Birlik Dükkanı 08/16 Sayı 7

Page 1

Bi r l i k D端 k k an ? Ay l ?k M ev l ev i K 端 l t 端 r 端 Der gi si Say ?7 | A?u st os 2016

"Nefsin ka lesini y?ka n tevhiddir ..." Hz. ?ems-i Tebr izi


?çin dek il er 3

Mer haba

6

Nef s ve ?nsan

10

Nef s Nedir ?

14

Ben'den ?çer i

18

Na't -?Ali

20

Cihan?n Sar raf ?

24

Ay?n Röpor t aj?

32

Ehlibeyt Sevgisi

36

Candan Cana

40

Sult an Veled Divan?

42

?nsan Kendi Asl?na A??kt ?r

44

Dünyada ve Tür kiye'de Mevlevihaneler

46

Mevlevilik 't e Adap ve Er kan

50

Mevlevilik ve Musiki ?li?kisi

54

Mevlevilik 't e Kut sal ve Est et ik Bir Disiplin: Edebiyat

58

Mevlevilik ve Tasavvuf

60

Dost 'u Bulm ak

64

Hz. Mevlana'n?n Kullukt an Tanr ?l??a Davet i

66

Eyaz'?n Hikayesi

70

A?k Meclisi



Hazreti Mevlana?ya, ?A?k?bize söyler misin, a?k nas?ld?r?? diye sormu?lar. ?Nas?l söyleyeyim, benim gibi ol da anla? demi?. Mesnevi?yi elinize al?p okumaya ba?lad???n?zda Mevlana ile konu?maya ba?lars?n?z. Fakat okurken kulaklar?n?z?n i?itece?i kadar sesinizi yükseltin ki, o zaman sizin dilinizden sanki O konu?mu? gibi olsun ve siz de dinleyin?

Hz. M evla na 'n?n ma nevi temsilcisi ve günümüzdeki sesi M evlevi Ha sa n Dede'nin ta savvuf sohbetler inden olu?a n kita b?"M esnevi Güne?i" tüm kita pç?la r da sat??a ç?kt?...

Hazreti Mevlana?n?n eseri Mesnevi-i ?erif hakk?nda bugüne kadar farkl?yorumlar yap?lm??t?r. Baz?lar?na göre Mesnevi, Kur ?an-?Kerim?in tevili niteli?indedir; fakat baz?lar?na göre de Mesnevi?yi Kur ?an-? Kerim?in tevili olarak görmek tamamen ayk?r?bir davran??t?r. Evet, her?eyde oldu?u gibi bu konuda da fikir ayr?l?klar?n?n olmas? kaç?n?lmazd?r ve çok do?ald?r. Fakat bize göre Mesnevi, Kur ?an ayetlerinin a?kla yap?lm?? yorumlar?d?r, tevilidir ve insan?insana anlat?r, kesinlikle insan d???nda de?ildir? "Her dükkan?n ayr?bir sanat?, ayr?bir kâr?vard?r. Mesnevi de yokluk dükkan?d?r o?ul. Mesnevi'miz vahdet dükkan?d?r. Orada ?Bir?den ba?ka ne görürsen puttur.? HAZRET?MEVLANA Bu kitapta, Hasan Dede?nin tasavvuf sohbetlerinin kayna?? Mesnevi?den beyitlerle harmanlanm?? sat?rlar?okurken Mevlana?y? yeniden ke?fedeceksiniz? 1965 y?l?nda Hazreti Mevlana?n?n manevi temsilcili?ine ula?m?? olan ve Evrensel Mevlana A??klar?Vakf??n?n Onursal Ba?kan?Hasan Dede, 1935 y?l?nda Makedonya?n?n Üsküp ?ehrinde dünyaya gelmi? ve halen Silivrikap? Mevlana Kültür Merkezi?nde her Per?embe günü halka aç?k düzenlenen toplant?larda, yurtiçinden ve yurtd???ndan gelen Mevlana hayranlar?n?n sorular?n?yan?tlamakta ve Hazreti Mevlana'n?n ilahi birlik mesaj?n? aktarmaya devam etmektedir.



Nefs ve ?nsan Hasan Dede



alem, insan yan?nda çok cüz?i bir varl?kt?r. Ama bunu dille ne kadar anlatmaya kalksak da, yine ki?inin akl?n?n ald???nisbette bilgi sunabiliriz. Neden? Çünkü bunlar herkese anlat?lacak ?eyler de?ildir, anlatmaya kalk???l?rsa insanlar?n ak?llar?almaz. Bu yüzden Mevlana, ?Ben insan?anlatmaya kalksam k?yamete kadar anlatamam? diye buyurur. Peki ak?l, nurlu ve iyi bir Hakk ve hakikat aray?c?s?iken neden zulümlerle dolu nefs ona galib olabiliyor? Hüdavendigar Mevlana bu sorunun cevab?n?da ?öyle veriyor:

Didem Andaç

?Neden mi? Çünkü nefs kendi evinde, kendi yurdunda? ak?lsa burada garib! Köpek bile kendi kap?s?nda korkunç bir aslan kesilir!? Ancak Hüdavendigar Mevlana?n?n kap?s?umutsuzluk kap?s?de?ildir. Böyle güçlü bir dü?mana ve onun zehirine kar??ondan daha güçlü bir tiryak sunar ve ?öyle buyurur: Nefsin hüküm sürdü?ü bu alemde öyle ak?l sahipleri vard?r ki, onlar nefsin hükmünü gideriverirler. Bu kuvvetli zehrin meydana ç?kt???ovada türyak da meydana ç?km??t?r ey o?ul! Tiryak sana, ?Gel, beni kendine siper et. Ben, sana zehirden daha yak?n?m. Onun sözü sihirdir, seni y?k?p harab eder. Benim sözlerim de sihir gibidir ama onun sihrini defeder ?der.? Peki kimdir bu tiryak? Hazreti Muhammed Efendimizdir, Hüdavendigar Mevlana?d?r ve onlar?kendilerinde ruh edinmi? olan kamil insanlar, yani mür?id-i kamillerdir.

Çetin Güne?

Susam?? ki?i Hakk??arayan yolcudur, suyun kayna??da mür?id-i kamildir. Mür?id-i kamil, susam?? ki?iye Ab-? Hayat?t?r. Ayn??ekilde, bir hasta da ?ifa bulmak için doktora gider, doktor hastan?n aya??na gitmez. Bir kimse ruhunu temizlemek, benli?inden ve kötü huylar?ndan ar?n?p güzel bir insan olmak ve Hakk?? bulmak istiyorsa gerçek bir mür?id-i kamile gelmeli ve ikrar vermelidir. Ç?kt???yolculu?unda mür?idine sevgiyle, a?kla, imanla bakmal?ve tam bir teslimiyet içinde olmal?d?r. Ancak böyle olursa, zamanla güzel bir insan olunur, benlikten ve s?k?nt?lardan kurtulunur, refaha erilir. Her?ey yokluktan varl??a kavu?ur. Evliyalar, evliya mertebesine ermeden once bir mür?id-i kamilin kar??s?nda öldüler ve onun huzurunda yeniden do?dular. Do?duktan sonra da do?duklar?, yani yeniden can bulduklar?yer ile yol almaya devam ettiler ve topluma faydal?güzel insanlar oldular.

Çetin Güne?



Nefs Nedir? Cezmi I??k



için ne denli bir tehlike olu?turdu?una dikkatleri çekiyor. Nefsin insan?yoldan ç?karmak için kulland???de?i?ik silahlar vard?r. Bunlardan bir tanesi ?ehevi kuvvet (nefse ait yemek, içmek, konu?mak, uyumak gibi kabiliyetler) dir. Nefis, yeme, içme ve uyuma gibi hislere tesir ederek insan?yenmek ister. ?airlerden birisi bu hakikati ?u dizelerle anlat?r: ?Nefis çocuk gibidir, sütten kestin mi kesilir. Kesmezsen emzirdikçe emmek ister. Bir de onun üzerinde geli?irse öyle geli?ir ki, üstesinden gelemezsin. Kuvvet kazan?r, önüne geçemezsin. Bu sebeple onu sütünden kesmek gerekir.? AZ YE, AZ UYU ?nsan, vücuduna gerekli olan kadar yeme ve içmeyi temin ederek, a??r?l??a sevk eden yollara girmeyerek, onlar?hat?rlatacak her türlü söz ve davran??tan uzak kalarak nefsinin dizginleyebilir. ?brahim Hakk?Hazretleri, ?Az ye, az uyu, hayrete var fani ol andan, Bul cân-?beka ol âna mihman gecelerde? diyerek meseleyi nefis bir ?ekilde özetler. Bir insan yeme ve içmesini azaltt???ölçüde az uyuyacakt?r. Yeme, içme ve uyku azalt?ld???nispette -in?allahCenab- ?Hak nefse hakimiyet ihsan edecektir. Nefsin ikinci silah? gazap kuvvetidir. Gazap; çabuk öfkelenme, -halk diliyle- küplere binme, en küçük hadiseyi büyütme demektir. ?nsan?n kendi kendini frenleyebilmesi, öfkelenece?i yerde öfkelenmemesi, nefsine gem vurabilmesi çok önemlidir. Ki?i, kendisini öfkelendirebilecek bir hadisede kendisini yenebilmelidir. ?ayet yenemezse nefis, öfke silah?n?kullanm?? demektir.

"Az ye, a z uyu, hayr ete va r fa ni ol a nda n. Bul ca n-?beka ol a na mihma n geceler de."

?brahim Hakk?Hazretleri



Ben'den ?รงeri Erdem Ergin



yücelerden gelmektedir. Sana h?rs veren, arzular?n? artt?ran, ?ehvetini uyand?ran her sesi seni parçalayacak azg?n bir kurt bil. Ey yi?it, gökyüzünü ayak alt?na al! Göklerin üstünden gelen güzel sesleri duy! Kula??ndan vesveseler pamu?unu ç?kar ki kâinat?n co?kunlu?unu duyas?n. Ümitsizli?e sak?n dü?me, ümitlere do?ru git. Karanl??a varma, güne?lere var! Gönül seni gönül ehlinin diyar?na ten de seni su ve çamur hapsine çeker.?(4) Bedenimizin bizi sürükledi?i ve nefsimizin beslendi?i hayvansal arzulardan kurtulmam?z için, göklerin, yerin ve da?lar?n yüklenmekten çekinip ürktü?ü ?Tanr?sal Emaneti?, ??lahi Cevher ?i kendi varl???m?zda bulmal?ve kendimizde hissetmeliyiz. Bedenimizle topra?a ba?l?y?z fakat ba??m?z göklerdedir. Bizde bulunan ??lahi Cevher ?le insan?z. Bedenimizi besleyen g?da topraktan geliyor, fakat ruhumuzun g?das?göklerdedir.(5) ?nsan, nefsinin esaretinden kurtulmad?kça gerçek anlamda hür olamaz. ?Hür ki?i, ?ehvetinin ve bo?az?n?n esiri de?ildir. Fakat esirlere, ?ah ad?n?vermi?ler. ?ehvet, öfke ve emellerinin esiri olana, emir veya ba? vezir demi?ler.?(6) Gerçek hürriyetten yoksun ve nefsin esaretindeki ki?inin durumunu Hz. Mevlana ?öyle örneklendiriyor: ?Ruhu, hürriyet zevkini görmemi?; onun içinde bulundu?u meydan, suretlerle dolu bir sand?k. Akl?, daima suretlerde mahpus, kafesten kafese gezer.?(7) Peki, nedir hürriyet? Hz. Pir buna ?öyle cevap veriyor; ?Maddi özelliklerin ölürse, hakikat s?rlar?denizi seni ba??n?n üzerine ç?kar?r.?(8) ?A?ac?n çiçekleri dökülünce meyve ortaya ç?kar; beden de k?r?l?nca, ruh etkili olur. Meyve manad?r, çiçek onun sureti. Çiçek müjde, meyve ise nimeti. Ekmek k?r?lmay?nca nas?l g?da verir? Üzüm salk?mlar?s?k?lmadan nas?l ?arap verir?? (9) ?Ruhun arzusu, hikmete ve ilimleredir. Bedenin arzusu ise bahçeye, ye?illi?e ve üzüme. Ruh yükselmeye ve yolculu?a can atar; bedense kazanca, ota ve yiyece?e.?(10) ?Dal ve yaprak, toprak zindan?ndan hür olunca yükselir ve rüzgâr?n arkada??olur.?(11)

Foto?raflar : Çetin Güne?

?Suya ve topra?a ba?l?esir ruhlar, toprak ve sudan kurtulunca gönülleri ne?eli, Hak a?k?n?n zevkinden raks eder, dolunay gibi noksans?z olurlar.?(12)



Divan-?Kebir'den Seรงmeler Na't-?Ali Fatma Albayrak



Cihan?n Sarraf? Özlem Bilge



?Çünkü ba??mdan ba?ka bir ?eyim yoktur."

?A?k, denizi bir çömlek gibi kaynat?r.

"Gerçek amac?na ve iste?ine ula?man için Rum diyar?na git!" diye ilham geldi ve ?ems tam bir do?ruluk ve büyük bir a?kla Rum diyar?na hareket etti...

A?k, da??kum gibi ezer eritir. A?k gökyüzünü çatlat?r, yüzlerce yar?k açar. A?k, sebepsiz yeryüzünü titretir.? "A?k, o ?uledir ki parlad?m?sevgiliden ba?ka ne varsa hepsini yakar."

Cihan?n Sarraf?'n?ate?e verme?e...Ba??n?verme?e!

Kesintilerle dört y?l süren bu dostlukta "Kimin can, kimin canan oldu?unu kimse bilmiyordu." Hazreti Pir 'in ?ems'i kaybedi?inden sonra Divan-?Kebir 'de dile getirdi?i gazeller, bu dostlu?un onun üzerindeki tesirini, yak?c?-dönü?türücü gücünü bütün dünyaya anlatt?. Mevlana'da benzeri görülmemi? bir duygu seline yol açt?;

***** 1244 y?l?n?n ekim ay?n?n 23. cumartesi günü...Takvimin ba?ka herhangi bir günü gibi ba?lam??t?. Medresede ikindiye kadar süren dersin arkas?ndan Mevlana konuk hocalarla bir süre oturdu. O art?k ?Efendimiz? manas?na gelen Mevlânâ ismi ile an?l?yordu. Sonunda ba??tenhala??nca eve gitmek üzere Altun Aba Medresesi'nden ç?kt?lar. ?ems-i Tebrizi ile kar??la?malar?çar??meydan?nda oldu. ?ems-i Tebrizi, Mevlana?n?n at?n?n dizginlerini tutarak sordu: - Ey bilginler bilgini, söyle bana Hazreti Muhammed mi büyüktür yoksa Bayezid Bistami mi? Mevlana yolunu kesen bu yolcunun sorusundan etkilenmi? ve ?a??rm?? olarak; - Hazreti Muhammed, diye cevap verdi. ?ems ?öyle devam etti: - O halde neden Hazreti Muhammed ?Rabbime günde yetmi? kez isti?far ederim? diyor da Bayezid, ?kendimi noksan s?fatlardan uzak tutar?m, bedenimin içinde Allah?tan ba?ka varl?k yok? diyor? Bu soruya Hazreti Mevlana ?öyle cevap verdi: - Hazreti Muhammed her gün yetmi? makam a??yordu. Her makam?n yüceli?ine vard???nda önceki makam ve mertebedeki bilgisinin yetmezli?inden isti?far ediyordu. Oysa Bayezid ula?t???makam?n yüceli?inde kendinden geçti. Gücü s?n?rl?yd?, onun için böyle konu?tu. Tebrizli ?ems bu yorum kar??s?nda ?Allah, Allah? diyerek Hazreti Mevlana?y?kucaklad?. Evet, arad??? bilginler bilgini O?ydu! Kaynaklar bu bulu?man?n oldu?u yeri Merec-el Bahreyn (?ki denizin bulu?tu?u nokta) diye adland?r?r. Hazreti Mevlana, a?k ve cezbe dolu ?emsi Tebrizi ile bulu?mas?neticesinde medresede ders ve minberlerde vaaz vermeyi, yüksek makamlarda oturmay?b?rakt?...Ruh sayfalar?üzerinde yaz?lan s?rlar? okumakla me?gul olmaya ba?lad?? Bu dostluk iki umman?n ruhen kucakla?mas?idi...

?Üç sözden fazla de?il, Bütün ömrüm bu üç söz: Hamd?m, pi?tim, yand?m...? ***** Mevlana Celaleddin'in tasavvufi ilhamdan mahrum oldu?u hiçbir an yoktu? Sonras?nda kuyumcu Selahaddin dert orta??oldu Mevlana'ya...Eskilerden ba?layan, ?ems ile beraber olduklar?y?llarda da süren dostluklar?, sessiz yarad?l??l?Selahaddin'i, Pir 'in kendini görebildi?i mükemmel bir ayna yapt?... Kuyumcu dükkan?önünde sema ederek ba?layan yak?n dostluklar?, Selahaddin Zerkubi'nin gene sema e?li?inde Hakk'a yolcu olu?una kadar devam etti. ***** Hayat?n?n ilerleyen y?llar?nda Mevlana, zaman?n? muhabbet ve sevgiyle ba?land???genç dostu Hüsameddin'e ay?rd?... Hüsameddin'in ona, hikmetlerini yazd?rmas?n?rica etmesi ile ç?kt?klar?yolculu?un ba?lang?c?e?sizdir; ?Dinle, bu ney nas?l ?ikâyet ediyor; ayr?l?klar?nas?l anlat?yor. Diyor ki: Beni kam??l?ktan kestiklerinden beri feryad?mla erkek de a?lay?p inlemi?tir, kad?n da. Ayr?l?ktan parça parça olmu? bir gönül isterim ki, i?tiyak derdini anlatay?m ona. Asl?ndan uzak kalan ki?i, gene bulu?ma zaman?n? arar? ? Bu dizeler daha sonralar?ölümsüz eseri Mesnevi'nin ba??nda yer al?r. Mesnevi'deki hikayeleri, yüzy?llardan beri bütün dünyada tekrar tekrar okunmu?, okunmaktad?r... Hüsameddin her yerde Mevlana'y? takip etmi?, onun dudaklar?ndan dökülen m?sralar?



Yusuf Köro?lu

Ay?n Röportaj? Hazreti Mevlana'n?n manevi temsilcisi ve Evrensel Mevlana A??klar?Vakf?'n?n Onursal Ba?kan?Mevlevi Hasan Dede ile, önemini bütün kalbimizle hissetti?imiz ve sizlere sunabilmenin heyecan?n?ya?ad???m?z, yaz?dizisi tad?nda gerçekle?tirdi?imiz röportaj?n ilk bölümünü sizlere sunmaktan gurur duyuyoruz.



ç?kard?. Hakk?Dede bu laf?söyledi?i zaman ben a?lard?m. ?imdi hayali kar??ma geliyor. Hazreti Muhammed'de Hazreti Ali'ye manevi olarak tüm bilgilerini sunmu?, ona soyunmu?tur. Hazreti Muhammed'i en güzel ?ekilde bilen ve tan?yan, onun bütün güzelliklerine vak?f olan Hazreti Ali'dir. Bu böyledir. Manevi ?eyhler, kendilerini ir?ad eden ?eyhlerini giymi?lerdir. Daha aç?kças?Hazreti Ali'yi giymi?lerdir. Dede Hazreti Ali'yi giymediyse yolcusunu Hazreti Muhammed'e götüremez. ?ems-i Tebrizi manevi olarak Hazreti Mevlana'ya soyundu. Bunun üzerine Sultan Veled Hazretleri, bir sabah seher vaktinde ?ems-i Tebrizi'nin odas?na geliyor. O s?rada ?ems-i Tebrizi ba??n?n alt?na tu?las?n?alm??, istirahat ediyor. Sultan Veled Hazretleri odaya girince ?ems aya?a kalk?yor; bu erken vakitteki ziyaretin sebebini soruyor. Sultan Veled; "Babama ö?retti?in manevi s?rlar?bana da ö?retmen için geldim" diyor. ?ems-i Tebrizi ise; "Bende art?k hiç bir ?ey kalmad?. Baban?n sakal?n?n her teli bir ?ems'tir. Git, beni babanda gör " diye ö?ütlüyor. Çünkü ?ems-i Tebrizi art?k manevi olarak tüm bilgilerini Hazreti Mevlana'ya vermi?ti. Y.K: Bunun en güzel örne?ini Hazreti Mevlanam?z?n Müzesinde görüyoruz, de?il mi Dedeci?im? Hasan Dede: Evet evlad?m. Orada Hazreti Mevlana'ya gitsen Hüsameddin Çelebi'yi i?aret eder; Hüsameddin Çelebi Sultan Veled'i i?aret eder; Sultan Veled Ulu Arif Çelebi'yi i?aret eder... bu ?ekilde gide gide kap?n?n önündeki son sandukaya ula??rs?n. O sanduka da kap?y? i?aret eder ve der ki; "Git, beni d??ar?da hayatta olan temsilcimden sor.? Y.K: Sizi ilk tan?d???m günü hiç unutmuyorum. O gün kurdu?unuz tüm cümlelerin ba??nda kendinizi "Fakir " olarak adland?rd?n?z. Ben de içimden; "Hazreti Mevlana'n?n günümüzdeki temsilcisi Hasan Ç?kar Dede manevi olarak çok zengin ama kendisini fakir olarak adland?r?yor " diye dü?ünüp ?a??r?yordum. Neden fakir olarak tan?ml?yorsunuz kendinizi, bunun sebebi nedir? Hasan Dede: ?imdi misal olarak, Yunus Emre Hazretleri kendisine "Miskin Yunus" diyor.

Foto?raflar : Yusuf Köro?lu

Biz de kendimizi "Fakir Hasan Dede" olarak adland?r?yoruz. Biz, mal ve mülk fakiri de?iliz. Biz Hazreti Mevlana'n?n fakiriyiz. O bizde varl???n?gösterdikçe biz onunla zenginiz. Mal ve mülkün hepsi bu dünyada kalacak. Ancak Hazreti Muhammed hem bu alemde geçerli, hem di?er alemde geçerli. Biz Muhammed Ali'nin fakiriyiz. Her nefeste onlar?diliyoruz; onlar?n



Hasan Dede: Az önce fakriyeti sordun. Fakir olan ki?i, iman etti?i yer ile zengindir. Allah, en güzel yüzünü Hazreti Muhammed'de gösterdi. Bütün evliyalar, hepsinin üzerine selam olsun, Hazreti Muhammed Efendimizi rüyalar?nda gördüler ve Hazreti Muhammed onlar? kendisine a??k etti. Yarat?c?kainat? yaratt?, en son insan?yaratt?. ?nsanda ise kendini yaratt?ve ismini de insandan ald?. Üstad?m?z Mevlana; Allah, ba?tan a?a??a?kt?r, der. Bir insan gönlünü nereye verirse, neyi her ?eyin üstünde severse onu Allah'? yapm??t?r. Paray?çok sevdi diyelim ki... Onun Allah'?para olmu?tur. En çok e?ini sevdi?ini dü?ünelim. O ki?inin de Allah'?e?i olmu?tur. Ama esasen Allah yüceli?i ile Hazreti Muhammed Efendimizde varl???n?gösterdi. Hazreti Muhammed Efendimiz ise ?ah?m?z Hazreti Ali Efendimize manevi olarak soyundu. Bütün bu evliyalar?n hepsinin reisi Hazreti Ali oldu. Cihana sunulan tüm bu güzellikler Hazreti Ali'nin dilenden sunuldu. Hazreti Ali; "Hazreti Muhammed hangi nurlara, hangi sözlere vak?f ise ben hepsini gördüm ve i?ittim," der. Mür?id-i Kamiller de varl?klar?ndan soyunur, kendilerini tamamen iman ettikleri yere verirler. ??te o zaman iman etti?i yer, iman etti?i pir, Hazreti Ali, Hazreti Muhammed, Allah o "Mür?id-i Kamil"de varl???n?gösterir. Bütün evliyalar Hazreti Muhammed Efendimizin manevi karde?leridirler. Bu yüzden hangisini sever, sayarsan Resulullah'?sevmi?, saym?? olursun. ?kili?e hiç yer yok. On sayars?n bir ç?kar öne, yüz sayars?n bir ç?kar öne. Bu yolda bütün dava 'bir 'i bulmak. Bir 'i buldu?un

"Alla h, ka inat?ya r att?, en son insa n?ya r att?. ?nsa nda kendini ya r att?ve ismini de insa nda n a ld?." Hasan Dede



Ben bir ca n?m, Ama yüzbin ta ne bedenim va r . Ca n da nedir , beden de ne? ?kisi de benim... Ha ni bir ba ?ka s?va r ya , O da benim... Ona ho? gelsin diye, Ba ?ka s?ha line geliyor um. Ben bir ca n?m, Ama yüzbin ta ne bedenim va r . M a demki hepsi de benim, Kendimden ba ?ka s?nda n söz etmiyim ba r i... Da lga gibi bedenimden, Bir ba ? göster eyim de, Bir iyice ba k! O ba ? göster en de benim. Ben bir ca n?m, Ama yüzbin ta ne bedenim va r . Fa kat ne ya pay?m a ?z?m ba ?l?... Binler ce ki?iyi gör düm, Hepsi de benmi?im. Fa kat bütün onla r ?n içinde, Ben ola n?gör emedim... Hasan Dede



Ehlibeyt Sevgisi Serkan Fincan



Peygamber Efendimiz nurla ayd?nlanan odan?n kap?s?na yöneldi?inde Fat?ma Annemiz a?lamaya ba?lad?. Hazreti Peygamber; "Ey ci?er kö?em, a?lama! Allah'a minnet, seni öyle bir kimseye nikahlad?m ki, kadri bütün insanlardan fazla ve herkesten ziyadedir. O Ehli Beytimden bana en yak?n ve dostlar?m aras?nda en faziletlisi, Ensar '?m?n en ?ereflisidir. Nefsimin elinde oldu?u Allah hakk? için, seni verdi?im kimse dünyada Hakk'a ula?mak isteyenlerin en büyük yard?mc?s?ve ahretin efendisidir " dedi. Fat?ma Annemiz gözya?lar?içinde onunla vedala?t?; "Babac???m; Ben Ali'ye varmakta tereddüt eder de?ilim; senin yan?nda olamamaktan, senin hizmetinde bulunamamaktan, senden ayr?laca??m, seni özleyece?im için üzülüyorum.? Hüzün ve ac?hiç bir zaman ayr?lmam??t?ki Ehli Beytimizden? Kainat?n var olu? sebebi, gerçe?iydiler. Halk?n içinde halk için mazlum ve gariptiler? Bir gün Hazreti Peygamber, Mescidi Haram'da duvara dayanm?? tefekkür halindeydi? Bir grup süslü elbiseler giymi? han?m Peygamber Efendimize seslenerek; - Ya Muhammed, ?ehrimizin önde gelen han?mlar?bu ak?am bir araya gelece?iz, dostluk ba??m?z?n yeniden olu?mas?için k?z?n Fat?ma'y?aram?za yollar m?s?n, dediler. Amaçlar?Fat?ma Annemizle e?lenip, fakirli?inden dolay? a?a??lamakt?. Peygamber Efendimiz, amaçlar?n? hissetti?i halde, onlar?n bu davetini geri çevirmedi. Fat?ma Annemize davetin haberini

"Ehli Beytimiz, ka inat?n va r olu? sebebi, ger çe?iydiler . Ha lk?n içinde ha lk için ma zlum ve ga r iptiler ."



Candan Cana Sema ?nal



Foto?raflar : Çetin Güne?

hatta kefene sar?larak ölmeden önce ölmü? bir ?ekilde gelirler. Semazen meydana girerken elleri omzunda çapraz olarak ba?l?d?r. Bu haliyle elife benzer ve Hakk??n birli?ine ?ehadet eder. Sema?a ba?lad?ktan sonra sa? el yukar?, sol el a?a??dönük olacak ?ekilde kollar?n?iki yana açar. Bu ?Hakk?tan al?r, halka saçar?z, kendimize bir ?ey maletmeyiz? anlam?na gelir. Pe?revle birlikte Dede ve semazenler, sa?dan sola do?ru dairevi bir yürüyü?le sema?meydan?nda üç devir yaparlar. Bu yürüyü?e ?Devr-i Veled? denir. Birinci devir Allah??n güne?i, ay?, y?ld?zlar?ve bütün cans?z varl?klar?yarat???n?anlat?r. ?kinci devir nebatat?n, üçüncü devir hayvanat?n yarat?l???n?simgeler. Semahanenin giri? kap?s?ile Dede postu aras?nda oldu?u var say?lan çizgiye ?Hatt-??stiva? denir. Mevlevilerce kutsal say?l?r ve asla üzerine bas?lmaz ki; gerçe?e ula?an, birli?e giden en k?sa yoldur. Devr-i Veled s?ras?nda, postun hemen önünde, Sema? Töreni?ne ad?n?veren bir olay gerçekle?ir, ?Mukabele? yani kar??la?ma? Sema?meydan?n?n sa? taraf?ndan post hizas?na gelen semazen, Hatt-??stiva?ya basmadan ve posta arka çevirmeden dönerek kar??ya geçer. Böylece arkas?ndan gelen semazenle yüz yüze gelir. Bir an göz göze gelen iki can, ba? kesip niyaz ederek birbirlerinin gönül k?blesinde secdeye var?rlar. Üçüncü devrin de tamamlanmas?yla, Kudümzenba??de?i?ik vuru?larla pe?revi durdurur ve Neyzenba??n?n yapt???çok k?sa bir taksimi takiben mutr?b da ayinin icras?na ba?lar. Bestelendikleri makam?n ad?ile an?lan ayinler, tasavvuftaki ?eriat, Tarikat, Hakikat, Marifet mertebelerini de temsil eder ve selam denilen dört bölümden olu?urlar. Birinci selam, semazenlerin h?rkalar?n?ç?kartarak, dünyadan tamamen vazgeçmeleri ile ba?lar. Birinci selam?n anlam?, a????n ?üphelerden kurtulup Hakk??n birli?ine iman ederek, Allah??n kulu oldu?unu idrak etmesidir. ?kinci selam, insan?n yarad?l??taki manay?anlayarak, Allah??n büyüklü?ü ve kudreti kar??s?nda, tüm varl???n?bu tanr?sal birlik içinde eritmesidir. Üçüncü selam, yaradana kar??duyulan hayranl?k duygular?n?n a?ka dönü?mesi ile akl?n a?ka kurban olu?unu, teslimiyet ve sevgilide yok olu?u ifade eder. Dördüncü selam ise, semazenin kemale eri?ini, manevi yolculu?unun sona ererek tekrar yarad?l??taki vazifesine, kullu?una dönü?ünü ba?ka bir deyi?le ?varl?k? içinde ?yok? olu?un vuslat?na eri?meyi anlat?r. Dördüncü selam?n di?er bir özel anlam?; Dedenin de sema?a girerek, Hatt-??stiva üzerinde sema?yapmas?d?r ki, buna Post sema??denir. Bu esnada Dede sa? eliyle h?rkas?n?n yakas?n?açar, sol eliyle h?rkas?n?n iki ucunu tutar. Bununla gönlünü herkese açt???n?ifade eder. Post sema??s?ras?nda Dördüncü selam?n icras?biter ve Mutr?b son pe?reve ba?lar daha sonra da son Yörük Semai



Sultan Veled Divan? Çi?dem Zehra



?nsan Kendi Asl?na A??kt?r Salih Ă–kten


?nsan Kendi Asl?na A??kt?r


Dünyada ve Türkiye'de M evlevihaneler Gürcan Kaftan



M evlevilik'te Adap ve Erkan Gßlsen Suçsuzer





M evlevilik ve M usiki ?li?kisi Veli Vural / Emre I??k



"O gülü, o la leyi gör en göz, ?u dönüp dur a n gökkubbeyi fer ya dla r la doldur ur . Bir y?ll?k a ?k?n delili?inin ya pt???n?, Bin y?ll?k ?a r a pla r bile ya pa ma z a sla ..." Hasan Dede



M evlevilik'te Kutsal ve Estetik Bir Disiplin : Edebiyat Nur Y?ld?z



benzersiz inciler yakalam?? ve halka bu incilerden bir demet sunarak gönülleri ?enlendirmi?tir. ?nsano?luna gerçek kimli?ine ili?kin, kulaklar?n daim arzulad???en gizemli ve cezbedici f?s?lt?s?yla doyumsuz na?meler ?eklinde Tanr?diliyle hediye etmi?tir. Tüm bunlar Hakk dostunun bedeninden co?up f??k?ran ilahî sözlerdir. Hâl böyleyken, edebiyat kelimesinin kökenini olu?turan edep sözcü?ünün de yine tasavvufun de?i?mez ilkesinden kaynakl?oldu?unu fark ederiz. Buradan hareketle, sadece edep yurdunun insanlar?n?n kazanabildi?i bir üst dilin konu?ma alan?oldu?unu anlar?z edebiyat?n. Yoksa bir tek Mevlevî gelene?inde Yüce Kitab?m?z Kur 'an-?Kerîm'e A?k Mektubu denmesinin ba?ka ne gibi bir sebebi olabilir ki? Cenâb-?Yaradan'?n Habîbine yollad???en güzel a?k mektubunu okumu?tur yüzy?llardan beri insano?lu. Peygamber Efendimizin ayak izlerini takip eden tüm Evliyaullah da bu kutsal mektubu hem d??tan ama en çok da içten okumay? sürdürerek edebiyatlar?n?var etmi?lerdir. Mevlânam?z, ' A??k ol a??k, a?k?seç ki sen de seçilmi? bir insan olas?n' diye seslenirken, edebiyat?n da seçkin zât?n i?i olabilece?ine vurgu yapmaktad?r. Çünkü edebiyat, a?k?n zorunlu bir sonucudur. ?ç âlemdeki yolculukta ve cân mirâc?na ç?k??ta önüne ç?kan kap?d?r evliyan?n edebiyat. Gerçe?e ula?man?n as?l yolu olan a?k ve cezbenin sesidir edebiyat. Allah'?n varl???n?n tek gerçeklik oldu?u Mevlevîlikte, varm?? gibi görülen varl?klar gerçekte yoktur; var olan, bu varl?klar arac?l???ile kendini gösteren Allah't?r. Evren her an yeniden yarat?lmakta ve z?tlar âlemi olan bu dünyada her ?ey izafi olmaktad?r. Allah'?gerçek anlamda tan?mayan insanlar dünyan?n, alt?n ve gümü?ün kulu, kölesi olurlar. Bu kölelikten kurtulman?n tek yolu da Allah a?k?d?r. Bu yönüyle bak?ld???nda genelde tasavvuf, özelde ise Mevlevilikte edebiyat özgürlü?ün dili ve vatan?d?r. A?k Padi?ah?Mevlâna, edebiyat?yla bize sundu?u eserlerinde, bir veli hüviyetiyle gönüller co?turmu?, bir pir, bir mür?id olarak insan akl?n?nur ile y?kam??, ak?l ve gönülleri kirden ve ikilikten kurtarm?? ve temizlemi?tir. Her an her yerde hakk?nda bir ?eyler görüp duydu?umuz Mevlevîli?e edebiyat penceresinden bakmay?amaçlayan bu yaz?dizimizin ilk sunumuna, ya?ayan Mevlânam?z olan Mevlevî Hasan Dedemizin dizeleri ile noktay?koymak istiyorum:



M evlevilik ve Tasavvuf Gülçin Di?k?ran



Dost'u Bulmak Cemre Genรง



oynayan çocuklar, sat?? yapan seyyar sat?c?lar, esnaf, cep telefonuyla uzun uzun konu?an gençler, dersten ç?kan ö?renciler, de?i?ik sollamalar yap?p çevresindekileri korkutan araç sürücüleri, dilenciler, dü?künler, her biri farkl?hayat hikayeleriyle günümüz sahnesinde kendilerini sergiliyorlar. ?stekleri ve ke?keleri aras?nda s?k??m??lar sanki. Bazen Tanr??y?suçlayarak, bazen kendileriyle gurur duyarak geçirilen bir ya?amlar?var. Bazen de karamsarl?klar?ve doyumsuzluklar?ile çevrelerini zehirliyorlar? dünyadan ve hayatlar?ndan endi?e-korku duyarak ne akan zamana yeti?ebiliyorlar, ne de kendi yaratt?klar?hayatlardan doyum sa?l?yorlar. Bunun fark?nda de?iller sanki, ya da fark?ndalar da ne yapacaklar?n?bilmiyorlar. Hazreti Mevlana Fihi Mafih 2. Bölümde ?öyle buyuruyor: ??nsan?n ay?rdetme kabiliyetini garezlerden ar?tmas?, bir din dostu aramas?gerek? Din, dostunu tan?r amma siz ömrünüzü ay?rdetme kabiliyetinden mahrum bir halde geçirdiniz de; onun da ay?rdetme kabiliyeti ar?kla?t?, din dostunu tan?yam?yor. Sen, ay?rdetme kabiliyetinden mahrum olan ?u bedeni besledin. Ay?rdetme, bir huydan ibarettir. Görmüyor musun? Delinin de bedeni var, eli-aya??var, fakat ay?rdetmesi yok. Her pis ?eye el at?yor, tutuyor, yiyor. Ay?rdetme ?u görünen bedende olsayd?pisi tutmazd?. Hâs?l?bildik ki ay?rdetme, lâtif bir anlamd?r, o da sendedir. Sense gece-gündüz, ?u ay?rdetme kabiliyetinden mahrum olan bedeni beslemeye koyulmu?sun; bu, ancak bununla olur diyorsun; halbuki bu da onunla olur. Nas?l oluyor da sen, hep ?u bedeni

"?nsa n?n ay?r detme ka biliyetini ga r ezler den a r ?tma s?, bir din dostu a r a ma s?ger ek..." Hazreti Mevlana



Hazreti M evlana'n?n Kulluktan Tanr?l??a Daveti Esin Kaya



Eyaz'?n Hikayesi Cansu Z. Kaplanta?



Eyaz bu oday?hasisli?inden, yahut mal?n?, ham alt?n?n? gizlemek için de?il, bir s?rr?halktan gizlemek için kilitlemi?ti. Baz?lar?kötü hayallere kap?l?r, bir k?s?m halk da bana riyakar der demi?ti. O birkaç ki?i yüzlerce h?rsla, yüzlerce hevesle odan?n kap?s?n?açt?lar. Kokmu? ayrana ü?ü?en, ayran?n içine dü?en sinekler gibi birbirlerini çi?neyerek odaya girdiler. Sinekler de ayrana debdebeyle ve ko?a ko?a at?l?rlar ama içine dü?tüler mi içmelerine imkân bulunmaz, iki kanatlar?da ?slan?r, kala kal?rlar. Onlar da içeri girip sa?a, sola bak?nd?lar. Fakat odada bir y?rt?k çar?kla bir eski posttan ba?ka bir ?ey yoktu. Tekrar; buras?bo? olamaz. Bu çar?k i?i gizlemek için konmu?. Keskin kazmalar getirelim de yeri kazal?m dediler. Her taraf?kazd?lar, estiler. Delikler açt?lar, derin derin çukurlar kazd?lar. Çukurlar?kazarlarken o çukurlar, onlara, a kaz?c?lar, bizde bir ?ey yok, diyordu. Nihayet bir ?ey bulamay?nca bu zandan utand?lar, çukurlar?doldurmaya koyuldular. Her biri say?s?z Lahavle okumaktayd?. Tamah ku?lar?g?das?z kalm??t?. Duvar?n, kap?n?n yar?klar?, delikleri, onlar?n o beyhude sap?kl???na ?ahitti. Sanki duvar de?ildi; inkar edememeleri için Eyaz??n huzurunda onlar aleyhinde birer tan?kt?. Suçsuz birisine bir töhmet at?ld?m?, duvar ve ören tan?kl?k verir. Has?l?üstleri, ba?lar?tozla toprakla dolu, yüzleri sapsar?utanm?? bir halde Padi?ah?n huzuruna vard?lar. Padi?ah mahsustan fikrini gizleyerek onlara ?Hayrola koltuklar?n?zda ne alt?n var, ne torba. Paralarla a??r kuma?lar?gizlediyseniz yüzünüzdeki ne?e nerede?? dedi. Kök, gizlice ürer, kök verir ama ?Eseri yüzlerinde görünür ? yapra??yemye?ildir. Yücelmi? dal, o kök zehirden, ?ekerden ne yediyse, yediklerini ba??ra ba??ra ilan eder. Kökte bir maya, bir sermaye yoksa daldaki bu ye?il yapraklar nedir? Toprak, kökün a?z?n?mühürlese bile el ve ayak dallar?tan?kl?k verir. O emin adamlar, hep birden gölge gibi Padi?ah?n huzurunda secde edip özür dilediler. Biz, bize lay?k olan? i?ledik. Art?k ey ulu Padi?ah, sen ne buyruk yürütürsen yürüt.

Foto?raf : Çetin Güne?

Ey gönülleri ayd?nlatan Padi?ah, suçumuzu ba???lamazsan hakl?s?n, ba???larsan lütuf etmi? olursun. Geceleyin gece gibi hareket etmi?, gündüzün gündüz gibi hareket etmi? olursun. Padi?ah dedi ki: Bu yan?p



A?k M eclisi Sibel Safiye Avc?



niyaz ettim. Ard?ndan ?eyhimin yan?ba??nda oturan efendisi ?ems Hazretleri?ne ve ?eyhimin di?er yan?nda oturan o?lu Sultan Veled?e de niyazlar?m?sundum. ?ems Hazretleri her zamanki gibi yüce bir vakar ve ayn? zamanda da derin bir tevazu içinde oturmaktayd?. Bu haliyle bana, içinde korkusuz bir arslan?bar?nd?ran latif bir ceylan?an?msatmaktayd?. O, arslanlar?dize getiren misk kokulu bir ceyland?. ?Ovadan can gibi bir ceylan ç?kageldi. Hem de öyle bir ceylan ki, erkek arslan onun korkusundan kuyru?unu k?zg?n kumlara vuruyor.? Sultan??m Veled ise elindeki rebab?n tellerinde çoktan ruhunun derinliklerine do?ru yolculu?a ç?km??t?bile. Daima babas?, ?eyhim Mevlana?y?izler ve onu kendine örnek al?rd?. Rebab da asl?nda ?eyhim Mevlana?n?n kulland???bir sazd?. Sultan??m Veled?le ayn?ya?ta olmam?za ra?men ona sonsuz bir sayg?ve hürmet duyard?m. O benim Sultan??md?, ?eyhim Mevlana?n?n emanetiydi bana adeta. ?A?k alemine dair birçok sözler ve s?rlar vard?r ki ifade ve anlat?mlara s??maz. Cenab-?Allah onlar?rebab gibi sazlardan ortaya ç?kar?r.? Ben bu dü?ünceler içindeyken, ?eyhim Mevlana bana dönerek, her zaman oldu?u gibi, ?Ey ruhumun mertebesi Hüsameddin! Neden bu kadar geciktin? Gözlerimiz yollarda kald?? ? diye hitab ederek gülümsedi. Onun bu hitab?kar??s?nda her zaman biraz mahcubiyet duyar ve s?k?l?rd?m, çünkü onun bana kar?? olan bu ilgisine ve yak?nl???na lay?k olamamaktan çok korkard?m. Korku da gereklidir yolumuzda, ama bu imans?zl?ktan meydana gelen korku de?il... gözünden bile sak?nd???n o Dost?un incinmesinden, onun dostlu?unu kaybetme endi?esinden meydana gelen korkudur bu. Çünkü o gönüller fetheden çok ho? bir yol arkada??d?r. Onun k?ymetini bilmeli, a?k kadehini düzgün tutmal?, e?ri tutmamal?ki içindeki dökülmesin. Asl?nda o Dost da her an senin gönlünde olmay?, gönlünde yaln?z kendisinin olmas?n?ister. O da sana kem göz de?mesinden korkar. ?Ey can! Cihanda benden daha de?ersiz bir varl?k yoktur. Senden daha üstün, daha büyük, daha güçlü bir kimse de mevcut de?ildir. Sevgilim, sen bensiz olarak benden hep korkup duruyorsun. Ben seninleyim. E?er sen de benimleysen korku kalmaz.?

(Devam edecek)



Foto?raf : Çetin Güne?



Bi r l i k DĂź k k an ?

in fo@ em av.or g (0212) 588 57 80

www.em av.or g www.m evl an ar u m i.or g www.bir l ik du k k an ider gisi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.