ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
FOKUS: OKUL ÖĞRENCİ VE KAMPÜS GÜVENLİĞİ ENDÜSTRİYEL SİSTEMLERE YAPILAN SANAL SALDIRILARIN İÇYÜZÜ YANGIN KORKULU RÜYANIZ OLMASIN
TEMMUZ 2015 SAYI: 25 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
TEMMUZ 2015 SAYI: 25
Geçiş kontrol sistemleri
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
FOKUS: OKUL ÖĞRENCİ VE KAMPÜS GÜVENLİĞİ ENDÜSTRİYEL SİSTEMLERE YAPILAN SANAL SALDIRILARIN İÇYÜZÜ YANGIN KORKULU RÜYANIZ OLMASIN
TEMMUZ 2015 SAYI: 25 ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
TEMMUZ 2015 SAYI: 25
Geçiş kontrol sistemleri
içindekiler 26
70
40 10 BAŞKANDAN
12 EDİTÖR
14 GÜNCEL
Sektör ile ilgili kısa haberler
24 KÖŞE / Hayata Bakış
“Yanlış varsayımlar”
KAPAK KONUSU
SEKTÖRDEN
26 30 34 36 38
NFC sistemi ile hayatı kolaylaştırın Güvenlik kaygılarının en verimli çözümü biyometri Altyapısız erişim kontrol sistemleri Samsung Techwin geçiş kontrol sistemleri 19 milyon araç trafikte, peki ne kadar güvendeyiz?
54
“Güvenliğin telafisi yoktur”
58
“Güvenlik sistemleri lüks olmaktan çıktı”
ELEKTRONİK GÜVENLİK
FOKUS
60
Elektronik güvenlik sistemlerinde eğitimin önemi
40 46 50
Okullarda şiddet nasıl önlenir? Kampüslerde güvenlik özgürlük kısıtlanmadan sağlanmalı Güvenli okul kapsamında okul ve kampüs güvenliği Okul ve servis seçerken güvenlik altyapısına bakıyor muyuz?
66
Gizli kameralarda görüntü mü işlevsellik mi daha önemli?
52
68
1. Avrupa Oyunları’nın CCTV çözümleri Ateksis’ten
70
Starlight karanlığı aydınlığa çeviriyor
72
Mineirão Stadyumu güvenlik uygulaması
Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ
TEMMUZ 2015
78
AYDA BİR YAYINLANIR
Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Yazı İşleri Müdürü Yeşim ÖZDEMİR yesim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Arzu YÜKSEL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent CELASUN Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA
74
BİLGİ GÜVENLİĞİ
74
Endüstriyel sistemlere yapılan sanal saldırıların içyüzü
GÜVENLİK HİZMETİ
78
Sürdürülebilirliğin sağlanmasında uzaktan eğitimin araç olarak kullanılması
YANGIN GÜVENLİĞİ
86
Yangın korkulu rüyanız olmasın
90
Yangın algılama ve ihbar sistemlerinin önemi artıyor
92 Yıllık Kapak ve
Fokus konuları
82
Yaşam emniyeti, güvenlik ve operasyonel çatışmalar
94 ABONE FORMU
84
Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Çalıştayı yapıldı
95 Reklam İndeksi
Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BOZKURT derya@guvenlik-yonetimi.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Tel: (533) 413 78 08 Baskı VERİTAS BASIM MERKEZİ Tel: 444 1 303 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.
tanıtım hizmetleri
Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08
BAŞKAN
ü
Petrol ve doğalgaz boru hatlarının güvenliği Değerli okurlarımız;
Ülkemiz; 20. asrın ikinci yarısından itibaren Ortadoğu ve Avrasya’dan gelen boru hatları ile bölgenin önemli enerji kavşağı haline gelmiştir. Bu projeler, aynı zamanda dış politikamızın ve ekonominin de önemli araçlarıdır. Bu bağlamda riskler/tehditler karşısında petrol ve doğalgaz boru hatlarının sorunsuz çalıştırılması ve arz güvenliğinin sağlanması hayati önem taşımaktadır. Avrasya ve Ortadoğu coğrafyasına bakıldığında, boru hatlarının inşasının tamamlanmasının ardından iki riskin ön plana çıktığı görülmektedir. Bu risklerden ilki güvenlik riski iken diğeri siyasi risktir. Güvenlik riski; boru hattının işletmesine dönük terörizm, hırsızlık ve doğal afetlerdir.
O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı
Petrol ve doğalgaz boru hatlarındaki güvenlik ihlallerinin başında istatistik verilerine göre hırsızlık vakaları gelmektedir. Unutulmamalıdır ki hırsızlıktan elde edilen gelir; terörist grupların faaliyetlerinin finansmanı için kullanılırken, aynı zamanda bölgede mafya benzeri yapılanmaların da güçlenmesine neden olabilmektedir. Bu olayların diğer bir sonucu da meydana gelen çevre kirliliği ve fiziksel tahribattır. Güvenlik risklerinin tam olarak elimine edilebilmesi zor görülmekle birlikte teknolojik imkânlar kullanılarak boru hatlarına yapılan saldırıların takibinin ve tespitinin daha etkin hale getirilmesi maksadıyla elektronik tedbirlerin arttırılması kapsamında fiber optik kabloların boru hattı boyunca döşenmesi ve hattın 7/24 esasına göre izlenmesi oldukça önem arz etmektedir. Bu elektronik tedbirlerin yanı sıra geçiş bölgelerinin özelliklerine göre fiziki engellerinde tesis edilmesi gerekebilecektir. Boru ve doğalgaz hatlarının kilometrelerce uzunluğu dikkate alındığında hat boyunca periyodik olarak havadan gözlem yapılması diğer önemli güvenlik tedbirlerinden biridir. Ayrıca sabotaj ve hırsızlık ile ilgili olarak mevcut hukuki düzenlemelerde caydırıcılık prensibi çerçevesinde yapılacak düzenlemelerin de olumlu katkı sağlayabileceği unutulmamalıdır.
Sağlıklı, mutlu ve güvenli günler temennisi ile…
10 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Avrasya ve
Ortadoğu coğrafyasına bakıldığında, boru hatlarının inşasının tamamlanmasının ardından iki riskin ön plana çıktığı görülmektedir. Bu risklerden ilki güvenlik riski iken diğeri siyasi risktir.
g EDİTÖR
Güvenlik kapıda başlar!
Güvenlik sorunu, son dönemlerde özellikle ülkemezinde yer aldığı coğrafyada çok daha önemli bir hale geldi. Gittikçe şiddetlenen çatışma ortamı, güvenlik risk ve tehditlerini dolayısıyla güvenlik ihtiyacını arttıyor. Güvenlikteki belirsizliklerin artması ve risk faktörlerinin çeşitlenmesi, güvenlik tanımını ve çözümlerini yeniden düşünmeye vesile oluyor. Bu konunun başında ise günümüz dünyasında önemi gün geçtikçe artan geçiş kontrol sistemleri geliyor. Bu sistemler; bina ve tesis güvenliğini sağlamada en kritik öneme sahip. Sürekli gelişen, gerek kullanım alanları ve gerekse sağladığı avantajları ile daha da yaygınlaşan Geçiş Kontrol Sistemleri’ni kapak konumuz olarak belirledik. Konu ile ilgili yazılarımızı ilgili disiplin başlığımız altında takip edebilirsiniz. Bu sayıda fokuz konumuz ise okul, öğrenci ve kampüs güvenliği. Genç nüfüsun yoğun olduğu ülkemizde, eğitim-öğretim hizmeti veren kurumların da büyüklüğü ve sayısı buna paralel artıyor. Ülkemizde sayısı milyonlarla ifade edilen öğrenci ve bu öğrencilerin okuduğu; ilköğretimden üniversiteye eğitim veren binlerce okul bulunuyor. Yüksek Öğretim Kurulu’nun geçen yıl mart ayı verileri, sadece yükseköğretim çağındaki öğrencilerin sayısının 5.5 milyona yaklaştığını gösteriyor. Buna ilave olarak ilk ve ortaöğretimdeki okul ve öğrenci sayısı da dikkate alındığında, okul ve öğrenci güvenliğinin devlet ve aileler nezdinde önemi daha da artıyor. Okulların %70’ine yakınında güvenlik görevlisinin bulunmaması gerçeği, bu konunun üzerinde daha fazla durulması gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle devlet okullarında güvenlik tedbirlerinin çok daha zayıf olduğunun altını çizmek gerekiyor. Fokus konumuzla ilgili de yine ilgi ile okuyacağınız metinler mevcut. Sektörden sayfalarımızın bu sayıda yine iki konuğu var; MİS GROUP Yönetim Kurulu Başkanı Cevat TURAN ve Koyuncu Elektronik Proje Yöneticisi Ahmet KARAAĞAÇ. Sektörde yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinin yanı sıra birçok önemli konuya ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı röportajları da aynı şekilde keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. Elektronik güvenlik, bilgi güvenliği, güvenlik hizmeti ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılarla dolu. Ramazan bayramının herkese sağlık, huzur ve güven getirmesi dileği ile... Güvenli günler dileğiyle… Devrim BOZKURT
12 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com
Gittikçe
şiddetlenen çatışma ortamı güvenlik risk ve tehditlerini, dolayısıyla güvenlik ihtiyacını arttıyor. Güvenlikteki belirsizliklerin artması ve risk faktörlerinin çeşitlenmesi, güvenlik tanımını ve çözümlerini yeniden düşünmeye vesile oluyor.
GÜNCEL
ASIS 2015 eğitim başlıkları açıklandı
ASIS 61’inci Yıllık Uluslararası Seminerleri 28 Eylül–1 Ekim tarihleri arasında California, Anaheim’de, ISC’nin 5’inci Yıllık Güvenlik Kongresi ile birlikte gerçekleşecektir. Ana eğitim temalarını terörizm, işyerinde şiddet ve siber güvenliğin oluşturacağı
toplantılara dünya genelinde yaklaşık 20,000 güvenlik profesyonelinin katılacağı beklenmektedir. Eğitimlerde hedeflenen; şiddet, kuvvet kullanımı, siber dolandırıcılık, terörle mücadele stratejileri, bilgi güvenliği ve gizlilik gibi güvenlik kaygılarının yansıtılması. İşveren taraflı katılımcılar ise müşteri hizmetleri, güvenlik, veri toplama, doğru veriyi ölçme ve güvenlik ana planı gibi güvenlik yönetim konularını test etme olanağına sahip olacaklar. Seminerde 28 Eylül’de etkili olay müdahale planının unsurları incelenecek, temel varlıkları korumak için uygulayabileceğiniz kavramlar katılımcılara sunulacak. Levant to Charlie Hebdo firması, aynı tarihte Brüksel, Kanada ve Paris’teki saldırılara karşı vaka çalışmaları hakkında incelemelerine ilişkin
bilgi verecek; yerel ve küresel düzeyde tehditlerin özelliklerini ifade edecek. 29 Eylül’de Fort Hood/ Navy Yard Active Shooter Brief firmaları tarafından üst düzey ordu müfettişlerinin olay koşulları ve olaylardan çıkarılan dersler hakkında bilgi verilecektir. Oturumlar 29-30 Eylül 2015 tarihinde de farklı konu başlıklarıyla devam edecek. New York Polisi ve Merkez Polis Departmanı yetkilisi Raymond W. KELLY, General Michael HAYDEN, İstihbarat Teşkilatı ve Ulusal Güvenlik Ajansı Direktörü bu oturumlarda kilit noktalara dayalı bilgiler aktaracak. Aynı zamanda General James MATTİS, ABD Müşterek Kuvvetler Komutanlığı eski Komutanı, kapanış konuşması ve seanslarda bilgilendirmeler yapacaktır.
Güvenli Okul Semineri CSG City Security Group- Bahçeşehir Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzalanan ‘CSG Güvenli Okul Projesi Protokolü’ İstanbul’da pilot olarak seçilen 10 devlet okulunda Ocak 2015’te başlatılmıştı. Projesinin eğitim bölümü olan Güvenli Okul Semineri; 10 okulun okul müdürleri ve öğretmenlerine yönelik olarak 16-17 Haziran 2015 tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleşti. Seminerde öğrencilere bağımlılık türevleri ve bireysel-toplumsal mücadele, çocuk ve ergen psikoloji gibi konu başlıklarında eğitimler verildi. Seminerde New York Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selçuk ŞİRİN ve CSG City
14 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Security Group Yönetim Kurulu Başkanı Osman ÖZTÜRK konuşma yaptı. Osman ÖZTÜRK şu şekilde konuştu: “Türkiye’de eğitim başlığı altındaki konuları konuştuğumuzda pek çok sorun karşımıza çıkıyor. Eğitimin sağlıklı koşullarda verilebilmesini sağlamadan; diğer konu başlıklarına dair çözüm sağlamak da mümkün değildir. Sağlıklı koşullarda eğitim dediğimizde bunun birinci şartı güvenliktir. Güvenli Okul Projesi, güvenliğe dair sorunlarla karşılaşıldığında bunların çözümü ile yetinmeyen asıl güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasını engelleyecek sistemlerin oluşturulması ve bu sistemlerin devamlılığının sağlanması ile ilgilidir. Peki, nedir güvenli
okul? Güvenli okul; eğitimin korku, şiddet ve kaygıdan uzak, güvenli bir ortamda gerçekleştirildiği okuldur.
GÜNCEL
Güvenlik video yönetim yazılımında devrim
MOBOTIX; MxManagementCenter yazılımıyla güvenlik video yönetim yazılımında bir devrim gerçekleştiriyor. MxManagementCen-
ter dokunmatik ekranlara uyumlu yapısıyla, tamamen sezgisel kullanım özellikleriyle, üstün fonksiyonlarını kullanıma sunuyor. Ve size şimdiden geleceğin video yönetim yazılımına sahip olma şansını sunuyor. Üstelik hiçbir limitasyon olmadan; sınırsız sayıda kamera için ve MOBOTIX’ in tüm diğer ürünlerinde olduğu gibi tamamen ücretsiz. Görünümünden, teknik altyapısına kadar yepyeni bir düzenleme ile Almanya’da 2 seneyi aşkın büyük bir çalışmanın sonucu olarak hayata geçirilen MxMC, mükemmel oynatıcı fonksiyonları ve uzak bağlantılar için geliştirilen eşsiz
adaptif bant genişliği yönetimiyle en düşük bağlantı hızlarında bile çok etkili sonuçlar veriyor. Hem de hiçbir sunucu kullanmadan, merkezi sistemin ağır ve maliyetli yapısı yerine MOBOTIX dağıtık mimarisi sayesinde hem üstün performans hem de yüksek çözünürlüklü ekonomik bir sistem sunuyor. Sene sonuna doğru çıkacak bir sonraki versiyonu ile ONVIF uyumlu 3. parti kameraların yine lisans ve sınırlama olmadan komple entegrasyonuna imkan tanıyacak olması MOBOTIX’ in bu konuda ne kadar ciddi olduğunun da ipuçlarını veriyor.
Mesleki Yeterlilik Kurumu özel güvenlik alanında toplantı düzenledi Mesleki Yeterlilik Kurumu; özel güvenlik alanında Ulusal Meslek Standartları(UMS) ve Ulusal Yeterlilikler (UY) hazırlanması çalışmaları için sektörden gelen taleplerin değerlendirilmesi ve olası işbirliği alanlarının görüşülmesi ve bundan sonra yapılacak çalışmalara yön verilmesi amacıyla sektör taraflarını 15 Haziran 2015 günü Ankara’ya davet ederek bir çalışma toplantısı düzenlemiştir. Toplantıya İstanbul Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Niğde Üniversitesi, Teknik ve Üst Düzey Mesleki Güvenlik Eğitimcileri Derneği(TÜMGED),Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği(GÜSOD),Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası, Özel
16 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Savunma ve Güvenlik İşçileri Sendikası, Özel Güvenlik İşverenleri Sendikası ve Türkiye Harp Sanayi ve Yardımcı İş Kolları İşçileri Sendikası temsilcileri katıldılar. Özel güvenlik sektöründe standartların oluşturulması çalışmaları kapsamında 2015 yılı başında Kemerburgaz Üniversitesi bünyesinde icra edilen Güvenlik Yönetimi Çalıştayı’nda konu değerlendirilmiş ve bu alanda yasal düzenlemeler yapılması için gerekli adımların Mesleki Yeterlilik Kurumu kanalı ile yapılmasının önemine işaret edilmiştir. Bu alanda öncü rol üstlenen Teknik ve Üst Düzey Mesleki Güvenlik Eğitimcileri Derneği(TÜMGED), sektörün diğer tarafları ile ortak platformda birlikte çalışılmasının gereğine işaret
etmektedir. Bu gelişmeler kapsamında önümüzdeki günlerde bu alanda çalışmaların hız kazanacağı beklenmektedir.
GÜNCEL
Comodo savungan saldırıları önlüyor Dünyanın en büyük siber güvenlik şirketlerinden biri olan Comodo, Android işletim sistemi kullanan telefonlara yönelik saldırıları önlemek için Comodo savunganı piyasaya sundu. Savungan, Comodo’nun Türkiye’deki ar-ge merkezinde, tamamı Türk mühendis ve tasarımcılardan oluşan büyük bir ekip tarafından geliştirildi. Google Play’den ücretsiz olarak indirilebilen uygulama akıllı telefonlara yönelik
tehditleri önlemede yüzde 99,73’lük bir başarı oranı gösteriyor. Telefonları saniyeler içinde tarayan Comodo savungan, 15 farklı dil seçeneği ile tüm dünyanın kullanımına sunuluyor. 30 Haziran 2015’te Ankara’da Türk girişimci-mühendis Melih ABDULHAYOĞLU tarafından kurulan Comodo, akıllı telefonlara tam koruma sağlayan Comodo savunganı tüm dünyada ücretsiz olarak piyasaya sundu.
Ofis çalışanlarına teknolojik tedbir
Adli Bilişim Laboratuvarı Fordefence firması tarafından geliştirilen DesktopGate programı sayesinde; bilgisayar başında mesai yapan personelin tüm ekran hareketleri denetlenebiliyor. Fordefence firmasının genel müdürü Adli Bilişim Uzmanı Mustafa SANSAR yaptığı açıklamada; “DesktopGate programının uzaktan yönetilebilen arayüzü sayesinde, iş yeri personeli sü-
18 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
rekli olarak denetim altında tutulabilir. Ayrıca programın arayüz kayıtları delil olarak kullanılarak, verimsiz olan personelin iş akdi cezai şartlar dâhilinde sonlandırılabilir” sözlerine yer verdi. DesktopGate programı, şirketlerde veri güvenliği sağlamanın yanı sıra; müşterilere ait data hırsızlığı ve veri kaybı gibi istenmeyen durumlar için de tedbir oluşturuyor.
Ohio Eyaleti güvenlik için akıllı telefon uygulamalarını kullanmaya başladı Ohio Eyaleti güvenlik için akıllı telefon uygulamalarını kullanmaya başladı Ohiolular artık mobil cihazlarda indirilebilir yeni bir uygulama ile Milli Güvenlik Ajansı’na şüpheli aktiviteleri rapor edebilecekler. Kamu güvenliğine ilişkin Ohio Kamu Güvenliği Direktörü John BORN yaptığı açıklamada bir şey göndermek, bir şey görmek; özelliği içeren akıllı telefonlar ile Milli Güvenlik Analistlerine fotoğraf göndermenin kolaylaştığını ifade etti. Şüpheli davranışları ve sıra dışı aktivitelerin raporlarının korunması gerektiğini vurgulayan BORN; raporlama sisteminin kolluk kuvvetlerine yarar sağladığını ve bu sistemlerle analistlerin kişilerin konumunu rahatlıkla izleyebildiklerini ifade etti.
GÜNCEL
Öğrenciler eğitimde mobil teknoloji istiyor Kadir Has Üniversitesi, Yükseköğretimde Yenilikçi Öğretim ve Teknoloji Uluslararası Konferansı’na (International Conference on Innovative Teaching and Technology in Higher Education) ev sahipliği yaptı. Konferans, Kadir Has Üniversitesi Eğitim Teknolojileri Destek Birimi ile İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meltem UCAL tarafından düzenlendi. Yükseköğretimde yenilikçi öğretme yöntemleri ve öğretmede teknoloji kullanımı konusunda akademisyenlerde farkındalık yaratmak ve konunun uzmanları ile bir platform oluşturabilmek amacıyla planlanan konferansa yurtiçi
ve yurtdışından akademisyen ve uzmanlar katıldı. Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent KAHRAMAN,yaptığı açılış konuşmasında yakın gelecekte yükseköğretimde teknoloji kullanımının kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı. Konferansın ikinci oturumunda konuşmacılar deneyimlerini ve bu deneyimlerin akademik sonuçlarını paylaştılar. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Teknolojileri Destek Birimi Direktörü Prof. Dr. Kürşat ÇAĞILTAY teknolojinin öğretme yönteminin önüne geçmemesi gerektiğini vurguladı. Koç Üniver-
UTC Fire & Security Türkiye’nin sorumluluk alanı genişletildi Bina teknolojileri konusunda faaliyet gösteren UTC Building & Industrial Systems; mart ayı içerisinde aldığı kararla yangın ve güvenlik teknolojileri konusunda faaliyet gösteren şirketi UTC Fire & Security Türkiye’nin sorumluluk alanını genişletmiş bulunuyor. Sektöründe lider birçok markayı bünyesinde barındıran UTC Fire & Security; Avrupa genel merkezinden alınan kararla sorumluluk alanı, Türkiye ve Israil’in yanı sıra, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletildi. UTC Fire & Security Türkiye’nin Bölge Müdürü Ozan DEMİREL yaptığı açıklamada; “Türkiye satış
20 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
ofisine verilen bu sorumluluk ile iş ortaklarımıza da birçok fırsatı beraberinde sunma imkânı sağlamış olacağız. Çevre ülkelerdeki jeopolitik birçok soruna rağmen istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyoruz. Yapılanmamızı çevre ülkelere de örnek olacak şekilde genişleteceğiz ve büyüme trendinin sürdürülebilir olmasını sağlayacağız. Üzerimize düşen sorumluluğu ve geniş coğrafyaya hizmet vermenin önemini çok iyi biliyoruz.” dedi. Merkezi Maslak’ta bulunan UTC Fire & Security Türkiye ofisi, geniş ürün ailesi ile farklı ölçekteki ihtiyaçlara çözüm oluşturabilmekte, birçok markası ile prestijli projelerin tercihi olmaktadır.
sitesi Öğrenme ve Öğretme Ofisi Direktörü Doç. Dr. Murat SÖZER ise Türkiye’deki üniversite öğrencilerine yönelik yaptıkları anketin kalitatif sonuçlarına göre; öğrencilerin derslerde özellikle görsel materyal kullanılması, ders materyallerinin dijital ortamda erişilebilir olması, derslerin kaydedilerek daha sonra izlenebilmesi ve derslerinde online kısa sınavlar yapılması yönünde istekleri olduğunu belirtti.
Polonya Havayolları LOT’un 10 uçuşuna siber saldırı Polonya’nın LOT Havayolu Şirketi Pazar günü 10 adet yurtdışı ve yurtiçi uçuşunu kompüterlerine yapılan siber saldırı sonucunda iptal etmek zorunda kaldı. Havayolları Sözcüsü Adrian Kubicki CBS Haber’e verdiği açıklamada; siber saldırının belirli bir süre Varşova Frederic Chopin Havaalanı’ndaki LOT Şirketi kompüterlerini paralize ettiğini; uçuş öncesi yolcuların işlemlerini kesintiye uğrattığını belirtmiştir. Havada olan uçakların etkilenmediği duyuruldu. LOT Sözcüsü CBS Haber’e yaptığı açıklamada; bu saldırının uçuş planlarına hedefli bir saldırı olmadığını; sadece hackerlerin kendi ofislerinden e-posta ve web erişimini etkileyecek şekilde havayolunun internet ağına saldırdığını belirtmiştir. Büyük etkinin ancak uçuş planları ele geçtiği zaman oluşabileceği de ifade edilmiştir.
GÜNCEL
Bosch CCS 1000 D dijital toplantı sistemini piyasaya sunuyor
Bosch CCS 1000 D dijital toplantı sistemini piyasaya sunuyor Bosch; konferans teknolojisinde geliştirdiği son yenilik olan CCS 1000 D dijital toplantı sistemini piyasaya
sunuyor. Kompakt olduğu kadar çok yönlü olan bu sistem, kullanım kolaylığı sayesinde toplantı verimliliğini artırıyor. Son derece esnek olan sisteme 80’e kadar toplantı cihazı bağlanabiliyor. Yeni konferans sistemi, belediye sarayları, yerel iş merkezleri ve mahkeme salonları gibi küçük ve orta büyüklükteki toplantı salonlarının yanı sıra kiralama şirketlerince kullanılan gezici kurulumlar için de ideal bir çözüm sunuyor. Gelişmiş dijital ses işleme özelliği, üstün mikrofon ve hoparlör performansı sayesinde CCS 1000 D dijital toplantı sistemi, mükemmel konuşma anlaşılırlığı sunuyor. Kolay web tarayıcı konfigürasyonu, dâhili ve/veya USB kayıt gibi
Internet Security’ye en iyi koruma ödülü Trend Micro, mobil cihazlara yönelik çözümü Internet Security’nin hem 2014 hem de 2015 sürümü; Av-Test tarafından Almanya’da düzenlenen ödül töreninde “En İyi Koruma” ürünü seçildi. Her yıl düzenlenen Av-Test Institue ödüllerinde birçok farklı test kategorisinde başarı gösteren en etkili siber güvenlik yazılımları belirleniyor. Trend Micro CTO’su Raimund GENES; konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Av-Test Institue bünyesinde verilen bu prestijli ödülü kazanmak, sektördeki lider pozisyonumuzu kanıtlarken; kullanıcılarımızın da bize duydukları güveni güçlendiriyor. Kullanıcılar dijital dünyadaki yaşamlarını çok daha sağlam ve dünyadaki en iyi güvenlik sağlayıcı tarafından korunarak sürdürebiliyor-
22 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
lar”. AV-Test’in yaptığı değerlendirmede ev kullanıcılarına yönelik 28 farklı güvenlik yazılımı üzerinde 2014 yılı boyunca toplamda 6 farklı sertifikasyon testi yapıldı. Bu testlerde gerçekçi senaryolar üzerinden değerlendirmeler yapan AV-Test; ürünleri gerçek dünyadaki tehditlerle sınadı. Av-Test tarafından tüm bileşenleri ve güvenlik katmanlarıyla sınava tutulan güvenlik yazılımları arasından en yüksek performansı gösterenler belirlendi. Ayrıca test süresince yazılım üreticileri tarafından sağlanan gerçek zamanlı güncellemelerle yazılımların bulut desteği de değerlendirildi.
özellikler sisteme daha fazla kullanıcı dostu işlevsellik kazandırıyor. Sistem modern tasarımıyla uluslararası prestijli iF Tasarım Ödülü’ne sahip. Dijital akustik geribesleme engelleme (DAFS) teknolojisi Bosch tarafından özel olarak geliştirilmiş olup; daha önce bu ürün segmentinde benzeri görülmemiş şekilde doğrudan sisteme entegre edilmiştir. Bu işlev sayesinde, akustik arka sesler olmadan her toplantı cihazında simültane mikrofon ve hoparlör aktivitesi gerçekleştirilebilmektedir. Mükemmel konuşma anlaşılırlığı doğal, yüz yüze bir toplantı deneyimi yaşatır ve katılımcıların toplantı boyunca konuya ilgili kalmalarını sağlar.
Tekzip Haziran 2015 sayımızda sektörden bölümünde yer verdiğimiz Securitas Ülke Başkan Yardımcısı Kurtuluş DÖNMEZER röportajında yer alan “Ülke ekonomisindeki yerini, bir başka veriyi söyleyerek sizlerin yorumuna bırakmak istiyorum. 2015 yılı Nisan ayında (sadece 1 ay) Türk Bankacılık Sektörünün Kârı, 8 Milyar Doların üzerinde gerçekleşmiştir. Basit bir kıyaslamayla, bankacılık sektörünün bir aylık kârı, elemanlı güvenlik hizmetlerinin iki yıllık cirosuna eşittir” ifadesinde belirtilen oranlar yanlış dile getirilmiştir. Doğru veriler şu şekildedir: 2015 yılı Nisan ayında (sadece 4 Ay) Türk Bankacılık Sektörünün Kârı, 8 Milyar TL’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Basit bir kıyaslamayla, Bankacılık sektörünün beş aylık kârı, elemanlı güvenlik hizmetlerinin yıllık cirosuna eşittir.
k
HAYATA BAKIŞ
Yanlış varsayımlar Keloğlan dere kenarında oturmaktadır. Oradan jeeple geçen adam suyun derin olup olmadığını sorar. Keloğlan “Derin değildir geçebilirsin” der. Adam da Keloğlan’a güvenerek suya jeepiyle girer. Jeep bir anda sulara gömülür. Sırılsıklam sudan çıkan adam Keloğlanın yakasına yapışır. “Hani derin değildi be adam”. Keloğlan “ Ağabey vallahi benim suçum yok. Demin dereden bir ördek geçiyordu su ancak beline geliyordu” der. Bizler genelleme yaparız ve olaylara düz mantıkla bakarız.Yanlış varsayımlar her başarısızlığın temelinde yatar. Hayvanat bahçesinde tek kangurunun, kapatıldığı yerden çıkıp bahçede dolaştığını gören yetkililer hemen bir önlem alırlar. Kangurunun zıplama yeteneğini bildiklerinden onun bulunduğu bölümün çevresindeki tel örgü duvarını iki metre daha yükseltirler. Sabah uyandıklarında kangurunun yine dışarıya çıktığını ve hayvanat bahçesindeki yollarda gezindiğini görürler. Yetkililer; aldıkları önlemin yetersiz olduğunu düşünür ve iki metre yükselttikleri tel örgülerin boyunu dört metreye yükseltirler. Fakat ertesi sabah bu önlemin de yeterli olmadığını görürler. Çünkü kanguru kapatıldığı bölümden yine dışarı çıkmış; hayvanat bahçesinde özgürce dolaşmaktadır. Başka bir önlem düşünemeyen hayvanat bahçesi yetkilileri çareyi yine tel örgülerin yüksekliğini artırmakta bulurlar. Kangurunun kaldığı bölümü çevreleyen tel örgülerin yüksekliğini bu kez 15 metreye çıkarırlar. Hayvanat bahçesinde kangurunun yanındaki bölümde kalan deve, komşusunun çevresindeki tel duvarın her gece yükseltilmesi karşısında daha fazla dayanamayıp sorar: “Kanguru kardeş bu durumun sonu ne olacak böyle? Senin bölümün çevresindeki tel örgünün boyunun yükseltilmesi ne zamana kadar sürecek? Kanguru; bir yandan gülerken, bir yandan da komşusu deveyi yanıtlar: “ Yetkililer geceleri bahçe kapısını kilitlemeyi unutmadıkları zaman.” Çaresizlik bir sıçrama tahtasıdır. Köşeye sıkıştığımızda başka çaremiz kalmadığında bir anda çözümler üretmeye başlarız. Bir kurbağa yaralanmış ve toprak yoldaki ufak bir çukurun içinde kalmıştır. Bütün gayretine rağmen dışarı çıkamaz. Diğer kurbağalar da arkadaşlarını dışarı çıkartamazlar. İhtiyaçlarını karşılamak için su ve yiyecek getirirler. Birdenbire bir ses duyulur ve yolda bir kamyon belirir. Kamyon kurbağanın olduğu çukura doğru ilerlemektedir. Kurbağalar etrafta çığlıklar atarak telaşla ve çaresizlikle zıplar dururlar. Kamyon tam çukurun içinden geçmek üzereyken; yaralı kurbağa zıplar ve çukurdan çıkmayı başarır. Bunu gören arkadaşları şaşkınlıkla sorar : “ Hani çukurdan çıkamıyordun? Yaralı kurbağa cevap verir: “Çıkmak zorundaydım, başka çarem yoktu.” Çaresizseniz, çare siz siniz. Bir şeyi yeterince istiyorsanız mutlaka bir yolunu bulursunuz. Güçlü ve istekli arzularınız varsa, hiçbir problem sizi durduramaz. Problemleri çözebilmeniz dileğimle…
24 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Oğuz GÜLAY
Çaresizlik bir sıçrama tahtasıdır. Köşeye sıkıştığımızda ve başka çaremiz kalmadığında bir anda çözümler üretmeye başlarız.
KAPAK KONUSU
NFC sistemi ile hayatı kolaylaştırın NFC, toplu taşımada kart taşımak yerine cep telefonunuza yüklemiş olduğunuz kartınızla hem kartınızın avantajlarından yararlanmaya devam etmenizi, hem de sadece cep telefonu taşıyarak istediğiniz yere ulaşabilmenizi sağlayacaktır. ERGOSİS GÜVENLİK SİSTEMLERİ
N
FC (Yakın Alan İletişimi) iki elektronik cihazın kolay, basit ve güvenli haberleşmesi için tasarlanmış kısa mesafe temassız teknoloji
26 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
standardıdır. Cep telefonlarında banka kartı, kredi kartı gibi birden fazla kart saklanabilir; NFC ile ödeme sırasında cüzdanınızdan kart seçip kasiyere vermek yerine cep telefonu üzerinden isteğiniz
kartı tuşlayıp temassız terminale yaklaştırarak ödeme yapabilirsiniz.
Turnikelerde geçiş kolaylığı İşe gelirken turnikelerden ayrı
atmadan içeride hangi sergilerin olduğunu öğrenebilirsiniz.
NFC’nin özellikleri
bir kartla geçmek yerine NFC uyumlu cep telefonunuzu terminale yakınlaştırarak geçebilirsiniz. NFC; toplu taşımada kart taşımak yerine cep telefonunuza yüklemiş olduğunuz kartınızla hem kartınızın avantajlarından yararlanmaya devam etmenizi, hem de sadece cep telefonu taşıyarak istediğiniz yere ulaşabilmenizi sağlayacaktır. NFC’li cep telefonları ile biletlerinizi de elektronik olarak alıp kullanabileceksiniz. Cep telefonunuz üzerindeki bileti gösterip stadyuma girebilecek; istediğiniz zaman büfelerde bulunan temassız terminallerden yiyecek ve içeceğinizi satın alabileceksiniz. Otomatlardan istediğiniz ürünü seçtikten sonra ödemenizi cep telefonunuzu yaklaştırarak yapabilirsiniz. İş görüşmelerinde kartvizit alıp vermek NFC ile çok kolay. NFC uyumlu iki cep telefonunu birbirine yakınlaştırarak kartvizit bilgilerinizi paylaşabilirsiniz. Aracı-
nızı park ettikten sonra temassız terminallere cep telefonunuzu yaklaştırarak ödemelerinizi NFC ile yapabileceksiniz. NFC uyumlu cep telefonunuzu NFC etiketine yaklaştırarak etikette tanımlı hizmetten veya üründen yararlanabilirsiniz. Örneğin akıllı posterlerde bir kafeden kahve kuponu kazanabilir veya en favori müzik grubunuzun şarkısını cep telefonunuza indirebilirsiniz. Seyahatlerinizde NFC uyumlu cep telefonunuz sizin bir yardımcınız olabilir; turist kiosklarından istediğiniz dilde bilgi alabilir, müzeye daha adımınızı
Etkileşim (Interactivity): Cep telefonunun kullanıcı fonksiyonları (ekran, titreşim, ses, tuşlar vb.), NFC servislerinin interaktif olmasını sağlamaktadır. Örneğin alışveriş kayıtları ekranda görüntülenebilir veya kullanıcılar mevcut uygulamaları dinamik olarak açıp/kapatabilirler. Uzaktan çoklu uygulama yönetimi (Remote Multi-Application Management): Temassız kartlarda kullanılan çoklu uygulama yönetimine mobil network sayesinde uygulama indirme, kişiselleştirme, açma/ bloke etme gibi ilave avantajlar gelmektedir. Yönetim fonksiyonları eş zamanlı olarak uzaktan kontrol edilebilir böylelikle bir kullanıcı yeni bir servis kullanmaya, başvurusunun ardından anında başlayabilir. Kullanıcı ayrıca telefonunun kaybolması/ çalınması durumunda servis sağlayıcılarından NFC hizmetlerinin durdurulmasını anında talep edebilir. Bu bakımdan kullanıcılara ve hizmet sağlayıcılara NFC servisleri üzerinde güvenlik ve risk kontrolleri sağlanmıştır. Uzaktan Kullanıcı Yönetimi (Remote User Management): Kullanıcı yönetimi fonksiyonları ile örneğin servis sağlayıcılar kullanıcı izni ile NFC servisi
İş görüşmelerinde kartvizit alıp vermek NFC ile çok kolay. NFC uyumlu iki cep telefonunu birbirine yakınlaştırarak kartvizit bilgilerinizi paylaşabilirsiniz.
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 27
KAPAK KONUSU
kullanım kayıtlarına erişebilir ve kişiye özel bilgi gönderebilir.
Kaygılarınız gerçek mi? NFC ile ilgili yapılan anketler; NFC teknolojisinin ödeme olarak kullanılmasıyla ilgili kamuoyunun bazı kaygıları olduğunu göstermiştir. Ödeme sistemlerinin mevcut güvenlik önlemlerinin NFC uyumlu cep telefonlarında da geçerli olduğunu tekrar hatırlatırız. “Cep telefonumda bütün uygulamalar bir arada; cep telefonumu kaybedince her şeyimi kaybetmiş olacağım”. Endişesine kapılabilirsiniz. Banka veya kredi kartınızı kaybetmeniz durumunda izleyeceğiniz prosedür ile üzerine bir ödeme kartı yüklü cep telefonunuzu kaybetmeniz durumunda yapmanız gerekenler aynıdır. Uzaktan yükleme sistemi (OTA – Over-theAir) ile cep telefonunuzun ödeme özelliğinin kullanılmasını engellemeniz mümkün olabilecektir. Bunun için tek yapmanız gereken bankanızı aramaktır. “Bilgilerimin ve kartlarımın tekrar yüklenmesini istediğim zaman ne yapacağım?”
Uzaktan yükleme sistemi (OTA – Over-the-Air) ile cep telefonunuzun ödeme özelliğinin kullanılmasını engellemeniz mümkün olabilecektir. Bunun için tek yapmanız gereken bankanızı aramaktır. 28 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
sorusu aklınıza gelebilir. Yine uzaktan yükleme sistemi sayesinde bilgileriniz cep telefonunuza gönderilecek sizin onayınızla yüklenecektir. Alışık olmadığım bir ödeme şekli, gerçekten her şey yolunda gidecek mi? NFC teknolojisi hızlı ve basit bir şekilde ödeme yapmanızı sağlayacak bir sistem sunmaktadır. Telefonunuza şifre koyarak ödemelerinizin tekrar onayınızdan geçmesini sağlayabilir ve gerektiğinde telefonunuzun ödeme özelliğini pasifleştirerek herhangi bir ödeme yapılmamasını sağlayabilirsiniz. Cep telefonunuz NFC teknolojisi sayesinde ödemelerinizi daha da kontrol altına alarak yapmanızı sağlayacaktır. Teknolojiler kötü niyetli kişilerce değiştirilerek sahtekârlık amaçlı kullanılabiliyor; NFC bu tip tehditlere karşı da güvenli mi? NFC teknolojisi yakın mesafede çalışan bir teknolojidir. NFC’nin çalışması için iki NFC uyumlu cihaz birbirine en az 4-10 cm yakın olmalıdır. NFC’nin kap-
sadığı alanı çoğaltmayı sağlayacak cihazların yaratacağı elektromanyetik dalgaların etkisi, fiziki olarak da hissedilebileceğinden bir kişinin kendi bilgisi dışında NFC teknolojisi kullanılarak cep telefonunun üzerindeki bilgilerin çalınması çok zordur. Sektörde NFC’nin kötü amaçlı kullanımına karşı çalışmalar sürmektedir. Bu kapsamda: İki NFC cihazının arasındaki bağlantıyı dinlemeyi engellemeye yönelik güvenli bir haberleşme kanal oluşumunu sağlayacak şifreli haberleşme ve asıllama mekanizması kullanımı, Sahtekârlığa karşı haberleşme güvenliğini sağlayan şifreleme/anahtarlama mekanizmasından farklı bir yöntemle tüm kart verisinin şifrelenip depolanması, İşlem sayaçlarıyla yeni atakların gelmesinin önlenmesi ve sadece kart ihraç eden banka tarafından imzalanmış datanın kart üzerinde tutulması, Klonlamaya karşı kart tanım
anahtarlarını master anahtar harici anahtarlardan oluşturulması ve kara listeler oluşturarak ilk sahtekârlık girişiminden sonra kartın kullanımının engellenmesi, gibi önlemler otoriteler tarafından önerilmiştir. Kartlı ödeme sistemleri sektörü; bu önerileri dikkate alarak NFC ödeme altyapısını geliştirmektedir. VISA ve MasterCard’ın temassız EMV uygulamalar için geliştirdikleri güvenlik yöntemleri ve koydukları kurallar; kartların ataklara maruz kalmalarını, klonlamayı ve şüpheli işlemlerin kontrollü yapılarak engellenmesini sağlamada başarılı olmuştur.
Kartlı geçiş sistemleri Belli bölgelere girişlerin denetlenmesi, yetkisiz kişilerin girişlerinin engellenmesi ve giriş / çıkışı kontrol altına almak amacıyla kurulan access kontrol sistemleri; yapının güvenilirliğini artırırken çalışma disiplininin oluşması açısından da somut veriler sunar. Küçük çaplı sistemlerde giriş ve kontrol görevi gören üniteler bir arada olabilmektedir. Bilgisayar veya kontrol ünitesinin çıkışı ile turnike veya kapı kumanda edilebilir. Access kontrol sistemleri yapılara ve ihtiyaca göre değişir. Alanların girişlerine; kilit sistemleri, turnikeler, bariyerler gibi mekanik aletler ve bunları kumanda eden kart veya biyometrik okuyucular yerleştirilmektedir. Geçiş Kontrol Sistemleri ile personelin en hızlı şekilde tesislere ve hizmetlere erişimini sağlamak, bu sayede kampüs genel güvenliğini artırmak ve ardından en verimli şekilde bütün aktiviteleri takip etmek ve raporlamak amaçlanmaktadır. Günümüzde farklı sistemlerin birbirleriyle entegre
olması ve tek merkezden yönetilmesi bir ihtiyaçtır. Bunun için geçiş kontrol sistemi yazılımı ve donanımında büyük oranda personel devam takip, güvenlik ve yetkilendirme sistemleriyle entegre çalışmalıdır. Bu sayede işletmecinin harcayacağı zaman ve görevlendireceği personel ihtiyacı azalacaktır. Sistemlere ait tüm kayıtlar paylaşıma sahip dünyaca bilenen ortak bir veritabanında tutulmalıdır. Bu sayede 3. parti sistemler gerektiğinde sistemden bilgi alabilmekte ve bilgi girişi yapabilmektedirler. Tek noktadan yetkilendirme sayesinde, tüm kullanıcılar kendilerine ait yetki grubu içinde sorumlu oldukları grubun izleme, yönetim ve raporlamalarını yapabilir. Sistemler client/ server mimarisinde olup; sistem güvenliği en üst noktada olması sağlanmıştır. Kullanıcılar client bilgisayar tarafında yetkileri doğrultusunda sisteme müdahale edebilir. Client bilgisayar tarafında olabilecek herhangi bir aksaklık sistemi etkilemeyecek ve sistem server ve diğer client’ları ile çalışmaya devam edecektir. Ergosis uygulamalarında TCP/IP destekli donanımlar kullanmakta ve bu sayede çok hızlı şekilde sistemleri kurup devreye alabilmektedir. Diğer yandan TCP/ IP teknolojisini kullanmak hem
sistem geliştirici açısından hem de kullanıcı açısından kullanım kolaylığı yaratmaktadır. Sistem bir TCP/IP network bulunan her ortama kurulabilmekte; buna göre yapılandırılmış gateway’ler sayesinde kurulumları yapılan noktalar fiziksel olarak nerede olursa olsun olsun birbirleriyle haberleşebilmekte, online izleme ve raporlama yapılabilmektedir. Sistem ek olarak, kapalı devre kamera sistemi ile entegre çalışmakta geçiş yapılan, alarm gelen noktalara CCTV sistemini yönlendirebilmekte veya izleme operatörüne bilgi verebilmektedir. Bu sistemlerin en önemli güvenlik maddelerinden biri de ziyaretçi prosedürü ve yetki tahsisidir. Sistemin ziyaretçi grubu üzerinde online yetkilendirmeyi desteklemesi kartın çıkış anından itibaren yetkisinin iptali ve ziyaretçinin gideceği güzergah üzerinde minimum yetki verilmesi ve bunların sadece ziyaret edilecek personelin tek işaret ile seçilerek yapılmasını sistem desteklemektedir. Sistemin diğer taraftan, zaman ve bölge bazında yetkilendirme, asansör sistemi kontrolü, puantaj sistemine bilgi aktarımı, belirlenen hareket yada olayların email yada paging sistemi ile gönderilmesi, kart tahsisi, online bekçi tur sistemi destekleri de mevcuttur.
Belli bölgelere girişlerin denetlenmesi, yetkisiz kişilerin girişlerinin engellenmesi ve giriş / çıkışı kontrol altına almak amacıyla kurulan access kontrol sistemleri; yapının güvenilirliğini artırırken çalışma disiplininin oluşması açısından da somut veriler sunar. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 29
KAPAK KONUSU
Güvenlik kaygılarının en verimli çözümü biyometri Geçiş kontrol sistemleri denildiğinde odaklanılması gereken ilk alan; güvenliğin yüksek seviyede olması gereken havalimanları olmalıdır. Günde on binlerce kişinin kimlik doğrulamasının yapılması söz konusu olduğunda biyometrik teknolojiler ayrı bir önem arz ediyor. Serdal KARAKAŞ / e-ID & Biyometrik Çözümler Departman Yöneticisi PROLİNE INTEGRATED INTELLİGENCE
C
ihazların, toplumların ve teknolojilerin akıllandığı bir dünyada kontrol ve güvenlik sistemleri de akıllanmak zorundadır. Bir kişi veya grubun, belli bir yere giriş yaparken kontrol edilebilmesine ve giriş yetkisinin sınırlandırılabilmesine imkân veren geçiş kontrol sistemleri
30 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
tüm dünyada gitgide daha fazla kullanılıyor. Geçiş kontrol sistemleri genel olarak şifre girerek giriş yapılmasından, biyometrik okuyuculara kadar farklı sistemlerin yer aldığı ve kullanıldığı alanlardır. Güvenlik girişi, kapıdaki basit bir okuyucudan karmaşık bir network ağına kadar birçok farklı yöntemle kontrol edilebilir.
Proline Bilişim olarak sistem entegratörü kimliğimizin yanında, kendi geliştirdiğimiz kent güvenlik yönetim sistemlerinde kullanılan akıllı yazılımlar; coğrafi bilgi sistemleri, sosyal medya analizi ve biyometrik özelliklerin çeşitli amaçlarla kullanılabilmesini sağlayan ürün ailesi ile de müşterilerimize hizmet veriyoruz.
Serdal KARAKAŞ
Parmak izi, damar izi, yüz tanıma ve diğer çeşitli kimlik doğrulama araçlarına yönelik geniş ürün ailesi ile müşterilerimize biyometrik çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda elektronik pasaport projesini (e-Pasaport) hayata geçirdik ve Bolu’da gerçekleştirilen yeni nesil elektronik kimlik kartı (e-Kimlik) pilot projesinde yer aldık. Aynı şekilde tüm özel hastanelerde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik
Kurumu Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi’nde kullanılmak üzere BioPOS cihazını geliştirdik. Şehir güvenliği alanında akıllı çözümlerimizle hizmet verdiğimiz gibi Türkiye’nin akıllı yazılımlarla entegre edilmiş pek çok şehir güvenlik projesinde de yer aldık. Geçiş kontrol sistemleri denildiğinde odaklanılması gereken ilk alan; güvenliğin yüksek seviyede olması gereken havalimanları olmalıdır. Günde on binlerce kişinin kimlik doğrulamasının yapılması ve bu kişilerin hızlı bir şekilde uçuşlarına yetişmesi gereği söz konusu olduğunda biyometrik teknolojiler ayrı bir önem arz ediyor. Havalimanlarındaki sınırlarda memurların kimliğinizi doğrulayabilmesi amacıyla pasaportunuzdaki bilgilerin kontrolünün sağlanmasına yönelik uygulamalardan, sık uçuş yapanların doğrulanması amacıyla yüz tanıma sistemlerinin kullanıldığı geçiş kontrol kapılarına kadar birçok uygulama bulunuyor.
Yüz tanıma teknolojilerinde gelinen son nokta Türkiye’de akıllı ve güvenli şehirler vizyonunu benimseyen bir Türk teknoloji şirketi olarak 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisini Türkiye’ye taşıdık. Yüz tanıma teknolojilerinde gelinen son nokta üç boyutlu yüz tanıma sistemleridir. İki boyutlu yüz tanıma sistemlerine göre kendine özgü bir sensör kullanan bu teknoloji ile 2 saniye gibi bir sürede kayıt alınabilirken, on-the-fly adı verilen teknoloji ile yürüme esnasında bile sensör yaklaşan kişiyi tanıyarak 1 saniyede doğrulama yapılabiliyor. Bir sensör yardımıyla kişilerin yüzlerine gönderilen ışınların haritası çıkarılarak tanınabilmesini sağlayan 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisi tüm dünyada hızla yaygınlaşıyor. Havalimanı, stadyum, banka ve özel iş yeri gibi tesislerde kullanımı yaygın olan 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisi; 2 boyutlu versiyona kıyasla, farklı açılardan da kimlik tanımlaması yapabiliyor. Böylelikle kişinin sa-
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 31
KAPAK KONUSU
bit bir noktada, belirli bir açıyla ve belirli bir süre durmasına gerek kalmıyor. Bunun geçiş kontrol sistemleri açısından avantajı ise bekleme süresini ortadan kaldırması olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla havaalanından tesis girişlerine kadar yüz tanımanın güvenlik ve adil hizmet açısından kilit rol oynadığı tüm alanlarda 3 boyutlu yüz tanıma teknolojileri verimli sonuçlar veriyor. 3 boyutlu yüz tanıma teknolojisi içerisinde öne çıkan en önemli çözüm olarak Broadway 3D sistemi geliyor. Yüzün benzersiz üç boyutlu şeklini “hatırlayan” ve 3D görüş sistemine sahip olan Broadway 3D, bir milimetreye kadar netlikte incelikli ayrıntıları tespit edebiliyor. Bu sayede tek yumurta ikizi kardeşler bile birbirlerinden ayırt edilebiliyor. Bu çözümle Broadway 3D önceden kayıtlı binlerce yüz arasından yalnızca “bir saniyede” tanımlama işlemini gerçekleştirebiliyor. Kişinin sensörün önünden yürüyerek geçip cihaza bakması yeterli oluyor.
3 boyutlu yüz tanıma teknolojisi önem kazanıyor Dünyada 11 Eylül’den sonra yaşanan güvenlik kaygılarına en verimli çözümü biyometri sunuyor. Bu bilincin ülkemizde de yaygınlaştığını görmekteyiz. SGK’nın biyometri tabanlı kimlik doğrulama projesinin yanı sıra ileriki dönemde kullanımı başlayacak olan elektronik T.C. kimlik kartlarının da biyometri tabanlı teknolojilere sahip olması bunun bir göstergesidir. Dünya genelinde birçok kamu ve özel sektör kuruluşu, çalışanlarına geçiş kontrol hakkı verebilmek için biyometri ve akıllı kart kullanıyor. Personel devam kontrol sistem-
32 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Dünyada 11 Eylül’den sonra yaşanan güvenlik kaygılarına en verimli çözümü biyometri sunuyor. Bu bilincin ülkemizde de yaygınlaştığını görmekteyiz. SGK’nın biyometri tabanlı kimlik doğrulama projesi bunun bir göstergesidir. lerinde ise biyometri kullanımı ile çalışma performansı ve devamlılık hesaplamaları hassas ve verimli bir biçimde gerçekleştirilebiliyor. Biyometri; insana has özelliklerin matematiksel olarak ölçülmesi olarak özetlenebilir. Daha çok kimlik doğrulaması alanında kullanılan biyometriyi iki türe ayırabiliriz. Bunların ilki fiziksel ve değişmeyen özellikleri içeren DNA, parmak damar izi, parmak izi gibi doğuştan gelen özellikler; ikincisi ise klavye ile yazma hızı, konuşma şekli gibi davranışsal özelliklerdir. Bu özellikler, referans noktası kabul edilerek, kimliğinizin doğrulanmasında ve dolayısıyla fiziksel geçiş kontrol sistemlerinde oldukça fazla kullanılır.
Geçiş kontrol sistemlerinin olmazsa olmazı Ar-Ge Teknolojiye dayanan her hizmette olduğu gibi geçiş kontrol sistemlerinde de araştırma geliştirme çalışmaları oldukça önemlidir. Güvenli geçiş kontrol sistemleri konusunda araştırma geliştirme çalışmalarımıza kesintisiz devam ediyoruz. Stratejik Ar-Ge yapılanmamızı akıllı devlet, akıllı şehir, güvenli şehir ve güvenli alan konseptleri ile paralel olarak yürütüyoruz. Biyometrik çözümlerimiz de bu vizyon altında toplanıyor.
Proline olarak biyometrik özelliklerin (yüz tanıma, parmak izi, damar izi, avuç izi vb.) çeşitli amaçlarla kullanılmasını sağlayan ürün ailemiz ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Daha önce başarıyla tamamladığımız T.C. E-Kimlik Pilot Projesi ve T.C. Elektronik Pasaport Projelerinden edindiğimiz deneyim sayesinde yeni biyometri projelerine kendi çözümlerimizle imza atıyoruz. ArGe ekibimiz tarafından geliştirilen BioPOS cihazı; 1 Eylül 2013 itibariyle SGK’nın hasta doğrulamasını biyometrik özelliklere göre yapmasını hedefleyen projesi kapsamında kullanılmaya başlandı. Proje kapsamında hasta kimlik doğrulaması artık parmak damar izi veya avuç damar izi ile gerçekleşiyor. BioPOS ile parmak damar izi doğrulaması, her insanda benzersiz bir yapıya sahip olan parmak damarına ait izin özel bir algoritma ile şifrelenip, BioPOS cihazı ile analiz edilmesine dayanıyor. BioPOS üzerinden alınan parmak damar izleri T.C. kimlik numaraları ile eşleştirilerek hizmet almak isteyen vatandaşların kimliği doğrulanıyor. Bu sayede hastanın yerindeliği, hastanede bizzat bulunduğu ve gerçekten söylediğini iddia ettiği kişi olduğu biyometrik olarak da doğrulanıyor.
KAPAK KONUSU
Altyapısız erişim kontrol sistemleri Kablosuz alıcı/vericiler projelendirme maliyetini düşündüğünüzde hem kullanıcı dostu, hem de proje yöneticisi ayrıca da çalışan teknik personel dostu bir sistem olduğundan maliyetleri geleneksel sisteme göre çok daha aşağıda kalan bir fiyata karşılık gelmektedir. Cem ATAM / Kurumsal Proje Yöneticisi SAFEPOİNT
G
eçtiğimiz mart ayında access control(Erişim kontrol) sistemlerinin bir bölümü olan biometrik ve diğer yöntemler üzerine sizinle bazı bilgiler paylaşmıştım. Bu yazımda ise; erişim kontrol sistemlerinde gelinen ve projelerimde çoğunlukla kullanmaktan keyif aldığım, hem kullanıcı dostu, hem de proje yöneticisi dostu ürünlerden söz edeceğim. Bildiğiniz gibi; erişim kontrol sistemleri bir bölgeyi ayrıştırmak, izlemek veya sınırlayarak kontrol etmek için kullanılıyor. Bu ihtiyaçları türetmek bizlerin elinde yani değişik ihtiyaçlar daha eklenebilir ancak asıl amacımız “güvenlik”. Geleneksel olarak projelendirme yapılırken aşağıdaki ürün grupları kullanılıyor: Erişim kontrol panelleri Readerlar (Biometrik veya kart okuyucu) Haberleşme/ sinyal kabloları
34 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Kilitler (Birçok teknolojisi var), Kontaklar (Ayrı veya kilit üstünde olanlarıda vardır.) Server (Yazılımın çalışacağı sunucu) Client (Yazılımı yönetmek için kullanılacak PC) İşletim Sistemi Anti-Virus (Eğer kapalı bir networkte değil ise) Fakat günümüzde liste biraz daha değişti. Nasıl mı? Projelerimde kullandığım çözümü ana maddeler halinde sizinle aşağıda paylaşıyorum: Erişim kontrol panelleri Readerlar(Biometrik veya kart okuyucu) Haberleşme/sinyal kabloları Kilitler (Kontak izlemeli kilit teknolojileri) Diğer çözüm ise; Erişim kontrol panelleri Kablosuz reader + kilit çözümleri (Biometrik veya kart okuyucu)
Kablosuz UHF alıcılar Son çözüm ise erişim kontrol panelleri; Kilitler(Kontak izlemeli kilit teknolojileri) (I) Fark ettiniz mi? Aşağıdaki ürünler yok: Sunucular yok, Client PC yok, Windows ya da Linux, İOS işletim sistemi yok. Kablolama yok(II) Antvirüs sistemleri yok Kontak yok (I)
ama neye benzediğini merak ettiğinizi düşünüyorum.
Cem ATAM
Kablosuz alıcı/verici Bunların projelendirme maliyetini düşündüğünüzde az önce bahsettiğim gibi; hem kullanıcı dostu, hem de proje yöneticisi ayrıca da çalışan teknik personel dostu bir sistem olduğundan maliyetleri geleneksel sisteme göre çok daha aşağıda kalan bir fiyata karşılık gelmektedir. Ayrıca kolayca montaj –demontaj yapılabilmesi bu sistemi uzun süre kullanılmasının önünü de açmaktadır. Sürekli yeni bir sistem diye bahsettim
Olaylar ya da yapılan geçişlerin kayıtlarını bu şekilde görüp; dışarıya rapor olarak aktarabilirsiniz. Projeye göre kontak izlemeli kilit; projenin ihtiyacına ve kurumun güvenlik politikasına göre bu çözümün değişiklik gösterebileceği göz önünde tutulmalıdır. Kablolamalar geleneksel yönteme göre, bütün binayı sarmak yerine belli noktalara tıpkı bir TV anteni gibi görev alan sinyal alan donanımların kısa sinyal kabloları bulunmaktadır. Genellikle kablosuz ağ anahtarları(Access Point) ile yaygın olarak karıştırılır. Ancak yakından uzaktan bir ilgisi bulunmamakla birlikte; kullandığı iletişim teknolojisi ve güvenlik amaçlı olduğundan dolayı sadece ihtiyaç olunca çalışırlar, bunun dışında uyku durumundadırlar. Bildiğiniz gibi kablosuz ağ anahtarları sürekli olarak çalışırlar. Günümüzde birçok kurumda özelliklede özel sektörde akıllı telefon ve tablet kullanımı oldukça yaygındır. NFC teknolojisi, reader üzerinden yapılıyordu; ancak reader olmadan da bir sistem kurmak mümkün. Sadece 2 veya 4 “tık” ile istediğiniz kapıya erişim sağlayabilirsiniz. Bu sistemin getireceği maliyetin; operasyonel yönetim kazancını düşünmenizi öneriyorum.
NFC teknolojisi, reader üzerinden yapılıyordu; ancak reader olmadan da bir sistem kurmak mümkün. Sadece 2 veya 4 “tık” ile istediğiniz kapıya erişim sağlayabilirsiniz. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 35
KAPAK KONUSU
Samsung Techwin geçiş kontrol sistemleri Samsung Techwin CCTV yönetim ve izleme yazılımlarına benzer bir arayüze sahiptir. WAN üzerinden ilgili kişiler geçiş kontrol sistemlerini dünyanın her yerinden takip edebilirler. KOYUNCU ELEKT. BİLGİ. İŞ. SİS. DIŞ. TİC. A.Ş.
P
ersonel ve çalışanların devamlılık takibini yapmak, yetkili kişiler dışında belirli alanlara başka kişilerin girmesini engellemek gibi amaçlardan dolayı geçiş kontrol sistemi gereksinimi doğmuştur. Geçiş kontrol sistemleri temel olarak giriş çıkış takibi ve izinsiz girişleri engellemek için kullanılır. Bu sistemleri yönetmek amacıyla da gelişmiş yazılımlar kullanılır. Özellikle kurumsal şirketler personel performans değerlendirmesi, maaş hesabı ve yemek sayımı yapmak;ziyaretçi yönetimini gerçekleştirmek, istenmeyen bir olay durumunda mevcut alanlarda kimlerin olduğunu tespit etmek gibi sebeplerden dolayı geçiş kontrol sistemine büyük önem verirler. Bu bağlamda Samsung Techwin, CCTV sistemleriyle entegre çalışan kartlı geçiş sistemi ile küçük ve orta ölçekli şirketlere tam bir güvenlik çözümü vaad ediyor. SSA-M2000 Pro geçiş kontrol sistemi yazılımı sunucu istemci yapısında olup 1000 kullanıcı ve 40 kapıya(80 kart okuyucu) kadar ücretsiz olarak tüm özelliklerinden yararlanma olanağı sunar.Kullanıcı dostu bir arayüze sahip olan geçiş kontrol yazılımı Samsung Techwin’in CCTV yönetim ve izleme yazılımlarına benzer bir arayüze sahiptir. WAN üzerinden ilgili kişiler
36 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
geçiş kontrol sistemlerini dünyanın her yerinden takip edebilirler. Yazılım 6 temel modülden oluşur.
SSA-M2000/M2100
SAMS Pro / SAMS Pro Lite Bu program, geçiş kontrolü yöntemleriyle ilgili ayar ve olayları yönetmek için kullanıcı arayüzü sağlar. Cihaz ayarları (alan, kapı, kart okuyucu, giriş ve çıkış atamaları vb.) kullanıcı yetkileri, bekçi devriye kontrolü, geçiş grubu ayarları, veri tabanı yönetimi, personel takip, yemek sayımı, tüm raporlama hizmetleri bu ana program tarafından yürütülür. Kayıt cihazı (NVR, DVR) ve kamera ataması yine bu ana program üzerinden yapılabilen işlemlerdendir.
SAMS iletişim sunucusu Geçiş kontrolü cihazları ile SAMS Pro / SAMS Pro Lite arasında iletişim sağlayan programdır.Bütün SAMS ayarları ve olay bilgileri SAMS veritabanında kaydedilir.
SQL Server 2008 R2 Express kullanır ve SAMS veritabanının sunucusu olarak hareket eder. SAMS entegre izleme erişim kontrolü; olayları ve videoları entegre bir şekilde izlemeyi sağlayan programdır. Geçişler ve ilgili noktalardaki kamera görüntülerini canlı olarak izleme olanağı tanır. Geçiş listesinde sıralanan geçişlerden herhangi biri seçilip geçiş anı izlenebilir. SAMS yönetici zamanlanmış veri tabanı yedekleme, cihaz saati senkronizasyonu gibi planlanan görevlerin yürütülmesini sağlayan programdır. SAMS Pro (SSA-M2000) entegre güvenlik sistemini daha kolay yönetmek için DVR ve CCTV kamera ayarını kontrol edebilir. Kullanıcılar erişimi yönetirken ilgili alanda neler olduğunu görebilirler. SAMSPro Lite (SSA-M2100) ise kullanıcı yazılımı sunucu özelliği sunamaz. SAMS Pro Lite, sunucu yazılımı olan SAMS Pro ile birlikte kullanılmalıdır. Samsung Techwin’in özellikleri DVR ve güvenlik kameraları ile entegrasyon Çoklu site desteği Çoklu dil desteği (Türkçe dahil) Kart sahibi, ID için dinamik yönetim fonksiyonu Grafik harita Kapsamlı erişim kontrolü raporları Kolay veri aktarımı ve veri dönüştürme Kolay kurulum sihirbazı
Kullanıcıları yönlendirmek için balon yardım ipuçları Dağıtılmış İşlem Depolama veritabanı (MS SQL) destekler Kullanıcı tanımlı entegre izleme
okuyucuları destekler. 50.000’e kadar kullanıcıyı ve olayı hafızasında tutabilir. Panelde toplam 5 giriş ve 4 çıkış ( 2 Röle) bulunmaktadır. Bu panel de SSA-P40x serisi panellerin desteklediği bağlantı tiplerini destekler (RS-232/422/485 ve opsiyonel olan TCP/IP modülü ile network bağlantısı).
SSA-S30xx & SSA-210x
SSA-P400/P401
SSA-P400 ve SSA-P401 model kartlı geçiş panelleri 4 kapıya kadar destekleyen akıllı panellerdir. Bu paneller 50.000 kullanıcıyı ve 29.500 olayı hafızasında tutabilir. RS-232/422/485 bağlantı tiplerinin yanında opsiyonel olan TCP/IP modülü ile network bağlantı tipini de destekler. Üzerindeki birbirinden bağımsız 15 giriş ve 15 çıkış (12 röle) ile farklı güvenlik senaryolarına olanak tanır. Paneller 4 adet kart okuyucu (26bit / 34bit Wiegand tipi bağlantı) girişine sahiptir. Ayrıca devreye alma/ devre dışı bırakma, 2 adam kuralı, zorlama modu, yerel anti-pass back gibi gelişmiş güvenlik özelliklerine sahiptir.
Yukarıda bahsi geçen paneller dışında bağımsız olarak çalışabilen üzerinde tuş takımı ve biyometrik parmak izi okuyucusu barındıran stand alone tipinde SSA-S30xx ve SSA-210x serisi paneller de Samsung Tecwin ürün gamı içerisinde yer alıyor. Bu modeller Mifare veya Proximity kart desteğine ilaveten tuş takımı ve biometrik okuyucu ( parmak izi) desteği sunuyor. Panellerin 4 giriş, 4 çıkış (2 röle) desteği bulunuyor. Bu panellerde 20.000 kişi ve 20.000 olay belleği yer alıyor.
SSA-R100x
SSA-P102
SSA-P102 ise tek kapılı bir paneldir. Üzerindeki dip switch ile hem Mifare hem de Proximity tipi kart
SSA-R1001 ve SSA-R1003 kart okuyucular ise sırasıyla 34 bit 13,56 MHz Mifare ve 26 bit 125KHz proximity ( Yakınlık) formatındaki kartları 10 cm mesafeye kadar okuyabiliyor. Dekoratif ve şık bir görünüme sahip olan bu kart okuyucular IP66 koruma derecesiyle toza ve suya karşı tam bir koruma sağlıyor, bu da okuyucuların dış ortamda dahi gönül rahatlığı
SSA-R200x
ile kullanılmasına olanak veriyor. SSA-R200x serisi kart okuyucular ise yine 34 bit 13,56 MHz Mifare ve 26 bit 125KHz Proximity formatındaki kartları 10 cm okuma mesafesine sahiptir. Bunun yanında tuş takımı desteği de mevcuttur. Dekoratif ve şık bir görünüme sahip olan bu kart okuyucular yine IP66 koruma derecesiyle toza ve suya karşı tam bir koruma sağlıyor ve dış ortamda güvenle kullanılabiliyor.
SSA-R20xx
SSA-R20xx serisi biyometrik okuyucular 4.000 parmak izini hafızasında tutabiliyor ve 1 saniyenin altında tanımlama yapabiliyor. Bağlantı tipi olarak RS-232/485 ve TCP/IP’yi destekleyen ürün, dahili olarak 34 bit 13,56 mhz mifare veya 26 bit 125khz proximity formatındaki kartları okuyabiliyor.
Örnek Uygulama
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 37
KAPAK KONUSU
19 milyon araç trafikte, peki ne kadar güvendeyiz? Kazalar, yanlış ya da abartılmış ifadeler, şahit bulunamayan vakalar araç güvenlik sistemlerinin sunduğu güvenilir kayıt ve kesin veri özellikleri sayesinde sorun olmaktan çıkıyor. SENSORMATİC GÜVENLİK HİZMETLERİ
T
ürkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı motorlu kara taşıtları istatistiklerine göre; trafiğe kayıtlı araç sayısı 19 milyona yaklaşmış durumda. Daha çok ticari araçların yatırım yaptığı araç güvenlik sistemleri; şahıs araçlarına da kurulmaya başladı. Sigorta Bilgi Merkezi’nin maddi hasarlı kaza verilerine göre ise 2014 yılında, 811 bin trafik kazası meydana geldi. Bugün bireysel ya da kurumsal olsun aracınıza yapacağınız küçük bir yatırımla araç takip sistemi kurabilir ve yaşanacak birçok sorunun önüne geçebilirsiniz. Kazalar, yanlış ya da abartılmış ifadeler, şahit bulunamayan vakalar araç güvenlik sistemlerinin sunduğu güvenilir kayıt ve kesin veri özellikleri sayesinde sorun olmaktan çıkıyor. Sistem; kazaları önlemeden kaza sonrası sorumlunun tespitine kadar birçok fayda sunuyor. Bu sayede yoldan adam çevirip “Ne olur şahit olun” dönemi de sona erecek. Gelin bir araç takip sistemiyle nelere çözüm bulabileceğimize bakalım. Ağırlıklı olarak lojistik firmalarının kullandığı araç içi kamera sistemleri; artık şirket filoları, ticari araçlar, şehir içi ve şehirlerarası ulaşım şirketleri, bankalar, okul ve şirket servis araçları için vazgeçilmez hale geldi. Hatta
38 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
şahıs araçlarında bile yaygınlaşmaya başladı. Neden mi? Çünkü sistem; kazaları önlemeden kaza sonrası sorumlunun tespitine kadar birçok fayda sunuyor.
Araç takip sisteminin sağladığı faydalar Araç güvenlik sistemleri kaza önlemede caydırıcı olduğu gibi sürücünün dikkatini artırıyor; sistem sayesinde sürücünün dikkati ve özeni ölçülebiliyor. Hatalı durumlarda sigorta şirketleri ve polis için delil niteliği taşıyan kamera kayıtları yalancı şahitliği de ortadan kaldırıyor. Sisteme bağlı kameralar sayesinde canlı izlemenin mümkün olduğu küçük ve şık tasarımlı araç monitörleri, hırsızlık takibi yapıyor, ihlallerin görüntülenmesini de mümkün kılıyor. Tüm bu faydaların yanı sıra park sırasında sürücüye yardımcı oluyor.
Doğru bir sistemle sorunu dert olmadan çözmek elinizde Türkiye’nin önde gelen elektronik
güvenlik sistemleri entegratörü Sensormatic’in Pazarlama Direktörü Pelin YELKENCİOĞLU “Araç takip sistemleri olayların kayıt altına alınması ve riskli durumlarda caydırıcı olması ile büyük önem taşıyor. Ayrıca bu sistemin uzaktan izlenmesi olaylara anında hâkim olma ve daha hızlı müdahale etme yeteneği sağlıyor.” dedi. Araç takip ve müdahale hizmeti olarak tanımlanan hizmet ile araçların dijital harita üzerinden canlı izlenmesi, detaylı raporlama yapılması, alan ve güzergâh takibi yapılması, hız ihlali takibi yapılması, mesai dışında ya da tanımlanan sürelerde hareket takibi yapılması mümkün. İzleme merkezindeki operatörler, kaza, acil durumlar ve yetkisiz araç kullanımlarına anında müdahale edilmesini sağlıyor. Uzaktan görev ataması yapılabilen hizmette, depo sıcaklık ve nem ölçümü yapılabiliyor ve hatta yakıt kullanımı bile takip edilebiliyor.
FOKUS
Okullarda şiddet nasıl önlenir Öğrencilerin güven ortamı içinde eğitim kurumlarına devam edebilmelerini sağlamak ve eğitim sisteminden istenilen başarıyı elde edebilmek amacıyla koruyucu ve önleyici çalışmaların önemi artmaktadır. Özlem DUYAR /DANIŞMAN ELDEM ÖZEL GÜVENLİK VE KORUMA HİZMETLERİ
O
kullarda şiddet, saldırganlık, zorbalık gibi olayların arttığı 2006 yılında MEB(Milli Eğitim Bakanlığı) öğrencilerin güven ortamı içinde eğitim kurumlarına devam edebilmelerini sağlamak ve istenilen başarıyı elde edebilmek için okullarda şiddetin önlenmesi amacı ile geçmiş yıllara oranla daha kapsamlı genelgeler yayınlamaya başlamıştır. Bundan önce yayınlanan 1995/81, 2003/91,
40 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
2005/95, 2006/22 genelgelerine paralel olarak 24 Mart 2006 tarihinde 1324 sayı ile 26 No’lu Genelgeyi yayınlayarak şiddetin önlenmesi konusunda daha geniş bir çalışma içine girmiştir. Eğitim ortamlarının, sosyal ve fiziksel çevresi ile bütünleşmesi eğitim açısından istenilen bir durumdur. Bu bağlamda eğitim ortamının sosyal çevresi ile olumlu etkileşim içerisinde olması eğitim ve öğretimin amaçlarının gerçekleştirilmesi, şiddetin önlenmesi ve
azaltılması sürecinde büyük önem taşır. Eğitim ortamlarının sosyal ve fiziksel çevresi ile bütünleşmesini sağlayacak, eğitimde niteliği arttıracak okul gelişim modellerinin yaygınlaştırılması, diğer sektörler ve kuruluşlarla işbirliği yapılması, eğitim ortamı ve çevresinde olumsuz grup ve kişilerin yapılanmasının engellenmesi konusunda tesirli olacaktır. Sadece güvenliği arttırılmış eğitim ortamları değil; aynı zamanda eğitim ortamları çevresinde öğ-
Özlem DUYAR
rencilerin kolaylıkla ulaşabileceği sosyal etkinlik mekânları oluşturmak ta gereklidir. Yıl boyunca kampanyalar (Okulda şiddeti istemiyorum vb.) düzenleme Öğrencilerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklerle desteklenmesi Öğrencide biz bilincinin gelişmesini sağlayıcı faaliyetlerin düzenlenmesi Öğretmen, öğrenci ve velilerin yakın çevredeki olumsuz kişi ve grupların etkileri hakkında bilgilendirilmesi Okul kütüphanesi/ bilgi teknoloji sınıflarının açık tutularak öğrencilerin yararlanmasının sağlanması Ders dışı egzersiz çalışmalarının (satranç/tiyatro/koro vb.) planlanması ve yapılması bu konularda etkili olabilir. Şiddet, büyük ölçüde öğrenilmiş bir davranıştır. Çocuğun dünyaya geldiğinde karşılaştığı ilk sosyalizasyon alanı aile ortamıdır. Aile içinde öğrenilen davranış, tutum ve yaklaşımların büyük bir çoğunluğu eğitim ortamına taşınmaktadır. Çocuğun eğitim ortamı, çevresindeki toplum ve aileden
soyutlanması mümkün olmadığından şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında bütünlüklü bir yaklaşım esas alınmalıdır. Okul ortamı ve çevresinin şiddetten arındırılması sadece eğitim ortamlarında alınacak önlemlerle sağlanamaz. Bilinçli aile, çocuğun gözetim ve denetimini daha etkili bir şekilde yerine getirirken çocuğun şiddete yönelmesini engellemeyi ve şiddetten korunmasını da sağlar. Aile ile işbirliğinde sağlanacak başarı; çocuğa, eğitim ortamlarında öğretilen bilginin davranışa dönüşmesi bakımından da yardımcı olacaktır. Bu hususta, şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında ailelerle etkin işbirliğinin sağlanması; şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında ailenin bilinçlendirilmesine yönelik eğitim çalışmalarının sürekli hale getirilmesi altı çizilmesi gereken önemli noktalardan biridir. Çocuk yetiştirirken şiddeti disiplin aracı olarak kullanmayan aileler yaratmak toplumun sağlıklı geleceği açısından da vazgeçilemez bir şarttır. Eğitim ortamlarında şiddetin önlenmesi ve azaltılması kapsamında okul-aile işbirliğinin geliştirilmesi Hazırlanacak ana-baba eğitimlerinin tanıtılması ve ailelerin katılımının teşvik edilmesi Madde kullanımı ve önlenme-
sine yönelik aileleri bilgilendirici broşürler hazırlanması Risk faktörleri konulu ana-baba eğitim semineri Ergenlik dönemi sorunları ve müdahale yöntemleri konularında ailelere yönelik toplantılar düzenleme 6-14 yaş gelişim özellikleri, sorunlar ve müdahale konularında ailelere yönelik toplantılar düzenleme ile bu temel oluşturulabilir. Öğrencilerde şiddet içerikli davranışların azaltılmasına yönelik çalışmaların yapılması da okulda şiddetin önlenmesi konusunda gereklidir. Öğrencilerin şiddet içerikli davranışlar sergilemesinin en önemli nedenlerinden biri problemlerle başa çıkma becerilerindeki yetersizlikler diğeri de olumsuz çevre koşullarıdır. Temelde öğrenciyi ve ailesini güçlendirerek çevrenin olumsuz etkisini azaltmak mümkündür. Öğrencinin sağlıklı gelişiminin desteklenmesi, farkındalıklarının arttırılması, sorunlarla baş etme ve yaşam becerilerinin geliştirilmesi ile şiddet içerikli davranış sergileme riskine ve bu riski oluşturan faktörlere karşı etkili önlemler almak mümkündür. Var olan program ve projelerin tüm kademeler ile eşgüdüm içerisinde yürütülmesi, bütüncül bir
Şiddet, büyük ölçüde öğrenilmiş bir davranıştır. Çocuğun dünyaya geldiğinde karşılaştığı ilk sosyalizasyon alanı aile ortamıdır. Aile içinde öğrenilen davranış, tutum ve yaklaşımların büyük bir çoğunluğu eğitim ortamına taşınmaktadır.
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 41
FOKUS
Bilinçli aile, çocuğun gözetim ve denetimini daha etkili bir şekilde yerine getirirken çocuğun şiddete yönelmesini engellemeyi ve şiddetten korunmasını da sağlar. yaklaşımla değerlendirilmesi ve deneyimlerin paylaşılması; temel önleme, koruma ve müdahale hizmetlerinin tüm öğrencilere ulaştırılması; risk altındaki tüm çocukların tespitinde ve onlara verilecek hizmetlerde bütüncül bir yaklaşımın izlenmesi bu konuda iyi bir strateji olacaktır. Böylece, şiddet içerikli davranışlar hakkında farkındalıkları geliştirilmiş; kendini koruma, şiddetle baş etme ve şiddet içerikli davranışları en aza indirgemeye yönelik beceriler kazanmış; madde bağımlılığından korunma konusunda bilinçlendirilmiş öğrenciler oluşturmak ta mümkündür. Okul öğrenci meclisi, şiddeti önleme komisyonunun oluşturulması Okul öğrenci kurulunun bilgilendirilmesi, konu hakkında toplantılar düzenlenmesi Şiddetin önlenmesi ve azaltılmasına yönelik hazırlanan, okul rehberlik planında yer alan okul ve sınıf etkinliklerinin uygulanması Öğrenciler için boş zamanlarını değerlendirme çizelgelerinin oluşturulması Riskli davranışlar konusunda farkındalık yaratma ile ilgili programların (Hayata sahip çıkmak vb.) uygulanması Öğrencilerin şiddete ilişkin tutum ve davranışları ile baş etme mekanizmalarına ilişkin araştırma/değerlendirme formlarının eksiksiz bir biçimde doldurulması
42 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi’nin incelenmesi ve pano çalışmalarının yapılması hususunda okul idaresi, rehber ve sınıf öğretmenleri bu konularda iyi birer işbirlikçidir. Elbette öğretmenler ve yöneticilerde de şiddet içerikli davranışların önlenmesi bu konuda atılacak olan adımların bir parçasıdır. Öğretmenler ve yöneticiler; eğitim ortamlarında yaşanan şiddetin mağduru ya da kaynağı olabilmektedir. Bu nedenle, eğitim ortamlarında şiddetin önlenmesi açısından yürütülecek faaliyetlerin odağına öğretmen ve yöneticilerin yerleştirilmesi gerekmektedir. Öğretmen ve yöneticiler eğitim ortamlarında öğrenciler için önemli bir rol modeldir. Öğretmen ve yöneticiler, şiddetten uzak bir eğitim ortamının sağlanmasında taşıdıkları önem nedeniyle belki de öncelikli olarak ele alınması gereken aktörlerdir. Öğretmen ve yöneticilerin eğitim ortamlarında şiddetin önlenmesi ve azaltılmasındaki katkılarının performans değerlendirmesinde politika haline getirilmesi; merkezi ve yerel düzeyde eğitim, materyal, eğitsel yönetim (süpervizyon) desteği sağlanarak öğretmen ve yöneticilerin kapasitelerinin arttırılması yönünde bir strateji oluşturulabilir. Yönetici ve öğretmenlerde, şiddet ve şiddet davranışları hakkında tutarlı bir anlayışın geliştirilmesi
Yönetici ve öğretmenlerin; okul ve sınıf yönetimi, problem çözme, çatışma yönetimi, arabuluculuk, iletişim becerileri, öfke denetimi, olumlu disiplin yöntemleri vb. konularda beceri kazanması Öfke yönetimi, stresle başa çıkma vb. durumlar için psikososyal destek alınmasının sağlanması Öğretmenlere şiddeti tanıma, önleme ve müdahaleye yönelik bilgi ve beceriler kazandırmak Okulda risk faktörlerinin belirlenmesi(Parçalanmış aile, aile içi şiddet, çalışan çocuklar vb.) faaliyetlerine yer verilebilir. Eğitim ortamında şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında, eğitim ortamları ve çevresindeki ilişkilerin ve uygulamaların yapıcı, barışçıl ve destekleyici hale getirilmesinde yönetimsel süreçler belirleyicidir. Bu nedenle eğitim ortamlarında şiddetin önlenmesi ve şiddete etkili müdahale konusunda yönetimsel süreçlerin etkili bir şekilde işletilmesi gerekmektedir. Geliştirilecek politikaların, uygulanacak program ve hizmetlerin yürütülmesinde her kademeden yöneticiler arasında söz ve eylem birliğinin bulunması şiddetin önlenmesi ve azaltılması açısından önemlidir. Şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında bilgiye dayalı yönetim uygulamalarının geliştirilmesi; şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında katılımcı ve işbirliğine dayalı yönetim anlayışının güçlendirilmesi; şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında izleme ve değerlendirme sisteminin oluşturulması ile eğitim ortamlarında şiddetin önlenmesi ve azaltılmasında işlevsel örgütlenme modeli ve etkili bir iletişim ağı oluşturulabilecektir.
FOKUS
Eğitim ortamlarında şiddetin hiçbir türüne izin vermeyen okul politikasının oluşturulması ve benimsenmesi Şiddetin önlenmesine yönelik bir okul ekibinin oluşturularak okul eylem planının hazırlanması Karar verme sürecinde öğrenci, aile ve öğretmenlerin tam katılımının sağlanması Okul ve sınıf kurallarının tam katılım ile hazırlanarak herkesin görebileceği yerlere asılması Krize müdahale ekiplerinin kurulması ve eğitimlerinin planlanması (intihar, kaza, afet…) Okul idaresi ve öğretmenlere, şiddet ve şiddet türleri hakkında ortak ve tutarlı bir anlayış geliştirmek için şiddeti tanıma, önleme ve müdahaleye yönelik bilgi ve beceriler kazandırmak Velileri şiddetle ile ilgili bilgilendirme Okul giriş-çıkışlarının kontrol altına alınması (okul güvenliğinin sağlanması) faaliyetlerine bu modelin oluşması için yer verilebilir. Martin DUNN(1999)”Critica i Elements in School Security “American School & University. Vol, 71, Issue 11, p.13-16. adlı çalışmasında, okul güvenliğinin arttırılabilmesi için yöneticilere şunları önermektedir: Bahçeye ve okul binasına girişleri denetleyin Okul mevcudunu ve sınıf mevcudunu azaltın Programları düzenleyerek koridorlarda ya da olası tehlikeli yerlerde geçen zamanı en aza indirin Kritik dönemlerde denetim görevlerini yeniden düzenleyin Yemek zamanlarında ve okul çıkışında öğrencilerin okulu terk etme düzenini ayarlayın
44 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Okul çevresini gözetleyin Yerel polisle eşgüdüm içinde çalışarak, okula gidiş-geliş güvenliğini sağlayın. 2015 yılının ikinci çeyreğinde ilerlerken 16 yıl önce Martin DUNN tarafından sayılanları ülkemiz çok geç düzene oturtma çabalarına girişmiştir. Okullarımızın büyük bir çoğunluğunun, özellikle şehir merkezinde bulunması ve etrafı duvarlarla; yüksek parmaklıklarla çevrilmiş olmasına rağmen, hemen hemen isteyen herkes okula rahatça girip çıkabilmekte, öğrenciler zaman zaman okula suç aletleri getirebilmektedir. Öğretmenleri ve okul müdürünü tehdit edebilmekte, hatta bir ilköğretim okulu öğrencisi okul koridorunda kafasına kurşun sıkarak intihar edebilmektedir. Ziyaretçi defterleri, nöbetçi öğrenciler tarafından
tutulmakta; okul girişine konulan güvenlik simgesi (!) bir beyaz mobo ile ve işin ehli olmayan sivil kişilerce sözde güvenlik sağlanmaktadır. Oysaki konu, anlaşılabileceği üzere sadece giriş-çıkış kontrolü sağlamanın çok ötesindedir. Okul idaresi, okul saatleri içinde çocukların denetim ve gözetimini aksatmadan sürdürmek zorundadır. Okulların başta gelen görevlerinden; hatta yasal görevlerinden biridir bu. Dolayısı ile okul güvenliği ile ilgili eğitim programlarının oluşturulması; yukarıda da madde madde aktardığımız gibi aileler ile birlikte bir katılım ve eylem planı hazırlanması; kağıt üzerinde kalmayarak hayata geçirilmesi kaçınılmazdır: Güvenli aile + güvenli toplum = Güvenli okul
Öğrencilerin şiddet içerikli davranışlar sergilemesinin en önemli nedenlerinden biri problemlerle başa çıkma becerilerindeki yetersizlikler diğeri de olumsuz çevre koşullarıdır. Temelde öğrenciyi ve ailesini güçlendirerek çevrenin olumsuz etkisini azaltmak mümkündür.
FOKUS
Kampüslerde güvenlik özgürlük kısıtlanmadan sağlanmalı Okul güvenliği çok aktörlü ve çok fonksiyonlu bir işbirliğini gerekli kılmaktadır. Bu durum okul güvenliği ve çocuk konusunda yeni sosyal ve güvenlik politikaları oluşturulmasını ve eğitimlerinin sürekli geliştirilmesini zorunlu kılar. Seyit KURT / Özel Güvenlik Yöneticisi ANGORA ÖZEL GÜVENLİK VE KORUMA HİZMETLERİ
O
kullar ve çevresinde oluşabilecek güvenlik risklerin önlenmesinde kolluk kuvvetleri ile koordineli çalışılmasının yanında; okul, öğrenci, aile ve toplum işbirliğinin sağlanmasının önemi tartışılmazdır.
46 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Okul güvenliği sadece okul ve çevresinin güvenliğini sağlayıcı ve koruyucu çalışmaları içermez. Güvenlik algısının güçlü olduğu güvenlik yönetiminin her aşamasında, okul bina ve kampüslerinin tasarımından sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerin çeşitliliğine
ve kalitesine, öğrencilerin şiddet içeren davranışlarından, öğrenmeye odaklanmalarına kadar, okul kültürü ve iklimini oluşturan tüm etmenler bulunmaktadır. Şiddet olaylarının çok yönlü olduğu okullarda okul paydaşları arasında uygulanan şiddet nede-
niyle, okul ortamının güvenliği olumsuz etkilenmektedir. Toplumun örgütlü bir kurumu olarak okulda roller ve sorumluluklar ve uyulması gereken yazılı kurallar vardır. Okul toplumun bir parçası olduğundan, sorunları önleme ve çözmede yerel paydaşlarla işbirliği yapılmalıdır. Ülkeden ülkeye toplumsal yapı ve ihtiyaçlar farklılık göstermekte ve okulların güvenliğini etkileyen oldukça fazla etmen bulunmaktadır. Okullarda güvenli ortamın ve çevrenin yaratılması için farkındalık yaratmak gerekmektedir. Ülkemizde bu alanda birçok çalışma yapılmakta ise de bunlar, yeterli olamamaktadır. Okul güvenliği; öğrenci, öğretmen ve okul çalışanları gibi kişileri ve bu kişilerin birbirlerine karşı tavırları gibi çevresel faktörleri içermekle birlikte, fiziksel koşulları da kapsamaktadır. Güvenli okul, yalnızca suça karışmaktan veya suçtan zarar görmekten korkulan okul olmayıp, yönetici ve okul çalışanlarının tutum ve davranışlarını, okulun tasarımını ve binanın yapısından donanımına kadar daha birçok özelliği de içinde taşıyan okuldur. Okul güvenliğinin sağlanmasında okul yöneticileri, öğretmen ve rehberlerin rollerinin önemli olduğu kabul edilmelidir. Okul güvenliği çok aktörlü ve çok fonksiyonlu bir işbirliğini gerekli kılmaktadır. Bu durum okul güvenliği ve çocuk konusunda yeni sosyal ve güvenlik politikaları oluşturulmasını ve eğitimlerinin sürekli geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Okullarda akademik anlamda eğitim ve öğretim etkinliklerinin etkili olarak gerçekleştirilebilmesi için okul ortamının elverişli olma-
sının yanında, okulun fiziksel kapasitesi ile öğrencilere sunduğu okul atmosferinin öğrencinin öğrenme ve gelişim psikolojisi üzerinde etkisi bulunmaktadır. Okullarımıza yönelik molotoflarla yapılan ve okullarda yangınlara neden olan terör eylemleri ise, okulları kullanılamaz hale dönüştürmekte, eğitim ve öğretimi engellemektedir. İşte bu noktada okul ve kampüs güvenliği ön plana çıkmaktadır. Öğrencilerin güvenli bir okul ortamında eğitimlerini yapmaları ailelerin ve tüm okul paydaşlarının en büyük beklentisi ve ihtiyacıdır. Okul güvenliğinin sağlanmasında güvenli okul konsepti önemli bir yer tutuyor. Bu kavram kapsamında şu soruları sorarak konuyu daha iyi anlayabiliriz: Okulların, fiziki yapıları, mimari tasarım ve olanakları güvenli okul standartlarına uygun mudur? Güvenli okul kavramını oluşturan faktörler biliniyor mu? Okul yöneticileri, öğretmenler ve okul personeli bu konuda bilinçli mi? Türkiye’de güvenli okul denilince ne anlaşılıyor? Bu konuda belirlenen standartlar var mıdır ve sistematik
olarak okullar denetleniyor mu? Türkiye’de yeni bir güvenli okul olgusuna ihtiyaç duyuluyor. Bu okullar güvenlik algısı ve yönetiminin güçlü olduğu, fiziki güvenlik, toplum güvenliği, servis, öğrenci güvenliğinin sağlandığı güvenli bir okul kültürüne sahip okullardır. Okul güvenliği ögeleri; Çocukları ve gençleri suça, madde kullanımına, şiddete ve özellikle akran zorbalığına yönelten faktörlerin okul, aile, toplum, medya ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması ve çeşitlenmesiyle farklılaştığı görülüyor. Bu faktörleri ve riskleri azaltmak için, çok sektörlü güvenlik stratejileri oluşturulması ve alternatif modeller geliştirilmesi gerekiyor. Güvensiz ortamın oluşmasında birey toplum ilişkisi ve bu ilişkide toplumun ve çevrenin öne çıkması sosyal düzensizlik teorisiyle açıklanıyor. Belirli çevresel koşullar ve olumsuzluklar bireyin suça sürüklenmesinde etkili oluyor. Ekonomik sorunlar, göçler, madde kullanımı bu anlamda önemli. Özellikle ekonomik düzeyi düşük, işsizliğin yoğun olduğu, suç eğiliminin yaygınlaştığı ve bir kültür haline geldiği bölgelerde yetişen çocuklar ve bireyler suça
Kampüsler öğrencilerin kendilerini serbestçe ve özgürce ifade edebilecekleri alanlardır. Akademik özgürlükler ve entelektüel çeşitliliğin olduğu yerlerdir. Kampüs disiplin kurallarının akademik özgürlüğü kısıtlayıcı tarzda olmaması gerekir.
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 47
FOKUS
karışma konusunda risk gruplarını oluşturuyor. Okul ve çevresinin güvenliğin de sosyal kontrol eksikliği yani toplumda var olan sosyal bağların ve iletişim mekanizmalarının suçu önlemede önemli bir etkisi vardır. Bireyin suça karışmasını engelleyici bir otokontrol sistemi geliştirilmesinde aile ve okul gibi sosyal kontrol mekanizmalarının etkin işleyişi önemlidir. Okul ortamını ve öğrencilerin okul içerisindeki sosyal bağlarının tanımlanması ve okulun özelliklerinin ortaya konulması okul iklimini oluşturur. Okul kültürü, yazılı olmayan kurallar, değerler, tavır ve davranışlar, öğrenci, yönetici ve personel ilişkileri önem kazanır. Ülkemizde eğitim kurumlarında verilen eğitimin başarılı olmasındaki temel etken eğitim-öğretimin sağlandığı mekânlar olan okulların güvenli ve huzurlu ortamlar olmasıdır. Okulun fiziki ve mekânsal güvenliğinin yanında okulun psikososyal ortamı ve okul çevresinde karşılaşılan güvenlik risk ve tehditleri okul güvenliği konusunu daha karmaşık bir yapıya dönüştürmektedir. Okul ve okul çevresinin güvenliğinin sağlanması çok aktörlü ve çok fonksiyonlu bir işbirliğini gerekli kılıyor. Kolluk gücü öncelikli aktör olarak görünse de, okul yöneticisi ve öğretmenler ile aileler işbirliği içinde hareket etmelidir.
Kampüs güvenliği Eğitim kurumları, içinde bulundukları çevre ve yaptıkları faaliyet açısından hassas özellikler taşımaktadır. Bu, beraberinde güvenlik risklerini de oluşturmak-
48 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
tadır. Sosyolojik açıdan bakıldığında; toplumsal yapılanmanın hücrelerini besleyen, büyümesini sağlayan bu kurumlar insana özgü İyi algılama duygusunun vazgeçilmezleridir. Kampüslerdeki olumsuz faaliyetler bu algıyı sürekli tedirgin etmektedir. Bu tedirginliğin tedavisi; etkin bir güvenlik hizmetidir. Güvenliğin profesyonel anlamda tesis edilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması, kampüs ve okulların fiziki konumları, yerleşkelerin bulundukları bölgelerin coğrafi ve demografik yapılarına göre değişmektedir. Şehir merkezlerinden uzakta olup, yerleşim bölgeleri ile teması olmayan kampüslerde statik ve standart tedbirler uygulanabilir ancak yapılacak etkinlikler bu süreci değiştirebilir. Şehir merkezinde konumlanmış rutin yaşam ve toplumsal alanların içerisinde eğitimin sürdüğü kampüslerde ise dinamik ve sürekli değişen tedbirler uygulanabilir. Bilinen standartların sürekli bozulması mümkündür. Kampüs dışında bulunan ek binaların kampüs nitelikleri bulunmadığı için, bunlarda da benzer bina koruma standartları uygulanmalıdır. Yapılan ve yapılacak risk analizleri aynı neticeyi verecektir. Bu da önleyici tedbirlerin standartlarını oluşturacaktır. Kampüs güvenliğinin gerektirdiği standartlar sürekli eğitim ve uygulayıcıların profesyonel oluşu ile doğru orantılıdır. Bu konuda özellikle fiziki güvenliğin esas unsurlarından olan özel güvenlik görevlilerinin başta elektronik güvenlikle entegrasyonu olmak üzere eğitim ortamının sosyolojik ve psikolojik yapısı ile alakalı uzmanlaşma eğitimlerinin yapılma-
sı gerekmektedir. Bu anlamıyla; Kampüsler öğrencilerin kendilerini serbestçe ve özgürce ifade edebilecekleri alanlardır. Akademik özgürlükler ve entelektüel çeşitliliğin olduğu yerlerdir. Kampüs disiplin kurallarının akademik özgürlüğü kısıtlayıcı tarzda olmaması gerekir. Üniversiteler toplumsal ve politik olay ve gerilimlerden etkilenme riski yüksek yerler olduğundan acil durum yönetimi ve risk değerlendirilmesi yöntemleri açısından interaktif bir yapıya ve hazırlığa ihtiyaç duyarlar. Kampüs güvenliğinin sistematik yapısı içerisinde bulunan bütün unsurların konferans, seminer ve sertifika programları ile bilinçlendirilmesi hedeflenmelidir.
Öğrenci güvenliği Güvenli okul, öğrencilerin evlerinden ayrıldıkları andan başlayarak okula vardıkları ve eğitimlerini tamamlayıp tekrar eve döndükleri ana kadar geçen tüm aşamaları içermektedir. Öğrenci ve öğretmenlerin geliş ve gidişlerini güvenli yollardan ve trafik kurallarına uygun olarak yapmaları, ulaşım ve servis güvenliğinin en önemli yönünü teşkil etmektedir. Güvenli okul için ulaşım ve servis güvenliği asla göz ardı edilmemesi gereken bir güvenlik olgusudur. Öğrenciler açısından ulaşım güvenliği; aracın kendisi, sürücüsü, rehberlik ve güvenlik görevlisi, araca biniş ve iniş ile trafik kurallarından oluşmaktadır. Özellikle servis sürücülerinin eğitimi ve uygun psikolojik yapılarının profesyonel hale dönüştürülmesi ulaşım güvenliği için vazgeçilemez önceliklerdendir.
FOKUS
Güvenli okul kapsamında okul ve kampüs güvenliği 2007 yılında TBMM Araştırma Komisyonu tarafından yapılan araştırmaya göre lise öğrencilerinin %15'i okula delici, kesici alet ve silahla geliyor; ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin %8’i ise çete üyesi. Osman ÖZTÜRK / Yönetim Kurulu Başkanı-CEO CSG CİTY SECURİTY GROUP
T
ürkiye’de eğitim başlığı altındaki konuları konuştuğumuzda pek çok sorun karşımıza çıkıyor. Eğitimin sağlıklı ve güvenli koşullarda verilebilmesini sağlamadan, diğer konu başlıklarına dair çözüm sağlamak da mümkün değil. Sağlıklı koşullarda eğitim dediğimizde bunun birinci şartı ise güvenlik. Okul paydaşları olan öğrenci, öğretmen ve okul çalışanlarının kendilerini fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan iyi hissettikleri, korku ve kaygının olmadığı, özgür, barışçıl ve güvenli bir okul ikliminde eğitimlerini sürdürmeleri önemli bir ihtiyaçtır.
Peki; okul ve güvenlik dediğimizde Türkiye’de yüz yüze kaldığımız
50 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
gerçekler nelerdir? Çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların belirlenmesi amacıyla 2007 yılında TBMM Araştırma Komisyonu tarafından yapılan araştırmaya göre lise öğrencilerinin %15’i okula delici, kesici alet ve silahla geliyor, ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin %8’i ise çete üyesi. Türkiye’de 17.5 milyon öğrenci bulunuyor. Bu rakam durumun vahametini göstermesi açısından önemlidir. Araştırma Komisyonunun raporuna göre, devlet ve özel ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin şiddetle karşılaşma oranları devlet okullarında ve özel okullarda %19. Her 2 gençten biri sözel, her
4-5 gençten biri fiziksel ve her 6-7 gençten biri ise cinsel şiddet ile karşılaşıyor. 2011 yılında EBSAM tarafından yapılan bir diğer araştırmada ise okulların %62’sinde şiddet olaylarının yaşandığı belirtiliyor. Ağustos 2013 tarihli CSG-İksara-Bahçeşehir Üniversitesi Okul Güvenliği Araştırması ise; her 10 veliden 6’sının, yani %62’sinin
Osman ÖZTÜRK
okullarda öğrencilerin birbirlerine şiddet uyguladıklarını ve birbirlerini sözlü olarak tehdit ettiklerini düşündüğünü gösterdi. Yine bu araştırmamıza göre ailelerin %73’ü çocuklarının okulda bulunduğu saatlerde güvenliğinden endişe duyuyor. Şaşırtıcı olan ise, güvenlikle ilgili yaşanan tüm sıkıntılara karşın Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2009 tarihli çalışmasına göre okulların %61’inde hiçbir güvenlik görevlisi bulunmuyor. Yönetici ve öğretmenlerden yaklaşık üçte birinin okullarda güvenli ortamın oluşturulması için hiçbir seminer, konferans veya hizmet içi eğitim almadıkları belirtiliyor. Okulların fiziki yapıları ve donatıları öğrencilerin yaşamı için güvenlik riski ve tehlikesi taşımamalıdır. Okul güvenlik planları hazırlanmalı ve risk haritaları oluşturularak gerekli değerlendirmeler yapılmalı ve eksiklikler giderilmelidir. Türkiye’de güvenli okul ortamları etkinlikle sağlanarak başta ABD’de yaşandığı gibi çok sayıda öğrencinin saldırıya uğradığı ve hayatlarını kaybettiği katliam boyutundaki olayların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Özel okullarda özel güvenlik görevlilerine rastlansa da çoğunluğu hiçbir güvenlik eğitimi almayan, yasal yetki ve sorumluluklarla donatılmayan sivil kişilerden oluşuyor. Okullara çocuklarının kayıt ücreti olarak yüklü miktarda okul ücreti ödeyen
aileler bunun karşılığında aldıkları hizmetleri ve eğitimin kalitesini daha çok sorgulamaları gerekir. Ne yazık ki ülkemizde güvenlik, güvenlikle ilgili bir kriz yaşandığında aklımıza geliyor. Ve yine ne yazık ki kriz dediğimizde aslında insan hayatından, çocuklarımızın hayatından bahsediyoruz. “Güvenli Okul Projesi”nin önemi ve değeri de burada karşımıza çıkıyor. Güvenli Okul Projesi, güvenliğe dair sorunlarla karşılaşıldığında bunların çözümü ile yetinmeyen asıl güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasını engelleyecek sistemlerin oluşturulması ve bu sistemlerin devamlılığının sağlanması ile ilgilidir. Peki, nedir güvenli okul? Güvenli okul; eğitimin korku, şiddet ve kaygıdan uzak, güvenli bir ortamda gerçekleştirildiği okuldur. Öğrencilerin okulda karşılaşabilecekleri güvenlik risklerine karşı güvenli bir çevrede yaşatılmaları hedeflenir.
Güvenli okulların olmazsa olmaz on şartı Bu çerçevede güvenli okulların olmazsa olmaz on şartı bulunmaktadır. Okul bina ve eklerinin tasarımı ve kullanımı güvenlidir. Okulda, güçlü bir liderlik ve kendini işine adamış okul paydaşlarının bulunduğu bir yapı vardır. Güvenli ve olumlu bir okul iklimine sahiptir. Akademik ve sosyal başarıya odaklılık esastır. Okul paydaşlarının okula bağlılığı ve aidiyet duygusu üst düzeydedir. Öğrenci davranışları ile ilgili kurallar açık ve net bir şekilde tanımlanmıştır. Kurallar eşit ve tutarlı olarak uygulanır. Okul-aile-toplum iş birliği gelişmiştir. Güçlü bir okul güvenlik yönetimi vardır. Okul güvenliğini sağlamaya ve sürdürmeye yönelik politikalar tutarlı olarak uygulanır.
Kapsamlı acil durum planı ve kriz yönetimi oluşturulur. Değerler eğitimi “Güvenli Okul Projesi”nin en önemli şartıdır. Ailelere ve öğrencilere “Değerler Eğitimi” verilir. Din, ahlak, adalet, sorumluluk, saygı, özgüven, yardımseverlik gibi toplumda kabul gören ortak değerlerin kazandırılması sağlanır. Bireysel farklılıklara saygı duyulur. Bu tanımlamalar doğrultusunda bir özet yapacak olursak, güvenli okul 4 bileşenden oluşur: Okul ve çevresinin güvenliği: Bina güvenliği, bahçe/çevre güvenliği ve altyapı ihtiyaçları, Öğrenci güvenliği: Başarıya odaklılık, planlı yaşam, özdenetim sahibi olma, değerlere sahip olma, Aile güvenliği: Aile içi güven, aile içi şiddetin önlenmesi, ebeveyn eğitimi, Toplum güvenliği: Medya ve eğitim, okul-çevre işbirliği, okulların toplum tarafından desteklenmesi. Güvenli okul kavramını oluşturan tüm bileşenlerin belirlenmiş standartlar ve ölçekler çerçevesinde okul sistemine entegrasyonu riskleri azaltır ve okulları daha güvenli kılar. İşte bu noktada, geliştirdiğimiz CSG Güvenli Halkalar Modeli ile güvenli bir okul iklimi oluşturulur. Çocuklara ne kadar çağdaş ve kaliteli eğitim verebilir ve ne kadar da tehlike ve risklere karşı koruyabilirsek, geleceğimizi de o kadar sağlam temeller üzerine kurabilir ve yaşatabiliriz. Yarınlarımızın umut çiçekleri çocuklarımızı güvenli okullarda geleceğe hazırlamak toplumsal sorumluluğumuzdur. Türkiye’de eğitime dair pek çok konuyu tartışıyoruz ancak okulların güvenliğini yeterince tartışmıyoruz. Pek çok tartışma konusu içerisinde belki de en rahat çözüme kavuşturabileceğimiz tek konuyu… Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi “Çocuğu sevmek demek onu en iyi şartlarda geleceğe hazırlamak demektir”. Çocuklarımızı en iyi şartlarda geleceğe hazırlamak için ise güvenli okul güvenli yarınların teminatıdır.
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 51
FOKUS
Okul ve servis seçerken güvenlik altyapısına bakıyor muyuz? Okullardaki ileri seviye ve birbiri ile entegre çalışan güvenlik sistemleri sayesinde; çocuğunuzun servis içinde güvenli seyahat etmesi ve kaza halinde hatanın tespit edilmesi mümkün. SENSORMATİC GÜVENLİK HİZMETLERİ
2
015-2016 eğitim-öğretim yılı yaklaşırken velileri de okul seçme telaşı sardı. Velilerin okul seçerken, eğitim kalitesi kadar okulun fiziki koşullarına ve teknolojik altyapısına da bakması gerekiyor. Peki; kaçımız okul ve servis seçerken güvenlik altyapısına bakıyoruz? Okullardaki ileri seviye ve birbiri ile entegre çalışan güvenlik sistemleri sayesinde; çocuğunuzun servis içinde güvenli seyahat etmesi ve kaza halinde hatanın tespit edilmesi, merkezi yoklama sistemi ile yangın halinde çocuğunuzun bina içinde olup olmadığını çok kısa sürede öğrenmeniz ve olası sıkıntıların büyümeden çözülmesi
52 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
mümkün... Hatta termal kameralar sayesinde bulaşıcı ve salgın hastalıklar öğrencilerin vücut ısılarından tespit edilebiliyor ve yayılmasının da önüne geçilebiliyor. Türkiye’nin önde gelen elektronik güvenlik sistemleri entegratörü Sensormatic’in Pazarlama Direktörü Pelin YELKENCİOĞLU okullarda ve servislerde olması gereken güvenlik altyapısına ışık tuttu. Okul yolunda ve okul içinde çocukların güvenliğini sağlayan bu çözümler, özellikle bu yıl çocukları ilkokula başlayacak velilere rehber olacak.
Veli profili değişiyor Özellikle çocukları ilkokula başlayan anne-babaların okul
seçim sürecinde güvenlik altyapısına bakmaları gerektiğine vurgu yapan Sensormatic Pazarlama Direktörü Pelin YELKENCİOĞLU “Eğitim sektörü, çocuğum haftada kaç saat yabancı dil öğrenecek diye merak ederken, güvenlik altyapısı ne kadar gelişmiş diye sormayı da ihmal etmeyen bir veli profili ile karşı karşıya. Bu bilinç her geçen gün gelişiyor ve eğitim sektöründeki güvenlik altyapısının olması gereken seviyeye gelmesini destekliyor.” dedi.
Okul ve çevresinde dikkat edilmesi gereken çözümler Servis İçi Takip Sistemleri: Veliler, servis araçlarında öğrencileri izleyebilmek ve güvenliklerinden emin olmak istiyor. Milli Eğitim Bakan-
lığı Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği’nde bu konuya yeni düzenlemeler getirmişti. Araç içi takip sistemleri sayesinde: Öğrencilerin servise binip binmediği kontrol edilebiliyor. Servisin fazla yolcu alıp almadığı görülebiliyor. Gerçek zamanlı olarak servis içi görüntüsü alınabiliyor. Kayıt cihazındaki GPS ve GPRS modülü vasıtasıyla öğrencilerin hangi lokasyonda indiği takip ediliyor. Belirlenen senaryolara göre, velilere “istisnai” durumlarda veya eve ulaştığında gerçek zamanlı bildirim yapılabiliyor.
Salgın hastalıklarda entegre çözüm Salgın hastalıkların önlenebilmesi çocukların sağlığı, eğitim kalitesi ve sürekliliği açısından büyük önem taşıyor. Termal kamera ve video analiz sayesinde; Öğrenciler giriş yaparken, vücut ısıları belirlenmiş aralıklar dışında ise video analiz devreye girip, alarm tetikleniyor. Bu alarm ile standart görüntü ve/veya BLE beacon ID/konum kullanılarak hangi öğrencinin ateşinin yüksek olduğu tespit edilebiliyor. Çevre güvenlik ve uzaktan video izleme çözümleri: Okul faaliyet saatlerinde veya dışında kampüs ve okul binalarının güvenliği ve hizmet ekiplerinin izlenmesi büyük önem taşıyor. Bu sayede; İhlaller önlenebiliyor. Şüpheli şahıslar tespit edilebiliyor. Risklerin tanımının yapılmasının ardından otomatik takip yapılabiliyor. Trafik yönetilebiliyor. Video İzleme, radar, video analiz gibi sistemlerle entegrasyonu
sağlanabiliyor. Tehlikelere karşı anlık reaksiyon avantajı sağlıyor. Uzaktan alarm doğrulama / uzaktan eşlik etme hizmeti sunuluyor. Alarm çözümleri: Detektör ve kuru kontak yönetimleri ile izinsiz girişler, ihlaller tespit edilip, gerçek zamanlı aksiyonlar alınabiliyor. Risk senaryoları tasarlanarak, sistem tasarımı yapılabiliyor, izleme merkezi ve güvenlik kameraları ile entegre ediliyor. Okul içi kimlik doğrulama ve merkezi yoklama: Öğrenci ve eğitmen yoklama takibinin merkezi olarak yapılabilmesi ve raporlanması ihtiyacına çözüm sunuyor. Okul içi kimlik doğrulama ve merkezi yoklama sistemi sayesinde; Biyometrik; kartlı geçiş ve/ veya BLE beaconlar ile öğrenci takibi yapılabiliyor. Devam/devamsızlık durumu merkezi olarak raporlanabiliyor. Velilere gerçek zamanlı bilgilendirme yapılabiliyor. Revire giriş yapan öğrencilerin kayıtları alınıyor ve eş zamanlı olarak velilere bildirim yapılıyor. *BLE beacon: Düşük enerjili Bluetooth (Bluetooth Low Energy – BLE) teknolojisi ile çalışan bu uygulama ile mobil cihazlar üzerinden kişilerin bulundukları yerler tespit edilerek ve davranışlarına bakılarak, kişiye özel mesajlara ulaşılması sağlanıyor
Veliler için biyometrik veya kartlı geçiş sistemleri: Öğrencileri okuldan alacak veli yada öğrenci yakınlarının yetkilendirilmesi ve kayıt altına alınması güvenlik sistemleriyle mümkün. Biyometrik veya kartlı geçiş sistemleri sayesinde; Kartlar, biyometrik sistemler (parmak izi, yüz tanıma, iris okuma) ile yetkili kişiler doğrulanıyor. Öğrenci, yetkili bir yakını tarafından okuldan alındığı anda, sistemde tanımlı veli bilgilendiriliyor. Yangın alarm ve seslendirme sistemleri: Güvenlik sistemleri; öğrencilerin dersliklerde bulunduğu süre içinde yangın çıkma ihtimalinde alınacak tedbir ve aksiyonlara çözüm sunuyor. Yangın alarm ve seslendirme sistemleri sayesinde; EN54 (Yangın Standartlarına) uyumluluk sağlanıyor. Modüler yapısı sayesinde senaryoya uygun, esnek, çoklu uygulama çözümleri sunuluyor. Mevcut seslendirme sistemleri ile entegre olabiliyor. Web tabanlı ara yüz ile farklı lokasyonların, okulların yangın alarm sistemlerinin kontrolü, diagnozu ve yönetimi mümkün oluyor.
Termal kamera ve video analiz sayesinde; öğrenciler giriş yaparken, vücut ısıları belirlenmiş aralıklar dışında ise video analiz devreye girip, alarm tetikleniyor. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 53
SEKTÖRDEN
üvenliği telafisi “Güvenliğin telafisi yoktur”
Türkiye’de güvenlik hizmetlerinde maliyetin ön planda tutulmasını eleştiren Mis Group Yönetim Kurulu Başkanı Cevat TURAN, “Güvenliğin telafisi yoktur. Güvenlikte ikinci kez aynı hatayı yapamazsınız. Hizmet alıcıların riskleri göz önünde bulundurarak tasarruf beklememeleri ve dışlayıcı değil kapsayıcı olmaları gerekir.” dedi.
Mis Group hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hizmet sektörüne 1988 yılında temizlik hizmetleriyle başladık; 1992 yılında da güvenlik hizmetleri şirketimizi kurduk. Güvenlik, temizlik ve ilaçlama hizmetlerini entegre bir çözüm olarak sunacak şirketlerin yaratılması konusundaki şablon, daha o tarihlerde kafamızda şekillenmişti. Çünkü müşteri, hizmeti toplu satın almaya eğilimli oluyor. Toplu satın alma yaptığı zaman hem ekonomik satın alma ortamı doğuyor hem de tek bir muhatapla, birden fazla işinin çözümünü üretmiş oluyor. Böyle bir organizasyon yapısına gittik. Güvenlik sektörüne adım attığımız yıllarda sektör henüz gelişim sürecindeydi. Güvenlik hizmetleri alanında çatımız altında markalar oluşturduk. Kurulduğumuz günden beri ihtisaslaşma alanında yoğunlaşıyoruz; sektörün içinde yaşanan problemler sizin de malumunuz. Tüm zorlukları aşarak bugünlere kadar geldik. Biz güvenlik sektöründe oldukça ihtisaslaşmış, ciddi bir altyapıya sahip, kendi stan-
54 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
dartlarını belirlemiş bir firmayız. Eleman alımından istihdam politikasına; hizmet vermiş olduğumuz alanlardaki müşteri yönetiminden müşteri memnuniyetine kadar bir dizi standardı uygulamaya koymuş kurumsal bir şirketiz. Kolay kolay müşteri kaybı yaşamıyoruz.
Güvenlik sektörünün gelişmesine engel olan faktörler sizce nelerdir? Mis Group güvenlik sektöründe ilk 10 büyük şirketin içerisinde yer alıyor. Buna rağmen ulaşmak istediğimiz noktada değiliz. Türkiye’de kırılganlık yaratan piyasa şartlarını unutmamak gerekiyor. Çünkü her 5 yılda bir daralan ve genişleyen kriz ekonomisi ile yönetiliyoruz. Her daralan ve genişleyen kriz ekonomilerinde ilk tasarruf noktası dışarıdan tedarik yapılan firmalardır. Bir de firmaların yapmış olduğu akıldışı rekabet ortamını ölçü alacak olursak; tümüyle kırılganlık yaşanmaya başlanıyor. Biz daima hizmette rekabeti önümüze koyduk. Birçok firma ücrette rekabe-
te yöneliyor; ücrette rekabet kayıt dışının önünü açıyor. Ve yasal prosedürü harfiyen uygulayarak çalışan firmaları alta çekiyor. Bu nedenlerle rekabet ettiğimiz iki segment ortaya çıkıyor. Bir tanesi uluslararası şirketlerin sermaye güçleri; diğeri ise kucağında işleri hazır bulan şirketler. Tüm bu nedenlerden dolayı hedeflerimize ulaştık diyemem. Ama kalite anlamında hedeflerimize ulaştık. Güvenlik sektöründe çok şişik büyümeler de oldu. Şirketlerin ciroları büyüyor; kâr oranlarında artış yok. Kâğıt üzerinde bir büyüme gösteriliyor. Sektör kâr odaklı çalışmadı bu zamana kadar. Firmalar kendi içlerindeki kurumsallaşmayla ilgili yatırım yapma konusunda Ar-Ge çalışmalarına yönelik bütçe ayırmadı.
Güvenlik sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sektör elbette gelecek vaat ediyor. Türkiye’de özellikle son 10 yılda inşaat sektörünün bu kadar çok gelişmiş olması -hem TOKİ aracılığıyla, hem de inşaat politikasının gelişmesigüvenlik sektörünün önünü açmıştır.
Cevat TURAN / Yönetim Kurulu Başkanı
in
Kentsel dönüşümdeki eski binaların yenilenmesi ve ayrı yaşam merkezlerinin oluşması güvenlik ihtiyaçlarını artırdı. Sektörün cirosal bakımdan geleceği büyük ve hızlı; ama kâr üretmesi bakımından aynı şeyi söylemek mümkün değil. Her geçen gün ortaya konan prosedür; çalışanların hakları ile ilgili ortaya konulan yasal değişimler handikaba yol açıyor. Giderek tekelleştiğini de görüyoruz sektörün. Kâr üretemiyor; kâr üretemediği için de şirketler ne kadar daha ayakta kalır, bilemiyorum. Kıdem tazminatları ile ilgili yapılması gereken yasal düzenlemelerin gecikmiş olması da hem özel sektör ekseninde çalışan güvenlik ve temizlik şirketlerinde, hem de kamuda çalışan şirketlerde birikmiş bir risk potansiyelini beraberinde getiriyor. Çünkü mevzuatlar ne kadar geç yapılanırsa şirketler de o kadar risk almış oluyor.
Güvenlik sektörünün cirosal bakımdan geleceği büyük ve hızlı; ama kâr üretmesi bakımından aynı şeyi söylemek mümkün değil. Her geçen gün ortaya konan prosedür; çalışanların hakları ile ilgili ortaya konulan yasal değişimler handikaba yol açıyor. benim mesleğim ve ben buradan emekli olabilirim; geleceğimi bu sektörde planlayabilirim’ düşüncesi yok. Bu duruma sebep olan 3 tarafı var bu işin; hizmet alan, hizmet veren, bir de mevzuatı düzenleyen. Ve bana göre 3’ü de kabahatli. Atılması gereken ilk adım, personele yönelik asgari ücret tanımlamasıdır. Mesela mevcut hükümetin belirlemiş olduğu asgari ücretin 2 katı gibi bir alt sınır belirlenmeli. Böyle bir alt sınır olmadığı zaman, firmalar personellerin maaşlarını aşağıya çekerek rekabeti riskli boyuta taşıyorlar. Bugün emniyet kayıtlarına göre kimlik ve sertifika almış kaç yüz bin tane insan var. Bunun kaçı istihdam ediliyor. Bütün güvenlik şirketlerine baktığınız zaman çok büyük oranda hepsinde personel açığı var; sektörün yeterince eleman istihdam edememe gibi bir problemi var. Güvenlik personeli bugün asgari ücretin bir miktar
üstünde maaş alıyor. Personel 8 saat ayakta dikiliyor; can ve mal güvenliğini sağlıyor. Yani kendi canını da ortaya koyuyor. Elbette kendi haklarını savunacak. Güvenliğin bir kere telafisi yok. Hizmet alanın bunu bilmesi gerekiyor. Güvenlikte ikinci kez aynı hatayı yapamazsınız. Bir hata yaparsanız ya cana gelir risk, ya da mala gelir. O nedenle güvenlikte hizmet alıcıların tasarruf beklememesi gerekiyor. Güvenliğin ucuzu değil, makul ücrete iyi hizmet üreteni olur. Doğru hizmeti doğru rakamlarla almalılar; çalışacakları şirketleri de doğru seçmeliler.
Çağlayan Adliyesi’ndeki saldırıdan sonra güvenlik şirketlerinin kapatılması gündeme geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Adliyedeki güvenlik hizmeti 4734 sayılı ihale kanunu ile oluşturulmuştur. Bu zafiyet midir? Evet zafiyettir. Ancak o talihsiz olay yaşanıncaya
Güvenlik sektöründe sirkülasyon engellenebilir mi? Güvenlik personeli, sektör içerisinde kendini güvende hissetmiyor. ‘Bu
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 55
SEKTÖRDEN
Sektörde verilen eğitimleri yeterli buluyor musunuz?
kadar belki de güvenlikçiler orada yüzlerce olumsuzluğu da önlemişlerdir. Risklerin önlenmesini konuşmuyoruz, sadece olumsuz sonuçları konuşuyoruz. Güvenliğin telafisinin olmadığını orada maalesef gördük; ama oraya emniyet güçlerini de koysanız benzer riskleri yaşamak mümkün. İnsan unsurunun olduğu her yerde mutlaka hata olacaktır. Eğer olmasaydı Amerikan başkanları suikaste kurban gitmezdi. Çünkü yüzde yüz güvenlik diye bir şey söz konusu değil. Güvenliği iki modelde yapacaksınız; bir, insan gücü ile ikincisi de elektronik sistemleri ve cihazları kullanarak. “Güvenliği kaldıracağım” demek de meseleyi çözmüyor. Burada güvenlik sektörünün özlük hakları ile ilgili mevzuatın yeniden dizayn edilmesine ihtiyaç var. Güvenlik görevlilerinin ücretlerini asgari ücretin 2 katına çıkarın; 8 saatten fazla personel çalıştırılmayacak diye şart koşun, işte o zaman birtakım şeyler düzelecektir. Kapatılması değil aslında, bundan kasıt, birtakım stratejik noktaların emniyet güçlerine verilmesi. Binlerce güvenlik şirketi var. Binlerce çalışan bu sektörden evine ekmek götürüyor. Şirketler katma değer üretiyorlar; vergi ve SGK primi üretiyorlar, istihdam yaratıyorlar. Sektörü yeniden dizayn ederek doğru temele oturtulması ve büyümesinin daha çok teşvik edilmesi gerektiğine inanıyorum.
56 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Kesinlikle bulmuyorum. Çünkü verilen 90 saatlik silahsız eğitim ve 120 saatlik silahlı eğitimin saat ve yoğunluğu bakımından yeterli değil. Bu bir sertifika almak için, düz bir güvenlik personeli eğitimi için baraj olarak görülebilir. Güvenlik şirketlerinin kendi bünyelerindeki bir eğitim departmanında hangi alana yönelik hizmet veriliyorsa, o alana yönelik eğitim verilmesi şarttır. Biz Mis olarak bir AVM’ye güvenlik hizmeti vereceksek; o AVM’nin coğrafi ve fiziki risklerini de göz önünde bulundurarak eğitim veriyoruz. Esenler’deki AVM farklıdır, Etiler’deki farklıdır. AVM’ler arasında bile fark var. Fiziksel sosyoekonomik riskler de bunu belirleyen bir etken. AVM’lerdeki hizmet nasıl farklıysa, toplu konutlarda verilen hizmet de farklı. Ailelerin girdiği bir sitede sıkıyönetimle güvenlik sağlayamazsınız; halkla ilişkilere uygun personel eğitmeniz gerekir. Patlayıcı üreten firmaya verilen güvenliğe de aynı şekilde projeye göre eğitim verilmesi gerekiyor. Biz bu konuda şanslıyız. Çok farklı sektörlere hizmet verdik. Bu bizde ciddi bir bilgi ve tecrübe birikimi sağladı. Yaşanmış örnekler çözümlerimize katkıda bulundu. Bugün geçmişte edinilmiş riskler, aldığımız tedbirlerle bir tecrübe laboratuvarına dönüşmüş durumdayız.
Avrupa ile Türkiye’yi kıyasladığınızda gözlemleriniz nelerdir? Avrupa’da bina, kentsel dönüşüm
ve sanayileşme bitmiş, her şey yerli yerine oturmuş durumda. Avrupa’daki güvenlik sayılarına baktığınız zaman, sözgelimi bir AVM’ye gittiğinizde kapıda sadece bir güvenliğin olduğunu görürsünüz. Risk o kadar az ki; bu nedenle güvenlik personeli de az. Türkiye’ye yatırım yapmaya gelen AVM yatırımcıları bu kadar çok güvenlik personeli görünce şaşırıyorlar “ne oluyor burada” diye. Her tarafta bir güvenlik. Azgelişmiş ve gelişmekte olan toplumların kaderi bu. Ama güvenlik riskinin olduğu tüm yerlerde güvenlik hizmeti de ona bağlı olarak uzmanlaşır. Bakın şimdi İsrail’e; kendi bulunduğu coğrafi konumu riskli gördüğü için, güvenlik tedbirlerini sürekli araştırma ve geliştirme ihtiyacı hissettiğinden; güvenlik teknolojileri çok gelişmiş durumda. Türkiye’de de AVM’lerde ve diğer alanlarda insanların can ve mal güvenliğiyle ilgili bir risk var ki bu kadar çok güvenliğe ihtiyaç hissediliyor. Güvenliğe ihtiyaç hissedildikçe; Avrupa’ya oranla güvenlikteki uzmanlaşma da artmaya başlıyor. Ülkelerdeki gelir dağılımı derinleştikçe; güvenlik de ona göre farklılaşıyor. Avrupa’daki gelir dağılımı bizdeki gibi değil. Türkiye’de gelir dağılımı bozuldukça, yoksulla varsıl arasındaki antagonist çelişki artmaya başladıkça sosyal doku bozuluyor, daha çok güvenlik ihtiyacı hissediliyor. Ekonomi ve demokrasi düzeldikçe, güvenliğe duyulan ihtiyaç da kendiliğinden azalacaktır. Benim gerçek temennim de bu yöndedir.
Güvenlik personeli bugün asgari ücretin bir miktar üstünde maaş alıyor. Personel 8 saat ayakta dikiliyor; can ve mal güvenliğini sağlıyor. Yani kendi canını da ortaya koyuyor. Elbette kendi haklarını savunacak.
SEKTÖRDEN
Güvenlik sistemle “Güvenlik sistemleri lüks olmaktan çıktı”
“Türkiye’de yaşanan güvenlik sorunlarından dolayı elektronik güvenlik sistemleri lüks olmaktan çıktı.” diyen Koyuncu Elektronik Proje Müdürü Ahmet KARAAĞAÇ sektörün gelişmesinin önündeki engellere değindi. KARAAĞAÇ sorularımızı şu şekilde yanıtladı:
Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Koyuncu Elektronik; bilişim teknolojileri, elektronik güvenlik, tüketici elektroniği ve mobil iletişim iş dallarında Samsung, Microsoft, Asus, Packard Bell, Kingston, Haikon, AMD, Creative, Samsung Techwin gibi (uluslararası) markaların ürünlerini Türk kullanıcısının hizmetine sunan, tedarik zinciri içerisinde üretici ile satış kanalı arasında köprü vazifesi gören ülke distribütörü esasında çalışan bir teknoloji firmasıdır. Distribütörlüğünü yaptığımız markalardan Samsung Techwin; Haikon ve Allied Telesis markalarımızı elektronik güvenlik sektöründe, diğer markalarımızı IT sektöründeki dağıtım kanallarımızdaki kurum-
58 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
lara, şirketlere ve tüketicilere eriştiriyoruz.
Güvenlik sektörünü artılarıyla ve eksileriyle değerlendirebilir misiniz? Dünyanın önde gelen güvenlik sistemlerinin üreticileri Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla piyasada sunulan güvenlik ürünlerinin kalitesi oldukça yükseliyor. Türkiye’nin elektronik güvenlik pazarında en ileri teknoloji ile üretilmiş güvenlik ürünlerini bulmak mümkün. Elektronik güvenlik sektörü sürekli büyüdüğü için yapılan yatırımlar da büyüyor. Bu durum istihdam açısından faydalı bir gelişmedir. Sektördeki bilgi ve beceri her geçen gün daha fazla artmaktadır. Sektörün geliştirilmesi gereken yönlerine değine-
cek olursak sektörde faaliyet gösteren firma çalışanlarının eğitiminin yeterli seviyeye hala ulaşamamasını en başa yazabiliriz. Ayrıca sadece teknik olarak değil ticari mantalite olarak da ilerlenmesi hatta danışmanlık almak üzere yönlendirilmesi gerekmekte. Kalite problemi, sertifikasyon problemi vb. ürün temelli konularda sektör şirketlerinin yabancı üreticiler karşısında yaşadıkları sorunları da eksiklikler olarak sayabiliriz.
ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) hakkında ne düşünüyorsunuz? Vergilerin toplanması ülkeye hizmet etmektir. Bu şekilde toplanan para kamu harcamaları karşılamak için kullanılır. Ayrıca ithalatı kısıtlamak veya lüks ürünlerinin tüketimini azaltmak
Ahmet KARAAĞAÇ / PRODUCT MANAGER
k eri
için bazı ürünlere nispeten yüksek ÖTV uygulanır. İthal edilen elektronik güvenlik sistemlerinin büyük kısmı ÖTV’ye tabidir ve bu durum ürünün piyasa değerinin kendi değerinden daha yüksek olmasına sebebiyet verir. Ancak tabi ki ülkemizin yüksek standartlara sahip güvenlik ürünlerine önemle ihtiyacı var. Dolayısıyla bu tip hem cirosu diğer sektörlere göre düşük hem de gerçekten ihtiyaç olan bu ürünlerde ÖTV oranının aşağıya çekilmesi sektörün büyümesine, katma değerinin artmasına yardımcı olur.
Türkiye’de sizce güvenlik bir ihtiyaç olarak görülüyor mu? Türkiye’de yaşanan güvenlik sorunlarından dolayı elektronik güvenlik sistemleri lüks olmak-
Eğitim konusunda firmadan firmaya fark bulmak mümkündür. Analog sistemlerde problemlere rastlanmazken ağ ürünlerindeki bilgi-beceri seviyesi yetersizdir.
tan çıktı. Birkaç sene önce sadece bankalar ve finans sektöründen rağbet gören elektronik sistemler günümüzde siteler, apartmanlar, üretim tesislerinin vb. güvenliğini sağlamak için kullanılmaktadır. Artık ihtiyaç olarak daha da fazla görülmektedir.
Güvenlik sektöründe verilen eğitimler yeterli mi? Eğitim konusunda firmadan firmaya fark bulmak mümkündür. Analog sistemlerde problemlere rastlanmazken ağ ürünlerindeki bilgi-beceri seviyesi yetersizdir.
Sektörün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün geleceği parlaktır. Türkiye’nin dört bir yanında hızla devam eden yapılaşma var. Bu devasa yapılar ancak akıllı elekt-
ronik güvenlik sistemleri ile korunabilir. Sektöre ivme kazandıracak diğer unsurlardan biri ise gelişmiş yeni sistemlerdir. Bu sistemlerin olduğu yerlerde suç oranlarının düştüğü, huzurun arttığı gözlemlenmiştir.
Avrupa ile Türkiye’yi kıyaslarsak gözlemleriniz nelerdir? Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde ağırlıklı olarak ağ tipi güvenlik (network) sistemi kullanılmaktadır. Bu sitemin teknolojisi analog sistemine nazaran daha yüksek olduğundan katma değeri de daha yüksektir. Türkiye ve diğer Doğu Avrupa ülkelerinde hala analog sistem ağırlığı bulunmakta. Ancak Türkiye son 1 yılda ciddi bir ivme ile batı Avrupa standartlarına koşuyor.
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 59
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Elektronik güvenlik sistemlerinde eğitimin önemi Voltajı taşımayan, gerekli mesafeye iletmeyen bir kablo çöpe giden para, zaman ve itibar demektir. Özellikle iç mekânlarda estetik kaygılar dikkate alınmadan yapılacak bir kablolama en sert eleştirilere maruz kalacak, projeyi ve müşteriyi tamamen kaybetmenize yol açabilecektir. H. Emre ÖZSEVİMLİ / CEO GÜVENLİK FABRİKASI
Z
or sektördür elektronik. Ürün yönetimi, pazarlaması, satışı, müşteri ilişkileri ve tahsilatı… Her biri ayrı ayrı kafa yormanız gereken ve ciddi zaman ve parasal maliyet getiren konulardır. Birinde hatalı karar verirseniz para ve pazar kaybına uğramanız an meselesidir. Örneğin, teknik gelişmelere çok hâkim olmayan bir satın alma yöneticisi Uzakdoğu’daki çok iyi ilişkilerine güvenerek stoklu ürün ithal ettiğinde aslında gelecekle ilgili bir öngörüde bulunmakta ve önemli bir yatırım yapmaktadır. Bu yazıyı okuyanlar içinde; rakibi bir anda yarı fiyatla ürün çıktığı için büyük zorluk çeken, hatta ürünleri zararına satmak zorunda kalanların var olduğunu çok iyi biliyoruz. Diğer önemli bir sorun ise kalifiye satış ve teknik destek ekipleri bulmakta yaşanmaktadır. Satış takımları içerisinde teknik yeterliliği olan kişi sayısı az olduğu için biraz pişen yeni elemanlar dahi yöneticilerine kapris yapmakta, istekleri karşılanmadığında çok hızlı şirket değiştirmektedir.
60 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Bu nedenle maalesef güvenlik şirketlerinde 3 yılı deviren çalışan görmek çok istisnai bir durumdur. Güvenlik Fabrikası’nı sektörde tanıyanlar teknik bilgimizin çok yüksek olduğunu bilmekte, hatta beklentinin çok yüksek olmasından dolayı en ufak sorunlarda dahi sitem etmektedir. Zaten asıl isteğimiz taleplerin net ve yüksek olduğu bilinçli müşteriler ve bunu karşılayabilecek hizmet kalitesini yakalamaktır. Bunun için grup şirketimiz Özsevimli Danışmanlık firmamızdan sürekli eğitimler almaktayız. Grup içerisinde yaptığımız eğitimler ile hem kendi bünyemizde hem de sektöre birçok kalifiye teknik eleman yetiştirdiğimiz için gurur duyuyoruz. Daha önce bünyemizde çalışan ve sonra farklı ithalatçılara transfer olan eski takım arkadaşlarımız; gittikleri yerlerde en çok teknik bilgiye sahip olduklarını, ulaştıkları seviyenin önemini oraya gittikleri zaman fark ettiklerini söyleyerek bizi güzel anılarla yâd etmektedir. Eğitim programlarını sektörde yaygınlaştırmak için Özsevimli Danışmanlık şirketimiz 2015 yılı
içerisinde elektronik güvenlik sektörüne yönelik eğitim programları düzenlemeyi planlamaktadır. Sektördeki teknik gelişmelere paralel olarak, gerekli kalifiye insan gücünün oluşturulmasına katkımız olmasını umuyoruz. Güvenlik Fabrikası’nda elektronik güvenlik eğitimleri başlıca 4 kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım ve öncelik, iletim ve bilgisayar teknolojisine hâkim olunmalıdır. Yani kablolama ve bilişim altyapısı. Hangi pozisyonda olursa olsun, şirketteki her çalışanın sistemdeki verinin bir kablo üzerinden gittiğini, bu kablonun veri tipi, yoğunluğu ve mesafeye göre değişiklik göstereceğini, hatta büyük projelerde bütçe oluştururken
Ürünlerin tanıtıldığı ana eğitim ortamı
en çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri olduğunu bilmesi gerekmektedir. Kablo yerine takıldıktan sonra sökülmesi veya iadesi çok zor bir ürün olduğu için dikkatle seçilmeli; doğru uygulanmalıdır. Voltajı taşımayan, gerekli mesafeye iletmeyen bir kablo çöpe giden para, zaman ve itibar demektir. Özellikle iç mekânlarda estetik kaygılar dikkate alınmadan yapılacak bir kablolama en sert eleştirilere maruz kalacak, projeyi ve müşteriyi tamamen kaybetmenize yol açabilecektir. Bilgisayarda ise temel ağ ayarları, program kurulum ve kullanımları ile teklif hazırlanması gibi işlemlerin yapılabilmesine yönelik kısa bir eğitim yerinde olacaktır. İkinci kısım kamera sistemi eğitimleri olup, burada kamera tipleri, çipler, lensler, muhafazalar, infrared ledler ile kayıt sistemleri yer almaktadır. Analog, Analog HD, HDCVI gibi koaksiyel tabanlı sistemler ile IP sistemler arasındaki farkların çok iyi anlaşılması, müşteriyi tatmin edici bilginin verilebilmesi için olmazsa olmaz bir nitelik taşımaktadır. Güvenlik Fabrikası’nın kamera sistemlerinde özellikle üzerinde durduğu konu, kalitenin pahalıdan yana değil, doğru uygulamadan yana olduğu felsefesidir. Doğru konumlandırılmamış, açılandırılmamış, ışık ayarları yapılmamış, doğru altyapı kullanılmamış veya ağ ayarları yapılmamış bir sistemde
Eğitimlerde kablo tiplerinin gösterildiği şablon
Analog, Analog HD, HDCVI gibi koaksiyel tabanlı sistemler ile IP sistemler arasındaki farkların çok iyi anlaşılması; son kullanıcıyı tatmin edici bilginin verilebilmesi için olmazsa olmaz bir nitelik taşımaktadır. en pahalı kameralardan dahi verim almak mümkün olmaz. Üçüncü kısım yangın ve hırsız ihbar sistemleri, bunların altyapıları, kablolu ve kablosuz seçim kriterleri, sektöre hâkim olan markalar, temel bağlantılar ile sistemde oluşabilecek hatalar ve çözümlerine yönelik eğitimler düzenlenmektedir. Lens tiplerinin gösterildiği ve denendiği Bölüm
Hırsız alarmı eğitim bölümü
Kameraların sök-tak pratiğinin yapıldığı bölüm
Hırsızlıkta büyük artış
İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 20082014 yılları arasında hırsızlık olayları yüzde 75 arttı. 2008 yılında 256 bin 562 olan hırsızlık vakası 2009’da 304 bin olurken; 2010’da bu rakam 344 bin 87’ye yükseldi. Hırsızlık vakaları, 2011’de de artış göstererek 351 bin 838 oldu. 2012’de 405 bin 405 olan hırsızlık vaka sayısı 2013’te ise 447 bine yükseldi. 2014’ün ilk 5 ayında ise, yalnızca İstanbul’da güvenlik kayıtlarına giren hırsızlık vaka sayısı 10 bin. Öte yandan, son bir yılda meydana gelen 1,49 milyon asayiş olayının dörtte birini hırsızlık oluşturdu. Böylece hırsızlık, birinci sıraya yerleşen suç türü oldu. Söz konusu rakamlar, Türkiye’de 2008- 2014 yılları arasında
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 61
ELEKTRONİK GÜVENLİK
hırsızlık vakalarında yüzde 75 oranında artış yaşandığını da ortaya koydu. Eğitimlerimizde bu riskleri minimuma indirmeyi hedefleyen hırsız alarm sistemlerine de yer veriyoruz. Son olarak geçiş kontrol ve bunun alt kategorisi olarak gördüğümüz görüntülü diafon sistemleri ile ilgili eğitimler düzenlemekteyiz. Özellikle görüntülü diafon sistemlerinde yeni ürünlerin, sektöre hâkim markaların sunduğu teknik kabiliyetleri yakalaması hatta geçmesi ile pazarın genişleyeceğini tahmin etmek zor değil. Akıllı evler, hırsız ve kamera sistemleri ile entegre çalışan dijital görüntülü diafonlarında fiyatların azaldıkça müşterilere yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Eğitim kadar bunun uygulamasının da önemli olduğunun unutulmaması gerekir. Eğitim verilen kişilerin müşterileri bilgi ile boğmadan, onları sıkmadan veya kafalarını karıştırmadan, yalnızca gerekli bilgileri vererek işlerini yapmalarını sağlamak zorundasınız. Sonuçta okul işletmiyorsunuz, sonuca ulaşmayan her türlü yatırım size yalnızca masraf olacaktır. Burada eğitim sırasında çok pratik yapmak, yapılan hataların profesyonel eğitimci tarafından düzeltilmesi çok önemlidir.
2014 sektörel gelişmeler Sektörün homojen bir yapısı olmaması ve ülkesel hatta yerel ihtiyaçlara göre şekillenmesi nedeniyle, güvenlik sektörü kavramını burada yalnızca Türkiye’deki sektör olarak sınırlandıracağız. Ülkemizde 2014 yılında yaşanan gelişmelerden tüm sektör elemanlarını etkileyen birkaç gelişmeye yer vereceğiz. Şubat ayında yürürlüğe giren ve talebi kısmaya yönelik tedbirler paketi
62 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Kamera sistemlerinde yaşanan inanılmaz değişim ve gelişim sürüyor. IP sistemlerde ürünler ucuzlama eğilimine girerken, mevcut altyapılarını kullanarak sistemlerini geliştirmek isteyenler için HD-CVI, analog HD gibi birçok alternatif devreye girdi. beklentileri gerçekleştirdi ve tüketimi azalttı; kredi kartıyla yapılan taksitli ödemeler 2014 yılını yüzde 8 düşüşle kapattı. 2012 ve 2013’te yüzde 30’un üzerinde büyüme gösteren taksitli ödemeler, yüzde 8’lik küçülmeyle 2014’te 100 milyar liralık hacimde kaldı. Taksitli harcamaların 2008’de yaşanan ekonomik krizin ardından ilk defa azaldı. Bu azalmadan en çok kuyumculuk, telekom, elektronik bilgisayar sektörleri etkilendi. Zaten uluslararası rakiplerine göre yüksek %18’lik KDV oranı ile zorlanan elektronik ve telekom sektörlerinin bu tür düzenlemelerden etkilenmesini son derece doğal karşılamak gerekiyor. Tabi burada etkilenenin yalnızca satış adetleri değil, vergilendirilebilir resmi satışlar ve rekabet olduğunu da unutmamak gerekir. Güvenlik alımları kaynağını direkt olarak ihtiyaçlardan aldığı için, bu alandaki baskıların alımları gayrı-resmi alanlara kaydırması, bunun da yasal çalışan, vergisini veren ve daha kaliteli hizmet sunmaya çalışan firmalar açısından haksız bir rekabet ortamı yaratacağını unutmamak gerekir. Bu nedenle 2015 yılında sektörde, gayrı resmi satışların, senet ve benzeri finansman araçları ile bunlara bağlı tahsilat sıkıntıları ve batık firma sayıları-
nın artacağını tahmin ediyoruz. Daha önceki yıllarda karşılıksız çek kullanımı konusunda cezaların caydırıcılığını azaltması ile dolandırıcılar için yeni bir alan oluşmuştu. Buna önlem olarak elektrik ve elektronik sektörü tedarikçileri, daha önce ticaret yapmadıkları firmaların çeklerini almaktan itina etmiş ve nisbeten kendilerini korumuşlardı. Ancak, niyeti daha baştan kötü olan, fiktif alımlarla ciroları şişirilmiş ve prestij kazanmış, bir-iki yıl sonrasını planlayarak kurulan firmalar için 2014 tam bir vurgun yılı oldu. Perpa Ticaret Merkezi; Eminönü derken en son elektrikçilerin merkezi durumundaki Karaköy’de yüz milyonlarla ifade edilen bir dolandırıcılık skandalıyla çalkalandık. Kablo, pano ve elektrik malzemesi tedarikçileri hala bu olayın şokunu atlatabilmiş değil ve satışlar paranoyak bir güvensizlik ortamında devam ediyor. Sahte kelimesi belki buradaki durumu tam ifade edemiyor olabilir; çünkü bu firmalar kâğıt üzerinde gerçek ve hatta talep edildiğinde çok sayıda referans sunabiliyorlar. Müteahhit firmaların ürün ve taşeron hizmet satın alma aşamalarında devreye girerek, rakiplerine göre %50’ye varan düşük fiyatlar sunuyor, sözleşmeleri de hiç
ELEKTRONİK GÜVENLİK
çekinmeden imzalıyorlar. Fiyatın düşük olduğunun her iki taraf da farkında olduğu için bu fırsatın ancak yüksek başlangıç avanslarıyla yapılabileceği söylendiğinde çok fazla itiraz gelmiyor. İşte birçok müteaahhit ile aynı zamanlarda sözleşme yaparak, bu ilk avansları alan sözde taşeron ve taahhüt firmaları, ertesi gün ortadan kayboluveriyorlar. Maalesef hala bu tuzağa düşmeye son derece istekli satın alma yöneticileri ve müteahhitler görmekten üzüntü duyuyoruz.
Kamera sistemlerinde gelişim sürüyor Kamera sistemlerinde yaşanan inanılmaz değişim ve gelişim sürüyor. IP sistemlerde ürünler ucuzlama eğilimine girerken, mevcut altyapılarını kullanarak sistemlerini geliştirmek isteyenler için HD-CVI, analog HD gibi birçok alternatif devreye girdi. 2015 yılında bu sistemlerin IP rakiplerine göre fiyatlarının düşeceğini ve eski koaksiyel kablo altyapılarının bu ürünler ile revize edilmeye başlayacağını tahmin ediyoruz. Standart analog ürünlerde ise daha önceki 600TVL limiti aşılarak 800 ve 1000TVL ürünler raflarda yer alıyor. Bu
64 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Bankalar geçiş kontrol sistemlerine daha çok önem vermeye başladılar; çünkü yerleşik yargı kararları fazla mesainin belirlenmesi hususlarında artık giriş-çıkış kayıtlarını temel alıyor ve bunu doğru bir şekilde tutamayan kurumlar ciddi cezai bedellerle karşılaşabiliyorlar. ürünlerde ICR filtreler ve WDR gibi eskiden çok daha pahalı üst modellerde sunulan kabiliyetleri görmek mümkün. Kayıt cihazlarında ise CIF kaydedenlerin yerini Full D1, bu segmentteki üst ürünlerin ise 960H (960x576) kayıt yapabilen modellere evrildiğini takip ediyoruz. Bir yıl önce satılan ürünlerin fiyatlarının düşmesi ise ucuzcu müşteri segmentinin hareketlenmesine sebep oldu. Bin lira altında kamera sistemi sahibi olmak isteyen bu segmentin ürün araştırmaya ve pazarı dolaşmaya başladığını, 2015 içerisinde bu müşterilerin özellikle yerel küçük montaj firmalarına yoğun bir hareket getireceğini tahmin ediyoruz. Daha önce yönetmeliklerle düzenlenmeye başlanan gümrük depoları ve antrepolarda ise standartlar netleştikçe, daha önce gelişigüzel alınan sistemlerin değiştirilmesi gündeme geliyor. Uzun süre kayıt ve korunması gereken ürünlerin durumunun kameralarca net bir şekilde kaydedilmesi hususlarının yönetmelikçe zorlanması, daha önce bu alanda masraf yapmak istemeyen depo sahiplerini daha profesyonel sistemlere itmektedir. Hırsız alarmı ve yangın sistemlerinde ise büyük değişiklik bulunmuyor. Yangın sistemlerinin ruhsat işlemlerinde zorunlu olması, bilinçsiz ve zoraki alım
yapan bir müşteri grubunu oluştururken, talebin yetersizliği hala adresli sistemlerin konvansiyonel alternatiflerine göre çok daha yüksek fiyatlarla satılmasına neden oluyor. Geçiş kontrol sistemlerinin yüksek adetlerle alımları ise yine banka ve devlet kurumları tarafından yapılıyor. Fabrikalar ve tesislerde ürünlerin kullanım oranı artmışsa da bunlar yalnızca bir iki geçiş noktasında kullanıldığı için binlerce metrekarelik bir tesis ile basit bir ofiste yaklaşık aynı sayı ve nitelikte ürünler yer alıyor. Bankalar ise bu konuya daha çok önem vermeye başladılar, çünkü yerleşik yargı kararları fazla mesainin belirlenmesi hususlarında artık giriş-çıkış kayıtlarını temel alıyor ve bunu doğru bir şekilde tutamayan kurumlar ciddi cezai bedellerle karşılaşabiliyorlar. İş kazalarının önlenmesi konularında ise elektronik güvenlik sistemlerinin kullanımı hala istenenin yakınında bile değil. Azınlık durumundaki bazı bilinçli firma yöneticileri dışında, maalesef hala üreticiler sistemi kontrol eden araçları bir masraf kapısı gibi görmeye ve bunların alımlarını en ucuzu seçerek iş listesinden çıkartılmasını başarı olarak görüyorlar. İş kazalarından sonra mahkemelerin vereceği kararlar bu yönde ciddi belirleyici olabilir.
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Gizli kameralarda görüntü mü işlevsellik mi daha önemli? Polislerin gizli kamera kullanımı sayesinde çatışmalar sırasındaki müdahalelerin nefsi müdafaa mı yoksa gereksiz müdahale mi olduğu ortaya daha net olarak çıkmış bu da karakollarda daha çok işe yaramıştır. Çeviri: Özkut ÜNVER
G
izli kameralar genellikle daha küçük boyutta olup kolaylıkla yaka, cep, şapka gibi yerlere iliştirilebilir ve hatta özel dizayn gözlük şeklinde bile olabilirler. Günümüzde
66 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
epeyce tartışmalara neden olan bu cihazlar birçok fikir ayrılığına da sebep oldular. Missouri Ferguson’da genç zenci Michael Brown’un polis tarafından vurulması, Brooklyn New York’ta da iki polis memurunun
ekip arabası içinde öldürülmesi gizli kameraların polis tarafından ağırlıklı olarak kullanılmasına yol açmıştır. Geçen sene aralık ayında Obama hükümeti 3 yıllık 263 milyon dolarlık polis denetimini desteklemek amacıyla bir proje
geliştirdi, bunun amacı gizli kamera kullanımını artırmak, bunu kanunla desteklemek ve polis kuruluşlarında bazı düzenlemeler için ek kaynak sağlamaktı. Gizli Kamera Otaklık Programı ile gizli kamera ve ekipmanlarına %50 finansman sağlanarak Beyaz Saray’ın tahminine göre ortalık programına teklif edilen 75 milyon dolarlık yatırım 3 yılda 50.000 kamera alınmasını sağlayacaktı. Beyaz Saray yetkilileri bu projenin sağlayacağı yararları defalarca vurguladılar. Rialto, Kaliforniya polis departmanı bir yıl boyunca uygulamalı olarak gizli kamera kullanımına başladı; gizli kameralar kriminolojik çalışmalar için de kullanıldı. Kriminoloji araştırmacıları ile yapılan ortak çalışmada gizli kameraların izlenme farkındalığı ve sosyal olarak arzu edilen bir davranış biçimi olduğu ve polislerin gizli kameralarla zor kullanma sırasında neleri deneyimlediklerini ortaya koyan bulgular çıktı. Polislerin gizli kamera kullanımı sayesinde çatışmalar sırasındaki müdahalelerin nefsi müdafaa mı yoksa gereksiz müdahale mi olduğu ortaya daha net olarak çıkmış bu da karakollarda daha çok işe yaramıştır. Bu çalışma 12 ay sürdü; şehir ikiye bölündü. Şehrin bir yarısında üniformalı ve gizli kameralı polisler sivillerin arasında dolaştı, şehrin diğer yarısındaki polisler ise sivil ve kamerasız olarak onları kontrol etti. Sonuçlar çarpıcıydı, bir yıllık deney çalışması sonucunda bir önceki yıla göre halkın polisleri şikâyeti %88 azaldı; polislerin nefsi müdafaası %60 azaldı, ilaveten gizli kameralı polislerdeki müdahalelerde çok
net olarak, gerekmedikçe şiddet kullanılmadığı ortaya çıktı. Bu arada gizli kamerasız polislerde 5 vakada tehdit edilmeden şiddet kullanıldığı saptandı. Hukuka yansımış veya henüz yansımamış bazı gizli kamera vakaları da bulunmaktadır.
Gizli kameranın zayıf yönü Conley Grubun Başkan ve CEO’su Tom CONLEY’e göre, kendisi aynı zamanda Amerikan deniz kuvvetleri polisi olarak görev yapmış ve ASIS Kanun Yürürlüğe Koyma Kurulu’nda da üyedir, gizli kameraların polis ve sivil halkın davranışı bakış açısından yükümlülüğü vardır. CONLEY “Eğer yanlış bir şey yapmadıysanız bu kayıt edilse de edilmese de sorun yoktur” der. CONLEY’e göre genel olarak yanlış bilinen bir şey de gizli kameraların zorunlu kullanımlarında her vakanın çok kesin ve net görüntüsü olduğudur. Çünkü CONLEY’e göre kameraların zayıf yönleri bu cihazlarda 360 derecenin sağlanamamasıdır. Bir polisin suçluyu ayağından vurması halinde ayağın görüş alanı bulanık ve titrek olacaktır ya da ön veya arkadan yapılan saldırıda cihazın kör noktasına isabet eden durumlar olabilir. Bu tip eksiklikler ise kesin sonuca
varmada problem teşkil eder. CONLEY kameralardan ziyade bilgilerin saklanmasının da ciddi bir maliyeti olduğundan söz etti. Bu verilere dayanarak adalet bakanlığının yaptığı çalışmalar sonucunda gizli kameraların kullanımında iyi ve kötü yönlerin teknik araştırmalarının çok yeterli olmadığı kanısına varılmıştır. Gizli kamera kullanımlarının lehte ve aleyhteki araştırmalarda şeffaflığı artırdığı gözlemlendi. Polisin yaklaşımlarını daha medeni hale getirdiğini, tutuklamalarda tanıklık konusunda yardımcı olduğunu ortaya koymakla birlikte bunların yeterli derecede deneyimlenmediği; bilimsel olarak yüzde yüz açığa kavuşmadığına, bu araştırmaların devam edilmesine, kameraların kullanımı için daha detaylı kullanma kılavuzları ve eğitimlerin geliştirilmesine karar verilmiştir. Polislerin daha ileride Adalet Bakanlığı araştırma enstitüsü ile birlikte yürüteceği eğitim ve öğretim uygulaması yapılacaktır. Bu rapora göre uygulama pilot bölgeler seçilecek kurallar, gizlilik hakları çok iyi gözetilecek ve geçiş döneminde azami dikkat gösterilecektir. Çünkü rücu etme durumunda herkes bu kayıtlara ulaşmak isteyebilir; bu da hassasiyet doğurabilir.
Bir polisin suçluyu ayağından vurması halinde ayağın görüş alanı bulanık ve titrek olacaktır ya da ön veya arkadan yapılan saldırıda cihazın kör noktasına isabet eden durumlar olabilir. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 67
ELEKTRONİK GÜVENLİK
1. Avrupa Oyunları’nın CCTV çözümleri Ateksis’ten Ateksis, 1. Avrupa Oyunları’nda kullanılan 18 adet spor tesisinin çevre güvenlik kamera sistemlerinin satış ve devreye almasını başarıyla tamamladı. Barış KUŞ / Proje Satış Yöneticisi ATEKSİS
2
015 Avrupa Oyunları veya Bakü 2015, Avrupa ülkelerinin katılımıyla yapılan Avrupa Oyunları’nın ilkidir. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen organizasyonun açılış töreni 12 Haziran 2015’te yapılmış ve 28 Haziran’da gerçekleştirilen kapanış töreni ile beraber sona ermiştir. Açılış ve kapanış törenleri yeni inşa edilen 68.000 kapasiteli olimpiyat stadyumunda gerçekleşmiştir. 50 ülkenin yaklaşık 6.000 sporcu ile katıldığı 1. Avrupa Oyunları’nda toplam 253 adet madalya dağıtıldı. Yarışmalar 18 spor tesisinde gerçekleştirildi. Azerbaycan’ın doğasından ve mirasından ilham alınarak tasarlanan maskotlar “ceylan” ve “nar” olarak belirlenmiştir. Bu maskotlar ülkenin “gururlu tarihi” ve “umut dolu geleceğini” yansıtmaktadır. Ateksis, 1. Avrupa Oyunları’nda kullanılan 18 adet spor tesisinin çevre güvenlik kamera sistemlerinin satış ve devreye almasını başarıyla tamamladı. Tesislerin giriş ve çıkışlarında, yüksek güvenlik gerekçesi ile Full HD sabit kameralar kullanılırken, genel alanların izlemesi de HD çözünürlükte kameralarla gerçekleştirildi. Bu kameralar ayrıca yine Full HD hareketli (PTZ ) kameralarla desteklenerek güvenlik eksiksiz olarak sağlanmış oldu. Böylece tesislerin toplamında 690 adedi HD, 135 adedi Full HD ve 202 adedi hareketli olmak üzere
68 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
toplamda 1027 adet kameranın kurulumu yapıldı. Projenin tasarım aşamasında; her lokal merkezde görevlilerin kendi tesislerine ait kameraların canlı ve arşivlenmiş görüntülerini izlemesi ile beraber, Bakü’deki Avrupa Oyunları Güvenlik Merkezi’nde de istenilen her tesisin canlı izlemesi ve yine her tesisin kayıtlarının ikincil olarak bu güvenlik merkezinde de yapılması talep edildi. Bu talebi yerine getirebilmek adına, lokal merkezde Bosch Divar IP 7000 ve 6000 kayıt üniteleri ile BVMS yazılımı kullanıldı. Bu sayede her tesisin kendi izleme merkezinden, kendisine ait kameraların lokal kayıt ve izlemeleri yapıldı. Bunun yanında, Avrupa Oyunları Güvenlik Merkezi’nden, tüm tesislere ait 1027 adet kameranın ayrıca izlemesi ve yedek kayıtlarının yapılması da sağlandı.
BVMS Enterprise yazılımı Ana kontrol merkezinde, canlı izlemeler için, BVMS Enterprise ya-
zılımı kullanılarak lokal sistemlerin bir çatı altında toplanması sağlandı. Böylece kurulan videowalllarda, istenilen tesisin istenilen kamera veya kameraları canlı olarak kontrol edilebilmiş oldu. Yapılan konfigürasyonun bir diğer avantajı da yetkilendirmenin yapılması halinde herhangi bir tesisten başka bir tesisin canlı veya kayıtlı görüntülerine ulaşılabilmesinin sağlanması idi. Projenin gerekliliği olan ana merkezdeki ikinci kayıt talebi de yine merkeze kurulan yaklaşık 300TB’lık ISCSI kayıt cihazları ve Duetron yazılımı ile karşılandı. Bu sayede lokalde Bosch Divar IP ve BVMS aracılığı ile yapılan kayıtlar, ikinci olarak da ana kontrol merkezinde Duetron yazılım ile yedeklenmiş oldu. Bu organizasyonu başarı ile tamamlayan Bakü, 2017’de gerçekleştirecek bir diğer büyük spor organizasyonu olacak 4. İslami Dayanışma Oyunları için de hem geçer not almış oldu hem de hazırlıklarına başladı.
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Starlight karanlığı aydınlığa çeviriyor DINION IP Starlight 8000 MP; çok karanlık ortamlarda bile 5 megapiksellik görüntü detayı sağlıyor ve hareket eden nesneleri saniyede 30 kareye kadar 5 megapiksellik çözünürlükte yakalıyor. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ
B
osch güvenlik sistemleri, DINION IP Starlight 8000 MP ile günün her saatinde video gözetiminde yeni bir kalite ölçütü oluşturuyor. Bu video gözetim kamerası sahip olduğu üstün ve kapsamlı teknik özellikleri sayesinde kritik altyapı tesisleri, otoparklar, şehir izleme projeleri ve zorlu aydınlatma koşullarının olduğu diğer pek çok uygulamada
70 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
7/24 güvenliği sağlıyor.
DINION IP Starlight’ın özellikleri Işıklandırma koşullarına bakılmaksızın net görüntüler Çok düşük ışık koşullarında bile beş megapiksellik detaylar Daima mükemmel pozlama sağlamak için otomatik ışıklandırma Video kalitesinden ödün ver-
meden ağ filtreleme ve depolama maliyetinde yüzde 50’ye kadar tasarruf
En son teknoloji 7/24 güvenlik kamerası DINION IP starlight 8000 MP; çok karanlık ortamlarda bile beş megapiksellik görüntü detayı sağlıyor ve hareket eden nesneleri saniyede 30 kareye kadar 5 megapiksellik çözünürlükte
yakalıyor. Gelişmiş parazit giderme özelliğiyle bir araya getirilen en son sensör teknolojisi, renkli tamamen beş megapiksel çözünürlükte 0,0121 lux ışık hassasiyeti ve hatta 1080p çözünürlükte 0,00825 lux ışık hassasiyeti sunabiliyor. DINION IP starlight 8000 MP, diğer kameraların siyah beyaz görüntü sunduğu durumlarda tamamen renkli görüntüler sunuyor. Diğerlerinin hiç görüntü göstermediği durumlarda ise, detaylı siyah beyaz görüntüler almanızı sağlıyor. Dalgalı ön veya arka ışıktan kaynaklanan olası bozukluklar, Bosch’un benzersiz teknolojisi ile ortadan kaldırılıyor. Akıllı otomatik pozlama (iAE) teknolojisi, ilgilenilen nesnelerin kusursuz şekilde ışıklandırılmasını sağlayarak değişen ışık koşullarına otomatik olarak adapte edilebilmesi için kamera ışığını dinamik şekilde ayarlıyor. Akıllı otomatik pozlama teknolojisi aynı zamanda 1080p modu için büyük 103+16 DB’lik artış gerçekleştiren kameranın üstün dinamik erimine katkı sağlıyor.
Akıllı video analizi DINION IP starlight 8000 MP’nin bir diğer farklı özelliği de yerleşik akıllı video analizidir (IVA). IVA gerektiğinde sizi uyararak ilgili durumlara odaklanılmasına veya ilgilenilen konuların otomatik olarak izlenmesine yardımcı oluyor. IVA ayrıca, meta veri ekleyerek video verisine duyu ve yapı ekliyor. Bu da saatler boyunca kaydedilen videolardan ilgili görüntülerin hızlı şekilde geri alınmasını sağlıyor. Meta veri ayrıca, insan sayımı veya kalabalık yoğunluğu bilgisi gibi itiraz edilemeyecek adli kanıtlar sağlamak için veya iş süreç-
lerini en uygun hale getirmek için kullanılabiliyor. Kameranın mevcut 15 IVA kuralından 8’ini eş zamanlı olarak birleştirme yeteneğinin akıllı şekilde kullanımı ile karmaşık görevler kolay hale geliyor ve yanlış alarmlar en aza indiriliyor.
7/24 uzaktan erişim ve kamera kontrolü Sınırlı bant genişliği, HD video akışını mobil cihazlarda olanaksız hale getirirken dinamik çapraz kodlama teknolojisi, hem düzgün canlı video akışı hem de mevcut bant genişliği ne olursa olsun gerektiğinde HD (1080p) görüntülere anında erişim sağlıyor. Aynı zamanda, bir mobil cihaz üzerinden kamera kontrollerine, canlı video akışlarına ve HD görüntülere her yerden ve her zaman erişim olanağı da sunuyor. Dinamik çapraz kodlama teknolojisi, saatlerce kaydedilen video görüntülerinden doğru video verisini anında geri almanıza olanak sağlıyor. DINION IP starlight 8000 MP, Bosch DIVAR IP kayıt çözümlerinden biri veya Bosch VIDEOJET ile birlikte 1080p modunda dinamik çapraz kodlama ile destekleniyor.
Düşük depolama maliyetleri ve ağ filtreleme Depolama maliyetlerini ve ağ filtrelemesini azaltmak için
kamera, akıllı Dinamik Gürültü Azaltma (iDNR) teknolojisi özelliğine sahiptir. Bu teknolojinin gücü, bant genişliğinin sadece gerekli olduğu durumlarda kullanılmasını sağlamasından geliyor. Sahnede çok az hareket olduğu veya hiç hareket olmadığı durumlarda daha az bit hızı gereklidir. Dolayısıyla iDNR, hareket eden nesneler ve görüntü paraziti hataları gibi ilgili bilgiler arasından ayrım yaparak sahneyi aktif şekilde analiz ediyor. Parazit azaltma derecesi, önemli nesneler yakalanacak ve görüntü paraziti bozuklukları gizlenecek şekilde ayarlanıyor ve kameranın bit hızı en uygun seviyeye getiriliyor. Bu sayede iDNR, video kalitesinden ödün vermeden bit hızında ve bundan dolayı da depolama ve ağ filtrelemesinde %50’ye kadar tasarruf sağlıyor. Kameradaki yerel depolama, kısa ağ kesintilerini telafi ederek ağ performansını da geliştiriyor, böylece video verisinin kesintiye uğramadan VRM sisteminde sürekli olarak kullanılabilmesini sağlıyor. Bosch’un IP standart ve yüksek çözünürlüklü kameraları, video kodlayıcıları ve analitikleri geniş çaplı güvenlik yazılımlarının yanı sıra Bosch’un ve diğer pek çok üreticinin kayıt çözümleriyle de sorunsuz bir şekilde çalışıyor.
Starlight yerleşik akıllı video analizi kalabalık yoğunluğu bilgisi gibi itiraz edilemeyecek adli kanıtlar sağlamak için veya iş süreçlerini en uygun hale getirmek için kullanılabiliyor. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 71
ELEKTRONİK GÜVENLİK
Mineirão Stadyumu güvenlik uygulaması Resmi adı Estádio Governador Magalhães Pinto olan Mineirão Stadyumu, akıllı güvenlik sistemleri ve sürdürülebilir güç tüketimi özellikleriyle birlikte 64.000 kişilik çok amaçlı bir arenaya dönüştürülüyor. SONY
Z
orluklar
Bundan 48 yıl önce, 5 Eylül 1965’te Seleção Mineira ile River Plate arasında oynanan maçla Estádio Governador Magalhães Pinto Stadyumu resmi olarak açıldı. Popüler adı Mineirão olan stadyum, o günden bu yana pek çok kez yenilendi ve Belo Horizonte Belediyesi Kültürel Miras Danışma
72 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Komitesi’nin listesine girdi. 2014 FIFA World Cup’a (Dünya Kupası) ve 2016 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanan Mineirão’yu çok amaçlı bir arenaya dönüştürmek için büyük ölçekli bir çalışma gerçekleştiriliyor. Minas Arena tarafından yönetilen ve ülkenin başta gelen stadyumlarından biri olarak bilinen Mineirão, şimdi de dünyanın en önemli iki spor etkinliğine ev
sahipliği yaparak hak ettiği değere kavuşuyor. Yaşanan en büyük zorluk, yurt dışındaki başlıca futbol stadyumlarında kullanılan standartlarda ve hatta bu standartları aşan yüksek teknolojileri içeren bir güvenlik çözümü bulmaktı. Bu çözümün hem FIFA gereklilikleriyle uyumlu olması hem de belirlenen bütçeyi aşmamak için uygun fiyatlı olması gerekiyordu. Planlama ve yapım
aşamasında bir Teknoloji Komitesi kuruldu. Bu komite, FIFA gereklilikleriyle uyumlu en gelişmiş teknolojiyi kullanarak Minas yönetiminin genel duyurusu için sistemler, BT ve telekomünikasyon çözümleri tanımladı.
Çözüm Sistem entegratörü Johnson Controls, dikkate alınması gereken parametreleri belirledi ve proje için Sony kameralarını seçti. Seçim sürecinde her birinin kendine özgü gereksinimleri temel alınarak çeşitli kamera türleri değerlendirildi. Johnsons Controls tarafından seçilen çözüm, 364 adet Sony güvenlik kamerası içeriyordu. Seçilen çözümdeki kameralardan 275 tanesi sabit HD yüksek çözünürlüklü kamera, 89 tanesi de optik ve dijital yakınlaştırmalı mobil HD yüksek çözünürlüklü hızlı dome kameraydı. Sabit kamera gereksinimleri için Sony SNC-DH180 kullanıldı. Vandalizm’den korunmak için kullanılan bu kamerada, karanlıkta bile görüntü sunmayı garantileyen bir kızılötesi aydınlatıcı bulunur. Bu kameralar, saniyede 30 kare ve PoE (Ethernet Üzerinden Güç) sistemi sunarak veri aktarımı kablosuyla çalıştırılabilen ve bu sayede gerekli altyapıyı basitleştiren yüksek çözünürlüklü HD kameralardır. Sony SNC-ER520 hızlı dome kameralar, 360º sürekli yatay
kaydırma görüntü kalitesi sunan; geniş görüş alanı, PTZ 36x optik işlevler ve 12x dijital yakınlaştırma içeren mobil kameralar için kullanıldı. Güç sistemleri HPoE’dir (Ethernet Üzerinden Yüksek Güç). Kameralar; iç kısımların, stantların ve kritik alanların izlenebilmesi için stratejik konumlara kuruldu. Bu konumlar; iç koridorları, otoparkları, turnike geçiş alanlarını ve sahayı içeriyordu. CCTV sisteminde üretilen tüm görüntüler Mineirão’nun Operasyon Kontrol Merkezine yönlendirilir. Bu görüntüler, güvenliğin sağlanmasına destek olmak için gerçek zamanlı olarak izlenir. CCTV operasyon ve yönetim yazılımı mevcuttur ve tüm görüntüler belirli bir süreliğine bir sunucuda depolanır. Johnson Controls, proje için en iyi ortağı seçmek amacıyla geniş kapsamlı bir pazar analizi yaptı. Şirketin gücüne güç katacak, uygun teknik uzmanlığa sahip ve çalışanlara en iyi eğitimi sunacak potansiyeli olan bir ortak istiyorlardı. Şirketin kriterlerine en çok uyan seçenek olduğu ve stadyum için gereken güvenilirlik ve çeşitliliği sağladığı için Teknoloji Komitesi’nin onayıyla ortak olarak Sony seçildi. Sony’nin kameraları
stadyumun CCTV yönetim altyapısına kolayca entegre edildi. Sony IP kameralar, yüksek kaliteli görüntü standartları sunmasının yanı sıra DEPA (Dağıtık Geliştirilmiş İşlem Mimarisi) akıllı görüntü analizi özellikleri de sağlar. Tüm bunlar Minas Arena’ya yüksek kaliteli görüntü analizi için mükemmel kayıt ve izleme çözümünün yanı sıra stadyumun içinde ve etrafında alarm etkinleştirme ve yürütme aracılığıyla algılama özellikleri sunar.
Sonuçlar Sony sistemlerinin planlama, kaynak sağlama ve kurulum aşamaları 2012’nin Mart-Aralık ayları arasında rekor bir sürede tamamlandı. Stadyum, Johnson Controls ve Minas Arena Teknoloji Komitesi tarafından belirlenen güvenlik gereksinimlerini karşılayan son teknoloji ürünü bir güvenlik çözümüyle donatıldı.
Sony sistemlerinin planlama, kaynak sağlama ve kurulum aşamaları 2012’nin MartAralık ayları arasında rekor bir sürede tamamlandı. Stadyum, Johnson Controls ve Minas Arena Teknoloji Komitesi tarafından belirlenen güvenlik gereksinimlerini karşılayan son teknoloji ürünü bir güvenlik çözümüyle donatıldı. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 73
BİLGİ GÜVENLİĞİ
Endüstriyel sistemlere yapılan sanal saldırıların içyüzü Rus petrol şirketi Gazprom’un boru hattı sistemine yüklenen bir truva atı ile saldırı gerçekleştirildiği yönünde haberler çıktı. Haberlere göre saldırı sonucu gaz akımı birkaç saat boyunca kesintiye uğradı. Ancak bu haberler Gazprom tarafından hiçbir zaman doğrulanmadı. Ruchna NİGAM / Güvenlik Araştırmacısı FORTİNET FORTİGUARD LABS
i
ran’a karşı 2010 yılında Stuxnet virüsü ile yapılan sanal saldırı SCADA (Veri Tabanlı Kontrol ve Gözetleme Sistemi) olarak bilinen endüstriyel sistemlerin açıklarını gündeme getirmişti. Peki, bu sistemlere yönelik tehditler ne zamandan beri var? Siber suçluların endüstriyel sistemleri hedeflerken kullandıkları araçlar neler? Bu saldırıların
74 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
etkileri neler? SCADA; fiziksel donanımları kontrol eden sistemleri tanımlamakta kullanılan bir terimdir. Bu sistemler enerji santrallerindeki türbinler, petrol ve gaz boru hatları; havalimanlarındaki metal detektörler; hatta ısıtma, havalandırma ve enerji tüketimi gibi faaliyetlerin kontrol ve denetimini yapan tesisler gibi birçok endüstriyel uygulamalarda
kullanılıyor. Bu tip sistemlere yönelik bir saldırının genellikle ciddi zararlara yol açması SCADA sistemlerini hackerlar için oldukça çekici hedefler haline getiriyor. Ne yazık ki Stuxnet virüsü ile yapılan saldırının boyutu ile endüstriyel alanda faaliyet gösteren şirketlerin bu sistemlere yönelik siber saldırıların potansiyel yıkıcı etkilerine ancak dikkatlerini çeke-
bildi. Bilgisayarlara karşı yapılan geleneksel saldırılarda genellikle maddi hasar ortaya çıkmazken Stuxnet; gelişmiş solucan ve virüslerin yalnızca şirket verilerine karşı değil ayrıca su kontrol sistemlerine, kimyasal madde üretimine ve enerji altyapısına karşı yıkıcı kapasiteye sahip olduğunu ortaya koydu. Ancak Stuxnet; SCADA sistemlerini hedef alan ilk virüs değil. Geçen yıllar içerisinde SCADA sistemlerini hedef alan ve bilinen ciddi saldırıları üç ana kategoriye ayırabiliriz:
Teyit edilemeyen saldırılar 1982: SCADA sistemlerine karşı ilk saldırı 1982 yılının başlarına kadar gidiyor olabilir. Farewell Dossier isimli belgelere göre ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA), Sovyetler Birliği’ne bozuk ürünler ve cihazlar satılması için faaliyetlerde bulundu. Bu ülkeye satılan bir donanımın içerisine bir truva atı yerleştirilir ve bu donanım Truva atı, Trans Sibirya Gaz Boru Hattı’nda patlayamaya neden olur. Ancak hatalı türbinlerin kurulumundan bahsedilmesine karşın bu kazadan hiç bahsedilmeyen Farewell Dossier dokümanlarında bu patlama resmi olarak hiçbir zaman teyit edilmedi. 1999: İçeriden bir kişinin de yardımı ile Rus petrol şirketi Gazprom’un boru hattı sistemine yüklenen bir truva atı ile saldırı gerçekleştirildiği yönünde haberler çıktı. Haberlere göre saldırı sonucu gaz akımı birkaç saat boyunca kesintiye uğradı. Ancak bu haberler Gazprom tarafından hiçbir zaman doğrulanmadı.
Kasıtsız hedefler Bazı SCADA sistemlerine saldırılar doğrudan yapılmadı. Başka
hedeflere yapılan saldırılar bu sistemlere sıçradı. 2003: ABD’deki Davis-Besse Nükleer Enerji Santrali önce Slammer daha sonra Sobig isimli solucanların kurbanı oldu. Slammer solucanı servisleri engelleyerek (DoS saldırısı) ağ bağlantısının yavaşlamasına neden olurken Sobig, e-mail üzerinden spam mailler atıyordu. Fiziksel etkileri: Davis-Besse Nükleer Enerji Santrali’ne bir şey olmadı ancak Slammer adı açıklanmayan başka bir SCADA ağını çökertmişti. CSX şirketinin merkezinde bir bilgisayar sistemine bulaşan Sobig; sinyalizasyon ve diğer sistemleri kapatmış bunun sonucunda tren seferlerinde gecikmeler yaşanmıştı. 2004: Sasser solucanı arabellek taşması açığını kullanarak savunmasız olan diğer sistemlere yayılmış bunun sonucunda British Airways, Railcorp ve Delta Airlines gibi ulaştırma şirketleri zarar görmüştü. Ortaya çıkan bazı agresif değişkenler ağ genelinde tıkanmalara neden olmuştu. Fiziksel etki: Tren ve uçak seferlerinde rötarlar yaşandı hatta bazı durumlarda uçak seferleri iptal edildi. 2009: Fransız donanması da Conficker solucanının bir kurbanı oldu. Windows’taki bir açığı
kullanan solucan tahmin edilebilen yönetici şifreleri ile kendisini bilgisayarlara yükledi. Buradan diğer makinalara yayılan solucan kendisini güncelledikten sonra daha fazla zararlı içerik indirip makinalara kurmaya başladı. Fiziksel etki: İniş yapan uçaklara yol gösteren uçuş planları yüklenemedi.
Teyit edilen saldırılar Özellikle SCADA sistemlerinin hedef alındığı saldırılar ise şu şekilde: 2009: Exxon; Shell ve BP gibi petrol, gaz ve petrokimya şirketler, hedef odaklı kimlik avı yöntemini kullanarak yayılan Night Dragon virüsünün saldırısına uğramıştı. Virüs bulaştığı bilgisayarların, saldırıyı gerçekleştiren hackerlar tarafından uzaktan yönetilmesine imkân veriyordu. Fiziksel etki: Bir şey olmadı. Ancak saldırganların SCADA sistemleri için geliştirilmiş operasyon planlarını çaldığı ve hatta veri topladığı şeklinde haberler yapılmıştı. 2010: Stuxnet; İran’ın Natanz nükleer tesisinde casusluk yapan ve buradaki endüstriyel sistemleri yeniden programlayan bir solucandı. Solucan verilere müdahale
ABD’deki Davis-Besse Nükleer Enerji Santrali önce Slammer daha sonra Sobig isimli solucanların kurbanı oldu. Slammer solucanı servisleri engelleyerek (DoS saldırısı) ağ bağlantısının yavaşlamasına neden olurken Sobig, e-mail üzerinden spam mailler atıyordu.
Eylül 2014 Güvenlik Yönetimi n 75
BİLGİ GÜVENLİĞİ
ederek bu verileri birer programlanabilir akıllı kontrolcüye (PLC) çeviriyordu. Fiziksel etkisi: İran’ın nükleer santrifüjlerinin beşte birini kullanılamaz hale getirdi. 2014: 2014’te iki virüs daha bulundu ancak bu virüslerin etkilediği kurumlar ile ilgili bir haber ortaya çıkmadı. Havex; bayilerin internet sayfalarına sızarak buradaki SCADA yazılımlarına bulaşmış ardından bu yazılımların bilgisayarlara indirilmesi ile yayılmıştı. Bu virüs; endüstriyel donanımlardan veri toplayan ve bu verileri komuta-kontrol sunucularına gönderen yerel ağlardaki sunucuları tarıyordu. Burada hackerların motivasyon kaynağı veri hırsızlığı ve casusluk idi. Blacken virüsü ise mevcut bir botnetin komuta kontrol sunucunda ortaya çıktı. Bu virüs SCADA yazılımı ve GE Cimplicity kullanıcılarını hedefliyor ve yazılımın ana dizinine çalıştırılabilir kodlar yüklüyordu. Bu kodlardan bazıları uzaktan çalıştırılabilen botlar idi. Virüs ayrıca Cimplicity
76 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Stuxnet; İran’ın Natanz nükleer tesisinde casusluk yapan ve buradaki endüstriyel sistemleri yeniden programlayan bir solucandı. Solucan verilere müdahale ederek bu verileri birer programlanabilir akıllı kontrolcüye (PLC) çeviriyordu. yazılımın tasarım dosyalarından da yararlanıyordu ancak bu dosyaları ne için kullandığı henüz bilinmiyor. Fiziksel etki: Henüz bildirilen bir olay yok. Son olarak önemli noktalardan bir tanesi de Almanya Federal Bilgi Güvenliği Dairesi (BSI)’ne göre 2014 yılında bir Alman çelik fabrikasının bilgisayar ağlarına yapılan saldırı büyük çaplı zarar verdi. Hedef odaklı kimlik avı mailleri ve karmaşık sosyal mühendislik tekniği kullanan saldırganlar çelik fabrikasının ağına erişim sağladı. Saldırganlar buradan da üretim ağına
sızdı. Haberlere göre bu saldırganlar yalnızca geleneksel IT güvenliğinde uzman birinin sahip olduğu teknik bilgiler dışında Endüstriyel Kontrol Sistemleri (ICS)’nin detaylı teknik bilgilerine ve kullanılan üretim sürecine de hâkimdi. Fiziksel etki: Zararlı yazılımın detayları bilinmese de haberlere göre bu saldırı kişisel kontrol bileşenlerinin bozulmasına ve maden eritme ocağının kontrolsüz bir şekilde kapanmasına neden oldu. Sonuç olarak zararlı yazılım devasa bir zarar verdi. Özetlemek gerekirse; yukarıdaki örneklerden yola çıkarak saldırıların karlı SCADA sistemlerini hedeflemesine karşın yaygın olmadıklarını söyleyebilirsiniz. Stuxnet ve Alman çelik fabrikasını hedefleyen virüs dışında diğer saldırıların fiziksel zararları olmadı. Neden? Bu karmaşık saldırılar, sadece ileri teknik yeteneklere ve saldırılan altyapı ile ilgili bilgilere değil aynı zamanda büyük finansal kaynaklara da ihtiyaç duyuyor ki her siber suçlu bu kaynaklara sahip değil. Siber suçların nasıl değişim gösterdiğine baktığımızda bazıları bu tarz yıkıcı saldırıların artmasını bekleyebilir ki bu da şirketlerin bu saldırılara karşı hazırlanmaları gerektiğini ortaya koyuyor.
GÜVENLİK HİZMETİ
Sürdürülebilirliğin sağlanmasında uzaktan eğitimin araç olarak kullanılması Küreselleşen iş dünyasının bireylerden beklentilerinin artması ile birlikte eğitimin nitelik ve niceliği konusunda ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. Oryal ÜNVER / Ö.G.F. Yönetim Kurulu Başkanı
B
ilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, iş yapış şekillerinin değişmesi ve insan sermayelerini geliştirilme gereksinimlerinin artması nedeniyle firmalar stratejik politikalarında değişiklik yapmak gereksinimi duymaya başlamışlardır. Pratikte bu gereksinim en çok
78 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
insan sermayesinin geliştirilmesi için gereken eğitim çeşitlerinin artması, dolayısıyla firmaların bu kapsamda daha fazla kaynak ayırmaları gerektiğinde ortaya çıkmaktadır. Küreselleşen iş dünyasının bireylerden beklentilerinin artması ile birlikte eğitimin nitelik ve niceliği konusunda ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. Eğitim alan
birçok kişi eğitimler ile birlikte yeterli seviyede veya kalitede eğitim alamamakta veya öngörülen daha az seviyede katma değer üreten eğitimlerle karşılaşmaktadır. Bu şekilde zaten az olan kaynaklar verimsiz kullanılarak genel bir sorun yaşanmaktadır. Buna ek olarak nitelikli eğitim gereksinimi sadece iş ile sınırlı olmamakta,
insan olmanın bir parçası olarak tüm hayatımıza yansımaktadır. Bu bağlamda firmaların insan sermayelerini geliştirmek için eğitim gereksiniminden vazgeçemeyeceklerine göre, nitelik ve nicelik kavramlarının iyileştirilmesi de dahil olmak üzere, bu gereksinimleri firmalar için kaldıraç olarak nasıl kullanılacağı sorusuna cevap verecek çözümlere gitmeleri daha gerçekçi olacaktır. Firmalar kendi ihtiyaçlarını aynı zamanda sektör ihtiyacı olarak değerlendirdiklerinde ise kaldıraç etkisinin olumlu yönde şiddeti toplam satın alma maliyetinin düşmesiyle birlikte çok daha fazla artmaktadır.
Kullanılacak araçlardaki temel kavramlar Bilgi Okuryazarlığı: Bilgi okuryazarlığı, bilgiye ne zaman ve neden ihtiyaç duyduğunuzu, nerede bulabileceğinizi, nasıl değerlendireceğinizi ve etik bir biçimde nasıl ileteceğinizi bilmektir. Bu tanımlama kapsamında bilinmesi gerekenler şunlardır: Bilgiye olan ihtiyacınız Mevcut kaynaklar Bilgiye nasıl erişileceği Elde ettiğiniz sonuçları değerlendirme gereği Sonuçlarınız ile nasıl çalışacağınız veya onlardan nasıl yararlanacağınız Bilgiyi kullanmakta etik ve sorumluluk Gerektiği durumlarda sonuçları nasıl ileteceğiniz ya da paylaşacağınız Sonuçları nasıl yöneteceğiniz (Kay Raseroka, IFLA eski başkanı). “Bilgi okuryazarlığı” karmaşık ve değişken bir dünyada gerekliliği gittikçe artan ömür boyu eğitim için temel oluşturmaktadır.
Bireysel kalite: Verimlilik gereksinimi ve hızlı değişimler nedeniyle ISO (International Standartizations Organizations) gibi kalite sistemlerinin uygulanmasını güvence altına alan sertifika sistemlerine talep artışı vardır. Birey olarak kendimiz için üst seviyede standartlar koyar ve elimizden gelenin en iyisini yaparsak bu yaşam içinde farklılık yaratacaktır. Bu yaklaşım yaşam kalitesinin korunmasını sağlayacaktır.
şılaştıkları sorunlar ve kullanılan temel araçlarla ilgili tanımlara bakıldığında ve sorunları çözmek için temel tanımlardan hareket edildiğinde karşımıza çıkan modeller içinde en etkin olanı eğitim ve yönetim birleşimini sağlayan uzaktan eğitim modeli olarak ortaya çıkmaktadır. Bu model yapısı gereği mobil cihazları kullanan, mevcut sistemi destekleyen süreç temelli ve bütünleşik çalışan bir modeldir.
Standartlaşma ve sertifikalandırma
Tablet ve akıllı telefon destekli uzaktan eğitim sistemi
Standartlaşma ISO tanımına göre “Belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere bütün ilgili tarafların yardım ve işbirliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemidir”. Standardizasyon işleminde kalitenin alt sınırı tespit edilmek suretiyle belirlenen düzeyin altında mal ve hizmet üretimine müsaade edilmemektedir. Sertifikalandırma ise yetkili merciler tarafından verilen ve herhangi bir standardı karşıladığını onaylayan belgedir. Kişisel gelişim: Yaşam boyunca topluma destek olan işle ilgili toplam katkınız veya profesyonel yaşamda yaptığınız bütün gelişmeler olarak tanımlanabilir.
Bilgi okuryazarlığı kapsamında bilinmesi gereken 8 maddeye bakıldığında farklı işlevleri merkezi bir noktadan destekleyen yapıya gereksinim duyulduğu görülmektedir. Ayrıca bu yapının her sektörün kendine has koşullarını da kapsayacak şekilde sektör gereksinimlerini genel amaçlı yapılara uydurmak şeklinde değil; sektöre özel gereksinimleri sağlayan yapılar oluşturulması gereği de açıkça gözükmektedir. Bu kapsamda bilgi okuryazarlığının sağlanmasını sağlayacak olan erişim kolaylığı olan bir uzaktan eğitim sistemidir. Bu sistem bize bilgi okuryazarlığında bilinmesi gereken maddelerin hepsini sağlayacaktır. Bunlar; Bilgiye olan ihtiyacınız Önerilen sistemde sektörün ihtiyacı olan her türlü bilgiyi koymak, aktarmak, son kullanıcıya
Kaldıraç olarak kullanılacak araçlar Bu noktaya kadar firmaların kar-
Kişisel gelişim yaşam boyunca topluma destek olan işle ilgili toplam katkınız veya profesyonel yaşamda yaptığınız bütün gelişmeler olarak tanımlanabilir. Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 79
GÜVENLİK HİZMETİ
Karlılık ve çevikliği sertifikasyon ile birleştirdiğinizde sektöre standart bilgi seviyesine nitelikli eleman yetiştirilecek ve ara eleman bulamam sorunu da ortadan kalkacaktır. ulaştırmak mümkündür. Mevcut kaynaklar Sektör olarak birleşildiğinde eğitim gereksiniminin ve kalitenin çok daha düşük maliyetle, eğitim sayısından bağımsız olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir. Aynı zamanda hızın artması ve toplam sahip olma maliyetinin düşmesiyle birlikte verimlikte artacağından kaldıraç etkisi hemen görülmeye başlanacaktır.
Bilgiye nasıl erişilir? Bilgiye erişim için akıllı telefon, tablet, bilgisayar gibi alternatif araçlar kullanarak bilgiye erişim planlanacaktır. Günümüzde elde edilmesi kolay olan bu araçlara sahip olmayanlar için ise merkezi bilgisayarlarla çalışma, tablet satın alma destekleri ve kolaylıkları gibi alternatifler bulunmaktadır.
Elde ettiğiniz sonuçları değerlendirme gereği Yapılan tüm eğitimler ve sonuçlar anında kayıt altında alındığından raporlama sistemi sayesinde anında sonuç görmek, gereken raporları almak ve buna göre eyleme geçmek mümkün olacaktır. Sonuçlarınız ile nasıl çalışacağınız veya onlardan nasıl yararlanacağınız; sonuçların anında alınması sayesinde sektör olarak alınacak kararlar çerçevesinde en az yeterlilik seviyeleri belirlenmiş olacak, tüm sektöre aynı nitelikte ve standartta insan sermayesi sağlanacaktır.
80 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Bilgiyi kullanmakta etik ve sorumluluk Sektör çapında alınacak etik ve sorumluluk kararları anında uygulanabilecek, arada boşluklar kalmayacaktır. Gerektiği durumlarda sonuçları nasıl ileteceğiniz ya da paylaşacağınız, sonuçlar anlık olarak takip edileceğinden anında paylaşım ve kitlesel duyurular her zaman mümkündür. Sonuçları nasıl yöneteceğiniz tüm sonuçlar sistemin sektöre özel süreç bazlı yönetim altyapısı ile yönetilebilecektir. Alınacak kararlar anında sisteme yansıyacak ve bildirimler anında yapılabilecektir.
Sistemi destekleyen süreç bazlı yönetim modeli Süreç temelli yönetim modeli uygulandığında; Eğitimlerin kullanıcı rolleri ile planlanması ile hız sağlanmakta Pozisyon aday adaylığı kavramı ile eğitimlerin otomatik olarak kullanıcıya açılması ve takibi ile nitelikli eleman garanti edilmekte Pozisyon adaylığı öncesinde ölçümleme ile pozisyona hazır personelin başvurabilmesi sağlanarak eğitimli personelin o görev için hazır olmasını sağlanmakta Toplam eğitim puanlaması ile personel performansının ölçümlenmesi ve sıralanması sağlanmaktadır.
Modelin bütünleşik çalışabilmesi Modelin bütünleşik olarak çalı-
şabilmesi için 5 faktör gereklidir. Bunlar; IT Desteğinin düzenli sağlanması İzlenebilir ve yönetilebilir olması İhtiyaca uygun içerik olması Eğitimlere talep olması Öğrenci sayısından bağımsız olmasıdır. Sektörel bazda bu faktörler de sağlandığında artık sistem olarak kurulabilir ve kaldıraç etkisini yaratacak yapı kurulmuş olmaktadır.
Sonuç Sektörel bazda ele alındığında yukardaki faktörleri sağlayan altyapı ile beraber doğru model uygulaması sayesinde firmalar kaldıraç olarak kullanılabilecek bir araca sahip olacaklardır. Bu sayede derneklerin, kurumların bağışlara olan bağımlılığı bitecek; personel sirkülasyon problemine çözüm bulunacak ve sürdürülebilir yapı kurulmuş olacaktır. Sistemin kendi kendini finanse eden yapısı sayesinde öğrenci sayısı ve eğitim çeşitliliği arttıkça karlılık ve çeviklik artacaktır. Karlılık ve çevikliği sertifikasyon ile birleştirdiğinizde sektöre standart bilgi seviyesine nitelikli eleman yetiştirilecek ve ara eleman bulamam sorunu da ortadan kalkacaktır. Böylece bilgi okuryazarlığı, bireysel kalite, standartlaşma ve kişisel gelişim aynı sürdürülebilir yapı içinde sağlanmış olacaktır.
Kaynaklar: First International Conference on Innovations in Learning for the Future: e-learning http://www.ilipg.org/bilgi-okuryazarligi Bilgi Ekonomisinde İK Yönetimi, Mark L.Lengnick-Hall, Cynthia A.LengnickHall, Dışbank Yayınları
GÜVENLİK HİZMETİ
Yaşam emniyeti, güvenlik ve operasyonel çatışmalar
Gecikmeli çıkış uzaklaşmaya çalışan bir çocuğu korumak adına sesli alarm sağlayarak personeli uyarır; 15 saniyelik gecikme kilidini ve tehlikeli bir durumu önlemek için yardımcı olarak personele ek süre sağlar. Çeviri: Arzu YÜKSEL
D
ünyamız tehditlerle doludur. Binalar ve sistem donanımları yangına maruz kalma riskine karşı tasarlanmıştır. Biz bu sistemlerin bize sağladığı güvenlik özelliklerinin garantisi ile hareket etsek de
82 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
bu tehditler günlük hayatımızı etkilemektedir. Oluşturulan yangın ve can güvenliği kodları yangın esnasında binalardan çıkışın hızlı ve güvenli bir şekilde yapılabilmesini sağlamak üzere tasarlanmıştır, güvenlik ve erişim kontrol sistemleri bedensel zarar
tehdidine karşı öğrencilerimizi korur. Her rehber (kılavuz), iyi bir sistemin oluşturulmasını planlamıştır ancak bazı durumlarda oluşturulan sistemler arasında çatışma olabilir ve personel çoğaldıkça da bu problemler yaşanabilir. Örneğin, yetkili perso-
nelin acil durumlarda tesisinizde hareketine nasıl karar verirsiniz, sınırlı bölümlere erişmesi konusunda ve halen devam eden acil durumlarda çıkışı nasıl olmalıdır? Hoşnutsuz bir personelin, kindar bir öğrencinin veya yolda ki bir yabancının saldırısına maruz kaldınız mı? Erişim kontrol sisteminiz ne kadar etkili, eğer personel veya öğrenciler kapıları açık bulduklarında sisteminiz nasıl işliyor? Bazı kontrol sistemleri yerleştirilebilir mi, “ADA” (Amerikan Sistemleri) koşullarına uyuyor mu? Gecikmeli çıkış ve elektrikli çıkış cihazları, bu ürünler daha fazla koruma ve kolaylık sağlamaktadır. Eğitim tesislerinde gecikmeli giriş kullanımı genellikle can güvenliği kodları ile sınırlandırılmıştır buna rağmen, belirli koşullar altında kullanıcıları korumak adına yapılabilir. Gecikmeli çıkış cihazları güvenli açıklıklara çıkışı kontrol etmek, güvenlik personeli tarafından belirli bir koridorun trafiğini izlemek, personelin serbestçe hareket etmesine izin verecek erişim kontrolü için kullanılır. Elektrikli mandal retraksiyonu (geri çekilme) ve otomatik kapı operatörleri ile kombine edilebilir. Tesisin ziyaretçi, öğrenci ve yaya trafiğini kontrol ederken yoğun bir cadde yakınında yer alan oyun sahasının kapısı endişe nedeni olabilir, can güvenliği kodları kapıların kilitlenmesini kısıtlayabilir veya gecikmeli çıkış uygulaması olabilir. Gecikmeli çıkış uzaklaşmaya çalışan bir çocuğu korumak adına sesli alarm sağlayarak personeli uya-
rır 15 saniyelik gecikme kilidini ve tehlikeli bir durumu önlemek için yardımcı olarak personele ek süre sağlar. Tüm gecikmeli çıkış sistemleri, yangın alarmlarına da bağlı olmalıdır. Erişim kontrol sistemleri ve geçici ziyaretçi rozetleri çoğu okul bölgelerinde yaygın hale gelmiştir ancak ne olursa olsun kampüsün büyüklüğüne göre teknolojinin sınırlı alanlarında sadece yetkili personelin erişimi ile kontrol sağlanabilir. Ne yazık ki, bazen okulların kilitli olması gerektiği kabul edilen bir gerçektir. Kilitleme, büyüklük, kapı sayısı ve tesisin türüne bağlı olarak değişir. Bazen tüm sınıf kapıları ve muhtemelen kafeterya, kütüphane, spor salonuna ait kilitleme tüm dış kapı güvenliğine de yardımcı olur.
Elektrikli takip güvenliği artırır Bir okulda elektrikli (dogging) takip kullanımı işleri kolaylaştırabilir, bu cihazları binanın merkezi bir bölgesinde yerleştirebilir ve bir kontrol anahtarı tarafından enerjisi sağlanabilir, bu eylem itme kapıları tutar ve elektronik yoluyla yapılandırır, kilitlenme gerektiren kampüs içindeki
bölgenin çeşitli anahtarları aktive edilebilir. Tüm cihazların enerjisini sağlamak, donanımlı her kapıda girişin engellenmesi ve güvenli modun sağlanması, mekanik kilitleme seçenekleri sisteminin etkinliğini arttırdığı gibi tehlikeye de atabilir bunun da farkında olunmalıdır. Ayrıca bu makale de tanıtılan (EDK) elektrikli takip cihazı, EDK monitör LED’ler için şalter yaptırılır. Böyle bir uygulama, bir öğretmen ya da yönetici için kendi oda güvenliğini sağlamaya yarar, bir öğle yemeği molası durumunda anahtarı geçersiz kılma, elektrikli takip cihazı ve mekanik takip ilavesi ile karıştırılmamalıdır. Mekanik takip sistemine uzaktan müdahale edilemez.
Doğru sistemin oturtulması Teknolojinin tüm parçalarının bir arada çalışmasını sağlayan anahtardır. Üreticileri talepler doğrultusunda kablolama ve yükseltici çizimler ile yapılandırılmış bir sınıf için uygulamalı takım “kit” yaratabilirler. Devre şemasında olmayan ürünlerin sadece bir listesini tedarik edebilir veya hangi öğeler birbirine entegre edilmiştir, şartname hazırlayacak olanlar konuya ilişkin dikkatli olmalıdır.
Bir okulda elektrikli (dogging) takip kullanımı işleri kolaylaştırabilir; bu cihazlar binanın merkezi bir bölgesine yerleştirebilir ve bir kontrol anahtarı tarafından enerjisi sağlanabilir.
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 83
GÜVENLİK HİZMETİ
Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Çalıştayı yapıldı Çalıştayın amacı; kamu ve özel güvenlik sektörü işbirliğinin etkin olarak tesisinin yansıra özel güvenlik sektörünü kalite odaklı ve yüksek standartları olan bir sektör haline getirmektir.
G
üvenlik Servisleri Organizasyon Birliği (GÜSOD)’un girişimi ile başlayan ve takiben T.O.B.B Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen ortak çalışma platformunda GÜSOD’un da destekleri ile bir program çerçevesinde 2-3 Temmuz 2015 tarihlerinde ANKARA’da Holiday Inn Otel’de sektör taraflarının katılımları ile bir çalıştay düzenlenmiştir. Çalıştay’ın açılış konuşmaları TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanı Hasan Gazi ÖZER ve Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanı Musa TİYEK yapmıştır. Çalıştayın amacı; kamu ve özel güvenlik sektörü işbirliğinin etkin olarak tesisinin yansıra özel güvenlik sektörünü kalite odaklı ve yüksek standartları olan bir sektör haline getirmektir. Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Çalıştay’ı için 11 çalışma konusu belirlenmiştir. Konu:1 Özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşulları ve özlük hakları Konu:2 Kamu kuruluşlarında özel güvenlik hizmet alımları
84 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
Konu:3 Stadyumlarda ve spor müsabakalarında özel güvenlik hizmetleri Konu:4 Özel güvenlik eğitimleri Konu:5 Deniz Limanlarında görev alacak güvenlik görevlilerine ilişkin uluslararası mevzuatlar (ISPS CODE) ile uyumlu eğitim programlarının uygulanması Konu:6 Raylı sistem güvenliği Konu:7 Havalimanları güvenliği Konu:8 Özel güvenlik otomasyon sistemi Konu:9 Özel güvenlik denetimleri Konu:10 Alarm izleme merkezi standartları Konu:11 Para ve Kıymetli Eşya Taşama Faaliyetleri (CIT) Çalışma konularından; deniz limanlarında görev alacak güvenlik görevlilerine ilişkin uluslararası mevzuatlar (ISPS CODE) ile
uyumlu eğitim programlarının uygulanması, raylı sistem güvenliği, havalimanları güvenliği ile para ve kıymetli eşya taşıma faaliyetleri (CIT) 2-3 Temmuz 2015 tarihlerinde çalıştayın birinci bölümünde görüşülmüştür. Diğer 7 konu ise 29-30 Temmuz 2015 tarihlerinde Bolu Gazelle Resort Otel’de düzenlenecek olan çalıştayın ikinci bölümünde ele alınacaktır. Ülkemizin Avrupa Birliği üyelik sürecinde Avrupa özel güvenlik sektöründe oluşan değişim ve gelişmeleri yakinen takip etmek ve Avrupa ülkelerindeki kamu ve özel güvenlik işbirliği uyumunu referans alma ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda bu çalıştayların sektör gelişim sürecine olan katkıları büyük önem arz etmektedir.
YANGIN GÜVENLİĞİ
Yangın korkulu rüyanız olmasın Yangınların birçoğu insan hatası yüzünden çıkmaktadır. Yaşamın bütün evrelerinde güvenlik ön plana çıkmıştır ki yangın riski tüm hayatımız boyunca korkulu rüyamız olmuştur. Güngör YILMAZ / Yangın Uzmanı ARES YANGIN VE GÜVENLİK
T
ürkiye’de neden yangın mühendisliği yok? Yangın durumunda Kimler ölümden kaçar? Kimler ölüme koşar, Neden İtfaiyecilik bir meslek dalı değil; bu kadar önemli bir konu da yaptırımlar neden etkili değil? Neden yasak savar şeklinde çözüm bulmaya çalışırız, yaşantımızda korkulu rüyalarımız olan yangın için tasarımda değil de en son çare aramaya başlarız. Yangın eğitimlerinde hep örnek olarak anlattığım bir olayı burada da paylaşmak istiyorum. Ankara Ulus’ da Modern Çarşı adında bir iş hanı vardı. Bu çarşı 14 yaşında genç bir delikanlının hatası mı diyelim gafleti mi veya iş yeri
86 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
sahibinin dikkatsizliğimi diyelim aydınlanmak için kullanılan benzinli jeneratöre çalışırken benzin doldurma işlemi sırasında bir anda bujiden oluşan artan benzin buharı alev alıyor sonuç felaket! Buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz. Konumuz yangın güvenliği olunca faktör olarak insan ön plana çıkıyor. Çünkü yangınların birçoğu insan hatası yüzünden çıkmaktadır. Yaşamın bütün evrelerinde güvenlik ön plana çıkmıştır ki yangın riski tüm hayatımız boyunca korkulu rüyamız olmuştur, o zaman yangın güvenliği nedir? Yangının çıkmasını önlemek, yangın anında insanların ve yangın çıkan yerin en az zararla kurtulmasını sağlayacak aktif ve
pasif korunma önlemlerini almak; yangının devam etmesi halinde ise söndürme yapmak şeklinde üç farklı kapsamdaki bilimsel ve teknolojik çalışmaların bütünüdür. Bunlar; önleme, korunma, söndürme şeklinde sıralanabilir.
Yangın güvenliğinde yasal boşluklar var Yangın güvenliği konusunda teknik ve idari anlamda yasal düzenlemeler ülkemizde çok eksiktir. Bu Konu 6331 sayılı iş Sağlığı Güvenliği yasası ile çalışanların bu konudaki güvenliğini sağlamak işveren ve işveren temsilcisinin yöneticinin sorumluluğundadır. Teknik konulardaki düzenlemeler ise sadece binaların yangından
korunması hakkında yönetmelik ile yapılmaya çalışılmaktadır. Bu konuda çalışan ve sorumluluk alan kimselerin eğitim ve yetkilerine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Bu kadar önemli bir konuda bile bazı üniversiteler rant elde etmek için bünyelerinde eğitim durumuna bakılmaksızın yangın eğitici sertifikası vermekte ve bu kişiler yangın uzmanıyım diye piyasada rant yapmakta itibar görmektedir. Bütün kurumlar yangın önleme konusunda kendilerine has yönetmelik hazırlayarak; önleme konusunda klasik kalıplaşmış kelimeler ile sayfalar dolusu yazılar yazarlar. Çoğu kurum yetkilisi bu konuları bilgisayar ve internet ortamından toplayarak kopyala- yapıştır şeklinde programını tamamlar. Fakat içeriğini bilmedikleri gibi bu işi angarya gibi görürler ayrıca uygulanabilirliğini kontrol etmezler. Çok basit yangın ekipler listesi bile güncel değildir; hiçbir şekilde koordine olamazlar. Bu tür firmaların aslında tek derdi denetlemelerden olumsuz not almamaktır. Yangın söndürme cihazlarının üzerinde bulunan ilk ve son kullanma tarihleri olmazsa olmazlarıdır. Tedarik süresinde şartnameyi internetten indirirler. İçeriğinin ne olduğunu bilmeden sistemin en ucuzunu alma telaşı içinde ve işin ehli olmayan firmalar ile çalışma gayreti göstererek; ucuz teklifi veren firmaya tüplerini doldurduklarını sanarak ödemesini yapmaktır.
Yangına karşı alınması gereken önlemler nelerdir? Yapısal bakımından yangından korunma: Yapılarda yanmaz veya yanması güç yapı malzemeleri kullanılmalıdır. Yangının yayılmasını önlemek amacıyla; yangın bö-
Yangın güvenliği konusunda teknik ve idari anlamda yasal düzenlemeler ülkemizde çok eksiktir. 6331 sayılı iş Sağlığı Güvenliği Yasası’na göre çalışanların bu konudaki güvenliğini sağlamak işveren sorumluluğundadır. lümleri oluşturulmalıdır. Dumanın yayılmasını önlemek için duvardan sızmaları önleyici tedbirler alınmalıdır. Yangının etkilerinden korunmuş kısa yangın çıkış yolları sağlanmalıdır; ateşleyici ve yanıcı malzeme kaynakları birbirinden ayrı yerlerde depolanmalıdır. Her an çıkabilecek yangınlar için yangın söndürme cihazları çalışır durumda bulundurulmalıdır. Organizasyon bakımından yangından korunma: Yangınlara karşı iyi bir bina yönetimi olmalıdır; yangınlara karşı gerekli yasaklar konulmalıdır. Sabit elektrik tesisatı sık sık kontrolden geçirilmelidir; sık sık yangın tatbikatları yapılmalıdır. Yangın çıkışları açık tutulmalı, acil ışıklandırma sistemleri kurulmalıdır. Gereksiz yangın yükü kaldırılmalıdır; korunma sistemi ve tahliye planı kontrol edilmeli ve güncellenmelidir. Her türlü işyerinde yangın söndürme tüpü bulundurulmalı; düzenli bakımları yaptırılmalı ve nasıl kullanılacağı öğrenilmelidir. Konutlarda yangını önleyici tedbirler: Tavan arası ve bodrumlar temiz tutulmalıdır; çocukların ateşle oynamasına izin verilmemelidir. Soba, kalorifer ve mutfak ocakları dikkatli kullanılmalıdır. Yanıcı maddeler konutun uygun yerinde saklanılmalıdır. Elektrik tesisatından çıkabilecek yangınlara karşı tesisatın düzenli bakımı yaptırılmalıdır. Sıvasız, çatlak, hatalı inşa edilmiş ve dolmuş baca-
lar kullanılmamalıdır. Konutlarda da yangın söndürme tüpü bulundurulmalı; düzenli bakımları yaptırılmalı ve nasıl kullanılacağı öğrenilmelidir. Konut yangınlarında tahliye zamanı çok kısıtlıdır, bu nedenle konutlar için tahliye planı yapılmalıdır. Yangınlarda erken uyarı çok önemlidir; bu nedenle her konutta mümkünse bir kaç tane duman detektörü bulundurulmalı, bunların düzenli olarak kontrolleri yapılmalıdır.
Yangın söndürmede kullanılan yöntemler Yangın söndürme yöntemlerinden önce yangın sınıflarını bilmemiz gerekir. Her yangın aynı değildir. Bunlar söndürme tekniklerinde farklılıklar gösterir. Tabii ki meslek dalı olmayan ve kamuda çalışan adına itfaiyeci dediğimiz profesyonel kişiler tarafından bu teknikler bilinir ve uygulanır. Amatörler için elektrik üzerine doğru bir yangın söndürme cihazı ile müdahale etmek suyu nerede nasıl kullanacağımızı bilmek yeterlidir.
Yangın çıkış nedenleri nelerdir ve nasıl korunuruz? Yangınlar; doğru önlemlerin alınmaması, bilgisizlik, ihmal, sıçrama, sabotaj ve doğal afetlerden meydana gelir. Yangın insanoğlunun çaresiz kaldığı ve yıkım gücü yüksek olan felaketlerden birisidir. Ülkemizde yan-
Temmuz 2015 Güvenlik Yönetimi n 87
YANGIN GÜVENLİĞİ
gınların büyük nedeni konumuzun başında da belirttiğimiz gibi insan yani dikkatsizlik ve kundaklamadır. Evlerde görülen yangınlar ise kısa süre içeresinde eşyaların aşırı şekilde ısınması ve ısınan eşyaların alevlenme derecesine gelerek duman çıkarmasıdır. Yangınlardan aşağıda belirttiğimiz önlemleri alarak korunabiliriz. Asla kibrit veya çakmakla oynamayın, bu tür aletleri çocukların uzanabileceği yerde bırakmayın; Sobanın, ocağın veya açık bir ateşin yanında her zaman dikkatli olun. Rastgele yerlere, sönmemiş sigara ve kibrit atmayın ve sönmemiş bir şeyi kendi hâline bırakmayın. Prize takılı olan fırın, ütü, ocak, su ısıtıcısı gibi aletleri kontrol edin, işleminiz bittiğinde fişi çekin. Bacaları ve soba borularını sık sık temizleyin; Benzin veya bunun gibi yanıcı sıvılara asla dokunmayın, yanan ocak ve soba gibi şeylerin yakınına parlayıcı ve yanıcı eşyaları yaklaştırmayın. Fırın, baca, elektrik ocağı, kalorifer kazanı gibi araçları, işin uzmanına tamir ettirin. Elektrik sigortaları, hat ve prizlerindeki arızaları ihmal etmeden tamir ettirin. Tüp gaz ve doğal gaz kullanırken sızıntı olmamasına çok dikkat edin. Kaçak olup olmadığını kontrol edin. Yangın söndürme cihazları kolayca ulaşılabilecek ve önleri hiçbir şekilde kapatılmayacak yerlerde olmalıdır. Yangın cihazlarının yeri herkes tarafından bilinmelidir ve görünürlüğü sağlanmalıdır. Mutlaka işaret konulmalıdır, duvara yerden 15 cm ile 90 cm arasında asılmalı ve günlük,
88 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
aylık, 3 aylık, 6 aylık kontrolleri mutlaka bina yangın sorumlusu tarafından yapılmalıdır. Ayrıca sözleşme yapılarak danışman firma tarafından yıllık kontrolleri yaptırılmalıdır. Kullanılan yangın söndürme cihazları mutlaka yenileri ile değiştirilmelidir.
Söndürme maddeleri nelerdir Su: Ateşi söndüren maddeler arasında en önemlisi sudur. Su özellikle A tipi yangınlar için (Katı) mükemmel bir söndürücüdür. Karbondioksit gazı (CO2): Yanan maddenin üzerini kaplayan karbondioksit gazı yanıcı maddeyi oksijensiz bırakarak yangının söndürülmesi olayıdır. Kuru kimyevi tozlar: Kimyasal tozların cinslerine göre A,B,C sınıfı yangınlar etkin bir şekilde söndürülebilmektedir. Köpük: Köpük yanan yüzeyi tamamen kaplar. Bunun sonucu olarak da hava ile teması keser ve ayrıca soğutma özelliğinin bulunması nedeniyle de yangın söndürücü olarak kullanılır A Sınıfı Yangınlar: Katı madde yangınlarıdır. Bunlar odun, kömür gibi maddelerdir. Soğutma ve yanıcı maddenin uzaklaştırılması ile söndürülebilir. B sınıfı yangınlar: Yanabilen sıvılar bu sınıfa girer. Soğutma (Sis halinde su) ve boğma karbondioksit, köpük ve kurur kimyevi toz ile söndürülür C Sınıfı yangınlar: Gaz halindeki yanıcı madde yangınları.Yanıcı gaz ve basınç altında sıvılaştırılmış gaz haldeki maddelerin yangınlarıdır. Doğal ve üretilmiş gazlar, metan, hidrojen, asetilen; LPG, propan, doğal gaz v.b gibi. C sınıfı yangınlar, genel kural olarak gaz yangınlarında, yangın kaynağı
kesilerek ve soğutma işlemi yapılarak söndürülür. D Sınıfı yangınlar: Hafif metal yangınlarıdır. Titanyum, magnezyum, alüminyum, uranyum, fosfor, sodyum v.b gibi. D sınıfı yangınlar, özel amaçla üretilmiş D sınıfı kuru toz ile söndürülür. F Sınıfı yangınlar (Yağ tavası yangınları): F Sınıfı yangınlar bitkisel ve hayvansal pişirme yağlarının yangınlarını kapsar. Sulu kimyasal söndürücüler ve toz söndürücüler ile söndürülür. F sınıfı yangınlara su ile müdahale edilirse parlama ve patlama olayı meydana gelir. Sonuç olarak maddi ve manevi kayıplarımıza neden olan bu canavar ile mücadele önce eğitimden başlar. Yangın güvenliğinde yasalar ve yönetmelikler mutlaka revize edilmeli; yaptırımlar uygulanmalıdır. AFAD T.C Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi ,Belediye itfaiyelerinde görev yapan itfaiyeciler ,özel güvenlik firmaları,yangın meslek yüksek okulu mezunları mutlaka sivil savunma veya bezeri kadrolarda çalıştırılmalı,takviye edilmelidir.
Dumanın yayılmasını önlemek için duvardan sızmaları önleyici tedbirler alınmalıdır. Yangının etkilerinden korunmuş kısa yangın çıkış yolları sağlanmalıdır.
YANGIN GÜVENLİĞİ
Yangın algılama ve ihbar sistemlerinin önemi artıyor Taylan AKPINAR / Satış Yöneticisi TEKNOMAKS
binalarda kullanılır. Tüm algılama ve manuel cihazlar bir adres teşkil ettiğinden, yangın müdahalesi en kısa sürede yapılabilir. Konvansiyonel sistemlere göre gelişmiş teknik özelliklere sahip sistemlerdir. Sistemdeki tüm elemanlar sistemin kendine özgü yazılımıyla çalışır. Söndürme, gaz algılama, bina otomasyonu, müzik, anons, gibi sistemlerle irtibatlandırılacak altyapıya sahip sistemlerdir.
Konvansiyonel (Klasik) yangın algılama ve ihbar sistemleri
G
ünümüzde büyük yeri ve önemi olan yangın algılama sistemleri; konaklama, toplanma, eğitim, sağlık hizmeti, ticaret, ofis, endüstriyel, depolama, cezaevi gibi binalarda ve işletmelerde, yangını başlangıç aşamasında algılayarak gerekli önlemlerin alınmasını sağlayan erken uyarı sistemleridir. Her binaya özel projelendirilmiş olarak tesis edilmesi yasal zorunluluktur. Sektörün önde gelen kurumlarından Teknomaks’ın Satış Yöneticisi Taylan AKPINAR; yangın algılama ve ihbar sistemlerinin günümüzdeki yeri ve kullanımı konularında bilgilendirmede bulundu. Yangın algılama sistemleri, yangını başlangıç aşamasında algılayacak çeşitli tipteki dedektörler, algılanan yangının değerlendirmesini yapacak ve gerekli olan yerleri uyaracak ana kontrol paneli; sesli veya görsel uyarı cihazlarından meydana gelir. Yangın algılama sistemlerinde
90 n Güvenlik Yönetimi Temmuz 2015
genel amaç, yangının başlangıç aşamasında algılanarak gerekli olan yerlere uyarıların yapılmasıdır. Uyarının yapılmasından itibaren geçen her dakika önemlidir. Yangının oluştuğu yere en kısa sürede müdahalenin yapılması, ancak yangının oluşma yerinin panel üzerinde görülmesiyle mümkün olur. Yangın algılama sistemleri, bu bilginin alınma prensibine göre ikiye ayrılır: Adresli yangın algılama ve ihbar sistemleri Konvansiyonel (Klasik) yangın algılama ve ihbar sistemleri
Adresli yangın algılama ve ihbar sistemleri Sistemde yangın ve arıza bilgisi adres bazında panel üzerinde bulunan LCD ekran üzerinde görülür. Sistemdeki tüm cihazlar panel üzerinde bir adres teşkil eder. Bu adresler istenildiğinde Türkçe de yazılabilir. Sistem, mimari yapı itibariyle karmaşık ve yangına müdahalenin bina içerisinde zor olacağı
Sistemde yangın ya da arıza bilgisi panel üzerinde bölge (zone) bazında görülür. Sistemin kurulu bulunduğu bina bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümleme kat bazında ya da bina bazında yapılabilir. Sistemde kablo tesisatı, oluşturulacak bölge sayısına göre yapılır. Her bölgeye en fazla 20 dedektör bağlanabilmektedir. İstenildiği kadar yangın ihbar butonu kullanılabilir. Siren kablosu panelden ayrı olarak çekilir.
Konvansiyonel sistemler ile adreslenebilir sistemler arasındaki fark nedir? Konvansiyonel sistemler bölgesel, adreslenebilir sistemler ise dedektör bazında alarm sinyali verirler. Yani konvansiyonel sistemde yangın alarmı alındığında hangi dedektörden veya butondan alarmın geldiği anlaşılamaz ancak yangının bölgesi bilinir (ofis katı, malzeme deposu vb.). Adreslenebilir sistemlerde ise, hangi algılayıcıdan alarm geldiği açık olarak belirlenir (ofis katı, toplantı odası, malzeme deposu, depocu odası vb.).
ABONE FORMU
ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES
:
POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK
:
:
TEL
:
FAX
:
GSM
:
FATURA ADRESİ: ADRES:
POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 75 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Perpa Şubesi - Hesap No: 1188 0542685 IBAN: TR76 0006 4000 0011 1880542685 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 210 54 45’’ye fakslayıp yada yesim@guvenlik_yonetimi.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.
R
E
K
L
A
M
I
N
D
E
tanıtım hizmetleri
2-3
93
33
96
39
19
77
1
63
45
6-7
23
57
45
81
21
89
17
43
15
69
13
A.K.
85
A.K.İ
4-5
49
Ö.K.İ
25
11
K
S