FANZİN NEDİR? wikipedia: “Fanzin, İngilizce FANatic ve magaZINE kelimelerinin kısaltılmasıyla oluşturulan finansal kaynaklardan ve hiyerarşik yapılardan uzak alternatif bir basılı materyeldir. Farklı yöntemlerle çoğaltılan örnekleri olmakla beraber genellikle fotokopi aracılığı ile çoğaltılarak, satış amacı güdülmeden dağıtılan yayınlardır. Dergiden (Süreli yayınlardan) ayrı olarak, süresi belirsiz olarak çıkar ve daha amatörce hazırlanır. Türkçede "Fanzin" olarak kullanılan "fanzine", genelde belirli bir konu üzerine işlenen yapıtlardan (yazı, resim, fotoğraf, karikatür, vb.) oluştuğu gibi, değişik ve çeşitli konuların yapıtlarının da bir araya gelmesiyle oluşabilir. Her türlü materyal kullanılarak oluşturulabilen fanzinler tek sayfalık olabileceği gibi birbirine zımbalanmış, iğnelenmiş çok sayıda sayfadan da oluşabilir. Geleneksel olarak el yazısı, daktilo, kolaj, çizim gibi farklı elementlerden oluşur.” girdapedia: fanzinler, DO IT YOURSELF felsefesi doğrultusunda oluşturulan yayınlardır ve bu yayınlar kâr amaçlı (maliyetinin çok çok aşacak boyutta fiyatlar gibi) üretilmediği gibi aynı zamanda üzerinden bir gelir sağlayan reklamlar da barındırmazlar.. poşet içine konmalarının konsültatif alerjilere neden olduğuna dair söylentiler vardır. ayrıca asla basılmayıp sadece pdf üzerinden yayınlanan elektronik dosyalara da fanzin adı verilmemektedir. Fanzin çıkarmak isteyen birinin yapması gereken öncelikli iş, daha fanzin hazırlanmadan hatta içeriği bile oluşmadan önce hemen gidip fanzinle ilgili bir facebook sayfası açması değildir. Fanzin çıkarmak için bir kurumun izni gerekmez, izne tabi yaşayanların da fanzin çıkarması gerekmez. . dahası efenim, fanzinin takas edileni makbuldür.. he bir de fanzin, copyright kavramından da (hatta bazı fanzincilere göre haklı olarak copyleft kavramından da) azadedir.. hatta telif haklarının hakkından gelmekte de üstlerine yoktur fanzincilerin, bunun için şu açıklama yeterli olur:
“Copycentre: “Bilgi, mülkiyet değildir.” her insan bilgiyle olan hukukunu kendi kurar. Ortak bir hukuka da dahil olabilir. Bilginin üzerinde mülkiyet iddia edip, kendinden başka herhangi bir insanın bilgiyle olan ilişkisine müdahale etme hakkına kimse sahip değildir. Dünya kültür ve tarihini hep birlikte oluşturuyoruz ve oradan besleniyoruz. Eğer insan bilgiyle olan hukuğunda bir etik kurmak ya da korumak isterse, bunun yolu pozitif hukuğun öngördüğü telif haklarından değil; mesela basitçe tırnak işaretinin kullanımını öğrenmekten geçer ya da hiç kullanmamaktan. Tüm duyduklarını, gördüklerini kendisi yaşamış gibi anlatan, aktaran bir insan; malzemeyi aldığı yere zaten saygısını gösteriyordur. Tırnak işaretini kullanan ise “Ben bu sözcüğü, cümleyi nereden aldığımı biliyorum” “Diğerlerini ise bilmiyorum” demektedir. Ya da umrunda bile değildir!Herhangi bir copycentre’a yolunuz düşüyorsa, “copyright” ve “copyleft” sizin için yalnızca aerobiktir... left! right! left! right!” solucan fanzin 11. Sayısından alıntı tamamı için: http://solucanfanz.in/sf/copyright-copyleft-copycentre
YAPILAN TÜM FANZİN SERGİLERİ Fanzin Sergisi : Ankara 11-13 Nisan 2010 tarihinde Ankara'da Araftafaray Kafe/Bar'da Fanzin Sergisi'nin ilki Düşünkara Fanzin ve Anlaşılamamak Fanzin tarafından yapılmıştır. fotoğraflar http://on.fb.me/128tzOV ve http://on.fb.me/ZXKuT5 http://issuu.com/dusunkarafanzin/docs/sergifanzin1 Fanzin Sergisi 2 : Bursa The Doors Cafe 29-31 Ekim 2010 tarihinde Bursa'da The Doors Kafe'de Fanzin Sergisi'nin ikincisi Alternatif Karalamalar Fanzin tarafından yapılmıştır. fotoğraflar : http://on.fb.me/11Bixqv 60Lar Fanzin Sergisi 4-6 Şubat 2011 Tarihinde NB Record tarafından Bursa'da düzenlenmiştir. fotoğraflar : http://on.fb.me/10VbGAL İstanbul Fanzin Sergisi 26-28 Mart 2011 Tarihinde NB Record tarafından Halep Pasajında gerçekleştirildi. fotoğraflar : http://on.fb.me/128vanT İzmir Fanzin Sergisi 19-20 Mayıs 2012 - Lal Fanzin'den Meltem Buzkıran ve Sokak Edebiyatı ekibi tarafından gerçekleştirildi. fotoğraflar : http://on.fb.me/17pF2zO Gaziantep 1. Fanzin Sergisi 27 Temmuz 2012 Veranda Fanzin tarafından yapılmıştır. fotoğraflar : http://on.fb.me/YT8fR8 fanzincilerin en arşivcisi Düşünkara Fanzin sizin için listeledi
http://dusunkarafanzin.blogspot.com/
https://www.facebook.com/fanzinsergisi
http://fanzinsergisi.blogspot.com
ürk adam açısından fanzin yaptığın şey güzel olmak zorunda değil, kesinlikle değil. anlamlı olmak zorunda değil. dada zamanında bunu gösterdi. ama şöyle yapsan, bence, her ne yaparsan yap güzel ve anlamlı olurdu: bir şeyi kendin yapsan, sadece ve sadece kendin için yapsan ya da öncelikle kendin için yapsan, motivasyonun başkalarından ve başka kaygılardan kaynaklanmasa. sırf yapmış olmak için yapsan ve kendin yapsan. çünkü ben fanzinlerin düzene tokat attığını düşünmüyorum, benim için fanzin – istediği kadar siyasi olsun - düzen tokatlayıcı değil de kişisel bir alan sadece, kişinin istediği gibi kullanabileceği bir alan. bu alanı kendinle alakalı şeylerle doldurabilirsin, bu alanı kendinle doğrudan alakalı olmayan şeylerle de doldurabilirsin, bu alanı bir bilinç oluşturmak için kullanabilirsin, hiçbir amaç gütmeden de doldurabilirsin. kısaca türlü biçimde kullanabilirsin/doldurabilirsin/boşaltabilirsin. zira az şey değil sağaltım. neyse. evet, her insan fanzin yapabilir, her insan istediği gibi bir fanzin yapabilir. bu fanzini istediği ortamda istediği şekilde yayınlayabilir (yine de fotokopi fanzin), isterse yayınlamaz, bardak altlığı yapar. tuvalet kağıdı da yapabilir ama bu tavsiye edilmez. kimse bu kişisel alanda yapılan şeylere ya da bunun kullanım biçimlerine sınır çizemez. bu, eğer varsa öyle bir şey, fanzinin doğasına aykırı olur. lakin. bu olayı çirkinleştiren davranışlar da var. bunlardan biri, fanzini, egonun içinde büyüyüp genişleyebileceği bir zemin haline getirmek. bu bana doğru gelmiyor, tamam doğru gelmese de güzel gelebiliyor ama doğru gelmiyor. fanzin coğrafi olarak batı doğumlu olsa da bana pek batılı bir şeymiş gibi gelmiyor. (müzik olarak punk değil de yaşam biçimi olarak punklık da batılı bir şeymiş gibi gelmiyor. bu başka konu.) aslında bu, o kadar da önemli değil, kişisel bir rahatsızlık. fanzini çirkinleştiren diğer bir davranış fanzine reklam koymak. isteyenin istediğini yapabileceği bir alan dedim de fanzine reklam almak nedir? bana fanzini ücretli yapmak bile biraz tuhaf geliyorken – ama anlamsız veya yanlış değil, öyle gerektiği için ücretli oluyordur bazı fanzinler, bazıları öyle olmuyor, zira 3 liraya fanzin mi olur? – birinin fanzinden böyle maddi kazanç bekliyor olması ayıp. evet, ayıp. fanzin yapan, okuyan, dağıtan insanlara ayıp. sadece ayıp. ve gerzeklik, orospu çocukluğu (anneleri tenzih ederek), ibnelik (homoseksüelleri tenzih ederek) ve puştluk (alınan bir insan topluluğu varsa onları tenzih ederek) ve denyoluk. aklıma fanzini çirkinleştiren başka bir davranış biçimi gelmedi. evet. sonuç: yapabiliyorsan, ‘kendin’ yap. ürk saçmaladı. “Ürk”
kendi kendini yayınlamak.. biraz daha açalım; kendi kendini, kendin yayınlamak. biraz daha? kendi “kendi”ni, kendi kendine yayınlamak. kendi kendine oynamak yani bir nevi. kendinle oynamak. kendi başına. halının üzerinde mesela, trencilik ya da askercilik gibi. yaş 4-5 olabilir bu sırada. ya da kırkbeş. önemli değil. kendi kendine yetebilmek gibi. idare edebilmek değil, yetebilmek. çünkü idare, irade ile ilgili bir şey. herhangi bir şeyi, kontrol altında tutmaya çalışmadan, öyle salınık vaziyette, yuvarlanıp gitmek, birinin izleyip izlemediğine aldırış etmeden, gösteriş timsali hareketlere girişmeden, hatta var olan her şeyi görmezden gelerek, hayali bir transplantasyon içinde, icraatlarını ihracata dönüştürmeden icra etmek, boşluğun boşluğa nakli kolaydır. çocuk aklı ile düşünmek.. kimsenin hiçbir şey anlamadığını, anlamayada çalışmadığını bilmezden gelerek, elmaya edna demek ısrarla, abla edna yicem, oğlum sen etna yanardağını nerden biliyorsun derse o abla, hapı yuttunuz. böyle başladı hikaye: “abi o ne?”, “fanzin”, “para kazandırıyor mu?”. bu fanzin, bir süredir fanzin yapan bir edna’nın, yanardağ elmaya dönüşmeden önceki, son akşam yemeğine çağrısıdır. isa, milat oldu olalı, böyle çarmıh görmedi, ne önce, ne sonra. biz de onu görmedik. afiyet olsun.. (girdap)
NERDE ULAN BU FANZİNLER? Eğerkine fanzinlerle ilgileniyorsanız, ya da bu broşürde yer alan bilgiler ve sergi sonrası, ilgilenmeye meyilli iseniz, sokakedebiyati tayfasının şaibeli esnaflar ve fiiliyatçılar odası çayçısı olan girdo’nun her daim ülkenin dört bir tarafından topladığı haberlere, duyurulara sokakedebiyatı facebook grubundan (sayfa değil grup), ulaşabilirsiniz, he adresi yazmaya üşenirseniz sizden fanzinci de olmaz diyim ben.. https://www.facebook.com/groups/sokakedebiyati.net/ izmirde fanzinlerin görücüye çok sık çıktığı mekanlar şurelerdir efenim: KARŞIYAKA QUARTET KAFE: donanmacı mahallesi 1735 sokak 32/A Karşıyaka (:karşıyaka kız lisesinin(suzan divrik kız meslek lisesi)arka sokağı)
ALSANCAK IONIA KAFE: Kıbrıs Şehitleri Cad.Can Yücel Sok.No:13 ALSANCAK/İZMİR ALSANCAK YAKIN KİTAPEVİ: Kıbrıs şehitleri caddesi üzerinde, kilise sokağı karşısında (öyle bi sokak mı var?)
Fanzinler: xerox makinesinden, yeraltina bir iletisim yolu Bence fanzinler (belli bir siralama göstermeksizin); sanat (karikatür, posta sanati, kolaj isleri), tutucu yapili, ekoloji ve çevre korumaci, film ("genellikle korku ve gore tarzi), siir, din (pagan, büyü vs ), anarsist-solcu, müzik, bilim kurgu fantezi, piyasa edebiyati, UFO, bilinçalti, psikolojik, garip bilimler, baris, savas karsiti, sosyal bilinçli, gay-lezbiyen, biseksüel gibi belli tarzlara ayrililir. Genelde bu küçük çapli basim yolundan üretilmis eserlerin % 90‘i bu kategorilerden birine girer" (Mike Gunderlary, FactSheet Five, Maximum Rock‘n Roll #77 Aralik 1989) Punk fanzinleri (ya da kisaca zine‘ler) punklar arasindaki haberlesmenin en ana yollarindandir. Bunlar punklar tarafindan punklar için çikartilan olaganüstü çok çesitli konular içeren yayimlardir. Ben bu yazimda örnek olarak genelde 1000 ya da daha fazla kopyasi basilan genelde bilinir fanzinleri gösterecegim. Büyük fanzinlerin konulari genellikle ayni anda müzik/politika olur. Bunlar yaninda diger konularda yeralmaktadir. Punk fanzinleri haricindeki digerlerini konum disinda birakmamiz onlarin önemsiz oluslarindan degil sadece bu tartismaya birsey katamayacak olmalarindan ileri gelmektedir. Punk olusumlu siir, fotograf, sanat ve tecrübe fanzinleri genelde iyilerdir ama sözlerle anlatimi zordur bunlarin. " Genel bir görünüm olarak Punk fanzinleri, birçok farkli element olan, müzik, filozofi, aestetik ve tavir gibi degisik çalismalarin birlesimi olarak punk feneomenini olustururlar" ( Henry, Maximum Rock‘n Roll,1995). Fanzinler 70‘lerin ortasinda Newyork punk ortami ve sonrasinda Londra punk ortamiyla baslamislardir. En belli baslicalari ilk olarak kabul edilen Newyork‘lu Punk ve Londra‘dan Sniffin Glue fanzinleridir. Genelde bütün fanzinler gibi onlarda kisa süreli çikmistirlar (normal magazin basini standartlarina göre elbette) ve dagitim sirkülasyonu daha az olmustur ve yine ayni standartlara göre oldukça amatör yollarla basilmislardir. Fanzinler parlak kapakli, tamami renkli basilan maagazinlerle kiyaslanmamalidirlar. Genellikle fanzinler fotokopi veya diger kopyalama makineleriyle sayfa numarasiz, copyright‘siz ve para getirisi düsünülmeksizin yayimlanmaktadirlar. Bir fanzin editörü olmak için sadece kendi fikrini ifade edebilmek istegi ve ucuz bir fotokopi makinesini kullanmak yeterlidir. Fanzinler, posta yolu ya da küçük kar getirisi ve küçük bir satis kitlesi olan dükanlara birakilmak suretiyle dagitilirlar. Bununla birlikte bu 2 öncü fanzin, yeterli kitleyi etkilemis olacak ki su anda dünya çapinda bir punk alt kültür agi olusmus (bu eleinde tuttugunuz fanzinde bunun ispati) durumdadir. Fanzinler, Kaliforniya‘da çok çabuk ilgi odagi olmuslardir. "Ortamin esin kaynagi, fanzinler ve gruplarin tekstir yoluyla çogaltigi flyer,afis vb. ürünlerdi. Flipside ilk çikanlardandi.: ayip, kirli, çöp ve genç görünümlü ortam ve fanlarla ilgili bir fanzindi, Slash biraz daha entellektüel düz ve aptalca eglence içerirdi" (Craig Lee, Hardcore California# 18) Flipside Avrupa grup ve insanlariyla ropörtaj yapan ilk fanzin olarak belkide uluslararasi punk aginin temellerini atmisti. O herkesin fanzin yapabilecegini Amerika ve Avrupa kitasina ispatlamis oldu. Malesef zamanla özünü yitirerek yeni müzik akimlariyla ilgili alternatif bir magazine dönüstü. San fransisko‘da 1982‘de Maximum Rock‘n Roll adli bir fanzin ve radyo programi basladi ki bu gerçekten politik ve baska ülkelerin punk sahnelerine yer veren bir yayim oldu. "Scene Report" (ortam raporlari) dünyanin her yerinden kisilerce, okuyularca
yaziliyor ve adresler-reklamlar içeriyordu. Amerika‘nin 50 eyaleti, Japonya, Dogu ve Bati Avrupa ve hatta Sovyetler Birligi. MRR, gerçektende dünya çapinda punk haberlesmesine katkida bulunmustur. MRR, Flipside haricinde hemen hemen bütün Amerikan fanzinlerine ilham kaynagi olmustur ve Punk felsefesinin fikirlerinin olusumuna dünyanin heryerinden yazarak katilan punklarin katkilariyla yardimci olmustur, Punk tavrinin çizgisini ve sinirlarini çizmistir. Bununla beraber "Punk kimdir?" tanimini yaptigi içinde hep elestirilere neden olmustur. Zaten editör Tim Yohannon, objektif bir yayimci da sayilmazdi, Flipside editörleri onun reklam sansürlerine karsi çok elestiride bulunmuslardir oysa ki Tim‘in sansürü irkçi fasist skinhead gruplarina, fanzinlerine, konser vs ve reklamlarina yer vermemek gibi iyi niyetli ve punk tavrinin antifasist yönlerinden ileri gelen bir tutumdu. Tim bu konuyla ilgili; "Sadece aptal bir kitlenin gelismesine ve reaksiyonlarinin güçlenmesine neden olan tavirlardan hoslanmiyor ve onlara yer ayirmak istemiyorum. Alternatif ve fanzin tavrindan uzak olarak, (ki bunlar bisreysel olarak yapilan fanzin tanimlarinda yer alir. bence zine bu bireylerin ortak isteklerinin yansimasidir. Biz dünya‘da sadece fanzinci olarak degil ve biz yine dünyada sadece objektif birsey olarak bulundugumuzu iddia etmiyoruz. Sadece aptal irkçi skinhead kalabaliginin deliligini kendimizle bagdastirmiyoruz" (MRR#49 Haziran 1987)
MRR geçen yillarda kitlesini genislettikçe genisletti, bilgisayar ekipmanlarinin ucuzlayarak isin içine girmesiyle birlikte daha profesyonel bir görünüm elde etti (tabi hala siyah beyaz), mütevazi bir yükselisle 150 sayfadan daha kalin bir hale geldi (tabi halen numaralandirilmamisp bir biçimde), bunula birlikte spesifik politikalari desteklemesi yüzünden hep elestiri almaktadir. Mantikli olan elestiriler MRR‘un punk için çok güçlü bulanlardan gelmektedir. Fakat yine de hangi türden olursa olsun punklar ayni fikirdedir ki; MRR sayilari (hiç süphesiz ve sakasiz) sunduklariyla kendini ispatlamislardir, gerek politik gerekse plak ve fanzin tanitimlari olarak tabi ki sansli olduklari büyük kitlere ulasma imkanlarini kullanarak elde etiikleri kaynaklar sayesinde. Birçok punk, neyi desteklemeli, neyi desteklememeli, neyi boykot etmeli MRR sayesinde ögrenmislerdir. MRR köse yazilarinin özellikle genç punk‘lar üzerinde tehlikeli etkisi oldugu konusunda herkes hem fikirdir. MRR, kendine ideal olarak belirledigi ilkeleri: (1) her sayida punk/hardcore ortammindan, tartismasi artan konulara forum saglamak (2) Yesermekte olan yeni fikirlere yayilma araci olmak, (3) Politik, sosyal ve kültürle ilintili, bizi etkileyecek uluslararasi degisimlere doküman teskil etmektir. (Tim Yohannon, PROFANE EXISTANCE#3, 1989) MRR, her zaman insanlari birbirine baaglamak suretiyle, aktivist olmalarini ve her zaman insanlari pozitif eylemlere hareket etmelerini saglamak için çabalayacaktir. Tek basimiza basaramayiz fakat hareketin ana hatlarini çizerek (kazanç amaci gütmeden, kendi kendini çevirme prensibi gibi) büyük olasilikla örnek olabiliriz ve MRR radyosu ve Blacklist Mailorder ( dünyanin her yerinden punk plak ve fazninlerini toplayarak posta araciligiyla karsiz olarak satma için kurulmus bir yan kurumu) gibi fikirleri hayal ederek, organize ederek örnek olmus ve aktif bir is yapmis oluruz.Gilman Street Project ( punk
konserlerinin yapildigi bir çati kati), Pressure Drop Press ( bir kitap yayimevi Noam Chomsky‘nin Threat by Example‘i oradan yayimlanmisti), Epicenter ( bir plak dükkani ve fanzin kütüphanesi), hepsi tamamen karsiz ve do it yourself, haberlesimi güçlendirmek ve yeraltina ekonomik bir kaynak saglamak için" (Tim Yohannon, MRR#100, Eylül 1991) MRR, dünya çapindaki punk hareketini çevreliyor ve görüs ve destekleri biraraya topluyor, ve ben bunun punk ortaminin ana kaynagi olarak tanitim ve haberlesmeye harcanmasini adil buluyorum. MRR‘a göre daha radikal bir alternatif ise PROFANE EXISTANCE (anarsist temelli ve daha çok politik ve politik gruplarla ilgili bir fanzin. 1989 sonlarinda çikmaya basladi. Bir süre MRR formati olan 8.5x11 boyutlarindayken daha sonra, sol içerikli gazetelere benzemek için gazete formatiyla çikti fakat daha sonra eski haline geri döndü. PE en genis kitleye ulasan ve en radikal politik fanzin olarak tarihe geçti. Avrupa‘da özellikle çok genis bir okuyucu kitlesine sahip oldu. Içerik olarak Ingiliz erken dönem politik punklarini örnek aldi (crass gibi). Editör " her sayiyi kendi aktivitelerimiz, anarsit ve punk kültürü aktivitelerinin sözlerini baska insanlara tanitmak amaçli çikartiyoruz. Ayrica her sayiyi toplumun yabancilastirmasini ve bizi birbirimizden ayirmasini engellemek için çikartiyoruz. Eger bizim politikalarimiz ve tavirlarimiz bir sekilde sizi kizdiriyorsa, bok yiyin" (PE#13, Eylül 1992) Tabiki Flipside, MRR, PE Kuzey Amerika ve Avrupa‘da tek okunan fanzinler degil, fakat en etkileyici olanlaridir. Her ülke kendi genis fanzin kolleksiyonuna sahip ama genelde bu fanzinler daha çok o bölge ile ilgili konularda çikmaktadir. Bu 3 fanzin ise birçok farkli ülkede okunan, konularini ise yabanci olaylardan da alan yayimlardir. Fakat zine‘lerin popülerlik kazanmasiyla özelikle dagitimci ve zincir dükkanlarin bunlara yer vererek her yerde bulunabilir hale gelmeleri, dünyanin bir ucundaki bir çocugunda olan bitenden haberi olmasini saglarken, bazi fanzinlerin çok profesyonel olmalarini ve kargacik burgacik karisik görüntülerini yitirmelerine neden olmustur. Ya da anaakim (mainstream) moda olarak kazanç batagina batmislardir (70 sonlari Ingiltere‘de Fotokopi çikan I-D magazin gibi). 1999 yilinin erken aylarinda Tim Yohanon ölmüstür fakat geri de biraktigi ekip MRR‘u içerik, misyon ve sosyal mesajini bozmadan devam ettirmektedirler. Hatirlanmasi gereken önemli husus sudur ki: büyük ya da küçük (karbon kopya) fanzin olsun ayni amaci tasir. Punk kültür ve felsefesinin tarif eden fikir ve idealleri, punklar arasindaki dolasimini, bu yüzden fanzinler anarsi, seks ile ilgili konular, çevrecilik ve punk politikasinin spesifik fikirlerini göstermek için kullanilmaktadirlar.
gabba gabba
türkiye'de ilk çıkan fanzinler hakkında... Fanzin, “Fanatik” ve “Magazin” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Profesyonel yayın ve baskı tekniklerine alternatif olarak ortaya çıkan, makas ve yapıştırıcı sahibi, söyleyecek ve paylaşacak bir şeyleri olan her insanın kolaylıkla üstesinden gelebileceği bir yayın. Türkiye fanzin yayıncılığıyla 1991 Mayıs’ında tanıştı. Aynı ay yayın hayatına atılan Mondo Trasho ve Laneth dergileri Türkiye’deki fanzin furyasının başlangıcı olarak kabul ediliyorlar. İki dergi arasındaki temel fark ise yayın çizgisi ve felsefesi. Mondo Trasho, sinema, edebiyat ve müzik konularını son derece başarılı bir kolajla harmanlamış bir dergi; Laneth ise heavy metal üzerine uzmanlaşmış yazar kadrosu ile pek de başarılı sayılamayacak bir mizanpajla yayınlanan bir dergiydi. Aralarındaki en temel fark Mondo Trasho’nun yeraltından ve fanzin kültüründen haberdar olması. Laneth yayımcıları ise dergiyi çıkarttıklarında çevresindekiler “Siz fanzin yapıyorsunuz” deyince ne yaptıklarının farkına varmışlar. O ana kadar fanzin diye bir şey den haberleri yokmuş. Laneth’in ilk 3 sayısı aylık A4 formatında yayınlanmış. Dergi çalışanlarının ortak bir arkadaşlarının babası, fotokopi makinesinin toneri bitince o ana kadar bürosunda çoğaltılmasına izin verdiği Laneth’in çalışanlarını kovalamış ve Laneth, 4.sayıdan itibaren toplu çoğaltımda ofset baskı fotokopiden daha ucuza geldiği için ofset olmuş. İlk sayısı sadece 35 adet basılan dergi, 4.sayısında 500’lük satışa ulaşmış. 1991-1994 yılları arasında yayınlanan dergi kapandığında tirajı 2.700’müş ve bu tiraja 5 şehirdeki 20’ye yakın müzik dükkanıyla ulaşmıştı. Yayınlandığı ilk günden kapandığı güne kadar formatında ve yayın çizgisinde bir değişiklik yapmayan Mondo Trasho, bu özellikleriyle kendinden sonra gelen başta Disguast, Antoloji, Mahşer gibi dergiler olmak üzere onlarca dergiyi etkiledi. Laneth ise çoğu birebir kopyası olan Mega Metal, Horror News, Moonlight, Mihnetzine gibi yüzlerce dergi için ilham kaynağı oldu. (arak haber merkezi huşu içinde sundu)
Fanzin Yapmak Lazım Gelir "bir fanzin editörü olabilmek için insanın tek ihtiyacı olan, kendi düşüncelerini ve fikirlerini ifade etme dürtüsüne sahip olması ve ucuz bir fotokopi makinasına ulaşabilmesidir" Craig O'Hara.. Malzemeler: bir insan, kağıt, uhu, makas, yazı çizi bok püsür, fotokopi makinesi Yapılışı: öncelikle, içeriği konusunda bir karara varılır, az pişmiş, acılı, üç şekerli, kızarmış, vs daha sonra bu içeriğe uygun olabilecek materyaller üretilir, eğer hiç bi bok üretemiyorsak, sağda solda üretilmiş ve hoşumuza giden malzemeleri çöpten toplarız, sonra onları güzelce düzenler, sıralar, keser biçer döver ezer ve daha sonra birkaç a4 kağıdını ikiye katlarız, üzerine az önce kesip biçdiğimiz kağıt parçalarını uhu yardımı ile yapıştırırız. Ardından bir fotokopiciye gider, ve abi kaç para diye sorarız, o size 3 kuruş derse, abi iki olsun bizim olsun deriz, o ikibuçuk der, resimleri görür görmez karar değiştirir ve beşe çıkarsa fiyat, acilen uzaklaşıp başka bir fotokopici ararız. Gel zaman git zaman, aradan 12 sene geçer, evimizde fotokopi makinamız, etrafımızda ben de yazıyom hacı diyen yüzlerce insan olur.. ve içimizde siyah ve siyahın tonları halinde akıp giden bir film dönerken, sırf can sıkıntımızın kağıt üzerinde nasıl durduğunu görmek için, fanzin yapmaya yeniden başlarız. girdap
illetişim info@sokakedebiyati.net | girdap@sokakedebiyati.net
www.sokakedebiyati.net http://csnsyayinlari.wordpress.com https://www.facebook.com/sokakkedebiyati
www.fanzindb.org
ZİNEWORKSHOP (çeviri: deniz pelin wilson / http://oludeniz.deviantart.com) Amac ve Icerik Zine ve self-publishler Amerika'da , Thomas Paine'in demokrasi uzerine yayimladigi brosurlerden (Common Sense, 1776), 50lerin bilim kurgu zine ve magazinlerine, ve70 ve 80lerin punklarini belgeleyen yeralti zinelerine kadar uzanan, uzun ve zengin bir tarihe sahiptir. 90'lar zineler icin patlama yillariydi. Bu zineler siir, kisiler yazilar, yemek, album elestrileri, is hayati, kediler, saglik, feminizm, irk ve irkcilik ve diger bir cok seyi konu aliyordu. Tum bu zinelerin ortak yani ise yazarlarin ve editorlerin (genellikle ayni kisi/kisiler) soylecek onemli bir seyleri oldugunu dusunmeleri ve bunu digerleriyle paylasmak istemeleriydi. Bu Proje, yasam oykusu yazmak icin birebir uygun oldugu kadar kisisel ve aile tarihi gibi projelere, kisa hikayelere veya siir kitabi yaratimina kadar bir cok projeye uygulanabilir. Bu program en az iki ders saatinde tamamlanabilir fakat istenirse daha kisa zamanda da tamamlanabilir. Ders saatleri disinda calisma zamani gerekebilir. Eger zine calismalari ortaklasa yapiliyorsa, bir ogretmen, yonetici veya ogrenci zine'in son halinin fotokopi ve derlemesinden sorumlu olabilir. Malzemeler; * Kagit (8.5x11 inc baslangic icin idealdir) * Uhu * Daktilo/Bilgisayar * Kolaj Malzemeleri * Kalem * Harf damgalari * Makas * Fotokopi makinesi * Zimba, igne, dikis ipligi, nakis ipligi, ciltleme icin dis ipligi Proje: 1. adim - Zine nedir? 1- Giris - Sizce zine nedir? Zineler hakkinda ne biliyorsunuz? Daha once hic zine yaptin mi? 2- Bir zine ve gosterisli bir magazin ornegi gosterin - farklari nedir? 3- Neden zine yapmaliyiz? Bireysel ifadenin uzerinde durun, sizi ilgilendiren konular hakkinda yazin, arkadaslarinizi, ailenizi, mahallenizi ve kendinizi (hatiralarinizi) belgelendiren projeler hazirlayin. 4- Degisik tipte zineler - Degisik zineleri inceleyin. ortada bir cok muzik, kisisel, politik, cizgi roman, is hayati, yemek, sanat ve siiri konulan alan zineler var. Degisik olculerde, degisik ciltleme teknikleriye, degisik isaretlemelerle hazirlanan zineler var. 5- Ayrilin - Ogrencilere 10 dakika kadar cesitli zinelere bakmalari icin izin verin. Sonra buyuk bir grupta toplanip, zineler hakkinda neyi sevip sevmediklerini sorun. Ogrencilere kendi zineleri olsaydi nasil hazirlayacaklari konusunda dusunmeye tesvik edin. 2. adim - Isaretleme (mark making?) 1- Bilgisayar vs. kes yapistir - zine yapmak icin kullanilabilecek cesitli metotlari ve farkli mizanpas stillerini tartisin 2- isaretlemeleri yapmak icin beyin firtinasi - daktilo, bilgisayar, lastik damga veya elle yazarak 3- bir sayfayi ne ilginc yapar? Arka plan, goruntuyu kalabaliklastirmadan bir resmin uzerine font yerlestirmek
3. adim - kendi zine'inizi yapmak Zaman yeterse herkes kendi dergisini yapacak, eger yetmezse herkesin kendi sayfasini yapacagi ortak bir degi yapilacak 1- Zine'in bir temasi veya ele aldigi belli bir konusu var mi? 2- Boyutlari ne olacak? A4 (8.5x11 inc), A3 (5.5x8.5 inc), A2(4.25x5.5 inc) 3- Derginizin misanpaji nasil olarak? kes-yapistir? bilgisayar? her ikisi ? 4- Kapagi nasil yapacaksiniz? Ozel bir kagit mi kullanacaksiniz yoksa derginin tamami gibi fotokopi kagidi mi kullanacaksiniz? 5- Adi ne olacak? 4. Planlamak 1- Sayfa kenarlari - sayfa kenarlarinda 1/4 inc bosluk birakin ki yazi karakterlei ve resimler fotokopide sayfa disinda kalmasin 2- kac sayfa? bu genelde surecin en zorlu kisimlarindan biridir. dergiyi planlamak icin kullanabilecegiz yollardan biri bos bir defter kullanmak, sayfalari numaralandirmak ve sayfalari birbirinden ayirmaktir. Genelde herkes kendi isine en cok yarayan bir yol bulup kullanir. 5.adim - baski 1- fotokopi 2- fotokopi stretejileri - kendin yap vs fotokopici - kopya makineleri nasil calisir? eger halihazirda bir makineniz varsa nasil calistigini gruba gosterin 3- nasil tasarruf ederiz? grubunuza gore ya kopyalama taktik/hilelerini artisabilir ya da parasi ne ise odeyekseniz, Kinko gibi buyuk sirketler yerine lokal isyerlerini tercih edin. 6.adim - sayfalari birlestirme. baglama 1- zimbalama - uzun kollu zimbanin nasil calistigini gosterin 2- delerek baglama - sayfa 29? 3- dikerek baglama - sayfa 37? 7. adim - derginin dagitimi zine ve diger kucuk brosurlerin dagitimini yapan bagimsiz kitabevleri kesfedin. internette "zine" ve "zine dagiticilari" ni arastirin ve piyasadaki diger zineler hakkinda bilgi edinin. 1- ogrenci zinelerinin icin bir kutlama organize edin - mesela ogrencilerin dergilerden parcalar okuyacagi bir etkinlik olabilir, ogrencilerin dergilerini degis tokus edebilecegi bir zaman yaratabilirsiniz. 2- dergiler ve guvenlik uzerine bir not- ev adresinizi kullanmamaya gayret edin. eger derginizin dagitilacagi alan genisse bir posta kutusu kiralamakta fayda vardir. eger bunun icin paraniz yoksa baska bir zine ile bir posta kutusunu paylasabilir veya email adresinizi kullanarak iletisim kurabilirsiniz. 3- dergi yapiminin eglenceli oldugunu fakat ogrenmek gerektigini unutmayin. Not: metin alıntıdır, bilgilendirme amaçlı paylaşılmıştır.. fanzin çıkarmak isteyen ve işlerin nasıl yürüyebileceğini merak eden arkidişler, izmirde iseler, girdo adlı şahıs ile doğrudan temas kurarak, sonsuz velinimeti sayılabilirler.. dağıtımda da yardımcı olmaktaymış kendileri.. dağılın..
fanzin yapmak isteyen birine... insanlara bakıyorum, bana, "ben de fanzin yapmak istiyorum ama, zamanım yok uğraşmaya" diyen insanlara, "bunca işe yetişebilmene şaşırıyorum doğrusu" diyebilen insanlara, ki doğrusu, yetişemiyorum da, ama umursuyor da sayılmam bunu, periyodu umursamıyorum, dağıtımı umursamıyorum, önceki sayıları umursamıyorum, kendimi umursuyorum sadece, kendi zevkimi, elime aldığımda ilk kopyayı, tadacağım hissi ve sonrası önemli değil, ve öncesi unutuldu gitti zaten, hiç satmayan dönemler, elimde patlayan dönemler, kimsenin yazı göndermediği, gidip almadığı, gözünü bile sürmediği dönemler, şimdi buradayız, 2008'in son gününde, ve insanlar durmadan yazı göndermeye, resim göndermeye fanzini edinmeye tanışmaya ve arada sırada da silah çekmeye çalışıyor, bok atmaya mesela, eleştiri amaçlı başlayıp küfürle biten mailler, ve hiç önemli değil diyorum onlara, gerçekten hiç önemli değil, öncesi veya sonrası, hiç bir önemi yok, şimdi buradayız, 2008'in son gününde, ve bende buradayım, hala aynı teraneyi gevelemeye devam ederek ağzımda, do it yourself, do it yourself, para yok, kağıt yok, uhu yok, ve yine de yeni bir fanzinin hesabını yapıyorum kafadan, 36 sayfadan 9 a4 diyorum, 50 kopya çeksek ne yapar abi,
kabaca bir hesapla, 40 diyor bana, ve sonra tekrar adamın biri "bunca işe nasıl zaman buluyorsun" diyor, "şaşırıyorum", N’apıyorum oysa, boş boş bekleyip müzik dinlediğim zamanlar dışında, ölümüne içtiğim ve sabahı kaybettiğim geceler dışında, ortalama on saatimi sattığım mesailer için, her gün tıraş olmak dışında, koca bir hiç diyorum, koca bir hiç, elde var sıfır, ve sonra dönüp ona, "boş zamanlarında naparsın" diyorum, "televizyon izlerim" diyor, ben izlemiyorum, "internette takılırım", ben takılmıyorum, "msn’de geyik falan işte" diyor, onu da yapıyor sayılmam, "ee sonra? dolu zamanların?", "ders çalışırım abi", hiç ders çalışmadım, ve gazete okumam ayrıca, film izlemem, dizi izlemem, oradan oraya gezmem, tabiri caizse ot gibi yaşayan benim, evden işe işten eve, ve sonra dönüp, bunca saçmalık için bana, başıboş fanzinler için, "helal olsun" diyorlar, helal olmuyor ama, genellikle sonrası tam bir işkence haline dönüşüyor, kitapevleri ile kavgalar, fotokopicilerle pazarlıklar insanlarla anlaşmazlıklar ve sonra dönüp, evde daima evde bir sonraki sayı için şapkadan tavşan çıkaran sihirbaz gibi okus pokus yapmak zorunda kalmak, "her şey hala aynı" diye yazmak, kapkalın duvarlara.. bir adam daha geliyor, "senle röportaj yapalım, bir dergide köşem var", "yap"
ilk soru, sor, "nasıl oldu da bu noktaya geldi bu işler?", bilmiyorum, hiç bir şey yapmadım ben, kimseyi kolundan tutup çekmedim, gel bilader yaz demedim, al şunu git evinde oku da demedim, ben burada duruyordum, ve herkes kendi geldi, ve kendi kendine gidecek her şey, on sene sonra ne olacağının bir önemi olmasa da, şimdi tam burada, hala aynı şekilde, ilerliyor işler, ve sen o bardan o bara gezerken veya msn pencereleri arasında can çekişirken, ben evde oturmuş sayfaları yapıştırıyorum, tek fark bu dostum, zaman olduğu yerde duruyor, ve ben bir şeyler yetişsin diye deli gibi koşturmuyorum, sen zaman bulamıyorsan, bu aramadığın içindir, o yüzden şimdi, zamanının olmadığını söyleme bana, çünkü öncelikle öğrenmen gereken şey fanzinin zamandan bağımsız bir şey olduğudur ve bir de kimse yardım etmiyor demiştin, bana da etmiyor inan buna şunu da unutma; fanzin kişisel bir eylemdir ve kişisel olan her şey politiktir.. şimdi her ne yapmak istiyorsan yapmaya devam et, ama bana, tirişkadan bahanelere gömülü kalmış arzular sunma lütfen..
“girdap”