3 1 0
müzik etki a d n si... ı r a l m yu d po
Emma Watson, Ali Sabancı, Giorgio Armani, Bedri Baykam, Kilian Hennessy... ......... Rihanna’nın Moda Lansmanı ......... Lüks Bir Dügün için Öneriler ......... Mayalar’ın Izinden: Peru
FiYAT: 20 TL. İLKBAHAR/SPRING 2013
WITH ENGLISH SUMMARY
i l k b a h a r
2
TUR DP10 FASHION TRAVEL 470X335 1
07/02/13 11:03
470x335_Crystal_Lounge_.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
21.02.2013
16:04
f&t table of contents
içindekiler 22 24 26 28 34 52 56 60 62 67
18
Editörden Mektup Künye Kapağın Hikayesi Ajanda En Moda Haberler Fotoğraflarla Dünya Emma Watson Rihanna Ali Sabancı
Özel Bölüm: Moda Haftalarından Haberler
84
Sezonun Moda Trendleri
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
100 Haute Couture
Koleksiyonlarından
108 114 118 124 128 132
Erkek Modası
Sezonun Yeni Parfümleri Giorgio Armani Kilian Hennessy Baharda Yenilenme Önerileri Doula-Doğum Destekçisi Sibel Gözübüyük
136 Sema Güral Sürmeli 142 Krallara Layık Bir Düğün için
Öneriler
f&t table of contents
150 158 162 168 172 176 180 184 188 192 20
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Mayaların İzinden: Peru Dünyanın En İyi Alışveriş Caddeleri Tayland’ın İncisi Phuket Venezuela Yemekleri Üzerine Baharın Çiçeklerini Evinize Taşıyın Bedri Baykam Genç Sanatçılar Neyle Beslenir En Güzel Moda Kitapları Lüks Teknoloji Otel Haberleri
FASHION&TRAVEL IN ENGLISH 195-226
f&t editor’s letter
editörden
İlkbahar
2013
M
oda sürekli yeni arayışlar içindedir. Her sezon yeni bir, hatta çoğu zaman birkaç koleksiyon hazırlayan tasarımcılar, kendilerine ilham verecek biri ya da birşeyin peşindedirler. Bu kimi zaman ilham perisi güzel bir kadın, kimi zaman da geçmiş bir dönem ya da akım olur. 2013 ilkbahar/yaz koleksiyonlarına baktığımızda, pek çoğunda müziğin baş rolü üstlendiğini görüyoruz. İşte bu yüzden Fashion&Travel Magazine olarak ilk defa böyle bir temayı kapağımıza taşımak istedik. Çeşitli defilelerden müzik olayları, koleksiyonlarda müzik akımlarına ve ikonlarına yapılan göndermeler… İşte tüm bunları kapağımızda kullandık. Her bir karenin hikayesini ise sayfa 26’da bulacaksınız. Ayrıca ünlü şarkıcı Rita Ora için Emilio Pucci markasının yarattığı turne kostümlerini ve Rihanna’nın River Island markası için hazırladığı ilk moda koleksiyonunu da işleyeceğiz. Bu sayıda çok sayıda ünlüyle görüştük. Her zamankinden daha fazla sayıda röportaj yayınlıyoruz. Ünlü işadamı Ali Sabancı ve iş kadını Sema Güral Sürmeli bunlardan ikisi. Ayrıca ünlü yıldız Emma Watson, yeni çıkan parfümleriyle ilgili olarak da Giorgio Armani ve Kilian Hennessy de dergimize konuk oluyor. Türkiye’de çağdaş sanat denince akla ilk gelen isimlerden Bedri Baykam ve aralarında Elif Boyner’in de bulunduğu dört genç sanatçıyla da keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Venezuela’dan Ankara’ya gelen ünlü bir şef ve Türkiye’de yeni yeni tanımaya başladığımız “doğum destekçisiDoula” Sibel Gözübüyük de bu sayı için konuklarımız arasındaydı. Hepsinin kendi alanlarında bize anlatacakları son derece ilginç şeyler vardı. İlgiyle okuyacağınızı umarız. İlkbahar ayları için sizin için seçtiğimiz tatil destinasyonlarıysa Tayland’ın incisi Phuket, Mayalar’ın vatanı Peru, Güney İtalya’da Francis Ford Coppola’nın yeni oteli ve birbirinden romantik balayı önerilerinden oluşuyor. Aslında hepsi bu kadar değil. Fashion&Travel’de okuyacak daha çok şey bulacaksınız.
f&t interview
EMMA WATSON’ın Yeni Hayatı Harry Potter filmlerini yaparak on yıl geçiren Emma Watson, bu süre zarfında çocukluktan genç kızlığa ve genç kadınlığa adım attı. Hogwarts’dan Oxford ve Brown üniversitelerine yatay geçiş yaptı. 22 yaşındaki güzel yıldız, bu yıl üç filmiyle sinemalarda karşımızda olacak. Emma Watson aynı zamanda Lancome’un marka temsilcisi. Sinemadan güzellik sırlarına uzanan sohbetimiz, bir hayli ilgi çekici oldu.
FASHION&TRAVEL Bu sezon üç filmle birden sinemalarda olacaksınız. Filmleri ve rol arkadaşlarınızı anlatır mısınız? EMMA WATSON Noah adlı filmde Darren Aronofsky ile rol aldım. Kasımda filmi bitirdim ve sanıyorum Sofia Coppola montajı tamamladı. Tahminimce The Bling Ring filmi de yılın ilk aylarında vizyonda olacak. Your Voice In My Head’in ise çıkış tarihi henüz belli değil. Noah çok uzun sürdü çünkü çok büyük bir filmdi. Bu sene çok çalıştım, 3 filmim ve okulda 2 dönemim vardı ve bunlar beni fazlasıyla yordu. Oxford’da iki dönem bitirdim, ardından Los Angeles’ta bir filmde oynadım, New Orleans’ta bir film, İzlanda’da birkaç çekim ve son olarak da New York’ta bir çekim yaptık. Dolayısı ile çok seyahat etmek zorunda kaldım ve sıkı çalıştım. Sonuç olarak mükemmel bir yıl oldu ve farklı şeyler yapmaya alışmış olmam mutluluk verici. F&T Yaklaşık bir buçuk senedir Lancôme’un marka temsilcisisiniz. Bize marka ile ilgili işbirliğinizi ve bu ilişkinin gelişimini anlatır mısınız? Nasıl başladı? Zaman içinde nasıl gelişti? EW Lancôme’un uluslararsası yöneticisi Youcef Nabi ile tanıştık ve gerçekten çok iyi anlaştık. Lancôme’un benim için son derece uygun bir marka olduğuna inandım ve benim tanıtmamı planladıkları ürünler de beni çok heyecanlandırdı. Nabi’nın fikirlerinden beni en çok etkileyen son zamanlarda da çok konuşulan Rouge in Love fikriydi. Rouge in Love, uyumlu oje renkleriyle birlikte mükemmel bir ruj serisi. Çok sevildi ve günümüzde çok popüler oldu. Dolayısı ile seriyi genişletiyoruz. Rouge in Love bana gore Lancôme’un gençlere
Syf. 56
f&t travel
İ
Machu Picchu’da sabah
stanbul’dan Lima’ya ulaşmak için 21 saat süren bir yolculuğu göze almak gerekiyor. Akşam saatlerinde şehre vardığınızda, oldukça dağınık, çok hareketli, Pasifik Okyanusu’yla içiçe hayat süren bir yere geldiğinizi hemen anlıyorsunuz. Günümüzün bu yaşam dolu başkenti tarih boyunca bir çok dönemde de zenginlik ve hareketin merkezi olmuş. 1550’li yıllarda İspanyol koloniciler tarafından kurulan Lima, 1746’daki büyük depremde yerle bir olana kadar Güney Amerika’nın en zengin ve önemli şehriymiş. 1820’lerde bağımsızlık savaşından sonra şehir önemini yitirse de 1930’dan sonra kent çok hızlı göç almış ve gecekondu mahalleleriyle büyümüş. Günümüzde 24 milyon Perulu’nun 7 milyonu Lima’da yaşıyor. Çevrenize baktığınızda hemen göze çarpan düzensizlik, zengin ve fakir mahalleler arasındaki bariz uçurum ve sonradan öğrendiğimiz alt yapı eksiklikleri, hep bu hızlı genişlemenin sonuçları. 25 ilçeden oluşan Lima’da, Eski Lima’yı arkanızda bırakıp güney mahallelerine yönelince ulaştığınız modern mahalle Miraflores, restoranların, lüks otellerin, dükkanların, plajların kısacası hareketin ve turistlerin olduğu yer. Biraz daha güneyde, İstanbul’un Cihangir’ine benzeyen, sanatçıların, şairlerin yaşadığı ve Lima gece ve eğlence hayatının kalbi Barranco mahallesi var. Sahil boyunda ve Barranco’da yapacağınız tur sırasında canlı müzik yapılan, giren çıkanın sayısının belli olmadığı barlardan gözünüze kestirdiğiniz bir tanesine girip Lima gece hayatının keyfini sürmeye başlayabilirsiniz. Ya da Miraflores’te okyanus üzerine kurulmuş gösterişli restoran-cafe-alışveriş merkezinde geç saatlere kadar açık olan dükkanları gezebilir, yemek yiyip, eğer daha önce denemediyseniz ilk pisco sour’unuzu tadabilirsiniz. Perulular’ın milli içkisi pisco bir çeşit beyaz üzüm brandy’si, pisco sour ise pisco’ya limon suyu, yumurta akı ve şeker ilave edilerek yapılıyor.
f&t vacation trends
En İyi Alışveriş Caddeleri Sadece dinlenmek değil biraz da alışveriş yapmak istiyorsanız, tatil planı yapmadan önce dünyanın en iyi alışveriş caddelerine bir göz atın.
LÜKSEMBURG
Sisler Ülkesi
Titicaca gölünde hayat sazlar üzerinde geçiyor.
Mayalar’ın İzinden
PERU
Syf. 190
Geçtiğimiz Aralık ayında gündem, dünyanın sonunun gelip gelmediği sorusu çevresinde oluşurken dikkatler bir kez daha Güney Amerika’nın mistik uygarlıklarına ve günümüzde bu coğrafyada yer alan ülkelere döndü. Peru da bu ülkeler arasında hem coğrafi hem tarihi zenginlikleri açısından en dikkat çekici ülkelerden biri olduğu için bir kere daha merak konusu oldu. Yazı ve fotoğraflar Ebru Latifoğlu
Avenue De La Liberté
Peru’daki ilk gününüzde Lima turunuza eski şehre gidip kolonyal binaları ve zengin müzeleri gezerek başlayabilirsiniz. Plaza de Armas, Katedral, San Fransisco Kilisesi, erotik resimli seramik koleksiyonuyla Museo Larco ve Altın Müzesi gezileri Peru tarihine ve Inka ve takip eden kolonyal kültüre sağlam bir başlangıç yapmanızı sağlayacaktır. Yoğun sis Lima’nın vazgeçilmez gerçeği. Bir duvar gibi yükselen Ant Dağları okyanustan gelen nemli havanın içeri bölgelere geçmesine izin vermediği için Lima yıl boyu sisli oluyor. Bu sebeple Lima’yı gezerken mümkün olduğunca çevrenizi inceleyin, fotoğraf çekmek ve gezip görmek için elinizdeki fırsatları hemen değerlendirin.
Lüksemburg birçok Avrupa başkentinle yarışacak kadar özel marka ve mağazaya sahip. Birbirinden şık mağazalar trafiğe kapalı sokaklarda, meydanlarda sıralanıyor. İstasyon yakınlarındaki, Lüksemburg’un en popüler caddesi Avenue de la Liberté dünyanın alışveriş için en iyi caddelerinden biri.
TOKYO, JAPONYA
Ginza
Sekiz bloktan oluşan Tokyo’nun en seçkin alışveriş alanı olan Ginza, uçuk gayrimenkul fiyatları ile de bilinir. Burada birçok alışveriş merkezi, butik, gece kulübü, kafe, restoran ve sanat galerisi bulunur. Mağaza vitrinlerinde klasik Japon kültürünü yansıtan Ginza, gece neon ve floresan ile ışıklandırılarak gri şehri aydınlatıyor. Sony’nin son model ürünlerini ilk alanlardan olmak isterseniz Ginza’daki mağazaya uğramalısınız.
Beyaz Şehre Yolculuk
Şehrin güneyinde, uçakla bir buçuk saat uzaklıktaki Arequipa, Peru’nun önemli şehirlerinden. 5820 metre yüksekliğindeki El Misti Volkanı’nın gölgesindeki şehir Cuzco’ya doğru giden yol üzerinde bir geçiş noktası olduğu için ziyaretçi sayısı yüksek. Yine de bunun ötesinde de şehir kendi başına gezilmeye değer. Beyaz mermerli binalarından dolayı Beyaz Şehir de denilen Arequipa’ya girince gayet düzenli ve güzel bir şehir bulacaksınız. Santa Catalina Manastırı ve Museo Santuarios Andinos gezilerini yapmadan önce şehir meydanı olan Plaza de Armas’ı çevreleyen restoranların birinin balkonunda kısa bir kahve molası verebilirsiniz. Santa Catalina Manastırı 20 bin metrekare alanıyla şehir içinde küçük bir şehir. Rengarenk boyanmış duvarları, sardunyalarla süslenmiş
BARSELONA, ISPANYA
Avinguda Diagonal Barselona’yı batı ve doğu şeklinde diagonal olarak kesen, şehrin en önemli ve geniş caddesi Avinguda Diagonal, 5 kilometre uzunluğunda. Cadde birçok alışveriş merkezine, kuyumcuya, moda evine ve galeriye ev sahipliği yapıyor. Büyük L’Illa Alışveriş Merkezi de burada bulunuyor.
VIYANA, AVUSTURYA
Maria Hilfer
Fiyatların yüksekliğine rağmen çeşit zenginliği ile Viyana çekici bir alışveriş merkezidir. Modern alışverişin yanında porselen, kristal ve cam işleri, kayak malzemesi gibi ülkeye özgün ürünleri şehir merkezindeki Maria Hilfer Caddesi’ndeki büyük, küçül birçok mağazadan bulmak mümkün.
MILANO, ITALYA
Galleria Vittorio Emanuele NEW YORK CITY, ABD
Fifth Avenue
New York’un en bilenen caddesi Fifth Avenue’da tüm lüks markaların ve tasarımcıların mağazalarını bulmanız mümkün. Caddenin üst kısmında moda evleri ve ünlü giyim mağazaları, alt kısmında meşhur antika ve halı mağazaları sıralanır.
22
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Amerika’nın Macy’s, Saks Fifth Avenue, Bergdorf Goodman, Barney’s gibi en büyük mağazalar zincirlerini de barındıran Fifth Avenue’da mağazaların indirim sezonlarına denk gelebilirseniz %70’e varan indirimlerden faydalanabilirsiniz.
Ünlü Duomo katedrali yakınındaki Galleria Vittorio Emanuele, İtalyanlar tarafından dünyanın ilk alışveriş merkezi kabul ediliyor. Milano’da görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Şık restoranları, lüks mağazalarıyla Milano’nun en
çok turist akınına uğrayan caddede, dört koridorunun kesiştiği noktada, cam kubbenin altında; zemine boğa figürlü bir mozaik bulunur. Bereket getireceğine inanlar topuklarını bu boğanın üzerine koyup kendi etraflarında üç kere dönerler.
Syf. 158
f&t masthead
İMTİYAZ SAHİBİ Mediasa Yayıncılık A.Ş. adına Yönetim Kurulu Başkanı DEMET ÇETİNDOĞAN Yönetim Kurulu Üyesi ŞULE BEKRİOĞLU
Beliz Mercan
1990 İstanbul doğumlu olan Beliz, Yüzyıl Işıl Koleji’nden mezun olduktan sonra üç yıl Londra’da yaşayarak Instituto Marangoni Üniversitesi’nde Moda Tasarım Eğitimi aldı. Sonra İstanbul’a döndü ve Bilgi Üniversitesi İngiliz Edebiyatı Bölümü’nde okumaya devam etti. Tam bir Moda aşığı olan Beliz, geçen sene itsbmercan adı ile kendi bloğunu açtı. Moda bloggerı olarak kariyerine başladığı bu alanda ileride kendi markasını yaratmayı hedefliyor. Dergimizde bu sayıda yer alan bazı moda ilüstrasyonları onun imzasını taşıyor.
Sorumlu Müdür BÜLENT GENÇTÜRK Yayın Danışmanı LEYLA MELEK ÇİFÇİ leylamelek@hotmail.com Tasarım ÇİMEN AJANS ajanscimen@gmail.com Reklam Satış Direktörü NURDAN ÖZTÜRK nurdan.ozturk@mediasa.com.tr Reklam Rezervasyon HÜLYA ARSLAN hulya.arslan@wtc.com.tr Mali İşler GÜRKAN KARAÖZ
Eren Tapan
Boğaziçi Üniversitesini bitirdikten sonra yıllarca bankacılık ve ardından reklamcılık yaptı. 2005 yılında tasarımın her koluna olan ilgisini çok sevdiği çiçeklerle uygulayabileceği, yaratıcılığını kullanabileceği bir iş olan Eren’s Flowers with an Attitude firmasını kurdu. Bireysel ve kurumsal abonelikler, otel, showroom düzenlemeleri, davet ve düğünlerin çiçeklendirilmesi konularında çalışıyor.
Katkıda Bulunanlar Merih Akoğul, Silva Bingaz, Selim Birsel, Aaron Brooks, Süha Derbent, Deniz Uğur Güler, Mustafa V. Koç, Beliz Mercan, Binnur Musaoğlu, Ebru Latifoğlu, Canan Özkan, Fulya Pirim, Funda Şahinbaş Hoşkal, Eren Tapan, Nilüfer Ülkügüner Şengel, Demet Üzenay Baskı Veritas Baskı Merkezi, Merkez Mahallesi, Kemerburgaz Caddesi, Tatlıpınar Sokak, No:13, Nurtepe/Kağıthane/İstanbul Tel: (0 212) 294 50 20 www.veritasbaski.com.tr
İletişim Fashion&Travel Magazine Eyüp Sultan Mah. İmam Rabbani Cd. Dekor Sok. No: 2 Samandıra/Sancaktepe/İstanbul Tel: 0216 561 82 06
Abone Tel: 0216 561 82 06 abone@mediasa.com.tr
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
Baskı Tarihi Mart 2013
Fashion&Travel Magazine Dergisi, T.C. yasalarına uygun olarak Mediasa Yayıncılık A.Ş. tarafından yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü hakkı Mediasa Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek bile yayınlanamaz. Dergide yayınlanan reklamların her türlü sorumluluğu reklamveren firmalara aittir.
24
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
f&t cover story
3 01
üz nda m ik etkisi... arı ml yu d po
Emma Watson, Ali Sabancı, Giorgio Armani, Bedri Baykam, Kilian Hennessy... ......... Rihanna’nın Moda Lansmanı ......... Lüks Bir Dügün için Öneriler ......... Mayalar’ın Izinden: Peru
ilk ba ha r
Kapak Hikayesi
Fiyat: 20 tl. İlkbahar/Sprıng 2013
Wıth EnglıSh Summary
2
2013 ilkbahar/yaz koleksiyonlarının sunulduğu moda haftalarında müzik başrolü üstlendi. Marc Jacobs podyuma 1960’larda pek çok müzisyenin ilham perisi olan Edie Sedgwick’in benzerini çıkardı. Philipp Plein defilesine ise glam rock tarzı hakimdi. Podyuma bazı mankenler elleride elektro gitarlarla çıktı. En çok dikkat çekense Jean Paul Gaultier’nin defilesiydi. Ünlü tasarımcı karşımıza 1980’lerin pop müzik ikonlarının bire bir kopyalarını çıkardı. Madonna, David Bowie, Annie Lennox, Michael Jackson, Grace Jones, Boy George… Hepsinin benzerleri podyumda boy gösterdi. Giyimleri kadar saçları, makyajlarıyla da onlara benziyorlardı. Finaldeyse herkesi bir sürpriz bekliyordu. Defilenin sonunda podyuma 80’lerin ünlü disko şarkıcısı Amanda Lear çıktı. Ve salon alkıştan adeta yıkıldı.
CHANEL DEFİLESİNDE ELEKTRONİK MÜZİK ZİYAFETİ
26
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
PHILIPP PLEIN
JEAN PAUL GAULTIER
Defileden sonra tasarımcı Jean Paul Gaultier ve disko kraliçesi Amanda Lear selama birlikte çıktı.
JEAN PAUL GAULTIER
JEAN PAUL GAULTIER
MARC JACOBS
ACNE
JEAN PAUL GAULTIER
Chromatics grubunun solisti Ruth Radelet.
ACNE
Chanel’in Grand Palais’deki defilesinde canlı müzik vardı. Defile alanında kurulan platformda elektronik müzik yapan Amerikalı grup Chromatics, izleyicilere bir müzik ziyafeti verdi. Şarkılar, Kill for Love albümlerinden seçilmişti.
XXX
DÜNYADAN SERGI
f&t agenda
AJANDA mart
Genç Cindy’nin Dünyası
Cindy Sherman’ın üniversiteden mezun olduğu dönemde çektiği ilk fotoğraflardan oluşan “Cindy Sherman: Early Works” adlı sergi Floransa’daki Gucci Müzesi’nde 19 Haziran tarihine kadar gezilebilir.
KONSER Moda ve Model
Paris Docks en Seinee’nde 19 Mayıs’a kadar gezilebilen “Models: The Body of Fashion” sergisi fotoğrafçıların gözünden modellerin sektördeki yerini anlatıyor.
ÇILGIN MIKA SAHNEDE
Müzik dünyasının en çılgın, enerjik ve yaratıcı ismi Mika 17 Mart Pazar akşamı KüçükÇiftlik Park’ta hayranlarıyla buluşuyor. Eğlenceli sahne performansları ve yaratıcı kişiliği ile tüm dünyada beğeni toplayan Mika, 2010 yılında geldiği İstanbul’da unutulmaz bir konser vererek herkesi etkilemeyi başarmıştı. Mika yine İstanbul konserinde sürpriz sahne performansının yanı sıra güçlü sesi ve enerjisi ile tüm müzikseverleri etkileyecek!
Piri Reis’in İzinde
UNESCO’nun 2013 yılını Piri Reis haritasına adamasından alınan ilhamla şekillenen “Yeniyi Aramak” isimli karma resim sergisinde farklı yorum ve tekniklere sahip 26 ressam aynı konuyu farklı perspektiflerden yorumluyor. Sanatçıların sergiye özel olarak hazırladıkları eserleri 13 Mart tarihine kadar Armaggan Art&Design Gallery’de!
Savaşa Hayır
Aida Makoto’nun “Monument for Nothing” sergisi 31 Mart’a kadar Tokyo’da Mizuma Art Gallery’de. Makoto, savaşlara, çalışanlara, çağdaş Japon toplumuna alaycı bir bakış açısı getiriyor.
SERGI Ölümsüz Michael
Moda Efsanesi: Teller
Ünlü moda fotoğrafçısı Juergen Teller’in Woo! adlı sergisi, Londra’da Çağdaş Sanatlar Enstitüsü’nde 17 Mart’a kadar ziyaret edilebilir.
28
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Jamie King tarafından senaryolaştırılan ve yönetilen “Michael Jackson The Immortal World Tour“ görsel ve sanatsal heyecanın yaşandığı eşsiz bir müzikal ve dans gösterisi. 15, 16 ve 17 Mart’ta toplam 5 şovla Ülker Sports Arena’da gerçekleşecek muhteşem gösteri, İstanbullular’ı Michael Jackson ve Cirque Du Soleil’in büyülü dünyasına götürecek.
GÖSTERI
A SINEMA
SEFILLER
19. yüzyılda Fransa’da geçen film, yıkılan hayaller, kalp kırıklıkları, tutkular ve fedakarlıklar üzerine kurulu. Fransız Devrimi’nin arifesinde geçen hikaye ihtilalin her iki tarafının da yüzünü gözler önüne seriyor. Ünlü yazar Victor Hugo’nun aynı isimli ünlü edebiyat klasiğinden uyarlanan Sefiller, Jean Valjean’ın ölümsüz hikayesini beyazperdeye taşıyor. Tom Hooper’ın yönetmenliğindeki filmde Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway, Helena Bonham Carter ve Amanda Seyfried rol alıyor.
AŞK OYUNU
Filmde ünlü bir spor yıldızı olan George, ekonomik sıkıntılar nedeniyle oğlunun futbol takımında koçluk yapmaya başlar. George oğlunun takımındaki diğer oyuncuların çekici anneleriyle kendini başka bir zincirinin içinde bulur. Aşk Oyunu’nda Gerard Butler, Jessica Biel, Uma Thurman, Catherine Zeta-Jones ve Dennis Quaid rol alıyor. Filmin yönetmeni ise Gabriele Muccino.
MÜZIK
AŞKIN IZLERI
Amerikalı Neil, gezi için geldiği Paris’te Marina ile tanışır. Aşık olurlar ve ayrılmak istemezler. Neil’ın Amerika’ya dönüş vakti geldiğinde, Marina Neil ile Amerika’ya yerleşme kararı alır. Marina aşkının peşinden gider fakat, bir zaman sonra Paris’te yaşadıkları o tutkulu günlerden çok uzaklaştıklarını fark ederler. Tam da bu günlerde Neil, çocukluk aşkı olan Jane ile karşılaşır. İki kadın arasında kalan Neil, tercihini Jane’den yana yapar ve Marina yalnız kalır. Hayatındaki aşk, bağlılık, ihanet, fedakarlık gibi duyguları yeniden gözden geçiren ve gittikçe yalnızlaşan Marina, inancını da sorgulamaya başlar ve Rahip Quintana’dan destek alır. Marina ve Quintana aşkın ve sevginin ömrünü ve başka sevgilerin de olup olmayacağını sorgular. Filmin başrollerinde Rachel McAdams, Ben Affleck, Javier Bardem ve Olga Kurylenko var.
İSTANBUL’DA MODA
ANDREA BOCELLI’DEN TUTKUNUN MÜZIĞI
Dünyaca ünlü süperstar Andrea Bocelli müzikseverlerle yine iddialı bir albümle buluştu. Bocelli’nin “Passione” adlı albümü güzellik, romantizm ve tutkunun harmonisiyle yaratılmış.
MODA HAFTASI
Türkiye’nin seçkin marka ve tasarımcılarının yer aldığı İstanbul Fashion Week’in 8.si uluslararası bir ortak olan IMG Fashion’la gerçekleşecek. Sonbahar/Kış 2013-2014 defilelerinin sergileneceği İstanbul Fashion Week, 12-16 Mart tarihleri arasında geçen sefer olduğu gibi yine Karaköy Antrepo 3’te.
29
AJANDA nisan
f&t agenda
SERGİ
Fotoğraflarla Güç
İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, 28 Nisan tarihine kadar düzenlenecek “Prix Pictet: Güç” başlıklı sergisinde, günümüzün en önemli fotoğraf ödüllerinden “Prix Pictet”in finalistlerini bir araya getiriyor. “Prix Pictet”, toplumsal ve çevresel sorunlarına dair bir bilinç yaratmayı hedefliyor.
Nickolas Muray Pera’da!
SINEMA MUD
Filmde tehlikeli ve karizmatik bir kaçak olan Mud’un, 14 yaşında iki çocukla kurduğu garip arkadaşlık işleniyor. Çocuklar kanun kaçağı olan bu adamı büyük aşkıyla bir araya getirmeye çalışırken aynı zamanda Mud’ın kanundan ve ödül avcılarından kaçması konusunda yardım etmeye kararlıdır. Matthew McConaughey, Reese Witherspoon ve Michael Shannon filmde başrolleri paylaşıyor.
Lanetli Kan
Film babasının ölmesiyle annesiyle yalnız kalan India’nın ilk kez tanıştığı gizemli amcasıyla arasında korku ve öfkeden doğan garip ilişkiyi anlatıyor. Eve gelen amca, ailenin düzenini de baştan aşağıya değiştiriyor. Kadrosunda Nicole Kidman, Mia Wasikowska ve Matthew Goode’nin bulunduğu yapımın sıra dışı senaryosu ise Wentworth Miller’a ait.
30
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
1920’lerde New York’taki en başarılı portre ve moda fotoğrafçısı olarak bilinen, 30’larda çığır açıcı bir girişimle doğal renkli fotoğrafı reklamcılıkta kullanan Macar asıllı Amerikalı fotoğrafçı Nickolas Muray, Türk sanatseverlerle ilk kez 21 Nisan tarihine kadar Pera Müzesi’nde buluşuyor. Sergide ün kazanmasında rolü olan siyah-beyaz ve renkli fotoğraflar yer alıyor.
Oblivion
Jack, insanoğlunun bir zamanlar “Dünya” diye adlandırdığı terk edilmiş bir gezegene keşif için yollanır. İnsanlığın yaşadığı koşulları ve bir canlı olup olmadığını bulmakla görevlidir. Dünyada Jack’ın karşısına sürprizler çıkar. Filmin kadrosunda Tom Cruise, Olga Kurylenko, Andrea Riseborough, Nicolaj Coster-Waldau, Melissa Leo ve Morgan Freeman var.
İktidar Oyunu
Alev Ermiş Mavitan’ın camaltı resimlerinden oluşan İktidar, “Oyun devam ediyor’da el öpmeler” isimli sergis 20 Nisan tarihine kadar Galeri Selvin’de sanatseverlerle buluşacak. Bu sergi sanatçının kendi resmini günümüzde yaşananların bir tarafına parmak basmak üzere eski bir teknikle (camaltı) yaptığı çağdaş sanatsal denemelerden oluşuyor.
A GÖSTERİ Caz ve Dansın Muhteşem Uyumu
Amerika’nın ünlü caz dans topluluğu Giordano Dance Chicago iki muhteşem gösteriyle ilk kez 5 Nisan’da İş Sanat’ta! Dinamik performansları ve repertuarının çeşitliliği ve çekiciliği ile tüm dünyada seyircisini büyüleyen ve kritiklerden büyük övgü alan topluluk yeni ve yenilikçi caz dans koreografileri yaratmak ve sahnelemek misyonuyla 50 yıldır bu paha biçilmez Amerikan sanat formunu her yaştan ve kökenden izleyiciyle buluşturuyor.
MODA SERGİSI
Modanın Evrimi
New York’taki Fashion Institute of Technology’de düzenlenen “Fashion and Technology” sergisinde moda ve teknoloji arasındaki ilişki ele alınıyor. 8 Mayıs tarihine kadar sürecek sergide 250 yıl içinde teknolojiyle farklı baskılara, kumaşlara, sunumlara kavuşan modanın evrimi 100 ikonik parça ile anlatılıyor.
Efsane İsim İstanbul’da
Ayakkabı Tutkusu
New York Fashion Institute of Technology’deki “Shoe Obsession” sergisi kadınların ayakkabıyı nasıl takıntı haline getirdiklerini gözler önüne seriyor. 13 Nisan’a kadar devam edecek sergide Christian Louboutin, Pierre Hardy, Nicholas Kirkwood, Charlotte Olympia gibi birçok tasarımcının ayakkabıları keşfedilmek için ziyaretçilerini bekliyor.
Dire Straits’in sesi ve gitarı Mark Knopfler 5 yıl aradan sonra yeniden İstanbul’da! Rock müzik tarihinin efsane ismi, “Walk of Life”, “Sultans of Swing” ve “Brothers in Arms” gibi unutulmaz hitleri ile tanınan Mark Knopfler, 27 Nisan 2013’te Sinan Erdem Spor Salonu’nda hayranlarıyla buluşacak. 5 Ekim’de başladığı dünya turnesinin 35. konserini İstanbul’da gerçekleştirecek olan efsanevi rock yıldızı, İstanbullu rock severlere müzik ziyafeti verecek.
KONSER
DÜNYADAN SERGI Soyudun İcadı
‘Inventing Abstraction, 1910–1925’ sergisi New York’ta MoMa Gallery’de 15 Nisan’a kadar devam ediyor. Bu çalışmayla birlikte 20. yüzyılın başlarında etkili olan ‘sanatta soyutlama’, 0 döneme ait olan 350 sanat eseriyle hafızalarda yenileniyor. Inventing Abstraction, Picasso’nun karmaşık bir kübist figürü ile açılıyor. Her ne kadar Inventing Abstraction heykel, fotoğraf ve film içerse de, serginin asıl ağırlığı resimde. Serginin sonunda yer alan galeride soyutlamanın karışık olan kaderini ima eden eserler mevcut.
31
f&t agenda SINEMA
AJANDA mayıs Iron Man 3
Milyarder iş adamı, kahraman ve mucit Tony Stark, bu sefer gücü ondan çok daha fazla, hatta sınırsız bir düşmanla karşı karşıya kalıyor. Üstelik bu düşman, onu çok sinirlendirecek bir hamle yaparak özel hayatını yok ediyor. Stark üçüncü filmde bu olayların kaynağını araştıracağı zorlu bir mücadeleye giriyor.
Kollarımda Kal
10 yıldır evli olan kalp cerrahı Mila ve Javier bohem bir hayat sürer. Mila çocuk istememesine rağmen hamile kalır ve kurdukları denge tamamen değişir. Javier daha fazla içmeye başlar, çift derinden sarsılır. Fakat Javier’in Mila’yı kaybetmeye niyeti yoktur. Juliette Binoche ve Édgar Ramírez başrolde.
MUHTEŞEM GATSBY
Yazar olma basamaklarını tırmanan Nick Carraway 1920’lerde eğlence hayatının gözdesi konumuna yükselen New York’a gelir, milyoner Jay Gatsby ve onun çevresiyle yolları kesişir. Carraway’nin göz kamaştırıcı partilerle tanışması fazla zaman almaz. Dışarıdan görkemli görünen bu hayatın örtbas etmeye çalıştığı gerçekler de su yüzüne çıkar. Amerikan yazar F. Scott Fitzgerald’ın aynı isimli romanından beyazperdeye aktarılan filmin oyuncu kadrosunda ise Leonardo DiCaprio, Tobey Maguire, Carey Mulligan ve Joel Edgerton yer alıyor. 3D çekilen filmin yönetmeni ise Baz Luhrmann.
MODA SERGISI
SERGI Dinamizm
Hedefi, Borusan Contemporary’nin dinamik yapısını ortaya çıkarmak olan “Segment #3” sergisinde, kırktan fazla sanatçının yüze yakın çalışması sergileniyor. 26 Mayıs’a kadar Borusan Contemporary Perili Köşk’de görülebilir.
Modernlik
Chloé 60 Yaşında
Gaby Aghion’un bir arkadaşından ilham alarak kurduğu, ilk lüks hazır giyim markası Chloé 60. yaşını Paris’te açtığı bir sergiyle kutlamıştı. Kutlamalar kapsamında Chloé 60. yıl şerefine 16 parçalık bir kapsül koleksiyon hazırladı. Koleksiyoun ilkbahar aylarında Chloé butiklerinde sergilenecek. Moda tutkunları kaçırmayın!
32
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
“Modernlik? Fransa ve Türkiye’den Manzaralar” sergisi, modernleşmenin günümüz sanatına olan etkilerini araştırıyor. Sergi, sanatçıların modernlik projeleriyle hesaplaşmalarını ve bugün hala gündemde olan modernlik olgusunu ele alıyor. 16 Mayıs tarihine kadar İstanbul M0dern’de görülebilir.
A
GÖSTERI
KONSER Dans Müziği Fenomeni David Guetta!
Dünya çapında on beş milyon albüm satışı ile dans müziğinin fenomeni olarak nitelendirilen David Guetta’nın özlemi sona eriyor. Fransız DJ&prodüktör David Guetta, 4 Mayıs Cumartesi akşamı KüçükÇiftlik Park’ta İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Guetta, Chris Willis, Fergie ve LMFAO ile “Gettin’ Over You”, Nicki Minaj ile “Turn Me On”, Sia ile gerçekleştirdiği “Titanium” ve ‘’She Wolf’’ gibi hitleri ile milyonlarca müzikseverin kalbini fethederek Amerika ve İngiltere müzik listelerinde 1 numaraya yükselmeyi başardı.
Rihanna Şov
Dünyanın sosyal medyada en çok takip edilen süperstarı Rihanna, Diamonds World Tour ile Avrupa’yı geziyor. Rihanna, 30 Mayıs Perşembe akşamı BJK İnönü Stadyumu’nda İstanbullu müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. İstanbul Calling Festival çatısı altında yer alan Rihanna konseri, Vodafone ana sponsorluğu ve Garanti Bankası resmi sponsorluğu ile Star TV ve Virgin Radio katkılarıyla gerçekleşiyor. Festival kapsamında birçok etkinlik düzenlenecek.
Nihayet Depeche Mode!
Müziği yeniden tanımlayan grup Depeche Mode, 17 Mayıs tarihinde İstanbul’da KüçükÇiftlik Park’ta sahne alacak. Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’da konser verecek grubun 142 konserle, 2.5 milyondan fazla bilet satan “Tour of the Universe” turnesinden sonra gerçekleşecek ilk canlı gösterileri olacak. Müzik listelerinin en üst sıralarında yer alarak geride bırakılmış 30 yılı, 100 milyondan fazla albüm satışı olan Depeche Mode’un bu konseri kaçmaz.
Sanat Kolektifi
İş Sanat, sanatsal deneyselliğe kendini adamış birinci sınıf bir çağdaş bale topluluğunun doğuşuna tanıklık ediyor. Ünlü Fransız koreograf ve dansçı Benjamin Millepied tarafından kurulan ve yönetilen L.A. Dance Project, sanatçının geleneksel bir topluluk kurmak yerine besteci Nico Muhly, sanat danışmanı Matthieu Humery, yapımcı Charles Fabius ve film yapımcısı Dimitri Chamblas gibi eski arkadaş ve dostları bir araya getirdiği bir “sanat kolektifi”. L.A. Dance Project 10 Mayıs’ta İş Sanat’ta İstanbullu sanatsevere muhteşem bir gösteri sunacak.
Londra’nın Ünlü Müzikali İstanbul’da
Albümleri dünyada 300 milyondan fazla satan İngiliz rock grubu Quenn’in en iyi 24 şarkısından oluşan Londra’nın en ünlü müzikali dünya turnesinin 10. yılında İstanbul’da geliyor. 17 ülkede 12 milyondan fazla kişi tarafından izlenen ödül rekormeni muhteşem müzikal, turne kapsamında ilk kez Türkiye’de! “We Will Rock You” müzikali mayıs ayında 16 gösteri sergileyecek. Müzikal, 3-12 Mayıs tarihleri arasında Ülker Sports Arena’da müzikseverlerle buluşacak.
33
en moda haberler
Kate Moss’un Kerastase Macerası Kérastase, dünyanın en tanınmış moda ikonu Kate Moss’u yeni stil yüzü olarak tanıttı. Birçok prestijli moda ve güzellik markasına elçilik yapmış olan İngiliz Top Model, ilk kez lüks bir saç bakım markasının stil ikonu oluyor.
Podyumların Yeni Gözdesi Cara Delevingne, moda haftalarının en çok tercih edilen mankeni oldu. Pek çok ünlü markanın defilesinde podyumları aşındıran 20 yaşındaki genç manken, aynı zamanda Burberry, H&M, Blumarine, Chanel gibi markaların da reklam kampanyalarının yüzü oldu. Victoria’s Secret meleklerinden de olan Cara Delevingne, bu sezon vizyonda olan Anna Karenina filminde de küçük bir rol üstlenmişti.
Asi Viski
Öncü İskoç viski markalarından Cutty Sark, isminin kökenlerinden ilham alarak yeni ve sınırlı bir üretimi piyasaya çıkarmaya hazırlanıyor. Cutty Sark Tam O’Shanter , Harmanlanmış Viski, usta harmancı Kirsteen Campbell’in yaratıcılığının ilk meyvesidir. Bununla birlikte 25 yıllık geçmişi ile 2011 Uluslararası Şarap ve İçki yarışmasında kendi alanında en iyi seçilerek altın ödül almış, dünyaca bilinen marka Cutty Sark tarafından geliştirilmiş bir üründür. Tam O’Shanter şişelemesi, Cutty Sark markasının hayranlık uyandıran mirasına dönük bir araştırmadır ve bize markanın ismini aldığı kökene dair hikâyeyi anlatır. 25 yıllık geçmişi olan ödüllü harmana, usta harmancı Kirsteen Campbell daha koyu daha asi bir tat kattı. Kirsteen, bunu yaparken özel üretim hediye kutusuyla şişenin üzerini süsleyen Goudie’ye ait bazı imgeleri Cutty Sark markasının maceracı ruhuna denk düşecek şekilde harmanına yansıttı. Yeni harmandan sadece 5000 adet üretildi.
34
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Beymen’de Yeni Sezon Yaz sezonuna yeni markalarıyla heyecan katıyor. 1961 doğumlu Rick Owens, Amerikalı bir tasarımcı. Siyah ve deriye olan merakını koleksiyonlarına yansıtan Owens, bugün agresif bir tavırla modaya yaklaşıyor. Londra moda haftalarının aranan ismi Mary Katrantzou, ünlü desenleriyle tasarımlarını adeta birer sanat eserine dönüştürüyor. Birleşik Krallık’ın genç tasarımcıları arasında sesini sıkça duyuran İskoç asıllı Christopher Kane, farklı markalarla yaptığı başarılı işbirlikleriyle de ismini her geçen gün kuvvetlendiriyor. Bu yaz açık renk hakimiyetini koruyan koleksiyonunda farklı dekolte ve kesimleriyle şehirde özgür kadının ilk tercihleri arasına girmeye aday... 2006 yılında lanse ettiği ilk koleksiyonundan itibaren sürekli artan başarısıyla Jason Wu, Beymen’lerde bu yıl ilk kez satışa sunulmaya başlandı. Feminen ve modern tasarımlarıyla Amerikan spor tarzını buluşturan tasarımcı, dikkat çeken silüetleriyle bu yazı karşılıyor.
29
LUG VON SIGA
en moda haberler
Türk Lokumu Dünya Moda Haftaları’nda defile yapan Türk modacıların sayısı her geçen gün artıyor. Moda kariyerlerine Avrupa ya da Amerika’da başlayan Erdem Moralıoğlu, Bora Aksu, Hüseyin Çağlayan, Ümit Benan, Serkan Sarıer gibi tasarımcıların yanı sıra İstanbul Fashion Week’de defile yapmaya başlayarak sonradan devler ligine transfer olan tasarımcılarımız da var. Yurt dışından ödüllü Hakan Yıldırım ve Arzu Kaprol’ün Paris Moda Haftası’ndaki başarılarını izliyoruz. Son iki sezon bu isimlere bir yenisi eklendi.İsminin tersten okunuşu olan LUG VON SIGA markasıyla Gül Ağış, Londra Moda Haftası’ndaki defileleriyle yerli, yabancı basının ilgisini çekiyor.
En iyi gezi önerileri arkadaşlardan gelmez mi zaten? Sosyal medya ‘Paris’e gidiyorum, nerede kalmalıyım, nereleri görmeliyim’ gibi postlar ile doluyken KLM’nin yarattığı ‘Must See Map’ tam da bu işe yarıyor. Sosyal medya aracılığıyla gideceğiniz yerle ilgili öneri isteyin. Yapılacakları da bir haritada toplayın. Bu haritaya tamamen ücretsiz sahip olun.
36
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Esen Mobilya, deneyimli ve uzman kadrosu, modern hizmet anlayışı ve uluslararsı vizyonuyla Türkiye’nin en büyük ofis mobilyası üreticisidir. Esen Mobilya’nın 1999 yılında bugüne uzanan deneyimiyle, 1999 yılında fonksiyonel tasarımları ve üstün kalitesiyle modüler ofis mobilyalarının lider markası haline gelmiştir. Sadece Türkiye çapında değil, yurt dışına ihraç ettiği ürünleri ile adından sıkça söz ettiren Esen Mobilya, bir marka olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşamaktadır.
Annenize Hediyeler
ARZU KAPROL
Yolculuğa Çıkmadan Önce
Ofisinizi Güzelleştirin
Unutulmaz Anlar! Yenidoğan ve doğum fotoğrafçısı Ezgi Yılmaz fotoğraflayacağı bebeklerle buluşurken mutluluğunu şöyle anlatıyor: “Minicik ayakları ve elleri, esnemeleri, yumuşacık pürüzsüz tenleri, her çekimde ödüllendirircesine yüzlerinde beliren minik gülümsemeleri çekimlere her seferinde koşarak gitmemin sebebi. ” Ezgi Yılmaz, okuma istekli fakat ailesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle okuyamayan minik kalplere dokunmak amacıyla her çekimden TOÇEV`e bağış yapıyor ve TOÇEV`den aileye bu desteği için teşekkür sertifikası gönderiliyor. Siz de bebeğinizin en güzel anlarının duvarlarınızı süslemesini, albümlerinizde yer almasını istiyorsanız Ezgi Yılmaz ile iletişime geçip randevunuzu alabilirsiniz. www.ezgiyilmaz.com
“Alışverişin Doğru Adresi” MCJ Shopping’de anneniz için de pek çok hediye alternatifi bulabilirsiniz. Anneler Günü hediyesini son anda almak yerine pratik bir şekilde mcj. com.tr internet adresinden ya da Digiturk 62 ve D-Smart 88. Kanallarda yayın yapan MCJ Shopping televizyonundan anneniz için en uygun hediyeyi seçebilirsiniz. Bizim önerimiz; yüzde inanılmaz lifting etkisi yapan The Lift maskesi. mcj.com.tr
CHANEL’in Yeni Yüzü CHANEL, Les Beiges makyaj serisinin tanıtım yüzü olarak ünlü manken Gisele Bündchen ile anlaştı. Son derece pozitif, modern ve özgürlüğüne düşkün olan Gisele Bündchen, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam tarzına sahip ve gerçek bir doğa aşığı. Chanel yetkilileri tüm bu özelliklerinin Bündchen’in Les Beiges makyaj serisinin tanıtım yüzü olmasında önem taşadığını belirttiler. Doğal güzellik, sadelik, bağımsızlık ve içten gelen bir pırıltı… İşte Chanel Les Beiges’in yeni yüzü Gisele Bündchen’i öne çıkaran özellikleri.
31
en moda haberler
Üçüncü Tekerlek
Depar Moteor A.Ş Kurucu Ortağı ve Teknik Servis Müdürü Vidal İtkin, “2007 yılında Kanadalı Bombardier Recreational Products Inc. (BRP) şirketi tarafından geliştirilen SPYDER modeli, ikisi önde, biri arkada olmak üzere Y şeklinde üç tekerlekli olarak tasarlandığı günden bu yana motor tutkunlarının rüyası oldu” diyerek üç tekerlekli SPYDER’ı anlatıyor. “CanAm SPYDER Roadster, motosiklet ile üstü açılabilir spor otomobil arasında bir kategoride yerini buluyor ve her iki sınıfın da üstün özelliklerini alarak ortaya çok farklı bir tasarım koyuyor. Motorsiklet fuarında tanıtımı yapılan SPYDER 2013 ST modeli, 106 beygir gücünde, 200 km hız yapabiliyor. 0-100 km hızlamasını 4,3 saniyede gerçekleştiriyor.
Doğa Dostu Vanessa Paradis
Bu bahar H&M Conscious (doğa dostu) koleksiyonunun yüzü Vanessa Paradis, kampanyada hem trendy hem de sürdürülebilir parçalarla karşımıza çıkıyor. Mart’ın son haftası dünya çapında tüm H&M mağazalarında satışa sunulacak kadın koleksiyonunun yanı sıra Conscious kapsamında erkekler için blazerlar, chino pantolonlar, İkat baskılı gömlekler ve şortlar; çocuklar ve minikler için ise neşeli desenler yer alıyor. “H&M’in Conscious Collection gibi bir oluşumunun parçası olmayı seviyorum” diyor Vanessa Paradis. “Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Vintage giysiler zaten gardırobumun önemli bir parçası. Hem şık, hem çevre dostu olmasına bayılıyorum çünkü eskileri tekrar tekrar giymeyi seviyorum.”
Yeni Bir Ev
Referans Bakırköy projesi 17 ay sonra teslim edilecek. Projede 3+1 daireler peşin 599 bin TL’ den başlayan fiyatlarla satışa sunulurken, liste fiyatı üzerinden yüzde 25 peşinat ödenerek 36 aya kadar 0 faizli ödeme seçeneğinden de faydalanabilirsiniz. Referans Bakırköy projesinde % 1 KDV fırsatı ile ev veya ofis satın alabilirsiniz. Referans Bakırköy projesinde, açık yüzme havuzu ve güneşlenme terasları, doğal ışık alan kapalı yüzme havuzu, doğal ışık alan kapalı basketbol sahası, fitness alanı, Türk hamamı, sauna, kreş, kafe gibi sosyal alanlar günlük yaşamınıza güzellikler katmakla beraber; sağlık, rahatlık ve kolaylık katmak için planlandı.
38
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Yeni Defteriniz Locko Fildişi kağıdı ve simsiyah kurşun kalemiyle, çizgili, kareli, düz, farklı boyutlarda Locko defter ve ajandalar D&R mağazalarında, özel Locko standlarında aralarından seçmeniz için sizi bekliyor.
Martının Kanatları 1950’li yılların efsanevi “martı kanat“ Mercedes-Benz 300 SL modelinin günümüzde yeniden yorumlanması ile ortaya çıkan Mercedes-Benz SLS AMG benzersiz bir tasarıma, üstün dinamizme ve Mercedes-Benz’in efsanevi güvenlik unsurlarına sahip bir otomobil. Mercedes-Benz ve AMG mühendislerinin ortak çalışmaları ile geliştirilen yeni SLS AMG modeli, açık durumda martı kanatlarını andıran kapıları, dış ve iç bükey yüzeylerin dinamik geçişleri ile olağanüstü bir tasarım sergiliyor. Yuvarlak hatları, alçak şasi ve ağırlik merkezi araca güçlü ve dinamik bir görüntü kazandırıyor. Mercedes-Benz SLS AMG, dışında olduğu kadar iç görünümünde de sportif bir tasarım sunuyor. Aracın sürücü kabininde kullanılan çizgiler ve seçilen tasarım elemanları gerçek bir kokpit duygusu yaşatıyor. Nappa deri ve gerçek metal süs parçaları da dahil olmak üzere bir dizi malzeme SLS iç mekanının el yapımı olma özelliğini vurgularken, ayrıntılara da titizlikle özen gösterildiğini ortaya koyuyor. Entegre koltuk başlıklarına sahip elektrikle ayarlanabilen spor koltuklar, uzun yolculuklar için olabilecek en iyi yanal destek ile birlikte mükemmel bir konfor sunuyor. Üzerinde vites düğmeleri olan deri kaplı 365 mm çapında, 3 kollu direksiyon da tıpkı kombi gösterge gibi otomobilin sportif karakterini vurguluyor. Öte yandan aracın hafif yapılı gövde tasarımı, araç konseptinin en önemli özelliklerinden birini oluşturuyor. Gövde iskeleti aluminyum kafesten oluşan Mercedes-Benz SLS AMG, 1620 kg’lık boş ağırlığı ile geleneksel çelik konstrüksiyona kıyasla belirgin bir ağırlık tasarrufu sağlıyor. SLS’in alüminyum kafes yapısı, dinamik kullanıma olanak sağlayan olağanüstü rijitliğin yanısıra bir Mercedes-Benz otomobilden beklenen tüm pasif güvenlik ve gövde kalitesi taleplerini de yerine getiriyor. Mercedes-Benz’in ana sponsorluğunda düzenlenen New York Fashion Week’de fuaye alanında tanıtılan SLS AMG modeli, 6.3 litrelik V8 silindirli gelişmiş AMG motoru ile 6800 dev/dak’da 420 kW/ 571 bg güç üreterek, segmentindeki en güçlü spor otomobillerden biri konumunda. 650 Nm’lık azami torka sahip olan SLS AMG bu sayede 0’dan 100 km/s’ye 3.8 saniyede ulaşıyor. Aracın hızı, 317 km/saat ile sınırlı. Bunun yanı sıra, verim arttırıcı önlemlerin sistematik olarak uygulanmasıyla SLS AMG’nin yakıt tüketimi, 100 kilometrede 13 litre süper plus benzin ile sınırlı kalıyor. 8 silindirli motor, gaz pedalının hareketlerine hızlıca tepki verirken tüm devirlerde yüksek hassasiyet sergiliyor. Kuru kartelli yağlama
sistemine geçilmesi, motorun önemli ölçüde alçağa yerleştirilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede alçak ağırlık merkezi daha büyük yanal ivmeleri mümkün kılarak dinamizmi arttırıyor. Bunun yanı sıra performansı arttırmak için uygulanan önlemler arasında; emme sisteminin tamamı ile yeniden geliştirilmesi, subap tertibatının yeniden tasarlanması, eksantrik milleri ve egzoz sistemindeki engellerin azaltılması yer alıyor. Standart donanımında 3 aşamalı ESP( Elektronik Stabilite Programı) moduna sahip SLS AMG, sürücüsüne “ESP ON”, “ESP SPORT” ve “ESP OFF” modlarını bir tuşla seçme imkanı sunuyor. SLS AMG özel sitesi: http://www.slsamg-special.com/tr/tr
39
en moda haberler
Coco Rock
Karl Lagerfeld, Chanel Cruise koleksiyonunun tanıtımı için Paris’te Versaille Sarayı’ndaki Bosquet des Trois Fontaines’I seçmişti. Lagerfeld koleksiyonu şöyle anlattı: “Bu koleksiyon Coco Rock, 18. yüzyılın süslemeleri, günümüz materyalleri ve proporsiyonları kullanılarak yeniden yaratıldı.” Kurdeleler, tüller, volanlar ve plilerin yanı sıra kullanılan teknolojik kumaşlar koleksiyona modern bir hava katıyor. Renk paleti de pudra pembesi, akua ve lila tonlarından oluşuyor.
40
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
XXX
en moda haberler
Turizmde Ödül Bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan Ace of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri 2013, sektöre daha fazla ivme kazandırmayı amaçlıyor. Sektörün en iyilerinin seçildiği ödüller 8 Haziran 2013’de Haliç Kongre Merkezinde sahiplerini bulacak. 3 ana sektör, 29 ayrı kategoride yaratıcılık, konsept çalışmaları, farklılaşılan noktalar, hizmet kalitesi, ülke tanıtımına sağladığı katkılar ve sürdürülebilir turizm için yapılan çalışmaların belirleneceği ödül töreni için başvurular 1 Ocak-5 Nisan 2013 tarihleri arasında yapılıyor.
Peştemalin Şık Hali Pêche de Malle: Peştemalin, eski kara tezgahlardan Galatasaray, Yeni Çarşı Caddesi’ne yolculuğu… Pêche de Malle’in kapısından girdiğinizde göreceğiniz tek şey pamuk, keten ve ipekle üretilen birbirinden şık peştemaller değil. Yatak takımları (pike, nevresim, yastık kılıfı) sabahlıklar, bornozlar, şallar, hatta Pêche de Malle için özel üretilmiş gömlekler de var bu zevkli dükkanda. Peştemal kelimesinin ‘yaratıcı’ bir Fransızca’yla yazılışı tıpkı şeftaliye benzediği için (pêche: şeftali (fr), dükkan sahipleri kendilerine logo olarak şeftaliyi seçmişler. Söyledikleri kadarıyla bu şeftali meselesi burada kalmayacak, yeni çıkaracakları kolonya serisinden biri de şeftali çiçeği kokulu olacakmış. Sırada t-shirtler, el baskısı dokumalar, özel bir takı koleksiyonu da varmış... Uzun lafın kısası Yeni Çarşı’nın dik yokuşunu çıkarken veya inerken bir mola vermekte fayda var. Pêche de malle Yeniçarşı Caddesi, No: 25 Beyoğlu Tel:0 212 243 6027 www.pechedemalle.com
42
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Afiyet Olsun
Istanbul Culinary Institute’tan sizi İstanbul’daki Rum mutfağının efsane temsilcileriyle buluşturacak Rum yemekleri kursu. Mart ayı içinde iki ayrı seri olarak yapılacak kurs sırasında Meri Çevik Simyonidis’in geçen yıl çıkan ve büyük beğeni alan İstanbulum TadımTuzum, Hayatım kitabında da yer alan Bahar Pastanesi, Maria’nın Bahçesi, Prinkipo ve Tarihi Büyükada Fırını gibi köklü kurumlarının sahibi ve ustası olan isimlerle buluşacaksınız. Meri Simyonidis’in de katılacağı derslerde, limonlu sardalye, patlıcanlı börek, midye salma ve Paskalya çöreği gibi nam salmış lezzetleri ustalarla beraber pişirirken bir taraftan da İstanbul yemek kültüründe derin izler bırakmış bu kişilerin anılarını dinleyip sohbet edeceksiniz. 4 hafta, 12 saat sürecek kurs Mart ayı boyunca iki ayrı günde verilecek. Kurslara tercihinize göre Çarşamba veya Cumartesi günleri katılabilirsiniz. Detaylı bilgi için; (0212) 251 22 14, info@istanbulculinary.com, www.istanbulculinary.com
XXX PATRIZIAPEPE.COM
en moda haberler
Binbir Gece Masalları ABDUL SAMAD AL QURASHİ
C
M
Y
İçinizden oryantal, baharatlı ve kalıcı parfüm sevenler, yurtdışında Arap ülkelerine, söz gelimi Dubai’ye gitmiş ve devasa alışveriş merkezlerini gezmiş olanlarınız mutlaka bu ismi hatırlayacaklardır. Kristal şişelerde, mücevher gibi tartılan ve gramla satın alınabilen bu özel parfümler, artık Nişantaşı’nda Valikonağı Caddesi’ndeki mağazasında satılıyor. Röportaj Nilüfer Ülkügüner Şengel
B
uhurdanlıklarda yanan ud kokusu, mağazanın içine girer girmez insanı masalsı bir ambiyansa sokuyor. Zincirin son halkası Nişantaşı’nda açılan Abdul Samad Al Qurashi parfümleri kadar mağazaların dekoru da çok ihtişamlı. Firmanın Türkiye ve Avrupa Müdürü Cüneyt Kaya’ya hemen merak ettiğimiz soruları sormaya başlıyorum. Nişantaşı’nın göbeğinde kırmızı halılı çok şık bir açılış yaparak mağazanızı açtınız. Hayırlı olsun. Biraz markanızdan bahseder misiniz? Markamız Ortadoğu’nun en eski parfüm markasıdır. Merkezi ve kuruluş yeri 1932 Mekke, Suudi Arabistan’dır. Abdulsamad Al Qurashi markasının altında 23 sirket var, parfüm bunlardan sadece biri. Markanız dünyaca ünlü. Dubai’de Dubai Mall’da ve Paris’te bu özel ve egzotik kokular dikkatimi çekmişti. Nerelerde mağazalarınız var ve hedef kitleniz kimler ? Dubai ve Paris hariç 18 ülkede, tüm Ortadoğu’da 283 kendi mağazası ve 2560 satış noktası var. Hedef kitlesi A ve A + ‘dır. Parfüm içeriklerinizde neler var? Nereden, hangi ülkelerden temin ediyorsunuz? Ud, en değerli kokulardan birisi. Burada da özel şişe ve buhurdanlıklarda satılıyor.
44
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
CM
MY
CY
CMY
K
Tamamen doğal ürünler kullanılıyor. Sentetik malzemeler kullanmıyoruz. Dünyanın her yerinden çok farklı maddeler alıyoruz. Baltık Denizi bölgesinden amber, Vietnam, Pakistan, Tayland ve Hindistan’dan ud, Güney Amerika’dan çiçek yağları, Türkiye’den gül yağı ve bunların yanı sıra dünyanın en nadir bulunan Taif gülünün de üretimi ve işlem hakkı bu firmada. Fiyatlardan da biraz bahseder misiniz lütfen? Yağlı parfümler 3- 6- 12 ve üzeri gramajlarda satılıyor ve fiyat aralıkları genel hesaplamalar 12 gr. üzerinden en ucuz 90 TL, en pahalısı ise Türkiye’de 10.200 TL’dir. Yurdışında çok daha pahalı satılan kokularımız var. Spreylerde fiyatlar 160 TL ile 600 TL arası değişiyor. Mağazanız kristal avizelerle bir mücevherci dükkanı gibi ve parfüm şişeleriniz de kokularınız kadar ihtişamlı. Hem parfüm, hem şişelerini yani tasarımlarınızı yapan ekip Suudi Arabistan kökenli mi? Parfüm şişelerimiz Lübnan’da kendi firmamız olan tasarım firmamızda tasarlanıyor ve burada 28 tasarımcı bulunuyor. Bunun yanında Çek Cumhuriyeti’nde kendi ofisimizde de tasarlanan ve orada üretilen şişelerimiz var. Diğer yandan kendi firmamda, Türkiye’de de bunları üretmekteyiz. Parfümlerin hikayeleri var mı? Coco Chanel’in Chanel No.5’i tasarlama hikayesini biliriz çoğumuz. Hepsinin uzun tarihi hikayeleri ve isimleri var. Kişiye özel parfüm tasarımı yapılıyor mu mekanınızda? Karakter analizinizi yapıp fabrika merkezine gönderiyoruz ve burada üç hafta içinde üç farklı tasarım geliyor ve seçtiğiniz bir ürün size ait oluyor. Elbette tekrar size özel üretebilmek için de formülleri saklanıyor.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
XXX
en moda haberler
Rita Ora’nın Radyoaktif Kostümleri Ünlü moda markası Emillio Pucci, şarkıcı Rita Ora’nın turne kostümlerini hazırladı. Markanın Kreatif Direktörü Peter Dundas, Ora’nın şehirli ihtişamını kostümlere yansıtmaya çalıştı. Popüler şarkıcı Rita Ora’nın “Radyoaktif Turu”, İngiltere’nin Manchester kentinden başladı. Turne kostümleri aynı zamanda şarkıcının sahnede rahat dansetmesine olanak taşımak üzere tasarlandı. Kostümler aslında markanın 2013 ilkbahar/yaz koleksiyonundaki temel parçaların yeniden yorumlanmasından oluşmuş. Metalik bir zırhı andıran kostüm, askeri kamuflaj tulumu ve uzun altın rengi bir pelerin, Emillio Pucci imzalı sahne kostümlerinin bazıları…
46
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
XXX
en moda haberler
Volkan Ataman ACE of M.I.C.E. Turizm Ödülleri’ni Anlatıyor Sizi Turizm Medya Grubu Genel Müdürü olarak tanıyoruz... Bize kendinizden bahseder misiniz? 1974 Ankara doğumluyum. İşletme mezunuyum, daha önceden ilaç endüstrisinde çalışırken bir çok etkinlik ve toplantı düzenliyorduk. Bu organizasyonlar için başvuracağım bir kaynağın, bir başucu rehberinin olmadığını gördüm… Bütün işler de buradan doğdu. Kendimi kısaca anlatmak istersem de dinamik ve yenilikçiyimdir, hedeflerini net koyup o hedefe odaklanarak çalışmayı severim. ACE OF MICE nedir? İletişim çağının en önemli dinamiklerinden biri; “Meeting, Incentive, Congress, Events” kısaca M.I.C.E. sektörü… Günümüzde hedef kitle ile iletişim kurma anlamında markaların en etkili silahlarından biri olarak işlevselliğini her geçen gün artıran M.I.C.E., tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de baş döndüren bir hızla gelişen bir sektör olarak konumlanıyor. Ace of M.I.C.E. Ödülleri’nin amacı ise kongre, toplantı ve etkinlik faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma arzusu yaratmayı, kalite standartlarının yükselmesini sağlamayı, sektör çalışanlarını teşvik ve motive etmeyi, bütün M.I.C.E. sektörünü ödül gecesi vasıtasıyla bir araya toplamayı ve Türk kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün bilinirliğini küresel ölçekte arttırmayı hedefleyen ilk ve tek organizasyondur. Türkiye son yıllarda kongre, toplantı ve etkinlik alanında çok hızlı ilerliyor. Artık ülkemizde birçok uluslararası kongre, festival, konser, spor organizasyonu ve devasa etkinlikler düzenleniyor, uluslararası otel
48
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
gruplarının çoğu ülkemize yatırım yapıyor. 2011 raporuna göre dünya kongre sıralamasına baktığımızda; Türkiye 159 kongre ile 23. sırada, İstanbul ise şehirler sıralamasında 113 kongre sayısı ile 9. sırada yer alıyor. Bu kadar büyüyen ve yatırım çeken bir sektörün bir araya gelmesine, sektör içerisinde sinerji oluşturulmasına, farkındalık yaratanların ve başarıların her sektörde olduğu gibi ödüllendirilmesine ihtiyaç vardı. Bu bazda Turizm Medya Grubu olarak Ace of M.I.C.E. Ödülleri’nin startını geçen sene verdik. Sektör profesyonelleriyle birçok toplantı gerçekleştirerek ödül verilecek 27 ayrı kategoriyi ve bunların seçim kriterlerini belirledik. Birincileri belirleyecek farklı sektörlerden, M.I.C.E. sektöründen hizmet satın alan kurum ve derneklerin yöneticilerinden oluşan 36 kişilik bağımsız bir jüri heyeti oluşturuldu. Sektörden gelen 230 başvuru jüri tarafından değerlendirilerek finalistler belirlendi ve finalist 75 aday firma jüri üyelerine birebir sunumlarını yaparak 27 ayrı kategorinin birincileri belirlenmiş oldu. ACE of M.I.C.E.’da süreç nasıl işliyor? Başvurular 1 Ocak itibariyle başladı ve 5 Nisan 2013 tarihine kadar www.miceodulleri.com üzerinden almaya devam edeceğiz. Başvuruları jüri üyeleri 6-17 Nisan tarihleri arasında web üzerinden online olarak oylayarak her kategorinin ilk 3 finalistini belirleyecek ve 29 Nisan tarihinde Feriye Lokantası’nda gerçekleştirilecek jüri toplantısında finale kalan 78 firma yöneticisi 46 kişilik jüri heyetine birebir sunumlarını gerçekleştirecek ve jüri üyelerinin puanlarıyla birinciler belirlenmiş olacak. Bu sene finalist firmalar jüri üyelerine sunumlarında serbestler, diledikleri şekilde prezantasyonlarını gerçekleştirebilirler. Festival kategorisinde ise halk tarafından 6 Nisan - 6 Haziran 2013 tarihleri arasında facebook.com/miceodulleri sayfamızdan yapılacak oylama ile finalistler belirlenecek. Halk tarafından belirlenen her kategorinin en iyi üç festivalin birincilerini 8 Haziran 2013 Tarihinde Haliç Kongre Merkezinde gerçekleşecek ödül gecesinde 3000 M.I.C.E. profesyoneli tarafından Keypad aracılığıyla oylanacak ve anında belirlenecek.
en moda haberler
Neler Neler Maydanozlu Köfteler
Fransız Rüzgarı Brandroom Nişantaşı, dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleşen Colbert Festivali kapsamında özel bir davete ev sahipliği yaptı. Fransız kültürünü daha iyi tanıtmayı hedefleyen, 75 lüks Fransız markayı içinde bulunduran Comité Colbert, lüks ve kültür arasındaki ilişkiyi gözler önüne sererek Fransız lüksünün temelini oluşturan yaşam tarzını daha iyi tanıtmak amacıyla Brandroom Nişantaşı’nda özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Brandroom Nişantaşı ,bu etkinlikte Fransız zevkini “Leonard ve Faienceries de Gien” markaları ile sergiledi. Comité Colbert üyesi Leonard ve Faienceries de Gien markaları “Fransız Lüksünün Modern Yüzü” teması ve özel sunumlar ile lüks tutkunları ile buluştu. Bu kültürel buluşma, Leonard Başkanı Daniel Tribouillard ve Faienceries de Gien Başkanı Louis Granchamp des Raux ‘nun da katılımıyla düzenlendi.
Avrupa’nın lider havayolu şirketi Lufthansa bu haftadan itibaren Türkiye - Almanya hattındaki uçuşlarında Business Class’te sunmakta olduğu hizmeti Türk Mutfağı’nın seçkin örnekleriyle zenginleştirecek. Uçaklarda ikram edilecek menüler Turkish Cultural Foundation bünyesindeki YESAM -Yemek Sanatları Merkezi tarafından Lufthansa için özel olarak belirleniyor. Ayrıca Delta Havayolları’nın Türkiye çıkışlı uçuşlarında da Türk yemekleri menüye eklenecek.
20. Yıla Yeni İkon
Longchamp, Roseau Serisi’nin 20. yıldönümünü kutlamak amacıyla Roseau Heritage Tote modelini çıkardı.İki farklı boyu olan çantanın, terracota, kahve, vizon ve kum renkleri bulunuyor.
Kırmızı Halı Saçları
Amerika’nın önde gelen şekillendirici markası VAVOOM yepyeni şekillendirici serisi ile saçlarda harikalar yaratıyor. Üstün formülleri sayesinde göz alıcı dolgunlukta saçlar yaratır. Yüksek tutuculuk sahibi spreyleri, köpük ve jöleleri ile modeli saça SAATLERCE hapseder. Vavoom Gazsız Sprey, üstün püskürtme teknolojisiyle daha geniş bir alana eşit bir şekilde yayar, ıslaklık bırakmaz. Saçı ağırlaştırmaz. Ürünü kullandıktan sonra saçınızı tekrar şekillendirmek için yıkamanıza gerek kalmaz, taradıktan sonra yine eski yumuşaklığına kavuşur.
50
FASHION TV MAGAZINE / İLKBAHAR
Hareketli Yataklar Kario Hareketli yatak seti, konforu ve sağlık ihtiyacını bir arada arayanlar için, İdaş Exclusive serisinde yer alan çözümlerden bir tanesi. Bazanın ayak ve başucu fonksiyonları sayesinde, yatağınızın pozisyonunu rahatlığınıza göre ayarlayabilirsiniz. Sağlık nedeniyle yataktan çıkamadığınız durumlarda bile kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan kendiniz, kumanda kolundaki düğmeler ile yatağınızdan kalkmadan sırtınızı dikleştirebilir, ağrıyan ayağınızı havaya kaldırabilirsiniz.
Y I L D I Z L A R I N B U L U Ş T U Ğ U N O K TA Size layık ve sizin için özel VIP servisini doya doya yaşayın. Bırakın birbirinden kalifiye ve deneyimli personelimiz, tüm detaylara ve ihtiyaçlarınıza göstereceği yakın ilgi ve hassasiyet ile sizleri şımartsın. Muhteşem bahçeler içinde yer alan, teknoloji harikası otelimizde beklentilerinizden ötesini bulacaksınız. Türkiye’nin en büyük ve ilk Sağlık Bakanlığı onaylı Thalasso & Spa merkezine sahip Starlight Convention Center Thalasso & Spa’ya sizleri bekliyoruz.
9.000 m² Toplantı Merkezi • 6.000 m² Thalasso & SPA • At Çiftliği • 4 Futbol Sahası • 20 Tenis Kortu www.starlight.com.tr | info@starlight.com.tr | Side - Kızılağaç - Antalya / Turkey | T: +90 242 748 80 00 | F: +90 242 748 80 50 Starlight Convention Center Thalasso & Spa is member of Akpinar Group of companies.
Fot Dü oğ r nya afla
rla
Mustafa V. Koç Vahşi doğa fotoğrafçılığında doğayla özdeşleşmek mantığı bana ciddi bir haz veriyor, vahşi doğa fotoğrafçılığı benim için adeta bir meditasyon. Süha Derbent ile seyahatlerimiz sırasında vahşi doğadaki hayvanların mükemmellik derecesindeki yeteneklerine ve doğanın eşsiz dengesine hayran oldum. Afrika’da bugüne kadar; Kenya, Tanzanya ve Botsvana’ya gittim. Zorluk derecesine baktığımda en zorlusu leoparı çekmekti. Leopar tabiatı gereği çok fazla ortalıkla dolaşmayan gizemli bir hayvan. Leoparı bulmak ve doğru anı yalamak gerçekten çok zor. En keyif aldığım fotoğraflar ise aslanları yavruları ile yakaladığım ve zebra sürüsünün nehirden su içerken çektiklerim.
55
f&t interview
56
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
EMMA WATSON’ın Yeni Hayatı Harry Potter filmlerini yaparak on yıl geçiren Emma Watson, bu süre zarfında çocukluktan genç kızlığa ve genç kadınlığa adım attı. Hogwarts’dan Oxford ve Brown üniversitelerine yatay geçiş yaptı. 22 yaşındaki güzel yıldız, bu yıl üç filmiyle sinemalarda karşımızda olacak. Emma Watson aynı zamanda Lancome’un marka temsilcisi. Sinemadan güzellik sırlarına uzanan sohbetimiz, bir hayli ilgi çekici oldu.
FASHION&TRAVEL Bu sezon üç filmle birden sinemalarda olacaksınız. Filmleri ve rol arkadaşlarınızı anlatır mısınız? EMMA WATSON Noah adlı filmde Darren Aronofsky ile rol aldım. Kasımda filmi bitirdim ve sanıyorum Sofia Coppola montajı tamamladı. Tahminimce The Bling Ring filmi de yılın ilk aylarında vizyonda olacak. Your Voice In My Head’in ise çıkış tarihi henüz belli değil. Noah çok uzun sürdü çünkü çok büyük bir filmdi. Bu sene çok çalıştım, 3 filmim ve okulda 2 dönemim vardı ve bunlar beni fazlasıyla yordu. Oxford’da iki dönem bitirdim, ardından Los Angeles’ta bir filmde oynadım, New Orleans’ta bir film, İzlanda’da birkaç çekim ve son olarak da New York’ta bir çekim yaptık. Dolayısı ile çok seyahat etmek zorunda kaldım ve sıkı çalıştım. Sonuç olarak mükemmel bir yıl oldu ve farklı şeyler yapmaya alışmış olmam mutluluk verici. F&T Yaklaşık bir buçuk senedir Lancôme’un marka temsilcisisiniz. Bize marka ile ilgili işbirliğinizi ve bu ilişkinin gelişimini anlatır mısınız? Nasıl başladı? Zaman içinde nasıl gelişti? EW Lancôme’un uluslararsası yöneticisi Youcef Nabi ile tanıştık ve gerçekten çok iyi anlaştık. Lancôme’un benim için son derece uygun bir marka olduğuna inandım ve benim tanıtmamı planladıkları ürünler de beni çok heyecanlandırdı. Nabi’nın fikirlerinden beni en çok etkileyen son zamanlarda da çok konuşulan Rouge in Love fikriydi. Rouge in Love, uyumlu oje renkleriyle birlikte mükemmel bir ruj serisi. Çok sevildi ve günümüzde çok popüler oldu. Dolayısı ile seriyi genişletiyoruz. Rouge in Love bana gore Lancôme’un gençlere
57
f&t interview
BENIM IÇIN CILDIM ÇOK ÖNEMLIDIR, CILDIME HER ŞEYDEN ÇOK VAKIT HARCARIM, ÇÜNKÜ EĞER CILDINIZE IYI BAKARSANIZ DAHA AZ MAKYAJ ÜRÜNÜ KULLANMAYA IHTIYAÇ DUYARSINIZ, VE BEN BUNUN DAHA GÜZEL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. YATAĞA GITMEDEN ÖNCE MAKYAJIMI ÇIKARMA KONUSUNDA BIRAZ TAKINTILIYIM, CILDIMIN BAKIMI BENIM IÇIN HERŞEYDEN ÖNCE GELIR VE CILDIME KARŞI SON DERECE DIKKATLI VE NAZIK DAVRANIRIM.
yönelik bir ürünü. In Love serisi aslında hikayesi olan bir moda ürünü gibi ve far, kalem, allık, dolgunlaştırıcı ruj, farklı renk ojeler hatta matlaştırıcı yüz spreyini ortaya çıkararak seri oldukça gelişti. Sonuç olarak, bu koleksiyon hayatımda tanıtımını yaptığım en eğlenceli, heyecan verici koleksiyondu. Ayrıca Lancôme’un artık daha moda odaklı ürünler ile kadınlara ulaşması beni çok daha fazla heyecanlandırıyor. F&T Pürüzsüz bir cilt için artık sembol haline gelmiş olan Blanc Expert ve UV Expert ürünlerinin Asya’daki temsilcisi de sizsiniz. Mükemmel ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak sizin için de önemli midir? EW Evet, benim için cildim çok önemlidir, cildime her şeyden çok vakit harcarım, çünkü eğer cildinize iyi bakarsanız daha az makyaj ürünü kullanmaya ihtiyaç duyarsınız, ve ben bunun daha güzel olduğunu düşünüyorum. Yatağa gitmeden önce makyajımı çıkarma konusunda biraz takıntılıyım, cildimin bakımı benim için herşeyden önce gelir ve cildime karşı son derece dikkatli ve nazik davranırım. UV Expert’in yüzü olmak da benim için anlamlı oldu çünkü çok açık tenliyim ve tenim güneşten kolay yanar. F&T Günlük güzellik sırlarınızdan bahsettiniz. Sabah veya gece uyguladığınız bir sırrınız var mı? Evden çıkarken olmazsa olmaz dediğiniz ve her zaman kullandığınız özel bir ürün var mı? EW Evden çıkarken yüzüme mutlaka 15 ya da 20 faktörluk koruyucu krem sürerim, tonikle silerim ve nemlendirici sürerim fakat bunların hepsini yumuşak bir pamukla yaparım çünkü yüzüm çok hassas, dolayısı ile sert materyaller kullanmaktan kaçınırım. Çok su tüketmemin ve yediklerime dikkat etmemin de cilt sağlığımda önemli rolü var. F&T “In Love” koleksiyonu hakkında biraz konuşmak gerekirse ürünlerden herhangi birisi için özel olarak bir katkınız oldu mu? Koleksiyonda aşık olduğunuz bir renk veya ürün var mı?
58
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
EW Baume In Love beni gerçekten heyecanlandırmıştı, çünkü gün içinde her zaman ruj kullanıyor olmak istemezsiniz. Kolaylıkla uygulanabilen ama aynı zamanda size cazibe katan rujlar istersiniz. Baume In Love öyle ve aynı zamanda şık olması ile diğerlerinden ayrılıyor. Sanırım renk olarak benim favorim Sugar Rose rengi. Sonrasında da dudağınızdaki ruj ile aynı renkte olan ojeler geliyor. Rujdaki Sugar Rose’a denk gelen oje rengi gerçekten çok doğal ve sevimli. Aynı zamanda koyu vişne rengini de çok beğenirim, ki şu anda tırnaklarımdaki renk o. Ayrıca Jade Crush rengini de gerçekten seviyorum ve onu da çekimler sırasında kullandım. F&T Sanıyorum ki bahar sizin için bir ilham kaynağı, yılın en değerli anı. Sizin için ne anlam ifade ediyor? EW Benim için, bir İngiliz olarak, nergis çiçekleri ile birlikte baharın yaklaştığını anlardık. Gerçek bir hayvan sever ve doğaseverim. Bu nedenle herşeyin tekrar hayata gelişini izlemeyi severim. Yeşile dönen her şeyin tazeliğini severim. Her şey daha taze ve yeni kokar, yeniden başlama fikrinin en çok hoşuma gittiği zamanlardır. F&T Sizce bahar mevsimleri en güzel kırsal kesimlerde mi yaşanıyor? Evet! Ben Oxford’da bir kasabada büyüdüm ve orası benim olmayı en çok sevdiğim yer. F&T Bize özel koleksiyon hakkında biraz daha detaylı bilgi vermeniz mümkün mü; renkleri ve yansıttığı ruhu, Mario Testino ile çekimleri anlatır mısınız? Çok eğlenceliydi! Mario ile çalışmak her zaman eğlenceli çünkü çekim boyunca koleksiyon ve marka için kullanacağımız stil için renkleri birbirimize danışıyoruz. Bizim için heyecan verici olan, bir takım gibi çalışıyoruz ve elde ettiğimiz sonuçlardan gerçekten çok mutluyum. Şu ana kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor; çok yeni, canlı ve doğal.
Çekimlerde hiç yeni bir makyaj için ipucu öğrendiniz mi? Genelde böyle renkler kullanmazdım ancak Jade Crush renginin nasıl kullanıldığını öğrenmek tam bir sürpriz oldu. Bu kampanyada görebileceğiniz gibi allık sadece yanaklarıma değil tüm yüzüme uygulanmış gibi sağlıklı bir pembelik ve parlaklık veriyor, çok solgun olduğum için yüzümü ağır şekilde fondötenli gösteren bronzlaştırıcı uygulamak yerine pembe allık kullanıyorum çünkü bu beni daha sağlıklı gösteriyor, daha sağlıklı görünmenin ve kendimce daha doğal görünmemin yolu bu.
59
f&t tcollection
Rihanna’nın Modası
Londra Moda Haftası’nın en çok konuşulan olayı Tom Ford’ın podyuma dönüşü ya da L’Wren Scott’ın Londra’daki ilk defilesi ya da genç manken Cara Delevingne’in “Yeni Kate Moss” olarak görülmesi olmalıydı. Ama Rihanna’nın binlerce hayranı için en önemli olay, ünlü popçunun İngiliz River Island markasına hazırladığı koleksiyonun moda haftası kapsamındaki tanıtımıydı.
60
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
G
eçtiğimiz birkaç yılda Rihanna adını çok duyduk. Onun hakkında çıkan haberlerin hepsi de iyi değildi. Müziği kadar özel hayatı konuşuldu ve konuşulmaya da devam ediyor. Ama hayranı çok ve hayranları da onu çok seviyor. Moda stilini de seviyorlar. Belki de Rihanna’nın İngiliz sokak modası markası River Island’a bir koleksiyon hazırlamasının tam zamanıydı. Rihanna’nın River Island koleksiyonu Londra Moda Haftası sırasında tanıtıldı ve hayranları onu ayakta alkışladı. Podyum, farklı seviyelerdeki platformlardan oluşuyordu ve bir konser sahnesini andırıyordu. Mankenler podyumda rap müzik eşliğinde yürüdü. Ünlü popçunun daha önceki turnelerindeki kostüm-
lerini tasarlayan Adam Selman ile birlikte hazırlanan koleksiyondaki tasarımlar dar, dekolte ve transparandı. Başka ne bekliyordunuz ki? Barbadoslu ünlü şarkıcı Rihanna’nın modadan keyif aldığını biliyoruz. Bu onun moda havuzuna ilk dalışı değil. Daha önce Giorgio Armani’yle birlikte Emporio Armani Jeans için iki ayrı koleksiyon hazırlamıştı. Defileden sonra Adam Selman gazetecilere bir açıklama yaptı. Koleksiyonu “şehirli, sade” olarak tanımladı. Koleksiyonun ruhu, “Ri’nin stiline ve ruh haline dayanıyor”du. Defilenin sonunda ünlü popçuAdm Selman’ın kolunda, daracık mini bir elbise içinde podyuma selam vermek için çıktı ve tam 1.2 milyon dolar değerinde bir gülücük attı izleyenlere…
PODYUM, FARKLI SEVIYELERDEKI PLATFORMLARDAN OLUŞUYORDU VE BIR KONSER SAHNESINI ANDIRIYORDU. MANKENLER PODYUMDA RAP MÜZIK EŞLIĞINDE YÜRÜDÜ. 61
f&t interview
‘‘
62
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
ALİ SABANCI
Patron Değil, ‘‘ Hissedarım‘‘
“Ben patron değilim, olamam da” diyen Ali Sabancı, kendisini Esas Holding’in hissedarı olarak tanımlıyor. Genç işadamıyla yılın işadamı seçilmesinden, dalış tutkusuna, Pegasus için gelecek planlarından yemek tutkusuna her telden sohbet ettik. Röportaj Leyla Melek Çifçi
FASHION&TRAVEL 2012 yılının son günlerinde Pegasus’un 12 milyar dolarlık 100 Airbus siparişiyle gündeme geldiniz. Bunun 2012 yılında dünyadaki en büyük ikinci uçak siparişi olduğunu söylediniz. Bu çok büyük risk değil mi? ALİ SABANCI Ülkemizde sivil havacılık son 10 yılda muazzam bir büyüme gösterdi. Ancak hala iç hatlarda uçak ile yapılan seyahatin nüfusa oranı çok düşük, yani 4. Bu rakam bize en çok benzeyen Avrupa ülkesinde 8. Demek ki iç hatlarda en az yüzde 100 büyüme ihtimali var. Dış hatlara baktığınızda durum daha da iştah kabartıcı. Dış hatlarda tam serbestlik yok. Birçok hatta öncelik THY’de. Bunun için de bilet fiyatları çok yüksek. ‘Bilet fiyatlarının yüksek olmasının ne sakıncası var?’ diye sorabilirsiniz. Yüksek bilet fiyatları hem turist, hem de iş insanı trafiğini azaltıyor. THY’nin önceliği ortadan kalkmalı, ki kalkıyor da. Böylece ülke kazanacak. Böyle bakıldığında 12 milyar USD’lik sipariş ülkeye yapılan orta ve uzun vadeli bir yatırım. Riskli mi, değil mi? İş hayatı riskli, hesaplı riskler alınmalı. Burada da hesaplı bir risk var. F&T Pegasus için hedefleriniz çok büyük olmalı. Biraz bize anlatabilir misiniz? AS Ülkemizde ve yakın çevremizdeki ülkelerde uçak ile seyahat alışkan-
lıkları üç evreden geçmiş ve geçmekte. Uçağın olmadığı bir dönem, yani 1970’ler öncesi. Uçağın olduğu ama bilet fiyatlarının yüksek olduğu dönem, yani 1970-2005 arası. Ve bilet fiyatlarının düşük olduğu dönem, yani içinde bulunduğumuz dönem. Özetle bizim vatandaşlarımız ve çevre ülke vatandaşları ucuz uçuş ile yeni yeni tanışıyor. Böyle bir ortam Pegasus için büyük potansiyel arz ediyor. En düşük maaliyetli ve misafirinin önceliklerini bilen havayolları bu dönemde çok yol kat edecek. Pegasus, misafir önceliklerini uygun fiyat, zamanında kalkış ve yeni uçak diye öngörüyor. Bu doğrultuda uçuş ağını genişletiyor. Pegasus neden bölgesel bir oyuncu olmasin? F&T Bugünlerde istanbul’a üçüncü havaalanı yapılması tartışılıyor. Sizin bu konudaki fikrinizi alabilir miyiz? AS Tartışmaların henüz başındayız gibi görünüyor. Bu gibi iddialı projelerin altından daha çok su geçer. Esas soru üçüncü meydanın yapılıp yapılmayacağı değil. Üçüncü meydan, üçüncü meydan olarak kalacak mı, yoksa Atatürk Havalimanı kapatılıp ikinci meydan mı olacak? Bize göre Atatürk Havalimanı’nın kesin açık kalması gerekli. Bakın Londra’da 5, Paris’te 4, New York’ta 5 meydan var. İstanbul’un Atatürk Havalimanı’na ihtiyacı var. Bunun dışında Atatürk Havalimanı’na şimdiye kadar 3, 4 mil-
63
f&t interview
yar dolar yatırım yapılmış. Neden bu yatırımın üzerini çizelim ki? Hem yeni meydan olmalı, hem de Atatürk Havalimanı açık kalmalı. F&T Bir dönem Pegasus uçaklarına çalışanlarınızın çocuklarının ismini vererek gündeme gelmiştiniz. Kendinizi nasıl bir patron olarak tanımlarsınız? AS Ben bir patron değilim, ben bir patron olamam. Ayrıca, patronluğun da bir meziyet olduğuna inanmıyorum. İşi yapan, değeri yaratan bir ekip. Her bir ekip üyesinin, ismini bilmeseniz de, her biri çok önemli. Ben katılımcı yönetime, yönetimde şevkate ve maddi ve manevi paylaşımı benimsemiş bir ekip üyesiyim. Hissedar olmam bu düşüncelerimin önüne geçmemeli. Bu arada benim kendi limitasyonlarım da işin gelişimine engel olmamalı. Yani benim arkamda binlerce çalışan yok, benim yanımda ve önümde binlerce çalışma arkadaşım var.
BIZIM VATANDAŞLARIMIZ VE ÇEVRE ÜLKE VATANDAŞLARI UCUZ UÇUŞ ILE YENI YENI TANIŞIYOR. BÖYLE BIR ORTAM PEGASUS IÇIN BÜYÜK POTANSIYEL ARZ EDIYOR. EN DÜŞÜK MAALIYETLI VE MISAFIRININ ÖNCELIKLERINI BILEN HAVAYOLLARI BU DÖNEMDE ÇOK YOL KAT EDECEK. PEGASUS, MISAFIR ÖNCELIKLERINI UYGUN FIYAT, ZAMANINDA KALKIŞ VE YENI UÇAK DIYE ÖNGÖRÜYOR.
64
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
F&T Yılın iş adamı ödülünü aldınız. Sizce hangi özelliklerinizle bu ödülü aldınız? AS Esas Holding portföyünde sağlık, gayrimenkul, eğlence, perakende ve sivil havacilik yatırımları var. En göz önünde olanı Pegasus. “Neden?” diye sorarsanız, insanların tüketim alışkanlıklarını başarı ile etkiliyor. İnsanların özel hayatlarına, iş hayatlarına fayda sağlıyor. Bü ödülü Pegasus kazandı, ben de gidip ödülü aldım. F&T Sabancı’dan ayrılmak çok zor ve cesur bir karardı mutlaka. Kendinizi çok cesur biri olarak tanımlayabilir misiniz? Başka hangi adımlarınızı cesur olduğunu düşünüyorsunuz? AS Cesur kararlar alındıktan sonra cesur olmaktan çıkarlar bana göre. Benim Sabancı Holding’ten ayrılmam uzun yıllar yaptığım gözlemlere dayanır. Gerçekte içime sindirdiğim bir karar oldu. F&T Ali Sabancı evde nasıl biri? Nasıl bir eş, nasıl bir baba? AS Evde kendimi meşgul etmeyi çok iyi bilirim. Eşim de yoğun bir insan, çocuklarım ilkokul ve ortaokulda, onlar da çok çalışırlar. Hafta sonları ailem ve arkadaşlarım ile vakit geçiririm. Eskiden ailem ile daha çok vakit geçirirdim ama oğlanlar büyüdükçe bizle daha az vakit geçirmek istiyorlar, kendi programlarını yapmaya başladılar. Buna da alışacağız! F&T Çocuklarınızın ileride ne yapmasını istersiniz? Sizin kurduğunuz işi devam ettirmelerini ister misiniz? AS Çocuklarımıza bu haksızlığı yapmayacağız. İş kararlarımızı bizler kendilerimiz için verdik ve vermeye devam edeceğiz. Onların, bizim verdiğimiz kararlara ayak uydurmalarını beklemek bana göre onlara haksızlık olur. Biz çocuklarımıza iyi bir eğitim vermek ile mesuluz. Bu eğitim ve öğretim, toplum ile uyum içinde olmayı ve içinde bulundukları topluma katkıda bulunmayı öğrenmeleri için önemli. Katkıyı hangi alanlarda ya-
pacakları onların kendi bilecekleri iş. F&T Yemek pişirmeyi sevdiğinizi biliyorum. Yoğunluğunuzda yemek pişirmeye vakit buluyor musunuz ve hangi yemekleri pişirirsiniz? AS Fotoğraflarımdan da belli olur, hem iyi yemek pişiririm ama doğrusunu söylemek gerekirse, daha da iyi yemek yemeyi bilirim. Babamdan pilav yapmasını, annemden firında makarna yapmasını öğrendim. Pilavı onbir yaşında yapmayı öğrendim. Muazzam irmik helvası yaparım, tevazuya gerek yok. F&T Kendi yemek yapanlar gittikleri restoranlar ve orada yedikleri yemek konusunda çok hassas olurlar. En çok nerelerde, ne yemeyi seversiniz? ASDoğu mutfaklarının esiriyimdi. Uzakdoğuda Çin, Thai ve Japon yerim. Yakindoğuda ise Adana Kebabı! Gittiğim bazı restoranlarda mutfağa girmişliğim de var. Tabii bu mutfaktakileri bazen şaşırtıyor. Ama bu benim işte! F&T Yoğun iş temponuza rağmen hobileri de olan birisiniz. Tekne ve dalmak bildiğim kadarıyla sevdiğiniz hobileriniz. Başka bilmediğimiz hobileriniz var mı? AS Tüp ile dalış benim en önem verdiğim hobim. Her sene en az bir hafta sadece dalış için tasarlanmış bir program yaparız. Bu sene de yaptık ama maalesef benim işlerim çıktı ve iptal etmek zorunda kaldım. Elinden şekeri alınmış çocuk gibi hissediyorum kendimi. F&T Dalmaya nereye gidersiniz? Tatil için başka favori destinasyonlarınız nereleri? AS Dalışın en iyi olduğu yerler, el değmemiş sular. Yani Kızıldeniz, Hint Okyanusu, Mikronasia ve Karayipler. Şimdiye kadar Hint Okyanusu’nda ve Kızıldeniz’de dalmışlığım var. Benim için dalmak önemli. Nerede zaman bulursam suya atlayıp dalarım. Kışın ortasında kar yağarken Büyükada’da bile daldım. F&T Koyu bir Galatasaray taraftarısınız. Maça gitmeyi de seviyorsunuz. Ne kadar fanatiksiniz? ASBana göre Türkiye’nin en “gizli” fanatiği benim. Bazen ele versem de, gizlemeyi iyi biliyorum. Büyük oğlumun da fanatik olması tabii konuyu daha da pekiştiriyor. F&T Galatasaray yönetimine girmeyi düşünmediniz mi? AS Düşündüm tabii. Ünal bey ile çok konuştuk bu konuları. Ama henüz bana göre bir iş olduğunu düşünmüyorum. Yani benim vakit ayırabileceğim bir iş değil. Bakın Ünal bey 70’inde bu işe soyundu, bense henüz 43 yaşındayım. Daha çok potansiyelim var. F&T Gelecek planlarınız neler? 10 yıl, ve hatta 20 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? AS Böyle plan yapanlara veya yapıyorum diyenlere inanmayın. Ben rolümü “katkıda bulunmak” olarak görüyorum. Madden ve manen ülkeme katkıda bulunmak. Çalışmaya devam ederim herhalde, 10 sene daha… Ama 20 seneyi bilemem. Bugünü dolu dolu yaşamayı, yaşarken de geleceğimi ipotek altına almamaya önem veririm.
BEN BIR PATRON DEĞILIM, BEN BIR PATRON OLAMAM. AYRICA, PATRONLUĞUN DA BIR MEZIYET OLDUĞUNA INANMIYORUM. İŞI YAPAN, DEĞERI YARATAN BIR EKIP. HER BIR EKIP ÜYESININ, ISMINI BILMESENIZ DE, HER BIRI ÇOK ÖNEMLI. BEN KATILIMCI YÖNETIME, YÖNETIMDE ŞEVKATE VE MADDI VE MANEVI PAYLAŞIMI BENIMSEMIŞ BIR EKIP ÜYESIYIM.
65
real Japanese
M
Y
Y
Y
THE ART OF JAPANESE CUISINE... Şehrin en iyi el yapımı suşi ve saşimileri... En yaratıcı sunumlarla alakart seçenekler... Anında hazırlanan sıcak spesiyallerle Tepenyaki keyfi... Özel odamız Tatami ve Japon yemek kültürünün tüm incelikleri...
The city’s best hand-made sushi and sashimi... Creatively presented à la carte selections... Teppanyaki flavours with immediately prepared hot specialties... Our private room Tatami and all the delicacies of Japanese culture...
Miyako, gerçek bir Japon mutfağı deneyimi için, Pazartesi hariç her gün 19.00’dan itibaren hizmetinizde...
For a real Japanese cuisine experience, Miyako is at your service every day from 07.00pm except Mondays...
Detaylı bilgi için / For detailed information: (0 212) 326 1100 / 3305 Bazı detaylarda önceden haber vermeksizin değişiklik yapılabilir. Some details maybe subject to change without notice. www.swissotel.com.tr/istanbul www.swissotel.com/istanbul
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
SPRING “Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
SUMMER RUNWAY REPORT 2013
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
“Dolce ve Gabbana ikilisinin askı bitti, is ortaklıgı devam ediyor.”
Ilkbahar/Yaz defilelerinde baslarında taçlarıyla kraliçeler gezindi.
f&t runway report
ANNA WINTOUR
LAUREN CONRAD
KRISTEN DUNST
JESSICA ALBA
EVA HERZIGOVA
ABIGAIL BRESLIN
ALEXA CHUNG, JESSICA ENNIS, KATE MOSS, LANA DEL REY
KIM KARDASHIAN, KANYA WEST
ÖN SIRADAKILER
2013 İlkbahar/Yaz defilelerini ön sıralardan izleyenler, defilelerde boy gösteren modeller kadar göz önündeydi. Moda haftalarında flaşlar, tasarımlar kadar ön sıradakiler için de patladı.
NEON HITCH
BRYAN BOY
CASPER SMART, JENNIFER LOPEZ
RACHEL ZOE
ALEXANDER WANG
MICHAEL KORS, NINA GARCIA
ANNA DEL RUSSO
HARRY LOUIS
POPPY DELEVIGNE
ROBERT DE NIRO
KRISTIN SCOTT THOMAS
LAURA SMET
LADY GAGA
DITA VON TEESE
NATALIA VODIANOVA
FRANCA SOZZANI
LAURA HAYDEN
SHALA MONROQUE
MARC JACOBS
KIM CATTRALL, BRYAN FERRY
SUSIE BICK, NICK CAVE
VIVIENNE WESTWOOD
f&t runway report
JIL SANDER
Markaya adını veren Jil Sander 68 yaşında tasarım ekibinin başına geçti.
KRALIÇELERE LAYIK
Londra Moda Haftası’ndaki Bora Aksu defilesinde mankenlerin başlarını süsleyen taçlar, Liria Pristine imzasını taşıyordu. Her birini tamamlamak 6 gün aldı, kurumaları 2’şer gün sürdü ve her birini mankenlerin başlarına yerleştirmek için 3 kuaför gerekliydi.
HOLMES&YANG VICTORIA BECKHAM
YILDÖNÜMÜ
Akris markasının 90. Yıldönümü için podyumda tam 90 farklı çıkış vardı. Defilede her 5 saniyede bir bir manken podyuma çıkış yaptı.
NEWYORK MODA HAFTASI PODYUM MÜZIKLERINDEN...
TASARIMCI ÜNLÜLER
n Victoria Beckham’ın defilesi, koleksiyonu çok beğenildi. Defile, en çok twit’lenen show’du. n Katie Holmes’un arkadaşı ile çıkardığı markası Holmes&Yang defilesi modaseverlerce beğenilmedi.
1. One Diamond, One Heart-The Smashing Pumpkins, Oscar de la Renta 2. OctopusBloc Party, Diesel Black Gold 3. Bongo BongoManu Chao, Tory Burch 4. Copped It-The Fall, Marc Jacobs 5. Video GamesLana Del Rey, Naeem Khan 6. Into The BlackThe Chromatics, 3.1 Phillip Lim 7. I Follow RiversLykke Li, Tommy Hilfiger 8. I Was Made For Loving YouKiss au,Y-3 9. Give It BackThe Tings Tings, DKNY 10. Never Be AnotherDelilah, Prabal Gurung
KIVIR TOPLA
Dağılmış örgü ve atkuyruğunun birleşimi olan özensiz saç modellerini defilelerde çok gördük. Toplanıp, burulup, düğümlenmiş gibi görünen modeller kusursuz görünen saç modellerine iyi bir alternatif.
ANTONIO BERARDI
BALMAIN
DAVID KOMA
HOLLY FULTON
TODD LYNN
TIPOGRAFI MODASI
3.1 PHILIP LIM
ALEXANDRE HERCHOVITCH
Moda haftalarında harfler, kelimeler, mesajlar tasarımları süsledi. Yaşasın tipografi!
SÖRF TAHTASI
ACNE
BANT
Cesur ve deneysel tasarımcı Alexander Wang, ortadan ayırdığı saçlarda saç bandı yerine elektrik bandı kullanmayı tercih etmişti.
ALESSANDRA RICH
Sörf tahtasını bir çanta gibi kullanmayı hiç düşündünüz mü? Normaluisa defilesinde mankenlerin podyuma sörf tahtalarıyla çıkması epey dikkat çekiciydi.
ZEBRA SEVDASI
OSCAR DE LA RENTA
Leoparın yerini bu yıl zebra kaptı. Siyah-beyaz çizgiler bikini ve mayolardan tutun, ayakkabı ve çantalara kadar her yerde!
MOSCHINO
ACNE
BALMAIN
MARC JACOBS
f&t runway report
DERIN BIR NEFES
Chanel defilesinde Karl Lagerfeld, bu kez dikkatleri enerji tüketimi ve yenilenebilir enerji konusuna çekti. 13 rüzgar türbininin dönmesiyle başlayan defilede herkes temiz bir nefes aldı.
PARIS MODA HAFTASI PODYUM MÜZIKLERINDEN...
FENDI ALEXANDER MCQUEEN
GUCCI
DEREK LAM
ARILAR
Baharın müjdecisi arılar önce podyumlarda vızıldamaya başladı. Petek görünümlü danteller, baskılar, işlemeler, kabartılar tasarımları süsledi.
1. I Gotta Try You Girl-Junior Kimbrough, Saint Laurent 2. Be My BabyThe Ronettes, Olympia Le-Tan 3. UselessDepeche Mode, Céline 4. Ne Me Quitte Pas-Jacques Brel, Lanvin 5. That’s AlrightKindness, Roland Mouret 6. What Difference Does it MakeThe Smiths, Balmain 7. SinnermanNina Simone, Carven 8. CliqueKanye West, Mugler 9. SuperstarSonic Youth, Dries Van Noten 10. Wouldn’t It Be Nice-The Beach Boys, Rochas
MULBERRY’NIN MAX’I
Modellerle birlikte podyumda yürüyen koyu çikolata renkli, Max adındaki bu poodle çok sevildi.
ŞOV ZAMANI
Chanel, Louis Vuitton Givenchy, Temperley London, Peter Pilotto, Rick Owens, Meatham Kirchhoff podyum şovları çok beğenildi.
RICK OWENS
MEATHAM KIRCHHOFF
LOUIS VUITTON
İSTANBUL FASHION WEEK
GÜL AĞIŞ
DILEK HANIF
Dilek Hanif’in 1800’lü yıllarda yaşayan ve resimlerinde kadınları betimleyen ressam Mary Cassatt’tan ilham alarak oluşturduğu tasarımlar göz kamaştırdı.
Lug Von Siga isimli markasının koleksiyonunu sergileyen Gül Ağış, kendi çektiği Kapalıçarşı fotoğraflarını kumaşa basarak tasarımlarında kullandı.
ÖZGÜR MASUR
ÖZLEM KAYA
Podyumda kullandığı gözlüklerle dikkat çekem Özlem Kaya’nın koleksiyonunda siyah ve beyaz ön plandaydı.
Soul by Özgür Masur defilesi, Bade İşçil videosuyla başladı ve Bade İşçil’in podyuma çıkmasıyla son buldu.
NIHAN BURUK
Redd grubunun canlı performansıyla eşlik ettiği defilede Nihan Buruk’un ‘Yeni Dünya’ adını verdiği koleksiyonunda detaylar ön plandaydı.
DENIZ KAPROL
Deniz Kaprol defilenin başında modaseverleri selamladı ve mankenler geriye doğru yürüdü.
ŞAFAK TOKUR
Şafak Tokur, saat ve bağlama aksesuarlarıyla herkesi şaşırttı, defilenin styling’ini kendisinin üstlendiği koleksiyonda denim kumaşlar, yüzücü gözlükleri ve marin teması dikkat çekti.
f&t runway report DAVETIYELER
MARTIN MARGIELA
Tibi’nin NY Fashion Week’deki defile davetiyelerinin üzerine yazıların harfleri tek tek elle basıldı. Davetiyeleri tamamlamak tüm ekibin çalışmasıyla iki hafta sürdü.
MALZEMEDEN KAÇINMA!
John Rocha defilesinde koleksiyon için 10 bin metre dantel kullanıldı. Her elbise için 20 metre kumaş harcandı. Finaldeki elbiseyi (kırmızı) tamamlamak ise iki hafta sürdü.
Saint Laurent defilesindeki 50. sıradaki gümüş elbise tam 11.72 kilo ağırlığındaydı.
Sass&Bide davetiyesi ise Japon kağıt katlama sanatı origami tekniğiyle hazırlanmıştı.
En Kısa Etek: 25cm ile Dsquared defilesinde...
25 cm
FINAL
Nina Ricci defilesinde 250 bin gül yaprağı finalde mankenlerin üzerine yağdı.
ETEKLER
1.6 m
Stella McCartney’nin davetiyesinde pipetten gözlükler vardı. Son derece pop bir görüntü oluşturuyordu.
MM6 koleksiyonuyla NY’da ilk kez defile yaptı. Aynı zamanlara denk getirdikleri butiğin açılışıyla NY’da en çok konuşulan markalardan oldu. Podyumun dekoru, defileyi izlemeye gelenler yerlerini almadan tamamlanmıştı.
Uzun Etek: 1.6 metreyle AF Vandevorst
Dsquared defilesindeki bir elbise için 130 metre ipekli kumaş kullanıldı.
f&t runway report LONDRA MODA HAFTASI PODYUM MÜZIKLERINDEN...
S I R PA
İSIM OYUNLARI
1. People Help the People-Birdy, Burberry Prorsum 2. Four Seasons VivaldiMax Richter, Jonathan Saunders
Yeni kreatif direktörü Hedi Silmane‘in göreve gelmesiyle 1961’de Yves Saint Laurent ve ortağı Pierre Berge tarafından kurulan modaevinin isminde ve logosunda köklü bir değişikliğe gidildi. Yves gitti, Paris geldi. Markanın Fransız modasını temsil ettiğini daha güçlü biçimde vurgulamak istiyorlar.
3. Vanessa-Grimes, Topshop Unique
EMILIO PUCCI
4. The Man Who Sold The WorldDavid Bowie, Mary Katrantzou 5. Dancing Queen-Abba, Acne 6. Love Without a LimitMary J.Blige, Moschino Cheap&Chic 7. Trouble-Shampoo, House of Holland
EJDERHA
LEGO CLUTCH
Karl Lagerfeld lego formlu clutch’larla lüksü ve çocukluk yıllarını birleştirmeyi başardı.
RODARTE
Bazı podyumlarda asya esintileri vardı. Ejderha motifleri başroldeydi.
GUCCI
GIAMBATTISTA VALLI
ERDEM
CAROLINA HERRERA
BOTTEGA VENETA
ANTONIO MARRAS
ALEXANDER McQUEEN
BAHAR ÇIÇEKLERI
RALPH LAUREN COLLECTION
BARBARA BUI DOLCE&GABBANA
MINIK KUŞ
Celine defilesindeki sarı tüylü ayakkabı Susam Sokağı karakteri Minik Kuş’u hatırlattı.
LATIN ETKISI
ERDEM
FENDI
GILES
ANNA SUI
DOLCE&GABBANA
Kızılderili dokumaları, Meksika desenleri, sıcak renkleriyle Latin dünyası modayı etkisi altına aldı.
GÖZLÜK FESTIVALI
Bu yıl çok farklı renk, desen ve şekillerde gözlükler kullanacağız. Kalın renkli çerçeveli, çiçekli, çizgili, köşeli, yuvarlak, aynalı, büyük ya da kedi gözü. Yüzünüze hangisi uyarsa...
VALENTINO
RALPH LAUREN COLLECTIONS
PRADA
PAUL&JOE
OSCAR DE LA RENTA
KENZO
ISABEL MARANT
Papatya, gül, açelya, orkide, sümbül, zambak... Hepsi 2013 İlkbahar/Yaz sezonunda tasarımlara yansıdı. Baharın renkleri, enerjisi, neşesi, romantizmi içimizi açtı.
f&t runway report PROJECT GLASS
Google’ın sesle kontrol edilen, akıllı telefon veya tabletinizle yapabileceğiniz birçok eylemi gerçekleştirebildiğiniz Project Glass gözlükleri Diane Von Furstenberg defilesindeydi.
GARETH PUGH
GIVENCHY
ISABEL MARANT
ERMANNO SCERVINO
SAINT LAUREN PARIS
CHLOE
DALGALAR
Her sezon daha da devleşen volanlar her podyumda dikkatleri çekti. Volanlar asaletin yeni simgesi oldu.
Jean Paul Gaultier gelinlik eteğindeki çocuklar...
TELEFON KABLOSU
Kıvrım kıvrım bir telefon kablosu bakın nelere ilham olmuş. Taçlar, ayakkabılar, çantalar...
CHRISTOPHER KANE
FENDI
ÇOCUK MANZARALARI
GÖBEKLER FORA!
BALENCIAGA
DOLCE&GABBANA
Chanel’deki çocuklar...
MARC JACOBS
Estetik ve cesur görünümün temsilcisi büstiyerler çeşit çeşit!
CHANEL
ANNA SUI
VIVIENNE WESTWOOD
f&t runway report
Chanel, Le Nerniz Taboo, oje
TIRNAK SANATI
CHRISTIAN DIOR
Yeni tekniklerle oluşturulan ojeler, krokodil desenler ve kum dokuları baharda tırnakları süslüyor. Bej, somon ve sütlü kahve gibi soluk renklerin yanı sıra siyah da revaçta!
Chanel, Hong Kong Collection Ombres, far seti
EKSTRA FAR
MINIMALIZM
Makyajsız gibi görünen doğal ten rengi, minimal dokunuşlar ön planda.
JEAN PAUL GAULTIER
ALEXANDER McQUEEN
ALEXANDER WANG
Shiseido, Perfect Hydrating BB Cream, nemlendirici krem
3.1 PHILIP LIM
FENDI
Chanel podyum makyajındaki gibi göz kapaklarını kaşların altına kadar kaplayan gri ve toprak renkli farlarla gözler ekstra büyük.
DIKKAT ÇEKICI GÖZLER
Taş, pul, tüy ve yapıştırmalarla yapılan göz makyajları adeta birer sanat eseriydi.
FAVORI RENK: PEMBE
Pembe, bu sezon kırmızının yerini aldı. Majenta pembesi Donna Karan defilesinde göz kapaklarını ve kirpikleri kapladı. Giles ve Dries Van Noten defilesinde dudaklar tatlı bir fuşya rujla renklendi.
MARC BY MARC JACOBS DOLCE&GABBANA
GILES
Shiseido, Perfect Rouge fuchsia, ruj
DONNA KARAN
Lancôme, Ombre Hypnôse In love, far
UZUN KIRPIKLER
Versace, Gucci, Giorgio Armani, Moschino gibi tasarımcıların podyumlarda tercih ettiği dolgun, feminen ve gözleri daha iri gösteren takma kirpikler bahara damgasını vuruyor. Guerlain, Mascara Cils d’Enfer, maskara
OHNE TITEL
KENZO
ÇIZGILER
MARC JACOBS
Podyumlardaki saç aksesuarları baharın renklerini çağrıştırıyor. İpek eşarplar, rengarenk bandanalar, neon bantlar, şirin saç bantlarıyla bu sezon şıklık ve rahatlık bir arada.
GUCCI MICHAEL KORS
SÜSLÜ SAÇLAR
Siyah, beyaz, mavi, yeşil, sarı çizgiler artık sadece göz çevresini çerçevelemiyor. Çizgiler artık özgür!
f&t runway report
3.1 PHILIP LIM
A- DETACHER
AKRIS
ALBERTA FERRETTI
ALEXANDER WANG
ALEXANDRE HERCHCOVITCH
ALEXIS MABILLE
NORMALUISA
ANDREW GN
ANNA SUI
ANNE VALERIE HASH
ANTONIO MARRAS
VEDA
Gülen yüzleri, gerginlikleri, uykusuz geceleri, yoğun mesaileriyle bir sezon daha kapandı. Aklımızdaki son karede tasarımcıların selamlamaları ve sıcak gülümsemeleri kaldı.
CHANEL
CHLOE
DEREK LAM
DVF
DOLCE&GABBANA
DSQUARED2
FENDI
GIORGIO ARMANI
CUCCI
JASON WU
JOHN GALIANO
LANVIN
LOUIS VUITTON
MARCHESA
MICHAEL KORS
MULBERRY
RAG&BONE
RODARTE
www.worldtravelchannel.com 117
11096 Mhz V 30000
http://facebook.com/worldtravelchannel
221
http://twitter.com/worldtravelch
f&t trends
Balenciaga
Balenciaga’nın asimetrik kesimleri ve volanları ilkbahar sezonuna damgasını vuruyor.
84
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Koleksiyonda dikkat çeken diğer unsurlar, kısa üstler ve kolsuz ceketler...
85
f&t trends
Burberry Prorsum
Londra Moda Haftası’nda en çok dikkat çeken koleksiyonlardan biri Burberry Prorsum’du. Yanar döner metalik tonlarda tasarımlarla podyumda yürüyen mankenler göz alıcıydı.
86
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Yeşiller, maviler, pembeler, morlar, turuncular tam da ilkbaharın ruhunu yansıtıyordu.
87
f&t trends
Erdem
Londra Moda Haftası’nda koleksiyonunu tanıtan Türk modacı Erdem Moralıoğlu’nun koleksiyonunda, yine her zamanki gibi başrolde çiçekler var. Pastel tonların ağırlıkta olduğu ilkbahar/yaz koleksiyonunda beli transparan ya da pencereli modeller ve uzun elbiselerde derin bacak yırtmaçları öne çıkıyor.
88
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Koleksiyonda, çiçek motifleriyle birlikte yılan deseni kullanılan modeller de dikkat çekiyor.
89
f&t trends
Etro
Etro 2013 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, uzakdoğu motifleri taşıyor. Kimono tarzı üstler, büyük çiçek motifleri, şal deseni, Çin elbiseleri dikkat çekiyor.
90
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Koleksiyonda en çok kullanılan renk ise, Uzakdoğu’yu temsil eden renk olan kırmızı.
91
f&t trends
Louis Vuitton
Marc Jacobs koleksiyonnu müthiş bir show ile sundu. Yürüyen merdivenden inen mankenler, kareli yer karolarının üzerinde çoğunluğu büyük kareli desenlerden oluşan koleksiyonu sundu.
92
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Büyük çiçek desenlerinin olduğu parçalar da sarı ve yeşil ağırlıktaydı.
93
f&t trends
Michael Kors
New York Moda Haftası’nın en beğenilen tasarımcılarından olan Michael Kors, ilkbahar/yaz 2013 koleksiyonunda yeşil, sarı, kırmızı gibi parlak renklerin yanı sıra çizgili tasarımlara da yer vermiş.
94
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Genç, şehirli kadın ve erkeklere seslenen tasarımlarında Kors, derin dekolte ve pencerelere yer vermiş. 95
f&t trends
Tom Ford
“Kadınlara özel, içinde kendilerini iyi hissedecekleri kıyafetler yapıyorum” diyen ünlü tasarımcının yaz koleksiyonu, kendine güvenen kadınlar için... Feminen hatlar taşıyan koleksiyonda seksi deriler, dekolteler ve vücudu saran parçalar dikkat çekiyor.
96
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Siyah rengin ağırlıklı olarak kullanıldığı koleksiyonda, gece mavisi de dikkat çekiyor. 97
f&t trends
Victoria Beckham
Eski şarkıcı, yeni modacı Victoria Beckham artık kendini iyiden iyiye ispatladı. İlkbahar 2013 koleksiyonu büyük beğeni toplayan Beckham’ın koleksiyonunda minimal çizgilere sahip elbise ve etekler dikkat çekiyor.
98
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Siyah ve beyazın dışında modacının en çok kullandığı renkse kırmızı.
99
f &t hautecouture
Feminen Şıklık 2013 İlkbahar/Yaz Haute Couture koleksiyonlarının sunulduğu Paris’te, koleksiyonlara feminen bir şıklık hakimdi. Renk olaraksa kırmızı öne çıkıyordu.
Elie Saab
Lübnanlı tasarımcının kreasyonları, zerafetin tanımı gibi... Bu sezon sade çizgilerde gece elbiselerine imza atan tasarımcı, işlemelere ağırlık vermişti.
100
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
elie saab
101
f &t hautecouture
102
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
elie saab
103
f &t hautecouture
Christian Dior
Raf Simmons’ın Dior için olan ikinci Haute Couture koleksiyonunda, kabarık etekli tuvaletler dikkat çekiyor. Pudramsı açık tonların yanı sıra koleksiyonda parlak sarı gibi güçlü tonlar da kullanılmıştı.
104
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
christian dior
105
f &t hautecouture
106
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
christian dior
107
SALVATORE FERRAGAMO
CANALI
Renkli, Daha Renkli...
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Yaz sezonunda erkeklerin vazgeçilmez aksesuarıysa şapkalar olacak.
JOHN VARVATOS
CANALI
BRIONI
2013 ilkbahar/yaz erkek modasında çok renklilik öne çıkıyor. Tek renk takımlar kadar, zıt renklerin bir arada kullanıldığı kombinasyonlar da dikkat çekiyor. Desen olarak ise en çok çizgililere rastlıyoruz.
BELSTAFF
108
JOHN VARVATOS
MARC JACOBS MEN
MAISON MARTIN MARGIELA
f &t mantrends
BURBERRY PRORSUM
BALENCIAGA
CARLOS CAMPOS
HUGO
JOHN VARVATOS
ANN DEMEULEMEESTER
Kadın modasında gördüğümüz kolsuz ceketler/yelekler, erkek modasında da karşımıza çıkıyor.
109
SALVATORE FERRAGAMO
VERSACE
VIVIENNE WESTWOOD
f&t brandstory
LOUIS VUITTON’DAN
MONOGRAM KANVAS Yüzyıllardır monogram kanvas modelleriyle öne çıkan Louis Vuitton’un bu modelleri yaz sezonunda da yoğun talep görecek. İşte Louis Vuitton’ın monogram hikayesi...
XX
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
G
erçek lüks dendiği zaman akla gelen ilk sembol hiç kuşkusuz ki Louis Vuitton’un efsanevi Monogram deseni. Louis Vuitton’un kimliğini yansıtan, benzersiz Monogram kanvasın başarısı, zamansızlığı ve gücü, yaratılışında etkisi olan ilham kaynaklarıyla ilgili çeşitli yorumlar bulunuyor. Tüm dünyadaki kadınların her dönemde arzu nesnesi olan Monogram deseni, geçmişten bugüne taşıdığı mirası farklı stillerdeki zamansız çantalarda yansıtılıyor. Monogram deseni adeta bir rüyayı, hayali temsil ediyor. Audrey Hepburn’den Angelina Jolie’ye kadar tüm zamanların ikonik isimleri, her daim bu desene olan tutkularıyla gündeme geliyor. 1854 yılında sandıkların üst kapaklarını düzleştirerek seyahat sanatında bir çığır açan Louis Vuitton’un su geçirmez gri kanvas “Gris Trianon” sandıklarının başarısı taklitlerinin doğmasını da beraberinde getirdi. Markanın orijinalliğinin korunması adına 1872 yılında yine Louis Vuitton tarafından yaratılan ve sandıklara farklı bir dinamizm kazandıran “Striped Canvas”, çizgili kanvasın da birer birer taklitleri ortaya çıkmaya başladı. 1888 yılında Louis Vuitton ve oğlu Georges Vuitton, markanın kimliğini belirginleştirmek ve taklidi önlemek adına patentini aldıkları “Damier” kanvası yarattı. Ne yazık ki Damier kanvas için alınan hukuki önlemler de taklitçileri vazgeçiremedi. Artan taklitler Georges Vuitton’u radikal kararlar alarak tamamen yeni bir motif yaratma arayışına itti. Çizgili ve Damier kanvastaki gibi kolayca taklit edilebilir, geometrik olarak basit olan motiflerden uzaklaşması gerektiğinin farkına varan Georges Vuitton, haftalar süren çalışmalar, taslaklar ve rotuşların sonucunda, 1896 yılında sadece Louis Vuitton’a ait tamamen yepyeni bir motiften oluşan Monogram kanvası yarattı. Yaratılışında ne kadar radikal kararlar yatsa da Monogram kanvasın önceki kanvaslardan tamamen bağımsız olduğu söyleyenemez. Aksine Damier ve çizgili kanvasta kullanılan kahverengi tonlarının Monogram
kanvasta yer alması, renklerde bir devamlılığın söz konusu olduğunu gösteriyor. Cüretkar bir şekilde kurucusunun baş harflerine yer veren Monogram kanvastan önce Damier kanvasın da “L. Vuitton’” sembolüne yer verdiği biliniyor. Markanın adının ürünün dışından görülebilecek şekilde yer almasıyla Louis Vuitton’un yine bir ilke imza attığı söylenebilir. Kısacası Monogram kanvasta, diğer kanvaslarda yer alan ilkelerin tamamen yenilikçi bir bakış açısıyla benzersiz kılınarak, radikal bir şekilde zenginleştirildiği görülüyor. Louis Vuitton’un imzası haline gelen Monogram kanvas, yarı floral yarı geometrik 3 ayrı motif ve Maison’un kurucusu Louis Vuitton’un baş harflerinin birbirine geçtiği “LV” sembolünün beraberliğinden oluşuyor. Tamamen geometrik bir grafik ürünü olan “LV” sembolü, yatay ve eğik çizgilerin ritimli oyunu üzerine kuruluyor. Neredeyse birebir ama ters duran, 2 tamamlanmamış üçgeni andıran “LV” sembolünü, baklava şeklinde bir dörtgenin içine yerleştirilmiş, 4 kenarlı ortasından şişirilmiş kahverengi yıldız ya da sivri uçlu 4 taçyapraklı bir çiçek olarak adlandırabileceğimiz motif, bu motifin negatifi ve açık kahverengi çemberin içine yerleştirilmiş yuvarlak hatlı kahverengi çiçek tamamlıyor. Ünlü Alman ressam Albrecht Dürer’in tablolarındaki benzersiz “DA” imzası gibi, Georges Vuitton da yarattığı monogramda “LV” harflerini kullanarak sanatını eşsiz kılarken, bir lüks objesinin sanatsal boyutunu da vurguluyor.
XX
f&t brandstory
Monogramın Doğuşu Farklı motiflerin mükemmel uyumundan doğan Monogram`ın Georges Vuitton’un babası ve Maison’un kurucusu olan Louis Vuitton’a saygı niteliği taşıyarak yaratıldığı, Georges Vuitton’un “LV” sembolünü babasına ithafen, diğer süslemeleri ise babasının yarattığı eseri taçlandırmak için kullandığı düşünülüyor. Doğduğu Asnières’deki evlerinde yer alan çiçek süslemelerinin mükemmel resim kabiliyetine belki de bilinçsiz olarak yansıdığını ve çevresinde dekoratif olarak yer alan çiçek süslemelerinden de etkilendiğini tahmin etmek çok zor değil. Daha da derinlere inildiğinde, Maison’un sembolü Monogram’ın yaratılışında hanedan arması kurallarına ait öğelerin dikkat çektiği görülüyor. Batıda ortaçağdan beri soyluların ayrıcalığı olarak simgelenen armalar gibi Monogram da lüks objesinin kimliğini oluşturan aristokrat bir sembol olarak işlev görüyor. Mükemmellik, farklılık ve az bulunurluğun sembolü Monogram, feodalite döneminde savaşlar sırasında uzaktan ayırt edilebilmek için kullanılan ilk armaların basit yapısallığını taşıyor. Georges Vuitton’un, büyük ressamların tablonun dekoratif boyutunu vurguladığı, formları basitleştirdiği ve onları sembollerle güçlendirdiği dönemlerden bilinçli ya da belkide bilinçsiz etkilendiği söylenebilir. Avrupa ve Paris’in sanatsal çevrelerinde kendini gösteren yuvarlatılmış çiçek motifi, Fransız mimar Viollet Le Duc’ün Cluny Müzesi’nde duran koltuğunda, yine Clunny Müzesi’nde yer alan 4.yy’a ait renkli yün Mısır halısında, Barcelona’daki bir katedralde, Paris’te Saint Germain l’Auxerrois Kilisesi’nde ya da Venedik’teki Doge Sarayı’nda taşa işlenmiş olarak görülebiliyor.
Japon Sanatının Rolü Monogram’ın yaratılışında Georges Vuitton’u etkileyebilecek kaynaklar arasında Japon sanatı da yer alıyor. Japonya’nın batılı ülkelere açılımından ve 1867 yılında Paris’te gerçekleşen Exposition Universelle’le
XX
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Avrupa’ya yayılan Japon sanatı, toplum ve 1870-1880 yılları sanatçıları arasında büyük bir hayranlık uyandırdı. Avrupa armalarına çok benzeyen ve onlar gibi bireylerin ve soyların kimliği üzerinde sosyal bir rol oynayan geleneksel Japon amblem sistemi olan Mon’ların bazılarıyla Monogram motifleri arasındaki benzerlikler ve Japonca Mon kelimesiyle Fransızca “monogram” kelimesinin ilk hecesinin aynı olması da şaşırtıcı bir tasedüf olarak algılanabilir. Japon soylularının feodal armalarında yer alan stilize çiçek motifleriyle Georges Vuitton tarafından çizilen çiçekler arasında da büyük benzerlikler bulunuyor. Fakat Japonizm ve Monogram arasında direk bir bağ aramaktansa, çok anlamlı Monogram motiflerinin evrensel bir gücünün olduğu söylemek daha doğru olur. Monogramın başarısının sırrı da kesinlikle bu evrensellikte yatıyor! Monogram kanvasın kökenlerini hissetmenin ve anlamanın birçok farklı yolu bulunuyor ve bu da onun zamansızlığının bir kanıtı olarak kendini gösteriyor. Tokyo Üniversitesi’nde profösor olan Atsushi Miura, Monogram’ın yaratılışıyla ilgili yönettiği çalışmasında şöyle belirtiyor: “Georges Vuitton herhangi bir Japon motifini kullanmadı. Monogram motiflerini incelerken başka bir ilham kaynağı olan Ortaçağ Sanatı’nı da dikkate almalıyız. Georges Vuitton 19. yüzyılın neogotik bakış açısıyla Ortaçağ Fransız sanatından etkilenmiş olabilir. Tabiki Japon etkisini de hiçe sayamayız fakat Monogram kanvası daha geniş bir tarihsel bakış açısıyla değerlendirmeliyiz. 19. yüzyılın sonlarında Fransa’da dekoratif sanatlar ve endüstriyel resim hareketleriyle karşılaştığımız Art Nouveau Dönemi’nin de etkileri üzerinde durulabilir ve Monogram kanvasın genel yapısının Art Deco’nun gramatiğinden etkilendiği söylenebilir. Unutmamalıyız ki Georges ayrıca 1878 ve 1889 ‘daki Exposition Universelle’lerdeki yeni etkilere de maruz kalmıştı. Yani Monogram kanvasın yaratılışını dönemin sanatsal ve estetik anlayışına göre incelemeliyiz. Sanat tarihi bakış açısıyla Monogram, ulusal gelenek ve evrenselliğin kesişiminde yer alıyor.”
NOE
STEAMER BAG
SPEEDY
1932 yılında bir şampanya üreticisi Gaston Louis Vuitton’dan 5 tane şampanya şişesini taşıyabilecek şık bir çanta tasarlamasını istedi. Böylece zamansız sadeliği, kıvrımlı formu, yumuşak ve geniş yapısıyla Noe doğdu... Zamanla Noe şampanya dışında birçok değerli, eşyayı da taşımaya başladı. Noe’nin şaşırtıcı ismi hala kökeninin sırrını taşıyor.
1901 yılında “Inviolable” adıyla çamaşır çantası olarak doğan Steamer bag şık seyahatlerin pratik ve elegan bir sembolü haline geldi.
Speedy modeli 1930 yılında döneminin tutkusu olan yeni ve daha hızlı ulaşım araçlarına ithafen “Express” adıyla doğdu. Form ve fonksiyonelliğin elegan birleşimini yansıtan model hızla Speedy adını aldı. Feminen, abartısız, sofistike tasarımıyla ön plana çıkan Speedy ferah iç hacmiyle
NEVERFULL Adına daha çok yakışan bir çanta hiç olmadı. Her zaman ektra eşyaları taşımaya hazır. Bu bir laptop, dergi, hırka ve biberon olabilir. Zekice tasarlanmış sadeliği, iki ince kol sapı ve yanlardan küçültme özelliğiyle Neverfull, şehirde ya da plajda, her ihtimale karşı düz katlanmış olarak valizde... Kısacası Neverfull her yerde..
tam bir şehir çantası...
ALMA
KEEPALL
İkon çantaların en Parizyeni olan Alma modeli Gaston Louis Vuitton’un “Squire Bag”i olarak 1934 yılında doğdu. İlk önce Champs Elysées olarak adlandırılan model daha sonra Avenue Montaigne’in Seine nehriyle buluştuğu ağaçlıklı, elegan meydandan esinlenerek Alma adını aldı. Art Deco akımından ilham alan cesur ve mimari çizgileri, çıktığı günden bugüne aynı modernliği yansıtıyor.
1930’lu yıllarda her şeyi içine alabilen “Tientout” adıyla pamuklu kanvas olarak üretilen model daha sonra Keepall adını aldı. Monogram kanvas olarak da üretilmeye başlanan Keepall modeli modern seyahatin bir sembolü...
XX
f&t perfume
BAHAR ESINTISI Tasarımcılar koleksiyonlar kadar bahar için tasarladıkları parfümlerle de beğeni topluyor.
Michael Kors, Gold Rose, Eau De Parfum
KADINLAR İÇİN
Chanel, 1932, Eau De Toilette
Cacharel, Catch Me, Eau De Parfum
Yves Saint Laurent, Manifesto, Eau De Parfum
Roberto Cavalli, Just Cavalli, Eau De Toilette
Chloé, See by Chloé, Eau De Parfum
Dior, J’Adore L’Absolu, Eau De Parfum
114
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Feminen ve Baştan Çıkarıcı
T
Karşı konulmaz cazibesiyle etki alanınızı genişletecek olan La Petite Robe Noire, modern bir dokunuşla yeniden yorumlanan şişe tasarımıyla da kristalin geçirgenliğini siyah bir elbisenin estetiğiyle buluşturuyor.
ıpkı siyah bir elbise gibi... Her kadın için vazgeçilmez. Her durumda kurtarıcı görevi gören siyah küçük elbiselerden ilham alan Guerlain, şık, modern ve kışkırtıcı bir koku yarattı: La Petite Robe Noire. Siyah kiraz, bergamot, Bulgar gülü ve Türk gülünün iş birliğiyle eşsiz bir koku ortaya çıkartan marka, parfümde tüm kadınların kendilerinden bir şey bulmalarını amaçlıyor. Çiçeksi kokusunun hafifliğini baharatlı notalarla tamamlayarak dengeli bir karışım elde eden parfüm, siyah çay, paçuli ve
Tonka fasülyesi aromalarıyla zenginleşiyor. Kokusuyla olduğu kadar şişe tasarımı ve reklam kampanyasıyla da dikkat çeken parfümün tasarımı Hollywood’un ünlü yapımcılarından Oliver Kuntzel ve Florence Deygas imzası taşıyor. İkilinin daha önceki çalışmaları arasında Steven Spielberg yapımı “Catch me if you can” adlı film jeneriği, Carla Bruni’nin klip çalışmaları bulunuyor. Kozmetik dünyasına La Petite Robe Noir ile adım atan sanatçılar; La Petite Robe Noir animasyon karakterinin bir yüzü bulunmadığını, çünkü yeni parfümün tüm kadınlara hitap ettiğini belirtiyor.
115
f&t perfume
ÇEKICI KOKULAR Özel, kalıcı ve etkileyici erkek parfümleri, her an kendini zinde ve çekici hissetmek isteyenlere...
Gucci, Guilty Black Pour Homme, Eau De Toilette
Viktor&Rolf, Antidote, Eau De Toilette
Cartier, Declaration D’ Un Soir Parfum, Eau De Toilette
Prada, Luna Rossa, Eau De Toilette
ERKEKLER İÇİN Davidoff, The Game, Eau De Toilette
136 116
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR SONBAHAR
Diesel, Fuel For Life L’Eau, Eau De Toilette
Karizmatik ve Maskülen
Bvlgari Man Extreme zengin harmanıyla dikkat çekerken özel kompozisyonuyla teninize sihirli bir dokunuş sunuyor. Bvlgari Man Extreme hayatınıza heyecan katacak.
M
odern karizmanın yeni ifadesi Bvlgari Man Extreme; yoğun Akdeniz’in ferahlığını, Roma’nın canlılığını ve gücünü çağrıştıran modern odunsu havayı birleştiriyor. Bvlgari Man Extreme güçlü, sıra dışı ve ekstrem duyguları tatma arayışındaki erkeğe ithaf edilmiş. Yenilikçi bir metalik uygulamayla ayırt edilen yeni gümüş ve barut grisi kapaklı şişe, Bvlgari’nin mirasına daha da fazla sahip çıkan Roma mermerinden yontulmuş izlenimi verecek şekilde tasarlanmış. Bvlgari Man Extreme, maskülen duygusallığın simgesi olan, doğuştan gelen bir karizmayı ifade eden ikonik Bvlgari Man
kokusunun temel değerlerini yeniden yansıtıyor. Zarif, etkileyici ve bağımlılık yaratıcı, maskülen çekiciliği ve enerjiyi aşılayan odunsu ferahlıkta Eau de Toilette ruhu kışkırtan ve baştan çıkartan heyecan verici bir karışım. Enerji dolu patlamasıyla burun titreden bir koku deneyimi yaratan pembe greyfurt, Kalabrian bergamot ve kaktüs posası gibi bitkisel ve hoş üst notalardan oluşan bir koku. Kalbinde, bu özel kokuya oryantal bir sıcaklık ve ışıltı katan balsa odunu, Haiti vetiveri ve Laos benzoini gibi rahatlatıcı topraksı notalarının süzülen ışıltısıyla vurgulanan beyaz frezya, Guatemalaya kakulesi ve bitkisel amberin bir karışımıyla ortaya çıkan çiçeklere ilgi duyan farklı bir erkek duygusu uyandırıyor.
137 117
f&t interview beauty
İtalyan Centilmeni: Giorgio Armani Giorgio Armani, bugün 79 yaşında hala tahtının başında. Giorgio Armani’yi Giorgio Armani yapan özelliklerinin en başında mükemmelliyetçiliği, zarafeti ve zamana meydan okuyan şıklığı geliyor. Ve yıllar sonra parfümünün de yüzü!
118
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
FASHION&TRAVEL Eau pour Homme sizin yarattığınız ilk parfüm. Parfüm dünyasına giriş yapmaya nasıl karar verdiniz? Bir tasarımcı olarak parfüm yaratma sürecini nasıl değerlendirirsiniz? Yaratıcılığınızın doğal bir dışa vurumu diyebilir miyiz? GIORGIO ARMANI Gelenekselliği yıkan yeni erkeği, dinamik fizikselliği ve klasik şıklıktan silkinerek rahat ve etkileyici şıklığı yeniden tanımlarken, bu yeni erkekle bütünleşen bir koku hayal ettim: temelde klasik ama alışılmadık ve kişinin kendi karakterini rahatlıkla ifade edebildiği bir bileşim. Geleneksellikten yola çıkarak yeni bir şeyler yaratmanın verdiği meydan okuma duygusunu gerçekten çok seviyorum ve bunu sadece kıyafetlerle değil parfümlerle de hayata geçiriyorum. Parfüm yaratma süreci benim için kendini ifade etmenin en ilginç ve heyecanlı yollarından biri. Bir parfüm kıyafetinizin sadece mükemmel tamamlayıcısı değil aynı zamanda karşınızdaki insanda bıraktığınız ilk ve son iz... F&T Şişe tasarımını yaparken nelerden ilham aldınız? GA 1970’lerde yarattığım astarsız ve vatkasız ceket ‘’deconstructed jacket’’ hem klasik erkek giyim modasında hem de benim kariyerimde bir dönüm noktası oldu. Şişeyi tasarlarken, bu güçlü değişimi anımsatan ve hayalimdeki erkeğin stilinin yankısı olabilecek bir obje hayal ettim. Astarsız ceketi giydiğiniz anda tüm bedeninizi sarmalıyor. Sanki sizin bir parçanızmış gibi hissediyorsunuz. Eau Pour Homme’u da aynı duyguyla yarattım. Bugün, bu sihirli şişe, klasik küçük dokunuşlarla daha modern bir profil kazandı. Yeni tasarımıyla şişenin omuz hatları daha belirgin ve altında yer alan gümüş sarmallar zarif ve güçlü görünümünü daha da belirginleştiriyor. Eau Pour Homme maskülenliğin ve şıklığın kodlarını bir üst noktaya taşımaya devam ediyor. F&T ‘’Deconstructed Jacket’’ın markanızın geçmişinde ve dünya moda tarihinde çok önemli bir yeri var. Bu ceketi tasarlarken size ilham veren neydi? Bugün hala bana ilham veren şeyler: dünyada olan biteni sürekli gözlemlemek, değişimleri içselleştirmek ve yeni ihtiyaçları keşfetmeye olan tutkum. 1970’lerde erkek dünyası bir değişim içerisindeyken mağazalarda yer alan kıyafetler hala son derece yapılı ve sert hatlara sahipti. Ben de onlar için şıklıklarından vazgeçmeden daha özgür hissedebilecekleri bir görünüm tasarladım. F&T Eau Pour Homme’u yaratmaya nasıl karar verdiniz? GA Doğal ve kişisel zarafeti, keskin bir duyusallıkla dışa vuran bir koku yaratmak istedim. Ben sadeliği temel bir değer ve kaliteyi sağlayan en önemli etken olarak görüyorum. Zarafetin sadelikle geldiğine inandığım için tüm tasarımlarıma bunu yansıtıyorum. Bence, kıyafetler ve parfümler asla onu kullanan kişiyi gölgelememeli. F&T Neden “Eau Pour Homme”? GA O benim yarattığım ilk parfüm. Doğal ve sade stilimi yansıttığı için bu ismi seçtim.
F&T Bu kokuyu yaratırken nelerden ilham aldınız? GA Benim için bir parfüm, geçmişte karşılaştığınız duyguların bir şişeye hapsolmuş reankarnasyonu gibi. Bu süreçte İtalya’nın taze, keskin aromalı meyveleri, lavanta bahçeleri ve güneşin sıcaklığıyla dolu manzarasından ilham aldım: yeni kokusal bir dengeyle birleştirdiğim klasik elementler. F&T Sizce bu parfümüm başarısında rol oynayan en önemli etken neydi? 1984’te bu parfümün ikonik bir koku haline gelebileceğini hayal ediyor muydunuz? GA Şaşırdım tabii ki ancak her zaman klasik parfüm dünyasında yeni bir bakış açısının başarıyı getireceğine inanıyorum. Eau Pour Homme gerçekten zamansız. Kokusuyla ilk bakışta klasik eau de cologne’ları hatırlatıyor ama aslında çok daha derin, çok daha sıcak ve çok daha sofistike. Beklenmedik duyusallığı sizi Akdeniz kıyılarına sürüklüyor. Eau Pour Homme, modanın geçici trendlerine karşı meydan okuyor. F&T Yıllar sonra parfümünüzün marka yüzü oldunuz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? GA İnsanlar beni hep Armani stilinin temsilcisi olarak gördü. Ben kendimi Armani ruhunun vücut bulmuş hali olarak görüyorum ve sadece bu seferlik bedenimi de bu işe dahil etmek istedim. Eau Pour Homme benim ilk erkek parfümüm ve her şeyiyle benim vizyonumu yansıtıyor: klasikten yola çıkan yenilikçi ve zamansız tasarımlar. O, benim stil anlayışımın zarif bir şişeye hapsedilmiş yorumu, tıpkı astarsız ceket gibi, beni mükemmel bir şekilde temsil ediyor. İşte bu nedenle parfümün reklam kampanyasında “o benim” diyorum. İletişimde yeni ve farklı bir yönteme olan ihtiyaç çok aşikar. Ben de kendi yüzümü kullanarak, dış dünyayla aramdaki filtreleri kaldırdım. F&T Eau Pour Homme’un gece versiyonu olan Eau de Nuit’yi yaratmaya nasıl karar verdiniz? GA Eau Pour Homme’un gece şıklığını tamamlayacak ve maskülen çekiciliğin gücünü vurgulayacak bir parfüm yaratma fikrini çok sevdim. Eau Pour Homme güneşle ışıldarken; Eau de Nuit karanlık, gizemli ve şaşırtıcı. F&T Eau pour Homme’un yaratırken ‘’deconstructed jacket’’tan ilham aldınız. Eau de Nuit’yi yaratırken ki ilham kaynağınız neydi? GA İki koku birbirini kusursuz şekilde tamamlıyor. Şişeler şekil olarak birbirlerinin aynısı ancak Eau De Nuit gecenin temsilcisi olduğu için parlak siyah cam ve onu tamamlayan gümüş metal sarmallardan oluşuyor. O, gündüz giydiğiniz ceketi karanlık, şık ve son derece zarif bir smokine çeviriyor. F&T Reklam kampanyanızda iki sanatçı yer alıyor. Neden böyle bir karar verdiniz? GA Charlie Siem, İngiliz kemancı, ve Francesco Carrozzini, İtalyan fotoğrafçı... Bu iki genç adam kesinlikle son derece etkileyici… Onlar, Eau De Nuit gibi yoğun ve seçkin bir koku için aradığım mükemmel silüetler.
ILKBAHAR-YAZ 2013 KOLEKSIYONU:
Giorgio Armani erkek koleksiyonu çok şık ve rahat tasarımlara sahip. Şıklık ile kalitenin birleşimi tasarımlar özellikle beyaz, indigo, çimento ve pas renginde hazırlanmış.
fashiontv magazine xx
119
f&t interview
Armanı’nin Yeni Yüzleri
İngiliz kemancı Charlie Siem ve İtalyan fotoğrafçı Francesco Carrozzini, Giorgio Armani’nin kokusu Eau de Nuit’in yüzü oldu. Bu genç ve yetenekli isimlerden Charlie Siem’i yakından tanıyalım.
CHARLIE SIEM FASHION&TRAVEL Kendinizden biraz bahseder misiniz? CHARLIE SIEM Adım Charlie Siem. 26 yaşındayım. Kemancıyım ve Londra’da yaşıyorum. F&T Kemanla nasıl tanıştınız? CS Bir gün radyo dinlerken… Sesindeki canlılık ve coşku tam anlamıyla hayal gücümü ele geçirdi. Keman çalmaya başladığımda üç yaşındaydım ve bir daha da elimden bırakmadım. F&T İlham aldığınız biri var mı? CS Benim ilham kaynağım kesinlikle Yehudi Menuhin. O, ben dahil birçok müzisyen için mükemmel bir yol gösterici. Üstelik onu sadece radyodan dinleme şansımız vardı! F&T Şıklığı nasıl tanımlarsınız? CS Bence, şıklık bir denklemdir… Konfor, kolaylık, sade çizgiler ve zarif bir siluetin harmanlanmasıyla oluşan kusursuz bir denge. Ayrıca insan zihninin dışa vurumu. F&T Peki sizce müzikte zarafet nedir? CS Aslında, yine aynı şey. Sadece belirli bir müzik tarzından bahsetmek istemem çünkü çok farklı sevdiğim tarzlar var. Ama şunu açıkça söyleyebilirim ki; müzikte zarafet, onun bütünlüğü ve berraklığından gelir. Onu yakalayabilmeniz için mükemmelliği nasıl riske edeceğinizi bilmeniz ve kendinizi tamamen sanatınıza vermeniz gerekir. F&T Sizin için şıklık önemli midir? CS Kesinlikle! Nasıl giyindiğiniz, hareket ettiğiniz ve kendinizi nasıl sunduğunuz aslında karşınızdakine olan saygınızı gösterir. Tabii ki kendinize saygı duymak önemli ama karşınızdaki seyirciye de öyle... F&T Armani stilini nasıl tanımlarsınız?
136 120
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR SONBAHAR
CS Klasik ve aynı zamanda son derece modern çizgilere sahip. O, İtalyan stilinin en mükemmel örneği. Modayı trendlerin ötesine taşır, çizgilerindeki sadelik ve akıcılık harika. Bununla birlikte yarattığı sıra dışı konfor ve rahatlık benim vazgeçilmezim. Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorum; çünkü bir kemancı olarak kollarımı çok fazla hareket ettirmem gerekiyor. Armani ceketlerinin hatsız yapıları bana benim için çok önemli olan hareket özgürlüğünü sağlarken, aynı zamanda kusursuz ve şık bir görünüme ulaşmamı sağlıyor. F&T Kendiniz olmak… CS … stilin kilit taşıdır; giyiminizde sadeliği, çizgilerin berraklığını ve konforu birlikte kombinlemeyi başardığınız andır. Ayrıca bu benim enstrümanımda da tamamen aynı: Çizgileri kusursuz ve onunla hiçbir şey ulaşılmaz değil… F&T Bu parfüm sizin için neyi temsil ediyor? CS Birçok şeyi.. Kalıcılığı zamanın ötesine taşıyan bir imza. Çıplak tenden doğan bir hatıra. Karşı koyamayacağınız şekilde geçmişteki anıları canlandırırken şefkat dolu bir nostaljiye sürükleyen koku. Ve aynı zamanda çevrenizdekileri size hayran bırakmanın en kolay ve zarif yolu. F&T Nasıl parfümleri tercih edersiniz? CS Güçlü parfümleri tercih ediyorum. Kişiliğimin önüne geçmemeli ama arkamda izi kalmalı. Tüm bunlar bana kim olduğumu ve ne yapmak istediğimi hatırlatıyor. F&T Eau Pour Homme hakkındaki düşünceleriniz neler? CS Son derece sıra dışı bir koku, klasik ve aynı zamanda modern. Her gün insan onu yeniden aynı heyecanla keşfediyor. Kesinlikle günümüze ait ve aynı zamanda eski kokuların zarafetini barındırıyor. Şişesinde çok nadir rastlanan bir denge var. Tarif edemeyeceğim klasik bir dokunuşla buluşan modern bir tasarım. Her durumda stil sahibi. F&T Bu parfüm size neleri anımsatıyor? CS İtalya. İçindeki tamamen Akdeniz’i çağrıştıran bir şeyler var. Kalıcılık ve hafiflik, çocukluğumda kalmış bir çok anıyı hatırlatan bir tazelik, özellikle de Amalfi Sahili’ni ve Floransa’yı.
f&t make-up
Mükemmel Kirpikler
C
122
Tek fırça darbesiyle yoğun bir renk ve anında hacim veren Chanel’in yeni maskarası Le Volume De Chanel, kirpikleri dolgunlaştırıyor, gözle görülür bir farklılık yaratıyor. hanel’in yeni maskarası Le Volume De Chanel tek bir dokunuşla kirpikleri uzatıyor, kaldırarak kıvırıyor ve uzun süreli çarpıcı rengiyle hayranlık uyandıran bakışlar yaratıyor. Mükemmel şekilde belirginleşmiş kirpiklerde topaklanma olmuyor ve tek tek
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
ayrılıyor. Kirpiklerinizi hem dolgunlaştırıyor hem de uzatıyor. Aynı zamanda kirpikleri besleyen maskara özel fırçası sayesinde en kısa kirpikleri bile kıvırabiliyor. Chanel’in yeni maskarasının 3 farklı rengi bulunuyor. Siyah, kahverengi ve mavi olarak piyasada.
f&t skincare
Cildinizde Gençlik Tazeliği Zaman içerisinde ciltte üç önemli değişiklik görülmeye başlar. Sarkma, esneklik kaybı ve kırışıklıklar. Shiseido’nun dermal kök hücre araştırması sonuçları kullanılarak geliştirdiği Advanced Super Restoring Cream, cilt yaşlanmasındaki bu üç etkiye birden meydan okuyor ve cilde kendini yenileme gücü kazandırıyor.
K
adınlar her yaşta genç görünmek istese de, yaşlanma karşıtı bakım konusunda oldukça gerçekçi bir yaklaşıma sahiptirler. Cildin doğal bir yaşlanma süreci olduğunu ve yaşlanma belirtilerinin zamanla ortaya çıkacağını bilirler. Aynı zamanda yaşlanma etkilerini olabildiğince geciktirmeye ve genç görünümlerini korumaya çalışırlar. Shiseido’nun benzersiz kök hücre araştırması, alt deri sağlığını korumaya yoğunlaştı. Shiseido, bu araştırma sonucunda ciltteki kök hücrelerin yaşla beraber azalan işlevlerini korumaya yönelik bir teknoloji geliştirdi. Alt deri sağlığı korunduğunda, üst deri tabakasıyla birlikte cilde “kendini yenileme gücü” de kazandırılmış olur. Gelişmiş Advanced Super Restoring Cream, sarkmaları, esneklik kaybını ve derin kırışıklıkları azaltan ve “Tri-Dynamic Lift / Üçlü Dinamik Etki” adı verilen benzersiz bir yaşlanma karşıtı etkiye sahiptir.
Shiseido, kök hücre araştırmalarına ilk kez 2004 yılında başladı. O dönemde cilt tabakalarına yönelik çok az araştırma mevcuttur Birçok cilt uzmanı, üst deri tabakasına ilişkin çalışmalara yoğunlaşmıştı. Halbuki kırışıklık ve sarkmalar gibi birçok cilt sorunu, cildin alt tabakasının yaşlanmasıyla yakından ilişkilidir. Alt tabakanın sağlığını korumak isteyen Shiseido araştırmacıları, dermal kök hücrelere, yani alt derinin kontrol merkezine yoğunlaşmış ve işlevleri hakkındaki bulgular sonucunda yeni bir öğe geliştirmişlerdir. Sonuçta, ciltte yaşlanma sonucu oluşan çizgilerin değişiminde ana faktörün alt deri olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, cilt şeklinin korunması için alt deri bakımı hayati öneme sahiptir. Tıpkı Pilates’in vücudunuzdaki ana kasları çalıştırıp güçlendirerek gençliğini ve işlevini koruması gibi, alt deri tabakanız da yüz hatlarınızın korunmasına yardımcı olur.
123
f&t interview
124
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Kilian Hennessy’nin İyisi ve Kötüsü Hennessy konyaklarının kurucusunun torunu olan Kilian Hennessy, aile işinde çalışmamaya karar vererek parfüm yaratmaya başlayalı yıllar geçti. Kilian Hennessy, adını “İyi ve Kötünün Bahçesi’nde” olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz yeni parfüm serisini bize anlattı. Leyla Melek Çifçi
K
öklü bir tarihçeye sahip olan konyak imalatçısı, lüks tanımını yerleştiren bir ailenin veliahtı ve grubun kurucusunun torunu olan Kilian Hennessy, aile geleneğini tekrar alevlendirmeye karar verdi. Çocukluğu ailesinin sedir ağacı fıçılar ile dolu kavında, Cognac şehrinde geçti. CELSA’dan mezun olmadan önce, (School of Higher Studies in the Information and Communication Sciences at the Sorbonne), yazdığı tez konusu, tanrılar ve ölümlüler arasındaki ortak koku dili ile ilgiliydi. “Meleklerin payı”nı araştırırken, parfümeri dünyası ile tanıştı. Meleklerin payı (angels share), Hennessy konyak evinin, dinlendirilen konyaklardan buharlaşan içkiye verdikleri isim, adeta tanrılara yapılan sunum gibi… Kilian da parfümlerinde, alkolde bulunan şeker ve sedir ağacının birleşiminin zenginliği sunuyor. İletişim ve lisanlar üzerinde üniversiteye gidip, mezun olduktan sonra, parfüm dünyasının en önemli “burun”ları yanında staj yapıp ve Christian Dior, Paco Rabanne, Alexander McQueen ve Giorgio Armani gibi dünyanın en önemli parfüm şirketlerinde çalıştı. 2007’de, kendi parfüm şirketini kurup, hem kendi kişiliğini yansıtan, hem de zerafet ile lüksün vazgeçilmez bütünlüğünü bir şişede sunmak üzere, parfümler yarattı. Kilian’ın ‘eco-luxe’ psikolojisi ile her bir şişe doldurulabilir ve yaşam boyu saklanabilir, böylelikle gezegene daha az atık oluşturulur. Lansmandan beş yıl sonra, 2012 yılı sonunda, Kilian dünyası 19 koku ve genele yayılan dört koleksiyon; “L’Oeuvre Noire”, “Arabian Nights”, “Asian Tales” and “In the Garden of Good & Evil”.
Parfüme ilave olarak, Kilian 2010 yılında lüks aksesuar kategorisi içinde markasını genişleterek, Art-Deco ilhamlı, sınırlı sayıda gece çantaları koleksiyonunu tanıttı. Kilian markası geliştikçe ve olgunlaştıkça, her yaratılan ürün sofistike ve zamansız lüksü somutlaştırıyor. Kilian için koku harmonisi her zaman bir hikayeyle başlar. Bu yeni koleksiyonda parfüm dünyası bir cennet bahçesine giriyor ve bu bahçenin zevklerini koku yoluyla keşfetmemize izin veriyor. Birdenbire yaratılış döneminden 21. Yüzyıla atlıyoruz, gözlerimizi kapadığımız anda tüm günah sembolleri duyularımıza saldırıyor. Bahçe, birer birer maddeselleşiyor: yılanlar kıvrılarak ortaya çıkarken elmaya dönüşüyor. Yaratıcı, ama aynı zamanda anlatıcı, yönetici ve yapımcı olan Kilian için, bu hiç şüphesiz ki en farklı koleksiyonlarından biri… Yasak zevklerin, bizi cennet bahçesine çeken, en gizli arzularımıza karşı koymamızı engelleyen bir koleksiyon. In the Garden of Good and Evil” şişesi koleksiyonun ruhunu tanımlamaktadır. Farklı bölümlerindeki kabartma ve freskolar karışımı koleksiyonun aktörlerini oluşturur; Asma, elma, yılan, ve kapı. Bu sembolizm ve altınla beyazın evliliği sayesinde şişe değerli bir objeye dönüşüyor. Kilian’ın bu koleksiyonundaki parfümler; IN THE CITY OF SIN, GOOD GIRL GONE BAD ve FORBIDDEN GAMES. Koleksiyon için Kilian iki ünlü “burun” ile çalıştı; Calice Becker ve Alberto Morillas. Yeni parfüm serisinin tanıtımı için İstanbul’a geldiğinde Kilian Hennessy’e merak ettiğimiz şeyleri sordum.
125
f&t interview
FASHION&TRAVEL Bize yeni parfüm serinizi anlatabilir misiniz? KILIAN HENNESSY Yeni koleksiyonumun adı “IN THE GARDEN OF GOOD & EVIL” ve burada gönderme yaptığım da elbette ki ilk günah. Baştan çıkarma temasını araştırmak ve keşfetmek istedim. Bunu güçlü bir sanat temeline dayandırarak koleksiyona yansıtmak istedim. IN THE CITY OF SIN, kokusunda meyva ve baharatları barındıran güçlü bir koku. Karamelize incir ve kayısı ile kimyon, tarçın gibi baharatların sıcak ahşabın üzerine akıtılmasında oluşan kokuyu yansıtıyor. GOOD GORL GONE BAD bir çiçek buketi gibi kokuyor. Bu buketin içerisindeyse gülden yasemine her tür çiçeğe rastlıyoruz. FORBIDDEN GAMES ise ballı çiçeklerin ve baharatların karışımı gibi kokuyor. Paketlemeye gelince, hepimizin karşılaştığı içimizde yaşanan iyi ile kötünün arasındaki mücadeleyi en iyi şekilde ifade etmesini istedim. Şişede beyaz ve altının kontrastını kullandım. Şişe her zamanki gibi yeniden doldurulabilir. Parfümün kutusu da sonradan “clutch” çanta olarak kullanılabilir. Ben gerçek lüksün tüketilip atılmasına karşıyım. Kalıcı olması gerektiğine inanıyorum.
süre sabretmek gerekiyor. Ben bu sabrı gösteremedim ve eğitimimi yarıda bıraktım. F&T Cognac üreticisi ünlü Hennessy ailesinden geliyorsunuz. Neden aile işinde çalışmayı tercih etmediniz? KH Her zaman söylerim; ben parfümü değil, parfüm beni seçti diye. Bundan 18 yıl önce parfüm yaratmak için ilk defa hammaddeleri kokladığımda bu işe tutkuyla bağlandım. Hem de ilk saniyesinde… Benim için aile işinde çalışmak hiçbir zaman bir seçenek olmadı. Kendi ismimi, kendi yaptıklarımla kalıcı kılmak istedim, atalarımın gölgesinde kalmak istemedim.
F&T Sizin için kötü ve iyiyi ne temsil eder? KH Aslında kötü olan herşeyin iyi olduğunu düşünüyorum!
F&T Adınıza çıkardığınız lüks bir çanta koleksiyonunuz da bulunuyor. Bu koleksiyonu çıkarmaya nasıl karar verdiniz? KH Bir gece Paris’te nişanlım gece çantalarını New York’ta unuttuğu için benim L’OEUVRE NOIRE parfüm koleksiyonumun siyah lake ahşap kutusunu kullanmaya karar verdi. O gece ikimiz kadınlar için çok özel siyah gece çantalarından oluşan bir koleksiyon hazırlamaya karar verdik. Çok lüks ama aynı zamanda o güne kadar var olanlardan çok daha modern çizgilere sahip çantalardan oluşan bir koleksiyon.
F&T Parfümlerimizin arkasındaki felseyi anlatır mısınız? KH İyi bir parfümün arkasında iyi bir hikaye olduğuna inanıyorum. Parfümün nasıl bir duyguyu temsil ettiğini bilmeden kokusu üzerinde çalışmaya başlayamıyorum.
F&T Çok heyecan verici geliyor kulağa. Bu çantaları Türkiye’de alabilecek miyiz? KH Şu an için değil. Bu çantalar sadece kendi butiklerimizde satılıyor. Moskova’da ve çok yakında New York’da…
F&T Parfümleriniz için çok ünlü parfüm yaratıcıları, yani “burunlarla” çalıştığınızı farkettim. Neden parfümlerinizi kendiniz yaratmayı tercih etmiyorsunuz? KH İyi bir parfümün, müthiş bir fikir ya da hikayeden ibaret olmadığını düşünüyorum. Muhteşem bir parfümü yaratmak, aynı zamanda sadece parfüm yaratıcılarında olan teknik bilgi ve beceri gerektirir. Ben parfüm yaratma eğitimi aldım ama bir burun olmak için çok uzun
F&T Parfüm ve cognac için sizin kendi tercihleriniz neler? KH Kullandığım alkol içeren maddelerin gövdeli olmasını tercih ederim. F&T Gelecek planlarınızı alabilir miyiz? KH O kadar çok var ki… F&T Parfümleriniz Türkiye’de sadece Harvey Nichols’da satılıyor. Daha önce de İstanbul’a gelmiştiniz. İstanbul hakkında düşünceleriniz… KH İstanbul’a aşığım. En sevdiğim yerin Dolmabahçe Sarayı’nın en sevdiğim yer olduğunu itiraf etmeliyim. Yapının mimarisi de çok etkileyici ama İstanbul Boğazı kıyısındaki yürüyüş yolu gerçekten inanılmaz…
KILIAN IÇIN KOKU HARMONISI HER ZAMAN BIR HIKAYEYLE BAŞLAR. BU YENI KOLEKSIYONDA PARFÜM DÜNYASI BIR CENNET BAHÇESINE GIRIYOR VE BU BAHÇENIN ZEVKLERINI KOKU YOLUYLA KEŞFETMEMIZE IZIN VERIYOR. BIRDENBIRE YARATILIŞ DÖNEMINDEN 21. YÜZYILA ATLIYORUZ, GÖZLERIMIZI KAPADIĞIMIZ ANDA TÜM GÜNAH SEMBOLLERI DUYULARIMIZA SALDIRIYOR.
126
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
f&t beauty
Yenilenme ve Rahatlama Planı
Yoğun iş temposundan, stresten ve kışın rehavetinden kurtulmak için rahatlatıcı bakımları hayatınıza dahil edin. Bu baharı bakım önerilerimizle pozitif, arınmış ve yenilenmiş karşılayın.
Hindistancevizi Masajı E vitamini açısından zengin hindistancevizi yağının, antioksidan özelliğinin yanı sıra cildin çatlamasını önleyen, yaşlanma ve kırışıklıklara karşı cildi koruyan, yıpranmış cildi onaran bir yapısı bulunuyor. Hindistancevizi yağı ile yapılan cilt bakımları, sadece cilde geçici bir rahatlama sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda onarmaya da yardımcı oluyor. Son dönemde popüler olan hindistancevizi masajında taze hindistancevizi parçaları da kullanılıyor. Hindistancevizi ile rahatlayan ciltte ölü hücrelerden arındırma işlemi yapılıyor. Uygulama saç derisine yapılan masajla son buluyor. Siz de bu egzotik deneyim yaşamak istiyorsanız Hotel Sereno’nun spa merkezinden randevu alabilirsiniz. www.lesereno.com
128
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Makrobiyotik Beslenin
Güzel Kalmak İçin Uyuyun! Araştırmalar gösteriyor ki vücudumuzun genç, güzel ve sağlıklı kalması için düzenli ve derin uyku şart. Her gece vücudumuzun 7-8 saatlik uykuya ihtiyacı var. Bahar yorgunluğunu da hesaba katarsanız; bu bahar uyku saatlerinizi düzenlemelisiniz. Uykusuz kalınca moraran göz altlarını, belirginleşen çizgileri, kuruyan ve rengini kaybeden cildi hepimiz iyi biliriz. Uyku sırasında stres hormonunun azalması ve büyüme hormonu salınımının artması cildin daha nemli olmasını ve ölü tabakasından kurtulup pürüzsüzleşmesini sağlıyor. Gece 22.00 ile 03.00 arası uyku açısından çok önemli. Çünkü hiçbir faktör bu saatler arasındaki hücre bölünmesini engelleyemiyor. Yattığınız odanın havalandırılmasına dikkat etmelisiniz; çünkü hücreler bölünürken oksijene ihtiyaç duyuyor. Uykuda tokluk hormonunun azaldığını, açlık hormonunun yükseldiğini biliyoruz. Düzenli uyku ile hayatınız boyunca sağlıklı görünebilir ve fit bir bedene sahip olabilirsiniz.
Macro (uzun) ve biotic (hayat) kelimelerinden oluşan makrobiyotik beslenme, dünyada birçok ünlü merkezde yenilenmenin yöntemi olarak kullanılıyor. Doğu felsefesine göre mevsimlere ve ülkelere göre hazırlanan makrobiyotik beslenmede vücudun kimyasını değiştirme, toksinlerden arındırma ve sağlıklı hücreleri yeniden yapılandırma amaçlanıyor. Makrobiyotik yaşam tarzında günlük egzersiz, ruhsal gelişim çalışmaları, pozitif düşünce ve meditasyon çok önemli. Beslenme biçiminizi değiştirerek, koruyucu tıbbın önerdiği doğal ilaçları bilinçli bir şekilde kullanarak ve ruhsal çalışmalar yaparak kendinizi sağlıklı ve uzun bir yaşama hazırlamanız mümkün. İspanya’daki Sha Wellness Clinic, makrobiyotik beslenme trendinde önde gelen merkezler arasında yer alıyor. Sierra Helada’nın tepelerinde kurulan Sha Wellness’ta iki haftalık bir program uygulanıyor. Her insanın sahip olduğu sağlık potansiyelini tip, sağlık ve estetik prensiplerine dayanarak tekrar devreye sokuyorlar. Mutlaka denemeli!
Yaşasın Zumba! Son trend dansla zayıflama. Dans-fitness çılgınlığı olarak bilinen Zumba, ateşli Latin müziklerini egzotik dans ritimleri ve dinamik egzersiz hareketleri ile birleştirerek fit ve zinde bir görünüm sağlıyor. Zumba’nın yaratıcısı, Shakira’nın koreografı Kolombiyalı Alberto Perez. Bir gün derse her zamanki aerobik müziklerini getirmeyi unutunca, kendisi için yaptığı karışık kaseti derste kullanmaya karar veriyor. Müziğe uygun tekrarlı hareketler yerine, içinden geldiği gibi, özgün bir koreografi ile dersini bitiriyor. Diğer adıyla Beto’nun enerjisi sınıfa yayılıyor ve herkes bu yeni derse bayılıyor. Böylece yeni bir dans-fitness egzersizi doğuyor. Vücut çalıştırmayı partiye dönüştüren Zumba ile kalori yakmak ve kasları esnetmek hem çok kolay hem de çok keyifli. Dünyada milyonlarca insan tarafından yapılan Zumba ile kilo verebilir, hem de çok eğlenceli dakikalar yaşayabilirsiniz. Kalori yakan, kasları çalıştıran, esneklik kazandıran Zumba ile kendinizi ritimlere kaptırın.
129
f&t beauty
İnce Dokunuş Ayak refleksolojisi, sinir uçlarının uyarılmasıyla yapılan bir tedavi yöntemi. Ayak tabanında bulunan iç organlarına ve vücudun farklı bölgelerine denk gelen refleks noktalarını uyararak tüm organlara ve salgı bezlerine etki ediyor. Ayak refleksolojisiyle vücudun tüm sistemlerinde uyum ve denge sağlanması amaçlanıyor. Ayak tabanındaki noktalara masaj yapılarak vücudun içinde akan enerji kanalları canlandırılıyor. Londra’da ünlülerin müdavimi olduğu Heather Coombs ayak refleksolojisi ile negatif enerjiyi ve fiziksel dengesizliği ortadan kaldırarak stresi, sindirim problemlerini ve uyku bozukluklarını gideriyor. Tayland’daki Chiva-Som Detox merkezinde de bu yöntem çok ilgi görüyor. www.chivasom.com
130
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Molton Brown, Blissful Templetree Moisture Bath&Shower, duş jeli
Su Mucizesi Molton Brown, Invigorating Suma Ginseng Body Lotion, vücut losyonu
Ilık bir suyun içinde geçirilen dakikalar, stres ve rahatsızlıkların giderilmesi için en iyi ilaçtır. Mis kokulu bir banyonun dinlendirici etkisiyle bahar yorgunluğunu üzerinizden atmayı deneyin. İçinde ezoterik yağlar barındıran gül, yasemin, lavanta, mandarin, limon veya papatya kokularının vücudunuzu ve ruhunuzu gevşetmesini sağlayın. Banyo ritüeliniz için işte önerilerimiz: Küvete koyacağınız suyun sıcaklığı 37 derece olmalı. Su, çok sıcak olduğunda kan dolaşımı yavaşlar ve dokular yorulur. 20 dakika suyun içinde kalmak yeterli. Suda fazla kalmak, cildin buruşmasına ve kurumasına neden olur. En iyi banyo zamanı; öğlen 15 ile akşam 21 saatleri arasında. Bu sayede banyo sonrasında kendinizi daha enerjik hissedebilirsiniz. Banyodan sonra hemen giyinip günlük temponuza başlamayın. Bornozunuza sarınıp biraz yatağınızda veya koltuğunuzda uzanın ve suyun yavaş yavaş geçen sıcak etkisini hissedin.
3 dakika
Topraklanın Yurt dışında çok popüler olan bir başka yöntem, topraklama. Kendinizi kötü hissettiğinizde, bahar yorgunluğu omuzlarınıza çöktüğünde çıplak ayakla toprağa basın. Bu sırada dik bir şekilde durup kollarınızı iki yana rahat biçimde bırakın. Başınızın üstünden bir ipin sizi göğe doğru çektiğini hayal edin ve 3 dakika bu pozisyonda kalın. Sık sık ve kısa nefesler alın. Rahatlamak için yavaş nefes almaya çalışın. Nefesinizi tutmayın. Gevşediğinizi hissedeceksiniz. Nefesinizin sesini duymak da sizi rahatlatabilir. Yaşadığınız tüm kaygı ve stresi düşünün ve nefesinizi verirken bunun vücudunuzdan dışarı çıktığını hayal edin.
El ve Ayaklarınızı Tazeleyin Kışın soğuktan kuruyan ellerinizi ve kapalı ayakkabılar içinde kalan ayaklarınızı artık kurtarma zamanı geldi. Baharı cildinizde de yaşatmak için el ve ayaklarınıza evde küçük bakımlar yapabilirsiniz. Profesyonel ürünlerle spa bakımından çıkmışçasına yumuşamış, yenilenmiş el ve ayaklara sahip olabilirsiniz.
Bliss, Glamour Gloves, komple el bakım eldiveni
Burt’s Bees, Lemon Butter Cuticle Cream, tırnak eti bakım kremi
Aloe Vera Mucizesi ile Rahatlayın Düşük kalorili, kafeinsiz, renklendirici ve tatlandırıcı içermeyen aloe vera çayında yatıştıracak, sakinleştirecek ve dinlendirecek birçok özellik var. Çin tarçını, portakal kabuğu, Jamaika Madagaskar baharatları, zencefil, rezene, papatya, böğürtlen yaprakları ve aloe çiçeğinin harmanlanmasından oluşan aloe vera çayının faydaları saymakla bitmiyor. Toksinleri atıyor, şekeri dengeliyor, dolaşım sistemini daha düzenli çalıştırıyor, mideyi rahatlatıyor, hafızayı toplarlanıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Nefesi tazeliyor.
Sally Hansen, Lavanta içeren ayak bakım seti
Yüz Yogasını Keşfedin Stres atmak, rahatlamak, kırışıklıklarıdan kurtulmak, cildinizdeki sarkmalara veda etmek istiyorsanız yüz yogasını hayatınızda uygulamaya başlayın. Yüz Yogası uzmanı Dragana Petkovic “Yüz yogası, yüz ve boyundaki 10 farklı kas grubunu çalıştırır. Ciltte kırışıklıklara neden olan stresi azaltır ve kan dolaşımını hızlandırır. Cerrahi uygulamalara ihtiyaç duymadan, kırışıklıklardan kurtulmanıza yardımcı olur. Cildinizin daha pozitif, genç ve parlak görünmesi için her gün 10 dakika yüz yogası yapabilirsiniz. Hollywood ünlüleri arasında çok revaçta olan yüz yogası hakkında birçok kitap, video bulmanız mümkün.” diyor. Birkaç yıldır Türkiye’de yaşayan Dragana Petkovic’in workshop’larına katılmak ve bilgi almak için e-posta adresi: yogaforface@aol.com
fashiontv magazine xx
131
f&t health
“
132
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
“Ben Hep Bir Çeşit Doula Oldum” Aklınıza ilk gelen soru “Bu Doula da nesi?” olabilir. Benim ablam New York’ta doğumuna bir Doula yardımıyla hazırlanmıştı, o yüzden konsepte aşinayım. Anne adaylarını ve ailelerini doğuma hazırlayan Doğum Destekçilerine, Doula deniyor. Türkiye’de yakın zamana kadar 4 olan Doula sayısı açılan eğitimlerle 13’e çıkmış. Bu taze Doulalardan biri de Sibel Gözübüyük. Bize hem Doulalığı, hem de kendi hikayesini anlatıyor. Leyla Melek Çifçi
FASHION&TRAVEL İlk olarak şunu sormak istiyorum; Doula nedir? SIBEL GÖZÜBÜYÜK “Doula” kelimesi, eski Yunanca’dan geliyor. Dula diye okunuyor ve “destek veren kadın” anlamına geliyor. Günümüzdeyse, doğumdan önce, doğumda ve loğusalıkta, anneye ve ailesine fiziksel, duygusal destek veren, bilgilendiren eğitimli ve tecrübeli kadını anlatmak için kullanılıyor. Aslında Türkiye’de olduğu gibi pek çok toplumda da halk arasında gayet iyi bilinen ve kabul görmüş bir inanışa göre, birikimleriyle doğum sırasında anneye yol gösterip korkularıyla baş etmesine yardımcı olan destekçi bir kişinin varlığı anneyi rahatlatır. Bu destekçi kişi, yeri geldiğinde annenin eşi, bir aile yakını ya da arkadaşı olabilir. Bugün Doula’nın farkı ise bu işi eğitimini alarak daha tanımlı ve profesyonel uygulamalara dayandırarak yapıyor olması… Araştırmalar, Doulalar’ın katıldığı doğumların daha kısa ve kolay olduğunu, sezaryan, forseps, vakum ve epizyotomi oranlarının azaldığını, ağrı kesicilere ihtiyacın azaldığını, bebeklerin daha sağlıklı ve kolayca emdiklerini gösteriyor. Ayrıca bu durumda doğum tecrübesi daha pozitif hatırlanıyor. F&T Bu anlattıklarınız akla hemen bizim kültürdeki ebeleri getiriyor. Doula ile ebe veya hemşire arasındaki fark nedir?
BAŞVURU ADRESLERI n DOĞANA
Doğumda Kadın Hakları Derneği. dogumdakadinhaklari.com n İÇSEL
DOĞUM Julia Steils Paçacıoğlu tarafından kurulan merkezde hem Doula eğitimleri, hem de doğuma hazırlık eğitimleri veriliyor. icseldogum.com n DOUM
Nur Sakallı ve Başak Kutlu Atay’ın kurduğu merkezde hamile yogası, anne - bebek yogası, doğuma hazırlık eğitimleri, emzirme danışmanlığı, Doula eğitimi gibi hiztmetler sunuluyor. do-um.com
SG Doulalar, bir kadının bedenine ve kendi bebeğini dünyaya getirebilme yeteneğine inanır. Bunu desteklemek için masaj yapar, cesaretlendirir, rahatlatıcı pozisyonlar önerir, meditasyon ve nefes teknikleriyle yardımcı olur. Bunun yanında gebelerin hastane prosedürlerini anlayabilmelerine de destek olur. Doula, doğumu annenin hayatı boyunca hatırlayacağı kutsal bir tecrübe olarak görür ve bu hatırayı kadının doğum ile ilgili kararlarını destekleyerek korumaya çalışır. Ebeler ve hemşireler, doğumun teknik tarafında uzman olmalarını sağlayan medikal eğitim alırlar. Doula’nın medikal eğitimi olmadığı için, bebeğin kalp atışını dinlemez, muayene etmez ve ilaç vermez. Doulalar, hemşirelerin ve ebelerin yoğunlukları sebebiyle genellikle yeterli zaman ayıramadıkları birşey olan anneye kesintisiz fiziksel, duygusal ve bilgisel destek vermek için oradadırlar. F&T Neden “doula”, “doğum koçu” değil? En önde gelen doula organizasyonu olan Kuzey Amerika Doula Derneği (DONA), kuruluş aşamasında “koç” kelimesinin betimlediği şeyin doula’nın gerçek rolünü anlatmadığına karar verdi. Ayrıca, Türkiye’deki hemşireler ve ebeler de kendilerine doğum koçu diyebildiği için, medikal ve medikal-olmayan meslekler arasındaki farkı net bir çizgi ile belirlemek ihtiyacı doğdu. Biz “doula-doğum destekçisi” olarak kullanıyoruz. SG Doğuma katılan bir “doula-doğum destekçisi” neler yapar? Benim tamamladığım Doula Eğitimi’ni veren Julia Steils Paçacıoğlu’na ve bu alanda uzmanlaşmış bir çok kişiye göre doğum destekçisinin en temel görevi doğum yapan kadının ihtiyaç duyduğu kutsal ve mahrem alanı korumaya yardımcı olmaktır. Bir Doula ayrıca anne ve babaya çeşitli konularda destek verir. Doğumla ilgili plan yaparken anne adayını seçenekleri hakkında bilgilendirir ve destekler; doğumun başından sonuna kadar onlarla birlikte olur. Genel hastane prosedürlerini anlamalarınaa ve bilinçli kararlar vermelerine yardımcı olur. Doğumda evde ve hastanede anneyi fiziksel olarak rahatlatır. Mesela, özel masajlar yapar, annenin en rahat ve faydalı pozisyonlara girmesine yardımcı olur, nefes egzersizlerini beraber yapar, duşa sokar… Eşe de destek olup, onun istediği oranda doğum deneyimi-
133
f&t health
Sibel Gözübüyük Doulalık görevinde.
Julia Steils Paçacıoğlu
Doula Özge Dündar, hamile Doula Gözde Evyapan’la. Doğum süreci hafif kasılmalarla başlamış. Artınca doktor talimatıyla hastaneye gidecekler.
ne katılmasına yardımcı olur. Doula’nın desteği doğumdan sonra da devam eder. Birkaç ziyaret yapar. Emzirme konusunda yardımcı olur. F&T Siz Doula olmadan önce ne yapıyordunuz ve Doula olmaya nasıl karar verdiniz? SG Bugün 8 yaşında olan oğlumun doğumundan önce Amerika’ya konfeksiyon ihracatı yapan bir tekstil firmasında tedarik, kalite kontroldan sorumlu müşteri yöneticisiydim. Oğlumun doğumuyla iş hayatına ara vermek istedim. Aslına bakarsanız hayatım boyunca hep bir nevi “Doula”ydım. Hayatımın her aşamasında çocuklar, bebekler ve hamilelerle yakından ilgilendim. Araştırdım, okudum, yazılar yazdım ve onlara “arkadaş” sıfatıyla hep destek verdim. Oğlum olduktan sonra da bu devam etti. Konunun daha içindeydim artık. Hayatıma ne yön vermek istediğimi anlama fırsatım oldu. Bu zaman içinde önce çocuk ve anne-bebek yoga hocalığına başladım. İki sene önce karşıma Julia Steils Paçacıoğlu’nun “İçsel Doğum Doula Eğitimi” çıktı. Benim için zamanı gelmişti artık. Eğitime ilk gittiğim gün yolumun bu olduğunu hissettim. Julia, Amerika’dan 10 sene önce bir Türk’le evlenip İstanbul’a yerleşmiş. İstanbul’da uzun süre tek Doula oydu. Sonra yine yurtdışından gelmiş iki, üç kişi daha eklendi ona. Ben onun ilk öğrencilerindenim. Aldığımız eğitime kadar Türkiye’de bildiğimiz sadece dört Doula vardı. Julia’nın eğitimiyle şimdi 13 Doula olduk. Eğitimler de devam ediyor. Amerika’da Doulalık yaklaşık 30 senedir var olan bir meslek. Çok olumlu değişimler yaratan bir meslek olduğunu düşünüyorum. Ve uzun geçmişinden dolayı da çok somut araştırma sonuçları ve kanıtlar var. İçsel Doğum adını verdiği merkezinde Julia, bu mesleği Türkiye’ye tanıtma adına çok güzel ve değerli şeyler yaptı. Şimdi başka değerli merkezler de Doula eğitimi vermeye başlıyor ve Doulalar’ın sayısı hızla artıyor. Türkiye’de çok çeşitli insan, birbirinden farklı “doğum rüyası” olan hamileler var ve onların ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için Doula sayısının artması çok güzel bir gelişme. F&T Gördüğünüz Doula eğitiminden bahsedebilir misiniz? SG Julia’nın “DOUM Doğuma Hazırlık ve Doğum Sonrası Destek Merkezi”nde verdiği İçsel Doğum Doula Eğitimi çok kapsamlı 9 aylık yoğun bir eğitim. Ben ek olarak Amerika’da “Withing From Within” ve
134
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
‘DONA’ Doula eğitimlerini de tamamladığım için kıyaslayabilirim. Julia’nın hem Doulalık hem de Türkiye’de Doulalık adına çok geçmişi ve bilgisi var. Bütün bilgisini paylaşıyor ve kişinin kendi gelişimi konusunda da çok yön ve destek veriyor. Doulalık her an kendinizi geliştirmenizi gerektiren bir meslek. Kendi aramızda çalışmalarımız kurs sonrası devam ediyor. Birbirimize destek veriyoruz. Her annenin doğumu ve anıları kendisiyle ilgili olmalı. Kendi yargılarımız, inançlarımız, anlaşmalarımız ne olursa olsun onları kapının dışında bırakmamız gerekiyor. Bunu başarabilmek çok yoğun bir kişisel gelişim gerektiriyor. İşte bu konuda da aslında kursun destegi devam ediyor. Ayda bir, bazen daha fazla toplanıyor ve hem gelişim hem de teknik/pratik konularda Julia’nın desteğiyle çalışmalarımıza devam ediyor, deneyimlerimizi paylaşıyoruz. F&T Siz nasıl doğum yaptınız? O zaman Doula değildiniz, sizin bir Doula’nız var mıydı? SG Ben yoğun bir iş hayatına sahiptim hamilelik sürecimde. Çok mutlu ve huzurlu bir hamilelik geçirdim. Çok hazırdım bu sürece. Doğal doğum yapmayı çok istiyordum. Sekiz sene önce burada farklı olanaklar bulunduğunun farkında değildim. O sırada Ina May Gaskin’in “Guide to Childrbirth kitabını okurken (ki artık Türkçe çevirisi de var) içindeki doğum hikayelerinde kaybolmuş buldum kendimi. Ben de böyle bir ortamda doğum yapmak istediğimi fark ettim. Çok hızlı gelişti. Ina May Gaskin’le temasa geçtim ve Amerika’ya onun yanına, The Farm adını verdiği çiftliğine gidip çocuğumu orada doğurmaya karar verdim eşim ve annemin de desteğiyle. Oğlumun doğumu, Ina May Gaskin ile tanışmamın da Doulalık için ilk adımlarım oldu. Ina May gibi değerli, senelerini doğal doğuma adamış birisinin de desteğinin Doulalık younda hep arkamda olduğunu hissetmek önemli. F&T Sonuçta siz bu çiftlikte, doktor olmadan mı doğum yaptınız? SG Erken doğum olduğu için hastanede oldu doğum. Annemin ve eşimin varlığı tabii ki çok önemliydi. Ama ayrıca yanımda hem sevgi dolu, hem de doğum olayına, kadının mahremine, bedenine çok saygı duyan, bana güvenen ve profesyonel olan birisinin yanımda olması çok farklı bir histi. O kişi sadece benimle ilgiliydi. Etrafimdaki diğer kişilerin çok haklı olarak ek görevleri vardı. Annem beni merak ediyor ve çok aktif olabilecek bir durumda değildi. O da onun varlığından destek alıyordu. Şu an hamile kalsam kesinlikle Doula desteğiyle hiçbir yere gitme gereği duymadan burada doğuma girerdim. Çok önemli birşeyin altını çizmek istiyorum. Her kadının “doğum rüyası” var. Benimkisi evde doğumdu ve bu opsiyon burada yoktu. Doktor, hemşire ve ebelerimiz görüyorum ki çok kalpten ve iyi niyetle yapıyorlar işlerini. Kültürümüzde hep yeniliğe bir tepki içinde oluyoruz. Sanki yeni birşey ortaya çıkınca, varlığının bizim için bir tehdit oluşturacağını düşünüyoruz. Doğumda Doula’nın olması ve Doula ile sağlık personelinin işbirliği Amerika’da senelerdir oturmuş ve olumlu sonuçları somut olarak görülmüş. Öyle ki çoğu eyalette anne, Doula ödemesini sigortadan alabiliyor. Yani Türkiye’de daha alacağımız çok yol var.
Julia Steils Paçacıoğlu’nun ilk Doula eğitiminde Doulalar toplu halde...
(Soldan saga) Oya Kurum, Hande Işık, Gözde Evyapan, Saylan Yılmaz, Özge Dündar, Sibel Gözübüyük, Zeynep Birinci-Güler, Julia Steils-Paçacıoğlu, Sima İbrahimiye-Ölçer
f&t interview
Porselen Kraliçesi
Sema Güral Sürmeli
Kütahya Porselen’in Tasarım Bölüm Başkanı Sema Güral Sürmeli 3,5 yıldır üzerinde çalıştığı özel koleksiyonunu sergilemeye hazırlanıyor. Sema Güral Sürmeli ile son çalışmalarından ve hayatından konuştuk. Röportaj Funda Şahinbaş Hoşkal Fotoğraflar Deniz Uğur Güler
136
FASHION&TRAVEL MAGAZINE İLKBAHAR
Sema Güral Sürmeli’nin evini kendi tasarladığı porselenler süslüyor.
FASHION&TRAVEL Dokuz yaşında Kütahya Porselen’de mesaiye başladığınız doğru mu? SEMA GÜRAL SÜRMELI Doğru, iş hayatıma 9 yaşımda başladım. Şu an çocuklarımıza da aynı sistemi uyguluyoruz. Mutfağa ve seramiğe olan ilgim o dönemde başladı. O yaşlarda bu tür becerilerim çok fazlaydı. Daha sonra bu sektöre girmemiz, benim çocukça ilgimi profesyonelliğe doğru taşıdı. F&T Ailenizin bir yönlendirmesi oldu mu? SGS Oldu tabii ki, annem de babam da benim ilgimin, becerilerimin farkındalardı. El sanatlarıyla ilgili aktivitelerden çok büyük keyif alıyordum. Babam üniversite tercihlerimi yaparken ilgi duyduğum alanı tercih etmemde çok destek oldu. O dönemde tıp fakültesi, işletme popüler bölümlerdi. Benim aklımda moda okumak vardı. Ama babam güzel sanatlar fakültesinde eğitim almam konusunda beni yönlendirdi. Ben de hızlı bir şekilde sınava hazırlandım, katıldım ve kazandım. Bu benim için çok doğru bir başlangıç oldu. İlgim ve becerilerim yönünde bir eğitim aldım. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum, maalesef günümüzde aldığı eğitimle ilgili işte çalışamayan birçok insan var. Ben bu anlamda çok şanslıyım, hobilerim benim iş yaşantım oldu. F&T Başarınızın sırrı bu mu? SGS Evet. Çok keyif alarak, neşeyle, zevkle yaptığım bir işim var. Sabahlara kadar çalışıyorum ama zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. F&T Nelerden ilham alıyorsunuz? SGS Hep söylerim “ilham perilerim gece mesaisi yapıyor”. Sakin ve yalnızken daha çok ilham geliyor, daha üretken oluyorum, genellikle akşam saatlerinde geliyorlar. Ama tasarımcılar her an her şeyden ilham alabilir. Birçok şeyden beslenebiliyoruz. Bunu algılarımızın çok açık olmasına bağlıyorum. Ruhumuzla, kalbimizle, gözümüzle her şeyi görmeye çalışıyoruz. F&T Tasarım yaparken üretilebilir, satılabilir ve beğenilir olmasına dikkat ediyor musunuz? SGS Zaten önceliğim bu. Bir seramik sanatçısı olsam daha özgün çalışmalar yapabilirdim. Ama ailemin sektördeki çok büyük yatırımında görev almayı tercih ettim. Deneye deneye en çok satacak, beğenilecek şeyleri yapmayı öğrendim. Kütahya Porselen tasarım stüdyolarının başkanlığını yürütüyorum, bu sebeple orada bireysel davranamam, bu sorumluluğa sahipsem, tasarladığımız ürünlerin satışından da sorumluyum. Bu sebeple neyin satılacağını, neyin beğenileceğini tahmin edebiliyorum. F&T Moda tasarımlarınızı etkiliyor mu? SGS Etkiliyor tabii. Bizim de modamız var. Geçmiş yıllarda hem porselende hem seramikte Avrupa’ya gidip trend belirlemeye çalışıyorduk. Neler yapıldığını takip ediyor ve o trendleri uygulamaya çalışıyorduk. Artık biz kendi modamızı yaratabilecek duruma gelmeye başladık. Bu senenin renkleri çok güzel; canlı, fresh ve soft renkleri barındırıyor. İki yıldır kelebekler ve kuşlar çok moda, bu desenlerde üç boyuta geçtik. Bunlar çok ilgi gören tasarımlar oldu. Doğayla ilgili temalar çok beğeniliyor. F&T Porselenin iyisi nasıl anlaşılır? SGS Güvendiğiniz markaları tercih etmelisiniz. Porselen eşittir sağlık diyebilirim. Nasıl ki ayakkabı alırken konforlu olanını tercih ediyoruz, porselen de sizin sağlık konforunuzdur. Şeffaflığı, beyazlığı da kalitesiyle ilgili ipuçları verir. İçlerinde mikrop barındırdıkları için kırık porselen kullanılmamalıdır. Evlerde olmuyor ama restoranlarda bazen karşımıza çıkıyor. F&T Son dönemdeki çalışmalarınızı anlatır mısınız? SGS 3.5 senedir hazırlandığım bir projem var. Bu ay içinde sergisini açmayı planlıyorum. Osmanlı döneminde kullanılmış bütün objelerin porselene yansımış halleri sergilenecek. Porseleni çok küçük obje olarak çalışmak da, büyük obje olarak çalışmak da çok zordur. Biz bunu yaptık. Kılıçlardan, kamalara, kaftanlardan, miğferlere, kalkanlardan, mermilere, havan toplarına kadar birçok objeyi porselen olarak ürettik. Bu daha önce hiç yapılmamış bir çalışma. Bu anlamda Kütahya Porselen için de benim için de çok önemli. Kuruçeşme’de Cenevizlilerden kalma Nicol’de olacak sergimiz. Bir hafta sonra da şimdi yer veremediğim çalışmalarımı sergileyeceğim. Orada da takılar, taçlar, kemerler, kelebekler ve yöresel kıyafetleri işlediğimiz porselenleri sergiyeceğiz. Kadına
BIR SERAMIK SANATÇISI OLSAM DAHA ÖZGÜN ÇALIŞMALAR YAPABILIRDIM. AMA AILEMIN SEKTÖRDEKI ÇOK BÜYÜK YATIRIMINDA GÖREV ALMAYI TERCIH ETTIM. DENEYE DENEYE EN ÇOK SATACAK, BEĞENILECEK ŞEYLERI YAPMAYI ÖĞRENDIM. KÜTAHYA PORSELEN TASARIM STÜDYOLARININ BAŞKANLIĞINI YÜRÜTÜYORUM, BU SEBEPLE ORADA BIREYSEL DAVRANAMAM, BU SORUMLULUĞA SAHIPSEM, TASARLADIĞIMIZ ÜRÜNLERIN SATIŞINDAN DA SORUMLUYUM.
137
f&t interview
dair bir koleksiyonumu da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir davetle dostlarıma sunacağım. Bir de yine küçük porselenlerle tasarladığım takı sergim olacak, Etiler’deki mağazamızda takıları sergileyeceğiz. F&T Bu objelerin ortaya çıkışı nasıl oluyor? Tasarım ekibi ile nasıl çalışıyorsunuz? SGS Genellikle gece yarısı perilerimin bana verdiği ilhamlarla oluyor. Bu çalışmalar farklı bir şeyler yapma arayışındayken bir gece doğdu. Sabah erken saatte fabrikaya gidip tasarım ekibiyle paylaştım. Çok heyecanlandılar, kalıplar hazırladık, dokümanlar çıkarttık. Bunları araştırmak ve uygulamak çok uzun zaman aldı. Ekibimin bana çok büyük desteği oldu. F&T Güne nasıl başlıyorsunuz? SGS Güne çok canlı, mutlu ve neşeli başlıyorum. Büyük bir enerjiyle eşimi, çocuklarımı uyandırıyorum, onlara şarkılar söylüyorum. F&T Mutluluk formülünüz nedir? SGS Şükretmek. Dini inancım çok kuvvetlidir. Dini vazifelerimi yerine getirmeye çalışıyorum. Arkadaşlarım, dostlarım benim için çok kıymetidir. Mutlulukları da mutsuzlukları da çok fazla, hatta içimde sınırsız yaşarım. Bulunduğum her anın keyfini yaşarım. F&T Sevmediğiniz yönleriniz neler? SGS Kendimi çok ertelerim. Çok güzel öğütler veririm ama kendime bir faydam olmaz. Çok fazla vericiyim. F&T Babanız size neler öğütledi? SGS Babam “Makamı, şöhreti, parayı hazmetmek çok zordur. Bu üçünü hazmederseniz hayatınızda her şeyi başarırsınız. Size sunulanlarla değil, kendi imkanlarınızla bir yerlere gelin.” der. Bizler hep bu bilinçle büyüdük. F&T Alışverişle aranız nasıl? SGS Çok severim. Ama hiçbir zaman modanın esiri olmadım. Hatta modaya zor adapte olan bir yapıdayım. F&T Sık seyahat eder misiniz? SGS Gezmek için yaptığım seyahatler çok az, genellikle iş için seyahat ediyorum. Ben arabada yaşıyorum. Eskişehir’de yaşıyorum, her gün Kütahya’ya fabrikaya gidiyorum, sosyalleşmek için İstanbul’a geliyorum.
138
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Sema Güral Sürmeli tasarımı takıları Kütahya Porselen Etiler Mağazası’nda sergilenecek, takıların gelirinin bir vakfa bağışlanması planlanıyor.
f&t color
POLISAN’IN ÇOOOK ÇEKICI RENKLERI ŞIMDI PARFÜMLÜ Evinizin kozmetiği Polisan’dan Türkiye’nin ilk boya parfümü. Fresh Air ile bitmeyen tazelik, Sea Breeze ile denizin ılık meltem esintisi mekanlarınızda haftalarca güzel ve kalıcı kokular sağlar.
Sezonun en moda renkleri, evinizin kozmetiği Polisan ile evinizin her köşesini değiştiriyor. Beğendiğiniz rengi seçmek size kalmış. Pırıltılı tonlar ve rengin her türlüsü 2013 yazına damgasını vuracak. Modada ve dekorasyonda yumuşak pastel renkler kadar son derece güçlü elektrik mavisi, koyu bordo, şeker pembesi ve çimen yeşili gibi tonlar da karşımıza çıkıyor. Polisan, duvarlarınıza bu yılın çoook çekici renklerini yansıtmanın ötesinde, sim pırıltısı, sedef ışıltısı, süet dokusu, keten doğallığı ve antik etkiyi de duvarlarınıza taşıyor. Şimdi siz de fark yaratan mekanlar için Polisan Home Cosmetics dünyasında sıradışı bir yolculuğa çıkın... www.polisan.com.tr
/polisanhomecosmetics
Pastel Tonlar
140
FASHION&TRAVEL MAGAZINE
Roberto Cavalli
Alexander Wang
Yaz aylarının yaklaşmasıyla pastel tonların egemenliği baş gösteriyor. Pudra tonları, uçuk mavi ve yeşiller, mercan tonları moda tasarımcılarının tercihi olmuş. Dekorasyon dünyasında da aynı etkileri görebiliyoruz. Küçük mekanları daha ferah gösterecek pastel tonları Keten etkisi boyalarla evinizin duvarlarında da kullanabilirsiniz.
ALT: BEYAZ ÜST: L 146
ALT: 790 OSMANLI KIRMIZISI / Cİ-041S ÜST: 002 ALTIN SIM
Işıltılı Etkiler
Christian Dior
Diane Von Furstenberg
Burberry Prorsum
2013 yılında giyim ve aksesuarlarda olduğu gibi evimizde de pırıltılı etkiler göreceğiz. Altın, gümüş ve diğer renklerdeki metalik tonlar göz kamaştırıyor. Ev aksesuarlarında ve takılarda hem gümüş, hem altın tonlar revaçta. Bu ışıltıları duvarlarınıza da taşıyabilir, sıradışı mekanlar yaratabilirsiniz.
KOD: Cİ-314T
Canlı Renkler
Narciso Rodriguez
Michael Kors
Gece mavisi, bordo, mor, çimen yeşili gibi güçlü renkler ilkbahar ve yaz sezonu boyunca karşımıza çıkacak. Kendinize ya da evinize yakıştırdığınız bir rengi açık tonlarla karıştırarak uygulayabilirsiniz.
XX
f&t weddings Cambridge Düşesi Catherine, Cambridge Dükü Prens William ile evlenirken İngiliz markası olan Alexander McQueen imzalı bir gelinlik giydi. Markanın baş tasarımcısı Sarah Burton’ın özel olarak hazırladığı gelinlik, uzun duvağı ve eteği, işlemeleriyle klasik Batı tarzı bir gelinlik.
Krallara Layık Bir Düğün Herkes düğününün “en özel” olmasını ister. Burada düğün ve hatta balayınızı özel kılmak için birkaç öneri sunacağız. Unutmayın farkı yaratan ayrıntılardır...
142
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
ZUHAIR MURAD ELIE SAAB
VAKKO WEDDING/MONIQUE LHUILLIER
VAKKO WEDDING/REEM ACRA
Gelinlik ve Damatlık Seçerken Bu sezonun öne çıkan modelleri iddialı ve çarpıcı. En lüks kumaşlar, 3D işlemeli çiçekler, bol volan, kat kat tüller, uzun duvaklar ve daha da uzun kuyruklar öne çıkan gelinlik modellerinden.
VALENTINO
GUCCI
İSTANBUL’UN BÜYÜSÜ
DAMATLIKLAR DAR SILÜETLERDE. PARLAK VE MAT KUMAŞLAR BIRLIKTE KULLANILIYOR. MÜCEVHER GIBI KOL DÜĞMELERI GIBI ŞIK DETAYLAR DA REVAÇTA.
Beyrutlu tasarımcı Selim Mouzannar, İstanbul’un görkemli tarihini onurlandırdığı koleksiyonuna İstanbul’un büyüsünü beş ve yedi köşeli yıldızlarla taşımış. Parıltı renkler ve kıymetli taşlarla işlenen koleksiyon İstanbul’un kültürel yapısına, coğrafi konumuna ve tarihi mirasına methiye düzüyor. Mouzannar’ın “Benim şehrim” diye andığı Beyrut’u da derinden etkilediğini belirttiği İstanbul adına hazırladığı koleksiyona Midnight Jewellery’nin Bebek ve Nişantaşı mağazalarında ulaşılabilir.
143
VAKKO WEDDING
f&t weddings
GELIN VE DAMADA ÜNISEKS PARFÜM
KIRMIZILI KADIN Bu sezon bir yenilik de kırmızı gelinliklerin çokluğu... Renk paleti nar çiçeğinden koyu bordo tonlara kadar değişiyor. Çarpıcı bir etki yapmak isteyen gelin adaylarına önerilir.
VAKKO WEDDING
VAKKO WEDDING/OSCAR DE LA RENTA
Hennessy cognac’larının kurucusunun torunu olan Kilian Hennessy, Kilian parfümlerinin de sahibi. Kilian’ın bu sezon lansmanını yaptığı parfüm koleksiyonu, IN THE GARDEN OF GOOD AND EVIL koleksiyonundaki parfümler; IN THE CITY OF SIN, GOOD GIRL GONE BAD ve FORBIDDEN GAMES. Türkiye’de sadece Harvey Nichols’da satılan bu üç parfüm de üniseks. Art Deco hareketinden etkilenen Kilian, parfümlerin kutusunu tasarlarken ‘sigara kutusu’ndan esinlendi. Kutunun net çizgileri ilk Van Cleef&Arpels Minaudieres ruhunu ve onların dayanılmaz koket tarzını çağrıştırıyor. Kilian dokunuşu ise; beyaz ve altın renkler, keskin ve kıvrımlı çizgiler, fazlalık ve bütünlük arasındaki karşıtlıklarla kendini gösteriyor. Beyaz, masumiyet ve saflığın, cennetin ve sonsuzluğun sembolüyken; gösteriş ve zenginliğin sembolü altınla kontrast oluşturuyor. Tarihte, baştan çıkarıcılık, Kilian’ın kutusunda da olan yılan ile simgelendirilir. Kutuda yılan bir mücevher görüntüsündedir. Kilian parfümlerinin kutularının birer “clutch” çanta olarak kullanılmasını amaçlıyor. Altın ve beyaz… Bir geline yakışabilir.
KENDİ ÖZEL PARFÜMÜNÜZÜ YARATIN Nişantaşı, Teşvikiye Caddesi’nde Türkiye’nin ilk tasarım parfüm butiği La Deesse bulunuyor. Düğününüzden önce kendi özel parfümünüzü yaratmayı düşünebilirsiniz. İçeriğinden şişesine özenle hazırlanan bu parfümler adeta birer iksir.
BAŞINIZI TAÇLANDIRIN İngiliz kraliyet ailesinin 275 yıllık mücevhercisi Garrard’ın muhteşem taçları, Türkiye’de Collection/Damas’ta satılıyor. Krallara (ya da kraliçelere) layık bir düğün istiyorsanız bu taçlardan bir tane almayı düşünebilirsiniz. Garrard’ın ayrıca muhteşem mücevherleri de bulunuyor. Gelin takısı olarak düşünebilirsiniz.
144
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Zerafet ve şıklığın zanaatkârlıkla bütünleştiği The Wings Koleksiyonu, Garrard’ın ikonik koleksiyonudur. Melek kanatlarından esinlenmiştir.
SADE ÇIÇEKLER
Safir, Zümrüt, Yakut veya İnci damlalarının sallandığı zarif modeller, Garrard, Entanglement koleksiyonunda.
Bu sezon gelin çiçekleri son derece sade. Hatta çoğu tasarımcının sunumunda mankenler ellerinde son derece sade, çoğunlukla da beyaz çiçek buketleriyle yer aldı.
CİLDİNİZE ALTIN DOKUNUŞLAR Nano ölçüsündeki 24 ayar altın parçacıkları ve cilde nüfus etme hızıyla mucizeler yaratan “24K Nano Night Recovery”, OROGOLD Cosmetics’in en yeni ürünü. Formülünde bulunan 24 ayar altın, dokuların kaybettiği elastikiyetin geri kazanılması, kolajen kaybının yavaşlatılması ve cilt sarkmasının önüne geçilmesinde büyük rol oynuyor. Orogold’ın “24K Kolajen & Havyar Maskesi” ise estetik operasyonlarına rakip olacak kadar iddialı! 24 ayar altın, havyar ekstresi, kolajen ve aloenun birleşimi ile formüle edilen mucize maske; cildin doğal nem seviyesini dengelerken gerginleştiriyor ve cildin yeniden hacim kazanmasını sağlıyor.
Chanel 1932 koleksiyonundan
145
f&t honeymoon
En Özel Balayı
İşte mutlu son… Artık yepyeni bir hayata başlıyorsunuz.... Hayatınızın en özellikli tatiline, balayına gidiyorsunuz… Çok heyecanlısınız, hayatınızdaki bu sürecin, bir masal gibi en güzel şekilde hatıralarınız içinde yer almasını istiyorsunuz... “Tailor Made” denilen çiftlere özel balayı turları, özel jetle balayı ve sıradışı destinasyonlara yolculuk önerilerimizi dinleyin....
Özel Tasarım Balayı Tatili Tatilsa’da Herkesin kendine özel bir seyahat stili olduğundan yola çıkarak talep ve istekler doğrultusunda “BALAYI ÇİFTLERİ”ne özel “Tailor-Made” programlar hazırlanmaktadır. Macera tutkunuysanız size hitap eden olağanüstü yerlere keşif ve araştırma gezileri diyoruz, ya da romantik ve egzotik şehirlerde iki kişilik çok özel tatiller sunuyoruz. En ince detayına kadar düşünülmüş programlarımıza katıldığınızda; her yıldönümü kutlamalarınızda yine bizimle organize etmeyi geleneksel hale getireceksiniz.
Özel Jetle Balayına Tatilsa; Private Jet kiralamalarıyla bu deneyimi dünyanın görülmeye değer yerlerini özel, lüks turlarla birleştiren bir dizi destinasyon belirledi. Doğal güzellikler, antik dünyanın harikaları ve bugünün büyük şehirlerini bir potada eriten destinasyonlar, seyahatte ulaşılabilecek son noktayı temsil ediyor. www.tatilsa.com.tr
Cayo Espanto, Belize Dünyanın geri kalanından uzakta, Batı Karayipler bölgesinde, beyaz kumlu plajlara sahip kendi özel adası üzerinde kurulmuş olan Cayo Espanto, herbirinde özel hizmetlisi, havuz ve iskelesi bulunan bir ya da iki yatak odalı toplamda beş villadan oluşan özel bir tesistir. Ambergris Caye’den sadece beş kilometre uzakta olan tesise tekne yada helikopter ile ulaştığınızda kusursuz ama içten hizmet sunan huzur dolu bir cennete ayak basacaksınız. Ortam unutulmayacak sakin günler ve büyülü özel geceler için yaratılmış adeta. Mutfakta özel isteklerinize uygun menüler yaratılmasını isteyebilir, kahvaltınızı yatakta, akşam yemeğinizi özel verandanızda mum ışığında yiyebilirsiniz.
ÇİN
Sokaktaki pazarlarda hayvansal, bitkisel ve madeni akla gelebilecek her şey satılır. Sichuan’daki ünlü çayhanelerdeki ve tapınaklarda şehrin üç bin yıllık tarihini dillendiren masalcıların melodik seslerini hala yakalayabilirsiniz. Tatilsa’nın Çin ve komşu ülkeler için önerdiği pek çok güzergah ver. Bunların içinde en popüleri, Yangzi Nehri’nde cruise programının da dahil olduğu Terakota Savaşçıları ve Çin Seddi gibi belli başlı eserleri görebileceğiniz 13 günlük bir seyahat olan “SIGNATURE CHINA”dır.
146
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Dört Mevsim Jamaika
Tropikal Cennet Mauritius Hint Okyanusu’ndaki küçük ve tropikal cennet Mauritius’un doğal güzelliğini tanımlamaya kalkıştığınızda sıfatlar yetersiz kalır. Bereketli ormanlar, akarsular ve şelalelerle kaplı, palmiye ağaçları ve baş döndürücü beyaz kumsallarla ve mercan kayalıklarla çevrili bu volkanik ada Cumhuriyeti, Madagaskar’ın doğusu ile Ekvatorun hemen güneyi arasında uzanır. Sadece 1,864 kilometre kare bir yüz ölçüme sahip olan Mauritius, adanın güzelliğini ve ekolojisini muhafaza edecek şekilde özenle inşa edilmiş modern tatil mekânları ile huzurlu bir tatil için hayallerdeki destinasyondur. Doğal güzelliği ile birlikte Mauritius sahip olduğu çok kültürlü nüfusunun sunduğu sıcaklık ve cana yakınlıkla burayı turistler için cazibe merkezi haline getiriyor. Ada, 1505 yılında Portekizliler tarafından keşfedildiğinden bu yana, Almanlar, Fransızlar ve İngilizler tarafından işgal edilmiş ve bu da adanın kültürüel altyapısı oluşturmuştur. Mauritius’daki turistik tesislerin büyük çoğunluğu, 330 km uzunluğundaki sahil şeridi üzerinde ve pek çok ziyaretçinin etkinlik merkezi olan batı yakasındaki başkent Port Louis’da yer almaktadır. Bununla birlikte, nüfusun çoğunluğu, adanın diğer büyük kasabası olan Curepipe civarındaki merkez yaylalarda yaşamaktadır. Her ne kadar Mauritius’a tatile gelen herkesin gözleri öncelikle kumsalları ve mavi lagünleri arasa da, burada yapılacak pek çok aktivitenin bulunduğunu unutmamalıdır. Tabii ki yeme-içmenin ve eğlencenin doyasıya olmadığı her tatil dört başı mamur olmayacaktır. Mauritius bir yandan tropikal meyve ve sebzelerden yapılan bazı leziz yemekleri yeme imkanı verirkern, bir yandan da eski zaman Afrika köleleri arasında doğmuş ve daha sonra adaya özgü hale gelmiş çılgın bir dans olan Sega’yı öğrenme olanağı sunuyor. www.vip.com.tr
Küba’nın 150 km. güneyinde konumlanan Jamaika, Karayipler’in en büyük üçüncü adası. Jamaika, adalara özgü kumsalı ve hindistancevizi ağaçlarıyla kıyılarını çevreleyen birbirinden güzel plajları, süper lüks resort otelleri, renkli gece hayatı ve her şeyi dahil ettikleri balayı paketleriyle balayı çiftlerinin gözdesi. Ayrıca serüven tadında bir tatil yapmak isteyenler için birçok aktiviteye olanak sağlayan olağanüstü bir doğaya sahip. Bob Marley’in ve reggae’nin vatanı olan ada, havadaki ritm ile yaşama sevincinin yakalandığı yer. Unutulmayacak bir balayı için, Negril’de West End’in sarp kayalıklarıyla rüya gibi bir sahil arasında konumlanan Rockhouse ideal. Yüzme havuzu volkanik kayalar içine oyulmuş; deniz mahsülleri ağırlıklı mönüsünü tadacağınız restoranı ise taraçada. Tesiste bir spa merkezi yok ama spa bakımlarınız uzmanlar tarafından istediğiniz yerde, odanızda ya da taraçanızda uygulanıyor. Dört mevsim yazı yaşayan dünyanın ender güzelliklerinden Jamaika’ya Türkiye’den Londra ya da New York aktarmalı uçusla ulaşılıyor. Kristof Kolomb’un Amerika’ya ikinci seyahati sırasında keşfettiği ada, günümüzde Hollywood filmlerinin değişmez çekim mekanları arasında bulunuyor.
XXX 147
f&t travel Machu Picchu’da sabah
Mayalar’ın İzinden 150
PERU FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Geçtiğimiz Aralık ayında gündem, dünyanın sonunun gelip gelmediği sorusu çevresinde oluşurken dikkatler bir kez daha Güney Amerika’nın mistik uygarlıklarına ve günümüzde bu coğrafyada yer alan ülkelere döndü. Peru da bu ülkeler arasında hem coğrafi hem tarihi zenginlikleri açısından en dikkat çekici ülkelerden biri olduğu için bir kere daha merak konusu oldu. Yazı ve fotoğraflar Ebru Latifoğlu
İ
stanbul’dan Lima’ya ulaşmak için 21 saat süren bir yolculuğu göze almak gerekiyor. Akşam saatlerinde şehre vardığınızda, oldukça dağınık, çok hareketli, Pasifik Okyanusu’yla içiçe hayat süren bir yere geldiğinizi hemen anlıyorsunuz. Günümüzün bu yaşam dolu başkenti tarih boyunca bir çok dönemde de zenginlik ve hareketin merkezi olmuş. 1550’li yıllarda İspanyol koloniciler tarafından kurulan Lima, 1746’daki büyük depremde yerle bir olana kadar Güney Amerika’nın en zengin ve önemli şehriymiş. 1820’lerde bağımsızlık savaşından sonra şehir önemini yitirse de 1930’dan sonra kent çok hızlı göç almış ve gecekondu mahalleleriyle büyümüş. Günümüzde 24 milyon Perulu’nun 7 milyonu Lima’da yaşıyor. Çevrenize baktığınızda hemen göze çarpan düzensizlik, zengin ve fakir mahalleler arasındaki bariz uçurum ve sonradan öğrendiğimiz alt yapı eksiklikleri, hep bu hızlı genişlemenin sonuçları. 25 ilçeden oluşan Lima’da, Eski Lima’yı arkanızda bırakıp güney mahallelerine yönelince ulaştığınız modern mahalle Miraflores, restoranların, lüks otellerin, dükkanların, plajların kısacası hareketin ve turistlerin olduğu yer. Biraz daha güneyde, İstanbul’un Cihangir’ine benzeyen, sanatçıların, şairlerin yaşadığı ve Lima gece ve eğlence hayatının kalbi Barranco mahallesi var. Sahil boyunda ve Barranco’da yapacağınız tur sırasında canlı müzik yapılan, giren çıkanın sayısının belli olmadığı barlardan gözünüze kestirdiğiniz bir tanesine girip Lima gece hayatının keyfini sürmeye başlayabilirsiniz. Ya da Miraflores’te okyanus üzerine kurulmuş gösterişli restoran-cafe-alışveriş merkezinde geç saatlere kadar açık olan dükkanları gezebilir, yemek yiyip, eğer daha önce denemediyseniz ilk pisco sour’unuzu tadabilirsiniz. Perulular’ın milli içkisi pisco bir çeşit beyaz üzüm brandy’si, pisco sour ise pisco’ya limon suyu, yumurta akı ve şeker ilave edilerek yapılıyor.
Sisler Ülkesi
Titicaca gölünde hayat sazlar üzerinde geçiyor.
Peru’daki ilk gününüzde Lima turunuza eski şehre gidip kolonyal binaları ve zengin müzeleri gezerek başlayabilirsiniz. Plaza de Armas, Katedral, San Fransisco Kilisesi, erotik resimli seramik koleksiyonuyla Museo Larco ve Altın Müzesi gezileri Peru tarihine ve Inka ve takip eden kolonyal kültüre sağlam bir başlangıç yapmanızı sağlayacaktır. Yoğun sis Lima’nın vazgeçilmez gerçeği. Bir duvar gibi yükselen Ant Dağları okyanustan gelen nemli havanın içeri bölgelere geçmesine izin vermediği için Lima yıl boyu sisli oluyor. Bu sebeple Lima’yı gezerken mümkün olduğunca çevrenizi inceleyin, fotoğraf çekmek ve gezip görmek için elinizdeki fırsatları hemen değerlendirin.
Beyaz Şehre Yolculuk
Şehrin güneyinde, uçakla bir buçuk saat uzaklıktaki Arequipa, Peru’nun önemli şehirlerinden. 5820 metre yüksekliğindeki El Misti Volkanı’nın gölgesindeki şehir Cuzco’ya doğru giden yol üzerinde bir geçiş noktası olduğu için ziyaretçi sayısı yüksek. Yine de bunun ötesinde de şehir kendi başına gezilmeye değer. Beyaz mermerli binalarından dolayı Beyaz Şehir de denilen Arequipa’ya girince gayet düzenli ve güzel bir şehir bulacaksınız. Santa Catalina Manastırı ve Museo Santuarios Andinos gezilerini yapmadan önce şehir meydanı olan Plaza de Armas’ı çevreleyen restoranların birinin balkonunda kısa bir kahve molası verebilirsiniz. Santa Catalina Manastırı 20 bin metrekare alanıyla şehir içinde küçük bir şehir. Rengarenk boyanmış duvarları, sardunyalarla süslenmiş
151
f&t travel Machu Picchu’d a teraslar
Cuzco’da festival
Taquile adasında satıcı kız
koridorlarıyla fotoğrafçıların favori adresi. Santuarios Andinos Müzesi’nin önemiyse misafir ettiği Juanita’dan kaynaklanıyor. Juanita, 1995 yılında 6380 metre yüksekliğindeki Ampato Volkanı’nda bulunmuş bir mumya. Zengin bir aileden gelen bu 12-14 yaşlarındaki güzel İnka kızın, rahipler tarafından, 500 yıl kadar önce, dağda kurban edilmek üzere seçildiği tahmin ediliyor. Üzerinde takıları, kat kat kıyafetleri, bacaklarını kendine çekmiş oturma haliyle Juanita’yı soğuk dağın tepesinde hayal etmek zor olmuyor. Bazı Türk gezginlerin ellerini kaldırıp Juanita’nın ruhuna dua etmesi aramızda gülüşmelere sebep olsa da bunu görüntünün etkileyiciliğini bir sonucu olduğunu düşünmek gerekiyor. Juanita’nın mumya olarak değeri eskiliğinden ziyade bu mükemmel korunmuşluğundan kaynaklanıyor. Arequipa’yı arkanızda bırakıp dünyanın en derin ikinci kanyonu olan Colca Canyon’a gitmek için dağlık bölgeye geçmek gerekiyor. Bitki örtüsü daha ziyade çalılar ve yüksek otlar. Yolda Peru’yla özdeşleşmiş olan Llamalar ve yakın kuzenleri Alpaka ve Vikunyalar’ın yetiştirildiği doğal parkın içinden geçiliyor. Dördüncü kuzen Guanakolar bu türler arasında en yumuşak ve değerli tüylere sahip cins. Bu özellikleri ırklarını yok olma noktasında getirmiş, bu sebeple doğal parkta dahi Guanako görmek imkansız. Yolun bu kısmından sonra, dağlık bölgelerde, otlayan llamalar sık sık karşınıza çıkacaktır. Köylerde de turistlerle fotoğraf çektirmek için bekleyen yerli halkın kucağında Llama yavrularını sık sık göreceksiniz. Colca Canyon’a ulaşınca ekolojik dengeleri gözetmek önceliğiyle yapılmış, bahçelerinde doğal sıcak su havuzları olan, doğayla tam uyumlu şekilde inşa edilmiş otellerden birini tercih edebilirsiniz. Kanyon hem yüksekte hem de okyanustan içerde olduğu için hava akşamları hızla soğuyor, sıcak su havuzları bu manada çok çekici. Bölgedeki bütün otellerde yemekler erken yeniyor, çünkü bütün turistler çok az sayıdaki Ant Kondor’larını görmek üzere ertesi gün güneş doğmadan izleme noktasına gitme telaşında. Saat 5’te yola çıkınca Kondor gözetleme yerine tam vaktinde ulaşıyorsunuz. Sizden önce gelenler ise hediyelik eşya tezgahlarını kurmuş, geleneksel kıyafetleri içindeki Perulular. Peru’da geleneksel kıyafetler her zaman kat kat ve renkli etekler ve üstlerden oluşuyor ve muhakkak bir şapkayla tamamlanıyor. İlk görenlerin sevinç nidalarıyla beraber ilk birkaç Kondor’un havalandığını anlayacaksınız. Kondorlar topraktan yükselen, ısınan havaya kendilerini bırakmış, hiç zorlanmadan ve hatta hareket etmeden, tam karşınızda zig zaglar çizerek kanyonun yukarılarına çıkıyorlar. İzleyicilerin durduğu yüksek noktaya nazaran aşağıda, kanyonun derinliklerinde başlayan bu asil ve ağırbaşlı sabah uçuşu, Kondorlar’ın izleyicilerden hiç rahatsız olma-
152
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Tipik bir köy evi ve odun ateşinin kokusu
25 ILÇEDEN OLUŞAN LIMA’DA, ESKI LIMA’YI ARKANIZDA BIRAKIP GÜNEY MAHALLELERINE YÖNELINCE ULAŞTIĞINIZ MODERN MAHALLE MIRAFLORES, RESTORANLARIN, LÜKS OTELLERIN, DÜKKANLARIN, PLAJLARIN KISACASI HAREKETIN VE TURISTLERIN OLDUĞU YER. BIRAZ DAHA GÜNEYDE, İSTANBUL’UN CIHANGIR’INE BENZEYEN, SANATÇILARIN, ŞAIRLERIN YAŞADIĞI VE LIMA GECE VE EĞLENCE HAYATININ KALBI BARRANCO MAHALLESI VAR.
Akşam olunca Machu Picchu llamalara kalıyor
153
f&t travel dan, göz seviyesinden onlarca metre yükseldikleri noktaya kadar sürüyor. Yeterince yükselince avlanmak için gözden uzaklaşıyorlar.
Sabit pazarda et reyonu
Dünyanın Göbek Deliği
Bir sonraki durağınız Cuzco. Quechua dilinde dünyanın göbek deliği demek. Yazı kullanmayan İnkalar’dan günümüze sözlü olarak aktarılan tarihe göre Güneş Tanrısı Inti, altın asasını yere sapladığında asanın yok olabileceği yer olan, dünyanın göbek deliğini bulması için oğlunu görevlendirmiş. Oğlu Manco Capac da, şehri çepeçevre saran dağlardan bakıldığında derin bir tabak hissi veren, ilerde Amerika’daki uygarlıkların en önemli başkenti olacak bu şehri seçmiş. Şehrin tarihi sekiz, dokuzuncu yüzyıla dayanmakla beraber esas gelişimi İnka başkenti olduktan sonraki yıllarda başlayıp 1530’lardaki İspanyol istilasına kadar sürüyor. Şehrin planı puma biçiminde. Dört yöne uzanan yollar bu muhteşem başkentten düzenlenen seferler için kullanılmış. Otelden çıkıp şehirde dolaşmaya başlayınca fark edilen ilk şey otelin ve şehirdeki binalarının bir çoğunun İnka dönemi surların kalıntılarının ve o dönem yapılarının duvarlarının üzerine inşa edilmiş olduğu. Bir çok yerde üç, dört metre yüksekliğe kadar çıkan, birbirlerinin üzerine kusursuz bir şekilde oturacak şekilde kesilmiş ve yerleştirilmiş dev taşlar, kolonyal ve modern binaların temelini oluşturuyor. Burada da ilk durak yine Plaza de Armas. Plaza de Armas’lar İspanyolların Peru’ya armağanı... İstila sonrasında kontrolü daha rahat ellerinde tutmak için dağınık olarak yaşayan halkları toplamaya karar veren İspanyollar birbirini dik kesen sokaklardan oluşan şehirler kurmuş, bu şehir meydanlarının bir kenarına kilise diğer kenarına da Belediye binalarını inşa etmişler. Bu meydanlar hala bir çok şehrin ana sosyalleşme alanı. Cuzco, turistlerin Peru’da en sevdiği, rahat ettiği ve uzun süre kaldığı şehir. Meydan ve civarındaki restoran ve internet cafeler özellikle genç turistlerle kaynıyor. Her yıl 24 Haziran’da Cuzco’nun en büyük festivali Inti Raymi’nin yapıldığı Saksayhuaman, Cuzco’ya çok yakın. Cuzco’da yemek için çok alternatif yer var. Birçoğu lezzetli yemeklerin servis edildiği zengin mönülü restoranlar. Et, tavuk, balık çeşitleri, anavatanı Peru olan patatesten yapılmış çeşitli yemekler, ceviche, acı biber dolması, rengarenk mısırlar ve quinoa çorbaları, kızarmış kobay, tatlılar ve benzeri çeşit çeşit yemek... Ve her zaman olduğu gibi pisco sour’lar...
Machu Picchu’nun İhtişamı
Cuzco’dan sonraki durak Machu Picchu. Cuzco’dan otobüsle gidip Ollantaytambo’ya ulaşmak, oradan trene binerek Aguas Calientes’e geçip en son da minibüslerle çok dik bir dağ tırmanışıyla Machu Picchu’ya ulaşmak gerekiyor. Colca Kanyon’da ol-
PERU MUTFAĞI duğu gibi burada da erken kalkıp ilk trene binmek esas. Mavi-sarı renkli, üzerlerinde PERURAIL yazan trenlerin üzeri cam kaplı. Amaç içinden geçilen vadiyi çevreleyen dağların rahatça görülebilmesi. Koltuklar rahat, sandviç ve içecek servisi var. Seyahat sırasında kanyonda ve nehir kenarlarında göreceğiniz çadırlar ve yürüyenler, ünlü Inca Trail’i kat etmek için yola çıkmış kişiler. Kat etmesi aşağı yukarı dört gün süren Güney Amerika’nın bu en ünlü dağ yolu Inka’ların, Kutsal Vadi’den Machu Picchu’ya çıkmak için kullandıkları yol. Yükseklik etkisiyle ve dik çıkışından dolayı çok zorlu olan bu 33 kilometrelik yolu kat etmek için her yıl binlerce turist bölgeye geliyor. Tren ve minibüs yolculukları bittikten sonra dar bir patikadan yürüyerek ulaşılan Machu Picchu’nun hangi beklenmedik zamanda karşınıza çıkacağını tahmin etmek imkansız. Orman içinden daha ne kadar yürüyeceğinizi kestirmeye çalışırken ören yerinin kapısında bir anda şehir bütün ihtişamıyla önünüze serilecek. Peru’ya gitmek için yola çıkan bir çok kişinin esas amacı Machu Picchu’yu görmektir. Aslında haksız da sayılmazlar. Machu Picchu Güney Amerika’nın en bilinen ama hala hakkında en az bilgi sahibi olunan arkeolojik kalıntısı. Şehir 1900’lerin başında Amerikalı bir tarihçi tarafından bulunana kadar yalnızca bir grup Quechua yerlisi tarafından biliniyormuş. İspanyol istilası sırasında dağların tepesindeki korunaklı konumu sebebiyle gözden kaçmış ve sonrasında neredeyse unutulmuş. İnkalar’ın burayı ne zaman ve ne amaçla inşa ettiği, buranın ne zaman ve hangi şartlar altında terk edildiği bilinmiyor. Araştırmacılar binaların ve taraçaların taş işçiliğinin özenli yapısına bakarak buranın krallar tarafından kullanıldığı veya en azından önemli dinsel törenlerin yapıldığı bir yer olduğu tahmin ediyor. Bu yükseklikte bulutlu başlayan gün, güneş yükseldikçe büyük bir hızla yerini pırıl pırıl gökyüzüne ve yemyeşil, sonsuz dağ sıralarının arasında fotoğraflardan aşina olduğunuz şahane Machu Picchu görüntüleriyle aydınlanacak. Şehrin hemen girişinde, soldaki teraslardan Machu Picchu’yu kuş bakışı
AREQUIPA’YI ARKANIZDA BIRAKIP DÜNYANIN EN DERIN IKINCI KANYONU OLAN COLCA CANYON’A GITMEK IÇIN DAĞLIK BÖLGEYE GEÇMEK GEREKIYOR. BITKI ÖRTÜSÜ DAHA ZIYADE ÇALILAR VE YÜKSEK OTLAR. YOLDA PERU’YLA ÖZDEŞLEŞMIŞ OLAN LLAMALAR VE YAKIN KUZENLERI ALPAKA VE VIKUNYALAR’IN YETIŞTIRILDIĞI DOĞAL PARKIN IÇINDEN GEÇILIYOR. 154
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Peru mutfağında belli başlı malzemeler sağlık için çok faydalı ve Peru mutfağı çok lezzetli ve yaratıcı olsa da uluslararası arenada bu değerin farkedilmesi ancak yakın zamanlarda oldu. Peru mutfağının ayrılmaz yemeklerinden, çiğ balık ve sebzelerin limon suyuyla pişirildiği ceviche; yerel mutfağın en önemli malzemelerinden quino;, bir çeşit şiş kebap olan anticuchos ve bir üzüm brandy’si olan yerel alkol pisco bu sayede dünya mutfaklarına hızlı bir giriş yaptı. 2012 yılında Londra yemek sahnesinin ‘Peru restoranları yılı’ olarak adlandırılması ve 2013 yılının Birleşmiş Milletler tarafından ‘Uluslararası Quinoa Yılı’ olarak ilan edilmesi bu açılımın ve farkındalığın birer sonucu. Ülkemizde de çeşitli kafe ve restoran mönülerinde çoktan yerini alan quinoa’dan detaylı bahsetmekte fayda var. İslah edilmiş hali en az 4,000 yıldır tüketilen ve İnkalar tarafından ‘tahılların anası’ olarak adlandırılan bu besleyici bitki Peru’da her öğünde, kahvaltı gevreği, çorba, pilav, salata ve tatlı gibi çeşitli şekillerde karşınıza çıkıyor. Sebzelerle karıştırılarak kullanılan quinoa kısır gibi tüketiliyor. Sütlaç benzeri tatlılarda pirincin yerini tutuyor. Bu çeşitli kullanım alanlarına bir de son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda çeşitli bitkisel proteinler açısından da çok zengin olduğu bilgisi eklenince quinoa ‘super yiyecek’ statüsü kazandı ve sağlıklı beslenenlerin peşinde koştukları bir ürün halini aldı. Bu çılgınlığın beklenmedik sonucu ise son günlerde yayınlanan bir araştırma ile ortaya çıktı. Dünyadan gelen yoğun talep üzerine fiyatı çok artan ve üretim alanı çok da geniş olmayan quinoa üreticileri talebi karşılamak için kendi tüketecekleri ürünü bile satışa sunuyorlar ve bunun sonucu olarak da bu zengin besin kaynağından mahrum kalıyorlar.
Colca Kanyon’da el işi tezgahları
Yerli çocuklar Yerel kıyefetiyle köylü kadın
Uçaktan Nazca çizgileri
Cuzco Plaza des Armas, şehir meydanı
Lima’da Victor Delfin’in El Neso heykeli
Lama yavruları ve köylü kızları
seyrederek manzaranın keyfini çıkartabilir ya da sıkışık taş merdivenlerden, dar geçişlerden inip çıkarak şehri keşfedebilirsiniz. Şehir iki bölümden oluşuyor. Tarım yapılan teraslar ve rahiplerin yaşadığına inanılan kısım. Bu kısımda bir çok tapınak, törenler için küvetler ve Machu Picchu’nun tek yuvarlak binası olan Güneş Tapınağı ve sunakları görmek mümkün. Zamanı daha bol olan ve bölgede bir kaç gün geçirebilecek turistler daha sıradışı bir açı yakalamak için yıkıntıların hemen arkasındaki “Genç Doruk” manasına gelen dik Huayna Picchu’ya tırmanıyor. Ören yeri girişini kullanmayan ve yine sıradışı bir açının keyfini çıkartan diğer bir grup ise yolda gördüğünüz İnka Yolu’nu yürüyerek gelenler. Onlar, ören yerine dağın arkasından tırmanarak geliyor ve şehre ‘iniyor’lar. Peru’ya gitmişken kaçırılmaması gereken bir doğa harikası da Bolivya’yla ortak sınır oluşturan Titicaca gölü. Dünyanın, üzerinde taşımacılık yapılan, bu en yüksek gölü sazdan adalarda yaşayan Uros halkıyla bir ayrılmaz bir bütün. Puno’dan bir saatlik tekne yolculuğuyla sazdan yapılmış adalar grubuna ulaşılıyor. Adalar,
üzerlerindeki evler, gözetleme kuleleri, sandallar ve her şey sazlardan yapılmış. Hepimizin beklediğinden çok daha büyük ve donanımlılar. Aralarında okulu ve postanesi olan adalar dahi var. Uros halkı bu adalarda el yapımı anı eşyaları, turizm gelirleri ve devlet desteğiyle geçiniyor. Lima’ya vardıktan sonra Türkiye’ye dönmeden önceki görülmesi gereken son bir yer kalıyor: Nazca çizgileri. 500 kilometrekareye yayılmış yüzlerce çizgi, geometrik şekil ve hayvan figürünün neden, nasıl ve kimin tarafından yapıldığı bilinmiyor. Açık ve koyu renklerin kullanılarak yapılan bu şekilleri, boyutlarından dolayı, yerden görmek ve algılamak mümkün olmadığı için küçük uçaklarla üzerinden geçmek gerekiyor. Nazca kasabasından 8-10 kişilik uçaklarla havalandıktan kısa bir süre sonra bir tepe yamacında dev bir astronot beliriyor; az ilerde koca bir köpek, bir maymun, sonra bir kondor, derken gözünüzün önünde bir bütün vadi şekillerle doluyor. Eğitimli pilotların başarılı dönüş ve manevralarıyla civardaki bütün şekilleri tereddüte yer bırakmayacak netlikte görmek mümkün.
155
f&t vacation trends
En İyi Alışveriş Caddeleri Sadece dinlenmek değil biraz da alışveriş yapmak istiyorsanız, tatil planı yapmadan önce dünyanın en iyi alışveriş caddelerine bir göz atın.
NEW YORK CITY, ABD
Fifth Avenue
New York’un en bilenen caddesi Fifth Avenue’da tüm lüks markaların ve tasarımcıların mağazalarını bulmanız mümkün. Caddenin üst kısmında moda evleri ve ünlü giyim mağazaları, alt kısmında meşhur antika ve halı mağazaları sıralanır.
158
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Amerika’nın Macy’s, Saks Fifth Avenue, Bergdorf Goodman, Barney’s gibi en büyük mağazalar zincirlerini de barındıran Fifth Avenue’da mağazaların indirim sezonlarına denk gelebilirseniz %70’e varan indirimlerden faydalanabilirsiniz.
LÜKSEMBURG
Avenue De La Liberté Lüksemburg birçok Avrupa başkentinle yarışacak kadar özel marka ve mağazaya sahip. Birbirinden şık mağazalar trafiğe kapalı sokaklarda, meydanlarda sıralanıyor. İstasyon yakınlarındaki, Lüksemburg’un en popüler caddesi Avenue de la Liberté dünyanın alışveriş için en iyi caddelerinden biri.
BARSELONA, ISPANYA
Avinguda Diagonal Barselona’yı batı ve doğu şeklinde diagonal olarak kesen, şehrin en önemli ve geniş caddesi Avinguda Diagonal, 5 kilometre uzunluğunda. Cadde birçok alışveriş merkezine, kuyumcuya, moda evine ve galeriye ev sahipliği yapıyor. Büyük L’Illa Alışveriş Merkezi de burada bulunuyor.
TOKYO, JAPONYA
Ginza
Sekiz bloktan oluşan Tokyo’nun en seçkin alışveriş alanı olan Ginza, uçuk gayrimenkul fiyatları ile de bilinir. Burada birçok alışveriş merkezi, butik, gece kulübü, kafe, restoran ve sanat galerisi bulunur. Mağaza vitrinlerinde klasik Japon kültürünü yansıtan Ginza, gece neon ve floresan ile ışıklandırılarak gri şehri aydınlatıyor. Sony’nin son model ürünlerini ilk alanlardan olmak isterseniz Ginza’daki mağazaya uğramalısınız.
VIYANA, AVUSTURYA
Maria Hilfer
Fiyatların yüksekliğine rağmen çeşit zenginliği ile Viyana çekici bir alışveriş merkezidir. Modern alışverişin yanında porselen, kristal ve cam işleri, kayak malzemesi gibi ülkeye özgün ürünleri şehir merkezindeki Maria Hilfer Caddesi’ndeki büyük, küçül birçok mağazadan bulmak mümkün.
MILANO, İTALYA
Galleria Vittorio Emanuele Ünlü Duomo katedrali yakınındaki Galleria Vittorio Emanuele, İtalyanlar tarafından dünyanın ilk alışveriş merkezi kabul ediliyor. Milano’da görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Şık restoranları, lüks mağazalarıyla Milano’nun en
çok turist akınına uğrayan caddede, dört koridorunun kesiştiği noktada, cam kubbenin altında; zemine boğa figürlü bir mozaik bulunur. Bereket getireceğine inanlar topuklarını bu boğanın üzerine koyup kendi etraflarında üç kere dönerler.
159
f&t vacation trends
LOS ANGELES, ABD
Rodeo Drive
Hollywood ünlüleriyle Los Angeles’ta alışveriş yapmak isteyenler, dünyanın en göz alıcı ve en pahalı alışveriş caddesi Rodeo Drive’ı tercih ediyor. Yaklaşık 325 metre uzunluğundaki caddede 143 butik, her gün yüz binlerce zengin müşteriye hizmet veriyor. Kafe ve restoranlarıysa, ünlülerin uğrak yeri.
PARIS, FRANSA
SIDN EY, AVUSTRALYA
Haute Couture evleri, Fransız butikleri, lüks markaları ve muhteşem mimarisi ile ünlü Avenue Montaigne’de tam anlamıyla lüksü yaşayabilirsiniz. Noel dönemine denk gelirseniz; caddenin ışıltılarıyla büyülenebilirsiniz.
George Street’in üzerinde bulunan Queen Victoria Building, tarihi bir atmosferde alışveriş keyfi sunuyor. 190 metre uzunluğunda, 30 metre genişliğinde bu romanesk yapıda her zevke hitap eden mağazalar bulunuyor.
DELHI, HINDISTAN
İSTANBUL, TÜRKİYE
Janpath Caddesi’nde renkli tekstil ürünlerinden, mücevherlere; el yapımı çanak çömleklerden, baharat ve şifalı otlara kadar birçok alanda alışveriş yapabilirsiniz. El sanatları ürünlerinin yanı sıra cadddede kitapçılar da bulunuyor.
Geçen yıllarda dünya genelinde 30 önemli alışveriş caddesi üzerinde yapılan araştırmada Bağdat Caddesi 4. olmuştu. Dünya markalarına ev sahipliği yapan Bağdat Caddesi temizlik, ışıklandırma gibi farklı alanlarda değerlendirildi.
Avenue Montaigne
Janpath
160
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
George Street
Bağdat Caddesi
AMSTERDAM, HOLLANDA ZÜRIH, İSVIÇRE
Bahnhofstrasse Chanel, Louis Vuitton, Giorgio Armani, Cartier, Bvlgari, Salvatore Ferragamo, Ermenegildo Zegna gibi dünyaca ünlü markaları bulabileceğiniz Zürih’teki 1.4 kilometre uzunluğundaki Bahnhofstrasse saat satın almak için iyi bir adres.
PC Hoofstraat
Alışveriş denince akla ilk gelecek şehirlerden biri olmayan Amsterdam’da, PC Hooftstraat Caddesi’nde birçok markayı bulabilirsiniz. Küçük bir alışveriş caddesi olmasına rağmen her markanın her ürününü kolayca bulmanız mümkün.
SAO PAOLO, BREZILYA
Oscar Freire
SINGAPUR
Orchard Road Singapur’da ilk akla gelen yer Orchard Road, yani Orkide Caddesi’sidir. Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bu tek yönlü cadde cafe, restoran, dev alışveriş merkezleri, prestijli otelleri ve çiçek düzenlemeleriyle çok çekici görünüyor.
Oscar Freire alışveriş caddesi üzerinde, Brezilya kültürünü tanımak ve alışveriş yapmak için birçok mağaza ve cafe bulunuyor. Aynı zamanda Oscar Freire üzerindeki birçok lüks otelde yılın her ayında Sao Paolo’yu keşfetmeye gelen turistler konaklıyor.
LONDRA, İNGILTERE
Bond Street
Bond Street’te Prada, Louis Vuitton, Moschino, Matthew Williamson, Stella McCartney, Chanel, Martin Margiela gibi moda dünyasına yön veren tasarımcıların mağazalarını bulabilirsiniz. Bond Street aynı zamanda Kraliyet ailesinin tedarikçilerine de ev sahipliği yapıyor. Bond Street’te tasarım butikler, kuyumcular, pahalı dekorasyon mağazaları, antika ve sanat eseri satan yerler bulmak mümkün. Alışveriş sevenler için tam bir cennet!
161
f&t travel
Gündüz Sakin, Gece Çılgın
PHUKET
Tayland’ın popüler tatil adası, doğal güzellikleri, sualtı zenginlikleri ve renkli gece hayatıyla tüm dünyadan turistleri kendine çekiyor
162
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
NASIL GIDILIR? Emirates ile Dubai aktarmalı olarak Phuket’e her gün uçuş yapılıyor. www.emirates.com.tr
G
üney Tayland’da Andaman denizi kıyısında bulunan Phuket, ana karaya küçük bir köprü ile bağlı. Her yaştan, kültürden ve gelir grubundan ziyaretçilere hitap eden Phuket adası, huzur ve sükunet arayanlara sessiz ve doğal plajlarını, hareketli bir tatil isteyenlere ise aktivite ve gece hayatı olanaklarını sunuyor. 540 kilometrekarelik adanın en hareketli noktası, yüzlerce bar ve kulüp ile her gece sınırsız eğlenceye sahne olan Patong plajı... Doğanın sunduğu yalnızlığı arayanlar ise bunu Patong’un hemen güneyinde kalan Karon’da bu-
labiliyor. Bu 4 kilometre uzunluğundaki beyaz kumlu plaj, rahat bir gece hayatı ile yerel ve uluslararası mutfaklara sahip. Karon’a kısa bir sürüş mesafesi uzaklıkta yer alan Kata da beyaz kumu ve temiz suları ile meşhur. Ailelerin tercih ettiği bu plaj, büyüleyici sahilleri, muhteşem restoranları ve canlı gece hayatıyla popülerliğini yıllardır kaybetmiyor. Tüm bu plajlarda bulunan yüzlerce restoranda ise Tayland’ın ve dünya mutfaklarının en güzel örneklerini bulmak mümkün... Tayland’ın birçok yerinde olduğu gibi Phuket’te de Tuk-Tuk denilen küçük taşıtlarla ulaşım sağ-
XX
f&t travel
lanabiliyor. Phuket, denizin içersine inşa edilmiş küçük kulübeleri ile ünlü. Deniz suyu son derece temiz olduğundan uzun bir sualtı görüş mesafesine sahip ve bu nedenle Phuket dünyanın en iyi dalış mekanlarından biri olarak kabul ediliyor. Böylesine çok sayıda kumsal ve temiz suya çok az sayıda adada rastlanabilir. Ancak Phuket’te dalışın yanı sıra jet ski, parasailing, çevre adalara ve Phang Nga Koyu’na tekne turları gibi aktiviteler de yaygın.
Ne Yapılır?
Phuket Town’un banliyölerinde kurulmuş ve geleneksel şarkılar, danslar ve savaş sanatlarını içeren bir özel efektler vitrini oluşturan Siam Niramit Phuket’i ziyaret edin. Bu şovun yanı sıra açık hava performansları ve su üstünde kurulmuş bir pazarı gibi başka gezilecek yerler de bulunuyor. Phuket Fanta Sea, temalı parklar, karnaval benzeri oyunlar, çok sayıda alışveriş imkanı, fil gösterileri, canlı müzik ve macera sporları içeriyor. Yemek yeme olanakları, yol kenarı erişte tezgahları ve klimalı restoranlardan mükemmel manzaralı açık hava restoranlarına veya fast food mekanlarına kadar çeşitlilik gösteriyor. Ayrıca görünüşte karışık olan Thai mutfağının arka planındaki sadeliği ortaya çıkaran yemek kurslarını da deneyebilirsiniz. Alışveriş meraklıları için Phuket Town, Thalang ve Patong’da çok sayıda lüks alışveriş merkezi ve mağaza bulunuyor. Phuket’te 6 şubesi bulunan Jim Thompson mağazaları da geleneksel kıyafetlerden, kaliteli ipek ürünlere, Thai işi çanta ve şapkalardan ilginç kitaplara kadar geniş bir alışveriş yelpazesi sunuyor. Central Festival ve Jungceylon alışveriş merkezlerinin yanı sıra hafta sonu pazarı muhakkak ziyaret edilmeli. Beach Road üzerindeki Karon ve Kata plajları arasında yer alan Dino Park’ta golf becerinizi ölçebilirsiniz. 18 delikli, dinozor temalı mini golf sahasında patlayan bir yanardağ ve Çakmaktaşlar temalı bir restoranın
164
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
PHUKET, DENIZIN IÇERSINE INŞA EDILMIŞ KÜÇÜK KULÜBELERI ILE ÜNLÜ. DENIZ SUYU SON DERECE TEMIZ OLDUĞUNDAN UZUN BIR SUALTI GÖRÜŞ MESAFESINE SAHIP VE BU NEDENLE PHUKET DÜNYANIN EN IYI DALIŞ MEKANLARINDAN BIRI OLARAK KABUL EDILIYOR. BÖYLESINE ÇOK SAYIDA KUMSAL VE TEMIZ SUYA ÇOK AZ SAYIDA ADADA RASTLANABILIR.
NEREDE KALINIR? yanı sıra çok sayıda büyük ve gerçeğe benzer dinozor heykeli bulunuyor. Golf tutkunları için popüler bir yer olan Phuket, dünya standartlarındaki golf sahalarına ev sahipliği yapıyor. En popülerleri arasında uluslararası turnuvalara ve dünyanın en iyi golf oyuncularına ev sahipliği yapan ödüllü Blue Canyon Country Club yer alıyor. Sahalar oldukça etkileyici yerleşim noktalarına kurulmuş durumda ve son derece bakımlı olmalarıyla ünlü. Diğer kulüpler arasında, birçokları tarafından adanın en iyileri olarak kabul edilen Mission Hills ve Phuket Country Club yer alıyor. Canlı bir sahil kasabası arıyorsanız gitmeniz gereken yer Patong. Yüzlerce restoranı, canlı müziği, barları ve diskoları içeren canlı gece hayatı ile tüm aktivitelerin merkezi esas olarak Bangla Road. Aynı zamanda Sukhumvit yolu, Rat-U-Thit yolu ve Soi Dongtan boyunca geceleri gidebileceğiniz başka eğlence merkezleri de var. Patong ayrıca canlı müziğin adadaki kalbi: Burası, rock ve pop’tan caz ve folk’a kadar tüm müzik severleri tatmin edecek mekanlara sahip. Phuket ayrıca kara ve deniz yoluyla ulaşılabilen kısmen bozulmamış adalarla çevrilmiş durumda ve buralara gitmek de ma-
ANGSANA LAGUNA PHUKET: Manzaralı Bang Tao Koyu’nda yer alan modern bir tropikal cennet olan bu şık tesis, 323 metrelik uzun bir havuzla çevrili. BANYAN TREE PHUKET: Andaman Denizi ile çevrili olan Banyan Tree Phuket, ödüllü yemek mekanı seçenekleri ve tam spa hizmetleriyle lüks bir tropikal tatil olanağı sunuyor. MOVENPICK RESORT&SPA KARON BEACH PHUKET: Adanın güneybatısında bulunan bu 5 yıldızlı lüks otel, Phuket’in tüm güzelliklerini tek merkezden sunuyor. LE MERIDIEN PHUKET BEACH RESORT: Kendine ait özel plajı bulunan ve göz alabildiğine tropik bir manzaranın içinde konumlanmış olan Le Meridien, Patong Plajı’na sadece da 5 km uzaklıktadır.
165
f&t travel PHUKET TOWN’UN BANLIYÖLERINDE KURULMUŞ VE GELENEKSEL ŞARKILAR, DANSLAR VE SAVAŞ SANATLARINI IÇEREN BIR ÖZEL EFEKTLER VITRINI OLUŞTURAN SIAM NIRAMIT PHUKET’I ZIYARET EDIN.
SINGAPUR AKTARMALI PHUKET Singapur Havayolları 25 yıldır Turkiye ile Singapur arasında uçuş gerçekleştiriyor. Haftada 4 direkt sefer ile uçuşlarına devam eden Singapur Havayolları,1 Nisan 2013 itibariyle haftalık 5 uçuşa geçiyor ve ilerleyen yıllarda haftalık 7 uçuşu hedeflemekte. 38 ülkede 72 şehre uçan Singapur Havayolları, misafirlerine en iyi hizmeti sunmayı kendine amaç edinmiş ve yıllar boyunca dünyanın önde gelen kuruluşları tarafından pek çok kez ödüllendirilmiş. Singapur Havayolları, Changi Havalimanı ile yapmış olduğu işbirliği çerçevesinde 1 Ekim 2012 ve sonrasinda bilet alan tüm transit yolcularına 1 Ocak - 1 Haziran 2013 tarihleri arasında 40 Singapur Doları, 1 Haziran 2013 - 31 Mart 2014 tarihleri arasındaysa 20 Singapur Doları tutarında hediye çeki sunuyor. Bu çek Changi Havalimanı’ndaki alışverişlerde, restoranlarda ve dinlenme salonlarında kullanılabilir. İstanbul’dan Tayland’ın Phuket adasına Singapur aktarmalı gidişdönüş ekonomi sınıfı bilet fiyatı 846 Euro ve business sınıfı 2134 Euro’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor. 9 Haziran 2013 itibariyle Singapur Havayolları, İstanbul ve Singapur arasında, yenilenen Boeing 777-200ER tipi uçaklarla hizmet vermeye başlayacak.
166
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
ceranın bir parçası. Koh Lanta ve Railay Plajı gibi Krabi Şehri’ne ait gidilecek yerler kısa bir araba sürüşü mesafesindeyken, Phi Phi Adaları popüler bir dinlenme yeri. Güneyde ise Trang Şehri büyüleyici deniz mağaralarını sunuyor. Ziyaret edilecek diğer yerler arasında Phang Nga Şehri’ndeki
Surakul Pier’den uzun kuyruklu botla 20 dakika uzaklıkta bulunan bir köy olan Koh Panyee bulunuyor. Tayland’ın en huzurlu dinlenme yerlerinden biri olan Khao Lak, Phuket adasının hemen kuzeyinde yer alıyor. Doğayla iç içe olmak istiyorsanız, çevredeki tepelerde yer alan milli parkları da ziyaret edebilirsiniz.
S İNGAPUR HAVAYOLLARI
Dünyanın en rahat koltuğu Tamamen yatak olabilen, dünyanın en geniş koltuğunda size özel alanla rahatlamanın keyfine varın. Seyahat esnasında kişisel eğlence sistemi Krisworld ve diğer havayollarının bile konuştuğu kabin içi servisimizin tadını çıkarın. Belirtilen koltuk tipi, 9 Haziran 2013 itibariyle İstanbul Singapur arası uçuşlarda yer alacaktır. Daha fazla bilgi için Singapur Havayolları, Istanbul ofisi ile (0212) 463 18 00 nolu telefondan irtibata geçebilirsiniz.
singaporeair.com/tr Singapur Havayolları’nın İstanbul Singapur hattında hizmet verecek olan B777-200ER tipi uçaklarda mevcuttur.
f&t culture
VENEZUELA’YA BİR BİLET
Ankara geçtiğimiz aylarda çok özel bir davete ev sahipliği yaptı. Ankara’nın sevilen mekanı “Cafe des Cafes”de Venezuela Büyüklelçisi Jose Gregorio Bracho Reyes’in verdiği davette dünyaca ünlü perküsyon ustası Orlando Poleo ve grubu muhteşem bir müzik ziyafeti verirken ünlü şef Antonio Garces de Venezuela yemeklerinden nefis tadım menüsü hazırladı. Davetliler hem yemeklerin, hem de Afro Venezuela jazz müziğinin tadını çıkarttı. Yazı ve fotoğraflar Nilüfer Ülkügüner Şengel
168
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
S
oğuk bir Ankara akşamında vestiyere ceketlerimizi verdikten sonra müziğin ve ortamın hoşluğuyla kendimizi adeta Venezula’daymışız gibi hissettik. Dünyaca ünlü şef Antonio Garces yemeklere son dokunuşlarını yaparken kendisiyle çok keyifli bir sohbete koyuluyoruz. Şef son derece güleryüzlü ve rahat. İşinin ehli olduğu her halinden belli oluyor. İlk sorumu sorarken bana minik jambonlu ekmekten bir parça uzatıyor. Ekmek fırından yeni çıkmış, inanılmaz lezetli. Yani “Mini Pan de Jamon”dan tatmış oluyorum.
FASHION&TRAVEL Türkiye’ye hoş geldiniz. Dünyaca ünlü bir şefsiniz. Yemek maceranız nasıl başladı ? ANTONIO GARCES Merhaba. Aldığım mutfak eğitimden sonra bir süre mutfakta çalıştım ve sonra bir de idari işler üzerine eğitim aldım. Bütün hayatım boyunca mutfak üzerine, mutfak işinde çalıştım. Bu sayede dünyayı da gezdim. Şimdi İtalya’dayız ama tabii Venezuela mutfağı üzerine çalışıyoruz. Aynı zamanda Meksika ve Karayip mutfağı da var.
F&T Venezuela mutfağının karakteristik özellikleri nelerdir? AG Gerçekten çok zengin bir mutfağımız var. Pek çok kültürden etkilenmiş bir mutfak. İçinde Venezuela mutfağı, yerli mutfağı, Meksika mutfağı var. Afrika ve Portekiz mutfaklarından da etkileşim var. Bunların hepsinin bir toplamıdır diyebilirim. Et de var, balık da var, tavuk da var… F&T Mutfağınızda mısır da çok kullanılıyor değil mi? AG Evet. Çünkü bütün Latin Amerika yemek kültüründe mısır vardır. Mesela bu akşam ekmek olarak yediğimiz “Arepa”yı size tanıtacağız. Bu akşam iki farklı mısır ekmeği yani arepa ikram edeceğiz. Birincisini tavuk ve avokadoyla servis yapacağız. Diğerinin içine küçük siyah fasulyelerin püresini koyacağız. F&T Kokuları da zaten şu anda duyuyorum. Bu güzel kokuları duyan herkes biraz acıktı sanıyorum. Bu akşam başka neler olacak menünüzde? AG Deniz ürünlerinden de tatmanız için karideslerle beraber avokado, kişniş ve mango karışımlı bir yemek hazırlıyacağız. Karides tartar, yani “Tartar de Camarones” adı. Örne-
169
f&t culture
resmen. Her sene Antalya’ya geliyorum. Balıklar da çok lezzetli. F&T Yemeğin sanat olduğu fikrine katılıyor musunuz? AG Kesinlikle. Bir tutkudur ve insanın kendisini adaması gereken bir şeydir. F&T Venezuela’da kadınlar olağanüstü güzellikteler ve kainat güzelleri genellikle ülkenizden çıkar. Belki çok katmanlı mutfağınızın da katkısı vardır diye düşünüyorum. AG Olabilir tabii.
ğin; yemeklerden birisi de acı-tatlı biberli Venezuela usülü sigara böreği. Peynirin üzerini ince bir hamurla sarıp kızartıyoruz. Bugün çok şaşırdım. Sabah otelde kahvaltıya davet ettiler bizi ve kahvaltıda sigara böreği vardı. Aşağı yukarı bizim yaptığımızla aynı şeydi. Kilometreler olarak bu kadar uzak iki yerde aynı yemeği bulmak çok hoştu doğrusu. F&T Venezuela’da güne nasıl başlarsınız, kahvaltıda neler yenir? AG Sizin gibi tuzlu ağırlıklıdır. Yumurtalar, küçük siyah fasulyeler vardır masamızda, peynirler vardır, avokado ve arepa vardır. Kuvvetli bir kahvaltıdır. F&T Bildiğim kadarıyla yemeklerde Hindistan cevizi, muz ve ananası da sıklıkla kullanıyorsunuz. AG Evet. Meyvaları çok kullanırız. Bizim mutfağımız çok enteresan. Çünkü mesela sert ve keskin tatlarla yumuşak tatları, tuzlularla tatlıları birlikte yiyoruz. Bu akşam Hindistan cevizli bir tatlımız da var. “Manjar de Coco” adı. F&T Daha önce Türkiye’de bulunduğunuzu öğrendim. Bizim mutfağımız hakkında neler düşünüyorsunuz? AG Çok seviyorum yemeklerinizi. Çok etkileyici bir çeşitliliğiniz var. Sebzeleri çok farklı şekillerde kullanmanız beni etkiliyor. Mezelerinize aşığım
170
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
ALDIĞIM MUTFAK EĞITIMDEN SONRA BIR SÜRE MUTFAKTA ÇALIŞTIM VE SONRA BIR DE IDARI IŞLER ÜZERINE EĞITIM ALDIM. BÜTÜN HAYATIM BOYUNCA MUTFAK ÜZERINE, MUTFAK IŞINDE ÇALIŞTIM. BU SAYEDE DÜNYAYI DA GEZDIM.
f&t flower arrangements
Bahar’da Çiçekleri Evinize Taşıyın! Ne zaman ki sabahın erken saatlerinde kuş cıvıltılarıyla uyanmaya başladınız, içiniz içinize sığmıyor ve güneş cılız ışığıyla aydınlatmak yerine kemikleri ısıtan bir sıcaklık da yaymaya başladı, işte o zaman bahar gelmiştir. Uyanan doğanın seslerine, kokularına ve güzelliklerine her bahar yeniden aşık olur insan. Doğal olarak baharın coşkusunu evde de hissetmek için bu güzellikleri eve taşımak ister. Baharı eve taşımanın en güzel yolu bu aylarda iyice çeşitlenen çiçekleri evden eksik etmemek. Bu yazıda çiçekleri evinizin tarzına göre nasıl düzenleyebileceğiniz ve nasıl daha uzun dayanmalarını sağlayabileceğiniz ile ilgili ipuçları bulacaksınız Yazı ve çiçek düzenlemeleri Eren Tapan
172
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
KLASIK EVLER
Güller, hüsnüyusuflar, kartopları, frezyalar klasik aranjmanlar için biçilmiş kaftan. Renk uyumu çok önemli. Birbirini tamamlayan renklerden farklı boy ve dokularda çiçekleri bir arada kullanın. Annelerden kalan kesme kristal vazolar bu baharda büfelerin alt raflarından çıkabilirler, ya da Çukurcuma veya Horhor’dan edinilecek klasik “urn” şeklinde saksılar veya bunların cam versiyonları klasik düzenlemeler için ideal.
MODERN/ MINIMALIST EVLER
Düz silindir, şeffaf cam vazoların her boyu kullanılabilir. Laleler, callalar ve anthuriumlar bu vazolarda harika sonuç veriyor. Bu zarif çiçekleri başka çiçeklerle karıştırmamak en iyisi.
COUNTRY TARZI EVLER
Antikacılardan eskileri, Mudo benzeri mağazalardan da yenileri temin edilebilecek rustik cam ya da gümüş benzeri vazo ve kaplar ideal. Eski buz kovaları, şampanya soğutma kapları ve şişeler delphinium, narin, frezya, sümbül, erengül gibi romantik çiçeklere çok yakışıyor.
173
f&t flower arrangements
Vazonuzu Seçtiniz, Çiçeklerinizi Aldınız. Şimdi Sıra Bunları Birleştirmeye Geldi
Çiçeklerinizi düzenlerken önce elinizdeki vazonun boyuna bir bakın. Genel kural çiçeğin boyunun vazonun 1,5 katı kadar olmasıdır. Vazonuzu suyla doldurun ya da çiçeklerinizin vazoda ayakta durmak için desteğe ihtiyacı olacaksa çiçekçilerden temin edeceğiniz oasis denilen süngerlerden kullanın. İsterseniz suya 1-2 damla çamaşır suyu damlatarak bakteri üremesini azaltabilirsiniz. Saplarını kestiğiniz çiçekleri vazoya yerleştirmeye başladığınızda en kolayı önce aranjmanınızın en üst, en sol ve en sağ noktalarını belirleyecek dalları yerleştirmek ve sonra bunların aralarını doldurmak. Böylece düzenlemenin önceden belirlediğiniz biçim ve ölçü içinde kalmasını sağlamış olursunuz. Kullanacağınız çiçekleri seçerken renk uyumu kadar boyut ve doku uyumuna da dikkat edin. Mesela lilyum gibi büyük çiçeklerle minik frezyalar, ya da delphinium gibi uçuşan dokularla calla gibi sert hatlı çiçekler birlikte iyi sonuç vermeyeceklerdir. Çiçek düzenlemesi yaparken yeşillik ve diğer yan malzemelerin de önemini unutmayın, sarmaşıklar, dallar, farklı boy ve renkte yapraklar hatta meyve ve sebzelerle düzenlemelerinizi çok daha güzel ve size özel yapmak mümkün. Düzenlemeniz hazır ve harika görünüyor. Peki, bu güzelliği korumak için ne yapmak lazım? Bilmeniz gereken en önemli şey şu: Çiçeklerin en büyük düşmanı sıcak ve bakteriler. Bu durumda çiçeklerinizi ısı kaynaklarından uzak tutmak ilk yapacağınız şey. Evde hala kalorifer yanan aylarda çiçekleri geceleri balkona çıkarmak harika bir fikir olabilir. Bakteri üremesini engellemek içinse su seviyesinin altında hiç yaprak bırakmamak, vazodaki suyu mümkünse her gün değiştirmek, çiçeklerin saplarını da gün aşırı kesmek lazım. 1-2 damla çamaşır suyu meselesini de unutmayın sakın. Bu kadarı yetmez diyor ve çiçek tasarımı işini daha derinlemesine öğrenmek istiyorsanız bir kursa gitmenizde fayda var. Çiçek tasarımı kursları ülkemizde ne yazık ki çok fazla değil. Eren’s Flowers with an Attitude 0212 323 64 99 ve Hana Çiçek 0212 229 26 29 kurslar düzenliyor. Yurt dışında ise Amsterdam ve Londra bu işin merkezi. www.judithblacklock.com/ http://www.outofthebloom.com/ www.jane-packer.co.uk/ http://www.jamieaston.com/ http://www.boerma.nl/index_uk.html
174
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
f&t art
BEDRİ BAYKAM
Tarihin Röntgencisi
176
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Otuz yaşın altındaki üç genç sanatçıyla konuştuktan sonra belki de günümüzde en çok bilinen çağdaş Türk ressamı Bedri Baykam’la konuşabilmek için Baykam’ın sahibi olduğu Taksim’deki Piramid Sanat’a gidiyorum. Yazı Nilüfer Ülkügüner Şengel
BEDRİ BAYKAM Ressam, Yazar...
A
ltı katlı bu binada, sanatçının atölyesi, ofisi, sanat galerisi ve giriş katında kafe mevcut. Bedri Baykam 26 Şubat - 24 Mart tarihlerinde Paris’te Galerie Lavignes, Bastille’de ve sonrasında 1 Nisan - 1 Mayıs arasında New York’da açacağı serginin hazırlıklarını yapıyor. Sadece eserlerin hazır olmaları yetmiyor, yurt dışındaki galerilerle görüşmeler, basılacak kataloglar, verilecek röportajlarla gerçekten de çok yoğun birisi Bedri Baykam. Telefonu susmak bilmiyor. Basılacak kataloğun kapağının renginden malzemesine kadar her türlü detayla titizlikle ilgileniyor. Bedri Baykam telefonla konuşurken ben de The Voyeur Of History (Tarihin Röntgencisi) adlı sergiyi geziyorum ve fotograf çekiyorum.
FASHION&TRAVEL Sizi sanatsal olarak neler besler , neler ilham verir? BEDRI BAYKAM- Bir yandan sanat tarihidir, kendi tarihimdir, özel hayatım yani yaşadıklarım, kendi sanatımın geçmiş dönemdeki evreleri… F&T Çocukluk deseniniz olan atınızın yeniden resimlerinizde hayat bulması gibi mi? BB Mesela, evet. Onun dışında gördüğüm bir manzara da etkili olabilir, yaşadığımız politik olaylar etkili olabilir, göreceğim güzel bir kadın etkili olabilir, bir acı etkili olabilir, acı ve kayıp resim yaptırabilir. Bunlar tetikleyici olabilir. Ama sanat tarihi beni besliyor. Kendi tarihim, dünyanın, evrenin tarihi beni besliyor. Sonuçta siz beslenme fişlerinizi nereye takacak sanatsal, düşünsel bir makina üretmişseniz kendi içinizde
oralardan, o prizden elektrik alabiliyorsunuz. Yani bu prizler birden fazlaysa şansınız daha fazla olabilir. F&T Uzun yıllar Fransa’da yaşadınız. Avrupa sanatı, Picasso, Poussin gibi ressamlar sizi etkiledi mi? Picasso’nun “Avignon’lu Kızlar” tablosunun bir yorumu var şimdiki serginizde. BB Etkilenmekten çok onları yorumladığımı söyleyebilirim. Onların beni beslediğini söyleyebiliriz. Beni mağara resmi de etkilemiştir, Mehmed Siyah Kalem de etkilemiştir. Zen sanatı da Uzakdoğu fırça darbeleri de etkilemiştir. Mısır Piramid’leri de etkilemiştir. Sanat tarihinin, resim tarihinin içerisinde de bu tarihin içine girmiş batılı bir çok isim beni etkileyen, benim yorum yapma arzusu duyduğum hatlar açmışlardır. Poussin, Delacroix… Bunların ötesinde erotik minyatürler de beni etkilemiştir. Onların etrafında da seyirler yapmışımdır. Kendi soyut sanatım içerisine kaligrafi de girmiştir. Aslında genel olarak tüm sanat tarihiyle ilişkili olduğumu söyleyebilirim. F&T Peki nasıl bir ortamda eserlerinizi üretirsiniz, gece veya gündüz gibi tercihleriniz var mı? BB Kitap yazarken gürültülü bir kahveyi tercih edebilirim. Gürültülü bir ortamda yazabilirim. Yeter ki çalışacağım büyük bir masa olsun. Araştırmalarımı, notlarımı koyabileceğim. Resim yaparken gece elimde her türlü malzemem olmalıdır. Kendi atölyem olmalıdır. Tek bir çizgi bile çizsem elimin altında tüm malzemelerim olmalıdır. Gece 10’dan sabah 5’e kadar resim yaparım genellikle. Gündüz röportajlar vardır, randevular vardır, işler vardır, alışverişler vardır… Gün içinde resim yapacak zamanı bulmam ayda iki kereyi geçmez.
Bedri Baykam 1957 yılında Ankara’da CHP milletvekili Dr. Suphi Baykam ve Yüksek Mimar Mühendis Mutahhar Baykam’ın ikinci çocuğu olarak doğdu. İki yaşında resim yapmaya başladı. Altı yaşında Ankara, Bern ve Cenevre’de ilk eserlerini sergiledi. Harika çocuk olarak tanımlandığı 1960’lı yıllarda Avrupa ve Amerika’nın birçok sanat merkezinde sürekli olarak sergiler açtı, büyük ilgi gördü. İstanbul Fransız Lisesi’ne devam eden Bedri Baykam 1975-80 arasında Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde işletme ve ekonomi, L’Actorat okulunda da aktörlük tahsili yaptı. 1980 yılında Amerika’ya taşınan sanatçı, 1984’e kadar California College of Arts and Crafts’de resim ve sinema eğitimi gördü. Yeni Dışavurumculuk akımının öncülerinden olan Baykam, 1987 yılına kadar Amerika’da kaldı. O tarihte İstanbul’a geri dönen Baykam bugüne kadar yarısı uluslararası olmak üzere 113 kişisel sergi açtı, sayısız grup sergisine katıldı. Bir çok kısa metrajlı film/video çekti, kısa ve uzun metrajlı filmlerde aktörlük yaptı. Baykam’ın yayınlanmış, yarısı siyasi 23 kitabı ve yapıtları hakkında 46 sergi kataloğu bulunuyor. Ayrıca, kendisi hakkında yayınlanmış 4 kitap mevcut.
177
f&t art F&T Son dönem işleriniz 4 D’ler. Bu yeni çalışmalarınız nasıl oluştu? BB 4 D’ler mesela o lenticular dediğimiz yüzeyin malzemesi yıllardır var, hatta onlarca yıldır var. Saydam boya katmanları üzerine yıllarca çalıştım. Saydam dijital fotoğraflar üzerine yıllarca çalıştım. Kolaj üzerine, eski ustaların işlerine referans üzerine yıllarca çalıştım. Plastik veya diğer malzemelerin şeffaflıkları üzerine yıllarca çalıştım. Saydam katmanlar dışında malzeme katmanları. Bütün bu deneyimleri birleştirince o 4 D’ler çıktı ortaya. Teknik olarak çözdüğüm zaman sonucun bu kadar muhteşem olacağını biliyordum aslında. Bu, bir doktorun otuz yıl araştırdıktan sonra sözgelimi, inşallah kanseri nasıl iyileştireceğini bilmesi gibi. Fiilen yapmadan önce. F&T Ya da bir sinema yönetmeninin filmi çekmeden önce kafasında görmesi gibi. BB Evet. Önceden. Bu neye bağlı. Yani biraz sanatı bir meydan okuma ve yaramazlık yapma alanı olarak görme açıklığına bağlı. Yoksa kırk yıldır aynı resmi yapan insanlar var. Türkiye’de de dünyada da. Kolay alınır, kolay satılır, endüstri haline gelir, otuz asistan alır onlara yaptırırsınız. Benim resimlerim öyle değil ki. Bunların her birini ben yapacağım, elimle yapacağım. O yüzden benim sanatımda, dönemler hep birbirinden farklı ama birbirine bağlı oluyor ve yeni kapılar açıyorum. F&T Başka hangi sanatlar sizi besliyor? BB Sinema. En başta sinema. Truffaut’yu, Claude Lelouche’u severim. Woody Allen’ı severim. Herkesin, bu benim aklıma gelmişti dediği, düşünmekle kaldığı şeyleri Woody Allen film yapar. Çekinmeden bir çok insanın aksine Amerikan sinemasını sevdiğimi söyleyebilirim. Aktörlerden Robert de Niro’yu ve Al Pacino’yu severim. F&T Kitaplarınızı da okuduğumdan dolayı çok gezdiğinizi, dünyanın neredeyse her yerinde bulunduğunuzu biliyorum. Hangi ülkeler size ilham ve yeni fikirler, yeni heyecanlar verir? Ara sokakları mı, ana caddeleri mi, hangisini tercih edersiniz? BB Ara sokakları, küçük kahveleri, graffitili sokakları severim. Mesela Napoli sokakları, Kenya’nın balta girmemiş alanları veya çölleri, 1998’den bu yana Amerika ve Avrupa dışında ister sergi açmak için, ister gezmek için Japonya, Çin, Tayland, Avustralya, Küba, Arjantin, Rusya, Brezilya, Tunus, Mısır… Dünyayı gezmek lazım, dünya çok büyük ve çok güzel. Yurtdışına alışveriş yapmaya gitme trendi de artık iyi ki bitiyor. Alışveriş merkezleri burada da var. Her mahallede var ve fazlasıyla var. Artık sanat görmek için, müze görmek için, manzara görmek için, sokaklar görmek için seyahat edin diyorum. F&T Yemekle, mutfakla aranız nasıl? Yaratıcı bir konu ve sanatçıların çoğu için de bir tutkudur. Picasso, Monet resimleri yanı sıra aşçılıklarıyla da ünlüydüler. BB Bekarlık günlerimde, yurtdışında yaşarken güzel soslu, acılı, sarımsaklı ve soğanlı makarna, et ve yumurta yapardım. Güzel et pişiririm. Eşim çok iyi bir aşçıdır. Çalışan bir kadın olmasına rağmen çok yaratıcı ve deneyseldir. Ama ben resim yaparken hep derim ki “art is like cooking”. Atölyemde her çeşit malzeme vardır. F&T Baharat ve soslar gibi yüzlerce malzeme yani. Yüzlerce farklı karışımın uyumu. BB Evet. Dolayısıyla iyi bir sanat eseriyle iyi bir yemeğin farkı birisi kalıcıdır, birisi gidicidir ama yapılışı aynıdır. Bazen bazı tatları bir kez elde ederiz, spontandır. Tek fark birisi kalır, öbürü gider. F&T Sanatçılar için kafe ve bistrolar önemlidir, buluşma noktalarıdır. Son olarak sevdiğiniz bir iki kafe ve restorandan bahsetmenizi isteyeyim. BB İstanbul’da eskiden The Marmara’nın kafesi sanatçıların gittiği bir yerdi. Kaktüs de öyleydi. Paris’teki Cafe de Flore, Palette öyledir, sanatçıların buluştuğu yerlerdi. Amerika’daki yedi yılımın neredeyse üçte biri bir kahvede geçmiştir. Cafe Roma, şimdiki adıyla Cafe Strada. Berkeley’de. Bütün iş randevularım, yazışmalarım, okumalarım, kitap yazmalarım, hepsi o kafededir. Yine Amerika’da The Cupping Room’u severim.
178
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Yurt Dışı Sergileri Paris’teki Bedri Baykam sergisi, (26 Şubat - 24 Mart 2013) Galerie Lavignes- Bastille 27 Rue de Charonne, 75011 Paris Bedri Baykam New York sergisi, (1 Nisan - 1 Mayıs 2013) The Proposition 2 Extra Place NewYork NY 10003 www.theproposition.com
MSC CRUISES İLE DÖRT MEVSİM BALAYI
“İster balayında bir kez daha nikah töreni, ister evlilik yıldönümü olsun, bu özel günlerinizi, denizlerin tanrıçası MSC DIVINA’nın İstanbul hareketli Ege & Adriyatik turunda kutlayın.”
İZMİR & İSTANBUL BİNİŞLİ
EGE & ADRİYATİK
27 Mart - 30 Ekim 2013
Her Salı İZMİR Her Çarşamba İSTANBUL hareketli
7 gece | 8 gün
GÜN
MSC DIVINA
Venedik HIRVATİSTAN
İTALYA
Dubrovnik Bari
Istanbul
YUNANİSTAN
Katakolon Olympia
REHBERLİ
TÜRKİYE
Izmir
1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8.
Gün Gün Gün Gün Gün Gün Gün Gün
LİMAN
İstanbul (Türkiye) Denizde Seyir Dubrovnik (Hırvatistan) Venedik (İtalya) Bari (İtalya) Katakolon (Yunanistan) İzmir (Türkiye) İstanbul (Türkiye)
www.msccruises.com.tr
.... .............................................
.................. ............................................. ........................................
.............................................................
........................... .............................................
..........................................
................... ............................................. .... .............................................
VARIŞ
HAREKET
11:30 08:00 10:00 08:00 08:30 07:30
17:00 17:00 16:30 15:30 13:00 15:00 -
f&t art Elif Boyner’ın çalışması Emine
Tuğberk Selçuk
180
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Genç Sanatçılar Neyle Beslenir?
Elif Boyner, Tuğberk Selçuk ve Uğur Güler Otuz yaşın altındaki üç genç ve pırıltılı sanatçıyla Nişantaşı Sofa Otel’de bir akşam yemeğinde buluştuk. Bana nelerin kendilerine ilham verdiğini anlattılar. Yazı Nilüfer Ülkügüner Şengel
B
aşlıktaki sorunun cevabı basit… Sanatçı, kendisinden önceki, belki de ta mağara resminden bu yana sanat eserlerini izleyerek, görerek, araştırarak, okuyarak beslenir. Aşkla, sevgiyle, heyecanla beslenir. Nefretle, tepkiyle, başkaldırarak beslenir. Çevre ve toplum olaylarından etkilenerek beslenir. Takıntıyla, saplantıyla, depresyonla, coşkuyla, neşeyle, acıyla, med cezirler yaşayarak beslenir. Kendini aşma isteğiyle bilenir. Seyahat ederek, yeni deneyimlere kendisini açarak beslenir. Cüret ederek, kendisini ateşe atarak, tanımaya çalışarak kendi içinden beslenir. Doğadan etkilenerek beslenir, bir müzikten, bir sesten, bir sözden beslenir. Bazen karmaşadan, bazen sükunetten, bazen de yalnızlıktan beslenir. Hayran olarak, öykünerek beslenir… Bu giriş yazısını sayfalarca uzatabilirim. Ama niyetim bu değil. Son Contemporary İstanbul Fuarı’nda tanıştığım genç sanatçılarla Sofa Otel’de bir akşam yemeğinde buluşuyoruz. Onlar fuarın yorgunluğunu atmaya çalışırlarken bir taraftan sohbete başlıyoruz. Son yıllarda adlarından söz ettiren ve koleksiyonerlerin eserlerini almak istediği 30 yaş altındaki sanatçılar. İsimlerini ileride daha da çok duyacağımızı düşünüyorum. Onlar, yani Elif Boyner, Tuğberk Selçuk ve Uğur Güler‘le ilk tabağımızı bitirdikten sonra rahat konuşacağımız bir köşeye çekiliyoruz. Masamız kalabalık… Sanatsever ve sanatçılardan oluşan kocaman bir masayız.
Uğur Güler
FASHION&TRAVEL İlk sorum Elif Boyner’e. Sanat anlamında neler seni besler ve ilham verir? ELIF BOYNER Gözlemler diyebilirim. Diğer insanları ve çevreyi izlerim. Sizin de öyle değil midir? UĞUR GÜLER Ben kimseyi izlemiyorum. EB Sen kendi içini izliyorsun, içinden çıkartıyorsun belki de. UG Daha kısıtlı bir dünyam var, sizinki kadar geniş değil. F&T Uğur, eserlerinden yola çıkarak senin edebiyatla bağlarının sıkı olduğunu düşünüyorum. Mesela Edgar Allan Poe‘yu sever misin? UG Evet. Çok severim. Bana ilham verir.
181
f&t art Elif Boyner
daha yeni olan neon, iki boyutlu heykellerini birleştiriyorsun. TUĞBERK SELÇUK- Evet. Genellikle üç boyuttan eskize dönüyor işlerim. F&T Sana mesela neler heyecan verir, sokakta gezerken, düşünürken… TS Aslında takıntı durumu var bende. Derin bir konu bu, beni besleyen. F&T Elif, sen hangi sanat dallarını izlemeyi seversin? EB Ben aslında gündüzleri takıntılı olduğum yönetmenlerin filmlerini izlerim. Ozu, bir numaradır benim için. Aslında basit bir dildeki anlatımına hayranım. Büyük hikayeler anlatan bir yönetmen değil ama küçük şeylerin önemini vurgulaması açısından çok önemli bulurum. Her zaman belli bir yükseklikten çekerek çok minimal bir sahnede çok maksimal bir şeyler anlatmasını çok severim. Video art yapıyorum ama resim yaparken de sinemadan çok etkilenirdim. Çoğu aldığım fikir sinemadan geliyor. Çalışmak için akşamı beklerim.
Tuğberk Selçuk
F&T Tuğberk, sen gece mi gündüz mü çalışıyorsun, üretirken nelere ihtiyaç duyarsın? TS Benim için gece veya gündüz fark etmiyor ama aklıma gelen şeyler biriktiğinde yapmam gereken fikir birden kendini belli ediyor. Anlatmam zor ama o fikir diğerleri içinden atlıyor, önüme atıyor kendini. Sonra üretme sürecim başlıyor. Atölyeye kapanıyorum. F&T Atölyen Maslak’taydı değil mi? Gündüz gürültülü bir yer olsa gerek. TS En gürültülü benim aslında. Çok dolu bir atölyem var. Bir de geçmişte reklam sektöründe de çalışmıştım, malzemeyi tanımayı ve çok farklı malzemelerle çalışmayı seviyorum. Uğur Güler
Sanatsever ve sanatçılardan oluşan kocaman bir masayız.
F&T Uğur sen Eskişehir’de okuyorsun, öğrencisin. Atölyen nasıl? Resimlerin oldukça büyük boyutlarda. UG Nasıl bir yer biliyor musunuz, bildiğiniz apartman dairesi… Ben akşam 7’den sabah 7’ye kadar çalışıyorum. Sonra yatıyor ve akşam 7’de yeniden resim yapmak için kalkıyorum. F&T Kısaca sizi nelerin beslediğinden bahsettiniz. Sinemadan , edebiyattan, gözlem yapmaktan , geceleri çalışmaktan bahsettiniz. Eskiden gençlere aman sanat alanını seçme aç kalırsın derdi aileler. Ya da çoğu aile. Şimdi sanat karın doyuruyor mu? UG Nerede söylediğinize bağlı. Burada gururla söyleyebilirsiniz ama tek başınıza çıkıp da söyleyemeyebilirsiniz. Sanatın zaten böyle bir vaadi de yok bence. F&T Seyahatler, insanı ve özellikle de sanatçıları çok besler. Elif sen gezmeyi, daha doğrusu seyahat etmeyi sever misin? EB Evet. Çok seviyorum. Ayvalık’ı ve arabayla Kıyıköy’e gitmeyi çok seviyorum. Japonya ve Peru’ya da gitmek istiyorum ama doğrusu Ayvalık da beni çok tatmin ediyor. TS İskandinav ülkelerini ve soğuk havayı çok severim. UG Bir şeyi bitirmek üzere olduğunuzda sadece onu düşünüyor ve hiçbir şeyden zevk alamıyorsunuz. Bazen döneceğim günü hayal ediyorum. Eylül veya Ekim’de Tunus’a gittim. Ama pek sevmedim. Bir festivale katılmıştık. Şimdi uzun bir süre evden çıkmasam iyi olur. İki sene mesela.
F&T Peki diğer sanat alanları, sinema mesela? Ya da başka ressamlar? UG Francis Bacon’u severim. F&T Uğur, senin resimlerinde acı çeken insan figürleri var. Çalışırken çok izole mi edersin kendini? UG Aslında şöyle bir şey oluyor. Bir resmi yapmam bir buçuk iki ay sürüyor. Ondan sonra bir boşluğa düşüyorum resim bitince. Hayatım tepe taklak oluyor. O arada herkesle aram bozuluyor. Bundan da en çok annem korkuyor. F&T Tuğberk, sen hem geleneksel, yani üç boyutlu heykelle çok
182
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
F&T Yemekle sanatın çok yakın olduğunu düşünürüm. Yaratıcı bir uğraş aynı zamanda bir terapidir bence yemek yapmak. Sen evde yemek yapar mısın Elif? EB Sanatı seçmeseydim aşçı olurdum herhalde. Çok severim. Yemek yaptığımda sekiz kişi davet ederim, yirmi kişi geldiği olur. Arkadaşlarımla olmayı çok severim. En çok kiş yaparım. Vejetaryen bir arkadaşım için yaptığım sebzeli bir kiş bu. Ama mesela kuzu yemeği de yaparım. Ailemizde iyi yemek yapılır. Annem, anneannem çok iyi yemek yaparlar. Bir tek kereviz sevmem. Yemek demişken artık sıcaklar geldi masamıza ve herkes de çoktan tatlıya geçti galiba. Hadi yemeklerimizi soğutmayalım. İçinizi samimiyetle açtığınız için çok teşekkür ederim. Yaratıcı cesaretiniz ve enerjiniz bol olsun diyeyim.
Sanatıyla Kadını Anlatan Kadın GAMZE ZORLU
Son dönemde sanat çevrelerinde adından sıklıkla söz edilen genç ressam Gamze Zorlu ile lisansüstü eğitimi için görüşmeler yapmaya gittiği Almanya dönüşü ayağının tozu ile görüştük. Röportaj Aaron Brooks
FASHION&TRAVEL Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? GAMZE ZORLU 1989 yılında Mersin’de doğdum. 2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Bölümü’ndeki Yalçın Karayağız atölyesinden mezun oldum. 2009-2010 yılında Erasmus Student Exchange programıyla İspanya’da Universidad de Sevilla’da bir yıl eğitim gördükten sonra İstanbula döndüğümde çeşitli karma sergilere katıldım. 2012 yılında “Beni Bul” adlı ilk kişisel sergimi açtım. Halen Art Minium tarafından Mayıs ayında düzenlenecek olan ikinci kişisel sergime hazırlanıyorum.
de kaybolurken aslolan var oluş sebebimiz ve sürekliliğimizi kaybetmemeye çalışıyoruz. Ve kararı henüz bizim elimizde iken artık siyasetin içinde zorunluluğa ulaşıp güncel bir konu haline gelmektedir.
F&T Resimlerinizde sıklıkla üçgen formlar yer alıyor. Bu neyi sembolize ediyor? GZ Tanrı’nın oluşumundaki ruh, can ve beden üçgenler ile sembolize edilmiştir. Ruh’un ateşten, canın sudan ve bedenin topraktan üretilişi evrenin oluşum sürecini anlatırken, Kelt kültüründe bu üçgenler kadının anne-kızlık-yaşlılık evresini temsil eder… Doğum-ölüm-hayat sürecinde kadının doğadaki yeri bu kadar belirgin iken günümüzde kadının yeri sembolik olarak kalmıştır. Şimdinin sosyal düzeni ve iktidarında yaşam alanının darlığı, kendi bedeni üzerindeki hakimiyetinin dahi elinden alınışı özün ifade ile bağını açıkca göstermiştir. F&T Yeni kişisel serginizin teması ne olacak? GZ Yeni sergimde de kadın bedeninin siyasete konu edilmesine ilişkin çalışmalar yer alacak.
F&T Yeni bir resme başlarken nasıl bir ruh hali içerisinde olursunuz? GZ Resimlerimde genel olarak renklerden faydalanarak kompozisyona ya da bir anlatıma giriyorum. Benim için resim yapma süreci paleti hazırlarkenki heyecanla başlıyor. Yani paletim ne derece hazırsa bir o kadar da resimdeki anlatımıma yeni yönler veriyor. Bir nevi benim hazırladığım palet beni yönlendiriyor... F&T Resimlerinizde genelde yalnız figürler yer alıyor, ve bunlar da çoğunlukla kadın figürleri. GZ En başından beri yalnız figürleri resmetsem de kadınların günümüzde toplumdaki yeri ve hakları, anlatılması ya da hissedilmesi bana uzak bir konu değildi. Son zamanlarda kadınlar ile ilgili verilen kararlarda kendimizi kadın olarak ne kadar çözümsüz gördüğümüzü, en tabii yanımız olan doğum sürecini bile toplum olarak devlete bırakmış olmamızı anlatmak istedim ilk kişisel sergimde. Biz yaratılırken, yaratmanın ilk tohumunu taşıdık içimizde. Varlığımız tek bir hücreyken başka bir oluşumun çekirdeği içimizde hapsolup bizi bekliyordu. Yaşadığımız hayatta her an başımızdan geçenlerin hikayesin-
SERGI VE ETKINLIKLER 2011 yılında ‘’The King Is Naked’’ isimli karma sergi, 2011 yılında ‘’Kendiliğinden’’ isimli karma sergi, 2011 yılında Galeri 24 ile Artistanbul fuarına katılım, 2012 Yılında ‘’Rengin Doğası,Doğanın Rengi’’ isimli karma sergi, 2012 yılında ‘’Beni Bul’’ isimli ilk kişisel sergi, 2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile Artistanbul fuarına katılım. Gamze Zorlu’nun işleri www.artminium.com adresinde görülebilir.
183
f&t boooks
En Moda Kitaplar Modaevlerinin, moda dünyasına yön veren isimlerin son yıllarda yayınladığı kitaplar büyük ilgi görüyor. Modayı bir de kitaplardan okuyun...
Bottega Veneta Bottega Veneta’nın kusursuz zanaatını, tasarımlarını, sade yaşam tarzını ele alan kitap, 1966 yılından bugüne İtalyan lüksünün gelişimini de anlatır nitelikte.
Opening Ceremony Opening Ceremony’nin 10. yılı şerefine çıkarılan kitapta orijinal fotoğraflar, markanın tarihi ve markanın kampanya fotoğraflarına yer veriliyor.
The Master of Us All Balenciaga Biyografi yazarı Mary Blume, kitapta Balenciaga’nın yaşam biçimini, arkadaş çevresini ve dünyanın en zengin kadınlarından oluşan müşteri kitlesini ustalıkla anlatıyor.
184
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Chanel Collections and Creations Daniele Bott Chanel’in özgünlüğünü, gelenekselliğini, çekiciliğini, yaratıcılığını anlatıyor. Chanel bu kitapta özel arşivini ilk kez açıyor.
Christian Louboutin Rizzoli tarafından çıkarılan bu kitap, tüm ayakkabı tutkunları için. Limitli seri Louboutin’lar David Lynch fotoğrafları ve 120 ikonik ayakkabı tasarımı kitabın sürprizlerinden.
Hussein Chalayan Moda endüstrisinin en innovatif, en deneysel tasarımcısı Hussein Chalayan, bu kitapta video, fotoğraf, enstalasyonlarını da kapsayan bir yaratıcılık evreninde ele alınıyor.
Gruau Portrait Of Men Rene Gruau, çizdiği erkek figürleri ile moda ve reklam dünyasında erkek imajı konusunda bir devrim yarattı. Kitap, Gruau’un dehası ve illüstrasyonları arasında renkli bir yolculuğa çıkarıyor.
185
f&t boooks
Fashion Designers A-Z Taschen Yayınları’nın Fashion Institute of Technology arşivlerinden çıkardığı, modaya yön veren tasarımcıların 500 silueti, Fashion Designers A-Z kitabında buluştu. Kitabın Akris, Etro, Stella McCartney, Missoni, Prada ve Diane Von Furstenberg tasarımı altı farklı kumaş kapağı bulunuyor.
Alexander McQueen: Savage Beauty Metropolitan Sanat Müzesi’ndeki Savage Beauty sergisini kaçıranlar için bu kitap Alexander McQueen’in eşsiz moda anlayışını, dahiliğini, kariyerini ele alıyor. Kitap altı temadan oluşuyor.
In Your Face Mario Testino’nun In Your Face adlı 216 sayfalık kitabında 30 yıllık kariyerinden kampanya fotoğrafları, kişisel kareleri ve moda dünyasının hafızalarına kazınan unutulmaz fotoğrafları yer alıyor.
Türk Giyim Sanayiinin Tarihi Kaynakları Prof. Önder Küçükerman’ın bu kitabı, Türk Tekstil ve Giyim Sanayiinin başarısının arkasında yatan ‘gelenekdeney-bilgi’ sisteminin kaynaklarına iniyor.
186
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Stars In Dior Geçtiğimiz yıl düzenlenen sergiyi kaçıranlar için çok değerli olan Stars In Dior, 1940’lardan bugüne filmlerde ve kırmızı halıda Dior Modaevi’ni tercih eden yıldızları sayfalarına konuk ediyor.
Vivienne Westwood Avangard tarzıyla modaya yön veren Vivienne Westwood’un 1980’lerden bugüne kariyerini ele alan ve Taschen Yayınları’ndan çıkan kitapta, moda fotoğrafları ve özel röportajlar yer alıyor.
Valentino: Themes and Variations Valentino hayranlarının arşivinde olması gereken bu kitap, Valentino’nun yıllar boyu gerçekleştirdiği tasarımların orijinal skeçlerinden ve fotoğraflarından oluşuyor.
Modaya Yön Verenler Korselerden mini eteklere, Coco Chanel’den Punk’a modada yaşanan değişimleri değerlendiren ‘Modaya Yön Verenler’in yazarı eski Vogue yazarı Linda Watson. Modada yeni ufuklar açan “anları” ölümsüzleştiren fotoğraf çalışmaları da kitapta yer veriyor.
187
f&t technology
Lüks Teknoloji Teknoloji ve lüks artık sınır tanımıyor. Lüks yaşamın simgesi, hayatımızı kolaylaştıran son teknolojik tasarımlar fiyatlarıyla da eşsiz!
EN LÜKS KILIFLAR Natural Sapphire Company, iPhone 5’inizin ve iPad’inizin diğerlerinden çok farklı olması için kılıflar yarattı. 2.830 safirle süslü iPhone 5 kılıfı 100.000 dolar değerinde. iPad kılıfı ise Sri Lanka’nın doğal, mavi safirinden tasarlanmış. Toplan 599 karatlık elmastan oluşan iPad kılıfının Apple logosu üzerinde 50 adet beş karatlık elmas bulunyor. Dünyanın bu en pahalı iPad kılıfının fiyatı 700.000 dolar.
DÜNYANIN EŞSIZ SESLERI
STIL SAHIBI, ZEVKLI FARE Designbase tarafından tasarlanan ve Fabstuff’da satışa sunulan dünyanın en lüks mouse’unun satış fiyatı tam tamına 24.180 dolar. 18 ayar beyaz altınla tasarlanan fare 59 adet elmasla süslenmiş. 800 Dpi çözünürlük sunan bu değerli farenin tek kusuru ise wireless özelliğinin olmaması.
188
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Hart Audio 18 ayar altın D&W Aural Pleasure Hoparlör, Londra’daki Big Ben’den ilham alınarak tasarlanmış. D&W Aural Pleasure serisinin bronz hoparlörlerinden 99, gümüş hoparlörlerinden beş, 18 ayar altın hoparlörlerden yalnızca bir çift üretildi. Bu eşsiz hoparlörün fiyatı 3 milyon pound. Stuart Hughes firması tarafından tasarlanan 24 ayar altın kaplama, 70 adet pırlanta ile süslenmiş eşsiz ses sisteminin fiyatı ise 1,850,000 dolar.
ALTIN ELMA Sahip olduğunuz teknolojinin stil sahibi, lüks olmasını istiyorsanız sadece iPhone 5 ve iPad mini değil, Gold&Co’nun tasarladığı sarı, pembe altın kaplama iPhone 5 ve İpad mini’yi kullanmalısınız. Beyaz model 4.628 dolara, siyah ise 5.035 dolara sizin olabilir. iPad mini fiyatı ise henüz açıklanmadı.
DUDAK UÇUKLATAN KILIF Alman firması Coverbee dünyanın en pahalı laptop kılıfını tasarlarken 8.800 adet VS berraklık ve F renk pırlanta kullanmış. Firma istenirse her bir pırlanta için sertifika verebiliyor. İki yılda tasarlanan kılıfta pırlantaların bilgisayara zarar vermemesi için, itinalı bir çalışma yapılmış. Ender bulunan siyah samur kürkü de kılıfın ucuna yerleştirilmiş. Fiyatı ise dudak uçuklatan cinsten, 11 milyon dolar.
SADECE 50 ADET VAR Bu 24 ayar altın kaplama Dr Dre Beats Studio kulaklık özel bir koleksiyon olarak tasarlanmış. Sadece 50 adet üretilen kulaklık özel ceviz kutusunda satışa sunuluyor. Her bir kulaklığın seri numarası ve özel sertifikası bulunuyor. Fiyatı ise 2.455 dolar.
EN PAHALI BELLEK İsveçli mücevher üreticisi Shawish tarafından tasarlanan bu lüks işlemeli mantar kolye dünyanın en pahalı USB belleği. Altından yapılmış sap üst kısmı ise yakut, safir ve elmaslardan oluşuyor. 32 GB olan belleğin fiyatı ise 16.500 ile 36.900 dolar arasında değişiyor.
TAŞIN TEKNOLOJIYLE BULUŞMASI Yaratıcı telefonlarıyla bilinen Mobiado’nın son telefonu Grand Touch Executive taşın kullanıldığı ilk telefon olma özelliğini taşıyor, cihazın kendine özgü bir sim kart mekanizması mevcut. Tasarımında granit, mermer, abanoz gibi farklı malzeme seçenekleri kullanılmış.
189
f&t food
Gurme Lezzetler
F
ERDİLLİ Gourmet Restaurant, Cafe ve Şarküteri’de kahvaltınızı piyano eşliğinde şölene dönüşüyor. Şarküteriden arzu ettiğiniz organik ürünleri seçerek kahvaltınızı boğaza nazır yapabilir, dilerseniz seçtiğiniz ürünlerden alışveriş yapıp evinize götürebilirsiniz. Öğlen ve akşam yemekleri “Özel Av Eti” menüsü için de tercih edeceğiniz bir mekan olabilir. Ayrıca zengin
.
mönümüzle özellikle de iddialı olduğumuz özel üretimimiz olan av etlerimizle (bıldırcın, keklik, sülün vb ) öğle ve akşam yemeklerinizi de burada yiyebilir iş yemeklerinizi özel günlerinizi burada kutlayabilirsiniz. Yeniköy Köybaşı Cad. No:145 Sarıyer-İstanbul Rezervasyon Tel; 0212 29970070212 299 7458 Rezervasyon@f-erdilli.com
YALIER BALIK YENIKÖY Yeniköy’de yenilenen Yalıbalık Restoran, boğazın keyifli deniz manzarası eşliğinde, en taze balıkları ve boğaz mezelerini tatmanız için sizi davet ediyor… Yalıbalık, boğazda deniz üzerinde rahat ve huzurlu bir ortamda yıllardır sunduğu taze balık çeşitleri, itinalı, titiz, kaliteli ve özenli servisiyle daima tercih edilen yerlerden biri. Rezervasyon için (0212) 262 12 88.
ERDİLLİ GRUP: Yeniköy Yalıer 1, Yeşilköy Yalıer 2 Balık Restoran, Yeşilköy Le Chateauer Müzikli Restoran, Ferdilli Thermal Otel Armutlu
190
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
f&t hotels
Francis Ford Coppola’nın Yeni Oteli PALAZZO MARGHERITA “Baba” üçlemesinin yönetmeni olarak ünlenen, yönetmen, yapımcı, senarist, beş Oscar ödüllü, İtalyan asıllı Amerikalı Francis Ford Coppola, sinemada gösterdiği başarısını otelciliğe taşıyarak, misafir ağırlamaya ve tatil keyfine farklı bir soluk getiriyor. İtalya’nın güneyinde bir dağ tepesine konuşlanmış, Bernalda’da, Coppola Resort’lerinin sonuncusu mimarisi, sıcak atmosferi ve özel lezzetleriyle dikkat çeken Palazzo Margherita, bunun ön iyi göstergesi…
192
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
İtalya’nın güneyinde bir dağ tepesine konuşlanmış, turistik olmayan, hatta adı sanı fazla duyulmamış, 15. yüzyıla kadar, Camarda adıyla bilinen, İyon Denizi yakınındaki Bernalda, mağara evleri, köyleri, 20 dakika mesafedeki beyaz kumlu sahili, şarap ve yemekleriyle, kitle turizminden uzak, keşfedilmemiş bir İtalyan cenneti. Bernalda’ya yolunuz düşerse Palazzo Margherita’yı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Burası efsanevi yönetmen Francis Ford Coppola’nın satın alıp hem eviniz kadar rahat, hem de fazlasıyla lüks bir otele dönüştürdüğü gerçek bir cennet! Küçük bir kasaba olan Bernalda’nın kalbinde yer alan bu bina, dünyanın en egzotik ve benzersiz yerlerinde yer alan “Coppola Resort” lüks oteller grubunun beşinci binası. 20. yüzyılın başında Coppola ailesinin buradan Amerika’ya göç etmesi nedeniyle bu otel, yönetmenin İtalyan kökenine övgü amaçlı yapılmış. Yönetmenin Bernalda’yı seçmesinin ön önemli nedeni, büyükbabası Agostina’nın doğduğu yer olması. Ünlü yönetmenin “Benim için bir hayalin gerçek olması, burası bir saray” dediği Palazzo Margherita, muhteşem bahçeleri, göz alıcı salonu, sayısız detayla süslü odalarıyla,” diye adlandırıyor. Lucania Jonica’nın evi olarak 19’uncu yüzyılın başında inşa edilen, Palazzo Margherita, 10 süit daire, bir yüzme havuzu, sinema salonu ve dört farklı bahçesi ile dikkat çekiyor.
Ford Copolla’nın, yönetmen ve oyuncu kızı Sofia Coppola’nın iki çocuğunun babası müzisyen Thomas Mars’la düğünlerinin yapıldığı Palazzo Margherita, 1892 yılında inşa edilen bina, 2004 yılında Coppola tarafından satın alınmış ve iç dekorasyonu, ünlü Parisli tasarımcı Jacques Grange tarafından yapılmış. Jacques Grange, eski bir binayı, tipik Akdeniz pastoral dekorunu ve zarif bir iç dekorasyonuyla birleştirerek detaylarıyla göz kamaştıran muhteşem bir otele dönüştürmüş. Bina, 19.yüzyıl tarihinden esinlenerek karakterize edilirken dekoratif görüntüler ve fresklerle, değerli tarihi eserleri bir araya getirilmiş. Neo-klasik, Barok ve Art Deco tarzlarını birleştiren tasarımcı, 19. yüzyıl eklektizminin tüm ihtişamını uyandıran, stil ve ilhamı burada yorumlamış. Çini kaplı zeminler, fresko tavanlar ile otantik İtalyan atmosferi yaratılan otelde ‘ev sıcaklığı’nda ise, kuşkusuz Coppola ailesinin payı büyük. Kökleri Bernalda kasabasına dayanan yönetmen ve ailesi, Palazzo Margharita’yı sık sık ziyaret edeceklerini düşündükleri için, dekorasyon aşamasında İtalya’ya gelerek, kendilerinin evlerinde hissedecekleri bir mekan olması için çalışmışlar. Otelde özellik-
le banyoların dekorasyonuna önem verilmiş ve otantik Akdeniz rahatlığı yaratılmış. Sofistike kalitesiyle karakterize edilmiş olan ünlü İtalyan markası Devon&Devon’un Draycott küvetleri, yönetmenin kızının adını alan Sofia süitinde olduğu gibi renkli fayans döşemeli ve yüksek tavanlı zengin bir dekorasyona sahip süitlerle mükemmel bir uyum sağlıyor.
İtalyan Lezzetlerinin Keşfi Geleneksel Güney İtalyan yemeklerini ve tatlarını deneyebileceğiniz Palazzo Margherita’nın ferah mutfağı sürekli açık. Konuklar isterlerse yemeklerini mutfakta yiyor, isterlerse kolları sıvayıp, yemek yapmaya girişebiliyor. Arzu eden konuklara yemek dersi de verildiği otelin mutfağında yöresel tatlar, ev yapımı makarnalar iştah kabartıyor. Dekorasyonu ve duvar fotoğraflarıyla dikkat çeken, öğle ve akşam yemekleri için tercih edilen Cinecittà, konukların gün boyunca kahve, yemek öncesi kokteyller deneyebileceği Family Bar ve bahçede bulunan ve havuz kenarında güneşlenirken bir şeyler içmek isteyenlere hizmet veren Pool Bar, Palazzo Margherita’da farklı keşifler yapabileceğiniz özel mekanlar.
f&t hotels
The Marmara Fırsatı
İstanbul’un Yeni Lüksü
İstanbul ‘un en yeni 5 yıldızlı otellerinden biri olan Limak Eurasia Luxury Hotel, Asya yakasının Avrupa yakasına en yakın noktası olan Kavacık ‘ta... Otelde 201 oda, açık-kapalı restoranlar ve barlar, 700 m2 SPA, açık-kapalı havuzlar, club lounge ve içerisinde geniş bir fuaye alanı, 2 balo salonu, 10 adet toplantı salonu bulunan 1850 m2 banket katı bulunmaktadır. Otelin mimarisi salonların şık dekorasyonu Asya ve Avrupa yakasından gelecek misafirler için eşsiz konumu, 2 katlı otoparkı ve özel servis nedeni ile kısa zamanda düğünlerin aranan isimleri olmıştur. Ayrıca, 200 ve üzeri düğünlerde Antalya‘daki 5 yıldızlı Limak otellerinden birinde balayı da otelin evlenecek çiftlere armağanı…
5 Yıldızlı Hizmet İstanbul Gönen Hotel’in çok özel bir mimariye ve son teknolojiye sahip 700 metrekareye kadar, 4 metre tavan yüksekliği ve kolonsuz yapısıyla balo salonlarında, 550 kişi kapasiteye kadar yemekli, 1000 kişiye kadar kokteyl davetlerinizi gerçekleştirmeye ne dersiniz? Aynı zamanda havuz başı düğün, nişan, kokteyl ve çeşitli organizasyonlarınız için de, 2 ayrı havuzu ayrı ayrı 300 kişiye kadar hizmet sunuyor. Ayrıca İstanbul Gönen Hotel düğün öncesi gelin hamamı ve kına gecesi organizasyonlarına da ev
194
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
sahipliği yapıyor. Bu en özel gününüzde kusursuz servisi ile İstanbul Gönen Hotel’in profesyonel ekibi düğününüz ilgili tüm süreçlerde size yardımcı olacak. Her biri kendine özgü, keyifli bir ambiyansa sahip, 6’sı suit oda, 44’ ü superior ve 255’i de standart oda olmak üzere toplam 305 oda ile sizlere konforlu bir konaklama sağlanıyor. Havalimanı’nın yanı başında bulunan İstanbul Gönen Hotel, toplam 2.500 metrekare toplantı ve ek olarak toplam 1.300 metrekarelik fuayesi ile bölgedeki en büyük salonlardan birisine sahip. Konukların tüm ihtiyaçlarına yanıt verebilecek olan, 3300 m2’ lik alana sahip
The Marmara otelleri, kendini keyifli bir hafta sonu ile ödüllendirmek isteyenleri bekliyor. İstanbul, Bodrum ve Antalya’da konforlu, eğlenceli iki gün geçirmek için, 31 Mart tarihine kadar The Marmara otellerinin hafta sonuna özel sunduğu hizmet ve fırsatlardan yararlanmak mümkün. The Marmara otelleri hafta sonu iki gün konfor ve kaliteli hizmet deneyimi yaşamak isteyenler için birbirinden cazip paketler sunuyor. İstanbul, Antalya ve Bodrum’da alternatif bir hafta sonu arayanların kayıtsız kalamayacakları paketlerde indirim, ücretsiz park yeri, ücretsiz masaj gibi fırsatlar bulunuyor. Paketlerden 31 Mart tarihine kadar yararlanmak mümkün.
“Qualia Spa”da, fitness merkezi, 2’si açık 3 yüzme havuzu, Türk hamamı, cilt, el ve yüz bakım merkezi, sauna ve buhar odaları, Uzakdoğu masaj ve terapileri ile birlikte beden ve zihinlerinizin tazeleneceği sağlık hizmetlerini bulabilirsiniz.
IN ENGLISH
n Emma Watson n Rihanna n Rita Ora
n Luxury Weddings
n The Newest Perfumes n Giorgio Armani
n Kilian Hennessy n Travel: Phuket
n Best Streets for Shopping in the World
f&t in english
EMMA WATSON Yesterday’s Harry Potter star is now back with many different tricks. She is the new Lancome ambassadress and she has 3 movies out this year. Listen to what she has to tell...
FASHION&TRAVEL You’ve been a Lancôme ambassadress for a year and a half now. Can you tell us a bit more about your collaboration with the brand and the evolution of this special relationship? How did it start? How has it evolved? EMMA WATSON I met with Youcef Nabi (Lancôme Worldwide President) and we really got on very well. Lancôme seemed like a great fit for me and I was very excited about the products he had in mind that I might promote. My favourite of the ideas Nabi showed me was Rouge in Love which we are talking about today. Rouge In Love, started out as a line of lipsticks that I was promoting, with some nail colours that matched, but now we’re expanding that range because we love it so much and it has been so popular. I see Rouge in Love as a sort of younger strain of the Lancôme brand. It is a little more fashion inspired and storyboarded and it has now expanded into eye shadows, eye pencils, blusher, a tinted lip balm and more nail colours and also a mattifying face spray. So it’s really exciting that the collection that I was the most excited about and loved so much has become more. And think it’s really exciting that Lancôme is targeting a more fashion-orientated audience.
196
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
F&T You also represent Blanc Expert and UV Expert in Asia, which are really iconic products for flawless skin. Is it important for you to have a fresh skin look, with perfect skin? EW Yes, I spend a lot more time on my skincare regime than I do on anything else, because if you take care of your skin then you can wear less makeup, which I think is nice. So I’m obsessive about taking off my makeup before I go to bed, I’m obsessive about sunscreens, and just being really, really careful and gentle with my skin. It really made sense for me to advertise the UV Expert too, because I have very fair skin and I burn easily. F&T You just mentioned your beauty routine. Do you have a special morning or evening beauty routine? Any special products you always use or that you would never leave the house without? EW I’ll always have a minimum SPF of 15 or 20 on my face if I leave the house. I cleanse, I tone and then moisturise. I really like using hot flannels or a soft piece of linen to clean my face. I don’t like using anything too harsh, everything has to be really, really gentle because I have sensitive skin. I try and drink lots of water and I try and eat right because I think that also obviously has a really big effect.
197
f&t in english
I WAS REALLY EXCITED BY THE BALM IN LOVE BECAUSE YOU DON’T ALWAYS WANT TO WEAR A LIPSTICK DURING THE DAY. YOU WANT SOMETHING THAT LOOKS EFFORTLESS, BUT THESE BALMS ARE MORE GLAMOROUS THAN PUTTING ON JUST ANY OLD LIP BALM, THIS IS KIND OF THE CHIC VERSION.
F&T Let’s talk about this “In Love” collection in more depth. Did you provide particular input for any of the products? Is there a one product or colour that you have fallen in love with? EW I was really excited by the Balm in Love because you don’t always want to wear a lipstick during the day. You want something that looks effortless, but these balms are more glamorous than putting on just any old lip balm, this is kind of the chic version. So that’s what I’m most excited about. I think my favourite balm for an everyday look is probably the Sugar Rose. And then with the nail polishes, I really love that the colours correspond to what you wear on your lips. The colour that corresponds to Sugar Rose is really natural, that one’s really pretty, and I also really love the deep cherry colour, which is the colour I have on my fingernails right now! F&T So it sound like spring is a source of inspiration, a special time of year for you. What does it represent? EW For me, being English, I always know spring is coming when we get daffodils. I am a real animal lover and naturalist so I just like seeing everything come to life again, and being outside. I love the freshness of everything turning green. Everything smells different and new and I like the idea of starting again. And then I also really love the Jade Crush, which is what I wore in the advertisement. I’d never really been very adventurous with the colours that I wore on my eyes, but I just really fell in love with the look we did for the campaign. It’s really fresh, it’s really modern, it’s fun, and it definitely feels like spring to me. It also gets me in the mood for some sun, which we don’t have very much of at the moment! F&T Is spring at its most beautiful in the countryside? EW Yes, I was brought up in Oxford in the countryside and it is my favourite place to be.
198
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
F&T Could you tell us more about the special collection - the colours, the mood, the photoshoot with Mario Testino… EW It was fun! It’s always fun because Mario and I consult about what colours we want to use from the collection and the campaign, which things I really like, which things he likes, what kind of mood and styling to go for. Because we’ve worked together so much we’re able to put it together as a team, which is exciting. I was really happy with the result. It looks like nothing else that I’ve seen, it seems really new and alive and fresh. F&T Did you learn any new tips on the shoot? EW I guess as usually I wouldn’t wear a colour like this, learning how to wear the Jade Crush shade was a surprise. You can also see in the campaign that I have blush not just on my cheeks but that my whole face seems to be blushing a little bit, which I guess is what these powders are all about: that whole-face, healthy glow sort of flush. Instead of just applying a bronzer, which on me can look quite cakey because I am so pale I wear a pinky powder on my face which makes me look instantly healthier, but not like I’ve plastered myself with makeup... It’s a more natural way of looking healthy. And looking natural is kind of my thing. F&T Tell us something about your two up and coming films Noah and The Bling Ring. EW I just wrapped on a film called Noah, which I did with Darren Aronofsky. I finished in November and I think Sofia Coppola is in the final stages of editing The Bling Ring so I think The Bling Ring will be out this year. Noah will be a much longer wait because it’s such a big film. I’ve worked hard this year, I did 3 films and 2 terms at school so I really packed it in. I did 2 terms at Oxford in the beginning of the year and then I did a film in LA and then another film in New Orleans, some shooting in Iceland and then in New York. So I’ve done a lot of travelling and I’ve been working hard.
199
f&t in english
Rihanna’s Fashion
200
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
The big news this London Fashion Week was supposed to be the return of Tom Ford to the runway, the London debut of L’Wren Scott and the emergence of the young British model Cara Delevingne as “the next Kate Moss.” But for the thousands of young fans there was only one fashion designer that mattered… And that was Rihanna. The pop singer unveiled her first collection for River Island, the British retailer.
I
In the past few years, Rihanna had her share of publicity and not all of it was good. Her private life was talked about as much as her music. But her fans always seemed to like her sense of fashion. Maybe it was just the right time for her to collaborate with River Island, the British retailer. Her collection was launched at the London Fashion Week. And her fans loved it. The runway was a made of multilevel platforms and was like a concert stage. The models walked down the isle accompanied by rap songs. The clothes, designed in collaboration with Adam Selman, who has worked with the singer on her tour costumes in the past, were tight, flesh-baring and see-through. We know that Rihanna is into fashion. This was not the first dip
into the fashion pool for Rihanna; she had already created two collections for Emporio Armani jeans, with Giorgio Armani. More recently she told interviewers at the Grammys that she had partly collaborated with Azzedine Alaïa on the custom-designed flowing, crimson gown she wore to the awards ceremony, saying he had showed her several designs before she picked the one she would wear. Adam Selman told the reporters that the collection was “urban-inspired, unfussy, with a bit of uptown,” and that it was very much “based on Ri’s style and her mood.” At the end of the show, Rihanna came out in a form-fitting black minidress with Adam Selman and flashed a $1.2 million smile.
201
f&t in english
Radioactive Costumes
RITA ORA 202
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Famous fashion brand EMILIO PUCCI designed the costumes for Rita Ora’s new tour. Creative director Peter Dundas worked closely with the singer, to create costumes that would perfectly reflect her urban glamour. Popular singer Rita Ora’s “The Radioactive Tour”, started from Manchester. The costumes were designed to provide the best possible freedom of movement in order to allow the performer to dance. The “radioactive” costumes are interpretations of key themes from the Emilio Pucci’s spring/summer 2013 collection. The outfits include a metallic armour-inspired bodice, a military camouflage jumpsuit and a flowing golden cape. “I was thrilled to design the costumes for Rita’s Radioactive Tour, from the moment I met Rita we’ve had a great connection and doing something like this together felt like a natural progression,” said Dundas.
203
f&t in english
The bridal gown of Catherine, Duchess of Cambridge was designed by British designer Sarah Burton, head of the design team at Alexander McQueen.
Like A Royal Wedding… Here we give you a few recommendations for a grand wedding.
204
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
ZUHAIR MURAD VAKKO WEDDING/MONIQUE LHUILLIER
ELIE SAAB
VAKKO WEDDING/REEM ACRA
Choosing a Wedding Gown
The Wedding gowns featured in the 2013 spring/summer collections are extravagant. Ruffles, long tails and long veils can be seen in almost all of them.
LEBANESE DESIGNER SELIM MOUZANNAR’S JEWELLERY ARE SOLD AT MIDNIGHT JEWELLERY’S SHOPS IN BEBEK AND NIŞANTAŞI. THE COLLECTION INCLUDES BEAUTIFUL CUFF LINKS FOR THE GROOM.
Earings from famous jeweller, Garrard’s Entaglement Collection.
VALENTINO
GUCCI
Necklace and cuff from Garrard’s Wings Collection.
CHOICES FOR THE GROOM
THE MODERN DAY GROOMS WILL BE WEARING SLIM FIT SUITS. DESIGNERS HAVE MAINLY USED MATTE FABRICS WITH A TOUCH OF SHINY DETAILS. 205
VAKKO WEDDING
f&t in english
In the Garden of Good and Evil Kilian Hennessy, who comes from the famous cognac producing family, preferred to produce luxury perfumes instead of working in the family business. His latest collection is In the Garden of the Good and Evil, which consists of three luxury perfumes in reusable bottles. His perfumes are exclusively sold at Harvey Nichols in Turkey.
The Golden Touch Orogold Cosmetics launched two new skincare products that include extracts of 24 carat gold in them. 24K Night Recovery and 24Kcollagen and Caviar Mask, are considered to be truly miraclous products. The bride can start using them a few weeks before the wedding for stunning results.
C
M
Y
CM
FROM THE CHANEL 1932 COLLECTION
MY
CY
CMY
WOMAN IN RED This season many designers have red wedding gowns in their collections. The color palette ranges from crimson red to dark bordeau.
VAKKO WEDDING
VAKKO WEDDING/OSCAR DE LA RENTA
K
A CROWN FOR THE BRIDE
The famous British jeweller Garrard, that has been appointed as the Crown Jeweller in the past, has beautiful crowns, for those who want to feel like a princess, yet better as a queen on their wedding day. These crowns, as well as the jewellery of Garard can be found at Collection/Damas in Turkey.
206
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Y
f&t in english
GIORGIO ARMANI The Story of His Perfumes The famous fashion designer tells us the story of his two perfumes. 208
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / Ä°LKBAHAR
FASHION&TRAVEL Eau pour Homme was your first fragrance. Why did you start creating perfumes? Did you see it as a natural way of expressing your creativity? GIORGIO ARMANI In defining the new man, with his dynamic physicality and wearing looser clothes, it was natural to imagine a fragrance for him too, one that I wanted to be classic in its basic elements but unusual and personal in its composition. I love the challenge of creating something new starting from traditional elements. Apart from the world of fashion, I also do this with perfumes, which for me is one of the most interesting sectors for expressing myself. A fragrance gives the final touch to an outfit and, together with appearance, is the first and last thing that strikes you in a person. F&T What was your inspiration for the design of the bottle? GA I owe the beginning of my career to the jacket. It was the destructured jacket that represented a turning point in men’s suits and their way of dressing. Thinking about the bottle, I wanted to create an evocative object, strong as only simple things can be, a visual echo of my style. I wanted it to have the same force as the jacket that, once slipped on, belongs to you and becomes a part of you. Today, the bottle has been revisited, updated, like a great classic to which minute modifications
lend a contemporary edge. The design is cleaner, the profile more streamlined: identical but imperceptibly different, faithful to the shape and more than ever modern, Eau pour Homme continues to promote, discreetly, the codes of virility and elegance. F&T The loose jacket now forms a part of your history and universe. What inspired it? GA What still inspires me today: observing the world around me, internalising the changes and trying to meet the new needs. At the time, men were changing but the clothes to be found in the stores were rigid and highly constructed. I wanted to give them more freedom but without sacrificing elegance. F&T What was the idea behind Eau pour Homme when you decided to create this fragrance? GA I wanted to create a fragrance that could express a natural and personal elegance and a certain sensuality. I believe in simplicity as an essential value and quality. As is reflected in all my creations, I think that the outfit and the perfume should never overpower the person wearing them. F&T Why did you choose the name “Eau pour Homme”? GA It was my first fragrance. I wanted the name to reflect the natural simplicity of my style. F&T What was your inspiration for the fragrance? GA A fragrance should always be the incarnation of an emotion. I was thinking of Italian landscapes with their fresh, sharp fruits, fields of lavender, the warmth of the sun: classic elements that I then combined in a new olfactory equilibrium. F&T What do you think contributed to the success of this fragrance? In 1984, did you imagine it would have become iconic? GA I was surprised by its success, naturally, but I always thought that a new look at the classic was a winning formula. Eau pour Homme is truly timeless. It is reminiscent of an eau de cologne but is deeper, warmer and more sophisticated. It has an unexpected sensuality that makes it profoundly Mediterranean and places it well above transitory fashion.
rance and that know that night-time has a different olfactory signature to day-time and corresponds to a different choice of clothes. F&T If the de-structured jacket inspired the Eau pour Homme bottle, what was your inspiration for Eau de Nuit? GA The two fragrances complement each other. The bottles are identical in shape but the Eau de Nuit bottle is in shiny black glass. It is like a dinner jacket compared to a jacket you would wear during the day: the same construction but dark and very elegant. F&T There are two artists in the advertising campaign. Can you explain why? GA The two artistes are Charlie Siem, a British violinist, and Francesco Carrozzini, an Italian photographer, two young men whom I immediately found absolutely fascinating, perfect for an intense and refined fragrance like Eau de Nuit.
I LIKED THE IDEA OF A NIGHTTIME VERSION OF THIS PERFUME THAT WOULD EMPHASISE THE POWER OF SEDUCTION. EAU POUR HOMME IS GORGED WITH SUN AND LIGHT WHILE EAU DE NUIT IS MYSTERIOUS AND INTRIGUING.
F&T After all these years, you have become the symbol of fragrance. Why is this? GA People have always recognised me as the spokesperson of the Armani style. I myself am the incarnation of its spirit and for once I wanted to involve my body as well. Eau pour Homme was my first masculine fragrance and accurately expresses my vision: innovative starting from a classic base. It’s my style condensed in a bottle and, like the jacket, it represents me perfectly. This is why I say “It’s mine” in the advertising campaign. A need for a new way of communicating also became apparent. Showing my face, today, is my way of speaking to the public directly, without filters. F&T You have now decided to create Eau de Nuit, the night-time version of Eau pour Homme. Why? GA I liked the idea of a night-time version of this perfume that would emphasise the power of seduction. Eau pour Homme is gorged with sun and light while Eau de Nuit is mysterious and intriguing. F&T What sort of man is this fragrance intended for? GA For the same men that recognise themselves in my frag-
209
f&t in english F&T Is there a specifically Italian elegance? FC (Laughs) Absolutely! I think that the Italians – but also the French and English – have a particular feeling for elegance. In addition, Italians have always had a sense of image, whether in classical painting, fashion or design. If they are elegant, they also take care to represent it. It’s a true expertise, which seems to me to be inside the DNA of Armani. F&T How would you sum it up? FC Armani is the essence of elegance, shared with the four corners of the earth. It’s the fashion house that has been able to most highly develop the incarnation of this Italian elegance. F&T Do you wear Armani regularly? FC Whenever I need to be elegant, whether it’s for a cocktail, an opening or a private dinner. The rest of the time, I’m usually in jeans and a T-shirt because my work requires me to move around a lot. What I like above all in Armani clothing is the certainty of being impeccable but without ever having to feel restricted in my movements.
FRANCESCO CARROZZINI FASHION&TRAVEL Who are you? FRANCESCO CARROZZINI My name is Francesco Carrozzini. I’m twenty-nine. I’ve been a photographer for about six years. F&T Where do you come from? FC I was born in Italy, but I currently live in New York, in downtown Manhattan. F&T How did you become a photographer? FC Almost by accident! I was filming a video for ShowStudio, the creative platform of Nick Knight, the English photographer, in the company of Linda Evangelista. The editor in chief of Vogue Russia asked me to publish images from this film. I accepted, even though I didn’t at all want to become part of the fashion and magazine world. But I must confess that when I saw the printed results, photography suddenly appeared to me as an obvious direction. F&T What do you mean exactly? FC The search for simple perfection. An extraordinary amount of work for a streamlined result that, when you see it, immediately imposes itself as being obvious. It is, I believe, what characterizes the House of Armani and is also my personal definition of elegance. F&T What is this definition? FC Above all, elegance is a presence, an attitude. Elegance is measured at first sight, when a person enters a room. It is not a question of money or age or body: it is first and last a way of being.
210
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
F&T Have you met Mr. Armani? FC I have had this opportunity on several occasions for different events. We even were on vacation together in the Maldives in 1994. Throughout all these years, Mr. Armani has remained the same: I particularly appreciate the fact that he is sincere and true to himself, which is certainly one of the greatest of human virtues. This is also the reason I said “yes” immediately when he proposed this project, even though I had never undertaken this type of work before. F&T What is your approach to perfume? FC Perfume is the first intimation we have of someone. It’s a sensory shadow that accompanies you and reminds you who you are, and also communicates this to those around you. F&T Are there scents that you particularly appreciate? FC Three: citrusy scents, for their freshness and radiance; rose for its velvety tone; and patchouli for its carnal feel. F&T What were your first impressions of Eau de Nuit? FC Exceeding elegance. Charming vivacity, but also a deep nocturnal aura. I immediately thought of the very fragile moment between sunset and night: those few instants when the earth is covered in shadow while the sky remains light. This is especially true by the seaside, and that is another image which came to me: dark, calm, mysterious water and a deep blue sky with the silhouette of a cloud or two standing out against it. Eau de Nuit is this precious moment, which can now be experienced every day. F&T What does it mean to you? FC I adopted it immediately. It speaks to me because it is very masculine and very Mediterranean. And because it has the obvious sophistication that the Armani signature represents. In addition, the bottle is designed in a similar spirit: it is both modern and timeless. There are knowing references to Art Deco, but the bottle seems to be free of fashion codes. It belongs to today and yet is very classical. F&T For what occasions should you wear Eau de Nuit? FC First of all, for the most beautiful. And the rarest. But it is also a fragrance for every day. This is what fascinates me also – this ability to make what is exceptional a daily privilege. F&T And the most outstanding opportunity to discover it? FC For me, the two times a year I put on a tuxedo and where everything must be absolutely perfect. And if there were only one…well, that would be the Annual Gala of the Metropolitan Museum in New York. Yes, that would be exceptional.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
XX
f&t in english violinist, I need to move my arms a lot. The destructured architecture of Armani jackets, for example, lets me be impeccably elegant while maintaining an indispensible freedom of movement. Being yourself… is the keystone to style; it’s when you succeed in combining simplicity, purity of lines and comfortable wear. But it’s the same thing with my instrument: nothing is excessive, its lines are perfect… F&T What does this perfume represent for you? CS Lots of things. A fragrance is a signature that lasts over time. It’s a memory born from naked skin. This is why it irresistibly evokes moments from the past and why it can sometimes give rise to nostalgia filled with tenderness. But it is also a way to enchant the present. F&T Which perfumes do you prefer? CS Strong perfumes, which are not overpowering but do leave a light trace. All those that remind me of who I am and what I want to do.
CHARLIE SIEM FASHION&TRAVEL Who are you? CHARLIE SIEM I’m Charlie Siem. I’m twenty-six years old. I’m a violinist and I live in London. F&T How did you discover the violin? CS I discovered this instrument listening to the radio. Its vibrant sound literally captured my imagination. I began to play when I was three and I’ve never stopped.
F&T What do you think of Eau pour Homme? CS It’s a highly singular perfume: it’s both classic and modern. With each passing day, one discovers it anew with the same surprise, and yet it’s as if it had always existed. It’s a perfume that absolutely belongs to today while keeping the elegance of bygone fragrances. We find a rare balance in the bottle: it’s modern, with a touch of something that is indefinably classic. Very stylish in any case, but without ever being flamboyant. F&T What does this perfume remind you of? CS Italy. It has something very Mediterranean. Persistence and lightness, a freshness that reminds me of my many stays there since childhood, in particular the Amalfi Coast and the region of Florence. F&T Is Italy important to you? CS It’s fundamental. It’s the great country of music, opera, bel canto. It’s the country where my violin was made in the 18th century, in the city of Cremona. It’s not only a country that I love: it’s a country, a history and a culture that I could not live without.
F&T Did you have a mentor? CS The person who has influenced me the most is most certainly Yehudi Menuhin. He was a great mentor for many musicians, including myself, even if it was only through the radio! F&T What is your definition of elegance? CS I think that elegance is an equation. It’s a balance between comfort, ease, purity of lines and the simplicity of a silhouette. It’s also a particular frame of mind… F&T In music, what is elegance? CS Actually, it’s the same thing. I won’t cite just one particular type of music, because there are many different kinds. I will only say that elegance in music is a type of integrity and clarity. It also involves knowing how to risk perfection and giving oneself entirely to one’s art. F&T Is elegance important to you? CS It’s essential. The way you dress, move and present yourself is a matter of respect for all performers. Respect for yourself, of course, but also for the audience you are playing for. F&T How would you define the Armani style? CS Both classic and very contemporary. It’s the quintessence of Italian style, which goes beyond fashion trends and has imposed itself for the clarity and fluidity of its lines, as well as for its outstanding comfort. And I know what I’m talking about. As a
212
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
IT’S A HIGHLY SINGULAR PERFUME: IT’S BOTH CLASSIC AND MODERN. WITH EACH PASSING DAY, ONE DISCOVERS IT ANEW WITH THE SAME SURPRISE, AND YET IT’S AS IF IT HAD ALWAYS EXISTED. IT’S A PERFUME THAT ABSOLUTELY BELONGS TO TODAY WHILE KEEPING THE ELEGANCE OF BYGONE FRAGRANCES. WE FIND A RARE BALANCE IN THE BOTTLE: IT’S MODERN, WITH A TOUCH OF SOMETHING THAT IS INDEFINABLY CLASSIC. VERY STYLISH IN ANY CASE, BUT WITHOUT EVER BEING FLAMBOYANT.
f&t in english
THE GOOD AND THE EVIL OF
KILIAN HENNESSY Instead of working in the family business of cognac, Kilian Hennessy decided to produce another luxury item, perfumes. He tells about his new perfume series. Interview by Leyla Melek Çifçi
214
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
FASHION&TRAVEL Can you tell us about your new perfume series? Where did the idea come from? What do they smell like? Can you also tell us about the packaging of the perfumes? KILIAN HENNESSY My new collection is called IN THE GARDEN OF GOOD & EVIL which, of course, is a contemporary metaphor of the myth of the “Original Sin”. I wanted to explore the theme of “temptation”... But keeping with what I like, which is giving a strong “Art” foundation behind all my collections. L’OEUVRE NOIRE was inspire by French Litterature from the 19th century. IN THE GARDEN OF GOOD & EVIL is inspired by the “Biblical Litterature” around the garden of Adam & Eve... And the object of the temptation: the forbidden fruit! So, of course, all my scents are based on a vision of a “forbidden fruit”. IN THE CITY OF SON is an accord of caramelized plum and apricot, filled with spices (cardamom, cumin, cinnamon) as if they were leaking on hot woods (cedar, sandalwood, patchouli). GOOD GORL GONE BAD is a bouquet of flowers that opens with “gentle” flowers (Osmanthus, Rose) and evolves with more narcotic flowers (Jasmine, Orange Blossom) to end with more carnal/dangerous flowers (Tuberose, Narcisse). FORBIDDEN GAMES is a honey of fruits (white peach, plum, black currant) leaking on a spicy (cinnamon) Rose. For the packaging, I wanted to express the “battle” we all face when we are tempted (by something...or someone)... Should I surrender or not? And I expressed this “battle” within yourself threw the contrast of white (symbol of purity and virginity) and gold (symbol of vanity). As always, the bottle is refillable. And the box is reusable as a clutch. Because I believe that real luxury cannot be disposable luxury. F&T What represents the good and bad for you? KH I think that everything bad is usually good! F&T Can you tell us about the philosophy behind your perfumes? KH I believe that a great perfume is a great story... Long before being a beautiful olfactive harmony. I cannot to start working on a scent if I don’t know what emotion this scent is supposed to express. I believe that real luxury cannot be disposable luxury. That’s why all my bottles are refillable and my boxes reusable. I believe in one bottle for a lifetime!
F&T I noticed that you work with well known “noses” for your perfumes. Why did you not prefer to create the perfumes yourself? KH Because a great perfume is not only a great idea or a great accord. A great perfume requires a great level of technicity that only perfumers have. F&T Why did you prefer to produce perfumes instead of working in the family business of cognac? KH I always say that perfume chose me more than I chose perfume. When I started smelling raw materials 18 years ago, I got hooked the first second! For me, the family business was never an option. I wanted to make a name for myself and not live in the shadow of my ancestors. F&T You also have a luxury bag collection in your name. What is the story behind this launch? KH One night in Paris, my fiancée forgot her clutches in NY. So she used my black laquered wood box from my L’OEUVRE NOIRE collection as a clutch. And that night we decided to offer to women a collection of gorgeous black evening bags. Very luxurious... But much more modern than anything that existed at that time. F&T Will we be able to buy these bags in Turkey? KH Not for the time being.... They are only sold in our own boutiques; in Moscow and soon in NYC. F&T What is your preferences in perfume and cognac? KH I like liquors with a full body! F&T What are your future plans? KH So many! F&T You have been to Istanbul before. What do you think of Istanbul? What have you seen? What are your favorite places in the city? KH I absolutely love Instanbul! I must admit that the Dolmabahçe Palace is my favorite place... The beauty of the architecture of course but the promenade along the Bosphore is also just wonderful...
215
f&t in english
SPRING BREEZE
Here are the designers’ new fragrances for spring... Attractive, fresh and sexy.
Michael Kors, Gold Rose, Eau De Parfum
FOR HER...
Cacharel, Catch Me, Eau De Parfum
Chanel, 1932, Eau De Toilette
Yves Saint Laurent, Manifesto, Eau De Parfum
Roberto Cavalli, Just Cavalli, Eau De Toilette
Chloé, See by Chloé, Eau De Parfum Dior, J’Adore L’Absolu, Eau De Parfum
216
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
FOR HIM...
Gucci, Guilty Black Pour Homme, Eau De Toilette
Viktor&Rolf, Antidote, Eau De Toilette
Cartier, Declaration D’ Un Soir Parfum, Eau De Toilette
Prada, Luna Rossa, Eau De Toilette
Davidoff, The Game, Eau De Toilette
Diesel, Fuel For Life L’Eau, Eau De Toilette
217
f&t in english
Phuket, The Island Of Tranquil Days And Crazy Nights This popular holiday island of Thailand attracts tourists from all over the world with its natural beauties, fascinating underwater world, and vibrant nightlife
218
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
How to Travel?
Emirates operates daily flights to Phuket connecting from Dubai. www.emirates.com.tr
L
ocated in South Thailand, at the coast of the Andaman Sea, Phuket Island is connected to the mainland by a tiny bridge. Appealing visitors from all ages, cultures and budgets, Phuket Island presents its tranquil natural beaches to the ones who seek peace and quiet, and various activities and nightlife opportunities to the ones who wish a colorful holiday. The most vibrant spot of the 540 square kilometers island is the Patong beach promising unlimited entertainment with hundreds of bars of clubs‌ People who seek for nature’s isolation may find it in Karon, just at the south of Patong. And within a short driving distance from Karon, you can find Kata which is popular with its white sand beaches and clear waters. Phuket is famous with its cottages built on stilts in the sea, and besides scuba diving, activities like jet ski, parasailing and boat trips to the surrounding islands and Phang Nga Bay are also popular.
What to do?
Visit Siam Niramit Phuket featuring special shows with traditional songs and dances, and martial arts at the suburbs of Phuket Town. Phuket Fanta Sea houses theme parks, festival-like games, various shopping opportunities, elephant shows, live music and extreme sports. Rich dining opportunities vary from roadside noodle stalls and air-conditioned restaurants to open air restaurants with great views or fast food outlets. For shopping, you can find various luxury shopping malls and stores in Phuket Town, Thalang and Patong. Besides Central Festival and Jungceylon shopping centers, weekend bazaars must be visited. As a popular place for golf lovers, Phuket hosts world class golf courses like Blue Can-
219
f&t in english yon Country Club, Mission Hills and Phuket Country Club. Phuket is also surrounded by pristine islands and visiting these islands is a part of the adventure. Koh Panyee village, Khao Lak, one of the most tranquil holiday resorts of Thailand, and national parks located at the surrounding hills are among other touristic attractions.
Where To Stay?
Angsana Laguna Phuket: Located at the scenic Bang Tao Bay, this stylish resort is like a modern tropical paradise surrounded by a 323 meters long pool. Banyan Tree Phuket: Surrounded by the Andaman Sea, Banyan Tree Phuket presents a luxury tropical holiday opportunity with awarded restaurant choices and full spa services. MĂśvenpick Resort & Spa Karon Beach Phuket: Located at the southwest of the Island, this 5-star luxury hotel combines all beauties of Phuket. Le Meridien Phuket Beach Resort: With its special beach and outstanding tropical scenery, Le Meridien is only 5 kilometers away from Patong Beach.
220
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / Ä°LKBAHAR
For more information please write on: yogaforface@aol.com
F&T What are the benefits? DP Facial Yoga slows down the aging process, tones and firms the facial and neck muscles, releases tension, increases circulation to face and neck, improves the complexion. After practising Facial Yoga, the face looks more relaxed with firmer contours, the hollow cheeks look fuller, puffiness is reduced around the eyes and double chins are eliminated. Practising Facial Beauty Yoga releases tension and relaxes the upper part of the body, thus relieving headaches, stiff necks and general discomforts.
Dragana Petkovic
Erase the Lines with Facial Yoga Dragana Petkovic, a Serbian expat who has been living in Istanbul for over 4 years now, organizes Hatha Yoga and Facial Yoga Workshops for women who are mostly foreigners living in Istanbul. Here she tells us about Facial Yoga.
FASHION&TRAVEL What is facial yoga? DRAGANA PETKOVIC BEAUTY FACE YOGA is the natural path to prevent or reduce signs of aging. It is relaxing and enjoyable program for everyday living, specifically designed to rejuvenate and tone the face and neck. The face needs to be exercised and toned in the same way we exercise and tone our body. You can learn how to exercise all facial muscles with natural facelift and how to relax and distress yourself at the same time. F&T So how do we do it? Are there certain exercises that we have to do every day for it to be effective? DP Beauty Face Exercises are designed to tone up all the 10 groups of muscles of the face and neck that can increase blood circulation and release tension. This is a unique, non-surgical way to improve the appearance of the face. It is great support during weight reduction regime to nourish and tone facial muscles. Beauty Face Yoga is a positive and natural way of both maintaining and re-establishing the contours of the face. If you regularly and patiently do the facial yoga with determination and positive attitude, then you can expect your face to appear brighter and younger, even erasing fine lines and wrinkles. Once learned, takes about 10 minutes to practice every day or whenever you have time.
F&T How long have you been practising yoga? DP I have a long time personal experience and practice in different aspects of Yoga. Teaching Yoga was not my primary occupation, but in order to improve my knowledge, I tried to learn more and more, attending different Yoga courses and workshops and finally got a professional certificate in Hatha Yoga. Four years ago, when I was 45, I saw some visible signs of aging on my face, which inspired me to start exploring what Yoga, besides of uncountable benefits, can offer for the improvement of the face, particularly. I knew that many poses in Yoga, directly or indirectly affects not only the body and the mind, but also the face, which I like to see as our visible personal identity card. All our emotions, good and bad, our fears and joy, shortly all our life can be seen in the face`s expression and contours. I was searching a lot and luckily, there were already some books and documents about yoga facial exercises. Facial Yoga is very popular in USA now, specially with Hollywood celebrities, who found this is not only the alternative way to reduce signs of aging, but also the way which is not harmful, aggressive and with no side effects. As final result of searching and studying, I selected a program of yoga exercises which purpose is not just improvement of face appearance, but removing stress as well. This program compresses the benefits of gentle, natural & safe exercises for the face & neck; stretching and warm-up poses for the body and relaxing and distress program for the mind. I travel a lot and this enables me to give Beauty Face Yoga Workshops wherever is interest for it. F&T Who benefits most from Facial Yoga? DP There is no limit in age, sex, or level to participate; almost everyone can feel the benefits: young people can prevent or postpone first signs of aging and people in the certain age can tone up facial muscles or reduce existing wrinkles. It`s never too early or never too late to start with. F&T Can you tell us about yourself? DP I have been living in Istanbul with my family for a few years, and have a lot of Turkish friends. I can speak basic Turkish, but I hope one day I will learn more. F&T What can you say about Turkish women? DP Women here are smart looking and take care of their themselves. Their appareance is vey important for them. They like to follow the latest trends, but at the same time they have their own style.
221
f&t in english
Best Shopping Streets of the World
NEW YORK CITY, ABD
Fifth Avenue
While it may have been recently invaded by suburban mall favorites likes the Disney Store, Abercrombie & Fitch and H&M, Fifth Avenue remains New York’s (and one of the
222
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
world’s) best shopping street. It’s still home to landmark department stores, designer boutiques, and spectacular window displays, especially around Christmas times.
LONDON
Bond Street Extending from Picadilly to Oxford Street, this is probably Europe’s busiest boulevard. It’s home to the most expensive shops in the continent, but even if you can’t afford any of them, you can always dream as you window shop. About a mile away, is the equally posh Sloane Street.
PARIS
Avenue Montaigne Home to the most luxurious boutiques in Paris, this avenue lined with elegant buildings is where those who can afford it splurge on high fashion and jewelry. It’s also where you confirm that the French capital really is the epicenter of sophistication and style.
TOKYO, JAPONYA
Ginza
Not exactly a street, but an entire district comprised of eight blocks, this is where Tokyo’s fashion victims model their latest acquisitions. It’s known for its big upscale department stores, luxury retailers, and elaborate window displays.
ZURICH
Bahnhofstrasse
This is one of the most exclusive addresses of the world, a tree-lined avenue with top fashion designer boutiques and, of course, the famous Swiss watches. Very pedestrianfriendly, it ends with a world-famous luxury confectionary, the Confiserie Sprungli.
LOS ANGELES, ABD
Rodeo Drive Perhaps the world’s glitziest and most glamurous shopping area, this is where the rich and the famous get their haute couture fashions to show off on Hollywood’s red carpets.
223
f&t in english
A Voice For Women
GAMZE ZORLU
In this issue we have interviewed Gamze Zorlu, the young artist whose name has recently been increasingly familiar in art circles, upon her arrival back from Germany where she plans to continue her post graduate studies. By Aaron Brooks
FASHION&TRAVEL Tell us a little about yourself GAMZE ZORLU I was born in Mersin in 1989. I graduated from the Yalçın Karayağız Atelier at the Mimar Sinan University, Department of Art in 2012. I participated in several group exhibitions after I returned from Spain where I studied for a year at the Universitad de Sevilla as a participant of the Erasmus student exchange program between 2009 and 2010. I had my first individual exhibition, “Find Me” in 2012. Recently I’m preparing my second personal exhibition which will be hosted by Art Minium in May 2013. F&T What kind of mindset do you have when you begin a new painting? GZ I usually draw from colors as I form a composition or an idea in my paintings. For me the process of painting begins with the excitement in which I prepare my palette. In other words the feeling of completeness on my palette begins to form the expression in the painting. Somehow the palette I prepare leads me. F&T In most of your paintings we see solitary figures, most of which are female figures… GZ Although I have been painting solitary figures since the beginning, the position and the rights of women in our society today, the feelings and expressions drawn out of this has been a subject to which I closely related. In my first personal exhibition I aimed to express how desperate we feel as women in the face of all the decisions
224
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
EXHIBITIONS n 2011
“The King is Naked”, Group Exhibition “By Itself”, Group Exhibition n 2011 Participation in the Art Istanbul Fair with Gallery 24 n 2012 “The nature of color, the color of nature”, Group Exhibition n 2012 “Find Me”, Personal Exhibition n 2012 Participation in the Art Istanbul Fair with Mimar Sinan University of Fine Arts Gamze Zorlu’s works can be viewed at www. artminium.com n 2011
that are being made on our behalf and how even the birth process, which is our most natural function, has been left to the control of the government. As we were created we carried the seeds of creation within us. Even when our being was a single cell, the seed of creation was awaiting witin us. As we live and are lost in the stories of all the things we encounter, we try to keep our purpose and continuity intact. And although we still have the ability to make our own decisions, politics are forcing the issue into the public realm. F&T We often see triangular forms in your paintings. What does this symbolize? GZ The divine creation of the spirit, life and body is symbolized by triangles. The spirit was created out of fire, life out of water and the body out of earth. In the Celtic culture these triangles symbolize the girlhood-motherhood and old age stages of women. Although the role of women in nature is very clear in the birty-life-death continuum, in our era the place of women in society is only symbolic. The social structure of today allows for a very narrow space for life choices, and women need to struggle even for the right to govern their own bodies. F&T What will be the theme for your upcoming personal exhibition? GZ My new exhibition will address the fact that our bodies are being made the subject of political discussion.
towns where the food and wine have remained authentic and untouched by mass tourism. The townspeople welcome visitors with a genuine hospitality that makes every guest feel like a local.
History
Palazzo Margherita, built in 1892 in Bernalda by the Margherita family, is a true 19th century palazzo. The town was the birthplace and home to Agostino Coppola, Francis Ford Coppola’s grandfather, who always referred to it affectionately as “Bernalda bella.” Francis purchased the Palazzo in 2004 with the desire to transform it into a small, luxurious hotel, believing it was time to introduce visitors to this stunning and still undiscovered region. The surrounding countryside, which was settled by the Greeks before the Roman era, is part of the Hellenic Magna Graecia—the coastal areas of Southern Italy—where the thriving local agriculture produces sumptuous fruits and vegetables, as well as the Aglianico grapes used to make wines of the same name. Nestled between the ancient cities of Metapontum and Matera, the area is rich with history, including haunting primordial cave dwellings called Sassi di Matera (meaning “stones of Matera”), a UNESCO World Heritage Site.
Decor
Francis Ford Coppola’s
PALAZZO MARGHERITA
P
alazzo Margherita is situated in Bernalda, a small hilltop town near the Ionian Sea in the Basilicata region of Southern Italy. Located in the province of Matera, which is famous for its ancient cave dwellings, historic houses and unspoiled villages, Bernalda is relatively unknown to tourists. It is just twenty minutes from numerous pristine, white-sand beaches; one can choose between quiet seclusion or beach-club action and shoreside tavernas. While the nearby region of Puglia has become popular for sightseeing, Bernalda is one of a few beautiful
The Palazzo has been completely restored by Francis Coppola and acclaimed French designer Jacques Grange, creating a luxurious, authentically Italian experience that ushers guests into a private world of palatial comfort, surrounded by gardens, courtyard and swimming pool, all just steps from a small, bustling town in which the visitor is a friend and neighbor rather than a tourist. Francis wanted the Palazzo to become a place that his children would want to visit again and again, and therefore invited the whole family to contribute ideas to the design. The interior is styled with tiled floors as well as Moroccan and Baroque-inspired hand-painted fresco ceilings. Grange designed some of the exotic tiles and furniture, including one of the most beautiful suites, which is in a Tunisian style to honor Francis Coppola’s Tunisian-born grandmother. All of the floors in the Palazzo have been restored from the original marble.
Dining at Palazzo Margherita
Their kitchen is always open and meals are tailored to your preference. Guests can enjoy traditional Southern Italian cooking or a delicious casual meal served in our eat-in kitchen, the Cinecittà Bar, the Salon, or beside the swimming pool. Romantic courtyard and garden dining as well as in-room service are also available throughout the day. Guests who dine with us are invited to join a cooking class during the day, in which our cooks will show how to make that evening’s dinner.
Eat-in Kitchen
In the Palazzo’s large, welcoming kitchen, guests can experience firsthand the traditional cooking of Basilicata (also known as Lucania). For keen cooks, our local chefs give daily, hands-on classes demonstrating how to prepare typical regional dishes.
225
İLKBAHAR-YAZ-SONBAHAR-KIŞ
Toplam 4 Sayı Fashion&Travel Magazine Aboneliği 80 TL yerine 60 TL Ad:..............................................................................................
Kredi kartı hesabıma borç kaydediniz:
Soyad:...................................................................................... Adres*:.....................................................................................
Visa
Master
Visa Electron
Maestro
......................................................................................................
Kart Sahibinin Adı Soyadı:
İlçe:.............................................................................................
...............................................................................................
Posta Kodu:..........................................................................
Kart No:
Şehir :....................................................................................... Tel:.............................................................................................
Geçerlilik Tarihi:
Cep Telefonu:......................................................................
CVV:
VD:............................................................................................
İmza:..................................................................................
Vergi No:................................................................................
Tarih:..................................................................................
*Fatura gönderi adresi ile farklı ise lütfen bildiriniz.
Abonelik İletişim Bilgileri: abone@mediasa.com.tr Tel: 0216 561 82 06 Havale/EFT: Akbank 4. Levent Şubesi Şirket ünvanı: Mediasa Yayıncılık A.Ş. IBAN: TR47 0004 6001 9288 8000 3005 79 Havale/EFT dekontunu 0216 561 82 09 numaralı faksa fakslayınız. 226
FASHION&TRAVEL MAGAZINE / İLKBAHAR
Türsab 6784 belgeli A Grubu Seyahat Acentası Yurtiçi&yurtdışı Otel ve Tur Rezervasyonları Tüm Havayolları Uçak Biletleri Kültür Turları&Sağlık Turizmi Rent a Car Özel Transferler Toplantı ve Kongre Organizasyonları Dış Turizm Hizmeti (Incoming)
Gemi Seyahatleri (Cruise)
Yat Charter&Mavi Yolculuk Diğer Seyahat Hizmetleri (leisure, fuarlar, dil okulları)
Tatilsa bir World Travel Trip Kuruluşudur. Suadiye Bağdat Cad. Kazım Karabekir Apt. No:446/A Kadıköy/İstanbul
Ayrıntılı Bilgi İçin : (0216) 464 0 101 www.tatilsa.com.tr
www.chanel.com