Sayı 5

Page 1

Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

AĞUSTOS - EYLÜL 2013 SAYI: 5

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

Özel güvenlik eğitimi

AĞUSTOS - EYLÜL 2013 SAYI: 5

Güvenli okul ve özel güvenlik Vialand İstanbul’u tüm dünyaya tanıtıyor Siber suçların türleri ve yeni trendler Veri merkezleri için sessiz söndürme çözümü

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

AĞUSTOS - EYLÜL 2013 SAYI: 5

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

Özel güvenlik eğitimi

AĞUSTOS - EYLÜL 2013 SAYI: 5

Güvenli okul ve özel güvenlik Vialand İstanbul’u tüm dünyaya tanıtıyor Siber suçların türleri ve yeni trendler Veri merkezleri için sessiz söndürme çözümü

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR







içindekiler 22

68

54 4

6

8

BAŞKANDAN

KAPAK KONUSU

ELEKTRONİK GÜVENLİK

22

Eğitim ve özel güvenlik sektörü… Nereye gidiyoruz

54

Vialand İstanbul’u tüm dünyaya

tanıtıyor

34

Özel güvenlik eğitimi üzerine 62

Megapiksel kameraların mega

amaçlar için kullanımı

EDİTÖR

GÜNCEL

42

Alarm haberalma merkezlerinin

operatör eğitimleri

Sektör ile ilgili kısa haberler

SEKTÖRDEN

20 KÖŞE / Hayata Bakış

46

“Denetim eksikliği beraberinde kalite sorununu getiriyor”

50

“Avrupa’da lider olabiliriz”

“Stres”

66

Daha güçlü daha basit daha çevreci

çözümler

BİLGİ GÜVENLİĞİ

68

Siber suçların türleri ve yeni trendler


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

Ağustos - Eylül 2013 Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER

80

Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrimbozkurtt@gmail.com Danışma Kurulu Alp SAUL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA

72

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BARUTÇU deryabarutcu@gmail.com Çeviri Füsun KOCAMAN

GÜVENLİK HİZMETİ

72

Güvenli okul ve özel güvenlik

76

Spor güvenliğinde kritik risklerin

80

ve zamanlamanın yönetimi

YANGIN GÜVENLİĞİ

88

Zorlu endüstriyel ortamlarda

hassas duman algılama

90

Veri merkezleri için sessiz

söndürme çözümü

92

Herkes için tek bir yazılım

Liman güvenlik personeli eğitimi

94 ABONE FORMU 84

Suistimal önlemede doğru kişi mi

doğru sistem mi?

Yayın Türü Yerel Süreli Yayın iki ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri 1421/1 Sok. No: 42 Daire: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbul Tel: 0533 413 78 08 Baskı VERİTAS BASKI MERKEZİ TEL: 0212 294 50 20 Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

95 SARI SAYFALAR

tanıtım hizmetleri

1421/1 Sok. No: 42 D: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbul Tel: 0533 413 78 08 Faks: 0212 627 47 67


BAŞKAN

Özel güvenlik eğitiminde yaşanan sorunlar ve özel güvenlik eğitiminin geleceği

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

Özel güvenlik

eğitiminde hayata geçirilmesi gerekli önemli konulardan biride eğiticilerin eğitimidir. Bu bağlamda eğitmenlerle ilgili düzenleme gözden geçirilmeli özel güvenlik sektöründeki yöneticilerin de eğitmen olmaları sağlanmalı yani “Eğiticilerin Eğitimi” programı mutlaka gerçekleştirilmelidir. 6 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Bu sayımızda sizlere Avrupa Özel Güvenlik Sektörünün en güçlü sivil 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasanın ilgili maddelerine göre özel güvenlik yönetici ve görevlilerinin bu alanda çalışmaları için temel eğitim almaları zorunluluğu mevcuttur. Özel güvenlik yönetici ve özel güvenlik görevlilerinin aynı eğitim müfredatı kapsamında eğitime tabi tutulmaları ise büyük bir çelişki olarak değerlendirilmektedir. Hiç şüphesiz bu alanda belirlenecek farklı müfredatlara uygun olarak eğitimlerinin ayrı ayrı yapılmalısı adeta zorunluluk arz etmektedir. Ülke genelinde faaliyetlerini sürdüren ve özel güvenlik eğitimi veren “Eğitim kurumu sayısı” Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı rakamlara göre halihazırda 746’dır. Bu miktarın oldukça fazla olduğu değerlendirilmektedir. Bu hususun belirli kriterler kapsamında il/ilçelerdeki özel güvenlik görevlisi sayısı/potansiyeli ve eğitmen temin imkânına göre yeniden bir değerlendirilmeli ve eğitimde kalite ve yeterliliği etkin bir şekilde denetlenerek özel güvenlik eğitim Kurumu sayısının makul bir süre zarfında azaltılması düşünülmelidir. Bu bağlamda halen faaliyetlerini sürdüren eğitim kurumlarını mağdur etmemek üzere bir geçiş süresi öngörülebilir. Ülkemizde üniversite bünyesinde özel güvenlik eğitimi ön lisans seviyesinde meslek yüksek okullarında verilmektedir. Bu alanda İlk olarak 2003-2004 eğitim-öğretim döneminde İstanbul Üniversitesi’nde “Savunma ve Güvenlik Bölümü” açılmış ve eğitime başlamıştır. İstanbul Üniversitesi 2009 yılında ise programın ismi değiştirerek “Özel Güvenlik ve Koruma” adıyla eğitimini sürdürmektedir. Bu alanda ikinci meslek yüksek okulu; Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği’(GÜSOD) nin kuruluşunda destek verdiği Kocaeli Üniversitesi bünyesinde açılan Hereke Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksek Okulu’dur. Halen ülke genelinde 21 Üniversitede “Özel Güvenlik ve Koruma“ ve benzeri isimler adı altında kurulmuş ve 2 yıllık eğitim veren meslek yüksek okulları mevcuttur. Sektörün geleceğini/vizyonunu oluşturma adına bu meslek yüksek okullardan birinin lisans seviyesinde eğitim verecek şekilde Fakülte haline dönüştürülmesi beklentisi içindeyiz. Bu proje için de en yakın Üniversite ise İstanbul Üniversitesi olarak gözükmektedir. Özel güvenlik eğitiminde hayata geçirilmesi gerekli önemli konulardan biride eğiticilerin eğitimidir. Bu bağlamda eğitmenlerle ilgili düzenleme gözden geçirilmeli özel güvenlik sektöründeki yöneticilerin de eğitmen olmaları sağlanmalı yani “Eğiticilerin Eğitimi” programı mutlaka gerçekleştirilmelidir. Bu konuda sertifika programları için sektör sivil toplum kuruluşları ile Polis Akademisi /Okulları ve Üniversite ile işbirliği yapılabileceğini değerlendiriyoruz. Mevcut yönetmeliğinin ilgili maddesi “alan eğitimleri” verilebilmesini öngörmekle birlikte bu alandaki uygulamaların yetersiz kaldığını görmekteyiz. Günümüzde artan güvenlik ihtiyaçlarının yanı sıra oluşabilecek asimetrik ve global tehditler tüm ülkeler de olduğu gibi ülkemizde de Güvenliğe olan talebi arttırmış ve bu kapsamda güvenliğin alt alanlarında da ihtisaslaşmayı gündeme getirmiştir. Önümüzdeki dönemde alan eğitimlerine olan ihtiyacın artarak devam edeceği beklentisine işaret etmek istiyorum. Ülkemizde okullarda ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ruhsatlı dershanelerde ve kurslarda KDV oranı % 8 olarak uygulanmaktadır. Özel Güvenlik Temel Eğitimi ve Yenileme Eğitimi dâhil, özel güvenlik eğitimi veren kurumların eğitim ve öğretim faaliyetleri ise % 18 KDV’ye tabidir. Bu oran ile özel güvenlik elemanı olmak isteyen gençlere % 10 ilave maliyet yüklendiği ortadadır. %10’luk KDV farkının kaldırılarak özel güvenlik eğitimi veren kurumların da %8 KDV’ye tabi olması sektörün beklentileri arasındadır. Sektörümüzün olmaz ise olmazı eğitimdir.



EDİTÖR

g

Merhaba...

Devrim BOZKURT

devrimbozkurtt@gmail.com

Kalıcı çözüm; sektörde uzun yıllar çalışabilecek başarılı gençlere imkânlar yaratılmasında, yatırımın insan gücüne yapılmasında ve sektör altyapılı ara kademe yöneticilerin yetiştirilmesinde yatıyor.

8 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Güvenlik sektörünün bu gün karşı karşıya olduğu en ciddi sorunların başında “nitelikli çalışan” gelmektedir. Sektörde çalışabilmek için yeter şart olan ‘’temel eğitim’’in yeterli olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Sektörün büyümesine paralel ara kademe yönetici ihtiyacı da artıyor. Kalıcı çözüm; sektörde uzun yıllar çalışabilecek başarılı gençlere imkânlar yaratılmasında, yatırımın insan gücüne yapılmasında ve sektör altyapılı ara kademe yöneticilerin yetiştirilmesinde yatıyor. Toplumun çok geniş kesimlerini ilgilendiren ve ülke düzeyinde oldukça yaygın bir alanda hizmet veren özel güvenlik hizmet kalitesinin artırılması, özel güvenlik mesleğinin itibarının yükseltilmesi için özel güvenlik eğitimiyle ilgili tespit ve önerilerin resmi-özel tüm taraflarla ele alınarak ortak çalışmalarla hızla çözüm önerileri oluşturulması gerekiyor. Bu konuda ilgili tüm kurum ve kuruluşlara önemli görevler düşüyor. Bizde bu sayımızda kapak konumuzu, “Özel Güvenlik Eğitimi”ne ayırdık. Sektörün bu önemli sorununu mercek altında aldık. Akademi Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Genel Müdürü, TÜMGED Başkanı Cem Orçun, Özel Güvenlik ve Eğitim Uzmanı, İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri A.Ş Genel Koordinatörü - Yönetici Yusuf Vehbi Dalda ve Comon Professionals Genel Müdürü Okyay Şentürk’ün kaleme aldığı yazıları keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. Bu sayımızda da sektörden sayfalarımızın yine iki önemli konuğu var. Konuklarımızdan biri, Senkron Güvenlik Genel Müdürü Bülent Çobanoğlu. Sektörde yaşanan tüm gelişmelere ilişkin görüşlerini aldığımız Çobanoğlu; sektörde sertifikasyon eksikliği nedeniyle sektöre giren firma sayısının gün geçtikçe arttığını ve denetim yapılamadığını bununda beraberinde “kalite” sorununu getirdiğini söyledi. Diğer konuğumuz ise Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Kurumsal Yönetim, İletişim ve İnsan Kaynakları Koordinatörü Cem Ağın. Özel güvenlik sektörünün ülkemizde yaklaşık 3 milyar dolarlık bir pazar oluşturduğunu, 250 binin üzerinde kişiye istihdam sağladığını ve Avrupa’da ikinci sırada bulunduğunu belirten Ağın; bu büyüme hızıyla sektörün yakın gelecekte Avrupa’da lider konuma ulaşabileceğini söyledi. Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği sayfalarımız her zaman olduğu gibi teknik yazılar, makaleler, çeviri yazıları ve sektörden haberlerle dolu… Güvenli günler dileğiyle… Devrim Bozkurt



GÜNCEL

ABD casus programı sır perdesini mahkemede aralıyor Adalet Bakanlığı 30 Temmuz 2013’de, devlet gözetimi kullanılarak haklarında delil elde edilen terör zanlılarının federal savcılar tarafından uyarılacaklarını açıkladı. Bu değişiklik, iki Pakistan asıllı kardeş olan Sheheryar Alam Qazi ve Raees Alam Qazi’nin terör suçlamasıyla mahkemeye verilmesi ile oluştu. Dava dosyası ortaya çıkardı ki, geniş çaplı istihbarat çalışmalarına imkan tanıyan Federal İstihbarat Gözetim Mahkemesi yetkisi dahilinde elde edilmiş delillerin, savunma tarafına da bildirilmesi gereklidir. Savcılığın delilleri bu mahkemede kullanmak gibi bir amaçları olmamasına

rağmen, yasal uzmanlar, bu dava dosyasının, Ulusal Güvenlik Ajansının (National Security Agency NSA) geniş çaplı gözetiminin açığa çıkardıklarından sonra, Obama yönetiminin farklı bir yol izlediğini gösterdiğini belirtiyorlar. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nin avukatı Patrick Toomey, davanın hükümetin “bazı yükümlülüklerini bu noktaya kadar tam da sahip çıkamadığı bir biçimde ele alma” çabalarının bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Bu dava, şimdiye kadar davacının kendisinin gözetlendiğini kanıtlayamaması nedeniyle NSA’ya karşı açamadığı, başka davaların da önünü açabilir.

Citibank eski çalışanı Salomon Brothers hırsızlığından hüküm giydi Ocak ayında banka dolandırıcılığı, para aklama, vergi kaçakçılığı ve mektupla dolandırıcılıktan suçlu bulunan Citibank eski çalışanı Karen Febles 4 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Febles, yönetici asistanlığını yaptığı William Salomon’dan 1.3 milyon dolar çalmaktan suçlu bulundu. Federal savcı, Febles’ın 2005 ile 2011 yılları arasında Salomon tarafından imzalanan çeklerin üzerindeki rakamları değiştirerek aradaki farkı kendine sakladığını ortaya çıkardı. Febles, 1.1 milyon dolardan fazla bir tazminata mahkum edildi. New York eyaletinde devam eden ayrı bir davada William Salomon

10 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Citigroup’u Febles’ı, 3 milyon dolar tutarında “sistematik hırsızlık” yaptığı sırada düzgün bir şekilde denetlememekten suçluyor. Citigroup ise, kendilerinin bu konuda sorumlu

tutulamayacağını çünkü Febles’ın Salomon’un şahsi hesaplarını yönettiğini ve bu nedenle kendi resmi iş sorumlulukları dışında hareket ettiğini iddia ediyor.



GÜNCEL

Kablosuz güvenlik çözümleri EL, EDS’de Elektronik güvenlik sektöründe uzun yıllardır hizmet veren EDS, güvenlik sektöründe önemli çalışmalara imza

atıyor. Dünya piyasasında söz sahibi olan, Türkiye pazarında da geniş bir paya sahip olmayı hedefleyen EL, EDS ile tüm kablosuz güvenlik sistemlerini kapsayan distribütörlük anlaşmasını imzaladı. Tüm kablosuz alarm ve birçok donanımlı ürünüyle EL markasının, Türkiye pazarında hem üst hem de alt segmentdeki boşluğu dolduracağı bekleniyor. Güvenlikçilerin tercih ettiği ürün birleşmesi ile beklentilere fazlasıyla cevap veriyor. EDS stoklarına giren EL, raflarda yerini aldı. Electronics Line 3000 Ltd. hakkında 1982 yılında İsrail’de kurulan Electronics Line, yeni nesil ev ve ofis güvenlik sistemleriyle güvenlik sektörünün

öncü firmalarından... Firma, yaşam ve çalışma alanlarına yönelik en son teknolojiyi tasarlama ve üretme misyonunu üstlenmiş. Geliştirdiği kapsamlı ve sofistike ev/ofis kontrol sistemleriyle, tüketiciye güvenliği ve konforu uzaktan erişim imkanıyla bir arada sunuyor. Kablolu ve kablosuz olmak üzere iki tip bağlantı çözümü sunan firma, ayrıca iki farklı bağlantı çeşidinin aynı anda kullanılabildiği hibrit sistemlere de olanak sağlıyor. Electronics Line, gelişmiş algılama, PSTN-IP-GSM-GPRS bazlı durum raporlama ve kapsamlı uzaktan kontrol imkanı sunuyor. Firma, ayrıca, güvenlik danışmanlığı, yazılım desteği, eğitim ve teknik destek konularında da müşterilerine hizmet vermektedir. Electronics Line, bir RISCO Group üyesidir.

“Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Çalıştayı” gerçekleşti Sağlıklı bir uygulama yapılması, bu tarihe kadar geçen sürede ortaya çıkan eksik ve aksaklıkların giderilmesi ve taraflar arasında iyi bir koordine ve işbirliği ortamı oluşturulması için 17-18 Haziran 2013 tarihlerinde Ankara’da Spor ve Gençlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlıkları işbirliğiyle Sheraton Otelinde bir “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önleme Çalıştayı” gerçekleştirildi. Toplantıya, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Basri Hakan Hakyemez, Müsteşar Yardımcısı Yavuz Çelik, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Spor Genel Müdür Yardımcıları Tamer Taşpınar, Ömer Altunsoy, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören,

12 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Ankara Emniyet Müdürü Kadir Ay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu ve eski Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, kulüp başkanları, Daire Başkanları, federasyon başkanları, Akademisyenler, ilgili STK’lar ile 80 cumhuriyet savcısı ve başsavcı, 60 emniyet müdürü ve 40 komiser toplam 650’yi aşkın kişi iştirak etti. Çalıştaya Özel Güvenlik Federasyonu’nu temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Vehbi Dalda ve Hasan Gazi Özer ile TOGF Temsilcileri de katıldı. İlk gün, her üç bakanın açılış konuşmaları sonrası öğleden sonra gerçekleşen 2 oturumda ilgili kurum ve kuruluş yetkilileri, akademisyenler sunumlarını yaptılar. 2. gün yapılan komisyon toplantılarında; 4 ana konuda “Sorunun tanımlanması ve nedenleri, sorumlu

kurum ve kuruluşların sorun ile ilgili görevleri, sorunlara ilişkin değerlendirme ve çözüm önerilerini içeren raporun hazırlanması öngörüldü. Özel Güvenlik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Vehbi Dalda komisyonda Ekim 2013 tarihinde organize edilecek IFSEC İstanbul Fuarı’nda icra edilecek etkinlikler kapsamında ve düzenlenecek spor güvenliği semineri hakkında bilgilendirmede bulundu. Yine, katılımcı hâkim ve savcıların kendi iç eğitimleri / seminerlerinde özel güvenlik konusuna yer vermek istedikleri ve bu alanda karşılıklı olarak istişare yapmak taleplerini de ilettiler. Etkinlik, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katılımcılara Bakanlıkça yayınlanan 100 temel eserden bir paket kitap hediye etmesiyle sona erdi.



GÜNCEL

NFS’ye “Yılın İhracat Partneri” ödülü

Entegre güvenlik çözümleri üreticisi TDSi, 2013 Partner ödüllerinde Türkiye’den NFS Teknoloji’nin, yılın

ihracat partneri kategorisindeki ödülü kazandığını anons etti. NFS Teknoloji, orta ve üst grup pazara hitap eden seçkin ürün portföyüne sahip, en küçük uygulamalardan, çok özel ve gelişmiş sistemlere kadar her boyutta çözümü ve farklı fiyat seçenekleriyle; kaliteli ve problem yaşatmayan sistemlerle geçiş kontrol sistemleri alanında Türkiye temsilciliğini üstlendiği TDSI (İngiltere) tarafından bu ödüle layık görüldü. NFS Teknoloji TDSI ürünlerini,

proje firmalarına ihtiyaç duyduğu tüm çevre donanımlarıyla birlikte ve profesyonel çözüm halinde sunuyor. NFS Teknoloji öte yandan Türkiye yetkili distribütörü olduğu Samsung markasının IP ve analog ürünlerinin dağıtımını ve Pelco (ABD)’nun Türkiye yetkili distribütörlüğünü de başarıyla yürütüyor. Geçiş kontrol sistemleri alanında Türkiye yetkili distribütörlüğünü üstlendiği Hirsch Identive (ABD) ürün gurubu da portföyü içerisinde barındırıyor.

NIST Enerji Endüstrisi güvenlik senaryoları hakkında yorum bekliyor Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) bünyesindeki Siber Güvenlik Mükemmeliyet Merkezi (NCCoE), sektörün karşı karşıya olduğu iki bilgi teknolojisi sorununun çözümü hakkında enerji endüstrisinden yardım bekliyor. Merkez, sektörün yapılara ve sistemlere erişimde, merkezi erişim sağlayacak ve operasyonlarındaki olası kör noktaları azaltıcı çözümler getirecek “sistem ve kullanıcılar arasında etkileşim diyagramı” önerileri hakkında geri besleme talep ediyor. NCCoE Direktör Yardımcısı Nate Lesser, “Bu diyagramlar, sektör çapında yaşanan siber güvenlik sorunlarına, NCCoE, enerji sektörü ve teknoloji ortaklarının ortak çabalarıyla yapılacak mücadeleyi temsil etmektedir.” diyor ve başarıya ulaşmak için halka açık girdinin şart olduğunu ekliyor. Önerilen ilk diyagram, enerji şirketlerinin, kaynaklarına mantıksal ve fiziksel erişimi kontrol altında tutma ihtiyacı üzerine odaklanıyor. Bu çözümde,

14 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

şirketlerin kesinlik seviyesi çok yüksek bir kimlik sorgulama yeteneğine sahip olmaları yanı sıra, tüm kaynaklarına erişim kontrollerini tutarlı, hızlı ve düzgün bir şekilde yapabiliyor olmalarını gerektiriyor. İkinci diyagram, güvenlik analistlerinin operasyonel ve bilgi teknolojilerini bir bütün olarak

ele almalarına, hizmeti kolaylıkla kesintiye uğratabilecek hususları tespit etmelerine olanak sağlıyor. Başarılı sonuçlar, siber güvenliğin arttırılması çalışmalarının taslağını oluşturacak ve masrafları, riskleri ve sistem karmaşıklığını azaltarak enerji şirketlerinin ihtiyaçlarına cevap verecektir.



GÜNCEL

Tehlikeli ilişkiler: Terörizm ve Pharma Actelion Pharmaceuticals’dan Dr. Miriam Halperin Wernli ve Radikalleşme ve Politik Şiddet Çalışmaları Uluslararası Merkezi’nden Boaz Ganor’a göre ilaç şirketlerinin, terörist gruplarca suistimal edilebilecek güvenlik açıklarına karşı tedbir alma sorumlulukları vardır. Bu açıkların yarattığı riskleri üç kategoride toplamak mümkün; Wernli and Ganor bunlardan birincisini siber saldırılar vasıtasıyla teröristlerin ilaç firmalarının sistemlerine girerek ilaç formüllerini ya da teknolojilerini çalma olasılığı olarak belirtiyorlar. İkinci riski, bir çalışanın ilaç üretimi ya da paketlemesi sırasında, ilaçlara toksin bulaştırması olarak tanımlıyorlar. Üçüncüsünü ise teröristlerin farmakoloji teknolojisine erişerek kimyasal ya da biyo-terörizm silahları üretmeleri olarak açıklıyorlar. Wernli and Ganor, bu tip vakaları önlemek için ilaç firmalarının engelleyici tedbirler almaları gerektiğini söylüyorlar. Bu da, en tepedeki araştırmacılardan depo çalışan-

larına kadar her seviyede eleman alımında kişilerin geçmişleri hakkında araştırma yapmak üzere yöntemler geliştirmek gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Wernli and Ganor, organizasyonların, bilgi ya da ürün hırsızlığına karşı veya kasıtlı toksin bulaştırma eylemlerine karşı olduğu kadar, aynı zamanda bilgisayar ağlarını ve fiziksel tedarik zincirle-

rini korumak üzere, resmi güvenlik Standard İşletme Yöntemleri (Standard Operating Procedures – SOP) geliştirmeleri gereğinin altını çiziyorlar. “Bu yöntemlerin, terörist saldırıları pek ihtimal dahilinde görülmese bile, titizlikle ve tekrar tekrar test edilerek organizasyonu olası saldırılara karşı hazırlıklı tutmalıdırlar.” diye ekliyorlar.

“Bir Ömür, Bir Meslek BEYAZ BÜLTEN” Dergimize de yazılarıyla destekte bulunan Emekli 1. Sınıf Emniyet Müdürü Yusuf Vehbi Dalda’nın “Bir Ömür, Bir Meslek BEYAZ BÜLTEN” isimli 509 sayfalık biyografi kitabı, Cinius Sosyal Yayınlar’ı tarafından Haziran 2013 tarihinde basılarak okuyucuya sunuldu. Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı INTERPOL’un iç yüzü üzerine olan kitap, deneyimli bir Türk müdürünün unutulmaz anılarını içeriyor. Sade

16 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

bir yaşam, sabırlı, sürekli, kararlı bir çalışma, okuma ve öğrenme aşkı, gösterişsiz, ağır ağır yükselen bir kariyer, yeniliklere, yenilenmelere, projelere açık bir zihin ve Malatya’dan 4 kıtaya giden yollar… 1965’ten günümüze kadar genel kollukta –Emniyet Teşkilatı- 40, özel güvenlik-özel dedektiflikte 8 yılı aşkın, güvenlik hizmetlerinde geçen yaklaşık yarım asrın yalın, samimi hikâyesi. Ulusal ve uluslararası olaylar, insanlar, durumlar, deneyimler, düşünceler, öneriler…



GÜNCEL

Manning casusluk ve düşmana yardım suçlamalarında masum bulundu Askeri hakim, gizli devlet belgelerine erişim yetkisi bulunan ve 700,000 den fazla devlet dokümanına erişerek, yolsuzlukları kamuya duyuran WikiLeaks’e veren kıdemli er Bradley Manning davasını Salı gün karara bağladı. Davanın hakimi, Albay Denise Lind, Manning’i Afganistan’a yapılan ABD hava saldırısının videosunu sızdırma ve

düşmana yardım etmekten suçlu bulmadı. Lind, düşmana yardım suçlaması konusunda Manning’i suçsuz bulurken, savcıların Manning’in dokümanları sızdırmasının El Kaide’ye yardım etmesi nedeniyle ihanet sayılacağı tartışmasını da reddetti. Dava sürecinde savcılar, Manning’in El Kaide gibi bir terör örgütünün kendisinin ifşa ettiği diplomatik yazışmalar

ve savaş alanı raporlarıyla ilgileneceğini ve örgüte yarar sağlayacağını bilmesi gerektiğini de öne sürdüler. Fakat Manning, Casusluk yasasının başka hususlarını ihlal etmekten suçlu bulundu. Davanın hüküm kararı süreci 7 Ağustos Çarşamba günü başladı ve birkaç hafta sürmesi bekleniyor. Manning 136 yıl kadar hapis cezasına çarptırılabilir.

Silahlı hırsız 40 Milyon Euro değerinde mücevher çaldı Fransız polisinin açıklamasına göre, ülkenin ikinci en büyük mücevher soygunu 28 Temmuz günü Cannes’daki Carlton Oteli’nde gerçekleşti. Polis, silahlı bir kişinin otelde düzenlenen mücevher fuarına girerek 40 Milyon Euro değerinde mücevher ve pırlanta kakmalı saat çaldığını belirtti. Hırsızın maske ve eldiven taktığını, fuar çalışanlarını ve ziyaretçileri tehdit ederek mücevher ve saatleri elindeki bir evrak çantasına doldurduğunu anlatan polis, şahsın otele yalnız giriş yaptığını ancak kendisini dışarıda bekleyen bir suç ortağı olduğuna inandıklarını bildirdi. Polis yetkilisinin açıklaması şöyle: “Baskın güpegündüz ve yüzlerce turistin güneşin keyfini çıkardığı bir sırada gerçekleşti. Daha cüretkar olunamazdı. Hırsız kalabalıktan ve Pazar günü olmasının getirdiği rehavetten yararlandı.” Son iki ay içinde Cannes’daki otellerde meydana gelen bu üçüncü mücevher soygunu. Mayıs ayındaki Cannes Film Festivali sırasında, hırsızlar değeri £660,000 dan fazla olduğu sanılan ve İsviçreli mücevher ve saat yapımcısı

18 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Chopard’a ait mücevherleri çaldılar. Mücevherler, festivale katılan bazı ünlülere ve film yıldızlarına ödünç verilmek üzere Cannes’daki Suite Novotel’e getirilmiş ve bir odadaki kasaya konmuşlardı. Hırsızlar gece yarısı bütün kasayı, odanın kapısını zorlamadan ya da oda giriş kartı kullanmadan alıp gittiler. Bir hafta sonra, De Grisogono isimli İsviçreli mücevherciye ait 1,9 milyon Euro değerinde olduğu belirtilen bir gerdanlık Cap d’Antibes’deki beş

yıldızlı Hotel du Cap-Eden-Roc’daki bir partiden sonra ortadan kayboldu. Polis, 25 Temmuzda İsviçre’deki bir hapishaneye düzenlenen baskın ve Pembe Panter çetesi üyesi Milan Poparic’in hapisten kaçışı ile bu olayların arasında bir ilişki arayıp aramadıkları konusunda bir açıklama yapmıyor. Çetenin 1999 dan bu yana ABD, Avrupa ve başka yerlerde lüks saatler, değerli taşlar ve mücevher dükkanlarını soydukları sanılıyor.



s

HAYATA BAKIŞ

“Stres”

Son günlerde kendimizi daha sabırsız ve sinirli hissediyorsak, iyi uyku uyuyamıyorsak, stresin etkilerine maruz kalıyoruz demektir. Stresin sebebini anlamak için içimizdeki farkındalığı geliştirmeyi bilmeliyiz. Zihinde stresi yaratan sebepleri anlamaya odaklanmalıyız. Stres, gerçekte olan olaylarla değil, nasıl düşündüğümüzle ortaya çıkan bir durumdur. Stres bizim kişisel, sosyal, psikolojik ve duygusal reaksiyonlarımızdan meydana gelir. Şartlanmalara olan tepkidir. Strese neden olan durum değişmez, ancak bizim reaksiyon veriş şeklimiz değişir. Düşmanlık duyguları baskın kişiler, suçluluk payı çıkaranlar, aşırı duyarlı kişiler, egoist kişiler, çocuksu ve pasif kişiler, stresle başa çıkma konusunda başarısız olmaktadırlar. Yaşamdaki pek çok şey stresli olabilir. Yeni bir kente taşınmak, iş değiştirmek, evlenmek, boşanmak, çocuk sahibi olmak, yakınlarımızdan birinin ölümü, hayatımıza etki edebilecek sınav, mülakat vs. Bunların yanında yediğimiz yiyecekler ve başımızın üzerindeki tavan bile stres kaynağı olabilir. Aynı zamanda kronik bir hastalık da getirdiği diğer problemler ile birlikte stres doğurabilir. Strese girdiğinizde kaslarınız gerilir. Bu gerilim ağrı yaratabilir ya da mevcut ağrıyı artırabilir. Ancak, stresi yönetmeyi öğrenirseniz gerginliğinizi ve endişenizi daha aşağılara indirebilirsiniz. Vücudun strese karşı verdiği reaksiyonların bir bölümünü önceden kestirebilirsiniz. Stresli zamanlarda, vücut kana süratle bazı kimyasallar salar, bu durum bir dizi fiziksel değişikliğe yol açar. Bunların arasında örnek olarak, yüksek nabız, hızlı

20 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

nefes alıp verme, yüksek kan basıncı ve kaslardaki yüksek gerginliği gösterebiliriz. Bu gibi fiziksel değişiklikler vücuda güç ve enerji katarlar. Bu durum vücudu stresli olaylara karşı hazır tutar. Topluluk önünde konuşma, bir kazada yaralılara yardım, savaşmak, bir saldırıdan kaçmak gibi. Stres ile pozitif şekilde ilgilenilirse yani yönetilirse vücut kendini kolayca yeniler ve stresten kaynaklanan hasarları onarabilir. Özetle; stres bazlı gerilim artar ve bu gerilim bir çıkış yolu bulamazsa vücuda kalıcı hasarlar verir. Zihnin strese karşı reaksiyonlarını önceden görmek daha zordur, bu reaksiyonların arasında öfkeli hissetmek, korku, endişe, can sıkıntısı, hayal kırıklığı sayılabilir. Düşük seviyede bir stres insanların en iyi performanslarını gösterebilmelerine yardımcı olabilir ( bir sınav, atletik bir yarışma). Yüksek seviyede stres durumunda insanlar kaza yapma eğiliminde olurlar. Stres keman yayına benzetilebilir. Eğer keman teli çok gevşek ise ( yeterli stres yok ise) müzik üretemeyecektir. Keman teli çok gergin ise (aşırı stres var ise) kopacaktır. Bir miktar stres, yaşamı ve fonksiyonları sürdürmek için gereklidir. İnsanlar durumlara ve koşullara farklı tepkiler verirler. Kimileri birçok aktivite ile çok meşgul olmaktan hoşlanır, kimileri de daha yavaş bir tempoyu ve daha az aktivite tercih ederler. Ayrıca bir kişinin rahatlatıcı bulduğu bir şey, bir diğeri için stres kaynağı olabilir. Stres yönetiminin anahtarı, stresin size karşı oynaması yerine, sizin yanınızda sizin için çalışmasını sağlamaktır.

Sağlamanız dileğimle…

Oğuz GÜLAY

İnsanlar durumlara ve koşullara farklı tepkiler verirler. Kimileri birçok aktivite ile çok meşgul olmaktan hoşlanır, kimileri de daha yavaş bir tempoyu ve daha az aktivite tercih ederler. Ayrıca bir kişinin rahatlatıcı bulduğu bir şey, bir diğeri için stres kaynağı olabilir. Stres yönetiminin anahtarı, stresin size karşı oynaması yerine, sizin yanınızda sizin için çalışmasını sağlamaktır.



KAPAK KONUSU

Eğitim ve özel güvenlik sektörü… Nereye gidiyoruz Özetlemek gerekirse; Uzmanlık/Alan Eğitimleri özel güvenliğin meslek haline gelebilmesi için atılması gereken büyük bir adımdır. Bu uygulamaların planlanma süreci ne kadar sağlıklı geçilirse, sonrasında o ölçüde mükemmel sonuçlar ortaya çıkacaktır. Gerek kamu tarafında gerekse özel sektör tarafında samimi ve yapıcı her türlü gayret bu aşamada çok önemlidir. Cem ORÇUN / Akademi Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Genel Müdürü, TÜMGED Başkanı

22 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013


A

kademi Danışmanlık ve Eğitim Merkezi olarak, 2004 yılından buyana Özel Güvenlik sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Sektörün yaklaşık %25’ine hizmet vermenin sorumluluğunu hissediyor, uzun vadede kalıcı olabilmek için gereken her şeyi yapıyoruz. Öncelikle uzun yılların oluşturduğu eğitim birikimi ve Profesyonel Eğitim Yönetimi kadromuz ile sektörün geleceğine dönük çalışmalar yapıyoruz. Eğitimleri hazırlama aşamasında, esas olarak sektörümüzün insan kaynağı ihtiyaçlarını analiz ediyor ve Hizmet alan tarafın beklentilerini değerlendiriyoruz. Daha doğru ve daha iyi programlar oluşturabilmek için bu konulardaki düşüncelerimizi zaman zaman sektörün STK ları ve Güvenlik Hizmeti alan kurumlar ile paylaşıyor, önerileri/ihtiyaçları titizlikle değerlendiriyoruz. Uygulama aşamasında ise Eğitim Yönetiminin tüm gereklerini yerine getiriyor, uygulamanın her aşamasını denetliyor, eğitim sonrasında arzu edilen sonuçların alınabilmesini sağlıyoruz. Bu gün için karşımızdaki en önemli problem; özel güvenlik sektörü standartlarının maalesef halen oluşturulmamış olmasıdır. Standartlar konusundaki bu boşluk ortadan kaldırılmadan doğru çözümlere ulaşmak pek de kolay olmayacak gibi gözüküyor. Sistemi olgunlaşmış olan ülkeleri incelediğimizde bu standartların Özel Sektör tarafından ortaya koyulduğunu ve yaşatılması için özen gösterildiğini görmekteyiz. Umuyorum ülkemizde de başta STK lar olmak üzere ilgili tüm taraflar konuyu ciddiye alır ve bu konudaki ihtiyaçlara uygun düzenlemelerin yapılabilmesi için önayak/yardımcı olurlar. Sözünü ettiğim standartları oluşturmayı başarabilmiş olan Kurumlar bugün

yaptığımız çalışmaların ürünü olan sistematik bir yaklaşımdır.

Eğitime temel yaklaşım

Cem ORÇUN

bile zorunlu eğitimlerin ötesinde Özel Eğitimlere çok ciddi bütçeler ayırmaktadır. Haliyle buna bağlı olarak Hizmet kalitesinde ve Müşteri memnuniyetindeki artış, personel tatmini ve sirkülasyondaki azalma gözle görülür hale gelmiştir. Akademi Danışmanlık ve Eğitim Merkezi olarak bu gibi Özel Eğitimleri Kurumsal bilinci gelişmiş Kuruluşlar ile yurdumuzun hemen hemen her köşesinde yapmaktan ve ülkemizin bu konudaki nabzını tutabilmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bize ayrılan sayfaların izin verdiği ölçüde, bazı önemsediğimiz konulardaki deneyimlerimizi burada sizlere aktarmaya çalışacağız. Tüm yorumlarımız, bugüne kadar

Bilinen genel tanımına göre eğitim; amaçlanan bir formasyon için verilen öğretinin yapılan uygulamalarla davranış biçimi haline dönüşmesidir. Bir başka ifade ile uygun teorik bilgiler ile donatılan bir personelin davranışlarının, kendisinden beklendiği gibi şekillenmesi için uygulama yapılması kaçınılmazdır. Eğitim sonunda ise istenilen düzeye getirilen davranışların bozulmaması, yani aynı standartları muhafaza edebilmesi ve hatta varsa eksik yanlarının geliştirilmesi ise ancak belirlenecek sürelerde bu eğitimin tekrarlanması ile mümkün olabilir. Eğitim bilimi penceresinden bakıldığında; başlangıçta yapılan ilk eğitim sonrasında personel için eğitim güncelleme süresi bir

Özel güvenlik sektörünün eğitim yelpazesinde önemli eksiklikler bulunmaktadır. Mevcut olan temel eğitimlerin kapsamı ise eğitimlerin hedefi ile örtüşmemektedir. Yenileme eğitimlerinin kurgusu sektörün ve eğitim biliminin gerçekleri ile uyumlu değildir. Daha da önemlisi Uzmanlık (Alan) Eğitimleri, Yönetici Eğitimleri ve Görev Başı Eğitimleri mevcut değildir. Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 23


KAPAK KONUSU

(1) yılı geçmemelidir. Kısa süreli eğitimlerin gerektirdiği tekrar ihtiyacı ve günümüzün değişim hızı dikkate alındığında ise, bir yıldan daha uzun sürelerde yapılacak güncellemenin zafiyet yaratması kaçınılmazdır. En çok iki (2) gün süreli olmasını öngördüğümüz bu güncelleme eğitiminde varsa yeni yasal düzenlemelere ve aktarılması gereken yeni gelişmelere yer verilmelidir. Bu noktadan hareketle, özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaya devam eden personel, her yıl bu güncelleme eğitimini almalı ve sahip olduğu özel güvenlik görevlisi kimlik kartı sürekli geçerli olmalıdır. Halen uygulandığı gibi 5 yılda bir yenileme yapılması yerine, ancak 2-3 yıl çalışmaya ara verilmesi veya güncelleme eğitimi almaması halinde bu kartın yenilenmesi için yeniden temel eğitim şartı getirilmelidir. Bu özel güvenlik görevlisi, kemel bilgilerini aldıktan sonra görev yapacağı yerin özelliklerine göre ayrıca Uzmanlık (alan) Eğitimi’ne tabi tutulmalıdır. Bir özel güvenlik görevlisinin görev yapabileceği potansiyel alanlar ve alması gereken ileri eğitimlerden ileride söz edeceğiz. Özel güvenlik görevlisi bunlardan herhangi birinde göreve başlamadan önce ilgili Uzmanlık Eğitimi’ni almalı ve üstleneceği göreve hazır hale gelmelidir. Görev yaptığı yere göre Uzmanlık Eğitimi Sertifikası alan özel güvenlik görevlisi başka bir yerde görevlendirildiğinde, yeni görev yerinin özelliklerine göre yeniden Uzmanlık Eğitimi’ne tabi tutulmalı ve bu eğitimler sertifika ile belgelenmelidir.

Nasıl bir eğitim yelpazesi Bir özel güvenlik görevlisinin yetiştirebilmek, kendisinden beklenen görevleri eksiksiz yapabilecek standartlara ulaştırılabilmek için eğitim planlanırken, özel güvenlik

24 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

görevlisinin görev tanımından yola çıkılması gerekmektedir. Özel güvenlik hizmetlerinde değişik kademelerde görev yapan personel için bugün olduğu gibi tek tip eğitim uygulamasının teknik olarak uygun olmadığını değerlendiriyoruz. Yönetici sorumluluğunu taşıyan, uzun yıllar, güvenlik ile ilgili görevler yapan yüksek öğrenimli bir personel ile eleman düzeyinde görev yapan, beklide sektörle yeni tanışan, hatta ilk ya da orta öğrenimli bir personelin aynı güvenlik eğitimini alması, eğitim bilimi ile çelişmektedir. Görev tanımı incelendiğinde herhangi bir özel güvenlik çalışanının temel olarak bilmesi gerekenler belirlenecek ve özel güvenlik çalışanının söz konusu bilgiler ile donatılabilmesi için ihtiyaç duyulan dersler, süreleri ve bunların uygulama eğitimi ihtiyaçları ortaya çıkacaktır. Böyle bir sistematik yaklaşım yapıldığında, tüm çalışanlar için tek bir eğitimin uygun olamayacağı zaten kolaylıkla görülebilecektir. Haliyle güvenlik elemanı/görevlisi için, görev tanımına uygun olarak sınırlı ancak yeterli bilgilerin verildiği bir eğitim verilmeli, güvenlik yöneticileri için ise daha kapsamlı ve yönetici niteliklerini de geliştiren daha farklı ve uzun süreli bir eğitim verilmelidir.

Kariyer planı sunmak şart Sektörün bu gün karşı karşıya olduğu en ciddi sorun nitelikli çalışan bulabilmektir. Halen sektörde çalışabilmek için yeter şart olan ‘’temel eğitim’’ in yeterli olup olmadığı bile tartışılan bir konudur. Ne yazık ki yöneticiler içinde yeter şart sadece bu temel eğitimdir. Sektörün büyümesine paralel olarak ara kademe yönetici ihtiyacı da artmaktadır. Bu gün için silahlı kuvvetler ya da emniyet teşkilatından emekli olanlarla karşılanabilen yönetici ihtiyacı zaman içinde bu kaynaklarla karşılanamaz hale gelmiştir. Öte yandan hizmet alanların beklentilerini incelediğinizde bu kaynağından gelen yöneticilerin tüm ihtiyaçları karşılamaya yeterli olamadıklarını görüyorsunuz. Soruna kalıcı çözüm olabilmesi için; sektörde uzun yıllar çalışabilecek başarılı gençlere imkânlar yaratılmasında, yatırımın bu insan gücüne yapılmasında ve sektör altyapılı ara kademe yöneticiler yetiştirilmesinde fayda olduğu değerlendirilmektedir. Daha iyi maddi imkânlara kavuşacakları, kendilerini gösterebilecekleri ve mesleğin geleceğinde çok daha önemli rol alabilecekleri zemini bu genç nesile hazırlamak gereklidir. Özel güvenlik sektörünün bu gün için acil ihtiyaçlarından

Son söz olarak; eğitim konusunda ileriye dönük çalışmalar yapılırken, akademisyenlerin çalışmaların içerisinde aktif olarak yer almaları çok önemlidir. Ayrıca sektörün STK’larının ve eğitim kurumlarının görüşlerinin alınmasının uygulamaların başarısına ve süreçlerin hızlanmasına katkı sağlayacağı konusundaki inancımı bir kez daha ifade etmek istiyorum.



KAPAK KONUSU

biride; çalışanlarına böyle bir ufuk ve ona ulaşabileceği bir kariyer planı sunabilmektir. Katıldığım bir toplantıda söz alan Kocaeli Üniversitesi Özel Güvenlik MYO öğrencilerinin sektörde hak ettikleri yerin ve önemin kendilerine verilmediği konusundaki serzenişlerini üzülerek dinledim. Sorun bence tam bizim bahsettiğimiz noktada ve apaçık ortada duruyor. Bu gençler güvenlik konulu bir yüksek okul öğrenimini tamamlıyorlar ancak sektörün ihtiyaçlarına ve beklentilerine birebir uygun olmayan, bunun yanı sıra Uygulamalı eğitimler yapılmayan bir sistemde yetişiyorlar. Bunun yanı sıra öğrenciler gerçek olmayan beklentiler içine sokuluyorlar ve sanki mezun oldukları gün özel sektörde yerlerinin hazır olduğunu zannediyorlar. Bütün bunların dışında birde üniversite ile temas eden sektör ilgilileri aslında nasıl bir beklenti içerisinde olduklarını tam olarak aktaramadıkları için maalesef bu görüntünün ortaya çıkmasına bilmeden yardım ediyorlar. Öncelikle bu gençlerin; en alttan başlayarak önce sektörde kendilerini kabul ettirmeleri, sonra daha yüksek beklentiler içerisine girmeleri doğru olur kanaatindeyim. Bu aşamada tarafların her birine ayrı ayrı görevler düşüyor. Üniversitelerin; MYO programlarını yeniden gözden geçirmesinde ve YÖK ün temel değerleri ile çatışmamak kaydıyla Sektör odaklı düzenlemeler yapmasında büyük yararlar olduğunu değerlendiriyorum. Diğer taraftan Sektördeki STK’ların ve Şirketlerin; bu uyum için, tarafların çabalarını desteklemeleri ve özellikle uygulamalı eğitimler için kendilerine düşen düzenlemeleri yaparak Üniversitenin Sektör beklentilerine uygun mezunlar vermesini kolaylaştırmaları çok yararlı olacaktır.

26 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Akademi Danışmanlık ve Eğitim Merkezi bu konuda ne yapıyor? Başarılı ve istekli özel güvenlikçileri sektöre yönetici olarak yetiştirmek üzere yurt dışındaki örneklerinden yararlanarak birinci kariyer adımını oluşturacak Sertifika programı başlattık. Bu güne kadar 7 kez tekrarlanan program çok olumlu sonuçlar verdi… Bu program ve katılımcıların yorumları hakkında www.guvenlikyoneticisi.org sitesinden bilgi alınabilir. Zaman içerisinde bu kariyer planının ikinci adımını da uygulamaya koyacağız ancak bunun için zamanın erken olduğunu düşünüyoruz. Henüz oluşmaya başlayan bu birinci adım yerine oturmadan ikinci adımın başlatılmasının sağlıklı sonuç vermeyeceği kaygısını taşıyoruz. İkinci kademe Yönetici Eğitimi programının hedefi ise bu gün yetişen gençlerin daha üst görevlere hazırlanması olarak özetlenebilir. Hatta Şirket sahiplerine kadar uzayan geniş bir yelpazeye hitap edebilecek bir program olduğunu düşünüyoruz.

Mesleki eğitim programlarının temel yapısı Özel güvenlik sektörünün mesleki eğitim programları hazırlanırken

uygulanması gereken ortak yöntem ana hatlarıyla; v İş tanımları ve temel, fonksiyonel, yönetsel yetkinlikler bir komisyon tarafından sınıflandırılmalıdır. v Sınıflandırma sırasında işin veya yetkinliğin; güçlüğü, önemi ve frekansı değerlendirilmelidir. v Elde edilen sonuçlar arasından, kişilerin kendi kendine veya görev başı eğitim ile edinemeyeceği bilgi ve beceriler ile ‘’çok önemli’’ ve ‘’önemli’’ olan bilgi ve beceriler, ayrıca sık kullanılan bilgi ve beceriler Temel Eğitim Programı’na dahil edilmelidir. v Herkesin edinmesine gerek olmayan, ancak o işi yapmak için şart olan bilgi ve becerileri kazanmak, bir başka ifade ile ihtisaslaşmak için gerekenler Uzmanlık Alan) Eğitimi Programına dahil edilmelidir. v Görev yerinde kullanılacak özel cihaz yada sistemler varsa yada o görev yerinin kendine has özellikleri söz konusu olduğunda görev etkinliğini attırmak ve uyum sağlamak için gerekenler Görev Başı Eğitim Programına dahil edilmelidir. v Yönetimsel sorumluluklar üstleneceklerin bilgi, beceri ve yönetsel özelliklerinin geliştirilmesi


için gerekenler Yöneticilik Eğitimi Programına dahil edilmelidir v Eğitimler ile kazandırılan bilgi ve becerilerin zaman içerisinde belirli ölçüde kaybı kaçınılmaz olduğundan, her eğitimin özelliğine göre belirlenecek frekansta eğitimin kısa tekrarı yada yeni gelişmelerin aktarılması için gerekenler Güncelleme / Yenileme Eğitimi Programına dahil edilmelidir. Bütün bu değerlendirmelere göre genel hatları ile mesleki eğitimlerin ana başlıkları aşağıdaki şekilde ifade edilebilir. v Temel eğitim, v Uzmanlık (Alan) eğitimi, v Görev başı eğitimi, v Yöneticilik eğitimi, v Güncelleme/Yenileme eğitimi.

Yetkinliklerin eğitim planlamasındaki yeri Genel tanımı ile yetkinlikler; bir organizasyondan beklenen performansı yakalamak için gerekli olan yetenek, ayırt edici bilgi, beceri ve deneyim gibi başarı üzerinde etkileri olan unsurlardır. Yetkinlikler sınıflandırıldığında, personelin ve yöneticilerin sahip olması gereken yetkinlikleri, temel yetkinlikler, fonksiyonel yetkinlikler ve yönetsel yetkinlikler olmak üzere üçe ayırmak mümkündür. Özel güvenlik hizmetlerinde çalışanların sahip olması gereken temel yetkinlikler; v Özel güvenlik hukuku ve kişi hakları, v Güvenlik tedbirleri, v Silahsız savunma, v Olay yeri koruma, v Patlayıcı maddeleri tanıma ve önlem alma, v Uyuşturucu madde tespiti, v Temel ilkyardım, v Yangın güvenliği, tabii felaketlerde ve acil durumlarda müdahale, v Özel güvenlik etiği,

v İletişim ve müşteri odaklılık,

Özel güvenlik hizmetlerinde çalışanların özel bilgi ve beceri gerektiren işlerini yaparken sahip olması gereken başlıca fonksiyonel yetkinlikler: v VIP, yakın koruma ve kişi koruma, v Para ve kıymetli eşya taşıma, v K-9 köpek bakıcılığı ve idareciliği, v Güvenlik sistem ve cihazları (X-ray cihazı ve dedektör kullanımı), v Bilgi teknolojileri güvenliği, v Hırsızlığı ve sahtekarlığı önleme (kayıp önleme), v Hastane, banka, alışveriş merkezi, turistik tesis, vb. güvenliği, v Sivil havacılık güvenliği, v Seyahat dokümanları güvenlik kontrolü, v Kabin ve uçuş ekibi güvenlik, v ETD iz detektör operatörlüğü, v EDS patlayıcı tespit cihazları operatörlüğü, v X-Ray operatörlüğü, v Kontrol noktası güvenliği, v Kargo güvenliği, v Deniz limanları güvenliği, Özel güvenlik hizmetlerinde çalışan yöneticilerin sahip olması gereken başlıca yönetsel yetkinlikler: v Temel işletme bilgisi, v Organizasyon, yönetim ve liderlik, v Genel hukuk, v İş ve sosyal güvenlik hukuku, v İşçi sağlığı güvenliği, v Acil durum usulleri, v Personel güvenliği, v Fiziki güvenlik ve risk analizi, v Analitik düşünme, problem çözme, karar alabilme, v Stres yönetimi, v Temel pazarlama ve satış bilgileri, v Genel muhasebe bilgisi. Sonuç olarak; özel güvenlik sektörünün eğitim yelpazesinde önemli eksiklikler bulunmaktadır. Mevcut olan temel eğitimlerin kapsamı ise eğitimlerin hedefi

ile örtüşmemektedir. Yenileme eğitimlerinin kurgusu sektörün ve eğitim biliminin gerçekleri ile uyumlu değildir. Daha da önemlisi Uzmanlık (Alan) Eğitimleri, Yönetici Eğitimleri ve Görev Başı Eğitimleri mevcut değildir. Kanaatimizce mevcut eğitimlerin içerikleri bu yetkinliklere göre yeniden gözden geçirilmelidir. Fonksiyonel yetkinliklerin her biri için ayrı bir eğitim oluşturulmalı ve bu alanlarda sertifikası olmayanlar söz konusu görevi yapamamalıdır. Yönetsel yetkinliklere göre en az iki (2) kademeli Yönetici Eğitimi planlanmalı ve bu sertifikaya sahip olmayanlar yönetici görevi yapamamalıdır. Güncelleme eğitimleri ise uzun vadede yukarıda sayılan eğitimlerin her biri için ayrı ayrı planlanmalıdır.

Eğitimde eğiticilerin niteliklerinin önemi Eğitim süreçlerinin en önemli unsurlarından birisi de eğiticilerdir. Eğitici performansı, eğitim süreçlerinin sonucuna doğrudan ve bire bir oranında yansımaktadır. Hiçbir eğitim veya öğretim kurumunda; eğitici eğitimi, uzman eğitici eğitimi veya akademik formasyona sahip olmayan kişiye eğiticilik veya öğreticilik görevi verilemez. Yeterli mesleki bilgiye ve tecrübeye sahip olmak eğitici görevi alabilmek için yeterli değildir. Eğitici Eğitimi ile kastımız, bilgilerini sınıf ortamında en doğru şekilde kursiyerlere

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 27


KAPAK KONUSU

aktarabilmeye yardımcı olan, MEB lığının kadrolu öğretmenlerine dahi zorunlu tuttuğu özel eğitimdir. Bu eğitim kısa süreli meslek kursları için en az 5 gün (40 saat) olacak şekilde halen uygulanmaktadır. Bizde ise durum bilindiği gibi biraz farklıdır. 5188 Sayılı Yasa’nın uygulanmasına ilişkin yönetmelikte yer alan uzman öğreticinin nitelikleri; v Asgari 5 yıl meslek tecrübesine sahip mülki idare amiri, hakim, savcı, avukat ve 4 yıllık yüksek okul mezunu genel kolluk çalışanları ve emeklileri, v Elektrik veya elektronik mühendisi veya güvenlik sistemleri sertifikası sahibi olanlar, v Doktor veya ilkyardım eğitici sertifikasına sahip 4 yıllık yüksekokul mezunu sağlık personeli, v Asgari 5 yıllık itfaiyeci, v Rehberlik ve psikolojik danışmanlık, halkla ilişkiler veya iletişim alanında Yüksekokul mezunu olmak, v 4 yıllık yüksekokul mezunu ve genel kollukta asgari 5 yıl hizmet tecrübesi sahibi olmak, v 4 yıllık yüksekokul mezunu ve genel kolluk ile TSK muharip sınıflarında asgari 5 yıl hizmet tecrübesi veya Konuyla ilgili hizmet içi eğitim sertifikası sahibi olmak. Burada yer alan niteliklerin tümü mesleki bilgi ve tecrübe kriterle-

28 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

rini tarif etmektedir. Bu mesleki nitelikler doğru olmakla beraber eğitici görevi için yeterli olamaz. Eğitici olarak görevlendirileceklerin mesleki yeterliliklerine ek olarak eğitici eğitimi almaları gerekir. Eğiticinin eğitimi programı aşağıda yer alan temel nitelikleri geliştirecek özellikte olmalıdır. v Eğiticinin vazgeçilemez özellikleri aşağıda olduğu gibidir. • Zamanın doğru kullanımı, • Konunun ve anlatımın organize edilmesi, • Sunum, (üslup ve beden dili dahil iletişim ) becerileri, • Eğitim yardımcılarının ve Tahtanın doğru kullanımı, • Eğitim sırasında karşılaşılması muhtemel krizlerde hareket tarzlar, v İhtiyaçların ve önceliklerin belirlenmesi, v Hedefimiz olan, yetişkin öğrencinin öğrenme özellikleri, v Öğrenme-öğretme sürecinde karşılaşılabilecek güçlükler, v Öğretim stratejileri, v Eğitim etkinliğinin belirlenmesi, ölçme ve değerlendirmenin esasları, v Başarının değerlendirilmesi. Eğitim sisteminin sigortası olarak kabul edilen eğitmenler için, yönetmelikte yer alan niteliklere ek olarak; eğitici eğitimi almayanların özel güvenlik programlarında görev

alamayacağı düzenlemesi acilen yapılmalı ve bu ihtiyacı karşılayabilecek bir eğitim planlanmalıdır. M.E.B.lığı Talim Terbiye Kurulu’nun onayladığı bir eğitici eğitimi programının genel içeriği aşağıda sunulmuştur. Bu program kısa süre içerisinde düzenlenebilir, aynı anda ülke genelinde birçok ilimizde başlatılabilir ve sertifikasyon Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yapılabilir.

MEB onaylı Eğiticinin Eğitimi Programı Amaç: Eğitim görevi yapacakların eğitici niteliği kazanmasını sağlamak Eğitime katılacaklar: Eğitmen olarak kariyer yapmak isteyenler, Şirketlerin Eğitim sorumluluklarını alanlar, eğitim verme konusunda kendilerini geliştirmek isteyenler. Verilecek sertifika: Kurs sonunda yapılan sınavda başarılı olanlara Milli Eğitim Bakanlığı onaylı kurs bitirme belgesi verilir. Bu Belge Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermiş olduğu belgelerin Uluslararası geçerliliği ile aynı haklara sahiptir Kapsam v Konu ile ilgili temel kavramlar, v Rekabet avantajı oluşturmada eğitimin rolü, v Kurumların rekabet avantajı elde etmede geliştirecekleri çalışma alanları,

Eğitim süreçlerinin en önemli unsurlarından birisi de eğiticilerdir. Eğitici performansı, eğitim süreçlerinin sonucuna doğrudan ve bire bir oranında yansımaktadır. Hiçbir eğitim veya öğretim kurumunda; eğitici eğitimi, uzman eğitici eğitimi veya akademik formasyona sahip olmayan kişiye eğiticilik veya öğreticilik görevi verilemez.



KAPAK KONUSU

likleri ve görevleri, v Eğitim psikolojisi v Eğitimde ölçme ve değerlendirme, v Sunumun planlanması, v Yazılı ve uygulama sınavı.

Uzmanlık (Alan) Eğitimleri

v Öğrenme teorileri, öğrenme

süreci, v Etkin eğitim programları tasarımında göz önünde bulundurulması gereken hususlar, v Eğitimde etkinliği artırmada dikkat edilecek hususları, v Stratejik eğitim, öğrenme döngüsü, öğrenmenin yolları, v Öğrenme, beceri geliştirme, unutma ve transfer eğrileri, öğrenme kuramları, v Bilişsel kuramlara dayalı öğretim yöntemleri, v Nöro Legüistik Programlama (Neuro Linguistic Programming) v Eğitime ihtiyaç olup olmadığını belirleyen analizler, v Yetkinlik belirleme süreci, v Eğitim transferi ve değerlendirme, v Eğiticinin ve katılımcıların özel-

30 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

5188 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden buyana, düzenlenmesi beklenen Alan Eğitimleri yukarıda yer alan Fonksiyonel Yetkinlikler’in her biri için ayrı ayrı düzenlenmelidir. Son dönemde bu konuda çalıştaylar düzenmiş ancak uygulamaya dönük ilerleme kaydedilememiştir. Öncelikle, böyle bir çalışma yapılırken sektör taraflarının görüşlerinin alınmasını, çok olumlu ve yapıcı bir uygulama olarak değerlendiriyoruz. Bu yöntem ile sonradan karşılaşılması muhtemel birçok problemin daha planlama aşamasında halledileceğine inanıyoruz. Halen devam eden günlük operasyonların vazgeçilmez ihtiyaçları ve Uzmanlık (Alan) eğitimlerine başlandığında karşılaşılabilecek maliyetler konusunda Hizmet şirketlerinin haklı çekinceleri bulunmaktadır. Uygulamaya başlama tarihi ile kesin olarak sertifikasyonun aranacağı tarih arasında yeterli düzenlemeler yapılmak suretiyle bu haklı kaygıların giderilebileceği değerlendirilmektedir.

Uzmanlık/Alan Eğitimleri konusunda nasıl bir yol haritası olmalı v Öncelikle en kısa zamanda

uygulamasına başlanabilecek 1-2 Alan eğitimi seçilmeli ve uygulamada karşılaşılan sorunları görerek diğer Uzmanlık/Alan Eğitimleri planlanmalıdır. Bu konuda en uygun Alanlar Banka Güvenliği Eğitimi (Bu görevi yapan özel güvenlik görevlileri, halen bankalarda istihdam edildiğinden eğitim planlaması ve uygulamasında her hangi bir sorun

yaşanmayacaktır. Ayrıca eğitimin finansmanı Bankalar tarafından sağlanacağından uygulama kolaylaşacaktır) ve spor güvenliği eğitimi dir. (Bu görevi yapan özel güvenlik görevlileri büyük çoğunlukla tam zamanlı çalışmadıklarından, eğitime zaman ayırmak ya da devam eden operasyonların aksaması gibi bir tahdit olmayacaktır. Ayrıca 6222 sayılı Sporda Şiddetin önlenmesi Yasası’nın uygulamaları ile kısa sürede paralellik sağlanabileceğinden, geçiş süresi çok kısa olacaktır.) v Uzmanlık/Alan Eğitimlerini vermek üzere yetkilendirilecek eğitim kurumlarının seçimi çok önemlidir. Bunun için kriterler yeniden belirlenmeli, gerekirse bu kriterleri sağlayan eğitim kurumlarına yeniden ruhsat verilmelidir. Bu kriterleri belirlerken; kurumların eğitimci kimliğine sahip olması, kalite vasıflarının ön planda olması, uluslararası rekabeti yapabilecek standartlara kavuşması gözetilmelidir. v Uzmanlık/alan eğitimleri için yapılabilecek temel düzenlemelerin en önemlilerinden biri de eğitici nitelikleridir. Eğitici eğitiminden geçmemiş hiçbir eğiticiye yetki verilmemelidir. Burada bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum; konuyu/dersi verecek eğitmenin mesleki bilgisi için konulacak kriterler ile bilgilerini sınıf ortamında kursiyerlere aktarabilmek için sahip olunması gereken nitelikler birbirine karıştırılmamalıdır. v Her bir uzmanlık/alan eğitimi için en az 1 adet onaylı kitap hazırlanmalı ve tüm müfredatlar ile bu kitapların içeriği örtüşecek şekilde düzenleme yapılmalıdır. Bu kitaplar, EGM tarafından hazırlanmadığı takdirde yetkilendirilmiş bir STK ve/veya uzmanlar tarafından hazırlanmalı, eğitimlerin başlama tarihinden önce piyasaya çıkacak


şekilde tedbir alınmalıdır. v Uygulamaların başlaması aşamasında, geçiş dönemini kolaylaştırabilmek maksadıyla bazı tedbirler alınabilir. Özellikle banka çalışanlarını örnek verecek olursak, bu personelin benzer bir eğitimi almadan halen üstlendikleri görevi yapması mümkün değildir. Haliyle kurum içinde Uzmanlık/Alan Eğitimleri’nin belirli bölümünü hizmet içi eğitim olarak almış olmaları gereklidir. Bu gibi personele daha kısa süreli bir eğitim (1-2 gün) verilerek ‘’Banka Güvenliği sertifika sınavına’’ girmeleri sağlanabilir ve geçiş dönemi daha kısa sürede aşılabilir. Özetlemek gerekirse; Uzmanlık/ Alan Eğitimleri özel güvenliğin meslek haline gelebilmesi için atılması gereken büyük bir adımdır. Bu uygulamaların planlanma süreci ne kadar sağlıklı geçilirse, sonrasında o ölçüde mükemmel sonuçlar ortaya çıkacaktır. Gerek kamu tarafında gerekse özel sektör tarafında samimi ve yapıcı her türlü gayret bu aşamada çok önemlidir.

Hizmet içi atış eğitimleri Hizmet içi atışları, bazı illerde (Yasaya uygun olduğu iddia edilerek) Özel Güvenlik Şubeleri tarafından yaptırılmaktadır. Hizmet içi atışları ÖGG ne, eğitim ile kazandırılan bir becerinin seviyesini korumak/geliştirmek için yapılmaktadır ve bu işlem tartışmasız olarak eğitimdir. Ruhsat verilen eğitim kurumları ya da İçişleri Bakanlığı bağlısı Polis Eğitim Merkezleri varken yasanın ilgili maddesini hatalı şekilde yorumlayarak asli görevi eğitim vermek olmayan birimlerin/kişilerin bu hizmeti görmesi ve sanki eğitim kurumuymuş gibi davranması uygun değildir. Buradaki bir diğer sorun ise kamunun özel sektör ile rekabete girmesi, hatta elinde bulundurduğu

Uzmanlık/Alan Eğitimlerini vermek üzere yetkilendirilecek eğitim kurumlarının seçimi çok önemlidir. Bunun için kriterler yeniden belirlenmeli, gerekirse bu kriterleri sağlayan eğitim kurumlarına yeniden ruhsat verilmelidir. Bu kriterleri belirlerken; kurumların eğitimci kimliğine sahip olması, kalite vasıflarının ön planda olması, uluslararası rekabeti yapabilecek standartlara kavuşması gözetilmelidir. Denetleme yetkisini, bilmeyerek de olsa, kendisine avantaj sağlamak maksadıyla kullanmasıdır. Bazı illerde yapılan resmi yazışmalar ile ÖGG’lerin özel güvenlik şubesinin planladığı hizmet içi atış eğitimine katılımları zorunlu hale getirilmektedir. Böyle bir düzenlemede ne yazık ki Sektör uygulamalarının denetimini yapan ile eğitim verenler aynı kişiler olmaktadır. Yönetim ve eğitim prensiplerine uygun olmayan böyle uygulamalar kamuyu yıpratmakta ve özel sektör ün gelişmesine /kurumsallaşmasına engel olmaktadır. Yasa maddesi doğru yorumlanarak, hizmet içi atış eğitimleri, çok özel ve zorunlu haller hariç Özel Güvenlik Eğitim Kurumları tarafından yaptırılmalıdır. Kamunun mevcut poligonları ve kamu da görevli atış eğitmenlerinden öncelikli olarak, şartların elverdiği ölçüde yararlanılmalıdır.

Yenileme eğitimlerinin bu günü Bugün yürürlükte olan sisteme göre uygulanan yenileme eğitimlerinin nasıl olması gerektiğinden yukarıda söz edilmişti. Buna göre mevcut yenileme eğitimleri yerine daha kısa sürelerle yapılacak güncelleme eğitimleri yapılması daha

gerçekçi olacaktır. Halen uygulanan yenileme eğitimleri konusunda bu gün karşılaşılan en önemli sorunu ise; çalışmakta olan özel güvenlik görevlilerinin yenileme eğitimlerinin devamlarıdır… Bu durumdaki personeli istihdam eden Şirket ya da Kurumların birçoğu günlük operasyonlarının aksaması kaygısı ile personelini eğitime göndermek istememektedirler. Çalışanlarına ‘nasıl hallederlerse etmesini’’ söyleyerek kenara çekilmekte ve farkında olmadan kayıt dışı uygulamaları teşvik etmektedirler. Buna ilave olarak bir de sınav

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 31


KAPAK KONUSU

başarısının neticeye etki etmemesinin, yani sınavda kaç puan alırsa alsın göreve devam konusunda bir yaptırımın olmamasının da bu konuda önemli rol oynadığı değerlendirilmektedir. Bu aşamada, yenileme eğitimine katılan personelin, eğitim süresince ücretli olarak izinli sayılması konusunda bir düzenleme yapılması sorunu bir ölçüde hafifletecektir.

Eğitim ücretlerinin eğitimin kalitesine etkisi.. Özel güvenlik eğitimlerinin süreçlerinden daha önce söz etmiştik. Doğru ve iyi planlanmış bir eğitimin, nitelikli eğitimciler ile uygun eğitim yerlerinde gerçekleştirilebilmesi, bunun kurumsallığının ve kalıcılığının sağlanabilmesi ancak belirli bir maliyet karşılığında mümkün olabilmektedir. Özel güvenlik sisteminin ayrılmaz bir parçası olan eğitim kurumlarının ve işletmecilerinin, bu belirtilen maliyetin üzerinde, kendi beklentilerini karşılayabilecek makul bir kârlılıklarının olması çok doğaldır.

32 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Böyle bir kârlılık olmaz ise, işletmecinin iştigal konusu olan faaliyeti en kısa zamanda sonlandırması ya da kârlılığını sağlayacak yollara sapması kadar doğal bir sonuç olamaz. Bunlardan hangisini tercih ederse etsin işletmeci özel güvenlik sektörüne zarar verecektir. Arzu edilen sonuçları alabilmek ve eğitimlerden umulan hedefleri gerçekleştirebilmek için; v Eğitimler; muhakkak nitelikli eğitmenler ile uygulanmalı, v Yasal yükümlülükler göz ardı edilmemeli, v Süreklilik / kalıcılık için sabır göstermenin ortalama maliyeti unutulmamalıdır. Bütün bunlar bir arada değerlendirince; eğitim sorumluluğunu üstlenecek işletmecinin, ayakta kalabilmek kaygısıyla, ücret rekabeti yolunu tercih etmesi kaçınılmazdır. Haliyle bu eğitim işletmecisinin gereken çizgiden sapmasının ve sektöre zarar vermesinin önlenebilmesi için bir kısım düzenlemelerin yapılmasında yarar mütalaa edilmektedir. Yapılan genel bir çalışmaya göre, v İşyeri kira gideri ve işletme giderlerinin ortalama düzeyde olduğu v Kursiyer sayısının aylık ortalama 40-50 civarında olduğu v Yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirildiği (Vergiler, personel, özlük hakları gibi) kabul edilen bir işletmenin kursiyer başına maliyeti Temel Eğitim için 200 TL’nin üzerine çıkmaktadır. İşletmecinin bu faaliyete devam edebilmek için kendi kazanç beklentisini %15-20 olarak kabul edersek, temel eğitim ücretinin 250 TL den düşük olmaması gerekmektedir. Benzer şekilde silah ve atış eğitimlerini değerlendirdiğimizde; Bir işletmenin kursiyer başına maliyeti, her türlü poligon, mermi, ambulans giderleri de dahil 100120 TL’nin üzerine çıkmaktadır.

Aynı gerekçe ile silah ve atış eğitim ücretlerinin 200 TL’den düşük olmaması gerekmektedir. Bu sözü edilen düzenleme nin başarılı bir örneği Sağlık Bakanlığı’nın ilkyardım eğitimleri için yapılmıştır. Bu uygulama eğitimlerim kalitesini sağlamak adına çok yararlı sonuçlar vermektedir. Sene başında belirlenen Taban Eğitim Ücreti il bazında her yıl İl Sağlık Müdürlükleri tarafından yeniden değerlendirilmekte ve gerekiyor ise günün şartlarına göre makul bir artış yapılmaktadır. Sistemin umulan disiplin içerisinde yürümesini sağlamak maksadıyla, bu düzenlemenin aksine hareket edenler için ciddi yaptırımlar konulmuş olup uygulamalar, fatura kontrolü yoluyla denetlemelerde izlenmektedir. Özel Güvenlik Sektörünün ayrılmaz bir parçası olan Özel Güvenlik Eğitim Merkezlerinin ücret rekabeti yolunu tercih etmemesi için eğitim ücretlerinin en azından alt sınırının 2014 yılı için aşağıdaki şekilde belirlenmesinde ve her yıl, il bazında enflasyona endeksli olarak yeniden belirlenerek yayınlanmasında fayda mütalaa edilmektedir. Temel eğitim (100 saat) 250 TL + KDV Temel eğitim (Silahlı) (120 saat) 450 TL + KDV Yenileme eğitimi ( 50 saat) 150 TL + KDV Yenileme eğitimi (Silahlı) (60 saat) 250 TL + KDV Son söz olarak; eğitim konusunda ileriye dönük çalışmalar yapılırken, akademisyenlerin çalışmaların içerisinde aktif olarak yer almaları çok önemlidir. Ayrıca sektörün STK’larının ve eğitim kurumlarının görüşlerinin alınmasının uygulamaların başarısına ve süreçlerin hızlanmasına katkı sağlayacağı konusundaki inancımı bir kez daha ifade etmek istiyorum



KAPAK KONUSU

Özel güvenlik eğitimi Mesleki eğitim; toplumsal hayatın her alanında ihtiyaç duyulan mesleklerde kalifiye teknik elemanlar yetiştirilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin verildiği eğitimdir. Yusuf Vehbi DALDA / Güvenlik ve Eğitim Uzmanı, ÖGF Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Özel Güvenlik ve Eğitim A,Ş Genel Koordinatör - Yönetici

B

ir sektördeki her olumsuz olaydan sonra en çok eleştirilen “eğitim” konusudur. Özel güvenlik eğitimiyle ilgili bilgi vermeden önce konunun tam olarak anlaşılması açısından bazı kavramlara yer verilmesi yararlı olacaktır.

Eğitim nedir?(1) Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve

34 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür. Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizgesizdir. Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istekli değişme meydana getirme sürecidir. Günümüzde daha çok tercih edilen tanım: “bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak

istenilen yönde (eğitimin amaçlarına uygun) değişme meydana getirme sürecidir.” Bu tanıma göre; Eğitim bir süreçtir… Eğitim sürecinde, bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Davranışlarındaki değişme kasıtlı olarak gerçekleştirilmektedir. Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır. Eğitim insanların davranışlarında, yaşam tarzlarında, konfor


mukabili koruyan, kendi adına kâr amacıyla çalışan kişiler ve şirketler bütünüdür.

Özel güvenlik eğitiminde mevcut durum 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasanın 5/3 ve 14. maddelerine göre özel güvenlik yönetici ve görevlilerinin bu alanda çalışmaları için temel eğitim almaları hükmünü getirmektedir. Yusuf Vehbi DALDA

alanlarında, inançlarında toplum tarafından algılanma şekillerinde farklılık göstermedikçe amacına ulaşmaz. Eğitim için çaba sarf etmeli ve vakit ayırmalıyız. Bizim için doğal gelen şeyler okudukça, araştırdıkça, paylaştıkça farklı anlamalar ifade edecek.

1. Temel eğitim Yasaya göre özel güvenlik sektöründe çalışmak için; v Silahlı göre yapacak yönetici ve özel güvenlik görevlilerinin 120, v Silahsız görev yapacakların ise 100 saat özel güvenlik temel eğitimi almaları gerekiyor. (5)

2. Yenileme eğitimi v Temel eğitimi alarak göreve

Meslek nedir? (2) v Bir kimsenin geçimini sağla-

mak için yaptığı sürekli iş. v Bir kimsenin geçimini sağlamak için sürekli yaptığı; bilgi, eğitim veya yaratıcı güç gerektiren etkinlik.

başlayan Özel Güvenlik Yönetici ve Görevlilerinin 5 yılda bir; v Silahlı görev yapacakların 60, Silahsız Görev yapacakların 50 saat yenileme eğitimi almaları öngörülmektedir.

3. Eğitim kurumları Mesleki eğitim nedir? (3) Mesleki eğitim; toplumsal hayatın her alanında ihtiyaç duyulan mesleklerde kalifiye teknik elemanlar yetiştirilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin verildiği eğitimdir. Mesleki eğitimin amacı, toplumun hedefleri ve iş çevrelerinin talepleri doğrultusunda bireylere belirli bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve uygulama yeterliliklerinin kazandırılmasıdır. Güvenlik: Kişilerin, mallarının, ırz ve namuslarının her türlü saldırı, tehdit ve muhtemel kazalara karşı korunmasıdır. Özel güvenlik: Belli bir kişi veya kuruluşun özel mülkiyetini, şahıslarını tehlikeye karşı ücret

Anılan yasaya göre bu eğitimlerin özel güvenlik eğitim kurumları tarafından verilmesi öngörülmektedir. Bu bağlamda ülkenin hemen hemen her il ve bazı ilçelerinde özel güvenlik eğitim kurumları kurularak faaliyet göstermektedir. (6)

Eğitim kurumlarında aranacak fiziki ve diğer şartlar ile eğitim müfredatı, ders kitapları, eğitmenlerde aranan koşullar, sınavların hazırlanış ve sonuçlarının açıklanması Yönetmeliğin 34 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.

4. Üniversitelerin özel güvenlik ve koruma MYO’ları Ülkemizde üniversite koşullarında da eğitim sunan özel güvenlik okulları açılmıştır. İlk olarak İstanbul Üniversitesi’nde “Savunma ve Güvenlik Bölümü” açılarak 20022003 eğitim öğretim döneminde eğitime başlamış, 2009 yılında ismi değiştirilerek “Özel Güvenlik ve Koruma” adıyla, özel güvenlik personelini yüksek öğretim düzeyinde yetiştiren ilk eğitim programı olmuştur. İkinci olarak da Kocaeli Üniversitesi bünyesinde bölüm açılmıştır. (7) Halen 21 Üniversitede (8) “ Özel Güvenlik ve Koruma“ ve benzeri isimler adı altında kurulmuş ve 2 yıllık eğitim veren okullar mevcuttur. Buralarda silahlı eğitim verilmemektedir.

Alan/uzmanlık eğitimleri Uygulama yönetmeliğinin 33/4 maddesinde “alan eğitimleri” verilebilmesi yönünde bir düzenleme bulunmasına rağmen halen bu konuda bugüne kadar resmi bir uygulama olmamaktadır. Hâlihazırda sadece 5188 sayılı kanunun uygulama yönetmeliği 33/3 maddesinde öngörülen

Şifahi olarak edinilen bilgilerden Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı ile Polis Akademisi işbirliğiyle bir çalışma sürdürülmektedir. Buraya özel güvenlik sektör temsilcilerinin de dâhil edilmesi gerekli ve önemlidir. Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 35


KAPAK KONUSU

Ancak, maalesef bugüne kadar bu Kurum ve Kuruluşlar arasında bu konuda tam anlamda sağlıklı bir ilişki ve işbirliği ortamı henüz mevcut değildir.

Eğitim materyali (Kitap ve ders notları)

Sivil Havacılık ve Deniz Limanları Konusunda bir alan/uzmanlık eğitimi mevcuttur. Sivil Havacılık Eğitimi: Polis/ Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, tarafından verilmektedir. Deniz Limanları Eğitimi: Polis tarafından verilmektedir.

Öngörülen aşağıdaki alan eğitimleri v Deniz limanları güvenliği: Denizcilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı/EGM-Koruma Daire Başkanlığı (Deniz Şube Müdürlüğü), Özel Güvenlik Hizmetleri Daire Başkanlığı, v Sivil havacılık güvenliği: Ulaştırma Bakanlığı/Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı/EGM, Koruma Daire Başkanlığı (Hava Limanı Şube Müdürlüğü), Özel Güvenlik Daire Başkanlığı, v Spor müsabakaları güvenliği: Gençlik ve Spor Bakanlığı, ilgili Spor Federasyonları, EGM/ Güvenlik Daire Başkanlığı, Özel Güvenlik Daire Başkanlığı, v Turizm-müze güvenliği: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Otelciler ve Turizm Acenteleri, Özel Güvenlik Daire Başkanlığı İle sıkı bir ilişki ve işbirliğini gerekli kılmaktadır.

36 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Temel özel güvenlik eğitiminde kullanılacak ders notu-kitabı için Emniyet Genel Müdürlüğünden tavsiye kararı şeklinde onay alınması gerekmektedir. (Y.md.42). Halen, her bir dersi kapsayan 51 kitap için onay verilmiştir. Bunlar EGM http://www.ozelguvenlik. pol.tr/Egitim/kitaplar.aspx web sayfasında yayınlanmaktadır. 2005 yılından itibaren “ EGM’den tavsiye kararı alınan ders notu/ kitaplar, müstakil ve toplu halde bastırılmıştır. Şu an piyasada “tavsiye edilen ders kitaplarının” yeni baskıları yapılmamaktadır. İlk yıllardan başlamak üzere, biraz ironi olacak ama özel güvenlik eğitim kitaplarının çok sayıda “korsan “ baskıları yapılmış ve bu uygulama halen devam etmektedir. Bu, toplumda diğer alanlarda görülen ihlalin bu alana da yansıması ve ancak katılımcı bir STK’ nın özel güvenlik kitapları basımında ciddi bir önderlik etmemesinden de kaynaklanmaktadır.

Eğitmen Özel güvenlik eğitimlerini verecek eğitmenlerin nitelikleri Yönetmelik ek:11 de belirlenmiştir. Eğitmenler için bir “eğitici eğitimi programı” mevcut değildir.

Sınavlar Özel güvenlik temel/yenileme eğitimlerini tamamlayan kursiyerler Merkez Sınav Komisyonunca hazırlanan 4 seçenekli sınava girerler. Temel eğitimde başarılı olmak için asgari 70 puan almak gerekir. Yenileme eğitimi de aynı şekilde gerçekleştirilir, ancak

burada bir puan barajı yoktur. Kursiyerlerin her iki sınava 4 er defa girme hakkı vardır.

AB ülkeleriyle karşılaştırma Ülkedeki durumun tam ve net olarak belirlenmesi için üyelik için başvuruda bulunan Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırılmasının yararlı olacağı değerlendirilmektedir. Avrupa Birliğine üye 27 ülke ile üye olmayan 6 ülkedeki eğitim süre ve ders süreleriyle ilgili yapılan incelemede; (9) v Temel Özel Eğitim Süresinin: 7,5 ile 360 saat arasında değiştiği görülmektedir. v İşbaşı, yenileme ve alan eğitimleri öngörüldüğü görülmektedir. (10)

Öneriler Eğitimin kalitesinin artırılması/ iyileştirilmesi için gündeme getirilen şikâyetler; süre, eğitim müfredatı, eğiticilerin niteliği, ders kitapları, kursiyerlerin dersleri takip etmemeleri ve sınav soruları ile alan eğitimlerinin henüz uygulanmaya konulmaması üzerinde yoğunlaşmaktadır. (11) Bunların giderilebilmesi için:

1. Temel eğitim AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında genelde ülkemizde uygulanan eğitim programı süresinin belli bir standartta, makul ve yeterli olduğu değerlendirilmektedir. Müfredatta kısmı düzenlemeler yapılabilir, bazı dersler örneğin Uyuşturucu Madde kaldırılabilir ve derslerin süreleri yeniden ayarlanabilir. Özel güvenlik yönetici ve özel güvenlik görevlisi eğitim müfredatı ve doğal olarak eğitimleri ayrı ayrı yapılmalıdır. Özel güvenlik birim yönetici/ amirleri için de eğitim zorunluluğu olmalıdır. (Bu alanda tahsil ve diğer yöneticiler için aranan



KAPAK KONUSU

şartlar da konulmalıdır. Burada bir boşluk ve dolayısıyla haksız rekabet/adaletsizlik vardır). Temel eğitim müfredatında zaten iyi bir uygulaması olmayan bazı dersler çıkartılarak, yeterli olmayan ders süreleri uzatılabilir. Çıkartılan dersler örneğin kişi koruma/VIP alan eğitimi içinde değerlendirilebilir. Bu bağlamda, özel güvenlik eğitim müfredatında bulunan bazı dersler örneğin ilk yardım ders süresi artırılarak (16 saat-İlk Yardım Yönetmeliğiyle paralel hale getirilebilir ve bu alanda ek veya ikinci bir eğitim alınması önlenebilir)

2. Yenileme eğitimi Yenileme eğitimi uygulama dönemi (5 yılda bir) yeterlidir. 60-50 saat olan süre biraz kısaltılabilir. v Silahsız eğitim: 25-30, v Silah: 5 saat. Aynı derslerin tekrarından kaçınılıp, süreç içindeki mevzuatta ve uygulamadaki değişiklik ve uygulama örneklerine öncelik verilebilir. Bunun için müfredat gözden geçirebilir. Özel güvenlik yöneticileri için bu “seminer“ şeklinde gerçekleştirilip, sınavsız hale getirilebilir. Şifahi olarak edinilen bilgilerden Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı ile Polis Akademisi işbirliğiyle bir çalışma sürdürülmektedir. Buraya özel güvenlik sektör temsilcilerinin de dâhil edilmesi gerekli ve önemlidir. Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığı’nca AB’ne uyum çalışmaları çerçevesinde Türkiye’de meslek eğitimini geliştirme amacıyla METEK isimli bir proje yürütülmektedir. Bu projede Üniversiteden Malatya MYO adına özel güvenlik ve koruma programından bir öğretim görevlisi katkı vermektedir. Buna, Emniyet Genel Müdürlüğü ve özel güvenlik

38 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Uygulama yönetmeliğinin 33/4 maddesinde “alan eğitimleri” verilebilmesi yönünde bir düzenleme bulunmasına rağmen halen bu konuda bugüne kadar resmi bir uygulama olmamaktadır. Hâlihazırda sadece 5188 sayılı kanunun uygulama yönetmeliği 33/3 maddesinde öngörülen Sivil Havacılık ve Deniz Limanları Konusunda bir alan/uzmanlık eğitimi mevcuttur. sektör temsilcilerinin de aktif olarak katkıda bulunması önem arz etmektedir. (12) Özel güvenlik eğitimleri, özellikle alan eğitimlerinin amaca uygun olması için hizmet alanların da kendi sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla öneri ve talepte bulunmaları önemlidir. Sadece eleştirmek yetmez, tabir yerinde ise elin taşın altına konulması de gerekiri.

Analiz eleştiri ve değerlendirmeler Eğitim kurumları Bu alanda yeniden bir değerlendirme yapılması gerekir. Ülkedeki “Eğitim Kurumu sayısı” oldukça fazladır. Bir sistem getirilerek il/ilçedeki özel güvenlik sayısı/ potansiyel ve eğitmen temin imkânına göre bir değerlendirme yapılıp yeni kriterler konarak makul bir süre zarfında sayının azaltılmasına çalışılır. Mevcutları mağdur etmemek için bir geçiş süresi öngörülebilir. Bunun için Milletvekili seçim için illere uygulanan il nüfusu kriteri ve benzerinden esinlenerek illerin “eğitim kurum” sayıları belirlenip kota uygulanabilir.

Meslek Yüksek Okulları MYO’ları eğitim müfredatları

gözden geçirilebilir. Bunların yeknesak hale getirilmesine ve kendi ararlındaki koordine için bir “Koordine Sistemi ” oluşturulabilir. (13) Bunların sayısı da bulundukları il ve ilçelere göre gözden geçirilerek o yerdeki özel güvenlik iş hacmi potansiyeli ve öğretim görevlisi niteliği/sayısına göre bazı koşullar getirilebilir.

Alan / uzmanlık eğitimleri Alan/uzmanlık eğitimleri için kanun değişikliği taslağında bir hüküm getirilmesi söz konusudur yapılmalıdır. AB örneği dikkate alınarak benzer alanlarda uygulama konulabilir. Geçiş süresinde gönüllülük, belli süre sonunda zorunluluk getirilebilir. Hangi alanlara ihtiyaç duyulduğunu tespit için bazı alanlarda mevcut ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla istişare edilmelidir. Örneğin bankalar böyle bir eğitime istekli ve bu konuda ciddi hazırlıkları vardır. Buradan işe başlanabilir. Bu, diğer alanların da ilgisini çekebilir. Alan eğitimleriyle ilgili olarak bazı uluslararası kuruluş örneğin ICAO ve IMO’nun önerileri ve AB ülkeleri örnek modülleri vardır, bunlardan yararlanılabilir. İlgili kurum/kuruluşlar arasında ilişki ve işbirliği ortamı oluşturulmaya çalışılmalıdır. Bu, Fuar&seminer


cek miktarda olmalıdır. Eğitimden alınan KDV oranı %18’den gelen olarak uygulanan yüzde %8 e indirilmelidir. Diğer taraftan bu konuda özel güvenlik görevlilerine bazı imkânlar sağlanması öngörülmelidir. Temel eğitim bedelini özel güvenlik görevlisi karşılamalıdır. Ancak kimlik için alınan ücret mevcudun 4/3 kadar düşürülmeli 100 TL civarında tutulmalıdır.

Yenileme ve alan / uzmanlık eğitimlerinden

Eğitim materyalleri hızla gözden geçirilmelidir. Düzenlenen programa göre yeni ders notları yazılmalı veya mevcutlar adapte edilmelidir. Tavsiye kararı uygulanmasına bir süre daha devam edilmesi ve bunun da süreyle, örneğin Milli Eğitim Bakanlığında olduğu gibi 5 yılla sınırlanmalıdır. Ders kitabı yazımında resmi-özel sektör işbirliği yapılmalı, özel sektördeki personelin de yazması teşvik edilmelidir. Yönetici ve özel güvenlik eğitimlerinin ayrılmasıyla özel güvenlik ders notları daha sade ve özlü olmalıdır. Ders kitap ve soru kitapçıklarının mevcut STK’larınca müşterek olarak bastırılması, kalite ve makul fiyata satılması ve kitapların “korsan” yapılmasını da önleyebileceği gibi, STK’lara cüzi de olsa bir gelir sağlayabilir.

Eğitim bedelinin yarısını güvenlik şirketi/yarısını hizmet alanın karşılayacağı şekilde bir düzenleme yapılabilir. Bu, mevcut uygulamada ortalama bedelin 250 TL olduğu dikkate alındığında, geçerlilik 5 yıl olduğu için, yıla ve aya bölündüğünde, (5X12= 60 ay, 250 TL ( yarısı 125 TL) 125,60= Ayda 2,08 TL eder. Bir şekilde karşılanabilir. Yapılan düzenleme ve sözleşmelerde özel güvenlik görevlisinin bunun karşılığında bu kadar süre veya en azından makul bir süre aynı yerde çalışması yönünde şart konulabilir veya ayrılırsa eğitim bedelinin ödenmesi istenebilir. Böyle bir düzenlemenin özel güvenlik görevlileri üzerinde maddi ve belki bundan daha fazla manevi/moral etkisi olur. Halen ülkemizde, bu tür bir sistem kamuda ve bazı özel güvenlik şirket/birimlerince uygulanmaktadır. Düzenlemeyle bu sisteme adalet de getirilmiş olunur.

Eğitim bedeli

Yabancılar için eğitim imkanı

Eğitim bedeliyle ilgili olarak benzer bazı alanlar örneğin ilk yardım, iş sağlığı ve güvenliği ve Milli Eğitim’ce düzenlene diğer bazı kurslar örneğin sürücü kurslarında olduğu gibi bir “taban fiyat” uygulaması için yönetmeliğe hüküm konmalı ve bu miktar istenen kalitede bir eğitim verile-

Mevcut durumda henüz bu konuda bir düzenleme yoktur. Bu nedenle uygulamada bazı tereddüt ve sıkıntılarla karşılanmaktadır. Ülkemizde özel güvenlik sektörünün gelişmesi ve ülkemizin çevre ülkeleriyle olan ilişkileri itibariyle değişik ülkelerden eğitim talepleri alınmakta ve uygulanmaktadır.

döneminde TEMALI seminer/ panel ve diğer şekillerde gerçekleşebilir.

Eğitim materyali

Bunların sorunsuz yerine getirilebilmesi için resmi makamlara bilgi verilmek üzere bunların gerçekleştirilmesi yönünde bir düzenleme yapılması ziyadesiyle yararlı olacaktır. Bu yapıldığında kursiyere verilen sertifikanın değeri de artacağından ülkemize azımsanmayacak ölçüde kursiyer geleceği ve yine azımsanmayacak oranda döviz girdisi sağlanması da mümkün olacaktır.

Eğitmenler Eğitmenlerle ilgili düzenleme gözden geçirilmelidir. Özel güvenlik sektöründeki yöneticilerin de eğitmen olmaları sağlanmalıdır. Bir “Eğiticilerin Eğitimi” programı mutlaka gerçekleştirilmelidir . Bu konuda sektör STK’ları ile Polis Akademisi/Okulları veya herhangi bir üniversite ile işbirliği yapılmalı ve olabilecek en makul süreli (Bir haftalık-15 günlük kurslar da mevcut) bu gerçekleşmelidir. Makul bir süre örneğin 1-2 yıl tanınarak eğitici olacakların bu eğitimi almaları sağlanmalıdır. Böyle bir işbirliği sektöre ziyadesiyle katkı yapacağı gibi STK’lar cüzi bir gelir de getirebilir.

Kurslara devam Hizmet kalitesinde eğitimin süre ve eğitim programları kadar, bundan daha da çok kursiyerlerin derslere kanunda öngörülen süre dışında veya hiç devam etmemesi önemli bir etken olmaktadır. Bunda, Türk insanının öncelikle öğrenmekten çok işe girmek için bir belge/sertifika almayı hedef edinme kolaylığına girmesi, çeşitli ekonomik/haksız rekabet nedenleriyle eğitim kurumlarının buna mani olamaması ve maalesef işveren, şirket veya güvenlik biriminin, elde yedek eleman olmaması nedeniyle rutin işin aksamaması için bizzat eleman-

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 39


KAPAK KONUSU

larını kursu takibe zorlamamaları ve benzeri etkenler rol oynamaktadır. Bu durum denetimlerle önlenmeye çalışılsa da yeterli olamamaktadır. Yenileme eğitimini teknoloji kullanılarak-uzaktan eğitim sisteminin getirilerek Internet üzerinde yapılmasıyla daha kalıcı bir çözüm bulunacağı değerlendirilmektedir.

Sınavlarda başarı oranı Kanunun yürürlüğe girdiği ilk yılda %74’lerde olan başarı oranı istikrarlı bir düşüşle %50’lere gerilemiştir. Benzerleriyle kıyaslandığında yine iyi bir durumda olacağı söylenmekle bunun sebeplerinin araştırılıp, gerekli tedbirlerin alınması sektör açısından yararlı olacaktır.

Polislere özel güvenlik eğitimi verilmesi Yaşamın ve yasanın gereği gelen kolluk (Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik) ve Özel Güvenlik arasında çeşitli ortamlarda işbirliği yapılması gerekli ve zorunludur. Bunun bir hakkın yapılması için her bir kurumun birbirini iyi tanıması/anlaması ve sağlıklı ilişki kurulması açısından önem arz etmektedir. Özel güvenlik eğitiminde genel kolluğun rolü ve görevleri hakkında gerekli bilgiler verilmektedir. Ancak tersi, yani genel kolluğa özel güvenlik felsefesi ve uygulama örnekleriyle ilgili bilgilendirme yapılmamaktadır. (Sadece POMEM’lerde bir haftalık bir özel güvenlik programı bulunmaktadır) Polisin özel güvenliği denetleme görevi de olduğundan böyle bir eğitim bunun da daha sağlıklı yapılmasına imkân verecektir. Bu büyük bir eksikliktir. Giderilmesi amacıyla başta Polis Akademisi ve Polis Okullarında da müfredata bir “özel güvenlik” dersi eklenerek kursiyerlerin bilgilendirilmesi gerekmektedir.

40 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Toplumun çok geniş kesimlerini ilgilendiren ve ülke düzeyinde oldukça yaygın bir alanda hizmet veren özel güvenlik hizmet kalitesinin artırılması, özel güvenlik mesleğinin itibarının yükseltilmesi için özel güvenlik eğitimiyle ilgili tespit ve önerilerin resmi-özel tüm taraflarla ele alınarak ortak çalışmalarla hızla çözüm önerileri oluşturulması gerektiği kaçınılmazdır. İyi uygulama örnekleri Eksik ve aksaklıkları idile getirmekle birlikte, hak yememek için bazı “iyi örnek uygulamalarından da söz etmek gerekecektir: Yasalar hâlihazırda bir alan eğitimini zorunlu kılmamakla birlikte bazı büyük ve kurumsal şirketler/ firmalar temel/yenileme eğitimlerine ilaveten, uzman özel güvenlik danışmanlık/güvenlik şirketleriyle yapılan yıllık sözleşmelerle özel güvenlik görevlilerine; v Yaşanan olaylardan hareketle özel güvenlik hukuk bilgilerini güncelleme ve etkili iletişim, v Gözlem ve tanımlama v Yakın savunma taktikleri, v X Ray uygulama ve patlayıcı/ tehlikeli maddeyi tespit, v Drill ve simulasyon eğitimleriyle teorik bilginin uygulanmasının/ tatbikatının yapılması, v Özellikle kişi koruma/VIP koruma görevlerinde çalışanlara hareketli, seri ileri atışlar ve benzeri diğer ileri/alan eğitimler verdirmekte ayrıca ayda bir iki defa gece/gündüz, haberli-habersiz hizmet denetimleriyle hizmet kalitesini artırıcı faaliyetler yürütmektedirler. Toplumun çok geniş kesimlerini ilgilendiren ve ülke düzeyinde oldukça yaygın bir alanda hizmet

veren özel güvenlik hizmet kalitesinin artırılması, özel güvenlik mesleğinin itibarının yükseltilmesi için özel güvenlik eğitimiyle ilgili tespit ve önerilerin resmi-özel tüm taraflarla ele alınarak ortak çalışmalarla hızla çözüm önerileri oluşturulması gerektiği kaçınılmazdır. Bunun en kısa zamanda yapılmasının her kesim için yararlı olacağı kaçınılmazdır. Kaynaklar (1) http://www.egitimfm.com (2) http://www.nedirnedemek.com/ mesleki (3) http://www.cozumerman.net (4) Genel Kolluk-Özel Güvenlik İlişki ve İşbirliği, 2009 Yusuf Vehbi Dalda (5) Uygulama Yönetmeliği Beşinci Bölüm: Madde: 31-42 (6) http://www.ozelguvenlik.pol.tr/ Sayfalar/istatistikbilgiler.aspx 746 (28.06.2013 tarihi itibariyle) (7) TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi Sektör Raporu Sh.12 http://www.tobb.org.tr/Documents/ yayinlar/2013/TR-Ozel-Guvenlik-Hizmetl eriMeclisiSektorRaporu2012.pd (8) Kaynak:www.osym.gov.tr:2013 yılı OSYM Kılavuzu Tablo 1 (9) Tablo 2 (10) Tablo 3 ve 4 (11) TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi Sektör Raporu Sh.20-21 (12) Güvenlik Yönetimi Dergisi, Sayı 3 (13) III.Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu Sonuç Bildirisi, Gaziantep 1-3 Mart 2013 Kaynak www.ozelguvenlikdunyasi. com (14) TÜMGED-Eğitimin İyileştirilmesi Raporu, 2009



KAPAK KONUSU

Alarm haberalma merkezlerinin operatör eğitimleri CoESS bünyesinde kurulan AHM Çalışma Komitesi tarafından şimdiye kadar EN (European Norm) olarak 3 farklı standart çıkarılmıştır. Bunların birincisi EN50518-1: Alarm Merkezinin Yapısal gereklilikleri, ikincisi EN50518-2 AHM içerisindeki teknik donanımların özellikleri ve üçüncü kitap EN50518-3 ise AHM prosedürleri ve hizmetleri ile ilgilidir. Okyay ŞENTÜRK COMON PROFESSIONALS

1

2 yıl öncesine kadar Türkiye’de ki AHM’lerde görev alan operatörler, bugünkülere göre çok farklı hizmet vermekteydi. Hizmet odaklı olmayan, dayatmalı (“... tüm kuyumcuların alarm siste-

42 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

mi takması zorunludur...” gibi), kolluklarla çok iç içe olan yapılar vardı. Bu AHM’ler günümüzde çok değişti. Artık aylık aboneliğin ön planda olduğu bu hizmet alanında, gün geçtikçe operatör ihtiyaçlarımızın daha teknolojik altyapıya sahip olmaları bekleni-

yor. Telefon santrallerinin çok önemli rol oynadığı bu “Alarm Çağrı Merkezleri”nin, her türlü performans ölçümleri ile denetim altına alınması çok önemlidir. Bu bölümde personellerin ihtiyaçları ve gerekli eğitimlerini teknik olarak inceleyeceğiz.


CoESS’e göre ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) da Avrupa Birliği bünyesinde kurulan CoESS’i (Confederation of European Security Services: Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyon) oluşturan kurumlar arasında yer almaktadır. GÜSOD (Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği) ise bu konuda sponsor olan dernektir. Geçen ayki sayıda CoESS içinde yer alan çalışma grupları ile ilgili detaylar yer almaktaydı. CoESS bünyesinde kurulan AHM Çalışma Komitesi tarafından şimdiye kadar EN (European Norm) olarak 3 farklı standart çıkarılmıştır. Bunların birincisi EN505181: Alarm Merkezinin Yapısal gereklilikleri, ikincisi EN50518-2 AHM içerisindeki teknik donanımların özellikleri ve üçüncü kitap EN50518-3 ise AHM prosedürleri ve hizmetleri ile ilgilidir. Üç standartta operatörlerle ilgili aşağıdaki maddeler yer almaktadır: v AHM en az iki operatörle sürekli (7/24) çalıştırılmalıdır. v Her operatör en az 5 yıl olmak üzere güvenlik açısından geriye yönelik taranmalıdır. v Her AHM personeline gerekli eğitimleri zamanında vermeli ve eğitim tamamlanıncaya kadar ana işlemlerin içerisine almamalıdır. v Çalışma prosedürleri aşağıdaki konuları ihtiva etmelidir: • Test, • AHM’ye giriş ve çıkış, • Veri tabanı yönetimi, • İş sürekliliği ve acil durumlar, • Kayıtlar, • Acil tahliye prosedürleri, • Sinyal değerlendirme.

Psikolojik eğitim Operatörlerin hizmet verdiği herkes sakin, kontrollü ve verimli konuşamamaktadır. Yangını olan

bir bina arandığında kişilerin panik sesleri, bir kuyumcuya hırsızlık ihbarı vermek için telefon edildiğinde de yüz binlerce TL’lik resmi ve resmi olmayan altının bir anlık kaybolma ihtimalinden bahsedilmektedir. Bu aşamada operatörün görevi, olayı çabuk anlamak, alarmı doğrulamak ve hattın öbür ucundaki kişilerin rasyonel olarak düşünüp mantık çerçevesinde cevaplar vermesini sağlamaktır. Kanaatimce 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun uyarınca düzenlenen Yönetmelikle gerekli görülen AHM operatör eğitimi gereklidir. Geliştirilebilir mi? Elbette. Uzun süredir operatörlerin çok iyi diksiyonu olmaları gerektiği ve verilen ‘script’leri okumaları haricinde de görevlerinin olmadığını savunmaktayım. Bugün hala bu fikrimin geçerli olduğunu savunuyorum. Operatörlerin konuşma sırasında herhangi bir insiyatif kullanmadan, sadece verilen diyalogları okumaları ve verilen cevaplara göre yine script’lerle destek vermeye devam etmeleri gerekmektedir.

Operatör performans ölçülmesi Operatörlerin görevleri sırasında yapmaları gereken en önemli iş, daha önce de belirttiğim gibi, olayı anlamak ve hemen olay doğrultusunda işlemleri gerçek-

leştirmektir. Tabii sınırsız sayıda operatörümüzün olmadığını göz önünde bulundurursak, operatörlerin bu işlemleri en kısa sürede yapmaları gerekmektedir. Bu nedenle her işlem arasındaki sürenin çok kısa olması gerekmektedir. Bunun için operatörlerin işlemlerindeki üç farklı zaman ölçümüne dikkat etmek gerekiyor. Bunlardan birincisi Response Time (Yanıtlama Süresi)dır. Bir alarmın gelmesiyle operatörlerden herhangi birisinin alarmı alması arasındaki süre Response Time’dır. Normalde birçok kişiden aldığım tepki şu şekilde olmaktadır: Eee niye beklesinler ki, hemen alırlar! Ama aslında olaylar biriktiği zaman, bir çok olay beklemek zorunda da kalabiliyor. Bunlar genelde önemsiz alarmlar olsa da yine de 10-15 dakika bekleyebiliyorlar. İstatistiksel olarak Response Time ortalama 27sn olmalıdır. Eğer bundan yüksek ise AHM’lerin daha fazla operatöre ihtiyacı olacaktır. Bir diğer zaman ise Action Time (Aksiyon Süresi)dır. Bu süre, sadece operatörün olayı değerlendirirken, giden veya gelen çağrıları denetleme, görüşmeleri yapma süresi olarak kabul edilmektedir. Bir operatör olayı değerlendirirken olayları geçici bir süre bekletebilir. Örneğin: “Hemen kontrol

Her çağrı merkezi için en önemli hizmet optimizasyonu scripting, yani görsel yazılı talimatlar hazırlanmasıdır. Daha önce de belirttiğim gibi, bir operatör hiç bir alarm olayında inisiyatif kullanmamalı ve sadece verilen direktifler doğrultusunda çalışmalıdır. Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 43


KAPAK KONUSU

edip geliyorum” diyen müşteriler. Bu bekleme süreleri Action Time süresinin içinde yer almaz. İstatistiksel olarak da Action Time ortalama 70sn olmalıdır. Son süre de Event Time (Olay Süresi)dır. Bu sürede tüm aksiyonların toplamı gösterilir. Alarmın gelmesinden alınmasına, olayın değerlendirilmesinden telefon aramalarına, görüşmelerden raporların yazılmalarına kadar bekletmelerle birlikte tüm olay süresi. Event Time ortalaması da 130sn’den fazla olmamalıdır. Operatör eğitimleri verilirken tüm bu süreler göz önünde bulundurarak operatörlere eğitim verilmelidir.

Stres yönetimi

Scripting

Çevre şartları

Her çağrı merkezi için en önemli hizmet optimizasyonu scripting, yani görsel yazılı talimatlar hazırlanmasıdır. Daha önce de belirttiğim gibi, bir operatör hiç bir alarm olayında inisiyatif kullanmamalı ve sadece verilen direktifler doğrultusunda çalışmalıdır. Her türlü soruya hazırlıklı, her türlü olayla ilgili bilgi verebilme yetisi ve bunları verirken AHM’deki yüzlerce diğer operatör ile aynı şekilde, aynı üslupta ve tercihen aynı sürede sunması, asıl istediğimiz ve beklediğimiz hizmettir.

Bir diğer konu da, çevre şartlarının bir mesaide 8-12 saat boyunca bir sandalyede oturarak telefonla konuşan bir kişinin en rahat edeceği

44 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Operatörlerin diğer bir önemli sorun yaşayabilecekleri konu strestir. Telefon üzerinden konuşulan kişiler Haluk Bilginer Türkçesi ve saygısıyla konuşmamaktadır. Bağıranlar, çağıranlar, tehdit edenler, küfür edenler, sövenler, vb. olaylarla sürekli karşılaşılmaktadır. Bir operatör mutlaka her olayı bir diğerinden ayırmalıdır. Bunun için “olumsuz” bir olay yaşanmışsa, operatör çağrılar arası ara verebilmeli ve stres odasında rahatlamalıdır. Stres odasında tavandan asılan kum torbası, akvaryum, rock müziği, çay kahve servisi, rahat kanepeler gibi rahatlatıcı öğelerin bulundurulması gerekmektedir.

şekilde hazırlanması konusudur. Aydınlatma dinamik olarak günün saatlerine göre değişebilmeli, odadaki akustik yapı ekosuz olmalı ve minimum sese göre ayarlanmalı, koltuklar 3 noktalı sırt destekli, monitörler gözlere zarar vermeyen cinsten olmalı, iklimlendirme (bu sadece klima değildir!) taze oksijen almalı ve fazla karbondioksiti atmalı, antistatik döşeme ile statik elektriğin düzenlenmesi gibi konulara mutlaka dikkat edilmelidir. Son olarak operatör eğitimi ile belirli bir başarı elde edebiliriz, fakat çalışma şartları da doğrudan operatör performansını etkilemektedir. Biz ne kadar olayı otomatize edersek operatör eğitimleri o kadar kısalacaktır. Bu husus çalışma şartları için de geçerlidir. AHM olarak ortamımızı ne kadar iyileştirirsek, verimliliğimiz de o kadar artacaktır. Birçok kişi bana “Eee yarın öbür gün operatörleri de işten çıkaralım ve otomatik cevap sistemleri kullanalım (IVR).” şeklinde yorumlar yapmaktadır. Gelecekte bu da olabilir, fakat benim düşüncem sadece bir insanın telefonun karşı tarafındaki kişinin ses tonundan, kullandığı kelimelerden gerçek tehdidi tespit edebileceği, anlayabileceğidir. Robot teknolojinin bu noktaya gelmesi için önümüzde daha çok zaman var.

Operatör eğitimi ile belirli bir başarı elde edebiliriz, fakat çalışma şartları da doğrudan operatör performansını etkilemektedir. Biz ne kadar olayı otomatize edersek operatör eğitimleri o kadar kısalacaktır. Bu husus çalışma şartları için de geçerlidir.



SEKTÖRDEN

Avrupa’d olabiliriz “Avrupa’da lider olabiliriz”

Özel güvenlik sektörünün yaklaşık 1.300 güvenlik şirketiyle, 250 binin üzerindeki çalışanıyla büyük bir yapı haline geldiğini belirten Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Kurumsal Yönetim, İletişim ve İnsan Kaynakları Koordinatörü Cem Ağın ile röportaj yaptık. Ağın, özel güvenlik sektörünün ülkemizde yaklaşık 3 milyar dolarlık bir pazar oluşturduğunu, 250 binin üzerinde kişiye istihdam sağladığını ve Avrupa’da ikinci sırada bulunduğunu belirterek, bu büyüme hızıyla sektörün yakın gelecekte Avrupa’da lider konuma ulaşabileceğini söyledi.

Firmanız ve sunmuş olduğunuz hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Tepe Savunma ve Güvenlik, 1992 yılında Bilkent Holding’e bağlı şirketlerin özel güvenlik teşkilatı olarak, özel güvenlik hizmeti ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kuruldu. Özel güvenlik alanında, 20 yıla yaklaşan tecrübemizle 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik esasları çerçevesinde, kamu ve özel kuruluşların özel güvenlik hizmeti ihtiyacını karşılamaktayız. Sunduğumuz hizmetler arasında özel güvenlik hizmeti, liman ve gemilere yönelik RSO ve danışmanlık hizmeti, kıymetli evrak/para nakil ve Özel Güvenlik Eğitim Kurumları aracılığı ile sağladığımız özel güvenlik eğitimi hizmeti yer almaktadır. Yurt çapında 250’nin üzerinde müşterimize, 2 bine yaklaşan projede hizmet sunuyoruz.

46 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Deneyimli güvenlik kadromuz ile yurt genelinde, bankalar, iş ve alışveriş merkezleri, üniversiteler, fabrikalar vb. kurumlara özel güvenlik hizmeti sağlamaktayız. Genel Müdürlüğümüz Ankara’da bulunuyor. İstanbul, İzmir, Antalya ve Adana illerinde bölge müdürlüklerimiz; Bursa, Eskişehir, Trabzon, Diyarbakır ve Gaziantep illerinde ise bölge temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Ankara ve İstanbul’da faaliyet gösteren Özel Güvenlik Eğitim Kurumlarımızda bugüne kadar 10 binin üzerinde kişi mesleki eğitim görmüştür. Kurumlarımızın, İçişleri Bakanlığı’nın açtığı Özel Güvenlik Sınavları’ndaki başarı ortalamaları %90’ın altına inmemiştir. Şirketimiz, mimari projelendirme safhasında hem fiziki hem de elektronik güvenlik ile ilgili planlamaların yapılması ve mimari çizimlerin bu doğrultuda yönlen-


Cem Ağın Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Kurumsal Yönetim, İletişim ve İnsan Kaynakları Koordinatörü

da lider z” dirilmesi konusunda danışmanlık hizmeti de sunmaktadır. RSO ve danışmanlık hizmeti alanında şirketimiz sektör liderdir. Bugüne kadar 100 liman tesisinin güvenlik değerlendirmesi ve güvenlik planının hazırlanmasında görev yapmış, 94 gemiye Uluslararası Gemi Güvenlik Belgesi verilmiştir. 65 liman tesisi ile danışmanlık sözleşmesi kapsamında hizmet verilmektedir. Yönetim olarak proje denetimlerine ve müşteri ilişkilerinde şeffaflığa özellikle büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede geliştirilen Tepe Süreç Yönetim Sistemi sayesinde proje denetimlerine ilişkin raporlamalarımız online olarak müşterilerimizin bilgisine sunulmaktadır. Projelerimizde düzenli olarak denetleme ekibi ile gece denetimleri gerçekleştiriyoruz ve denetim sonuçlarını müşterilerimizle paylaşıyoruz. Bu denetimlerin yanı sıra bağımsız

bir dış denetim şirketi tarafından görevlendirilen teftiş uzmanları, plan dahilinde haftanın 6 günü; güvenlik hizmeti sunduğumuz şirket ve kurumları ziyaret ederek, şirketimiz adına güvenlik denetimi yapıyor. Teftiş sonuçları ilgili müdürlere ve müşterilere rapor olarak sunuluyor. Can ve mal güvenliğinin sağlanması gibi önemli bir sorumluluk üstlenen şirketimiz, kurulduğu günden bu yana müşterilerine beklentilerinin üzerinde hizmet sunabilmek amacıyla kalite çalışmalarına her zaman önem vermiştir. Bu çerçevede; İçişleri Bakanlığı’nca verilmiş Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet İzin Belgesi ve Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Faaliyet İzin Belgesi bulunan Tepe Savunma ve Güvenlik; yetkili belgelendirme şirketi tarafından verilmiş ISO 9001 Kalite Belgesi, Denizcilik Müsteşarlığı’nca verilmiş Limanlara ve Gemilere Yönelik Tanınmış Güvenlik Kuruluşu (RSO) Yetki Belgesi, TSE tarafından verilmiş Hizmet Yeri Yeterlilik Belgeleri ve İçişleri Bakanlığı’nca verilmiş Alarm Merkezi Kurma ve İzleme İzin Belgesi’ne sahibiz.

Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Kolluk kuvvetlerinin iş yükünü

hafifleten, devlete ek vergi geliri sağlayan, istihdam konusunda ciddi sayılarda insanımızı çalışma hayatına kazandırmış önemli bir sektöre sahibiz. Ülkemizde özel güvenlik sektörü yaklaşık 1.300 güvenlik şirketiyle, 250 binin üzerindeki çalışanıyla büyük bir yapı haline gelmiştir. Özel güvenlik sektörü ülkemizde yaklaşık 3 milyar dolarlık bir pazar oluşturmakta, 250 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayarak, Avrupa’da ikinci sırada bulunmaktadır. Özel güvenlik sektörünün 2011 yılında 10 bin kişiye iş imkânı sağladığı tahmin edilmektedir. Bu büyüme hızıyla yakın bir gelecekte Avrupa’da lider konuma ulaşabiliriz. Önümüzdeki yıllarda nüfus artışı gibi çeşitli etkenle artacak olan güvenlik ihtiyacı, özel güvenlik sektörünün önem ve değerini daha da yükseltecektir. Ayrıca bu çerçeveden bakıldığında sektördeki büyüme eğiliminin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğine inanıyorum.

Yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz? Yasal mevzuata birebir bağlı kalarak faaliyetlerini yürüten, denetim mekanizmalarını sağlıklı bir şekilde işleten güvenlik firma-

Önümüzdeki yıllarda nüfus artışı gibi çeşitli etkenle artacak olan güvenlik ihtiyacı, özel güvenlik sektörünün önem ve değerini daha da yükseltecektir. Ayrıca bu çerçeveden bakıldığında sektördeki büyüme eğiliminin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğine inanıyorum.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 47


SEKTÖRDEN

İsviçre Cenevre Üniversitesi Uluslararası Mezunlar Enstitüsü ve Kalkınma Araştırmalarının hazırladığı yıllık rapora göre, özel güvenlik sektörü tüm dünyada hızla büyümektedir. Yine aynı rapor hükümetleri polis alımından 2 kat daha fazla sayıda güvenlik görevlisinin istihdam edildiğini ortaya koymaktadır. larının yanı sıra kayıt dışı güvenlik görevlisi çalıştıran firmaların varlığı sektöre olumsuz şekilde yansımaktadır. Ülkemizdeki özel güvenlik elemanı sayısının fazlalığına rağmen Avrupa ile karşılaştırdığımızda toplam ciro miktarımızın düşük olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi olarak ülkemizdeki düşük ücret politikasını gösterebiliriz. Düşük fiyat politikaları çalışan ücretlerine olumsuz biçimde yansımaktadır, ayrıca bizim şirketimiz gibi her şeyden önce hizmet kalitesinden ödün vermeyen, kurum içi eğitimlerine ağırlık veren, denetim mekanizmalarını etkin işleten ve özlük haklarına titizlikle yaklaşan güvenlik şirketlerinin hizmet kalitesini koruyabilmesi ekstra çaba ve özveriyi beraberinde getirmektedir. Öte yandan önemli bir kesimin geçim kaynağı haline gelen özel güvenlik sektörü; ekonomik gücünü kamuoyuna yeterince anlatabilirse daha çok destek görecektir. Sektörümüz insana yatırım yapmaktadır, bu çerçevede sektörel gücümüzü daha çok dile getirebiliriz. Özel güvenlik sektörünün dünyadaki gelişmeleri takip etmesi, güvenlik anlayışı ve yaklaşımların-

48 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

da meydana gelen değişimlerle kendini yenilemesi gerekmektedir. AB ülkelerindeki uygulamalara paralel hareket edilmesi, sektörün gelişimine ve önümüzdeki yıllardaki büyümeye olumlu etki edecektir.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi sektörümüz önümüzdeki yıllarda daha da büyümeye devam edecektir. Hizmet standartlarının belirlenmesi ve uzmanlık eğitimlerinin başlaması ile birlikte sektörümüz daha da güçlenecektir. Sektörümüze ilişkin algı yükseldikçe düşük fiyat politikalarının önüne geçileceğini, insan kaynağındaki değişim oranının da bu çerçevede düşeceğini düşünüyorum.

Avrupa Özel Güvenlik Sektörü hakkındaki değerlendirmeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? İsviçre Cenevre Üniversitesi Uluslararası Mezunlar Enstitüsü ve Kalkınma Araştırmalarının hazırladığı yıllık rapora göre, özel güvenlik sektörü tüm dünyada hızla büyümektedir. Yine aynı rapor hükümetleri polis alımından

2 kat daha fazla sayıda güvenlik görevlisinin istihdam edildiğini ortaya koymaktadır. Dünyada kayıtlı özel güvenlik görevlisi sayısının son 20-30 yılda yüzde 200-300 oranında artış göstererek 20 milyonu bulduğu tespit edilmiştir. AB ülkelerinde özel güvenlik sektöründe 1,7 milyon çalışan bulunduğu belirtilmektedir, ayrıca 50.000 şirketin yıllık 15 milyar Euro geliri bulunduğu belirtilmektedir. İngiltere 200 bin kişinin üzerindeki sektör istihdamı ile Avrupa lideridir. Sektördeki önemli derneklerimizden GÜSOD ilk önce 2000 yılında Avrupa Güvenlik Servisleri Konfederasyonu’na (CoESS) katılımcı üye olmuştur. AB üyesi olmayan ülkelere tanınan bu üyelik olanağını çok iyi kullanan Derneğimiz, Konfederasyon’un Tüzüğünde değişiklik yapılmasını sağlayarak, 2004 yılında ülkemizin tüm diğer AB üyesi ülkelerle eşit statüde tam üyeliğini kabul ettirmiştir. Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci ile ilgili çalışmalar devam ederken, bu gelişme hem sektörümüz açısından hem de ülkemiz açısından önemli bir gelişmedir.

Özel güvenlik alanındaki yasal düzenlemeler ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Yasal düzenlemelerin daha da geliştirilmesi ve birtakım yeni düzenlemelerle revize edilmesi gerekmektedir. 5188 Sayılı Kanun’da yapılacak değişiklik çalışmalarında sosyal haklar belirlenmeli ve mesleği kalifiye hale getirecek düzenlemeler yapılmalıdır. Görev yerleri ve sorumluluk alanları yeniden belirlenmeli ve güvenliği sağlanan


Sektörü’ndeki şirketleşmenin belli kurallara bağlanması, standartlarının oluşturulması ve kurulan firmaların sınıflandırılması gereklidir. Dolayısıyla hangi firma hangi güvenlik alanında yeterliyse, koşulları uygunsa o firmanın ihalelere girme hakkının olması şeklinde bir düzenleme getirilebilir. Başka sektörlerde sınıflandırmaların olduğunu görüyoruz, bizim sektörümüzde de bir sınıflamanın olması sektördeki kontrolsüz şirketleşmenin önüne geçecek ve ancak belli bir alt yapıyı oluşturabilecek firmaların kurulmasının yolu açılacaktır. Bu da sektörün güvenilirliğinin ve toplumdaki olumlu algısının yükselmesine neden olacaktır. Ayrıca sektördeki haksız rekabetin de önüne geçilmiş olacaktır.

Sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Tepe Savunma ve Güvenlik olarak çevreye ve topluma karşı olan sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu çerçevede toplumumuzun genel çıkarlarını geliştirmeye çalışan bir sorumlulukla hareket etmeye çalışıyoruz. Topluma karşı olan sorumluluğumuzu kurulduğumuz yerler hakkında derecelendirme yoluna gidilmelidir. Silahlı ve silahsız çalışan personelin aynı haklara sahip olması veya stratejik yerlerin korunmasında görevli personelle, risk değeri düşük yerlerde görev alan personelin aynı hak ve müdahale kanunlarına tabi olması yanlış bir uygulamadır. 5188 Sayılı Kanun’un 5’inci maddesindeki şartları yerine getiren herkes bir şekilde özel güvenlik şirketi/eğitim kurumu işletmek için müracaatla belge alabilmektedir. Özel Güvenlik

günden bu yana çeşitli alanlarda desteklediğimiz projeler ile yerine getirmekteyiz. Sosyal sorumluluğu bir kurum kültürü olarak benimseyen şirketimiz, yıllık kazancının tamamını bilim ve eğitime aktarmakta, maddi nedenlerden ötürü öğrenim göremeyen öğrencileri desteklemekte, burs olanağı sağlamaktadır. Bunun dışında eğitim alanında her türlü projeyi olabildiği ölçüde desteklemeye çalışmaktayız.

Dünyadaki süreç ile ülkemizdeki süreci mukayese ettiğimizde neler söyleyebilirsiniz? Ülkemizde özel güvenlik sektörünün gelişmesi için öncelikle kendi meslek standartlarını ve etik kurallarını oluşturması ve AB üyesi ülkelerle uyumun sağlanması gerekmektedir. Öte yandan AB üyesi ülkelerin özel güvenlik sektöründeki uygulama farklılıkları ve farklı hukuki alt yapıları bulunmaktadır. Eğer ortak bir uyum sağlanabilir ve farklılıklar ortadan kalkar ise biz de bu ortak yapıya göre kendimizi şekillendirebilir ve AB ile tam uyumu sağlayabiliriz.

Ülkemizde özel güvenlik sektörünün gelişmesi için öncelikle kendi meslek standartlarını ve etik kurallarını oluşturması ve AB üyesi ülkelerle uyumun sağlanması gerekmektedir. Eğer ortak bir uyum sağlanabilir ve farklılıklar ortadan kalkar ise biz de bu ortak yapıya göre kendimizi şekillendirebilir ve AB ile tam uyumu sağlayabiliriz.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 49


SEKTÖRDEN

Denetim beraberin kalite sor “Denetim eksikliği beraberinde kalite sorununu getiriyor”

Senkron Güvenlik Genel Müdürü Bülent Çobanoğlu ile röportaj yaptık. Elektronik güvenlik sektöründe, standartların belirlenememesi ve regülasyonların istenen düzeyde olmaması sonucunda, elektronik güvenlik sistemlerinin uygulama alanlarını yaygınlaştırıp, genişletemediğini belirten Çobanoğlu; sektörde sertifikasyon eksikliği nedeniyle sektöre giren firma sayısının gün geçtikçe arttığını ve denetim yapılamadığını bununda beraberinde “kalite” sorununu getirdiğini söyledi. “Firmanız ve sunmuş olduğunuz ürün / hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Senkron Güvenlik 1997 yılında Türkiye’de elektronik güvenlik sektöründe yüksek teknoloji içeren, entegre güvenlik sistemlerini ve katma değeri yüksek mühendislik hizmetlerini ülkemizin ticari, endüstriyel ve kamu kuruluşlarına sağlamak amacı ile kurulmuştur. Türkiye’deki 113 kişilik uzman kadrosu, yurtiçi ve yurtdışında kurduğu bölge ofisleri ve temsil ettiği dünyaca tanınmış markalar ile seçkin müşterilerine 16 yıldır kesintisiz hizmet vermektedir. Firmamız İstanbul Avrupa Yakası’ndaki Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra, kendisine ait; İstanbul Anadolu Yakası, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Samsun, Kayseri, Konya, Erzurum, Gaziantep, Diyarbakır, Muğla ve Antalya Şubesi olmak üzere; toplam 14 yerleşkesi ile birlikte, ayrıca işbirliği yaptığı yetkili bayi ve taşeronları ile Türkiye

50 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

genelinde hizmet vermektedir. 2006 yılından itibaren Senkron, Honeywell Integrated Security ile ortak işbirliği kurmuş Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Moğolistan, Irak, Kuzey Irak, Afganistan ve BDT ülkelerinde Platinum Partner sertifikalı olarak faaliyete geçmiştir. Bu bölgelerdeki müşterilerimize daha hızlı servis ve destek verilmesi amaçları ile Bükreş – Romanya ’da ve Almaata – Kazakistan ‘da yurtdışı şubelerini açmış ve diğer bölge ülkelerinde de şube yapılanmasına devam etmektedir. 2012 yılından itibaren ise firmamız, Cisco ile Physical Security konusunda ortak işbirliğine başlamış Authorized Technology Provider olarak Select Partner sertifikası ile yetkilendirilmiştir. Cisco standartlarına uygun, sertifikalı ve iyi eğitilmiş deneyimli personeli ile ileri teknolojinin sunduğu bütün imkanları kullanarak, Elektronik Güvenlik sistemlerinin tasarımı, projelendirilmesi, kurulumu ve sonrasındaki

desteği ile büyük ve orta ölçekli kuruluşlarda dahil olmak üzere Elektronik Güvenlik ihtiyacı duyan özel, resmi kurum ve kuruluşlara pek çok değişik seviyelerde çözümler sunmaktadır.

Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz?

Türkiye, elektronik güvenlik sistemleri ile 1980’li yıllarda tanışmış olup, giderek artan oranlarda sistemlerin kullanımı ve özellikle son 5 yıldaki hızlı yükselme ile bugünkü konumuna ulaşmış ve büyümesini de dünya ekonomilerine bağlı olarak sürdürmektedir. Türkiye’de geçmiş 20-30 yıllık perspektifte bakıldığı zaman, sektördeki firmaların çok ciddi gelişmeler kaydettiği görülmektedir. Ancak yurtdışı ile karşılaştırıldığında ve tüketici tarafından bakıldığında, sektörümüzün faydalarının anlaşılmış bir sektör olduğunu göremiyoruz.


Bülent Çobanoğlu Senkron Güvenlik Genel Müdürü

m eksikli nde rununu Özellikle elektronik güvenlik sektöründe, standartların belirlenememesi ve regülasyonların istenen düzeyde olmaması sonucunda, elektronik güvenlik sistemleri uygulama alanlarını yaygınlaştırıp, genişletememiştir. Ayrıca sektörümüzde sertifikasyon eksikliği nedeniyle sektöre giren firma sayısı gün geçtikçe artmakta, fakat denetim yapılamamaktadır. Bu da beraberinde “kalite” sorununu getirmektedir. Sektörümüz firma ve cirosal olarak arttığı gibi, kalitesinin de belli bir seviyenin üzerinde korunması gerekmektedir. Bu işe baş koymuş, emeğini harcamış, yatırımını yapmış ve yapmaya devam eden firmalar ile bu sektöre geçici bir fırsat olarak bakan, talep artarken sektörde bulunup, kalıcı bir yatırım düşünmeyen firmalar arasında bu ayrımı yapabilecek standardizasyonlar ve regülasyonlara acilen ihtiyacımız vardır. İkincil olarak da; Türkiye’de elektronik güvenlik sistemine yönelik

bir ihtisas gümrüğünün olmaması, özellikle CCTV alanındaki elektronik güvenlik yatırımlarını ÖTV ödenerek pahalılaştırmaktadır. Oysaki bu sistemlerin bir lüks değil ihtiyaç olduğu çok önceden beri bilinmektedir. Bu uygulamanın düzeltilmesi ve hatta KDV’ nin bir miktar azaltılması, son kullanıcıya yansıyarak sistem satışlarını arttıracaktır ve bu uygulama ile yurdumuza kaçak cihaz girişlerinin önü alınarak devletimizin vergi kayıpları önlenecektir. Yukarıda bahsettiğimiz her iki husus da elektronik güvenlik sektöründe çalışan firmaların, karlılıklarına negatif olarak yansımakta, sektör cirosal olarak büyümesine rağmen marjlar maalesef düşmektedir.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir?

Bu süreci iki farklı yönden değerlendirecek olursak, elektronik güvenlik sektöründe aşamalı olarak IP kapalı devre TV sistemlerini takip edecek şekilde, öncelikle biometrik ve kartlı geçiş kontrol sistemleri, hırsız ihbar ve çevre güvenlik sistemleri ile bunların peşinden yangın ihbar sistemleri de IT platformlarında çalışmaya hazır hale gelecek mevcut analog

çözümlerinin yerini alacaktır. Zaten sektör teknolojisinin IT platforma geçmesi ile birlikte özellikle Bilişim dünyasında çalışan ve çözüm sunan pek çok firma, güvenlik sektörüne giriş yapmış ve Sistem entegratörleri ile IT entegratörlerinin yolları aynı sektörde buluşmuştur. Bu sürecin başlaması ile birlikte bugüne kadar kurulmuş bulunan pek çok analog sistemin, yeni IP teknoloji platformları ile değişim ihtiyacı; elektronik güvenlik sistemleri pazarını daha da büyütecektir. Ancak daha öncede belirttiğim gibi sektörümüzdeki firmalar arasında; elektronik alt yapı; kalifiyeli ve sertifikalı personel; mobilizasyon yatırımı; yurtiçi ve yurtdışı servis ağı; kendisine ait personel ile dışarıdan destek aldığı taşeron grupların oranı vb. temel hususlarda standardizasyonun olmaması, her isteyenin dilediği gibi güvenlik firması kurup, insan hayatında en temel ihtiyaçlarından bir tanesi olan güvenlik ihtiyaçlarını gidermeye başlayabiliyor olması, sektörümüze önemli yapısal problemler getirmiştir. Bu aşamada eğitim, denetim ve uygulama ile ilgili prosedürlerin oluşmaması, standartlara dayalı

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 51


SEKTÖRDEN

Türkiye’de geçmiş 20-30 yıllık perspektifte bakıldığı zaman, sektördeki firmaların çok ciddi gelişmeler kaydettiği görülmektedir. Ancak yurtdışı ile karşılaştırıldığında ve tüketici tarafından bakıldığında, sektörümüzün faydalarının anlaşılmış bir sektör olduğunu göremiyoruz. işlerin yapılmıyor olması; Avrupa standartlarında çağdaş hizmet vermekte olan ve alt yapısına hedef olarak bu seviyede yatırım yapmış olan firmaların önüne; çok ciddi bir rekabet engeli oluşturmuştur. Bu rekabetin kaldırılması için aşağıdaki hususlarda önlem alınması kaçınılmazdır. v Elektronik güvenlik sektörünün uluslararası ve güncel regülasyonlar dikkate alınarak, standartlarının oluşturulması, bu düzenlemeye göre sistem entegratörlerinin sınıflandırılması ve sertifikasyonlara tabi tutulması, v TOBB, Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi, ÖGF, GESİDER ve diğer sektörel STK’ların ortaklaşa alacakları kararlar ile mevzuat oluşturulması ve yerleştirilmesi, v Elektronik güvenlik sektöründe faaliyet gösteren sistem entegratörlerinin özel ve resmi kurumlar tarafından periyodik olarak denetlenmesi ve kontrol altına alınması, Güvenlik işi, insanların ve kurumların, güvenilir olduğuna inandığı firmalar ile yapması gereken bir

52 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

iştir. “Güvenlik Güven Üzerine Kuruludur…” Genel olarak standartların ve kontrolün olmadığı bir sektörün; bu anlamda tüketiciye kaliteli ve güvenilir bir hizmeti vermesi çok kolay olmamaktadır.

Avrupa özel güvenlik sektörü hakkındaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Özellikle Platinum Sertifikası ile temsil ettiğimiz Honeywell Integrated Security ve ATP sertifikası ile temsil ettiğimiz Cisco Physical Security Global çözüm ortaklarımızla birlikte yurtdışında çalıştığımız ortak projelerde; elektronik güvenlik sektörünün çok daha gelişmiş olduğunu eskiden beri yürüyen standartların üzerine oturmuş olduğunu ve sigorta şirketlerinin himayesinde ve destekleri ile pazarda çok büyük bir pay aldıklarını görmekteyiz. Yurtdışında faaliyet gösteren Türk inşaat firmalarının taahhütlerinde gerçekleştirdiğimiz elektronik güvenlik sistemlerinin kurulum ve devreye almalarında; özellikle yangın ihbar sistemlerinin ve buna bağlı söndürme sistemlerinin en yüksek regülasyon ve en iyi standartlarda takip edildiği, lokal sertifikasyonu olmayan hiçbir elektronik güvenlik firmasının bu sistemleri kuramadığını ve diğer güvenlik sistemlerinin de ancak; lokal olarak sertifikasyona sahip firmalarla işbirliği yapılarak tamamlandığını görmekteyiz. Bu sistemler

bütün Avrupa ülkelerinde, Rusya ve CIS ülkeleri ile birlikte özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde çok katı bir şekilde uygulanmakta, itfaiye ve polis teşkilatları sertifikasyonu ve lokal çözüm ortağı olmayan yabancı firmalara bu sistemlere kuruluş izni vermemektedir. Gelişmiş bütün ülkelerde ise, elektronik güvenlik sistemleri teşvik edilmekte, bu sistemleri kullanmayıp, önlemlerini almayan kurum ve kuruluşların sigorta yapılması uygun bulunmamakta, yapılması durumunda ise yüksek risk faktörü devreye girmekte ve yüksek sigorta bedelleri uygulanmaktadır. Elektronik güvenlik sektörü yurtdışında; sigorta sektörünün destekleri ile çok önemli bir pazar payına sahip olmuştur. Ülkemizde bu hususta, yurtdışına yetişmemizde halen önümüzde çok zaman var gibi görünüyor, özellikle sigorta sektörü ve emniyetin bu sistemlerin kullanılmasında teşvik edici bir rol oynaması gerekiyor. Bu da gerek bir takım yeni açılacak lokasyonlar da elektronik güvenlik sistemlerinin belirli standartlarda gerekliliğini kılmak, gerekse sigorta sektörü içerisinde risk dağılımı ve risk yönetimi yapılırken; doğru tasarlanmış bir elektronik güvenlik sisteminden dolayı prim indirimi sağlayabilmek ve riski çok azaltan bir yapı olduğunu kabullenmekten geçiyor.

Özel güvenlik alanındaki yasal düzenlemeler ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Elektronik güvenlik sektörüne baktığımızda; dağıtıcı firmaların müşteri bilgileri üzerinden alınan bilgiler doğrultusunda elektronik güvenlik sistemi kuran, yaklaşık olarak 4000 adetin üzerinde firmanın olduğu ortaya çıkmıştır. Haliyle sektörümüzde standardizasyon ve buna bağlı olarak da firmalar arası


regülasyonlar sağlanamadığı için, elektronik konusunda ihtisaslaşma olmadan da pek çok firma güvenlik sistemi kurabiliyor. Sektörümüze dönemsel gelir veya anlık kar peşinde koşan firmalardan ziyade; uzun vadeli yatırım planı yapabilen, bu işe zamanını, parasını ve insan gücünü harcayacak ticaretini yapacak, bu sektöre gönül vermiş firmaların, kuruluşların ve en önemlisi sermayenin sektörümüze çekilmesi son derece önemlidir. Başlangıç olarak da elektronik güvenlik ile ilgili mevzuatın oluşturulması ve yerleştirilmesi gerekiyor. Mevzuatın oluşturulmasını takiben yetkilendirilecek ilgili resmi ve sivil kurumlar tarafından da doğru ve periyodik olarak denetlenmesi gerekiyor. Çünkü pek çok kuralın aslında getirildiğini, fakat doğru denetlenmediği için uygulanmadığını da sektörümüzde açıkça görebiliyoruz. 5188 Sayılı güvenlik yasası ile birlikte, fiziksel güvenlik sektöründe standartların oluşturulması ve denetimlerin yapılması yönünde özel güvenlik şubesi bugüne kadar ağırlıklı olarak fiziki güvenlik sektörüne odaklandı ve bu sektöre getirilen standartlar ve denetimler ile ileriye doğru çok ciddi mesafeler alındı. Daha önce alarm sistemi kurulması ve işletilmesine yönelik olarak getirilmiş bulunan sertifikasyon ve denetimler bu yasada göz ardı edildi ve yer almadı. Bu noktada özellikle elektronik güvenlik sektörünün derneği olan GESİDER eliyle; TOBB‘nin Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi, ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) ve diğer sektörel STK’lar ile birlikte ortak oluşturulacak elektronik güvenlik sektörüne ait zamana uygun çağdaş standartlarda bir yönetmelik çalışmasının süratle hazırlanması ve buna bağlı olarak regülasyon-

ların oluşturulup, Fiziki Güvenlik Sektöründe olduğu gibi, elektronik güvenlik sektörü de; özel güvenlik şubesi tarafından kontrol edilmeli ve denetlenmelidir.

Sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? İçinde yaşadığımız topluma ve ülkemize karşı olan sorumluluk bilincimizin yanı sıra, sosyal sorumluluğunun farkında olan bir firma olarak, örnek olması amacıyla belirtmemiz gerekirse; Denizyıldızları Eğitim Kurumları Projesi, TEB Eğitimli Kızları Projesi, Starbucks Kardeş Okullar Projesi gibi projelerde yer almaktan ve Türkiye’nin çeşitli bölge ve ilçelerindeki Meslek Liseleri ve ilkokullarındaki eğitime katkıda bulunmaktan mutluluk duyduk. Bunun yanı sıra Teknik ve Endüstri Meslek Liselerinin Elektronik Bölümüne bağlı; elektronik güvenlik dalını içeren sınıfların teknolojiyi daha yakından takip edebilmeleri ve daha hızlı gelişim kaydetmeleri adına, uluslararası firmalarla beraber laboratuarlar oluşturduk. Türkan Saylan tarafından kurulmuş olan “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği” ile 2011 yılından itibaren yaptığımız ortak bir çalışma sonucunda, geleceğimizi ve Türkiye’mizin yarınlarını teslim ettiğimiz çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunmak amacıyla “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projesinde yer almaktan da onur

duyduğumuzu belirtmek isterim. Ümidimiz, geleceğimizi teslim alacak bu küçük insanların her birinin, sorumluluk sahibi birer birey olmaları ve bu anlayışı, bizden sonra da gelecek nesillere taşımalarıdır.

Dünyadaki süreç ile ülkemizdeki süreci mukayese ettiğimizde neler söyleyebilirsiniz? Elektronik güvenlik sektörü ile ilgili çoğu yeni buluşun ve yeni inovasyonun yurtdışındaki belli başlı ülkelerde ortaya çıktığı görülmekle birlikte, ülkemizde de bu konudaki imalatçı firma sayımızın gün geçtikçe arttığını biliyoruz. Türkiye’deki entegratör firmalarımızda, yurtdışında yapılan işlerin çok daha önünde ve çok daha iyi kalitede işler yaptığını görmekteyiz. Bu durum sevindirici olmakla beraber, sektör için doğru bir yapı oluşturulursa, doğru bir konjonktür belirlenirse, iyi bir mevzuat yapılabilirse, sektörümüzün önü hem yurtiçinde açılacak ve hem de uluslararası anlamda inşaat sektöründe iddialı olduğumuz gibi, çok daha başarılı projelere imza atılabilecektir. Bazı kıymetli firmalarımızın gerek donanımı gerekse knowhow birikimiyle o noktada olduğunu görmekle birlikte, ümit ediyoruz ki önümüzdeki günlerde bu sayı gittikçe artacak, ülkemiz bu sektörde de yurtdışında pek çok dikkat çeken projeye imza atacaktır.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 53


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Vialand İstanbul’u tüm dünyaya tanıtıyor Türkiye’nin küresel boyuttaki yeni ve güçlü imajına katkı sağlayacak olan Vialand, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar gibi komşular ve yakın bölgeler açısından, yükselen yıldız konumundaki İstanbul’u çok önemli bir cazibe merkezi haline getiriyor. ALERTA ELEKTRONİK ve GÜVENLİK SİSTEMLERİ

T

emalı park, AVM, gösteri merkezi ve şehir parkını bir arada sunan farklı konseptiyle dünyada bir ilk olan Vialand, Türkiye’nin ilk ve tek tema parkı olma özelliğini taşıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Gürsoy Grup & Via Properties ortak girişimiyle İstanbul’un kalbi Eyüp’te yaklaşık 100 futbol sahası büyüklüğündeki 600

54 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

dönümlük arazide 1 milyar 150 milyon TL yatırım maliyetiyle inşa edilen Vialand, ülkemize ilk kez getirilen Roller Coaster (Maceraperest), King Kong, Adalet Kulesi, Çılgın Nehir, Viking, Zindan, Safari Tüneli, Minik Kaşifler gibi birçok eğlence ünitesiyle dünyadaki birçok popüler temalı parkı geride bırakıyor. Türkiye’nin ilk temalı parkını, gösteri merkezi, alışveriş caddeleri ve şehir parkıyla bir

arada sunan Vialand, konseptiyle tüm dünyada fark yaratan projelerden biri olarak dikkat çekiyor. Dünyanın en popüler temalı parklarının sahip olduğu standartlarda ve ölçekte inşa edilen Vialand’in temalı parkının masal dünyasının kapılarını, girişindeki 2000 m²’lik alanda tüm görkemiyle yükselen Vialand Şatosu aralıyor. Oyun Dünyası, Efsaneler Dünyası ve Macera Dünyası bölümlerinden


oluşan temalı parkta hem yetişkinler hem de çocuklar için birbirinden eğlenceli ve heyecan verici eğlence alternatifleri bulunuyor. Vialand AVM ise yenilikçi yaklaşımı ve tasarımı ile dikkat çekiyor. Yılda 30 milyon yerli ve yabancı ziyaretçi hedefleyen ve Cumhuriyet tarihinin en büyük perakende yatırımı olan VIALAND, yüzde 90 doluluk oranıyla 26 Mayıs 2013 tarihinde açıldı. Yaklaşık 100 futbol sahası büyüklüğündeki 600 dönüm üzerine kurulan Vialand’in 110 bin m2 kiralanabilir alanında alışveriş caddeleri üzerinde 200’e yakın mağaza yer alıyor.

Yılda en az 30 milyon ziyaretçi Vialand’in Eyüp Belediyesi sınırları içerisinde bulunan 600.000 m²’lik arazisinin kuzeyinde TEM Otoyolu, güneyinde ise E5 Karayolu yer alıyor. Proje alanına 15 dakikalık mesafede toplam 2 milyonluk bir nüfus yaşıyor. Türkiye’nin ilk uluslararası ölçeklerdeki temalı parkını, gösteri merkezi ve alışveriş caddeleriyle bir arada sunan Vialand, bu farklı konsepti nedeniyle sadece yakın çevresindeki ziyaretçiler için değil, Türkiye ve yurtdışından yerli ve yabancı turistler için de bir cazibe merkezi. Bu nedenle Vialand’in yıllık ziyaretçi sayısının 30 milyonu aşacağı öngörülüyor. Şu ana kadar elde edilen rakamlar ise bu hedefe rahatlıkla ulaşılacağını gösteriyor. Temalı parktaki eğlenceyi alışveriş bölümüne taşıyan özel gösteriler ve uygulamalarla bambaşka bir alışveriş deneyimi yaşayan ziyaretçiler, bu alanda temalı parkın görkemli şatosunun büyüleyici manzarası eşliğinde açık havada alışveriş yaparken aynı zamanda eğlenip yemeklerini yiyip keyifli vakit geçirebiliyor.

Dünyaca ünlü seçkin markaların yer aldığı Vialand’in yeme-içme alanında Türk ve dünya mutfağının eşsiz lezzetlerini tatmak da mümkün. Vialand içinde bulunan gölet ve yürüyüş yollarını da içeren 100 dönümlük şehir parkında ziyaretçiler özgürce dolaşıp temiz havanın keyfini çıkarabiliyor. Türkiye’nin küresel boyuttaki yeni ve güçlü imajına katkı sağlayacak olan Vialand, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar gibi komşular ve yakın bölgeler açısından, yükselen yıldız konumundaki İstanbul’u çok önemli bir cazibe merkezi haline getiriyor. Günümüzde küresel çapta önemli bir alışveriş ve eğlence merkezi haline gelen İstanbul, bu özelliğini destekleyen ve kente çok önemli katkılar sunan Vialand ile New York, Londra ve Paris gibi diğer dünya kentleriyle yarışır hale geliyor. Proje ile birlikte yıl içerisinde 30 milyonluk insan hareketi yaşanması bekleniyor. Vialand’in ayrıca İstanbul’u ziyaret edecek yerli ve yabancı turist sayısını yüzde 15 oranında artıracağı öngörülüyor. Vialand bünyesinde yer alan

100 dönüm alandaki şehir parkı içinde büyük bir yeşil alan, gölet ve 15 bin kişilik kapasiteli gösteri merkezi yer alıyor. Bu büyük projenin, elektronik güvenlik sistemi de yine dünyanın en büyük elektronik markalarından LG’ye emanet edildi. LG Güvenlik sistemleri Türkiye Distribütörü Alerta’nın grup şirketi Alerta Mühendislik ile Treo Güvenlik firmasının iş ortaklığı ile gerçekleştirilen bu büyük proje; 1000’den fazla HD & FULL HD sabit ve hareketli kamera, PetaBayt (1000TB HDD) seviyesinde kayıt kapasitesi, 3x3 Videowall’lardan oluşan izleme ve yönetim merkezleri gibi özellikleri ve her biri kendi başına ciddi büyüklüğe sahip üç farklı projenin tek lokasyon da toplanması ile Vialand projesinin kendisi gibi, eşine az rastlanır bir IP CCTV tecrübesini ortaya çıkardı. Eylül 2012 de görüşmelerine başlanan projede, LG markası ile kurulmuş örnek projelere ait IP kamera görüntüleri izletilmiş, LG’nin kayıt ve yönetim yazılımındaki başarısı anlatılmış ve LG

Alerta Mühendislik ile Treo Güvenlik firmasının iş ortaklığı ile gerçekleştirilen bu büyük proje; 1000’den fazla HD & FULL HD sabit ve hareketli kamera, PetaBayt seviyesinde kayıt kapasitesi, 3x3 Videowall’lardan oluşan izleme ve yönetim merkezleri gibi özellikleri ve her biri kendi başına ciddi büyüklüğe sahip üç farklı projenin tek lokasyon da toplanması ile Vialand projesinin kendisi gibi, eşine az rastlanır bir IP CCTV tecrübesini ortaya çıkardı. Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 55


ELEKTRONİK GÜVENLİK

ekibinin güvenlik, kayıt depolama ve network hakkındaki tecrübesi ile proje detayları incelenmiştir. Proje içerik çeşitliliği, büyüklüğü ve teslim zamanı açısından hem çok iddialı ve heyecan verici hem de tüm zorlukları içinde barındıran bir projeydi. Proje içerisinde dünyanın sayılı eğlence parkları arasına girecek eğlence parkı Tema Parkı, 110 bin m2 alana sahip açık alan konseptinde alışveriş merkezini ve 10.000 kişilik geniş yeşil alanlara sahip Aveapark konser alanını barındırmaktaydı. Analog, SD, HD ve FULL HD çözünürlükte kameralar içeren projede LG’nin Analog DVR’ları ve IP kameraları tek sistem üzerinden yönetebilen, kayıt edebilen LG yazılımını ve sistemini tanıtmak üzere sahada demo kurulum yapılmıştır. Masa üzerinde talep edilen demo çalışması, LG IP sistem performansının daha iyi anlaşılması için Alerta’nın talebi üzerine sahaya kurulmuştur. Kameralar sahayı görecek şekilde yönetim binası çevresine kurulmuş olup, projede kullanılabilecek LG marka dahili RAID5,6 özelliğini barındıran, lisanslar ile yüzlerce kamera kayıt kapasiteli network kayıt cihazı, hybrid ve analog DVR’lar, sistem yönetim ve denetim cihazları, Poe Switch’ler ve diğer aksesuarlar 42U rack kabin içerisinde yönetim binasında aktif durumda yaklaşık 30 gün süreyle bırakılmış, kameraların gece gündüz performansları test edilmiş, sistem tanıtılmış proje karşılığı ürünler belirlenmiş ve yatırım ekibinin soruları cevaplandırılmıştır. Kısa zamanda kurulan ve tatmin edici demo başarısı, LG ve Alerta’ya karşı farklı bir algı ve güven oluşturmuştur. Yatırım

56 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

ekibinde oluşan güven ile proje detayları tekrar gözden geçirilmiş, tüm proje neredeyse yeniden şekillendirilmiştir. Demo sürecinde, analog ve IP kameralar aynı ortamda yan yana gözlemlenmiş, işletme ve yatırım maliyetleri tekrar gözden geçirilmiştir. Hem ticari hem de performans açısından IP Sistemlerin analog sistemlere oranla çok daha avantajlı olduğuna karar verilmiş ve tüm proje IP sisteme dönüştürülmüştür. SD (Standart Defination) çözünürlük ve HD (High defination) çözünürlük karşılaştırılmış ve en düşük çözünürlüğün HD çözünürlük olmasına karar verilmiştir. Kayıt sisteminde, hard disk arızalarında görüntü kaybı yaşanmaması için kayıt cihazlarında en az RAID 5 teknolojisinin olması, HDD değişimi esnasında dahi kaydın durmaması için hot swap özellikli kızaklı HDD lere sahip olması, redandunt otomatik yedekli Power Supply ünitelerine sahip olması, Fiber veya SCSI gibi güvenli ve ileri teknoloji bağlantı yöntemleri ile genişleyen uygun maliyetli depolama ünitelerinin bağlanabilir olması gerektiğine karar verilmiştir. Kayıt sisteminin önemine dikkat çekerek (Full Redandunt) tam yedekli yapıya uygun şekilde dizayn edilmesi ve bu sayede ilave düşük maliyetli yatırımlarla kayıtların en güvenli halde saklanabileceği anlatılmış ve planlanmıştır. Bu sayede kayıt cihazlarında bir arıza yaşanması ve kayıt ünitelerinden birinin tamamen arızalanması durumunda bile bağlı kameraların kayıtlarının durmaması ve diğer kayıt ünitelerine otomatik aktarılması sağlanabilmiştir. Yönetim binasında uzun süre demo da kalan ürünler tüm



ELEKTRONİK GÜVENLİK

departmanlar tarafından izlenmiş, LG ‘nin XDI DSP’ si ile elde ettiği 1700-11.000 kelvin arasındaki eşsiz renk sıcaklığı ile gerçek renkleri ekrana taşıması dikkat çekmiş, pazarlama departmanı “şantiye hayat hikayesi” diye adlandırılan projeyi görüşmek üzere Alerta ile temasa geçmiştir. Şantiye hayat hikayesi projesinde 4 adet 3 Megapixel kamera şantiye sahasını belli zaman aralıklarında fotoğraflanarak, proje bitiminde bu fotoğraflar ile şantiye hayat hikayesini anlatan bir film oluşturulması planlandı. Kayıt merkezi ile arasında kablo çekme imkanı bulunmayan dört kamera kablosuz bağlantı ile aktarılarak RAID 5 formatında kayıt eden kayıt cihazlarında 1 yıl süre ile depolanacak, dünyanın önde gelen eğlence parklarında yer alan eğlence ünitelerinin son teknoloji versiyonlarının kurulumları kayıt edilerek bu önemli tecrübe diğer projelere aktarılabilecekti. Vialand projesi, oldukça zorlu geçen teknik ve ticari rekabet sonucu projenin açılışına 60 günden daha az bir süre kala Alerta Mühendislik ve Treo Güvenlik iş ortaklığı tarafından teslim alınmış ve sözleşme imzalanmıştır. Çalışır vaziyette teslim edilmesi gereken 1000 adet HD, FULL HD sabit ve hareketli IP kamera, kayıt ve depolama üniteleri, video wall’lar, diğer aksesuar ve ekipmanların taahhüt edilen iş planı çerçevesinde uygulamasına ivedilikle başlanılmıştır. Finansal ve operasyonel güç gerektiren proje, yurt içi ve antrepo stoklarında bulunan yeterili sayı ve çeşitlilikteki kamera ve kayıt cihazları, network ve depolama konusunda tecrübeli Alerta ekibinin özverili çalışmaları, Treo güvenlik ekibinin şantiye

58 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

tecrübesi ve her projede Alerta Mühendisliğin mutlaka partnerleri ile ortaklık anlayışı sayesinde onlarca şantiyede eş zamanlı uygulama yapabilme avantajı ile tamamlanmak üzeredir. Birbirinden farklı üç ayrı konsepte sahip olan projede kameraların uygulama alanları ve ihtiva etmesi gereken özellikler birbirlerinden büyük oranda farklılık göstermekteydi. Eğlence parkında yer alan korku tünellerinde sıfır lüx seviyesinde görüntüleme yapması gereken kameralar, gişe içlerinde çift yönlü ses özelliğine sahip mini dome kameralar, yine gişe önlerinde Vandal proof harici ortam çift yönlü ses özelliğine sahip dome kameralar, eğlence üniteleri içerisinde montaj sonrası neredeyse tekrar müdahale edilemeyecek noktalarda netlik, zoom ve tüm teknik ayarlarının otomatik veya merkezden yapılabileceği kameralar, genel geniş alanlarda operatör kontrolü dışında Auto tracking özelikli otomatik hareket takibi yapan farklı çözünürlüklerde PTZ kameralar, Osmanlı Sokağı, Kingkong, Vikingler gibi milyonlarca dolar harcanarak oluşturulan tarihi ve masalsı konseptlere uygun mimariler üzerine montajı yapılacak estetik ve uyum özelliğini öne çıkaracak kameralar, çevre güvenliği ve

ziyaretçi güvenliği açısından video analiz özelliği kullanılarak, ihlalleri operatöre bildirecek kameralar, 8000 araçlık otoparkta plaka tespiti yapacak kameralar gibi birbirlerinden çok farklı yeteneklere sahip yüzlerce kameraya ihtiyaç vardı. Bu çerçevede kullanılan LG kameraların öne çıkan özellikleri ve faydaları ortaya konulmuş ve projeye marka, ürün ve mühendislik uygulamaları açısından katma değer yaratılmıştır. Bu özellikler;

ABF (Auto back focus) Kameranın gece-gündüz geçişlerinde oluşabilecek netlik bozukluklarını ortadan kaldırmak amacıyla günde iki kez gerçekleşen otomatik netlik kontrolü özelliği ile kendi netliğini kontrol eder ve düzeltir. Netlik bozuklukları ayrıca muhafaza kirliliği, ısı değişiminden dolayı zamanla gerçekleşen lens odak kayması gibi etkenlerden dolayı da gerçekleşebilmektedir. Kameranın günde iki kez otomatik olarak gerçekleştirdiği otomatik netlik ayarı, montaj esnasında kamera üzerinden bir butonla veya merkezden yazılım ile de kolayca gerçekleştirilebilir.

80 dB WDR (Wide dynamic range) Kameraların gözetledikleri alan içerisinde farklı aydınlanma

LG HD kameraların tamamında yer alan bu özellik ile kayıtlar network kopmalarına karşın kamera içerisindeki SD kart üzerine kayıt edilmektedir. Network bağlantısı tekrar sağlandığında bu kayıtlar otomatik olarak kayıt cihazının ilgili bölümüne transfer edilmektedir.


seviyesine sahip birçok sahne bulunmaktadır. Çevre güvenliğinde karanlık alanlar ve bu alanları aydınlatmaya çalışan yüksek ışık kaynakları, AVM’ler içerisinde parlak zeminler,cam bölmelerle bölünmüş girişler,doğrudan güneş ışığına maruz kalan alanlar gibi.İşte tüm bu zor alanlarda net anlaşılır görüntü elde etmek için dB seviyesi yüksek gerçek WDR özelliğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Gömülü video analiz (VCA) IP sistemler ile birlikte görüntü sadece kayıt edilmekten çıkarak aynı zamanda analiz edilebilir hale gelmektedir. Sınır ihlali, bölge ihlali, nesne sayma, kameranın görüş alanını kapatma veya değiştirme gibi sabotaj ihlali, önemli bir demirbaşın korunması amacıyla nesne koruma, hareket takibi gibi analizler kullanılmakta ve olay ile eşzamanlı operatör ile birlikte alarm sistemleri gibi diğer sistemler uyarılabilmektedir. LG kameralarda bu analizler merkezden bağımsız, network ve merkez cihazları yormadan kamera üzerinde en yüksek çözünürlükte gerçekleşmektedir.

SD kart yedekleme

Auto tracking

LG HD kameraların tamamında yer alan bu özellik ile kayıtlar network kopmalarına karşın kamera içerisindeki SD kart üzerine kayıt edilmektedir. Network bağlantısı tekrar sağlandığında bu kayıtlar otomatik olarak kayıt cihazının ilgili bölümüne transfer edilmektedir. Kayıt cihazlarında RAID 5 formatı ile HDD arızalarına, Oto yedekli PSU lar ile adaptör arızalarına, Full Redandunt mantığı ile bozulan kayıt cihazlarına bağlı kameraların diğer kayıt cihazlarına aktarımı ile NVR arızalarına önlem alınırken network arızalarına karşı SD kart önlemi alınmaktadır.

Otomatik hareket takip özelliği çevre güvenliğinde ve geniş alan gözetlemelerinde çok büyük avantajlar sunmaktadır. Büyüklüğü, kontrol alanı, süresi ve sonraki aktivasyonu vb. gibi bir çok parametresi programlanabilen bu özellik operatör dışında objelerin tespitini, takibini ve en verimli şekilde gözetimini sağlar.

H264 high profile LG kameraların tamamında yer alan bu codec network ve depolama alanlarında büyük avantaj sağlamaktadır. Bu codec sayesinde standart bir profil ile elde edilen bant genişliği ve depolama alanı kapasitesi kameranın görüş alanındaki yoğunluk ve diğer etkenlere %30-%60 oranında avantaj sağlamaktadır. Görüntü kalitesinden feragat etmeden %30-%60 oranında elde edilen bu avantaj hem network altyapı maliyetini hem de depolama alanı maliyetini doğrudan etkilemektedir.

Infrared ve lux Zor ışık ortamlarında kompakt IR Ledli kameralar ve düşük ışıkta performans sağlayabilecek aydınlanma seviyeleri oldukça düşük lux e sahip kameralar tercih edilmiştir. IR Ledli HD ve Full HD kameralar SMART LED’leri sayesinde obje mesafesi ile orantılı hareket eder, obje uzaklaştıkça LED gücünü arttırır yakınlaştıkça azaltır. Böylece parlama yapmadan hem yakındaki hem de uzaktaki objeler aydınlatılarak verimli görüntü elde edilir. İzleme merkezi tarafında ise, tali merkezlerin dışında sistem 2 ayrı güvenlik merkezinde kayıt olmakta ve yönetilmektedir.

ROI stream Kamera görüntüsü üzerinde her alan birbirinden farklı önem seviyelerindedir. Bu özelliğe sahip olmayan kameralar tüm görüş alanını tek bir seviyede kayıt edebilir ve izlettirirler. ROI ile kamera izleme sahnesi parçalara ayrılabilir. Her parça ayrı bir kamera gibi stream edilebilir, izleyici yetkilendirilebilir, farklı çözünürlük ve resim sayısında kayıt edilebilir.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 59


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Her iki ana merkezde LG marka 3 x 3 Video wall ekran bulunmakta olup, monitörler 55” LED teknolojisine sahiptir. LG’nin IPS teknolojisi ile yüksek ışıkta dahi kontrast oranı yüksek, 170 dereceleri geçen görüş açısına sahip, neredeyse çerçevesiz denilebilecek kenar inceliklerine sahip dev ekranlardan izlenmektedir. Ayrıca alarm, yönetim ve harita amaçlı kullanılan 22” ve 32” monitörler ile de takip edilmektedir. Kayıt, Kontrol ve Yönetim LG yazılım mühendislerince geliştiren yazılım ile sunucu ve depolama ünitelerine yapılmaktadır. Yazılım tamamen modüler olup sistem sunucu-istemci mimarisinde çalışmaktadır. Modüler yapıda olması ve sanallaştırma desteği ile sınırsız kamera kayıt desteğine sahiptir. Kamera kayıt sınırlaması neredeyse tamamen donanım performansı ile sınırlandırılmıştır. Yazılımı oluşturan modüller şunlardır; v Live Surveillance Client,

60 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

v Management Tools, v Recording Server, v Management Server, v Stream Server, v E-map, v System Controller Server, v Health Monitoring Server, v Media Stream Server.

Bu modüller daha küçük sistemler için istenirse tek bir donanıma kurulabilmekte, Vialand projesinde olduğu gibi istenirse her biri farklı donanımlara kurularak çok daha yüksek performans ile çalışması sağlanabilmektedir. Yazılımı öne çıkan özelliklerin arasında tek bir sunucu üzerine,

işlemci ve network bant genişliği gibi donanımsal sınırlar ile 320 adet HD çözünürlükte kameranın kayıt edilebilir olması, stream server modülü sayesinde canlı izleme taleplerinin kameralara gitmeden kameralar ile merkez arasındaki network bant genişliğini değiştirmeden ve arttırmadan merkez üzerinden karşılanması örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca, çeşitli işletim sistemlerine sahip mobil cihazlardan yönetimi ve takibi oldukça kolaydır. 26 Mayıs 2013 tarihinde açılışı gerçekleşen proje, büyük ölçüde tamamlanarak güvenlik operatörlerinin kullanımına sunmuştur. Halen ilave ve revizyonları devam eden projede 3 saniyede 110km hıza ulaşan Roller Coaster, Adalet Kulesi, 360 ve Viking gibi çok yüksek hızda hareket eden eğlence ünitelerinin izlenebilmesi için LG’nin yeni nesil 60FPS@FULL HD (1920x1080) motorzoom lensli sabit kameraları ile proje çalışması yapılmaktadır. Ve sonuç olarak, Gürsoy Group&Via Properties, Alerta Mühendislik ve Treo Güvenlik ekibinin uyumlu ve sonuç odaklı çalışmaları sayesinde, çok kısa sayılabilecek bir süre içerisinde bu büyüklükteki önemli ve örnek Vialand projesine imza atılmış, sektöre kazandırılmıştır.

Yazılım tamamen modüler olup sistem sunucu-istemci mimarisinde çalışmaktadır. Modüler yapıda olması ve sanallaştırma desteği ile sınırsız kamera kayıt desteğine sahiptir. Kamera kayıt sınırlaması neredeyse tamamen donanım performansı ile sınırlandırılmıştır.



ELEKTRONİK GÜVENLİK

Megapiksel kameraların mega amaçlar için kullanımı Çeviri: Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

“Onbinlerce dolara mal olabilecek tek bir ürün yaparken, üretim sürecini kaydedebilir olmamız çok önemli, bir terslik yaşadığımızda geriye dönüp sorunun kaynağını bulabiliriz. Eğer üretim sorununu hızlı bir şekilde çözebilirsek, sistem kendini kısa vadede geri ödemiş olur.”

P

eter Knight’ın “Big Bertha”sı var ve onu çok seviyor. Aslında bir tane daha 29-megapiksel güvenlik kamerası edinmeyi düşünüyor. Eugene Spadafore da 2.1-megapiksel kamerasından çok memnun. Daha yüksek görüntü kalitesi, daha geniş kapsama alanı, “Büyük Veriler”ve görüntü analizi ve daha pek çok avantajı megapiksel kameraları çok cazip kılıyor. Megapiksel kameralar için mega-dönem! Reading, Pa’de tam servis sabit üssü bulunan ve hava araçları satışı, kiralama hizmetleri ve hava

62 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

araçları yönetimi ile uğraşan Millenium Havacılık’ın CEO’su Knight diyor ki: “Millenium Havacılık’a gelen her hava aracı kırmızı halı muamelesi görür. Ziyaretçilerimize değer veririz, mükemmeliyetçi yaklaşımımızla gurur duyar, müşterilerimizi ailemiz olarak kabul ederiz.” Bu yüzden de CEO, megapiksel kameraları çok amaçlı bir araç olarak görüyor ve “Bu bir bütünün ayrılmaz bir parçası. Kayıtlı görüntüler herhangi bir hasarı tespit etmede ve caydırıcılıkta yardımcı oluyorlar. Ayrıca eğitimi de geliştiriyorlar.” diyor. Dış mekanlarda ve tesisin lobisinde,

giriş hollerinde ve iç hangarlarda kameralar var. “Özel bir aydınlatmaya ihtiyaç duymadan gece de kaliteli görüntü alabiliyoruz.” diye belirtiyor. Uzmanlık alanı çelik üretimi olan Ellwood Group, Inc. (EGI), kıdemli ağ yöneticisi Spadafore için, megapiksel teknoloji yalnızca belli bir güvenlik seviyesini sağlamıyor aynı zamanda üretim süreçlerinin izlenmesi ve iyileştirilmesi işine de yarıyor.

Sürecin bir parçası Spadafore: “Beş yıldan fazla bir süre önce oluşturduğumuz test ortamından sonra, şu anda 20


farklı noktada yer alan değişik fabrikalarımızda megapiksel kameraların konuşlandırılması aşamasına geldik. Kendimize şunu sorarak yola çıktık: ‘X işleminin kalitesini nasıl artırabiliriz?’ ve hızlı bir şekilde cevabın üretimi kameralarla yakından izlemekte olduğunu gördük ve şimdi bizim ortamımızda bu bir standard, her fabrikamızda kameralar kullanıyoruz.”diye belirtiyor. Spadafore’un bölümü, her yeni lokasyonda megapiksel kameraların başarılı bir şekilde yerleştirilmesine ilişkin fiili bir standard, iş kapsamı ve şartname geliştirmiş. Diyor ki: “Bütün kameralar ağımız üzerinde çalışıyor, tutarlılık ve en iyi uygulamayı sağlamak için kamera yerleşimlerinin genel proje yöneticisi olmayı biz seçtik. Bir lokasyon ya da bölüm, üretim sürecini bu türlü izlemenin –hem canlı hem de olay sonrası- yararlarını fark ettiğinde, onlar da kamera isteyeceklerdir. Yayılmanın organize ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini kontrol edebilir konumda olmayı istedik.” “Onbinlerce dolara mal olabilecek tek bir ürün yaparken, üretim sürecini kaydedebilir olmamız çok önemli, bir terslik yaşadığımızda geriye dönüp sorunun kaynağını bulabiliriz. Eğer üretim sorununu hızlı bir şekilde çözebilirsek,

sistem kendini kısa vadede geri ödemiş olur.” diye ekliyor. Spadafore gözlemini şöyle aktarıyor: “ Genel olarak, kameraları %75 süreç izleme, %25 genel güvenlik amaçlı kullandığımızı tahmin ediyorum.” EGI, görüntü kayıtlarını her lokasyonda, kaydedilen üretim sürecine bağlı olarak 3 gün ila 3 ay arasında bir süre saklıyor. “Bizim büyümemiz genel olarak devren satın alma şeklinde gerçekleşiyor. Yeni bir şirket alındığında, ilk soru: ‘Kameraları ne zaman monte edebiliriz?’ şeklinde oluyor” diyen Spadafore, açıklamasını şöyle sürdürüyor: “Üretim kontrolünde megapiksel teknolojiyi kullanmanın sonucu, verimlilikte ve üretkenlikte gelişme tespit ettik, bu da para demektir.” Anlaşılıyor ki, en iyi uygulama kuruluşun yararına olan neyse orada megapiksel kameraları kullanmak şeklinde.

Kuruluşa odaklanmak Günümüzde HD megapiksel IP kamera teknolojisi ana akımı teşkil ediyor ve farklı alanlardaki insanlar megapiksel kameraların sağladığı yüksek kaliteli görüntüleri, güvenlik ya da çok daha farklı alanlarda geniş bir uygulama yelpazesinde kullanabileceklerini görüyorlar. İşte size birkaç örnek: Polonya’daki Silesian Üniversitesi kritik küresel iklim araştırmasına destek olarak megapiksel kameralar kurmuş. Silesian Yer Bilimi Fakültesi Spitsbergen buzulundaki değişimler üzerinde 25 yılı aşkın bir süredir araştırma

yapıyor ve ve buz kopmalarını izliyor. Değişik enstrümanlar, cihazlar ve teknikler kullanarak buzuldaki değişimleri izleyen bilim insanları, küresel iklim değişiklikleri ve akımları hakkında önemli bilgiler topluyorlar. Birkaç yıl önce, araştırma ekibi Hansbreen dilini izlemek için, megapiksel IP kameraların kabiliyetlerinden yararlanmaya karar vermiş. “Araştırmanın başlarında analog kameralar kullanmayı denedik, ama zorlu hava koşulları mekanik aksamlarını olumsuz etkiledi.” diyen Silesian Üniversitesi Yer Bilimi fakültesinden Leszek Kolondra, analog güvenlik kameraların neden olduğu olumsuzlukların, araştırma ekibini yüksek performanslı ve aynı zamanda dayanıklı ve istikrarlı kameralar aramaya yönelttiğini belirtiyor. Silesian Üniversitesi, projenin ihyiyaçlarına cevap veren ve 7/24 kesintisiz kayıt yapma kapasitesi olan megapiksel kameralar kullanmaya karar vermiş. Wabasha, Minnesota’daki National Eagle Center, kartal izleme kameralarından canlı görüntü yayınlıyorlar. National Eagle Center, ülkenin sembolü kartalların doğal yaşam alanlarında titiz bir yönetime ihtiyaç duyduklarını düşünen ve halk desteğiyle faaliyet gösteren bir organizasyon. Merkez, kartallar konusunda Amerika’nın kabul gören bir otoritesi ve Misissipi nehri kıyılarında bu işe ayrılmış 1394 metrekare (15.000 square-foot) alana sahip olmakla övünen bir kuruluş. Merkezin yöneticisi Jeff Worrell’a göre: “Kartal kamerası projesi, merkezin kaynaklarından herkesi, hatta Wabasha’ya gelip merkezi ziyaret etme imkanı olmayanları da yararlandırabilmek için çok önemli bir vasıta.”

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 63


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Vandalizmle savaşma Başka bir örnek: Massachusetts’da çöplükle savaşma programı megapiksel teknolojiyi kullanıyor. MassDEP Çevresel Boykot Gücü araştırmacısı Tim Dame, Boston Roxbury civarlarında bir vakayı araştırırken, bir komşu kendisine yaklaşarak, bahçesinin hemen yanına atılan kocaman ve çirkin inşaat molozu yığını ve terkedilen gereçler hakkında ne yapabileceğini sormuş. Dame’in kafasında canlanan, tıpkı kırık bir pencerenin daha fazla vandalizme davetiye çıkaracağı gibi, yasadışı olarak atılan maddelerin oluşturdukları yığınların da “Buraya Atın” işareti görevi göreceği fikriymiş. Dame ve çalışma arkadaşları, şehrin sokaklarına, boş alanlara ve kamusal arazilere katı atık atanları tespit etmek, yasal takip başlatmak ve nihayetinde bu kişileri caydırmak amacıyla bir program başlatmışlar. Bugüne

64 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

kadar Dame ve MassDEP, güneş enerjisi ya da marin bataryalarla çalışan gece/gündüz megapiksel kameralar kullanarak birçok başarılı kurulum gerçekleştirmişler; bu şekilde çöp atma işleminin ve atılan aracın plakasının kaydedilmesi ve ceza kesilmesi ya da mahkemede delil olarak kullanılabilmesi sağlanmış. Başarılı gizli gözetlemenin gelişmekte olan “modeli” megapiksel kameraları gerektiriyor; enerjiyi esnek güneş panellerinden sağlayarak ve kameraları koruma amaçlı olarak hem de iyi bir geniş açı görüntü elde edebilmek için, elektrik direklerinin tepesindeki bildiğimiz gri elektrik kutularının içine yerleştirerek yapı kurulabiliyor.

Katma değer İngiltere’de, Warsash Denizcilik Academisi uluslararası deniz nakliyatı ve off-shore petrol endüstrisine birinci sınıf eğitim ve öğretim sağlayan bir kuruluş. Akademi,

Southampton Solent Üniversitesinin bir parçası ve ileri düzey eğitim amaçlı köprü ve makine dairesi simülatörleri kullanımı konusunda öncü. Akademinin makine dairesi simülatörü, önceden eski bir analog sistem ile izleniyormuş ve düşük ışık seviyesi görüntü kalitesini simülasyon eğitim amaçları için kabul edilemez bir düzeye düşürüyormuş. Makine dairesi simülatöründen daha iyi video görüntüsü alarak her türlü faaliyeti izleyebilmek için, altı adet megapiksel kamera monte edilmiş. IP tabanlı megapiksel kameralar, kamera görüntülerine uzaktan erişimi mümkün kılarak doğrudan katma değer sağlamışlar. Ayrıca, IP kameralar çok kolay monte edilebiliyorlar ve çabucak simülasyon odasında başka lokasyonlara kaydırılabiliyorlar ve bu sayede eğitmene farklı konumların görüntülerini sağlayabiliyorlar. New Jersey’deki Bergen ilçesi Şerif Bürosu, ilçe adliye binası ve hapishanesini de dahil edecek şekilde video gözetleme ağını genişletiyor ve böylelikle altyapısında verimliliği ve kayıt kapasitesini artırmayı amaçlıyor. 400 ü aşkın yüksek çözünürlüklü, video yönetim sistemine sahip, akıllı video kamera ve paylaşımlı depolama ve sanal sunucu cihazlarının eklenmesi, gözetleme kapsamına ilave bir katman ekliyor. Kurulumun üçüncü fazını teşkil eden sistem, gözetleme ağını Bergen İlçe Savcılığının gerektiğinde delil görüntüleri hızlı bir şekilde paylaşabileceği bir seviyeye taşıyor. Sonuç olarak, teknoloji girişiminin, ilçenin tesislerine ekstra bir güvenlik katmanı sağladığı ve işlemlerin departmanlar arasında aktarımını sağlaması


sayesinde %20 oranında tasarrufa imkan tanıdığı görülüyor. Daha da ötesi, ilçedeki birçok devlet dairesi çalışımalarını daha etkili hale getirmek ve basitleştirmek amacıyla operasyonlarını birleştirmekte, bu da ilçe çapında altyapıda maliyet açısından verimlilik sağlamaktadır. Ama eğer megapiksel kameraların herşeyi yapabildiklerini düşünüyorsanız, bir kere daha düşünün! Endüstrinin uzmanlarına göre, önce neye ihtiyacınız olduğunu belirleyin. Siz tespit etmeyi mi, tanımayı mı yoksa tanımlamayı mı istiyorsunuz? Sonuç olarak, mesele hedefteki piksel sayısı. Ve bu sayı kullanıma göre çok farklılık arzedebiliyor. Ayrıca, yüksek resim hızları durum hakkındaki farkındalığı arttırıyor. İşletmeler için önemli bir konu da kamera kullanımına bağlı iş analizleri Ancak şüphe yoktur ki, megapiksel kameralar bazı uygulamalarda daha fazla kapsama alanına sahipler. Teknoloji, Avustralya’nın ulusal gıda zincirinde önemli bir yeri olan ve 7000 üreticiyle takas anlaşması bulunan Brisbane Markets Ltd şirketinin 607.028 metrekarelik üretim alanını kapsayabilecek ürünler sunuyor.

IP tabanlı megapiksel kameralar, kamera görüntülerine uzaktan erişimi mümkün kılarak doğrudan katma değer sağlamışlar. Ayrıca, IP kameralar çok kolay monte edilebiliyorlar ve çabucak simülasyon odasında başka lokasyonlara kaydırılabiliyorlar ve bu sayede eğitmene farklı konumların görüntülerini sağlayabiliyorlar. de kullanılan güvenlik videosu adli tıp araştırmaları için gerekli bilgileri sağlayabilecek detayda ve geniş kapsama alanına sahip 1,3 megapiksel ve 3 megapiksel kameralardan elde ediliyor. Ve tabii bir de analog dünyasından IP’nin megapiksel dünyasına geçişin zorlukları var. Bir çözüm: Üzerinde PoE ve dijital caydırıcı bulunan bir ağ kayıt cihazı. HD 1080p çözünürlük sağlar ve IP kamera trafiğini ağ trafiğinden ayıran bir dual ağ arayüzü ile kayıt yaparak bant genişliği sıkıntılarının önüne geçer.

Dijital caydırıcı hareket algılayıcı aracılığıyla, bir ses mesajı tetikleyebilir. Balıkgözü olarak adlandırılan görüntüler de megapiksel oldular Örneğin, bazı şirketlerin ağ kameraları full HD görüntüleri 1080p çözünürlükte yakalayan ve çoklu izleme ve gözleme modları olan tek bir 3 megapiksel sensöre sahiptir ve bunlar size özel gözetleme ihtiyaçlarınıza uygun şekilde yapılandırılabilir. Ayrıca, içeride ve dışarıda kullanılabilir ve vandallara karşı korumalı modelleri mevcuttur.

Analoğun ötesine geçmek Kuruluş genel gözetleme, kayıp önleme, trafik, giriş kontrol ve vaka inceleme için görüntü kullanıyor. Pazarın 15 yıllık analog sistemi dijital kayıt yapabilme seviyesine yükseltiliyor ama kuruluşun güvenlik liderleri hakettikleri değeri göremiyorlar. Şu anda alan, yaklaşık 100 kamerayla izleniyor ve 40 tane daha eklenmesi planlanıyor. Brisbane Markets Ltd şirketin-

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 65


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Daha güçlü daha basit daha çevreci çözümler Y3K GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ A.Ş.

V

isonic kablosuz hırsız alarm sistemleri, PowerG teknolojisi ile kurulumdan son kullanıcıya kadar her aşamada daha güçlü, daha basit ve daha çevreci çözümler sunuyor. Visonic PowerG teknolojisi, zor koşullara sahip alanlarda, standartlarının çok üzerinde bir kapsama alanı ile 2000 metreye kadar, tekrarlayıcıya ihtiyaç duymaksızın kurulumlara olanak veriyor. Sunduğu yüksek güvenlikli kablosuz veri iletişim yöntemleri sayesinde, elektronik parazite ve sinyal karıştırma teşebbüslerine karşı koyuyor. Sinyal karışması ihtimalinde, en kaliteli veri yolunu otomatik olarak seçebilen iki yönlü akıllı detektör ve panelleri ile Mobotix, Inter ve Intra kodeklerin en önemli unsurlarını MxPEG’te birleştirmiştir. MxPEG kodek sayesinde Inter kodeklerden beklenebilecek bit hızına ve Intra kodeklerle yakalanabilecek (JPEG) görüntü kalitesine sahip olunur. her zaman güvenilir bir

66 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

koruma sağlıyor. Visonic PowerG teknolojisi, temelini oluşturduğu kablosuz veri iletişimi sayesinde kablolamaya gereksinim duymadan hızla ve kolay kurulum imkanı sağlıyor. Tüm detektörler, üzerlerinde müdahaleye gerek duyulmaksızın, panel üzerinden ister tek tek, ister topluca yapılandırılabiliyor. Gerektiği takdirde, cihaz durum ve yapılandırma bilgisi uzaktan izleme merkezinden erişilerek değiştirilebiliyor. Benzer olarak, bağlantı kalitesi bilgisine ise panele bakmaya gerek duymadan cihazlar üzerinden ya da uzaktan izleme merkezinden doğrudan ulaşılabiliyor. Böylece müdahale ve bakım ihtiyacı azalmış oluyor. Akıllı kablosuz iletişim teknolojisi ile Visonic panelleri ve detektörleri, iki yönlü veri iletişimi sayesinde gereksiz iletimlerin önüne geçiyor. Alarm durumunda detektör içerisindeki veri, konfirmasyon yapılana kadar saklanarak, panele yalnızca gerektiği durumlarda iletiliyor. Adaptif güç tüketimi algoritması ile güç tasar-

rufu ve daha az kirlilik sağlıyor. Bu sayede tipik kullanımda 5 ile 8 yıl arası değişen uzun pil ömrü garantiliyor. Böylece hem daha az radyasyon yayılımı, hem de daha az enerji tüketimi ile doğaya destek oluyor. Güçlü, basit ve çevreci nitelikleri ile Visonic, sahip olduğu geniş ürün yelpazesi ile her türlü ihtiyaca cevap verebilecek güvenli ve güvenilir bir hırsız alarm sistemi çözümü sunuyor. Yakın temas kişisel anahtarlar ve kablosuz anahtarlıklar ile kurulabilen ve çözülebilen paneller, şifre unutma ve/veya paylaşma durumlarının önüne geçiyor. Dokunmatik arka aydınlatmalı tuş takımı, estetiği ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. Kurcalamaya karşı korumalı detektörleri ve panelleri ile kaba müdahaleye karşı güvenilir koruma sağlıyor. Evcil hayvandan etkilenmeyen pasif kızılötesi hareket detektörleri, evcil hayvanlar sebebiyle tetiklenen yanlış alarmları miminize ediyor. Kameralı pasif kızılötesi hareket detektörü, alarm anında kullanıcının önceden izni doğrultusunda izleme merkezine ulaşacak kamera görüntüleri sayesinde beklenmedik misafirlerin yol açacağı yanlış alarmların kolayca tespit edilmesini ve önlenmesini sağlıyor. Pasif kızılötesi hareket detektörlerinin yanı sıra kablosuz güvenlik sensörleri yangın, gaz kaçağı, su baskını veya aşırı sıcaklık değişimleri durumlarını algılayarak alarm izleme merkezine bilgi sağlıyor.



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Bilgi güvenliği üzerine 3 Siber suçların türleri ve yeni trendler Bilişim suçları istatistiki verileri incelendiğinde, Türkiye genelinde bilişim alanında en fazla işlenen suç türü, banka ve kredi kartı dolandırıcılığı olarak göze çarpıyor. Bu suç türünü interaktif banka dolandırıcılığı ve bilişim suçları ve dolandırıcılığı takip ediyor. Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

S

iber güvenlik, şimdi hepimizin problemi ve kendimize sormamız gereken soru, saldırıya uğrayıp uğramayacağımız değil, ne zaman uğrayacağımız! Hükümetlerin, şirketlerin bu mücadeleye ayırdıkları kaynakları ve bütçeleri ne kadar büyük olursa olsun, bu savaşta öne geçmeye yeterli olmuyor ve maalesef siber savaşı “kötü adamlar” kazanıyor. Prof. Dr. Mehmet Önder Yetiş TÜBİTAK-MAM Başkan Vekilliği görevini yürüttüğü dönemde yayınladı-

68 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

ğı Ocak-Nisan 2011 tarihli BİLGEM Dergisi’nde şunları söylüyor: “Yeni ordular kuruluyor, silahları bilgisayar, savaş alanları internet.” ve ekliyor: “ Siber saldırıların en dikkat çeken özellikleri, kaynağı tespit etme zorluğu, kolay inkar edilebilirlik, düşük maliyet, devlet destekli olup olmadığının belirlenememesi, farklı coğrafi bölgelerden katılım kolaylığı, taşeron kullanım kolaylığıdır.” Yetiş tehlikeyi rakamlarla ifade ederken: “Radara yakalanmayan bir bombardıman uçağı 730 milyon dolar, radara yakalanmayan

avcı uçağı 100 milyon dolar, 1 cruise füzesi 1 milyon dolar, bir siber silah ise 10 dolar ile 50 dolar arasında değişmektedir.” diyerek kaygılarını dile getiriyor. Siber saldırılar; bir şirketi, kurumu finansal olarak zarara uğratabildiği gibi, fiziksel olarak da zedeleme gücüne sahiptir. Eskiden bu saldırıları tespit etmek ve onlarla mücadele etmek göreceli olarak daha kolaydı ve güvenlik uzmanları olasılıkları önceden görüp tedbirler alma imkanına sahiptiler. Ama günümüzde siber tehditler çok daha karmaşık, daha


tehlikeli ve öngörülemez biçimde karşımıza çıkıyorlar ve sayıları aylık istatistiklerde milyonları aşıyor. Saldırganlar saat ücretli olarak kiralanabiliyor! “Gelişmiş Devamlı Tehditler” diye Türkçeleştirebileceğimiz, “Advanced Persistent Threats” kısaca APT, son yılların en yaygın siber saldırı silahlarından sadece biri. Bir kişi ya da şirketi hedef almaya yönelik olarak bir defalık geliştiriliyor, “sosyal mühendislik” tekniği kullanılarak içeriden birisi ayartılıyor ve çok masum bir dosya ya da web sitesini açması sağlanıyor ve bu açıktan hedef bilgisayara kötü niyetli yazılım yükleniyor. Bu noktadan sonra amacına göre APT yatay olarak yayılabiliyor ya da önceden belirlenen bir zamana kadar sessizce bekliyor ve zamanı gelince belli bir bilgiyi dışarı sızdırıyor.

Bilgisayar korsanlarının ortak özellikleri Siber silahları ve suçları tanımak için, önce bu silahları kullanan kişilerin karakteristik özelliklerini ve amaçlarını anlamak gerekir diye düşünüyorum. “Bilgisayar korsanı/ korsanlığı” olarak Türkçeye çevrilen ancak konuşma dilinde sıklıkla “Hack”, “Hacking”, “Hacker” olarak orijinali telaffuz edilen kelimeleri dilimize kazandıran kişiler kimler? Bu kişiler ekşisözlükte “teknoloji zorbası”; “sanal dünyanın kovboyları”; “irc de boserv kullanarak şifre çalmayı bir halt sanıp sonra kendilerine son derece lamerce hacker sıfatını yakıştıran hırt kullanıcı tipi...”; “bilgisayar manyağının, adam olma tanımı.” gibi daha çok esprili ifadelerle tarif edilseler de, Türk Dil Kurumu bu kişileri: “Bilgisayar ve haberleşme teknolojileri konusundaki bilgisini gizli verilere ulaşmak, ağlar üzerinde yasal olmayan zarar verici işler yapmak için kullanan kimse” olarak tanımlıyor.

Tanımlar elbette taraflı olarak suçlayıcı ya da yüceltici olabiliyor ama değişmeyen bir kural var ki o da tüm taraflar, hacker’ı bilgisayar programcılığı alanında, standardın üzerinde beceriye sahip bulunan ve böylece ileri düzeyde yazılımlar geliştiren ve onları kullanabilen kişi olarak değerlendiriyor. 24 Kasım 2011 tarihli ObjektifHaber sitesinde yayınlanan Emniyet Genel Müdürlüğü hacker tanımında, Hacker’lardan sabırlı ve her adımlarını dikkatlice dökümanlayarak çalışan kişiler olarak bahsediliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, resmi internet sitesinde yer verdiği Hacker’ların öyküsünde, Hacker’ların ellerinde hedefine ait az ya da hiç olmayan bilgilerle işe başladığı belirtilerek, şöyle deniyor: “Küçük analizler sonunda yol haritasını belirleyeceği yeterli bilgiye ulaşır. Bu ancak dikkatli bir analiz ve sistemli bir araştırma sonucu elde edilebilir. Hacker’ların genellikle kullandığı yöntemler 7 adımdan oluşur. Hedefin ayak izlerini analiz et, bilgileri sırala, kullanıcı bilgilerine ulaş, ayrıcalıklarını artır, ekstra şifre ve gizli bilgileri kopar, arka kapıyı kur, içeri gir ve sistemi devir.” Hacker’ların hedefin portlarını dinleyerek ve rastgele veriler göndererek işe koyulduğu ve birçok servisin genel olarak kendilerine gelen bu rastgele verilere cevap verdiği, bu cevapları da Hacker’ların aradıklarını bulmasına yardımcı olduğu belirtiliyor. Hedefi hakkında yeterli bilgileri elde eden Hacker, tek ihtiyacı olan kullanıcı şifrelerini elde etmek için iki yol kullanıyor: “Sosyal mühendislik” ya da “sistem saldırıları ve veri tabanlarına ulaşma”. Hacker bir şifre bulduktan ve şifresini ele geçirdiği kullanıcının sistem üzerindeki yetkilerini öğrendikten sonra, bu kullanıcının sistem üzerindeki izinlerini artırmaya çalışıyor ve hele izinleri sistem yöneticisi şeklinde artırabilirse o

andan itibaren her şey kontrolüne altına alıyor.

Bilgisayar korsanlarının türleri Bilgisayar Korsanlığının amaçları ve hedeflerini anlamak için, bu işle uğraşan kişilerin kendilerini nasıl sınıflandırdıklarına bakmakta yarar var: v Hactivist: kötü veya yanlış buldukları toplumsal veya politik sorunları dile getirmek amacıyla mesaj yerleştirmek için sistemlere girerler; v Siyah şapkalı: sistemleri kullanılmaz hale getirmeyi ve gizli belgeleri çalmayı hedeflerler; v Beyaz şapkalı: sistemlerin açıklarını, sistem yöneticisine bildirmek ve açıkların kapatılıp sistemin korunmasına yardımcı olmayı hedeflerler; v Gri şapkalı: iyi ya da kötü huylu olabilirler ve yasallık sınırları içinde kalmaya özen gösterirler; v Yazılım korsanı: programların kopya korumalarını kırarak, izinsiz olarak dağıtımına olanak sağlayıp para kazanırlar; v Phreaker: telefon sistemlerine sızarak ücretsiz iletişim imkanı sağlamaya çalışırlar; v Script kiddie: Hacker’lara özenen kişilerdir, genellikle e-posta veya anında mesajlaşma şifrelerini çalarlar; v Lamer: bilgisayar korsanlığı yapabilmek için yeterince bilgisi olmayıp da bunu deneyen kişilerdir.

Siber suçların türleri Bilişim suçları istatistiki verileri incelendiğinde, Türkiye genelinde bilişim alanında en fazla işlenen suç türü, banka ve kredi kartı dolandırıcılığı olarak göze çarpıyor. Bu suç türünü interaktif banka dolandırıcılığı ve bilişim suçları ve dolandırıcılığı takip ediyor. Ayrıca, bilişim sistemlerine girme, sistemi engelleme ve bozma, verileri yok etme ve değiştirme suçları da

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 69


BİLGİ GÜVENLİĞİ

bilişim suçları ve dolandırıcılığı kapsamında değerlendiriliyor. Siber suçları sınıflandırma konusunda genel kabul gören McConnel International isimli Amerikan global politika ve teknoloji yönetimi danışmanlık firmasının çalışması bu suçları dört grupta toplamaktadır ve sınıflandırmada kullanılan terminoloji suçun niteliği konusunda yeterli bilgiyi vermektedir:

1. Veri suçlar v Verilere müdahale edilmesi, v Verilerin değiştirilmesi, v Veri hırsızlığı.

2. Ağ suçları v Ağ engellenmesi, v Ağ sabotajı, v Yetkisiz erişim suçları;

• Yetkisiz erişim, • Virüs yayılması, v İlgili suçlar (suçlarda iştirakin cezalandırılması); • Bilgisayarla ilgili sahtekarlıklar, • Bilgisayarlarla ilgili dolandırıcılık. İnternet Üst Kurulu’nun yapmış olduğu sınıflandırma ise benzer şekilde:

1. Bilgisayar sistemlerine ve servislerine yetkisiz erişim v Yetkisiz erişim, v Yetkisiz Dinleme, v Hesap İhlali.

2. Bilgisayar sabotajı v Mantıksal bilgisayar sabotajı, v Fiziksel bilgisayar sabotajı,

v Bilgisayar yoluyla dolandırıcılık;

ques),

• Banka kartı dolandırıcılığı, • Girdi/çıktı/program hileleri, • İletişim servislerini haksız ve yetkisiz olarak kullanma. • Bilgisayar yoluyla sahtecilik, • Bir bilgisayar yazılımının izinsiz kullanımı; • Lisans sözleşmesine aykırı kullanma, • Lisans haklarına aykırı çoğaltma, • Lisans haklarına aykırı kiralama, v Diğer suçlar; • Kişisel verilerin suiistimali; • Sahte kişilik oluşturma ve kişilik taklidi, • Yasadışı yayınlar. Bir diğer sınıflandırma da Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan 23 Kasım 2001 tarihli Siber Suçlar Sözleşmesinde yapılmıştır.

v Mantık bombaları (Logic

Sistemlere giriş teknikleri Siz şu anda bu yazıyı okurken birileri tüm zamanlarını ve enerjilerini yeni teknikler geliştirmeye harcıyor ve aşağıdaki listeye yeni öğeler kazandırıyor. O yüzden bu listenin herhangi bir zaman dilimi içinde tamam olabileceğini düşünmek imkansız. Günümüzde en yaygın olanları saymak gerekirse: v Sosyal mühendislik (Social engineering), v Savaş-arayıcıları (War-diallers), v Truva atı (Trojan war), v Tuzak kapılar (Trap doors), v Salam teknikleri (Salami techni-

Türkiye’de Bilişim suçlarına ilişkin 2009 yılı olay sayıları, illere göre incelendiğinde ilk sırada 2,055 olay ile İstanbul, ikinci sırada 152 olay ile Mersin, üçüncü sırada ise 105 olay ile Adana yer alıyor. 70 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

bombs), v Veri hırsızlığı (Data diddling), v Atıkları toplama (Scavenging), v Veri sızdırma (Data leakage), v Sırtında taşıma/Taklit etme, v Simülasyon ve modelleme, v Telefon dinleme, v Güven ağı Oluşturma, v Sistemin şifre üretme yöntemini değiştirme, v Hafıza taşmalarından yararlanma (Buffer overflow exploits), v Yetki yükseltme sömürüsü (Privilege escalation exploits), v Arka kapılar (Back Doors), v HTTP suistimallari (HTTP Exploits). Bu tekniklerin bazılarına aşinayız, bazıları ise çok üst düzey teknikler gerektiren ve ender uygulanan yöntemler. Sık görülen ya da sıkça adını duyduğumuz ama ayrıntılı olarak tanımadığımız birkaçını burada açıklamakta yarar görüyorum v Sosyal mühendislik: Yukarıda Emniyet Müdürlüğü’nün hacker tanımında okuduğumuz gibi Hacker’ın sözel yeteneklerini kullanarak kurbanını gizli bilgiler vermeye ya da kendi amacına uygun bir işi yerine getirmeye ikna etmesi şeklinde işler. Genelde şirkette çalışan biri gibi, hatta üst düzey yetkili biri gibi davranır ve şifreyi ister. Hatta bazan aldatma da gerekmez, büyük şirketlerde hacker kalabalığın arasına karışarak, ofisleri dolaşır ve bir yerde yazılı bir şifre bulmaya çalışır. v Savaş-arayıcıları: Hacker’lar tarafından yazılmış programlardır, bir çok telefon numarasını arayarak bilgisayara bağlı olanları tespit etmek (modem cevap vermesi halinde) için kullanılırlar. v Tuzak kapılar: Büyük çaplı programlar geliştirilirken yazılımcılar, yazılımın ana gövdesiyle ilgili olmayan ve işletim sisteminin izin vermediği bazı işleri kstirmeden


yapabilmek için bir takım ekstra kod eklerler, Hacker’lar da işletim sistemini kandırmaya yönelik bu kodu kendi amaçları için kullanırlar. Bunların en çok tanınanları “Paskalya Yumurtaları” olarak bilinenlerdir. v Salam teknikleri: Çok sayıda kaynaktan farkedilmeyecek, küçük çaplı hırsızlıklar yapma tekniğidir. Bankacılık sistemlerinde hesapların faizlerindeki küsüratlar yuvarlanır, salam yönteminde yuvarlamak yerine aradaki küçük fark korsana ait başka bir hesaba aktarılır. v Mantık bombaları: Belirlenen bir zamanda ya da belirlenen bir olay gerçekleştiğinde aktif hale geçen yazılımlardır. Örneğin, bir Hacker bordrodan kendi isminin listeden silinmesi halinde tüm isimlerin ve bilgilerin silinmesi için bir program yerleştirebilir. v Veri hırsızlığı: Bilgisayar sistemine girilen verileri giriş sırasında ya da öncesinde değiştirme işidir. Örneğin, disk ya da teypleri değiştirerek veri girişi için kullanılan dökümanları kendi isteği doğrultusunda değiştirmek bu hırsızlık türüne girer. v Atıkları toplama: Çöp tenekeleri başta olmak üzere bilgisayarların çevresine bırakılmış ya da atılmış bilgileri toplayarak kritik bilgilere erişme yöntemidir. v Sırtında taşıma/taklit etme: Birini fiziksel olarak takip edip kart okuyuculu bir kapıdan geçmesini izlemek veya başka birinin elektronik kartıyla sanki o kişiymiş gibi bilgisayarda işlem görme gibi yollarla başka bir kimliği ele geçirme üzerine kurulu bir tekniktir. v Güven ağı oluşturma: Başkalarının kaynaklarını kullanarak başka ağlara erişme tekniğidir. A firmasına erişirken B firmasının altyapısından yararlanma yoluyla geriye dönük iz sürmeyi engelleyerek gizlenme yöntemidir. Genellikle 15-20 değişik ağdan geçilerek iz

kaybettirilir. v Yetki yükseltme sömürüsü: Pek çok sunucuda mevcut olan “Misafir” gibi kullanıcıların yetkilerini mümkünse “admin” olarak, ya da en azından daha yetkili seviyelere taşıyarak işlem yapma olanağı yaratma yoluyla Hacker’ın sistemi ele geçirmesidir. v Arka kapılar: Hacker’lar sunucuya erişimi sağladıktan sonra iki amaç güderler: bir arka kapı inşa etmek ve izlerini kapatmak. Arka kapılar, Hacker’a ileride sisteme tekrar ve uzaktan girme olanağı sunar. v HTTP suistimallari: Web sunucu uygulamalarını kullanarak kötü niyetli etkinliklere fırsat yaratmaktır. Bu saldırılar çok yaygındır ve popülaritesi giderek artmaktadır, çünkü firewall’lar tipik olarak internetten gelen trafiğin kurumsal sunucuya erişimini engellemektedir. Ancak firewall’dan neredeyse her zaman web’de gezinmek için kullanılan HTTP trafiğine 80 numaralı porttan izin verilir. Böylece saldırganların web sunucuya direk erişimi vardır ve eğer yeterli beceriye sahiplerse bu yoldan sistemin diğer kaynaklarına ulaşabilirler.

Türkiye’de bilişim suçları en çok İstanbul’da işleniyor Türkiye’de Bilişim suçlarına ilişkin 2009 yılı olay sayıları, illere göre

incelendiğinde ilk sırada 2,055 olay ile İstanbul, ikinci sırada 152 olay ile Mersin, üçüncü sırada ise 105 olay ile Adana yer alıyor. Banka ve kredi kartı dolandırıcılığı suçu incelendiğinde ise ilk sırada 1,205 olay ile İstanbul, ikinci sırada 70 olay ile Mersin, üçüncü sırada ise 48 olay ile Gaziantep geliyor. Bilişim suçları olay sayıları illere göre değerlendirildiğinde de ilk sırada 53 olay ile İstanbul, ikinci sırada 46 olay ile Mersin, üçüncü sırada 26 olay ile Bursa bulunuyor.

Siber saldırılar son bulmayacak Giderek artan oranda değerli bilginin elektronik ortamda saklanır olması, siber saldırıların arkasının kesilmeyeceğine işaret ediyor. Üstelik görünen odur ki, bilişim suçları genel olarak bireysel olarak değil, organize suç şebekeleri tarafından işleniyor ve şebekeler uluslararası boyutlarda faaliyet gösteriyorlar. Dolayısıyla suçun önlenmesi konusunda en önde gelen unsurlar fiziksel güvenlik, kurumsal güvenlik, personel güvenliği, veri güvenliği, teknik altyapı yatırımları olduğu kadar, hukuksal düzenlemelerin ve yargı mensuplarının teknolojik gelişmelere ayak uydurmaları ve bu mücadelede tüm ülkelerin ortak görüş etrafında ve işbirliği içinde hareket etmeleridir.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 71


GÜVENLİK HİZMETİ

Güvenli okul ve özel güvenlik Okullar ve çevresinde oluşabilecek güvenlik risk ve tehlikesinin önlenmesinde kolluk kuvvetleri ile koordineli çalışılmasının yanında; okul, öğrenci, aile ve toplum işbirliğinin sağlanmasının önemi tartışılmazdır. Osman ÖZTÜRK Bahçeşehir Özel Güvenlik ve Koruma Programı Koordinatörü

D

ünyanın en genç ve dinamik nüfusuna sahip ülkemizde, güvenlik sektörü her geçen gün büyümektedir. Güvenlik ekonomisi, gerek insan kaynakları gerekse sektörde yeralan işgücü yoğunluğu ve teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan ekonomik parametrelerdeki değerleri ile hizmet sektörleri içinde iyi bir

72 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

yere yükselmiş bulunmaktadır. Özel güvenlik yapılanması, kolluk kuvvetlerinin kamu güvenliğini sağlama amacına uygun olarak, yardımcı görev ve sorumluluklar üstlenerek, devletin bu alandaki yükünü azaltmaktadır. Yedi milyarlık dünya nüfusunun yarısını, ülkemizde ise nüfusun 22.6 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır. Halen 17.2 milyon öğrencinin bulunduğu ülkemizde,

eğitim çağındaki çocukların güvenli bir okul ortamında eğitimlerini sürdürebilmelerine yönelik olarak hazırladığımız “Güvenli Okul Projesi”nin önem ve değeri ortaya çıkmaktadır. Okullar ve çevresinde oluşabilecek güvenlik risk ve tehlikesinin önlenmesinde kolluk kuvvetleri ile koordineli çalışılmasının yanında; okul, öğrenci, aile ve toplum işbirliğinin sağlanmasının önemi


Osman ÖZTÜRK

tartışılmazdır. Okul güvenliği, sadece okul ve çevresinin güvenliğini sağlayıcı ve koruyucu çalışmaları içermez. Güvenlik algısınının güçlü olduğu güvenlik yönetiminin her aşamasında, okul bina ve kampüslerinin tasarımından sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerin çeşitliliğine ve kalitesine, öğrencilerin şiddet içeren davranışlarından, öğrenmeye odaklanmalarına kadar okul kültürü ve iklimini oluşturan tüm etmenler bulunmaktadır. Çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların belirlenmesi amacıyla TBMM Araştırma Komisyonunca yapılan bir anket çalışması kaygı verici bir duruma işaret etmektedir. Güvensiz ortamı gerekçe gösteren lise öğrencilerinin %15,1’i okula delici, kesici alet ve silahla gelmekte, %6,9’u da en az bir defa uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri denediğini belirtmektedir. Araştırmaya göre, ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin %7,7’si çete üyesidir. Çete üyesi olma nedenleri arasında ise güvensizlik ortamı en belirleyici etkendir. Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan bir çalışmada; eğitim öğretim yıllarına göre kayıt altına alınan şiddet içerikli olay sayısının,

UNICEF’e göre okullarda şiddet küresel bir sorundur. Avrupa’da her gün dört çocuk şiddet sonucu hayatını kaybetmektedir. Her geçen gün şiddet olaylarının arttığı dünya ülkelerine paralel olarak ülkemizde de okullardaki şiddet olayları bu artıştan etkilenmekte ve toplumun dikkatini daha fazla çekmektedir. 2007’de 3.014, 2009’da 1.716, ve 2011’de ise 434 olduğu tespit edilmiştir. Yine bir çalışmada; okulların %62,3’ünde şiddet olayları yaşanırken, bunların %44,2’sinin fiziksel şiddet, %43,5’inin sözlü şiddet, %12,7’sinin sözlü taciz, %8,8’inin psikolojik şiddet, %5,7’sinin fiziksel taciz, %5,3’ünün ayrımcı şiddet ve %3’ünün ise duygusal taciz olduğu görülmektedir. UNICEF’e göre okullarda şiddet küresel bir sorundur. Avrupa’da her gün dört çocuk şiddet sonucu hayatını kaybetmektedir. Her geçen gün şiddet olaylarının arttığı dünya ülkelerine paralel olarak ülkemizde de okullardaki şiddet olayları bu artıştan etkilenmekte

ve toplumun dikkatini daha fazla çekmektedir. Şiddet olaylarının çok yönlü olduğu okullarda okul paydaşları arasında uygulanan şiddet nedeniyle, okul ortamının güvenliği olumsuz etkilenmektedir. Victor Hugo “Bir okulun yapılması, bir hapishanenin kapanması demektir” diyerek eğitim ile suç arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Toplumun örgütlü bir kurumu olarak okulda roller ve sorumluluklar ve uyulması gereken yazılı kurallar vardır. Okul toplumun bir parçası olduğundan, sorunları önleme ve çözmede yerel paydaşlarla işbirliği yapmalıdır. Ülkeden ülkeye toplumsal yapı ve ihtiyaçlar farklılık göstermekte

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 73


GÜVENLİK HİZMETİ

ve okulların güvenliğini etkileyen oldukça fazla etmen bulunmaktadır. Okullarda güvenli ortamın ve çevrenin yaratılması için farkındalık yaratmak gerekmektedir. Ülkemizde bu alanda bir çok çalışma yapılmakta ise de yeterli olamamaktadır. Okul güvenliği, öğrenci, öğretmen ve okul çalışanları gibi kişileri ve bu kişilerin birbirlerine karşı tavırları gibi çevresel faktörleri içermekle birlikte, fiziksel koşulları da kapsamaktadır. Güvenli okul, yalnızca suça karışmaktan veya suçtan zarar görmekten korkulan okul olmayıp, yönetici ve okul çalışanlarının tutum ve davranışlarını, okulun tasarımını ve binanın yapısından donanımına kadar daha birçok özelliği de içinde taşıyan okuldur. Okul güvenliğinin sağlanmasında okul yöneticileri, öğretmen ve rehberlerin rollerinin önemli olduğu kabul edilmelidir. Okul güvenliği çok aktörlü ve çok fonksiyonlu işbirliğini gerekli kılmaktadır. Ülkemiz, 22.6 milyon çocuk nüfusuyla, diğer ülkelere göre farklı bir demografik yapıya sahiptir. Bu durum okul güvenliği ve çocuk konusunda yeni sosyal ve güvenlik politikaları oluşturulmasını ve eğitimlerinin sürekli geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir.

74 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Okullarda akademik anlamda eğitim ve öğretim etkinliklerinin etkili olarak gerçekleştirilebilmesi için okul ortamının elverişli olmasının yanında, okulun fiziksel kapasitesi ile öğrencilere sunduğu okul atmosferinin öğrencinin öğrenme ve gelişim psikolojisi üzerinde etkisi bulunmaktadır. Güvenli okul, eğitimin korku, şiddet ve kaygıdan uzak, güvenli bir ortamda gerçekleştirildiği okuldur. Özgüven ve bağlılık duygusunun olduğu bir iklimsellik vardır. Öğrencilerin okulda karşılaşabilecekleri güvenlik risklerine karşı güvenli bir çevrede yaşatılmaları hedeflenmektedir. Fiziki güvenlik standartları yönünden belirlenen plan ve normlara göre dizayn edilmiştir. Yüksek ölçekli güvenlik algısına ve prosedürlerine sahiptir. Kampüs, okul binaları ve çevreleri yetenekli kamera sistemleri ile izlenir, giriş ve çıkışları özel güvenlik personeli tarafından kontrol edilir. Önceden hazırlanan güvenlik planları ile acil durum planlarına göre olası olaylara karşı alınacak önlemler ve uygulanacak yöntemler planlanarak belirli zaman aralıklarında uygulamaya dönüştürülür ve sürekli güncel tutulur. 1- Güvenli Okul “öğrencilerin, öğretmenlerin ve diğer personelin kendilerini fiziksel, psikolojik

ve duygusal bakımdan özgür hissetmeleridir” 2- Güvenli Okul “okulda öğrenme için uygun bir ortam yaratılmasıdır” 3- Güvenli okul; öğrenci, öğretmen, yönetici ve diğer çalışanlar ile ziyaretçilerin olumlu etkileşimde bulunduğu, tavır ve tepkilerin tehdit ve tedirgin edici olmadığı, ılımlı ilişkilerin ve kişisel gelişimin önünün açık olduğu bir iklimin yaşandığı okuldur. 4- Bir grubun diğer öğrenci veya arkadaş gruplarından daha üstün olmadığı, okuldaki tüm bireylerin birbirlerine saygı ve sevgiyle yaklaştığı, özgür bir sosyal çevrenin olduğu okuldur. 6- Güvenli okul, güvenliğin yalnızca okul ortamının güvenliği ile sınırlı olmadığı, kapsam ve boyutlarının öğrenci, öğretmen ve diğer okul çalışanlarının okula gitmek amacıyla evlerinden ayrılmaları anından başlayarak tekrar evlerine dönmelerine kadarki tüm aşamaları içeren okuldur. 7- Öğrencinin nefes aldığı okul atmosferinde öğrenmekten başka bir şeyi düşünmediği, eğitimini engelleyebilecek olgu ve algılardan uzak tutulduğu okuldur. 8- Güvenli Okul, fiziki ve teknolojik enstrümanlarla güçlendirilmiş, iç ve dış çevresiyle güven veren sıcak bir okul iklimine ve güvenli kampüs alanlarına sahiptir. 9- Bu öyle bir iklimdir ki, asla içinde şiddete, korkuya ve tedirginliğe yer yoktur. 10- Okul, aile, öğretmenler ile özel güvenlik ve kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliği ve iletişim en üst boyuttadır. 11- Güvenli okul, fiziksel kavga ve şiddetin ya da akran zorbalığının olmadığı, öğrencilerin birbirleri ile iyi ilişkiler kurdukları


okuldur. 12- Öğrenci davranışları ile ilgili kurallar açık ve net bir şekilde tanımlanarak duyurulmuştur. 13- Küçük nitelikli suçların ya da sataşmaların önemsiz sayılarak geçiştirilmediği ve daha büyük ve önemli suçların doğmasının engellendiği okuldur. 14- Öğrencilerin kendilerini okula ait hissettikleri, ailelerin de aynı duyguyu taşıdıkları okuldur. 15- Güvenli okul, kapsamlı bir acil durum yönetimi ve çözümü sunar. 16- Güvenliğin en önemli ve görünür öncelik haline getirilmesi stratejisi uygulanır. 17- Güvenli okulda, güçlü ve etkili bir liderlik, kendini işine adamış öğretmen kadrosu, üst düzeyde ailesel ve toplumsal katılım ve işbirliği süreçleri vardır. 18- Okulun fiziksel mimarisi ve düzenlemeleri güvenlidir. 19- Sorunları önlemeye, okul güvenliğini güçlü bir şekilde devam ettirmeye yönelik stratejiler tutarlı ve devamlı olarak uygulanır. 20- Düzenli ve odaklanmaya elverişli sınıfları vardır. 21- Güvenli okul sadece; metal detektörler, x-ray cihazları, kameralar ve tel örgülerle korunan, koridorlarında nöbet tutulan ve tüm olaylara özel güvenlik veya kolluk kuvveti tarafından müdahale edilen, korku ve tedirginlik veren okul değildir. 22- Güvenli okul; öğrenciler arasında birinin diğerine uyguladığı şiddetin yetişkin bireyler arasında affedilebilir bir durum olarak görülüp rapor edilmediği bir okul da değildir. Bu tanımlamalar doğrultusunda bir özet yapacak olursak, güvenli okul ya da okul güvenliği denildiğinde; a) Okul ve çevresinin güvenliği

(bina güvenliği, bahçe/çevre güvenliği ve ltyapı ihtiyaçları), b) Öğrenci güvenliği (başarıya odaklılık, planlı yaşam, özdenetim sahibi olma, değerlere sahip olma), c) Aile güvenliği (aile içi güven, aile içi şiddetin önlenmesi, ebeveyn eğitimi), d) Toplum güvenliği (medya ve eğitim, okul-çevre işbirliği, okulların toplum tarafından desteklenmesi) anlaşılmaktadır. Güvenli okul, fiziki güvenlik standartları yönünden belirlenen plan ve normlara göre dizayn edilmiştir. Yüksek ölçekli güvenlik algısına ve prosedürlerine sahiptir. Güvenli okul standartlarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz; güvenli çevre, güvenli bina, güvenli bahçe, güvenli sınıf, sağlıklı okul, deprem ve doğal afetlerde güvenlik, yangın güvenliği, güvenli ulaşım / servis güvenliği. Güvenli okul; öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanların kendilerini fiziksel, psikolojik ve duygusal bakımdan özgür hissettikleri, öğrenme ve öğretme için en uygun ortamın olduğu, tedirginlik, korku ve gözdağının olmadığı, yüksek ölçekli güvenlik algısına ve uygulamalarına sahip, özgür ve güvenli bir ruhu, huzurlu ve mut-

lu bir atmosferi, birbirini seven ve değer veren, okuluna bağlılık hissiyle dolu, öğrenmeye ve öğretmeye odaklanmış öğrenci ve öğretmenleri, uyum ve uzlaşıyla oluşturulmuş kuralları, olası suç olgularına karşı önceden saptanmış plan ve projeleri bulunan, proaktif bir güvenlik algısının etkin ve yetkin olduğu, ailelerin çocuklarının dönüşünü gönül rahatlığıyla beklediği, sınıfları tebessüm eden, sosyal, sanatsal, sportif ve kültürel etkinliklerle renklendirilmiş bahçesi öğrencilerin sevinç çığlıklarıyla çınlayan, umut ve bilginin güneş gibi ısıttığı, gözlerinin içi gülümseyen okuldur. “Daha güvenli okullar daha güvenli yarınlar demektir”.

Güvenli okul, fiziki güvenlik standartları yönünden belirlenen plan ve normlara göre dizayn edilmiştir. Yüksek ölçekli güvenlik algısına ve prosedürlerine sahiptir. Güvenli çevre, güvenli bina, güvenli bahçe, güvenli sınıf, sağlıklı okul, deprem ve doğal afetlerde güvenlik, yangın güvenliği, güvenli ulaşım / servis güvenliği; güvenli okul standartlarını oluşturmaktadır. Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 75


GÜVENLİK HİZMETİ

Spor güvenliğinde kritik risklerin ve zamanlamanın yönetimi

İç Emniyet Departmanı, üniversiteleri, stadyumları ve arenaları, terörist faaliyetleri için potansiyel hedefler olarak tanımlamaktadır. Çeviri: Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

İ

ç Emniyet Departmanı, üniversiteleri, stadyumları ve arenaları, terörist faaliyetleri için potansiyel hedefler olarak tanımlamaktadır. Boston maratonundaki bombalama olayından sonra, takım sahipleri, şehir yetkilileri ve üniversite yöneticileri, potansiyel tehditlere karşı ne kadar hazırlıklı olduklarını yeniden gözden geçirmektedirler. ABD’deki spor etkinlikleri, büyük sayıda kayıplara ve geniş medya ilgisine ve ekonomik sarsıntılara ortam sağlayabilecek kapasitede gerçekleşmektedir. Bir olay ya da olaylar zincirinin yaratacağı korku, milyar dolarlık bir endüstriyi felce uğratacaktır. Spor etkinliklerinin güvenliğini iyileştirmek amacıyla, İç Emniyet Departmanı tarafından fon sağlanarak Güney Misissipi Üniversitesi’nde Seyircili Spor Güvenliği ve Emniyeti Ulusal Merkezi (The National Center for

76 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Spectator Sports Safety and Security) NCS4 kurulmuştur. Önemli amaçlardan biri, araştırma ve takım sahipleri, şehir yetkilileri ve üniversite yöneticilerinin risk yönetim sistemlerini değerlendirmelerinde yardımcı olacak şekilde tasarlanmış etkili bir güvenlik yönetim sistemi geliştirmektir. NCS4, spor etkinlikleri sahibi ya da yöneticisi tüm profesyonellere, üniversite ve dış mekan organizasyonu yapanlara, Spor Etkinliği Güvenlik Farkındalığı (SESA) sertifikasyonu sağlamaktadır. SESA sertifikasyonu, spor tesislerinde hazırlıklı olma, önleme, tepki verme ve süreklilik sağlama ihtiyaçlarına cevap veren akılcı ve ulaşılabilir bir standardlar bütünüdür. SESA’nın çekirdeği, risklerin değerlendirilmesi, zaafların belirlenmesi, uygun plan, politika ve süreçlerin geliştirilebilmesi ve tesis personelinin eğitiminin sağ-

lanması konularında ölçümlendirilebilir standardlar içermektedir. Sonuç, emniyeti gözden geçirmek ve yükseltmek, spor tesislerinde güvenlik ve olay yönetim programları oluşturmayı amaçlayan kesintisiz dört yıllık bir döngüdür. Bu fazlar, organizasyonları güncel olmaya, yenilikçi stratejileri keşfetmeye ve yeni teknolojileri kullanmaya sevkeden sürekli gelişme döngüsünü yaratmaktadır. v Risk değerlendirmesi: Değerlendirme fazı, organizasyonların risklerini tanımlamalarını, acil durum planlarını gözden geçirmeleri/geliştirmelerini ve belirlenen standardlara uygun beceriler geliştirmek için çalışmaya başlamalarını sağlamayı hedeflemektedir. v Eğitim: Eğitim fazında, liderlik, yönetici ve ast personel eğitimlerini de içeren kişiselleştirilmiş programlar geliştirilmektedir. Eğitim ihtiyaçları karşılandığında ve yeni ihtiyaçlar doğduğunda,


Sertifikasyon Öncesi Plan Oluşturma RSAT Geliştirme Planı Döküman İnceleme Uygulama Gözden Geçirme 5.Yıl (sertifika yenileme) Döküman İnceleme Yerinde İnceleme Sertifikasyon Yenileme Onay

1.Yıl (sertifikalı)

2.Yıl

Döküman İnceleme Yerinde İnceleme Sertifikasyon Onay

Döküman İnceleme Öz Değerlendirme Organizasyon Tanımlanan Gelişmeler

6.Yıl

7.Yıl

Döküman İnceleme Öz Değerlendirme Organizasyon Tanımlanan Gelişmeler

Döküman İnceleme Odaklanmış Değerlendirme Organizasyon Tanımlanan Gelişmeler

3.Yıl Döküman İnceleme Odaklanmış Değerlendirme Organizasyon Tanımlanan Gelişmeler 8.Yıl Döküman İnceleme Öz Değerlendirme Organizasyon Tanımlanan Gelişmeler

4.Yıl Döküman İnceleme Öz Değerlendirme Organizasyon Tanımlanan Gelişmeler

9.Yıl (sertifika yenileme) Döküman İnceleme Yerinde İnceleme Sertifikasyon Yenileme Onay

Tablo 1. SESA Sertifikasyonunun Sürekli Gelişim Döngüsü

eğitim fazı gerektiği şekilde geliştirilmektedir. Beklenti, organizasyonların eğitim fazına, çalışanların becerilerini geliştirebildikleri ve böylece operasyonun kalitesinin artırılacağı bir fırsat olarak bakmalarıdır. v Tatbikatlar: Her yıl küçük talimlerin yanısıra, en az bir NCS4 tatbikatı gerçekleştirilmektedir. Tatbikatlar, risk değerlendirmesinden elde edilen bulgulara dayandırılmaktadır. Küçük çaplı tatbikatlar, mevcut yeterlilikleri ölçmek amacıyla, tesisteki bir etkinlik sırasında yapılmaktadır. Tatbikat fazı, organizasyonlara açıklarını tespit etme ve ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirme olanağı sağlamaktadır. v Doğrulama: Doğrulama fazında, sertifikasyon eksperleri planları, yömtemleri, eğitimi analiz etmekte ve yerinde etkinlik operasyonlarının değerlendirmesini yapmaktadırlar.

Sertifikasyon süreci ve asgari gereksinimler Kapsamı ve kriterlerin karmaşıklığını tanımak, bir organizasyonun sertifikasyon sürecine bilgili ve iyi düşünülmüş bir başlangıç yapmasını sağlamaktadır. Aşağıda sürecin adımları listelenmiştir:

v İlk temas: Sertifikasyonu

düşünen bir organizasyonun, İç Emniyet Departmanının, Risk ÖzDeğerlendirme Aracını (RSAT) tamamlaması ve RSAT sonuçlarına göre de aksiyon sonrası gelişim planı oluşturması istenmektedir. Risk Öz-Değerlendirme Aracı ücretsiz, web tabanlı bir araçtır ve tesisin mevcut risk seviyesine dair tüm riskleri analiz ederek potansiyel zayıflıkları azaltmak ve yönetmek için seçenekler sunmaktadır. v Sertifikasyon için hazırlanma: Organizasyonlar RSAT sonuçlarını ve aksiyon sonrası gelişim planlarını NCS4’e teslim ederler. v Doküman teslimi: Organizasyonlar, emniyet, güvenlik ve olay yönetimi konularına ait temel konulara ilişkin dökümanlarını ve planlarını NCS4’e teslim ederler. v Yerinde değerlendirme:

Yerinde değerlendirme bir eksper ekip tarafından yapılmaktadır. Bu değerlendirme, tesisin gezilmesi, tesis personeli ve hatta organizasyon dışından personel (bir etkinlik sırasında tesiste bulunan) ile mülakat ve tatbikat hazırlığını içermektedir. v Uygunluk incelemesi: Uygunluk İnceleme Paneli (CRP) değerlendirme raporundaki bilgileri inceler ve daha ayrıntılı yazılı belge ya da eksperlerle görüşme isteyebilir. v Sertifikasyon kararı: NCS4 Sertifikasyon Komisyonu CRP’nin tavsiyelerini gözden geçirir ve sertifika verme konusunu oylamaya sunar. v Karar dönemi: Sertifikasyon, dört yıllık bir dönem (sürekli gelişim döngüsü) için verilmektedir. Süregelen Sertifikasyon çalışmaları, bunlarla sınırlı olmamak

Eğitim fazında, liderlik, yönetici ve ast personel eğitimlerini de içeren kişiselleştirilmiş programlar geliştirilmektedir. Eğitim ihtiyaçları karşılandığında ve yeni ihtiyaçlar doğduğunda, eğitim fazı gerektiği şekilde geliştirilmektedir. Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 77


GÜVENLİK HİZMETİ

kaydıyla aşağıdaki gibidir: Yerinde etkinlik değerlendirme; v Eksperler tarafından yıllık tatbikatlar; v Yıllık öz değerlendirme raporu teslimi. v Yeniden değerlendirme: Sertifikalı organizasyonlar dört yılda bir, sertifikasyon süresinin dolmasını müteakip, tam değerlendirmeden geçmektedirler. Yeniden değerlendirme süreci, müracaat ve ilk değerlendirme sürecini izlemektedir. Değerlendirme ekibi, değerlendirme tavsiyelerini oluştururken mevcut ve önceki yılların verilerini göz önüne almaktadır. v İzleme süreci ve dört yıllık inceleme döngüsü: SESA almaya hak kazanan organizasyonlar, SESA tarafından talep edilen planlarının ve dökümanlarının gözden geçirildiğini ve gerektiğinde güncellendiğini doğrulayan yıllık Sürekli Gelişim Envanteri teslim ederler.

Sürekli gelişim döngüsü Sürekli gelişimin temeli, çalışanların katkısıdır. Spor tesislerinde bu, onların işle ilgili problemlerde ve rutin işlerde, yaratıcılıklarını kullanarak süreçleri ve hizmetleri iyileştirmeleri ile olmaktadır.

78 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Sürekli gelişim kültürü yaratmak, çalışanların yaratıcılıklarını özgürleştiren bir platform hazırlamaktadır.

Sürekli gelişim envanteri Sürekli Gelişim, SESA sertifikasyonunun temelini oluşturmaktadır. Sürekli Gelişim Envanteri, değerlendirmeyi yürütmek için bir dizi ölçüt sunar ve böylelikle organizasyonların bu gelişmeleri kullanabilmeleri için bir “yol haritası” görevi görmektedir. Bu gayretlerin amacı zaman içinde “adım adım” gelişme ya da bir defada “devrim” niteliğinde bir iyileşme olabilmektedir. Çalışma biçimlerini sürekli geliştiren spor tesisleri, rekabette ön sıralarda yer almakta ve diğerleri için de

standardları oluşturmaktadırlar. Kapsanan alanlar şunlardır: v İstihbarat toplama / paylaşma: Birden fazla, birbiriyle bağlantı kaynak kullanarak bilgiyi paylaşma; v Alan çerçevesi kısıtlama: Tesis halka kapalıyken, tesis alanının güvenliğini sağlama ve izleme; v Alana giriş çıkış güvenliği: Maçlar ya da etkinlikler sırasında alana grirş çıkışı kontrol altında tutma; v Giriş çıkışta arama ve kontrol: Maçlar ya da etkinlikler sırasında alana giriş yapan şahısları ya da araçları arama ve/veya denetleme; v Nakliye, mal kabul ve depolama: Teslimatları izleme ve güvenliğini sağlama; v Hırsızlık ve Oyalama/Şaşırtma: Hırsızlık ve tesis personelinin oyalanmasını önleme; v Sabotaj: İçeriden yapılacak sabotajları önleme; v Siber: Kritik süreç kontrollerine içeriden ya da uzaktan yetkisiz erişimlerin engellenmesi dahil olmak üzere, siber sabotajları caydırma; v Tepki: Olaylara iç güçlerle ve yerel resmi makamlar ve ilk yardım ekipleri ile işbirliği içinde tepki vermek için acil durum planı

Sürekli gelişimin temeli, çalışanların katkısıdır. Spor tesislerinde bu, onların işle ilgili problemlerde ve rutin işlerde, yaratıcılıklarını kullanarak süreçleri ve hizmetleri iyileştirmeleri ile olmaktadır. Sürekli gelişim kültürü yaratmak, çalışanların yaratıcılıklarını özgürleştiren bir platform hazırlamaktadır.


oluşturma; v İzleme: Etkili izleme, iletişim ve uyarı sistemleri kullanma; v Eğitim: Uygun güvenlik eğitimi, tatbikatlar ve tesis personeli alıştırmalarını temin etme; v Personelden emin olma: Tesis personeli ve gerektiğinde kısıtlanmış ve kritik alanlara refakatçisiz giren ziyaretçilerin geçmişlerini ve kimlik bilgilerini dikkatlice araştırma; v Ciddi tehditler: Ciddi tehditler söz konusu olduğunda korunma tedbirlerinin seviyesini artırma; v Güvenlikle ilgili olayları bildirme: Önemli güvelik olaylarını Güvenlik Departmanına ve yerel yetkililere rapor etme; v Önemli güvenlik olayları ve şüpheli eylemler: Tesis içinde ya da yakınında meydana gelen önemli güvenlik olayları ve şüpheli eylemleri tespit etme, inceleme, bildirme ve kayıt tutma; v Yetkililer ve organizasyon: Güvenlikten ve standardlara uyumdan sorumlu yetkili(ler) ve birim tayin etme; v Kayıtlar: Düzgün kayıt tutulması; v Tahliye ve sığınak: Bir olay anında tesiste bulunanların hareketlerini yönlendirme; v Halka açık bilgi: Medya ve toplumu bilgilendirme; v İş sürekliliği: Bir olaydan önce, sırasında ve sonrasında faaliyetin devamını sağlama; v Maç/etkinlik günü operasyonları: “Taraftar Keyfi” ve seyirci g üvenliğini koruma; v Yiyecek ve içecek koruma tedbirleri: Yiyecek ve içecekleri kasti zehirlemelere karşı koruma; v Denetimler: Yapıları, komponentleri ve teçhizatı denetleme. Felaketler ve artan terör olayları, spor tesislerinin mala zarar, personel yaralanmaları ve ölümler

Sürekli Gelişim, SESA sertifikasyonunun temelini oluşturmaktadır. Sürekli Gelişim Envanteri, değerlendirmeyi yürütmek için bir dizi ölçüt sunar ve böylelikle organizasyonların bu gelişmeleri kullanabilmeleri için bir “yol haritası” görevi görmektedir. gibi felaketlere karşı savunmasız olduğunu sürekli hatırlatmaktadır. Öncü olmak ve spor etkinliklerinin, etkili güvenlik yönetim sistemi ile güvenliğini sağlamanın getirileri şunlar olacaktır: v Tesiste bulunanların – seyirciler, görevliler, rakipler ve çalışanlar- emniyet ve güvenliğinin korunması için mevcut en iyi uygulamaların kullanılması; v Bir organizasyonun markasının, gelişmiş etkinlik operasyonları, olaylara hızlı tepki verebilme becerileri ve iş sürekliliği konularının tanımlanması yoluyla korunması; v Minimum güvenlik ve emniyet

standardlarına uygunluk konusunda onay mercilerine uyumun kolaylaşması; v Belediye, il, ilçe ve ulusal yetkililerin koydukları yönetmeliklere uyumun kolaylaşması; v Emniyet, güvenlik ve olay yönetimi konusunda proaktif bir yaklaşımla imaj ve itibarın artması; v Finansal kayıplardan, denetim cezalarından, pazar payı kayıplarından, ekipman ve ürünlere gelebilecek zararlardan kurtulma becerisinin artması; v Meydana gelen bir olayda, cezai ve hukuki sorumluluğun azalması.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 79


GÜVENLİK HİZMETİ

Liman güvenlik personeli eğitimi Dünya ticaretinin ithal ve ihraç yüklerinin %90’dan fazla bölümü deniz yoluyla taşınmakta olup, deniz yoluyla gerçekleştirilen uluslararası ticaret hacmi, her geçen gün süratle artmaktadır. Bugün dünya denizlerinde 150’den fazla ülke bayrağına kayıtlı 100 gross ton üzerinde yaklaşık 100.000 adet gemi dolaşmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Taner ALBAYRAK PİRİ REİS ÜNİVERSİTESİ Denizcilik Fakültesi Dekan Yrd.

G

ünümüzde deniz yolu ile çok yüksek hacimlerde yük ve yolcu hergün bir coğrafi mevkiden diğerine taşınmaktadır. Taşınan malların nitelik ve hacimleri dikkate alındığında deniz ulaştırmasının önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Dünya ticaretinin ithal ve ihraç yükleri-

80 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

nin %90’dan fazla bölümü deniz yoluyla taşınmakta olup, deniz yoluyla gerçekleştirilen uluslararası ticaret hacmi, her geçen gün süratle artmaktadır. Bugün dünya denizlerinde 150’den fazla ülke bayrağına kayıtlı 100 gross ton üzerinde yaklaşık 100.000 adet gemi dolaşmaktadır. Dünya deniz ticaret filosu 1.5 milyar

DWT’a, dünya ticaret hacmi ise 8,7 milyar ton’a ulaşmış olup, dünya deniz ticaretinden yılda yaklaşık 400 milyar dolar gelir elde edildiği tahmin edilmektedir. Bu nedenle deniz ulaştırması, ekonomik kaynakların ulaşımının sağlanmasında en etkin yöntem olmanın yanısıra dünya çapındaki ekonomik gelişiminde en önemli


Yrd. Doç. Dr. Taner ALBAYRAK

unsurudur. Ancak denizler sağladığı bu yararlara karşın başta ana unsurları olan limanlar olmak üzere; terörizm, deniz haydutluğu ve korsanlık, uyuşturucu, silah, akaryakıt ve nükleer madde kaçakçılığı, kara para aklama, yasadışı göç ve göçmen kaçakçılığı, insan ticareti ve çevresel suçlar içinde geniş fırsatlar yaratmaktadır. Bu tehditlerin önlenmesinde karşılaşılan en önemli sorun ülkelerin yargı yetkisinin ötesinde olan Uluslararası Hukuk ve anlaşmaların getirdiği sınırlamalardır. Ülkelerin Karasuları ve Münhasır Ekonomik Bölgelerde sahip oldukları hak ve yetkiler, Açık Denizlerin Serbestliği ilkesi ve zararsız geçiş hakkının getirdiği sınırlamalar, ülkelerin deniz korsanlığı ve terörizmle mücadelesinde etik, yasal ve uygulamaya yönelik konularda önemli engel oluşturmaktadır. Bu nedenle bu tehditlerin denize çıkmadan, karadaki kaynağında ilgili tüm güvenlik güçlerinin ve liman yetkililerinin koordineli ve işbirliği içindeki çalışmaları ile tespit ve etkisiz hale getirilmesi önem kazanmaktadır. Küresel ekonomi entegre tedarik zincir üzerine kurulu olup kulla-

nıcıların ihtiyaç duyduğu mallar sadece ihtiyaç anında ve yeteri kadar sağlanmaktadır. Tedarik zincirleri kesintiye uğradığı takdirde bunun başta ekonomik güvenlik olmak üzere tüm dünyayı sarsacak derin yansımaları olacaktır. Ekonomik çöküntü yanısıra, deniz güvenlik uzmanları deniz kaynaklı terörizmin kitlesel tahrip saldırısı veya büyük bir çevre felaketinin tetikleyicisi olabileceğini de değerlendirmektedirler. Dünya ticaretinin işleyişi dünya denizlerinin küresel güvenliği ile mümkündür. Ekonomik faaliyetler ister küresel, ister bölgesel bazda olsun deniz ve enerji ile iç içe geçmiş bir haldedir. Üretim için enerjinin önemi, ticaret için denizlerin önemi ile aynı seviyededir. Deniz ulaştırma rotaları, limanlar ve ticaret filolarının güvenliğinin olmadığı bir ortamda dünya ekonomisinin can damarı olan ticaretten bahsetmek mümkün değildir. Denizler üzerinden yapılan ticarette enerjinin de payını düşünürsek deniz güvenliğinin sadece küresel ticaretin güvenliğini değil aynı zamanda enerji güvenliğini de etkilediği görülmektedir. Dolayısı ile küresel güvenlik ortamında deniz güvenliği ile enerji güvenliği birbirini tamamlayan iki temel güvenlik gereksinimidir. ISM ve ISPS (1) açısından bakıldığında bir gemi ve limana yönelik

tehdit; v Patlayıcı cihazlar, kundakçılık, sabotaj, barbarlık gibi, gemi veya limana zarar verecek ya da tahrip edecek olaylar, v Gemiyi veya gemi personelini kaçırma veya ele geçirme, v Ana gemi ekipmanı veya sistemlerine, gemi kumanyasına veya yüke tahribat verme, v Kaçak yolcuların varlığı da dahil, yetkilendirilmemiş erişim veya kullanım, v Kitle imha silahlarını da kapsayan, silah veya malzeme kaçakçılığı, v Güvenlik olayına sebep olmaya niyetli olanları ve/veya onların ekipmanını taşımak için geminin kullanılması, v Gemiyi silah olarak ya da zarar veya yıkım aracı olarak kullanma, v Gemi rıhtımda veya demirde iken, deniz yönünden saldırılar, v Denizde iken saldırılar, v Liman girişinin, kanalların ve yaklaşım hatlarının kapatılması, v Nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılardan oluşmaktadır. Tehdit açısından gemilere yönelik diğer bir yaklaşım ise asimetrik tehdit olarak isimlendirilen tehditdir. Bunlar, havadan uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, güdümlü mermiler, top, roket, havan; karada omuzdan atılan güdümlü mermiler, sniper (keskin nişancı), bazoka, izinsiz giriş

Dünya ticaretinin işleyişi dünya denizlerinin küresel güvenliği ile mümkündür. Ekonomik faaliyetler ister küresel, ister bölgesel bazda olsun deniz ve enerji ile iç içe geçmiş bir haldedir.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 81


GÜVENLİK HİZMETİ

(hırsızlık keşif vb.) bomba yüklü araç, muharebe araçları (tank, top vb.); denizden süratli botlar, ticari tekneler, balıkçı tekneleri, ticaret gemileri, insansız suüstü araçları ve sualtından ise balıkadam ve sualtı taarruz timleri, mayınlar, sualtı engelleri, sualtı silahları (torpidolar) gibi çok çeşitli yöntemlerden oluşmaktadır. Bu tehditlerin önlenmesinde, liman güvenliğinde sayıları giderek artmakta olan özel güvenlik personeline önemli görevler düşmektedir. Ancak yukarıda belirtilmiş olan çok sayıdaki kapsamlı tehditlere karşı liman güvenliğinde kullanılan personelinin almak zorunda olduğu bir eğitim söz konusu değildir. Bu tehditlerle ilk aşamada karşılaşacak olan özel güvenlik personelinin bunların önlenmesinde çok önemli katkıları olabilecektir. Bu nedenle başta bu tehditlerin tanınması olmak üzere belirli bir eğitime tabi tutularak liman güvenliği konularında ihtisaslaşmaya gidilmesinin gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Bu kapsamda 2004 yılında yürürlüğe giren ISPS Kodu uygulamaları ile özellikle liman güvenlik sorumlularının eğitimi konusunda gelişmeler sağlanmış olmakla birlikte liman güvenlik personelinin eğitimi konusu göz ardı edilmiştir. Ayrıca ISPS Kodun farklı ülke/

82 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

limanlardaki farklı tehdit algılamalarına karşı standart önlemler ortaya koyması, verilmekte olan eğitimlere rağmen beklenen etkinliğin sağlanmasına imkan tanımamış ve bugüne kadar ortaya çıkan muhtelif güvenlik sorunlarının önlenmesinde yeterli olmadığı görülmüştür. GÜSOD, CoESS (Confederation of European Security Services) üyesi olarak 1999 yılından bu yana CoESS’in Avrupa’da ki Özel Güvenlik sektöründeki tüm faaliyetlerinde aktif rol almıştır. Bu kapsamda CoESS ile birlikte “Europan Training Manual for Maritime Security Personnel (ISPS)’’ eğitimi dokümanı hazırlanmasında rol almış ve bu dokümanı 2008 yılında Türkçeye çevirerek sektöre kazandırmıştır. Ancak bu dokümanın sektörde bu alanda verilmesi gereken eğitimlerde yeterince kullanılmaması, zorunlu bir sertifakanın öngörülmemesi nedeni kullanımı sınırlı kalmış ayrıca, Europan Training Manual for Maritime Security Personnel dökümanının hazırlanmasından bu yana geçen 5 yıl süresince IMO’daki ve ISPS’deki değişikliklerin söz konusu dokümana yansıtılması mümkün olmamıştır. Bu kapsamda GÜSOD’un Piri Reis Üniversitesi ile birlikte lider ortak olarak başlattığı girişim ile Avrupa’dan STC Group/Hollanda, Wismar Üniversitesi/Almanya, Boras Üniversitesi/İsveç ve World Maritime University ile teşkil edilen proje ortaklığı ile başlatılan METPROM (Modular Enhanced Training Program for European Security Personnel) adlı AB Projesi ile mevcut eğitim dökümanlarının güncellenmesi, yeni eğitim metotlarının kullanılarak eğitimlerin daha etkin olarak

verilmesi ve bu eğitimlerin uzaktan eğitim (e-learning) ile tüm ilgililerin ücretsiz olarak kullanımına sunularak yaygınlaştırılmasına olanak sağlanacaktır. Proje çalışmaları paralelinde GÜSOD tarafından ilgili makamlar nezdinde bulunulacak girişimlerle anılan kursun liman güvenliği ile ilgili tüm görevlerde çalışacak personel için zorunlu bir kurs olarak tanınması ve kursu alacak personelin sertifikalandırılması sağlanmaya çalışılacaktır. Ancak anılan kursun şirketlere ilave bir mali yük getirmemesi için internet üzerinden uzaktan eğitim yolu ile alınması ve yine sınavların bu yöntemle yapılarak kişiler için ilave zaman kaybına yol açılmaması sağlanacaktır. Kurslar Türkçe yan ısıra İngilizce olarak da alınabilecektir. Bu şekilde yeterli lisan bilgisine sahip olan personelin uluslarası alanda çalışma imkanları da artırılacaktır. Proje grubunda yer alan diğer AB üyesi ortaklar tarafından yapılacak yaygınlaştırma çalışmaları sonucu tüm AB ülkelerinde bu yönde bir standart sağlanması yanısıra alınacak eğitimlerin uyumluluğu nedeni ile AB çapındaki istihdam olanakları da artırılmış olacaktır.

(1) Uluslararası bir çerçevede denizlerde terörü önleyecek ilk düzenlemeler; IMO’nun A.741 (18) sayılı kararıyla Kasım 1993 tarihinde kabul edilmiş ve Mayıs 1994 tarihinde Denizlerde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi SOLAS (Safety of Life at Sea-Denizde Can Emniyeti) 1974’ün 9. Bölümüne eklenmiş olan ve Türkiye dahil, 102 devlet tarafından kabul edilerek 1 Temmuz 2004’ten itibaren yürürlüğe giren ISM (International Safety Management Code - Uluslararası Güvenlik Yönetimi Kodu) ve ISPS (International Ship and Port Facilities Security Code - Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği Kodu).



GÜVENLİK HİZMETİ

Suistimal önlemede doğru kişi mi doğru sistem mi? Suistimal önleme alanında geçmişe kıyasla bugün daha fazla bilgi ve veriye sahibiz. Sektörel kuruluşların ve çokuluslu danışmanlık şirketlerinin raporları dünya çapında suistimal dinamikleri hakkında kapsamlı bilgi ve istatistik sağlamakta... Mişel BAHAR PCI, CFE ARCIS Aktif Risk Yönetimi ve Araştırma Hizmetleri

S

uistimal önleme alanında geçmişe kıyasla bugün daha fazla bilgi ve veriye sahibiz. Sektörel kuruluşların ve çokuluslu danışmanlık şirketlerinin raporları dünya çapında suistimal dinamikleri hakkında kapsamlı bilgi ve istatistik sağlamakta. İstatistikler arasında en fazla ilgi çekenlerden biri de suistimalci profilini tarif eden istatistikler. Eğer şüphelileri baştan öngörebilmenin bir yolu varsa, bu yol suistimal önlemede etkin olarak kullanılabilir mi? Diğer bir deyişle, doğru kişileri seçip

84 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

görevlendirerek suistimal riskini azaltmak ya da ortadan kaldırmak mümkün müdür? 1940’larda Amerikalı bir sosyolog ve suçbilimci olan Donald R. Cressey günümüzde halen geçerliliğini korumakta olan “suistimal üçgeni” kuramını ortaya atmıştı. Bu kuram, üç bağımsız bileşenin bir araya gelmesiyle suistimalin gerçekleştiği bir modeli içermekteydi: v Fırsat, v Baskı / motivasyon v Akılcılaştırma – yani suistimalcinin kendisini yaptığı şeyin doğruluğuna veya haklılığına ikna

etmesi. İstatistiksel kaynaklarda baktığımızda tipik bir suistimalci 30 – 50 yaşları arasında, muhasebe, satış veya genel yönetimde görevli, orta veya üst düzey yönetici pozisyonunda, genellikle beş veya daha fazla yıl kıdemli birisi olarak tarif edilmektedir. Suistimalin çeşitli kaynaklara erişim imkânı bulunan ve yetkilerini kötüye kullanan kişilerce gerçekleştirilebildiğini düşündüğümüzde bu tarifin yukarıda bahsettiğimiz modeldeki “fırsat” bileşenine işaret ettiğini ve bu bileşen hakkında bilgi taşıdığını görürüz.


Mişel BAHAR

Suistimalci profili “baskı / motivasyon” ve “akılcılaştırma” gibi nispeten sübjektif bileşenler için herhangi bir bilgi taşımamaktadır. Bazı kaynaklar baskı veya motivasyon etkisindeki kişilerin durumlarına ve iş ortamındaki tutumlarına dair bazı belirtilerden bahsetmektedir. Ancak bu belirtiler suistimal süreci içinde ortaya çıkan veya fark edilen değişiklikler oldukları için erken uyarı aracı olarak kullanılabilmelerine karşın suistimalin önlenmesinde etkin fayda sağlamamaktadırlar. Kişilerin suistimalle ilgili geçmişlerinin “akılcılaştırma” bileşenine dair fikir verebileceğini düşünebiliriz. Ancak temiz bir adli sicil ve iyi iş referansları da geleceğe yönelik fazla bilgi taşımamaktadır. Çünkü istatistikler suistimalcilerin %80’den fazlasının geçmiş iş yaşamlarında ne işten çıkarıldıklarını ne de işyerlerinde suistimalle ilgili bir yaptırıma tabi tutulduklarını göstermektedir. Ayrıca dünya çapında suistimalcilerin neredeyse %90’ının evvelce bu konuda ne suçlandıklarını ne de hüküm giydiklerini görmekteyiz.

Tüm bu bilgiler suistimal önlemede suistimalci profili üzerine odaklanmanın etkin bir yöntem olmadığını ortaya çıkıyor. Bu durumda şirketler ve kuruluşlar suistimal riskini azaltmak amacıyla kendi çalışma tarzlarına ilişkin neleri gözden geçirmeliler? Cressey’in “suistimal üçgeni” modeline geri dönersek, suistimal önlemede şirketlerin ve kuruluşların uygulayabilecekleri en etkin önlemlerin yine “fırsat” bileşeni ile ilgili olduğunu görürüz. Nitekim istatistiksel raporların ortaya koyduğu sonuçlar da bu görüşle örtüşmektedir. Suistimallerin tespit edilme yöntemleri ile ilgili istatistiklere baktığımızda ihbar yönteminin – ki buna “yöntem” denip denemeyeceği tartışılabilir – açık ara ile diğer yöntemlerin önünde olduğunu görmekteyiz. Tespit edilebilen suistimallerin %50’si çalışan, tedarikçi, müşteri gibi aslında iç kontrol süreçleri ile ilgisi olmayan tarafların yaptıkları bildirimler veya rastlantısal durumlar sonucunda ortaya çıkıyor. Öyle ki, suistimal istatistiklerine konu olan vakalarda yönetim incelemesi, iç denetim, dış denetim, hesap mutabakatı, evrak inceleme, vb. bilinçli kontrol yöntemleri ile tespit edilebilen suistimallerin toplam sayısı ihbar ve rastlantı sonucunda tespit edilebilen suis-

timal sayısının altında kalmakta. İç kontrol ve denetim zafiyetinin doğurduğu fırsatlarla ilgili bir diğer çarpıcı sonuç özellikle son beş yıllık dönemde tespit edilen bir eğilim ile ilgili. KPMG’nin 2007 ve 2011 yıllarında yaptığı çalışmalar iç kontrol yetersizliklerinden yararlanılarak gerçekleştirilen suistimallerin bu dört yıllık süre içinde yaklaşık %50’den %75’e çıktığını gösteriyor. Bu durum etkin risk yönetimi yapılmadan iç kontrol ve denetimlere getirilen bütçe kesintilerinin suistimal kayıpları olarak geri döndüğünü göstermektedir. İhbarların suistimal tespitindeki önemli katkısı birçok şirketi anonim ihbar kanalları (hotline) kurmaya yöneltmekte. İstatistikler anonim ihbar kanallarının ihbar olasılığını bu tür kanalları olmayan kuruluşlara göre %50 cıvarında artırdığını gösteriyor. Suistimallerin geribildirimler yoluyla önlenmesi ve tespiti hakkında akılda tutulması gereken bir diğer husus da bu yöntemin başarısının büyük ölçüde şirketin veya kuruluşun genel yönetim tarzı ile ilişkili olduğudur. Bugüne kadar yürüttüğüm ve destek verdiğim soruşturmaların çoğunda, özellikle yönetici konumundaki kişilerin karıştıkları suistimallerde, alt düzeydeki bazı çalışanların yanlış giden şeyleri fark

Suistimallerin geribildirimler yoluyla önlenmesi ve tespiti hakkında akılda tutulması gereken bir diğer husus da bu yöntemin başarısının büyük ölçüde şirketin veya kuruluşun genel yönetim tarzı ile ilişkili olduğudur.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 85


GÜVENLİK HİZMETİ

rinin kurumdaki iş süreçlerine dâhil edilmesi gerekmektedir. Suistimal önleme süreçlerinin uygulanabilirliği ve denetlenebilirliği programın başarısını önemli ölçüde etkilemektedir.

Takip ve analiz Risk değerlendirmesinde öngörülen risklere ve muhtemel kayıp senaryolarına bağlı olarak düzenli ve spontane kontrollerin, takiplerin ve veri analizlerinin yapılması suistimal girişimlerine yönelik erken uyarı sağlamaktadır. Bu kontrol ve takiplerin bir kısmının çalışanlarca bilinmesi fark edilme algısını artıracağı için caydırıcılık sağlayacaktır.

etmelerine rağmen yöneticileri ile ters düşmek ve sonucunda haksız yaptırımlara maruz kalmak endişesiyle sessiz kalmayı tercih ettiklerine tanık oldum. Otokratik yönetim tarzını benimseyen ya da yöneticilerin bu yöndeki eğilimlerine tolerans gösteren organizasyonlarda anonim ihbarlar dışında suistimal önlemeye ve tespitine yönelik geribildirim mekanizmalarının doğru ve sağlıklı şekilde çalışması beklenemez. Bu bilgi ve istatistikler bize suistimale maruz kalan şirketlerin önleyici uygulamaları geliştirmekte ve hayata geçirmekte zayıf kaldıklarını, bunun sonucunda ihbar, rastlantısal bulgu vb. reaktif etkenlerle harekete geçtiklerini gösteriyor. Bu durumda, suistimal riskini azaltmak ve etkin şekilde yönetmek için neler yapılabilir? ACFE’nin (Association of Certified Fraud Examiners) her yıl güncellediği, suistimal önleme ve inceleme alanında dünya çapında başlıca kaynaklardan biri olarak kabul edilen Fraud Examiners

86 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

Manual suistimal önlemede en önemli etkeni “fark edilme algısının artırılması” olarak tarif etmektedir. Suistimalin fark edilme ihtimalinin ve bu yöndeki algının artırılması aşağıdaki bileşenleri içeren doğru bir suistimal önleme programının uygulanması ile sağlanabilir:

Risk değerlendirmesi Güvenlik sektörünün diğer alanlarında olduğu gibi, suistimal önlemede de ilk adım süreçlerin ve şartların incelenerek suistimal risklerinin ve bunlara bağlı muhtemel kayıpların tespit edilmesi ve değerlendirilmesidir. Suistimal önleme programı bu değerlendirme neticesinde birim maliyetle azami miktarda kaybın önlenebileceği şekilde optimize edilmelidir.

Suistimal önleme politikası Risk değerlendirmesinden hareketle, kurumsal suistimal önleme politikasının oluşturulması ve suistimal önleme süreçle-

Görevlerin ayrılığı ve karar süreçlerine katılım Birçok şirket ve kuruluş mali yönden önemli sonuçlar doğurabilecek operasyonel kararlara ve onay süreçlerine muhasebe / finans ve hukuk gibi destek birimlerini dâhil etmektedir. Matris organizasyon yapısı altında destek birimlerinin operasyondan bağımsız (çokuluslu şirket ve kuruluşlarda merkezde bulunan) yönetime rapor etmesi karar ve onay sürecine bağımsız tarafların katılımını sağlayarak suistimal riskini azaltacaktır.

Geribildirim kanallarının açık tutulması Son olarak, alınan tüm önlemlere ilaveten olası suistimallere karşı kurum içi ve dışı geribildirim kanallarının oluşturulması, işler halde tutulması ve gelen bildirimlerin doğru şekilde değerlendirilmesi tüm tedbirlere rağmen önenemeyen suistimallerin daha kısa sürede tespit edilmesini ve incelemelerin daha etkin şekilde yürütülmesini sağlayacaktır.



YANGIN GÜVENLİĞİ

Zorlu endüstriyel ortamlarda hassas duman algılama VESDA bir boru şebekesi ile yangın algılaması yapılacak mahalden hava örnekleyerek analiz eden yüksek hassasiyetli, lazer tabanlı bir duman detektörüdür. EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.

G

ünümüzde endüstriyel alandaki yatırımlar, çok katlı yönetim binaları, büyük alışveriş ve iş merkezlerinin yapılması ile birlikte yangın riski de artmıştır. Özellikle endüstriyel tesisler, bilgi işlem merkezleri, data bankaları, kıymetli belge arşivleri, telekomünikasyon merkezleri, bilimsel araştırma merkezleri, yoğun bakım odaları, müze ve sanat galerileri, tarihi eserler gibi çok daha hassas koruma yapılması gereken yerlerde çok küçük bir yangın bile erken algılanıp müdahale edilmediği takdirde ekonomik ve sosyal açıdan son derece büyük sonuçlar doğabilir. Bu nedenle ekstra korunma altına alınması şart

88 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

olan bu gibi mahallerde yangını başlangıç aşamasındayken hisseden, çok hassas ve hızlı algılama yapabilen bir sisteme gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca bakım problemlerinin olduğu yerlerde, atrium, yapı boşlukları, karmaşık çatı yapıları, tozlu alanlarda, tesisatın görünmesinin istenmediği yerlerde, soğuk ve sıcak bölgelerde de hassas ve hızlı bir algılama için klasik yangın algılama ve ihbar sistemlerinden daha etkili bir çözüme ihtiyaç vardır. Yangın, gaz ve güvenlik tehditlerinin erken tespiti için çok güçlü çözümler getiren ve güvenlik sektöründe ileri bir teknolojiye sahip olan XTRALIS’in VESDA olarak adlandırdığı duman detektörleri bu gibi ihtiyaçları en güvenilir

şekilde sağlamaktadır. VESDA ile henüz yangın durumu oluşmadan hassas ve hızlı algılama yapılarak yangın güvenliği ve kesintisiz işletme garanti altına alınmaktadır.

VESDA Nedir? VESDA; İngilizce’de çok erken duman algılama cihazı anlamına gelen Very Early Smoke Dedection Apparatus sözcüklerinin baş harflerinden oluşmaktadır. VESDA bir boru şebekesi ile yangın algılaması yapılacak mahalden hava örnekleyerek analiz eden yüksek hassasiyetli, lazer tabanlı bir duman detektörüdür. Yüksek verimli bir aspiratör ve özel bir filtreleme sistemi bu detektörün çok uzun sürelerle yüksek hassasiyetle kararlı bir şekilde çalışma-


sını sağlamaktadırlar. Aspiratör vasıtasıyla boru şebekesinden çekilen hava, iki kademeli filtrede duman olamayacak kadar büyük toz parçacıklarından ve rutubetten ayrılarak lazer hücresine aktarılır. Filtre edilen havanın bir kısmı da ikinci bir filtrasyondan geçirilir, tamamen temizlenerek lazer hücresindeki optik yüzeylerin temiz tutulması için kullanılır. Lazer algılama hücresi, ışık saçılma prensibi ile çalışmakta ve değişik boyutlarda duman parçacıklarını algılama özelliğine sahiptir. VESDA detektörlerinin LaserSCANNER, LaserPLUS, LaserCOMPACT, LaserFOCUS, VFT ve VLI olmak üzere değişik kapasite ve özellikte modelleri bulunmaktadır. Ex-proof alanlar ve deniz uygulamaları için de özel geliştirilmiş VESDA çözümleri mevcuttur. VESDA’nın önde gelen özellikleri v Mutlak duman algılama hassasiyeti - kalibrasyon ihtiyacı yoktur, hassasiyetini daima muhafaza eder. v 2000m2’ye kadar algılama alanı, v Noktasal tip dedektörlerden 400 kat erken algılama, v %0,005 ile %20 obs/m arasında programlanabilir duyarlılık aralığı, v Lazer tabanlı duman algılama, v Konfigüre edilebilir 4 alarm seviyesi, v Yüksek verimli aspiratör, v Modele göre değişik sayıda boru girişleri, v Borularda hava akış denetimi, v İki kademeli kolayca değiştirilebilen hava filtresi, v 3, 7 veya 12 programlanabilir röle çıkışı, v AutoLearnTM otomatik konfigürasyon özelliği, v 18.000 olay hafızası,

v Laptop veya el tipi programla-

yıcı ile programlama, v 20 segmentli modüler grafik gösterge, v Network çalışma özelliği, v EN54-20’ye göre Class A, B, C olarak sertifikasyon, v UL, ULC, LPCB, VdS, NTC, AFNOR, SSL, CSFM, SMA, FDA Sertifikaları.

VESDA VLI – endüstriyel ortamlar için kesin çözüm Özellikle endüstriyel uygulamalarda güvenilir duman algılama; çeşitli arka plan kirliliği sorunları, proseslerde oluşan duman ve havadaki partiküller, aşırı sıcaklıklar ve diğer etkiler nedeniyle her zaman zor olmuştur. Bu ortamlarda yanlış alarmlar, servis ve bakım maliyetleri, detektörün uzun ömürlü olmaması da kritik seçim faktörleridir. Xtralis’in yeni ürünü VESDA VLI, özellikle endüstriyel uygulamalarda bu gibi kritik durumlar için üretilmiş ilk hava çekmeli çok hassas duman detektörüdür. Endüstriyel VESDA VLI kararlı güvenilir performans, sağlam yapı ve azaltılmış bakım gereksinimleriyle endüstriyel alanlarda önemli ölçüde daha yüksek duyarlılık sağlar. VLI; patentli, uzun ömürlü ve üst düzeyde güvenli bir akıllı filtre içerir. Bu akıllı filtre; algılama bölgesine girmeden önce hava örneğindeki kirlenme seviyesini düşürür, Böylece kirli ve zorlu çalışma ortamında detektörün çalışma ömrünü gözle görülür bir oranda artırır. Sürekli izlendiği için detektörün çalışma ömrü boyunca hassasiyet seviyesini sabit tutar. VESDA VLI, endüstriyel tesislerin korunmasında diğer VESDA üstün özelliklerinin yanı sıra sağlamlaştırılmış bir endüstriyel muhafazayla standartları bir adım yukarı

taşımaktadır. Endüstriyel VESDA VLI’nın kararlı ve uzun ömürlü bir çalışmayla çok erken yangın algılama sağladığı bazı üretim tesisleri: v Petrokimya tesisleri, v Tüneller, v Madencilik, v Güç üretimi, v Selüloz ve kağıt üretimi, v Depolar, v Su arıtma, v Kereste üretimi, v Gübre tesisleri, v Çamaşırhaneler, v Soğuk hava deposu, v Tekstil. VESDA VLI en kirli ve zorlu çevre koşullarına sahip her türlü endüstriyel tesislerde uzun ömürlülük, düşük bakım gereksinimi ve kararlı çalışmasıyla erken yangın algılama için yepyeni bir seçenek oluşturmaktadır.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 89


YANGIN GÜVENLİĞİ

Veri merkezleri için sessiz söndürme çözümü Sinorix sessiz söndürme teknolojisini veri merkezlerinde ve sunucu odalarında yangın söndürme esnasında sabit disk sürücülerinin bozulması riskini azaltmak için geliştirildi. SIEMENS BİNA TEKNOLOJİLERİ

S

iemens, gazlı söndürme sistemlerinin söndürme esnasında yüksek gürültüsü nedeniyle muhtemel sabit disk sürücü arızalarını önlemek için Sinorix sessiz söndürme teknolojisini geliştirdi. Veri merkezlerinde yangınları hızlı ve güvenilir bir şekilde söndürmekle birlikte daha düşük gürültü seviyesi sunan Sinorix sessiz söndürme teknolojisi, yeni Sinorix Sessiz Nozul ve Sinorix CDT basınç ayarlı söndürme sistemini kapsıyor. Bu sistem, yeni uygulamalar ve mevcut sistemlerin iyileştirilmesi için de ideal bir çözüm ortamı sunuyor.. Siemens Bina Teknolojileri Bölümü, Sinorix sessiz söndürme teknolojisini veri merkezlerinde ve sunucu odalarında yangın söndürme esnasında sabit disk sürücülerinin bozulması riskini azaltmak için geliştirdi. Sistemin modüler yapısı Sinorix Sessiz Nozul ile Sinorix CDT söndürme sistemini içeriyor. Sinorix Sessiz Nozul, söndürme esnasında gürültüyü nispeten düşük seviyede tutmak için özel olarak tasarlandı. Bu seviye sabit disk sürücüleri için güvenli

90 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

olan, ancak aynı zamanda da söndürme gazının dağılımında bozulma olmaması gereken seviyeyi temsil eden Sinorix Sessiz Nozul, ayrıca, gazın deşarjı ve sesten dolayı önceden tanımlanmış yöne odaklanıyor. Bu sayede, sabit disklerin gürültüden etkilenmesi önlenebiliyor. Üç farklı boyda üretilen Sinorix Sessiz Nozul, tavana ve duvara monte edilebiliyor. Sinorix CDT (Constant Discharge Technology - Sabit Deşarj Tekno-

lojisi) regüle söndürme sistemi olup söndürme gazı olarak asal gazlar kullanıyor: Nitrojen (N2) ve Argon (Ar). Sinorix CDT teknolojisini bir basınç ayar fonksiyonlu silindir valfi ile -ki bu gazlı söndürme alanına tüm akış boyunca sabit yoğunlukta serbest bırakır. Bu sayede deşarj başlangıcındaki pikler önlenirken maksimum gürültü seviyesi azaltılır. Sabit gaz akışı sayesinde, borular konvansiyonel regüle olmayan söndürme sistemlerinden daha


küçük boru kesitine sahip olabilir. Yüksek basınç tahliye kapaklarının boyutları ise yüzde 70’e varan oranlarda azaltılabilir. Nitrojen ve Argon gibi asal gazlar yangını oksijen yerine geçerek (inertizasyon) söndürür. Geride atık bırakmayan ve elektriksel olarak nötr olan bu gazlar, elektrikli komponentlere veya sistemlere zarar vermeyerek insan ve çevre için güvenli bir ortam sağlar. Sinorix Sessiz Nozel ile Sinorix CDT kombinasyonu, söndürme Nozul’unun doğru yere yerleşimi ve deşarj süresini 60 sn.’den 120 sn.’ye ye uzatması gibi birtakım önlemlerle sabit disk için kritik gürültü seviyesinin altına inilir.

Nitrojen ve Argon gibi asal gazlar yangını oksijen yerine geçerek (inertizasyon) söndürür. Geride atık bırakmayan ve elektriksel olarak nötr olan bu gazlar, elektrikli komponentlere veya sistemlere zarar vermeyerek insan ve çevre için güvenli bir ortam sağlar. Bilgi Veri merkezleri ve sunucu odaları, günümüzde iş hayatının temelini oluşturmaktadır. Dünya genelinde 35 milyon civarında sunucu, sürekli büyüyen hacimli işlem gerçekleştirir. Veri merkezleri, aynı zamanda büyük iki risk faktörlü yangının konusudur: Elektrik muhtemel ateşleme kaynağıdır ve bol miktarda plastik ve baskı devre kartları gibi yanabilir malzemeler, karmaşık kablolar, özellikle yükseltilmiş katlar yangın riskini ilaveten arttıran nedenlerdir. Bu nedenle uygun gazlı söndürme sisteminin kullanımı çok önemlidir. Teknolojik araştırmalar, gazlı söndürme sistemlerinin zaman zaman sabit disk sürücülerini etkilediğini ve nadiren de olsa bozabildiğini göstermektedir. Siemens ve bağımsız organizasyonların araştırmaları konvansiyonel gazlı söndürme sistemlerinin odaya akışı sırasında yüksek gürültü seviyesine neden olduğunu düşündürmektedir. HDI Gerling sigorta şirketinin yaptığı çalışmaya göre IT altyapısının zarar görmesi halinde ancak 5 gün içinde firmaların çoğunun çalışabilmesi veya iş yapması mümkündür. Bankalar ve ticari işletmelerde de istatistikler ancak 2,5 günden daha az sürede çalışmanın mümkün olabildiğini göstermektedir.

Ağustos 2013 Güvenlik Yönetimi n 91


YANGIN GÜVENLİĞİ

Herkes için tek bir yazılım Yangın algılama projelerini planlamak zor bir iştir. Çünkü farklı proje aşamalarında proje değer zincirindeki farklı tarafları dahil etmeyi, fakat aynı zamanda ön bütçe ve hesaplama konusunda hızlı yanıtlar sunmayı gerektirir. BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ

Y

angın algılama projelerini planlamak zor bir iştir. Çünkü farklı proje aşamalarında proje değer zincirindeki farklı tarafları dahil etmeyi, fakat aynı zamanda ön bütçe ve hesaplama konusunda hızlı yanıtlar sunmayı gerektirir. Bosch, yangın algılama sistemleri için performansı kanıtlanmış planlama yazılımının son sürümünü, işin içine dahil olan mimarlar, planlamacılar, danışmanlar ve sistem entegratörleri gibi tüm taraflar için merkezi bir çözüm olarak güncelledi. 4.1 sürümü şimdi Fire System Designer (FSD)’ın – Bosch’un yangın algılama sistemlerini detaylı bir şekilde düzenleme ve tasarlama aracı – işlevselliğini de içeriyor ve böylece sistem entegratörler için yazılım gerekliliklerini tek bir birleşik platforma indirgiyor. Kullanımı kolay program, kullanıcının eksiksiz bir şartname yaratmasını ve fiyatları öngörebilmesini sağlıyor. Aynı zamanda, gerçek topolojiye uygun olarak saha elemanlarının farklı looplar üzerinde yerleştirilmesi de dahil olmak üzere, yangın algılama sisteminin kusursuz bir şekilde tasarlanmasını sağlarken; eksiksiz olasılık kontrolü her proje detayının ele alınmasına olanak sağlıyor. Yazılım özellikle, eğitim verilmeden sanal olarak kullanıma olanak sağla-

92 n Güvenlik Yönetimi Ağustos 2013

yan genel terminoloji ve sezgisel navigasyonu ile dikkat çekiyor. Planlama yazılımı 4.1, verileri proje ortakları arasında veri kaybı olmadan kolaylıkla iletmek için birleşik dokümantasyon olanağı da sağlıyor. Yazılım firmaların kendi logoları ve verileri veya özel ihale dosyaları da dahil olmak üzere, projeye ve ülkeye özgü ürünler ya da firmaya özgü bilgiler gibi özel gereksinimleri kapsamakta yeterince esnek. İlave olarak projenin hesaplanması, entegre güç tüketimi, sistem entegratörleri için ürün sipariş etme numaralarını (SAP) da içeren malzeme-fatura hesap makinesi ile son derece basitleştirildi. Bosch Güvenlik Sistemleri Ürün

Müdürü Johannes Stauber, “Yangın algılama planlama yazılımının 4.1 sürümü ile yangından korunma için proje planlamasını bir üst seviyeye taşıyoruz. 4.1 sürümü, şimdi tüm proje değer zincirine hitap ediyor ve yangın algılama sistemlerini ayrıntılarıyla ve rahat bir şekilde planlamak ve hesaplamak için gerekli olacak tek yazılım.” dedi. Windows tabanlı yazılım, EN54-13 ve VdS 3536 gibi EN yönetmelikleri ile uyumlu ve uluslararası projelerde kullanım için 16 dili destekliyor. Yazılım Bosch Güvenlik Sistemleri’nin resmi internet adresinden ücretsiz olarak indirilebiliyor.



ABONE FORMU ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 30 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Beşiktaş Şubesi - Hesap No: 1008 280 52 64 IBAN: TR 5700 0640 0000 1100 8280 5264 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 627 47 67’ye fakslayıp yada guvenlikyonetimi@gmail.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.


S

A

R

I

S

A

Y

F

A

L

A

R



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.