ŞEY fotoğraf
i
OYUN/moyun/KODA/moda Oyun, hile, dalavere gibi işler aslında daha çok zaten makine üzerinde bulunan objektiflerle yani merceklerle yapılmaktadır. Ama birçoğu bunu hile değil alışılagelen bir şey olarak görür ve bu tip deformasyonları hata kabul eder. Halbuki XIX. yy sonları ve XX. yy başlangıcında hayatta yer alan bir çok hilekar, illüzyonist hatta sihirbaz, hokkabaz felan öncelikle bu mercek ifadelerini kullanarak işi götürmüştür. Genel olarak standart kullandığımız 50mm gibi göz açısı bildiğimiz bir objektifle de olağanüstü durumlar yaratılabilir. Pek tabi ışık yetmediği için ışığa göre kadrajı değiştirmek dışında :) Tekrar 50mm konusuna gelince farklı oyunlar oynamak için üzerine oturduğumuz kafamızı çalıştırarak daha değişik bakış açılarıyla, daha farklı uzaklıklarla çekeceğimiz objeleri tekrar ele alabilir, olayları tekrar şey edebiliriz.
tamam ayda bir kitap okuma
aman okuma tamam
optum bye
Teknik olarak ışık değerleri ışığın renk sıcaklık değeri °K** ile okunur veya anılır. Neyse ki bütün bunlardan lisede sıkıldınız. Fakat lisedeyken veya halen bazen akşam vakti garip garip tungsten* ampüle bakıp kafasını aya çevirip yeşil ayı görüp eğlenenler mevcudiyetini korumaktadır. Gariptir çünkü önce saçma bir şekilde cam kenarına geliyorsunuz sonra da ampüle dikilip gözünüzü acıtıyorsunuz. En sonunda sanki aya bakıp gözünüzü soğutacağınız vahiy gelmiş gibi kafanızı camdan dışarı çeviriyorsunuz. Garip değil mi ? Evet. Ama o garipliğin sebebi sizin sıkılmış canınız ya da boşluğunuz olabilir. Bununla değilde neden ayın o anda yeşil ile mavi skala arasında size haince gülümsediğine geri döndüğümüzde esas sebep tungsten lambaların 26003400 gibi aşağılık bir °K değerinde seyretmesidir***. Güneşin aydınlattığı değer verdiği gündüz vakti salinleri civarda 56004500 gibi değerlerde seyrettiğinden aya baktım güneşten almıştı yansımasını, içerden kafamı bir aldım tungstenden aradaki farktan yemyeşil oldum dersiniz. Sonra mesala sabahleyin dışarıyı seyrederken**** bu sefer gözünüz lambaya takıldığında akşamları beyaz olduğuna yemin ettiğiniz, kurban kestiğiniz tungsten turuncu :S İnsan gözü şüphesiz pek muazzam bir uyum yeteneğine sahip ve takdire şayan muhakkak. Öyleki beyazdan farklı bu pek çok tür ışık kaynağının yalancılığına hemmen ayak uydurabilmektedir. Bilinen beyaz ayarı varlığı buradan kaynaklanmakta ve bunun kuramsal da tekniksel de detayı da önceden belli...^é
beni kelvin kılan Işık kaynaklarını özellikle renkli fotoğrafçılıkta birbirinden adam gibi ayıran ifade bunların geri yansıttıkları ya da sağladıkları radyasyon miktarı, renk kalitesi, ışığın renk skalası karakteridir, felandır, yorucudur bu ifadeler. O yüzden kısacası mavimsi ya da sarımsı karakterde olmasıdır. Böyle karakterli ışıkların bir fotoğrafçının hayatında yeri ve önemi nedir ? Valla o yaptığı işe göre değişir. Şöyledir şuraya sığmayacak nitelikte, nicelikte ki fotografik ışık kaynağının doğal olarak güneş taklit seviyesi pek de öyle stüdyo fotoğrafçımın zannettği gibi öyle ahım şahım değildir. Yukarda güneş var. Misal günlük güneşlik %33 mavi ışık, yeşil %34, kırmızı da %33 dolaylarında iken ezik ev*é lambasında bu değerler sırasıyla %11m, %34y, %55k olarak karşımıza çıkar. Demekki renkli fotoğrafçılık kolay değildir. Dikkat edin doğalda olmayabilir.
** ya da Kelvin diye okuyabilirsiniz. * Şu fitilli olan ampül. Hani ekonomik olmayanı... 80’lerde doğanlar bilir en azından, diğerleride öğrensin... **** Neden bunları yapıyorsunuz, şaşıyorum size herhalde çok düşüncelisiniz, sabah akşam dışarıyı seyrediyorsunuz muhakkak... *** Bu seyretme başka tür bir seyretme, alternatif elektrik akımının doğru düzdün dizginlenmemesi... Edison gibilere selamlar Tesla’yı anıyoruz... ^é Eh o zaman acaba Platon mu haklı, herşey önceden belli ve fotoğrafda zaten hepsinden önce vardı. Kaldınız mı:) *é Burada ezik olan ev değil lambalardır, flashlardır ama “akıllı ev”de güneşten faydalanır.
Sözlük Akütans : Görüntü keskinliğinin ölçüsüdür. Görüntüyü oluşturan yoğunluk bölgelerindeki sınırların eğim açısının darlığı görüntünün kesinlik derecesini belirler. Bu açı büyüdükçe görüntü keskinliğe kaybolur.
Işık var olduğundan beri, üzerine vurduğu nesneleri görülebilir kıldı. Tarih 1826’yı gösterirken ışık yardımı ile iz bırakmak serüveni başladı.Ressamlar, fotoğraf dan etkilenmiş fotoğrafçılar resimden etkilenmiş,1839’dan itibaren fotoğraf resim ile ortak araştırma ya, diyalektik bir enerji katmıştır.20.yy da pictorialist fantezilerden vazgeçen fotoğraf,avangart sanat gibi geniş yelpazeler sunan akımın içerisinde yer alıyor.Avangart sanat dendiği zaman fütürizm-dadaizm-sürrealizmvartizm-yeni nesnellik-neva suchlicnit-bauhause... gibi akımları bünyesinde barındırıyor. Avangart zihniyet içerisinde kişiler fotoğrafçı, ressam, fütürist, dadaist, olabilirler, böyle bir ayrım yoktur. Fotoğraf ifade olanaklarından bir tanesidir. Man Ray; resim, heykel, sinema, fotoğraf gibi alanlarda çalışmış çok yönlü Amerikalı sürrealist bir sanatçı, hayatının büyük bir bölümünü Paris’de geçirmiş. Kendisini ilk başta ressam olarak görmüştür. Modernist olarak tarif edilebilecek Man Ray gerek Dada gerek sürrealizm e büyük katkılarda bulunmuştur. Sanat dünyasında en fazla avangart fotoğrafçılığıyla tanınmıştır.’mükemmel ile orijinal arasında bir seçim yapmak zorunda kalsam, orjinali seçerdim’ demiş ve sanat anlayışını ifade etmiştir. İlk sanatsal ürünlerini resim alanında veren Man Ray’in portrelerinde, 1910 yılında Galeri 291’de tanıştığı Alfred Stieglitz’in izleri görülür.(Alfred Stieglitz: saf ve modern fotoğrafın kurucularındandır.) Soyut resimler, gerçek objelerle soyut tasarımlar yapar. Resim ve tasarımlarının reprodüksiyonlarını yapmak için başlar, daha sonra fotoğrafı başlı başına bir anlatım aracı olarak kullanır.1915 de Ray, Dadaizmin en önemli isimlerinden Marcel Duchamp tanışır ve Duchamp onu montaj ve kolaj konusunda destekler.1921’de taşındığı Paris’de hayatını profesyonel moda ve portre fotoğrafçılığı ile kazanmaya başlar. Bu sanat akımları içerisinde Man Ray fotoğrafa yeni teknikler kazandırmıştır. Rayagram ve solarizasyon tekniklerini
kullanan Man Ray fotoğraflarında kullandığı objelere soyut anlamlar kazandırmış, gerçek ile hayalin birleştiği karelere ‘rüyaların fotoğrafları’ ismini vermiştir. Paris’de kendi entelektüel çevresinin portrelerini çekmiştir. Man Ray nazi işgalinden önce Fransa’dan ayrılır ve Hollanda’ya yerleşir. Burada deneysel çalışmalarını sürdürürken diğer yandan da eğitimler verir. Ray 1951 yılında tekrar Fransaya döner. dadaist ve sürrealist akımın öncüleri ile tekrar ard arda sergilere katılır. Albümleri piyasaya çıkar ve sayısız onur ödülü alır.18 Kasım 1976 da hayatını kaybeder. Man Ray ın çalışmaları, birlikte çalıştığı ve asistanlığını yapmış olan Bill Brandt ve Berenice Abbott başta olmak üzere, bu tip farklı ve deneysel düzeyde çalışan tüm fotoğrafçılar üzerinde etkili olmuştur.
TÜRK FOTOĞRAFÇILIĞI’NDA 50’LİLİ YILLAR Şey bu 50’lili yıllar amatör fotoğrafçı için deneme yanılma dönemleridir. Erken dönem olarak değerlendirilen bu ilkel çağda ayaklardan gelen kadrajlar, burnumun dibinden çekilen hatıra fotoğrafları, özportre serisi fotoğraf günceleri, çoğu flu durumların en iyi anlatım biçimlerinde kullanılması vesaireleri ve daha niceleri saygıyla anılır. 50’lili yıllar ya da kimine göre aylar en iyi aylardır. En temiz duyguların zamanlarıdır. Fotoğrafda samimi kendi hür iradesine sahip olunan fakat kendi kendimize olan güvensizliğimiz ile dalkavukluklara izin vereceğimiz, kaybedeceğimiz kendi bakış açılarımızdır ... Fazla geniş değildir mesala. Öyle dar kafalı da değildir. Yeterincedir bir şeyleri fark etmek için. Bu kadar sosyal mesajla doldurulabilmiş parargraf sayesinde sütun biterken 50 mm ile bir çok şey yapılabilir hatta Zenith ile... Yapmayı bilene isteyene...
Bu boşluk ne olcak şimdi ?
...eskiden bilgisayarlar oda büyüklüğündeymiş. Çok eskiden de fotoğraf makinaları o kadar büyüktü ne var yani hem fotoğraf makinasının büyük olanı makbüldür...
Man Ray (1890 - 1976)