April/June ‘13 Issue:2 Year:1 www.fashion-turkey.com
Çevreye en duyarlı oyuncu H&M Most enviromentally responsible player H&M
Sahnede ayrı, sokakta ayrı HADİSE Different personalities on stage and on the street
Seval Birinci ile “Son kez...” “Last interview“ with Seval Birinci
GRUP BAŞKANI İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA SORUMLU İMTİYAZ SAHİBİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI YAYIN DANIŞMANLARI
H. FERRUH IŞIK MEHMET SÖZTUTAN
AHMET KIZIL Prof. Dr. CEVZA CANDAN Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN ALİ ERDEM GENEL YAYIN YÖNETMENİ EREN AYDIN eren.aydin@img.com.tr
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL
ebru.pekel@img.com.tr
REKLAM KOORDİNATÖRÜ SULTAN GÖKÇE
sultan.gokce@img.com.tr
BASKI ve GRAFİK SORUMLUSU İSMAİL GÜRBÜZ
ismail.gurbuz@img.com.tr
GRAFİK TASARIM ERDEM MERMER
erdem.mermer@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU
yusuf.okcu@img.com.tr
MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr
CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98 web: www.fashion-turkey.com e-mail: info@img.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71
32
Özel Röportaj: HADİSE
92
Özlem Süer’den çok özel tüyolar
76
Tuvana Büyükçınar ile sokak modası
110
Organik-geri dönüşümlü tasarımların hikayesi: Serap Pollard
40
Mango’nun yeni gözdesi Miranda KERR
Haydi, gel köyümüze dönelim! Dünya gerçekten küçük... Önceden küçüktü şimdi daha da küçüldü. İnsanlar yaşlandıkça çocuklaşır, küçülür. Dünya da yaşlandı ama bunun küçülmesi her şeyin gelişmesi ile ilgili. Eskiden aylar, yıllar ve hatta on yıllar süren işler şimdi bir anda oluveriyor. Gerek ulaşım ve haberleşmedeki çılgın gelişmeler gerekse de şehirleşme ve inşaat alanındaki gelişmeler yüzünden dünya kocaman bir köy oluverdi. Genel dağıtımımızla bu koca köyün büyük bir bölümünü kapsayın birinci sayımız ile kendimiz bizzat doğuya, Moskova fuarına gitmiştik. Oradaki modaya bakıvermiştik. Şimdi de hem doğuya, hem Orta Doğu’ya hem de Avrupa’ya gidiyoruz ama köy aynı köy. Moda neredeyse aynı moda... Trendleri bir yana bırakırsak modaya en çok iki faktör etki ediyor: Yöre ve iklim. Yani bir Japon modası ile bir Paris ya da Milano veyahut İstanbul modası aynı değil. Rusya da aynı değil ama kıtalararasında bile o kadar sirkülasyon var ki bölgesel farklar gittikçe dibe vuruyor. Aynı dünya markalarının mağazaları her büyük şehirde var. İklim farkları bütün dünya için geçerli. Dolayısıyla küresel marka olmaktan başka yolda yok. Ya da gününü gün eden, büyümeye fazla niyeti olmayan dar düşünceli küçücük işyerleri... Herkes hedefini tayin etmeli ve yürümeli... Köy herkese aynı köy!
Editor Let’s go back to our village! It is a small world indeed. It was small before but it has become smaller. Humans get smaller as much as they get older. The world has also become an old one but its getting smaller is mostly related to the development of everything. The things that would take months, years or even decades can happen in a moment now. Because of the crazy developments in transportation and communication and the developments in urbanization and construction sectors, the world has become a huge village. We had covered a big part of the world with our distribution of the very first issue of Fashion Turkey but we had personally visited the Moscow fair in the east. We had a closer look the fashion there. We are now going to the east, Middle East and Europe but the village is the same village. Fashion is almost the same fashion… If we set the trends aside, there are two factors differentiating in the fashion world and having great effect on it: regions and climates. It is generally not the same in Japan and in Paris, Milan or in Istanbul. But there is so much circulation that the regional differences hit the bottom. But the world brands have their stores in all major cities of the world. So, there is only one way to go ahead: to be a world brand. Those who want to be a developing and leading brand, should build up a world brand. Those who want to be satisfied with making their daily living, can go ahead as long as they make some profit. Everybody should determine their objectives and aims and set and go. The village is the same village for everybody!
Mehmet SÖZTUTAN
24
H&M
sektörün çevreye en duyarlı oyuncusu seçildi Inditex’in ardından dünyanın en büyük ikinci giyim perakendecisi olan H&M, yeni bir raporda sürdürülebilirlik taahhüdünde açık ara en önde olan şirket olarak adlandırıldı.
Vanessa Paradis Named Face Of H&M H&M Bilinç Conscious Koleksiyonunun Collection marka yüzü olarak Vanessa Paradis’i seçti
26
Enformasyon şirketi Textiles Intelligence’in Küresel Giyim Pazarları 20. Sayısında yayınlanan bir rapora göre, H&M zorlayıcı ticaret koşulları zemininde hayranlık uyandıran bir ilerleme kaydetmiştir ve küresel giyim endüstrisinde çevreye karşı en sorumlu oyunculardan biri olarak nitelendirilmiştir. Tekstil endüstrisi operasyonlarının ve ürünlerinin, çevreye olan olumsuz etkilerinden dolayı, sürekli bir denetim altına girdiğinden, sürdürülebilirlik konusu birçok giyim şirketinin iş gündeminin ön planına alınmıştır. H&M devreye soktuğu kurumsal sosyal sorumluluk (CSR) girişimleri ile endüstride çok güçlü bir örnek teşkil etmiştir ve bu arada tedarikçileri, işçileri ve müşterilerinin çevresel konulara yönelik bilinçlerini yükseltmiştir.
Grubun “Bilinçli” olarak adlandırdığı kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları, ham maddelerin tedarikinden, kumaşların işlenmesine ve H&M ürünlerini üreten fabrikalardaki işçilerin eğitimine kadar, grubun tüm faaliyetleri boyunca yürütülmektedir. Şirketin birçok kurumsal sosyal sorumluluk (CSR) girişimlerinden biri, ürünlerinde önemli oranlarda organik pamuk ve çeşitli diğer çevreyle dost elyafları ve kumaşları kullanmasını içermektedir. Nitekim 2011 yılında, bir raporda organik şekilde yetiştirilen pamuğun en büyük kullanıcısı olarak adlandırılmıştır. Buna ilave olarak, H&M, 1995 yılından bu yana, tehlikeli kimyasalların ürünlerinde ve tedarik zincirinde kullanımını ve etkisini azaltmak için çalışmaktadır. Şirket bilhassa, 2011 yılı içinde, 2020 itibariyle tehlikeli kimyasalların tedarik zincirlerinde ve ürünlerde kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan Tehlikeli Kimyasallarla Sıfır Temas (ZDHC) programının oluşmasına katkı sağlamıştır. Şirket ürünlerini üreten fabrikalarda çalışan işçilerin haklarını koruma noktasında da gerçek bir sorumluluk örneği sergilemektedir. H&M, 2012 Eylül’ünde, Bangladeş hükümetinden, Bangladeş’teki tekstil ve giyim endüstrisindeki işçilerin asgari ücretlerini yükseltmesini talep etmiştir. H&M, bir yıl öncesinde, küresel tedarik zinciri dâhilinde çalışan işçiler için adil ücretleri destekleme çabalarının bir parçası olarak, Adil Ücret Ağı’na (Fair Wage Network) katılmıştır. H&M, su koruma sorunlarına ilişkin olarak, bu konulara olan bilinci, dahili su kullanımı ve tedarikçilerinin su kullanımının verimliliğini artırmak amacıyla, uluslararası bir koruma derneği olan Dünya Doğal Hayatı Koruma Fonu (WWF) ile işbirliği yapmaktadır. H&M, aynı zamanda, dünya genelinde giyim ve ayakkabı üretiminin olumsuz çevresel ve sosyal etkilerini azaltmaya odaklanan Sürdürülebilir Giyim Birliği’nde (SAC) etkin bir rol oynamayı sürdürmektedir. Tüm bunlara ek olarak, müşterilerinin eski veya giymekten bıktıkları giysilerini geri dönüştürme noktasında teşvik etmeyi amaçlayan şirket, bu maksatla böyle giysileri dükkânlarında toplamayı ve bu giysileri getiren müşterilerini indirim çekleri ile ödüllendirmeyi amaçlayan bir projeyi hayata geçirmiştir. Bu girişimler, operasyonlarının çevresel ve sosyal etkisini azaltmada, H&M’in gerçek kararlılığını göstermekte ve şirketin rakiplerinin çoğundan ayrı bir yerde değerlendirilmesine yardımcı olmaktadır.
H&M named most environmentally responsible player of the industry
second largest ’s ld r o w e th H&M d Inditex in h e b r e il ta e r apparel t in a new repor d e m a n n e e b has nner in its u tr n o fr r a le c as a sustainability. to t n e m it m m co Helen Hunt 85. Akademi Ödülleri törenine H&M’nin çevre dostu bilinç koleksiyonunu simgeleyen bir gece kıyafeti ile çıktı
28
Helen Hunt appeared with H&M’s eco-friendly conscious collection at the 85th Annual Academy Awards Ceremony
According to a report in Issue No 20 of Global Apparel Markets from the business information company Textiles Intelligence, H&M has made formidable progress against a backdrop of challenging trading conditions, and is considered to be one of the most environmentally responsible players in the global apparel industry.
Sustainability has been pushed to the forefront of the business agenda for many apparel companies as the industry has come under increased scrutiny for the negative impact its operations and products have on the environment. H&M has set a strong example in the industry by the corporate social responsibility (CSR) initiatives it has put in place, and by the way it has raised awareness of environmental issues among its suppliers, employees and customers. The company’s CSR work, which it calls Conscious, is carried out throughout the group’s operations - from the sourcing of raw materials and the processing of fabrics to the training of workers in the factories which manufacture H&M products. One of the company’s many CSR initiatives includes the use of substantial amounts of organic cotton and various other environmentally friendly fibres and fabrics in its products. Indeed, in 2011 H&M was named in a report as the largest user of organically grown cotton. In addition, H&M has been working to reduce the use and impact of hazardous chemicals in its supply chain and in its products since 1995. Notably, in 2011 the company helped to form the Zero Discharge of Hazardous Chemicals (ZDHC) programme which aims to eliminate the use of hazardous chemicals throughout supply chains and products by 2020. The company has also shown a genuine commitment to protecting the rights of workers in factories which manufacture its products. In September 2012 H&M requested the Bangladeshi government to raise minimum wages for workers in the textile and apparel industry in Bangladesh. A year earlier, H&M joined the Fair Wage Network as part of its efforts to promote fair wages for workers across its global supply chain. With regard to water conservation issues, H&M is collaborating with the World Wildlife Fund (WWF), an international conservation organisation, to increase awareness of such issues, and improve the efficiency of its internal water usage and that of its suppliers. Also, H&M continues to play an active role in the Sustainable Apparel Coalition -- which focuses on reducing the negative environmental and social impacts of apparel and footwear production around the world. Furthermore, the company aims to encourage its customers to recycle their old or unwanted garments and, to this end, it has started a scheme for collecting such garments in stores and rewarding customers with discount vouchers. These initiatives demonstrate a genuine commitment by H&M to reducing the environmental and social impact of its operations, and help to set the company apart from many of its competitors.
ama
Trendleri takip edin
a z u n u d u c ü v
yakışanı seçin
32
Sesi ve sahne şovlarıyla başarılı işlere imza atan ünlü şarkıcı Hadise, her kadın gibi modayla yakından ilgili... Sahne, TV şov ve konserlerde kullandığı özel kostümleriyle de beğeni toplayan Hadise’nin günlük hayatta modaya bakışını, tarzını, tercih ettiği kıyafetleri ve yakından takip ettiği dünya moda trendleri ile ilgili çok özel görüşlerine yer veriyoruz... Röportaj: Yonca ALPAY alpay.yonca@gmail.com
Özellikle sadece şu ediğim d im r e iy g n a d a k r ma k o ç e il b e ld ti a T . k bir şey yo iş th ü m n a d a z a ğ a basit bir m z a ir B . . . z u r o iy il b la parçalar bu ” . . . e c n e b r o iy k e r şans da ge Sizce moda nedir? Moda kendi vücudunuza göre trendleri takip etmek bence. Trend olan ürünleri giydiğiniz an zaten modayı takip etmiş oluyorsunuz. Benim için moda vücudunuzu tanıyarak kendinize yakışan ürünleri seçmektir. Modanın; bir kişinin baştan aşağı yani kişisel bakımı, vücut ve diş estetiği, makyajı, saç rengi ve şekli, kostümleri, ayak bakımı ve ayakkabıları ile ilgili bir bütün olduğunu düşünüyor musunuz? Yok hayır, düşünmüyorum... Çünkü modayı takip eden ama dişlerine çok emek harcamayan insanlar da var... Bu başka bir konu bence... Moda kıyafetlerle, aksesuarlarla bütünleşmektir. Bence “bir yaşam tarzı” kesinlikle... Trendleri çok iyi takip eden insanlar bunu ev tekstilinde de yansıtabiliyorlar... Tabii herkes için geçerli değil bu... Siz, şık sahne kostümleri olan sanatçılarımızdan birisiniz. Sahne kostümlerinizi nasıl seçiyorsunuz? Kız kardeşim Derya stilistim. Onunla beraber çok kafa yoruyoruz. Açıkçası hep değişik şeyler denemeyi seviyoruz. Hep bir tarzda kalmayı sevmiyorum. Yeni şeyler keşfedebilmek adına, izlemek, okumak ve takip etmek önemli... Sahne kostümlerinizi Türkiye den mi? Yurtdışından mı alıyorsunuz? Her yerden olabiliyor. Özellikle sadece şu markadan giyerim dediğim bir şey yok. Tatilde bile çok basit bir mağazadan müthiş parçalar bulabiliyoruz... Biraz şans da gerekiyor bence.
e in iş e m le in b m o k “Hazır kıyafetleri ela s e M . m u r o ıy ıl y a b gerçekten üst n u n lo to n a p ir b ız Topshop’tan aldığın .” z u n u s r o y lı m a m ta n kısmını Balmain’de Hangi moda tasarımcıları ile çalışıyorsunuz? Bazen satın alıyoruz. Hazır kıyafetleri kombinleme işine gerçekten bayılıyorum. Mesela Topshop’tan aldığınız bir pantolonun üst kısmını Balmain’den tamamlıyorsunuz. Gerçekten keyifli... Hakan Yıldırım’ın koleksiyonları en beğendiklerimden diyebilirim... Bir kıyafetin ya da kostümün üzerime yakışması her şeyden önemli tabii... Ellie Saab, Alexander Wang, BCBG ise diğer sevdiğim isimler... Hangi tasarımcının çizgisi daha çok sizi anlatıyor? Balmain, Alexander Wang, BCBG Max Azria, Herve Leger, Stella McCartney, Hakaan (Hakan Yıldırım)... Sahnedeki Hadise ile günlük yaşantısındaki Hadise Açıkgöz arasında fark var mı? Kesinlikle var. Sahnedeki dekolteleri günlük hayatımda çok sevmem mesela... Bazı günler daha casual, bazı günler daha kadınsı, daha genç ya da daha spor da olabiliyor... Ruhuma göre... Isabel Marant ayakkabılar, skinny jean en sevdiğim kombinlerden bir tanesi! Sahneye çıktığınız anı düşünün, o anı okuyucularımıza nasıl tanımlarsınız? Kafamda beni yoran her şeyi unuttuğum an... Günlük kıyafetlerinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Rahat olması her şeyden önemli... Renk çok severim. Ayakkabıya çok değer veririm. Hem sahne, hem özel hayatımda ayakkabı benim için çok önemli... Siz, şık bir kadını nasıl tanımlarsınız? Her şeyden önce bakımlı bir kadın ve kendi vücuduna göre giyinen bir kadın şıktır benim için... Bize son single’ınız “Visal”den bahseder misiniz? Besteci Tolga Görsev ve söz yazarı İsra Gülümser ile ilk defa çalıştım ve enerjimiz hemen tuttu diyebilirim. Albüm için şarkı ararken “Visal” çıktı karşımıza ve ters köşe yapmak istedim... Fazla beklemeden heme “Visal”i çıkarmak istedim diyebilirim... “Visal” iki kişinin arasındaki aşkı, o sımsıkı bağı anlatıyor. Klip kostümlerinizi kim hazırladı? Klip için stylingi kız kardeşim Derya Açıkgöz yaptı. Klipteki performans sahnesindeki kıyafetimizde bir Hakaan Yıldırım tasarımı... Önümüzdeki günlerde ne gibi çalışmalar olacak? Yepyeni bir single çalışması başladı bile. Çok heyecanlıyız, yazdan önce şarkımız seyircimizle buluşacak inşallah! Klip çekimleri çok yakında gerçekleşecek... Heyecanlıyız!
34
but
Follow the trends
t a h t s e n o e h t r e f pre befit your body
What is your perception of fashion? I think the fashion is to follow the trends according to your body. At the very moment you wear trendy clothes, you become a follower of fashion. For me, the fashion is to choose clothes that befit you best by knowing your body well enough. Do you think that the fashion forms a whole in terms of personal care, body and teeth esthetic, make-up, hair color and style, costumes, foot care and shoes, namely from head to toe? No, I don’t think so... Since, I know people who take care of their teeth a lot while at the same time following the fashion... I think this completely is another story... Fashion is to integrate with clothes and accessories... It definitely is a “life style”... People who follow the trends real close can reflect
36
this to their houses... Of course, this is not true for everyone... You are one of the singers who have elegant stage costumes. How do you choose your stage costumes? My sister Derya is my stylist. We are beating our brain out. Frankly, we like trying different things. I don’t like resting on just one style. To discover new things, it is important to read, watch and follow... Are you buying your stage costumes from Turkey or abroad? They can be from anywhere. I don’t have anything that I insist on wearing especially and only single specific brand. We sometimes find great clothes from a very simple store at holidays... I think the secret requires a little bit of luck...
Famous singer Hadise who brings in many outstanding works with her voice and shows at stage is closely interested in the fashion as any other woman... We are giving coverage to very special comments regarding the outlook on fashion in daily life, style, the clothes and world fashion trends followed closely by Hadise who also gains admiration with her special costumes she wears at stage, TV shows and concerts... With which fashion designers do you work? Sometimes, we buy. I really love combining ready-made clothes. For instance, you can combine a pair of trousers from Topshop with a blouse from Balmain. It is really enjoyable... I can say that the collections of Hakan Yıldırım are among the ones that I most like. Of course, the most important thing is that the piece of clothing or costume to suit me well... Other famous names that I like their designs are Ellie Saab, Alexander Wang and BCBG... Which designer’s styles tell you the best? Balmain, Alexander Wang, BCBG Max Azria, Herve Leger, Stella McCartney, Hakaan (Hakan Yıldırım)... Is there any difference between Hadise at the stage and Hadise Açıkgöz in her daily life? There are absolutely. For example, I don’t like wearing low-cuts in my daily life as at the stage... Sometimes more casual, some days more feminine, younger or sportier... According to my mood... Isabel Marant shoes and skinny jeans are among my favorite combines!
that I g in th y n a e v a h ’t n “I do cially and e p s e g n ri a e w n o insist rand. We b c ifi c e p s le g in s only t clothes a re g d n fi s e m ti e som re at to s le p im s ry e v a from secret e th k in th I . .. s y a holid luck...” f o it b e tl lit a s e ir u req Think about the moment when you are at the stage, how can you describe that moment to our readers? The moment when I forget everything which keep my mind busy... What do you pay attention to while choosing your casual clothes? Being comfortable is the most important thing... I love colors. Shoes are of great value for me both at the stage and in my daily life... How would you describe an elegant woman? Before anything else, a well-groomed woman who wears clothes suitable to her body is elegant for me... Can you tell us about your latest single “Visal”? I worked with composer Tolga Görsev and the song-writer İsra Gülümser for the first time and I can say that we are on the same wavelength... While we were searching for a song for the album, “Visal” appeared and I wanted to throw a curve... I can say that I wanted to release “Visal” without waiting for a long time... “Visal” tells the love and that firm relationship among two lovers. Who prepared your costumes used in the music video? The styling for the music video was made by my sister Derya Açıkgöz. The costume use at the performance stage of the video is a Hakan Yıldırım design... What projects do you have for the following days? A brand new single project has already started. We are so excited; I hope that our new song will be released before summer comes! The shootings for the music video will be made soon... As I said before, we are so excited!
Mango’nun yeni gözdesi ğını Kate Mango bayra ralan Moss’tan dev r, Mango Miranda Ker r-Yaz 2013 İlkbaha dan kampanyasın arla yeni fotoğrafl karşımızda...
40
Miranda
Kerr
Mango
42
Seni unutmayacagız...
Ünlü Tasarımcı, Teknoteks Firmasının ve Sexxy-S markasının sahibi değerli dostum “SEVAL BİRİNCİ” nurlar içinde yat... Seni çok özleyeceğiz... Değer verdiğiniz bir dostunuz ile son kez röportaj yapacağınızı veya son kez yüz yüze konuşacağınızı tahmin edebilmeniz mümkün değildir. Ben de kendisi ile görüştüğümde, Seval’imizi son kez görebileceğim aklıma bile gelmemişti. 1 Nisan tarihinde evinde geçirdiği talihsiz kaza sonucunda, beyin kanaması geçiren ve 5 Nisan da sevdikleri tarafından sonsuzluğa uğurlanan; “Seval Birinci ile Son Röportaj”... Seni hiç unutmayacağız...
46
Röportaj: Yonca ALPAY alpay.yonca@gmail.com Mart ayında, İstanbul’un güneşi bir farklıdır. Kış aylarının soğuk günleri arasında, gökyüzündeki güneş sıcak yüzünü gösterip, size yaz aylarını hatırlatır. Uçuşan kıyafetler, büyük gösterişli aksesuarlar, aşk, deniz ve kumsal... Güneş ile birlikte esen ılık rüzgârın serinliğini bile fark etmesiniz. Modacılar bir sonraki yılın yani 2014 yazının kreasyonlarını hazırlarken, bizler 2013 yaz sezonunda hangi renkler ve çizgiler moda olacak? Moda olan kostümler bizim vücut tipimize uyacak mı? diye düşünmeye başlarız. Diyetler, yürüyüşler ve spor salonları hayatımızı birden sarar. Sıcak yaz akşamlarındaki davetlerde, plajlarda ve günlük hayatımızda kostümlerimiz nasıl olacak, neler giyeceğiz, giysi dolabımıza ne gibi ilaveler yapmamız gerekecek diye dergileri araştırmaya başlarız. Yaz aylarını hatırlatan, güneşli bir günde evimin balkonundan denizi seyrederken; aklıma yazlık kostümlerimde kullanabileceğim kumaşlar ve plaj renkleri geldi. Sevgili dostum, arkadaşım merhum Modacı Seval Birinci’yi arayarak, İstanbul da ki fabrikasında ziyarete gittim. Beni tam anlamı ile bir yay burcu kadını karşıladı. Kendinden emin, cesur, kuralları olan, bakımlı ve güzel, işi ile özel hayatını ayırmasını bilebilen, özgür tasarım gücüne sahip, renkli enerji dolu bir iş kadını. Kadın gibi kadın. Ben bu ifadeyi Türkiye de iki kişi için kullanıyorum. Tiyatro Sanatçısı Nilgün Belgün ve Modacı Seval Birinci... Önceki yıllarda özellikle akşam davetlerinde ve plajlar da kullandığımız kostümleri yurtdışından almamız bize bir farklılık sunarken; şimdi Türkiye’de bu ürünler hem kumaş olarak hem de işlenmiş, yani kostüm haline getirilmiş olarak dünyanın her yerine ihraç edilmekte. Seval Birinci’de bu ihracatı gerçekleştiren; aynı zamanda hem Türkiye deki hem de dünya daki önemli bir markanın sahibi, tasarımcısı... Teknoteks’te çeşitli kumaşların üretimini yaparken; Sexxy-S’te Yunan mitolojisinden esinlenerek, kraliçe olarak nitelendirdiği kadınlara, plajlarda iddalı modelleri ile farklılığı sağlayan bir modacı. İş aşkı ve girişkenliği sayesinde bugün Sexxy-s markası, Gotex, Armani, Pinap markaları ile yan yana satılıyor. Merhum ile kahvelerimizi keyifle içerken, etrafımdaki birbirinden güzel tasarımları ve renkleri görünce dayanamayarak birden telefonumun kayıt tuşuna basıyorum ve başlıyoruz “Seval Birinci ile “Markalarını, Moda’yı ve Hayat’ı” son kez konuşmaya...
Modacılar bir sonraki yılın yani 2014 yazının kreasyonlarını hazırlarken, bizler 2013 yaz sezonunda hangi renkler ve çizgiler moda olacak? Moda olan kostümler bizim vücut tipimize uyacak mı? diye düşünmeye başlarız. Diyetler, yürüyüşler ve spor salonları hayatımızı birden sarar. Sıcak yaz akşamlarındaki davetlerde, plajlarda ve günlük hayatımızda kostümlerimiz nasıl olacak, neler giyeceğiz, giysi dolabımıza ne gibi ilaveler yapmamız gerekecek diye dergileri araştırmaya başlarız.
“GERÇEKTEN İŞİNİZİ SEVEREK YAPARSANIZ, BAŞARIRSINIZ” Seval Birinci kimdir? Mesleğe nasıl başladınız? Ve bu başarıya ulaşabileceğinizi tahmin etmiş miydiniz? Yaklaşık 34 senedir yani 1980 yılından beri tekstil sektöründeyim. İlk başlangıç noktam kumaşlar, desenler, desen tasarımlarıydı. Sektörde ilk baskı yapan firmalardan biriydi Teknoteks Empirme. Halen daha baskılı ve boyalı kumaş üretimimiz devam ediyor. Sürekli yeni ürettiğimiz desenlerle ihracat piyasasında ciddi bir yer kazanmaya başladık. H&M, Zara, Mango, Dizel, Bety Backly, Geryy berry gibi firmalara yıllardan beri desen üretiyoruz, baskılı kumaş satıyoruz ve düz boya yapıyoruz. Uzun yıllar bu şekilde iş hayatım devam etti. 2003 yılında Dünya Gazetesi tarafından fabrikamız Çorlu’da olduğundan dolayı Yılın “Tekirdağ İş Kadını ödülüne” layık görüldü. İddalı modeller ile farklı bir konsept ile SEXX-Y markasını hayata geçirerek, gökyüzünde yaşayan güçlü kadınlar olarak nitelendirdiğim çok özel kadınları giydiriyoruz. Mayo ve tasarım işinin yanı sıra; baskılı boyalı kumaş üretimimizi devam ettiriyoruz. 1.5 yıl önce burada büyük bir desen tasarım ekibi kurduk. Bütün trendleri, fuarları takip ediyorum. Desen üretiyoruz. Bu desenleri ihracatçı firmalara dijital ortamda kolleksiyon hazırlayıp, basıp, daha sonra onları dijital baskı makinelerimiz ile üretime geçiriyoruz. Kendimi geliştirmek için sürekli yurt dışına eğitimlere ve Paris’te, Moskova’da, Milano’da fuarlara gittim. Çok çalıştım ben, bir başarıya ulaştıysam da bunu çalışmaya, azmime ve hiçbir işten kaçmamaya borçluyum. Benimki aslında bir başarı öyküsüdür de, çünkü hayattaki kırgınlıklarımdan da, yenilgilerden de sağlam çıktım. Hep işime asıldım ve bir gün adımı duyurma arzusuyla çalıştım. İşinize duyduğunuz saygı, sevgi ve çalışmayı isteyince başarmamak mümkün değildir. Benim her zaman ilk kuralım işime olan saygımdır. Yay burcuyum ve yükselen burcumda Oğlak. Yay burcunun, önü çok açık tır, cesur ve sınırsız düşüncesi, özgürlüğü ile Oğlak burcunun iş kolikliği birleşince başarısız olmak mümkün değil.
48
Yaz aylarını hatırlatan, güneşli bir günde evimin balkonundan denizi seyrederken; aklıma yazlık kostümlerimde kullanabileceğim kumaşlar ve plaj renkleri geldi. Sevgili dostum, arkadaşım merhum Modacı Seval Birinci’yi arayarak, İstanbul da ki fabrikasında ziyarete gittim. Beni tam anlamı ile bir yay burcu kadını karşıladı. Kendinden emin, cesur, kuralları olan, bakımlı ve güzel, işi ile özel hayatını ayırmasını bilebilen, özgür tasarım gücüne sahip, renkli enerji dolu bir iş kadını. Kadın gibi kadın. Ben bu ifadeyi Türkiye de iki kişi için kullanıyorum. Tiyatro Sanatçısı Nilgün Belgün ve Modacı Seval Birinci... Önceki yıllarda özellikle akşam davetlerinde ve plajlar da kullandığımız kostümleri yurtdışından almamız bize bir farklılık sunarken; şimdi Türkiye’de bu ürünler hem kumaş olarak hem de işlenmiş, yani kostüm haline getirilmiş olarak dünyanın her yerine ihraç edilmekte. Seval Birinci’de bu ihracatı gerçekleştiren; aynı zamanda hem Türkiye deki hem de dünya daki önemli bir markanın sahibi, tasarımcısı... Teknoteks’te çeşitli kumaşların üretimini yaparken; Sexxy-s’te Yunan mitolojisinden esinlenerek, kraliçe olarak nitelendirdiği kadınlara, plajlarda iddalı modelleri ile farklılığı sağlayan bir modacı. İş aşkı ve girişkenliği sayesinde bugün Sexxy-s markası, Gotex, Armani, Pinap markaları ile yan yana satılıyor. Merhum ile kahvelerimizi keyifle içerken, etrafımdaki birbirinden güzel tasarımları ve renkleri görünce dayanamayarak birden telefonumun kayıt tuşuna basıyorum ve başlıyoruz “Seval Birinci ile “Markalarını, Moda’yı ve Hayat’ı” son kez konuşmaya... SEXXY-S markasının tasarımlarını oluştururken nelerden esinleniyorsunuz? Tasarımlarım aksesuarlardan doğuyor. Önce kullanacağım aksesuarı tasarlıyorum veya seçiyorum. Sonrasında mayonun tasarımına geçiyorum. Aksesuarlar benim tasarımlarımda önemli bir yer tutuyor. Metal aksesuarlar, yılan ve akrep aksesuarlar, taş baskılar, tüller...
SEXXY-S MARKASININ BAŞARI HiKAYESi Günlerden bir Pazar günü alışveriş için İstinye Park’a gittim. AVM’de dolaşırken Mendo’s mağazasına girdim. Mendo’s mağazaları benimde beğendiğim ve alışveriş yapmaktan keyif aldığım Gotex, Armani, Triumph gibi markalar satılmaktaydı. Mağazanın yetkilisi “size genel merkezin telefonunu verelim” gidin konuşun dediler. O sırada içeriye bir beyefendi girdi ve gelen kişi Mendo’s mağazalarının sahibi Vedat Bey’di. Gayet Pazar hali üzerimde eşofmanlar... Mayo üretimi yaptığımı ve kendisine de kreasyonumu göstermek istediğimi söyledim. Tabiî ki neden olmasın dedi. Pazartesi günü bavulumu aldım ve Vedat Bey’in ofisine gittim. Kreasyonum beğenildi, sizinle çalışabiliriz dediler. Benim için çok güzeldi. GOTEX, EMPORIO ARMANI, PIN UP ile Sexxy-s markası yan yana satılmaya başlandı. Bu da beni çok motive etti. Ve bu sezon bizim 7. sezonumuz olacak. Şimdi bütün Mendo’s larda Sexxy-s markası satılıyor. Ayrıca Rusya ve Dubai’ye de mini bir ihracat yapıyorum. Ama bu ihracat çok yüksek adetlerde değil. Çünkü benim ürünlerim herkesin yaptığı ürünlerden çok daha farklı, Haute Couture ürünler. 2013 yazında ve 2014 kış ve yaz sezonunda bizi hangi renkler bekliyor? Siz tasarımlarınızda hangi renkleri ve tarzı kullandınız? 2013 yazında, yine metal furyası devam ediyor. Metal bende kullandım bir iki ürünümde. Taşlar devam ediyor. Yılanlarım, akreplerim yine var aksesuarlarımda. Tülleri garni olarak muhakkak birçok üründe kullandık. Kuru kafamız var ama herkes kuru kafa yapıyor, istek üzerine bende bir modelde kuru kafa kullandım ama tamamen taş baskı olarak. Baskıları tercih etmedim. Hepsi farklı... Desenlerde ise; Çok güzel orangelarımız, yeşillerimiz renkli ve flüoresan orange, flüoresan pembe, yeşiller gibi canlı bu yaz çok güzel geçecek; pırıl pırıl canlı... Leoparlar yine var, hiç bitmiyor... Desenlerin, çiçeğin, ekosenin ve kamuflajın içinde bile leoparlar göreceğiz. Siyah beyaz çiçekler ve iri motifler çok var... 2014 yılını çalıştığımız için kış ve yaz olarak bütün kreasyonumuz hazır. Geçen ay da Paris’te fuardaydım ve 2104’te 2013 gibi cıvıl cıvıl bir yıl olacak. Seval Birinci’ye hayatında önemli yeri olan birkaç kelimenin kendisi için anlamını sorduk. Ve...
İSTANBUL
“YAŞANACAK TEK ŞEHİR ve YAŞAM”
TANGO
Benim için çok özel. Evimizin şımarık büyümeyen bebeği... “BİR ÇOCUĞUM OLSA ANCAK BU KADAR SEVEBİLİRDİM...”
AŞK
“SADAKAT ve SEVGİ”
“YİRMİDÖRT SAATTEKİ DÜŞLER”
Şiir kitabı yazmak gibi bir iddam olmadı ve olamaz da. Şiir yazmak, Şairlerin işi. 2008 yılında, benden sadece bir anı olması için, anılarımdan hatıralarımdan oluşan küçük bir kitap hazırladım. Bu kitapta sevdiğim kişilerinde benim için yazdığı şiirlerinin bulunmasını arz ettim. Her şiirin karşısında bir de resmi var. Kitabın sayfalarını çevirdiğimde Seval Birinci’nin bu kitabı aşkla yazdığını anlamamak mümkün değildi. Sesli düşünerek, kitabının bir kişiye yani aşık olduğu kişiye mi yoksa genel olarak senelerin birikimine mi ait olduğunu sordum. Bazı zamanlarda cevabını bildiğiniz veya tahmin ettiğiniz soruları hiç haberiniz yokmuş gibi sorarsınız. Aslında ben de öyle yaptım. Karşılıklı gülümsemelerin ardından cevap “Her ikiside” olmuştu. Benim fikrimi sorarsanız, özel hayatında önemli bir yeri olan ve hayatına anlam katan birine yazılmıştı. Kitabından alıntı yaptığım şiirini okuduğunuzda bunu daha iyi hissedeceksiniz.
TEKSTİL
“İŞ VE ÇALIŞMAK”
YAZ
YÜREĞİM “NEŞE, CANLILIK”
BODRUM
“TATİL, KEYİF, EĞLENCE ve YEMEK YEMEK”
Bana bakma! yüreğim eriyor bana her baktığında, Bakmadığında sensizlik yüreğimi dağlıyor, Senin sevgin o kadar büyük ki; Sevginsiz yaşamayı hayal bile edemiyorum. Yüreğim dayanmıyor sensizliğe, dayanmıyor...
Bir Yaz Günü
”
Sıcak yaz günlerini Faik Sönmez’in rengarenk, özgün ve kreatif tasarımlarıyla pozitif ve enerji dolu bir havayla sımsıcak bir tarzda yaşayın. Gündüz ya da gece, plajda ya da yazlık mekanlarda stilinizle göz doldurmak için fuşya, yeşil, mavi, sarı gibi renklerin en canlı tonlarıyla hazırlanan kıyafetler, güneşle yarışan şıklıkta...
Faik Sönmez’in yaz koleksiyonu, özellikle ahududu ve canlı pembeler, hakiler ve mavinin tonlarıyla zenginleşirken, neon renkler göz alıyor. Vahşi orman baskıları ve simetrik yansımalar, motiflerin arasında orkideler, palmiyeler ve yoğun manzara görselleri yer alıyor. Pembeler, hardal tohumu, bal rengi, tatlı ve ekşi turunçgil tonları ise koleksiyona capcanlı bir enerji katıyor.
52
koleksiyonu... ’in yaz Faik Sönmez özellikle koleksiyonu, anlı ahududu ve c kiler ve pembeler, ha rıyla mavinin tonla n, neon zenginleşirke gözleri renkler ile de . kamaştırıyor
56
Halle Berry’nin ‘Fifth Avenue’su
Deichmann’da Oyunculuğu kadar stiliyle de ön plana çıkan Oscar’lı aktris Halle Berry’nin tasarladığı Fifth Avenue adlı elegant ayakkabı koleksiyonu, Deichmann’da kadınların zarif ayaklarını sarıyor. Gündelik hayattan ve kırmızı halı şıklığından ilham alınarak tasarlanan koleksiyon, Hollywood yıldızının eğlenceli karaketeriyle adeta bütünleşiyor. Koleksiyona ait olan her bir tasarım feminenliği gözler önüne sererek metropol kadınını markanın kreatif dünyasına davet ediyor. Sezonun öne çıkan hitlerinden olan babetlerin yanı sıra stiletto ve çanta modelleri de doğayı vurgulayan pastel tonların hakimiyetinde göz kamaştırıyor.
perisi Hollywood’un ilham adığı özel Halle Berry’nin tasarl ksiyonu ayakkabı & çanta kole minen kadınların elegant, fe z hasır ve tutkulu yanını eşsi a ayrıntılı tasarımlarıyl vurguluyor.
DİŞİ RENKLER, DİŞİLİĞİ VURGULAYAN TASARIMLAR
Hollywood’un ilham perisi Halle Berry’nin özel koleksiyonu kadınların elegant, feminen ve tutkulu yanını markanın eşsiz hasır ayrıntılı tasarımlarıyla vurguluyor. Hasır örgülerin sıcak enerjisini taşıyan kot kumaşlı ve şeftali tonundaki dolgu topuklar, koleksiyonun özel parçalarından... Koleksiyonun vazgeçilmezlerinden asimetrik kesimli tahta topuklu sandaletler, mavi ve portakal renkleriyle dişi ruhu harekete geçirerek kadının feminen şıklığını başka bir boyuta taşıyor.Kurdela ve metalik tokalar koleksiyonun ana hatlarını oluşturarak zarif bilekleri sarmalayıp kadınları adeta bir moda ikonuna dönüştürüyor.Yeni sezonla beraber ünlü yıldızın özel koleksiyonunda yer alan deri çantalar orijinal renkleriyle kıyafetlerle muhteşem uyumu ortaya koyuyor.
Herry
ile
‘Yaz’a merhaba Herry, 2013 yazında da çizgisinden ve tarzından ödün vermeden kadını bambaşka bir koleksiyon ile tanıştırıyor.
Dünya renkleri ile yola çıkarak hazırlanan özel koleksiyon, 7 ana unsur üzerinde hayat buldu. Haftanın 7 gününde, 7 farklı konsept ile gardolabınıza kocaman bir dünya açabilirsiniz. Renklerin uyumunu, bahardan yaza geçen hafif meltemi Herry mağazalarının vitrinlerinde görebilirsiniz. 1950’li yılların aranan özel tarzı “Animals”; zebra, leopar gibi desenlerle elbise, etek, bluz, pantolon ve şortlarda hayat buldu. Kalem pantolonlar, bele oturan kabarık pilili pardösüler, yeniden yorumlanmış klasik gömlek ve takımlar; yeşil, beyaz, laci ve hardal tonlarında bu temada... Ağaç desenlerinden yola çıkarak hazırlanan “Tree”;siyah, beyaz ve gri tonlarına eşlik ettiği tema ile maksi ve mini elbiseler, asimetrik bluzlar, drapeli örme üstler ve trikoları kapsıyor. Şifon desenli tunikler, skinny pantolon ve taytlarla kombinliyor. Doğanın bize hediyesi “Flowers”, topraktan aldığı güçle doğan lapis, limon ve baharın tonu pembe ile harmanlanıp; bluzlardan takımlara, şortlardan eteklere en güzel halleri ile çicek desenlerini bulabileceğiniz bir koleksiyon. 1960 yılların etkilerinin hissedildiği “Powder”
58
koleksiyonu, pudra ve ten gibi soft renlerin kullanıldığı bir tema. Küçük grafik desenli kalem pantolon ve elbiselerin yanında, romantic bir kumaş olan dantel de mat satenle kombinleniyor. Çalışan kadınların aradığı tarz “Black&White” koleksiyonu ile feminen detaylı maskülen takımlar çalışılmış. Çizgi ve zikzak desenlerin kullanıldığı plili ve sırt dekolteli elbiseler ve ofis için tasarlanmış kıyafetler bu temada... “Indigo”; farklı dikiş detaylarıyla çok şık ve yine çok moda olarak vazgeçilmezlerden olacak. Denimlere, eski görünümlü büyük çiçek desenli; elbise, pantolon ve bluzlar eşlik ediyor. Yazın habercisi, sımsıcak renk uyumunu ve cıvıltısını hissettiren “Sunlight”; uçuşan şifon elbiseler, mavi ile coral renlerin sevişmesine eşlik eden yeşiller, maksi elbise ve etekler bu tema için hazırlandı.
KİP’le 60
tarzınızı farklılaştırın
Baharın esintisi ve yazın enerjisini koleksiyonun geniş ürün yelpazesine yansıtan, hareketli detaylar ve şık ayrıntılarla uyumlu kombinler oluşturan KİP İlkbahar Yaz Koleksiyonu ile bu yaz erkekler çok daha cool ve rahat. Sezonun en dikkat çeken parçalarından olan ceketler, bahar günlerinde ve serin yaz gecelerinde erkeklerin vazgeçilmezi olmaya şimdiden aday.
KİP, bu sezon erkeklere şık olduğu kadar rahat ve renkli bir dünyanın kapılarını açıyor. Tasarımlarda öne çıkan rahatlık ve hafiflik duygusu ile günün her saati giyilebilecek parçaların dikkat çektiği koleksiyonda, sezonun temel parçalarını, keten kumaşlardan oluşan ceket grubu oluşturuyor. KİP tasarımlarında modern dikim teknikleriyle öne çıkan rahatlık, hafiflik, günün her anına uygunluk bu sezonun en önemli trendlerinden... Kalın vatkalardan uzaklaşan ceketler, hareketi kısıtlamayan rahat kalıplar, soft malzemelerle hazırlanmış koleksiyon erkekleri bambaşka bir dünyaya taşıyor. Yumuşak dokunuşlu kumaşlarla hazırlanan ve geniş renk alternatifleriyle farklı zevklere hitap eden ceketler, erkeklerin bahar günlerinde ve serin yaz gecelerinde üzerinden çıkartamayacağı sezonun vazgeçilmez parçası olacak. Özellikle kobalt mavinin tonlarının öne çıktığı koleksiyonda mavinin diğer tonları da yaz boyunca diğer renklerle kombinlenerek yazın enerjisini yansıtacak.
ŞIK, RAHAT VE RENKLİ…
Gündüzden geceye, iş yemeğinden küçük davetlere kadar günün her saati giyebileceğiniz ve içinde kendinizi rahat ve şık hissedeceğiniz küçük desenli kumaşlarla hazırlanan chino pantolonlar, bejden indigo mavisine uzanan renk seçenekleriyle ceket kombinlerinizi tamamlayacak. Kombinlerinize son dokunuşu sağlayacak olan aksesuarlar yine bu sezonun gözdeleri olacak. Özellikle keten ve ipek mendiller, ipek fularlar ceketlere ayrıcalık kazandıracak.
n ı r a h ba
tüm renkleri a v a d be Theori’nin meşhur bahar indirimleri başladı, erkek giyiminde kaliteye uygun bütçeyle sahip olabilirsiniz...
Theorie Erkek Giyim 2013 İlkbahar - Yaz koleksiyonun da baharın ve yazın tüm renklerini ürün yelpazesinde topladı. Bahar indirimleri ile kaliteli uygun bütçeyle gardolabınızı yenileyebilirsiniz... Gömlekten pantolona, ayakkabıdan tişörte, hırkadan cekete kaliteye ve şıklığa bedava denecek kadar uyguna sahip olabilirsiniz. Theorie erkeği, hafif ve doğal kumaşlarıyla rahatlık ve şıklığın konforunu bir arada yaşatıyor. Baharın ve yazın renkli tonlarının kullanıldığı koleksiyon, sunduğu cesur kombinlerle giyinmeyi keyifli hale getiriyor. Koleksiyonda, spor ve klasik modellerdeki renk uyumu, kalıp ve tasarımların rahat, modern kesimi dikkat çekiyor.
62
İNDİRİM FIRSATI…
Theorie sezon indirimleri başladı. Rahat, iddialı, modern, erkeksi, klasik, spor, şık, farklı, zengin model ve renk seçenekleri ile alternatifiniz bir hayli fazla. Bir erkeğin ihtiyacı olan A’dan Z’ye tüm ürün gamlarını çatısında toplayan, her tarza hitap eden model seçenekleri ile hizmet veren Theorie, kendine ait 20 ve Türkiye genelindeki 350 satış noktasıyla sizleri bekliyor.
‘Enmoda’ya sihirli doku Mehtap Elaidi’den
nuş
Büyük ilgi gören Enmoda “Nişantaşı” koleksiyonu hızla tükeniyor...
İnternetin yeni moda markası Enmoda’nın ünlü moda tasarımcısı Mehtap Elaidi’nin direktörlüğünde hazırlanan 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonunun ilk bölümü “Nişantaşı” modaseverler tarafından büyük ilgi gördü.
64
Favori: Gömlek elbise ve monokrom pantolon…
İlhamını İstanbul’un moda kokan semti Nişantaşı’ndan alan ve tanıtımını sevilen sunucu Burcu Esmersoy’un yaptığı koleksiyonun en fazla ilgi gören parçaları beyaz gömlek elbise ile siyah-beyaz çizgili monokrom pantalon oldu. İlk haftalarda tükenen bu modellerin takipçisi ise mercan renkli şifon gömlek.
“İlham kaynağım Nişantaşı oldu...”
Tasarımcı Mehtap Elaidi koleksiyon hakkında şunları anlattı: “Enmoda’nın İlkbahar/ Yaz 2013 koleksiyonu, “Nişantaşı”, “Alaçatı ve “Bebek” olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Koleksiyonumuzun ilk bölümü olan “Nişantaşı”nın ilham kaynağı semtin sürekli hareketli, canlı, sanatla, külterle iç içe olan ruhu. Şehirde yaşadığı dinamik hayatın içinde, üretirken kendine dair hayat ipuçları oluşturan, kuvvetli, birden fazla rolde hayatını kurgulayan Enmoda kadınını Burcu Esmersoy da en iyi şekilde yansıtıyor.”
r a n ı P Morhipo’da ğ u t l A ayrıcalıgı
ık birbirinden ş n a ıt s n a y i in vk can, kendi ze ına adım attı. s ta a A y n ğ ü u d lt A a d r o a ile m nucu Pın tanımladığı koleksiyonu k a n r a ş la Oyuncu ve Su o lu ı o tl n a a y d fi un çantalar dece online dy, şık ve uyg a n s e ayakkabı ve e tr v n k ’ı a n r a la c o ta ilk Pınar Altuğ A sunuldu... lı koleksiyon a a ş k r tı a a s m a ” ğ ’d u m lt “By Pınar A i morhipo.co alışveriş sites Yüksek topuklu ve dekolte ayakkabıların ağırlıklı olarak yer aldığı koleksiyonda renk seçimleri de dikkat çekici. Ürünlerde siyah, kahverengi ve krem gibi klasik renkleri neon renklerle kombinleyen Altuğ; kırmızıyı altın sarısı ile birlikte kullanırken, metal detaylara da sıkça yer vererek trendleri yakından takip ettiğini gösteriyor. By Pınar Altuğ koleksiyonu; Pınar Altuğ Atacan’ın tarzını beğenenler için kullanışlı ve stil sahibi tercihler sunuyor. Ortaköy House Cafe’de gerçekleşen lansman davetinden konuşan Pınar Altuğ Atacan, kendisini tasarımcı olarak görmediğini belirterek; “Sadece sevdiğim stilde ayakkabı ve çantalar yaptım. Giymekten hoşlandığım ürünleri benimle aynı fikirde olan kişilerle paylaşmak istedim. Tarzımı beğenen, hem rahatlığına hem de şıklığına önem veren kadınların ilgisini çekecek, uygun fiyatlı, moda ve şık bir koleksiyon hazırladığımı düşünüyorum” dedi.
KENDİ TARZINI YANSITIYOR
Yüksek topuklu ve dekolte ayakkabıların ağırlıklı olarak yer aldığı koleksiyonda renk seçimleri de dikkat çekici. Ürünlerde siyah, kahverengi ve krem gibi klasik renkleri neon renklerle kombinleyen Altuğ; kırmızıyı altın sarısı ile birlikte kullanırken, metal detaylara da sıkça yer vererek trendleri yakından takip ettiğini gösteriyor. By Pınar Altuğ koleksiyonu; Pınar Altuğ Atacan’ın tarzını beğenenler için kullanışlı ve stil sahibi tercihler sunuyor. Ortaköy House Cafe’de gerçekleşen lansman davetinden konuşan Pınar Altuğ Atacan, kendisini tasarımcı olarak görmediğini belirterek; “Sadece sevdiğim stilde ayakkabı ve çantalar yaptım. Giymekten hoşlandığım ürünleri benimle aynı fikirde olan kişilerle paylaşmak istedim. Tarzımı beğenen, hem rahatlığına hem de şıklığına önem veren kadınların ilgisini çekecek, uygun fiyatlı, moda ve şık bir koleksiyon hazırladığımı düşünüyorum” dedi.
66
r e l i g çiz
Rahat ve sıra dışı Şehirli iş kadınlarının tercihi, rahat ve sıra dışı çizgileri sadelikle buluşturan NGSTYLE, stil sahibi ve şık giyinmeyi tercih eden kadınları 2013 İlkbaharYaz Koleksiyonu ile buluşturuyor. Yazın dinamizmini ve canlılığını yansıtan, turuncu, ekru, yeşil, lacivert, parliement, saks, mavi ve pudra gibi renk skalasına sahip NGSTYLE koleksiyonu, dökümlü tulumlar, gömlek elbiseler, peplum ceket ve bluzlar, çan formlar, trikolar ile hayat buluyor.
Activated City
Şehrin yoğun temposu NGSTYLE’ın bu sezon en favori rengi olan turuncunun dinamizmi ile birleşiyor. Turuncunun enerjisi; dökümlü, yumuşak takımlar, uçuşan drapeli bluz ve elbiselerle şehrin karmaşasına gönderme yapıyor. Turuncunun siyah ve ekru ile birlikteliği hybrid emprime elbiselerde, cigarette pantolonlarda, peplum bluzlarda ve renk bloklarında maksimum etkiyi oluşturuyor. Dökümlü tulumlar ve krep elbiseler; yoğun iş gününden, parlak ışıltılı şehir gecelerine geçişi kolaylaştırıyor. Activated City koleksiyonunda yer alan kontrast, kalın grafik siyah beyaz çizgili bodycin elbise ve kalem etekler ise zamansız ve çarpıcı şıklığı yansıtıyor.
68
Garden Party
NGSTYLE’ın Garden Party koleksiyonu, kumaş ve elbiselerin hareket özgürlüğünü, kadın vücudunun estetikliğiyle buluşturuyor. Yeşil, lacivert ve ekrunun taze ve canlı esintisi, doğanın izlerini yansıtıyor. Floral desenli, elbise, pantolon ve eteklerin, uçuşan yorumu, tiril tiril bluzlarla bir araya gelerek duru bir estetik anlayışını ön plana çıkıyor. Peplum ceket ve bluzlar, çan formlar, dökümlü kumaşlar ve trikolar, hafif elbiseler rahat ve özgün bir şıklık sunuyor.
13 NGSTYLE 20 İlkbahar-Yaz rahat Koleksiyonu; a aynı zamand ilere sıra dışı çizg d sahip Activate Party, City, Garden r, Scarlet Lette ss Geometry Cla each ve Paradise B temalarından oluşuyor...
Scarlet Letter
Merak uyandıran, çekici ve kendine güvenen kadının çabasız gösterişi NGSTYLE’ın Scarlet Letter koleksiyonu ile buluşuyor. Scarlet koleksiyonunda yer alan sade elbise ve trikolarda kullanılan kristal taş işlemeler, dökümlü gömlek elbiseler ve şifon bluzlar ile farklı bir kontrast oluşturuyor. Ten renginin yumuşaklığı, bejin doğallığı, ekrunun sadeliği ve Scarlett kırmızısının gücünün uyumlu bütünlüğü meraklı gözleri NGSTYLE kadınının üzerine çekiyor.
Geometry Class
Duruluğun ve yalınlığın saflığı ile geometrik kuplar ve formların dinamizminin oluşturan Geometry Class koleksiyonu, parliement, saks, mavi, ekru, beyaz ve siyah ile hayat buluyor. Renk ve kumaşlara uygulanan grafik kolajların bulunduğu elbise ve bluzlar, origamik katlamalı yakalı ceket takımlar ile hayat buluyor.
Paradise Beach
Yeşilin tüm tonlarından, lime, pudra, pamuk şekeri pembesine kadar, canlı, parlak renk ve desenleri birleştiren Paradise Beach Koleksiyonu sımsıcak yaz günlerinize dinamizm katıyor.
i ğ e k r e i c İn
emanet Niyazi Erdoğan’a
Başarılı tasarımcı Niyazi Erdoğan’ın İnci deri erkeği için hazırladığı özel koleksiyonu Room Teşvikiye’de çok özel bir lansmanla görücüye çıktı...
70
Her sezon hazırladığı erkek koleksiyonlarıyla büyük beğeni toplayan Niyazi Erdoğan, Küba’lı şair-yazar Reinaldo Arenas’ın çalkantılı hayatından esinlenerek hazırladığı 2013 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu İnci Deri erkeğiyle buluşturuyor. Sezona uygun rahat ayakkabı, çanta, iPad kılıfı, cüzdan, anahtarlık, kemer ve bileklik gibi aksesuarlar da tasarlayan Niyazi Erdoğan, İnci Deri erkeğini Küba esintili bir ruhun özgürlük yolculuğuna çıkarıyor. İnci Deri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Kızıltaş ve başarılı tasarımcı Niyazi Erdoğan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen lansmana, Deniz Marşan, Başak Dizer Fransez, Serap Tibuk, Buse Terim, Uğurkan Erez, Duygu Akdeniz, Gamze Saraçoğlu, Mehtap Elaidi ve Mirgün Cabas gibi tanınmış simalar katıldı.
Her şey daha güzel olacak “Asırlık Marka” 2013 İlkbahar-Yaz Sezonu ile modaya yine öncülük ediyor. Çift Geyik Karaca ile bu yaz bir başka olacak ve modanın “Bahar Rüzgarı” Karaca ile esmeye başlayacak... 2013 yaz sezonunu açan “Çift Geyik Karaca” kalitesinden asla ödün vermeden, İtalyan tasarımcılarla hazırladığı koleksiyonu tüm Karaca mağazalarında yerini aldı. Bu yaz, farkını hissettirmek isteyen kaliteli moda tutkunları koleksiyondan kendilerine uygun parçalar bulmakta hiç zorlanmayacaklar. Karaca Erkeği; ince detaylarla bezenmiş, farklılığını hissettirmek isteyen, kalite ve rahatlıktan vazgeçemeyenler için bu koleksiyon bir fırsat olacak, Karaca Kadını; Zarif, etkileyici, iz bırakan! Her zaman hayran kalınan, zevki örnek alınan, kalite ve zarafeti bir arada sağlayan koleksiyon ile bu yazın gözdesi olacak. Kişinin gençliği giyimiyle ortaya çıkar, kendini genç hisseden Herkes, Toss’un İlkbaharYaz koleksiyonunu mutlaka görmek isteyecek. İtalyan modacıların tek tek güneş ışıklarından ilham aldığı en moda renkler, ürün renk geçişleri, harika koleksiyonlar ve neredeyse rönesans kadar yenileyici ve usta işi bir kombin sanatının eseri ürünler Çift Geyik Karaca İlkbahar - Yaz koleksiyonunda. Moda bu koleksiyonlarda en güçlü haliyle beğenilere yelken açıyor. Bu koleksiyonda renklerin coşkusunu müziğin canlı ritmi gibi bir farklı hissedeceksiniz. Sezon geçişini rahatlatmaya ve aura’nızı yükseltmeye hazır en canlı renkler, her zevkin kendine özel yansımasını bulabileceği kreasyonlar, “Karaca Kadın”, “Karaca Erkek”, ve “Toss” ayrı koleksiyonlar halinde Karaca mağazalarında sizleri bekliyor.
72
Stilinizi
Ayhan
ile farklılaştırın...
, su yeşili, Krem, lacivert, pembe kim olduğu somon ve beyazın ha - Yaz Ayhan 2013 İlkbahar rece klasik tasarımlarında son de kim... ve modern kesimler ha
Güneşin sıcaklığını oldukça hissettiğimiz şu günlerde yazlık elbiseler yavaş yavaş dolaplarımızda yerlerini almaya başladı. Rahatım, özgürüm artık yaz geldi diyorsanız, Ayhan 2013 İlkbahar - Yaz koleksiyonu tam size göre. Tiril tiril hafif elbiseler, renk renk tasarımlar ile koleksiyonda çok geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Özellikle krem, lacivert, pembe, su yeşili, somon ve beyazın hakim olduğu tasarımlarda son derece klasik ve modern kesimler hakim.
74
ŞEHİRLİ VE ÇALIŞAN KADIN…
Bu yaza damgasını vuracak olan Ayhan koleksiyonu, çalışan, okuyan, gezmeyi seven kadınlar düşünülerek hazırlanmış. Şeffaf gömlekler, dar kesim renkli pantolonlar, kısa ceketler, kalem etekler, uçuşan çiçekli elbiseler en gözde parçalardan. Kıyafetlerin en büyük özelliği kumaş kalitelerinin yanında, oldukça rahat ve şık kesimlerde olmaları...
“Tuvanam Undart” Sokak modasına ‘şık’ yaklaşım;
Tuvana Büyükçınar: “Tüm dünyada bir sadeleşme eğilimi olmakla birlikte, Ortadoğulu kadınlar daha gösterişli modeller ve canlı renkleri, Avrupalılarsa gündelik ve gece yaşamlarındaki çizgiyi birbirine yakınlaştıracak, daha düz ve yalın çizgileri tercih ediyor...” Röportaj: Mehmet Ustaoğlu mehmetustaoglu82@gmail.com
Tasarımcı Tuvana Büyükçınar Demir’in, MercedesBenz İstanbul Fashion Week bünyesindeki defilesi Tuvanam Undart Sonbahar-Kış 2013 Karaköy Antrepo’ da gerçekleştirdi. Başmanken olarak açılış ve kapanışı Çağla Şikel’ in yaptığı defilede Didem Soydan, Beril Kayar ile 12 yabancı manken 30 geçiş yaparak, 100 parça sergilediler.“Tuvanam Undart Art Deco temasıyla çerçevelendirilmiş sokak modasına atıfta bulunuyor. Kaşe, krep, deri ve payetin farklı varyantlarının kullanıldığı koleksiyonda, antrasit ve antik gold metal işçiliğinin yanı sıra taş işlemeleri, metal tokalar ve gold detaylı kemerler ön plana çıkıyor.” Tasarımcı Tuvana Büyükçınar
2013 yaz koleksiyonunda Metal detaylara yer veren Tuvana Büyükçınar koleksiyonunda mimari konstrüksiyonların couture işçiliği ile çalışıldığı geometrik ve yapısal bileşenler ile krep, jorjet, ipek şifon, deri ve payet gibi gösterişli materyallerde ve gold metal aksesuarlarla kadınların beğenisine sunuyor. Renk paletinin zenginliği ve uyumu ile dikkat çeken tasarımcı siyah, beyaz, sarı, yeşil ve kırmızı tonlarını metalik detaylarla işliyor. Art deco’nun vazgeçilmez formlarını brütal dokunuşlarla harmanlayarak modern hayatın çelişkisinin altını çiziyor. Moda editörlüğünden, moda tasarımcılığına olan geçmişinizden bahseder misiniz? Modaya karşı eğilimim ve hassasiyetim neredeyse çocukluk yıllarıma dayanıyor, annemle birlikte tüm Vizon dergisi ekibi aracılığıyla da o dünyanın hep içinde oldum. Ama moda sektörüne aktif olarak girmem 1991 yılında çeşitli dergilerde moda editörlüğü yapmaya başlamamla gerçekleşti. Sonrasında 1999’dan itibaren sırasıyla mağazacılık, özel siparişler, organizasyon ve tekstil ihracatı geldi. Organizasyon apayrı ve üretkenliğin sınır tanımadığı büyülü bir dünya... Tuvanam, Tutti ve Tuvanam Baby Couture tekstilde dünyaya açıldığımız, yine kendi kreative ettiğimiz markalarımız, gözbebeklerimiz. IFW’ye kaçıncı kez katılıyorsunuz? Bu seneden itibaren Mercedes-Benz sponsorluğuyla organize edilmeye başlanan MBFWI kapsamındaki 6. defilemi gerçekleştirdim. Tasarımlarınızda trendleri ne kadar önemsiyorsunuz? Benim kendime has, bambaşka bir hayal dünyam var. Tasarım yaparken mevcut trendlerden, kalıplardan, klişelerden yola çıkıp, kendimi tekrar etmek yerine, bir şeyleri sıfırdan var etmenin verdiği haz bambaşka!
76
Tasarımlarınızı hazırlarken nelerden ilham alıyorsunuz? Benim ilham perilerim her zaman Tuvanam ve Tutti markalarını hayat felsefesi olarak da üzerine giyebilen kadınlar. Hem bu topraklarda gelmiş geçmiş tüm medeniyetlerin günümüze kadar uzanan kültürel mirasları, motifleri, dokuları, hem de modern çağdaki yeni akımlar ve kullanımımıza sunduğu devamlı çeşitlendirebildiğimiz materyaller üretkenliğimi besleyen çeşitli faktörler olduğu için, hep eklektik bir tarz benimsedim. Geçtiğimiz ay IFW’de yer alan koleksiyonunuzda hangi renkler var? Neler ön plana çıkıyor? Koleksiyonunuz adı nedir? Koleksiyonu anlatır mısınız? MBFWI’de yer alan Undart adlı Sonbahar-Kış 2013 koleksiyonumda önceki sezonda yer verdiğim Art Deco temasından kopmadan haute-couture’ü sokak modasıyla buluşturduğum, farklı bir çizgi yakaladım ve çok heyecanlandım. Yine İstanbul’un ve tüm metropollerin brütalist yapısından izler taşıyan bir koleksiyon oldu. Kaşe, krep, deri ve payetin farklı kup ve kombinlerde bir araya geldiği koleksiyonumda, antrasit ve antik goldla birlikte taş işlemelerine yer verdim. Metal tokalar, gold aksesuar detaylı kemer ve bootie’ler, deri eldiven ve şapkalar koleksiyonun diğer tamamlayıcılarından. Tuvana markası Türkiye dışında hangi ülkelerde satılıyor? Tuvanam ve Tutti markalarımız, kuruldukları 2005 yılından bu yana Bloomingdale’s, Harrods, Harvey Nichols, Le Bon Marché gibi department store’lar da dahil olmak üzere 20 ülkede 150’nin üzerinde satış noktasıyla alıcısıyla buluştu. Bu ülkeler arasında, Avrupa’da Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya ve Yunanistan; Ortadoğu’da Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Lübnan, Suudi Arabistan ve Ürdün; Afrika’da Mısır, Nijerya ve Senegal; Asya’da Endonezya, Japonya, Kore, Rusya ve Singapur; Amerika’da Panama yer alıyor.
Yurtdışına ürünlerinizi ihraç ediyorsunuz, Ortadoğu, Türkiye ve Avrupa’daki moda anlayışını karşılaştırmak adına neler söyleyebilirsiniz? Tüm dünyada bir sadeleşme eğilimi olmakla birlikte, Ortadoğulu kadınlar daha gösterişli modeller ve canlı renkleri, Avrupalılarsa gündelik ve gece yaşamlarındaki çizgiyi birbirine yakınlaştıracak, daha düz ve yalın çizgileri tercih ediyor... Türkiye’ye baktığımızda tasarıma verilen önemin giderek arttığını, iddiayla minimalizmin dozunda harmanlandığı bir moda anlayışı görüyoruz. Son zamanlarda patlayan sokak modasından bahsedecek olursak; sizi sokak modasıyla en çok etkileyen şehir hangisi? Ben modanın her platformda gelişmesinden yanayım. Sokak modası akımı da takipçilerinin verdiği önem ve gösterdiği ciddiyetle rüştünü çoktan ispatladı ve tek bir ülke ya da şehirden ziyade kendine özgülüğüyle, yerel detaylarıyla yorumlanması asıl hoşuma giden unsur. Yurtdışında çizgilerini beğendiğiniz tasarımcılardan örnek verebilir misiniz? Kendime yakın bulduğum ya da örnek aldığım bir tasarımcı olmamakla birlikte, Alexander Wang, Riccardo Tisci, Tsumori Chisato gibi beğendiğim tasarımcılar var dünyada... Moda dünyasında başarılı ve kalıcı olmak için, sahip olunması gereken özellikler neler? Modayı tasarım anlamında öncelikle içgüdüsel bir dürtü, bir yetenek olarak görüyorum. Bunun bilincine varan, bu yeteneği kendinde keşfedenlerin ise yapabileceği ilk şey işin tekniğini öğrenmek adına eğitimini almak elbette. Ancak sadece tasarım alanında değil, her meslek dalında eğitim ve tecrübenin kişiye kattıkları çok ayrı. Teorik bilgiyi pratiğe döküp, işin mutfağını, iç yüzünü ve kendini görmek istediğinden emin olacağı bir pozisyon için, bir tasarım firmasında ya da ofisinde staj benzeri girişimlerde bulunulmasını tavsiye ediyorum. Elinizde olsa hangi trendi değiştirirdiniz? Asla aslalarımın olmadığı bir konu trendler, hiçbirinin körü koruna takip edilmesinden yana olmasam da, her birini insanların ufkunu genişletecek bir zenginlik unsuru olarak değerlendiriyorum. 2013 yazı için kadınlara hangi renkler giymeleri konusunda tüyo vermek isteseniz? Hangi renkler olurdu? Siyah, kırık beyaz, yeşil ve kırmızı tonlarını bu sezonun öne çıkan renkleri olarak görüyoruz. Gold dokunuşlar ve aksesuarlar, geometrik kalıp ve motifler, farklı püskül ve payetler de bu sezon yine sıklıkla karşılaşacağımız detaylar arasında. Haute Couture tasarımlarnı ne kadar sürede tamamlıyor? Haute Couture tasarımlar modele göre değişkenlik göstermekle birlikte 2 hafta ila 2 ay arası ortalama bir süre verebilirim.
78
“Sokak modası akımı da takipçilerinin verdiği önem ve gösterdiği ciddiyetle rüştünü çoktan ispatladı ve tek bir ülke ya da şehirden ziyade kendine özgülüğüyle, yerel detaylarıyla yorumlanması asıl hoşuma giden unsur...”
Kumaş seçimini nasıl ve nereden yapıyorsunuz? Tasarımlarınızda kullandığınız kumaş özelliklerinden bahseder misiniz? Kumaş seçimi tamamen koleksiyonumun ruhuna ve konseptine göre değişkenlik gösteren bir unsur. Örneğin; Zamana Karşı Keşif koleksiyonumda Antep, Hatay, Halep ve Türkmenistan’dan el dokumaları, kutnu ve ikatlar, Storyteller koleksiyonumda brokar, ipek keten ve taşlanmış ipek satenler, Şeker İlavesiz koleksiyonumda emprime ipek şifon, saten, tül ve organzelerle, metalik aksesuarlar, Ciddiyet Parodisi koleksiyonumda ise Yünsa’nın ekoseli, çizgili, balıksırtı gibi yünlü kumaşlarıyla, deriler ve danteller ön plana çıkmıştı... İşinize devam etmenizi sağlayan güç nedir? Bugün omuzlarımda büyük yükler var, hem A46 butiklerim, hem tekstil markalarım, hem organizasyon firmamız, devamlı bir üretim, düzenli olarak yukarılara taşıdığımız çıtamız, benim en büyük motivasyon kaynaklarım. Bu yükü birlikte omuzladığımız eşim Selim, ailelerimiz, sevgili ortağımız Arda ve giderek büyüyen ekibimizle insanların hayallerini gerçeğe dönüştürmek ve onları benzersiz kılmak için mücadele halindeyiz. Stil ikonunuz kim? Benim ikonum olmasa da ölümünün üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen 21. yy’da da stiliyle efsaneleşen Marilyn Monroe’yu en büyük stil ikonlarından biri olarak görüyorum. Yeni bir şey tasarlamak için oturduğunuzda, nasıl bir ortam tercih ediyorsunuz? Çok değişkenlik gösteren bir durum bu... Ama kesinlikle oturma safhasından önce, mutlaka bir gelişme süreci, bir hikayesi oluyor... Siz kendinizde nasıl bir stili benimsiyorsunuz? Stilimi anlatmak için eklektik yaklaşım kelimesi sanırım en doğru tanım olurdu. Kimi zaman, barokla moderni, kimi zaman klasikle popu harmanladım; bazen romantik oldu çizgim, bazen de bohem ama daima kendi hissettiğim gibi...
“Tuvanam Undart” An “elegant” approach to the street fashion;
Tuvana Büyükçınar: “With a simplification trend in the world, while Middle Eastern women prefer showier models and vivid colors, European women tend to prefer more even and plain lines for the approximation of the lines in their daily and night lives...”
Interview: Mehmet Ustaoğlu mehmetustaoglu82@gmail.com
Tuvana Büyükçınar Designer
82
The fashion show “Tuvanam Undart Autumn-Winter 2013”, within Mercedes-Benz Istanbul Fashion Week, created by the designer TuvanaBüyükçınar Demir was held in Karaköy Antrepo. At the fashion show hosted by Cağla Şıkel as the top model, Didem Soydan, Beril Kayar and 12 foreign models exhibited 100 pieces by making 30 walks. “Tuvanam Undart adresses to the street fashion framed within the theme of Art Deco. In the collection in which different variants of wool, crepe, leather and spangle, stone embroideries, metal buckles and gold detailed belts stand out as well as anthracite and antique gold metal works.” Tuvana Buyukcınar who gave place to metal details in her 2013 summer collection presents her collection created by the couture work on architectural constructions to the taste of women with geometric and structural elements on ostentatious materials like crepe, georgette, silk, chiffon, leather and spangle, and gold metal accessories. The designer drawing the attentions by the richness and harmony of color palette elaborates the tones of black, white, yellow, green and red with metalic details. She underlies the dilemma of modern life by harmonizing the essential forms of Art Deco with brutal touches.
Can you tell us about your past from being a fashion editor to being a designer? My tendency and sensitivity towards fashion date back to almost my childhood years. I was always in that world with my mother via the staff of Vizon magazine. But my active participation to the fashion world has started in 1991 as an editor for several magazines. Then as of 1999, I engaged in some works such as merchandising, special orders, organization and textile importation respectively. Organization is a totally different world in which creativity cut across all boundaries… Tuvanam, Tutti and Tuvanam BabyCouture are our own brands, apples of our eyes created by us, by which we globalize in the textile. How many times did you attend IFW? From this year on, I presented my 6th fashion show within the scope of MBFWI which is organized by the sponsorship of Mercedes-Benz. To what extent do you attach importance to the trends in your designs? I have a specific and quite different fantasy world. While making designs, the pleasure that making something from scratch gives is a far cry from starting off the current trends, stereotypes and clichés and droning! From what do you take inspiration while preparing your designs? My source of inspiration has always been the women who can wear the brands of Tuvanam and Tutti as a philosophy of life. Since both the cultural heritages, motives, textures of the civilizations of all times on this land extending to these days and the currents of the modern era with the materials which we can continuously diversify are the several factors that nourish my productivity, I always adopt an eclectic style.
Which colors do you have in your collection that took part at IFW the last month? What stands out? What is the name of your collection? Can you tell us about your collection? At the Autumn-Winter 2013 collection titled as Undart which took place in MBFWI, I brought haute-couture and street fashion together without detaching from the theme of Art Deco, seized a different line and got very excited. It again has become a collection that bears traces of the brutalist nature of Istanbul and all megalopolis. In my collection in which wool, crepe, leather and spangle meet up, I gave place to stone embroidery with anthracite and antique gold. Metal buckles, belts and booties with gold accessories details, leather gloves and hats are the other complementary pieces of the collection. In which countries is the brand of Tuvana sold? Our brands of Tuvanam and Tutti meet with the customers at more than 150 stores in 20 countries including department stores such as Bloomingdale’s, Harrods, Harvey Nichols, Le Bon Marché since their foundation year of 2005. Among these countries, in Europe- Germany, France, England, Spain and Greece; in the Middle EastBahrain, United Arab Emirates, Qatar, Kuwait, Lebanon, Saudi Arabia and Jordan; in AfricaEgypt, Nigeria and Senegal; in Asia- Indonesia, Japan, Korea, Russia and Singapore; in America there is Panama. You are exporting your products. What can you say to compare the sense of fashion in the Middle East, Turkey and Europe? With a simplification trend in the world, while Middle Eastern women prefer showier models and vivid colors, European women tend to prefer more even and plain lines for the approximation of the lines in their daily and night lives... When we have a look at Turkey, we can see that the importance
given to design has been gradually increasing and there is a sense of fashion in which assertion and minimalism are being harmonized at the right dose. If we are to mention the street fashion that has broken out recently; which city affected you the most by its street fashion? I am always slanted towards the development of fashion at any platform. The street fashion nouveau has already proved itself with the importance placed and seriousness displayed by its followers and the factor that I most like is the interpretation of this nouveau by its uniqueness and local details rather than a single country or city. Can you give us some designer names whose styles you like from abroad? While there aren’t any designers that I model or whom I feel close to myself, Alexander Wang, Ricardo Tisci, Tsumori Chisato are some of the designers that I approve in the world... What are the features to be possessed to be successful and permanent in the fashion world? First of all, I regard fashion as an instinctive impulse and a talent in the meaning of design. The first thing to be done by the ones who comprehend, discover this talent in them is of course to receive training for the sake of learning the technique of this job. What the education/ training and experience add to a person in not only the field of design but also each field of profession is quite different. I advise them to make attempts like doing internship at a designer company or office to turn the theoretical knowledge into practice, to see the coal face and lowdown of this job at a position where they want to see themselves. Which trend would you change if it was in your power? Trends are a matter in which I never have no ways. Even though I am not on the side of following none of them blindly, I regard each of them as an element of richness that can broaden the horizons of people. Which colors would you offer to women as a tip for the summer of 2013 in clothes? We consider the tones of black, offwhite, green and red as the outstanding colors of this season. Golden touches and accessories, geometrical patterns and motives, different fringes and spangles are
84
among the details that you will encounter quite often this season. How long does it take to complete your Haute Couture designs? Haute Couture designs varying from model to model can be completed at a period ranging from 2 weeks to 2 months. How and where do you make your choice for the fabrics to be used? Can you tell us about the features of fabrics which you use in your designs? Fabric selection is a matter that changes according to the spirit and concept of my collection. For example; in my “Zaman Karşı Keşif ” collection hand looms, kutnu and ikats from Antep, Hatay, Aleppo and Turkmenistan, in the “Storyteller” collection brocade, silk, linen and stone-washed silk satins, in my “Şeker İlavesiz” collection printed silk chiffon, satin, gauze and organdies with metallic accessories, in my “Ciddiyet Parodisi” collection woolen clothes of Yünsa like tartan, striped, herringbone and leathers and laces stood out... What is the force that makes you continue your job? I have the weight of the world on my shoulders today. My biggest motivation sources are my A46 boutiques, textile brands, our organization company, a continuous manufacturing, the bar that we regularly raise. This weight of the world that are on my shoulders with the support of my husband Selim, our families, our dear partner Arda and gradually increasing staff makes us struggle to make the dreams of people come true and make them unique. Who is your style icon? Even though not being my icon, in this 21th century, I regard Marilyn Monroe as one of the greatest style icons who has become a legend with her style even many years after her death. What kind of an environment do you prefer while designing something new? It changes a lot... But before the creation stage, there is exactly a development process and a story... What kind of style do you adopt for yourself? I guess the phrase of eclectic life would be the best description to tell my style. Once I harmonized the baroque and modern , the next time I harmonized the classical and pop; sometimes my style was romantic and sometimes bohemian but it always is in the way I feel...
Sadeleşmenin
huzuruna
övgü
88
Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) Başkanı Mehtap Elaidi’nin Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’da gerçekleştirdiği açılış defilesi göz kamaştırdı... Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) Başkanı ve moda tasarımcısı Mehtap Elaidi, Karaköy Antrepo 3’te gerçekleştireceği defilesiyle Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un açılışını yaptı. Defilenin açılışını podyumun en başarılı isimlerinden Didem Soydan gerçekleştirirken büyük alkış toplayan final ise Özge Ulusoy’la yapıldı. Hadise, Hatice Aslan ve Selin Demiratar, Mehtap Elaidi koleksiyonundan seçtikleri kıyafetlerle defileyi seyrettiler. Deniz Berdan, Ahmet Hakan, Ayşe Kucuroğlu ve Aslı Ekşioğlu da defileyi ön sıralardan izleyen davetliler arasındalardı. Ayrıca Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’da başarılı Türk tasarımcılardan Gamze Saraçoğlu, Özgür Masur, Hakan Akkaya gibi isimler de defile ve sunum gerçekleştirdiler...
Aker’den u l u k o k a t n a v a l
ipeksi dokunuşlar
Lavanta kokusu ve dünyanın en kaliteli ipeği Aker eşarplarında
Aker, ipek eşarpların saf ve yumuşak dokusuyla, çiçek kokusunu birleştiriyor. Aker ipek eşarplarındaki lavanta ve gül kokusu ipeğin uyumlu bütünlüğüyle birleşerek, kadınların kendilerini özel hissetmelerini sağlıyor. Tüm Aker ipek eşarplarında bulunan bu eşsiz koku, ipek elyafın arasına yerleştirilen nano ebatlardaki koku kapsüllerinin hareket etmesi ve patlayarak içindeki kokuyu ortama yayması sonucu oluşuyor, yıkamadan sonra bile etkisini kaybetmiyor.
90
Nano teknolojiyle üretilen, su ve leke tutmayan, Aker eşarplar, Cool-Ex teknolojisi ile yazı serin geçirmenizi sağlıyor. Yüzde 70 pamuk, yüzde 30 ipek karışımıyla, yaz serinliğini hissettiren Aker’in yüzde 100 ipek veya pamuk ve ipek karışımı seçenekleri de bulunuyor. İnsan sağlığına zararlı hiçbir maddenin kullanılmadığı Aker eşarplar, dünyanın en kaliteli ipeğinden hazırlanıyor. Kenar işlemeleri elde yapılan eşarplar, özgün desenleri ile kullanıcıların beğenisini kazanıyor. Aker, ilkbahar-yaz koleksiyonundaki desen ve renk kombinasyonuyla kendine özen gösteren kadınların şıklığını tamamlıyor. Tasarım ve kalite olarak dünyanın en iyi eşarplarını üreten Aker, yeni sezon ürünlerinde; su yeşili, beyaz, turkuaz ve yavruağzı renklerinin uyumlu birlikteliğiyle dikkat çekiyor.
Özlem Süer’den
a n ı r a l y a d a gelin
çok özel tüyolar Özlem Süer
Röportaj: Mehmet Ustaoğlu mehmetustaoglu82@gmail.com
WHITE by Özlem Süer gelinlik markası, 2013 yaz sezonunda kendini yenileyen, hayatın her anını kutlama coşkusu ile yaşamaya odaklı, dinamik ve bir o kadar da romantizm dolu kadınlardan esinleniyor... Koleksiyon avant - garde, neo klasik çizgilerde dolaşıyor... Özlem Süer, farklı olmak isteyen; farklarını stilleriyle öne çıkarmaktan çekinmeyen cool kadınlardan ilham aldığı bu koleksiyonunun detaylarını Fashion Turkey ile paylaşıyor...
92
White by Özlem Süer koleksiyonu bir kadının kendine ait sırlarını, hayallerini, söylemek istediklerini, en güzel rüyasını adeta su gibi akarak dile getiriyor... Göz önünde olan ama asla gösterilmeyen hikâyeleri bir bir anlatıyor... Sonsuzluğun, hayallerin ötesinde, her zaman olduğunuz ve olmayı istediğinize büründüğünüz, sizden en özel bir parçayı vurgulayan kostümler... Ekrular, ışıl ışıl beyazlar, bir benzeri daha olmayan el dokuması danteller, Swarovski taşları ile bezeli zarif işlemeler, o unutulmaz gece için sadece sizin özel tasarlanıyor... Özel olarak araştırılan vintage bir aksesuar detayı da gelinliğin en umulmadık köşesine; sadece sizin bildiğiniz, kostümle aranızdaki minik sırrınız
olarak gizleniyor... Güzel niyetlerle başlayan, umuda açılan yolculuk, bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir gece... Bu ne kitaplarda okuduğunuz, filmlerde izlediğiniz, bir peri kızı hikâyesi, ne de hayallere yer vermeyen kurallardan oluşan bir yaşam... Bu koleksiyon, yaşananlardan yola çıkan, yaşayacaklarınızı hayal ettiren, büyülü geleceğinize ışık tutan ve imkânsızları imkânlı hale dönüştüren, her anı mutluluk dolu bir kişisel masal... Sadece sizin ve onun arasında yaşanacak tarifi mümkün olmayan mutluluğun ilk adımı... Hayatınızın en anlamlı “EVET “ inde Özlem Süer ‘in büyülü dünyası ile yanınızda olacak bir koleksiyon... WHITE by Özlem Süer ile ilk defa bu sene hazır servis edilen gelinlik
tasarımları geliştirdi ki bu seçim yapmakta zorlananlar için pratik ve ekonomik bir çözüm oldu ve büyük ilgi görüyor... Bu grupta da özel tasarlanan gelinliklerde de en öne çıkan trend özel kumaşlara yönelecek olursak; El dokuması, değerli veya yarı değerli taşlarla bezenmiş detaylar, çarpıcı dekoltelere katılan romantik yorum, çok ihtişamlı kuyruklar, üst üstelik etkisi kat kat etekler, en yalın formlarda bile muhakkak belirtilen dikkat çekici bir ayrıntı... Tütü etkili uçuşan formlar ve korsetlerle sabitlenen üst parçalar... Ayrıca renk seçenekleri gittikçe daha özgürleşiyor... Floresan beyaz, yerini daha soft tonlara bırakıyor... Sandıktan çıkmış hissi uyandıran kum rengine yakın tonlar çok tercih ediliyor bu yaz...
Bu sezon gelinliklerde hangi dokular ön plana çıkıyor? Bu yaz gelinlik trendlerinde en göze çarpan detayların başında yeni yüzey efektleri çalışılmış uçuşan tüller ve sert yüzeylerden oluşturulan kabuksu formlar geliyor. Kat kat tüller gelinliklere daha yumuşak ve masalsı bir görünüm kazandırıyor. Tüllerin yoğunluğundan tasarlanmış drapelerin arasındaki çiçeksi formlar, dantellerle bir araya geldiğinde yeni sezonun incileriyle işlenmiş incelikli işlemelerle bambaşka görünümler sergiliyor ve tüm zamanların vazgeçilmezi... Bu sezon incilerle işlenmiş danteller ve degrade efektler de çokça göreceğiz. 2012 yazında baskın şekilde dikkat çeken straplez tasarımlar, bu yaz da yoğun olarak karşımıza çıkacak gibi; straplez formlar üstler ve altta ise gül formu olarak tanımlayacağımız katlı organze açılımlarla buluşacak... Son dönemlerde iyice öne çıkan doğallık, saflık ve sanki hiç işlem uygulanmamış efektler; sokak modasından, davet ve gelinlik tasarımlarına kadar tüm okazyonlarda etkisini koruyacak... Gittikçe en doğala yakın saç ve makyaj tasarımları göreceğiz... Saçlar çoğu gelinde açık formda kullanılmaya başlandı bile... Saçlara gelinlikteki detaylardan izler taşıyan charliston head band’ler, mini tiara’lar sıkça tercih edilecekken; klasik tavırdan vazgeçmek isteyenler için ise duvaklara getirilen yeni yorumlar dikkat çekecek...
olmadan inen tasarımlara yönelmesi hoş olabilir... Büyük göğüslüler için korset formlu üst kısımlar toplayıcı ve hoş bir görüntü sergiler. Tüm bunların beraberinde; vücut formunuzu tanımanıza yardımcı olacak bir destek ile gelinlik çalışmanızı yürütürseniz, kusur ya da fazlalık gibi gördüğünüz kısımlarınız en doğru şekilde kapanacaktır...
Gelin adayları gelinlik arayışına ne zaman başlamalı? Bu süreç çok değişken olabiliyor ama minimum 2 ay öncesinden hazırlanmak en sağlıklısı... Hazır gelinliklerimizden tercih yapmak isteyen gelinlerimiz arasında düğüne 1 hafta kala gelenler de karşımıza çıkıyor. Ekibimizle yaptığımız çalışmalar ve gelin adaylarını doğru anlamak için yaptığımız keyifli sohbetler sonucu oldukça güzel sonuçlar alıyoruz.
Gelin adaylarına önerileriniz neler? Vücut formunuza, düğün konseptine uygun, konforlu bir gelinlik seçmeye özen göstermeliler. Özel bir tasarım yaptırmayı düşünüyorlarsa onları gerçekten iyi anlayan biri ile çalışmalarını öneririm. Ne istediklerini, ne hayal ettiklerini rahatlıkla anlatmalılar. Sonuçta bu en özen anı, gelin adayını dinleyerek anlayarak, daha da anlamlı kılmak önemli. Minik tüyolar verecek olursak platform topuk geceyi eziyete dönüşmekten kurtarır, deniz kenarı organizasyonlarında saç spreyi saçı yapıştırır, abartısız makyaj en güzelidir... Tüm daveti adeta bir party coşkusu içinde geçirip, sizinle dans eden konuklarınıza en enerjik halinizle ayak uydurabilmeniz için ayakkabı anlamında kesinlikle wedge model üzerinden bir tercih yapmanızı öneririm. Ayrıca muhakkak, bir babet de yedekte bulundurulmalı. Yeni sezon gelinleri kreatif çözümler geliştirmeye yöneliyor... Örneğin Adidas Stan Smithlerine eşinin ve kendinin isimlerinin baş harflerini yazdırıp, beyaz tül bağcıklar takıp o ayakkabılarla düğün gecesini rahatça geçiren gelinler görebiliyoruz...
Vücutlarına uygun modeli seçmek için nelere dikkat etmeliler? Her zaman vücut formunuza en uygun olan gelinliği seçin! Size özel bir tasarım yapılacak ise, sizi çok iyi anladığını düşündüğünüz bir ismi seçin ve kendinizi saatlerce anlatmaktan çekinmeyin... Bizler en özel anınızda sizi dinleyip, sizden esinlenmek üzere varız... Kısa boylu ve yuvarlak hatlı gelin adaylarının, çok kabarık modellere yönelmesindense, vücuda daha oturan tasarımlar ya da robadan dediğimiz göğüs altından açılarak aşağıya doğru fazla kumaş yoğunluğu
94
Duvak boyu neye göre belirlenmeli? Duvak boyunu belirlerken öncelikli olarak gelin adayının konforu önemli. Ardından gelin adayının boyu ve gelinlik tasarımı etkili oluyor. Elbette yapılacak düğünün konsepti de hem duvağın tarzını, hem de duvağın boyunu belirliyor. Genel olarak duvak yaklaşımlarına bakacak olursak son yıllarda gelin başı gelinlik ile bütünleşen şekilde yani klasik anlayışta tasarlanmaya devam ettiği gibi; gelin başının, gelinlikten tamamen bağımsız, sıra dışı bir aksesuar olarak hayata geçirildiğini de görüyoruz. Bu, düğününü party atmosferinde yaşayacak gelinlerin özellikle tercih ettiği bir sistem oldu... Çılgın saç aksesuarları, ihtişamlı çiçeklerden bir taç, kafes duvak çevresinde tasarlanmış funky bir şapka gibi çokça seçenek var. Gelinlik dantelinden yapılmış çok uzun duvaklar, çift kat tasarlandığında, tören bitip eğlence aşamasına geçilirken uzun parçanın çıkarılmasıyla hayatı kolaylaştıran bir metot. Sanal tül duvaklar ise her sezon gözde... Üzeri taş işlemeli olanlar çok zarif ve göze hoş gelen bir seçenek sunuyor...
98
The bridal brand, WHITE by Özlem Süer gets inspiration from dynamic and romantic women who blow away the cobwebs and are focused at living each moment of life with a celebration spirit in 2013 summer season... The collection has avant-garde, neo-classical touches... Özlem Süer shares the details of her collection in which she gets inspiration from cool women who want to be different and don’t hold off from bringing their differences forward with their styles...
Özlem Süer
Special tips be
o t s e d i r b o t from Özlem Süer Interview: Mehmet Ustaoğlu mehmetustaoglu82@gmail.com
The collection of White by Özlem Süer depicts the secrets, dreams, intentions and the most beautiful desires of a woman smoothly... The stories which are in sight but never ever shown are told one by one... Costumes that you wrap yourself up to the wish you always have and have always dreamed of, that highlight the most special feature of you beyond the eternity and dreams... Ecru silks, sparkling whites, unique hand woven laces, elegant embroideries covered with Swarovski stones are all designed just for you for that memorable night... A specially researched vintage accessory is kept as a little secret between you and your dress on the most unexpected part that only you know. A journey full of good wills which set out to hopes and a night that you never want to see its end... This is neither a fairy tale that you watch or read nor a life consists of rules which don’t allow dreams... The collection is a personal tale full of happiness at any moment,which heads away from the experiences, makes you dream of the things to be experiences, sheds light on your magical future and turns the impossible to possible... The first step to happiness between you and your fiancée which is not possible to describe it... During the most important “YES” of your life, the collection will be with you with the magical world of Özlem Süer... In the collection of WHITE by Özlem Süer, this year new pre-designed wedding dresses are presented for the first time and this has become a practical and economic solution for the ones who have difficulty in making a choice and attracts great attention... If we are to have a look at the special, outstanding and trendy fabrics in special design wedding dresses within this group; hand weaving, details decorated with precious or semi-precious stones, romantic meaning given to striking low-cuts, magnificent trails, overlapping, layered skirts are all eye-catching details emphasized even on the most plain designs. Fuzzy forms with tutu effects and top piece fixed by corsets... Moreover, color choices are becoming free day by day... Fluorescent white gives way to softer tones... This summer, sandy-colored tones arousing the feeling of as if they are out of chests are preferred a lot...
100
Which textures are standing out in the wedding dresses this season? This summer, fuzzy gauzes of which the new surface effects are studied and barky forms created by hard surfaces are some of the most outstanding details in the wedding dress trends. Overlapping gauzes bring a softer and epic appearance to the wedding dresses. Flowery forms hidden among the drapes designed with the intensity of gauzes and deliberate embroideries decorated by the pearls of new season together with laces present totally different appearances and become an irreplaceable part of all times... Again this season, we will see laces decorated with pearls and degrade effects. Strapless designs grabbing the attentions prominently in the summer of 2012 seems to be a part of our lives in this season; strapless forms or tops will meet up with layered organza skirts which can be defined as rose form... Naturalness, innocence and effects that look as if they don’t have any processes all of which become prominent recently will preserve its effects beginning from the street fashion to any kind of occasions like parties and wedding dress design... We will see the most natural hair and make-up designs... In general, hair designs have free forms from now on... While Charliston head bands and mini tiaras which have details from the wedding dress will be preferred frequently in hair designs, for the ones who don’t want to desist from the classical style, new meanings given to bridal veils will catch the eyes... When should brides-to-be start looking for their wedding dresses? This period might vary a lot but preparing at least 2 months before the wedding is the healthiest one... Among the brides who want to prefer our ready-made wedding dresses, there are ones whose ceremonies are in a week. We are getting extremely good results from the studies carried out by our team and cheerful conversations that we have with the brides to understand them right. What should be taken into consideration when choosing the wedding dress suitable to the body shape? Always choose the wedding dress that fits your body type! If a special design will be made for you, choose someone that you think he/she really understands what you mean and don’t be shy to tell about yourself for hours... We are here to listen to you for your most special day and to get inspiration from you... Brides-to-be who are short and have pear body type should choose designs that fits perfectly well to their bodies or designs which don’t have too much fabric on them with a shape stretching from under the chest to straight down as we call yoke instead of preferring riding skirt models... For
the ones who have large breasts, tops in the form of corset give a nicer look and make your breast look smaller. In addition to all these, if you get support while deciding or choosing your wedding dress in terms of recognizing your body shape, the areas that you consider as a fault or a surplus will be hidden in the most appropriate way... What should be taken into consideration while determining the length of bridal veil? While determining the length of veil, first of all, the comfort of bride-to-be is important. Then, the height of bride and the design of wedding dress become effective in this issue. Of course, the concept of the ceremony determines both the style and length of the veil. Generally, if we have a look at the veil choices, we can see that it both continues in a classical manner by which bridal hair and the wedding dress make up and is used as an extraordinary accessory being totally independent from the wedding dress. This has become a system that is especially preferred by the brides who will entertain their ceremonies in a party atmosphere... There are many options like crazy hair accessories, a crown made of gorgeous flowers and a funky hat designed around a birdcage veil. When very long veils made of the bridal’s lace are designed as two layers, it becomes a convenience by separating the longer part out while getting to the party time after the ceremony. Gauze veils are in vogue each season... The ones which are decorated by stones are extremely elegant and offer an eye-pleasing choice... What are your advices for the brides-to-be? They should be careful about choosing a wedding dress that fits their body shape, is suitable for the concept of the wedding ceremony and is comfortable. If they think of having a special design wedding dress, I advise them to work with someone who really understands them well. They should comfortably tell what they desire and what they dream of. All in all, it is important to make this most special moment more meaningful by listening and understanding the bride better. As for the little tips, platform heels save your night from turning to a torture, hair spray keeps your hair fix at the seaside organizations, plain makeup is the best... I would absolutely suggest you to prefer wedge models in terms of shoes to have a good time with a party spirit and to keep step with your guests dancing with you in your most energetic tone. Over and above, it is necessary to keep a pair of babette as back-up. The brides of new season tend to develop creative solutions... For example, we can see brides who have someone write the initials of themselves and their husbands on Adidas Stan Smiths, decorate them with gauze shoelaces and have fun at the rest of the party comfortably...
n ı t a y a H tüm renkleri
bu koleksiyonda... “Genç olmak hayatı başka türlü algılamaktır” misyonu ile yola çıkan Miss Poem, İlkbahar-Yaz koleksiyonu ile bu yaz genç kızların hayatını renklendiriyor.
Hayatın tüm renklerini ve daha fazlasını modern çizgisiyle birlikte tasarımlarında başarıyla buluşturan Miss Poem, günlük yaşamın çeşitli zaman ve mekanlarına uygun giyinme fırsatları sunuyor. Miss Poem’in yaz trendleri arasında vurucu, gösterişli tonlar, çilek ve baharat renkleri, doğayı süsleyen yeşilin açıktan koyuya tüm tonları, neon renkler, romantik pastel tonların simgesi pudra ve somonlar, şeker renkleri, fuşya ve sarı tonları hakim.
102
İSTİLA BAŞLASIN...
Miss Poem hayatın tüm renklerinin yazın her yerde olması için sadece giysilerde kalmayıp, farklı ve şık bir görünüm elde etmek için giyinirken aksesuarlara özen gösterenler için şapkalardan, ayakkabılara, çantalara hatta takılara kadar hayatın her köşesini istila etmeyi hedefliyor.
Selma Engizli:
“Being a Turkish brand is a privilege...” Selma Engizli, General Manager of Eng Ayakkabıcılık pointing out to the number of stores abroad which has reached to 8 within a short time under the brand of S’Gizli born in 2008 states that the reason of this brands success is qualified workmanship, reasonable price policy and following the trends of developing world closely.
5 years ago from now, the brand of S’Gizli born within the body of Eng Ayakkabıcılık has been successfully introducing Turkish shoe trends in the global market thanks to 8 boutiques opened worldwide. Stating that many Turkish brands are carrying on business abroad Selma Engizli, General Manager of Eng Ayakkabıcılık attributes their difference to be operating with a Turkish name instead of an Italian name. Emphasizing that, Turkish shoe makers can produce shoes just as qualified as Italians despite the production problems still exist in the sector, Engizli points out to the fact that it is time for our producers to carry out their business in the international market with a 100% Turkish name and real competition in the global market is possible only through realizing this in the recent conditions. Engizli holding S’Gizli as an example which is their own brand summarized their story how they achieved this success at a short time...
104
Selma Engizli, General Manager of Eng Ayakkabıcılık: “Despite the production of most quality shoes together with Italy especially about the handmade shoes, there exists a constant foreign trade deficit in Turkey. And in my opinion, a serious branding gap has occurred. We are calling the businesses in our country to pay more attention to this issue. If Turkish shoe companies are today marketing themselves as Italian brand, it means that there is an anomaly in this...” Can you give us information about S’Gizli and mention the period beginning from the foundation of this company? From the very first day it was founded, S’Gizli giving weight to quality and healthy shoes and bringing innovations to the sense of men and women shoes has become the limelight of fashion lovers. By designing new collections suitable to the current trends with functionality adapting the climatic conditions of different countries S’Gizli plays an important role in the development of sector with the mutual synergy of both its own brand and the world brands it represents.
8 BOUTIQUES ABROAD
Eng Ayakkabıcılık, which was born in 2008 within the body of Eng Group carrying on business in Turkey and foreign markets since 1987, completed its structuring till 2010 with the foreign company stores. As of 2010, the company decided to break into domestic market and started structuring in countries like Russia, Georgia, Kyrgyzstan, Kazakhstan etc. with its own brand S’Gizli within this context. Until 2011, the company achieved to open 8 boutiques in those countries with its brand.
Can you give us information about the product groups offered to the sector? Our product groups consist of menwomen’ shoes, bags, belts, wallets etc. which are made of leather, comfortable and sturdy with fashion models which don’t sacrifice quality, follow the trends are orthopedic. Can you mention us your 2013 creations? What is the main theme in the new collection? In 2013 Spring-Summer shoe models, stilettos striped in the front, sandals, chunky heel sandals, loafer, toms and vans are catching the eyes. Leopard shoes also shine out this year as it is in fashion each year. Spiky shoes in fashion in the recent years keep its reputation also this year. What are the features that you especially bring forward within your designs? Famous designers displaying their Spring-Summer 2013 collections already at the podiums are sending us a message in line with the following summer trends. The content of the message is “Get ready for eye-catching accessories designed for self-confident women!”. And we are presenting our designs created for summer season to the fashion lovers. What would your answer be as a brand to the customer-oriented expectations like “price, quality and usability”? By providing products and services over all the expectations of customers, S’Gizli aims to offer the best service and quality in the sector. Accordingly, S’Gizli has been continuously increasing the values added to customers, suppliers, employees and environment by its competency, reliability and organizational efficiency. What is your attitude towards recycled and ecologic products? Do you have any activities oriented at this issue? We have some surprises. If we come to think as both consumer and producer based; what kind of an attitude of fashion in shoes do we have in Turkey? Compared to the world, at which position we are as Turkey? It is to be a Turkish brand exceeding
the limits and directing the shoe fashion in the globalized world by presenting the products that embellish and comforts the life to the taste of customers with a sense of excellence. S’Gizli taking aim at being a world brand by ceaselessly adapting itself thanks to its distinguished and stylish collections keeps proceeding confidently. What are the difficulties experienced in the shoe sector? What would you like to say especially about training and investments? Recently, the impasse that the shoe production sector has been recently experiencing is the lack of qualified personnel. It is a fact that this situation is a real problem for the sector. The skills provided at schools are not enough. Without hands on training, success can’t be achieved in this sector. The students who continue schools related to this sector should go to companies for hands on training at least several days in a week and learn at site. We shouldn’t forget that shoe-making sector is a profession which continues all the time and it is necessary to meet this need by our nature. That’s why we really need a labor force. We should prepare projects that will arouse the interest of women towards this profession and introduce them. How about your exportation works? What are the difficulties of being a player in the global market? S’Gizli is a brand which was built on strong foundations at a competitive level in Turkey which is a significant part of international market and in the global market, which aims at growing with designing and producing shoes in accordance to the world fashion and trends. While growing forward concertedly with the universal conditions of globalization, being a brand that offers a high added value to its country is the main goal of S’Gizli. For you, what is the most important factor that makes Turkish shoefashion producers distinct compared to her competitors at the world stage? To sum up with a single world, it is “QUALITY...”
Do you have new investments? What are your targets in the medium and long term? During 2013, we want to increase the number of stores by putting the new Krasnadar, Atrova, IstanbulBakırköy and Shopping Mall stores to be opened into service. Our company taking pride in being a known brand within these regions targets to increase the number of stores to 15 by both its own structure and the foreign partners. What kind of sales and marketing policy do you follow in the domestic and foreign markets? Quality product, reasonable price, popular and trendy collection, appropriate location determination is absolute musts for us. We are in full spate in terms of being the center of interest of fashion lovers. Do you have any message for the sector? In the shoe sector, Re-De, innovation, design and branding should be at better condition, companies should design new products by making innovations, shoe producers should pursue innovations. Turkish companies still put Italian names to their shoes which they produce themselves. I would like to point out that in Turkey; especially about the hand-made shoes we have a consistent foreign trade deficit in the shoe production although the most quality shoes are produced together with Italy. A serious branding gap has occurred in this field. We are calling the businesses in our country to pay more attention to this issue. If Turkish shoe companies are today marketing themselves as Italian brand, it means that there is an anomaly in this. It is necessary to pay attention to use shoes produced in Turkey. Currently, we have nearly 650 million dollars of importation compared to almost 350 million dollars of exportation in the shoe sector, in other words it means that there exists a 300 million dollars foreign trade deficit. Consumers in Turkey shouldn’t be constrained to use imported shoes. We have to be careful about that. Namely, we need mutual promotion campaigns and marketing activities to change the consumer habits.
Selma Engizli:
“Türk markası olmak bir ayrıcalıktır…” 2008 yılında doğan S’Gizli markasının kısa sürede 8 adet yurt dışı mağaza sayısına ulaştığına dikkat çeken Eng Ayakkabıcılık Genel Müdürü Selma Engizli, markanın başarısının nedenini; kaliteli işçilik, gelişen dünya trendlerini yakından takip etmeye ve de uygun fiyat politikasına borçlu olduklarını belirtiyor.
Bundan 5 yıl önce Eng Ayakkabıcılık bünyesinde doğan S’Gizli markası dünya genelinde açtığı 8 butik mağaza ile Türk ayakkabı trendlerini global pazarda başarıyla tanıtıyor. Birçok Türk markasının yurt dışında faaliyet gösterdiğini dile getiren Eng Ayakkabıcılık Genel Müdürü Selma Engizli farklarını ise bir İtalyan ismi yerine Türk ismiyle faaliyet gösteriyor oluşlarına bağlıyor. Halen sektörde birçok üretim sıkıntının yaşanmasına rağmen Türk ayakkabı üreticisinin de en az İtalyanlar kadar kaliteli ayakkabı yapabildiğinin altını çizen Engizli, üreticilerimizin artık yüzde 100 Türk ismiyle uluslararası pazarda faaliyet göstermesinin zamanının geldiğini, günümüz şartlarında global pazarda reel rekabetin ancak bu şekilde olabileceğine işaret ediyor. Örnek olarak kendi markaları olan S’Gizli’yi gösteren Engizli, kısa sürede bu başarıyı nasıl yakaladıklarını dergimize özetledi...
106
Eng Ayakkabıcılık Genel Müdürü Selma Engizli; “Türkiye’de, özellikle el yapımı ayakkabılar konusunda İtalya ile birlikte en kaliteli ayakkabıların üretilmesine rağmen üretimde sürekli dış ticaret açığı var. Bana göre bu alanda ciddi bir markalaşma eksiği oluşmuştur. İşletmelerimizi bu konuya daha fazla önem vermeye çağırıyoruz. Bugün Türk ayakkabı firmaları kendilerini İtalyan markasıymış gibi isimler kullanarak pazarlıyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir...” S’Gizli şirketi hakkında bilgi verir misiniz? Bize kuruluşundan bu yana geçen süreci anlatır mısınız? Kurulduğu ilk günden bugüne kaliteli ve sağlıklı ayakkabıya önem veren, bay ve bayan ayakkabı anlayışına yenilikler getiren S’Gizli, moda severlerin ilgi odağı oldu. S’Gizli, güncel trendlere uygun, farklı ülkelerin iklimsel koşullarına adapte fonksiyonellikte yeni koleksiyonlar hazırlayarak hem kendi markasını hem de temsilcisi olduğu dünya markalarının ortak sinerjisiyle sektörün gelişiminde önemli rol oynuyor.
YURT DIŞINDA 8 BUTİK MAĞAZA...
1987 yılından beri Türkiye’ de ve yurt dışı piyasalarda faaliyet gösteren Eng Grup bünyesinde, 2008 yılında doğan, Eng Ayakkabıcılık, 2010 yılına kadar yurt dışı satış mağazalarıyla yapılanmasını tamamlamış. 2010 yılından itibaren ise yurt içi pazarlarına açılmaya karar vermiş, bu bağlamda kendi markası olan S’Gizli ile Rusya, Gürcistan, Kırgızistan, Kazakistan vb. ülkelerde yapılanmaya başlamış. 2011 yılının başına kadar bu ülkelerde kendi markası ile 8 adet butik mağaza sayısına ulaşmıştır.
Sektöre sunduğunuz ürün grupları hakkında bilgi verir misiniz? Ürünlerimiz kadın-erkek ayakkabısı, çanta, kemer, cüzdan vb. deri gruplar olup rahat, dayanıklı, kaliteden taviz vermeyen ortopedik ve trendi takip eden fashion modelleri kapsıyor. 2013 kreasyonlarınızdan bahseder misiniz? Yeni koleksiyonda ana tema neydi? 2013 İlkbahar-Yaz ayakkabı modellerinde öne bantlı stilettolar, sandaletler, kalın topuklu sandaletler, loafer, toms ve vanslar göze çarpıyor. Leopar desenli ayakkabılar da her sene moda olduğu gibi bu sene de öne çıkıyor. Son yıllarda moda olan ana teması zımbalı ayakkabılar bu senede yerini koruyor. Tasarımlarınızda özellikle ön plana çıkardığınız özellikler nelerdir? İlkbahar - Yaz 2013 koleksiyonlarını şimdiden podyuma taşıyan ünlü tasarımcılar, bizlere önümüzdeki yaz sezonu trendleri doğrultusunda bir mesaj gönderiyor. Bu mesaj ‘’Kendine güvenen kadınlar için tasarlanmış dikkat çekici aksesuar modellerine hazır olun!’’ oluyor. Bizde bu mesajdan hareketle İlkbahar-Yaz sezonu için kreative ettiğimiz tasarımlarımızı moda severlere sunuyoruz. “Fiyat, kalite ve kullanılabilirlik” gibi müşteri odaklı beklentilere marka olarak cevabınız ne olurdu? S’Gizli müşterilerin tüm beklentilerinin üzerinde ürünler ve hizmetler sunarak, sektöründeki en iyi servis ve kaliteyi sunmayı hedefliyor. Bu doğrultuda S’Gizli, yetkinliği, güvenilirliği, organizasyon verimliliği ile müşterilerine, tedarikçilerine, çalışanlarına ve çevresine kattığı değerleri sürekli arttırmaktadır. Geri dönüşümlü ve çevreci ürünlere bakış açınız nasıl? Konuyla ilgili bir çalışmanız var mı? Sürpriz çalışmalarımız var. ;) Hem tüketici hem üretici bazlı düşünecek olursak; Türkiye’de ayakkabı da modaya bakış açısı nasıl? Dünya geneline baktığımızda, Türkiye olarak hangi konumdayız? Yaşama renk ve rahatlık katan ürünlerini, mükemmellik anlayışıyla müşterilerinin beğenisine sunarak, globalleşen dünyada ayakkabı modasına yön veren, sınırlarını aşan bir Türk markası olmaktır. Seçkin ve şık koleksiyonlarıyla sürekli kendini yenileyerek bir dünya markası olmayı hedefleyen S’Gizli, kendinden emin adımlarla bu yolda yürümeye devam ediyor.
108
Ayakkabı sektöründe yaşanan sıkıntılar nelerdir? Özellikle eğitim ve yatırım konusunda neler söylemek istersiniz? Ayakkabı üretim sektörünün son yıllarda yaşadığı çıkmaz kalifiye eleman eksikliğidir. Bunun sektör için çok önemli bir sorun olduğu gerçek. Okullardaki bilgilerde bu iş için yeterli değil. Pratik olmadan ayakkabı sektöründe bir başarı sağlanamaz. Bu sektörün okuluna giden öğrencilerimiz en azından haftanın birkaç günü firmalara gidip pratik yapmalı ve olayı yerinde öğrenmelidir. Ayakkabıcılık sektörünün her zaman devam eden bir meslek olduğunu ve doğamız gereği bu ihtiyacı sağlamamız gerektiğini unutmamak lazım. Bunun için işgücüne ihtiyacımız fazlasıyla vardır. Bayanlarımızın bu işe ilgilerini arttıracak projeler hazırlamalı ve tanıtmalıyız.
Globalleşmenin evrensel koşullarıyla uyumlu bir şekilde ileriye doğru büyümesini gerçekleştirirken, ülkesine de yüksek katma değer sağlayan bir marka olmak S’Gizli’nin ana hedefidir.
İhracat çalışmalarınız ne durumda? Global pazarda oyuncu olmanın zorlukları neler? S’Gizli, uluslararası pazarın önemli bir parçası olan Türkiye ve dünya pazarında rekabet edebilecek düzeyde sağlam temeller üzerine oturtulmuş, büyümeyi, dünya modası ve trendlerine uygun ayakkabılar tasarlamayı ve üretmeyi hedefleyen bir markadır.
Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda nasıl bir satış ve pazarlama politikası güdüyorsunuz? Kaliteli ürün, uygun fiyat, popüler ve trend koleksiyon, uygun lokasyon seçimi bizim olmazsa olmazımızdır. Moda severlerin ilgi odağı olmaya tüm hızla devam ediyoruz.
Size göre Türk ayakkabı-moda üreticisini dünya sahnesinde rakiplerinden ayrıştıran en önemli faktör nedir? Tek kelimeyle özetlemek gerekirse: “KALİTE...” Yeni yatırımlarınız var mı? Orta ve uzun vadede hedefleriniz nelerdir? 2013 yılı içinde; Krasnadar, Atrova, İstanbul-Bakırköy ve yeni açılacak AVM mağazaları ile de hizmete girerek mağaza sayılarını arttırmak. Bu bölgelerde marka olma gururunu taşıyan firmamız gerek kendisi gerek yurt dışı partnerleri ile bu sayıyı 15 mağazaya çıkarmayı hedeflemektedir.
Sektöre vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? Ayakkabı sektöründe Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma daha iyi düzeyde olmalı, Firmalar, inovasyon yaparak yeni ürünler geliştirmeli. Ayakkabı üreticilerimiz yenilikler yapmalı. Türk firmaları hala ayakkabılarına İtalyan isimleri koyuyor, Türkiye’de, özellikle el yapımı ayakkabılar konusunda İtalya ile birlikte en kaliteli ayakkabıların üretilmesine rağmen ayakkabı üretiminde sürekli dış ticaret açığı verildiğine dikkat çekmek isterim. Bu alanda ciddi bir markalaşma eksiği oluşmuştur. İşletmelerimizi bu konuya daha fazla önem vermeye çağırıyoruz. Bugün Türk ayakkabı firmaları kendilerini İtalyan markasıymış gibi isimler kullanarak pazarlıyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Türkiye’de yapılan ayakkabıları tüketmeye önem vermemiz icap ediyor. Halihazırda ayakkabıcılık sektöründe 350 milyon dolar dolayındaki ihracatına karşılık 650 milyon dolar dolayında bir ithalat söz konusu, sektörün 300 milyon dolar dış ticaret açığı bulunmaktadır. Türkiye’de tüketiciler ithal ayakkabı kullanmak zorunda olmamalı. Buna dikkat etmeliyiz, yani tüketici alışkanlıklarını değiştirmeye dönük ortak tanıtım kampanyalarına, pazarlama çalışmalarına ihtiyaç var.
Londra’da başarılı tasarımlarıyla, kullandığı organik-geri dönüşümlü materyaller ile dünyanın ilgisini çekmiş ve adını marka haline getirmeyi başarmış genç ve güzel bir Türk kadını;
“SERAP POLLARD...” “Eskiden organik bir giysiye baktığınızda renkten ya da modelden yoksundu. Benim tasarımlarım hem organik ve doğaya dönüşebilen hem de zero-waste özelliğini taşıyan giysilerdir; bütün bu özellikleri taşırken aynı zamanda oldukça modern, moda renkler, harika modellerle geniş bir yelpazeye sahiptir.”
Röportaj: Yonca ALPAY - alpay.yonca@gmail.com
İngiltere’nin en iyi Top Modelini seçmek için her yıl düzenlenen Top Model UK, 12 önümüzdeki günlerde The London Hilton Metropol Otel’de gerçekleştirilecek. Her sene Eylül ayında başlayıp, Mayıs ayında muhteşem bir hafta sonu ile sona eren bu maratona bu senede binlerce bayan aday başvuruda bulundu. Yapılan elemeler sonucunda sadece 40 İngiliz Model, bu özel gece de Türk Modacımız Serap Pollard imzasını taşıyan tasarımlarla jüri üyelerinin önünde yarışmaya hak kazandı. Başarılı bir Türk Kadını olarak kendisini dünya da kanıtlamış ve ismini marka haline getirmeyi başarmış olan Serap Pollard ile gerçekleştirdiğim röportaj da 2013 İlkbahar- Yaz modasından, tasarımlarında kullandığı organik ve geri dönüşümlü materyallere kadar her detayı siz değerli okuyucularımız için konuştum.
110
WWMarkanızın ana konseptini ne oluşturuyor? Uzun zaman önce yediğim yiyeceklerin organik olmasına dikkat etmeye başlamıştım. Zamanla bu giyeceklerime ve hatta ev eşyalarıma yansıdı. Önce her şeyi organik olarak tüketmeye başladım. Fakat sadece organik olması yeterli değildi. Doğaya kolay dönüşebilir olmalıydı. Örneğin İngiltere deki alım gücü çok yüksek ve giysiler bir kereye mahsus giyiliyor ve atılıyor. Bu rakam kişi basına yıllık olarak düşünüldüğünde çok yüksek rakamlara ulaşılıyor. Bunların geri dönüşümü, tekrar kullanımı ya da farklı şekillerde kullanımı beni düşündürüyordu. Bu nasıl sağlanabilirdi? Bu konu üzerine University Arts of London’da master yaptım. Amacım, hem akademik destek almak hem de araştırmalarıma derinlik vermekti. Bunu kendi koleksiyonlarımda göstermek istedim. Son hazırladığım koleksiyonum eco-friendly bir proje. Kullandığım materyaller çok özel. Örneğin bu koleksiyonumda ağırlıklı olarak bambu kullandım. Bambunun kolay doğaya dönüşebilir olması, anti- alerjik olması, renkleri kolay absorv edebilmesi, çok sağlıklı
olması, ipeksi tuşesi olması vs. daha sayılacak birçok güzel özelliği var. Bu özelliklerinde dolayı; Pamukla yarışabilecek ve ileride pamuğun yerini alabilecek bir materyal olduğunu düşünüyorum. Çünkü pamuk yılda bir kez toplanırken, Bambuyu defalarca, sulama gerekmeden üretebilirsiniz. Bambu dışında organik % 100 ipek kumaşlara ağırlık verdim. Gelecekte de bu yönde koleksiyonlarım devam edecek. Sağlıklı yaşam, giyim ile birleştirilecek. Eskiden organik bir giysiye baktığınızda renkten ya da modelden yoksundu. Benim tasarımlarım hem organik ve doğaya dönüşebilen hem de zerowaste özelliğini taşıyan giysilerdir; bütün bu özellikleri taşırken aynı zamanda oldukça modern, moda renkler, harika modellerle geniş bir yelpazeye sahiptir. Kesimlerinizde ve detaylarınızda hangi öğeler öne çıkıyor? Bugün size doğadan ve geri dönüşebilirlikten bahsettim. İşte bu doğa dostu olan giysiler yapabilmenin başka bir yolu da ‘zero-waste’dir. Örneğin normal bir gömlek üreteceksiniz kumaşın %15’ini kullanır ve kalan kumaşı çöpe atarsınız. Ben bu oranı aşağı çekmek istiyorum ve ona uygun kalıp kesimleri hazırlıyorum. Bu çalışma ile tarımda çalışan işçiden, fabrika sahibine, müşteriden doğamıza kadar herkesin kazanımı oluyor. 2013 İlkbahar - Yaz sezonu koleksiyonunuzu açıklar mısınız? Koleksiyonda hangi temalar ele alındı, esin kaynağınız nedir? Hangi kumaş ve renkler öne çıktı? Kesimler ve kalıplar nelerdir? 2013 İlkbahar Yaz konsept; “Sus-tainable”… Aslında konu Sustainable idi… Benim koleksiyonumun adını da taşıdığı için bu ‘Sus-tainable’ oldu… Burada doğal ürünler yani doğaya dönüşebilen ve sağlık için çok faydalı anti alerjik ürünler kullandım. Yapmak istediğim, susmamamız gerektiğini; üzerime düşen görevi insan, tasarımcı ve tüketici olarak yerine getirmemiz yönünde bir mesaj vermekti diye açıklayabilirim. Koleksiyonunu oluştururken kullandığım, bambu ipliği ve %100 ipek kumaşlarla hazırlanılan tasarımlarımın konsepti; organik ve dönüşümünün kolay olması yani ekolojik ürünler kullanması nedeni ile Avrupa da oldukça dikkat çekiyor. Bana göre, basit ve küçük sofistike detaylar, kadınlara ve modaya yeni bir anlam kazandırıyor. Ayrıca bu ilkbahar ve yaz aylarında turkuazlar, sarılar ve naturel renkler kullandığımız ana renkler arasında… Avrupa’da Türk tasarımcıların algılanması nasıldır? Türkiye dışında, Türk tasarımcı İngiliz tasarımcı diye bir ayrım yok. Ayrımı oluşturan tasarımlardır. Bence tasarımcılar Türkiye içinde iken biraz daha çekingen ya da kalıplara sığmaya çalışan çizgilerde çalışıyorlar. Fakat yurtdışındaki tasarımcılar daha özgürler. Türkiye’ye son 10 yıla bakıldığında birçok tasarımcı kendi markası ile tasarımlarını sergiliyor. 3-4 senedir düzenlenmekte olan İstanbul Fashion Week’te Türkiye deki tasarımcılar için güzel bir gelişme. Gelecek yıllarda çok çalışma ile “Dünya Modasında” Türk tasarımcıların daha başarılı işlere imza atılacaklarına inanıyorum. Avrupalı tasarımcılar Avrupa’da doğup büyüyüp ve yaşadıkları için zaten hali hazırda yaşamlarının içindeki sanatı, modaya dönüştürmekte zorlanmıyorlar. Ama bir Türk modacı yurtdışına açıldığında ilk başta ekonomik olarak buna hazır olması gerekiyor. Bunun dışında çalışacağı ülkenin kültürünü de hızlı algılaması gerekiyor.
A young and beautiful Turkish woman who attracted the attention of the world with her enviable designs, the organic-recyclable materials that she use and who succeeded turning her name into a brand;
“SERAP POLLARD...” “In the past, when you had a look at organic clothing, it was deprived of color and model. My designs are clothes carrying the features of being both organic and recyclable and zero-waste; while bearing all these features, at the same time they are completely modern and have a wide range with colors in fashion and excellent models.”
Röportaj: Yonca ALPAY - alpay.yonca@gmail.com
Top Model UK, 12 which has been organized each year to discover the best Top Model of England will be held at The London Hilton Metropol Hotel in the forthcoming days. This marathon which starts in September each year and ends in May with a spectacular weekend is applied by thousands of female candidates this year. At the end of the eliminations, only 40 English Models qualified to vie before the jurors with the designs bearing the signature of Turkish designer Serap Pollard. In the interview with Serap Pollard who have proved herself to the world as a successful Turkish woman and succeeded turning her name into a brand, I asked each detail from 2013 Spring-Summer fashion to the organic and recyclable materials that she use in her designs for you dear readers.
112
What consist of the main concept of your brand? Long ago, I have started paying attention to the foods that I consume being organic. In time, this attitude has reflected on my clothing and even furniture. First, I started consuming all organic foods. But, just being organic was not enough for me. It had to be recyclable also. For instance, in England the purchasing power is very high and clothes are worn and then thrown away. When this number is considered as annual per capita, it reaches to great numbers. Recycling, reuse or uses of these products in different ways have always made me think. How could it be achieved? I did master’s degree in the University Arts of London on this subject. My purpose was to both get an academic support and deepen my researches. I wanted to present this within my collections. My latest collection is an eco-friendly project. The materials that used are very special. For example, in this collection I mostly used bamboo. Bamboo has many features like being biodegradable, anti-allergic, healthy, absorbing the colors easily and having silky handle, etc.
because of having these features, I think that it is a material that can compete with and substitute cotton in the future. Since, while cotton is picked once a year, bamboo can be grown many times without watering. Except bamboo, I gave place to 100% organic silk fabrics in my collection. In the future, these kinds of collections will continue. Healthy life will be met with clothing. In the past, when you had a look at organic clothing, it was deprived of color and model. My designs are clothes carrying the features of being both organic and recyclable and zero-waste; while bearing all these features, at the same time they are completely modern and have a wide range with colors in fashion and excellent models. Which elements stand out in your patterns and designs? Today, I mentioned you the nature and the ability of recycling. Here is another method to create eco-friendly clothes; zerowaste. For instance, you will manufacture a shirt. You are going to use 15% of the fabric and the rest goes to waste. I want to decrease this rate and prepare patterns according to this. Thanks to this work, everyone from the laborer to plant owner, from the customer to our nature have some kind of gain. Can you tell us about your 2013 Spring-Summer collection? Which themes were taken at hand, what is your source of inspiration? Which fabrics and colors stood out? What are the patterns and cuts? 2013 Spring-Summer concept is “Sus-tainable”… Actually it was Sustainable… This became “Sus-tainable” since it bears the name of my collection… here, I used natural products namely, biodegradable and anti-allergic products which are healthy at the same time. I can say that what I wanted to do was to give a message in the direction that we shouldn’t keep silent and we should do what is necessary as a human being, designer or consumer to do my part. The concept of my designs prepared with bamboo yarn and 100% silk fabrics that I used while creating my collection; namely the use of ecologic products, being organic and easy recycling grabs the attentions in Europe to a great extent. For me, simple and little sophisticated details add a new meaning to women and fashion. Additionally, during these spring and summer months, turquoise, yellow and natural colors are among the main colors used… How are Turkish designers perceived in Europe? Out of the borders of Turkey, there isn’t any discrimination such as Turkish designer or English designer. What make difference are the designs. In my opinion, the designers work in more timid or stereotypical lines while in Turkey. But the designers abroad are free. Having a look at Turkey in the past decade, many designers exhibited their designs via their own brands. Istanbul Fashion Week which has started to be organized for 3-4 years is a good development for the designers in Turkey. I believe that Turkish designers will realize more successful works in the “World Fashion” in the years to come by working really hard. Since European designers were born, raised and live in Europe, they don’t have difficulty in turning the art exist currently within their lives to fashion. But, when a Turkish designer decides to expand overseas, he/she should be ready for this economically. Beyond this, the culture of the country where the designer will do business should be perceived quickly.
kitaplı uyarı! Destek Patent’ten
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz
Türkiye’de 30 yıldır marka ve patent vekilliği hizmeti veren Destek Patent, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından düzenlenen 6. İstanbul Moda Konferansı’na katılıyor. Destek Patent katılımcılara dağıtacağı kitapçık ile moda tasarımcılarına, tekstil üreticilerine ve tedarikçilerine korsan üretimle mücadelenin yanı sıra marka ve patent tescilinin önemini anlatacak.
Destek Patent, Mayıs ayı içerisinde Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından Shangri-la Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilecek olan 6. İstanbul Moda Konferansı’na sponsor olarak katılacak. Konferans boyunca moda tasarımcılarının yanı sıra tekstil üreticilerini ve tedarikçileri de yakından ilgilendiren marka ve patent tescili konuları ile tekstil sektöründe sahtecilik ve korsanla mücadele konularında katılımcıları bilgilendirecek.
114
KORSANA KARŞI DESTEK PATENT KİTAPÇIĞI
Konferans boyunca Destek Patent standını ziyaret eden katılımcılara “Sözleşmeler Kitapçığı” ücretsiz olarak dağıtılacak. Destek Patent tarafından hazırlanan ve TGSD tarafından yayımlanan kitapçığın amacı moda tasarımcılarına, tekstil üreticilerine ve tedarikçilerine korsan üretimle mücadelenin yanı sıra marka ve patent tescilinin önemini anlatmak. Kitapta, kişi ve kurumların korsan atölyelere karşı nasıl koruma altına alınacaklarına dair öneriler ve şirketler için çeşitli sözleşme örneklerine yer veriliyor.
SÖZLEŞME YAPMADAN İŞ YAPMAYIN
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz: “Tekstil ve moda sektörü Türkiye ekonomisinde ve ihracatta en büyük paya sahip olan sektörlerden biri. Ne yazık ki burada da korsan ve sahtecilik hem üreticileri hem tasarımcıları hem de ihracatçıları mağdur ediyor. TGSD’nin Destek Patent’in katkılarıyla güncellediği ‘Sözleşmeler Kitapçığı’ sektör mensuplarının korsana karşı kendilerini korumalarında faydalı olacak önemli bir kaynak kitap. Katılımcılar konferans boyunca standımızı ziyaret ederek bu kitabı edinebilir, marka ve patent tescili konusunda bizden bilgi alabilirler” dedi ve sözleşme yapmadan iş yapmamaları konusunda tekstil sektörü mensuplarını uyardı.
TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN EL KİTABI Destek Patent’in katkılarıyla güncellenen TGSD Sözleşmeler Kitapçığı’nda; tedarik zinciri işbirlikleri, ara süreçlerde iplik, kumaş alımları, boya baskı, nakış, dikiş işlemleri, aksesuar alımları, fabrika kurma süreçlerinde makine alımları, şirket tanıtımında yararlanılacak firma profili, tasarım sözleşmesi ve tüm değer zinciri ilişkilerinde sektör mensuplarının yararlanabileceği sözleşme örnekleri yer alıyor.
Renk İletişimi
Tasarımdan Üretime Sürdürülebilir
DyStar’ın , I) S (C l a n o ti a s Intern Color Solution ürdürülebilir s li it ş e ç e r e il c erakende ölümüdür. b ir b n markalara ve p a y la ğ a is renk hizmetler
Renk, marka kimliği yanında tüketici albenisi içinde hayati bir unsur taşır. Tasarımdan perakende satışa kadar renk yönetimi, başlıca giysi markaları ve perakende satıcılarının çoğu için karmaşık ve zaman alıcı bir görevdir. Tekstiller üzerine boyanmış yaklaşık olarak 4,000 renklik bir kartelâdan oluşan CSI ColorWall™ sistemi, DyStar boya ve kimyasallarının yüksek performansı ile Yasaklı Maddeler Listesine (RSL) uygunluk gösteren eko-temiz profiline bağlı kalarak oluşturulmuştur. CSI aynı zamanda talep edildiğinde özel ve ısmarlama renkler de oluşturmaktadır.
CSI renk ilhamı CSI ürün ve hizmetleriyle CSI renk iletişim tasarımcılara şu avantajları programı, markalara, gelecek sezonları sağlamaktadır: perakende satıcılara ve görselleştirmelerine ve • Hızlı Moda – Renk endüstri partnerlerine, planlamalarına yardımcı paleti geliştirmede renk tutarlılığını olmaktadır. %50’ye varan zaman artıran, ürün oluşturma Renkle ilgili çoğu tasarrufu zamanlarını kısaltan, tasarım kararları zincirin • Maliyet İndirimi toksik kimyasalları devamında bir kimyasal Lab-dip (Laboratuarda ortadan kaldıran ve kullanma kararıyla yapılması gereken renk çevresel ayak izini sonuçlanacaktır. Hızlı çalışmaları) taleplerinde azaltan esnek bir sistem bir tasarım prosesini %50’ye varan azalma sunmaktadır. destekleyecek, her ve renk uyuşmazlığının CSI’nın sürdürülebilir bir esin kaynağında ortadan kaldırılmasıyla renk hizmetleriyle ile mevcut olan tüm renkler %10’a ulaşan daha fazla ilgili daha fazla bilgi ColorWall™ renkleridir. satış almak için web sitemiz Tüm tasarım, geliştirme • Küresel Düzeyde www.csicolors.com‘u ve üretim boyunca Teknik Destek – İlk ziyaret edebilir veya kolay, hızlı ve verimli Seferde Doğru Yaklaşımı e-posta adresimiz info@ bir renk iletişim (RFT) ile satıcılara ve csicolors.com aracılığıyla sürecini sağlayacak CSI fabrikalara yerinde bizimle doğrudan ColorWall™ renkleri bölgesel çözümler sunan iletişime geçebilirsiniz. ve CSI renk ilhamları yerel uzmanlık onaylanmış renk • Marka Bütünlüğü – standartlarına sahiptir. Düzenleyici standartlara ve performans gereksinimlerine uyumluluk
Sustainable Color From Inspiration To Creation
Color Solutions International (CSI) is a division of DyStar providing brands and retailers with a variety of sustainable color services.
116
Color is a crucial element of brand identity as well as consumer appeal. Management of color from design to retail is a complex and time-consuming task for most major apparel brands and retailers. The CSI ColorWall™ system offers approximately 4,000 colors dyed on textiles and created with the high performance, RSL compliant and eco-clean profile of the DyStar dyes and chemicals. CSI also creates custom and tailor made colors.
CSI color inspiration helps designers visualize and plan the upcoming seasons. Most design decisions related to color will result in a chemical decision later in the chain. To support a fast design process, all colors appearing in the inspirations are ColorWall Colors. The CSI ColorWall colors and CSI color inspirations are available as certified color standards to ensure an easy, fast and efficient color communication process between design, development and
production. With our products and services CSI provides: • Fast Fashion - up to 50% time reduction for palette creation • Cost Reduction - up to 50% reduction in lab-dip submissions, and up to 10% higher sales through elimination of nonconformance of color • Global Technical Support - local expertise to support vendors and mills with Right First Time • Brand Integrity - compliance to regulatory standards and performance requirements
The CSI color communication program provides brands, retailers and industry partners with a flexible system to improve color consistency, shorten product creation timelines, eliminate toxic chemicals and reduce environmental footprint. For more information about sustainable color services from CSI please visit our website www. csicolors.com or contact us directly at info@ csicolors.com.
Moda için bir
‘tık’ yeter 118
Şimdi moda ondan n soruluyor... Türkiye’ni en iyi moda alışveriş ’da siteleri, ModaSor.com a tek bir adreste kolayc takip edilebiliyor.
“Online alışveriş hayatımın bir parçası oldu; ancak o kadar çok alışveriş sitesi var ki; takip etmek için saatler gerekiyor.” diye yakınanların imdadına ModaSor.com yetişiyor. ModaSor.com, Türkiye’nin en iyi 20 online moda alışveriş sitesini tek bir adreste birleştiriyor. Her gün 25 bin giyim, aksesuar, çanta, ayakkabı, ve kozmetiğe dair çeşit çeşit indirimli ürün tek bir tıkla, elinizin altında.
KİMLER YOK Kİ?
Trendyol.com, Markafoni.com, 1v1y.com, DayBuyDay.com, Mango.com, Enmoda.com, Butigo.com, Lidyana.com gibi online alışverişin en çok tercih edilenlerinin bir ‘tık’ uzağınızda olduğu ModaSor.com, kullanıcılar için bir kolaylık daha sunuyor. Sitenin anasayfasında bulunan arama butonuna istediğimiz ürünün detaylı özelliklerini yazarak o özellikteki ürünleri içeren
alışveriş sitelerine bir sayfada ulaşabiliyorsunuz. Örneğin, aradığımız mavi bir ceket ise, arama butonuna mavi ceket yazdığımızda, ModaSor.com içindeki 25 bin ürün arasında mevcut olan tüm mavi ceketler beden beden diziliyor karşımıza... Online alışverişi kolay hale getiren ve aranılan her şeyi tek bir çatı altında toplayan ModaSor.com sadece bir tık kadar uzakta.
2Woolmark ünlü isim
ile Türkiye’de
Türkiye’de yeni ofis yatırımları yapan The Woolmark Company, Alexander McQueen Başkan ve CEO’su Jonathan Akeroyd ve Ünlü Moda Yazarı Colin McDowell’ı bir araya getiriyor.
120
Mayıs ayı içerisinde İstanbul’da gerçekleşecek olan TGSD yıllık Moda Konferansı’nda, Alexander McQueen başkanı ve CEO’su Jonathan Akeroyd ve ünlü moda yazarı Colin McDowell doğal liflere olan talebi, tekstilde yeniliğin önemini, Merinos yününün Alexander Mcqueen’de oynadığı güçlü rolü, şirketin sürdürülebilirlik dürtüsünü ve Alexander McQueen’in Türkiye’deki ürün geliştirmesini tartışacaklar. The Woolmark Company (TWC), Avustralyalı 27 bin yün üreticisinin oluşturduğu ve kâr amacı gütmeyen Australian Wool Innovation Limited (AWI)’nin bir yan kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. Tasarlandığı 1964 yılından bu yana dünyanın en çok bilinen tekstil fiber logosu olan Woolmark logosu, bugüne kadar 5 milyardan fazla ürün üzerinde kullanıldı.
“TÜRKİYE BU İŞ İÇİN MÜKEMMEL BİR KONUMDA” Colin McDowell, “Modern modada en önemli iki şey en üst kalite kumaşlar ve bu kumaşları diğerlerinin kullanmadığı şekilde kullanma yeteneğine sahip tasarımcılardır. Bu sebeple Woolmark’ın davetiyle Jonathan Akeroyd’u İstanbul’da destekleme fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Merinos yünü kullanımı ile öncülük eden deneysel tasarımlarıyla tanınan dünyanın en özgün moda evlerinden biri olan Alexander McQueen’in CEO’su, Jonathan, son dönemde Alexander McQueen ve başından beri McQueen’in tasarım asistanı olmuş şu anda da markanın tasarım direktörü olarak çalışan Sarah Burton ile yakın çalışma deneyimine dayanarak, Türkiye, yün, üretkenlik ve üretim hakkında konuşmak için mükemmel bir konumdadır” dedi.
Colin McDowell
Jonathan Akeroyd
“TÜRKİYE GELİŞEN BİR PAZAR...” The Woolmark Company’nin yönetici direktörü Stuart McCullough, Türk pazarının gücüne ve büyümesine inanıyor, “ Türkiye’yi perakende için gelişen önemli bir üretici pazar olarak görüyoruz. Türkiye’de bir ekip yetiştirmek üzere yakın geçmişte yeni bir ofis kurduk ki bu da Türk endüstrisinin gelişimine destek sağlamak ve yüksek kaliteli Avustralya Merinos yün ürünlerini yerel ve uluslararası alanda tanıtmak için kayda değer bir adımdır.” Global bir lisans programı da yürüten The Woolmark Company, bu lisansı almaya hak kazanan şirketlerin; ürünlerinde bu logoyu kullanmalarına da izin veriyor. Böylece üretici şirketler, ürünlerinde kullandıkları saf yün oranlarını bağımsız/tarafsız bir kuruluş olan Woolmark’ın logosuyla tüketiciye garanti ediyorlar.
2Woolmark
Famous names are in Turkey with
The Woolmark Company making new office investments in Turkey throws Jonathan Akeroyd, the President and CEO of Alexander McQueen and Colin McDowell, the famous Fashion Writer together.
122
At the annual Fashion Conference of TGSD (Turkish Clothing Manufacturers Association) to be held in Istanbul in May, Jonathan Akeroyd, the President and CEO of Alexander McQueen and famous fashion writer Colin McDowell will be discussing the demand towards natural fibers, the importance of innovation in textile, the major role that Merino wool plays at Alexander McQueen, sustainability impulse of the company and the product development processes of Alexander McQueen in Turkey. The Woolmark Company (TWC) operates as a subsidiary of Australian Wool Innovation Limited (AWI) which was established by 27 thousand Australian wool manufacturers and is non-profit. Since the year of 1964 it was created, Woolmark being the globally known textile fiber logo has been used in more than 5 billion products up to day.
“TURKEY HAS A GREAT POSITION FOR THIS BUSINESS” Colin McDowell, “The two most important factors in modern fashion are the finest quality fabrics and designers who have the talent of using these fabrics in a different way than others. For this reason, I am really happy to find the opportunity of supporting Jonathan Akeroyd in Istanbul with the invitation of Woolmark. Based on the close working experience together with Jonathan, CEO of Alexander MCQueen being one of the most genuine fashion houses of the world that leads by the use of Merino wool and is known thanks to their experimental studies and Sarah Burton, the design director of the brand who in the past was the design assistant of Alexander McQueen, I can say that Turkey has a great position to talk about wool, productivity and production” says.
Colin McDowell
Jonathan Akeroyd
“TURKEY IS AN EMERGING MARKET...” Stuart McCullough, executive director of The Woolmark Company believes in the power and growth of Turkish market and adds, “We regard Turkey as an important manufacturer developing in the field of retail. We set up a new office in Turkey recently to create and train a team and this can be regarded as a considerable step in supporting the development of Turkish industry and to introduce high quality Australian Merion wool products within the domestic and international area.” The Woolmark Company running a global license program authorizes the companies that qualify getting this license to use the Woolmark logo on their products. Thus, the manufacturer companies guarantee the rate of pure wool used in products to the consumers with the logo of Woolmark being an independent/neutral organization.
bureyaz k n e r nga Pierre Cardin erkeği
la erkeklere ıy s a m te ’ e c n , ‘Radia em Pierre Cardin . Erkeklerin h r o y tı a ş a y z a yacak olan tropik bir y la m a m ta ı ın ual şıklığ en plaj hem cas ödün vermey n a d n tı a h a r , Pierre Cardin nan kullanışlı la ır z a h l e z ö a erkekleri yaz arşılıyor. ürünleriyle k
Pierre Cardin’in saks mavisi, su yeşili, yanık sarı, turuncu, açık turkuaz ve beyaz renklerin hakim olduğu koleksiyonda merserize gömlek ve tişörtlerle erkekler rahat bir yaz geçirecek. Marka, şort ve kaprilere yazın enerjisini yansıtan tüm canlı renkleri yansıtıyor. Kırışıklıktan hoşlanmayan ya da yüzde 100 keten seven erkekler için özel pantolonlar hazırlayan Pierre Cardin’in yaz tasarımlarında casual ürünler, rahatlık ve şıklığı bir arada sunuyor.
124
Pembenin 126
vazgeçilmez yükselişi
raktif Guess’in hipe en detaylar içer at yeni sezon sa sportif koleksiyonu edefe ışıltılarıyla h enizi doğru ilerlem r! kolaylaştırıyo
Moda tutkunları spor ve stilin mükemmel kombinasyonunu bulmak için yarışıyor. Spor müsabakalarından ilham alan ama spor için fazla şık olan tasarımlar bu sezonun vazgeçilmez olarak karşımıza çıkıyor! Guess’in hiperaktif detaylar içeren yeni sezon saat koleksiyonu sportif ışıltılarıyla hedefe doğru ilerlemenizi kolaylaştırıyor! Koleksiyonun anahtar parçaları pembe altının zengin ve parlak tonu öncülüğünde tasarlandı. Bileziğin sıcak bakır tonundaki ışıltılı görüntüsü, ışıltılı ve çok fonksiyonlu kadran ile bir bütünlük içinde… Kadranın çevresindeki parlak kristalleri ve gösterişli pembemsi Romen sayıları içeren tasarım detayları saatin sportif stilini bir anda beğeni toplayan lüks bir görünüme çeviriyor. Koleksiyonda pembe altının yanı sıra sarı altın ve gümüş tonlarındaki silüetleri de dikkat çekiyor. Bu bahar siz de Guess’in hiperaktif saatleri ile kendinizi yenileyin ve yarışın kazananı olun!
Mezuniyet
4
telaşı sardı 128
bir yanı
in tatlı Yaz mevsimin ndığı aylara a ş a y ın ın r la telaş niyet günü u z e M . .. ik ld ge ? e giymeliyim geldi çattı! N eği uygun seçen n e a m u d u c Vü a m? Soruların u r lu u b e d e r ne ourney Night J ı b a v e c l e z en gü lacaksınız... u b a d ’n u n o Koleksiy
Journey Night Koleksiyonu’nda yer alan ve her sezon moda olan mini, straplez ya da tek omuz elbiseler o gece için en doğru seçimi yapmanızı sağlayacak! Sezonun favori renk ve desenlerini, aksesuar detaylarıyla harmanlayan Journey Night koleksiyonuyla tüm bakışları üzerinizde toplayacaksınız! Dantel ve farklı malzemelerin birlikteliğinden oluşan detaylı elbiseler, koleksiyonun gözde modelleri arasında yer alıyor… Genç kızlar uçuşan şifonlarla romantik bir hava oluşturabilir, vücudu saran birbirinden şık elbiselerle Journey Night koleksiyonundan kendine göre bir seçim yapabilir...
Bubabyaz r a l l u ğ a ve o
bir örnek giyinecek Eğer bir babaysanız ve oğlunuz varsa; her zaman size hayran olan, sizin gibi olmaya çalışan, sizi kahramanı olarak gören biri var demektir. Tıraş olurken, maç izlerken, giyinirken, araba kullanırken hep bir çift göz sizi izler; sizin gibi güçlü olacağı ve sizin gibi giyineceği günü hayal eder. B&G Store, oğlunuza ‘’Ben de aynı babam gibi oldum’’ diyebilme mutluluğunu ve gururunu hediye ediyor.
Çok özel temalar, Babalar Günü’ne özel kampanyayla B&G Store’da
B&G Store, Babalar Günü alışverişiyle kendisini ve oğlunu mutlu etmek isteyenleri çok özel bir kampanyayla karşılıyor. Bu kampanyada, sınırlı sayıda üretilen 2 mayo alan babalara kendi mayosu hediye ediliyor. Sadece 16 Haziran Pazar günü uygulanacak kampanya, tek gün boyunca mağazalarda ve www.bgstoreonline.com’da geçerli olacak. NBT Jeans markalı mayolarda, baba ve oğulları için aynı desen ve renkteki mayolar, baba – oğul ilişkisine farklı bir uyum kazandırıyor. Hardal, sarı, kırmızı ve mavi renkleriyle dikkat çeken NBT Jeans mayoları, farklı beğenilere hitap ediyor. Baba – oğul mayolarındaki klasik araba, limon ve marin ortak temaları, koleksiyonda çarpıcı detaylar olarak öne çıkıyor. Bağcıklı modelleriyle farklı vücut kalıplarının kullanımına imkan veren NBT Jeans mayolar, rahat bir mayo deneyimi sunuyor.
Baba & oğul mayo alışverişinde online alışveriş konforu
Hem babalar hem oğulları için tasarlanan, marin ve yaz temalarıyla göz alıcı renklerin hakim olduğu bu koleksiyon, B&G Store’larda ve B&G Store Online’da ilgilenenleri bekliyor. Yalnızca bir tık uzağınızda olan bgstoreonline.com ile siz de konforlu alışverişin tadını çıkarabilir, alışverişinizi dilediğiniz her yerden yapabilirsiniz. Baba ile oğul mayo koleksiyonu, babası gibi olmak isteyen oğulları ve oğluyla benzerliğinden gurur duymak isteyen babaları alışverişe davet ediyor.
130
Yaz’a hazırlık
Bahar yorgunluğundan kurtulun
başlasın..!
132
Gizem Şeber Diyetisyen ve Yaşam Koçu www.gizemseber.com
Bahar mevsiminin gelişi ve güneşin bize daha çok gülümsemesi; önce kalın kışlık kıyafetlerden çıkarıyor bizi, bunun dışında daha çok dışarıda vakit geçirmeye ve dolayısıyla daha çok hareket etmeye başlıyoruz. İncelen ve kısalan kıyafetler, daha çok dışarıda vakit geçirerek sosyalleşme olgusunun artması da içimizdeki fit olma duygusunu harekete geçiriyor. Kışın kalın kazakların ve montların altına sakladığımız fazla kilolarımız ile endişelerimizin uyandığı mevsim bahar, hepimiz bir an önce onlardan kurtulmak istemeye başlıyoruz. Baharda bir yandan fazla kilolarımızdan kurtulmaya çalışırken, bir yandan vücudumuz yeni mevsime adapte olmaya çalışıyor. Sonbaharın bitişi ile halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, uyuşukluk ve uykudan zor uyanma belirtileri ile baş gösteren bahar yorgunluğu ile mücadele ediyoruz. Bahar yorgunluğunun temel nedeni mevsim değişikliğine bağlı artan negatif iyonlar. Negatif iyonlar vücutta yorgunluğa ve halsizliğe neden olurken, pozitif iyonlar iyi hissetme ve mutluluk ile ilişkilendiriliyor. Mevsim değişikliğine bağlı bozulan iyon dengesi yeniden oluşana kadar bahar yorgunluğu devam edebiliyor. Bahar yorgunluğunu engelleyecek beslenme stratejileri ile bu yorgunluktan daha kısa sürede kurtulmak mümkün.
BAHAR YORGUNLUĞUNU BESLENME İLE YENİN
Az ve sık beslenin... Her besin tüketiminden 3 saat sonra kan şekeri düşmeye başlar. Açlık süresi uzadıkça kan şekerinde oluşan düşmeye paralel yorgunluk düzeyi artar. Öğünlerde aşırı miktarda besin tüketmek yerine az ve sık beslenmek, kan şekerinizde oluşacak dalgalanmaları azaltacağından ötürü kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Günde en az 2 litre su için... Vücutta su oranının azalması, halsizlik ve yorgunluğa yol açabilir. Vücuttan su kaybını engellemenin en kolay yolu susuzluk hissinin oluşmasını beklemeden su içmektir. Bahar ayları boyunca günde en az 2 litre su içmek gereklidir. Kan şekerinizi hızlı yükselten besinlerden kaçının... Kan şekerini hızlı yükselten besinler, aynı zamanda kan şekerini daha hızlı düşürür. Kan şekerinde meydana gelen hızlı düşüş, bahar yorgunluğunun artmasına yol açabilir. Bu nedenle beyaz un ve beyaz şeker içeren ve kan şekerinde dalgalanmalara yol açan besinlerden mümkün olduğunca uzak durmanız gerekir. Ağır yemeklerden kaçının... Kızartma ve kavurma gibi yüksek yağ içeren ya da hamur işleri gibi sindirimi zor gıdalardan bahar süresince uzak durmanız sağlıklıdır. Bu tür yiyecekler, öğün sonrası uykunuzun gelmesine neden olabilir. Günde en az 5 porsiyon taze meyve-sebze tüketin... Yapılan araştırmalar, kaliteli bir yaşam için günde 5 porsiyon çiğ sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Sebze ve meyvelerde bulunan vitamin, mineral ve antioksidanlar vücudun daha enerjik olmasını sağlamanın yanı sıra, çevresel faktörler nedeniyle oluşan hücre yaşlanmasını da yavaşlatır.
Baharın gelişi ile vücudumuz aslında enerji buluyor. Yaz mevsimindeki o aktif ve enerjik yapısına dönmek için, yani içimizi kıpır kıpır etmek için uğraşıyor. Tabi bu enerjiyi birden toplaması mümkün değil, o nedenle de başta biraz yoruluyor. Baharın gelişi ile başta parmağımızı kıpırdatmak istemesek de, aslında bahar yorgunluğu adı verilen bu sorundan da basit beslenme stratejileri ile kurtulmak oldukça kolay...
BAHAR YORGUNLUĞUNU YENMENİZE YARDIMCI OLACAK BESİNLER
Tam tahıllar: Tam buğday, çavdar ve yulaf gibi tam tahıl ürünlerini düzenli tüketmeniz bahar yorgunluğunu yenmenize yardımcı olur. Tam tahıllar; zengin lif içerikleri, kan şekerinde dalgalanma oluşturmamaları ve yüksek oranda B vitamini içermeleri nedeniyle baharda en yakın dostunuz olması gereken besinlerdendir. Kuruyemişler: İçerdikleri E vitamini, lif, magnezyum ve potasyum ile yorgunluğun düşmanı olan besinlerdir. Özellikle fındık, badem ve ceviz içerdikleri omega-3 yağ asitleri nedeniyle diğer kuruyemişlerden bir adım öndedir. Günde 1 avuç kuruyemiş tüketmek, hem kalp sağlığınız hem de baharı enerjik geçirmeniz için gereklidir. Muz: İçerdiği yüksek potasyum oranı ile yorgunluğu yenmekte kullanılacak besin silahlarından biridir. Aynı zamanda mutluluk hormonu olarak bilinen seratonin hormonunun salgılanmasını sağlar. Mantar: Yapılan bazı bilimsel araştırmalar mantarın da seratonin salgılanmasına yardımcı olduğu görüşündedir. Mantar aynı zamanda iyi bir protein kaynağı olduğu için vejetaryenler için de sağlıklı bir seçimdir. Avokado: Avokado, vitaminmineral içeriği yüksek ve aynı zamanda sağlıklı yağ asitlerini yapısında bulunduran bir meyvedir. Günlük vitamin ihtiyacının karşılanmasında ve vücudun ihtiyaç duyduğu yağ asitlerinin alınmasında önemli rol oynayabilir. Ayrıca avokado, birlikte tüketildiği besinlerin vücutta daha iyi kullanılmasına yardımcı olur. Koyu yeşil yapraklı sebzeler: Koyu yeşil yapraklı sebzeler, B vitamini ailesinde yer alan folik asitten zengindir. B vitaminleri bahar yorgunluğu açısından önem taşıdığı için koyu yeşil yapraklı sebzelerin de soframızda bu mevsimde sıkça yer alması gerekir.
134
VÜCUDUNUZU YAZA HAZIRLAYIN...
Kışın soğuğu ve rehavetine kapılıp kilo aldıysanız, sağlıklı beslenmeye başlamanın tam zamanı. Kışın ihmal ettiğimiz şeylerin başında gelen suyu baş tacı etmeye başlayın ve günde en az 2 litre düzenli su için. Beslenmenizi günde 3 saatten uzun aç kalmayacak şekilde yeniden planlayın. Kışın TV karşısında yatana kadar yediğiniz abur cuburlardan uzaklaşın ve yatmadan 2 saat önce yemeyi kesin. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek ve bahar yorgunluğuna teslim olmamak için günlük çiğ sebze ve meyve tüketiminizi arttırın.
BAHARDA BESLENMENİN KARE ASI
Kuşkonmaz: İçerdiği prebiyotik lifler sayesinde, bağırsaklarımızda yaşayan probiyotik bakterilerin üremelerini sağlar. Prebiyotik özelliği ile sindirim sisteminin düzgün çalışmasında, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli etkileri vardır. Karnahabar, brokoli: A, E, C vitaminlerinden zengin bu iki sebze aynı zamanda suforafen isimli antioksidanı içeriyor. Bu nedenle vücudumuzu temizlemeye yardımcılar aynı zamanda hormona bağlı kanser türlerine yakalanma riskini azaltıyorlar. Ananas: Yüksek C vitamini içeriğinin yanı sıra, içerdiği bromalin ile düzenli tüketildiğinde vücutta yağ yakımına destek olduğu biliniyor. Aynı zamanda bahar ayında selülitleri düzeltme etkisi nedeniyle kadınların baş tacı olmalı. Nar: İçerdiği antosiyanin ve diğer polifenolik birleşikler ile kalp-damar sağlığını korumada ve kanser riskini azaltmada etkin. Bahar aylarında ise sıkça görülen boğaz ve barsak enfeksiyonlarına karşı koruma sağlıyor. C vitamini içeriği ile dikkat çeken meyveler kategorisinde.
YAZA FİT GİRMENİZİ KOLAYLAŞTIRACAK 10 FORMÜL Yağı beslenmenizden tamamen çıkarmayın... Günlük beslenme düzeninde yetişkin bir kişinin aldığı enerjinin %25-30’unun yağdan karşılanması gerekir. Tamamen yağsız beslenmek, vücutta yağ dokularının yakılmasına engel olur. Yani beslenmenizden yağı tamamen çıkartırsanız yağlarınızdan kurtulamazsınız. Sağlıklı yağlar olan; zeytinyağı, fındık yağı ve balık yağı gibi yağlara belirli miktarlarda sofralarınızda yer vermelisiniz.
1
Bazı yağlar metabolizmanızı hızlandırır... Evet yanlış okumadınız. Beslenmenize bazı yağları dahil etmeniz daha fit olmanıza yardımcı olacak. Balık ve kuruyemişlerde ve bazı tohumlarda bulunan çoklu doymamış yağ asitlerinin (PUFA) düzenli olarak alınmasının, metabolizmayı daha hızlı çalıştırdığı Almanya’da yapılan bir bilimsel araştırmada kanıtlandı.
2 3 4 5 6 7 8 9 10
Süt ürünleri zayıflamanıza yardımcıdır... Kalsiyum mineralinin yetersiz alımının, vücutta yağ depolanmasının tetiklenmesine sebep olduğu biliniyor. Süt ve süt ürünlerini yetersiz tüketen kişilerin iştahlarını kontrol etmeleri de daha zor. Günlük beslenmenize 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt eklemenin vakti geldi de geçiyor. Diyet sürecini mola vererek uzatmayın... Florida Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, diyet sürecine ara veren veya diyet sürecini uzatan kişilerin, diyeti belirlenen zamanda tamamlayan kişilere göre kilo koruma konusunda daha başarısız olduklarını ortaya koymuştur.
BAHAR BRUNCHLARI: Hava sıcaklığı arttıkça ve güneş yüzünü gösterdikçe hafta sonu kahvaltıları ve brunchları vazgeçilmez bir hal alıyor. Fakat menüdeki zengin çeşitler bazen insanın gözünü döndürebiliyor. Brunch sıklığı arttıkça ve tüketim miktarı yükseldikçe, kilo açısından tehlike çanları çalmaya başlıyor. - Genelde uyanma süremizden brunch mekanına ulaşana kadar 1-2 saat geçiyor. Bu zaman zarfında bütün gece aç kalan vücutta kan şekeri iyice düşüyor. Bu nedenle de büfeden seçim yaparken bir anda çok fazla besin seçip, çok fazla besin tüketilebiliyor. Bu nedenle evden çıkmadan bir avuç kuruyemiş, bir meyve veya 1 bardak süt gibi bir besin tüketerek kan şekeri dengemizi korumaya çalışmanız önemli. - Tabağınızın yarısını mevsim yeşillikleri, sebzeleri ve meyveleri ile doldurun. Lifli yiyecekler daha kısa sürede doymanızı sağlayacaktır. - Beslenmede dört ana besin grubu yer alır. Süt ve süt ürünleri, et ve et çeşitleri, sebze-meyveler ve tahıllar. Dört ana besin grubundan da besin tercih etmeye çalışın. Tek bir besin grubuna yüklenmeyin. - Eğer bal, reçel gibi şeker içeren kahvaltılıkları aşırı miktarda tüketti iseniz meyveyi es geçin. Birkaç saat sonra ara öğün olarak tüketmeye çalışın. - Besinleri yavaş tüketin, iyi çiğneyin. Beyne tokluk mesajının ulaşma süresinin 20 dakika olduğunu unutmayın. Hızlı yemek, daha fazla kalori almanıza neden olacaktır.
Kilo vermek için egzersiz tek başına yeterli değildir... Sadece spor salonuna yazılarak zayıflayamazsınız. Uzun dönemli birçok araştırma, spor yapmanın zayıflamak için tek başına yeterli olmadığını göstermiştir. Bu araştırma sonuçlarına göre, sporun zayıflama üzerindeki direk etkisi %3’tür. Anlayacağınız sağlıklı beslenmeden kaçış yok. Koyu renk üzüm, yağ yakmaya yardımcı... İçerdiği resveratrol isimli antioksidanın; kilo almayı kolaylaştıran insülin direncinin oluşma riskini azalttığı ve egzersize dayanıklılığı arttırdığı bilinmektedir. Uyku sürenize dikkat edin... Günde 5 saatten az uyumanın size 300 kalorilik fazla yiyecek alımına mal olduğunu biliyor muydunuz? Ayrıca yapılan bir çalışmada, günde 8 saat uyuyanların günde 5 saat uyuyanlara göre %56 oranında daha fazla yağ kaybettikleri belirlenmiştir. Her öğüne bir protein ilave edin... Proteinli yiyeceklerin sindirim süresi, diğer besinlere göre daha uzun olduğundan ötürü termik etki adı verilen enerji harcamasını arttırırlar. Her öğünde süt ürünleri veya et ürünleri gibi bir proteine az miktarda da olsa yer vermek fit kalmanızı kolaylaştırır. Temiz hava alın... Kirli havanın insan sağlığına olan olumsuz etkisi sadece akciğerler üzerine değil. Yapılan bilimsel araştırmalarda, kirli havanın gizli şekere (insülin direnci) yol açabileceği ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda vücut yeterli kalitede oksijen alamadığından ötürü yağ yakımı yavaşlar. Yulaf bir mucizedir... Kan şekerini kontrollü yükseltmesi, kan kolesterol seviyelerini düşürmesi, özellikle kolon kanseri olmak üzere bazı kanser türlerine yakalanma riskini azaltması dışında, yulaf içerdiği lifler sayesinde hem zayıflama hem de kilo koruma döneminde elimizin altında bulunması gereken başlıca besinlerden biridir.
MANGAL SEZONU AÇILDI: Bütün piknik alanlarından, evlerin bahçelerinden iştah açıcı kokuların yayılmasına çok az kaldı. Hafta sonu yapılan barbekü partileri veya kurulan mangal sofraları, bütün hafta dikkat etmeye çalıştığımız beslenme düzenimizi bir anda alt üst edebilir. - Önce salata ile başlayın. Salata lifli yapısı ile daha çabuk doymanıza ve yüksek kalorili diğer yiyecekleri miktar olarak daha az tüketmenize yardımcı olacaktır. - Kızartma yerine yoğurtlu mezeleri tercih edin. Kızartma yiyecekler yerine peynir ve yoğurtla hazırlanan mezeleri tercih etmeniz hem daha fazla kalsiyum almanıza yardımcı olur, hem de kalori limitlerinizi kızartma kadar zorlamamış olursunuz. - Etlerin direk ateşe veya kömüre temas etmediğinden emin olun. Bu durum etteki B vitamininin neredeyse tamamının kaybolmasına neden olmakla birlikte, ette kansere sebep olabilecek maddelerin oluşmasına neden oluyor. - Etlerin yağlı kısımlarını tüketmeyin. Etin içerisinde de ona lezzet katmaya yetecek kadar görünmez yağ olduğunun bilincinde olun. - Bütün karbonhidratları aynı anda tabağınıza doldurmayın. Sofrada ekmek, pilav, patates gibi yiyecekler aynı anda bulunuyorsa bir tanesini tercih etmeye çalışın.
k ı l ğ a S e Şıklık v
bir arada... Özel olarak yumuşak derilerden ve esnek tabanlardan üretilen Gabor ayakkabıları, acı veren ayakkabı deneyimlerine son veriyor. Gabor’un yüksek topuklu ayakkabıları bile yürürken her adımda konforlu hissetmenizi sağlıyor...
136
Şık ve rahat modelleri ile dikkat çeken Gabor, rahat kadın ayakkabısı konusunda uzmanlığını konuşturuyor. Gabor’un geniş koleksiyonunda yer alan ayakkabı modelleri, rahatlığından ödün vermeden topuklu ayakkabı giymek isteyen ve zevk sahibi kadınların ilk tercihi oluyor.
Alman klasiği...
1949 yılından beri, tüm dünyada ve özellikle Avrupalı kadınların vazgeçemediği Gabor konfor ayakkabıları; şıklığı tamamlarken, ayak sağlığından da ödün vermeyen kadınların ihtiyaçlarına cevap vermek için tasarlanmış. Babetten, spor ayakkabı ve topuklulara kadar farklı kalıp ve model çeşitlerine sahip Gabor ayakkabılar, rahatlığı koruyan bir moda anlayışına hizmet ediyor. Gabor; farklı kalıplarıyla, ayak konforunuzu düşündüğü gibi, birbirinden zarif modelleriyle de stilinizi tamamlıyor. Gabor’da 3 farklı genişlikte kadın ayak yapısına uygun modeller, rahatlığıyla öne çıkan topuklu ayakkabılar ve 44 numaraya kadar buçuklu numaralar bulmak mümkün.
Maksimum rahatlık ve konfor...
Özel olarak yumuşak derilerden ve esnek tabanlardan üretilen Gabor ayakkabıları, acı veren ayakkabı deneyimlerine son veriyor. Gabor’un yüksek topuklu ayakkabıları bile yürürken her adımda konforlu hissetmenizi sağlıyor. Yumuşak derileri, bele olan baskıyı azaltan özel topukları, rahatlık sağlayan iç tabanlıkları ve farklı tarak genişlikleri ile Gabor’da, konfor sağlayan topuklu ayakkabıları gündelik parça olarak rahatlıkla kullanabilirsiniz. Gabor’un ayrıcalıkları arasında, buçuklu numara alternatifleri de bulunuyor.
Merter Firmaları Genie Keresteciler Sitesi Fatih Cad. Kasım Sok. Fatih Çarşısı No:39/2 Merter/İSTANBUL Tel: +90212 504 26 90 geniejeans@hotmail.com geniejeans@skype.com geniejeans@mail.ru
Bareko Keresteciler Sitesi Fatih Cad. Kasım Sok. Fatih Çarşısı No:39/12 Merter/İSTANBUL Tel: +90212 554 68 93 barisatalay.ba@gmail.com
John Wayne Merter Kasım Sokak Reyhan Çarşısı No: 57/25 Merter/İstanbul Tel : +90212 505 27 27
Rosemo Keresteciler Sitesi Fatih Cad. Kasım Sk. Fatih Çarşısı No:39/10A Merter/İSTANBUL Tel : +90212 539 70 32
Fonxion Fatih Cad. Kasım Sok No: 39/1 Fatih Çarşısı Merter/İSTANBUL Tel : +90212 557 44 43
Harisson Jeans Ahmet Nazif Gürhan Mh. Fatih Cd. Kasım Sk. No:39/4 Fatih İş Merkezi Merter/İstanbul Tel: +90212 557 40 53 Fax: +90212 557 40 54 info@harrisonjeans.com www.harrisonjeans.com
casting jeans www.castingjeans.com.tr castingjeans@castingjeans.com www.facebook.com/castingjeans
Küpe Mehmet Nezih Özmen Mh. Nadide Sk. Örz İş Merk. No:27/6 Merter/İstanbul/TURKEY Tel : +90212 539 63 36
Open Next Savaş Cd. Ateş Çarşısı No: 41/14 Merter-İstanbul/TURKEY Tel: +90212 502 29 66 Fax: +90212 502 29 44 opennext_10@hotmail.com
Freebull M.Nesih Özmen Mh. Çınak Sk. No:13/3 Merter/İstanbul/TURKEY Tel : +90212 539 39 63 Fax : +90212 539 39 86
İgamen Keresteciler Sit. Fatih Cad. Güldalı Sk. Selmetti Çarşısı No:11/8 Merter/İstanbul/Turkey Tel&Fax: +90212 644 67 09
Fatih Cad. Kasım Sok. Fatih Çarşısı No:39/9 Merter/İSTANBUL Tel: +90212 502 12 55
ROSEMO
138
Osmanbey Firmaları
140
Vismara Cumhurihet Mh. Silahşörler Cd. Erdemler2 İş Mrk. No:65/7 K:7 Bomonti, Şişli/İstanbul Tel: +90212 230 29 57 Faks: +90212 230 29 58
Kenzel Kodaman Sk. No:83 Osmanbey/İstanbul/TURKEY Tel: +90212 230 51 17 +90212 231 73 62 +90212 241 17 87
SNS Senessa Hacı Mansur Sk. İsmail Ceylan Apt. No:56 Osmanbey/İstanbul/TURKEY Tel: +90212 291 27 03-04 www.santacarla.com.tr
Hesba Baytar Ahmet Cad. Sütlü Sok. No: 2/A Nişantaşı, Şişli/İstanbul/TURKEY Tel: +90212 231 85 34 info@hesba.com.tr www.hesba.com.tr
Laviana Baytar Ahmet Sk. No: 33 Osmanbey/İstanbul/TURKEY Tel: +90212 291 83 32 Fax: +90 212 291 83 91 info@www.ladylaviana.com www.ladylaviana.com
Brina Abiye Kazımorbay Cad. No: 78/4 Bomonti, Şişli/İstanbul Tel: +90212 224 69 02 Faks: +90212 224 69 02 info@brinaabiye.com www.brinaabiye.com
İnset Şair Nigar Sk. Nadir Apt. No:75-79 Kat:1 Osmanbey/İstanbul/TURKEY Tel: +90 212 247 77 83-85 Fax: +90 212 247 77 43 info@inset.com.tr www.inset.com.tr
Cazibe Şair Nigar sk. No:42 Kat:1 D:6 Osmanbey/İstanbul/TURKEY Tel: +90212 296 10 37-38 Fax: +90212 296 10 39
Büke Samanyolu Sk. No:62 Osmanbey, Istanbul/TURKEY Tel: +90212 246 09 90-91-92 www.buketriko.com.tr info@buketriko.com.tr
Bellezza Şair Nigar Sk. No:63 Osmanbey, Istanbul/TURKEY Tel: +90212 233 90 04 Fax: +90212 219 70 98 www.bellezzaabiye.com
Esteem Matbaacı Osmanbey Sk. No:30/E Osmanbey, Istanbul/TURKEY Tel: +90212 232 13 30 +90 212 240 29 82 Faks: +90 212 232 13 30 www.esteempants.com
Mondigo Şair Nigar Sk. Yıldız Apt. No:63 Osmanbey, Istanbul/TURKEY Tel: +90212 240 34 95-96 info@mondigorush.com www.mondigorush.com
Karbon Performansını (KPA2)
Artırma Girişimi
Perakendeciler enerji tasarrufunda tekstil üreticilerini destekliyor.
Enerjinin verimli kullanımı Türkiye’deki tekstil üreticilerinin önem verdiği bir konu. Rekabetçi piyasada enerji giderlerine bakıldığında, enerji verimliliği sorununu çözüme kavuşturmak bir zorunluluk haline dönüşüyor. Bununla birlikte enerji kullanımı, iklim değişikliklerine yol açan CO2 salınımlarına neden olarak çevreyi de etkiliyor. Müşteriler artık tekstil markalarından ve perakendecilerden bu salınımları azaltmalarını bekliyor. Üreticilerin bu meseleyi çözmelerine yardımcı olmak amacıyla Karbon Performansını Artırma Girişimi (KPA2), aralarında OTTO Group, Tchibo, KiK, s.Oliver ve Tom Tailor’ın bulunduğu dokuz Alman perakende şirketi tarafından oluşturulmuştur. Bu girişim Almanya Çevre Bakanlığı tarafından da desteklenmektedir. “KPA2 maddi destek önerisi sunan bir yönetim aracıdır.” diye belirtiyor, OTTO Almanya Kadın ve Erkek Giyim Bölümü Başkan Yardımcısı Oliver Klinck. Fabrikalar web tabanlı bir öz-değerlendirme aracı ile ilgili tüm süreçleri analiz edebiliyor. KPA2 aracı, nerede harekete geçilmesi gerektiğine dair öneriler sunuyor ve hesaplama araçları, kontrol listeleri, kılavuzlar ve bilgi sayfaları aracılığıyla destek sağlıyor. Önerilen enerji tasarruf tedbirlerinin en pratik etkilerini göstermek amacıyla diğer tekstil fabrikalarından örnek çalışmalar temin ediyor. Ayrıca CO2 salınım miktarı hesaplanarak fabrikaya sunuluyor. KPA2 aşamalı bir yaklaşım sergiliyor. Düşük maliyet ve anında tasarruf olanağı sunan tedbirlerle başlıyor. Oldukça
142
basit önlemler uygulayarak enerji verimliliği kolaylıkla %10 ve daha fazla oranda artırılabiliyor. Örneğin Türkiye’deki bir kot pantolon fabrikası KPA2 öz-değerlendirme sürecinde yer aldı ve enerji kullanımının %18’lik oranda azalması sağlandı. Systain proje müdürü ve aynı zamanda KPA2 yetkilisi Christian Dietrich durumu şu sözlerle açıklıyor; “Tekstil üreticileri için özel olarak olarak tasarlanmış bir araç ortaya koymak amacıyla KPA2 aracını dünya çapında 30’dan fazla fabrikada test ettik.” Şimdiye kadar 400’den fazla fabrika KPA2 atölye çalışmalarında yer almıştır. Mart ayında İstanbul’da gerçekleştirilen atölye çalışmalarından sonra, bahar ve yaz aylarında da atölye çalışmaları sürdürülecektir.
Carbon Performance
Improvement Initiative (CPI ) 2
Retailers support textile manufacturers to save energy. Efficient use of energy is a hot topic among textile manufacturers in Turkey. To keep an eye on costs in a competitive market, addressing energy efficiency is a must. Moreover, the use of energy also has an environmental impact by causing CO2-emissions, which are responsible for climate change. Consumers increasingly expect textile brands and retailers to reduce these emissions. To help manufacturers to address these issues, the Carbon Performance Improvement Initiative (CPI2) was founded by nine German retailers, among which are the OTTO Group, Tchibo,KiK, s.Oliver, and Tom Tailor. Theinitiative is supported by the German Ministry for the Environment.
“CPI2 is a management instrument that offers concrete support”, says Oliver Klinck, Vice President Category Ladies’Wear and Men’s Wear from OTTO Germany. Factories can analyze all relevant processes with a web-based self-assessment tool. The CPI2-tool provides individual recommendations on where to take action and gives support through calculationtools, checklists, manuals and info-sheets. To demonstrate the practical effects of suggested energy saving measures, case studies from other textile factories are provided. Furthermore, the factory receives a calculation of its CO2-emissions. CPI2 offers a stepwise approach. It starts with measures that
144
are minimum costandprovide immediate savings.Energy efficiency can easily be improved by 10% and more by implementing very simple measures. To give an example, a jeans factory from Turkey took part in the CPI2 selfassessment process, resulting in an 18% cut of energy use. “We have tested theCPI2-tool in more than 30 factories worldwide to create a tool that is specifically designed for textile manufacturers” states Christian Dietrich, project manager at Systain, the assigned developer of CPI2. More than 400 factories have taken part in CPI2 workshops already. After the workshop in Istanbul in March, further workshops will be offered in spring and summer.