Sigortacim onay

Page 1

sıgortacım 15 MART 2018 SAYI: 27

TÜ R K İ Y E S İ G O R TA A C E N T E L E R İ F E D E R A S Y O N U ’ N U N Ü C R E T S İ Z Y A Y I N I D I R

GÜCÜMÜZÜN FARKINDAYIZ

ORTAK HAREKETE

HAZIRIZ TÜSAF’IN KUŞADASI’NDA DÜZENLEDİĞİ ‘HAZIRLIK ÇALIŞTAYI’NA TÜRKİYE'NİN DÖRTBİR KÖŞESİNDEN GELEN 700’E YAKIN SEKTÖR ÇALIŞANI VE TEMSİLCİSİ KATILDI.

SEKTÖRÜN

EN ÖNEMİLİ ZİRVES



MOBiL, PLASTiK ve ALÜMiNYUM ONARIM ANLAŞMALI SİGORTA ŞİRKETLERİ

MiNi ONARIM ANLAŞMALI SİGORTA ŞİRKETLERİ

K.K.T.C.


Değerli meslektaşlarım

S

MURAT BÜYÜKÇELEBİ TÜRKİYE SİGORTA ACENTELERİ FEDERASYONU BAŞKANI

ektörümüzün sorunları çözülemeden yenileri ekleniyor; sadece iletişimle çözülecek olanlar da kopukluklar yüzünden kronikleşiyor ve biz önümüzdeki fırsatları kaçırıyoruz. Dağıtım kanalları arasındaki rekabetin eşit şartlarda yapılmaması sorunu artarak devam ediyor. Yetkisiz kişilerin sigorta satışı 5684’e aykırı olarak yapılıyor ve suç işlenmesine bakış ise şaşırtıcı şekilde... Bu durumdan en çok etkilenenlerin başında sigorta acenteleri geliyor. Önümüzdeki dönemde yoğun bir şekilde çözmeye çalışacağımız konuların başında dağıtım kanalları arasındaki eşitsizlik olmalı. PTT Sigorta şirketi ve Turkcell Sigorta Acenteliği ile ilgili konular da son zamanlarda gündemde ciddi bir şekilde yer alıyor. Bildiğiniz gibi kanunla özel yetki almış bankalar, finans kurumları ve PTT sigortacılık faaliyetinde bulanabiliyor. PTT sigorta broker vasıtasıyla satış gerçekleştiriyordu, yeni dönemde beş yeni sigorta şirketi kurduğu, İtalya tarafından bir ortak alındığı sektörde konuşuluyor. Mevcut yapının içinde bir şirketin sadece trafik sigortası konusunda uzmanlaşmış sigorta şirketi

barındırdığı da söyleniyor. Her fırsatta konuyla ilgili Hazine Müsteşar Yardımcımız Sayın Dr. Ahmet Genç’le yaptığım görüşmelerde kurulacak şirketin acente şirketi olması konusunda kendisinin olumlu bakış içinde olduğunu ifade edebilirim. PTT Sigorta’nın sektörümüze katkı getirecek şirket olmasını bekliyoruz. Turkcell Sigorta Acenteliği'yle ilgili olarak da 9 Mart Cuma günü Turkcell yöneticileriyle görüşme gerçekleştirdim. Henüz acentelik kurulmuş değil. Yaz aylarında kuruluşun, yıl sonuna doğru da üretimin başlayacağı bilgisi verildi. Bildiğiniz gibi bünyelerindeki finansal kuruluşun sigortacılık yapma yetkisi var; bugüne kadar kredili hayat ürünleri satışı yapılmış kredilere bağlı olarak. Turkcell Sigorta Acenteliği'nin, acentelerin yoğunlukla satış yaptığı trafik, kasko, yangın sigortalarında olmayacağı, dataların kullanılmasının mümkün olmadığı sadece “hap ürün” diye adlandırdığımız bedeli düşük olan siber saldırılar, kimlik hırsızlığı, kredili hayat (özellikle telefon satışlarına bağlı), işsizlik, kritik hastalıklar, ferdi kaza, seyahat (mobil üzerinden) sigortaları üzerinde çalışacaklarını, hedeflerinin özellikle


insurtech yazılım ve teknoloji ihracatı ve satışı üzerine olduğu bilgisini aldım. Ayrıca grup işlerini ve Turkcell mağazalarının sigortalarını da yapacaklarını ilettiler. Yaptığım görüşmede acente yoğunluklu ürünlerin satışına girilmemesinin her açıdan doğru olacağını, geliştirilen teknolojileri acenteler olarak kullanmak istediğimizi, hap ürünlerin özellikle satışında ortak çalışma yapabileceğimizi ilettim. Bu bilgilerle iletişimde olma ve birlikte çalışma konusunda mutabık kaldık. Bildiğiniz gibi mesleğimizi temsil noktasında çok önemli bir döneme girdik. Mevcut sorunların neler olduğu tüm meslektaşlarımız tarafından biliniyor. Temsilde bulunacak meslektaşlarımızın bu sorunları çözümü ve gelirlerimizi artırıcı çalışmalar yapması son derece önemli. Temsilin ilk etabı Ticaret Odaları Sigortacılık Meslek Komiteleri’nde seçimler Nisan ayında gerçekleşecek. Birçok ilde komiteler sadece sigorta acentelerinden oluşmakla birlikte, bazı illerde birkaç meslek grubuyla ortak olabiliyor. Genelde bankalar, emlakçılar gibi meslek gruplarıyla sigorta acentelerini aynı komitede görev alabiliyor. Ticaret Odaları’ndaki Sigortacılık Meslek Komiteleri ne işe yarar? Önemi nedir?

Ticaret Odaları Meclis ve Yönetim Kurulu tarafından bilgi istenmesi halinde araştırma yapıp bilgilendirmek, meslekleri ile ilgili incelemeler yapmak, yararlı ve gerekli tedbirleri görüşülmek üzere yönetim kuruluna teklif etmek. Bu görevlerin özellikle meslekle ilgili incelemeler yapmak, yararlı ve gerekli tedbirleri almak kısmında bugüne kadar çalışan komitelerinin neler yaptığını irdelemek gerekir. Yıllardır burada olanlar ve buraya gelmek isteyenlerin ne amaçla geldiğini anlamak gerekir. Meslekle ilgili meslektaşlarına yararlı olmaya mı geliyorlar yoksa kendilerine yararlı olmaya mı! Bunların kararını verecek olan o ildeki meslektaşlarımızdır. Mevcutta olup da görevini dürüstlük ilkesiyle yapmaya çalışanların da olduğunu biliyoruz. Tekrar aday olanlar bugüne kadar ne yapmışlar; yeni gelecek aday olanların mesleki bakışları nelerdir? Genele mi fayda sağlıyorlar yoksa özelde birkaç kişiye mi? Ticaret Odaları’ndaki buradaki sigortaları kimler yapıyor? Meclis üyelerine satış için mi ulaşıyorlar ya da oldukları yeri mi kullanıyorlar? Buraya gelenlerin üretimleri artıyor mu? Neden yıllardır buraya adaylar? Bayrak yarışı olarak bakılamaz mı? İlk defa geleceklerin mesleki anlayışları neler? Amaçları nelerdir? Programları var mı? Meslektaşlarının portföylerine Ticaret Odaları’ndaki

imkânları kullanarak satış yapmayacaklarının taahhüdünü veriyorlar mı? Ticaret Odaları’nın sigortalarıyla ilgili ihaleye tüm meslektaşlarını çağırıp objektif olarak karar verilmesini sağlıyorlar mı? Bu sorulara tatmin edebilen yanıtlar veren aday meslektaşlarımıza destek vermenin önemli olduğunu düşünüyorum. Ticaret Odaları’nın Meslek Komiteleri’nin seçiminden sonra da SAİK seçimlerinin startı verilecek. İlk seçim Ticaret Oda seçimlerinden sonra SAİK il delegelerinin seçimi. Her ilde meslektaşlarımız illere 1 mevcutta + 50 acenteye 1 delege şeklinde oluşacak delege sayılarına uygun olarak il delegelerini seçecekler (sadece İstanbul 50 delege ile sınırlı olacak). Sonrasında tüm Türkiye’den seçilmiş il delegeleri Ankara’ya gelip 40 kişilik Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi’ni seçecek. Daha sonra seçilmiş olan 40 kişilik Sektör Meclisi kendi içinden Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Vekili’ni seçecek, 7 asil 7 yedek SAİK üyelerini seçtikten sonra. 7 asil SAİK üyesi TOBB’dan gelen iki üye ile birlikte SAİK Başkan ve Başkan Yardımcısı’nı seçip süreci tamamlayacaklar. SAİK seçimlerinin önemini bir sonraki yazımda detaylı olarak sizlere aktaracağım. Saygılarımla,


İ Ç İ N D EK İ L ER . . . İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Murat BÜYÜKÇELEBİ SORUMLU YAZI İŞLERI MÜDÜRÜ Adnan ÇELİK GÖRSEL YÖNETMEN Aytekin YILMAZ YAYIN KURULU Hanife KARAMUSTAFAOĞLU Abdullah COŞTU Adnan ÇELİK Metin SEVMEZ Cenk BÖRÜHAN Fahrettin ABEŞ Mehmet HÜVİYETLİ Engin AKIN Şermin METİN Hasan Ali GÖZÜKARA Selim BALIKÇI Meral Jale BAYAV Bülent YÜK Ersoy KOCAMANOĞLU

Acenteler, tarım sİgortasını gelİr sağlayıcı olarak değerlendİrmelİ TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, “Acenteler, üreticilere tarım sigortası alanında hizmet sunmaya başladıklarında, müşteri portföylerini genişletecekler. Ayrıca üreticilere elementer sigorta branşları çerçevesinde de hizmet ulaştırma imkanı doğacağından gelirlerini de artırmış olacaklar” diye konuştu.

AUTO KING, FRANCHISE AĞINI GENİŞLETİYOR

YAYIN YERİ: ŞİLİ MEYDANI PARİS CD. NO: 49-A/1 KAVAKLIDERE / ÇANKAYA - ANKARA REKLAM REZERVASYON T: 0312 427 29 77 F: 0312 427 29 78 tusaf@tusaf.org.tr www.tusaf.org.tr www.facebook.com/tusaf.org.tr Sigortacım Dergisi'nde yayımlanan yazı ve fotoğraflar yayıncı izni olmadan kaynak belirtmedin kısmen veya tamamı alıntı yapılamaz. Dergide yayımlanan yazılardan, yazarlar reklamlardaki haksız rekabet veya yanıltıcı reklamlardan reklamverenler sorumludur. Dergimizde yayımlanan köşe yazılarındaki görüşler yazarların kendilerine aittir. Bu yazılar karşılığında köşe yazarlarına telif ödemesi yapılmamaktadır. Sigortacım Dergisi’ndeki ilanlar tanıtım nedeniyle ücretsiz yayınlanmıştır. Sigortacım Dergisi Basın Meslek İlkelerine uyacağını taahhüt eder.

15

Q SÖZLÜK YAYINA BAŞLIYOR Dijital içerik üretimi konusunda kısa sürede önemli çalışmalar yapan Quick Sigorta, sigortacılık kavramlarının, hizmetlerinin, ürünlerinin ve olası sorunların video ile açıklandığı yeni sitesini yakında yayına alıyor. 15

120 bin m2 üzerinde kapalı alan ve yüksek teknoloji ile donatılmış servis merkezleriyle, Türkiye, Rusya, Kıbrıs ve Yunanistan’da hizmet veren Auto King, Bodrum’da açtığı yeni şubesiyle birlikte hızla büyümeye devam ediyor. 15

TRAFİK SİGORTASINDA TAVAN FİYATA YENİ DÜZENLEME SİNYALİ Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, zorunlu trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasının sektörde ciddi bir zarara neden olduğunu, bunu gözden geçirmek zorunda kalacaklarını açıkladı. 15

RS SERVİS, UZMAN TEKNİSYENLER YETİŞTİRECEK

GELİR SİGORTASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

RS Servis Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, “Türkiye’ye uzman teknisyenler yetiştireceğiz ve yeni bir marka, PDRS ile bu süreçleri daha da profesyonelleştireceğiz” diye konuştu. 15

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N. Şerif Çakırsoy, emekli sayısı ve ihtiyaçların önümüzdeki yıllarda artacağını, yıllık gelir sigortası ile ilgili çalışmaya devam edeceklerini kaydetti. 15


SEKTÖRDEKİ BÜYÜME YETERLİ Mİ?

‘GÜCÜMÜZÜN FARKINDAYIZ ORTAK HAREKETE HAZIRIZ’ Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu, bir ilki daha gerçekleştirerek, sektörün geleceği açısından önemli bir organizasyona evsahipliği yaptı. TÜSAF’ın “Gücümüzün Farkındayız, Ortak Hareket İçin Hazırız’ sloganı ile düzenlediği ‘Hazırlık Çalıştayı’na Türkiye'nin her köşesinden gelen 700’e yakın sektör çalışanı ve temsilcisi katılırken, yapılan oturumlar sonucunda sektörün sorunları ve bunların çözüm önerileri çıkarıldı. 15

TSB’nin açıkladığı verilere göre 2017 yılında sektörde, enflasyondan arındırıldığında reel büyüme hızı yüzde 2.6 olarak gerçekleşti. 15

DİJİTAL CÜZDANLAR SİBER SALDIRILARIN GÖZDESİ OLDU! Sanal dünya neredeyse gerçeğinden daha hızlı dönerken, bu hızı sağlayan teknolojik alt yapılar 2018’de de giderek artan siber risklerle karşılaşacak. 15

‘TÜRKİYE’NİN TERASI’NDA SAHTE POLİÇE UYARISI! Erzurum’da düzenlenen 12’inci Sigorta Acenteleri Zirvesi’nde konuşan TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi, “Son zamanlarda gündemde sahte poliçeler var. Özellikle otomobili traktör gibi gösterip daha düşük primle ödeme yapıp mağdur olma söz konusu oluyor” dedi. 15

BES ACENTE BES FONLARI NE KADAR KAZANDIRDI

35

OTO ACENTE TRAFİK CEZALARINIZI ANINDA ÖDEYİN

35

“TELEFON KAZASINA SON” Türkiye’de araç kullanırken meydana gelen trafik kazalarının sayısını azaltmak isteyen AXA Sigorta, “Telefon Kazasına Son” adı ile bir bilinçlendirme kampanyası başlattı. 15

KARİYER ACENTE İŞİNİZİ DEĞİŞTİRMEYE HAZIR MISINIZ?

35


SEKTÖRDEN

TÜRKİYE

Bir otomobilin yıllık maliyeti 11 bin lira Otomobil kullanma maliyetleri her yıl artıyor. Ortalama bir araç için akaryakıt, otoyol ve köprü ücretleri, MTV ve trafik sigortaları maliyeti 2015 yılında 8 bin liranın üzerinde iken, yeni yılda bu rakam 11 bin lirayı aştı. 4 yıllık fark ise araç sahibine 3 bin 300 lira olarak yansıdı. Türkiye otomotiv sektörü için büyük bir pazar. Özellikle Avrupa pazarına bakıldığında 2017 rakamlarına göre Türkiye, otomobil satışlarında 30 ülke içerisinde 6’ncı sırada yer alıyor.

Konutta ‘sigortalı’ güvence Maket üzerinden yapılan ön ödemeli konut ve devre tatil satışlarında bugüne kadar yaşanan birçok sorun yetkilileri harekete geçirdi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve yönetmeliklerde 2015 yılında yapılan düzenlemelerin uygulaması yeni başladı. Bu kapsamda tüketici ödemelerini teminat altına alacak türlerden biri olan bina tamamlama sigortası poliçeleri sigorta firmaları tarafından düzenlenmeye başladı.

Türkiye Sigorta Birliği’nden işbirliği Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ile Türkiye Adalet Akademisi arasında Türkiye’de finans sektörünün önemli bir bölümünü oluşturan sigortacılık ve bireysel emeklilik sisteminin bilinirliğini artırmak amacıyla bir işbirliği protokolü hazırlandı. Protokol ile iki kurum; sigorta ve bireysel emeklilik mevzuatı konusunda; ihtiyaç analizi yapılması, mevzuatta yaşanan değişikliklerin hakim adayları başta olmak üzere tüm yargı sistemi mensuplarına uzman akademisyenler aracılığıyla aktarılmasını sağlamak üzere çalışmalar yapacak.

152 BİN KİŞİYE 1.2 MİLYAR TL ÖDENDİ Trafik sigortası olmayan bir aracın yaptığı kazada zarar gören 3’üncü kişilerin ölümleri durumunda mirasçılarına, sakatlık veya iş göremezlik durumunda ise kendilerine tazminat ödeyen Güvence Hesabı’ndan yararlananların sayısı 2017 yılında 6 bini, tazminat ödemesi tutarı da 340 milyon lirayı geçti. Güvence Hesabı’nın devreye girdiği 1998 yılından bu yana toplamda 152 bin 153 kişiye 1 milyar 234 milyon 577 bin 951 liralık ödeme yapıldı.

Sigortacım 42


SEKTÖRDEN

TÜRKİYE

Turkcell, sigorta sektörüne giriyor Turkcell, sigorta acenteliği faaliyeti yapmak üzere bir şirket kuracağını açıkladı. Turkcell Finansman A.Ş tarafından KAP’a yapılan açıklamada sigorta acenteliği faaliyetleri ile iştigal edecek bir şirket kurulması kararının verildiği belirtildi. Açıklamada şu bilgiler yer aldı: “Şirketimiz Yönetim Kurulu, sermayesinin tamamına sahip olduğumuz Turkcell Finansman A.Ş. tarafından sigorta acenteliği faaliyetleri ile iştigal edecek 300.000 TL sermayeli bir şirket kurulmasına karar vermiştir”.

TARSİM’in kapsamı genişledi Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) teminatlarının kapsamı genişletilerek, ilçe bazlı kuraklık verim sigortasıyla, kuru tarım alanlarında yetiştirilen buğdayın yanı sıra arpa, çavdar, yulaf ve tritikale ürünleri ile bu ürünlerin sertifikalı tohumlukları da teminat kapsamına dahil edildi. TARSİM tarafından 2018 yılında kapsama alınacak riskler, ürünler ve bölgeler ile prim desteği oranlarına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

"Paranız bizde kalmasın" çağrısı Türkiye Sigorta Birliği (TSB), gazetelere "Paranız bizde kalmasın!" ilanı verdi. İlanda TSB üyesi sigorta ve emeklilik şirketleri ile özel kanun hükümleri dahilinde sigorta faaliyetinde bulunan kuruluşlar tarafından hak sahiplerine ödenmesi veya iade edilmesi gereken her türlü prim ve tazminat tutarlarından zaman aşımına uğrayanların sigorta şirketleri ve kurumların mail adresleri üzerinden 31 Mayıs 2018 tarihine kadar sorguya hazır tutulacağı belirtildi.

BES’te hedef

4,5 milyon yeni katılım!

İstanbul Ticaret Odası ve Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) iş birliğiyle gerçekleştirilen “Emekliliğiniz için Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor” projesi kapsamında bireysel emeklilik otomatik katılım zirvesi gerçekleştirildi. Zirvede konuşan Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç de BES’in otomatik katılım diye yerleştiğini, ancak “iş yeri bazlı emeklilik” demenin daha doğru olacağını kaydetti. EGM Başkanı Cemal Kişmir de 2018’de sisteme 4,5 milyon yeni katılımcı beklediklerini söyledi. Sigortacım 42


SEKTÖRDEN

DÜNYA

Dijitalde 2018 beklentisi büyük! Amerika merkezli Insurance Technologies şirketinin başkanı Laird Rixford, dijital sigortacılıkta ürün lansmanları ve pazara yeni giren oyuncular açısından 2017’nin nispeten sakin bir yıl olduğunu belirtirken, 2018’de bu durgunluğun meyvelerinin alınacağını belirtti. Rixford, “Özellikle 2017’de yatırımlar durmak bilmedi. 2018’i ilginç kılan şey geçen yıl yatırım yapan firmaların çoğunun, bu yıl daha fazla sonuç almak isteyecek olmaları” dedi.

JLT Specialty’in yeni merkezi Şikago

Londra merkezli JLT Specialty, merkezi üs olarak ABD’nin Şikago kentini seçti. 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Denver’ı geçici olarak ülkedeki merkezi olarak belirleyen firma, bundan sonra merkez ofis olarak faaliyetlerini Şikago’da sürdürecek.

ORTADOĞU VE K. AFRİKA

FIRSAT KAPISI OLDU

ABD merkezli derecelendirme ajansı A.M. Best, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki sigortacılar için bölgedeki sigorta penetrasyonunun düşük olması nedeniyle büyük fırsatları olduğunu belirtti. Bölgede % 3.5 ile Fas'ın en yüksek sigorta penetrasyonu olan ülke olduğu, bölgenin en büyük ekonomisi olan Mısır'da ise % 0.6'lık bir sigorta penetrasyonu olduğuna dikkat çekildi.

Afetlerin maliyeti 330 milyar dolar Dünya genelinde 2017 yılında meydana gelen doğal afetlerde tarihi rekor kırıldı. Alman Sigorta Birliği Derneği (GDV) 2017 afet raporunda geçtiğimiz yıl 330 milyar dolarlık maddi hasarın meydana geldiğini açıkladı. Karayipler ve Güney Amerika’yı etkisi altına Harvey, Irma, Jose ve Maria kasırgaları sigorta şirketlerine çok pahalıya mal oldu. Sigortacım 42


SEKTÖRDEN

DÜNYA Çin’de sigortacılığın büyüklüğü 2.5 trilyon dolar Çin Sigorta Düzenleme Komisyonu tarafından yayınlanan verilere göre 2017 yılının ilk on ayında sigorta primleri yıllık %19'tan fazla artarak 3,4 trilyon Çin Yuanı’na (527,6 milyar dolar) ulaştı. Ülkedeki sigorta şirketlerinin birleşik varlıkları ise %10 artarak 2.5 trilyon dolara yükseldi.

Reasürans kapasitesi 427 milyar dolar AM Best'e göre, reasürans yazmaya ayrılmış sermaye miktarı 2017'de yaklaşık 427 milyar dolara yükseldi. Derecelendirme kuruluşu AM Best'in "Özel Reasürans Kapasitesi Yeterli Kaldı" başlıklı raporunda, endüstri kaybı garantileri, teminatlandırılmış reasürans ve felaket tahvillerini içeren yakınsama sermayesi miktarı, 2017 yılı genelinde 75 milyar dolardan 82 milyar dolara çıktı.

BAE'DE DENİZCİLERE SİGORTA ZORUNLU OLDU

Hindistan'dan yabancı sigortacılara izin

Birleşik Arap Emirlikleri Kara ve Deniz Ulaştırması Federal Kurumu, ülkenin sularında ve limanlarında yerli ve yabancı gemi işleten gemi sahiplerinin gemideki tüm denizciler için sigorta sözleşmeleri alması zorunluluğu getirdi. Khaleej Times'da yer alan habere göre, bu gereksinimlere uymayan gemilerin ise Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki limanlara demirlenmesi veya çağrı yapmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

Hindistan Sigorta Düzenleme ve Geliştirme Otoritesi, yabancı sigortacılar ve reasürörlere Gujarat Uluslararası Finans Tec-City Uluslararası Finansal Hizmetler Merkezi'nde ofis açma ve ABD Doları cinsinden iş kabul etmelerine izin verdi. Yabancı sigortacıların minimum tahsis sermayesi 100 milyon Hint rupisi olması zorunluluğu (1,5 milyon $) getirildi. Sigortacım 42


“GÜCÜMÜZÜN FARKINDAYIZ

ORTAK HAREKETE HAZIRIZ” Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu, bir ilki daha gerçekleştirerek, sektörün geleceği açısından önemli bir organizasyona evsahipliği yaptı. TÜSAF’ın “Gücümüzün Farkındayız, Ortak Hareket İçin Hazırız’ sloganı ile düzenlediği ‘Hazırlık Çalıştayı’na Türkiye'nin her köşesinden gelen 700’e yakın sektör çalışanı ve temsilcisi katılırken, yapılan oturumlar sonucunda sektörün sorunları ve bunların çözüm önerileri çıkarıldı.

Sigortacım 42


T

ürkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu’nun (TÜSAF), 17-18-19 Kasım tarihinde Kuşadası Pinebay Hotel’de ‘Gücümüzün Farkındayız, Ortak Hareket İçin Hazırız’ sloganı ile düzenlediği ‘Hazırlık Çalıştayı’nda sektörün sorunları ele alındı, çözüm önerileri dile getirildi. Üç gün süren Çalıştay’ın Cumartesi günü yapılan büyük oturumunda “Sektörel sorunlar ve çözüm önerileri”, “DASK, trafik, zorunlu sigortalarla ilgili son gelişmeler ışığında yaşanan sorunların çözüm önerileri”, “Sigortalılık oranını artırmak için öneriler”, “Tanıtım faaliyetleri nasıl yapılmalı, projeler neler olmalı?” ve “Ortak hareket etme kültürünün yerleşmesi için öneriler?” konu başlıkları görüşüldü. Oturumun moderatörlüğünü TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi yaparken, Hazine Müsteşarı Yardımcısı Dr. Ahmet Genç, Türkiye Sigorta Birliği

(TSB) Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, Neova Sigorta Genel Müdürü Özgür Bülent Koç ve Quick Sigorta Genel Müdürü Levent Uluçeçen konuşmacı olarak yer aldı.

BÜYÜKÇELEBİ: HİÇBİR DÖNEMDE YAŞANMAYAN İLETİŞİMİ YAKALADIK TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi, üç günlük oturumlarda hiçbir dönemde yaşamadıkları iletişimi yakaladıklarını belirterek, “Çok güzel bir ortam yakalandı, herkes buradaydı. Bu anlamda davetimizi

kırmayarak buraya gelen meslektaşlarımıza, dernek başkanları ile meslek komitesi başkanlarımıza ve şirket yöneticilerine çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Büyükçelebi şöyle devam etti: “Bizler TÜSAF olarak meslektaşlarımızın sorunlarını olabildiğince çözmeye çalışıyoruz. Bu Çalıştay’ın da en önemli içeriği, artık belli olan sorunların tespiti değil de bu sorunların çözümleriyle ilgili önerileri bulabilmek. Üç gün boyunca yapılan Çalıştay oturumlarında çok başarılı işler çıktı diye düşünüyoruz. Bunları bir rapor haline getirerek ilgili makamlara ileteceğiz.”

GENÇ: ÜZERİMİZE DÜŞENİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPIYORUZ Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç ise toplantıdaki konuşmasında sigortacılığın gelişmiş olduğu Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya ile karşılaştırıldığında Hazine olarak üzerlerine düşeni en iyi şekilde yaptıklarını belirtti. “Trafikte Havuz Sistemi”ni de değerlendiren Genç, “Havuz sistemi Amerika, Belçika ve Hollanda gibi gelişmiş ülkelerde de var. Amerika gibi liberal bir ülkede bile yüksek riskli araçları ayrı bir kategoriye alıyorlar, biz niye almayalım?” dedi. Sigortacım 42


Neova Sigorta Genel Müdürü Özgür Bülent Koç ise “10 yıl önce ile bugün arasındaki trendlere bakıldığında en çok büyüyen branşlar DASK, trafik ve TARSİM olmuş. Başka sigorta türlerini de satmak istiyoruz. Ancak iş bu poliçelerin sigortalıya önerilmesi kısmına geldiğinde, tüketicilerin zorunlu olmayan sigorta ürünlerini almadığını görüyoruz” dedi. Quick Sigorta CEO’su Levent Uluçeçen de yaptığı konuşmada “Sigorta şirketleri büyük emek vererek ürün yapıyor, acentelere veriyor ama satılmıyor. Bu yüzden onlardan geri dönüş bekliyoruz. Niye satılmadığını tartışalım? Böylece sektör, ürün çöplüğüne dönmesin” dedi.

EROĞLU: BANKALAR YENİ ÜRÜNLER ÇIKARIYOR Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Akif Eroğlu da haksız rekabete yol açan bir şey varsa bununla Türkiye Sigorta Birliği’nin ilgileneceğini ifade etti. Eroğlu, “Bu sorunlardan her zaman bizim haberimiz olmayabilir. Bunları bugünkü Çalıştay gibi oturumlarda duyarız. Bu yüzden Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu olarak Birlik tarihinde ilk defa dağıtım kanalları komitesini kurduk” dedi. Acente çalışanlarının, bankacıları rakip değil, dağıtım kanalları için piyasa oluşturucu bir mekanizma gibi görmeleri gerektiğinin altını çizen Eroğlu, bankaların faydasının olduğunu, onlar sayesinde yeni ürünler ortaya çıktığını, bunun da acenteleri desteklediğini söyledi.

SATOĞLU: ÜRETİCİLERİN HEP YANINDAYIZ TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu da yaptığı konuşmada, Kasım ayı içinde üç kez hortum nedeniyle Antalya’ya gitmek zorunda kaldığını, bu durumun tarım alanlarında ve seralarda ciddi bir kayba neden olduğuna değindi. “İklim değişikliği artık Türkiye’yi de vuruyor” diyen Satoğlu, yaşanan durumun bir kez daha tarım sigortasının önemini ve gerekliliğini ortaya koyduğunu belirtti. Zorunlu DASK ve trafik sigortası satmanın daha kolay olabileceğini fakat aynı hassasiyeti tarım sigortası satan acentelerin de göstermesi gerektiğini vurgulayan Satoğlu, hava koşulları ve iklim değişikliğine bağlı olarak bu durumdan zarar gören sigortalı bütün üreticilerin de yanında olduklarını söyledi. Sigortacım 42


ÖNE ÇIKAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ devlet desteği gibi DASK için de devlet desteği sağlanarak (%25 gibi) ve toplumda konu ile ilgili aktif bilgilendirme çalışmaları yapılarak, yeterli katılım sağlandıktan sonra, yenilemesi yapılmayan poliçeler için cezai müeyyideler uygulanarak (yenileme yapılmayan her yıl %2040-60 şeklinde artan sürprim uygulaması gibi) katılımın sürekliliği sağlanabilir. DASK’ın kapsamı deprem dışında sel gibi devlet tarafından ödenmek durumunda kalan doğal afetleri karşılayacak şekilde genişletilmeli.

İŞLEM ÜCRETİ Sorunun temelinde kavram kargaşası olduğu inancındayız. Sigorta şirketi teminat veren, sigorta acentesi ise poliçenin satışına aracılık eden kurumdur. Sigorta şirketi aldığı primi verdiği teminatın bedeli olarak almaktadır. Acente ise poliçenin satışına karşılık verdiği hizmetin bedeli olarak komisyon almaktadır. Poliçenin iptali sonrası sigorta şirketinin verdiği teminatı bittiği için sorumluğu biter ve geri kalan primini iade etmesi gerekir. Acente poliçeyi düzenlemek için verdiği hizmetin (uygun prim bulma, finans, teslimat v.s.) bedelini de iade ediyor. Poliçe iptallerinde sigorta şirketi ile acente aynı hizmeti veriyormuş gibi değerlendirilmesi, komisyon iadesinin yapılması haksızlıktır. İptal iadelerde komisyon iadesi yapılmamalıdır. Devletin soruna bakış açısını bildiğimizden birden fazla alternatif çözüm önerisi bildiriyoruz. İşlem ücreti a- Komisyonun tamamının acenteye verilmesi, iptallerde komisyon iadesinin yapılmaması. b- Poliçe primi üzerinden %3 işlem ücreti + hakkedilmiş komisyon. c- 50 TL işlem ücreti (40 TL’si acente 10 TL’si şirket). Taban komisyon Havuz min %10 Havuz dışı %15 DASK taban komisyon 15 TL

1

DASK UYGULAMA ÖNERİLERİ Bu bağlamda DASK kapsamına giren tüm konutların adres kodu üzerinden takibi yapılabilir. DASK sistemi ile Adres kodu ilişkilendirilerek DASK yapmamış konutlar tespit edilebilir. Sistem DASK poliçesi yaptırmamış kişileri (sms-e-posta-mektup) uyararak 30 gün içinde poliçesini yapmasını aksi takdirde kademeli sürpirim uygulanacağı bildirmelidir. Sistem adres kodu üzerinden en yakın acenteyi tespit yönlendirme yaparak poliçesinin yapılmasını sağlayabilir. Devlet her doğal afet döneminde koruyucu kollayıcı olarak afetten zarar görenlere çeşitli yardımlarda bulunmaktadır. Bu yardımlar uzun vadede ciddi maddi külfet oluşturmakta. Bu ve bunun gibi ne zaman ortaya çıkacağı belli olmayan maliyetlerden kurtulmak ve DASK’ın tüm Türkiye’de zorunlu olarak mülk sahiplerince yaptırılabilmesi gerekmektedir. Devlet, depremle ilgili sigorta kapsamında olup da sigortasını yaptırmayan mülk sahiplerine ödeme yapmayacağını bildirsin. Bunun için tıpkı bireysel emeklilikte ve TARSİM’de verilen

2

Sigortacım 42

SAİK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI, DİSİPLİN CEZALARIYLA İLGİLİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ a- 5684 sayılı kanun ile sigorta poliçesinin satışına aracılık edecek olan kurumlar belirtilmiştir. SAİK mevcut haliyle sadece sigorta acentelerini kapsayacak şekilde teşekkül etmiştir. Alınan tüm kararlar ve yaptırımlar sadece sigorta acentelerini kapsamaktadır. Halbuki sigorta poliçesinin satışına sigorta acentesi gibi diğer dağıtım kanalları da aracılık etmektedir. Acente için uygulanan tüm yaptırımlar diğer dağıtım kanallarını da bağlamalıdır. Aksi durumda haksız rekabet ortamı oluşmakta ve acenteler satış ve sonrası hizmetlerinde yetersiz kalmaktadır. Bu durumun bir an önce değiştirilmesi ve sigorta aracılarının bir çatı altında toplanması gerekmektedir. Sigorta Acenteleri İcra Komitesi’nin adının Sigorta Aracıları İcra Komitesi olarak değiştirilmesi bir çok sorunun giderilmesine yardımcı olacaktır.

3


b- Mevcut haliyle denetim ve disiplin uygulamalarının yetersiz olduğu tüm kesimler tarafından kabul edilmektedir. Disiplin cezalarının etkinleştirilmesi amacıyla uyarma, kınama ve men cezalarına ait fiil ve eylemlerinin açık tanımlarının yapılması için 5684 sayılı kanunda gerekli düzenlemenin yapılması elzemdir. Örneğin; sahte poliçe tanzim eden, fiziki şartlara uymayan v.b. gibi disiplin suçları ve cezalarının yorumdan uzak net hale gelmesi gerekir. SAİK bünyesinde bekleyen disiplin soruşturmaları ile yeni eklenecek soruşturmaların vakit kaybetmeden sonuçlanmasını gerekmektedir. Mevcut durumda 1 yıla kadar süren soruşturma sonuçlanma zamanının 30 güne çekilmesi adaletin hızlı tecelli etmesi açısından önemlidir. Yaşanılan sıkıntının ana kaynağı olarak mevcut müfettiş sayısının yetersizliğindendir. Müfettiş kadrosunun bir an önce tüm sorunları kısa zamanda çözecek şekilde genişletilmesi gerekmektedir. c- Acentelik sözleşmelerinin tekrar gözden geçirilmesi, sözleşme maddelerinin yoruma açık olanlarının daha net hale getirilmesi oldukça önemlidir. Sözleşme maddeleri TTK, Borçlar kanunu ve sözleşme hukukuyla çelişmemelidir. Haklı fesih hallerinin neler olduğu hangi hallerde geçerli olacağı açıkça belirtilmelidir. Haklı Fesih şartlarında acente aleyhine olan kabul edilemez maddeler bulunmaktadır. Portföy mülkiyet hakkının işler hale getirilmesi sektörün geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. Denkleştirme tazminatının sözleşemeye net bir şekilde yazılması gerekmektedir. Hasarda (ölümlü kazalar v.s.) sözleşmenin fesih edilmesinin sonlanması gerekmektedir. Sigorta; hasarın gerçekleşmesi sonucu poliçede belirtilen şartlarda zararı maddi olarak gideren bir sistemdir. Sigorta acentesi poliçe satışına sigorta şirketi adına aracılık eden kurumdur. Yani sigorta acentesi sadece sigorta poliçesine doğru ve nizami bir şekilde aracılık etmekle yükümlüdür. Poliçe primini

belirlemek, poliçe özel şartlarını hazırlamak, doğru underwriting yapmak, hasarı karşılamak, acente komisyonunu belirlemek v.s. sigorta şirketinin asli görevidir. Oluşacak herhangi bir hasardan acenteyi sorumlu tutarak acentelik sözleşmesini fesh etmek adaletsiz bir yaklaşımdır. H/P sözleşme feshine konu olmamalıdır.

Çözüm önerisi Hazine hakemliğinde SAİK ve TSB birlikte sözleşme üzerinde çalışmalıdır. Sigorta şirketlerinin SAİK’in hazırlattığı her iki taraf için makul olan sözleşme üzerinde oturup mutabık kalmalarını umut ediyoruz.

DAĞITIM KANALLARI ARASINDAKİ HAKSIZ REKABETİN GİDERİLMESİ Sigorta acentelerinin en büyük problemlerinden biri halini, almış olan dağıtım kanalları arasındaki haksız rekabet sektör ve acentelerin itibarına zarar vermektedir. Sigorta şirketlerinin uzantısı olan bankalar, bazı internet siteleri vakıf ve derneklerin düzenledikleri poliçelerin kapsamı ve primi acente ile farklılık göstermektedir. Bu ayrışma ortadan kaldırılmalı ve haksız rekabet sona erdirilmelidir.

4

Çözüm önerisi Sigorta şirketlerinin sigorta poliçesine aracılık eden tüm kurumların poliçe teminat, prim ve tüm detaylarda eşit hareket edeceği ortamı hazırlamalıdır. TSB ile konu hakkında görüşülmelidir. Sigortacım 42

ACENTELERİN TANITIMI İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MECRALARDA ÇALIŞMA BAŞLATILMASI Sektörün en büyük eksikliği olarak gördüğümüz tüketici bilinçlendirme çalışmaları maalesef hep söylemde kaldı bugüne kadar. Beraberinde bu sorunun sektörel bir sorun olduğunu görmekteyiz. Sektörün en büyük eksikliği olarak gördüğümüz tüketici bilinçlendirme çalışmaları maalesef yetersiz kalmaktadır. Sigorta şirketlerinin ürünlerinin tanıtımı ile ilgili yaptığı bireysel çalışmalar istenilen etkiyi karşılamamaktadır.

5

Çözüm önerisi Acente tanıtımıyla ilgili SAİK’in, sektör tanıtımı için TSB-HAZİNETOBB ortak çalışma yürütmeli ve sigorta satın almanın bir ihtiyaç olduğunu gelişen toplumların temelinde sigorta bilincinin yattığını tüm kesimlere kamu spotu, reklam ve tanıtım projeleriyle hayata geçirilmelidir.


haldedir. Acentelerin güçlerini birleştirmeleri kaçınılmaz bir hal almıştır. KOSGEB desteklerinin özellikle birleşme desteğinin acenteler lehine kolaylaştırılması sağlanmalı.

Çözüm önerisi

MESLEKİ SORUMLULUK POLİÇESİ’NİN TEKRAR ZORUNLU HALE GELMESİ Sigorta acenteleri teknik bir iş yapmaktadır. İnsan eliyle yapılan her işte olduğu gibi sigortacılıkta da sehven hatalar yapılmaktadır. Yapılan bu hatanın bedelini ne acente nede sigortalı ödememelidir. Bunu yolu Acente Mesleki Sorumluluk Poliçesi’dir. İlk başta çok düşük teminatlı olan sonrasında da zorunlu olmaktan çıkarılan ve şirketlerin yapmaktan kaçındıkları Acente Mesleki Sorumluluk Poliçesi, TÜSAF öncülüğünde oldukça yüksek teminatlarla tekrar hayata geçirilmiştir.

6

KOSGEB’te 5 olan birleşme sayısı 3’e indirilmelidir. Şartların kolaylaştırılması için görüşmeler yapılmalı. Diğer taraftan alternatif olarak düşük maliyetli Finansman sağlayacak imkanların sağlanılması için görüşmeler yapılmalıdır.

ZORUNLU SİGORTALARIN SAYISININ ARTIRILMASI

Çözüm önerisi Acente Mesleki Sorumluluk Poliçesi’nin tekrar zorunlu hale gelmesi tüm meslektaşlarımızı ve sigortalılarımızı koruyacaktır. Zorunlu olması sigorta priminde de ciddi düşüş gerçekleşecektir.

c-)Acente servis çalıştırmasını geliştirmek için öneriler Acente temsilcisi ve acente iletim hattı kurulması. Bölgesel toplantılar yapılması, finansmanı sigorta şirketleri tarafından karşılanmalıdır. Şirket, servis, acente arasında hizmette yaşanan sorunların çözümü için öneriler: En çok sorunlu alanın parça tedarik alanı olduğu tespit edildi. Sigorta şirketlerinden tedarik sürecinin iyileştirilmesi ve standartlaştırılması talep edilmesi gerekliliği ön görüldü.

MİNİ ONARIM VE SERVİS HİZMETLERİNDEKİ AKSAKLIKLARIN ÇÖZÜMÜ Mini onarım a-) Ölçüsel ve adetsel limitler Öneri: Şirketlerin ve acentelerin müşteriye poliçe onayından önce bilgi verilmesi. İlgili firmaların web sayfalarında ölçüsel ve adetsel limitlerinin anlaşılır bir şekilde yayınlanması talep edilmiştir. b- Randevu Süresi Öneri: Gerekli teknolojik yapının sağlanması. Randevu süresinin kısaltılması talep edildi. Öneri: Mini onarım, firmaların poliçe üzerinde seçimlilik hale getirilmesi. Yapılacak olan süreç iyileştirilmeleri ile randevu ve onarım verimliliği arttırılarak mevcut kapasite kullanımı kısaltma yönünde iyileştirilmelidir.

İşveren mali mesuliyet başta olmak üzere yeni zorunlu sigortaların yapılmasının sağlanılması.

9

8

ACENTE BİRLEŞMELERİ İLE İLGİLİ KOSGEB DESTEKLERİNİN ARTIRILMASI VE GÜNCELLENMESİ ALTERNATİF FİNANSMAN SAĞLANMASI Sigorta acenteleri son yıllarda 7 ciddi gelir kaybına uğramıştır. Artık gelirler giderleri karşılayamaz

Sigortacım 42

EĞİTİM ÇALIŞMALARININ ARTIRILMASI Sigorta şirketlerinin önceki dönemlerde verdikleri eğitim çalışmalarının artırılmasının sağlanılması.

10


SONUÇ BİLDİRGESİ “Bilindiği üzere, 2007 yılında 5684 sayılı Kanun ve sonrasında çıkarılan yönetmelikler ile sektör bir düzen içinde çalışmaya başladı. Zaman içerisinde günün şartlarına göre yapılan birçok değişiklik bazı sorunları giderse de uygulamalarda aksaklıklar yaşanmaya devam etti. Acentelerin etkinliğinin artırılması, yakın gelecek tehditlerinin derinlemesine ele alınması ve sonrasında sonuç alınması adına gerekli adımları görüşmek, gerek mevzuat gerekse de uygulamalar anlamında karşımıza çıkan aksaklıkları belirlemek, ilgili tüm paydaşların görüşlerini almak üzere 17-18–19 Kasım 2017 tarihinde onlarca çalışma grubundan oluşan bir Çalıştay düzenledik. Bu çerçevede, acenteler açısından yaşanan kronik sorunlar düzenlemiş olduğumuz Çalıştay oturumlarında meslektaşlarımız tarafından ele alındı. Türkiye'nin hemen hemen tüm illerinden gelen yaklaşık 700 meslektaşımız, akademisyenler ve tüm muhataplar konuşulmadık, tartışılmadık hiçbir konu bırakmadılar. Bu Çalıştay’da asıl amaçlanan; sektörün tüm paydaşlarının ve tüm STK'ların, mesleği için sözü olan herkesin demokratik bir ortamda kendini ifade edebilmesiydi. Diğer taraftan bir bütün olduğumuzun resmini herkese göstermemiz oldu.

Sorunlar belirlendi Meslektaşlarımız çalışma gruplarında aşağıdaki sorunları belirlemişler ve çözüm önerilerini sunmuşlardır: 1- İptal iadelerdeki komisyon sorunu, 2- Acentelik sözleşmeleri muğlak ve yoruma dayalı bölümlerin netleşmesi, 3- Acentelerin tanıtımı ile ilgili çeşitli mecralarda çalışma başlatılması, 4- Hasarda (ölümlü kazalar) sözleşmenin feshedilmesinin sonlanması, 5- SAİK işleyişi (tüm dağıtım kanallarını kapsaması) disiplin ve denetimin yetersizliğinin giderilmesi, 6- DASK konusunda acentenin ön planda olduğu bir satış yöntemi,

7- Mesleki sorumluluk poliçesinin tekrardan zorunlu hale gelmesi, 8- Acente birleşmeleri ile ilgili KOSGEB desteklerinin artırılması ve güncellenmesi, 9- Trafik Sigortalarındaki sorunların kalıcı olarak çözülmesi, 10- Portföy mülkiyet hakkının işler hale getirilmesi, 11- Dijital satış ile ilgili yeni düzenlemeler yapılması, acentenin bu mecrada güçlü olmasının sağlanması, 12- Eksper-acente ilişkileri, 13- 5684’e uygun hareket etmeyen yapılar (fatura tahsilat büroları, callcenter, direk satış vs.), 14- Acente özlük hakları, 15- Zorunlu sigortalardaki komisyon artırımı, 16- Acente servis ve mini onarım aksaklıkları, 17- Tüm acente örgütlerinin ortak hareket etmesi, 18- Acentelik sözleşmelerinde fesih uygulamalarının net hale gelmesi, 19- Dağıtım kanalları arasındaki haksız rekabetin giderilmesi, 20- Devletim tüm süreçlerde taraflar arasında hakemlik yapması.

Çözüm önerileri iletildi Tüm konular enine boyuna tüm katılımcılar tarafından tartışıldı. Toplantının sonuç bölümünde çözümün muhataplarına sorunlar ve çözüm önerileri iletildi. Yetkililerin bu şekilde bir Çalıştay ile acentelerin bir araya gelmesinden dolayı memnun olduklarını defalarca dile getirmesi bizi ayrıca mutlu etmiştir. Aldığımız ilk intiba sorunların çözümsüz olmadığı üzerinde çalışılması gerektiği Sigortacım 42

şeklindedir. Çok yakın zamanda birkaç sorunun çözüleceğidir. Diğer sorunlarımızın da birlik beraberlik içinde zaman içerisinde çözüleceğine inanıyoruz. Bugüne kadar çeşitli sebeplerden dağınık görünen yapımız düzenlediğimiz bu Çalıştay sayesinde tek vücut olmuş herkesin gücümüzün farkında olmalarını sağlamıştır. Bu tür toplantıların daha sık yapılması ve her şeyi bir kenara bırakarak ortak aklın öncelenmesi TÜSAF olarak benimsediğimiz bir durumdur. Davetimizi geri çevirmeyip katılım gösteren Hazine Müsteşar yardımcımız Sayın Dr. Ahmet Genç'e, TSB Genel Sekreteri Sayın Mehmet Akif Eroğlu'na, Neova Sigorta Genel Müdürü Sayın Özgür Bülent Koç'a ve ekibine, Quick Sigorta Ceo'su Sayın Levent Uluçeçen'e, Genel Müdür Yardımcısı Sayın Dr. İsmail Kızılbay'a, Sayın Ahmet Yaşar'a, TARSİM Genel Müdürü Sayın Yusuf Cemil Satoğlu'na, Rs Servis Genel Müdürü Sayın Ünal Ünaldı'ya, Autoking Genel Müdürü Ayhan Dayoğlu'na, değerli basın mensuplarına, Sayın Can Kantar'a, Sayın Çetin Erdoğan'a, Sayın Birant Yıldız'a, destek olan tüm sponsorlarımıza, değerli akademisyenlerimiz Murat Özbolat'a, Sayın Mehmet İsel'e, eksperlerimize, Ticaret Odaları Sigortacılık Meslek Komiteleri’ne, TÜSAF içinde bulunan bulunmayan tüm acente dernek başkanlarına ve yönetimlerine, Çalıştay’a olağanüstü bir ilgi gösterip mesleklerine sahip çıkan, ceplerinden ciddi para harcayarak ve vakit ayırarak çözümün bir parçası olarak katılım gösteren tüm meslektaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.”


murat büYÜKÇELEBİ:

İnanılmaz bİr sİnerjİyle bİr çok çözüm önerİsİ ortaya çıkardık

T

ürkiye Sigorta Acenteleri Federasyon (TÜSAF) Başkanı Murat Büyükçelebi, Çalıştay ile ilgili yaptığı açıklamada, “Saatlerce süren tüm katılımcıların katkı verdiği, bugüne kadar örneği olmayan, inanılmaz bir sinerjiyle birçok çözüm önerisi ortaya çıkardık” dedi. TÜSAF Başkanı Büyükçelebi’nin açıklamaları şöyle: “Değerli meslektaşlarım, mesleğimizle ilgili sorunların çözümünü sağlayacak önerileri bulabilmenin önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Sorunların tespitinin herkes tarafından çeşitli yöntemlerle dile getirildiğini hepimiz görüyoruz. Ancak tespitten öteye gitmeyen sadece sorunların konuşulduğu ve yazıldığı ortamların sektöre katkıda bulunduğunu söylemek mümkün değil. Tüm meslektaşlarımızın fikirlerinin çok önemli olduğunu düşünerek sorunları değil de çözümleri konuşmak ve tartışmak için 17-18-19 Kasım’da “Gücümüzün Farkındayız”, “Ortak Hareket İçin Hazırız” Hazırlık Çalıştayı’nda 700’e yakın meslektaşımızla bir araya geldik.

Sektörün en önemli kurumları düzenleyici, denetleyici konumundaki Hazine Müsteşarlığı, işin üreticisi TSB, en büyük dağıtım kanalı sigorta acenteleri önderliğinde Sektörel Çalıştayımızı gerçekleştirdik.

"Türkiye’nin her köşesinden katılım oldu" Sigorta şirketlerinin genel müdürleri, genel müdür yardımcıları, koordinatörler, bölge müdürleri, acente temsilcileri, eksperler, servisler, yazılımcılar, acente ve eksper Stk’ları ve Türkiye’nin her köşesinden gelen acente meslektaşlarımız bir ilki gerçekleştirdiler. Sorunları acente idari ve yapısal, sektörel ve gelişim inovasyon ana başlıklarıyla birlikte, acente idari, yapısal, acente – devlet ilişkileri, acente – sigorta şirketi, sigorta şirketi – devlet, acente – eksper, dijital satışta acente entegrasyon alt başlıklarını içeren 20 sorunun kapsamında birçok sorunun çözümünü 6 oturumda tartıştık. Saatlerce süren tüm katılımcıların katkı verdiği bugüne kadar örneği olmayan, inanılmaz bir sinerjiyle birçok çözüm önerisi ortaya çıkardık.” Sigortacım 42

‘ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’ “Sizlerle hazırlık olarak kabul ettiğimiz devamını getirmeyi düşündüğümüz Çalıştay’ın sonuçlarını paylaştık. Sonuçları ilgili kurumlarla paylaşıp çözüm önerilerinin gerçekleşmesi için takipçi olacağımızı da ayrıca belirtmek isterim. Hazine Müsteşar Yardımcımız Sayın Dr. Ahmet Genç, TSB Genel Sekreteri Sayın Mehmet Akif Eroğlu, Neova Sigorta Genel Müdürü Sayın Özgür Bülent Koç, Quick Sigorta Ceo’su Sayın Levent Uluçeçen, TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu başta olmak üzere tüm sigorta şirketleri yöneticileri, Mini onarım şirketleri genel müdürleri, yazılım şirketleri genel müdürleri, acente Stk. başkanları, eksperler ve Stk. başkanları, maddi manevi fedakarlık gösteren Türkiye’nin her köşesinden gelen acente meslektaşlarımıza katılım ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum”.


TRAFİK SİGORTASINDA TAVAN FİYATA

YENİ DÜZENLEME SİNYALİ! Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek zorunlu trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasının sektörde ciddi bir zarara neden olduğunu, bunu gözden geçirmek zorunda kalacaklarını açıkladı.

B

aşbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, özel bir televizyon kanalının canlı yayınında trafik sigortası, BES ve Otomatik Katılım Sistemi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Trafik sigortasında yeni model çalışması yürüttüklerini belirten Şimşek, “Biz birkaç boyutlu çalışıyoruz. Düzenlemeler çok net olacak. Hiç kimse zarar ettiği bir sektörde çalışmaz. Hazine olarak sürdürülebilirlikle makul prim konusunu dengelememiz lazım” diye konuştu.

“Bu sürdürülebilir değil” Trafik sigortasına yönelik çalışmalar hakkında bilgi veren Şimşek, “Sektörle bir araya geldik. Sektör tavan fiyattan ciddi zarar etti, bu sürdürülebilir değil. Geçen sene reel olarak primlerde düşüş yaşandı. Biz oturup sistemi gözden geçirmek zorunda kalacağız. Sık sık kaza yapanların daha yüksek prim ödemesi kaçınılmazdır. Öngörülebilirliği daha nasıl artırabiliriz. Biz birkaç boyutlu çalışıyoruz. Düzenlemeler çok net olacak. Hiç kimse zarar ettiği bir sektörde çalışmaz. Hazine olarak sürdürülebilirlikle makul prim konusunu dengelememiz lazım. O yönde çalışmalar devam edecek” dedi.

Dünyanın en cömert desteği Bireysel emeklilikteki son gelişmeleri de aktaran Şimşek “Meclis’teki tasarıda bir iki düzenleme yapıyoruz. İlk 2 ayda çıkış izni vardı biz onu 6 aya kadar çıkma imkanı sunuyoruz. Vatandaşımız bu hususu iyi değerlendirirse dünyanın en cömert desteği. Mevduat faizi yüzde 12 civarı diyelim biz yüzde 25 veriyoruz. Otomatik katılımda şöyle bir adım attık. Varlıklar nereye yatırılacak biz onu şekillendirdik. Minimum yüzde 10-12 civarında getiriden bahsediyorsunuz. Yüzde 25 devlet, yüzde 10-12 öbür kaynaktan gelir elde edilecek. Böyle bir getiri var mı? Risk son derece düşük. Zaten gelir düşük nereden tasarruf edeceğiz deniyor. Bu bir alışkanlık meselesi. Bizdeki asgari ücret dünyanın birçok ülkenin üzerindedir. Biz reel olarak ciddi bir şekilde artırdık. Eğer bugün bir Hindistan’da tasarruf oranı yüksekse geliri yüksek olduğu için değildir. Orada bir alışkanlık vardır. Çin’de 100 liralık gelire karşılık 48 lira tasarruf edilmiş. Gelişmekte olan ülkelerde 100 liranın 32 lirası tasarruf ediliyor. Tasarruf oranlarının artması bence bir alışkanlık meselesidir” şeklinde konuştu.

Sigortacım Metin 42 Oğuz


‘TRAFİK SİGORTASINDA DOĞRU KİŞİYE DOĞRU TAZMİNAT VERİLMELİ’ Türkiye Sigorta Birliği’nin sponsorluğunda ‘Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi’ düzenlendi. Kongrede özellikle sektör olarak doğru kişiye doğru tazminatı zamanında ödemek için yapılan çalışmalar dikkat çekti. ürkiye Sigorta Birliği ana sponsorluğunda Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen “Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrede konuşma yapan Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu, ‘‘22 milyon sürücünün almakla yükümlü olduğu trafik sigortasını, makul fiyatlarla sağlamayı hedefliyoruz. Sektör olarak doğru kişiye doğru tazminatı zamanında ödemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’ dedi. Trafik Kazasına Bağlı Yaralanmalarda Maluliyet ve Bedensel Zararların Tazmini konulu kongre, Yargıtay, Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı Daire Başkanları, adli tıp uzmanları, sigorta şirketi temsilcileri, sigorta ve tazminat alanındaki profesyoneller, avukatlar ve aktüerler ile trafik kazasına bağlı yaralanmalarda maluliyet ve bedensel zararların tazmini değerlendirme süreçlerine

T

Mehmet Akif Eroğlu

dahil olan bilirkişilerin katılımlarıyla gerçekleştirildi. Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi’nin açılış konuşmasını yapan Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Tümer: “Bu kongre ile ülkemizde trafik kazasına bağlı yaralanmalarda maluliyet ve tazminat vakalarını değerlendirme sürecine ilişkin durum tespiti yapılması, aksaklıkların ve sorunlu noktaların tespit edilmesi, çözüm önerilerinin ortaya konması ve sahadaki uygulamalara ilişkin ortak bir dil geliştirilmesi amaçlanıyor’’ dedi. Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri M. Akif Eroğlu da sigorta sektörü Sigortacım 42

olarak hedeflerinin 22 milyon sürücünün almakla mükellef olduğu trafik sigortasını makul fiyatlarla sağlama olduğunu, bu noktada sebepsiz zenginleşmeye neden olan ve aynı zamanda 22 milyon sürücünün maliyetini artıran tazminatların hakkaniyete uygun olarak verilmesinin gereğinin ve öneminin altını çizdi. Eroğlu sözlerine şu şöyle devam etti: ‘‘Sektör olarak doğru kişiye doğru tazminatı zamanında ödemek istiyoruz. Bu konuda karşılaşılan sorunlardan önemli bir tanesi de maluliyet tazminatlarında ortaya çıkıyor. Bu çerçevede maluliyet raporlarında kazayla illiyet bağı olmayan hususların yer almaması gerekiyor. 1969 yılı “Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Güç Kaybı” yönetmeliğinin güncellenmesi ve tazminat hesaplamasında aktüeryal metodolojiye uygun hesaplama standardının getirilmesi gerekmektedir’’ dedi.


“TÜRKİYE’NİN TERASI”NDA SAHTE POLİÇE UYARISI! Erzurum’da düzenlenen 12’inci Sigorta Acenteleri Zirvesi’nde konuşan TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi, “Son zamanlarda gündemde sahte poliçeler var. Özellikle otomobili traktör gibi gösterip daha düşük primle ödeme yapıp mağdur olma söz konusu oluyor” dedi.

T

ürkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu’nun (TÜSAF) Erzurum’da düzenlediği 12’inci Sigorta Acenteleri Zirvesi’nde hem acentelerin sorunları masaya yatırıldı, hem de sigorta sektörü mercek altına alındı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen acente ve sektörün önde gelen isimleri, “Türkiye’nin Terası”nda buluşurken, zirve büyük ilgi gördü. Quick Sigorta Ceo’su Levent Uluçeçen, HDI Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Somer, Erzurum Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu ve Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfü Sigortacım 42


Yücelik’in katıldığı zirvede yoğun programı yüzünden yer alamayan Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç’in üzüntülerini belirten mesajı salonda okundu. DASAD Başkanı Engin Akın’ın açılış konuşması ile başlayan zirvede acentelerin sorularının cevaplandırıldığı bir panel de yapıldı. Paneli TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi yönetti.

“Mağdur olma söz konusu oluyor” Son dönemde piyasada sahte poliçeler olduğunu belirten TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi, 40’tan fazla ilden 300’e yakın sigorta acentesiyle zirveye katıldıklarını söyledi. Meslektaşlarıyla istişare edip vatandaşlara yönelik yapacakları çalışmaların alt yapısını oluşturacaklarını anlatan Büyükçelebi, “Son zamanlarda gündemde sahte poliçeler var.

Özellikle otomobili traktör gibi gösterip daha düşük primle ödeme yapıp mağdur olma söz konusu oluyor. İnsanlar mutlaka tanıdıkları yetkili sigorta acentelerinden sigortalarını yaptırsın” diye konuştu. Sigortanın ekonomi için çok önemli bir sektör olduğuna işaret eden Büyükçelebi, bunun ayakta kalması için teminatların verilmesi gerektiğini vurguladı. Büyükçelebi, sigorta primlerinde devletin de çok ciddi katkısı olduğunu anlatarak, eski dönemde yaşanan sıkıntıların giderilmeye çalışıldığını aktardı.

“Fiyat uygulamasıyla ilgili gevşemeleri bekliyoruz” Vatandaşların lehine çalışma yapmaya çalıştıklarını dile getiren Büyükçelebi, şunları kaydetti: “Tamamlayıcı sağlık sigortası adı altında bir sigorta var. Devletin de hem tasarrufu artırmak hem de gelecekte birtakım garantileri

sağlamak adına çok ciddi katkıları var. Bundan 7-8 sene önce teminatların artmasına rağmen sigorta primlerinde bir artış olmadı. Bu dönemde ciddi tazminatlar ödenince, sigorta şirketleri de zarar etmeye başladı. Daha sonra fiyatlar artınca çok yüksek rakamlar oluştu ve vatandaşlar tepki gösterdi. Bunun önüne geçmek için Hazine tarafından tavan fiyat düzenlemesi geldi. Şu anda tavan fiyat uygulamasıyla ilgili gevşemeleri bekliyoruz. Yapılan açıklamalar da bu yönde. Bizler vatandaşlarımızın lehine olabilecek her türlü çalışmayı hem Hazine hem de sigorta acenteleri olarak yapmaya çalışıyoruz.” Doğu Anadolu Sigorta Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Engin Akın ise 2017’nin sigorta acentelerine ne kattığının ya da ne kaybettirdiğinin, 2018 yılında da neler yapılması gerektiğinin çözümünü bulmak için bu zirveyi gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Uluçeçen: Acentelerimizin zor günlerinde yanlarında olduk Quick Sigorta CEO’su Levent Uluçeçen ise komisyonlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Uluçeçen, “Quick Sigorta acentelerinin trafik sigortası komisyonlarını kendilerinin belirlemesini çok isterim. İsteyen tüm acentelerime samimiyetimle şirketimin tüm finansal verilerini açmaya hazırım. Birlikte rakamları inceleyelim, bu rakamları gördükten sonra söz veriyorum komisyon olarak ne isterseniz vermeye Sigortacım 42


hazırım. 35 kişi ve yüzde 2.5 ile sektörün genel gider payı en düşük şirketlerinden biriyiz. Buna rağmen başabaş rakamları yakalamaya çalışıyoruz. Acentelerimizin en zor günlerinde yanlarında olduk. Trafik sigortası kesen şirketlerin ve acentelerin aşağılandığı, yadırgandığı bir ortamda yaptık bunu. Bunu yaparken de hiç yüksünmedik.”

“Kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz” Levent Uluçeçen, sigorta dolandırıcılığı ile ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Bu sahtekârlıkları yapanları yakaladığımızda hemen savcılığa veriyoruz. Kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Konuyu direkt olarak takip ettik, acente ile ilgili hemen aksiyon aldık. Bu işte sigortalı tarafını da inceliyoruz. Burada karşılıklı bir suistimal bile olabileceği iddiaları var. Biz bu işin takipçisi olacağız, siz acentelerin yardımıyla da bu kişileri sektörden temizlememiz gerekiyor. Sektörün, şirketlerin, acentelerin gelecekteki itibarı buna bağlı. Ayrıca kredi kartı yolsuzluğu için de yakında şirketlerin 3D sistemine geçmesinin kaçınılmaz olduğuna inanıyorum. Bu konuda bizler de çalışıyoruz.”

“Her parası olan sigortacılık yapmamalı” Levent Uluçeçen, Turkcell ve OYDER gibi kurumların sektöre girmesi ile ilgili bir soruya da “Sigortacılık her ‘param var’ diyenin yapacağı bir iş değildir. Otomotivci,

otobüsçü ve kamyoncular sigortacılığa girmek istiyor. Dahili fon ile bu işlerin yürütülmeyeceğinin en önemli örneği geçmiş yıllardaki Ulusoy’un organizasyonuydu. İki yıl zor dayanabildiler. Bu organizasyonların devreye girmesi veya sonraki aşamalarında en önemli görev Hazine yetkililerine kalıyor” cevabını verdi.

Somer: Bize baskı yapmanızı bekliyoruz HDI Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Somer ise “Trafik dışındaki branşlarda yapacağınız poliçelerin komisyonları ile ilgili baskı yapın” dedi. Somer, “Trafik sigortasına takılı kalmamak gerekiyor. Acenteler komisyonlarını artırmak için farklı branşları seçmeli. Trafik dışındaki komisyonlar için bize

Sigortacım 42

baskı yapmanızı bekliyoruz. Trafik dışındaki poliçelere acentelerin fiyat odaklı yaklaştıklarını görüyorum. Burada bizimle komisyonda da bir taleplerinin olması gerekmez mi. Çağrı merkezlerinin sigortacılığa girmesi acenteleri korkutmamalı. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bile sigortalılar karşılarında bir muhatap görmeyi arzuluyorlar. Ellerinde büyük datalar olabilir ama son çıkan Kişisel Verilerin Korunması’na ilişkin kanun sonrasında bu işe bu yolla girecek kurumların başarı elde etmesini beklemek çok doğru olmaz” dedi. Panel sonrasında HDI Sigorta, Quick Sigorta, Tarsim, RS Servis, Olimpia Cam, Auto King, ÇAYKUR ve 2C Yazılım yetkililerine toplantıya katkıları ve sponsorlukları için özel hediyeler sunuldu. Zirve düzenlenen Gala Gecesi ile sona erdi.


GELİR SİGORTASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N. Şerif Çakırsoy, emekli sayısı ve ihtiyaçların önümüzdeki yıllarda artacağını, yıllık gelir sigortası ile ilgili çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.

T

ürk Ekonomi Bankası (TEB), Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) iş birliğiyle düzenlenen 3. Finansal Okuryazarlık ve Erişim Konferansı yapıldı. Konferansın açılışında konuşan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N. Şerif Çakırsoy, Türkiye’nin 15 yıldır gündeminde olan BES’te şu anda 7 milyon katılımcı ve devlet katkısıyla beraber yaklaşık 78 milyar liralık fon büyüklüğü bulunduğunu bildirdi. Devletin BES’te oldukça cömert olduğunu belirten Çakırsoy. “Devreye alınan yüzde 25’lik devlet katkısı ile birlikte katılımcı sayısı ve fon büyüklüğünde ciddi bir ivme yaşandı. 1 Ocak 2017’de yürürlüğe giren otomatik katılım sisteminde şu an yaklaşık 3,5 milyon çalışan devam ediyor. Buradaki fon büyüklüğümüz ise yaklaşık 1,8 milyar lira. Bütününe baktığımızda 10 milyon kişilik bir sistemden bahsediyoruz ve 78 milyar liranın kat kat üstüne ulaşmak için gayret ediyoruz” dedi. 56 yaşını doldurup sistemden ayrılanlarla ilgili bilgiler veren Çakırsoy şunları söyledi: “BES ilk emeklileri üretmeye başladı. 2017 sonu itibarıyla emeklilik hakkı kazanarak sistemden ayrılan yaklaşık 63 bin katılımcıdan 60 bin 491’i, birikimini toplu para olarak almayı tercih etmiş ve sistemden çıkmış, emekli maaşı opsiyonunu tercih etmemiş, bu kişilerin ortalama fon büyüklüğüne baktığımızda 74 bin lira… Emekli maaşı veya benzeri ürünler diyebileceğimiz, programlı geri ödemeyi seçenler 2 bin 163 kişi, bunların da ortalama fon büyüklüğü

154 bin lira. Yıllık gelir sigortasını tercih edenler ise 63 bin kişi içinde ise sadece 102… Bunların fon büyüklüğü ise 77 bin lira.”

Revizyon yapılıyor Yıllık gelir sigortası ürününün ayrı bir sözleşme ve bir sigortacılık ürünü olduğunu vurgulayan Çakırsoy, emekli sayısı ve ihtiyaçların önümüzdeki yıllarda artacağını, yıllık gelir sigortası ile ilgili çalışmaya devam edeceklerini bildirdi. Çakırsoy, “Çok yakın bir tarihte bakanımızın ve müsteşarımızın talimat ve destekleriyle BES ve otomatik katılım sisteminde revizyon içeren bazı çalışmalara başladık. En kısa zamanda tüm paydaşlarla istişare edip hayata geçireceğiz” dedi. Türkiye’deki en büyük sorunlardan birinin yeterli tasarrufun oluşturulamaması olduğunu belirten TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici de bu tasarrufun oluşturulması adına yapılması gereken tek şeyin eğitim Sigortacım Metin 42 Oğuz

olduğunu vurguladı. Finansal okuryazarlığın önemine dikkat çeken TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici finansal eğitimin aile içinde oluşturulması, aile içinde bu algının yerleştirilmesi halinde cari açık başta olmak üzere çoğu sorunun çözüleceğini ifade etti. Türkiye’de finansal okuryazarlığı 20 milyon insana yaymak istediklerini belirten Leblebici şunları söyledi: “Nereden nereye geldiğimizi görmek adına Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte 2013 yılından beri indeksimizi açıklıyoruz. İndeksimizde yatay bir seyir var ama içinde farklı nüveler var. Bu nüvelerin başında kadın-erkeğin finansal okuryazarlıkta nasıl gelişme gösterdiği var. Burada çok önemli bir gelişme var; kadınlarımızın finansal okuryazarlığı gittikçe artıyor. Eğer kadınlarımız iş gücüne katılırsa, ekonomiye daha fazla katılırsa ve kadınlar finansal okuryazarlığı daha fazla sahiplenirse çok daha etkili oluyorlar.”


ACENTELER TARIM SİGORTASINI GELİR SAĞLAYICI OLARAK DEĞERLENDİRMELİ TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, “TARSİM’in hem Devlet destekli bir yapısının olması hem de doğal afetlerin ve risklerin tarımsal faaliyetleri giderek daha çok olumsuz şekilde etkilemesi, üreticilerin tarım sigortasına olan ilgisini giderek artırıyor. Sistem, bu büyüme potansiyeli itibarıyla acenteler açısından gelir sağlayıcı bir unsur olarak değerlendirilmeli” dedi.


G

eçtiğimiz yıl önemli projelere imza atan Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi (TARSİM), yeni yıla da iddialı hedeflerle girdi. 2017’de prim üretiminde %25’in üzerinde, poliçe adedinde ise %11 civarında bir artış yaşanmasında TARSİM’in yaptığı çalışmalar etkili oldu. 2018 için çıtayı bir üste çıkaran TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, “TARSİM’in misyonu üreticilerimizin tarımsal faaliyetlerini kesintiye uğramaksızın devam ettirebilmelerini mümkün kılmak. 2018 yılında da bu yönde çalışmalar yapmaya, Sistem’i geliştirmeye, daha çok üreticiye ulaşmaya, üzücü durumlar yaşanmadan sigortanın zamanında yapılması için bilinçlendirmeye ve bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi. TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı: 2017 yılını tarım sigortaları açısından değerlendirebilir misiniz? Geçtiğimiz yıl TARSİM için çok önemliydi. 2017 yılında İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası’nı buğday ürününde uygulamaya aldık. Bu aslında TARSİM için bir dönüm noktasıydı. Çünkü bu şekilde Çoklu Risk Sigortası’ndan Verim Sigortası’na geçiş için ilk adım atılmış oldu. Yine 2017 yılı, TARSİM adına hem poliçe,

hem de prim üretiminde ciddi büyümelerin yaşandığı bir yıldı. Baktığımızda, prim üretiminde %25’in üzerinde, poliçe adedinde ise %11 civarında bir artış söz konusu. “Sigortalı alan büyüklüğü %10’luk artış gösterdi” Bizim için Sistem’in büyüdüğüne ilişkin en önemli kriterlerden birisi de sigortalı alan büyüklüğü. Sigortalı alan büyüklüğü 21,2 milyon dekardan 23 milyon dekara ulaşarak, %10’luk artış gösterdi. Poliçe üretimi 1,6 milyon adede ulaştı, sigortalanan varlıkların bedeli 30 milyar TL oldu. Sigortacım 42


TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemİl Satoğlu, “Acenteler üretİcİlere tarım sİgortası alanında hİzmet sunmaya başladıklarında, müşterİ portföylerİnİ genİşletecekler. Ayrıca üretİcİlere elementer sİgorta branşları çerçevesİnde de hİzmet ulaştırma İmkanı doğacağından gelİrlerİnİ de artırmış olacaklar” dİye konuştu.

Yine sigortalanan büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayılarında da dikkate değer bir artış söz konusu. Sigortalı büyükbaş ve küçükbaş hayvan adedi %50 oranında artış ile 2,5 milyon adede ulaştı. Bu tablo, üreticinin TARSİM’e olan ilgisinin arttığını gösteriyor. Bu nedenle 2017, önemli bir yıl olarak kayıtlara geçmiş oldu. TARSİM olarak teknolojiye ciddi yatırımlar yapıyoruz ve iş süreçlerimizde teknolojinin ve dijitalleşmenin sunduğu tüm imkânlara yer veriyoruz. 2017 yılında da bu yatırımlarımıza devam ettik ve alt yapımızı tamamen değiştirdik. Aynı zamanda teknolojik imkânlardan yararlanacağımız çözümler üzerindeki çalışmalara devam ettik. Üniversitelerle birlikte uzaktan

Sigortacım 42

algılama ve coğrafi bilgi sistemleri tekniklerinin kullanılabilirliği konusundaki bir araştırma üzerine çalışmalarımızı sürdürdük. Bu çalışmalar önümüzdeki yıllarda da artarak devam edecek. “İnovaLİG’de önemli bir başarıya imza attık” Yine 2017 yılında, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin uluslararası yönetim danışmanlığı firması IMP3rove Academy ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği Türkiye'nin ilk inovasyon geliştirme programı İnovaLİG’de finalistliğe yükselerek, önemli bir başarıya imza attık. Bu yarışma ile şirketlerin inovasyon bilincinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Jüri değerlendirmesi sonucunda, kayıt yaptıran 971 firma arasından “İnovasyon Kaynakları” kategorisinde finalistliğe yükselerek, inovasyonun lider firmaları arasında ilk 5’te yer almamız bizleri gururlandırdı. Bu başarı, ilerideki inovasyon çalışmalarımız için de bize şevk verdi ve bizleri motive etti. Yurt dışı temaslarımız da yoğun bir şekilde devam etti. Birçok ülkeden davetler aldık ve Sistem’i bu ülkelere giderek anlatma fırsatı bulduk. Afrika ülkelerinden Uzak Doğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyayı ziyaret ettik. 2018 yılında da bu temasların aynı tempo ile devam etmesini amaçlıyoruz. Bu


anlattıklarımız, TARSİM’in 2006 yılında başlayan ve neredeyse 12 yıla uzanan hikayesinin bugün birçok ülkeye ilham kaynağı olduğunu gösteriyor. Gerçekten, TARSİM tarım sigortacılığında dünyada bir marka haline gelmiş durumda. Bu durum elbette bizim için ayrı bir gurur kaynağı. “850 milyon lira hasar ödemesi gerçekleştirdik” Tüm bu değerlendirmeler ışığında, 2017 yılının TARSİM için olumlu geçtiğini ifade edebiliriz. Yılı, yaşanan hasarlar açısından değerlendirdiğimizde, doğal afetlerin beklenmeyen şiddette ve sıklıkta yaygın bir coğrafyada yaşandığına şahit olduk. Hasarların nedenlerine baktığımızda dolu, don ve fırtınanın ön planda olduğunu gördük. Üreticilerimizden 300 bin adedin üzerinde ihbar aldık ve yapılan değerlendirmeler neticesinde üreticilerimize 850 milyon lira hasar ödemesi gerçekleştirdik. Bu dönemin en dikkat çeken hasarlarından birisi de Mersin’dekilerdi. 2017 yılı itibarıyla Sistem çerçevesinde ağaçlara teminat verdik. Bunun hemen akabinde Mersin’in bazı ilçelerinde kar ağırlığı nedeniyle çeşitli hasarlar yaşandı. Bu durumu kısaca şöyle açıklayabiliriz: “Yoğun kar yağışı neticesinde kar, ağaçlar üzerine birikti. Karın erimesi sırasında ise buz kütleleri aşağıya doğru hareket etti, bunun sonucunda ağaçlarda kırılmalar meydana geldi ve söz konusu ağaçlar ekonomik ömürlerini tamamlamış oldu.” Akdeniz, Erdemli ve Mut ilçelerinin yüksek kesimlerinde, şeftali ve turunçgil türlerinin zarar görmesi neticesinde üreticilerimize önemli tutarlardaki hasar ödemelerini çok hızlı bir şekilde gerçekleştirdik. Yine yılın sonuna doğru, 13 Kasım tarihinde, Antalya’nın batısında meydana gelen dolu, fırtına ve hortum gibi nedenlerden ötürü ekiliş ve seraları zarar gören sigortalı üreticilerden 500’ün üzerinde hasar ihbarı aldık. Bu ihbarları takiben 14 Kasım’dan itibaren ekspertiz işlemlerine başlayarak bir hafta

içerisinde tespit işlemlerini tamamladık. 300 civarındaki üreticimize 1 hafta gibi kısa bir sürede 10 milyon lira tutarındaki tazminat ödemesini hızlıca gerçekleştirdik. Bu da tarım sigortacılığında sanıyorum ki en hızlı hasar ödemesi süreci oldu. “Sigorta yaptırmak için vaktinde harekete geçilmeli” Meydana gelen bu hasarların hemen sonrasında Antalya’nın doğusunda Aksu, Serik ve Manavgat ilçelerindeki seralar ve son olarak da 19 Kasım’da Mersin’de meydana gelen şiddetli dolu yağışı nedeniyle narenciye ürünü etkilendi. Sigortalılardan alınan hasar ihbarları üzerine sera ve narenciye bahçelerinde hızlı bir şekilde hasar tespit işlemleri tamamlandı. Tüm bu süreçte dikkat çeken birkaç önemli nokta vardı. Bunlardan birisi de üreticilerimizin bu bölgede poliçe yaptırma oranlarının düşük olmasıydı. Bunun arkasında birkaç sebep yatıyor. Bazıları mevzuat kaynaklı. Üreticilerimizin bir kısmı mülkiyet problemleri nedeniyle seralarını Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt yaptıramamışlar. Bu nedenle tarım sigortası için ön şartı yerine getirememişler. Sonuç itibarıyla sigortaları olmadığı için zararları karşılanamadı. Bu noktada Bakanlığımız devreye girdi ve Sayın Bakanımızın da talimatları ile bir çalışmaya başlandı. Mevzuat açısından çözüm yolları taraflarla birlikte değerlendirildi. Çalışmalar sonuçlandıktan sonra çözüm yolları da ortaya çıkmış olacak. Ancak bir kısım üreticimiz de koşullar uygun olmasına rağmen sigortalarını Sigortacım 42


yaptırmamıştı. Tüm bu hasarlar neticesinde bölgede poliçe üretiminin arttığını gördük. Keşke böyle üzücü durumlar yaşanmadan gereken önlemler alınsa ve sigorta yaptırmak için vaktinde harekete geçilebilse… 2018 yılı ile ilgili beklentilerinizi öğrenebilir miyiz? İçinde bulunduğumuz yılın TARSİM açısından önemli olacağını tahmin ediyoruz. Üreticilerimiz için çok sayıda yenilik uygulamaya alındı. Geçtiğimiz yıl üreticilerimizin hizmetine sunulan İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası’na, buğdayın yanı sıra yeni ürünler ilave edildi. Aynı zamanda Hayvan Hayat Sigortaları tarafında da yeni hastalıklar teminat kapsamına alındı. Bu uygulama ile Hayvan Hayat Sigortaları’nda geçtiğimiz yıl elde edilen başarılı sonuçların, bu yıl da artarak devam edeceğine inanıyoruz. “Kadın çiftçilerimize yönelik indirimlerimiz söz konusu” Yine bu yıl genç çiftçilerimize ve kadın çiftçilerimize yönelik indirimlerimiz söz konusu. Bunun da tarım sigortalarının gelişimine ivme kazandıracağını düşünüyoruz. 2018 hedeflerimizi yüksek tuttuğumuz bir yıl. Bu sadece üretim hedefi değil. Tabii ki belli bir üretim ve poliçe hedefimiz var. Ancak şunu unutmamak gerekiyor; TARSİM kâr amacıyla hareket eden, ticari bir kurum değil. TARSİM’in misyonu tarım ekonomisinin sürdürülebilir olmasını sağlayabilmek ve böylece üreticilerimizin tarımsal faaliyetlerini kesintiye uğramaksızın devam ettirebilmelerini mümkün kılmak. Amacımız ve misyonumuz bu. 2018 yılında da bu yönde çalışmalar yapmaya, Sistem’i geliştirmeye, daha çok üreticiye ulaşmaya, üzücü durumlar yaşanmadan sigortanın zamanında yapılması için bilinçlendirmeye ve bilgilendirmeye devam edeceğiz. Kısacası üreticimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Bununla birlikte

TARSİM’in yıllar itibarıyla istikrarlı bir şekilde büyümesine ve daha da büyüme potansiyeline bağlı olarak, önümüzdeki dönemlerde daha fazla acentenin tarım sigortası poliçesi düzenlemesini arzu ediyoruz. TARSİM’in hem Devlet destekli bir yapısının olması hem de doğal afetlerin ve risklerin tarımsal faaliyetleri giderek daha çok olumsuz şekilde etkilemesi, üreticilerin tarım sigortasına olan ilgisini giderek artırıyor. Sistem, bu büyüme potansiyeli itibarıyla acenteler açısından gelir sağlayıcı bir unsur olarak değerlendirilmeli. Acenteler, üreticilere tarım sigortası alanında hizmet sunmaya başladıklarında, müşteri portföylerini genişletecekler. Ayrıca üreticilere elementer sigorta branşları çerçevesinde de hizmet ulaştırma imkânı doğacağından gelirlerini de artırmış olacaklar. Bu yıl umarım tüm üreticilerimiz için bereketli ve hasarsız bir yıl olur. Ancak yine de üreticilerimize tarım sigortalarını yaptırmaları, önlemlerini almaları ve işlerini şansa bırakmamaları konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Sigortacım 42

‘ACENTELERİN KATKISI ÇOK ÖNEMLİ’ Sistem’de yer alan ve tarım sigortası poliçesi düzenlemeye yetkili sigorta şirketlerinin acentelerine de büyük sorumluluklar düştüğünün altını çizmek isterim. Üretici ile bire bir iletişimde olan acentelerin, bağlı oldukları şirketleri ile birlikte TARSİM’i de temsil ettiklerini unutmaması gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimize tarım sigortasının öneminin anlatılması, uygulama ve teminatlar hakkında detaylı bilgi verilmesi, üreticilere bilgilendirme formlarını, poliçelerini, genel şartlar, tarife ve talimatlardan oluşan belgelerini eksiksiz teslim etmeleri çok önemli. Yine üreticilerimizin hem TARSİM’e hem de acentelerine olan bağlılığını sürekli kılmak ve aynı zamanda memnuniyet düzeylerini artırmak amacıyla poliçe düzenleme işlemlerinin ardında da hizmet sunulmaya devam edilmesi şart. Sonuçta, Sistem’e katılımın artması, tarım sigortalarının ülke genelinde yaygınlaşması ve TARSİM’in gelecekte çok daha iyi noktalara taşınabilmesinde acentelerin katkısı çok önemli…


HANG İ SİGORTALAR VAR? İLÇE BAZLI KURAKLIK VERİM SİGORTASI

BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTASI Tüm bitkisel ürünler için; n Dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskınının ürünlerde neden olduğu miktar kaybı, n Dolunun yaş meyve, yaş sebze ve kesme çiçeklerde neden olduğu kalite kaybı, teminat kapsamına alınıyor. İsteğe bağlı olarak, n Don riskinin yaş meyvelerde neden olduğu miktar kaybı, n Dolu, dolu ağırlığı, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskını, taşıt çarpması risklerinin dolu ağı ve örtü sistemleri, destek (telli terbiye) sistemleri ile bu sistemlerin altında bulunan ürünlerde neden olduğu zararlar, n Yaban domuzunun tarla ürünlerinde, sebzelerde, fidanlarda ve çilekte neden olduğu miktar kaybı, n Yağmur riskinin, kirazda olgunlaşma döneminde neden olduğu miktar kaybı,

n Dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskını risklerinin, arpa, buğday, çavdar, tritikale ve yulaf ürünleri ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluklarının sap kısmında neden olduğu miktar kaybı, n Dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskını risklerinin, salamuralık yaprak üretimi yapılan asmaların yapraklarında neden olduğu miktar kaybı teminat kapsamına alınabiliyor. İsteğe bağlı ek teminatlar tek başına alınamıyor. Ekonomik olarak verime yatmış meyve ağaçları ve asmaların kendileri ile fidanlarında, dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskını, taşıt çarpması ve kar ağırlığı risklerinin neden olduğu tam hasarlar ürünle birlikte veya üründen bağımsız olarak sigorta ettirilebiliyor. Sigortacım 42

Bu sigorta, Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen ilçelerde Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı sigortalanmış kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale ürünleri ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluk ürünlerinde ilçe genelinde gerçekleşen kuraklık, don, sıcak rüzgar ve sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış ile dolu paketi (Dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, sel ve su baskını, deprem) dışındaki risklerin neden olduğu verim kaybı genel şartlar ile tarife ve talimatlar çerçevesinde teminat kapsamına alınıyor. Bu ürünlerin sap kısmı isteğe bağlı olarak ek prim karşılığında teminat kapsamına alınabiliyor.

SERA SİGORTASI Sera yapı malzemeleri, içindeki teknik donanım ve serada yetiştirilen bitkisel ürünler için risk inceleme ve değerlendirme sonucuna göre dolu, deprem, taşıt çarpması ile fırtına, hortum, yangın, heyelan, sel ve su baskını, kar ve dolu ağırlığı riskleri teminat kapsamına alınabiliyor.


BÜYÜKBAŞ HAYVAN HAYAT SİGORTASI Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıt sistemlerine kayıtlı olan süt ve erkek besi sığırları ile mandalar, yapılacak risk değerlendirmesi sonucunda, sigortaya kabul ediliyor. n Bu sigorta, sigortalı büyükbaş hayvanlarda; n Genel şartların A.3 maddesinin (a) fıkrasında belirtilen hastalıklar hariç olmak üzere, her türlü hayvan hastalıkları ve gebelik, doğum veya cerrahi müdahale (Dar Kapsamlı Tarifede, tüm hastalıklar teminat dışı.), n Her türlü kaza, vahşi hayvan saldırısı, yılan ve böcek sokması, n Zehirli çayır otları ve yeme bağlı zehirlenmeler, n Her türlü doğal afetler ve güneş çarpması, n Yangın veya infilâk sebebiyle meydana gelen ölümler, zorunlu kesimler, yavru atma ve yavru ölümü, sonucu sigortalının doğrudan uğradığı maddi zararlar tarife ve talimatlar çerçevesinde sigorta kapsamında. İsteğe bağlı olarak ve ek prim alınması koşuluyla; 1. Hastalıklardan arilik belgesine sahip ve bio güvenlik önlemlerini almış işletmelerde, işletmede yer alan sigortalanabilir nitelikteki tüm hayvanların sigortalanması koşuluyla; şap hastalığı nedeniyle meydana gelen ölümler, zorunlu kesimler, yavru atma ve yavru ölümü sonucu sigortalının doğrudan uğrayacağı maddi zararlar (Dar Kapsamlı tarifede ve aşılı ari bölge olan; Edirne, Tekirdağ, Kırklareli illeri ile İstanbul ve Çanakkale illerinin Avrupa yakasında kalan İlçelerinde şap hastalığı teminatı verilmiyor), 2. İşletmede yer alan sigortalanabilir nitelikteki tüm hayvanların sigortalanması koşuluyla; mavi dil, sığırların süngerimsi beyin hastalığı (BSE), rift vadisi humması, bulaşıcı

sığır plörapnömonisi (contagious bovine pleuropneumonia), enzootik sığır löykozu, geyiklerin epizootik hemorajik hastalığı (EHD), bulaşıcı stomatitis (Veziküler Stomatitis), hastalıkları nedeniyle meydana gelen ölümler,mecburi kesimler,yavru atma ve yavru ölümü sonucu sigortalının doğrudan uğrayacağı maddi zararlar (Dar kapsamlı tarife haricinde), 3. Poliçede belirlenen sigortalı yerde; 4. Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, 5. Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek, 6. Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek, 7. Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak,

Sigortacım 42

8. Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle yapılan hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs nedeniyle sigortalı hayvanlarda doğrudan meydana gelen zararlar ile sigortalı hayvanların poliçede belirtilen adresteki tesis ile sigortalı tarafından bildirilen ve Tarım Sigortaları Havuzu tarafından kabul edilen mera veya meralar arasındaki nakliyesi esnasında veya buralardayken yapılan hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs nedeniyle sigortalı hayvanlarda doğrudan meydana gelen zararlar (Dar kapsamlı tarifede, işletmede yer alan sigortalanabilir nitelikteki tüm hayvanların sigortalanması koşulu ile hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs nedeniyle sigortalı hayvanlarda doğrudan meydana gelen zararlar kapsama alınabiliyor.) teminat kapsamına alınabiliyor.


KÜÇÜKBAŞ HAYVAN HAYAT SİGORTASI Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıt sistemlerine kayıtlı olan koyun ve keçi ile koç ve tekeler, yapılacak risk değerlendirmesi sonucunda, sigortaya kabul edilir. Bu sigorta, sigortalı küçükbaş hayvanlarda; n A.3 maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen hastalıklar hariç olmak üzere, her türlü hayvan hastalıkları ve gebelik, doğum veya cerrahi müdahale sonucu ölüm, n Her türlü kaza, vahşi hayvan saldırısı, yılan ve böcek sokması, n Zehirli çayır otları ve yeme bağlı zehirlenmeler, n Her türlü doğal afetler ve güneş çarpması, n Yangın veya infilâk sebebiyle meydana gelen ölümler ve zorunlu kesimler sonucu sigortalının doğrudan uğradığı maddi zararlar tarife ve talimatlar çerçevesinde sigorta kapsamında. İsteğe bağlı olarak ve ek prim alınması koşuluyla; a. Hastalıklardan arilik belgesine sahip ve bio güvenlik önlemlerini almış işletmelerde işletmede yer alan sigortalanabilir nitelikteki tüm hayvanların sigortalanması koşuluyla; şap hastalığı nedeniyle meydana gelen ölümler, zorunlu kesimler sonucu sigortalının doğrudan uğrayacağı maddi zararlar (Dar Kapsamlı tarifede ve aşılı ari bölge olan; Edirne, Tekirdağ, Kırklareli illeri ile İstanbul ve Çanakkale illerinin Avrupa yakasında kalan İlçelerinde Şap hastalığı teminatı verilmez), b. İşletmede yer alan sigortalanabilir nitelikteki tüm hayvanların sigortalanması koşuluyla; mavi dil, koyun ve keçi vebası (PPR), koyun, keçi çiçeği, scrapie, rift vadisi humması, geyiklerin epizootik hemorajik hastalığı (EHD)

hastalıkları nedeniyle meydana gelen ölümler ve mecburi kesimler sonucu sigortalının doğrudan uğrayacağı maddi zararlar (Dar kapsamlı tarife haricinde), c. Poliçede belirlenen sigortalı yerde n Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, n Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek, n Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek, n Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak, n Öldürme, yaralama, zor ve şiddet Sigortacım 42

kullanma veya tehditle yapılan hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs nedeniyle sigortalı hayvanlarda doğrudan meydana gelen zararlar ile sigortalı hayvanların poliçede belirtilen adresteki tesis ile sigortalı tarafından bildirilen ve Tarım Sigortaları Havuzu tarafından kabul edilen mera veya meralar arasındaki nakliyesi esnasında veya buralardayken yapılan hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs nedeniyle sigortalı hayvanlarda doğrudan meydana gelen zararlar (Dar kapsamlı tarifede, işletmede yer alan sigortalanabilir nitelikteki tüm hayvanların sigortalanması koşulu ile hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs nedeniyle sigortalı hayvanlarda doğrudan meydana gelen zararlar kapsama alınabiliyor.) teminat kapsamına alınabiliyor.


SU ÜRÜNLERİ HAYAT SİGORTASI

KÜMES HAYVANLARI HAYAT SİGORTASI Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıt sistemlerine kayıtlı, bio güvenlik ve hijyen tedbirleri alınmış, kapalı tesislerde yetiştirilen kümes hayvanları ile açık ve yarı açık sistemde yetiştirilen kümes hayvanları için; n 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na göre, ihbarı mecburi bulaşıcı hastalıklar hariç olmak üzere her türlü kanatlı hayvan hastalıkları (Açık ve yarı açık sistemde yetiştirilen kümes hayvanları sadece Dar Kapsamlı Tarife kapsamında sigortalanabilmekte olup, Dar Kapsamlı Tarifede, tüm hastalıklar teminat dışı.),

n Her türlü kaza ve zehirlenmeler, n Her türlü doğal afetler, n Yangın veya infilâk sebebiyle meydana gelen ölüm, itlaf ve mecburi kesimler nedeniyle, sigortalının doğrudan doğruya uğradığı zararlar, genel şartlar ile tarife ve Talimatlar çerçevesinde sigorta kapsamında. İsteğe bağlı olarak ve ek prim alınması koşuluyla; n Salmonella test sonuçları menfi olan işletmelerde pullorum ve kanatlı tifosu (tavuk tifosu) hastalıkları nedeniyle meydana gelen ölümler ve mecburi kesimler sonucu sigortalının doğrudan uğrayacağı maddi zararlar teminat altına alınabilir (Açık ve yarı açık sistemde yetiştirilen kümes hayvanları sadece Dar Kapsamlı Tarife kapsamında sigortalanabilmekte olup, Dar Kapsamlı Tarifede, tüm hastalıklar teminat dışı.)

Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerine, Su Ürünleri Kayıt Sistemi’ne (SKS) kayıtlı mevcut bilgiler ve yapılacak risk incelemesi dikkate alınarak, deniz ve iç su tesislerinde yetiştirilen su ürünleri ile kafes ve ağları; Su Ürünleri Sigortası Genel Şartları ile tarife ve talimatlar kapsamında sigortaya kabul edilir. Sigortaya kabul edilen su ürünleri tesislerindeki; Su Ürünleri için; n Genel şartlarda yazılı istisnalar dışında kalan her türlü hastalık, n Yetiştiricinin kontrolü dışındaki kirlenme ve zehirlenmeler, n Her türlü doğal afet, n Kazalar, n Predatörler, n Alg patlaması sebebiyle su ürünleri stokunda meydana gelen ölümler ve fiziksel kayıplar, Kafes ve Ağlar için; n Her türlü doğal afet, n Kazalar, n Predatörler nedeniyle meydana gelen maddi zararlar teminat kapsamında.

ARICILIK (ARILI KOVAN) SİGORTASI Arıcılık Kayıt Sistemi’ne (AKS) kayıtlı olan, plakalı, modern ve aktif (içinde arı olan) kovanlar sigorta kapsamında. Bu sigorta, aktif (içinde arı olan) kovanların; n Fırtına n Hortum n Yangın, n Heyelan n Taşıt çarpması, n Deprem n Sel ve su baskını Sigortacım 42

n Vahşi hayvan saldırısı n Kovanların nakliyesi esnasında; çarpma, çarpışma, devrilme, yanma vb. (Sadece Gezginci Arıcılık için geçerli.) nedenler sonucu meydana gelen zararlar, Genel Şartlar ile Tarife ve Talimatlar çerçevesinde sigorta kapsamında.


DEĞER KAYBINDA YÜZDE 15’E DURDURMA Danıştay, trafik sigortasında “değer kaybı tutarının maddi teminat limitinin yüzde 15’i aşamayacağı” ile ilgili maddede yürütmeyi durdurma kararı aldı. anıştay’ın kararında, kazalar sonucu araçlarda meydana gelen değer kaybının maddi teminat limitinin yüzde 15’i aşabileceği ve meydana gelecek değer kaybı zararının yüzde 15’inden fazlasının sigortalı tarafından ödenmesi sonucunu doğuracağı da kaydedildi. Alfa Oto Filo Yönetimi’nin Trafik Sigortası’nda (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sigortası) 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin ekinde yer alan Tablo 7, 8, 9 ve 10’a, 11 Temmuz 2017 tarih ve 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 3. Maddesiyle eklenen “Sigorta şirketi tarafından ödenecek değer kaybı tutarı, maddi teminat limitinin yüzde 15’ini aşamaz” tümcesinin ve yürürlüğünü gösteren 5’inci maddesinin c bendinin iptali ve yürütmesinin durdurulması hakkındaki açtığı davayı karara

D

bağladı. Danıştay, bu konuda yürütmeyi durdurma kararı alırken, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içinde İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz edilebileceğinin taraflara bildirilmesine, 17 Ocak 2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Danıştay’ın kararını değerlendiren sektör

OYDER'DEN YENİ SİGORTA ŞİRKETİ ADIMI Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, yetkili satıcıların sahip olduğu, yeni kuvvetli bir sigorta şirketi kurma kararı aldıklarını söyledi. OYDER Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, şirketin kurulmasıyla poliçe üretiminde ve hasar onarımında yetkili satıcıların bizzat söz sahibi olacağını vurgulayarak, “Sektör yaşadığı tüm haksızlık ve sıkıntıların ortadan kaldırılması için kendi kararını kendi verecek” diye konuştu. Murat Şahsuvaroğlu, sektör olarak tüketici güvenliğini ön planda tuttuklarının altını çizerek, hasar onarımlarının yetkili servisler haricinde yapılmaması gerektiğini bildirdi.

Sigortacım Metin 42 Oğuz

temsilcileri, itiraz süresinin olduğunu hatırlattı. Hazine Müsteşarlığı’nın bu konuda yeni bir çalışma yaptığını da ifade eden sektör temsilcileri, değer kaybı konusunda Kanun’la yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini ve bu konuda Kanun çıktığında Danıştay’ın aldığı kararın bir şey ifade etmeyeceğini ileri sürüyor.


SEKTÖRDEKİ BÜYÜME

YETERLİ Mİ? TSB’nİn açıkladığı verİlere göre 2017 yılında sektörde, enflasyondan arındırıldığında reel büyüme hızı yüzde 2.6 olarak gerçekleştİ. 12 aylık dönemde hayat dışı sektör yüzde 11.9 büyürken, hayat branşındakİ büyüme İse yüzde 35.8 olarak gerçekleştİ.

T

rafik sigortasında nisan ayında başlayan ‘tavan fiyat’ uygulamasının etkisiyle geçen yılın 6 ayında yüzde 12 büyüyen sektörde (hayat, hayat dışı dahil) yılın tamamında ise toplam prim üretimi yüzde 14.9 arttı. Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre sektörde, enflasyondan arındırıldığında reel büyüme hızı ise yüzde 2.6 olarak gerçekleşti. 12 aylık dönemde hayat dışı sektör yüzde 11.9 büyürken, hayat branşındaki büyüme ise yüzde 35.8 olarak gerçekleşti. Branşlar itibariyle baktığımızda sektörün toplam prim üretimi içinde yaklaşık yüzde 49’luk paya Sigortacım 42

sahip ‘oto sigortaları’ndan trafik geçen yıl yüzde 0.04 küçülürken, kasko (kara araçları) ise yüzde 12.06 büyüme kaydetti. Oto dışında da 2017’de toplam pastadan aldığı pay yüzde 10’un üzerinde olan branşlarda prim üretimi, ‘hastalık-sağlık’ta yüzde 18.98, yangın ve doğal afetlerde yüzde 19.02, genel zararlarda ise yüzde 24.48 artış gösterdi.

İLK 5’TE HANGİ ŞİRKETLER YER ALIYOR? Birlik verilerine göre, hayat dışı sektörde 2017 yılında en fazla prim üretimini, 2016’ya göre yüzde 11.11 düşüşle 5 milyar 133.6 milyon TL prim üreten Allianz Sigorta gerçekleştirdi. Allianz’ı yüzde 4.18 artışla 4 milyar 671.4 milyon TL prim üreten Anadolu Sigorta izledi. Hayat dışında


toplam prim üretimi itibarıyla ilk 5’te yer alan şirketlerden Allianz, Axa ve Mapfre Sigorta’nın prim üretimi daraldı. Yüzde 39.3’lük artışla 2 milyar 635.5 milyon TL prim üreten Aksigorta ilk 5’te yer alan şirket arasında en hızlı büyüyen şirket oldu.

ŞİRKETLER 20 BİN KİŞİYİ İSTİHDAM ETTİ Diğer yandan Türkiye Sigorta Birliği, 2017 yılına ilişkin istihdam istatistiklerini açıkladı. Eğitim durumlarından kadın veya erkek çalışan sayısına kadar birçok verinin yer aldığı rapora göre, sigorta şirketleri 2017’de yaklaşık 20 bin kişiyi istihdam etti. Sigorta sektörü, 2016’da 19 bin 652 kişiyi istihdam etmişti. Buna göre sektördeki çalışan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.2 arttı. TSB’nin raporunda yer alan diğer bir veri ise sektörde toplam 1692 kişinin sigortacılık veya aktüerya mezunu olduğu. Buna göre sektörde çalışanların sadece yüzde 8.5’i sigortacılık ve aktüerya mezunu. Sigortayla doğrudan alakalı bu bölümlerden mezun olan çalışanların oranı, yüksekokul, lisans ve yüksek lisans mezunu 17 bin 950 kişiye göre hesaplandığında %9.4’e yükseliyor. 2016 yılı istihdam raporunda ise bu oranlar sırasıyla %8.2 ve %9.2 olarak hesaplanmıştı. 2016 yılında 232 kişi azalan doğrudan satış elemanlarının 2017’de de 248 kişi azaldığı, toplam 5 bin 848 kişi olduğu kayda geçti. Buradaki sigortacılık ve aktüerya mezunu çalışanların oranına bakıldığında oran %8.9 olarak hesaplandı

KADIN ÇALIŞANLAR ÇOĞUNLUKTA Sektörde kadın çalışanların sayısı bir önceki yıla göre 2017 yılında da erkeklere göre daha fazlaydı. Raporda toplam 20 bin çalışandan 11 bin 201’i kadın olurken 8 bin 699’unun erkek olduğu belirtildi. Şirketlerdeki kadın çalışan sayısı 7 bin 536 iken doğrudan sayış elemanları arasındaki kadın sayısının 3 bin 665 olduğu raporda yer aldı.

‘TRAFİK SİGORTASI KAYNAKLI ZARARLAR 2018’DE DE ARTACAK’ Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’de tavan fiyat uygulamasının sigorta şirketlerini 2018 yılında da etkileyeceğini açıkladı. Yapılan değerlendirmede bu yıl özelikle trafik sigortası kaynaklı zararların artmasının beklendiğine vurgu yapıldı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de tavan fiyat uygulamasının sürmesinin sigorta şirketlerini olumsuz etkileyeceği belirtildi. Açıklamada trafik sigortacılarının

Sigortacım 42

karlarının 2018 yılında büyük bir ihtimale önemli ölçüde düşeceği ifade edilirken, motorlu taşıt primleri tavan uygulamasının hayata geçtiği Nisan 2017’den bu yana yaklaşık yüzde 20 düştüğüne dikkat çekildi. Değerlendirmede, 2018 yılında trafik sigortası kaynaklı zararların artmasının beklendiği vurgulanırken, buna düşük primlerin sebep olduğuna dikkat çekildi. Değerlendirmede ayrıca söz konusu kararın karlardaki düşüşün 2018’de daha sert ve uzun süreli olacağının altı çizildi.


DİJİTAL CÜZDANLAR

SİBER SALDIRILARIN GÖZDESİ Sanal dünya neredeyse gerçeğinden daha hızlı dönerken, bu hızı sağlayan teknolojik alt yapılar 2018’de de giderek artan siber risklerle karşılaşacak.

D

ijitalleşmeyle birlikte şirketlerin varlıkları siber ağlar üzerine taşınıyor; Nesnelerin interneti, giyilebilir cihazlar, artan bulut platformu kullanımı, Endüstri 4.0, finansal dünyanın ‘sanalize’ olması derken yaşam artık arka planda sorunsuz çalışması gereken ağ altyapıları üzerinde duruyor. Ancak bu durum dijital dönüşüm yolculuğuna çıkan kurumlar için başta kişisel verilerin gizliliği olmak üzere dikkat edilmesi

gereken pek çok unsuru da beraberinde getiriyor. 2018 içinde karşılaşılması öngörülen tehlikelere karşı kurumları uyaran Innovera Genel Müdürü Gökhan Say, hangi konularda önlem alınması gerektiğini şöyle sıralıyor:

Nesnelerin interneti Dijital dönüşüm yolculuğunuzda Endüstri 4.0 varsa nesnelerin interneti ile yolunuz kesişecek demektir. 2018’deki küresel IoT Sigortacım 42

(Internet of Things) harcamalarını 772 milyar dolar olarak öngören IDC, güvenli yazılım oranının ise 2021’de yüzde 55’e yükselmesini bekliyor. “Ağa bağlı milyarlarca cihaz” olarak tanımlanan bu alanda yapacağınız yatırımlarda güvenlik başlığını ilk sıraya almanız önem taşıyor. Kritik sektörler: Üretim, telekom, kamu, perakende, enerji. Özellikle Avrupa Birliği bünyesinde alınan ve 2018 başında yürürlüğe giren MIFID II gibi


yeni kriterler bu alandaki siber risklerin boyutunu ortaya koyuyor. Alacağınız önlemlerle hem uluslararası güvenlik normlarına uyumlu hem de müşterilerinizi koruyan bir BT altyapısına sahip olmalısınız. Kritik sektörler: Finans, Bankacılık, Perakende, Sağlık.

Sanal paralar Bitcoin, Ethereum gibi sanal kripto paralar kısa sürede hızlı kazanç için cazip görünebilir. Ancak kripto para borsaları ile dijital cüzdanlar da siber saldırıların odak noktasında. 2018, dünyanın farklı bölgelerinde çalınan verilerle birlikte başladı. Dijital cüzdanını kaptıran ve şirket içi ağınıza bağlanabilen bir çalışanınız kurumunuza ait veriler için de bir risk oluşturabilir. Kritik sektörler: Finans, Bankacılık, Perakende.

Bulut güvenliği Dijital dönüşüm, diğer etkilerinin yanında işinize ait süreçlerin bulut platformlarına taşınması anlamına da geliyor. Bulut platformu sağlayıcınızın gerekli önlemleri almasıyla

yetinmeden ek güvenlik önlemleri almalısınız. Kritik sektörler: İş süreçlerini buluta taşıyan tüm şirketler.

Otomasyon güvenliği Dijital dönüşümle eşanlamlı kabul edilebilecek otomasyon süreçleri de 2018’in riskli alanları arasında bulunuyor. Otomasyon için kullandığınız yan ekipmanlardan sistemi oluşturan ana cihazlara kadar risklerin proaktif bir şekilde izlenmesi gerekiyor. Innovera’nın kurucuları tarafından global marka olma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Atar Labs’ın Güvenlik Operasyon Merkezleri (Security Operation Center – SOC) için geliştirdiği tipte yazılımlar güvenlik seviyenizi yukarıya taşımanızı sağlayacaktır. Kritik sektörler: Üretim, telekom, perakende, enerji.

Uygulama ve veri güvenliği Gartner’ın 2017-2018 Siber Güvenlik Riskleri raporundaki beş ana başlıktan biri olan

uygulama ve veri güvenliğinin önemi bu yıl daha da artacak. Dijital dönüşümle birlikte artan uygulama ve büyük veri miktarının güvenilirliği için önlem almayan şirketler 2018’i pek de iyi hatırlamayacak. Kritik sektörler: Perakende, telekom, enerji.

Yapay zeka Henüz emekleme safhasında olsa da 2017’de başlayıp 2020’de hızlanan ve 2025 sonrası olgunlaşan bir yapay zeka kullanımı söz konusu olacak. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporlarına da yansıyan bu öngörü dijital dönüşümde önemli bir basamak olma niteliği taşıyor. Şirket içi verimlilik adına verilerinizi emanet ettiğiniz, bulut tabanlı bir yapay zekâ uygulaması ise sisteminiz için güvenliği zayıf arka kapılar anlamına gelebilir. Kritik sektörler: Bankacılık, sigorta, telekom, danışmanlık.

Phishing koruması 2017, sistemleri kullanılmaz hale gelen fidye yazılımların son derece aktif olduğu bir yıl oldu. Bu durum, bilinçlenme ile birlikte azalsa da 2018’de sürecek. İşinizi doğrudan sekteye uğratacak bu tip saldırılar için hem kurum içi bilgilendirme hem de ağ altyapınızı koruyacak önlemleri devreye sokmalısınız. Kritik sektörler: E-posta iletişimi yoğun olan tüm sektörler.

DDOS atakları Uzun yıllardır gündemde olan bu saldırı tipi, dijital dönüşüm ve nesnelerin interneti uygulamalarının yaygınlaşmasıyla yükselmeye devam edecek. Ağınızın güvenlik seviyesini gözden geçirmek faydalı olabilir. Kritik sektörler: Orta ve büyük ölçekli, bilgisayar ve ağa bağlı donanım adedi yüksek tüm şirketler.

Sigortacım 42


‘TELEFON KAZASINA SON’ Türkiye’de araç kullanırken meydana gelen trafik kazalarının sayısını azaltmak isteyen AXA Sigorta, “Telefon Kazasına Son” adı ile bir bilinçlendirme kampanyası başlattı.

A

XA Sigorta, “insanların daha iyi bir yaşam sürmelerine katkıda bulunmak” misyonu ile gerçekleştirdiği Türkiye’de “Yol Güvenliği Anketi ve Raporu”nun sonuçlarını ve sonuçlar paralelinde hazırlanan yeni bilinçlendirme kampanyasını düzenlediği bir basın toplantısı ile açıkladı. AXA Sigorta eski CEO’su Guillaume Lejeune, AXA Sigorta Satış ve Pazarlama Başkan ve İcra Kurulu eski Üyesi Özer Şimşek ve İstanbul Ekonomi Yönetici Ortağı Sinan Ülgen’in katılımıyla düzenlenen toplantıda AXA

Sigorta’nın araç kullanırken mobil telefon kullanımından kaynaklanan trafik kazalarının sayısının azaltılmasını hedefleyen “Telefon Kazasına Son” adını taşıyan yeni kampanyası ile hayata geçirilecek projeler de tanıtıldı.

Her yıl 1.3 milyon kişi hayatını kaybediyor Axa Sigorta olarak 125 yıldır faaliyet gösterdikleri bu topraklarda yaşayan insanlara karşı sorumlulukları olduğunu ifade eden Axa Sigorta CEO’su Guillaume Lejeune, “En önemli misyonumuz Sigortacım 42

insanların daha iyi bir yaşam sürmelerine katkıda bulunacak çalışmalar gerçekleştirmek. İmzamızı attığımız her işle finansal olarak güçlü ve zarar tazmini konusundaki etkin şirket duruşumuzu bir adım öteye, müşterilerimizin günlük hayatına değer katan bir ortağa dönüşme noktasına taşıyor ve bulunduğumuz her coğrafyada insan sağlığı, iklim değişikliği gibi konularda insanların yaşam kalitesini artırmaya ve önleyici çözümler sunmaya yönelik proje ve kampanyalar gerçekleştiriyoruz. Bu bağlamda dünyada her yıl 1.3 milyon kişinin


trafik kazalarında hayatını kaybettiğini, Türkiye’de ise her yıl 1.2 milyon trafik kazası gerçekleştiğini göz önünde bulundurduğumuzda ’Yol Güvenliği’ de bizim için önemli bir gündem maddesi” dedi. Lejeune, kasko ve trafik sigortası gibi ürünleriyle sürücü ve ailelerini içeren 5.6 milyon kişiye ulaştıkları Türkiye pazarında hali hazırda yol güvenliği konusunda pek çok önemli adım atan yerel otoritelerle işbirliği yapmaktan mutluluk duyacaklarını ifade etti.

3 sürücüden 1’i mesajlaşıyor Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında trafik kazalarında dördüncü, yaya ölümlerinde ise üçüncü sırada olduğunun altını çizen EDAM Başkanı Sinan Ülgen, devletin özellikle son yıllarda karayolları güvenliği konusunda önemli yatırımlar ve yaptırımları olduğunu belirtti. Ülgen, “Günümüzde küresel bir politika alanı olarak kabul gören yol güvenliği tarafında yapılabilecek iyileştirmelere katkıda bulunmak amacıyla Axa Sigorta ile birlikte Türkiye özelinde bir anket gerçekleştirdik. Risklerin belirlenmesine yönelik bu çalışma ile sürücülerin davranışları ve kendi ifadeleriyle yol güvenliğine ilişkin algılarına daha yakından bakma fırsatı bulduk ve çok çarpıcı sonuçlara ulaştık. Anketimize göre sürücülerin çoğunluğu kendileri kurallara uyduğu halde başkalarının kurallara aykırı davrandığını söylüyor.

Sürücüler yeterince dikkatli değil Sorunlu alanları sorduğumuzda hiç kimse mobil telefon ile konuşulmasından bir sorun olarak bahsetmezken sürücülerin 5’te 1’i sürüş esnasında mobil telefonla konuşmamaya dikkat etmediğini ifade ediyor. Hatta sürücülerin 4’te 1’i araç kullanırken kısa süreli olarak

mobil telefona bakılabileceğini, 5’te 1’i sürüş esnasında e-postalarına cevap verdiğini, 6’da 1’i arkadaşlarını kırmamak için onlarla mesajlaşmaya devam ettiğini, 10’da 1’i ise sosyal medyaya göz attığını kabul ediyor. Üstelik bu oranlar 18-35 yaş arasına baktığımızda daha da artıyor, bu yaş aralığındaki sürücülerin direksiyondayken telefonla konuşma oranı 35 yaş üzeri gruba göre %80 daha fazla. E-posta iletilerine yanıt verme oranları 2 katına, sosyal medya kullanımı ise 3 katına çıkıyor. Genel olarak baktığımızda bu konuda farkındalık anlamında önemli eksikler olduğunu görüyoruz ki bu da mobil telefon sebebiyle yapılan trafik kazalarını kaçınılmaz kılıyor” dedi. Axa Sigorta Satış ve Pazarlama Başkanı ve İcra Kurulu eski Üyesi Özer Şimşek ise mobil cihazların her geçen gün hayatımızda daha fazla yer tuttuğuna, günlük hayatımızın sıradan bir parçasına dönüştüğüne dikkat çekerek sürücülerin de araç kullanırken mobil telefonlarını kullanmaya devam etmelerinin büyük bir sorun teşkil etmeye başladığını ifade etti. Sigortacım 42

SORUN DAHA DA BÜYÜYEBİLİR Dijital bir dünyanın içinde büyüyen genç neslin araç sahipliğinin giderek arttığını göz önünde bulundurarak bu sorunun daha da büyümesinden endişe ettiklerini söyleyen Şimşek, “AXA Sigorta olarak sürüş esnasında mobil telefon kullanımından kaynaklanan kazaların trafik kazası değil, “telefon kazası’ olduğuna inanıyoruz. Araştırma sonuçlarımızda katılımcıların %67’sinin yol güvenliği ile ilgili kampanyalara gönüllü olma isteğinden de güç alarak ‘Telefon Kazasına Son’ adını verdiğimiz bilinçlendirme kampanyamızı hayata geçiriyoruz. Kampanya kapsamında hedefimiz sürüş esnasında mobil telefon kullanımının hem sürücünün kendisi hem de etrafındakilere yönelik olası sonuçlarına, tehlikelerine dikkat çekmek ve sürücülerde bu konuda bir farkındalık yaratarak yerel otoritelerin de hedeflerine ulaşmaları için destek olmalı” dedi. Özer Şimşek kampanya kapsamında bir bilinçlendirme filmi hazırladıklarını; film ile birlikte hazırlayacakları diğer içeriklere Axa Sigorta olarak kullandıkları tüm platformlarda yer vereceklerini belirtti. Ayrıca Şimşek çıkaracakları yeni kasko ürünü ile müşterilerinin sürüş davranışlarını telematik cihazı ile puanlayacaklarını; bu uygulama ile müşterilerinin kendi sürüş güvenliklerine dair farkındalık kazanması yolunda önemli bir adım attıklarını ifade etti.


BNP Paribas, işverenin yükünü azaltacak

ŞIRKET HABERLER

BNP Paribas Cardif Emeklilik, Otomatik Katılım Sistemi’ne (OKS) dahil olacak şirketlerin emeklilik şirketlerinden teklif alma süreçlerini kolaylaştırmak üzere ‘Otomatik Teklif’ sistemini hizmete sundu. BNP Paribas Cardif Emeklilik Banka Sigortacılığı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sertsöz, müşteri odaklı hizmet anlayışıyla müşterilerin hizmetlere erişimini kolaylaştıracak çözümler sunmayı hedeflediklerini belirtti.

Güneş Sigorta’dan ‘Fiat Kasko’ Güneş Sigorta, marka kasko çalışmaları çerçevesinde Fiat markalı otomobil, kamyonet ve minibüsleri “Fiat Kasko” ürünü ile güvence altına alıyor. Fiat Kasko sahipleri, Güneş Sigorta’nın kendilerine sunduğu avantajlı fiyatlara ek olarak, 2 bin TL altındaki onarımlarda eksper tayin edilmeden araçlarını çok daha hızlı olarak Fiat yetkili servislerinde orijinal yedek parça ve uzman servis personeli güvencesiyle tamir ettiriyorlar.

Apple ve Allianz'dan

SİBER

ittifak

Cisco Systems, Apple, Aon ve Allianz Global Corporate & Specialty, siber koruma için işbirliğine gittiklerini duyurdu. Siber saldırılara karşı geliştirilen sigorta kapsamında tüketicilere, güvenli teknoloji desteği verilecek. Sigorta poliçeleri, kurumsal güvenlik incelemelerini de içeren geniş kapsamlı bir paketin parçası olacak.

Sompo Japan’dan ‘spor’a destek Sompo Japan Sigorta, spora verdiği desteğe devam ediyor. Firma, 2015-16 sezonunda başlayan Basketbol Erkek A Takımı isim sponsorluğu anlaşmasını 2019 yılına kadar uzattı. Şirket aynı zamanda Vodafone Arena’ya 140 milyon dolar değerinde

Sigortacım 42

geniş teminatlı bir sigorta poliçesi sağladı. Sompo Japan Sigorta, Beşiktaş’ın emektar malzemecisi Süreyya Soner’in hayatının anlatıldığı ‘Güzel Adam Süreyya’ belgesel filmine ana sponsor olarak bu desteğini artırarak devam ettiriyor.


Doğa Sigorta sektörde ilk 10’a girdi

ŞIRKET HABERLER

Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre Doğa Sigorta, 2017’de sağladığı yüzde 66’lık reel büyüme rakamıyla sektörün önde gelen 10 şirketinden biri oldu. Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı, “Yenilikçi ve vizyoner bakış açısıyla bu yıla ilişkin belirlediğimiz prim hedefimizin üzerinde bir prim üretimi elde ettik” dedi.

Uzakdoğu’ya örnek proje Uzak Doğulu sigorta şirketi Etiqa, operasyonel süreçlerini azaltıp verimliliğini artırmak üzere başlattığı proje için Aksigorta’nın 2017 yılı itibariyle uygulamaya devam ettiği Robot Süreç Otomasyonu (RPA) çözümünü örnek aldı. Aksigorta Robot Süreç Otomasyonu (RPA) ekibi tarafından Etiqa’nın Singapur’da bulunan merkezinde, süreçlerin belirlenmesi, tanımlanması ve RPA programlarından Blue Prisim’in etkin bir şekilde kullanılması konusunda eğitimler verildi.

Anadolu Sigorta’ya değer katan proje ödülü

Anadolu Sigorta’nın kaybolmaya yüz tutan meslekleri canlandırmak ve geleceğin yetenekli ustalarını yetiştirmek için hayata geçirdiği projesi “Bir Usta Bin Usta” PRİDA ödül töreninde ‘Yılın Topluma Değer Katan Projesi’ ödülünü aldı. Ulusal ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görülen projeyle, 10 yıl boyunca 50 mesleğin ve toplam 1.000 usta adayının desteklenmesi hedefleniyor.

Vakıf Emeklilik minik sanatçıları ödüllendirdi Vakıf Emeklilik tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Kumbara Tasarımı Resim Yarışması’nın ödülleri Güneş Sigorta Sanat Galerisi Sergi Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Ayrıca seçilen eserlerden oluşturan serginin açılışı da gerçekleştirildi. 7-10 yaş arası 4 bin 300 ilkokul öğrencisinin katıldığı yarışmada, dereceye giren 5 yarışmacı ödüllerini Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı’nın elinden aldı.

Sigortacım 42


THY’ye Güneş Sigorta güvencesi

ŞIRKET HABERLER

Güneş Sigorta, Türk Hava Yolları’nın 331 uçağını, yolcuları ve 31.000’e yakın çalışanı ile birlikte sigortaladı. Yapılan işbirliği ile THY’nin riskleri 1 yıl boyunca Güneş Sigorta’nın güvencesi altında olacak. Anlaşma kapsamında ulusal bayrak taşıyıcının 27’si eğitim uçağı olmak üzere toplamda 331 uçağını teminat altına alan Güneş Sigorta, sorumluluk sigortaları ile yolcu ve üçüncü şahısları da güvence altına alıyor.

Gulf Sigorta, Bölge Müdürlüğü’nü taşıdı Gulf Sigorta, 27 yıldır İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’ndeki illere hizmet veren Bölge Müdürlüğü’nü yeni adresine taşıdı. Bölgedeki 30 ilde 100’e yakın satış kanalı ve 12 kişilik ekibiyle Gulf Sigorta Bölge Müdürlüğü bundan sonra müşterilerine, iş ortaklarına ve dağıtım kanallarına Cepa Ofis Plaza da hizmet vermeye devam edecek.

Aegon’dan Acenteler Toplantısı Aegon Emeklilik ve Hayat, Acenteler Toplantısı’nı Hilton Bomonti Otel’de gerçekleştirdi. Türkiye genelinden 350’yi aşkın katılımcı ile gerçekleştirilen toplantıda, Aegon’un 2017 yılı değerlendirmesi yapıldı ve 2018 hedefleri paylaşıldı. 2017 yılında gerçekleştirilen hedefler doğrultusunda en başarılı acentelere, Aegon Türkiye yönetimi tarafından ödülleri verildi.

Tur Assist çalışanlarından Kızılay’a ‘kan’ desteği Kan ve kan bileşenleri ihtiyacını tamamen gönüllü, bilinçli ve düzenli bağışçılardan karşılamak amacıyla Türk Kızılay’ı tarafından başlatılan “Güvenli Kan Temini Projesi” kapsamında asistans firması Tur Assist’in Şişli’deki merkez ofisinde kan bağışı çalışması yapıldı. Kan bağışında bulunan Tur Assist’in çalışanları Kızılay’ın “Güvenli Kan Temini Projesi”ne yoğun ilgi göstererek uygulamaya destek verdi.

Sigortacım 42


Ziraat Katılım’dan kira sertifikası ihracı

ŞIRKET HABERLER

Ziraat Yatırım Menkul Değerler A.Ş. aracılığıyla 21 Şubat 2018 tarihinde gerçekleştirilen ihraç ile 104 gün vadeli 200 milyon TL fonlama temin edildi. Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir “Gerçekleştirdiğimiz 200 milyon TL kira sertifikası ihracımıza gelen yüksek talep, Ziraat Katılım’ın güçlü sermaye yapısına, aktif kalitesine ve ülkemiz ekonomisine duyulan güvenin artarak devam ettiğini göstermektedir“ dedi.

Mapfre, Renault Grubu ile anlaşma yeniledi Renault Spor Formula 1 Takımı ile yapılan sponsorluk anlaşması Mapfre Yönetim Kurulu Başkanı Antonio Huertas ve Renault Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Ghosn’un katılımıyla Paris’te gerçekleşen toplantıda duyuruldu. 2017’nin ilk olumlu işbirliği sonrasında, Mapfre, Renault Spor Formula 1 Takımı ile yapılan sözleşmeyi yenileme ve geliştirme kararı aldı. İspanyol sigorta şirketi önümüzdeki beş sezon boyunca takımın ana sponsorlarından biri olacak.

Allianz’dan yeni reklam filmi Allianz Türkiye, hayatın her aşamasında müşterilerinin ve sevdiklerinin yanında olduğunu vurgulayan, “Allianz Seninle” temalı reklam kampanyasını yeni yılda, yeni imaj filmi ile sürdürüyor. TV, sinema ve dijital mecralarda yayımlanmaya başlayan reklam filminde, “Yola her çıktığında Allianz Seninle ve Sevdiklerinle” diyerek, müşterilerinin yanında olduğunu vurguluyor.

Acenteleri ile bir araya geldi Anadolu Hayat Emeklilik, her yıl düzenlediği Acenteler Zirvesi ve Direkt Satış Zirvesi toplantılarını bu yıl ‘Birlikte Tüm Hedefleri Aşarız’ sloganıyla gerçekleştirdi. Geçen yılın faaliyetlerini, sonuçlarını değerlendirmek ve 2018 yılının hedeflerini tüm acente ve direkt satış ekibiyle paylaşmak için düzenlenen toplantılarda Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan değerlendirmelerde bulundu.

Sigortacım 42


Q SÖZLÜK YAYINA BAŞLIYOR Dijital içerik üretimi konusunda kısa sürede önemli çalışmalar yapan Quick Sigorta sigortacılık kavramlarının, hizmetlerinin, ürünlerinin ve olası sorunların video ile açıklandığı yeni sitesini yakında yayına alıyor.

W W W . S İ G O R TA S O Z L U G U . CO M

Q

uick Sigorta CEO’su Levent Uluçeçen, dijital bir şirketin aynı zamanda reklam ve tanıtım dışında da içerik üretmesi gerektiğini belirtti. Uluçeçen şöyle konuştu: “Sosyal medya hesaplarımız, Q BLOG ve LOG dergisi ile tüm Türkiye’de satılan Q MAG’in ardından sigorta sözlüğü de yakın bir zamanda yayına başlıyor. Sektörle ve ürünlerle ilgili birçok kavramın video ile açıklanacağı bu site özellikle tüketicilere büyük kolaylık sağlayacak. Basit ifadelerle anlatılmış, kısa ve insanları sıkmayacak bir yaklaşımla hazırlanmış bu sözlük, iletişim ve pazarlama çalışmalarımızın önemli bir parçası olacak. Sürekli tekrarlıyorum ve tekrar hatırlatmakta yarar var. Dijital olmak sadece teknoloji ile açıklanacak bir konu değil. Bireylerle, toplumla nasıl temas ettiğiniz çok önemli. Bir kavramı sahiplenmek ancak her anlamda o alana yatırım yapmakla mümkün olacaktır. Çok iyi çalışan teknolojik bir alt yapı sizi dijital yapmıyor.”

Kavramlar öncelikle vatandaşa soruluyor Quick Sigorta CEO’su Levent Uluçeçen, “Siteyi klasik bir video kanalı gibi kullanmak ya da arama yaparak da istediğiniz konuları izleyebilmek mümkün. Video çalışmalarında kavramlar öncelikle vatandaşa soruluyor ve ardından konunun uzmanının açıklaması alınıyor. Kısa, İstanbul görüntüleri ile zenginleştirilmiş, konuyu iyi özetleyen bu videolar aynı zamanda metinler ile de destekleniyor”

diye konuştu. Sigortacılık ile ilgili tüketicilerin birçok kavrama hakim olmadığını belirten Quick Sigorta Pazarlama ve İletişim Genel Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Kızılbay da dijital içeriğin, kurumların iletişim ve pazarlama faaliyetlerinde büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, “İnsanlar artık 24 saat dijital dünya ile iç içe. Cep telefonları sürekli elimizde ve sürekli olarak farklı ihtiyaçlar için Sigortacım Metin 42 Oğuz

kullanıyoruz. Bireylerin hayatında çok önemli bir işleve sahip olan sigortacılık ile ilgili kavramların da bu ortamda rahat ulaşılabilir ve kullanılabilir olması lazım. Uzun metinler, anlaşılmaz ve karışık açıklamalar, fazlasıyla reklam kokan açıklamalar artık bireyler tarafından tercih edilmiyor. Günümüzün tüketicisini dijital ortamda oyalamak mümkün değil. İstediği, aradığı ve seveceği bir içerik olmadığı


sürece bireylerin dikkatini çekmeniz mümkün değil. Kendini tekrarlayan haberler, artık eskimenin ötesine geçmiş sosyal medya paylaşımları bence kurumları komik hale düşürüyor. SEO çalışmaları için üretilmiş yapay içerikler, kurum içi iletişim için kullanılabilecek etkinlikleri bir “içerik” gibi kullanmak, 4K bir televizyon ekranında izleyiciyi sürekli olarak siyahbeyaz, sessiz film izlemeye mahkum etmeye benziyor.

alanında bir ilk ve halen tek durumunda. Ardından yine ilk ve tek olan QMAG geldi. Şimdi ise sıra QSÖZLÜK’de. Sözlük çalışmaları daha önceden yapılmış ancak bu tarzda kavramların hepsinin video ile açıklandığı bir çalışma yok ve haliyle bu çalışmada ilk ve tek durumda. Quick Sigorta olarak yeniliklerim devam edecek. Bu çalışmaların tamamı marka bilinirliğimiz ve uzun dönem pazarlama planlarımızın önemli parçaları. Farklı toplantılarda gündeme getirdik. Şimdi sıra acentelerimizin dijital dünyada işlerini kolaylaştıracak olan çalışmaya geldi. QACENTE şu anda en önemli çalışmamız” diye konuştu.

Sözlük sürekli gelişip büyüyecek Video en çok tüketilen içerik türlerinden birisi. Biz de sigortacılık ile ilgili kavramları videolar ile açıklamayı seçtik. Kullanımı kolay ve rahat bir tasarım yaptık. Sürekli gelişecek ve büyüyecek bir planlama yaptık. Sözlük sürekli olarak yeni videolar ile desteklenecek. Zaman zaman sadece metinden oluşan maddeler de olacak ancak temel medyamız video. Kolay bir süreç değil. İyi bir ekiple hareket ediyoruz ve oldukça zorlu bir çalışmayı hayata geçiriyoruz. Sigorta sözlüğü sadece bizim için değil sektör için de son derece yararlı bir çalışma olacak. Sonuç olarak site sadece bizim müşterilerimize değil tüm bireylere açık” dedi. Sitenin test çalışmalarının sürdüğünü belirten Kızılbay, Mart ayı ortalarında sitenin trafiğe açılacağını

QUICK SİGORTA ÇALIŞANLARI BURSA’DA BİR ARAYA GELDİ

söyledi. Sözlük çalışmalarını yürüten ekibin sürekli olarak tüketici sorunlarını, isteklerini ve soruları incelediğini belirten İsmail Kızılbay, “Bu çalışmalar sonucunda hangi kavramın ele alınacağına karar veriyoruz.

“Q” serisi devam ediyor Test çalışmalarında zaman zaman videoların beğenildiğini ama aynı zamanda açıklamaların yeni soruları gündeme getirdiğini gördük. Böylesi durumlarda aynı kavram için devam videoları çekeceğiz. Sonuçta bu sözlük büyüyecek ve gelişecek” dedi. İletişim çalışmalarının Q Blog ile başladığını belirten İsmail Kızılbay “QBLOG

“Acentelerimizin dijital alandaki destekçisi olacak” Quick Sigorta Acenteler Direktörü Halil Alaeddinoğlu acentelerin sürekli olarak gelişen dijital dünyaya ayak uydurmakta zorlandığını belirterek, “QACENTE, acentelerimizin dijital ortamda en büyük destekçisi olacak. Onların tanıtım ve pazarlama çalışmalarında kullanabileceği içeriklere ulaşabilecekleri ve online satış konusunda oldukça önemli bir destek alacakları bir yapı kuruyoruz. Oldukça zorlu ve önemli bir proje. Çalışmaya başladığında acentelerimizi çok mutlu edecek bir altyapı söz konusu” dedi.

Quick Sigorta çalışanları 2018 yılı hedeflerini belirlemek üzere Mudanya Montania Otel’de bir araya geldi. Quick Sigorta CEO’su Levent Uluçeçen, 2017 yılının oldukça yoğun ve hareketli geçtiğini belirterek, “2017 yılını başarılı bir şekilde tamamladık. Tüm ekip yoğun şekilde çalıştı ve iyi sonuçlar aldık. 2018 yılında hedeflerimiz daha yüksek. Hangi alanlarda nasıl atılımlar planladığımızı, marka ve iletişim süreçlerinde neler yapacağımız, iyileştirmeler yapmamız gereken alanları değerlendirdik. Konunun uzmanı arkadaşlar planlarını aktardı, arkadaşlarımız yorum ve eleştirilerini paylaştı. Bu tarzda etkinliklerimiz devam edecek. 30 kişilik son derece etkin bir ekibimiz var” dedi. Quick Sigorta ekibi etkinlik çerçevesinde İznik ve Bursa’da tarihi yerleri uzman rehberler eşliğinde gezdi. Sigortacım Metin 42 Oğuz


UZMAN TEKNİSYENLER YETİŞTİRECEK RS Servis, Türkiye çapında hizmet verdiği bayileri ve çalışanlarının katıldığı 500 kişilik vizyon toplantısı gerçekleştirdi. RS Servis Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, “Türkiye’ye uzman teknisyenler yetiştireceğiz ve yeni bir marka, PDRS ile bu süreçleri daha da profesyonelleştireceğiz” diye konuştu.

R

S Servis, 450 çalışanı ve Türkiye'deki tüm bayilerini bir araya getirdiği 10. Geleneksel Bayi toplantısını Pullman Hotel’de gerçekleştirdi. Bayi toplantısının ikinci gününde sigorta sektörünün geleceği ve hasar süreçlerinin değerlendirildiği bir panel düzenlendi. Sektör yöneticilerinden Hakan Muştu'nun moderatörlüğünde, İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Levent Korkut, Sigorta Eksperleri Derneği Başkanı Ahmet Nedim Erdem, Türkiye Sigorta Birliği Hasar Komitesi Başkan Yrd. Dr. Hakan Özcan ve RS Servis Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı'nın panelist olarak katıldığı panelde, sigorta sektörünün hasar kanadındaki sorunlar masaya yatırılarak, çözüm önerileri sunuldu.

RS SERVİS YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÜNAL ÜNALDI:

Dolu felaketinden anlımızın akıyla çıktık Sektörün dört paydaşının bir araya geldiği bu panelde katılımcılara teşekkürü borç biliyoruz. Sorunlar konuşulmadıkça çözümlenemez. Bugün burada sorunların çözümü yönünde iletişim kurulması açısından güzel bir başlangıç olduğunu görüyoruz. Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve sigorta eksperlerinin biz servislerden beklentilerini 53 ilden 500 katılımcıya ilk ağızdan dile getirmeleri ile sonuçlarının 53 ilde alınmasını umuyorum. Panelde üzerinde durulan bir konu olarak Temmuz ayındaki dolu felaketine kimsenin tam anlamıyla hazırlıklı olmadığı, herkesin bu felaketten kendi süreçleri ile ilgili gözden Sigortacım Metin 42 Oğuz

geçirmelerde bulunması gerektiği sonucunun çıkması da yapıcı bir öz eleştiriydi. RS Servis, çalışanlarıyla birlikte hızlı aksiyon alarak eksiklerine rağmen bu işin altından alnımızın akıyla çıktık. RS Servis olarak dolu hasarı bizim için bir sınavdı. Bu sınavda çok emek verdik ve hızlı aksiyon alarak müşterilerimizin mağduriyetini giderdik, ancak uzman boyasız göçük düzeltme teknisyen sayısının yetersizliği yine bir problem olarak duruyor. Bunun için tüm Türkiye’ye uzman teknisyenler yetiştireceğiz ve yeni bir marka ile PDRS ile bu süreçleri daha da profesyonelleştireceğiz.


SED BAŞKANI

AHMET NEDİM ERDEM:

Operasyon yükümüz çok fazla Bugün burada RS Servis'in sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirdiği bir panele katıldık. Öncelikle RS Servis'e böyle bir sürece yardımcı olduğu için teşekkür ediyoruz, önemli tüm paydaşlar görüşlerini ortak bir platformda dile getirdiğinde çözümler ortaya çıkıyor. Mesela bugün en basitinden tedarik konusunda ortaya birden çok çözüm çıktı. Diğer operasyon yüklerinin azaltılması adına çözümler ortaya çıktı. Biz eksperler olarak bu süreçte en temel nokta olan operasyon yükümüzün çok fazla olması ve tüm operasyon yükünün eksperler üzerinden yürüyor olması nedeniyle gayet yorucu bir süreç yaşıyoruz. Bu süreci de ortadan kaldırmak için bizler bir an önce dijital raporlama vb. sistemlere geçmek istiyoruz. Bu konuda da belli bir süreç katettik. Bu süreç tamamlandıktan sonra, dolayısıyla servislerin eksper ofisleriyle yaşamış oldukları rapor kapatma süreci de ortadan kalkarak daha hızlı rapor kapanacağından, bu aradaki kaotik durumda ortadan kalkmış olacak. RS Servis'in düzenlemiş olduğu panel ve buna benzer panelleri önemsiyoruz. Umarız gelecekte daha fazla bir araya gelebiliriz.

İTO SİGORTACILIK MESLEK KOMİTESİ BAŞKANI

LEVENT KORKUT:

Hizmet daha da ön plana çıkacak Bugün Pullman Otel'de RS Servis bayiler toplantısında biz sektör paydaşlarını bir araya getirdi. Panelde özellikle son dönemde yaşanan dolu afetinden sonraki süreçte sigortalılarımızın yaşamış oldukları süreç başta olmak üzere bir çok konuyu konuşma ve tartışma imkanı bulduk. Acente gözüyle bu vb. sorunlar, sigortalılarımıza hasar sonrası daha iyi hizmetler nasıl verilebilir gibi konularla ilgili konuşma imkanı bulduk. Bunun dışında sektörün tüm paydaşları olarak bizlerin iletişiminin daha kuvvetlenerek özellikle müşteriye dokunuş mesafesinde olan biz acentelerin bu hasar sürecinde daha fazla yer almak ve iletişimde köprü vazifesini görmek suretiyle hem araçların teslim süresinin kısaltılması hem hizmetin iyileştirilmesi ve müşteri memnuniyetinin artırılması konusunda da neler yapılabileceği hususunda bir görüş alışverişinde bulunduk. Bence çok önemli ve anlamlı bir toplantıydı. Çünkü sektörün geleceği gösteriyor ki hizmet daha da ön plana çıkacak.

Sigortacım Metin 42 Oğuz

TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ HASAR KOMİTESİ BAŞKANI

YRD. DR. HAKAN ÖZCAN:

Hasar ödemelerinin büyük etkisi olacak RS Servis'in düzenlemiş olduğu sektörün hasar kanadında yaşanan sorunları konuşmak üzere geldiğimiz bu panele Türkiye Sigorta Birliği Hasar Komitesi'ni temsilen katıldık. Çok verimli bir toplantı oldu. Öncelikle tüm paydaşların bir arada olması bizler açısından çok önemli. Tespitleri ve çözüm önerilerini tüm paydaşlar olarak not aldık ve bunları da kendi kurumlarımızla görüşeceğiz. Mutlaka bir sonuç alınacaktır. Konuşmamda da bahsettim Türkiye'de 2017 yılında yaklaşık 8 milyar TL oto hasar ödemesi gerçekleşmiş. Bu kadar büyük bir rakamın gerek sigorta şirketlerine maliyet açısından, gerekse sigortalıların poliçe havuzunda ve bir sonraki yıllarda poliçe yenileme aşamasında da çok büyük etkisi olacak. Bugün bizlerde gerek sigorta şirketi çalışanları, gerek acenteler gerekse eksperler ve servisler olarak bu sürecin nasıl yönetilmesi konusunda çok güzel paylaşımlarda bulunduk. Öte yandan basketbol koçu Çetin Yılmaz da takım olmanın öneminden bahsettiği konuşmasında, takım oyuncusu seçerken önceliğin dürüst, güvenilir, özverili insanları seçmek olduğunu söyledi. Toplantı RS Servis’in başarılı çalışan ve bayilerine verilen ödüller sonrasında gala yemeğiyle tamamlandı.


AUTO KING

FRANCHISE AĞINI GENİŞLETİYOR 120 bin m2 üzerinde kapalı alan ve yüksek teknoloji ile donatılmış servis merkezleriyle, Türkiye, Rusya, Kıbrıs ve Yunanistan’da hizmet veren Auto King Bodrum’da açtığı yeni şubesiyle birlikte hızla büyümeye devam ediyor.

A

uto King, yatırımlarını artırarak, franchise ağını genişletmeye devam ediyor. Auto King, bu yatırımları kapsamında Bodrum’da yeni şubesi Bodrum Servis Merkezi’ni açtı. Açılışa, Auto King kurucularından Fazıl Yücetin, Auto King üst yönetimi, acente eksperleri ve sigorta şirketlerinin temsilcileri katıldı. Arkasına aldığı güçlü sermaye desteği, yetki ve sorumluluklar ile hızlı büyüme hamlesini başlatan Auto King, tamamen kurumsal ve profesyonel çalışanları ile geleceğin satış sonrasını bugünden şekillendiriyor. Geniş servis ağı ve dünyaca kabul görmüş Sigortacım Metin 42 Oğuz


tedarikçi ve iş ortaklarıyla birlikte başta tüketicileri olmak üzere, sigorta ve filo sektörlerine yüksek kaliteli, güvenilir, optimum fiyatlı, hızlı ve şeffaf hizmetler sunmayı hedefleyen Auto King bu yıldan itibaren servislerini ekspres mini onarım ve bakım servisleri, hasar onarım servisleri ve mobil parça onarım servisleri olmak üzere üç ana kategoriye ayırarak yönetecek. Auto King CEO’su M. Ayhan Dayoğlu Bodrum servis merkezinin açılış konuşmasında, “Türkiye’nin Yetkili Servisi” sloganı ile yola

çıktığımız bu yeni dönemde, hızlı ama bir o kadar da sağlıklı bir büyüme trendine giren Auto King ailesi, arasına katılan yeni üyeleri ile her geçen gün, tüketicisine biraz daha yaklaşıyor, biraz daha güçleniyor. Yeni iş ortağımız Bodrum Servis Merkezi’nin; kaliteli ve uygun fiyatlı parça ve işçilik anlayışı ile başta Bodrum olmak üzere tüm çevre yerleşim birimlerinden gelecek talepleri, müşteri memnuniyetinden de taviz vermeden, hızla ve sistematik olarak karşılayacağına olan inancım tamdır” dedi.

Sigortacım Metin 42 Oğuz

YENİ SERVİSLER AÇILACAK Auto King CEO’su M. Ayhan Dayoğlu önceliği İstanbul’a verdiklerini, hedeflerinin bu yıl içerisinde İstanbul’da yetkili servislerin ve sanayi sitelerinin olduğu bölgelerde altı mobil parça onarım servisi açarken, mini onarım ihtiyaçlarını hızlıca karşılayıp İstanbul trafiğinde zaman kaybetmek istemeyen araç sahiplerine hizmet edecek altı tane de ekspres mini onarım ve bakım servisi açmak olduğunu ifade etti. Dayoğlu, ayrıca İstanbul’un sayfiyesi olarak gördüğü Bodrum’daki bu yatırım için, Bodrum bayisine ve çalışanlarına teşekkür etti. Auto King CEO’su Ayhan Dayoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Müşteri memnuniyetini daha da artıracak projelere de hız veriyoruz. Zira müşterimizin beklentileri her gün biraz daha yükseliyor. Müşterilerimiz, bir kahve zincirinde gördüğü uygulamayı bir hasar onarım servis zincirinde de görmek istiyor. Yenilenmeyi desteklemek için başlattığımız durum değerlendirmesini kısa süre önce tamamladık. Auto King, franchise sistemine dâhil olan servislerin standartlarını tekrar tekrar gözden geçirdik. Standartların arzu ettiğimiz seviyenin üzerine taşınması için ön çalışmalarımızı yaptık, gelişim planlarını hazırladık. Bodrum bunlara en iyi örneklerden biri.”


‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’ İÇİN

3 GİRİŞİME DESTEK Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, sürdürülebilirlik stratejilerinin iki önemli ayağı olan “önleyici çözümler” ile “girişimcilik ve inovasyon” temellerinde 2017 hedeflerini yerine getirdiklerini söyledi.

A

llianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, İstanbul’da yapılan bir toplantı ile 2017 yılının değerlendirmesini yaptı, 2018 hedeflerini paylaştı. Allianz Türkiye’nin sürdürülebilirlik stratejisinin iki önemli ayağı olan “önleyici çözümler” ile “girişimcilik ve inovasyon” temellerinde tüm 2017 hedeflerini yerine getirdiklerini belirten Coqui, “En büyük gururumuz daha iyi bir çevre, daha iyi bireyler, kurumlar ve toplum yaratılmasına katkı sağlamaya dair verdiğimiz sözümüzü tutabilmiş olmamız” dedi. 40 yaş üstü kadın sağlık sigortalılarının 115 bininin 40 bin 500’üne ulaştıklarını söyleyen Coqui, belirlenen kontrol grubundaki mamografi oranının da yüzde 8’den yüzde 54’e çıktığını belirtti.

7 daha az kağıt tüketti. Alternatif enerji kaynaklarının kullanımını yüzde 26 artıran Allianz, yıllık 108 bin adet pet şişe kullanımını elimine etti. Teknolojinin etkin kullanımı sayesinde seyahatlerden kaynaklanan karbon ayak izini de yüzde 4,3 oranında düşürmeyi başardı.

“İnovasyona odaklandık” Bir yandan kurum içindeki girişimcilik potansiyelini harekete geçirirken, diğer yandan dışarıdaki girişimcilerle yenilikçi iş modelleri için entegrasyonlar, üniversitelerle iş birlikleri ve Allianz Grubu’yla inovasyon entegrasyonu konularına odaklandıklarını vurgulayan Coqui, girişimcilik ekosisteminde TÜSİAD, GİRVAK ve Etohum gibi birçok değerli kuruluşla gerçekleştirdikleri ortaklıkları anlattı. Coqui “Aynı anda, birbirini besleyecek şekilde devreye aldığımız kurum içi ve kurum dışı girişimcilik programlarımızın ilk etaplarını başarıyla tamamladık ve destekleyeceğimiz 3 yenilikçi projeyi seçtik” dedi. Öte yandan Allianz Türkiye İnovasyon Ofisi’nin 2017 yılında başlattığı kurum içi girişimcilik programına yapılan 90 başvurudan seçilen 7 proje hızlandırma aşamasını Temmuz ayında tamamlamış, 2’si kuluçka aşamasına geçmeye hak kazanmıştı. Programın son aşamasında teknoloji odaklı geleceğin anneleri için hazırlanan ‘BilenAnnem’ mobil hizmet uygulaması birinci seçildi. Allianz Türkiye çalışanları tarafından geliştirilen, geleceğin anneleri için oluşturulmuş bu mobil uygulamayla hamilelik sürecinin her adımında güvenilir bilgilerle annelere yardımcı olmak hedefleniyor.

“Sektörün ilk raporunu yayımladık” Allianz Türkiye 2017 hedefleri çerçevesinde Türkiye sigorta sektörünün ilk Global Raporlama İnisiyatifi (GRI) tabanlı sürdürülebilirlik raporunu yayımladıklarını belirten Coqui şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik adına sadece projeler yapmıyor, iş yapış şekillerimizin sürdürülebilir olabilmesi için iş süreçlerimize dair adımlar atıyoruz. GRI gibi uluslararası raporlarla her yıl ilerlememizi kayıt altına alıyor, şirket içinde çevresel konulardan yönetişim alanlarına, kadın-erkek eşitliğine kadar pek çok önemli göstergeyi ölçüm paneliyle takip ediyoruz” dedi. Bu kapsamda Allianz Türkiye 2017 yılında 2016’ya oranla yüzde 20 daha az elektrik, yüzde 6,3 daha az su ve kişi başına yüzde Sigortacım 42


YENİ ELEMANLARLA BÜYÜYECEK Allianz Türkiye, birimlerine yeni elemanlar kazandırmak için çalışmalara başladı. Eleman ilanlarını öncelikle kendi sosyal medya hesaplarından duyuran firma ayrıca kariyer sitelerinde de ilanlarını yayınlamaya başladı.

A

llianz Türkiye’nin eleman alımı yapacağı pozisyonlar arasında başta Bireysel Güvence Danışmanı olmak üzere, Elementer Branş Satış Danışmanı, Ağır Hasar Yöneticisi, Ağır Hasar Uzmanı, Ürün Uzmanı, Suistimal Araştırma Uzmanı, Bedeni Hasar Dava Yöneticisi, Oto Hasar Yetkilisi, Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisi, Kıdemli Yazılım Uzmanı, İş Zekası Uzmanı, Satış Stratejisi Yöneticisi, Kurumsal Satış Uzmanı, Fiyatlandırma Uzmanı, Müşteri PortFöy Geliştirme Uzmanları yer alıyor.

Hangi iller var? Allianz Türkiye’nin eleman alımı yapacağı birimlerin bulunduğu iller ise şöyle: “İstanbul, İzmir, Ankara, Sivas, Van, Denizli, Adana, Bursa, Samsun Ordu, Kocaeli, Zonguldak, Erzincan, Erzurum, Konya ve Muğla”.

Allianz Türkiye’nin aradığı elemanlar için belirlediği kriterler arasında ise 4 yıllık üniversite mezunu veya iki yıllık Sigortacılık MYO mezunu olma şartı yer alıyor. Erkek adaylar için askerlik hizmetini tamamlamış veya en az iki yıl tecilli olması aranan diğer bir kriter. Diğer yandan Allianz Türkiye, ‘The One Awards Bütünleşik Sigortacım Metin 42 Oğuz

Pazarlama Ödülleri’nde ‘Yılın En Başarılı Sigorta Markası’ seçildi. Araştırma şirketi Akademetre işbirliğiyle düzenlenen ve Akademetre’nin “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırması baz alınarak gerçekleşen The One Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri için, toplam 12 ilde 1200 kişiyle yüz yüze görüşme yapıldı. 40’ı aşkın sektörden firmanın 40’ı aşkın kategori üzerinden değerlendirmeye tabi tutulduğu ödül organizasyonunda Allianz Türkiye, 2017 yılında sektöründe itibarını en çok artıran kurum seçilerek “The One” ödülünün sahibi oldu. Allianz Türkiye 2016 yılında da itibarını en çok artıran kurum olarak “Yılın En Başarılı Sigorta Markası” seçilmişti. Allianz Türkiye’ye ödülü, Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlenen törenle takdim edildi.


ACENTELERİ İÇİN

YOL HARİTASI ÇIKARDI ERGO Türkiye İcra Kurulu Üyesi Yıldırım Türe, “Acentelerimize ve bize düşen öncelikli görev, müşterilerin sigorta deneyimini önemsemek, kaliteli hizmet sunmaya odaklanmak” diye konuştu.

E

RGO Türkiye’nin Bölgesel Acente Toplantıları’nda 2018’in yol haritası çıkarıldı. Açılış konuşmalarını Satış Direktörü Murat Beköz’ün yaptığı toplantıda, şirketin 2018 hedef ve stratejileri, acentelere yönelik yeni uygulama ve kampanyalar hakkında detaylı bilgiler paylaşıldı. Toplantılarda konuşan ERGO Türkiye İcra Kurulu Üyesi Yıldırım Türe, 2017 yılında trafik dışı branşlarda başarılı bir büyüme grafiğine sahip olduklarını söyledi. Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, müşterilerin sigorta ihtiyaçlarının da günden güne değiştiğini ifade eden Türe, “Sigortacılığın değişen ikliminde acentelerimize ve bize düşen öncelikli görev, müşterilerin sigorta deneyimini önemsemek, kaliteli hizmet sunmaya odaklanmak, satış anında müşteriye danışmanlık yapacak ve farkındalık yaratacak uzmanlık yetisine sahip olmaktır” dedi.

Yıldırım Türe sorumluluk teminatlarının yanı sıra performans kaybı bedelinin piyasadaki örneklerinden daha yüksek limitler çerçevesinde teminat altına alınıyor. Bununla beraber ‘lack of sun’ olarak bilinen, yetersiz ışımadan kaynaklı performans kayıplarını da temin etme garantisi veriliyor.

İş Yeri Paket Sigortası

"Şirketin bel kemiği acenteler" Acentelerin ERGO Türkiye için önemine değinen ve şirketin bel kemiğinin acenteler olduğunu vurgulayan Türe, “Şirketimizin temel üretim kaynakları sizlersiniz; üretim kanalına yönelik yatırımlarımızda çoğunlukla sizlere yönelik olarak gerçekleşmekte. Bundan sonra da hem sektörümüzün gidişatına hem de şirketimizin stratejisine paralel olarak acentelerimizin yanında olmaya devam edecek ve değişen iklimde birlikte büyüyeceğiz” dedi. ERGO Türkiye İcra Kurulu Üyesi Suat Oruç ise yaptığı sunumda, 2017 yılında global stratejilerine paralel olarak başlattıkları program

Suat Oruç kapsamında yangın, konut, sağlık, kasko ve nakliyat olmak üzere 5 branşa odaklandıklarını ve bu alanlarda önceki yıla kıyasla anlamlı bir prim üretimi artışı gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bölgesel Acente Toplantıları’nda ERGO Grubu ve hissedarı Munich RE’nin sahip olduğu sürdürülebilirlik vizyonu paralelinde geliştirilen Güneş Enerji Santralleri ürünü hakkında acentelere bilgi verildi. Bu ürün ile standart olarak sağlanan yangın, yangına bağlı kâr kaybı, makine kırılması, makine kırılmasına bağlı kâr kaybı ve Sigortacım Metin 42 Oğuz

ERGO Türkiye, ekonomik gelişmenin ana motorunu küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) oluşturduğu bilinciyle geliştirdiği KOBİ İş Yeri Paket Sigortası hakkında da acenteleriyle bilgi paylaşımında bulundu. KOBİ’lerin sigorta maliyetini düşürürken, sigortalanan ürünlerin kapsamını da genişleten ürün ile yangın, hırsızlık, doğal afetler, komşulara, kiracılara ve maliklere verilecek zararlar, iş durması, sel ve su baskını, cam kırılması ve elektrik hasarları dâhil olmak üzere birçok riske karşı iş ortaklarına kapsamlı bir hizmet sunuluyor. Otorizasyon süreçlerinin minimuma indirilmesiyle; iş ortakları da zamandan tasarruf edebiliyor.


TALANX, TÜRKİYE’DE

ARTIK ÇOK DAHA İDDİALI Talanx, ABD merkezli Liberty Mutual Group’un iştiraki olan Liberty Sigorta A.Ş.’nin hisselerinin yüzde 99,4’ünü satın almak üzere anlaşma imzaladı. Satın alma ile Talanx Grubu hedef pazar olarak gördüğü Türkiye’deki varlığını güçlendirmeyi planlıyor.

T

alanx, Türkiye’de hayatdışı sigortacılık alanında faaliyet gösteren Liberty Sigorta’nın yüzde 99.4’ünü satın aldı. Talanx International Yönetim Kurulu Başkanı ve Talanx AG Yönetim Kurulu Üyesi Torsten Leue, bu satın alma işlemi ile hedef pazarları arasında yer alan Türkiye’de en büyük 5 oyuncudan biri olmak istediklerini söyledi. Leue, “Liberty Sigorta A.Ş.’nin Türkiye’deki stratejimizle uyumlu, dengeli bir portföy yapısı ve 760 aracıdan oluşan bir dağıtım ağı var” dedi. Türkiye’deki yatırımı HDI Sigorta Liberty Sigorta 2016 yılında 700 binden fazla poliçe sahibinden oluşan bir portföy ile 56 milyon Euro brüt

prim üretimi gerçekleştirdi. Talanx Grubu’nun Türkiye’deki yatırımı HDI Sigorta ise 2006 yılından bu yana Türkiye’de hayat dışı sigortacılık sektöründe faaliyet gösteriyor. Şirket, 305 çalışanı, 9 bölge müdürlüğü, 1.350’den fazla sigorta acenteliği ve brokerları ile 1.200 banka şubesi aracılığıyla sigorta hizmetleri sunuyor. HDI Sigorta 2016 yılında yüzde 2,5 pazar payıyla 261 milyon Euro prim üretimi gerçekleştirdi.

150 ülkede faaliyet gösteriyor 31.1 milyar Euro’luk (2016) prim geliriyle yaklaşık 20 bin çalışanı bulunan Talanx, Avrupa’nın en büyük sigorta gruplarından birisi. Hannover merkezli grup yaklaşık 150 ülkede faaliyet gösteriyor. Talanx, çok

Sigortacım Metin 42 Oğuz

markalı B2B sigortacılık odaklı bir tedarikçi olarak faaliyet yürütüyor. 100 yılı aşan bir geleneğe sahip olan HDI markası altında, Talanx hem Almanya’da hem de Almanya dışında endüstriyel ve bireysel sigortacılık alanlarında faaliyet gösteriyor. Diğer grup markaları arasında dünyanın önde gelen reasürörlerinden Hannover Re, banka sigortacılığında uzmanlaşmış olan Targo, PB (PostBank) neu leben ve yanı sıra Polonyalı sigorta şirketi Warta da yer alıyor. Talanx International AG ise, yurtdışı pazarlarda mülk ve kaza sigortası, hayat sigortası ve banka sigortacılığı alanlarında 14 ülkede faaliyet gösteriyor. 2016 yılında brüt prim geliri 4,9 miyar Euro olarak gerçekleşti.


TURBOJET İLE HASAR İHBARINI

5 SANİYEDE ALIYOR Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı, “Yapay Zeka uygulaması geliştirdik. Adına da TURBOJET dedik. Müşterilerimiz gönder tuşuna bastıktan en geç 5 saniye sonra hasar ihbarını alıyoruz, gönderdiği faturayı al teknolojileri ile analiz ediyoruz” dedi.

T

ürkiye Yapay Zeka Zirvesi, önde gelen şirketlerin temsilcilerinin yanı sıra akademisyen, girişimci, sanayici gibi birçok teknoloji ve yapay zeka meraklısının katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) koordinasyonunda gerçekleştirilen zirvede dünya ve Türkiye’deki yapay zeka girişimleri ve etik konusundaki tartışmalar da gündeme geldi. Zirvede konuşma yapan Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı, yapay zeka uygulamalarını sigorta ve finans sektörü açısından değerlendirdi. Bu alanda yaşanan hızlı gelişmenin sigorta sektörüne de yansıdığını belirten Abacı, “Yapay Zeka teknolojilerini bir şekilde müşteriye daha iyi hizmet verebilmek için kullanabilen finans şirketleri diğerlerinden ayrışacak” dedi. Mehmet Abacı, şöyle devam etti: “Müşterilerimize daha iyi bir hasar deneyimi sunmak için 2017 yılında bir Yapay Zeka uygulaması geliştirdik. Adına da TURBOJET dedik. İnsanlar bir tıkla bankacılık işlemlerini, sigortacılık işlemlerini ve hasar süreçlerini yönetmek istiyor. Buradan yola çıkarak hayata geçirdiğimiz mobil uygulamamız üzerinden hasar faturasını ve IBAN bilgisini paylaşan müşterilerimize anında ödeme yapabiliyoruz. Müşterilerimiz gönder tuşuna bastıktan en geç 5 saniye sonra hasar ihbarını alıyoruz,

gönderdiği faturayı al teknolojileri ile analiz ediyoruz. Ödemeyi API aracılığı ile banka hesabına yatırıyoruz ve hasar dosyasını da kapatıyoruz. Yani süreç müşterimizin gönder tuşuna basması ile başlıyor ve bitiyor. Bu işlemleri de en geç 5 saniyede tamamlıyoruz. Tüm bu özellikleri ile uygulamamız Türkiye de bir ilk olma özelliği taşıyor.”

Hangi çalışmalar yapılacak? Yapay zeka konusunda Anadolu Sigorta’nın çalışmalarına devam edeceğini belirten Abacı, mevcut sistemleri geliştirmeyi sürdürdüklerini de söyledi. Abacı Anadolu Sigorta’nın bu konuda gelecek dönem çalışmalarını şöyle anlattı: “Yenilikçi uygulamalar Sigortacım Metin 42 Oğuz

alanında son dönemde en dikkat çeken uygulamamız robotumuz AS’LI oldu. AS’LI, acentelerimizin yenileme dönemi gelmiş kaskolarını tespit ediyor, bunlar için teklif hazırlıyor, bu projeler onaylanırsa, ilgili kişiler tarafından poliçelendiriliyor. AS’LI’nın yakında çok daha tecrübeli, akıllı ve daha kompleks süreçleri de yapabilir hale geleceğini düşünüyorum. Chatbots alanında da çok hızlı gelişmeler var ve başarılı Türkçe Chatbots’lar görmeye başladık. Bu konuyu da yakından takip ediyoruz. 2018 yılında biz de CHATBOT konusunda çalışma yapmak istiyoruz. Ayrıca TURBOJET uygulamamızın hasar süreçlerimizde kullanımını daha çok yaygınlaştıracağız. Böylece müşterilerimize hasar anında yaşattığımız müşteri deneyimini iyileştirirken operasyonlarımızı daha az insan ile yapabilir hale geleceğiz.”


FARKLI ALTERNATİFLERLE

ÖDEME İMKANI SUNUYOR Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz, “Anadolu Sigorta olarak farklı alternatiflerle, herkesin sağlığını güvence altına almaya çalışıyoruz” dedi.

A

nadolu Sigorta sağlığına yatırım yapmak isteyen herkesin bütçesine uygun tercihler sunuyor. Geniş teminat ve anlaşmalı kurum ağı ile Bireysel Sağlık Sigortası ve Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) karşıladığı genel sağlık sigortasını tamamlayıcı nitelikteki, uygun prim ödemeli Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünleri farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunarken, sağlık problemlerini alternatif ödeme imkanları ile teminat altına alıyor. Sağlık sigortasının geleceğe ve sağlığa yapılan en önemli yatırım olduğunun altını çizen Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz şöyle konuştu: “Anadolu Sigorta olarak farklı alternatiflerle, herkesin sağlığını güvence altına almaya çalışıyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri Tamamlayıcı Sağlık Sigortası. Bu ürünün primleri, özel sağlık sigortasına göre daha uygun. Öte yandan ihtiyaçlar doğrultusunda genel sağlık sigortasını kullanmayı tercih edip, buna ek olarak Tamamlayıcı Sağlık Sigortası poliçesi satın almak da mümkün”.

“Sağlıkta bilincin artırılması gerekiyor” Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ve Bireysel Sağlık Sigortası arasındaki farka değinen Oğuz, “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda öncelikli kural, bir tedavinin öncelikle SGK tarafından onaylanmasıdır, özel sağlık sigortasında ise, böyle bir şart bulunmuyor. Sigorta şirketleri belirledikleri özel şartlar çerçevesinde, poliçede gösterilen ödeme oranları ve limitler dahilinde

Metin Oğuz

Sigortacım Metin 42 Oğuz

sigortalılarının tedavi giderlerini karşılamaktadır’ diye konuştu. Türkiye’de sağlık sigortaları konusundaki bilincin artırılması gerektiğine değinen Oğuz, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası gibi ürünlerin bu açıdan önem taşıdığına işaret etti. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası poliçe sayısının hızla arttığı bilgisini veren Oğuz, “Son bir yılda yüzde 139 oranında prim artışı ve yüzde 41’in üzerinde sigortalı sayısı artışı ile sektörde büyük bir hareket sağlandı” dedi. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın Bireysel Sağlık Sigortası’na benzer şekilde teminatlarının genişletilebileceği bilgisini de veren Oğuz şunları söyledi: “SGK tarafından karşılanacak tedavi masraflarının, yasal çerçeve içerisinde sigortalının ödemesi gereken fark kısmının özel şartlar dahilinde karşılandığı “Anadolu Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” poliçesi, sigortalılara hiçbir ücret ödemeden anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alma fırsatı veriyor. “Anadolu Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” kapsamında, tüp bebek sahibi olmak isteyen sigortalılarımız ek prim ödeyerek poliçelerine ilgili teminatı ekleyebilirler. Bu durumda, poliçenin geçerli olduğu süre içinde gerçekleşecek tüp bebek tedavisine ilişkin giderleri SGK’nın ödeme şartları doğrultusunda bu teminatın kullanılması için özel olarak anlaşma yapılmış olan sağlık kurumlarında karşılanır. Doğum teminatı da TSS poliçeleri kapsamında sigortalıların isteğine bağlı olarak belirlenmiş olan ek primin ödenmesiyle birlikte poliçelere eklenebilmektedir”.


SAĞLIKTA LİSANSINI ALDI

ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİ ARTIRACAK Aegon Emeklilik ve Hayat Genel Müdür Yardımcısı Zeka Birman, “2017 yılında sağlık sigortası lisansımızı aldık. 2018 yılında tamamlayıcı sağlık sigortası ürününü de ürünlerimiz arasına ekleyerek çeşitliliğimizi artıracağız” diye konuştu.

A

uygulama üzerinden yapabilecek. Yine 2017 yılında çalışmaları başlayan Robotik Süreç Otomasyonu ise bir işlemi, veriyi manipüle etmek, süreçleri kurgulamak ve diğer dijital sistemler ile iletişim kurmak için”robot” veya bilgisayar yazılımı kullanılan teknoloji uygulaması. Bu proje ile birlikte, iş birimlerimizin yürüttüğü operasyonel faaliyetlerin robotlar ile yapılmasını hedefliyoruz. Bu şekilde, operasyonel verimlilik ile kalite artarken, maliyetlerde de düşüş sağlamayı ve manuel işlemlerde doğabilecek risklerin de ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.

egon Emeklilik ve Hayat, 2017 yılında geçen yıla oranla yüzde 40 oranında büyüyerek hayat sigortası toplam prim üretimini 380 milyon 271 bin liraya yükseltti. Aegon Türkiye’nin hayat sigortası pazar payı ise yüzde 5,56 olarak gerçekleşti. Birikimli hayat sigortalarında ise 2017 yıl sonu verilerine göre sektördeki lider konumunu sürdürmeye devam etti. Hayat sigortaları ve bireysel emeklilik alanında faaliyet yürüten Aegon Emeklilik ve Hayat, 2018 yılına birçok yenilikle girdi. Aegon’un acente sayısı da artarak, 2017 yılsonu itibarıyla Türkiye genelinde 403’e yükseldi. Aegon Türkiye’nin bölge sayısı ise 22, direkt satış örgütlerindeki toplam kişi sayısı da 536’ye ulaştı.

“Müşterilerimizin her türlü ihtiyacını karşılıyoruz”

“Teknoloji yatırımları hızla devam etti” Aegon’un 2017 yılındaki gelişiminden bahseden Aegon Emeklilik ve Hayat Genel Müdür Yardımcısı Zeka Birman Aegon’un teknoloji yatırımlarının 2017 yılında da hızla devam ettiğini söyledi. Birman sözlerine şöyle devam etti: “Çalışmaları devam eden projemizden biri müşterilerimizin yapacağı işlemleri kolaylaştıracak Aegon Touch mobil uygulaması. Bu yılın ortalarında hayata geçecek uygulama ile müşterilerimiz kendi ürünleriyle ilgili tüm bilgilere erişebileceği gibi işlemlerini de

Zeka Birman

Sigortacım Metin 42 Oğuz

Diğer yandan birkaç adımda online, hızlı ve bankalara göre yüzde 40 daha hesaplı ve farklı ödeme planlarıyla kredili hayat sigortası satın alma imkanı sunduğumuz www.aegondirekt.com.tr ile müşterilerimizin satın alma tecrübesini zenginleştirmeye devam ediyoruz. Müşterilerimizin her türlü ihtiyacını karşılayacak ürünlerle hayatlarında fark yaratmak istiyoruz. 2017 yılında sağlık sigortası lisansımızı da aldık, 2018 yılında tamamlayıcı sağlık sigortası ürününü de ürünlerimiz arasına ekleyerek ürün çeşitliliğimizi artıracağız. Yani ürünlerimizle ve teknoloji yatırımlarımızla hayat sigortası sektöründe farklılık yaratmaya devam ediyoruz.”


FIRSAT EŞİTLİĞİNE

KAGİDER’DEN ÖDÜL GELDİ Mapfre Sigorta’nın “Cinsiyet Konusu Odaklı Çeşitlilik ve Kapsayıcı Liderlik Programı” ile “Kadın Yöneticilere Özel Liderlik Gelişim Programı” KAGİDER tarafından Fırsat Eşitliği Modeli sertifikasıyla ödüllendirildi.

M

apfre Sigorta, cinsiyet eşitliği bilincini kurum kültürüne entegre etmek ve kadın çalışanlarının liderlik yönlerini daha da geliştirmek adına “Cinsiyet Konusu Odaklı Çeşitlilik ve Kapsayıcı Liderlik Programı” ve “Kadın Yöneticilere Özel Liderlik Gelişim Programı” adıyla iki yeni eğitim programını hayata geçiriyor. Mapfre Sigorta, uygulamaya geçireceği bu eğitim programlarını ve çeşitlilik konusundaki diğer çalışmalarını anlatmak üzere bir toplantı düzenledi. Toplantıya Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Sanem Oktar ve Coachzone Kurucu Ortaklarından Burcu Yalman da konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda ayrıca Mapfre Sigorta yöneticilerine, KAGİDER tarafından toplumsal cinsiyet eşitliğini ve istihdamda kadın güçlenmesini destekleyen şirketlere bağımsız bir değerlendirme sürecinin ardından verilen Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) Sertifikası da takdim edildi.

“Türkiye’de çok sayıda aksiyon alıyoruz” Mapfre Sigorta Genel Müdürü Alfredo Munoz, Mapfre’nin tüm dünyada çeşitlilik konusunu çok önemsediğinin altını çizerek, “İş hayatında çeşitlilikten beslenmek bizi diğerlerinden ayıracak bir farklılaşma alanı. Cinsiyet eşitliği konusunda hem grup genelinde hem de Türkiye’de çok sayıda aksiyon alıyoruz. Bu bağlamda

Alfredo Munoz

KAGİDER tarafından verilen Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) Sertifikası bizim için çok büyük değer taşıyor. Ayrıca sektörümüzde bu sertifikayı almaya hak kazanan ilk şirket olmanın da gururunu taşıyoruz” diye konuştu. Mapfre Sigorta İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Necla Aksoy ise bir kurumda cinsiyet dengesi olduğu zaman o kurumun verimliliğinin çok daha fazla arttığını belirterek, şunları söyledi: “Biz de kurum kültürü olarak değişimin sürdürülebilir olması için yönetimin de bu değişime dahil olması gerektiğini benimsiyoruz. Mapfre olarak yalnızca cinsiyet çeşitliliği değil tüm farklılıkları, çeşitlilik olarak değerlendiriyor ve iş avantajına dönüştürüyoruz. Yöneticileri ve ekipleri herkesin kendini değerli, işin içinde hissettiği ve potansiyelini tam Sigortacım Metin 42 Oğuz

olarak yansıttığı ortamlar yaratma konusunda destekleyen bu program, şirketimizde kapsayıcı bir iş ortamı ve dengeli liderlik yaklaşımı yaratmaya, çeşitliliği anlamaya, çeşitliliğe değer vermeye ve çeşitlilikten kazanım sağlamaya, dişi-eril enerji dengesine ve kadın yöneticilerin kurum içi ve dışında yarattıkları veya yaratmak istedikleri etkiye katkıda bulunacak. Tam da bu eğitim programına hazırlanırken KAGİDER’den gelen güzel haber ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bize gösterdi. Bu konuya yaptığımız tüm katkıları çok değerli buluyorum.” Diğer yandan Mapfre Sigorta İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Necla Aksoy, Fortune Türkiye ve DataExpert işbirliğinde gerçekleştirilen ‘En Etkin 50 CHRO’ araştırmasına göre Türkiye’nin en etkin 50 İK yöneticisi arasında yer aldı.


TÜRKİYE’DEKİ

125. YIL COŞKUSU AXA Sigorta, Türkiye’deki 125’inci yılını bir davetle kutladı. Axa Sigorta Türkiye CEO’su Guillaume Lejeune, “Türkiye çok önemli bir ülke. Bu ülkenin parlak geleceği bizi çok heyecanlandırıyor” dedi.

E

sma Sultan Yalısı’nda düzenlenen davete Hazine Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy, TSB Başkanı Can Akın Çağlar, Genel Sekreter Mehmet Akif Eroğlu ve Groupama Genel Müdürü Francis Desmazes ile sektörün önde gelen yöneticileri katıldı. Davete Paris’ten video ile katılan AXA Group Ceo’su Dr. Thomas Buberl, Türkiye’de olmaktan duyduğu mutluluğu ve gelecek için iyi dileklerini iletti. AXA Sigorta Türkiye CEO’su Guillaume Lejeune davette yaptığı konuşmada, başarılarını müşterilerine ve canla başla çalışan acentelere borçlu olduğunu kaydetti. Lejeune, sözlerini şöyle sürdürdü: “125 yıldan bu yana çok şey değişti

tabii. Türkiye çok önemli bir ülke. Bu ülkenin parlak geleceği bizi çok heyecanlandırıyor”. Programda sunucu Simge Fıstıkoğlu, Prof. Dr. İlber Ortaylı ile sigortanın tarihi konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Sigortacım Metin 42 Oğuz

Ortaylı, sigortanın dünyadaki tarihi ile ilgili kısa anekdotlar aktardı. Günümüzde ‘sigorta’ olarak adlandırabilecek tarihteki teminatlardan örnekler veren Ortaylı, konuşmasının sonunda sigortanın anonim bir iş olduğunu, yüz yüze ilişkilere dayanmasının şart olduğuna vurgu yaptı. “Bölgelere göre istekler değişebilir, geleneklere göre de değişiklikler olabilir” diyen Ortaylı, şöyle devam etti: “Son yıllardaki teknolojik gelişimleri izliyoruz. Yapay zekalar, robotlar falan bunlar önemlidir ama bunlar ancak biz insanların yardımcısı olabilirler. Siz acentelerin yaptığı işleri yapay zekalar ve robotların yapması pek mümkün görünmüyor”.


AXA SİGORTA’DAN

KADINLAR İÇİN FIRSAT! AVON ve AXA Sigorta işbirliğiyle hazırlanan “AVON Hesaplı Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” Türkiye genelindeki SGK ve AXA Sigorta ile anlaşmalı özel hastanelerde hiçbir ücret ödemeden yatarak tedavi imkanı sunuyor.

T

ürkiye’de yüz binlerce kadına ek kazanç fırsatlarıyla kendi işlerinin patronu olma imkanı sunan AVON ile AXA Sigorta, önemli bir işbirliğine imza attı. Kadınların ekonomideki gücünü artırmak amacıyla tüm dünyada farklı projeler gerçekleştiren AXA Sigorta ve kadınların kadınlar için çalıştığı AVON temsilcilerine özel olarak hazırlanan yeni ürünü “AVON Hesaplı Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” ile Türkiye genelindeki SGK ve AXA Sigorta ile anlaşmalı özel hastanelerde hiçbir ücret ödemeden yatarak tedavi imkanı sunuyor. İlk yılında 10 bin temsilcisine ulaşması hedeflenen ürün ile temsilciler, yatarak tedavi, yoğun bakım, kemoterapi, radyoterapi, diyaliz, koroner anjiyografi, küçük müdahale, tıbbi danışmanlık ve ambulans giderlerinin tamamını limitsiz olarak karşılayan bu yeni üründen faydalanabiliyor. AVON temsilcileri ürünü, avon.com.tr web sitesinden veya AXA Sigorta acentelerinden hemen alabiliyor.

“Ürünün avantajları var” “AVON Hesaplı Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” ile ilgili bilgi veren AVON Türkiye Genel Müdürü Orkun Gül, “Her adımımızı kadınları güçlendirme ve onlara fayda sağlama amacıyla atıyoruz. Bunu yapabilmek için de temsilcilerimizi her zaman dinliyoruz. Aldığımız geri dönüşleri değerlendirip onların

ihtiyaçlarını belirliyor ve yeni çözümler geliştiriyoruz. AXA ile işbirliğimizi de tüm temsilcilerimize maksimum fayda sağlama yaklaşımıyla geliştirdik. Bu kapsamda temsilcilerimize avantajlı bir özel sağlık sigortasına sahibi olma fırsatı sunuyoruz” dedi. Kadınların güvendiği bir iş ortağı olmanın AXA Sigorta için küresel bir hedef olduğunu dile getiren AXA Sigorta Satış ve Pazarlama Başkan ve İcra Sigortacım Metin 42 Oğuz

Kurulu eski Üyesi Özer Şimşek ise şunları söyledi: “Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin en önemli göstergesi kadınların iş yaşamına katılım oranıdır. AXA olarak küçük ve orta ölçekli kadın girişimlerinin yanı sıra kadınların istihdama katılımı için gerçekleştirilen çalışmaları da önemsiyoruz. Onların ihtiyaçlarını belirleyerek hayatlarını kolaylaştıracak, iş hayatında onlara güç katacak ürünler geliştiriyoruz.”


SAĞLIKTA İDDİALI BİR ADIM ATTI 2017 yılını başarıyla bitirdiklerini kaydeden Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek “2018’e de bu bakış açısıyla yeni bir kulvar olan sağlıkta iddialı bir adım atıyoruz” dedi.

K

atılım Emeklilik, İstanbul Les Ottomans Hotel’de yaptığı bir toplantı ile geleceğe yönelik hedeflerini paylaştı. Toplantıda konuşan Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Katılım Emeklilik henüz genç bir şirket olmasına rağmen BES’de gerçekleşen pek çok köklü değişimi lehine çevirmeyi bildi. Bunu vizyoner bakışımızla, operasyonel gücümüzle ve dijitalleşmeye verdiğimiz önemle gerçekleştirdik. 2018’e de bu bakış açısıyla yeni bir kulvar olan sağlıkta iddialı bir adım atıyoruz” dedi. Sincek, sağlık sigortası ürünlerimize tamamlayıcı sağlık sigortamız “Tam Katılım Sağlık Sigortası” ile start verdiklerini söyledi. Sincek, “Onu, 7/24 Acil Sağlık Sigortası, Seyahat Sağlık Sigortası ve Misafirim Güvende (Yabancı) Sağlık Sigortası takip edecek” dedi.

Beklentiyi iyi analiz ettikleri için en iyi çözümü geliştirdiklerini aktaran Sincek, şöyle devam etti: “Bugüne kadar dijitalleşme hep işlerimizin merkezinde oldu. Sağlıkta da yine hem müşterilerimizin hem de uygulama tarafındaki paydaşlarımızın işini kolaylaştırıcı uygulamalar geliştirdik. Tam Katılım Sağlık Sigortası, pek çok SGK’lı hastanın özel hastanelerde ödemek zorunda kaldığı fark tutarını sizin adınıza ödeyerek soruna kolay bir çözüm getiriyor. Siz de gönül rahatlığıyla anlaşmalı pek çok özel hastanede fark ödemeden muayene olabiliyorsunuz”. Diğer üç sağlık sigortası ürününün de 2018 içerisinde hizmete gireceğini belirten Sincek, “7/24 Acil Sağlık Sigortası ile tüm acil durumlarda ihtiyacınız olan sağlık hizmetini size sunacak. Seyahat Sağlık Sigortası, yurt dışında ihtiyaç Sigortacım Metin 42 Oğuz

duyulan sağlık güvencesini sağlayacak. Misafirim Güvende Sağlık Sigortası da yurt dışından Türkiye’ye gelen misafirlerinize gönül rahatlığıyla ülkemizde işlerini yapmalarını ve yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak” şeklinde konuştu.

“Vizyoner ve yenilikçiyiz” 2017 yılında OKS ve Katılım Sigortacılığı yönetmeliği gibi köklü değişimlerden büyüyerek çıktıklarını aktaran Sincek, şu bilgileri verdi: “Henüz 3.5 yaşında olmamıza rağmen vizyoner ve yenilikçi yaklaşımımız ile hızlı operasyonel gücümüz sayesinde tüm kategorilerde sektörümüzden daha fazla büyümeyi başardık. BES’te fon tutarımızı 630 milyon TL’den 1 milyar TL üzerine taşıyarak yüzde 66,4 büyüme sağladık. Burada 1 milyar TL barajını aşmak bizim için önemli bir dönüm noktası oldu”.


HAYALİ ACENTELERİ

FİNANSAL MARKET HALİNE GETİRMEK Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, “Biz acentelerimize sigorta dışında da ek gelir kaynakları yaratmayı hedef olarak önümüzde koyduk. Hayalimiz onları birer finansal market haline getirmek” dedi.

G

enel Müdür Erol Öztürkoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Nehir Aksın Bahar, Groupama'nın Fiba Emeklilik'e portföy devri üzerine açıklamalarda bulundu. Düzenlenen basın toplantısında konuşan Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, şunları söyledi: “Müşteri memnuniyetindeki sürekli artış grafiğimizi acentelere taşımak amacıyla bu alanda sektöre getirdiğimiz yenilikçi bakış açısını önümüzdeki dönemde bir adım daha ileri taşımayı planlıyoruz. Müşterilerimizle doğrudan temas eden acentelerimizin üstlendiği elçilik rolünü önemsiyor, bu anlayışla ‘müşteri memnuniyeti eşittir acente memnuniyeti’ yaklaşımını benimsiyoruz. ERGO Emeklilik satın alımından itibaren acente ağımıza yatırım yaparak daha da büyük bir organizasyon haline gelmeyi hedefledik. ERGO sürecinde elde ettiğimiz deneyim ve başarı, Groupama Emeklilik gibi çok geniş bir ağın portföy devrine talip olma konusunda iddialı ve cesur olmamızı sağladı. Aynı zamanda Groupama tarafının da bu deneyimimizi yakından takip ettiğini ve acentelerin beklentilerini en iyi Fibaemeklilik’in karşılayabileceği kabulüyle çok güçlü rakipler arasından bizi tercih ettiklerini gururla söyleyebiliriz”. Fibaemeklilik Genel Müdür Yardımcısı Nehir Aksın Bahar ise ERGO Emeklilik satın alımı sonrası Fibaemeklilik bünyesine dahil olan acentelerin performansından büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, “Fibaemeklilik ailesine katılan ERGO Emeklilik acenteleri, aradan geçen kısa sürede hayat sigortası üretimlerini ikiye katladılar. BES tarafında ise satışları,

kendi banka kanalımız üzerinden yaptığımız satışlar ile başa baş düzeyde. Bunun tesadüfî bir başarı değil, izlediğimiz acente memnuniyeti politikasının doğal bir sonucu olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

İşte başarının gerekçeleri Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, acente ağında elde edilen başarının gerekçelerini ise şöyle yorumladı: “Acente ağımızın genişlemesi sürecinde planlı ve hazırlıklı hareket ediyoruz. Bu alanda önceliği acentelerimize operasyon yaratmadan entegrasyon sağlayabilme konusuna verdik. Fibaemeklilik ailesine dahil olan acenteler, imzasız ortamda satış için gerekli alt yapıya anında kavuşuyor. Kurulum için zaman harcamıyor, hiçbir operasyonel zorluk ile karşılaşmıyor ve böylelikle doğrudan işlerine odaklanabiliyorlar. E-acente online platformumuz satış ve raporlama için sorunsuz bir ortam sağlıyor. Buna ek olarak kısa bir süre sonra müşteri bazında Sigortacım Metin 42 Oğuz

işlemlerini merkez ile koordineli yapabilmelerini, tüm soru ve taleplerine hızla ve doğrudan yanıt alabilmelerini sağlayacak CRM portalimizi de acentelerimizin kullanımına açacağız. Başarı getiren bir diğer avantajımız ise Fibaemeklilik olarak acenteye öncelik veren ve onların ihtiyaçlarına cevap veren özelleştirilmiş bir yapıya sahip olmamız. Doğamız gereği acentelerimizle daha hızlı ve butik çalışabiliyoruz. Komisyon sistemimizi sattıkları ürün gamına göre acentelerimizi mutlu etmek üzere şekillendirdik. Piyasadakilerden farklı ürünlerimiz olması, özellikle hayat sigortası tarafında acentelerimizin elini güçlendiriyor”. Erol Öztürkoğlu, Fibaemeklilik’in acente ağı için geleceğe dönük planlarını ise şöyle açıkladı: “Biz acentelerimize sigorta dışında da ek gelir kaynakları yaratmayı hedef olarak önümüzde koyduk. Hayalimiz onları birer finansal market haline getirmek. Bu ve benzeri adımlar için hazırlıklarımızı tamamladığımızda hızla yasal süreci başlatmak istiyoruz”.


ÇOCUĞUM İÇİN YATIRIM SİGORTASI’NA BÜYÜK İLGİ Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, “Anadolu Hayat Emeklilik Çocuğum İçin Yatırım Sigortası, çocukları adına tasarrufta bulunmak isteyen ebeveynlerden büyük ilgi görüyor” dedi.

A

nadolu Hayat Emeklilik, ebeveynlerin birikim eğilimleri üzerine bir araştırma gerçekleştirdi. 3055 yaş arasında, evli ve çocuk sahibi kadın ve erkeklerin oluşturduğu odak gruplarla gerçekleştirilen araştırmaya göre, çocuklar ailenin en büyük birikim yapma motivasyonu olurken, hayat sigortaları öne çıkan birikim yöntemleri olarak dikkat çekti. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, özellikle hayat sigortasının uzun vadeli bir yatırım aracı olarak, çocuklarının geleceğini güvence altına almak isteyenler için benzersiz fırsatlar içerdiğinin altını çizdi.

katılımcı fonlarında 12,6 milyar TL, devlet katkısı fonlarında ise 2 milyar TL büyüklüğe ulaşan Anadolu Hayat Emeklilik, toplamda 14,6 milyar TL fon tutarı ve %19 oranında pazar payına ulaştı. Önceki dönemlerde olduğu gibi, en yüksek devlet katkısı fon büyüklüğüne sahip şirket olma özelliğini devam ettiren Anadolu Hayat Emeklilik, 1,3 milyonu aşan sözleşme ve sertifika sayısı ile bu alandaki sektör liderliğini sürdürdü. Şirket, emekli katılımcı sayısında da lider pozisyonunu koruyarak %25 pazar payına ulaştı.

Teknik kâr %50 arttı

Yüzde 24 büyüdü Hayat sigortalarının birikim yapmayı kolaylaştırdığına dikkat çeken Uğur Erkan, şunları söyledi: “Anadolu Hayat Emeklilik Çocuğum İçin Yatırım Sigortası, çocukları adına tasarrufta bulunmak isteyen ebeveynlerden büyük ilgi görüyor. Düzenli yatırımlara büyüme potansiyeli sunan ürün, aynı zamanda vergi avantajı ve yüksek kar payı fırsatıyla diğer yatırım araçları arasında bir adım öne çıkıyor. Ebeveynler elde edecekleri toplu parayı ister çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak, ister mezuniyetinde ona bir hediye almak, isterse de hayata atılırken ona destek olmak için kullanabiliyor”. Diğer yandan Anadolu Hayat Emeklilik’in 2017 yıl sonu finansal

M. Uğur Erkan sonuçları açıklandı. Bireysel emeklilik ve hayat sigortası branşları fon büyüklüğü toplamında sektör liderliğini devam ettiren Anadolu Hayat Emeklilik, 2017 yıl sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre aktif büyüklüğünü %24, brüt kârını %22, teknik kârını ise %50 oranında artırdı. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 29 Aralık 2017 tarihli verilerine göre; bireysel emeklilik Sigortacım 42

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, 2017 yıl sonu finansal sonuçlarına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede “Başarılı bir yılı geride bırakan Anadolu Hayat Emeklilik, istikrarlı, dengeli ve kârlı büyümesini sürdürmüştür” dedi. Öte yandan 31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre %22 artışla 279,8 milyon TL brüt, %18 artışla 224,7 milyon TL net kâr elde eden Anadolu Hayat Emeklilik’in özkaynakları ise 926,6 milyon TL tutarında gerçekleşti. Şirket, aktif büyüklüğünde 18 milyar TL’ye yaklaşarak bu alandaki tartışmasız sektör liderliğini bir kere daha ispat etti. Ana faaliyet branşlarındaki etkinliğin göstergesi olan teknik kâr ise geçen yılın aynı dönemine göre %50 artış göstererek 199,2 milyon TL tutarında gerçekleşti.


FİNANS

FAİZ DIŞI AÇIK

14.6 MİLYAR TL

acente

YILLARA GÖRE PROGRAM TANIMLI FAİZ DIŞI DENGE (MİLYON TL)

Türkiye 2017’yi OVP revize tahmininin altında kapatırken, faiz dışı fazla vermede iki yıldır zorlanıyor. 2017 açığı 14 milyar 587 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. 2016’da da aynı kapsamdaki açık 14 milyar 346 milyon TL seviyesindeydi. Hazine Müsteşarlığı, merkezi yönetim bütçesi program tanımlı faiz dışı dengeyi yayımladı. 2017’de program tanımlı dengede 14 milyar 587 milyon TL açık oluştu. Aynı dönemde bütçe tanımlı faiz dışı denge ise 9 milyar 339 milyon TL fazla verdi. Bütçe gelirlerinin, faiz hariç giderlere farkı olan faiz dışı dengede, faiz dışı fazla verilmesinin kamu borçlanması üzerindeki baskıyı azaltması nedeniyle bu yönde uzun süredir politika uygulanıyordu. Özellikle 2001 krizi sonrası IMF ile yürütülen programın kriterlerinden biri haline gelmişti. Türkiye de uzun süredir bütçesinde faiz dışı fazla verme yönünde politika uyguluyor. Merkezi yönetim bütçesinde bütçe tanımlı ve program tanımlı olmak üzere iki ayrı faiz dışı denge hesaplanıyor. Hazine’nin yayımladığı verilere göre Türkiye uzun sürenin ardından ilk kez üst üste yüksek düzeyde faiz dışı açık verdi. 2016-2017 döneminden önce sadece küresel ekonomik krize bağlı Türkiye ekonomisinin küçüldüğü 2009 ve küçülmeyi telafi edici politikaların uygulandığı 2010’da sırasıyla 14.9 ve 6 milyar TL faiz dışı açık verilmiş, 2001’de ise 16 milyar TL’lik fazlaya ulaşılmıştı.

2017 2016 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004

-14.587 -14.346 8.486 7.737 14.483 3.880 16.113 -6.021 -14.862 17.238 21.594 32.353 26.725 22.876

2017 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ PROGRAM TANIMLI FAİZ DIŞI DENGE (MİLYON TL) 1. Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri a. (-) Özelleştirme Gelirleri b. (-) Faiz Gelirleri c. (-) TCMB Kâr Transferi & Yeniden Değerleme d. (-) Kamu Bankalarından Temettü Gelirleri e. (-) Darphane Para Basım Gelirleri f. (-) KKS Borç Verme - Geri Ödeme g. (-) Taşınmaz Satışları h. (-) İşsizlik Sigortası Fonu Transferi (GAP) i. (-) 4.5G GSM Satış Gelirleri j. (-) Karayolları Arazisi ve Limanlar k. (-) TMSF’den Bütçeye Yapılan Aktarımlar 2. Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri (Program Tanımlı) 3. Merkezi Yönetim Faiz Dışı Harcamaları k.(-) Risk Hesabı l. (+) Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Transferler m. (+) KKS Borç Verme - Geri Ödeme 4. Merkezi Yönetim Faiz Dışı Harcamaları (Program Tanımlı) Faiz Dışı Denge Faiz Dışı Denge (Program Tanımlı) Sigortacım Metin 42 Oğuz

630.349 9.313 6.838 6.411 250 206 0 1.477 0 2.437 0 931 602.486 621.011 0 -3.938 0 617.073 9.339 -14.587


ATAMA MEHMET Tümer Doğa Sİgorta’da GM. Yardımcısı oldu

Mahmut Güngör’e yenİ görev Ekim 2017’den bu yana Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’nde Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdüren Mahmut Güngör, grup şirketlerinden Bereket Sigorta ile Bereket Emeklilik ve Hayat’ın yeni Genel Müdürü oldu. Mahmut Güngör yaklaşık 200 çalışanıyla Bereket’in hayat ve emeklilik ile elementer branşlarındaki sigorta faaliyetlerinden sorumlu olacak.

Doğa Sigorta'da, üst düzey bir atama gerçekleşti. Mehmet Tümer, Doğa Sigorta’da Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladı. İş hayatına 1992 yılında başlayan Mehmet Tümer, bankacılık ve tekstil sektöründe bir süre çalıştıktan sonra kariyerine sigorta sektöründe devam etti. Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İşletme Bölümü’nde tamamlayan Tümer, iyi derecede İngilizce biliyor.

JLT Re’den önemlİ atama JLT Re, Asya Pasifik CEO’luğu’na Jeremy Fox’u atadı. Fox, alternatif kariyer fırsatlarını takip etmek için işi bırakan Stuart Beatty’nin yerini aldı. Fox, JLT Re’nin global CEO’su olan Mike Reynolds’a rapor verecek ve Singapur’da bulunacak. Fox ayrıca JLT’nin reasürans küresel yürütme komitesine üye olacak.

Swiss Re yapılanmaya gİttİ Swiss Re, hali hazırda görevde bulunan CFO (grup mali sorumlusu) David Cole’un 31 Mart’ta görevinden ayrılacağını ama birkaç Swiss Re yan kuruluşunun yönetim kurulu üyesi olarak kalacağını söyledi. Bu arada Cole’un yerini şu anki grup şef strateji sorumlusu John Dacey’nin alacağı açıklandı. 2012 yılında Swiss Re’ye katılan Dacey, sigorta sektöründe çeşitli üst düzey yöneticilik görevleri üstleniyor.

Sigortacım 42


ATAMA

TSB’den Ray Sİgorta’ya transfer Türkiye Sigorta Birliği Koordinatörü Ersin Tüvar, Ray Sigorta’ya İş Zekası Kıdemli Müdürü olarak transfer oldu. 2010 yılında Ankara Sigorta’da çalışmaya başlayan Tüvar, Türkiye Sigorta Birliği’nde İstatistik, Aktüerya, Maliye Muhasebe, Mali Tablolar ve Vergi Mevzuatı yöneticiliğini üstlenmişti.

ABD'lİ sİgorta devİnde yenİ görev ABD'li sigorta devi Chubb'un Avrupa başkanı Jeff Moghrabi, şirketin stratejik ortaklıklar kıdemli başkan yardımcılığına atandı. Moghrabi, 1 Mart itibariyle düzenleyici onaya tabi olarak görevine başladı. Moghrabi'nin yerine ise Singapur'un ülke başkanı olan Adam Clifford Avrupa başkanı oldu. Chubb'dan yapılan açıklamada Moghrabi'nin atanmasının şirketin Çin'deki stratejik işbirliği anlaşması için de önemli olduğunun altı çizildi.

Azerbaycan Sİgortacılar Bİrlİğİ Başkanı Abbasbeylİ oldu Azerbaycan Sigortacılar Birliği'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Mustafa Abbasbeyli seçildi. APA haber ajansında yer alan habere göre, Abbasbeyli, 2004-2014 yılları arasında Standard Insurance JSC bünyesinde, çeşitli yöneticilik görevlerinde bulundu ve 2010-2014 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Mustafa Abbasbeyli, 2007 yılından bu yana Azerbaycan Barolar Birliği üyesi.

Aon Benfield'den İngİltere'ye COO Leonora Siccardi, Aon Benfield İngiltere'de Chief Operating Officer (COO) olarak atandı. Siccardi, İngiltere işinin tüm operasyonel alanlarında politika ve uygulamaların stratejisini, liderliğini, gelişimini ve icrasını denetleyecek. Aon Benfield, yaptığı açıklamada, Siccardi'nin özellikle firmanın sürekli büyüme ve gelişmesi için bir platform oluşturmakla görevli olacağını belirtti.

Sigortacım 42


TÜRKİYE’Yİ

HANGİ RİSKLER BEKLİYOR?

Goldman Sachs Morgan Stanley Societe Generale ve Deutsche Bank’ın analistleri bu yıl küresel ekonomi için birçok riskin bulunduğunu açıkladı. Bu risklerin Türkiye’yi de etkilemesi bekleniyor.


A

BD Merkez Bankası Fed’in bağımsızlığını kaybetmesi, Wall Street’te yüzde 25’lik sert düşüşün olması ve dünyanın en büyük sanal parası Bitcoin fiyatlarının bin dolara inmesi gibi nedenler bu yıl küresel ekonomiyi ve Türkiye’yi olumsuz etkileyecek. Fransız Societe Generale tarafından 2018 yılı için hazırlanan raporda, “Demokles’in kılıcı, kredi piyasalarının başının üstünde asılı duruyor. İki yıldır hareketli bir ralli yaşanılan kredi piyasaları şimdilerde her ölçekte çok daha pahalı bir hale geldi “ifadeleri yer alıyor. Analistler, mevcut derecelendirme ve varsayılan eğilimin oldukça cesaretlendirici görünüyor olmasına rağmen bu trendin 2019’da ABD’de düşük büyümenin resme dahil olmasıyla birlikte değişebileceğini savunuyor. ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley stratejistleri ise bu yılın Eylül ayı itibariyle ABD 30 yıllık tahvil getirilerinin Fed fon faiz oranı ile yüzde 2.00-2.25 aralığında paralel seyredeceğini öngörüyor. Ancak Stanley uzmanları 1980’den bu yana yaşanan tüm ekonomik durgunlukların habercisi olan ‘ters dönme’ kehanetinde bulunmuyorlar. Bunun yerine, büyümenin yüzde 3’ün üzerinde gerçekleştiği 2005 yılının son aylarındaki döneme dikkat çekiyor. O dönemde tahvil getiri eğrisi tamamen yatayda kalmış, piyasalar ve ekonominin tepetaklak olduğu finansal krizden yaklaşık iki yıl önceydi.

İŞSİZLİK ORANI NE OLACAK? New York merkezli Goldman Sachs ekonomistleri, “etkileyici momentum” yakalayan ABD istihdam piyasasında yavaşlama belirtisi göstermeyeceğinden emin görünüyor. Bankanın uzmanları hâlihazırda yüzde 4.1 olan ABD işsizlik oranının bu yıl yüzde 3.7’ye inerek 1960’lardan bu yana en düşük düzeyde olacağını belirtiyor. Bu

arada Danimarkalı Saxo Bank’taki stratejistler bu yıl için piyasaları tehdit edebilecek 10 maddeden oluşan “siyah kuğu listesi” hazırladı. ‘Siyah kuğu’ kısaca finansal piyasalarda tahmin edilemeyen ve büyük etki yaratan sürpriz hareketler olarak tanımlanıyor. Son derece düşük olasılıklı fakat yüksek riskli olaylar şu şekilde sıralanıyor.


n Fed bağımsızlığını kaybedebilir. n Asya kanadında Japonya Merkez Bankası (BoJ), para politikalarındaki kontrolünü kaybedebilir. Halihazırda 113.00 seviyelerinde seyreden dolar/yen paritesi 150.00’lere tırmanıp 100.00 seviyelerine sert düşebilir. n Dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin’den piyasaya Yuan cinsinden petrol vadeli kontratları sürme hamlesi gelebilir. Petrodolara karşı petro-Yuan’ın güçlenmesiyle mevcut 6.61 seviyelerinde seyreden Dolar/Yuan paritesi 6.0’lı seviyelerin altına gerileyebilir. n Volatilitenin ani yükselişi Amerika’da değeri en yüksek 500 şirketin hisse senetlerinden oluşan Standard & Poor’s 500’de ‘Flash crash’ denilen ani fiyat hareketlerini tetikleyebilir. Ve sonucunda S&P 500’de yüzde 25’lik sert düşüş yaşanabilir.

n ABD’li seçmenlerin oylarının bu yılın ortasında sola kaymasıyla birlikte tahvil getirileri fırlayabilir. Hâlihazırda getirisi 2.77’lerde olan 30 yıllık hazine tahvilleri getirisi yüzde 5’lere tırmanabilir. n Avrupa Birliği’nde eski ve yeni üye ülkeler arasındaki ihtilafları kullanan “Avusturya-Macaristan”

ittifakı birlikte aşılması güç bir yarık oluşturarak “Almanya Fransa” eksenindeki gücü ele geçirebilir. Bu gelişmelerin etkisiyle 1.18’ler seviyelerinde dengelenmeye çalışan Euro-Dolar paritesi eşitlenecek. n Yatırımcılar, hükümetlerin büyük ölçüde düzenlenmemiş kripto para birimlerine karşı düzenleyici önlemleri devreye sokmasıyla birlikte Bitcoin’den kaçış başlayabilir. Şiddetli göç sonucu Bitcoin fiyatları 16.844 dolardan bin dolara kadar düşebilir. n “Afrika Baharı”ndan sonra Güney Afrika para birimi Rand gelişmekte olan para birimleri karşısında yüzde 30 yükselebilir. n En değerli şirketi yarışında Çinli Tencent rakibi Apple’ı geride bırakabilir. n Kadınlar, şirket iş gücünde başı çekebilirler. Fortune 500 listesinde yer alan 60’tan fazla şirket yılı kadın üst düzey yöneticiyle (CEO) tamamladı.


30 PİYASA RİSKİ Alman Deutsche Bank’ın analistleri ise bu yıl için olası 30 piyasa riski belirledi. Deutsche’nin sıralamasında dikkate değer riskler, “Yüksek enflasyon, ABD’deki siyasi belirsizlik ve Brexit” olmak üzere üç ana başlıkta toplanıyor. t ABD’de enflasyonun ikinci çeyrekte yükselişe geçmesi. t ECB'nin ikinci çeyrekte çıkış sinyali vermesi. t ABD'de yatırım yapılabilir tahviller ile yüksek getirili tahvil spredlerinin, yabancının ilgisinin azalmasıyla artması. t Fed'in yeni başkanı test edilecek (Siyasilere göre mi verilere göre mi hareket edecek). t Almanya'da enflasyonun sürpriz yükselmesi. t Almanya'da ücretlerin sürpriz bir şekilde yükselmesi. t AB'de negatif faizlerin sona ermesinin küresel piyasalarda etkisi. tJaponya Merkez Bankası Başkanlığı değişimi. t Merkez bankalarında QE'nin sona ermesiyle Amerikan Hazine kâğıtları ve Alman 10 yıllık tahvilinde faizin yükselmesi. t ABD hisselerinde değerleme ve dinamiklerin örtüşmemesi. t Yüksek enflasyon, jeopolitik riskler ve QE nedeniyle volatilitenin artması. t Bitcoin'in çakılması ve yatırımcı güveninin sarsılması. t Kuzey Kore. t ABD vergi reformunun tahminlerden daha fazla etkili olması. t ABD'de gelir eşitsizliğinin artması. t Mueller soruşturması. t ABD'de Kasım ayında yapılacak seçimler. t İtalya'da Nisan’da olması beklenen seçimler. t Brexit ile ilgili gelişmeler. t İngiltere'de yeni bir hükümet olasılığı. t İrlanda başkanlık seçimleri. t Rusya başkanlık seçimleri. t İngiltere yerel seçimleri. t Emtia fiyatlarının yükselmesi. t Kanada yada Avustralya'da konut balonu patlaması. t İsveç veya Norveç'te konut balonu patlaması. t Çin'de konut balonunun patlaması ve bunun Çin borsasında düzeltmeye neden olması. tÇin ekonomisinde piyasaların tahminlerinden daha sert bir iniş yaşanması.


t t

TAHVİL PİYASASINDA YÜKLÜ ÇIKIŞ OLABİLİR

2017 yılında borsalar rekora doymak bilmedi. MSCI dünya endeksi yıl başından 2017’nin son haftalarına kadar yüzde 19.5 yükselirken, MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinde artış yüzde 30'a yaklaştı. Bazı ülkelerin borsalarında yüzde 50'ye yakın yükselişler oldu. Ancak borsalar ne kadar hızlı yükselirse o kadar hızlı düşeceğine dair endişeler oluşmaya başladı. ABD'nin vergi indirimi planları, teknoloji ve savunma hisselerindeki yükseliş, konut sektöründe talebin sürmesi, güçlü bilançolar gibi faktörler borsaların yükselmesini sağlayan bazı faktörler. Ancak analistlere göre bu yıl borsaların ayağının altındaki halıyı çekebilecek bazı negatif gelişmeler yaşanabilir. Bunların tetikleyeceği bir kriz de birçok ülkenin hisse senedi ve tahvil piyasasından yüklü para çıkışlarına neden olabilir.

NEGATİF GELİŞMELER Japon Nomura Securities, yayınladığı raporunda, dünya piyasalarındaki kriz havası estirebilecek negatif gelişmeleri şöyle sıraladı:

ECB'NİN PARASAL NORMALLEŞMESİ Avrupa Merkez Bankası, tahvil alımı için yaptığı harcamaları azaltacak.

ÇİN'İN HIZ KESMESİ Piyasalar neredeyse yedi yıldır Çin'de sert iniş bekliyor. Çin kredi ve gayrimenkul piyasalarını sıkılaştırmaya yönelik tedbirler aldı. Eğer Çin bu yıl kaldıraç oranlarını azaltırsa, bu son yıllarda Çin hükümetinin ve merkez bankalarının yarattığı likiditenin azalmasına yol açabilir.

PETROL FİYATLARINDA ARTIŞ Yüksek petrol fiyatları tüketici harcamalarını azaltabilir. Bunun yanı sıra fiyatlardaki yükseliş gelişmekte olan ülkelerin paralarının negatif ayrışmalarına neden olabilir. Kaybedenler kulübünün başında ise Türkiye, Hindistan ve Filipinler gibi petrol ithalatçısı ülkeler yer alıyor.

FED'İN FAİZ ORANLARINI YÜKSELTMESİ Herkes ABD Merkez Bankası'nın faiz artıracağını tahmin ediyor ancak bu yıl artış 0.75 baz puanlık beklentinin üzerine çıkarsa, bu durum aralarında Türkiye'nin de olduğu gelişmekte olan piyasalar için negatif olur. Yatırımcı riskli gördüğü piyasalardan çıkarak dolar tahviline yönelebilir.

TRUMP ETKİSİ ABD Başkanı'nın ticari korumacılık politikaları ve Kuzey Kore'ye askeri operasyon düzenlemesi satış getirir. Başkanın dış politikası, azledilmesinden daha büyük bir risk. Ancak Demokratlar Temsilciler Meclisi'nde kontrolü ele geçirirse, 2019'da azil riski güçlenir.


A D Z I N I AKL UN S N U L BU

DEPRESYONDA OLANA HAYAT SİGORTASI YOK! Dünyada sigorta şirketleri depresyonda olan ve sinir hastalıkları geçiren insanları hayat sigortası ve diğer teminatlardan mahrum bırakmakla suçlanıyor. İngiltere’de The Guardian Gazetesi’nin ortaya çıkardığı bir habere göre bu şekilde hastalık geçiren birçok tüketici hayat sigortası yaptıramamaktan şikayetçi. ngiltere bu aralar Guardian Gazetesi’nin ortaya çıkardığı bir haberle çalkalanıyor. Gazeteye gelen şikayetlere göre; sigorta şirketleri hafif zihinsel sorunları olan insanlara hayat sigortası yapmayı reddediyor. Hayır kuruluşları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ise gerek açıklamaları gerekse yaptıkları protesto yürüyüşleriyle sigortacıların bu davranışını kabul etmediğini belirtiyor. Öte yandan sigorta şirketlerinin de bu durum karşısında haklı dayanakları var. Bir müşteri, tıbbı kayıtlara göre intihar düşüncesindeyse, ölmek istiyorsa veya kendine zarar verecekse sigorta yaptırmaya uygun olmayabilir. Sigorta

İ

şirketleri bu konuda her ne kadar toplumun nefretini kazansa da ortak görüşleri bu tarz insanları hayat sigortası yaptırmama yönünde. Gazetenin bu konu ile ilgili gösterdiği bir örnek de var. 7 Temmuz 2005 tarihinde Londra’da düzenlenen bombalı saldırıdan sonra travma geçiren ve stres bozukluğu yaşayan bir kadın. Sigorta şirketleri, müşterisi olan bu kadına yardımcı olmayı reddetti. Bu konuda mağdur şahsın açıklaması da şöyle: “Neden reddedildiğime dair özel bir açıklama yapılmadı. Ancak bu olaydan sonra fiziksel hiçbir sağlık sorunum olmadı. Bunu sigorta şirketinin perspektifinden bakıldığında anlayabiliyorum; zihinsel sağlık sorunları olan birisine zihinsel sağlıkla ilgili konularda bilgi vermek istemeyeceklerdir. Ancak, özellikle sağlık durumumun iyi olduğu göz önüne alındığında, herhangi bir neden belirtilmeden reddedildiğim için şaşkına döndüm.”

“Sigortacılar daha şeffaf olmalı” Zihinsel Sağlık Derneği’nin Başkanı Michael Henson-Webb ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Yasalarda bazı boşluklar var ve bu durum müşterileri mağdur edebiliyor. Eşitlik Yasası kapsamında, sadece özürlü olan kişiler sigorta kapsamında korunuyor ama sigorta şirketleri isterlerse bazı Sigortacım Metin 42 Oğuz

istisnalar yapabiliyorlar. Bu kanun uyarınca engelliliğin mevcut tanımı zihinsel sağlık sorunu olan herkesi kapsamıyor. Zihinsel sağlık sorunları olan bireylerin ve hukuk müşavirlerinin haklarını açıkça belirlemelerini zorlaştırıyor”. Rethink Akıl Hastanesi Danışma Müdürü Laura Peters ise konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Zihinsel sorun yaşayan insanlar için, yaşam ve sağlık sigortası hayati bir güvenlik ağı olabilir. Bana göre sigortacıların davranış biçimi tamamen uygunsuz ve ayrımcı. Hükümetin acil olarak soruşturması gereken bir şey. Bu politikaların temel bir değerlendirmesini yapmamız gerekiyor”. “Sigortacılar daha şeffaf olmalı” diyen Henson-Webb, şöyle devam ediyor: “Şirketler bu kararları nasıl aldıkları hakkında bilgi vermeliler. Sanki ayrımcılığa yol açabilecek ham değerlendirmeler yapıyor gibi görünüyorlar”. Gazete olaya sigorta şirketleri açısından da bakıyor. Sigorta şirketlerinin savunmaları haberde şöyle yer alıyor: “Hayat sigortası başvurularını dikkatle değerlendiriyoruz. Kanıta dayalı hareket ediyoruz. Müşterilerimizin zihinsel sağlık sorunlarıyla uğraşırken ne kadar sürdüğünü ve nasıl tedavi edildiğini de soruyoruz. Ayrıca, intihar girişimleri olup olmadığı da bizim için önemli bir kriter. Bu gibi ciddi vakalarda müşterilerin tazminatlardan yararlanamayacağının bilinmesi gerekiyor”.


BES

acente

BES FONLARI YATIRIMCISINA

NE KADAR KAZANDIRDI?

BES fonları geçen yılı ortalama yüzde 14,7 değer kazancıyla tamamlarken yüzde 47,5’lik getirisiyle hisse senedi fonları açık arayla ilk sırada yer aldı. BES fonları arasında Cigna Finans’a ait hisse senedi yoğun fon, yüzde 65 ile en fazla kazandıran fon oldu.

B

ES fon türlerinde hisse senedi yoğun fonlar, 2017’de yatırımcısına yüzde 47,5 getiri sağladı. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinin yüzde 47,6’lık yükselişini yakalayan BES hisse senedi fonları, diğer fon türlerinin çok üzerindeki getirisiyle geçen yıl yatırımcılarını sevindirdi. BES fonları, 2017’de ortalama yüzde 14,69 getiri sağlarken, türlerine göre bakıldığında hisse senedini yüzde 26,54 ile fon sepeti fonları ve yüzde 20,33 ile kıymetli madenler fonları izledi. 2017’nin en az kazandıran BES fon türü ise yüzde 10,45 ile borçlanma araçları oldu.

En çok kazandıran 10 fon BES fonları arasında en çok kazandıran 10 fon, Cigna Finans Emeklilik, Anadolu Hayat Emeklilik, Allianz Hayat Emeklilik, Ziraat Hayat Emeklilik ve Garanti Emekllilk şirketlerine ait fonlar oldu. Cigna Finans’a ait hisse senedi yoğun fon yüzde 65 ile en fazla kazandıran fon olurken, bu fonu yüzde 57,4’lük getiri ile Anadolu Hayat ve Allianz Hayat’a ait fonlar takip etti. Borsa İstanbul Pay Piyasası’ndaki yükselişten faydalanan yatırım fonları da geçen yıl diğer fon türlerine göre daha yüksek getiri sağladı. Yatırım fonlarının hisse senedi ağırlıklı olanlarının yıllık ortalama yüzde 37,5’lik getirileri, BIST 100 endeksindeki artışın altında kalırken, kazançların fon

bazında önemli farklılıklar göstermesi dikkati çekti. Yatırım fonlarının hisse senedi ağırlıklı fonları arasında Finans Portföy’ün Birinci Hisse Senedi Fonu, yüzde 70,9’luk getirisi ile tüm fonlar arasında ilk sırayı aldı. Söz konusu fonu, yüzde 67,11 ile İş Portföy ve yüzde 61,72 ile HSBC Portföy’e ait hisse senedi yoğun fonlar takip etti. Fonlar arasında en düşük getiriler, yatırımcısına risksiz, düşük de olsa sabit getiri imkanı sunan fon türlerinde görülürken, 2017 yılında BES’te yüzde 10,5 ile, yatırım fonlarında ise yüzde 11,03 ile borçlanma araçları fonları son sırada yer aldı.

Getiri farklılıkları var Analistler, 2017 yılında küresel piyasalarda artan risk iştahı nedeniyle Sigortacım Metin 42 Oğuz

daha riskli olarak değerlendirilen hisse senedi fonlarının getirilerinin diğer türlere göre çok daha fazla olduğunu belirtti. Buna karşın aynı türde olsa da yatırım fonları arasında önemli getiri farklılıkları olabildiğine dikkati çeken analistler, tasarruf sahiplerine, Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) ile fonlarının performanslarını takip ederek fonlar arasında geçiş yapma imkanından faydalanmalarını tavsiye ediyor. Analistler, TEFAS ile bir banka veya aracı kurumdaki hesaptan tüm fonlara erişmenin mümkün olduğuna işaret ederek, sistemin, tüm fonları tek bir platform üzerinden karşılaştırıp getirilerin takip edilmesine imkan tanıdığını kaydetti.


EN BÜYÜK SORUN

‘ERKEN AYRILMA’DA KPMG Türkiye'nin yayımladığı rapora göre, 2016 sonu itibarı ile sistemdeki sözleşmelerin ortalama kıdemi 3,4 yıl.

T

ürkiye ve dünyadaki bireysel emeklilik sistemini karşılaştırmalı olarak inceleyen KPMG Türkiye BES Raporu’nun ikincisi yayımlandı. KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, BES’te yaşanan erken ayrılma sorununun hem katılımcılar hem de emeklilik şirketlerinin kaybına neden olduğunu belirtti. Cantürk, “Katılımcılar; ertelenmiş giriş aidatı, vergi, devlet katkısı hak edilmeyen kısım vb. kesinti tutarları nedeniyle beklenenden düşük tutarlar ile sistemden ayrılıyor. Emeklilik şirketleri ise sistemden erken ayrılan katılımcıların oluşturduğu yüksek maliyet nedeniyle karsızlık problemi yaşayabiliyor” dedi. Cantürk, “Rapora göre Türkiye’nin bireysel emeklilik sisteminin dünyadaki önemli ekonomiler arasında GSYH oranı ile bakıldığında, gelişime ve büyümeye hala açık olduğu görülüyor. Bireysel Emeklilik Sistemi, başladığı ilk yıldan itibaren önemli düzeyde gelişti ve 2016 yılsonu itibarıyla 19 emeklilik şirketi ve 61 milyar TL fon tutarına (devlet katkısı fon tutarı dâhil) ulaştı. Emeklilik şirketleri, faize duyarlı müşterileri için faizsiz emeklilik planı ile de ürün çeşitliliğini artırdı. Devlet katkısı uygulaması ile ülkemizde artışa geçmiş görünen katılımcı sayısı ve katkı payı tutarlarının gelişen piyasalar da göz önüne alındığında gelecekte de artması bekleniyor” dedi.

Devlet desteği önemli Cantürk şöyle devam etti: “Yaşanan bu sorunlar nedeniyle sisteme olan devlet desteğinin önemi giderek artırıyor. Özellikle 1 Ocak 2017 tarihinde başlayan otomatik katılım bireysel

emeklilik sisteminde, tasarrufun alışkanlık hale getirilmesi ve ekonomik gelişiminde önemli bir kilometre taşı. 2017 yılında uygulanmaya başlayan otomatik katılım sistemi de emeklilik fonları piyasasını daha da tabana yayacak ve rakamsal büyümeler ile beraber herkesin farkındalığın da artmasına imkan verebilecek. Otomatik katılım sisteminin uygulamaya geçmesi ile beraber sektörde mevzuata uygunluk ve müşteri odaklı yaklaşımların öneminin bir kat daha fazla artacağına dair beklentimiz bulunuyor.” Sigortacım Metin 42 Oğuz

NELER YAPILMALI? t Ortalama sistemde kalma süreleri uzatılmalı t Sisteme duyulan güven sürdürülmeli t Emeklilik fonlarının performansı artırılmalı t Sağlanan teşvikler kamuoyuna iyi anlatılmalı t Katılımcılar sürekli ve doğru bilgilendirilmeli t Tasarruf sistemi için farkındalık artırılmalı t Emeklilik hakkını kullanmak isteyen katılımcılara Yıllık Gelir Sigortası sunulmalı t Fonun önemli bir kısmı sistemde kalmalı t Emeklilik şirketleri operasyonel ve finansal risklerini minimize etmeli t BES şirketleri, iç sistemlere her zamankinden daha çok önem vermeli ve yatırım yapmalı


GENELGE

RESMİ GAZETE

ARTIK AKILLI TELEFONLARDAN DA

TUTANAK DOLDURULACAK Trafik kazaları sonrası tutulan tutanaklarda yeni dönem başladı. Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genelgeye göre, artık akıllı telefonlardan da tutanak doldurulacak.

T

rafik kazaları sonrası tutulan tutanaklarda yeni bir dönem başladı. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin geliştirdiği sistem üzerinde kağıt form doldurularak tutulan kaza tespit tutanakları ile ilgili Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genelge gereğince artık akıllı telefonlardan da doldurulabiliyor. Dünyada bu alanda geliştirilen “ilk uygulama” olma özelliği taşıyan mobil kaza tutanağı uygulaması ile kağıt form ve kalem kullanmadan akıllı telefonlarından hızlıca kaza tutanağı girişi yapılabiliyor. Bu uygulama sayesinde kazaların sebebiyet verdiği trafik yoğunluğunun büyük ölçüde azalması hedefleniyor. Sigortalılar

için birçok avantaja sahip olan tutanağı doldurmak için taraflardan birinde bir akıllı telefon bulunması yeterli. Tüm işlemler tüm taraflar için tek akıllı telefon ile yapılabiliyor. Mobil kaza tutanağının akıllı telefondan doldurulmasından sonra tüm işlemler elektronik ortamdan takip ediliyor. Uygulama üzerinden araç plakası ve T.C. kimlik

numarasının girilmesi ile birçok bilgi otomatik olarak dolduruluyor. Sigortalılara her yönden büyük kolaylık getiren “Mobil Kaza Tutanağı” uygulaması Apple Store ve Google Play Store’lerden indirilebiliyor.

Hata oranı azalıyor Bu uygulama ile birlikte; hızlı ve kolay kaza tutanak girişinin sağlanması, kaza sonrası trafik yoğunluğunun azalması, uygulamadaki yönlendirmeler ile tutanak girişindeki hata oranının azaltılması, kaza sonrası işlemlerin sonuçlanma süresinin azalması, kare kod uygulaması ile poliçe bilgilerine hızlı erişimin sağlanması, kağıt form taşınmasına gerek kalmaması, kazaya neden olan yerlerin hızlı ve kesin tespitinin yapılması, kaza anında bilgilerin sigorta şirketlerine iletilmesinin amaçlandığı bildirildi. Sigortacım 42


GENELGE

RESMİ GAZETE DEPREMDE TEMİNAT 190 BİN TL’YE YÜKSELDİ Zorunlu deprem sigortası kapsamında bir mesken için verilebilecek azami teminat tutarı 170 bin liradan 190 bin liraya yükseltildi. Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında asgari prim tutarları yeniden düzenlendi. Hazine Müsteşarlığı’nın, “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliği”yle değişen tutarlar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre bir mesken için verilebilecek azami teminat tutarı 190 bin lira olarak belirlendi. Yeni düzenlemede sigortaya konu asgari prim tutarı 1’inci bölgeden 5’inci bölgeye sırayla 95, 70, 55, 45 ve 35 liradan az olamayacak. Öte yandan, sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri de yeniden düzenlendi. Bu kapsamda çelik, betonarme ve karkas yapılar için söz konusu bedel 890 lira, yığma kagir yapılar için 635 lira, diğer yapılar için 310 lira oldu.

BES'E YÖNELİK ‘RİSK PROFİLİ ANKETİ’ Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, BES'e yönelik "Risk Profili Anketi" genelgesi yayınladı. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe giren genelge ile BES katılımcılarının talepleri doğrultusunda şirketler tarafından Risk Profil Anketi düzenlenecek. Anket katılımcının 25, 35, 45, 50 ve 54 yaşlarını tamamladığı günü takip eden en geç 5 işgünü içinde ve sistemde emeklilik hakkını kazanma tarihinden 2 yıl önceki günü takip eden en geç 5 iş günü içinde yapılabilecek.

Sigortacım 42


OTO

acente

Hyundai’nin SUV’u yenilendi Hyundai, spor otomobiller serisine Yeni Veloster ile devam ediyor. Amerika'nın ünlü otomobil fuarı Detroit'te ziyaretçilerin beğenisine sunulan Yeni Veloster, 1.6 litrelik turbo motoruyla 201 beygir güç üretiyor. Veloster N ise tam 275 beygir gücünde. Yeni Veloster, arka koltuklara girişi kolaylaştırmak için asimetrik 2+1 kapı konfigürasyonunda sunuluyor. Yeni Veloster'da üç tip benzinli motora yer veriliyor. Hyundai imzalı 2.0 litrelik, 147 beygir gücündeki 4 silindirli motor, üstün verimlilik ve düşük emisyon için Atkinson çevrime sahip olarak sunuluyor. Yeni Veloster, Mart ayında markanın Ulsan'daki fabrikasında üretime başlayacak ve 2018 yılının ikinci çeyreğinde ilk olarak ABD pazarında satışa sunulacak.

CEZALARINIZI ANINDA ÖĞRENİN! Artık sürücüler, araçlarının çekildiği otoparkı ve son beş yılda yaptıkları kazalara ya da kesilen cezalara ait bilgileri, e-devlet uygulaması sayesinde 'anlık bildirim' ile öğrenebiliyor.

E

mniyet Genel Müdürlüğü'nün e-devlet üzerinden başlattığı yeni uygulama ile sürücüler artık, araçlarının çekildiği otopark ve ceza bilgisini e-devlet kapısında kayıtlı e-posta ve mobil uygulama üzerinden anlık bildirim ile öğrenebiliyor. Sürücüler kendi adlarına kayıtlı aracın herhangi bir kural ihlali neticesi otoparka çekilmesi durumunda, aracın plakası, otopark adı, birim il, ilçe, otopark adresi, otopark telefonu, otoparka çekme nedeni, otoparka çekme tarih ve saat bilgilerine bu bildirim üzerinden ulaşabiliyor. Ayrıca araç sahipleri son Sigortacım Metin 42 Oğuz

beş yıl içerisinde karışmış oldukları ölümlü/yaralamalı kaza, sürücü belgesi ceza/iptal bilgilerini görüntüleyerek barkodlu belge olarak alabiliyor. Vatandaşlar, T.C. kimlik numarası, adı soyadı, sürücü belgesi numarası, belgenin verildiği birim, sürücü belgesinin tarihi, sınıfları, geçerlilik tarihi, kısıt kodu, aktif ceza puanı, son beş yıl içindeki ceza bilgileri, iptal bilgileri ile son beş yıldaki ölümlü veya yaralanmalı trafik kazasının tarihi, saati, yeri, il, ilçe, kusur durumu ile bilgilerini görüntüleyebiliyor. Uygulama, sunulan hizmet kalitesinin artırılması ve vatandaşlara ihtiyaç duyulan bilgilere daha kolay erişimin sağlanması amacıyla 12 Ocak'ta kullanıma açıldı.


PERAKENDE SATIŞLAR YERLİ / İTHAL DAĞILIMI 2017

OTOMOTİV PAZARI FRENE BASTI Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin (ODD) açıkladığı rakamlara göre, 2017 yılında otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı bir önceki yıla kıyasla yüzde 2.,8 daraldı ve satış adedi 956 bin 194'te kaldı. 2016'da toplam satışlar 983 bin 720 olmuştu. Geçen yıl otomobil satışları bir önceki yıla göre yüzde 4,52 düşüşle 722 bin 759 adet oldu. 2016'da bu sayı 756 bin 938 adet seviyesindeydi. Hafif ticari araç pazarı ise yüzde 2,93 büyüdü ve satışlar 233 bin 435 adet oldu. 2016'da 226 bin 782 adet hafif ticari araç satışı gerçekleşmişti.

Sigortacım Metin 42 Oğuz


R6k6m1arın DİLİ

KOBİ kredİlerİnde aslan payı ‘küçük’lerE 2017’de sistemdeki toplam kredi artışı 281 milyar TL ile 2016’nın iki katına ulaşırken KOBİ kredilerine bireysel krediler de eklendiğinde aslan payı ağırlıklı olarak ‘küçük’lerin oldu. Geçen yıl KOBİ kredilerindeki artış, 2016'daki artışın 4 katına ulaştı. 2016 yılında bankacılık sisteminden KOBİ’lere 21 milyar TL kaynak aktarılırken 2017 yılında bu miktar 82 milyar TL olarak gerçekleşti. Geçen yıl sistemdeki toplam kredi artışı 281 milyar TL ile 2016’nın iki katına ulaşırken, KOBİ kredilerine bireysel krediler de eklendiğinde aslan payı ağırlıklı olarak ‘küçük’lerin oldu. Krediler cephesinde kamu ve katılım bankaları hacimlerini sektör ortalamalarının üzerine çıkardı. Krediler maraton koşarken mevduat ise yaya kaldı. 2016’da 123 milyar TL artan mevduat hacmi 2017’de sadece 131 milyar TL artarak 1.3 trilyon TL’ye çıktı. Bankacılık sektörünün krediler cephesinde 2017’nin hikayesi Hazine destekli Kredi Garanti Fonu kefaleti oldu. Sigortacım Metin 42 Oğuz


Piyasada yaşanan canlanma bankacılık sektörünün verilerinde de net olarak görünüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık bültenlerinden derlenen verilere göre 2.1 trilyon TL’ye yükselen toplam kredi hacminde artışlar rekor seviyelere geldi. Geçen yılın ilk 9 ayında hızlı bir tırmanış gösteren toplam kredi hacmi son çeyrekte normale döndü. Toplam mevduat hacmi ise yıl boyunca aynı hızda büyüse de TL ve yabancı para mevduat artış hızlarında dalgalı bir seyir yaşandı.

Kredi hacmi 1.6 trilyon TL 29 Aralık tarihli verilere göre toplam kredi hacminin yüzde 19 artışla 2.1 trilyon TL olduğu sektörde bu rakamın 1.4 trilyon TL’sini TL cinsinden, 703.4 trilyon TL’sini ise yabancı para cinsinden kullandırılan krediler oluşturdu.

Geçen yıl TL kredilerdeki artış yüzde 25 olurken, yabancı para kredilerindeki artıştan kur etkisi arındırıldığında yerinde saydığı görüldü. Rakamlara, kurumsal/bireysel ayrımıyla bakıldığında ise yüzde 21’lik artış hızı yakalayan kurumsal kredi hacmi 1.6 trilyon TL oldu. Bireysel tarafta hacim 500 milyar TL sınırına dayanarak, 486.6 trilyon TL’ye ulaşırken artış hızı yüzde 16 olarak hesaplandı. Geçen yıl bir dikkat çekici noktada belli kredi hacimlerinde belli eşiklerin aşılması oldu. Kurumsal krediler geçen yıl 1.5 trilyon TL eşiğini aşarak 1.6 trilyon TL’ye gelirken büyük işletmelere akan krediler 1 trilyon eşiğini aştı ve 1.1 trilyon TL oldu. KOBİ kredileri ise 500 milyar eşiğini aşarak 513.5 milyar TL’ye çıktı. Miktarsal olarak bakıldığında ise rakamlar daha çarpıcı bir resmi gösteriyor. 2016 yılında sabit Sigortacım Metin 42 Oğuz

kurlarla toplam kredi hacmindeki artış 141 milyar TL’ydi. Bu rakam 2017 yılında 281 milyar TL’ye yükselirken bir yıl önceye göre ikiye katlanmış oldu. Kurumsal kredilerde de miktar artışı iki katı bir büyümeyi işaret ederken bu segmentte KOBİ kredilerindeki miktarsal artışın ise dörde katlandığı dikkat çekiyor.


KARİYER

acente

İŞİNİZİ DEĞİŞTİRMEYE

HAZIR MISINIZ?

Kariyer hayatınızda bir süredir değişiklik yapmak istiyor ancak buna cesaret edemiyorsanız yeni yıl ile birlikte hayalinizi kurduğunuz işe ve kariyer hayatına atılmak için harekete geçebilirsiniz. Yeni yılla birlikte kendinize yeni hedefler belirleyerek yeni stratejileri hayata geçirebilir ve istediğiniz işe sahip olabilirsiniz. İşte 2018'de kariyer değişikliği yapmak isteyenlere öneriler...

SEÇTİĞİNİZ ALANA ODAKLANIN Kariyerinize yön verirken seçmek istediğiniz alan hakkında bilgi edinmek ve o alana odaklanmak hem bunu iş olarak sevip sevmeyeceğinizi anlamanıza hem de hedefinize emin adımlarla ilerlemenize katkı sağlar. Şef olmak istiyorsanız bu alanda kurslara giderek, çeşitli restoranlarda kendinizi ispat etmeniz bu alana geçişinizi kolaylaştırır.

SOSYAL MEDYA KANALLARINI TAKİP EDİN İş hayatınıza yön vermek istediğiniz alanda sosyal medya kanallarını takip ederek kendinizi geliştirebilir ve sektör hakkında bilgi sahibi olarak yeni kişilerle tanışabilirsiniz. Organizasyon ve davetler de geçiş yapmak istediğiniz alan için sizi besleyen ve fikir veren etkinlikler olarak gösterilebilir. Bu tip ortamlarda olabildiğince girişken olup, sektörden birçok kişiyle tanışma şansı yakalayabilirsiniz.

BECERİLERİNİZE YENİLERİNİ EKLEYİN Sıfırdan başlamak her zaman kolay değildir. Kendi becerilerinizin yeni kariyer planlamasında işe yarayıp yaramayacağını ölçmeli ve yeni beceriler kazanmak için istekli olmalısınız. Hayalinizdeki iş için gerekli özellikleri geliştirmenin yanında kendi becerilerinizi de ortaya çıkardığınızdan emin olun.

HAYALİNİZDEKİ ŞİRKETE PROJE SUNUN Çalışmak istediğiniz şirketteki kontak kişilerle temasa geçerek onlara şirketin bir sorunu hakkında proje geliştirerek, çözüm üretebileceğinizi söyleyin ve hemen işe koyulun. Dikkat çekici bir proje sunarak, şirket yetkililerinin dikkatini çekebilir ve istediğiniz şirkette ve sektörde iş sahibi olma şansı yakalayabilirsiniz.

SEKTÖR YETKİLİSİNDEN FİKİR ALIN

FİNANSAL BİR DEĞERLENDİRME YAPIN

Kariyer değişikliği yapmadan önce sektörden biriyle iletişime geçerek aklınızdaki soruları onunla paylaşmak ve tecrübelerinden yararlanmak bu riske atılıp atılmama konusunda size yardımcı olabilir. Karşınızdaki kişiye merak ettiklerinizi sorarak aklınızdaki soru işaretlerini yok edebilir ve sağlıklı bir karar alabilirsiniz.

Kariyer değişikliğinin sizi finansal açıdan sarsmaması için bütçe planlaması yapmalısınız. Yeni bir iş hayali kurarken, yeterli birikim sahibi olup olmadığınızı gözden geçirmeli ve gerekirse bir süre için toplu paranızdan harcamayı göze almalısınız. Yeni kuracağınız iş veya deneyimleyeceğiniz pozisyon öncesi finansal olarak bazı zorluklara katlanmanız gerektiğini göze almalısınız. Sigortacım Metin 42 Oğuz


LİDER OLMAK İSTEYENLER İÇİN

6 TAKTİK

Kariyerinizde sivrilmek veya mevcut iş yerinizde lider konuma gelmek sandığınız kadar zor değil. Pozisyonunuzu yükseltmek için bazı noktalara dikkat edebilir ve patronunuzun gözüne girerek lider özelliklerinizi sergileyebilirsiniz. İşte iş yerinde lider olmak isteyenlere özel taktikler:

DAHA FAZLA ÇALIŞMA SÜRESİ Çalışma sürenizi herkesten biraz daha uzun tutmanız patronunuzun gözünden kaçmayacaktır. İş yerine her zamankinden daha erken gelmek veya işinizi bitirdikten sonra iş yerinden hemen ayrılmama takdir edilesi davranışlardan. Toplantılarınızın öncesinde işe erken gelerek hazırlık yapmak da işinize özen gösterdiğinizin ve işe olan bağlılığınızın bir kanıtı olarak algılanır.

1

İŞ ARKADAŞLARIYLA İLETİŞİM İş arkadaşlarınızla iyi bir iletişiminizin olması iş yerinde sizi lider konumuna getirebilir. Her daim saygı gören, yaptığı iş beğenilen ve iş arkadaşlarına yardımcı olan birisinin iş yerinde yükselmemesi için hiçbir neden yok. Günün büyük bir bölümünü geçirdiğiniz iş arkadaşlarınızı zaman zaman alttan almak ve tolere etmek de iletişimin olmazsa olmazlarından.

4

KİŞİSEL İLETİŞİMDE DİKKÂTLİ OLMAK

ŞİRKETE FAYDA SAĞLAMAK Şirketin çıkar ve amaçlarını her daim gözetmenin yanında problemli durumlar hakkında fikir beyan etmek veya çözüm gerektiren konularla mücadele etmek de şirketteki konumunuzu yükseltebileceğiniz fırsatlar arasında bulunuyor.

2

YETENEKLERİ GELİŞTİRMEK Şirketinize değer katmak için yeteneklerinizi geliştirerek pozisyonunuzu yükseltebilirsiniz. İşinizi daha iyi yapmanızı sağlayacak olan teknik beceriler ve davranışsal uygulamaların yanında yeteneklerinizi geliştirerek, şirkete daha fazla yarar sağlayarak şirketin değişmez parçalarından birisi olduğunuzu kanıtlayabilirsiniz.

3

Sigortacım Metin 42 Oğuz

İş dışındaki kişisel iletişiminize iş yerinde fazla zaman harcamamaya özen gösterin. Öğle aralarında veya molalarda kişisel işlerinizi halletmeli diğer zamanlarda ise işinize öncelik vermelisiniz. Tüm gününü masa başında sosyal medyada veya arkadaşlarıyla konuşarak geçiren biriyseniz lider olma şansınız da yok demektir.

5

GÖRÜNÜR OLMAK İş yerinizde yaptıklarınızla görünür olmak ve takdir toplamak sandığınız kadar zor değil. İş akışı ve proje çalışmalarınız hakkında patronunuzu düzenli olarak bilgilendirmek başarılarınızın da daha görünür olmasını sağlar ve sizi liderlik koltuğuna oturtabilir.

6


HEM VİZESİZ HEM DE UCUZ

10 AVRUPA ÜLKESİ! Evraklar, formalİteler derken vİze almak bİrçok kİşİ İçİn zor olabİlİyor. Halbukİ sıkıntıya giİrmeden gİdebİleceğİnİz bazı Avrupa ülkelerİ var. Bu ülkeler Türkler'den vİze İstemİyor. Hem de bu ülkeler Türkİye’de harcayacağınız mİktarlardan daha az harcama yapmanızı sağlayacak. İşte tam da şu sıralar gİdİlmesİ gereken hem vİzesİz hem de çok ucuz olan 10 Avrupa ülkesİ…

ARNAVUTLUK

BOSNA HERSEK

Adriyatik kıyılarıyla çevrili Arnavutluk yeni yeni turizm konusunda ataklar yapıyor. Aslında ülkenin denize kıyısı çok ancak bu konuda tesis sıkıntısı da çok. Uzun yıllar kapalı bir komünist sistemle yönetilen ülkede gezilecek tarihi şehirler ve doğal güzellikler de bulunuyor. Başkent Tiran’ın yanı sıra, eski Osmanlı konaklarıyla ünlü Berat ve yine tarihi kenti İşkodra gezilebilir.

Balkanlar’dan vizesiz gidebileceğiniz bir başka ülke de Bosna Hersek. Başkent Saraybosna camileri, çarşısıyla eski Bursa’yı andırır. Şehir barındırdığı eserlerle Osmanlı mirasını iyi taşıyor. Yine Avusturya Macaristan İmparatorluğu’ndan kalma yapılar da başkent Saraybosna’da dikkat çeken yerler. Tarihi Mostar şehri Osmanlı kasabası Poçitel de Bosna Hersek’te gezebileceğiniz yerler.

KOSOVA

MAKEDONYA

Avrupa’nın yeni ve küçük ülkelerinden Kosova da Türk kültürü izleri taşıyan bir ülke. Başkent Priştina ve eski Osmanlı konaklarıyla ünlü Prizren şehirleri Türk izleri taşıyan kentleri. Başkent Priştina’ya İstanbul’dan direkt uçak seferleri yapılıyor. Kosova’dan Karadağ, Makedonya ya da Sırbistan’a da geçebilirsiniz. Komşu tüm ülkeler Türklerden vize istemiyor. Kosova'nın başkenti Priştina'ya direkt uçuşlar var.

Makedonya başkent Üsküp ve tarihi kenti Ohri ile Türk turistlerin son yıllarda sevdiği ülkelerin başında geliyor. Vize istemeyişi, Türk kültürüne yakın izler taşıması, tarihi ve turistik yerleri Makedonya’yı cazip kılıyor. Üsküp’te baş çarşı, kale ve Osmanlı camileri gezilebilir. UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınan Ohri de Makedonya gezinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.

Sigortacım 42


KARADAĞ

SIRBİSTAN Türklerden vize istemeyen bir başka ülke de Sırbistan. Başkent Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin de kenarında kurulmuş çok güzel bir şehir. Eğlence mekanlarıyla, Osmanlı eseri kale ve çevresiyle, parklarıyla keyifli bir Belgrad turu yapabilirsiniz.

Balkanların bir başka küçük ülkesi Karadağ denince akla Dalmaçya kıyılarındaki iki güzel şehri Kotor ve Budva geliyor. Ortaçağ’dan kalma yapılarıyla dikkat çeken bu iki kentte de keyifli bir gezi yapabilirsiniz. Karadağ’a uçakla gidebilmek için başkent Podgorica’ya uçmanız gerekir.

UKRAYNA

BEYAZ RUSYA

Türkler’den vize istemeyen hatta son yapılan anlaşmalar çerçevesinde kimlik kartlarıyla da seyahat edebileceğimiz Ukrayna da Türklerin sevdiği ülkelerin başında geliyor. Ülkenin Karadeniz kıyıları Sivastopal, Odessa gibi kentleri deniz tatili yapmak isteyenler için de ideal. Ama başkent Kiev ve Liviv de Ukrayna’ya gidenlerin sevdiği yerlerin başında geliyor.

Başkent Minsk’e İstanbul’dan direkt uçuşların yapıldığı Beyaz Rusya da Türklerden vize istemiyor. Rengarenk ahşap evleri ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken Minsk’te hayat da ucuz. Yeme içme, konaklama ve ulaşım için ucuz gelecek bu ülke oldukça da güvenli. Ukrayna ve Rusya’ya göre turistler için daha güvenli bir ülke.

GÜRCİSTAN

MOLDOVA

Türklerin vizesiz hatta pasaportsuz bile gidebileceği Gürcistan sınır komşumuz bir ülke. İsteyenler Artvin’den günübirlik gezilerde kimlikleriyle de girebiliyorlar. Gürcistan’ın en turistik şehri Batum. Karadeniz kıyısı bu kentte otel, yeme içme seçenekleri güzel. Başkent Tiflis tarihi eserleriyle dikkat çekse de Batum-Tiflis arası karayoluyla geçecekseniz yolların bozukluğundan dert yanabilirsiniz.

Eski Rus cumhuriyetlerinden Moldova da Türklerden vize istemeyen bir başka Avrupa ülkesi. Ukrayna ile Romanya arasında kalan bu ülke Avrupa’nın aynı zamanda en ucuz ülkesi. Bu yüzden gezmek, yeme içme ve konaklama için çok ciddi fiyatlar ödemezsiniz. Ülkenin en turistik yeri yeşiliyle ünlü başkent Kişinev. Kişinev’de 23 tane göl bulunuyor. Şarabıyla ünlü ülkede hemen her yerde polisler bile sizden bahşiş isteyebilir.

Sigortacım 42


SAĞLIKLI yaşam SİGARAYI BIRAKMANIN YOLLARI! Merdiven çıkarken nefesiniz mi kesiliyor? Sabahları uyandığınızda ağzınızda acı bir tat mı hissediyorsunuz? Bu sorunların nedeni açık. Tüm bunların sebebi sigara. Sigara, uzun vadede sağlığınıza zarar verirken, fiziksel olarak da sizi zorlar. Peki sigarayı bırakma konusunda ne düşünüyorsunuz?

S

igara içenler için bağımlılıktan kurtulmak çok güç olabilir. Tiryakilerin önemli bir kısmı, hayatlarında en az bir kere sigarayı bırakmayı dener ancak bir süre sonra yeniden başlar. Sigarayı bırakmaktan çok bırakmaya karar verme aşaması zorlu. Bağımlılar sigarayı bıraktıklarında yaşayacakları yoksunluk döneminden endişe eder. Ancak bu yoksunluk ömür boyu devam eden bir süreç değildir.

Birçok hastalığın nedeni Kararlı olunduğunda yoksunluk belirtilerin üstesinden gelmek çok daha kolay hala gelir. Sigarayı bırakmada birinci kural; günlük koşullar nasıl olursa olsun bıraktıktan sonra bir tane bile yakmamak. Çünkü bu davranış anıları, tadını ve kişiye verdiği hissi beynin yeniden hissetmesine neden olur. Sıklıkla sigarayı bıraktıktan sonra ara ara bir tane içenler bir süre sonra yeniden başlar. Sigara; kanser, kalp ve akciğer

hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununun başlıca nedenlerinden biri. Dünyada her yıl 5 milyon kişi ve Türkiye’de 100 binden fazla kişi yani ölen her 4 kişiden biri, tütün kullanımına bağlı nedenlerden hayatını kaybediyor. Bu sayının 2030 yılında 240 bine ulaşılacağı tahmin ediliyor. Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin yüzde 35’i, kadınlarda ise yüzde 15’inin nedeni sigara. Akciğer kanserine bağlı ölümlerin ise yüzde 90’ının temelinde sigara yatıyor. Özellikle sigara ile doğrudan ilişkili olan akciğer kanseri, kanser nedenli ölüm oranında birinci sırada yer alıyor. Kronik bronşit ve amfizem gibi nefes darlığı yapan solunum sistemi hastalıklarının en önemli nedeni de yine sigara. Bu hastalıklar nedeniyle hayatını kaybedenlerin oranı, hiç içmeyenlere göre 40 kat fazla. Ayrıca sigara; kan dolaşımı ve damarlar üzerine etkileri nedeniyle beyin damarı hastalıkları ve felç olma riskini artırır, bacak kangrenlerine neden olabilir. Sigortacım Metin 42 Oğuz

HANGİ HASTALIKLARIN

RİSKİNİ ARTIRIR? Sigara bağımlılığının birçok kanser türü arasında doğrudan bir ilişkisi bulunuyor. Sigara; akciğer bağımlılığı başta olmak üzere, gırtlak, prostat, diş eti ağız, mesane, yemek borusu, dil, pankreas, bademcik ve rahim ağzı kanserlerinin oluşum riskini artırır. Ayrıca erkeklerde iktidarsızlık, felç, ülser, kronik bronşit, bacak damar hastalıkları, kalp krizi, kadınlarda kısırlık ve KOAH gibi hastalıklara da yol açar. Sigara aynı zamanda hamile kadınlarda düşük ve erken doğum riskini artırır, bebeklerin düşük kiloda doğmasına neden olur ve bebeklerde ani ölüm riskini 6 kat artırır. Yine hamilelik döneminde sigara içen annelerin bebeklerinin zeka düzeyi düşük olabilir ve davranış bozuklukları görülebilir. 35 yaşından önce sigarayı bırakanlarda erken ölüm riski hemen hemen yok olur. Sigara içenlerin akciğer kanseri olma riskleri; süresine ve ne kadar içtiklerine bağlı olarak değişir. 20 yıldan fazla sigara içenlerde risk çok fazla.


YENİ TEDAVİ YOLLARI

SİGARAYI BIRAKTIKTAN SONRA...

İlaç tedavisi: Bazı insanlar, bağımlılığın yanı sıra genetik olarak da yatkın oldukları için sigarayı daha zor bırakır. İlaç, beyindeki içme isteğini azaltır. Bu ilaçlar sigarayı bırakmakta zorlanan kişilerde kullanılabilir. Replasman tedavileri: Nikotin maddesi, kişiye nikotin bantlarıyla dışarıdan verilir. Nikotin sakızları, hatta nikotin spreyleri de bulunur. Sigara ağızlıkları, yani nefesle çekilen mentollü ağızlıklar da bulunur. Ancak bu nikotin bantlarının her gün değiştirilmesi ve geceleri çıkarılması gerekir. Bu bantların da dozları bulunur. Bağımlılık düzeyi çok yüksekse, en yüksek dozdan başlanır. Bu yöntem, ilaca ek olarak da uygulanabilir. Etkinlik sağlanması için kombine tedaviler önerilir. Sigarayı bırakma konusunda çok zorlanan kişiler için ilaç, nikotin bandı ve nikotin sakızı bir arada uygulanabilir. Ancak bu tedavilerin doktor kontrolünde uygulanması gerekir. Aksi halde kontrolsüz kullanımda sağlık açısından zararlı sonuçlar doğurabilir.

BUNLARA DİKKAT!

Sigortacım 42


ATATÜRK EKONOMİDE DE

DÜNYAYA ÖRNEK OLDU

Devletçilik, 1930’dan sonra Türk ekonomisinde dünya buhranının doğurduğu ortamdan kurtulmak için ortaya çıkmış bir sistemdir. Özü ekonomik hayata devletin müdahalesi olarak da tanımlanabilir. Devletçilik uygulamaları para ve dış ticaret ödemelerinin aşırı kontrolü olarak başladı.

Sigortacım 42


zmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar uyarınca liberal ekonomi ile büyümeyi hedefleyen Türkiye, 1929’da çıkan dünya iktisat buhranı ile yeniden sarsıldı. Bu buhran zaten kıt olan birikimleri de aldı götürdü. Liberal ekonomi ile kalkınma hayalleri suya düştü. Ekonomisi Lozan’ın getirdiği kısıtlamalardan da o yıllarda kurtulan ve kalkınma çabaları gösteren Türkiye yeni bir model arayışındaydı. Cumhuriyet kadroları nasıl bir sistem kuracaklardı? Kimi, hangi modeli örnek alacaklardı? Batı’da bir model vardı, kapitalizm; Doğu’da ise yepyeni bir akım vardı sosyalizm. Hiçbirine bağlanmadılar. Ama her birinin iyi, bize uygun yanlarını aldılar. Yepyeni bir model oluşturdular: Devletçilik…

İ

DEVLETÇİLİK, 30 AĞUSTOS 1930’DA BAŞLADI Devletçilik, 1930’dan sonra Türk ekonomisinde dünya buhranının doğurduğu ortamdan kurtulmak için ortaya çıkmış bir sistemdir. Özü ekonomik hayata devletin müdahalesi olarak da tanımlanabilir. Devletçilik uygulamaları para ve dış ticaret ödemelerinin aşırı kontrolü olarak başladı. Dış ticarette takas gibi karşılıklı anlaşmalar şeklinde gelişti. Klering bir başka deyişle karşılıklı değişim sistemi yani “malımı alanın malını alırım” anlamına gelir. Ekonomik anlamda da devletçilik özel sektörün kuramadığı işletmeleri devletin

kurması ve işletmesi diye tanımlanır. Türkiye’de devletçiliğin başlangıcına bir tarih vermek gerekirse 30 Ağustos 1930’da Sivas demiryolunun açılışında Başbakan İsmet İnönü’nün kullandığı “mutedil devletçilik” sözünü başlangıç olarak alabiliriz. Atatürk devletçiliği şöyle açıklıyor: “Türkiye’nin uyguladığı devletçilik sistemi 19. yüzyıldan beri sosyalizm nazariyecilerinin ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye’ye özgü bir sistemdir. Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Fertlerin özel girişimlerini ve faaliyetlerini esas almak, fakat büyük bir milletin bütün ihtiyaçlarını ve birçok şeylerin yapılmadığını göz

önüne alarak ülkenin ekonomisini devletin eline alması. Bizim izlediğimiz yol görüldüğü gibi liberalizmden başka bir sistemdir.” Alman iktisatçısı H. Laufenburger, “devletçilik sisteminin Türkiye’deki uygulaması 19. yüzyıldan beri savunulan düşüncelerden alınmış bir sistem değildir. Bu sistem Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuştur ve bizzat Türkiye’ye özgü bir sistemdir” diyor. Bu model sosyalist değil, kapitalist değil, ferdiyetçi değil, bolşevik değil, sendikalist de değil. Yabancıların öğütlerine dayanmıyor. Her birinden kendimize uygun ilkeler içeriyor. Böyle bir model ne Keynes’te var, ne Marks’ta. Ne liberalizm dene kapitalizm de ne komünizm de… Tamamen Türkiye’ye özgü demokratik düzen içinde dengeli ve hızlı bir planlı karma ekonomi modeli.

1929 BUHRANININ ETKİLERİ 1929 buhranında başta buğday olmak üzere her şeyin fiyatı birdenbire düştü. Hazine geliri son yıllarda hızla artarken birden düşüşe geçti. Köylünün üretme gücü ve alım gücü hızla azaldı. Maliye birçok kısıntılara girmek zorunda kaldı. Bugünkü tabiriyle bütçeye ambargo konmuştu. Ürüne taban fiyatı kondu. Köylünün böylece imdadına Sigortacım 42


koşuldu. Biçilen fiyat üzerinden Ziraat Bankası’na alım zorunluluğu getirildi. Bu suretle üretme gücü, hevesi yeniden tazelenip canlandı. Buğdaya konulmuş olan fiyat diğer ürünlere de geçti ve kriz atlatıldı. 1930-39 dönemi iktisat politikaları belirleyen kadrolar iki ana düşünceyi ön planda tuttular. Korumacılık ve devletçilik. Bu yıllarda dünya ekonomisi sıkıntı içinde çalkalanırken Türkiye ekonomisini dışa kapatarak ve tasarruf ederek devlet eliyle kalkınma ve sanayileşme modelini benimsedi. Kalkınma yolunda sanayileşmeden başka çaresi olmayan, geçmişte yaşadığı acı deneyimlerle yabancı sermayeye

ürkek bakan, teknolojisi, insan kaynağı kısıtlı bir ülkenin can havli ile bulduğu devletçilik sisteminin ne kadar başarılı olduğunu ileriki sayfalarda göreceğiz.

SANAYİLEŞMEDE HEDEF 1930’a gelindiğinde Türkiye ekonomik yönden daha bağımsız hale gelmişti. Lozan Konferansı’nda kaldırılamayan ve hala 1929’a kadar dışa bağımlı olan dış ticaret ve kambiyo yükümlülükleri 1929’da kaldırıldı. 1930 yılında Merkez Bankası kuruldu ve kambiyo rejimini düzenleme ve para basma yetkisi aldı. Yeni gümrük tarifelerini düzenlemek de bu yıllarda hükümetin yetkisine geçti. Atatürk ve kadrosu 1930’da sanayileşme

konusunda karar vermelerine rağmen nasıl bir sistem ve teşkilatla kalkınacakları konusunun belirlenmesi 1932’ye kadar sürdü. Sanayileşmede hedef, bütün ulusal kaynakları harekete geçirmektir. Sanayileşmede cumhuriyet kadroları ekonomik güçten yoksun bir cumhuriyetin yaşama şansını zayıflatacağından korkmaktadırlar. İnönü kendisine Lozan’da söylenen “Geleceksiniz, diz çökeceksiniz!” sözünün etkisi altındadır. Bütçe açıklarından korkmaktadır. Cumhuriyet hükümetleri sanayileşmeyi büyük bir arzu ile istemekle beraber sanayileşmede yabancıya muhtaç olmama, kendi olanakları ile kalkınma prensibini de hiç elden bırakmazlar. Bütün bu düşünceler ve çalışmaların meyvesi 1. Beş Yıllık Sanayi planı oldu.

PLAN VE PROGRAMA YÖNELEN ÜLKE TÜRKİYE 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı bloğunda yer alan demokratik ülkeler arasında ekonomik planlar hazırlayan ilk ülke Türkiye oldu. Türkiye 1930’dan sonra İzmir İktisat Kongresi’nde belirlediği kapitalist modeli kısmen terk ederek sosyalist denebilecek planlı kalkınma modeline geçti. O yıllarda Sigortacım 42


yabancı sermayeye karşı tutum da değişmişti. İktisat Vekili Celal Bayar 1933’de “Bu memleketin çocukları sanayi kurulsun diye büyük bir yükün altına girerken bunun nimetlerini ecnebilere kaptıracak değiliz” diyordu.

İLK BEŞ YILLIK PLAN Birinci Beş yıllık Sanayi Planı’nda ilkeler şöyle belirlendi; 1 - Hammaddeleri Türkiye’de bulunan sanayilerin öncelikle ele alınması, 2 - Çok büyük finansman gerektirmeyen sanayinin devlet tarafından kurulması, 3 - Kurulacak sanayinin Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermesi, 4 - Sanayin kurulacağı bölgelerin seçiminde stratejik planlamaya önem verilmesi.

HANGİ SANAYİ KOLLARI BELİRLENDİ? Bu ilkeler doğrultusunda kurulacak sanayi kolları şöyle belirlendi: n Suni İpek - Gemlik n Semikok Zonguldak n Gülyağı- Isparta n Demir Çelik –Karabük n Kağıt -İzmit n Kükürt-Keçiborlu n Süngercilik- Bodrum. n Cam-Paşabahçe n Pamuklu dokuma - Bakırköy, Kayseri, Ereğli, Nazilli, Malatya, Bursa Merinos n Kendir- Kastamonu. Bunların hepsi 1938’e kadar gerçekleşti. Plan 17 Nisan 1934’de açıklandı. İlk Beş Yıllık Sanayi Planı’na esas

olan hazırlık araştırmaları Prof. Orlof başkanlığında bir Sovyet uzmanlar heyetinin ülkenin çeşitli bölgelerinde yaptıkları incelemelerden sonra Türk uzmanların da katılımı ile hazırladıkları rapora dayanmaktadır. Raporda, başta tekstil sanayi olmak üzere kimya, maden, demir-çelik, kendir-keten, kağıt-selüloz, kükürt, seramik gibi iş ve sanayi kolları yer alıyordu. Tüm bunlar 1. Beş Yıllık Sanayi Programı’nın konuları oldu. Plan iki ana bölümden oluşmaktaydı: Birinci kısımda dokuma, maden, selüloz, seramik, kimya sanayi dallarında kurulması önerilen 20 fabrika hakkında raporlar, ikinci kısımda ise iktisat vekaletinin yeniden kurulması için

Sigortacım 42

öneriler yer alıyordu. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü 1932 yılında sanayi planını başlatmak, gerekli krediyi bulmak üzere Sovyetler Birliği ve İtalya’yı ziyaret etti. Sovyetler Birliği’nden 8 milyon dolarlık bir krediden başka planlama uzmanları da istendi.

SOVYET KREDİSİNDEN YARARLANILDI Birinci Sanayi Planı’nın uygulanması için 45 milyon lira öngörülmüşken bu rakam önce 65 milyona daha sonra 100 milyona çıkarıldı. Sovyet kredisi ile dokuma fabrikalarının dışında kalan tüm yatırımlar devlet bütçesi ile karşılandı. Sovyet kredisi karşılıklı mal değişimi ilkesi ile alınmıştı. Kredinin karşılığı ihracatla (narenciye) ödendi. Planda öngörülen 23 fabrikadan 19’u faaliyete geçti. 1930-39 arası sanayileşme doğrultusunda ilk ciddi adımların atıldığı yıllardır. Bu yıllarda büyüme hızı %11,6’dır. Dönem son bulduğunda Türkiye üç beyazları yani un, şeker ve dokumayı yerli üretimle karşıladı. Metalürji, özellikle demir-çelik, kağıt ve kimya sanayi kollarında ilk modern tesisler bu yıllarda kuruldu.


İnşaat malzemesi ve çimento üretiminde büyük artışlar gerçekleştirildi. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki ortalama yıllık artış hızı %10 dolayında gerçekleşti. Bütün bu başarılar ekonominin öz kaynakları ile borçlanılmadan gerçekleştirilmiş olması da ayrıca takdire değerdir. Bu dönemde dış ticaret açığı yoktur. 1938 hariç her yıl dış ticaret fazlası vermiştir. İthalatın 1923-29 yıllarındaki payı %15 iken bu dönemde bu pay %7 dolayına düştü.1923-1929 arasında sanayi üretimin artış hızı % 11,3 olmasına rağmen 1930-39 yılları arasında %18 oldu. 1930-1939 yılları arasında dünyada kalkınan ülkeler sıralamasında Türkiye, Japonya ve Almanya’dan sonra 3. sırada gelmektedir. Bu rakamlar sanayileşme yolunda ne kadar sağlam adımlar atıldığının bir göstergesidir. Bu başarılar nasıl bir eğitim ve yetişmiş insan gücü ile sağlandı? Bu dönemin Türkiye’deki eğitim ve yetişmiş insan gücü konusunda da bilgi vermek isterim. Örneğin dünya iktisat buhranının ardından başlatılan çalışmalarla devletçilik modelini bulan Türkiye’de 1930’lu yıllarda tek üniversite vardı. Öğrenci durumu şöyle idi: ÖĞRENCİ SAYISI (BİN) TARİH İLK ORTA LİSE MES.TEK. YÜKSEK 1930 489.3 27.1 5.7 9.1 4.2 1933 591.2 42.3 9.6 7.7 5.9 Kaynak: DİE-Türkiye’de toplumsal gelişmenin 50 yılı.

Bugün bir lisenin mevcudu kadar lise öğrencisi ve tek üniversite ile bu başarıları sağlayan planlı kalkınma modeli maalesef Atatürk’ten sonra terk edilecektir. Türkiye planlı ekonomiye 1960’dan sonra tekrar döndü. Bu dönemde Türkiye Rusya’dan alınan 200 milyon dolar kredi ile İskenderun ve Sivas Demir-Çelik, Seydişehir Alüminyum, Artvin Yonga, Bandırma Gübre ve Petkim gibi temel sanayi kurumlarını kurdu. Daha sonra iktidara gelen ve “Bize plan değil pilav gerek” diyen mühendis Başbakan Süleyman

Sigortacım 42

Demirel iktidarında plan terk edilecek popülist, eş dost hatırı için yapılan yatırımlar yerini alacak ve Devlet Planlama Teşkilatı sıradan bir kurum haline getirilecektir. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı 1932 yılında İş Bankası başkanlığından İktisat Vekaleti’ne getirilen Celal Bayar’ın döneminde tamamlandı. İlk Beş Yıllık Plan devletin bir sanayi yatırımları listesidir. Devletin alt yapı yatırımları, sağlık eğitim gibi harcamaları, tarım sektörü planda yoktur. Bu dönemde bu konularda da çok büyük yatırımlar yapılmıştır. Bu başka bir yazının konusudur. Sadece şu kadarını söyleyeyim 3170 km yeni demiryolu yapılmış yabancıların imtiyazında ve elinde olan 4180 km demiryolu satın


alınmıştır. Sanayi programının kaynağını vergiler oluşturmuştur. Kendi olanakları ile gerçekleşmiştir. Devletçilik dış yardım ve krediler olmadan kalkınmanın mümkün olacağını göstermiştir. Özel kesimin itibar etmediği devletçilik sayesinde Anadolu tesislere kavuşmuştur. Ülkenin her tarafına sanayi götürülmüştür. Okuyucular yatırımların yer aldığı haritayı yazımızda göreceklerdir. Konya Ereğli, Malatya, Nazilli, Tosya, Iğdır, Turhal, Karabük o zamanlara göre ücra köşelerdir. Oralara sanayi götürülmüş halk iş bulmuş yöresinde mutlu olmuştur. Daha sonraki yıllarda sanayi Bursa, Kocaeli ve İstanbul üçgenine yığılarak bölgesel dengeler bozulmuş hem nüfus bakımından hem kalkınmışlık bakımından doğu ile batı arasında büyük farklar oluşmuştur. Sunduğumuz harita Atatürk’ün bölgesel kalkınmaya ne kadar önem verdiğini, nerelerde hangi fabrikaların ve ekonomik işletmelerin kurulacağını göstermektedir.

sayılmalıdır. Bu savaşta hele yönetim ve kontrolü doğrudan doğruya devlet elinde olan bu teşebbüslerde finansman, projeleme tesis ve işletme işlerinde dile düşen yolsuzlukların olmayışını bu işlerde görev ve sorumluluk kabul eden devlet ve iktisadi devlet teşekkülleri kadrolarının ahlak ve karakter sağlamlığının bir delili olarak övmelidir” demektedir.

YİĞİT BİR SAVAŞ… Şevket Süreyya Aydemir “Tek Adam” isimli eserinde; “Bu başarıyı Lozan ruhuna, siyasi ve ekonomik bağımsızlık hırsına, emperyalist bir gayrete bağlamak ve milli ekonomi üstünde gerek içten, gerek dıştan gelecek sorumsuz ve her türlü kontrole karşı yiğit bir savaş

İKİNCİ BEŞ YILLIK PLAN Birinci Plan’ın başarılı olarak zamanından önce bitirilmesiyle İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hazırlıklarına 1936’da başlandı.1938 yılında da uygulamaya geçildi. İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile gerçekleşemeyen ikinci plan birinciye oranla daha geniş kapsamlı idi. Yüz dolayında fabrika kurulması öngörülen planda kurulacak fabrikalar için şu alanlar belirlenmişti. Madencilik, kömür, elektrik santralleri, yakıt sanayi ve ticareti, toprak sanayi, gıda sanayi, kimya sanayi, makine sanayi, deniz ulaşımı. Birincisinden hayli farklı alanlarda yatırımı öngören ikinci plan ihracata yönelmeyi hedeflemekte yatırım ve ara mallarına ve alt yapıya öncelik vermekte idi. Kaynak: Nazmi Kal / Atatürk’ün Diktiği Ağaçlar Sigortacım 42


DİYARBAKIR SİGORTACILAR DERNEĞİ’NDEN FİBABANK’A ZİYARET

D

iyarbakır Sigortacılar Derneği, TÜSAF işbirliği ile yapılan anlaşma çerçevesinde yeni acentelerle birlikte Diyarbakır Fibabank şubesini ziyaret etti. Ziyaret ile ilgili Diyarbakır Sigortacılar Derneği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Değerli banka müdürümüz ve müdür yardımcılarına sıcak karşılama ve acentelerimize sundukları imkânlar için Diyarbakır Sigortacılar Derneği olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Acente arkadaşların bu imkânlardan faydalanmaları için evrakları ile bankayı ziyaret etmeleri yeterli olacaktır.”

KONYA SİGORTA ACENTELERİ DERNEĞİ, TEMASLARA BAŞLADI

K

onya Sigorta Acenteleri Derneği’nin yeni başkanı Tolga Cam, görevi devraldıktan hemen sonra yönetim kurulu ile birlikte Konya’daki şirket bölge müdürlüklerini ve Konya Ticaret Odası Başkanı’nı ziyaret etti. Aynı zamanda TÜSAF Yönetim Kurulu Üyesi de olan Cam’ın ziyaret ettiği yerler arasında Mapfre, Neova, Sompo ve TARSİM’in bölge müdürlükleri yer aldı.

Sigortacım Metin 42 Oğuz




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.