815 3721 Gep: +90 533 869 0530 E-mail: tugberkemirzade@hotmail.com www.agamaoutdoor.com


USB

1 YAIL I7 YI7

KIBRIS ’IN İLK Y IL : 1 ON S AY I: LINE TEKNO 2 K A S IM LOJİ DERG İSİ ’1 2

Kıbrıs'ın ilk O

USB

ONLINE KIBRIS’IN İLK

bazı paApple’ın ten iptal edtleri ildi

Dünyanın en ası küçük batary l" "Fue

2013 sistemi i işletim ında n e y ’in c lt Ma ruması a ESET ko

USB

IOSAND savaşık ROID ızıştı 4G 11 gram af

isi teknoloj ler ne or iy tir ge

Alcatel

geri döndü

Geleceğin uçakları ıl D4 nasNikon olacak sarardı

er’layorr Hac’dke bu luşu KKTC

Windows 8 mi? Bir daha düşünün!..

Play Station 4 Oyun konsolu

k

YIL1

SAYI6 MART

FotoğrBedevam makinası

g Samsunık art daha net

2013dows 8 geliyoler:

Yeni ne HTC ve Sharp sil ekra ’t a d m rı nlı ciha an ya a Bilgis zlar r? va u m s casu

S’12 TOS’ SAYI: 1 AĞUS

sahne sırası iphone 5’te

YazN ılımd NİSA Win a son ham

Kulakl Tarzınızıkta değişe ce

YIL: 1 Kıbrıs' ın ilk Online Teknoloji Dergisi

İ DERGİSİ TEKNOLOJ

S

ji Dergisi nline Teknolo

fusu 7 Dünya nü p Telefonu

Ce ilyar abonesi 6 m

Kıbrıs'ı

n ilk O

nline T eknolo

ji Derg

isi artık s Telefonun uz uya Sony dayanıklı Xperia Z

YI

SA L1

ŞUBYI4 2 AT

013

Dijital D Özel ünyada isin Yoksa m sıradaizn, mı? El yap kker'ler, 26 ılı Dünyaca ünlü Ha Güvenlik r be Klasik C Si Nisan'da "KKT n ülkemize geliyor... " içi Konferansı 13

Dokun mati Saatle k r

TEKNO LOJİ YE Nİ

Poloreid'le yeniden

KIBRIS'IN ARTIK BİR BİLİŞİM DERGİSİ VAR

En a foto kıllı makinğraf ası

Ülkemizden ve dünyadan bilişim ve teknolojideki gelişmeleri takip edebileceğiniz "USB" Dergisi sanal alemdeki yerini aldı. İnternet üzerinden dünyanın her yerinden ulaşılabilecek dergi, konsept, içerik ve yayın şekliyle ülkemizin ilk ve tek bilişim yayını...

www.usbdergi.com

ÇAĞIN A GİRD İ

BİLDİĞİNİZ HERŞEYİ UNUTUN


kirisiklik22x31.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

4/19/13

7:24 PM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.