HDV BULTEN SAYI 10

Page 1

H O L L A N D A

D İ Y A N E T

V A K F I

A Y L I K

H A B E R

B Ü L T E N İ

4

T.C. Lahey Büyükelçimiz Uğur Doğan Hollanda Diyanet Vakfı’nı Ziyaret Etti

6

Oss HDV Ulu Camii Tuğra Gençlik Derneği’nde Konferans

27

Hollanda Diyanet Vakfı’ndan Türkçe Dil Eğitimine Destek

OCAK • 2010 SAYI 10


ÖNSÖZ

Bu sayıda

Cevdet KESKİN

Hollanda Diyanet Vakfı İdari Koordinatör

Değerli okuyucular,

H

DV Bülten’in onuncu sayısında tekrar birlikteyiz. 2010 yılının bu ilk sayısında yine bizzat Hollanda Diyanet Vakfı ve onun şubeleri tarafından gerçekleştirilen faaliyetleri anlatan dolu dolu haberlerle devam ediyoruz. HDV Bülten bu sayıda kapakta da görüldüğü üzere bazı önemli faaliyetlere yer vermiştir. Bunların başında, 2009 yılının Eyül ayında Hollanda’ya ayak basar basmaz, Harderwijk Mehmet Akif Camii’nde Hollanda Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen HDV Şube yöneticileri iftarında, halkımızla buluşan T.C. Lahey Büyükelçisi Sayın Uğur Doğan beyefendinin Hollanda’nın en büyük sivil Türk toplum kuruluşu olan Hollanda Diyanet Vakfı’nı ziyaret ettiğine dair, haberi bulacaksınız. Vakıf çalışanları olarak bu ziyaretten ne kadar çok memnun olduğumuzu ve ilk defa bir Büyükelçimizi Vakfımızda görmenin bizleri ne kadar mutlu ettiğini siz sayın okuyucularımızla paylaşmak istedim. İkinci olarak yine Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun geleceğini ilgilendiren önemli bir haberden bahsetmek istiyorum. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurtdışında bulunan vatandaşlarımızın çocukları için

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni SAYI 10 | OCAK 2010 hdvbulten@gmail.com hdvbulten@diyanet.nl Islamitische Stichting Nederland Hollanda Diyanet Vakfı Javastraat 2 2585 AM Den Haag T. 070-3624481 F. 070-3644565 www.diyanet.nl info@diyanet.nl 2 | SAYI 10 | OCAK 2010

hazırlattığı Uzaktaki Yakınlarımız projesinin bir ürünü olan ve sekiz kitaptan oluşan, Türkçe dil dersi kitaplarının, yine Bakanlığın izniyle Hollanda Diyanet Vakfı tarafından bastırılarak Hollanda’da yaşayan Türk çocuklarının istifadesine sunulması haberini sizlerle paylaştık. Evet bu kitap seti bir hazinedir. Çocuklarmızın anadili eğitimine büyük katkı sağlayacak bir eserdir. Bu eserin maliyeti HDV tarafından karşılanmıştır. Hollanda’ya getirtilen Türkçe kitap seti, maliyetin yarı fiyatına, öncelikle camilerimizde eğitim gören çocuklarımız olmak üzere bütün Türkçe dil dersi veren organizasyonların hizmetine sunulmuştur. Takdir edersiniz ki bir şey ücretsiz olursa kıymeti olmuyor. Dolayısıyla bu mükemmel kitap setini, maliyetinin yarı fiyatına da olsa çocuklarımızın hizmetine sunduk. Yine bu sayımızda derneklerimizin Muharrem ayı ve Aşure Günü vesilesiyle gerçekleştirdikleri faaliyetlerden örnekler de yer almaktadır. Ayrıca Vakıf Başkanımız tarafından şube gençlik kollarının organize ettiği gençlik konferanslarına da devam edildi. Dolayısıyla bu konferanslara dair haberi de bu sayıda bulacaksınız. Yine bu sayıda Din Hizmetleri Ataşelerimizin birer yazısını okuyacaksınız. Sonuç olarak yine dolu dolu bir sayıyla sizleri başbaşa bırakıyor, hizmetlerde manevi desteğinizi ve dualarınızı esirgememenizi istirham ediyorum. Allah’a emanet olunuz.

Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Bülent Şenay Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cevdet Keskin HDV İdari Koordinatörü HDV Bülten Yayın Kurulu Cevdet Keskin Sabri Gündoğan Abdullah Kaya Tasarım Bülent Yiğittop Baskı Drukkerij Dizayn 010-4254030

HDV Personeli Adı Soyadı

Cevdet Keskin 2 Sabri Gündoğan 3 Abdullah Kaya 4 Erdal Çetinkaya 5 Ali Korkmaz 6 Uğur Kaya 7 Orhan Yemenoğlu 8 Turgay Ergezen 9 Osman Ergin 10 İlhan Karataş 11 Önder Erkoç 1

Görevi

İdari Koordinatör Muhasebe Sekreter Cenaze Fonu İletişim&Medya Gençlik Koordinatörü Cenaze Fonu Cenaze Firması Cenaze Firması Cenaze Firması Muhasebe Yardımcısı


BAŞYAZI

Modern Çağda Din ve Peygamber Mi? (III)

H

Doç. Dr. Bülent Şenay

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

DV Bülteninin Aralık 2009 sayısında “Yılbaşı ve İnsan kolayı ve hoşuna gideni öncelikle tercih etme eğiliminNoel” konusunda Müslümanca bakış açımızın ne dedir. İşte peygamberler, insanın ahlâkî erdemlere bağlılığı zayıfolması gerektiği sorusunu sizlerle paylaşırken, bun- ladığında, bireyi ve toplumu tekrar ahlâkî ideale yöneltmek üzedan önce de Kasım 2009 sayımızda, “Modern Çağda Din ve re, Allah’ın sevgi ve rahmetinin tecellisi olarak gönderilmişlerdir. Peygamber mi?” sorusu üzerinden sohbet ediyorduk. Bu sohbe- Kurân-ı Kerim bir tarih kitabı ya da geçmiş zaman hikayeleri kitimize devam edelim. İslam’ın vahiy tarihi anlayışına göre bütün tabı değildir. Bu sebeple, peygamber kıssaları ibret örnekleri için peygamberlerin getirdiği mesajın özünün İslam olduğunu, en anlatılır. Tarihi detaylar yoktur. Peygamberler, ne zaman göndesonunda da Peygamber Efendimiz ile “Din”in kemâle ermiş ol- rilir? Tarih tecrübesi ve peygamber kıssaları gösterir ki, insanlar duğunu, “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nime- eğer aşırı maddiyata veya eğer aşırı ruhâniyete yöneldilerse, işte timi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.” (Maide, o zaman bir peygamber gelir ve toplumu aşırıya gittiği uçtan 5:3) âyet-i kermesi ile İslam’ın beşer tarihinde Vahyin kaynağın- dengeye çeker, yani erdemli olmaya yönlendirir. dan gelen son din olduğunu belirtmiştik. Bununla birlikte başka inançların da varlığını sürdürmesine Peygamber kıssaları (yani ‘anlamlı İnsanlık tarihi, bir İlâhî İrade ve Adalet izin vermiştir ki ibretlik hikâyeler’), medeniyetlere yol yeryüzü hayatında herkese kendi iradeanlamda, peygamberler gösteren işaretlerdir. İslam âlimlerinin siyle Hak Din’e yönelmiş olma şansı veçoğuna göre Peygamberler hakkında tarihi etrafında rilsin. Bu çerçevede günümüzde yaşayan Kurân-ı Kerîm’e ve Sahih Hadislere eski dini gelenekler arasında dört büyük dayalı olarak anlatılanların dışındaki oluşmuştur. Tarihte dini gelenek vardır ki, Müslümanlar rivayetlerin pek çoğunun efsânevî mennerede bir medeniyet İslam’ın doğuşundan itibaren bu dinkıbeler olduğunu ya da İslam dışındaki leri tanımışlar, mensuplarıyla birlikte İsrâiliyyat denilen kaynaklardan aktaortaya çıkmışsa, yaşamışlardır. Bunlar Yahudilik, Hıristirılarak yorumlandığını burada hatıryanlık, Hinduizm ve Budizm dinleridir. arkasında “Peygamberler latmak isteriz. İsrâiliyyat, İslâm tarihi Başka dinlerle ilgili şimdilik belirtmekaynaklarına ve özellikle tefsire girmiş Tarihi” vardır. miz gereken bir husus şudur: Kur’ân-ı olan Yahudi, Hıristiyan ve diger dinlere Kerîm’de başka dinler hakkında kategorik olarak eleştiri sunul- ait kültür kalıntılarıdır. Aynı zamanda, dînin gerek lehine ve gemaz; fakat, o dinlere inananlar, “yaptıkları ve yapmadıkları” ya rekse aleyhine uydurulup Hz. Peygamber’e (sav), sahâbe ve sonda “inandıkları ya da inkar ettikleri” hususlardan bahsedilerek, raki nesillere atfedilen haberlere de İsrâiliyyât denilir. Kur’ân’ın “Allah ve kul arasında ilişki” açısından yani kulun Rabbiyle mü- peygamberlerle ilgili ibretlik olarak kısaca temas ettiği hususlar, nasebeti bakımından olduğu kadar “kullar arasında ilişkiler” Tevrat ve İncil’de bulunan veya bunlara inanan çevrelerde şifahi yani insanın diğer insanların haklarına karşı tavrı bakımından olarak yaşayan detaylı bilgiler ve hurafelerle aydınlatılmaya çauyarılır ve eleştirilirler. “Kul hakkı” ifadesi buradan çıkmıştır; ve, lışıldı. Cami ve benzeri yerlerde, bazı kimseler (kassaslar) ortaya günümüzde bir türlü tanımındaki tartışmalar sonlanmamış olan çıkıp halka hikâyeler anlattılar. Bu gibi kimseler buldukları bil“insan hakları” kavramının da aslında kaynağı “kul hakkı”dır. gilere, gerçek olmayan birçok şey ekleyerek anlattılar. Yani “kul hakkına” saygı göstermek Allah’ın emridir. Kur’ân-ı Kerîm’de ahlâkî emir ve yasaklar çoğunlukla, peyDeğerli dostlar, modern çağda bazı çevrelerden duyduğumuz gamber kıssaları çerçevesinde anlatılır. Kıssa (yani ‘anlamlı ibifadelerden birisi de “dinin bilimsel olmadığı” ifadesidir. Evet, retlik hikâye’), insanın beşerî tecrübeyi anlamasını kolaylaştıran hak din, bilimin varlıkla ilgili temel bulgularıyla çelişmemek- ‘en anlaşılır anlatım biçimi’dir. “Andolsun ki, onların (peygamle beraber, elbetteki bilimsel değildir. Din Allah’tandır. Bilim berlerin) kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uyise insan ürünüdür. Din, vahye inanmayı gerektirir. Vahyin ise durulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik bilimsel veya tecrübi/deneysel yollarla isbatı veya inkarı müm- eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir kün değildir. Dinin ve peygamberliğin ‘bilimselliği’nden veya yol gösterici ve bir rahmettir.” (Yûsuf, 12: 111) İnsanlık tarihi, ‘bilimdışılığı’ndan bahsedemeyiz. Dolayısıyla, dini bilginin kay- bir anlamda, peygamberler tarihi etrafında oluşmuştur. Tarihte nağı her şeyden önce Peygamberler ve Kutsal Kitaplardır. Ancak nerede bir medeniyet ortaya çıkmışsa, arkasında “Peygamberler elbette Peygamberler “akla” ve “kalbe” hitap ederler. Vahiy, pey- Tarihi” vardır. Bu sayıdan itibaren, bu gözle, Kur’ân-ı Kerîm’e gamberler aracılığıyla kutsal metinler olarak insana ulaşmıştır. göre Peygamber kıssalarına bakalım. Selam ve dostlukla. OCAK 2010 | SAYI 10 | 3


HDV BÜLTEN

T.C. Lahey Büyükelçimiz Uğur Doğan Hollanda Diyanet Vakfı’nı Ziyaret Etti Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Hollanda Diyanet Vakfı’nı ziyaret etti. Lahey Büyükelçisi Uğur Dogan, beraberinde Büyükelçilik Müsteşarı Cem Utkan ile birlikte 24.12.2009 tarihinde Hollanda Diyanet Vakfı’nın, Javastr. 2 Den Haag adresinde bulunan merkez binasını ziyaret etti.

B

üyükelçi Doğan’ı Vakıf binasında Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Fevzi Hamurcu, HDV Yönetim Kurulu Üyeleri ve HDV personeli karşıladılar. Vakıf binasını gezen büyükelçiye Din Hizmetleri Müşaviri tarafından, Hollanda Diyanet Vakfı’nın yaptığı hizmet ve faaliyetlerle ilgili kısa bir brifing verildi.

4 | SAYI 10 | OCAK 2010


HDV BÜLTEN

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirilen hizmetler ve yapılan çalışmalardan memnuniyet duyduğunu ifade eden Büyükelçi Uğur Doğan, faaliyetlerin devamını diledi. Vakıf merkezinde açılan ebru sergisini de gezen Büyükelçi, HDV Yönetim Kurulu ve Vakıf personeli tarafından uğurlandı.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 5


HDV BÜLTEN

Din Hizmetleri Müşaviri’nden Oss Tuğra Gençlik Derneği’nde Konferans

H

DV Oss Ulu camii, Tuğra Gençlik Derneği tarafından gençlik şöleni düzenlendi. Hem genç kuşaklardan hem de yaşlı kuşaktan müzisyenlerin katıldığı, çeşitli tanıtım ve şiirlerin okunduğu şölende ayrıca Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da bir konferans verdi. Şölen, Kuran’ı Kerim tilaveti ile başladı. Oss cemiyet başkanı Yasin Doğruyol kısa bir açılış konuşması yaptı. Gençlere katılımlarından dolayı teşekkür eden Doğruyol, birinci kuşak olarak bu mekanları bu hale getirebildiklerini ve bundan dolayı da manevi bir rahatlık içinde olduklarını, budan sonra ise görevin gençlere düştüğünü ve işlerinin pek kolay olmayacağını o nedenle iyi çalışmaları gerektiğini dile getirirken yakında gerçekleşecek olan seçimde aday olmayacağını açıklayarak gençlerle vedalaştı. Doğruyol, uzun yıllar çeşitli 6 | SAYI 10 | OCAK 2010

dönemlerde cami yönetim kurulu başkanlık görevini yürüttü. Şölende konuşan Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, gençlerle baba-oğul, abi-kardeş sohbeti yapmaya geldiğini söyledi. Şenay konuşmasında; “Gençler, sizler daha kendi hayatlarınızı kontrol etmeye başlamadınız, sadece kendinizden sorumlusunuz. Daha derdinizi ve dermanınızı omuzlamadınız. Modern dünyanın en büyük sorunu cep telefonudur, bu “ötelerle” irtibatı kopartıyor. Modern çağ daha az sorumluluk yüklüyor, bugünün gençleri yalnız kalamayacak kadar korkaktır. Cep telefonunu, MSN’i kapatarak kendinizle baş başa kalmıyorsunuz, onun için düşünen insan olmaktan, sessiz ve yalnız kalmaktan korkuyorsunuz; sessiz kalarak gerçeklerle yüzleşebilir, zamanın kıymetini anlayabilirsiniz. Namazla hayat arasındaki bağlantı zamanla irtibat için önemlidir. Namaz insanın zamanla bir röportajıdır, mülakatıdır. Namaz kılma-

yan zamanla ilişkisini iyi ayarlayamayan kişidir. Kendinizle baş başa kaldığınızda neler düşündüğünüz bizim için önemlidir. Karakteriniz, ruhunuz çok önemli; kalbinize, karakterinize, görüşünüze verdiğinizden daha fazla önem veriniz. Haramdan zevk alınır ama lezzet alınmaz. Helalin lezzetini haramdan alamazsınız. Helalinden olmak kaydıyla sevgi de aşk da, Allah’ın yarattığı güzel duygulardır. Sizler ölümün uzak olduğunu düşünüyorsunuz, ölümün ne zaman geleceği bilinmez, ama ölüm bir bitiş değildir. Ölümle barışık olmalısınız ki, yaşamanın kıymetini iyi anlayasınız. Kendinize değer verin ve ciddiye alın, yüce değerlerle meşgul olun ama kendinizi beğenmiş olmayın. Başarılı olmanın yolu tembel olmamaktır. Tembelliğin uyuşukluk, üşengeçlik gibi değişik şekilleri vardır. Günlük hayatta


HDV BÜLTEN

msn kullanır gibi dili kullanmayın, aklınızla kalbinizi birleştirin ve köprü kurun. Nefsinizi, nefsin zindanını ‘hack’leyin!” şeklinde konuştu. Programda ayrıca Tuğra gençlik kuruluşu başkanı Kürşad Kurtbaş Fetih marşını okuyarak gençleri heyecanlandırdı. Yine Den Bosch’dan programa katılarak renk katan iki genç, kısa bir halk müziği konseri verdiler. Ardından Ozan Çelebi ve Ozan Mehmet atışmalarda bulunarak gençlere bir nostalji sundular. Gençlik şöleni, misafirlere yapılan ikramla sona erdi.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 7


HDV BÜLTEN

Tema Vakfı’ndan Camide Bilgilendirme

Hollanda TEMA Vakfı tarafından, HDV Haarlem Selimiye Camii ile ortaklaşa düzenlenen bilgilendirme toplantısında “Bilinçli Su Kullanma” konusu işlendi.

B

ilgilendirme toplantısında konuşan HDV Haarlem Selimiye Camii Din Görevlisi Ahmet Demirer ve TEMA Proje Koordinatörü Hüseyin Kızılca daha yaşanılabilir bir dünya ve daha güzel bir çevre için yapılması gerekenler konusunda katılımcıları bilgilendirdiler.

Hollanda TEMA Vakfı Görevlisi Hüseyin Kızılca, Mültivizyon gösterisi eşliğinde su kullanımına değinerek dünyanın hızla çölleştiğini ve bu anlamda yeraltı su kaynaklarının her geçen gün azaldığını belirterek, herkesin daha bilinçli su kullanması gerektiğine değindi. Kızılca konuşmasında; “Her tarafı sularla kaplı olan Hollanda da bile, temiz su sorunu olduğunu ve temiz suyun elde edilmesi için büyük emekler ve masraflar yapıldığını açıklayarak bizim de elimizden geldiğince su kaybının önlenmesine katkıda bulunmak için alıştığımız yöntemler yerine daha az su ve bilinçli enerji kullanımı ile 8 | SAYI 10 | OCAK 2010

katkı sağlayabilir hatta bir ailenin yıllık bin Avro’yu bulan su giderini azaltabiliriz şeklinde konuştu. Elimizdeki kaynakları doğru ve bilinçli bir şekilde kullanmalıyız. Dünya bize ,bizden önce yaşayan kuşaklar tarafından miras olarak bırakıldı. Bizde bu mirasa en güzel şekilde sahip çıkmalı, sınırlı olan ve insanlığın hizmetine sunulmuş olan bu kaynakları israf etmeden kullanmalıyız. İsrafın sürmesi halinde bizleri susuz günler bekliyor. Dünyada milyonlarca insan günde 10 litreden az suyla yaşamaya çalışıyor. Oysa şu an bile, her beş insandan biri güvenilir içme suyu bulamazken, bu 10 litre suyu ardımızda bıraktıgımız pislik için harcıyoruz. Suları tasaarruflu kullanalım. Suları atık maddelerle kirletmeyelim. Hollanda da geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmada göçmenlerin çok daha fazla ve bilinçsiz bir biçimde temizlik malzemesi ve klor kullanıldıgı saptamıştır. Temizlik imandan gelir sözü dogru olmasına ragmen bilinçsşizce kullandığımız bu maddeler tabiatı daha fazla kirletiyor. Daha fazla kirli olan suyun temizlenmesi için de daha büyük kaynakların harcanması gerekiyor”, şeklinde konuştu. Toplantıda konuşan HDV Haarlem Selimiye Camii Din Görevlisi Ahmet

Demirer ise; “Dinimiz İslamın çevreye büyük önem verdiğini ve bu bağlamda da kul hakkının çok önemli olduğunu ve elimizdeki mevcut kaynakları en bilinçi bir şekilde kullanmayı emreder. Bilinçsiz hareket ederek, bilmeden kul hakkına zarar vermiş olabiliriz. Dinimiz çevre temizliğine büyük önem veriyor. Çünkü temizlik ve düzenin, sağlık açısından sonsuz faydaları bulunuyor. Bizler bu dünyada emanetçiyiz. Bizlere emanet edilen Dünyamızı korumalıyız. Buradaki görevimiz emanete saygı göstermek, amacı dogrultusunda istifade etmek, titizlikle korumak, zamanı geldiğinde de güzelce devretmektir. Hatta, özümüzden katkılar yaparak daha da geliştirerek gelecek kuşaklara bırakmak konumumuzun geregidir. Bunun tersi bir tutum bizi kötü bir emanetçi durumuna düşürür. Büyük bir düzen ahenk ve denge ile yaratılıp istifademize sunulan bu nimetler ve bu çevre sadece bize ait değildir. Onda sayısız canlıların hukuku vardır. Çevreyi kirletmek; ona zarar vermek, canlı ve cansız tüm varlıklara doğrudan ve dolaylı yönden kötülük etmektir. Tabiat ve çevreye verdiğimiz ufak bir zarar, yakın ya da uzak, mevcut ya da gelecek, sayısız varlık üzerinde yankılanarak günah olarak bize geri dönecektir’’dedi


HDV BÜLTEN

Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nden Mehmet Akif Programı 27 Aralık tarihinde Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nde İstiklal Marşı yazarı büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümü sebebiyle özel bir anma programı organize edildi.

C

ami Din Görevlisi Mahmut Arcaklıoğlu’nun, “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal” konulu bir konferans verdiği bu özel geceye, Delft HDV Sultan Ahmet Camii cemaati çok büyük bir ilgi gösterdi. Bütün faaliyetlerde olduğu gibi bu özel anma programında da din görevlisi çocuk ve gençlere görev verdi. M. Akif Ersoy’un hayatından ibretlik hatıralar ve anılar gençlerimiz tarafından anlatıldı. Özellikle Fatih ve Elif Polat isimli öğrencinin İstiklal Marşını baştan sona duygulu ve heyacanlı bir şekilde okuması dinleyicilere duygu dolu anlar yaşattı.

Programın sunuculuğunu da iki genç başarı ile yaptı. Programın sonunda Hakan İncicük isimli çocuğun yaptığı güzel dua büyük beğeni kazandı. Gecenin sonunda din görevlisi Mehmet Akif Ersoy ve tüm istiklal şehitleri için dua yaptı.

Programda ayrıca katılan misafirlere Camii yönetimi ve kadınlar kolunun gayretleri ile Aşure ikramı yapıdı.

Gorinchem HDV Süleyman Çelebi Camii’nde Bir İlk HDV Süleyman Çelebi Camii gençlerinden Adem Kahraman, Din Görevlisi Murat Öztürk’ün düzenlemiş olduğu “Etkin ve Hızlı Okuma” kursunu başarıyla tamamlayarak sertifikasını almaya hak kazandı.

H

er alanda başarılı olmak için okumanın bir lüks değil alternatifsiz zorunluluk olduğu çağımızda, okuma alışkanlığını sağlamak ve sevdirmek amacıyla Süleyman Çelebi Camii Din Görevlisi Murat Öztürk, “Etkin ve Hızlı Okuma” kursu düzenledi. Kursu başarıyla tamamlayan Adem Kahraman sertifikasını almaya hak kazandı. Din Görevlisi Öztürk, düzenlemiş olduğu kursla ilgili olarak şunları söyledi; “Etkin ve Hızlı Okuma tekniği, çeşitli göz egzersizleri vasıtasıyla, göz algılama kapasitesini ve duraklama esnasında gözün okuma alanını geliştirme temeline dayanmaktadır.

15-20 saat içerisinde, belirli çalışma meyi öğrenmesine dahası okul hayatında ve dilimleri halinde uygulanan Etkin Hızlı hayat okulunda başarılı sonuçlar almasına Okuma, daha hızlı, etkin, esnek ve verim- yardımcı olacaktır.” li bir okuyucu olmanızı sağlayan komple bir öğrenim sistemidir ve bu eğitim neticesinde okuma ve anlama hızınız %20 0-400 oranında yükselir. “Etkin ve Hızlı Okuma” sistemi göz gezdirerek okuma (Skimming/Scanning) da değildir. Metnin tamamını daha hızlı ve daha iyi anlayarak okumanızı sağlar. Adem Kahraman, büyük bir özveri ve gayretiyle almış olduğu bu bir aylık eğitiminden sonra anlayarak okuma hızını %250 oranında yükseltip eğitimini başarıyla bitirmiş oldu. Bu eğitim kendisine; kendi okuma tekniğini geliştirmesine, bilgiye ulaşma yollarını keşfetmesine, öğrenOCAK 2010 | SAYI 10 | 9


FIKIH KÖŞESİ

Abdest Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen abdest kelimesi, “el suyu” anlamına gelir. Abdest kavramı Arapça’da “güzellik ve temizlik” manasına gelen vudû’ kelimesiyle ifade edilir.

N

amazın şartlarından birisi olan abdest, namaz ve Kabe’yi tavaf, tilavet secdesi gibi bazı ibadetleri yapmak için, vücudun belirli uzuvlarını usulüne uygun olarak yıkamak veya meshetmektir. Abdest müstakil bir ibadet olmayıp, belli ibadetleri yapmak için vasıta niteliğinde bir ibadettir. Manevî temizlik ve namaz başta olmak üzere ibadetlere ruhen ve bedenen hazırlık mahiyetinde olan abdest, aynı zamanda maddî bir temizlenme vasıtasıdır. Mâide sûresinin 6. âyetinde, abdestin namaz için farz kılındığı bildirilmekte ve rükünleri (farzları) sayılmaktadır. Âyette zikredilen abdestin farzları; yüzü yıkamak, kolları dirseklerle beraber yıkamak, başı meshetmek ve ayakları topuklarla birlikte yıkamaktır. Bu şartlara Şafiîler, niyet ve tertibi; Hanbelîler, tertip ve uzuvların peşpeşe yıkanmasını; Malikîler, niyet ve uzuvların ardarda ovalanarak yıkanmasını ilave ederler. Bu şartlara riâyet

edilerek alınan abdestin sahih olabilmesi için, abdest uzuvlarında kuru yer bırakılmaması ve deri üzerinde suyun temasını engelleyecek bir şeyin bulunmaması gerekir. Usul ve adabına uygun bir şekilde abdest şöyle alınır: Abdeste niyet ve besmele ile başlanır, parmak aralıkları da dahil eller bileklere kadar üçer defa yıkanır, dişler temizlenir, ağza ve buruna üçer defa su verilip yıkanır. Yüz ve dirseklerle beraber kollar üçer defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak elin içiyle başın üstü bir defa meshedilir. İki elin içi ile başın tamamının meshedilmesi daha iyidir. Eller

ıslatılarak parmaklarla kulakların içi ve dışı, sonra da ense birer defa meshedilir. En son olarak da, üç defa ayaklar topukları ile birlikte yıkanır. Yıkamaya sağ uzuvlardan başlamak, suyu iktisatlı kullanmak, abdest esnasında ve sonunda dua etmek, kelime-i şahadet getirmek abdestin sünnetlerindendir. Kişinin önünden ve arkasından herhangi bir şeyin çıkması, vücudun herhangi bir yerinden kan ve irin gibi şeylerin akması, ağız dolusu kusmak, bayılmak, delirmek, uyku ve sarhoşluk gibi şuuru engelleyen durumlar abdesti bozar.

(Kaynak; Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü)

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu

Adı Soyadı Doç. Dr. Bülent ŞENAY Veysel Kükrek Rahim Usan Nevruz Özcan Recep Erkoç Zekeriya Açkalmaz Abdurrahman Aydeğer 10 | SAYI 10 | OCAK 2010

Vakıf Görevi

Görevi

Başkan Sekreter Muhasip Üye Üye Üye Üye

T.C. Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din Görevlisi Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii Başkanı Roermond HDV Fatih Camii Başkanı Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu Başkanı Rotterdam HDV Eğitim Merkezi Koordinatörü Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı


HDV BÜLTEN

Hakim ve Savcılardan Zutphen HDV Barbaros Camii’ne Ziyaret

28

Ocak Perşembe günü, Hukuk ve Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen bir programla Leiden’den 25 kişilik bir grupla Zutphen’e gelen hakim ve savcılar, HDV Barbaros Camii’ni ziyaret ettiler. Ziyaret çerçevesinde kılınan akşam namazını izleyen hakim ve savcılara, din görevlisi Hasan Seyrekli ve tercüman Osman Bozdağ tarafından camii ve ibadetlerimizle ilgili bilgiler verildi. Daha sonra, kendilerine yapılan çay ve tatlı ikramının ardından memnuniyetlerini ifade eden hakim ve savcılar, HDV Zutphen Barbaros Camii’nden ayrıldılar.

Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii Yönetiminden Kiliseye Ziyaret

V

laardingen HDV Eyüp Sultan Camii’nin yönetim Kurulu ve din görevlisi tarafından, diğer dinlerin mensuplarıyla diyalog ilişkilere devam edilmektedir. İslamı ve Müslümanlığı doğru tanımlamak ve anlatmak açısından gerçekleştirilen bu ziyaretlerde, bir takım farklı düşüncede bulunan insanların İslam, müslümanlık, imam, cami ve cemaat gibi konular üzerinde zihinlerde oluşan yanlış düşüncelerden dolayı, bu kavramları doğru anlamalarına yardımcı olmak amacıyla ayrıca farklı din ve düşünceye sahib insanların birbirlerine inanç ve değerler konusunda her zaman saygı göstermelerinin gerekliliğini vurgulamak düşüncesiyle Vlaardingen’in en büyük kilisesi olan Grote Kerk’e yeni yıl gecesi ziyarette bulunuldu. Gerçekleştirilen bu anlamlı ziyarette Kilise din adamları ile birlikte konuşularak bu konu hakkında ortak çalışmaların yapılmasının gerekliliği konusunda fikir birliğine varıldı.

Din görevlisi Hüseyin Demirci ve Cami Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kılıç’ın kilise görevlileri ile orada bulunan Hollandalılara mutlu ve huzurlu yeni yıl dilek ve temennilerinde bulunuldu.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 11


HDV BÜLTEN

Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii İlahi Korosu Kuruldu

Ö

ğrencilerimizin mihraba, camiye ve cemaate eğilimini artırmak, dini merasim ve özel günlerde düzenlenecek programlarda görev alarak diğer çocuklarımızı da örnek olmak düşüncesiyle kurulan bu ilahi korosu, caminin Kur’an Kursunda okuyan çocuklar arasından seçilen öğrencilerden oluşmaktadır. Din görevlisi Hüseyin

Demirci’nin öncülüğünde oluşturulan HDV Eyüp Sultan Cami ilahi korosunda görev alan öğrencilere düzenlenen mevlit programı sonunda göstermiş oldukları başarıdan dolayı teşekkür belgesi takdim edildi. Din görevlisine bu çalışmalarından ötürü teşekkür eden cami cemaati ve öğrenci velileri bu çalışmayı ilgi ve beğeniyle izleyip takdir ettiler.

İlkokul Öğrencilerinden Camiye Ziyaret

V

laardingen HDV Eyüp Sultan Camii’ni ziyaret eden Hollandalı öğrenciler, merak ve ilgiyle cami müştemiletını incelemelerinin ardından, camileri ve İslam dinini daha iyi tanımak merak ettikleri konuları öğrenmek maksadıyla, bir takım sorular yönelttiler. Sorularının cevaplandırılmasının ardından düşüncelerini belirten öğrenciler genel olarak camiyi beğendiklerini farklı bulduklarını belirterek iyi dilek ve temennilerle memnun bir şekilde camiden ayrıldılar.

12 | SAYI 10 | OCAK 2010


HDV BÜLTEN

(Mücadele Suresi, 8) ‘Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: “Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya.” derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’ dan rivayet edildiğine gö Resûlullah sallallahu re aleyhi sellem şöyle buyurd ve “Dört huy kimde bu u: lu o adam tam münaf nursa, Bir kimsede bu hu ık olur. ylardan biri bulunursa, o huyd an vazgeçinceye kadar onda münaf ığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse: Kendisine bir şey emanet edilince hiyânet eder. Konu şunca yalan söyler Bir antlaşma yapı . nca sözünde durm az. Düşmanlık yapınc a da aşırı gider.” Buhârî, Îmân 24, M ezâlim 17, Cizye 17; Müslim, Îmân 106. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20

OCAK 2010 | SAYI 10 | 13


HDV BÜLTEN

Çocuk Eğitiminde Anne Babanın Sorumluluğu Ç

ocuk, anne ve babaya Yüce Allah tarafından verilen en güzel bir armağan ve paha biçilmez bir emanettir. O, anne ve babanın göz nuru, ailenin neşe kaynağı ve fanî dünyanın süsüdür. İslâm dini, bu değerli emanetin iyi eğitilmesi için anne ve babalara büyük görevler yüklemiştir. Çocuk, dünyaya gözlerini açar açmaz, ruhsal ve bedensel pek çok özelliğini de kendisiyle birlikte getirir. Onun fıtratında bulunan bu özellikler, fıtrat dini olan İslâm’ın prensipleriyle de aynen örtüşmektedir. “Her doğan çocuk fıtrat üzerine doğar...” (Buhârî, Cenâiz, 80, 93; Müslim, Kader, 22; Muvatta, Cenâiz, 52; Tirmizî, Kader, 5; Ebu Dâvûd, Sünnet, 18) buyuran Peygamber Efendimiz bu gerçeği dile getirmektedir. Çocuğun fıtratının, yaşı ilerledikçe bozulmaması ve saflığını koruması için çok iyi bir eğitime ihtiyaç vardır.

Dr. M. Fevzi Hamurcu

Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi

katındadır.” (Enfâl suresi, ayet 28) “Gerek malınız mülkünüz gerekse çoluk çocuğunuz aslında sizin için bir imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.” (Teğâbûn suresi, ayet 15) Anne ve baba, çocukları konusunda Yüce Allah’ın yüklediği bu onurlu görevin ağırlını anlamak ve ona göre davranmakla yükümlüdürler. Çünkü çocuk, her şeyiyle onlara emanettir. O, yeni tanıştığı hayatı, annesi ve babası ile birlikte anlamaya ve yorumlamaya başlar. Fiziksel ve ruhsal gelişimde derin izleri olan ilk izlenimleri yine onlardan edinir. İyi ve kötü alışkanlıkları önce onların üzerinde görür ve tanır. Anne ve baba, bir çocuğun küçücük iç dünyası ile kocaman dış dünya arasında ona tercümanlık ve aracılık yapar. Ona anadilini öğreten ilk öğretmeni de annesidir. Konuşulması gereken yerlerde konuşabilecek kadar cesaretli olmasını, susması gereken yerlerde de bunu başaracak kadar sabırlı olmayı öğreten de anne ve babadır. Özgüvene sahip ve kendine yetebilen biri olmayı öğretenler de onlardır.

Çocuk eğitimi, dünyanın en zor işlerinden biridir. Hz. Eyüp Peygamber (a.s.) sabrı ister ve meyvesini çok geç veren bir ağacı dikip yetiştirmeye benzer. Ona bakmak, onu okşamak, onu “Kim demiş, çocuk küçük bir şeydir… Anne ve babalar bilirler ki, sevgi ırmağı ile sulamak gerekir. çocuklarına bırakacakları en Bir çocuk -belkien büyük şeydir…” Kıymeti dünyalara bedel olan güzel miras, onlara verecekleri bu küçük fidanı, dünyanın bin iyi bir eğitimdir. Yine onlar bilirler ki, eğitmek, sadece çocuğun bir türlü felâketinden korumak için üzerine kol kanat germek hafızası ve zihinsel yetenekleri ile ilgilenmek değildir. Eğitimciister. Onun selâmeti için gözünü daldan, budaktan sakınmayan nin asıl amacının, ona güzel ve ahlâkî davranışlar kazandırmak bir anne ve bir baba ister. Ayrıca, sevgi ve şefkatle dolu bir kâlp, olduğunu da çok iyi bilirler. Bu yüzden anne ve baba, çocuğuvefakâr ve cefakâr bir gönül ister. nun kafasını bilgi yığınlarıyla doldurmakla yetinmez, ona güzel davranışlar ve alışkanlıklar kazandırmaya da çalışırlar. Ancak, Eğitim, beşikten mezara kadar devam eden bir süreç olmakla onlar bunu, çocuğa talimatlar yağdırarak ve yasaklar koyarak birlikte, en fazla verim ve en iyi sonuç, çocukluk döneminde yapmazlar; ona iyi örnek olmaya çalışırlar. Çünkü bilirler ki çoalınır. Bu dönemde alınan eğitim, onların kişiliklerinde derin cuklar, birilerinden öğüt almaktan çok birilerini örnek almayı izler bırakır. Çocuk eğitiminde başarılı olabilmek için pek çok tercih ederler. alanda sınırsız fedakârlık yapmak gerekir: Onların dünyasına hitap eden kitaplar, düzgün bir çevre, iyi bir arkadaş grubu, kaÇocuğunu eğitme konusunda sorumluluğunun bilincinde liteli eğitim kurumları, çarpık olmayan medya desteği ve daha olan anne ve babalar, aynı zamanda Hz. İbrahim’in şu duasını pek çok şey… Ancak, bunların hepsinden daha önemlisi, soda ihmal etmemelidirler: “Ey Rabbim! Bana hayırlı olacak bir rumluluğunun bilincinde olan anne ve babaların çabaları. çocuk bağışla.” (Sâffât suresi, ayet 100) Bu dünya hayatında çocukları ile ilgili sınavı kazanan anne ve babalar, sonuç olarak, Yaşadığımız her ânın sorgulandığı şu dünya sınavında, ana Yüce Allah’ın şu müjdesine muhatap olacaklardır: “O mutluluk babalara yöneltilen önemli sorulardan biri de çocuklarıyla ilyurdu Adn cennetleridir. Onlar Adn cennetlerine Allah’ın hoşgilidir. Başka bir ifade ile söyleyecek olursak, çocuklarımız, nutluğuna layık bir hayat yaşamış olan ataları, eşleri, çocukları başarmak zorunda olduğumuz bu zorlu sınavın önemli bir böve torunlarıyla birlikte girecektir. Melekler de dört bir yandan lümünü oluşturur. Yüce Rabbimiz bu gerçeği şöyle belirtmekonların yanına akın edip ‘esenlik ve mutluluğunuz daim olsun’ tedir: “Biliniz ki, gerek malınız mülkünüz gerekse evlatlarınız diyeceklerdir.” (Ra’d suresi, ayet 23) aslında birer imtihan vesilesidir. En büyük mükâfat ise Allah 14 | SAYI 10 | OCAK 2010


HDV BÜLTEN

Bir Başka Açıdan Hicret

Dr. Mustafa Kahraman

Deventer Din Hizmetleri Ataşesi

tırlatmada fayda var olduğu kanaatindeyim. Sizler tarafından en ince noktasına kadar bilinen hikayeler. Başka bir ifadeyle sizin hikayeniz, icret kutlu yolculuk, hicret kaçış değil yeni bir başlangıç, özellikle de ilk neslin. Vatanından, anasından, babasından, eşinden, hicret yeni umutlar, hicret vatandan yardan anadan ata- çocuklarından ve yakınlarından ayrılıp nereye gittiğini bilmeden, adıdan evlattan vazgeçebilmek. Hicret kelime anlamı itiba- nı sanını o güne kadar duymadığı yerlere doğru bir yöneliş. Başka bir açıdan farklı bir Hicret.

Kıymetli okurlar,

H

rıyla göç.

Burada geçtiğimiz yıl ülkemizden Kutlu Doğum Haftası programı için Hollanda’ya gelen ve Din Dersi öğretmeni olarak 15 sene Belçika’da kaldığından dolayı Avrupa’yı ve Avrupa’da ki insanımızın durumunu çok iyi bilen bir il müftümüzün ifadesini sizlerle paylaşmak isterim. ‘Bizler bazen farkında olmasak da bazı şeyler için görevlendirilmiş olabiliriz. Siz Avrupa’da yaşayan insanlarımız farklı farklı Bilindiği üzere Hz. Peygamber zamanında ilki içlerinde, Hz. ama en çok da daha rahat bir yaşam için birkaç seneliğine gelmiş inOsman’la berber eşi ve sevgili Peygamberimizin muhterem kızı olan sanlar olarak kendinizi artık böyle görmeyin. Dönmek için geldiniz Rukiyye, Zübeyr b. Avvâm, Abdurrahman b. Avf ve Abdulllah b. ama çesitli sebeplerle dönemiyorsunuz. Siz kendinizi farklı ve özel bir görevle görevlendirilmiş olarak görün. Mes’ûd gibi güzel insanların da bulunArtık bunun farkına varın. Kendinizi eğiduğu, 4 ü hanım 12 si erkek olmak üzeHoca Ahmet Yesevi’nin yolundan timiniz veya işiniz sebebiyle sıradan inre toplam 16 sahabenin, ikincisinde de 13 ü hanım, 77 si erkek olmak üzere 90 giden erenler daha sonra Anadolu sanlar olarak görmeyin. Sizler 20. Yüzyılın muhacirlerisiniz. Batı Avrupa’da yaşayan sahabenin dinlerini rahat yaşayabilmek, diye isimlendirdiğimiz Bilad-ı Müslüman nüfusunun önemli bir kısmını canlarını korumak için yaptıkları ikisi Habeşistan’a olmak üzere üç defa Hicret Rum’a geldiğinde bu topraklar 100- oluşturan siz vatandaşlarımız kendinize olayı vuku bulmuştu. Peygamber Efendi- 200 yıl içinde İslam’la yoğrulacak farklı bir şekilde bakmalısınız. Kendinize ayrı bir değer vermelisiniz. Zaten sizler miz, müşriklerin eziyetleri karşısında Peydeselerdi kimse inanmazdı. değerli insanlarsınız. Böyle olduğu içindir gamberliğin beşinci yılında Müslümanki bizim insanımız 30-35 kişi bile olsa bir lara hicret emri verdi. Çünkü onlara akıl almaz, insanın dayanma gücünü aşan işkenceler yapılıyordu. Başka araya gelmiş mütevazi de olsa bir cami açmış, orada kendi örfünü, bir amaç da İslam’ı yaymaktı. Bu onların en büyük görevi idi. Ashab, adetini, dilini ve özellikle de dinini yaşama gayreti içerisinde olmuşnereye hicret edebileceklerini sorduklarında Peygamber Efendimiz: tur.’ Bu hakikaten de böyledir. 1960 lardaki işçi göçü öncesinde Batı “Habeşistan’a! Çünkü orada, halkına zulmetmeyen bir hükümdar Avrupa’da bırakın minareli, kubbeli bir cami, küçük bir mescidi bile vardır. Hem orası bir doğruluk ülkesidir. Allâh Teâlâ, içinde bulun- bulmak mümkün değilken, bugün büyük bir çoğunluğu bizim inançduğunuz sıkıntılardan bir kurtuluş yolu lütfedinceye kadar orada ka- lı Anadolu insanımızın eseri olan iftihar vesilesi olacak yüzlerle ifade lın!” buyurdu. (İbn-i Hişam, I, 343) Burada iki önemli mesaj vardır. edebileceğimiz kubbeli minareli camilerimiz mevcuttur. Bu bizim inBirincisi hicret eden Ashabın güven içinde bir başka ülkede yaşaması, sanımızın yani sizlerin dininize bağlılığınızın açık bir işaretidir. diğeri bu insanların yabancı bir ülkede dinlerini rahatça yaşamaları. Yukarıda da ifade edildiği gibi bizim insanımız Batı Avrupa’ya farklı Bunun sonucunda da İslam’ın Habeşistan’da kısa sürede belli oranda bir amaç için hicret etmiş olsa da içinde yaşadığı toplumda İslam ahlada olsa yayılması. kını yaşayarak güzel örnekler oluşturmak zorundadır. Bizler olayların Bu tecrübe bizlere Müslümanlar nerede olursa olsun kendilerine ancak görünen yüzünü bilebiliriz. Ayrıca geleceği kendisinin bildirdidinlerini yaşama, can güvenliğini sağlama ve pek çok haktan yarar- ği dışında Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Hoca Ahmet Yesevi’nin lanma hususunda kendi vatandaşlarından ayrılmadığı çok kültürlü yolundan giden erenler daha sonra Anadolu diye isimlendirdiğimiz toplumlarda, içinde bulundukları ülkenin kurallarına uymaları ve bu Bilad-ı Rum’a geldiğinde bu topraklar 100-200 yıl içinde İslam’la yoğhakları kötüye kullanmamaları gerektiğini göstermektedir. Batı Avru- rulacak deselerdi kimse inanmazdı. pa ülkelerinde yaşayan Müslümanlara bu açıdan çok büyük görevler Son olarak yukarıda da ifade edildiği gibi kendimize değer vermeli, düşmektedir. Bizler gerçekten iyi bir Müslümanın yapması gerektiği gibi İslam Ahlakının güzel örneklerini ortaya koyarak hayatlarımızı kendimizin özel görevle görevlendirilen kişiler olduğunu düşünmeli, sürdürürsek işte o zaman içinde komşu olarak yaşadığımız insanların attığımız her adımın, yaptığımız her işin İslam’la ilişkilendirildiğini İslam’ın güzel yüzüyle tanışmalarına vesile oluruz. Geçmişte Malezya, bilmeli, hayatımızı sürdürürken de buna çok dikkat etmeliyiz. Zaten Endonezya ve pek çok yerde bu böyle olduğu gibi, günümüzde de Allah yarın ahrette bizi hesaba çekerken, -Niye Avrupa’daki insanların bunun pek çok örneğini ihtida olaylarında görebilmekteyiz. Ne yazık tümünü İslam’la şereflendirmeniniz, diye sormayacaktır. Ama yapabiki özellikle belli çevreleri kasıtlı çalışmalarıyla İslam dendiğinde içinde leceğimiz şeyleri yapıp yapmadığımızdan dolayı hesaba çekecektir. En bulunduğumuz toplumda çok da iyi şeyler akla gelmemektedir. Bu çok da içinde yaşadığımız toplumda başta İslam’ın komşuluk ilişkileri olmak üzere güzel örnek olup olmadığımızdan hesaba çekileceğimizi anlayışı değiştirmeye çalışmak da bizleri en başta gelen görevidir. bilmeli ve buna göre hayatımızı dizayn etmemiz gerektiğinin bilincinPek kıymetli dostlar; Bazen bazı şeyler herkesçe biliniyor olsa da ha- de olmalıyız. Hepimiz birer yaşayan Kur’an olmalıyız. Hz. Muhammed (sav)’in Mekke’den Yesrib’e daha sonra kendisiyle nurlandığı için el-Medinetü’l-Münevvere, Nurlu Şehir yada Medinetü’n-Nebi, Peygamberin Şehri olarak isimlendirilen ve kısaca Medine olarak adlandırılan o kutlu şehre yaptığı yolculuğun 1431. senesine yaklaşık iki ay önce girdik.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 15


HDV BÜLTEN

Uden HDV Yıldırım Beyazit Camii’nde Cemaate Sohbet Akşamı

H

DV Uden Yıldırım Beyazıt Camii’nde Yönetim Kurulu ve cami gençliğinin organizesiyle 06.02.2010 Cumartesi akşamı yatsı namazından sonra bir sohbet toplantısı düzenlendi. Geceye cami dernek yöneticileri, din gö-

16 | SAYI 10 | OCAK 2010

revlisi ve çok sayıda cemaat katıldı. Geceye özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği dikkat çekti. Camii cemaati camide bu tür faaliyetlerin devam etmesini desteklediklerini, bu tür faaliyetlerin cemaatin birbiriyle kaynaşmasına, birlik beraberlik duygularının pekişmesine vesile

olduğunu söylediler. Cami cemaati ayrıca bu güzel gecenin tertip edilmesinde emeği geçen dernek yöneticileri ve Uden Yıldırım Beyazıt gençligine teşekkürlerini sundular. Gece yapılan hoş sohbetlerin ardından çiğ köfte ikramıyla program sona erdi.


HDV BÜLTEN

Biddinghuizen’de Dünyada Barış ve Huzur İçin Dua Etkinliği

H

er yıl olduğu gibi bu yıl da bütün insanlık aleminin barış ve huzur içinde yaşaması amacıyla yaptıkları ortak duanın arkasından, bu yılki çiçek takdimini Biddinghuizen’de yaşayan müslümanlara vermeyi kararlaştırmışlar ve müslümanları temsilen de Camii imamı Dr. Ahmet Emin Seyhan’a çiçek sunmak üzere, Protestan ve Katolik kiliselerinin koordinatörlüğünü yapan Wim Kaptein ve eşi, HDV Mimar Sinan Camiini ziyaret ettiler.

Bilindiği üzere, kültürler ve medeniyetler arası iletişimi güçlendirmek, bütün insanlığın huzuru için dua etmek ve birbirini daha yakından tanımak amaçlı bu faaliyet Biddinghuizen’de her yıl gerçekleştirilmektedir.

Biddinghuizen Mimar Sinan Camii Dernek Başkanı Burhan Akçe, çiçek takdim töreninde yaptığı konuşmada camii derneği olarak her yıl kutlu doğum haftasında Protestan ve Katoliklerin kiliselerini ziyaret ederek çiçek

takdim ettiklerini ve Hz. Peygamber’in doğumunu kutladıklarını ifade etmiş, bu vesilelerle insanların birbirlerini ziyaret etmelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına imkan sağladığına ve çok güzel etkinlikler olduğuna işaret etmiştir. Cami imamı Dr. Ahmet Emin Seyhan ise, yaptığı konuşmasında bu tür etkinliklerin kültürler arası etkileşime olumlu anlamda katkılar sağladığını, insanların birbirleri hakkında bu şekilde dua etmelerinin çok mühim olduğunu, farklı kültürlere mensup insanların ortak insani değerler etrafında kolayca birleşmelerine imkan sağladığını ve bu şekilde başkaları için dua etmenin ve gereken yardımları zamanında ulaştırmanın devamında çok büyük yararlar olduğunu ifade etmiştir.

Hoogeveen HDV Hicret Camii’inde İhtida Mutluluğu

H

oogeveen HDV Hicret Cami’inde ihtida töreni düzenlendi. Hollanda uyruklu bir lise öğrencisi arastırmalar sonucu müslüman olmaya karar verdiğini belirterek HDV Hoogeveen Hicret Camii din görevlisi Cengiz Aydemir’e müracat etti. Gönüllü olarak müslüman olmaya karar verdiğini belirten bu kisi için Hoogeveen HDV Hicret Cami’inde ihtida töreni düzenlendi. Bu kişiye Enes ismi verildi. Tören sonrası cami gezdirildi. Cami Yönetimi tarafından yapılan ikramla tören son buldu. Müslüman olan sahsa din görevlisi Cengiz Aydemir tarafından Hollandacaya tercüme edilmiş Kur’an-ı Kerim ve cesitli dini bilgiler kitapları hediye edildi. Ayrıca HDV Hoogeveen Hicret Camii’ine Hollandalı bir grup öğrenci islam dini ve cami

hakkında bilgi almak ve Kur’an-ı Kerimi bizzat görmek için camimizi ziyaret ettiler. Din görevlisi Cengiz Aydemir islam dini hakkında ögrencilere bilgiler verdi ve Kur’an-ı Kerimi öğrencilere göstererek onları bilgilendirdi. Öğrencilere çesitli ikramlar yapıldı. Öğrenciler camiden memnun ve mutlu bir sekilde ayrıldılar.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 17


HDV BÜLTEN

Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’nde Aşure Sevinci Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’nde Muharrem Ayı münasebetiyle “Aşure” programı düzenlendi. Programda din görevlisi Mehmet Akif Karabulut, Muharremin Ayının önemi konulu bir konuşma yaptı. Karabulut konuşmasında, “Şehrullahi’l-Muharrem” olarak meşhur olan, yani “Allah’ın Ayı Muharrem”olarak bilinen Muharrem Ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. ümit ediyorum.”(A.g.e., Savm: 47) “Ramazan ayından sonra enfaziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” (İbni Mâce. Siyam:43) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir’’ dedi. Kılınan öğle namazının arkasından cemaatimize aşure ikram edilmesiyle program sona erdi.

A

llah’ın Ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah’ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir. Aşure Günü ise, Muharrem’in 10. günüdür. Aşure Gününün, Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bu günde Cenâb-ı Hak, on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir. Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Aşure Günüdür. Muharrem Ayı’nın diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Aşure Günü’nün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır. Aşure Günü’nün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan “On geceye yemin olsun” ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz. Bazı tefsirlerimizde bu ongecenin Muharrem’in Aşuresine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir. Aşure orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikre18 | SAYI 10 | OCAK 2010

dilmektedir. Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu: “Ramazan’dan sonra ne zaman oruçtutmamı tavsiye edersiniz?” Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Muharrem ayında oruç tut! Çünkü o, Allah’ın Ayı’dır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu.(Tîrmizî. Savm: 40.) Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Aşure Gününde tutulan orucun Allah katında, o gündenönce bir senenin günahlarına kefaret olacağını kuvvetle

Caminin kadınlar kolu tarafından da aynı gün bayanlara yönelik Aşure programı Aşure ikramıyla sona erdi.


HDV BÜLTEN

Rotterdam HDV Gültepe Camii’nden Aşure Programı Muharrem Ayı ve Aşure günü münasebetiyle Hollanda Diyanet Vakfı Gültepe Camii tarafından 27 Aralık 2009 Pazar günü HDV Rotterdam Eğitim Merkezi konferans salonunda bir program düzenlendi.

S

unuculuğunu Gültepe Camii Kuran-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu öğrencilerinden Elif Tiryakioğlu’nun yağtığı program, saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı. Ardından yine öğrencilerden Mehmet Ayvaz Kur’an-ı Kerim okudu. Okunan Kur’an-ı Kerim’den sonra Gültepe Camii Din Görevlisi Yusuf Kabakcı, Muharrem ayı ve Aşure gününün önemini anlatan bir konuşma yaptı. Yusuf Kabakcı konuşmasında Muharrem ayının insanlık tarihi açısındadndan çok önemli hadiselerin yaşandığı bir ay olduğunu belirtti. Peygamber Efendimizin de bu günü oruçlu geçirdiğini ve sahabesine de bu günde oruç tutmalarını tavsiye ettiğini söyledi. Ancak biz Müslümanların peygamberimizin tavsiyesi üzerine Yahudilere benzememek için Aşure gününü birgün öncesi veya sonrasıyla oruçlu geçirmeleri gerktiğini belirtti. Muharrem

ayında yapılan aşure tatlısının da tarih boyunca yaşanan bu hadiseleri anmak için tatlı bir vesile olduğunu söyledi. Kabakcı konuşmasında ayrıca yaşanan bu güzel hadiselerin yanında bir de aşure gününde Hz. Peygamber (sav) in torunu Hz. Hüseyin’nin şehit edilmesi gibi bütün Müslümanları üzüntüye boğan bir hadisenin yaşandığını dile getirdi. Hz. Hüseyin’nin Peygamber Efendimizinin ehl-i beytinden olduğunu, ehl-i beyte karşı da bütün Müslümanların gönülden muhabbet beslediklerini söyledi. Kabakcı ayrıca bu tür programların özellikle çocuklarımıza kültürümüzü öğretebilmek açısından büyük önem taşıdığını, bu programın asıl kahramanlarının çocuklar olduğunu söyledi ve konuşmasını programa yoğun ilgi gösteren katılımcılara teşekkür ederek bitirdi.

tür programların Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızı biraraya getirmesinin yanısıra değerlerimizi geleceğe taşıması açısından da büyük önem taşıdığını belirtti. Özellikle anne babaların bu tür programlara ilgisinin çocuklarda da ilgi uyandıracağını ifade etti ve emeği geçenlere teşekkür etti. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu’nun konuşmasının ardından daha önce okunan hatimlerin duası yapıldı ve program sonunda cami derneği ve kadınlar kolunun hazırladığı aşure ikramı yapıldı.

Programda daha sonra Gültepe Camii Kuran-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu öğrencilerinden oluşan gruplar ilahi söyledi. İlahilerin ardından kürsüye davet edilen Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu, konuşmasında bu

Almelo’da Aşure Günü Kutlaması

A

lmelo HDV Yunus Emre Camii Yönetim Kurulu ve Din Görevlisi Abdulkadir Canlı’nın önderliğinde, Almelo’daki diğer Türk vakıfları ve derneklerinin katılımıyla Aşure günü kutlamaları 27 Aralık 2009 tarihinde Almelo HDV Yunus Emre Camisin’de yapıldı. Aşure gününe, Almelo HDV Yunus Emre Camii, Almelo Türk-İslam Gençlik Derneği, Almelo Yabancı Yaşlıları Platformu, Rozentuin Vakfı, Almelo HDV Yunus Emre Kadınlar Çalışma Grubu, Soem Vakfı, Almelo Atatürk Derneği , Sosyal Yardımlaşma Vakfı Almelo ve Almelo İslam Merkezi

Vakfı katıldılar. Hanımların itinayla hazırladıkları Aşure, yaklaşık bin kişiye ikram edildi. Yoğun bir ilginin olduğu aşure gününde, katılımcı dernek ve vakıflar birlikte olmaktan hoşnut olduklarını ve Aşure gününün birlik, dirlik ve ortak çalışma için bir vesile olduğunu dile getirdiler. Bu günden sonrada, vakıf ve dernekler gerektiği zaman birlikte hareket etmeye ve çalışmaya hazırlıklı olduklarını belirtmişlerdir. OCAK 2010 | SAYI 10 | 19


HDV BÜLTEN

Amsterdam HDV Fatih Camii’nde Geleneksel Aşure Programı HDV Amsterdam Fatih Camii tarafından her yıl geleneksel hale getirilen Aşure Günü programında bu yıl da yüzlerce davetliye Aşure dağıtıldı.

İ

slam Tarihi’nde önemli dönüm noktası olarak kabul edilen ve İslam alemi tarafından hicri yılbaşı olarak kutlanan “ Muharrem Ayı ve Aşure günü” dünyanın dört köşesinde olduğu gibi HDV Amsterdam Fatih Camiinde de, 27 Aralık 2009 Pazar günü mütevazi bir programla kutlandı. Mevlid-i Şerif in okunmasından sonra Aşure: birlik, beraberlik ve paylaşmanın simgesidir’ başlıklı bir konuşma yapan Fatih Camii Din Görevlisi Mehmet Yürek, tarihte birçok önem-

li olayın Muharrem ayında meydana geldiğinden ve özellikle de Kerbela vak’asından Müslümanların dersler çıkarması gerektiğinden bahsetti. Okunan Hatm-i Şeriflerin duasının yapılmasından sonra öğle namazı kılındı.

Hafta sonu Kursuna devam eden bayanlar tarafından hazırlanan Aşurenin ikram edilmesiyle program sona erdi.

Gönüllü Kuruluşlardan HDV Vlaardingen Camii’ne Ziyaret

D

in görevlisi Hüseyin Demirci’nin daveti üzerine Vlaardingen’de bulunan gönüllü kuruluşlardan “Vele Vlaardingers een Huis” başkanı ve çalışanları Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii’ni ziyaret ettiler.

Diyalog çerçevesi içinde, kendilerine camiyi ve çalışmalarını daha yakından tanıtmak ve bilgilendirmek amacıyla, ayrıca ibadetlerin ne şekilde uygulandığını göstermek düşüncesiyle Kurban Bayramı Cuma namazı saatinde konuklar camide ağırlandılar. Cuma vaazı, hutbesi ve namazını ilgi ve merakla izleyen misafirlere namaz sonrası cami ve çalışmaları hakkında merak ettikleri konulardaki soruları cevaplandırıldı.

20 | SAYI 10 | OCAK 2010

İbadetlerin toplu olarak nasıl yapıldığını canlı olarak görme fırsatı bulan misafirler bu kadar kalabalık bir cemaat topluluğunu daha önce görmediklerini ve bu durumdan çok etkilendiklerini belirterek memnun olarak camiden uğurlandılar.


HDV BÜLTEN

Din Görevlisinden Hasta Ziyareti

H

DV Zutphen Barbaros Camii din görevlisi Hasan Seyrekli, hasta olan cemaatini evlerinde ziyaret etti. Hastalarımızı ziyaret etmenin dinimizde çok önemli olduğunu ve bu ziyareti alışkanlık haline getirmemiz gerektiğini ifade eden din görevlisi, ziyaret esnasında hastalarımıza iyi dileklerimizi iletip hal ve hatırlarını sormanın ve bu ziyaretlerin hastalarımızı çok memnun ettiğini görmenin de ayrıca bir mutluluk vesilesi olduğunu söyledi.

Öğrencilerden Veenendaal HDV İhlâs Camii’ne Ziyaret

1

9 Ocak Salı günü 20’şer öğrenci grubu ile Veenendaal İhlâs Camii’ni 3 grup ziyaret etti. Ziyarette öğrencilerin ve öğretmenlerin sorularını tercüman Tekin Kürkçü aracılığı ile cevaplayan din görevlisi İlyas Demirci, bu ziyaretten çok memnun olduklarını bildirdi. Camii Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Saliman da öğretmen ve öğrencilere bazı ikramlarda bulundu. Ziyaretin çok faydalı geçtiği ve öğrencilerin, özellikle Kur’an ve Ezan dinlemek istemeleri memnuniyetle karşılanmış ve kendilerine kısa bir Kur’an tilaveti din görevlisi İlyas Demirci tarafından, Ezan ise gelen öğrenciler arasında bulunan din görevlisinin öğrencilerinden olan Özgür Cild tarafından okundu. Öğrenciler ayrılırken bu ziyaretleri sürekli yapmak istediklerini ve çok memnun kaldıklarını bildirdiler. OCAK 2010 | SAYI 10 | 21


HDV BÜLTEN

Yüksek Okul Öğrencilerinden Camiye ziyaret

B

reda’da bulunan Avans Yüksek okulunda okuyan bir grup öğrenci Breda HDV Yeni Camii’ni ziyaret ettiler. Özellikle cuma günü ve namazı hakkında bilgi almak isteyen

öğretmen adayı öğrenciler, cuma günü cuma saatinde cuma namazının kılınışını ilgiyle izlediler. Namazdan önce din görevlisi Cemal Turan tarafında okunan Kur’an-ı Kerim ile başlayan program, vaaz, hutbe

ve namazın kılınışıyla devam etti. Namaz sonrası öğrencilerin soruları cevaplandırıldı. Ziyaretten memnun kalan öğrenci ve öğretmenleri, böyle ziyaretlere devam edeceklerini ifade ederek camiden ayrıldılar.

Alblasserdam HDV Yunus Emre Camii’nde Bilgi Yarışması

A

lblasserdam HDV Yunus Emre Camii’nde Öğrencileri teşvik etmek, velilerin ilgisini artırmak amacıyla organize edilen yarışma programlarının ikincisi, 02.01.2010 da cami lokalinde düzenlendi. Bilgi yarışmasında sorulan sorular dev ekran yardımıyla programa katılanlar tarafından da takip edildi. Yarışmaya katılan çocuklarımızın performansı izleyenler tarafından takdirle karşılandı. Programda yedi yaş altı çocukların, hocalarının kendilerine yönelttiği sorulara verdikleri cevapların salondaki izleyenleri bir hayli he22 | SAYI 10 | OCAK 2010

yecanlandırdığı gözlendi. Yarışmaya katılan ve katılamayan tüm öğrenciler cami yönetimi tarafından ödüllendirildi. Ayrıca programın sonunda Kur’an-ı Kerim okuma-

sını öğrenen beşi bayan üçü erkek toplam sekiz öğrenci din görevlisi Mustafa Er tarafından teşekkür belgesiyle onurlandırıldı.


HDV BÜLTEN

Kilise yetkililerinden Schiedam HDV Muradiye Camii’ne Ziyaret

S

chiedam’da bulunan Ark kilisesi Papazı yardımcısı ve kilise mensuplarından 25 kişilik bir grup, HDV Schiedam Muradiye Camii’ni ziyaret ettiler. Ziyaretçilere Cami Yönetimi yemek ikramında bulundu. Samimiyet icerisinde yenen yemekten sonra Caminin ibadet edilen bölümüne geçilerek Din Görevlisi Abdurrahim Peker tarafından Cami hakkında bilgiler verildi. Hollandaca’ya tercemesini de Başkan Selahattin Mazlum ve yardımcısı Ekrem Tatlı yaptılar. Cami, ibadetlerimiz, dinimiz, kadınların ibadetlerde ayrı bölümde neden oldukları gibi konularda sorular sordular. Her soruya aldıkları cevaplardan memnun ve tatmin olan gruba ziyaretin sonunda Din Görevlisinin okuduğu ezanla birkac ziyaretcinin duygulandığı ve ağladığı görüldü. Böyle ziyaretleri sık sık yapmak istediklerini ifade ederek memnuniyetle ayrıldılar.

Esnaf ve İşadamlarından Vlaardingen HDV Eyüp Sultan Camii’ne Ziyaret

V

laardingen HDV Eyüp Sultan Camii din görevlisi Hüseyin Demirci ve cami yönetim kurulu başkanı İbrahim Kılıç tarafından şehrimizin esnaf ve iş adamlarına bir takım ziyaretlerde bulunuldu. Caminin çeşitli ihtiyaçları ile boyatılmasındaki bütün masrafları üstlenen Rijnmond Maintenance Service B.V’ nin sahibi ve yönetim çalışanları Hüseyin Taner, Tugay Taner ve Şevket Toker’e camimize yapmış oldukları hayırlarından dolayı nezaket ziyaretinde bulunularak kendilerine çiçek takdim edildi. Ayrıca, yapmış olduklarını yardımlardan dolayı kendilerine teşekkür edildi. OCAK 2010 | SAYI 10 | 23


İSLÂM BÜYÜKLERİ

İMÂM-I MÂLİK (I) Ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinden biri olan Mâlikî mezhebinin imâmı. Künyesi, Ebû Abdullah’tır.95 (m. 711) senesinde Medine’de doğdu. 179 (m. 795)’de yetmiş altı yaşında iken Medine’de vefât etti. Soyu Yemen kabilelerinden “Beni Esbah” kabilesine ve Himayerîlerden bir hükümdar hanedanına dayanır. Dedelerinden biri Medine’ye yerleşmişti. Eshâb-ı kirâmdan olan dedesi Ebû Amr’dır.

T

ahsili: Tebe-i tâbiînden (Tâbiinden sonra) olan İmâm-ı Mâlik, ilim ve hadîs rivâyatiyle meşgul olan bir ailede ve çevrede eritmiştir. Dedesi Mâlik, babası Enes ve amcası Süheyl, hadîs rivâyeti yapmışlardır. Yaşadığı muhit, Peygamberimizin (s.a.v.) yaşamış olduğu ve İslâmın hükümlerinin va’z edildiği, Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanlarında İslâmın merkezi olan ve çok ilim ehlinin bulunduğu Medîne-i münevvere idi. Önce Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Kendisinin isteği ve ailesinin yardım ve teşvikiyle ilim öğrenmeye başladı. Bu hususta kendisine en çok annesi ilgi göstermiştir. Annesine, ilim tahsiline gitmek istediğini söyleyince, ona en güzel elbiselerini giydirerek sarığını sarıp: “Şimdi git, oku, yaz” demiştir. Ayrıca oğluna zamanın meşhûr âlimi Râbi’at’ur Rey’in yanına gitmesini, ondan ilim ve edeb öğrenmesini söylemiştir. Bu teşvik üzerine Râbi’a bin Abdurrahman’ın derslerine devam edip, genç yaşta re’ye dayanan fıkıh ilmini öğrendi. Diğer âlimlerin de derslerine devam etti ve bilhassa yanından hiç ayrılmadığı hocası Abdurrahman bin Hürmüz’ün derslerinden çok istifâde etmiştir. Genç bir talebe olan Mâlik, hocasına karşı büyük bir hayranlık, muhabbet duyar ve üstün bir edeb gösterirdi. Bu hocası hakkında şöyle derdi: “İbni Hürmüz’ün derslerine onüç sene devam ettim. Ondan öyle ilimler öğrendim ki, bunların bir kısmını hiç kimseye söylemiyorum. O, bid’at ehlini red bakımından ve insanların ihtilâf ettikleri şeyler hususunda onların en bilgilisi idi” İmâm-ı Mâlik, muhitindeki bütün âlimlerden faydalanmış ve ilim uğrunda büyük fedâkârlık göstermiştir. Bu hususta her türlü zorluğa katlanmış ve herşeyini harcamış, hattâ tahsil uğruna evini dahi satmıştır. Kendisi şöyle demiştir: “Öğle vakti Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın azatlısı olan Nâfi’ye giderdim ve kapısında beklerdim. Nâfi’ 24 | SAYI 10 | OCAK 2010

Hz. Ömer’den nakledilen ilimleri ve onun oğlu Abdullah’ın ilmini biliyordu. Güneşten ve şiddetli sıcaktan korunmak için hiç bir gölge bulamazdım. Nâfi’, dışarı çıkınca edeble selâm verirdim ve onu kırmadan arkasından içeri girip, “Abdullah bin Ömer şu mes’elelerde ne buyurmuştur?” Diye sorardım. O da suâllerimi cevaplandırırdı.” İmâm-ı Mâlik, Nâfi’ vasıtasıyla Hz. Ömer’in ve oğlu Abdullah’ın ilimlerini öğrendi. Ayrıca İbni Şihab ez-Zührî’den ve Saîd bin el-Müseyyib gibi Tâbiîn’lerden ilim öğrenmiştir. Bu hocalarından da ders almak için üstün bir gayret ve edeb gösterirdi. İmâm-ı Mâlik şöyle anlatmıştır: “Bir bayram günüydü. Bayram namazını kıldıktan sonra, bugün İbni Şihab’ın boş vakti olur diyerek evine gidip kapısının önüne oturdum. Hizmetçisine kapıda kim var bak dediğini duydum, o da kumral yüzlü talebeniz var deyince, onu derhal içeri al demesi üzerine beni içeri aldılar. Biraz bekledim, İbni Şihab yanıma gelip bana “Herhalde evine gitmeden buraya geldin, yemek yemedin değil mi?” dedi. Daha ben hayır demeden yemek hazırlanmasını emredince, “Yemeğe, ihtiyâcım yok” diye mukabelede bulundum. Bunun üzerine, öyleyse söyle bakalım ne istiyorsun dedi. Bana hadîs-i şerîf öğretmenizi istiyorum efendim deyince, yazı yazacak sahifelerini çıkar dedi. Ben de çıkardım ve bana kırk tane hadîs-i şerîf rivâyet etti. Biraz daha rivâyet etmesini isteyince, şimdilik bu kadar yeter, bunları ezberleyip nakledersen sen de muhaddis olursun” dedi. İmâm-ı Mâlik, Ehl-i beytden Ca’feri Sâdık hazretlerinden de ilim almış, onun sohbetinde bulunmuştur. Bu hususda kendisi şöyle anlatır: “Ca’fer bin Muhammed’e giderdim, o çok yumuşak ve güler yüzlü idi. Yanında Resûlullah (s.a.v.) anılınca yüzü sararırdı. O’nun meclisine uzun zaman devam ettim. Her görüşümde ya namaz kılar ya oruç-

lu olur veya Kur’ân-ı kerîm okurdu. Abdestsiz hadîs-i şerîf rivâyet etmezdi. Ma’nâsız sözleri hiç ağzına almazdı. O takva sahibi, zâhid, âbid ve âlimlerdendi. Yanına geldiğim zaman yaslandığı yastığını alır, mutlaka bana ikrâm ederdi.” Bir gün hocası Ebu’z Zinad’a hadîs rivâyet ederken rastlamış ve halkasına katılmamıştır. Daha sonra hocası bizim halkamıza niçin oturmadın? Diye sorunca şu cevâbı vermiştir: “Yer dardı, oturamadım. Peygamberimizin (s.a.v.) hadîsini ayakta dinlemek, edebsizlik olur diye ayakta dinlemek istemedim.” Netice itibariyle İmâm-ı Mâlik, ilmini İmâm-ı Zührî’den, Yahyâ bin Saîd’den, Muhammed İbni Münkedir’den, Hişâm bin Amr’dan, Zeyd İbni Eslem’den, Râbi’a bin Abdurrahman ve daha birçok büyük âlimlerden almıştır. Üçyüzü Tâbiînden, altı yüzü de onların talebelerinden olmak üzere dokuzyüz hocadan hadîs-i şerîf aldı. Ayrıca; Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Hz. Ömer’in, Hz. Osman’ın, Abdullah bin Ömer’in, Abdurrahman bin Avf ’ın, Zeyd bin Sâbit’in fetvalarını ve vahyin gelişine şahit olan, Peygamberimizi (s.a.v.) görüp onun hidâyet nurundan aydınlanarak, ondan öğrendiklerini nakleden diğer Eshâbın fetvalarını ve kendisinin yetişemediği Tâbiînin fetvalarını da öğrenmiştir. Akaide dâir bilgileri ve diğer bütün ilimleri öğrenip, zamanının en büyük âlimlerinden olup; ictihâd derecesine yükselmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.): “Öyle bir zaman gelir ki, insanlar her tarafı ararlar, Medine’deki âlimden daha âlim bir kimse bulamazlar.” buyurmuştur. Süfyân ve Abdullah İbni Ömer’in âzâdlısı olan Nâfi’, Zührî, Medine’deki âlimden maksad İmâm-ı Mâlik’dir demişlerdir. Bu hadîs-i şerîfte, onun geleceği ve üstünlüğü bildirilmiştir. (Devam gelecek sayıda)


HDV BÜLTEN

Amersfoort HDV Mevlana Camii’nden Yetişkinlere Spor Organizesi

A

mersfort HDV Mevlana Camii Yönetim Kurulu tarafından 1. İhtiyar Delikanlılar salon futbol maçı düzenlendi. Maça, 50 yaş üstündeki ihtiyar delikanlılar katıldı. Bu etkinliğin amacı, Hollanda’ da yaşayan gençlerimize özgüvenin, birliğin, beraberliğin ne olduğunu göstermek. Maça çok sayıda vatandaşın yanında gençler de katıldı. Oyuncular saha içine teker teker isimleri ile çağrıldı. Açılış konuşmasını Amersfoort Mevlana Camii din görevlisi Fatih Özen yaptı. Din görevlisi mesajında “Bu camilerin yapılmasında, yaşatılmasında emeği geçen bütün vatandaşlara teşekkür etti. Birliğin ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu, bu ihtiyar delikanlılarımızın Hollanda 142 camii yaparak birlik ve beraberliğin en güzel örneğini gösterdiklerini ama gençlere de örnek olması için bu organizasyonun yapıldığını

söyledi. Emeği geçenlere teşekkür etti. İstiklal Marşı’nı okunmasından sonra takım kaptanlarının birbirlerine çiçek takdimi yapıldı. Kura atışıyla saha ve top seçimi yapıldı. 20 şer dakikalık 2 devre halinde yapılan maç çok zevkli ve heyecanlı geçti. Maç 4-4 berabere bitti. Maç sonunda her iki takıma, en çok gol atan oyuncuya ve hakeme kupa, bütün oyunculara da madalya takıldı. Maç sonunda caminin lokalinde çiğ köfte partisi yapıldı. Bu eğlenceli etkinliğe çok sayıda vatandaşımız katıldı. Bu organizasyona geleneksel olarak devam edileceği mesajı verildi.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 25


ŞİİR KÖŞESİ

EHL-İ BEYT’E SELÂM Ben onun âline ashâbına kurban olayım, Ben onun ashâb ü ahbâbına kurban olayım.. Niyazi Mısrî Beni reddetme evlâdın başıyçün bâb-ı lütfundan Ziyâ’yım bende-i Âl-i abâyım yâ Resûlallâh! Ziya Paşa Bir lahza cüdâ olmayayım ‘Âl-i abâdan, Yâ Rab beni dûr eyleme evlâd-ı Alî’den. Şeref Hanım Biz ezelden tâ ebed meydâne gelmişlerdeniz, Şâh-ı Merdân aşkına merdâne gelmişlerdeniz. Hatâî Bozuldu gülşen-i bâğ-ı Risâlet, hâr ile doldu. Gül ağlar, bülbül ağlar, lâle ağlar, erguvân ağlar… Osman Kemâlî

26 | SAYI 10 | OCAK 2010


HDV BÜLTEN

HDV’den Türkçe Dil Eğitimine Destek Hollanda Diyanet Vakfı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurtdışında bulunan çocuklarımızın Türkçe dil eğitimi için “Uzaktaki Yakınlarımız” projesi çerçevesinde hazırlanan Türkçe ders kitaplarının bastırılarak Hollanda’ya getirilmesini sağladı.

B

ilindiği üzere Hollanda Eğitim Bakanlığı okullarda Türkçe derslerinin önce okul saatleri dışına alınması daha sonra da kaldırılması yönündeki uygulamasından sonra Hollanda’da doğup yetişen çocuklarımız, ana dilleri Türkçe’nin yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardı. Dilini öğrenemeyen nesillerin dinini de öğrenemeyecekleri prensibinden hareket eden Hollanda Diyanet Vakfı, şubelerinde Türkçe derslerinin verilmesi için çeşitli çareler aramaktaydı. Bu amaçla Vakfımız HDV’ye bağlı bütün şubelerde din eğitimi haricinde başta Türkçe dersleri olmak üzere hangi ek derslerin verildiğine dair bir araştırma yapılmıştı. Camilerimizin bir kısmında Türkçe dersleri verildiğinin tespit edilmesi üzerine bu derslere destek olmak üzere,

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurtdışındaki çocuklar için hazırlanan Türkçe ders kitaplarının bastırılarak Hollandaya getirilmesine karar verildi. Bu maksatla Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile görüşülerek kitapların Vakfımız tarafından bastırılması konusunda gerekli izin alınmış ve adı geçen kitap serisi Vakfımız tarafından bastırılarak Hollanda’ya getirtilmiştir.

Dört ders kitabı ve dört çalışma kitabı olmak üzere toplam sekiz kitaptan oluşan Türkçe ders kitapları serisi, maliyetinin bir kısmı Vakfımız tarafından karşılanarak maliyetin yarı fiyatına öncelikle Türkçe dersi verilen şubelerimize dağıtılmaktadır. Takım halinde dağıtımı yapılan bu sekiz kitabın şubelerimize maliyeti “bir set 20 Avro” olarak tespit edilmiştir.

OCAK 2010 | SAYI 10 | 27


T.C.

Lahey Büyükelçiliği DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ ile

HOLLANDA DİYANET VAKFI tarafından

KAMPANYASI

Dergilerimize abone olmak için; 1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız. 2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz. ABONELİK MÜRACAATI

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ

Tarih : .......... / .......... /2010

Derginin Adı

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)

1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro) 2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro) 3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro) 4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro) Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.

Yıllık Abone Ücreti

Diyanet Avrupa Aylık Dergi

24 Avro

Diyanet Çocuk Dergisi

24 Avro

Diyanet İlmi Dergi

20 Avro

Diyanet Aylık Dergi

30 Avro

Abonenin:

Adı

:. .....................................................................................................................................

Soyadı

:. .....................................................................................................................................

Adresi

:. .....................................................................................................................................

Posta Kodu :. ..................................................................................................................................... Şehir

:. .....................................................................................................................................

E-mail adresi :. ..................................................................................................................................... Telefonu

: +31-. ....................................................................................................................


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.