BÜLTEN 7 (OCAK)

Page 1

AYLIK ÜÇRETSİZ BÜLTEN

OCAK 2013 SAYI:7

Sendikamız DEVTURİZM-İŞ, DİSK Yönetim Kurulu’nun oybirliği ile aldığı karar ile Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’e resmen üye olmuştur. Bu karar Türkiye işçi sınıfı ve tüm turizm işçilerine kutlu olsun.

İş cinayetleri ; Katil,maden ocağında bile taşeron işçisi çalıştıran, gerekli havalandırmayı, güvenlik önlemini almayan, sadece maliyeti hesaplayan zihniyettir.Göz yumandır.

Taşeron ölüm demektir !

imkânı yaratmaktadır. Yaklaşık 2.5 milyon turizm çalışanının ihtiyacı olan ‘’DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI’’ 27 Mayıs 2011 tarihinde Antalya’da kuruldu. 11Kasım 2011 tarihinde yaptığı ilk genel kurulunda DİSK e katılma kararı aldı ve katılma başvurusunu yaptı.

DEV-TURİZM-İŞ turizm işçilerinin yüz akı olacaktır! Turizm işçisi, Türkiye işçi sınıfının önemli bir parçasıdır. 10 milyon yurttaşımız geçimini turizm sektöründen sağlamaktadır. Genç, eğitimli işsizlerin yoğun olduğu ülkemizde turizm milyonlarca eğitimli, eğitimsiz gençlere iş

Örgütlenme çalışmalarına hız veren DEVTURİZM-İŞ İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Bursa ve Bodrum’da örgütlenme komiteleri oluşturdu. Ülkenin bir-

çok il ve ilçelerinde de çalışmalarını sürdürmektedir. DİSK’le güçleneceğiz, DİSK’e güç vereceğiz! Yaşasın turizm işçilerinin mücadele örgütü DEV-TURİZM-İŞ Yaşasın DİSK!

1952 de TÜRK-İŞ konfederasyonu kuruldu. Genel olarak Amerikan sendikacılığından alıntılarla uzlaşmacı, çoğunlukla kamu işletmelerinde örgütlenen, partiler üstü politika diye özetlenen, işçilerin sosyal ve siyasal taleplerini yok sayan, bir çizgi izlemeye başladı. Devlet sendikası kavramına denk düştü. 1961 Anayasası ve 274–275 sayılı iş yasaları, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt yasaları uygulamaya girince, bu çizgi, işçi sınıfı mücadelesini kucaklayamaz, ihtiyacı karşılayamaz olduğunda, sınıf bilinci oluşmaya başlayınca, 1967 ye gelirken TÜRK-İŞ in sınırları mücadeleye dar gelmeye, kapsayamaz hala gelmeye başladı.

Turizm, konaklama ve eğlence yerleri işçileri, sendikaların henüz yasak olduğu günlerde ‘GARSONLAR CEMİYETİ’ diye bir dernek kurmuştu. 1947’de ülkemizdeki ilk sendikalardan birini, ‘GARSONLAR SENDİKASI’ nı kurdular.1950 yılında ‘OLEYİS SENDİKASI’ ismini aldılar. 1951 yılında da ‘TÜRKİYE OLEYİS’ ismini alarak, İşkolu sendikası oluşturdular. 1967 de Disk’e bağlı ‘TURİZM İŞ’ i kurdular. Turizm işçiliğinin, garsonluğun, o günlerdeki mantıkla, ‘pis iş’ sayıldığı ve polis salahiyet kanununda ‘süfli meslek’ kabul edildiği, şahitliğine itibar edilmediği günlerdi. Genel olarak işçiliğin ‘Amele’ adı altında aşağılandığı günlerdi.

13 Şubat 1967 de, TÜRK-İŞ ten ayrılan ( 5 ) Sendika ‘DİSK’i kurdular. Kemal TÜRKLER in başkanlığını yaptığı, TÜRKİYE MADEN-İŞ, Rıza KUARZ ın başkanlığını yaptığı, LASTİK-İŞ, Kemal NEBİOĞLU nun başkanlığını yaptığı, GIDA-İŞ, İbrahim GÜZELCE nin başkanlığını yaptığı, BASIN-İŞ ve Mehmet AKDÜNDAR ın başkanlığını yaptığı, TÜRK MADEN-İŞ, ‘’DİSK’’ in kuruluşunu gerçekleştirdi.

Yasal hakları yok, sosyal hakları ve statüleri en aşağıdaydı. Evlenmek için kız istese, kız vermedikleri dönemdi. Sendikalı işçiler ilk iş olarak, Toplumdaki ve Devletin Bakışındaki ‘ŞAŞILIĞI’ değiştirerek, haklarını kazandıkça, sosyal ve ekonomik statüleri de değişmeye, itibarları da yükselmeye başladı.

Aynı yıl, 1967 de iş kolumuzda faaliyet göstermek üzere TURİZM-İŞ sendikası kuruldu.

1


Türkiye işçi sınıfı, DİSK’te örgütleniyordu. Disk ‘ BİZ İŞÇİLERİN SADECE ÜCRETLERİNİ DEĞİL, TOPLUMSAL ROLÜNÜ DE DEĞİŞTİRECEĞİZ ’ diyordu. Sadece Toplu sözleşme yapan ‘ÜCRET SENDİKACILIĞINI, UZLAŞMACI SENDİKACILIĞI’ reddediyordu. Türkiye işçi sınıfı ilkeli, demokratik,sınıf ve kitle sendikacılığı ilkelerini, işçilerin karar süreçlerine katılmasını, iş yeri demokrasisini DİSK de öğreniyordu. Sınıf kardeşliğini, ulusal ve uluslar arası birliği, dayanışmayı, ortak eylemlilikleri yaşamaya başladılar. 15–16 Haziran 1970 te işçiler, ‘Bu ülkeyi bize rağmen yönetemezsiniz, yasalar çıkartamazsınız’ diye ihtar verdiler. DİSK’i yok etmeyi amaçlayan, çıkartılmış yasayı geri püskürttüler. 1967–2013: 46 yıl, iki büyük faşist askeri darbe, iki defa, yükselen halk muhalefetine ve taleplerine karşı gerçekleştirilmiş, yönetenleri, egemenleri değil, yönetilen ve sömürülen, ötekileştirilen, halkı ve önderlerini, aydınlarını, sendikacılarını, siyasetçilerini hedef alan, alçakça saldırılar, sindirme çabaları yaşandı. Sendikalar yasaklandı, Sendika Yöneticileri idamla yargılandı, Anayasal ve yasal haklar yok edildi. Uluslararası sözleşmelerden doğan haklarımız yok sayıldı. Bu gün gelinen noktada, Türkiye 1961 Anayasasından ve buna bağlı sendika yasalarından, özgürlüklerinden, çok geriye gitmiştir. Birleşmiş Miletler dünya çalışma örgütü tarafından belirlenen, Temel İnsan Hakları, Çalışma Hayatı, İşçi Hakları, Sendikal Özgürlükler, Kadın Hakları, Çocuk Hakları, normlarının çok gerisine düşmüş ve Dünyadaki en kötü ülkeler listesine, yani kara listelere alınmış durumdadır. Emperyalistler, Yerli işbirlikçileri ve Uluslararası Sermaye Tekelleri tarafından, Tüm Dünya Emekçilerine karşı, ‘KÜRESEL SALDIRI’ lar yaşanmaktadır. ‘Yeni Dünya Düzeni ya da Küreselleşme adı altında’ ,Sendikalar, Demokratik Kitle Örgütleri’ yok edilmeye çalışılmaktadır. Örgütlü olmayan toplumlar, daha kolay ve direnç gösteremeden, pervasızca yönetilebilmekte ve ‘Sömürü Düzeni’ sürdürülebilmektedir. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonumuz ‘DİSK’ ve aynı ‘DEMOKRATİK SINIF VE KİTLE SENDİKACILIĞI’ ilkeleri çerçevesinde birleşmiş Disk’e bağlı Sendikalar, bu ‘SÖMÜRÜ VE PERVASIZ YÖNETME ’nin önündeki en büyük ‘ENGEL’ dir. Biz ’İŞÇİ SINIFI’ için ise ‘DİSK VE İLKELERİ’ bu sömürü, baskı ve zulüm karşısında ’TUTUNULACAK EN ÖNEMLİ DALDIR’. İşte bu bilinçle, 27 MAYIS 2011 tarihinde, Antalya da kurulan ‘DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKAMIZ’ 10 EYLÜL 2012 tarihinden itibaren, sendikal mücadelesini, ‘Kardeş Sendikalarımızla’ birlikte ve ‘DİSK’ içerisinde sürdürmektedir. Gücümüz birliğimizdir 2013 yılı, Tüm Dünyaya ve Ülkemize, Savaşsız, Sömürüsüz, Sağlıklı günler getirsin. YAŞASIN DİSK, YAŞASIN DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKAMIZ. YAŞASIN ULUSAL VE ULUSLARARASI BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMAMIZ. Mustafa YAHYAOĞLU

İndim maden ocağına kara elmas diyarına Yeryüzü sıcak olsun diye dost Yıllar boyu kazma salladım buskunca bu zindanda Çocuklarım gülsün diye dost Oysa bizim evde gülen yok Yürü derler yürü derler açlığa yürü derler Kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler Günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler Yalanlara artık sabrım yok Bugün maden ocağına kara elmas diyarına İnmedik selam olsun sana dost Ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere Grev grev güneş doğmuş dost Artık kaybedecek birşey yok Yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler Madenler bizim derler gerekirse ölüm derler Günü geldi grev derler dost Artık kaybedecek birşey yok Zonguldak Yerin derinliklerinden geldiler Ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle Ne kadar diplere bastırılsa O kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin Ağır ağır geldiler Sonra hergün geldiler artarak geldiler Kadınları çocukları ve alkışlarıyla Yoğurt mayalar gibi geldiler Pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi Su gibi ateş gibi Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına Yeni yollarla tanıştı ayakları Her gün yeni kabuklar çatladı Yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini Bir kent oldular sonunda Ve adını değiştirdiler ülkenin

DEV-TURİZM-İŞ GENEL BAŞKAN

Şiir: kemal özer Devrimci turizm işçileri sendikası Bülten

Basıldığı yer: Can Ajans

Sahibi: Mustafa Safvet YAHYAOĞLU

Adres: Üçgen mahallesi Anafartalar cad. Saraçoğlu iş merkezi 78/93 ANTALYA

Yazı işleri Müdürü: Burhan KAYAOĞLU

Tel: 0242 244 69 96- 0533 553 12 79

2


Şişecam Fabrikası'nın Eskişehir'e taşınması üzerine işsiz kalan 572 işçi 13 gün süren direnişlerinin ardından işlerini geri aldı. İstanbul Topkapı'da bulunan Anadolu Cam Sanayi Topkapı Fabrikası'nın Eskişehir'e taşınma kararı almasıyla beraber çoğu Kristal-İş Sendikası'na üye 572 işçi işsiz kalmıştı. Fabrika önünde direnen ve bir yere ayrılmayan işçilerin direnişi sonuç verdi. Buna göre tazminatını alarak ayrılan işçilerin dışındaki 197 işçinin diğer fabrikalara geçişi sağlandı. 50 sözleşmeli işçi de Eskişehir'deki fabrikada çalışacak. Hangi işçinin nereye gideceği ise noter

huzurunda çekilecek kura ile belirlenecek. Direnişlerinden zaferle ayrılan işçiler, anlaşmanın ardından fabrikayı boşaltacak. İşverenle fabrikada örgütlü Kristal-İş arasında varılan anlaşmaya göre saat ücreti yüksek olan işçiler saat ücreti ortalaması yüksek olan fabrikalara; saat ücreti düşük olan işçilerse, ortalaması düşük fabrikalara geçiş yapacak. İşçilere ayrıca taşınma masrafları için 2 bin lira avans verilecek. 5 Ocak'ta bin polisin fabrikaya gelerek işçileri tahliye etme çabası

direnişle püskürtülmüştü. Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş kararı "Cam işçisi büyük bir zafer kazandı. Topkapı işçisi kazandı" şeklinde duyurdu.

Zonguldak'taki Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun Kozlu Müessesesi'ne ait kömür ocağında metan gazı patlaması sonucu oluşan göçükte 8 işçi hayatını kaybetti. Kömür ocağında 630 metre derinlikte metan patlaması meydana geldi. Patlamayla birlikte oluşan göçükte 8 işçi hayatını kaybederken, bazı işçilerin göçük altında mahsur kaldığı bildirildi.

sesi'ne ait kömür ocağında bugün öğle saatlerinde meydana gelen metan patlamasında göçük altında kalan işçilerden 5'inin cansız bedenlerine ulaşıldı. Ölen bu 8 işçiden başka göçükte 3- 4 işçinin daha bulunduğunu belirten yetkililer, Tahlisiye Ekibi'nin bu işçilere bir an önce ulaşmak için kurtarma çalışmalarını zamana karşı yarışarak sürdürdüğünü söyledi

Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun Kozlu Müesse-

ASGARİ ÜCRETLİ ÖĞÜN BAŞINA 76 KURUŞ AYIRABİLECEK ÇOCUK BAŞINA EĞİTİM İÇİN AYDA 3 TL HARCAYABİLECEK

Aylık net asgari ücret 739,79 TL'den 774 TL olmuştur

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü DİSKAR’ın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstatistikleri üzerinden yaptığı hesaplamaya göre, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli Ocak 2013 tarihinde elde edeceği geliri ile gıdaya ancak 9 lira 11 kuruş ayırabilecek. Buna göre asgari ücretlinin üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutar 2,28 TL olurken, öğün başı3

na bu tutar sadece 76 kuruş düzeyinde kalmakta. Bu miktar geride bırakacağımız 2012 yılında 72 kuruştu. Dolayısıyla 2013 yılı zammı öğün başına sadece 4 kuruşa denk geliyor.


2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş İlişkileri Grev ve Lokavt Kanunu'nu birleştirerek, yeniden düzenleyen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) "Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı" olarak gelen yasa teklifi, TBMM'de "6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu" adını alarak kabul

için sahip olmaları gereken ehliyet ve yetki barajları, 6356 sayılı yeni yasadaki en tartışmalı başlıklardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Hatırlanacağı üzere, Yasa Tasarısı, henüz TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülürken TOBB temsilcisi, işkolu barajının düşürülmesiyle “marjinal” sendikaların yetki alması ve iş barışının bozulmasından endişe ettiklerini, dile getirmişti.

edildi. Sermaye, hegemonyasını pekiştirdi Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ,sermayenin hegemonyasını pekiştirdiği, işçi sınıfının ise savunmaya çekildiği,son otuz yılın yanı sıra, devletin sermayeleştiği ve sermayenin devletleştiği, AKP’li yılların, en önemli yasalarından birini oluşturmakta. Bu bağlamda, patronların talep ettiği, AKP’nin ise aynen uyguladığı, yeni sendikalar yasası, 12 Eylül darbe hukukunun dahi, gerisinde kalmıştır. AKP iktidarı, sınıfsal karakterine ve otoriter yönetim anlayışına uygun olarak dayattığı, yeni yasa ile sendika kurma hakkına yönelik engelleri, işkolu, işyeri, işletme barajlarını, çarpık yetki sistemini ve grev yasaklarını ağırlaştırarak korumuştur. Yetki barajı yükseldi Sendikaların toplu iş sözleşmesi yapmak

AKP hükümetinin kamuoyunu yanlış yönlendirerek, yüzde 10’dan yüzde 3’e düşürdüğünü iddia ettiği, iş kolu barajı, kademeli olarak arttırıldı. Ekonomik ve Sosyal Konseye (ESK) dâhil olan konfederasyonlara üye olmuş sendikalar için bu baraj, 2016 yılına kadar yüzde 1 olarak belirlendi. Buna göre, 2013 yılı Ocak istatistikleri SGK verilerine göre açıklanacak ve 2013 yılı Ocak ayında baraj %1, 2016 yılı 7.ayında baraj, %2, 2018 yılı 7.ayında baraj, %3 olarak kademeli şekilde belirlenecek. Yeni yasayla yüzde 3 barajını geçebilmeleri için tanınan 6 yıllık süre zarfında, sendikaların söz konusu barajı aşabilmeleri için üye sayılarını ciddi bir düzeyde arttırması gerekmekte. Ancak ücretli emeğin oranının artmasına karşın, sendikalaşma oranlarının barajlar ve yetki sorunları nedeniyle sürekli olarak azaldığı bir ortamda, yasakçı yapıyı koruyan düzenlemelerle, iş kolu barajının altında

4

kalan sendikaların, bu süre içinde üye sayılarında ciddi bir artış yaşanması, pek de mümkün görünmemektedir. AKP hükümeti, yeni yasayla her ne kadar yüzde 10 olan işkolu barajını, yüzde 3'e düşürdüğünü iddia etse de, söz konusu baraj fiilen çok daha yüksek bir düzeye çekilmiş oldu. İşkolundaki yüzde 3 barajının yanı sıra, iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının (İşyeri barajı %50+1,), işletmede ise yüzde 40'ının kendi üyesi bulunması şartını arayacak. Eski düzenlemeye göre sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için işkolunda çalışan kayıtlı işçilerin yüzde 10'unu, işyerinde veya işletmede çalışan işçilerin ise en az yüzde 50+1'ini üye yapmış olmak şartı aranıyordu. Yeni yasayla ise işyeri barajındaki oran, işyerleri için aynen korunurken (yüzde 50+1 üye yapma koşulu), işletmelerde işyeri barajı oranı yüzde 40+1 oldu. Patronların yürüttüğü lobi faaliyetlerinin sonuç vermesiyle, sınıfsal tavrını bir kere daha ortaya koyan, AKP hükümeti, yeni yasayla her ne kadar yüzde 10 olan işkolu barajının, yüzde 3'e düşürdüğünü iddia etse de, söz konusu baraj fiilen çok daha yüksek bir düzeye çekilmiş oldu. Hem eski istatistiklerle 5,4 milyon olan


işçi sayısının yeni istatistiklerle 11-12 milyon işçiye yükselmiş olması, hem de yeni yasayla işkollarının sayısı 28’den 20’e indirilmesi sebebiyle işkollarında çalışan işçi sayısı artmış oldu. Bu nedenle kademeli olarak yüzde 10’dan yüzde 3’e düşmüş görünen baraj engeli, fiilen çok daha yüksek bir orana ulaşmış oldu. Gerçek işçi ve sendikalı işçi sayıları esas alınmasıyla kurulu 103 sendikadan yaklaşık 60’ı yüzde 1 barajına takılıyor. Ayrıca yüzde üçlük işkolu barajı uygulandığında, birleşen işkollarında artan işçi sayısı ile birlikte, toplu sözleşme yapma yetkisi bulunan 51 sendikadan, sadece 20’sinin barajı aşabileceği ifade ediliyor İşkolu sayısı 28’den 20’ye düştü Kabul edilen yasayla, işkolları yeniden belirlenerek 28'den 20'ye düşürüldü. Buna göre, "Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık", "Gıda sanayi", "Madencilik ve taş ocakları", "Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç", "Dokuma, hazır giyim ve deri", "Ağaç ve kağıt", "İletişim", "Basınyayın ve gazetecilik", "Banka, finans ve sigorta", "Ticaret, büro,eğitim ve güzel sanatlar", "Çimento, toprak ve cam", "Metal", "İnşaat", "Enerji","Taşımacılık", "Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk", "Sağlık, sosyal hizmetler", "Konaklama ve eğlence işleri", "Savunma ve güvenlik" ile "Genel işler" olmak üzere 20 işkolu sıralandı. TİS süreci patronların itirazlarına açık hale geldi Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası, bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini isteyecek. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren ise bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilecek. Yasalaşan bu madde ile sendikaların yetki müracaatına patronlarca yapılacak itirazlara olanak tanınmış oldu. Sendikal tazminat kaldırıldı İçerisinde eski sendikacı, yeni milletvekilleri, Hak-İş eski Başkanı Salim Uslu ile Hak-İş eski Yöneticisi Hüseyin Tanrıverdi’nin de bulunmasına karşın, AKP’lilerin oylarıyla sendikal tazminat, sesiz sedasız ortadan kaldırıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON), AKP ile yaptığı

işbirliği doğrultusunda 30’dan az işçi istihdam eden işyerlerinde çalışan işçiler ile 6 aydan az kıdemi olan işçiler için, sendikal güvenceyi ortadan kaldırdı. Buna göre, Türkiye'de mevcut işletmelerin çok büyük bir bölümünün, 30 ve 30'un altında işçi çalıştırdığı düşünüldüğünde, emekçi sınıfların büyük bölümünün sendikalaşmasının zorlaştırıldığı ve işten atılmasının kolaylaştığı söylenebilir. 2821 sayılı yasanın “sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25. maddesi, işçilerin sendika üyeliğini güvence altına alıyordu. İşverenin sendikalı işçiyi işten atması ya da ayırıma tabi tutmasını engelleyen madde, işverene bazı yükümlülükler getiriyordu. İşveren, bu yükümlülükleri yerine getirmezse, işçinin bir yıllık ücreti tutarından az olmamak üzere, sendikal tazminat ödeyecekti. Grev yasakları sürüyor 2010 yılında yapılan Anayasa referandumuyla, sendikaların genel, siyasi ve dayanışma grevi yapma yasağını kaldırdığını iddia eden AKP iktidarı, 6356 sayılı yeni yasayla, grev hakkını engelleyen hükümleri genişleterek, yasakları sürdürdü. Buna bağlı olarak yeni yasada genel, siyasi ve dayanışma grevleri yasak olarak özellikle tanımlanmamakla birlikte, yasal grev tanımı, salt menfaat uyuşmazlıklarına göre yapıldığından ve belirli bir prosedüre bağlandığından, bu koşullara uyulmadan yapılan her grev yasa dışı kabul edilecek. Yeni yasanın 58.maddesine göre, “Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması hâlinde, işçilerin ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını korumak veya geliştirmek amacıyla, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapı5

lan greve kanuni grev” olarak ifade edilmiştir. “Kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan grev kanun dışıdır” ifadesine yer verilmiştir. Diğer taraftan yeni yasa “toplum sağlığı ve milli güvenlik” gerekçesiyle hükümete grev erteleme yetkisi tanıdığı gibi, halen var olan “grev ertelemesi” kararına yargı itirazı hakkını da ortadan kaldırmıştır. 12 Eylül ürünü olan 2821 sayılı yasada “Bakanlar Kurulunun erteleme kararları aleyhine, Danıştay’da iptal davası açılabilir ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istenebilir” hükmü yer alırken, yeni yasada bu düzenlemeye yer verilmemiştir. Eski 2822 sayılı yasaya göre, alınmış bir grev kararı genel sağlık veya güvenlik gibi nedenlerle Bakanlar Kurulu Kararı ile ertelenebiliyor ve ertelenme sonucu taraflar anlaşamamışlarsa veya özel hakeme gitmemişlerse uyuşmazlık, Yüksek Hakem Kurulu'na gitmekte, Kurul da, taraflar adına toplu iş sözleşmesini bağıtlamaktaydı.


DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin yayınladığı yeniyıl mesajı: Yeni bir dünyanın kapısı ‘emek’le açılacak! Geride bıraktığımız yıl, başta emekçiler olmak üzere, toplumun geniş bir kesimi için, ne yazık ki yine olumsuzluklarla doluydu. 2012 yılı; beklentilerin karşılanamadığı, AKP’nin neoliberal politikaları nedeniyle,yoksullaşmanın yaygınlaştığı, önemli sayıda emekçi için, işsizliğin uzun dönemli hatta umutsuz bir sorun haline geldiği, işten atılma korkusunun toplumda bir travma yarattığı, haklar ve özgürlükler yönünden, önemli bir iyileşmenin görülmediği, aksine hak ve özgürlüklerin alabildiğine gasp edilmeye çalışıldığı, örgütsüzleştirmenin, kuralsızlaştırmanın, hukuksuzlaştırmanın yaygınlık kazandığı, yeni sendikal yasalarla, güvencesizliğin bir kural haline getirilmeye çalışıldığı, muhalefetin baskı ve zor kullanılarak sindirilmeye çalışıldığı, asgari ücretlilerin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildikleri, Kürt halkına yönelik siyasi baskıların devam ettiği, Suriye’de emperyalist saldırganlığın, AKP eliyle tarafı durumuna getirildiğimiz bir dönem oldu. Bütün bunlara rağmen bizler, emekçiler ve üretenler olarak; Yoksulluk çemberinin kırıldığı, işsizliğin ortadan kaldırıldığı, çalışanların refahının yükseltildiği, Temel hak ve özgürlüklerin engelsiz, kısıtlamasız uygulandığı; sendikal örgütlenme ve toplu sözleşmelerin önündeki engellerin kaldırıldığı, Yaşam mücadelesi veren çalışanların, sorunlarının çözüldüğü, insanca yaşatıldığı, Hukukun üstünlüğünün istisnasız kabul edildiği, Düşüncelerinden ve siyasi çabalarından dolayı kimsenin yargılanmadığı, ayrımcılığa uğramadığı, Herkesin sosyal güvenlik sisteminden yararlanabildiği, ulaşılabilir bir sağlık ve parasız/eşit eğitim olanağına kavuştuğu, Kimliklerin, farklılıkların sorgulanmadığı, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği Halkların kardeşçe yaşadığı bir ülkede, Barışın egemen olduğu ve silahların sustuğu bir dünyada yaşamak istiyoruz!

Böyle bir ülkeyi elbirliğiyle, örgütlü gücümüzle, inancımızla yaratabileceğimize inanıyoruz. Gelecekten umutluyuz! 2013, AKP’nin yıkım politikalarına karşı emek cephesinin mücadelesinin artacağı bir yıl olacaktır! Herkese bu konuda görev düşmektedir. DİSK olarak görevimizin bilincindeyiz ve görev başındayız. 2013’ü yükselen emek cephesinin güçlü sesiyle inşa edeceğiz! İnsanca yaşanacak bir ülkeye kavuşmak için yaptığımız yürüyüşümüzü tüm engellere, zorluklara rağmen sürdüreceğiz, yılmadan yola devam edeceğiz. 2013’ün halkımıza, tüm emekçilere, yoksullara, gençlere, kadınlara, dışlanmışlara, farklı olanlara, ezilenlere insanca yaşayabilecekleri bir dünyanın kapılarını aralamasını diliyoruz.

6


Hepimizin bildiği gibi ‘’Turizm’’ insan odaklı bir çalışma alanıdır. Hizmeti alanlar, hizmeti verenler önce ‘’insan’’ dır. Sonra misafirdir, müşteridir, yöneticidir, işçidir. Hal böyle olunca, ‘’ insan hakları, işçi hakları, kadın hakları, çocuk hakları, tüketici hakları, turist hakları gibi ulusal ve uluslar arası sözleşmeler ve yasalar da diğer herhangi bir sektördekinden daha önde, görünebilir ve uygulanır olmalıdır. İŞÇİLER İÇİN SENDİKA;

• • • • • • • • • • • •

Enflasyon karşısında eriyen satın alma gücünü koruyabilmektir. Yaşanabilir, geçinilebilir bir ücrete ulaşabilmektir. Aynı işyerinde, kendisinin bir kusuru olmadıkça, yıllarca çalışabilirliktir. Sürekliliktir. Başarlı çalışma ve gelişme karşılığı, hak ettiği terfii alabilmektir. Geleceğe güvenle bakabilmektir. Gerektiğinde işsizlik maaşını alabilmektir. Gerçek ücreti üzerinden sigorta kesintisi ile doğru bir emekli maaşıdır. Onurunu değil, emeğini vererek, geçinebileceği ücrete ulaşabilmektir. Yasalardan, uluslararası sözleşmelerden doğan, en doğal hakları kullanabilmektir. Hayata çağdaş bir pencereden bakabilmektir. Köle değil işçi olmaktır. Dayanışmadır, birçok sorunu kendi içinde çözebilmektir. Ülke politikalarının raydan çıkmasının en ciddi engelidir. Her türlü sorunlarında Sendikalarından sosyal ve hukuki destek alabilmesidir.

İŞLETMELER VE İŞVERENLER İÇİN SENDİKA

• • • • • • • • • • •

Ek Maliyettir. Kayıt dışı çalıştıramamaktır. Pervasızca yönetememektir. Yasalara sözleşmelere uymaktır. Çağdaş işletmeciliktir. Çağdaş yöneticiliktir. İşyeri demokrasisidir. Eğitimli iş gücünün korunması ve devamlılığıdır. Yüksek kalite hizmet üretebilmektir. Gerçekçi satış politikasıdır. Müşteri memnuniyetidir. Kırık, dökük, firenin ve israfın azalmasıdır. İşini iyi bilen oturmuş, kalifiye elamanlarla, az emekle çok iş yapılabilmesidir. Maliyetin yeni dengelerle belirlenmesidir.

Dünya çalışma örgütü (İLO) nun 172 sayılı sözleşmesinde istediği gibi ‘’turizm çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi’’dir. ‘’DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI’’na üyeliğin yapılabilmesi için, sendikamıza şahsen, e-posta veya telefon yolu ile ulaşıp üyelik formu edinilerek, başvuru formunun noter huzurunda imzalanması, formun sendikamıza ulaştırılması ve sendikamızın üyeliğe kabulüyle gerçekleşir. Çağdaş bir ihtiyaca cevap veren turistik tesislerin, çağdaş işletmecilerinin, profesyonel yöneticilerinin işlerini, bağımsız ve rahat bir ortamda yapmalarının en doğrusu olduğu kanaatindeyiz. Mustafa YAHYAOĞLU 7


8


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.