sayı 2

Page 1

Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

ŞUBAT - MART 2013 SAYI: 2

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ ŞUBAT - MART 2013 SAYI: 2


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

ŞUBAT - MART 2013 SAYI: 2

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ ŞUBAT - MART 2013 SAYI: 2





içindekiler 26

54

44 4 6 8

BAŞKANDAN EDİTÖR

SEKTÖRDEN

30

“Yasal düzenlemeler ‘beyan - bildirim’ esaslı olmalı”

34

“Temel sorunumuz taklit ve kayıt dışı çalışmadır”

ELEKTRONİK GÜVENLİK

36

Microsoft Global Güvenlik Operasyon Merkezi

40

Teknoloji konfor ve güvenliğin buluştuğu adres GAMA Holding Yeni Yönetim Binası

44

Yeni nesil mobil telefonlar ile temassız işlemler ve güvenlik

GÜNCEL Sektör ile ilgili kısa haberler

24 KÖŞE / Hayata Bakış “Güvenlik görevlisi” 26 KAPAK KONUSU Risk yönetimi ve Galatasaray

Üniversitesi yangını

46

Her konut tipine uygun görüntülü kapı

giriş ve çevre kontrol çözümleri

48

Kablosuz alarm sistemleri

50

Akıllı ve güvenilir koruma

52

Taşınabilir kapı tipi metal detektörü

BİLGİ GÜVENLİĞİ

54

Bilgi güvenliği üzerine…

60

Security Information Management

(SIM) Güvenlik Veri Yönetimi


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

Şubat - Mart 2013 Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER

86

Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrimbozkurtt@gmail.com Danışma Kurulu Alp SAUL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA

62

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BARUTÇU deryabarutcu@gmail.com Çeviri Füsun KOCAMAN

GÜVENLİK HİZMETİ

YANGIN GÜVENLİĞİ

62

Özel güvenlik yönetimi

86

“Artık çok geç…” dememek için

66

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun özel güvenlik sektöründe uygulanması

erken algılama

90

Çok katlı iş merkezlerinde yangın

68

Türkiye'de özel dedektiflik

alarm sistemi tasarımı

72

Özel güvenlik mesleğinde etik özel güvenlik görevlilerinde nitelik

94

Her zaman her yerde bilgi

80

Perakendeye yönelik akın tipi organize yağma ve soygun olayları

83

Özel güvenlik eğitim ihracatı

84

Korsanlığın durumu

95 ABONE FORMU

Yayın Türü Yerel Süreli Yayın iki ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri 1421/1 Sok. No: 42 Daire: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbul Tel: 0533 413 78 08 Baskı SEÇİL OFSET MATBAACILIK, AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. Tel: (0212) 629 06 15 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

96 SARI SAYFALAR

tanıtım hizmetleri

1421/1 Sok. No: 42 D: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbul Tel: 0533 413 78 08 Faks: 0212 627 47 67


BAŞKAN

g

IFSEC İstanbul Güvenlik ve Yangın Fuarı 30 Eylül 2013 -2 Ekim 2013 tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda…

O. Oryal ÜNVER ÖGF ve GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı

IFSEC İstanbul içinde yer alacak seminer / eğitim ve konferans programları da sektör gelişim sürecimize de destek sağlayacaktır. Üç gün sürecek fuar süresince yeni bir yaklaşım ve format değişikliği ile her gün bir konferans ve bir panel / seminer organizasyonu planlaması programlanmıştır.

4 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Güvenlik fuarları konusunda dünya liderleri arasında bulunan IFSEC; 2013 yılından itibaren faaliyet alanına Türkiye’yi de dahil etti. 40 ülkede faaliyetlerini sürdüren ve dünyanın ikinci en büyük fuar ve etkinlik firması olan UBM (UBM İstanbul); fuar organizasyonu için Türkiye özel güvenlik sektörünün lokomotifi olan sivil toplum kuruluşlarından Özel Güvenlik Federasyonu (ÖGF), Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) ve Güvenlik Endüstrisi Sanayicileri ve İşadamları Derneği (GESİDER) ile işbirliği yapacak. TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi ve ASIS’in de aktif destek verecekleri fuar, 30 Eylül 2013 - 2 Ekim 2013 tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda icra edilecek. Ülkemiz milli politikası çerçevesinde ve Avrupa Birliğine üyelik sürecinde; Avrupa özel güvenlik sektöründe oluşan değişim ve gelişimleri yakinen takip etmek ve Avrupa ülkelerindeki kamu / özel güvenlik işbirliği uyumunu referans alma çalışmalarımız kapsamında bu fuar organizasyonunun; mesleki eğitim, mesleğe erişim ve standartlar konusunda yasalarımızı Avrupa ülkeleri ile uyumlu hale getirme hedeflerimize hiç şüphesiz önemli katkıları olacaktır. IFSEC İstanbul içinde yer alacak seminer / eğitim ve konferans programları da sektör gelişim sürecimize de destek sağlayacaktır. Üç gün sürecek fuar süresince yeni bir yaklaşım ve format değişikliği ile her gün bir konferans ve bir panel / seminer organizasyonu planlaması programlanmıştır. Birinci gün faaliyetleri GÜSOD; ikinci gün faaliyetleri GESİDER ve üçüncü gün faaliyetleri ise ASIS/Özel Detektifler Derneği tarafından düzenlenecektir. IFSEC İstanbul fuar organizasyonu aynı zamanda özel güvenlik sektörümüzdeki önemli mihenk taşlarından da birisi olma hüviyetindedir. Fuar; özel güvenlik sektöründe, satın alıcıların bilinçlendirilmesi ve yeni teknolojilerin tanıtımı ile elektronik güvenlik konusunda da önemli gelişmelere vesile olacaktır. IFSEC İstanbul’ a şimdiden başarılar dilerken bu organizasyonun ülkemize ve özel güvenlik sektörümüze hayırlı olması ve başarı dileklerimle…



EDİTÖR

b

Merhaba...

Devrim BOZKURT

devrimbozkurtt@gmail.com

Her sayısında çıtayı, biraz daha yükseltmek hedefi ve azmiyle ikinci sayısını hazırladığımız Güvenlik Yönetimi Dergisi, yakın bir tarihte sektörde önemli bir yer edinecek.

6 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Büyük heyecanla hazırladığımız birinci sayımızın dağıtımının hemen sonrasında sizlerden aldığımız olumlu eleştiri ve görüşler; doğru yolda olduğumuzu teyit eder nitelikteydi… Öncelikle bu yolculukta gerek ilanlarıyla, gerek yazılarıyla ve gerekse yorumlarıyla bize destek olan tüm kesimlere çok teşekkür ederiz. Her sayısında çıtayı, biraz daha yükseltmek hedefi ve azmiyle ikinci sayısını hazırladığımız Güvenlik Yönetimi Dergisi, yakın bir tarihte sektörde önemli bir yer edinecek. Sektör standartlarının oluşturulmasından, kamu ile ilişkilerde yeni yaklaşımların ortaya konulmasına, dünyadaki özel güvenlik uygulamalarından teknolojik gelişmelere, eğitimden yasal düzenlemelere, kısaca; dünyada meydana gelen her türlü yenilikten ülkemiz özel güvenlik sektöründe meydana gelen tüm gelişmelere kadar sürecin içerisinde olacak. Bu misyondan hareketle dergimize, bundan sonrada sağlayacağınız her katkının, azımsanmayacak derecede önemli bir etkisi olacağının altını ısrarla çizmek isterim. Yine dergimizde oluşturduğumuz SARI SAYFALAR’ın sektör içi ticari iletişimde çok önemli bir yeri olacak. Bu sayıda kapak konumuzu risk yönetimine ayırdık. Günümüzde ciddi önem kazanan risklerin, çok daha doğru metotlarla yönetilmesi gerekiyor. Bu durum; çözüm adına kişi ve kurumları, çeşitli yöntemlere itiyor… Öğretim Görevlisi- Sigorta Eğitim Danışmanı Faruk Ömrüuzak’ın kaleme aldığı “Risk yönetimi ve Galatasaray Üniversitesi yangını” başlıklı yazımızı ilgi ile okuyacağınızı düşünüyorum. Sektörden sayfalarımıza ise bu sayıda; Securitas Güvenlik Hizmetleri Genel Müdürü Murat Kösereisoğlu ve EDS Elektronik Genel Müdürü Osman Yıldız’ı konuk ettik. Diğer disiplin başlıklarımızda teknik yazılar, makaleler, çeviri yazıları ve sektörden haberlerle dolu…

3. sayımızda görüşmek dileğiyle keyifli okumalar…



GÜNCEL

VI. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası icra edildi VI. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası, 25 Aralık 2012 günü ANKARA’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın başkanlığında, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB Türkiye Sektör Meclislerinin Başkan, Başkan Yardımcıları ve üyeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey temsilcilerinin katılımıyla, TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi. Şurada; Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclis Başkanı Hasan Gazi Özer, beş başlık altında aşağıdaki sektör sorunları ile çözüm önerilerini sundu. Sorun 1: Kamu ihalelerinde kıdem tazminatı. Açıklama: KİK kanununda yapılacak değişiklik sonrası ikincil mevzuatla düzenleneceği beklenirken, ikincil mevzuatta bu düzenlemeye yer verilmemiştir. Personele kıdem tazminatı ödemek zorunda kalan firmalarımız hizmeti alan kamu kurumuna rücu davası açmakta, ana işveren konumunda olan kurumlar bu bedelleri zaten ödemek durumunda kalmaktadırlar. Çözüm önerisi: KİK mevzuatında gerekli düzenlemelerin yapılarak asgari maliyet hesabına kıdem tazminatı dahil edilmelidir. İlgili kurumlar: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu İhale Kurumu. Sorun 2: Kamu hizmet alımlarında, aynı bakanlığa bağlı kuruluşların farklı ücret ve farklı kriterlerle ihale ilanı vermesi, ihaleler devam ederken kriter değişikliği yapması. Açıklama: Özellikle hastanelerde alınan güvenlik hizmetlerinde, bir önceki ihale sürecinde belirlenen asgari maliyet hesapları (personele verilecek

8 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

net ücretlerin belirtilmesi dahil olmak üzere bir sonraki ihalede personel net ücretleri ve personel sayısı düşürülmek suretiyle belirlenmektedir. Bu durum 4857 Sayılı İş Kanunu’nun ilgili amir hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Çözüm önerisi: Kamu güvenlik hizmet alımlarında bölgesel ve asgari geçim standartları göz önünde bulundurularak, personel sayısı kriteri, ücret kriteri, kurum risk kriterleri, kıyafet ve teçhizat kriterleri, silahlı görev yapan personel riskleri ve elektronik sistem destek kriterleri dikkate alınmalı. Bu konuda KİK mevzuatında ve ihale şartnamelerinde düzenleme yapılmalıdır. İlgili kurumlar: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, KİK Sorun 3: Elektronik güvenlik sistemleri konusundaki standart boşluğu. Açıklama: Halen her türlü elektronik güvenlik sistemleri belirli bir standart olmaksızın ülkemize girebilmektedir. Bunun yanı sıra teknik yeterlilik, servis ve yedek parça gibi konularda kriterler belirlenmemiştir. Çözüm önerisi: Gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak, ithalat rejiminde standart ve kriterlerin belirlenmesi, yurt içi üretimi sağlamaya yönelik teşvik ve uygulamaların sağlanması gerekmektedir. İlgili kurumlar: İçişleri Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, TSE.

Sorun 4: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nda sektörün yapısı göz önünde bulundurularak değişiklik yapılması. Açıklama: Özel güvenlik görevlileri kamu kolluk kuvvetlerinin olmadığı alanlarda, kolluk kuvvetleri gelene kadar kolluk kuvveti yetkilerini kanunen kullanmaktadırlar. Silahlı saldırı, terör, gasp ve hırsızlık gibi amaçlarla vuku bulan ölümlü hadiseler sonucunda bu durum iş kazası olarak nitelenmektedir. Çözüm önerisi: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nda yapılacak düzenleme ile bu durum iş kazası durumundan çıkarılmalıdır. İlgili kurumlar: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Sorun 5: Özel güvenlik görevlilerinin hukuki statüsü. Açıklama: Özel güvenlik görevlileri halen 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olarak çalışmakta ve ilgili Kanun özel güvenlik sektörü için yetersiz kalmaktadır. Çözüm önerisi: Silahlı ve silahsız çalışan güvenlik görevlileri, işin konusu gereği tehlikeli işler statüsü kapsamına alınmalı, yıpranma süreleri tanımlanmalı ve özlük hakları ile diğer hususlar ayrıca belirlenmeli. Denizcilik İş Kanunu, Basın İş Kanunu gibi Özel Güvenlik İş Kanunu düzenlenerek hayata geçirilmelidir. İlgili kurumlar: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı.



GÜNCEL

Özel Güvenlik Federasyonu Yönetim Kurulu Toplantısı gerçekleşti

Özel Güvenlik Federasyonu Yönetim Kurulu Toplantısı; 12.12.2012 Çarşamba günü Başkan Yardımcısı Hasan Gazi Özer başkanlığında Ankara’da gerçekleşti. Hasan Gazi Özer’in Mali Sorumluk Sigortasıyla ilgili Hazine Müsteşarlığında yapılan görüşme hakkında bilgi verdiği toplantıda; 30 Eylül-2

Ekim 2013 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayında geçekleşecek IFSEC İstanbul Fuarıyla ilgili gelişmeler hakkında bilgi verildi. Bu sırada Özel Güvenlik Görevlilerinin katılacağı, ödüllü bir “Özel Güvenlik ve Başarı Hikâyesi” başlıklı bir ulusal resim yarışması düzenlenmesi kararı alındı. Dergimize özel desteğin de istendiği toplantıda; özel güvenlik eğitimlerinin iyileştirilmesi için Eğitim Komitesi Başkanı Yusuf Vehbi Dalda tarafından hazırlanan rapor üyelere taktim edildi ve derneğin üyelerine dağıtılarak görüş-öneri ve eleştirilerin derlenmesi ve bir sonraki toplantıda sonuca bağlanması kararlaştırıldı. Toplantıda; Yusuf Vehbi Dalda,

Özel Güvenlik Sözlüğü - Terminolojisi sözlüğü çalışmaları hakkında bilgi verirken, sektörde büyük bir işbirliği içinde gerçekleştirilen ve Türkçe-İngilizce, İngilizce –Türkçe yaklaşık 750 kelimelik kapsamlı çalışmanın baskıda olduğu bilgisi verildi. Yine 7 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda düzenlenen iş kolları arasında 19. sırada “Savunma ve Güvenlik” iş kolunun oluşturulduğu dile getirildi ve sürecin izlendiği belirtildi. Etkinlik; bir sonraki YK toplantısının 15-16-17 Mart 2013 tarihleri arasında Antalya’da, Akdeniz Özel Güvenlik Hizmetleri Derneği’nin koordinesinde yapılmasına karar verilerek sona erdi.

GÜSOD üyeleri yemekli sohbet toplantısında bir araya geldi 2011-2013 dönemi GÜSOD’un Sosyal Faaliyet Programı kapsamında üyeleriyle birlikte olduğu yemekli sohbet toplantılarının yedincisi; 7 Şubat 2013 günü Securverdi Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’nin ev sahipliğinde Rahmi Koç Müzesi Halat Restaurant‘da gerçekleşti. 50 den fazla üyenin katıldığı toplantıya, konuk konuşmacı olarak Doç. Dr. Ayten Erdoğan katıldı. Erdoğan’ın “Engelli Bireylerin Toplumla Bütünleşmesi ve Toplumda Engelli Farkındalığının Oluşturulması“ konulu

10 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

konuşması ilgi ile dinlendi. Konuşma sonrası zihinsel engelli bireylerden oluşan Engellerin Ötesinde Derneği Bremen Mızıkacıları Perküsyon Grubu ’nun konseri, Yaşar Morpınar yönetiminde ilgi ile dinlendi. Bremen Mızıkacıları Perküsyon Grubu üyeleri; sosyal hayata tutunabilmek için bir araç olarak kullandıkları ritim ile “bu hayatta bizler de varız” derken, etkinliğe iştirak edenler; keyifli ve duygu dolu bir akşam geçirdi.



GÜNCEL

Özel Güvenlik Hizmetleri Meclis Toplantısı gerçekleşti Özel Güvenlik Hizmetleri Meclis Toplantısı; 12.12.2012 tarihinde Ankara’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Binası’nda geçekleşti. Toplantıya Özel Güvenlik Meclis üyeleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı’ndan Özel Güvenlik Hizmetleri ve Eğitim ve İnsan Kaynakları Şube Müdürleri katıldı. Toplantıda; Özel Güvenlik Mali Sorumluluk Sigortası hakkında TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Meclis Başkanı Hasan Gazi Özer ile birlikte bir heyetin Hazine Müsteşarlığı Genel Müdürü Ahmet Genç’i ziyaret ettikleri ve konuyla ilgili sektörün yaşadıkları sıkıntıların dile getirildiği, konuyla ilgili detaylı bir çalışma yapılacağı konusunda söz alındığı yönünde bilgi verildi. Toplantıda ayrıca, özel güvenlik sektöründe sendikalaşma konusunda yürürlüğe giren kanun istişare edilip, konunun izlenmesi kararı alınırken, 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nun sektöre olabilecek yan-

sımaları görüşüldü. Çok şubeli projelerdeki uygulamalarda bazı sıkıntılar yaşanabileceği, konunun; uygulama yönetmeliğin yürürlüğe girmesi sonrası daha net olarak belli olacağı not edilirken, bu alanda karşılaşılacak sorunların aşılmasında sektör sivil toplum kuruluşları, Özel Güvenlik Federasyonu ve TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi’nin birlikte hareket edebileceği vurgulandı. Alarm izleme merkezlerinde AB ülkelerinde ve CoESS’de uygulanacak standart / düzenlemeler hakkında, sektör komitesinin tüm hazırlıkları yaptığı, standartların Türkçe’ye çevirilerinin yapılarak TSE yetkililerine verildiği “Standart Hazırlama Grubunu” toplanmasının beklendiği ifade edildiği toplantıda; benzer bir çalışmanın para ve kıymetli eşya taşımacılığı için de yapılmasının planlandığı belirtildi. Yılsonunda yapılacak Sektörel Ekonomik Şurası için hazırlanan 5 sorun ve çözüm önerileri gözden geçirilerek, güncellenirken, sektör raporunun nihai durumu da değerlendirildiği toplan-

tıda; Ankara ÖZGİŞDER Dernek Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Tayfun Acarlı, Ankara’daki 63 dernek üyesi ile istişare ettikleri bir sorun-çözüm öneri metnini okudu ve ilgilere teslim etti. Etkinlik; EGM - Özel Güvenlik Dairesi’nden Özel Güvenlik Şirketler Şube Müdürü Mehmet Sarıbuva, sektörün sorunlarının bilincinde oldukları, bunların çözümü için yasa değişikliği çalışması yapıldığı ve ilgili 18 değişik kurumla bire bir görüşmeler yapılarak, görüş alış verişinde bulunulduğu ve taslağın çok yakın zamanda tamamlanacağı yönünde verdiği bilgi ile sona erdi.

EDS’den iki yeni açılış EDS’nin güvenlik market zincirinden olan EDS Sancaktepe ve İzmir

Güvenlik Mağazası, yeni yerinde kapılarını hizmete açtı. Açılışta; özel farklı kampanyalarıyla dünya markalarını çok özel fiyatlarla sunan EDS mağazaları, müşterilerini uygun fiyatlı teknoloji ile buluşturdu. EDS mağazalarında yaklaşık 10.000 çeşit dünya markası ürünü yerinde görerek uygun fiyatlarla almak mümkün.

Dizayn ve kullanım kolaylığı EDS’nin üretimini gerçekleştirdiği

12 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

UKA-203MF kamera ayağı, farklı dizaynı ve kullanım kolaylığı ile size ekonomik çözümler sunuyor. Ürün; metalik renk uyumu tüm Samsung box kameralarla uyumlu, zarif, göz alıcı, estetik, kullanımı kolay ve ihtiyaçları karşılamaya yönelik olarak tasarlandı. Genel özellikleri ise şunlar; v ABS enjeksiyon, v 360° ayarlanabilir, v Dahili ortam, v Metalik füme.



GÜNCEL

18. Uluslararası Özel Dedektif Dernekleri Federasyonu Genel Kurulu gerçekleşti 18. Uluslararası Özel Dedektif Dernekleri Federasyonu-IKD Genel Kurul Toplantısı; 06-09 Aralık 2012 tarihleri arasında, 22 üye -2 misafir ülke ve -Dünya Özel Dedektifler Derneği- WAD’dan toplam 25 kişinin katılımıyla Bükreş/Romanya JW Marriott Oteli’nde yapıldı. Toplantı; IKD Başkanı Tony Imossi’nin açılış konuşmasıyla başladı. IKD’nin “Ortak Yeterlilik Standardı” oluşturulması için yapılacak çalışmalarla ilgili iş planı hakkında sunum yapan Imossi; “Uluslararası Özel Dedektiflik Eğitim programı” ve “Uluslararası Beceri Standardı” için yapılacak çalışmaların yol haritası, özel dedektif hizmetleri için belirlenen 16 faaliyet alanı için değişik düzey ve modelde eğitim programları planları ve Nisan ayında İngiltere’de yapılacak 19. IKD Genel Kurulu hazırlıkları hakkında bilgi verdi. Başkan Yardımcısı George Hirti’nin yürütülmekte olan EPIC projesiyle ilgili gelişmeler hakkında bilgi

sunduğu etkinlikte; IKD Genel Kurulu’nun, 24-26 Mayıs 2013 tarihleri arasında Assisi şehrinde yapılması ve “özel dedektiflik eğitimi” konusunun seçilmesi kararlaştırıldı. Türkiye Özel Dedektiflik Derneği’nin, “Özel Dedektiflik Temel Eğitimi” için IKD bünyesinde bir çalışma yapılması önerisinin de kabul edildiği toplantıdan sonra IKD Delegeleri, aynı yerde bir başka salonda yapılan Romanya Özel Dedektifler Derneği’nin yıllık genel toplantısına katıldı.

Ziraat Fakültesi Araştırma Başkanı Doru Mihai, İspanya Dünya Grupo Ajansı’ndan yazar Rafael Guerrero Marotu, IKD Başkanı Tony Imossi’nin yaptığı sunum ve konuşmalardan sonra delegeler, şehir turu ve sosyal etkinliklere katıldı.

Romanya Özel Dedektifler Derneği toplantısı… Romanya Özel Dedektifler Derneği toplantısına Romanya’nın eski Başkanlarından Lon Iliescu onur konuğu olarak katıldı ve bir konuşma yaparak, ülke tarihi hakkındaki kitaplarını delegelere imzalayarak dağıttı. Romanya Polis Akademisi Başkanı’nın yanı sıra Romanya Bilimsel Araştırmalar Merkezi Başkanı Nicolae Zamfirescu, Romanya

Multitek İstanbul semineri gerçekleştirildi Multitek; Yenikapı Blue Marmaray Otel’de eğitim seminerini gerçekleştirdi. Seminere; Multitek Elektronik A.Ş.’nin iş ortakları ve bayi grubundan; elektrik firmaları, güvenlik firmaları ve santral firmaları da dahil olmak üzere 100’ün üzerinde katılımcı iştirak etti. Eğitim seminerinin açılış konuşmasını, İstanbul Bölge Müdürü Ergun Tok yaparken; Satış Direktörü K. Serdar Bozkurt, 2012 yılında ürün gamı içerisine yeni eklenmiş olan

14 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Multibus sistemlerinin kısa sürede teknolojik ve satış grafiğinin sektöre kazandırdığı ivmeden bahsetti. Ar-Ge Müdürü, Şenol Goktaş; 2012 yılında yapılan Ar-Ge çalışmaları, faaliyet alanları ve 2013 yılında yapılması düşünülen yeni interkom sistemleri hakkında geniş bilgiler verdi. Yine Fabrika Müdürü, Hasan Çelebi, Multitek ürün gamının içerisinde bulunan; villaset sistemler, WL-02 sistemler, APT160 sistemler, Multıbus sistemler, FCT cihazları,

telefon santral sistemleri ve KNX akıllı ev otomasyon sistemlerinin kablolama ve çalışma prensipleri hakkında öğretici bilgiler verdi.



GÜNCEL

3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu’na geri sayım başladı

Gaziantep Üniversitesi Oğuzeli Meslek Yüksekokulu ve Polis Akademisi Gaziantep Polis Meslek Yüksekokulu, yedi yıl aradan sonra “3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu”nun düzenlenmesine karar verdi. Sempozyum ile gelişmelerin değerlendirilmesine, uygulamada karşılaşılan sorunların tespitine ve çözüm önerileri üretilmesine ve bu alanda çalışma yapan akademisyenler ile uygulamacıların bir araya getirilmesine katkı yapması amaçlanıyor. Sempozyum bildirileri v Osman Metli, Ali Kuyaksil (Polis Akademisi Gaziantep PMYO) “İç güvenlik hizmetlerinde yerelleşme örneği olarak özel güvenlik” v Tekin Arabacı (Karabük Üniversitesi Eskipazar) “Özel güvenlik ve koruma programlarının mevzuattan kaynaklanan sorunları ve çözüm önerileri” v İsmet Nezih Abanoz (Uludağ Üniversitesi) “Özel güvenlik ve insan hakları Avrupa sözleşmesi” v R. Cengiz Derdiman (Uludağ Üniversitesi) “Özel güvenlik hizmetlerinin niteliği ve etkin bir şekilde yürütülmesi için yapılması gereken düzenlemeler” v Yusuf Vehbi Dalda (Güvenlik ve Eğitim Uzmanı) Karşılaştırmalı özel güvenlik mevzuat ve uygulamaları” v Esra Kaygısız (Gaziantep Üniversitesi OMYO) “Özel güvenlik personelinin örgütsel vatandaşlık davranışları” v Filiz Çayırağası (Gaziantep

16 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Üniversitesi OMYO) “Özel güvenlik sektöründe çalışanların örgütsel bağlılık, iş motivasyonu ve iş performansı düzeyleri ve özel güvenlik şirketinde bir uygulama” v Oğuz Parlakay, Sevim Sahillioğlu Baklacı, Erdal Dağıstan (MKÜ Antakya MYO) “Hatay ilinde özel güvenlik görevlilerinin sosyo-ekonomik yapıları ve mesleki sorumluluk anlayışları” v Ahmet Kenan Sayın (İnönü Ün. Malatya MYO) “Havalimanı güvenliği alanında özel güvenlik hizmetlerinin sorunları ve çözüm önerileri; Malatya havalimanı örneği” v Vedat Bal, Buğra Özer, Murat Ortanca (Celal Bayar Ün.) “Manisa’da kamu kurumlarında çalışan özel güvenlik personelinin mesleki memnuniyet durumu” v Barış Demir (Kocaeli Ün. Hereke) “Özel güvenlik görevlilerinin mesleğe bakış açıları ve mesleki sorunlara yönelik yaklaşımları” v Tuğba Cangel (Kocaeli Ün. Hereke) “Baraj güvenliği ve özel güvenlik ilişkisi” v Serdar Gültek (İstanbul Ün.) “Akıllı binalarda özel güvenlik personelinin performansına dair bir araştırma” v Faik Çelik (Kocaeli Ün. Hereke) “Bilişim sahtekârlıklarının mali sistemde yarattığı sorunlar, boyutları ve çeşitleri” v Filiz Gölpek (Hasan Kalyoncu Ün.) “Suç ekonomisi” v Aslı Özpolat (Gaziantep Üniversitesi OMYO) “Liberal ekonomi çerçevesinde suçluluk oranı ile özel güvenlik istihdamı arasındaki ilişki” v Asiye Yüksel (Kocaeli Ün. Hereke) “İş sağlığı ve güvenliği kapsamında taşeron çalışan özel güvenlik elemanlarının rolü” v Ülkü Tekgöz, Suat Soydemir (Yalova Ün. Çınarcık MYO) “Özel güvenlik çalışanlarının mesleki yeterlilikleri ve çalışma ortamında karşılaştıkları sorunlar”

v Orhan Ecemiş, Metehan Yaykaşlı, Fahriye Uysal (Gaziantep Üniversitesi OMYO) “Türkiye’deki özel güvenlik yapılanmasındaki risklerin doğrusal programlama yöntemi ile belirlenmesi” v Aykut Tosun (Kocaeli Ün. Hereke) “Özel güvenlik görevlilerin eğitiminde yakın savunmanın yeri ve önemi” v Güler Dinçel (Kocaeli Ün. Hereke) “Özel güvenlik işletmeleri çalışanlarının kurumsallaşma eğilimlerini belirlemeye yönelik bir araştırma v Oğuz Parlakay, Sevim Sahillioğlu Baklacı, Erdal Dağıstan (MKÜ Antakya MYO) “Mustafa Kemal Üniversitesi Antakya Meslek Yüksekokulu mülkiyet koruma ve güvenlik bölümü öğrenci profili” v Oğuz Parlakay, Sevim Sahillioğlu Baklacı, (MKÜ Antakya MYO) “Türkiye’de üniversitelerde özel güvenlik eğitimi veren programlarda okutulan hukuk derslerinin müfredatları bakımından incelenmesi” v Erkan Alsu, N. Fazıl Yılmaz (Gaziantep Üniversitesi OMYO) “Türkiye’de özel güvenlik sektörünün mesleki eğitim sorunu” v Halil Mutioğlu, Mehmet Özyiğit (Adnan Menderes Ün).“Küreselleşme sürecinde devletin değişen güvenlik algısı” v Orkun Konak (Kocaeli Ün. Hereke) “Özel güvenlikte gelecek perspektifi ve branşlaşma” v Güven Şeker, R. Cengiz Derdiman (Celal Bayar Ün.) “Polis terimine yeni bakış ve özel güvenlikte toplum destekli polislik yöntemlerinin uygulanabilirliği sorunu” v Yakup Bulut, Mehmet Kara (MKÜ Antakya) “Özel güvenlik görevlilerinin kuvvet (zor) kullanma yetkisi ve biber gazı” v Bayram Karakurt, Celal Bal (Gaziantep) “Genel kolluk özel güvenlik ilişkisi”



GÜNCEL

Korku içinde saklanmakla Çin’li işçiler Japon geçen günler patronlarını rehin Cezayir’in güneyinde Ain Amenas doğalgaz tesisindeki dört günlük işgalden kurtulanlar, rehine krizi ve yapılan operasyonda yaşadıkları dehşeti paylaşmaya başladılar. BP mühendisi Iain Strachan, saldırının 16 Ocak 2013 günü sabah 06:30 sıralarında başladığını söyledi. Saldırı başladığında alarmlar çalmaya başlamış ve Strachan ve bir meslektaşı kendilerini yatakhanede bir odaya kilitleyip, elektrik ve cep telefonu servisi kesilene kadar diğer çalışma arkadaşları ve ailelerini arayarak, mesaj atarak haberdar etmeye çalışmışlar. Bir Cezayirli işçi, saldırganların tesisteki ikamet alanlarını tarayarak yabancı işçileri aradıklarını, onları Cezayirli personelden ayırdıklarını belirtiyor. Ertesi gün militanlar rehinelerle birlikte konvoy halinde gaz tesisine gitmeye kalkışmışlar, bir Cezayir helikopterini kışkırtarak hem militan hem de rehine taşıyan iki aracın tahrip olmasına yol açmışlar. Konvoydaki rehinelerden biri olan BP mühendisi Stephen McFaul, saldırıdan sonra kaçmış ve militanların kendisine ve diğer rehinelere patlayıcılar bağladığını anlatıyor. Bazı işçiler kaçmayı başarmış, Strachan ve meslektaşı ise 17 Ocakta Cezayirli askerler tarafından kurtarılmış. Bir diğer bilgiye göre, kalan militanlar tesisi havaya uçurmaya yeltenmiş ama başaramamışlar ve etkisiz hale getirilmelerine kadar Cezayirli askeri güçlere iki gün daha direnmişler.

aldılar

Çin’in Shanghai kentinde bir elektronik üretim tesisinde geçen hafta 1000 kadar grevci işçi, çok katı olduğunu iddia ettikleri işyeri kurallarını protesto etmek için yöneticilerini bir buçuk gün rehin tuttular. Shanghai Shinmei Elektrik Şirketi’ndeki bir güvenlik görevlisi, sorunların 18 Ocak günü işçilerin erken saatlerde protesto için toplanmaları ile başladığını, protestonun sebebinin yeni getirilen tuvalet molasının iki dakika ile sınırlanması, bir defa geç kalanın 50 Yuang ceza ödemesi, ikinci kez geç kalanın işten atılması şeklindeki kurallar olduğunu söyledi. Tesisin sahibi Japon Shinmei Elektrik Şirketi. Olayın başlamasının ertesi gece yarısı 300 polis memuru, tesisin çevresini sarana kadar işçilerin tesiste rehin tuttuğu 18 yöneticiden 10’u Japon uyruklu. Çin’de işverenlerin işgücünden daha fazla verim alma çabaları, işçilerinse yüksek ücret ve daha iyi çalışma koşulları talepleri sonucu, benzer işçi rahatsızlıklarının giderek artmakta olduğu gözleniyor.

Bingazi Konusunda Clinton’a zor sorular ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Ocak ayı sonunda iki kongre oturumunda 11 Eylül 2012 de Libya’nın Bingazi kentine yapılan saldırı konusunda kendisine yöneltilen sorulara cevap verecek. Bu oturumun Aralık ayında yapılması planlanmıştı ancak, Clinton’ın bir mide virüsü nedeniyle bir müddet hastanede yatması ve daha sonra da evde istirahat etmesi nedeniyle ertelenmişti. Clinton, önce Senato Dış İlişkiler Komisyonu üyeleri tarafından sorgulanacak, sonra da Amerikan

18 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin halka açık oturumunda sorulara cevap verecek. Sorgulamanın sert geçmesi ve 11 Eylül’de yaşanan bazı vakalarla ilgili açılmış soruşturmaların gündeme gelmesi beklenmektedir. Amerikanın Sesi’nde Aralık ayında yayınlanan bir raporda Bingazi karakolunda güvenliğin yetersiz olduğu ve bunun da Dışişleri Bakanlığı’nın “öngörülü ve deneyimli liderlik eksikliği” nedeniyle olduğu belirtiliyor. ABD Senatosu İç Güvenlik ve Hükümet İşleri Komitesi’nin bir raporu da, suçun

Dışişleri Bakanlığı’ndan Pentagon’a ve hatta Obama yönetimine kadar daha geniş bir alana yayılmış olduğunu belirtmektedir.



GÜNCEL

New York Polis Departmanı NYPD, ilk vücut tarayıcısını test ediyor

New York Polis Departmanı NYPD, memurların kıyafetin içinden ateşli silahları teşhis etmesini umdukları yeni bir cihazı test ediyorlar. Polis Müdürü Raymond Kelly, cihazın gelecekteki modellerinin polis araçlarına monte edilebilir ya da memurların kemerlerine takılabilir şekilde olmasını umut ettiklerini söylüyor. Adına T-Ray denilen bu cihaz, bir insanın vücudunun yaydığı radyasyonu tespit edebiliyor. Bu radyasyon dalgalarına, terahertz (THz) radyasyon deniliyor ve kumaş ya da ambalajdan geçebiliyor ama metalden geçemiyor, böylece cihazın elde ettiği görüntüler bir şahsın bıçak ya da silah taşıdığını ortaya çıkarabiliyor. T-Ray programı üzerinde dört yıldır çalışılıyor ve Savunma Bakanlığı tarafından finanse ediliyor. Teslim aldıkları mültimilyon dolarlık ilk cihazı, Müdür Kelly New York’da bir basın toplantısı yaparak tanıttı. Wall Street gazetesinin haberinde: “ Mr. Kelly tarafından gösterilen bir görüntüde, T-Ray tarayıcı, sivil giyimli bir memurun vücudunun silah bulunan kısmını neon yeşili ile boyadı. Görüntüdeki memur cihaz-

dan 9 metre uzaktaydı. Başka bir fotoğraf tripod üzerine kurulmuş olarak cihazın kendini göstermekteydi, tıpkı plastik bir muhafaza içine yerleştirilmiş eski tip bir projeksiyon cihazını andırıyordu. Yetkililer, şu anki haliyle, cihazın bir kamyonete yüklenip silahlı şiddet olaylarının fazla görüldüğü bölgelere gönderilebileceğini belirttiler.” denilmektedir. Geçen sene Kelly programı ilk duyurduğunda, cihazın menzilini 25 metreye çıkarmak istediğini belirtmişti. Sivil özgürlükler gruplarından karışık tepkiler geliyor. Bir yanda, bu cihaz ile polisin insanları kendilerinin haberi olmadan “üst araması”na tabi tutabileceğine dair endişeler varken, diğer yanda ise yasa dışı aramaların azalması konusu var. New York Sivil Özgürlükler Birliği İcra Kurulu Başkanı Donna Lieberman geçen yıl Ocak ayında Kelly’nin T-Ray ile ilgili duyurusu karşısında verdiği beyanatta şöyle demişti: “Eğer bu gibi teknolojiler yasanın gerektirdiği şekilde çalışırsa, New York şehrinin insanları durdurup üst arama sayısı yılda yarım milyon azalır, ancak sokakta sanal polis dokunuşu olmadan yürümek bir mahremiyet konusudur.” NYCLU tarafından derlenen NYPD verilerine göre, 2011 in ilk dokuz ayında, durdurup üzeri aranan insanların %88 inin tamamen masum olduğu anlaşılmıştır.

20 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

YÖK’ün elektronik bilgi paylaşım portalına saldırı Türk Hacker Platformu RedHack, yılbaşı gecesi ODTÜ’de yaşanan olayları protesto için siber saldırı düzenlediği YÖK’e önceki gece saat 04.30’da ikinci kez saldırdı ve üniversitelerde yaşanan yolsuzluklarla ilgili “gizli” ve “çok gizli” ibareli belgeleri Twitter’da yayımladı. YÖK’ün elektronik paylaşım sistemi “ebys. yok.gov.tr” adresini hackleyerek, 60 binin üzerinde dokümanı ele geçirdiğini duyuran grup, twitter hesabından, “Belgeleri ayıklıyoruz. Üniversitelere baskı sürerse ‘sansürsüz’ açıklarız. Hak yiyen Hack yer. Bizi bekleyin” yazdı. Grup, daha sonra da “YÖK’ün ‘Binlerce dosyaya HALK ADINA el konmuştur” ifadelerini kullanarak, hacklenen sitenin linkini paylaştı.

Bilgisayar korsanlarının hedefi Meksika Ulusal Güvenlik Ağları 2011’de Latin Amerikalı isimsiz bilgisayar korsanları, Meksika’daki en ileri teknoloji kullanan, karmaşık ve en tehlikeli suç örgütü olarak nitelenen Zeta Kartel’in üyelerine ait bilgileri yayınlama tehdidinde bulundular, ancak daha sonra Kartel onları takip edip bulacağını iddia ederek korkutunca geri çekildiler. Şimdi grup, bir isyancı grubun yararına Meksika hükümeti aleyhine bir kampanya başlattı. Bilgisayar Korsanları Ortaklığı, grubun Meksika Ulusal Savunma Bakanlığı’nın (SEDENA) dosyalarını çaldıklarını ve birkaç hükümet web sitesini ele geçirerek Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN) ile olan dayanışmalarını sergiledilediklerini belirtmektedir. SEDENA’nın sitesi iki saatliğine EZLN manifestosu ile değiştirilmişti. Anonymous (isimsiz), dosyaları internette yayınlama tehdidinde bulunduysa da Meksika hükümeti hiçbir sistemin gizliğinin ihlal edilmediğini ya da herhangi bir bilginin sızdırılmadığını söylemektedir. Yalnızca donanma, web sitelerinin geçici bir DDoS saldırısına uğradığını bildirmiştir. Latin Amerika’daki organize suçları araştırmaya odaklanmış bir kuruluş olan Insight Crime tarafından yapılan bir analize göre: “Anonymous aktivistlerin Meksika’daki hükümet hedeflerine saldırmaları ilk kez olmuyor, daha önce de Madencilik Bakanlığı ile ilişkili bir web sitesini ele geçirmişlerdi. Hükümetin güvenlik kurumlarını hedef almak grubun odak noktasında bir değişiklik olduğu izlenimi yaratıyor. Ancak, Anonymous amorf, yani sınırları belli olmayan, resmi bir lideri ya da hiyerarşisi bulunmayan bir topluluk olduğundan, bu karar kendi başına hareket eden bir fraksiyon tarafından alınmış olabilir.” Meksika’daki Kartel şiddetinden 60.000 kişi hayatını kaybetmiştir, bunların 67’si gazeteci, 3500’ü polis memuru ve 1000’den fazlası çocuktur.



GÜNCEL

Sensormatic, bu yılın ilk Güvenlik Teknolojileri Buluşması’nı gerçekleştirdi Sensormatic, elektronik güvenlik alanındaki son trendleri iş ortakları ile GTB’de buluşturdu. 22 Ocak tarihinde Sensormatic’in yeni teknoloji üssü olan Kavacık Smart Plaza’daki genel müdürlüğünde gerçekleştirilen “GTB Avigilon’da”; Kanada’nın en hızlı büyüyen teknoloji firması seçilen, yüksek çözünürlüklü güvenlik kamerası üreticisi Avigilon’un yeni ürün ve teknolojileri tanıtıldı. Finans ve perakende sektörünün katılımı ile gerçekleşen organizasyonun ev sahipliğini Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli yaptı. Buluşmada Avigilon’un Ortadoğu’dan Sorumlu Kıdemli Satış Direktörü Hadi Rayess

tarafından, Avigilon’un yüksek çözünürlüklü kameralar için yazılmış, kolay kullanım ve entegrasyon imkanları sayesinde elektronik güvenlik sektörüne sunulan en önemli teknolojilerinden biri olan ‘Avigilon Control Center’ video yönetimi

yazılım platformu anlatıldı. Bunun yanı sıra 29 megapiksel çözünürlüğe kadar ulaşan kameralardan oluşan geniş ürün yelpazesi de, daha önce yapılan projelerden örnekler ve canlı demolar ile iş ortaklarına tanıtıldı.

Avustralya’dan gelen adam ASIS International’ın yeni Başkanı Geoffrey T. Craighead, CPP (CPP: Sertifikalı Koruma Personeli) gerçek bir dünya vatandaşı. Avustralya’da doğup büyüyen Craighead, bir süre Hong Kong’da, daha sonra Londra’da ve şimdi de “evim” dediği ABD’de yaşamıştır. Bugün, ABD’de önde gelen güvenlik şirketlerinden biri olan Kaliforniya’daki Universal Protection Service of Santa Ana’nın Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekte olup, aynı zamanda güvenlik yönetimi ve yangında can güvenliği operasyonları konusunda ayrıntılı bir kaynak teşkil eden ve şu anda üçüncü sayısı yayınlanmış olan “Yüksek Binalarda Güvenlik ve Yangında Can Güvenliği” taslak çalışmasının yazarıdır. Security Management Dergisi Craighead ile ASIS International’ın

22 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Philadelphia’daki 58. Yıllık Seminer ve Fuar’ında röportaj yapmış ve kendisiyle Avustralya’daki ve Asya’daki yaşamı, güvenlik sektöründeki kariyeri ve ASIS’in onun profesyonel gelişimindeki etkileri

üzerinde konuşmuştur. Sözcü olarak, Craighead “İnsanlara nereden geldiğimizi hatırlatmak isterim. ASIS, Paul Hanson ve 1955 de bir araya gelen endüstrinin bir grup profesyoneli ile başlayarak, yıllar içinde birçok harika ve kendini adamış insan tarafından kurulmuştur ve ilerlemeye devam edecektir. Gelecek yıllarda başka sıradışı insanlar olacak ve topluluğu ve güvenlik mesleğini yüceltecek ve çok değerli katkılarda bulunacaktır.” demiş ve eklemiştir; “Rehberlik bunun önemli bir parçasıdır. Eğer Tim Gilmore beni CPP programı konusunda bilgilendirmeseydi ve eğitim bedelini ödeyerek, maaşıma zam yaparak somut bir şekilde desteklemeseydi, ben şu anda olduğu kadar ciddi bir boyutta ASIS’e dahil olmayacaktım.”



h HAYATA BAKIŞ

“Güvenlik görevlisi”

“Hayat size verilmiş bir film şeridi gibidir. Her karesini mükemmeli yakalayarak doldurmak gerekir.” Bir kamu kurumu, bir şirket, bir belediye, bir hastane ve benzeri kurumlar girişte görevlendirdiği güvenlik görevlisi ile özdeşleştirilir. Kurumda en üst kademedeki kişi ve girişte bulunan güvenlik görevlisi o kurumu temsil yönüyle aynı noktadadır. Çünkü kuruma girdiğimizde, herhangi bir kişi ile karşılaşmadan, görüşmeden, kapıdaki güvenlik görevlisi ile karşı karşıya gelmekteyiz. Güvenlik görevlisinin bütün söylemleri ve davranışları, o kurum adına değerlendirilir. Olumlu yönü ile de olumsuz yönü ile de düşünceler ve verilen kararlar kuruma mal olmaktadır. Kurumsallaşmada veya profesyonellikte “Sistem - prensip disiplin” olmazsa olmaz kuralların başında gelmektedir, onun için çok önemlidir. Kurumların verimliliği, etkinliği, ekip / takım çalışmasından geçmektedir. Bu da enerjilerin sinerjiye çevrilmesi, gücün yükselmesi ve daha yüksek performans sağlamaktadır. Artık dünyada bireysel kaliteden, kurumsal kaliteye geçilmektedir. Bunun için de çalışan bireylerin eğitim -kültür- görgü- bilgi ve

24 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

aktiviteleri yönüyle donanımlı olmaları gerekmektedir. İnsanlar önce kendileri ile barışık olup kendilerini sevmelidirler. Bu gün çevremizde görüyoruz ki kendine saygısı ve sevgisi olmayan, karşısındakine de sevgi ve saygı göstermemektedir. Artık insanların yüzlerinde gülümseme görmemekteyiz. Güvenlik görevlisi, güvenliği sağlamak yönüyle bütün kuralları yerine getirirken yüzünden de gülümseme eksik olmamalıdır. Çoğu kurumlarda karşılaştığımız güvenlik görevlilerinin yüzlerinin asık olduğudur. Sanki birileri “Sen burada bu görevi yaparken asla gülmemelisin, gülümsersen görevin aksar ve sen görevini yapmamış olursun” demişler gibi davranmaktadırlar. Gelişmiş ve başarılı insanın temel ilkeleri içinde bilinçli çalışma, sabırlı ve saygın davranma, tutarlı olma, yardım etme ve sevgi koşulları yer almaktadır. Unutmamak gerekir ki “ Konuşmak kimlik, davranış şahsiyettir” Bu düşünceler içinde bu çok önemli olan görevleri yapanları eğitmek ve yönlendirmek lazımdır. Sektörün kalitesi bu şekilde elde edilebilir. “ Davranış sonuca belirler”. Uygulanması dileğimle…

Oğuz GÜLAY

Kurumsallaşmada veya profesyonellikte “Sistem - prensip - disiplin” olmazsa olmaz kuralların başında gelmektedir. Kurumların verimliliği, etkinliği, ekip / takım çalışmasından geçmektedir. Bu da enerjilerin sinerjiye çevrilmesi, gücün yükselmesi ve daha yüksek performans sağlamaktadır.



KAPAK KONUSU

Risk yönetimi ve Galatasaray Üniversitesi yangını Zararın doğmasıyla ilgili belirsizlik olarak tanımlayabileceğimiz risk, insanlığın varlığından bu yana canlı cansız tüm varlıkları tehdit etmekte ve gerçekleştiğinde kişilerin mal ve can varlıklarında maddi kayıp ve zarara sebep olmaktadır. Faruk ÖMRÜUZAK / Öğretim Görevlisi – Sigorta Eğitim Danışmanı

26 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013


Y

aşantımız risklerle doludur. Zararın doğmasıyla ilgili belirsizlik olarak tanımlayabileceğimiz risk, insanlığın varlığından bu yana canlı cansız tüm varlıkları tehdit etmekte ve gerçekleştiğinde kişilerin mal ve can varlıklarında maddi kayba ve zarara sebep olmaktadır. Risk altında bulunan kişi; riskten kaçınma, tedbir alma, sınırlandırma gibi fiziki yöntemlere başvurmuş ancak bütün bunların yetersiz kaldığı sonucuyla karşılaşınca, ya riskin sonuçlarına katlanarak riski üstünde tutmak, ya da taşıdığı riskin sonuçlarını başkalarıyla paylaşmak veya profesyonel kuruluşlara devretmek yoluyla kendisini güvence altına almak istemiş ve böylelikle sigorta kavramı ortaya çıkmış. Kısacası risk altındaki kişi ya riskin sonuçlarını kendisi taşıyacak, ya da bu riski profesyonel kurumlara devredeceklerdir. Buna göre sigorta, risk yönetiminde yer alan finansal bir korunma şeklidir. Sigortacılığa benzer işlemlerin Milat’tan önce 3500 yıl önce yapıldığını biliyoruz. İlk uygulamalar denizde görülmüş, daha sonra kara sigortacılığı uygulamasına geçilmiş, bugünkü anlamda sigortacılık ise Milat’tan 1250 yıl sonra Kara Avrupası’nda yapılmaya başlanmış. 1666 yılında Londra’da meydana gelen ve dört gün sürerek 13.000 evle 100

kilisenin kül olmasına yol açan büyük yangının, kara sigortacılığının gelişmesine yol açan en önemli olay olduğu biliniyor. Ülkemizde ise sigortaya karşı ilgi, 1870 yılında İstanbul’un Beyoğlu semtinin büyük bir kısmını tahrip eden yangından sonra duyulmaya başlamış. O tarihten bu güne kadar da ülkemizde sigortacılık yapılıyor. Sigorta şirketleri ihtiyaç sahiplerine sigorta teminatı sağlıyorlar. Çok çeşitli nedenlerden kaynaklanan sayısız riskle karşı karşıyayız. Riskler sadece kişileri değil işletmeleri de tehdit ediyor. Bu durum bizi risklerimizi yönetmekle karşı karşıya getiriyor. Risk yönetimi

Kamuya ait binaların önemli bir risk olan yangına karşı sigortası yok. Aslında kamu kurumları için mevzuatta sigorta yaptırma veya yaptırmama gibi bir düzenleme yok. Peki meydana gelen zararlar nasıl karşılanacak?

olarak tanımlayabileceğimiz bu kavram; günümüzde çok önem kazanmış durumda. Kişiler, bireysel olarak karşı karşıya kaldıkları riskleri azaltmak için çeşitli yöntemlere başvurdukları gibi, birçok şirket de, risklerini yönetebilmek için yeni departmanlar kuruyorlar. Daha büyük şirketler ise ana sorumlulukları işletme risklerini yönetmek olan risk yöneticileri Chief Risk Officer (CRO) istihdam etmeye başladılar. Yasalarda da riskin yönetilmesi ve minimize edilmesi konusunda yeni düzenlemeler yapılıyor. Özel sektöre ait işletmelerdeki risk yöneticileri, işletmelerin muhtemel risklerinin neler olduklarını, bu risklerin gerçekleşmemeleri için hangi fiziksel tedbirlerin alınması gerektiğini, fiziksel tedbirlerin alınmış olmasına rağmen hala ortadan kaldırılamamış bulunan risklere karşı hangi sigorta teminatlarının alınması gerektiğini belirlemekle görevli ve sorumlular. Bütün bu işlerin, işletme için bir maliyet yarattığı kuşkusuz.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 27


KAPAK KONUSU

Bir işletme için risk maliyeti; v İşletmenin sigorta yaptırmaması halinde üzerinde kalan riskler nedeniyle üzerinde kalacak hasar maliyetinin, v Riskin azaltılması ve/veya sınırlandırılması veyahut kontrol edilmesi için katlanılacak maliyetlerin ve v Risk yönetim giderlerinin yıllık toplamı olarak tanımlanabilir. İşletme sahibi veya onun adına karar verecek risk yöneticisi, işletmenin karşı karşıya olduğu hasar potansiyelini de göz önünde bulundurarak; bu maliyet ile ödenecek sigorta priminin kıyaslamasını yaparak,

sigorta satın alıp almama kararını veriyor.

Kamu kesiminde durum nasıl? Kamuya ait binaların önemli bir risk olan yangına karşı sigortası yok. Aslında kamu kurumları için mevzuatta sigorta yaptırma veya yaptırmama gibi bir düzenleme yok. Peki meydana gelen zararlar nasıl karşılanacak? Riski taşıyan kişinin zararının bizzat kendisinin karşılamasına olanak sağlayacak bir fon oluşturması mümkün. Bu uygulamaya dahili fon (iç sigorta), deniyor ve işletmelerin riskin gerçekleşmesi sonucu uğrayacakları zararları karşılamak üzere başvurdukları bir tasarruf şekli

Ülkemizde kamu kesiminde başvurulan uygulamanın sakıncalı tarafları var. Öncelikle, risk altındaki mal varlığı ile ayrılan fon arasında büyük farklar oluşabilir. Ayrılan fon kurumun ihtiyaç duyduğu başka amaçlarla kullanılabilir. Asıl sakıncalı taraf ise riskin dağıtılmamasında yatıyor.

28 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

olarak uygulama alanı buluyor. Uygulamada zararın işletme tarafından karşılanacak şekilde tasarruf yapılması ya da fon ayrılması, iç sigorta veya dâhili fon sisteminin temelini teşkil ediyor. Özellikle ülkemizde kamu kesiminde başvurulan bu uygulamanın sakıncalı tarafları var. Öncelikle, risk altındaki mal varlığı ile ayrılan fon arasında büyük farklar oluşabilir. Ayrılan fon kurumun ihtiyaç duyduğu başka amaçlarla kullanılabilir. Asıl sakıncalı taraf ise riskin dağıtılmamasında yatıyor. Korkulan olayın gerçekleşmesi halinde ayrılan fon gerçekleşen zararı karşılamanın çok altında kalıyor. Dahili fon ile elde edilmek istenen fayda, sigortacılara ödenecek olan primden tasarruf etmek ancak sistemin ne kadar işlediği ve ne kadar fayda sağladığını takip etmek zor. Doğrusu, bu risklerin profesyonel sigorta kurumları tarafından sigortalanması, ancak bütçelerinde sigorta giderleri için tahsisat olmayan birçok kamu kurumu bu gün kendi kendisinin sigortacısı konumunda… Aynı Galatasaray Üniversitesi ve daha nice kamu binası yangınında olduğu gibi…



SEKTÖRDEN

Yasal dü beyan esaslı olm “Yasal düzenlemeler ‘beyan - bildirim’ esaslı olmalı”

Yasal düzenlemelerin, 'izin'den ziyade 'beyan/bildirim' esaslı olmasının büyük fayda sağlayacağını belirten Securitas Güvenlik Hizmetleri Genel Müdürü Murat Kösereisoğlu ile röportaj yaptık. Kösereisoğlu; devlet ile kuruluşlar arasındaki ilişkinin genel olarak bu yönde olduğunu ve bu nedenle özel güvenlik şirketlerinin de İçişleri Bakanlığı ile olan ilişkilerinin bu anlamda geliştirilmesi ve şekillenmesi gerektiğini söyledi.

Firmanız ve sunmuş olduğunuz çözümler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Securitas, Türkiye’de ve dünyada güvenlik sektörünün liderliğini üstleniyor. Türkiye’nin 77 ilinde yaklaşık 9000 kişilik güvenlik görevlisiyle 20’yi aşkın sektöre güvenlik hizmeti veriyoruz. Securitas Türkiye olarak, 2006 yılında güvenlik pazarına giren genç bir oyuncu olduğumuzu söyleyebilirim. Aslında genç sektörün, genç oyuncusuyuz. Buna karşın, global ve yerel bilgi birikimimiz sayesinde iş ortaklarımızın güvenlik hususunda neler yapmaları ve nasıl yapmaları gerektiğine ilişkin bilgi sunabilecek uzmanlığa sahip bir ekibiz. İşimiz yalnızca ‘güvenlik’ ve bu doğrultuda iş ortaklarımıza “uzman güvenlik hizmetleri” sunuyoruz. Hizmet verdiğimiz kuruluşların ihtiyaçlarını analiz ediyor, bunları prosedürlere dönüştürüyor

30 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013


Murat Kösereisoğlu Securitas Güvenlik Hizmetleri Genel Müdürü

üzenlem bildirim malı” Güvenlik sektöründe ancak çalışanlarına ve hizmet kalitesine yatırım yapabilecek güce sahip firmalar, iş ortaklarının ihtiyaçlarına uygun ve yeterli bir hizmet sunabilirler ve bu sayede iyi bir ekonomiye sahip olabilirler. Bu doğrultuda sunulan hizmetin artırılarak; kontrollü bir büyüme ile devam edecek olan ekonomik gelişmenin getirileri ile Türkiye’de sektörün hızlandığını düşünüyorum.

Sektörde yaşanılan sıkıntılar ve çözüm önerileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

gibi kısa vadeler hedefliyor ancak gerisini düşünemiyor. Bu da firmaların uzun ömürlü olmasına engel oluyor. Güvenlik sektörüne baktığımızda beş senelik döngüler yaşandığını görüyoruz. Beş sene içerisinde firmalar sektöre giriyor, yükseliyor, düşüyor ve sonra kaybolup gidiyorlar. Şirket ömürlerine bakıldığı zaman genelde kısa sürdüğü görülüyor, ömrü uzun şirket maalesef çok fazla yok. Maliyeti %85 insan olan bir işte kısa kontratlar çözüme gitmiyor. Bu durumun düzeltilmesi için, sektördeki tüm firmaların iyi hizmet sunarak, teknolojiden ve daha donanımlı insan kaynağından yararlanarak iş ortakları ile uzun birliktelikler kurmalarının çözüm getireceğine inanıyorum.

Sektör hakkındaki genel görüşlerinizi alabilir miyiz?

Endüstrimizin geneline bakıldığında tamamen insan gücü yoğun bir hizmet sunuyoruz. Sadece insanla hizmet ise, hizmet verdiğimiz işletmelere genellikle çok pahalı geliyor ve işletmeler bundan kaçınıyorlar. Kaçınamadıkları zaman ise, mevcut hizmeti daha düşük bedelle almak istiyorlar. Bu da endüstriyi sıkıştırıyor. Sıkışan endüstride kâr marjları düşüyor ve durum “kim daha uzun süre, daha düşük kârla çalışır ve buna nasıl dayanabilir” gibi bir yarışa dönüşüyor. Sektörün büyük bir bölümü bir yıl

Türkiye’de özel güvenlik sektörü, başlangıç dönemlerini henüz geride bırakmadı. 2006 yılından bu zamana kadar sektörün en temel yapı taşlarıyla uğraşıldı. Taşların yerine oturması, aslında bir bina için oldukça sağlam bir temel oluşturmaya benzetilebilir. Bu temelin güçlü olması için; yaptığımız çalışmaların yanında, ülke ekonomisinin istikrarlı büyümesi de önem taşıyor. Güvenlik sektörünün Türkiye’de başlayan yolculuğu, ülke ekonomisinin de getirileriyle hızla devam ediyor.

İnsan ve teknolojinin iç içe kullanıldığı daha optimum çözümlerin kullanılacağı bir döneme giriyoruz. Sektör olarak daha fazla yazılım ve donanımla teknolojinin getirilerini kullanmamızı sağlayacak. Bu durum aynı zamanda tüm sektörlerde olduğu gibi daha vasıflı insan kaynağı ihtiyacını da ortaya çıkaracak.

ve ihtiyaçları için onlara özel en doğru çözümleri sunuyoruz. Zaten işimizdeki uzmanlık da bu konudaki becerimizden besleniyor. Uzmanlıkta derinleşmek için sürekli daha fazla çalışıyoruz. Bu doğrultuda istikrarlı ve güvenilir bir iş ortağıyız.

Önümüzdeki sürece ilişkin sektöre dair öngörüleriniz nelerdir?

Global olarak baktığımızda teknoloji her geçen gün insana daha çok yardımcı oluyor. Dolayısıyla bizim endüstrimizde de önümüzdeki süreçte teknolojiden daha çok istifade edileceğini görüyoruz. İnsan ve teknolojinin iç içe kullanıldığı daha optimum çözümler

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 31


SEKTÖRDEN

kullanılacak bir döneme giriyoruz. Sektör olarak daha fazla yazılım ve donanımla teknolojinin getirilerini kullanmamızı sağlayacak. Aynı zamanda tüm sektörlerde olduğu gibi daha vasıflı insan kaynağı ihtiyacını da ortaya çıkaracak. Bunu önümüzdeki sürecin getirisi olarak görürken bir yandan da sektörün tehditleri olduğunu belirtmeliyim. Hizmet alan iş ortaklarının çoğu, güvenlik sektörünün insan yoğun bir endüstri olması nedeniyle yaşanabilecek uzun vadeli sorunları görmezden geliyor. Bu da tehditlerin başında gelen önemli bir konu oluyor. Hizmet alanlar yaşanabilecek problemlerin bir süre sonra çıkacağını biliyorlar. Ancak bu sürenin uzun vadeli olduğunu ve beş yıldan önce bu sorunlarla yüz yüze gelinmeyeceğini de bilmeleri nedeniyle sorunun çözülmesini erteliyorlar. Bugünün problemi değil ise, zamanı geldiğinde çözülmesi için bir kenara itilen bu sorunlara, yeni problemler ekerek bugünleri geçiriyoruz.

32 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Dünyada sektördeki trend ne yönde gelişiyor, Türkiye ile kıyaslarsak neler söyleyebilirsiniz? Dünya geneline baktığımızda da sektördeki trend aslında bizim Türkiye’de yaşadıklarımızdan farklı değil. Kısa süreli kontratlar ve kısa süreli güvenlik firmaları ile yaşanan döngü global olarak da aşılmaya çalışılıyor. Diğer ülkelerde de güvenlik görevlileri, o ülkeye göre az gelirli ve az eğitimli kişilerden oluşuyor. Bu da yapılan işin çok rutin olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle de yapılan işin katma değeri düşük oluyor. İşin sağladığı katma değer de direkt kâr marjını ortaya koyan unsur haline geliyor. Bu gerçekle yüzleşirken bir yandan bu çemberi kırıp katma değer sağlayabilecek işler yapılmaya çalışılıyor. Örneğin; hizmeti farklı şekilde sunmak, küçültüp sunmak ya da teknolojiyle sunmak şeklinde yapılıyor. Müşteriye katma değer sağlamak için global olarak hizmeti, hem faydayı artıran hem de maliyeti düşüren bir şekle çevirmeye çalışıyorlar. Biz de belirttiğim gibi dünyadan

kopuk değiliz aslında. Türkiye çok geçirgen bu anlamda; bilgi, hizmet ve kalite Türkiye’ye hızla geliyor.

Özel güvenlik alanındaki yasal düzenlemeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yasal düzenlemelerin, ‘izin’den ziyade ‘beyan/bildirim’ esaslı olmasının büyük fayda sağlayacağına inanıyorum. Devlet ile kuruluşlar arasındaki ilişki genel olarak bu yöndedir. Bu nedenle özel güvenlik şirketlerinin de İçişleri Bakanlığı ile olan ilişkilerinin de bu yönde geliştirilmesi ve şekillenmesi gerektiğini düşünüyorum. Her bir güvenlik görevlisinin nerede olduğunu takip etmeye çalışan ve daha önce kurgulanmış ancak şu anda ne yazık ki işlemeyen ve çok faydalı olduğuna inanmadığımız bir düzen var. Dolayısıyla yasal düzenlemelerde bir takım iyileştirmeler yapılarak sektörün önünün açılması lazım. Sektörün içerisinde başka hizmetlerin de tanımlanması ve teknolojinin bu düzene dâhil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.



SEKTÖRDEN

“Temels t aklit ve dışı ç “Temel sorunumuz taklit ve kayıt dışı çalışmadır”

Bilinçli tüketicilerde marka bilincinin oluşmaya başladığını belirten EDS Elektronik Genel Müdürü Osman Yıldız’la sektörü konuştuk. Güvenlik kameralarının sektörün en büyük kısmını oluşturduğunu ve ağırlıklı olarak ithalata dayandığını kaydeden Yıldız, pazarın alt kısmının tamamen Çinli üreticilerin hakimiyetine geçtiğini, dolayısıyla sektörde kayıt dışı çalışma ve taklidin temel sorun olduğunu söyledi.

EDS Elektronik hakkında kısa bilgi alabilir miyiz?

EDS Elektronik, 1990 yılında kurulmuştur. Elektronik güvenlik, yangın, access ve web tabanlı ortam izleme sektörlerinde çalışmaktadır. Samsung, UTC, Kilsen, Texecom, Vicor, Phihong gibi konusunda lider kuruluşların Türkiye temsilciliği, yanında tüm sektörde uretim ve ihracat yapmaktadır. Türkiye’de üretim anlamında; hırsız algılama sistemleri ve yangın algılama sistemleri konusunda pazarda lider durumdadır. Sektördeki ilk ISO9001 sertifikasına sahip olup, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana olmak üzere 6 adet sektörel toptan güvenlik mağazasına sahiptir. Güvenlik konusunda sektörün detektörden kameraya, fiber optik dönüştürücülerden IR spotlara, muhafazalardan, network ürünlerine kadar her tür ürün ve ekonomik fiyatlarla her firmanın ihtiyacını karşılayacak şekilde

34 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

hizmet vermekteyiz. HD kameralar ve sistemlerde sektörel yaygınlığı sağlamak amacı ile sistem oluşturma, satış öncesi ve sonrası hizmet vermekte dönem dönem bunu kampanyalarla ücretsiz gerçekleştirmektedir.

Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Sektörümüz giderek gelişmektedir. Üretim yapılan güvenlik ve yangın sistemlerinde yerli üreticilerin fiyat avantajı nedeni ile belirleyiciliği görülmektedir. Merkezi algılamalı güvenlik sistemlerinde büyük oyuncuların ağırlığı hissedilmektedir. Artık haklı bir üne sahip olan güvenlik kamerası sektörümüzün en büyük kısmını oluşturmaktadır. Bu kısım ağırlıklı olarak ithalata dayanmaktadır. Tüketici çeşitli ürünleri bulmaktadır. Pazarın alt kısmı tamamen Çinli üreticilerin hakimiyetine geçmiştir. Bir kısım


Osman Yıldız EDS Elektronik Genel Müdürü

sorunum e k çalışmad Sektörümüzün CCTV tarafı daha dinamik ve gelişmeye açıktır… Bu yıl içinde de gelişme bekliyoruz. IP alt yapımızın gelişmesine paralel olarak HD CCTV’ye geçişimiz hızlanacak.

bet yaşanmaktadır. Bu iş hacminin de yüksek olması sebebi ile bir dolu ülkeye göre daha makul fiyatlarda tüketicinin ürünlere sahip olmasını getirmektedir. Bu nedenle garanti içi ve dışı ürün hizmeti bile bazı firmalarca problemli olmaktadır. Tüketici bir müddet sonra uygulama yaptırdığı firmayı bulamaktadır.

Yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz?

ürünler, kalite nedeni ile elektronik çöpe dönüşmektedir. Bu nedenle bilinçli tüketicilerde marka bilinci oluşmaya başlamıştır. Öte yandan bunu fırsat bilen birtakım firmalar, Çinli taklitçi firmalardan bu ürünlerin taklitlerini getirip satmakta, kullanıcıyı marka aldığına inandırmaktadır. Sektörümüzde bence temel sorunlar kayıt dışı çalışma ve taklit sorunudur. Yine bir diğer sorun, tüketiciden işçilik ve bakım ücreti alamamak olmaktadır. Bu alınamayınca gizli olarak ürün fiyatına yansıtılmaktadır. Bazı ürünlerde inanılmaz bir reka-

Gerek kayıt dışı gerekse de taklit ürünler konusunda kamunun bu sorunu çözmesini bekliyoruz. Yine tüketicinin bilinçlenmesi ile sektörel düzenleme ve regülasyon ile bir noktaya gelebiliriz. Sektörel derneğimiz GESİDER ve Özel Güvenlik Federasyonu’da bu konuda çalışmalar yürütebilir.

sistemlerle kayıtlarımız daha güvenli olup, daha ekonomik fiyatla hizmet alabileceğiz.

Dünyadaki süreç ile ülkemizdeki süreci mukayese ettiğimizde neler söyleyebilirsiniz? Dünya da özellikle İskandinav ülkeleri olmak üzere IP alt yapısı iyi olan ülkelerde pazarın %50’den fazlası, HD görüntüye geçmiştir. Bizde de benzer beklenti bulunmaktadır. IP tabanlı sistemlere geçtiğimizde görüntü işleme ve analiz de yapabilmekteyiz. Böylece sistemlerimiz verimli kullanılacaktır. 2013’de ülkemizde bir büyüme bekliyorum.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Sektörümüzün CCTV tarafı daha dinamik ve gelişmeye açıktır… Bu yıl içinde de gelişme bekliyoruz. IP alt yapımızın gelişmesine paralel olarak HD CCTV’ye geçişimiz hızlanacak, bulut tabanlı

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 35


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Microsoft Global Güvenlik Operasyon Merkezi Microsoft Global Güvenlik Operasyon Merkezi (GSOC), günümüzde kullanılan Microsoft teknolojilerini, güvenlik alanında gerçek hayata uyarlayarak operasyonel çözümler ve kolaylıklar getirmektedir. Hüseyin BAYRAKTAR / Güvenlik Çözümleri Geliştirme Müdürü MICROSOFT GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ

M

icrosoft Global Güvenlik Departmanı, dünya genelindeki 700 uzmanı ile, Microsoft bünyesinde aşağıdaki konularda hizmet vermektedir; v Fiziki güvenlik, v Operasyon yönetimi, v İç soruşturma, v Kriz yönetimi, v Güvenlik teknolojileri, v Etkinlik&perakende güvenliği, v Güvenlik eğitimi & iletişim, v Güvenlik geçmiş araştırması, v Yakın koruma, v Seyahat güvenliği. 100’den fazla ülkede, 190.000

36 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Microsoft çalışanı ve 700 Microsoft yerleşkesinin güvenliğinin yanında her gün seyahat eden 5000 civarındaki Microsoft çalışanının güvenliği de aynı ekip tarafından gerçekleştirilmektedir.

Entegre güvenlik çözümleri Microsoft büyüklüğünde bir şirket, güvenlik hizmetini daha etkin gerçekleştirebilmek amacıyla, güvenlik altyapısını bilişim teknolojileri ile birleştirerek verimli ve düşük maliyetli uygulamalar üretmekte ve bu sayede küresel güvenliğin dünyanın herhangi bir noktasından yönetilmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda Microsoft, 100’den fazla ülkede güvenlik hizmetini sunmak için Global Güvenlik Operasyon Merkezi (Global Security Operation Center-GSOC) kullanmaktadır. Microsoft Global Güvenlik Operasyon Merkezi (GSOC), günümüzde kullanılan Microsoft teknolojilerini, güvenlik alanında gerçek hayata uyarlayarak operasyonel çözümler ve kolaylıklar getirmektedir.

GSOC sorumluluk alanları Microsoft Global Güvenlik Departmanı, bütün dünyadaki güvenlik hizmetini sadece 3 Microsoft Güvenlik Operasyon Merkezi’ni (GSOC) kullanarak yerine getirmektedir. Bu operasyon merkezleri, stratejik olarak yerleştirilmiş olup, her operasyon merkezi aşağıdaki bölgelerden sorumludur. v Amerika kıtası (AMERICAS), Redmond Operasyon Merkezi, v Avrupa & Africa kıtası (EMEA), Londra-TVP Operasyon Merkezi, v Asya kıtası (ASIA), HyderabadHindistan Operasyon Merkezi. Microsoft Operasyon Merkezleri; 100’den fazla ülkede, 700 farklı


Hüseyin BAYRAKTAR

ofisi, 190.000 aktif çalışanı, 14.000 giriş kartı okuyucusunu, 934 IP adresine bağlı olan 17,000 kamera kayıtlarını, 9,000’den fazla biometrik alarm ve ısı sensörleri ile 330 yangın panelini gözlemlemekte olup her ay 2 milyon sinyal, alarm ve etkileşimi takip etmekte ve bunlara cevap vermektedir. Operasyon Merkezleri, ortak altyapıyı kullanmakta olup, herhangi biri iş yoğunluğu, elektrik kesintisi veya olağanüstü şartlardan dolayı kapatılmak zorunda kalması durumunda diğer operasyon merkezleri birkaç dakika içerisinde, kapatılan operasyon merkezinin faaliyetlerini devralarak bu bölgeyi gözetleme, olay ve alarmlara cevap verebilme ve güvenlik hizmetinin devamlılığını sağlayabilme imkanına sahiptir.

Visual - Dijital Komuta Merkezi Tamamen Microsoft teknolojileri üzerine inşa edilmiş olan Dijital Komuta Merkezi sayesinde Operasyon Merkezleri, dünya genelindeki 700 yerleşkelerini, iç olayları, dış tehditleri, IP kamera görüntülerini, Microsoft bina kat planlarını ve sahip olduğu kaynakları dijital harita üzerinde yansıtarak olaylara etkin cevap verme ve hızlı yönetme imkanı elde etmektedir.

Aynı sistem sayesinde 700 yerleşkeden sorumlu güvenlik amirleri ile bölge güvenlik müdürlerinin güncel iletişim bilgilerine anlık ulaşabilme ve olayları yönetebilme yetisine sahiptir. Bu sayede Operasyon Merkezleri acil durumlarda karar vericilere en doğru bilgiyi, en hızlı bir şekilde eksiksiz olarak ileterek Microsofta yönelik gelişen risk & tehditle ilgili kararın süratli ve etkili bir şekilde alınmasına olanak sağlamaktadır.

Teknik altyapı Microsoft Global Güvenlik Departmanı uzmanları, sahip oldukları güvenlik tecrübesi, bilgisi ve birikimini; Microsoft teknolojileri ile entegre etmek suretiyle teknoloji ile tecrübeyi biraraya getirmiştir. Bu bağlamda, Operasyon Merkezleri-GSOC, globalde sundukları güvenlik hizmetini Microsoft teknolojisi ve bu teknolojinin üzerine inşa edilmiş iş ortaklarının geliştirdiği çözümleri kullanarak gerçekleştirmektedir. Kullanılan teknik altyapı ve ürün-

lerin en önemli özellikleri, bütün dünyada birbirine entegre olabilen, birbiri ile uyumlu, geliştirilebilen ve birbirinin yerine geçebilen özellikler taşımasıdır. Bu bağlamda kullanılan bir kısım Microsoft ürünleri aşağıdaki şekildedir, v Microsoft Office. v Lync. v Share Point, v Info Path, v Windows Server, v Windows Azzure, v SQL Server, v Bing Maps, v Windows Phone,

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 37


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Haberleşme Operasyon Merkezleri; gerek personel ile olan haberleşmeler gerekse kendi aralarındaki haberleşmelerde Microsoft ürünü olan Lync’i kullanmaktadırlar. Lync; Microsoft çalışanlarına, haberleşme, yazışma, dosya paylaşma, telekonferans yapma, telefonla arama, canlı görüşme yapma ve sunum yapma imkanlarını sağlamaktadır. Diğer taraftan 3 Operasyon Merkezi; birlerine ve güvenlik personeline telsiz ile bağlanmış durumdadır. Operasyon merkezleri birbirleriyle telsiz üzerinden görüşebildikleri gibi bir operasyon merkezi diğer bir bölgedeki güvenlik personelini telsiz ile arayarak bilgilendirme ve görevlendirme yapma imkanına sahiptir. IP üzeri Telsiz (Radio over IP) Operasyon Merkezleri; Radio over IP sayesinde emniyet, itfaiye, ambulans gibi kurumları da arayarak iç telsiz görüşmelerine dahil edebilmektedirler. Kullanılan bu sistem, telsiz – laptop - cep telefonu - Lync uyumu sağlanarak gerçekleştirilmiş entegre haberleşme çözümüdür. Operasyon Merkezleri acil

38 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Microsoft Operasyon Merkezleri; 100’den fazla ülkede, 700 farklı ofisi, 190.000 aktif çalışanı, 14.000 giriş kartı okuyucusunu, 934 IP adresine bağlı olan 17,000 kamera kayıtlarını, 9,000’den fazla biometrik alarm ve ısı sensörleri ile 330 yangın panelini gözlemlemekte olup her ay 2 milyon sinyal, alarm ve etkileşimi takip etmekte ve bunlara cevap vermektedir. durumlarda gerek kendi personeli gerekse globalde seyahat eden Microsoft çalışanları ile de anında haberleşebilmekte (Mass Notification), bilgilendirme yapabilmekte ve geri dönüşüm alarak personelin can güvenliği ile ilgili hususları takip edebilmektedir.

Seyahat eden personel güvenliği Seyahat eden Microsoft çalışanları, gidecekleri ülke ile ilgili rezervasyonlarını yapıp e-biletlerini aldıklarında, Operasyon Merkezleri; kendilerine gidecekleri ülkenin risk durumu, ülkedeki son politik gelişmeler ve seyahat öncesinde ve esnasında dikkat etmeleri gereken hususlarla ilgili bilgilendirmede bulunur. Operasyon Merkezi, kullandığı teknoloji sayesinde Microsoft personelinin seyahat bilgilerini harita üzerinde canlandırır. Bu

sistem Operasyon Merkezleri’ne anlık hangi ülkede kaç Microsoft çalışanının seyahat ettiği bilgisini verdiği gibi yine acil bilgilendirme uygulaması ile bu yolculara anlık o ülkedeki son gelişmeleri iletme ve can güvenlikleri hakkında anlık bilgi sahibi olma imkanı tanımaktadır. Haberleşme personelin cep ve iş telefonları ile mail adreslerine gönderilen mesaj veya gerektiğinde doğrudan irtibat kurma şeklinde olmaktadır. Bu sistem sayede Amerika’da meydana gelen “Sandy Kasırgası”nda, Operasyon Merkezi; 1 dakika içerisinde bölgede 650 Microsoft personelinin seyahat ettiğini tespit etmiş ve 2. dakika içerisinde tamamını konu hakkında bilgilendirip geri dönüşüm almıştır. Global Güvenlik Operasyon Merkezleri, uygulamaya hazır, birbirleriyle entegre Microsoft ürünleri olan Share Point, Info Path, Lync ve Bing Harita’yı kullanarak giderleri azaltırken, nasıl daha verimli hizmet verilebildiğini göstermektedir.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Teknoloji konfor ve güvenliğin buluştuğu adres GAMA Holding Yeni Yönetim Binası GAMA Binası, Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilen ve birçok kritere göre yapılan inceleme sonucu, “Existing Building-Var Olan Binalar Kategorisi”nde, Türkiye’de ilk olarak “LEED- EB GOLD”, Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) altın sertifikasını almaya hak kazandı. Orhan İÇLİ / Elektronik Mühendisi Şirket Müdürü EMES ELEKTROMEKANİK SİSTEMLER

G

AMA Binası, ABD’deki Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilen ve birçok kritere göre yapılan inceleme sonucu, yeşil bina standartlarına uyan yapılara verilen, “Existing Building-Var Olan Binalar Kategorisi”nde, Türkiye’de ilk olarak “ LEED- EB GOLD”, Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) altın sertifikasını almaya hak kazandı. GAMA Holding’in, bir kurumsal vatandaş olarak çevre bilinciyle, küresel ısınma konusundaki duyarlılığını, özellikle karbon salınımının azaltılması, temiz enerji ve enerji tasarrufu konularında daha sistematik hale getirmek amacı ile yeni binasının yapım aşamasında, binanın teknik altyapısını, yeşil enerji kullanımı ve

40 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

enerji tasarrufu konularında etkin bir yönetim sağlayacak şekilde kurmuştur. GAMA’nın sürdürülebilirlik anlayışı ve gerçekleştirilen çalışmalar, yeni GAMA Binası için “mevcut binalarda LEED” sertifikasına başvurmanın, hem binadaki enerji kullanımını daha efektif ve ölçülebilir bir hale getirmek, hem de paydaşların çevre bilincini arttırmak adına atılması gereken bir adım olduğu gerçeğini ortaya çıkartmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmaların koordinasyonu GAMA binasının teknik Müdürü Hakan TAŞAN tarafından yapılmıştır. GAMA binasında kullanılan malzemeler için çevreye duyarlı ve insan sağlığına uygun olarak belirlenen bir satın alma politikası uygulanmaktadır. Bu malzemeler;

mobilyalardan temizlik ekipmanlarına, halıdan el sabununa kadar binada kullanılan tüm malzemeleri içermektedir. İç Hava Kalitesi konusunda periyodik olarak yapılan ölçümlerle binadaki hava kalitesinin uluslararası standartlara uygunluğu sağlanmaktadır. Sigara içenler içinler için binanın dışına yeterli uzaklıkta, uygun bir yer yapılmıştır. Binada oluşan geri dönüştürülebilir atıklar toplanmakta ve saklanmak olup, yeterlik sahibi nakliyeciler ile yine yeterlik sahibi geri dönüşüm merkezlerine iletilmektedir. Oluşan atıkların bertaraf süreleri ve miktarları takip edilmektedir. İç mekân yaşam kalitesi konusunda da; gürültü, ısı, hava kalitesi, aydınlatma ölçümleri ile uygunluk değerlendirilmektedir. Tüm BMS, enerji izleme-ölçüm,


Hasan Taşan

otomasyon, güvenlik, yangın otomasyonu, sistemleri ve mühendislik hizmetleri; EMES Elektromekanik tarafından temin edilmiştir. Sertifikasyon sürecindeki tüm çalışmalarda da EMES’in tüm Commissioning improvement süreçlerinde işletme personeli ile beraber bir takım gibi çalışmıştır. Benzer projelerde, işverenin ne istediğini bilmesinin yanı sıra, seçeceği mühendislik firmasının deneyimi ve mühendislik formasyonu ile beraber teknik işletme personelinin deneyimi ve formasyonu ve çözüm sağlayıcı entegratör firmalarla uyumu çok önemli.

Yapının teknik özellikleri Ankara’da yükselen yeni GAMA Holding Binası, sistem-konforteknoloji bakımından Ankara’nın en güncel teknoloji kullanılarak tasarlanmış; akıllı ve modern bir ofis binası olarak hizmete girmiştir. Tasarım öncelikleri; güvenilirlik, süreklilik, esneklik, emniyet, konfor, ihtiyaçlara cevap veren ekonomik işletme, kolay kullanım, eğilim kayıtlarının tutulması takip ve analizi şeklinde kurgulanmıştır. Tüm sistemler firma kültürüne uygun,

endüstriyel haberleşme yeteneklerine sahip ve tümüyle entegre edilebilir yapılardan oluşmaktadır. Sistemler tarafından tutulan kayıtlar üzerindeki zaman damgaları saniye hassasiyetinde her gün sonunda eşlenmektedir. Projede; aydınlatma, konfor ve enerji takip sistemi ( Aydınlatma kontrolü, FCU - sıcaklık izleme ve kontrol, enerji izleme) ve Isıtma, soğutma, havalandırma, iklimlendirme (HVAC) sistemleri kumanda ve otomasyon sisteminin yanı sıra aşağıda teknik detayları yer alan sistemler yer almaktadır.

Yangın algılama ve kontrol sistemi Yangın algılama sistemi, interaktif bir sistem olan Siemens CerberusPRO olarak seçilmiştir. Sistem genelinde 16 çevrim üzerinde 110 ihbar butonu, 677 duman detektörü, 20 ısı detektörü, 77 kombine detektör ve 95 adet izleme ve kontrol modülü kullanılmıştır. Yangın algılama paneli yanlış alarmları engellemek amacıyla CAC (Cerberus Alarm Concept)‘ne göre çalışmaktadır. CAC prensibine göre panel, başında operatör varken ve yokken farklı şekillerde çalışır. Operatör mevcut iken yanlış alarmları engellemek amacıyla otomatik dedektörlerden gelen bir alarm öncelikle sadece panel

üzerinden sesli ikaz ile operatöre iletilir. Operatörün bu ön alarmı onaylaması için 30 saniye süresi vardır. Operatör panel başından ayrılmış ve bu ön alarmı görememiş ise bu süre sonunda yangın senaryoları devreye girmektedir. Ön alarm onaylanmış ise, alarmın onaylanmasından sonra panel operatöre yangın mahalinin incelenmesi için 5 dakikalık ikinci bir süre vermektedir. Panel operatör mevcut değil konumunda iken gelecek her türlü alarm yangın senaryolarını devreye sokmaktadır. Her hangi bir anda yangın alarm butonundan verilen her alarm, gecikme olmadan yangın senaryolarını çalıştırmaktadır, zira bir butonun çalışması ancak bir insanın yangını görerek alarm vermesi anlamını taşımaktadır. Sprinkler sistemi akış anahtarlarından gelecek akış bilgileri, alarm olarak değerlendirilmekte ve gecikme olmadan yangın senaryoları çalıştırılmaktadır. Panelin yapmış olduğu her işlem olay hafızasına kaydedilmekte ve sistem yazıcısı tarafından anında yazdırılmaktadır. Yangın senaryosu aşağıdaki başlıklardan oluşmaktadır; v Seslendirme ve sesli tahliye senaryosu, v Klima santrali ve damper senaryoları, v HVAC otomasyon sistemi

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 41


ELEKTRONİK GÜVENLİK

entegrasyonu, v Yangın merdivenleri ve çıkış kapıları takibi, v Asansör sistemi entegrasyonu, v Enerji dağıtım yönetim sistemi entegrasyonu, v Sesli ışıklı uyarı cihazları, v Gazlı söndürme sistemleri senaryosu, v Kartlı geçiş sistemi senaryosu, v Garaj kapısı açılma senaryosu, v Sprinkler sistemi entegrasyonu, v Doğalgaz senaryosu, v Deprem senaryosu, v Garaj gaz algılama sistemi senaryosu, v Davlumbaz söndürme sistemi entegrasyonları. Yangın algılama sistemi de tıpkı diğer sistemlerde olduğu gibi OPC üzerinden haberleşme yeteneğine sahiptir. Yangın güvenliği ile ilgili tüm senaryolar, yangın yönetmeliğine uygun olarak doğrudan yangın panelleri tarafından çalıştırılmaktadır. Sistem’e entegre olarak, IT odaları ve Arşiv odalarında da FM200 söndürme sistemleri tesis edilmişleridr. Söndürme sistemleri için Oda kaçak-sızdırmazlık testleri de gerekli testler yapılmış tüm yangın senaryoları adres bazında test ve kontrol edilmiştir.

42 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Yangın algılama sistemi, interaktif bir sistem olan Siemens CerberusPRO olarak seçilmiştir. Sistem genelinde 16 çevrim üzerinde 110 ihbar butonu, 677 duman detektörü, 20 ısı detektörü, 77 kombine detektör ve 95 adet izleme ve kontrol modülü kullanılmıştır. Kartlı geçiş ve entegre güvenlik sistemi Yapıda giriş çıkışların kontrolünün sağlanması için Siemens SiPass entegre kartlı geçiş ve güvenlik sistemi tesis edilmiştir. Sistemin temel görevi tüm çalışanların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Kartlı geçiş sistemi 18 kayar kapı, 7 kapı, araç bariyeri ve VIP turnikesi dahil olmak üzere 7 turnike ve 6 güvenlik bölgesinden oluşmaktadır. Kayar kapılar günün belirli saatlerinde serbest geçişe izin verirken belirli saatlerde kart ile çalışmaktadır. Bazı özel mahallerde kart ve şifreli giriş uygulamaları vardır. Kartlı geçiş sistemi içerisinde ayrı işlemcili güvenlik panelleri ile korunan güvenlik bölgeleri ile entegrasyonun dışında, sistemin doğrudan kontrol ettiği güvenlik bölgeleri de mevcuttur. Kayıp çalıntı durumlarına karşı kartlar, yalnızca bina içerisinde geçerlidir. Binaya giriş yapmamış her hangi bir kart, hiçbir kapıyı açmamaktadır. Bina genelinde personel devam takip bilgileri, geçiş bilgileri, kapı açık kalma süreleri vb. birçok bilgi anlık olarak kayıt edilmekte ve saklanmaktadır. Kartlı geçiş sistemi de tüm diğer sistemler gibi OPC entegrasyonuna hazır olarak

yapılandırılmıştır. Sisteme erişim, yetkili istemciler üzerinden farklı noktalarda gerçekleşmektedir. Kartlı geçiş sistemi altında çalışan bazı özel uygulamalar şu şekilde sıralanabilir; v IR bariyer ile yetkisiz giriş tespiti, v Düşen kol uygulaması ile engelli girişi, v CCTV entegrasyonu ile otopark kapısı kontrolü, v Uzak mesafe okuyucu ve yakın mesafe okuyucular ile bariyer kontrolü, v Yemekhane hizmetleri takibi.

CCTV sistemi CCTV sistemi saha ekipmanları 33 adet analog sabit kameralardan oluşmaktadır. Ağırlıklı olarak bina çevresinde ve genel hacimlerde bulunan kameralar, IT odası, ATM ve kazan dairesi gibi bazı özel noktalarda da konuşlanmıştır. Saha cihazlarının analog olmasına karşın, sistem merkezi hibrit olarak yapılandırılmıştır. İleride çıkacak talepler doğrultusunda, IP kameralar sisteme eklenebilmektedir ve çeşitli içerik analizi vb algoritmalar sisteme eklenebilmektedir. Sistem omurgasını Geutebruck Reporter kayıt cihazları oluşturmaktadır. Görüntü kayıtları, hareket miktarına ve


kayıt çözünürlüğüne bağlı olarak iki-üç ay süre ile saklanmaktadır. Sistemin en belirgin özelliği bilinen konvansiyonel matris cihazının bulunmamasıdır. Sanal matris uygulaması ile bağlı bulunan tüm ekranlar üzerinde sanal monitörler programlanmıştır. CCTV klavyeleri, sanal monitörün numarasını yazmak sureti ile isteği görüntüyü ilgili monitöre aktarabilmektedir. Binaya ilişkin tüm giriş çıkış noktalarında hareket algılama algoritmaları kullanılarak, giriş çıkış anları anında güvenlik personeline aktarılmaktadır. Benzer şekilde otopark araç çıkışı sırasında hareket algılama ile garaj kapısı açılmaktadır. Tüm diğer sistemlerde olduğu gibi CCTV sistemi tümüyle OPC üzerinden entegrasyona hazır olarak yapılandırılmıştır. Kayıt zaman bilgileri tüm sistemler

ile eşlenmiş olduğundan; her hangi bir metinsel kayıt bilgisine ilişkin görüntüler (yangın kayıtları, kapı geçiş kayıtları, gaz algılama kayıtları, vb), direk zaman bilgisi girilerek izlenebilmektedir.

devreye girmekte gaz tahliye edildikten sonra otomatik olarak durdurulmaktadır. Fanlar gereksiz kullanılmadığından tasarruf sağlanmakta, tehlikeli gaz bulunmadığından da emniyet sağlanmaktadır. Sistem OPC tabanlı olup doğrudan scada ekranına bilgi aktarmaktadır. Sistem kayıtları diğer tüm sistemler ile eş zamanlı tutulduğundan; otoparkta hangi araç varken gaz miktarlarının hangi düzeyde olduğu takip edilebilmektedir. Tüm sistemler bir birleri ile bütünleşik ve yazılım destekli olduğundan, GAMA Holding binasındaki senaryolar kolaylıkla uygulanabil-

Otopark tehlikeli gaz algılama ve havalandırma kontrol sistemi Yapıda Garaj 1 ve Garaj 2 olarak isimlendirilen iki adet kapalı otopark katı bulunmaktadır. Otoparktaki benzinli araçlardan çıkan CO gazını ve dizel araçlardan çıkan NO2 gazını algılamak amacıyla adresli Eurosondelco gaz algılama sistemi tesis edilmiştir. Garaj 1 ‘de 13 CO ve 13 NO2 dedektörü, garaj 2 ‘de de 13 CO ve 13 NO2 dedektörü bulunmaktadır. Herhangi bir katta zehirli gazın algılanmasını takiben gaz yoğunluğuna göre ilgili katın gaz egzoz fanları otomatik olarak

Sistemin en belirgin özelliği, bilinen konvansiyonel matris cihazının bulunmamasıdır. Sanal matris uygulaması ile bağlı bulunan tüm ekranlar üzerinde sanal monitörler programlanmıştır. CCTV klavyeleri, sanal monitörün numarasını yazmak sureti ile isteği görüntüyü ilgili monitöre aktarabilmektedir.

mekte ve değiştirilebilmektedir. NO2 algılama esasına göre algılama GAMA Proje yönetiminin bilinçli tercihi ile özellikle istenmiş bilgilerimiz dahilinde bu çerçevede Türkiye’de hayata geçen ilk uygulamadır. Binanın işletmeye alınmasını takip eden günlerde kaydedilen ölçümler, havalandırma sisteminin, çalışma aralıkları ve takip edilen hava kalitesi; tercihin doğru olduğunu ispatlayarak, GAMA kültürünün, ne denli önemli, birikimli ve güçlü olduğunu, enerji üreten bir kuruluş olarak enerji kullanımına ve çevrenin korunmasına gösterdiği dikkati, çalışanlarına verdiği değer ve önemi bir kez daha uygulamalı olarak gözler önüne sermiştir.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 43


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Yeni nesil mobil telefonlar ile temassız işlemler ve güvenlik Birbirlerine mesafe olarak birkaç santimetre kadar yakın olan Yakın Alan İletişim platformları, aralarında direk hat olmadan iletişim kurarak veri transferi yapabilmektedir. Bu yetenekleri sayesinde piyasaya yeni çıkan akıllı (Smart) cep telefonları mevcut kredi kartlarının yerine bir ödeme aracı olarak kullanıma açılmıştır. Emin Gültekin FİŞEK / MscEE / Yönetim Kurulu Başkanı VİYA YÖNETİM VE DANIŞMANLIK A.Ş

44 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013


G

ünümüzde yeni bir uygulama olan Yakın Alan İletişim (Near Field Communications) teknolojisi kullanan mobil telefonlar artık alış-veriş merkezlerinde yaygın olarak kullanıma sunulmaya başlamıştır. Tüketiciler Avrupa’da temassız ödemeleri kabul eden binlerce satış noktasında, mobil telefonlarını bir temassız okuyucusuna yaklaştırarak satış noktasında düşük tutarlı günlük alış-verişlerini PIN kodu girme zorunluluğu olmadan yapabilecek. Ticari kullanıma yönelik ilk mobil temassız ödeme çözümünün, önde gelen akıllı telefonlarda kullanımı ile Visa CodeSure özellikli kart ve kimlik doğrulama çözümünün temassız ödemelere uygun versiyonu tanıtıldı. Visa Europe Türkiye Visa Europe olarak, son bir yılda Avrupa’da ve dünyada birçok ilki Türkiye’de hayata geçirdiklerini belirterek, Ağustos ayında da MikroSD’nin geniş ölçekli pilot çalışması Avrupa’da ilk kez Türkiye’de yapıldığını vurguladı. Birbirlerine mesafe olarak birkaç santimetre kadar yakın olan Yakın Alan İletişim platformları, aralarında direk hat olmadan iletişim kurarak veri transferi yapabilmektedir. Bu yetenekleri sayesinde piyasaya yeni çıkan akıllı (Smart) cep telefonları mevcut kredi kartlarının yerine bir ödeme aracı olarak kullanıma açılmıştır. Bu telefonlar içerlerine yerleştirilen Yakın Alan İletişim donanımları vasıtası ile alış-veriş merkezlerinde mevcut modern kasaların yanına yerleştirilen okuyucu birimler ile kısa mesafeden iletişim kurabilmektedir. Kredi kart bilgilerini Yakın Alan İletişim donanımına sahip akıllı telefonlara yüklemiş olan kişiler, telefonlarını okuyuculara yaklaştı-

Yakın Alan İletişim Teknolojisi günlük hayatımıza yeni güvenlik sorunları getirmesine rağmen halen kullanılmakta olan kredi kartlarına göre daha güvenlidir. Bir kredi kartı kaybolup kötü niyetli bir şahsın eline geçtiğinde tüm kişisel bilgilere erişilebilir. Ancak şifrelemiş bir akıllı telefonon kaybı halinde bilgilerin korunması sağlanabilir. rarak para transfer işlemini kredi kartlarını kullanma gereksinimi olmadan yapabilmektedirler. NXP Semiconductors ve Sony firmalarının müşterek çalışmalarının ürünü olan ve 2002 yılında piyasaya sürülen Yakın Alan İletişim teknolojisi artık birçok yeni mobile telefon cihazlarında yer almakta olup, mobil ödeme ihtiyaçlarından başka yeni uygulama alanları bulmuştur. Örnek olarak bahse konu donanıma sahip telefon ve tabletler, artık kimlik kartı, ev anahtarı veya müze ve sinema gibi alanlar için giriş kartı olarak kullanılabilecektir… Yeni nesil mobil telefonlarını özellikle temassız ödeme işlemlerinde kullanacak kişiler, telefonlarına kredi kartı ve kişisel bilgilerini yüklemiş olduklarından dolayı tedirgin olacaklardır. İşlemler sırasında en olası güvenlik zafiyeti mobil telefon ile okuyucu donanım arasındaki iletişimin dinlenmesidir. Ancak Yakın Alan İletişim teknolojisi ile yapılan veri transferleri çok kısa mesafeden yapılabilmektedir. Dolayısı ile telefon ve okuyucu fiziki olarak birbirlerine çok yakın olduklarında işlem yapabileceklerinden olası bir dinleme ancak bu mesafe aralığına yerleştirilecek

bir donanım vasıtası ile yapılabilecektir. Bunun yanında temassız işlemlerdeki iletişimin güvenli kanallar kullanılarak yapılması da mümkündür. İşlemler sırasında güvenli bir kanal kullanılması ile kişiye özel bilgiler karıştırılarak ancak yetkili bir okuyucu donanım tarafından çözülmesi temin edilebilir. Telefonların çalınması durumunda hiç bir güvenli kanal yeterli olmayacaktır. Telefonu çalan kişi, teorik olarak ödeme işlemlerini sorunsuz gerçekleştirebilecektir. Bu zafiyeti önlemek için temassız işlemlere açık akıllı telefon sahipleri telefonlarında özel güvenlik önlemlerini almaları gereklidir. Telefonlarına ekran açılması ile beliren bir parola yazılımının yüklenmesi ile hırsızların hassas kişisel bilgilere ulaşabilmesi engellenecektir. Yakın Alan İletişim Teknolojisi günlük hayatımıza yeni güvenlik sorunları getirmesine rağmen halen kullanılmakta olan kredi kartlarına göre daha güvenlidir. Bir kredi kartı kaybolup kötü niyetli bir şahsın eline geçtiğinde tüm kişisel bilgilere erişilebilir. Ancak şifrelemiş bir akıllı telefonon kaybı halinde bilgilerin korunması sağlanabilir.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 45


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Her konut tipine uygun görüntülü kapı giriş ve çevre kontrol çözümleri VPON görüntülü kapı giriş ve çevre kontrol çözümleri, her konut türüne uygun orijinal tam uyumlu lokal çözümler sunuyor. VPON, son kullanıcıların gereksinimlerini sadece görüntülü giriş sistemleri değil aynı zamanda alarm özelliklerini taşıyan güvenlik ve profesyonel çevre gözetleme sistemleri boyutuyla da karşılıyor. VİDEOFON GÜVENLİK SİSTEMLERİ

K

onutlarımızda bizi kimlerin ziyaret ettiğini kapıyı açmadan görebilme temel ihtiyacından doğan görüntülü kapı telefonları, günümüzde kullanıcıların değişen ve gelişen gereksinimleri ile çevre güvenliği, kartlı geçiş, bina iletişim ve akıllı alarm özelliklerini taşıyan entegre güvenlik sistemleri haline dönüşmüştür. VPON görüntülü kapı giriş ve çevre kontrol çözümleri, kullanıcıların bu konudaki en geniş ihtiyaç yelpazesine cevap verebilen ve aynı zamanda profesyonel çevre güvenliği sistemlerini başarılı biçimde entegre eden sistemler bütünüdür. VPON markasının gücü, VPON

46 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

ürün mühendislerinin Türkiye lokal ihtiyaçları üzerinde yaptıkları uzun Ar-Ge çalışmaları sonucu, lokal gereksinimlere tam uyumlu, profesyonel CCTV desteğini de sağlayabilen sistemleri sunmasından gelir. Geliştirilen tüm sistemlerin dijital ve adresli olması, konut tipine göre esnek çözüm sunabilmenin yanı sıra kablolama maliyetlerini ve işçilik giderlerini de düşürerek rekabetçi fiyat avantajı taşır. VPON görüntülü kapı giriş çözümleri, villa, müstakil ev, işyeri, apartman ve toplu konutları hedefler. Bu kategorilere göre geliştirilmiş, Dacha, Modern ve Accord Line konut sayısı ve yapısına göre esnetilebilen tam uyumlu çözümler sunar.

Dacha Line villa çözümleri Müstakil ev ve villalar için tasarlanan Dacha Line konutunuzun yapısına paralel gelişen gereksinimlerinizi kalite ve estetik disip-


lininde karşılar. Serinin 4” ve 7” TFT renkli monitör ekranları, kapıdaki ziyaretçileri tüm detayları ile kristal netliğinde gösterir. Kullanıcıların zevkle döşedikleri yaşam alanlarına şık ürün tasarımları ile değer katar. Pürüzsüz ses kalitesindeki çift yönlü konuşma özelliği, ziyaretçiler ile konuşma ve monitör üzerinden bina ya da bahçe kapısını otomatik olarak tek tuş ile açma imkânı sunar. VPON görüntülü kapı giriş çözümlerinin en önemli öne çıkan özelliklerinden biri profesyonel kaliteli CCTV desteği ile çevre güvenliği entegrasyonu sağlamasıdır. Villa bahçesinde istenilen yerlere eklenen kameralar ile kullanıcılar bahçe ve çevre güvenliğini kontrol altına alır. Evde farklı yerlere koydukları 6 adet monitör üzerinden kamera görüntülerini izleyebilir. 4 telli kablolama özelliği ile montaj ekiplerinin kısa zamanda hem rahat hem de hızlı biçimde montaj yapmalarına yardımcı olur.

Modern ve Accord Line apartman ve toplu konut çözümleri Temelde birçok özelliği ortak olan Accord ve Modern Line, tek ve/veya toplu konut projeleri mimarisi ve ihtiyaçları düşünülerek tasarlanmış serilerdir. Digital adresleme alt yapısına sahip bu seriler 9999 daireye kadar çözüm sunar. Görüntülü bina sistemleri içerisinde Accord Line, kablolama yapısı olarak, yıldız dağıtım ve izolatörlü kat dağıtım sistemlerini kullanmaktadır. Bu sistem sayesinde herhangi bir dairede oluşan arıza durumun-

da diğer daireler bu olumsuzluktan etkilenmez. Gir-çık kablolama sistemi ile çalışan Modern Line, hali hazırda kablosu çekilmiş binalar için idealdir.

Karakteristik özellikleri VPON Modern ve Accord Line kendini ayrıştıran özelliklerinden bir diğeri, her bina için tek bir akıllı resim hafıza modülü ile tüm binanın ziyaretçi trafiği kontrol altına alabilmesidir. 1000 adet kapasiteli akıllı resim hafıza modülü sayesinde, her daire sahibi evde yokken gelen ziyaretçisini ayrı ayrı görebilir. Sitelerin güvenlik merkezleri ihtiyaçları düşünülerek tasarlanan CCTV kamera destekli VPON güvenlik üniteleri de yine VPON markasının kaşeli çözümüdür. Kullanıcılar, ziyaretçilerini, daire veya apartman kapısına kadar gelmeden daha güvenlik merkezinden arandıklarında monitörden görerek tespit etme ve doğrulama imkânı bulur. VPON markasını, komple görüntülü kapı giriş ve çevre kontrol çözümleri boyutuna taşıyan bir başka benzersiz özellik ise her binaya 10 adede kadar CCTV kamera takılabilmesidir. Bu sayede daire sakinleri monitörlerinden kamera bulunan; otopark, havuz, bahçe, oyun alanı, bisiklet parkı vb. tüm alanları izleyebilir. Accord ve Modern Line monitörleri, 4 ve 7” TFT Renkli ekrana sahiptir. Bina giriş kapısı ile daire kapısı girişinde 2 farklı melodi özelliği bulunur. Ahizeli ve handsfree olmak üzere 8 farklı

monitör seçeneği vardır. Monitörlerde bulunan acil durum ve sağlık olmak üzere 2 adet alarm girişi, alarm durumunda daireden sesli ikaz ve güvenlik merkezine daire numarası ve alarm türü ile birlikte bildirim yapar. VPON kameralı giriş panellerinde kullanılan, gece görüşlü 420 TV Line renkli CCD sensörlü kamera teknolojisi diğer 380 TV Line CMOS kameralara göre daha net bir görüntü ve karanlık ortamlarda dahi daha keskin gece görüşü sağlar. Kameralı Giriş Paneli kullanılarak kartlı ve şifreli bina girişi binaya anahtar kullanmadan pratik ve hızlı biçimde giriş yapma imkanı tanır. “IP 55 su geçirmezlik standardı”, kamera yüzeyini koruyan nano-cam kalkanı ve darbeye dayanıklı alüminyum alaşımlı dış yüzeyi sayesinde dış ortam kullanıma uygundur. VPON görüntülü giriş ve çevre kontrol sistemleri, her tür konut tipine uyum sağlayacak biçimde özel olarak tasarlanmış tam bir güvenlik ve denetim sistemidir. Özenle dekore ettikleri yaşam alanlarına sade ve zarif modelleri ile görsel bütünlüğünü bozmadan, modern çizgiler katar. Zarif, yuvarlak hatlı, köşeli yatay/ dikey, ahizeli/ahizesiz modelleri, içerisindeki yüksek performanslı teknik donanımı şık bir biçimde gizleyerek, lüks mekân tasarımlarında dahi kusursuz bir uyum sergiler.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 47


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Kablosuz alarm sistemleri Jablotron kablosuz alarm ürünleri ile tüketici ve/veya proje firması, ihtiyaçlarını en baştan belirlemek, düşünmek zorunda değildir. Tüketici en temel, en basit ve ekonomik bir konfigurasyonla satın aldığı bir Jablotron kablosuz alarm sistemini daha sonra doğacak ihtiyaçlarına göre rahatlıkla genişletme imkanına sahiptir. SARUHAN ACAR BİLGİ ELEKTRONİK

İ

nternet ve mobil iletişim, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bu nedenle kullandığımız her cihaz veya hizmetin mutlaka bu platformlar ile uyumlu olmasını beklemekteyiz. Bu beklentide de haksız değiliz. Çünkü günümüz dünyasında artık bilgiye hızlı ve her yerden ulaşmak bir mecburiyet haline gelmiş durumda… Elektronik güvenlik sektöründe “network / IP, mobil” gibi kelimeler kullanıldığında ilk akla gelen CCTV sistemleri oluyor. Evet, bu platformlarda en hızlı ve en göze çarpan gelişmeler CCTV sektörün-

48 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

de yaşanıyor olsa da hırsız ihbar ve yangın algılama gibi elektronik güvenlik sektörünün diğer temel segmentlerinde de yukarıda bahsedilen ihtiyaçlar nedeniyle önemli ve hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Sektörün ihtiyaç ve beklentilerini sürekli takip eden Bilgi Elektronik, hırsız ihbar sistemlerinde duyulan bu ihtiyaç ve beklentileri karşılamak misyonu çerçevesinde Avrupa’nın en büyük kablosuz alarm sistemleri üretici olan Jablotron firması ile kablosuz alarm sistemleri Türkiye tek yetkili distribütörü anlaşması yapmıştır.

1990 yılında Çek Cumhuriyeti’nde kurulan Jablotron firması elektronik güvenlik, ev otomasyonu ve kominikasyon alanlarında yenilikçi ve esnek çözümlere yönelik teknoloji geliştiren ve bu teknolojileri kullanıcı dostu, şık ürünlere dönüştüren bir anlayışa sahiptir. Jablotron firmasını sektördeki diğer üretici ve markalardan ayıran en önemli özelliği geleneksel /standart kablosuz alarm sistemleri üretmenin yanında yukarıda bahsettiğimiz kullanıcının günümüz koşullarında “ bilgiye hızlı ve heryerden ulaşabilme“ ihtiyacını karşılayacak çok geniş


bir internet ve mobil iletişim platformunda da çalışan cihazlar üretmesidir. Jablotron kablosuz alarm ürünleri ile tüketici ve/veya proje firması, ihtiyaçlarını en baştan belirlemek, düşünmek zorunda değildir. Tüketici en temel, en basit ve ekonomik bir konfigurasyonla satın aldığı bir Jablotron kablosuz alarm sistemini daha sonra doğacak ihtiyaçlarına göre rahatlıkla genişletme imkanına sahiptir. Örneği; Jablotron JK-82 kablosuz alarm seti bir ev ve ofis için temel güvenlik ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacak özelliklerde ürünlerden oluşan ekonomik bir çözüm sunmaktadır. Setin içinde yer alan temel ürün JA-82 4 kablolu, 50 kablosuz dedektör bağlanabilen kablosuz alarm paneli ile kullanıcı uzaktan telefon hattı üzerinden alarm sistemini kurabilir, çözebilir , sistemin o anki durumunu ( kurulu / çözülü, oluşan alarm raporları v.b. bilgiler) öğrenebilir. Tüm bunların yanında alarm paneli üzerinden diğer kullanıcılara (aile bireyleri, iş arkadaşları vb.) mesaj bırakabilir. Tüketicinin ekonomik bir şekilde sahip olacağı bu alarm sistemine daha sonra ihtiyaç duyabileceği internet / network veya GSM üzerinden ulaşma ve bu iletişim hatları üzerinden çok farklı ihtiyaçlara cevap veren özelliklerde Jablotron ürünlerini kullanma imkanı olabilecektir. Bu iletişim hatlarını ve bu hatlar üzerinden verilen hizmetlere sahip olmak için diğer markalarda alarm panelini değiştirmek, farklı model bir alarm paneli almak gerekirken Jablotron da sadece istenilen iletişim için uygun modülü alıp mevcut panelin içine monte etmek yeterlidir. Bu

amaçla Jablotron ürün portföyünde JA-80V LAN/Ethernet modülü, JA-80Y GSM modülü bulunmaktadır. Bu moduller ile panel hem internet / network üzerinden hem de GSM hatları üzerinden yönetilebilmekte, kontrol edilebilmektedir. Bu yönetilebilirlikte Jablotron firmasının geliştirdiği kullanıcı dostu OLINK yönetim yazılımı kolay anlaşılır Türkçe menuleri ve fonksiyonları ile en büyük yardımcıdır. Aynı zamanda bu moduller kullanıcıya birçok özel, faydalı ürün kullanmasına da imkan tanımaktadır. Bu ürünlerin en ilgi çekenlerinin başında JA-84P flaşlı kamera ve PIR detektör gelmektedir. Jablotron JA-84P standart bir PIR dedektör özelliğinin yanında dahili flaşlı bir kameraya sahiptir. PIR detektörün hareketi algılaması anında dahili kamerası gece veya gündüz net bir şekilde 4 adet fotoğrafı çekip hem dahili hafızasına kaydeder hem de bu resimleri SMS veya email ile kullanıcıya veya alarm haber alma merkezine gönderir. Bu özellik hırsız ihbar sistemlerinin kullanılmasında en sıkıntılı durum olan “yanlış alarm mı?“ veya “kim / kimler girdi?“ sorularına en net ve ekonomik yanıt olmaktadır.

Jablotron SP-02 hoparlörlü telefon ünitesi firmanın diğer ilgi çekici ürünlerinden birisidir. JA-80Y GSM modulu ile beraber çalışan bu ürün özellikle evde belirli bir süre yanlız kalmak zorunda olan çocuk, yaşlı veya bakıma muhtaç aile bireylerimizin güvenliği ve kolay kullanımı için tasarlanmıştır. Tüm Jablotron ürünleri gibi kablosuz çalışan bu ürün kullanıcıya tek bir tuş ile daha önceden tanımlanan (yetki verilen) 8 adet telefon numarası ve alarm izleme merkezini arama, konuşma ve dinleme imkanı tanır. Böylece kullanıcı hiçbir telefon çevirme işlemine gerek duymadan acil bir durumda alarm izleme merkezini veya tanımladığımız telefon numaralarını arayabilir, karşılıklı konuşma imkanına sahip olur. Bu ürün ile Jablotron kablosuz alarm panellerinde standart bulunan panik /acil yardım butonu cihazlarının handikaplarını da gidermiş olmaktadır. Jablotron yukarıda birkaç özel örnek verdiğimiz ürünlerinin yanında bu sayfalara sığdırma imkanı bulamayacağımız çeşitlilikte kablosuz alarm ve ev otomasyonu sistemleri ürünlerine sahip olup, her türlü ihtiyaca çözüm bulmaktadır.

Jablotron SP-02 hoparlörlü telefon ünitesi ilgi çekici ürünlerinden birisidir. JA-80Y GSM modulu ile beraber çalışan bu ürün özellikle evde belirli bir süre yanlız kalmak zorunda olan çocuk, yaşlı veya bakıma muhtaç aile bireylerimizin güvenliği ve kolay kullanımı için tasarlanmıştır. Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 49


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Akıllı ve güvenilir koruma Bosch’un yeni hırsız alarm paneli Amax, istenmeyen kişileri dışarıda tutuyor. Sezgisel kullanıcı arayüzü sayesinde kolay programlama ve kullanım sunan ürün, EN50131-3 Sertifikası’na sahip. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ

B

osch Güvenlik Sistemleri, piyasaya yeni sunduğu AMAX hırsız alarm paneli 2000 serisi ile düşük veya orta riskli uygulamalara yönelik ürün yelpazesini genişletti. Yeni hırsız alarm paneli, küçük ticari işletmelerin

50 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

özel güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı. Anlaşılır simgeli LED veya LCD tuş takımı ve kullanıcı dostu menüsü ile panelin kullanımı oldukça kolay. Boyutunun küçük olması sayesinde çok küçük alanlı ortamlarda dahi fark edilmeden

kullanılabiliyor. Varsayılan programın hali hazırda uygulama çeşitlerinin %90’nını kapsamasıyla, AMAX 2000 kurulumun maliyet bakımından verimli ve basit bir şekilde yapılmasını sağlıyor. Bir programlama çubuğu da benzer birçok kurulum için basit bir programlama olanağı tanıyor. Panelin “mutlak güvenilirliği” sadece Bosch markası ile değil, aynı zamanda paneli EN50131-3 sınıf 2 standardına göre test edip onaylayan bağımsız laboratuvarlar ve yerel onay ofisleriyle de garanti ediliyor. Klasik entegre PSTN iletişimciye ek olarak AMAX panel 2000, IP ve GPRS modülleri ile geleceğe yönelik uyumlu alarm iletişimini de destekliyor. Video alarm doğrulama, Bosch’un IP kamera 200 serisi ile oluşturulan entegre bir sistemle sağlanabiliyor. Bu şekilde, izleme merkezinin veya sistem sahibinin akıllı telefon gibi cihazlar kullanarak alarmın tam olarak nerede tetiklendiğini ve gerçekten de davetsiz bir misafir bulunup bulunmadığını tespit etmesine olanak tanınıyor.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Taşınabilir kapı tipi metal detektörü Polis, jandarma teşkilatı ve özel güvenlik firmaları tarafından ciddi talep gören M-Scope; dış ve iç ortamlarda kullanılabilmektedir. Sokak gösterilerinde, mitinglerde, spor karşılaşmalarında, kongre ve toplantılarda güvenliğin tesis edilmesine önemli katkılar sağlamaktadır. BİLMAK GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ A.Ş.

A

merikan ürünü M-Scope marka taşınabilir kapı tipi metal detektörler, dünyanın birçok ülkesinde güvenle kullanılıyor. Türkiye’de ise T.C. Cumhurbaşkanlığı ve T.C. Başbakanlık başta olmak üzere birçok resmi kurum ve özel kuruluşta kullanılmaktadır. Cihaz, diğer standart tip detektörlerin tüm özelliklerini taşıyor. Standart tip ürünlerden ayrılan en önemli özelliği; taşınabilir yapıda olması ve elektriğe gerek duymadan bataryası sayesinde 40 saat çalışabilmesidir. Kurulup sökülmesi son derece kolaydır. Bir kişi tarafından 5 dakika içinde kurulabilmekte ve sökülebilmektedir. Katlanıldığında valiz şekline gelmekte ve

52 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

tekerlekleri sayesinde yine bir kişi tarafından rahatlıkla taşınabilmektedir. Otomobilin bagajında taşınabilmekte ve yaklaşık 40 kg ağırlığındadır. Polis, jandarma teşkilatı ve özel güvenlik firmaları tarafından ciddi talep gören M-Scope; dış ve iç ortamlarda kullanılabilmektedir. Sokak gösterilerinde, mitinglerde, spor karşılaşmalarında, kongre ve toplantılarda güvenliğin tesis edilmesine önemli katkılar sağlamaktadır. New York, Londra, Paris, Roma, Lizbon polis teşkilatlarına 2012 yılında 2000 adetten fazla satılmıştır. Çok sağlam ve dayanıklı bir yapıya sahip olan M-Scope, uzun yıllar sorunsuz çalışabilmektedir.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Bilgi güvenliği üzerine… Gelişen teknoloji ve bu teknolojinin sunduğu olanaklar sayesinde tüm bilginin sanal ortamda dijital olarak saklandığı, hatta paranın bile artık nakit bir ödeme aracı olmaktan çok, dijital olarak el değiştiren bir araç olduğu düşünülürse, “Siber Güvenlik” kavramının ciddiyeti daha iyi anlaşılabilir. Füsun KOCAMAN

54 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013


Geçtiğimiz yaz, bir gece yarısı ya da biraz daha geç, cep telefonuma bankadan bir kısa mesaj geldi “.... numaralı kartınız ile .... USD’lık alışveriş yapılmıştır. Bu alışveriş size ait değilse 444 xxxx numarayı arayarak bildirimde bulununuz”. Söz konusu kart, İtalya’da yaşayan kızım için aldığım bir ek karttı. Milano’da olmasına rağmen, internetten bir şeyler almış olabileceği ihtimaline karşı kendisini aradım, birkaç aydır kartını hiç kullanmadığını öğrendim. İnternet bankacılığı sayesinde (!) kart hesabıma ulaşıp, kartımda ABD’deki büyük bir mağaza zincirinden neredeyse aynı dakikada birkaç kez alışveriş yapıldığını görüp, telaşla verilen 444’lü numarayı aradım. Görüştüğüm yetkili, benzer panik aramalarına alışkın olmalı ki, bir yandan bana bir sahtekarlık tespit edilmesi durumunda, bankanın benim zarar görmeme izin vermeyeceğinin güvencesini verirken, bir yandan da önündeki ekranda gördüklerine dayanarak, “kartınızdan alışveriş yapılmaya devam ediliyor” şeklinde sanki çok önemsiz bir bilgiyi ileterek, “kartınızı kapatayım mı?” diye sordu. Uykusuz geçirdiğim o gece, bütün kredi kartlarımı kapatmayı ve banka hesaplarıma internetten erişimi yasaklamayı defalarca düşünsem de, böyle bir yaşamın artık mümkün olamayacağını biliyordum. Nitekim, ertesi sabah bankanın ilgili bölümüne alışverişleri reddeden bir dilekçe faksladım, ödeme tarihi geldiğinde o dolarları paşa paşa ödedim. Daha sonra, banka yaptığı inceleme sonucunda “kişisel bilgilerimin bir sahtekar tarafından kullanıldığının” anlaşıldığını bildirdi ve sahtekarın satın aldığı şeylerin bedelini

Bizler bu kadar bilgisayar bağımlısı olduk da kötü niyetli insanların eğilimleri farklı mı? Onlar da faaliyetlerini bilgisayar ortamına taşıdılar ve internet sayesinde dünyanın her yerine ulaşabilir oldular. bana ödedi. Parasal olarak zarar görmemiştim, ama yıllarca “Bilgi Sistemleri” dersi vermiş, bu konudaki yenilikleri övmüş, teknolojisini benim kadar tanımasa bile benden daha yetenekli kullanıcılar olan öğrencilerimi teşvik etmiş ve onlara geleceğin tek yaşam biçimi olarak bu sistemleri göstermiş bir kişi olarak şunu düşünüyordum: “kişisel bilgilerimin (acaba ne kadarı?) bir sahtekar tarafından kullanılmasına karşı ben ve/veya bankam ne kadar ve nereye kadar önlem alabilirdik? ABD’den canının çektiğini alıp bunu da benim bankama ödetebileceğini bilen birini, bunu yapmaktan alıkoymak mümkün mü?” Bilgisayarlar her gün biraz daha güçlü, biraz daha küçük ve biraz daha ucuz olmaya devam ettikçe, insanların yaygın kullanımını kolaylaştıracak özellikler kazandıkça onlarsız bir yaşam düşünmek mümkün olmuyor. Sadece eğlence ve oyun değil, sosyal yaşam ve iş dünyası da bilgisayarsız işleyemez hale geldi, öyle ki devletler bile vatandaşlarına verdikleri hizmetleri sanal ortamlara taşıdılar. Artık elektrik kesildiği zaman değil, internet kesildiği zaman yaşam kesintiye uğruyor. Bir takım ileri görüşlü anne-babaların çocuk büyüyünce mühendis olsun diye eve bilgisayar alma çabasına girdikleri dönem yerini, evlatların anne-babalarının –hatta

nine ve dedelerinin- evlerine bilgisayar aldığı, skype ve e-mail gibi araçları kullanmayı öğrettiği ve o parmaklara mouse kullanma talimi yaptırdıkları bir döneme bıraktı. Bizler bu kadar bilgisayar bağımlısı olduk da kötü niyetli insanların eğilimleri farklı mı? Onlar da faaliyetlerini bilgisayar ortamına taşıdılar ve internet sayesinde dünyanın her yerine ulaşabilir oldular. Üstelik bu kişilerin, kurum ya da şahıslara verdikleri zararları farketmek, suçu tespit etmek, hasarı ölçümleyebilmek çok güç. Çoğunlukla geride hiçbir iz bırakmadan saldırılarını gerçekleştirdikleri gibi, pek çoğu teknoloji konusunda araştırmacılardan daha fazla bilgiye sahipler. “Bilgisayar Suçları” şeklinde sınıflandırılan suçlar, yalnızca bilgisayarın araç olarak kullanıldığı suçları değil, aynı zamanda bilgisayarın hedef seçildiği –sabotaj gibi- hatta bilgisayarın kurbanı etkilemek için sembol olarak kullanıldığı –yatırım ve piramit gibivakaları da içermektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar göstermiştir ki, bu suçlular her zaman kurum dışından değildirler, hatta kimileri kötü niyetli bile değildirler. Bir kurum çalışanının masum ama dikkatsiz bir davranışı, tüm kurumu tehlikeye atabilir. Bu türden olayların en sık rastlanılanı kolay tahmin edilebilir şifreler, şifrelerin

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 55


BİLGİ GÜVENLİĞİ

yeterince gizlenmemesi –benim sıkça tanık olduğum şifrenin bir post-it üzerine yazılıp ekranın kenarına yapıştırılması-, personele tahsis edilen bilgisayarın tüm diskinin paylaşıma açılması gibi, kasıt içermeyen ama çok büyük açıklardır. Internet bugün evlerimize girmiş olsa da, olası bir savaş durumunda ilave bir iletişim aracı olarak kullanmak ve bilimsel çalışmalarda birbirinden farklı coğrafyadaki araştırmacıların ortak çalışmasına ve bilgi paylaşımına destek olmak amacıyla tasarlanmış bir araçtır ve güvenlik öncelikli bir kaygı kaynağı olmamıştır. Dijital altyapının mimarisinin itici güçleri, güvenlikten ziyade “birlikte çalışabilirlik (interoperability)” ve “verimlilik” olmuştur. Daha sonra beklenenin çok üstünde ve hızlı yaygınlaşması sahtecilik

56 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

sorunlarını da birlikte getirmiştir, ancak tek bir sahibi olmayan bu yapıda gerekli tedbirleri almak ve bunların tüm ağda uygulanmasını sağlamak mümkün olmamaktadır. Bu durumda, her kurum ve kullanıcı kendi tedbirlerini almak ve koruma kalkanları akasında üslenmek zorundadır. Sanal dünyada sahtekarlık yapanların, gerçek dünyada sahtekarlık yapanlarla karşılaştırıldığında pek çok avantajları vardır. Her şeyden önce hiçbir masrafa girmeden, çok kısa bir süre içinde çok sayıda kişiye erişme imkanları var. Üstelik bunu fiziksel olarak hiç ortaya çıkmadan, kendilerine dair hiçbir bilgi vermeden ve hele yeterli teknik bilgiye sahiplerse hiçbir iz bırakmadan yapabilirler. Bir iz bulunsa bile olayın takibi ve sonuçlandırılması kolay olmamaktadır, çünkü sahteci

kendinden çok uzakta kurbanlar seçmekte, işin içine farklı ülkeler, farklı etik değerler, farklı yasalar girmektedir ve farklı yetki guruplarının işbirliğini gerektirmektedir. Kurbanların çoğu zaman dolandırıldıklarını net olarak teşhis edememeleri, ettikleri durumda bile şikayette bulunmak konusunda hevesli olmamaları da kötü niyetli kişilerin işini kolaylaştırmaktadır. “Siber uzay” tanımlaması William Gibson tarafından 1984 yılında yayınlanan Neuromancer romanıyla teknik terimler arasındaki yerini almıştır. Gibson romanında, hükümetlerin ve büyük kuruluşların verilerini ele geçirmek için savaşan “bilgisayar kovboyları”nın maceralarını anlatırken, okuyucuya –daha sonra çevrilen filmin seyircisine– modern çağda bilginin paradan daha değerli olduğunu anlatmaktadır. Gelişen teknoloji ve bu teknolojinin sunduğu olanaklar sayesinde tüm bilginin sanal ortamda dijital olarak saklandığı, hatta paranın bile artık nakit bir ödeme aracı olmaktan çok, dijital olarak el değiştiren bir araç olduğu düşünülürse, “Siber Güvenlik” kavramının ciddiyeti anlaşılabilir. ABD Başkanı Barack Obama 29 Mayıs, 2009 tarihli konuşmasında “Amerika’nın 21. yüzyıldaki refahı siber güvenliğe bağlıdır, çünkü siber tehditler ulusumuzun ekonomik ve ulusal güvenliği konusundaki en büyük tehlikeyi oluşturmaktadır.” şeklinde dile getirdiği bilgi güvenliği konusunu incelemek ve çözümler üretmek üzere Ulusal Güvenlik Heyeti içerisinde, Siber Güvenlik Ofisi’ni kurmuştur. Başkanın bu uyarısı ve açılımının arkasında yatan; ABD Federal Hükümeti’nin hazırladığı “Siber


Sanal dünyada sahtekarlık yapanların, gerçek dünyada sahtekarlık yapanlarla karşılaştırıldığında pek çok avantajları vardır. Her şeyden önce hiçbir masrafa girmeden, çok kısa bir süre içinde çok sayıda kişiye erişme imkanları var. Güvenlik Politikası Analizi” belgesinde, siber uzayın her yere ve herkese erişilebilirliğinin, yenilik ve küresel zenginleşme için uygun bir platform sunduğunu ancak başıboş ve regüle edilmemiş bu altyapıda bu denli geniş erişimin ulusları, özel kuruluşları ve birey haklarını ciddi şekilde tehdit ettiğini öne sürmektedir. Amerikan ulusal ağının, gelişen ve artan sayıda siber tehditlere karşı kendini koruma becerisine sahip olmadığını, hali hazırda yaşanan saldırılarda yüzmilyonlarca dolarlık zarara uğratıldığını, fikri mülkiyetlerinin, askeri sırların çalındığını ve kritik altyapı tesislerinin tehdit altında olduğunu belirtmektedir. Federal hükümetin bu tehditleri ortadan kaldırabilecek bir organizasyona sahip olmadığının, tek başına çözümün mümkün olmaması nedeniyle devletin özel sektörle ve konunun ciddiyeti idrak etmiş diğer devletlerle işbirliğinin şart olduğunun altı çizilmektedir. Adı, biraz da teknolojik gelişmelerin izinden ilerleyerek “bilgisayar suçu”, “bilgisayarla ilgili suç”, “bilgisayar ihlalleri”, “yüksek teknoloji suçu”, “internet suçu”, “sanal suç”, “siber suç” ve son dönemde ülkemizde benimsenen haliyle “bilişim teknolojileriyle işlenen suç” olarak değişik

şekillerde kullanılsa da, dünyada bu konudaki tek düzenleme olan Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi’nde “Siber Suç” adını benimsemiştir. Suçun tanımı konusunda da bir fiil” tanımı kabul edilirken, Avrupa Topluluğu uzmanlar komisyonu 1983 Mayıs Paris’te “henüz fikir birliği sağlanmış değildir. Birleşmiş Milletler’in 2000 yılında Brüksel’deki kongresinde “bilgisayarların güvenliğine ve işlevlerine zarar verme amaçlı herhangi Bilgileri otomatik işleme tabi tutan veya verilerin nakline yarayan bir sistemde kanuna, ahlaka aykırı olarak veya yetki dışı gerçekleştirilen her türlü davranış” tanımında karar kılmıştır. “Siber Suçlu” diye adlandırılan bu siber uzayın yaramaz çocukları –sevimli göstermeye çalışmıyorum, çoğu genç ve bu işi bir oyun gibi görüyor– en çok güçlerini ve teknik becerilerini kanıtlama, kendilerini dışladıklarını düşündükleri kişi ya da kurumlardan intikam alma, aç gözlülük, şehvet, macera gibi geleneksel gençlik dürtüleriyle hareket ediyorlar. Sistemlerde açıklar, zayıflıklar bularak atak yapan korsanların bir bölümünün hedefi yarattıkları kaos, şaşkınlık ve korku gibi tepkilerden keyif almaktan öteye gitmiyor. Ama bu demek değildir ki, adi suçlular, organize suç

örgütleri ve terör örgütleri de bu ortamdan yararlanarak hedeflerine ağır zararlar vermek amaçlı girişimlerde bulunmuyorlar. Siber suçlar deyince akla en çok kredi kartı bilgilerinin çalınması, e-mail ile virüs göndermek, resmi kuruluşların web sitelerini ele geçirme, sohbet odalarında gençleri kandırarak buluşmaya ikna etme ve taciz/cinayet gibi basında daha fazla haber olarak yer alan suçlar aklımıza geliyor. Ancak bir bakış açısına göre suç gibi görülmese bile, internette izinsiz film, müzik, oyun ve benzeri her türlü ürün ve eseri yayınlamak; bilimsel çalışmaların fikri mülkiyet haklarını ihlal ederek bu eserleri kullanmak; hakaret ve iftira amaçlı siteler kurmak; bilhassa çocukları nesne ya da hedef olarak kullanan pornografi ve sapkın fikirler yayınlamak da siber suçlar kategorisine girmektedir. Siber suçlarla mücadele konusunda dünyada kurulan ilk örgüt, 1988 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Enstitüsü’nde kurulan CERT Koordinasyon Merkezi’dir. O tarihte, Morris solucanına karşı –ileriki sayılarda bu konuya daha ayrıntılı değineceğim- bir reaksiyon olarak küçük çaplı bir örgüt yapısında kurulan CERT, bugün 150 siber güvenlik uzmanının çalıştığı, güven duyulan ve konusunda otorite sahibi bir kuruluştur. Düzenli olarak hükümet, endüstriyel kuruluşlar, yasama organları ve

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 57


BİLGİ GÜVENLİĞİ

akademik çevrelerle ortak çalışmalar yürüterek büyük ölçekli ve karmaşık siber tehditlere karşı, önceden önlem alma çalışmalarını yürütür. CERT’in çalışmaları, ABD Savunma Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı yanı sıra birçok federal sivil kurum ve özel sektör tarafından finanse edilmektedir. Çalışmalarını internete bağlı ağların güvenliğini artırmaya adamış olan CERT, koyduğu kriterlere uygunluklarını belgeleyen başvuru sahibi Bilgisayar Güvenliği Olay Müdahale takımlarına (Computer Security Incident Response Team (CSIRT)), CERT logosunu taşıma yetkisi vermektedir. 2003 de ABD İç Güvenlik Bakanlığı, US-CERT’i hayata geçirmiştir ve günümüzde Türkiye dahil (TR-CERT) dünyada 67 adet CERT Merkezi –bazı ülkelerde birden fazla olmak üzere– bulunmaktadır. Türkiye’de siber suçlara karşı alınan tedbirler ve kurulan ekipleri bir sonraki yazımda daha ayrıntılı olarak anlatacağım, öncü kuruluş-

58 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

lardan burada kısaca bahsetmek gerekirse: v Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, 2011/2025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Bilişim Suçlarıyla Mücadele Daire Başkanlığı kurulmuştur. Bu dairenin amacı, ilgili bakanlık tarafından “Bilişim teknolojileri kullanılarak işlenen suçların soruşturulması ve dijital delillerin incelenmesi için destek veren görevli daire başkanlıklarının ve taşra teşkilatındaki birimlerin dağınık yapısının tek bir çatı altında

toplanması, mükerrer yatırımların önüne geçilmesi, bilişim suçlarıyla mücadelenin etkin ve verimli olarak yürütülmesi” olarak tanımlanmıştır. v T.C Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 2005 yılında ülkemizin bilgi ve iletişim teknolojilerinden etkin olarak yararlanması ve bilgi toplumuna dönüşmesi ile ilgili uygulanacak stratejileri yayınlamış ve yayındaki “Bilgi Toplumu Stratejisi” adlı çalışmanın 88. Maddesi’nde Ulusal Bilgi Sistemleri Güvenlik Programının sorumluluğunu TÜBİTAK - Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’ne (UEKAE) vermiştir. TÜBİTAK – UEKAE alt projeler oluşturmuş ve Ocak 2007 tarihinden itibaren de çalışmalara başlamıştır. • Ulusal Bilgi Güvenliği Kapısı: TÜBİTAK-UEKAE tarafından gerçekleştirilmekte olan “Ulusal Bilgi Güvenliği Kapısı”nın kurulması ve işletilmesi, bu alt projelerden biridir. Kapının amacı, bilgi güvenliği ile ilgili güncel uyarılar, bilgilendirici rehberler ve teknik yazılar yayınlamaktır. • Siber Güvenlik Enstitüsü (SGE): Sürekli iletişim halinde olan bilgi sistemlerinin oluşturduğu ve ülkelerin politik, askeri ve

Ülkemizde bilgi güvenliği konusundaki en önemli sorun, ihtiyaç duyulan mevzuat altyapısının henüz oluşmamış olmasıdır. Bankacılık ve haberleşme mevzuatında bilgi güvenliği yer almaktadır, ancak Ulusal Bilgi Güvenliği ile ilgili hususları düzenlemek için yeterli düzeyde değildir.


stratejik açıdan öncelikli olarak ele alması gereken siber ortamdaki altyapıların güvenliği çalışmalarını desteklemek amacıyla 1997 de TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) altında Siber Güvenlik Enstitüsü (SGE) kurulmuştur. • Kripto Analiz Merkezi: 1994 yılında kripto analiz ve kripto tasarım yapılması amacıyla kurulmuştur. • TR-CERT CC (TR-CERT Koordinasyon Merkezi): Bilgisayar güvenlik olaylarının bildirim ve danışma merkezi olarak faaliyet gösteren Merkez, TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) altında OKTEM (Ortak Kriter Test Merkezi) Organizasyonu Ağ Güvenliği çalışmaları içinde yer almaktadır. • TR-BOME Koordinasyon Merkezi: TR-BOME Koordinasyon Merkezi, bilgisayar güvenlik olaylarıyla ilgili ulusal danışma noktasıdır. TÜBİTAK-UEKAE (Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü) Bilişim Sistemleri Güvenliği bölümü bünyesinde faaliyet göstermektedir. Bilgisayar Olaylarına Müdahale Ekibi Koordinasyon Merkezi (BOME KM), sorumluluk alanında birden

çok kurum veya kuruluş olan ve bu kurum ve kuruluşlar arasında olay müdahale koordinasyonu yapan ekiptir. v 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile bilgi güvenliği ve haberleşme gizliliğinin gözetilmesi, izinsiz erişime karşı şebeke güvenliğinin sağlanması, elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak, millî güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirlerin alınması görevi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na verilmiştir. Ülkemizde bilgi güvenliği konusundaki en önemli sorun, ihtiyaç duyulan mevzuat altyapısının henüz oluşmamış olmasıdır. Bankacılık ve haberleşme mevzuatında bilgi güvenliği yer almaktadır, ancak Ulusal Bilgi Güvenliği ile ilgili hususları düzenlemek için yeterli düzeyde değildir. Bilgi güvenliği ile ilgili hususları içeren genelgelerin dayanak olabileceği yönetmelik, tüzük ve kanun olmadığından genelgeler etkili olamamaktadır. Bilgi Güvenliği Derneği, Türkiye Bilişim Derneği gibi kuruluşların çabaları, TÜBİTAK’ın “Bilgimi Koruyorum e-Öğrenme Projesi”, ISO/IEC 27001:2005

ve Bilgi Güvenliği Yönetişimi Standartları konusunda yürütülmekte olan çalışmalar, ülkemizin Bilgi Güvenliği konusundaki engelleri ve tehditleri aşmasında yardımcı olacak çok değerli girişimlerdir. 2. bölümünde; “Bilgi Güvenliği Konusundaki Örgütlenme, Mevzuat ve Standard Çalışmaları”, 3. bölümde; “Siber Suçların Türleri ve Yeni Trendler”, 4. bölümde; “Etik Hacking, Hacking’e Karşı” ve 5. bölümde; “Bilgi Güvenliği Politikası Oluşturma” olacak.

Kaynak 1. Kitap, Türkçe’de 1998 yılında Neuromancer adıyla yayınlanmıştır. 1999 yılında romanı konu alan Matrix filminin başarısı üzerine Matrix Avcısı adı altında yeniden yayınlanmıştır. 2. http://www.whitehouse.gov/administration/eop/nsc/cybersecurity 3. Avrupa Konseyi, Siber Suç Konvansiyonu ve Yabancı Düşmanlığı ve Irkçılık Protokolü, Siber Suç Konvansiyon Komitesi (T-CY) ve Siber Suç konusundaki Teknik İşbirliği Programı vasıtasıyla, dünya çapında toplumların Siber Suç Tehditlerine karşı korunmalarına yardım eder. Konvansiyon ve onun Açıklayıcı Raporu, Avrupa i KonseyBakanlar Kurulu’nun 8 Kasım 2001 tarihli 109 uncu oturumunda benimsenmiş ve 23 Kasım 2001 tarihinde Siber Suç konulu uluslararası konferanta Budapeşte’de imzaya açılmıştır. 4. CERT bir ismi oluşturan kelimelin başharflerinden oluşan bir kısaltma değildir, Merkez kurulurken bu isim seçilmiştir. 5. Cornell üniversitesi öğrencisi Robert Tappan Morris tarafından yazılmış ve MIT ’ten 2 Kasım 1988 tarihinde Internet’e bırakılmıştır. Öğrencinin Morris solucanını yazarken amacı, zarar vermek değil, Internet’in büyüklüğünü tahmin etmekti. 6. http://www.egm.gov.tr/icerik_detay. aspx?id=252 7. http://www.tk.gov.tr/bilgi_teknolojileri/ siber_guvenlik/mevzuat.php 8. Ülkemizde, bilgi güvenliği mevzuatı ile ilgili çalışmalar Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı içerisinde yer alan 87 numaralı eylem maddesi çerçevesinde ve Başbakanlık tarafından yürütülen e-devlet mevzuat çalışmaları kapsamında gerçekleştirilmektedir.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 59


BİLGİ GÜVENLİĞİ

Security Information Management (SIM) Güvenlik Veri Yönetimi Güvenlik Veri Yönetimi, kısacası SIM; aslında tüm güvenlik kayıtlarının tek bir merkez altında bir veri tabanında tutulması ve bu verilerin başka veri tabanlarıyla korele edilmesi sonucu elde edilen demografik sonuçlardır. Okyay ŞENTÜRK COMON PROFESSIONALS

G

üvenlik Veri Yönetimi, güvenlik sektörünün yeni oyuncağı ama o kadar büyük ki, tek bir kişi bununla oynayamıyor. Peki SIM nedir? Bunun çalışması bizlere, sosyal çevremize neler katacak? Kişisel verilerimizi nasıl koruyacak? SIM oturduğunda neleri daha iyi yönetebileceğiz? Bunlar ve birçok sorunun cevabı, aşağıdaki bölümlerde sizlere sunulacaktır.

SIM nedir? Güvenlik Veri Yönetimi, kısacası SIM; aslında tüm güvenlik kayıtlarının tek bir merkez altında bir veri tabanında tutulması ve bu verilerin başka veri tabanlarıyla korele edilmesi sonucu elde edilen demografik sonuçlardır. Kısacası, şimdiye kadar güvenlik firmaları tarafından toplanan ve bir defterde tutulan, Excel’e kayıt girilen, profesyonel veri tabanlarında tutulan güvenlik olaylarının tek bir sayısal ortama aktarılması ve veri tabanında tutulması, bu verinin daha sonra başka veri tabanlarıyla korelasyonlarının

60 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

yapılmasıyla da risk haritalarının çıkarılması ve bu bilgilerin yönetilmesine Güvenlik Veri Yönetimi adı veriliyor. Korelasyonun yapılacağı alanlar; mevsimler, iklimler, yağmurlar, doğal afetler, terör olayları, trafik durumu, parite değişimleri, kısa süreli enflasyon oranları, elektrik/ su/gaz kesilmeleri, vb. düzgün

tutulan tüm veri tabanları.

Avantajları Eğer topoğrafik olarak bu veriler Coğrafya Veri Sistemleri (GIS) ile birleşirse, çevremizdeki potansiyel risk haritaları statik olarak değil de dinamik olarak hazırlanabilecektir. Stratejik öneme sahip bir yapı ile güvenlik görevlilerinin


Eğer topoğrafik olarak bu veriler Coğrafya Veri Sistemleri (GIS) ile birleşirse, çevremizdeki potansiyel risk haritaları statik olarak değil de dinamik olarak hazırlanabilecektir. Stratejik öneme sahip bir yapı ile güvenlik görevlilerinin artış veya azaltılması ile ilgili daha bilimsel risk çalışmaları yapılabilecektir. artış veya azaltılması ile ilgili daha bilimsel risk çalışmaları yapılabilecektir. Olaylar olmadan önce gerekli önlemler alınabilecektir. Örneğin bir araba hırsızlık şebekesi takip edilirse, GIS olarak bir sonraki sefer nereye girebilecekleri belli bir yüzdeyle tahmin edilip ona göre önlemlerin alınmasını sağlayabiliriz. Halk ile paylaşıldığı taktirde ki AB kişisel veri paylaşım standartları doğrultusunda bu verileri paylaşma zorunluluğumuz olacaktır, belli başlı bölgelerde ikamet eden kişiler ona göre önlemlerini alabilirler. Bu sistem sayesinde halkımızda huzur kat sayısını arttırabileceğimiz gibi, suçların önünü kesmeye yönelik oldukça ciddi bir aracımız olacaktır.

İlk adımlar İlk yapılması gerekenler arasında sayısal ortamda bu tip olayları tutmayan firmaların, kendi içlerinde bu verileri sayısal ortamda saklamanın yolunu bulmaları gerekmektedir. Bu çalışma sonrası, bir prosedürle bu verilerin sürekli sisteme girişinin sağlanması gerekmektedir. Örneğin sahadaki güvenlik görevlisi olayı hemen bir online terminal ile internet üzerinden kayıt edebilmelidir.

Bu olaylarla ilgili destekleyici hizmetler de sağlanabilir, örneğin resimler, fotoğraflar. Daha sonraki görevimiz ise bir platform üzerinde bu verilerin konsolide edilmesidir. Bu platform elbette ki güvenilir ve kişisel bilgileri elenmiş olan verileri tek veri tabanında saklayacaktır. Daha sonra akademik olarak bu verilerin korelasyonları hesaplanacak ve çıkan raporlar yine online olarak yayınlanacaktır. Yayınlanan verilerin herhangi bir şekilde kişisel bilgi statüsünü ihlal etmesii durumunda, bu komite derhal veri tabanındaki olayı kontrol altına alacaktır. Bir istatistik çalışması yapsak, örneğin vejeteryan olan kişi sayısı ve veri kümesi sadece 10 kişiden oluşsa, sonuçta bize sadece 3 vejeteryanın çıkması bize az çok bilgi verecektir. Fa-

kat veri kümesinin büyümesiyle, örneğin 100 kişiye çıkmasıyla bizlere daha sağlıklı bir çalışma sonucu verecektir. İşte sırf bu yüzden bu veri tabanını mümkün olduğu kadar genişletmemiz gerekmektedir. Bugün özel güvenlik verilerini kullanırız, yarın polis, jandarma, sigorta birliği ve adalet kollarının katılımıyla çok daha bilimsel ve gerçekçi sonuçlar elde edilecektir.

Hayal mi? Birçok kişi, şimdiden bu konunun bir hayal olduğunu söyleyebilir. Hiç de haksız değiller. Fakat bir gerçek var ki bu veri şu anda çevremizde var! Sigorta birliklerinde, kredi kartları, sadakat programları, polis, jandarma hatta geçen yıl okuduğum bir makaledeki bir simitçinin bile daha taze simit verebilmesi için Kızılay Meydanı’nda satılan simit sayısını ve saatini tutarak, ona göre sipariş verdiğini hatırlıyorum. Bu verilere en fazla güvenlik görevlilerinin ihtiyacı var. Gün geçtikçe özel güvenlik daha fazla stratejik öneme sahip yapıları korumaya yönelik projeler alacaktır. Biz sektör olarak bu olaya uzaktan baktıkça, diğer sektörde yer alan kurumlar daha da elimizden bu işleri alacaklardır.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 61


GÜVENLİK HİZMETİ

Özel güvenlik yönetimi Özel güvenlik yönetimi; 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa’nın uygulandığı her bir “özel güvenlik izni” alınan yerde, bunun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için oluşturulan, oluşturulması gereken bir sistemdir. Hakan ÖZALP / Özel Güvenlik Yöneticisi - CPP Yusuf Vehbi DALDA / Özel Güvenlik ve Eğitim Uzmanı, İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri A.Ş Genel Koordinatörü - Yönetici

D

ergimizin ilk sayısı yayınlandı. Alınan tepkiler genelde olumlu. Bu bize doğru bir iş yapıyor olmanın mutluluğunu verdi. Bu sayıda, dergimize de ismini veren “Güvenlik Yönetimi”nden ne anlaşılması gerektiği konusunu işleyelim… Gazetelerin ekonomi sayfaları

62 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

ile “İnsan Kaynakları” ve “Business” eklerinde genel haberlerin yanında, son zamanlarda gittikçe artan, “İnsan Kaynakları Yönetimi”, “Sağlık Yönetimi”, ”Finans Yönetimi” vb. alanlarda seminer ilan ve haberlere yer veriliyor. 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 2004 yılında yürürlüğe girdikten sonra haya-

tımıza giren, genelde ve kısaca “özel güvenlik” olarak adlandırılan hizmet alanı da esasında bir “özel güvenlik yönetimi”dir. Bunun kamudaki karşılığı “güvenlik yönetimidir”. Peki, özel güvenlik yönetimi nedir? Bunun açıklamasına geçmeden önce yönetim nedir? Biraz bundan söz edelim.


Yönetim nedir? Yönetim, belirli amaçlara ulaşabilmek için insanlara iş yaptırabilme, onların yaptıkları işlerde işbirliğini gerçekleştirebilme ve koordinasyonu sağlama faaliyetleridir. Yönetim her şeyden önce bir iş ve faaliyettir. Diğer yandan bir organizasyondaki görev, sorumluluk ve ilişkiler setidir. Bir organizasyondaki faaliyetleri yönetsel ve yönetsel olmayan faaliyetler olarak ikiye ayırabiliriz. Bu iki faaliyet grubu arasında farklılıklar vardır. Bu farklılıklardan en önemlisi; yönetsel faaliyetlerin yöneticiler tarafından gerçekleştirilmesidir. Bu yönetsel faaliyetleri planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve kontrol olmak üzere 5 grupta toplamak mümkündür. Bu faaliyetler yöneticilerin fonksiyonlarını, yönetim sürecinin evrelerini oluştururlar. Bu bilgilerin ışığı altında yönetim, önceden belirlenmiş amaçlara ulaşabilmek için kaynakların planlama / örgütleme / yürütme ve kontrol fonksiyonlarıyla koordinasyonun sağlanması şeklinde tanımlanabilir. Yönetimin amacı organizasyonda etkinlik ve verimliliği arttırmaktır. Yönetici kısaca karar veren kişi olarak tanımlanabilir. Diğer bir tanımla yönetici bir kuruluşun başında bulunan, emrinde personel çalıştıran, emir ve kumanda eden kişidir. Bir başka deyimle üst düzeyde çalışan ve sevk eden idarecidir. Yönetici yönetme çalışmalarını yöneten kişidir. Yönetme nedir? Emir- kumanda etme, karar verme, yönlendirme gibi anlamlara da gelebilen yönetme, genel olarak örgütün amaçları doğrultusunda personeli ve diğer kaynakları sevk ve idare etme gibi anlamına gelir. Diğer bir ifade ile yönetme; insanların

belirli bir amacı gerçekleştirmek için örgütlendirilmesi, hazırlanması ve yönetilmesi sanatıdır. Yönetimin temel fonksiyonlarını şu şekilde sıralayabiliriz; v Planlama, v Örgütlenme, v Yönetme, v Koordinasyon (Eşgüdüm), v Denetleme. vÜretimin beş temel unsuru – 5M Klasik yönetim teorisinde yönetim faaliyeti bir üretim olarak kabul edilmiş ve yönetimin öneminin, üretim unsurlarını en verimli şekilde kullanmasından ileri geldiği savunulmuştur. Üretimin beş temel unsuru şunlardır: v İnsan, v Malzeme, v Makine v Para v Yönetim Bu beş unsur, hepsinin İngilizce karşılıklarının baş harfi olan M harfinden hareketle v Men, v Materials, v Machines, v Money, v Management 5M şeklinde formüle edilir.

Kamu yönetimi nedir? Kamu yönetimi, işlevsel anlamda kamu politikaları belirleme ve uygulama, yapısal anlamda ise devletin örgütsel yapısını ifade eder. Kamu, bir ülkedeki halkın

bütünü, halk, amme anlamlarına gelirken; kamu yönetimi bu bütünün sevk ve idaresi anlamına gelmektedir. Devletin yönetim faaliyetlerinin yararlı ve verimli bir biçimde düzenlenmesiyle uğraşan bilim dalı, kamu idaresi, amme idaresi (1). Kendi alanımıza dönecek olursak…

Özel güvenlik yönetimi 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa’nın uygulandığı her bir “özel güvenlik izni” alınan yerde, bunun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için oluşturulan, oluşturulması gereken bir sistemdir. 5188 Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un Uygulamasına İlişkin Yönetmelik Birinci Bölüm, Tanımlar başlığında, Madde 4/8’de: Yönetici: “ Özel güvenlik şirketleri ve alarm izleme merkezlerinde özel güvenlik görevlilerine emir ve komuta etme, alınacak güvenlik tedbirlerini, bunların yerini, sırasını ve zamanını belirleme ve değiştirme yetki ve sorumluluğuna sahip olan yöneticiler ile özel güvenlik eğitim kurumlarında eğitimden sorumlu olan yöneticileri.” olarak tanımını yapılmaktadır. Bu sistem nasıl kurulacaktır, nasıl oluşturulacaktır? Anılan kanunun 5. Maddesi bir yerde özel güvenliğin sağlanmasını;

İş hayatındaki diğer disiplinler gibi kendi alanında oldukça kapsamlı olan “özel güvenlik yönetimi” ve alt dallarının her biri, ayrı birer çalışma alanını içerir. Özel güvenliğin ilk uygulandığı ülkelerde bu alanda üniversite düzeyinde eğitimler verilmektedir. Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 63


GÜVENLİK HİZMETİ

a. Birim bünyesinde bir “Güvenlik Birimi” oluşturmak, b. Güvenlik Şirketlerinden hizmet satın almak, c. Her ikisi birlikte “karma sistem” oluşturularak, gerçekleştirmesine imkan vermektedir. Bunlardan hangisi uygulanırsa uygulansın, o yerde, “özel güvenliğin sağlanması” için bir “özel güvenlik yönetim” sistemi oluşturulması kaçınılmazdır. Bunun için sırasıyla aşağıdaki işlerin gerçekleştirilmesi gerekir; v Görev analizi, v Tehdit Değerlendirmesi ve Risk Analizi, v Kaynak ihtiyaçlarının belirlenmesi ve tedarik edilmesi (Personel Seçimi, Eğitimi, Araç Gereç Temini,) v Güvenlik/Koruma Planı, Talimatların ve Genelgelerin hazırlanması ve yayınlanması, v Uygulama, v Denetim v Denetim sonuçlarına göre sistemde düzeltmelerin yapılması. İş hayatındaki diğer disiplinler gibi kendi alanında oldukça kapsamlı olan “özel güvenlik yönetimi” ve yukarıda sayılan alt dallarının her biri ayrı birer çalışma alanını içerir. Özel güvenliğin ilk uygulandığı ülkelerde bu alanda üniversite düzeyinde eğitimler verilmektedir. Ayrıca bu konularda çok çeşitli eserler yayınlanmıştır.(2)

Bu süreci sırayla açıklamak gerekirse; 1. İlk aşama Görev Analizi olup, bu aşamada koruma görevleri ve öncelikleri belirlenmelidir. Bu aşamada öncelikle aşağıdaki sorulara cevap aranmalıdır. v Benden ne yapmam isteniyor? (insanları korumak, üretim tesislerini korumak, vs) v Bunu başarmak için hangi görevleri ifa etmeliyim? v Başarı kriterlerim nelerdir? Diğer bir ifade ile güvenliğin sağlanmış olduğu nasıl anlaşılacaktır? Bu soruların cevaplarının ışığı altında, koruma öncelikleri belirlenmelidir. Bu öncelikler insanlar, kritik tesisler, prosesler, operasyonlar, para, kritik altyapı, bilgi sermayesi vs olabilir. Doğal olarak koruma hizmetinin özelliğine göre değişecektir. 2. Özel güvenliğe ihtiyaç duyulan bir yerde bir güvenlik yönetimin oluşturulması için öncelikle o yerin coğrafi konumu, konuşlandığı yerin sosyal, ekonomik konumu, ürettiği mal ve hizmetin niteliği ve diğer pek çok açılardan yapılan inceleme sonrası bir Tehdit Değerlendirmesi yapılarak, koruma hedeflerine yönelik mevcut tehditler belirlenir. Tehdit değerlendirmesi sonucu belirlenen tehditler için risk analizleri yapılmalıdır. Yapılan risk analizleri sonucunda koruma hedeflerinde bir hassasiyet veya

Tehdit değerlendirmesi sonucu belirlenen tehditler için risk analizleri yapılmalıdır. Yapılan risk analizleri sonucunda koruma hedeflerinde bir hassasiyet veya zayıf taraf varsa, burada “risk” olduğundan bahsedebiliriz ki, koruma planları bu risklerin karşılanmasına yönelik olmalıdır. 64 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

zayıf taraf varsa, burada “risk” olduğundan bahsedebiliriz ki, koruma planları bu risklerin karşılanmasına yönelik olmalıdır. 3. Elde edilen veriler değerlendirilerek belirlenen görevlerin ifa edilmesini sağlayacak, tespit edilen risk/tehditlere karşı tedbirlerin alınmasına yardımcı olacak kaynaklar belirlenir. Bu kaynaklar, güvenlik personeli, güvenlik teknolojileri ve güvenlik politikalarıdır. Bu çalışma sırasında güvenlik personelinin sayısı, sahip olunması gereken nitelikler ve teçhizatlar belirlenir. Personel niteliklerinin geliştirilmesi ve korunması için eğitim programları hazırlanır. Güvenlik teknolojilerinin özellikleri tespit edilir, ( Giriş/çıkış kontrol sistemi, CCTV, alarm sistemi, aydınlatma, çevre koruma ve benzeri) bu ürünler tedarik edilir ve kullanıcı eğitimleri planlanır. Güvenlik politikası oluşturulur ve üst yönetim onayı alınır. 4. Güvenlik personeli ve ekipmanlarının, hedeflenen güvenlik seviyesini nasıl karşılayacağına dair bir planlama yapılır ve bu hususlar Güvenlik ve Koruma Planında gösterilir. Bu planda “güvenliğin nasıl yapılacağı, kimlerin nerede görevlendirileceği, acil durumlardaki hareket tarzı ve benzeri tüm işlemlerin nasıl yapılacağı belirtilir. Koruma planları tüm riskleri sıfıra indirmek yerine, bu risklerin nasıl yönetileceğini de belirtmelidir, örnek olarak; nakit depolayan bir şirket, soygun riskine karşılık ya çok sıkı güvenlik tedbirleri alacaktır (riski minimize etmek) ve/ veya nakitlerini bir kaç lokasyona dağıtacaktır (riski yaymak), ve nakitlerini sigorta ettirerek riski transfer edecektir. Koruma planı, bu prensipleri yansıtmalıdır. 5. Güvenlik ve koruma planının


etkili bir şekilde uygulanabilmesi için işlemlerin nasıl yapılacağı, ziyaretçilerin giriş / çıkış kontrolü, paketlerin kabulü, kimlik / yaka kartlarının kullanımı ve benzeri şirket / birim güvenlik politikasını belirleyen hususların yazılı olarak belirlendiği prosedürler, talimatlar, genelgeler ve iş tanımları, hazırlanır ve o yerdeki görevli tüm personele tebliğ edilir, 6. Yukarıdaki işlemler yapıldıktan sonra sistem uygulanmaya başlanır. 7. Kurulan sistemin iyi işlemesi, eksik ve aksaklıkların önlenmesi, talimatlara uygun yürütülmesi için değişik yöntemlerle denetim yapılır. Denetim sonucu yapılan tespitler doğrultusunda bir rapor hazırlanır, üst yönetimce değerlendirilir, eksik ve aksaklıkların giderilmesine çalışılır. Bu, aynı zamanda, özel güvenlik uygulamalarının devlet tarafında yapılan resmi denetimlerde, gerek mevzuata uygunluk ve gerekse diğer yönlerden ortaya çıkabilecek aksaklıkların giderilmesine de önemli bir katkı sağlar. Güvenlik şirketi / birimi idari ve adli müeyyidelere karşı

korumuş olur. Güvenlik denetimleri, tedbirlerin işlerliğini, uygulanıp uygulanmadığını test eden günlük, haftalık, aylık kontrollerden, periyodik tehdit değerlendirmeleri ve risk analizlerine kadar geniş bir yelpazede, güvenlik görevlisinden, güvenlik yöneticisine kadar her kademede yapılabilir. Bu aşamanın yararlı olabilmesi için denetim çizelgeleri, risk analiz formları vb tüm yardımcı dokümanlar hazırlanmış olmalıdır. 8. Denetim sonucunda elde edilen bulguların işleme tabi tutulması bu sürecin son aşamasıdır. Tespit edilen aksaklıklar ve eksiklikler, eğitim faaliyetleri, ekipman alımı veya eleman takviyesi/azaltılması gibi tedbirlerle düzeltilmelidir. Bu aşama, sistemin geri besleme fonksiyonudur ve yeni tehditlere, risklere ve güvenlik ihtiyaçlarına göre sürekli gelişimi sağlayacaktır. Bir “özel güvenlik yönetimi” oluşturulması ve sistemin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde asıl rol özel güvenlik yöneticisine düşer. Günlük yaşamda daha ziyade “güvenlik müdürü” olarak adlandırılan bu yöneticinin görev ve nitelik-

leri, Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin ilk sayısında yayınlanan “Güvenlik Müdürünün Görevleri ve Sahip Olması Gereken Nitelikler”(3) başlıklı makalede geniş şekilde irdelenmiştir. Özetle yer verilen bu konu ve her bir alt alan ayrı bir eser konusu olacak kadar geniş ve kapsamlıdır. Bu konuda, detaylı bilgilerin olduğu “Etkili güvenlik yönetimi”(4) isimli kitabın Türkçeye çevirisi yapılmış olup önümüzdeki günlerde ÖGF tarafından yayınlanacaktır. Bu ve diğer eserlerden daha detaylı bilgiler edinilebilir. Ayrıca, Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin ileriki sayılarında her bir alt alan için yazılar yayınlanıp, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeler ve uygulamalar hakkında bilgilere yer verilecektir.

Notlar (1) http://kamuyonetimi.nedir.com (2) Bunlardan, “Etkili Güvenlik Yönetimi”, “Risk ve Risk Değerlendirmesi” “Güvenlik ve Kayıpların Önlenmesi” konularındaki kitaplar GUSOD-ÖGF tarafından Türkçeye çevrilip yayınlanmıştır / yayınlanacaktır. (3) Güvenlik Yönetimi Dergisi Sayı 1, sayfa 80-82, Hakan Özalp, CPP (4) ÖGF Basımı olarak yayına hazırlanıyor.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 65


GÜVENLİK HİZMETİ

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun özel güvenlik sektöründe uygulanması 6311 Sayılı Kanun; belirli istisnalar dışında, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı hükmünü getirmiştir. Dr. Alparslan TEKİNER

3

0 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” nihayet 01 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girdi. İş kollarına ve çalışan sayılarına göre farklı yenilikler içerdiği gibi, çalışan sayıları ve risk gruplarına göre de farklı tarihlerde yürürlüğe girecek olması işveren açısından ne gibi

66 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

sorumluluklarımız var sorusunu da gündeme getirdi. Bu soruların en çok meşgul ettiği sektörlerden birisi de özel güvenlik sektörüdür. 6311 Sayılı Kanun’un getirdiği en önemli değişikliklerden birisi, kapsamındaki genişlemedir. Bu kanun; belirli istisnalar dışında, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin

işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı hükmünü getirmiştir. Bunun yanı sıra 50’den az çalışanı olan işyerlerinde risk gruplarına göre yürürlüğe giriş tarihlerinde kademeli bir geçiş öngörmüştür. 50’den az çalışanı olan “tehlikeli” ve “çok tehlikeli


Dr. Alparslan TEKİNER

risk” grubunda faaliyet gösteren işyerleri için yürürlük tarihi 30 Haziran 2013 olurken, “az tehlikeli” risk grubunda faaliyet gösteren 50’den az çalışanı olan işyerleri için yürürlük tarihi 30 Haziran 2014’dür. Yeniliklerden bir diğeri de artık 50 ve üzeri çalışan sınırı olmaksızın işyeri hekimi, sanayiden sayılma, 50 ve üzeri çalışan sınırı olmaksızın iş güvenliği uzmanı zorunluluğu getirilmiş, bir dönem yönetmeliklerle tanımlanmaya çalışılan ama mahkeme kararlarıyla yürütmesi durdurulan işyeri hemşiresi çalıştırma yükümlülüğü bu sefer kanun maddesi olarak karşımıza gelmiştir. Kanun, işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendi bünyelerinde kuracakları iş sağlığı ve güvenliği birimi tarafından yürütebilmelerine onay verdiği gibi, kanunun 6. Maddesi ile yetkilendirilmiş “Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinden” hizmet alabilmenin önünü açarak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin daha denetlenebilir, sorumluluk alması gereken profesyonel kuruluşlar tarafından yürütülmesini istemektedir. Özel güvenlik hizmeti veren kuruluşlar, ülke genelinde hizmet sundukları gibi, aynı il içerisinde merkezden verilen sigorta numarası altında birçok farklı noktada ya da ana işverenin farklı işyeri kuyruk numarasıyla

hizmet sunmaktadırlar. Ayrıca; özel güvenlik sektörü hizmetini hizmet alan kuruluşun işyerinde üretir. Bu nedenle diğer sektörlerden farklı olarak hizmet verilen sektöre göre işyerindeki sağlık ve güvenlik riskleri de farklıdır. Asıl işveren ve taşeronluk ilişkileri söz konusudur. Bu da özel güvenlik personelinin asıl işi olmayan, tehlike ve risklerle dolu bir ortamda çalışmasına, farklı firmalardaki, farklı disiplinden personellerle bir arada çalışmak ve iletişim içinde olmak zorunda olduklarından çatışmaya açık bir çalışma ortamına neden olmaktadır. Özel güvenlik sektöründe 7/24 hizmet verilmesi nedeniyle esnek çalışma saatleri standart iş tanımı ile çalışmayı zorlaştırır, biyolojik ve mental olarak uygun olmayan çalışma saatleri iş kazaları sıklığını arttırır. Özel güvenlik iş kolu, risk ve tehlikeleri çok olmasına rağmen bu güne kadar az tehlikeli risk grubundayken, 26 Aralık 2012 tarihinde yayımlanan “iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlike sınıfları tebliğinde” tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Özel güvenlik hizmeti sunumu sırasında özel güvenlik şirketi (işveren), asıl işveren (müşteri) ve çalışanlar olmak üzere üç unsurun farklı sorumlulukları söz konusudur. İşveren; çalışanları sağlık ve güvenlik risklerine karşı

korumak için, çalışma ortamını düzenlemek, çalışanları bilgilendirmek, eğitmek ve sağlık ve güvenlik organizasyonunu kurmak zorundadır. Asıl işveren; işyerinde gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak-aldırmak, işverenle birlikte sağlık ve güvenlik politikalarını oluşturmak ve bunların uygulanmasını takip etmekle sorumludur. Çalışanların ise kendi sağlık ve güvenliklerini korumak açısından büyük sorumlulukları vardır. İşverenin ve hizmet verilen kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politikalarına ve talimatlarına harfiyen uymaları, bunu iş arkadaşları ve hizmet verilen kuruluş çalışanlarıyla uyum içinde yapmaları gerekmektedir. Özel güvenlik sektöründeki iş sağlığı ve güvenliği risklerinin tespiti ve sağlık-güvenlik politikalarının geliştirilmesi, hizmet verilen sektöre ve hizmet verilen sektöre ait teknolojilere göre belirlenmeli, teknolojideki değişimlere göre de sık ve düzenli aralıklarla yenilenmelidir. Özel güvenlik sektöründeki hizmet sunan ve hizmet alan kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği politikalarını birlikte geliştirmeleri, oluşabilecek işten kaynaklı sağlık ve güvenlik risklerini en aza indirecektir. Bu nedenle taraflar işin başlangıcında ortak bir politika belirlemeli ve bunu düzenli aralıklarla revize etmelidirler.

Özel güvenlik sektöründeki hizmet sunan ve hizmet alan kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği politikalarını birlikte geliştirmeleri, oluşabilecek işten kaynaklı sağlık ve güvenlik risklerini en aza indirecektir. Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 67


GÜVENLİK HİZMETİ

Türkiye’de

özel dedektiflik ÖDD – Özel Dedektifler Derneği; kurulduğu tarihten itibaren özel dedektiflik mesleğinin gelişmesi ve uluslararası meslek standartlarında hizmet üretilmesi için yoğun gayret göstermekte olup beş yıllık süreçte önemli çalışmalara imza atmıştır. İsmail YETİMOĞLU Özel Dedektifler Derneği Başkanı, Romanya Uluslararası Özel Dedektifler Yaz Okulu Dekanı

T

eknolojinin hızla gelişmesi ile dünyada her alanda meydana gelen gelişmeler doğrultusunda üretim, dağıtım, ekonomik, kültürel ve ticari ilişkilerle insan yaşamı gittikçe karmaşık hale gelmektedir. Her şeyin belli bir düzen ve armoni içinde cereyan etmesi için ulusal ve uluslararası düzenlemeler yapılmakla birlikte, yine de dünyanın her bir köşesinde olduğu gibi ülkemizde

68 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

de bu düzenlemeleri ihlal eden eylem ve davranışlarla karşılaşılmaktadır. Bunlar kişi, şirket, kurumlar ve hatta zaman zaman devletlerin bile mağdur olmalarına yol açmaktadır. Devletler bu tür ihlallere kaşı resmi birim, kurum ve kuruluşlarla mücadele etmektedir. Ancak yapısı gereği bu ihlallerin tamamı kamu hukuku alanına girmediği gibi, resmi kurumların, özellikle özel alanda ve

suç öncesi aşamadaki konularla ilgilenmesi mümkün olamamaktadır. Çoğu zaman da, mevcut bütçe imkânları ile bazen suç sonrası araştırmalara da yeterince zaman ve personel ayırmadığı dönemler olabilmektedir. Yaşamın boşluk kaldırmaması ve özel kişi ve kurumların can ve mal güvenliğinin sağlanması için alınması gereken güvenlik tedbirleri ile modern dünyada gittikçe önem arz eden marka koruma ve


İsmail YETİMOĞLU

rekabet ile ilgili güvenliğe yönelik faaliyetler genel ihtiyaç halini aldığı kaçınılmaz bir gerçektir. İhtiyaçlar doğrultusunda dünyada 19. yüzyılda özel güvenlikle birlikte, bunun bir alt veya paralel dalı olan, özel detektiflik uygulamaları da başlamış ve hızla yaygınlaşarak, bugün pek çok ülkede bu alanda hizmetler verilmektedir. Dünyadaki gelişmelerden geri kalmayan ülkemizde de özellikle dışa açılmaya başlanılan 1980’li yıllardan itibaren özel güvenlik-özel dedektifliğe duyulan ihtiyaçlar doğrultusunda bu hizmetleri veren şirketler kurulmaya başlanmıştır. Bu tarihlerde şirketler daha ziyade “araştırma veya danışmanlık” adlarıyla faaliyet gösteriliyordu. Kanun koyucu da bu gelişmelere duyarsız kalmamış ve TBMM’de görüşülerek 20.01.1994 tarih ve 3963 sayı ile Özel Dedektiflik Kanunu çıkarılmış ancak dönemin Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmiştir. 2000’li yıllara kadar “Danışmanlık” adı altında sürdürülen özel dedektiflik hizmetleri, ilk kez 30 Ekim 2003 tarihinde Türk Ticaret Kanunu kapsamında “Maviay Özel Dedektiflik Ltd. Şti” kuruluşu gerçekleşerek “Özel Dedektiflik”

unvanı adı altında sürdürülmeye başlanmıştır. Özel dedektiflik unvanı altında kurulan şirketlerin bir çatı altında toplanması, Meslek Standartların ve etik kuralların belirlenmesi amacıyla 03 Mayıs 2007 Tarihinde ÖDD - Özel Dedektifler Derneği ( www.dedektif.org.tr ) kuruluşu gerçekleşmiştir. ÖDD, merkezi Viyana’da olan IKD – Uluslararası Özel Dedektifler Dernekleri Federasyonu (www.i-k-d.org ) 2008 yılında üye olmuştur. IKD’nin belirlemiş olduğu Meslek Etik Kuralları ve Standartlarını kabul etmiştir. ÖDD ilk iş olarak yabancı ülkelerde var olan özel dedektiflik kanunlarını inceleyip çevirilerini yapmıştır. Yabancı ülkelerde var olan özel dedektiflik kanunlarını temel alarak 1994 yılında veto edilen kanun ile kıyaslayarak yeni bir Özel Dedektiflik Kanunu Taslağı hazırlayarak başta EGM olmak üzere konunun muhatabı kuruluşlar ile paylaşmıştır. Bu çalışma sonucunda Özel Dedektiflik Kanunu TBMM İçişleri ve Anayasa Komisyonlarında incelenmeye alınması sağlanmıştır. Özel dedektiflik kanununun olmaması bu hizmetlerin kanun dışıhukuksuz olduğu anlamına gelmemektedir. Ülkemizde halen resmi ve özel sektörde icra edilmekte olan pek çok hizmetin özel bir yasası bulunmamaktadır.(Örneğin: Psikolog). Kişi ve tüzel kişiler

adına onlardan alınan vekâlet ile hukuki sınırlar içerisinde amacına uygun olarak araştırma yapılmasının önünde hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Bu gerçekle hareket ederek ÖDD – Özel Dedektifler Derneği; kurumsal üyeleri etik kurallar ve mesleki sorumluğu içerisinde çalışmayı kabul ve taahhüt etmişlerdir. ÖDD kurumsal üyeleri “İnsanların kişilik hakları ve özel hayatına saygılı olmak kaydıyla, kişilere ilişkin suç teşkil etmeyen her türlü özel bilgiyi toplayan, derleyen, değerlendirdikten sonra konusu suç teşkil edenleri ilgili makamlara bildiren ve diğer bilgileri ise yapılan hukuki sözleşme çerçevesinde araştırma yapılmasını isteyen gerçek ve tüzel kişilere sunma” yöntemi ile görevlerini yerine getirmektedirler. ÖDD – Özel Dedektifler Derneği kurulduğu tarihten beri özel dedektiflik mesleğinin gelişmesi ve uluslararası meslek standartlarında hizmet üretilmesi için yoğun gayret göstermekte olup beş yıllık süreçte yapılan çalışmalar aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir. v Türkiye’de ilk kez Özel Dedektifler Derneği’ni ve şirketlerini kurduk. v “Özel dedektiflik” etik kuralları ve meslek standartlarını belirledik. v “Özel dedektifliği” meslek olarak tanımlattık. v AB Standartlarında “Özel Dedektiflik Kanunu Taslağı”

Özel dedektiflik kanununun olmaması bu hizmetlerin kanun dışı - hukuksuz olduğu anlamına gelmemektedir. Ülkemizde halen resmi ve özel sektörde icra edilmekte olan pek çok hizmetin özel bir yasası bulunmamaktadır. Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 69


GÜVENLİK HİZMETİ

hazırladık. v Üniversitelerde “Özel dedektiflik” konulu seminer ve konferanslar verdik, v Uluslararası Özel Dedektifler Dernekleri Federasyonu’na - IKD” üye olduk. v “Dünyada ve Türkiye’de Özel Dedektiflik” kitabını yazdık. v “Özel Dedektifliği” resmi kurumlarla masaya yatırıp tartıştık. v EGM, Polis Akademisi ve Ankara Barosu ile ortak çalışmalar yaptık. v Polis Akademisi’nde iki kez “Özel dedektiflik” seminerleri düzenledik. v Dünya özel dedektiflerini İstanbul’da bir araya getirdik ve “Uluslararası Özel Dedektifler Sempozyumu” gerçekleştirdik. v Almaya, Romanya, Macaristan ve İtalya ‘da faaliyet gösteren “Özel Dedektifler Dernekleri” ile işbirliği protokolleri imzaladık. v Uluslararası Özel Dedektifler Yaz Okulu / Romanya “dekanlık” görevini aldık. v Ve Türkiye’de ilk kez Kocaeli Üniversitesinde “Özel Dedektiflik Eğitimini” vermeye başladık.

Özel dedektiflik / profesyonel araştırma çalışma alanları Yüzyıllardır dünyada var olan özel dedektiflik mesleğinin ülkemizde de hukuki sınırlar içerisinde yapılabilmesi amacıyla ihtiyaç sahiplerinin taleplerini karşılamak ve var olan sorunlara profesyonel araştırma yöntemleri ile çözüm sağlamak amacıyla hizmet veril-

70 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

mesi planlanmıştır. ÖDD – Özel Dedektifler Derneği’nin belirlemiş olduğu çalışma esaslarına uygun olarak kişi/tüzel kişilerin “Vekâlet Kanunları” kapsamında görevlendirilmek üzere Özel Dedektif / Profesyonel Araştırmacının çalışma alanları aşağıdaki konuları kapsamaktadır.

v Her türlü ticari kuruluşa bağlı

distribütör, acente, bayilik ve şubelerin sözleşmede belirtilen maddeler ile ticari şartlarına uyup uymadığının araştırılması, v İcra iflas dairelerinde, aleyhinde takip yapılan borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının neden ibaret olduğunun araştırılıp tespit edilmesi.

Medeni hukuk alanı v Boşanma, miras, velayet,

Sigorta hukuku alanı

vesayet müesseselerinden kaynaklanan sorunlar ve hukuki davalarda yürürlükteki mevzuata uygun olmak koşuluyla kişisel bilgi taleplerinin karşılanması, v Miras ve hileli işlemler, Soy ağacı, Çocuk ve gençlerin sosyal çevre araştırmaları, v Aile birliğinin korunması, Evlilik öncesi araştırmaları,

v Şüpheli ve şaibeli kazalar

Ticaret hukuku alanı v Rekabet ilkelerinin ihlalleri,

patent imtiyazının çiğnenmesi, hileli iflas ve sanayi casusluğu konularında araştırma, v Yatırım öncesi inceleme ve analiz, Ortaklar ve işbirliği yapılan kişi/tüzel kişiler, Üst düzey yönetici, İşe alımlarda CV araştırmaları, v Hileli durumların ve mazeret olarak ileri sürülen hususların gerçekliğinin araştırılması, v Her türlü hukuki taahhütlerin yerine getirilip getirilmediği yönünden araştırılması v Firma çalışanlarının özellikle işe alma ve terfi ettirilmeleri sırasında durumlarının araştırılması,

araştırılması, v Hileli işlemlerin ve dolandırıcılık araştırılması, v Her türlü sigorta ihlalleri araştırması,

Diğer çalışma alanları v Kayıp kişi ve eşyanın araştı-

rılması, hastane olayları araştırılması, v Tehdit ve şantaj olaylarının araştırılması İnternet suçları araştırılması v Güvenlik danışmanlığı hizmeti sağlanması, v Marka koruma, kayıp önleme, fikri ve mülkiyet haklarıdır. Özel dedektiflik faaliyetleri, Özel Dedektifler Derneği “Mesleki Etik Kurallar ve Çalışma Yönetmeliği” ilkelerine bağlı kalınarak yürütülmektedir. Bir “Özel Dedektiflik Yasası” çıkıp çalışma esasları belirleninceye kadar, alınan taleplerde gereken özen ve titizlik gösterilmekte olup, hukuksal dayanaktan yoksun başvurular kabul edilmemektedir.



GÜVENLİK HİZMETİ

Özel güvenlik mesleğinde etik özel güvenlik görevlilerinde nitelik Etik davranış, sadece bir takım etik yasalarla değil insanların evrensel etik değerlerle oluşmuş kişilikleri ile oluşturulmalıdır. Etik yönetiminin denetçisi yasalardan çok bireylerin kendi kişilikleri olmalıdır. Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN / Kocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ. Uzunyol MYO Müdürü, Özel Güvenlik ve Koruma Bölüm Başkanı

T

oplumların büyümesi, şehir hayatının karmaşıklaşması, iş alanlarında meydana gelen değişimler, teknolojinin hızlı bir şekilde ilerlemesi, gü-

72 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

venlik güçlerinin verdiği bir kısım hizmetlerin özel güvenliğe devredilmesini ve bazı hizmetlerin özel güvenlik şirketlerince sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde önemli bir sektör haline

gelen özel güvenlik hizmetleri, ülkemizde de güvenlik güçlerinin yükünü hafifletip can ve mal güvenliğine olan talebi karşılamaya çalışmaktadır. Bu süreçte kamu güvenliğini sağ-


çıkmaktadır. Etik tartışmalarının temel konusu, insanın eylemini ahlaki bakımdan değerli ya da değersiz yapanın ne olduğudur. Etik, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir.

Mesleki etik Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN

layan köklü gelenekleri, geçmişi, değerleri ve iyi eğitimi olan polis ve jandarmanın yerini alacak olan özel güvenlik görevlilerinin de en az onlar kadar iyi eğitimli, değerleri ve gelenekleri olan bir meslek grubu olması zorunludur. Mesleki etik değerlerin oluşması, aynı zamanda iş kalitesini de beraberinde getirecektir. Mesleki standartların oluşmasına katkı sağlayacaktır.

Etik kavramı Ülkemizde ve dünyada özellikle 1980’li yıllarda bütün dünyayı sarmaya başlayan küreselleşme ve onun getirdiği yeni paradigmalar; toplum, eğitim ve yönetim süreçlerinde önceden tahmin edilemeyen değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Ancak, bu konuda karşılaşılan sorunların kaynağının doğru tespit edildiğini ve gerekli önlemlerin alındığını ifade etmek oldukça güçtür. Etik sözcüğü, Yunanca “karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türetilmiştir. Ethos’tan türetilen “ethics” kavramı da ideal ve soyut olana işaret ederek, ahlak kurallarının ve değerlerinin incelenmesi sonucu ortaya

Mesleki etik, toplumsal işbölümünün ortaya çıkması ve dolayısıyla bazı işlerin bazı kişiler tarafından daha ustalıkla yapılması sonucunda gelişen meslekleşme süreci ile birlikte doğmuştur. Günümüzde meslek etiğine karşı ilginin giderek artmasının nedeni, kimi mesleklerde karşılaşılan etik sorunların artması ya da artan sorunların farkına varılmasıdır. Mesleki etik, belli bir meslekte hüküm süren doğru ve yanlış davranışları ele alır. Mesleki etik bütün ilişkilerde dürüstlük, sözünde durmak, doğaya ve insana saygılı olmak, hakça davranmak ve haksızlıklara karşı çıkmayı gerektirir. Ayrıca mesleki etik sağduyulu seçimler yapmada bireylere yol gösteren ilke ve değerleri inceler. Juusela’ya göre mesleki etik kuralları olarak belirlenen ve üyelerinin genel ve ortak olan davranış biçimlerini tanımlayan üç temel işlev vardır . v Yetersiz ve ilkesiz üyeleri ayırmak.

v Meslek içi rekabeti düzenlemek. v Hizmet ideallerini korumak.

Özel güvenlikte etik Küreselleşme süreciyle birlikte birçok alanda ciddi etik sorunlar yaşanmaya başlamıştır. İş hayatında, eğitimde, politikada, medyada ve sağlıkta etik sorunu daha çok tartışılır olmuştur. Siyasal kirlenme, vergi kaçırma, rüşvet, işi yavaşlatma, etik sorunlara ilişkin çarpıcı örnekleri oluşturmaktadır. Örgütlerin amaç ve süreçlerini tanımlayan yasalar, bir bakıma yöneticilerin ve diğer işgörenlerin nasıl davranması ve neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğini belirtirler. Ancak hukuk kurallarının var olması, her zaman onlara uyulması anlamına gelmemekte ve eğer işgörenler etik değerler açısından yeterince gelişmemişlerse, yasalar ve politikalar işgörenlerin evrensel anlamda kabul edilebilir, etik davranışlar göstermelerini sağlamamaktadır.

Özel güvenlik görevlilerinde etik değerler Aslında bütün mesleklerde ortak sayılabilecek ancak özellikle özel güvenlik personelinde mutlak olarak uyulması gereken etik ilkeler ve bu ilkelerin dayandığı temel kavramları aşağıdaki şekildeki gibi ayrılabiliriz.

Nitelik ve kalite birbirini tamamlayan iki sözcüktür. Şayet nitelik yoksa kalite de yok demektir. Yaşamın her alanında olduğu gibi güvenlikte de insanlar (hem isteyen hem de sağlayan taraflar) niteliği ve kaliteyi aramaktadır. Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 73


GÜVENLİK HİZMETİ

Meslek sevgisi Bireyin temel ihtiyaçları arasında yer alan sevgi, aile sevgisi, vatan sevgisi, insanlık sevgisi ve meslek sevgisi şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Meslek sevgisi denilince akla gelen şey, birey ile mesleği arasında duygusal bir etkileşimin kurulması, bireyin mesleği ile özdeşleşmesidir. Meslek sevgisinin en belirgin göstergeleri şunlardır. v Mesleğinin amaç ve hedeflerini kavrar, mesleğinde ilerlemek için kişisel hedeflerini belirler. v Üstlendiği görevleri istekle ve hizmet aşkıyla yerine getirmekten zevk alır. v Başkalarının mesleki deneyimlerinden ve birikimlerinden yararlanmanın yollarını arar. v Meslekdaşlarıyla iyi ilişkiler kurmaya özen gösterir. v Mesleki gelişimi destekleyen kurslara, konferanslara ve araştırmalara katılmak için hevesli davranır. v Özel yaşantısı ile mesleki yaşantısını birbirine karıştırmamaya özen gösterir. v Toplum yaşantısında mesleğinin bir temsilcisi olduğunu aklında bulundurur ve buna göre davranır.

Görev bilinci Görev, bir ya da birbiriyle bağlantılı birkaç hizmetin kanunlar, yönetmelikler ve amirlerin emirleri doğrultusunda yerine getirilmesidir. Görev bilincinin en belirgin göstergeleri şunlardır.

74 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

v Görev ve sorumluluklarının farkında olur ve yerine getirmek üzere gayret gösterir. v Başarısızlıklarına mazeret aramaz, hatalarını kabullenir ve bu konuda yapılan eleştirilere açık olur. v Bir üst görevin sorumluluğunu üstlenmeye kendisi hazırlar ve bu konuda astlarının da sorumluluk almalarına rehberlik eder. v Astlarının kusurlarından doğacak sorumlulukları üstlenir. v Astlarının başarısızlık nedenlerini araştırır ve giderilmesi konusunda gerekli önlemleri alır. v Görevlerini emir beklemeden ve uyarı olmadan standartlara uygun şekilde yerine getirir. v Görevlerde verimi yükseltmek için sürekli şekilde yenilikler peşinde koşar.

Dürüstlük Dürüstlük en kısa tarifiyle, özü ve sözü doğru olmaktır. Yani kişinin doğru düşünmesi, doğruyu söylemesi ve doğru davranması demektir. Dürüstlüğün en belirgin göstergeleri şunlardır.

v Yerine getirebileceği sözleri verir ve sözünde mutlaka durur. v Sözleri ile davranışları arasında uyum ve tutarlılık bulunur. v Başkalarının malını izinleri olmadan almaktan kaçınır. v Tutum ve davranışlarında samimi içten ve açık olmaktan hoşlanır. v Hiç kimseye yanlış ve yanıltıcı bilgi vermez, daima gerçekçi olmaya özen gösterir

Bağlılık (sadakat) Bağlılık, özel güvenlik görevlilerinin kişisel ihtiyaç ve çıkarlarını geri planda tutarak görevlerinin gereğini en iyi şekilde yapmaktır. Bu amaçla, bütün yeteneklerini kullanarak yükümlülüklere bağlı kalmaları yasa, yönetmelik, emir ve talimatlara uyma sorumlulukları vardır. Bağlılığın en belirgin göstergeleri şunlardır: v Ülke, işletme menfaatlerini kendi menfaatlerinden üstün tutar. v Emir ve talimatları tartışmaktan kaçınır ve eksiksiz uygulanmasına dikkat eder. v Kararlarından etkilenecek kişileri ve birimleri düşünür.

Cesaret (medeni ve fiziki cesaret) Cesaret, korkunun yokluğu değil, korkuya rağmen kişinin gerekli

Bağlılık, özel güvenlik görevlilerinin kişisel ihtiyaç ve çıkarlarını geri planda tutarak görevlerinin gereğini en iyi şekilde yapmaktır. Bu amaçla, bütün yeteneklerini kullanarak yükümlülüklere bağlı kalmaları yasa, yönetmelik, emir ve talimatlara uyma sorumlulukları vardır.


olduğuna inandığı şekilde hareket etmesi için içgüdülerine hakim olmasıdır. Mevcut ya da muhtemel tehlikelere, tehditlere, tenkitlere ve eleştirilere aldırmadan, soğukkanlılığını, yitirmeden ve özgüvenini sarmadan davranışları kontrol etmeyi sağlayan hissi bir özelliktir. Cesaretin en belirgin göstergeleri şunlardır: v Engeller ve zorluklar karşısında yılgınlık göstermez, aksine azim ve irade gücünü kullanarak başarılı olmayı dener. v Fiziki gücünü yükselten çalışmalara istekle katılır. v İnandığı hususları ısrarlı savunur ve gelecek ahlakdışı baskılara karşı koymasını bilir. v Tehlikeler karşısında duraksama, erteleme veya şaşırma türünden tereddütlere imkan vermez. v Moral ve ahlaki gücünü her zaman yüksek tutar. v Hatalı sonuçlar doğuran kararlardan ders çıkarmasını bilir, başarısızlıkları bir öğrenme aracı sayar.

Fedakarlık Fedakarlık, kişinin başkalarının duygu, düşünce, inanç, değer ve ihtiyaçlarına önem vererek, kendisinden özveride bulunmasıdır. Fedakarlığın en belirgin göstergeleri şunlardır. v Arkadaşlarının sıkıntı ve endişelerini paylaşmasını bilir. v Kusursuz olduğuna inandığı iş arkadaşlarını, üst kademelere karşı savunur. v İş arkadaşlarının sorunlarıyla ilgilenir.
v Zamanının önemli bir kısmını iş arkadaşlarının gelişmesine ayırır. v Kendi başarılarını iş arkadaşlarıyla paylaşmaktan hoşlanır. v Sahip olduğu yeteneklerinin tamamını karşılık beklemeksizin

işletme başarıları için kullanır. v Yönetici konumundayken astlarının başarılarını ön plana çıkararak onların ödüllendirilmesini sağlar.

Yeterlik (ehliyet) Yeterlilik, en az kaynak kullanarak mümkün olan en kısa zamanda görevin etkin biçimde başarılmasıdır. Yeterliğin en belirgin göstergeleri şunlardır: v Görevlerine ilişkin silah ve vasıtalarını etkin şekilde kullanılmasını bilir. v İlgili kanun, yönetmelik, talimat ve emirlere hakimdir. v Sağlığına özen gösterir ve fiziksel potansiyelini yükseltir. v Güncel olayları ve yayınları takip eder. v Otoritesini, bilgi ve becerilerini temel alarak kurar. v Üst kademe sorumluluklarına kendisini hazırlar. v Tehlikenin ve riskin ne olduğunu çok iyi bilir.

Mutlak itaat Özel güvenliğin temeli itaattir. İtaat; her astın, üstünden aldığı emri hiçbir kayıt ve şart düşünmeden ve en ufak bir tereddüt göstermeden canla, başla yapması, kanunlar ve yönetmeliklerin

dediğinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması demektir. Mutlak itaatin en belirgin göstergeleri şunlarıdır: v İşletme içinde kötü alışkanlıkların önlenmesini, iyi alışkanlıkların kazanılması destekler. v İş arkadaşlarının haklarına ve hukukuna saygı gösterir. v Kanunlara, nizamlara, amirlere ve emirlere harfiyen uyar ve uyulmasına nezaret eder. v Bireyler ve gruplar arası ilişkilerde, karşılıklı saygı ve anlayışın oluşmasına önem verir. v Yetki kullanımında ilgililerin yetki sınırlarını aşmalarına veya yetkiyi kullanmadan hareketsiz kalmalarına müsaade etmez, yetkinin doğru, yerinde ve uygun şekilde kullanılmasında titizlenir. v Mesleki ve kişisel standartların astlara telkin edilmesinde iyi bir örnek olmaya çalışır.

Özel güvenlik görevlilerinde nitelik Nitelik ve kalite birbirini tamamlayan iki sözcüktür. Şayet nitelik yoksa kalite de yok demektir. Yaşamın her alanında olduğu gibi güvenlikte de insanlar (hem isteyen hem de sağlayan taraflar) niteliği ve kaliteyi aramaktadır.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 75


GÜVENLİK HİZMETİ

Böylece daha güvenli bir yaşama sahip olacağını varsayalar. Tabi bu gelişmiş toplumlarda (eğitim düzeyi, ekonomik ve sosyal düzeyi) yaşayan insanlar için artık olmazsa olmazlardandır. Yeni bir sektör olarak ortaya çıkan yasal temelleri 1980’li yıllarda, ama uygulamada varlığı Selçuklu ve Osmanlılara kadar uzanan özel güvenlik sektöründe niteliği ve kaliteyi nasıl yakalayacağız ve bu işi çok iyi yapan ülkeler düzeyine nasıl getireceğiz? Bu sorunun yanıtını tersten giderek verirsek sanırım işimiz daha kolaylaşır. Sektörün sorunları nelerdir? Bu sorunları doğru tespit edip yani hastalığın adını ve kaynağını doğru koyup reçeteyi ona göre verirsek sanırım nitelik ve kaliteyi de yakalamış oluruz. Bir başka değişle sektördeki niteliksizliklerin ve kalitesizliğin önüne de geçmiş oluruz. Burada esas sorun nitelik ve kaliteyi istemek veya istememek sorunudur. Çünkü nitelik ve kaliteye ulaşmak zor, maliyetli uzun bir süreçtir. Zoru göze alıp iyiye mi sahip olacağız, yoksa kolaya kaçıp kötüyle mi yetineceğiz? Niteliğe ve kaliteye ulaşmanın önünde engel olan sektör sorunlarını şu başlıklar altında ele alabiliriz.

Yasal sorunlar v Çalışanların özlük hakları sorunları,

76 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

v İş kanunu ile ilgili sorunlar, v Çalışma süreleri, kıdem tazmi-

natları ile ilgili sorunlar, v Kamu İhale Kurumu (KİK) ile ilgili sorunlar, v Özel Güvenlik Kurumları (Eğitim ve hizmet sağlayıcıların) kurulması, denetimleri, yönetimleri ile ilgili sorunlar, v Merkezi yönetim (İç İşleri Baklanlığı) ile taşra teşkilatlarından (Emniyet Genel Müdürlüğü ve İl Emniyet Müdürlükleri, Jandarma Teşkilatı, İş-kur İl teşkilatları vs.) kaynaklanan sorunlar, v Yasanın ve yönetmeliğin gelişen durumlara ve yeni ihtiyaçlara yetersiz kalması ve değişme reaksiyonunun geç kalması.

Sektörün yapısal sorunları v Çok başlılık, v Sahipsizlik, v Güvenirliğini (kabul görürlük)

sağlayamamış olması, v Çabuk, hemen, çok kar elde etme (Selin önünden kütük kapmaya çalışmak) isteği, v 5188 sayılı yasa öncesinde oluşmuş çarpık yapılaşma (böcek ilaçlamadan, hastane temizliğine kadar her işi yapanların ikinci, üçüncü, dördüncü iş olarak yani ek iş olarak özel güvenlik işi yapmaları), v Kendi içinde parçalanma, birbirini hor görme, bürokraside ve siyasette etkin olamama (Lobicilik faaliyetlerinde başarısız olma),

v Yabancı sermaye ve iş gücünün tehdit (veya fırsat olarak) olarak bulunması.

Örgütlenme sorunu v Çalışanlar açısından; Örgütlenme bilincinin oluşmaması ki bunun altında ülkenin genel durumu ve kültürel alt yapısının etkisi büyüktür. Örgütlü toplum güçlü, toplum anlayışının sektör çalışanlarına yaygınlaştırılması zorunludur. v Özel Güvenlik Eğitim Kurumları ve Özel Güvenlik Şirketleri açısından; Güçlü bir yapılanma ve bir çatı altında toplanılmaması, görünürde örgütleniyor gibi olması ama gerçekte (aynı amaç, hedef için birlikte olunamama) her birinin diğerini rakip olarak algılaması, iş hayatındaki rekabetin meslek örgütleri içine taşınması ve dolayısıyla birlikte hareket edilememesi. Bu durum bürokraside, siyasette ve hizmet satın alan işletmelerde güvensizlik, muhatap kabul etmeme gibi davranışların doğmasına neden olmaktadır.

Staj sorunu v Üniversitelerin Özel Güvenlik ve Koruma Bölümlerinde okuyan öğrencilerin 30 iş günü (45 gün) staj yapma zorunluluğu vardır. Bu bir zorunluluk olmaktan öte öğrencinin gelecekte yer alacağı sektörü yakından tanıması, teorik bilgileri pratikle birleştirmesi, iş


hayatını ve ortamını tanıması açısından mutlaka olması gereken hatta iş başı eğitimi dediğimiz süresi bir öğretim dönemini (3,5 ay) kapsayacak hale getirilmesi gerekir. Ancak bu günkü durumda öğrenciler staj yapacak yeri bulmada sıkıntı yaşamakta, staj yerinde güvenlik işi dışında (araba yıkatmak, alışverişe göndermek, temizlik işi yaptırmak, özel sekreter olarak kullanmak veya hiçbir şeye karıştırmadan süresini tamamlatmak) birçok iş yaptırılmaktadır. Ayrıca sigorta yapılmaması, asgari ücretin 1/3’nün ödenmemesi gibi hususlarda staj sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Etik sorunlar v Çalışanların, işverenlerin, yöneticilerin uyacağı, herkesin kabul ettiği meslek ahlakının oluşmaması v Etik değerlerin ve etik dışı davranışların tüm taraflarca kabul

edilmemesi v Üniversiteler dışında yasa, yönetmelik ve ilgili diğer yasalar ile insan hakları eğitimlerine yeterince önem verilmemesi, özellikle güvenlikçilere benimsetilmemesi (hırsızlık, soygun, tecavüz, yaralama, gasp, şiddet ve darp gibi suçları kolaylıkla işleyen veya bu tür eylemlere karışan çok sayıda Özel Güvenlik personeli mevcuttur) v Özel Güvenlik mesleğinin hiçbir iş bulamamış kişilerin işi olarak görülmesi v Özel Güvenlik Eğitim Kurumlarının kaliteli ve yasa-yönetmelik çerçevesinde eğitim vermemesi, rekabetin çok yoğun olarak yaşanması. (Gerekirse şirket sayısına sınırlama getirilmelidir)

Kalite sorunu v Eğitim kalitesi;

• • • • • •

Kurs, Okul, Fiyat, Eğitmen, Fiziki koşullar, Disiplin. v Hizmet kalitesi • Hizmet alanların güvenlik kavramını algılaması, • Hizmet verenlerin güvenlik kavramını algılaması, • Personel sayısı, • Teçhizat (modernlik ve yeterlilik), • Çalışma koşulları,

Özel güvenliğin temeli itaattir. İtaat; her astın, üstünden aldığı emri hiçbir kayıt ve şart düşünmeden ve en ufak bir tereddüt göstermeden canla, başla yapması, kanunlar ve yönetmeliklerin dediğinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması demektir.

• Eğitimli iş gücü, • Fiyat-ücret politikası (Kamu İhale Kurumu, İhale Kanunu, İş kanunu), • Sosyal haklar (Fiziki koşullar, çalışma süreleri, izin hakları, kıdem tazminatı, sakatlık, ölüm, yaralanma vs. gibi), • İhale mevzuatı, çalışma ve Sosyal Güvenlik yasaları.

Özel güvenlik görevlilerinde etik dışı davranışlar Uyulması gereken etik değerlerin dışında yapılmaması gereken etik dışı davranışlarda mevcuttur. Bunların başlıcaları; ayrımcılık, rüşvet almak, ihmal, şiddet, dedikodu şeklinde sıralanabilir. Bunlarda aşağıda kısaca açıklanmıştır. Ayrımcılık; önyargılı tutumlarla davranmaktır. Bir grup insana karşı, adaletsiz ve zarar verecek biçimdeki her türlü davranış ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Kamu görevlilerinin para, mal, hediye gibi birtakım maddesel çıkarlar karşılığında bunu sağlayan kişi ya da kümelere ayrıcalıklı bir kamu işlemi ile çıkar sağlaması rüşvet olarak tanımlanır. İhmal, hangi nedenle olursa olsun görevin savsaklanması ve geciktirilmesi veya üstü tarafından verilen emirlerin geçerli bir neden olmadan yapılmaması olarak tanımlanabilir. Yöneticiler, yasalarla kendilerine verilen görevleri yerine getirmek ve yetkilerini sınırları içinde kullanmakla sorumludurlar. Şiddet sözcüğü, aşırı duygu durumunu, bir olgunun yoğunluğunu, sertliğini, kaba ve sert davranışı nitelendirir. Yönetici, önünü tıkayan engelleri ortadan kaldırmak için şiddet kullanmamalıdır. Yöneticinin şiddet içeren eylemleri kendini engellediği düşünülen

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 77


GÜVENLİK HİZMETİ

İnsanlar topluluk halinde yaşamaya başladıklarından bu yana güvenlik ihtiyaçlarını devlet denen organizasyona havale ederek sağlamaya çalışmışlardır. Ancak toplumsal ilişkilerin karmaşıklaşması, nüfusun artması vs. gibi etkenlerle devlet güvenlik işini yapmakta yetersiz kalmıştır. nesne ya da bireylere yönelttiği görülebilir. Genel olarak dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden başkalarına kara çalmak, insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalardır. İletişimde açık ve dürüst bir yaklaşım benimsemeyen bireyler, toplumsal kültürün de etkisi ile birbirlerini yüzüne karşı eleştirmek yerine, bazı sorunları üçüncü bir kişiye çarpıtarak anlatmakta ve başkalarını arkalarından çekiştirebilmektedir. Dedikodu işyerlerinde büyük ölçüde zaman ve enerji kaybına neden olmakta, insan ilişkilerinin gerginleşmesine ve bozulmasına neden olmaktadır. Özel güvenlik görevlilerinin uzak kalmak zorunda oldukları davranışları daha da çoğaltmak mümkündür. Gelişen teknoloji ve insan ilişkilerindeki boyutlar yeni iletişim türleri (internet, cep telefon mesajı gibi) yeni etik dışı davranışları da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla gelecek yeni davranış kalıplarını beraberinde getirecektir.

Sonuç Etik davranış, sadece bir takım etik yasalarla değil insanların evrensel etik değerlerle oluşmuş kişilikleri ile oluşturulmalıdır. Etik

78 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

yönetiminin denetçisi yasalardan çok bireylerin kendi kişilikleri olmalıdır. Etik ilişkilerin temelinde, insanın sosyalleşme veya toplumsallaşma sürecinde kişilik kazanıp çevreye uyum sağlayıcı tutum ve davranışları yatmaktadır. Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, kayırmacılık ve çetecilik gibi konularla yüzyüze kalan ülkemizde iş ve meslek ahlakının önemi daha çok artmaktadır. Yaşamakta olduğumuz AB süreci de ülkemizde bazı değerlerin yeniden tesisinde önemli rol oynamaktadır. AB süreci; ülkemizde saydamlığın, çoğulculuğun, hesap verme sorumluluğunun, insan hakları ve sorumluluklarına verilen önemin artmasında etkili olmaktadır. Güvenlik ihtiyacı, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde belirtildiği gibi insan ihtiyaçlarının ilk basamaklarında yer alır. Karnı doyan insan mutlaka güvende olacağı bir yer arar. Bu ister fiziki anlamda başını sokacağı bir yer, ister kendini güvende hissedeceği bir yaşam ortamıdır. İnsanlar topluluk halinde yaşamaya başladıklarından bu yana güvenlik ihtiyaçlarını devlet denen organizasyona havale ederek sağlamaya çalışmışlardır. Ancak toplumsal ilişkilerin karmaşıklaş-

ması, nüfusun artması vs. gibi etkenlerle devlet güvenlik işini yapmakta yetersiz kalmıştır. Bu aşamada özel güvenlik kavramı devreye girmiş ve tarihte çeşitli isimlerle ve neredeyse tüm dünyada özel güvenlik görevlileri yasal veya yasal olmayarak yer almışlardır. Şimdi sorun devletin güçlü yapısıyla yer aldığı ve aşama aşama olarak terk ettiği güvenlik alanını yerini dolduracak özel güvenlik sektörünün bu işi tam hakkıyla yapıp yapamayacağı sorunudur. Şayet bir zafiyet oluşmasın diyorsak yukarıda saydığımız başlıklarda anlatılmaya çalışılan ve halen var olan sorunları kısa sürede çözmeli ve sektör olarak özgüven sağlamalı ve bunu da tüm paydaşlara yansıtmalıyız.

Kaynakça Arsan, Mahmut (2001). İş ve Meslek Ahlakı, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım Aydın, İnayet, (1998). Yönetsel, Mesleki ve Örgütsel Etik, Ankara, Pegem A Yayıncılık Altun, Abdurrezak (1995). Türkiye’de Gazetecilik ve Gazeteciler, Gazeteciler Derneği Yayınları, Ankara. Aydın, İnayet. (2003). Eğitim ve Yönetimde Etik. Ank. Pegem A Yayıncılık Tepe Harun, ( 2000) Etik ve meslek Etikleri, Türk Felsefe Kurumu. Mc Hugh, Francis P. (1992) İş Ahlakı, İstanbul, TUSİAD Yayınları. Uçkun, Gazi- Konak, Orkun Özel Güvenlik Hukuku, Kocaeli Ün. Yayınları, Kocaeli



GÜVENLİK HİZMETİ

Perakendeye yönelik akın tipi organize yağma ve soygun olayları Son birkaç yıl içinde birçok işyerinin ve mağazanın yağmalanmasıyla sonuçlanan olaylar yaşandı. Bu tip soygun yönteminin özeti; hedef mağazayı belirle, sosyal ağları kullanarak diğerlerine soygun yeri ve zamanı hakkında haber ver, hedef mağazanın çok yakınında toplan ve aniden mağazaya gir, ne bulduysan, ne çalabiliyorsan çal, en kısa sürede süratle mağazayı terk et ve kaçarak izini kaybettir… Hakan ÖZALP Güvenlik ve Kayıp Önleme Ülke Müdürü CPP TESCO KİPA A.Ş.

80 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013


L

ondra’da 2011 yılının Ağustos ayında bir protesto gösterisiyle başlayan ve birçok işyerinin ve mağazanın yağmalanmasıyla sonuçlanan olaylar yaşandı. Bu olaylarda, çok sayıda genç insanın sosyal ağlar üzerinden haberleşerek önceden kararlaştırdıkları yerlerde aniden toplandıkları, ciddi bir kargaşa ortamı yarattıkları ve toplandıkları bölgelerde soygun ve yağma olayları gerçekleştirdikleri, güvenlik güçlerinin ise bu olaylarla başa çıkmada yetersiz kaldıkları görülmüştü. Aynı yöntemlerle gerçekleştirilen benzer olayların son yıllarda ABD’de de arttığı gözlemlenmekte ve soyguncuların İngiltere’deki bu olaylardan ilham aldıkları öne sürülmektedir. Aslında, ABD Ulusal Perakende Güvenliği Komisyonu tarafından yapılan bir araştırmayla, Amerikalı perakende firmalarının %50’sinin son bir yılda en az 2-5 kez bu tür soygunlara maruz kaldıkları biliniyordu. Ancak son aylarda ABD’nin birçok yerinde bu tür soygunların sayısında gözle görülür bir artış meydana geldiği, birçok perakende işyerinin soygunlardan zarar gördüğü bir gerçektir. İnternete de düşen soygun görüntülerinde, önce bir kaç gencin markete girdiği, onları birkaç saniye sonra sayıları 35-40

civarında başka gençlerin takip ettiği ve soyguncuların raflardan alabildikleri her şeyi toplayarak en fazla 40-50 saniye içinde marketi terk ettikleri görülmektedir. Çok kısa sürede gerçekleşen bu olaylara müdahale için polis, olay yerine geldiğinde hiç bir suçluyla karşılaşamamaktadır. Kimsenin beklemediği bir anda, bu kadar çok hırsızın aniden ve yağmalarcasına marketi soyması karşısında market personeli ve güvenlik görevlileri çaresiz kalmakta, olay bitene kadar izlemekten başka bir şey yapamamaktadır. Soyguncuların çoğunun CCTV kayıtlarında yüzlerinin görünmesinden çekinmedikleri, hatta kameralara poz verdikleri, bir çok olayda soyguncuların şiddete başvurdukları gözlemlenmektedir. Bu soygun yönteminin özeti; v Hedef mağazayı belirle, v Sosyal ağları kullanarak diğerlerine soygun yeri ve zamanı hakkında haber ver, v Hedef mağazanın çok yakınında toplan ve aniden mağazaya gir, v Ne bulduysan, ne çalabiliyorsan çal, v En kısa sürede süratle mağazayı terk et, v Kaçarak izini kaybettir. Meydana gelen olaylar incelendiğinde; bu tür soygunların genellikle 18 yaşından küçük gençler tarafından yapıldığı ve genellikle tercih edilen hedeflerin benzin istasyonlarında geceleri açık olan marketler olduğu görülüyor.

Tabiiki, soygun olaylarının hedefi sadece benzin istasyonlarındaki mağazalarla sınırlı kalmıyor. Başta tekstil olmak üzere, diğer perakende küçük iş yerleri de bu soygunlardan nasibini alıyor. Ancak, bu olaya maruz kalan işletmelere artık sadece küçük işletmeler değil büyük alışveriş mağazaları da dahil olmaya başlamıştır. Örnek olarak, 2012 Temmuz ayında global perakende devi Walmart’ın bir mağazası, 300’den fazla gencin katıldığı bir yağma olayına maruz kaldı. Aniden mağazaya giren gençler, yarattıkları kargaşanın yardımıyla bir taraftan mağazadaki ürünleri etrafa fırlatıp, diğer taraftan hırsızlık yapıp 3-4 dakika sonra mağazayı terk ettiler. Bu olayların en doğal sonucu, perakende firmalarının doğrudan ürün kaybından kaynaklanan kayıplarıdır. Bunun yanında, mağazanın yeniden müşteriye hazır hale getirilmesi için yapılacak çalışmaların maliyeti, çalışanların düşük moral ve motivasyonun düzeltilmesi, müşteri kayıpları gibi dolaylı etkiler de ortaya çıkmaktadır. Soyguncuların, hedef bilgilerini ve eylem zamanlarını facebook, twitter, BBM ve SMS gibi haberleşme araçları üzerinden kararlaştırdıkları bilinmesine rağmen, bu haberleşmenin engellenmesine yönelik girişimlere, Amerikalılar tarafından kişisel özgürlüklerin kısıtlanması anlamına geleceğin-

ABD Ulusal Perakende Güvenliği Komisyonu tarafından yapılan bir araştırmayla, Amerikalı perakende firmalarının %50’sinin son bir yılda en az 2-5 kez bu tür soygunlara maruz kaldıkları biliniyor... Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 81


GÜVENLİK HİZMETİ

den pek sıcak bakılmıyor. Ancak, polisin ve vatandaşların bazılarının twitter mesajlarını takip ederek bazı soygun hazırlıklarını önceden haber alabildikleri öne sürülmektedir. Amerikan polisi, bu tür olayların engellenmesi için sosyal ağları istihbarat maksatlı olarak daha etkili bir şekilde takip etmenin yollarını aradığı bilinmektedir. Bu tür soyguna maruz kalan mağazalardan birisinin, mağaza girişinde bir güvenlik görevlisi görevlendirdiği ve aynı anda ikiden fazla öğrencinin mağazaya girmesini engellediği belirtilmektedir. Olayların çoğunda soyguncuların CCTV kameraları tarafından kaydedilmiş olması sayesinde, polisin soygun görüntülerini internetten yayımlayıp, faillerin ihbarı için halktan yardım istemesi üzerine, sadece bir olaydan sonra 40 kişiden oluşan faillerin 28’inin yakalanması, diğerlerinin de kimliklerinin tespit edilmesi mümkün olmuştur. Diğer taraftan otorite karşıtı radikal çevreler tarafından bu olayların bir “sivil iteatsizlik” eylemi olduğu, gelir dağılımındaki adaletsizlik, ayrımcılık, fırsat eşitsizliği gibi toplumun temel so-

82 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

runlarına yönelik hakim otoriteye karşı bir başkaldırı olduğu iddia edilmektedir. Politik eylemin yanında, bu tür olayların faillerinin bu eylemleri eğlenmek maksadıyla yaptıkları en yaygın söylemlerin başında gelmektedir. Parasızlık nedeniyle eğlence yerlerine gidemeyen gençlerin bu olay sırasında “hoş” vakit geçirmek istedikleri ileri sürülmektedir. Motivasyon ne olursa, olsun; bu eylemlerin yüz kızartıcı bir suç olduğu, toplumun ihtiyaç duyduğu emniyet hissini, diğer bir ifadeyle genel asayişi ihlal eden bir “soygun” olayı olduğu su götürmez bir gerçektir. Geleceğin azılı soyguncuları, mafya üyeleri ve acımasız katilleri bu gibi olayların içinde yetişmektedir. Güvenlik tedbiri kapsamında ne yapılabilir? Olayların en çok görül-

düğü ABD’nin Ulusal Perakende Federasyonu tarafından bu tür olaylara karşı alınabilecek tedbirler olarak aşağıdaki hususlar tavsiye edilmektedir. v Sosyal ağların istihbarat maksatlı olarak takip edilmesi, v Kolluk kuvvetleriyle, perakende güvenliğinin istihbarat paylaşımı, v Çevre bölgelerde veya işyeri önünde şüpheli kişilerin toplanmaya başlaması halinde ihbar edilmesi, v Olay meydana geldiğinde müşterilerin ve personelin güvenliğinin sağlanması için güvenli bir alana tahliye edilmeleri, v Olay sonrasında faillerin eşkallerinin belirlenmesi, * Olay yeri koruma usullerinin uygulanması, v Görüntü kayıtlarının korunması ve olay sonrasında polisee verilmesi. Yöntemin soyguncular açısından kazancının yüksek, yakalanma riskinin düşük olması nedeniyle diğer ülkelerde de yaygınlaşması muhtemel görünüyor. Hatta, gelecekte aynı yöntemle banka soygunu, mahkum kaçırma, CIT aracı soyma, ulaşım araçlarının, özel veya kamu sektörü binalarının kısa süreli işgal edilmesi, linç ve cinayet gibi daha ağır suçlarda da kullanılması mümkün olabilir. Ülkemizde de olur mu? Olmaz, olmaz. Tedbirli olmakta fayda var.

Yöntemin soyguncular açısından kazancının yüksek, yakalanma riskinin düşük olması nedeniyle diğer ülkelerde de yaygınlaşması muhtemel görünüyor. Ülkemizde de olur mu? Olmaz, olmaz. Tedbirli olmakta fayda var.


Özel güvenlik eğitim ihracatı Ülkemizde özel güvenlik eğitim kalitesinin artırılması ve alan / uzmanlık eğitimleriyle çeşitlendirilmesi halinde; ilki gerçekleştirilen özel güvenlik “Know how” ihracatı giderek artacaktır. Yusuf Vehbi DALDA / Güvenlik ve Eğitim Uzmanı, ÖGF Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim A,Ş Genel Koordinatör - Yönetici

5

188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un hazırlık aşamasında üzerinde en çok tartışılan hususlardan birisi bu alandaki hizmet vermek isteyen yabancı şirketlerin durumu oldu. Dünyadaki gelişmeler ve özellikle ülkemizin Avrupa Birliği’ne adaylığı göz önüne alınarak bu konuda, başlangıçta alanın yabancı şirketlerine açılmasıyla ilgili duyulan tereddüdü giderici bir formül bulunmuş ve bu hizmetlerin verilebilmesini diplomatik ilişkilerde önemli bir ilke olan “Karşılıklılık İlkesine” bağlanmıştı. Bu kanun çıkartılırken nedense hep dışarıdan ülkeye gelecekler düşünülmüştü. Neticede yasanın uygulamaya girmesiyle bazı yabancı şirket ve fonlar ülkemizde şirket satın alımı ve doğrudan şirket kurmakla hizmet vermeye başladılar. Ancak, zaman içinde Türk özel güvenlik şirketleri de yurt dışında özel güvenlik hizmeti verme imkânı buldular ve bunu başarıyla gerçekleştirdiler. Bu bağlamda, İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri A.Ş, 2009 tarihinde Kosova’da bir şube açarak, hizmet vermeye başladı. Son zamanlarda Ortadoğu ve

Afrika ülkelerinde de özel güvenliğe ihtiyaç duyulduğu ve bunların yürütülmesi için Türk şirketleriyle görüşüldüğü biliniyordu. Muhtemel bir ilk uygulama; 02-06 Aralık 2012 tarihleri arasında İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri A.Ş. tarafından; “Bina ve Tesis Güvenliği Semineri” başlığı altında Libyalı 15 kişilik ilk kursiyer gruba silahsız özel güvenlik eğitimi verildi. Kursiyerlerin büyük ilgiyle karşıladığı, büyük bir iş merkezi ile yapılan işbirliği sonrası uygulamalarla zenginleştirilen, güzel bir çalışma gerçekleştirildi. Eğitim içeriği ve uzman personelle yapılan sunumlar; ziyadesiyle beğenildi ve kısa bir aralıktan sonra 2. bir 15 kişilik gruba da aynı eğitim verildi. 2012’nin son günlerinde gerçekleştirilen bu etkinliğin ülke ve özel güvenlik sektörü için iyi bir atılım olarak değerlendirileceği düşünülüyor. Bu uygulamalar gerçekleşirken, “yabancı kursiyerlere” özel güvenlik eğitimi verilip verilmemesi yönünde bir kısım tereddütlerin oluştu. Konunun açıklığa kavuşturulması amacıyla İçişleri Bakanlığı’na dilekçe ile başvuruldu ve Emniyet Genel MüdürlüğüÖzel Güvenlik Dairesi Başkanlığı yetkilileriyle görüşmeler yapıldı.

Yusuf Vehbi DALDA

Yetkililerin konuya olumlu ve sıcak baktığı gözlendi ve iç değerlendirmelerden sonra bu konunun yapılabilme ilkelerinin belirlenerek bir emir yazı/genelge ile sektöre duyurulacağı ifade edildi. Bu gelişmelerin sektörün önünü açacağı ve yeni yılda/dönemde benzer eğitimlerin Türkiye ve Libya’da yerinde gerçekleştirilmesi planları yapılmaktadır. Bu projelerle Türkiye özel güvenlik sektörünün geldiği nokta oldukça önemli... Ülkemizde özel güvenlik eğitim kalitesinin artırılması ve alan / uzmanlık eğitimleriyle çeşitlendirilmesi halinde ilki gerçekleştirilen özel güvenlik “Know how” ihracatının giderek artacaktır.


GÜVENLİK HİZMETİ

Korsanlığın durumu Amerikan Dışişleri Bakanlığı, politik-askeri işler sorumlusu Sekreter Yardımcısı Andrew Shapiro, geçtiğimiz günlerde Amerikan Ticaret Odası’nın Washington’da düzenlediği “Korsanlık” konulu panelde, kaçırma olaylarındaki azalmanın en belirgin nedeninin, ticari teknelerin güvenlik önlemleri almaları olduğuna işaret etmiştir. Laura Spadanuta Çeviri: Füsun KOCAMAN

S

on birkaç yıl içinde hükümetler ve özel sektör kuruluşlarında, bilhassa Somali’nin doğu kıyısı açıklarında, teyakkuz durumunda artış gözlenmektedir. Şimdilerde, bu çabanın karşılığının alınmakta olduğu gözlenmektedir. Ticari Suçlar Hizmetleri ICC’ye (Commercial

84 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Crime Services) göre 2011, son dört yılda artan korsanlığın sonu olarak görülmektedir Amerikan Dışişleri Bakanlığı, politik-askeri işler sorumlusu Sekreter Yardımcısı Andrew Shapiro, geçtiğimiz günlerde Amerikan Ticaret Odası’nın Washington’da düzenlediği “Korsanlık” konulu panelde, kaçırma olaylarındaki

azalmanın en belirgin nedeninin, ticari teknelerin güvenlik önlemleri almaları olduğuna işaret etmiştir. Shapiro’nun dile getirdiği önlemler arasında: sorunlu denizlerde tam hızda ilerlemek, dikenli tel benzeri fiziksel engeller eklemek, devriye gezmek ve kameralı gözetleme sistemleri kullanmak,


gerektiğinde mürettebatı güvenli bir odada toplamak bulunmaktadır. Shapiro “Bu adımlar korsanın işini zorlaştırmakta ve aynı zamanda gemiye saldırıya karşılık vermek için gerekli zamanı tanımaktadır” diye eklemiştir. Maritime Bulletin’ın Ocak ayı korsanlık raporunda, kaçırma olaylarının azalmasındaki ana nedenin, silahlı muhafızlar olduğu belirtilmektedir. Ancak, Ticaret Odası’nın panelinde gemi sahiplerini temsil eden Stolt Tankers’ın Genel Müdürü Mark Martechini, gemilerde silah taşımanın yaratacağı sıkıntılara dikkat çekmiş ve birçok ülkenin silahlı gemilere, limanlarına giriş izni vermeyeceklerini hatırlatmıştır. Dolayısıyla, bir gemiyi silahlandırmak, normal güzergahların dışına çıkmayı gerektirebilir. Bu da, Chevron Shipping Co. Güvenlik Takım Lideri, Paul Gugg’ın değindiği gibi, zaman, yakıt, ve para kaybı demektir. Shapiro, Amerika Birleşik Devletleri’nin, ABD bayrağı taşıyan gemilerde “geçerli uygulama” niteliği taşıyan bazı güvenlik önlemlerinin alınmasını şart koşmakta olduğunu belirtmiştir. Pek çok gemi ABD bayraklı değildir. Ancak riskli sularda seyreden gemilerin %80’i bu önlemleri almaktadırlar. Korsanların başarıyla ele geçirdikleri gemilerin, bu önlemleri uygulamadıkları görülmektedir ki bu gemilerin sayısı da bölgedeki trafiğin çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Konu, yalnızca gemilerin tekil olarak yaptıklarıyla sınırlı kalmamaktadır. Tuğamiral Terry Mc Knight, kendisinin daha önce komuta ettiği donanmalar koalisyonu Birleşik Görev Kolu 151’in, korsanlık probleminin çözümünde çok yardımcı olduğunu belirtmiş

ve eğer korsanlar donanmaları alıkoymayı başarabilselerdi, çok daha agresif hale gelirlerdi diye de eklemiştir. Pek çok suçta olduğu gibi problemin özünde, suçlunun aldığı riske değer bir ödül alıp alamayacağı yatmaktadır. Korsanların gemileri kaçırmaktaki amaçları, gemi sahipleri ya da kurbanların ailelerinden fidye almaktır. Shapiro, fidye ödemenin ileride yeni gemi kaçırma olaylarına zemin hazırladığını belirtmektedir. Maritime Bulletin raporu, fidye taleplerinin arttığını çünkü korsanların miktarları kendilerinin duyurduklarını bildirmektedir (belki de şirketler ya da hükümetler ne zaman ve ne ödediklerini açıklamak istemediklerinden dolayı). Korsanlar aldıkları miktarları abarttıkları için, diğerlerinin daha fazla istemelerine yol açmaktadırlar. Şimdi rakamlar gemi sahiplerinin ödeyemeyeceği kadar çok yükselmiştir. Shapiro, vaka başına ödenen ortalama fidyenin 4 milyon Amerikan Doları olduğunu belirtmektedir. Gugg, gemicilik şirketlerinin zor durumda olduğunu, çünkü ABD ve Fransa’nın korsanlığa karşı agresif tutum sergilemelerine karşın, bütün ülkelerin bunu yapma imkanlarının olmadığını söylemiş-

2009’da Somali açıklarında korsan oldukları şüphesiyle yakalananlar.

tir. Gemi sahipleri, mürettabatı kurtarmak ve kargosuyla beraber gemiyi korumak için ellerinden gelen dikkati sarfetmekle görevlidir. Bazı senaryolarda bu görev fidye ödemeyi de içermektedir. Bazı konuşmacılar, dünyanın korsanlığa karşı kontrolü elinde tutabilmesi için, Somali’nin istikrarlı bir hükümete kavuşmasının önemini vurgulamışlardır. Atlantic Council’daki Micheal S. Ansari Africa Center’ın yöneticisi J. Peter Pham’e göre, bunun gerçekleşmesi uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesiyle sağlanabilecektir. Korsan saldırılarının giderek azalmasına etki eden pek çok faktörün yanı sıra, doğru uygulamalar ve donanmanın devriye turlarını sıklaştırması en başta gelmektedir. Eğer bu uygulamaların arkası kesilirse, saldırılar ve buna bağlı olarak da fidyeler giderek artar.

2011’de şirket malı üzerinde cereyan eden tüzel güvenlik vakaları tipleri, Karşılık veren şirket yüzdesi Personel hırsızlığı Mala karşı işlenen suç (hariçten hırsızlık/vandalizm) Dizüstü bilgisayar hırsızlığı İşyerinde uyuşturucu/alkol kullanımı İşyerinde şiddet İşin kesintiye uğraması/felaket sonrası onarımı Dolandırıcılık/beyaz-yaka suçları Etik olmayan iş yapma Fikri mülkiyet ihlali Diğer

%18 %16 %14 %9 %9 %8 %7 %7 %3 %3

Kaynak: ASIS Uluslararası Güvenlik Yönetimi Araştırması, 2012 Şubat

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 85


YANGIN GÜVENLİĞİ

“Artık çok geç…” dememek için erken algılama Hava çekmeli duman ve gaz algılama sistemleri ile can ve mal güvenliği için çok önemli olan müdahale etme zamanını kazanabilirsiniz. EEC ENTEGRE BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

Y

angın algılama sistemlerinin ilk ortaya çıkışı; 19. yüzyılın sonlarında yangın ihbar butonları ve elektrikli zillerle oluşturulan basit sistemler şeklinde olmuştur. Teknolojinin gelişmesiyle yangın algılama sistemleri de insana bağımlı olmayan otomatik uyarı verme özelliklerine sahip sistemler haline gelmiştir. Teknolojideki bu gelişmelerin yansımasıyla, günü-

86 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

müzde endüstriyel ve ticari binalarda kullanılan yangın algılama sistemleri büyük bir çoğunlukla noktasal tip yangın detektörleri ile oluşturulmaktadır. Peki, noktasal tip detektörler, her mahal için yeterli midir? Son 20 yıl içindeki hızlı nüfus artışının yanı sıra, endüstriyel alandaki yatırımlar, çok katlı yönetim binaları, büyük alışveriş ve iş merkezlerinin yapılmasıyla yangın riski de beraberinde

artmıştır. Teknoloji, her anlamda hayatımıza dâhil olmasıyla, bizi kendine daha bağımlı hale getirmektedir. Teknolojiyle sahip olduklarımız artmakta, sahip olduklarımızı kaybetme riski ise kabul edilemez hale gelmektedir. Bir bilgi işlem merkezinin, veri bankasının, değerli doküman arşivlerinin, telekomünikasyon merkezinin, radyo ve televizyon istasyonunun, bilimsel araştırma merkezinin ya da bir yoğun


bakım odasının olası bir yangın durumunda göreceği en küçük zararın, bu tesis ve mahallerde ekonomik ve sosyal açıdan son derece olumsuz sonuçlar doğuracağı aşikârdır. Teknolojiyle sahip olduklarımıza ek olarak bir ülke için en değerli kültür mirası olan tarihi eserlerin, müzelerin ya da kültürel zenginliğimizi yansıtan sanat galerilerinde yer alan paha biçilemez eserlerin geri dönüşü olmayan bir yangın ile yok olmasının bir ülkeye vereceği hasar ise gelecek kuşaklara kadar yansıyacaktır. Günümüzde üretim tesislerinde de verimlilik gereksinimleri ve işletmelerin pazar paylarını arttırabilmeleri, kesintisiz üretim ve gelişen teknolojinin kullanıldığı üretim tesisleşmesiyle mümkündür. Bu nedenle işletmeler üretim ve depolama tesislerinin güvenliği ve kesintisiz üretim işleyişinin devamı konusunda çok titiz davranmak zorundadır. Bu gibi bina ve işletmelerde, klasik yangın algılama ve ihbar sistemleri ile genel anlamda yangın algılama yapılsa da, belirli mahallerde henüz yangın durumu oluşmadan hassas ve hızlı algılama yapılarak yangın güvenliği ve kesintisiz işletmenin garanti altına alınması istenmektedir.

VESDA, bir boru şebekesi ile yangın algılaması yapılacak mahalden hava örnekleyerek analiz eden yüksek hassasiyetli, lazer tabanlı bir duman detektörüdür. Bu taleplerden doğan VESDA cihazı, çok hassas aktif hava kontrolü ile en güvenilir ve en hızlı detektör olan insanın daha kokusunu bile hissedemediği dumanı algılayarak büyük bir faciayı daha başlamadan tespit edebilmektedir. VESDA, İngilizce’de çok erken duman algılama cihazı anlamına gelen Very Early Smoke Dedection Apparatus sözcüklerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Aktif hava çekmeli sistemleri; yüksek hava hareketlerinin içerisindeki dumanı algılayabilmeleri, tozdan etkilenmemeleri, çok hassas olmalarına karşın hatalı veya istenmeyen alarmlara neden olmadan kararlı bir şekilde çalışabilmektedirler. VESDA, bir boru şebekesi ile yangın algılaması yapılacak mahalden hava örnekleyerek analiz eden yüksek hassasiyetli, lazer tabanlı bir duman detektörüdür. Yük-

sek verimli bir aspiratör ve özel bir filtreleme sistemi, bu detektörün çok uzun sürelerle yüksek hassasiyetle kararlı bir şekilde çalışmasını sağlamaktadırlar. Aspiratör vasıtasıyla boru şebekesinden çekilen hava, iki kademeli filtrede duman olamayacak kadar büyük toz parçacıklarından ve rutubetten ayrılarak lazer hücresine aktarılır. Filtre edilen havanın bir kısmı da ikinci bir filtrasyondan geçirilir, tamamen temizlenerek lazer hücresindeki optik yüzeylerin temiz tutulması için kullanılır. Lazer algılama hücresi, ışık saçılma prensibi ile çalışmakta ve değişik boyutlarda duman parçacıklarını algılama özelliğine sahiptir. VESDA, yüksek hava hareketleri içerisindeki dumanı algılayabilmesi, tozdan etkilenmemesi, istenmeyen alarmlara neden olmadan çok hassas ve kararlı bir şekilde çalışabilmesi sebebiyle yangın algılamada kusursuz bir çözümdür. Güvenli ve erken tahliye, kritik önemdeki cihazların kapatılması veya elle söndürme gibi acil durumda önemli işlemler için ekstra zaman sağlayarak, işletme devamlılığına katkıda bulunmaktadır. Yüksek tavanlı yerlerde stratifikasyon (hava yastıklaması) ve seyrelme nedeniyle oluşan algılama güçlüğü problemini ortadan kaldırmakta, kolay ulaşım ve bakım olanağı ile büyük avantaj-

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 87


YANGIN GÜVENLİĞİ

ECO, özellikle ticari binalarda karşılaşılan türden patlayıcı gaz ve toksik gazların algılanmasında kullanılabilmektedir. Eğer ortam koşulları nedeniyle bulunması muhtemel birden fazla gaz söz konusu ise ECO aynı anda 2 ayrı gaz sensörüyle de kombine edilebilmektedir. lar sağlamaktadır. VESDA, yoğun havalandırma yapılan bilgi işlem merkezlerinde dumanın büyük oranda seyrelmesi nedeniyle konvansiyonel algılama yöntemlerinin uygun olmadığı mahallerde ideal çözümdür. Noktasal tipte duman detektörlerinin yerleştirilmesinin teknik veya estetik nedenlerle güç olduğu mahallerde de VESDA en yüksek algılama performansını sunmaktadır. Ayrıca, noktasal tip detektörlerden 400 kat daha hassas olması nedeni ile de alternatifsizdir.

Aynı altyapıyı kullanarak gaz algılama için ECO Duman ile ortaya çıkan gazların yanı sıra zehirli ve patlayıcı gazlarda hem insan sağlığı hem de işletmelerin güvenliği açısından büyük bir tehlike arz etmektedir. VESDA kurulduğu mahalde sadece duman algılamayla kalmayıp yeni bir yaklaşımla geliştirdiği ECO gaz algılama detektörleri boru tesisatıyla toplanan ortam havası örneklerini analiz ederek alarm kararını üretebilmektedir. Mevcut veya yeni tesis edilecek VESDA detektörlerin boru tesisatını kullanabilen ECO gaz detektörleriyle ayrı bir tesisat yatırımı yatırım yapılmasına gerek

88 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

kalmadan yüksek performanslı gaz algılama sistemine sahip olunabilmektedir. ECO, özellikle ticari binalarda karşılaşılan türden patlayıcı gaz ve toksik gazların algılanmasında kullanılabilmektedir. Eğer ortam koşulları nedeniyle bulunması muhtemel birden fazla gaz söz konusu ise ECO aynı anda 2 ayrı gaz sensörüyle de kombine edilebilmektedir. ECO detektörleri, aralarında karbonmonoksit, amonyak, oksijen, hidrojen, hidrojen sülfid, sülfür dioksi, nitrojen dioksit, metan ve propan bulunan dokuz ayrı gaz için geliştirilmiş sensörlere sahiptir. Her ECO ünitesi aynı anda 2 ayrı sensöre sahip olabilir ve bunlarla ayrı ayrı gazların

algılaması yapılabilir. Detektör standart olarak dört adet programlanabilir röle, 4-20mA analog çıkış ve Modbus prokolünde data bağlantısına uygundur. 24V DC ile beslenen ünitelerin üzerine takılabilen 2GB’lık SD kartlarda da ölçüm kayıtlarının saklanması da mümkündür. Her türlü ortam şartlarına cevap verebilen ve piyasaya sürüldüğünden bu yana pazarın gereksinimleri çerçevesinde geliştirilen VESDA ürün ailesi VESDA LaserPLUS ile geniş alanlara hitap ederken, VESDA LaserCOMPACT ile denenmiş teknolojiyi, küçük ve yüksek risk taşıyan kullanım alanları için daha düşük maliyetle işletmelerin kullanımına sunmaktadır.


GÜSOD ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN GELİŞİM SÜRECİNE DÜN OLDUĞU GİBİ BU GÜNDE DESTEK VERMEĞE DEVAM EDECEK"

www.gusod.org.tr


YANGIN GÜVENLİĞİ

Çok katlı iş merkezlerinde yangın alarm sistemi

tasarımı

Yüksek yapılara dışarıdan müdahale imkanının kısıtlı olması ve bina tahliyesinin uzun sürmesi; bu binalarda kurulacak yangın alarm ve güvenlik sisteminin tasarlanmasını kritik bir görev haline getirmektedir. Musa ÖZBAKIR / Mühendislik Departmanı Müdürü MATRİKS BİNA KONTROL SİSTEMLERİ

G

ünümüzde giderek artan ofis ihtiyacı ve alan sıkıntısı inşaat sektörünü giderek daha yüksek binalar yapmaya yöneltmekte. Yükselen binalar insanlara prestij ve

90 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

konfor vaat etmekle birlikte, acil durumlarda bu yapılara dışarıdan müdahale imkanının kısıtlı olması ve bina tahliyesinin az katlı yapılara göre daha uzun sürmesi bu binalarda kurulacak yangın alarm ve güvenlik sisteminin

tasarlanmasını kritik bir görev haline getirmektedir.

Tasarım Tasarım, Türkiye Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliği (2009) ve TSE CEN/


TS 54-14 standardına (Yangın algılama ve yangın alarm sistemleri - Bölüm 14: Planlama, tasarım, montaj, işletmeye alma, kullanım ve bakım için kılavuz) göre yapılmalıdır. Gerek duyulduğunda NFPA 72 (National Fire Alarm Code, ABD) dokümanına da başvurulabilir. Ayrıca bu tip binalarda çok sayıda mülkiyet sahibi olduğundan ortak alanlar ile özel alanların altyapısı (loop hattı tesisatı, siren hattı tesisatı vb.) mümkün olduğunca ayrı tutulmalıdır. Bundaki amaç özel mülkiyette yapılacak bir tadilatın ortak alanı etkilememesi ve binanın tümden korumasız kalmamasıdır. Algılama Bir yangından ne kadar erken haberdar olursak o yangını büyümeden kontrol altına alma imkanımız da o kadar artar. Bu nedenle doğru ve hızlı algılama hayati önem taşır. Ancak hızlı algılama yapmaya çalışırken yanlış alarmların oluşmasına sebep olunmamalıdır. Yanlış alarmlar sistemin güvenilirliğine gölge düşürüp gerçek bir alarma tepkisiz kalınmasına neden olabilir. Bu nedenle detektörlerin ortamla etkileşim içinde olması önerilir. İnteraktif detektör ortamdaki duman ya da ısı yoğunluğunu sürekli ölçer, zamana göre değişimini kaydeder ve bu verileri bünyesinde barındırdığı algoritma ile yorumlayarak karar verir. Günümüzde bir dumanın sigara dumanı olduğunu anlayabilecek ve hatalı alarma giremeyecek yetenekte detektörler de mevcuttur.

İnteraktif yangın algılama sistemlerinin üstünlükleri v İnteraktif sistemlerde detektörler, mikroişlemci kontrollü ve karar verme algoritmalarına sahiptir. v İnteraktif sistemlerde detektörler 3 ve 4 boyutlu algılama yapabilmekte ve sensörler arasında etkileşimli çalışma sağlanabilmektedir. Böylece elde edilen sinyaller Fuzzy Logic Algoritmalar ile değerlendirilerek yanlış alarmsız mümkün olan en hızlı yangın algılama ve uyarı sağlanabilmektedir. v İnteraktif sistemlerde detektör sensörleri zaman programı ile otomatik olarak kontrol edilebilmektedir. Bu sensörlerin çalışma biçimleri zamana bağlı olarak değiştirilebilmekte ve sensörler kendi aralarında etkileşimli çalışabilmektedir. v İnteraktif sistemlerde detektörler ortamı öğrenme kabiliyetine sahiptir. v İnteraktif sistemlerde saha cihazları elektronik adreslenebilir cihazlardır, yazılım ile panelden adreslenir. v İnteraktif sistemlerde her dedektör, buton ve giriş-çıkış modülünde entegre izolatör olabilir. v İnteraktif sistemlerde loop haberleşmesi çok hızlıdır.

Estetik Teknik gereksinimlerin yanı sıra

mekânın görsel bütünlüğünü bozmadan ortama uyum sağlayabilmek estetiğin ön planda olduğu bu tarz yapılarda önemlidir.

Bina tahliyesinde izdihamın önlenmesi Binalardaki kat sayısının artması ile bir acil durumda aynı merdiveni kullanarak binadan çıkması gereken insan sayısı da doğal olarak artar. Bu durumun bir izdihama sebep olmaması için bölgesel uyarı yöntemi kullanılmalıdır. Yani öncelikli olarak yangının

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 91


YANGIN GÜVENLİĞİ

başladığı bölgeye tahliye anonsu yapılmalı, ardından komşu bölgelere anons yapılmalıdır. Acil anons sistemi ile yangın alarm sistemi arasındaki haberleşme EN54-18 onaylı adresli giriş-çıkış modülleri vasıtasıyla yapılmaktadır. Yine acil anons sisteminin de EN54-16 ve EN54-24 standartlarına uygun olması gerekir. Binadaki anons, görsel olarak flaşörler ile de desteklenmelidir. Anonsun anlaşılamayacağı öngörülen gürültülü mekanlarda (makine daireleri gibi) flaşörlü siren kullanılmalıdır.

İnteraktif sistemlerde loop haberleşmesi çok hızlıdır. Bu sistemlerde detektörler; mikroişlemci kontrollüdür, karar verme algoritmalarına ve ortamı öğrenme kabiliyetine sahiptir.

Kaçış yolları

kilit ile kilitli bulunan kapılar, yangın anında serbest konuma getirilmelidir. Bu adresli yangın röle modülleri vasıtasıyla merkezden otomatik olarak yapılacağı gibi ayrıca yerel olarak acil durum çıkış butonları ile manüel olarak da yapılabilmelidir. Merdivenler dışında asansörler bir kaçış vasıtası olarak görülmemelidir. Yangın anında yaşanabilecek olası elektrik kesintileri asansörde mahsur kalınmasına neden olabilir. Ya da asansör boşluğunun bir baca vazifesi görerek dumanı kendine çekmesi yolcularını boğabilir. Bu nedenlerle asansörler yangın anında kaçış katına indirilmekte ve kapıları açık kalacak şekilde hareketsiz bırakılmaktadır. Ayrıca araç bariyerlerinin adresli yangın röle modülleri vasıtasıyla otomatik olarak açılması ve açık konumda bekletilmesi İtfaiye araçlarının binaya erişimlerini hızlandıracaktır.

İnsanların kaçış yolu üzerinde bulunan turnikeler ve elektrikli

Duman kontrolü

Yangın senaryosu Diyelim ki yangını algılandı ve insanlar uyarıldı. Ancak günümüzde bir yangın alarm sisteminin görevi bunlarla bitmemektedir. Yangın esnasında zararı en aza indirmeye yönelik pek çok eylem yine yangın alarm sistemi tarafından gerçekleştirilecektir:

Dumanın yayılması kontrol altına alınmalı ve mümkün olduğunca az alanı etkilemesi sağlanmalıdır. Bu amaçla binadaki merdiven basınçlandırma fanları çalıştırılarak merdiven kovalarına duman dolması engellenir. Eğer binada duman egzoz fanı mevcut ise çalıştırılır ve yangın çıkan kattan dumanı tahliye edilir.

92 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

Bu önlemleri destekleme amacıyla sandviç metodu kullanılabilir. Bu yöntemden kısaca bahsetmek gerekirse; bilindiği üzere hava yüksek basınçtan alçak basınca doğru hareket eder. Eğer yangın çıkan kat alçak basınçta, alt ve üst kat yüksek basınçta tutulabilirse dumanın yayılması yavaşlar. Bu nedenle yangın çıkan katın alt ve üst katına hava verilir. Ancak bu katlardan hava emilmez. Yani pozitif basınçlandırma yapılır. Yangın çıkan katta ise duman tahliye kanalı vasıtası ile dumanlı hava emilir. Bu emiş sırasında vakum etkisi oluşmaması için yangın çıkan kata düşük miktarda tamamla-


ma havası (make-up air) verilir. Sonuç olarak yangın çıkan kat alçak basınçta tutularak dumanın yayılması engellenir.

Mimik panel (duman kontrol paneli) Duman kontrolünde otomatik senaryonun yetersiz kalması durumunda operatörün sisteme manüel müdahale edebilmesi için yangın alarm sistemine mimik panel (duman kontrol paneli) eklenebilir. Operatör panel üzerindeki pako şalterler vasıtasıyla binada istediği fanı, klima santralini ve motorlu damperi açıp kapatabilmekte ve cihazların anlık konumlarını görebilmektedir.

Gaz kaçakları Gaz kaçakları yangına sebep

olabilir. Bu nedenle mutfak ve kazan dairesi gibi noktalara gaz detektörleri yerleştirilmelidir. Bu detektörlerin alarma girmesi durumunda binanın ya da bölgenin gaz girişinin kesilmesi gerekir. Bu amaçla ilgili selonoid vanaya kontrol modülü bağlanır. Gaz kesme işlemi yangın alarmlarında da yine bu kontrol modülü vasıtası ile gerçekleştirilir. Bu kumanda ve izlemelerin tamamı EN54-18 onaylı adresli giriş-çıkış modülleri ile otomatik olarak yapılmalıdır.

Söndürme sistemleri Binada bulunan sulu, gazlı ve davlumbaz söndürme sistemleri adresli monitör modülleri ile sürekli gözetim altında tutulmalıdır. Bu sistemlerden gelecek alarm bilgileri doğrulanmış alarm olarak kabul edilip yangın senaryosundaki eylemler derhal uygulamaya konmalıdır.

Grafik kontrol yazılımı Büyük tesislerde sadece metin içeren alarm tarifleri yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle her türlü alarm ve arıza bilgisini görselleştirebilen grafik kontrol yazılımı ile pratik bir kullanıcı arayüzü oluşturulabilir. Böylelikle operatör sadece okuyarak değil aynı zamanda o bölgenin haritası üzerinde sorunlu noktayı görerek hareket edebilmektedir.

CCTV entegrasyonu Bir yangın anında CCTV sisteminin yardımını almak güvenlik personelinin vereceği kararların hızını ve doğruluğunu arttıracaktır. Örneğin yangın alarmı gelen bölgeye bakan bir kameranın görüntüsünün yangın bilgisi ile eşzamanlı olarak ekrana gelmesi operatörün olayın boyutunu kavramasında önemli bir rol üstlenebilir.

Bir yangın anında CCTV sisteminin yardımını almak güvenlik personelinin vereceği kararların hızını ve doğruluğunu arttıracaktır.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 93


YANGIN GÜVENLİĞİ

Her zaman her yerde bilgi

Integral IP yangın algılama panelinin, aynı anda dört farklı dilde çalışma olanağı sunan pratik ve kullanıcı dostu Integral MAP işletim ekranının yanı sıra IP teknolojisi tabanlı Integral VirtualMAP yazılımı da geliştirildi. SCHRACK SECONET

H

emen hemen her yerden telefon görüşmesi yapabilir, mesaj alabilir hatta internet bağlantısı kurabilir teknolojiye sahibiz. Geçtiğimiz senelerdeki teknik gelişmeler, bütün bunların gerçek olmasını sağladı. Bu fırsatı yangın algılama sistemimiz içinde geliştirmeye ve kullanmaya karar verdik. Integral IP yangın algılama panelinin, aynı anda dört farklı dilde

94 n Güvenlik Yönetimi Şubat 2013

çalışma olanağı sunan pratik ve kullanıcı dostu Integral MAP işletim ekranının yanı sıra IP teknolojisi tabanlı Integral VirtualMAP yazılımı da geliştirilmiştir. Bu yenilik görevli personelin PC veya dizüstü bilgisayar ile yangın algılama paneline bağlanmasını sağlar ve dünyanın herhangi bir yerinden panelin kontrol edilmesine izin verir. VirtualMAP herhangi bir PC monitörü ve Mouse ile çalışabilir.

Başka bir yeniliğinde altını çizmek isteriz: Hareketliliği arttırmak ve erişilebilirliği kolaylaştırmak amacıyla, Schrack-Seconet İpad ve İphone’lar için UMTS üzerinden erişim seçenekleri geliştiriyor. Kontrol paneli mobil terminal ünitesi üzerine yükleniyor ve tüm verileri her zaman anlık olarak görebilir duruma getiriyor. Bu özellik hataları görmede zaman kaybını önleyerek çok daha hızlı müdahale edilmesine olanak sağlayacak.


ABONE FORMU ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 30 TL.’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Beşiktaş Şubesi - Hesap No: 1008 280 52 64 IBAN: TR 5700 0640 0000 1100 8280 5264 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 627 47 67’ye fakslayıp yada guvenlikyonetimi@gmail.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.

Şubat 2013 Güvenlik Yönetimi n 95


S

A

R

I

S

A

Y

F

A

L

A

R

MaviAy Özel Dedektiflik Ltd. Şti. & IMB Private Detective - Turkey

4 cm x 1 Sütun 100 TL. + KDV

Profesyonel Araştırma Hizmetleri www.dedektif.com.tr / www.imbajans.com Tel: +90 216 450 00 19

bizimle çalışmak ister misiniz?

firmanızın ilanını yayınlayalım

bize 0533 413 78 08 ulaşabilirsiniz

bir telefon kadar yakınız

GUSOD 5 cm x 2 Sütun 150 TL. + KDV

GUSOD 4 cm x 1 Sütun 80 TL. + KDV

Sarı sayfalarda sizin de yeriniz olsun.

bir telefon kadar yakınız

GÜVENLİK KIYAFETLERİ • İş Elbiseleri, Bol Çeşit • Uygun Fiyat • Profesyonel • Hızlı Hizmet • Her türlü renk desen • Özel hizmet • Firmaya kurumsal Her türlü güvenlik kıyafetlerini hazırlarız.

5 cm x 2 Sütun 180 TL. + KDV

bir telefon kadar yakınız GÜVENLİK GÖREVLİSİ

PROJEMİZ İÇİN NEZİH BİR ORTAMDA GÖREV YAPACAK 5188 KİMLİK KARTLI, UZUN SÜRELİ ÇALIŞMAYI HEDEFLEYEN SORUMLULUK VE DİSİPLİN SAHİBİ Ö.G.G. ARANMAKTADIR.

bize 0533 413 78 08 ulaşabilirsiniz

ne aradığınızı söyleyin sizin için bulalım


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.