4 Mevsim Bahçeşehir Sayı 82

Page 1

0532

371 76 93

AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ

ŞUBAT 2018 - YIL: 9 - SAYI: 82

2018ʼDE

PİYASALARI BEKLEYEN RİSKLER Sayfa 38

İLK GÖRÜŞTE

AŞK

VAR MIDIR? Sayfa 68

AŞIK OLMANIN EN ÇOK : YAKIŞTIĞI DİYAR

İTALYA Sayfa 74

Sayfa 58
















ADVERTORIAL

Bahçeşehir’de 1. yılımızı doldurduk Bahçeşehir de 1. yılını dolduran Dr. Mehtap Vatansever bölge halkına daha iyi hizmet verebilmek için cihaz ağına dünyada en çok kullanılar Thulium (bebeksi cilt) lazerini ekledi. Son teknoloji cihazlarıyla kişiye özel hizmet veren Dr. Vatansever artık Nişantaşı gibi uzak bölgelere gitmeden bu hizmetlerden faydalanmanız için sizleri kliniğine bekliyor. Dr. Mehtap Vatansever Kliniği olarak Bahçeşehir'de 1. yılımızı dolduruyoruz. Giderek gelişen ekip, ekiman ve kadromuzla bu yıl daha da iyi hizmet verebilmek için cihaz ağımıza, dünyada en çok kullanılan leke lazeri olan Thulium bebeksi cilt lazerini ekledik. Yine el ayak bakımını daha sağlıklı hale getiren podoloji ünitesini kurduk. Klinik şartlarında yapılması gerektiğini düşündüğümüz lazer epilasyon ünitemiz hizmete girdi. Kullandığımız dolgular Amerikan FDA onaylı ve yüz geren akıllı dolgular. Cilt gençleştirmede altın iğne, ameliyatsız yüz germe ve zayıflama ünitelerimizle artık Nişantaşı gibi uzak bölgelere

Dr. Mehtap Vatansever, “ Merkezimizde iple yüz germe sistemlerimizde 4 boyutlu iplerle yüzü asıyoruz ve anında yüz yukarıya kalkıyor.” diyor.

gidilmesine gerek kalmayacak çünkü tüm hizmetleri Bahçeşehir halkının ayağına getirdik. İnsan odaklı ilkemiz ile memnuniyet odaklı çalışan

Drmehtapvatansever

kliniğimizde hastalarımıza sıcacık butik bir ortamda özel hizmetler sunuyoruz. Tüm bu hizmetler için sizleri kliniğimize bekliyoruz...

drmehtapvatansever

Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Vali Recep Yazıcıoğlu Cad. Ilgaz Ada Villa 3 No:4


/drmehtapvatansever

Dr. Mehtap Vatansever

YAPILAN İŞLEMLER Thulium (bebeksi cilt) Ameliyatsız yüz germe Ultrasonik yüz germe Hifu 4D iple yüz germe Altın iğne Leke tedavileri Saç tedavileri Dolgu Botox El gençleştirme Bölgesel incelme Podoloji ünitesi Lazer epilasyon

www.drmehtapvatansever.com

Tel: 0532 566 44 42






‘DE NELER VAR?

EDİ TÖR ,ün Notu

Sevgiyi hissettiğin an güçlüsün demektir... Yeni bir Şubat ayından daha herkese merhaba... 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla buram buram aşk kokan dergimizin konuları yüzünden aşk literatürüm tükenmiş vaziyette. Eee yine en sona bırakırsan yazıyı böyle olur işte... Acaba aşkta böyle bir şey mi? Kullandıkça, zaman geçtikçe bitiyor mu? Ya da aşk diye bir şey var mı? Sadece Sevgililer Günü’nde mi kutlanmalı? Sevgilimize gül almak için veya hediye almak için illaki sevgililer günü mü olması gerekir..? Sevgililer günü kutlandığında, sevgiler daha mı kalıcı oluyor..? Veeee Aşk nedir? Bence sevgililer günü kadar bu sorularda saçma ama hadi bakalım gelin çıkın şimdi bu soruların içinden... Sözlüğe baktım, Aşk’ın karşısında “Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu” diye yazıyor ama hep söylerim bence aşkın tarifi herkese, her yaşa göre değişir diye. Özellikle son zamanlarda lise çağında bir kızı olan ben, onun sayesinde lise çağındaki aşk halini de yakinen takip edince bu düşüncemin doğruluğunu kendimce kanıtladım galiba. Şimdi burada bizim zamanımızda, şimdiki zamanda yaşanan aşklar mukayesesine girmeyeceğim tabii ki. Çünkü günümüzde yoğun teknoloji gölgesinde yaşanan aşklar ile bizim zamanımızda yaşanan masum aşkları birbiriyle kıyaslamak çok saçma olacak gibi geliyor bana. Zaten dağlar kadar fark var tabii ki iki zaman arasında. En son gece bilmem kaçta onlinemışsınların hesabının sorulmasından tutunda, yok görüldü yaptın cevaplamadınlar, yok bu kim ki sana takip istediği attı kavgalarına kadar bence çooook garip bir şekilde yaşıyor zavallı yavrucaklar aşkı... Ha bu arada aşkta ilk kural da instagram şifrelerinin birbirine verilmesiymiş onu da öğrendim son zamanlarda :) Tekrar Sevgililer Günü’ne dönersek; Zaten ben hiç anlayamadım ve hiç kabul edemedim böyle özel günleri, yazılarımı okuyanlar bilirler... Olan var olmayan var diye de yine bir inceden espri yapmaya çalışacağım:) Ha bu arada, niyeyse hemen hemen herkesten bu günlerden şikayetleri duyarız ama o şikayet edenleri, söylenenleri de Akbatı’da sevgililer günü hediyesi bulmak için koştururken görünce de şaşırmamak lazım. Laf aramızda buna bende dahilim diyebilirim. Eeee zamana ayak uydurmak lazım dimi ama:))) Hatta biz bu ay Şubat sayımızın neredeyse tamamını Sevgililer Günü için aşk üzerine hazırladık. Ama öyle klasik aşk konusu yapmadık. Aşkın derinine, başlangıcına indik biz... Hormonların aşk üzerindeki etkileri ve aşkın vücuttaki psikolojisini işledik kapak konumuzda. “Aşık olunması durumunda kişi; dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi hormonların aktif ve dengeli şekilde salgılanmasıyla, bedensel ve zihinsel anlamda farklı bir deneyime adım atıyor. Aşkın kalıcı hale gelmesini sevgi ve bağlılık hormonu oksitosin sağlıyor” gibi bilgiler veren aşk konumuzdan ben bir sürü ilginç şeyler öğrendim umarım siz de keyifle okursunuz. Yazının sonuna gelirken, ben yine içimden geçenleri tekrarlayayım isterim. Bence sevginin günü yoktur diyeceğim. Seviyorsan her gün seviyorsundur. Sadece sevgililer gününde değil. Sevginin derecesi de yoktur. Sevgimizi her zaman göstermeliyiz. Bütün günler bizim. Zeytin Dalı Harekatı nedeniyle Afrin'de çarpışan Mehmetçiklerimize de dualarımızı gönderiyorum, Allah yardımcıları olsun. Şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. “Yaşamın neresinde olursan ol, sevgiyi hissettiğin an güçlüsün demektir.” sözünün eşliğinde hayatta hep güçlü olmanız dileğiyle, bütün günleriniz sevgiyle dolsun...

58

22. Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Gençleri Projesi desteğinizle daha da büyüyecek 24. Lezzet zinciri Bursa Kebap Evi “Engelliler için bir farkındalık da sen yarat!” 26. ‘Üzüm Çekirdeği’ yazarı Elçin Işıdan okuyucularıyla buluştu 28. Rami Gıda Toptancıları Hali Başakşehir’e taşınıyor 32. Yazarımıza ‘Turizmin oskarı’ 42. Rotary 2420. Bölge Guvernörü Kaan Kobakoğlu: Amacımız eğitimde fırsat eşitliği sunmak

48. Helikobakter Pilori ağız kokusuna yol açıyor 50. Göz ağrısı nedenleri 52. Ateş bir hastalık mıdır? 54. HPV Enfeksiyonu 56. Fizyotherapy Kids konuşma, fiziksel büyüme beceri sosyal gelişim zihinsel etkinlik için doğru değerlendirme 58. KAPAK KONUSU Hormonların aşk üzerindeki etkileri 68. İlk görüşte aşk var mıdır? 74. GEZİ - Aşık olmanın en çok yakıştığı diyar: İtalya

74

HER AY SİZLERLE 34. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 36. EMLAK- Bilge Özdemir 38. EKONOMİKayhan Öztürk 40. EKRANLARDA NELER OLUYORElif Yakar 84. EĞİTİM- Batuhan Nar

86. SPOR- Savaş Kahraman 88. GÜZELLİK - Yasemin Yurtman Candemir 90. ASTROLOJİ- Nisa 92. MODA - Alara Büyükkoyuncu 94. KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç 96. BULMACA

HER REKLAM BİR KAZANÇTIR DİYORSANIZ

BİZE ULAŞIN 532

371 76 93

www.4mevsimbahcesehir.com 4mevsimbahcesehir@gmail.com

Melike Güntürk

Yazı İşleri Müdürü: Melike Güntürk Sorumlu Haber Müdürü: Hatice Gülçür İnanç Reklam Müdürü: Nurcan Ercan Güler Yayın Kurulu: Kazım İlter İnanç İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk

20

I ŞUBAT 2018

Hukuk Danışmanı: Av. Baycan Şabudak Tasarım ve Uygulama: Hazan Yapımevi Teknik Müdür: Aziz Serdar Taştan

İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@4mevsimbahcesehir.com Facebook: Dört Mevsim Bahçeşehir www.4mevsimbahcesehir.com

Dağıtım: Yeditepe Kurye Hizmetleri 0541 748 31 13 Baskı: Matsis Matbaa Hizmetleri

4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de binalar, villalar ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Ardıçlı Göl Evleri, Spradon, Mesa Nurol, Eston 1-2-3-4, Armina, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Kelebekler Vadisi, Asmalı Evler, Akbatı Garanti Koza, Hill Park, Dumankaya, N Tepe, Park City, Yeni Ispartakule (Efes, Olimpos, Garanti Koza 1-2, Avrupa Konutları 1-2) sosyal tesislerinden, Esenkent ve Boğazköy (seçilmiş villalar ve tüm işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.

0212 624 21 11

Katkıda bulunanlar: Ece Sevinç, H. İldeniz İnanç, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Z. Hazan Güntürk


DรถrtMevsimA4_ร KS.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

19.01.2018

15:59


KISA HABERLER

ÇYDD Bahçeşehir Şubesi “2018'e merhaba” dedi

Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Gençleri Projesi desteğinizle daha da büyüyecek

ÇYDD Bahçeşehir Şubesi, burs verdiği üniversiteli öğrencileri, gönüllüleri ve üyelerinin de yoğun katılımıyla "2018'e Merhaba" diyerek yeni yıl kutlaması gerçekleştirdi. Gecede, aralarında dergimiz Yazı İşleri Müdürü Melike Güntürk, diğer bölgesel yayın kuruluşlarının ve diğer bağışçıların da bulunduğu destek verenlere Dernek başkanı Deniz Bayraktar tarafından teşekkür belgeleri verildi. Üniversiteli gençler gecede oldukça eğlenirken sınav streslerini atmalarına vesile oldukları ve verdikleri emekler için şube gönüllülerine teşekkür etmeyi ihmal etmediler. 1997 yılından bu yana ÇTÇG Projesi kapsamında bireysel ve kurumsal bağışçıların destekleriyle yaklaşık 68 bin ilköğretim ve lise öğrencisine burs verildi. Siz değerli okurlarımızın destekleriyle bu rakamı daha üst seviyelere taşımak için var gücüyle çalışan ÇYDD Bahçeşehir Şubesi, yeni yılın ilk etkinliği olarak da Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Gençleri (ÇTÇG) Projesi kapsamında burs alan orta öğretim öğrenci ve velilerini ile birlikte sinemaya götürdü. Karne Hediyesi olarak düzenlenen bu etkinlikte sinema sonrası yemek yiyerek çocuklar günü keyifle sonlandırdılar. Yeni yılda da öğrenci ve gönüllüleriyle gerçekleştirecekleri oldukça yoğun bir program hazırlayan ÇYDD Bahçeşehir Şubesi'ne biz de 2018 yılında başarılar diliyoruz. Sizlerde destek vermek için ÇYDD Bahçeşehir Şubesi ile iletişime geçebilirsiniz. Tel: 0 212 672 01 05 ÇYDD Bahçeşehir Şubesi hesap bilgileri: Garanti Bahçeşehir Şubesi Hesap No: 417-6697407 IBAN: TR62 0006 2000 4170 0006 6974 07

22

I ŞUBAT 2018



KISA HABERLER

Lezzet zinciri Bursa Kebap Evi

“Engelliler için bir farkındalık da sen yarat!”

Türkiye’nin lezzet zinciri Bursa Kebap Evi, “Bir farkındalık da sen yarat” mottosuyla 7-14 Ocak tarihleri arasında Beyaz Baston Görme Engelliler haftasında engellilere verdiği önemi bir kez daha gösterdi.

Gündelik ve boş ev temizliği İnşaat sonrası Ofis, büro ve restaurant Yorgan, bataniye her türlü temizlik itinayla yapılır I Nakliye Kaliteli ve Garantili Hizmet... I I I I

Bursa Kebap Evi görme engelli 15 başarılı genç öğrenciyi Antalya Mall of şubesinde ağırlayarak, başarılarına destek oldu. Bursa Kebap Evi engellere takılmadan yaşanabilecek, engelsiz bir hayat için farkındalık projelerinin arttırılmasına destek verdiğini belirtti. Bursa Kebap Evi, ilerleyen dönemde de engellerin ortadan kalkması için farkındalık projelerinin destekçisi olacağının altını çizdi. Türkiye genelinde 35 ilde toplam 81 şubesi ile bir başarı hikayesi yaratan marka hizmet kalitesi, operasyon ağının kusursuz işlemesi ile başarılarına ödüllerle devam ediyor. Müşteri memnuniyeti ve 2017 yılında aldığı “Geleneksel lezzet ödülü” ile hedefe doğru giden yolda ne kadar doğru bir iş yaptığının kanıtı olarak gösteriliyor. Biri Almanyaʼda olmak üzere 35 ilde 81 restoranıyla hizmet veren Bursa Kebap Evi, 2018 yılının ilk çeyreğinde yurt içinde; Kartalİst Marina AVM, Balıkesir 10 Burda AVM, Ankara Atlantis AVM, Kırklareli 39 Burda AVM, Adıyaman Park AVMʼde şubelerini açacak. Yurt dışında ise Fransa Metzʼde, Almanya Duisburgʼde, Birleşik Arap Emirlikleriʼnde ise Dubaiʼde şube açarak gerçek İskender lezzetini dünyaya tanıtmaya devam edecek.

24

I ŞUBAT 2018



KISA HABERLER

‘Üzüm Çekirdeği’ yazarı Elçin Işıdan okuyucularıyla buluştu

Üzüm Çekirdeği kitabıyla kısa zamanda geniş bir okuyucu kitlesine ulaşan Elçin Işıdan İstanbulʼda yaptığı lansman ile konuşuldu. Bahçeşehir bölgesinde bulunan bir alışveriş merkezinde gerçekleşen lansmanda okuyucularıyla buluşan Elçin Işıdan kitaplarını imzalarken oldukça heyecan içerisinde olduğunu belirtti. “Bu zamana kadar birçok topluluğa hitap ettim. Fakat bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. İyi ki geldiniz. Bebeğimle tanışma zamanı” diyerek alkışlar eşliğinde kitaplarını imzalamaya başladı. Jazz müzik eşliğinde geçen lansmanda konuklar harika lezzetler tadarak hoş sohbet eşliğinde keyifli bir gün geçirdiler.

Medicana’nın ‘Yaşam Tadında Aylık Buluşmalar’ına tiyatrocu Metin Zakoğlu konuk oldu

Medicana International İstanbul Hastanesiʼnde düzenlenen İş, sanat, cemiyet, spor camiasının önde gelen isimlerinin konuk edildiği 'Yaşam Tadında Aylık Buluşmalar' etkinliğine tiyatrocu, oyuncu Metin Zakoğlu konuk oldu. Tek kişilik gösterisiyle konuklara bol kahkahalı show hazırlayan Metin Zakoğlu, hasta ve hasta yakınlarına da unutulmaz anlar yaşattı. Konuklarla tiyatro, sahne, oyunculuk ve komedi üzerine sohbet gerçekleştiren Metin Zakoğlu, hasta ve hasta yakınlarına moral verdi ve sorularını yanıtladı. Medicana International Hastanesi konferans salonunda, Yaşam Dergisi işbirliği ile gerçekleştirilen etkinliğe Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Başkan vekili Ömer Şatır, meclis üyeleri, Medicana International İstanbul Hastanesi Başhekimi Dr. Rüya Şişman, hastane yöneticileri, doktorları, hasta ve refakatçileri, çok sayıda davetli katıldı.

26

I ŞUBAT 2018



BÖLGEDEN

Dört Mevsim Bahçeşehir

Rami Gıda Toptancıları Hali Başakşehir’e taşınıyor 1986 yılından bu yana geçici olarak faaliyet gösteren Rami Gıda Toptancıları Hali esnafı için Başakşehir’de 580 dönümlük bir alanda modern bir çarşı inşa ediliyor. TOKİ tarafından başlatılan projenin 2 yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor. Rami Gıda Toptancıları Hali esnafı için Başakşehirʼde modern bir çarşı inşa ediliyor. Şahintepe Mahallesiʼnin yapılması düşünülen Kanal İstanbul yakasında yapılacak olan çarşı, 322 bin metrekare alana inşa edilecek. Toplam 1070 adet dükkanla kapalı çarşı olacak şekilde inşa edilen dükkanlar, şimdiye kadar emsalleri içinde gerçekleşecek en büyük proje olarak inşa edilecek. Çarşı içerisinde 990 toptancı dükkanı, banka, restoran, kafeterya gibi ihtiyaçlar için 120 ticari dükkan ile 65 TIR'ın aynı anda park edebileceği toplam 1.300 araç kapasiteli kapalı ve açık otopark bulunacak. Yeni halde ayrıca mescit ve bir sosyal tesis bulunacak.

Projenin kura çekimleri gerçekleşti

Uzun yıllardır hayali kurulan projede esnaf için kura çekimi de gerçekleşti. Toplam 1070 dükkanın yer alacağı halde esnafın dükkan açacağı alanlar belli oldu.

Avrupa’nın en büyük kapalı çarşısı

Projenin kapsamı ile ilgili de açıklamalarda bulunan İstanbul Gıda Toptancı Tüccarları Derneği (İGTOD) Başkanı Mustafa Karlı, “Proje kapsamında 580 dönümlük bir alan var. Bunun 322 dönümü kullanım alanı, 114 dönüm inşaat alanı ve 94 dönüm dükkan inşaat alanı. Bu anlamda Avrupaʼnın en modern ve en büyük Kapalı Çarşıʼsını yapıyoruz. Bunun gibi bir projenin Türkiyeʼde bir örneği yok. Gerçekten Türkiyeʼmize ve İstanbulʼumuza yakışır bir tesis inşa ediyoruz. Ayrıca burada faaliyet gösterecek olan bütün üyelerimiz özel mülkiyet sahibi olacaklar” dedi. Yeni projenin ulaşım noktasında da İstanbulʼun en rahat ulaşılabilecek yeri olduğunun altını çizen Karlı, önümüzdeki yıllarda yeni yerlerine kavuşacak olan esnafa hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Hal projesinin 2019 yılı Nisan ayında tamamlanması planlanıyor.

28

I ŞUBAT 2018

33 yıllık hayal Başakşehir’de gerçekleştiriliyor.

Soğuk havalarda sıcak ilgi Beslenme odaklarına, mama istasyonları kurulumu, yem dağıtımı ve bakım onarım çalışmaları sürüyor.

Başakşehir Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü havaların soğuması ile birlikte sokak hayvanları için çalışmalarına hız verdi. İlçe genelinde oluşturulan dört ekiple birlikte rutin mama dağıtımları devam ederken hava şartlarının zorladığı dönemlerde ekip sayısı arttırılarak çalışmalar yoğunlaştırılıyor. İlçe genelinde 4 ekiple rutin mama dağıtımları devam ederken hava şartlarına göre ekip sayısı arttırılıyor.

Kuşlar da unutulmadı

Rastlanan anlık durumlara da hemen müdahale edilerek hayvan popülasyonunun yoğun olduğu noktalara yeni mama istasyonları kuruluyor. Ayrıca barınma ve beslenme

şartlarına göre sokak hayvanlarına uygun alanlar sağlanıyor. İlçe genelinde belirlenen noktalardaki ağaçlara asılan kuş yuvaları ile kanatlı hayvanlar da soğuk havalarda koruma altına alındı. Başakşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından başlatılan çalışma ile şehir parkları ve ormanlara kurulan istasyonlarda kuşlar barınma ve yem bulma şansı buluyor. Kuşların doğal ortamlarına uygun ve vatandaşların yem bırakmasına imkan sunan bir tasarımla hazırlanan kuş yuvaları ilçe genelinde 27 kuş istasyonu ve 81 kuş yuvası olarak yer alıyor.





ÖDÜL

Dört Mevsim Bahçeşehir

Seyahat yazarımız Serda Büyükkoyuncu ve tarihçi Saffet Emre Tonguç, Ayrıcalıklı Rotalar programı ile Skal Turizm Oscar’ını aldı...

Yazarımıza ‘Turizmin oskarı’

15.000 üyesi bulunan Dünya Skal Kulüpleri arasında en büyük organizasyon olan Skalite ödüllerinin 20.si sahiplerini buldu. Bu sene "Her şeye rağmen" sloganının kullanıldığı Skalite ödülleri "Turizmin Oskarları" olarak geçiyor ve her yıl turizmde kaliteyi ödüllendiriyor.

SKAL, dünya turizm profesyonellerinin küresel turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalıştığı uluslararası en yaygın ve en eski turizm sivil toplum örgütü. Bünyesinde, uluslararası seyahat ve turizm endüstrisindeki tüm sektörleri toplaması bakımından da dünyada tek. Turizmin üst düzey yöneticileri olan üyeleri, yerel, ulusal ve uluslararası platformlarda buluşuyorlar ve turizmin gündeminde bulunan belli başlı konuları tartışıyorlar. Skalʼın en önemli amacı, turizm profesyonelliğini geliştirmek ve bu alanda üyelerine yarar sağlamak. Ayrıca “Doing Business Among Friends”sloganını benimseyerek uluslararası dostluk ve iş bağlantısını

32

I ŞUBAT 2018

pekiştirmek, Turizm endüstrisinde profesyonelliği kuvvetlendirmek amacı ile düzenlenen seminer, konferans ve benzeri organizasyonların yapılmasını teşvik ediyor. Yazarımız, Eurosun Anaokullarının sahibi Serda Büyükkoyuncu ile daha önceki yıllarda "En iyi turizm yayını" ve

"En iyi profesyonel rehber" dallarında bu ödüle layık görülen ünlü tarihçi ve seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç bu kez "Turizmi Teşvik Eden Yayınlar" dalında Skal Turizm Oscarʼına layık görüldüler. Bu sene de HSBC Premiere'in desteğiyle yayınlanan yazarımız Serda Büyükkoyuncuʼnun metinlerini yazdığı, Saffet Emre Tonguçʼun sunduğu NTVʼ de yayınlanan “Ayrıcalıklı Rotalar” programı, bu ödülle ödüllendirildi. Geçtiğimiz günlerde de "Yaşamboyu turizme hizmet" ödülüne layık görülen 30 yıllık turizmci Tonguç'un bu 20. ödülü. İlk sezonda yurt içi ve yurt dışından 12 ayrıcalıklı rotanın sunulduğu programın 2. Sezon çekimleri Singapur ile başlamak üzere kendilerini yolculuyor, başarılarının devamını diliyoruz.



HAVADAN SUDAN

Ruhu şaşkın hallerdeyim…

Dört Mevsim Bahçeşehir

Haberleri mi izliyoruz, kabus mu görüyoruz yoksa korku filmi mi seyrediyoruz belli değil. Programların içeriği küçük dilimizi yutmamıza neden olmakla beraber bu programlara gösterdiğimiz ilgi ise neyin ölçüsü inanın anlamak imkansız. Bu yılın başında açıklanan istatistiklerden biri de Türk Sineması ile ilgiliydi. Türk sinema izleyicisi en çok Türk filmlerine 2017 yılında gitmiş. Müthiş bir artış var. Bir zamanlar Türk sinemasının emekçisi olan babam sayesinde Türk sinemasının ekmeği ile büyümüş olan bendeniz bu veriye çok memnun oldum. Sinemacıları yalnız bırakmayınız lütfen. Türk filmlerine gidin. Çok emek, çok alın teri, çok sevgi var emin olun. Sinemasever olarak son gittiğim film ArifV216'yi ise iftiharla tavsiye ederim. Gidin, görün. Türk sinemasına adeta saygı duruşu olan bu filmde, Cem Yılmaz’ın zekasına hayran kalacaksınız. Başarı hikayelerinin öznesi olan zeka ve cesarete tanık olun.

Öfke kontrolsüzlüğünün ağına düşmüş durumdayız

Bu filmle birlikte, toplumsal cinnet geçirdiğimiz zaman diliminden çıkıp, zarif ve naif günler olan 1969 yılına gitmek bana iyi geldi, size de iyi gelecek. Toplumsal cinnet tamlaması biraz fazla genelleme oldu gibi gelebilir ama değil. Hangimiz eski tahammül düzeyimizdeyiz. Düşününce fark ediliyor ki bu cinnetin, bu öfke kontrolsüzlüğünün az veya çok ağına düşmüş durumdayız. Trafikte bir daha birbirini belki hiç görmeyecek kişiler kavga ediyor, kadınlar dövülüyor, çocuklar dövülüyor, kadınlar öldürülüyor, erkekler öldürülüyor, çocuklar öldürülüyor, hayvana şiddet had safhada, öfke nöbetleri almış başını hayli yol katetmekte, birbirine düşmanca davranışlar, küskünlükler havada uçuşuyor, televizyon tartışma programlarında aydınlar, hukukçular, katılımcılar tükürüklerini saça saça

34 I ŞUBAT 2018

MÜJDE KÖSEO

ĞLU

kavga ediyorlar, tartışma kültüründen uzak. Şiddet, işkence, kavga-dövüş, can yakma, taciz, haber bültenlerinin yarısından fazlasında kendine yer edinmiş vaziyette. Kedileri havalara fırlatanlar, yoğun bakımda göbek atan hemşireler, çocuğuna işkence yapan ana-babalar hatta yazmaya elimin varmadığı ebeveyn davranışları, trafikte silah çekenler, tacizler haber bültenlerinin başrolünde. Haberleri mi izliyoruz, kabus mu görüyoruz yoksa korku filmi mi seyrediyoruz belli değil. Gündüz kuşağında yayınlanan kriminal programlara gelince durum daha da vahim. Programların içeriği küçük dilimizi yutmamıza neden olmakla beraber bu programlara gösterdiğimiz ilgi ise neyin ölçüsü inanın anlamak imkansız. Cem Yılmaz’ın filminden bu konuya hangi ara nasıl geldim onu da anlayamadım. Sanırım çok doluyum. Ruhsal dengem yok olmuş vaziyette. Ruhu şaşkın hallerdeyim. Sakin lütfen sakin. Herkes kapısının önünü süpürürse yaşanılan alan temiz olur düşüncesiyle kendimizden başlayarak sakinlik günleri ilan etsek ne iyi olur. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek adına milletçe zor günlerimizde kenetlenmenin dibini yaşayan bizlerin başaramayacağı hiçbir şey olmadığının inancı da had safhada biline. Yazımı oluşturduğum şu dakikalarda Afrin Harekatı başladı. Zeytin Dalı operasyonuna desteğim ve dualarımla, zafere koşan kahraman Türk Ordusunun Allah yar ve yardımcısı olsun. Sağlık mutluluk huzur temennisi ile...I

Herkes kapısının önünü süpürse!



EMLAK

YANIBAŞIMIZDAKİ GELECEK;

Bölgemizin gayrimenkul pazarının gelişmesinde önemli katkıları olan gayrimenkul proje, pazarlama ve satış danışmanlık firma yetkilisi Bilge Özdemir, İstanbul tarihinin yeniden yazıldığı, bugünün dikkat çeken, yarının gözdesi olacak Kanal İstanbul’u 4 Mevsim’e özel derledi:

Ulaştırma Bakanlığı 65 milyar liraya mal olacak Kanal İstanbul’un güzergahını belirledi. Proje Avcılar, Küçükçekmece, Başakşehir ve Arnavutköy’den geçerek Terkos Barajı’nın doğusundan Karadeniz’e çıkacak. Uzunluğu 45 kilometre olacak Kanal İstanbul projesinde güzergahın netleşmesiyle birlikte Basın, Müteahhit/Proje geliştiriciler ve emlakçıların Kanal İstanbul açıklama çılgınlığı devam ediyor. Bu çılgınlıktan rant elde etmeye çalışan Kanal İstanbul bölge halkının rüyalarını “bol sıfırlı” geceler süslüyor. Şimdiden, Kanal İstanbul’un çevresinde arazilerin haftalar içinde 1.000 liraya kadar çıktığı, çıkmadı ise de emlakçılar çıkabileceğini işaret ettikleri söyleniyor... Basında, Kanal İstanbul piyangosu söylemi ile bölge halkından; inşaatçılara, emlakçılardan gayrimenkul

36

I ŞUBAT 2018

geliştiricilere bölgesel gelişimde planlanabilecek “yerleşim ve yaşam” döngüsü, yeni cazibe merkezi, yabancılar kanal manzarasına gelecek gibi rantın öncelikli olarak değerlendirilmesini, önce yerleşim alanları, sonra ortadan geçecek kanal izlenimini doğru bulmuyorum. Doğru bulmuyorum çünkü; Boğaz ile özdeşleşen İstanbul mevcutta yaklaşık 30 km’lik boğaz uzunluğuna sahip. 2 yaka olarak ele aldığımızda yaklaşık 60 km’lik kıyı boyunda asırlardan beri devam eden yerleşim sürecini yaşıyoruz. 2011 yılında açıklanan; 2018 yılı başında temelleri atılması planlanan projenin kanal fonksiyonunun 2023 hedefi içinde hizmete girebileceğini öngörüyorum. Kasaba-şehir ölçeğinde geliştirilen “yerleşim projelerin” asırlık süre aldığı planlamada toprak rantına / gayrimenkul projelerine yönelik bu

BİLGE ÖZDEM

İR

Emlakchi&R ed Proje Pazarla ac ma ve Satış CEO’su

yaklaşımlar Kanal İstanbul’da logistik, ekonomik ve güvenlik gibi ana amaçlarını unutturmaktadır. Her 5 gemiden 1’inin tehlikeli madde taşıdığı Boğaz kullanımında, 2 günde bir boğazlardan geçen gemilerde karşılaşılan makine arızalarının Boğazda yaratabileceği olası tehlikenin önlenmesi ve Boğaz’da gemilerin uzun mesafeler kat etmesi yerine Kanal İstanbul’u kestirme bir su yolu olarak kullanarak varacakları yere daha çabuk ve daha masrafsız ulaşmasını sağlamak olduğu projenin kanal ve kara yolları sanat eserleri ayağında, yer alacak sanayici, müteahhit, işçi gibi bir çok kesime yaratılan katma değerin oluşturacağı ekonomik değerler ele alınmalıdır. İstihdam katkısı ele alınmalıdır; Kanal İstanbul’un inşaat aşamasında

Dünyanın 5. büyük projesi


Dört Mevsim Bahçeşehir

KANAL İSTANBUL yaklaşık 5 bin kişinin, işletme aşamasında ise toplam 1000 kişinin çalışması öngörülüyor. Turizm etkisi değerlendirilmelidir; Marmara ve Karadeniz ikinci kez birleşecek. İki yarımada ve bir adayla içinden deniz geçen İstanbul, tek şehir özelliği kazanırken, Trakya’da ikinci bir İstanbul Boğazı olacak. Boğaz, su sporları ve etkinliklerle çekim merkezi olacak. Kanal İstanbul dünyanın önde gelen 5’inci büyük kanal projesi olacak. Uzunluk açısından ise 4’üncü büyük kanal olarak tarihe geçecek. Boğaz güvenlik etkisi işlenmelidir; Tanker trafiğinin azalması Boğaz kaynaklı İstanbul’a büyük zarar verebilecek kaza olasılığını azaltacak. Boğaz ekolojisi yönü ile, geçen gemilerin pervane seslerinden bıraktıkları atıklara kadar Boğaz’da

balık ve diğer canlılara verdikleri zarar ortadan kalkacak. Yıllardan beri süpekülatif var sayımlar ile ümit tacirliğinin yapıldığı bölgeler gerçekler ile tekrar yüzleşmelidir. Bu tarz projeler; ulusal, uluslar arası, nesiller boyu sürecektir. Burda önemli ve öncelikli olan Kanal İstanbul’un yakın çevrede yaratabileceği olası etkileridir: -Kanal İstanbul inşaasında görev alacak personelin yeni yerleşim alanları:

Avcılar, Küçükçekmece, Başakşehir ve Arnavutköy bölgelerinde talebe bağlı gayrimenkul kira değerlerinde yükselen ivme ile karşılaşabiliriz, - Kanal İstanbul inşaasında görev alacak personelin yaratabileceği ekonomik katkı: Avcılar, Küçükçekmece, Başakşehir ve Arnavutköy bölgelerinde Kanal İstanbul’un inşaasında görev alacak gücün yiyeceğinden/içeceğine, yaratacağı ekonomik etki dikkate alınmalıdır, - Kanal İstanbul’un çevre faktörü: Kanalın fiili yerleşim süreci yaşanan Küçükçekmece, Avcılar, Başakşehir, Kayaşehir, Şahintepesi, Altınşehir, Bahçeşehir ve Ispartakule yerleşim alanlarında daha yüksek etki oluşturması beklenmelidir, - Kanal İstanbul projesi ile Boğaz ve Boğaz yerleşimleri değer kazanacaktır. I


EKONOMİ

2018’de piyasaları bekleyen riskler

2017 ekonomi ve piyasalar açısından oldukça hareketli bir yıl oldu. Özellikle bölgesel savaşlar, iç karışıklıklar ve terör olayları belirsizliği artırırken, 2008’in sonunda başlayan global krizin izleri de hala etkisini korudu. Peki 2018’de global piyasalarda neler olacak? Her yılbaşı bir anlamda geçen yılla bir hesaplaşma anlamına geldiği gibi, gelecek yıla ilişkin umut, beklentileri ve temennileri de uyandırır. Bu psikolojiyle olsa gerek yılbaşına doğru bütün basın organlarında yılbaşı yaklaşırken geride kalan yılın belli başlı gelişmeleri hatırlatılır. Yeni yılın ilk günlerinde ise içine girilen yeni yıla ilişkin beklenti ve tahminler haberleştirilir. Ekonomi basını da bundan azade değildir. Yılbaşına doğru geçen yıl yatırım araçlarının ne kadar getiri sağladığından tutun da enflasyondan, üretime, cari açıktan, borçlanmaya, faizlerden kurlara kadar bir önceki yılın ekonomi açısından önemli bilgileri hatırlatılır. Yeni yılla birlikte ise ekonominin yeni yılda nasıl bir performans göstereceği ve buna bağlı olarak piyasaların nasıl bir seyir izleyeceğine yönelik tahminler, analizler yapılır.

Bu sene de aynı rutin gerçekleşti. Geçen yıl neler olduğuna dair çokça haberler, analizler, raporlar yayınlandı. Bunların çoğu gazetecilik deyimiyle “bayat” haber oldu. Ama 2018’de ekonomide neler olacağına dair analizler hala güncelliğini koruyor. Bu konuyla ilgili yapılan analizlerin bir özetini yapmaya çalışacağım. Bütün dünyada, Kuzey Kore’den Ortadoğu’ya, Venezüella’dan İran’a kadar bir çok bölgede jeostratejik krizler ve iç karışıklıklar güncelliğini koruyor. Bu nedenle dünyanın bir çok bölgesinin “patlamaya hazır bir dinamit fıçısı” gibi olduğunu söylemek abartılı olmaz. Buna ekonomik riskleri de eklediğimizde piyasalar açısından oldukça sorunlu ve belirsiz bir döneme girdiğimizi söylemek yanlış olmaz.

Dinamit fıçısı

38

I ŞUBAT 2018

Bu bağlamda Deutscehe Bank’ın yayınladığı rapor oldukça önemli. Deutsche Bank, açıkladığı bir raporla 2018'de global piyasaları bekleyen 30 riski sıraladı. Bankanın global piyasalar araştırma birimi tarafından hazırlanan listede yer alan riskler büyük ölçüde faizlerin seyri, bölgesel seçimler ve konut piyasası üzerine. Kuzey Kore ve Bitcoin'in de risk listesinde kendisine yer edindiği görülüyor. İşte, o liste: 1) ABD'de enflasyonun 2018'in ikinci çeyreğinde yukarı yönelmesi. 2) Avrupa Merkez Bankası'nın 2018'in ikinci çeyreğinde parasal genişlemeden çıkış sinyali vermesi. 3) ABD'de yatırım yapılabilir seviye ile çöp notlu yüksek getirili tahviller arasındaki makasın düşük iştah nedeniyle açılması 4) Yeni Fed başkanının piyasa tarafından test edilmesi; kararlar siyasi mi veriye bağlı mı olacak? 5) Almanya'da enflasyonun yukarı yönlü sürprizi 6) Almanya'da ücretlerin yukarı yönlü sürprizi 7) Avrupa'da negatif tahvil faizlerinin sona ermesi ve bunun global piyasaları etkilemesi 8) BoJ Başkanı'nın değişmesi ve BoJ'un

Globol riskler

KAYHAN ÖZTÜ

RK

FİNANSGÜNDE M.COM GENEL YAYIN YÖ kozturk@finan NETMENİ sgundem.com

2018'in ikinci yarısında getiri eğrisi kontrolünden vazgeçmesi 9) Global merkez bankalarında parasal genişleme sona ererken ABD tahvilleri ve Alman tahvillerinde primin yükselmesi 10) ABD hisse senetlerinde değerleme ve temellerin uyuşmaması 11) ABD hisse senedi piyasalarında düzeltme; uzun süredir bir düzeltme görmediğimiz piyasalar en azından küçük bir düzeltmeye hazır mı? 12) Yüksek enflasyon, jeopolitik riskle veya global merkez bankalarında parasal genişlemenin yavaşlamasıyla volatilitede sıçrama 13) ABD vergi reformunun beklenenden daha büyük pozitif etki yapması 14) ABD'de gelir eşitsizliğinin artarak daha fazla popülizme zemin hazırlaması 15) Mueller soruşturması 16) Kuzey Kore 17) Emtia fiyatlarında yükseliş 18) Bitcoin'de satış dalgası ve bunun bireysel yatırımcıların güvenini etkilemesi 19) ABD'de Kasım ayında dönem ortası seçimleri 20) Nisan ayında olası İtalyan seçimleri 21) İngiltere'de yerel seçimler 22) Rusya'da başkanlık seçimleri 23) İrlanda'da başkanlık seçimleri 24) Brexit gelişmeleri 25) İngiltere'de yeni hükümet olasılığı 26) İngiltere'nin Brexit'ten dönmesi 27) Kanada veya Avustralya'da konut balonunun patlaması 28) İsveç veya Norveç'te konut balonunun patlaması 29) Çin konut balonunun patlaması ve buna bağlı hisse senedi piyasalarında düzeltme 30) Çin ekonomisinde beklenenden daha sert iniş yaşanması


Dört Mevsim Bahçeşehir

Alan Yatırım’ın hazırladığı rapor ile borsa, euro, dolar ve küresel piyasalara yönelik beklentilerini duyurdu. Rapora göre global büyümenin 2018 yılında da 2017 yılına benzer şekilde devam etmesi bekleniyor. Global beklentiler, büyümenin küresel ölçekte 2017 yılında yüzde 3,7, 2018 yılında ise yüzde 3,8 olarak gerçekleşmesi yönünde. ABD, Euro bölgesi, Çin ve diğer gelişen ülkelerdeki büyümenin güçlü duruşunun küresel büyümeyi desteklemesi bekleniyor. 2018 yılı için diğer bir önemli fenomen ise, global bazda enflasyonist baskıların yeniden ortaya çıkması olarak görülüyor. 2018’de artan enerji fiyatları ile birlikte üretici maliyetlerindeki artış eşliğinde küresel ölçekte enflasyonda yükseliş bekleniyor. Para politikalarının gündeminde ise, genel olarak parasal gevşemeden çıkış ve faiz artışları ön planda olacak. 2018 yılı içerisinde FED’in 3 faiz artışı yapması beklenirken, Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alımı politikasını sonlandıracağı tahmin ediliyor. En güvenli merkez bankası olarak görülen Japonya Merkez Bankası’nın da global seyre ayak uydurarak tahvil alımlarını azaltıp, faizleri yükseltmesi sürpriz olmaz. Bu arada Gedik Yatırım, Türkiye’nin ve küresel piyasaların ekonomik görünümlerinin yanı sıra beklenti, risk ve tahminlerin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği 2018 Strateji Raporu’nu açıkladı. “Yeni normalin ilk sonuçlarını görme vakti” başlıklı raporda, 2018 yılının Türkiye’de büyümenin güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceği bir yıl olacağına vurgu yapılarak, ekstra önlemlere duyulan ihtiyacın azaldığına ve Türkiye ekonomisi için normalleşme döneminin başladığına dikkat çekildi.

Global büyüme

2018 yılının Türkiye’de büyümenin güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceği bir yıl olacağına vurgu yapılarak, ekstra önlemlere duyulan ihtiyacın azaldığına dikkat çekiliyor.

Türkiye ekonomisi şoklara karşı direncini kanıtladı

Rapora ilişkin bilgi veren Gedik Yatırım’ın Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, “Türkiye, 2017 yılında ilgili otoriteler tarafından ekonomi ve finansal piyasaları destekleme yönünde alınan yerinde önlemlerin katkısıyla, iktisadi faaliyette oldukça güçlü bir performans sergiledi. Bu durum, Türkiye ekonomisinin negatif şoklara karşın ne denli dirençli olduğunu en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir. 2018 yılında, geçtiğimiz yıl elde edilen yüksek ekonomik büyüme rakamlarının yakalanmasının kolay olmayacağı düşüncesindeyiz ancak büyümenin bir miktar yumuşak iniş gösterse de güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceğini değerlendiriyoruz. Türkiye ekonomisi açısından 2018’in bir dengelenme yılı olacağı ve genel iktisadi faaliyetteki olumlu seyrin korunacağı düşüncesindeyiz” dedi. I ŞUBAT 2018 I

39


EKRANLARDA NELER OLUYOR?

Başkasının açtığı yoldan ilerlersen

ONUN İSTEDİĞİ YERE VARIRSIN

Onun istediği yere varmakla kalmaz aynı zamanda kendinden farklı biri de olursun. Ne kadar doğru değil mi? Yeryüzündeki insanların acaba yüzde kaçı hayatında ELİF YAKAR kendisine tam istediği gibi bir yol çizebilmiş. Kaç kişi kendi belirlediği yolu yürümüş ve bu yolda mutluluğu bulabilmiş. İnsanoğlu nankör, gözü hep elinde olmayanda olduğundan aslında mutlu olmak çok zor. Ancak, işin özü ister mutlu, ister mutsuz olun kendi seçtiğiniz bir yolda yürümüş ve sonucunu yaşıyorsanız sadece kendi seçiminiz olması bile sizin mutluluğu yakalamış olduğunuzu gösterir aslında. Her ne kadar bunu, sonuçlar kötüyken görmeseniz de Siyah Beyaz Aşk dizisindeki gibi can bildiklerinizin sizi bir kukla gibi oynattıkları bir hayatı yaşayanları seyrettiğinizde anlıyorsunuz. Dayısı tarafından on iki yaşında babasının katilini öldürmeye zorlanmış bir çocuğun hayatına tetikçi olarak devam ettiği bir öykü anlatılıyor dizide. Tamam yaptığını savunmuyorum ama hayatta en imkansız görülen durumların bile haklı/haksız, iyi/kötü bir açıklaması olduğunu gösteren güzel bir replik geçti dizide. Söylemeden edemeyeceğim 'Senin seçim yapmak zorunda kalmaman seni iyi yapmaz.’ Yaptığınız seçimler keşke yalnızca sizi mutsuz edecek şeylerden ibaret olsa, hayat daha yaşanası bir yer olurdu kesin. Allah'ım her bir karesi aşkın yaşı yoktur sözünü hatırlatır bir hal aldı. Esma Sultan karakterinin Süreyya karakterini tabiri caiz ise 'yediği' bölümler izlemekteyiz. Herkesin gözü bu altmış plus ilişkide. Bence senaryoda yapılan bu akıllıca hamle nefes verdi diziye. Tebrik ediyorum kendilerini. Kaynana gelin kavgası bir yere kadar ötesi çekilmiyordu.

İstanbul’lu Gelin

Tamam renkli gözlüyüm ama nazarım değmez gerçekten:) Tam dedim dizi çok iyi üzülüyorsun, ağlıyorsun ama ajitasyon yok hop Kadın ölümcül hasta. Annesinin yanına taşınıp eziyet görüyor resmen. İki çocukla verdiği mücadelenin sonlarına yaklaşırken içimizi dağladı. Kırgın Çiçekler'in insan hayatı üzerinde olabilecek bütün kötü durumları senaryosuna taşıyan senaristi ile kahve içildi sanırım. Tamam, reyting yoksa kalite hiçbir şey, çok çok çok üzülerek piyasanın mücbir kanununun bu olduğunu bilsem de AB grubuna hitap etmeye çalışmanız çok aşikar oldu. Tek başına dik durmaya çalışması, bir annenin mücadelesi anlatılırken ne bileyim o Arif ile eylensin ya da bak yaşıyormuş kocasını bulsun, çocukları mutlu olsun, fakirdi falan ama kocası kayak hocası zaten, hem şimdi kış vakti bulur bir kaç

Kadın

40

I ŞUBAT 2018

kuruş bakar çocuklarına, mutlu mesut yaşasınlar, ölmesin ama ölse de gözü arkada kalmaz. Falan amaaan ne bileyim kıştan mıdır nedir bir mutlu olasım, herkesi mutlu göresim var:) Vermeyin bana dram dolmuşum belli. Yeni diziler art arda ekranlarda yerini alıyor, kışın kendini gösterdiği son günlerde şöyle battaniyeye sarılıp mıck mıck aşk filmleri izlemek isterkene ekranlarda aşkı mumla aradığımı fark ettim. Buyurunuz efendim:

Babamın Günahları

Kadir Doğulu dediler, Melisa Sözen dediler, Mustafa Uğurlu dediler, (şahsen hepsini ayrı ayrı severim) hikayede de babalık olduğu belli, aile dizisi, tamam dedim ya bu iş süper. Ama maalesef ellerimin böğrümde kaldığı, içi-

mizi yaka yaka Kadın dizisinden hallice olduğumuz bir dizi oldu. Tamam hayatın gerçekleri, tamam etrafımıza baktığımızda daha kötü durumda olanlar var ama çocuk denince insanın dimağı duruyor. En azından ben de böyle. Çocuk oyuncuların mümkünse çocuk dramlarının anlatılmadığı Selena gibi çocuk dizilerinde yetiştirilmeleri gerek diye düşünüyorum. Çocuk oyuncular ben ne oynamışım diye kendi dizisini seyretmeye kalksa psikologla birlikte yaşlanır gerçekten. Yapmayın, olmuyor özellikle çocuklarımıza ne kadar hayal etmeyi, umut beslemeyi, iyimserliği aşılarsak gelecek nesillerimiz o kadar hayat dolu, neşe dolu, mutlu bireyler olacaktır. Ağız dolusu küfür eden oyuncular ve zengin insanların su yerine bile içki içtiklerini sanarak büyümüş çocuklar olarak sansürle geldiğimiz bu güzel noktayı bir adım daha ileriye taşıyabiliriz. Dramlardan çocukları uzak tutalım, ey saygıdeğer yapımcı, yönetmen ve senaristlere sesleniyorum. Gelecek bir nebze de olsa sizlerin elinizde. Dikkat edin lütfen. Hayatta ne yaşarsanız yaşayın sağlıktan ötesinin olmadığını anlayacağınız


Dört Mevsim Bahçeşehir

şükrede şükrede bir hal olacağınız bir dizi daha yapmışlar. Bu kadar gam kederin içerisinde bunu kaldırabilen varsa seyretsin ne diyeyim bilemiyorum. Pamir Pekin'in aynı saç modeli ve kendinde ufacık bile değişiklik yapmayarak bir dizi setinden diğer dizi setine aynı gün içerisinde geçmiş gibi hali ile başlayan bir dizi. ‘Allah aşkına Pamir bari saçını tersine tarasaydın diyesim var, bak Nebahat Çehre bile en azından yaşlanmış:)’ Neyse biz beğenmedikçe çocuk dramı yapıp duruyorlar diye düşündüğümden yine, yeniden bir intikam dizisi diyerek başlamayacağım:) Ama maalesef öyle. Her ne kadar haklı gerekçeleri olsa da insanın bırakın ömrünü bir kaç dakikasını bile başkasından intikam almak için geçirse yazık zamanlar diye üzülürüm hep. Neticede insanoğluyuz yapmıyor muyuz hepimiz yapıyoruz en küçük intikamımızı bile kimsede bırakmadığımız insan hayatı boyunca en az onlarca örneği olsa da gerçekten hayat o kadar kısa ve güzelken buna harcadığımız zamanlara acımadan edemiyorum. Efendim yani ortanın üstünde oyuncu kadrosu sanıyorum ki çok büyük reytingler beklenmeden yapılmış bir dizi. AB grubu beni yanıltıp ta ikinci sezona taşırsa bilemem ama ıhıhı olmamış.

Yuvamdaki Düşman

Dram dram üzerine ama bazı durumlar var ki işlenmesi gerek, içiniz dayanmıyor ama olsun bir kişiyi bile düzeltse yaptığını görme şansı verse kar kardır mantığı ile ekranlarda olsun diyorsunuz yine de. Şimdiye kadar hep romantik komedi tarzında verilen Karadeniz dizileri sanıyorum ki ilk defa bu kadar ağır bir konu ile karşımızda. Sevgili ülkemin kanayan yaraları arasında hatırı sayılır bir yerinde duran kadına şiddet konusunu en ağırından çekmişler reytingleri ne olur tahmin edemiyorum ancak ben öfkeden delirdim. Nasıl bir vicdan yoksunluğudur bilinmez ama gerçekten toplum olarak çok yol katetmemiz gereken bir konu. Yazık ki aynı zamanda toplum olarak körleştiğimiz de bir

Sen Anlat Karadeniz

konu. Karı koca arasına girilmez, sen kötü olursun diyerek büyütüldük geldiğimiz noktaya bakın. Yazık. Onca kamu spotları onca dernekler, kanunlar vesaire önüne geçilemiyor. En kötüsü de sevgi kispesi altında bunu yaptıklarını savunan zavallılar. Sevgi böyle bir şey değil bir anlasalar yetecek aslında. Gam, kahır dolu senaryosu var ama hakkını yemek olmaz kaliteli bir yapım olmuş, gelecek vaat ediyor. Aman Allah'ım ne kadar güzel bir yapım olmuş diyeceğim ama yalaaaan:) İlla da şarkı söyleyeceğim diyen bir genç kızın o çok zengin babasının bulup evine getirdiği ama malum üvey kardeşleri tarafından pek de hoş karşılanmaması. Kendimi 1970'lerde Yeşilçam hikayelerini seyreder gibi hissettim. Tat aynı mı bilemedim. Kadrosunda Ebru Cündübeyoğlu var kesin seyredilir derken ileriki bölümlerde kendini seyredilir hale getirir inşallah diye umut ederken buldum kendimi. Ey 2018 hadi be ya biliyorsun, yaparsın

Gülizar

ver bize şöyle Bir Cihan Fatih'i Kenan'ı :) Yapım nedir seyredelim. Lakin bu yeni yapımlar beni pek açmadı. Önümüzdeki günlerde daha güzel yapımlar seyretmek dileğiyle... Bu ay yabancı dizi yerine yabancı film önermek istedim size. Bir Bollywood filmi, Aashiqui 2: Kesinlikle herkese tavsiye edebileceğim, çok güzel bir film. Filmin birincisi yok, aramayın:) Direk ikincisini çekmişler, alkol nedeni ile şöhretini kaybeden bir şarkıcının yeni bir star yaratması ve onunla olan aşkını konu alıyor. Süper bir aşk filmi aslında ama içerdiği alkol bağımlılığı hikayesi başlı başına onu konu olarak çok yukarılara taşıyor. 'Ateşi, yakan söndürür' sözü ile sizi bulunduğunuz yerlerden olmak istediğiniz yerlere taşıyacak bir film. Mutlaka izleyin derim. Aşka Yolculuk, Leap Year: Sevgilisine evlenme teklifine giderken yol arkadaşına aşık olan kadının hikayesi. Tamam konu biraz absürt ama eğleneceğiniz, keyifli bir yapım. Hepinize iyi seyirler. I

AYIN ELEŞTİRİSİ: Çocuklar üzerinden dram anlatılmasın. AYIN REPLİĞİ: Delibal, 'Hayatın ne kadarını göze alırsan o kadarını yaşarsın' AYIN ŞARKISI: Siyah Beyaz Aşk, Mehmet Erdem, Hepsi Benim Yüzümden AYIN ÖNERİSİ: Kaliteli yapımlar için dizi süreleri azaltılsın AYIN REYTİNGLERİ PAZARTESİ: Söz SALI: Ufak Tefek Cinayetler ÇARŞAMBA: Diriliş Ertuğrul PERŞEMBE: Vatanım Sensin CUMA: İstanbul’lu Gelin CUMARTESİ: Yeni Gelin PAZAR: Savaşçı ŞUBAT 2018 I

41


SOSYAL PROJE

Rotary 2420. Bölge Guvernörü Kaan Kobakoğlu:

Amacımız eğitimde fırsat eşitliği sunmak “İhtiyaç sahibi öğrencilere yaklaşık 4,500,000 TL değerinde proje gerçekleştirdik. Faydalanan öğrenci sayısı yaklaşık 45,000’in üzerinde. Son dönemde bilinirliğin ve yapılan yardımların artması ile oldukça ivme kazanıldı” diyen Kaan Kobakoğlu ile Rotary Eğitim Dostları Platformu’nu konuştuk... Hasan Güntürk Rotary Eğitim Dostları Platformu ne zaman kuruldu, amacı nedir?

Eğitim Dostları Platformu bir Rotary projesidir. Proje 2014-2015 döneminde başlatılmıştır. Bu proje, Türkiye sınırları içinde bulunan tüm ilk, orta ve lise seviyesindeki devlet okulu öğrencilerinin, temel ihtiyaçlar dışında kalan, devlet planlamasının haricindeki ihtiyaç ve kişisel istekleri karşılayabilmeyi amaçlayan bir

platformdur. Amacımız, özel okullarda okuyan maddi imkanları daha iyi olan öğrenciler ile devlet okulunda eğitim gören öğrencilere fırsat eşitliği sunmaktır.

Bütçe desteği sadece Rotary üyeleri tarafından mı sağlanıyor?

Gönüllülük ilkesi ile biraraya gelmiş komite üyeleri ve desteğini esirgemeyen Rotaryenler ve Rotaryen eşleri aracılığı ile projelerimizi gerçekleştirmekteyiz. Bu hizmeti vatanımıza olan borcumuzu ödemenin bir yolu olarak görüyoruz. Bu platformda, bireylerin tek başına yapmak istediği hizmeti 2.000 üyesi olan ve aynı amaca hizmet eden Rotaryenler ve Eşleri ile birleştirerek,

Rotary 2420. Bölge Guvernörü Kaan Kobakoğlu ve eşi Esra Kobakoğlu

42

I ŞUBAT 2018

bireysellikten çıkartıp toplum hizmeti haline getirmeyi hedefliyoruz. Bunu yaparken de, Rotary kulüplerinin çok önemsediği ve uyguladığı eğitim projelerini bir çatı altında toplamayı amaçladık. Münferit girişimleri Rotaryen olmayıp destek olmak isteyen lakin nasıl ulaşacağını ve desteğini nasıl ulaştıracağını bilemeyen bireyleri de bu çatı altında buluşturmayı planlıyoruz. Amacımız sadece birşeyler yapmak değil, gerçek ihtiyaçları ve öğrencilerin kişisel isteklerini yerine getirerek onların bedensel ve ruhsal gelişimine destek olmak. Sistem nasıl işliyor?

Toplama bakıldığında en doğru yönlendirmeyi Milli Eğitim Bakanlığıʼnın organlarının tesbit edeceğini ve doğru hedeflere ve yaptıklarımızın doğru amaca ulaşacağını düşünerek hareket ediyoruz. Bunu yaparken hem bizim, hem de Milli Eğitimʼin yapılanların envanterine ulaşabilmesini sağlamak istiyoruz. Bu düşünce ve ilkeler doğrultusunda www.egitimdostlari.org web sitesi hayata geçirilmiştir. Öğretmenler veya okul yöneticileri, siteye üye olup ihtiyaç sahibi öğrencilerin kişisel ihtiyaçlarını veya gelişimleri için gerekli ihtiyaçları tanımlayarak proje haline getiriyorlar. Arkada ciddi emek sarfeden komite üyelerimiz önce öğretmen ile bağlantıya geçip projenin istihbaratını gerçekleştirip projeyi yayına açıyorlar. Gönüllü bağışcılar bu sitede


Dört Mevsim Bahçeşehir

www.egitimdostlari.org Bahçeşehirli dostlarımız siteden bir veya bir kaç proje seçip; projeyi sahiplenebilirler. Sonra isterlerse bize; proje ismi vererek projenin yapılmasını sağlayabilirler.


Dört Mevsim Bahçeşehir

SOSYAL PROJE

yer alan projelerden arzu ettiklerine; diledikleri kadar destek yaparak katkıda bulunabilirler. Proje için gereken destek tamamlandığında, tedarik aşamasına geçilmekte. İstenen malzemeler temin edilerek, bizzat talep eden öğretmene teslim edilmektedir. Böylece yapılan desteğin doğru amaca ve gerçekten yerine ulaştığından hem biz hem de resmi kurumlar emin olabilirler. Proje ve site tüm kamuoyuna açıktır. Her isteyen projelere istedikleri oranda katkı yapabilirler. Gönüllü kişiler; projeyi üstlenip; tamamını temin ederek okula doğrudan kendileri teslim edebilirler. Projeler için kaç kişi gönüllü olarak çalışıyor?

Komitemiz 2420. Uluslararası Rotary üye ve eşlerinden ve gönüllülerden oluşan aktif 10 kişiden oluşmaktadır. Ancak; tüm bölge rotary kulüp üyeleri ve eşleri projenin doğal destekçileri konumundadır. Projeden şimdiye kadar kaç okul veya sınıf faydalandı?

Rotaryʼde dönemler 1 Temmuz tarihinde başlar. Dolayısı ile size bizim

dönemimizin başlangıcı olan 1 Temmuz 2017 tarihinden bugüne kadar tamamlanan projelerden bahsedebilirim. Yaklaşık 4,500,000 TL değerinde proje gerçekleştirdik. Faydalanan öğrenci sayısı yaklaşık 45,000ʼin üzerinde. Son dönemde bilinirliğin ve yapılan yardımların artması ile oldukça ivme kazanıldı. Ayrıca 12 ilçede maymakamlıklar ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile işbirliği yaparak, özellikle doğu ilçelerinde yetkililerin belirlediği öğrencilere, 32,000 adet bot, mont, pantalon, kazak ve gömlekden oluşan setleri ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştırdık ve dağıtımlar şu günlerde de devam etmektedir. Bir pojemizde hiç tiyatroya gitmemiş öğrencilerin, tiyatroya gitmelerini sağladık. Pek çok okulda satranç odası oluşturduk, birçok müzik odasının kurulmasını gerçekleştirdik. Pek çok okulda kapı ve merdiven görselleri ile öğrencilerin dil öğrenmeleri için katkı sağladık. Hepimizi çok etkileyen bir projeden de bahsetmek istiyorum. Doğuda oldukça ücra bir bölgede bulunan

bir öğretmen, öğrencilerinin hiç palyaço görmediğini belirterek palyaço gönderilmesini istedi. Komite üyesi arkadaşlarımız öğretmen ile bağlantıya geçip, oraya palyaço göndermenin mümkün olmadığını lakin kıyafetini gönderebilecekleri belirttiler. Öğretmen kabul etti, ve hemen kıyafet sağlanıp gönderildi. Bölgeden birine giydirilip çocuklara gösterilmiş. Çocukların gözlerindeki mutluluğu ve heyecanı tahmin edebilirsiniz. Çocukların gözlerindeki mutluluk paha biçilmez bir haz veriyor insana ve daha çok ne yapabiliriz diye yola devam ediyoruz. Talepler için bir sınır çiziliyor mu?

Proje talepleri için bir sınır yok. Ancak 2000-3000 TL civarındaki projelerin daha hızlı bir şekilde gerçekleştirildiği gözlenmektedir.

Gelen tüm talepleri destekleyebiliyor musunuz? Ya da seçmeniz gerekirse önceliğiniz ne oluyor? Taleplerin karşılanması genelde bağışcıların istekleri doğrultusunda gelişiyor. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi küçük bütçeli projeler daha çok ve çabuk karşılanıyor. Bu faydalı platform için Bahçeşehirliler size nasıl destek olabilirler?

Kaan ve Esra Kobakoğlu Yayın Yönetmenimiz Hasan Güntürk’e projeler hakkında bilgiler verdi.

44

I ŞUBAT 2018

Bahçeşehirli dostlarımız siteden bir veya bir kaç proje seçip; projeyi sahiplenebilirler. Sonra isterlerse bize; proje ismi vererek projenin yapılmasını isteyebilirler. Biz, komite olarak, öğretmenle iletişime geçip, organizasyon sürecinde yardımcı oluruz. Okullarımızın ve öğrencilerimizin ihtiyaçları sınırsız ve bu çocuklar bizim geleceğimizdir... I





ADVERTORIAL

HELİKOBAKTER PİLORİ AĞIZ KOKUSUNA YOL AÇIYOR Ağız kokusu (Halitosis) veya solunumun kötü kokması (Bad Breath) toplumun yaklaşık % 30’unu etkilemektedir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; Bu yakınmanın neden olduğu sosyal problem biyolojik problemden daha fazladır. Medicana International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Laika Karabulut, ağız kokusuna yol açan sindirim ve solunum sistemi hakkında önemli bilgiler verdi.

Ağız kokusunun % 90ʼı ağız içi problemlerden kaynaklanmaktadır. % 10 kadar kısmı sindirim ve solunum sistemi kaynaklıdır. Sindirim sistemi problemleri olan kişilerde ağız kokusu daha çok çürük yumurta kokusunu andırmakta ve özellikle geğirmeyi takiben bu koku daha fazla hissedilmektedir. Gıdaların sindiriminin başlamasını takiben gerek enzimler gerekse bakteriler tarafında parçalanan gıdalardaki sülfür bileşikleri ağız kokusunda önemli rol oynamaktadır. Gerek mide içinde geğirerek, gerekse kana geçen bu metabolik ürünler solunumda koku yaratabilir.

Ağız Kokusunun Tanısı için Gastroskopi Şart

Hastanın ağız kokusuna karın ağrısı, karında şişkinlik, kilo kaybı, bulantı gibi semptomlar eklenmiş ise bakterinin tanısı ve diğer hastalıkların tanısı için “AltınStandard” olan midenin endoskopik incelemesi (Gastroskopi) gereklidir.

Eğer Sadece Ağız Kokusu Mevcut İse

Helikobakter Pilori Nedir?

Sülfür bileşenleri oluşumunda mide içinde yer alan “Helikobakter Pilori” olarak isimlendirilen bakteri önemli rol oynamaktadır. Sindirim sisteminde ağız kokusuna sebep olan en önemli neden Helikobakter piloridir. Helikobakter pilori gastrit ve duodenum ülserinin (on iki parmak barsağı ülseri) ana nedenidir.

Mide Kanseri Riskini Arttırabilir

Ailesinde 1. derece akrabalarında mide kanseri olanlar için mide kanser riskinin artmasında rol alabilir. Dünya popülasyonunun % 50ʼsinde Helikobakter Pilori mevcuttur. Hijyen koşullarının artmış olması bu bakterinin rastlanma sıklığını azaltmaya başlamıştır.

Medicana International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Laika Karabulut

Bu gibi durumlarda Helikobakter Pilori için noninvaziv olarak adlandırdığımız testleri yaparak bu bakterinin varlığını ortaya koyabiliriz. Helikobakter Pilori için, Üre-nefes testi ve dışkıda Helikobakter Pilori antijeni yapılır. Bu testlerin duyarlılığı % 98 olup tedavi takibinde de kullanılmaktadır. Kanda bakılan Helikobakter Pilori antikorları hastalıkla karşılaşıldığını gösterir. Gerek infeksiyonun aktifliği veya tedavinin cevabında duyarlılıkları düşüktür.

Helikobakter Pilori Nasıl Tedavi Edilir?

Helikobakter Pilori pozitif saptanması ve ağız kokusu bu nedene bağlanırsa verilecek tedavi antibiyotik ve asit süprese eden “Proton Pompa İnhibitörüPPI” denilen ilaçlar birlikte kullanılır. Kullanımı esnasında mutlak hekimin önerisi ile kullanılmalıdır. Antibiyotiklere kısa sürede direnç oluşturan bakterinin eradikasyon dediğimiz tedavinin başarısını düşürmektedir. 2 haftalık tedavidir. Mutlak kontrol ve takip, tedaviye cevap hekim tarafında takip edilmelidir.



SAĞLIK

Dört Mevsim Bahçeşehir



ÇOCUK SAĞLIĞI

?

ATEŞ BİR HASTALIK MIDIR

Mevsim kış.. Biz ve çocuklarımız çoğu zaman kapalı alanlardayız. Bu da mikropların (virüslerin, bakterilerin) vücudumuzda bulunup çocuklarımızı hasta etme olasılığını artırıyor. Çünkü havada asılı bulunan mikroplar kapalı ortam ısısında çoğalıyor ve vücudumuza girip çocuklarımızı hasta ediyor. Mikroplar burundan, ağızdan, deriden girerek vücut ısımızı yükseltiyor ve biz bunu ateş olarak anlıyoruz. Elbette ateş yalnızca mikrobik bir hastalık sonucu olmaz ama çocuklarda çoğu zaman bir mikrobik hastalık habercisidir. Mikrop değişik yollardan vücuda girince beynimizde vücut ısısını düzenleyen termostat (hipotalamus) ayarları bozuluyor. VÜCUT TERMOSTATIMIZ BİZİ SAVUNMAK İÇİN normal çalışmıyor ve ateşimiz yükseliyor. Buradan da anlaşılacağı üzere ateş bir hastalık değil, bir hastalık bulgusudur. Bu nokta çok önemlidir çünkü belkide ateşi hemen düşürelim derken (özellikle 38.5 koltuk altı) vücudun savunma sistemini bozuyor, hastalık süresini uzatıyor veya hastalık seyrini, ciddiyetini bozuyoruz. Koltuk altı ısısı 37.4 Ağız ısısı 37.5 Makat ısısı 38 Kulak ısısı 37.8 derecenin üzerinde ise çocuklarımız ateşli demektir, vücut kendini bir tehlikeye karşı savunuyor demektir. Vücut kendini savunuyorsa ATEŞ BİR BAKIMA YARARLIDIR DİYEBİLİR MİYİZ? ATEŞİN YARARLARI: G ATEŞ, MİKROPLARIN (ÖZELLİKLE VİRÜSLERİN) DÜŞMANIDIR ve onların çoğalıp hastalık yapmasını engeller. G Vücudumuzu koruyan asker kan hücrelerinin sayısını ve gücünü artırır. G Vücudumuzu koruyan antikor yapımını çoğaltır.

O zaman bırakalım çocuklarımız ateşli mi kalsın, ateşi düşürmeğe çalışmayalım mı? Onu demek istemiyorum tabii.. Ateşin birçok zararı da var. En önemlileri de; G Ateşli havale G Beyin hasarı (özellikle yüksek ateş koltuk altı 41 derece üstü) G Su kaybı ve buna bağlı böbrek hasarı gibi.... Ateş önemlidir, vücudun herhangi bir tehlike ile karşılaştığını bize işaret eder. Burada vurgulamak istediğim ateşi düşürerek çocuklarımızı tehlikelerden uzaklaştırmış olmuyoruz. Ateşi yapan hastalığı çocuk doktorunuzdan yardım isteyerek bulmalı ve tedavi yoluna giderek çocuklarımıza yardımcı olmalıyız. Unutmamamız gereken çok önemli bir nokta da ateşin derecesi ile hastalığın derecesi her zaman paralellik göstermez. Bazen çok hafif ateşler de çok ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. (2 yaş altı ve özellikle 3 ay altı) Ateş basit bir viral enfeksiyon olan soğuk algınlığı, nezle sonucu olduğu gibi zatürre, menengitis (beyin hasarı), idrar yolu hastalıkları veya ameliyat gerektiren çok ciddi hayati tehlikesi olan hastalıkların belirtisi olabilir. Ateşi düşürmek asla çözüm değildir telafisi mümkün olmayan çok ciddi sonuçlar doğurabilir. ÇÜNKÜ; G Ateş ne zaman masum bir vücut savun-

MİSYONUMUZ Hastalıkları tedavi ederken aynı zamanda çocuklarımızın hastalanmassını engellemek için değişen bilimsel veriler ışığında yapılması gerekenler konusunda aileri aydınlatıp, çocuklarımızı her açıdan sağlıklı büyütüp geliştirmek.

Şelale Cad. Manolya Evleri C-1 Blok Daire:2 Bahçeşehir

Tel: (212) 607 23 25 Gsm: (533) 341 92 72 ndemirmohur@hotmail.com www.bahcesehircocukdoktoru.org

ması olup vücuda yararlı, ne zaman zararlı? G Ne zaman ve nasıl düşürülmeli? G Hangi yöntem ile düşürülmeli? G Hangi ilaç nasıl kullanılmalı? G Ateş neden? Bu soruların yanıtını ailelerimizin bilmesi mümkün değildir, tüm bu nedenlerden dolayı ateşli çocuğumuza yardımı çocuk doktorumuz ile birlikte planlamalıyız. Toplumumuzda çok yaygın olarak bilinen birçok ateşi düşürme yöntemi de yanlıştır, bu konuya da değinmek gerekir. Soğuk duş ve uygulama, kolonya, alkol benzeri maddeler kullanarak ateşi düşürmek çok zararlı ve tehlikelidir. Ateşi düşürmek için yapılması gerekenler çocuğun ateş derecesine ve genel durumuna, o zamana kadar geçirdiği hastalıklar gibi bir çok nedene bağlı olarak değişir. AİLELERİMİZİN BİLMESİ GEREKEN ÇOK DEĞERLİ VARLIKLARIMIZ ÇOCUKLARIMIZ İÇİN, ATEŞ BİR SİNYALDİR, ALARMDIR, BİR HASTALIK BULGUSUDUR. Nedeni bilinmeden yalnızca ateş düşürülerek çocuğumuz tedavi edilmez, mutlaka çocuk doktorumuzun yardımını gerektirir. Yardım almadan ateş düşürücülerle ateşi kontrol altına almaya çalışmak çok ciddi ve üzücü sonuçlar doğurabilir. BİZ ÇOCUK DOKTORLARI OLARAK YENİ TIBBİ BİLGİLER IŞIĞINDA SİZLERE BİLGİLERİMİZİ VE TECRÜBELERİMİZİ PAYLAŞMAYA HAZIRIZ. Ateş kabus değildir ama nedensiz olmaz ve bu nedeni bilerek davranmazsak kabusa dönüşebilir. Kalın sağlıcakla… I

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI DR. NACİYE MÖHÜR KİMDİR? Yüksek öğrenimini 1982-1988 yılları arasında İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ’nde tamamlayarak tıp doktoru olmuş, ardından da Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 12.04 1994 yılından beri Çocuk Sağlığı ve Uzmanı olarak İstanbul’da çeşitli özel hastanelerde çalışmış, 2013 yılından beri de Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak Bahçeşehir’de özel muayenehanesinde hastalarını kabul etmektedir. İyi derecede İngilizce bilmektedir. Evli ve iki çocuk annesidir.



SAĞLIK

HPV ENFEKSİYONU

HPV virüsü, kadında hazneye, dış cinsel organlara ve rahim ağzına erkekte ise penis üzerine yerleşir. Birçok virüs hastalığında olduğu gibi HPV virüsü de vücuda girdiğinde hücreler içinde yerleşir ve zaman zaman alevlenmelere yol açarak tekrarlayabilen genital siğil veya kondilom olarak isimlendirilen lezyonlar oluşturur. Tekrarlama eğiliminin olması çoğu zaman hastanın moralini bozar. Virüs vücuda girdikten sonra uzun yıllar boyunca kalıcı olabilir, zaman içinde karnabahar görünümünü alabilirler. Dış cinsel organlarda ortaya çıkan siğillerin bulaşıcılık ve estetik görünüm dışında bir zararı olmamakla birlikte, rahim ağzına yerleşen mikrop, rahim ağzı kanserine neden olması açısından önem taşır. Rahim ağzı kanserlerinin (serviks kanseri) % 98'inin bu virüs ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. HPV sadece genital siğillere neden olmaz. Bu virüsün 100'den fazla değişik alt grubu vardır ve bu gruplardan bazılarının rahim ağzı kanserine neden olduğu bilinmektedir. Bazı tipleri ise anus kanserine yol açabilmektedir. Her HPV tipi kondilom ya da kansere neden olmaz. Aslında çoğu enfeksiyon belirti vermeden geçirilir. Kişi yıllarca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. HPV virüsünü hiçbir belirti vermeden taşıyan kişilere "taşıyıcı" adı verilmektedir. Kuluçka süresi belirli değildir. Virüsle temasdan aylar ya da yıllar sonra bulgular ortaya çıkabilir. Hastaların büyük kısmında 1-6 ay içinde belirti verir. Cinsel bölgeyi enfekte eden virüsler temas yolu ile kolayca yayılırlar. Genital siğilin bulaşması için mutlaka tam bir ilişki olması gerekmez. Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de bulaşabilir. Bulaşma genital HPV hastalığı sırasında ciltte ortaya çıkan mikroskopik yırtıklar ve sıyrıklar vasıtası ile ciltten sıvılarının teması yolu ile de bulaşabileceğini düşündürmektedir. Virus ile temas eden herkes de enfeksiyon bul-

guları ortaya çıkmaz ancak kondilom ortaya çıkan bireylerin büyük bir kısmının partnerinde de virüs olduğu saptanmıştır. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. Cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir.

Tanı: Dış cinsel organlarda bulunan siğillerde tanı, görünüme bakılarak konulur. SMEAR TESTİ: Rahim ağzı kanserlerinin tanısı, rahim ağzından alınan sürüntü örneğinin, patolojik olarak incelenmesi sonucunda konulur. Buna smear testi denir. Virüsün kanser öncesi değişikliklerle ilişkisi olabileceğinden kadınların, her yıl bu testi yaptırmaları önerilir. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. HPV DNA testi: Servikste hücresel değişikliklere neden olan virüslerin saptanmasına yardımcı olur. 30 yaş ve üzeri kadınlarda serviks kanseri taraması için Pap smear ile birlikte kullanılabilir. Ayrıca, Pap smear testi sonucunun şüpheli olduğu durumlarda daha fazla bilgi sağlamak için uygulanabilir. Tedavi: Hastalığın etkin bir tedavi yöntemi yoktur. Dondurma veya yakma denilen işlemler ile kabarcıklar ortadan kaldırılsa bile sonuçlar pek başarılı değildir; hastalık tekrarlayabilir. HPV'nin tedavisinde diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi ağızdan alınan bir ilaç, krem veya aşı ile kesin bir tedavisi bugün için yoktur.

Siğiller hiç zaman kaybetmeden tedavi edilmeli veya yakılmalı.

Jin. Op. Dr. Ayten Bölükbaş

Virüs bir kez vücuda girdiği zaman bağışıklık sisteminin gücüne ve virüsün etki gücüne göre yıllarca, bazı bilgilere göre virüs tipine bağlı olmak üzere 3-5 yıl. Bununla birlikte ortaya çıkardığı lezyonlar yani siğiller (kondilom) mutlaka zaman kaybetmeden tedavi edilmeli ve yakılmalıdırlar. Tedavi olmadığı taktirde siğiller hiçbir değişikliğe uğramadan uzun bir süre kalabilir, ancak bu davranışları oldukça nadirdir. Genelde sürekli olarak büyüme ve yayılma eğilimleri vardır. Çoğunlukla vücudun nemli ve sıcak bölgelerine doğru yayılma gösterir. Eğer vajina ve makat civarında anormal renk ve şekil değişiklikleri varsa, partnerde kondilom var ise mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmek gerekir. Kondilom yani genital siğiller kesinlikle ihmal edilmemesi ve hafife alınmaması gereken bir hastalıktır. Tedavi ile virüsü hemen yok etmek mümkün değildir, siğiller geçtikten sonra virüsün vücuttan uzaklaşması için bazen yıllar gerekir, fakat siğillerden hemen kurtulmak mümkün olabilmektedir. Tedavi sadece siğilleri ortadan kaldırır ve virüse bağlı hızlı olan bulaştırıcılığı, yayılmayı durdurur. Pek çok vakada tek sefer tedavi yeterli olmamakta en az 2-3 seans gerekmektedir. HPV ya da human papilloma virus, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal epitelyal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virüsü olup 100'den fazla tipi vardır. HPV; rahim ağzı, penis, vulva, vajina, anüs ve ağız-boğaz gibi bölgeleri tutarak kansere neden olabilmektedir. Doğru takip ve tedavi edilmelidir.


Çocuk

MM

Genel Cerrahi

M

24 Saat Acil ve Ambulans Kadın doğum

KBB Üroloji Beslenme ve Diyet Psikolog Göz Radyoloji Anti Aging

M M MM M M M M M M

İç Hastalıkları (Dahiliye)

Endoskopi Laboratuarı Laboratuar

HİZMETLERİMİZ

4D (4 Boyutlu Ultrason), TOD ile İdrar Kaçırma Tedavisi, Kolposkopik Yöntem ile Rahim Ağzı Kanseri Erken Tanısı Ateşli Hastalıklar, Aşı Takvimi, Çocuk Obezite, Diyabet

Meme Cerrahisi, Tiroid (Guatr) Cerrahisi, Safra Kesesi Cerrahisi, Fıtık Cerrahisi, Makat Hastalıkları (Hemoroid, Fissür, Fistül, Abse) Pilonidal Sinüs (Kıl Dönmesi), Mide, İnce ve Kalın Bağırsak Cerrahisi Laparoskopik (Kapalı Yöntemle) Cerrahi Ameliyatlar Obezite Cerrahisi Diyabet, Hipertansiyon, Akciğer Hastalıkları, Tüm Hastalıkların Tetkik ve Tedavisi, 24 Saatlik Holter Tansiyon İzleme

İşitme Kayıpları, Kronik Sinüzit, Burun Alerjileri, Nazal Polipozis, Burun Hastalıkları, Burun Kanamaları, Ses Bozuklukları, Kulaklara Tüp Takılması, Tonsillektomi, Adenoidektomi

Böbrekler, İdrar Yolları, İdrar Torbası (Mesane), Prostat Bezi, Penis ve Testisler, Cinsel Hastalıklar Vücut Yağ Analizi, Beslenme ve Diyet Programı

Evlilik, Aile ve İlişki Danışmanlığı, Çocuk, Ergen ve Yetişkin Psikolojisi Katarakt Tedavisi, Glokom ve Şaşılık Tedavisi, Kontakt Lens Direk Grafi, Ultrasonografi, Renkli Doppler, Mamografi Ozon Terapi Ünitesi, Kriyoterapi, PRP

Gastroskopi, Kolonoskopi, Rektosigmoidoskopi, Rektoskopi Polipektomi Ameliyatları Tüm Kapsamlı Laboratuar Tetkikleri Yapılmaktadır.


SAĞLIK

FİZYOTHERAPY KİDS

KONUŞMA FİZİKSEL BÜYÜME BECERİ SOSYAL GELİŞİM ZİHİNSEL ETKİNLİK İÇİN DOĞRU DEĞERLENDİRME Bahçeşehir’de bizlerin hayatına hizmet vermek için açılan Fizyotherapy Sağlıklı Yaşam Merkezi Fizyotherapy Kids ile hizmet alanını genişletti. “Fizyotherapy Kids”in bizlere sunacağı hizmetlerle ilgili merkezin çocuk ve ergen hizmetleri koordinatörü Banu Peker ile bir görüşme yaptık. Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz? 1994 yılında Gazi Üniversitesi’nden mezun oldum. Aynı yıl Ekim ayından itibaren dolu dolu 23 yıl hayatımı çocuklar ve onların hayatındaki psikolojik ve gelişimsel sorunları gidermek/hafifletmek veya o problemle en işlevsel şekilde baş edebilme yollarında rehberlik yaparak geçirdim. Bu süre zarfında çocukla ilgili pek çok yan donanıma ve eğitime ihtiyaç duyuyorsunuz. 1990’lar eğitim ve öğrenme ihtiyacım beni ABD’ye sürükledi ve bir yıl boyunca çok farklı alanlarda gözlemler ve etütler yapma şansına sahip oldum. Pek çok yurt içi eğitimiyle beraber en son Kuzey Avrupa ülkelerinde çocuk adaptasyonu ile ilgili bir çalışma için Danimarka’da kısa bir dönem gözlemci ve katılımcı oldum. Nihayetinde son iki aydır yollarım Fizyotherapy Kids ile kesişti ve şimdi buradayım. Fizyotherapy Kids kapsamında nasıl hizmetler var? Aslında pek çok alan, ben ‘söz konusu çocuksa, biz oradayız’ diyebilirim. Ama 0-20 yaş arası doğumdan yetişkinliğe geçiş koridoru ergenliğe kadar ihtiyaç duyulan pek çok alanda varız. Ben ve beraberinde çalışacağımız uzman arkadaşlarımız da varlar. 0-20 yaş arası oldukça geniş bir alan? Evet öyle. Ama hedefimiz bir insan yetiştirmek, olduğunda gelişimin devam ettiği bu alanda yaşı çok bloke

Banu Peker “Çocuğu ilgilendiren pek çok sorunun yanıtını ‘’oyun terapisi’’, “sanat terapisi’’ tekniklerinden de faydalanarak indirekt bir teknikle kendisine müdahale edildiği hissine kapılmadan yanıtlar arıyoruz” diyor. edemiyorsunuz. Biz merkez olarak bu yaş aralığında karşılaşılan pek çok sorun için ailelerin yanında olmaya gayret ediyoruz. Nasıl sorunlar? Şöyle diyeyim, 0-6 yaş arası çocukluğun altın yılları, büyüme ve gelişim anne karnından sonraki en önemli dönemdir. Bu dönemde anneler büyümenin çocuklardaki etkilerini, olası gelişim risklerini ve sorunlarını göz ardı edebiliyorlar. İşte bu yetişkinliğin tüm tohumlarının atıldığı dönemde hiçbir şeyin gözden kaçmaması için gelişimsel ve psikolojik gelişim takibi annelere ufuk açıcı ve doğru bir rehberlik fırsatı veriyor. Bir de hiç hoşlanmasak-keşke olmasa desek bile hayatın içinde kendiliğinden gelen gelişim farklılıkları var. Gelişim farklılıkları ile bazı çocuklar “sürüden ayrılan kınalı kuzu”

oluyor. + veya – kutup olarak bakmıyorum ben ama alışılagelmiş olanın dışındalar. Örneğin konuşmada örneğin fiziksel büyümede örneğin oyun becerisiyle gördüğümüz sosyal gelişiminde ya da zihinsel etkinliklerde akranlarından daha farklılar. İşte bu grup çocuk için doğru değerlendirme, doğru takip çok önemli ve gerekiyorsa farklılık (+) veya (–) yönde olsun destek programlarını doğru seçmek ve yönetmek gerekmektedir. Peki 6 yaş sonrası? 0-6 yaşı her ne kadar olabilecek en iyi şekilde geçirmek istesek de hayat devam ediyor ve çocuk sürekli yeni şeylerle karşılaşıyor. Kimliği, karakteri şekil alıyor. Sosyal bir insan olma yönünde ilk adımlar atılıyor. Devam eden bu dönemde karşılaşılan riskli davranış bozuklukları bizim için dikkat çekici. “Neyse geçer! Dur bakalım! ‘’

0212 608 01 11 / fizyotherapy.com Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Vali Recep Yazıcıoğlu Cad. Doğa Parkı Evleri No:15 Kat:3 Daire:7 (RUDO Cafe Üstü) Başakşehir / İSTANBUL


Fizyotherapy Sağlıklı Yaşam Merkezi ve GTOS Terapi

denilmeyecek kadar önemli. Bu hızlı büyüme eşiğinde bir de hayatlarına aktif olarak akademik öğrenme giriyor, tercihler giriyor, bireyleşme çok daha çarpıcı hale geliyor ve fırsat çeşitliliği. Tam bu büyüme kargaşasında çocukları iyi bilmek, doğru desteklemek varsa sorunlu durumlarda hassasiyetle yaşamlarına rehberlik çok daha aktif ihtiyaç oluyor. Bazı şeyleri iyi görmek ve çocuğu hayatın ergenlik dönemine hazırlamak gerekiyor. Bazen aileler çok çaresiz, açılımsız durumlarda kalıp bu durumları görmezden gelebiliyor ama sonuçta ne kadar ertelersek erteleyelim riskli durumlar çocukların ve ailelerin dönüp dolaşıp yüzleşme alanına giriyor. (Fazla dolandırmayayım diye gayret ediyorum fakat bu alan göz ardı edilmeyecek kadar önemli, bu yüzden iyi destekli açıklamaya kısmen de olsa giriyorum.) Ve ardından ergenlik mi? Aynen... Yetişkinlik öncesi dönemde, artık hayatı hangi kulvar da yürüteceğine karar veren bir birey çocuklarımız... Fakat kafa karışıklıkları, sorunları oldukça yüksek bir dönem onlar için. Sosyalleşme ve sosyal hayatın aile hayatından öne geçtiği bu alanda hem ailelerde hem çocuklarda kaygı çok yükseliyor. Çatışmalarla doludur ergenlik dönemi ve burada belki “psikolojik yaşam koçluğu’’ tadında rehberlikle hem çocukları hem aileleri oldukça rahatlatan bir hizmet olarak karşımıza çıkıyor. Ebeveynlere annelere yönelik çalışmalar hakkında da biraz konuşalım mı? Çocuğu tanımak ve olası basit veya karmaşık bir durumla karşılaştığımızda, karşımıza aile ve ağırlıklı olarak annelerimiz de çıkıyor. Annelerin annelik becerileri bu alanda kendilerine yükledikleri bazen çok ağır anlamlar, yanlış kurulan ilişkiler sonunda “davranış problemleri’’ ne sebep oluyor. Basitçe örneklendirecek olursak yemek yememe şikâyeti ile ilgili bir çocukta, çocuktan çok anne ile çalışma yapmalıyız. Geç gelen yürüme, konuşma gibi durumlarda; basit davranış sorunlarında annenin

ve çocuğun kurduğu ilişki üzerinden çalışmalar yapmalıyız... Çok kutsal ve özel bir durum annelik ve bu konuda onların bu rolleriyle ilgili yönlendirmeler ve çalışmalar da bu alanın içine giriyor. Çocuklar ile ilgili değerlendirmeler dediğimizde içerisine neler giriyor? Çocuk karmaşık ama açık ve net bir varlıktır. Objektif değerlendirmelerimizden tıbbi bir otorite ile beraberse (bir doktor varsa) Stanford binet, Denver, Geçta, AGTE gibi testlerin pek çoğunu uygulayabiliriz. Ama burada göz ardı edilmeyen temel durum çocuk nörogelişimsel olarak bir gelişim gösterir ve bu bir başlangıçtır. Fakat psikolojik değerlendirmelerde

objektif bir kriter çok daha zor. O zaman biz bu çocuğa ne hissettirdik? Hangi duyguda? Neden bunu yaşıyor? gibi sadece o çocuğu ilgilendiren pek çok sorunun yanıtını ‘’oyun terapisi’’, “sanat terapisi’’ tekniklerinden de faydalanarak indirekt bir teknikle kendisine müdahale edildiği hissine kapılmadan yanıtlar arıyoruz ya da çocuğun ifade edemeyeceği kadar karmaşık olan algısını anlayabiliyoruz, çeşitlendiriyoruz. Ailelerin beklentisi çocuğun durumu ve sosyal uyumlanması gibi pek çok süreçte çocuğa en uygun yaklaşım ve değerlendirme planı sunmak için çalışıyoruz. Tabi bu durumda tecrübe ve deneyim de oldukça önemli oluyor.


KAPAK KONUSU

58

I ŞUBAT 2018


Dört Mevsim Bahçeşehir

Aşkın psikolojik ve fizyolojik açıdan kişiyi daha enerjik ve sağlıklı bir hale getirdiği uzun yıllardır bilinen bir gerçek. Peki ama ilk kıvılcım nerede çıkıyor, hangi hormonlar beynimizde nasıl etki ediyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan aşkın beynimizdeki sırlarını, işleyişini anlattı. (korteks altı) sistemlere aittir. Bu bölgeler, aynı zamanda madde bağımlılığı gibi kişinin kontrolünü ele geçiren diğer durumlarda da aktifleşen ve aktif hale geldiklerinde kişiye “ödüllendirilmişlik” duygusu veren “ödül sistemi”nin en önemli parçalarıdır. Aşık olma durumunda, aşık olunan kişi ve o kişiyle ilgili hemen her şeyin sürekli zihni işgal etmesi ve zihnin her vesile ile aşık olunan kişi ile uğraşması, gittikçe onu daha fazla düşünmeye sevk eder.

Hatice Gülçür İnanç Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Ankara Ünv. Tıp Fakültesinden 2001 yılında mezun oldum. İç hastalıkları ihtisasımı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Endokrinoloji ihtisasımı Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tamamladım. Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Endokrinoloji bölümünde askeri görevimi tamamladım. 3 yıldır Medicana Beylikdüzü Hastanesinde çalışmalarıma devam etmekteyim. İlgi alanlarım tiroid hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, böbreküstü bezi hastalıkları, hipofiz hastalıkları ve tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisidir. Vücutta aşk nasıl başlar? Beyinde mi kalpte mi?

Aşk aslında kalbin çarptığına beynin onay vermesidir. Olayı fizyolojik olarak ele aldığımızda insanın aşık olması için ilk uyaran görsel uyarandır. Aşık olunan insanın görüntüsü fiziksel özelikleri beyinde bazı aşk devrelerini harekete geçirir. Sonrasında “feromonlar” denilen koku sinyalleri sayesinde kendimize biyolojik olarak en uygun eşi seçmeye çalışırız. Ter bezlerinden salgılanan koku molekülleri olarak tanımlayabileceğimiz feromonlar, eş adaylarına genetik yapımız ve olası biyolojik uyumumuz hakkında bilinçaltının seçim yapmasını sağlar. Daha sonra beyin devreye giriyor. Beyinden çok sayıda nörokimyasallar ve hormonlar aşkı pekiştirebiliyor. Aşık beyinde neler oluyor? Aşkın kimyasalları neler? Bu kimyasallara hormon diyebilir miyiz?

Aşık olunması durumunda kişi; dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi hormonların aktif ve dengeli şekilde salgılanmasıyla, bedensel ve zihinsel anlamda farklı bir deneyime adım atıyor. Aşkın kalıcı hale gelmesini sevgi ve bağlılık hormonu oksitosin sağlıyor. Aşk hissi zihni işgal

Aşk zincirleme bir reaksiyon diyebilirsek vücutta hormon salgılayan diğer hormon bezlerini de etkiliyor mu?

ettiğinde beynin çalışma sistemi değişebiliyor. Beyin tarama (MRI) sırasında deneklerin aşık oldukları kişilerin fotoğraflarını gördükleri yahut onlarla ilgili düşündükleri sırada hareketi artan beyin bölgeleri insula bölgesinin iç kısımları (medial insula), singüler korteksin ön bölümü, hippokampus, bazal gangliyonlara ait stiratum bölgesinin bazı bölümleri, Akkumbens çekirdeği (nuc. Accumbence) değişkilikler meydana gelir. Aşık oldukları insanların fotoğraflarını gören kişilerin beyinlerinde diğer kişilerin fotoğraflarının gösterildiği durumlardan farklı olarak harekete geçen bölgeler oluşuyor. Bu bölgelerden bir kısmı beynimizin “korteks” dediğimiz kabuk bölümüne aittir ve aşkın istemli davranışlarımız üzerine olan etkilerinden bu bölgeler sorumludur. Aşık olunan kişiden başka bir şey düşünememe, her olay ve düşünceyi olabildiğince mantıksız bir şekilde ilişkilendirme, yemeden içmeden kesilme, sürekli bir heyecan ve içi içine sığmama hali (öfori) ve aşka dair diğer bildiğimiz hallerden işte bu bölgelerin aşırı faaliyetleri sorumludur. Stiratum ve akkumbens çekirdeği ise beyin yarım kürelerimizin iç kısmında yer alan bilinç dışı

Aşık insanlarda testosteron, androjen, östrojen, progesteron gibi seks hormonların düzeyini olumlu etkiler. Bu hormonlar olayın cinsel yönü ve üremeyle ilgili kısmını ve cinsel çekimi daha çok ilgilendiriyor. Aşık insanlarda artan bazı nörokimyasal veya hormonlar aşkı güçlendiriyor. Bu maddelerin en bilinenlerin başında dopamin maddesinin artışı geliyor. Dopamin, ödüllendirilme merkezlerinin kullandığı bir kimyasal iletişim aracıdır ve bu sistemi uyaran her türlü hissi durum gibi aşk da dopamin düzeylerini artırır. Aynen madde bağımlılarında olduğu gibi dopaminin artışı insanın zihnini gittikçe şiddetlenen bir şekilde aşık olduğu kişiye bağlar ve ona bağımlı hale getirir. Bir diğer madde, tokluk, ruh durumunun düzenliliği ve mutluluk düzeyimizle yakından ilgili olan serotonin (5-hidroksi triptamin) adlı kimyasal maddedir. Serotonin, aşkın ilk safhalarında seviyesi belirgin şekilde azalan bir maddedir. Normalde serotonin azlığı insanlarda depresyona eğilimi artırır ve depresyonun en yaygın tedavi yöntemlerinde biri de serotonin seviyesini arttıran ilaçlardır. Aşık bir beyinde azalan seratonin aşık olunan kişiyle bir araya gelerek tamamlanmak üzere kişinin bütün zihinsel ve fiziksel mesaisini aşık olduğu kişiye ŞUBAT 2018 I

59


KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

“Tıpkı madde bağımlılarında olduğu gibi aşk bağımlıları sevdikleri insanla birlikteyken tüm sıkıntılarını unuturlar. Çünkü bu kişiler için kafa yapıcı madde âşık oldukları insandır.” yöneltir. Özellikle taze aşıklarda miktarının arttığını bildiğimiz bir başka madde ise sinir gelişim faktörü olarak bilinen NGF (neuro growth factor) adlı maddedir. Bu maddenin romantik duyguların ortaya çıkmasında çok önemli bir aracı olduğu konusunda geniş bir görüş birliği mevcut. NGF normal bir beyinde sinir gelişimini uyaran ve sinir sisteminin arızalarının giderilmesini kolaylaştıran etkilere de sahiptir. Bir insan aşık olduğunda onu maşukuna bağlayan çok kuvvetli hisler yaşadığını; ondan bir an bile ayrı kalmak istemediğini biliriz. İnsanlar arasında bağlılığı sağlayan en önemli hormonlardan biri beynimizin hipotalamus bölgesinden salgılanan oksitosin adlı hormondur. Oksitosinin en bilinen özelliği cinsel birleşme sonrasında, doğumda ve doğum sonrası annenin süt salgılamasında çok önemli fizyolojik roller üstlendiğidir. Ama oksitosinin etkileri sadece bununla sınırlı değil, annenin bebeğine olan düşkünlüğünün büyük oranda oksitosine bağlı olduğunu, oksitosin eksikliğinde bu duyguların doğru dürüst yaşanamadığını da biliyoruz. İşte aşk söz

60

I ŞUBAT 2018

konusu olduğunda oksitosin hormonunun salgılanma miktarının artışı da o yüzden bizleri şaşırtmamalı. Gerçekten de aşık beyinde oksitosin normal bir beyinden çok daha fazla salınarak kişinin maşukuna başlanmasını sağlayan en önemli kimyasal altyapıyı oluşturuyor. Yaygın olarak bilinen fizyolojik işlevi açısından “vücuttan idrarla atılacak olan su miktarını kontrol eden” vazopressin (diğer adıyla antidiüretik hormon; ADH) hormonu, aşık beyinden fazla salgılanan bir diğer madde. Vazopressin sadece idrarla ilgili işler görmüyor, özellikle erkeklerde saldırganlık davranışıyla doğrudan bir ilişkisi var. Saldırganlık sergileyen hayvanlarda vazopressin miktarının arttığını biliyoruz. Muhtemelen aşık bir beyinden fazlaca salgılanan vazopressin “aşkı için her şeyi yapmayı göze alan” aşıkları ortaya çıkaran önemli

kimyasal sinyallerden biri.

Terlemek vücudun aşkı ilk anda tehlike olarak mı algıladığını gösterir?

Tehlike olarak algıladığını göstermez aşk sırasında artan adrenalin ve nöradrenalin hormonlarının etkileri bunlar. Bu hormonlar vücudun sempatik sinirsistemi adı verilen sistemlerden salgılanan önemli kimyasal maddeler. Noradrenalinin temel işlevi beyni ve vücudu gerçekleşecek eylemlere hazırlamaktır. Uykuda en düşük seviyelerde bulunurken, uyanma esnasında yükselir. Tehlikeli ve stresli durumlarda ise noradrenalinin kandaki miktarı çok daha artar. Özellikle savaş ya da kaç tepkisinin gerçekleştirilmesinde adrenalinle birlikte en önemli görevlerden birini üstlenir. Noradrenalin beyinde uyarılmayı, tetikte olmayı, uyanıklığı artırır; bellek oluşumunu, bilgileri geri çağırmayı ve odaklanmayı tetikler. Vücudun geri kalanında ise kalp atışlarını hızlandırır,terleme ve çarpıntı yapar, kan basıncını artırır, kan şekerini yükseltir ve iskelet kaslarına daha fazla kan gitmesini sağlar. Aşk bağımlılık yapar mı, aşık olma bağımlılığı var mıdır?

Aşk insanları güzelleştiriyor. Aşk esnasında salgılanan hormonlar cilde



KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

mada, birbirinin gözlerinin içine bakan partnerlerin kalp atış hızları gözlemlendi. Çalışmada 32 heteroseksüel (karşı cinse ilgi duyan) çifte fiziksel hiç bir bağlantı olmaksızın, birbirlerinin gözlerinin içine baktıklarında kalp atışlarındaki değişimi ölçebilecek monitörler bağlandı. Deney sırasında iki tarafın da nefes alışveriş ve kalp atış hızlarının birbirine uyum sağlamaya başladığı ve sonrasında senkronize olduğu gözlemlendi. Deneyin bir sonraki aşamasında katılımcılardan yabancı bireylerle göz kontağı kurmaları istendiğinde, kalp ritminde ve nefes alış veriş hızında herhangi bir değişim olmadığı görüldü.

Aşıklar, zamanının yüzde 90’ını aşık oldukları kişiyi düşünmekle geçiriyor. O sırada vücutta nasıl bir kimyasal değişim yaşanıyor?

parlaklık, gözlere canlılık ve kişiye pozitif yaşam enerjisi veriyor. Karşılıklı aşkta özgüven ve ego artıyor bu durumlardan dolayı kişi kendini hiç olmadığı kadar güçlü hissediyor. Aşık olmanın getirdiği ruh hali ve psikoloji üzerinde yaptığı olumlu veya olumsuz değişiklikler kişide psikolojik bağımlılık yapabiliyor. Normal aşkın ötesinde geçen aşk bağımlılığında kişi âşık olduğu insanı hayatının merkezine koyar ve karşı tarafla o kadar ilgilidirler ki kendindeki bağımlılığın farkında değildirler. Karşı taraftan gördükleri en ufak olumsuz bir tepki bile hayati önem taşıyan bir konu haline gelir. Tıpkı madde bağımlılarında olduğu gibi aşk bağımlıları sevdikleri insanla birlikteyken tüm sıkıntılarını unuturlar. Çünkü bu kişiler için kafa yapıcı madde âşık oldukları insandır. Aşk bağımlısı bir süre sonra sosyal çevresine ayak uyduramaz, iş hayatında verimi düşer, sorumluluklarını yerine getiremez hatta intihar girişimi gibi yaklaşımlarda bulunabilir. Bağımlı âşık terk edildiğinde yaşam onun için bomboş ve anlamsız gelir. Aşk bağımlıları ayrılık sonrasında dışarı çıkmak istemez, bağımlı olduğu kişi olmadan

62

I ŞUBAT 2018

“Bağımlı âşık terk edildiğinde yaşam onun için bomboş ve anlamsız gelir. Aşk bağımlıları ayrılık sonrasında dışarı çıkmak istemez, bağımlı olduğu kişi olmadan yaptığı hiçbir şeyin anlamı yoktur.” yaptığı hiçbir şeyin anlamı yoktur. Bu kişiler ilişki bittikten sonra ayrıldıkları kişiye yakın olmak isterler. Eski sevgiliye ulaşmak için ortak arkadaşlarla görüşmeye, sosyal medyadan takip ederek bilgi edinmeye çalışırlar. Bir ilişkinin sona ermesini normal insanlar daha kolay kabullenirken aşk bağımlıları için durum farklıdır. Aşk bağımlıları ayrılığı hiçbir zaman kabullenemezler. Aşık olan kişilerin birbirlerinin gözlerine baktıklarında bir süre sonra kalp atışlarının senkronize olduğu söyleniyor, doğruluk payı var mıdır?

2012 yılında Journal of Emotion adlı bilimsel dergide yayınlanan bir araştır-

Aşk, uyuşturucu bağımlılığı, obsesifkompulsif bozukluklar ve diğer bilişsel sorunların meydana geldiği bölgelerdeki moleküllerin etkileşimi sonucunda meydana gelir. “Aşk kimyasalı” olarak bilinen Dopamin beyinde mutluluk hissi yaratmaya başlıyor. Yüksek miktarlardaki dopamin aynı zamanda noradrenalin denilen ve dikkati, kısa süreli hafızayı, hiperaktiviteyi, uykusuzluğu ve hedef amaçlı davranışları tetikliyor. Yani aşk evresindeki çiftlerin gözü birbirlerinden başka hiçbir şey görmüyor.Noradrenalin, adrenaline benzer bir kimyasal ve kalbin hızlı atışı ile heyecanı körüklüyor. İnsan vücudu sadece belli bir durum ortaya çıktığında bu kimyasalları salgılıyor ve erkeklerdeki miktar kadınlara göre çok daha fazla. Çünkü erkeklerin beyni daha çok görsel odaklı çalışıyor. Araştırmacılar aşık olan kişilerde serotonin miktarının azaldığını ve aynı zamanda diğerlerini değerlendirmemizi sağlayan sinirsel devrelerin de baskılandığını belirtti. Aşık olunca nasıl hem çok mutlu, hem de çok mutsuz olabiliyoruz?

Aşık insanlarda haz ve keyif veren endorfin hormonunun salgılanması kişiyi çok mutlu eden durumlara yol açıyor. Aşık olan kişinin terk edildiği zaman endorfinin düşmesi fiziksel ve ruhsal çöküntü hali yapabiliyor. Peki, bu kadar yoğun duygular ve bu kadar hormonu harekete geçiren aşk neden bir süre sonra bitiyor? Ya da aşk biter mi?

İlişkinin başında çiftler birbirlerini tanımak için zaman ve enerji harcarlar.



KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

yargısındaki gibi mi aşk daha uzun süreli olur?

Bir yandan karşılarındaki insanın onun için uygun olup olmadığını anlamaya çalışırken bir yandan da kendilerini o kişiye beğendirmeyi isterler. Bunun için birlikte vakit geçirir, sohbet eder, soru sorar, iltifat veya hediyelerle birbirlerini iyi hissettirir, ortak aktiviteler yaratmaya çalışır, fiziksel temas kurarlar. Tüm bunlar, diğerini tanımak ve bağlanmaya karar vermek içindir. Bağlılık oluştuğunda ise, birbirini tanımaya ayrılan zaman ve enerji azalır. Hayatın diğer alanları tekrar öne çıkar ve enerjinin çoğunu alırlar. İlişkiyi korumanın, geliştirmenin ve kalıcı kılmanın en önemli yollarından biri, fiziksel ve duygusal birlikteliğe ilişkinin başındaki gibi zaman ayırmaktır. Ufak jestler, paylaşılan anlara önem vermek çiftlerin ilişki tatminini önemli ölçüde etkiler. Sağlam ve kalıcı ilişkiler için, ilişkiye bağlılık, saygı, güçlü iletişim, karşılıklı destek, karşılıklı arkadaşlık ve sıcaklık, fiziksel ve duygusal yakınlık, romantizm ve sağlıklı bir cinsel yaşam çok önemlidir. Paylaşım azalıp çiftler birbirilerine yeterli vakit ayırmadıklarında veya beklentileri karşılanmadığında bitme noktasına gelebilir. Aşk tabi ki bitebilir ama ruh halinde yaptığı etkiler olumlu veya olumsuz olarak tüm hayat boyu etkilerini sürdürür. Genele baktığımızda kendi tiplerinden çok sosyal becerileriyle uyumlu kişiler tercih edilir

64

I ŞUBAT 2018

sözünün doğruluğu var mıdır?

Sosyal beceri bireyin başkalarıyla başarılı bir şekilde etkileşimde bulunmasına olanak sağlayan davranışlardır. Bu davranışları gösterecek kişi, kişiler arası durumlarda çevrelerinden pekiştirme elde eder veya halihazır pekiştirmeleri sürdürür. Sosyal beceriler davranış şeklinde ortaya çıkarlar; kişiler arası bir nitelik arz eder; çevredeki kişiler tarafından beğenilen davranışlardır. İletişim ve etkileşimi sürdürmeye yöneliktirler, tekrarlanabilirler. Kişiler arası ilişkileri başlatma , sürdürme ve uygun şekilde bitirme becerileri sosyal beceri kapsamında değerlendirilebilir. Dolayısıyla sosyal becerileri uyumlu kişilerin birbirlerini anlayıp tercih etmeleri anlaşılır bir durumdur. Birbirine benzeyen aşıkların mı yoksa zıt kutuplar birbirini çeker

İlişkide huzur arıyanlar için örtüşen alışkanlıkların olması önemli ama ilişkide adrenalin isteyenler için zıt kutup daha çekici olabilir. Evlilikte uyum son derece önemli bir mevzu. Ancak karakter farklılığı gibi unsurlar uyum sağlama noktasında eşlerin önünde büyük bir engel teşkil edebiliyor. Çiftler arasındaki farklılıklar tanışma süreci şeklinde de tanımlanan evliliğin ilk zamanlarında daha çok eğlenceli ve ilgi çekici gelmekte hatta bu, zıt kutupların birbirini çekmesi olarak yorumlanmaktadır. Kimileri eşleriyle aralarındaki farkların evliliklerine renk kattığını da düşünür Ama uzun vadede çiftler ortak noktalarda birleşemediğinde bu farklılıklar çok sesliliğe, renkliliğe değil sonu olmayan inatlaşmalara kadar gidebilir. Zamanla bu inatlaşmalar duygusal eksikliklere, anlaşmazlıklara, karşılıklı çatışmalara ve daha birçok probleme dönüşerek evin içinde yerini alır. Farklı karakterlerin birbirine çekimi her insanın kendinde olmayana duyduğu cazibe alanı olabiliyor. Mesela çok dağınık biri düzenli birine özenebiliyor ya da çok kırılgan biri güçlü birine ihtiyaç duyabiliyor. Bu duygu mekanizması bizi, kendimizin tam zıddı olan birine bile yönlendirebiliyor. Neden aşık kişi kıskanır?

Bunu hormonal olarak açıklayamayız. Ama kıskançlık, aşırı sahiplenme ve aşırı aidiyet duygusudur . Kıskançlık insanın genetik bir özelliğidir. Kültürel değerler, yetiştirilme tarzı ve çocukluk çağı anılarına göre kıskançlık şiddetlenir veya hafifler. Kıskançlık sahiplenme ve birisine ait olma arzularını tatmin edici bir özelliği olan bir duygudur. İnsan genetik olarak birisine bağlanmaya, aynı zamanda birisinin ona bağlanmasına ihtiyaç duyar. Bu



Dört Mevsim Bahçeşehir

KAPAK KONUSU sayede ilişkideki çiftler arasındaki bağlanmayı daha çok artırır. Bir anlamda ruhsal yapı için gereklidir. Bununla birlikte kıskançlık, ilişkileri evliliği zorlayan hatta bitmesine sebep olan tehlikeli bir hastalık haline de dönüşebilir. Az miktarda ise sevgiyi besler, çok miktarda ise sevgiyi yok eder. Kısacası azı karar, çoğu zarar. Cinayete kadar giden aşka sebep olan bir hormon var mı?

Bilimsel olarak yok. Ama obsesif kompulsif ruh hali ve aşırı kıskançlık tetikliyor olabilir. Aşk sadece bir kişiye mi hissedilir yani iki kişiye birden aşık olunabilir mi?

Oksitosin hormonu tek eşliliği, sadakati, şefkati temsil ederken, testosteron ise aksine çok eşliliği teşvik etmektedir. Testosteron kadınlarda az erkeklerde çok olan bir hormondur. Bu hormon bir erkekte ne kadar yüksekse, onun çapkın olma ihtimali de o kadar yüksektir. İnsan aynı anda birden fazla kişiyi sevebilir ama tek bir kişiye âşık olur. Birçok kişiye duyduğumuz sevginin hiçbiri diğerini geçersiz kılmaz. Örneğin, annemize olan sevgimiz babamızı daha az sevmemiz ya da hiç sevmememiz anlamına gelmez. Buna karşılık, bir partnere karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu olarak bilinen aşk, iki kişi arasında yalıtılmış bir duygudur, ikinin birleşerek tek olma durumudur, üçüncü kişinin varlığı diğer ikisi arasındaki aşkı yok eder, geçersiz kılar. İnsan birçok kez âşık olabilir ama bu aynı anda olmaz. Yani aynı anda iki kişiye âşık olmak aşk duygusunun doğası gereği olası değildir, aynı anda birden çok kişiye duyulan şey sevgidir. Peki, o kadar kişi arasından neden o kişi? İki kişi arasında gerçekleşen etkileşimin asıl kaynağı ne?

Bu durum hormonlardan çok karşı cinsin bilinç ve bilinçaltına yaptığı etkiye bağlı. Etkileşim sonrası hormonların salınımı başlıyor. Bilinçaltında bulunan kusursuz arkadaş özelliklerine uygun biriyle karşılaştığı-

66

I ŞUBAT 2018

“Aynı anda birden çok kişiye duyulan şey aşk değil sevgidir.” mızda aşkın ilk kıvılcımıyla birlikte kimyası da işin içine giriyor. Uyarılan beyin ile aşkın ilk fazı olan büyüleyici fazda feniletilamin, dopamin ve norepinefrin salgılıyor.Feniletilamin, aşkın molekülü olarak tanımlanıyor. İlk görüşte aşktan sorumlu kimyasal. Görsel uyanlar salınımını arttırıyor. Aşkta ortaya çıkan gözbebeklerinin büyümesi, karında kan çekilmesine bağlı kramp tarzı duygu, dudaklarda ve cinsel organlarda kanlanmanın artması gibi etkilere neden oluyor.Aşk gülücüklerinin nedeni ve bulutlar üzerinde yürüyor gibi hissetmemizin kimyasalı.Cazibe, heyecan ve herşeyin iyi olduğu duygusunda rol oynar. Romantik filmler seyretmek feniletilamin düzeylerini yükseltiyor. Belki de insanların ilk aşklarını hep hatırlıyor olmalarının sebebi, bu kimyasalın salınımının en yüksek olduğu an olabilir ve böylece bu beynimize kazınıyor olabilir. Dopamin; beynin “ödül kimyasalı” olarak da bilinir. Aşık olunan kişiye karşı ilgi ve dikkatin artmasına neden olur. Dünyamız o kişi üzerine odaklanır.İlk aşkın başlamasında; hiperaktivite,kısa süreli hafıza, uykusuzluk,konuşkan, coşkulu, öforik ve seksi olma,gıda alımının azalması, dopamin etkilerine bağlanıyor.Aşık olduğumuz kişiyi düşündüğümüzde salınımı artar. Teşekkürler…I

Hangi hormonu hangi besinler ile arttırabiliriz?

Aşk ve cinsel gücü artıran bazı besinler var. Çikolata, muz, vanilya, kuşkonmaz, kırmızı şarap, çilek, bal ve zencefil bunlardan bazıları. Östrojen hormonu beslenme alışkanlıkları ile yakından alakalı bir durumdur. Organik ve taze yiyecekler bu hormonun seviyesinin düzenlenmesine yardımcı olur. Lifli bitkiler ve yağsız proteinler ile de seviyeyi arttırmak mümkündür. Östrojenin azlığı konusunda yakınıyorsanız kesinlikle soya tüketmeli ve soya sütü içmelisiniz. Soya ürünleri arttırma konusunda oldukça faydalıdır. Oksitosin hormonunu artıran besinlerin başında acı biber gelir. Lif içeren besinler vücut sağlığımız, bağırsakların düzgün çalışabilmesi ve oksitosin hormon salgısında büyük rol oynar. Hormon salgısında protein içeren besinler büyük faktördür. Örneğin; kırmızı et, balık, yumurta, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri tüketebilirsiniz. Testosteronu artıran yiyeceklerin başında kırmızı et, kuşkonmaz, bal, brokoli, nar, ananas gelir.



KAPAK KONUSU

İlk görüşte AŞK “Bir düğmeye basılıyor, o kişiyi gördüğümüz salise dopamin yükseliyor, kişiyi coşku ve sevinç kaplıyor, noradrenalin yükseliyor, çarpıntı, el titremesi, yüz kızarması, gözbebeklerinde büyüme gibi belirtiler oluyor” diyen Medicana International İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzm. Murat Başar Gürbüz ile aşkın psikolojisini konuştuk... Hatice Gülçür İnanç Mesleki olarak ilk görüşte aşk var diyebilir misiniz?

Konu aşk olunca, yıllardır üzerinde en çok konuşulan, yazılan, kafa yorulan, insan beyninin en gizemli ve bir o kadar da ilgi çekici meselelerinden biri hakkında, herkes gibi aşık olmuş, aşk acısı çekmiş, aşkı, hayatı ve ilişkileri sorgulamış, araştırmış, aşk için mücadele etmiş, kazanmış, kaybetmiş, eşine, hayata, çocuklarına aşık bir eş ve baba olarak değil de, tüm sakinliğini koruyarak sorularınıza cevap vermeye çalışan profesyonel bir ruh sağlığı uzmanı olarak görüşlerimi paylaşmak oldukça zor. Beynimizin derinlerinde, bizim bile farkında olmadığımız, ulaşılması oldukça güç anılar, duygular, arzular var. Aşk; kulağımızdan içeri giren bir kelime olarak bile bu gizli yerleri harekete geçirebilecek kuvvette bir uyaran olabiliyor çoğumuz için. Yüzüm kızarmasa da, yaşadığım o tatlı telaşı ve hızlanan kalp atışlarımı hatırlayabiliyorum. Glenn O. Gabbard bir toplantısında seçimler ve kararlardan bahsetmişti. Seçim zamanı yaklaşırken anket şirketleri hep araştırmalar yayınlar. Örneğin Demokratlar %45, Cumhuriyetçiler %38, Kararsızlar %17 gibi. Gabbard aslında beynimizin çalışmasını araştıran, bu işe yıllarını vermiş bir bilim insanı. Ona göre “kararsızlar” diye bir kavram yok mesela, bilinçdışımız yan, beynimizin düşüncelerimizle kontrol edemediğimiz bölümüçoktan kararını vermiş durumda, sadece

68

I ŞUBAT 2018

Psikiyatri Uzm. Murat Başar Gürbüz “İlk görüşte aşk” cevaplaması kolay bir soru gibi görünsede, yıllardır hepimiz bu cevabın peşindeyiz” diyor.

bizim bilinç düzeyimizde bir farkındalık yok. Kararsızız diyoruz soruyu soran anketöre, ama imkan olsa, bilinçdışımızın sinyallerini alan veya bir MR cihazı gibi görüntüsünü çekip yorumlayan bir cihaz yapılabilse mesela, kararımızın ne olduğu belli

aslında ve tespit edilebilir. Belki böyle bir cihaz karşımızda bize aşık olduğunu söyleyen birinin aslında gerçekten aşık olup olmadığını da söyleyebilir. Kulağa biraz ilginç gelebilir ama ben olabileceğini düşünenlerdenim, böyle bir teknoloji


Dört Mevsim Bahçeşehir

var mıdır?

hiç fena olmaz aslında... Şu an için aşkın beynimizdeki arka planının tamamen anlamanın uzağındayız, ancak bu konulardaki çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Birisi çıkıyor, aslında ilk kez karşımıza çıkmış, ama daha ilk görüşte, sanki “bir düğmeye basılmış” gibi içimiz kıpır kıpır oluyor, bize yıllardır herkesten daha iyi tanıdığımız daha yakın birisi gibi geliyor, ruh ikizimiz gibi, tıpkı biz gibi, vücudumuzda anlam veremediğimiz değişiklikler oluyor, kalpimiz pır pır, nefesimiz, ellerimiz, ayaklarımız, her yerimiz değişiyor, duygularımız değişiyor, düşüncelerimiz değişiyor, hayata bakışımız değişiyor, üstelik saniye değil saliseler içinde. Aslında gerçekten bir düğmeye basılıyor, o kişiyi gördüğümüz salise içinde. Dopamin yükseliyor mesela, kişiyi coşku ve sevinç kaplıyor,

noradrenalin yükseliyor, çarpıntı, el titremesi, yüz kızarması, gözbebeklerinde büyüme gibi belirtiler oluyor. Asıl soru ise gizemini halen korumaya devam ediyor, neden ve nasıl basılıyor o düğmeye? İşte bu nedenle “ilk görüşte aşk” cevaplaması kolay bir soru gibi görünsede, yıllardır hepimiz bu

cevabın peşindeyiz. Gördüğümüz kişinin, yüzü, teni kokusu, boyu, kilosu, kahve bardağını tutuşu, atkısının rengi, gülüşü, surat asması, hüznü, coşkusu, el ayak hareketleri, mimikleri, duruşu, saçı, tırnakları, elleri, ayakları, yürüyüşü, sesi, sesinin tonu, sessizliği, kafasını çevirme şekli, ya da çevirmeme şekli farketmez, sanki çoklu bir puzzle yerine oturuyor bilinç dışımızda. Ya da farkında olmadan “bir süre” oturduğunu sanıyoruz... Örneğin aşık olduğumuz kişinin yüzünü ele alalım. Aşık olunan kişinin resmine bakıldığında beynimizde dört alan uyarılır. Uyarılan alanlar göz önüne alındığında, aşkın müthiş bir keyif hali yaratması boşuna değil. Bu merkezler dopaminin, yani beynin ödül, tutku ve bağımlılıkla ilişkili nörokimyasalının yüksek yoğunlukta olduğu alanlar. Dopaminin yanı sıra, ŞUBAT 2018 I

69


Dört Mevsim Bahçeşehir

KAPAK KONUSU aşk ile ilişkili diğer nörokimyasallar, oksitosin ve vazopresin. Adı geçen her üç kimyasal da beyinde hipotalamustan salgılanıyor. Hem cinsel ilişki ile, hem de kokain gibi bağımlılık yapan maddeler kullanıldığında da bu alanlar aktif hale geliyor, dopamin artıyor. Bu de seksin yarattığı “bağımlılık”ın ve cinsel hazza bağlı ödülün nasıl geliştiğini anlatıyor bizlere. “Bir defa aldattıysan iflah olmazsın, hep aldatırsın” ya da “eski sevgilinin başını okşamaya gelmez, kendini yatakta bulursun” gibi söylemlerin altında bu dopamin bağımlılığı ve bir kez alınan ödülün tekrar kendisine çekmesi vardır. İnsanlar ve diğer primatlarda yüz tanıma ile ilgili beynimizde özelleşmiş alanların olduğunu biliyoruz. Bu alanın (“fusiform face area”, FFA, FYA) insan beyninde inferior temporal lobun posterior kısmında yer aldığı öne sürülüyor, aşık olan bireylerde bu alan aktivitesi çok artıyor. Ancak bu alanın yüzlere özgü olup olmadığı tartışmalı durumda. Nitekim, FYAʼnın bireylerin ilgilendikleri herhangi bir uyaran kategorisine maruz bırakıldıklarında da etkinleştiği gösterilmiş. Örneğin emlakçılar, kendilerine gösterilen evlerin fotoğrafları arasında seçim yaparken de FYA etkin hale gelmekte. Aşkın karşılaştığımız kişinin yüzü ile direk bir ilişkisi olmasa da dolaylı bir ilişkisi var diyebiliriz. Hem Türkçe, hem de batı dilleri açısından aşk sözcüğünün kökeni; kültürel, sosyal ve psikolojik anlamının bir özlemin, eksikliğin giderilmesi ve belli bir duygusal doyumun sağlanması olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, “aşk” hem ödül ve zevkle ilgili beyin bölgeleri, hem de iştah ve bağımlılık yapan davranışlarla yakın ilişki içerisinde. Aşk ilişkisi süresince beyindeki ödüllendirme sisteminin (limbik sistem) farklı bölümlerindeki değişikliklere bağlı olarak beden ve zaman algısı da değişiyor. Zaman ya çok hızlı geçiyor, ya da hiç geçmiyor deriz ya. Aşk ve sevgi ilişkileri güven ve inancın

70

I ŞUBAT 2018

“Aşk ve sevgi ilişkileri sırasında eleştirilere duyarlılık azalıyor, fiziksel ve zihinsel stres algısı ve olumsuz duygularla ilgili beyin sistemleri baskılanıyor, kişi kimseyi dinlemeyebiliyor, frenler patlıyor yani, yokuş aşağı tüm hızla gidebiliyor, stres algısı azalmış, risk değerlendirmesi azalmış, kendisine cennet vadedilen bir intihar komandosu gibi.” yanı sıra beyindeki ödüllendirme sisteminin (limbik sistem) aktivasyonuna dayanan karmaşık, sinirsel ve ruhsal mekanizmaların çalıştığını artık biliyoruz. Bunlar oksitosin, vazopressin, dopamin ve serotonerjik işlevlerini içermekte. Ek olarak, bu süreçlerde endorfin ve endojen opiat sistemleri ve nitrik oksitte rol oynamakta. Bunlar bağımlılıkla ilgili mekanizmalar. Alkol ve madde bağımlılarında da aşıklarla benzer beyin bölgeleri aktif. Aşk ve sevgi ilişkileri sırasında toplumsal eleştirilere duyarlılık azalıyor, fiziksel ve zihinsel stres algısı ve olumsuz duygularla ilgili beyin sistemleri baskılanıyor, bu nedenle kişi kimseyi dinlemeyebiliyor, frenler patlıyor yani, yokuş aşağı tüm hızla gidebiliyor, stres algısı azalmış, risk değerlendirmesi azalmış, kendisine cennet vadedilen bir intihar komandosu gibi. Bir de, kadın ve erkeğin aşkı yaşayışı farklı. “Aşk” kavramını tam olarak anlayabilmek için , erkek ve

kadın beyinleri arasındaki yapısal farklılıkları göz önüne almak da gerekli. Erkek cinselliğinde önem taşıyan beyin bölgeleri ile kadın cinselliğinde önem taşıyan beyin bölgeleri farklı bulunmuş. Erkek cinselliğinde girişken/saldırgan davranışlar baskınken, kadınların cinsellikle ilgili verileri daha bütüncül işleyebildiklerini söylenebiliriz. Yani söylendiği gibi, erkeğin aklı başka yerde, kadının ki başka. Erkeğin üreme davranışları farklı, kadın hamile kalıyor mesela, çocuk büyütüyor, bu nedenle daha bütüncül, güvenlik arıyor öncelikle, süreklilik arıyor, seçimlerinde daha zor karar veriyor. Zaten çelişkili durumlarda karar verme yetilerinin cinsiyetler arasında farklılık gösterip göstermediğini araştıran çalışmalar da var, erkeklerin sorun çözerken içinde bulunulan çerçeveyi göz önüne aldıkları, kadınların ise çoğunlukla sorunun içinde bulunduğu çerçeveden bağımsız çözümlere yöneldikleri gözlenmekte. Dolayısıyla aşk/sevgi



Dört Mevsim Bahçeşehir

KAPAK KONUSU ilişkilerinde de, özellikle eldeki sosyal verilerin çelişkili olduğu durumlarda erkekler ve kadınların sorun çözerken etkinleştirdikleri beyin alanları ve kullandıkları başa çıkma yöntemleri açısından farklılık gösteriyor. Aile ve sosyal çevrenin uygun bulmadığı durumlarda kadın farklı erkek farklı davranıyor.

Birine aşık olmanın ön koşulu onu görmek olduğuna göre neden “Aşkın gözü kördür” diyoruz?

Aşkın gözü dediğimiz aslında tam da bahsettiğimiz o saliselik karar veren bilinçdışıyla alakalı. Onu keşke tam anlamıyla anlayabilsek. O zaman her şey daha kolay olurdu. Ancak bu durum daha iyi mi olurdu bilmiyorum, hayatın ışıltısı gibi aşk, tüm şiirler, romanlar, filmler de bir şekilde var. Dolaylı yoldan ifade ediliyor aslında, göremediğimiz gözlerimizle anlattığımız bir dünya gibi, hayatımıza neşe, coşku ve gülümsemeyi getirir. İstisnalar olmakla beraber aşkın bir ömrü de var. zamanla dopamin ve noradrenalin hormonları aradan çekiliyor, yerlerini sevgi hormonu olan oksitosine bırakıyor. Sevgi ve zamanla oluşan alışkanlıklar, hatıralar ya kişileri bir arada tutmaya devam ediyor ya da bireyler yeni aşklara, yeni arkadaşlıklara yelken açıyor. Yani aşk ve sevgi ilişkilerinin erken evreleri hem sosyal hem de biyolojik olarak daha geç safhalarından farklılık gösterebiliyor. Elimizdeki bilgiler ışığında anne sevgisi, romantik ve cinsel sevgi ve bağlanmaların fiziksel ve biyolojik açıdan önemli düzeyde örtüştüğünü belirtebiliriz. Aşk acısı veya aşk sarhoşluğu’nun bilimsel bir açıklaması var mı?

Öncelikle aşk acısı gerçek bir ruhsal acı hissidir. Herhangi bir arkadaş veya bir tanıdıktan ayrılmaya göre çok daha derindir üstelik. Hatta bazı kişilerde anne baba kaybından bile daha derin bir ruhsal acıya sebep olabilir. Çünkü bu duygu, beynin daha ilkel bölümlerinde ve amigdalada çok yoğun bir ateşlenmeye sebep olur. Ayrıca aşık olunan kişi genellikle çocukluk

72

I ŞUBAT 2018

“Kara sevda derlermiş eskiden, yıkıcı aşklar bunlar... Çünkü Dopamin ödül olduğu kadar ceza ile de ilgili bir sistem... Yapıcı olup dağları delebildiğimiz gibi, yıkıcı olup kendimize yada başkalarına zarar vermemiz de mümkün.” çağında muhatap olunan anne baba veya diğer bakıcı figürleriyle örtüştürülebilir ve sanki üç yaşındaki bir çocuğu sokağa bırakılmasındakine benzer bir çaresizlik, yalnızlık, terk edilme duygularına sebep olur. Aşık olma hali doğal bir süreç olmakla birlikte hem başlangıçtaki pozitif duygulanım hem de bitişteki negatif duygulanım çok derindir. Aradan yıllar geçtiğinde bile kişi bu duyguyu ve yaşanılan olayları ayrıntılı bir şekilde hatırlar. Bu yoğun duygulanım sebebiyle aşk ilişkilerinin ruhsal yapıdaki ve beyindeki etkisinin kısa bir sürede sona ermesi mümkün değildir. Zamanla veya profesyonel bir destekle bu duygular yavaş yavaş azalır ve yatışır. Aşk cinayetlerinin temelinde nasıl bir psikoloji vardır?

Aşkı ilk okumaya başladığımda okuduğum bir şey geldi aklıma. Aziz Nesin'e sorulmuş, sizce aşk nedir diye. Aziz Nesin'in cevabı beni çok etkilemişti. Muhtar Aliye sordum bu soruyu demiş Aziz Nesin, “Bizim burada birisi bir kızı ister, vermezlerse de aşık olur” dedi. Bence

de aşk budur demiş. Uzunca bahsettik aslında aşkın bağımlılıkla yakın ilişkisinden. Kokain ya da eroin mesela, nasıl müthiş bir keyif veriyorsa, yoklukları da bir o kadar cehemmene çeviriyor insanların hayatını. Aşk da böyle, müthiş hissettirdiği kadar, yeryüzünde dayanılması en zor acılara neden olabiliyor. Ve bazı insanlar tüm sağduyularını kaybederek kendilerine bu acıyı yaşatan insanlardan intikam alma yolunu seçebiliyor, oysa acının nedeni aşık olunan değil, aşık olan ile ilgili. Kara sevda derlermiş eskiden, yıkıcı aşklar bunlar... Çünkü Dopamin ödül olduğu kadar ceza ile de ilgili bir sistem... Yapıcı olup dağları delebildiğimiz gibi, yıkıcı olup kendimize yada başkalarına zarar vermemiz de mümkün. Bu da kişiliğimiz, geçmişimiz, genetiğimiz, ebeveynlerimiz, kayıplarımız, olumlu ya da olumsuz deneyimlerimiz gibi bir çok şeyle ilgili. Aşık olunana değil aşık olana bakarak arıyoruz bu cevabı aslında.. Aşk onun cezası mı, yoksa ödülümü... I



GEZİ

AŞIK OLMANIN EN ÇOK YAKIŞTIĞI DİYAR:

.

Italya

Tarih, lezzet ve aşk barındıran İtalya’nın en güzel şehirleri Roma, Venedik, Milano ve Napoli’de aşık olmamak imkansız...

AŞK BAŞKADIR...

ROMA’DA

Bir şehir düşünün ki aşkı tarihinin her köşesinde yaşamış, düşünün ki aşkı tanrılarına adamış. Tanrıçasını yaratmış mitolojisinde. Göklere sığdıramamış Venüsʼ ünü. Şehrin her yerine nakşetmiş. Romaʼ nın soğuk taşlarını ısıtmış Venüs heykellerinin ateşiyle. Adını bile AŞKA BENZETMİŞ. Roma demiş, Amorun ikiz kardeşi olmuş.ROMAʼyı tersinden okuduğunuzda bir sürprizle karşılaşıyorsunuz: AMOR

BORGESE’DEN POPPOLO’YA...

İşte böyle bir şehir Roma. Üç bin yıldır açan şehrin bahar çiçeklerinin bir kez daha açtığına tanık olun. Çekin içinize üç bin yılın çiçek kokularını. Uzanın Borg-

74

I ŞUBAT 2018

hese bahçelerinin çimenlerine, dikkatle bakın gökyüzüne belki görürsünüz, Roma Tanrılarını bulutların arasından size bakarken diye. Park, kaç dönüm biliyor musunuz? Tam 1700 dönüm. Parkta 87 görülmeye değer yer var sizi bekleyen. Bunların 8 tanesi müze. Galeria Borgese en görkemlisi. Canonica Müzesi var ki Türkiye için çok önemli birinin evini müze yapmışlar. Carlo Bilotti müzesi, Villa Medici, Villa Poniatowski Müzesi, Estrusk Müzesi, Milli Modern Sanatlar Müzesi ve Zooloji Müzesi. Bakın sadece bir parkta 8 müze. Çok etkileyici değil mi? Şehrin en geniş ve en özel alanlarından biri. Park bugün şehrin merkezinde ama o zamanlarda Romaʼnın dışında kalıyormuş. Heykeller, çeşmeler, korular, göller ve yürüyüş yollarıyla rüya


Dört Mevsim Bahçeşehir

SERDA BÜYÜKKOYU

NCU

EUROSUN ANAOKULL ARI KURUCUSU Instagram @ser dabuyukkoyuncu

ve Roma Tanrıçası Çeşmesiʼni de Valadier tasarlamış. Meydanın kuzeyinde ise barok tarzda inşa edilen Santa Maria in Monte Santo ve Santa Maria dei Miracoli ikiz kiliseleri var. Kiliseleri 7. Alexander, Carlo Rainaldiʼye ısmarlamış.

MODANIN MERKEZİ VİA DEL CORSO

gibi dev bir bahçe burası. Koşu, paten, tek ya da dört kişilik aile bisikletleri, yürüyüş, sandal turları... Bir parktan beklediğiniz her şey bir arada, bilin kıymetini, çıkarın keyfini. Sonra bırakın kendinizi tatlı yokuşuna Borgheseʼnin, Pincio Bahçeleriʼne gelin. Yüzlerce büstün arasında dolaşın belki tanıdık bir yüz bulursunuz ümidiyle. Sonra yola devam edin. Poppolo Meydanıʼ nı seyredin tepeden. Meydanın ortasındaki Romaʼnın en büyük dikilitaşının Mısırʼdan buralara getirilebilmesinin şaşkınlığını yaşayın. Etrafındaki 16 sfenks ile Mısır kültürünün Romaʼ ya yansımasına şahit olun. Romaʼnın en büyük meydanlarından biri olan Popolo Meydanı şehrin kuzey girişinde muhteşem Borghese Parkıʼnın yanıbaşında. Üç kilise ile çevrili Piazza

del Popolo, Romaʼnın en büyük meydanı, açmış kucaklarını bekliyor sizi. Avrupaʼnın en güzel meydanları arasında kabul ediliyor. “Halk Meydanı” anlamına gelen adını, 1472ʼde Papa 4. Sixtus della Rovereʼnin isteğiyle inşa edilen Santa Maria del Popolo Bazilikasıʻndan alıyor. Kiliseye ait Chigi şapelini Raphael tasarlamış. Kilisenin içinde Raphael, Caravaggio, Bernini ve Bramanteʼnin eserleri var. Mimar Giuseppe Valadierʼin tasarladığı meydanın bir tarafındaki Porta del Popolo adlı büyük kapı, MÖ. 220 yılında Adriyatik kıyılarının Roma ile bağlantısı için yapılmış. 7. Alexander kapının süslemelerini Berniniʼye yaptırmış. Eskiden adı Porta Flaminiaʼymış. Meydanda bulunan Neptün Çeşmesi

Haydi devam edin işiniz bittiyse Poppoloʼ da. Yürüyün meydandan Via del Corso boyunca. Modanın merkezini, dünyanızın merkezi yapın bir süreliğine. Markalar ısıtsın içinizi biraz da. Yolun sonundaki bembeyaz Venedik Meydanının görkemli anıtını yazın belleğinize. Üç aşık çiftin buluşma noktası… Aşk Çeşmesi mi? Trevi mi? Bırakın tabelalar götürsün sizi bizim aşkı yakıştırdığımız, Aşk Çeşmesi dediğimiz Trevi Çeşmesiʼne. Papa 12. Clement, heykeltıraş Nicola Salviʼye yaptırtmış bu çeşmeyi. Trevi İtalyanca “üç yol” anlamına geliyor ya. Bu ismi çeşmenin bulunduğu meydana çıkan üç yoldan dolayı almış diyorlar. Ama üç yeraltı su yolunun aynı noktada toplanmasından bu ismi aldığını söyleyen tarihçiler de var. Siz hangisine inanmak isterseniz. Ha derseniz ki biz 3 aşık çiftin buluşma noktası olarak biliyorduk, bu da kabulümüz. En güzelini yakıştırdınız deriz. Önemli olan bir dileğinizin, umudunuzun olması… Buraya gelen herkes Romaʼya yeniden gelmek için sırtını çeşmeye dönüp sağ eliyle sol omuzunun üstünden çeşmeye parayı atıyor. Eğer bunu yaparsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Romaʼya tekrar gelirmiş. Siz içinizden ne geliyorsa onun için dilek tutun. Önemli olan bir dileğinizin, umudunuzun olması! ŞUBAT 2018 I

75


GEZİ

Tatlı Hayat, Roma Tatili, Çeşmeʼde Üç Para, İtalyaʼda Aşk... Hep Trevi Çeşmesiʼne bozuk para atıp dilek dilemişler çeşmeden. Romaʼdaki diğer ünlü yapılara göre daha yeni bu eser. 1732 yılında başlanmış yapılmaya, ama 30 yılda, pek çok sanatçının yardımı ile tamamlanabilmiş. O zamanlarda sanat eserlerinde tabiatı ve mitolojiyle ilgili konuları yansıtmak modaymış. Çeşmenin üzerinde birçok heykel var. Ortasında Neptün var, Triton denen iki deniz ulağı çevresinde. Solda huysuz, sağda daha sakin kanatlı iki denizatını dizginliyor tritonlar. Burada denizlerin iki hali simgelenmiş. Ortada Poseidonʼu duruyor arabasında tüm görkemiyle. Çeşmenin sağındaki rölyefte kente su sağlayan su kaynağını keşfeden bakire Acqua Vergine betimlenmiş. Çeşme öylesine ünlenmiş ki arkadaki Poli Sarayı'nı görmez olmuşuz. Çeşmenin tarihi, İmparator Augustus dönemine kadar uzanıyor. Su arayan askerlere su kaynağının yerini gösteren bir kızdan söz ediliyor efsanede. İmparator Augustus'un damadı Agrippa, akan suyu Vergine su kemeri ile Pantheon'a kadar ulaştırmış efsaneye göre. Şimdi alın haritanızı, bırakın kendinizi tabelaların güven verici tariflerine. Yürüyün İspanyol Merdivenlerine… Tam 135 basamak var tırmanacak. İspanyol Merdivenleri… Tatlı yorgunluğa değecek emin olun, yorulmayacaksınız söz veriyorum. Merdivenleri süsleyen pembe açelyalarda dans eden kelebekleri izlerken, basamaklara oturmuş çifte kumrulara tebessümünüzü ihmal etmeyin. Onlar da Roma aşkının etkisindeler sizin gibi. Çıkın en tepeye. Burası adını bölgede yer alan İspanyol Elçiliğiʼnden alıyor. Aslında Kral 15. Louis için tasarlanan bu kiliseye meydandan ulaşılmasını sağlamak için yapı-

ÜNLÜ AŞK FİLMLERİNİN MERKEZİ…

76

I ŞUBAT 2018

lan merdivenlermiş burası. Ama merdivenlerin şöhreti kiliseyi geçmiş. Adını onca duyduğunuz bu meydanda merdivenler kentin görülmesi gereken yerler listesinde hep üst sıralarda kalmayı başarmış. Şimdi dönün arkanızı tepedeki kiliseye. Bir kez daha nefessiz kalın Romaʼ nın ihtişamlı görüntüsüyle. Aman dikkat. Şu geniş merdivenlere oturup biraz soluklanayım, bir dilim de pizza yerim falan demeyin. Belediye tarafından İspanyol Merdivenlerinde oturup yiyip içmek yasak. Onun yerine merdivenlerin ilk basamağına inin, Babingtonʼs çay evi 1893 yılından beri burada, İspanyol Meydanıʼnında. Soluklanmak ve bir fincan çay içmek için sizleri bekliyor köşede. Çay içmenin de bir sanat olduğunu hatırlatacak tüm zarafetiyle…

ANTİK ROMA’ DAN BİR MİRAS. PANTHEON…

Tanrılara şükretmek için Augustusʼun damadı Agrippa tarafından yaptırılmış. Roma mimarisinin bir harikası daha bugünlere kalabilmiş. Pantheonʼun olağanüstü mimarisinin dar sokaklardan önünüze tüm görkemiyle çıkmasına ha-

zırlanın. Dapdar orta çağ sokaklarından çıktığınızda meydana, sizi böyle devasa eserle kuytuda karşılayan Romaʼnın hoş bir sürpriziyle mutlu olun. 43 metrelik kubbeye hayran kalın ama, kubbenin ortasındaki Oculus adında 8 metre genişliğindeki koca deliğin de gönlünü alın. En az kubbe kadar hak ediyor hayran kalınmayı. Derler ki yağmur girmezmiş içeri bu koca pencereden. Yağmurlar sizi ıslatsa da içerde mutlu olun, ıslatmasa da. Romaʼ nın en güzellerinden bir tanesi. Navona Meydanı… İnanın 33 bin kişilik bir yarış alanındasınız. Yıllara burası bile dayanamamış yıkılmış, ama küllerinden doğmuş Zümrüdü Anka kuşu, Navona Meydanı olmuş. Meydan Romaʼ nın en güzel ve en hareketlilerinden bir tanesi. Meydanda bulunan alan, MS 86 yılında İmparator Domitian tarafından yaptırılmış. Halkın sempatisini kazanmak için 33 bin kişilik bir Campus Agonis yani Yarış Alanı yaptırmış. Yıllar içinde yıkılmış bu alan. Papa 10. Innocent yeniden düzenletmiş ve işte karşınızda Navona Meydanı! Bakın 2000 yıl önce yapılmış olsa bile stadyum elips şeklini halen koruyor.


Dört Mevsim Bahçeşehir

Meydanda ki üç çeşmenin en ünlüsü ortadaki. Mimar dünyanın dört büyük nehrini betimlemiş, ʼDört Nehir Çeşmesiʼ demiş adına da. Asyaʼ daki Ganj. Arkasına yaslanmış olan, Avrupaʼdaki Tuna. Dikilitaşa eğilmiş duran, Amerikaʼ daki Rio del Plata. Bir kolu havada diğer kolunun üzerine yaslanmış olan da Afrikaʼ daki Nil… Dinlenin meydanda biraz. Daha yolumuz var Antik Roma yolcuğuna…

VENEDİK MEYDANI’NDAN COLLESUM’A…

O beyaz düğün pastası taklidi yapan Venedik Meydanı anıtına gidin şimdi. Görkemli Colloseumʼ a doğru yürürken imparator geçidi denen yoldan yürüyüp, kalıntılar arasında gezinen Romalı ruhları ziyarete.. Görkemine hayran kalmanıza şaşırmaz kimse inanın, hele bir de yolun sonundaki antik tiyatroya gidince bir bakın ne olacağınıza… Bakmayın Venedik dediklerine gondol da yok, kanal da.. Venedikli bir kardinal yaptırmış 2. Vittorio Emanuella anıtını, sonra da Venedik Cumhuriyeti şehirde elçilik olarak bu binayı kullanmış da ondan. Bergamaʼdan Berlinʼe götürülen Zeus Altarʼından esinlenerek yapıldığı söyleniliyor, bir bakın bakalım bulacak mısınız bizim buralardan izler. Yürüyün antik tiyatroya bakmayın dünyanın en ünlü turistik yapılarından olduğuna. Rengi kızıl olmalıymış duvarların, burada öldürülen nice gladyatörün kanıyla yıkandığından. Suçu değil 2000 yıllık mimarinin en muhteşem eserlerinin. 2007 yılında Dünyaʼnın Yedi Harikasıʼndan biri olarak

seçilmiş, belli ki affedilmiş.

GÜL BAHÇELERİNİN ARASINDAN AVENTİNE TEPESİNE..

Kan kırmızısından gül kırmızısına dönün şimdi. Tırmanın gül bahçelerinin arasından Aventine tepesine... Orta Çağʼın Savelli ailesinin kale bahçesine çıkın, sevgililerin buluştuğu Portakal bahçesine. Karşınızdaki manzaraya bir bakın. Altta çınar ağaçları arasında akan Tiber Nehri, karşıda Trastevere ve Gianicolo tepesi, Aziz Pietro Bazilikasıʼnın görkemli kubbesi, kubbeler, kubbeler ve Yahudi Mahallesiʼnde yer alan kare şeklindeki kubbesiyle bir sinagog. Ve şükredin bu tepeden dünya gözüyle görmek nasip oldu diye…

Haydi gelin en havalı yerinden başlayalım şehrin. Napolyonʼun ʻAvrupaʼnın en zarif salonuʼ dediği yerden…Venedikʼin tam merkezinden.. Kiliseleri, müzeleri, sarayları, restoranları ve cafeleri ile Venedikʼin en romantik noktasındasınız. Verin hakkını meydanın, klasik müzik dinleyerek kahve içmenin keyfini çıkarmak için kıyın paranıza… Dünyanın en romantik yerinde kendinize verin en güzel hediyelerden birini. Bittiyse kahveniz haydi başlayalım meydanın hakkını vermeye.

AŞIKLAR ŞEHRİDİR

VENEDİK

Tamam Romaʼ da aşk başkadır dedim ama ya Venedik diyenlere hak vermemek de mümkün değil. Yalnız seyahat edenlerden çok çiftleri görürüsünüz Venedikʼte. Kanalları, kiliseleri, rengarenk evleri, adaları ve turistik hediyeliklerin her türü ile ayrılmak istemeyeceksiniz bu şehirden... Venedikʼin sadece tarihi şehir merkezinden ibaret olduğunu sanmayın sakın, şehrin adalarında hayran kalacağınız güzellikleri de yabana atmayın. San Marco Meydanı. Avrupaʼnın en zarif salonu…

SAN MARCO BAZİLİKASI

San Marco Meydanıʼnın en önemli yapılarından biri San Marco Bazilikası. Tam 4240 m². Altın mozaikleri, işlemeli mermer zeminleri, kutsal emanetleri ve en önemlisi, Bizans Mihrap resmi ile çok havalı bir yer bu devasa eser. Balkonunda bulunan 4 at heykeli İstanbul Sultan Ahmetʼdeki tarihi hipodrom meydanından alınarak buraya konmuş. Kuyruk yıldırmasın sizi, ʻaman bir daha gelir miyim kim bilir?ʼ deyin ve giriverin ŞUBAT 2018 I

77


GEZİ

içeri. Atların orijinal heykellerini çok yakından görün. Önünde fotoğraf çektirin.

DÜKLER SARAYI

San Marco Meydanıʼnın önemli yapılarından bir diğeri de Dükler Sarayı. San Marco Bazilikasıʼnın hemen sağ tarafında bulunuyor saray. Bellini, Carpaccio ve Tintorette gibi, İtalyaʼnın ünlü sanatçılarının eserleri var içerde.

AHLAR KÖPRÜSÜ

Venedikʼin en bilinen ama bir o kadar da hüzünlü köprüsüne doğru kıvrılıverin, meydanın denize bakan tarafından sola sapıp. Ahlar Köprüsü, aşıkların gondollarla ziyarete geldiği, farklı bir hikayesi olan yapılardan. Dükler Sarayıʼna bağlı olan bu köprü, önceden esirleri Cenova Sarayıʼna götürmek için kullanılıyormuş. 17. yüzyılda inşa edilmiş olan bu köprüden geçen esirler muhteşem Venedik manzarasına bakıp bakıp derin ahlar çekiyormuş. İnanışa göre gün batımında köprünün altında öpüşen çiftlerin aşklarının sonsuz olacağı söylenir. Benden söylemesi. Bakın köprünün altından geçerken öpüşen çiftlere. Kaçırmayın bu fırsatı, iş işten geçmeden verin hakkını köprünün. Gondollarla öpüşmek için bekleyen onlarca turisti atmayın yabana, değerlen-

78

I ŞUBAT 2018

dirin bu fırsatı. Aziz Mark Çan ve Saat Kulesi işte size bir romantizm fırsatı daha veriyorum. Bu kuleye çıkarak Venedik manzarasını seyredebilir, güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Torre dellʼOrologio olarak bilinen bu saat kulesi, Mauro Codussi tarafından 1496-1499 yılları arasında dizayn edilmiş. Saatin üzerinde yer alan mavi arka plan ise, 1755 yılında Giorgio Masari tarafından eklenmiş.

BÜYÜK KANAL

Haydi çıkalım artık meydandan daha yapacak çok işiniz var. Venedikʼin ana su caddesi, otobanı diyebilirsiniz bu kanala. Üzerinden geçen köprülerden sarkın aşağıya, geçen onlarca deniz taksilerini, polisi, ambulans teknelerini, vaporettoları ile büyük su trafiğini sağlayan kanalı seyredin uzun uzun. Nasıl? Çok renkli değil mi? Unutmayın pek çok macera veya romantik filmin değişmez adresidir bu kanal. Romantik bir sabahta kaldığı oteldeki büyük kanatlı pencereleri açtığında esas kız, pencereden görünen manzaradır burası. Esas oğlan ise kızın gümüş kahvaltı tepsisine koyduğu kırmızı gül ile kısa bir veda mektubu iliştirmişse, bilin ki Rialto köprüsü üzerinden geçerken göreceksiniz onu bir sonraki sahnede.

Venedikʼin kanal manzaralarıyla ve turist kalabalığı ile, en iyi atmosferinin olduğu köprüdesiniz. Antonio de Ponte tarafından tasarlanmış köprü, 1591 yılında da faaliyete geçmiş. San Marco Meydanıʼndan bu köprüye ulaşmak için korkmayın karmaşık labirentlerinden şehrin. Meydanın hemen yanında bulunan Aziz Markʼın Saat Kulesi altından geçin ve Mercerie adı verilen alışveriş caddesini birazcık yürüyün vitrinleri geze geze... Kısa bir süre sonra köprüye giden yolu göreceksiniz solda.

RİALTO KÖPRÜSÜ

ACCADEMİA SANAT GALERİSİ

Galeri köprünün hemen sol tarafındaki bina. 14.yüzyıl Rönesans Sanatçılarıʼnın gotik ve Bizans tarzı eserlerini göreceksiniz içeride. Bellini, Carpaccio, Giorgione, Tintoretto, Veronese ve Tizianoʼnun resimleri bu galeride bekliyor sizleri.

MURANO VE BURANO ADASI

Venedikʼin en renkli adaları Murano ve Burano. Üşenmeyin yetti bana demeyin, atlayın bir vaporettoya gidin Buranoʼya. Galuppi Meydanı, San Martino Kilisesi, Santa Barbar Şapeli ve İstria Taşıʼnı görün. Öğle yemeğinizi, sizi hak eden bir restoranda yiyip miskinlik yapın adanın


Dört Mevsim Bahçeşehir

sükunetli sokaklarında Murano Adası, cam adası olarak da biliniyor. Pek çok cam fabrikası ve müze göreceksiniz bu renkli adada. Renkli kelimesini en hak eden yerdir belki. Ayak bastığınız anda hak vereceksiniz zira. Her vitrini, her dükkanı ayrı bir sanat, ayrı bir gök kuşağı, ayrı bir hayranlık… Sakın unutmayın, atlamayın bu adayı.

SAN TOMA KİLİSESİ

917 yılında inşa edilmiş, Venedikʼin en eski kiliselerinden biri olarak biliniyor. Kilise halka açık değil ama dışı bile sizin hayran kalmanızı hak edecek görüntüde… Venedikʼin kalabalığından kaçmak için de burası size bir kaçamak noktası olsun. İnsan trafiğinden kaçmak için de bu kilisenin bulunduğu yere gidebilir, az da olsa kafa dinleyebilirsiniz.

CAMPO SANTA MARİA FORMOSA MEYDANI VE KİLİSESİ

Santa Maria Formosa Meydanı, Venedikʼin en popüler meydanlarından biri. Meydanda bulunan kilise ise, Mauro Codussi tarafından 1492 yılında yapılmış. Rialto veya Zaccaria yönünde giden vaporettolara bindiniz mi göreceksiniz meydanı ve kiliseyi.

CA’D’ORO (SANTA SOFİA SARAYI)

1428-1430 yılları arasında Contarini ailesi için yapılmış bu saray. Venedikʼin en eski ve en popüler saraylarından biri. Büyük Kanalʼda yer alıyor. Sarayın dış cephesi yaldızla kaplanmış. Bu sebeple CaʼdʼOro (Altın Ev) de diyorlar. Gotik bir dış cephesi olan bu sarayı görmeden dönmeyin sakın. Büyük Kanalın bir diğer süsü muhteşem saray CaʼRezzonico. Geniş bir Venedik sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Saray olunca iki kere düşünmek gerekiyor girip girmemek konusunda… Bence mi? Amaan, bir daha ne zaman gelirsiniz kim bilir? Girin içeri, daha kaç

CA’REZZONİCO SARAYI

saraya gireceğimiz belli mi ki?

PALAZZO CONTARİNİ DEL BOVOLO

Venedikʼin en küçük saraylarından biri Contarini Sarayı. Döner merdivenleri ile ünlü. Calle caddesini sorun hemen gösterirler. Rialto Köprüsüʼnden yürüyerek gelebileceğiniz bu saray, tüm ihtişamı ve görkemiyle ziyaretçiye açık. Daha çok, farklı mimarisi ve döner merdiveni ile ünlü olsa da, zamanınız varsa içeriye girmeyi ihmal etmeyin ama.

SANTA MARİA DELLA SALUTE (AZİZE MERYEM’İN SAĞLIĞI) BAZİLİKASI

Binlerce kazık üzerine inşa edilmiş bu kilise veba ile nüfusunun neredeyse yarısını kaybeden Venediklilerin tanrıya yakarışı imiş. Görkemli yapı, Santa Maria della Salute Bazilikası özellikle gece aydınlatması ile romantizminize tavan yaptıracak. İnin sahile, alın içeceğinizi elinize bulduğunuz ilk merdivenlere oturun ve içinize çekin Venedik romantizmini…

MODANIN AŞIKLARINA..

MİLANO…

Tarih için gelmediniz Milanoʼya biliyorum. İtalyaʼnın diğer şehirlerine oranla çok fazla tarihi değeri olan bir şehri değil Milano. Duomo Katedrali. Mermerin dantel hali… Kentin simgesi olan ve çok büyük bir meydana adını veren ünlü Milano Katedrali Duomo, görülmesi gereken en büyük tarihi eser. Katedralin dışı tek kelimeyle olağanüstü… Mermerin dantel halini gö-

receksiniz. Dinin gereği içini dışı gibi beklemeyin, sade bir katedral bulacaksınız. Ama Duomoʼnun içinde rönesans döneminin ünlü eserleri karşılıyor sizleri. Mimarinin ihtişam eksiğini tamamlıyor fazlasıyla bu eserler. Şans getirecek bir gelenek var bu katedralde sizlere ip ucu verebileceğim. Gidin, arayın, bulun, sürün ellerinizi. Kilisenin ünlü vasiyetnamesinin yer aldığı, İsa ve havarileri ile ilgili hikayelerin olduğu bronz kapıyı söylüyorum. Corso Vittorio Emanuele II. Kalpler moda için atıyor… Duomoʼyu gezdikten sonra size en sevdiğiniz şeyi vaad ediyorum. Milanoʼnun en ilgi çekici yanını, yani alışverişi. Eee, modanın cennetine geleceksiniz de moda tanrılarının dükkanlarını tavaf etmeyecek misiniz? Milanoʼnun her yeri bir ünlü İtalyan markası. Haydi gelin Duomoʼnun hemen yanındaki alış veriş caddesini darmadağın edelim. Eğer ocak ayını yakaladıysanız her yerde indirimi de yakaladınız demektir. Bu da dünyanın markasını yarı fiyatına almak ya da iki katı alış veriş yapmak demek. Tercih sizin... Pek çok ürün Türkiyeʼ den ucuza geliyor. Ama baştan uyarayım da sonra bana kızmayın. Sezon ürünleri, indirimde olmayan ürünler gerçekten ülkemizdekinden çok daha fahiş fiyatlara satılmakta. Vittorio Emanuelle II. Milanoʼnun Kapalı Çarşıʼsı… Size bir sürprizim var. Bu meydanda sizleri olağanüstü bir kapalı çarşıya götüreceğim. Adı, Vittorio Emanuelle II. Bu kapalı çarşıda, hemen hemen tüm ünlü markaların mağazalarını bulabilirsiniz. Fakat buradaki mağazalarda çok uygun fiyatlar göreceğinizi düşünüp heveslenmeyin çünkü geneli sezon mağazaları ve indirim yapmıyorlar, bununla da kalmayıp vitrinlere fiyat bile koymuyorlar. Dünyanın en eski kapalı çarşılarından kabul edilen bu çarşının bir başka


GEZİ özelliği de “Spinning on the Bull”. Bu geleneğin inancına göre, yerde mozaiklerle resmedilmiş bir boğa ve bu boğanın bacaklarının arasında bir boşluk var. Bu boğanın üzerindeki boşluğa topuğunuzu koyup, dileğinizi tutup, tek hamlede kendi etrafınızda dönebilirseniz dileğiniz olacak demek.

arası rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz.

MİLLİ ARKEOLOJİ MÜZESİ

BİR AKDENİZ ŞENLİĞİ

NAPOLİ

İtalyaʼda Roma ve Milanoʼdan sonra 1,5 milyon nüfusuyla üçüncü büyük kent olan Napoli güneydeki Campania Bölgesiʼnin başkenti. Şehir Türkiyeʼyi hatırlatan manzaralarla dolu. Mahalle aralarında ipe dizilmiş çamaşırlar, kaderine terkedilmiş binalar, evlerden ziyade sokaklara taşmış yaşam ve Akdeniz insanı rahatlığı ilk göze çarpanlar arasında. Napoli dünyaya iki şey hediye etmiş pizza ve Sophia Loren. İtalyaʼda hırsızlığın en yaygın olduğu şehirlerden olan Napoliʼde dikkatli olmakta, mücevher takmayıp, büyük çanta taşımamakta fayda var. Napoli İ.Ö. 750 yılında Yunanlılar tarafından Neapolis yani “yeni şehir” olarak kurulmuş. Yunan ve Roma döneminde zenginleşmiş. 763 yılında da bağımsızlığını ilan etmiş. Yüzyıllarca yabancılar tarafından yönetilmiş, 20. yüzyılda da hükümetin ihmalinin kurbanı olmuş, dolayısıyla da meydan mafyaya kalmış. Her daim kalabalık olan, Garibaldi Meydanı ile Via Toledo arasındaki bölge şehrin Centro Storico diye geçen eski kısmı. Eski kısımdaki Via dei Tribunali ve Via San Biagio dei Librai caddeleri ise avlulu ve pasajlı binalarla dolu. Bu caddeler her zaman kalabalıkların gözdesi. Via dei Tribunaliʼde aynı zamanda şehrin en eski kilisesi olan ve 324 yılında yapılan Santa Restituta var. Biraz ileride ise Spaccanapoli yani eski şehrin en gözde yeri var, burası aynı zamanda mimari eserlerin en zengin olduğu bölge. Haydi çıkıyoruz yola. Napoliʼnin Yıldızlarıʼnı ziyarete…

KRALİYET SARAYI

Dönemin ünlü mimarı Domenico Fontana tarafından 17. yüzyılda yapılmış

80

I ŞUBAT 2018

Dört Mevsim Bahçeşehir

olan bina, bir yangının ardından 19. yüzyılda yeniden inşa edilmiş. Ciddi hasarlara yol açan II. Dünya Savaşıʼnın ardından sarayın restorasyonu yapılmış. Giriş katında değişik hanedanlardan sekiz krala ait olan heykeller var. Saray Bourbon dönemine ait mobilyaları, tabloları ve heykelleri ile öne çıkıyor. Çarşamba günleri kapalı.

CASTEL NUOVO

Piazza del Municipio olarak geçen ve sahile uzanan Belediye Meydanıʼnın üzerindeki görkemli kale 1282 yılında Angevinler tarafından yapılmış, 15. yüzyılda ise Aragonlar tarafından yeniden inşa edilmiş. Yeni Kale olarak Türkçeye çevirebileceğimiz bu binanın girişindeki Zafer Takı türünün en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Kalenin içindeki müze (Museo Civico) 14 ile 19. yüzyıllardan kalan heykel, mozaik ve tablo koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Pazar günleri kapalı.

SAN CARLO OPERA BİNASI

1727 yılında yapılan görkemli bina, açılışının ardından, Napoliten müzik hayatının merkezi haline gelmiş. Kalenin arkasında yer alan ve İtalyaʼnın en büyük ve en eski opera binası ünvanlı yapıdaki kraliyet ailesine ait bölüm, 184 loca ve dev boyutlardaki fresk çok etkileyici. Napolililer “Milanoʼda La Scala varsa, bizde de San Carlo var” diye övünüyorlar, haklılar da. 3,000 seyirci kapasiteli binayı cumartesi ve pazar günleri 14.00-16.00

Müzede Roma şehirleri olan Pompei ve Herculaneumʼdan getirilen objeler dışında, Lazio ile Campania adlı antik yerleşimlerden de eserler var. Müze Roma dönemi hakkında çok değerli bilgiler veren inanılmaz bir koleksiyona sahip. Müzedeki mozaiklerden biri Pompeiʼdeki Faun Villasıʼndan getirilmiş ve Büyük İskenderʼin İ.Ö.333ʼte İskenderun yakınındaki Dörtyolʼda Pers kralı Dariusʼu yenmesini gösteriyor. Napoliʼnin arkasındaki tepede ise şehrin diğer önemli müzesi olan Palazzo di Capodimonte var. Rönesans dönemine ait muhteşem tabloların olduğu müze 1738 yılında inşa edilmiş ve Bourbon Kralı III. Charlesʼın sarayı olarak kullanılmış.

VEZÜV’ÜN ETEKLERİNDEKİ POMPEİ

Vezüv ilk patladığı İ.S. 79 yılından beri bölgedeki korkutucu güç olmuş. Yakınındaki Pompei ve Herculaneum şehirlerini tarihin sayfalarına gömmüş. Arkeologlar bu yerleri kazdıklarında, küllerinden yeniden doğan Zümrüt-ü Anka misali, çok iyi durumda muhafaza edilmiş tarihi eserleri bulmuşlar. Pompei 20 bin kişinin yaşadığı şarap ve balık ihraç eden bir şehirmiş, M.Ö 79 yılındaki patlamada şehir iki bin yaşayanıyla beraber lavların altında kalmış. 1784ʼden beri şehirde kazı yapan arkeologlar lav tabakasını kaldırırken belli yerlerde boşluklar olduğunu görmüşler, o boşluklara alçı enjekte ettiklerinde şaşırtıcı gerçekle karşılaşmışlar. Boşluklar insan ve hayvan şekillerinde ortaya çıkmış. Vücudun %75ʼi sudan oluştuğundan, yılların ardından geriye sadece insanların vücut şekilleri kalmış, bir de kemikler. Şehirdeki meydanlar, tapınaklar, tiyatro, hamam, çeşmeler, zengin Romalıların villaları inanılmaz iyi bir durumda. Meşhur “dikkat köpek var” mozaiği eski yaşamlara ışık tutan örneklerden sadece biri. Villa dei Misteriʼyi kaçırmayın. Bu evin 1900 yıllık olduğuna inanamayacaksınız. Şehirdeki Vettii ve Faun villalarını da görmeye çalışın. Restoranlardaki tarihi kap kacak bile hala duruyor. I


%$+ %$+&(6(+ +&(6(+ 6 L5

& $ / 4*


Alara Sokak. Ilgaz 02 No: 21 Bahรงeล ehir-Ispartakule Bรถlgesi


www.eurosun.com.tr

608 1 000 (pbx)


Dört Mevsim Bahçeşehir

EĞİTİM

Öğretmenler nasıl iyi sorarlar?

21. yy öğretmeni ve öğrencisi profiline baktığımız zaman, öğretmenin organize edici / kolaylaştırıcı, öğrencinin ise keşfeden ve sorgulayan olduğunu görüyoruz. Fakat yapılan araştırmalar bunun çok farklı olduğunu gösteriyor. Michele Filippone’nin bir ilkokulda yaptığı araştırmada, öğretmenlerin her yarım saatte 45 ile 150 arasında soru sordukları gözleniyor. Yine Amerika’da yapılan bir çalışmada öğretmenlerin okuldaki günlerinin %80’ini soru sorarak geçirdiği görülüyor. Bu oranlar göz önüne alındığında öğrencilerin soru sormaya, eleştirel düşünmeye ve sorgulamaya pek vakitlerinin kalmadığı aşikar. Peki bu kadar soru soran öğretmen topluluğunun sorularının nitelikleri nasıl diye baktığımızda yine sıkıntılı bir tablo görüyoruz. Yine aynı araştırmada, çeşitli dersler ve konularda sorulan sorular incelendiğinde bu soruların öğrencileri çok az düşünmeye iten, yaratıcı düşünmeye sevk etmeyen, bilgi düzeyinde kaldığı anlaşılıyor. ”Bir öyküdeki ana karakter kimdir?”, “Amerikan devrim tarihi kaçtır?” ve içinde “evet” ve “hayır” cevapları içeren sorular bu araştırmada rastlanılan soru düzeyleridir. Sonuç olarak öğrenciler düşünme etkinliğine girmediği için öğrenmenin de gerçekleşmediği görülüyor.

Öğretmenler Neden Soru Sorarlar?

Araştırmalara göre soru sorularak yapılan öğretim verimi artırıyor. Tabii nitelikli ve yerinde sorulan soruların…

Peki öğretmenler neden soru sorar? • Öğrencinin derse katılması için, • Öğrenci konuyu öğrenmiş mi diye,

84

I ŞUBAT 2018

BATUHAN NAR

ALKEV ÖZE L OKULLARI SINIF ÖĞRETMEN İ

“Unutmayalım en iyi düşünürler, en iyi soruları soranlardan çıkmıştır.”

• Öğrenci kendini ifade etme becerisi kazansın diye vs. Ama öğretmen iyi soru soran olmadığı sürece, öğrencilerden de nitelikli soru sormayı bırakın, doğru cevap vermeyi beklememelidir. • Yeni bir soruyu doğurmalı, • Düşünmeye yönlendirmeli,

Peki, iyi bir soru nasıl olmalı?

• Yeni bir pratiğe kaynak olmalı, • Öğrenciyi heyecanlandırmalı, • Tek bir doğru cevabı olmamalı, • Rekabet içinde değil, durup düşünme odaklı olmalı, • “ya…ise” gibi varsayım (what if) kaynaklı olmalı, • En önemlisi öğrencinin de soru sormasını tetiklemeli. • Örneğin saat sorusu sorup saat kaç olur yerine, zaman nasıl geçer, zamanı neden ölçeriz diye sormalıyız! Unutmayalım en iyi düşünürler, en iyi soruları soranlardan çıkmıştır. I Fillipone, M. (1998). Questioning at the elementary level. Brualdi, A. C. (2001). Classroom questions.



Dört Mevsim Bahçeşehir

SPOR

Hareketsiz yaşam kronik hastalıklara neden oluyor “Özellikle çocukluk ve gençlik yıllarında yapılan spor etkinlikleri bağışıklık sisteminin güçlenmesinde büyük önem taşıyor. Erken dönemde kazanılan güçlü bir bağışıklık sistemi kronik hastalıklara karşı bir savunma mekanizması oluşturmaktadır.” Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba. Bu ay sizlerle sağlıklı yaşam ve spor ilişkisi konusunu ele alacağım. Günümüzde modern yaşamın getirdiği kolaylıklar ve iş dünyasının yoğunluğu ile artık egzersiz yapmak için yeterli fırsat bulunamıyor. Oysaki egzersiz, aktif, üretken ve kaliteli bir yaşam sağlamanın yanında insanları hastalıklardan da koruyor. Özellikle çocukluk ve gençlik yıllarında yapılan spor etkinlikleri bağışıklık sisteminin güçlenmesinde büyük önem taşıyor. Erken dönemde kazanılan güçlü bir bağışıklık sistemi kronik hastalıklara karşı bir savunma mekanizması oluşturmaktadır. Son yıllarda geniş halk kitleleri taranarak yapılan araştırmalar, sporsuz bir yaşam tarzının insanları kronik hastalıklar vasıtasıyla sinsice ölüme götürdüğünü ortaya koyuyor. Sporsuz bir yaşam tarzının başta kalp damar hastalıkları olmak üzere diyabet ve bazı kanser türleri gibi ciddi rahatsızlıklara yol açtığını belirten uzmanlar, günümüzde tüm ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarının birinci sırada geldiğine işaret ediyor. Kalp damar hastalıklarının oluşumunda en sık gözlenen risk faktörü açık ara ile sporsuz yaşam tarzıdır. İngiltere’de 31.000 otobüs şoförü ile biletçisi üzerinde yapılan bir araştırmada, şoförlerin sürekli oturduklarından ve trafik stresine maruz kaldıklarından ötürü iki katlı otobüste sürekli dolaşan, merdiven inip çıkan biletçilerden daha yüksek oranda kalp hastalıklarına yakalandıkları saptanmıştır. Araştırmalar egzersiz yapmayanların, yapanlara oranla 2,5 – 4 kat daha fazla

86

I ŞUBAT 2018

oranda kalp hastalığına yakalandığını göstermiştir. Ölüm nedenleri arasında 2. sırayı alan kanserler ile hareketsiz, sporsuz yaşam tarzı arasında da bir bağlantı tespit edilmiştir. Kolon kanseri oluşum nedenleri arasında hareketsiz yaşam alışkanlığı gösterilmektedir. Hareketsiz yaşamın doğal sonucu olan şişmanlık, hormon dengelerini bozarak birçok kanser türünün oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Yaşamı diğer tehdit eden hastalıklardan şeker hastalığı da sporsuz yaşam tarzı ile yakından ilişkilidir.

Egzersiz bilinçli olarak yapılmalı

Uzmanlar, egzersizin hastalıklardan korunma, kondüsyonun gelişimi ve kilo verilmesi gibi faydalarından yararlanılabilmesi için bilinçli yapılması gerektiğini belirtiyor. Büyük kas gruplarının kullanıldığı yürüyüş, bisiklet, koşu, yüzme, tenis gibi sportif aktiviteler

sağlık için daha faydalı. SAVAŞ KAHRA MAN Herhangi BAHÇEŞEHİR VO LEYBOL SPOR bir KULÜ KOORDİNATÖR BÜ Ü sağlık problemi bulunmayan bireylerin bu sporları her gün veya haftada en az 3-4 gün yapması öneriliyor. Egzersizlerin en az yarım saat, ideal olarak 45 dakika sürmesi gerekiyor. Öte yandan efor süresince egzersiz herhangi bir kesintiye uğramamalıdır. Örneğin tempolu yürüyüşlerde 20 dakika kadar egzersize devam ettikten sonra bir 10 dakika soluklanma veya sohbet için verilen aralar egzersizin etkinliğini sıfıra indirmektedir. Çünkü vücudumuz egzersize başladıktan ortalama 20 dakika sonra enerji kaynağı olarak yağlar yanmaya başlar ve eğer egzersiz 30-45 dakika kesintisiz sürerse, egzersizden 1 ila 4 saat sonra bile yağlar yanmaya devam eder. Egzersiz yapılırken dikkat edilmesi gereken en kritik nokta yapılan eforun şiddeti, yani yoğunluğudur. İdeal olarak spor hekiminizin size yaptığı efor testi sonucu egzersiz nabzı belirlenebilmektedir. Her birey için bu egzersiz nabzı değişmektedir ve bu limitler aşılmamalıdır. Bir doktor tavsiyesi alma imkanı yok ise eforunuzun yoğunluğu; siz egzersiz yaparken ıslık çalmanızın veya yanınızdaki ile konuşmanızın mümkün olacağı bir egzersiz şiddetinde olması gereklidir. Tabii egzersiz yoğunluğu çok hafifte olmamalıdır ve egzersiz esnasında ter atmanız gerekmektedir. Değerli okurlarımız diğer sayımızda buluşuncaya dek sevgiyle ve DÖRT MEVSİM SPOR’la kalın...I



GÜZELLİK

GÜZEL FİKİRLER

Makyajın yeni nesil değişkenleri

YASEMİN YURTMAN CANDEMİR

Sevgililer Günü yaklaşırken bu sezonun güzellik karnesi pekiyi ile dolu. Nedeni birlikte kullanıldığında kaos yaratabilecek ürünlerin dikkatli kullanımda kadınları başka bir kimliğe taşıması. Daha büyük gözler için tersine kedi gözü makyajı, yumuşak geçişlerle sağlanan kontürler, kadife bazlı cilt efektleri ve aydınlatıcılarla gelen unicorn makyajı. inceltebilirsiniz. Alt çizgiyi de doldurduğunuzda büyüyen gözlerinizin keyfini çıkartabilirsiniz.

Elmacık kemiklerinizin üst yarısının hemen altına fondöteninizden bir veya iki ton daha koyu yumuşak bir gölge kullanarak, biçimlendirme rengini allığınızla kapatın. Yoğun kıllı bir biçimlendirme fırçası yerine, daha yuvarlak başlı eğimli bir fırça kullanmayı deneyin. Ki makyaj artistlerinin sıkça kullandığı ‘yumuşak odaklama’ tam da bu anlama geliyor. Burnunuzun yanlarına koyu renk uygulayıp üst kısmına aydınlık vererek de hem inceltilmiş hem fark edilmeyen bir makyaj uygulamış olursunuz.

Hedef yumuşak geçişler

Bu makyajın en büyük alametifarikası daha iri gözler yapmak. Büyüklük efekti için gözün alt kısmında eyeliner kullanmak makyaj artistlerine yetmedi ki, daha belirgin bakışlar için tamamen ters dönmüş kedi gözü makyajı ile bizi baş başa bıraktılar. En kolay sürülen, sudan etkilenmeyen eyeliner’ınızı sürmeye gözünüzün iç köşesinden başlayın ve tüm alt kirpik hattınızı takip ederek dış köşeye kadar gelin. Kanat etkisi verebilmek için hattı dış köşeden yalnızca alt kirpik hattınızın açısını izleyerek uzatın. Sivri bir kanat benzeri olmasını istiyorsanız hattı dışarı doğru açılı bir fırçayla çekin. Düz bir çizgi çektiğinizden emin değilseniz pamuklu bir kulak çubuğundan yardım alıp çizgiyi istediğiniz noktadan

Kedi gözü makyajı

88

I ŞUBAT 2018

Sevgililer Günü’nün en güzel, en anlamlı ve verdiği hisler bakımından en düşünceli hediyesi makyaj malzemeleri.

Ünlü Makyaj Artisti Path McGrath’in başlattığı sonrasında Joyce Bonelli ve Laura Mercier tarafından sahiplenilen trendin tam olarak istediği şu; Açık havada bir kaç kilometre koştuktan sonra cildin nefes alması ile orantılı gelen kadifemsi cilt hissini makyajla yakalayabilmek. Uygulamak için formül şu; Herhangi bir baz katmanı uygulayarak görünümünüzü hem sabitleyin hem de matlaştırın. Yumuşak, dağıtılmış bir görünümü hedefleyin. Ardından allık yardımıyla yüzünüzün yüksek noktalarını öne çıkarın: elmacık kemikleri, üst dudak kıvrımı, burun köprüsü ve çok az da çene ve alın. Son kozunuz yakından bakmadıkça fark edilmeyen ışıltılı toz pudralar. Dozu konusunda serbestsiniz yeter ki orantılı dağıtın.

Kadifemsi cilt efekti

Yanardöner, holografik, gök kuşaklı ya da parlak pastel tonlu her uygulama 'Unikorn' makyajının içine giriyor ve göz makyajı, aydınlatıcılar, dudaklar, tırnaklar vb. dilediğiniz her şey için geçerli olabiliyor. Ayrıca Becca, Urban Decay, Givenchy’nin odaklandığı bu alan geleneksel pırıltının sahip olmadığı üç boyutlu, çok spektrumlu bir ışıltı da veriyor. Uyguladığınız aydınlatıcının kötü durmasını önlemenin yolu cildi baştan iyi nemlendirmek ve sabitleyici kullanmayı unutmamak. İhtiyacınız olanlar pastel renkli bir maskara, mat bir ruj, eyeliner ve aydınlatıcı. Bu pırıltılı ve sihirli büyü tüm gün cildinizde kalabilir. I

Unikorn makyajı



ASTROLOJİ

Bahçeşehir'in vazgeçilmez tarotçusu Nisa, artık İsveç Yotebori'de yaşıyor ama her ay olduğu gibi, aylık burç yorumlarıyla bu sayımızda da yine sizlerle...

nisadincer03@gmail.com

Bu yıl Koç burcu evlilik konusunda şanslı olacak, özel hayatınızda mutluluğu yakalayacaksınız. Evli değilseniz, bu yıl Mart ve Temmuz arasında çok iyi aşk olasılıkları görülüyor. Birçok fırsata rağmen, 6 Ekim ve 17 Kasım tarihleri arasında bir evlilik ihtimali olabilir. Ani bir ilişki başlangıcı hızlı bir evlilik kararıyla sonuçlanabilir. Ancak bu gibi ani kararlardan kaçınmanız daha iyidir. Koç burcu bu yıl aile hayatında mutlu ve huzurlu olacak. Ekim ayından sonra 2018 yılının sonuna kadar bazı küçük sorunlar ve sağlık problemleri gelişecektir.

KOÇ

Aşk ve ilişkiler bu yıl biraz çalkantılı döneme girecek. Eşinizin sağlık problemleri olabilir ve 18 Nisanʼdan Ağustos sonuna kadar bu durum üzebilir. Bekarlar için evlilikle ilgili ani kararlar, 27 Haziran ve 28 Ağustos tarihleri arasında bekleniyor. Bu yıl para konusunda çok fazla beklenti içerisine girmemelisiniz. Ekonomik açıdan bazı fırsatlar ve avantajlar ile karşılaşsanız da beklentilerinizin altında olacak. 6 Ekim ve 17 Kasım tarihleri arasında dikkatli harcama yapmalı ve bütçenizi gözden geçirmelisiniz. Para konularında önemli kararlar vermekten kaçının.

BOĞA

Sevgi ve ilişkiler harika olacak. Bu yıl yeni bir aşk ilişkisi ortaya çıkabilir. Şubat ve Mayıs 2018 arasında aşk hayatında son derece şanslısınız. Ayrıca, Ekim ve Kasım aylarında ilişki kaderini değiştirebilecek bir romantizm ortaya çıkabilir. Her iki olay da, yılın başında ilişki profilinize nasıl baktığınızla ilgili olacak. Eğer ilişkinizi sonlandırmak istiyorsanız, bitiş olabilir. Ya da ilişkinizi canlandırabilir, partnerinizle uyum sağlayabilirsiniz. Sağlık 27 Haziran ve 28 Ağustos 2018 tarihleri arasında yüksek olabilir ve yaralanma riski de yüksek olabilir. Bu yıl stresten olabildiğinde uzak durmaya çalışın.

İKİZLER

2018 yılı aşk ve evliliklerde pek de toz pembe olmayacak. Romantizmle ilgili beklentiler karşılık bulmayabilir ve arada ilişkilerde anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Partnerinizden beklentilerinizin karşılığını almakta zorlanacaksınız. Sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Sevdiğiniz insanı bazen haksız yere yargılamaktan kaçının ve ön yargılı olmayın. İlişkilerde bu yıl beklentileri düşürmek ve ilişki beklemek yerine kendiniz mutlu bir ilişki kurmak için çaba göstermeye odaklanırsanız faydalı olacaktır. Ekim 2018ʼden sonra yeni bir aşk ilişkisi ortaya çıkabilir.

YENGEÇ

90 I ŞUBAT 2018

Aşk ve ilişkiler için 2018 yılı olumsuzluklara işaret ediyor. Evliliğinizin dışında veya düzenli bir ilişki dışında fiziksel bir ilişki arayışının olasılığı mümkündür. Ancak ilişkinize zarar vermemek için her türlü hatadan kaçınmalı ve temkinli davranmalısınız. Ekim ve Kasım boyunca aslan burçları aşk hayatında bazı garip ve kararsız gelişmeler yaşayabilirler. Bu süre içinde yeni bir ilişki başlangıcı da tahminler arasındadır. Genel olarak, 2018 yılı istikrarlı ilerleme ve muhtemel karamsar olasılıklar sonrasında Ekim ayına kadar zorluklar getirecektir.

ASLAN

İş ve kariyer alanındaki gelişmelerin yan etkisi, aile hayatına yansıyacak ve denge kurmakta zorlanacaksınız. Aileniz sorumluluklarınızdan dolayı geri planda kalabilir. Aranıza mesafe girebilir veya eşiniz yoğun çalışmanızdan memnuniyetsiz olabilir. Ayrıca, Nisan sonrasında aşırı seyahat olabilir. Ağustos ayına kadar aşk hayatınız düzene giriyor olacak. Beklenmedik sürprizler olabilir. Mevcut ilişkiler yoğun baskı altında olabilir. Ancak evlilik konusunda karar almak zor olacak. Böyle bir şey yapmadan önce Eylül 2018 geçmesini bekleyin.

BAŞAK

2018 yılında terazi burçları aşk ve evlilik konularında pozitif gelişmeler ile karşılaşacaklar. Yeni ilişkiler canlanmaya devam edecek. Ekim ve Kasım boyunca heyecan verici ve meraklı bir ilişki yaşanma olasılığınız yüksek olacak. Ancak aşk hayatında büyük kararlar vermek için iyi bir yıl değil. Evlilik konularında karşı tarafı daha iyi tanımak ve kendini buna hazır hissetmek çok önemli olacak. Genel olarak, 2018 iyi bir yıl olacak, ancak zorluklarla uğraşmanız da gerekecek. Ekim-Aralık döneminde emeklerinizden güzel sonuçlar alabilirsiniz.

TERAZİ

Akrep 2018 aşk ve evlilik konusunda sürprizlere açık olmalıdır. Kişisel konular aşk hayatında zorluklara yol açabilir. Aşk hayatı bazı heyecan verici zamanlardan geçecek ve fiziksel cazibeniz ön planda olacak. İş seyahatleri aile hayatında problemlere yol açabilir ve sık seyahatler eşinizle aranızda sorunlar yaratabilir. Mayıs-Eylül ayları boyunca savaşçı modda olacaksınız. Hırs, dinamizm yüksek düzeyde olacağı için bu dönemde sizi çok yönlü hale getirecektir. Ortaklıklarda, Eylül-Kasım arasında zorlu süreçler atlatabilirsiniz.

AKREP


Dört Mevsim Bahçeşehir

Yay burcu için 2018 aşk hayatı ve evlilik için öngörüler, sorunların çözüleceğini gösterir. Ekim ve Kasım boyunca heyecan verici bazı zamanlar oluşabilir. Gelecek için büyük kararlar almanız gerekebilir. Evlilik konuları zor olabilir. Eşin sağlık sorunları olabilir ve endişe yaratabilir. Mayıs ve Ağustos 2018 tarihleri arasında gereksiz sorunları önleyin. Mali yönden 2018 yıl karlı olacağını gösteriyor. Ancak boşa para harcamaya da neden olabilir. Her zaman fazla harcamalardan kaçının. Genel olarak, Ekim 2018ʻin başlarına kadar iyi bir sonuçlar alınabilir. Yılın son çeyreği planlar ve iç gözlem için daha iyi sonuç verecek.

YAY

Aşk hayatında beklenmedik gelişmelerin olacağı bir yıl sizi bekliyor. Temmuz ve Ağustosʼda aşk hayatında hayal kırıklığı yaşanabilir. Aşk hayatında beklentileriniz Ekim başından sonra gerçekleşmeye başlayacak. Evli değilseniz ani bir evlilik beklenmedik bir şekilde gerçekleşebilir. 2018 yılında Oğlak burcu yılın ilk üç çeyreğinde kaydedilen ilerlemeden pek de memnun olmasa da şu ana kadar harcadığınız emek size muazzam kazanç getirecektir. Güvendiğiniz insanlara fikirlerinizi paylaşmaya veya ikinci görüş edinmeye alışmalısınız. Yalnız başına karar vermek yerine başkalarının da fikirlerini almak bu sene size yardımcı olacaktır.

OĞLAK

Aşk ve evlilik için yapılan tahminler, bu konuda kararlarınızda mutlu olacağınızı belirtiyor. Yıl boyunca yeni bir ilişkiye de başlayabilirsiniz. 8 Ekim-17 Kasım döneminde çok ilginç ve yoğun eğilimler meydana gelebilir. Evlilik konuları çoğunlukla iyi olur, ancak masraflarınızı da kontrol etmelisiniz. Geçici istikrarsızlığınız nedeniyle uyumlulukta bazı zorluklar olabilir. Mayıs ve Eylül arasında ilişkilerde zor zamanlar yaşanabilir. Kova burcu olanlar, başarılı bir yılı sabırsızlıkla beklemelisiniz. İstikrarlı, planlı ve iyi huylu bir şekilde çalışmak ve yaşamak size mükemmel sonuçlar verecektir. 2018 boyunca doğru kararlar vererek, başarılarınızı devam ettirebilirsiniz.

KOVA

Aşk hayatında çok aktif olacaksınız. İlişkilerde gerçek durum sizi de zorlayabilir ve eşinizin niyetini açıkça anlayamayabilirsiniz. Çeşitli sorunlar ve kafa karıştırıcı eğilimler, Şubat ve Mayıs ayları arasında artarak hoşnutsuzluğa neden olabilir. Tamamen yeni bir tutku ve hareket dalgası Ekim ve Kasım ayının ortasında başlayarak 2018 yılı sonuna kadar sürebilir. Bu karışıklık, aşk hayatınızda büyük değişiklikler meydana getirir. İlk 9 ay boyunca yapılan tüm çabalar yılın son 3 ayında mükemmel sonuçlar doğuracaktır. Çevrenizdeki insanların açık fikirli olması, aile büyüklerinin destek vermesi ve iyi dilekler 2018ʼde size umut verecek.

BALIK

ŞUBAT 2018 I

91


VOGUE İTALYA’NIN KALBİ MODA

http://www.benguarslan.com / http://www.instagram.com/benguarslan

Moda literatürüne adını altın harflerle yazan, birçok moda fenomeninin ve moda severin takip ettiği yüce moda ikonu Franca ALARA Sozzani’ yi U BÜYÜKKOYUNC Z IT IR SOUL SP kaleme aldım RUCU MARKASI KU ISI IM VE TASAR C sizler için. Yıl 1988, Vogue’un efsanevi olarak anılan küt saçlı büyük gözlüklü kadını Anna Wintour, Amerikan Vogue’unun genel yayın yönetmenliğine getirildi. Vogue İtalya’nın genel yayın yönetmenliğini ise Franca Sozzani üstlendi. Sadece pazarlama kitap kurallarını uygulamak, popüler olanı göstermek ve kolay tercih edileni satabilmek yerine, ezber bozan yönetim ve moda anlayışıyla bambaşka bir dil, fikir ve tavrı ortaya koyarak, çok kısa sürede Amerika Vogue’un önüne geçmeyi başardı Sozzani. Öncelikle fotoğrafçıları yaratıcılıkları ile baş başa bırakıyordu, modeller alışılagelmişten çok uzaktı. Kıyafetler ön planda değil, temanın yardımcı elemanları olarak karşımıza çıkıyorlardı. Bir ana fikir belirleniyor dünya gündemi takip ediliyor ve yaratım süreci başlıyordu. Her bir çekim için araştırmalar ve öngörüleri ile birlikte editoryal çekim hayata geçiyordu. Moda onun için sadece renkli kıyafetlerden ve ayakkabılardan ibaret de-

92 I ŞUBAT 2018

ğildi. O bir sanatçıydı. Sanat yaratıyor ve marjinalliğinden ödün vermiyordu. Vogue İtalya’nın kraliçesi ve kalbiydi. Vogue İtalya’yı bu denli başarılı kılmakta ki en büyük rol Franca’ nındır. Franca hayal etmekten hiç vazgeçmemiş. Aslında belki de kendine güveninden ötürü hep kendi güdülerinin yolundan gitmiş. Başarısız olduğunu kimse söyleyemez. 90’lar süper modellerinin yönlendiricisi o olmuş. Gençleri, girişimcileri, yenilikleri, sanatçıyı, tasarımcıyı, fotoğrafçıyı herkesi destekleyip, yeni beyinlere yeni yollar açarmış. Franca Sozzani modanın klişelerinden ve tatlı, şeker kız görüntülerinden her zaman kaçınmış. Dergide ki çekim sayfalarının arasında çoğu zaman hoş bir manzara, deniz veya bir tema fotoğrafı da görürsünüz. Bir çok pazarlamacıya göre lüzumsuz bir detay olarak görülse de, bu fotoğrafları hikayenin geri kalanı diye nitelendiriyor. Hatta bir röportajında şöyle demiş “Eğer sadece model fotoğrafları

olursa ben nasıl tasvir etmek istediğim hikayeyi anlatabilirim ki. Bazen o koca iki sayfalık nehir fotoğrafı bile büyük bir sessizlikten uyandırır o görselleri.’’ Franca’nın en başarılı yaptığı iş bana göre ’EDİTORYAL AFORİZMALAR’. Sadece siyahi insanlara değinilen ilk moda sayısını çıkaran Franca’ydı. BP’ nin petrol sızıntısına, plastik cerrahinin sayısız beden katliamlarına, savaşlara, paraya, politikaya, küresel ısınmadan tutun da kadına şiddete, yozlaşmış topluluklara ve daha gündemimizde olan bir çok konuyu es geçmeden günlüğü gibi kullandığı Vogue İtalya’da harikalar yarattı. Bir konu hayata dairse, o zaman modaya da dairdir diyerek sosyal her konuyu ele almayı misyon bilmiş bir ikondu. Franca Sozzani bir kez evlenmiş ve bir oğlu olmuş Francesco Carrozzini. İşinden ödün vermeyen, oğluyla vakit geçirmeyen bir anne ama oğluna göre hayatının tanrıçası. Oğlu Francesco annesinin yokluğunu ne kadar çok hissetmiş olsa da en


Dört Mevsim Bahçeşehir

büyük idolünü geçen yıl kaybetti. Ama sanşlıyız ki vefatından önce Franca’nın eşsiz bir belgeselini çekti. Franca’nın dürüstçe kendi hayatını eleştirdiği ve başarısının yer aldığı bu belgeseli son zamanlarda Türkiye’de ünlenen Netflix websitesinden izleyebilirsiniz. Hazır havalar soğumuş, kış gelmişken kahvenizi ve battaniyenizi alıp bu eşsiz başarı hikayesini izlemenin tadını çıkarın. Franca: Chaos and Creation belgeselini Netflix’den izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Netflix: Çok çeşitli dizileri, filmleri, belgeselleri içinde bulunduran ve birçok cihazdan izleyebileceğiniz bir yayın hizmetidir. Peki ben bu ayki sayfamda neden Franca Sozzani’ den bahsettim biliyor musunuz? Çünkü ne yazık ki Türkiye modayı anlayan ve benimseyen bir ülke olmadı ve olabileceğe de benzemiyor. Küçümsenen bir sektör olarak görülüyordu geçmişte. Son 10 yıldır çok emekler harcanıyor. Daha çok kişiye sevdirmek, anlatabilmek için çok çabalıyoruz. Sadece bir gömlek ve pantalon kombini yapmanın moda olmadığını, arkasında birçok etkenin bulunduğunu anlatabilmek ve bilinçlendirmek için sayısız etkinlikler, seminerler, workshoplar yapılıyor artık. Başarı öykülerine ihtiyaç duyduğumuz 21.yy dünyasında hepimizin hırsa ve özgüvene aç olduğunu düşünüyorum. Yaratıcılığımızın bastırılmaya çalışıldığı bu günlerde sanatla ruhumuzu doyurabilelim ve belki de imrenelim diye size Franca’nın hayatından ve belgeselinden bahsetmek istedim. Umarım sizde benim gibi etkilenir ve beğenirsiniz. Sanattan zevk almanız temennimle...

soulspiritz ŞUBAT 2018 I

93


Dört Mevsim Bahçeşehir

KÜLTÜR-SANAT

Blue Man Group Zorlu PSM'ye geliyor İsmini ekibin bizzat yaratıp bir kimlik olarak büründüğü mavi karakterden alan ve sahne şovuyla dünyaca ünlü bir fenomene dönüşen Blue Man Group, BKM işbirliğiyle 13 - 25 Şubat arasında 16 performansla Zorlu PSM'de olacak!

Chris Wink, Phil Stanton ve Matt Goldman adlı üç arkadaşın üniversiteden mezun olmalarının hemen ardından verdikleri "Kendi yolunu takip et ve hayata anlam katarak yaşa" kararlarının bir sonucu olarak doğan Blue Man Group'un orijini, üçlünün yarattığı kel ve mavi Blue Man (Mavi Adam) karakterine dayanıyor. 1991'den bu yana gerçekleştirilen Blue Man Group gösterisi, bugüne dek 20'den fazla ülkede sahnelendi ve 35 milyondan fazla insan tarafından izlendi. Müzik, komedi ve

teknolojiyi bir araya getiren izleyiciyi şaşırtmaya hazırlanan Blue Man Group, tek bir şovu için 800 ezilmiş muz, 240 marshmallow, 96 parça beyaz çikolata, 60 ton ekipman, 50 galon boya, 27 kep, 167 metre PVC boru tesisatı ve 9 kutu özel mavi boya kullanılırken, sahnede 12 ekip üyesi mavi adamlara eşlik ediyor. İzleyiciye, hayal gücünün sınırlarını zorlayan, eğlenceli bir görsel dünya sunan Blue Man Group, BKM işbirliğiyle 13-25 Şubat tarihleri arasında Zorlu PSM Ana Tiyatro’da.

Sizin için seçtiğimiz konser ve etkinlikler; G Jolly Joker Konserleri G Blues Parti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .8 Şubat G Tan Taşçı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .9 Şubat G Yaşar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .10 Şubat G Mesut Çetinkaya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .15 Şubat G Evet Ne Söylüyorduk . . . . . . . . . . . . . . . .16 Şubat G Levent Yüksel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .17 Şubat G Suzan Kardeş & İlkay Ergül . . . . . . . . . . .22 Şubat G Halil Sezai . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .23 Şubat G Fatih Erkoç 7 Şubat 2018 Caddebostan Kültür Mer. G Linexpo: İstanbul İç Giyim Moda Fuarı 8-10 Şubat 2018 IFM-Yeşilköy G Emel Sayın Bestekarlarımız ‘Münir Nurettin Selçuk’ 9 Şubat 2018 CRR Konser Salonu G Moğollar 50. Yıl Konseri 9 Şubat 2018 Zorlu PSM G Leman Sam 9 Şubat 2018 Moda Kayıkhane G Avrasya Boat Show 2018: Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları 9-18 Şubat 2018 İstanbul Fuar Merkezi G Volkan Konak 10 Şubat 2018 Bostancı Gösteri Merkezi

94 I ŞUBAT 2018

G Alpay 10 Şubat 2018 Caddebostan Hayal Kah. G Marc Romboy 10 Şubat 2018 Zorlu PSM G Emre Aydın 10 Şubat 2018 Dorock XL G 7 Kocalı Hürmüz 10, 18, 21 Şubat 2018 TİM Show Center G Bir Yaz Gecesi Rüyası 13 Şubat 2018 UNIQ Hall G Özdemir Erdoğan 14 Şubat 2018 Kadıköy Halk E.M. G Söz-Müzik: Yalın 14 Şubat 2018 TİM Show Center G Leman Sam – Sevgililer Günü Özel Konseri 14 Şubat 2018 IF Performance Hall

G Yeni Türkü 16 Şubat 2018 Beyrut Performance G Leyla’nın Evi 17 Şubat 2018 Trump Kültür ve Gösteri M G Sertab’ın Müzikali 21, 23 Şubat 2018 UNIQ Hall G Motobike Istanbul 2018 22-25 Şubat 2018 İstanbul Fuar Merkezi G Berkay -23 Şubat 2018 Mall of İstanbul MOİ Sahne G Zara -23 Şubat 2018 Bostancı Gösteri Merkezi G Yeni Türkü 23 Şubat 2018 Sanat Performance G Edip Akbayram 24 Şubat 2018 Bostancı Gösteri Merkezi

HATİCE GÜL ÇÜR İNANÇ G Koray Avcı 28 Şubat 2018 Beyrut Performance G MFÖ 3 Mart 2018 Bostancı Gösteri Merkezi G Pinhani 7 Mart 2018 IF Performance Hall G Athena 9 Mart 2018 Çeşitli Mekanlar

Vizyona girecek filmler 9 ŞUBAT: Özgürlüğün Elli Tonu, İyi Günler, Puloi: Asla Yalnız Uçmayacaksın, Leo Da Vinci: Mission Mona Lisa, Kayhan, Güzel Adam Süreyya 16 ŞUBAT: Black Panther, Suyun Sesi, Sofra Sırları, Ben, Tonya, Kapıdaki Sır, Hadi Be Oğlum, Mutlu Canavar Ailesi 23 ŞUBAT: Beni Adınla Çağır, Florida Projesi, Samson, Vahşiler, Alem-i Cin, Tavşan Peter, Görevimiz Tatil, All the Money in the World 2 MART: Uğur Böceği, Kızıl Serçe, İlişki Durumu: Açık İlişki, Ailecek Şaşkınız, Melez 9 MART: Gringo, Direniş Karatay, Mahalle, Yalnız Hayaller Kaldı, Gnome Alone



BULMACA

96 I ŞUBAT 2018

Dört Mevsim Bahçeşehir








Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.