4 Mevsim Bahçeşehir Sayı 8

Page 1

YIL: 1

SAYI: 8

EYLÜL 2010

AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN BEYLİKDÜZÜ

BAHÇEŞEHİR

ESENKENT

BOĞAZKÖY




SOMUN EKMEK CAFE’de

Bahçeşehir Ticaret Merkezi No: 3 (Ziraat Bankası arkası)


YENİLİKLER BİTMİYOR

Boğazköy Ekspres Hizmetinizde

1. Cadde No: 2 (Yeniçağ Sitesi, TURYAP yanı) BOĞAZKÖY Tel: 607 24 32

Sipariş ve Rezervasyon hattı: 608 11 40 - 41


yon: Rezervas

0212

880 0 888

İTALYAN & BALIK Rezervasy

0212

on:

880 0 001

CENGİZ TOPEL CADDESİ NO: 22/24 GÜRPINAR BEYLİKDÜZÜ-İST.





‘DE NELER VAR?

EDİ TÖR ,ün Notu

12. Bölgeden haberler 20. KISA KISA

Oleyyy! Okullar açılıyor...

Acaba kaç çocuk bu sevinç çığlıklarıyla okulların açılmasını bekliyordur... Doğrusunu isterseniz bu sene 3. sınıfa gidecek olan kızım için ben üç senedir okulların açılmasını dört gözle bekliyorum... Uzun yaz tatili boyunca artık onunla oynayacak bir oyun, yapacak yeni birşey kalmadığı zaman “Hadi anne bugün ne oynayacağız, ya da ne yapacağız?” sorularına verecek cevabım kalmadığı zaman okulların açılması eminim benim gibi çalışan bir çok anneyi sevindiriyordur. Tabi bir yandan da yeni bir maratonun başlayacak olması işin başka bir yönü. Haftanın beş günü okul, bir günü okul sonrası voleybol, iki günü okul öncesi birer saat, üniversite eğitimini İngiltere’de yapmış, British Council’den ingilizce öğretmenliği diploması olan, Bahçeşehir Üniversitesi Yabancı Diller Hazırlık Okulu’nda okutman olarak çalışmış ve 2003 yılından itibaren her seviyede özel ders ve grup dersleri veren Fehime Hanım’dan birebir aldığı ingilizce dersi... Ama bu sene benim için eğitim maratonu farklı başladı... Eylül ayı dergimizin konusunu eğitim olarak belirledikten sonra, bu yaz sıcaklarında bölgemizdeki eğitim kurumlarını tek tek gezmek, derdini anlatmak ve bilgileri toplamak inanın o kadar zordu ki... Hemen hemen bütün eğitim kurumlarına ulaştığımı düşünüyorum... Tabii ki dergimizde hepsini göremeyeceksiniz... Bunun nedeni bazı eğitim kurumlarının ya ankete katılmak istememesi, ya da bilgilerinin eksik olmasından kaynaklanıyor... Tabii arada benim atladığım bir kurum var ise bunun için buradan özür dilemekten başka yapabileceğim bir şey yok... Bu sene Eylül ayı dört şeyi barındırıyor içinde... Biri ramazan, biri bayram, biri referandum ve sonuncusu ise okulların açılması... Okulların açılması tüm dergiyi kapladı, ramazandan bir konumuz var, referandumu geçen sayımızda işlemiştik, geriye bayram kaldı... Bayram hakkında ise dergimizin içeriğinde çok fazla birşey bulamayacaksınız... Diğer konuların bayramı gölgede bıraktığından mıdır, yoksa bir kez daha “Nerede o eski bayramlar” dememek için mi bilmiyorum ama, ben buradan sadece “BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN” diyerek bahsedeceğim bayramdan...

22. Eğitime alternatif destek: TRAMBOLİN 28. SİZİN SOKAK Yeni eğitim-öğretim yılında, eğitimcilerimizin velilerden beklentileri nelerdir?

32

32. KAPAK KONUSU: Anakucağından, üniversiteye eğitim

48. OKUL ALIŞVERİŞİ Okullu olmak zor 54. SAĞLIK: Akustik dalga tedavisi 56. Eylül öncesi bir Ramazan’dı 60. Zorunluluktan değil, çocuğunuzun güvenliği için 64. 4 Mevsim Engelsiz Yaşam Özgürlük, anlayış ve ulus güvenliği engelleri kaldırır 66. GEZİ: Bozcaada

66

HER AY SİZLERLE

16. İyisiyle kötüsüyle Özkan Baba

72. MÜZİK- Rüya Ersavcı 73. ONLARA SORDUK: Çocuklar okula niçin gitmeli?

18. EKONOMİ- Kayhan Öztürk 30. YAŞAM KOÇU-Aşkım Kapışmak

74. GÜZEL FİKİRLER: Yasemin Yurtman Candemir

50. SPOR: Savaş Kahraman

76. ASTROLOJİ: Nisa

52. PSİKOLOJİ: Özge Genlik

78. POLİTİKA: Cemal Subaşı

53. ÇOCUK SAĞLIK: Tahsin AKBAŞ

79. KARİKATÜR: Cenk Karlıtepe

59. HAVADAN SUDAN: Müjde Köseoğlu

80. BULMACA

70. YEMEK

81. REHBER

24. EĞİTİM- Nilgün Uluser İnan

HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ

BİZE ULAŞIN

607 10 28 532 371 76 93 212

Melike Güntürk

Yayın Koordinatörü (Sorumlu Müdür): Melike Güntürk Tasarım ve Uygulama: Hazan Yapımevi İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk

10

EYLÜL 2010

Yayın Danışmanı: Ali Polat Reklam Müdürü: Nurcan Ercan

Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Hülya Meral Özkan Erdoğan Kapak Tasarım: Naci Koç Hukuk Danışmanı: Av. Şahin Zenginal Teknik Müdür: Aziz Serdar Taştan

İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@hazanyapimevi.com Facebook: Dort Mevsim Bahcesehir web: www.hazanyapimevi.com

Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Veritas Printing Center Ltd. Co. Seyrantepe/İst. Tel:0212 269 90 65

4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Uphill, Banu Evleri, Ardıçlı Evler, Boğazköy, Esenkent, Alkent, Bizimkent, Mesa Nurol, Toskana Vadisi, (Avc›lar-Beylikdüzü işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan reklamların sorumluluğu reklam verene aittir.

Katkıda bulunanlar: Arzu Erdoğan, Ece Sevinç, Ertan Dağhan, Devran Öztürk, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Semih Güntürk, Yasemin Sevinç, Yücel Akkoyunlu, Z.Hazan Güntürk


ÇOK YAKlNDA BAHÇEŞEHİR’de Merkez Tel: 0212 886 77 79


BOLGEDEN

Ramazanda bir ilk

Sadece çocuklar

Tam anlamıyla bir çocuk şenliğine dönüşen Başakşehir Belediyesi Yaz Spor Okulları muhteşem bir yemekle sona erdi. 7 bini aşkın öğrencinin yararlandığı Yaz Spor Okulları kapanış töreni Başakşehir Sular Vadisiʼnde yapıldı. 6 bine yakın öğrencinin katıldığı muhteşem yemekte Sular Vadisi, rengarenkti ve yemek, tam anlamıyla bir çocuk şenliğine dönüştü. Mahallelerinden servislerle Sular Vadisiʼne getirilen öğrenciler, vadinin yeşilliklerine dağıldılar, diledikleri gibi oynadılar, koştular, şişme maskotlarla şakalaştılar, birlikte turlar attılar, tırmanma duvarlarında renkli görüntüler oluşturdular. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysalʼın alana gelmesiyle birlikte hareketlenen çocuklar Uysalʼın etrafında renkli bir çember oluşturdular. Çocuklarla birlikte masaları ziyaret eden Mevlüt Uysal, çocukları ve katılan ailelerini selamladı. Belediye Meclis Üyeleri, Başkan Yardımcıları, Ak Parti İlçe Başkanı Ahmet Selim Köroğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Başakşehir Spor Kulübü yöneticilerinin de katıldığı yemekte çocukların mutluluklarına tebessümleriyle ortak oldular. 12

EYLÜL 2010

Hep birlikte yenilen yemekten sonra bir konuşma yapan Uysal, çocukların bir ülkenin geleceği olduğunu, onlara yapılacak her tür yatırımın, sağlanacak her tür katkının ve verilecek her tür desteğin asla boşa gitmeyeceğini ifade etti. Yemekten sonra günün anısına fotoğraf çekilmek için davet edilen binlerce çocuğun oluşturduğu renkli ve

komik izdiham Belediye Başkanı Mevlüt Uysalʼı zaman zaman zor durumda bıraksa da Uysal çocuklarla birlikte olmaktan çok mutlu olduğunu ifade etti. Öte yandan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, 6 bin öğrencinin katıldığı Yaz Spor Okullarıʼyla ilgili Skytürk televizyonunda canlı yayınlanan programa konuk oldu...

Sokak iftarlarında kusursuz temizlik Başakşehir Belediyesi tarafından verilen sokak iftarları; iftarların hazırlanması, sunulması ve sona erdirilmesindeki büyük emeği ve titizliği gören vatandaşın memnuniyetini kazanıyor. İftar vaktine saatler kala belirlenen sokaklar belediye ekiplerince temizleniyor, onlarca belediye çalışanı masaları kuruyor, sandalyeleri diziyor ve örtüleri seriyor. Bu hazırlıkları sıcak yemek servisi takip ediyor. Vatandaşların oturması ve iftar

vaktinin yaklaşmasıyla birlikte görevliler sıcak yemekler bulunan ve titizlikle paketlenmiş kutular içindeki servislerin dağıtımına başlıyorlar. Yemeklerin yenilmesinin ardından hummalı bir çalışmaya başlıyorlar. Yemek servisi kutuları ve diğer atıklar ayrı ayrı poşetlerde toplanıyor. Masa ve sandalyeler toplanıp tam bir çevre temizliği yapılıyor ve sonra sokağa giren belediye aracı sokağı su ile yıkayarak tertemiz hale getiriyor.


Kendinizi evinizde gibi hissedebileceğiz ve ev tadında yemekler yiyebileceğiniz tek adres...

9 TL.

Menü fiyatı:

Kemal Sunal Cad. Galeria Çarşısı 19/16 Bahçeşehir-İST.

Paket Servis:

608 16 16-17


BOLGEDEN

Bahçeşehir bayrama hazırlanıyor

GEÇEN AYDAN KISA... KISA...

Çocuklarımızı spora yöneltmemiz gerek Başakşehirspor Basketbol Takımıʼnın yeni transferi Tyrus Desmon Boswell, Kulüp Başkanı Recep Kızıltepe, Genel Menajer Mustafa Gözen ve Antrenör Hanifi Yılmaz ile birlikte Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysalʼı ziyaret etti.

Bahçeşehir’e girişleri sağlayan bağlantı yolları asfaltlanmaya başlandı. Başakşehir Belediyesiʼnin İstanbul Büyükşehir Belediyesi nezdinde yaptığı girişimlerle yan yol hemzemin geçit yolunun ve Bahçeşehir Esenyurt arasındaki Hadımköy yolunun, bakım ve onarım ve asfaltlanmasına hız verildi. Hadımköy yolu üzerindeki yaya kaldırımları yenileniyor. Hemzemin geçit yolunun da yıpranmış ve

özelliğini yitirmiş asfaltların kazınması işlemi bölüm bölüm yapılarak tamamlandı. Yoğun bir trafiğin yaşandığı bu yollarda iyileştirme, bakım onarım ve asfaltlanmayla birlikte trafik akışında yaşanan sıkıntılar daha da azalacak. Asfaltlama çalışmalarının başlamasıyla, geçici de olsa yaşanacak trafik sıkışıklığı yolların yenilenmesiyle giderilmiş olacak.

CHP Başakşehir açık hava toplantısında halkla buluştu

Ramazan öncesi Başakşehir denetledi Ramazan ayı başlamadan önce, Başakşehir Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü, Sağlık İşleri Müdürlüğü ve Zabıta Müdürlüğüʼnün ortaklaşa yürüttüğü denetimlerde fırın, pastane gibi un ve unlu mamuller imalat ve satışını yapan işyerleri titizlikle denetlendi ve herhangi bir olumsuzluğa rastlamadı.

Kadir Topbaş, Sular Vadisi etkinliklerindeydi Chp Başakşehir İlçe Başkanlığı Güvercintepe Mahallesiʼnde Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın katıldığı açık hava toplantısında halkla buluştu. Sanatçı Meh14

EYLÜL 2010

met Öndülʼün şarkılarıyla coşan topluluğa CHP Başakşehir İlçe Başkanı Özgür Karabat ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran hitap ettiler.

Başakşehir Belediyesiʼnin 5 ayrı noktada düzenlediği Ramazan Geceleri Etkinliklerinden biri olan Sular Vadisi Etkinlik alanının konuklarından biri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşʼtı.



İYİSİYLE LE KÖTÜSÜY

Ben Bahçeşehir’i seviyorum... Bu ayki turuma City Club ile başladım... Bahçeşehirʼin ilk göz ağrısı City Clubʼde harika bir manzara eşliğinde spora başlayıp, sonra havuzda serinledikten sonra bir seans sauna, arkasından bir de masaj, daha ne anlatayım size. Aʼdan Zʼye yenilenen City Clubʼün yeni genel müdürü Sezin Çalık ve güler yüzlü personeli ise bonus... City Clubʼde her ne kadar rahatladıysam da sıcakta yürürken aklıma birden geçen ay aldığım hisse senetleri geldi. “Ben bu işlerden pek anlamıyorum” diye söylenerek, Aydaroğlu Dövizʼe gidip kurların son durumunu sordum. Bir de borsa mı, döviz mi diye danıştım. Onun cevabı bende kalsın... Son günlerde arkadaşlarımın sürekli bir şikayeti var. “Ağabey sana ulaşamıyoruz, çalıyor ama açmıyorsun” uyarılarının ardı arkası kesilmeyince soluğu Turkcellʼde aldım. “Buna bir çareniz var mı” diye sordum. Yanıt olarak “telefonunuzu sessiz konumdan çıkartmanız gerekiyor” oldu. Meğer telefonum sessiz konumdaymış, onu öğredim. Bahçeşehir Turkcellʼde hizmette sınır yok. Anlayacağınız hava bayağı sıcak. Bütün dostlarımdan özür diliyorum... Bu kadar iş hallettikden sonra kahve saatim çalmaya başladı. Lavazzaʼnın renk kuşağı koltuklarından birine oturdum. Pasta ve kahve çeşitlerinden seçmekte, hangisini yiyeceğim, hangisini içeçeğim diye karar vermekte çok zorlandım. Bana eşlik eden güzide mekanın sahibi Nurdan Hanımʼa Lavazzaʼyı Bahçeşehirʼe kazandırdığı için teşekkürü bir borç bilirim... Tatlı sohbetin ardından, eşime bir sürpriz yapmak için Altınbaşʼa doğru yola çıktım... Aşkıma nasıl bir sürpriz yapacağım diye heyecan içinde tek tek takıları inceledim. Ne çok çeşit varmış Altınbaşʼta. Nihayet karar verip, prensesime çok güzel bir takı aldım. Şimdi nereden çıktı bu takı olayı derseniz. Benim 16

EYLÜL 2010

için illa özel bir gün olması gerekmiyor. O zaten benim için BA ÖZKAN BA hep çok özel. Aşkımmmm... Hediyemi bir an önce ulaştırma hevesi içindeyken, Fenerbahçe fanatikliğim biraz ağır bastı galiba. Daldım Sishaʼya. Maç keyfi için doyumsuz bir mekan olan Sishaʼda maçımı da seyrettim. Futbol severlere keyifli bir maç seyretmek için Sishaʼyı tavsiye ederim... Yine her ayki gibi geldik kötüye. Önce geçen ayki kötü ile ilgili sonrasında ki gelişmeleri paylaşmak istiyorum. Mekana giden dostlarım, Lunch Boxʼın yaptığımız eleştiriyi ciddiye alıp, müşteri memnuniyetini çoğaltması çok hoş bir davranış oldu. Bu güzide mekanın işletmecilerine bu yakışırdı. Teşekkür ederim... Bu ayki kötümüzde ise bir genelleme var... Beni rahatsız eden ve çok üzen bir gözlemimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bahçeşehir esnafının birbirine sahip çıkmadığını fark ettim. Mesela bir tane örnek. Bir şarj aleti almak isteyen yaşlı bir beyefendi Aveaʼya girip soruyor ve bizde yok diyorlar. Halbuki hemen karşısında Turkcellʼde var. Ama tüketici bunu, zaman kaybederek, taaa 3. Caddeʼnin sonundaki Teknosaʼya sorunca, hemen ilk girdiği Aveaʼnın karşısındaki Turkcellʼde bulunduğunu öğreniyor. Aslında Avea işletmecilerinin de bunu bilmeleri gerektiğini ama o an atlamış olabileceklerini düşünüyorum. Sonuçta esnaflık birbirine sahip çıkmayı gerektirir diye düşünüyorum. Önümüz bayram Bahçeşehir esnafının ve halkının bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

Siz de Bahçeşehir’de şahit olduğunuz iyileri ve kötüleri bana yazın bende araştırıp, herkesi buradan bilgilendireyim… 4mevsimozkan@gmail.com


Kemal Sunal Cadde Galeria Çarşısı 19/67 Bahçeşehir - İSTANBUL


Dışarıda global kriz, içeride siyaset KAYHAN ÖZTÜRK

e k on om i

FİNANSGÜNDEM.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ

“TL’nin gücünü koruması bekleniyor. Yani döviz kurlarında yükselme çok olası görünmüyor. Kısa vadede TL’nin dolar karşısında 1.48-1.55 bandında hareket etmesi bekleniyor.”

18

EYLÜL 2010

Global piyasaların dengesi bozuldu. Artık eski ezberlerle yeni dönemde yol olmak çok mümkün gözükmüyor. Herkesin kafası karışık… Bazı ekonomistler global krizden çıkışın başladığını savunurken, bazıları yeni bir resesyondan, ‘ikinci dip’ten sözediyor. Bu belirsiz ortamda faizin, dövizin, borsanın, altın fiyatlarının nasıl seyredeceğini kestirmek çok kolay değil. Çok değil, Ağustos ayının ortalarına kadar düşen altın fiyatları, ayın ikinci yarısından itibaren çıkışa geçti. Aynı tarihlerde Rusya’da çıkan yangınlar buğday fiyatlarına tavan yaptırdı. Piyasalarda yaşanan bu dalgalanmaların en büyük nedenin global krize ilişkin belirsizliğin devam etmesi olduğunu söyleyebiliriz. Peki global kriz sürecinde hangi aşamaya gelindi, krizden çıkış süreci başladı mı? Uzmanlar bu soruya ‘para politikası ve mali politika araçlarının ekonomiyi canlandırmak amacıyla kullanıldığı bir süreçteyiz’ diye yanıt veriyor. Uygulanan teşvik ve önlemler özellikle gelişmiş ülke ekonomilerini büyük bir uçurumun eşiğinden çevirdi. Ancak kriz sonrası dönemin, kriz öncesi dönemle önemli farklar içerdiğini unutmamak gerekir. Yeni dönemde yüksek kamu borçları ve yüksek özel kesim tasarruf oranları dolayısıyla, sanayide kapasite fazlasının yatırımlar üzerindeki ve yüksek işsizlik oranlarının talep üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle büyüme temposu bir süre daha yavaş kalacak. Global piyasalara ilişkin beklentiler bu yönde. İçeride ise gündeme ekonomi ve piyasalardan çok siyaset hakim olmuş durumda. Referandumla yatıp, referandumla kalkıyoruz. Mevcut anketler, referandum sonrası dönemdeki siyasi tabloya ilişkin net bir mesaj vermiyor. Böyle olunca piyasalar siyasi gündem ile ilgilenmiyormuş gibi yapıyor. Bu arada yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına ilgisi devam ediyor. Ağustos ayı boyunca Türkiye’ye giren yabancı portföy yatırımlarının tutarı 10 milyar doları aşmış görünüyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları gevşek para politikalarını sürdürdükleri sürece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yabancı ilgisinin sürmesi bekleniyor. Peki bu ortamda piyasaların nasıl bir seyir izlemesi bekleniyor. Global piyasalardaki belirsizlik devam ettiği sürece TL’nin gücünü koruması bekleniyor. Yani döviz kurlarında yükselme çok olası görünmüyor. Kısa vadede TL’nin dolar karşısında 1.48-1.55 bandında hareket etmesi bekleniyor. Borsada ise endeks bazında ciddi hareketler olması zor görünüyor. Şirketlerin performansına göre hisse bazında hareketler olabilir. Hisseleri İMKB’de işlem gören şirketlerde kâr artışının hız kestiği görülüyor. Gelişmekte olan piyasalara göre çok fazla iskonto da kalmadı. Ancak genel olarak gelişmekte olan piyasa sepetinin daha iyi performans sergilemeye devam etmesi beklenmeli. Üçüncü çeyrekte kârlarda bir momentum kaybı beklendiğinden endeksin yükselme potansiyeli düşük kalacaktır. 2011’in nasıl bir yıl olacağı orta vadeli performansı belirleyecek. Uzun vadede ise Türkiye dahil olmak üzere gelişmekte olan piyasalardaki aktif değerlerinin yükselmeye devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Altın fiyatları, hem parasal sisteme ilişkin korkuya, hem de enflasyon beklentilerindeki artışa bağlı olarak yükselebiliyor. Şu anda enflasyonist beklentiler azalıyor, bu nedenle altın fiyatlarındaki son dalgalanmada yatırımcılar mevcut parasal sistem ile ilgili endişeleri fiyatlıyor. Altın fiyatlarının kısa ve orta vadede yatay bir bant hareketi yapmasını bekleyebiliriz.



KISA KISA

Bayece Restaurant, Ramazan’ın da gözdesiydi İstanbul Avrupa yakasının en keyifli mekanları arasında yer alan Bayece Restaurant, eşsiz deniz manzarası ve gün batımı keyfi eşliğinde, birbirinden leziz ve çeşitli iftar menüsüyle Ramazan akşamlarının vazgeçilmez mekanı oldu...

Turkuazoo dalış merkezi çalışmalarına başladı Turkuazoo Dalış Merkezi, sualtında heyecan, macera ve unutulmaz deneyimleri ziyaretçilerine sunuyor. Turkuazooʼda eğitmenler eşliğinde hafta içi 10:00-18:00, hafta sonu 10:00-19:00 saatleri arasında yapılan dalış programlarına 14 yaş ve üzeri, dalışa engel herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan herkes katılabiliyor. Köpekbalıkları ile dalış programında dalış tecrübesi aranmıyor. Dalış yapacak kişilere dalış öncesinde eğitmenler tarafından regülatörden nefes alma, kulak eşitleme, uygun palet vurma, sualtı işaretleri gibi teknik eğtimler ve su içinde de su içi yeterlilik eğitimleri verilmekle birlikte dalış giysi ve ekipmanları da Turkuazoo Dalış Merkezi tarafından temin ediliyor.

Bahçeşehir Okyanus Koleji açılış konseri Esenkent Rıfat Ilgaz Anfitiyatro'sunda Bahçeşehir Okyanus Kolejleri açılış festivalinde konser veren Ferhat Göçer'i yaklaşık dört bin kişi izledi... Sevgilisi Ömür Gedik'in de davetliler arasında olduğu konserde Ferhat Göçer, muhteşem performansıyla Okyanus Kolejleri’nin misafirlerini gece boyunca coşturdu... 20

EYLÜL 2010

Kurbağa Prenses 2010-2011 eğitim yılında hizmete girecek olan ve adını çocukların koyacağı duyurulan anaokulunun müdürü Serpil Denizʼe bunun nedenini sorduk... “Kurbağa Prens” oluyor da “Kurbağa Prenses” neden olmasın?! Biz yetişkinlerin uzun zamandır hayatımızdan çıkardığımız çocukların ise sürekli yaptığı bir şeyi; 5N1K sorularını hatırlatıyor bize. Evet, kendimize o kadar görev edinmişiz ki çocuklar adına ve çocuklar için her şeyi kendimiz yapmayı! Ve bununla da kendimizi tatmin edip, kendimizle gurur duymayı. Bu kez ezberi bozuyoruz ve çocuklara soruyoruz: “Okulunuzun adı ne olsun istersiniz?” Bu soru çocuklara ne mesajlar verecek: Fikrimin ne olduğunu önemsiyorlar, düşünmemi teşvik ediyorlar; ihtimalleri sıralamamı, sınamamı teşvik ediyorlar, bana özgür düşünme ortamı sunuyorlar. Bunları yapabilmem için zaman veriyorlar. Diğer arkadaşlarımla bunu konuşup, tartışıp ortak karar verebilmemiz, yani soruna çözüm üretebilmemi destekliyorlar. Kendime güvenmemi, üretmemi, inisiyatif almamı ve başarımla gurur duyup, mutlu hissetmemi sağlıyorlar. Yani, Türkiyeʼnin özlediği insanların yetişmesine fırsat ve imkan veren bir okul olduğumuz için, okulumuzun adını çocuklarınız belirleyecek.”


DİNAMİK OKUMA BAHÇEŞEHİR’DE HIZLI OKUMA VE HATIRLAMA-HAFIZA TEKNİKLERİ İLE

GELECEĞİNİZİ ŞANSA BIRAKMAYIN Sınavlarda yapılan her 10 yanlışın: 6’sı yanlış okumadan,

YGS LYS

SBS KPSS

2’si bilgi eksikliğinden, 2’si de bilgiyi unutmaktan kaynaklanmaktadır.

Sınav korkusunun %90’ı unutma korkusudur! Sınavlar, hatırlamanın yolunu bilen her insan için korku kaynağı olmaktan çıkar YGS, LYS, SBS, KPSS ve TÜM SINAVLARDA

esi: Eğitim Sür “Bir saat çalı tı ım ders kitabından ertesi güne pek az bir ey kalıyor.” saat + 2 1 “Ne kadar u ra ırsam u ra ayım, sayıları aklımda tutamıyorum.” “Okudu um yerleri dönüp tekrar tekrar okuyorum” demekten kurtulacaksınız. en az

D NAM K HATIRLAMA ve HAFIZA TEKN KLER SAYES NDE G G G

HIZLI OKUMA TEKN KLER N N BA ARIYA ETK LER G G G G G

3 kontrol.

Kolay ve akıcı okuma, dikkatin anlamaya yönelmesini, bu da yeni bilgilerin sentezlenmesini sa lar. %75’i yorumlama ve anlama yetene ini ölçmeye yönelik olan SBS, YGS gibi sınavlara girecek ö rencilerin yorum gücünü artırarak daha yüksek puan almaları sa lanıyor Hızlı Okuma, ki inin yorum gücünü artırarak okumada daha ba arılı olmasını sa lar. Okumanın sa ladı ı birikimler, neden-sonuç ili kisi kurabilme becerisini geli tirir. Motivasyonu ve konsantrasyonu sa lar.

Referanslarımız:

DİNAMİK EĞİTİM BAHÇEŞEHİR

0531 218 47 69

Berit 2 - Blok 2 - Ofis 14 Ispartakule Bahçeşehir-İST. www.dinamikokuma.com - www.hafizahatirlama.com


nuz Çocuğu t ki evde va ten ek geçirm artık yacak. sıkılma

ca, i boyun m e n ö d Okul aka ış mutl lı k e v z ya ğlık sat nuza sa çocuğu yapmasına fır iz egzers arısının gözle aş verin, b ir şekilde b görülür göreceksiniz. nı artdığı

Bahçeniz şenlenecek BERALIS Bahçe Trambolinleri ile hayatınız değişecek

Sizi biraz tanıyabilirmiyiz? Tülay Akyol kimdir? Bize kendinizden ve Ailenizden bahsedermisiniz? Ben 1974 Almanya doğumluyum, evliyim ve 11 yaşında bir oğlum, 7 yaşında bir kızım var. Mesleğim Yönetici Asistanı. Anne olduktan sonra çalışma hayatına ara verip, kendimi tamamen onların ihtiyaclarına ve eğitimlerine adadım. Tabiiki eşimin sonsuz desteği ile. Ne zamandır Bahçeşehirde yaşıyorsunuz? Auğustos 2009 itibari ile Bahçeşehir’de yaşıyoruz. Çocuklarım (çok severek ve mutlu bir şekilde) Bahçeşehir Koleji’ne gidiyorlar. Bunu özellikle vurguluyorum, çünkü eğitim olarak, Avrupa’daki okul sistemine dahi taş çıkartabilecek nadir okullardan biri diye düşünüyoruz. Türkiyeye ilk gelişiniz mi? Hayır, Türkiyeye ilk uzun vadeli gelişim 1998 yılında Bursa’ya taşınmamız oldu. Eşim Bursa’da Continental Şirketinin Fabrikasını kurup, 8 sene bu şirketin Genel Müdürlüğünü yapmıştı. Çocuklarım okul çağına geldiğinde, Almancayı pekiştirerek öğrenmeleri gerektiğini düşünerek, 2006’da 3 seneliğine Almanyaya taşındık. Böyle bir fikir nasıl oluştu? Çocuklarımıza yalnızca en iyi okul veya en iyi eğitimi vermek yetmiyor. Onların sağlıklı ve başarılı olmalarını istiyorsak eğer, her fırsatta temiz havada bol bol oksijen alıp egzersiz yapmalarını sağlamalıyız. Çocuklar bunu zorla değil,

zevkle yapmalılar. Derste sürekli hareketsiz oturmak dikkatlerini azaltarak ders verimini düşürmektedir. Türkiye’de özel okullar tam gün olduğundan, genelde çocukların kendilerine ayırabilecek vakitleri pek kalmıyor. Sosyal hayatları neredeyse sıfıra iniyor, bu da çocukların gelişimini kötü yönde etkiliyor. Uzmanlar, çocukların oyun oynarken yaptığı fiziksel hareketlerin büyük kasların gelişimini desteklediğini ve kemik yoğunluğunu arttırdığını belirtiyorlar. Trambolinde yapılan sıçrama hareketlerinin kemik yoğunluğunu %1.2 oranında arttırdığı bilimsel yöntemlerle kanıtlanmış durumda. NASA araştırmalarına göre ise Trambolinde zıplamak, yürüyüşten 3 kat daha etkili. Trambolinde 10 dakika zıplamak, 30-45 dakika yürüyüşe eşdeğer. Kalan zamanınızı, ailenize ve kendinize ayırabilirsiniz. Hareketsiz yaşama ek olarak sağlıksız beslenme, örneğin Fastfood tarzındaki zararlı yiyecekler maalesef çocuklarımızda obezite gibi rahatsızlıklara neden olmakta. Son 30 yılda kilolu çocuk sayısı 3 kat artış göstermiş durumda. Fazla kilolardan kurtulmak zor ve pahalı olmakla birlikte, düzgün bir za-

yıflama programı (spor, antrenmanlar) gerçekleştirmek zaman açısından neredeyse imkansız. Ben de tüm bunları göz önüne alarak, çocuklarımın sağlığı ve sosyal yönleri için getirdiğim Trambolinleri artık Türkiye’deki bütün çocukların ve büyüklerin hizmetine sunuyorum. Ayrıca fazla kilolarınızdan kurtulmanın en eğlenceli ve en ekonomik yolu, BERALIS Bahçe Trambolinleri’nden geçiyor :)... Peki Trambolinlerin özellikleri neler? Trambolinlerimiz 3,05 metre çapında olup, bahçelerde yaz ve kış kullanımı için uygundur. Dayanıklı galvanize çelikten oluşu ve koruma filesi sayesinde, çocuklarınızın özgürce ve güvenli bir şekilde eğlenmesini sağlıyor. Örneğin Almanya’da ve Avrupa’da bahçeli evlerde oturanlar, mutlaka çocuklara yönelik hareket ve aktivite ortamı yaratıyorlar. Bahçe kültürü yalnızca ağaçlardan, çiçek veya sebzelerden, birkaç hasır mobilyadan veya köpek kulübesinden ibaret olmamalı. Çocuklarınızın arkadaşları partilere, doğum günlerine, ev ziyaretlerine geldiklerinde Tramboline bayılacak ve eğlenecekler. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Çocuklarınızın sağlıklı, mutlu ve başarı okul ve öğrenim dönemi geçirmelerini istiyor ve destekliyorsanız, mutlaka BERALIS Bahçe Trambolinlerinden faydalanmalarını sağlamalısınız. Sağlıklı ve mutlu bir çocuk, zaten başarıyı beraberinde getirecektir.


ış ini atm Enerjis , daha uk bir çoc ingin olur. ed sakin v

iz linlerim ç-yaşlı o b m a r n T üyük-ge küçük-b in iç her yaş eyecekleriniz em vazgeç olacak. a arasınd

Neden Trambolin? Vücut sağlığınızı en üst seviyeye çıkartır Zıplarken yer çekiminden dolayı tüm

Özel tanıtım fiyatı ile şimdi Bahçeşehir’de

HAREKET ŞART!!! Bu nasıl mı olacak? Tabii ki BERALIS BAHÇE TRAMBOLİNLERİ ile...

0212

607 34 10 - 0538 854 20 35

BERALIS Oyuncakçılık Dış Tic. tuelay.akyol@beralis.com Bahçeşehir 2. Kısım Mah. Turgut Özal Bulvarı Kardelen Evleri No: 39 Başakşehir - İST.

bedeninizi ve kaslarınızı harekete geçirir Fazla kilolarınızdan ve can sıkan yağlarınızdan eğlenerek kurtulursunuz Çocuklarda son yıllarda çok sık görülen obeziteyi önler Lenflerinizi geliştirir ve çalıştırır Bağışıklık sisteminizi güçlendirir Temiz havada zıplamak, vücudunuzdaki toksinlerin atılmasını sağlar Kan dolaşımınızı hızlandırır. Beyninize yoğun oksijen depolar ve daha verimli çalışmanızı sağlar. Kolesterol değerinizi düşürmenize yardımcı olur Vücut esnekliğinizi arttırır Devamlı kullandığınız takdirde kemikleri ve eklemleri güçlendirerek, kemik erimesinin önüne geçmeye yardımcı olur Kalp, tansiyon ve metabolizmayı olumlu etkiler Düzenli olarak kullandığınızda akciğer kapasitesini arttırır Solumunuzu mükemmel bir şekilde düzenler Çocuklarınızın denge mekanizmasını güçlendirir Koordinasyonunuzu olumlu yönde etkiler Psikolojinizi olumlu etkiler, rahat bir uyku sağlar Sosyalleşmeyi sağlar Fitness merkezleri ve pahalı spor aletlerinden sizi kurtarır Zamandan tasarruf etmenizi sağlar Yoğun ders ve dershane programları arasında stres atmanızı sağlar Siz zıpladıkça vücudunuz mutluluk hormonu Endorphin üretir


Eğitim üzerine düşünceler-8

Okulun ilk günü

YARD. DOÇ. DR. NİLGÜN ULUSER İNAN

e ğ i t im

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI GENEL MÜDÜRÜ

“Okula dönüşün ilk günündeki ruh hali, tüm bir yılın temeli olacaktır. Yanlış ya da kötü giden bir şeyler olabilir ama bu hayatın bir parçasıdır. “

24

EYLÜL 2010

Okulların açılma zamanı geldi çattı yine! Veli olarak büyük olasılıkla birazcık heyecanlı ve belki de yaz bitti diye birazcık hüzünlü hissediyorsunuz kendinizi. Öğrencilere gelince, bir kısmı birçok yeni şey yüzünden az biraz korkulu ya da kaygılı olabilirler: yeni öğretmenler, yeni arkadaşlar hatta yeni bir okul. Çok şükür ki, bu yeni kaygıların ömrü, okulun açılışına yakın çıkışları kadar kısa. Çocuklarınıza okulun ilk günü için yardımcı olabileceğiniz birkaç ipucu vermek istedim bu yılın ilk yazısında size.. Okul malzemelerini bir gece öncesinden çocuğunuzla birlikte tekrar gözden geçiriniz ve ilk günün sabahı her şeyin hazır olduğundan emin olunuz. Kalemler, makaslar, defterler vs. Çoğu okul kırtasiye ve kitap listelerini ya kapılara asmışlardır ya da teknolojiyi kullanarak sizi bilgilendirmişlerdir (Kısa mesaj servisleri ve/veya e-postalar gibi). Kıyafetler bir gece öncesinden çıkarılmalı, ütülenmeli ve çocuğunuz sabah kalktığında onları hazır bulmalıdır. Sizin kendi kıyafetlerinizi de hazırlamanız çok akıllıca olacaktır çünkü okulun ilk günü bir yandan çocuğunuzun rutin olmayan bir iş yapmasına yardımcı olurken, bir yandan da kendinizi hazırlamaya koşuşturmanız kadar kötü bir şey yoktur. Biliyorsunuz, ne kadar acele ederseniz şeytan o kadar işinize karışır ve terslikler oluşabilir. Alarmınızı 15 dakika erkene kurunuz. Okulun ilk günü birazcık erken kalkmak size kendinizi ve çocuğunuzu daha iyi hazırlamak için ihtiyacınız olabilecek ekstra bir zaman aralığı yaratacaktır. Çocuğunuzu okula götürmeden/göndermeden önce birlikte kahvaltı yapın. Kahvaltı, çocuğunuzun daha iyi konsantre olmasını sağlamasının yanı sıra, sessiz bir derslikte gürültülü bir mide gurultusunun utancını yaşamasına da engel olacaktır. Arkadaş sahibi olmak çok önemlidir. Ama çocuğunuz bir yıl önceki arkadaşları ile aynı sınıfta değilse üzülebilir. Böyle bir durumda ona, eski arkadaşları ile teneffüste zaman geçirebileceğini, zaten derslikte geçirilen zamanların arkadaşlık yapmak için uygun zamanlar olmadığını hatırlatıp; onu, şansını yeni arkadaşlar edinmek için denemesi konusunda da cesaretlendiriniz. Öğretmenlerin ilk gün söyleyecek çok şeyleri olduğunu ve bunları unutmaması için not alması gerektiğini tembihleyiniz. Akran baskısı altında kaba kalabalıkların parçası olmak çok kolaydır. Özellikle, arkadaşlıklara verilen uzun bir yaz tatili arasından sonra, öğrencilerin kendilerini yeniden ortaya koymak için fırsat kollamaları çok sık görülür. Popülarite kazanmanın en kolay yolu olan “komiklik” için öğrenciler herkesle ve her şeyle alay edebilirler. Oysa öğretmenler, bir öğrencinin kaba ve nezaketsiz olmasını “komik” bulmazlar. Aslında diğer öğrencilerin çoğu da “çoğunluğun içinde” olmak için gülerler. Çocuğunuzla bunları okul öncesinde konuşunuz ve bazen azınlığın içinde olmanın daha onurlu olacağını hatırlatınız. Çocuğunuzu yeni öğretim yılına beynini “öğrenmeye ayarlı” bir kararlılıkla başlaması için onunla konuşunuz. Okulun; yalnızca arkadaş edinme yeri değil, gelecekte işine yarayacak bilgileri öğrenmek demek olduğunu, sahip olduğu standartların üstüne çıkabilmesi ya da en azından sürdürebilmesi için okulun sunacaklarından azami yararlanması gerektiğini ona anlatınız. Hatta, popüler olma amacıyla davranıp okulun gerekliliklerini yerine getirmediği için sonradan telafisi mümkün olmayan pişmanlıklar yaşamaması için bugünü harcamaması gerektiğini açıklayınız. İlk gün önemlidir ve ilk gün okula taşıdığı niyetlerin/hedeflerin olumluluğuna özen gösterilmelidir. Çocuğunuzu, birisiyle tartışması gereken bir konu olduğunda en yakındaki öğretmene ya da rehbere ulaşması konusunda cesaretlendiriniz. Öğretmenlerin bir öğrenciye yardım etmek için mutlaka zaman ayırdığını ve sorununun gizliliği konusunda da endişelenmemesi gerektiğini ona anlatınız. Okula dönüşün ilk günündeki ruh hali, tüm bir yılın temeli olacaktır. Yanlış ya da kötü giden bir şeyler olabilir ama bu hayatın bir parçasıdır. Okulun ilk günü çoğu öğrenci heyecanlıdır ancak çoğu bunu göstermez. Unutulmamalıdır ki ilk günün sonunda mezuniyet bir gün daha yaklaşmıştır. Tüm okul düzeylerindeki tüm öğrencilere sağlıklı, mutlu ve başarılarla dolu bir öğretim yılı dilerim.


608 10 00

www.eurosun.com.tr

ANAOKULLARI E T M MOD E LLE M E S TÜRK Ö RETMENLERLE; Montessori, Reggio Emilio ve High Scope sentezli DSLS (Different Style of Learning System) talya, ngiltere ve Hollanda Commenius Socrates E itim Sistemleri ile ikiz IB (International Bacheloria) Compatible ilk Yıllar (PYP) 3-12 Ya Algısal Tercihe Göre Ö renme YABANCI Ö RETMENLERLE; Isıtmalı Kapalı Yüzme Havuzumuzda Yüzme Dersleri Paten Pistimizde Roller blade&Scooter Tenis Kortumuzda Tenis Dersleri Hobby Odalarımızda ve Bahçelerimizde Koleksiyonculuk, Hobby Geli tirme ve Satranç Etkinlikleri Tiyatro ve Sinema Salonumuzda Vizyon Çocuk Filmleri Bilgisayar Laboratuarımızda Healty Computing Percussion, Piyano, Bale, Dünya ve Türk Halk Dansları, Fitness

T H E MOD E LS OF T H E E D U C A TI O N WITH TURKISH TEACHERS; Montessori, Reggio Emilio and Highscope with DSLS (Different Style of Learning System) Italy, England, and Holland Commenius Socrates System with twin IB (International Bacheloria) Compatible with First Years Programme (PYP) 3-12 age perceptible education system. WITH FOREIGN TEACHERS; Swimming lessons in an indoor special heated pool. Roller blade and scooter at our skate place. Tennis lessons at our tennis court Gathering different collections, chess and development activities in the leisure garden. Children film and theatre in our cinema and stage room. Healthy computing in our computing room. Percussion, piano, ballet, Turkish and world dance lessons, fitness

Ilgaz 2/21 Ispartakule Bahçeşehir-İSTANBUL


Yabanc覺 dil!! Neden Anaokulunda?

ANAOKULLARI


Çocuklar 2 yaşından itibaren ikinci bir dili öğrenebilir. Erken öğrenme çocukların dil öğrenmeyi sevmelerini sağlar, okul hayatını olumlu etkiler.

a d r a l ’ N U S O EUR l Yabancı Di l, i ğ e d s r e d bir im ş i t e l i k ü l n gü biçimidir.

Yabancı Dil 24-72 ay arasında günlük hayatın akışı içinde çok kolay öğrenilir. Yabancı bir dil en iyi 6 yaşa kadar öğrenilir. Uzun süre kullanılmasa bile unutulmaz. Hemen hatırlanır. Yabancı Dili erken yaşta öğrenenler İletişimde çok başarılı olurlar. Tek dil bilen yaşıtlarına göre çok geniş bir kültür anlayışı oluşur.

a n ’ U S O I L O F T R O P L İ D A AVRUP İ M İ T İ Ğ E L İ paralel D

608 10 00

Bahçeşehir-Ispartakule www.eurosun.com.tr


SİZİN SOKAK

Eğitimcilerin beklentileri Eylül sayımız eğitim sayısı... Sokaklara düşmek yerine eğitim kurumlarını gezdik... Yeni eğitim-öğretim yılında, eğitimcilerimizin velilerden beklentileri nelerdir? diye sorduk. Nüket Koca Bahçeşehir Kemer Kids’ Garden Okullar tek başına çocuklarda istendik yönde davranış değişikliği meydana getiremezler. Okul ve aile sürekli işbirliği içinde olmalı. Okul tarafından düzenlenen bütün etkinliklere (gelişim toplantısı, anne ve babaların katılımı ile yapılan sanat çalışmaları vb..) aktif katılım göstermeleri ve evdeki davranış biçimlerini de okulun yönlendirmelerine uygun olarak yapmaları beklenir. Bu da, çocuklara okulda kazandırmaya çalışılan davranışların pekiştirilmesini sağlar.

Bayram Alev Bireysel Eğitim Merkezi Dershanesi Velilerimizden bize güvenmelerini, bizi desteklemelerini bekliyoruz. Öğrencilerin takibini yaparken bize yardımcı olmalarını, onları bu süreçte gereğinden fazla zorlamamalarını, hep yanlarında olduklarını hissettirmelerini istiyoruz. Ayrıca eğitim işinin ciddiye alınması gerek. Bu konuda kaliteyi her şeyin üstünde tutmaları hem kendi çocukları hem de ülkemiz için faydalı olacaktır. Eğitim işini işin uzmanlarına bırakmak velilerimizin gereksiz yere endişelenmelerini de ortadan kaldıracaktır.

İbrahim Sönmez Süleyman Demirel İlköğretim Okulu Velilerimizin önce okuluna güvenmesi lazım. Öğrencilerin sorunlarıyla karşılaşırken zorlandıklarında mutlaka öğretmeniyle ve okuluyla paylaşması çok önemlidir. Çözümü birlikte aşalım. Veli toplantılarını beklemeden okullarını sık sık ziyaret etmeleri öğrenci için önemlidir. Rehberlik servisini ziyaret etmelidirler. Özel durumları olan öğrencilerin en kısa zamanda okulunu bilgilendirmeli, aksi takdirde yapılacak ufak bir yanlış onarılması zor yaralar açar. Bunun için birlikte hareket etmek öğrencinin sağlıklı eğitim almasında büyük aşama kaydeder. Evdeki huzurlu ortam öğrenci için çok önemlidir. İlgi sizden bilgi bizden...

Alaettin Gürsoy Orhan Gazi İlköğretim Okulu Okul çocukların yetiştiği ulu kurumdur. Eğitim faliyetleri idare, öğretmen, öğrenci ve anne baba ile birlikte yürütülür. Çocukların yetişmesinde en önemli unsur anne ve babadır. Anne-baba çocuğu için her türlü fedakarlığı yapar. İyi netice alınması için şu hususlara dikkat etmek gerekir. -Günün şartlarına göre anne-baba eğitimi mutlaka alınmalı. Çocuk yetiştirilmesinde anne-baba rolleri mutlaka kavranarak uygulanmalı. -Eğitim kurumlarına ve eğitimcilere inanıp güvenmeli. -Okul veli işbirliği çok üst düzeyde olmalı. - Örnek aile modeli oturtularak uygulanmalı. -Çocuklara çok iyi örnek olunmalı. - Çocuklarımızın her şeyi ile gerçekten ilgilenmeliyiz. Sağlıklı ve başarılı nesil yetiştirmek için sevgi saygı yaklaşımlarını çok iyi ayarlamak gerekir. Aile içinde sevgi ve saygıyı daima ön plana oturtarak, sürekli evlatlarımıza sunmalıyız. 28

EYLÜL 2010


UT

CE K

M

UK = L M K UTLU G U C O E Ç LE LU

etkinliklerimiz:

M.E.B. ÖZEL

www.oyunbahcesi.com.tr AKASYA 11. V LLA BAHÇE EH R

TEL: 0212

669 52 10


Arabayı kim kullanıyor?-1

AŞKIM KAPIŞMAK DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM UZMANI www.askimkapismak.net

ya şa m ko ç u

“Hiç düşündünüz mü?.. Yıllardır araba kullanıyoruz. Arabayla işten eve gelirken ya da bir yere giderken, arabayı nasıl kullandığımızla ilgili bir bilincimiz neden yok?”

30

EYLÜL 2010

Ne zor şeydir insanın bilmediğini söylemesi. Hayatımız boyunca defalarca bilmediğimiz konulara, olaylara tanık olmuşuzdur. Birçoğunda bilmediğimizi söylemeyiz bile. İçten içe bilmediğimizi biliriz ama bunu sesli bir şekilde dile getiremeyiz. Belki birden fazla nedeni vardır: Ayıplanma korkusu, küçük düşme, ego vb. Kendimiz farkına varmayız ama bilmediğimiz konularda devamlı yapay davranışlar sergileriz. Kimse her şeyi bilerek doğmaz. İnsan her şeyi doğduktan sonra öğrenmeye başlar. Öğrenmeye başladığı anda ise bilmediği konu ile ilgili yapay davranışlar sergiler. Doğal olan her şey bir zamanlar yapaydı. Şu an başarılı olduğunuz her şey tamamen doğallaşmış davranışlarınızdır. Mesela bir ev hanımı düşünelim: Yıllardır ev işleri, temizlik, yemek derken bir süre sonra ev konusunda tamamen doğal davranışlar sergiler. Pilav pişirirken davranışları tamamen doğaldır. Ama pilav yapmayı öğrendiği ilk zamanlar davranışları yapaydı. İnsana, yapay davranışlar sergilerken, o işi nasıl yaptığını sorduğunuzda size çok net cevaplar verebilir. Ama eylem doğallaştığında, işi anlatmakta zorluk çeker. Bir işi öğrenmek demek o konuda başarılı olmak demektir. Yani “başarı eşittir öğrenme”. Hayatımız boyunca öğreniriz. Her canlı sürekli olarak öğrenmeyi yaşamaktadır. Öğrenme tamamlandığında başarıya ulaşılmış demektir. İnsanlar başarmazlar, başarmayı öğrenirler, yani sonuca ulaşmayı öğrenirler. İnsan en iyi bildiği şeyi yaparken bilinçli beynini kullanmaz. En iyi yaptığın şey bilinçaltına işlemiştir. Otomatik beyin devreye girer. Aynı uçaklardaki otomatik pilot gibi. Yalnız öğrenmek yani başarılı olmak için bazı aşamalardan geçeriz. Genelde bu aşamaların pek farkında olmayız. Farkında olanlar, bunun hayatlarında bir strateji olduğunu bilirler. Eğer zihinsel bir engeliniz yoksa, başarıya giden yolda strateji aynıdır. Değişmez. Sizler bu stratejileri doğduğunuz andan itibaren hayatınızın birçok alanında zaten kullandınız. Sadece farkındalık yoktu. Bu başarı aşamaları, hayatın her anında farkında olmadan geçtiğimiz aşamalardır. Aşamaları öğrendikten sonra başardığınız ya da yarıda bıraktığınız işlerin hangi aşamalarda olduğunu fark edeceksiniz. En önemlisi de başarısız olduğunuzu değil, sadece sonuçlara sahip olduğunuzu göreceksiniz. Hiç düşündünüz mü?.. Yıllardır araba kullanıyoruz. Arabayla işten eve gelirken ya da bir yere giderken, arabayı nasıl kullandığımızla ilgili bir bilincimiz neden yok? Yani arabaya binerken aklınıza “Şimdi anahtarı sokacağım”, “Vitesi boşa almalıyım” vb bilgiler gelmez, öyle değil mi?.. Ama arabayı ilk kullandığınız zamanlar, devamlı bilinçli bir haliniz vardı. Her şeyi sırayla yapmaya çalışır ve aynı anda birden fazla işi yapamazdınız. Şimdi ise hem araba kullanıyor hem müzik dinleyip sohbet ediyor hem de -bazen tehlikeli bile olsa- telefonla mesaj çekiyoruz. Peki biz bunları yaparken arabayı kim kullanıyor?.. Hiçbir insan bunların hepsini arabayı tanıdığı ilk gün bir arada yapamaz. Bakalım arabayı kim kullanıyor?.. Başarı ve öğrenmenin bazı aşamaları var, demiştim: BAŞARININ AŞAMALARI Bilinçsiz–Yetersiz Aşaması: İnsan bu aşamada bilmediğini bilmez. En çok “Biliyorum” diyen az bilendir, öğrenmeye kapalıdır. Bu süreçte bilinçsizdir ve beceremiyordur. Bu aşamaya “Cahillik boyutu” diyelim. Öğrenmesi gereken konuyla ilgili farkındalığı, yeterliliği, beceri ve hatası da yoktur. Kişi, bu aşamada bilmediğini kabul etmelidir. Cahillik boyutunun anahtarı bilmediğini kabul etmektir. Hatanın olmadığı tek noktadır burası. Bilmediğini kabul ettiği anda hedef belirlemelidir insan. Karşılaştığınız her yeni olayda cahilsinizdir. Hiçbir vasfınız yoksa, bir işletmeye girdiğinizde oradaki boyutunuz cahilliktir. O işi bilmediğinizi kabul ettiğinizde bir üst aşamaya geçersiniz. Dikkat ederseniz, bir işi çok iyi bilen, bildiğini söylemez.



KAPAK KONUSU: EĞİTİM

Ana kucağından üniversiteye

EĞİTİM “Eğitim ailelerin, bir çocuğa sahip olma düşüncesini gerçekleştirme kararı almakla birlikte, çocuğun eğitim yoluna başlarını koymaları ve en doğrusu için kendilerini hazırlamalarıyla başlar” diyen uzman eğitimci Şule Yurcu, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılının başlangıcında ana kucağından üniversiteye eğitimi anlattı... Bizde, seçim yapmanızda kolaylık sağlayacağını düşündüğümüz bölgemizdeki eğitim kurumlarını araştırdık ve bilgilerini sizlere sunuyoruz... İnsanoğlu yaşamını sürdürmek, dünyaya gelmekle başlattığı var olma savaşını kazanmak için eğitim görmek zorundadır. İnsanın doğuştan getirdiği davranışlar (ses çıkarma, emme, solunum, yakalama vb. gibi) sınırlıdır. Davranışlarının çoğunluğunu, çevresinde bulunan yetişkinlerin etkisiyle kazandığından, kişi başka insanlarca eğitiliyor demektir. İnsanın eğitimi, yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

Bir insanın içinde gelir. İnsanlara belli UZMAN yaşadığı toplumun yeterlilikleri kazandırma EĞİTİMCİ değerleri ve kültürü, bu çalışması, daha önceden sürecin temel inceden inceye dayanağıdır. Ancak düşünülmüş, planlanmış, ülkemizde eğitim bir öğrenme-öğretme denildiğinde çoğunlukla ortamında bu denli genel ve geniş gerçekleştiriliyorsa bu sınırları olan bir anlam öğrenme-öğretme akla gelmez. Bu ŞULE YURCU sürecine planlı eğitim ya sınırların içine giren aile da öğretim denir. Bu eğitimi, toplumsal denetim, usta öğrenen kişi açısından dile çırak ilişkisi, gelenek ve göreneklere getirildiğinde öğrenim olur. Bu dayalı değerler gibi, anılan eğitimsel açıdan yaklaşıldığında öğretim, etkiler, eğitimin süreci içinde olsalar geniş bir anlam yelpazesi olan bile, insanlarımızca eğitim eğitim kavramının alt başlıklarından evrelerinin içine yerleştirilmez. biridir. Planlı eğitim, eğitim Çünkü bunlar planlı olarak yapılan sistemindeki örgün ve yaygın eğitimi eğitim biçimi değildir. Eğitim içine alır. Örgün eğitim içinde ana denildiğinde genel olarak planlı ve okulundan üniversiteye kadar bir düzen içinde yapılan eğitim akla örgütlenmiş tüm okullar yer alır. Örgün eğitim denildiğinde akla okul gelir. Ülkemizde herkes tarafından Eğitim ana kucağında anlaşılması çok önemli olan, eğitim başlar; her söylenilen ve öğretimin okul dışında da kelime çocuğun kişiliğine sürdürüldüğü bir de yaygın eğitim vardır. Geniş bir alanı ve birbirinden konan bir tuğladır. farklı amaçlara yönelik eğitim HOSEA BALLOV biçimlerini kapsayan yaygın eğitim,

32

EYLÜL 2010


Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir. KONFUCYUS

Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir. FRANCIS BACON

EYLÜL 2010

33


Bilgi bir ışık gibidir. Onu kullanırsanız daha parlak olur, EĞİTİM kullanmazsanız söner. ALEXANDER EVERETT

iki grupta toplanmaktadır. Birinci grup; bir iş yerinde, bir kurumda, bir meslekte çalışan kişiler için açılan hizmet içi eğitim türleri. İkinci grup ise farklı alanlarda ve farklı yaşlarda bireylere uygulanan halk eğitimidir. Gelelim eğitimin tanımlarına, tüm eğitim işi ile uğraşanların bu tanımları bilmesinde yarar vardır. Eğitim alanında yazılmış her kitapta, her yazıda, eğitimin değişik biçimde yapılmış tanımlarına rastlayabiliriz. Sözlüklerde bile eğitimin birbirinden değişik tanımları bulunmaktadır. Geniş bir yelpazesi olması yüzünden eğitimin değişik yönlerden tanımlanması olağandır, doğaldır. Bu tanımların yanlış olduğu da söylenemez. “Eğitimin, önceden saptanmış amaçlara göre bireyin davranışlarında belli gelişmeler

sağlamaya yarayan planlı etkinlikler dizisidir.” Tanımı doğru tanımlardan sadece birisidir. Bir diğer tanım ise “eğitim, bireyin

davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve amaçlı olarak değişme meydana getirme sürecidir” tanımıdır. Bu tanımda, eğitimle değiştirilecek olan

ANAOKULLARI Okulun Adı: Telefon: Kuruluş Yılı: Sınıf-Öğrt- Sayısı: Çalışma Saatleri: Eğitim Sistemi: Kullanım Alanı: İlk 5 Aktivite:

Veliler neden bizi seçmeli:

34

EYLÜL 2010

*

BAHÇEŞEHİR KOLEJİ

BEŞYILDIZ

ÇOCUK 2000

212 608 05 61-62

212 669 38 82

212 669 86 60-61-62

212 672 23 46

2010

1994

2007

2000

5 sınıf, 5 Öğrt.

10 sınıf, 15 Öğrt.

12 sınıf, 29 Öğrt.

5 sınıf, 8 Öğrt.

08.30- 17.00

08.30-17.30

08:00 - 18:30

07:00 - 19:00

Yaşa uygun

Gündüzlü Örgün

-Mutlu bireyler

Çoklu zeka eğitim

çoklu eğitim.

Öğrenim

yetiştirmek

programı

A: 470 m2 - K: 600 m2

-

A: 1750 m2 - K: 1500 m2

A: 1200 m2 - K: 750 m2

Sanat, inşaa, pişirme, satranç, müzik.

SBK, Müzik–Orff Eğitimi, Yaratıcı Drama, Yaratıcı Sanat Etkinlikleri, İngilizce

Jimnastik, sanat etkinliği, müzik, oyun, okuma yazma etkinliği, ingilizce

İngilizce, Anadil etkinliği, yaratıcı zeka etkinlikleri, muhakeme yet. geliştir., satranç

Okulun çocuğu hayata hazırladığına değil, okulun hayatın kendisi olarak yaşanılan bir yer olduğuna inanmalı...

Bahçeşehir Koleji anaokulu öğrencileri yaparak yaşayarak, sorgulayarakaraştırarak, keşfederekkatılarak çok yönlü eğitim materyalleri kullanarak öğrenirler. Gems üniteleriyle doğayı ve çevreyi keşfederler. Deneyler ve mutfak etkinlikleriyle bilimsel çalışmalara adım atarlar. Bilgi çağının çocukları istiyoruz ki “yarının büyükleri”, yarının en büyükleri olsunlar.

Adımız gibi beşyıldızlı bir okul olduğumuz için...

Çocuğun mutlu olması adına uygun ortamı sunuyor olmamız, çocuğun doğru kararlar verebilme yeteneğini (muhakeme) geliştirmesi, haftanın tüm günlerinde psikolog tarafından gözlenmesi, gelişim testleri uygulanması, raporlanması ve veli ile paylaşılıp psikolojik danışmanlık hizmeti sunulması...

(*) 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında faliyete başlayacak olan okulun adını öğrencileri koyacağından dolayı ismi henüz belli değildir...


Regnum Elitkent Sitesi için özel tasarlanarak yapılan anaokulu, site dışındaki çocuklara da kapısını açtı.

KAYITLARIMIZ KONTENJANLA SINIRLIDIR!

e

Ücretsiz denem

Neden Elit Anaokulu?

amıştır

G Yaş gruplarına özel eğitimlerimiz

günlerimiz başl

G Branş derslerinde uzman öğretmenlerimiz. (Modern dans, bale, halk oyunları, ingilizce, fransızca, seramik, yüzme vb...) G Uzman psikoloğumuz

tarafından rehberlik ve danışma hizmetlerimiz. G Hemşiremiz tarafından çocukların

gelişimi göz önüne alınarak hazırlanan yemek menülerimiz. G Çocuk gelişimi bölümünden

mezun tecrübeli öğretmenlerimiz. G Cuma ve Cumartesi günleri

18:30-23:00 saatleri arasında personellerimiz eşliğinde gece çocuk bakımımız. G Acil durumlarda müdahele için

revir odamız ve hemşiremiz mevcuttur. G Teknik malzemelerimizle

hazırlanan bize özel sinema günlerimizle hizmetindeyiz.

Cumartesi-Pazar ı açığız 14:00-17:00 aras

Esenkent Mah. Enver Paşa Cad. Elit Regnum Sitesi Esenkent-Bahçeşehir info@elitcocukyuvasi.com - www.elitcocukyuvasi.com

0212

672 66 77


EĞİTİM insanın asla kendisi değil “davranışıdır.” Davranışın değişmesi kişinin davranışına odaklanmış nitelikli bir eğitim süreci ile gerçekleşir. Bu süreçte eğitimin niteliğini oluşturan dört durum ortaya çıkmaktadır: •Eğitim, insanda istenilen davranışı oluşturma işidir. •İnsan bir davranışı ancak model alıp deneyerek kazanabilmektedir. •İnsanda oluşturulacak davranış önceden saptanan eğitim amaçlarına uygun olmak zorundadır. •İnsanda istenen davranışı oluşturabilme, bireyin planlanmış bir eğitim sürecinden geçmesine bağlıdır. Öyle ise bizler; anneler, babalar, öğretmenler kısaca insana davranış kazandırma sorumluluğu olan herkesin bilmesi gereken,

Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız. KONFUÇYÜS

ANAOKULLARI

DENİZATI

ELİT

ERKEN BAŞARI

EUROSUN

212 669 46 29 - 30

212 672 66 77

212 672 35 25

0212 608 10 00

1996

2008

2008

1996

Sınıf-Öğrt- Sayısı:

4 sınıf, 8 Öğrt.

6 sınıf, 7 Öğrt.

4 sınıf, 9 Öğrt.

6 sınıf, 17 Öğrt.

Çalışma Saatleri:

07:45 - 19:00

07:30 - 18:30

07:30 - 19:00

08:00 - 18:30

Montessori

MEB

Montessori

High/Scope -

Okulun Adı: Telefon: Kuruluş Yılı:

Eğitim Sistemi:

Montessori- MEB

Kullanım Alanı: İlk 5 Aktivite:

Veliler neden bizi seçmeli:

36

EYLÜL 2010

2

2

2

2

2

2

A: 250 m - K: 370 m

A: 400 m - K: 700 m

A: 500 m - K: 400 m

A: 1000 m2 - K: 1800 m2

Kişilik eğitimi, yetenek eğitimi, okul öncesi eğitim, yabancı dil eğitimi, kültür eğitimi

Pedagog görüşmeleri, Görsel Sanatlar, Dans (Halk oyunları, Modern dans, bale),

Pingu’s English, ORFF eğitimi, piyano eğitimi, mühendislik ve kimya projeleri

İngilizce (Bilingual), yüzme, paten, golf, tenis

Kurucusu uzman pedagog Eda Yelkenci Koçak yönetiminde 14 yıldır profesyonel bir bakış açısı ile eğitim ve öğretim verdiği için.

Kaliteli ve güvenli bir ortam sunduğumuz için...

Dünyanın önde gelen eğitim metodu Montessori sistemi eğitimi almış ve AMI Vakfı ve AMS’den diplomalı öğretmenler, Nienhuis (AMI Vakfı’nın onayladığı) eğitim metaryelleri ile matematik, kültür, pratik yaşam, dil coğrafya alanlarında çocuğunuza öğrenmeyi sevdirerek hayata ve okula hazırlar...

Okulumuzun eğitim ortamları; öğrencilerimizin yaş özellikleri, bireysel farklılıkları, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda gelişimlerini sağlayacakları şekilde düzenlenmiştir. Amacımız, öğrencilerimizin; Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, lider ruhlu, kendini tanıyan ve kendini rahat ifade edebilen, sosyal sorumluluk bilincine sahip bireyler olarak yetişmelerini sağlamak. İlkemiz mutlu bir çocuk yetiştirmektir...


Farklıyız Çünkü;

“Anaokulu” değiliz, “Çocuk” okuluyuz “Okul” hayata hazırlanılan bir yer değil, “hayatın yaşandığı yerdir. Bu, bilimsel bir gerçektir. Bu nedenle okul öncesi çocuklarının gerçek yaşam becerileri, hayal gücü ve mantıksal düşünme becerileri geliştirebilecekleri zengin ve pozitif bir öğrenme ortamı sunuyoruz. Günümüzün komplike modern hayatında çocukların her zamankinden daha çok oynamaya ihtiyaçları vardır. Çocuklar oynadıkça beyinleri ve beden-beyin koordinasyonları gelişir. Çocuklar öğrenmeye isteklidirler, ancak bu onlara sunulanla sınırlıdır. Olmayan bir şeyi öğrenemezler. Keşfetmelerine, denemelerine ve özgürce yaratmalarına izin verilmediğinde de öğrenemezler. Bu nedenle; uygun materyaller, yer, zaman, modeller, uyaran durumları yaratarak çocukların öğrenme süreçleri motive edilir.

Sınıflar Yerine “Gerçek Atölyeler” Her bir küçük bireyin dünyadatek ve benzersiz olduğunu bilerek, her bir çocuğun öğrenmesini bireysel olarak desteklediğimiz bir eğitim modelimiz vardır. İnsanın ve öğrenmenin bir bütün olduğu gibi, eğitim programı da bir bütündür. Disiplinler arası entegre eğitim programı, çocukların öğrendikleri durumları anlamlı kılar.

Gerçek olanı bilmek yetmez. Doğru bir adım için Yanlış zaman olmaz. Ayağa kalkıp, Bir şeyler yapmak lazım, Dedik. Ve, Bu okul öncesi eğitim kurumunu hayata geçirdik.

Sanat Atölyesinde; doğa ve bilimle bağdaştırılmış plastik sanatlar uygulamaları, estetik anlayışlarını ve yaratıcılıklarını, Fen/Bilim/Matematik Atölyesinde; GEMS Matematik ve Fende Büyük Buluşlar) programı aracılığıyla bilimsel ve mantıksal becerilerini, Pişirme Atölyesinde; matematik, fen, doğa, sanat becerilerini, Kitap Atölyesinde; her alanda bilgi edinip, okuma zevklerini ve hayal güçlerini, Ahşap Atölyesinde; yaratıcılıklarını, üreticiliklerini, Müzik/Hareket/Drama Atölyesinde; Orff metoduyla uyum, hayat ritmi,işbirliği becerilerini, İnglizce Atölyesinde; hayatın doğal bir parçası olarak, ikinci bir dille kendilerini ifade etme, becerilerini geliştirme fırsatları ve durumları proje temelli öğrenme aracılığıyla sunulur.

Aslında küçük gibi görünen, ancak büyük şeylerin yapıldığı bir çocuk okuluyuz.

'ADINI ÇOCUKLARINIZIN KOYACAĞI ANAOKULUMUZ 2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA HİZMETİNİZDEDİR' www.adinicocuklarkoydu.com - info@adinicocuklarkoydu.com Dalgıç Kuşu Mahalle Defne 5 Ada Villa 3-4 Bahçeşehir

Tel: 0212

608 05 61 - 608 05 62


EĞİTİM davranışın bilimsel anlamıdır. Davranış: Bireyin gözlenebilen, ölçülebilen, bilinçli eylemlerinin tümünü kapsar. Bu anlamda insanın tüm bilinçli eylemleri, düşünce ve duyguları sonucu oluşan tepkileri, bir duruma karşı tutumu, etkinliklerin her biri ayrı ayrı birer davranıştır. İnsanın davranışının değiştirilebilmesi için aileler ve öğretmenlerce aşağıdaki koşullar sağlanabilmelidir: Davranışı değiştirilecek çocuk ya da insan, hedeflenen davranışı yapabilecek gelişim (olgunluk) düzeyine ulaşmış olmalıdır. Davranışın oluşabilmesi için çocuk ya da insanın içinde bulunduğu ortam, davranış değişikliğine elverişli olmalıdır. Çocuk ya da insan, değiştirilecek veya yeniden

kazandırılacak davranışı yapmaya istekli olmalıdır. Yeni davranış için gereken bilgi, beceri ve tutum, çocuk ya da insan tarafından yeterli düzeyde öğrenilmiş olmalıdır. Bu koşullar uygun olduğunda çocuk istenen davranışı yaşayarak kazanır. Yaşantı; Çocuğun çevresindeki bir başka yaşantı (kendisi, canlı, cansız varlıklar, toplumsal olaylar) ile etkileşim içinde bulunmasıdır. Çocuk bir diğer bireyle hem direkt hem de dolaylı etkileşimde bulunabilir. Çocuğun yaşantı yoluyla davranış kazanabilmesi için, yaptığı etkileşimin kendisinde bir etki bırakması ve bu etkinin bir süre kendisinde kalması gerekir. Çocukta oluşan etki insanın bilgi, beceri ve tutum kazanması ile sonuçlanır.

Gençken bilgi ağacını dikelim ki, yaşlandığımız zaman gölgesinde barınacak bir yerimiz olsun. CHESTERFIELD

ANAOKULLARI

FATİH

GÜLŞAH

GÜLÜMSEYEN YÜZLER

İNCİGÜL

212 669 88 47

212 607 23 50

212 669 84 62

212 607 08 17

2003

1990

2006

2009

Sınıf-Öğrt- Sayısı:

6 sınıf, 8 Öğrt.

-

4 sınıf, 8 Öğrt.

4 sınıf

Çalışma Saatleri:

08:30 - 18:00

08:00 - 18:00

07:30 - 18:30

08.30- 18.00

Eğitim Sistemi:

Temeli sevgi

-İngilizce ağırlıklı

-

-

olan eğitim sistemi

eğitim prg.

-

-

A: 1000 m2 - K: 450 m2

A: 550 m2 - K: 400 m2

İlk 5 Aktivite:

İngilizce, davranış eğitimi, sanat, fen ve doğa çalışmaları, okuma yazmaya haz.

İngilizce, bale, folklor, yüzme, yoga

İngilizce, drama, müzik ve orff, bale modern dans

Sanat Faaliyetleri, Yabancı dil etkinlikleri, Değerler eğitimi, Ünite destekli geziler, Oyun

Veliler

Branşında uzman öğretmenler, yaş grubuna uygun sınıflar, yaş grupları için özel hazırlanmış eğitim programı, çocukların gelişimini destekleyici oyun odası, uzman psikoloğumuzun hazırladığı aile içi eğitim seminerleri, gıda mühendisi tarafından hazırlanan üç öğün yemek, yemekhane, servis, güvenlik ve temizlik özel firmalar tarafından en kaliteli, hijyenik ve güvenli şekilde yapılmaktadır.

Her birinin ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri doğrultusunda hazırlanmış İngilizceTürkçe ağırlıklı çift dilli eğitim programımızla çocuklarımızı gelecek yıllara güvenle hazırlıyoruz.

Çocuğunuzun güvenilir ve sevgi dolu bir ortamda eğitim almasını istiyorsanız bizi seçmelisiniz.

Yavrularımızın milli, manevi, ahlaki ve kültürel değerlere bağlılığını geliştirebilmek, onlara sevgiyle yaklaşarak, bilişsel, duygusal, sosyal ve ruhi gelişimlerine imkan sağlamak, öz güvenini kazanmış, kendini ifade edebilen çocuklar yetiştirmek, öğrenmeye karşı merak ve istek uyandırabilmek, değerler eğitimi ve öğretimi verebilmek ve öğrenmeyi öğretebilmek kararlılığında olmamız sebebiyle.

Okulun Adı: Telefon: Kuruluş Yılı:

Kullanım Alanı:

neden bizi seçmeli:

38

EYLÜL 2010


yeni.ai 2 15.07.2010 11:12:41

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


EĞİTİM Ne kadar bilirsen bil,anlatabildiklerin, karşındakinin anlayabileceği kadardır...

Eğitim yönünden önemli olan; çocuklarda ve insanlarda eğitimin amaçlarına göre istenilen davranış değişikliklerini gerçekleştirmektir. Türk eğitim sisteminde eğitimin amaçları yasalarda ve ulusal eğitim programlarında gösterilmiştir. Hiçbir eğitim etkinliği bu amaçlara aykırı olarak yapılamaz. Genel olarak çağdaş eğitimin amacı, çocuğu bu güne değil geleceğe hazırlamaktır. Gelecekte kullanması gerek davranışları öngörmek ve kazandırmaktır. Günümüzde öngörülen davranışlardan en önemlisi; yaşanılan sorunları tanımlama ve sorun çözme davranışıdır. Böylece insan, hem içinde bulunduğu sorunların farkında olacak, hem de sorunlarına çözüm üreterek daha iyi yaşayabilecek, eğitimle oluşturduğu gücünü gelecek yaşamında

MEVLANA

ANAOKULLARI Okulun Adı:

KÜÇÜK ADIMLAR

MEF

MİNİK DEHALAR

NEŞE ERBERK

Telefon:

212 669 57 35 - 36

212 672 03 00

212 669 65 57

212 669 70 88

1993

2008

2008

2007

Sınıf-Öğrt- Sayısı:

4 sınıf, 6 Öğrt.

4 sınıf, 10 Öğrt.

4 sınıf, 4 Öğrt.

4 sınıf, 15 Öğrt.

Çalışma Saatleri:

07:45 - 18:30

08:00 - 16:00

07:30 - 18:00

07:30-19:00

Çoklu zekaya yönelik

İngilizce ağırlıklı

Montessori

Karma eğitim sistemi

sistem

karma eğitim prog.

-

A: 3559 m2 - K: 1441 m2

700 m2

A: 350 m2 - K: 540 m2

Bale, ingilizce, modern dans, drama, satranç

İngilizce, bilgisayar, müzik, modern dans, hareket eğitimi

Özel piyano eğitimi, montessori sistemi, binicilik, botanik faaliyetleri, yüzme

Anadil/Fen-DoğaMatematik, İngilizce, Drama/Dans-Bale, Müzik-Orff / Piyano

17 yıllık tecrübe ve konusunda uzman eğitimciler, okul öncesi eğitim almış tam bir kadro ile özgüveni tam akademik anlamda yaşıtlarından ileride mutlu ve yaşının gereği kadar oynayacak bir sistemle çocuklarını yetiştirmek isterlerse beraber olmalıyız...

İki öğretmenli eğitim, anaokulu-ilköğretim-lise sistem bütünlüğünün sağlanması, hafta içi hergün hizmet veren rehberlik servisi, tam donanımlı atölyeler, yaygın ve güvenli ulaşım ağı, çalışanlara yönelik eğitim olanakları, özgün akademik takvimi, iç denetime, güvenlik, sağlık, sorumluluk ve saygı ilkelerine dayalı disiplin anlayışı, öğrenci başarısı ve mutluluğu için okulveli ve öğrenci işbirliği, veli kurullları aracılığı ile etkin veli katılımı.

Minik Dehalar Anaokulu’nda, çocuklarımız düşünmeye, üretmeye, sanata ve doğaya yönlendirilirken, öğrenmeyi öğrenme konusunda büyük bir ivmeyle eğitimlerine devam etmektedirler.

Özel Bahçeşehir Neşe Erberk Anaokulu olarak, çocukların yeteneklerini kullanmalarındaki yolculuklarında onlara destek olurken, aileleri de okul öncesi yaşlarda yetenek geliştirmenin önemi hakkında bilinçlendiriyoruz.

Kuruluş Yılı:

Eğitim Sistemi: Kullanım Alanı: İlk 5 Aktivite:

Veliler neden bizi seçmeli:

40

EYLÜL 2010


Yıldızlar Koleji, her çocuğu farklı yetenekleri ve ilgi alanları olan, farklı gereksinimlere sahip, gelecek için farklı umutları ve beklentileri olan ayrı bireyler olarak görür; genç beyinlere geniş ölçüde sosyal ve entelektüel katılım imkânları sunar. Yaşı ne olursa olsun, her öğrenciye nasıl düşünmesi gerektiğini ve yaratıcılığını kullanmayı öğreten fırsatlar yaratır. Öğrencilere ileride olgun, mantıklı, düşünmeyi ve yorum yapmayı bilen mükemmeli yakalamış bireyler olabilmeleri için, tüm özgürlük ve fırsatlar tanınır.

Gül Mah. Sedef Sok. Bahçeşehir/Başakşehir-İstanbul / Tel: 0212 669 66 00 Pbx - Fax: 0212 669 66 13

Web: www.yildizlarkoleji.com - E-Mail: info@yildizlarkoleji.com


EĞİTİM kullanabileceğine inanarak, geleceğe güvenle bakabilecektir. Bu tür bir eğitim yaklaşımı, çocuğu hem şimdiki yaşamına hem de gelecekteki yaşayışına hazırlayacaktır. Çocuğu gelecekteki yaşamına hazırlayacak eğitimin amaçları şunlar olmalıdır. Çocuğun, duygu, düşünce, gereksinme ve sorunlarını türlü araçlarla anlatabilmesi için ona iletişim yeterliliği kazandırmak, Çocuğun, demokratik yaşayışın gerektirdiği biçimde toplumsallaşabilmesi ve toplumun diğer fertleri ile olumlu ilişkiler kurabilmesi, birlikte ortak amaçlara ulaşmak için çocuğa işbirliği yeterliliği kazandırmak, Çocuğun sorunlarını çözebilmesi için gereken bilgiyi toplayabilme becerileri kazanabilmesi, sorunlarına

Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz. ÇİN ATASÖZÜ

olumlu ve yapıcı bir tutumla savaş açabilmesi için ona öğrenme ve araştırma yeterliliği kazandırmak, Çocuğun, kendi bedenine bakabilmesi, onu koruyabilmesi, çevre sağlığını koruması, başkalarının sağlığını tehlikeye atmaması için ona sağlıklı yaşama yeterliliği kazandırmak, Çocuğun, kendine ve topluma hizmet edebilmesinde temel öğe olan bir mesleği seçebilmesi, mesleği başarıyla yürütebilmesi, kazandıklarını tutumlu olarak kullanabilmesi, yurt

ANAOKULLARI

OKYANUS

OYUN BAHÇESİ

PAYTAK

YEŞİL TIRTIL

212 605 06 10

212 669 52 10

212 669 15 86 - 87

212 672 41 70

2010

2007

1997

2001

10 sınıf, 10 Öğrt.

4 sınıf, 6 Öğrt.

4 sınıf, 6 Öğrt.

4 sınıf, 8 Öğrt.

08:40 - 16:00

07:30 - 19:00

08:00 - 18:30

07:30 - 18:30

Eğitim Sistemi:

-

Çoklu zeka kuramı

PYP

High-Scope

Kullanım Alanı:

36000 m2

A: 2000 m2 - K: 400 m2

A: 1200 m2 - K: 500 m2

-

İlk 5 Aktivite:

Yüzme, bilgisayar, satranç, modern dans, resim, ingilizce

İngilizce, Almanca, dans, müzik ve sanat

Bale, modern dans, folklor, binicilik, ingilizce, satranç

Haftada 3 gün İngilizce, müzik, modern dans, folklor, seramik

Veliler

Özgüveni gelişmiş, sorumluluk sahibi, iletişim kurabilen, araştıran ve sorgulayan, üretici düşünme ve problem çözme becerilerine sahip olan bireyler yetiştiriyoruz.

Sahibi eğitimci olan, İngilizce ve Almanca dil eğitimi veren sayılı okullardan biriyiz...

-

Yeşil Tırtıl'da çocuklarınız kendi ilgi ve yeteneklerini keşfederek gelişirken, aynı zamanda öğrenmeyi öğrenecek, sosyal ve duygusal anlamda desteklenerek kendisine yeni bir bakış açısı geliştirecek. Ama en önemlisi tüm bunları yaşarken hayata ilk adımlarını atarken öncelikle problem çözmeyi,sorunlarıyla başa çıkabilmeyi ve bunlara alternatifler bularak mutlu bir birey olmayı öğrenecek...

Okulun Adı: Telefon: Kuruluş Yılı: Sınıf-Öğrt- Sayısı: Çalışma Saatleri:

neden bizi seçmeli:

42

EYLÜL 2010


1.YILIMIZDA

3 TÜRKİYE BİRİNCİSİ

6. SINIF SBS Türkiye

1

8. SINIF SBS Türkiye

.Sİ 8. SINIF SBS Türkiye

1

1

.Sİ

.Sİ

BAHÇEŞEHİR ÖZEL ANAFEN DERSHANESİ

[ ] 5. Sınıf 6. Sınıf 7. Sınıf 8. Sınıf

KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDİR

608 20 01

www.anafen.com


EĞİTİM Biz mi çocuklarımızı eğitiyoruz, yoksa onlar mı bizi?

zenginliğini kendi mesleği içinde değerlendirebilmesi için ona üretim yeterliliği kazandırmaktır. Bu amaçların gerçekleştirilmesini sağlayacak okullar, bu okullarda izlenecek dersler ve derslerin konuları, eğitimin türüne göre değişebilir. Bunların neler olacağı bazı ülkelerde ulusal eğitim programlarında gösterilir. İster ulusal eğitim programları olsun ister okulların kendilerine özel eğitim programları olsun, eğitim programlarında genel olarak eğitmek eylemi, olumlu yönde çocuğu sürekli değiştirmek eylemidir. Eğitilen kimse, bir amaca doğru sürekli olarak değiştirilmeye çalışılır. Planlı bir eğitim süreci olan okullar; anaokulundan üniversiteye kadar sadece insanların ekonomik özgürlüklerini elde etmeleri için değil

SIGEIRNER

insanı geliştirdiği oranda ülkenin kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmasını da gerçekleştirdiği için güçlü bir araç olarak kabul edilmektedir. Eğitim, insanın, ulusu kalkındırdığı ve insana olumlu değerlere dayalı sağlam bir karakter kazandırdığı ölçüde önem kazanmaktadır. Öyle ise ailelerin, bir çocuğa sahip olmak düşüncesini gerçekleştirme kararı almakla birlikte çocuğun eğitim yoluna başlarını koymaları ve en doğrusu için kendilerini hazırlamalarıyla başlar, anaokulundan üniversiteye ve daha sonra da mesleki gelişime

kadar uzanan uzun yolda ise okulların ve eğitimcilerin amaçlı, nitelikli bir program uygulamalarıyla ve çocuklarını yaşantıları içindeki güçlü, kendine güvenen modellerle tanıştırmalarıyla bu süreç, devam eder.

KOLEJLER Okulun Adı: BAHÇEŞEHİR

KÜLTÜR 2000

OKYANUS

SEMBOL

YILDIZLAR

0212 850 81 81

0212 605 06 10

0212 607 31 31

0212 669 66 00

1998

2010

1996

1989

İ:571-A:80-Lise:378 2500

570

300

Öğretmen Sayısı: 85

73

88

36

38

Öğrenim Saatleri: 08.40 – 15.40

08.50 – 16:35

08.40 – 16:00

09:00 – 15:45

09:00 – 16:00

Tam gün

Tam gün

-

Karma

Telefon: 0212 669 11 11 Kuruluş Yılı: 1994 Kapasite: 1005

Eğitim Sistemi: Gündüzlü Örgün Öğrenim

Yabancı Dil: İngilizce İlk 5 Aktivite: Basketbol, voleybol, tenis, masa tenisi, dans, Geçen yılki piyano, satranç

Başarı Oranı: 94.92 Veliler Okulumuzda amaç neden bizi seçmeli:

44

EYLÜL 2010

sadece bilgi yüklemek değil; öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal ve bedensel yönden gelişimlerini desteklemektir. Her öğrencinin farklı duyguları, düşüncüleri ve kendine özgü davranışları olduğu kabul edilerek “Kişiye Özgü Öğretim” modeli uygulanmaktadır.

Öğrenim

butik

İngilizce/+Alm.-Fra. İngilizce/+Alm.-İsp. Fransızca

İngilizce-fransızca

Klüp çalışmaları, satranç, basketbol, voleybol, futbol, masa tenisi

Klüp dersleri, spor, Yüzme, bale, müzik, resim fransızca drama, İngilizce bilişim teknolojileri, drama

Basketbol, tenis, tiyatro, voleybol, bale

%100

-

100

SBS %87-LYS %94

-

Öğrencilerimizin bireysel farklılıkları gözönünde bulundurularak öğrenme sürecinde, aktif katılımları sağlanarak ilgi ve yetenek doğrultusunda kendi potansiyellerini en üst seviyesine çekebilmelerini hedefliyoruz.

Bilimsel ve çağdaş düşünme sistemini özümsemiş özgürlükçü bir eğitim anlayışından...

Öğrenci sayılarımız sınıflarda 12-16 kişi. Dolayısıyla öğrencilerimizle daha yakından ilgilenebiliyoruz. Ayrıca okulumuz, alışveriş merkezlerinden uzak olduğundan öğrencilerimiz daha güvenli bir ortamda eğitim görüyor.



EĞİTİM

Eğitimde dershanelerin yeri Bildiğiniz gibi, dershaneler, öğrenci ve velilerin okul dersleri ile yetinmeyip ek destek alma, daha fazla başarılı olma, akranlarından daha iyi yerlere gelme, başarısız olanların başarılarını artırma, bir üst okula girişte yarışa ortak olabilme ve okul dönemindeki ihmallerini telafi etme istek ve arzuları ile yönlendikleri

kurumlardır. Bu anlamda temelde iki görev üstlenmiş durumdalar. Bunlardan birisi, okul derslerini geliştirme ve destek olma, diğeri ise bir üst okul sınavlarına hazırlık yapmaları. Biz de bu düşüncede olan veli-öğrenciler için dershaneler ile ilgili bir kaç soru sorduk. İşte bölgemizde eğitim veren dershanelerin genel bilgileri...

DERSHANELER Okulun Adı: A+EĞİTİM Telefon: 0212 608 01 48-49 Kuruluş Yılı: 2007 Sınıf-Öğrt. Sayısı: 9 sınıf, 20 öğretmen Eğitim Saatleri: 08.30-13.2013.40-18.40

Başarı Oranı: %94

ANAFEN

BAHÇEŞEHİR TEK BİREYSEL

DELTA

0212 608 20 01

0212 669 53 71

0212 699 98 52

0212 669 20 20

2009

1996

2008

2008

12 sınıf, 16 öğretmen -

5 sınıf, 10 öğretmen 6 sınıf, 15 öğretmen

Haftada

9.30/20.00

08.30-18.50

08.30-20.00

%80

%100

%100

%100

Bahçeşehir’in Özel Anafen Dershanesi danışman öğretmenlik sistemi ile öğrenciyle yakından ilgilenmekte ve birebir ilgi alaka göstektedir. Ayrıca öğrenci-öğretmen-veli diyaloğunu çok saygılı yürütmektedir.

Sıcak bir çalışma ortamında, keyif alarak ders yaptığımız için; Referansı İstanbul’un seçkin okullarında okuyan onlarca öğrenci ve onların velilerinden oluşan donanımlı bir eğitim kadrosuna sahip olduğumuz için

Eğitim bizim işimiz. Deneyimli bir kadromuz var. Birebir ilgi gösteriyoruz ve destek sağlıyoruz. Öğrenci takibi ve sonrasında eksiklerin giderilmesi etkin bir şekilde yapılır.

Hedefe ulaşmak için gerekli olan strateji, özel ilgi, güven, deneyim ve değişimi yaşamak için...

EVRİM

FİNAL

PROFESYONELLER SEVİNÇ

0212 699 58 58

0212 699 83 00

0212 669 20 03

0212 669 69 60

2004

2005

2008

1986

4 gün

Anad.-Fen Lis.: %87 Özel okullar: %100 Sınıf dersi, Bireysel

Veliler dersler, Ek dersler, neden Gece Etütleri,Kamp Çalışmaları gibi

bizi programlarla öğren-ciyi seçmeli: hedefine ulaştırır.

Eğitim Koçu ve bireysel rehberlik ile öğrenciyi yakından izler, denetler, öğrenciyle ilgilenir.

Okulun Adı: emn Telefon: 0212 608 08 88 Kuruluş Yılı: 2008

Sınıf-Öğrt. Sayısı: 10 sınıf, 18 öğretmen 15 sınıf, 17 öğretmen 16 sınıf, 23 öğretmen 10 sınıf, 14 öğretmen 30 sınıf, 25 öğretmen Eğitim Saatleri: 08.50-12.50-

10:00 - 20:00

13.50-17.00, 17:10-19:30

Başarı Oranı: %98

Veliler Eğitim-öğretime

uygun fiziki ortam, neden Deneyimli ve kaliteli bizi öğretmen kadrosu, zengin ve nitelikli seçmeli: yayın, disiplinli ve deneyimli yönetim anlayışı, kişiye özgü öğretim ve özel ders.

46

EYLÜL 2010

H.S- 08:30-18:40

08.30-19.30

H.i - 09:00-12:15

H.S- 08:20-18:30 H.i - 15:20-18:30

%100

%85

%95,6

%85

Biz 6 yıldır Bahçeşehir’de butik tarzda çalışan dershanelerin en eskisi ve oturmuşuyuz. Eğitimin ciddi iş olduğunu düşünüyoruz. Kalitemizden ödün vermeden çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

30 yıllık bir deneyime sahip, 3 bin çalışanı olan, 239 şubesi bulunan bir kurum. 2010 LYS’de ilk binde 1282 öğrenci, 3430 derecesi olan bir kurum.

Öğrencilerimizin mutluluğu ve velilerimizin memnuniyeti, deneyimli öğretmen kadromuz, düzenli programlı etüt sistemimiz, öğrencinin gereksinimine göre programlanan bireysel çalışmalarımızdan dolayı bizi tercih etmeliler...

Gelişen bir toplum için eğitimin şart olduğu bilinciyle ve iyi bir gelecek için, iyi bir eğitimin gerekliliğine inanarak çağdaş, Atatürkçü altyapısı, uzman kadrosu, içeriği güçlü yayınları, teknolojik gelişmelere paralel olan öncü uygulamalar ile 24 yıldır hizmet vermekteyiz.



OKUL ALIŞVERİŞİ

Okullu olmak Yeni ders yılının ilk zilinin çalmasına sayılı günler var. Öğrencileri tatlı bir heyecan aileleri de çocuklarına okul alışverişi yapmak için bir telaş aldı. Öncelikle, birden fazla, farklı yaş ve cinsiyette çocuğu olan aileler ilk önce alışverişin kimin için yapılacağını saptamalıdırlar. Hangi mağazalara gidileceği, ne kadar zaman ayrılacağı ve uygun görülen bütçe önceden belirlenmelidir. Yapılan alışveriş planına aile üyeleri uymalıdır. Çocuklar aç ya da yorgunken alışveriş yapmaktan kaçınmalı, yemek sonrası saatler tercih edilmelidir. Mağazaların yoğun olmadığı sabah saatlerinde dolaşmak daha uygundur. Çocukları tüm gün yerine birkaç saatliğine alışverişe götürmek stresi azaltır. Rahat ayakkabılar, kolaylıkla çıkartılan giysiler işleri kolaylaştırır. Böylelikle alışveriş sırasında ebeveyn ve çocuk arasında yaşanabilecek sürtüşmeler azalır. Gereksinim

duyulmayan malzemeler satın alınmaz. Çocuklar bütçeye bağlı kalmanın önemini kavrayarak gelecekte aşırı harcama yapmaktan kaçınırlar. Okul dönemi için yeni alınmış bir eşya çocuğu heyecanlandırır, cesaretlendirir. Ancak okul başarısı anne-babanın çocuk yetiştirme tutumları, öğrencinin fiziksel, zihinsel, psikolojik gelişimi, verimli ders çalışma becerileri gibi pek çok etmene bağlıdır. Anne-babanın eğitimin önemli olduğu iletisini çocuklarına aktarmaları, onların okul hayatlarıyla yakından ilgilenmeleri çok önemlidir. Yetişkinlerin çocuklarına duydukları sevgiyi, onların her istediklerini satın alarak göstermeleri doğru bir yaklaşım değildir. Özellikle ilkokula başlayan çocukların anne-babalarının okul alışverişi tamamlandıktan sonra da bu konuyla ilişkili olarak dikkat etmeleri gereken bir nokta daha vardır. Çocukların sahip olma kavramının tam olarak oturmadığı bu yaşlarda, çocuklar arkadaşına ait bir silgi veya kalemi beğenerek alıp eve getirebilirler. Böyle durumlarda anne-babalar çok net bir tutum sergilemeli, eve gelen eşyanın arkadaşına ait olduğunu, onu alamayacağını ve hemen ertesi gün okula götürerek arkadaşına geri vermesi gerektiğini açıklamalı ve bunun takibini yapmalıdır. Anne-babalar aynı tutumu çocukları bazı eşyaları olmadan eve geldiğinde de göstermelidir. Çocuklarına eşyalarına sahip olmalarını, hiçbir arkadaşının eşyasını alamayacağı gibi kendi eşyalarını da arkadaşlarına hediye etmemesi gerektiğini anlatmalı ve arkadaşına hediye etmek istediği bir şey varsa bunu doğumgünlerinde yapabileceğini ifade etmelidir.

KİTAP DEFTER

KALEM

ÇANTA

48

EYLÜL 2010

Kolaylaştıran öneriler: 1. Alışveriş öncesi dolaplardaki giysileri gözden geçirin. Küçülmüş ya da kullanılmayan kıyafetleri diğer kardeşler veya yardım kurumlarına vermek üzere düzenleyin. 2. htiyaç listesi yaptıktan sonra öncelikleri belirleyin. 3. Ürün kataloglarını çocuğunuzla birlikte inceleyin. Bütçenize uygun eşyaları seçin. 4. Okullar açılmadan tüm alışverişinizi tamamlamayın. Arkadaşlarının eşyalarını gören çocuklar kolaylıkla fikir değiştirebilirler. 5. Kullanımı kolay giysiler seçin, örneğin geniş yakalı tişörtler, düz ve iri düğmeler, kolaylıkla erişilen cepler v.b. 6. Okul çantaları genellikle çok büyük ve ağır oldukları için kas ve baş ağrılarına yol açarlar. Desteklenmiş omuz ve bel kayışları olan sırt çantalarını yeğleyin. 7. Kalem seçiminde kaliteli mineli, kolay açılır, renk karışımında zengin çeşitlemeler sunan, farklı yüzeylerde uygulanan, yıkanabilir boyaları tercih edin. 8. Kağıt, kalem, defter gibi sık kullanılan kırtasiye malzemelerini birkaç aile birleşerek toptancılardan almak bütçenizi rahatlatabilir. 9. Yüzme kursu için mayo, terlik v.b. gereksinimleri karşılarken yaz indirimden yararlanabilirsiniz. 10. Okul alışverişinde bilinçli tüketici olarak davranarak, önceden belirlenmiş bütçeye bağlı kalarak çocuklarınıza örnek olun.



Bırakın çocuk olsunlar...

SAVAŞ KAHRAMAN BAHÇEŞEHİR SÜLEYMAN DEMİREL İ.Ö.O. VOLEYBOL ANTRENÖRÜ

sp or

“Emeklerinizin karşılığını ileride, kötü alışkanlıkları olmayan, kendi ayakları üzerinde durabilen, sorumluluklarının bilincinde, her yönden sağlıklı, topluma faydalı bir insan yetiştirmiş olarak alacaksınız. Ne dersiniz, sizce buna değmez mi?”

50

EYLÜL 2010

Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba… Uzun bir yaz tatili geride kaldı ve okullarımız açılacak. Yaşadığınız heyecanı ve telaşı bir eğitimci ve spor adamı olarak çok iyi hissediyorum, özellikle çocuğu 1. sınıfa başlayacak olan anne ve babaları. Okulların açılması sebebiyle bu ay köşemizde Eğitim ve Spor konusunu sizlerle paylaşacağım . Değerli okurlarımız, sizlerin anne baba olarak, bizlerin ise eğitimciler ve spor insanları olarak sıkıntı duyduğumuz ve üzüldüğümüz bir konu olan okullarda spor faaliyetleri ve beden eğitimi derslerinin azlığı konusunda çok sevindirici gelişmeler oldu. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kamu oyuna aşağıdaki şekliyle yapılan açıklamada bu sıkıntılarımız az da olsa giderildi. “MEB, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar, akademik çevreler ve alandan gelen geri bildirimler ile 15-16 Mart 2010 tarihinde konuyla ilgili yapılan çalıştay sonucunda, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerin zorunlu ders yükünü hafifletmek, öğrencilere okulu daha çok sevdirmek, istek ve yetenekleri doğrultusunda etkinlikler yapmalarına ve ders seçmelerine imkan vermek amacıyla “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgeleri’’ni yeniden düzenledi. İlköğretim Genel Müdürlüğü ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın koordineli çalışmaları sonucunda hazırlanan “İlköğretim Okulu Haftalık Ders Çizelgesi” gelecek eğitim-öğretim yılı olan 2010-2011 öğretim yılından itibaren uygulanacak. İlköğretim 6-8. sınıf Beden Eğitimi dersleri 1’den 2’ye çıkarıldı. Ayrıca ilköğretim 1 kademedeki spor etkinlikleri derslerine de beden eğitimi öğretmenlerinin girebilmesi için gerekli mevzuat düzenlemesini ilköğretim genel müdürlüğü yapacaktır. Öte yandan, genel liselerde Beden Eğitimi dersi 9-12. sınıflarda 2’şer saat olacak şekilde düzenlendi.” Bu habere ek olarak çocukların spor yapmasına ve oyun oynamasına engel olan, veliler ve çocuklara gereğinden fazla yük bindiren SBS sınavı 6. ve 7. sınıflarda kaldırıldı. Artık sadece 8. sınıflarda uygulanacak. Bir spor adamı olarak bu gelişmeler benim için bir haber özelliğinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Daha önce de belirtmiştim “mevcut eğitim sistemimiz çocuklarımıza spor yaptırtmıyor” diye. Bu gelişmeler sonrasında içimde bir umut ışığı belirdi ve o ışığın sönmemesi için elimden geleni yapacağım. Türk sporu için ilerleyen yıllarda çok faydalı olacağına inandığım bu sevinçli haberi sizlerle paylaşmak istedim . Değerli okurlarımız yeni eğitim–öğretim yılının başında Beden Eğitimi ve sporun genel eğitimin ayrılmaz, ayrılamaz bir parçası olduğunu belirtmek istiyorum. Bu düşünceden hareketle sizlerden ricam, çocuklarımızın fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerini tamamlayabilmeleri için onları sadece okula değil mutlaka sevdikleri bir spor aktivitesine de yönlendirin ve bu konuda onlara sürekli destek olun. Emeklerinizin karşılığını ileride, kötü alışkanlıkları olmayan, kendi ayakları üzerinde durabilen, sorumluluklarının bilincinde, her yönden sağlıklı, topluma faydalı bir insan yetiştirmiş olarak alacaksınız. Ne dersiniz, sizce buna değmez mi? Zaman çok hızlı geçiyor ve geri döndürmemiz imkansız. Çocukluk çağı bir insanın hayatında mutlu olarak hatırlaması gereken en güzel çağ, yetişkinlik döneminde nasıl bir insan olacağımız bu dönemde belirleniyor. Onlara kazandırdığımız alışkanlıkların bir ömür boyu sürmesini sağlayan, sağlıklı bireyler olabilmeleri için gerekli altyapının atıldığı çok önemli bir dönem. Anne babalar olarak bu dönemi kaçırmamamız gerekiyor, onları sadece (okula gidecek ders çalışacak, sınava girecek, başarılı olacak) bireyler olarak değil, en güzel dönemlerinde mutlu insanlar olarak yaşamaları gereken, spora ve oyuna, sosyalleşmeye ihtiyaç duyan, yarınlarımızın emanet edileceği, her yönden sağlıklı yetiştirilmesi gereken bireyler olarak görmemiz lazım. Aksi taktirde sadece ders çalışmış, sınav kazanmış, en yüksek puanları almış, sizlerin göğsünü kabartmış onunla gurur duyduğunuz, ama mutlu bir çocukluk geçirmemiş, beden ve ruh sağlığı gelişmemiş, özgüveni oluşmamış bir insan olarak karşınıza çıkacaklar. Şimdi soruyorum; Siz nasıl bir çocuğunuz olsun istersiniz? Değerli okurlarımız çocuklarınıza güvenin, fırsat verilirse hem derslerini hem de sporu gayet başarılı bir şekilde birlikte yapabilirler…. Diğer sayımızda buluşmak üzere sevgiyle ve dört mevsim sporla kalın …


Şampiyonların Özel Hocası

ZAFER GÜREL

2010 SBS 8. Sınıflar Türkiye 1.’si Sera PEKEL

0532 644 21 51

6. Sınıflar Türkiye 1.’si Ali Ege GÜRSOY

7. Sınıflar Türkiye 1.’si İdil Bengi VARLIK

2010 LYS Mehmet SİPAHİOĞLU Boğaziçi Üniversitesi - Uluslararası İlişkiler Ege Deniz BULAK Boğaziçi Üniversitesi - İşletme Mehmet Gürbüz KAYA Boğaziçi Üniversitesi - Matematik Merve KENDİRCİ ODTÜ - Kamu Yönetimi Ayşe Hazal ÖNDER Bilkent Üni. - Ekonomi (Tam Burslu) Atagün Mert KOÇER Bilkent Üni. - İşletme (Tam Burslu) Halil KOÇ İstanbul Üni. - Cerrahpaşa Tıp Fak. Murat Bilal YALÇIN İstanbul Üniversitesi - Hukuk Fakültesi Pamir KARAKAYA Koç Üniversitesi - İşletme Baran BOZYİĞİT Sabancı Ün. - Endüstri Mühendisliği Belemir KİRMAN Sabancı Üniversitesi - Ekonomi Yön. Bil. Sis. Ahmet ALTINER Bahçeşehir Üniversitesi - Endüstri Mühendisliği Tahsin GÜNEŞ Bahçeşehir Üniversitesi - Ekonomi

SBS HAZIRLIK - YGS HAZIRLIK - LYS HAZIRLIK

TÜRKÇE - EDEBİYAT DERSLERİ


PSİKOLOJİ

ÖZGE’CE

! ! ! R R R R I I I Y A H

LİK

ÖZGE GEN

PSİKOLOG

GiTMEYECEĞiM iŞTE!!! Okul’ kavramı ilkokula ve anaokuluna başlayacak minik bireylerin zihinlerinde bir bilinmeyenli denklem gibidir. Çocuklar, genellikle ilk iki hafta okula gitmemek konusunda direnç gösterirler. Okula gitmemek için şiddetli bir şekilde ağlarlar, karın ağrıları, baş ağrıları gibi gerçekte olmayan ağrılarını bahane ederler, hırçın ve saldırgan davranışlar sergilerler. Direnç, ister davranış ister düşünce ya da duygu zemininde belirsin, çocuğa göre anlamı: ʻbenim kendimi güvende hissetmeye ihtiyacım var.ʼ mesajını içermektedir. Çocuğun gösterdiği tüm dirençlerin temelinde ebeveynlerinden ayrılmanın kaygısı ve yeni bir ortama uyum sağlayabilmenin ne demek olduğuna ilişkin belirsizlik vardır. Karşımızda ne kadar ayrılacağım, ne kadar birleşeceğim? sorusuna yanıt arayan ʻkendi ayaklarının üzerinde durabilmeye, inisiyatif elde etmeyeʼ çabalayan bir çocuk vardır. Bu dönemde ebeveynlerin

Okulun ilk gününden önce çocuk mutlaka, okulu daha önce görmüş, öğretmenleri ile tanışmış olmalıdır yapabilecekleri: ʻokul algısınıʼ yapılandırmaktır. Okul algısı çocuğun zihninde yapılandırılırken şu unutulmamalıdır: çocuk okuldan korkmamaktadır, okulda neler olacağı ve annesinden ayrı kalmanın sonucunda gelişen ayrılık kaygısını yaşamaktadır. Ebeveynler, çocuğun kaygısını anlamlandırabileceği bir düzenek bir zemin oluşturmalıdırlar. Bu zeminin temel öğeleri: ʻkabulʼ ve 52

EYLÜL 2010

ʻkoşulsuz sevgiʼ olmalıdır. Okula uyum sağlama sürecinde okuldaki öğretmenler/ danışmanlar ve çocuğun ebeveynleri çocuğun zihninde tampon destek sağlayarak çocuğun okul algısını güvenli bir üs yaratarak şekillendirmelidirler. Örneğin, okulun ilk gününden önce çocuk mutlaka, okulu daha önce görmüş, öğretmenleri ile tanışmış olmalıdır, bu aşamada oryantasyon denilen

çocukları okula alıştırma programlarının işlevsel olduğu araştırmalar tarafından desteklenmektedir. Ebeveynlerin yapabilecekleri arasında ise; çocuğa evde ayrıntılı olarak okulda neler yapacağının bir modelini oluşturmak yer alabilir. Çocuğa ; ʻyeni arkadaşların olacak, yeni bilgiler öğreneceksin, oyunlar oynayacaksın…ʼ gibi sözler söylemek çocuğun kaygısını azaltmaz, çünkü 0-7 yaş dönemindeki bir çocuğun zihni/ bilinci bedende konumlanmıştır. Dolayısıyla çocuğunuza yeni bir arkadaşın ne demek olduğunu anlatmak yerine ona rol model olarak oyun yolu ile bu kavramı aktarabilirsiniz. Ebeveynlerin ayrılık kaygısını azaltmak için yapabilecekleri bir diğer önemli yöntem ise, ayrışma ve birleşme ritüelleri oluşturmaktır. İlk çocukluk döneminde çocuk için anne dünyanın merkezidir. Bu nedenle okula yeni başlayan bir çocuk annesinin onu yabancı bir ortama bırakarak bir daha dönmeyeceğini zannedebilir. Çocuğun zihnindeki bu senaryoyu değiştirmek için anne-çocuk, arasında sadece çocuğun okula giriş ve çıkış anlarında kullanılacak ve kimsenin bilmediği bir kelime, bir şarkı, bir tekerleme, bir yüz mimiği gibi bir geçiş ritüeli oluşturmak, çocuğun okula uyum sürecini kolaylaştıracaktır.

ÖZGE GENLİK İLETİŞİM BİLGİLERİ 212 669 23 18 533 375 54 09 oozgegenlik@gmail.com


ÇOCUK SAĞLIK

Okul öncesi “Demir Eksikliği Anemisi”ne dikkat!

kbaş Dr. Tahsin A i Çocuk Hekim

Sevgili “Dört Mevsim Bahçeşehir” okuyucuları, bir yaz dönemini daha geride bırakmış bulunuyoruz. Eylül ayı hem ramazanın bir bölümünü hem de Bayramı ve okulların açılışını da içinde barındırıyor. Bu üç önemli olay Eylül 2010ʼun daha bir özel oluşunu sağlıyor. Bu vesile ile öncelikle tüm okuyucularımızın ve öğrencilerimizin bayramlarını kutlar, daha nicelerine sağlık ve sıhhat ile kavuşmalarını temenni ederim. Yeni eğitim-öğretim yılında da tüm öğrencilerimize üstün başarılar diliyorum. Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir ki başarıya giden yolun başında sağlıklı bireyler olmak gerekir. Sağlıklı birey dengeli beslenen, uykusunu yeterince alan, birtakım sportif ve sosyal aktivitelerde bulunan kişidir. Bunların haricinde hastalıklara karşı koruyucu birtakım önlemlerinde alınması gerekmektedir. Örneğin aşıların düzenli yapılması, salgın hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirici önlemlerin alınması önemlidir. Ayrıca, çocuklarımızın okul başarı oranlarını olumsuz yönde etkileyen Demir Eksikliği Anemisi (Kansızlık) gibi rahatsızlıkların erken

teşhis edilip tedavi edilmeleri gerekmektedir. Bir diğer önemli konu da çocuklarımızın fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da hazır halde olmaları için onların Psikolojik sorunlarına da eğilmek gerekmektedir. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak ben Dr. Tahsin Akbaş, çocuklarımızın hastalıklarla ilgili her tür sorunlarına kendi birimim içerisinde oluşturduğum ek branşlarla; Ağız ve Diş Sağ-

lığı açısından Diş Hekimi, Psikolog, Psikolojik Danışman, Yaşam Koçu, Beslenme ve Diyet Uzmanı, Laboratuar hizmetlerimizle tüm “Dört Mevsim Bahçeşehir” dergisi okuyucularının ve tüm Bahçeşehirlilerʼin her türlü sağlık sorunlarında yanlarında olacağımızı buradan duyurmak istiyorum. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileklerimle...

Dr. TAHSİN AKBAŞ

Defne 01 B-7 Blok D:1 Akbank-Mavi Çarşı karşısı 0212 669 23 18 0532 342 94 42 TÜM ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI İLE ANLAŞMASI VARDIR Dr. Tahsin AKBAŞ’ın muayenehanesinde 0-12 ay arası bebeklerinizin aylık periyodik büyüme, gelişme takipleri yapılıyor. Ayrıca ithal aşılarla aşı takibi ve uygulaması da yapılıyor.


SAĞLIK

AWT

(AKUSTİK DALGA TEDAVİSİ)

“Selülit tedavisine yeni bir yaklaşım getiren AWT ile selülitin yanı sıra bölgesel yağ fazlalıkları ve cilt gevşekliği sorunu da çözüm bulmaktadır” diyen Dr. Birgül Erden’den çeşitli uygulamalar hakkında bilgi aldık... AWT selülitin başlıca iki nedeni üzerine etki gösteren tek ilen ilaçların lokal emilimini kolaylaştırmak ve sistemik emiluygulamadır. Şok dalgaları hem fibröz septa ve yağların alt imini geciktirmek için, geniş ve derin enjeksiyonlar yerine, dermis içinde oluşturduğu çıkıntılar üzerinde etki gösderi içine yüzeyel olarak çok küçük damlalar şeklinde daterirken, hemde üretilen şok dalgaları deriden ve yağlardan ğıtılması amaçlanır. Bu amaca uygun özel yapılmış enjekgeçerek fibröz septayı kollajenden ayırarak deriyi serbest siyon tabancaları, ilaçların eşit derinlikte ve eşit dozda, pek bırakmakta ve bu sayede daha düzgün bir yüzey oluşçok noktaya süratle dağıtılmasını sağlar. Böylece tedavinin masını sağlamaktadır. etkisi bölgesel olarak kısa zamanda kenAWT aynı zamanda dermisin kalınlaşdisini ortaya koyar. Mezoterapi de ilaç mikmasına ve yağ tümseklerinin azalmasına da tarı çok küçük dozda olduğundan, bir yan yardımcı olmaktadır. Ultrason görüntüleri teetki söz konusu değildir. Bölgesel zayıflama, daviden sonra cildin yeni kollajen oluşumu ile selülit, saç dökülmesi, cilt gençleştirme (makalınlaştığını doğrulamaktadır. Dermisin kalınzolifting) amaçlı kullanılmaktadır. laşması cilt içine doğru çıkıntı oluşturan yağ OZON SAUNA taba-kalarını azalmasına yardımcı olmakta ve Tek kişilik kullanım için yapılmış özel ayrıca selülitli görünümü de azaltmaktadır. saunalardır. Hastanın başı dışında tüm beSelülite yol açan başlıca nedenlerin ikisi üzdeni içinde kalacak şekilde kapaklı küçük bir erinde de etkili olan AWT selülitli görünümün odacıktır. Sıcak buhar ile birlikte ozon verilir. iyileştirilmesinde eşsiz bir tedavi yöntemidir. Deri ile temas eden ozon ciltteki gözenekAWT ile selülitin yanı sıra bölgesel yağ falerden emilir. Yaklaşık 15-20 dakika süren zlalıkları ve cilt gevşekliği sorunu da birlikte bir tedavidir. Bu tedavi hastaya yaklaşık çözüm bulmaktadır. Cilt elastikiyetindeki artış 400-500 kcal enerji kaybettirir. Bu nedenle 3. ayda %71,6 olarak bildirilmiştir. Genetik uygulama sonrası bir süre dinlenme olarak erkek vücudunda 18 milyon, kadın gereksinmesi doğabilir. Tedaviden sonra vücudunda ise 21 milyon yağ hücresi vardır. Dr. Birgül Karadayı Erden duş alınması önerilmez. Günlük giysiler giyAyrıca kadın bedeni lenfatik dolaşım açısından daha yavaştır. Bunların sonucunda lipogenez yani yağ ildikten sonra normal yaşantıya devam edilebilir. Ozon teryapımı da daha yüksek ve kolaydır. AWT ile bu kısır döngü apisi vücutta iyileşmeyi hızlandırır, hastalıklara sebep olan mikroorganizmaları ve toksinleri yok eder. Böylece vücudu tamamen tersine dönmekte lipoliz artmakta ve ödem toksinlerden arınmasına yardımcı olabilmektedir. çözülmektedir. Selülitteki iki büyük sorun ödem ve yağ birikmesidir. Verilen şok dalgaları direk yağ dokuda çözülme sağlar. Lenfatik damarlarda ise özel metabolitlerin PRP (Zenginleştirilmiş Plazma Tedavisi) Ultraviole ışınlarına maruz kalma sonucunda oluşan açığa çıkıp geçirgenliğin artmasıyla ödem çözülmüş olur. kırışıklıkların düzeltilmesi, çöküntülerin giderilmesi, esnekMEZOTERAPİ lik ve parlaklığın yeniden kazandırılması amacı ile P.R.P. Latince “meso=orta” ve “terapi=tedavi” kelimelerinden cilt yenileme ve gençleştirme amaçlı kullanılmaktadır. Yönmeydana gelmiş olup “orta deri tedavisi” anlamındadır. tem hastanın kanı alınarak uygulanmaya başlar. Özel bir Mezoterapi, ilaçla tedavi tekniğidir. Bazı özel ilaçların, vita- filtre ve santrifuj yardımıyla beyaz kan hücreleri içeren minlerin, eser elementlerin cilde çok küçük dozlarda enjek- platelet (trombosit)açısından zengin plazma hazırlanır. Bu siyonudur. Mezoterapi yönteminin üstünlükleri; kan hücreleri içeren plazma (PRP) tedavi bölgesinde cilde sonuçlarının hızlı ve kesin oluşu, herhangi bir risk içerenjekte edilir. Enjeksiyon ile plateletler ve beyazkan memesi, ilaçların küçük dozlarda kullanılması ve etkisinin hücreleri sinerjik bir etki ile yoğun şekilde büyüme faktörbölgesel olması şeklinde özetlenebilir. Bu yöntemle kan ve lerinin serbest kalmasını sağlar. Büyüme faktörleri kolajen lenf dolaşımından sonra, “üçüncü dolaşım” olarak kabul ve hyalüronik asit üretimini artırarak cilt kırışıklıklarının edilen doku sıvısı içerisine, ilaçlar doğrudan deri içi giderilmesini ve cildin İÇİN: mikrodoz enjeksiyonlar şeklinde verilir. Mezoterapiʼ de ver- yenilenmesini sağlar. DETAYLI BİLGİ 2) (054 245 23 36 (0212) 669 89 00

Funda 06-05 Ada B-27 Blok D:2 Bahçeşehir - www.bahcesehirakupunktur.com


VIP SPA SAUNA GÜZELL‹K ve SA⁄LIK MERKEZ‹ MASAJ TERAP‹LER‹

ÖZEL ÜYEL‹K F‹YATLARIMIZI SORUNUZ

Genel Masaj Lokal Masaj Reflexsoloji Mix Masaj Hindistan Bafl Masaj› Medical Masaj Relax Masaj Spor Masaj› Shiatsu Masaj› Thai Masaj› Antisitres Masaj› Dörtel Masaj›

Do¤um günleri, k›na geceleri, fas›ll› gelin hamam› gibi birçok özel kutlama için VIP SPA’n›n hamam sefas›nda kendinizi fl›mart›n...

PÜK Ö K e v E S KE AJI S A M X A L RE S‹ E K S A M V‹TAM‹N ELING EL&AYAK

PE

5 9 TL.

15 0530 828 15 34 0212 608 02ri-2 itevle Seyhan Cad. Ber o:5 Kent Villalar› N eflehir-‹ST Ispartakule-Bahç

ÖZEL BANYO VE VÜCUT BAKIMLARI Deniz Tuzu-Yosun Aroma Terapi Cleopatra (Özel) Vücut Peeling S›rt Bak›m› Kil-Yosun Bak›m› Bitki-Meyva Özlü Maskeler Manikür, Pedikür Bölgesel ‹ncelme


RAMAZAN ve EYLÜL

Benek ERDOĞAN

Salonun geniş penceresine yakın kanepeye uzandı. Yavaş yavaş kapanan gözkapaklarına fazla direnemedi. Dalıvermişti. Kızgın yağda cızırdayan bişinin kokusu, gıcırdayan ahşap merdivenle çıkılan ikinci katındaki mutfaktan, evin her yerini sarmıştı. Kadın tavaya bişi yapılmış hamuru koyuyor, bıçağın ucuyla birkaç yerinden delmesiyle kızgın yağ hamurun üzerine yayılıyor ve hamur kabararak, kızarmaya başlıyordu. Kabarcıkların içine giren buhar, kabarcığı fosuldatarak patlatıyor, sönen kabarcıklar bişinin çukurlarını oluşturuyor, buhar dar mutfağın içinde

56

EYLÜL 2010

kaybolup gidiyordu. Üzerine dökülen tuz, önce küçük pırlantalar gibi parlıyor ve yağın kızgınlığında yavaş yavaş eriyordu. Kadın, kızarmış bişinin altına bıçağı sokuyor, bişiyi bıçak ile işaret parmağı arasına sıkıştırarak tavadan alıp, sofra bezi üzerinde, tabanına kağıt serilmiş kenar işlemeli bakır tepsiye atıyordu. İki camlı ahşap pencereden vuran sokak lambası ışığının daha da aydınlattığı mutfakta, üçlü ocağın üstündeki, büyük demlikte kaynayan suyun buharı, üzerindeki küçük demliğin kenarlarından sızıp mutfağın içinde yayılıyordu. Evin en büyük kızı Ruhiye uyanmış annesinin yardımına gelmişti. Mutfağın kapısında beliren kızına baktı, evliya

nişanı yüzünün terini, entarisinin üzerine bağladığı peştamalıyla sildi. Bakışı iyi anlayan Ruhiye, neredeyse yüz yıllık olan çam özü yuvarlak sofrayı salonun ortasına serdi. Kırmızı beyaz desenli tabaklarıyla bardakları sofra bezi üzerindeki tepsiye dizdi, tel dolaptan kalaylanmış bakır cezveyi aldı, bardakların yanına koydu. Tel dolabın altına uzanarak çökelek çömleğini çıkardı. İçindeki tahta kaşıkla epeyce zorlanarak çökeleği parça parça çıkardı ve bakır sahanla sofraya koydu. Bütün bunları hızla ama sessiz yapıyordu. Küçük kardeşleri uyanmasın diye gürültü çıkarmamalıydı. Annesinin bakışlarından bunu anlıyordu. Onlar küçüktüler ve uyanırlarsa ʻBen de oruç tutacağımʼ diye


tuttururlar endişesi taşıyordu. Ama gerek gürültüden gerek çiş için her uyanışlarında, annesi onlara “Kuzum istersen sen de otur” diyordu. Uyanan herkes sofranın kenarlarına dizildi. Mutfaktaki cızırtılar kesildi, sadece demliğin fokurdayışı duyuluyordu. Yemek erken yenilmeliydi ve hemen de uyunmalıydı. Çünkü tütün tarlasına gideceklerdi. Güneş yükselmeden tütün kırma bitmeliydi. Güneşin altında tütün kırmak en dayanılmaz işti. Tütünün yaprakları iyice solar, kırılması zorlaşır, güneş vurdukça tütün yaprakları kirini, onlar şinepe diyorlardı, daha çok salar, elleri yapış yapış ederdi. Tütünün şinepesi kolay kolay çıkmazdı.

Toprakla, kumla iyice ovuşturup yıkamadıkça yapışıklığı gitmezdi. İğrenç bir tadı vardı. Eli ağzına yanlışlıkla da değse ondan sonra ne yediği elmanın tadını alır ne de üzümün. Gecenin sessizliği karıştırılan bardaklardan, büyük demliğin içine daldırılan bakır cezveden gelen seslerle bozuluyordu. Sofranın ortasında büyük tepsiye yayılmış bişiler koparılıp alınıyor, bişinin yanında yemekten sonra yenecek tel dolaptaki küçük taslara hazırlanmış sütlacı saymazsak üzüm pekmezi, çökelek, ceviz içi vardı. Yemekten sonra ellerini açıp dua okumaya başlayan Kemal Dede, sülalenin en büyüğü idi ve soyu, Ehlibeytʼe uzanan Horasan Erenlerinden yine

Kemal Dedeʼnin soyundan geliyordu. Sadece dudakları kıpırdıyordu. Çocukların da ellerini açtığını görünce, “Amin” dedi. Ellerini sofraya uzattı ve kenarını başparmakları ve işaret parmakları arasına aldı, sofraya doğru biraz eğildi. Herkes sofranın kenarından tutmuş, başlarını sofraya doğru eğmiş Kemal Dedeʼnin yaptığı duayı dinliyordu. “Yarabbi, bizleri iyilikten doğruluktan, sevgiden saygıdan, elden ayaktan, eşten dosttan, niyazdan duadan eksik etme. Çocuklarımıza akıl fikir, hayırlı gelecek nasip eyle. Bizleri kinden nefretten, şerden cehaletten, ihanetten riyadan, ülkemizi fitneden fesattan, kederden kandan kardeş kavgasından ırak tut Yarabbi…” Kırılan kapının gürültüsü

EYLÜL 2010

57


RAMAZAN ve EYLÜL

“yat…yat..yat..yat” bağırışları, şakağına bastırılan silahın soğuk namlusu ve verdiği acı… Saniye dediğin ne ki… Saniye bu zamanın yanında bir asır eder. Suratına basan postal sorulanlara cevap verdirmiyordu. Yere yatırılmış, suratında postal, şakağında namlu, belinin üzerinde bir başka postal olduğu halde yat..yat...yat diye bağırmalarına ifrit olmuştu. Keskin bir bıçağın sert ve kalın dokulu bir kumaşı yırttığını duyuyordu. Bir yerler karıştırılıyordu ama. Birden suratına düşen ve sonra gözlerinin önünde açılan kitapla, dizlerinden ayaklarına titremeye başladı. Beline basmış adam kendini iyice kaptırmış ki sanki sırtında bir mermer loğ taşı taşıyordu, giderek ağırlaşan… Ablasının yeni dikip getirdiği perdenin yırtılışı, gözlerine inen karanlık, ayağını çarptığı ve soğumaya bıraktığı türlü tenceresi en son hissettiğiydi. Konulduğu nemli ve kirden yapışkanlaşmış küçük bir odanın kötü kokulu bu sessizliği, Kutsal

58

EYLÜL 2010

İsyanʼdan aklında kalan “Bundan sonra iktidar, karanlıkta nöbet bekleyen karanlık zümrelerin, hırsların, belki de gerçek yurt düşmanlarının eline geçecekti” ile aynıydı. Gözleri bağlıydı, çıplaktı, elleri arkadan kelepçeliydi. Başını biraz kaldırıp göz bağının altından odayı anlamaya çalıştı. Suratına inen tekme ile iyice sersemleşti. Bağıramıyordu bile. Soramıyordu bile. Gerçekten bağırılacak, soracak birileri var mıydı bunu bile bilmiyordu. Suratındaki acının sızısı iyice artı. Dizlerinin büküm yerine yediği ikinci darbe ile dizine doğru iyice eğildi, sırtında patlayan sanki bir kazma sapıydı. Sahi bütün bunlar niye oluyordu? Bağırmaları, haykırışları bu kötü kokulu kirli odadan sıyrılıp atmosferin engin sonsuzluğuna dağılsa da belki bir gün bu çığlıkları birileri toplar, tarihin satırlarında yerini almasını sağlardı. “Yiğitseniz, açın lan gözlerimi” diyebildi. Tamirci ustasının bile kullanmadığı paçavranın ağzına sokulmasıyla sesi boğuldu. Henüz acıyı hissetmemiş sağ ayağını gücü

yettiğince savurdu. “Anaaam” diyen bir ses. Tamam, odada birileri vardı ve korkaktı. Tekmesi adamın tam apış arasına gelmiş olmalı ki uğultusu uzun süre bitmek bilmedi… Kötü kokulu küçük odada yatırılan falakadan patlamış ayaklarının, elektrik verilmiş göğüs uçları ve cinsel organının, kaynamış yumurta ile dağlanan koltuk altlarının, adını sonradan öğrendiği Filistin askısının kollarında kopardığı kasların sızısı, çıkarıldığı Sultanahmet Adliyesiʼndeki küçük bir odada üzerine giydiği cüppesinin kenarları işlemeli adamın yüksek bir kürsüden “Eşşeoğlueşekler, hem yanlış eve girmişsiniz, hem...” demesiyle gider miydi? Kollarına sıkı sıkıya tutunan iki adamın Sultanahmet Adliyesiʼnden çıkardıktan sonra “Bizimle geleceksin” deyip alıp götürmelerinin üzerinden otuz iki yıl geçmişti. Ve şimdi ne kanepesini koyacağı bir evi, ne koyacağı bir kanepesi ne de tadına varacağı uykusu vardı. Eylül ayı öncesi bir Ramazanʼdı. Hava çok sıcaktı...


Bayram geldi hoş geldi

MÜJDE KÖSEOĞLU

ha va da n su da n “Çocuklarımızın, cocuklarına öğreteceği diğer önemli bir konu ise bugün ziyaret edenin, ileride ziyaret edilen olacağıdır.”

Koskoca bir yazı devirip, sonbahara merhaba dedik. Hüzünlü sonbaharın ilk ayı Eylül oldukça yoğun geçecek ki şükürler olsun sonbahar hüznünü farkedecek vaktimiz olmayacak. (Sonbahar hüznünü farketmeme konusunda, şükürler olsunu bu kadar kalpten söylememe aslında şaşırdım. Çünkü hüznün insan ruhunu besleyen bir yanı olduğunu savunan ben, nasıl oldu da böyle bir cümle kurdum. Üstünde durmam gereken bir konu. Yaşamımızda eskiye oranla hüzünlerin artması mı böyle hissetmeme neden oldu acaba. Üzerinde düşüneceğim, ikna edici sonuçlara ulaşırsam, belki bir dahaki ay bu konuyu sizinle paylaşırım... ) Şimdi dönelim asıl konumuz olan Eylül ayı manzaralarına. Tatilden dönenlerin yerleşme telaşı, ilköğretime başlayacak minnoşların ve ailelerin okul hazırlıkları, üniversiteye başlayacakların yeni hayatlarına ürkek adım atışları, bayram hazırlığı, referandum... Hepsi eylül ayına yerleşmiş durumda. Başımızı kaşıyacak vaktimiz yok... Yaz mevsimini İstanbul´da geçirenler ise rutubetten kurtulmanın sevincini yaşarken bir yandan da yaz dolayısı ile boşalan İstanbul trafiğinin yoğunlaşması ile sinir katsayılarını düşürme çabasındalar. Bu yazın yorgun savaşçıları ise üniversite ve ortaöğretime başlayacak olan gençler ve aileleri. Öyle bir kaos yaşadılar ki sormayın gitsin. Kimi mutlu istediği yerde, ama çoğu mutsuz. Çünkü hepsi sistemin kurbanları... Akıllarından bile geçmeyen bir mesleğin eğitimini görecekler. Bizlerde sonra bu meslek erbablarından hizmet alacağız. Düşünmek bile içimi daraltıyor. Bu konuları düşünüp çözüm bulması gerekenler ise derin bir gaflet uykusundalar. Kabus görmeleri dleğiyle... Eylül ayının en güzel üç günü ise, malumunuz Ramazan Bayramı. Maalesef çoğunluk için bayram bir tatil fırsatı olarak görünmekte ve bu durum beni çok kızdırmakta. Yüzümdeki çizgilerin derinleşmesi ile bayramların kıymetini anlar oldum. Çocukluk yıllarımda bayram, yeni giysiler alınma, büyüklerden harçlık alarak iyi bir gelir sağlama dönemi idi. Gençliğimde ise protest ruhum gençliğin üstüme yapıştırdığı her şeye karşı koyma kimliği, benim bayram sevincimi aldı götürdü. Yapılan ziyaretler eziyet turları idi. “Aman ne çok ev ziyareti yaptık” diye söylenirdim. Oysa şimdi her geçen sene ile birlikte bir bir kapanan bu evler kalbimi acıtıyor. Dedim ya, yüzümdeki çizgiler derinleştikçe farkındalık, değerleri sahiplenme, örf ve adetlerin kıymetini anlama boyutuna geçtim. Bu nedenle biz bu bayram için tatilimize noktayı koyup İstanbul’a dönüyoruz. Bayramı doya doya yaşamak için. Oğluma yeni giysiler alacağım, evi pırıl pırıl yapıp, gelen konuklarım için “tatlı yiyelim tatlı konuşalım” sözüne uygunlukta tatlılar hazırlayacağım. Bizi gökyüzünde bir yerlerden izlediklerine inandığım büyüklerimizi ziyaret ile başlatacağımız bayramı, yapılan ziyaretlerin tatlı yorgunluğu ile bitireceğiz. Eminim ailesinden bayrama verilen değeri gören, bayram tatildir, haydi bir yerlere gidelim zihniyeti ile tanışmayan çocuklar kendi çocuklarına bayramı gerektiği gibi yaşamayı öğreteceklerdir. Çocuklarımızın, cocuklarına öğreteceği diğer önemli bir konu ise bugün ziyaret edenin, ileride ziyaret edilen olacağıdır. Eylül ayınızın sağlıklı, su gibi kolay akıp geçmesi, bayramı bayram gibi yaşamanız dileği ile.

EYLÜL 2010

59


OTO KOLTUKLARI

Zorunluluktan değil Yaşa ve ağırlığa göre koltuk seçimi Bebeğiniz 0-9 kilo mu: Sadece yüzü arka koltuğa dönük şekilde kullanılır. Bebeklerin kemik gelişimi henüz tamamlanmadığı için tamamen yatar veya yarı yatar pozisyonda taşınmalı. Yüzü arkaya dönük biçimdeyken omuzlarından ve omuzlarının altından geçen emniyet kemerleri vardır. Taşınabilir parçaları ve elde taşımak için bir sapı olan modelleri de mevcuttur.

Çocuğunuz 10-18 kilo mu: Yaş

olarak yaklaşık 8 aylıktan 4 yaşına kadar küçük çocuklar için kullanılabilir. Bu yaşlardaki çocuklar oturabilir, ama güvenli oturma yüzeyine ihtiyaç duyarlar. Yüzünü öne dönük olarak kullanmaya başladığınızda, kemerleri yukarı hareket ettiren kuvvetlendirilmiş delikleri vardır. Çocuğunuzu 18 kg ye ve 90cm oluncaya kadar yüzü öne dönük kullanımda korur.

Çocuğunuz 15-36 kilo mu: Yaklaşık 3 – 12 yaş arası çocuklar için kullanılabilir. Bu yaşlardaki çocuk serbestçe oturtulabilir, ancak yetişkinlerin kullandığı emniyet kemeri, seyahat güvenliği için yeterli olmaz. Bu nedenle oto koltuğu çocuğun güvenliği için hala önemlidir. 5 nokta kemer sistemi en iyi korumayı sağlar, çünkü kemerler bebeğin hem omuzlarından hem de kalçasından tutacak şekilde kavrar. Kemer en iyi korumayı sağlamak için rahat biçimde durmalı ve bebeğinizi çok sıkmamalıdır.


çocuğunuzun güvenliği için Oto koltukları, 1 Haziran’dan itibaren 36 kilo ve 135 santimetreye kadar olan çocuklar için zorunlu hale getirildi. Yasa ile uygulamaya aykırı hareket edenlere 62 TL para cezası ve 15 puan ‘ceza puanı’ veriliyor. Çocuğunuzun seyahat güvenliği açısından oto koltuğu en önemli ihtiyaçlarından biri. Zorunluluktan değil de güvenlik için alacağınız koltuğu nasıl seçeceğinizi biliyor musunuz? Araba tutkusu olan çiftlerin, bir koltuğu kullanımının yasal zorunluluk nuzun güvenliği olunca bundan daha bebek sahibi olmaya karar verdikle- olmadığı ülkemizde ise çocuğun ku- önemli bazı seçim kriterleri olduğunu rinde ilk işi ailenin yeni üyesi için kon- cakta taşınması, oto koltuğu kullanıl- hatırlatmalıyız. forlu ve güvenli bir otomobil ara- maması ve çocuğun doğru yerde Öncelikle güvenirliliği tescillenmeyışıdır. Bu arayışın sonunda eski oto- oturtulmaması gibi nedenlerle bu yen, markası bilinmeyen, daha doğmobilin yerini bebeğin güvenliği ve oran yüzde 46ʼlara kadar çıkıyor. rusu onaylanmayan ürünler bu kokonforuna cevap veren yenisi alır. Seyahat sırasında çocuğunuzun nuda güvenilir değildir. İdeal bir oto Peki ya bebeğin otomobille seyahati güvenliğini sağlayan oto koltuklarının koltuğu konfor, kullanım kolaylığı ve sırasındaki güvenliği? Otomobille se- piyasada birbirinden farklı modelini seçenekleri sunarken, kullanılan kuyahatte bebeğinizi kucağınıza alarak bulmak mümkün… Hatta mağazalara maş ve aksesuarları bebeğinizi rakorumayı aklınızdan bile geçirmeme- adım attığınızda birbirinden farlı hatsız etmeyecek şekilde tasarlanmış lisiniz! İşte bunun için bir otomobil sa- model ve kullanım seçeneğiyle karşı- olmalıdır. Bunun için; hibi olmak yetmez ve bu noktada laşmak, seçim yapmayı da oldukça Oto koltuğunun bebeğinize uygun devreye oto koltukları girer. Bebek zorlaştırıyor. Oto koltuğu seçimi ko- olup olmadığını, öncelikle bebeğinizin alışverişinde en çok zaman alan ve nusunda ebeveynler için ilk kriter fi- kilosuna göre tespit etmelisiniz. kararsız kalınan aşamalardan biridir yatı olsa da, söz konusu çocuğuÜrünün üzerinde, “Oto Koltuğunda oto koltuğunun seçimi. Avrupa Güvenlik Standardı” Eğer oto koltuğu alışveriş olan ECE R44/03 ibaresini listenizde yer almayan, gözaramalısınız. den kaçırdığınız ya da erteÇocuğunuz için lediğiniz bir alışveriş kaleen uygunu miyse eldeki verilere göz Doğru kullanılan bir oto kolatmalısınız! Dünya Sağlık tuğu üç amaca hizmet eder. Örgütü verilerine göre doİlki kazalarda yaralanma risğumdan itibaren çocuklar kini azaltarak, en aza indiriçin oto koltuğu kullanımının mek. İkicisi çocuğun yaşına yasal zorunluluk olarak uyuygun bir pozisyonda seyahat gulandığı ülkelerde trafik etmesini sağlamak. Üçüncüsü kazalarındaki çocuk ölüm Tercih edilen oto güvenlik koltuklarının belirli ise çocuğun güvenli, konforlu oranı yüzde 3 civarında. 1 Avrupa Güvenlik Standartlarını taşıması gerekiyor. ve sürücüyü rahatsız etmeyeHaziran 2010ʼa kadar oto Kemer bağlantıları, araba emniyet kemerine uygunluk gibi kurallar bu standartların başında geliyor. Yanlış seçilen bir oto koltuğu, çocuğunuz için koruyucu özellik taşımaz.

EYLÜL 2010

61


cek şekilde seyahat etmesini sağlamaktır. İşte bu nedenlerle çocuğunuzu kısa veya uzun seyahatlerinizde mutlaka oto koltuğuna oturtmalısınız. Oto koltuğu konusunda bir başka önemli detay da, çocuğunuzun boyuna ve kilosuna göre hangi tip koltuğun uygun olduğunu tespit etmek olmalı. Çocuğunuza uygun bir oto koltuğunu mutlaka bulacaksınız. Çünkü firmalar bu konuda pek çok alternatifle tüketicini karşısına çıkıyorlar. Yine oto koltuğunu seçerken aracınızla uyumlu olmasına da dikkat etmelisiniz. Çünkü her koltuk, her araca uyumlu olmayabilir. Bu nedenle oto koltuğunuzu satın almadan önce mutlaka, montajının kolaylığı ve aracınızın emniyet kemeriyle uyumlu olmasına özen gösterin. Bir oto koltuğu satın almak, çocuğunuzun güvenliği konusunda yapabileceğiniz sadece ilk adımdır, ikinci

Bedenleri daha küçük olan bebek ve çocuklar için kazalarda tehlike, yetişkinlere göre 10 kat daha fazla. 10 kilometre hızla giden araçlarda bile, kucakta giden bebeklerin risk altında olduğunu biliyor musunuz? ve daha önemlisi ise oto koltuğunu arabanıza doğru bir şekilde yerleştirmeniz olacaktır. Yapılan araştırmalara göre; oto koltuklarının yüzde 85ʼi otomobile doğru olarak yerleştirilmiyor. Bu yüzden ürünün kullanma talimatını dikkatlice okumalısınız. Oto koltuğunu, aracın arka koltuğuna mümkün olduğunca sıkı bir şekilde yerleştirmelisiniz. Bir kez yerleştirdikten sonra da, koltuğu mümkün olduğunca yerinden oynatmamalısınız. Otomobilin koltuğuna sıkıca yerleştirdiğiniz oto koltuğuna bebeğinizi oturttuktan sonra, emniyet kemerlerinin bebeğinizi omuzlarından ve omuzla-

Çocuğunuzla daha güvenli bir seyahat için ■ Aracınızda çocuk varken çok dikkatli olmalısınız. Ani fren, ani gaz ve virajlara hızlı girmekten kaçınmalısınız. ■ Doktorlar, özellikle altı aydan küçük bebeklerin uzun yolculuklara çıkarılmamasını öneriyorlar. ■ Çocuğunuzun hava alması ve kaslarını esnetmesi için iki saatte bir mola vermelisiniz. ■ Mola sırasında çocuğunuzun sizin yanınızdan ve aracınızdan uzaklaşmamasına dikkat etmelisiniz. ■ Yolculuk öncesinde tüm güvenlik ekipmanlarının takılmış olmasına dikkat etmelisiniz. ■ Çocuğunuzu asla araç içinde yalnız bırakmayın. ■ Çocuğunuzu araç içindeki ısıyı hesaba katarak giydirin. ■ Yolculuk esnasında çocuğunuzu meşgul edecek oyuncakları yanınıza almayı unutmayın. ■ Aracınızda ağır eşyalar bulundurmayın. Bu eşyalar bir çarpışma anında ölümcül silahlara dönüşebilir.

62

EYLÜL 2010

rının altından kavramasına özen göstermelisiniz. Aynı zamanda emniyet kemerleri rahat bir şekilde durmalıdır.

Oto koltuğunuzu kullanırken bunlara dikkat etmelisiniz ● Aldığınız oto koltuğuna ait kullanım kılavuzunu dikkatlice okuyun. ● Yolculuğa başlamadan önce oto koltuğunun araç koltuğuna sağlam bir şekilde yerleştirildiğinden emin olun. ● Bebeğinizin emniyet kemerini, en fazla bir parmak boşluk kalacak şekilde takın. ● Oto koltuğunuzu "airbag" bulunan araç koltuğuna koymayın. ● Aracınızı kuvvetli güneş ışığının altına park etmekten kaçınmalısınız. Uzun süre güneş altında kalan oto koltuğunun plastik ve metal parçaları aşırı ısınacağından, dokunulduğunda yanığa sebep olabilir. ● Yolculuğunuz çok kısa bile olsa her zaman oto koltuğunuzu kullanın. ● Alacağınız oto koltuğunun arabanızın koltuğuyla uyumlu olup olmadığını kontrol edin. ● Oto koltuğunuzun test edilmiş ve standartlara uygun olmasına özen gösterin. ● Her araba yolculuğundan önce oto koltuğunun iyi bir şekilde yerleşip yerleşmediğinden emin olun. ● 6 yıldan daha eski olan oto koltuğunu değiştirin. 10 yıl ve daha fazla eski olanlarını ise kullanmayın. ● Hareket halindeyken bebeğinizi koltuktan çıkarmaya çalışmayın. ● En az 1 yaşına ve 9 kiloya ulaşıncaya kadar bebeğinizi yüzü arkaya dönük biçimde 45 derecelik açıyla oturtmalısınız. Bebek 1 yaşın altındayken; kemikleri, yüzü öne dönük pozisyonda omuriliği korumak için yeterince güçlü değildir. Ama bebek 1 yaş civarındayken, kemikler güçlenmeye başlar ve bebek daha az zarar görür.



4 MEVSİM ENGELSİZ YAŞAM

LIONS

Özgürlük, Anlayış ve Ulus Güvenliği

ENGELLERİ KALDIRIR Ülkemizde lions hareketi 1963 yılında Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay'ın önderliğinde İstanbul milletlerarası lions kulübünün kuruluşu ile başlatılmıştır. Bugün Türkiye genelinde 6 yönetim çevresi 374 lions kulübünde yaklaşık 12.500 lion topluma karşılıksız hizmet vermektedirler.. Lions kulüplerinin kurmuş olduğu vakıflar arasında: Türk Böbrek Vakfı, Göz Nurunu Koruma Vakfı, Türk Kalp Vakfı, Altı Nokta Körler Vakfı gibi çok büyük çaplı vakıflar bulunur.

64

EYLÜL 2010

Lions’u anlatabilir misiniz?

Lions, başkaları için bir şeyler yapmadıkça uzağa gidilemeyeceğine, yardıma eğilmedikçe dik durulamayacağına inanan, karşılık beklemeden hizmet etmeyi bir yaşam ve davranış biçimi olarak benimseyen insanların duygu ve düşünce çizgisidir. LIONS kelimesi İngilizce Liberty (özgürlük) Intelligence (anlayış) Our Nations Safety (ulusumuzun güvenliği) sözcüklerinin baş harflerinden oluşur. Türkiyeʼde slogan olarak “Lions, özgürlük, anlayış ulusumuzun güvenliğidir” kullanılmaktadır. Lions Hareketi, Chicago'da genç bir sigortacı olan Melvin Jones'un insanların yeteneklerini karşılık beklemeden hizmet ederek toplumun yararına kullanmaları çağrısı ile 7 Haziran 1917'de başladı. "Yardıma eğilmedikçe kimse dik duramaz" özdeyişi bu ilk adımın heyecanı oldu. 1920-1930'larda yayılmaya başlayan Lions hareketi bugün yeryüzünde 187 ülke ve coğrafi bölgede hizmet vermektedir. Bu ülkelerde 737 Yönetim Çevresi, 45.195 kulüp ve 1.358.753 Lion topluma hizmet yarışını sürdürmektedir. Ülkemizde Lions Hareketi 1963 yılında Prof. Dr. Fahrettin Kerim GÖKAY'ın önderliğinde İstanbul Milletlerarası Lions Kulübünün kuruluşu ile başlatılmıştır. Daha sonra Türkiye, Avrupa'da kurulan 18. Yönetim Çevresi olması nedeniyle ULKBʼce 118 olarak adlandırılmıştır. Lions'un ülkemizde hızlı gelişmesi diğer Yönetim Çevrelerinin kurulmasını ve bugünkü noktaya gelinmesini sağlamıştır. Bugün ülkemizde 6 Yönetim Çevresinde 374

Lionlar, hiçbir karşılık be k Lions Kulübünde yaklaşık 12.500 Lion toplumumuza karşılıksız hizmet vermektedirler. Lion kimdir? Lionlar tüm dünyada hiçbir karşılık beklemeden insanlığın mutluluğu ve yücelmesi için çalışan, kendilerini ihtiyacı olanlara hizmet etmeye adamış, sorumluluk sahibi bireylerdir. Toplumu daha iyi yaşanır hale getirmeye özen gösteren, dostça ilişkilerin kurulabilmesini, önderlik yeteneklerinin geliştirilmesini, ihtiyacı olanlara hizmet edilmesini sağlayan ve uluslararası bir birlik oluşturan kulüplerde bir araya gelmiş gönüllü kişilerdir. Lionların genç kuşakları da vardır. 18-30 yaş Leolar 12-18 yaş Alfa Leolardır. Lionların ülkemizde yapmış olduğu hizmetler nelerdir? Ülkemizde Lionlar, en önemli hizmetlerini kurmuş oldukları vakıflar aracılığıyla sürdürmektedirler. Belki çoğunuz bu vakıfları duydunuz ama bunların Lionsʼun kurduğu vakıflar olduklarını bilmiyorsunuz. Bu vakıfların en bilineni Türk Lions Vakfıʼdır. Pek çok çocuğumuza burs vermektedir. Türk Böbrek Vakfı, Türk Kalp Vakfı,


e klemeden kendilerini ihtiyacı olanlara hizmet etmeye adamış bireylerdir. Altı Nokta Körler Vakfı, Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı, 21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı, Göz Nurunu Koruma Vakfı, Anadolu Hizmet Vakfı, Ege ve Akdeniz Vakfı, Lions Eğitim Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfı (Lises), Lions İstanbul Anadolu Yakası Sosyal Hizmet Vakfı (Liay) Bağımlılığı Engelleme Vakfı (Bemev), Türk Lions Beceri Kazandırma Vakfı (Tülbek) gibi vakıflardır. Yurt dışından yapılan bağışlar? Evet her yıl Amerikaʼdaki Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği merkezine üye başı 2 Dolar para gönderilmektedir. Bu paralar bir havuzda birikmekte ve daha sonra acil ihtiyaçlarda veya projelere göre dünya çapında ihtiyaç sahiplerine gönderilmektedir. Bir örnek vermek gerekirse; Türkiyeʼde Lions kurulduğundan 17 Ağustos depremine kadar olan süre zarfında Amerikaʼya gönderilen ödeneğin 4 katı sadece 17 Ağustos depreminde yaraların bir nebze sarılması için Türkiyeʼye gönderilmiştir. Uluslararası Lions Kulüplerinin engellilere bakışı nasıldır?

1925 yılında kendisi de bir görmez olan Hellen Kellerʼın “Siz Körlerin Şövalyeleri” diye başlayarak yaptığı konuşma Lionların dünyada körlüğe karşı mücadelesinin başlangıcını oluşturdu. Bayan Helen Keller halk arasında “körlerin meleği” unvanı ile anılmaya başladı. Bu olay Lions Kulüplerinin göz nurunu koruma programına eğilmelerine ve önem vermelerine neden oldu. Lions Kulüpleri dünyada ve Türkiyeʼde göz sağlığı ve görme engeli tedavileri hakkında çok büyük çalışmalar yapmış ve yapmaya da devam etmektedir. Göznurunu Koruma Vakfı ve Altı Nokta Körler Vakfı üyelikleri vardır. 1971 yılında Uluslararası Lions Kulüpleri bu defa “Duymayı Koruma ve Sağırlarla Çalışma Programı”nı başlatmış ve işitme engellilere yönelik çalışmaları programına almıştır. Türk Lions’unun Engelliler ile ilgili projeleri nelerdir? Lions ve Leo Dernekleriʼnin katkılarıyla İstanbul Silivriʼde kurulan Esen İbak Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi, kursiyerlere meslek öğretmeyi amaçlamaktadır..

Külüplerimiz bölgelerindeki engelli-

ler için tekerlekli sandalye temin etmektedir. Engelli çocukların diğer çocuklar kadar gözetilmesi ve sosyalleşmelerini sağlayacak aktivitelerin gerçekleştirilmesi. Engelliler ve ailelerine hizmet verilmesi yönünde yönlendirmelerin yapılması. Devlet gözetiminde engelli çocuğa doğrudan eğitim, sağlık ve mesleki eğitim sağlayan gönüllü kuruluşların desteklenmesi ve işbirliği yapılması. Engellilerin, yaşam ve eğitimini sürdürmeleri için gerekli araçların temin edilmesi ve toplumun duyarlılığının artırılması yönünde çalışmalar. Kulüplerimizin pilot okullarında gerçekleştirecekleri her türlü aktivite içine mutlaka engelli çocukları da dahil etmeleri. Engelli çocuk yetiştiren ailelere sosyal ve hukuksal haklarını anlatmak, bununla birlikte psikolojik destek eğitimleri almalarını sağlamak. 10-16 Mayıs Engelliler haftasında topluma engelli olmanın zorluğunu anlatmak ve sorunlara dikkat çekmek. EYLÜL 2010

65


GEZİ: BOZCAADA

RÜZGARIN KANATLARINDA: Rüzgarın kanatlarında uçtum, gelincik şerbeti ile soluklandım, pencerelerinden üzüm salkımı, begonvil, zakkum sarkmış sokaklarında şarap tattım. Feribot iskeleden ayrılırken kendi kendime şöyle dedim; Bozcaada’ya bir sonraki yolculuğun çok uzak bir zamanda olmayacak. Poyraz yine, yeniden seni bu adanın kucağına taşıyacak.. İstanbullular Ağustos ayının neredeyse yarısını, bitmek bilmeyen aşırı sıcaktan ve yüksek nemden yoğuşarak geçirdi. Bazen klimalar da kâr etmedi, nefes alamaz hale geldik. Dünya genelinde bu yıl 1880ʼden beri yaşanan en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. Ramazan, yaz, sıcaklar derken nihayet beklenen bayram tatili de geldi çattı. Ben de sıcaklar henüz elini eteğini çekmemişken birkaç serin gün geçirmek umuduyla uzun zamandır yapmayı planladığım Bozcaada gezimi hemen öne çektim. Sizler için adadan bir avuç poyraz getirdim.

Yılın 250- 300 günü poyraz Bozcaada seyahati için valizimi hazırlarken epey zorlandım. Bir haftanın bir diğer haftaya benzemediği, yazın 250- 300 gününü poyrazla bütünleşerek geçiren Bozcaada, ender yaz lodosundan sersemlemişse ne yaparım diye düşünüyor, kalın mı ince mi tercih etmeli karar veremiyordum. Ne çıkarsa bahtıma diyerek çıktım yola. Trakya üzerinden İstanbul, Tekirdağ, Gelibolu güzergahını takip ederek sabah 5.00ʼte Eceabatʼa gelmiş, güneşin doğuşunu izleyerek sahildeki pastanelerden birinde fırından henüz çıkmış poğaçalar ve yeni demlenmiş çay eşliğinde kahvaltımı yapmıştım. Ve nihayet arabalı vapurla Çanakkaleʼye geçmek üzere yola koyulmuştum. Çanakkaleʼden sonra 1,5 saatlik bir yol katederek Geyikli İskelesiʼne gelecek, yaklaşık 35dk.ʼlık bir feribot yolculuğundan sonra adaya ayak basacaktım. Adaya ulaşım 15 yıl öncesine kadar köhne çıkartma gemileri ile yapılıyormuş, 1995ʼte arabalı vapura 66

EYLÜL 2010

geçişle birlikte daha hızlı, konfor- lu ve düzenli hale gelmiş. Şimdilerde 7- 8 saatte İstanbulʼdan Bozcaadaʼya varabiliyorsunuz. Feribot yaklaştıkça heyecanım daha da artıyordu. Mitolojiye, biraz da tarihe ilgisi olanlar beni anlayacaktır. Homerosʼa Troyaʼya konu olan topraklardı az sonra ayak basacağım. Troya Savaşıʼnda Yunan donanmasının saklanıp hileye başvuA BOZCAAD rarak tahta atı bıraktığı yer, 3.000 yıl sonra Çanakkale Savaşı sırasında İngiliz ve Fransız gemilerine sığınak olmuştu. Kimler gelip geç-

ERAL HÜLYA M ho @ tmail.com hulya_meral

memiş ki adadan.. Ce-nevizliler, Venedikliler, Bizanslılar, Osmanlılar..

Bozcaada Kalesi’nin ihtişamı Az önce ufukta görünen Bozcaada Kalesiʼne bakarken kalenin zengin geçmişi gözlerimin önüne geliyor, üzerinde yaşayan medeniyetlerin bıraktığı izleri hayal etmeye çalışıyordum. Tüm bu halklara barınak olan ve yüzyıllarca

güvenliği sağlayan görüntüdeki ihtişamlı kale uğruna nice halklar seferlere çıkmış, yoğun mücadeleler vermişti. Kalenin önünde 600 yıl önce oturup güneşi batıran cengaverlerin yerinde bugün, oturup soluklanabileceğiniz küçük çay bahçeleri vardı. İçinde yıllar önce Türk ahalinin yaşadığı ve iki caminin olduğu kale içi, şimdi bomboştu.


BOZCAADA

Adaʼnın kuzey yönü olağanüstü görüntüsüyle Gökçeada ve Çanakkale Boğazıʼna, güneydoğusu masal gibi mavisiyle Assos, Midilli ve Edremitʼe bakıyor. Şemsettin Samiʼnin deyimiyle üstten bakıldığında kuyruklu piyanoya benzeyen Bozcaada, Gökçeada ve Marmara Adasıʼndan sonra 3. büyük ada ve köyü olmayan tek taşra ilçesi. Yüzölçümü 40 km, sahil şeridi 34 km.

İskele Caddesiʼnden meydana doğru yavaş yavaş yürüdüğünüzde duvarları üzüm salkımlarıyla süslenmiş rengarenk cafeleri, öğlen sıcağında meydandaki mavi-beyaz sandalyeli çay bahçesinde serinlemeye çalışan ada halkını ve süs eşyaları satan küçük çarşıyı görüyorsunuz. Adanın merkezi halk arasında ikiye ayrılıyor. Sağa doğru yürüdüğünüzde

Cumhuriyet (Rum) Mahallesi, sol taraf ise Alaybey (Türk) Mahallesi ama böyle ayrıldığına bakmayın. Her iki halk da yıllardır barış içinde yaşamış, birbirine kız alıp vermelerle, bayramlarda gelip gitmelerle, çocukken oynanan oyunlarla ortak bir barış kültürünü yerleştirmiş ve bu gelenek hiç bozulmadan yıllarca süregelmiş. İlk durağım şirin lokantaların ve caEYLÜL 2010

67


GEZİ: BOZCAADA felerin, her biri ayrı bir sanat eseri evlerin önünden yürüyerek bulduğum Rum mahallesindeki Rengigül Sanat Galerisi oldu. Sahibi Özcan Hanım yaklaşık 30 sene önce adaya gelmiş ve kendi deyimiyle ilk bakışta aşık olmuş. Galeride pansiyon hizmeti de veriliyor. Yer bulmak biraz zor olsa da görmeden ayrılmayın derim. Hemen ardından, ününü önceden işittiğim Ada Cafeʼde gelincik şerbeti içmek istedim. Soluklanırken 1999ʼda adada çekilmiş Güle Güle ve Eylül Fırtınası filmleri geldi aklıma. Şöyle bir bakınca sinema dekoru içinde dolaşıyor gibi hissettim. Ata Demirer, Uğur Dündar, Feridun Düzağaç, Haluk Şahin, Oya-Bora gibi isimlerin burada ev edinmesi tesadüf değilmiş. Tam bir panorama. Sokaklarında dolaşmak biraz yormuştu ama begonvillerle, zakkumlarla, sardunyalar ve akşam sefalarıyla coşmuş pencereleri fotoğraflamak ve ada halkıyla sohbet etmek dinlenmekten daha ağır basıyordu.

Üzüm ve bağcılık vazgeçilmezi

İnsan bir yere, adaya, kente aşık olabilir mi? Eğer olabilirse bizimki ilk bakışta aşktı. Adaya ilk kez eşi ile 1988’de gelen Bozcaada aşıklarından gazeteciyazar Haluk Şahin, “İnsan bir yere -adaya, kente, dağa aşık olabilir mi? Eğer olabilirse bizimki ilk bakışta aşktı.” diyor. Bozcaada’da insanın takvime ihtiyacı olmadığını dile getiren Şahin “Adanın doğasını iyi tanıyan biri, şöyle bir çevresine bakınarak, havayı koklayarak, seslere kulak vererek hangi ayın hangi haftasında olduğumuzu size söyleyebilir. Bağları görmese bile, çiçeklere, otlara bakarak.. Pembe, kırmızı, mor anemonlar mı yayılıyor tepelerde, ilkbaharın başındayız demektir. Diyelim Mart’ın ikinci haftasında..Havada “kum zambağı” kokusu mu var, Ağustos’un ilk haftasıdır, yaz adamakıllı olgunlaşmıştır” diyerek adayla ne kadar içiçe yaşadığını ifade ediyor.

68

EYLÜL 2010

Ada Cafeʼden biraz kıvrılınca kulağıma gelen bir fısıltıyı takip edip bu yıl mahsülü iyi olması beklenen Çamlıbağ Şarapeviʼne doğru ilerledim. Sahibi Haşim Yunatçı kimya mühendisi. Haşim Beyʼin dört kuşak önceki dedesi 1925ʼte bir Rumdan aldığı imalathanede ilk müslüman olarak şarap üretmeye başlamış ve şaraplarının ünü bu zamana kadar gelmiş. Bağcılık adanın olmazsa olmaz geçim kaynağı, kıtlık ve savaş zamanlarında başka bitkiler yetiştirmeyi de denemişler ancak bu iklime ancak üzüm dayanabilmiş. Pek çok çeşidin yanısıra özellikle “çavuş üzümü” yörenin emsalsiz mahsüllerinden. Nihayet acıkmıştım ve dört tarafı deniz olan yerde burnum beni nereye götürürse onu takip ediyordum. Adada mevsimine göre karagöz, mercan, levrek, sinarit, barbunya, kefal, istavrit, uskumru olabiliyormuş. Benim tercihim Şehir Restoranʼda karides güveç, yengeç bacağı ve lezzetine doyamadığım, yediğim balık kadar lezzetli acılı ezme, sabah toplanan yaprağa sarılmış dolma ve patlı-

can salatası oldu. Limanda 3. neslin işlettiği 40-50 senelik balıkçı lokantaları da mevcut ancak ün yapmış olmasından olsa gerek biraz pahalı. Önerim, onlar kadar iddialı ama henüz isim yapmamış lokantaları denemeniz. Daha bol porsiyonları daha uygun rakamlara yine aynı kalitede tadabilirsiniz. Balığın yanında bağ yapraklarına sarılmış çiğ dolmayı her yerde bulabilirsiniz. Patatesli kalamar yahnisi de yine iştahınızı kabartan bir tat olabilir. Bir adalıdan öğrendiğim detay, evlerde yapılan mantı kıyma ile değil, pirinçle, bulgurla veya cevizle harçlanıyormuş. Yokluk ve yoksunluk dönemlerinden kalma bir yaratıcılık diyor konuştuğum kişi. Bulabilirseniz ilginç bir lezzet olabilir. Bozcaadaʼda nerdeyse herşey zeytinyağı ile pişiriliyor. Sarımsaklı- sirkeli börülcesi ve salamurası dillere destan. Adaʼnın erkekleri balıkçılıkta ne kadar uzmansa kadınları da yabanıl otlarda o kadar maharetli. Sabahın serininde kalkıp mantar, kuzukulağı, labada, yumurtaotu, ebegümeci, e-şekotu, gelincik, şevketibostan toplamaya çıkıyorlar. Özellikle Rum kadınların hindiba ve ısırgandan yaptığı zeytinyağlıları denemelisiniz. Bu kadar yedikten sonra yediklerimi eritmeye gelmişti sıra. Elimdeki Bozcaada haritasına bakarak adanın kalan diğer yüzünü de keşfe koyuldum. Araba ile 10 km güneye ilerlediğimde olanca sakinliği ve duruluğuyla


Ayazma Koyu çıkmıştı karşıma. Burası adanın en popüler ve sezonda en kalabalık koyu. Yunanca "hagiasme" kelimesinden gelen Ayazma, kutsal su anlamına geliyor. Gençlerden oldukça rağbet gören Ayazma tepelerinde özellikle gün batımında, denize bakan manzaraya karşı bir ağaca yaslanarak oturmanın ve bir kadeh şarap içmenin keyfine doyum olmadığı söyleniyor.

Dilek mağarasında adak Ayazmaʼda 36 manastırdan 2 manastır bugüne kadar dayanabilmiş. Bunlardan biri Rum Ortodoks cemaate ait. Manastırın alt kısmında bir dilek mağarası var. Ziyaretçiler burada mum yakıp adak adıyorlar. Mağaranın içindeki üst üste dizilmiş taşlar, hayallerdeki ev ve arabaları anlatıyor. Şu ana kadar dilek dilemediğim ağaç kalmadı ama buraya kadar gelip de dilek dilememek olmazdı..:) Yeniden turkuaz rengindeki Ayazma plajına indim. Adada Temmuz ve Ağustos'ta soğuk olan su Eylül'de ısınıyormuş. Deniz önemli diyenlerin adayı bu ayda ziyaret etmesini öneririm. Ayazma'nın biraz ilerisindeki Sulubahçe ve daha ilerideki Habbele koylarında da denize girilebilir. Sulubahçe koyu Ayazma ile Habbele ara-

sında biraz ıssız bir koy. Herhangi bir tesis yok, yiyecek, içecek gibi ihtiyaçlarınızı önceden temin edin derim. Habbele'nin ise deniz kadar sakinliği de huzur verici. Ayazma'dan sonra denize girilebilecek 2. plaj çünkü şezlong, şemsiye, restoran..vs gibi hizmetleri her koyda bulamayabilirsiniz. Tuzburnu, Çayır, Ova, Mermerburnu (Akvaryum koyu) Mevkii de dalgasız, pırıl pırıl suyu ve kumuyla akvaryumda denize giriyor hissini yaşamanız için ideal diğer koylar ama fazla sakin, çoğunda tesis yok.

Dev kanatlı rüzgar gülleri Habbele plajından sonra eşsiz günbatımını yakalamak için adanın batısına, Polente Feneri ve rüzgar güllerine doğru ilerledim. İncelediğim kitaplardaki XX. yy.ʼın başlarında çekilmiş fotoğraflarda yeldeğirmeni görünüyordu ancak şimdi yerine rüzgar santrali yapılmıştı. Biraz hayalkırıklığına uğradığımı söylemeliyim ama dev kanatlı rüzgar güllerinin yarattığı görüntü de insandaki özgürlük ruhunu harekete geçirmeye yetiyor, kollarınızı açıp rüzgar gülleri gibi kendinizi esintiye bırakmak istiyorsunuz. Nihayet bu büyüleyici anın tadını çıkararak alternatif yoldan Fenerʼe ya-

Yapmadan ayrılmayın Adadan ayrılmadan domates reçeli satan dükkanlardan alışveriş yapmayı unutmayın. Çarşamba günleri kurulan Ezine pazarını ıskalamayın. Adaya giderken yanınızda uçurtma götürmeyi unutmayın. Hediyelik eşya satan dükkanlardan şarap şişesi motifli ürünler satın alın. Çiçek Fırını'ndan "kavala kurabiyesi" almayı ihmal etmeyin. kınlaşmayı başarıyorum. Karşımda alabildiğine uzayan Ege Denizi, elimde kırmızı şarap, güneşin usul usul kendini çekişini, rüzgarın kanatlarında büyük bir keyifle izliyor, yapay ışığın olmadığı sessizliğin sesi bu etkileyici atmosferi unutmamak üzere zihnime kaydediyordum. Sizin de şayet yolunuz bayramda Bozcaadaʼya düşerse Fenerʼde yıldız kaydırıp dilek tutmayı unutmayın. Hepinize mutlu bayramlar..

EYLÜL 2010

69


YEMEK

Sarma Bamya Çorbası Saç Arası Konya yöresine has Bamya çorbasında kullanılan çiçek bamyanın Amasya bölgesinde yetiştiğini bir çoğumuz bilmiyoruzdur. Bamya çorbası düğün ve toplu yemeklerin olmazsa olmazlarından biridir.

Bamya Çorbası Malzemeler gr. kuru bamya 50 gr. biber salçası 1 00 gr. ince doğranmış kuşbaşı et ince kıyılmış 1 soğan 50 gr. tereyağı 2 limon 5-6 su bardağı su tuz 250

Sarma Saç Arası Bu tatlıda yağ yerine kaymak kullanılmaktadır. Hafif olmasının sebebi süt kaymağıyla yapılmasından kaynaklanır. Şerbet için Malzemeler 2 yumurta 1 kg baklavalık un 1/2 paket margarin 100 gram şeker 100 gram su (veya hazır baklavalık Toz antep fıstığı 1 dilim limon yufka) Kaymak HAZIRLANIŞI Un, yumurta ve margarin ile birlikte güzelce yoğrularak hamur hazırlanır. Çok ince şekilde açılır. Üzerine tavada eritilmiş kaymak sürülerek, fıstık serpilir. Rulo şeklinde sarılır. Üzerine fırça yardımıyla eritilmiş kaymak sürülür. Yağlanmış tepsiye koyularak üzeri folyo ile kaplanır. 85-100 derece arası fırına atılır yaklaşık 10 dakika üzeri folyolu şekilde pişirilir. Daha sonra folyo çıkartılarak üzeri pembeleşinceye kadar kızartılır. Bu arada şerbet hazırlanır. Tatlı fırından çıktığında üzerine sıcak şerbet dökülür. Toz fıstıkla süslenerek servise hazır hale gelir. 70

EYLÜL 2010

HAZIRLANIŞI Bamyalar tüylerinin dökülmesi için kevgirde elle ovulur. Limonlu su ile yıkanıp, yarım limon suyu eklenmiş kaynar suda biraz haşlanarak, ipleri çıkarılır. Soğan tereyağı ile kavrulur. Salçası konulur. Salça kavrulduktan sonra etleri ilave edilip pişirilir. 5 bardak kaynamış su, kalan limonun suyu ve tuz ilave edilip kaynatılır. Haşlanmış bamya kurusu ilave edilip karıştırmadan pişirilir.


ş ı mar t ı l mayı hak edi yor s unuz.

www. nak o. c om. t r

444NAKO

6256


Cadı kazanları kaynıyor

m ü z ik

RÜYA ERSAVCI

“Fatih Erkoç’un sözleri son noktayı koyuyor. “Fazıl müziği hepimizden iyi biliyor, kırıcı ama haklı, asla palavra atacak biri değil doğru şeyler söylüyor, vurun kahpeye demeyip kulak vermeliyiz.” diyor.”

Bence dünyanın kazanı kaynıyor. Şaka gibi sanki biri geldi altını yaktı ve bizi sınıyor. Bu kadar sıkıcı ve nem dolu bir yazı ilk defa yaşıyorum. Eminim herkes bu durumdan fazlasıyla şikayetçi. Aynı kazanlar müzik piyasasında da kaynıyor. Fazıl Say gibi dünya çapında Türkiye için çok değerli bir müzisyen arabesk müzik için diyorki “ARABESK toplumsal çöküşün ölümü bekleyen tembel ruhudur.” Evet arabesk bir ruhtur. Mesela Türkiye’de ilk önce TV arabesktir. Tüm gün yılışıklık seyrediyorsunuz. Akşam haberler başlıyor 35 şehit, 27 tutuklu, 78 kisi trafik kazasında öldü, 10 milyon insan açlık sınırında. Sonra haberler bitiyor ve yılışık programlar başlıyor. Göbek atanlar, kirli söylenen şarkılar, düzeysiz konuşmalar, saçma sapan espriler... Bir cehalet okyanusu O RUH İŞTE BU ARABESK!” Yanlış mı söylüyor sizce de? Gerçekten en başta TV olmak üzere birçok alanda ciddi bir kirlilik yaşanıyor. Ama bunun için hiç kimse üzerine düşeni yapmıyor, bir çoğumuz politik kalmayı seçiyor, aman ben bulaşmayayım, bana da bulaşmasınlar... Oysa ki bu toplumu yönlendiren kişilerin özellikle ortaya çıkıp doğru ve yanlışları söylemesi ve eleştiri yapması lazım ama bu eleştiriler yapıldığında da daha eleştirinin özünü anlamadan bu kişilerin üstlerine saldırmamalı, şöyle bir oturup enine boyuna düşünüp ondan sonra fikir söylemeli. Aslında aynı şeyleri her alanda, her konuda tüm insanların yapması dünyaya, topluma, sosyal hayata karsı, sessiz kalmaması gerekir. Haber Türk Gazetesi’nde yapılan Fazıl Say röportajının tümünü okuduğumda şöyle bir hisse kapıldım. “Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar” derler ya! Herkesin ilk tepkisi daha onu anlamadan ya da anlamaya calışmadan, söylediklerini doğru dürüst incelemeden, saldırmak... Bence bu da Türkiye’nin arabesk ruhundan kaynaklanıyor. Hele ki bu açılan polemiklerde kendini ortaya çıkarabilmek için saçma sapan laflar eden şahıslara ben de deli oluyorum. Çünkü tek düşündükleri şey kendilerini gündeme getirmek, ilgi çekmek... Burada bile bir kurnazlık arıyorlar. Fatih Erkoç’un sözleri son noktayı koyuyor. “Fazıl müziği hepimizden iyi biliyor, kırıcı ama haklı, asla palavra atacak biri değil doğru şeyler söylüyor, vurun kahpeye demeyip kulak vermeliyiz.” diyor. Bence Fazıl Say söylediği şeylerin bir türlü anlaşılmaması ve acımasız eleştiriler karşısında kibar bile davranıyor ve diğer müzisyenlere de bir mesaj veriyor, sessiz kalmayın düşüncelerinizi söyleyin ki bir tartışma platformu oluşsun, Müzikalite biraz yukarı doğru çekilsin ucuza prim vermesin insanlar. Araştırmadan önyargılı davranmasınlar. Tıpkı geçen haftaki Elif Şafak polemiğinde de olduğu gibi. Bende kendime ait köşemde elimden geldiğince siz okurlara bu konularla ilgili haberleri verip bilgilendirmeye çalışıyorum. Zaten Türkiye’den fazla değerler çıkmıyor, çıkanları da doğru yerlere koyup onları anlamaya çalışmak lazım diyorum. Hepinize sevgiler yolluyorum, Fazıl Say sana da...

72

EYLÜL 2010


ONLARA SORDUK

?

Nehir Oktay (6) “Çocuklar okula unuttuğu şeyleri öğrenmek için gitmeli”

Kaan Mert Yakar (4) “Oyun oynamak için, hamur oynamak için, arkadaşlar›m› görmek için, bişeyler öğrenmek için...”

Emir Kara (4) “Çünkü çok basit, onlar kitap okumak için okula gider. Çünkü okula gitmek ağbi olmak demek . Bilgiler öğrenmek demek...”

Mert Yaşlı (5) “Çocuklar okula herşeyi öğrenmek için gitmeli”

Bora Kayık (5) “Ders öğrenmek için, eğlenmek için, bahçede oynamak için” Atakan Batır (6) “Bir şeyleri öğrenmek için, arkadaş bulmak için”

ÇOCUĞUNUZUN DERGİMİZDE YER ALMASINI İSTİYORSANIZ BİR DAHAKİ AYIN SORUSU OLAN “Büyüyünce ne olmak istiyorsun. Neden?” SORUSUNA VERDİĞİ CEVAP İLE BİR RESMİNİ 4mevsimbahcesehir@ gmail.com ADRESİNE YOLLAYIN SİZİN ÇOCUĞUNUZDA SAYFALARIMIZI SÜSLESİN


GÜZELLİK

GÜZEL FİKİRLER

TMAN YASEMİN YUR CANDEMİR

Her kadın yüzünün doğal ve sağlıklı görünmesini ister. Ciddi bir cilt problemi yoksa ağır makyajdan, maske gibi duran kalın ürünlerden uzak durur. Bu yüzden ince yapılı kadınların yüzde 80'i hafif renkli kozmetikleri tercih eder. Naçizane doğal makyaj yapmanın sırlarını bende sizinle paylaşacağım.

74

En doğal öneriler EYLÜL 2010


“Makyaj yaparken elimin ayarı yok. badana gibi yapıyorum” diyenlere söyleceklerim var. Sade gözler için kesinlikle kirpiklerinizi fazla kalınlaştırmayan ama onları uzatan ya da kıvıran, renkli bir maskara seçin. Böylece abartısız ama güzel görünen gözler elde edebilirsiniz. Üstelik suya girip çıktığınızda dahi bozulmazlar. Ürün önerim ise Nivea Extreme

Resist Maskara'nın mor rengi. Kirpiklere hem hacim katıyor, hem belirgin mor tonu ile bakışlara derinlik veriyor. Waterproof özelliği ile gün boyu hiç bozulmuyor. Dudaklar için sıcaktan ve güneşten koruyacak, SPF içeren ve nemlendirme özelliği olan açık renk bir dudak parlatıcısı kullanın. Ürün önerim, Clinique Long Last Glosswear SPF 15 güneş koruması ile uzun süre etkili, yüksek parlaklık sağlayan parlatıcı, dudakları 8 saat boyunca nemlendiriyor ve besliyor. Yanaklarınız için likit allık kullanmayı deneyin. Cildin kolaylıkla emebileceği, yanaklara saten gibi görüm veren likit allıklar hem yaz hem kış için ideal. Elle Dergisi'nin "En iyi allık" ödülünü de kazanan Benefit Benetint'i tavsiye ediyorum. Bu minik şişeden hem dudaklarınız hem yanaklarınız yararlanıyor. Doğal bir renk kazanıyorsunuz. Kullandıkça bayıldığım, her sürdüğümde arkadaşlarımın "Elmacık kemiklerin ortaya çıkmış" dedikleri ürünü, elmacık kemiklerinizin üzerine 3 çizgi çekiyorsunuz ve parmak uçlarınızla dağıtıyorsunuz. Mineral bazlı fondötenlerde yüze oldukça doğal bir görünüm verir. Henüz alamadığım ama deneyenlerde görüp yüzde yüz onay verdiğim Estee Lauder Nutritious Liquid Fondöteni iyi bir tercih olur. Nar özü ile formüle edilmiş bu fondöten, SPF 10 ile cildi koruyor ve besli-

yor. Ayrıca hafif odak etkisi ile cildin kusurlarını saklıyor, aynı zamanda pürüzsüz ve lekesiz uygulamaya yardımcı oluyor. Silica pudrası yağ fazlalığını da emiyor. Sonuçta doğal ve görünmez bir kapatıcı ile pürüzsüz ve fotojenik bir görüntüye ulaşırsınız. Doğallık sadece makyajla değil, sürdüğünüz koku ile tamamlanır. GAP Raincheck vücut spreyini deneyin. Sevgiliniz tenininizin son derece doğal görünen kokusunu bayılacak. Doğal makyajdan geçenlerde

piyasaya çıkan bir kozmetik haberine geçiyorum. Givenchy'nin sahipleri oturup düşünmüş ve yeni çıkardıkları anti aging kreme kVital Black Algea Sap katmışadına da "Le Soin Noir" koymuş. Bu çok kıymetli içerik siyah molekülleri olan ve ender bulunan yağlanma karşıtı bir madde. Hücrelerin yağlanmasını geciktiriyor ve cilde canlılık ve gençlik getiriyor. Ürünün Türkiye fiyatı henüz açıklanmadı ama La Praire kadar cep yakacağı kesin. Yağlanmanın doğallığından yana olmayanlara duyurulur. Bence ne yapıp, edip edinin. EYLÜL 2010

75


ASTROLOJİ Bahçeşehir Somun Ekmek müdavimlerinin vazgeçilmez tarotçusu Nisa, aylık burç yorumunuzu yaptı... Eğer size özel yorum yapmasını isterseniz, resminizi ve doğum tarihinizi mail attığınız takdirde Nisa, kişiye özel yorumlama da yapacak İlginç gelişmeler içinde bulunduğunuz bir dönemdesiniz. Farklı istekler içine girebilir, düşüncelerinizi yeniden düzenlemeye başlayabilirsiniz. Düşünceleriniz hızlanıyor ancak ilişkilerinizde biraz daha tedbirli davranmanız gerekiyor. Yanlış anlamalar olabilir. Endişeler içine girmekten kaçının. Maddi kaynaklarınızı değerlendirirken, başkalarına destek olmaya çalışırken ya da maddi olanaklarınızı açıklarken zorlanabilirsiniz.

İçsel geriliminizi yansıtmayacaksınız, fakat seyahate çıkabilir ya da açık havada yürüyüşler yaparak kendinizi rahatlatabilirsiniz. Okulda, eğitimle ilgili başka bir yerde, oturduğunuz yerde ya da yakın çevrenizde aşk fırsatları ile karşılaşabilirsiniz. Parasal hırslarınız artıyor. Maddi üstünlüğünüzü ya da sosyal çevrenizin sağlayacağı maddi olanakları baskıcı tavırlarla çevrenize zarar verecek şekilde kullanmak isteyebilirsiniz.

Duygularınızın değiştiğini aşırı bir duyarlılık kazandığınızı görebilirsiniz. Bu olumlu ruh halinizi kaybetmemeye çalışmanızda fayda var. Arkadaşlarınızla birlikte bazı yeniliklerde bulunmanız da harcamalarınızda aşırıya kaçmanıza yol açabilir. Aşırı öz güvenli davranışlarınız bu hafta yapacağınız görüşmelerde karşı tarafı ürküterek, anlaşmaların istediğiniz gibi sonuçlanmasını engelleyebilir. Biraz daha ağırbaşlı olmanız gerekecek.

Moralinizi yüksek tutun. Son derece büyük istekler içine girdiğiniz bir dönemdesiniz. Bu isteklerinizi gerçekleştirmek için daha makul ve sakin olmanız gerekiyor. Dostlarınızın ve yakınlarınızın desteğini alabilir, başarılı girişimlerde bulunabilirsiniz. Uzak ya da yakın aile üyeleri ile ilişkileriniz yoğunlaşacak. Evde, eğlenceli saatler geçireceksiniz. İş hayatınız yavaşlasa bile, artan sezgileriniz geleceğe umutla bakmanızı sağlayacak.

Bugün hayallerinize ve ideallerinize çevrenizdekiler karşı çıkabilir. Dürüstlük ve doğruluk konusunda büyüklerinizle aranızda anlaşmazlık var. Aldatılmaktan ya da yanlış yönlendirilmekten korkabilir, üzerinizdeki otoriteyi sorgulayabilirsiniz. Parasal açıdan ekstra bir şansınız olmasa da, maddi açıdan sizi yüksek konuma ulaştırabilecek senaryoları kafanızda şekillendirip, gerekli bağlantıları yapabileceğiniz bir dönemdesiniz.

Sevdiğiniz kimsenin bir sürprizi ile karşılaşacaksınız. Merak etmeyin bu tatlı bir sürpriz ve gönül işlerinize aydınlık ve mutluluk getirecek. İşlere konsantre olmanızı engelleyen bir şeyler var, hiçbir şeyden keyif alamıyorsunuz. Farkına varamadığınız küçük belirtiler, sizi özel bir konuda uyarmaya devam edecek. Büyük çaplı harcamalar sizi maddi bir dar boğaza doğru sürüklüyor. Gözünüzle ilgili bir problem hissedebilirsiniz.

Hem duygusal hem de fiziksel açıdan kendinizi güçlü hissedeceksiniz. Parasal konulara yönelik beklentileriniz istediğiniz kadar hızlı gelişmese bile umut verici gelişmeler olacak. Çevrenizdeki kişilere gücünüzü ve otoritenizi göstermek isteyebilirsiniz. Özellikle ayın 20'sinden sonra, bu isteğiniz size başarı ve takdiri de beraberinde getirecek. Bir hafta daha sabredebilirseniz, kariyerinizde hak ettiğiniz yere gelebilirsiniz.

Yalnızsanız ciddi bir ilişkinin başladığı ve balayıyla devam edeceği bir nikah yakınlığı görünmekte. Doğru seçimi yaptığınıza her zaman emin olun. İş birliği yapmış olduğunuz kimseyi hatalı seçtiğiniz söylenemez, ancak iyi ilişkileri tutarsız beklenmedik karar ve uygulamalarla koparmaktan kaçınmalısınız. Sağlığınıza dikkat etmezseniz bu olumlu günlerde iş yerine sağlık problemlerinizle uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.

KOÇ

BOĞA

İKİZLER

YENGEÇ

76

EYLÜL 2010

ASLAN

BAŞAK

TERAZİ

AKREP


NİSA’dan kişiye özel yorumlama Biraz daha sakin ve tedbirli davranmanız gerekiyor. Hemen karar vermeyin. Söylenenleri doğru anlayın. Akşama doğru alacağınız bir haber yüzünüzün gülmesini sağlayacak. Karmaşık düşüncelerden uzaklaşıp dikkatinizi yükseltmelisiniz. Gelgitler sizi zorlamaya başladı. Bu durumu sevdiğiniz insana da yansıtmanız yüzünden ilişkinizde sorunlar yaşanıyor. Büyük borçlara girip aldığınız şeylerin birçoğu gereksiz.

YAY

Olabileceklerin üzerinde beklentiler içine girebilirsiniz. Gerçekçi olmanız gerekiyor. Hanım arkadaş ve akrabalarınızla aranızdaki ilişkiler çok daha sıcak olacak. Sizi her konuda destekleyecekler. Macera ve gönül eğlencesi düşüncesi ile gösterilecek duygusal yaklaşımlar kısa sürede hayal kırıklığı ve başarısızlıkla sonuçlanabilir. Çalışma hayatında başınızın üzerine bir devlet kuşu konmuş da siz farkında bile değilsiniz!

OĞLAK

Çalışmalarınızı başarıyla sürdürebileceğiniz bir gündesiniz. Elinize geçen fırsatları değerlendirecek yüksek bir performans ortaya koyacaksınız. Yatırıma yönelik girişimlerde bulunabilir, evinize yada kendinize eşya alabilirsiniz. Çekingen, aşırı hesaplı ve alıngan olmanız sizin hayattan hakkınız olan tadı almanıza engel oluyor. Sağlığınızdaki ufak uyarılar ciddiye alınması gereken bir rahatsızlığın habercisi olabilir.

KOVA

Evinizle ilgilenebilir yararlı çalışmalarda bulunabilirsiniz. Bugün dikkatinizi yükseltmeye çalışmalı ve davranışlarınızda kontrolü elden bırakmamalısınız. Diğer yandan artan şefkat hislerinden yararlanarak dostlarınızla keyifli saatler geçirebilirsiniz. Kırıcı sözler, kaprisler ve naz sevgilinizle aranızda sorun ve güvensizlik yaratır. Ortada aleyhinizde hiçbir ciddi durum da yok! Son damlanın bardağı taşıracağını unutmayın.

BALIK

Nisa’nın sizin de fotoğrafınızdan yorumlama yapmasını istiyorsanız 4mevsimbahcesehir@gmail.com adresine fotoğrafınızı, medeni halinizi ve doğum tarihinizi gönderebilirsiniz...

İlkiz Üreten Terazi burcu kesinlikle evde oturamaz. Burçlar içinde en çok gezmeyi seven ve hemen herkesi tanıyan Terazi burcudur. Terazi insanı güzel görüntüsünü korumak için zaman harcar. Hoş görünüşlü, seviyeli ve zariftir. Terazi insanı maddi durumu ne olursa olsun zevk sahibidir. Sürekli gece klüplerinde, barlarda, restoranlarda hoş görüntüsü ile boy gösterir. Yeni yerleri keşfetmekte üstüne yoktur. Terazi evlilik burcudur, özgürlüğünü ve bireyselliğini kaybetmemek için evliliği geciktirir. Evlenmeye karar verdiği zaman ise artık durulmuş demektir. Zaten bu karara varmadan çok düşünmüştür. Ama sizdeki talihsizlik bu ayrılığa sebep oldu. Kısmetiniz kapalı değil. Siz karar verirseniz hayata yeniden başlarsınız. Anahtar sizsiniz, karar verin.

Aslı Arel-Ahmet Sinan Küçük İkinizin de yöneticisi Ayʼdır. Bu yüzden ruh haliniz sık sık değişebilir. Aynı anda karamsarlığa kapılırsanız birbirinizi teselli edemezsiniz. Bu ise bu kadar uygun bir eş için ödeyeceğiniz küçük bir bedel olacaktır. Dikkat etmeniz gereken bir başka konu ise geçmişe olan bağınız olacaktır. Yengeçler bugünden şikayetçidirler. Geçmişe özlem duyarlar ve hatıraları ile yaşarlar. Kasımʼdan sonra hayatınızda önemli adımlar atacaksınız. Para, ev, kendinizi yenileme moduna gececeksiniz. Kazançlar Kasımʼdan sonra başlıyor. Yaşantınız inişli çıkışlı olsa da herşey sizin elinizde. Mutluluğu ve aşkı çok iyi ifade edebilirsiniz. İkinizin de sezgileri başkalarının düşüncelerini okuyacak derecede gelişmiştir. Çocuk yolda gözüküyor.


Hanefi Avcı’nın devlet düzeni!

CEMAL SUBAŞI

p o li ti ka

TEMPO DERGİSİ POLİTİKA EDİTÖRÜ

“Önce kitabın adına, yani ‘Simon’un ne olduğuna bakalım. Bekaa’da PKK’nın sözde mahkemesine başkanlık yapan ve kod adı ‘Simon’ olan üst düzey bir PKK’lı, aşk-meşkle militanların kafasını karıştırdığı ileri sürülen kız kardeşi hakkında ‘idam’ kararı vermiş.” 78

EYLÜL 2010

Son dönemin en tartışmalı kitabı, hiç kuşkusuz, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kaleme aldığı “Haliç’te Yaşayan Simonlar. Dün Devlet Bugün Cemaat” kitabı. Kitap, destek gördüğü kadar, müthiş eleştiriye de uğruyor. Kimilerine göre Avcı, devlette-hükümette yeterince değer görmediği için bu kitabı yazdı. Kimilerine göre ise, gidişattan, düzenden rahatsız olduğu için… Kitabı eleştirenlerin temel dayanak noktası, kitapta yer verilen Fethullah Gülen Cemaati. “Her şeyi nasıl cemaate dayandırır” denilerek, yerden yere vuruluyor. Ama bu kitabı daha dikkatli okumakta fayda var. Tamam, birçok konuyu, hatta çoğunu belgesiz olarak, cemaate bağlıyor. Ama önemli bir ayrıntı daha var. Hanefi Avcı, var olan devlet düzenini eleştiriyor. Tıpkı, AKP, CHP hatta MHP ve BDP gibi. Ama bu yönü bugüne kadar pek tartışılmadı. İsterseniz, kitapta yer alan yazılardan yola çıkarak, Avcı’nın neden bugünkü devlet düzeninden şikâyetçi olduğunu anlamaya çalışalım. Önce kitabın adına, yani ‘Simon’un ne olduğuna bakalım. Bekaa’da PKK’nın sözde mahkemesine başkanlık yapan ve kod adı ‘Simon’ olan üst düzey bir PKK’lı, aşk-meşkle militanların kafasını karıştırdığı ileri sürülen kız kardeşi hakkında ‘idam’ kararı vermiş. Yıllar sonra ‘Simon’u yakalayan Hanefi Avcı, “Kız kardeşin gerçekten bu suçu işlemiş miydi?” diye sorduğunda “Asla” yanıtı almış. Yani ‘Siman’, kız kardeşinin isnat edilen suçu işlemediğinden kesinlikle emin olduğu halde, sırf örgüt istiyor diye, ölüm emri vermiş. Bu davranış biçimine ‘Simonlaşmak’ adını koyuyor, Hanefi Avcı. Buradan hareketle Türkiye’deki simonları anlatıyor. Ama bu simonlar, sadece somut olarak cemaat değil. Ama şu bir gerçek ki, Avcı, kendini, hem devletin hem de terörün; sistemin dışına çıkanların yerine koyuyor. Örnekler veriyor. Yeni mezun polislerin terörle mücadeleye gönderilmesini eleştiriyor örneğin. Polis; kolejden mezun olur olmaz, tüm Türkiye’deki şehirlerde, henüz ast, üstünü bile tam olarak bilmeden, tecrübe kazanamadan, öğrendiği teorik bilgilerle; öncelikle terörle mücadele etmek üzere görevlendiriliyorlar görüşünde. Buradan yola çıkarak başından geçen bir hikâyeyi, 14 yaşındaki bir PKK’lıyı anlatıyor. Henüz 14’ündeki bir çocuk daha çıkıp, PKK’ya katılıyor. Bir yıl sonra pişman olup, güvenlik görevlilerine teslim oluyor. Bir gün Hanefi Avcı’nın odasında otururken, birden sinirleniyor. Okuma, yazması olmayan çocuk, bir gazetedeki fotoğrafı gösterip, “Bizi bunlar mahvetti” diyor. Gazetedeki fotoğraf, Lenin’in, Marks’ın fotoğrafları. Avcı, bunun üzerine, “Git bu fotoğrafı içerdeki polislere göster, bakalım tanıyacaklar mı?” diyor. Çocuk geri dönüp, sadece bir polisin tanıdığını anlatıyor, Avcı’ya. “Polis, ‘komiserim sorduysa bunlar garanti solcudur’ dedi” diye konuşuyor. Yeni mezun polislerin eğitim ve kültürüne vurgu yapan Avcı soruyor: “Peki, okuma yazması olmayan bu çocuk o resimleri nereden tanıyordu?” yanıtı yine kendisi veriyor: “Çünkü örgüt, dağda teorik eğitim veriyordu.” Bu noktadan hareketle “Terörle aramızdaki fark işte buydu” diyor. Yani eğitim. Hanefi Avcı, sistemi eleştirirken, yine başından geçen bir olaya yer veriyor, kitabında. Diyarbakır’da göreve başlayınca; teröre karşı mücadele yöntemlerini araştırıyor. Bir dolabı açtırdığında, bugünkü değeri milyon doları bulan dinleme cihazlarını görüyor. İlk kez kendi döneminde PKK’yı teknik takibe aldığını, dinlediğini anlatıyor. Devlette para var ama istek yok görüşünü savunuyor. Kitaptan başka bir örnek: İstanbul’a tayin edildiğinde, telefon dinlemesi yapabilmek için bir aparata ihtiyaç duyuyor. Ama bu aparat sadece İngiltere’den alınabiliyor. Bir tanesinin fiyatı 570 bin Paunt. Avcı, bunun üzerine bir telsiz teknisyenine bu aparatın bir benzerini yaptırıyor. Hem de sadece 15 liraya. Üstelik, İngiltere’nin sattığı aparattan çok daha kaliteli ve dayanıklı. Devletin parasının nasıl harcandığının altını çizen güzel bir örnek. PKK örneğinden yola çıkarak, Almanya’daki özgürlerin altını çiziyor. Almanya’daki komünist partinin faaliyetlerine yer veriyor. “Almanya, utanç duvarının, yani Berlin Duvarı’nın hala ayakta olduğu yıllarda, antikomünist bir çizgideydi. Ama komünist partinin faaliyetlerine izin veriyordu. Bu özgürlüğü gören Doğu Almanyalılar, ölümü göze alarak batı Almanya’ya geçiyorlardı. O duvar bu sayede yıkıldı. Belki biz de bazı düşüncelere bu şekilde yaklaşmalıydık” diyor. Bu yazımda, kitaptan yer vereceğim son örnek, Avcı’nın Hatay yıllarından. Avcı, Hatay’da görevdeyken, Gaziantep’te yaşayan babası, haber vermeden, ziyaretine geliyor. Avcı, önemli bir konu olduğunu hemen anlıyor. Konu şu; Avcı, yakalanan bir sınır kaçakçısını gözleri bağlı halde sorguluyor. Bu kaçakçının akrabaları, Avcı’nın Gaziantep’te yaşayan babasına ulaşıp, serbest bırakılmasını sağlamasını istiyor. Hanefi Avcı çok şaşırıyor. Çünkü bugüne kadar aralarında PKK’lıların da olduğu birçok kişiyi sorguladı. Ama bir kaçakçı onu tanımakla kalmıyor, ailesini bile bulabiliyor. Avcı, özellikle sınır kaçakçılarının devletle nasıl iç içe olduklarına dikkat çekiyor. Sonuç olarak; bu örneklerin kaçı yanlış. Bizler de eleştirmiyor muyuz? Bu nedenle, sadece kitaptaki ‘cemaat’ bölümüne takılıp kalmamakta fayda var. Ülkeyi demokratikleştirmeye çalıştığını söyleyen AKP’liler de, devletin soyulduğunu ileri süren CHP’liler de bu eleştirilere kulak vermeli.


KARİKATÜR

CENK KARLITEPE

EYLÜL 2010

79


BULMACA Dövüşçü bir horoz

Aşırı gerginlik

Molibdenʼin simgesi

Öğe, unsur

Milattan önce (kısa)

Bir kadın adı

Şüphesiz, kuşkusuz

Dargın

Bir sayı Yugoslavya plakası

Yönetici Top biçiminde olan

Nikelʼin simgesi

Apansız

Kalite

2. Cumhurbaşkanımız

Kazıklı balık avlama yeri

Varlık bilim

Avuntu

Büyük balıkçı kayığı

Bir ilimiz Senegalʼin başkenti Ant

Türkiyeʼnin plaka işareti

Eskrimde bir dal

Bir Bir hayvan hayvan

K.Amerikaʼda bir göl

Çinʼin plakası

Niyobyum simgesi

Samaryum simgesi

İsim Hane Sanat eseri konusu

Ünlü bir Alman yazar

Bağırsaklar Ördek sesi

Bir sinema ödülü

Muamma Bir zaman birimi

Çit, perde Şeyh Bedreddinʼin ünlü yapıtı

Hollanda plakası

Trityum simgesi

Erek

Boru sesi

Peruʼnun başkenti

Soy, sülale

John Hustonʼun bir filmi

Yazı

İskambilde koz

Söz, laf

Boyu büyümek

Hale

Akıl

Ayın etkisiyle huyu değişen kimse

Yüz, çehre

Çok eski tarih sözü

Önde bulunan

İma

Ümit

Kolay okunabilen

Özür Belediye

Olumsuzluk veren bir önek

Yanıcı, renksiz, az kokulu bir gaz

“... Çetiner” (Ümit milli futbol takımı antrenörü)

Salatabaşı yapılan bir bitki Muhteva

Baş, kumandan

Japonyaʼda bir kent

Bir ilimiz

Antalyaʼnın bir ilçesi

Sınırdan geçiş izni

Bir peygamber

Kore parası

64 bir alman TV kanalı

Bir çocuk oyunu

Hazcı

Şehzade eğitmeni

Tutturgaç

“...Tekand” (fotoğraftaki aktris)

Kansız

Tanrı tanımaz

Ankaraʼnın bir ilçesi

Bir bağlaç

Yay silahı

ABDʼde bir eyalet

Deniz generali

Bir nota

Genişlik

Limonluk

Çok bilmiş geçinen

Sual

Yemişlerin yenilen bölümü Eski Mısırʼda baştanrı

Geri, peş Su

Madam Bovaryʼnin önadı

Piston

Karnı doymuş olan

Eğilimi olan

Divan

Kıl

Filipinler başkenti

Sanayi

Kadırga balığı, falyanos

Su

Felliniʼnin doğduğu İtalya kenti

Katkı Nefes

Astatin simgesi

Anahtar Yürüyerek giden

Bir hayvan

Hicap

Sicilyaʼda bir volkan

“... Sayın) şarkıcı

Açıklık Gümüş Bir besin Mahal

Bir Yunan adası

Bir notu

“Evet” ünlemi

Kafesten örgü

Fasʼın plakası

Vilayet

Yürürlük

Ailesinin geçimini sağlayan

Hamam böceği

Eğirmen, kirmen

EYLÜL 2010

Temel, esas

Tavlada bir sayı

Kalça kemiği

Arjantin plakası

80

Kemik ucu

Celse

Japon kağıt katlama sanatı

İçi dolu olmayan

Bir renk Ut çalan kimse

Ant

Kamuflaj


NÖBETÇİ ECZANELER

REHBER

3. CADDE ECZANESİ 608 00 26 7 EYLÜL 27 EYLÜL

ARMAĞAN ECZANESİ 669 93 00

76D

BAHÇE EH R-TAKS M (Ç FT KATLI) hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika KITA ND. hatt›r BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi

Pazar/Tatil

05:40 06:10 07:00 07:15 07:40 08:30 05:55 06:25 07:20 07:35 07:55 08:50 06:10 06:40 07:40 07:50 08:15 09:10 06:20 06:55 08:00 08:05 08:30 09:30 06:30 07:05 08:20 08:20 08:45 09:50 06:40 07:15 08:40 08:35 09:00 10:10 06:50 07:30 09:00 08:55 09:15 10:30 07:00 07:45 09:15 09:10 09:30 10:50 07:10 07:55 09:30 09:25 09:45 11:10 07:20 08:10 09:45 09:40 10:00 11:30 07:35 08:25 10:00 09:55 10:15 11:50 07:50 08:40 10:15 10:10 10:30 12:05 08:05 08:55 10:30 10:25 10:45 12:20 08:25 09:10 10:45 10:40 11:00 12:35 08:45 09:25 11:00 10:55 11:15 12:50 09:05 09:40 11:15 11:10 11:30 13:10 09:25 09:55 11:30 11:30 11:45 13:25 09:45 10:10 11:45 11:45 12:05 13:40 10:00 10:25 12:00 12:00 12:20 13:55 10:15 10:40 12:15 12:15 12:35 14:10 10:30 10:55 12:30 12:35 12:50 14:25 10:45 11:10 12:45 12:55 13:05 14:40 11:00 11:25 13:00 13:15 13:20 14:55 11:15 11:40 13:15 13:35 13:35 15:10 11:30 11:55 13:30 13:55 13:50 15:25 11:45 12:10 13:45 14:15 14:05 15:40 12:00 12:25 14:00 14:35 14:20 15:55 12:15 12:40 14:15 14:55 14:35 16:10 12:35 12:55 14:30 15:10 14:50 16:25 12:50 13:10 14:45 15:25 15:05 16:40 13:10 13:25 15:05 15:45 15:25 17:00 13:30 13:45 15:20 16:05 15:45 17:15 13:50 14:05 15:35 16:20 16:05 17:30 14:10 14:20 15:50 16:35 16:20 17:45 14:30 14:35 16:05 16:50 16:35 18:00 14:50 14:50 16:20 17:05 16:50 18:15 15:10 15:05 16:35 17:20 17:05 18:30 15:30 15:20 16:50 17:35 17:20 18:45 15:50 15:35 17:05 17:50 17:35 19:00 16:10 15:50 17:20 18:10 17:50 19:15 16:30 16:05 17:35 18:25 18:05 19:30 16:45 16:20 17:50 18:40 18:20 19:45 17:00 16:35 18:05 18:55 18:35 20:00 17:15 16:50 18:20 19:10 18:50 20:15 17:30 17:05 18:35 19:30 19:05 20:30 17:50 17:25 18:55 19:50 19:20 20:50 18:05 17:45 19:15 20:05 19:40 21:10 18:20 18:05 19:35 20:20 20:00 21:30 18:35 18:20 19:55 20:35 20:15 21:50 18:50 18:35 20:15 20:50 20:30 22:10 19:05 18:55 20:35 21:05 20:50 22:30 19:20 19:10 20:55 21:20 21:10 22:50 19:40 19:30 21:15 21:35 21:30 23:10 19:55 19:50 21:40 21:50 21:50 23:35 20:15 20:10 22:05 22:10 22:10 23:59 20:35 20:30 22:30 22:30 21:00 20:50 22:50 22:50 21:20 21:10 23:10 23:10 21:40 21:30 23:35 23:30 22:00 21:55 23:59 23:50 Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

76E

ESENKENT-BAHÇE EH R-TAKS M (EKSPRES KATLI) hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

TAKSİM Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:30 06:30 07:15 07:40 07:40 08:15 06:45 06:55 07:45 08:10 08:10 08:45 ¦07:10¦ 07:15 08:15 08:20 08:50 09:25 08:50 08:50 09:30 10:00 07:15 07:40 07:40 08:00 09:30 09:30 10:00 10:50 08:00 08:30 10:05 10:00 10:30 11:25 08:30 09:00 10:40 10:30 11:10 11:55 09:00 09:40 11:10 11:10 11:55 12:25 09:40 10:20 11:40 11:55 12:40 13:00 10:20 11:00 12:10 12:40 13:15 13:30 11:00 11:35 12:40 13:15 13:50 14:00 11:35 12:10 13:10 13:50 14:20 14:30 12:10 12:50 13:45 14:20 14:50 15:05 12:50 13:30 14:20 14:50 15:20 15:40 13:30 14:10 14:50 15:20 15:45 16:10 15:20 15:45 16:15 16:40 14:10 14:50 14:50 15:20 15:50 16:15 16:50 17:10 15:20 15:50 16:25 16:50 17:20 17:45 15:50 16:20 17:00 17:20 17:50 18:20 16:20 16:50 17:30 17:50 18:20 18:50 16:50 17:20 18:00 18:20 18:50 19:20 17:20 17:55 18:30 18:50 19:25 19:50 17:55 18:30 19:15 19:25 20:00 20:30 18:30 19:10 20:00 20:00 20:40 21:10 19:10 20:00 20:35 20:40 21:25 21:45 20:00 21:00 21:10 21:25 22:10 22:20 21:00 22:10 Not:EKSPRES HATTIR, ÇİFT BİLETLE SEYAHAT EDİLİR. İŞ GÜNLERİ SAAT 07:00’DE ESENKENT, 08:20 TAKSİM’DEN EK SEFER DÜZENLENİR. İŞ GÜNLERİ SAAT 07:10’DA ISPARTAKULE’DEN TAKSİM’E DEPAR SEFER YAPILIR. Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

146T

BO AZKÖY MH.-BAHÇE EH R-YEN KAPI hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 155 dakika BOĞAZKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:55 06:05 ¦06:05¦ 06:20 ¦06:40¦ 06:40 07:00 07:15 ¦07:30¦ 07:30 07:50 08:10 ¦08:30¦ 08:30 08:50 09:10 09:35 10:00 10:20 10:40 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:20 12:40 13:00 13:20 13:40 14:00 14:20 14:40 15:00 15:20 15:40 16:00 16:20 16:40 17:00 17:20 17:40 ¦17:50¦ 18:00 18:20 ¦18:30¦ 18:40 19:00 ¦19:00¦ 19:20 19:40 20:00 20:20 20:45 21:05 21:30

05:50 06:10 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:45 09:05 09:25 09:50 10:10 10:35 10:55 11:20 11:40 12:00 12:20 12:40 13:00 13:20 13:45 14:10 14:35 14:55 15:15 15:35 15:55 16:15 16:35 16:55 17:15 17:40 18:00 18:20 18:40 19:05 19:30 19:55 20:15 20:45 21:10 21:40

YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:00 06:30 06:50 07:15 07:30 07:45 08:00 08:20 08:35 08:50 09:05 09:20 09:35 09:50 10:10 10:30 10:50 11:05 11:20 11:40 11:55 12:10 12:30 12:50 13:10 13:30 13:45 14:00 14:20 14:40 15:00 15:20 15:40 16:00 16:20 16:40 17:00 17:25 17:40 18:00 18:15 18:30 18:45 19:05 19:25 19:45 20:05 20:35 21:00

¦06:25¦ 06:35 07:00 06:35 07:05 07:30 06:45 07:30 08:00 07:05 07:50 08:20 ¦07:20¦ 08:10 08:35 07:35 08:30 08:55 08:10 08:50 09:10 08:30 09:05 09:30 09:00 09:25 09:50 09:15 09:45 10:10 09:30 10:00 10:25 09:45 10:20 10:40 10:00 10:40 10:55 10:15 11:00 11:10 10:30 11:25 11:30 10:50 11:45 11:50 11:10 12:10 12:10 11:30 12:35 12:25 11:50 13:00 12:40 12:05 13:20 13:00 12:25 13:40 13:15 12:40 14:00 13:30 13:00 14:20 13:50 13:20 14:45 14:10 13:40 15:10 14:30 13:55 15:35 14:50 14:15 16:00 15:10 14:30 16:20 15:30 14:55 16:40 15:50 15:10 17:00 16:05 15:30 17:25 16:25 15:50 17:45 16:40 16:10 18:00 16:50 16:30 18:20 17:20 ¦16:40¦ 18:40 17:40 16:55 19:00 18:00 ¦17:10¦ 19:20 18:20 17:15 19:40 18:40 17:35 20:00 19:00 ¦17:40¦ 20:20 19:15 17:55 20:40 19:30 18:15 21:00 19:45 18:35 21:20 20:00 ¦18:40¦ 21:40 20:20 18:55 22:00 20:40 19:15 22:25 21:00 ¦19:20¦ 22:50 21:20 19:40 21:45 ¦19:50¦ 22:10 19:55 20:15 20:30 20:50 21:05 21:25 21:40 22:00 22:20 22:45 Not:AKSARAY GÜZERGAHINDA ÇALIŞIR. GÜZERGAHINDA DEPAR SEFER YAPILIR. İŞ GÜNLERİ SAAT 06:25TE AKSARAY-F.ZADE-TOPKAPI-İNCİRLİ-AVCILAR-ESENYURT İŞ GÜNLERİ YEŞİL RENKLİ SEFERLERDE ESENYURT İNCİRTEPE-ESENKENT-ALTINŞEHİR-MASKO-E.6 YOLU-VATAN CD.Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

E-57

ESENKENT BAHÇE EH R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika KITA ND. hatt r ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:30 06:30 07:10 07:30 07:30 08:00 08:10 08:10 08:40 07:00 07:00 07:45 07:20 07:20 08:20 08:40 08:40 09:20 07:40 07:40 09:00 09:10 09:10 10:05 08:10 09:45 09:45 09:45 10:45 08:10 08:40 08:40 10:30 10:35 10:35 11:35 09:20 09:20 11:10 11:10 11:10 12:20 09:55 11:50 11:45 11:45 13:05 09:55 10:35 10:35 12:35 12:25 12:25 13:50 11:10 11:10 13:30 13:10 13:10 14:45 13:45 13:45 15:30 11:55 11:55 14:15 12:35 12:35 15:00 14:20 14:20 16:20 13:15 13:15 15:55 14:55 14:55 17:10 13:50 16:40 15:25 15:25 17:55 13:50 14:30 14:30 17:25 15:55 15:55 18:40 15:05 18:30 16:25 16:25 19:35 15:05 17:00 17:00 20:20 15:40 15:40 19:20 16:15 16:15 20:00 17:30 17:30 21:00 16:45 16:45 20:45 18:00 18:00 21:40 17:15 17:15 18:35 18:35 17:50 19:10 19:10 17:50 18:30 18:30 19:45 19:45 19:15 20:25 20:25 19:15 19:55 19:55 21:10 21:10 20:30 21:40 21:40 20:30 21:00 21:00 22:10 22:10 21:30 22:40 22:40 21:30 Not: Altı-Çizgili ve Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

5 EYLÜL 25 EYLÜL

BAHÇEŞEHİR ECZANESİ 669 34 34 14 EYLÜL 30 EYLÜL

B. AYDIN ECZANESİ 608 00 37 4 EYLÜL 24 EYLÜL

BOĞAZKÖY ECZANESİ 607 06 06 20 EYLÜL

DEFNE ECZANESİ 669 96 59 1 EYLÜL 21 EYLÜL

DERMAN ECZANESİ 605 02 14 2 EYLÜL 22 EYLÜL

DİLEK ÖZ ECZANESİ 669 70 10 3 EYLÜL 23 EYLÜL

ELİT ECZANESİ 672 33 32 12 EYLÜL 17 EYLÜL

ESENKENT ECZANESİ 672 11 60 11 EYLÜL 16 EYLÜL

GÜNGÖR ECZANESİ 672 94 01 6 EYLÜL 26 EYLÜL

MAVİ ECZANE 669 59 51 8 EYLÜL 28 EYLÜL

MOLİNO ECZANESİ 607 32 12 18 EYLÜL

OKSİJEN ECZANESİ 669 44 66 9 EYLÜL 29 EYLÜL

SU ECZANESİ 669 97 97 19 EYLÜL

ŞELALE ECZANESİ 669 09 11 13 EYLÜL

YILDIZ ECZANESİ 607 08 10 10 EYLÜL 15 EYLÜL

ÖNEMLİ TELEFONLAR Başakşehir Belediyesi Jandarma İtfaiye Alo Ambulans Bahçeşehir Sağlık Ocağı Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık

212 444 06 69 212 669 32 00 212 669 81 81 212 669 55 66 212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 62 10 212 669 80 25

E-58

ESENKENT-BAHÇE EH R-MEC D YEKÖY EKSPRES hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:20 06:50 07:15 07:45 08:15 09:25 10:30 12:55 15:00 15:30 16:10 16:40 17:20 17:50 18:50 20:35

07:10 08:15 08:45 09:25 11:45 14:10 15:00 15:35 16:10 16:45 17:40 18:15 18:45 19:20 20:20 21:50

07:15 07:45 09:30 09:55 17:40 18:30

08:20 08:50 16:30 17:20 18:45 19:40

EYLÜL 2010

81





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.