H O L L A N D A
D İ Y A N E T
V A K F I
2 0 0 9
Y I L I
HOLLANDA DİYANET VAKFI HİZMETLERİ
HDV merkez binası açılış töreni (1984)
Ö Z E L
S A Y I
Hollanda Dİyanet Vakfı
Islamitische Stichting Nederland
Javastraat 2, 2585 AM Den Haag T. 070-3624481 • F. 070-3644565 www.diyanet.nl • info@ diyanet.nl
HABERLER ÖNSÖZ SAYI 1
2009 Yılında HDV Bülteni
Cevdet KESKİN
Hollanda Diyanet Vakfı İdari Koordinatör
Muhterem okuyucular,
H
DV Bülten’in bir yılını başarıyla geride bırakmanın verdiği huzurla sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek yazıma başlamak istiyorum. Evet, Bültenimiz 2009 yılının başında, önce bir proje olarak düşünce dünyamızda yerini aldı. Daha sonra bu proje yazıya döküldü, çeşitli aşamalardan geçerek olgunlaştı ve Nisan 2009’dan itibaren aylık olarak yayın hayatına başladı. 2009 yılı tamamlandığında tam dokuz sayı çıkmıştı. Her bir sayı HDV’nin faaliyetleri konusunda oldukça zengin bir içeriğe sahipti. Geriye doğru baktığımızda çıkardığımız dokuz sayının herbiri hakkında çoğu sözlü olmak üzere olumlu görüşler aldık. Eleştiriler de olmadı değil ama bunlar çok azdı ve biz bu eleştiri ve önerileri dikkate alarak elimizden geldiğince düzeltmeye çalıştık. Bu tecrübemiz gelecek sayılarımıza daha güzel yansıyacaktır. Değerli dostlar, HDV Bülten’in çıkan dokuz sayısına baktığınızda gerek kapak haberlerinde ve gerekse kapağa yansımayan içerikte, önemli konuların, faaliyetlerin ve haberlerin yer aldığı görülecektir. Bütün bu faaliyetler, HDV’nin gelişen vizyonunun bir sonucu ve göstergesidir. Bu vizyonun önemli bir yansıması olarak, Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay hocamızın, katıldığı uluslararası düzeydeki
toplantılar ve bu toplantılarda dile getirdiği, Hollanda’da, hatta Avrupa’daki müslümanları ilgilendiren önemli konulara yer verilmiştir. Bu sebeple istedik ki; 2009 yılında çıkan bültenlerde yer alan bütün bu önemli faaliyetleri, özel bir sayı çıkararak bir araya toplayalım ve bir kitapcık halinde okuyucularımıza sunalım. Bu yönde pek çok talep de aldık. Elinizdeki bu özel sayı işte bu niyetin ve talebin bir ürünüdür. HDV Bülten 2009 sayımızda şu ana kadar çıkan HDV Bülten’lerde yer alan önemli faaliyetlerden seçilenler yer almaktadır. Önemli gördüğümüz diğer bir husus da yine Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay hocamızın bütün sayılarda yazdığı başyazıların bu özel sayıda yer almasıydı. Geniş bir düşünce ufkunun ürünü olan bu yazıların özel sayımıza ayrı bir değer katacağına inanıyorum. Yine bu sayımızda Hollanda Diyanet Vakfı’nın kurumsal yapısı ve işleyişi ile ilgili bilgilerin de yer alması uygun görülmüştür. Sonuç olarak, Hollanda Diyanet Vakfı’nın 2009 yılı özel sayısı ile sizleri başbaşa bırakıyor, siz okuyucularımızın daha güzeline layık olduğunun bilincinde olarak, gelecek çalışmalarımızda buluşmak dileğiyle sizleri Yüce Allah’a emanet ediyorum. Selam ve saygılarımla.
HDV BÜLTEN 2009 | 3
HABERLER SAYI 1 İÇİNDEKİLER Önsöz.............................................................................................................................................................................................................................................................................3 İçindekiler............................................................................................................................................................................................................................................................. 4-5 Colofon.........................................................................................................................................................................................................................................................................6 Giriş. ................................................................................................................................................................................................................................................................................7
Hollanda Diyanet Vakfı Hollanda Diyanet Vakfı’nın Kuruluşu......................................................................................................................................................................................... 10 HDV’nin Yapısı ve İşleyişi...................................................................................................................................................................................................................... 10 HDV Genel Kurul Üyeleri..................................................................................................................................................................................................................... 11 HDV’nin Kuruluş Amaçları......................................................................................................................................................................................................... 11-12 Yönetim ve Merkez Teşkilatı.................................................................................................................................................................................................................. 13 Vakıf Yönetim Kurulu. ................................................................................................................................................................................................................................ 13
Başyazılar “Değerli Dostlar”............................................................................................................................................................................................................................................. 16 “İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (I)”......................................................................................................................................................... 17 “İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (II)”....................................................................................................................................................... 18 “İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (III)”..................................................................................................................................................... 19 “İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (IV)”..................................................................................................................................................... 20 “İnsan Eksenli Hizmet Anlayışımız”.............................................................................................................................................................................................. 21 “Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (I)”.......................................................................................................................................................................... 22 “Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (II)”........................................................................................................................................................................ 23 “Yeni Bir Yıla Girerken”. ........................................................................................................................................................................................................................... 24 “Yılbaşı ve Noel”.............................................................................................................................................................................................................................................. 25 “Gurbette Komşu Olmak”............................................................................................................................................................................................................. 26-27 “Daha Yapacak Çok Şeyler Var”......................................................................................................................................................................................................... 28
Üst Düzey Ziyaret ve Konferanslar Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hollanda’ya Geldi........................................................................................................ 32-33 Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er Hollanda’ya Geldi.............................................................................................................................................. 34 Uygur Türkleri lideri Rabia Kader HDV’yi Ziyaret Etti............................................................................................................................................. 35 Clingendael Enstitüsü’nde Din-Devlet İlişkileri Toplantısı...................................................................................................................................... 36 Avrupa Konseyi’nde İnterkültürel Din Eğitimi Konferansı. .................................................................................................................................... 37 Avrupa Dini Liderler Konseyi Toplantısı................................................................................................................................................................................... 38 Hollanda Adalet Bakanıyla Konferans......................................................................................................................................................................................... 39
Cami Açılışları Haarlem HDV Selimiye Camii İbadete Açıldı..................................................................................................................................................................... 42 Oss HDV Ulu Camii Kültür Merkezi Açıldı. ....................................................................................................................................................................... 43 Delfzijl HDV Yunus Emre Camii’nin Temeli Atıldı....................................................................................................................................................... 44 Amsterdam HDV Eyüp Sultan Camii Açıldı........................................................................................................................................................................ 45 Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii Hizmete Açıldı............................................................................................................................................. 46-47 Roermond HDV Fatih Camii Hizmete Açıldı............................................................................................................................................................ 48-49 Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii Hizmete Açıldı. ........................................................................................................................ 50-52
4 | HDV BÜLTEN 2009
HABERLER SAYI 1 İÇİNDEKİLER Kutlu Doğum Konferansları Rotterdam HDV Eğitim Merkezi’nde Kutlu Doğum Programı.......................................................................................................................... 56 Ehli Beyt Federasyonu’ndan Kutlu Doğum Konferansı. ............................................................................................................................................. 57 Zaandam’da Kutlu Doğum Konferansı. ............................................................................................................................................................................. 58-59 Kutlu Doğum Münasebetiyle “Living Together” Konulu Konferans..................................................................................................... 60-62 HDV’den “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” Konferansı. ....................................................................................................... 64-65
Diyanet Avrupa Dergisi’nden Lalelerin Diyarı Hollanda’da Din ve Diyanet . ............................................................................................................................................................ 66-67 Hollanda’da Diyanet ve Dinî Temsil..................................................................................................................................................................................... 68-71
Diğer Konferanslar Prof. Dr. Üstün Dökmen Konferans Verdi..................................................................................................................................................................... 74-76 Gültepe’den “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” Konulu Konferans.................................................................................................................... 77 “İslam ve Tasavvuf Işığında Kadın” Konulu Konferans................................................................................................................................................ 78 HDV Mevlana Camii’nde “İslam ve Çevre; Bir Bütündür” Konferansı. ............................................................................................ 79-80 İlkokullarda Din Dersi Konferansı.................................................................................................................................................................................................. 80 Amsterdam’da Çevre Sempozyumu. ............................................................................................................................................................................................... 81 Gençlik Konferansları-3: “Hicret ve Kurban”.............................................................................................................................................................. 82-83 HDV’den Mehmet Akif ve İstiklal Konferansı............................................................................................................................................................ 84-85 Alevi Dedesinden Din Görevlilerine Konferans......................................................................................................................................................... 86-87
Toplantılar Deventer’de Dinlerarası Diyalog Toplantısı.................................................................................................................................................................... 90-91 HDV Şube Yönetimleri Bölge Toplantısı. ................................................................................................................................................................................. 92 2008 Yılı Hac Organizasyonu Değerlendirme Toplantısı.......................................................................................................................................... 92 HDV Bölge Toplantısı Nijmegen’de Yapıldı........................................................................................................................................................................... 93
Ramazan Ayı Faaliyetleri T.C. Lahey Büyükelçisi HDV İftarında Halkımızla Buluştu......................................................................................................................... 96-98 Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde İftar........................................................................................................................................................................... 99 Leeuwaarden Ulu Camii’nde İftar Programı...........................................................................................................................................................100-101 Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde Multikültürel İftar............................................................................................................................... 102 Ramazan Ayı Dolayısıyla Türkiye’den İrşat Ekibi Geldi........................................................................................................................................... 103 Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nden Üniversiteli Ögrencilere İftar........................................................................................................ 103 Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii’nde İftar................................................................................................................................................ 104 Kilisede Düzenlenen İftara Büyük İlgi.......................................................................................................................................................................... 106-107
Diğer Faaliyetler Deventer Ataşelik Futbol Turnuvası............................................................................................................................................................................................ 110 Ataşelik Kupası Sahibini Buldu.. .................................................................................................................................................................................................... 111 Hollanda Diyanet Vakfı Kupası Sahibini Buldu.................................................................................................................................................. 112-113 Kudüs Özbek Nakşi Lideri HDV’yi Ziyaret Etti.......................................................................................................................................................... 113 Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru Sergisi ve Sertifika Töreni............................................................................................................ 114 HDV Multifestijn Kültür Fuarı’na Katıldı........................................................................................................................................................................... 115 Rotterdam HDV Anadolu Camii’nde Polis Şefleriyle Toplantı......................................................................................................................... 116 Camiler ve Din Görevlileri Haftası Kutlandı. .................................................................................................................................................................... 117 HDV Eğitim Merkezi’nde Yaz Kur’an Kursu..................................................................................................................................................................... 118 HDV’ye Bağlı Camiler................................................................................................................................................................................................................ 120-121
HDV BÜLTEN 2009 | 5
HABERLER COLOFON SAYI 1
Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Bülent Şenay Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni hdvbulten@gmail.com hdvbulten@diyanet.nl Islamitische Stichting Nederland Hollanda Diyanet Vakfı Javastraat 2 2585 AM Den Haag T. 070-3624481 F. 070-3644565 www.diyanet.nl info@diyanet.nl 6 | HDV BÜLTEN 2009
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cevdet Keskin HDV İdari Koordinatörü HDV Bülten Yayın Kurulu Cevdet Keskin Sabri Gündoğan Abdullah Kaya Tasarım Bülent Yiğittop Baskı Drukkerij Dizayn 010-4254030
HDV Personeli Adı Soyadı
Cevdet Keskin 2 Sabri Gündoğan 3 Abdullah Kaya 4 Erdal Çetinkaya 5 Ali Korkmaz 6 Uğur Kaya 7 Orhan Yemenoğlu 8 Turgay Ergezen 9 Osman Ergin 10 İlhan Karataş 11 Önder Erkoç 1
Görevi
İdari Koordinatör Muhasebe Sekreter Cenaze Fonu İletişim&Medya Gençlik Koordinatörü Cenaze Fonu Cenaze Firması Cenaze Firması Cenaze Firması Muhasebe Yardımcısı
HABERLER SAYI 1 VAKFI HOLLANDA DİYANET
Giriş
Doç.Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
B
ugün Avrupa’da, 60’lı yıllarda başlayan iş gücü göçü ve akabinde gelen aile birleşimleri ile Türkiye’den giderek oralarda yerleşik hale gelmiş 5 milyona yakın vatandaşımız bulunmaktadır. Avrupa ülkelerindeki vatandaş ve soydaşlarımız 70’li yıllardan itibaren işçi dernekleri, cami dernekleri, vakıflar, federasyonlar ve çatı kuruluşlar gibi bir dizi sivil örgütler kurarak kendilerini ifade etme ve ihtiyaçlarını karşılama cihetine gitmişlerdir. Bu sürecin tarihi, sosyolojik ve demografik bir arka planı vardır. Hollanda Devlet İstatistik (CBS) bürosunun verilerine göre Hollanda’nın nüfusu 2009 yılı Ocak ayı itibariyle 16.400.000’dir. Bu nüfusun içinde, çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan Müslümanlar -ki bunların başında yaklaşık 400 bin nüfusla Türkler bulunmaktadır- dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyonel yapılar içerisinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen camilerde sürdürmektedirler. Bu camilerin 200 kadarı Türklere, 140 kadarı Faslılara ve 50 kadarı da Sürinamlılara aittir. 200 kadar Türk cami merkezi içinde Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olanların sayısı 142’dir. Hollanda kanunlarına göre, muhtelif vatandaşlık kanunları çerçevesinde Müslümanlar resmen bir dini topluluk olarak tanınmıştır. Hollanda’da Hıristiyanlık çoğunluğun dini inancıdır. Hıristiyanlık, Protestan ve Katolik mezhepleri olarak yaygındır. Hıristiyanlığın diğer mezhepleri çok az da olsa mevcuttur. Katoliklerin genel nüfusa oranı %36, Protestanların oranı ise %28’dir. Protestanlar kendi aralarında 20 den fazla çeşitli gruplara ayrılmışlardır. En büyük grup olan reform kilisesi nüfusun %8’ini oluşturmaktadır. İnanmayanların (ateistlerin) oranı ise %32 civarındadır. Nüfusun %4’ünü ise diğer din mensupları oluşturmaktadır. Bunlar da Müslümanlar, Yahudiler, Hindular ve diğer din mensuplarıdır. Hollanda’da böyle bir dinî arka plan üzerinde, Türk toplumunun kendi cami ve kültür derneklerini kurmaları ve iki ülke arasında yapılan anlaşmalar çerçevesinde de Türkiye’den din görevlisi talep etmeleri şeklinde ortaya çıkan bir sürecin sonucunda Diyanet hizmetleri, Hollanda’da varlığını göster-
meye başlamıştır. Diyanet hizmetleri, sivil toplumsal hukuki bir yapı olarak 1982 yılında Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünde kurulan Hollanda Diyanet Vakfı (Islamitische Stichting Nederland) çatısı altında sürdürülmektedir. HDV, dinî toplulukların din hizmetleri ihtiyacının karşılanması esasına dayalı bir yapı içerisinde 300 bin civarında Hollandalı Türk topluluğa en geniş ölçüde, yani cami içi din hizmetleri ve cami dışı din hizmetleri kapsamında, Kur’an kursu, din eğitimi, ramazan, hac, kurban, cenaze hizmetleri, kadınlara ve gençlere yönelik eğitim ve kültür hizmetleri, spor etkinlikleri organizasyonu vs. mahiyetinde din hizmetlerini organize etmekte ve rehber kurum görevini ifa etmektedir. Özellikle son yıllarda Avrupa kamuoyunda, akademisi ve siyasetinde “İslam, Müslüman, Göçmen, Yabancı, Entegrasyon, İslam ve Modern Hayat, İslam ve Avrupa, İslam ve Evrensel Değerler, öz değerler ve kültür, eğitim, gençlik, kadın haklan ve entegrasyon” gibi genel kavramlar, konular ve karşılaştırmalar üzerinden bir dizi tartışmanın sürüyor olması, yurtdışında yaşayan insanımızı geleneksel duruşlarını gözden geçirerek bu süreçler içerisinde yer almaya zorlamaktadır. Hollanda’da, Diyanet Vakfı hem genel olarak Avrupa’da Müslümanları ilgilendiren hem de Hollanda toplumunu ilgilendiren bu konularda toplumsal süreçlere yapıcı ve teşvik edici bir katkı sağlamaktadır. 1982 yılında Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünde kurulan Hollanda Diyanet Vakfı (Islamitische Stichting Nederland) halkımız tarafından büyük teveccüh görmüş, 142 üye camisiyle Hollanda’daki İslami kuruluşların içinde en büyük sivil toplum kuruluşu olmuştur. Yine bu teveccühün bir neticesi olarak Vakfımız kendini yenileyerek hizmetlerini her geçen gün artırmıştır. Bu noktaya gelinmesinde bugüne kadar görev yapmış olan herkesin önemli hizmet ve katkıları olmuştur. Bu vesileyle Vakfımızın yirmi beş yılı aşan geçmişi süresince hizmette katkısı olan herkese şükran ve minnetlerimizi sunuyoruz. HDV BÜLTEN 2009 | 7
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Hollanda Diyanet Vakf覺 -Kurumsal Yap覺-
HOLLANDA DİYANET VAKFI
HDV merkez binasının 1984 yılında yapılan açılış töreni
HOLLANDA DİYANET VAKFI’NIN KURULUŞU Hollanda Diyanet Vakfı (HDV), Hollandaca ismiyle Islamitische Stichting Nederland, (ISN) tarihi vakıf geleneğinin bir uzantısı olarak Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşlarının ortak arzu ve gayretleriyle 10 Aralık 1982 yılında kurulmuştur.
HDV’nin Kurucuları
1. Dr. Tayyar ALTIKULAÇ 2. Sami USLU 3. Lütfi ŞENTÜRK 4. Abdulbaki KESKIN 5. Ahmet UZUNOĞLU
6. Mehmet KERVANCI 7. Hayrettin ŞALLI 8. Mahmut SEZGİN 9. Remzi YAVUZ 10. Erdinç TÜRKÇAN
HOLLANDA DİYANET VAKFI’NIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ Hollanda Diyanet Vakfı çoğunluğu Vakfın kurucularından oluşan bir Genel Kurul ve bu genel kurulun her iki yılda bir seçtiği 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu tarafından yönetilmektedir. Vakfımızın idari yapısı aşağıdaki şemada görülmektedir.
10 | HDV BÜLTEN 2009
HOLLANDA DİYANET VAKFI HDV GENEL KURUL ÜYELERİ 1. Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU (T.C. Diyanet İşleri Başkanı)
2. Doç. Dr. Ali DERE
(D.İ.B. Dış İlişkiler Dairesi Başkanı)
3. Doç. Dr. Bülent Şenay (Din Hizmetleri Müşaviri)
4. Dr. Tayyar ALTIKULAÇ 5. Prof. Dr. Mustafa Said YAZICIOĞLU 6. Sami USLU 7. Arif SOYTÜRK
8. Rıza SELİMBAŞOĞLU 9. Niyazi BALOĞLU 10. Ahmet UZUNOĞLU 11. Mustafa YILMAZ 12. Mehmet KERVANCI 13. Hayrettin ŞALLI 14. Mahmut SEZGİN 15. Remzi YAVUZ 16. Erdinç TÜRKÇAN 17. Mehmet Nuri YILMAZ
VAKFIN KURULUŞ AMAÇLARI a) Hollanda’da yaşayan müslümanların dini görevlerini yerine getirebilmeleri için mevcut imkanları korumak ve geliştirmek. b) Hollanda’da bulunan Türk-İslam toplumunun refah seviyesini yükseltmek. c) Hollanda’da bulunan müslümanların ruhsal gelişmeleri için imkanlar sağlamak. Vakıf bu amaçlarını gerçekleştirmek için aşağıdaki faaliyetleri yapar. 1. Hollanda’daki müslümanlara dini konularda bilgi verir. 2. Hollanda’daki müslümanlara kültürel ve sosyal hizmetlerde bulunur ve yardım eder. 3. Müslüman olmak isteyenlere bilgi verir ve yardım eder. 4. İslam dinini tanıtmak amacıyla yayın organlarıyla işbirliği yaparak tv. ve radyo yayını yapar. 5. Hollanda’da bulunan kilise ve diğer dini gruplarla işbirliği yapar ve Vakfın gayesine yönelik faaliyetlerde bulunur. 6. Müslümaların yoğun olarak bulunduğu yerlere din görevlisi gönderir. 7. Hac ibadeti ile ilgili olarak gerek Hollanda’da ve gerekse Suudi Arabistan’da gerekli organizasyonu düzenler. 8. Hollanda’da ikamet eden müslümanların sünnet ve düğünlerinde yardımcı olur. 9. Hollanda’da vefat eden müslümaların cenazelerini memleketlerine nakletmek üzere gerekli tedbirleri alır. 10. İslam dini ile ilgili eğitimi teşvik ve koordine eder. 11. İslam dini ile ilgili ilmi araştırmalar yapar. 12. Cami ve mescid görevlilerini eğitir. 13. Kur’an-ı Kerim ve lisan dersleri verir 14. İslam dini üzerine eğitim verecek okulları kurar ve yönetir. 15. Kur’an-ı Kerim, İslami İlimler ve İslam Sanatı hakkında kitaplar terceme etttirir. Bu kitapları bastırır, yayınlar, kütüphane açar ve devamını sağlar. 16. Hollanda makamlarıyla işbirliği yaparak müslüman çocuklarına İslam dini eğitimi ve öğretimi verir ve bunu pratiğe döker. HDV BÜLTEN 2009 | 11
HOLLANDA DİYANET VAKFI 17. İslam dini ile ilgili devletler arası konferanslara temsilci gönderir. 18. İslam dinini konu alan konferanslar ve dini toplantılar organize eder, ettirir. 19. İslam dini ile ilgili yarışmalar tertip eder ve ettirir. 20. Vakfın amacına uygun olarak, sosyal kültürel, bilimsel ve sportif faaliyetler organize eder, ettirir ve bu tür faaliyetlere katılır. 21. Yetenekli gençlere yardım ederek bunların yüksek öğrenim yapmalarına ve ilmi ilerlemelerine imkanlar hazırlar. 22. Nakdi ve aynı hibeler kabul eder, Fitre zekat gibi gelirleri Vakfın üstlenmiş olduğu yükümlülüklere uygun olarak harcar. 23. Vakıf, gasyesi için kullanılabilecek gayrimenkullere sahip olur. 24. Vakıf, içtüzük hükümlerine göre Hollanda’daki gayrimenkullerin kullanılışına yön verir ve amacına uygun kullanılmasını sağlar. 25. Vakıf, Türkiye Diyanet Vakfı, Dünya İslam Birliği ve benzeri İslam kuruluşlarıyla işbirliği yapar. 26. Vakıf Hollanda’da bulunan Türk–İslam topluluğunun faaliyetlerini koordine edebilmek için Hollanda’da kurulu Türk-İslam dernekleri ve vakıflarıyla sıkı işbirliği yapar. 27. Vakıf kesinlikle siyasetle uğraşmaz. Hollanda Diyanet Vakfı anatüzükte yazılı bu kuruluş amaçları ve faaliyet alanlarına uygun olarak oluşturulan çeşitli çalışma birimlerinde aşağıdaki başlıklarda belirtilen hizmetler gerçekleştirmektedir.
1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19.
Cami içi Din Hizmetleri organizasyonu Cami proje, inşaat, tamirat ve hizmete açılış faaliyetleri, Konferanslar, Seminerler-Toplantılar, Cenaze fonu hizmeti, Cenaze firması hizmeti, Hac organizasyonu, Vekaletle kurban organizasyonu, Vakıf imkanlarıyla verilen burslar, Kitap ve Takvim dağıtımı hizmeti, Yayın ve terceme hizmetleri, Gençlik kolları çalışmaları, Kadın kolları çalışmaları, Dini ve Milli bayramlarda yapılan kutlamalar, Dinlerarası diyalog çalışmaları, Gültepe Eğitim Merkezi hizmetleri, Yardım Kampanyaları, Açık gün organizeleri, Yarışmalar,
12 | HDV BÜLTEN 2009
HOLLANDA DİYANET VAKFI YÖNETİM VE MERKEZ TEŞKİLATI Vakfın idaresi Genel Kurul tarafından iki yılda bir seçilen Vakıf Yönetim Kurulu tarafından yürütülmektedir. Yönetim Kurulu 7 kişiden oluşmakta ve Vakfın amaçlarına uygun olarak Vakfı idare etmektedirler. Vakıf Yönetim Kurulu Başkan, Sekreter, Muhasip ve üyelerden müteşekkildir. Ayrıca günlük hizmet birimlerinde toplam 11 daimi personel çalışmaktadır.
19 Ekim 2008 tarihinde yapılan HDV 13. Genel Kurul toplantısında seçilen 7 kişilik Vakıf Yönetim Kurulu şöyledir.
Adı Soyadı Doç. Dr. Bülent ŞENAY Veysel Kükrek Rahim Usan Nevruz Özcan Recep Erkoç Zekeriya Açkalmaz Abdurrahman Aydeğer
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Vakıf Görevi
Görevi
Başkan Sekreter Muhasip Üye Üye Üye Üye
T.C. Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din Görevlisi Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii Başkanı Roermond HDV Fatih Camii Başkanı Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu Başkanı Rotterdam HDV Eğitim Merkezi Koordinatörü Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı
Hollanda’da Müslüman sivil kurumların en büyüğü olan Vakfımız bu büyüklüğüyle orantılı olarak yoğun bir iş hacmine sahiptir. Dolayısıyla yürütülecek görevlerin ehil kişilere verilmesi sevk ve idarede titiz davranılması büyük önem arz etmektedir. Bunun için vakıf merkezimiz ciddi bir kurumda bulunması gerekli idari yapıya kavuşturulmuş ve çeşitli hizmet birimleri oluşturulmuştur.
HDV Personeli Adı Soyadı
Cevdet Keskin 2 Sabri Gündoğan 3 Abdullah Kaya 4 Erdal Çetinkaya 5 Ali Korkmaz 6 Uğur Kaya 7 Orhan Yemenoğlu 8 Turgay Ergezen 9 Osman Ergin 10 İlhan Karataş 11 Önder Erkoç 1
Görevi
İdari Koordinatör Muhasebe Sekreter Cenaze Fonu İletişim&Medya Gençlik Koordinatörü Cenaze Fonu Cenaze Firması Cenaze Firması Cenaze Firması Muhasebe Yardımcısı
HDV BÜLTEN 2009 | 13
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Doç. Dr. Bülent Şenay Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Başyazılar
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
E T D İ Y A N
N D A H O L L A
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
NİSAN • 2009 SAYI 1
4
Başkanı T.C. Diyanet İşleri akoğlu Prof. Dr. Ali Bard a geldi Hollanda’y
6
Rotterdam ezi’nde HDV Eğitim Merk ramı Kutlu Doğum Prog
10
Değerli Dostlar
ası Kutlu Doğum Haft “Living Together” münasebetiyle konulu konferans Sayi 1 - F.indd
1
09-07-09
03:19
Nisan Sayı 1
H
ollanda Diyanet Vakfı’nın yıllar sonra bu ilk hiç bir dine bağlı olmadığı kabul edilmektedir. Hollanda’da HABER BÜLTENİ ile huzurunuzdayız. Vak- böyle bir dinî arkaplan üzerinde (pilarizasyon politikasının fımızın hizmet faaliyetlerinin toplumumuzun yansıması olarak) Türk toplumunun kendi kültür ve cami bilgisine daha geniş çerçevede sunulabilmesi için böyle bir derneklerini kurmaları ve iki ülke arasında yapılan anlaş“haber köprüsü”ne ihtiyaç duyulmaktaydı. Hollanda’nın malar çerçevesinde de Türkiye’den din görevlisi talep etme16 milyonluk nüfusu içinde, çoğunluğu Türkiye kökenli, leri şeklinde ortaya çıkan bir sürecin sonucunda Diyanet Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan Müslü- hizmetleri Hollanda’da toplumunda varlığını göstermeye manlar dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyonel yapılar başlamıştır. Diyanet hizmetleri, sivil toplumsal hukuki bir içerisinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen cami- yapı olarak kurulan Hollanda Diyanet Vakfı çatısı altında lerde sürdürmektedirler. Bu camilerin 200 kadarı Türkle- sürdürülmektedir. HDV, dinî toplulukların din hizmetleri re, 140 kadarı Faslılara ve 50 kadarı da Sürinamlılara aittir. ihtiyacının karşılanması esasına dayalı bir yapı içerisinde 200 kadar Türk cami merkezi içinde Hollanda Diyanet 300 bin civarında Hollandalı Türk topluluğa en geniş ölVakfı’na bağlı olanların sayısı 142’dir. Hollanda devleti, çüde, yani cami içi din hizmetleri ve cami dışı din hizmetörneğin Almanya’dan farklı olarak, “bütün dinlere eşit me- leri kapsamında, Kur’an kursu, din eğitimi, ramazan, hac, safede olan ve her bir dinî topluluğun kendi dinî eğitim kurban, cenaze hizmetleri, kadınlara ve gençlere yönelik ve hizmetlerini organize edebilmeeğitim ve kültür hizmetleri, spor Hollanda Anayasası’nın etkinlikleri organizasyonu vs. masine imkân veren” bir “din-toplum ilişikileri” politikası uyguladığı şekhiyetinde din hizmetlerini organize 1. maddesinin, din ve linde tanımlanmaktadır. Hollanda ve rehber kurum görevini etnik temelli ayrımcılığa etmekte kanunları açısından bakıldığında, ifa etmektedir. muhtelif vatandaşlık kanunları çer- izin verilmeyeceğini ve bu çevesinde Müslümanlar resmen bir çerçevede tüm vatandaşların Bu hizmetlerin ve rehberliğin dini topluluk olarak tanınmıştır. bir iletişim aracı olarak elinizdeki eşitliğini öngördüğü Bu durum, Hollanda’daki sistemi bu BÜLTEN, Hollanda Diyanet ifade eden “pilarizasyon” (müstaVakfı’nın faaliyetlerinden bir demet savunulmaktadır. kil sütun yapısı/farklı etnik ve dinî sunarak ufuk birliğine katkı sağlagrupların birbirinden bağımsız bir arada müstakil olarak mayı amaçlamaktadır. HDV Bülteni’nin hazırlanmasında yaşamasına atfen) kelimesi ile ifade edilmektedir. Hukuk emeği geçen Vakıf İdari Koordinatörü Cevdet Keskin’e ve ve siyasette bu yaklaşım, Almanya’ya kıyasla, Hollanda’da diğer HDV personeline teşekkür ediyor, bereketli bir yıl Müslümanların demokratik süreçte kamusal alanda dinî diliyorum. Şunu da belirtmeme müsaade edin: Bu Haber özgürlüklerinin önünü ilkesel olarak açmaktadır. Hol- Bülteni’ni esas hazırlayanlar ve dolayısıyla bu hizmetleri landa Anayasası’nın 1. maddesinin, din ve etnik temelli topluma sunanlar, HDV cami şubelerimizde erkeğiyle kaayrımcılığa izin verilmeyeceğini ve bu çerçevede tüm va- dınıyla, yaşlısıyla genciyle, şube yönetimiyle, gençlik koltandaşların eşitliğini öngördüğü savunulmaktadır. 1983 larıyla, kadın kollarıyla, din görevlilerimizle karşılık bekleyılında yayınlanan Azınlıklar Kanunu’nda, dinin “kendine meksizin tüm hizmetlere kendini adayan, ve bu bültende saygı”yı geliştirip, toplumsal katılıma katkı sağlayabildiği gördüğünüz ve görmediğiniz gönül ehli hizmet kahraifade edilmiştir. Dinî toplulukların din hizmetleri ihtiya- manlarıdır. Bu hizmetlerin ve faaliyetlerin ilk tohumlarını cının karşılanmasına izin verilmesi, arka planda bu genel atmış olan birinci kuşak dualarınızda ve dualarımızdadır. kabule dayanmaktadır. Onların ve sizlerin himmetleri ve gayretleri olmasaydı bu fotoğraf kareleri ortaya çıkmazdı. Allah hepsinden, hepiGünümüzdeki araştırmalara göre, Hollanda’nın 16 mil- nizden razı olsun, gayretiniz daim, hizmetiniz kaim olsun. yonluk nüfusunun %34’ünün Katolik, %27’sinin Protes- Selam ve dostlukla. tan ve % 4’ünün Müslüman olduğu, % 35 kadarının ise Doç. Dr. Bülent Şenay Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
16 | HDV BÜLTEN 2009
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
E T D İ Y A N
N D A H O L L A
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
MAYIS • 2009 SAYI 2
16
Hollandaca dil 38 din görevlisi rıyla bitirdi kursunu başa
10
m HDV Amsterda ii açıldı Eyüp Sultan Cam
İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (I)
20
met Akif HDV’ndan Meh eransı ve İstiklal Konf Sayi 2 - F.indd
1
25-08-09
23:52
Mayıs Sayı 2
Değerli Dostlar,
Yukarıda naklettiğimiz âyet-i kerîmenin “marufu emr, münkerden sakındırma” tavsiyesi, toplumsal ahİster Türkiye’de isterse Avrupa’da olalım, modern lak açısından temel bir ilkedir. O derece ki bunun aksi çağın peşimizi bırakmayan sorularından birisi şudur: yönde hareket ve yapılanma Allah’ın rızasına aykırı Yeryüzünde bugün mevcut pek çok din ve bunla- olarak beyân edilmektedir. Meselâ, Tevbe sûresinde ra inanan insan varken İslam’ın son hak din olma- maruf ahlâkına yani İslâmî ölçülerde toplumsal ahsı ne ifade eder? Her dinde, bireylerin ve toplumun laka karşı olanlar, münafık ve fâsık karakterli olmakla ahlâklı olması istenir. Peki o zaman toplum ahlâkı- eleştirilmektedir. Özellikle siyâsî ve ekonomik gücünın oluşabilmesi bakımından İslâm’ı, Yahudilik’ten, nü toplumsal ahlâkı bozacak yönde kullananlar, TevHıristiyanlık’tan ya da mesela Budizm’den farklı kı- be sûresi 67.nci âyet ve devamında “münkeri emreden lan özellik(ler) nedir? Yani biz Müslümanların inan- ve marufu yasaklayan”lar olarak münafık kategorisine dığımız gibi son Hak din olan dahil edilmekte, 71.nci âyet-i Peki o zaman toplum İslam’ın toplum ahlâkı ile ilgili kerîmede ise “marufu emredip, tavsiye, emir ve yasakları, çağmünkerden sakındıranların müahlâkının oluşabilmesi daş toplum anlayışı açısından bir minler oldukları” hatırlatılmakbakımından İslâm’ı, fark ifade eder mi? tadır. Bu ayetlerin öncesinde Yahudilik’ten, ve devamında, toplumsal ahlâk Hıristiyanlık’tan ya da Bu soruların cevabı İslam’da mesela Budizm’den farklı oluşmasını önemsemeyip, bir maruf ahlâkı ve muamelât kılan özellik(ler) nedir? taraftan da bireysel olarak zaahlâkının iyi anlaşılmasıyhirde bir takım iyilikler yapanla verilebilir. Mâruf nedir? Âl-i Imrân suresi’nde ların “amellerinin hem dünyada hem ahirette boşa “Sizden, hayra çağıran, mâr’ûfu (iyiliği) emreden ve gideceği” hatırlatılmakta, yani ahlâkın sadece bireysel münker(kötülükten)den men’ eden bir topluluk bulun- düzeyde kalmasının yeterli olmayacağı “toplumsal” sun. İşte kurtuluşa erenler onlardır” (Âl-i Imrân suresi boyuta taşınması halinde bireysel ahlakın bir anlam 3:114) âyet-i kerîmesinde bize mârûf kavramıyla ile ifade edeceği hatırlatılmaktadır. İşte Maruf Ahlakı ilgili önemli bir tavsiye yapılmaktadır. Ma’rûf kelime- budur. Marûf kavramının bu şekilde anlaşılması için si, Arapça’da örf “a-r-f ” kavramından türemiştir. Örf İslam’da muâmelât kavramının da anlaşılması gerekkavramı ise yalnız sosyolojik açıdan değil, fıkhî-hu- mektedir. Gelecek sayımızda buradan devam edelim. kukî açıdan da İslam alimleri tarafından çok önemli kabul edilmiştir. Örf, insanlar arasında ortak akla ve Allah’a emanet olunuz. Selam ve dostlukla. ahlâka uygun bilinen teâmüller ve kabullerdir. Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı HDV BÜLTEN 2009 | 17
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
E T D İ Y A N
N D A H O L L A
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
HAZİRAN • 2009 SAYI 3
4
ntısı 2. HDV Bölge topla dı Nijmegen’de yapıl
6
ii Kültür HDV Oss Ulu Cam takımıyla açıldı Merkezi Mehter
İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (II)
15
n Rotterdam Lise öğrencilerinde Camii’ne ziyaret HDV Kocatepe Sayi 3 - F.indd
1
25-08-09
23:53
Haziran Sayı 3
Değerli Dostlar,
açıklıkla ortaya konulmuştur. Dinin, marufu toplum ahlakı açısından sabit ve hakim kılması Bundan önceki Bültenimizde, Kurânî ahlâkın nasıl mümkün olur? Marufun toplum ahlakı olması sadece bireysel ahlâka değil toplumsal ahlâka da için münkerin yayılmasına engel olacak hukukî, önem verdiğini belirtmiştik. Çağdaş toplumlarda ahlâkî ve eğitsel mekanizmaların oluşturulması ahlâk genel olarak bireyselliğe indirgenir. Oysa gerekir. Yani marufu tavsiye ve uygulamak ancak bireysel ahlâk toplum ahlâkında yansıdığı zaman münkerden sakındırmak ve toplum ahlâkına huzurlu ve istikrarlı bir toplumdan söz edebiliriz. zarar vermesini önlemek ile mümkün olur. O “Bana ne” deyip geçmemeyi gerektiren bir nedenle İslam inanç ve kültürünün en köklü ahlâkî konudur toplum ahlâkı. Bireysel ahlâkın toplumsal önermesi “emr-i bi’l marûf nehy-i ani’l-münker” boyutunda karşımıza İslam’ın “ma’ruf ahlâkı” olmuştur. Maruf, sosyal sözleşme gibidir. Maruf ahlakı, İslam’ın “hılfu’l-füdûl” gelmektedir. Marûf kavramının sözleşmesibu şekilde anlaşılması için İslam toplumu modern (erdemliler birliği) ahlakıdır. Kitle İslam’da bir başka kavramın zamanların ifadesiyle iletişimi, toplumsal anlayış yani muâmelât kavramının da “sivil toplum”dur. ve kuşaktan kuşağa aktarılma iyi anlaşılması gerekmektedir. Marûf, en genel tarifiyle, malum olan, yani sayesinde toplum ahlâkına dönüşür. Bu yönüyle ortak aklın ve ahlâkın kabul ettiği “iyi ve güzel” mârûf, İslâmi açıdan çağdaş “sivil toplum”un hususlardır. Kurân-ı Kerîm’de, yukarıda verilen oluşumunun ahlâkî zeminini verir. Dinin ahlaki âyet-i kerimede (Âl-i Imrân 3:104) görüldüğü gibi prensiplerine aykırı olmayan toplumsal ahlaki iyilik ve hayr anlamı ön plandadır. Toplumun her kabulleri yani “maruf ”u toplumda yerleştirmek ortak kabulü ahlâken ya da dînen kabul edilebilir ve yaygınlaştırmak, “yukardan aşağıya” (baskı demek değildir. Bir toplumda ahlâka uygun olan ve yasaklarla) değil, “aşağıdan yukarıya” (ikna, ya da olmayan şeyler, zamanla kuşaktan kuşağa toplumsal uzlaşma ve kalpleri ısındırma) yani dinin ve ondan etkilenen kültürün etkisiyle belli bir sosyolojik süreçler dikkate alınarak, daha doğru bir zaman içerisinde, tabiri caizse, konuşula konuşula, tanımla, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav) süzüle süzüle oluşur. Sonunda “ma’rûf ” denilecek Efendimizin irşad ve davet metodunun temelindeki bir düzeye ulaşırlar. Marûf ’un zıddı olan şey ise “tedrîcilik” yöntemi uygulanarak mümkün olur. Tedrîcîlik, İslam’ın sivil toplum yöntemidir. İslam münkerdir. toplumu modern zamanların ifadesiyle “sivil Bütün dinler ve toplumların bir tür maruf anlayışı toplum”dur. Sivil toplumun istikrarı bir toplumsal vardır. Mesele, bu maruf anlayışının toplumda ne ahlâk anlayışının oluşmasına bağlıdır. İslam kadar gerçekten yerleşip yerleşemediği veya marufu dini, Kurânî ve Nebevî çerçevede buna “marûf ” hakim kılacak vesile ve ölçülerin neler olduğudur. demektedir. Bu “marûf ” anlayışının devamı olan Diğer dinlerde genel olarak bir “maruf ” anlayışı olsa muâmelât konusuna bundan sonraki Bültenimizde bile bunun gerçekleşme yolları İslam’da serahatle- devam edelim. Selam ve dostlukla. Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
18 | HDV BÜLTEN 2009
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
N D A H O L L A
E T D İ Y A N
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
TEMMUZ • 2009 SAYI 4
4
Hollanda Diyanet eniyetler Vakfı’ndan “Medsel İslam” Buluşması ve Küre konulu konferans
7
Merkez Deventer HDV sergisi Camii’nde Ebru i ve sertifika tören
İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (III)
12
jn HDV Multifesti ı katıld Kültür Fuarına
Temmuz Sayı 4
Değerli Dostlar,
anlaşılabilmesi için ön şarttır. Özellikle muâmelat alanında yani gündelik hayata ve sosyal meselelere ilişkin konularda, Önceki sayımızda, maruf kavramı ve anlayışı ile muâmelât Kuran-ı Kerim’in, Hz. Peygamber’in Sahih Sünneti’nin yani kavramı arasındaki ilişkiye işaret ederek devam edeceğimizi Nebevi geleneğin ve buna dayalı olarak İslam alimlerinin tavsiye belirtmiştik. Tekrar hatırlamak gerekirse, marufu emretmek, ettiği yapılması ya da yapılmaması gereken hususlara dikkat yani toplumsal ahlâkı oluşturmak, bir sosyal inşa sürecidir. etmek gerekir. Yani mesela hem Müslüman olacak kişi, hem Marûf, toplumsal ahlak açısından o kadar önemlidir ki, bu de dinin toplumsal ahlaki ölçülerini çağa uygun değil diyerek kavramla beraber aynı kelime kökünden yani “ ’a-r-f ”den reddedecekse, bu durum, o kişinin kendi dinini nasıl anladığı türemiş ve toplumsal ahlak anlayışımızın temel direklerini ile ilgili ciddi bir meseledir. İslam Allah’ın insanlığa sevgi ve oluşturan başka kavramlar da gelişmiştir. Bunlar irfân (bilgi ve rahmeti sayesinde gönderdiği peygamberler tarihi zincirindeki hikmet sahibi olmak), arif (bilgi ve hikmet sahibi olup amelinde en son hakikat mesajı olarak farklı dil, kültür ve milletlerden bunu yaşayan kişi), teâruf (bilgi ve ahlaka dayalı bilgilenme- insanları kucaklayarak bugüne gelmiştir. İslam’ı bu tarih tanışma), ve marifet (bilinmesi gereken şeyin bilgisi) gibi sürecinde diğer dinlerden ayıran en seçkin özelliği sadece kavramlardır. Bunlar birbiriyle o derece irtibatlıdır ki, marufun bir “iman” dini olmayıp aynı zamanda “amel” ve “ahlak” irfâna dönüşmesi, irfandan arifler yetişmesi, taarrufun dini olmasıdır. Bu da iman, ibadet ve muâmelât iliişkisinde marifete dayanması sonunda “maarif ” yani “bilgilenme” kendisini gösterir. İslam dışında ve bir ölçüye kadar Yahudilik geleneği ve müessesesi oluşturulur. O sebeple, eskiden dışındaki dinlerde muâmelat denilen, insanın hayatını Eğitim Bakanlığı’na Maarif Vekaleti denirdi. Anlam derinliği dinine göre düzenlemesini öngören inançlar ve prensipler bakımından aradaki fark önemlidir. manzumesi bulunmamaktadır. Yani Eğitim ve maarif aynı şeyler değildir. Tekrar hatırlamak gerekirse, bir tür ahlak anlayışı pek çok dinde Eğitim maarifin bir bölümüdür. vardır. Ancak bu ahlak anlayışının marufu emretmek, Maarif ise daha geniş bir ufuk ve gerçekten toplumda var olabilmesi yani toplumsal ahlâkı vizyon ifade eder. Maarif, yetişkin için yapılması ve yapılmaması eğitimini de içine alan, toplumsal gerekenler, bir başka ifadeyle helalleroluşturmak, bir sosyal ahlak inşâ etme sorumluluğunu da haramlar-mekruhlar ya da farzlartaşır. Yani Maarif, marufu tavsiye ve vacipler-sünnetler gibi insanın inşa sürecidir. telkin eder. Böyle olmalıdır. Oysa hayatını oldukça düzenli yaşamasını çağdaş eğitimin temel sorunu, “öğretim”i öne çıkarmasıdır. Bu sağlayan ilkeler ve ölçüler bulunmamaktadır. Dinler arasında anlayış “maarif ”i ve “marufu” kapsamaz. Toplumsal ahlakın bir karşılaştırma yapıldığında bu ölçülerin evrensel düzeyde temellerini yeterince oluşturamaz. Marufun eğitimi kalbin ve tüm insanlara hitabeden en gelişmiş ve detaylı bir şekilde ruhun eğitimini içine almalıdır. Toplumsal ahlak, öncelikle İslam’da var olduğunu görürüz. Dinler arasında İslam dışında kalbî ve ruhi, ondan sonra aklî bir rehberliği gerektirir. sadece Yahudi din adamlarının etkisi altında muharref hale geldiğine inanılan Yahudilikte detaylı bir şekilde mitzvot Burada, toplumsal ahlak açısından marufun gerekli olup denilen bazı emirler ve yasaklar bulunmakta ancak bunlar olmadığı sorulabilir. Bir başka ifadeyle, toplumsal alanda sadece kendilerince seçilmiş Yahudi “milletine/ırkına” mahsus yapılması ya da yapılmaması gereken hususlar bulunmalı mıdır? emirler ve yasaklar olarak kabul edilmektedir. Yahudilikte, Ya da “helaller, haramlar ve mekruhlar” gibi ölçüler bulunmalı “on emir” denilen “öldürmemek, yalan söylememek, vb” mıdır? Bu ölçüler, aynı zamanda İslam’ın toplumsal ahlak temel everensel değerler dışındaki bu “mitzvot”un Yahudi anlayışının temelindeki muâmelâtın ilkeleridir. Muâmelat, en olmayanların tarafından da uyulması gereken emirler ya da geniş manasıyla, “gündelik hayatta yaşayış biçimi” demektir. yasaklar olduğuna inanılmaz. İslam’da farzlar, vacipler, hellaller Muamelat ile toplum ahlakı arasında doğrudan ilişki vardır. ve haramlar evrensel kabul edilir. Böylece maruf ve muamelat O sebeple bir “muamelat ahlakı”ndan bahsedebiliriz. Çağdaş ahlakı her toplum için öngörülür. Gelecek sayımızda buradan insanın zihninde bu konunun anlaşılması her şeyden önce devam edelim. “din nedir?” sorusuna cevap vermekle mümkündür. Dinin doğru tanımı, dinin anlaşılması için, bir başka ifadeyle, Selam ve dostlukla. Doç. Dr. Bülent Şenay dinin inanç, ibadet ve muamelat ile ilgili konularının Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı HDV BÜLTEN 2009 | 19
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
İ BÜLTEN K HABER FI AYLI NET VAK DA DİYA HOLLAN
AĞUSTOS • 2009 SAYI 5
6
HDV Ulu Bergen Op Zoom rel iftar ikültü Camii’nde mult
7
hard van der Uyum Bakanı Eber dam Sultan Laan HDV Zaan ziyaret etti Ahmet Camii’ni
13
İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (IV)
lerinin HDV’ye bağlı cami ticileri Kadın Kolları yöne ndı Zaandam’da topla
Ağustos Sayı 5
Değerli Dostlar,
uzanan, başkalarının vicdanından kaynaklanan toplumsal alana saygılı olmaya kadar etkisi olan bir dünya ve Toplum ahlakı açısından ele aldığımız “maruf ve mu- yaşam görüşü ortaya koyar. Kısaca İslam insanın inanamelat ahlakı”nın temelinde şüphesiz modern çağın “in- dığı gibi yaşamasını öngörür. Muamelat işte toplumsal san hakları” diyerek hatırlamaya çalıştığı “kul hakkı” an- ahlakın oluşumunu kolaylaştırır. Muamelat bir anlamda layışı vardır. Din, insanın imanı ve bunu korumak için marufun fıkhıdır. Marufu tesis eder, münkeri zayıflatır. ibadeti hakkında beyanda bulunurken, diğer insanlarla Toplum ahlâkının temelinde neyin iyi neyin kötü olarak ilişkilerini ilgilendiren meselelerde de “kul hakkı”nı ha- tanımlanacağı sorusu vardır. Neyin iyi neyin kötü olarak tırlatır. Allah’ın af ya da mücâzatı her şeyden önce kul tanımlanacağı da en iyi şekilde “ilahi kaynak”tan elde hakkına dayalı olarak tecelli eder. Kul hakkına, başka- edilir. Akıl ilahi kaynağın muhatabıdır. Bu çerçevede sının hakkına son derece önem veren İslam, aslında bu yapılacak iyi-kötü tanımı, maruf ve münkerin ne oldualanı, yani insanların birbirleriyle ğunu tayin eder. İyilikte yarışmak, Neyin iyi neyin kötü olarak fedakâr olmak, digergâm olmak, ilişkilerini, menfaat çatışmalarıntanımlanacağı da en iyi muhtaçlara yardımda bulunmak, dan koruyabilmeleri için gerekli “yol işaretleri”yle belirler. İnsanın şekilde “ilahi kaynak”tan aile müessesini sürdürmek, cinsel özellikle toplumla ilişkilerini belirahlakın muhafazası, sosyal terbiye elde edilir. leyen bu yol işaretlerine muâmelât v.b. hep maruf ve muamelat ahladenir. Bu çok önemli bir konudur. Kent yaşamında kının kabulüyle mümkün olur. Dolayısıyla, maruftan trafiğin karışmaması, ya da bir büyük organizasyonun muamelata toplumsal ahlak, bir İslami sivil toplum anrahatça işleyebilmesi için gerekli kurallar ne kadar ge- layışının da ön şartıdır. Maruf ve muâmelât ahlâkının rekliyse, aynen o şekilde, beden ve ruhtan oluşan farklı Muallim-i Evveli Hz. Peygamber (sav), “Yaşadığınız hal karakter ve mizaçlardaki insanların maddi-manevi istek üzere ölecek, öldüğünüz hal üzere haşrolunacaksınız” have arzuları ya da eylemlerinin bir diğerinin hakkına te- tırlatmasıyla maruf ahlakının ruh haline işaret buyurcavüz etmeden gerçekleşebilmesi ya da yanlışsa düzel- muş, “Dünya işlerinde kendinizden daha aşağıda olana, tilmesi için gerekli maddi-manevi emir ve yasaklar da uhrevî meselelerde de sizden daha yüksek olanlar bakınız” vardır. İşte muâmelât denilen alan bunu içine alır. He- beyanıyla sosyal-ekonomik vs ihtirasların kontrol edillaller, haramlar, mekruhlar vb. insanlar arası ilişkilerde mesi gereğini tebliğ etmiştir. Bu iki nebevî işaret bile huzuru sağlamak ve kul hakkına riayet için yol işaret- toplumsal ahlâkın yani maruf ahlakının temel taşları leridir. Bu yol işaretlerine uyulduğunda ortaya “maruf olmaya yeterlidir. Umarız, yaklaşan Ramazan’ın bereket ahlakı” çıkar. Dolayısıyla din sadece vicdânî bir konu de- ve deruni tecrübesiyle gelecek kuşaklara maruf ve muâğildir. Toplumsal ve kamusal alana yansıyan bir boyutu melât benimsetecek bir dindarlık anlayışına kavuşmak vardır. Hatta denilebilir ki, başkalarının yaşam alanına mümkün olur. saygılı olmak amacıyla “parayla imanın kimde olduğu bilinmez” sözü zahirde doğru olsa da, insanın inandığı Selam ve dostlukla. gibi yaşaması açısından bakıldığında, “paranın da imanın da kimde olduğu er geç belli olur”. Çünkü her şey sonuçta kul hakkına varır ve davranışlara yansır. Din kul hakkına çok önem verdiğine göre, sadece vicdan meseDoç. Dr. Bülent Şenay lesi değildir. Vicdandan başlayıp yaşama biçimine kadar Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
20 | HDV BÜLTEN 2009
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
N D A H O L L A
E T D İ Y A N
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
EYLÜL • 2009 SAYI 6
5
kelçisi HDV T.C. Lahey Büyü buluştu iftarında halkımızla
12
d HDV Heerhugowaar ii’nde iftar Mimar Sinan Cam
14
İnsan Eksenli Hizmet Anlayışımız Ramazan-ı Şerif ’in Kadir Gecesini multuladığı bu günlerde sizlerle yeni sayımızda buluşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Şimdiden Leyle-i Kadir ve Bayramınızı tebrik ediyorum. Ramazan ayının ve Kadir Gecesi’nin feyiz ve bereketini sizlerle tatmak amacı ile her iftarımızı Hollanda’nın değişik şehirlerinde bulunan cemiyetlerimizde açarken, çoğu kez gençler ve cemaatimizin ilgisi karşısında sahur vaktine kadar kadar gönül sohbetlerinde beraber olduk. Bu sohbetlerimizin herbirinde farklı konulardan oluşan yerel gündemler,-ihtiyaçlar çerçevesinde cemaatimizin her kesimi ile istişarelerde bulunduk. Sizlere bu sütünlardan o atmosferden kesitler sunmanın zorluğunun idraki ile yerel gündemlerden hareketle Hollanda Diyanet Vakfımızın yeni vizyon ve misyonu açısından hizmet anlayışımızı sunmaya çalışacağım. Ziyaretinde bulunduğum her camimizde Ramazan ayının da manevi atmosferinden gençlerimiz başta olmak üzere kadın, erkek her yaş ve kesimden camilerimize yoğun bir ilginin olduğunu müşahade ettik. Özellikle gençlerimize Vakfımızın yeni vizyonunu aktardığımızda tarifi mümkün olmayan heyacan ve ümit dolu ve bilmukabele bizi de heycanlandıran duygu selleri ile karşılaştık. Kısaca Yeni Hizmet anlayışımız ‘daha yoğun bir şekilde insan eksenli’ olacak diyoruz. Şüphesiz bu güne kadar vakfımızın bütün hizmetleri insan eksenli olmuştur. Ancak yeni vizyonumuzla bu dönemde gençler, kadınlar ve yaşlılar için yeni bir yapılanma ve çalışma ile Onların dini, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamaya ağırlık vermeye çalışacağız. Şüphesiz bu kolay olmayacaktır. Bir çok noktada ve pek çok kurumda olduğu gibi bizim de yetersizliklerimiz bulunmaktadır. Ama yeni yapılanmamız ile hep beraber bu olumsuzlukları gidererek mesafe katetmek durumundayız. Bunun için kadın erkek tüm şube idarecileri ve gençlerimizin desteğini bekliyor ve onlara güveniyoruz.
n Kilisede düzenlene iftara büyük ilgi
Eylül Sayı 6
temeli sağlamlaştırılmamış bir süreç kazanım yerine kayıpla sonuçlanabileceğinden, sabır ve ümitle çalışmalarımızı sürdürmek durumundayız. Yeni vizyonumuz kapsamında başlattığımız gençlik çalışmalarımız, kısa denilebilecek sürede çok güzel neticeler vermeye başlamıştır. Bunlardan bir örneği kendisini yetiştiren ana- baba ve hocalarına tebrik ve teşekkürlerimi sunarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Kendileri ile bir gönül sohbetinde bulunduğumuz gençlerden biri bir zaman sonra bir Mirac gecesinin sabahında şöyle yazmıştı derûnî bir zerafetle: “Muhterem Hocam, Bu ulvi gecenin, bu karanlik vaktinde, bir Ensarın, Urumçili bi aksakallının, Üsküplü bir bektaşın ve Anadolulu bi bebeciğin en masum en naif en latif tebessümüyle BİR olsun gönlünüz.. Niceliğini bilmediğim miktar kere. Saygılarımla, Not; Yahya Kemal’in ‘Minaresiz Semtler’ makalesini okudum az evvel ve Avrupa daki Turklerin kaderine o kadar benzettim ki, şaşırdım kaldım. Paylaşmak istedim. “ Hollanda’da doğup büyümüş ve üniversite okuyan bir müslüman Türk gencinin bu genç yaşta taşıdığı tefekkür ve ufuk coğrafyasını yansıtan ve dualarını ilettiği muhatabının göz pınarlarına bir yağmur bereketi ihsan eden Mirac gecesinde yazılmış bu satırlarına Berat kandilinde yazılmış cevabi mesaj ise şöyleydi: “..... Bir üniversite hocasına yaz mevsiminin bağrında verilebilecek en güzel hediyeydi duaların... Dualarına ve dileklerine can-ı gönülden katılıyor... çok yerinde hatırlattığın Ezansız Semtler’den bir esintiyi paylaşıyorum fikriyat ve hissiyatımın özeti olarak: ‘......Artık Türk milletinin ruhu bir rayiha gibi uçtu mu? Hayır büyük bir kütlede yine o ruh var, fakat biz son nesil bir sürü gibi, büyük kafileden uzaklaştık, kaybolduk, fakat daha uzağa gitmeyeceğiz, yeni tarzda yaşayışla cedlerimizin diyanetini meczedip (bir araya getirip) bizi bu çoraklıktan, bu karanlıktan, bu ufunetten kurtaracak mürşidler, şairler, edipler, hatibler, yetişmedi, fakat gayet tabii bir revişle (gidişle) büyük kafileye, kendi kendimize döneceğiz. “ Buna amin ve inşaAllah diyorum.. tünelin ucunda ışığı görüyorum.. frenk diyarında “ensarın, urumçili bir aksakalın, Üsküplü bir bektaşın ve Anadolulu bir bebeciğin en masum en naif en latif tebessümünü güzel çehresinde” her şeye rağmen taşıyabilen siz gençlerin varlığı beni ümid ile ihya ediyor.. Sizi yetiştiren anababalarınıza selam olsun... Ruhunun rayihasını kaybetmeyen sizlere selam olsun. Allah’a emanet olasın.”
Kısacası Yeni Hizmet anlayışımız ‘daha yoğun bir şekilde insan eksenli’ olacak diyoruz.
Camilerimiz bünyesinde onbin civarında çocuk başta din ve kültürü dersleri almakta bir o kadar genç değişik kültür faaliyetlerine katılmakta, ayrıca kadın ve yaşlılar için aktiviteler yapılmaktadır. Bu faaliyetlerin eğitim açısından daha planlı ve profesyonel olarak yürütülmesi gerektiğini her fırsatta dile getirenlerle paylaşmaktayız. Gençlerimizin dini, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanması onların her yönü ile hayata hazırlanmasının manevi sorumluluğu her an omuzlarımızdadır. Ancak bütün bunların gerçekleştirilmesi gönüllü katkı, altyapı imkanları hepsinden önemlisi yetişmiş eleman ve zaman gerektirmektedir. Zamanın hızla akıp gitmesi karşısında gençlerimiz için bu imkanların acilen istenilen seviyede gerçekleştirilememesi elbette memnun edici bir durum değildir. Ancak bu olgu zorlu bir süreci gerektirir. İyi planlanmamış ve
Tüm dostlara selam ve dua ile.... Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı HDV BÜLTEN 2009 | 21
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
N D A H O L L A
E T D İ Y A N
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
EKİM • 2009 SAYI 7
4
Başkan T.C. Diyanet İşleri İzzet Er Dr. Yardımcısı Prof.nda’ya geldi Holla
6
HDV Ulu Bergen Op Zoom ı açıld Camii hizmete
Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (I)
8
Fatih Camii Roermond HDV ete açıldı hizm
Ekim Sayı 7
D
eğerli Dostlar, yine başa döndük. Din meDinin tanımlanması gereği dinin anlaşılmasının zor selesinde temel sorulardan birisini tekrar olması sebebiyle değildir. İnsanlar yaşadıkları çağın ve hatırlayalım. Din insan hayatında önemli kültürün etkisi altında dini anlama konusunda farklı pek çok “şey”den herhangi bir şey midir? Yoksa, insanın düşünceler geliştirirler. Bu nedenle, dinin kendi kaynakhayatına maddi-manevi yön vermekle kalmayıp, yolda, ları ve tarihi tecrübe ışığında nasıl anlaşılması gerektiğiistikamette tutan ilkeler ve değerlerin en temel kaynağı nin hatırlanması gerekir. mıdır? Mesela, din yerine, sadece ve öncelikle aklımıza ve içgüdülerimize dayansak daha iyi olmaz mıydı? HerDinin tanımı, tarih boyunca filozofları, düşünürlekes bir şeylere inanıyor. Niye bir dine bağlı olmak gerek- ri meşgul etmiş olan bir temel soruyla da ilgilidir. Bu sin? Din sadece bir inanç mıdır? İnsanlık tarihinin en soru “hakikat” sorusudur. Hakikat nedir? Bilinebilir mi? önemli akli zenginliklerinden olan felsefe neden kitlelere Din hakikatın anlaşılması için mi vardır? “Hakikat” diye rehberlik edememiş de insanların çoğunluğu kendince bir şeyin varlığına inanmaya insanı ne yönlendirir? Cebir dine bağlı olarak hayatlarını yaşamak ihtiyacı içinde vap kısaca şudur: Bize kendisini tasdik ettirmek isteyen olmuşlardır? Dünya tarihi boyunca bir gerçeklik her an bizi içimizden neden insanlar hep bir şekilde “dini Dinin tanımı, tarih boyunca (enfüs) ve dışımızdan (âfâk) uyarrehberlik” ihtiyacı içinde olmuşlar, maktadır. İçimizden uyarmaktadır filozofları, düşünürleri niçin bir kısmı dini-manevi ilkeleçünkü fıtratımız böyle yaratılmıştır. meşgul etmiş olan bir temel ri reddederken ya da Tanrı’ya isyan Dışımızdan yani kainat, tabiat, tarih ederken bile hayatını bir şekilde soruyla da ilgilidir. Bu soru ve toplum tecrübemiz de bize “hakidin ile ilgilenerek geçirmişlerdir? kat” diye bir gerçekliğin belki de var “hakikat” sorusudur. Dinler, tarih boyunca çatışmaya olduğu yani bizim gördüğümüzün ve savaşlara gerekçe gösterilmemiş midir? Buna rağmen ötesinde ve üstünde bir hakikatın varlığı hakkında bizi hala neden insanlığın çoğunluğu bir dine bağlı olarak uyarır. Bu uyarıya “hakikat arayışı” diyoruz. Dolayısıyla hayatını sürdürmektedir? Dünyada pek çok dini gele- aradığımız şeyin özü dinin işaret ettiği hedeftir. Dinin nek varken neden mesela İslamiyet, bir son din olma işaret ettiği yaşayış ve anlayış bizim için “hakikat”e yaiddiası taşır? Bu mümkün müdür? İslamiyet’ten sonra kınlaşmaktır. Belki de hakikatı beşeri sınırlarda tamamen başka bir evrensel din çıkmamıştır. İslam’ın son ve tek anlamamız mümkün değildir. Mümkün olan “hakikat”e hak din olma özelliği yanında, meselâ sonradan özellikle yak(ın)laşmaktır. O da dinin tarif ettiği inanma ve yaşa20. y.y.’da ortaya çıkan bazı dini hareketlerin durumu ne ma ölçüleri dairesinde mümkün olacaktır. Dindarlığımız olacaktır? Allah herkesin tanrısı, rabbi ise ve İslam tek ölçüsünde hakikate yakınlaşır ve deruni olarak algılarız. hak din ise Yaratıcı neden birden çok peygamber ve va- Dindarlığımızın azalması ölçüsünde de eşya ve olayların hiy göndermiştir? İslam dünyada müntesiplerinin sayısı sadece zahiriyle meşgul olmaya başlarız. Ötesi görünmeitibariyle en hızla büyüyen bir din olmakla beraber yine meye başlar. Din “hakikat”e aracılık eder. O zaman soru, de milyonlarca-milyarlarca insan neden İslam dışındaki hangi dinin hakikatin özünü muhafaza etmeye devam dinlere inanmaya devam etmektedir? Bunların dünyada ettiği sorusudur. Bir sonraki sayımızda devam edelim. ve ahirette akıbeti dinen ne olacaktır? Selam ve dostlukla. Bu soruların cevabı biraz dikkat ister. Çağdaş insanın zihnindeki bu soruların cevabı her şeyden önce “din nedir?” sorusuna cevap vermekle mümkündür. Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
22 | HDV BÜLTEN 2009
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
N D A H O L L A
E T D İ Y A N
V A K F I
A Y L I K
H A B E R
N İ B Ü L T E
KASIM • 2009 SAYI 8
4
Müşaviri Avrupa Din Hizmetleri eyi’ne katıldı Dini Liderler Kons
5
Müşaviri Din Hizmetleri Bakanıyla t Hollanda Adale ı konferansa katıld
14
Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (II) Değerli Dostlar,
B
Hizmetleri Rotterdam Din ve Çevre” Ataşesi “İslam katıldı konferansına
Kasım Sayı 8
sunmasıdır. Din, insana, bir değer biçme ve yaşama tarzı verir. Yaratıcı’ya isteyerek bağlanma ve manevi ihtiyacını karşılama yolu gösterir.
ir önceki sayımızda “dinin tanımı” meselesinde kalmıştık. Din, insanları bu dünyada acı ve feTanımını bu şekilde yapabildiğimiz din(ler), genelliklaketlerle, ölüm korkusuyla deneyerek, ahirette de şiddetli cehennem azabı ile korkutarak baskı altına le “ilahi ve beşeri dinler” ya da “vahiy kaynaklı olan ve alan bir uyarıdan ibaret değildir. İnsanın yeteneklerinin, olmayan dinler” şeklinde ikiye ayrılır. Bunlara gelişmiş kendini gerçekleştirmesinin önünde engel olan ya da ve gelişmemiş (kabile dinleri) dinler de denir. Vahiy kaytoplumda güçlülerin zayıfları sömürmek ve halkı uyuş- naklı dinler, aynı temel esaslar üzerinde durmuş ve aynı turmak için kullandığı bir araç da değildir. Böyle düşün- hakikatlere vurguda bulunmuşlardır. Allah tarafından gönderilen her peygamber, temel disipmek için vahye dayanan ve hem akla hem Bütün peygamberler, hep linler açısından –o günün şartlarına ve de ruha hitap eden bir dinin insan üzeaynı konular etrafında zamanın ihtiyaçlarına uygunluk çerçerindeki manevi etkisini anlamamış olmak yoğunlaşmıştır: Tevhid, vesinde– bir öncekinin devamı, tamamgerekir. Din insanın hayatında akli olanla nübüvvet, haşir-neşir ve layıcısı olarak davranmıştır. Kendisinakli olmayanın ortasındaki kavşak nokibadet. Allah Teâlâ rahmeti ve den önceki peygamberlerin mesajını tasında hayatı anlamlandıran bir rehber sevgisi gereği, peygamberlerle yalnız tekrar etmemiş, açıklama isteyen olarak yer alır. Bazılarının tanımladığı gönderdiği emir ve yasaklarda, hususları açmıştır. Yenilenmesi gereken gibi, din sadece bir “yüce varlık” inancıngönderildikleri toplumların meselelerde “yeniliğe” (tecdîde) yöneldan ibaret değildir. ‘Din’ kelimesi, daha ilim ve kavrayış seviyesini ve miştir. Bütün peygamberler, hep aynı geniş bir anlam çerçevesine sahiptir. ihtiyaçlarını dikkate almıştır. konular etrafında yoğunlaşmıştır: Tevİslami kaynaklarda yani Kur’an-ı Kerîm’de ve Hadis-i hid, nübüvvet, haşir-neşir ve ibadet. Allah Teâlâ rahmeŞerîflerde bir çok manada kullanılan din kelimesi, İslam ti ve sevgisi gereği, peygamberlerle gönderdiği emir ve âlimlerinin eserlerinde inanmayı, bir yaratıcıya itaat yasaklarda, gönderildikleri toplumların ilim ve kavrayış ve ibadet etmeyi, ahlâki davranışları, fazilet ve iyilik- seviyesini ve ihtiyaçlarını dikkate almıştır. İslam’ın vahiy leri, toplumsal düzende yapılmasına dikkat edilmesi tarihi anlayışına göre, bütün peygamberlerin getirdiği gereken hususları, doğru yolda, sırât-ı müstakîmde mesajın da özü İslam’dır. En sonunda da Peygamber olmayı ifade eder. Psikologlar, sosyologlar, filozoflar da Efendimiz ile “Din” kemâle ermiş, din adına son nokta din tanımları yapmışlardır. Meselâ, psikologlara göre din konulmuştur: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirbir üst benlik olayı, yani bireyi topluluğa bağlayan kişi- dim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak sel yapısının yansıması ile ortaya çıkan bir kurumdur. İslâm’ı seçtim.” (Maide, 5:3) Bu âyette belirtildiği üzere Sosyologlara göre ise din tamamen toplumdaki bir arada son din olarak tayin edilen İslam’ın yanında günümüzyaşamayı sağlayan değerlerin zamanla inanca ve geleneğe de yaşayan eski dini gelenekler arasında dört büyük dini dönüşmesiyle ortay çıkar. Tasavvuf ve din psikologlarına gelenek vardır ki, Müslümanlar İslam’ın doğuşundan itigöre ise din, insân-ı kâmil olmaya olmaya sevkeden bir baren bu dinleri tanımışlar, mensuplarıyla birlikte yaşaderûnî terbiyedir. Herşeyden önce bir inancın din ola- mışlardır. Bunlar Yahudilik, Hıristiyanlık, Hinduizm ve bilmesi için, dört temel unsuru içinde bulundurması Budizm dinleridir. Gelecek ay buluşmak ümidiyle. gerekir. Bunlar, iman, ibadet, ahlak ve bu ahlâkî ölçüSelam ve dostlukla. lere uygun amellerdir. İmanın içinde bir Yüce Tanrı’ya inanç, vahiy, peygamber, melek ve mukaddes kitap vardır. İbadet ise, bir mabet ve cemaat bulunması anlamına gelir. Bunların hepsinin ötesinde din tanımlamalarının Doç. Dr. Bülent Şenay ortak noktası, insanlara bir hayat tarzı, bir dünya görüşü Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı HDV BÜLTEN 2009 | 23
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
İ BÜLTEN K HABER FI AYLI NET VAK DA DİYA HOLLAN
ARALIK • 2009 SAYI 9
4
Müşaviri Din Hizmetleri tüsü’nde Clingendael Ensti
5
Müşaviri Din Hizmetleri e Avrupa Konseyi’nd
Yeni Bir Yıla Girerken Değerli Dostlar,
B
üyük şairlerimizden merhum Necip Fazıl Kısakürek’in “her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; oluklar çift, birinden nur akar birinden kir” dizesinde olduğu gibi hayatımız su gibi, tarih gibi, yıldız gibi akıyor ve fani olan yeryüzünün bir çeşit hesabıyla bir yılın sonunda ve bir diğer yılın yani 2010 yılının eşiğindeyiz. Bir yandan “-ne değişecek ki?” diye sorulabilirken öte yandan “-gerçekten 2009 diye bir zaman dilimi var mıydı ve 2010 denilen bir ‘yeni’ zamana mı giriyoruz?” diye de sorulabilecektir. İnsan hayatı bir anlamda ‘zaman denilen akış ile bir diyalog”tan ibarettir. Zamanla bu diyalogda, alnı secdeyle yabancı olmayanlar bilir ki, ibadettir insana anlam katan. Az da olsa ibadet eden, secdeyle barışık, elleri semaya, gözleri ufka yönelmiş insanın “zaman” idraki daha da derinleşir. Öyle demiyor mu yine şair, “Dua, dua, eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu; İplik ki, incecik, örer boşluğu” Örülmedik boşluk kalmamalı iç dünyamızda 2010 yılına girerken. “Ey Rabbim. Göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de, anlasınlar beni” (“Rabbişrahlî sadrî ve yessirlî emrî. Vahlu-l’ ukdeten min lisanî yefkahû kavlî”, Tâhâ sûresi: 25-28) derken dualarımızda, bazen iç muhasebemizin ifadesi olan şiirlerin diliyle de, mesela, Can Yücel’in dizeleriyle, Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin.” Tabii ki, odada yürüyebiliriz de paldır küldür, hayatta yürümek bir incelik, bir farkındalık ve bir fanilik bilinci ister. Sahip olduğumuzu zannettiğimiz şeyleri fazlaca sahiplenmeden sonsuzluğun bilincinde olacağız ki, 2009’a elveda demek bizi üzmesin ve 2010’a girmek de bizi gereğinden fazla heyecanlandırmasın. Neye sahipleneceğimize dikkat ederek yaşayabilmeliyiz şaire göre… “İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları...
24 | HDV BÜLTEN 2009
9
lideri Rabia Uygur Türkleri ziyaret etti Kader HDV’yi
Aralık Sayı 9 Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...” 2010’un ucundan tutmak üzereyken, yani, “yılbaşı”na girerken, önceki sayımızdaki konuya ara verip, sizlerle “Yılbaşı-Noel Nedir?” sorusunun cevabını paylaşmak istedim. Bu konuda bir bilgi kirlenmesi ve hatta “bilgi saptırması” olduğu bir gerçektir. Konu, “Müslümanlar bir Hıristiyan adetini mi kutluyorlar?” sorusundan öte bir sorudur. Bu bültende “Yılbaşı ve Noel” başlıklı yazıda bu soruya cevap verilmektedir. Noel ve yılbaşı kutlamaları sadece eski çok tanrıcı inanç ve efsanelere dayanmakta olup Hıristiyanlığa da sonradan girdiği ve günümüzde aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için dünyada pek çok Hıristiyan tarafından da hoş karşılanmamaktadır. Noel, pagan köklerden gelerek Hıristiyanlaşmış bir Hıristiyan bayramı olmakla beraber, Hıristiyan olmayan ülkelerde de en azından birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak Yılbaşı tatili şeklinde kutlanmaktadır. Noel’in dini boyutunun anlaşılması için Yunan ve Pagan mitolojileri ile Hıristiyan inançlarının tarihi ilişkisi anlaşılmalıdır. Özellikle Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan müslümanlar, içinde yaşadıkları hakim toplumda yılbaşını “kutlayan” komşularına, bu onların kültürü ve örfü olduğu için, “yeni yıl – mutlu yıllar” dileğinde bulunabilirler, ancak “Hıristiyan inançları kapsamında bir ayin ya da kutlamaya katılmaları “kurumsal düzeyde Müslümanları temsilen bir dua vesilesi olarak davet edilmeleri” hali dışında, caiz değildir. Her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, yaşadığımız zaman dilimi, takvim bir şekilde Batılı ve Hıristiyan bir takvim anlayışıyla yeni bir yıla girmektedir. Bunu dahi “maruf ve münker terazisi”nde bir vesile görerek ellerimizi açıyor semaya ve şöyle yalvarıyoruz “zamanın ve mekanın Sahibi”ne, “Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürriyetî. Rabbenâ ve tekabbel duâ. Rabbenağfirlî ve-li vâlideyye velil muminîne, yevme yekûmu-l’hisâb” “Rabbim beni namazını dosdoğru, mükemmel şekilde kılan bir insan yap. Zürriyetimden de böyle insanlar yarat. Ey Rabbimiz! Dualarımızı kabul et. Rabbimiz, Kıyametin kopacağı günde, beni ana ve babamı ve müminleri bağışla.” ( İbrahim sûresi 40–41 )
Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
HABERLER BAŞYAZILAR SAYI 1
YILBAŞI ve NOEL
Hıristiyan kültüründe yılbaşı kutlamalarını ifade eden Noel kelimesi, Latince natalis (doğuş) kelimesinden türeyerek Batı dillerine geçmiştir. Yılbaşı kutlaması için Christmas (kırismıs) da kullanılır ki “Mesih’in doğumunun kutlanması” anlamına gelen Christ-Mass kelimesinden gelir.
Ç
oktanrılı (pagan) Greko-Roman kültüründe tanrı heykelleri önünde tapınılırken kutsanma ve bereket ifadesi olarak yağlanan heykeller için kullanılan christos (yağla kutsanmış), zamanla Christ (İsa) için kullanılmış ve “yağla kutsanmış bereket tanrısı”na dönüştürülmüştür. “Christ-mass”daki “mass” kelimesi Farsça mizd (tanrı adına yenilen akşam yemeği) kelimesinin Latince karşılığı missa kelimesinden Batı dillerine geçmiştir. Roma pagan kültüründeki yaygın dinlerden olan Fars kökenli Mitraizm’de tanrı Mithra’nın yeryüzüne inerek, Zodiak’ın 12 simgesine karşılık gelen 12 havarisiyle dünyayı dolaştığına, sonunda insanlığın günahları için kendini feda ettiğine inanılırdı. Bir boğanın öldürülerek tanrıya adanması, kanının içilip etinin yenmesi şeklinde uygulanan Mitraist festival Hıristiyan Pazar ayinini etkilemiş ve Christ-mass ortaya çıkmıştır. Christmas’ın aslı eski Roma’daki Hıristiyanlık öncesinde varolan ve Aralık sonunda kutlamaları başlayan Saturnali festivaline dayanır. Bu festivale çok-tanrılı inanç öğeleri karışmaktaydı. “Güneş tanrısı” Mitra’ya tapınmak oradaki putperest ayinlerinin en önemlilerindendi. Mitra’nın doğum günü olarak 25 Aralık kabul edilirdi. Hıristiyan bilginlerine göre İsa Peygamber’in doğum günü de tam olarak bilinemediği için 25 Aralık Batı Hıristiyanlığı tarafından İsa’nın doğum günü olarak kabul edildi. Her ne kadar İsa Peygamber Cumartesi günleri ibadet geleneğini devam ettirmişse de, Pazar (Sunday/güneş günü) günlerinin Hıristiyanlarca ibadet günü kabul edilmesi de bu döneme rastlar ve aslen “güneş festivali”nden kaynaklanır. Kilise babalarından Tertullian bu dönüşüm ve etkileşimden bahseder. Saturnali festivalinin, Christmas kutlamasına dönüştürülmesi ilk kez M.S. 353 veya 354’te Roma’da Papa Liberius zamanında olmuştur. Hıristiyan ilahiyatçılara göre bazı putperest festival ve ayinlerinin Hıristiyanlarca da kutlanmasının nedeni o dönemlerde Roma’daki Hint-İran kökenli Mitra inancına karşı Hıristiyanlığı korumaktı. Christmas bunların en çok bilinen örneğidir ve günümüzde Batı Hıristiyanları tarafından 25 Aralık’ta kutlanır, 1 Ocak’ta Noel eğlenceleriyle birleşir. Doğu Hıristiyanları ise aynı kutlamayı 6 Ocak’ta yaparlar. Fark, bir tarihlendirme ihtilafından ibarettir.
yan azizi Santa Claus için “noel baba” ifadesi kullanılmaya başlamıştır. Bilinen özellikleri ilk kez 1870’de Thomas Nast adlı bir ressam tarafından çizilmiş ve ayrıca Clement C. Moore’un “Noel babanın ziyareti” adlı şiirinde anlatılmıştır. Efsaneye göre evi buzlar ülkesi kuzey kutbunda, kızağını ren geyiği çekmekte. Tarihte 4.yy’da (352’de Aralık ayında ölmüş) bugünkü Antalya’nın Demre ilçesinde Hıristiyan piskoposu olarak yaşayan Santa (aziz) Nikolas’nın yardımseverliği hikâyesi, zamanla Noel Baba adıyla çocuklara hediyeler getiren bir efsaneye dönüşmüştür. Hıristiyan ilahiyatçılarına göre aslında Hıristiyan inançlarında yeri olmayan Noel kutlaması, eski çok tanrılı Roma kültüründen geçmiştir. Aziz Nikolas ismi zamanla Santa Claus’a dönüşmüş ve Hollanda’da Sinter Klaus, Amerika’da ve Kanada’da Santa CLAUS, İngiltere’de Peder Christmas, İspanya, Brezilya ve Peru’da Noel Baba denilmiştir.
Hıristiyanlıktan önce var olan Yule kutlanması, yılın en kısa “gündüz”ünde yapılan bir pagan kutlamasıyla Yılbaşı-Noel kutlaması olarak 25 Aralık’a denk geliyordu. Noel-Yılbaşında domuz eti yenilmesi de putperest Yule festivalinin uygulamalarından gelmektedir. Bu gelenek, yani çam ağacı, yılbaşında özellikle domuz eti ve mumlar, Avrupa’da devam etmiş, her türlü kutlamada mumlar ya da daha geniş aydınlatma yöntemleriyle sürdürülmüştür. Ağaca asılan küçük ay, güneş ve yıldız süsleri de Babil tanrılarının simgeleridir. Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa eski Mezopotamya, Yunan ve Roma inançlarından geçerek günümüze kadar gelmiştir.
Noel ve yılbaşı kutlamaları sadece eski çok tanrıcı inanç ve efsanelere dayanmakta olup Hıristiyanlığa da sonradan girdiği ve günümüzde aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için dünyada pek çok Hıristiyan tarafından da hoş karşılanmamaktadır. Noel, pagan köklerden gelerek Hıristiyanlaşmış bir Hıristiyan bayramı olmakla beraber, Hıristiyan olmayan ülkelerde de en azından birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak Yılbaşı tatili şeklinde kutlanmaktadır. Noel’in dini boyutunun anlaşılması için Yunan ve Pagan mitolojileri ile Hıristiyan inançlarının tarihi ilişkisi Batı ülkelerinin çoğunda insanlar birbir- anlaşılmalıdır. lerini “mutlu doğum kutlaması” anlamında Bu bilgilerden anlamamız gereken sonuç “merry Christmas” ifadesiyle kutlarlar. Noel ise şudur: özellikle Müslüman olmayan ülkeBabanın (Santa Claus) Demre’de yaşadığı ileri lerde yaşayan müslümanlar, içinde yaşadıkları sürülmüşse de, 1087 yılında İtalyan tüccarları- hakim toplumda yılbaşını “kutlayan” komşunın onun mezarından cesedini çalarak İtalya’ya larına, bu onların kültürü ve örfü olduğu için, götürdüklerine inanıldığı için bugün onun “yeni yıl – mutlu yıllar” dileğinde bulunabiliradıyla anılan ziyaret yeri, İtalya’nın güneyinde ler, ancak “Hıristiyan inançları kapsamında bir küçük bir Katolik kasabası Bari’dedir. ayin ya da kutlamaya katılmaları “kurumsal
Süslü çam ağacı, bazı kaynaklara göre Yunan ve Roma çok tanrılı kültürlerindeki Attis tanrısına ibadet ayininden kaynaklanır. Attis’in bereket tanrısı olduğuna ve sonradan bunu görmek için çam ağacında vücut bulduğuna inanılırdı. Çam ağacına bereket sembolü olarak tapınılırdı. Başka kaynaklarda noel’deki çam ağacının İskandinav dini inançları ve efsanelerindeki kutsal olduğuna inanılan bir çam ağacı inanışına dayandığı anlatılır. Efsaneye göre İskandinav tanrılarından Odin dünyayı yarattıktan sonra kendisini evrenin ağacı denilen hiç solmayan bir çam ağacına asar. Böylece hikmet ve bilgiye dönüştüğüne inanılır. Bu çam ağacı efsanesinde Odin’in kendisini feda edişi, Hıristiyanlarca İsa’nın çarmıha gerilişine benzetilir. Bir başka anlayışa göre çam ağacı ve mumlar antik Aryan inançlarında Yule festivalinden kaynaklanmaktadır. Çam ağacı ölümsüzlüğü temsil eder, mumların ise kötü ruhları ve cadıları kovmak için yakıldığına inanılırdı. Christmas ve yılbaşı eğlenceleri, zamanla Mumlar yakılarak ağaca bağlanırdı. GündüzNoel efsanesiyle birleşmiştir. Efsanevi Hıristi- lerin çok kısa olduğu İskandinav ülkelerinde
düzeyde Müslümanları temsilen bir dua vesilesi olarak davet edilmeleri” hali dışında, caiz değildir. Her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, yaşadığımız zaman dilimi, takvim bir şekilde Batılı ve Hıristiyan bir takvim anlayışıyla yeni bir yıla girmektedir. Bunu dahi “maruf ve münker terazisi”nde bir vesile görerek ellerimizi açıyor semaya ve şöyle yalvarıyoruz “zamanın ve mekanın Sahibi”ne, “Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürriyetî. Rabbenâ ve tekabbel duâ. Rabbenağfirlî ve-li vâlideyye velil muminîne, yevme yekûmu-l’hisâb” “Rabbim beni namazını dosdoğru, mükemmel şekilde kılan bir insan yap. Zürriyetimden de böyle insanlar yarat. Ey Rabbimiz! Dualarımızı kabul et. Rabbimiz, Kıyametin kopacağı günde, beni ana ve babamı ve müminleri bağışla.” ( İbrahim sûresi 40–41 ) (Kaynak: Diyanet İslam Ansk. Noel Maddesi Doç. Dr. Bülent Şenay) HDV BÜLTEN 2009 | 25
HDV BÜLTEN 2009
Gurbette komşu olmak
Dr. M. Fevzi Hamurcu
Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi
K
omşuluk ve komşu hakları, dinimizin çok önem verdiği hususlardandır. İslam’ın bazı temel ilkelerinin zikredildiği şu ayet-i kerime, komşuların birbirlerine iyi davranmaları gerektiğini açıkça vurgulamaktır: “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve hizmetinizde bulunan kimselere iyilik edin...” (Nisâ suresi, ayet 4/36)
sı elzem olan öncelikli hususlar olmuştur. Komşunun kederini paylaşmak, sevincine ortak olmak, onun acıtatlı her şeyiyle ilgilenmek, dinî bir görev olmuştur.
İslam’dan aldığı bu ruh ve ilkelerle şekillenen Türk kültürü, komşuluk ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini dünyaya anlatan güzel örneklerle doludur. Dükkân komşusunun henüz siftah etmediğini takip edecek bir duyarlılığa sahip olan esnaflar, ikinci müşterisini komşusuna yönlendirecek bir olgunluğa ve gönül zenginliğine ulaşmışlardır. “Cebrail (a.s.) komşuya Komşuların birbirlerine karşı sevgi, saygı, hoşgörü ve tevaiyilik etmeyi bana o kadar zu içinde olduklarını gösteren çok tavsiye etti ki, neredeyse böylesi güzel örnekler tarihimikomşuyu komşuya mirasçı zin altın sayfalarında fazlasıyla mevcuttur.
Komşuluğun dinimizde ne kadar önemli olduğunu ifade eden Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik kılacak sandım.” etsin.” (Buhari ve Müslim. NeMillet olarak, gayrimüslim vevi, 40 Hadis, No 15) “Allah katında dostların en iyisi, arkadaşına iyi davranan; komşularımızla da kurduğumuz ve asırlarca devam komşuların en iyisi de, komşusuna en iyi davranan- ettirdiğimiz güzel komşuluk ilişkilerimiz bize has küldır.” (Tâc, c. 5) “Cebrail (a.s.) komşuya iyilik etmeyi türel bir değerimizdir. Çünkü biz; dili, dini ve kökeni bana o kadar çok tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu farklı olan topluluklarla aynı şehri, aynı mahalleyi, komşuya mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb, 28; aynı sokağı hatta hayatı barış içinde asırlarca paylaşaMüslim, Birr 140–141;Tirmizî, Birr, 28; İbn Mâce, bilmiş ve farklılıklara hoşgörüyle bakmayı başarabilmiş bir medeniyetin mensuplarıyız. Edeb, 4) Kur’an’da ve hadis-i şeriflerde vurgulanan bu konuya gerektiği gibi önem vermeyenler ise Peygamber Efendimizin şu uyarısına muhatap olmaktadırlar: “Yapacağı kötülüklerden komşusu güven içinde olmayan kimse cennete giremez.” (Müslim, İman, 73; Buhari, Edeb, 29; Tirmizi, Kıyamet, 60) Dinimizin bu yönlendirmeleriyle Müslümanlar bu konuda çok güzel davranış örnekleri sergilemişlerdir. Komşu hakları, gözetilmesi gereken kutsal haklardan sayılmıştır. Komşunun canı, malı, namusu, korunma26 | HDV BÜLTEN 2009
Günümüzde komşuluk ilişkilerimizin biraz yara aldığı üzüntüyle müşahede edilmektedir. Komşular bugün belki birbirlerinin külüne muhtaç değillerdir ama birbirlerinin güler yüzüne kesinlikle muhtaçtırlar. Büyüyen şehirlerimiz belli ki, sıcak komşuluk ilişkilerimizden de bir şeyler alıp götürdü... Aynı apartmanda oturan komşuların birbirlerini çok müstesna günlerde bile ziyaret etmediklerine şahit olabiliyoruz. Aynı asansörde bile birbirleriyle selamlaşmadan ve
HDV BÜLTEN 2009
tek kelime etmeden inip çıkan komşulara da rastlanabilmektedir. Bu yanlış örnekleri görünce, Yüce Rabbimizin ve Peygamber Efendimizin bu konudaki buyruklarına daha fazla kulak vermemiz gerektiğini anlıyoruz.
Gurbet diyarda sizi arayan, soran, bekleyen akrabalarınızdan çok uzaklarda olmak... Ve böyle bir ortamda sizinle her şeyi paylaşan komşularınızın olması... Bu duyguları, bambaşka bir kültürün içinde yıllarca yaşamamış olanların anlayabilmesi bir hayli zordur. Bu duyguyu fazlasıyla tadan Avrupalı Türkler için komşuluk yeni bir anlam ve boyut kazanmıştır: Komşuluk; dayanışma ve yardımlaşma demekti, ana-baba bir kardeş olmak demekti artık. Köklerinden kopmamak için tutundukları bir dal demekti.
Kendi memleketimizde akrabalarımızın ve dostlarımızın arasındayken de önemli olmakla birlikte, gurbette iken komşuluğun ve komşularımızın değeri kat kat artmaktadır. Kendi köyümüzden, kentimizden biraz öteye, başka bir köye ya da şehre gittiğimizde bile gurbet duygusunu hemen hissederiz. Yıllarca Bir coğrafyaya ve vatana bağlılık gurbet duygusunu Avrupa’ya yaşayanlar ise gurbet duygusunu gönlünün doğuruyorsa, gurbet de komşuların birbirine tutkun daha da derinlerinde hissederler. Bu duyguyla besle- olmasını doğurmuş, hatta zorunlu hâle getirmiştir. nen komşuluklar ise elbette ki, kendi memleketimiz- Komşuluk ilişkileri sadece maddî ve manevî ihtiyaçdeki komşuluktan farklı bir anlam ve boyut kazanır. ların giderildiği ortamlar olmanın ötesinde bir misAnavatandan binlerce kilometre uzakta yaşayan insa- yon yüklenmiş, kimlik bilincini kazandıran, millî ve nımız da komşuluğa işte böylesi manevî değerlerin yeni nesillere bir anlam yüklemiştir. Kendi memleketimizde aktarıldığı araçlardan biri olmuştur. akrabalarımızın ve Yaklaşık yarım asırdır Avrupa’da yaşayan vatandaşla- dostlarımızın arasındayken Bu dayanışma sayesindedir rımız, farklı bir çevrede ayakta ki, bizim insanımız, bulundukde önemli olmakla birlikte, ları ülkelere kendi ruhunu akkalma ve var olma mücadelesi verirken şüphesiz, en büyük gurbette iken komşuluğun settirmiştir. Bugün Avrupa’nın desteği komşularından gördü- ve komşularımızın değeri dört bir köşesine serpilen çok ler. Komşular birbirlerine en sayıdaki cami, dernek, eğitim kat kat artmaktadır. yakın kişiler oldular. Akrabaları ve kültür merkezi, vatandaşve tüm dostları çok uzaktaylarımızın kurdukları işyerleri dı ama başı dara düştüğünde yardıma koşacak olan bunun belgeleridir. Gurbet diyarı artık sadece hasret komşusu yanı başındaydı hep. Bu duygu onları birbi- çekilen mekânlar olmaktan çıkmıştır. rine daha da yaklaştırdı. Günümüzün değişen ve gelişen şartlarını da göz Hani hiç unutulmayan arkadaşlıklar, dostluklar önünde bulundurarak komşuluk olgusuna belki de vardır. Yıllarca anlatılır ama hiç eskimez. Asker arka- yeni bir misyon daha yüklemek gerekecektir: Avrudaşlığı, hac arkadaşlığı gibi... Avrupa’da bunlara bir palı insanla kurulacak güzel komşuluk ilişkileri, kende gurbet arkadaşlığı eklendi. Aradan yıllar geçmiştir dimizi ve değerlerimizi tanıtmamızda büyük katkılar ama birinci nesilden kiminle koyu bir sohbete tu- sağlayabilir. tuşsanız eski arkadaşlık ve komşuluk hikâyelerinden Kapımızı, soframızı ve gönlümüzü dün olduğu gibi birini mutlaka anlatır size. İşte o dönemde kurulan komşularımıza açmayı, onların davetlerine icabet etsıkı komşuluk ilişkileri öylesine güçlü olmuştur ki, bazen ana-babadan, kardeşlerden ve akrabalardan bile meyi ve yeni yakınlıklar üretmeyi daha bir ciddiyetle daha yakın olabilmiştir komşular birbirlerine. Bazen düşünebiliriz. Dünyanın bu yakınlıklara her zamande anne-baba olmuşlar, evlat olmuşlar birbirlerine... kinden daha fazla muhtaç olduğu ise çok açıktır. Hastalandığında önce komşular haberdar olmuş, cenazesi olmuşsa onlar ilgilenmiş ve memlekete onlar göndermiştir. HDV BÜLTEN 2009 | 27
HDV BÜLTEN 2009
Daha yapacak çok şeyler var
Dr. Mustafa Kahraman
Deventer Din Hizmetleri Ataşesi
P
ek kiymetli okuyucular, şöyle bir durup özellikle ilk nesil ve onlardan belli bir süre sonra buralara gelen ikinci neslin penceresinden geriye bir bakalım. İşte o günlerden bu günlere baktığımız zaman içinde bulunduğumuz yerin hiç de azımsanamayacak ve küçük görülecek bir yer olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Elinizdeki bu haber bülteni de bunun göstergelerinden bir tanesidir. Buralara yeni gelen insanlarımıza 30-40 yıl öncesinden birileri “sizlerin Hollanda’da şu kadar caminiz olacak, buralarda yavrularına dininizi, dilinizi ve kültürünüzü öğretecek, kendiniz ve eşleriniz beş vakit namazıyla, cumasıyla, bayramıyla ve kandil geceleriyle bu mekanların manevi ortamından faydalanacaksınız” deselerdi, onlar bunun hayal bile olamayacağını söylerlerdi. Çünkü rızık temini için yollara düşüp, hem Hollanda’ya ve hem de Batı Avrupa’nın değişik ülkelerine gelen ilk neslin neler çektiğini, onlarla yapılan sohbetlerde ‘bir dokun bin ah işit’ türünden durumlarla karşılaşıyor, bazen duygulanıp göz yaşlarıyla o günleri hatırlıyor, bazen de hüzünle karışık bir tebessümle o günleri yad ediyorlar. En çok da bırakın beş vakit namaz ya da Cuma namazları kılmak, bir Bayram namazı kılabilmek için kilometrelerce yol giden onu da sadece o gün için kiralanmış cami dışındaki değişik mekanlarda kılıp vatan hasretiyle bir bayramı daha sevdiklerinden uzakta ve buruk bir şekilde kutlamanın verdiği ızdırabı hatırladıklarında hüzünleri daha da artmaktadır. Onun için şu anda içinde geleceğimiz olan yavrularımızın neşe içinde cirit attığı, cıvıl cıvıl oynadığı ve geleceklerini inşa ettikleri çok sayıdaki camilerimiz ve onların ciddi manadaki fonksiyonları bizim insanımızın ferasetini göstermekte ve dinine, milletine ve kültürüne bağlılığının en açık göstergesidir. Nasıl sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Veda Haccında ashabına dini konulardaki tebliğatını yaptıktan sonra “Ey Ashabim! Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksi28 | HDV BÜLTEN 2009
niz?” deyip, orada hazır bulunan ashabın “Allah’ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şehadet ederiz!” diye cevap verince, Resul-i Erkem’in mübarek şehadet parmağını göğe doğru kaldırıp sonra da ashabın üzerine çevirip “Şahit ol ya Rab! Sahit ol ya Rab! Sahit ol ya Rab!” diyerek Allah’ı şahit tuttuğu gibi bu mekanlar da günü geldiğinde zerre miktarı emeği geçen siz insanlarımıza Rahman’ın huzurunda öyle açıkça şahitlik edeceklerdir. İşte 40 yılda Hollanda’da yaşayan toplumumuzun geldiği nokta hiç de azımsanamayacak bir nokta olsa da yüzyıllar öncesinden bizlerin ecdadının geçmişten günümüze ne yaptığına bakılınca, daha atılacak çok büyük adımların ve yapılacak çok büyük işlerin olduğu ortadadır. Geçmişimize baktığımızda övünülecek pek çok yanımızın olduğu tarihe önyargısız yaklaşabilen herkesin kabul ve itiraf ettiği bir durumdur. Her ne kadar tarihimizle övünmek hakkımız olsa da, sadece tarihle övünüp orada kalmak bizim insanımızın yapabileceği bir şey değildir. Sadece tarihimizle övünüp gelecekle ilgili gerekli adımları atmazsak ileriye gidemediğimiz gibi, aynı zamanda yerimizde saymakla kalmaz, tam tersine geriye gideriz. Belki hedefsiz, gayesiz ve gelecekle ilgili düşünceleri olmayan topluluklar için bu normal bir durum gibi görünebilir. Ancak hedefi gayesi ve gelecekten beklentisi olan topluluklar için böyle bir durum kabul edilemez. Geçmişte olduğu gibi bizim insanımızın hedefi, gayesi ve gelecekle ilgili düşünceleri hep var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir. Büyük topluluklar gelecekle ilgili hayalleri olan ve bu hayalleri gerçekleştirmek için çalışıp bu uğurda gecesini gündüzüne kattıkları için büyük millet olmuşlardır. Yukarıda da ifade edildiği gibi şu ana kadar yapılanlar gelecek için büyük umutlar vermektedir. Ama üzerinde biraz düşünülünce daha yapacak çok şeyin olduğu ortadadır.
Alphen a/d Rijn HDV Hac覺 Bayram Camii
Delft HDV Sultan Ahmet Camii
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Üst Düzey Ziyaret ve Konferanslar
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR
T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hollanda’ya geldi Rotterdam’daki Başkonsolosluk toplantı salonunda Hollanda’daki din görevlileriyle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “islamda her birey yüce yaradan ile baş başadır ve hiç kimse diğerinden bir adım önde değildir. Her birseyin dindarlığı kendine ait bir sorumluluktur” dedi.
T
ürkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu toplantı salonunda Rotterdam ve Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği bünyesinde görev yapmakta olan din görevlileri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “din görevliliği sıradan bir iş değildir” şeklinde konuştu. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı, Prof. Dr. Ali Dere Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç Dr. Bülent 32 | HDV BÜLTEN 2009
Şenay, Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu, Deventer Muavin Konsolosu Melek Derviş Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ile Birlikte yaklaşık 125 din görevlisi katıldı. Almanyada iki önemli faaliyet gerçekleştiridiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “Birincisi Almanya’nın bazı kentlerindeki üniversitelerde değerler konusunda yapılan bir sempozyumun açılış konuşmasını yaptık. Orada ortak değerleri nasıl anlamamız nasıl uygulamamız ve insanlığın
ortak değerlerden beklentileri nedir? konusunda karşılıklı bir iletişim sağlandı. Çünkü Türkiye’nin (belki de en önemli) eksikliği dışarıya açılma ihtiyacını bugüne kadar hissetmeyişi ve Türkiye’de olan o muhteşem bilgi birikimini ve donanımını birlikte yaşama tecrübesini insan sevgisini dışarıya fazla anlatma ihtiyacı duymayışı oldu. Biz bu ihtiyacı duyduğumuz ve bildğimiz için kendi imkanlarımızı kullanarak kendi açımızdan doğru bildiğimizi yapmayı önemsiyoruz” dedi. “Almanya’daki üniversitelerde yaptığımız bazı önemli tespitler oldu. Bir defa Türkiye’ye karşı büyük bir il-
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR tekel oluşmaz. Din adına konuşma tekeli yoktur. Dini otoriteyi tek başına temsil eden kişi yoktur ve kutsal adına ötekinden bir adım önde olan kimse yoktur. Bu durum, İslam dininin çok temel özelliğidir.” açıklamasında bulundu.
ginin, saygının ve hatta umudun olduğunu gördüm. Üniversitelerin en yetkili makamları bile dünyada artık Müslümanlığı, İslamı, aydınlık bir bakış açısıyla anlamamız gerekiyorsa bunun yolu Türkiye’dir ve Türkiye ile olan yakın ilişkileri geliştirmektir noktasında olmaları bizi mutlu etti. Prof. Dr. Ali Bardakoğlu konuşmasının devamında ”Batılı dostlarımızın Müslümanlığı ve Müslümanları Hıristiyanlık üzerinden tanımaları ve tanımaya çalışmaları doğrusu yetersiz kalmaktadır ve yanıltıcı olmaktadır. Hıristiyan dünyasında kurumsal bir din oluşmuş adeta dini temsil eden bir kademe var. Ama İslam dünyasında her birsey Yüce Yaradan ile baş başadır ve hiç kimse diğerinden bir adım önde değildir. Her bireyin dindarlığı kendine ait bir sorumluluktur. Din görevlilerimizin rolü dini temsil etmektir. Fert ile Yüce Yaradan arasına girmek değil dinin bilgisini insanlara aktarmaktır. Bu çok önemlidir. Siz değerli din görevlilerimiz bunu mutlaka vurgulayınız. Din görevliliği basit sıradan bir iş değildir. Sorumluluk isteyen bir meslektir” şeklinde konuştu. Bardakoğlu “İslam geleneğinde dini otorite bilgidir ve kaynaklarına bağlılıktır. Kaynakların sunduğu açık–seçik bilgiyi kendimizi var ederek, aklımızı, eleştirel düşünceyi, içinde bulunduğumuz şartları devreye katarak anlama güncelleme ve kendi içinde yaşadığı-
mız dünyaya göre kendi dindarlığımızı oluşturmakdır. Böyle olduğu için de bizim geleneğimizde din görevlileri din alimleri hiçbir zaman fert ile Yüce Yaradan arasına giren bir perde, kutsalı temsil eden bir otorite değıl sadece
“Din görevliliği basit sıradan bir iş değildir. Sorumluluk isteyen bir meslektir.” ve sadece dinin geleneği ve bilgisini açık-seçik yansıtan bir rol üstlenmişlerdir. Bu manada Müslümanlıkta bir
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu konuşmasını şöyle tamamladı “Yaratandan dolayı, yaratılanı sevmeliyiz. Sadece insanı değil, eşyayı, tabiatı emanet bilmek lazımdır. Böyle olunca da diyalog bizim için son derece önemlidir. Ancak diyaloğun bir şartı var, oda; kendimizin farkında olmak, öz güvenimizin olması. Aslında özgürlüğün olan, kendini bilen, yaptıklarının farkında olan ama kendini insanlığın ulaştığı son nokta olarak ta görmeyen, sürekli o değişimin farkında olan insan özgüveni olan insandır.” Konferansın ardından düzenlenen basın toplantısında Bardakoğlu, Hollanda Diyanet Vakfı Olağan Genel Kuruluna katıldığını, Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu nun uzun bir zamandır vekalet ettiği Hollanda Diyanet Vakfı Başankanlığı görevini bundan sonra Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ın yürüteceğini açıkladı.
HDV BÜLTEN 2009 | 33
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR
T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er Hollanda’ya geldi Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet ER 16-23 Ekim 2009 tarihleri arasında konferanslara katılmak ve Hollanda Diyanet Vakfına bağlı iki yeni cami açılışını yapmak üzere Hollanda’ya geldi.
A
msterdam Vrije Üniversitesi ile Hollanda Dış İşleri Bakanlığı tarafından Hollanda, Çin, Güney Afrika ve Türkiye’den Din işleri ile ilgili devlet kurumu temsilcileri ve akademisyenlerin katıldığı “Devlet ve Dini Organizasyonların İlişkileri” konulu bir konferans organize edildi. Konferansa Hollanda’dan T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay’ın yanı sıra Türkiye’den de Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Talip Küçükcan, Uludağ Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kasım Küçükalp, Dr. Abdürrahim Kozali ve Dr. Turgay Gündüz katıldı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er ayrıca 17-18 Ekim 2009 tarihlerinde Hollanda’da iki büyük HDV camiinin açılışına da iştirak 34 | HDV BÜLTEN 2009
etti. Bergen op Zoom Ulu Camii ve Roermond Fatih camilerinin açılışlarına Belediye Başkanları yanında pek çok yerel yetkili ve Hollandalı semt sakinleri de katıldı. Prof. Er ayrıca Hollanda da görev yapan din görevlilerimize de bir konferans verdi. “Din Hizmetlerinde Verimlilik” konulu konferansa Din Hizmetleri Müşaviri ve Ataşelerinin yanı
sıra HDV camilerinde görev yapan resmi, geçici ve fahri, 135 din görevlisi katıldı. Hollanda’da bulunduğu süre zarfında kendisine Hollanda Diyanet Vakfı çalışmaları hakkında bir brifing de sunulan Diyanet işleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er ayrıca Hollanda’da bazı camileri de ziyaret ederek yapılan faaliyetler hakkında bilgi aldı.
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR
Uygur Türkleri lideri Rabia Kader HDV’yi ziyaret etti Uygur Türklerinin dünyaca ünlü lideri Rabia Kader Hollanda Diyanet Vakfı Genel merkezini ziyaret etti. Hollanda ve Birleşmiş Milletler yetkilileriyle görüşmek üzere Hollanda’ da bulunan Rabia Kader, yanındaki heyetle birlikte Hollanda Diyanet Vakfına geldi.
V
akıf Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ve HDV personeli tarafından karşılanan Rabia Kader’e, Vakfı tanıtılarak Vakfın çalışmaları hakkında bilgi verildi. Rabia Kader de Uygur Türklerinin maruz kaldığı zulmü dünyaya duyurmak için gayret ettiğini bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın desteğinin, dünyanın dikkatini bu zulme çektiğini, bu desteğin kendilerini umutlandırdığını ve bu konuda bütün mümin kardeşlerinden dua istediğini ifade etti.
Tanrı, seni mert olmayana muhtaç etmesin, ak boz atım sendeletmesin, işlettiğinde kara çelik öz kılıcın körelmesin, dürtüşürken ala mızrağın kırılmasın, ak sakallı babanın yeri cennet olsun, ak saçlı ananın yeri cennet olsun, sonunda tertemiz imandan ayırmasın, âmin diyenler Tanrı’nın ak yüzünü görsün, ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun: Tanrı’nın verdiği umudun kırılmasın, derleyip toplasın, günahınızı adı güzel Muhammed Mustafa yüzü suyuna bağışlasın
Han’ım hey!” Vakıf başkanı tarafından okunan Dede Korkut duasını heyecanla dinleyen Rabia Kader’in gözyaşları, duygusal anların yaşanmasına sebep oldu. HDV’nin Hollanda’daki Uygur Türklerine destek ve yardımına özellikle teşekkür eden Rabia Kader’e, Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay tarafından Diyanet yayınlarından bir set ile bir ebru tablosu da hediye edildi.
Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, bunun üzerine kendisine Dedem Korkut tarafından yapılan bir duayı tablo olarak hediye etti. Tabloda şu dua yazılmıştı. Dedem Korkut geldi, görelim ne söyledi: “Hayır dua edeyim Han’ım. Karlı kara dağların yıkılmasın, gölgeli kaba ağaçların kesilmesin, güzel suyun kurumasın, her şeye gücü yeten HDV BÜLTEN 2009 | 35
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR
Din Hizmetleri Müşaviri Clingendael Enstitüsü’nde Lahey Din Hizmetleri Müşaviri, Doç.Dr. Bülent Şenay, 2 Ekim 2009 Perşembe günü Lahey’de Clingendael Ensitütüsü’nde “Sınırlar, Eşikler ve Ameli Hikmet: Çokkültürlü Seküler Kamusal Alanda İslam - Borders, Tresholds and Phronesis: Islam in Intercultural Secular Public Space” konulu bir konuşma yapmak üzere de davet edilmiştir.
H
ollanda Adalet Bakanlığı tarafından organize edilen bu konferans, 3 ülke – Hollanda, Almanya ve Fransa- Bakanlık temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla 5 oturumda gerçekleşmiştir. Konferans, Hollanda Adalet Bakanı Hirsch Ballin’in açılış konuşmasıyla başlamış ve yine aynı Bakanın kapanış konuşmasıyla bitmiştir. Konferansta, devlet din ilişkileri ve dinin organizasyonu konuları ele alınmıştır. Özellikle Fransa, Almanya farkı ve bunun yanında Din Hizmetleri Müşaviri tarafından sunulan Diyanet modeliyle karşılaştırmalı müzakereler yapılmıştır. Türkiye’nin Hollanda Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, dinin kamusal alandaki yeri sorusunun esasen “dini bir soru” değil “kamu düzeni politikası” sorusu olduğunu, örneğin sosyal bilimci Charles Taylor’un kamusal alan tanımındaki “ortak akıl” vurgusunun genel olarak başlıca geleneksel dinlerin ahlaki değerler kümesinde karşılık bulabileceğini, İslam’da “maruf ” kavramının ‘common good ve common sense” e işaret ettiğini, maslahat ve makâsıd gibi jüristik (fıkhî) kavramlaştırmaların modern seküler toplumda yaşayan İslam’ın önünü açtığını, bunların müslümanlara ve gayr-i müslimlere yeniden öğretilmesi/anlatılması gerektiğini, kamusal alan sorusunun –dinin devlete müdahelesi değil dinin kamusal alanda farklılığa saygı duyan yaşama biçimi sunabilmesi anlamında- eğer dini kaynaklarla ilişkilendirilmesi istenirse önemli referanslar bulunabileceğini, dinlerin ve kutsal metinlerin (Tevrat, 36 | HDV BÜLTEN 2009
İnciller ve Kur’ân-ı Kerim) kişiler ve hikmet” ile yaklaşmaları gerektiğini, gruplar tarafından yorumsal olarak ihtilafların süreceğini, önemli olanın istismar edilebilme potensiyeli olsa “ihtilaf ahlakı”na (ethics of disagrebile özünde ve mahiyetinde toplumsal ement) göre hareket edilmesi gerekbirarada yaşamanın ahlaki temellerini tiğini, İslam’ın artık bir Avrupa dini sağlayabilecek bir spiritüel vizyon sun- olduğunu, Müslümanların Avrupa’da duklarını, bunun ortaya çıkarılması kalıcı olduğunu, bir Judeo-Christiangerektiğini, örneğin İslam’da ‘yeryü- Islamic medeniyete doğru gidildiğini, zünde dini çeşitliliğin ve farklılığın’ Müslümanların Avrupa için bir katkı meşru olduğunu, Kuran-ı Kerim’de olduğunu, modern sosyologların – “ahit, akit, misak, teGrace Davies ve Pe– dinin devlete aruf ” gibi çok temel ter Berger gibi- kenkavramların ‘kamumüdahelesi değil di dini kimliğinden sal alana’ bir ‘ortak kopmamış bireylerin dinin kamusal sosyal sözleşme’ anözgüveninin yüksek layışıyla bakılabilealanda farklılığa olacağı dolayısıyla ceğine işaret ettiğini, daha iyi entegre olasaygı duyan yaşama cakları hususunda ilk dönem Medine toplumunu bir site biçimi sunabilmesi hemfikir olduklarını, toplumu, dini açıJose Casanova’nın anlamında – dan çoğulcu bir toptasnifindeki sivil lum olduğunu ve devam eden yüzyıl- alanın özgür bırakılmasının önemilarda bunun İslam dini düşüncesinde nin dikkate alınmasını, Avrupa’da ve felsefesinde önemli rol oynadığını, tektip bir homojen Müslüman topdolayısıyla Aristoteles’in phronesis lum olmadığını, farklı etnik, kültürel inden Farâbî’nin “ameli hikmet”ine ve hatta dini yorum geleneklerinden kadar ve oradan modern sosyolog geldiklerini, Türklerin, Faslıların, CeAnthony Giddens’ın reflexivity kavra- zayirlilerin vs kendi mahiyetleriyle ele mına kadar gelebilecek bir yaklaşımla alınması gerektiğini, yalnız mültikül“politika yapıcılar”ın din ve toplum türel değil interkültürel bir toplum konusuna daha özgürlükçü ve “ameli oluşturulması gerektiğini, İslam Pey-
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR gamberinin örneğinde de “la darara ve la dıraar” (zarar vermek de yoktur zarara zararla karşılık vermek de yoktur) vurgusunun kamusal alanın sınırlarını açıkça tanımladığını, Cuma namazı, zekat, Ramazan orucu gibi ibadetlerin bile pratikte toplumsal alanda ifade bulduğunu, her birinin özde “yalnız bireysel düzeyde değil bir toplumsal paylaşım alanı” yaratarak toplumsal huzura katkıda bulunma özelliği taşıdığını, bu anlamda İslam’ın bir kent (urban) dini olduğunu, seküler toplumda İslam’ın varlığını sürdürebileceğini, dolayısıyla Avrupa’da Müslümanların bu manada bir dini açıdan bir entegrasyon sorunu olmayacağını, yeter ki onlara eğitim (kendi dinlerini iyi öğrenmeleri) ve sosyal imkanların sağlanmasını, fundamentalizmin/ radikalizmin bir dini sorun değil psikolojik bir sorun olduğunu, tüm bu anlatılanlar çerçevesinde Türkiye’nin imparatorluktan ulus devlete geçişini takibeden modernleşme tecrübesi içerisinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın seküler bir toplumda dinin sosyal bütünleştirici (social cohesion) rolünü koordine etmek(camiler ve diğer dini hizmetler yanında bayan vaizler, bayan müftü yardımcıları vb örnekler de dikkate alınırsa) maksadıyla, kaotik yapılanmaları engellemek üzere eskiden varolan Şeriye ve Evkaf Vekaletinin yerine Cumhuriyetin kuruluşunda oluşturulmuş olan, bir idari rehberlik kurumu olduğunu, dînî sorulara cevap veren bir komisyonu olsa bile bunun ilmî olduğu, Kilise benzeri bir ruhban kuruluşu olmadığını, 1924’te kurumun isminin bile Din İşleri değil Diyanet olarak belirlenmiş olmasının “kazâi/juristik” alana karışmayıp, dinin inanç, ibadet ve bazı muâmelât konularına (aile ve din eğitimi) dair hizmetlerden sorumlu olması ile ilgili olduğunu, bu vizyonla Avrupa’da Diyanet hizmetlerinin Avrupa toplumlarında entegrasyon sürecine en büyük katkıyı yapan dini rehberlik kuruluşu olduğunu, Türkiye’nin din-toplum ilişkileri deneyiminin Avrupa’nın dikkate alması gereken ve yararlanacağı bir tecrübe olduğunu ifade etti.
Din Hizmetleri Müşaviri Avrupa Konseyi’nde Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, 29-30 Haziran 2009’da Strasbourg’da Avrupa Konseyi’nin Kültürlerarası Diyalog Projesinin devamı olarak yapılan “Dini ve İmani Bilgi Öğretimi Meselesi” konulu toplantılara katıldı.
M
üşavirimiz, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Dışişleri Bakanlığımız tarafından görevlendirilerek, genel kurul ve ilgili oturumlarda tartışmalara iştirak ederek katkı sağlamıştır. Sahasında uzmanların ve din temsilcilerinin diplomatlarla birlikte katıldığı toplantılarda kamusal eğitim sisteminde dini bilgi öğretiminin ve dinler hakkında öğretimin demokratik vatandaşlık ve insan hakları bilincine katkıda bulunup bulunmayacağı konusu da ele alınmıştır. Eğitim öğretim prensiplerinden taviz verilmeksizin uygulamanın sonuç getirmesinin nasıl sağlanabileceği,
dini çeşitlili ve interkültürel eğitim, dini kültürel çoğulcuğu vurgulayan bir “din/ler öğretimi”nin nasıl planlanıp uygulanabileceği, bu hedefler yönelik olarak öğretmenlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiği gibi konuların ele alındığı toplantılar Avrupa Konseyi üyesi olan devletlerin büyükelçilik ve temsilcilikleri tarafından da izlenmiştir. Bunu takiben Avrupa Konseyi Kültürlerarası Diyalog Koordinatörü Gabriella Battaini-Dragoni tarafından kendisine teşekkür edilmiş, Türkiye’nin Strasbourg daimi temsilciliği tarafından ilgili konuda Avrupa Konseyi Çalışma Grubuna alınması teklif edilmiştir.
HDV BÜLTEN 2009 | 37
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR
Din Hizmetleri Müşaviri, Avrupa Dini Liderler Konseyi’ne katıldı
T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Diyanet İşleri Başkanlığımızı temsilen Avrupa Dini Liderler Konseyi’ne katıldı.
A
vrupa Dini Liderler Konseyi (ECRL - European Council for Religious Leaders-), Barış İçin Dinlerin Dünya Konferansı (World Conference of Religions for Peace -WCRP)’nın Avrupa boyutunu temsil etmek üzere 2002 yılında Oslo’da kurulmuştur. Musevilik, Hıristiyanlık, İslam, Budizm, Hinduizm
ve Sihizm dinlerinin temsilcilerinin üye olduğu bu ADLK/ECRL, 51 ülkeden ve 4 bölgeden din temsilcilerini biraraya getirmektedir. Avrupa’da sosyal ve siyasi bazı değişimlerin (Müslüman nüfusun artışı, Doğu Avrupa’dan Ortodoks Hıristiyanlığın merkez ve Batı Avrupa’ya doğru ilişkiye geçmesi, Bosna, Kosova ve Arnavutluk vs) kapsamında din ile ilgili tartışmaların sürdürülmesinden hareketle 38 | HDV BÜLTEN 2009
ve bazı ihtilaflı çatışma bölgelerinde dini farklılıkların rolünü dikkate alarak, çatışma çözümlemelerinde barışa ve diyaloga yönelik çalışmalarda “dini liderlerin” aktif rol almasını teşvik ve destek amacıyla kurulduğunu ifade eden Avrupa Dini Liderler Konseyi’nin kurucu Müslüman üyeler arasında T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da bulunmaktadır. Türkiye’nin Hollanda Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ADLK’nin muhtelif toplantılarına Diyanet İşleri Başkanımızı temsilen katılmaktadır. Bu toplantılardan en sonuncusu 25-27 Mayıs 2009 tarihinde Fransa’da Lille şehrinde yapılmıştır. Müşavir Şenay, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından görevlendirilerek “Avrupa’da Barış Kültürüne Dinin Katkısı” konulu bu toplantıda müzakerelere iştirak etmiştir. Toplantıda “Barış Kültürüne Dinlerin Katkısı” konusu ele alınmış, dinlerin sadece inanç boyutu değil, ayrıca ahlâkî ve sosyal boyutu da olduğu, sosyal boyutu itibariyle de kültürü şekillendiren bir etki yaptığı, bu noktada birlikte yaşamanın esaslarını belirlemede dini ahlaktan yararlanılabileceği, ihtilafın mümkün ve gerçek olduğu ancak ihtilafların çatışma ve şiddete dönüşmesine fırsat verilme-
mesi gerektiği, dinlerarası diyalogun bu anlamda önemli rolü olduğu üzerinde duruldu. Sonunda da bu yönde bir basın açıklaması yayınlandı. Din Hizmetleri Müşaviri Şenay, toplantıda, dinlerarası diyalog tolantılarının Avrupa’da gittikçe önem kazanmasının esasen Avrupa’da Müslümanların kayda değer bir varlık göstermeleriyle ilgili olduğu, Müslümanlarla birarada yaşama konusunda Avrupa kültürünün daha fazla mesafe alması gerektiği, Müslümanların hem dini kaynakları hem de tarihi tecrübeleri itibariyle başka din mensuplarıyla birarada yaşamaya Avrupalılardan daha fazla alışkın oldukları, dini liderlerin “dine hakaret” sözkonusu olduğu yerde daha fazla seslerini yükseltmeleri gerektiği, örneğin Avrupa’da “dine hakaret” olarak tanımlanacak örneklerin çoğunun İslam ile ve İslam Peygamberi ile ilgili olduğu dolayısıyla İslam Peygamberi’ne yapılan hakaretlere karşı tüm dinlerin liderlerinin tepki göstermeleri gerektiği, dine hakaretle ifade özgürlüğü arasındaki ilişkinin iyi anlaşılması gerektiği, bu bağlamda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin “medeniyet” bağlamında ele alınmasının önemi, dini liderlerin İslamofobi konusunda daha duyarlı olması gerektiği hususlarında görüşlerini din temsilcileriyle paylaşmıştır.
ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR
Din Hizmetleri Müşaviri Hollanda Adalet Bakanıyla konferansa katıldı
A
vrupa Parlamentosu seçimlerinden önce, Hollanda Adalet Bakanı E. Hirsch Ballin ile Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, 30 Mayıs 2009’da Amsterdam’da “Ortak Yönlerimiz” konulu bir konferans sundular. Konferansta, Din Hizmetleri Müşaviri’nin “İslam’da Ortak Yaşamanın Dini ve Fıkhi
Temelleri” konulu konuşması, Adalet Bakanı tarafından dikkatle notlar alınarak izlendi. Bakan Ballin, Hollanda’da farklı kültür ve kimliklerin toplumda temel ortak paydalarda uyumlu olmak kaydıyla kendilerini özgürce ifadeden yana olduğunu vurgulayan bir konuşma yaptı. Konferans soru cevap bölümüyle sona erdi.
Tilburg HDV Süleymaniye Camii HDV BÜLTEN 2009 | 39
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Cami Açılışları
CAMİİ AÇILIŞLARI
Haarlem HDV Selimiye Camii görkemli bir törenle ibadete açıldı
Haarlem kentinde yapımına 2005 yılında başlanılan Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Selimiye Camii’nin yeni binası 23 Şubat 2008’de görkemli bir törenle ibadete açıldı.
T
örene eski YÖK Başkanı, eski Milli Eğitim Bakanı, TBMM Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve HDV Başkanı Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker, Haarlem Belediye Başkan Vekili Martin Divendaal, eski Haarlem Belediye Başkanı Jaap Pop, Haarlem Belediyesinin eski meclis üyesi Jan Haverkort ile çok sayıda Türk ve Hollandalı kurum, kuruluş ve vatandaş katıldı. Sayın Mehmet Sağlam, HDV Selimiye Camisinin açılışının, bu ülkedeki Türk toplumu adına gurur verici bir gelişme olduğunu belirtti ve anne babaların çocuklarının eğitimine her zamankinden daha çok önem vermeleri çağrısında bulundu. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M.Şevki Aydın da, caminin açılışı dolayısıyla Türk ve Hollandalıların bugün burada bir kardeşlik örneği sergilediğini ve bu kardeşliğin devam etmesini 42 | HDV BÜLTEN 2009
dilediğini söyledi. Aydın, camide yalnızca namaz kılınmadığını, camilerin, toplumun en önemli ve en eski eğitim kurumu özelliği de taşıdığını vurguladı.
T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, caminin yapımının birinci aşama olduğunu, bunun başarıyla tamamlandığını, şimdiyse ‘gönülleri ve cemaatini’ imar etme zamanı olduğunu söyledi. Şenay, bu açıdan ibadet yerlerinin yapılması kadar bunun içinin ve maneviyatının da doldurulmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Şenay, camilerde bu amaçla ibadet yanında eğitim hizmeti de verdiklerini kaydetti; caminin yapımı sırasında gelen eleştirilere karşı Hollanda makamlarının gösterdiği ilgi ve yakınlığa da teşekkür etti.
HDV Başkanı Dr. M.Fevzi Hamurcu da, “Camiler, Allah sevgisi başta olmak üzere, insanlara huzur ve barış adacıkları oluşturan ve Müslümanlar kadar Hollandalıların da hizmetinde olan mekanlardır” dedi. Haarlem Belediye Başkan Yardımcısı Martin Divendaal da törende yaptığı konuşmada, “Haarlemli Türklerin anıtsal bir özellik taşıyan bu camiye kavuşmalarıyla yaşadıkları sevinci” paylaştığını söyledi. Divendaal, başından bu yana caminin yapımıyla ilgili bazı sorunlar yaşandığını, bu sorunlara ve basında yer alan olumsuz haber ve yazılara rağmen, Türk toplumunun yılmadan mücadele ettiğini ve cebinden para ödeyerek bunu başardığını, bu durumun gerçekten takdire şayan olduğunu söyledi. ‘’Büyük beklentilerle inşasına başlanan bu eser tam bir Hollanda ve Türk camisi oldu’’ diyerek sözlerine başlayan, eski Haarlem Belediye Başkanı Jaap Pop yakasında Türk bayrağı ile yaptığı konuşmasında, caminin Türklerin entegrasyona katkıda bulunarak toplumun bir biriyle kaynaşmasında büyük bir rol oynayacağını söyledi.
CAMİİ AÇILIŞLARI Haarlem kentinde, arsası 2000’li yılların hemen başında satın alınan ancak semt sakinlerinin karşı çıkması yüzünden uzun süre inşaat izni alınamayan HDV Selimiye Camisi, mahkeme kararıyla bu hakkı kazandı ve yapımı son iki yıl içinde tamamlandı. Üzerinde toplam 40 üçgenden oluşan büyük bir yeşil kubbeyle kaplı camide yaklaşık 2 bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor. Arsası dışında yapım maliyeti 2 milyon Avroyu aşan caminin giderlerinin tamamı vatandaşların katkılarıyla karşılanıyor.
Hollanda ve Türk toplumu tarafından takdirle karşılandı. Davetlilere ve vatandaşlara iki gün boyunca Türk yemekleri ve tatlıları ikram edildi.
Selimiye Camisinin açılış töreninde, mehteran takımıyla halk oyunları gösterileri sunuldu. İki gün devam eden açılış
Oss HDV Ulu Camii Kültür Merkezi Mehter takımıyla açıldı Yasin Doğruyol yaptı. HDV Yönetim Kurulu adına Vakıf Sekreteri Veysel Kükrek, Yönetim Kurulu üyeleri Zekeriya Açkalmaz ve Nevruz Özcan da kısa birer konuşma yaptılar. Törene Oss belediyesi encümeni Chris Ermers de katıldı.
H
ollanda Diyanet Vakfı, Oss Ulu camii şubesinin yaptırdığı Kültür Merkezi. 21 Haziran 2009 Pazar günü görkemli bir törenle açıldı. Açılış, Bursa Mehter Musikisi ve Halk Oyunları derneği mehter takımının, Oss Belediyesi önündeki gösterisiyle başladı. Belediye önünden camiye doğru yürüyüş yapan Mehter takımına halkın yoğun ilgisi gözden kaçmadı. Mehterle birlikte camiye doğru yapılan yürüyüş bir saat sürdü.
Aşılış günü dolayısıyla HDV Oss Ulu Camiinde aynı zamanda hem kermes hem de geleneksel açık kapı günü de organize edildi. Yaklaşık bin kişinin katıldığı açılış töreninde yapılan Kermesde Türk mutfağından çeşitli yiyecekler hazırlandı. Hazırlanan baklava, börek, çiğ köfte, döner gibi yiyecekler ile hediyelik eşyalar ve kitaplar, Kültür Merkezi yararına satışa sunuldu.
Açık kapı günü münasebetiyle HDV Ulu Camiini ziyarete gelen Hollandalılara da İslam dini hakkında bilgi verilerek çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Mehter takımının camiye ulaşmasından sonra açılış törenine geçildi. Oss HDV Ulu Camii Kültür Merkezi açılışına, Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Açılış konuşmasını başkan HDV BÜLTEN 2009 | 43
CAMİİ AÇILIŞLARI
Delfzijl HDV Yunus Emre Camii’nin temeli törenle atıldı cematine, 17 yıllık bir rüyayı gercekleştirdiklerinden dolayı teşekkür etti. Korkmaz, Delfzijl’deki Müslüman Türk toplumunun bu binayı çoktan hak ettiklerini, HDV’nin gözü ve kulağının Delfzijl’deki bu inşaatta olacağını bu caminin sadece yaşlıların namaz kılacakları veya zaman geçirecekleri bir yer olarak kalmayıp, sosyal ve kültürel bir ilim ve irfan yuvası olarak kullanılacağına ve Delfzijl halkı için önemli faaliyetlerin merkezi olarak yerini alacağına inandığını ifade etti. Konuşmaların ardından dualar eşliğinde temel atılarak katılan misafirlere yemek ikramı yapıldı.
D
elfzijl’de yapılması planlanan HDV Yunus Emre Camii’nin temeli 16 Haziran 2009 tarihinde düzenlenen bir törenle atıldı. Delfzijl belediye başkanı, belediye başkan yardımcıları, Meclis üyesi Mahmut Kaptan, Cami Yönetim Kurulu, din görevlisi ve 150’yi aşkın Türk ve Hollandalı misafirin de hazır bulundugu tören, Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Dernek başkanı Nurettin Hocuk, Delfzijl Belediye başkanı bay Groot ve HDV adına Ali Korkmaz birer konuşma yaptılar. Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV başkanı Doç. Dr. Bülent Senay ise Hollanda dışında olması sebebiyle törene katılamadı. Şenay, Temel atma törenine HDV Yönetim Kurulu üyesi ve inşaat komisyonundan sorumlu Zekeriya Açkalmaz ile HDV personeli Ali Korkmaz’ı görevlendirdi. 44 | HDV BÜLTEN 2009
Belediye başkanı yaptığı konuşmada yapılacak bu caminin, Delfzijl’de yaşayan Müslüman topluma faydalı olacağına ve özellikle Hollanda toplumuna uyum ve katılım konusunda katkı sağlayacağına inadığını belirtti. HDV’yi temsilen konuşan Ali Korkmaz ise, Delfzijl Belediye Başkanı ve temsilcilerine, yönetim kuruluna, özellikle de Müslüman Türk
CAMİİ AÇILIŞLARI
Amsterdam HDV Eyüp Sultan Camii açıldı
A
msterdam’da bulunan HDV Eyüp Sultan Camisi’nin yeni binası törenle ibadete açıldı. Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olarak Hollandalı Türklerin katkılarıyla yaptırılan HDV Eyüp Sultan Camisi’nin yeni binası görkemli bir törenle ibadete açıldı. Törene, Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. M. Fevzi Hamurcu, Amsterdam Eyüp Sultan Camii din görevlisi İdris Köse, Amsterdam Oost Belediye Başkanı Martin Verbeet, Amsterdamda bulunan HDV’na bağlı cami din görevlileri ve başkanlarının yanı sıra çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilciler katıldı. Hollandalı ve Türklerden oluşan kalabalık bir vatandaş topluluğunun katıldığı törende konuşan Din Hizmetleri Mişaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, caminin yapımının birinci aşama ol-
duğunu, bunun başarıyla tamamlandığını, şimdiyse ‘gönülleri ve cemati’ imar etme zamanı olduğunu söyledi. Şenay, ibadet yerlerinin yapılması kadar bunun içinin ve maneviyatının da doldurulmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, gençlerin, özellikle yeni kuşakların eğitiminin, toplumun geleceği açısından büyük önem taşıdığını anlattı. Camilerin bu anlamda ibadet yanında eğitim hizmeti de verdiklerini vurgulayan Şenay, caminin yapımı sırasında destek veren herkese ve Hollanda makamlarının gösterdiği ilgi ve yakınlığa teşekkür etti. HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camii din görevlisi İdris Köse, caminin açılışı dolayısıyla Türk ve Hollandalıların bir kardeşlik örneği sergilediğini ve bu kardeşliğin devam etmesini dilediğini söyledi. Köse, camilerin insanları birleştiren, buluşturan mabetler olduğunu, burada sergilenen tablonun da bunu gösterdiğini ifade etti. Camide yalnızca namaz kılınmadığını, toplumun en önemli ve en eski eğitim kurumu olma özelliği de taşıdığını belirten Köse, bu çerçevede bu
caminin Amsterdam’ın doğu kesiminde yaşayan Türklerin sosyal ve kültürel yapısını da olumlu etkileyeceğini söyledi. Amsterdam Oost Belediye Başkanı Martin Verbeet, bölgede yaşayan vatandaşların bu camiye kavuşmalarıyla yaşadıkları sevinci paylaştığını söyledi. Verbeet, Türklerin entegrasyona katkıda bulunarak toplumun birbiriyle kaynaşmasında büyük bir rol oynayacağını söyledi. Verbeet, “Bölgemizde her dine mensup insanlar yaşıyor. Toplumsal barış için farklılıklarımıza değil bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimize bakalım. Beraber yaşadığımız ortamda diyaloga, barışa ve hoşgörüye ihtiyaç var.” diye konuştu. Amsterdam’ın doğusunda bulunan HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camisi yanında, yeni binasında sosyal ve kültürel faaliyetler yanında kadınlar için ayrı ibadet ve faaliyet alanları da bulunuyor. HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camisi’nin açılış töreninin ardından davetlilere ve vatandaşlara Türk yemekleri ve tatlıları ikram edildi. HDV BÜLTEN 2009 | 45
CAMİİ AÇILIŞLARI
Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii hizmete açıldı Hollanda’nın Bergen op Zoom şehrinde inşa edilen HDV Ulu Camii, 17 Ekim 2009 tarihinde düzenlenen bir törenle ibadete açıldı.
A
çılış törenine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, Türk İslam Kültür Dernekleri
Federasyon Başkanı Arif Yakışır, Hollanda D66 partisinden Türk Milletvekili Fatma Koşer-Kaya, Kiliseler Birliğinden papaz J. v. Vermeulen, Bergen op Zoom Belediye Başkanı Han Polman, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu ve cami
mimarı Erdal Önder ile çok sayıda davetli katıldı. Semazen gösterisiyle başlayan program, Din Görevlisi Mehmet Aydın’ın okuduğu Kur’an-ı Kerimle devam etti. Ardından selamlama konuşması yapmak üzere HDV Ulu Camii Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kırmemiş kürsüye geldi. Bergen Op Zoom’daki Türk toplumunun, dini ihtiyaçlarının giderilebilmesi amacıyla ilk kez 1979 yılında Türk İslam Kültür Merkezi olarak bir araya gelindiğini, 1984 yılında Hollanda Diyanet Vakfı’na katıldıklarını, caminin yapıldığı arsayı da belediyenin desteği ile 1998 yılında satın aldıklarını anlatarak bu mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırakmayan bütün davetlilere teşekkür etti. Türk İslam Kültür Dernekleri federasyon Başkanı Arif Yakışır, Mimar Erdal Önder ve Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ da kürsüye gelerek
46 | HDV BÜLTEN 2009
CAMİİ AÇILIŞLARI davetlilere hitap ettiler. Kiliseler birliği adına açılışa katılan Papaz J.v. Vermeulen ise komşu olarak bu açılışta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, açılışa çeşitli hediyelerle katıldığını belirtti. Biraz sonra çan sesiyle bu mutlu gününüze iştirak edileceğini belirten papaz, din görevlisine verilmek üzere, Kur’an ve İncil arasındaki ortak ayetleri ihtiva eden bir de kitap hediye etti.
Daha sonra kürsüye gelen Belediye Başkanı Han Polman da, Türk toplumunun bu önemli ve sevinçli gününde bulunmaktan mutlu olduğunu ifade etti ve bu caminin yapılmasında, Türk toplumunun mükemmel bir çalışma ve dayanışma örneği sergilediğini yakından gördüğünü söyledi. Polman, ‘’Böyle güzel bir binayı birlikte yaptığınıza göre aynı güzellikte birlikte de yaşayabiliriz’’ dedi.
Belediye Başkanından sonra kürsüye gelen, Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Bülent Şenay da, Hollanda Diyanet Vakfı’nın, bağlı 142 camisiyle Türk toplumunun 300 bin üyesine hizmet veren büyük bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirtti ve camilerin Türk toplumunun bireylerini her zaman bir araya geti-
ren, birleştiren bir işlev gördüğünü söyledi. Ulu Camii’nin yapılmış ve inşasının tamamlanmış olmasının, bu alandaki işlerin bitmiş olduğu anlamına gelmediğine vurgu yapan Şenay, “asıl bundan sonra gençlerin ve toplumun inşası önemlidir ve bu cami işte bu işi yapacaktır” dedi. Bülent Şenay, bilim adamlarınca kabul gören genel anlayışa göre, kendi kültür ve manevi değerlerine bağlı insanların öz güveninin daima yüksek olduğunu anımsattı ve özgüveni yüksek olan insanların da içinde yaşadıkları topluma daha iyi entegre olabildiklerini söyledi. Şenay, “Müslümanların tarihteki Medine Sözleşmesi’nden bu yana başka inanç ve gruptan insanlarla bir arada ortak yaşamaya zaten alışkın olduklarını da belirtti ve dolayısıyla bu açıdan Türklerin Hollanda’da bir entegrasyon sorunu olmadığına inandığını kaydetti. Açılışa Türkiye’den davetli olarak katılan Diyanet İşleri Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er de yaptığı konuşmada, “Müslümanlığın özünde insanların kaynaşmasının, bütünleşmesinin yattığını belirtti ve burada açılan caminin bu açıdan bakıldığında Hollanda’daki Türk toplumunun yerli toplumla kaynaşmasına ve barış içinde bir arada yaşamasına büyük katkı sağlayacağına inandığını” söyledi. Camilerin yalnızca ibadet yeri olmadığını, sosyal hayatın içinde de yer alan önemli bir öğe konumunda olduğunu anlatan Prof. Dr. İzzet Er, hizmete açılan Ulu Cami’nin de toplumun dini
ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesinde, başta gençler olmak üzere Türk toplumunun her açıdan ilerlemesine, gelişmesine, eğitimine katkıda bulunacağını kaydetti.
Prof. Dr. İzzet Er’in konuşmasından sonra kurdele kesilerek caminin resmi olarak açılışı yapıldı. Hollanda’da ilk kez kilise ile yan yana ve arsaları bitişik durumda bulunan bir cami konumunda olan Ulu Cami’nin yapımına, 2004 yılında başlandı. Yaklaşık 2,5 milyon Avro’ya mal olan caminin yapım masrafları büyük ölçüde Bergen op Zoom’da Türk toplumunun katkılarıyla karşılandı. Üç bin metre karelik bir alan üzerine oturan ve iki bin metrekare kullanım alanı olan camide aynı anda 1500 kişi ibadet edebiliyor. Caminin tek minaresi bulunuyor. Camide çok amaçlı bir büyük salon ile çeşitli sosyal etkinlikler ve eğitim amaçlı kullanılabilecek odalar da bulunuyor. HDV BÜLTEN 2009 | 47
CAMİİ AÇILIŞLARI
Roermond HDV Fatih Camii hizmete açıldı 2006 yılı Mart ayında temeli atılarak inşaatına başlanan Roermond HDV Fatih Camii 18 Ekim 2009 Pazar günü törenle hizmete açıldı.
T
örene, T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, T.C. Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı, Doç. Dr. Bülent Şenay, Roermond Belediye Başkanı Henk Van Beers, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Arif Yakışır, Hollanda Diyanet Vakfına bağlı cami yöneticileri ile çok sayıda Türk ve Hollandalı misafir katıldı. Cami avlusuna kurulan büyük bir çadırda yapılan programa, semazenlerin gösterisiyle başlandı. Ardından Fatih Cami din görevlisi Menduh Karslı ‘nın Kur’an-ı Kerim okumasıyla devam edildi. Açılış ve selamlama konuşması cami başkanı Nevruz Özcan tarafından yapıldı. Davete icabet eden misafirlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Cami başkanı, “Burası sadece bir ibadet yeri değil ibadet 48 | HDV BÜLTEN 2009
mekânının da içinde bulunduğu bir külliyedir, kültür merkezidir. Hollandalı dostlarımıza ve komşularımıza şunu iletmek istiyorum. Bu mekânlar kapısı herkese açık olan mekânlardır, entegrasyona engel değil aksine entegrasyona katkı sağlayan mekânlardır. Yapımında emeği geçen tüm halkımı-
za bunun yanında destek olan Cami, Dernek ve Vakıflara yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca benimle birlikte gecesiyle, gündüzüyle hizmet eden yönetim kurulundaki kardeşlerime de çok teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.
CAMİİ AÇILIŞLARI
Programda daha sonra Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyon Başkanı Arif Yakışır, Kiliseler Birliğinden bir temsilci ve Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu da birer selamlama konuşması yaptılar. Daha sonra kürsüye gelen Roermond Belediye Başkanı Henk Van Beers konuşmasında özetle şunları söyledi. “Türk toplumu 2,5 milyon Avro yatırarak buraya güzel bir ibadethane açtı. Buranın kimse güzel olmadığını iddia edemez. İçişleri Bakanı Ter Horst’un söylediği gibi, inancın birlikte yaşamaya önemli katkıları olduğuna inanıyorum. Biz Roermond halkı olarak farklı inançlarla, farklı etnik kimliklerle ve farklı kültürlerle birlikte bir gül demetinde çeşitli güller gibi birlikte yaşıyoruz. Lale Türkiye ile Hollanda’yı ortak bir tarihde birleştiriyor. Bu caminin, Müslüman olan da olmayanın da birbirlerini tanıma adına buluştukları yer olacağı inancındayım.” Belediye başkanı daha sonra caminin etrafında bulunan bir parkın isminin Belediye meclisi kararıyla Mevlana parkı olarak değiştirildiği müjdesini vererek konuşmasını bitirdi.
sosyologlar insanların kendi değer ve kültürüne bağlılığın kendi öz güvenini artırdığını, öz güveni olanın da entegrasyona büyük katkı sağladığı bir gerçektir. Bu caminin açılışını Belediye Başkanının yapması, Hollanda da Türklerin entegrasyon sorununun olmadığını gösterir. Hadisi Şerif ’te “Kim bir mabet inşa ederse Allah da ona ahirette bir ev yapar. Cami yapımına katkı sağlayan herkese teşekkür ederiz” dedi. Şenay daha sonra Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleketim” şiirini önce Türkçe, daha sonra da İngilizce okuyarak konuşmasını bitirdi. (Şiir için sayfa 22’ye bakınız.) Programda son olarak Türkiye’den gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er bir konuşma yaptı. Konuşmasına katılanlara ayrı ayrı te-
şekkür ederek başlayan Prof. Dr. İzzet Er, gurbette yaşayan insanların burada kendini ifade etmelerinin bir örneği olarak bu mabedin ortaya çıktığını söyledi. Avrupa’da yetişen nesillerin kendini ifade etmelerinin ve sahip oldukları değerleri yaşayarak gelecek nesillere aktarmalarının varlıklarının devam ettirmek için önemli bir şart olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, hem Hollandalı yetkililere hem de bu güzel mabede her türlü katkıda bulunan insanlara teşekkür ederek konuşmasını bitirdi. Programın son bölümünde ise Karadeniz folklor ekibinin gösterisi büyük ilgi topladı. Folklor ekibinin gösterisinden sonra kurdele kesilerek cami resmi olarak ibadete açıldı.
Daha sonra kürsüye gelen Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay önce Türkçe daha sonra da İngilizce olarak davetlilere hitap etti. Şenay konuşmasında özetle, “Modern HDV BÜLTEN 2009 | 49
CAMİİ AÇILIŞLARI
Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii hizmete açıldı
Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii, 20 Aralık 2009 tarihinde yapılan bir törenle hizmete açıldı. Açılışa Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Heerhugowaard Belediye Başkanı Han Ter Heegde, Kiliseler birliğinden Papaz Capelle van Veen, çevre camilerden din görevlileri ve HDV şube yöneticilerinin yanı sıra vatandaşlar katıldılar.
A
çılış töreni önce Milli Marşlarının okunmasıyla başladı. Din Görevlisi Muzaffer Karaduman’ın Kur’ân-ı Kerim okumasıyla devam etti. Cami Yönetim Kurulu Başkanı ve HDV Yönetim Kurulu Muhasibi Rahim Usan tarafından yapılan açış ve selamlama konuşmasıyla sürdürülen programın akışı, Kiliseler Birliği Başkanı Capelle van Veen ve Belediye Başkanı Han Ter Heegde’nin konuşmalarıyla devam etti. Programın son kısmında Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Daiyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay günün 50 | HDV BÜLTEN 2009
mana ve mahiyetiyle ilgili olarak Türkçe ve İngilizce olarak yaptığı konuşmayla protokol konuşmaları sona erdi.
bileceğini yani sizler gibi İslâm’ı özümsemiş, hayatına yansıtmış kimselerin bu inşayı yerine getirebildiklerini belirtti.
Konuşmasında, programın mukaddime kısmında tilavet olunan âyeti kerimelerden esinlenerek “İ’mâr, Tearuf ve Silm(barış)” terimleri üzerinde duran Şenay, Allah’ın mescitlerini ancak Müslümanların-inananların- inşa ede-
Şenay Konuşmasında “Siz değerli Heerhugowaard cemaati ile Hollandalılar arasında güçlü bir diyaloğun olduğunu sezdim. Bu insanlar bu programa katılmakla çok şey elde etmiş olmaktadırlar. Onların, içlerinde taşımış oldukları bu güzel duygu kendilerini buralara kadar getirmiştir. Bu da aramızda yeni köprülerin inşasına vesile olacaktır. Rabbim onlara bu vesileyle hidayet versin. Bu diyalog vesilesiyle
CAMİİ AÇILIŞLARI
İslam’ın özü ve gereği olan barışa da hep birlikte katkıda bulunacağımızı umuyorum.” dedi. Şenay ayrıca Muharrem Ayı vesilesiyle Ehlibeyt sevgisi üzerinde durarak Hak-Muhammed-Ali yolunun sünnilerin ve alevilerin müşterek değeri olduğu-
nu da belirtti. Aşurenin bu değerin ortak ifadesi olduğunu vurguladı. Programın akışı caminin avlusunda kurulan nostaljik çadırda devam ederken Başkan Rahim Usan tarafından şimdiki ve önceki yönetimlerden ve cemaatten cami-
nin yapımında maddi ve manevi yardım ve desteği olanlara plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi. Bu arada programın akışına renk katmak amacıyla Karadeniz Halk Oyunları ekibi tarafından folklor gösterisi yapıldı.
HDV BÜLTEN 2009 | 51
CAMİİ AÇILIŞLARI
Programın son kısmında ise, caminin açılış kurdeleleri kesilerek, manevi atmosferi sağlamak amacıyla sükûnet içerisinde ney ve kanun eşliğinde ilahiler ile sema gösterisi düzenlendi. Kadınlar Kolu’nun organizesiyle gönüllü bayan cemaatimiz tarafından hazırlanan leziz yiyecek ve içeceklerin ikram edilmesiyle günün programı sona erdi.
52 | HDV BÜLTEN 2009
Almelo HDV Yunus Emre Camii
Bergen op Zoom HDV Ulu Camii
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Kutlu Doğum Konferansları
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI
Rotterdam HDV Eğitim Merkezi’nde Kutlu Doğum Programı
1
4-20 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı camilerde düzenlenen kutlama programlarına yoğun bir şekilde devam edilmektedir. Bu programlardan birisi de 16.4.2008 tarihinde Rotterdam HDV Gültepe Camii din görevlisi İrfan Sevinç, eşi bayan görevli Semra Sevinç, cami yönetim kurulu, Gençlik ve Kadınlar kolu ile Eğitim merkezi yönetimi tarafından Rotterdam’da organize edildi. Rotterdam HDV Eğitim Merkezi konferans salonunda saat 19:00 da başlayan programa HDV Gültepe camii cemaati yoğun ilgi gösterdi. Beşyüz kişilik salonu dolduran ve çoğunluğu kadınlardan oluşan dinleyiciler programı sonuna kadar ilgiyle takip ettiler. Sunuculuğunu HDV Gültepe Camii din görevlisi İrfan Sevinç’in yaptığı programa Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlandı. Açılış konuş56 | HDV BÜLTEN 2009
lunan din görevlilerinden bir grubun Kur’an ve ilahi ziyafeti izleyicilere duygulu anlar yaşattı. Programa konuşmacı olarak katılan Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay hocanın yaklaşık bir saat süren “21. Yüzyılda Peygamber İzi Ve Şah Damarı” başlığını taşıyan konuşması izleyiciler tarafından ilgi ve dikkatle dinlendi. Din Hizmetleri Müşaviri konuşmasında Milletimizin sahip olduğu Hz. Peygamber sevgisinden bahsederek; “Bu sevginin büyüklüğü bu insanları buraya toplamıştır. Onu örnek almanın onun izini takip etmek anlamına geldiğini söyleyen Doç. Dr. Bülent Şenay, tarih boyunca bütün peygamberlerin Hz. Muhammed’in izini taşıdığını, vahyin ve meleklerin plajlara değil dağlara ve ovalara indiğini söyledi.”
masını Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve Dr. M. Fevzi Hamurcu yaptı.
Doç. Dr. Bülent Şenay: “Bu sevginin büyüklüğü bu insanları buraya toplamıştır.” Program akışında Peygamberimizle ilgili şiirler okundu slayt gösterisi yapıldı ve ilahiler söylendi. Özellikle dil kursu için Eğitim merkezinde bu-
Gerek organize ve gerekse içerik bakımından kaliteli olan program herkesi memnun ederek manevi bir atmosferin yaşanmasına sebep oldu. Bunun sonucu olarak dinleyiciler böyle güzel programların her hafta tekrarlanmasını yüksek sesle dile getirmekten çekinmediler. Program sonunda izleyicilere sütlaç ikram edildi ve Peygamberimizin sembolü gül dağıtıldı. Program Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay’ın can baba ile ilgili anlattığı ibretli bir menkıbeyle sona erdi.
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI
Doç. Dr. Bülent Şenay, Hollanda Caferi topluluğu Eindhoven Ehli Beyt Federasyonu’nun düzenlediği Kutlu Doğum Konferansına katıldı
L
ahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Eindhoven’da bulunan Ehli Beyt Camiinin Kutlu Doğum ve Vahdet Haftası münasebetiyle düzenlediği “Hz. Muhammed’e (s.a.s.) Selam” adlı konferansa katıldı. 22.03.2009 tarihinde Eindhoven’da yapılan konferans, Ehli Beyt Camii tarafından organize edildi. Konferansa Türkiye’den konuşmacı olarak davet edilen eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hamdi Mert’in yanısıra, Avrupa (Azeri) Caferiler Federasyonundan yetkililer de katılarak çeşitli konuşmalar yaptılar. Eindhoven şehrinde oturan Caferi mezhebine mensup cemaatin yanısıra, Eindhoven ve çevresinden Diyanet camilerine mensup yönetici ve cemaat de konferansa davetli olarak katıldı. Konferansta ayrıca geliri Filistindeki Gazze mağdurlarına ulaştırılmak üzere kitap satışı ve kermes düzenlendi.
Ehli Beyt imamlarından İsrafil Demirtekin tarafından Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlanılan konferansta açılış konuşması Eindhoven Ehli Beyt Camii İmamı Hüseyün Akay tarafından yapıldı. Çocuklar tarafından okunan ilahi ve şiirlerden sonra Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildi. Şenay, dinleyici-
lerle beraber salat-u selam ile başladığı konuşmasında Hollanda’da Caferi cemaatin önce kendi arasında birliği sağlayarak daha sonra da Diyanet İşleri Başkanlığının Hollanda’daki bütün Müslümanları temsil eden, Din Hizmetleri Müşavirini davet etmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Rasulullah yadetmeye davet edilen bir programa olumsuz cevap veremezdim diyerek sözlerine başladı. Hangi mezehebe ve dine mensup olursa olsun vatandaşları arasındaki bu birlikteliği önce Türkiye’de sağlayarak Avrupa’ya taşınmasına vesile olan Türkiye Cumhuriyeti devletine ve onun şahsında Diyanet İşleri Başkanlığımıza teşekkür ettiği konuşmasında Şenay, birlik ve beraberliğe verilen önemi, sünni olsun şii olsun herkesin Müslümanlık kimliği altında kardeş olduğunu ifade etti. Okunan ayette Allah’ın ipine sımsıkı sarılın emrinin bütün Müslümanlara hitap ettiğinin altını çizen Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, “Birbirinizle çekişmeyiniz, birbirinize buğz etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” hadisini okuyarak konuşmasını bitirdi. Daha sonra kürsüye gelen eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ham-
di Mert de konuşmasında Ehli beyt camiası tarafından konuşmacı olarak böyle bir toplantıya çağrılmasından duyduğu memenuniyeti ifade etti. Mert, konuşmasında kendisinin Türkiye’de İran’da ve Irak’ta ehli beyt cemaatiyle beraber olduğunu ve kendilerine sevgi ve saygı beslediğini anlattı. Ehli Beyt ile Ehli sünnet arasında ayrılığın aslında olmadığını, her iki mezhebinde kaynağının bir olduğunu söyledi. Hamdi Mert ayrıca Şia alimlerinin eserlerinden Ehli sünnete bakışı anlatan örneklerle sürdürdüğü konuşmasını, programı düzenleyen Hüseyin Akay hocaya verdiği Ahmet Yesevi Üniversitesi plaketiyle sona erdirdi. Daha sonra okunan ilahiler ve Avrupa Ehli Beyt Federasyonu yetkililerinin birlik ve beraberliği ifade eden konuşmalarıyla konferans, yapılan vahdet duası ile sona erdi.
HDV BÜLTEN 2009 | 57
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI
Zaandam, Kutlu Doğum programıyla coştu
H
ollanda Diyanet Vakfı tarafından “Kutlu Doğum” haftası çercevesinde Hollanda’da organize edilen kutlama porgramlarının sonuncusu Zaandam’da yapıldı. 20 Nisan 2008 tarihinde HDV Zaandam Sultan Ahmet camiinde yapılan ve gün boyu süren programa konuşmacı olarak Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ile Diyanet İşleri Başkanlığı Hac Dairesi Başkanı Seyfettin Ersoy ve Hollandalı yazar Abdulvahit van Bommel katıldılar. Zaandam ve çevresinde oturan vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği program öğleden önce, öğleden sonra ve ikindiden sonra olmak üzere üç bölümde icra edildi. Kurulan yayın sistemiyle konferans salonunda yapılan proğram cami içinde ve kadınlar bölümünden de ekranlardan takip edildi. Öğle yemeği cami avlusuna kurulan çadırlarda ikram edildi. 58 | HDV BÜLTEN 2009
Programın öğleden önceki bölümünde Zaandam Sultan Ahmet camii görevlisi tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. Ardından camiye devam eden çocuklardan oluşan ilahi grubu çeşitli ilahiler söyledi. Bu bölümde ayrıca çocukların günün anlamıyla ilgili yaptıkları resim sergisi gezildi.
Yemek ve öğle namazından sonra ise Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, kürsüye çıktı. Şenay konuşmasında; “Kutlu doğum haftasının mahiyetinden bahisle Hz. Peygamber sevgisi ve o sevginin müminlere yansımalarını çeşitli şiirlerden yaptığı alıntılarla anlattı. Holandalıların ve daha pek çok insanın Hz. Peygamber’i tanımadıklarını, oysa “ah keşke bir bilse”, O’nun Sevgi ve Edep Peygamberi olduğunu, bir gün kendisine “ya Rasulallah, bize öyle bir şey öğret ki, ona tutunalım ve ömrümüz boyunca ayrılmayalım” dediklerinde, “Öfkelenmeyin” buyuran bir Peygamber olduğunu hatırlattı. Yine Yunus Emre’nin “dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek” mesajının en başta İslam Peygamberi’nin “size üç şey söyleyeyim ki onlara tutundukça daha hayırlı hiç bir şey yapmış olmazsınız: size zararı dokunana bile iyilik yapmak, sizi zora düşüreni bile bile
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI affetmek, sizinle ilişkisini kesene bile gidip diyalog kurmak” diyen bir Rahmet Peygamberinin mesajına dayandığını, eğer insanlık bu prensiplere tutunsa “taciz, hakaret, ayırımcılık ve nefret”in kalmayacağını, Avrupa’nın bu Nebevi ilkelere muhtaç olduğunu, o nedenle, onun doğumunun 21. y.y.’da bile hala dipdiri ve kutlu olduğunu, o nedenle onu sevdiklerini ve özlediklerini vurgulayan Din Hizmetleri Müşaviri, ayrıca Hollandalıları da bu kutlamalarda camilerde görmek istediğini, onların da Hz. Peygamber’in mütebessim ve sevgi dolu güzel ahlakını tanıyacakları günlerin gelmesini ümit ettiğini ifade etti.” Daha sonra söz alan Seyfettin Ersoy; “Gurbet diyarında mükemmel camiler inşa ederek buralarda dini hayatlarını sürdüren ve kendilerine Peygamberi anlatmak üzere Türkiye’den hocalar davet eden bu insanların büyük sevaplar ve dereceler kazandıklarını ifade etti. Yine bu insanların peygamberler arasında hiçbir ayırım yapmadan dinin gereği olarak bütün peygamberleri saygıyla anmaktadırlar. Tarih bunun örnekleriyle doludur” şeklinde konuştu. Bu arada din görevlilerinden oluşan ilahi grubu tarafından ilahi ve kasideler okundu.
Konuşmalardan sonra ikindi namazı kılındı ve konferans salonuna geçildi. Burada Tevazu ilahi grubunun sunduğu Türk tasavvuf müziği
eşliğinde söylenen ilahiler ilgi ile takip edildi. Konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür faslından sonra program sona erdi.
Son konuşmacı olarak kürsüye çıkan Hollanda asıllı Müslüman yazar Abdülwahit van Bommel ise “Peygamber sevgisinin sünnete tabi olmanın taklitcilik gibi alışkanlık haline getirilerek yapılan birtakım hareketlerle sınırlı kalmaması gerektiğini, sahip olunan mirasın gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılmasını, Peygamberimizin hayatının değişik yazarların kaleminden çokca okunması gerektiğinden bahsetti. Van Bommel ayrıca, Kur’an Allah’ın insanı halife olarak yarattığını ve Hz. Peygamber’in Kur’an’da mübeşşir olarak vasıflandırıldığını bunun da hem müjdelemek hem de insanı insan yapmak anlamına geldiğini” söyledi. HDV BÜLTEN 2009 | 59
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI
Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle “Living Together” konulu konferans
H
ollanda Diyanet Vakfı ve Lahey Din Hizmetleri Müşavirliği tarafından bu yıl ilk defa Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Müslüman olmayanların da davet edildiği “Living Together” (Birlikte Yaşamak) konulu bir konferans organize edildi. 14 Nisan 2008 tarihinde Nordwijkerhout şehrinde bulunan Conferentie Center Leeuwenhorst konferans salonunda yapılan kutlu doğum proğramına 250 seçkin davetli katıldı. Konferans şeklinde yapılan ve bütün gün süren programa Hollanda’dan iki, Türkiye’den de iki olmak üzere toplam dört konuşmacı davet edildi. Türkiye’den Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Hadi Adanalı ile Hollanda’dan Leiden Üniversitesi İslam bölümünden Dr. Maurits Berger ve Hollanda asıllı Müslüman yazar Abdulwahit van Bommel katılarak “Living together” (Birlikte yaşamak) konusunu işleyen tebliğlerini sundular. Sunulan tebliğler simultan tercüme yöntemiyle izleyiciler tarafından Türkçe veya Hollandaca takip edildi. Programda yine Türkiye’den davet edilen M. Zinnur Kanık ve Nurullah Kanık adındaki iki müzisyen kardeş tarafından da Türk tasavvuf müziğinden ney ve tanbur eşliğinde eserler sunuldu. 14 Nisan Pazartesi günü saat 10’da başlayan programda öncelikle davetlilerin kabul ve kaydı yapıldı. Kendilerine kahve ve çay ikram edildi. Davetlilere ayrıca Hollanda Diyanet Vakfı tarafından yeniden oniki yabancı dilde bastırı60 | HDV BÜLTEN 2009
lan kırk hadis kitabı (Universal Mercy) ve CD setinin de içinde bulunduğu bir hediye çantası takdim edildi. Program sunuculuğunu HDV Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Rahman Korkmaz yaptı. Açılışta Kur’an-ı Kerim Den Haag HDV Mescid-i Aksa Camii din görevlisi Dr. İsmail Altun tarafından teammüllerin aksine ayakta ve hutbe şeklinde okundu. Kur’an tilavetinden sonra Peygamberimizin hadislerinden de bir demet, yine Dr. İsmail Altun tarafından ayakta okundu. Okunan ayet ve hadislerin orjinal metinleri yanında Türkçe ve Hollandaca mealleri de ekranda gösterildi.
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI Konferansın açılış konuşmasını ev sahibi ve konferansın fikir babası olarak Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç Dr. Bülent Şenay, Türkçe ve İngilizce olarak yaptı. Şenay konuşmasında özet olarak “Kutlu Doğum Haftası’nın önemi üzerinde durarak Müslümanların Hz. Peygamber’e duydukları sevgi özlemlerini bu hafta vesilesiyle dile getirdiklerini ve modern çağın bazı zihinlerinin bu sevgiyi anlamakta zorlandıklarını ancak bu durumun Efendimizin anlaşılmasının zor olduğu manasına gelmediğini” ifade etti. Din Hizmetleri Müşaviri, “Ona olan saygının ifade edilebilmesi bir geceye sığmıyor, o yüzden kutlu doğum bir haftaya yayıldı.” dedi. Açılış konuşmasından sonra slayt gösterisi eşliğinde Hollanda Diyanet Vakfı ve faaliyetleri konusunda sunucu Rahman Korkmaz tarafından bilgi verildi. HDV’nin tanıtımından sonra müzisyen Muhammed Zinnur Kanık tarafından kısa bir ney sunumu yapıldı. Daha sonra kürsüye gelen Diyanet İşleri
Başkan yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar ilk tebliğini sundu. “Birlikte yaşamanın ahlaki temelleri” başlığını taşıyan konuşma, simültan tercüme yöntemiyle Hollanda’caya çevrilerek dinleyicilere sunuldu. Özafşar konuşmasında özetle; “Hz. Peygamber’in fikir, görüş, inanç, davranış ve tutumları, yani sünneti Müslümanlar için model teşkil eder. Onun Sünnetinin diniahlâkî umdeleri birlikte yaşamanın da ahlaki çerçevesini sunar. Bunlar da; hak, ahd/akd, sadakat, emanet, merhamet, nasihat, ihsan, konuşmada ve davranışta ölçülü olma, çirkin söz ve davranışlardan uzak durma; herkese karşı içten ve samimi olma; kolaylaştırma; ötekinin inancına saygı gösterme; farklı inanç mensuplarını Allah’ın bir emaneti olarak görme gibi umdelerdir.” dedi. Bu konuşmadan sonra müzisyen Nurullah Kanık, tanbur ile Türk tasavvuf müziğinden bir demet sundu. Daha sonra ikinci konuşmacı Dr. Mauris Berger kürsüye davet edildi. “De paradoxale Profeet” (Paradoksal peygamber) başlığını taşıyan konuşması ilgi ile izlendi. Peygamber sevgisinin dile geldiği bu çok özel programda, bir gayrimüslim akademisyenin bu başlıkta, ancak, saygılı bir konuşma yapmasına imkan sağlanması ayrıca Kutlu Doğum’un hoşgörüsüne işaret etmiştir.
HDV BÜLTEN 2009 | 61
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI Maurits Berger konuşmasında; “Bir yanda Hz. Peygamber’e inananların onun merhamet ve hoşgörüsünü ön plana çıkarırken, diğer taraftan Batılı toplumlarda Peygamberin bir devlet başkanı veya bir ordu komutanı olmasından da hareketle İslamı kılıçla yayan bir peygamber anlayışının olduğunu, dolayısıyla inananlar ve inanmayanların onun hakkındaki düşüncelerinde paradoxların ortaya çıkmasının normal olduğunu” ifade etti.
lere değil inanmayanlara dahi örnek olacak derecededir. Müslümanlar da onun güler yüzlülüğünü ailesine karşı davranışlarını, mizah anlayışını ön plana çıkarmalı Peygamber’i daha çok yönleriyle tanımalıdırlar” şeklinde konuştu.
Programın öğleden önceki kısmı Mauris Berger’in konuşmasıyla sona erdi. Yemek ve namaz için ara verildi. Davetliler yemek esnasında gerek konuşmacılarla ve gerekse birbirleriyle program içeriğiyle ilgili yorumlarda bulundular.
Programın son bölümünde Zinnur ve Nurullah Kanık kardeşler birlikte Türk tasavvuf müziğinden örnekler sundular. Son olarak Hollanda Diyanet Vakfı başkanı Dr. Fevzi Hamurcu kürsüye gelerek bir teşekkür konuşması yaptı ve Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay ile birlikte konuşmacılara plaketlerini sundu. Program saat 16:00’da sona erdi.
Dr. Hadi Adanalı konuşmasında, günümüz insanının karşılıklı anlayış temeline dayalı bir diyalog kurmasının zorunluluğu üzerinde durarak, farklı din mensuplarının pek çok konuda aynı düşümesinin diyaloğu kolaylaştırdığını söyledi.
Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde Hollanda Diyanet Vakfı ve Din Hizmetleri Müşavirliği işbirliği ile düzenlenen ve ilk defa Müslüman olmayan konuşmacı ve dinleyicilerin de davet edildiği bu konferansa katılanların konferans hakkındaki görüşlerinin öğrenilebilmesi amacıyla bir de anket uygulaması yapıldı.
Adanalı, “Fakat diyalog sadece hem fikir olunan konulara hasredilemez. Diyalog, farklı inanç ve kanaatlere sahip olduğumuzda bize rehberlik edebildiğinde daha da önem kazanır.” dedi.
Konferansa katılanların beşte biri bu ankete cevap vererek görüşlerini bildirdi. Verilen cevapların değerlendirmesi sonucu konferansın başarılı olduğu ve gelecek yıllarda da devam ettirilmesi gerektiği fikri ön plana çıktı.
Öğleden sonraki bölümde ise Türkiye’den davet edilen Dr. Hadi Adanalı kürsüye geldi ve “Birlikte Yaşamanın Felsefi Temelleri” başlığını taşıyan konuşmasını yaptı.
Daha sonra “De onbegrepen Muhammed” (Anlaşılamayan Muhammed) başlığını taşıyan konuşmasını yapmak üzere Abdülwahid van Bommel kürsüye geldi. Hollanda asıllı bir Müslüman olan Abdulwahid van Bommel’ın konuşması da ilgi ve dikkatle izlendi. Van Bommel konuşmasında Hz. Muhammed’in birçok kesim tarafından bilinçli olarak yanlış anlaşıldığını ve özellikle batı dünyasında onunla ilgili eserlerde önyargılara yer verildiğini söyledi. “Halbuki opjektif olarak Peygamberimizin hayatını inceleyen herkes onun şu üç önemli özelliğiyle karşılaşır. İnanç, kararlılıkla mücadele ve cömertlik. Peygamber’in bu üç özelliği sadece mümin62 | HDV BÜLTEN 2009
Barneveld HDV Ulu Camii
Deventer HDV Merkez Camii
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI
Hollanda Diyanet Vakfı’ndan “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” (Alliance of Civilisation and Global Islam) konulu konferans
H
ollanda Diyanet Vakfı tarafından Kutlu Doğum Haftası çercevesinde ilk defa geçen yıl başlatılan ve “Birlikte yaşamak” (Living Together) adını taşıyan konferanslar serisine bu yıl da devam edildi. Akademik içerikli İngilizce ve Hollandaca dillerinde ve daha ziyade yüksek eğitimli dinleyici kitlesine hitap eden konferansın bu yılki ana teması, “Medeniyetleri buluşması ve Küresel İslam” (Alliance of Civilisation and Global Islam) adını taşıdı. Konferans, geçen yıl olduğu gibi Noordwijkerhout şehrindeki NH Hotel kon64 | HDV BÜLTEN 2009
ferans salonunda 26 Nisan 2006 tarihinde yapıldı. Sunuculuğunu Dr. Rahman Korkmaz’ın yaptığı konferansa konuşmacı olarak Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda
Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, İngiltere’den Dr. Tim Jacoby, Hollanda’dan Prof. Dr. P.S. van Koningsveld katılarak birer tebliğ sundular.
KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI HDV Roermond Fatih Camii din görevlisi Menduh Karslı’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başlayan programda bir selamlama konuşması yapan Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Kutlu Doğum haftası münasebetiyle Hollanda Diyanet Vakfı tarafından yapılan faaliyetler hakkında bilgi vererek, Peygamber Efendimizin sadece müslümanlar tarafından değil bütün insanlık tarafından örnek alınması gereken bir şahsiyet olduğuna dikkat çekerek, onun doğumuyla ilgili böyle bir programda katılımcılarla birlikte olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Açılış konuşmasından sonra peygamberimize özlem ve sevgiyi anlatan ilahiler okundu. Okunan ilahilerin ardından tekrar kürsüye davet edilen Doç. Dr. Bülent Şenay, “Medeniyetler Paradigması, İslamda İttifak ve müşterek iyilikler “başlığını taşıyan tebliğini sundu. Hollanda’da yaşayan müslüman toplumun sorumluluklarının bilincinde olmasının önemine değinen Şenay, ‘Medeniyetler İttifakının’ gerçekleşmesi için anahtar kelimenin –dinlemek- olduğunu özellikle vurguladı. Tarafların birbirlerini iyi dinlemeleri ve müşterekleri ön plana çıkarmalarının önemine de vurgu yapan Lahey Din Hizmetleri Müşaviri, ‘İnsan Hakları’ konusunun ortak müşterekleri anlamada önemli bir yerinin olduğunu belirtti.
savaşın ardından özellikle müslümanlara yönelik başlayan bir şiddet politikasının yürütüldüğünü belirterek, batının müslümanlara uyguladığı bu politikanın dışında dünyanın çeşitli bölgelerinde müslümanların yine müslümanlara uyguladığı şiddete dikkat çekti.
rumlanmasına yer verildi. Konferansda ayrıca ebru sanatı ile ilgili yapmış olduğu çalışmaları herkes tarafından beğeni ile takip edilen Dr. M. Refii Kileci tarafından neyzen Mutlu Yılmazer’in ney dinletisi eşliğinde izleyicilere ebru sunumu yapıldı.
Konferansın son konuşmacısı Prof. Dr. P.S. Koniningsveld, “İslam’da Hoşgörü” başlıklı konuşmasında, dinler açısından hoşgörünün önemini ve tarihini anlattı. Özellikle İslami açıdan hoşgörünün öneminin vurgulandığı konuşmada bazı İslami terimlerin batı üzerindeki etkileri ve bu terimlerin tarih içinde yeniden yo-
Konferansın sonunda düzenlenen panelde davetliler konuşmacılara soru sorma şansı buldular. Dinleyiciler tarafından sorulan sorulara her üç konuşmacı da cevap verme imkanı buldu. Konuşmacıların İngilizce yaptıkları tebliğler simültan olarak Hollandaca’ya çevrildi.
Konferansın ikinci davetlisi, çatışmalar analizcisi, dinler tarihi ve devlet kurumları geliştirme uzmanı Dr. Tim Jacoby de, “Yeni Kültürler, Savaş ve Terör” başlığını taşıyan konuşmasında, soğuk HDV BÜLTEN 2009 | 65
DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008
Lalelerin Diyarı Hollanda’da Din ve Diyanet Hollanda’da din tarihi kendine özgü bir resim sunar. Hollanda’da mezhep ve kilise farklılaşmaları ile geçen karmaşık yüzyıllar sonunda, daha sonraları “sütunlu yapı” olarak tanımlanan bir sosyal yapının geliştirilmesi zorunluluk arz etmiştir. Bu yapı “her dinî topluluğun bağımsız bir sütun olarak birarada yaşaması” anlamını ifade etmektedir.
A
vrupa’da küçük bir köy vardır. Adı ‘Turkeye’dir. Yani Türkiye. Hollanda’nın Belçika sınırında bulunan bu ‘Türkiye’ adlı köy Hollanda ve Türkiye ilişkilerinde tarihin derinliklerine kadar götürür bizi. Tarihi ‘rivayetlere’ göre, 16. yüzyılda Hollanda ve İspanya arasında geçen “80 yıl savaşları” döneminde oralara kadar uzanmış Türk levendleri 1640 yılında bir şekilde İspanyollar tarafından esir edilir. Bu levendler yıllarca İspanyol gemilerinde forsa olarak kullanılır. Sonunda Hollandalılar Türk levendlerinin kurtarılmasında yardımcı olurlar. İspanyollar Türk levendlerden bilgi yardımı alırlar. Onları Zeeland bölgesinde bir köye yerleştirirler. Bu Türkler orada kalırlar uzun sure. Rivayetin devamı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bilinen o ki, bu olaya atfen ve Türk levendlerinin hatırasına köyün adı Turkeye olarak kalır. Bugün Turkeye köyünde yaşayan bir Türk yok. Köyün sakinleri burayı bir yazlık tatil beldesi olarak kullanan Hollandalı, Belçikalı ve Alman emekliler. Ancak köye ‘Turkeye’ yazan tabelanın önünden girdiğinizde, hemen ilk ev Hollandalı Cor van Dueselaar-Moniqe Sturm çiftine ait. Evin girişinde “Türkiye Elçiliği, numara 16” yazıyor. Bu sempatik Türk dostu Hollandalı çift, evlerini Türk kültürüne ait pek çok simge ve minik eserlerle, resimlerle dekore etmişler. Duvara asılı bir seccade ve tespihden, Barış Manço’nun resmine kadar pek çok detay dekor olarak kullanılmış. Hollandalı çift gelen tüm misafirlerine kendi elleriyle ayran ve çay yapmayı adet edinmişler. Gelenlerin duygularını kaleme aldığı bir hatıra defteri bile oluşturmuş Cor ve Monique çifti. Elbette Hollanda, Turkeye köyünden ibaret değil. Yaklaşık 42 bin km2 bir coğrafyada 16,5 milyon civarında toplam nüfusa sahip olan Hollanda’da yaklaşık 1 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır. Yalnız Belçika ve Hollanda’da yaşayan yaklaşık 22 milyon insan İngilizce’ye benzeyen ve Felemenkçe denilen Hollandaca dilini konuşmaktadır. Hollanda’nın Friesland denilen kuzey bölgesinde ise 400 bin kadar insan Frizce denilen bir dil/diyalekt kullanmaktadırlar. Müslüman nüfusun en büyük kısmını Türkler ve daha sonra Faslılar oluşturmaktadır Hollanda bir kraliyet olma yapısını değiştirmemiştir.
Kaynaklara göre, ülke topraklarının 1/3’ü deniz seviyesinin altındadır. Bu bölgelerde, açılmış olan yüzlerce su kanalı ile oluşturulmuş bir makro planlamayla su seviyesi sel baskınlarını önleyecek şekilde düzenli kontrol edilmektedir. Hollanda kıyı bölgesinin düşük kotlu bir doğaya sahip oluşu; fırtınalar ve deniz seviyesindeki yükselmelerle birleşince, bölgeyi kıyı taşkınları ve erozyon açısından hassas bir duruma dönüştürmektedir. Deniz seviyesi altında bulunan ülkenin büyük bir kesimi, taşkınlara karşı doğal ve yapay birimlerden oluşan bir kıyı savunma yapısı ile korunmaktadır. Çağlar boyunca bu düşük kotlu bölgede yaşayan kişiler, denizden gelen tehditlere karşı sonsuz bir sıkıntı ile yüzyüze kalmaktadırlar. Bu nedenle, arazi ıslahı (denizden kazanım), taşkın koruma sahaları yapımı (polder), sedde inşaatı ve deniz seviye kontrolü ile ilgilenmek zorunda kalmışlardır. Bu durum Hollandalıları iyi bir denizci yapmıştır. Su kanalları konusunda gelişmiş bir teknoloji ve mühendislik kullanmaktadırlar. Devlet Başkanı Kraliçe Beatrix, Başbakanı Jan Peter Balkenende olan Hollanda, demokratik seçimlere dayalı bir anayasal monarşi olarak tanımlanmaktadır. Başbakan’a, bir kabine (Bakanlar Kurulu) yardımcı olmaktadır. Hükümetin yasama kolu, halkoyu ile oluşturulan il konseylerince seçilen ilk meclis ve doğrudan halkoyu ile seçilen ikinci meclis olmak üzere ikili bir yapı gösterir. Yasaların yönlendirilmesi ise Yüksek Mahkeme (the Supreme Court) tarafından yapılmaktadır. Hollanda’da 12 il ve yaklaşık 500 adet belediye bulunmaktadır. Başkent Amsterdam olmakla beraber, siyasî ve idarî başkent Lahey’dir. 12 valilik bölgesine ayrılmış olan Hollanda’da Lahey, Güney Hollanda valiliğinin başşehridir. Güneyde Belçika ve Fransa, doğuda Almanya, Batı’da İngiltere ve Amerika ile yoğun ticarî ve siyasî ilişkileri olan, yıllık enflasyonun %1,1, işsizliğin % 5,5 olduğu, ekonomik gücün öncelikle finans, ticaret, sanayi ve turizm sıralamasıyla oluştuğu, Avrupa’nın en büyük bir kaç limanından biri olan Rotterdam kentinin dev ticari filosuyla ithalat-ihracat merkezi olduğu Hollanda’da en önde gelen sosyal sorunlar, alkol ve uyuşturucu kullanımı, yüksek yaşlılık oranı (ve ötenezya tartışmaları) ile fuhuş ve aynı cins evlilikleri olarak dikkat çekmektedir.
Ülke için kullanılan isim Nederland (İngilzce söylenişiyle Günümüzde Hollanda’da tartışılan bu ve benzeri sorunlaThe Netherlands) olup, “alçaktaki ülke” anlamına gelir. Kara rın hepsi, en sonunda Hollan-da’nın kültür ve siyasî tarihinde parçası olarak normal deniz seviyesinin altında bir ülkedir. din (Katolik ve Protestan) çekişmelerinden hümanizme uza66 | HDV BÜLTEN 2009
DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008 nan, Müslümanların da toplumsal dokuya katılmasıyla iyice “karmaşıklaşan” ve en sonunda “dinsiz toplum” ifadesinin popüler olarak kullanılmasına yol açan bir sosyal tarih arka planına dayanır. Hollanda toplumunda psikanaliz ve psikoterapi uygulamaları oldukça yaygındır. Hümanist anlayış “alternatif dindarlık” gibi kendini göstermiş ve bu sebeple, sosyal hizmetler alanında mesela hastane, hapishane, huzurevleri ve bakım evleri gibi kurumlarda isteyen hastalara “manevî rehberlik” sağlanması uygulaması geliştirilmiştir. Ancak manevî rehberlikten anlaşılan “muhatapla oturup konuşmak ve problemine çözüm aramak” olarak özetlenmektedir. Bu tür seanslar şüphesiz belli bir dinî geleneğe bağlı olanlar mesela Yahudiler ve Müslümanlar hatta dindar Hıristiyanlar açısından bir tatmin sağlamadığı için, talepler üzerine bu din mensuplarına kendi gelenekleri içerisinde manevî rehberler sağlanması uygulaması da son yıllarda gelişmiştir.
Geçmişte kendi aralarında Hıristiyanlar olarak iç çatışma yaşamış olan ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da hem Hıristiyanlığa hem de Yahudiler arasında Yahudiliğe ‘dinî bağlılık’ta gerileme başlamışken, toplumsal ahlâk tartışma ları arasında kürtaj serbestliği, eşcinselliğe, uyuşturucuya ve ötenezyaya özgürlüğün tartışıldığı bir toplum olma yolundayken, birden İslâm’ın yeni bir ‘dinî varlık alanı’ olarak ortaya çıkması, Müslümanların farklı dinî-kültürel alışkanlıklarıyla toplumsal alanda görünmeleri Hollanda toplumunda gittikçe yeni bir tartışma alanının/yeni bir ‘pillar’ın (‘sütun’) açılmasına yol açmıştır: İslâm ve Müslümanlar Hollanda’ya entegre olacaklar mıdır. Bunun için neler yapılmalıdır. Eğitime katılımdan, ayrımcılığa, kendi köken dillerini devlet okullarında öğrenmelerine izin verilip verilmemesinden, dinî ihtiyaçlarının karşılanması için mabetlerin inşasından din görevlilerini geldikleri ülkelerden getirmelerinin entegrasyona aykırı olup olmayacağına kadar pek çok mesele artık tartışılır olmuştur. Lâleler diyarı Hollanda’ya lalenin ilk defa 1560-61 yılın- Bunun üstüne, İslâm ile hem entelektüel hem de kültürel ilişda Osmanlı’dan geldiği rivayet edilir. Rivayete göre, 1554’te ki tarihi eskilere giden Hollanda’da İslâm karşıtlığı, özellikle, Avusturya İmparatoru’nun büyükelçisi olarak İstanbul’a ge- Theo van len Busbecq, laleyi Avrupa’ya getiren ilk isim olarak nakledilir. Hollandalılar bundan sonra lale türlerini geliştirirler ve Gogh’un bir Faslı tarafından öldürülmesinden sonra artmış günümüzde tüm dünyaya pazarlayacak kadar bu konuda uz- ve Hollanda’nın liberal kültürü İslâm’a ve Müslümanlara karşı manlaşırlar. Her yıl, Keukenhof beldesinde lale bahçeleri tüm tahammülsüz bir kültüre dönüşmüştür. Eskiden kolonilerde dünyadan ziyaretçilerin ilgisine açılır. varolan köleler ve teba için uygulanan izolasyon ve ayrıştırma artık bizzat Hollanda’nın içinde ‘evde’ uygulanıyordu. GöçHollanda’da Geçmişten Günümüze Din Tarihi Hollanda’da menler artık ayrı(ştırılmış) mahallelerde yaşıyorlardı. Artık iş din tarihi kendine özgü bir resim sunar. Hollanda’da mezhep mülakatlarında bile namaz kılar mısın, camiye gider misin, ve kilise farklılaşmaları ile geçen karmaşık yüzyıllar sonunda, hangi camiye gidersin soruları bile sorulur olmuştu. Çok küldaha sonraları “sütunlu yapı” (İngilizce ‘pillarisation’) olarak türlü liberal kültür artık sadece Hollandalılar için miydi. Entanımlanan bir sosyal yapının geliştirilmesi zorunluluk arz tegrasyon testi/uyum sınavı sadece Müslümanlar için miydi. etmiştir. Bu yapı “her dinî topluluğun bağımsız bir sütun Uyum sınavı bizzat uyuma bir darbe değil miydi. ‘Uyması (pillar) olarak birarada yaşaması” anlamını ifade etmektedir. istenilenler’e bizzat bu sınavla bir ayrımcılık daha başlangıçReformasyondan önce Roma İmparatorluğu’na bağlı iken ta yapılıp ‘yerinizi bilin’ mi deniliyordu. Bütün bu ve bendaha sonra Kalvinci Protestanlığın da yayılma alanı bulduğu zeri sorular bugün Hollanda’da tartışılmakta, din ve diyanet bir yer olmuştur. Az sayıda da olsa Luterci Protestanlar da hep hizmetleri de bu bağlamda zaman zaman konu olmaktadır. varolagelmiştir. İspanya’da Katolik Hıristiyan baskı ve şidde- Günümüzdeki araştırmalara göre, Hollanda’nın 16 milyontinden kaçan Yahudilerden Hollanda’ya gelenler de olmuştur. luk nüfusunun %34’ünün Katolik, %27’sinin Protestan ve % 4’ünün Müslüman olduğu, % 35 kadarının ise hiç bir dine Bu siyasî ekonomik tarihe paralel olarak dinî tarihi de ken- bağlı olmadığı kabul edilmektedir. dine özgü bir gelişme gösteren Hollanda’da gelişmelerde en çok dikkat çeken husus, Hıristiyan mezheplerinin iç çatışmaHollanda’da böyle bir dinî arkaplan üzerinde (pilarizaslarının Hollanda tarihiyle paralel olmasıdır. İlk olarak, 8. yüz- yon politikasının yansıması olarak) Türk toplumunun kendi yılda, güneyde Kelt çoktanrıcılığı ve kuzeyde Alman putpe- kültür ve cami dernek lerini kurmaları ve iki ülke arasında restliğinin hâkim olduğu şimdi Hollanda olarak adlandırılan yapılan anlaşmalar çerçevesinde de Türkiye’den din görevlisi bölge, özellikle güney kısımlarıyla Roma İmparatorluğunun talep etmeleri şeklinde ortaya çıkan bir sürecin sonucunda işgali altında, Anglo-Sakson misyonerler tarafından Hıristi- kendine yer bulmuş olan Diyanet hizmetleri, dinî toplulukyanlaştırılma ile yüzyüze gelmiştir. ların din hizmetleri ihtiyacının karşılanması esasına dayalıbir yapı içerisinde 300 bin civarında Hollandalı Türk topluluğa İkinci Dünya Savaşından sonra Hollanda artık yeni bir ol- en geniş ölçüde (cami, Kur’an kursu, din eğitimi, ramazan, guyla kendi sınırları içinde belirgin biçimde karşılaşacaktı. Bu hac, kurban, cenaze hizmetleri, kadınlara ve gençlere yönelik da bir yandan sömürge döneminin sona ermesi ile Sürinam ve eğitim ve kültür hizmetleri, spor etkinlikleri organizasyonu Endonezya’dan gelen, öte yandan da işçi olarak davet edilen vs. olarak) din hizmetlerini sunan varlığını, bir Din HizmetTürk ve Faslı göçmenlerin Hollanda toplumuna gelmesiyle leri Müşavirliği ve iki Din Hizmetleri Ataşeliği idaresinde, ortaya çıkan bir durum olarak, geçmişte sömürge dini olarak Hollanda Diyanet Vakfı aracılığıyla sürdürmektedir. algılanan İslâm’ın Hollanda’da görülmeye başlamasıdır.
Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı HDV BÜLTEN 2009 | 67
DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008
Hollanda’da Diyanet ve Dinî Temsil Diyanet hizmetleri, çok kültürlü bir toplum yapısı içerisinde, bir yandan entegrasyon ile asimilasyon arasındaki farka duyarlı olan, öte yandan farklı etnik, kültürel, dinî arka plândan gelen toplulukların kendi dil, din, kültür kimliklerini de temel yönleriyle muhafaza edebilmelerinin gerekliliğini savunan bir vizyon çerçevesinde sürdürülmektedir.
H
ollanda’nın 16 milyonluk nüfusu içinde, çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan Müslümanlar dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyonel yapılar içerisinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen camilerde sürdürmektedirler. Bu camilerin 200 kadarı Türklere, 140 kadarı Faslılara ve 50 kadarı da Sürinamlılara aittir. 200 kadar Türk cami derneği içinde Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olanların sayısı 142’dir. Hollanda devleti, örneğin Almanya’dan farklı olarak, “bütün dinlere eşit mesafede olan ve her bir dinî topluluğun kendi dinî eğitim ve hizmetlerini organize edebilmesine imkân veren” bir laiklik politikası uyguladığı şeklinde tanımlanmaktadır. Vatandaşlık kanunları çerçevesinde İslâm resmen din olarak tanınmıştır. Bu durum, Hollanda’daki sistemi ifade eden “pilarizasyon” (müstakil sütun yapısı/farklı etnik ve dinî grupların birbirinden bağımsız birarada müstakil olarak yaşamasına atfen) kelimesi ile ifade edilmektedir. Hukuk ve siyasette bu yaklaşım, Almanya’ya kıyasla, Hollanda’da Müslümanların demokratik süreçte kamusal alanda dinî özgürlüklerinin önünü ilkesel olarak açmaktadır. Hollanda Anayasası’nın 1. maddesinin, din ve etnik temelli ayrımcılığa izin verilmeyeceğini ve bu çerçevede tüm vatandaşların eşitliğini öngördüğü savunulmaktadır. 1983 yılında yayınlanan Azınlıklar Kanunu’nda, dinin “kendine saygı”yı geliştirip, toplumsal katılıma katkı sağlayabildiği ifade edilmiştir. Dinî toplulukların din hizmetleri ihtiyacının karşılanmasına izin verilmesi, arka plânda bu genel kabule dayanmaktadır. Hatta 1983’te Hükümet, Waardenburg Komitesi raporuyla, yerel yönetimlerin Müslümanlara ibadet için mekân bulmalarına ve inşa etmelerine izin vermeleri tavsiye68 | HDV BÜLTEN 2009
sinde bulundu. Ancak uygulamada, her zaman problemler çıkabilmektedir. Bazen bir şehirde, mahallede Hollandalı mahalle sakinleri veya bazen de yerel yönetimler ibadet yeri yapımına karşı çıkabilmektedirler. Aynı Komite raporunda, menşe ülkelerden imam getirilmesine karşı da ‘dil bilmedikleri’, kültürü tanımadıkları vs. gerekçesiyle görüş bildirilmiştir. Zaman içerisinde Müslümanlar geldikleri ülke, mezhep ya da meşreplerine göre grup ve cemaat yapılarını oluşturmuşlar, dernek ve/veya sivil toplum örgütü olarak yapılanmışlardır. Hollanda’da 1 milyon nüfusu bulan Müslümanlar iki organizasyon çatısı altında gruplanmış durumdadırlar. Bunlardan birisi CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid - Müslümanlarla Hükümet arasında Temas Grubu) diğeri de CGI (Contact Group Islam - İslâm Temas Grubu). CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid - Müslümanlarla Hükümet arasında Temas Grubu) üyeleri: • Hollanda Diyanet Vakfı (Islamitische Stichting Nederland - ISN) • Türk İslâm Kültür Dernekleri Federasyonu (Stichting Turks-Islamitische Culturele Federatie -TICF - HDV irtibatlı) • Şii Koordinasyon Derneği (Overkoepelende Sjiitische Vereniging -OSV - Iraklı Şiiler tarafından) • Hollandalı Fas Müslüman Teşkilatlar Birliği (Unie van Marokkaanse Moslim Organisaties in Nederland UMMON) • Hollanda Kuzey Milli Görüş (Milli Gorus Noord Nederland - MGN) •Hollanda İslâm Federasyonu (Nederlands Islamitische Federatie - NIF, Milli Görüş) • Dünya İslâm Misyonu (World Islamic Mission-
DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008 WIM -Pakistan eğilimli, Sürinamlılar da dâhil) • Hollanda İslâm Merkezi Vakfı (Stichting Islamitisch Centrum Nederland -SICN) • Limburg İslâm Konseyi (Limburgse Islamic Council - LIR - Faslıların) • Hollanda İmamlar Derneği (Association Imams of the Netherlands-VIN -Faslı imamların derneği) CGI (Contact Group Islam - İslâm Temas Grubu) ise kuruluşu politik bir yapıdır. Onlara göre, CMO sadece sünni Müslümanları temsil ettiği ve diğerlerini dışladığı için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç vardı ve CGI kuruldu. CGI üyeliği konusunda net bilgi edinmek tam olarak mümkün değil. Şiiler ve Aleviler buraya üye deniliyor ancak bu tam olarak doğrulanmıyor. Diğer üyelerin de Faslıların ‘Nederlandse Moslim Raad’ adlı şemsiye kuruluş yanında yine sünni Faslıların, cami derneklerinin üst kurulu olarak bilinen RMMM (Raad Marokkaanse Moskee in Nederland) ile Ahmedilerin kuruluşu olan “Federatie Ahmadiyya Anjumans Isha at Islam Nederland” den oluşmaktadır. Hollanda Anayasa Mahkemesi, 30 Mayıs 1986’da imamları da papaz ve hahamlar gibi “ruhânî hizmet grubu” olarak kabul etmiştir. Bu karar, dönüm noktası olmuştur. Yalnız mescid imamı olarak değil, hastane, hapishane, ordu vb. alanlarda da manevî rehber olarak çalışabilmelerinin önünü açmıştır. Ancak, eş zamanlı olarak, imamların Hollanda’da yetiştirilmesi fikri gündeme getirilmeye başlamıştır. Yurtdışın dan gelen imamların entegrasyonu engellediği ve anavatanla bağlantıyı devam ettirdiği düşüncesi, muhtelif platformlarda ileri sürülmektedir. “Türk ve Fas Hükümetleri gönderdikleri imamlar vasıtasıyla Hollanda’daki Türk ve Faslı azınlığın kendi ülkeleriyle irtibatlarının devam etmesini sağlayarak entegrasyonu frenlemek tedirler” denmekte ve alınacak tedbirler olarak da hükümete “Vatandaşlarımızın entegrasyonunu engelleyen dış ülkelerin bu müdahalesinin önüne geçilmesi” tavsiye (önceki entegrasyon bakanı tarafından) edilmiştir. Konu 2000’lerin başına kadar tartışılmaya devam edilmiştir. 2004 yılı Kasım ayında Hollanda’da Müslümanlar aleyhine söylemleriyle tanınan ve Somali asıllı olup İslâm’dan dönen bir milletvekilinin senaryosunu yazdığı “İtaat” adlı filmi yapan, Hollandalı yönetmen Theo van Gogch; babası Faslı, annesi Hollandalı bir Hollanda vatandaşı tarafından öldürülmüş, artık Müslümanlara sokaklarda açıkça saldırılar başlamıştı. Bu
olaydan sonra Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı birçok cami ırkçılar tarafından kundaklanmıştı. Hollanda Meclisi, Mayıs 2004 tarihinde hükümete tavsiye niteliğinde aldığı bir kararla, Hollanda dışından imamların gelişinin 2008 yılından itibaren durdurulmasını ve İmam eğitiminin başlatılması için gerekli alt yapının oluşturulmasını istemiştir. Buna göre sorumlu bakan en kısa zamanda İslâmî kuruluşlarla bir toplantı düzenlemek niyetinde olduğunu hatta bu konuyu CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid) adı verilen ve henüz hükümet tarafından yeni tanınmış olan Müslümanları temsil eden kuruluşla yapacağını belirtmiştir. Hükümetin CMO ile imam eğitimi konusunda görüşme talebi üzerine bu görüşme 1 Kasım 2004 tarihinde gerçekleşmiştir. 1 Kasım 2004 tarihinde makamında CMO Yönetim Kurulunu kabul ederek, bu kuruluşu resmen muhatap olarak tanıdıklarını ifade eden dönemin entegrasyondan sorumlu Bakanı Rita Verdonk bundan sonra CMO ile çalışacaklarını, en önemli konulardan birinin yıllardır sözü edilen ancak bir türlü gerçekleşmeyen Hollanda’da İmam Eğitimi konusunun öncelikli olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine CMO, esas kuruluş amaçlarına ilave olarak Hollanda’da imam eğitimini de hedefleri arasına alarak gerekli çalışmalara başlamıştır. Zaten CMO hükümetin Müslümanları ilgilendiren konularda muhatabı olmak amacıyla kurulmuştu. Kuruluş belgesinde CMO’nun gerçekleştireceği amaçlar şu şekilde yer alıyordu: • Hollanda’da Müslümanlarla ilgili yayın hakkının alınması. (2005 yılının Eylül ayında bu amaç gerçekleştirildi. Şu an itibariyle bu alanda da HDV olarak en azından istişarî düzeyde etkin olunma sürecine girilmiştir) • Merkezî bir İslâmî tayin organı bulunmadığı için hâlen geçici statüde ordu, hastane ve hapishanelerde çalışmakta olan Müslüman ruhânî rehberlerin eğitim tayin ve statülerinin düzeltilmesi konusunda yetkinin CMO’ya verilmesi. (Sonuçta CMO’nun bir imam atama komisyonu ile bu konuyu hükümetin istediği gibi yapmasının yolu açılmak istenmiştir. HDV’nin bunu uygun görmemesi sayesinde imam atama konusundan uzak durulmuştur.) • Hollanda Hükümeti tarafından Müslümanları ilgilendiren konularda görüş sorulması hâlinde danışmanlık görevinde bulunmak. (Aktüel konularda bazen CMO basın açıklamaları yoluyla Müslümanların görüşünü kamuoyuna ve hükümet yetkililerine duyurmaktadır.) HDV BÜLTEN 2009 | 69
DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008
Hollanda devleti, yukarıda sözü edilen hedeflere yönelik eş zamanlı olarak, imam yetiştirme programı açmaları için 3 yüksek öğretim kurumuna özel ödenek vermiştir: Amsterdam Vrij Üniversitesi, In-Holland Meslek Yüksek Okulu (4 yıllık) ve Leiden Üniversitesi. Bunlardan AFU lisans düzeyinde ve In-Holland ise Türkiye’deki gibi meslek yüksek okulu mezunu vermek üzere programlarını 2005 yılında başlatmışlardır. Leiden ise esasen lisansüstü eğitim verme hedefiyle programını oluşturmuştur.
ları alan uzmanları olarak görülmemektedir. Şu anda Avrupa’daki bazı eğitim kurumlarında mevcut kadrolarla uygun bir din adamı eğitimi verilmesi mümkün değildir. Örneğin; Türkiye’deki gibi en az yarım asırdır yerleşik yüksek din öğretimi-eğitimi kurumlarından mezun olan hatta bir kısmı master, bir kısmı doktora yapmış olan nitelikli Türk imam profiline denk ya da yakın imamlar yetiştirmek mümkün değildir. Alan uzmanı yani hem din bilimlerinde hem de dinî bilimlerde uzman İslâm ilahiyatçılarına ihtiyaç vardır. Mevcut durumda bu ihtiyaç Hollanda’dan karşılanamayacağına göre, Türkiye’deki İlahiyat Fakülteleri’nden destek alınmasında fayda vardır.
Hollanda da dahil, Batı Avrupa ülkelerinde dinhizmetleri konusunda toplumsal talebi karşılamak üzere Konunun sosyolojik ve sosyal psikolojik boyutu da “imam eğitimi” programları açılması düşüncesine ve çalışmalarına Diyanet tarafından ilkesel olarak olumlu önemlidir: Avrupa ülkelerindeki Türk toplumu ve Hollanda’daki Türk toplumu “bir imam kimdir.” ve bakılmaktadır. “ne tür niteliklere sahip olmalıdır.” konusunda kenŞu an itibariyle bu üç kurumda da ilgili bölümlerde dince bir tecrübe ve anlayışıya sahiptir. Hükümetler çok az sayıda öğrenci bulunmakta, orta ve uzun vadede arasındaki anlaşmalara dayalı olarak Türkiye’den geMüslümanlarla ve temsilci kuruluşlarıyla hem eğitimin len din görevlileri Türkiye’de hem genel din bilimleri içeriği hem de mezunların profili-ihtiyaca cevap verip hem de özelde İslâm ilimleri alanlarında bir uzmanlık vermeyeceği gibi hususlarda bir mutabakata varmadan müfredatı uygulayan İlahiyat Fakültelerinden mezun bu projelerin başarılı olması mümkün görülmemek- olup, -hizmet sürecinde varsa kendilerini yenilemeletedir. Bu konuda en geniş faaliyeti Diyanet hizmetleri ri imkânı verecek hizmet içi eğitim programlarına da sunmakta olduğu için adı geçen kurumlar Diyanet yet- alınarak- daha sonra muhtelif yazılı-sözlü mülakat ve kilileriyle sözkonusu programların mahiyeti, formatı ve sınavlardan ve hatta istihdam edileceği alana göre ek mezunlarının formasyonunu nerede nasıl kazanacakları hizmet içi kurslardan geçip Diyanet İşleri Başkanlığı hususunda zaman zaman istişare etmeye yönelmişlerdir. tarafından göreve alınmaktadır. Diyanet hizmetlerinin vizyonu açısından bakıldığında, Avrupa’da ‘imam yetiştirme’ konusu herhangi bir sertifika programı gibi görülmemelidir. Din görevlisi yetiştirme, yıllarca süren, geleneğe dayalı, Türkiye tecrübesi itibariyle orta öğretimde (imam-hatip lisesi tecrübesi) başlayan, yalnız entelektüel-akademik değil, ruhî ve manevî eğitimi de içeren bir yetiştirme süreci olarak kurumsallaşmıştır. Dolayısıyla sadece bir meslek yüksek okulu ya da lisans düzeyinde İslâm üzerine verilecek bir takım genel derslerden oluşan bir müfredata dayalı herhangi bir imam yetiştirme programının ihtiyaç duyulan nitelikli imam eğitimini sağlayamayacağı aşikârdır. Avrupa’da imam yetiştirmek için gerekli din âlimi, İslâm ilahiyat uzmanı eksikliği bir diğer konudur. Sadece Arapça biliyor veya Arap kökenli olması ya da sadece “eğitimli Müslüman” diye bazı kurumlara alınacak eğitimcilerle bu işin başarılması mümkün olamaz. Mevcut durumda, sözkonusu kurumlarda açılan imam yetiştirme programındaki öğretim eleman70 | HDV BÜLTEN 2009
Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm dünyasında din hizmetleri alanında en gelişmiş teşkilata sahip bir kurumdur. Cami içinde ve dışında verilen din ve Kur’an eğitimi ile ilgili kurumsal ve eğitsel etkinlikler düzenlemekte ve koordine etmekte ise de esasen bir akademik kurum değildir. Dolayısıyla Hollanda’da başlatılmış olan sözkonusu programların akademik anlamda birinci muhatapları Türkiye’deki ya da Mısır veya Fas’daki İslâmî eğitim veren akademik kurumlardır. Örneğin Türkiye’deki İlahiyat fakülteleriyle işbirliği yapılmalı, Hollanda’da bu programlara alınan öğrenciler en az bir kaç sömestri Türkiye’de İlahiyat fakültelerinde hem teorik hem uygulamalı dersler almalıdırlar. Eğer Hollanda’da imam yetiştirme programları ve projeleri iyi niyetli çözüm üretmeye ve Müslüman toplumun din hizmetleri ihtiyacını karşılamaya yönelik samimi bir çalışma ise - ki öyle olduğuna inanmak istiyoruzdoğal olarak bu programın misyon ve vizyonunda öğrencilere İslâm dini, kültürü ve geleneğinin iç yüzünü,
DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008 aslî unsurlarını hissedip algılayıp anlayabilecekleri bir eğitim öğretim ve kültür ortamı sağlanmalıdır. Bu ortamın Amsterdam veya InHolland’da olmadığı aşikârdır. Dolayısıyla öğrenciler bir Müslüman ülkede veya Müslüman eğitim kurumlarında kayda değer zaman geçirmelidir. Hollanda kurumlarından mezun olabilmeli, bu mezuniyetleri tanınmalı ve istihdam mekanizmaları oluşturulmalıdır. Din Hizmetleri konusunun Müslüman toplumun kendi kökenlerini öğrenebilme imkânıyla da ilişkisi görülmektedir. İmam yetiştirme programı açan ya da niyetlenen kurumların farkında olması gereken bir husus da şudur: Hollanda’da Türk toplumu geniş kuşakların resmî okullarda Türkçe öğrenmelerinin yasaklanmasıyla imam yetiştirme projelerini ilişkili görmektedir. “Önce dilimizi öğrenmemizi engellediler, şimdi de dinimize müdahale ediyorlar” algısı ve kanaati tabanda oldukça yaygındır. Bunun toplam sonucunun entegrasyon sürecine fayda değil zarar getireceği düşünülmektedir. O nedenle, geniş Türk toplumu imam yetiştirme programlarına şüpheyle bakmaktadır. Dolayısıyla bir sorun da, güven sorunudur. Bu sorun, Diyanet hizmetlerinin Avrupa’daki varlığından kaynaklanmamıştır. Dolayısıyla giderecek olanlar da bu projenin müteşebbisleridir. Bunun da yolu Müslüman ülkelerdeki İslâmî kurumlarla işbirliği, akademik ciddiyet ve tutarlılıktır. Diyanet imamları görevlerini entegrasyondan yana yapmaktadırlar. Buna uygun şekilde de bilgi, kültür ve dil eğitiminden geçmektedirler. Hollanda’da söz konusu programlarda yetiştirilecek imamların en az mevcut imamlar düzeyinde veya onlardan daha iyi düzeyde yetiştirilmeleri gerekir. Ayrıca güven sorununun da giderilmesi zorunludur. Bu çerçevede Türk, Fas ve Mısırlı imam profillerinin farklılığı da dikkate alınmalıdır. Türkiye’de yetiştirilen imamın nitelik ve görev kapsam ve vazifesinin sadece mihrapta namaz kıldırmaktan ibaret olmadığı, hutbe, vaaz, gerektiğinde fetva, Kur’andin eğitimi, Ramazan programları, Hac rehberliği gibi hususları da kapsayacak düzeyde bir İslâmî rehberlik bilgisine sahip olduğu/olması gerektiği bilinmektedir. Sonuç itibariyle sunulacak akademik eğitimin yalnız teolojik-pastoral, ruhî-manevî boyutları değil, toplumsal beklentileri de karşılayıp karşılayamayacağı konusu önem arzetmektedir. Hollanda’da ve Avrupa’daki İslâm Eğitimi verecek olan Bölümlerin Türkiye’deki İlahiyat İlimleri birikiminden ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın
ulusal ve uluslararası hizmet tecrübesinden istifade etmesi Avrupa ülkelerinde din ve entegrasyon konusu açısından yararlı olacaktır. Hollanda’da 2008 Ramazanı’nda iki konu medyada tartışma konusu olmuştur. Birisi, Hollanda Katolik Kilisesi’nin Katoliklere Ramazan’ı örnek göstererek oruç geleneğini yeniden canlandırmaları çağrısı yapması diğeri de, Hollanda’da Hıristiyan Birlik Partisi üyesi olan Ulaştırma Bakanı Tineke Huizinga tarafından Ramazan Bayramı’nın Hollanda’da ulusal bayram yapılmasının mümkün görülmesine dair görüşü. Ramazan Bayramının -bu düşüncenin samimiyeti ve politik amaçları hakkında şüpheler ifade edilmekle birlikte- ulusal tatiller arasına alınıp alınmayacağını zaman gösterecektir. Ancak, her türlü İslâmofobik gelişmeye rağmen, Hollanda’da HDV cami derneklerinde, din görevlilerinin rehberliğinde dernek yönetimlerinin, kadın ve gençlik kollarının başarılı çalışmaları sayesinde Ramazan iftarları, pek çok yerde yerel yönetimlerden ve Hollandalı komşulardan katılımlarla, farklılıklara saygının ve İslâm’ın hoşgörüsünün yansıtıldığı, Türk mutfağının ikram zenginliği ve Müslüman Türk insanının misafirperverliği açısından da ilgi görmekte, takdir toplamaktadır. Dünden bugüne Hollanda’da din ve entegrasyon meselesi kendine özgü hassasiyeti ile yakın gelecekte de tartışılmaya devam edecek görünmektedir. Diyanet hizmetleri, çok kültürlü bir toplum yapısı içerisinde, bir yandan entegrasyon ile asimilasyon arasındaki farka duyarlı olan, öte yandan farklı etnik, kültürel, dinî arka plândan gelen toplulukların kendi dil, din, kültür kimliklerini de temel yönleriyle muhafaza edebilmelerinin gerekliliğini savunan bir vizyon çerçevesinde sürdürülmektedir. Değerler bakımından, bir yere (köklerine) ait (bağlı) olamayan, hiç bir yere aidiyet ve uyum geliştiremez. Batı’da ve Avrupa’da, Avrupa Birliği’nin bugün geldiği geri dönülmez çok kültürlü toplum yapısının gereği olarak, Türk topluluğuna kendi dil, din ve kültür kimliklerini de temel yönleriyle muhafaza edebilecekleri imkânların verilmesi ve geliştirilmesi durumunda, farklılıklar entegrasyon önünde engel görülmekten çıkıp bir toplumsal zenginlik hâline gelecek, ‘farklı olanlar’ın, ‘özgüveni yüksek’ ve ‘aidiyeti tutarlı’ bir kimlikle topluma katılmalarını sağlayacaktır. “Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.” (Rûm, 22) Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı HDV BÜLTEN 2009 | 71
HOLLANDA DİYANET VAKFI
DiÄ&#x;er Konferanslar
DİĞER KONFERANSLAR
Prof. Dr. Üstün Dökmen konferans verdi Hollanda Diyanet Vakfı öncülüğünde, Rotterdam HDV camileri kadın kolları tarafından 8 Mart Dünya kadınlar günü dolayısıyla Rotterdam Erasmus Üniversitesi Expo Salonu’nda konferans düzenlendi.
R
otterdam Başkonsolosluğu bölgesi bayan din görevlisi Semra Sevinç’in koordinatörlüğünde bir araya gelen HDV Rotterdam camileri kadın kolları tarafından düzenlenen Programa Türkiye’den tanınmış psikolog, Prof. Dr. Üstün Dökmen davet edildi. “Eşitler Evinde Kaliteli İletişim” adını taşıyan programa, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ve çok sayıda davetli katıldı. Yaklaşık bin kişilik olan konferans salonu tamamen doldu. İstiklal Marşı ve saygı duruşundan sonra Programın takdim konuşmasını Din Hizmetleri Müşaviri 74 | HDV BÜLTEN 2009
ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay yaptı. Konuşmasında; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde vatandaşlarla bir arada olmaktan son derece mutluluk duyduğunu ifade eden Bülent Şenay, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesine değinerek şunları söyledi:
“Bugün burada, Erasmus Üniversitesinde konferans salonunda toplandık. Bundan 157 yıl önce New York’ta bir dokuma fabrikasında çıkan yangında kilitlendikleri fabrikada ölen 100’den fazla kadın işçinin anısına bu tarihten yüzyıldan fazla bir zaman sonra 16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması kabul edildi.” Doç. Dr. Bülent Şenay daha sonra sözlerine şöyle devam etti. “Bugün Erasmus Üniversitesinin bir konferans salonunda toplandık demiştim. Bilenleriniz vardır herhalde. Erasmus kimdir? Bu salonun bulunduğu üniversiteye adı verilen Desiderus Erasmus (1469-1536), bir katolik ilahiyatçı, o dönemde, yani 16 y.y.da Avrupa’da Evlilik Müessesesi (The
DİĞER KONFERANSLAR Çok değerli Üstün Dökmen Beye konferans başlığını sorduğumuzda “Eşitler Evinde Kaliteli İletişim” olarak belirttiler. Bize ne anlatacak, hangi yönde tavsiyeleri olacak onu az sonra ilgiyle ve gönlümüzün kulaklarıyla dinleyeceğiz. Tekrar ediyorum gönlümüzle dinleyeceğiz. Batı dillerinde ve kültüründe kalp kelimesi dışında “gönül” diye bir kavram var mıdır yoksa bu bizim medeniyetimize mi ait bir kelimedir hep düşünmüşümdür. İletişim bir gönül işi midir? Düşünmek bir akli eylem midir sadece? Anlamak ve iletişim için insanın gönlünü açması gerekmez mi? Gönül ve İletişim. Yunus Emre’ye kulak versek...
Institution of Marriage) adlı bilinen kitabı yazmış. Türklere Dair başlıklı bir kitabı da var. Erasmus evliliğin önemini anlatır. Keza kadınların eğitiminin önemli olduğunu söyler. Deliliğe Övgü (Praise of Folly) adlı bir ilginç eseri daha vardır. Orada da tam aksini söyler. Ancak delilerin evliliği sürdürebileceğini söyler. Ama delilikle bilgelik arasındaki ince çizgiyi hatırlatarak yapar bunu. Bizim coğrafyamızda Erasmus ile aynı çağda yaşamış olan meşhur Taşköprülü Mustafa Efendi (1453-1528) vardır. Profesör Taşköprülü Mustafa Efendi. O zaman müderris derlermiş. Erasmus gibi ilahiyatçı alim o da. Erasmus ile aynı yıllarda yaşamış. Birisi Rotterdam’da birisi İstanbul’da, Bursa’da. II. Beyazıd onu Şehzade Yavuz Sultan Selim’e hoca olarak tayin etmiş. Dönemin üniversitelerinde hocalık yapmış. Eserlerinde evlilik ahlakı üzerinde durur. İnsanlara karşı hikmet ve basiretle davranmaktan bahseder. Yani “Kaliteli İletişim”. Demek ki, hangi yüzyılda ya da çağda olursa olsun iletişim her zaman önemli bir mesele olmuş.
Kıyamette onun hasmı ben olurum “buyurmuştur İslam’ın Peygamberi. Ve nihayet Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresinde (228); Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Erkekler içinse kadınlara göre bir derece fazlası vardır.” diye bir ayet vardır. Buradaki “bir derece” kelimesi yanlış anlaşılır çoğu zaman. Buradaki “derece” kelimesi, “erkeğin kadın hakları konusunda ‘maruf ’a riayetle bir derece daha fazla sorumluluğu var” anlamındadır. Bu arada size bir dinler tarihi talebesi olarak da mütevazı bir hatırlatma yapayım müsaadenizle. “Küçük Şeyler” listemize ekleyebiliriz. O da şu: “kadınlar erkeğin
Kim ki yüksekte gezer, er geç yolundan azar Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise. Aksakallı bir koca, hiç bilmez ki hal nice Boşa gitmesin hacca, bir gönül yıkar ise. Gönül Çalab’ın tahtı, Çalab gönüle baktı İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise. Bir kez gönül yıktınsa kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet de yüzünü yumaz değil. Yol odur doğru vara, göz odur Hakkı göre, Er odur yerde dura, üstten bakan göz değil.
Başkalarını kendisi gibi düşünmeye zorlamakla ilgili bir tarafı mı var iletişim eksikliğinin? Dinlemek ve anlamak gibi bir zor tarafı mı? Rahmetli babam derdi ki “Oğlum hayat anlamak ve anlatabilmekten ibarettir”. Yaşım ilerledikçe bunu bir iletişim ve yaşam felsefesi prensibi olarak düşünmeyi öğrendim. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, Din Hizmetleri Müşaviri olarak belki ben mecburen şunları hatırlayacağım bağışlarsanız: Peygamber Efendimiz özellikle erkeklere hitaben (demek ki erkekleri uyarmayı gerekli görmüş) buyurmuş ki, “içinizde en hayırlılarınız hanımına hayırlı olanlarınızdır.” Yine “Kadınlar hakkında size hayrı vasiyet ediyorum”... Yine aile içi şiddete dair “Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur
eğe kemiğinden yaratılmamışlardır.” Evet, İslam’a göre “kadınlar erkeğin eğe kemiğinden yaratılmamışlardır.” Bu ifade Yahudi Tevratı’nda geçer. Kuran-ı Kerim’de kadın ve erkeğin, “min nefsin vahidetin” yani tek bir özden, aynı nefsten yaratıldığı beyan edilir (Nisa 4: 1). Hatta nefs kelimesi dişildir, müennestir. Bu başlı başına bir konudur. İşte bir ayet, “Erkek olsun, kadın olsun, her kim inanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse onu mutlaka güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle mutlaka veririz.” (Nahl Suresi-16: 97) Burada iyilik güzellik ilahi ödül mutlu hayat hepsinde “kadın erkek her kim” ifadesi var. Yani bir eşitlik vurgusu var. Kadının karakterinin kaburga kemiği gibi olduğunu belirten hadisten HDV BÜLTEN 2009 | 75
DİĞER KONFERANSLAR doğdu ortamlarının olması gerekmiyor. Hayata farklı açılardan bakmayı geliştirmeliyiz. Hayatta hiç bir şey gözüktüğü gibi değildir. Her canlının bir frekansı vardır yeterki bizler o frekansı yakalayalım. Uygun frekansı tutturdugumuzda yaşantımız ve hayatımız daha rahat olur. Bu bağlamda bir birimizi degişime zorlamadan farklı kültürlerle yaşamayı öğrenmeliyiz.”
anlaşılan ise kadın mizacının doğasının erkeğe kıyasla daha nazik ve “kırılgan” oluşuna işaret içindir. İletişimde ülfet ve şefkat yolu tercih edilmeli demektir.” Bülent Şenay takdim konuşmasını tamamladıktan sonra, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hollanda Diyanet Vakfının davetlisi olarak Hollanda’ya gelen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Psikolog Prof. Dr. Üstün Dökmen’i kürsüye davet etti. Konferans salonunu dolduran kadınlar tarafından büyük bir ilgi ile izlenen ve yaklaşık ikibuçuk saat süren konuşmasında Prof. Dr. Üstün Dökmen özetle şunları söyledi; “Dünyanın bir çok ülkesinde ve ülkemizde de erkek daha değerli gözüküyor. İstisnalar olmakla birlikte genelde erkek daha değerli gibi gösteriliyor. Türkiye’de insanlarımızın oğlu olunca daha çok seviniyor. İstisnai durumlar olmakla birlikte kız erkek ayrımını yapmayan ailelerde var. Doğan çocuğun cinsiyeti değilde, sağlığı sorgulanmalıdır. Dünyanın her yerinde çocuklarının doğumunda kız erkek ayırımı yapmayan kişilerin sayılarının artmasıyla kadınlar gününün daha fazla anlam kazanacağını düşünüyorum. Toplumda erkeklerin sert mizaçlı olmaları konusunda 76 | HDV BÜLTEN 2009
bir eğilim mevcuttur. Erkek çocukları da analar yetiştirmektedir. Burada da farkında olmadan analar yani kadınlar suçlanıyor. Erkek egemen toplumlarda yinede kadınlar magdur olmaktadırlar. Bu gün artık modern Dünya yaşamında çocuklarımız için erkek- kız ayırımı yapmamalıyız. Çünkü artık hayatın ve toplumun her kesiminde, her iki cinsiyette insanlar çeşitli meslek dallarında çalışmaktadırlar. Artık kadınlarımız hayatın her alanında yer almaktadır. Bu bağlamda artık geleceğın dünyasında oğlum
Çocuk yetiştirme konusunda da ana babalara büyük görevler düştüğünü söyleyen Prof. Dökmen, klasik yöntemlerle çocukları eğitmekten ve onlara çocuk gibi davranmaktan kacınmalıyız dedi. “Çocuk ve ana baba ilişkisinde artık klasik yöntem bir işe yaramıyor. Eski yöntemleri terk etmeliyiz. Bu ilişkinin geliştirilmesi için farklı yöntemler gerekmektedir. Bunun için de anne ve babalar farklı bir şeyler yapmalıdırlar” şeklinde konuştu. Konferansta ayrıca Hollanda Diyanet Vakfı sanat danışmanı, Dr. Mehmet Refii Kileci de ebru ve hat sanatlarının icra edildiği canlı bir gösteri sundu. İzleyiciler tarafından ilgiyle takip edilen bu gösteriden sonra sanatcının eserlerinden oluşan ebru ve hat eserlerinin sergilendiği sanat sergisi izleyiciler tarafından gezildi. Daha sonra programı organize eden kadın kolları temsilcileri tarafından başta Prof. Dr. Üstün Dökmen olmak üzere konuşmacılara çeşitli hediyeler takdim edildi. Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ilk defa geçen yıl Rotterdam Başkonsolosluğu bölgesi bayan din görevlisi Semra Sevinç’in koordinatörlüğünde bir araya gelen HDV Rotterdam Camileri Kadın Kolları tarafından başlatılan konferanslar serisi, bu yıl da Prof. Dr. Üstün Dökmen’in katıldığı konferansla devam ettirildi.
DİĞER KONFERANSLAR
HDV Rotterdam Gültepe Camii Kadın Kollarından “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” konulu konferans HDV Rotterdam Gültepe Camii Kadın kolları tarafından 22 Ocak 2009 Perşembe akşamı “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” konulu bir konferans düzenlendi. sel YÜKSEL’den oluşan ilahi korosu, yüreklere su serpen ilahi ve kasideler seslendirdiler.
A
ralık ayının sonunda Filistin’in Gazze bölgesine yönelik İsrail saldırılarında mağdur olan Filistinli kardeşlerimize yardım amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde yurtdışında camilerde toplanan yardımlara katkıda bulunmak üzere HDV Rotterdam Gültepe Camii Kadın kolları tarafından başlatılan yardım faaliyeti, daha sonra bu konuda dini yaşantımızda önemli yere sahip olan Aşure ve hicret konularının işlendiği bir konferansa dönüştü.
Daha sonra Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bülent ŞENAY; Programa emeği geçenlere teşekkür ederek başladığı ve okunan ilahiler, hicret isimli şiir ve filistinli kızın feryadından da alıntılar yaptığı; “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” konulu konuşmasında; Peygamberler tarihi, Kur’an ve Hadislerden örnekler vererek, dünya hayatında insan olarak sorumluluklarımız konusuna vurgu yaptı. İnsan olmanın yanı sıra Müslüman olarak sevinç ve üzüntü, gülme ve ağlama, varlık ve yokluk arasında dengeli ve orta yolu tutan, ikisine de uzak olmayan, ikisini de işitecek kadar yakın bir konumdan dengeli bir yaşantı içinde olmanın önemine işaret eden
Din Hizmetleri Müşaviri; “Bu suretle bizler birer Müslüman olarak bu olaylar karşısında doğru davranışı sergileyip sergilemediğimiz konusunda, kendimizi o olayları yaşayan insanların yerine koyarak; o olayları yaşayanlar biz olsaydık etrafımızdaki Müslüman kardeşlerimizden ne beklerdik sorusunu kendimize sorarak içtenlikle kendimizi sorgulamamız gerekir.” dedi. Programın sonunda Holanda Diyanet Vakfı sanat danışmanı Dr. M. Refii KİLECİ’nin ebru sanat eserlerinden oluşan 4 adet tablo yine Filistin’e yardım amacıyla açık artırma ile satışa sunuldu. Katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılaşan açık artırmada tablolar en yüksek fiatları veren sahiplerini buldu. Gecede toplanan yardımlar organize komitesi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı yardım hesabına aktarıldı.
Sunuculuğunu HDV Rotterdam Gültepe Camii Din Görevlisi İrfan SEVİNÇ’in yaptığı program, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe mealinin okunmasıyla başladı. Gültepe Camii genç kızlarından Demet Öztürk’ün okuduğu Hicret isimli şiir çok beğeni topladı. Filistinli bir kızın Filistindeki insanlık dramını anlatan “Ey sabahları çocuklarını öperek ise giden babalar neredesiniz? Benim babamı aldılar benden! Neredesiniz?’” diyerek feryadını dile getirdiği slayt izleyicileri gözyaşlarına boğdu. Ardından Din görevlileri Memduh KARSLI, Kadir DUMAN, Adnan YUVACI ve VeyHDV BÜLTEN 2009 | 77
DİĞER KONFERANSLAR
Rotterdam HDV Mevlana Camii’nde “İslam ve Tasavvuf Işığında Kadın” konulu konferans
8
Mart Dünya kadınlar günü vesilesiyle 13 Mart 2009 tarihinde Avrasya Vakfı ve Selamnetwerk tarafından organize edilen “İslam ve Tasavvuf Işığında Kadın” konulu bir konferansa HDV Rotterdam Mevlana camii ev sahipliği yaptı. Konferans akşam saat ondokuzda başladı ve yaklaşık iki sat sürdü. Konferansa Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Türkiye’den aynı gün davetli olarak Hollanda’ya, “Manevi Hayatımızda Mehmet Akif ’in Yeri” konulu konferans için gelen Prof. Dr. Mahmut Kaya ile Türkiye’den davet edilen Türk Kadınları Kültür Derneği Başkanı Cemalnur Sargut konuşmacı olarak katıldı. Avrasya Vakfı Başkanı Fatma Aktaş tarafından açılış konuşmasıyla başlayan programda Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da bir selamlama konuşması yaptı. 78 | HDV BÜLTEN 2009
Daha sonra kürsüye gelen Türk Kadınları Kültür Derneği Başkanı Cemalnur Sargut, İslam Tasavvufunun kadına verdiği değeri, ayet ve hadislerden örneklerle anlattı. Mevlana’dan da sık sık alıntı yapan Sargut’un konuşması, özellikle kadınlar tarafından ilgiyle izlendi duyulduğu gözlendi. Program Cemalnur Sargut’un kitaplarını okuyucular için imzalamasıyla sona erdi.
DİĞER KONFERANSLAR
Rotterdam HDV Mevlana Camii’nde “İslam ve Çevre; Bir Bütündür” konferansı
TEMA Hollanda, Hollanda Çevre Vakfı (İVN) ve Hollanda Diyanet Vakfı tarafından ortaklaşa tertip edilen ‘İslam ve Çevre Semineri’nde, son yıllarda had safhaya ulaşan çevre kirliliği, doğanın korunması, çevre bilinci ve İslamiyet’te çevrenin önemi ele alındı.
H
ollanda Diyanet Vakfına bağlı Rotterdam Mevlana Camii Konferans salonunda düzenlenen, Yazar ve Kabare oyuncusu Funda Müjde tarafından yönetilen konferansa T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, Hollanda Çevre Vakfı (İVN) 2. Başkanı Hugo Bunte, T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu, TEMA Hollanda Başkanı Deniz Köker, TEMA Hollanda Müdürü Serdar Köker, Hollanda Çevre kurumlarından temsilciler, din görevlileri, cami yönetimi ve kurum-kuruluş temsilcileri katıldı. Çevre konusunda kamuoyu bilincinin çok önemli olduğunu dile getiren T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, “Sorunların çözümü ancak kamu sektörü, özel sektör, hükümet dışı kuruluşlar ile sivil toplum arasında oluşturulacak bir işbirliği sonucunda mümkün olabilecektir. Çevre sorunlarının çözümü, uluslararası işbirliğini ve uluslararası topluluğun tüm bireylerinin aktif katılımını gerekli kılmaktadır.” dedi. Başkonsolos Esen Altuğ konuşmasında, “Nüfus artışı, hızlı şehirleşme ve sanayileşmenin yarattığı olumsuz çevre koşulları iklim değişikliğinin de etkisiyle küresel bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bireyin çevre konusunda duyarlı olması,
soruna değil, çözüme taraf olması ile çevre sorunlarının aşılmasında ilerleme kaydedilebilir. Buda eğitimle mümkündür. Çocuklarımızı çok erken yaşlardan itibaren yazılı, görsel ve uygulamalı eğitime tabi tutmalıyız. Türk Dışişleri bakanlığımız bünyesinde özel bir çevre ile alakalı dairemiz var. Su ve çevre artık uluslararası bir sorun haline geldi. Devletlerarası ilişkilerde büyük önem taşıyor.” vurgusunu yaptı. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ konuşmasını şöyle noktaladı: “Yaptığım bir araştırmaya göre; şuanda dünyamızda 1,1 milyar insan ‘güvenli ve temiz suya’ erişimden yoksun. 2025 yılında dünyamızın yarı nüfusu suya erişimden yoksun olacak ve buda büyük bir sıkıntıya yol açacaktır. Bu sıkıntı ekonomik, sağlık ve sosyal sıkıntıları da beraberinde getirecektir.” Hollanda Çevre Vakfı (İVN) 2. Başkanı Hugo Bunte şunları söyledi: “Bu güzel camide, ‘İslam ve Çevre’ konulu konferansa iştirak ettiğimizden dolayı çok memnunuz. IVN ile TEMA vakfı olarak birlikte bu konferansta nerden nereye gidiyoruz, diye insanları aydınlatmak istedik. Türk ya da Hollandalı fark etmez, ev içinde ve dışında doğayı korumak için neler yapmalıyız? Bu konularda konferansa katılan davetlilerin oluşturduğu çeşitli çalışma gruplarında ortak değerlendirmeler yapacağız.”
T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu, programın icra edildiği mekânı çok manidar bularak, ‘Kim olursan ol, yine gel’ diye herkesi çağıran, gönlü gök kubbe kadar geniş bir İslam mütefekkiri olan adını taşıyan Mevlana’nın adını taşıyan Mevlana Camii olmasının yerinde bir karar olduğunun altını çizdi. Ataşe Fevzi Hamurcu, “Çevreyi korumak ve temiz tutmak, bir Müslüman için hem insani hem de dini görevdir. Onu kirletmek, aynı çevreyi paylaşan canlı -cansız tüm varlıklara karşı işlenmiş bir suçtur, kul hakkını ihlal etmektir. Rotterdam Mevlana Camii ve diğer HDV camileri çevreyle ilgili böylesi programları desteklemekte ve katkı sağlamaktadır. Örneğin, 5 din görevlimiz bu çalışma konferansına katkı vermektedir. Öte yandan birkaç yıl önce HDV camileri TEMA ile işbirliği yaparak Türkiye’de izin yolunda bir ‘Diyanet OrHDV BÜLTEN 2009 | 79
DİĞER KONFERANSLAR manı’ kurmuştur. Yüce yaradan, içinde bulunduğumuz çevreyi ve tüm evreni bir düzen ve denge içinde yaratmıştır. Evrendeki bu ‘ekolojik denge’ hakkında Yüce Allah şöyle demektedir: Kuşkusuz biz her şeyi yerli yerince, belli bir düzen ve dengede yarattık. (Kamer 54/49” şeklinde konuştu. TEMA Hollanda Başkanı Deniz Köker, TEMA Vakfı’nın her ne kadar da Türkiye’de kurulan bir vakıf olsa da Hollanda’da TEMA Hollanda olarak ülke genelinde birçok çevre konusunda bu gibi organizeler yaptıklarını dile getirdi.Yapılan konuşmaların ardından oluşturulan ‘Çalışma Grupları’nda katılımcılar, görüşlerini dile getirme fırsatı buldular
İlokullarda din dersi ile ilgili konferans
H
ollanda eğitim sistemi içerisinde yer alan devlet ilkokullarında (Openbare scholen) İslam dini dersleri verilmesinin gündeme gelmesi üzerine, Müslümanları temsil kurumu olan CMO tarafından bir konferans organize edildi.
3 Eylül 2009 tarihinde Den Haag şehrinde yapılan konferansa, Hollanda içinden ve dışından akademisyenler 80 | HDV BÜLTEN 2009
katılarak ilkokullarda verilmesi planlanan İslam din dersleri ile ilgili görüşlerini dile getirdiler. İslam Din derslerinin Hollanda Eğitim sistemi içerisinde verilmesi hususunda bir çalışma komisyonu kurma hazırlıklarını da sürdüren CMO, önümüzdeki günlerde bu komisyonu resmi hale getirerek 2009-2010 öğretim yılında bu derslerin başlamasını sağlamayı düşünüyor. Konferansa; Groningen Üniversitesinden eğitimci Prof. Dr. W.A.J. Meijer, Fas’dan İslam Eğitimi Koordinatörü Prof. Dr. A. Ait Iazza, İngiltereden Dr. A. Baker, Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşmacı olarak katıldılar. Konuşmacılar özellikle devlet okullarında okutulacak islam din dersle-
rinin karakteri, dersi verecek öğretmenlerin kalitesi ve ders metod ve materyalleri üzerinde fikirlerini beyan ettiler. Konferansın panel bölümüne Belçika’dan katılan Belçika İslam Konsey Başkanı Şemsettin Uğurlu ise Belçika Eğitim sistemi içerisinde 1975 yılından bu yana yer alan İslam dini dersleriyle ilgili uygulamalar hakkında bilgi verdi.
DİĞER KONFERANSLAR
Din Hizmetleri Müşaviri “Çevre Sempozyumu”na konuşmacı olarak katıldı Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Amsterdam’da çevre ile ilgili Hollanda’nın en büyük enstitüsü sayılan IVN’in düzenlediği sempozyuma konuk konuşmacı olarak katıldı.
A
msterdam Belediye Binası Konferans Salonu’nda yapılan mini çevre sempozyumu, IVN (Instituut voor Natuurbeschermingseducatie) tarafından organize edildi. “Süreklilik bağlayıcıdır” (Duurzaamheid verbind) konulu sempozyum, Enstitünün yedi yıl boyunca müdürlüğünü yapan Jurr van Dalen’ın bu görevden ayrılışı anısına düzenlendi. Sempozyumun sunuculuğunu Enstitü çalışanı sanatçı ve yazar Funda Müjde yaptı. Konuşmacılar, globalleşen dünyamızda çevre bilincinin önemi üzerinde durdu. Çevreyle ilgili gerek bireysel ve gerekse örgütsel olarak yapılabilecek çalışmalar anlatıldı, IVN’in Hollanda genelinde ve Holllanda dışındaki çalışmalarından bahsedildi. Sempozyuma misafir konuşmacı olarak davet edilen Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diya-
net Vakfi Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay’ın konuşması da ilgiyle izlendi. Konuşmasını İngilizce yapan Şenay, dinler tarihcisi bir akademisyen olarak çevre sorununu felsefi-ahlaki bir yaklaşım ele aldı. Müşavir Şenay, bir insanın ahlak, fıtrat ve kainat anlayışının çevre duyarlılığını mutlaka sekillendireceğini belirterek teknopolisten ve “geridönüşüm medeniyeti”nden ıslah ve hikmet medeniyetine yönelmenin önemine işaret etti. Çevre konusuna İslam’ın bakış açısını diğer dini ve felsefi görüşlerden de seçtiği anahtar kavramlarla karşılaştırarak anlatan Doç. Dr. Bülent Şenay’ın, ekolojik duyarlılıkların geliştirilmesinde dini ahlaktan yararlanma imkanını, nükteli bir dille anlattığı konuşması, böyle bir yaklaşımla alışkın olmayan çevreci topluluğun beğenisini topladı ve alkışlarla karşılandı. Yaklaşık üç saat süren sempozyum misafirlere verilen ikramla sona erdi. HDV BÜLTEN 2009 | 81
DİĞER KONFERANSLAR
Din Hizmetleri Müşavirinden Gençliğe Konferans Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doc. Dr. Bülent Şenay, gençlere yönelik konferanslar serisine devam ediyor. Daha önce Alkmaar şehrinde bulunan Ensar Vakfı gençliğine bir konferans veren Din Hizmetleri Müşaviri, 11 Aralık 2009 Cuma akşamı da HDV Ahi Evran Camisini ziyaret ederek camide hizmet eden gönullülere ve gençlere hitap etti. Cami hizmetlerinin önemi ve camiye hizmetin değeri üzerine konuşan Müşavir, çeşitli okullarda eğitim gören kızlarımıza da interaktif olarak Kur’an ayetleri ışığında öğütler verdi.
K
onuşmasına; İhsan ahlakı nedir? Hicret nedir? diye başlayan Müşavir, Peygamberimizin ihsan hadisini okudu: Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen bile O seni her an görmektedir. Her müslüman bu bilinçte olmalıdır. İhsan ahlakına ulaşan bir kişi, huşu içinde namaz kılar, günahlardan uzak durur, hiç bir varlığı incitmez ve incinmez. İbadetlerde olduğu gibi, hizmetlerde de niyet önemlidir. İhsan ahlakının oluşmasında önemli olan niyet, amel, nasib, şükür ve sabırdır. 82 | HDV BÜLTEN 2009
Hz. Ömer (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste de şöyle buyurulur: “Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes için ancak niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allah ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti de dünya veya bir kadınla evlenmek için ise, onun hicreti de, hicret ettiği şeyedir” (Buhârî, Müslim) Niyet, ibadetlerin ve hizmetlerin değerini artırır veya azaltır. Hicret ise sadece bir yer değiştirme veya adres değiştirmekten ibaret değildir. Hicret hayat yolculuğudur. Bir ömür boyu iyiye, güzele, ahlaka, helale, sevaba, hayra ulaşmak için kalben ve bedenen mücadele etmektir. Bü-
tün bu mücadelenin karşılığını Allah mutlaka verecektir. Niyetle birlikte amellerin iyiliği ve ibadetin şart olduğu aşikardır. Sadece akıl sahibi olarak insan degil, yaratılmışların tamamı, kendi hallerince Allah’a ibadet etmekte ve O’nu anmaktadır. Yaptığımız ibadetler, zikirler ve şükürler Allah tarafından duyulur ve bilinir. Ne için yola çıkılmış olursa olunsun Cenâbı Hak’kın izni ile bizi istediğimiz yere vardırır. Bu Allah’ın bize vermiş olduğu vaadidir. Kurbanın anlamına da değinen Din Hizmetleri Müşaviri, kurban
DİĞER KONFERANSLAR ibadetinde amacın Allah’a yaklaşmak olduğunu, kurban kelimesinin bu manayı içerdiğini belirtti. Kurban ibadeti Allah’ın bir lütfudur. Kurban insanı aşırılıktan azgınlıktan alıkor. Kurbanla insanın geleceği ve insan nesli korunmuştur. Eski çağlarda insanlar sahte tanrılarına ayinlerde insan kurban etmekteydi. Namaz ibadetine özel önem atfeden Din Hizmetleri Müşaviri, Allah’a yaklaştıran ve kötülüklerden alıkoyan en önemli ibadetin namaz olduğunu, namaz kılanın temiz ve stressiz bir hayat yasayacağını belirtti. İnsanların boşuna yoga yaptığını, hele bir müslümanın yoga yapmasına gerek olmadığını, namaz kılan bir müslümanın yoga yapan birinden binlerce kat huzurlu olacağını belirterek, abdest almakla insanın aurası pozitif değerle yüklendiğini, namaz kılmakla insan ruhsal ve bedensel huzura kavuştuğunu ifade etti. Bir soru üzerine İslamda kadın hakları konusuna da değinen Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, “Kur’an-ı Kerim’de eş dövme diye bir şeyin bulunmadığını, bununla ilişkilendirilen ayetteki anlam bütünlüğünün normal bir evlilik ya da kadın erkek iletişimine dair olmadı-
ğını, özel bir çerçevede evine bağlı, evliliğine sadık bir koca ancak naşize (iffetsiz, evi terkedip giden) bir kadının bulunduğu, neredeyse boşanma noktasına gelmiş bir evlilikle ilgili olduğunu, böyle bir durumda dahi sözkonusu eşin, kapı dışarı edilmemesini “zorla” da olsa sabredilerek ıslahına çalışılmasını ifade eden bir ayettir. Erkeklerle kadınlar arasında Allah’ın bir ayırım yapması Kur’an’ın hikmetine uymaz” şeklinde konuştu. Konferansı dinleyiciler tarafından ilgi ile izlenen Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, son olarak Mevlana’nın şu
yedi öğüdü ile konuşmasını bitirdi: 1 Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol 2 Şefkat ve merhamette güneş gibi ol 3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol 4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol 5 Tevazu ve alçak gönüllülükle toprak gibi ol 6 Hoşgörüde deniz gibi ol 7 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
HDV BÜLTEN 2009 | 83
DİĞER KONFERANSLAR
HDV’den Mehmet Akif ve İstiklal Konferansı
T
.C. Lahey Din Hizmetleri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı’nın birlikte hazırladığı konferanslar serisi devam ediyor. Daha önce milli ve dini günleri kutlamak üzere kurulan çaşılma komisyonu kararı gereği, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından kutlanması tavsiye edilen, “12 Mart İstiklal Marşının Kabul Edildiği Gün ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” dolayısıyla biri Rotterdam Din Hizmetleri Ataşeliği çalışma bölgesinde, diğeri de Deventer Din Hizmetleri Ataşeliği çalışma bölgesinde olmak üzere iki ayrı yerde konferans düzenlenmesi planlanmıştı. Konferansları vermek üzere İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Kaya, Hollanda’ya davet edildi. Prof Dr. Mahmut Kaya, “Manevi Hayatımızda Mehmet Akif ’in Yeri” konulu konferanslarının ilkini 14 Mart 2009 tarihinde saat 19’da HDV Zaandam Sultanahmet Camii konferans salonunda, ikincisi ise 15 Mart Pazar günü saat 14 de HDV Harderwijk 84 | HDV BÜLTEN 2009
Mehmet Akif Ersoy Camii konferans salonunda verdi. “Manevi Hayatımızda Mehmet Akif ’in Yeri” konulu konferanslara Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Mustafa Kahraman katıldılar. Konferanslara dernek yöneticileri din görevlileri ve çok sayıda vatandaşımız yoğun ilgi gösterdi. Her iki yerde de aynı program takip edilerek yapılan konferanslara, İstiklal Marşı ve ardından Kur’an-ı Kerim okunmasıyle başlandı. Bölge Din Hizmetleri Ateşelerinin açılış konuşmalarından sonra izleyicilere Mehmet Akif Ersoy’un hayatının anlatıldığı kısa bir film gösterildi. Daha sonra her iki konferansa da katılan Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, birer takdim konuşması yaptı. Şenay, takdim konuşmasında büyük şair, mefkure insanı,
Mehmet Akif Ersoy’un kişiliğinden bahisle onu anmanın, mefkuresini yaşatmanın önemini vurguladı. Şenay ayrıca Mehmet Akif ’in en çok anılan bir şair olarak görülmesine rağmen ona vefa gösterilmediğini, ailesine sahip çıkılmadığını oğlunun ve torununun maddi imkansızlıklar içerisinde vefat ettiklerini basında çıkan örnekleriyle dile getirdikten sonra Yahya Kemal’in ‘ezansız semtler’ ızdırabı ile Akif ’in ‘mahiyyet-i ruhiyye’ anlayışı ile karşılaştırarak bu programların birer VEFA ifadesi olduğunu belirtti.
DİĞER KONFERANSLAR Din Hizmetleri Müşaviri bu takdim konuşmasından sonra sözü bir Mehmet Akif uzmanı olan Prof Dr. Mahmut Kaya’ya vererek onu kürsüye davet etti. Prof. Dr. Mahmut Kaya bir saat süren ve irticali olarak verdiği her iki konferansda, önce Mehmet Akif ’in yaşadığı zamana dikkat çekti. Akif ’in yaşadığı zamanın getirdiği zorluklardan ve bu durumun şairde oluşturduğu haleti ruhiyeden bahsetti. Balkan harbi, Birinci Dünya Savaşı ve ardından kurtuluş savaşı yıllarını yaşayan merhum Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde bu savaşların etkisi hissedilmektedir dedi. Zaman zaman Akif ’in şiirlerinden örnekler okudu. Prof. Dr. Mahmut Kaya Mehmet Akif ’in Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadoluyu dolaşarak Türk milletini milli mücadeleye çağırdığını ve yıkılan imparatorluk enkazından yeni bir devletin doğmasına katkı sağladığını ve bu mücadeleyi de İstiklal Marşı’yla sembolleştirdiğini söyledi. Yıkılan Osmanlı devletinden sonra kurtuluş için üç görüşün hakim olduğunu söyleyen Kaya, Akif ’in bu görüşlerden, Batının sadece bilim ve tekniğinin alınarak milletin değerlerinin özünün korunması yoluyla bir çıkışın bulunması görüşünü benimsediğini ancak bu görüşün yeni kurulan devlet yapısında benimsenmemesi ve milletin değerlerinden uzaklaşma çalışmaları sebebiyle Mısıra gittiğini anlattı.
Programlarda ayrıca Ebru ve hat sanatından örneklerin yer aldığı sergi de izleyiciler tarafından gezildi. Sergiyi oluşturan eserlerin yapılışını canlı
olarak izleyicilere sunan ebru sanatçısı Dr. Mehmet Refii Kileci’nin bu gösterisinden sonra konferanslar sona erdi.
Akif ’in aynı zamanda büyük bir ahlakcı olduğunu ve İslam ahlakını hayatına tatbik ettiğini, şiirlerine de bunu yansıttığını ifade etti. Akif ’in yaşadığı dönemde yaptığı tespitlerin olumsuzlukların halen mevcut olduğunu ifade eden Prof. Kaya, Akif ’in aynı zamanda bir müfessir gibi Kur’an-ı Kerim ayetlerini şiirleriyle meallendirdiğini de örneklerle izleyicilere anlattı. Prof. Dr. Mahmut Kaya’nın konuşmasından sonra, neyzen ve saz sanatçıları tarafından Anadolu ezgilerinden oluşan bir konser sunuldu.
HDV BÜLTEN 2009 | 85
DİĞER KONFERANSLAR
Alevi dedesi din görevlilerine konferans verdi Muharrem Ayı etkinlikleri çerçevesinde Alevi kuruluşların daveti üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından konferanslar vermek üzere Hollanda’ya gönderilen Alevi dedelerinden Remzi Özbalı, Hollanda genelinde çeşitli programlara katılarak Muharrem Ayı etkinliklerine devam etmektedir.
A
levi dede Remzi Özbalı, Rotterdam Başkonsolosluk bölgesinde görev yapan din görevlilerine de 27.12.2009 Pazar günü Roterdam Gültepe Eğitim Merkezinde Muharrem Ayı ve Alevilik ile ilgili bir konferans verdi. Konferansa Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu ve Rotterdam Başkonsolosluk bölgesi din görevlileri katıldılar. Program Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay’ın takdim konuşmasıyla başladı. Şenay konuşmasında “Avrupa’da ve özelde deHollanda’da bir ilk görülmekte, bir Alevi Dedesi Sünni din görevlilerine Muharrem ve Cem geleneği üzerine sohbet etmektedir. En geniş dairede Alevi Bektaşi geleneğindeki Hak-MuhammedAli inancı bir yönüyle Uluhiyet- Nübüvvet ve Velayete tekabül etmektedir. Farklı Alevilik tanımları bulunmakla beraber, menakıbnâmeler, velayetnameler, makâlat, buyruklar ve erkannamelere, çerçevesinde ileri sürülen hiyerarşik olarak da, dedeler, talibler, dervişler, gibi, bir sıralamayı takip eden, dört kapı kırk makam üzerinden kutp, ilham, küntü kenzen gibi kavramlarla en geniş dairede tasavvufa dahil edilebilecek bir Aleviliğin de mevcut olduğunu” belirttikten sonra, Alevi nefeslerinden örnekler sundu. 86 | HDV BÜLTEN 2009
Görmüyorsam Gerçek Varlığı Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar. Sanat Edindiysem Sahtekârlığı, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.
Er isen göster nişanı, görelim asaletinizi, Kalıp isen, sataşma incitme bizi, Talip isen, teslim ol pişirsinler sizi, Ehli kal mısın, ehli hal misin sen nesin?
Hidayetin Kamalatın Olmazsa, Marifet Suyunda Kabın Dolmazsa, Benden İnsanlığa Fayda Olmazsa, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.
Şeriatta, yolu erkânı edebi öğren, Tarikatta, çile çek nefsine diren, Marifette, hikmetlerine olayım hayran, Hakikatte, Hakk ile hak mısın sen nesin?
İnsanlık Gider iken İleriye, Bizler İnadına Kaldık Geriye, Gelmedikçe Cehaletten Beriye, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.
Hakk’a kul, Muhammed’e ümmet misin? Künt ü Kenz sırrını sen bilir misin? Kuran’ın hikmetlerine vakıf mısın? İnançlı mısın, inançsız mısın sen nesin?
Gayet İnatçıysam Gayet Zorbalı, Gündüz Tesbihliysem Gece kavgalı, Olmadıkça İnsanlığa Faydalı, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.
Seyithan doğru yoldadır, inanmazsan, Yol kâmil ister, türab olmazsan, Divane’den, Velakad’dan el almazsan, Erenlerin yolunda mısın, değil misin sen nesin? Seyithan
DAİMİ’yem Nefse Galip Olmazsam, İlme Fazilete Talip Olmazsam, Ele Dile Bele Sahip Olmazsam, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar Aşık Daimi
Ey yol oğlu sana sualim var, Âşık mısın sadık mısın sen nesin? Dört Kapı’nın pek çok makamları var, Er misin talip misin sen nesin?
Beş Vakit Farzdır Sünneti De Kaç Özünü Tanış Da Müşkilini Seç Hakikat Tarlasına Ma’rifetler Saç Ek Nazar Eyle De Heman Arif Ol Hatayi’m Der Rahm Etmezem Yalana Özün Teslim Eder Kendi Gelene Ay Ali’dir Gün Muhammed Bilene Bak Nazar Eyle De Heman Arif Ol Şah Hatayi
DİĞER KONFERANSLAR Sana yerden gökten büyük nasihat Gördüğün ört, görmediğin söyleme Erenlerden, pirden budur emanet, Gördüğünü ört, görmediğin söyleme Azbi Efendi Kütahyalı
Anlamlı tebessümlere vesile olan bu takdimden sonra kürsüye gelen Alevi Dedesi Remzi Özbalı önce Muharrem Ayının faziletinden bahsederek konuşmasını şöyle sürdürdü. “Muharrem yasaklı, kısıtlı ay demektir. Muharrem haram aylardandır. Hicri takvimin 1. ayıdır. Muharremde eğlence yapılmaz. Can incitilmez, kan akıtılmaz. Düğün, nişan, sünnet törenleri yapılmaz. Muharrem ayı’nın 10’cu günü birçok olay gerçekleşmiştir, Bunlardan bazıları şunlardır. Âdem peygamberin bağışlanması, Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması, Yunus peygamberin balığın karnından kurtulması, İbrahim peygamberin Nemrut’un ateşinden kurtulması, Yakup peygamberin oğlu Yusuf peygamberin atıldığı kuyudan kurtulması, Eyüp peygamberin dertlerden kurtulup sağlığına kavuşması, Musa peygamberin firavundan kurtulup kızıl denizi geçmesi İsa peygamberin göğe çıkması ve son olarak
Hz. Muhammet Mustafa’nın, müşriklerin zulmünden kurtulmak için Mekke’den Medine’ye Hicretinde sağ selim Medine’ye dönmüştür. Şükran orucu olarak 10 güne ilave olarakZeynel Abidin hazretlerininkurtulması nedeniyle 2 gün daha 12 imamlar aşkına toplam 12 gün oruç tutulur.O günden sonra dabu orucun adı değişerek yası matem orucu olarak isim değişikliğine uğramıştır. Remzi Özbalı daha sonra sözlerine şöyle devam etti. “Allah-u Teâlâ bu Resulullah’ın Hz. Aliyi imam olarak halka tanıtmasını tebliğ etmesini emretti ve ona itaat etmeyi herkese söyledi. Haris b.Numan eğer bu doğru ise gökten taş düşsün dedi. Taş düşer ve ölür. İnsanlar birbirine kızdığı zaman başına taş düşsün derler ya işte bu oradan kalmadır. Peygamberimiz ölünce halife kavgası başladı. Cenazesi 6 kişi tarafından kaldırıldı. Hz. Ali, Hasan, Hüseyin, Usame’nin oğlu Zeyd, amcası
Abbas. Kerbela Olayı nedir? 10 Ekim 680 Hz. Hüseyin ve arkadaşları şehit edildi. Muharremin onuncu günü. Bunun delili Fecr suresi 1-5 ve Bakara suresi 183. ayetlerdir. Muharrem ayında Hz. Hüseyin’i zikretmek bütün günahları döktürür.” Hz. Hüseyin için bir damla gözyaşı döken cehennem ateşini söndürür.” buyrulmuştur dedi. Konuşmasında daha sonra Muharrem Ayında yapılan Alevi geleneklerinden de bahseden dede, konferansa katılan din görevlileri tarafından ilgiyle izlendi. Toplantıya daha sonra soru ve cevap bölümüyle devam edilerek yaklaşık üç saat kadar sürdü.
Apeldoorn HDV Eyüp Sultan Camii HDV BÜLTEN 2009 | 87
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Toplant覺lar
TOPLANTILAR
Deventer’de dinlerarası diyalog toplantısı yapıldı
H
DV Deventer Merkez Camii konferans salonu, akademik seviyede bir dinlerarası diyalog toplantısına ev sahipliği yaptı. 28.5.2008 tarihinde yapılan toplantıya Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç Dr. Bülent Şenay ile Kampen Teoloji Üniversitesi İslam bölümü Öğretim Üyesi Hary Mintjes konuşmacı olarak katıldı. Toplantıya ayrıca, T.C. Deventer Başkonsolosu Kadir Hidayet Eriş, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Hüseyin Çeliker, Türk İslam Kültür Federasyonu Başkanı Kasım Akdemir ile Deventer Başkonsolosluğu bölgesinde görev yapan din görevlileri ve Hollanda’nın bu bölgesinde görev yapan kiliseler birliğine bağlı papazlar dinleyici olarak katıldılar. Kiliseler Birliği ile bu bölgede yapılan rutin diyalog toplantıları çerçevesinde 90 | HDV BÜLTEN 2009
planlanan toplantının konusu, Papanın İslam ve Hz. Peygamber hakkında söylediği ve büyük tepki çeken olumsuz sözlerine bir reaksiyon olarak 138 İslam bilgini tarafından yapılan “Müşterek Söz” adını taşıyan beyannamenin değerlendirmesiydi.
Toplantıda ilk olarak söz alan Kampen Teoloji Üniversitesi İslam Bölümü Öğretim Üyesi Hary Mintjes diyaloğun tarihçesi ve Hristiyanlığın Müslümanlarla diyaloğa bakışını ortaya koyduktan sonra “Müşterek Söz” inisiyatifini çok olumlu bulduğunu ifade etti. Hary Minjes sözlerine şöyle devam etti; “Vatikanın atmışlı yıllarda ve daha sonra, (Dünya Kiliseler Birliği) çoğu zaman Hristiyanlar tarafından diyalog inisiyatifi kritize edilmiştir. Bazılarının dinsel itirazı vardı. Bu diyaloglarda dinler arası ayrılıklar örtbas edileceğinden Hristiyan kimliğinin kaybolması söz konusu olacaktı. Bir başka itiraz konusu da diyaloğun Hristiyanların hobisi haline gelmesi ve Müslümanların bu konuya hiç ilgi duymadıkları düşüncesi hasıl olmuştu. Diyalog yapan Hristiyanların
TOPLANTILAR saf oldukları ve Müslümanlar tarafından etki altına alındıkları düşünülüyordu. Esasen karşılıklı ortaklıkların olmadığına inanılıyordu. Başından itibaren Hristiyan kesiminde karşı bir tutum vardı. Bunların düşüncesi Müslümanlar yalnız kendi çıkarları için diyaloğa katılıyorlar şeklindeydi. Bu şekilde olan fikirler 11 eylül 2001 yılında Amerika’da Ticaret Merkezi’nde olan olaydan ve Theo van Gogh’un öldürülmesinden sonra daha güçlendi ve öfkeler arttı. Medyada da İslamın negatif gösterilmesi hristiyalar üzerinde etki yapmıştır. Onlara göre İslam gerçek yüzünü göstermiştir. Diyalog yanlısı Hristiyanların İslamın kötü yüzünü göremediklerine inanıyorlardı, bu Hristiyanlar Kur’an’ın içerisinde bulunan şiddet içeren ayetlere karşı kör idiler. Bu kutsal kitap müslümanlara, başkalarına karşı saygıyı öğretmiyordu. Müslümanlardan nasıl diyalog şeklinde bir tutum içerisinde olmaları beklenirdi? Kur’an’ın onlara öğrettiği Yahudi ve Hristiyanların maymum ve domuzdan daha aşağı oldukları değil miydi? Bu ayet son yıllarda sadece internette küfür olarak değil defalarca basına yansımıştır. Başka dine mensup olanlara tolerans ve saygı Müslümanlara yabancı idi. Bu arka plana karşı müşterek sözün gelişmesini çok alkışlıyorum, anlamakta zorluk çektiğim medyanın bu konuya fazla ilgi göstermemesidir. Ben de 300 den fazla Hristiyan temsilcinin altına imza attığı Jale metinindeki (Loving God and Neighboor Toegether) görüşlere katılıyorum ve papalık makamına haklı olarak sunulan bu metin Müslüman ve Hristiyanlar arasında bir devrim oluşturabilir. Her halukarda açık ve net şekilde Müslümanlar tarafından da diyaloğun istenildiği belirtilmiştir. Bu sadece birkaç saf Hristiyanın hobisi değildir. Üzülerek ifade ediyorum ki “müşterek söze” Hristiyanlar tarafından çok negatif reaksiyonlar da gösterilmiştir. Onlara göre bu sadece eski Müslüman polemiğinin yeni şekle sukulup sunulmasıdır. Toplantıda ikinci konuşmacı olarak kürsüye gelen Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, önce yapacağı konuşmanın Türkçe olarak bir özetini verdikten sonra İngilizce olarak konuşmasına devam etti. Şenay konuş-
masında özetle, “Dinler arası diyalog toplantılarının uzun yıllar yapıldığını ancak henüz istenen din mensupları arasındaki yakınlaşmanın ve din mensuplarının birbirlerine bakışlarının değişmediğini ifade ederek, gerçek diyalog için öncelikle din adamlarının kendi aralarında samimi bir diyalog kurmalarının şart olduğunu tespitinde bulundu. Kendisinin iki gün önce Avrupa Konseyi Dinlerarası Diyalog Toplantısından geldiğini, orada da belirttiği üzere, Avrupa’nın günümüzde Müslümanlarla diyaloğu konuştuğunu ancak Müslümanların Medine döneminden itibaren yüzyıllarca Hristiyan ve Yahudilerle birlikte ve komşu olarak yaşadığını dolayısıyla diyaloğun islamın başlangıcından itibaren Müslümanların dünyasında yer aldığı, hatta bunun bir yansıması olarak islam hukuku içerisinde diğer din mensuplarıyla ilişkileri düzenleyen bir hukuk oluştuğunu söyleyen Bülent Şenay, İslam inancında ve toplumsal yapısında diğer dinlerle diyaloga açık olan tavrın yeni bir şey olmadığnı, Kuran-ı Kerim’deki ve hadis-i şeriflerdeki beyana dayalı olduğunu, Kur’an-ı Kerim’in diğer din mensuplarıyla diyaloğa işaret eden, ehli kitap, teaaruf, tevelli, ahid, misak, müsaddik, muheymin, gibi kav-
ramlarına anahtar kelime olarak işaret etti. Diyalogda İslam’ın son hak din olduğu gerçeğinin yani hakikat iddiasının tartışılması yerine din mensuplarının nasıl daha ahlaklı bir toplum oluşturulacağı üzerinde işbirliği yapmaları gerektiği, birbirlerinin kutsallarına hakarete karşı ortak savunma geliştirmeleri, İslam Peygamberi’ne yönelik hakaretlere karşı çıkılması ve Müslümanların diğer peygamberlere saygı ve sevgisinin örnek alınması gereğini belirtti. Dinlerin çatışma değil huzur ve mutluluk kaynağı olarak varlığını sürdürmelerinin önemine işaret etti.” Yaklaşık bir saat süren ve zaman zaman düşündürücü ve hikmet dolu Nasrettin hoca fıkralarıyla süslediği konuşması, papazlar tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Konuşma sonrası verilen arada kendisinin etrafını sararak memnuniyetlerini ifade eden papazlar, şu ana kadar İslam hakkında bu kapsamda bir konuşma dinlemediklerini ifade ettiler. Daha sonraki toplantılarda da kendisinden istifade etmek istediklerini belirttiler. Din Hizmetleri Müşaviri de, çalışmalarının yoğun olduğunu ancak zamanın uygun olması durumunda katılabileceğini söyledi. Konuşmacılara sorulan soruların da cevaplandırılmasından sonra toplantı sona erdi. HDV BÜLTEN 2009 | 91
TOPLANTILAR
Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay dernek yöneticileriyle tanıştı bölgede faaliyet gösteren ve aynı zamanda Hollanda Diyanet Vakfına üye olan 60 derneğin yöneticileri ile Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker de katıldı. HDV Harderwijk Mehmet Akif Camii konferans salonunda, 3.4.2008 tarihinde, saat 19:00 da istiklal marşı, Kur’an-ı Kerim ve açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıda son olarak söz alan Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, “Cami yöneticilerinin manevi değeri büyük bir hizmeti yürüttüklerinden bahisle, bu hizmeti yürütürken uyacakları esasları ayet ve hadisler ışığında açıklayarak, HDV cami yönetimi içtüzüğü elinizde bulunmakla birlikte bu esaslar da sizlere, manevi bir içtüzük olsun” dedi.
T
.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği görevine 21 Ocak 2008 tarihinde başlayan Doç. Dr. Bülent Şenay, Hollanda’da ziyaret ve tanışma toplantılarına devam ediyor. Bu cümleden olarak Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, Harderwijk Mehmet Akif Camiinde yapılan ve Deventer Başkonsolosluğu çalışma bölgesinde bulunan cami dernek yöneticilerinin katıldığı bir tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıya bu
Değişik bir üslup ve manevi ağırlıklı sıradışı bir tanışma konuşmasıyla karşılaşan dernek yöneticileri, toplantı sonucunda memnuniyetlerini ifade ettiler. Toplantının son bölümünde söz alan dernek yöneticileri hizmete yönelik konularda taleplerde bulundular. Din Hizmetleri Müşaviri bu talepleri dikkatle dinledi ve not aldı. Bazı talep ve sorulara orada cevap verdi. Bazı taleplerin de daha sonra değerlendirileceğini ifade etti. Samimi bir ortamda ve çok faydalı geçen tanışma toplantısı, davetlilere, ev sahibi derneğin kadınlar kolu tarafından ikram edilen yemekle sona erdi.
2008 Yılı Hac Organizasyonu değerlendirme toplantısı yapıldı
D
in Hizmetleri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı işbirliği ile düzenlenen 2008 Yılı HDV Hac Organizasyonu değerlendirme toplantısı yapıldı. İki ayrı yerde önce kafile başkanları daha sonra da grup görevlileriyle yapılan değerlendirme toplantısına Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlandı. Toplantıya Hac Organizasyonunda görevlendirilen kafile başkanı ve grup görevlilerinin yanısıra, Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Din 92 | HDV BÜLTEN 2009
Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ve Hac Organizasyonu Sorumlusu Cevdet Keskin katıldılar. Kafile ve grup başkanlarının 2008 Yılı Hac Organizasyonunun gerek Hollanda ve gerekse Suudi Arabistan ayağıyla ilgili hazırladıkları raporlar tek tek okunarak değerlendirildi. Organizasyonun raporlara akseden olumlu ve olumsuz bütün yönleri konuşuldu. Kafile başkanlarının önerileri ve tenkitleri tartışıldı. Gelecek yıllarda uygulanabilecek öneriler tespit edildi. Hacıların genellikle memnun olmadıkları yerleşim ile ilgili problemler kafile başkanları tarafından teyid edildi. Toplantı sonunda yapılan değerlendirmede gelecek yıl yerleşim konusunda aynı olumsuzlukların yaşanmaması için Hac Dairesi Başkanlığına konunun yazılı olarak iletilmesine karar verildi.
TOPLANTILAR
2. HDV bölge toplantısı Nijmegen’de yapıldı ması arzu edilen faaliyetler ile ilgili bilgi veren Vakıf Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, cami dernek yöneticileri ile birlikte geleceğe yönelik yapmayı düşündükleri projelerden bahsetti.
H
DV 13. Yönetim Kurulunun başlattığı bölgesel toplantılardan ikincisi Nijmegen’de yapıldı. Hollanda’da 143 cami derneğinin yegane çatı kuruluşu olarak 300 binden fazla insana hitap eden bir sivil toplum kuruluşu olan Hollanda Diyanet Vakfı’nın bölge toplantısına Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman, HDV Yönetim Kurulu üyeleri ve Deventer Bölgesi derneklerinden seçilen 15 dernek yönetim kurulu başkan veya temsilcileri katıldılar. 19.12.2008 tarihinde Nijmegen HDV Eyüp Sultan Camii toplantı salonunda yapılan toplantıya Nijmegen, Eerbeek, Doesburg, Tiel, Dieren, Cuijk, Druten, Zevenaar, Terborg, Ede, Veenendaal, Doorwerth, Doetinchem, Arnhem ve Culemborg şehirlerinde bulunan HDV dernek yöneticileri katıldılar. Akşam yemeğinden sonra Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan toplantıya, Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay başkanlık yaptı. HDV Başkanı, tanışma faslından sonra bütün yöneticilere, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye vasiyetini dağıttı ve kendilerine bizzat okuyarak Edebali’nin özellikle “Ey oğul, artık ‘Bey’sin!... Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana yakışır;... İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın.” şeklindeki nasihatını bir dernek yönetim prensibi olarak hatırlattı. Kur’an ve Hadis den de alıntılarla konuşmasına devam eden Din Hizmetleri Müşaviri ve Vakıf Başkanı Doç Dr. Bülent Şenay; “Yeryüzünde Allah’a en sevimli olan yerler Allah’ın mescidleridir. O halde Allah’ın yeryüzünde en çok sevdiği bu mescidlerde gönüllü olarak görev yapan sizler de, Allah’ın sevdikleri kişilersiniz. Resulullah’ın, kızmayın, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın zorlaştırmayın emirleri, yöneticiler olarak bizlerin çalışma prensipleri ve tüzüğü olsun.” diyerek sözlerine devam etti.
Vakıf yeni Yönetim Kurulunun, toplantılarını çeşitli bölgelerde yapmasının hem yöneticilerle birebir görüşme imkanı sağlaması, hem de hizmetlerde devamlılık ve gelişme için istişareyi temin etmesinin faydalı olacağı belirtilen toplantıda, HDV’nin rutin hizmetlerinden olan hac, cenaze fonu hizmetleri, cami altyapı çalışmaları, eğitim, kültür, gençliğe ve hanımlara yönelik konuları da yapılan ve yapıl-
Bu etkinliklere örnek olarak Den Haag’da bulunan HDV Ahi Evran Camii bünyesinde Müşavirlik ve Vakıf tarafından teşvik edilerek düzenlenen “Ahi Evran anma etkinliği”ni gösterdi. Hem dini hem kültürel olarak Türk ve Müslüman tarihinin önemli değer ve kimlik unsurlarını yansıtan bu etkinlik geniş bir ilgi ve her sene yapılması konusunda hem cemaatten hem de Belediye yetkililerinden istek ve teşvik görmüştür.
Eğitim konusunda yapılacak atılımların ve geleceğe yönelik projelerin yanında, aktüel konularda da, Vakıf ve Müşavirlik tarafından yapılan ancak derneklerimizin her zaman farkında olamayabilecekleri çalışmalardan özellikle Fitne filmine ve en son provakasyon amaçlı ortaya atılan Ehsan Jami filmine karşı gösterilen sağduyu çağrısı, Hollanda’da imam eğitimi tartışmalarının bugünü ve geleceği, uluslararası ilahiyat eğitiminin önemi gibi konularda yapılan girişimlerden bahsetti. Daha sonra dernek yöneticilerimizin Vakıf hizmetleri ile ilgili sorularına cevap veren Vakıf başkanı toplantıya katılan bölge dernek yöneticilerine teşekkür ederek toplantıyı bitirdi. Dernek yöneticilerinin ayrılmasından sonra HDV Yönetim Kurulu kendi arasında toplantı yaparak gündemindeki konuları görüştü. HDV BÜLTEN 2009 | 93
HOLLANDA DİYANET VAKFI
Ramazan Ay覺 Faaliyetleri
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
T.C. Lahey Büyükelçisi HDV iftarında halkımızla buluştu Hollanda Diyanet Vakfı tarafından her yıl geleneksel hale getirilen HDV şube yöneticileri iftar programı, 13.09.2009 tarihinde Harderwijk HDV Mehmet Akif Ersoy Camii konferans salonunda yapıldı.
İ
ftara T.C. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Büyükelçilik Müsteşarı Hakan Çakıl, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, T.C. Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Fevzi Hamurcu, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ve HDV şubelerinden gerek cami yöneticisi ve gerekse kadın kolları ile gençlik kolları yöneticileri katıldılar. Geniş bir katılımın olduğu iftar programına Hollanda’ya eni atanan Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan’ın katılması, HDV şube yöneticileri tarafından heyecanla karşılandı. Şube yöneticileri Bir büyükelçi ve iki Başkonsoslola birlikte iftar etmenin ayrıcalığını yaşadıklarını ifade ettiler.
96 | HDV BÜLTEN 2009
İftar programı saat 19:30 da İstikal Marşımızın söylenmesiyle başladı. Ardından Din görevlisi Ahmet Karagöllü tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile devam etti. Cami şube başkanı Osman Avcı’nın karşılama konuşmasından sonra, Din Hizmetleri Müşaviri Doç Dr. Bülent Şenay bir takdim konuşması yaptı. Şenay konuşmasında şunları söyledi. “Değerli Dostlar, 16 milyonluk nüfusu olan, yani sadece İstanbul’umuzun gündüz nüfusu kadar nüfusu olan Hollanda’da yaşıyoruz. Çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan bir Müslüman nüfus var bunun içinde. Bu Müslümanlar, dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyonel yapılar içerisinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen camilerde sürdürmektedirler. Hollanda Diyanet Vakfı, Hollanda’da Türk toplumunun geniş kesimlerinin irade ve inisiyatifiyle, dini sosyal kültürel ihtiyaçlar gözetilerek/ Hollanda kanunları çerçevesinde kurulmuş olan ancak Türkiye’mizin “din-toplum-devlet ilişkileri tecrübesine dayalı Diyanet hizmetleri vizyonunun yurtdışında yansıyan bir hizmet çatısıdır. Hollanda Diyanet Vakfı, 142 adet tüzükle bağlı şube camileri kubbesi altında, 300 bine yakın
insanımıza bir müşavir iki ataşe ve 109 kadrolu din görevlisi rehberliğinde, din hizmeti (temel dini hizmetler, hac, kurban, cenaze, din eğitimi, dini yayınlar, konferans ve sosyo-kültürel etkinlikler) ulaştıran, 10 binden fazla çocuğumuzun din eğitimi aldığı, kadın kolları ve gençlik kollarıyla beraber, köklere bağlı ama geleceğe açık millî-manevî kimlik inşası ve muhafazasında çok önemli bir aidiyet bir varoluş merkezidir. Bu kapsamda bir sivil toplum kuruluşu olarak, Hollanda makamlarıyla gerektiğinde ilişkilerde gereken temsil görevini yerine getirirken, her topluluğun kendi kültürel değerlerine bağlılığının ve bunu sağlayacak imkanların oluşturulmasının (ki din ve dil bunların
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ başında geliyor) entegrasyon açısından problem teşkil etmediğini aksine kökleriyle barışık bireylerin kendilerine güvenlerinin yüksek olacağını o nedenle de öz değerlerine bağlı kalarak daha iyi entegre olabileceklerini de savunan bir temsil duruşu taşımaktadır. K.K.’de bir ayeti hatırlayalım. “Inna Allahe la yughayyiru ma bi qawmin hattaa yughayyiru maa bi enfusihim” – Bir topluluk kendine ait olanı kendi gayretiyle değiştirmedikçe Allah onları değiştirecek değildir” (Rad 11) Yani biz daha iyi bir gelecek için daha iyi neler yapabiliriz? İyiliği tavsiye eden yanlışlıklardan uzak duran ve tutan bir örnek topluluk olmayı nasıl becerebiliriz? Sadece haklarımıza değil görevlerimize de önem vermeliyiz. Saygı görmek istiyorsak önce kendimize ve kendi değerlerimiz saygı göstermeliyiz. İlk kuşakların bu mekanları oluşturan azmi ve iradesi bizim için örnek.. camiler yapıyor çok güzel... ancak görevimiz yeni başlıyor bu üçüncü ve dördüncü kuşağa evrilirken... eğitimli gençlik en önemli meselemiz.. kanaat ve toplum önderleri yetiştirmeliyiz. Genç kuşaklar yarının mimarları.. gençler neredesiniz?.. neredeler?... kim var dendiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ayağa kalkabilen mert ve bakışlarını ufka çevirmiş bir gençlik...
Büyüğüne saygılı küçüğüne sevgi taşıyan bir gençlik.. Öte yandan Toplumumuzun yarısı kadınlar oluşturuyor... Cami şubelerimizdeki sarma, lahmacun ve harika yemeklerle yaptığınız katkılarınıza binlerce teşekkür... ve hatta çocuklarımızın din eğitimine yardımcı hoca olarak katkınıza on binlerce teşekkür ama.. daha fazlası var.. camilerimizde ve derneklerimizde gençlerimizin manevi kimliğinin ve yüksek ahlakının inşasında sizlere çok görev düşüyor. O nedenle dernek yönetimlerimizden özellikle kadın kollarının yapılanması ve desteklenmesi konusunu özellikle rica ettim. Sizlerden din görevlilerimizin destek ve rehberli-
ğinde daha güzel hizmetler bekliyoruz. Umuyor ve güveniyorum ki bu toplum Hollanda’da ve Avrupa’da yarınlarını ince bir örgüyle inşa edecek, Avrupa yeni bir medeniyet dönemcinde Anadolu topraklarının esintisiyle yepyeni bir ufukta dirilecektir. Bize düşen ise, Ramazan’ın şu son 10 gününde Kadir gecesini aradığımız şu mübarek zaman diliminde, Mevlana’nın Mesnevisi’nde yansıyan Kur’ani ve Nebevi ahlakın katrelerinde kendimizi aramak olmalıdır.. Ancak böyle olursa... Oruçlarımız oruç, secdelerimiz secde olacaktır. Diyor ki Mevlana Celalettin Rumi 1 Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol 2 Şevkat ve merhamette güneş gibi ol 3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol 4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol 5 Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol 6 Hoşgörürlükte deniz gibi ol 7 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol Mevlana’nın bu yedi öğüdü bir anlamda orucun mahiyet ve gayesinin de özetidir. Kıvama ermek meselesi. Oruç “kemale” değil “kıvama” erme gayretidir Kadir gecesine ulaşıp Bayram erdiğinde... Oruç zamanla bir sohbettir. Oruç şükür ve teşekkür terbiyesidir, sabır ve tebessüm inceliğidir, tekellüf ve teklif ciddiyetidir, Sahur bir sefere çıkış, iftar bir vuslat, teravih bir ülfet ve huzur halidir... İlahi müjdelerin Peygamber sevgisiyle buluşup insanı insan yapacak deruni seyahatin ta kendisidir oruç ... Ramazan güz yağmuru demektir.. Tıpkı yazın tozunu pasını kirini arındıran güz
yağmurları gibi dilerim oruçlarımız da manevi muhasebemizde bir arınma vesilesi olsun, kadir gecesinin bereketinde tecelli edip mağfiret sağanağına dönüşsün, Bayramınız Bayram olsun... Dede Korkut’tan söyleyelim: Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kanatlarının uçları kırılmasın. Koşar iken ak boz atın sendelemesin. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun. Aksakallı babanın yeri cennet olsun. Hakkın yandırdığı çırağın yana dursun. Kadir Tanrı seni namerde muhtaç etmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun. Derlesin toplasın günahınızı adı güzel Muhammed’e bağışlasın hanım hey!... 1000 yıl öncesinden Dede Korkut”un bu duasına âmin diyorken bu iftar sofrasında... Değerli Dostlar, sözü uzattıysam affola derken, şunu paylaşarak sözü sahibine yani Sayın Büyükelçimize arz edeyim. Bugün bizler için ayrıca özel bir gün .. yıllardır özlemini çektiğimiz bir gün.. Heyecan ve mutluluğumuz tebessümlerimizde ve çehrelerimizde okunuyor.. T.C. Lahey Büyükelçisi Sayın Uğur Doğan Bey aramızda.. Sayın Başkonsoloslarımızla beraber Sayın Büyükelçimizi yani devlet büyüklerimizi başımızda görmek bir huzur ve güvendir. Lütfettiler saat 16 da uçaktan yeni inmiş olmalarına rağmen yorgunluklarını atmadan iftarımıza teşrif ettiler. Kendilerine Hollanda Türk toplumunun HDV camiası adına HOŞGELDİNİZ ŞEREF verdiniz diyorum.
HDV BÜLTEN 2009 | 97
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ Bundan bir kaç hafta önce Sayın Büyükelçimiz kısa bir süre ilk ziyaretinde bizlere merhaba demek istediğinde makamında sohbetinde şöyle dedi: (izninizle paylaşayım) “Benim için Hollanda’da toplumumuzla buluşmak ve onlarla birlikte çalışmak çok önemli”... bunu söyledikten sonra bir müşavir için kulağına küpe olacak şekilde saatleri ayarlama enstitüsü şairi Ahmet Hamdi Tanpınar’dan bir kuple okudu... Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; İki dünya algısının muhteşem bir ifadesi olan bu beyitte Tanpınar bir duyular aleminin bu dünyanın ve bir de ebedilik, sonsuzluk aleminin varlığına işaretle insanın bu iki zaman algısı arasında bir yerde var olma gayretine vurgu yapıyordu. Oruç da böylesine bir zaman algısının kıvamına erme gayreti. Ve ben T.C.’nin yeni Lahey Büyükelçimizden, Tanpınar’ın bu derin felsefi kuplesini işitmenin heyecanıyla “işte diyordum” ufuk göründü.. Hollanda’da güzel günler bekliyor bizi” dedim kendime....
Sayın Büyükelçim aynen dediğiniz gibi Ne içindeyiz zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpâre, geniş bir anın Parçalanmaz akışında...
98 | HDV BÜLTEN 2009
Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, daha sonra Sayın Büyükelçiyi şube yöneticilerine hitap etmek üzere kürsiye davet etti. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan yaptığı konuşmada şunları söyledi. “Bugün burada Hollanda Diyanet Vakfının düzenlemiş olduğu iftar programında sizinle birlikte bulunmaktan büyük onur duyuyorum. Bu güzel toplantıda üstelik benim eşimle birlikte Hollanda’ya ayak basar basmaz, ayağımızın tozuyla sizinle beraber olmak gerçekten bizim için anlamlı bir değer taşımaktadır. Ben burada yalnız değilim. Büyükelçiliğimiz Müsteşarı Hakan Bey, çok kıymetli Başkonsoloslar Esen hanım ve Nihat Bey, yine Din Hizmetleri Ataşelerimizle beraber sizlerle birlikte olmanın zevkini yaşıyorum. Benden önceki konuşmacı Din Hizmetleri Müşavirimiz Bülent Bey güzel bir konuşma yaptılar. Bütün hissiyatı çok güzel ifade ettiler. Size samimiyetle ifade etmek istiyorum ki, benim Hollanda’ya gelişim ve bu görevi devr alışımın bu şekilde bir olaya tesadüf etmesinden büyük haz duyuyorum. Sonuç olarak bizler sizlere hizmet için buradayız. Burada hepimiz gurbette yaşıyoruz. Ben Hollanda’ya gelirken sizlere devlet büyüklerimizin mesajını getirdim. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sa-
yın Başbakanımızın Sayın Bakanımızın ve Sayın Diyanet İşleri Başkanımızın selamını getirdim. Ben, daha önce birçok önemli görevlerde bulundum. Şimdi de Hollanda’ya Büyükelçi olarak atandım. Ramazan Ayı’nın sizlere sağlık mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum. Şunu da belirteyim ki, Büyükelçiliğimiz sizin de büyükelçiliğinizdir. Sizlere her zaman kapımız açıktır.” Büyükelçi Uğur Doğan ayrıca vatandaşlarımızla iftar vesilesiyle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek programı organize eden Hollanda Diyanet Vakfı Başkanına da teşekkür etti. Program, iftardan sonra şair Yavuz Nufel’in neyzen Kamil Şener’in üflediği ney eşliğinde yaptığı şiir sunumuyla sona erdi. Daha sonra Din Hizmetleri Müşaviri Şenay, iftara katılan kadın kolları temsilcileriyle kısa bir toplantı yaptı. Toplantıya Ede, Amsterdam Hacı Bayram Camii ve Rotterdam Kocatepe Camii kadın kolları temsilcileri katılarak çeşitli konulardaki görüşlerini Din Hizmetleri Müşavirine ilettiler.
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde iftar
R
otterdam HDV Kocatepe Camii Yönetim Kurulu Rotterdam’da oturan vatandaşların davet edildiği bir iftar programı düzenledi. Kocatepe camii konferans salonunda düzenlenen iftar programına Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ve HDV Yönetim Kurulu üyeleri de katıldılar. İftarı müteakip Din Hizmetleri Müşaviri teravih vaazında oruç, zaman bilinci, Ramazan terbiyesi ve aile konularını ele aldı. HDV BÜLTEN 2009 | 99
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Leeuwaarden Ulu Camii’nde İftar programı
M
übarek Ramazan ayı vesilesiyle 23 Ağustos 2009 Pazar günü, Friesland Eyaleti’nin Leeuwaarden şehrinde, Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği ile Hollanda Diyanet Vakfı Leeuwaarden Ulu Camii
ortaklaşa bir iftar yemeği düzenlediler. T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Başkanı Doç. Dr. Sayın Bülent Şenay’ın da katıldığı iftar yemeğinde Friesland Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri ile Hollanda’nın diğer bölgelerinde yaşayan Batı Trakya Türkleri bir araya gelme imkanı buldular. T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, iftar yemeğinin
100 | HDV BÜLTEN 2009
ardından yapmış olduğu konuşmada, Ramazan ayının anlam ve öneminden bahsetti. Ramazan ayının birlik ve beraberlikleri pekiştiren bir rahmet ve bereket ayı olduğunu belirten Şenay, Batı Trakya Türkleri ile Anadolu Türkleri’nin memleketlerinden çok uzaklarda, Hollanda’nın Leeuwaarden şehrinde bu iftar vesilesiyle bir araya gelmiş olmalarının bunun en önemli göstergesi olduğunu söyledi. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Yusuf iftar yemeğinin ardından bazı açıklamalarda bulundu. Yusuf, “Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği olarak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ve İslam aleminin mübarek ramazan ayını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dileriz.” dedi. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Derneği’nin kuruluşundan önceki yıllarda, Hollanda’daki Batı Trakya Türkleri’nin kendi çabalarıyla iftarlar ve bayramlaşmalar düzenlediklerini ve bu iftar ve bayramlaşmaların geleneksel hale geldiğini belirten Yusuf, geleneksel hale gelmiş olan bu organizasyonların bu sene Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenleneceği-
ni söyledi. Bu yıl Hollanda’da Batı Trakya Türkleri’nin yaşadıkları dört farklı bölgede iftar organizasyonları planladıklarını söyleyen Yusuf, “Friesland Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri’nin yoğun ilgi gösterdikleri, Hollanda Diyanet Vakfı Leeuwaarden ulu Camii ile ortaklaşa düzenlediğimiz ve T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve (HDV) Başka-
nı Sayın Bülent Şenay hocamızın katılımlarıyla bizleri onurlandırdıkları, bu seneki ilk iftar organizasyonumuzu bu akşam gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği, Batı Trakya’dan kilometrelerce uzakta, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın kültürünü yaşamaya, yaşatmaya ve tanıtmaya devam ediyor.” dedi.
HDV BÜLTEN 2009 | 101
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar
B
ergen op Zoom şehrinde bulunan HDV Ulu camiinde Hollandalı misafirlerin de katıldığı bir iftar programı organize edildi. İftara Bergen op Zoom şehrinde yaşayan vatandaşlarımızın yanısıra çok sayıda Hollandalı ile beraber, Bergen op Zoom Belediye Başkan Yardımcısı da katıldı. Yeni yapılan Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii konferans salonunda yapılan iftar programına Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da katılarak bir konuşma yaptı. Türkçe hitabından sonra, Hollandalı misafirler için İngilizce olarak konuşan Şenay, Ramazanın mana ve öneminden bahsetti. Şenay ayrıca konuşmasında camilerin birlik ve beraberliği sağlayan mekanlar olduğunu, Lalenin islami sembolizmde birliği temsil ettiğini ve bu iftarın müslüman Türk topluluğunun Hollanda toplumunda kendi kimlik ve değerleriyle birlikte entegre olduğunun bir göstergesi olduğunu ifade ederek, iftara katılan Belediye Başkan Yardımcısına bir de lale şeklinde yapılmış rozet taktı. İftardan sonra Hollandalı misafirlerle birlikte cami gezilerek misafirlere islam dini ve cami ile ilgili bilgiler verildi. 102 | HDV BÜLTEN 2009
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Ramazan Ayı dolayısıyla Türkiye’den irşat ekibi geldi
R
amazan ayının girmesiyle birlikte, Din Hizmetleri Müşavirliği rehberliğinde, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşeliği ile Deventer Din Hizmetleri Ateşelikleri bölgelerinde faaliyet gösteren HDV camilerinde çeşitli hazırlıklar yapılmaya başlandı. Din görevlileri Türkiye’ye dönen 23 cami, acaba Ramazan ayında yeni görevlilerine kavuşabilecek miydi? Din Hizmetleri Müşavirliğinin aldığı tedbirler sayesinde bu endişeler kısa sürede gideril-
di ve Ramazandan birkaç gün önce bu camilerin görevlileri vizelerini alarak Hollanda’ya geldiler. Böylece Ramazanda Hollanda’da 20 din görevlisi yeni görevine başladı. Buna ek olarak bazı camilerimizin Ramazanda erkek ve bayan olmak üzere din görevlisi talepleri, yine Müşavirlik tarafından Diyanet İşleri Başkanlı-
ğına iletildi. Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından dokuz din görevlisi Hollanda’ya gönderildi. Bu görevlilerden beşi din görevlisi bulunmayan camilerde görevlendirilirken, iki erkek ve iki bayandan oluşan Ramazan irşat ekibi de Ramazan Ayı boyunca Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerimizde irşat faaliyetlerinde bulundular.
Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nden üniversiteli ögrencilere iftar
D
elft HDV Sultan Ahmet Camii Yönetim Kurulu ve cemaati, geçen yıllarda düzenlenen ve büyük ilgi gören üniversiteli öğrenciler için iftar programını bu yıl da gerçekleştirdi. Delft’de bulunan TU (Teknik üniversite) de eğitimlerini sürdüren üniversite öğrencileri için düzenlenen bu iftar programıyla ilgili olarak din görevlisi Mahmut Arcaklıoğlı, 2007 yılı Ramazan ayında planlı bir şekilde başlanılan bu örnek iftar davetlerine katılımın bu yıl daha da fazla olmasının kendilerini ve cemaati son dere-
ce memnun ettiğini belirtti. Din görevlisi, islam ülkelerinden gelen üniversiteli gençlerle iftar etmenin kendilerine mutluluk verdiğini ifade etti. Üniversite öğrencileri için bu yıl düzenlenen iftara yüz öğrenci katıldı. Arcaklıoğlu ayrıca, 2008 yılında Din Hizmetleri Müşaviri Doc. Dr. Bülent Şenay hocamız, bu yıl ise, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu hocamız bu programa katılarak öğrencilerle ve camaatle buluştuklarını belirtti.
HDV BÜLTEN 2009 | 103
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii’nde iftar
H
ollanda Diyanet Vakfı Başkanı, Yönetim Kurulu üyeleri ve HDV çalışanları, Heerhogowaard HDV Mimar Sinan Camiinde düzenlenen bir iftar programına katıldılar. Cami Başkanı ve HDV Yönetim Kurulu Muhasibi Rahim Usan’ın daveti üzerine gerçekleşen iftar programında,
104 | HDV BÜLTEN 2009
tamiratı yeni tamamlanan cami ve müştemilatı gezildi. Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Yönetim Kurulu Başkanı Doç Dr. Bülent Şenay, yeni inşaatı tamamlanan cami hakkında bilgi aldı. Yapılan iftarın ardından kılınan teravih namazından sonra cemaate hitap eden Din Hizmetleri Müşaviri, teravih namazında okunan
ayetlerin mealini vererek bu ayetlerin namaz esnasında kendisinde meydana getirdiği manevi ufuk turundan kesitler aktardı. Din Hizmetleri Müşaviri konuşmasının ardından HDV Mimar Sinan Camii Kadınlar kolu temsilcileriyle de bir görüşme yaparak çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Harderwijk HDV Mehmet Akif Camii
Haaksbergen HDV ErtuÄ&#x;rul Gazi Camii
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Kilisede düzenlenen iftara büyük ilgi
Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Tiel Ahmet Yesevi Camii ile Tiel Kiliseler Birliği, Sint Maartenskerk Kilisesi’nde ortak iftar verdiler.
İ
ftar programına Tiel Belediye Başkanı Steven de Vreeze, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı, Doç. Dr. Bülent Şenay, Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman, Gelderland eyaleti meclis üyesi Ünal Sözen, Culemborg belediye meclis üyesi Adnan Şahin, Tiel Papazlar Danışma Kurulu Başkanı Jaap Huttenga’nın yanısıra çok sayıda Hollandalı ve Türk katıldı.
Ahmet Yesevi Camii din görevlisi Ünal Yıldız’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim’in Hollandaca tercemesinden sonra açılış konuşması yapan camii başkanı Fethi Canbay, farklı din ve kültürlere mensup insanların bir ara106 | HDV BÜLTEN 2009
da olmasının sevindirici olduğunu söyledi. Kiliseler Birliği ile ortaklaşa düzenledikleri bu iftar vesilesiyle farklı kesimler arasında bir köprü kurmak istediklerini belirten Canbay, benzer programlara devam edecekleri mesajını verdi. Programda daha sonra bir konuşma yapan Tiel Belediye Başkanı Steven de Vreeze ise, Kilise’de yapılan bu iftarın sosyal ve kültürel anlamda insanları birbirine yakınlaştırmasını arzuladıklarını söyledi. Belediye Başkanı daha sonra şöyle konuştu: “Öncelikle bu akşamı düzenlemede emeği geçenlere çok teşekkür etmek istiyorum. Kilisede iftar yapılması ve burada bir imam bulunması çok alışık olduğumuz bir şey değil. Sosyal-kültürel alanda birbirimizi daha iyi tanımalıyız. Bu iftar yemeğinin sürekli devam etmesini temenni ediyorum.” İslam dininin temelinin hoşgörüye dayandığını, kilisede yapılan iftarın da bunun bir örneği olduğunu belirten Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve
Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ise konuşmasında “Ramazan ayında iftarın böyle anlamlı bir mekanda olması ve Türk toplumunun kendi dinini ve kültürünü temsil ederek burada bulunması kayda değerdir. Kilisede yapılan bu iftar iki şey gösteriyor: Birincisi, bu iftara gelen Türk toplumu Hollanda sosyal yapısını çok iyi anlamış durumdadır. İkincisi ise kilisede iftar İslam’ın hoşgörüsünün örneğidir. Belediye başkanı, meclis üyeleri ve Hollanda’lıların büyük katılımla bu iftarda bulunması, aynı zamanda toplumun büyük kesiminin son dönemlerde artan ırkçılık söylemlerine karşı olduğunu da gösteriyor. Ramazan’ın bereketi bu şekilde devam ederek sosyal algıya dönüşürse ırkçılığı azaltacağını düşünüyorum’’ dedi.
RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ
Kiliseler Birliği Başkanı Jaap Huttenga ise; “Raad van Kerken adına sizlere hoş geldiniz diyebildiğim için mutluyum. Tiel’de kiliseler ve camiiler arasındaki ilişkilerin gittikçe ilerlediğini görmek bizi mutlu ediyor. Umudumuz bu ilişkilerin daha fazla ilerlemesi ve Tiel’de farklı dinlere mensup olan insanların bir araya gelebileceği platformların oluşmasıdır. Aynı anda hem ev sahibi hem misafir olmak ayrıcalıklı bir şey. Özellikle ev sahibi olmak güzel, çünkü bu kilise Tiel’deki en büyük (Protestant Kilisesi) kilise. Sizleri bu güzel mekanda ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi. Tiel Belediye Başkanı Steven de Vreeze de konuşmasında; “Böyle bir akşam düzenleme inisiyatifinde bulunan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Haftalardır süren çalışmalarla, özellikle dün ve bugün bu mekanı bu şekilde düzenleyen herkesin eline, emeğine sağlık. Böyle genel bir teşekkürün yanında tabi ki biraz da özel bir teşekkür gerekiyor. Bu teşekkürü başta Ahmet Yesevi Camii Yönetimi ve din görevlisine Raad van Kerken yönetimine, daha sonra burada böyle bir akşam düzenlememiz gerekir düşüncesiyle hareket eden bütün sorumlulara yöneltiyorum. Burada böyle bir akşam düzenlenmesi alışılagelmiş bir şey değil. Kiliseye ilk kez gelenler için alışkanlık dışı bir olay. Güzel olan, “oruç”dan hem Kuran-ı Kerim’de hem İncil’de aynı sözlerle ve aynı niyetle bahsedilmesidir” dedi. Konuşmaların ardından yapılan yapılan iftar ile program sona erdi. HDV BÜLTEN 2009 | 107
HOLLANDA DİYANET VAKFI
DiÄ&#x;er Faaliyetler
DİĞER FAALİYETLER
T.C. Deventer Başkonsolosluğu Ataşelik Futbol Turnuvası Enschede’de yapıldı
T
.C. Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği tarafından her yıl geleneksel olarak organize edilen 19 yaş altı, Ataşelik Futbol Turnuvası Enschede’de yapıldı. Turnuvaya T.C. Deventer Başkonsolosluğu çalışma bölgesinde faaliyet gösteren camilerin gençlik kollarının futbol takımları katıldı.
Bu yıl Enschede şehrinde yapılan Ataşelik Futbol Turnuvasına 25 takım katıldı. Turnuvanın açılışı, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafından yapıldı. Turnuvanın ev sahipliğini yapan Enschede şehrindeki Türk Futbol Dernegi (Turkse Futbol Vereniging) Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Akyar; “Hollanda’da uzun yıllardır tecrübeli bir kulüp olarak bu ve benzeri çeşitli organizelere 110 | HDV BÜLTEN 2009
rupları arasında biraraya getirerek onları kaynaştırma, birleştirme ve eğlendirmektir. Her takımın başında camii yönetimi ve din görevlileri bulunan böyle bir ortamda; sevgi ve saygı çerçevesi içerisinde, Hollanda gibi bir ülkede bir araya gelerek kaynaşıp eğlenmekten başka bir amaç zaten düşünülemez. Her ne kadar görevimiz dinle alakalı gözükse de dinimizde Peygamber’in (s.a.s) sünnetine bakarsak konunun önemi daha da iyi idrak edilir. Bu gün burada bayrağımızın dalgalanması, bu güne Hollanda’lıların da iştirak etmesi, takımlar arasında Hollandalı gençlerin bulunması ise hoşgörü ve entegrasyon adına önemli bir katkı sağlıyor” şeklinde konuştu. imza atıyoruz. Hedefimiz futbolda gelecekleri olan çocuklarımızı kendi kültür ve ananesini de koruyarak ellerinden tutup geleceğe taşımaktır” şeklinde konuştu. Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker ise; “Amacımız Deventer Bölgesi’nde bulunan camilerimizin gençlerini kendi yaş gu-
Turnuvada ilk üç sırayı Almelo Yunus Emre, Enschede Selimiye ve Nijmegen Eyüp Sultan camii gençlik kolları futbol takımları aldılar. Dereceye giren takımlara Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafından kupaları verildi. Ayrıca Karadeniz halkoyunları ekibi de turnuvada gösterilerde bulundu.
DİĞER FAALİYETLER
Ataşelik Kupası sahibini buldu
H
er yıl geleneksel olarak T.C. Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği Kupası, bu yıl HDV Zwolle Ulu Camii tarafından organize edildi. Organizeye, Deventer Başkonsolosluğu çalışma bölgesinde faaliyet gösteren, Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerin gençlik kollarından 19 yaş üzerindeki gençlerin oluşturduğu futbol takımları katıldı. 32 futbol takımının katıldığı Din Hizmetleri Ataşelik Kupası’nda dostluk ve kaynaşma içerisinde, kıyasıya mücadele vardı.
Ateşelik Kupası futbol turnuvasına, İstiklal Marşının okunmasıyla başlandı. Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafından açılış konuşması yapıldı. Din Hizmetleri Ataşesi yaptığı açılış konuşmasında gençliğe verdikleri önemden bahisle turnuvanın gençler arasında kaynaşma ve kardeşliğe katkıda bulunmasını temenni ederek başarılar diledi. Takımlar arasındaki kupa mücadelesinde ilk üç sırayı Appingedam, Lelystad ve Kampen şehrinden katılan futbol takımları aldılar. Birinciliği alan Appingedam futbol takımına ve dereceye giren diğer takımlara kupaları Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafından verildi. Hakemlerin puanlama sistemine göre centilmenlik kupasını ise, ev sahibi Zwolle Ulu Camii’nin ikinci takımı kazandı. HDV BÜLTEN 2009 | 111
DİĞER FAALİYETLER
Hollanda Diyanet Vakfı Kupası sahibini buldu
H
ollanda genelinde HDV’ye (Hollanda Diyanet Vakfı) bağlı camilerin Gençlik kolları futbol takımları arasında her yıl düzenlenen ve geleneksel hale getirilen ‘Diyanet Kupası’ finalleri, 12 takımın katılımıyla RVV Kocatepespor kulübü tesislerinde 07.06.2009 tarihinde gerçekleştirildi. Daha önce toplam 96 takımın katıldığı ve dört bölgede düzenlenen ön elemelerde, ilk üç sırayı alan 12 takımın yanı sıra geçen yılın şampiyonu Appingedam Orhan Gazi Camii futbol takımı, Vakıf kupası final turnuvasında birinci olmak için kıyasıya mücadele ettiler. Turnuvaya katılan HDV Camileri ve Gençlik kolları: 1. Walwijk A.Geylani Camii, 2. Veghel Selimiye Camii, 3. Oudenbosch Barbaros Camii, 4. Hilversum Mevlana Camii, 5. Beverwijk Akşemsettin Camii, 6. Alphen a/d Rijn Hacı Bayram Camii, 7. Den Haag Ahi Evran Camii, 8. Den Haag Ahi Evran Gençlik Kolu, 9. Osterhout Ahmet Yesevi Camii, 10. Appingedam Orhan Gazi Camii, 11. Harderwijk Mehmet Akif Camii, 12. Leystad Osmanlı Camii gençlik kolu futbol takımları olmak üzere, altışarlı iki grupta yapılan müsabakalar sonucunda gruplarında birinci ve ikinci olan dört takım yarı final oynamaya hak kazandılar. 112 | HDV BÜLTEN 2009
Yarı final maçları sonucunda Veghel Selimiye, Den Haag Ahi Evran, Appingedam Orhan Gazi Camii ve Waalwijk A. Geylani Camii yarı finale yükseldi. Yarı final maçlarında, Den Haag Ahi Evran Camii’ni 1-0 yenen Veghel Selimiye Cami finale adını yazdıran ilk takım oldu. Normal süresi 0-0 biten diğer yarı final maçında ise Appingedam Orhan Gazi Cami, penaltı atışlarında Waalwijk A. Geylani Camii’ni 4-3 eleyerek finale yükseldi. Final karşılaşmasından önce üçüncüyü belirlemek için Waalwijk A. Geylani Camii ile Den Haag Ahi Evran Camii penaltı atışı yaptılar. Penaltı atışları sonucu Den Haag Ahi Evran Camii rakibini 5–4 yenerek üçüncü oldu.
DİĞER FAALİYETLER Çekişmeli bir maça sahne olan final müsabakasında, hem Veghel Selimiye Camii hem de Appingedam Orhan Gazi Cami yakalamış oldukları pozisyonları değerlendiremeyince, kupa sahibi penaltı atışları sonucunda belli oldu. Penaltı atışları sonucunda rakibine 4-3 üstünlük sağlayan Veghel Selimiye Camii, Vakıf Kupası finallerinde şampiyon olurken, kupalarını T.C. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu’nun elinden aldılar.
İkincilik kupası, HDV yönetim kurulu üyesi ve Mevlana Camii Başkanı Abdurrahman Aydeğer; Ücüncülük kupasını ise, Rotterdam Belediyesi Spor Müdürü Jurn van Veen tarafından Appingedam Orhan Gazi ve Den Haag Ahi Evran Camii oyuncularına verildi. Turnuvanın en centilmen takımı seçilen Waalwijk A. Geylani Camii takımı ise kupasını, Rotterdam Kocatepe Futbol kulübü başkanı Turan Atmaca’dan aldı.
Kudüs Özbek Nakşi lideri HDV’yi ziyaret etti
K
udüs’de bulunan Özbeklilerin dini lideri Seyh Abdul Aziz Buhari Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay’ı HDV genel merkezinde ziyarat etti. Özbek dini lider, Kudüsteki durum hakkında bilgi verirken HDV’nin çalışmaları hakkında da bilgi aldı. HDV BÜLTEN 2009 | 113
DİĞER FAALİYETLER
Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru sergisi ve sertifika töreni
H
ollanda Diyanet Vakfına bağlı Deventer Merkez ve Apeldoorn Eyüp Sultan camiilerinde Dr. Mehmet Refii Kileci’ nin verdigi ebru kurslarında geleneksel Türk Ebru sanatını öğrenen 27 öğrenci sertifikalarını aldı. Öğrencilerin sertifikaları, geniş bir davetli grubunun huzurunda HDV Merkez Camii konferans salonunda yapılan bir törenle kendilerine verildi. Törene Deventer Belediye Başkanı, Deventer Başonsolosunu temsilen ikinci konsolos Melek Derviş ve Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman katıldı. Deventerlilerin de büyük bir ilgi gösterdiği törende, öğrenciler ebru yaptılar ve daha önce yaptıkları ebruları sergilediler. Dr.Kileci törende yaptığı konuşmada şunları söyledi. “Ebru ve hat sanatı kurslarına çok büyük ilgi var, bu kursumuza 4 Hollandalı hanımefendi de katıldı. Öğrencilerimiz haftada üç saat ders alarak üç ayda Ebru sanatının temelini öğreniyorlar. Daha 114 | HDV BÜLTEN 2009
sonra kendilerini geliştiriyorlar ve bu sanatın Avrupa’daki temsilcileri olmaya aday oluyorlar. Şu anda, Zaandam, Rotterdam ve Arnhem de Ebru kurslarımız devam ediyor. İnşaallah sonbaharda başta Rotterdam, Amsterdam ve Tilburg olmak üzere bir çok şehirde yeni kurslarımız başlayacak .” Geniş bilgi için: www.kileci.net, info@kileci.net
DİĞER FAALİYETLER
HDV Multifestijn Kültür Fuarına katıldı Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu 2009 yılında Hollanda’nın Utrecht şehrinde yapılan “Multifestijn Kültür Fuarına” ana sponsor olarak katılma kararı verdi. Hollanda’nın Utrecht şehrinde 7-10 Mayıs 2009 tarihleri arasında organize edilen Multifestijn Kültür Fuarının açılışı 7 Mayıs 2009 tarihinde yapıldı.
F
uar açılışında bir konuşma yapan Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşmasında; Bu tür etkinliklerin hem müslümanlar arasında birlik ve beraberliği pekiştirici hem de Hollanda’lılara islamın yaşayan kültürel yönünü yansıtıcı bir rol oynadığını belirtti.
Hollanda İslam Merkezi Vakfı öncülüğünde son üç yıldır organize edilmekte olan fuar, Türk ve Hollandalılar tarafından ziyaret edilmektedir. Dört gün süren fuarda hemen hemen her çeşit ürüne rastlamak mümkün. Ürün satışları 250 stantta ziyaretçilere sunulmakta, ayrıca, mehteran, karagöz ve Hacivat, Temel ile Dursun gösterileri gibi kültürel temalara da yer verilmektedir. Fuara bilet alarak giren ziyaretçilere bilet numaralarına göre çekiliş yapılarak ve ana sponsorlar tarafından çekilişte ismi çıkanlara çeşitli hediyeler verildi. Hollanda Diyanet Vakfı olarak çekilişte ismi çıkan altı ziyaretçiye Diyanet yayınlarından oluşan kıymetli birer kitap seti hediye edildi.
Gecen yıl Rotterdam’da yapılan Fuar yaklaşık 80 bin kişi tarafından ziyaret edilmişti. Bu yıl Hollanda Diyanet Vakfının da ana sponsor olarak katılmasıyla Utrecht’de 20 dönüm bir alanda kurulan Fuar dört gün sürmüş ve yaklaşık yüzyirmibin civarında ziyaretci tarafından gezilmiştir. Fuarda yine ayrıca Hollanda Diyanet Vakfı tarafından bir stant açılmış ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları bu stantta satışa sunulmuştur.
HDV BÜLTEN 2009 | 115
DİĞER FAALİYETLER
Rotterdam HDV Anadolu Camii, polis şeflerini ve vatandaşları iftarda bir araya getirdi
R
otterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu “Sevginin barışın ve kardeşliğin gerçekleşebilmesi için sıkıntıların aşılabilmesi için birbirimiz daha iyi tanımaya ihtiyacımız var. Ramazan bunun için bir fırsattır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl ki Ramazan’daki ana tema “Paylaşmak” konusu idi. Ramazan pek çok paylaştırdığımızı gösteriyor. Paylaşıyoruz aslında bunun bilincine varıyoruz.”
Hollanda Diyanet Vakfı Rotterdam Anadolu Camii, polis şeflerine iftar verdi. Hollanda’nın Rotterdam kentinde faaliyet gösteren Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Anadolu Camii’nin iftarına Hollandalı ve Türklerden oluşan yaklaşık 200 kişi katıldı. Anadolu Camii’nin Rotterdam’da ki iftarına katılan yerli ve yabancı kişiler arasında karşılıklı iyi bir diyalog oluştu. Dernek Başkanı Fehmi Karaaslan, Hollanda da Ramazan İftar etkinliklerinin bir gelenek haline geldiğini söyledi. Karaaslan “Hollandalılar da bu kültürümüzü kabullendiler. Artık bu günler sayesinde çok iyi bir diyalog kuruldu. İnsanlar bu yemek ortamında tanışma ve birbirlerini tanıma fırsat buldular. Kalıcı dostlukların ilk adımları atılmış oldu. Özellikle Rotterdam Polis teşkilatından şefler, polis memurları, belediye memurları iftara katıldılar. Bunun yanı sıra iftara Rotterdam 116 | HDV BÜLTEN 2009
ve çevre şehirlerden insanlarımız büyük ilgi gösterdiler. 1981 yılında hizmete giren camiizde 1500 kişi aynı anda ibadet ediyor. Bu iftar geleneğimiz hiç aksamadan devam ediyor.” Hollandalıların bu iftarımızda burada olması son derece önemli Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu “Hep birlikte Hollandalı dostlarımız ve polis şefleri ile iftarımızı yaptık. Hollandalıların bu iftarımızda burada olması hem onlar açısından hem bizim açımızdan son derece önemli idi. Özellikle gittikçe küçülen, adeta global bir köy haline gelen bir dünyada yaşayan insanlar olarak birbirimizi daha iyi tanımanın önemine işaret ettim.
Sevginin, barışın ve kardeşliğin gerçekleşebilmesi için sıkıntıların aşılabilmesi için birbirimizi daha iyi tanımaya ihtiyacımız var. Ramazan bunun için bir fırsattır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl ki Ramazan’da ana tema “Paylaşmak” olarak tespit edildi. Ramazanda pek çok şeyi paylaştırdığımızı gösteriyoruz. Yemeğimizi, suyumuzu paylaşıyoruz. Sevgimizi paylaşıyoruz. Sevgimizi arttırmak için. Acılarımızı
paylaşıyoruz. Acılarımızı dindirmek için. Böylesine bir paylaşma mevsimi devam ediyor. Bu huzur ortamı bütün camiilermizde devam ediyor. Bayrama da bu coşku ile ulaşırız. Bunu temenni ediyoruz.” şeklinde konuştu.
İftar sonrasında Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu Hollanda Rottrerdam polis şeflerine ve belediye yetkililerine Anadolu Camii’ni gezdirdi. Camii ve namaz hakkında kendilerine bilgiler verdi. İftara katılan polis şefleri kendilerine gösterilen ilgiden oldukça memnun olduklarını söyleyerek ayrıldılar.
DİĞER FAALİYETLER
Camiler ve Din görevlileri haftası kutlandı 1-7 Ekim Camiler ve Din görevlileri Haftası münasebetiyle Hollanda Diyanet Vakfı Gültepe Camii tarafından 4 Ekim 2009 Pazar günü saat 12:0014.00 arası HDV Rotterdam Eğitim Merkezi konferans salonunda bir program düzenlendi.
P
rogram saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı. Ardından emekli din görevlisi Abdullah İnce tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. Kur’an- ı Kerim’den sonra Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebetiyle Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlatılan kısa film gösterildi. Daha sonra Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu bir konuşma yaptı. Dr. Fevzi Hamurcu konuşmasına Hz. Peygamber (sav)in hicret yolculuğu esnasında daha yolda iken Kuba Mescidini inşa ettirdiğini ve Medine’ye ayak basar basmaz da Mescid-i Nebevî’nin inşasına başladığını hatırlatarak başladı. Mescid-i Nebevî’nin fiziken bugünkü camilerden çok küçük olduğunu ama çok büyük fonksiyonlar icra ettiğini anlattı. Konuşmasının devamında genel olarak camilerin öneminden ve özelde de Avrupa’da halkımızın açtığı camilerin öneminden bahsetti. Dinleyicilere artık Avrupa’da misafir olmadığımızı, bu sebeple kalıcı işler yapmamız gerektiğini, bunun da camiler gibi kurumlar sayesinde mümkün olabileceğini ifade etti. Yine cami kadar din görevlisinin de önemli oldu-
ğunu hatırlattı ve yurtdışında din görevlilerimizin vatandaşlarımız için her açıdan bir güven vesilesi olduğunu bu yüzden de camiye gelmeyen vatandaşlarımızın bile mutlaka caminin açık ve görevlinin mevcut olmasını arzuladıklarını ifade etti. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu’nun ardından HDV Gültepe Camii din görevlisi Yusuf Kabakçı da, cami ve din görevlisinin öneminden bahsettiği bir konuşma yaptı. Kabakçı konuşmasında, camilerin İslam’ın şiarından olduğunu ve Kâbe’nin birer şubesi olduklarını belirtti. Yine caminin Türk-İslam mimarisinin en belirgin özelliği olduğunu ve camilerin şehirlerin kalbi olduklarını, bu sebeple Müslüman şehirle-
rinde her yolun camiye çıktığını ifade etti. Din görevlilerinin ise mihrapta Peygamber Efendimiz’i (sav) temsil ettiklerini bu nedenle çok şerefli bir görev icra ettiklerini, imam-hatiplerin sadece din görevlisi değil aynı zamanda bir din gönüllüsü olduklarını söyledi. Yine din görevlilerinin doğumdan ölüme kadar insan hayatının her safhasında bir şekilde etkilerinin olduğunu ve bu görevin değeri kadar da sorumluluğunun olduğundan bahsetti. Konuşmaların ardından Gültepe Camii ve bütün camilere emeği geçenlere dua edilerek program tamamlandı. Programdan sonra Gültepe Camii Dernek yönetimi tarafından katılanlara yiyecek ikram edildi.
HDV BÜLTEN 2009 | 117
DİĞER FAALİYETLER
HDV Eğitim Merkezinde yaz Kur’an kursu
H
ollanda Diyanet Vakfına bağlı Rotterdam Eğitim merkezinde yaz tatili döneminde Kur’an’ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından Türkiye’den gönderilen dört Kur’an Kursu öğreticisi tarafından verilen kursa, bu yıl Hollanda genelinden 140 öğrenci katıldı. Okul tatilinde izne gitmeyen öğrencilerin katıldığı bu kurs, Hollanda’nın okul tatillerinin denk geldiği altı hafta boyunca sürdü. Kurs’da Kur’an-ı Kerim ve Dini bilgilerin yanısıra haftada 4 saat olmak üzere Türkçe dersleri de verildi. Öğrenciler ayrı ayrı sınıflarda ve okul düzeninde bu kursta ders gördüler. Kurs bitiminde ise velilerin de katıldığı bir veda programı düzenlenerek öğrencilerin kurs boyunca öğrendikleri dua, kısa surelerden örnekler sundular.
Rotterdam HDV Eğitim merkezinde her yıl yaz dönemlerinde ilan edilen bu kurs için Türkiye’den görevli getirtilmekte ve yatılı Kur’an kursu statüsünde hizmet verilmektedir. Kurs ile ilgili duyurular yine her yıl Temmuz ayında bütün HDV camilerine gönderilmektedir. 118 | HDV BÜLTEN 2009
Amsterdam HDV Fatih Camii
Cuijk HDV Ahmet Yesevi Camii
HDV’YE BAĞLI CAMİLER Sıra
Adı
Sehir
47
HDV AYASOFYA
EERBEEK
1
HDV FATİH
AALTEN
48
HDV FATİH
EINDHOVEN
2
HDV YUNUS EMRE
ALBLASSERDAM
49
HDV YILDIRIM BEYAZIT
EMMEN
3
HDV HACI BAYRAM
ALKMAAR
50
HDV ALAATTİN
ENKHUIZEN
4
HDV YUNUS EMRE
ALMELO
51
HDV ANADOLU
ENSCHEDE
5
HDV SULTAN AHMET
ALMERE
52
HDV SELİMİYE
ENSCHEDE
6
HDV HACI BAYRAM
ALPHEN A/D RIJN
53
HDV HZ.ÖMER
EPE
7
HDV MEVLANA
AMERSFOORT
54
HDV BİLAL-İ HABEŞİ
ETTEN-LEUR
8
HDV EMİR SULTAN
AMSTERDAM
55
HDV İHLAS
GELEEN
9
HDV EYÜP SULTAN
AMSTERDAM
56
HDV İBNİ SINA
GOOR
10
HDV FATİH
AMSTERDAM
57
HDV SÜLEYMAN CELEBİ
GORINCHEM
11
HDV HACI BAYRAM
AMSTERDAM
58
HDV MEVLANA
GOUDA
12
HDV EYÜP SULTAN
APELDOORN
59
HDV EYUP SULTAN
GRONINGEN
13
HDV ORHAN GAZİ
APPINGEDAM
60
HDV ERTUGRUL GAZİ
HAAKSBERGEN
14
HDV TURKİYEM
ARNHEM
61
HDV SELİMİYE
HAARLEM
15
HDV MEVLANA
ASSEN
62
HDV MEHMET AKIF
HARDERWIJK
16
HDV ULU
AXEL
63
HDV SEFAAT
HEERENVEEN
17
HDV ULU
BARNEVELD
64
HDV MİMAR SİNAN
HEERHUGOWAARD
18
HDV ULU
BERGEN OP ZOOM
65
HDV KUBA
HEERLEN
19
HDV MESCİDİ KUBA
BEST
66
HDV EYÜP SULTAN
HELLEVOETSLUIS
20
HDV AKSEMSETTİN
BEVERWIJK
67
HDV FATİH
HELMOND
21
HDV MİMAR SİNAN
BIDDINGHUIZEN
68
HDV MEVLANA
HILVERSUM
22
HDV MEVLANA
BOXTEL
69
HDV HİCRET
HOOGEVEEN
23
HDV YENİ BREDA
BREDA
70
HDV ORHAN GAZİ
HOOGEZAND
24
HDV HACI BAYRAM
BUNSCHOTEN
71
HDV MERKEZ
HOOGVLIET
25
HDV YUNUS EMRE
BUSSUM
72
HDV ABDULKADİR GEYLANİ
HOORN
26
HDV AHMET YESEVİ
CUIJK
73
HDV SELİMİYE
HUIZEN
27
HDV IMAMI-AZAM
CULEMBORG
74
HDV KUBA
IJMUIDEN
28
HDV SULTAN AHMET
DELFT
75
HDV NEBİ
KAMPEN
29
HDV YUNUS EMRE
DELFZIJL
76
HDV ANADOLU
KROMMENIE
30
HDV ORHAN GAZİ
DEN BOSCH
77
HDV ANADOLU
LEERDAM
31
HDV AHI EVRAN
DEN HAAG
78
HDV ULU
LEEUWARDEN
32
HDV MESCID-I AKSA
DEN HAAG
79
HDV MİMAR SİNAN
LEIDEN
33
HDV MESCİD-İ KUBA
DEN HAAG
80
HDV OSMANLI
LELYSTAD
34
HDV AYASOFYA
DEN HELDER
81
HDV SELİMİYE
LOCHEM
35
HDV MERKEZ
DEVENTER
82
HDV YENİ
MAASSLUIS
36
HDV SELİMİYE
DIEREN
83
HDV TEVHIT
MAASTRICHT
37
HDV ANADOLU
DOESBURG
84
HDV FATİH
MEDEMBLIK
38
HDV MERKEZ
DOETINCHEM
85
HDV YILDIRIM BEYAZIT
MIDDELBURG
39
HDV ISRA
DONGEN
86
HDV YUNUS EMRE
NIJKERK
40
HDV SELİMİYE
DOORWERTH
87
HDV EYUP SULTAN
NIJMEGEN
41
HDV MEVLANA
DORDRECHT
88
HDV FATİH
OLDENZAAL
42
HDV HACI BAYRAM
DRIEBERGEN
89
HDV AHMET YESEVİ
OOSTERHOUT
43
HDV FATİH
DRONTEN
90
HDV ULU
OSS
44
HDV HACI BAYRAM
DRUNEN
91
HDV BARBAROS
OUDENBOSCH
45
HDV YESIL
DRUTEN
92
HDV YUNUS EMRE
OUDHEUSDEN
46
HDV ULU
EDE
93
HDV ANADOLU
PANNINGEN
120 | HDV BÜLTEN 2009
HDV’YE BAĞLI CAMİLER 94
HDV MEDİNE
RAALTE
119
HDV SÜLEYMANİYE CAMİİ
ULFT
95
HDV İMAM-I AZAM
RIJEN
120
HDV EYÜP SULTAN
UTRECHT
96
HDV TÜRK
RIJSSEN
121
HDV ULU
UTRECHT
97
HDV SÜLEYMANİYE
RILLAND
122
HDV SULTAN AHMET
VAASSEN
98
HDV FATİH
ROERMOND
123
HDV OSMAN GAZİ
VEENDAM
99
HDV YEŞİL
ROOSENDAAL
124
HDV İHLAS
VEENENDAAL
100
HDV ANADOLU
ROTTERDAM
125
HDV SELİMİYE
VEGHEL
101
HDV GÜLTEPE
ROTTERDAM
126
HDV TEVHİT
VENLO
102
HDV KOCATEPE
ROTTERDAM
127
HDV HACI BAYRAM
VENRAY
103
HDV LALELİ
ROTTERDAM
128
HDV EYÜP SULTAN
VLAARDINGEN
104
HDV MEVLANA
ROTTERDAM
129
HDV ULU
ROTTERDAM
HDV ABDULKADİR GEYLANİ
WAALWIJK
105 106
HDV SÜLEYMANIYE
ROZENBURG
130
HDV ANADOLU
WADDINXVEEN
107
HDV MURADIYE
SCHIEDAM
131
HDV OSMAN GAZİ
WEERT
108
HDV ULU
SLIEDRECHT
132
HDV MİMAR SİNAN
WEESP
109
HDV AYASOFYA
SNEEK
133
HDV MESCİD-İ AKSA
WINTERSWIJK
110
HDV FATİH
SOEST
134
HDV SULTAN AHMET
ZAANDAM
111
HDV OSMANLI
SPIJKENISSE
135
HDV EYÜP SULTAN
ZEIST
112
HDV TUBA
STEENWIJK
136
HDV MEVLANA CAMİİ
ZEVENAAR
113
HDV SULTAN AHMET
TEGELEN
137
HDV ANADOLU
ZEVENBERGEN
114
HDV MİMAR SİNAN
TERBORG
138
HDV ORANJE KÜLT. MERK.
ZOETERMEER
115
HDV BİLAL-İ HABEŞİ
TERNEUZEN
139
HDV BARBAROS
ZUTPHEN
116
HDV AHMET YESEVİ
TIEL
140
HDV YAVUZ SELIM
ZWIJNDRECHT
117
HDV SÜLEYMANİYE
TILBURG
141
HDV ULU
ZWOLLE
118
HDV YILDIRIM BEYAZIT
UDEN
142
NOORD KUBA
AMSTERDAM
Doesburg HDV Anadolu Camii HDV BÜLTEN 2009 | 121
Bergen op Zoom HDV Ulu Camii
Roermond HDV Fatih Camii
T.C.
Lahey Büyükelçiliği DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ ile
HOLLANDA DİYANET VAKFI tarafından
KAMPANYASI
Dergilerimize abone olmak için; 1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız. 2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz. ABONELİK MÜRACAATI
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ
Tarih : .......... / .......... /2010
Derginin Adı
HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)
1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro) 2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro) 3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro) 4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro) Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.
Yıllık Abone Ücreti
Diyanet Avrupa Aylık Dergi
24 Avro
Diyanet Çocuk Dergisi
24 Avro
Diyanet İlmi Dergi
20 Avro
Diyanet Aylık Dergi
30 Avro
Abonenin:
Adı
:. .....................................................................................................................................
Soyadı
:. .....................................................................................................................................
Adresi
:. .....................................................................................................................................
Posta Kodu :. ..................................................................................................................................... Şehir
:. .....................................................................................................................................
E-mail adresi :. ..................................................................................................................................... Telefonu
: +31-. ....................................................................................................................
2009 YILINDA ÇIKAN SAYILARIMIZ
SAYI 1
NİSAN 2009
SAYI 6
TEMMUZ 2009
SAYI 7
EKİM 2009
SAYI 2
MAYIS 2009
SAYI 5
AĞUSTOS 2009
SAYI 8
KASIM 2009
SAYI 3
HAZİRAN 2009
SAYI 6
EYLÜL 2009
SAYI 9
ARALIK 2009