0212
607 10 28
AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ
EKİM 2016 - YIL: 7 - SAYI: 69
Sayfa 48
Sayfa 90
Sayfa 84 Sayfa 64
İ Şİ Nİ Z İ Z İ RV E Y EÇ I K A RI N! Üs t ü nk o n f o rv es ü r ü şö z e l l i k l e r i n es a h i pK o r a n d oSp o r t s ,Ss a n g Y o n gSh o wr o o m’ l a r ı n d as i z i b e k l i y o r .
•3K a tÇ e l i kŞa s i •Me r c e d e s Be n ze T r o n i cŞa n z ı ma n •29°Y a t ı r ı l a b i l i rA r k aK o l t u k •BA SF r e nSi s t e mi •A r k aHe l e z o nY a y l ı Sü s p a n s i y o n •A r k aF r e nDi s kSi s t e mi
MACE RAHİ ÇBUKADAR ÇE Kİ CİOL MAMI ŞT I !
BAHÇEŞEHİR
AYRIŞTIRMADAN-YARIŞTIRMADAN
TEOG’DA
1413 FULL
Türkçe,Matematik, Fen, Sosyal, İngilizce ve Din Kültürü Derslerinde Toplam
…VE YİNE
REKOR BAŞARI
MARKA GÜVENCESİ Başarı “hedefi yüksek” KURUMSAL LA DERS+ETÜT+SINAV+ETKİNLİK Olanla yetinmeyenler için DAHA FAZ n ETÜT PROGRAMI Merkezi olarak planlanan ve denetlene KADROSU Alanının en iyisi, iddialı ÖĞRETMEN
Sınavlara Hazırlığın 1 Numarası “Etüt”e Başladı
0212
608 19 19
Tahtakale Mah. Fırat Cad A2-13 Ispartakule-Bahçeşehir
‘DE NELER VAR?
EDİ TÖR ,ün Notu
Neden taşın altına biz de elimizi koymuyoruz? 2016 yılını da bitirmemize 3 ay kala Editör’ün Notu yazımızda yine beraberiz. Herkese merhaba diyerek Bahçeşehirlileri hatta Bahçeşehirli kadınları yakından ilgilendiren bir konuyla yazıma başlamak istiyorum. Aslında içerik konuları ile ilgili paylaşımlarımı yazmayı genelde sonlara bırakıyordum ama bu sefer Memeder Kurucusu ve Onursal Başkanı Sayın Prof. Dr. Vahit Özmen ile yaptığımız söyleşide konuşulanlar beni öyle etkiledi ki konuya direk buradan başlamak istedim. Birçoğumuzun bildiği gibi 2007 Eylül ayında kurulan Memeder, güncel bilimsel yanı ağırlıkta olan bir dernektir. Bünyesinde konu ile ilgili pek çok farklı uzmanı barındırırken, hem sağlıklı kadınları, hem de meme kanserli kadınları içerisine almış ve kadınların daha sağlıklı olmaları için "Halkla iç içe olmayı" kendine misyon edinmiş bir dernektir. Memeder, proje kapsamında Bahçeşehir’de 9 yıldır 10.000’den daha fazla kadına ücretsiz tarama programı uygulamış, evlerinden davet ederek muayene etmiş, dijital mamografi çekmiş, ultrasonografi yapmış ve 105 kadına çok erken evrede meme kanseri tanısı koymuş. Bu hastaların tedavilerini, takiplerini yapmış ve gerekiyorsa ameliyatlarının yapılmasını sağlamış hem de bunların hepsini ücretsiz olarak yapmıştır. Buraya kadar okuduklarınız ne güzel şeyler değil mi? Birileri, birileri için iyi bir şeyler yapmış. Memeder’in takip ettiği kadınlardan biri olarak ben kendi adıma tebrik ediyorum. Eminim sizler de benimle aynı düşünceleri taşıyorsunuzdur. Ama bir de röportajda Prof. Dr. Özmen’in kurduğu bir kaç cümleyi sizlerle paylaşayım bakalım aynı şekilde devam edebilecek miyiz? “Projenin devamı için biz elimizden geleni yapıyoruz. Derneğe destek için konser düzenledik, kahvaltı yaptık, konferanslar veriyoruz gelmiyorlar. Kadınlar çok enteresan. Birde şöyle oluyor. Kadını erken tanı ile yakalıyoruz, tedavi aşamasında etrafınızdalar. Kızı ben gönüllü çalışırım diyor, eşi, kendisi herkes pervane oluyor. Ama hastalık iyi olunca her şey bitiyor. Bir daha göremiyorsunuz. Bu bizim kaderimiz. Aslında Bahçeşehir’de 105 civarında meme kanseri tanımız var. Bunlar bile yeter. Aileleriyle birlikte katılsalar neredeyse 1000 kişi eder. Projenin maddi desteğini sağlayan kurumun süresi tamamlandığı için ödemesi bitti. Bu nedenle bu proje eğer devam edecekce Bahçeşehirlilerin desteğiyle yürüyebilecek. Aksi takdirde bu projenin gelecek yıl bile tamamlanması zor. Bizim Bahçeşehirlilerin desteğine ihtiyacımız var.” Evet, bu cümleler sonrası kafamda bir sürü sorular dönüp durmaya başlıyor. Birileri bizler için, hatta çocuklarımızın geleceği için herhangi bir çıkar gözetmeksizin taşın altına elini koyuyorken, bizler neredeyiz? Neden bizim yararımıza, bizim için yapılan güzel şeylerin devamı için küçükte olsa bir çaba harcamıyoruz? Yıllık üyelik ücreti olan 20 TL’yi nereye vermiyoruz ki ya da Prof. Dr. Vahit Özmen’in 30 yıllık emeğini topladığı ve satış gelirini Memeder’e bağışladığı kitabı almak o kadar mı zor? Aslında bu soruların cevaplarını ben de dahil olmak üzere Memeder’in kapısından bir kere bile girmiş olan herkes olumlu cevaplasa her şey çok güzel olacak... Eyvah daha yazacak çok şey var ama maalesef yazacak yer kalmadı. Hatta Ekim sayımızın diğer içeriklerinden bahsetmeye bile fırsat kalmadı. Ama umarım yazımı okuyup ne demek istediğimi anlayan birileri çıkarda bu ayki köşemi boşu boşuna bir yazıyla doldurmamış olurum. Melike Güntürk Sağlıklı ve mutlu yarınlar dileklerimle...
Yazı İşleri Müdürü: Melike Güntürk Sorumlu Haber Müdürü: Hatice Gülçür İnanç Tasarım ve Uygulama: İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ
Hazan Yapımevi
Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk
Aziz Serdar Taştan
Teknik Müdür:
16
I EKİM 2016
Reklam Müdürü: Nurcan Ercan Güler Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Kazım İlter İnanç Kapak Çizim-Tasarım: Naci Koç Hukuk Danışmanı: Av. Baycan Şabudak
84 18. Şelale Park Sosyal Tesisi Bahçeşehirliler’in hizmetinde 20. Çocuklar geleceğe koştu 24. Kısa Haberler 48. Bahçeşehir’de 105 kadını meme kanserinden kurtardık 58. Yüz estetiğinde botox ve dolgu 60. Göz kaşımak ve ovuşturmak Keratokonusu tetikliyor
48
62. Detoks programı ile vücudunuzu arındırın 64. Kapak Konusu Değişikliklerden hoşlanmayan başbelası Migren 70. Vazgeçilmezimiz Elma 72. Tiyatrolar perdelerini açtı 84. Denizin, gün batımının ve mutlu keçilerin adası: Gökçeada 90. Okul dışı faaliyetlerin öğrenciler üzerindeki etkileri 96. Müzik çocuğunuza ne yapar? 102. Çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken 9 şey
HER AY SİZLERLE 36. EKONOMİKayhan Öztürk 40. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 42. EKRANLARDA NELER OLUYOR- Elif Yakar 98. EĞİTİMDoç. Dr. Mehmet İnan 104. SPOR- Savaş Kahraman 106. YEMEK - Hülya Şakır Elele Mutfak Atölyesi 110. GÜZELLİK - Yasemin Yurtman Candemir
114. MODA - Bengü Arslan 116. ASTROLOJİ- Nisa 118. OTOMOBİLTunç Altınbaş 120. POLİTİKA - Toygar Barut 122. HUKUK- Avukat Şirin Şilli 124. KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç 125. EN GÜZEL ÇOCUKLAR 126. BULMACA 128. REHBER
HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ
İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@4mevsimbahcesehir.com Facebook: Dört Mevsim Bahçeşehir www.4mevsimbahcesehir.com
BİZE ULAŞIN
607 10 28 532 371 76 93 212
Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Veritas Basım Merkezi 444 1 303
4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de binalar, villalar ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Ardıçlı Göl Evleri, Spradon, Mesa Nurol, Eston 1-2-3-4, Armina, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Kelebekler Vadisi, Asmalı Evler, Akbatı Garanti Koza, Hill Park, Dumankaya, N Tepe, Park City, Yeni Ispartakule (Efes, Olimpos, Garanti Koza 1-2, Avrupa Konutları 1-2) sosyal tesislerinden, Esenkent ve Boğazköy (seçilmiş villalar ve tüm işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.
Katkıda bulunanlar: Ece Sevinç, H. İldeniz İnanç, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Z. Hazan Güntürk
BÖLGEDEN
Dört Mevsim Bahçeşehir
Şelale Park Sosyal Tesisi Bahçeşehirlilerin hizmetinde Başakşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Başakşehir Belediyesi Şelale Park Sosyal Tesisi Bahçeşehirlilerin hizmetine sunuldu.
Bahçeşehir Şelale Park içerisinde yer alan Başakşehir Belediyesi Şelale Park Sosyal Tesisi 1000 m2ʼlik alanda kuruldu. 300 kişiye hizmet verebilecek kapasitedeki tesis, pizza, makarna, salatalar, et çeşitlerinin yanı sıra dünya mutfağından seçkin örneklerin yer aldığı bir menüye sahip. Geniş bir alanda hizmet verecek olan tesiste vatandaşlar kaliteli hizmetten uygun fiyatla faydalanabilecekler. Tesisle ilgili bilgi veren Başakşehir Belediyesi Şelale Park Sosyal Tesisi İşletme Müdürü Ümit Kokarca, “Tesisimize bahçe bölümü de eklendiğinde toplamda 300 kapasiteli bir işletme haline gelecek. Zengin mönüsüyle her zevke uygun bir hizmet sunan tesisimizde vatandaşlar kaliteyi ucuza yemek istiyorlarsa doğru yerde olacaklar. İnsanların kalite konusunda beklentilerine tam kapasite cevap verebilmek en büyük amacımız. Sular Vadisiʼnden sonra ikinci olarak hizmete giren tesisimizle inşallah bir zincir haline dönüşeceğiz.” Park alanından, otoparkına, spor alanından cafe-restaurant bölümüne kadar bir çok imkanıyla vatandaşların faydalanabileceği Başakşehir Belediyesi Şelale Park Sosyal Tesisi vatandaşları bekliyor.
18
I EKİM 2016
BÖLGEDEN
Dört Mevsim Bahçeşehir
Çocuklar geleceğe koştu Başakşehir Belediyesi Dünya Çocuk Günü’nü Başakşehir Fatih Terim Stadyumu otopark alanında düzenlediği Çocuk Maratonu ile kutladı
Avrupa Yakasıʼnın en büyük Çocuk Maratonu Başakşehir'de koşuldu. Dünya Çocuk Günüʼnde düzenlenen etkinliğe 013 yaş grubundan yaklaşık 10 bine yakın Başakşehirli çocuk ailesi ile birlikte katıldı. Şenlik havasında geçen etkinlikte çocuklar ve aileleri için özel alanlar kuruldu ve programlar düzenlendi. Çocuk Maratonuʼna katılan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal açılış konuşmasında etkinliğin amacını çocukların yarıştırılması değil, çocuklara "Maraton Bilincini" ve "Spor Kültürünü" aşılamak olarak açıkladı. Başakşehir Belediyesi her yıl Ekim ayının ilk haftası kutlanan Dünya Çocuk Günüʼnü Çocuk Maratonu ile kutladı. “Geleceğe koşuyoruz” sloganı ile Başakşehir Belediyesi Gençlik ve Spor İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinlikte on bine yakın çocuk hem eğlendi hem yarıştı. İlk kez düzenlenen Başakşehir Çocuk Maratonu Başakşehir Fatih Terim Stadyumu otopark alanında gerçekleştirildi. Programa Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysalʼın yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş Genel Müdürü İsmail Özbayraktar, İlçe Emniyet Müdürü Levent Binici, Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Yasin Kartoğlu ve birim müdürleri katıldı.
20
I EKİM 2016
0-3 yaş koşusunun startını veren Başkan Uysal yaptığı açılış konuşmasında şunları kaydetti, “Geleceğimizin sahibi çocuklarımıza sporu sevdirmek için Çocuk Maratonu düzenledik. Amacımız çocuklara "Maraton Bilincini" ve "Spor Kültürünü" aşılamak. Güzel bir başlangıç yaptık etkinliğimizi geleneksel hale getireceğiz. Başakşehir sadece binaları ile değil sakinlerinin sağlığı ile de önde olsun istiyoruz." Başkan Uysal konuşması sonrasında alanı gezerek çocuklar ve aileleri ile sohbet etti, hatıra fotoğrafı çektirdi.
0-3 yaş, 4-5 yaş ve 6-7 yaş grubu çocuklar maratonda 300 metreyi anne ve babaları ile birlikte tamamladı. 8-9 yaş, 10-11 yaş, 12-13 yaş grubu çocuklar ise 900 metreyi kendi başlarına koşarak madalyalarına kavuştu. Etkinlikte engelli çocuklar da aileleri ile birlikte koşuya katıldı. Yarışmalara katılan her çocuğa bitiş çizgisinde madalyaları, sertifikaları ve hediye kuponları verildi. Çocuk maratonunda katılımcılara ayrıca Başakşehir Belediyesi'nin ikram stantlarında pamuk şeker, patlamış mısır, meyve ikramı yapıldı ve çeşitli hediyeler verildi. Sabahın erken saatlerinde başlayan Çocuk Maratonuʼnda çocuklar için şişme oyun alanları da kuruldu. Çocuklar gün boyunca alana kurulan kürek çekme, mangala, langırt gibi etkinlikler de de hoşça vakit geçirdi. Etkinlik günü eğlenceli sahne programları da düzenlendi. Alanda kurulan sahnede sihirbazlık gösterileri, bando, mehter gösterileri, bilgievi konserleri, spor parklarında eğitim alan öğrencilerin programları, karate, taekwondo ve zumba gösterileri çocuklara ve velilerine unutulmaz bir gün yaşattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş Genel Müdürü İsmail Özbayraktar tarafından kurulan ʻSpor A.Ş.ʼnin gösterileri ise beğeni ile izlendi. Çocuk Maratonuʼnun finali ise Aydın Kurtoğlu konseri ile yapıldı.
KISALAR
Dört Mevsim Bahçeşehir
Dünya Kalp Günü’nde doktorlar ve sporcular biraraya geldi
BADER; Güldeste TSM Korosu ile büyük bir aileye dönüştü...
Bahçeşehirliler Derneği (BADER), bu yıl yaşama geçirdiği TSM Korosu ile sezona hızlı bir giriş yaptı. Bahçeşehir'de sanatseverleri bir araya getiren koro Şubat ayında gerçekleştireceği konserin çalışmalarına başladı. BADER Yönetim Kurulu Üyesi Genel Koordinatör İsmail Acar ve BADER Eğitim Koordinatörü Şengül Alpaslan'ın organizatörlüğünde Şef Atakan Konakçı'nın yönetiminde çalışmalarını sürdüren BADER Güldeste TSM Korosu, bölge halkıyla biraya gelecekleri günü sabırsızlıkla bekliyor. BADER Eğitim Merkeziʼnde ayrıca Bilgisayar Eğitimi, Güzel Sanatlara Hazırlık ve Resim, Karikatür, Satranç, El Sanatları ve Takı Tasarım, Tiyatro, Moda Tasarım, Seramik, Ebru, Tezhip, Geleneksel ve Modern Danslar branşlarında uzman eğitmenler eşliğindeki kurslara katılabilirsiniz. Detaylı bilgi ve iletişim için: 0212 669 61 61
Medicana International İstanbul Hastanesi ve İstanbulspor Beylikdüzü Basketbol Takımı Dünya Kalp Günü etkinlikleri kapsamında “Kalbimi Düşünüyorum, Sağlıklı Besleniyorum” sloganı ile kahvaltı ve kalp sağlığı seminerinde buluştu. İstanbulʼdaki yerel ve bölgesel basın mensuplarının katıldığı “Kalbimi Düşünüyorum, Sağlıklı Besleniyorum” temasıyla hazırlanan basın buluşmasına, Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Fatma Hoşgöz, Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Müdürü Dr. M. Ulvi Ünal, Başhekim Dr. Rüya Şişman, Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, İstanbulspor Beylikdüzü Basketbol Takımı Başantrenörü ve takım oyuncuları katıldı. Dünya kalp haftası etkinlikleri kapsamında hazırlanan organizasyon, İstanbulspor Beylikdüzü Basketbol Takımı oyuncularının kalp kontrolleri ile sona erdi.
KISALAR
Merdiven kullanımındaki zorluklara çeşitli çözümler
Samsung Servisi
ÖZEL
İphone iPad - iMac Servisi
ÖZEL
18. Yıl
NOTEBOOK SERVİSİ
Orginal yedek parça ve onarım... Garantili tamir hizmeti.
212 669 98 09 534 706 14 19
www.isilelektronik.com - isilelektronik@hotmail.com
3.Cd. Süzer Bulvarı Tic. Mrkz. Bahçeşehir
(Ziraat Bankası Üstü-Nalbur Yanı)
Villa, apartman dublekslerinde ve konut yüksek girişlerindeki merdiven problemlerine çözümler sunan LiftArt Asansör ve Kaliteli Yaşam Sistemleri merkezini Bahçeşehirʼe taşıdı. 1958 yılından beri faaliyetlerini sürdüren ve 2006 tarihinden itibaren merdiven kullanmakta zorlananlar için merdiven çözümleri sunan LiftArt, Türkiye genelindeki ofisleri ve bayileri ile kullanıcılarına en iyi hizmeti, en yüksek kalite ve en uygun fiyat ile tedarik ve montaj gerçekleştirmektedir. Merdiven kullanmaları doktor tarafından tavsiye edilmeyen yaşlı veya genç kişiler ile fiziksel engeli olanlar için merdiven koltuk asansörü, platform asansörü, portatif merdiven tırmanıcı veya panoramik ev asansörü çözümlerini artık yakınınızda merkezi olan LiftArt firmasında bulabilirsiniz. Firmanın genel müdürü Serdar Özdil ile yaptığımız görüşmede kendisi; her merdivenin farklı olduğunu ve kişinin özelliklerine göre merdiven çözümleri bulduklarını; bu tür ürünlerin ileri teknoloji gerektirdiğini bu sebeple ürünlerin Hollanda da üretim yapan dünyanın en kaliteli prestij markası olan Handicareʼden getirdiklerini söyledi. Kendisi şöyle devam etti: “Mümessili olduğumuz merdiven asansör firması Handicare, konusunda dünyanın en prestijli markası olarak bilinmektedir. Dünyadaki bütün markalarda 1 adet ana motor bulunurken, bizde iki adet ana motor bulunmaktadır. Bu sayede merdiven asansörümüzün arıza riski çok çok azdır, diğer markalardan iki kat daha uzun ömürlüdür ve güçlüdür. Böylede bizim asansörümüzle basamakta kalmazsınız. Merkezimizi Bahçeşehirʼde Göletin karşısına taşıdık; böylece buradaki villa ve apartman dublekslerine daha iyi hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Tabii ki de tek neden bu değil, buranın temiz havası, yeşilliği, sessizliği ve trafiğin az oluşu ayrıca ulaşımın da kolay oluşu bizi buraya taşınmaya itti. Umarım belediyemiz bu ortamı kaybetmemek için elinden gelen gayreti gösterir, çocuklarımıza bu güzellikleri devrederiz. Velhasıl bütün ziyaretçilerimizi merkezimizde misafir olarak ve showroomumuzda ürünlerimizi denemeye davet ediyoruz. Teşekkür ederim.”
26
I EKİM 2016
KISALAR
Amerikanın en büyük Flatbread Zinciri, Türkiye’ye Bahçeşehir’den merhaba dedi
Sağlıklı, lezzet odaklı ve yüksek kaliteli ürünleri ile İtalyan ve Meksika mutfağının lezzetlerini ulaşılabilir fiyatlarla geniş kitlelere ulaştıran Sandella’s Flatbread Cafe Türkiyeʼdeki ilk şubesini Bahçeşehir Bahçe Cityʼs de açtı. Sandellaʼs Flatbread Cafeʼnin kurucusu ve Başkanı Michael J.Stimola genç nüfusu ve Avrupa, Afrika ve Asya arasında köprü görevi gören olağanüstü stratejik konumu ile Türkiyeʼnin uzun zamandır radarlarında olduğunu ve Emiser Gıda A.Ş. ile Türkiye pazarına girmekten çok büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Sandellaʼs markasını Türkiyeʼye kazandıran Emiser Gıda A.Şʼnin ortağı ve Genel Müdürü Metin Kul ise, Amerika ve dünyada hızla büyüyen fast casual segmentinde yer alan ve sağlıklı ama lezzetli, düşük kalorili ama doyurucu menüleri ile Sandellaʼs ın Türk tüketiciler tarafından çok beğenileceğinden emin olduğunu ifade etti. Metin Kul, Sandellaʼs Flatbread Cafe hakkında aşağıdaki bilgileri bizimle paylaştı. Sandellaʼs Flatbread sadece yüksek protein değerli özel Sandellaʼs unu, artılmış su, tuz, zeytinyağı ve maya ile üretilir. Sandellaʼs Flatbread yapımında kullanılan unun formülü Sandellaʼs için özeldir. Bu özel formül özenle seçilmiş buğdaylardan harmanlanarak üretilmektedir. Sandellaʼs ın sağlıklı kalp programına dahil olan ürünleri 600 kalorini altındadır. Sandellaʼs severlerden gelen öneriler üzerine, menülerde kepekli ve glütensiz flatbread ürünler de bulunmaktadır. Sandellaʼs menüleri Healty Dining beslenme kriterlerini karşılar, ayrıca Weight Watchers gıda veritabanında yer almaktadır. Metin Kul, tüm Bahçeşehir halkını Bahçe Cityʼs deki nezih, ferah ve çok özel mimari konsept eşliğinde ağırlamaktan ve Sandellaʼs ın özel lezzetleri ile tanıştırmaktan memnuniyet duyacağını belirtti.
28
I EKİM 2016
KISALAR
Eletrik, su tesisatı, uydu, dekorasyon
Ustasından 1 yıl garantili aracısız hizmet Konularında uzman farklı branşlarda 12 ustanın kurduğu, 2004 yılından beri Bahçeşehir ve çevresinde hizmet veren Mert Yapı & Dekorasyon, evinizde, işyerinizdeki bütün arıza bakım onarım ve tadilat işlerinizi önce ücretsiz keşif sonrasında, profesyonel bir şekilde 1 yıl garantili olarak yapıp zamanında teslim ediyor. Sizlerde Mert Yapıʼnın uygun fiyatlarından yararlanabilir, her hizmetin ustasından aracısız hizmet alma ayrıcalığını yaşayabilir, zaman ve bütçede kazançlı çıkabilirsiniz... Ücretsiz keşif için 0212 607 00 08-0544 221 36 21
KISALAR
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden “Tarık Akan Güzel Sanatlar Bursu” Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, (ÇYYD) cenazede Tarık Akan'ın ailesine çelenk göndermek yerine ÇYDD'ye yapılan bağışlarla, Akan anısına bir burs programı başlatıyor. Bu kapsamda ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel Tarık Akan'ın ailesine bir mektup yazdı. Çelikel mektupta, "Tarık Akan hayranları ve dostları, bu acılı gününüzde size çelenk göndermek yerine Derneğimize bağışta bulundular. Derneğimiz, Tarık Akanʼın anısını yaşatmak ve yeni Tarık Akanʼlar yetişmesine katkıda bulunmak için, bu bağışlarla 'Tarık Akan Güzel Sanatlar Bursu” adıyla bir burs programı oluşturmaya karar verdi. 2016-2017 Eğitim-Öğretim yılının ikinci döneminde başlayacak programla güzel sanatlar liselerinde okuyan öğrencilerden çok yetenekli ve desteğe gereksinimi olan 10 öğrenciye burs verilecek." ifadelerini kullandı. Bahçeşehirʼde de şubesi bulunan ÇYDD,14 bin üyesi, onlarca projesi ve binlerce destekçisiyle Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak amacını güden, orta öğretim ve üniversite öğrencilerine burs vererek destekleyen, kız çocuklarının okutulması için proje ve kampanyalar başlatan ve gönüllülerce ayakta kalan bir sivil toplum kuruluşudur. ÇYDD Bahçeşehir Şubesi’nde gönüllü çalışmak veya burs vermek isteyenler için iletişim bilgileri 0212 672 01 05
Ödüllü pazarlamacıdan ödüllük hizmet açılımları
Bilge Özdemirʼi; Bahçeşehir, Ispartakule, Esenyurt, Esenkent, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece gibi bölgelerde bilinirliliği yüksek, marka projelerde başarısının arkasındaki isim olarak tanıyoruz. Bilge Özdemir, gayrimenkul sektöründeki başarısını gayrimenkul oskarları olarak kabul edilen ”International Property Awardsʼın 2013-14 yılı “European Development Marketing” ödülünü pazarlama ve satışını üstlendiği Park Village projesi ile alarak Uluslararası boyuta taşıdı. Emlakchi proje pazarlama ve satış markasının kurucusu Özdemir, hizmetlerini projelere özel denetim ve temsil faaliyetleri ile çeşitlendiriyor... Kurum ve projelere; sonuçların verimlilik, maliyet kontrolü ve artan yurt içi ve yurt dışı satış olarak yansıtacağını belirten Bilge Özdemir, “hizmet modeli için iddialıyız” diyor.
32
I EKİM 2016
PROFESYONELLER
ÖZEL ÖĞRETİM KURSU
PROFESYONELLER ÖZEL ÖĞRETİM KURSU
YGS-LYS Eğitim profesyonellerin işidir... Eğitimde 10. yılımız...
Defne 5 Villa 1 Bahçeşehir
669 20 03
EKONOMİ
Piyasalarda tansiyon yükseldi
KAYHAN ÖZTÜ
RK
FİNANSGÜNDE M.COM GENEL YAYIN YÖ kozturk@finan NETMENİ sgundem.com
Geçen ay piyasalar oldukça hareketli bir seyir izledi. Hem iç piyasalar hem de dış gelişmeler piyasaların daha önceki dönemlere göre nispeten hareketli bir seyir izlemesine neden oldu. Peki, piyasalardaki bu hareketliliği tetikleyen unsurlar nelerdi? Geçen ay piyasaları etkileyen gelişmelerin başına Moody’s’in Türkiye’nin notunu indirmesini ilk sıraya koymamız yanlış olmaz. Moody’s’in bu kararından sonra Türkiye’yi ilişkin pozitif beklentilerden çok, negatif beklentiler daha çok gündeme gelmeye başladı. Böylece ekonomideki risk unsurlarına jeopolitkik riskler de daha çok satın alınmaya başlandığını söylemek yanlış olmaz. Dünyada ülkelere ve isteyen şirketlere not veren üç önemli kurum var. Moody’si Standart & Poors (S&P) ve Fitch… S&P Türkiye’nin notunu daha önce düşürmüştü. Eylül sonunda Moody’s de Türkiye’nin kredi notunu Baa3’den Ba1’e indirdi. Böylece üç büyük derecelendirme kuruluşundan
Moody’s yanılttı mı?
ikisi Türkiye’yi ”yatırım yapılamaz” ülkeler sınıfına soktu. Şu anda bir tek Fitch Türkiye’nin hâlâ yatırım yapılabilir bir ülke olduğu kanaatinde. İşin ilginç yanı Moody’s notu düşürmeden iki gün önce “darbe girişiminin ekonomide yarattığı şok büyük ölçüde atlatıldı” şeklinde açıklama yaptı. Bu açıklamayla birlikte piyasalarda “Moody’s not düşürmez” beklentisi oluştu. Ancak tam tersine notu düşürünce başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet olmak üzere birçok iş adamı, akademisyen ve sivil toplum örgütü tarafından çok sert şekilde eleştirildi. Ancak Moody’s’in bu açıklamasındaki “şok” ibaresi oldukça önemli. Bazı uzman ve ekonomistlere göre ise burada kastedilen darbenin şokuydu. Türkiye’nin kendi ekonomik
Geçen ay piyasaları etkileyen gelişmelerin başına Moody’s’in Türkiye’nin notunu indirmesini ilk sıraya koymamız yanlış olmaz.
sorunları ve global ekonomilerdeki belirsizliklerin yarattığı sorunlar ise varlığını korumaya devam ediyor. Dolayısıyla Moody’s’in not düşürmesi bu sorunların yarattığı risklerden kaynaklanıyor.
S&P ve Moody’s’in ardından gözler önümüzdeki günlerde notunu açıklayacak olan Fitch’e çevrildi. Fitch’in Türkiye’ye nasıl bir not vereceğini merak edenler açısından kurumun Global Ekonomik Görünüm Raporu önemliydi. Geçtiğimiz günlerde açıklanan bu raporda Fitch oldukça temkinli bir ifade kullandı. Dolayısıyla not konusunda ipucu arayanlar çok net bir okuma yapamadılar demek yanlış olmaz. Fitch, raporunda temmuz ayındaki başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye için büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini, ancak ağustos ayı göstergelerinin işaret ettiği toparlanmanın eylül ayında da devam ettiğinin gözlendiğini bildirdi. Bununla birlikte Fitch, toparlanmanın sürdürülebilirliği konusunda temkinli olmayı sürdürdüklerini de vurguladı. Fitch’in Global Ekonomik Görünüm Raporu'nun Türkiye bölümünde, 2016'nın tamamı için GSYH büyüme tahminini yüzde 3 olarak belirtirken, 2017 ve 2018 büyüme tahminlerini yüzde 3,2 ve yüzde 3,5 olarak ortaya koydu. Türkiye'de enflasyonun 2016'da yüzde 7,9'a gerileyeceğini tahmin eden Fitch, enflasyonun 2017'de yüzde 7,7 ve 2018'de yüzde 7,5 seviyesine gerileyeceğini tahmin etti.
Şimdi gözler Fitch’de
Darbe girişimi sonrasında kamuda
Rapordaki tespitler 36
I EKİM 2016
EKONOMİ görevden almaların devam etmesinin kısa vadeli belirsizlik yarattığını ve bunun tüketimi vuracağını belirten Fitch, asgari ücrette yapılmış olan zammın hane halkı harcamalarını desteklemeye devam edeceğini öngördü. Yatırımların da kısa vadeli siyasi değerlendirmelerden ve siyasi ortamın yapısal reformlara uygunluğu konusundaki uzun vadeli endişelerden İkinci temel amaçlarının enflasyonu etkilendiğini belirten düşürmek olduğunu söyleyen Fitch,"Tüketimin yönlendirdiği büyüme Başbakan, “Büyük bir farklılık olmazsa dış dengesizlikleri yüzde 7,5 seviyesinde bir enflasyonla azdırmaya devam bu seneyi kapatmış oluyoruz” dedi. edecek" ifadelerini kullandı. hedef daha düşük, yüzde 6,5. 2018'de Fitch'in TCMB politika faizi için yüzde 5 seviyesine gerilemiş oluyor. 2016, 2017 ve 2018 tahmini yüzde 7,50 Enflasyonu sürdürülebilir düşük bir olurken, ABD Doları/Türk Lirası orana çekeceğiz, bu büyüme için çok paritesi için 2016 sonu tahmini 3,03 önemli” dedi. TL, 2017 sonu tahmini 3,12 TL ve 2018 tahmini 3.23 TL oldu. Bu arada hükümet orta vadeli programı açıkladı. Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı programdaki büyüme, enflasyon gibi bazı temel ekonomik hedeflerde revizyonlar dikkat çekti. Türkiye’nin 2009 hariç 27 çeyrek sürekli büyüdüğünün hatırlatan Başbakan Yıldırım şunları söyledi: “Bu yıl Türkiye dünya ortalamasının iki katı büyümeyi yakaladı. Bu bizim için yeterli değil. 2016'da yüzde 3'ün üzerinde büyümeyi yakaladık. 2017-2019 döneminde büyüme oranını artıracağız. Düşük büyüme oranı bizim işimize yaramıyor. Bu yüzde 5'in altında olmayacak.”
Orta Vadeli Program
Enflasyonda 2017 hedefi yüzde 6.6
İkinci temel amaçlarının enflasyonu düşürmek olduğunu söyleyen Başbakan, “Büyük bir farklılık olmazsa yüzde 7,5 seviyesinde bir enflasyonla bu seneyi kapatmış oluyoruz. Seneye
38
I EKİM 2016
Hedefler gerçekçi, riskler dikkate alınmış
Başbakan’ın açıkladığı orta vadeli program piyasalarda genel olarak gerçekçi ve olumlu karşılandı. İntegral Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu konuya ilişkin yaptığı analizde şunları söyledi: “2016 yılı büyümesi yüzde 4,5’den yüzde 3,2’ye çekildi. Bu karar sürpriz olmadı, piyasadaki genel beklenti bu yöndeydi. 2017 büyümesi ise yüzde 5’den 4.4 seviyesine çekildi ve bu da temkinli ve gerçekçi bir beklenti. Diğer yandan enflasyonda bu yılın hedefi olan, yüzde 7.5 bırakıldı. Bu önemli, çünkü bilindiği gibi yıllardır enflasyon hedefleri hep yukarı revize edilmek zorunda kalıyordu ve TCMB hükümete mektup veriyordu. Hatta, olağandışı bir gelişme olmaz ise enflasyonda hedefi bulabiliriz. Buna karşın 2017 yılı enflasyon hedefi yüzde 6’dan 6.5 seviyesine revize edilmiş. Bu revizyonu da gerçekçi buluyorum. Orta vadeli enflasyon hedefi yüzde 5
Dört Mevsim Bahçeşehir
seviyesinde korunuyor. Cari açıkta da yukarı revizyonlar var. Cari açığın GSYİH’a oranı 2016 yılı için, yüzde 3.9’dan 4.3’e revize edildi. 2017 yılı için ise yüzde 3.7’den 4.2’ye ve 2018 hedefi de yüzde 3.5’den 3.9 seviyesine yükseltilmiş. Burada ilgi çekici olan büyüme hedeflerinin düşürülürken, cari açık hedeflerinin yükseltilmesi. Bilindiği üzere Türkiye, büyüdükçe cari açık veren bir yapıya sahip. Ancak burada büyüme yavaşladıkça cari açık da yükseliyor. Burada cari açıkta hizmet gelirleri ve fon girişleri konusunda bir miktar temkinli bir yaklaşım var sanırım. Ancak bunu da gerçekçi buluyorum. Büyüme hedefini indiriyoruz, cari açığı da düşürelim diye bir yaklaşım yok. Mevcut riskler dikkate alınmış görünüyor. Bunların dışında bütçe disiplini aynı şekilde devam ediyor. Verimlilik, işgücü ve istihdam konularında planlanan adımlar atılabilirse ekonomiye beklenildiğinden daha fazla katkısı olacaktır. Finans mahkemeleri konusundaki açıklamaları, bir finans sektörü çalışanı olarak memnuniyetle karşılıyorum.” Peki, bundan sonra ne olacak? Bu noktada Fitch’in açıklayacağı not başta olmak üzere birçok iç ve dış dinamikteki gelişmelerin nasıl gelişeceği önemli olacak. Dolayısıyla piyasaların seyrini kestirmek zor ama hareketli günlerin bizleri beklediğini söylemek yanlış olmaz. I
Hareketlilik sürecek
HAVADAN SUDAN
Ortaya karışık
Ruh durumumu tam ifade edecek bir kelime arayışına giren ben, en uygun kelime olarak "karışık" kelimesini benimsemiş bulunmaktayım; sevgili hanımefendiler ve beyefendiler. Aynen televizyon kanalları gibi. Kendimi çok kanallı bir televizyon gibi hissetmekteyim. Daha doğrusu MÜJDE KÖSEO ĞLU televizyon kanalları benim ruh durumumu şekillendirmekte. Canım ülkemin maruz kaldığı hain tehditler, cümlemizin psikolojisini yerle bir ederken, sağ olsun televizyonlar da dalgalı bir duruma getirmekte.
O kara gece,15 Temmuz'dan beri televizyona yapışık olarak yaşamaktayım. Genelde bilir, bilmez kişilerin önceleri kucaklaşarak şimdilerde ise zaman zaman birbirlerine saldırarak fikirlerini sundukları tartışma programlarını seyretmekteyim. Kimilerinin öne sürdükleri teoriler ki bu teorilerinin içinde çokça kaos sözcüğü geçmekte, beni dibe vurmakta, geceleri ter içinde, kalp çarpıntılarıyla uyanmama neden olmakta. Haklı veya haksız bir paranoyanın içine beni atmakta. Kimileri ise genelde akademisyenler, bu kadar kötü tablolar çizmenin halkta endişe yaratmakta olduğunu dile getirmekte, bunları halkın önünde konuşmayalım derken ki sözüm ona bizleri teskin etmeye çalışırken, acaba bizden bir şeyler gizlenecek veya gizleniyor mu kuşkusuyla yeni bir endişe diyarına yolculuk yaptırmak üzere elimize biletlerimizi veriyorlar. Hukukçuların aynı kanun hakkındaki farklı fikirleri ise umutsuzluk sarmalına dolamakta. İşte tam bu noktada, endişe, kuşkuların nefes almamı engellediği noktada uzaktan kumanda imdadıma yetişmekte. Derhal başka kanala gidiş. O da ne, bir evlenme programı. Amaçları evlenmek gibi
40
I EKİM 2016
gözükse de birbirlerinin maddi durumlarını sorgulamaya gelmiş, birbirlerine acımasızca ben seni beğenmedim diyen, beğenilerini ise hadi bir çay içelim diye ifade eden, bu durumları ise göbek atarak karşılayan insanların bulunduğu bir program. Ve ruhsal durum ağlasam mı gülsem mi ikileminde karmakarışık. Hadi bakalım, kumandayla yeni bir hamle ve karşımda bir şarkı yarışması. Beğenmedikleri yarışmacıları, çocuk akıllı ama çalışmıyor diyen öğretmen edasıyla uğurlayan jüri. Beğenince ise yarışmacıyı kapma mücadelesi. İyi niyetli program lakin ruh dalgalı olunca başka bir kanala geçme isteği hasıl oluyor. Karşıma çıkan kanal "hay bin kunduz nereden kanal değiştirdim" dedirtecek cinsten. Yine bir yarışma programı. Yarışmacılar karıkoca. Ama eşlerden biri başarısız olunca diğeri çok anlayışsız davranıyor. Kavga falan ediyorlar milyonların önünde,
hosgörü hak getire. Yine bir fenalaşma durumu, yeni kanal arayışı. Sokaklarda koşturan genç hanımlar belli bir sürede alışveriş yapıp, sonra da giyinip kuşanıp jüri karşısına geçiyorlar. Olmuş, olmamış, bizlesin, değilsin derken başka bir kanal başka bir ruh durumu. Kızlar bir grup, erkekler bir grup oyunlar oynuyorlar, kavgalar ediyorlar, kuyu kazıyorlar, strateji üretiyorlar. Amaç kazanıp başka bir yarışmaya gitmek. Diğer bir kanalda halay çekenler, diğer bir kanalda insanın canını çekmesine neden olan yemek pişirmeler. Daha neler neler. Mutlu olan, olmayan kızan, sevinen, hırslanan, heyecanlanan, o duygudan bu duyguya koşan ben ve ruhum "ya bir dakika zor günler geçiriyoruz gündemde bir değişiklik var mı" diye haber kanallarına geçerek, gündemi ve yorumlarını tekrar can kulağı ile dinleriz. Kafa karışıklığı endişe, paranoya. Yeter deyip diğer kanallara koşuş. Magazin, evlenmek isteyenler, yarışanlar, yarışamayanlar, diziler, giyinerek kuşanarak yarışanlar, halay çekenler ve bunları seyredip her şey günlük güneşlik gibi bir dünyaya dalış. Netice dengeden hayli uzak ortaya karışık bir ruh. Sağlıklı, dengeli, şahane günler geçirmemiz temennisi ile önümüzdeki ay görüşmek üzere…I
EKRANLARDA NELER OLUYOR?
Değiştiremeyeceğin şeyleri hayatın merkezine koyma Her ne yaşamışsanız ve bu siz de tarifi imkansız yaralar açmış veya tabiri caiz ise bir yanınızı eksik bırakmış ise tek yapmanız gereken her ne olduysa onunla yaşamayı öğrenmenizdir. İnsanoğlunun, yaradılışı gereği maalesef hayatında en az bir kere yaşadıklarıyla yaşamayı değil, yaşadığının etkisi altında yıllarını kendi kendini harap ederek geçirmişliği vardır. Ancak unutulmamalıdır ki her ne kadar acı yaşarsanız yaşayın hayat devam ediyor ve edecek. Unutmanız tabii ki beklenemez ancak acınızla yaşamayı öğrenmediğiniz sürece yıllarınızı heba etmekten başka elinizden hiçbir şey gelmez. Bir yerde okumuştum, ...özgür olmak için bırakmayı öğrenmelisiniz. Acıyı serbest bırakın ... Geçmiş acılarınızı misafir etmeyi reddedin... Ne kadar doğru. Tıpkı Seviyor Sevmiyor ELİF YAKAR dizisinde Yiğit'in annesinin ölümünü an be an yaşaması ve salya sümük ağlarken Deniz'in Yiğit'e haykırdığı cümle gibi 'Değiştiremeyeceğin şeyleri hayatın merkezine koyma.'
Kara Sevda Evet, yeni bir sezon başladı. Kanallardaki dizi sayısı nedense benim beklentimin çok altında kaldı ancak yine de iddialı yapımlar var. Bir önceki sezondan devam eden diziler ekranlarda yerlerini alıyor ama ne yalan söyleyeyim tek kelime ile yetersiz kaldılar maalesef. Dizi sektörü olarak her geçen gün gelişen bir yapı içerisinde anlam veremediğim şekilde ikinci sezon veya es kaza üçüncü sezonda halen ilk bölümlerin heyecanını taşıyan dizi sayısı yok gibi. Tüketime alıştık veya beklentimiz yükseliyor diyeceğim ama değil. O veya bu nedenle o ihtişamlı yeni sezon tanıtımlarının ardından klişe durumlar tat vermiyor. Bu konuya ilk örnek Kara Sevda, açıkçası ben de hayal kırıklığı yaratan bir bölümle sezona başladı ve devam ediyor. Bundan sonra kendini toparlar mı bilemiyorum ancak Azrail'e çelme takan Emir'in dön dolaş Nihan'a çengel atması ve hiç bitmeyen entrika yeteneği öööö getirdi diyebilirim. Kendinizi Emir'in yerine koymanızı istesem? Zenginsiniz, yakışıklısınız, eğitimlisiniz, annenizi intihar ederken görmüş bir insansınız ama anneniz yatalakta olsa yaşıyor, kaybetmemişsiniz. Babanız her türlü deliliğinize karşı arkanızda. Aşık oluyorsunuz, evlenmek için türlü oyunlar yapıyorsunuz ve karşı taraf sizden nefret ediyor. Ancak siz o kadar hırs yapmışsınız ki karınızın başkasının çocuğunu doğurmasına razı oluyor ve
42
I EKİM 2016
onu çocuğuyla tehdit ederek yanınızda tutmaya çalışıyorsunuz. Kusura bakmayın ama siz nasıl bir vakasınız? diye sorarlar size. Kriminal dizilerindeki en azılı seri katil profillerine bile baksanız bu tutkuyu göremezsiniz. Psikolojik olarak nasıl bir insan bu şekilde yaşamına devam eder bilinmez. Nevrotik, şizofren, sosyopat? Nasıl bir tutkudur anlayamadığım için hayal güçlerini merak ettiğim senaristlerini inceledim. Belki benim göremediğim özel yetenekleri vardır diye. Geçen sezon 4 kişilik bir ekip olan grup bu sezon 2 kişi olarak yollarına devam ediyor. Özlem Yılmaz ve Burcu Görgün. Tabii sadece bu kişiler değil kurguda Duygu Kılıç varmış. Ancak şöyle bir bakındığımda Özlem Yılmaz'ın oyunculuk kariyeri haricinde başka senaryolara imza atmamışlar açıkçası. Bu da bitmeyen tutkuyu açıklıyor bence. İnsanların önüne her hafta izleyecekleri bir yapım koyuyorsunuz ve kimin, neyi, ne şekilde anladığını kestiremiyorsunuz. Hasta ancak ne hastası ol-
duğu tıbben kanıtlanmamış bir kişiyi aşık kılığına sokuyorsunuz. Düşünsenize es kaza birisi aşk buymuş dese kaç can yanar? Lütfen biraz dikkat! Tabii ki Poyraz Karayel'in de tıpkı Kara Sevda gibi ölemeyen başrolü ile merhaba demesini bekliyoruz. Yüksek Sosyete Yaz sezonundan devam ettirilen Yüksek Sosyete dizisi düşe kalka yoluna devam ediyor. O çok takdir ettiğim Süreyya Hanım karakteri halen benim için çok özel. Kocasının pişman olup dönüş yapması da içler acısı. Ne yazık değil mi? Bir insan yaşanan onca üzüntü ve hayal kırıklıklarını silebilir mi? Hayır dediğinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin sizinle aynı fikirdeyim. Hani şu bilinçaltımız var ya hani nedense seni en zayıf yerinde yakalayıp ortaya başka sen çıkaran. İşte o dilin ne söylerse söylesin tamir olmuyor ve asla unutmuyor. Sen istediğin kadar kendini kandır, gün gelip mutlaka orası ile yüzleşiyorsun. Bu nedenle 'Her insan ikinci şansı hak eder' sözünü hep insanın kendisine yaptığı bir haksızlık olarak görmüşümdür. Gerçi 'Zaman her şeyin ilacı' özlü sözünü de burada kullandığımızda belki de tamir olur mu düşüncesine kapılabiliriz ancak üzerinden bir hayat geçtikten sonra ilaç olsa ona ilaç denir mi orası tartışılır. Düşe kalka diye betimleme sebebim artık seyrederken keyif değil sıkıntı duyuyor olmam. Zengin kız fakir oğlan ve fakir kız zengin oğlan birbirlerini sevmişler dörtlüsü gün geçtikçe içime baygınlık getiriyor.
EKRANLARDA NELER OLUYOR? Kaldırabildiğim, intikamsever bir toplum olduğumuz için Süreyya’nın aşık olması idi onu da oğlunun ölümü ile gölgelediler. Fitne fücur ikinci kadın da yılmadan yoluna devam ediyor, anlayacağınız bayılmak üzereyiz acilen takviye lazım diziye. Senaristlerine duyurulur. Kiralık Aşk Kiralık Aşk için söyleyebileceğim çok şey olamadı maalesef. Yalnızca 'Seversin, kavuşamazsın aşk olur' sözü ile hareket eden bir öykü haline geldi. Nesiller boyu bu böyledir, burada ise sezonlar boyu:) Ama yine de en azından seyredilebilirlikleri yüksek. Ölemeyen başroller yerine evlenemeyen başrolleri seyretmek daha iyi bence. Ekle, çıkar ile oyuncu kadrosunda neredeyse erozyon yapan dizinin ileriki bölümlerini merakla bekliyorum. Söylemeden edemeyeceğim: Sude karakterinin ayrılmasına ayrı bir sevindim. Hani bazı insanların bir türlü ısınamadığı tipler vardır ya benim için de Sude tam da ısınamadığım idi. Ömer her zaman ki yakışıklılığı, Defne her zaman ki zarafeti ile ve bu yenilikçi ekip ile sanıyorum ki bu dizi uzun süre devam edecek diziler arasında. Yeni diziler Gelelim yeni yapımlara her yeni yapımı fikir edinebilmek için izleyen ben hepsinin tadına baktım. Önümüzdeki bölümlerinde tam kimliklerinin belli olacağı diziler için bu ay yalnızca kısa anekdotlar aktarmak istiyorum. Arkadaşlar İyidir, bir başka intikam hikayesi. Gerçekten ekranlarda hemen hemen ilk defa seyrettiğim hikayesi ile hoşuma gitti. Bana Sevmeyi Anlat, bence en iddialı dizilerden biri, konusunda fazla tesadüfler barındırıyor ama oyunculuklar gayet başarılı. İçeride, mafya babası ve emniyet müdürünün aynı düşünce ile birbirlerinin yanına köstebek sokması ile çok güzel kurgulanmış. 2 saat diziyi seyredip sonunda bunu öğrenince de kendinizi 'Altıncı His' filmini seyrediyormuş gibi hissediyorsunuz. Rüzgarın Kalbi, kalp nakli mi diyerek önyargı ile seyretmediğim diziye haksızlık etmişim. 5 bölüm yayınlandıktan sonra keşfettim ve geriye dönük izledim. Klasik senaryoların dışına çıkarak iki kişinin kendini kaybettikleri noktada bir araya gelmesi kaderin bir oyunu olsa gerek. Yabancı diziler Lucifer dizisi gerçekten çok fantastik ve hayal dünyanızı zorlayan bir dizi. Öncede belirttiğim gibi, dini inancı yerinde olan insanların keyifle izleyebileceği ancak gerçekten inanç sisteminde en ufak aralıklar bulunan insanların o ufacık aralıklarını yeterince genişletebilecekleri bir kurguya sahip. Bu nedenle kesinlikle çocukların ve inancına güvenmeyen insanların izlememesi taraftarıyım. İkinci
44
I EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
AYIN ELEŞTİRİSİ: Kara Sevda'nın Zeynep'i neden sürekli abisine çelme takıyor? AYIN REPLİĞİ: Forever, Lanetimi bozacak bir anahtar arıyorum. AYIN ŞARKISI: Bodrum Masalı, Gülay - Sezenler Olmuş. AYIN ÖNERİSİ: Dizi saatleri kesinlikle kısaltılmalı. Her bir bölüm filmler ile yarışıyor. AYIN REYTİNG REKONTMENLERİ: PAZARTESİ: İçerde SALI: Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ÇARŞAMBA: No:309 PERŞEMBE: Bodrum Masalı CUMA: Kiralık Aşk CUMARTESİ: Rüzgar'ın Kalbi PAZAR: Seviyor Sevmiyor sezonda annesinin de diziye katılması ile iki bölümü 'Tövbe, Estağfirullah' diyerek izledim:) İlk sezonda etliye sütlüye dokunmamasına rağmen Hristiyan camiasından oldukça büyük tepki alan dizi takip edebildiğim kadarı ile zar zor ikinci sezon kararını alabilmişken sanırım dizi yapımcıları bir şeylere çok kızdı ve repliklerin şiddetini sonuna kadar artırdı:) Bu sezon tamamı ile anne, baba, çocuk kavramları üzerinden ilahi bir şeylere dokunması beni rahatsız etti mi? Etti. Ama senaryonun yumuşatılacağını düşünüyorum. Blacklist Blacklist'inde yeni sezonu başladı. Tıpkı Türk yapımlarında olduğu gibi Blacklist’te de ölü diriltme vardı fakat kadın FBI ajanı, haliyle böyle bir komplo kurmasına olası gözüyle bakıyorsun. Ama
biri sınırlarımı zorluyor, diğeri öldü dirildi derken izlemeye devam etsem de ben yeni bir dizi arayışına girmiştim bile. Yaklaşık 1 haftada tüm sezonunu izlediğim Forever dizisini keşfettim sonra. Forever Forever dizisinin tıpkı Lucifer gibi fantastik bir öyküsü var. Yaklaşık 6-7 bölümü 'Benim adım Henry Morgan. Hikayem oldukça uzun' cümleleri ile başlıyor. Evet, bu Henry 200 yaşında ve sayısız kere ölmüş ancak hep kaldığı yerden yaşamaya devam etmiş. 35 yaşında sabitlenmiş ve evlat edindiği çocuk bile 70 yaşını geçmiş olmasına rağmen bu Henry aynen duruyor. Ben oldukça beğendim yalnız 1 sezonmuş ve bunu 2. Sezonunu ararken öğrendiğim için tadı damağımda kaldı diyebilirim. Dizi konusundan daha çok biz fanileri neden böyle fantastik senaryolar ile etki altına aldıklarına değinmek istiyorum. Naçizane düşüncem: Hayat bazen o kadar sıkıcı bir hal alıyor ki bizlere, her şey yolundayken bile durumunu beğenmeyen ve sıyrılmak isteyen, ‘Ferrari'sini Satan Bilge’ modeli oluşturanlar üzerinde hayal gücünün işe yarayıp yaramadıklarını deniyorlar bence. Yarıyor mu derseniz ben de yarıyor, olduğumdan farklı olacağımı düşünmek beni rutinimden dışarı çıkarıyor. Hayal dünyamı genişletiyor ve beynimin yanına bir nevi sanal beyin inşa edip, ne zaman sıkılsam bu sanal dünyadan bir hikaye çekiyorum. Psikoloji otoriteleri bu durumu nasıl yorumlar bilemem ama ben insanın kendini iyi hissettiği her şeyi denemesi taraftarıyım. Hepinize iyi seyirler. I
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
Hızlı kilo alıyor zayıflayamıyor halsiz yorgun bitkin bir haldeyseniz ve sık sık depresyona giriyorsanız kan şekerinizde bozukluk olabilir. Bunun en önemli nedeni insülin direncidir. Gizli şeker kan şekeri düşüklüğü diyabet polikistik over karaciğer yağlanması göbeklenme depresyon panik atak hipertansiyon gibi hastalıklar insülin direnci ile ortaya çıkabilmektedir. İNSÜLİN NEDİR NE İŞ YAPAR?
TEDAVİDE NE YAPILIYOR İç Hastalıkları (Dahiliye) Dr. Hatice Yücel
İnsülin pankreas adındaki organımızdan salgılanır ve kan şekerini düşürmeye yarar. Yemek yediğimizde gıdalardan aldığımız şeker emilir enerji sağlanması için kan şekerinin kas, karaciğer, yağ, beyin ve dokular başta olmak üzere hepsine girmesi gerekir. Kandaki şekerin hücrelere girmesi insülin hormonu sayesinde olur. İNSÜLİN İHTİYAÇTAN FAZLA OLAN ŞEKERİ yağ olarak depolar. Yüksek kan şekerine insülin seviyesi de yükselerek cevap verir. Fazla olan şeker vücutta insülinin sayesinde vücudumuzu yağlandırmaya başlar. İnsanların bir kısmı özellikle hanımlar, bir araya geldiği günlerde daha fazla şekerli gıdalar tüketir. Yükselen kan şekeri insülin düzeyini yükselterek insülin enflasyonuna sebep olur. Yükselen insülin seviyesi eşittir insülin direncinin başlamış olması demektir. İlk başlarda pankreas insülin seviyesini yükselterek tepki gösterir ama eğer ki bizler beslenmemizde ağır şekerden tatlılardan yüksek gıdalarla hareketsiz yaşamaya devam edersek pankreas iflas eder, insülini yeterince üretemez, kan şekerini düşüremez, kan şekerimiz yükselmeye başlar ve bunun sonucu klinikte şeker yükselmesi yani diyabet hastalığıdır. İNSÜLİN DİRENCİNİN BELİRTİLERİ
I Yorgunluk halsizlik I Hızlı kilo alma I Zor kilo verme I Doymama sık acıkma I Uyku basması I Gün içinde acıkma atakları I Tatlıya düşkünlük I Kilo verememe I Terleme I Kadınlarda kalça ve
göbekte yağlanma
I Erkeklerde göbeklenme I Tansiyonlarda yükselmelerin başlaması I Performansta azalma I Konsantrasyon bozukluğu I Unutkanlık I Yemeklerden sonra uyuklama
İNSÜLİN DİRENCİ DİYETİ YANİ GLİSEMİK İNDEKS DİYETİ YAPINIZ
Bir gıdanın glisemik indeksi onun kan şekerini yükseltme özelliğidir. Glisemik indeks 0-100 arasında değişir. Glikozun yani kan şekerinin değeri 100 kabul edilerek diğer gıdaların kan şekerini yükseltme gücü veya etkisi sıralanır. Glisemik endeksi gücü yüksek gıdalar; - Pilav, Makarna, Tatlı gibi gıdalar kan şekerini hızla yükseltir ve glisemik değeri yüksektir. Protein ve yağların glisemik endeksi sıfırdır. Karbonhidratlar, yani buğday ürünleri veya her türlü tatlılarla birlikte yenen protein ve yağ, o karbonhidratın kan şekerini yükseltme de katkıda bulunabilir. Mesela; ekmeği tek başına yememek, yanında peynir veya süt tüketmek, protein kaynağı olduğu için önerilir. Zayıflama isteyen kişilerin glisemik endeksi düşük gıdalarla beslenmesi gerekir. İnsülin direnci Homa-IR adı verilen bir formül ile hesaplanır. Yapılan tahlil sonuçlarına göre; özellikle insülin direncine iyi gelen ilaçlar Metformin, Karbonhidrat alımı sonrası kan şekeri değeri düşüklüğünü önleyen Akorboz içerikli ilaçlar, diyet ve egzersiz insülin direnci tedavisinde etkilidir. Diyetisyeninde katkıları ile insülin direnci veya diyabeti olan hastalara, karbonhidrat sayımı ve düşük glisemik indeksli gıdalar tüketmeleri önerilir. Salatalara eklenecek sirke, içeriğindeki besinin glisemik endeksine düşürmeye yardımcı bir besindir. Önerilmektedir. Tedaviye, iç hastalıkları gerektiğinde endokrinoloji ve diyetisyen işbirliği ile mükemmel sonuçlar alınmaktadır.
YANIKLARDA YAPILMASI GEREKENLER:
Acilde en sık karşılaştığımız vakalardan biri yanıklardır.
cilt normal görünümüne dönebilir. İkinci derece yanıklarda tedavi birinci derece yanıklarla aynı. Kızarıklığa ek olarak YANIK NEDİR? büllerin oluşması ile tanınır. Bir sağlık Yanık; ısı, elektirik, güneş ve kimyasal kuruluşuna başvurarak steril koşullarda maddelere maruz kalma sonucunda deride ve doktor tarafından yanık pansumanı yapılır. En deri altı dokularda meydana gelen sık sıcak suya maruz kalmayla oluşur. Ağrılı ve ciddi yanıklardır. Doğru bakım önemlidir. yaralanmadır. İz kalabilir, enfeksiyona açıktır. Yanıklar derinliklerine, yüzey miktarına, Üçüncü derece yanıklarda hastanın hassas alanların etkilenmesine (el, ayak, yüz, Acil Sorumlu Hekimi Dr. mutlaka yanık ünitesi olan bir hastaneye genital bölge), hastanın yaşına, hastanın Lütfullah Khalyar götürülmesi gerekir. Hastanın bilinci açıksa kronik rahatsızlığı olup olmadığına (diabet, bol sıvı içirilir. Açık yanık yarası hava ile kalp, kronik böbrek hastalığı vb.) göre temas ettiği zaman ağrıya neden olacağından yaranın derecelendirilir. hava ile teması kesilir. Bunun için yara nemli steril gazlı DERECELERİ NELERDİR? bez ile kapatılır. Ateş ya da yüksek sıcaklık veren fiziksel, 1. derece yanıklar: Derinin sadece en üst tabakasının kimyasal etkenlere maruz kalma sonucu yanıklar oluşur etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık ve ağrı görülür. Örneğin (ateş, elektirik, güneş, sıcak su, kızgın yağ ve güneş yanığı. kimyasallar). Yanıklı cilt açık yara gibi değerlendirilir. Vücut bu kısımdan su kaybeder ve açık yara gibi 2. derece yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda enfeksiyona açıktır. Toplam vücut yüzeyinin %20ʼsinden alt kısmının etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik, fazlasını etkileyen yanıklarda hayati tehlike riski oluşur. ağrı ve su toplanması (bül) ile görülür. Üçüncü derece yanıklarda cildin tamamı etkilenmiştir. Ağrı azdır, hayati tehlike yaratacak kadar sıvı 3. derece yanıklar: Tüm derinin etkilendiği deri altı kayıpları ve enfeksiyon riski vardır. dokuların hatta kemiğe kadar ulaşan yanıklardır. Ağır YAPILMASI GEREKEN yanıklarda sinir uçları ve kan damarları İLK UYGULAMA NELERDİR? zedeleneceğinden yanık bölgesinde his kaybı oluşabilir. Yanıklarda ilk yardımcının ilk amacı yanığa neden Aslında bütün yanıkların bir hekim tarafından kontrol olan madde yada kaynağın uzaklaştırılmasıdır. edilmesi gerekir. Bazen ufak çaplı yanık yaralanmaları Tutuşmuş kazazedenin kaçması önlenir. Üzerine bir örtü oluşabilir. Bazen ütü yaparken atılarak ya da yuvarlanarak elimizin ütüye değmesi veya söndürülür. Yanıklı hasta çaydanlık yada tencere tutarken soyulurken derininde yaşanan ufak yanık kazaları. Bu soyulabileceğinden elbiseler tür yanıklarda kişi yanan bölgeyi kesilerek çıkartılır. Kimyasal mutlaka soğuk suya tutmalıdır. yanıklarda etkilenen bölge Yanıklarda kesinlikle yoğurt, mutlaka uzun süre temiz suyla salça, diş macunu, tuz, zeytin yıkanmalıdır. Tüm yanıklarda ilk yağı gibi şeyler sürülmez. Birinci yapılan işlem yanık bölgesinin derece yanıklarda etkilenen ağrısı geçene kadar on dakika bölge en az on dakika soğuk soğuk suda tutulmasıdır. suda tutulur. Deride oluşan Yaralının üzerinde yüzük, gerginliğe bağlı ağrıyı azaltmak bilezik, saat varsa çıkartırılır. için yanık kremleri sürülebilir. En Yanıklı bölge ıslak temiz bir sık güneşte kalma nedeni ile bezle örtürülür. Hastanın bilinci oluşur. Cildin kızarır ve şiddetli açık ise ağızdan su ve sulu ağrı olur. Kendiliğinden iyileşip gıdalar verilir.
MEMEDER
Bahçeşehir’de 105 meme kanserinden “Memeder, Bahçeşehir’de 10.350 kadına ücretsiz tarama programı uygulamış, evlerinden davet ederek muayene etmiş, dijital mamografi çekmiş, ultrasonografi yapmış ve 105 kadına çok erken evrede meme kanseri tanısı koymuştur. Bu hastalarda gerekli tedavilerin yapılmasını sağlamış olup, takiplerini yapmıştır” diyen Memeder Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen ile Memeder’in geleceği ve 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında meme kanseri hakkında bilgiler aldık... Hatice Gülçür İnanç
Sizi tanıyabilir miyiz?
İstanbul Tıp Fakültesiʼnden 1978ʼde mezun oldum. Aynı fakültede 1987 yılında Doçent, 1995 yılında Profesör oldum. 1989-1991 yılları arasında ABDʼde Cerrahi Onkoloji ve Meme Kanseri konularında üst ihtisas yaptım. ABD, Japonya ve Bulgaristanʼda farklı tarihlerde misafir profesör olarak bulundum. Meme Kanseri Farkındalık Projemiz, 2008 yılında The Breast Health Global Initiative tarafından en başarılı proje olarak seçildi. Ülkemizde bir ilk olan “Bahçeşehir Meme Kanseri Erken Tanı ve Tarama Projesini” uygulamaya koydum.
Memeder Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen
48
I EKİM 2016
Dünya Meme Sağlığı Derneğiʼnin (WSBH)} kurucu üyesi, Senologic International Societyʼnin yönetim kurulu üyesiyim. 2009-2011 yılları arasında Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonuʼnun Başkanlığını, 2009-2012 yılları
arasında İstanbul Meme Derneğiʼnin Başkanlığını yaptım. Meme Sağlığı Dergisi, Surgical Science ve Türkiye Klinikleri Dergileriʼnin editörlüğünü yapmaktayım. Halen, İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalıʼnda öğretim üyeliği ve İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Meme Sağlığı Merkeziʼnin Direktörlüğü'nü yürütmekteyim.
Bahçeşehir’de Memeder hakkında bilgisi olmayan yoktur ama bilmeyenler için Memeder’in amacını, faaliyetlerini bizimle paylaşır mısınız?
Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER), 2007 yılı Eylül ayında, İstanbulʼda kurulan, bilimsel ve sosyal yanı ağırlıkta olan bir sivil toplum kuruluşudur. Bünyesinde meme kanseri ile ilgili bilim adamlarını, meme kanseri tedavisi görmüş kadınları ve onların yakınlarını bulunduran, kadınların daha sağlıklı olmaları için mücadele eden bir dernektir. Derneğimizin bugün 819 aktif üyesi olup, tarama programımıza katılan, ücretsiz muayene, mamografi ve ultrasonografileri yapılan 40-69 yaş grubunda 10.350 kadın vardır. Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) kurulduğu tarihten bugüne kadar Başakşehir Belediyesi ile iş birliği yaparak çok sayıda bilimsel, kültürel ve sosyal proje hazırlamış, bunları gerçekleştirmiştir ve yeni projeler hazırlayarak uygulamaya çalışmaktadır. Bu projeler kadınlarımızda meme kanseri risk faktörlerinin ortaya ko-
Dört Mevsim Bahçeşehir
kadını
kurtardık nulması, meme kanseri bilgi ve farkındalık düzeyinin ölçülmesi ve artırılması, erken tanı ve tedavinin önündeki bariyerlerin tespiti ve kaldırılması, meme kanseri mamografik tarama programının uygulanması gibi temel ve halk sağlığı açısından uygulanması zorunlu, sağlık sistemine yol gösterici ve çoğu ülkemizde ilk defa yapılan projelerdir.
Memeder geçtiğimiz 9 yılda Bahçeşehir’de kaç kişiye ulaştı? Bu süreçte kaç kadına meme kanseri tanısı kondu?
MEMEDER 10.350 kadına ücretsiz tarama programı uygulamış, evlerinden davet ederek muayene etmiş, dijital mamografi çekmiş, ultrasonografi yapmış ve 105 kadına çok erken evrede meme kanseri tanısı koymuştur. Bu hastalarda gerekli tedavilerin yapılmasını sağlamış olup, takiplerini yapmıştır. Bahçeşehir’de tedavide başarı oranı nedir?
Meme kanseri tanısı ile tedavi edilen hastalarımızda çok erken tanı konulmuş olup, başarı şansımız %100ʼe yakındır.
Biz hanımlar için varlığınız çok önemli ama projenizin ülkemiz için bilimsel açıdan da çok büyük bir önemi var. Gözlemlediğimiz kadarıyla bu projenin yoğun bir emek ve ekip işi olduğunu anlıyoruz. Kaç kişilik bir ekibiniz var, elde edilen verilerle ülkemizde meme kanseri araştırmaları yeni bir bakış açısı kazanacak mı?
Memederʼde 11 gönüllü yönetim kurulu üyesi, 2 radyoloji uzmanı, 1 radyoloji teknisyeni, 1 genel cerrahi uzmanı, 1 sorumlu hemşire 2 tıbbi sekreter hizmet vermektedir. Yaptığımız araştırmalar, mamografik taramanın ülkemizde de uygulanabilirliğini, mamografik taramaya 40 yaşında başlanılması gerektiğini, programımıza katılıp meme kanseri tanısı konulan hastaların %82ʼsinin çok erken evrede yakalandığını ve mamografik taramanın ülkemiz için çok ekonomik olduğunu
“Memeder bünyesinde meme kanseri ile ilgili bilim adamlarını, meme kanseri tedavisi görmüş kadınları ve onların yakınlarını bulunduran, kadınların daha sağlıklı olmaları için mücadele eden bir dernektir.”
EKİM 2016 I
49
MEMEDER ortaya koymuştur. Tarama sonuçları Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Kanser Enstitüsü ile paylaşılmıştır. Bu proje sayesinde Kanser Daire Başkanlığı Türkiyeʼde mamografik tarama yaşını 50ʼden 40ʼa düşürmüştür. Bugün ülkemizde mamografik tarama 40-69 yaş grubundaki kadınlara uygulanmaktadır. On bini geçen üye sayınızla takip-teşhis ve tedavisiyle yoğun bir emek aynı zamanda maddi destek gerektiren projenizi nasıl ayakta tutuyorsunuz? Proje sona erdiğinde sponsorlarınız maddi destek vermeye devam edecekler mi?
Projemiz bir bilimsel proje olarak ve bir ilaç firmasının sponsorluğunda Başakşehir Belediyesiʼnin desteği ile 8 yıl önce başladı. 10 yıl süreli olarak planlanan bu projemiz önümüzdeki yıl tamamlanacak, ana sponsorumuz bu yılsonunda desteğini sonlandırmış olacak. Bu projemizin devam edebilmesi için tarama programımıza katılan kadınların az miktarda da olsa maddi ve daha çok manevi desteklerine ihtiyacımız var.
İstanbul’dan hatta Türkiye’nin çeşitli illerinden projenize ev sahipliği yapmak isteyen, sponsor olup bize de gelin diyenler olduğunu duyduk. Projenizin önümüzdeki yıl biteceğini duyan Bahçeşehirlilerin merak ettiği konu ise; “Memeder projesi biterse biz ne yapacağız, ne olacak?”. Memeder hizmetlerine devam edecek mi, Bahçeşehirlileri aydınlatabilir misiniz?
Dünyada sayılı Türkiyeʼde bir ilk olan bu projemiz çok yoğun, düzenli ve özenle yapılan bir çalışma ürünüdür. Projemize Bahçeşehir ve çevresindeki ma-
halleler (Boğazköy, Altınşehir, Şahintepe…) destek olmadıkları takdirde önümüzdeki yılsonunda tamamlanacak. Kamuya yararlı dernek olmak için Başbakanlığa gerekli başvurularımızı yaptık, bekliyoruz. Çeşitli üniversite ve kurumlardan konusunda uzman ve seçkin bir kadromuz var, meme kanserli ya da yakını meme kanseri geçirmiş, duyarlı ve gönüllü bir ekiple çalışıyoruz. Böyle hizmet veren bir STKʼnın ayakta kalması ve devamlılığı için destek lazım. Bu yılın sonunda maddi destek aldığımız ana sponsorumuzun destek verme süresi bittiği için, bundan sonra derneğimiz hizmet vermeye devam edecekse ancak Bahçeşehirlilerin desteğiyle ayakta kalabilir. Aksi takdirde bu projenin gelecek yılı tamamlaması bile zor, hizmetlerimizin de-
“Meme kanseri tarama, tanı ve tedavisinin yanısıra gerekli sermaye desteğini bulabilirsek Pembe Ev isimli bir merkezle kadınların tüm sorunları ile ilgili (psikolojik problemleri, spor; plates, yoga vb.) eğitim verelim istiyoruz.”
Dört Mevsim Bahçeşehir
“Dünyada sayılı Türkiye’de bir ilk olan bu projemiz çok yoğun, düzenli ve özenle yapılan bir çalışma ürünüdür. Projemize Bahçeşehir ve çevresindeki mahalleler (Boğazköy, Altınşehir, Şahintepe…) destek olmadıkları takdirde önümüzdeki yılsonunda tamamlanacak.”
vamlılığını sürdürmemiz mümkün değil. Dönem dönem kurumlardan bir defalık maddi destek alıyoruz ama sürekliliği olmadığı için yetersiz kalıyor. Bireysel maddi desteklere ve kurumsal sponsorluk desteğine ihtiyacımız var. Kamuya yararlı dernek olma başvurumuzun kabulü ve Bahçeşehirlilerin desteği ile birlikte hizmetlerimize devam edebileceğiz. Aslında bir sürü projelerimiz var, meme kanseri tarama, tanı ve tedavisinin yanısıra Pembe Ev isimli bir merkezle kadınların tüm sorunları ile ilgili (psikolojik problemleri, spor; plates, yoga vb.) eğitim verelim istiyoruz. Bu konularda destek verecek gönüllülerimiz var. Gerekli sermaye desteğini bulabilirsek bu projelerimizi de kadınlarımızla paylaşmak istiyoruz. Bahçeşehirliler ve üyeleriniz, derneğinizin Bahçeşehir’de hizmetlerine aynı şekilde devam etmesi için nasıl destek olabilirler?
Derneğimize üye olarak yıllık 20 Lira gibi bir üyelik ücreti ile katkıda bulunmaları bile çok önemli. Derneğimiz ürünlerini satın alarak destek olabilirler, meme kanseri konusundaki 30 yıllık deneyimimi yansıtan Meme Hastalıkları Kitabıʼmızı satın alarak da yardımcı olabilirler. Ayrıca Bahçeşehir de oturan büyük şirket sahipleri sponsorluk desteği verebilirler.
Projenizin önümüzdeki yıl bitmesi ile ilgili Bahçeşehirlileri bundan sonrasında ne olacağı konusunda aydınlattığınız için teşekkür ederiz. Sizinle daha önce derneğinizin ana konusu olan meme kanseri konusunda konuşmuştuk ama bu röportajımızda da hemde 1-31 Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında meme
50
I EKİM 2016
MEMEDER kanserine değinmeden geçmeyelim dedik. Meme kanseri nedir? diye sorularımıza başlasak...
Bahçeşehirliler meme kanseri konusundaki 30 yıllık deneyimimi yansıtan Meme Hastalıkları Kitabı’mızı satın alarak da derneğimize katkıda bulunabilirler.
Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Meme kanseri ise süt yapan meme dokusu ve daha sık olarak süt taşıyan süt kanallarından kaynaklanan bir kanser türüdür.
Meme kanseri sık görülür mü?
Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanserdir. Dünya Sağlık Örgütü, 2012 yılında tüm dünyada 1.670.00 yeni teşhis konulan meme kanserli kadın olduğunu, meme kanserinin kadınlarda görülen kanserlerin dörtte birini teşkil ettiğini belirtmiştir. Gelişmiş ülkelerde her 7 kadından birinde meme kanseri görüldüğü bilinmektedir. Meme kanseri gelişmiş ülkelerde azalmakta olup, gelişmekte olan ülkelerde artmaktadır. 2030 yılında tüm meme kanserlerinin %75ʼinin gelişmekte olan ülkelerde görüleceği hesaplanmaktadır. Türkiye’de Meme Kanseri oranları ve hastalığın faktörleri nelerdir?
Yaptığımız araştırmalarda, ülkemizde meme kanseri sıklığını son 20 yılda iki katından fazla arttığını göstermiştir. Bu artışın giderek daha fazla olacağı ve yılda yaklaşık 25.000 kadına meme kanseri teşhisi koyulacağı ve her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanacağı hesap edilmektedir. Türkiyeʼde meme kanseri sıklığının artmasına neden olan faktörler: 1. Yaşam tarzının ve üreme fonksiyonlarının gelişmiş ülkelerdekine benzemesi: Kadınlarımız daha geç evlenmekte ve geç doğum yapmakta, daha az süt vermekte, erken adet görmekte ve menopoza daha ileri yaşlarda girmektedirler. Dengesiz ve düzensiz beslenme, egzersiz yapmamak, şişman kadın oranını artırmaktadır. Bahçeşehirʼde yaptığımız bir araştırmada 40-69
Dört Mevsim Bahçeşehir
yaşa arası kadınların %17.5ʼinin şişman olduğu ortaya çıkmıştır. Özellikle menopoz döneminde şişmanlama meme kanseri riskini ciddi olarak artırmaktadır. 2. Meme kanseri farkındalığının artması, daha fazla mamografi çekilmesi: Meme hastalıkları konusunda etkinlik gösteren sivil toplum kuruluşları ve bilimsel derneklerin artması, bu konuda görsel ve yazılı basında yapılan programlar, sağlık görevlilerinin uyarıları, meme kanseri ile ilgili sağlık kuruluşlarının artması, mamografinin ücretsiz olarak yapılması meme kanserinin erken dönemde ve belirti vermeden yakalanma şansını artırmaktadır. 3. Nüfusun artması ve yaşlanması: Kadın nüfusunun artması ve yaşam süresinin uzaması da meme kanserinin daha sık görülmesine neden olmaktadır. Peki, meme kanseri neden oluyor?
Meme kanserinin neden olduğu henüz kesin olarak bilinmiyor. Ancak bunda hor-
“Mamografi ve ultrason sistemimiz çok kaliteli ve hastanelerde aynı hizmetleri büyük paralar ödeyerek alabilecekken biz tarama, tanı, tedavi ve takip hizmetlerinin hepsini ücretsiz veriyoruz.”
monların büyük bir etkisinin (östrojen) olduğunu söyleyebiliriz. Erken adet gören (12 yaşından önce), menopoza geç giren (55 yaşından sonra), menopozda uzun süre hormon tedavisi alan, hiç doğurmayan, 30 yaşından sonra doğuran, süt veremeyen kadınlarda meme kanserinin sık görülmesi, meme kanseri hormon ilişkisini destekliyor. Bunun yanı sıra beslenme alışkanlıklarının da meme kanserinde etkisi oluyor. Sürekli kırmızı et tüketen, hayvansal yağ ve protein ile beslenen, sebze ve meyve tüketmeyen, fazla miktarda alkol alan kişilerde meme kanseri riski yüksek. Bir de egzersiz yapmayan, fiziksel aktivitelerden uzak olan kadınlarda meme kanseri sıklıkla görülüyor. Menopoza giren kadınların egzersizden uzaklaşması ve kilo alması da kanserin nedenleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin batısında bu oran neden yüksek?
Batı bölgemizde yaşamın batıdaki yaşama daha fazla benzemesi, yani evlilik ve doğurma yaşının gecikmesi, doğurganlığın azalması, stres, çalışma koşullarının güçleşmesi, çevre kirliliğinin artması, beslenme alışkanlığında değişiklikler, hareketsizlik meme kanserinin daha fazla görülmesine neden olmaktadır. AİLEMDE YOK BENDE OLMAZ DİYE DÜŞÜNÜLMEMELİDİR Meme kanserinin geleceği ile ilgili neler düşünülüyor? Artması bekleniyor mu?
Gerek batıda gerekse ülkemizde her 4 kadından birinde kanserin memede
52
I EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
MEMEDER yerleştiğini görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2020 yılına kadar %60ʼlık bir artışla iki buçuk milyon kişinin meme kanserine yakalanacağı hesaplanmaktadır. Bu nedenle meme kanser riski taşıyan bayanların mutlaka meme merkezlerinde düzenli olarak muayene olmaları ve mamografi çektirmeleri gerekiyor.
Meme kanserine kimler yakalanabilir?
Her kadında meme kanseri olabilir. Ailemde yok bende olmaz diye düşünülmemelidir. Ailesinde ve yakın akrabalarında yani anne, kardeş, çocuk, anneanne, babaanne, teyze, hala gibi birinci ve ikinci derece akrabasında meme kanseri olan kişilerde meme kanseri riskinin daha fazla olduğunu görüyoruz. İlk adetini 12 yaşında önce görenler, Menopoza 55 yaşından sonra girenler, hiç doğurmayan ya da 30 yaşından sonra doğuranlar, kendisine daha önce meme ve yumurtalık kanseri teşhisi konulanlar, menopozda aşırı kilo alanlar, alkol ve sigara kullananlar meme kanserine daha fazla yakalanıyorlar. Bu yüzden risk grubunda olanlar başta olmak üzere her kadının meme kanserinin farkında olması ve kontrole gitmesi gerekir. Fazla kilolu olmak meme kanserine yol açabilir mi?
Meme kanserinin kilolu olan kişilerde daha fazla olduğu yapılan istatistiklerde görülüyor. Özellikle kadınların yağlı gıdalar tüketmeleri ve hareketsiz olmaları kilo almalarına neden oluyor.
Kişinin erken ya da geç doğum yapmasının önemi nedir?
Özellikle 30 yaşından sonra ilk doğumunu gerçekleştiren ve hiç doğurmayan kadınlarda yine meme kanserine neden olan östrojen hormonun uzun süre etkisi altında kaldığı için meme kanseri riski artıyor.
DOĞUM KONTROL HAPI KULLANIRKEN DİKKAT EDİN
Doğum kontrol hapının kullanılması kansere yol açar mı?
Doğum kontrol haplarının kullanılıp kullanılmaması üzerine birçok çalışma bulunuyor. Genel olarak 10 yıl gibi uzun bir süreyle kulla-
54
I EKİM 2016
nılan doğum kontrol haplarının meme kanseri riskini artırdığını biliyoruz.
Meme kanserinden nasıl korunabilir?
Meme kanseri ve diğer birçok kanserden korunmak için düzenli beslenmeyi, egzersiz yapmayı, kilo almamayı, sigara ve alkolden uzak durmayı öneririm.
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Meme kanserinde hedef belirti vermeden mamografi ile teşhis koymak olmalıdır. Meme başında veya derisinde çekilme, çöküntü, memede ele gelen ve genellikle ağrısız olan sertlik, meme derisinde kızarıklık ve şişlik, koltuk altında sertlik ve meme başından kanlı akıntı gelmesi, meme başında veya derisinde yara oluşması meme kanserinin belirtileri olabilir. Bu durumlarda vakit geçirmeden bir genel cerrahi uzmanına başvurmak gerekiyor. Bugün ki teknolojiyle meme kanseri hastanın bir şikayeti olmadan, düzenli çekilen mamografilerle henüz birkaç milimetre iken yakalanabiliyor. Meme kanserindeki bu belirtiler hastaya bir ağrı verir mi?
Kadınlar, ağrı yok ise kanser yoktur diye düşünüp bu konuda yanılıyorlar.
“Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2020 yılına kadar %60’lık bir artışla iki buçuk milyon kişinin meme kanserine yakalanacağı hesaplanmaktadır.”
Çünkü çoğunlukla meme kanseri kendisini hissettirecek bir ağrı vermiyor. Ağrı duymadıkları için kadınlar genelde memelerinde oluşan kitlelerden rahatsızlık duymayabilirler. Dolayısıyla geç kalmanın en önemli nedenlerinden biri kadınların ağrıları yok diye kanser olabileceklerini akıllarına getirmemelerinden kaynaklanıyor. Meme kanserinde ağrı çok az sıklıkla olabilir. Kadınların bunu bilmesi gerekiyor. Meme kanseri vücudun herhangi bir organında da bir şikayet nedeni olabilir mi?
Meme kanseri, hastaların yüzde 95ʼinde ağrısız bir kitle olarak kendisini gösteriyor. Hasta da kitle büyüyene kadar doktora başvurmuyor. Ağrı, ancak kitle çok büyüdüğü bir yara haline geldiği, kemiklere veya göğüs duvarına yapıştığı zaman oluyor. Geç gelenlerde, kemik veya diğer organlara yayılma var ise, bunlarda ağrı veya diğer belirtiler ortaya çıkabilir.
Peki, meme kanseri vücuda yayılabilir mi?
Aslında kanser bir hücrede başlar. Zamanla büyür ve kan veya lenf damarları yoluyla koltuk altına ve diğer organlara yayılır. Tümörün büyümesi ve yayılması biyolojik özelliklerine göre değişir. Bu nedenle kişilerin memelerinde fark ettikleri bir kitle için hemen doktora başvurmaları gerekir. Yayılan tümörün tedavisi daha güç olabilir ve daha uzun bir zaman alır.
Meme başındaki her akıntı kanser belirtisi midir?
Meme başının sıkılması sonucu meydana gelen gri – yeşil renkli akıntılar, memedeki fibrokostik değişikliklerle ilgilidir ve önemli değildir. Kadın bunu memesini sıktığı zaman fark ediyor. Bunların hiçbir önemi yok. Sadece kendiliğinden olan ve bir meme başından gelen kanlı veya
MEMEDER beyaz renkli akıntının incelenmesine ve ek testlerin yapılmasına gerek vardır. Yani; Meme başından sıkmadan gelen, tek taraflı ve kanlı -beyaz renkteki akıntılarda mutlaka meme cerrahisi uzmanına başvurulmasını öneriyorum. Hekimin şüphelendiği durumlarda akıntı küçük bir cam üzerine yayılıp, kurutulur, boyanır ve mikroskopik olarak incelemesi yapılır. Radyolojik değerlendirmelere ek olarak, akıntının geldiği kanal içerisine kontrast madde verilerek görüntüleme de yapılabilir. Biz İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Meme Üniteʼsinde duktoskop adını verdiğimiz özel ışıklı bir aletle memenin akıntı gelen kanallarını inceleyerek teşhise ulaşabiliyoruz. Meme başından akıntı olması değerlendirilmelidir. Ancak bu belirti her zaman kanser olduğu anlamına gelmez. Bu şekilde akıntısı olan 12 kadından sadece 1 tanesinde meme kanseri çıkmaktadır. Memede bir kitle tespit edildiğinde ne yapılmalı?
Memede bir kitle, sertlik tespit edilince, bunun kanser mi yoksa kist mi olduğu araştırılmalıdır. Çünkü memede saptanan her kitle kanser değildir. Bu nedenle hemen korkup telaşlanmaya ve paniğe kapılmaya gerek yoktur. Bir cerrahi uzmanına başvurarak daha ileri inceleme yapılması şarttır.
MEME KANSERİ ÇEVREDE YAŞAYANLARA BULAŞMAZ
Meme kanseri tanısı konulan kadınların sordukları sorulardan biri de bu hastalığın, yakınlarına bulaşıp bulaşmayacağıdır. Böyle bir şey mümkün değildir. Memedeki her kitle kötü huylu mudur?
Hayır. Memede kadınların fark ettiği tümörlerin yüzde 80ʼni iyi huylu tümör veya kisttir. Özellikle kısa sürede ortaya çıkan ağrılı kitleler, 30 – 50 yaş arasındaki ka-
56
I EKİM 2016
dınlarda sıkça görülür. Bunlar çoğunlukla meme kistleridir. Daha çok sigara içen kadınlarda meme başı çevresinde kızarıklık, ağrı, şişkinliğe neden olan enfeksiyonlarla karşılaşılabilir. Bu değişikliklerin tümünde en kısa sürede bir genel cerrahi uzmanına müracaat ederek, teşhis kesinleştirilmelidir.
RİSK FAKTÖRLERİ
Peki, meme kanseri riskini arttıran faktörler nelerdir? Bu riskleri nasıl azaltabiliriz? Meme kanserinin risk faktörleri; kadın olmak(erkeklere göre 150 kat daha fazla risk), yaşın 50 üzerinde olması, bazı genlerin taşıyıcısı olmak(BRCA 1,2 geni, PAL-B2 geni, p-53 geni vs.), ailede özellikle birinci dereceden akrabalarda (anne, kız kardeş, kız) meme kanseri olması, şişmanlık (ağırlığın boyun karesine oranının > 25kg/m2 olması), hiç doğurmamak, 30 yaşından sonra doğurmak, uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak, menopozda uzun süre hormon replasman tedavisi almak, daha önce meme biyopsisi yaptırmış olmak, meme ve göğüs duvarına çocukluk döneminde radyasyon alınması olarak bilinmektedir. Bizim yaptığımız karşılaştırmalı bir çalışmada, ülkemizde yaşın 50ʼnin üzerinde olması, kürtaj yaptırmak, vücut kitle indeksinin 25 olması, ilk doğum sırasında
Dört Mevsim Bahçeşehir
“Kadınlar, ağrı yok ise kanser yoktur diye düşünüp bu konuda yanılıyorlar. Çünkü çoğunlukla meme kanseri kendisini hissettirecek bir ağrı vermiyor.”
yaşın 35 olması ve ailede meme kanseri hikayesinin bulunması meme kanseri riskini artıran faktörler olarak bulunmuştur. Daha iyi eğitim görmek (13 yıl) ve daha uzun süre emzirme (12 ay) ise, meme kanseri riskini azaltan faktörler olarak ortaya çıkmıştır. Kadınlarımızın dikkat etmesi gereken bazı noktaları vurgulamak istiyorum. Bazı kadınlarımız ailede meme kanseri olmamasını ya da yukarıdaki risk faktörlerine sahip olunmamasını gerekçe göstererek kendisinde meme kanseri olmayacağına inanmaktadırlar. Bu nedenle tanı ve tedavide geç kalınmaktadır. Şunu özellikle belirtmek istiyorum, meme kanseri tanısı konulan bazı kadınlarda yukarıdaki risk faktörlerinin hiç biri olmayabilir. Veya yukarıdaki risk faktörlerinin çoğuna sahip olan kadınlar meme kanserine yakalanmayabilir. Bunlara özellikle dikkat etmek gerekir. Son olarak en önemli konulardan biri olan kendi kendini muayene nasıl yapılır? Bir kitle fark edildiğinde yapılması gereken ne olmalı?
Sağ eliniz başınızın arkasında iken, sol elinizin 2.3.4.parmaklarının uç ve iç kısımlarıyla sağ memenizi yukarıdan aşağıya doğru, dıştan içe doğru ve meme başından başlayarak dışa doğru daire çizdirerek tümüyle muayene ediniz. Her iki koltuk altına da bastırarak hafifçe yoklayınız. Farklı ve yeni bir kitle (sertlik) olup olmadığını kontrol ediniz. Sol eliniz başınızın arkasında iken sağ elinizle de sol memenizi aynı şekilde muayene edin. Aynı işlemi yatağınıza uzanarak ve sırtınızın altına bir yastık koyarak da tekrarlayabilirsiniz. Bu muayene sırasında kadınların koltukaltını da kontrol etmelerini istiyoruz. Bu alanda lenf bezleri bulunuyor. Bunların meme ile yakın ilişkileri vardır. Bu nedenle memenin hastalıklarında bu bezlerde de büyüme olabilir. Bu da önemli bir bulgudur. Size ve tüm ekibinize sonsuz teşekkürlerimizle. I
ADVERTORIAL
YÜZ ESTETİĞİNDE
BOTOX VE DOLGU
Gelişen teknolojiler sayesinde her yaş grubuna uygulanabilen estetik operasyonları genel itibari ile yıpranan yüz bölgelerinde uygulanmaktadır. Özellikle insanların yaşlarının ilerlemesi ile zamanla deformasyona uğrayan ve genç görünümünü kaybeden yüzün belli bölgelerinde farklı estetik operasyonları yapılabilmektedir. Yüz estetiği tek bir operasyon olarak görülmemesi gerekmektedir ve hastanın isteğine göre farklı bölgelerde ameliyatlar ya da dolgu işlemleri ile uygulanabilmektedir.
Yüz Estetiği Türleri Nelerdir Kişiler zamanda bazı etkenlerden ya da doğuştan yüzlerindeki belli bölgelerinde oluşan rahatsızlıklar gibi yaşlanmanın etkisiyle de bir takım değişmeler isteyebilmektedir. Yüz estetiği kapsamına giren en çok terci edilen operasyonlar; G Botox G Dolgu G Dudak kalınlaştırma G Alın germe G Kaş kaldırma
G Çene düzenleme G Burun düzenleme G Yüz germe operasyonları G Kepçe kulak estetiği G Göz kapağı estetiği
Gibi operasyonların yanında alın germe, kırışıklık düzeltme gibi farklı alanlarda da işlemler uygulanabilmektedir.
Yüz Estetiğinde Botox Uygulaması Estetik operasyonları arasında en çok kullanılan operasyonlar arasında bulunmaktadır. Özellikle hastaya acı yaşatmadan ve 15-20 dakika içinde tamamlanabilmesinde dolayı birçok alanda kullanılmaktadır. Özellikle yaşlanmanın etkisi ile oluşan kırışıkların ve çizgilerin rahatsız edecek düzeyde olmayacak şekilde azalmasına imlan veren ve cerrahi işlem sınıfına girmeyen operasyonlardır. Botox uygulaması aynı zamanda; G Kırışıklıklar ile mücadele G Aşırı el terlemeleri G Koltuk altı terlemesi G Genel yapıda terleme yapan bölgeler G Koku yapan ayak terlemeleri Gibi birçok alanda uygulama yapılabilmektedir.
Yüz Estetiğinde Dolgu Uygulaması Medicana International İstanbul Hastanesi - Plastik, Estetik ve Hastanın kendisinden alınan yağ Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı dokularının karışımı ile oluşturulan Prof. Dr. Necmettin Kutlu dolgu malzemesinin hastaya kırışıkları “Botox, özellikle düzenleme, dudak kalınlaştırma ve hastaya acı yaşatmadan dolgunlaştırma gibi estetik operasyonlarında ve 15-20 dakika içinde kullanılmaktadır. Hastadan alınan yağ dokusu tamamlanabilmesinde herhangi bir deformasyona dolayı birçok alanda uğramadan hastanın yapısına uygun olacak kullanılmaktadır.” şekilde bazı işlemlerden geçirildikten sonra operasyon türüne göre değişiklik göstermekle beraber ortalama 15-20 dakikada hastaya transfer edilerek istenilen görünümün oluşması sağlamaktadır. Dolgu uygulamaları hastanın yapısı ve operasyonun kapsamına göre lokal ya da genel anestezi altında uygulanabilmektedir.
SAĞLIK
SAĞLIK
Cilt tipinize uygun bakımlarla sağlıklı bir cilde sahip olacak ve yenilenmiş hissedeceksiniz.
Bölgesel olarak dilediğiniz ölçülerde görünmek artık çok zor değil,TEK SEANS 60 dk da ince ve sıkı bir vücuda sahip olun...
Buz başlıklı dörtmevsim bronz tene dahil uygulanabilen acısız epilasyonla tanışmak istermisiniz?
Oksijenli jeet peeling sistemi ile cilde serum fizyolojik ve oksijen verilerek cilt lekeleri, sivilce izleri ve geniş gözeneklerin tedavisi artık zor değil..
Ağrısız iğnesiz ve ameliyatsız genç görünmenin yolu Rf uygulaması yüz ve gıdı sarkmalarında en etkin çözüm ...
Elle yapılan masajdan 10 kat daha etkili ve hızlı sonuç sağladığı gibi kasların kuvvetlenip, kan dolaşımını hızlandırılıp ödem atılımını sağlar ...
MİGREN KAPAK KONUSU
Değişikliklerden
“Migren; toplumun yüzde 11’inde görülüp; hem hasta kişileri, hem de yakınlarını maddi ve manevi yönden etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Migren beynin bir hastalığıdır.” diyen Medipol Üniversitesi Mega Hospital Algoloji Poliklinik Sorumlusu Algoloji Uzmanı, Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Arzu İrban’a Migren ile ilgili merak edilenleri sorduk... Hatice Gülçür İnanç
Sizi tanıyabilir miyiz?
1996 yılında Cerrahpaşa İngilizce Tıp Fakültesiʼnden mezun oldum. Daha sonra Marmara Üniversitesiʼnde Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlık Eğitimimi tamamladım. Harvard Üniversitesi, ABD, Leiden Üniversitesi, Hollanda ve Erlangen Üniversitesi, Almanyaʼda Ağrı Tedavisi ile ilgili çalışmalarımın ardından, 2011 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından ilk kez verilen Algoloji Yandal Uzmanlığı diplomamı aldım. Avrupa Anestezi Derneğiʼnin Diplomatıyım. Uluslararası Ozon Bilim Komitesi (ISCO3) ʼnin Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Ozon Komitesi Başkanıʼyım. Halen, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesiʼnde Öğretim Üyesi, Anestezi ve Reanimasyon Profesörü ve Medipol Üniversitesi Mega Hospital Algoloji Poliklinik Sorumlusuyum. Migren nedir? Migren; toplumun yüzde 11ʼinde görülüp; hem hasta kişileri, hem de yakınlarını maddi ve manevi yönden etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Migren beynin bir hastalığıdır. Beyin dokusundaki veya fonksiyonundaki bir değişikliğin; beyin ve beyin zarlarının damarlarında
64
EKİM 2016
iltihabi bir süreci tetiklemesinin yol açtığı bir baş ağrısı türüdür. Migren tipleri nelerdir?
Migren; kısaca hastanın ne kadar zamandır şikayeti olmasına göre; 1Kronik Migren 2-Akut Migren ve aura adı verilen eşlik eden fokal nörolojik belirtilerin varlığına göre ise de; 1Auralı Migren 2-Aurasız Migren olmak üzere sınıflandırılır. Migren belirtileri nelerdir? Kaç evreye ayrılır?
Migren dört evreye ayrılır. Belirtiler evreleri şekillendirir.
1-Önsezi Evresi: Ağrıdan saatler veya günler öncesini kapsar, bu evrede duygudurum ve davranış değişiklikleri ortaya çıkar. Hastalar depresif veya huzursuz olurlar. Hiperaktivite ve yorgunluk görülür. İştah değişiklikleri, sıvı dengesi bozuklukları ve bağırsaklarda fonksiyon bozukluğu ortaya çıkar. Bazı hastalarda yeme arzusu, bazılarında ise atağın geldiğine dair bir önsezi bulunabilir. Yani bu fazın özellikleri ataktan atağa ve kişiden kişiye değişir.
2-Aura Evresi: Aura adı verilen fokal nörolojik belirtilerin görüldüğü dönemdir. Ağrıdan bir saat önce veya
Prof. Dr. Arzu İrban
Dört Mevsim Bahçeşehir
hoşlanmayan başbelası... Beynin bir hastalığı olan Migren, sürekli gelen bir hırsız gibidir. Her gelişinde iş ve özel hayatınızdan para, zaman ve keyfinizi çalar.
EKİM 2016
65
KAPAK KONUSU
ağrıyla beraber ortaya çıkar. Bu evre hastaların ancak %20ʼ sinde görülür. Bulguları beş ila yirmi dakika içinde gelişen, yavaş ilerleyen bulgulardır. Göstergeleri şimşekvari ışık çakmaları, ışık parlamaları, zikzaklanmalar, görüş alanında kara nokta oluşması gibidir. Sızı hissi ve uyuşma bulgularının birlikte bulunduğu ve belli bir odaktan başlayıp yayılabilen bir bulgu birleşkesidir. Vücudun yarısında tek taraflı kuvvet kayıpları görülebilir. Eğer beynin baskın tarafı migren atağından etkilenmişse konuşmada bozukluk ve konuşamama da görülebilir.
3-Ağrı Evresi: Ağrının; tek taraflı olma, zonklayıcı tarzda olma, orta ağır şiddette olma, günlük fiziksel aktivitelerle uyarılabilir olma özelliklerinden en az ikisi gerçekleşir. Bulantı, kusma, ışıktan ve sesten rahatsız olma, burun tıkanıklığı, karında kramp, aşırı idrar çıkışı, renkte solgunluk, konsantrasyon güçlüğü ağrıya sıklıkla eşlik eder. 4-Çözülme Evresi: Ağrının azalmaya başlamasıyla görülür. Bu dönemde ağrı sonrasında hasta huzursuz, çevreyle ilgisiz, yoğun olabilir; tükenmişlik hissedebilir. Ayrıca
Bulantı, kusma, ışıktan ve sesten rahatsız olma, burun tıkanıklığı, karında kramp, aşırı idrar çıkışı, konsantrasyon güçlüğü ağrıya sıklıkla eşlik eder.
pek çok hasta ağrının olduğu bölgeye uyan kafa derisinde hassasiyet tanımlar.
Migren atakları ne kadar sürer?
Migren atakları genelde dört ila yetmiş iki saat sürer. Atak sıklıkları kişiden kişiye değişir. Migren ağrılarını tetikleyen etkenler nelerdir?
Alkol, tatlandırıcılar, basınç değişiklikleri, peynir, sigara, az ya da çok uyuma, kafa travması, açlık, uzun süre bilgisayar ekranına bakma, regl dönemi, konservelerdeki mevcut koruyucular, kokular, stres, endişe belirgin tetikleyicilerdir. Önemli olan bu tetikleyici faktörlerin kişiden kişiye değiştiğinin anlaşılmasıdır. Ayrıca bu maddelerin dozları ve alındıkları zaman ile süre de önemlidir. Örneğin çikolata normal zamanlarda migren tetikleyicisi değilken, regl döneminde
“Çocuk migren hastalarının %80’ini ailesinde migren olanlar oluşturur.”
66
EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
veya stres varlığında yoğun bir tetikleyici haline gelebilir.
Migren hangi yaşlardan itibaren görülür? Çocuklar da migren ağrısı çeker mi?
Migren; erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da görülmektedir. Küçük yaştaki çocukların bile baş ağrısından yakındıkları bilinmektedir. Tekrarlayan veya sürekli olan baş ağrıları içerisinde migren en önde gelmekte ve çocuklarda görülme sıklığı %3-10 arasında değişmektedir. Erişkinlerden farklı olarak çocukluk çağı migreninde; çocuğun uyumak istemesi ve ağrının uykuyla düzelmesi, çift taraflı ve ağrının iki saatten az sürmesi sıklıkla rastlanan bir durumdur. Çocuklar migren ağrısını; “çekiçle kafama vuruyorlar”, “kafamda bir şey zonkluyor” şeklinde anlatabilirler. Yine bu çocuklarda, yol tutması, yine bir nedene bağlanamayan baş dönmeleri, kusmalar, karın ağrıları migrenle birlikte olabilir veya bu belirtiler çocuklarda migrenin öncü bulguları olabilir. Açlık, belli yiyecekler,
Yeni konseptimiz ve deneyimli kadromuzla hizmetindeyiz... SPORCU GÖZLÜKLERİ BÖLGE BAYİSİ RENKLİ LENS, KONTAK LENS SATIŞI
ANLAŞMAMIZ MEVCUTTUR
( 212 )
568 69 69
Aşık Veysel Mahalle Süleyman Demirel Cadde No:15 Esenkent (Elitium Tıp Merkezi Yanı)
KAPAK KONUSU
Dört Mevsim Bahçeşehir
gürültü, sıcak-soğuk, sıkıntı gibi etkenler çocuklarda migren ağrısını tetikleyebilir. Çocuk migren hastalarının %80ʼini ailesinde migren olanlar oluşturur. Kadınlarda daha sık görülmesinin sebebi nedir?
Kadınların daha duygusal olmaları, stresle başa çıkmada problem yaşamaları, regl dönemindeki hormonal değişiklikler migrenin kadınlarda daha sık görülmesine yol açmaktadır. Migren teşhisi zor bir hastalık mıdır?
Migrenin herhangi bir tanısal testi yoktur. Baş ağrısının ve birlikte görülen bulguların hiç biri sadece migrene özgü değildir. Bunun için de Uluslararası Baş Ağrısı Cemiyeti migren tanı kriterlerini oluşturmuştur. Buna rağmen hala migren, tanısı zor bir hastalıktır. Bir hasta migren şikayeti ile geldiğinde, tanısal testler esas olarak ayırıcı tanıda kullanılır. Hastada migreni taklit edecek olan tümör, beyin damarlarındaki bozukluklar, boyun fıtıklarının varlığı bu tanısal testlerle dışlandıktan sonra, migren tanısı konulmalıdır. Tümör, beyin damarlarındaki bozukluklar, boyun fıtıkları fark edilmediği için uzun zamandır migren tanısı ile yaşamak zorunda kalan hastalara tanık olmaktayım. Siz migren ağrılarında hangi yöntemleri uyguluyorsunuz?
Migren hastaları; Algoloji polikliniklerine genellikle uygulanan
“Tedavi uyguladığım yüzlerce hastada ağrıları tamamen ortadan kaldırdık.” ilaç tedavileri başarısız olduğunda gelmekte ya da yönlendirilmektedirler. Bu durumda, bu hastalara ozon tedavisi, lokal anestezi ile sinir blokları, radyo frekans ile sinir blokları ve nöromodülasyon uygulamaktayım. Ozonun etki mekanizması, damarsal yapılardaki iltihabi durumun düzeltilmesi ve ağrının kesilmesidir. Lokal anestezi ve radrofrekans ile sinir bloklarında ağrının iletilmesi önlenir. Nöromodülasyon yöntemlerinden ağrı pili, cerrahi de içeren bir çözümken; ağrıyı taşıyan sinirlere yapılan elektrot tedavisi cerrahiye gereksinim duymamaktadır. Sizin uyguladığınız nöromodülasyon tedavisi migren ağrılarını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir yöntem midir?
Bu yöntem ABDʼnde tedavilerin geçerlilik ve güvenirliliklerini test eden kuruluş olan FDAʼin migren için
68
EKİM 2016
onayladığı yöntemdir. Tedavi uyguladığım yüzlerce hastada ağrıları tamamen ortadan kaldırdık.
Bu yöntem başka hangi hastalıklarda kullanılmaktadır?
Trigeminal nevralji olarak tanımlanan yüzde elektrik çarpması şeklinde görülen trigeminal sinir ağrısı ve klasik baş ağrısında da bu yöntemi kullanmaktayım. Migrenle yaşamak zorunda kalanlara sizin tavsiyeleriniz nelerdir?
Migren sadece bir sağlık problemi değil, iş gücü kayıpları ile ekonomik bir sorun, hastanın diğer bireylerle ilişkilerinde de sorunlara yol açtığı için sosyal bir problemdir. Bunun için ilk önce migreni tetikleyici faktörlerden kaçınılmalı, buna rağmen migren atakları devam ederse de hızla tedaviye başlanmalıdır. Ağrı kaderiniz değildir, kurtulabilirsiniz.
Beslenme tarzınız parmak iziniz gibi size özeldir...
?
Yediklerinizin farkında mısınız Sağlıklı olmak, daha ince görünmek isteyen herkes için bir diyet serüveni vardır hayatında. Kimi zaman başarılı sonuçlar kimi zaman başarısız sonuçlar alınır bu serüvende. Bazen de son derece dikkat etmenize rağmen gitmeyen başa çıkılamayan kilolar ve yarım kalan bir çok hedefler. Günlük yaşantımızda yediklerimizin farkında olmadığımız dönemler ve farkında olmadan yediklerimizin içinde saklı olan kalorileri unutabiliyoruz Diyet büsküvi ve Light ürünler: Kalorisi azaltılmış, şeker oranı ve yağ oranı azaltılmış bu tarz ürünler kilo kontrol ve kilo vermek istenilen dönemlerde çok tercih edilmektedir. Fakat ürünlerde diyet ve Light etiketi gördüğümüz zaman bu ürünleri sınırsız tüketilebilir olarak değerlendirme yapılmamalıdır. Ürünlerin etiket bilgileri kontrol edildiğinde, kalori ve yağ-şeker içeriklerinin olduğunu ve günlük beslenme programlarındaki gereksinimlere göre tüketim ölçülerini ayarlamaları gerekir. Unutmayalım ki fazla tüketilen bu tarz ürünler de kilo vermenize engel olabilir, kilo almanıza da neden olabilir. Diyabetik ürünler: Özellikle diyabet rahatsızlığını olan bireylerin günlük hayatlarını kolaylaştırmak amaçlı üretilen bu tür ürünler içerisinde şeker bulundurmamaktadır. Etiket bilgilerini kontrol ettiğiniz zaman, şeker olmamasına rağmen, kalori değerlerinin bulunduğunu farkedersiniz. Bu tarz ürünler kan şekeri dengesini değiştirmemek için üretilmiştir ve yine günlük beslenme programında önerildiği ölçüde tüketilmez ise kilo artışına neden olabilir. Kurutulmuş meyveler: Mevsim meyvelerini tüketmek her zaman ilk tercihimiz olmalıdır, bazen ara öğün bazen taze meyve sevmeyenlerimizin tercihi nedeni ile hayatımızı kolaylaştıran kurumeyveler de taze meyveler gibi kalorileri aynıdır. Meyveler kurutma işlemi sırasında içerisindeki su oranları düşürülür ve şeker miktarı azalmaz. Porsiyon ölçüsü belirlerken, 1 yemek
www.mervediyet.com info@mervediyet.com
kaşığı dolusu kuru meyvenin, 1 taze meyve ölçüsüne eşit olduğunu unutmayalım. Kahve: Günlük hayatımızda farklı saatlerde de olsa yer alan Kahveler, sade, kremalı, süt tozu ilaveli, şurup ilaveli, şeker ilaveli çeşitleri oldukça yaygın ve herkesin damak zevkine göre tercihleri değişiyor. Kahve güne dinç başlamak, metabolizma hızını artırmak, sinir sistemini uyarmak, kalp sağlığını korumak için yararları var olsa da, doğru tercih edilen Kahveler sizi hem daha sağlıklı hem de kilo kontrolünüzü bozmamış olur. Kahve tercihleriniz sade ve günün erken saatlerinde olmasına özen gösteriniz. Salatalar: Özellikle kilo kontrolü yapanların ve kilo vermek isteyenlerin tercihidir. Fakat salatalar sos ilavesi olmadığı zaman doğru tercihlerdir. Salataya ilave edilen çeşitli soslar ile kalorisi artabilir ve sizin masum sandığınız salatalar gerçekte kalori yükü olabilir. Unutmayalım ki sade bir salataya sizin ilave edebileceğiniz baharatlar, 1 tatlı kaşığı yağ, sirke çeşitleri işe daha düşük kalorili, kontrollü menüler tercih edebilirsiniz. Hayatınızda yaratacağınız farkındalık ile kilo kontrolü, sağlıklı beslenme, ideal kilo durumu zor olmamalı. Sağlıklı günler dilerim...
Diyetisyen Merve Kalelioğlu Çiftci
KİMDİR? Hacettepe Üniversite'si beslenme ve diyetetik bölümünden 2012 yılında Şeref Öğrencisi olarak mezun olan diyetisyen Merve Kalelioğlu Çiftci eğitimi süresince ve mezuniyet sonrasında, TC Cumhurbaşkanlığı, Medical Park International Hospital ve çeşitli hastane, eğitim kurumları, dernek ve kuruluşlarda diyetisyen olarak aktif rol aldı. 2014 yılı itibari ile Kalelioğlu Beslenme Danışmanlığı Merkezi kurucu diyetisyeni ve 2016 Merve Diyet Beslenme Danışmanlığı Merkezi kurucu diyetisyeni olarak görev almaya devam etmektedir.
0543 214 88 08
İLETİŞİM : facebook / twitter/ instagram/ pinterrest: mervediyet
BAHÇEŞEHİR 2. KISIM ŞELALE CADDESİ TERRACE GARDEN RESIDENCE KAT:3 NO:39 BAHÇEŞEHİR / İSTANBUL
DOĞAL YAŞAM
VAZGEÇİLMEZİMİZ Elma dünya çapında en çok tüketilen meyveler sıralamasında birinci sıradadır desek yalan olmaz. Kültürümüzde atasözlerine, masallara konu olmuş, şarkılarda, türkülerde, şiirlerde söz edilmiş, gökten düşen elmalar çocukluğumuzda bizim başımıza da düşmüştür Natürmort resimlerin de vazgeçilmezidir elma, illa birkaç rengi süsler tablolarımızı. Derleyen: Hatice Gülçür İnanç
Elmadan neler yapılmaz ki; elma sirkesi, pekmezi, reçeli, pestili, kurabiyesi, turtası, kurusu (kak), kompostosu, şarabı, çayı benim hatırlayabildiklerim. Hatta rahmetli babaannem, eskiden Ürgüpʼte yetişen misket elmalarından elma dolması (bildiğimiz kıymalı dolma) yaptıklarını söylerdi. Bir de çocukluğumda yediğim elma şekeri var tabii. Sarı, Kırmızı, yeşil gibi çeşitli renk ve tatlarda olabilen elmanın, Eski Türkçe ʻde "alma" diye bilinen adının, meyvenin rengi olan "al" (kırmızı)' dan geldiği bilinmektedir. Dünyaya Orta Asya'dan yayılmıştır ve tarih boyunca kültür çalışmalarıyla 1000 farklı elma çeşidi üretildiği tahmin edilmektedir.
Elmanın Faydaları
Elma, görünen ve görünmeyen neredeyse bütün organlarımız için inanılmaz derecede fayda sağlamakta. Bir elmada 150 "süper besleyici" maddenin yanı sıra vitaminler, mineraller ile tansiyon ve kolesterolü düşüren pektin maddesi bulunur. Beyin fonksiyonlarının korunmasından diş sağlığına, kanserle mücadeleden kalp sağlığına kadar birçok hastalıktan koruyucu özelliği vardır. Eski Çin ve Roma tıbbında tedavi edici özellikleri dolayısıyla ilaç gibi kullanılmış.
70
I EKİM 2016
Alzheimera Faydalıdır: Fareler üzerinde yapılan deneyler, elmanın Alzheimer hastalığından koruduğunu ve beynin yaşlılıktan kaynaklanan etkileri azalttığını ortaya koymuştur. Parkinsondan Korur: Yapılan araştırmalar yüksek oranda lif içeren gıdaların Parkinson hastalığına iyi geldiğini ortaya koymuştur. Düzenli olarak tüketilen elma sinir hücrelerinin hasar görmesini engelleyen ve hasarları gideren dopamini arttırmaktadır. Ayrıca içerdiği antioksidanlar sayesinde metabolizmanın hastalıklarla mücadelesine yardımcı olur. Kansere Karşı Koruyucudur: Birçok bilimsel araştırma sonucunda flavonol açısından çok zengin olan elmanın %23 oranında pankreas kanserine yakalanma riskini azalttığı ortaya konulmuştur. Bunun yanında içerdiği bileşenler yardımıyla karaciğer, kolon ve meme kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu belirlenmiştir. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü kolorektal ve meme kanseri riskinin azaltılması için yüksek derecede lif içeren besinlerin tüketilmesini tavsiye etmiştir. Bazı uzmanlar elmanın kanser hücrelerini yavaşlatıcı ve öldürücü etkisinin olduğunu açıklamaktadır. Diyabet Riskini Azaltır: Günde en az bir elma tüketimi %28 oranında diyabete yakalanma riskini azaltır. Elmanın içerdiği lifler ise kan şekerini düşürme noktasında önemli görevler üstlenir. Özellikle yeşil ve ekşi elma şeker hastaları için önerilmektedir. Kolesterolü Düşürür: Elmanın içerisinde bulunan lifler kolesterol seviyesinin sağlıklı bir düzeyde kalmasını sağlar. Kolesterolün seviyesi düzenleyerek ayrıca başka hastalıklara
yakalanma riskini minimuma indirir. Zararlı yağ asitlerini de azaltır. Kalp Sağlığına Faydalıdır: Araştırmalar, elmanın içerdiği liflerin arter ve damarlarda oluşan plakları çözdüğünü ortaya koymuştur. Yüzbinlerce hasta üzerinde yapılan araştırmada elmanın, kalp-damar rahatsızlığına karşı kullanılan ilaçlar kadar etkili olduğu ve bu ilaçların aksine hiçbir yan etkisi olmadığı ortaya kondu. Araştırmacılar, günlük en az 1 elma tüketiminin, özellikle, kalpdamar rahatsızlıkları riskine daha açık olan 50 yaş üstü kişiler için faydalı olduğunu ifade etti. Günde bir doz alınan kolesterol düşürücü ilaçlar, İngiltereʼde 9 bin 400 kalp krizi ve felç vakasını önleyebilecek etkiye sahipken, günde 1 elma, 8 bin 500 vakanın önüne geçiyor. Safra Kesesi Taşlarını Önler: Safra kesesi taşları sıvıların katılaşmasıyla oluşmaktadır. Bu tür sorunlar genelde kilo problemi olan kişilerde yaygındır. Safra taşının oluşmasını önlemek için elma tüketimine özen gösterilmesi gerekir. Elma ayrıca sindirim sistemine faydalı olduğu için kilo vermenizi sağlayacak ve dolaylı olarak safra kesesi taşları sonucundan sizi koruyacaktır. İshal ve Kabızlığa Faydaları: Sabahları aç karnına tüketilen elma kabızlık sorunlarını giderir ve bağırsakları temizler. Zayıflamak için de bu yöntem etkilidir. Karaciğere Faydaları: Sürekli olarak aldığımız besinler vücudumuzda toksinlerin oluşmasına neden olurlar. Toksinler ise karaciğeri olumsuz anlamda etkilemektedirler. Elma bu toksinlerin en büyük düşmanlarındandır. Uzmanlar, günde bir elmanın, toksinlerden kaynaklanan hastalıklara yaka-
Dört Mevsim Bahçeşehir
ELMA lanma riskini azaltacağını söylemektedir. Bağışıklık Sitemini Güçlendirir: Özellikle kırmızı elmada bulunan quercetin adındaki antioksidan bağışıklık sitemini güçlendirmede çok etkilidir. Kataraktı Önler: Elmanın kataraktı önlediğine dair geçmişte uzmanlar arasında tartışmalar vardı. Fakat son zamanlarda yapılan araştırmalar, elmanın içerisindeki elementlerin kataraktı %15 oranında azalttığını ortaya koymuştur. Kabuğu Kas Erimesini Engelliyor: Elma kasların deforme olmasını da engelliyor. ABDʼdeli bilim adamları kas erimesini tedavi etmeye yardımcı olacak bir madde bulmak umuduyla genlerin aktivitelerini inceledi. Kas erimesine karşı gerekli olan bileşiğin ise elma kabuğunda olduğu kaydedildi. Ursolik asit ismi verilen bu madde kas erimesine karşı vücudun savunmasını artırıyor. Elmada Bulunan Antioksidan Cilt Yaşlanmasını geciktiriyor: Elma antioksidan içermesi bakımından cilt yaşlanmasını geciktiriyor. İçeriğinde yüzde 85 su, yüzde 12 şeker, organik asitler, soda, fosfor, vitamin A, B1, B2, B5, C, E ve PP bulunan elmanın kas ve sinir sistemi için gerekli olduğu bildirildi. Bedeni ve zihni yorgunluklarda yatıştırıcı etkiye sahip olan elma yatmadan önce yenildiği takdirde rahat bir uyku sağlıyor. Böbrekleri çalıştıran elma idrar söktürücü özelliği ile vücuttaki ürik asidin dışarı atılmasını hızlandırıyor.
Elma sağlığa çok faydalı bir meyve olmakla birlikte bilim adamları bazı zararları olabileceğini de söylüyor. Eskiden elmanın diş sağlığına faydalı olduğu bilinirken bunun nasıl yediğimizle ilgili olduğu bildiriliyor ve elmanın yavaş yendiği zaman içindeki asidin diş minesine zarar verme olasılığından bahsediliyor. Sindirim sisteminin çalışmasına faydalı bir meyve olmasına rağmen içeriğindeki bir çeşit karbonhidrat olan pektin nedeniyle gaza, şişkinliğe ve hatta nadir de olsa ishale neden olabiliyor. Kalorili ve şekerli bir meyve olduğu için aşırı yenmemesini öneriyorlar. (1 Elma ortalama 90-95 kalori, günde 5 elma tüketmek 500 kalori fazladan alıp, ayda 2 kilo, senede ise 24 kilo almamıza sebep oluyormuş). Yine bazı kişilerde yan etki olarak alerjiye neden olabilmektedir. Uzmanlar alerjisi belirtilerini şöyle bildiriyor; ishal, kusma, midede şişkinlik, ciltte kızarma ve kaşıntı, ağızda uyuşma ve karıncalanma. Sağlıklı karbonhidratlar, lif ve diğer besin maddelerince zengin bir meyve ve karbonhidratlar vücudun yakıtı olarak kullanılır. Ancak normalden fazla miktarda elma tüketimi vücudun yağ yakımını engeller ve kan şekerini ani yükseltir. Diğer meyvelerde olduğu gibi elma da yüksek fruktoz içeriğine sahiptir. Ve fruktoz yalnızca karaciğerde kullanılır. Çok fazla elma yemek fruktozun karaciğerde
Elmanın Zararları
birikmesine neden olup trigliseridin yükselmesine ve sonucunda diyabet, obezite gibi sağlık sorununa sebep olabilir.
‘Beyni olmayan kurtçuk dahi elmanın kabuğunu yemezken”
Ayrıca günümüzde her meyve sebze gibi elmaların da tarım ilaçları ile defalarca ilaçlandığını ve üstüne de parafin denen bir mum çeşidiyle parlak ve dayanıklı görünmesi için kaplandığını okuyoruz. Ege Üniversitesiʼnden Prof. Dr. Necip Tosun; tarımsal ilaç nedeniyle kurdun bile elma kabuğunu yemeyip tükürdüğünü belirterek ʻBeyni olmayan kurtçuk dahi elmanın kabuğunu yemezken biz niye yiyelimʼ diyerek elma ve diğer meyvelerde kullanılan kimyasalların tehlikesinden bahsediyor. Elma seçerken doğal boy ve yapıda olması, tırnakla kazıyınca tırnağımızda beyaz bir mum kalıntısı bırakmaması, tornadan çıkmış gibi düzgün ve aynı boyda olmaması, hatta bence kurtlanmış olması sağlıklı bir elma yemenin referansı artık. Yine de güvenmiyorsak 5 dk. sirkeli suda bekletmek veya kabuğunu yararlı olduğu halde soymak benim de uyguladığım çözümler. Umarım üreticiler bilinçlenir ve endişesiz meyve-sebze yiyebiliriz. I Kaynaklar: http://lokman-hekim.net, http://www.milliyet.com.tr, http://www.hurriyet.com.tr, https://tr.wikipedia.org, http://www.faydalarizararlari.com, http://www.mavikadin.com EKİM 2016 I
71
Dört Mevsim Bahçeşehir
TİYATRO
Tiyatrolar perdelerini açtı 2016-2017 tiyatro sezonu başladı. Yeni sezonda İstanbul Devlet Tiyatrosu 23 oyunla birlikte 4 çocuk oyunu, İstanbul Şehir Tiyatrosu ise 22 yeni, 12 devam eden ve 11 çocuk oyunuyla tiyatro severlerle buluşmayı hedefliyor. Yeni sezonun oyunlarını sizler için bir araya topladık...
İstanbul Devlet Tiyatroları’nda 23 oyun sahnelenecek Erkek Arkadaş
Yazan: Sandy Wilson Kadıbeşegil Yönetmen: Ebru Kara
Erkek Arkadaş bir Broadway müzikali… Madam Dubonnet, asil kişiliği ile Villa Capriceʼte çağın öncüleri kız öğrenciler yetiştirme uğraşındadır. Okulda, o günlerde bir karnaval balosu hazırlanmaktadır. Baloya katılmak isteyen kızlarda amansız bir yarış görülür. Villa Capriceʼin hizmetlisi Hortense ise kızların hem arkadaşı hem de sırdaşıdır. Oyun, farklı sınıftan insanların bir araya gelebilmesi ve farklı hayatların kesişmelerini yansıtır. Kendilerine evlilik teklifi edilen kızların, yanıt sürecine gitmesi yolundaki eğlenceli olaylar, müzikli ve danslı söylencelerle sahneye aktarılmakta.
Sessizlik
Yazan: Moira Buffini Yönetmen: Mehmet Birkiye
Cumbria Lordu Silence ve ağabeyinin sürgüne yolladığı Fransız Prensesi Ymma, İngiltere kralı Ethelred tarafından zorla evlendirilir. Şiddet ve gaddarlığın hüküm sürdüğü karanlık çağ İngiltere'sinden, isteğimiz ve irademiz dışında dayatılan yazgılar karşısındaki sessizliği tartışan tarihsel bir komedi...
İkinci Bölüm
Yazan: Neil Simon Yönetmen: Hidayet Erdinç
Karısını kaybetmenin acısını üzerinden atmaya çalışan bir erkek ve yeni boşanmış bir kadın. Hayatlarının ikinci bölümünde hak ettikleri aşkı bulabilecekler mi? Peki ya yıllardır evli, ama evliliğinden tatmin olmayan diğerleri...?
72
I EKİM 2016
Jennifer’in Düğünü / Osman Gazi
Erkek Arkadaş
Yazan: İskender Pala Yönetmen: Hidayet Erdinç
Kayı Boyu'nun beyi Osman'ın hem kayın pederi, hem piri olan Şeyh Edebalı, yakın zamanda kurulacak ve devamında neredeyse yedi yüz yıl cihana hükmeden bir imparatorluğa dönüşecek olan Osmanlı Devleti'ne Osman Bey eliyle nefes ve can vermiştir. Böylece imparatorluğun maddi ve manevi temelleri sağlam bir şekilde atılmış, dışarıdan gelecek tüm tehlikeler bu iman, inanç ve zeka ile bertaraf edilebilmiştir. Bizanslı tekfurlar, gittikçe güçlenmekte olan Osman Beyʼi ortadan kaldırmak için hain bir plan yaparlar. Bilecik Tekfuru Digenis, Yarhisar Tekfuru Dukasʼın kızı Jennifer ile evlendirilecek, düğüne davetli olarak gelen Osman Bey, pusu kurulup öldürülecektir.
Ellerimin Arasındaki Hayat Yazan: Peter Ustinov Yönetmen: Cevdet Arıcılar
Martovsky adında bir genç, tecavüz suçundan ölüm cezasına çarptırılır ve hikaye başlar… Suç nedir? Ceza nedir? Adalet nedir? Tüm bunların nesnesi ya da öznesi olan ʻinsanʼ nedir? ʻʼKanunlar ülkelere göre değişir, fakat insan karakteri her yerde insan karakteridir.ʼʼ der Peter Ustinov. Belki de bu yüzden tutunamayacağımız bir konuyla karşı karşıya bırakır bizi…
Sevgili Hayat
Yazan: Funda Özşener Yönetmen: Metin Belgin
1922 yılı İzmirʼinde, “Amane” kahvelerinde şarkı söyleyen Eleni ile sokaklarda yaşayan Lenaʼnın hayatları kesişir. İki kadın savaşın kaosunda, ʻgitmekle kalmanınʼ sanrıları arasında kendi yazgılarına sürüklenir. Toprağından sökülüp atılanların kültürüne, müziğine ve trajedisine farklı bir bakış…
Dört Mevsim Bahçeşehir
TİYATRO
Devlet Tiyatroları
Erkek Parkı
Yazan: Kristof Magnusson Yönetmen: Saydam Yeniay
Eşlerinin alışveriş tutkusundan bunalan üç arkadaş, bir alışveriş merkezinin kazan dairesinde her cumartesi buluşarak kafa dağıtmaya çalışır. Çok geçmeden aralarına bir acil güvenlik elemanı da katılınca bulundukları yer tam bir erkek mahzenine dönüşür. Dört evli erkeğin eşlerini, eşlerinin alışveriş tutkuları ve onlardan nasıl sıkıldıklarını dillendirdikleri bu korunaklı mekanda bir süre sonra erkek dünyasının da ne menem bir şey olduğunu gözler önüne sermeyi başarırlar. Bakalım bu dört mutsuz evli erkek, eşlerinden kaçıp sığındıkları mahzende aradıkları huzuru yakalayabilecekler mi?
Sessizliğin İçinden
Yazan: Mark Medoff Yönetmen: Faik Ertener
İşitme engellilere özel eğitim veren bir okulda öğretmenlik yapan James Leeds, öğrencileriyle iyi bir iletişim kurmuştur. Ancak aralarında biri vardır ki onunla iletişim kurmakta oldukça zorlanır. James Leeds, iletişim kurmakta zorlandığı bu güzel ama inatçı kıza çok geçmeden aşık olur. Bakalım Sarah, işitenler dünyasına olan öfkesini yenip, kalbini James'e açabilecek mi?
Kontrabas
Yazan: Duşan Kovaçeviç Rejisör: Işıl Kasapoğlu
Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçeviç, Yugoslavya'daki büyük dönüşümünden önceki ve sonraki toplumsal-politik yaşamı, bir entelektüelin yaşam öyküsü içinde, kara-komedi türünde ve ironik bir üslupla anlatıyor. 40 yaşlarında bir edebiyat adamı, bir sekreter ve bir gizli polisin sürprizlerle dolu soluk soluğa izlenecek hikayesi.
Çehov Makinası
İçinde Çehovʼun da karakter olarak yer aldığı bu şiirsel oyun, büyük bir yazarın yaşam ve ölümü arasındaki döngüde oyunlarında yaratmış olduğu kendi karakterleriyle buluşması biçiminde gelişiyor. Bu karakterler özünü taşımakla birlikte, ait oldukları oyundan bağımsızlaşmış, sanki uzaydan Çehovʼun düşlerine düşmüş hayaller gibidirler. I EKİM 2016
Medea Kali
Yazan: Laurent Gaude - Rejisör: Musa Uzunlar
Argonot Jason, Yunan Mitolojisinde dünya iktidarının simgesi olan “Altın Post”u ele geçirmek için, Gürcü topraklarındaki Kolhis Krallığıʼna gelir. Jasonʼa âşık olan kralın kızı büyücü Medea, güçleriyle onun “Altın Post”u almasına yardım eder; kardeşini öldürür ve baba yurdu Kolhisʼi terk eder. Jasonʼun peşinden geldiği Korintʼde yapayalnız kalan Medea, iktidar için Jasonʼun kralın kızıyla evleneceğini öğrendiğinde, intikam için çocuklarını öldürür. Oyun, bu andan sonrasını konu alıyordur.
Sadece kalabalıklar içinde yalnızlığı yaşayanlar, yalnız kaldıklarında kalabalık olurlar. Kendi doğum gününü kutlama telaşında olan bir aktris, yaşamını ve yalnızlığını ortaya döktüğünde ortaya çıkan yalnızca kendi geçmişi değil, tarihin ve karanlıkta kalanların kendisi olabilir. Onun kendine ve bize söyleyecekleri şeyler var!
Profesyonel
74
30 yıldır Leviva ile evli olan Yona, bir gece karısını terk etmeye yeltenir. Buna sebep olan sıkıntı ve bıkkınlık, onların özelinden, belki de yüzyıllardır kanayan bir yara olan “evlilik” ve yaşam üzerine yapılan bir sorgulamaya dönüşüverir. Kim için yapılır evlilik? Kadın ve erkek evlendikten sonra bir adanmışlıkla yaşamak zorunda mıdır?
Yazan: Tuncay Özinel Yönetmen: Göksel Kortay
Bir devlet memuru olan kontrabasçı; müziğin, tarihin, cinselliğin, hiyerarşinin ve toplumun dedikodusunu yapıyor. “Koku”nun yazarı Patrick Süskindʼin bütün dillere en çok oynanan oyunu, yirmi üçüncü yılında yine sahnede…
Yazan: Matei Visniec Yönetmen: Müge Gürman
Yazan: Hanoch Levin Yönetmen: Kerem Ayan
Nice Yıllara
Kontrabas
Yazan: Patrick Süskind Yönetmen: Metin Belgin
Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş
Bersisa
Yazan: Boğaç Babür Turna-Gülebru Turna Yönetmen: Gülebru Turna
“Hz. Mevlanaʼdan bir Mesel” Mevlevilikle ilgili sırları bulmaya talip olan bir akademisyen, Mâtuf Hoca, aradığının Mevlânâ Müzesiʼndeki bir yazmada saklı olduğuna inanmaktadır. Yazmayı bulmak için müzenin deposuna indiğinde kendisini zamanın ve mekânın dışında ama hakikatin içinde, bir meselin ortasında bulur. Bu yolculuk ona dün olduğu kadar bu gün de önemli olan sırlar fısıldayacaktır. Ey can, haberin var mı?
Tersine Dünya
Yazan: Orhan Kemal - Yönetmen: Elif Erdal
Tüm mahalleliye yaka silktiren Bitirim Leyla yine bir gece yarısı naralar atarak mahalleye girer. Neye uğradığını bilemeyen mahalle halkı öfkeyle uyanır ve ortalık karışır. Olaya mahalle bekçileri el koyar. Bu kez yakayı kurtaramayan Bitirim Leyla, mahalle bekçisine hakaretten içeri atılır. Cezaevinden çıkıp merakla mahalleye dönen Bitirim'in başına bakalım neler gelecek...
#Cehennem (+13)
Yazan: Jennifer Haley - Yönetmen: Metin Belgin
#Cehennem düşüncelerimizi kodlayan, yaşamı gerçeklikten koparan ve şiddet dürtüsünü tetikleyen sanal dünyanın gelecekte duygularımızı da ele geçirme boyutlarını bilim kurgu atmosferinde tartışıyor.
Dört Mevsim Bahçeşehir
TİYATRO
Devlet Tiyatroları
Hamlet
Yazan: William Shakespeare Yönetmen: Işıl Kasapoğlu
Oyun içinde ustaca oyun yöneten, sergileyen, yaşayan; soytarıyla soytarı, saraylıyla saraylı, en akıllı kadar akıllı, kusursuz bir deli olabilecek kadar oyunculukla yoğrulmuş, öte yandan da bir oyuncunun nasıl olup da kılık, kimlik ve varlık değiştirdiğini kendi kendine soran kişi, Hamlet... Hamletʼin üslubu gibi, kişiliği de sürekli değişim halindedir ve bu kez de sahnedeki tek başınalığıyla olayların hem içinde hem dışında, olayları hem yaşayan, hem anlatan kişi olarak çıkar karşımıza.
Eğer Bu Bir Film Olsaydı
Yazan: Almir İmsireviç - Yönetmen: Bilge Emin
1992 Yugoslavyası… Savaş her yerde… Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etmiş… Saraybosna kuşatma altında… Bu dönemi yaşamakta olan Ziriç ailesinin hikayesini, evin büyük oğlu Alaaddin, aklında kalan anılarıyla anlatırken bizde yaşananları yakından izleme fırsatı buluyoruz…
Coriolanus
Yazan: William Shakespeare Yönetmen: Malcolm Keith Kay
Oyun; yenilmez bir asker olan Casius Marciusʼun Romaʼnın düşmanları Volsyalıları yenilgiye uğrattıktan sonra onurlandırılışını, halka beslediği ölçüsüz kininden dolayı Romaʼdan nasıl sürgün edildiğini, Volsyalılar ile birleşerek Romaʼya yürüdüğü esnada, annesinin ricasıyla bundan vazgeçerek düşmanları tarafından öldürülüşünü anlatıyor.
İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı
Yazan: Ali Cüneyd Kılcıoğlu - Yönetmen: Elif Erdal
Bir Cumhurbaşkanı, Başbakanʼın kafasına anayasa fırlatırsa, tesadüf bu ya, siz de o gün askerden dönmüş bir üniversite mezunu olarak iş aramaya başlasanız nasıl bir sürecin içinde bulurdunuz kendinizi? Durum bu kadar tuhafken doğal olarak yaşananlar da absürt olacaktır. Hem keyifli, hem de canınızı yakacak bir kara komedi.
Hamlet Makinesi
Yazan: Heiner Müller - Yönetmen: Ayşe Emel Mesci
“Hamlet Makinesi”, Shakespeareʼin başyapıtı Hamletʼten yola çıkarak, geçmişle hesaplaşma çabası üzerine kurulmuştur. Ele alınan geçmiş, ardarda iki dünya savaşı geçiren Avrupaʼnın kanlı tarihidir. Bu taşlaşmış geçmiş, komünist sistemi de içeren bir hayalet gibi Hamletʼin karşısında yer alır. Geçmişten beslenen ve bireyi kuşatan sistem, farkındalığı arttıkça tutsaklaştığını anlayan bütün kadın ve erkekleri abluka altına almış, tuzağa düşürmüş, makineleşmeye zorlamaktadır. Makineleştikçe çok daha kolay sakatlanan bedenlerin ve bu bedenlere sıkışıp kalan ruhların acısını, oyun içinde oyun vurgusuyla, yer yer ironik bir üslupla sahneye taşıyan oyun, katmanlı yapısıyla seyirciyi de ön yargılarından arınmaya, farklı bir serüvene katılmaya çağırmaktadır…
Huzur
Yazan: A. Hamdi Tanpınar - Yönetmen: M. Nurullah Tuncer
İkinci dünya savaşının çıkmasına saatler kala Mümtaz, hasta yatağında yatmakta olan kuzeni İhsanʼın ilaçlarını yaptırmak üzere dışarı çıkar. İlaçların hazırlanmasını beklerken girdiği eskici dükkanında geçirdiği son bir senenin olayları, bu olaylara etki eden tüm kişiler, hayatını şekillendiren her şey zihninde yeniden, aynı şiddetle canlanır. Sevdiği kadın Nuran, intiharıyla Nuranʼla ilişkilerinin bitmesini fitilini ateşleyen Suat, ailesini kaybettikten sonra kendisini himayesine alan, amcaoğlu İhsan ve eşi Macide, eski musiki, edebiyat, İstanbul…
DEVLET TİYATROLARI ÇOCUK OYUNLARI Çiçeğim Solmasın
Yazan: Kerem Gökçer Yönetmen: Duygu Gök-
han İnsanlar bilinçsizce davranıp doğanın dengesini bozduğundan beri ne çok fazla açan çiçek ne de baharı müjdeleyen kuşların cıvıltısı kaldı. Bu oyun çocukların eskisi gibi sokakta oynamadığı, arkadaşlık kurmakta zorlandığı zamanlarda, başkasına iyilik yapmanın mutluluğunu hatırlatmak istiyor. Haydi, siz de bir çiçek dikin bu hayata...
Barış Gezegeni
Yazan: Ülker A. Köksal Yönetmen: Levent Niş
Güzel bir gemide yaşayan altı çocuk. Oyun oynamak için ailelerinden habersiz sandalla bir yolculuğa çıkarlar. Ancak ufukta görünen korsan gemisi ve fırtına onları çok korkutur. Çocuklar çoktan pişman olmuşlardır ama yapacak hiçbir şeyleri de yoktur. Peki, şimdi ne olacaktır?
76
I EKİM 2016
Çiçeğim Solmasın
Lay Lay Lom
Yazan: Sevgi Sakarya Cengiz Yönetmen: Ece Okay
Genç bir maestro yeni bestesi üzerinde çalışmaya başlar. Maestro sevgiyi anlatmak için notaları özgürce yeni biçimler deneyerek yepyeni bir beste yapmak ister. Bestecinin yaşamında ki hüznün, sevginin, özgürlüğün yansıması notalarda saklıdır. Besteci müziğini yetiştirebilmek için canla başla çalışır ve notalara sevgisini katarak azimle bestesini tamamlar.
Purnima ve Sırlar Ormanı
Yazan: Günay Ertekin - Handan Ergiydiren Doğan Yönetmen: Handan Ergiydiren Doğan
Güzeller güzeli Hint prensesi Purnima, Wenteka dağlarının ardındaki Indra nehrinin suyundan içerek sonsuz güzelliğe kavuşulabileceğini öğrenir. Hemen yollara düşer ve sırlarla dolu ormandan geçerek Indra'ya ulaşmaya çalışır. Bakalım Purnima sonsuz güzelliğe kavuşabilecek mi?
Dört Mevsim Bahçeşehir
TİYATRO
İBB Şehir Tiyatroları sezona 22 yeni oyunla başlıyor Yangın Yerinde Orkideler
Yazan: Mehmet Baydur Yönetmen: Hülya Karakaş
…Orkideleri hep bir “ballad” olarak düşündüm. Hakkı yenmişlerin, hayatın-toplumun- yerleşik düzeninin kıyısına itilmişlerin, uyurgezerlerin, mutsuzların, sırtından yaralıların, alkoliklerin, esrarkeşlerin, yalancıların, masal anlatıcılarının, gezginlerin, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların, filmleri balkondan ya da hususiden değil, birinciden yani en ön sıralardan seyredenlerin, dünyaya kekremsi, eksi bir sırıtışla bakanların, sis ve dumanlar içinde yaşayanların, bilgiye ve bilgisizliğe aynı tiksintiyle yaklaşanların, bütün bunlara rağmen, ya da birazda bunlardan ötürü insan kalmayı becerebilmiş olanların şarkısı olsun istedim Yangın Yerinde Orkideler.
Aldatma
Yazan: Harold Pinter Yönetmen: Ahmet Levendoğlu
Çağdaş İngiliz tiyatrosunun en önemli yazarlarından Harold Pinter, Aldatma'da "kadın, kocası ve sevgilisi" üçgeni çerçevesinde, çok katmanlı aldatma olgusunu irdelerken; güç, hırs, tutku, dostluk, aile gibi kavramları özgün tiyatro dili ile sorguluyor.
On İki Öfkeli Adam Yazan: Reginald Rose Yönetmen: Arif Akkaya
Şüphelinin suçlu olduğunun genel kabul görüldügü jüride, bir üye bu karara karşı çıkarsa ne olur? 12 jüri üyesi üzerinden adalet kavramı sorgulanıyor. Saadet Hanım
Saadet Hanım
Yazan: Ahmet Levent Yönetmen: Tolga Yeter
Tenha bir banka şubesi, günün öğle saatleri. Emekli ilkokul öğretmeni Saadet Yurtlu parasını çekmek için bankaya gelir. Bugün aynı zamanda oğlu Sermet'in de doğum günüdür ve oğlu için sürpriz bir doğum günü kutlaması planlamaktadır. Ancak bugüne dair sürprizleri olan sadece Saadet Hanım değildir ve birkaç dakika sonra bankada yaşanacaklar Saadet Hanım'ın bütün planlarıyla beraber hayatını da altüst edecektir.
Şahane Züğürtler
Yazan: Jacques Deval Yönetmen: Haldun Dormen
Rusya'daki devrimden sonra pek çok Rus asilzadesi batı ülkelerine kaçtı. Ouratieff çifti de bu ailelerden biridir. Çar'a ait yüklüce bir serveti de beraberinde getiren çift bu paraya dokunmaz, çeşitli evlerde hizmetçilik ve uşaklık yaparak hayatlarını sürdürmeye devam ederler. Ancak bunda herkesin gözü vardır ve Ouratieff çifti parayı korumak için büyük bir gayret içindedir. Neticede çok büyük bir servete hükmetmekle beraber yoksul bir hayat yaşayan çiftin başına akıl almaz olaylar gelir.
Martı
Yazan: Anton Çehov Yönetmen: Yıldırım Fikret Urag
Sorin Çiftliği'nde bir akşamüstü... Çiftliğin hemen yanı başındaki gölün kıyısında hazırlanmış sahnede genç yazar Treplev'in oyunu oynanacaktır. Annesi ünlü aktrist Arkadina, sevgilisi başarılı yazar Trigorin ve ev halkı gösteriyi izlemek için toplanmışlardır. Oyunda Treplev'in aşık olduğu Nina oynayacaktır. Treplev'in hayali sanatta yeni biçimler bulmak, Nina'nın hayali ise ünlü bir aktrist olmaktır. Büyük umutlarla başlayan oyun annesinin yüzünden yarıda kesilince Treplev ve Nina başta olmak üzere hayatları savrulmaya başlayacaktır. Moskova'dan uzak bir çiftlikte bir araya gelen Aristokrat ailenin, çöküş içinde olan ve yeni değişimlere ayak uyduramayan bireylerinin taşrada geçen dramatik öyküsü.
78
I EKİM 2016
Kuvayi Milliye Destanı Yazan: Nazım Hikmet Yönetmen: Hakan Yavaş
"Kuvayi Milliye Destanı", işgal edilen tüm ülkelere ve ezilen halklara örnek olan ulusal kurtuluş savaşımızın anlatıldığı, edebi değeri en yüksek ve önemli eserlerden biridir. Bu benzersiz varoluş mücadelesi tarihsel karakterlerden öte kadınların, çocukların, köylülerin yani Anadolu insanının "kahramanlıkları", yaşanmış öykülerden yola çıkılarak Nazım Hikmet'in eşsiz dizeleriyle destanlaşıyor. Şehir Tiyatroları, bağımsızlık ülküsüyle ölümsüzleşenlerin destanını dinamik bir kadro ve yeni biçim arayışıyla sahneye aktarıyor.
Fehim Paşa Konağı
Yazan: Turgut Özakman Yönetmen: Kemal Kocatürk
Turgut Özakman'a 1979 yılında Büyük Ödül kazandıran Fehim Paşa Konağı, 1908 yılında, 2. Meşrutiyetin arifesinde, Abdülhamit'in istibdadının son dönemlerinde geçer. Eski Kabadayı Rasim Baba'nın oğlu Yusuf gölge oyunuyla ilgilenmektedir. Bu durum Rasim Babaʼyı rahatsız etmektedir. Oğlunun da kendisi gibi Fehim Paşa'ya bağlı ünlü bir kabadayı olmasını isteyen Rasim Baba, oğlunu Fehim Paşa'nın konağına götürür. Fakat Yusuf'un karagöz oynatıcısı olduğu öğrenilince, Rasim baba büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Oğlu Yusuf, konaktaki kadınları eğlendirmek için bizzat Fehim Paşa tarafından gölge oyuncusu olarak görevlendirilir. Bir de üstüne Yusuf, Fehim Paşa'nın kızına âşık olunca büyük siyasi karışıklıkların, iktidar kavgalarının ortasında eğlenceli bir olaylar dizisi gelişir.
Dört Mevsim Bahçeşehir
TİYATRO
Şehir Tiyatroları
Kerbela
Yazan: Ali Berktay Yönetmen: Ayşe Emel Mesci
Oyun, İslamiyetʼin doğusunda var olan insancıl ve demokratik düşüncelerin iktidar mücadelesiyle geçirdiği dönüşümü “insan” olgusuna barışçıl bir vurgu yaparak anlatıyor.
Hisse-i Şayia
Yazan: I. Ahmet Nuri Sekizinci Yönetmen: Tarık Şerbetçioğlu
Meşrutiyet dönemi tiyatrosunun öncü ismi Ibnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci'nin oyunu; ayrıldıktan sonra da didişmeye devam eden ve biricik kızlarını bir türlü paylaşamayan ("hisse-i sayia") karı kocanın bitip tükenmek bilmeyen kavgalarını konu alıyor. Şiddetli geçimsizlikle boşanıp yıllarca birbirinden ayrı kalan, her karşılaşmada ezeli-ebedi kavgalarını tekrarlayan, birbirlerine dava üstüne dava açan, gülünç duruma düşseler de bu didişmeden adeta zevk alan fakat aslında her şeye rağmen birbirini seven karı kocanın ve onların arasında kalan genç kızın öyküsü eğlenceli bir üslupla aktarılıyor.
Vakti Geldi
Yazan: Gökhan Eraslan Yönetmen: Naşit Özcan
Üç eski okul arkadaşı; bir iş adamı, bir bürokrat ve bir profesör yıllar sonra, rakip olarak karşı karşıya gelmiştir. Her üçü de yaklaşmakta olan seçimlerde belediye başkanlığına adaydır. Birbirleriyle yarışan bu adamların yaşamı aldıkları bir mektup sonucu altüst olur. Birbirlerinden habersiz buluşma yerine giden adamların yanlarına genç bir kadın gelir ve olaylar çözülmeye başlar.
Oyunun Oyunu
Yazan: Michael Frayn Yönetmen: Ali Gökmen Altuğ
Oyun Oyunu, bir tiyatro topluluğunun “Çırılçıplak” adlı bir oyunun prova yapması sürecinde geçer. Provasını izlediğimiz oyun zaman zaman yönetmen tarafından kesintiye uğratılır, oyundan ya da oyunculuk- lardan memnun olmayan yönetmen oyuna, rollere müdahale eder. “Çırılçıplak” adlı oyunda, oyunun geçtiği evin sahibi de olan yazar, maliye ile ilgili sorunlarından dolayı bir emlakçı ile anlaşır, evini kiraya vermesi için hizmetçisine emanet eder ve şehirden uzaklaşır. Evin boş olduğunu düşünen emlakçı kız arkadaşı ile eve gelip, evde hizmetçi ile karşılaşınca şaşırır. Birlikte geldiği kadını etkilemek için evin kendisine ait olduğu yalanını söyler, bununla da yetinmez evdeki hizmetçinin evi kiralamak için gelen biri olduğu yalanını uydurunca işler iyice sarpa sarar. Bu karışıklığa, bütün bu olanlar- dan habersiz bir hırsız da eklenince olay iyice arap saçına döner.
Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli Yazan: A. Kadir Bozkurt Yönetmen: Zuhal Ergen
Hisse-i Şayia
Ayaktakımı Arasında
Yazan: Maksim Gorki Yönetmen: Orhan Alkaya
Rus edebiyatının dev yazarı Maksim Gorki, Çehovʼun deyişiyle, “Tahrip edilmesi gereken her şeyi tahrip eden bir muhrip”ti. Çağının gerçek insan figürlerinden yola çıkarak yazdığı Ayaktakımı Arasında (Na Dne) oyunu, 1903ʼteki ilk sahnelenişiyle birlikte, dünya tiyatrosunun klasikleri sınıfına girdi. Farklı kesimler, farklı sınıflardan gelen ve bir toplum panoraması oluşturan karakterleri, sürüklendikleri hayatın dibinden sıyrılıp, bütün yaşantı zenginlikleriyle tiyatro sahnesinde belirdi. Devrimin ayak seslerinin duyulmaya başladığı bir tarihsel dönemeçte, “dipte”ki hayatlarına tutunmanın yolunu arayan bu insanlar, hâlâ çok tanıdık.
Hayal-i Temsil
Yazan: Ahmet Sami Özbudak Yönetmen: Yiğit Sertdemir
Hayal-i Temsil, eski makyör Dikran Efendiʼnin hayalle hatırayı iç içe geçiren masalı; sahnenin “ilk kadın”ları Afife Jale ve Bedia Muvahhitʼi; çocuklukları, aşkları, tutkularıyla ilk kez seyirci karşısına çıktıkları sahnede, Darülbedayi sahnesinde bir araya getiriyor.
80
I EKİM 2016
Ülkenin birinde yaşanan siyasal ve toplumsal değişimler, evlilikleri boyunca bu sürece şahit olarak ölümle şakalaşan yaşlı bir çiftin ilişkisi ekseninde mizahi bir dille aktarılıyor. Kendini değiştirmeyi akıl edemezken dünyanın düzenini değiştirmeye çalışan ve esiklerde kalmanın sancısını yaşayan bir adamın baskılar karşısındaki tavrı hicvediliyor. Kahramanlarımız için hayat tıpkı sirke tadında böğürtlen reçeli gibi... Biraz acı, biraz buruk ama bazen de tatlı...
Cyrano De Bergerac
Yazan: Edmond Rostand Yönetmen: Mehmet Birkiye
Kılıç kullanması ve şairliğiyle hayranlık uyandıran Cyranoʼnun tek kusuru, haddinden fazla büyük olan burnudur. Kendini son derece çirkin bulan Cyrano, kuzeni Roxaneʼa aşık olur, ne var ki Roxane Cyranoʼnun bölüğünden genç ve yakışıklı Christianʼa aşıktır. 17. yüzyıl Fransaʼda yaşamış şair ve silahsör Cyrano de Bergeracʼın hayatından esinlenen oyun, aşkı, kahramanlığı ve gururu anlatıyor.
Cibali Karakolu
Yazan: Henri Keroul Yönetmen: Nedret Denizhan
Türk Tiyatrosuʼnun başyapıtlarından biri olan Muammer Karacaʼnın Cibali Karakolu, Zihni Göktay ustanın ellerinde yeniden İstanbul seyircisiyle buluşuyor. Cibali Karakolu hali hazırda varlığını koruyan pek çok gerçeğe ışık tutarak geçmişten günümüzü yansıtan eleştirel bir ayna olmayı başarıyor. Öğrenilmiş kadın erkek ilişkileri başta olmak üzere, paranın ilişkilerdeki etkisi, çeşitli kurumlardaki eksikliklerin neden olduğu yetersizlik, toplumsal ve politik yaşama dair eleştirilerle biçimlenen oyun, güldürmek kadar yeniden cevaplanması gereken pek çok soruyu da beraberinde getirmektedir.
12. Gece
TİYATRO
Şehir Tiyatroları
12. Gece
Yazan: William Shakespeare Yönetmen: Serdar Biliş
Shakespeare'in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece'de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino'nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia'ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kar-
deşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola'ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia'nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkar Malvolio'ya şamatalı bir oyun oynayarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikayesini iyice kızıştırır.
ŞEHİR TİYATROLARI ÇOCUK OYUNLARI Alaaddin’in Sihirli Lambası (6+)
Define Adası (7+)
Alaaddin, iyi niyetli, sevgi dolu, müziği seven bir gençtir. Rüyalarında gördüğü prensesle evlenmektir hayali. Bir gün çok uzaklardan, şarkılarını dinleyen güzeller güzeli prensesle karşılaşır ve birbirlerine aşık olurlar. Bakalım Alaaddin cin'inde yardımıyla önüne çıkan zorlukları aşabilecek mi?
Kaptan Flintʼin sakladığı define haritasını bulan Jim Hawkins ve o haritayı ele geçirmek için onun peşine düşen Uzun John Silver ve Kaptanın eski tayfalarının hikayesi.
Yazan: Turgay Yıldız Yönetmen: Özgür Atkın
Üzgün Ağaçlar Ülkesi (5+)
Yazan: Gökçe Yaşar Yönetmen: Yeşim Koçak-Selin Türkmen
Yazan: R.L. Stevenson Yönetmen: Cem Karakaya
Üç Kardeş ve Muhteşem Kurt (3+) Yazan - Yöneten: Okan Karaca
Oyun, üç afacan kardeşin, yaramazlıklarını ve herkesin korktuğu Muhteşem Kurt ile tanışıp arkadaş olmalarını, yalın biçimde, çocukların gözünden anlatıyor.
Üzgün Ağaçlar Ülkesiʼnde tüm ağaçlar artık kocaman meyveler vermektedir. Kral da Kraliçe de bu işten pek mem- Yaşasın Barış (4+) nundur. Günün birinde Kraliçe de Yazan: Hasan Erkek Yönetmen: Prenses de iksirli meyvelerden yiÜzgün Ağaçlar Ülkesi Nihat Alpteki yerek uykuya dalar. Şimdi Kral Birbirleriyle ürettiklerini paylaşarak kızı ve Kraliçeʼsini uyandıracak bir dostça yaşayan koyun ülkesi ve buğday çare bulmak zorundadır. ülkesi sadece kendini düşünen bencil vezirin hain planlarıyla savaşa başlarlar. Karagöz’ün Uykusu (3+) Koyun ülkesinin her şeyin farkında olan Yazan: Özgür Atkın prensesi kendini feda ederek ʻʼdüşman ülkeyeʼʼ gizlice girer. Mızıkasının umutlu Yönetmen: Can Alibeyoğlu ezgileriyle vezirin planlarını ortaya çıkaʻʼHoooor piiis, hoooor piiis. Yok rır ve barışı getirir. olmadı. Hiiiiir pooorrr, hiiiiir pooorrr. Yine olmadı… Uyuyamıyorumʼʼ diyor Karagöz. Karagözʼün uykusu kaçmış. Karagözʼe Karagöz Çiftlik Bekçisi (3+) uyuması için yardımcı olmaya hazır mısınız? Yazan-Yöneten: Özgür Atkın Karagöz uzun zamandır işsizdir ve iş aramaktadır. SoBalon (7+) nunda kendisine bir çiftlikte iş bulur. İşi hayvanların bakımını yapmaktır. Ama ortada bir sorun vardır. Karagöz, Yazan: Murat Karahüseyinoğlu Yönetmen: Murat Ozan hayvanları tanımamaktadır. Savaş, çocukların ve yetişkinlerin olumsuz davranışlarının hakim olduğu bu mahallede kendini çok mutlu hisseder. Balon adeta mahallenin nabzını ölçer, ne vakit kötülükler Bir Gün Ayakkabımın Teki (3+) artıp, olumsuz durumlar meydana gelse, balon daha da büyür. Bir saatli bombanın patlamaya yaklaşması gibi balon Yazan: Derya Yıldırım Yönetmen: Özgür Kaymak Tanık Rengarenk bir mutfak ama her yer çok dağınık. Oyuncu da, her olumsuzlukta biraz daha büyür. mutfağı toplamaktan sıkılıp gitmeye karar verir ama ayakkabısının tekini bir türlü bulamaz. O da ne, önce ayakkabısının Bisküvi Adam (5+) diğer teki, sonra mutfaktaki her şey konuşmaya başlar. Yazan: David Wood Yönetmen: Nihat Alpteki Büyük evin saati Guguk Bey'in ansızın kısılan sesi, ev Harikalar Mutfağı (7+) sahipleri tarafından onu çöpe atılma tehlikesi ile karşı karYazan: Haluk Işık-Ege Işık Yönetmen: Uğur Arda Aydın şıya bırakmıştır. Ama mutfaktaki arkadaşları Tuz, Biber, Harikalar Mutfağıʼnda Papatya Sokağı'nda lokantaları sonradan aralarına katılacak olan Poşet Çay ve en çok da fırından yeni çıkmış Bisküvi Adam'ın yardımıyla bunun üste- olan iki aşçı Gümüşkepçe ve Kırıkçatal'ın yemek pişirme macerası anlatılıyor. sinden hep birlikte geleceklerdir.
82
I EKİM 2016
I
GEZİ
Denizin, gün batımının ve mutlu ..
GOKCEADA .
Ada yaşamını seviyorum. Büyük şehirlerin veremeyeceği farklı bir yaşam tarzı sunuyor gibi geliyor bana adalar… Nereye gidersen git yolun sonunda derin bir maviye varmak huzur verici gerçekten… Belki bir parça daha sessiz, sakin ve gürültüden uzak ya ondandır. Bu yüzden ada yaşantısını hep huzurlu ve güvenli bulmuşumdur. Yani anlayacağınız bu ada merakı ben de çook eskiden beridir var. Gökçeada’nın methini ise uzun zamandır gerek sosyal medyadan görüyor, gerekse çevremden duyuyordum. Bozcaada’yı keşfedeli çok olmuştu ya bu bayramda da Gökçeada’ya keşif yapıp ve yazı sonlandırmak için küçük bir kaçamak yapalım, dedik. 3 aile olarak; arkadaşlarımız, çocuklarımız ve sevimli köpeğimiz Aşil ile adanın yolunu tuttuk. Çanakkaleʼye bağlı olan Gökçeadaʼnın hatırı sayılır bir büyüklüğü var. Çok da küçük bir ada değil. Çanakkale Kabatepeʼden bindiğimiz feribot ile 1 saat 15 dakika süren güzel mavi bir yolculuktan sonra Gökçeadaʼya vardık. Daha önceden
Yazı: Nurcan & Selami Korkmaz Fotoğraflar: Alp Toros & Efe Korkmaz
84
I EKİM 2016
gidenlerden duyduğum kadarıyla boz bir adayla karşılaşacağımı düşündüğümden beklentilerimi yüksek tutmadım ve oldukça objektif olmaya çalıştım. Ancak bu adayla ilgili tek bir şey söyleyebilirim büyük, bakir bir ada ve ben çook sevdim.
Dört Mevsim Bahçeşehir
keçilerin adası: Yerleşim ilçe merkezi dışında 10 köye dağılmış durumda. Adanın en eski yerleşim yerleri Rum köyleri, hem nostaljik havaları ile hem de tarih kokan evleri ile etkileyici yerler. Bunların başında Zeytinliköy, Tepeköy ve Dereköy geliyor. Gökçeada doğal yaşamının zenginliğiyle öne çıkan bir yer. Flora ve faunasındaki çeşitlilik, su kaynaklarının bol olması adanın dikkat çekici özellikleri. Üstelik anakaradan uzak olması doğasının insan baskısıyla bozulmasını engellemiş. Türkiyeʼnin ilk su altı parkı burada ilan edilerek denizdeki; organik tarım konusunda pilot bölge seçilerek de karadaki doğal yaşam koruma altına alınmış. Ayrıca adada organik tarım yapan ve ürünlerini hem adada hem de internet üzerinden satan birçok işletme bulunuyor. Daha doğrusu adanın tamamı organik.
FİZİK dersinde 15 yıllık birebir ders tecrübem vardır. Hem ara sınıflara iyi bir temel kazandırarak yazılı başarısı için hem de son sınıflara YGS ve LYS hazırlıkta garantili ders veriyorum.
İster dalış yapın, ister yüzün
Gökçeadaʼda deniz nasıldır derseniz “mükemmel” diye bir yanıt alırsınız benden. Çünkü Egeʼnin ortasında Yıldız Koyu (Yıldızkoy Türkiye'de milli park ilan edilen
Öğrencinin kendi potansiyelini görüp yüksek verim alabilmesi için öğrenciye özel yöntemler kullanıyorum. Bu yöntemler ile başarı kendiliğinden geliyor.
Şu ana kadar ders alıp ta memnuniyetsiz bir öğrencim ve velim olmadı.
Ayrıca FEN BİLİMLERİ dersinde ara sınıflara ve TEOG hazırlık dersi de veriyorum. Not: Deneme amaçlı ilk ders ücretsizdir. EKİM 2016 I
85
Tel: 0505 776 08 70
GEZİ
Dört Mevsim Bahçeşehir
Ne zaman ve nerede denize girebilirsiniz? Gökçeada'nın Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ayları deniz turizmi açısından en elverişli aylarıdır. Rüzgar hangi yönde esiyorsa ters istikamette deniz dalgasızdır. Aydıncık Plajı (Kefaloz): Günübirlik tesisi olan tek plajı. Laz Koyu: Gökçeada'nın güney kıyısında, ufak bir koy. Yuvalı Plajı: Güney kıyısındaki iki güzel koya kapsar. Gizli Liman: Adanın batı ucunda gidebileceğiniz muhteşem bir koy Yıldızkoy: Yıldızkoy adanın kuzey kıyılarından Sualtı Milli Parkı içinde, akvaryum gibi bir deniz. Marmaros: Adanın kuzey kıyılarında denize girilebilecek nadir koylardan biri. ilk deniz parkı), Gizli Liman, Laz Koyu, Yuvalı Koyu, Marmaros plaji, Aydıncık (Kefaloz) Plajı ve Uğurlu Plajı ile tertemiz koylar kucak açmış sizleri bekliyor. Yani Ada, Türkiyeʼnin en temiz denizlerinden biri olarak, hem yüzmek hem de dalış yapmak için ideal. Dalış yapanları zengin bir sualtı bekliyor. Bunların yanında, Gökçeada rüzgarlı iklimi ve kendine özgü coğrafik yapısı sayesinde sadece Türkiyeʼnin değil dünyanın önde gelen sörf merkezlerinden biri olmaya aday. Rüzgar sörfü ve kite surf konusunda da hayli uygun bir rüzgar/deniz/iklime sahip. Hem doğası, hem tarihi, köyleri ve de bölgeye özel tatları ile görülesi bir yer… Adalı olmak güzel olmalı:))
Gökçeada'dan neler satın alabilirsiniz? En çok bulunabilecek şey doğal katkısız Ada zeytinyağıdır. Ada kekiği ve adaçayı da alabilirsiniz. Ev yapımı Ada şarabı, yine zeytinyağlı sabun, salça, pekmez, köy peyniri, şifalı bitkiler, kekik ve çam balı, mevsim meyveleri ( yaygın olarak, dut, incir, ayva, kayısı, üzüm, kavun, karpuz) ve Ege balıklarının en iyilerini alabilirsiniz.
86
I EKİM 2016
Keçiler özgür olunca, oğlak çevirmesi de lezzetli oluyor :)
Adaya has lezzetler dersek ilk akla gelen tabii ki özgür keçiler adası olması sebebiyle her daim özgürce dolaşan ve adada bulunan her bitki ve çalının tadına bakan huzurlu keçilerden oğlak çevirmeyi ilk başta saymak gerekli. Bunun yanında keçi olur da keçi peyniri olmaz mı diyeceksiniz. Elbette keçi sütü ve peyniri de çok lezzetli. Yine tüm adaya yayılmış bulunan kovanlardan mis kokulu çiçek ve çam balları ve adanın merkezinde bulunan Meydani Pastanesiʼnden adaya özel bir rum kurabiyesi olan, Efibadem kurabiyelerinden almadan adadan ayrılmayın. Efibadem demişken hemen hikayesine de bir bakalım. Meydani Pastanesiʼnin sahibi küçükken yediği bu Rum kurabiyesinin peşine düşer. Bu kurabiyeyi yaptırmaya başlar. Ancak kime yaptırdıysa çocukluğundaki o tadı yakalayamaz. Sonra etrafındakilerin önerisiyle Rum bir hanımın yaptığı kurabiyeyi dener. Çocukluğundaki o tadı bulmuştur artık:) Kurabiyeye de bu hanımın ismi olan Efi adını verir. Ve tadına doyulmaz Efibadem kurabiyesi böylece ortaya çıkmış olur. Veeee finalde de oralara kadar gidip de dibek kahvesi içmeden olmazdı diyeceğim. Dibek kahvesi Zeytinliköyʼde içiliri daha önce duymuştum. Zeytinliköy, mimarisinin yanında, sakızlı muhallebi ve dibek kahvesiyle nam salmış. Dibek kahvesi günümüzde çok sınırlı yapılmakta. Bunun da sebebi kolayca tahmin edileceği gibi zahmetli olması. Türkiyeʼde dibek kahvesi içmek için akla gelen yer, Gökçeadaʼdaki Zeytinliköyʼde bulunan Madamʼın
Kahvesiʼdir. Madam vefat etmiş olsa da bu gelenek halen devam ettirilmekte ve bu kahvehanelerde dibek kahvesi içerek sohbet eden ada halkına rastlamak bir ritüeldir. Zeytinliköyʼün Dibek kahvesi gibi, Rum'lara özgü tatlılarıda ilgi çeker. Hiristo, Panayot ve Orhan Karatay tarafından yapılan; sakızlı muhallebi, krem karamel ile bavaruaz gibi tatlıları da tatmadan adadan ayrılmamanızı tavsiye ederim.
Türkiye’nin ilk sualtı parkı
Yapıyan araştırmalara göre 180 çeşit deniz canlısı yaşıyormuş. Gökçeada su altı parkında. Hatta İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Yüksek Okuluʼnun bazı birimleri adada bu araştırmaları hala yürütüyorlar. Ada ile ilgili sizlere Türkiyeʼnin hatta dünyanın başka bir yerinde rastlayamayacağınız bir olaydan bahsetmek istiyorum. Gökçeada koyunu ve keçisi. Koyunun ve keçinin ne gibi bir özelliği var diye merak edebilirsiniz, hemen açıklayayım. Gökçeadaʼnın bir ada olması ve ada içerisinde vahşi hayvan olmaması nedeni ile keçi ve koyunlar salma diye tabir edilen yani başıboş şekilde yetiştiriliyorlar. Koyun keçi sahipleri hayvanları sadece sağarken, yem verirken veya kırkım zamanı topluyorlar. Siz de Gökçeada ziyaretiniz sırasında dağlarda, tepelerde hatta plajlarda ve hatta denizin içerisinde bile sırtları farklı farklı renklerle boyanmış küçükbaş hayvanlara rastlayabilirsiniz. Plajda güneşlenirken bir anda etrafınızı sizden yiyecek isteyen keçiler sarabilir. Adaʼda zeytincilik de oldukça önemli. Zeytin, her yönüyle değerlendiriliyor .
Dört Mevsim Bahçeşehir
GEZİ Gökçeada'da nerede konaklanır? Gökçeada pansiyonlar, moteller, oteller ve apartlar yaygınlaşmakta ve zaman içinde kalitelerini arttırmaktadırlar. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin durumları düzeldikçe, tesisler daha da güzelleşmektedir. Pansiyonlar: Pansiyonculuk daha çok Gökçeada Merkez, Yeni Bademli ve Uğurlu Köyü'nde yaygındır. Şahinkaya, Eşelek ve Şirinköy'de de yeni yeni başlamaktadır. Motel ve Oteller: Genelde Merkez ve Kaleköy'de yoğunlaşmıştır. Şimdilik yıldızlı otel bulunmamakta ama özel belgeli oteller bulunmaktadır.
Zeytinli
Marmanos yolu
Marmaros
Tuz Gölü
Zeytin reçeli bile yapılıyor! Gökçeadaʼda bir de tuz gölü bulunmakta. Vaktiyle Ada halkı tuz ihtiyacını buradan karşılıyormuş. Günümüzde ise burada bulunan çamur “sağlık turizmi” için kullanılıyor! Buradan çıkarılan çamurun romatizmal hastalıklar ile cilt hastalıklarına (özellikle sedef hastalığı) çok iyi geldiği söyleniyor. Tuzla, belirli mevsimlerde flamingolara da ev sahipliği yapmakta. Tuz Gölüʼnün dışında ada da bir de tatlısu kaynağı olarak 4 adet gölet ile birlikte 1 adet baraj gölü de bulunmakta.
Gündüz trekking, akşam taverna
Adada pansiyonculuk da hayli gelişmiş durumda her keseye göre konaklama ve yemek alternatifleri mevcut. Eğlenmek ve müzik dinlemek isterseniz akşamları eski Kaleköy bu konuda hayli canlı. Deniz kıyısına yakın pozisyonda canlı müzik yapılan ve deniz ürünlerinin de tadına bakabileceğiniz hoş mekanlar mevcut. Ayrıca Tepeköyʼde bulunan Barba
88
I EKİM 2016
Yorgo isimli Rum Tavernası da sizi alıp bambaşka iklimlere götürecek. Burada hem çok tanıdık, hem yabancı bir atmosferde müzik dinleyip sirtaki yapabilirsiniz. Ayrıca ada da trekking için de oldukça uygun parkurlar bulunmakta. Bunların başında Marmaros tabelasından sapılarak gidilen (neredeyse gizli kalmış ve zor bulunan hatta oraya gitmek istediğimizi söylediğimizde bir köylünün “giden 10 kişiden 9ʼu bulamıyor, siz onuncu olabilirsiniz dediği) yaklaşık 6 km. gizli kalmış dik bir patikadan inilerek, yürüyüşün sonunda ulaşılan ve 40 mt. yükseklikten dökülen buz gibi bir şelale Barba Yorgo
size sürpriz yapıyor. Yol boyunca duyacağınız kuş sesleri, sessizliğin sesi ve yaprakların hışırtısı da cabası... Bu arada biz bulduk, onuncu olmadık :) Kısacası Gökçeadaʼyı çok beğendim. Özetleyecek olursam; Türkiye'nin en büyük adası. Doğal su kaynakları açısından Ege'nin en zengin adası. Adada bulunan barajıyla içme suyunu kendi karşılayan bir ada. Adada hem devlet hastanesi, hem üniversite, hem de şu an kullanılmasa da havalimanı bile bulunuyor. Türkiye'nin en batı ucu, güneşin en son battığı yer. Mutlaka Yukarı Kaleköyʼde güneşin batışı izlenmeli. Kefaloz Tuz Gölüʼnde çamur banyosu yapılmalı. Dibek kahvesi içmeden ve sakızlı muhallebi yemeden dönülmez. Efibadem kurabiyesi tatmadan ve hediyelik almadan olmaz. Güzel anılarla ve fotoğraflarla dolu bir seyahat olarak, belleklerimizde yerini aldı Gökçeada. Başka gezilerde buluşmak dileğiyle…I
EĞİTİM
Okul dışı faaliyetlerin üzerindeki etkileri
Çocuklarımızın eğitimleri kadar, bireyselleşmeye, özgürlüğe ve eğitim dışında kalan boş zamanlara hepimizden daha fazla ihtiyacı var” diyen Medicana International İstanbul Hastanesi doktorlarından Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Murat Başar Gürbüz, okul dışı faaliyetlerin öğrenciler üzerindeki etkileri konusunda bizi bilgilendirdi.
Sanayileşme, kentleşme ve buna bağlı gelişen modern yaşam, hepimizi, özellikle de çocuklarımızı derinden etkiliyor. Daha çok çalışıyoruz, daha az uyuyoruz, daha fazla yoruluyoruz. Boş zamanlarımızın önemini giderek daha fazla anlamaya başladık. Dinlenebilmek, yenilenmek ve tazelenmek için kendimize ayırdığımız zaman neredeyse kalmadı artık. Devasa bir metropolün içinde, özgürlük sınırlarımızın sonuna geldik artık. Toplumun her yaş grubu bu karmaşa ve kaostan payını fazlasıyla alıyor, ruh sağlığı sorunları gün geçtikçe artan bir ivme ile çoğalıyor. Ver her değişim gibi bu durumdan da tabi ki en çok çocuklarımız etkileniyor. Çocuklarımızın eğitimleri kadar, bireyselleşmeye, özgürlüğe ve eğitim dışında kalan boş zamanlara hepimizden daha fazla ihtiyacı var. Eğitim sürecinden geçmemiş bir kimsenin kendi kendini hiçbir alanda tüm olarak yetiştirme imkanı bulunma-
90
I EKİM 2016
dığı ve eğitim imkanı kısıtlı toplumların kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmaların tam olarak sağlanamayacağı düşünülürse, okul hayatı tabii ki çocuklarımız için önemli bir sorumluluk ve değer taşıyor. Üstelik çağdaş anlamda bir eğitim, sadece okulda ve dolayısıyla derslerle sınırlı tutulmayıp, -eğitimin genel amaçları doğrultu-
sunda- ders dışında da devam ettirilmesi gereken ve bir dizi etkinlikle beraber sonunda da değerlendirmeyi içeren bir süreç olarak ifade edilmekte. Bu nedenle günümüzde eğitim camiasında geleneksel okul eğitimine alternatif olarak okul saatleri dışında gerçekleşen programlar, okulların vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda.
Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Murat Başar Gürbüz
Okul sonrası etkinlikler çocuklarımızın, öğrenme ortamında kazandıklarını, gerçek durumlar ile ilişkilendirmekte kullanarak, karşılaştığı problemlere daha kolay çözümler bulmalarına ve yapılandırması yaklaşımın öğrenme ile ilgili beklentilerini gerçekleştirmesine katkı sağlamakta. Ayrıca normal sınıf eğitimlerindeki etkileşimlerinden farklı olarak, öğrenciler okul sonrası programlar aracılığıyla yaşıtları ve
Okul Sonrası Faaliyetler Öğrenmeye Katkı Sağlıyor
Dört Mevsim Bahçeşehir
öğrenciler
öğretmenleri ile nasıl çalışabileceklerini ve iletişim kurabileceklerini öğrenmekte. Öğrenci merkezli eğitim ve öğretim anlayışının geçerli olduğu günümüzde, “bireysel farklılıklar” ın var olduğu sınıf ortamında “herkes için aynı eğitimle” çocuğun tam olarak kendisini gerçekleştirmesi mümkün değil çünkü. Çocuklarımızın bireysel ve ruhsal gelişimini tamamlayabilmeleri için kendilerini ifade edebilecekleri alanlara ihtiyaçları var. Dersler işlenirken aldıkları veri ve bilgileri kendi zihinlerinde yeniden yapılandırarak ve bunlara öznellik kazandırarak kendi bilgilerini üretme ayrıca bu bilgileri yerinde ve zamanında kullanabilme kabiliyetlerini geliştirebilme açısından okul sonrası ve ders dışı etkinlikler oldukça önemli. Okul sonrası program etkinlikleri olarak akla ilk kulüp çalışmaları, müze, hayvanat bahçesi, botanik bahçesi, planetaryum, milli park ve doğa eğitim alanı gezileri gelmekte.
Günümüzde geleneksel okul eğitimine alternatif olarak okul saatleri dışında gerçekleşen programlar, okulların vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda.
EKİM 2016 I
91
EĞİTİM Bununla birlikte, günümüzde okul sonrası program etkinlikleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik İçerikli disiplinler arası bakışı ve problem odaklı farklı etkinlikleri de işin içine katarak yenilenmiş ve alanı genişletilmiştir. Robot yapma, bilim, fen ve matematik yarışma ve olimpiyatları bu kapsamda düşünülmektedir. Uluslararası Bos Zamanları İnceleme Grubu diye önemli bir çalışma grubu var. Bu ekibin yaptığı tanıma göre “ Serbest zaman etkinliği” , kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerini getirdikten sonra özgür iradesi ile girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi ya da becerilerini geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraş olarak isimlendiriliyor. Her geçen gün yeni etkinlikler gündeme gelmekle beraber, söz konusu faaliyetlerde bazı temel etkinlik alanları aşağıda sıralanmıştır. 1- Sanatsal (sinema, edebiyat, tiyatro, müzik, resim, fotoğraf, vb.) 2- Entelektüel (bilim,araştırma,kitap, konferanslar, radyo, TV, vb.) 3- Sosyal (aile, partiler, toplantılar, vb.) 4- Pratik (bahçecilik, el sanatları, el isleri, vb.) 5- Fiziki (spor, yürüyüş, avcılık, balıkçılık, vb.) Bu etkinliklerden hangisinin tercih edileceği bireyin yapısına, cinsiyetine, eğitimine, sahip olduğu olanaklara ve yeteneklerine bağlı. Yapılan çalışmalarda öğrenciler, ders dışı etkinlikler sayesinde %26,1 ile daha sağlıklı olduklarını, % 22,5 ile daha enerjik ve dinamik oldukları şeklinde etkileri olduğunu belirtmişler. Ailelerin bu konudaki endişelerinin aksine, ders dışı etkinliklerin yarışmacı veya yarışmacı olmayan öğrencilerin
92
I EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
daha iyi bir düzeye getirmek” amacının ise önem derecesi son sırada yer bulmakta olduğu görülüyor. Ailelerin ve çocukların dünyası, arzuları birbirinden çok farklı.
Boş zamanlarını nasıl geçireceklerini bilmiyorlar
Çocuklar saatlerce televizyon önünde oturarak kendilerini dış dünyadan soyutluyor, özellikle okul öncesi dönem çocukları televizyonda gördükleri her şeyi doğal ve gerçek olarak algılayarak gerçeklik algıları bozulabiliyor.
akademik başarılarını %67,7 ile olumlu etkilediği tespit edilmiş. Ders dışı etkinliklere katılan öğrencilerin katılım amaçlarına ilişkin görüşleri de ilginç. Buna göre, öğrenciler açısından en fazla yani birinci derecede önemli “okulda dikkat çekme” amacı ile bu etkinliklere katılmakta. “Dersleri
Ve en önemli sorun altyapı, yönlendirme ve imkanlar. Günümüzde ortaöğretim ve üniversite gençliği üzerine yapılmış araştırmalar, gençliğin büyük bir çoğunluğunun boş zamanlarını nasıl geçireceklerini bilemediklerini ortaya koyuyor. Çocuklarımız ve gençlerimizin zamanlarını çoğunlukla -TV. Bilgisayar vb. gibi- pasif etkinliklerle geçirdikleri, ancak imkân olması halinde de birçok aktif etkinliklere katılmaya istekli oldukları ortaya çıkmakta. Aslında biz erişkinlere düşen sorumluluk da burada başlıyor, bir çok aile çocuğunu TV, Bilgisayar vs. gibi pasif etkinlikler için genellikle suçluyor, ancak çocuklarımızın daha fazla motivasyon ve yönlendirmeye ihtiyaçları var. Evet ne yazık ki, yaşamı değiştiren ve aile yaşamını etkileyen televizyona, diğer aktivitelerden daha çok zaman ayrılmakta, çocuklar okuldan arta kalan zamanlarının büyük bir kısmını televizyon izleyerek geçirmekte. Televizyon izleyen çocukların sinemaya daha az gittikleri, daha az kitap okudukları ve daha az radyo dinledikleri biliniyor. TV dizilerindeki kahramanlar, gençlerin rol modelleri oluyor, olumsuz karakterler daha fazla ilgi çekiyor üstelik. Çocukların televizyonla etkileşimi çok küçük yaşlarda başlamakta ve televizyon seyretme süresi çeşitli etmenlere bağlı olarak değişebilmektedir. Televizyon seyretme süresini çocuğun
EĞİTİM yaşı, ailenin sosyokültürel düzeyi, ailenin çocuk üzerindeki kontrolü televizyondaki kanal sayısı, yayın saatleri ve çeşitliliği etkilemesine rağmen, teknolojik gelişme düzeyi birbirinden farklı olan ülkelerde, televizyon seyretme süreleri ile ilgili bulguların benzerlik gösterdiği vurgulanmakta. Bu nedenle ailenin tutumu çok önem kazanıyor. Okulöncesi dönemdeki çocukların günde ortalama iki-dört saat, ilkokul çağındaki çocukların ise üç-altı saat gibi bir zamanı televizyon ekranı karşısında geçirdikleri, bu sürenin ergenlik döneminde azaldığı görülmekte, bu süreler aileler tarafından sınırlanmadıkça çocuklarımızın gelişimini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Televizyon, belirli bir konunun alınmasını isteyen tek yönlü bir uğraş. Bu nedenle birey, yalnız verilenleri izlemekte, olaylara katılmamakta. Çocukların aile bireyleri ile ilişki kurmaya ihtiyaçları olduğu dönemlerde televizyon bu ihtiyacı engelleyerek bağımlılığı güçlendirip, bireyselleşmeyi engelliyor. Çocuklar saatlerce televizyon önünde oturarak kendilerini dış dünyadan soyutluyor, özellikle okul öncesi dönem çocukları televizyonda gördükleri her şeyi doğal ve gerçek olarak algılayarak gerçeklik algıları bozulabiliyor. Bazıları ise şiddet öğeleri içeren programları izlerken korku ve dehşete kapılabilmekte, bu da kaygı bozuklukları ve davranış bozukluklarına yol açabiliyor. İnsanları eğlendirmesi düşünülen bir program çocuklar için bir kabus haline gelebilmekte yani. Televizyonun etkileri konusunda olumlu ve olumsuz birçok görüş ileri sürülmekte. Kısaca, televizyonun saldırganlık ve şiddete neden olduğu, bireyi bir fantazi dünyasına çekerek gerçeklerden uzaklaştırdığı, tüketim beklentilerini değiştirdiği, aile ve arkadaşlık ilişkilerinden uzaklaştırdığı, göz sağlığını bozduğu, hareketsizliğe neden olduğu için genel fiziksel gelişimi olumsuz yönde etkilediği, kolay bilgi edinme alışkanlığını vererek okuma zevkini azalttığı ve okuma süresini kısalttığı söylenebilir. Bunlara karşılık bilgilendirme ve sosyalleştirme işlevleri bulunduğu, uygun programlar izlendiğinde dil ve zihin gelişimini teşvik edici olduğu, kişinin günlük yaşantısında ulaşamaya-
94
I EKİM 2016
cağı görüntüleri getirerek çevresini zenginleştirdiği, eğlendirici olduğuna dair olumlu etkilerinin bulunduğu da kabul edilmektedir. Ayrıca eğitim ve sosyal davranışları kazandırma konusunda da bir potansiyeli olduğu ileri sürülen televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilmek ve yararlarını artırabilmek için televizyondan öğrenmenin gerçekleştirilmesi ve bu öğrenmeyi yöneten zihinsel ve sosyal mekanizmaların ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Spor mu, akademik başarı mı?
Yapıcı faaliyetler gibi öğrencilerin serbest zamanlarını değerlendirme etkinliklerinde, konuya spor açısından bakacak olursak, spor ortamını daha iyi tanımaları, sevmeleri, dolayısıyla serbest zamanını yapıcı etkinliklerle değerlendiren gençlerimizin artmasını sağlayacak, bu da sağlıklı arkadaş ilişkilerini geliştirebilen, kurallara uyan, mücadele eden, karşısındakinin hakkına saygı gösteren, uyumlu, başarılı ve anlayışlı bir gençlik ve dolayısıyla geleceğin faydalı toplumunu oluştur-
Dört Mevsim Bahçeşehir
“Spor ve sanat, sağlıklı arkadaş ilişkilerini geliştiren, kurallara uyan, mücadele eden, uyumlu, başarılı ve anlayışlı bir toplumun yetişmesine katkı sağlıyor.”
masına katkı sağlamakta . Toplumumuzda genel bir kanı haline gelen sporun akademik başarıyı olumsuz yönde etkilediği fikri ve sakatlanmalara neden olduğu düşüncesi, ailelerin çocuklarının beden eğitimi ve spor aktivitelerine katılımına yönelik olumsuz tutum sergilemesinde başlıca etkenler olarak karşımıza çıkmakta. Günümüzde aileler eskiye göre spora daha olumlu yaklaşmakta ve çocuklarını spora yönlendirmekte. Son olarak, yaratıcı, üretken, kendine güvenen; yaptığı her işte en iyiye en güzele varmayı hedefleyen; bilgi ve becerilerini başkaları ile paylaşmaktan çekinmeyen; her zaman yeniliğe açık, kendini sürekli geliştiren; yakın çevresine, ülkesine ve Dünya'ya karşı sorumluluklarının bilincinde olan ve bunları yerine getirmek için çalışan bireyler olmak elbette önemli. Tabii ki çocuklarımızı bilgilendirelim, koruyalım ve yönlendirelim. Ancak çocuklarımızın, “çocuk olma özgürlüğü” hepsinden önemli. Çocukluğumuzu unutmadığımız, çocuk yanımızı kaybetmediğimiz mutlu günler dilerim. I
MÜZİK VE EĞİTİM
Müzik Çocuğunuza Ne Yapar? Yazı dizimizin bu son bölümünde neler söyleyeceksiniz? Bu kez nerede ve ne kadar sorularını yanıtlamak isterim. Dersleri çoğunlukla öğrencinin kendi mekanında (odası ya da salonunda vb.) yapmayı tercih ediyorum. Ancak özel olarak, sosyalleşmesi anlamında, başka mekanlar da önerilmiş olabilir. Bu durumda öğrenci kurs merkezine ya da öğretmenin mekanına gidebilir. Çalgı eğitimi usta-çırak ilişkisidir. Her öğrencinin donanımı, sosyo-ekonomik alt yapısı farklıdır. Bu nedenle her öğrenci farklı bir gelişim ve algılamaya sahiptir. Çalgı eğitiminde istisnalar hariç grup dersini önermemekteyim. Çalgının öğrencinin odasında durmasını daha uygun buluyorum. Her an elinin altında gözünün önünde bulunması, çalışması için caydırıcı olan etkenleri azaltır. Çalgıyı korumak adına dolap içine, üstüne kaldırmamalı gözönünde ulaşılabilir bir yerde tutmalı. Ne kadar diye soralım mı?
Tam sırası. Öncelikle ders süresi anlamında irdeleyelim: Özel dersler haftada bir gün bir saat gibi standartlaşmış. Ancak ülke koşulları gereği böyle. Üzülerek söylemem gerekirse çalgı eğitimi lüks olarak algılanıyor. Bu çok yanlış. MÜZİK EN İYİ EĞİTİMDİR. Haftada bir kezden çok olabilse... Keşke.... Yaşa,bütçeye ve odaklanabilme özelliklerine göre değişen bir süreden bahsediyoruz. Üçbuçuk yaşındaki bir çocuktan bir saatlik bir dikkat süresi beklemek çok doğru değil. Yarım saat daha doğru olacaktır. Ancak çocuğun yoğunlaşabilme süresi dikkatle ölçülmeli. Yarım saat, süreç içinde yavaş yavaş uzatılmalı. Daha öncede altını çizmiştim; yaratıcılık en güçlü enstrümanımızdır. Bir çanta dolusu müzik merkezli oyun taşıyorum yanımda. Onar onbeşer dakikalık oyunlar şeklinde müzik merkezinde kalarak dersi tamamlıyoruz. Bazen “Ders bitti mi?” , “devam edelim” gibi hoş tepkiler alıyorum. Kaç yaşına kadar diye sorarsak bu ucu açık bir süreç. Tamamen beklen-
96
I EKİM 2016
Sevinç Ereren KİMDİR?
Müzikle arkadaşlığım 6 yaşımda mandolinle başladı. Komşuların anneme: “Şeytan işi, kızını öyle yerlere gönderme” dediklerini anımsıyorum. Ortaokulda klasik gitar ve lisede piyano çalmaya başladım. Koro çalışmaları ise tüm yaşamımda hep oldu. Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Viyolonsel Ana Dal okudum. Üçdeniz Çok Sesli Halk Müziği Topluluğunu oluşturduk. Toplulukta viyolonsel çaldım. Eşim Ferda Ereren’in beste ve türkü düzenlemelerini seslendirerek yurtiçi ve yurtdışı konserler verdik. Darüşşafaka’da müzik öğretmenliği ve Sanat Bölüm Başkanlığı yaptım. Ayrıca yuvalarda okul öncesi yaş gruplarına 15 yıl müzik dersleri verdim. İstanbul Zihinsel Engelliler Vakfı’nda yürüttüğüm gönüllü müzik öğretmenliğim sırasında; otistik, down sendromlu, spastik öğrencilerim oldu. Tüm bu birikimler, sonunda bir kitaba dönüştü. KOLAY PİYANO METODU 1 ve 2. 12. Baskı gibi bir rekor sahibi olan bu kitabım okul öncesi çocukların piyano eğitiminde ciddi bir boşluğu doldurmakta ve halen talep görmekte...
tilere bağlı. Profesyonel anlamda düşünülen bir müzik eğitimi, . Ömür boyu yoğun olarak sürer. Bir hobi olarak düşünülüyor ise belki yoğun değil ama yine de yaşamınızda müzik hep olacaktır.Hoş vakit geçirmek ise uzun soluklu olamamaktadır. Özetlemek gerekirse nelerin altı çizilmeli?
1- Müzik en iyi eğitimdir. 2- Küçük yaşta başlatılmalıdır. 3- Başarıyı artırmak için kaliteli
bir çalgı ile başlamalıdır. 4- Öğretmen seçimine dikkat edilmeli, öğrencinin heyecan söndürülmemelidir. 5- Disiplinli, tutarlı ve sabırlı davranılmalıdır. 6- Motivasyonu yüksek tutma-lıdır.(akrabalara, arkadaşlara konser verme, iyi çaldığında ödüllen- dirme ...) 7- Mümkünse; çalgısını ustalık düzeyinde çalan sanatçılarla tanıştırılmalıdır. 8- Konserlere götürülmelidir. 9- Ders öncesine adrenalini yükselten etkinlik planlanmamalı (doğum günü partisi, piknik, sinema vb...) ders sonrası motivasyon amaçlı düşünülmelidir. 10- Eğitim araç ve gereçlerini dikkatle kullanmasını denetlemelidir. EN ÖNEMLİSİ
11- Ders gün ve saatlerine dikkat edilmeli, mümkün olduğunca dersler iptal edilmemeli, biraz zorlanıldığında terk edilecek bir etkinlik düzeyine indirgenmemelidir.
Dört Mevsim Bahçeşehir
EĞİTİM
“Eti Senin Kemiği Benim!!” Çocuğu elinden tutup okula götüren ebeveynin öğretmene tembihlediği cümleydi “eti senin kemiği benim”… Şimdilerde bu cümleyi kuran veliler var mıdır doğrusu merak ediyorum… Öğretmenlerden dinlemek lazım.. Fakat bir dönemi anlayabilmek açısından irdelenmesi önemli bir cümleydi.. Bir veli çocuğu için neden bu ifadeyi kullanır?
Okuma yazma oranının oldukça düşük olduğu yıllarda, aileler “çocuğum okusun, adam olsun” diye okula götürürlerdi. “Ben okuyamadım, çocuğum okusun” hayıflanmaları eski kuşakların anlattıkları anılar arasında dramatik bir şekilde yer alır. Okul hayatın, öğretmen ise bilgeliğin simgesiydi onlar için. Hayattaki beceriler ancak okulda öğrenilebilirdi… Marangozluk, elektrik, elektronik işleri, mühendislik, hekimlik, okumak-yazmak, hukuk işleri ve daha çok şey.. El yordamıyla, yarım yamalak, çocuklar hayattaki becerileri öğrenmesin, mektebinde öğrensin diye aileler çocuklarının ellerinden tuttuğu gibi okula götürürlerdi.. “Öğretmen, al bu çocuğu eti senin-kemiği benim” diyerek onu hayata hazırla demek isterlerdi… Birey, aile ve okul... Bir toplumun önemli paydaşlarının başında gelir. Eski kuşaklar eğitim işini okula ve öğretmene yükleyerek, “al bu çocuğu eğit, öğret” dediler. Esasında günümüzde de bazı bireylerde buna yönelik eğilimler görülmüyor değil.. Eğitim-öğretim ile ilgili işlemler sanki okulun ve dolayısıyla öğretmenin işiymiş gibi algılanıyor.. Bu işler sadece okul ve öğretmene yüklenemez. Eğitimde; okula, öğretmene, yayınevlerine, eğitim araçgereç tasarımcılarına, eğitim yönetici-deneticilerine düşen görevler kadar, ebeveynlere de önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bireyin eğitimini devlet ücretsiz sunarken, aile bu hizmeti, bireydeki davranış değişikliklerinin oluşumuna katkı sağlayacak “destek” hizmetlerini eksik etmemelidir. Örneğin;
98
I EKİM 2016
öğretmen öğrenciye verdiği bir ödevle sorumluluk alma, sorumluluğu yerine getirme, problem çözme, araştırma, inceleme, kendini ifade etme gibi becerileri kazandırmayı hedeflerken ebeveyn bu ödevi kendisi yapmaya veya komşunun üniversitede okuyan oğlu/kızına yaptırmaya kalkıştığında, çocukta beklenilen davranışların/kazanımların gelişmesine katkı sağlamış olmaz.. Ebeveynler, eğitim hizmetlerinin her yerinde olmalıdır.. Okul ve öğretmenle işbirliği yaparak çocuğunun öğrenme ürünlerinin gelişiminde paydaş olabilmelidir.. Toplumda insanlar zaman zaman “okul bana bir şey öğretmedi ki?” ifadelerini kullanırlar. Onlara; okul kavramını, işlevini, bireyin hayatına etkisini/katkısını anlatmak gerekir. Okulun kendisine bir katkı sağlamadığına inanan bireyden, nasıl olur da üst biliş becerilere ilişkin davranışlar bekleyebiliriz? Okumak yerine TV izle-
mek, sosyal DOÇ. DR. medyayı M EHMET İNAN neredeyse günün tüm zamanında kullanıyor olmak daha çok tercih ediliyor gibi görünüyor. “Neden soru soran, sorgulayan, eleştiren, çözüm üreten, problem çözen, üreten bir birey olunmalıdır?” sorusunun cevabı topluma anlatılmalıdır. İşimiz, ister seramik ustalığı olsun, ister kalıpçılık, teknisyenlik, boyacılık, isterse avukatlık ya da iş adamlığı; yapmakta olduğumuz işlerin “daha iyi, nitelikli, farklı, ayrıcalıklı” olması üst biliş becerilerin kazandırılmasıyla mümkün olabilir. Aksi takdirde “bir bilen var nasılsa” diye o bilenlerin güdümünde bir toplum ortaya çıkar ki, bunun sonuçları istenmeyen durumlara doğru gidebilir. Bu nedenle ebeveynler, çocuğun eğitim sürecinde okul ve öğretmenin kazandırmayı hedeflediği yaşam becerilerine ilişkin desteklerini esirgememelidir. Okulların açıldığı bu günlerde ebeveynler, öğretmenler, eğitim yönetici-deneticileri ve diğer eğitim paydaşlarının çocuk ve gençlere daha nitelikli eğitim verilebilmesi için ellerinden gelen tüm gayretleri göstereceği inancıyla (etini de kemiğini de teslim etmeyen, neden-sonuç ilişkisini kuran, soran, araştıran, irdeleyen, çabalayan, katılımcı olan, destekleyen), tüm eğitim çalışanlarına başarılarla dolu sağlıklı bir eğitim öğretim dönemi geçirmelerini diliyorum.. Saygılarımla..I
Ilgaz 02/21 Ispartakule Bahçeşehir/İST-TURKEY
www.eurosun.com.tr
608 1 000 (pbx)
Dört Mevsim Bahçeşehir
EĞİTİM
Çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken 9 şey Eğitim herkesin gündeminde olan bir gerçek olduğundan herkesin eğitim hakkında mutlaka bir fikri vardır. Fikirler iyi niyetli fakat fikirle uygulama arasında ciddi tezatlar bulunmakta. En kısa zamanda bu tezatlardan kurtulmak ve iyi fikirlerin uygulanması ümidiyle en önemli eğitim detayından bahsedeceğim. MUSTAFA YERLİÇAY EĞİTİM DANIŞMANI
1. Ezbere dayalı sistemden
kurtulmak önemlidir. Okula yolu düşmüş herkesin ortak noktada bulaşacağı bir gerçektir ezberden kurtulmak. Fakat başarıyı yarıştan başarıyla çıkmak (!) olarak gören bir sistem içerisinde ezberden kurtulmak ne kadar mümkündür bu tartışılır. Fikirleri kavramak yerine pasif dinlemeye, bol test çözmeye yönlendiren bir sistemde ezberden kurtulmak zor hatta imkansızdır.
2.
Akıllılığı bir sürü şey bilmek olarak görmemek gerekir. Pek çok şey hakkında bilgi sahibi olmayı önemseyebilirsiniz fakat hayat gerçeğinde bir sürü şey bilmek pek bir şey ifade etmemektedir. Çünkü hayat gerçeğinde anlık gelişen olaylar ve onlar sonucu ortaya çıkan bilginin kullanılması önemlidir. Bununla birlikte akademik anlamda bir değerlendirmeye gidersek şunu açık bir şekilde görürüz ki akademik anlamda ilerleme branşlaşma ile mümkündür. Bir profesör her şeyi çok iyi bildiği için profesör olmamıştır. Onu profesör yapan bir alandaki yetkinliğidir.
102 I EKİM 2016
3. İnsan ilgisini çeken şeyi daha
çabuk öğrenir. Bu saptamanın açıkçası ispata ihtiyacı yok. Kendi kişisel hayatımızı değerlendirdiğimizde dahi bu gerçeğe ulaşmak mümkündür.
4.
İnsan zorlandığı şeyle ilgilenmez, olumsuz duygu geliştirir. İnsana zorla bir şey yaptırmanın mümkün olmadığı hepimizin bildiği bir gerçek. Bu nedenle öğrenme durumundaki kişinin zorlandığı şeyle ilgili iyi bir örneklem oluşturmak önemlidir. Zaten iyi bir öğretmen olarak nitelendirilen kişinin yeterliliği de onun örnekleme gücüyle ilgilidir. İyi bir örnekleme ile zor kolaylaştırılabilinir.
5.
Kişi kendisine önem verildiğini görünce başarısı artar. Öğrenme sosyal bir ortamda gerçekleşir. Bu ortamda kendisinin önemsendiğini gören bireyin derse ilgisi dersle ilgili tutumu da olumlu gelişir. Fakat ne yazık ki değer vermeyi, dikkate almayı pek ciddiye almıyoruz.
6. Sadece akademik açıdan değil farklı açılardan da gelişmek önemlidir. Her ebeveyn,
öğretmenlerin çocukların zihinsel gelişimini olduğu kadar fiziksel, duygusal, sosyal, ahlaki ve sanatsal gelişimlerini de desteklemeleri gerektiğini söyleyecektir. Fakat yine ne yazık ki içinde yaşadığımız yarış dolayısıyla sadece akademik (!) anlamda bir yüklenme söz konusu.
7. Zor ders iyi ders demek değildir.
Bir ders ne kadar zorsa onu o kadar baş tacı edebiliyoruz. Ama gerçek bu değildir. Zor olduğu için bir derse önem verip diğerlerini önemsememek kültürel seviyede bireyi geri plana itebilmektedir.
8.
Kısa boylu yetişkinliği önemsemek yanlıştır. Çocuklarımızı çocukluklarını yaşamadan yetişkin olarak görme niyetimiz çocuklar içinde ebeveyn içinde yanıltıcıdır. Çocukların çocukluklarına saygı duymamız gereklidir. Aksi durumda “başarı uçurumu”nun kıyısında gençler yetiştiririz.
9. Önemli olan kabuk değil özdür.
Standartlaştırılmış ölçme araçları meselenin biçiminden özüne inmeyi engelleyebilmektedir. Oysa önemli olan özdür, özde değer vardır ama ne yazık ki kabuklarla uğraşılmaktadır.
SPOR
Susuz spor olmaz
SAVAŞ KAHRA Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba, bu ay sizlerle MAN BAHÇEŞEHİR VO LE YBOL SPOR KU sporcu çocukların beslenme ihtiyaçları hakkında bazı bilgileri LÜ KOORDİNATÖR BÜ Ü paylaşacağım. Okullar açıldı birçok anne baba çocuklarını okul eğitimlerinin yanında bir spor branşına da yönlendiriyorlar. Okul antrenman ve maç programları arasında zaman zaman çocukların beslenmesi ihmal edilebiliyor.
Mesleğim gereği özellikle sabah antrenmanlarına kahvaltı yapmadan gelen ya da elinde bir simit vb. bir şey yiyerek gelen sporcularla sıklıkla karşılaşıyorum. Değerli okurlarımız eminim ki herkes doğru ve dengeli beslenmenin çocukların sağlıklı bir yapı ile büyümeleri için gerekli olduğunu biliyordur. Bunun yanında okul ve spor hayatındaki başarı içinde doğru bir beslenme programı uygulamamız gerekiyor. Okul çağındaki sporcu çocuklarda büyüme ve gelişmenin devamı, hem de sporla harcanan enerjinin yerine konabilmesi için doğru beslenme programı şart. Sporcu çocuklar gün içinde tüm besin gruplarından yeterli miktarda tüketmek zorundadırlar, aksi takdirde sportif performansın düşmesi kaçınılmaz olmaktadır. SUSUZ SPOR OLMAZ: Tüm yaş grubu sporcularda; spor öncesi, sırası ve sonrasında, sıvı alımı, performansı etkileyen en önemli noktadır. Vücudun sıvı kaybetmesi sporcunun performansını düşürür. Sıvı ihtiyacının karşılanması için her 15-30 dakikada 100-200 ml sıvı tüketimi yeterli olacaktır. Egzersiz sırasında karbonhidrat ve elektrolit içeren sporcu içecekleri de sıvı ihtiyacını karşılamada tercih edilebilir ARTAN ENERJİ İHTİYACI İÇİN EN AZ 6 ÖĞÜN: Çocuk sporcuların, yetişkinlere göre kilo başına duydukları enerji ihtiyacı fazladır. Bir de bu dönemin alışkanlıkların kazanıldığı, sağlıklı beslenmenin öğrenildiği bir dönem olduğu düşünülünce; bu ihtiyacın doğru kaynaklardan karşılanması ve bu konuda sporcu çocuğa doğru eğitim verilmesi çok daha büyük bir önem kazanıyor. Çocukların artmış olan bu ihtiyacı karşılayabilmesi için mutlaka ana öğünleri ve ara öğünleri atlamaması gerekir. Beslenme; günlük 3 ana öğün, 3 ara öğün ve hatta gerekiyorsa 4 ara öğün şeklinde planlanmalı. ANTRENMAN ve OKUL PERFORMANSI İÇİN KAHVALTI: Sadece sporcular için değil tüm çocuklar için hatta tüm insanlar için kahvaltı önemli bir öğündür.
104 I EKİM 2016
Gece boyunca aç kalan vücudun, düzenli çalışabilmesi için kan şekerinin belli bir düzeyde olması gerekmektedir. Güne zinde başlamak, antrenman/müsabaka performansı, okul başarısı, anlama ve hatırlama noktasında kahvaltının önemi çok fazladır. Ama tüm bunların sağlanması için dengeli ve besleyici bir kahvaltı etmek gerekir. Ayrıca sabah erken saatlerde antrenmana giden sporcular için de bunu göz önünde bulundurarak bir beslenme düzeni oluşturulmalı. MÜSABAKA VE ANTRENMAN ÖĞÜNLERİ: Antrenman veya müsabakadan 2-4 saat önce ana öğün tüketmek ve antrenman veya müsabakaya kadar bol sıvı tüketmek gerekir. Bu sıvıları karbonhidrat ve mineralden zengin sporcu içecekleri ile de desteklemek uygun olacaktır. Müsabaka veya antrenmandan hemen sonra da karbonhidrattan zengin ve hemen ardından da karbonhidrat ve proteinden zengin bir öğün tercih edilmelidir. Sporcu çocuklar için temel besin ihtiyaçları ERKEN YORULMAMAK İÇİN KARBONHİDRAT: Antrenman performansı ve antrenman sonrası boşalan glikojen depolarının yerine konması için karbonhidrat, sporcu çocukların beslenmesinde önemli yer tutmaktadır. Sporcunun toplam alması gereken enerjinin en az yüzde 50’sinin karbonhidratlardan gelmesi gerekmektedir. Karbonhidratlar temel enerji kaynaklarıdır. Antrenman öncesi ve sırasında karbonhidrat tüketimi, sporcunun performans düşüşünü engellemede ve erken yorulmaların önüne geçmede önemli faktördür. PROTEİNLER: Çocukların büyüme ve gelişiminin devamı yeni doku oluşumuyla
birlikte olur ki bunun kaynağı da proteinlerdir. Çocuk sporcularda artan enerji ihtiyacı, beraberinde alınması gereken proteinin de artması anlamına gelir. Çocuk sporcuların günlük olarak süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, tavuk, balık ve kuru baklagiller gibi protein kaynaklarını düzenli bir şekilde almaları sağlanmalıdır. PERFORMANS İÇİN DEMİR: Sporcu performansında demirin de önemi fazladır. Demirin minimal yetersizlikleri bile performansı etkiler. Demirin en zengin olduğu gıdalar ise, et, yumurta, kuru baklagiller gibi proteinli kaynaklardır. Demirin zengin kaynakları arasında yağsız kırmızı et, hindi eti, deniz ürünleri ve kuru meyveler de yer alır. Bunların tüketiminde demir emilimini arttırmak için C vitamini de (limon, portakal, koyu yeşil sebzeler) demir içeren besinlerle birlikte alınmalıdır. DOĞRU KAYNAKTAN YAĞ ALSINLAR: Sağlıklı beslenmede günlük alınan enerjinin yüzde 25-30’unun yağlardan gelmesi istenmektedir. Yağ kaynağı seçiminde ise tereyağı ve zeytinyağı tercih edilmelidir. Çocuk sporcular için de sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir. Sporcuların gün içinde kolaylıkla yiyebilecekleri kavrulmamış ceviz, fındık, badem gibi yağlı gıdalar almaları, gereken yağ ihtiyaçlarını karşılamakta yardımcı olur. EKSTRA VİTAMİNE GEREK YOK: Düzenli beslenen, artan enerji ve besin öğelerini karşılayan sporcuların ekstra vitamine ihtiyaçları yoktur. MİNERALSİZ KALMASINLAR: Sporcular için en çok üzerinde durulması gereken mineraller; kalsiyum ve demirdir. Yine yeterli ve dengeli beslenen çocuk sporcular bu mineralleri yeterince almış olacaklardır. Mensturasyon (adet) gören kız sporcular için demir daha fazla önem arz eder. Değerli okurlarımız sonuç olarak büyüme çağındaki çocukların gün içerisinde tüm besin gruplarından yeterli miktarda tüketmesi gerekmektedir. Diğer sayımızda buluşmak üzere sevgiyle ve DÖRT MEVSİM SPOR’la kalın. I
YEMEK
ELELE MUTF AK ATÖLYESİ
HÜLYA ŞAKIR
Facebook/elele
mutfakatolyesi
Kabak Graten MALZEME G3
orta boy kabak G 300 gram kıyma G 1 kuru soğan G 7-8 dal dereotu veya maydanoz G 1 çorba kaşığı domates salçası G 50 ml un G 50 ml ayçiçek yağı G 250 ml süt G 150 gr rendelenmiş kaşar G Yeteri kadar tuz, karabiber
HAZIRLANIŞI
Kabakları yıkayıp Soy Soy ile soyun. Dikine ikiye kesip ortasını kaşıkla alın. Soğanı rondoda doğrayın. Kıymayı kavurun. Soğan ve salçayı ekleyip kavurmaya devam edin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın. Fırını 180 derecede ısıtın. Kabakları küçük tepsiye dizip kıymayı paylaştırın. 50 ml su koyup kabaklar yumuşayıncaya kadar fırında pişirin. Mikrodalga kabında süt, yağ ve unu karıştırıp mikrodalga fırında 600 Wattʼda 4-5 dakika arada bir karıştırarak pişirin. Kaşar peynirini rende ile rendeleyin. Kabağın üzerine hazırladığınız sosu koyup rendelenmiş kaşar peynirini serpin. Peynir eriyip kızarana kadar fırında pişirin. Kıyılmış maydanoz veya dereotu ile süsleyip servis edin.
Mikrodalga Fırın Keki MALZEME G2
yumurta G 150 ml sıvıyağ ml süt G 200 ml şeker G 350 ml un G 50 ml kakao G 1 paket kabartma tozu G 1 tatlı kaşığı tereyağı G 2 yemek kaşığı galeta unu G 200
106 I EKİM 2016
HAZIRLANIŞI
Sütü mikrodalga fırında 500-600 watt aralığında 1 dk ısıtın. Un, kakao ve kabartma tozunu karıştırın. Yumurta ve şekeri çırpıcı ile çırpın. Süt ve sıvıyağı ekleyip karıştırın. Unlu karışımı ekleyip pürüzsüz bir kıvam alıncaya kadar karıştırın. Mikrodalga kabını tereyağı ile yağlayıp galeta unu ile kaplayın. Kek karışımını koyup kapağını kapatmadan mikrodalga fırında 500- 600 watt aralığında 12- 13 dk pişirip 5 dk bekletin. İsteğe göre ılındığında üzerine pudra şekeri serpip servis edin. Su Bardağı ölçüsü 200 ml alınmıştır.
GÜZELLİK
Cildiniz parlamalı, saçlar konuşmalı!
Dört Mevsim Bahçeşehir
GÜZEL FİKİRLER
YASEMİN YURTMAN CANDEMİR
Cilt ne kadar doğal görünümlü, parlak ve canlı olursa yüzünüz ve makyajınız o denli kusursuz görünür. Kusursuzluğunun altında yatan gerçek; cildinize bir akşam önce nasıl bir bakım yaptığınızla alakalı. Bitkisel içerikli bir bakım ritüeli ya da profesyonel gece maskeleri makyajdan önce düşünmeniz gerekenler arasında. 110 I EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
GÜZELLİK Doğru makyajın sırrı Renk bütünlüğü sağlanmış şeffaf bir ten, hafif kızartılmış yanaklar ve dolgun görünümdeki dudaklar makyajınızı tamamlar. Doğru cilt tonu için elbette hafif içerikli cilt tonunuzla aynı renk, ince yapıda bir kapatıcılık özelliğine sahip, ışığı yansıtan bir BB krem fırça yardımıyla sürülmeli ardından toz pudra uygulanmalı. Hafif kızartılmış yanaklar için krem formunda allık ve dudaklar için dolgunluk verecek kalıcı bir dudak kalemi bu uyumun olmazsa olmazları. Püf noktası ise kesinlikle yoğun kullanımdan kaçınmak. T bölgenizdeki renk eşitsizliğini ve ufak yerlerdeki kapatılması gereken noktaları ince bir fırça ya da makyaj süngeri ile kapatmanız uygun olur. Kullandığınız kapatıcıyı göz altına da uygulayarak yorgunluğunuzu gizleyebilirsiniz, göz pınarınıza da yine ışığı yansıtan bir kapatıcı uygulayabilirsiniz.
80'li yılların liseli kızlarının saçlarını andıran at kuyruğu basit bir toplama biçimi gibi görünse de dağınıklık yerine minimal durmayı tercih edenler için ideal. Doğru at kuyruğu yapmanın sırrı ise saçları tamamen yatıştıran ve parlaklık veren bir serum. Kulak kenarlarında elektriklenmeye hazır bölümler için ise wax.
At kuyruğu
Yarım topuzun hafifliği
Sade ama bakımlı duran saçlar, sonbahar teması ile de uyumlu olacaktır. Yaz günü rahat da etmeliyim diyorsanız ilk önerimiz 2016'nın fenomen saç trendi half-top knot'. Genç görünüm veren yarım topuz, saçlarını açık bırakmak ve topuz yapmak istediğine karar veremeyen kadınlar için ideal.
112 I EKİM 2016
Bir akşam önce kuaförünüze yaptıracağınız bir örgü topuz da sadeliğin tamamlayıcısı olabilir. Bu örgü topuza boynunuzda eşlik edecek inci bir kolye görüntünün de tamamlayıcısı rolünü üstlenir.
Örgü topuz
Geçen yıl genç kızların bol bol uyguladığı araya farklı renk attırma trendi bu yaz tüm kadınlar için bir akıma dönüştü. Sarı saçın içine atılmış bir tutam kırmızı ya da pembe, siyah saçın içine mavi, kahverengi saçlara ise sarı eforsuz çekiciliğin de anahtarı.
Aralardaki renkler
MODANIN TEN MODA
http://www.benguarslan.com / http://www.instagram.com/benguarslan
“Nude” sf. Soyunmuş durumda olan, çıplak. Asıl anlamı bu kadar açık ve kapsayıcıyken, “nude” sözcüğünün içselleştirilmiş olan anlamı oldukça farklı. Oxford sözlüğü, “nude” için “pembemsi bej rengi” diyor. Peki, tek bir şehrin insanları bile onlarca farklı ten rengine sahipken, bu tanım oldukça kısıtlayıcı değil mi? Sorun, Oxford’un bu tanımıyla bitmiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin en çok kullandığı Merriam-Webster sözlüğüne baktığımızda, Oxford’un tanımı çok masum gelecektir. Çeşitli kampanyalar başlatılıp tanım değiştirilmeden önce, bu sözlük “nude” kelimesini “beyaz bir insanın ten rengi” olarak tanımlıyordu. Bu tanımlamalar, aslında beyaz olmayanlara karşı gösterilen mikro öfkenin örneklerinden biri. Günlük yaşantımıza sessizce girmiş olan bu mikro öfke, hiç belli etmeden beyaz tenin her açıdan “daha güzel” olduğunu vurguluyor. Bu düşünce ile hareket edince, beyaz tişörtümüzün altına “belli olmasın” diye ten rengi sütyen giyerken, babetin vurduğu yere “görünmesin” diye ten rengi yara bandı yapıştırırken veya yalnızca beyazlara uygun renk seçeneklerine sahip bir fondöten seçerken aslında
Irkçılığın somut örneği!
114 I EKİM 2016
ırkçılığın somut bir örneği olduğumuzun hiç farkında olmuyoruz. Peki neden? Modayla biraz da olsa haşır neşir olan, dergileri karıştıranlar bilecektir. Nude tonlar her zaman vazgeçilmezdir. Siyahtan sonra en trend seçimdir. Koleksiyonlarından en az birini bu renge adamayan moda tasarımcısı kalmamıştır. Aylarca sadece bu konuya odaklanmayan moda dergisi kalmamıştır. Hatta Instyle dergisi “Nude yeni siyahtır” (Nude is the new black) diyecek kadar ileri gitmiş, nude rengin siyah olamayacağını onaylamıştır. Böylece kendilerine uygun nude rengin “siyah” olduğu siyahı kadınları bu trendden tamamen dışlamıştır. Düşünüldüğünde, bir rengin ırkçı olabileceği çok saçma gelebilir. Sonuçta renk yalnızca, ışığın gözün retinasına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bir zevk meselesidir. Gözünüze hoş geldiğini düşünerek “nude” bir elbise giyebilir, tonunu beğendiğiniz için “nude”
bir ruj sürebilirsiniz. Sorun rengin kendisinde değil. Asıl sorun, bu trendin nasıl şekillendiği, düşünülüş biçimi ve bu sözcüğün moda dilinde anlamını daraltarak içselleştirilmiş olması. Buna verilebilecek en sansasyonel örnek ise, Michelle Obama. Beyaz Saray’da Hindistan Başbakanının ağırlandığı bir yemekte Michelle Obama straplez, payetli, şeftali-pembe tonlarında bir elbise giydi. Buraya kadar hiçbir sorun yok, kadın daima şık zaten. Asıl skandal, elbisenin tanımlanış biçimiydi. Nasıl tanımlandığını söylememe gerek yok sanırım? Üstelik tanımlamayı yapan Hindistan kökenli Amerikalı moda tasarımcısı Naeem Khan’dı. Evet, Hindistan kökenli ve çikolata renginde. Tüm bu bakış açısına rağmen, hiç umut yok değil. Bu denli umursamaz, ayrımcı ve elitist olan moda dünyası son zamanlarda artan farkındalığa ayak uydurmaya çalışıyor. Sürdürülebilir koleksiyonlar sunuluyor, podyumda eşitlikçi ve aktivist tavırlar sergileniyor. “Nude” kavramına karşı ilk harekete geçen markalar, Christian Louboutin ile genç bir iç çamaşırı markası Naja oldu. Louboutin, her ten rengine uygun “nude” stilettoları ve babetleriyle, kadını objeleştiren iç çamaşırlarına karşı rahatlığı esas alan Naja ise farklı ten renkleri için
Eşitlikçi ve aktivist
RENGİ
Dört Mevsim Bahçeşehir
DAMLA DUMAN
hazırladığı koleksiyonuyla tek bir nude ton olmaması gerektiğini vurguladı. Nude tartışması yalnızca moda sektörüyle sınırlı kalmadı. Tek bir ten renginde üretilen yara bantlarına karşılık, EbonAide adlı “etnik açıdan doğru yara bandı” üretildi. Bu yara bandı, farklı ten renklerinin olduğunu kabul eden ilk sağlık ürünü oldu. Ardından, Urban Armour isimli bir şirket farklı ten renklerine uygun bandajlar üretmeye başladı. Tüm bu gelişmelere rağmen, bu konuda farkındalık yaratmak için atılması gereken çok fazla adım var. İç çamaşırı alırken bile ırkçılıkla karşı karşıya olmak, aslında ufak şeyleri gözden kaçırmanın veya görmezlikten gelmenin toplumun algısını nasıl değiştirdiğini ve insanları nasıl tek tipleştirdiğini gösteriyor. Dünyada tek bir ten rengi hüküm sürerken, belki de hiç kimsede olmayan bir cilt tonuna sahipsinizdir, kim bilir? I
Düşünüldüğünde, bir rengin ırkçı olabileceği çok saçma gelebilir. Sonuçta renk yalnızca, ışığın gözün retinasına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır.
EKİM 2016 I
115
ASTROLOJİ
Bahçeşehir'in vazgeçilmez tarotçusu Nisa, artık İsveç Yotebori'de yaşıyor ama her ay olduğu gibi, aylık burç yorumlarıyla bu sayımızda da yine sizlerle...
nisadincer03@gmail.com
Ekim 2016'da sadece yaptığınız işlerle değil duruşunuzla da ön planda olacaksınız. Maddi konularda güzel gelişmeler yaşanacak. Elde ettiğiniz geliri doğru değerlendirmelisiniz. Ufak bile olsa yatırımlar yapmak doğru olacaktır. Ekim ayının sonlarına doğru finansal çizginiz daha da yukarılara çıkmaya başlayacak. Hırs ve istek sizi doğru noktaya taşıyacaktır. Beliniz ve boğaz bölgeniz oldukça hassas. Genel olarak enerjiniz yüksek ancak değişken hava koşullarından kaynaklanacak yorgunluk ya da kısa süreli rahatsızlıklarınız söz konusu olabilir.
KOÇ
Yatırımlarınızda ve projelerinizde mutlaka daha dikkatli olmalısınız. Kısa vadede çok fazla para kazanma ve zirveye tırmanma isteğinizden bu dönem ve ilerleyen dönemler için vazgeçmeniz gerekiyor. Sizin davranışlarınız geleceğinizle ilgili endişelerinizden kaynaklanıyor. Artık kaygılardan kurtulmanın zamanı geldi. Hedefinize doğru gözünüzü dikmiş durumdasınız. Yeni başlatacağınız projelerinizde bilgili ve tecrübeli kişilerden yardım alabilirsiniz. Sizi seven insanların desteğini görmeye başlıyorsunuz. Ekim 16 hayatınızın olumlu yönde dönüm noktası olabilir.
BOĞA
Karlı çıkacağınız iş birlikleri kurabilir, yeni projelere imza atabilir ve başarı basamaklarını hızla çıkabilirsiniz. Ortak iş yürüten Aslan burcu insanları, birlikte hareket etmenin ne kadar faydalı olduğunu anlayacaksınız. Ön yargılarınızı bir kenara bırakmalısınız. Geçmişte yaptığınız hatalardan kurtulmalı ancak alacağınız derslerden de geri kalmamalısınız. İlerleyen Ekim ay sonuna doğru garanti sağlayacak işler yapabilirsiniz. Gizli işler ilginizi çekebilir ancak bireysel davranışlarınız, iş arkadaşlarınız tarafından fark edildiğinde her şey daha da zorlaşabilir. Dikkatli olmalısın.
ASLAN
Başarı kaçınılmaz olabilir ancak biraz daha dikkatli ve özenli olmanız gerekiyor. Şartlar sizin lehinize dönmüşken, kariyerinizle ilgili olumlu adımlar atabilirsiniz. Bu ay içerisinde atacağınız adımlarda ve başlangıçlarda ilerisini düşünmeniz gerekiyor. Bazılarınız meslek, bazılarınız da iş değişikliğine gidebilir. Alacağınız kararlar, atacağınız adımlar nasıl olursa olsun, Ekim 2016 iş açısından iyi geçecek. Hayatınıza yeni insanlar girecek. İş hayatında isim yapmış olsun ya da olmasın, tecrübeli kişilerin size sunacaklarına açık olmalısınız.
BAŞAK
Maddi anlamda önemli ilerlemeler mevcut. Mesleğinizi ilerletme konusunda pek sıkıntınız olmayacak. Uzun süredir aklınızda olan ancak bir türlü başlatamadığınız projelerinizi de hayata geçirme adına girişimlerde bulunacaksınız. Hem kişisel açıdan gelişim gösterecek hem de başarılara ulaşmaya başlayacaksınız. İkizler burcu, Ekim 2016'da yurt dışı kaynaklı işler yapmaya başlayabilirsiniz. Sizin yapmanız gereken tek şey, işinize ve geleceğinize odaklanmak ve şanslısınız ki, odaklanma konusunda sıkıntı yaşamayacaksınız.
Düşüncelerinizde netlik ve hedefleriniz konusunda da kararlılık ön plana çıkarmalısınız. İsabetli kararlar, sizi başarıya ulaştıracak en büyük etken. Yönetici pozisyonunda çalışan Terazi burçları, çevrenizdeki çalışanları en iyi şekilde motive etmeyi başarmalısınız. Motivasyon, doğal olarak başarıyı da beraberinde getirecektir. Aldığınız kararlar nasıl olursa olsun, üstesinden gelmeyi başaracaksınız. Artan sorumluluklar sizi zorlayabilir ancak hedefinizi ve geleceğinizi düşünün... Finansal anlamda yapmış olduğunuz birikimleri de en iyi şekilde değerlendirmelisiniz
Yöneticiniz olan kişilerle iş konusunda aranızı iyi tutmanızı öneriyoruz. Üstünüz olan kişilerle önemli iletişimler kuracaksınız ancak bu iletişimlerin nasıl olacağına karar vermek tamamen sizin davranışlarınızla alakalı olacak. Zaman zaman anlaşmazlıklar yaşanacak ancak mutlaka büyümesine izin vermeden göz ardı etmeye çalışmalısınız. Üzerinize düşeni yapın, gerisi kendiliğinden oluşmaya başlayacak. Bu ay içerisinde maddiyat sizin için biraz daha önemli olmaya başlayacak. Kariyerinize iyi anlamda yön verebilirseniz.
Bu ay içerisinde, ortak işlerde aksaklıklar meydana gelebilir. Tepkilerinizin dozunu kesinlikle ayarlamanız gerekiyor. İş hayatınızda bu ay yenilikler meydana gelecek. Başlangıçlar açısından önemli bir süreçte olacaksınız. Çalıştığı işten memnun olmayanlar için değerlendirilmesi gereken fırsatlar söz konusu. Yaş olarak sizden bir hayli büyük bir kişiye ilgi duyabilirsiniz. Sizin yaşınız henüz genç ise, kurmak isteyeceğiniz birliktelik çevrenizdeki insanların çoğu tarafından hoş karşılanmayacaktır. İletişim konusunda sorununuz bulunmuyor. İstediğiniz kişiyle yakınlaşabilirsiniz.
İKİZLER
YENGEÇ
116
I EKİM 2016
TERAZİ
AKREP
Dört Mevsim Bahçeşehir
Yapacaklarınızı mutlaka sıraya koymanız gerekiyor. Maddi konularda ilerleme kaydediyor olacaksınız. Finansal açıdan zorluklar en aza iniyor. Siz üzerinize düşeni yaparsanız, başarı ve bol kazanç çok da uzakta olmayacak. Bazılarınız için de terfi söz konusu. İş hayatınıza karşı daha olgun ve oturaklı yaklaşımlar sergilemelisiniz. Hedefler ve idealler konusunda daha net olmalısınız. Zaman zaman düşünceler ve sergilediğiniz hareketler iş arkadaşlarınıza biraz olsun ters gelebilir ve size tepki gösterebilirler. Duygusal olarak yoğunluk gözleniyor. Bazılarınız uzun süredir aradığı ve arzu ettiği birlikteliğe kavuşabilir.
YAY
Ekim ayının ilerleyen dönemlerinde iş hayatınız açısından güzel gelişmeler olacak ancak ilk olarak zorlu dönemi en iyi şekilde atlatmanız gerekiyor. Herhangi bir şirkette çalışıyor ya da aile işi yapıyor olsanız da durum değişmeyecek. Ekim ayının ilk haftası zorlayıcı olacak. Kariyer yaşantınızda ufak tefek değişiklikler yapmayı düşünüyorsanız biraz zorlanacağınızın bilincinde olmalı ve atacağınız adımları ona göre atmalısınız. Bu dönem içerisinde mesleğinizi ve kariyer konumunuzu riske atacak davranışlardan kaçınmanız gerekiyor. Yapmakta olduğunuz işe odaklanın ve sorumluluklarınızı yerine getirin.
OĞLAK
Yaptığınız iş ne olursa olsun keyif alacak ve kazancınızı artırmak adına girişimlerde bulunacaksınız. En sonunda başarıya ulaşmayı da bileceksiniz. Maddi durumunuz da ayın genelinde iyi durumda olacak. İş ve özel hayat arasındaki dengeyi mutlaka kurmalısınız. Ekim ayı içerisinde sorumluluklarınız artacak ve yoğun tempoda çalışacaksınız. Kendinizi hazırlamanız iyi olacaktır. Risk gibi görünen işlere yatkınlık göstereceksiniz ancak bunun size zarar verebileceğini de unutmamanız gerekiyor. Gelişmeleri mutlaka değerlendirmeye almalısınız. Kendinize olan güveniniz oldukça önemli ancak size zarar da verebilir. Bu nedenle hiçbir işten emin olmadan harekete geçmemeyi öğrenmeniz gerekiyor.
KOVA
Doğru yolda olduğunuzun tekrar tekrar farkına varacaksınız. Motivasyonunuz her geçen gün artacak ve yeni projeler konusunda cesaretinizi kısa sürede toparlamalısınız. Bu dönem içerisinde bilgili kişilerin fikirlerini dikkate almalısınız. Fayda sağlayabileceğiniz düşünceler söz konusu olabilir. Aslında buna biraz da mecbursunuz. Birlikteliğiniz var ise, risk anlamına geliyor. Yakınlaşmaları gözünüzde fazla abartmamalı ve gerçek aşkı aramaya devam etmelisiniz. Merak etmeyin, aşk açısından çok fazla fırsat Ekim ayında sizi bekliyor olacak.
BALIK
EKİM 2016 I
117
OTOMOBİL
Thor’un Çekici Yollarda
En son Volvo S90’ın bundan tam 20 yıl önce üretildiğini ve Volvo 900 Serisinin 1996 yılında isminin değişmesi sonucu S90 olarak adlandırıldığını biliyor muydunuz? 20 yıl sonra yeniden doğan Volvo S90 eskisinden çok daha klas…
Klas olduğunu söylememin sebebi şu: ona şöyle bir bakın, BMW 5 Serisinden, Mercedes-Benz E, Audi 6 ve Jaguar XF’den çok farklı görünüyor. Volvo XC90 ile birlikte tüm dünyaya artık bundan sonra kendi yoluna gideceğini duyurdu. S90 ile de zengin İsveç geçmişini unutmadan, yalın ve yenilikçi tasarımıyla aklımızı nasıl alabileceğinin altını çiziyor. Volvo XC90’ın ön farlarını gördüğümde onlara bayılmıştım. Volvo kendine özgü led farlara İsveç’in efsane figürü Thor’un çekici diyor. Thor’un çekici lüks sedan S90’da da yerini almış ve bana sorarsanız
Farklı Tasarım Ne Demek?
118 I EKİM 2016
güzelliğinin yüzde 40’ı aracın ön tarafında toplanmış. Yeni Volvo S90’ın şıklığı ve rakiplerinden görünüm farklılıkları onu yolda çok daha fazla dikkat çeker hale getiriyor. Yeni Volvo S90 içeride sizi öyle iyi ağırlıyor ki, aşağıya inmek hiç istemiyorsunuz. Bu onun diğer bir klas özelliği; ‘sunduğu sakinlik’. Rakipleriyle fark yarattığı ana noktalardan biri de bu. İşte bu yüzden Volvo bizi lansman için Anadolu bozkırının ortasındaki Bayburt, Baksı Müzesi’ne getirdi. Volvo Car Turkey Pazarlama ve PR Di-
Sakinlik!
rektörü Ebru Ekşi Akınoğlu neden Baksı Müzesi’ni tercih ettiklerini şu sözlerle özetledi: “Bir yanda “2020 yılı itibariyle yeni bir Volvo içinde kimse ciddi bir şekilde yaralanmayacak veya hayatını kaybetmeyecek” hedefindeki Volvo Cars… Diğer yanda Anadolu’da az nüfuslu bir şehirde; şehirden uzak, bozkırın ortasında imkânsızı hayata geçirmiş olan bir çağdaş sanat müzesi… Otomotiv dünyası için iddialı olan söylemimizden ilham alarak, yeni modelimiz Volvo S90'ın test sürüşünü Anadolu’da iddialı bir hayalin gerçeğe dönüştüğü Baksı Müzesi’nde gerçekleştirmek istedik. Volvo’nun gelecek teknolojilerinin başlangıç noktası olan Yeni S90,
Dört Mevsim Bahçeşehir
Anadolu’nun uçsuz bucaksız topraklaOTO KEYİF rında, sadeliğin içindeki bir mücevher gibi başrolde olmasını arzu ettik”. Evet, Baksı Müzesi’ni en iyi anlatan kelime ‘sakinlik’. Bu anlamda otomotiv endüstrisi lansmanları boyunca bu kadar ince düşünülmüş, ürün ile lansman lokasyonunun bu kadar iyi örtüştüğü bir örnek daha görmedim. TUNÇ ALTINBAŞ İstanbul’dan Trabzon’a gittiğimiz DOKTOR TEST SÜRÜ ve Trabzon’dan da Bayburt’a kadar CÜNÜZ taltinbas@dr.com harika yollarda kullandığım S90’ın test sürüşü tecrübesi, SUV XC90 ile aynı mekanikleri paylaştıkları için elbette iyiydi. Özellikle Trabzon’un yüksek dağlarına tırmanırken 235 beygirlik motoru 480Nm tork ile uçuran Volvo hiç zorlanmıyordu. 2 litre dizel turbo-şarjlı motor, turbo devreye girene kadar ‘powerpulse’ denen teknolojiyle arada ihtiyaç duyulan ekstra itiş gücünü sağlıyor. Bu gerçekten ciddi ivmelenme gereken sollamalarda kendi gösteren bir teknoloji ve sizi güvende hissettiriyor. Sürüş deneyimi BMW 5 Serisi kadar çevik, fakat rakip Jaguar XF’in sürüş tecrübesinin daha iyi olduğunu söylemem gerekiyor. Klas diğer bir özelliği de opsiyonel 1400 watt’lık Bowers & Wilkins müzik sistemi. “Yeni XC90’dan alıştığımız dikey ipad görünümlü infotainment ekranı, bir kere kullanVolvo S90 maya alıştınız mı, çok ergonomik. Volvo’nun XC90’daki yeni genlerini ve başarısını sedan S90’a da geçirdiğini söylemem lazım. Anadolu’nun bozkırında kullandığımız Volvo S90’lar D5 dizel motor, 235hp ve 4x4 (AWD) özellikliydi. Dört çeker özelliği S90’ı neredeyse hep yolda tutuyor, kaydırmak için ciddi anlamda çaba sarf etmeniz gerekir. Premium sedan Volvo S90 dünya çapında profesyonel otomobil tasarımcıları tarafından 2015 yılının En İyi Üretim Otomobili Tasarımı (Production Car Design) ödülüne layık görülmüştü. Ülkemizde 24 Mayıs itibariyle 102 adet ön sipariş alan Yeni Volvo S90, D5 AWD motor ile 291.540TL başlangıç fiyatıyla satışta. Bu yıl 350 adet kota sınırı olan ülkemizde şimdiden 100 adet satılması talebin en az yeni lüks sedan S90 kadar iyi olacağını göstermekte. I
Sonuç:
içeride sizi öyle iyi ağırlıyor ki, aşağıya inmek hiç istemiyorsunuz.”
EKİM 2016 I
119
POLİTİKA
At izi it izi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un ardından başlayan FETÖ soruşturması kapsamında yapılan tutuklamalar ve gözaltlarına ilişkin olarak, "Şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var" demişti. TOYGAR BARU T "Bazen fırsat bulduğumda TV’leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yafta yapıştırılıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım" ifadesini kullanmıştı. Ne zaman Eylül’ün başında. Peki, ne oldu? Peşinden birçok köşe yazarı da benzer söylemlerle sayısız yazılar yazdı. Muhalefet partileri de aynı şeyi dillendirdiler. Sonuç: at izi it izine karışmaya devam ediyor ve kimse çıkıp bu iş nasıl düzenlenecek, nasıl şekle sokulacak demiyor. Herkes uyarıp duruyor. Binlerce insan muhtemelen haksız yere hapishanelerde ikinci ayını geçirdi.
Lozan’ı bozan tartışmalar Ülke tarihinin en büyük krizlerinden biriyle boğuşurken, darbeden kıl payı kurtulmuşken, bunun yaralarını sarmaya çalışıp, uzun zamandır beklenen ortak hareketler filan gündeme gelmişken, bu kadar yeter der gibi Lozan tartışmaları çıkıverdi. Biri dedi ‘Lozan yutturmacadır’ öbürü dedi ‘Lozan bu Cumhuriyetin tapusudur.’ Sen nasıl öyle dersin, sen asıl nasıl böyle dersin, sen kimsin filan derken eskiye
120
I EKİM 2016
dönüverdik. Hadi gelsin tartışmalar, polemikler. Bu daha başlangıç.
OHAL Cumhurbaşkanı açıkladı. ‘OHAL muhtemelen 3 ayla sınırlı kalmaz, 12 ay bile yetmeyebilir.’ ‘40 yıllık yapıyı 40 günde temizlemek mümkün değil’ dedi bir diğeri. ‘OHAL bahane, Meclis açılınca Kanun Hükmünde Kararnameleri çatır çatır geçirmek için ortam hazırlıyorlar’ dedi muhalefet. Peki, ne olacak? Muhtemelen Ekim’de CHP-AKP çatışması daha çok KHK’lar üzerinden olacak. Büyük tartışmalara hazır olun? Meclis açılışı Meclis açılışında Cumhurbaşkanı içeri girdiğinde ayağa mı kalkılacak, protesto mu edilmeli, arkamızı mı dönsek, alkışlasak mı, girerken ayağa kalktı çıkarken otursak mı diye uzun uzun tartıştı CHP’liler. Gerçekten şaka
gibi değil mi? Öneriler, öneriler, sonuçta ne oldu ayağa kalkıp alkışladılar. E o kadar konuşma ne oldu? Hiiç, gündem oluşturdu yetmez mi? İkinci bir darbe denemesi olur mu? Bir taraftan da bu korku var. Temmuz sonuydu; Her an ikinci bir kalkışma olabilir dikkatli olmamız lazım deniyordu. Ekim ayına geldik, gazeteciler Genel Kurmay Başkanına sormuşlar, var mı böyle bir ihtimal diye? “Tedbiri elden bırakmamak lazım ama ben böyle bir şeye ihtimal vermiyorum” demiş. Yani yine eee, bunu ben de söylerdim diyebilirsiniz? Ama haklı Genel Kurmay Başkanı. Sonuçta bu şekilde bir darbe yöntemiyle tekrar bir denemeye kalkmak mantık dışı. Asıl soru bundan sonra ne gibi bir yolla Türkiye üzerinde oyunlar oynanacak olmalıydı? Hoş bunun cevabını da kimse veremez ya… I
HUKUK
KAT MALİKLİĞİ VE ORTAK GİDERLER AVUKAT ŞİRİN ERK HUKUK
ŞİLLİ
BÜROSU
Son yıllarda toplu kent yaşamı kavramı hızla yükselirken, apartman/site yönetimine ilişkin düzenlemeleri ve tartışmaları da beraberinde getiriyor. Benzer konut tipleri için farklı aidat uygulamaları ise kafaları iyiden iyiye karıştırıyor. Aidat hesaplaması neye göre yapılıyor ve neleri kapsıyor?
Kat Mülkiyeti Kanunu’nda giderlere katılımla ilgili yapılan düzenlemeye göre; kat malikleri arasında başkaca bir anlaşma olmadığı takdirde, kat malikleri, kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa EŞİT OLARAK, ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa ARSA PAYI ORANINDA katılıyor. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. Maddesi’ndeki bu düzenleme emredici hüküm niteliğinde değil, dolayısıyla yönetim planında aksi kararlaştırılabilir. Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçerek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya gerek duymadığını ileri sürerek bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz. Dolayısıyla kat maliki, asansör, kalorifer ve kapıcıdan yararlanmadığını ileri sürerek giderlere katılma yükümlülüğünden kurtulamaz. Aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen kat maliki hakkında, yönetici tarafından dava açılabiliyor veya icra takibi yapılabiliyor. Aidatını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş oranında gecikme tazminatı ödemekle yükümlü. Bağımsız bölümde kira sözleşmesine dayalı oturan kiracının da malik gibi giderlere katılma zorunluluğu bulunuyor. Ortak giderlerden mal sahibi ve kiracı müştereken ve müteselsilen sorumlu. Ancak kanunda kiracının sorumluluğu, ödediği kira miktarı ile sınırlı tutulmuş.
122
Ana taşınmaza yapılan yenilik ve ilavelere katılım durumuna değinecek olursak; bu husus Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 42. vd maddelerinde düzenlenmiş. Yapılan yenilik ve ilaveleri faydalı veya çok masraflı ve lüks oluşuna göre ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. 42. Madde gereğince yenilik ve ilave faydalı ise, kat maliklerinin çoğunluğunun alacağı karar ile yapılarak masraflar faydalananlar tarafından faydalanma oranına göre karşılanıyor. 43. Madde gereğince ise yapılacak yenilik ve ilavenin çok masraflı ve lüks olması durumunda, ana gayrimenkulün bütün kat malikleri tarafından kullanılması mutlaka gerekli olan yerlerinde veya geçitlerinde bulunmuyorsa, bunlardan faydalanmak istemeyen kat maliki gidere katılmak zorunda tutulmuyor ve bu gibi yenilik ve ilavelerin giderini, yapılmasına karar vermiş kat maliklerinin ödemesi gerekiyor. Yapılacak yenilik ve ilavenin çok masraflı veya lüks sayılıp sayılmayacağı her somut durumun özelliğine ve kat maliklerinin ekonomik durumları değerlendirilerek belirlenmesi gerekiyor. Bu noktada kat malikleri kurulunca alınan her karara kayıtsız şartsız itaat edilmesi gerektiği manası çıkmasın. Kat Mülkiyeti Kanunu 32. Madde gereğince Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32 ncı madde hükmü gereğince aykırı oy
kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde ana gayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz. Şu halde alınan kararın hukuka aykırı olduğu kanaatindeysek iptal davası açabiliriz. Özetleyecek olursak; kaynağını Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan alan aidat vs. zorunlu ortak giderler, bedeli yine kanunen çizilen esaslara göre belirlenerek malik tarafından ödenmek zorunda. Taşınmazın kiracı tarafından kullanılması halinde ise ödenmeyen aidat tutarından mal sahibi ve kiracı müteselsilen sorumlu olacaktır. I
Sorularınız için: sirinsilli@gmail.com
I EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
NAT
KÜLTÜR-SA
Efsane müzikal İstanbul’da sahnelenecek
Her neslin bildiği ve sevdiği şarkılar Broadway'in en uzun soluklu yapımlarından biri... Müzikal tarihinin efsanesi West Side Story (Batı Yakasının Hikayesi) 1-18 Mart 2017 tarihleri arasında İstanbul'da sahnelenecek. ÇÜR HATİCE GÜL İNANÇ
İlk kez sahnelendiği 1957'den bu yana William Shakespeare eseri Romeo ve Juliet'in modern bir uyarlaması olarak tanımlanan West Side Story, bugüne kadar birçok kez yer aldığı Broadway sahnesinden Zorlu PSM'ye taşınıyor. 1-18 Mart 2017 tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak West Side Story,
1950'lerin sonunda New York sokaklarında yaşayan asi gençlerin romantik ve dramatik öyküsünü, hayata yakın ama bir o kadar da masalsı bir akışla anlatıyor. Dünya prömiyerini yaptığı 1957 yılında, toplam 732 performansla Broadway'e damgasını vuran yapım, 6 dalda Tony Ödülü'ne aday oldu. Müzikalin ba-
şarısı sahne ile sınırlı kalmayarak 1961 yılında beyaz perdeye de taşındı. Beyaz perdeye uyarlanan West Side Story, aralarında En İyi Film, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Rita Moreno) ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (George Chakiris) ödüllerinin de bulunduğu toplam 10 Oscar ödülü kazandı.
Sizin için seçtiğimiz konser ve etkinlikler;
G Interstellar Uzay Sergisi 15-31 Ekim 2016 Torium AVM G Turkcell Karanlıkta Futbol 15-31 Ekim, 1-15 Kasım Gayrettepe Metro İstas. G İstanbul Dervishes-Sema Ayini 15-29 Ekim Hodjapasha Gösteri ve Etk. Merkezi G MFÖ 15 Ekim 2016 Harbiye Cemil Topuzlu S. G Kenan Doğulu 16 Ekim 2016 Harbiye Cemil Topuzlu S. G Akbank Caz Festivali 16-22 Ekim 2016 Çeşitli Mekanlar
G Hüsnü Arkan 20 Ekim 2016 KadıköySahne G Hayko Cepkin 21 Ekim 2016 Garajistanbul G Afrogitano 21-23 Ekim TİM Show C. G Şebnem Ferah 22 Ekim 2016 Harbiye Cemil Topuzlu S. G Bülent Ortaçgil 28 Ekim - KadıköySahne G Mirkelam 28 Ekim 2016 Beyrut Performance G İstanbul Midye Festivali 29 Ekim 2016 Caddebostan Sahili
G JOLLY JOKER KONSERLERİ G Yaşar İpek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .19 Ekim G Nevzat Ak Türkü Gecesi . . . . . . . . . . . . . . .20 Ekim G Yeni Türkü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .21 Ekim G Levent Yüksel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .22 Ekim G Koray Avcı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .26 Ekim G Deniz Tekin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .27 Ekim G Gökhan Tepe . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .28 Ekim G Yaşar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .29 Ekim G Merve Özbey . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .2 Kasım G Fatma Turgut . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .5 Kasım G İmera . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .9 Kasım G Mehmet Erdem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .12 Kasım
124 I EKİM 2016
G Genç Bi Şenlik 30 Ekim 2016 KüçükÇiftlik Park G İstanbul Çikolata Festivali 30-31 Ekim 2016 Maçka Demokrasi Parkı G Feridun Düzağaç 4 Kasım 2016 garajistanbul G BabaZula 5 Kasım 2016 KadıköySahne G Mehmet Erdem 11 Kasım 2016 KadıköySahne
G Sıla 11 Kasım 2016 Volkswagen Arena G Emre Altuğ 12 Kasım 2016 Beyrut Performance G İstanbul Kitap Fuarı 2016 12-20 Kasım 2016 TUYAP Beylikdüzü G Yeni Türkü 12 Kasım 2016 KadıköySahne G Kitaro 16 Kasım 2016 Zorlu Performans S.M.
Vizyona girecek filmler 14 EKİM: Cehennem, Demir Yumruk, Max Steel, Yolsuzlar Çetesi, Berzah: Cin Alemi, Seni Seven Ölsün, Oğlan Bizim Kız Bizim, Ansızın 21 EKİM: Jack Reacher: Asla Geri Dönme, İkimizin Yerine, Ortaokul Hayatımın En Kötü Yılları, En Süper Kahramanlar, İllet, Amatörler Gecesi, Rüya 28 EKİM: Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi, Hesaplaşma, Ekşi Elmalar, Julieta, Kubo ve Sihirli Telleri, Dar Elbise, Dokuzuncu Hayat 4 KASIM: Doktor Strange, Dağ II, Troller, O Kadın, Hacksaw Ridge, Geniş Aile 2: Her Türlü, Albüm 11 KASIM: Arrival, Canavarın Çağrısı, Bilal: A New Breed of Hero, Rus’un Oyunu, Bleed for This, Benim Adım Feridun, Meçhul Kız
EN GÜZEL ÇOCUKLAR
İREM KABAN
AFA
T MUS
A
LU
ZOĞ
YA Lİ A
DEN
İS S
ŞEVVAL İLGİN
İDR
ONİ
NA
EFE ÇAKIR
Ç
BUSE AYTA
ÇOCUĞUNUZUN EN ÖZEL ANININ (En güzel güldüğü, ağladığı, doğum gü FOTOĞRAFINI BİZ nü v.s.) E YOLLAYIN YAYIN LAYALIM... BEBEĞİNİZİN, ÇO CUĞUNUZUN DE RGİMİZDE YER ALMASINI İS TİYORSANIZ 4
mevsimsizden@g mail.com ADRESİNE YOLLA YIN
SİZİN ÇOCUĞUN UZ DA SAYFALARIMIZI S ÜSLESİN...
BULMACA
126 I EKİM 2016
Dört Mevsim Bahçeşehir
NÖBETÇİ ECZANELER
REHBER Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Karakolu İtfaiye Alo Ambulans
76D
146T BO'AZKÖY-BAHÇE)EH(R-YEN(KAPI MARMARAY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 156 dakika NORMAL, TEK B(LET
05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 06:57 07:10 07:22 07:35 07:47 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:25 09:37 09:50 10:02 10:15 10:27 10:40 10:52 11:04 11:16 11:28 11:40 11:52 12:04 12:16 12:26 12:36 12:46 12:56 13:06 13:18 13:30 13:42 13:54 14:06 14:18 14:40 14:52 15:04 15:16 15:28 15:40 15:52 16:04 16:16 16:28 16:40 16:52 17:05 17:17 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10
05:50 06:10 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:02 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:42 13:54 14:06 14:18 14:30 14:42 14:54 15:06 15:18 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10
GÜMÜŞSUYU PERON Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:30 06:45 07:10 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:28 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:32 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:50 23:00 23:15 23:35 23:55 00:20
Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER.
07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:12 10:25 10:37 10:50 11:02 11:15 11:27 11:40 11:52 12:05 12:17 12:30 12:42 12:55 13:07 13:20 13:32 13:45 13:57 14:10 14:25 14:37 14:50 15:02 15:15 15:27 15:40 15:52 16:05 16:17 16:30 16:42 16:55 17:07 17:20 17:32 17:45 17:57 18:10 18:22 18:35 18:47 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45 00:00 00:20
07:45 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:02 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:42 16:54 17:06 17:18 17:30 17:42 17:54 18:06 18:18 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:40 00:00 00:20
BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
05:20 05:40 05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:25 07:40 07:50 08:05 08:20 08:30 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:15 10:35 10:55 11:10 11:25 11:40 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:20 14:35 14:50 15:10 15:30 15:45 16:00 16:20 16:35 16:50 17:05 17:20 17:35 17:50 18:10 18:25 18:40 18:55 19:15 19:30 19:45 20:00 20:25 20:50 21:15 21:40 22:00
05:20 05:35 05:50 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:45 07:50 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:40 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00
76E BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:50 06:10K 06:20 06:45K 07:00X 07:20 07:40 08:00X 08:20 08:45 09:15X 09:45 10:10 10:35 11:00X 11:25 11:50 12:15X 12:40 13:05 13:30X 13:55 14:20 14:45 15:10X 15:35 16:00 16:25X 16:50 17:15 17:40X 18:05 18:30 19:00 19:30X 20:00 20:30 21:00X
07:00X 07:30 08:00 08:30 09:00X 09:30 10:00 10:30X 11:00X 11:30 12:00 12:25 12:50X 13:15 13:40 14:05X 14:30X 14:55 15:20 15:45 16:10X 16:35 17:00 17:30X 18:00X 18:30 19:00 19:30 20:00X 20:30 21:00 21:30X
GÜMÜŞSUYU PERON Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:45 19:10 19:35 20:00 20:30 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00
07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:45 19:10 19:35 20:00 20:30 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00
Not: K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER X İŞARETLİ SAATLER ISPARTAKULE GİRMEZ EXPERES GİDER
05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:43 10:56 11:09 11:22 11:35 11:48 12:01 12:14 12:27 12:40 12:53 13:06 13:19 13:32 13:45 13:58 14:11 14:24 14:37 14:50 15:03 15:16 15:29 15:42 15:55 16:08 16:21 16:34 16:47 17:00 17:13 17:26 17:39 17:52 18:05 18:18 18:31 18:44 18:57 19:10 19:23 19:36 19:50 20:05 20:20 20:40 21:00 21:20 21:45 22:10
YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:20 07:35 07:50 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10
06:00 06:20 06:40 07:00 07:20 07:35 07:50 21:20 21:40 22:00 22:20 22:40 23:00 23:20 23:45 00:10
06:30 06:50 07:05 07:20 07:35 07:50 21:40 22:00 22:20 22:40 23:00 23:20 23:45 00:10
Günlük nöbetçi eczane listesini www.istanbulsaglik.gov.tr adresinden öğrenebilirsiniz.
MK15 BO'AZKÖY/BAHÇE)EH(R-OL(MP(YATKÖY METRO hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 120 dakika NORMAL, METRO ENTEGRE BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
Not:SABAH İLK AKŞAM SON SERVİSLER HARİÇ BÜTÜN SERVİSLER RING ÇALIŞIR
06:00 06:25 06:50 07:10 07:50 08:30 09:05 09:40 10:50 12:00 13:10 14:20 16:40 17:15 17:50 18:25 19:00 19:30 20:00 20:40 21:20 23:00
06:00 06:30 07:10 07:45 08:30 09:00 10:00 10:50 12:15 13:10 14:40 17:00 18:00 19:10 19:40 20:10 21:40 23:10
E-57
BO'AZKÖY-BAHÇE)EH(R-TAKS(M hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika Ç(FT KATLI, 2 TAM B(LETL(
05:50 06:10X 06:20 06:45K 07:00X 07:20 07:40 08:00X 08:20 08:45X 09:15 09:45 10:10 10:35X 11:00 11:25 11:50X 12:15 12:40 13:05X 13:30 13:55 14:20 14:45X 15:10 15:35 16:00X 16:25 16:50X 17:15 17:40 18:05 18:30X 19:00 19:30 20:00X 20:30 21:00
212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 85 10 212 669 80 25
BAHÇE)EH(R/ESENKENT-TAKS(M hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika Ç(FT KATLI, 1 TAM, 1 IND. BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:15 05:30 05:40 05:48 06:04 06:12 06:20 06:28 06:36 06:44 06:52 07:00 07:10 07:20 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:25 09:37 09:50 10:02 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:50 22:10 22:30
212 444 06 69 212 669 26 21 212 669 31 37 212 669 55 66
Bahçeşehir Aile Sağlık Mer. Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi Durağı PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık
08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:15 16:45 17:15 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
06:15 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:15 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:15 15:40 16:05 16:30 X 17:00 17:25 X 17:50 18:15 18:45 19:15 19:45 X 20:15 20:45 X 21:15
07:40 08:20 08:45 X 09:10 09:35 X 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 X 12:30 12:55 X 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 X 15:30 15:55 X 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 X 18:30 18:55 X 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 X 21:45 22:15 X 22:45
07:00 07:30 08:00 X 08:30 09:00 X 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 X 12:00 12:30 X 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 X 15:30 16:00 X 16:30 17:00 17:30 18:00 18:30 X 19:00 19:30 X 20:00 20:35 21:10
07:40 08:20 08:45 X 09:10 09:35 X 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 X 12:30 12:55 X 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 X 15:30 15:55 X 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 X 18:30 18:55 X 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 X 21:45 22:15 X 22:45
07:00 08:40 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:20 21:20 23:20
OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:50 07:25 08:00 08:30 09:40 10:50 12:00 13:10 15:30 16:05 16:40 17:15 17:50 18:25 18:55 19:30 20:10 22:50 22:30 00:20
06:50 07:30 08:10 08:50 09:40 11:10 12:00 13:30 15:50 16:50 18:05 18:35 19:10 20:20 20:45 22:25 00:20
07:50 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:30 21:10 22:20 00:25
E-58
ESENKENT BAHÇE)EH(R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika EKSPRES, 2 TAM B(LETL(
06:15 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:15 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:15 15:40 16:05 16:30 X 17:00 17:25 X 17:50 18:15 18:45 19:15 19:45 X 20:15 20:45 X 21:15
0212 608 00 26 0212 803 15 66 0212 607 12 15 0212 669 93 00 0212 608 00 37 0212 669 34 34 0212 608 05 72 0212 607 06 06 0212 672 15 56 0212 669 96 59 0212 672 43 03 0212 605 02 14 0212 669 70 10 0212 397 01 24 0212 672 01 03 0212 579 33 41 0212 672 33 32 0212 669 18 27 0212 672 94 01 0212 672 33 30 0212 596 55 53 0212 669 59 51 0212 669 16 60 0212 669 44 66 0212 669 97 97 0212 608 17 27 0212 669 09 11 0212 607 08 10
08:40 09:10 09:40 X 10:10 10:40 X 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 X 13:40 14:10 X 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 X 17:10 17:40 X 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 X 20:40 21:10 X 21:40 22:10 22:40
Not: X İŞARETLİ SAATLER ESENKENT ISPARTAKULE BAKIRKÖY ÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER
ESENKENT-BAHÇE)EH(R-MEC(D(YEKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika Ç(FT KATLI, 2 TAM B(LETL( ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil
05:50 06:02 06:10 K 06:30 X 06:45 K 07:10 X 07:35 08:05 08:35 09:10 09:40 X 10:25 11:05 X 11:40 12:15 12:50 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:25 16:00 16:25 X 16:50 17:20 17:55 X 18:30 19:05 19:40 20:15 X
07:00 07:35 X 08:10 X 08:45 09:20 X 09:55 10:30 11:05 11:40 X 12:20 13:00 X 13:35 14:10 14:45 15:20 X 15:55 16:30 X 17:05 17:30 17:55 18:20 X 18:45 19:10 19:40 X 20:15 20:40 21:15 21:55 X
06:00 06:15 K 06:40 X 06:55 K 07:20 X 07:45 08:30 09:10 09:50 X 10:30 11:05 X 11:40 12:15 12:45 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:45 X 17:20 17:55 X 18:30 19:05 19:40 20:15 X
07:00 08:00 08:50 X 09:40 10:30 X 11:20 12:10 13:00 13:45 X 14:30 15:15 X 16:00 16:45 17:30 18:15 X 19:00 19:45 X 20:30
07:10 07:45 08:20 X 08:55 09:30 X 10:05 10:40 11:15 11:50 X 12:25 13:00 X 13:35 14:10 14:45 15:20 X 15:55 16:30 X 17:05 17:40 18:15 18:50 X 19:25 20:00 X 20:35 21:10 21:45 22:10 X
09:30 10:30 11:20 X 12:10 13:00 X 13:50 14:30 15:10 15:50 X 16:30 17:10 X 17:50 18:30 19:10 19:50 X 20:30 21:15 X 22:00
Not: X İŞARETLİ SAATLER ESENKENT ISPARTAKULE M.KÖY ÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER
Otobüs saatleri 7 EKİM 2016 tarihinde www.iett.gov.tr sitesinden güncellenmiştir
ÖNEMLİ TELEFONLAR
3. CADDE ECZ. AKKOZA PLUS ECZ. ANADOLU ECZ. ARMAĞAN ECZ. BAHÇ. AYDIN ECZ. BAHÇEŞEHİR ECZ. BAHÇ. PARK ECZ. BOĞAZKÖY ECZ. CAN ECZ. DEFNE ECZ. DENİZ ECZ. DERMAN ECZ. DİLEK ÖZ ECZ. ECZANE AKBATI ECZANE FİLİZ ECZANE NATÜREL ELİT ECZ. ELVİN ECZ. GÜNGÖR ECZ. İSTANBUL ECZ. KENT ECZ. MAVİ ECZ. NEVAL BİRİCİK ECZ. OKSİJEN ECZ. SU ECZ. ŞEHİR ECZ. ŞELALE ECZ. YILDIZ ECZ.
Bahçeşehir'in ODTÜ'lü hocalarından
TEOG-YGS-LYS Sınavlarına hazırlık
İlkokul-Ortaokul-Lise arasınıf öğrencileri için derslere yardımcı
İngilizce eğitim gören öğrenciler için ingilizce kaynak ve müfredatla, ingilizce dersler
7. Sınıflar için TEOG, 11. Sınıflar için YGS-LYS
2016-2017 çalışmalarımız başlamıştır - Konu anlatımı ve tekrarı - Soru çözümü - Öğretmen gözetiminde ekstra bireysel çalışma saatleri - Birebir danışmanlık
BİREBİR DERSL
ER
DERS P U R G İK İL İŞ K 2-3
0505 685 72 82 0555 525 08 21 Cengiz Hoca
Hüseyin Hoca
LERİ