Sayı 9

Page 1

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

MART 2014 SAYI: 9

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

Otel güvenliği İşyerinde şiddet olaylarına müdahale Risk yönetimi yangın önlemleri ve sigorta Yeni sert etiket ailesi

MART 2014 SAYI: 9

Çatıda iş güvenliği

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR


ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

MART 2014 SAYI: 9

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ

Otel güvenliği İşyerinde şiddet olaylarına müdahale Risk yönetimi yangın önlemleri ve sigorta Yeni sert etiket ailesi

MART 2014 SAYI: 9

Çatıda iş güvenliği

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR









içindekiler 26

68

34 8

BAŞKANDAN

10 EDİTÖR

12 GÜNCEL

Sektör ile ilgili kısa haberler

24 KÖŞE / Hayata Bakış

Su olabilmek”

KAPAK KONUSU

SEKTÖRDEN

26

Her yönüyle otel güvenliği

58

“Güvenliğin güvenliği olmaz”

34

Oteliniz ne kadar güvenli?

42

IP tabanlı güvenlik sistemleri otellerde sistem maliyetini büyük oranda düşürebilir

62

“Sektör büyümeye devam ediyor”

46

Konaklama tesislerinde önleyici güvenlik hizmetleri yönetimi

ELEKTRONİK GÜVENLİK

64

Yeni sert etiket ailesi

50

Swissotel ve The Edition Marriott Hotel elektronik güvenlik çözümleri 66

İngiltere’de kaç kamera var?

52

Şişli Marriott Hotel elektronik güvenlik ve anons sistemi çözümleri

54

Kapılar artık çok akıllı

BİLGİ GÜVENLİĞİ

56

Otel kilit ve erişim kontrol sistemleri

68

Devlet eliyle korsanlık - 2


Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR

Mart 2014

88

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibi O. Oryal ÜNVER Yürütme Kurulu O. Oryal ÜNVER İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Yusuf Vehbi DALDA Genel Yayın Yönetmeni Devrim BOZKURT devrim@guvenlik-yonetimi.com Danışma Kurulu Alp SAUL Doç. Dr. Gazi UÇKUN Füsun KOCAMAN Gültekin FİŞEK Hakan ÖZALP İsmail UZELLİ Murat KÖSEREİSOĞLU Okyay ŞENTÜRK O. Oryal ÜNVER Osman Levent Celasun Prof. Abdurrahman KILIÇ Taner ALBAYRAK Yusuf Vehbi DALDA

80

GÜVENLİK HİZMETİ

68

İşyerinde şiddet olaylarına

müdahale

72

Ülkemizde AVM’lere yönelik

bir terör tehdidinden

bahsedilebilir mi?

76

“Özel Güvenlik Eğitiminde Meslek

Yüksekokullarının Rolü” Çalıştayı

ve ortaya çıkan gerçekler

78

Çatıda iş güvenliği

Reklam Sorumlusu Şenay KÜÇÜKALP senay@guvenlik-yonetimi.com

YANGIN GÜVENLİĞİ

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık Derya BARUTÇU derya@guvenlik-yonetimi.com Çeviri Füsun KOCAMAN

80

Risk yönetimi yangın önlemleri

ve sigorta

88

Tarihi yapılarda yangın

Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Ayda bir yayınlanır. Yönetim Adresi Arkhe Tanıtım Hizmetleri 1421/1 Sok. No: 42 Daire: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbul Tel: 0533 413 78 08 Baskı VERİTAS BASKI MERKEZİ Tel: 0212 294 50 20

94 ABONE FORMU

95 SARI SAYFALAR

Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

Mart Plaza Merkez Mah. Tatlıpınar Sok. No: 13/1 Nurtepe / Kağıthane / İstanbul Tel: (212) 321 21 71 Faks: (212) 321 17 71


ü BAŞKAN

Otel güvenliği üzerine… Ülkemizin sahip olduğu turizm potansiyeli de dikkate alındığında dünya turizmindeki payımızın son yıllarda giderek artmakta olduğunu görüyoruz ve bu bağlamda hizmet verdiğimiz konaklama alanları ve otel/motellerin güvenliğinde de ciddi tedbirler almanın yanı sıra uluslararası standartlara uyumlu, yeni düzenleme ve uygulamaları da geliştirme zorunluluğumuz ön plana çıkıyor. Yurt içi ve yurt dışından çeşitli nedenlerle konaklama, iş ve diğer amaçlarla gelen misafirlerin güvenli ve huzurlu bir şekilde ihtiyaçlarının sağlanması ve risklerin asgari düzeyde tutulması hiç şüphesiz otel işletmelerinin temel sorumluluklarından birisidir. Otellerin karşılaşmaya başladıkları güvenlik sorunları, gelişen zaman ve teknoloji ile daha geniş bir alana yayılmaya başladı. Yani artık otel girişinde güvenlik personeli bulundurmak yeterli olmamaktadır. Dünya genelinde otellerin yaşadıkları güvenlik problemlerinin başında internet teknolojileri kaynaklı tehditler, adi suçlar ve terör tehditleri gelmektedir. Otel güvenliğinde temel hedef; misafirin, çalışanların can ve mal güvenliği ile tesis güvenliğinin sağlanmasıdır. Otelcilik sektörü 7/24 hizmet veren bir hizmet sektörüdür; üstelik otel kapılarının her zaman herkese açık olduğunu düşünürsek güvenliğin tesisinde bilinen usul ve yöntemlerin de dışına çıkma mecburiyetinin olduğu görülmektedir. Uygulamalarda mevcut tehdit ve risklerin , otelde konaklayan misafirlere hissettirilmemesi ise dikkat edilmesi gereken çok önemli bir hareket tarzı olarak benimsenmelidir. Otel güvenliği kapsamında klasik güvenlik tedbirlerine ilaveten kayıp ve buluntu eşyalar; ruhsatlı silahlar ve gerektiğinde bunların muhafazası; otel odalarındaki kasaların şifre güvenlikleri, hasta misafirlere verilecek hizmetler, yangın ile mücadele ve diğer acil durum tedbirleri, ölüm ve yaralanma olayları ile ilgilenme gibi bir çok durum güvenlik personelinin görevleri arasında yer almaktadır. Otel güvenliğinde daha fazla güvenlik elemanı ile güvenliğin daha etkin olarak sağlanabileceği algısı her zaman doğru değildir. Unutulmamalıdır ki aşırı sayıda güvenlik personeli, otelde konaklayanları da tedirgin edecektir. Otelde güvenliğin tesis edilmesinde tercih edilmesi gereken yol ve yöntemlerin başında otel genel müdüründen başlayarak, tüm personelin belirli zamanlarda güvenlik konusunda bilgilendirilmeleri ve bu konuda eğitimlere tabi tutulmalarıdır. Otelcilik sektöründe 7/24 saat esasına göre büyük bir özveri ile hizmet veren özel güvenlik görevlilerine başarılar dilerim.

8 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı

Otellerin

karşılaşmaya başladıkları güvenlik sorunları, gelişen zaman ve teknoloji ile daha geniş bir alana yayılmaya başladı. Yani artık otel girişinde güvenlik personeli bulundurmak yeterli değildir.



b EDİTÖR

Otel güvenliği Bu sayıda kapak konumuzu “otel güvenliği”ne ayırdık. Ülkemizin, önemli gelir kaynaklarından biri şüphesiz turizm sektörüdür. Son yıllarda teşvikler ve yatırım izinleri sayesinde, turizm konaklama tesislerinin sayısında ve kalitesinde çok hızlı bir gelişme olmuştur. Bu gelişme, ülkemize daha çok turistin gelmesine ve turizm sektörde istihdamın artmasına fayda sağlamıştır. Özellikle yaz turizmi için gelen turist sayısında ciddi artma olmuş, sonrasında kültür turizmi kapsamında başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizde yeni otel ve tesisler hizmete girmiştir. Diğer işletmelerde olduğu gibi oteller ve tatil köyleri de kendi özel güvenlik birimlerini, 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanunu çerçevesinde kurmuş ve istihdamını yapmıştır. Otellerde güvenlik konusu; güvenlik departmanı, güvenlik kayıtları, otel güvenlik ve koruma planı, fiziki güvenlik, elektronik güvenlik, hırsızlığın önlenmesi, iş sağlığı ve güvenliği, oda ve kat hizmetleri, misafir odalarının güvenliği, kaza ve olayların incelenmesi, satın alma ve malzeme kabülü, silah işlemleri, tehlikeli maddeler, çevre güvenliği, teknik bakım ve güvenlik işbirliği, terörizme karşı tedbirler, acil durumlar ve tahliye, yangın önleme tedbirleri, ziyaretçi kontrolü, bilgi güvenliği gibi önemli disiplinler başta olmak üzere gıda güvenliğine kadar uzanan bir dizi başlık içerir. Özel güvenliğin turizm alanında önemli bir yeri olduğunu bu vesileyle bir kez daha belirtmek de fayda var. Geniş bir şekilde değişik taraflarıyla ele aldığımız kapak konumuzla ilgili birbirinden değerli yazılarımızı ilgili ile okuyacağınızı düşünüyorum. Sektörden sayfalarımızın bu sayıdaki konuklarından biri; Çıragan Palace Kempinski İstanbul Risk Yönetim Direktörü Haluk Ertan. Diğer konuğumuz ise Nemesis Alarmsis A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürol Topçu. Genel olarak özel güvenlik sektörünü konuştuğumuz röportajlarımızı da yine ilgi ile okuyacağınızı düşünüyorum. Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği sayfalarımız her zaman olduğu gibi ilginizi çekecek teknik yazılar, makaleler ve çeviri yazıları ile dolu… Keyifli okumalar... Devrim Bozkurt

10 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Devrim BOZKURT devrimbozkurtt@gmail.com

Ülkemizin, önemli

gelir kaynaklarından biri şüphesiz turizm sektörüdür. Son yıllarda teşvikler ve yatırım izinleri sayesinde, turizm konaklama tesislerinin sayısında ve kalitesinde çok hızlı bir gelişme olmuştur.



GÜNCEL

ASIS International üyeleri bir araya geldi 26 Şubat 2014 tarihinde, ASIS üyesi Kanyon Operasyon Müdürü Alpar Arapoğlu’nun Ofis 193 Binası’ndaki ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya otuzun üstünde üye katıldı. Toplantıda; ASIS üyeleri biraraya gelip sohbet etme fırsatı buldu. Hakan Özalp’in “AVM’lere Yönelik Terör Saldırıları Riskinin Değerlendirilmesi” konusunda bir sunum da yaptığı toplantı da özel güvenliği ilgilendirebilecek güncel konular üzerinde fikir alış verişi yapıldı.

“Özel Güvenlik Eğitiminde Meslek Yüksek Okullarının Rolü” Çalıştayı gerçekleşti

Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD), üstlendiği misyona uygun olarak özel güvenlik sektörünün gelişim sürecine destek vermek amacıyla ülke genelinde özel güvenlik eğitimi veren üniversitelerin MYO’nın temsilcilerinin ve öğretim üyelerinin de iştiraki ile “Özel Güvenlik Eğitiminde Meslek Yüksek Okullarının Rolü” Konulu Çalıştay ’ı 20 - 21 Şubat 2014 tarihleri arasında Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü himayelerinde ve Özel Güvenlik Daire Başkanlığı koordinesinde icra etti. Çalıştay ’a Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı, İl Emniyet Müdürlükleri Özel Güvenlik Şube Müdürleri, Jandarma Genel Komutanlığı temsilcileri, üniversitelerinde “Özel Güvenlik ve Koruma Programı” bulunan

12 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Meslek Yüksek Okulu temsilcileri / akademisyenleri ile GÜSOD Üyeleri katıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanı Musa Tiyek ve GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kösereisoğlu’nun açılış konuşmalarını müteakiben Özel Güvenlik Dairesi’nden Fazıl Açıkgöz tarafından hazırlık çalışmaları sürdürülen “Özel Güvenlik Eğitimini Geliştirme Programı - ÖZGEP” sunumu yapıldı. Müteakiben; GÜSOD üyelerince özel güvenlik sektörünün hizmet verdiği değişik endüstrilere uygun olarak ihtiyaç duyulan özel güvenlik görevlisi, ara kademe yöneticisi ve üst düzey yönetici profiline uygun donanım ve birikim ihtiyaçlarının dile getirildiği beş alt alana ilişkin sunumlar katılımcılarla paylaşıldı. Oturumların yanı sıra, GÜSOD temsilcileri Semih Yeşilbursa; Mustafa Altun, Fikret Bulat, Beri Koronyo, Seçkin Özdemir ve Çalışma Grupları Moderatörleri; Prof. Dr. Nuray Senemoğlu, Prof. Dr. Ahmet Hamdi Aydın, Prof. Dr. Alemdar Yalçın değişik konularda sunumlar yaptı. İkinci gün, oturum moderatörleri tarafından tartışma konularına ilişkin yapılan tespit ve çözüm önerileriyle ilgili sunumlar yapıldı. Bu çalışmalar, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı tarafından “Sonuç Bildirisi” şeklinde

kitap haline getirilecek ve katılımcılara iletilecek. Özel Güvenlik Daire Başkanı ve GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı’nın kapanış konuşmaları sonrasında da, katılımcılara, Çalıştay toplu fotoğrafını da içeren bir dosya içinde “katılım belgeleri” dağıtıldı. Kamu ve özel sektör kuruluşu tarafından ortaklaşa düzenlenen ve önemli sayıda temsilcinin katıldığı Çalıştay, iyi bir “ kamu-özel sektör işbirliği” örneği sergiledi.



GÜNCEL

Honeywell’in “Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması” çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor

Honeywell, TNS firması işbirliği ile düzenlediği “Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. Ülke çapında düzenlenen araştırmaya katılanların %77’si, evinde CO gazı üretme potansiyeline sahip, fosil yakıtla çalışan (doğal gaz, odun, kömür, tüp gaz, fuel-oil) cihazlar kullanıyor. Böylesine yaygın kullanım oranlarına rağmen, evlerin sadece %3’ünde CO detektörü bulunuyor. Katılımcıların sadece %40’ı kullan-

dıkları cihazların ölümcül CO gazı yaymasının mümkün olmadığını düşünüyor. Yine araştırmaya katılanların %30’u tamamen kokusuz ve tatsız olan, bu nedenle “sessiz katil” olarak tanımlanan CO gazını koklayarak fark edebileceğine inanıyor. Marmara Bölgesi en yüksek bilinç seviyesine sahipken, Akdeniz Bölgesi ise bu konuda en sonda yer alıyor. Kırsal kesimde yaşayanların şehirlerde yaşayanlara göre bu tehlikenin daha çok farkında oldukları görülüyor. Kırsal kesimde yaşayanların %64’ü ısıtma cihazlarının CO sızıntısı yaratabileceğini bilirken, şehirlerde bu oran %59’a düşüyor. Araştırmanın ülkemizdeki CO tehlikesi bilinç seviyesi hakkında endişe verici sonuçlar ortaya koyduğuna dikkat çeken Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş şunları söyledi: “Sadece 2010 yılına

ait resmi verilere göre Türkiye’de on binden fazla kişi CO gazının zehirleyici etkilerine maruz kalırken, 39 vakanın ölümle sonuçlanmış olması konunun ciddiyetini ortaya koyuyor. Her yıl ülkemizde binlerce insan CO gazı zehirlenmesi tehdidi altındayken, bu konudaki toplum bilincinin yükseltilmesi kritik önem taşıyor. Honeywell olarak toplumsal sorumluluk bilinci ile CO tehlikesine karşı evlerde, işyerlerinde güvenli koşulların sağlanmasına, Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması gibi çalışmalarla destek vermeyi sürdüreceğiz.” Araştırmaya katılanların %58’i güvenilir bir markadan bir CO detektörü satın almayı tercih edeceklerini belirtirken, %21’i ise kararlarını sadece fiyata bakarak vereceklerini söylüyorlar, bu durum standartlara uygun bir detektör seçilmemesi anlamına da gelebiliyor.

Turizm’de Güvenlik Yönetimi Güvenlik yönetimi ne kadar iyi olursa, tesisinizde meydana gelebilecek olaylar o kadar azalacaktır. Turizm’de Güvenlik Yönetimi kitabının amacı; otel veya tesislerde güvenlik müdürlüğü veya yöneticiliği yapmak isteyenlere, iyi bir güvenlik yönetiminin kurulması, mevcut sistemin iyileştirilmesi ve işletilmesi, iyi bir güvenlik yönetiminden elde edilecek faydaların anlatılması, tesiste meydana gelebilecek olay ve kazalara müdahale, olay ve kazaların incelenmesi, raporlanması, tekrar meydana gelmemesi için gerekli önlemlerin alınması konusunda bilgilendirmektir. Ayrıca, otel genel müdürleri için, otel

14 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

ve tesisteki güvenlik yönetimi hakkında neler olması gerektiği, bu konudaki eksikliklerin nasıl giderilebileceği, yasalar konusunda bilgi, otel ve markanızın bu rekabetçi ortamda ileriye ve yukarıya çıkmasına yardımcı olacak kaynak bir kitaptır. Güvenlik ile ilgili konuları inceleme ve öğrenme imkanı bulacağınız bu kitap kendi alanında ilk ve tek kitaptır. Kitap 2010 yılında Cinius Yayınları tarafından basıldı ve satışı sadece www. otelguvenlik.com adresinden yapılmaktadır. Kitap ile birlikte, USB bellek içinde hem e-kitap ve hem de kullanıcıların ihtiyacını karşılayabilecek, güvenlikle

ilgili formlar, belgeler, güvenlik ve koruma planı (örnek), güvenlik yönetimi ve yangın sunumu, güvenlik ve yangınla ilgili videolar verilmektedir.



GÜNCEL

Otobüslerde kamera sistemleri

Otobüslerde kamera sistemleri Massachusetts Körfez Ulaşım Başkanlığı (Massachusetts Bay Transportation Authority-MBTA), otobüslerine yüksek çözünürlüklü kameralar ve video ekranları monte ediyor ve 6.9 milyon dolar değerindeki bu projeye kaynak, ABD İç Güvenlik Departmanı ta-

rafından hibe şeklinde sağlanıyor. Sistemler, yaz sonuna kadar 255 otobüse kurulmuş olacak. Bunlara ek olarak başka 210 otobüse de ekran koymadan, yalnızca kamera yerleştirilecek. Boston Globe’un bildirdiğine göre, bu sayı filonun %40 ını teşkil ediyor. Gazetenin haberinde: “MBTA’nin Güvenlik ve Acil Durum Yönetimi Direktörü Randy Clarke, her otobüste 360 derece görüntü sağlayan üç kamera montajını içeren bu projenin, ana ulaşım sistemleri üzerinde ülke çapındaki en kapsamlı gözetleme sistemi olduğunu belirtti. Ulaşım personeli, kameraların suçluları caydırmasını umut ediyorlar.” deniyor.

G4S Shell ile yeni küresel güvenlik anlaşması imzaladı G4S, enerji ve petrokimya şirketi Shell International Limited ile, şirkete 30 ülkede güvenlik çözümleri sağlamak üzere stratejik ve küresel çerçeve anlaşması imzaladı. Beş yıl için imzalanan anlaşma, 2 yıllık uzatma seçeneğini de sunuyor ve G4S’in en büyük çaplı küresel anlaşmasını teşkil ediyor. Bu yeni anlaşma kapsamında G4S, Shell’le mevcut ilişkisini genişletecek ve şirketin tüm dünyadaki enerji ve petrokimya tesislerini güvenlik altına alacak. Bu anlaşma, Shell’in dünyanın en rekabetçi ve yenilikçi şirketi olma konusundaki hedeflerine – sağlık ve emniyet koşullarının iyileştirilmesine yardımcı olmak; işletme

16 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

mükemmeliyeti ve teknik olmayan risklerin yönetimi; yaşamak ve çalışmak için mükemmel bir ortam yaratmak ve maliyetleri düşürmek – ulaşmasında destek olacak. G4S, Shell’e insanlı güvenlik ve yangın ve emniyet hizmetleri vermeye devam ederken, bu hizmetlerle entegre olarak resepsiyon ve güvenlik hizmetleri de verecek. Bu yeni ortaklık çerçevesinde G4S, 3000 kişi görevlendirecek ve yenilikçi bir sağlık ve emniyet programını uygulamaya koyacak. Bunların yanı sıra, Shell tesislerinde G4S Hizmet Mükemmeliyet Merkezleri kurarak güvenlik standartlarını en üst seviyeye taşıma çalışmalarını yürütecek.

IFSEC International Ulusal Güvenlik Teftiş Kurulu (NSI) Montaj Zirvesi açılışına sponsor olduğunu duyurdu IFSEC International Ulusal Güvenlik Teftiş Kurulu (NSI) Montaj Zirvesi açılışına sponsor olduğunu duyurdu UBM Live tarafından organize edilen IFSEC International, Ulusal Güvenlik Teftiş Kurulu (National Security Inspectorate – NSI) Montaj Zirvesine ortak olduğunu duyurdu. CSL DualCom’un birleşik başlık sponsorluğu bir yana, Zirve NSI onaylı şirketlerin ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla tasarlandı ve 17-19 Haziran tarihlerinde ExCel Londra’da gerçekleşecek olan IFSEC International eğitimine de bir temel teşkil edecek. Montaj firmalarına adanmış hizmetler sunan dünyanın lider güvenlik etkinliği NSI Montaj Zirvesi’nde IFSEC International, kendi standını kurarak Haziran’daki etkinlikten neler bekleyebilecekleri ve yıl boyunca gerçekleştirilecek IFSEC International etkinlikleri konusunda bilgilendirme yapacak. NSI onaylı firmalar, IFSEC International ekibinin ağzından, faaliyetlerini nasıl başarılı bir şekilde pazarlama yapabileceklerini ve güvenlik sektörü ile nasıl kenetlenebileceklerini öğrenecekler. NSI Montaj Zirvesi’ne katılan herkes, IFSEC International’a katılım için VIP katılım kartı alacak, böylelikle 600 den fazla dünya lideri firmadan bilgi alarak ve 100 saatlik ücretsiz eğitim alarak, bilgi dağarcıklarını zenginleştirme olanağı bulacaklar. Bu ayrıcalıklı katılım kartı aynı zamanda dünyaca tanınan IFSEC International’ın çevre oluşturma (networking) etkinliklerine dahil olma imkanı sağlayacak ve Zirve’ye katılan şirketlerin, yeni elemanları ve genç mühendisleri Yarının Mühendisleri yarışmasına katılabilecekler.



GÜNCEL

En iyi güvenlik App’leri CNET, Android cihazlar için yazılan 30 güvenlik app’i üzerinde AVTest tarafından Ocak ayında yapılan test sonuçlarını yayınladı. Rapor en iyi app’leri şu şekilde sıralıyor: Avira’nın ürettiği bedava Android Güvenliği 3.0; Bitdefender’ın ürettiği Mobil Güvenlik 2.6; G Data’nın İnternet Güvenliği 25.0; Kingsoft’dan Mobil Güvenlik 3.3; KSMobile üretimi Clean Master 4.0; yine KSMobile ürünü CM Güvenlik 1.0; McAfee’den Mobil Güvenlik 3.1; Qihoo’nun ürünü Mobil Güvenlik 1.5; Trend Micro’nun ürettiği Mobil Güvenlik 3.5 ve TrustGo’nun Mobil Güvenlik 1.3 ürünü. CNET, G Data ve Trend Micro’nun app’lerinin, önemli güvenlik özelliklerinden ikisi hariç diğerlerinin tümünü sunduğunu bildiriyor.

Metlife Stadyumu’nun yanında bulunan beyaz toz mısır nişastası çıktı Bu sabah MetLife Stayumu çevresinde şüpheli beyaz bir tozun farkedilmesi üzerine, stadyuma yakın beş otele tehlikeli madde ekipleri ve bomba timi sevk edildi. Yetkililer sabah 11:42 de mektuplardan haberdar oldu ve ekipler derhal Econo Lodge, Homestead Inn, East Rutherford Renaissance Inn, Holiday Inn Express ve Carlstadt Hampton Inn’de araştırmaya başladı. Mektuplardan birinin içeriği incelendikten sonra, görevliler tozun mısır nişastası olduğunu belirledi. Ancak FBI, durumu izlemeye devam ediyor. CNN, kolluk kuvvetlerinin olayı bir tehdit değil de, sıradan bir soruşturma olarak yürüttükleri haberini verdi. CNN’in bildirdiğine göre, yetkililer ayrıca eski New York Valisi Rudy Giuliani’ye gönderilen beyaz tozu da araştırıyor. Madde test edilmiş ve yetkilier tarafından zehirli olmayan bir madde olduğu açıklanmış olsa da, sekiz çalışan ve muhaberat odası tedbiren dezenfekte edilmişti. Federal ve yerel yetkililer MetLife Stadyumunun çevresindeki güvenlik seviyesini yükselttiler, çünkü NFL, bu Pazar Süper Kupa için hazırlanıyor. Ön tahminlere göre, Denver Broncos’ın Seattle Seahawks ile karşılaşmasını izlemek üzere 80,000 kişinin alanı doldurması bekleniyor.

TDSi Genel Müdürü bölge çocuklarına mentorluk yapıyor

Merkezi İngiltere’nin güneyindeki Poole kasabasında bulunan güvenlik çözümleri üreticisi TDSi’ın Genel Müdürü John Davies, Bournemouth The Bourne Academy’nin altıncı sınıf öğrencilerine uyguladığı Öğrenci Mentorluğu faaliyetine katılıyor. Faaliyetin amacı tüm öğrencilere yerel iş kollarından mentorlar sağlayarak yeteneklerini geliştirmelerine ve okul sonrası kariyerlerine destek vermek. John: “Bourne Akademi’deki Öğrenci Mentorluk programı, öğrencilere

18 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

hem iş dünyası ve işleyişi hakkında hem de kendilerinden neler bekleneceğine – kendilerini bekleyen fırsatlar da dahil - dair bir fikir vermek için mükemmel bir yöntem. Mentorun rolü, yalnızca yaşam becerileri aktarmak değil, aynı zamanda öğrencilerde vizyon oluşturmak ve kendilerinin kariyer potansiyellerini nasıl hayata geçirebileceklerine ilişkin yol göstermek.” diye belirtiyor. Bourne Akademi’nin Başarıyı Artırma ve Yaşam Boyu Öğrenme Koordinatörü Vicky Woodings, programı açıklarken: “Bu programın amacı öğrencilere gerçek dünya fırsatlarını sunmak ve eğitimlerini tamamladıktan sonra kariyerlerini kurabilmeleri için gerekli becerileri konusunda destek vermek. Öğrencilerimizin çoğu kariyer vaat etmeyen dar gelirli bölgelerden geliyorlar. Bu bölgelerde

faaliyet gösteren işlerde ihtiyaç duyulan vasıfların eksikliğinin de farkındayız, bu nedenle öğrencileri John gibi bölgenin iş liderleri ile bir araya getirerek onların işe alınmasını mümkün kılmaya çabalıyoruz. Mentorlar, öğrencilere CV hazırlamak veya mülakat teknikleri gibi temel beceriler konusunda, dostça ve destek ortamında yardımcı olabilecekleri gibi, onlara gerçekçi ve yapıcı geri dönüş temin ederek olası işverenlere karşı kendilerini nasıl çekici kılabileceklerini öğretebilirler.” şeklinde bilgi veriyor. Şu anda programa Bourne Akademi’den 32 öğrenci ve geniş bir iş yelpazesinde mentorlar katılıyor – her biriyle yılda ortalama 6 toplantı düzenleniyor. John Davies, güvenlik endüstrisinde kariyer geliştirmek konusunda son derece hevesli bir Mühendislik öğrencisi olan Mateusz Zalewski’ye mentorluk yapıyor.



GÜNCEL

GÜSOD üyeleri yemekli sohbet toplantısında bir araya geldi

GÜSOD’un 2011-2013 dönemi Sosyal Faaliyet Programı kapsamında üyeleriyle birlikte olduğu yemekli sohbet toplantılarının on ikincisi 6 Mart 2014 günü Tüzel Üye Securitas Güvenlik Hizmetleri A.Ş. adına GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kösereisoğlu’nun ev sahipliğinde Swissotel The Bosphorus’da gerçek-

leştirildi. Toplantıya konuk konuşmacı olarak Avukat Murat Uçum davetli olarak katıldı. Uçum; konuşmasında özel güvenlik sektörünün gelişim süreci ve çalışan sayısının artması ile sendikal faaliyetlerin odağı olma noktasına doğru hızlı bir gelişme gösterdiğini ifade ederek son yasal düzenlemelerle birlikte sendika

üyelik işlemlerinde sağlanan kolaylıklar çerçevesinde bu sektörde sendikalaşma faaliyetlerinin arttığına işaret etti ve özel güvenlik sektöründeki işverenlerinde organize olarak Özel Güvenlik İşverenleri Sendikasını kurmaları konusunda da beş yıllık bir sürece ilişkin bir projeksiyon yaparak değerlendirmelerde bulundu.

Gelişen teknolojiler insanlı güvenlik çözümlerinin geleceğini tehdit ediyor

Güvenlik sektöründe giderek yaygınlaşmakta olan görüş, CCTV ve uzaktan izleme teknolojilerindeki gelişmeler sonucu, zamanla insanlı güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyulmayacağı ya

20 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

da akıllı teknolojiler ve uzaktan izleme sistemlerinin uygulanabilir olduğu durumlarda insan çözümünün tercih edilmeyeceği ve bu nedenle de sektörün tehdit altında olduğu yönünde. Konut Güvenliği çözümleri sunan Residential Security Solutions, RSS’in kurucusu ve Genel Müdürü Darren Musk ve sektördeki diğer bir çok aktöre göre, CCTV sistemlerinin insanlı çözümlerin yerini alacağı çok açık, bu yüzden güvenlik şirketlerinin çoğu, konut projeleri ya da evler yerine ticari mekanlara odaklanmayı seçiyor. Residential Security Solutions da bu soruna karşılıkı şimdi müşterilerine, Camtrak ve Webeye’ın 3G kablosuz CCTV çözümlerini sunuyor. Musk: “Residential Security Solutions,

bu 3G kablosuz çözümlerin ve CCTV kitlerin, yalnızca daha talihli bir zümrenin değil, tüm ev sahiplerinin yararlanabileceği geleceğe yönelik bir çözüm olduğu inancıyla ücret politikasını belirlemektedir. Konut güvenliği ve daha iyi CCTV sistemleri konusunda çok kararlı davranıyoruz ve ilgilenen herkese bu sistemlerin insanlı güvenlik çözümlerine nasıl destek olduğunu sergilemeye kendimizi adadık.” diyor. Musk’ın şirketi, ünlüler ve üst düzey insanların konutları da dahil geniş bir çeşitlilik içerisinde özel konutlar ve mülklerde, tesis güvenliği ve insanlı güvenlik çözümleri üzerine ihtisaslaşmış. Pek çok insanlı güvenlik çözümü sunan şirket gibi RSS de insan faktörünün önemini vurgulamak konusunda çok çaba sarfediyor.



GÜNCEL

GPM Rally Takımı işbaşında! Güvenlik sektörü halkla ilişkiler ve pazarlama konusunda uzman danışmanlık şirketi, Graeme Powell Marketing (GPM), 2014 ün ilk rallisine 9 Şubat Pazar günü katıldılar. North Yorkshire Moors Milli Park ormanında yer alan 10 stabilize yol etabından oluşan yarışta, Riponian Ralli pistleri yarış boyunca son derece ıslak, çamurlu ve kaygandı. Rallide Escort MkII RS2000

kullanan GPM’in direktörü: “Ralli sezonunun açılışı gerçekten zorlu geçti, çünkü orman parkurları haftalardır süren yoğun yağışı emmişti. Dürüst olmak gerekirse, hasar görmüş veya fena şekilde yuvarlanmış araç sayısını gördükten sonra, yarışı tek parça halinde bitirebildiğime sevindim! 2.0 litre klasmanında onurlu bir final pozisyonu gerçek bir hediye oldu.” diye açıklama yaptı.

Bosch SeeTec ile iş birliği yaptı Ağ tabanlı video gözetim sistemleri çözümlerinde öncü olan SeeTec AG, Bosch ürünleri ile önde gelen yazılım çözümleri arasında birlikte çalışabilirliği artırmak ve geliştirmek için tasarlanan Bosch Integration Partner Program’ın en yeni üyesi oldu. SeeTec video yönetim yazılımlarının kullanıldığı her büyüklükteki uygulamada kullanıcılar artık en yeni Bosch IP video kameraları ve Bosch’un iç ve dış mekan uygulamalarına yönelik geniş ürün yelpazesinden de yararlanabilecek. Bosch Dinion, AutoDome ve Flexidome IP kamera ailesini, VideoJet kodlayıcılarını ve VIP ağı video sunucularının yanı sıra SeeTec ayrıca, son derece düşük aydınlatma koşullarında eşsiz video kalitesi sağlayan Bosch’un yeni starlight HD teknolojisini de destekleyecek. Bosch ile SeeTec arasındaki ortaklık, Bosch’un tüm IP tabanlı video ürünlerinin küçük ve orta büyüklükteki projelere yönelik ProBoz ve çok sıralı yapıya sahip binlerce kamerayı destekleyen,

22 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

yüksek ölçeklendirilebilirliğe sahip Enterprise Edition da dahil olmak üzere mevcut SeeTec ortamlarına sorunsuz bir şekilde entegre olmasını garanti ediyor. Binlerce kurulumdan ilham alan SeeTec’in yeni Video Yönetim yazılımı Cayuga, geniş Bosch kameraları yelpazesiyle de uyumlu. Böylece, SeeTec kullanıcılara bir projeyi genişletirken ya da mevcut kameralarını daha fazla özelliğe sahip modellerle değiştirirken, kendini kanıtlamış Bosch teknolojisini ve kalitesini kullanma fırsatı da sunuyor. Ayrıca kullanıcıalr, Bosch’un akıllı video analizi özelliğinde bulunan olay tetikleme özelliğinden de yararlanabiliyorlar. Bosch Integration Partner Program’dan sorumlu Rudolf Spielberger, “Video yönetiminde lider bir firma olan SeeTec, özellikle lojistik, finans ve perakende gibi dikey pazarlarda güçlüdür” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Ortaklığımız sadece

bize yeni fırsatlar sunmakla kalmıyor, aynı zamanda SeeTec kullanıcılarına mevcut ortamlarına kolayca entegre edebilecekleri en son teknolojilere kolay erişim sağlıyor.” Verticals Ürün Müdürü ve SeeTec Kurucu Ortağı Ulrich Heißler Bosch ile yaptıkları işbirliği ile ilgili olarak “Bosch gibi ünlü bir şirketle işbirliği yapmaktan çok memnunuz. Çözümlerimiz Bosch’un gelişmiş kameralarıyla çok iyi uyum sağlıyor ve en iyi sonuçlara ulaşıyor. Kullanıcılarımızın aradığı da tam olarak bu.” dedi.



i

HAYATA BAKIŞ

“Su olabilmek” İnsanlığın var oluş sebebi ve yaşadığı hayat boyunca verdiği tüm mücadelelerini düşünecek olursak, aslında bunun altında yatan temelinde iki unsur görürüz. İnsanlar ve onları diğer varlıklardan farklı kılan hayal güçleridir. Belki de Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım” felsefesi, insanı insan yapan ve yaşamda var olduğunu kanıtlayan en büyük göstergesidir. Hayatta var olmak, düşünmek ve hayal etmekle başlar. Bu oluşum süreci, insanları sonuçlara götürür. Bazen olumsuzlukla sonuçlansa da, bazen de başarılara ulaştığı da görülmektedir. Hayatta elde edilen zaferler ve yenilgilerin hepsi, ilk önce insan beyninde hayal veyahut düşünce olarak filizlenmektedir. Peki, sadece hayal etmek ve düşünmek insanı başarıya götüren bir unsur mudur? Elbette cevap olarak hayır diyeceğiz. Çünkü baktığımızda hiçbir başarının rastlantı sonucunda olmadığını görmekteyiz. Başarıyı istemenin yanı sıra, hedeflenen yolda ısrarlı ve kararlı olmanın da bir sonucu olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Amerika Birleşik Devletleri 29. Başkan Yardımcısı ve 31. Başkanı John Calvin Coolidge’ın bir konuşmasında ifade ettiği üzere “ Asla vazgeçmeyin, dünyada hiçbir şey ısrarlı ve kararlı olmanın yerini alamaz. Yetenek alamaz, dünyada yetenekli ama başarısız birçok insan var. Tek başına eğitim de alamaz. Dünya başıboş gezen eğitimli insanlarla doludur.” demiştir. Öyleyse, başarı azmin zaferinin öyküsü olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayatın sürecine baktığımızda engellerle dolu bir yolculuk olduğunu görürüz. Bu yolculuk sırasında zorluklarla ne kadar mücadele edebilir, her şeye rağmen yüreğimizin sesine ne kadar kulak verebilir, hayallerimiz için ne kadar kararlılık gösterebilirsek biz de anlatılan bir başarının kahramanı olabiliriz. Başarı bir hedef değil, bir süreçtir, bunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Anlatılan bu öyküde olduğu gibi; hasta muayene olmak üzere doktora gider. Doktor hastayı muayene eder gerekli reçeteyi yazar ve verir. “Borcunun ne kadar olduğunu” soran hastaya doktor “300 TL”. der. Şaşıran hasta, “on dakikalık muayene için bu para ne kadar çok”. Doktor “30 yıl ve 10 dakika” diye cevap verir. Başarı insanın zihninde başlayıp, dış dünyada son bulan olağanüstü bir gelişimdir. Tabiatta görüyoruz ki, su akmak için kendi yolunu yapar. Başarı da hayatta var olmak, tutunabilmek, sonuca ulaşabilmek için her şeyiyle çalışmak ve iz bırakmaktır. Yani aktığın yolda su olabilmektir. Gökyüzünden yeryüzüne damlalar halinde yağan yağmur, dereleri –ırmakları - gölleri oluşturmaktadır. Nehirlerin üzerine kurduğumuz barajlardaki, türbinlerden elde ettiğimiz hidroelektrik enerjisiyle aydınlanıyor, sanayide – üretimde ve hizmet sektöründe de yararlanıyoruz. Sizlerle bir damla yağmur suyunun başarı öyküsünü paylaştım. Yorumlamanız dileğimle…

24 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Oğuz GÜLAY

İnsanlığın var oluş sebebi ve yaşadığı hayat boyunca verdiği tüm mücadelelerini düşünecek olursak, aslında bunun altında yatan iki unsur görürüz. İnsanlar ve onları diğer varlıklardan farklı kılan hayal güçleridir.



KAPAK KONUSU

Her yönüyle otel güvenliği Otel ve tesislerde, güvenlik departmanının etkinliğini ve bütün alanlardaki kontrolünü artırmak için, teknik ve elektronik cihazlarla uygun bir yapılanmaya gidilmelidir. İdris ELMAS

G

iriş

Ülkemizin, gelir kaynaklarından bir tanesi de turizm sektörüdür. Bilindiği üzere, son 20 yılda, ülkemizde turizme verilen teşvikler ve yatırım izinleri sayesinde, turizm konaklama tesislerinin sayısında ve kalitesinde çok hızlı bir gelişme olmuştur. Böylelikle, ülkemize daha çok turistin gelmesine ve bu sektörde istihdamın artmasına fayda sağlamıştır. Konaklama sektöründe, çok sayıda beş yıldızlı tesislerin açılması ve her şey dahil sisteminin yaygın olarak kabul görmesi ile turistlerin ilgisi çekilmiş ve her yıl daha çok turist gelmesi sağlanmıştır. Önce-

26 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

likle yaz turizmi dediğimiz güneş ve deniz tatili için gelen turist sayısı artmış, daha sonra kültür turizmi kapsamında başta İstanbul olmak üzere bir çok şehrimizde yeni otel ve tesisler hizmete girmiştir. Otel ve tatil köylerinde, özel güvenliğin gelişimine baktığımızda, birçok işletmede olduğu gibi oteller de kendi özel güvenlik birimlerini 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanunu çerçevesinde kurmuş ve istihdamını yapmıştır. Böylelikle, özel güvenlik, turizm alanında yerini almış ve bu konudaki gelişmelere fayda sağlamıştır. 2006 yılında turizm sektöründe güvenlik yöneticisi olarak Antalya Sheraton Hotel’de başladığımda,

genel olarak 15 yıla yakın güvenlik tecrübem olmasına rağmen, otel güvenlik yönetimi konusunda öğrenilecek bir çok şey olduğunu gördüm. Bu arada, turizmde güvenlik yönetimi üzerine kaynak arayışlarım sırasında, maalesef herhangi bir kaynak veya bilgiye ulaşamadım. Bu nedenle, hem birlikte çalıştığım güvenlik personelinden ve yöneticilerden ve hem de açık kaynaklardan sürekli araştırmak suretiyle öğrenme ve kişisel gelişimim devam etti. Bu oteldeki görevimi tamamladıktan sonra, bu konuyla ilgili kitabımı “Turizmde Güvenlik Yönetimi” ismiyle yazdım ve ihtiyacı olanlar için satışa çıkardım. Bu konuda çıkan ilk ve


çalışanları ve güvenlik departmanı iyi bir işbirliği yaratmak suretiyle, otelde güvenli ve huzurlu bir ortamı sağlanmış olurlar. Şimdi, otel ve tatil köylerinde güvenlik departmanının görevlerini ve fonksiyonlarını bölümler halinde gözden geçirelim.

Güvenlik departmanı

İdris ELMAS

tek kitap olması nedeniyle, bugüne kadar hedeflemiş olduğum satış sayısına ulaştım. Küçük bir bilgi verdikten sonra, bir soru ile konuyu biraz açmak istiyorum. Bir otel ve tesiste, güvenlikten kim sorumludur diye soracak olursam, bu soruya genellikle ilk akla gelen cevaplar, güvenlik personeli, güvenlik müdürü, güvenlik şefi olmaktadır. Bu cevap kısmen doğru olmakla birlikte, aslında otel veya tesisin güvenliğinden orada çalışan herkesin sorumlu olduğudur. Bu sorumluluk, otel genel müdüründen başlayarak bütün personel tarafından bilinçli bir şekilde paylaşılmalıdır. Otelde veya işletmelerde her noktada güvenlik personeli bulundurmak imkansız olduğuna göre ve güvenlik personeli aynı anda otelin veya tesisin her yerinde olamayacağı için kendi bölümlerinde çalışan her personel, güvenlik ile ilgili bir olayı veya tehlikeyi görmesi durumunda ilk iş olarak güvenlik departmanına konuyu bildirmesi gereklidir. Bu bildirme ve rapor etme işlemi, her personelin bilmesi gereken bir sorumluluk anlayışı olmalıdır. Bu anlayış, işletmede oluşturulması gereken güvenlik kültürünün en önemli unsurudur. Böylelikle, otel

Otel ve tesis bünyesinde kurulan güvenlik departmanı, 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanunu kapsamında gerekli izinler alındıktan sonra göreve başlayabilir. Güvenlik departmanı, güvenlik müdürü tarafından yönetilir ve otel genel müdürüne karşı sorumludur. İşletmenin büyüklüğüne göre, güvenlik vardiya amirleri ve güvenlik personelinden oluşur. Personel sayısı, güvenlik izni alınırken belirlenir ve aynı izin çerçevesinde personel istihdam edilir. Otel yönetimi, özel güvenlik birimini kendi bünyesinde istihdam edeceği personel ile karşılayabileceği gibi, dışarıdan hizmet almak suretiyle de karşılayabilir. Güvenlik yöneticisi, ilgili kanun ve yönetmelikler hakkında bilgi sahibi, güvenlik uygulamaları konusunda tecrübeli, yöneticilik ve liderlik özellikleri olan kişiler arasından seçilmelidir. İşletme, güvenlik birimini 7/24 çalıştırmak için vardiya saatlerini ayarlayabilir. Böylelikle, otel veya tesisin sürekli olarak güvenli ve huzurlu bir şekilde çalışması sağlanmış olur.

Güvenlik personeli değişim oranı Otel ve tesislerde, güvenlik personeline çok önemli görevler düşmektedir. Personel değişim oranın yüksek olması, her bir personelin değişimi ile birlikte birçok maliyeti beraberinde getirmektedir. Bu nedenle işe alım sırasında uygun işe uygun personeli seçmek, personel ile ilgili yeterli incelemeleri işe başlatmadan yapmak ve uzun dönemli bir çalışma ortamı sağlamak, personel kaynaklı sorunların azalmasını sağlayacaktır.

Güvenlik kayıtları Güvenlik ile ilgili tüm işlemler kayıt altına alınmalı ve otel tarafından belirlenecek bir süre arşivde saklanmalıdır. Özellikle, olay ve kaza inceleme raporları, olayların hemen sonrasında hazırlanmalı, yönetime sunulmalı, gerekli düzeltici işlemler alınmalı ve raporlar emniyetli bir odada veya kasada saklanmalıdır. Otel içinde bulunan kamera sistemine ait görüntüler, belirli bir süre sistem üzerinde kayıtlı olarak kalmalıdır. Burada ideal süre 90 gün olarak belirlenebilir. Ayrıca, meydana gelmiş olaylarla ilgili kamera görüntüler, sistem üzerinden disk veya belleklere kaydedilmek suretiyle daha uzun süre saklanmalıdır.

Otel güvenlik ve koruma planı 5188 sayılı kanun kapsamında, bünyesinde özel güvenlik birimi bulunan tüm işletmeler, kendi işletmelerine ait güvenlik ve koruma planını oluşturmak, onaylatmak ve

Otel ve tesislerde, güvenlik personeline çok önemli görevler düşmektedir. Personel değişim oranın yüksek olması, her bir personelin değişimi ile birlikte birçok maliyeti beraberinde getirmektedir.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 27


KAPAK KONUSU

uygulamak zorundadır. Burada önemli olan husus, koruma planının, otelin ihtiyaçlarını, risklerini, alınan tedbirleri, acil durumlarda neler yapılacağını, iletişim bilgilerini ve kanunda belirtilen konuları kapsamalıdır. Koruma planı, basit, anlaşılır ve uygulanabilir olmalıdır. Koruma planı, tüm departman yöneticilerine bir toplantıda anlatılmalı, tüm güvenlik personeli tarafından iyi bilinmelidir. Personelin acil durumlar karşısında reaksiyonlarını geliştirmek için, belirli aralıklarla tatbikatlar yapılmalıdır.

Fiziki güvenlik Otel veya tatil köyünün fiziksel olarak dış alanlarını belirleyen duvar veya fens ile çevrili olması, giriş ve çıkışların kontrol altında olması, dışarıdan içeriye yetkisiz ve izinsiz girişleri engelleyecektir. Otele girişler, araç girişi, misafir girişi ve personel girişi olarak ayrılmalı ve buralarda uygun kontrol tedbirleri alınmalıdır. Otel veya tesislerin dış duvar veya fenslerin mutlaka yüksek olması, tırmanarak geçilmesine izin vermeyecek yükseklikte olmalıdır. Duvar veya fens ile çevrili alanlar-

28 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

da, atlayarak geçilebilecek riskli alanlar için sensör veya kamera yerleştirmek suretiyle izinsiz girişlerin belirlenmesi ve takibinde kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca personel giriş ve çıkışında, kartlı geçiş veya diğer sistemleri, kamera ile desteklenmek suretiyle kontrol altına alınmalıdır.

Elektronik güvenlik Otel ve tesislerde, güvenlik departmanının etkinliğini ve bütün alanlardaki kontrolünü artırmak için, teknik ve elektronik cihazlarla uygun bir yapılanmaya gidilmelidir. Özellikle, risk analizi yapıldıktan sonra, ihtiyaçlara göre, teknik ve elektronik cihazların konumlandırılması ve bu cihazların diğer mevcut güvenlik önlemleri ile entegrasyonu sağlanmalıdır. Böylelikle, güvenlik personeli, otel veya tesis içinde meydana gelebilecek olayları daha hızlı bir şekilde tespit edebilir ve yine hızlı bir şekilde olaya müdahale imkanı kazanacaktır.

Hırsızlığın önlenmesi Otel veya tesislerde, en fazla karşılaşılan güvenlik sorunlarından birisi, personel kaynaklı malzeme veya para çalınmasıdır. Satış yapı-

lan, nakit veya kredi kartı kullanılan bölümlerde, kasadan para eksiltme, fatura kesmeden para alma, kredi kartı ile ilgili hırsızlıklara ilave olarak, misafir odaları veya sağlık kulüplerinde bulunan dolaplardan yapılan hırsızları da ekleyebiliriz. Misafir odalarında elektronik kapı kilitleri ve kasaların kullanılmaya başlanmasıyla bu konudaki sorunlar azalmıştır. Misafirlere ait kıymetli eşyaların, kasa dışında oda içinde bulunması durumunda, odalara hizmet için giren kat hizmetleri, teknik personel, oda servisi elemanları tarafından çalınması ihtimali her zaman bulunmaktadır. Özellikle personel değişim oranı yüksek olan tesislerde bu sorunlar daha fazla yaşanmaktadır. Bütün bu olayları önlemek için tedbirler ilgili departmanların kontrolünde alınmalı ve sonuçları takip edilmelidir. Diğer taraftan, dış kaynaklı hırsız ve çetelere karşı tedbir alınmalıdır. Otel katlarında çalışan personelin, misafir olmadığını düşündüğü kişileri, kat koridorlarında veya oda önlerinde görmesi durumunda hemen güvenliğe haber vermesi gerektiği eğitimlerle anlatılmalıdır.


Aşağıdaki fotoğraflarda, dış kaynaklı hırsızlığa ilişkin bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Bu örnekte görülen şahıs, otelin sağlık kulübüne giriş yapmış, soyunma odalarına kadar girmiş, burada dolap kapaklarını kırmak suretiyle, sağlık kulübünü kullanan misafirlerin dolaplarında bulunan kıymetli eşyalarını çalmak suretiyle hırsızlık yapmış ve geldiği şekilde çok kısa bir sürede buradan ayrılmıştır. Sağlık kulüplerinin girişleri kontrol altında olmalı, giriş yapan misafirlerin kimlik bilgileri bir formda kayıt altına alınmalıdır. Girişlere kamera yerleştirmek suretiyle, kayıt altına alınması sağlanmalıdır.

İş sağlığı ve güvenliği Birçok işletmede olduğu gibi, otel veya tesislerde birçok olay ve kaza meydana gelmektedir. Bu olay ve kazalar, işletmede çalışan personelin başına gelebileceği gibi, aynı zamanda otelde konaklayan misafirlerin de başına gelebilmektedir. Her iki durumda da, kaza sonrası ve uzun dönemde ortaya çıkan maliyetler bulunmaktadır. Otel veya tesis bünyesinde meydana gelebilecek her türlü olayy ve kaza, mutlaka güvenlik departmanına bildirilmeli, yaralı olması durumunda, yetkin personel tarafından ilk yardım yapılmalı, otel doktoru veya hemşiresine bildirilmeli veya acil olarak en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmelidir. Bu kapsamda, her departman ve güvenlik departmanından uygun olan personelinin ilk yardım eğitim alması sağlanmalı ve bu eğitimleri alan personelin isim listeleri güvenlik ofisinde bulundurulmalıdır.

Oda ve kat hizmetleri Otellerin günlük çalışma programına göre, misafir odaları ve kat koridorları, bir temizlik programı

kapsamında her gün temizliği yapılmaktadır. Genel prensip olarak, kat veya odalar, hep aynı çalışan tarafından temizlenmesi tercih edilmelidir. Böylelikle çalışan, kendi sorumluluk alanını daha iyi benimsemiş olmakta ve bu alandaki günlük sorun ve olaylar, o çalışanın takibinde olabilmektedir. Burada, kat hizmetleri çalışanlarına, güvenlik açısından önemli bir görev düşmektedir. Kat koridorlarını ve odaları temizlerken, karşılaşabilecekleri her türlü yasadışı malzeme, şüpheli veya tehlikeli maddeler, şüpheli davranış ve hareketlerde bulunan misafir veya kişilerin bilgileri, fiziksel özellikleri, güvenlik departmanına bildirilmelidir. Oda anahtarını unutmuş kişiler, aynı katta çalışan kat hizmetleri görevlisine sempatik davranmak suretiyle, herhangi bir odayı kendi odalarıymış gibi açtırmak isteyebilirler. Bu durumda, misafir mutlaka resepsiyona yönlendirilmeli, yeni anahtar yaptırılması tavsiye edilmeli ve aynı zamanda güvenliğe bildirilmelidir.

Misafir odalarının güvenliği Otellerde misafir odalarının güvenliği, otel yönetiminin sorumluluğundadır. Misafir odaları, misafirlerin özel alanları olup misafirin evi olarak algılanmalıdır. Bu nedenle misafirlerin kişisel eşyalarının güvenliği de önem kazanmaktadır. Geçmişte misafir odalarından,

hırsızlık, eşyaların çalınması, kaybolması gibi birçok sorunlar yaşanmış ve misafirler bu konuda otel yönetimini sorumlu tutmuşlar ve bu nedenle birçok tazminatlar ödenmiştir. Misafir oda kapılarının güvenli olması, kapı kilidinin sadece misafir tarafından ve odaya servis veren çalışanlar tarafından açılabilmesi önemli bir güvenlik unsurudur. Günümüzde, elektronik kapı kilitleri ve manyetik kartların kapı anahtarı olarak kullanılmaya başlaması ile oda güvenliği artırılmıştır. Böylelikle, odaya ne zaman ve kimin girdiği incelenebilmektedir. Odadan kaybolan eşya veya hırsızlık durumunda, oda kapı kilidi elektronik olarak okunmak suretiyle, inceleme yapılması çok daha kolay bir hale gelmiştir. Elektronik kapı kilidine ilave olarak, odalara yerleştirilen elektronik kasalar, misafirin tüm kıymetli eşyalarını daha güvenli ve kendi belirlediği şifre ile koruma imkanı sağlanmıştır. Kasalarda, kapılar gibi elektronik olarak okunabilmekte, kasanın ne zaman kilitlendiği ve açıldığı görülebilmektedir. Misafir odalarının güvenliği ile ilgili olarak; Kat görevlileri tarafından; Anahtarı olmayan misafire, oda kapısı açılmamalıdır. Bu konuda yardım istendiğinde, misafir resepsiyona yönlendirilmelidir.

Otellerde misafir odalarının güvenliği, otel yönetiminin sorumluluğundadır. Misafir odaları, misafirlerin özel alanları olup misafirin evi olarak algılanmalıdır. Bu nedenle misafirlerin kişisel eşyalarının güvenliği de önem kazanmaktadır. Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 29


KAPAK KONUSU

Otel veya işletmelerde meydana gelen her türlü kaza, olay yerinde incelenmeli, olayın ana sebepleri araştırılmalı ve raporlanmalıdır. Olayları incelemenin temel amacı, kazayı yapan personeli cezalandırmak değil, kazaların yeniden meydana gelmesinin önlemek olmalıdır. Misafirin kartını kaybetmesi/ bozulması durumunda, resepsiyona yönlendirilmelidir. Resepsiyona yönlendirdikten sonra güvenlik ofisine, misafir ve oda numarası ile ilgili bilgiler aktarılmalıdır. Resepsiyon tarafından misafire yeni oda kartı yapılırken; Misafire isim ve oda bilgisi, ikamet adresi sorularak teyit edilmelidir. Misafirin fotoğraflı kimlik kartına bakılarak teyit edilmelidir. Misafir, kimliğinin odada olduğunu beyan ederse, güvenlik personeli ile birlikte odasına gönderilmeli ve kimliği mutlaka kontrol edilmelidir.

Kaza ve olayların incelenmesi Otel veya işletmelerde meydana gelen her türlü kaza, olay yerinde incelenmeli, olayın ana sebepleri araştırılmalı ve raporlanmalıdır. Olayları incelemenin temel amacı, kazayı yapan personeli cezalandırmak değil, kazaların yeniden meydana gelmesinin önlemek olmalıdır. Kazaları neden incelemeliyiz? Kazaları incelemek suretiyle olay ve kazanın nasıl olduğu, olay yerinde ne tür risklerin bulunduğu, bu risklerin tekrar kazaya neden olup olmayacağını öğrenmemizi sağlar. Olay anında, olay yerinde bulunan personel ile görüşülerek, olayın

30 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

nasıl meydana geldiği konusunda bilgi alınmalıdır. Olayın hemen sonrasında alınan ilk bilgiler genelde doğru bilgilerdir. Otel yöneticileri, personel eğitiminin veya alınması gerekli güvenlik tedbirlerinin maliyetli ve pahalı olduğunu düşünüyorsa, işletmede bir kaza meydana gelmesi durumunda yapılan ilk harcamaları ve sonrasında uzun dönemde ortaya çıkabilecek harcamaları, yasal sorumlulukları, tazminatları, para veya hapis cezalarını, işyeri kapatmaya varan olumsuzlukların tahmin edilmesini öneriyoruz. Kazaların sonuçları açısından incelediğimizde kazaların olumlu ve olumsuz yönlerine ulaşabiliriz. “Kazanın olumlu yanı olur mu hiç?” diye sorabilirsiniz. Öncelikle olumsuz yönlerine bakacak olursak, kazaların sonucunda ölüm veya yaralanma, hastalık, maddi hasar, yasal masraflar, mahkeme masrafları, geçici olarak üretim durması sonucu üretim kayıplarını görebiliriz. Olumlu yönleri ise; kazaları incelemek suretiyle, kazanın neden olduğu, aynı tür kazaların tekrar meydana gelmemesi için tedbirlerin alınması, işletmedeki güvenlik programlarının gözden geçirilmesi, mevcut prosedür ve kuralların çalışmayan yönlerinin değiştirilmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, ayrıca iş sağlığı ve güvenliği

prosedürlerinin gözden geçirilmesi sağlanır ve daha sonraki dönemde, üretim ve kalitenin arttığı gözlemlenebilir.

Otellerde gıda güvenliği Günümüzde “Gıda güvenliği” oldukça önem kazanmış durumdadır ve giderek bütün sektörde önemi artmaya devam etmektedir. Otel veya tatil köyleri, milyonlarca insana gıda hizmeti sunulmaktadır. Bu nedenle gıda sektörü ile turizm sektörü aynı doğrultuda büyüyen ve riskleri de birlikte taşıyan bir sektördür. Bu riskleri ortadan kaldırmak için, kaliteli hizmet anlayışı kabul edilmeli, gerekli denetimler mutlaka düzenli bir şekilde yapılmak suretiyle gıda güvenliği sağlanmalıdır. Gıda güvenliğinin amacı, misafir ve çalışanlara sağlıklı yemekler sunmaktır. Sağlıklı yemek sunmak suretiyle misafir memnuniyeti artacak ve gıda ile bulaşan hastalıklar ve şikayetler ortadan kalkacaktır. Alınacak tedbirlerle yemek içerisinde istenmeyen maddelerin çıkması önlenecektir. Böylelikle; gıda zehirlenmesinden sonra gelecek işyeri kapatma veya para cezalarının önüne geçilmiş olunacaktır.

Satın alma ve malzeme kabülü Otel ve tesislere malzeme getiren araçların kontrolü yapılmalı, hem tehlikeli madde, patlayıcı madde ve getirilen malzemenin eksiksiz ve tam olarak sağlam alınması için gerekli önlemler alınmalı ve uygulanmalıdır. Otele toplantı amaçlı gelen malzemeler için, ilgili firmaden malzeme listesi istenmeli, liste üzerinde giriş tarihi ve saat bilgileri, çıkış tarihi ve saat bilgileri, işlemi yapan Güvenlik Personel bilgileri ilgili forma yazmalıdır. Malzeme çıkışı


sırasında ilgili departman sorumlusu aranarak eksiklerinin olup olmadığı teyit edilmelidir. Ayrıca otele malzeme giriş ve çıkışları 09:00 – 18:00 saatleri arasında olmalıdır. Acil durumlar veya bu saatler dışındaki giriş ve çıkışlar için önceden izin alınmak suretiyle ve kontrollü bir şekilde yapılmalıdır.

Silah işlemleri Misafirlerin otele, kendi silahları ile giriş yapıp yapamayacakları konusunda, otel yönetiminin alacağı kararlara göre uygulama yapılmalıdır. Otel yönetimi, tesis için silah getirilmesine izin vermeyebilir. Bu durumda, misafirlerin otel girişi sırasında, yanlarında silah bulunması durumunda, misafirlere otel kuralları anlatılmalı, nöbetçi müdüre bildirilmeli ve kasaya konulması sağlanmalıdır. Silahını teslim etmek istemeyenlere, araçlarına bırakmaları, bunu kabul etmemeleri durumunda kendilerinin otele kabul edemeyecekleri, nöbetçi müdür tarafından uygun bir şekilde söylenmelidir.

Tehlikeli maddeler Otel ve tesislerde, operasyonun devamı için gerekli olan kimyasal madde, hava gazı veya doğal gaz depolama alanları için ek güvenlik önlemleri alınmış olması, bu alanlara girişlerin kontrol

altında tutulması, periyodik olarak kontrol edilmesi ve kamera sistemleri ile sürekli olarak kontrol altında tutulmasında fayda bulunmaktadır.

Teknik bakım ve güvenlik işbirliği Otel ve tesislerde, güvenlik ve teknik departmanları iyi bir işbirliği içinde çalışmalıdır. Güvenlik personeli, otel ve tesis içinde yapacağı kontrollar sırasında tespit ettikleri arızaları ve tehlikeleri mutlaka Teknik Departmana rapor etmelidir. Teknik Müdürlük de, bildirilen bu arızaları, iş planına almak suretiyle, aciliyeti de dikkate alınarak hızlı bir şekilde gidermelidir. Mesai saatleri dışında 7/24 çalışmakta olan güvenlik ve teknik personel birbirleri ile sürekli iletişim halinde olmaları gerekmektedir. İyi bir işbirliği, meydana gelebilecek arıza, kaza ve olaylara çok kısa sürede müdahale edilebilir,

böylelikle olayın boyutu büyümeden önlenebilir veya sonlandırılması sağlanabilir.

Terörizme karşı tedbirler Ülkemizde ve bölgemizde, son yıllarda artan terörist saldırılar daha çok ses getirebilmek için turizm tesislerine her zaman bir potansiyel hedef olarak görebilmektedirler. Bu nedenle otel veya tesislerin güvenliğini artırmak amacıyla, yapılmakta olan güvenlik kontrollerinde daha dikkatli olunmalı, araç altı ve bagaj aramaları daha profesyonel bir şekilde yapılmalıdır. Ayrıca devriye görevi ve kontrolü yapılırken daha özenli, acele edilmeden, risk teşkil edebilecek noktalarda daha dikkatli olunmak suretiyle yapılmalıdır. Otel veya tesise yönelik yapılacak bir terör olayından önce, teröristlerin, tesisle ilgili ön inceleme ve araştırma yaptıkları unutulmamalıdır. Bu nedenle hem güvenlik personeline ve hem de diğer otel

Yangın, doğal afetler, bomba ihbarı, terör saldırısı gibi durumlarda, otel veya tesisler, genel veya kısmen tahliye edilmek durumunda kalınabilir. Tahliye kararı verildiğinde bu durum anons sistemi ve yangın alarm sistemi ile duyurulmalıdır. Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 31


KAPAK KONUSU

personeline çok görev düşmektedir. Her zaman uyanık ve profil inceleme konusunda bilgili ve dikkatli olunmalı, herhangi birisinden şüphelendiği anda gözden kaçırmadan takip edebilmeli, güvenlik personeli bilgilendirilmeli, varsa kamera sistemi ile takip edilmeli ve yerel güvenlik makamlarına hemen bilgi verilmelidir. Bu nedenle otel veya tesis içinde ve dışındaki kontrollerde güvenlik olarak iyi bir izlenim ve görüntü verilmelidir. Ayrıca yapılan devriyeler farklı saatlerde ve farklı yerden başlamak suretiyle sık sık değiştirilmelidir.

nın, çıkış ışıklarının, çalıştığı belirli aralıklarla kontrol edilmeli ve arızalı olanlar hemen tamir edilmelidir.

Acil durumlar ve tahliye

Yangın önleme tedbirleri

Yangın, doğal afetler, bomba ihbarı, terör saldırısı gibi durumlarda, otel veya tesisler, genel veya kısmen tahliye edilmek durumunda kalınabilir. Tahliye kararı verildiğinde bu durum anons sistemi ve yangın alarm sistemi ile duyurulmalıdır. Acil durumlar için mutlaka “Acil Durum Merkezi / Odası” diyebileceğimiz bir yerin hazırlanması, burada bulunacak bir dolap içerisinde, taşınabilir megafon, el fenerleri, piller, ip gibi ilk anda ihtiyaç duyulabilecek malzemelerin bulundurulması ve belirli aralıklarla kontrol edilmesinde fayda bulunmaktadır. Otelin boşaltılması veya yangın anonsu alındığında sakin olunmalı, acil çıkış yolları ve merdivenlerinin boş ve tahliye için hazır olduğu kontrol edilmelidir. Acil çıkış ve yangın merdivenlerinin, günlük operasyon boyunca boş bulundurma alışkanlığı kazandırılırsa, acil bir durumda da sıkıntı olmayacaktır. Acil çıkış yollarında gerekli işaretlemeler yapılmalı, bu çıkışlar personel tarafından iyi bilinmeli, misafirlere de bilgisi verilmelidir. Kapıların, acil durum telefonları-

Yangınlar sonucunda yapılan inceleme sonuçlarını gösteren istatistikler, yangın çıkmadan önce o yerde bir hatanın mevcut olduğunu ve bu hatanın giderilmemesinden dolayı yangınların çıktığını ortaya koymaktadır. Gerekli emniyet tedbirlerini zamanında almamak, mevcut emniyet tedbirlerine gerekli önemi vermeme sebebiyle çıkan yangınlar, can ve mal kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle, otel ve işletmelerde, yangın önleme ve söndürme sistemleri mutlaka kurulu ve çalışır durumda olmalıdır. Yangın kontrol paneli hem teknik ve hem de güvenlik ofisinde bulunmalıdır. Güvenlik personeli, yangın panelinin nasıl kullanılacağı, yangın alarmı alınması durumunda, ilk olarak nelerin yapılması gerektiği konularında eğitimli ve bilgili olmalıdır. Bu konuda, teknik departman ile yakın işbirliği içinde olunmalıdır. Ayrıca yönetim ve personel, en az yılda bir kez yangın ve bina boşaltma tatbikatına katılmalıdır. Bu çalışmalar kapsamında bölgedeki itfaiye kuruluşundan eğitim ve yardım alınabilir.

32 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Ülkemizin, en önemli gelir kaynaklarından birisi olan turizm sektöründe hizmet veren otel ve tatil köylerinin, güvenlik kültürü ve bilincini uluslararası seviyede kabul edilen güvenlik standartlarına ulaştırılması ve en iyi güvenlik hizmetinin verilmesi, sektöründe ilerlemesinde fayda sağlayacaktır. Ziyaretçi kontrolü Otel veya tesise gelen tüm ziyaretçiler kayıt altına alınması ile ilgili bir prosedürün olması ve bu kapsamda, ziyaretçilerin kimlik bilgileri, kimlik belgesi görülerek kaydedilmeli ve kimliği giriş noktasında alınmalıdır. Ziyaret amacı, kimi ziyarete geldiği, randevusu olup olmadığı bilgileri teyit edilmelidir. Bazı durumlarda ziyaretçinin yanında refakatçi bir personel gerekebilir. Ziyaret tamamlandıktan sonra, aynı şekilde çıkış işlemi tamamlanmalı ve kimliği iade edilmelidir. Ofislere mesai saatleri dışında ziyaretçi kabulü yapılmamalıdır.

Sonuç Ülkemizin, en önemli gelir kaynaklarından birisi olan turizm sektöründe hizmet veren otel ve tatil köylerinin, güvenlik kültürü ve bilincini uluslararası seviyede kabul edilen güvenlik standartlarına ulaştırılması ve en iyi güvenlik hizmetinin verilmesi, sektöründe ilerlemesinde fayda sağlayacaktır. Bu ilerlemeyi yapabilmek için turizm sektöründe hizmet veren güvenlik personeli ve yöneticilerinin, mutlaka sektöre özel olarak hazırlanmış bir eğitim ile bilgi ve yetkinliklerinin artırılmasında fayda bulunmaktadır.



KAPAK KONUSU

Oteliniz ne kadar güvenli? Bu yalnızca bir kilit. Bunu otel sahipleri ve yöneticilerinden kaç kez duymuşuzdur? Geçmişte bu doğru olabilirdi, ama geçtiğimiz Temmuz ayında elektronik kilit üreticilerinin en büyüklerinden birinin kilitlerinde tespit edilen güvenlik açığı, bunun artık geçerli olmadığını gösterdi. Çeviri: Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Jeremy Rock, teknoloji danışmanlık firması RockIT Group’un başkanı

B

u yalnızca bir kilit. Bunu otel sahipleri ve yöneticilerinden kaç kez duymuşuzdur? Geçmişte bu doğru olabilirdi, ama geçtiğimiz Temmuz ayında elektronik kilit üreticilerinin en büyüklerinden birinin kilitlerinde tespit edilen güvenlik açığı, bunun artık geçerli olmadığını gösterdi. Bu farklılık büyük ölçüde, elektronik çağla ve suçluların giderek daha bilgili olmalarıyla ilişkilendi-

34 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

rilebilir. Bir önceki nesil suçlular yalnızca kaba kuvvete başvururlarken, yenileri teknoloji ile kuşanmış durumdalar ve bir ağa ya da uygulamaya sızmak için cismen orada bulunmalarına bile gerek yok. Konuya başka bir açıdan yaklaşırsak, endüstri eski manuel kapı kilitlerinden konukların güvenliğini artırmaya doğru yöneldiler, ama gördüler ki bazı durumlarda eski, modası geçmiş kilitler çok daha güvenliymiş. Bugünün suçluları

muhtemeldir ki eski tip kilitleri açmayı beceremezler! Geçtiğimiz Temmuz’da en büyük elektronik kilit üreticilerinden birinin kilitlerinde tespit edilen güvenlik açığı ortaya çıktığında, pek çok otel işletmecisi şok oldu. Kusurun ortaya dökülmesi ve üstelik kilitlerin ihlal edilmesinin ne kadar kolay olduğunun anlaşılması medyada sansasyon yarattı ve konu NBC’s Today programına kadar taşındı. Endüstrinin probleme


tepkisi yavaş ve ölçülü bir şekilde gelişti, bir çok durumda ise başımızı kuma gömdüğümüz anlaşıldı. Halk, endüstrinin sakin tepkisini, otel konuklarının güvenlik ve emniyetlerini umursamadıkları yalnızca onların parasını almaya baktıkları şeklinde yorumladı. Arkasından Teksas’ta iki otelin kilitleri daha ihlal edilince, halkın korkuları bir anlamda teyid edilmiş oldu ve endüstrinin sorunun üstesinden gelmeye yeterli olmadığı kanısı uyandı. Bu problemle ilgili bana en ilginç gelen şey kaçağın farkedilme biçimi. Bir bilgisayar korsanı ve Accuvant LABS firmasının kıdemli güvenlik danışmanı olan Cody Brocious, Las Vegas’ta bilgisayar korsanları ve güvenlik uzmanlarının yakından takip ettiği yıllık Black Hat (Siyah Şapka ) Bilgi Güvenlik Teknolojileri Konferansı’nda yaptığı konuşmasında, Onity kapı kilit sistemlerinin açığını dinleyicilerle paylaştı. İşi daha da karmaşıklaştıran şey, bu kilitleri ihlal etmek için ev yapımı 50 dolarlık bir aparatın yeterli olması. Bundan anlaşılacağı gibi, sistemi kırmak için çok bilgili bir korsan olmak gerekmiyor ve birçok suçlu bu marka-model kilidi aşmak için bu basit cihazı üretebilir. Bu açıklama bir virüs gibi yayıldı ve pek çok online yayında ve sosyal medya kanallarında yerini aldı. Bu konuya derhal müdahale edilmezse seyahat eden insanlar için bunun ne anlama geleceği konusundaki kaygıyı dile getiren online makaleler yayınlanmaya başladı. Ayrıca unutulmamalı ki, Cody Brocious’ın, Onity kilitleme sistemlerini hedef alan ilk girişimi değil bu. 2010 da, metro kartı kullanarak manyetik anahtar kartlarını nasıl başarıyla kopyalayabildiğini göstermişti. Ne yazık ki, endüstri ve üreticinin bu hikayeye etkili ve hızlı tepki

veremedikleri ve bu yüzden de hikayenin büyüdüğü görülüyor. Hikayenin zamanla unutulacağı ve konunun da kendi kendine hallolacağı umuduyla hiç ses çıkarmamayı doğru halkla ilişkiler stratejisi olarak benimsediler. Maalesef, olaylar bu şekilde gelişmedi ve konu toplumda öfke yarattı.

İlk tepkiden alınan dersler Pek çok durumda olduğu gibi, bu hikayenin de iki tarafı var. Sonradan yapılan incelemeler gösteriyor ki bir çok durumda becerisizlikle olayın kontrolü kaçırıldığı gibi, başka bir çok durumda da probleme anında karşılık verildiği, iyileştirmeler tam olarak etkili olmasa bile, bir çok otelin ortaya koydukları etkili güvenlik planları turizm ve eğlence sektörünün aslında konuklarını umursadığı gerçeğinin altını çizmekte. Ancak, endüstrinin tamamının bu bahsedilen güvenlik zaafına karşı tutumları hala bir miktar eleştiri hakediyor.

İletişim ve halkla ilişkiler Durum ilk farkedildiğinde, kilit üreticisi ile oteller arasındaki iletişim çok yavaş ve ölçülü gerçekleşti. Kredi kartı sahteciliğinden tek bir şey öğrendiysek o da zamanlamanın anahtar faktör olduğu. Bu sefer durum farklıydı, çünkü açıklama yapması gereken sektörün kendisi değil tek bir firmaydı. Bunu

belirttikten sonra diyebiliriz ki, konuya dahil tüm kuruluşlar arasındaki iletişim yetersizdi, hatta bir çok otel kendilerinin konudan haberdar edilmediklerinden ya da olaya nasıl yaklaşacaklarını bilemediklerinden yakındılar. Yıllar içinde öğrenilen bir başka şey de, kafanızı kuma gömüp herşeyin unutulacağını umut etmenin, günümüzün hayli “bağlantılı” dünyasında işe yaramadığı. Sosyal medya, internet sohbet odaları ve blogların, TV ve diğer yayın organlarının halk tarafından benimsenmesiyle gördük ki, herhangi bir konuda bilgi saklamanız ya da olumsuz bir durumdan kaçmanız halinde toplum size bunu ödetir. Konu ortaya çıktığında elde yeterli bilgi yoktu ama bugün bile durum hakkında açıklama yapmaktan kaçınan çözüm sağlayıcı ve oteller mevcut.

İhlalden kalan serpintiler Sızıntıya yapılan tepkilerin çoğu medya aracılığıyla yapılmış olsa da, oteller ve tatil köyleri konunun etkilerini şimdi gayrimenkul seviyesinde görmeye başladılar. Toplantı planlayıcıları, otellerin mevcut kilit sistemleri hakkında da bilgi istemeye başladılar ve belli bazı kilit üreticilerinin kilitlerini kullanan otelleri teklif alma sürecine dahil etmiyorlar. Rosen Hotels and Resorts’un bağlı ortaklığı Millennium Technology Group’tan Karin Faircloth,

Durum ilk farkedildiğinde, kilit üreticisi ile oteller arasındaki iletişim çok yavaş ve ölçülü gerçekleşti. Kredi kartı sahteciliğinden tek bir şey öğrendiysek o da zamanlamanın anahtar faktör olduğu. Bu sefer durum farklıydı, çünkü açıklama yapması gereken sektörün kendisi değil tek bir firmaydı. Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 35


KAPAK KONUSU

Rosen Hotel’in tesislerinden birini gezerken toplantı planlamacıların kapı kilitlerini yerinde incelediklerine tanık olmuş. Kendilerine, grup otele ulaşmadan önce kilitlerin değişmesi gerektiği aksi takdirde toplantıyı başka bir otele yönlendireceklerini bildirmişler.

Sorumluluk Cevabı hala tartışılan çarpıcı bir soru varsa, o da bu sorunun çözümü için gereken harcamaların kimin sorumluluğunda olduğu. (Genel yükümlülük konusu yazının daha ileriki bölümlerinde ele alınacak.) Onity kendi tarafında, müşterilerine ücretsiz çözüm mandalları ve vidaları sunduğunu bildirdi. Ancak, otellerden gelen bilgilere göre ilk başta kendilerinden malzeme için ücret alınmış, ayrıca işin işçilik yanı da kendi üzerlerine kalmış.

Kilit sistemleri arasındaki farklar nelerdir ve onları eşsiz yapan nedir? Yakın zamanda yaşanan ihlaller, bugüne kadar bir otelde pek de dikkat çekmeyen bir sistemi ön plana çıkardı. Kilit sistemini bir otel içindeki diğer sistemlerden

36 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

farklı kılan nedir ve son yıllarda değişen nedir? Seçilme şekli Kapı başına sadece kilit maliyetinin ortalama 200-300 dolar (ve üzeri) olduğu düşünüldüğünde, bir konuk odasının birincil sistem harcama kalemlerinden birini bu sistemin oluşturduğunu anlıyoruz. * Yeni otel inşaatı: Geleneksel olarak elektronik kapı kilitleme sistemleri, otelin inşaat safhasında seçilir. Bunun nedeni, kapıların seçilen kilide göre sipariş edilmesi ve otel açılmadan önce alıştırılması gereksinimi. Özellikle yeni inşa edilenlerde, kilit sistemi çoğunlukla otelin sahibi/geliştiricisi ve tasarım/inşaat ekipleri tarafından seçilir. Çoğu zaman, bu sistemi kullanacak işletme personeli (ön büro personeli, kat görevlileri, mühendislik, güvenlik ve BT elemanları gibi) resme çok sonra katılır, genellikle açılışa yakın. Böyle olunca da bu departmanların görüşleri seçim sürecine dahil edilmemiş olur. * Yenileme veya uyarlama: Kilit sistemlerinin monte edildiği başka bir durum da, yenileme ya da odalarda sınıf yükseltme yapılması çalışması. Sistemin maliyeti nedeniyle, genellikle toplu yenileme çalışmaları içerisinde ele alınır. Yine tasarım ekibinin karar verme süreci üzerindeki etkisi yoğundur ve sıklıkla estetik ve maliyet kaygıları, işlevsellik ve güvenliğin önüne geçer. Malsahibi grubun, mülkün

kendisini projeye dahil etmeleri durumunda işletme, güvenlik ve BT çalışanlarına söz düşebilir.

Satınalma kararları Bazı kararlar, elektronik kapı kilitleme sistemlerinin seçiminde çok etkili olurlar, bunlar bazıları aşağıdakilerdir: Sahibi bu mülkü ne kadar süre elde tutmayı planlamaktadır?: Kilitleme sistemi alırken kararı etkileyen önemli faktörlerden biri malsahibinin bu gayrimenkulü ne kadar süre elde tutmayı planladığıdır, çünkü eğer bir kaç yıl sonra satmayı düşünüyorsa, daha ucuz bir çözümle yetinmeyi seçebilirler. Sistemin uzun ömürlülüğü: Konuk odalarının kilitleme sistemlerinin sıklıkla değiştirilmesi alışıldık bir durum değil. Hal böyle olunca, son sızıntıya kadar fiziksel olarak işlevini yerine getirdiği sürece hiç bir otel işletmecisi kilitlerini yenilemeyi düşünmüyorlardı. Güvenlik Şifrelemesinin Seviyesi: Kilitleme sistemlerinin seçiminde etkili olan faktörlerden birisi de, diğer güvenlik özelliklerinin yanında kilidin sağladığı şifreleme seviyesidir. Otellerin kilitleri ne kadar uzun süreli kullandıklarını düşünürsek, kilitlerin şifreleme seviyelerinin ve sistemlerinin güncellenmesinin, yerinde ve kilidin üzerinde yapılması gerektiği anlaşılacaktır, tıpkı antivirüs yazılımı güncellemesi yapar gibi. Diğer sistemlerle entegrasyonu:

Konuk odalarının kilitleme sistemlerinin sıklıkla değiştirilmesi alışıldık bir durum değil. Hal böyle olunca, son sızıntıya kadar fiziksel olarak işlevini yerine getirdiği sürece hiç bir otel işletmecisi kilitlerini yenilemeyi düşünmüyorlardı.


Kapı kilitlerinin, yangın sınıfı kod gereksinimlerine uyması çok önemli. Eğer kilitler plastik parçalar ihtiva ediyorlarsa, bu parçaların ısının yükselmesi sonucu eriyip kapıyı bloke ederek içerideki kişinin kaçmasını engelleyecek yapıda olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Geçmişte tek kaygı kilidin, Internet Tabanlı Ön Ofis Programı’na (Property Management System-PMS) entegre olabilmesiydi. Ancak, kilit sistemleri aynı zamanda enerji sistemlerine, oda otomasyon sistemlerine, vb. bağlanabilir. Bu durumda, entegrasyon kabiliyeti, hatta bazı durumlarda ağ paylaşımı yapabilir olması belli bir kilit sisteminin tercih edilmesine neden teşkil edebilir. Ağ üzerinde çalışabilir çözümler: Bugünlerde üreticilerin

sunduğu kilit sistemlerinin çoğu ağ üzerinde çalışabilme özelliğine sahipler, bunu ya kendi markalarına ait kablosuz çözümlerle kotarıyorlar ya da başka kablosuz ağlara entegre olarak. Bu durum, beraberinde olası güvenlik zaaflarını da getiriyor ve BT departmanlarının ağın genel güvenliği üzerine daha fazla odaklanmalarına neden oluyor. Kod gereksinimleri: Kapı kilitlerinin, yangın sınıfı kod gereksinimlerine uyması çok önemli. Eğer kilitler plastik parçalar ihtiva ediyorlarsa, bu parçaların ısının yükselmesi sonucu eriyip kapıyı bloke ederek içerideki kişinin kaçmasını engelleyecek yapıda olup olmadıklarının incelenmesi gerekir.

Mühendislik departmanının değişen rolü Geleneksel kilit sistemlerinin çoğu, mühendislik departmanı tarafından kontrol ediliyordu. Kilitlerin bakımlarını yapar, pillerini değiştirir bazı durumlarda da kilit üzerinde sorgulma yaparlardı. Bütün bunları kilitlerin bağımsız çalışmaları ve başka sistemlerle çok sınırlı bir iletişim içinde olmaları sayesinde yaparlardı. Bugünün Radyo Frekanslı Tanımlama (Radio Frequency Identification-RFID) ile ağ üzerinde çalışan ve pek çok kritik operasyonel departmanla

iletişim kuran kilitleri artık öncelikli olarak Bilgi Teknolojileri departmanının sorumluluğunda. Sonuç olarak gelinen noktada, otelin idari veri ağının üzerinde çalışan sistem, bir kilitleme sisteminden çok daha öteye geçmiş durumda, bu da demektir ki sistem diğer uygulamalarla aynı güvenlik protokollerine ve gereksinimlerine uymak zorunda.

Endüstri problem karşısında ne yaptı? Ödeme Kartları Endüstrisi (Payment Card Industry –PCI) uyumluluğu konusu bize öğretmiştir ki, endüstri olarak bir araya gelip bilgiyi, çözümleri ve deneyimleri paylaşarak sorun karşısında birlikte savaşmak, bilgiyi saklayarak çözümleri bireysel olarak bulmaya çalışmaktan her zaman daha iyi sonuç veriyor. Algı herşeydir ve endüstriye karşı gelişecek olumsuz bir algı, seyahat etmenin güvenli bir şey olmadığı kanısı herkese zarar verir.

Güncel korsanlık girişimleri Bu makale için araştırma yaparken, keşfettiğim en rahatsız edici şey, potansiyel suçlulara otellerin elektronik kapı kilitlerini nasıl “hack”leyecekleri konusunda yol gösteren, cihazları nasıl üreteceklerini öğreten ne kadar çok online destek sitesi olduğunu farketmemdi. Sanırım en kötüsü de tanınmış bir veri güvenlik firmasının PEN tester ’ının da bu faaliyete katılmış olduğuna tanık olmamdı. Bu güvenlik danışmanı sitesinde, detaylı resimler, kablolama diagramları ve komutlar yayınlayarak standart bir kalem çantasına sığabilecek keçeli kalem görüntüsünde bir cihazın evde nasıl üretileceğini anlatıyor. Geleceğin korsanları olacak meraklılardan bu işin nasıl yapılacağına dair daha fazla ayrıntı isteyen sorular yöneltiliyor, danışman da onlara

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 37


KAPAK KONUSU

Birçok otel ve kilit üreticisinin benimsediği yaklaşımın öncelikle potansiyel sorumluluk ve risk tarafından şekillendiğini görüyoruz. Durum ve olası ihlaller karşısında üstlenecekleri sorumluluk incelendiğinde, bu anlaşılabilir. eğitici videolarla yön veriyor! Hatta bu cihazın daha da küçük yapılıp yapılamayacağını soranlar da var. Bazıları nasılda eBay’den kullanılmış Onity kilitler satın aldıklarını ve cihazlarını bunlar üzerinde test ettiklerini ve işe yaradıklarından emin olduklarını böbürlenerek anlatıyorlar! Bu cihazların üretiminde başarı sağlanıp sağlanmadığını bilemeyiz ama nasıl olurda veri güvenlik firmalarından birinde veri güvenlik uzmanlığı görevini yürüten birisi potansiyel suçlulara, otel kilitlerinden sızmaya yarayacak bir cihazın imalatı konusunda yardımcı olabilir? İşte karşı karşıya olduğumuz durum budur ve problemi çözecek güvenlik metodlarını geliştirmek ve onların önüne geçmek zoundayız.

RFID ile manyetik bantlı kart karşılaştırması Birçok kilit firması, daha iyi operasyonel işlevsellik sağlamak amacıyla manyetik bantlı kartlardan, RFID çözümlerine doğru yöneliyor. Burada kastedilen, manyetik bant sistemlerinin kötü sistemler olduğu değil, bu sistemlerle ilgili en büyük şikayet kartların manyetik alanlarını zaman zaman kaybetmeleri. Bununla beraber, pek çok kişi de RFID sistemlerin yeterince güvenli olmadığı ve şifreleme protokollerinin statik olması nedeniyle kartın kolayca kopyala-

38 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

nabilir olması - kartı taşıyan konuk bir bilgisayar korsanının klonlama cihazının kapsama alanından geçerken kart kopyalanabiliyorkonusunda kaygılarını belirtiyorlar. Bu konu geçen yılki HITEC oturumlarından birinde Josh Klein tarafından gündeme getirildi ve Klein RFID kartları kopyalamak için kullandığı yaratıcı yöntemlerden birkaçını bu oturumda detaylı bir şekilde anlattı. RFID destekçileri, RFID de birkaç şifreleme seviyesi bulunduğu gerçeğini vurguluyorlar ve otelcilere bu üst seviye şifreleme seviyelerinin avantajlarından yararlanma ve seçilen sisteme bağlı olarak okuma/yazma özelliklerini kullanarak daha üst seviyeye çıkma cesaretini veriyorlar. Ayrıca otellere, düzenli aralıklarla teknolojilerini gözden geçirmelerini ve yeni geliştirilen şifreleme seviyelerini uygulamalarını tavsiye ediyorlar. Örneğin, Disney yakın tarihli bir açıklamasında, parklarındaki iş ve pazar çalışmalarını çok farklı bir düzleme taşıyacak olan yepyeni bir RFID teknolojisi, MyMagic+ sistemine geçtiklerini bildirdi.

Yakın-alan iletişimi (Near-Field Communications-NFC) NFC cihazları kullanmanın arkasındaki amaç aynı zamanda bu teknolojinin güvenliğini de vurguluyor ve gelecekte kullanılacağını işaret

ediyor. NFC tipik olarak mobil operatör veya servis sağlayıcıya bağlı olarak çalışıyor, dünya üzerinde pek çok servis sağlayıcı olduğunu düşünürsek, bu çözümün RFID kapı kilidi üreticilerini her çözümle uyumlu sistemler üretmeye zorladığını görürüz. Ayrıca, standartlar da değişiyor, bu da mevcut RFID çözümlerinin, geleceğin teknolojisinden yararlanabilmesi için güncellenmesi ihtiyacını doğuruyor.

Eğitim Kilit sistemlerinin ihlalleri ortaya çıktıkça, kilit üreticileri hem personel hem de konuk kullanımı konusunda kendilerine gelen ilave destek eğitim taleplerinin arttığını belirtiyorlar.

Yerinde sistem denetimleri Kilit sistemlerinin büyük bir kısmının çok uzun zamandır kurulu olmasından dolayı, oteller sistemlerinin donanım ve uygulamalarının güncel olduğundan emin olmak için sistem denetimleri talep etmeye başladılar. Bunun yaparken bazıları, tüm mekanın ve sistemin toplam güvenliğini dışarıdan, güvenlik firmalarına yaptırma yoluna gidiyorlar.

OpenWays OpenWays’in LOCKFIX ürününü kullanarak Onity kilitlerin güvenlik sorununu çözme girişimleri epeyce tartışma ortamı buldu. OpenWays, mobil bazlı erişim yönetimi ve güvenlik çözümleri konusunda uzmanlaşmış bir şirket. Ürünleri, mobil cihazlar ve duyulabilir şifreli sesler kullanarak konukların ve personelin akıllı telefonları vasıtasıyla oda kilitlerine erişim sağlamalarını hedefliyor. Bu çözüm, mevcut Onity HT serisi kilitlere etkili güvenlik sağlamak açısından göreceli olarak ucuz bir yöntem sunuyor. OpenWays’in ekipmanı kapı kilidine


bağlanıyor ve personelin mobil bir cihaz aracılığıyla kilitle iletişim kurması için kilide kablosuz erişim ortamı sağlıyor. Bu aynı zamanda harici Portatif Programlama Port ’unun devre dışı kalması ve kilidin hariçten gelecek ihlal girişimlerine kapalı olması anlamına geliyor. OpenWays, Onity kilitleriyle yaşanan sorunun çözümü için LOCKFIX lisanslamasını ücretsiz temin etmeyi önerdi, böylece oteller kilit başına 55 dolarlık ilave aksam kullanarak sorunu giderebilecekler. Önerilen bu çözümün karşısında olanlar ise, çözümün işe yaraması için kilidin bulunduğu alanda etkili cep telefonu kapsama alanı bulunması gerektiğini ve montajın zaman alıcı ve nispeten pahalı olduğunu belirtiyorlar.

Yükümlülük konusu Birçok otel ve kilit üreticisinin benimsediği yaklaşımın öncelikle potansiyel sorumluluk ve risk tarafından şekillendiğini görüyoruz. Durum ve olası ihlaller karşısında üstlenecekleri sorumluluk incelendiğinde, bu anlaşılabilir. Konu hakkında pek çok kişinin görüşlerine başvurduk ama sınırlı cevaplar aldık, ki bu da anlaşılabilir. Ancak, daha önce de bahsettiğim gibi, kredi kartı sahtekarlıklarının son birkaç yılda yaşanan sonuçlarından ve Ödeme

Kartları Endüstrisi (Payment Card Industry –PCI) uyumluluğu çabalarından alınması gereken dersler var. İhlaller ilk başladığı sıralarda, olaydan etkilenen pek çok otel ve şirket, başlarına gelen olaylar ve nasıl çözdükleri konusunda bilgi paylaşmakta gönülsüzdü. Birçokları iş potansiyellerini kaybedeceklerinden ve konukların kredi kartı bilgilerini riske atma endişesiyle otellerinde kalmak istemeyeceklerinden korkuyorlardı. Ama bu durum, endüstrinin bir araya gelmesi ve bilgi paylaşmaya başlaması ile değişti. Açığa çıkan bilgiler problemin çözümü için anahtar yaklaşımların formüle edilmesine ve bilginin endüstrinin HFTP ve HTNG gibi organizasyonları vasıtasıyla yayılmasına ve sonuç olarak da problemin ciddi

Birçok kilit firması, daha iyi operasyonel işlevsellik sağlamak amacıyla manyetik bantlı kartlardan, RFID çözümlerine doğru yöneliyor. Burada kastedilen, manyetik bant sistemlerinin kötü sistemler olduğu değil, bu sistemlerle ilgili en büyük şikayet kartların manyetik alanlarını zaman zaman kaybetmeleri.

boyutta azalmasına yaradı. Benzer bir işbirliğinin kilit sistemleri konusunda da yapılması şart. Konukların kişisel güvenliği risk altında ve bu nedenle endüstri kurtarılmış bölgesinden çıkarak problemin üzerine gitmeli ve daha ciddi bir vaka yaşanmadan çözmeli. Suçluların otel odalarına girebilmek için gerekli basit ve ucuz cihazları nasıl üretebileceklerine dair internet üzerinden kolayca erişebildikleri bilgiler olduğunu biliyoruz. Ama asla unutmamalıyız ki, konukların güvenlik ve emniyeti otellerin en önemli önceliğidir.

Üreticiler ne dedi? Onity şu bilgiyi verdi: “Onity, en yüksek önceliği ürünlerinin güvenlik ve emniyetine verir. Müşterilerimizin güvenlik stratejilerine destek vermeye ve geliştirmeye devam edeceğiz. Bir bilgisayar korsanının otel odalarına girmek için kullandığı yasadışı yöntemlerini topluma açıklamasını müteakip derhal mühendislerimiz hem mekanik hem de teknik çözümler ürettiler, bunlar iki bağımsız güvenlik firması tarafından test edildi ve onaylandı. Ağustos 2012 den bu yana dünyanın her yerindeki müşterilemize 4 milyon adet çözüm dağıttık.” Bu açıklama bir yana, bu çözümü

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 39


KAPAK KONUSU

Elektronik kapı kilitleme sistemleri artık bir donanım ürünü olarak değil, bir güvenlik erişim kontrol sistemi olarak algılanmalıdır. Otel sahipleri, yönetim şirketleri, Bilgi Teknolojileri, mühendislik ve güvenlik departmanları, otellerinin kapılarına takılan kilitleri birlikte incelemeli ve belirlemelidir.

eleştirenler de var; çözümün çoğu durumda korsanların yasadışı giriş için kullandığı porta fiziksel erişimi engellemek için kullanılan mekanik başlıklar ve güvenlik vidalarından oluştuğunu bildiriyorlar. Eleştirenler, bu vida ve başlıkların korsanlar tarafından bertaraf edilebileceğini, üstelik personelin kilidi sorgulamasına da engel teşkil edeceğini, hatta bazı durumlarda bu başlıkların pillere kısa devre yaptırıp kilide enerji verebildiğini, ayrıca HT24 ve HT28 model kililtlerin de üzerindeki kontrol kartlarının güncellenemez olup, değiştirilmesinin zorunlu olduğunu belirtiyorlar. VingCard Elsafe şu görüşe yer verdi: “Dünyanın çeşitli yerlerinde yaygın bir şekilde kullanılan belirli bir marka otel kilidinin güvenlik açığının ortaya çıkmasının endüstride bir kriz yarattığı tartışma götürmez bir durumdur. Otelcilerin, üreticiler ve başka üçüncü parti tedarikçiler tarafından sunulan

40 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

çeşitli çözümlere sarılmaları kendileri için istenmeyen bir maliyet ve risk yaratmıştır. Bunlara ek olarak, durumun basında geniş yer bulması nedeniyle, otel işletmecileri şimdi konuklarını odalarında güvende oldukları konusunda ikna etmek durumundadırlar.” “Daha pozitif bir bakış açısıyla, otel güvenliği konusundaki farkındalığın artmasını zorunlu kıldığını da söyleyebiliriz, bu da elbette daha iyi güvenlik sağlanmasının önünü açacaktır. Sorundan etkilenen taraflar için en güvenilir çözümünün, kilit sistemlerini tamamen değiştirmek yoluyla güncellemeleri ve böylece hem otellerin hem de konukların en güncel ve gelişmiş güvenlik sistemlerinden yararlanması olduğu görüşündeyiz.” Kaba; firmanın korsanların önüne geçebilmek için araştırdığı gelişmeler sorulduğunda: “Kaba sürekli olarak mevcut güvenlik teknolojisini araştırır ve ürünlerini sürekli geliştirir, böylelikle de hem müşterileri tarafından hem de kurum içi gelişiminde kullanılmak üzere en iyi uygulamaları üretir.” Salto Systems şu bilgiyi verdi: “Elektronik kapı kilitleme sistemleri artık bir donanım ürünü olarak değil, bir güvenlik erişim kontrol sistemi olarak algılanmalıdır. Otel sahipleri, yönetim şirketleri, Bilgi Teknolojileri, mühendislik ve

güvenlik departmanları, otellerinin kapılarına takılan kilitleri birlikte incelemeli ve belirlemelidir.” Salto, ortaya çıkan sorunun, kilit sistemlerinin güvenlik üzerine odaklanmak yerine en düşük fiat temelli seçimin sonucu olduğu görüşünde. “Salto’nun kurulduğu pek çok otel, ürünlerimizi üstün güvenli erişim kontrol özellikleri ve ticari derecelendirme kalitesi ve kilitlerimizin güvenilirliği nedeniyle tercih etmiştir.”

Çevirmenin notu 1) Siyah Şapka, bilgiyar korsanlarının yasadışı işler yapan, polis tarafından aranan sınıfı. 2) Pentest, belirlenen bilişim sistemlerine mümkün olabilecek her yolun denenerek sızılmasıdır. Üretici firmalar, bilişim sistemlerindeki güvenlik zaaflarının üçüncü bir göz tarafından kontrol edilmesi ve raporlanması gibi proaktif bir güvenlik çalışması kapsamında başka firmalara bu testleri yapma görevini verirler. 3) Kilitlerin programlanması için kullanılan el cihazı Portatif Programlama Port’una (PP communications port) bağlanarak çalışır. 4) Turizm Sektörü Finansal ve Teknoloji Profesyonelleri (Hospitality Financial & Technology Professionals-HFTP) ve Otel Teknolojileri Gelecek Nesil (Hotel Technology Next Generation-HTNG)



KAPAK KONUSU

IP tabanlı güvenlik sistemleri otellerde sistem maliyetini büyük oranda düşürebilir Güvenlik sistemlerinin sadece işlevsel değil, aynı zamanda uygun maliyetli ve işletimi kolay olması gerekmektedir. Standart ağ teknolojilerine dayalı modüler ve ölçeklenebilir sistemler, güvenliği arttırırken, yatırımları ve operasyonel harcamaları azaltan entegre çözümlere olanak sağlar. BOSCH Güvenlik Sistemleri

M

isafirlerin, çalışanların ve ziyaretçilerin güvenliği ve emniyeti her otel için oldukça önemlidir. Ancak, misafirlere hizmet vermek rekabetçi bir iştir. Bu nedenle güvenlik sistemlerinin sadece işlevsel değil, aynı zamanda uygun maliyetli ve işletimi kolay olması gerekmektedir. Standart ağ teknolojilerine dayalı modüler ve ölçeklenebilir sistemler, güvenliği arttırırken, yatırımları ve

42 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

operasyonel harcamaları azaltan entegre çözümlere olanak sağlar. Konu güvenlik sistemleri olunca, çoğu otel işletmecisinin net bir bakış açısı vardır: Bu sistemler insanların can ve mal güvenliğini sağlamak için gereklidir ve oldukça masraflıdır. Yasalar bunlardan bazılarını gerektirmektedir. Bu nedenle genellikle minimum sermaye yatırımı ile mevcut yasalara uyulmaya çalışılır. Ancak, bu yaklaşım uzun vadede yetersiz olacaktır. Sermaye

yatırımı bu karmaşık denklemde tek faktördür. Operasyonel giderlerin, amortismanı kolayca aşabileceği ve büyük oranda mülkiyet maliyetini arttırabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca mevzuatların zaman içinde değişmesi de ilgili sistemlerin güncellenmesini gerektirir. Bu da monolitik bir mimariye sahip olunduğu için son derece pahalı olabilir. Bu durum, bir otele yeni bir bina eklenmesi veya yeni bir kongre tesisi inşa edilmesi neticesinde genişlemesi için de


geçerlidir. Uluslararası standartlara dayalı açık mimariler, doğaları gereği ölçeklenebilir ve esnek olduklarından, bu değişen ihtiyaçları karşılamaya daha uygundur.

Güvenlik işi de geliştirebilir Güvenlik sistemlerine yatırım yaparken ele alınması gereken birkaç konu vardır. Bunlar sadece maliyetle ilgili değildir. Genellikle güvenlik sistemlerinin nihai karzarar hanesine yapabileceği katkı göz ardı edilir. İş seyahati yapanlar ve turistler, seyahate bağlı güvenlik tehditlerinin ve risklerin artık daha çok farkına varmakta ve konaklayacakları yerleri seçerken güvenliği esas kriterlerden biri olarak görmektedirler. İletişimi proaktif şekilde yapılan yüksek güvenlik seviyesi, otel gelirlerini ve doluluk oranlarını arttırabilir. Bu nedenle, her geçen gün dünya çapında daha fazla otel gönüllü belgelendirme işlemlerini tercih etmekte ve kendilerini “güvenli oteller” olarak lanse etmektedir. Kısmen AB Komisyonu tarafından finanse edilen ve Avrupa Birliği İtfaiyeci Dernekleri Federasyonu tarafından başlatılan “Safehotel” girişimi, örneğin Safehotel Star’ı Avrupa çapında bir kalite etiketi olarak geliştirmiştir. Şu ana dek, 60’dan fazla otel - hem zincirler hem de bağımsız şirketler - bu sertifikayı almıştır ve bu sayı giderek artmaktadır. Diğer yandan, önemli bir güvenlik ihlali otelin adı için çok olumsuz etkisi olabilir. Bir yangın veya bir

terörist saldırı, günümüzün bilgi odaklı dünyasında büyük bir olay olarak anında haber bültenlerinde yayınlanır ve operasyonlar tamamen durmasa da, potansiyel misafirleri uzaklaştırır. Örneğin; geçen yıl Fransa Cote d’Azur’daki oteller gerçekleşen bir dizi elmas soygununun ardından, güvenlik ve emniyet önlemleri hakkında pek çok kamu eleştirisi almıştır. Görüldüğü gibi, yüksek bir güvenlik standardı, bir otelcilik şirketi için son derece faydalı olabilir, ancak maliyet faktörü elbette yadsınamaz. Bu nedenle otel işletmelerinin güvenlik ve maliyet seviyeleri arasında dengeyi bulması gerekir. Güvenlik ihtiyaçları hakkında ciddi bir değerlendirme yaparken, pek çok işletmeci sadece yangın algılama ve söndürme gibi zorunlu sistemlere yatırım yapmanın yeterli olmadığını görecektir. Konukların kendilerini güvende hissetmeleri için, genel kullanıma açık alanların ve katların güvenlik kamera sistemleri ile izlenmesi gerekmektedir. Elbette bu izleme, özel hayatın gizliliğini ihlal etmeden yapılmalıdır. Günümüzde video gözetim teknolojileri, otel işletmecilerinin tüm videoları güvenli bir şekilde saklamalarına ve adli nedenler gerekmedikçe, belirli bir süre sonra otomatik olarak silmelerine olanak sağlar. Kartlı geçiş kontrolü pek çok işletmecinin doğrudan ilgi alanına girer, çünkü bu onların mutfaklar, hizmet asansörleri, depolar, merdiven boşlukları ve kalorifer daireleri gibi genel kullanıma kapalı alanlara erişimi kısıtlamalarını ve bu alanlardan hırsızlık yapılmasını önlemelerini sağlar. Hırsız alarm sistemleri genellikle sunucu veya HVAC odası (Isıtma, Havalandırma, İklimlendirme) gibi kritik öneme sahip yerler için gereklidir çünkü bunlar her türlü sabotaj için öncelikli hedeflerdir.

Anahtar kelime “entegrasyon” Otel işletmecileri maksimum can ve mal güvenliği sağlarken, maliyetleri nasıl kontrol altında tutabilirler? Anahtar kelime entegrasyondur. Bugün çoğu otelde gördüğümüz; zaman içinde gelişmiş, yangın algılama, genel seslendirme ve acil anons, video gözetim, bina otomasyon ve belki kartlı geçiş kontrol ile hırsız alarm sistemleri için ayrı ayrı çözümler içeren bir güvenlik ortamıdır. Sistemlerin tümünün güncel olması gerekli değildir. Ancak bu çok sayıda bireysel sistemin operasyonu ve bakımı yüksek operasyonel harcamalar gerektirir. Bundan dolayı bu bireysel sistemlerin entegrasyonu rasyonalizasyon için önemli bir potansiyele sahiptir. Bugün, entegre güvenlik ve emniyet sistemlerinin uygulanması artık çok daha kolaydır. Eternet ve IP gibi geleneksel ağ teknolojilerinin giderek artan şekilde kullanılması, tüm güvenlik teknolojileri için yaygın ve uygun maliyetli bir teknik platform yaratmıştır. Güvenlik kameraları, yangın ve duman dedektörleri veya kapı denetleyicilerinden gelen bilgiler, TCP/IP ve OPC benzeri standart hale getirilmiş arayüzler gibi ortak protokoller üzerinden konsolide edilebilir. Ayrıca, bu tür bir entegrasyon paylaşılan, esnek ve yapılandırılabilir bir kullanıcı arabirimi üzerin-

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 43


KAPAK KONUSU

de Windows tabanlı sistemler ve standart web tarayıcıları gibi birden çok uygulamanın görüntülenmesini sağlar. Standart ağ teknolojilerini tüm güvenlik sistemlerinin belkemiği olarak kullanmak, operatörün iki ayrı altyapıyı korumak yerine güvenlik uygulamalarını mevcut IT ağı üzerinden çalıştırmasını temin eder. Bu da sermaye harcamalarını ve operasyonel harcamaları düşürür. Ayrıca, IP teknolojisi kullanmak, IP bileşenlerinin büyük adetlerde artırılması durumunda, otelin ölçeklendirilebilir sistemlerden sistem maliyetlerinden faydalanmasını sağlar. Açık ve standartlara dayalı sistemlerin diğer bir yararı da; birlikte çalışabilir olmasıdır. Örneğin; Bosch, Axis ve Sony tarafından 2008 yılında başlatılan Onvif, IP tabanlı video çözümleri için dünya çapında bir standart geliştirmiştir ve çok sayıda satıcıdan video bileşenlerinin kusur-

suz olarak birlikte çalışabilirliğini güvence altına almıştır. Bu bir otel işletmecisi için azalan maliyet ve özgür seçim anlamına gelir, çünkü böylelikle mevcuttaki sisteminde kullandığı markaya bağlı kalmadan, ihtiyaçları ile bütçesine en çok uyan ek bileşenleri seçebilir. Buna ek olarak, bazı donanım satıcılarının birden çok video yönetim sistemi geliştiricisi ile sıkı ilişkilerinin olması, operatörlerin kendi ortamına en iyi uyan sistemi kullanmasını sağlar. Bir diğer örnek, lansmanı geçtiğimiz yıl Bosch tarafından yapılan OMNEO Medya Ağ Mimarisi’dir. OMNEO, cihazın ara bağlantısallığını destekleyen kamu standartlarına dayalı bir medya ağ mimarisidir. Uygun maliyetli üretime hazır ağ ekipmanının kullanımı yoluyla OMNEO, düşük gecikme süresi, yüksek kanal sayılı programın ta-

Onvif ve OMNEO gibi standartlar girişimler, söz konusu entegre güvenlik çözümleri tasarlamak olunca, karmaşıklığı büyük ölçüde düşürür ve ayrı sistemler arasında birlikte çalışabilirliği kolaylaştırır.

44 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

şınması, tam fonksiyonlu uzaktan kumanda cihazı ve izleme ile genel seslendirme ve acil anons sistemi, intercom, konferans ve profesyonel ses/görüntü gibi çeşitli uygulamaları birbirine bağlama yeteneği içeren profesyonel bir medya ağ çözümü sunar. Kanıtlanmış ağ teknolojileri kullanan OMNEO tüm bu becerileri yüksek düzeyler veya güvenilirlik, yedekleme ve güvenlik ile sunar. Onvif ve OMNEO gibi standartlar girişimler, söz konusu entegre güvenlik çözümleri tasarlamak olunca, karmaşıklığı büyük ölçüde düşürür ve ayrı sistemler arasında birlikte çalışabilirliği kolaylaştırır. Bazı tedarikçiler, özellikle geniş çözüm portföyü olanlar, bir adım daha ileri gitmiş ve entegrasyonu daha da kolaylaştırmak üzere, söz konusu yangın algılama ve acil anons sistemleri ile hırsız alarm ve video gözetim gibi diğer bileşenler arasında akıllı arayüzler geliştirmişlerdir. Böylece, merkezi operasyon, yönetim ve kontrol daha da kolay hale gelmiştir.

Verimli koordinasyon Ortak bir altyapı entegre çözümün pek çok faydasından sadece biridir. Entegre bir yaklaşım, uygulamayla ilgili ve diğer verileri birleşik bir veritabanında saklamaya olanak sağlar. Bu aynı zamanda, hırsız alarm, kartlı geçiş kontrolü ve video yönetim sistemleri ile pek çok diğer bileşen tarafından tetiklenen otomatik olaylar korelasyonunu oluşturur. Bu da, operatörün, insanların dikkat etmesini gerektirecek pek çok görevi otomatik hale getirmesi anlamına gelir. Örneğin, güvenlik kameraları, hırsız alarm veya yangın algılama sisteminden gelen alarmları, sadece gerekli olduğunda operatörü uyararak, otomatik olarak doğrulamak


Güvenlik her zaman herhangi bir otel işletmesi için önemli bir maliyet unsuru olacaktır. Ancak hem sermaye harcamalarını hem de operasyonel harcamaları azaltmanın yolları vardır ve güvenlik sistemleri otelin işine ve başarısına önemli bir katkıda bulunur.

üzere kullanılabilir. Böylece tüm alt sistemlerden gelen yanlış alarm oranları büyük ölçüde düşürülür - bu durum otelcilik sektöründeki oyuncular için iyi bir haberdir, çünkü yanlış alarmlar konuklar için oldukça can sıkıcı ve otel operatörü için pahalı olabilir. Dahası, güvenlik kameralarında IP kullanmak otomatik ve akıllı video analizi fırsatı sunar, böylece hiçbir operatörün videoları sürekli izlemesi gerekmez. Bu durumda alarmlar sadece belirli olayların tespit edilmesi ile tetiklenir, böylelikle hem iş gücü kaybı hem de insan hatası ortadan kalkar. Standart ağ teknolojilerinin entegrasyonu ve kullanılması operasyonel verimliliği büyük ölçüde arttırır ve otelin paradan tasarruf etmesini etmesini sağlarken, aynı zamanda güvenlik seviyelerini arttırmaya da uygundur. Olay korelasyonu ve akıllı analiz, herhangi bir olayın etkisini potansiyel olarak azaltarak, daha hızlı reaksiyona ve daha doğru müdahaleye olanak sağlar. Entegre bir emniyet ve güvenlik altyapısı tasarlamak ve uygulamak isteniyorsa, kritik önemde bir bileşen yangın algılama, hırsız alarm

veya video gözetim gibi tüm ayrı alt sistemlerin kontrol edilmesi ve işletilmesi için kullanılan merkezi yönetim sistemi olacaktır. Bosch Bina Entegrasyon Sistemi (BIS) gibi yönetim sistemlerinin bazıları kontrol güvenlik teknolojilerinin ötesine geçer ve aynı zamanda ağ bağlantıları kullanan diğer bina otomasyon sistemleriyle entegre edilebilir. Bu da dış alanların ve park yönetiminin entegre takibini sağlar. Arkaplan müziği için kullanılan genel seslendirme sistemleri bir alarm halinde uyarı ve tahliye işlevlerini otomatik olarak yerine getirir, böyle bir durumda acil çıkışlar da merkezi sistem tarafından kontrol edilir. Bosch için BIS, her boyuttaki otel ve tatil yerleri için şirketin tam ve entegre güvenlik ve bina otomasyon çözümleri uygulamasını sağlayan merkezi teknoloji platformudur. Genişletilmiş banket ve konferans tesisleri olan oteller de Dynacord veya Electro-Voice gibi profesyonel ses çözümlerini, aynı zamanda -Digital Congress Network‘ü olan profesyonel konferans çözümlerini entegre edebilir. Bu tür dijital konferans çözümleri son derece esnek olabilir. Ancak ister küçükle ister büyükle başlansın, ekstra üniteler basitçe mevcut olanlara, büyük ölçeklenebilirlik sunarak, ‘düz geçiş‘ bir yapılandırma içinde takılabilir. Bazı sistemler 4000‘e

varan mikrofon konumu barındırır. Standart teknolojilere dayalı iseler, ayrıca dış sistemlere yüksek derecede uyumluluk da sunarlar.

Sonuç Güvenlik her zaman herhangi bir otel işletmesi için önemli bir maliyet unsuru olacaktır. Ancak hem sermaye harcamalarını hem de operasyonel harcamaları azaltmanın yolları vardır ve güvenlik sistemleri otelin işine ve başarısına önemli bir katkıda bulunur.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 45


KAPAK KONUSU

Konaklama tesislerinde önleyici güvenlik hizmetleri yönetimi Bir çok otelin, güvenlik yaklaşımı, dış tecrübe ve denetimlere kapalı olarak personel / malzeme / eğitim / prosedür dörtgeninden oluşan verimli güvenlik çabasının yalnızca personel ayağı ile güvenlik işlevini yerine getirmeye çalışmaktadır. Yüksek Mimar Genel Müdür Savaş AYDIN SECCOTURK GÜVENLİK DANIŞMANLIĞI HİZMETLERİ İLETİŞİM BİLGİLERİ

K

onaklama, en klasik insanlık ihtiyacıdır ve mutlaka güvenli alanlarda yapılır. Bir alanın güvenliği ise ölçülmekten ziyade hissedilir.

Güvenlik hissi Birçok güvenlik çabası, algılanmamaktan / hissedilmemekten şikayetçidir… Çünkü algı icraat üzerine değil, mesaj üzerine

46 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

kuruludur. O halde, algılanabilir bir güvenlik çabasına girilmelidir. Bu da ancak uluslararası standartlarda profesyonellerce sosyokültürel entegrasyonda oluşturulmuş ve sürekli güncellenen bir “Güvenlik denetimi” ve bu denetim sonuçlarının değerlendirilerek operasyona yansıtılması ile mümkün olabilir. Maalesef; bir çok otelin, güvenlik yaklaşımı, dış tecrübe ve denetimlere kapalı olarak personel /

malzeme / eğitim / prosedür dörtgeninden oluşan verimli güvenlik çabasının yalnızca personel ayağı ile güvenlik işlevini yerine getirmeye çalışmaktadır. Oysa otellerde “güvenlik uygulamaları” değil, emniyet ve güvenlik çabalarını da içine alan, önleyici özellikteki “Hasar önleme yönetimi” doğru sonuçlar verebilir. Hasar önleme yönetiminin uluslararası standartlarda uygulayabilen,


venlik çabasının, müşteri / misafir memnuniyeti açısından; hissedilebilir bir kavram olmasının yanında; marka değeri ve imajı açısından; olası maksatlı güvenlik ihlallerini tanımlı alan dışına kaydırabileceği akademik tecrübe üzerine kuruludur.

Neden danışmanlık hizmeti? Neden Hotelsecco?

Savaş AYDIN

Seccointernational’ın konaklama tesisleri Türkiye ayağı olan Hotelssecoturk global güvenlik tecrübe ve yaklaşımlarını, lokal gerçeklerle formatlayarak denetim – danışmanlık – eğitim - geri bildirim dörtgeninde potaladığı bir yaklaşımla konaklama tesislerinin asıl operasyonlarını uluslararası standartta güvenlik içinde yapmasını sağlamak maksadıyla hizmet vermek üzere oluşturulmuş akademik-profesyonel organizasyondur. Birçok yabancı kaynaklı otel / oteller zinciri müşteri / misafir memnuniyeti, marka imajı kaygısı ile ülkemiz dahil, tüm halka firma/ binalarında sektöre endeksli bazı güvenlik standartları oluşturmuş ve bu standartları birebir eğitim, çeşitli aralıklı / tekrarlı yayın, haberli / habersiz / rutin / rutin dışı zamanlı olarak denetlemelerle takip etmekte, geliştirmektedir… Özellikle, grup konaklama / faaliyetinden önce; haberli veya habersiz olarak otel güvenliği denetlemekte ve sonrasında rezervasyon aşamasına geçilmektedir… Bu denetlemeler de ise bizim de kullandığımız uluslararası standartlar üzerinden yapılmakta ve değerlendirilmektedir. Bu profesyonel çabanın mantığı, verimli / etkin / organize olmuş gü-

Turizm / otelcilik her ne kadar uluslararası olsa da; bu alana destek hizmeti veren özel güvenlik departmanları -güvenlik ihtiyaçları ve ihlalleri; kastın, insan unsurunun, yaşam tarzının, kültürün özelliğinden dolayı bölgesel olduğundan- lokal standart ve uygulamalar yapmak durumundadır. İşte, bizler yıllardır uluslararası zincirlere dahil ve lokal beş yıldızlı oteller ile yaşam ve iş alanlarında güvenlik müdürlüğü / yöneticiliği yaptıktan sonra edindiğimiz uluslararası ve lokal tecrübelerimizi Hotelsseccoturk markası ile bağımsız bir denedim ofisi olarak sektörle paylaşmaya başladık… Seccoturk; Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun olarak resmi/ hukuki izin ve kalite yönetimi belgelerine sahip; başta beş yıldızlı oteller olmak üzere tüm yaşam ve iş alanlarına hasar önleme yönetimi çevresinde; sakinler / misafir memnuniyetine odaklı ticari kaygılı; akademik tecrübeli profesyoneller ile yalnızca brüt asgari ücret kadar bir maliyet karşılığında “danışmanlık, eğitim organizasyon oluşturma, denetim” hizmetleri veren bağımsız bir özel güvenlik danışmanlık ofisidir. Mevcut güvenlik departmanınıza; personel / malzeme / eğitim / prosedür dörtgeninde; ana operasyon vizyonuna enteksli misyoner bir yapı oluşturarak “danışmanlık, eğitim, organizasyon oluşturma, denetim” hizmetleri vermekteyiz.

Seccoturk e-Güvenlik Yönetimi: @Platform Güvenlik departmanları ticari kaygısız (ekip + ekipman + eğitim + prosedür dörtgenli) yarı resmi bir yapıda organizasyon iken, bu departmanın güvenliğini sağladığı, ana organizasyon ticari – marka imaj kaygılı bir yapıdadır. Bu durumda, iyi tasarlanmış organizasyonda bir güvenlik yönetimi kaçınılmazdır. Bu tasarı hasar önleme yaklaşımlı olmak durumundadır. Bunun dışında bir yaklaşımla tasarlanan güvenlik organizasyonları, olay sonrası müdahale-tepi vermekten daha ileri bir işleve sahip olamazlar, bu işlev de tüm çabanın, kişisel davranış ve beceriye teslim edilmesi anlamına gelir ki; genelde kişisel akıl ile yapılan uygulamalar skandallarla sonuçlanır. Global tehditleri değerlendirerek, lokal riskleri tanımlayıp, rutin ve günlük eğitimlere - slogan ve uyarılara bu tanımlamaları yansıtarak, öğrenen ve amaca yönelik tepki veren personel ve prosedürler ise güvenliğini sağlamakla görevli olunan ana organizasyona emniyetli ve güvenli bir çalışma alanı sağlayabilir. İşte Seccoturk Güvenlik Yönetimi @Platform tam da bu aşamada devreye girerek, platforma üye olan güvenlik yönetimlerine, cüzi bir aidat karşılığında, sürdürülebilir güvenli iş ve yaşam alanları,

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 47


KAPAK KONUSU

e-ortamda eğitim-danışmanlıkyönetimi-bilgi paylaşımı hizmetleri vermek amacıyla kurulmuştur. Güvenlik Yönetimleri, @Platform sayesinde yıllık - 6 aylık - 3 aylık – aylık – haftalık - günlük tehdit ve risk tanımlamaları ile güvenlik çabasına güncellenmiş vektörel istikamet vererek koşuşturmaktan ziyade tanımlı bir mesai içinde olabilmektedir. @Platform üyesi güvenlik yönetimleri; günlük personel eğitim notları, haftalık yönetici makale ve tavsiye notları, dönemsel fiziki güvenlik yöneticileri buluşmalarıyla bilgi paylaşımı-tecrübe aktarımı, yerel-resmi yönetimlerle toplantılarla, kolluk kuvvetleri hizmetlerinden daha fazla faydalanma gibi yönetim kalitesini artırıcı faaliyetlere dahil oldukları gibi çevre ve sektörel güvenlik ihlallerinden ve bu ihlalleri yapan kişi-kişilerden fotolu haberdar olarak önlemeli uygulama yapma imkanı bulurla ve yurt dışı güvenlik Ar-Ge çalışmalarından daha fazla faydalanma gibi organizasyon kalitesini artırıcı faaliyetlere, personel+ tedarikçi+müşteri+misafir karaliste bilgilendirmelerine, akademik eğitim ve seminer davetlerine dahil olurlar…

@bülten, kırmızı bülten, bilgi paylaşımı, buluşlar, akademi Günümüzde artık ana / ticari & sosyal operasyona konu tüm sektörel organizasyonlar global bir yapıdadır. Ancak bu global yapıya destek veren güvenlik birimleri, hizmetinin özelliğinden dolayı lokal / kendine has tecrübe, ekip yapısındadır ve bu yapıda olmak durumun-

48 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

dadır. Çünkü hizmet verdiği binanın konumu, organizasyonun insan kaynağı, güvenlik ihtiyaçları/ihlalleri %80 bölgeseldir. Zamanla bu güvenlik birimleri, teknolojik ekipman olarak kendisini yenilese bile, kısır bir tecrübe içinde; analitik olmayan ölçümlerle hantallaşır. Dolayısı ile bu birimler ancak yeni tip bir güvenlik ihlali olduktan sonra, bu ihlalin tekrarını önleyecek bir geri besleme, tedbir almaya yönelebilirler. Hotelssecco @bülten: Hotelssecco bir çok yaşam ve iş alanında hizmet verdiğinden, herhangi bir güvenlik ihlali, herhangi birinde oluştuğunda; tüm hizmet verdiği kurum ve kuruluşlarda bu ihlale karşı tedbir alınmasını sağlar. Aylık Hotelssecco @-bülten yayınlarıyla da bu ve benzeri konuları işleyerek, tedbirlerin detaylarından bilgi vererek pekiştirilmesini sağlar. Hotelssecco kırmızı bülten: Hotelssecco rutin / özel / gerekli zamanlar değerlendirmeleri ile tüm üyelerini Hotelssecco kırmızı bülteni ile çeşitli global / bölgesel/ lokal gelişmelere göre çeşitli teknik / sosyal / idari/operasyonel / prosedür konularını içeren detaylı bir kontrol listesi ve Wesco tehdit yer / zaman grafiği ile mavi – sarı – turuncu – kırmızı alarm durumlarından haberdar ederek Hotelssecco risk / tehdit katsayısına uygun Hotelssecco duruma özel hasar önleme yönetimi uygulamaları pozisyonuna geçilmesini sağlar…

Hotelssecco bilgi paylaşımı: Hotelssecco üyelik sistemi ile hizmet verdiği konaklama tesislerinin yetkililerinin özel bir şifre ile dahil olabilecekleri Hotelssecco forum ve Hotelssecco kara liste üzerinden özel konularda bilgilendirerek bilgi alıverişinde bulunmalarını sağlayarak olası güvenlik ihlallerini engeller. Hotelssecco buluşmaları: Hotelssecco dönemsel – aylık toplantıları ile hizmet verdiği konaklama tesislerinin güvenlik yöneticilerinin bire bir bilgi alış verişinde bulunmasını sağlayarak, hizmet verimliliğini artırır. Secco akademi: Hasar önleme yönetiminin uluslararası standartlarda uygulayabilen, Seccointernational’ın konaklama tesisleri Türkiye ayağı olan Hotelsseccoturk global güvenlik tecrübe ve yaklaşımlarını, lokal gerçeklerle formatlayarak denetim – danışmanlık – eğitim - geri bildirim dörtgeninde potaladığı bir yaklaşımla konaklama tesislerinin asıl operasyonlarını uluslararası standartta güvenlik içinde yapmasını sağlamak maksadıyla hizmet vermek üzere oluşturulmuş akademik - profesyonel organizasyondur. Organizasyonun uluslararası standartları ve akademik özelliği dolayısı ile merkez ofis yapısı içinde eğitim masası adı altında 5188 sayılı Kanun’a göre yapılanmış ve yetkilendirilmiş özel bir birim bulunmaktadır…

Hotelssecco üyelik sistemi ile hizmet verdiği konaklama tesislerinin yetkililerinin özel bir şifre ile dahil olabilecekleri Hotelssecco forum ve Hotelssecco kara liste üzerinden özel konularda bilgilendirerek bilgi alıverişinde bulunmalarını sağlayarak olası güvenlik ihlallerini engeller.



KAPAK KONUSU

Swissotel ve The Edition Marriott Hotel elektronik güvenlik çözümleri Sensormatic dünya çapında üne sahip olan Swissôtel İstanbul’un entegre elektronik güvenlik sistemini tasarladı SENSORMATIC Güvenlik Hizmetleri Tic. A.Ş.

S

wissôtel Hotels & Resorts-İstanbul, iş ve tatil amaçlı seyahat eden konuklarının farklı ihtiyaçlarına hitap eden nitelikleri ile yeni, çağdaş ve modern dizaynlı, seçkin İsviçre anlayışını harmanlayan bir lüks oteller zinciridir. Dünya çapında bir üne sahip olan Swissôtel Hotels & Resorts,

50 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

alanında birçok prestijli ödül ve sertifika ile mükâfatlandırılmıştır. Elektronik güvenlik çözümleri konusunda Sensormatic’ten danışmanlık hizmeti alan Swissôtel için uzun süreli kayıt güvenliği ve bu kayıtlara çok hızlı bir şekilde ulaşılabilmek çok önem arzediyor. Bununla birlikte, hem daha net görüntü sahibi olmak hem de uzak noktalardan yetkili kişilerin

canlı bağlantı ve kayıt görüntülerine ulaşabilmesi, güvenlik ekibi için önemli bir ihtiyaçtı. Ayrıca yetkililer, tüm bu sistemlerin çevre güvenlik sistemi ile enterasyonlarının yapılmasını da arzu ettiler. Sensormatic tarafından, müşterinin ihtiyacı doğrultsunda, mevcut analog kameralar korunarak, tüm video izleme sistemi


Avigilon IP platformuna taşındı. Yüksek çözünürlüklü görüntü gerektiren yerlere ise megapiksel kameralar ilave edildi. Ayrıca, çevre güvenliği için beam dedektör montajı yapıldı ve istedikleri gibi çevre güvenlik sistemi, video izleme sistemi ile entegre edildi. Sonuç olarak, Swissôtel güvenlik ekibi, daha güvenli bir platformda, uzun süreli, yüksek çözünürlüklü video görüntülerine sahip oldukları gibi, uzaktan erişim sayesinde, canlı ya da kayıtlı görüntüleri akıllı cep telefonlarından bile seyredebiliyorlar. Video izleme sistemi, çevre güvenlik sistemi ile entegre edildiğinden, alarm durumunda, alarm veren bölgeye bakan kamera görüntüleri otomatik olarak ekrana geliyor. Bu şekilde, daha az güvenlik elemanına ihtiyaç duyularak, güvenlik ihtiyacı giderilebiliyor. Bu da uzun vadede ilgili masrafın en aza inmesini sağlıyor.

detayları veya objelerin nitelikleri çok daha net olarak görüntülenebiliyor. Yine iç mekandaki geniş alanlar, speed dome kameralar ile 24 saat detaylı izlenebiliyor. Video izleme sistemlerinin yanı sıra personel giriş çıkışlarının takibi ve yetkisiz giriş çıkışların engellenmesi için geçiş kontrol sistemleri kullanılıyor. Proje kapsamında farklı ihtiyaçlar ve güvelik seviyelerine uygun standart kart ve okuyucular ve biyometrik okuyucular yerleştirildi. Video izleme ile Geçiş Kontrol çözümlerinin bir arada kullanıldığı projede tüm bu sistemler entegre edildi. Bu doğrultuda,

Geçiş kontrolü yapılan bir alandan geçen kişinin fotoğraf ve video görüntüsü gerçek zamanlı olarak geçiş kontrol ekranına aktarılırken, tüm veriler kayıt altına alınıyor. Gerçekleşen tüm ayarlar sesli uyarı ile geçiş kontrol sistemi bilgisayarına aktarılabiliyor. Bunula birlikte, sistem ekranında alarm anına ait kayıt görüntüsü de izlenebiliyor. Projenin bu özelliği sayesinde farklı durum ve aksiyonların tek bir ekrandan takip edilmesi mümkün oluyor. Baştan sona Sensormatic tarafından tasarlanan ve anahtar teslimi yapılan proje 3 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı.

The Edition Marriott Hotel İstanbul elektronik güvenlik sistemleri Sensormatic, bünyesinde dünyaca ünlü Cipriani Restaurant’ı da bulunduran bu özel kompleksin elektronik güvenlik projesini de hayata geçirdi. The Edition Marriott Hotel, İstanbul’un ilk 7 yıldızlı oteli olma özelliğine sahip. Sensormatic, bu özel tasarımlı otelin ihtiyaç duyduğu güvenliğin sağlanması için gerekli çözümü tasarlayarak devreye aldı. Proje kapsamında otel içerisinde 143 noktaya elektronik güvenlik kamerası yerleştiririken, dış bölümlerde de 33 farklı noktada sabit kamera kulanıldı. Kurulan kameralardan bir bölümü yüksek çözünürlüklü megapiksel özelliğine sahip. Bu sayede görüntü alanından geçen kişilerin yüz

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 51


KAPAK KONUSU

Şişli Marriott Hotel elektronik güvenlik ve anons sistemi çözümleri Tasarım yapılırken, güvenliği en üst düzeyde sağlayabilecek ve olası riskleri minimize edebilecek güvenlik prensipleri ve mühendislik yaklaşımları ilke edinildi. BOSELL

M

ariott grubuna ait dünya genelindeki bir çok otele, geçmiş yıllarda yapılmış olan terörist saldırılarından ötürü, grubun risk algısı ve güvenlik standartları yüksek seviyededir. Bu bağlamda, otelin çevresi, binaya giriş noktaları ve bina içerisinde güvenlik önlemleri yüksek seviyede tutuldu. Binanın bir kısmının farklı bir işletme tarafından ofis olarak da kullanılacak olmasından ötürü; fonksiyonları birbirinden farklı olan, birbirinden bağımsız olup, ilgili kapsamlarda da birbiri ile entegre olabilen ve haberleşebilen bir tasarım yapıldı. Bu tasarım yapılırken, güvenliği en üst düzeyde sağlayabilecek ve olası riskleri minimize edebilecek güvenlik prensipleri ve mühendislik yaklaşımları ilke edinildi. Projede, kullanılan tüm sistemlerde, uluslararası standartlar ve ileri teknolojiye sahip ürün ve ekipman-

52 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

lar kullanıldı. Bu kapsamda, tüm bina çevresinin ve bina içerisinin izlenmesini ve kontrolünü sağlayan “IP kamera sistemi”, binaya araçla girişin kontrollü olarak yapılmasını sağlayan “Yol bariyerleri (Road Blocker)”, binaya girişin yapıldığı her katta yaya geçişlerinin kontrollü yapılmasını sağlayan “X-Ray, metal detektörleri ve turnikeler”, bina içerisinde dolaşımın yetkili ve güvenli yapılmasını sağlayan “Kartlı geçiş sistemi”, yangın durumunda algılamayı yapan ve öncelikle kişilerin, sonra da binanın en az zararı görmesi için gerekli cihazların kontrolünü sağlayan “Yangın algılama ve ihbar sistemi, karbonmonoksit algılama sistemi”, yangın ve diğer tüm acil durumlarda bilgilendirmeyi sağlayan “Acil anons sistemi” temin edildi. Bu ana sistemlerin yanı sıra projede bazı yan ve yardımcı sistemler de kullanıldı. Proje hayata geçirilirken Bosell’in temel ilkesi, öncelikle maksimum derecede insan güvenliğini sağ-

lamak oldu. Bununla birlikte, işletme kolaylığını da mühendislik kriterleri ve uluslararası standartlar doğrultusunda temin etmek son derece önemli idi. Bu şekilde, otel içi ve sınırları içerisinde gerekli olan tüm güvenlik çözümleri sağlanmış oldu. Arkasından, yangın danışmanı ve mekanik otomasyon firması ile yapılan görüşmeler sonrasında otel yangın senaryosu oluşturuldu ve sistemlerin entegrasyonu için gerekli projelendirme yapıldı. Tüm sistemler tek elden temin edilerek, oluşabilecek muhtemel güvenlik açıklarını ortadan kaldırmanın yanısıra, işletme senaryosuna uygun, sistemler arası entegrasyonu da hızlı, doğru ve sorunsuz olarak yapılandırıldı. Bunun yanı sıra, işletmenin çalışmaya başlamasından sonra, gerekli olan servis ve bakım ihtiyaçları da şimdiden belirlenerek, uzun vadede müşteriye işletmede hem kolaylık hem de düşük maliyetli bakım sağlandı.



KAPAK KONUSU

Kapılar artık çok akıllı Otellerde müşterilerinize Check-in sırasında tanımlayacağınız akıllı kart ile sadece otellinizde kalacağı süre boyunca rezerve edilen oda kapısını açabilmesini tanımlayabilirsiniz. Süre dolduğunda kart otomatik olarak iptal olacaktır. HAYAT Teknoloji Bilgisayar Sis. Kart Basım Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.

H

iç günlük hayatımızda kaç defa kapı açtığımızı, kapı kilitlediğimizi ya da bir odaya kimlerin girip, kimlerin giremeyeceğini kontrol ettiğimizi düşündük mü? Günlük hayatımızın bir parçası olan kapılarda artık çağın teknolojik gelişimine ayak uydurdu. Artık kapıları açmak için onlarca anahtar taşımamıza gerek kalmadı. Akıllı kartlar ve akıllı kapı kilitleri ile istediğimiz kapıyı yine istediğimiz gibi yönetebiliriz. Otel kapıları, ofis kapıları, yurt kapıları kısacası kilit altında tutmak istediğiniz tüm kapılarınızda kullanabileceğiniz kapı sistemleri ile tek bir merkezden kontrol sağlayabilirsiniz. Akıllı kilit sistemleri, akıllı kilit, akıllı kart, kodlama cihazı ve yönetim programından oluşan bir sistemdir. Bu sistemde kolaylıkla montajı yapılan kilitlerinizi, yönetim programından yapacağınız tanımlama ile yönlendirebilirsiniz. Bu sayede sadece yetkilendirilmiş kişiler, istediğiniz kapıları belirli zaman süresince açabilirler.

Tek bir kart kişiye özel kullanım Otellerde müşterilerinize Check-in sırasında tanımlayacağınız akıllı kart ile sadece otellinizde kalacağı süre

54 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

boyunca rezerve edilen oda kapısını açabilmesini tanımlayabilirsiniz. Süre dolduğunda kart otomatik olarak iptal olacaktır. Ama otel kat hizmetlileri için günün belirli zamanlarında, belirli katlara ait kapıları açabilme yetkisi de verebilirsiniz. Bu sayede görevliler belirli saatlerde istenen kapıları açarak oda hizmetlerini yerine getirebilirler. Ofislerde, üst yönetim kadrosuna ait odalar için kişisel kullanım kartları tanımlayabilir, böylece üst yönetim kadrosuna ait mekânların güvenliğini arttırabilirsiniz. Mesai saatleri dışında, temizlik hizmetleri için özel kartlar tanımlayabilirsiniz.

Bir kilit çok kullanıcı farklı amaçlar Öğrenci yurtlarında, birden fazla öğrenci tarafından kullanılan yurt odaları için, odayı kullanan öğrenci sayısı kadar kart tanımlayıp, sadece oda sahibi öğrencilerin odaya girişine izin verebilirsiniz. Toplantı odası, konferans salonu, revir, dinlenme odası, vb. ortak kullanım alanları için sadece kullanım saatleri için geçiş kartı tanımlayarak bu alanların amaç dışı saatlerde erişimini rahatlıkla engelleyebilirsiniz.

Kısacası, akıllı kilitler ile otel, ofis, yurt vb. alanlarda kişiye özel ortak kullanım alanlarını kontrol altına alabilirsiniz.

Teknolojik sistem kolay kurulum hızlı kullanım Sistemin kurulum ve kullanımı oldukça basit, kilitler mevcut kapılara kolayca monte edilebiliyor. Yönetim yazılımında önce mevcut inşa alanınızı bina, kat, oda, kapı bazında çok hızlı ve detaylı tanımlayabiliyorsunuz. Sonrasında hangi kapı ile işlem yapacaksanız onun için erişim zamanını bir akıllı karta yüklemeniz yeterli. Tüm bu işlemleri birkaç Mouse hareketi ile saniyeler içerisinde tamamlayabilirsiniz. Ve tabii ki tüm bu sistemde güvenlik en üst seviyede, akıllı kilitler yaptıkları tüm işlemleri hafızalarına kaydediyorlar. Bu sayede istenmeyen bir durum ile karşılaşıldığında, kilidin hafızasındaki kayıtlar bilgisayar ekranına aktarılarak tüm hareketler kolayca raporlanabiliyor. Artık teknoloji çağında her şeyin akıllısını tercih ettiğimiz günümüzde, güvenlik, ekonomi, rahatlık, hız ve konfor sunan Akıllı Kilitler hayatınızı kolaylaştırmak için.



KAPAK KONUSU

Otel kilit ve erişim kontrol sistemleri Kurulumu son derece basit olan kilitler, cam kapılar da dahil olmak üzere her kapıya kolayca uygulanabildiği gibi kablo gerektirmeyen yapısı ve kablosuz veri aktarım teknolojisi ile de işletme kolaylığı sağlıyor. infoMET Teknoloji

İ

nfoMET Teknoloji, erişim güvenliği için Hilton Otel Zinciri, Heathrow Havaalanı, Oxford Üniversitesi ve T-mobile gibi kurumların tercih ettiği Salto Erişim Kontrol Sistemleri’ni Türkiye’ye getirdi. Aynı anda yüz binlerce kullanıcı ve kapıyı yönetme imkanı veren ileri teknoloji ürünü Salto çözümleri, büyük tesislerde kapı kilitlerinin kontrolünü ele alıyor. Tek kart tek teknoloji ve sınırsız olasılık SALTO, RFID teknolojisi ile çalışan elektronik kilitleri hem akıllı hem de şık kilit seçenekleri ile otel, ofis ve kurumlara erişim kontrol ve takip sistemlerinde kolaylık getirdiği gibi, ev kullanımında da göbek değiştirme, anahtar çoğaltma, anahtar verme gibi sıkıntıları ortadan kaldıracak çözümler sunuyor. Özellikleri arasında; Kurulum ve kullanım kolaylığı, Kablo gerektirmeyen yapısı, Acil çıkış kapısı, dolap kapakları, cam kapılar, otopark bariyerleri, turnike ve asansörler dahil her kontrol noktasına uygun kilit çözümleri, İskandinav, İngiliz, ANSI ve Avru-

56 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

pa kilitleri ile uyumlu çalışan yapısı, Yüksek yangın standartlarında (EN 1634 koruma), Avrupa kalite standartlarında en üst kalite sertifikasyonu (EN 1906 Level 2 ve 3), 64.000 kapılık ve sınırsız kullanıcılı bir ağ yapısında çalışması, Hem Windows hem de SQL tabanlı yazılım olanağı, Zengin kapı kolu çeşit ve renk seçenekleri, Estetik tasarımı ve en yeni teknolojiler (ör: NFC -Near Field Technology-) ile uyumlu altyapısı ile SALTO giriş kontrol ve yetkisi istenen her alana uygun çözümler sunuyor. Kurulumu son derece basit olan kilitler, cam kapılar da dahil olmak üzere her kapıya kolayca uygulanabildiği gibi kablo gerektirmeyen yapısı ve kablosuz veri aktarım teknolojisi ile de işletme kolaylığı sağlıyor. Dünya’da Fransa Senatosu, Heathrow Havaalanı, Oxford Üniversitesi, Hilton ve Astoria Otelleri gibi 70 ülkede seçkin referansları bulunan çözümün Türkiye’de de etkili uygulamaları bulunuyor.

SALTO; her kapı ve kilide uygulanabilen GEO Elektronik Silindir, 64.000 kapı, sınırsız kullanıcı olanağı ile kurumsal ve kamu binalarının tercihi olan XS4, oteller için geliştirilmiş özel fonksiyonlara ve zarif duruşa sahip AElement ailesi ile kilit takılabilen her yerde güvenlik, erişim kontrolü ve operasyon kolaylığı getiriyor.



SEKTÖRDEN

güvenli olmaz “Güvenliğin güvenliği olmaz”

Çıragan Palace Kempinski İstanbul Risk Yönetim Direktörü Haluk Ertan ile röportaj yaptık. Özel güvenlik sektörünün hiçbir iş bulamamış kişilerin son çare olarak katıldığı bir sektör olma imajına büründürülmeyecek kadar ciddi bir iş olduğunu, görevlendirilen güvenlik görevlilerine inanılması ve güvenilmesi gerektiğini belirten Ertan; güvenliğin güvenliği olmaz dedi.

Çırağan Palace Kempinski İstanbul hakkında bilgi alabilir miyiz?

Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un çok kısa tarihçesine değinmek isterim. Çırağan Sarayı’nın bulunduğu bölge 17.yüzyılda “Kazancıoğlu Bahçeleri” diye bilinirdi. Beşiktaş kıyılarını süsleyen denize nazır Saraylar ve bahçeler “Lale Devri” diye bilinen “Çiçek ve Müzik Aşkı” döneminin en önemli simgelerinden sayılmıştır. Bu dönem, bir eğlence olduğu kadar bir kültür parlaklığı devriydi. Dönemin hükümdarı olan III.Ahmet buradaki mülkünü gözde Vezir-i Azam’ı İbrahim Paşa’ya hediye etmiş ve ilk yalıyı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa eşi Fatma Sultan için 1719 yılında inşa ettirmiştir. Kendisi burada Çırağan Şenlikleri denilen meş’ale şenliklerini düzenletmiştir. İşte bu olaylar dolayısıyla bu alan Farsça’da ışık anlamına gelen “Çırağan” ismiyle anılmaya başlanmıştır. Sultan II.Mahmut 1834’te bu alanı yeniden yapılandırma kararı

58 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

alarak mevcut olan yalıyı yıktırır. Yeni Saray için büyük ölçüde ahşap kullanılır gibi görünmesine rağmen esas bölümün temelinin yapımında tamamen taş kullanılmış ve 40 adet sütun dikilerek klasik bir görünüm verilmiştir. Sultan Abdülaziz’in kardeşi olan Sultan Abdülmecid 1857’de Sarayı yıktırmış, batı mimarisi tarzında bir Saray yaptırmayı planlamış ancak 1861’de vefat ettiğinden ve parasal sıkıntılar yüzünden Saray yapımı yarım kalmıştır. Sultan Abdülaziz, yeni Sarayın inşaatını 1871’de tamamlatmış ancak stil olarak batı değil, doğu mimarisi seçilmiş ve Kuzey Afrika İslam Mimarisi uygulanmıştır. Sarayın müteahhitliğini Sarkis Balyan ve ortağı Narsisyan Kirkor yapmıştır. Eski Çırağan Sarayı’nın tahta binası yıktırılarak yerine yenisinin taştan temelleri konmuş, Sarayın paha biçilmez işlemeli kapılarından bin altın değerinde olan her biri Vortik Kemhacıyan’ın elinden çıkmış, Sultan II.Abdülhamit bu

kapılardan bir tanesini onları çok beğenen dostu Almanya İmparatoru Kayzer Wilhelm II’ye armağan etmiş, Wilhelm bu kapıyı Berlin Müzesi’ne yerleştirmiştir. Dünyanın her yanından nadide mermer, porfir, sedef gibi maddeler getirtilerek Sarayın yapımı için kullanılmıştır. 14 Kasım 1909’da Çırağan Sarayı Parlamento Binası olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Bu dönemde Sarayda II. Abdülhamid’in büyük sanat koleksiyonundan Rembrant ve Ayvazovsky’nin eserlerine yer verilmiştir. 20 Ocak 1910 yılında Milli Meclis Salonu’nun üst bölümünde ve çatı katındaki kalorifer bacasından çıkan bir yangınla Saray 5 saat içerisinde yanmıştır. Çok değerli antikalar, II. Abdülhamid’in özel koleksiyonu ve V. Murat Kütüphanesi yanarak kül olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonunda İstanbul’un işgal altında bulunduğu dönem içerisinde Çırağan Sarayı harabeleri “Bizo Kışlası” ismiyle bir Fransız istihkam kıtası tarafından kullanılmıştır.


Haluk Ertan Çıragan Palace Kempinski İstanbul Risk Yönetim Direktörü

1930’da sarayın bahçesi Beşiktaş Futbol Kulübü tarafından futbol sahası haline getirilmiş ve 1946 yılında saray çıkarılan bir kanunla İstanbul Belediyesi’ne bırakılmıştır. 1987 yılında otel olarak kullanılmak amacıyla restorasyona başlanmış, 1990 yılında otel kısmı, 1992 yılında ise Saray hizmete açılmıştır. Çırağan Palace Kempinski İstanbul bünyesinde 313 oda (Otel binasında 302, tarihi saray’da 11) ve çeşitli toplantı salonları bulunmaktadır. Çırağan Palace Kempinski muhteşem konumu, tarihi dokusu ve Kempinski hizmet standartları ile en önemli devlet konuklarına, büyük şirketlere ve çok önemli bireysel misafirlere yirmi yıldan fazla bir süredir başarı ile hizmet etmektedir. Çırağan Palace Kempinski genel personel politikası itibariyle hiçbir departmanda taşeron firma çalıştırmadığı üzere güvenlik departmanında da görevli tüm güvenlik görevlileri kadro personelidir.

Personel değişim oranı son derece düşük olup güvenlik departmanında mevcut 50 personelin yaklaşık 25 tanesi 10 yıl ve üzeri süredir hizmet vermektedir. Elektronik techizatın en etkin ve yaygın kullanımı için her türlü çaba sarfedilmektedir. Elimizde yaygın bir CCTV sistemi, X-Ray cihazları, kapı ve el tipi metal dedektörler, patlayıcı madde dedektörü, yer altı monteli araç altı arama ve plaka tanıma sistemi, araç durdurma bariyerleri, PIR dedektörleri, IR hareket kontrol sensörleri yaygın olarak kullandığımız cihazlardan bazılarıdır. Ayrıca yangın algılama, alarm ve söndürme sistemi, yüz kişiyi üç gün hiçbir dış yardım olmadan barındıracak acil durum konteynerlerimiz de mevcuttur. Bu konteynerlerde çadır, portatif karyola, battaniye, televizyon, masa, sandalye, yeme-içme üniteleri, çeşitli gıda maddeleri, bebek mamaları, hijyenik malzemeler, uydu telefonları gibi malzemeler bulunmakta ve

sürekli bakımları yapılarak her an kullanıma hazır halde tutulmaktadırlar. Bunların dışında üç adet koruma köpeğimiz, güvenlik görevlilerimize can yoldaşı olarak hizmet vermektedir.

Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Bu sorunun cevabı aslında kendi içerisinde gizlidir; çünkü demek ki artık özel güvenlik bir sektör olmuş, bizler de bu tür bir soruyla muhatap oluyoruz ve bundan da büyük mutluluk duyuyoruz. 2004 yılında yasalaşarak yürürlüğe giren özel güvenlik uygulamaları, yerine göre tenkit edilebilecek bütün aksama ve eksikliklerine rağmen (ki bunlarda zaman içerisinde mutlaka giderilecektir) belli bir esas dahilinde yürümektedir. GESİDER ve GÜSOD gibi derneklerimiz mevcut olup, sektörün sorunları, bu sorunların çözüm önerileri yasal platformlarda görüşülebilmektedir.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 59


SEKTÖRDEN

Hem devletin ilgili kademeleri ve hem de sektörün ayrılmaz unsuru olan güvenlik şirketleri ve kurumlar bünyesindeki güvenlik birimleri artık bu sorunları belli platformlarda gündeme getirebilecek bilgi ve deneyime sahip hale gelmişlerdir. Ayrıca bazı üniversitelerin bünyesinde Özel Güvenlik Yüksek Okulları açılmış olup, bizler bu okulların mezunlarını bünyemizde çalıştırmaya başlamış bulunuyoruz. Şahsen ben bu okullardan davet gelmesi halinde bilgi ve deneyimlerimi bu öğrencilerle hiçbir karşılık beklemeden seve seve paylaşmaya hazırım. Bu mesajı da buradan bu eğitim kurumlarının yetkililerine iletmiş olalım. 2004 öncesi yıllarda 2495 sayılı yasaya tabi olmayan yerlerde özel güvenlik uygulamasının nasıl yapıldığı o günleri bilenlerin malumlarıdır. Bu arada önemle vurgulamak isterim ki, otel güvenliği uygulama yöntemleri açısından diğer bir çok iş kolunda ki güvenlikten farklı olup, güvenlik temel prensiplerinin en zor uygulanabildiği alanlardan bir tanesidir.

Yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz? Sektörün tamamı hakkında yorum yapmak istemiyorum ancak otelci-

60 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

lik sektöründe yaşanan en önemli sorun lisan bilen ve diğer aranan genel özelliklere sahip personel bulmada çekilen zorluklardır. Özel güvenlik ile ilgili hiçbir yasal eğitim içerisinde otel güvenliği ile ilgili bir konu yoktur. Bizler bu eğitim açığını personele sürekli olarak verdiğimiz görev başı eğitimleri ile tamamlamaktayız. Dolayısıyla sürekli ve ciddi bir eğitimin önemi burada da olmazsa olmazlar arasındadır. Otelcilik sektörünün içinde hem kadrolu, hemde taşeron eleman çalıştıran kuruluşlar vardır. Bu uygulamada kadrolu personel genel olarak otel içinde, taşeron firma elemanları ise çevre güvenliği diyebileceğimiz dış mekanlarda görev yapar. Bu uygulamanın tamamen maliyet bazlı olduğunu, bu nedenle operasyonel açıdan çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Çalışan güvenlik görevlilerinin özlük haklarındaki düzenlemeler hem daha kaliteli personelin sektörde yer almasını sağlayacak, hem de çalışanların performans ve yaptığı işe odaklılığını arttıracaktır. Özel güvenlikten kanunların beklentisi başka bir deyişle kanunların vermiş olduğu sorumluluklar çok büyüktür. Ancak bunları nasıl yerine getiririn cevaplarında tereddütler yaşanmaktadır.

Özel güvenlik sadece tehdidin yukarı seviyelere çıktığı zaman hatırlanacak bir sektör olmamalıdır. 1520 Kasım 2003 patlamalarından sonra bütün otellerin etrafı beton barikatlarla doldu, bir zaman sonra tehdit unutuldu, yerleştirilen beton barikatların kaldırılması bile büyük sorun teşkil etti. Güvenlik tedbirleri işvereler tarafından bir masraf kapısı olarak görülmemelidir. Bu ihtiyaçlar bilgili, deneyimli güvenlik yöneticileri tarafından uygun bir risk analizi sonucunda makul bir şekilde işverene anlatılarak gereken yatırım için onayı alınmalıdır. Özetle 10 kamera lazım dediğiniz zaman bunu işverene makul ve açıklayıcı nedenleri ile açıklamanız gerekmektedir. Abartılı güvenliğin sakıncaları malumlarınızdır.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Özel güvenlik sektörü hiçbir iş bulamamış kişilerin son çare olarak katıldığı bir sektör olma imajına büründürülmeyecek kadar ciddi bir iştir. Güvenliğin güvenliği olmaz. Dolayısıyla görevlendirdiğimiz güvenlik görevlilerine inanmak ve güvenmek zorundayız. Dolayısıyla bu çalışanlar gerek fiziksel, gerekse zihinsel olarak etkin ve yetkin, dürüst, güvenilir ve egolarından arınmış kişiler olmak zorundadırlar. Gece her türlü iklim ve fiziki tehlike koşulunda sabaha kadar görev yapmanın ne anlama geldiği göz önünde tutulduğunda bu çalışanların hiçbir beceri gerektirmeyen işlerde çalışan kişilerle aynı özlük hakları kavramında düşünülmemesi gerektiği kanısındayım. Özel güvenlik görevlilerine emeklilik süreci içerisinde verilecek yıpranma tazminatı gibi ilave ayrıcalıklar mutlaka gündeme getirilmelidir. Özel güvenlik görevlilerini kamu görevlisi sayacak bazı yasal düzenlemeler yapılabilir; illa kamu görevlisi sayılsın demiyorum ancak bir düzenleme ile bazı ilave haklar verilebilir.


Özel güvenlik sektörü içinde en önemli unsur olan sadece İstanbul’da sayılarının yüzbinlerle (ikiyüzbinin üzerinde olduğu söylenmektedir) ifade edilen özel güvenlik görevlilerinin haklarını koruyacak, onların çalışma koşullarını daha iyiye götürecek bir organizasyon yoktur. Her güvenlik görevlisinden ayda sadece 1 TL toplanarak bu çalışanlar tüzel bir kişilik altında bir araya getirilse aylık geliri yüzbinlerce lira olan finansal yönden kuvvetli, yüzbinlerce üyesi olan ve sonuçta her türlü yasal platformda sesini duyurabilecek bir oluşum söz konusu olacaktır. Özel güvenliğin olmaz ise olmaz olan unsurları güvenlik şirketleri, güvenliği kendi bünyesinde oluşturan kurumlar ve sayıları yüzbinler ile ifade edilen güvenlik görevlileri ve kullanılan ekipmanlardır. Bunlardan her hangi birisinin yokluğu veya zafiyeti sektörü olumsuz etkiler. Bu unsurların hepsi bir arada, birbirine uyumlu şekilde gelişmek ve kurumsallaşmak zorundadır.

Özel güvenlik alanındaki yasal düzenlemelerle ilgili neler düşünüyorsunuz? 5188 sayılı Yasa ve bunun uygulaması ile ilgili yönetmelik çıkalı 10 yıl gibi bir süre geçti. Bu süre içerisinde gerek genel kolluk, gerekse özel güvenlik sektörü uygulamalardan büyük bilgi ve deneyim sahibi oldu. Ancak yasa ve yönetmelik hükümlerinde ciddi bir değişiklik söz konusu yapılmadı. Örneğin, 2004 yılında verilen özel güvenlik görevlisi kartları 2009 yılında yenilenmesi gerekirken aynı kartları kullanmaya devam ediyoruz. Kartlarımızın sürelerinin niye uzatılmadığını bilmiyoruz. Eski kartlarımızın halen yürürlükte olduğuna dair bize resmi bir bilgi ulaşmadı. Ancak özel güvenlik görevlileri nezdinde ticari maksattan farklı hiçbir amacı olmadığı düşünülen tazeleme eğitimleri ve hiçbir yaptırımı olmayan sınavlar

devam etmektedir. Amacı ve hedefi belli olmayan uygulamaların inandırıcılığınında yeterli seviyede olmadığı bir gerçektir. Geçen hafta Ankara’da yapılan ve devlet ve özel sektör temsilcilerinin katıldığı seminerlerin çok büyük yararı olduğuna inanıyorum. Buralarda ortaya konacak olan fikirler hiçbir zaman tenkit maksadıyla olmayıp, hepimizin sahip çıkması gereken sektörün daha ileriye götürülmesi içindir.

Dünyadaki süreç ile ülkemizdeki süreci mukayese ettiğimizde neler söyleyebilirsiniz? Başta ABD olmak üzere batı ülkelerinde özel güvenliğin tarihçesi bizden çok eskidir. Bunun sonucu olarakta bu ülkelerde özel güvenlik sektörünün daha kurumsal, daha oturmuş olduğu bir gerçektir. Ancak yasal ve kurumsal konuları

bir yana bırakırsak ben Türkiye’de özel güvenlik sektöründe bilgi ve deneyimin dünya standartlarının hiç de altında olduğu kanaatinde değilim; hatta tam tersi biz bu konuda çok bilgi ve donanım sahibi arkadaşlarımıza sahibiz. Bunu yeteri kadar pazarlayabiliyor muyuz, uluslararası bağlantılarımız yeterli mi ve hepsinden önemlisi dünya ile irtibat kuracak, kendimizi tanıtacak, pazarlık yapacak düzeyde lisan bilen özel güvenlik uzmanı sayımız nedir? Bizim hiçbir ülkeden özel güvenliğin hiçbir dalında bilgi alışverişi dışında eğitim almaya filan ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Tam tersi biz bu eğitimleri veririz diye iddia ediyorum. Örneğin; otel güvenlik sektöründe bu işin duayeni olan hatta daha da ileri gidip iddia ediyorum, dünya lideri olan en az on tane otel güvenlik müdürü sayabilirim.

Hem devletin ilgili kademeleri ve hem de sektörün ayrılmaz unsuru olan güvenlik şirketleri ve kurumlar bünyesindeki güvenlik birimleri artık bu sorunları belli platformlarda gündeme getirebilecek bilgi ve deneyime sahip hale gelmişlerdir. Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 61


SEKTÖRDEN

“Sektör devam “Sektör büyümeye devam ediyor”

Nemesis Alarmsis A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürol Topçu ile röportaj yaptık. Avrupa pazarına göre Türkiye pazarında çok daha hızlı bir büyüme olduğunu belirten Topçu; elektronik güvenlik sektörünün de buna bağlı olarak her yıl büyüdüğünü söyledi.

Firmanız ve sunmuş olduğunuz çözümler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Nemesis Elektronik’in tecrübesi ve gücü, Alarmsis Güvenlik Sistemleri’nin enerjisi ve operasyonel kabiliyetini bir araya getirdiğimizde sektörün en dikkat çekici şirketi kurulmuş oldu. Nemesis Alarmsis A.Ş.’nin hedefi; yurt çapında yaygın hizmet ağına sahip özellikle finans ve perakende sektöründeki zincir nitelikli projelere odaklanmış makul maliyetlerle sektörün en iyi hizmet veren firması olmaktır. Nemesis Alarmsis A.Ş. olarak amacımız Edirne’den Van’a tüm ülkede hizmet veren zincir nitelikli banka, market, kozmetik, giyim, fast-foot vb sektörlerdeki müşterilerimize hızlı etkin ve maliyet açısından ekonomik hizmet vermektir. Zincir nitelikli müşterilerimizin CCTV sistemleri, hırsız alarm sistemleri, yangın algılama sistemleri, geçiş kontrol sistemleri, acil anons ve seslendirme sistemleri, aydınlatma ve HVAC otomasyon sistemleri ile

62 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

enerji izleme sistemleri alanlarında yeni mağaza / şube kurulumlarını mevcut mağaza / şubelerin servis bakım ve tadilat hizmetlerini vermekteyiz. Nemesis Alarmsis A.Ş. olarak şu an 5 banka 2 market zinciri başta olmak üzere 12 den fazla kurumun 5000’den fazla noktasına tüm Türkiye genelinde hizmet vermeye devam ediyoruz.

Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Türkiye’de elektronik güvenlik sistemleri her yıl ilerleyen bir ivme ile büyüyor. Yapılan araştırmalar son yıllarda ekonomik kriz ile mücadele eden Avrupa pazarına göre Türkiye pazarında çok daha hızlı bir büyüme olduğunu gösteriyor. Doğal olarak bu büyüme, her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzü de büyütüyor. Özellikle inşaat alanındaki konut ofis vb projeler ile hastane, okul, AVM, banka, market, giyim, kozmetik gibi sektörlerdeki büyüme direkt olarak


Gürol Topçu Nemesis Alarmsis A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

sektöre artı olarak yansıyor. Sektörde hizmet veren firmaların 2012 ve 2013 yılı cirolarına baktığımızda olumlu bir artış olduğunu görüyoruz.

Yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz? Öncelikle Nemesis Alarmsis A.Ş. olarak sektördeki yerimizi belirtmekte fayda görüyorum. Çünkü sektör içinde farklı iş kollarında faaliyet gösteren firmalar var. Doğal olarak tüm firmaların da faaliyette bulundukları yere göre sorunları var. Nemesis Alarmsis A.Ş. olarak biz zincir müşterilere hizmet veren bir firmayız. Diğer bir grubumuzda bireysel diye adlandırdığımız müşterilerimize hizmet veriyor. Nihayetinde son kullanıcıya hizmet odaklı çalışan bir firmayız. Aslında sorunlarda burada başlıyor. Biz malzeme satan yada montaj yapan değil müşterisine hizmet götüren bir firmayız. Hizmet sektörlerinde yaşanılan sıkıntıları bizlerde yaşıyoruz. Bunlara kısa kısa değinelim. Şu an en büyük problem 2495

sayılı Kanun yerine gelen 5188 sayılı Kanun ile elektronik güvenlik sistemleri yapan firmalar ile ilgili yasal mevzuat kalmamıştır. Şu an sektörde hemen hemen her firma ya da kişi alarm sistemi ya da kamera sistemi kurulumu yapabilmektedir. 2495 sayılı Kanun’da bu sektörde çalışmak isteyen firmalar, bağlı oldukları valiliklerden yetki belgesi almak zorunda idiler. Hatta firmalarda çalışan teknisyenlerde çalışma belgesi alırlardı. Ben kendim bizzat bu belge için 6 ay soruşturma vs. beklemiştim. Yine bu kanuna bağlı olarak yapılacak iş kablo vs, eksik de olsa tanımlanıyordu. Şu an böyle bir yetkilendirme ya da işin nasıl yapılacağı ile ilgili bir talimat, prosedür yok. Bence sektörde faaliyet gösteren firmaların belli şartları taşımaları gerekmekte ve devletin kurum yada kuruluşları yada odalar vasıtası ile bu denetimler yapılmalıdır. Diğer bir sorun ise sektörde çalışacak ara eleman ihtiyacının karşılanmaması. Şu an firmalar çalışacak iş gücü olarak teknisyen ya da teknikerler aramakta fakat bulamamaktadır. Son yıllarda meslek liselerinde ya da üniversitelerin 2 yıllık yüksek okullarında güvenlik sistemleri bölümleri açıldı. Bizde şirket olarak bu tip okulları destekliyoruz.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Nemesis Alarmsis A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığımın yanı sıra GESİDER’de yönetim kurulu üyesi olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Dernek olarak hizmet veren şirketlerin standartlara uygun olasını, yapılacak işlerin nasıl yapılmasına ilişkin standartların oluşturulması konusunda çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımız hem üyelerimizin katılımı ile hem de üye olmayan diğer şirketlerin de katılımı ile devam ediyor. Doğal olarak devlet nezdinde bir takım çalışmaları yapmak başlatmak biraz süre istiyor.

Amacımız elektronik güvenlik sistemleri yapan firmaların, bu ürünleri getiren distribütör firmaların ve firmalarda çalışan insan gücünün niteliğini arttırmak ve son kullanıcıya kaliteli güvenli ve standartlara uygun hizmet verilmesinin sağlanmaktır.

Alarm kontrol merkezleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Alarm kontrol merkezleri esasında bizim hizmetimizin ayrılmaz bir parçası. Müşterimizin bir şubesinde ya da mağazasında kurulu olan bir güvenlik sisteminden ya da başka türlü sistemlerden gelen sinyaller operatörler tarafından değerlendirilip daha önceden verilen talimatlara göre adli makamları yada diğer kurumları haberlendirip sürecin sununa kadar takip ediyorlar. Şu an 5188 sayılı Kanun’da bu merkezler ile ilgili kanunlar var. Fakat daha iyi olacak şekilde geliştirilebilir. Ayrıca merkezlerin teknik açıdan yeterliliği gelişen teknoloji ile birlikte yeniden değerlendirilebilir. Sonuçta insanlar evlerini işyerlerini yatırımlarını alarm sistemleri ile beraber bu merkezler vasıtası ile korumaya çalışıyorlar. Merkezlerin görevlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için hem teknik açıdan hem de insan kaynağı bakımından üst düzeyde olması gerekir.

Dünyadaki süreç ile ülkemizdeki süreci mukayese ettiğimizde neler söyleyebilirsiniz? Ülkemiz Avrupa Birliği üyeliği konusunda yaptığı çalışmalarda doğal olarak sektörümüzü ilgilendiren mevzuatlara ve yasal düzenlemelere de yer vermektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde ve diğer gelişmiş dünya ülkelerinde elektronik güvenlik sistemleri ile ilgili yasal kanunlar yönetmelikler ve mevzuatlar bulunmaktadır. Bu uygulamalar bizler tarafından da takip ediliyor ve ülkemizin kendi iç dinamikleri değerlendirilerek tatbik edilmek istenmektedir.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 63


ELEKTRONİK GÜVENLİK

Yeni sert etiket ailesi Sensormatic’in yeni sert etiket ailesi ile hırsızlığa daha fazla açık olan ürünleri koruma yeteneği önemli derecede arttı. Bu şekilde Sensormatic, perakendecilere, hem açıkta sergileme fırsatını hem de yüksek güvenlik çözümünü aynı anda sunabilmeyi sağlayarak fark yaratıyor. SENSORMATIC GÜVENLİK HİZMETLERİ TİC. A.Ş.

Y

apılan araştırmalara göre, 2010-2011 yılları arasında perakende sektöründe, hırsızlıktan kaynaklanan kayıp ve çalıntı oranı %6.6’ya ulaştı. Bunun üzerine, perakendeciler, ürünlerini gönül rahatlığı ile açıkta sergileyebilmeyi artırabilmek için, daha iyi ürün koruma çözümleri arayışı içine girdiler. Bu arayışın en önemli sebebi, müşterilerinin açıkta sergilenen ürünleri inceleyebilmeleri için fırsat yaratıp, dokunarak inceledikleri ürün ile deneyim yaşamalarını ve satın alma aşamasında daha hızlı karar vermelerini sağlamaktı. Bununla birlikte, ürünler açıkta sergilendiğinde müşterilerin mağazada daha fazla zaman geçirdiği saptandı. Sensormatic’in yeni sert etiket ailesi ile hırsızlığa daha fazla açık olan ürünleri koruma yeteneği

64 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

önemli derecede arttı. Bu şekilde Sensormatic, perakendecilere, hem açıkta sergileme fırsatını hem de yüksek güvenlik çözümünü aynı anda sunabilmeyi sağlayarak fark yaratıyor. Sensormatic’in sert etiket ailesini genişletmesinin en önemli sebebi ve hedefi, bir mağazadaki tüm ürün yelpazesini hırsızlığa karşı koruyan ve tek sökücü modeli ile sökülebilen geniş bir sert etiket ailesi çözümü sunmak. Buna ek olarak, niş çözüm alternatifleri sağlayan rekabetçi ürün portföyü ile kategoriye özel güvenlik çözümü ihtiyaçlarını da gideriyor. Bu hedefler doğrultusunda, Sensormatic, örümcek alarm ile her türlü elektronik cihazı (tablet, LED TV, bilgisayar, fotoğraf makinesi, kartuş, vantilator, güç kaynağı) paket olarak korurken; beyzbol sopası, golf sopası, tenis raketi, olta gibi spor malzemeleri için

özel olarak üretilen sert etiket serisi ile farklılaşıyor. Bunların yanı sıra her türlü giyim (kıyafet, ayakkabı, çanta, jean) ve aksesuar (deri ürünler, çanta, saat, güneş gözlüğü, mücevher) için de özel üretilmiş sert etiket çözümleri sunuyor. Özel üretilen sert etiket modelleri arasında topuklu ayakkabı için, denendiğinde müşteriyi rahatsız etmeyen bir sert etiketten tutun da; kıravat, fular, mayo gibi hassas ve keten, ipek gibi pahalı tekstil ürünleri için de özel olarak üretilmiş etiketler bulunuyor.

Sert etiket ürün ailesindeki yenilikler ile… Sensormatic garantisi ve kalitesi ile daha geniş çeşitliliğe sahip ürün grubunu korunuyor. Güçlü görsel caydırıcılığa sahip bu çözüm ile kayıp ve çalıntı oranı azalıyor ve karlılık artıyor.


Yeni sert etiket ailesi, perakendecilerin açıkta sergileyeceği ürün kategorisinde artış fırsatı sunuyor. Üstelik daha az fire olması, ürünlerinin stokta kalmama riskini azaltıyor. Sensormatic, perakendecilere, gönül rahatlığıyla ürünlerini açıkta sergileme fırsatı sunarak müşterilerin satın alma dürtülerini harekete geçiriyor. Bütün bunlar perakende satışının artırılmasına sebep oluyor.

Tek markaya ait ürün grubu ile bütün mağaza korunabiliyor. Yeni seri ürünler, Sensormatic markalı diğer ürünler ile uyumlu çalıştığından (örneğin yeni etiketler bütün Sensormatic sert etiket sökücüler ile uyumludur) var olan EAS yatırımının değeri artıyor. Bunlara ek olarak, Sensormatic ürünleri, raf ömrü uzun, tekrar kullanabilen ürünler olup, kolayca montaj ve demontaj olanağı bulunuyor. Tüm bu noktalar operasyonel maliyetlerinin düşmesini sağlıyor. Yeni sert etiket ailesi, perakendecilerin açıkta sergileyeceği ürün kategorisinde artış fırsatı sunuyor. Üstelik daha az fire olması, ürünlerinin stokta kalmama

riskini azaltıyor. Sensormatic, perakendecilere, gönül rahatlığıyla ürünlerini açıkta sergileme fırsatı sunarak müşterilerin satın alma dürtülerini harekete geçiriyor. Bütün bunlar perakende satışının artırılmasına sebep oluyor.

Liderlik güvenilirlik ve performans Sensormatic, müşterilerinin kolaylığı için tüm ürünleri aynı yerden satın alabilecekleri tek durak, tek tedarikçidir. Bunlara ek olarak, halihazırda sunduğu etiketlerin kalite/ performans standartları konusunda Sensormatic’in

marka değeri ve pazar liderliği en önemli değerlerindendir. Sunulan tüm ürünler önemli ve kapsamlı mühendislik test kurallarını geçmiş ve evrensel güvenlik standartları ile uyumludur. Bununla birlikte çevreye duyarlı, yeniden işlenerek kullanılabilen ürünler üretmektedir. Sonuç olarak, tüm ürünler Sensormatic garantisi altındadır ve ürünlerin arkasında Amerika’nın ve dünyanın en büyük güvenlik şirketlerinden biri olan Tyco vardır. Tyco, yarım yüzyıldan beri, sektöre özel ve en teknolojik, fayda sağlayan çözümleri sunmaktadır ve bu konuda kendisini sürekli geliştirmeye devam etmektedir.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 65


ELEKTRONİK GÜVENLİK

İngiltere’de kaç kamera var? İngiltere’de sıkça iddia edildiği gibi 4,2 milyon değil, yalnızca 1,85 milyon kamera var. Bu rakam, Cheshire’ın yeni emekli olan polis şefi Graeme Gerrard’ın araştırmalarına dayandırılıyor. Çeviri: Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Tom Reeve Mart 2011

E

mniyet Müdürleri Birliği CCTV lideri İngiltere’de1,85 milyon kamera olduğunu iddia ediyor... İngiltere’de toplam kaç kamera olduğu sürekli cevabı aranılan bir soru, ama biz cevabı bulduğumuzu sanıyoruz. İngiltere’de sıkça iddia edildiği gibi 4,2 milyon değil, yalnızca 1,85 milyon kamera var. Bu rakam, Cheshire’ın yeni emekli olan polis şefi Graeme Gerrard’ın araştırmalarına dayandırılıyor. Emekli olana kadar Emniyet Müdür Muavini görevini yürüten Gerrard, Emniyet Müdürleri Birliği’nde (Association of Chief Police Officers - ACPO) CCTV konusunda liderlik yaptı. 4,2 milyon rakamı, 2002’de yayınlanan Michael McCahill ve Clive Norris’in araştırmalarından çıkmış ve son yıllarda hayli sorgulanmıştı. Yeni rakamın hesaplanması Cheshire Emniyet Müdürlüğü’nün bir “bilgi toplama” çalışması sonucunda gerçekleşti. Haberin detayları şöyle… Emniyet Müdür Muavini Gerrard, polis teşkilatının Coğrafik Bilgi Sistemleri (GIS) yöneticisi Richard Thompson’a talimat vererek, CCTV ile elde edilen kanıtların dedektifler tarafından daha verimli kullanılabilmesi için Cheshire’daki kamu ve özel tüm CCTV kameralarının haritasını çıkarmasını istedi. Polis Toplum Destek Görevlileri (PCSO), Cheshire’ı baştanbaşa dolaşarak bütün işyerlerini ziyaret edip kendilerinin CCTV sistemleri

66 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

hakkında bilgi topladılar. Toplanan bilgiler – kameranın yeri, kullanılan kayıt ortamı, kayıtların ne kadar süreyle saklandığı ve görüş açıları gibi bilgiler de dahil – Cheshire’ın GIS sistemine eklendi. Gerrard ve Thompson, bu verilerden üretilen bilgiler ışığında – arazi kullanım düzeni ve nüfus bilgileriyle uyumlu hale getirerek – özel şahıslara ait 1,7 milyon adet CCTV sistemi bulunduğu kanısına vardı. Bu sayıya yerel otoritelere ait 33,433 adet kamerayı ve İngiltere’nin tamamında işleyen toplu taşıma sisteminde kullanıldığı tahmin edilen 115,000 kamerayı da eklediler. Bu üç sayının toplamından, 1,85 milyon rakamına ulaştılar. Emniyet Müdür Muavini Gerrard, 2007 de İç İşleri tarafından yayınlanan Ulusal CCTV Stratejisinin yazarlarından biridir. Elde edilen bu yeni rakamın, İngiltere’deki CCTV sayısı üzerinde süregelen tartışmaları şekilendirmek konusunda yararlı olacağı görüşünde. CCTV İmage dergisindeki yazısında: “Başka ülkelerden daha fazla CCTV kamerasına sahip olduğumuzu iddia etmek, yalnızca İngiltere’de kaç tane kamera kurulu olduğunu bilmediğimiz anlamına gelmiyor, aynı zamanda başka ülkelerdeki sayıyı da bilmediğimize işaret ediyor – bu makalede de göstereceğimiz gibi bu çok tartışmalı bir varsayım, çünkü şimdiye kadar kendi ülkemizdeki kamera sayısına dair güvenilir bir veri elde edemedik.” demekte.

Cheshire rakamları Kamusal alanı görebilen özel şahıs kameralarının sayısı: 9766 Yerel otoritelere ait kamusal kameralar: 504 Cheshire Nüfusu: 1,006,100 Cheshire’da 100 kişiye düşen kamera yoğunluğu

Kentsel

Kırsal

Yüksek Düşük Ortalama

25.4 0.6 3.6

7.7 0.3 0.9

Ulusal İngiltere rakamları Ağırlıklı Ortalama (ulusal kentsel/kırsal profiline uygun olarak): 100 kişiye 2.805 kamera İngiltere’deki özel kameralar = (2.805/100)*60,776,238 = 1,704,773 kamera İngiltere’deki kamusal kameralar = 33,433 (Gerrard/Thompson tahmini) Toplu taşımadaki kameralar = 115,000 (Londra Ulaşım verilerine dayandırılarak Gerrard/Thompson tahmini) İngiltere’deki toplam CCTV kamerası = 1.85 million. İngiltere’deki Kamera Sayıları (2011): Özel 1,7 milyon Toplu Taşıma 115.000 Kamusal (kasaba ve şehir merkezlerinde) 33,433



BİLGİ GÜVENLİĞİ

Devlet eliyle korsanlık - 2 TAO’nun operasyon alanları terörle mücadeleden siber saldırılara kadar her alana yayılıyor ve en temel malzemeleri de bilgi teknolojileri firmalarının ürünlerindeki üretici zaafları. Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

2

010 yılının Ocak ayının sıradan bir gününde, Teksas Eyaleti San Antonio şehrinin, Şehir Meclisi üyesi Ray Lopez’in telefonu çalıp, arayan kişi “Garaj kapımın otomatik kilidi çalışmıyor!” diye şikayet bildirdiğinde, kimse uluslararası bir casusluk faaliyetinin açığa çıkacağını tahmin edemezdi. Ama şikayet aramaları ve e-postalarının ardı arkası kesilmedi ve üstelik hepsi de aynı bölgede oturan insanlardan ve tıpatıp aynı sorundan bahsediyordu. Askeri araç yolu ile 410 numaralı eyaletler arası otobanın çevrelediği bölgede oturanların hiçbiri garaj kapılarını açamıyorlar ve arabalarını çıkaramıyorlardı.

68 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Neredeyse tüm ulaşımın şahsi araçlarla karşılandığı Teksas’ta, gizemli bir şekilde açılmayan garaj kapıları bir anda politik bir mesele haline geldi. Sonunda, bilmece çözüldü ve olayın NSA’in San Antonio ofisinde görevli mühendislerin geliştirdiği bir Kara Mobil Radyo anteninin garaj kapılarının otomatik kilitleme sistemleriyle aynı frekansta çalışmasından kaynaklandığı ortaya çıktı. Bu noktada bütün gözler, San Antonio’daki NSA’in çalışmalarına döndü. İlk başlarda NSA bölgesel fuarlara katılacak kadar şeffaf bir şekilde faaliyet göstermekteyken, 2007’de aniden içine kapandı. 2010’daki garaj kapıları sorunu kafaları karıştırana kadar kimse, 11 Eylül

2001’den sonra hızla inşa edilen bu tesiste neler yapıldığını fazlaca araştırmadı. NSA’in San Antonio’da, 8,733 metrekarelik eski Sony bilgisayar yongası tesisinde kurduğu “Data Merkezi” faaliyetine 2012’de başladı; ancak San Antonio Express-


“Devlet Eliyle Korsanlık” başlığıyla geçen sayıda 1. bölümünü yayınladığımız yazının başında teknik bir hatadan dolayı çeviri ibaresi kalmıştır. Yazı çeviri değil sayın Füsun KOCAMAN’a aittir. Bu hatadan dolayı başta sayın Kocaman olmak üzere tüm okurlarımızdan özür dileriz.

News Gazetesi’ne göre Savunma Bakanlığı’nın 2004 ile 2013 yılları arasındaki bütçelerinin hiçbirinde, bu çalışma yer almıyor. Tesis daha sonra 12,542 metrekareye yayıldı ve şu anda değeri 72 milyon Amerikan Doları olarak hesaplanıyor ve NSA’nin bu tesise 300 milyon dolar yatırım yaptığı tahmin ediliyor. Geçen sayıda, Der Spiegel Dergisi’nde Edward Snowden tarafından yapılan açıklamalar ışığında yayınlanan rapor ve benzer kaynaklar üzerinde yaptığım araştırmalardan yararlanarak, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Ajansı NSA istihbarat teşkilatının nasıl bilgisayar korsanlığı yaptığını aktarmıştım. Der Spiegel Dergisi’nde 29 Aralık 2013 tarihinde yayınlanan rapor, NSA’in bu işleri kotarmak için “elit korsanlar”dan oluşan Özel Amaçlı Erişim Operasyonları Birimi’ni (Tailored Access Operations-TAO) kurduğunu bildiriyor. Bu sayıda sizlere, bu birimin yapısını ve nasıl faaliyet gösterdiğini anlatacağım.

Özel amaçlı erişim operasyonları birimi TAO San Antonio’da eskiden Sony’e bilgisayar parçaları üreten tesisin iki binasından büyük olanında çalışan, NSA’in tepe faaliyetlerini yürüten ve normal yollardan erişimin tıkandığı noktada devreye girdikleri için “nöbetçi su tesisatçıları” diye tabir edilen, parolaları “erişilemeyene erişmek” olan ekibin resmi adı: Özel Amaçlı Erişim Operasyonları Birimi (Tailored Access OperationsTAO). TAO’nun operasyon alanları terörle mücadeleden siber saldırılara kadar her alana yayılıyor ve en temel malzemeleri de bilgi teknolojileri firmalarının ürünlerindeki üretici zaafları. Görev tanımını kağıda dökerken,

“ülkenin bugüne kadar gördüğü en önemli istihbaratı” TAO’nun sağladığını yazan eski bir TAO yöneticisi hanım, TAO’nun büyümesi, entegre Bilgisayar Ağları Operasyonlarının alt yapısını kurması ve Bilgisayar Ağı Saldırılarını askeri operasyonlara destek vermek üzere gerçekleştirmesi gerektiği inancını dile getiriyor. Buradan da anlaşılacağı gibi, küresel ağlara hükümet destekli agresif saldırılar düzenlemek TAO’nun asli görevi!

TAO internetin bir ürünü 1997 yılında TAO kurulduğunda, henüz Facebook, Twitter, YouTube yoktu. Bu yıllarda internet kullanan insanlar vardı elbette -istatistikler bu sayının 70 milyon civarında, yani dünya nüfusunun %1,7 si kadar olduğunu belirtiyor– ama kimse işin güvenliğini düşünecek bilinçte değildi. Oysa NSA’in bu tarihte işe aldığı korsanlar, Maryland Fort Meade Genel Merkezindeki masalarına yerleşirlerken, görevlerinin küresel ağı ele geçirmek olduğunu biliyorlardı.

Alışılmış NSA personelinden çok daha genç –ve hatta biraz da garip tipli– bu elemanlar için özel ve giriş çıkışı kısıtlı bir kat oluşturuldu ve bu gençler hem korsan hem de vatansever kahramanlar olmanın keyfini sürerken dünya bilgisayar ağını ve ağ üzerinden akan her türlü bilgiyi ele geçirdiler, kendileri gibi elemanlar yetiştirdiler ve yazılım, donanım geliştirdiler. Son yıllarda durum biraz daha açıklık kazandı, artık NSA Direktörü Keith Alexander’ı bilgisayar korsanlarının düzenlediği konferanslarda bazan askeri üniforması bazan da kot pantolonu ile yeni nesil elemanlar ararken görebilir olduk. Der Spiegel Dergisi’nin raporuna bakılırsa, büyümesine devam eden TAO’ya, 2008 de NSA 60 kişi almış ve “Teksas Kriptoloji Merkezi”nde göreve başlatmış. Bir 13 kişilik ekip ile “Gereksinimler ve Hedefleme” –bugün bu ekipte 85 kişi çalışıyor– ve 3 kişiyle de yazılım departmanlarını kurmuş. 76 personelle başlayan faaliyete başlayan ve eleman sayısının

Bugün TAO’nun elinde çok geniş ve gelişmiş bir çözüm yelpazesi, adeta bir alet çantası var ve bu son derece kapsamlı alet çantasına NSA Quantumtheory adını veriyor.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 69


BİLGİ GÜVENLİĞİ 2015’te 270’e ulaşması beklenen TAO’nun artık Fort Meade ve San Antonio’nun, yanısıra Hawaii (Wahiawa), Fort Gordon (Georgia) ve Denver (Colorado) yakınındaki Buckley Hava Üssü’nde de şubeleri var. Ayrıca, iç yazışmalardan anlaşıldığına göre, irtibat bürosu adı altında Frankfurt yakınında Darmstadt’ın banyösü Griesheim’daki ABD askeri yerleşkesinde faaliyet gösteren Avrupa Güvenlik Operasyonları Merkezi (Security Operations Center - ESOC) isimli bir ofisi de bulunmakta.

Whitetamale1 Operasyonu San Antonio ofisinin ana hedefi Orta Doğu, Küba, Venezuela, Kolombiya ve tabii Meksika’yı takip etmek. Uyuşturucu tarafiğinden tutun da insan kaçakçılığına kadar her türlü suçun büyük oranda işlendiği Meksika sınırı, ABD İç Güvenliği açısından çok kritik önem taşıyor. 2013 yılında, Meksika’da polis, antiterörizm, hapishane sistemleri ve sınır polisleri teşkilatlarının hepsinin Kamu Güvenliği Bakanlığı’na bağlanması, tüm yumurtaları bir sepete toplayarak Amerikan istihbaratının ekmeğine yağ sürmüş oldu. Avenida Constituyentes’deki Genel Merkezde çalışan 20,000 kişi, Meksika’nın tüm güvenlik sistemini yönetir oldu. Hal böyle olunca Avenida Constituyentes’in ağına sızmak bütün Meksika’yı ele geçirmek demek oldu. Snowden’dan öğreniyoruz ki, TAO çalışanları Genel Merkez’deki sistem yöneticilerini hedef alarak,

2009 yılında “Whitetamale” isimli bir operasyon başlatmış ve önce üst düzey yöneticilerin e-postalarına sızmışlar. Bu operasyon sayesinde yalnızca uyuşturucu kartelleri hakkında bilgi almakla kalmayıp olayı diplomatik konuşma ve yazışmaların takibine kadar götürmüşler. Cumhurbaşkanı Felipe Calderon’un da hesabının bulunduğu e-posta sunucularına sızarak, hem cumhurbaşkanının –ve cumhurbaşkanlığı adayı Pena Nieto’yu-, hem de kabine üyeleri ve üst düzey diplomatların iletişimlerini ele geçirmişler. Bu yolla bir yılda elde edilen gizli belge sayısı 260! Bütün bu “ülke güvenliğinin korunması için zorunlu faaliyetler”miş gibi gösterme çırpınışları –ki yalnızca güvenlik amaçlı olsa bile faaliyetlerin ahlaki yanı tartışmalı- ve NSA üst düzey yetkililerinin inkarlarına rağmen, operasyonların güvenlik kadar ticari amaçlar da taşıdığı aşikar. Örnek vermek gerekirse, Snowden’ın açıklamalarından, muazzam denişaşırı petrol rezervine sahip ve Brazilya hükümetinin de çoğunluk hisselerini elinde bulundurduğu dev petrol şirketi Petrobras’ın da, e-mail ve telefonlarının izlendiğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Bilgisayar ağı istismarı (Computer network exploitationCNE) casus yazılımları Bilgisayar ağı istismarı CNE, ağın uç noktalarında bağlı sunucular, iş istasyonları, güvenlik duvarları, router’lar, el cihazları, telefon santralleri gibi cihazlarını ve hatta makinelerin denetleme ve yönetim

Korsanlar hedeflerinin davranış biçimlerini tespit ettikten sonra, Quantum silahlarından uygun olanı çekerek saldırıya geçiyorlar.

70 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

işlevini gören SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition) sistemlerini hedef alarak tüm kritik altyapı tesislerini ele geçirmek için casus yazılım geliştirme işine verilen ortak ad. Bunların en ünlüsü ve aynı zamanda en kötüsü, Stuxnet isimli bir solucandı ve 2010 yılında ortaya çıkarıldı. Virüsün Amerikalılar ve İsrailli istihbarat ajansları tarafından Iran’ın Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesislerini sabote etmek için geliştirildiği ve 1000 kadar santrifüjü kullanılamaz hale getirmeyi başardığı anlaşıldı. CNE’lere bir örnek de Belçika’nın telekom hizmet sağlayıcısı Belgacom’da 2013 Eylül’ünde ortaya çıkan “Operation Socialist” isimli yazılımdı ve virüsün kaynağının İngiliz istihbarat servisi Government Communications Headquarters (GCHQ) olduğu anlaşıldı. Virüs ortaya çıktıktan sonra, bunun sahte bir LinkedIn sayfasından tüm Belgacom ağ şebekesine yayıldığı ve bunu yaparken de GCHQ’nun amacının Belgacom müşterilerinin telefon ve veri trafiğine uzaktan erişim sağlamak olduğu belirlendi. Belçika Başbakanı Elio di Rupo, bu yapının en geç 2011yılında Belgacom personeli farkına varmadan sessizce bilgisayarlara aşılandığının tahmin edildiğini ve aktif hale geçtikten sonra şifreleri ve başka dökümanları çalarak uzaktaki yöneticisine aktardığının tahmin edildiğini bildirdi. Bunu yaparken ana hedefin Belçikalılardan çok, toptan iletişim hizmeti sunan Belgacom Uluslararası Taşıyıcı Hizmetleri (Belgacom In-


ternational Carrier Services – BICS) yapısı içinde hizmet verilen Suriye ve Yemen’in iletişimi olduğundan kuşkulanılıyor ki, çok da akla yakın.

Artan ustalık Bugün TAO’nun elinde çok geniş ve gelişmiş bir çözüm yelpazesi, adeta bir alet çantası var ve bu son derece kapsamlı alet çantasına NSA Quantumtheory adını veriyor. Bu araçlardan bazılarının sonuca ulaşmada başarı oranı %80. En büyük başarılarını Yahoo, Facebook ve static IP kullanan sunuculara karşı sağlıyorlar. NSA henüz Google kullanıcılarını ele geçiremediklerini itiraf etmekle birlikte, alet çantasından GCHQ’ya satışlar yapmaya da devam ediyor. GCHQ’nun favorisi Belgacom’da uyguladıkları QUANTUMINSERT’i NSA de OPEC organizasyonununViyana merkezini hedef alarak, üst düzey üyelerini izlemek için kullanmış.

NSA’nın gölge ağı Der Spiegel’in raporundan öğrendiğimiz bir başka gerçek de, Quantum metotlarının ağırlıklı olarak, NSA’in kendi gizli sunucu ve router’larıyla işleyen ve internete alternatif olarak kurduğu “gölge ağ” üzerinde faaliyet gösterdiği. Kendi yapısı dışındaki router ve sunucuları da “enfekte” ederek, bu gölge ağa hizmet eder hale getiriyor ve TAO’nun korsanlarının önündeki yol açıyor. Korsanlar hedeflerinin davranış biçimlerini tespit ettikten sonra, Quantum silahlarından uygun olanı çekerek saldırıya geçiyorlar. Takip ettikleri kişinin peşine düşen bu yazılım, kişi NSA’in kontrolüne girmiş bulunan bir kablo2 veya ruter’dan geçtiğinde, sistem sesli alarm veriyor ve kullanıcının ulaşmaya çalıştığı web sayfasını tespit edip kod adı Foxacid olan NSA sunucusuna yönlendiriyor.

NSA yetkilileri faaliyetlerine dair yaptıkları açıklamalarda: “TAO’nun operasyonları eşsiz bir ulusal değerdir ve ülkenin ve müttefiklerinin savunmasında en önde gelen çalışmalardır.” ifadelerini kullanıyorlar. Casusluk gelenekleri korunuyor NSA yetkilileri faaliyetlerine dair yaptıkları açıklamalarda: “TAO’nun operasyonları eşsiz bir ulusal değerdir ve ülkenin ve müttefiklerinin savunmasında en önde gelen çalışmalardır.” ifadelerini kullanıyorlar. NSA, operasyonlarında CIA ve FBI’dan da destek alıyor, örneğin kapalı ağlara ulaşmak konusunda gidip yerinde müdahale etmek gerekiyor bu durumda FBI bir uçak tahsis ediyor ve yüksek teknoloji tesisatçıları ve ajanlar birlikte yola çıkıyor, hayalet gibi kimseye görünmeden operasyonu gerçekleştirip uzaklaşıyorlar. Geçen sayıdaki yazımda da belirttiğim gibi, belli başlı üreticilerin ürünlerini sahiplerine ulaşmadan önce bir “atölye”de alıkoyarak içine casus yazılım ve/veya donanım

1 Tamale: Daha cok geleneksel ve dini günlerde, yılbaşında, cenazelerde, düğünlerde yenilen ve tüm Meksika lokantalarında hatta sokaklarda satılan mısırın dış kabuklarından hazırlanıp pişirilen Meksikalılar için çok özel bir yiyecek. 2 Der Spiegel raporundan, SEA-ME-WE-4 gibi okyanus altı kabloların bile dinlendiğini öğreniyoruz.

eklendiğini biliyoruz. Bu da hem kullanıcıları hem de üreticileri şüphe içinde bırakıyor ve sektörde bu konuda bazı “kendini temize çıkarma” gayretleri başlamış durumda. Bilhassa Microsoft, Apple, Google, AoL, LinkedIn, twitter, Yahoo!, Facebook gibi büyük internet şirketleri bu harekette başı çekiyor; tepkilerini, taleplerini medya aracılığıyla halka duyurmaya çalışıyorlar. ABD başkanı Barack Obama da Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ile ilgili “Reform” önerileri hazırlıyor. Gelecek sayıdaki yazımda hem şirketlerin bu sorun karşısında nasıl örgütlendikleri konusuna değineceğim, hem de Obama’nın reform önerileri üzerinde yapılan değerlendirmede her bir önerinin kaç “puan” aldığını sizlerle paylaşacağım. .

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 71


GÜVENLİK HİZMETİ

Ülkemizde AVM’lere yönelik bir terör tehdidinden bahsedilebilir mi? Ülkemizde faaliyet gösterdiği bilinen terör örgütlerinin geçmişte ve halen mana taşıyan faaliyetleri incelendiğinde AVM’lere yönelik bir terör tehdidinin düşük olduğu değerlendirilebilir. Hakan ÖZALP, CPP Özel Güvenlik Yöneticisi

Ü

lkemizde faaliyet gösterdiği bilinen terör örgütlerinin geçmişte ve halen mana taşıyan faaliyetleri incelendiğinde AVM’lere yönelik bir terör tehdidinin düşük olduğu değerlendirilebilir. Türkiye’de son 15 yılda AVM’lere yönelik terör saldırıları; 1999’da Büyük bir perakende zincirinin Kadıköy ilçesi sınırlarındaki yoğun bir mağazasında alkollü içecekler reyonunda ve otoparkta bomba patlatılması, 2000 yılında, başka bir perakende zincirinin Bakırköy sınırları içerisindeki orta ölçekli bir mağazasının girişindeki bir fast-food dükkanında bomba patlatılması, 2005 yılında, Bakırköy’de bir AVM’nin girişinde bomba patlatılması 2006 yılında, İstanbul/ Bahçelievler’de bir markette patlama meydana gelmesi 2007 yılında, Samsun’da bir pasajda bomba patlatılması 2007 yılında, Ankara Ulus’taki Anafartalar Çarşısının bombalı bir saldırıdan zarar görmesi, Görüldüğü üzere, ülkemizde 15 yıllık bir süreçte AVM’lere yönelik saldırı ortalaması, biraz da zorlamayla 2 yılda birdir ve ortak

72 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

eylem yöntemi bombalamadır. Ancak terörizm, günlük yaşamın bir çok elementine benzer bir şekilde, küresel bir karakter taşımaktadır. Terör örgütleri, varlıklarını sürdürmek için uluslararası işbirliğine ve karşılıklı desteğe önem vermekte, eylem alanlarını tanımlarken ülke sınırlarını dikkate almamaktadırlar. Terör saldırıları, örgütlerin siyasi hedeflerine ulaşmak veya taleplerini dile getirmek için en uygun vasıta olarak görülmektedir. En önemlisi de; terör örgütleri arasında eylem hedefleriyle ilgili tercihler, kullanılan silahlar ve saldırı taktikleri hakkında son derece etkili bilgi ve tecrübe transferi geleneği bulunmakta, birbirlerinin başarılı eylemlerinden ilham almaktadırlar. Örnek olarak; intihar eylemleri ilk defa 1970’li yılların sonlarında Lübnanlı şii örgütler tarafından bomba yüklü araçlarla icra edilmiş, daha sonra Hindistan’ın hemen güneyindeki Sri Lanka’daki Tamil Kaplanları örgütü tarafından aynı yöntem benimsenmiş; bombalı kemerleri ve bomba yüklü sürat motorlarını ilk defa bu örgüt kullanmıştır. Bir süre sonra, Tamil Kaplanları’nın geliştirdiği bu yöntemler Orta Doğu’da da

kullanılmaya başlanmıştır. Diğer bir örnek ki, son zamanlarda görülen bir eylem şekli haline gelmiştir; ABD’deki okullarda başlayan piyade tüfekleriyle etrafı yaylım ateşine tutma tekniği, radikal İslamcı örgütler tarafından ilk defa Mumbai’deki saldırılarda uygulanmış ve en son Kenya’daki AVM saldırısında kopyalanmıştır. Şunu söylememiz gerekir ki; dünyanın bir yerinde bir terör örgütünün yeni bir saldırı taktiği başarıya ulaştıysa, mutlaka ve mutlaka başka örgütler tarafından, dünyanın başka bir yerinde uygulanması an meselesidir. Bu nedenle; şimdiye kadar Türkiye’de pek aşina olmadığımız AVM’lere yönelik terör saldırısı riskiyle her an karşılaşılabileceğimizi kabul etmemiz gerekmektedir. Bu bulguyu destekleyen diğer bir olgu ise; terör örgütlerinin en çok tercih ettikleri hedefler içinde, “kolay hedefler” (soft target) dediğimiz, korunmasız toplu sivil hedeflerin her geçen gün daha çok yer alıyor olmasıdır. 11 Eylül 2001’den sonra tüm dünya’da gerçekleşen veya önlenen sansasyonel terör eylemleri dikkate alındığında AVM’lerin maliyet/etkinlik açısından terör örgütlerince en çok tercih edilebi-


lecek hedeflerin başında gelebileceği değerlendirilmektedir. Halen, genel güvenlik seviyesi olumlu olan ülkelerde AVM’lere yönelik mevcut tehditlerin yanında; Afganistan, Irak, Suriye, Pakistan, Libya, Yemen, Somali, Nijerya, Kenya gibi olağan çatışma ortamlarında bombalı saldırıların olağan hedeflerinden birisi Pazar yerleridir. Gerçekleşen olaylar incelendiğinde; saldırı silahlarının ortak noktasının patlayıcı maddeler olduğu görülmektedir. Ancak, Kenya’da meydana gelen olayda bombaların yanısıra piyade silahları da kullanılmıştır.

Kenya Nairobi’deki Westgate AVM’de ne oldu? Afrika’nın doğusunda bulunan Kenya’nın başkenti Nairobi’de genellikle batılıların ve zengin yerlilerin gittiği Westgate AVM’ye 21 Eylül 2013 saat 1230 sıralarında araçla gelen 4 kişilik terörist grubu tarafından silahlı bir saldırı gerçekleştirildi. Teröristlerin sayısının 10-15 arası oladuğu iddia edilmiş olsa da, olay sonrasında yapılan CCTV incelemesinde sadece 4 terörist teşhis edilebildi. AVM’nin önüne kadar binek bir araçla gelen 4 teröristten ikisi, AVM’nin ana kapısından içeri girerek kapıdaki silahsız güvenlik görevlilerine ve kalabalık bir restoranda oturan sivillere tüfeklerle ve el bombalarıyla ilk saldırıyı gerçekleştirdiler. Diğer iki terörist ise, AVM’nin önünden otopark rampasını kullanarak otoparkın çatı katındaki arka girişe yöneldiler ve o bölgedeki çoğunluğu kadın ve çocukların oluşturduğu bir topluluğa tüfek ve el bombalarıyla 5 dakika kadar ateş açtıktan sonra AVM’nin içine girdiler. Teröristler AVM içinde, rastladıkları herkese öldürmek kastıyla

ateş açtılar. Sadece Müslüman olduğunu ispat edenlerin canları bağışlandı. AVM’deki müşteriler, panik ve korkunun etkisiyle bulabildikleri yerlere saklandılar ama teröristler tarafından saklandıkları yerlerde öldürüldüler. Müşterilerin büyük bir kısmı ise 4 saate varan sürelerde AVM’yi terk etmeyi başardılar. İddialara göre saldırının başlamasından neredeyse 2 saat sonra Kenya güvenlik güçleri olaya müdahale edebildiler. Bu ana kadar AVM müşterilerinden silahı olanlar ve yakın bir yerleşim yerinde oturanlardan “komşu koruma” programı üyesi 30 kadar gönüllü koruma, silahlarıyla teröristlere karşı ateş açtılar ve birini yaraladılar. Güvenlik güçlerinden olaya ilk müdahale eden Polis Özel Harekat timi, olay yerine sonradan gelen Kenya askeri birlikleri tarafından terörist sanılarak ateş altına alındı ve timin liderini öldürdüler. Bu olaydan sonra, güvenlik güçleri arasında müdahaleye kimin komuta edeceği kavgası yaşanmaya başladı ve bir süre tüm güvenlik güçleri geri çekildi. Saldırının başladığı günün akşamı

4 teröristin gündüz müşterilerin kullandığı tahliye istikemetini kullanarak AVM’den kaçtığı sonradan anlaşıldı. Ancak, müteakip 3 gün boyunca teröristlerin AVM içinde bir dükkanda bir kısım rehinelerle birlikte bulundukları sanılarak kurtarma operasyonları devam etti. Ayrıca, Kenya resmi açıklamalarında eylemi gerçekleştiren terörist sayısının 10-15 olduğu ifade edilmiştir. Dördüncü gün, AVM’nin otoparkında meydana gelen büyük bir patlamayla binanın yarısı çöktü ve sonrasında operasyonun sona erdiği açıklandı. Operasyon sonrasında teröristlerin ölü olarak yakalandığı açıklandı ancak şimdiye kadar teröristlerin cesetleri bulunamadı. Olayda hayatını kaybedenlerin sayısının altısı güvenlik görevlisi olmak üzere 67, yaralananların sayısının 200’den fazla olarak belirlendi. Patlamadan sonra meydana gelen enkazın altında ise 30 kadar kişinin daha cesedinin olabileceği ifade edildi. Kurtarma operasyonu sırasında bir çok hata yapıldığı bilinmektedir, ancak, bu konumuzla ilgili değildir. Bizi ilgilendiren taraf,

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 73


GÜVENLİK HİZMETİ

bulunması teröristlerle müşterilerin karışmasına neden olmuş ve müdahale sırasında tereddütlere sebep olmuştur.

Çıkarılan dersler

AVM güvenliği açısından yapılan hatalardır ki, bunlar; Etkili bir tahliye plânlamasının olmaması veya varsa da, bu plânın tatbikatının yapılmamış olması sivil zayiatını artırmıştır. AVM’nin plânına operasyon güçleri tarafından aşina olunmaması, güvenlik güçlerinin AVM içine sızmasını imkânsız kılmıştır. Diğer taraftan, teröristlerin daha önceden AVM’de keşif yaparak

74 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

binanın plânına çok iyi derecede vakıf oldukları anlaşılmıştır. AVM içinde mevcut CCTV sisteminin sayı ve kayıt kalitesi açısından yetersiz olması ve 10 km kadar mesafedeki bir merkezden uzaktan erişim imkânı olmasına rağmen bu imkânın kullanılmaması saldırı sırasında AVM içindeki eylemciler hakkında istihbarat edinilmesini engellemiştir. AVM’deki müşterilerde silah

Günümüzde AVM’lerde alınan tüm tedbirler, terör/suç olayında kullanılacak silahların tespit edilmesine yöneliktir. Halbuki, bir terör/suç olayının gerçekleşmesi için silah ve bu silahı kullanacak teröristin/suçlunun beraber bulunması gerekmektedir. AVM’lerin giriş kontrollerindeki güvenlik kontrollerinde silahı aramak yerine, teröristi veya suçluyu arayıp bulmaya çalışmak daha isabetli sonuçlar verecektir. Genel olarak kabul edilmelidir ki, bir terörist, eylem öncesinde gergin ve sinirli olacaktır ve bunu vücud diliyle dışarıya vuracaktır. Dolayısıyla; giriş noktalarında güvenlik görevlilerinin insanî yeteneklerini kullanmak temel güvenlik tedbiri olmalıdır. AVM’lerdeki CCTV sistemlerinin kapsama alanı ve kameraların yer-


leşim yerleri çok dikkatli seçilmeli ve yüz tanıma, plaka tanıma gibi yazılımlarla desteklenmelidir. Ancak, bu yazılımların yeterli bir veri tabanı ile desteklenmesi gerekmektedir ve en uygun veri tabanı kolluk kuvvetlerinin veri tabanıdır. Ancak, ülkemizde bu bilgilerin paylaşımı şu anda mümkün değildir. AVM’lerin CCTV kayıtlarına uzaktan erişimin plânlanması gerekmektedir. Bu husus, zincir AVM’lerde sağlanıyor olsa da, müstakil markalı AVM’lerde bunun için ilave tedbir alınması gerekmektedir. Böyle bir imkân, Kenya’daki olaya benzer bir durumda güvenlik güçlerinin saldırganlar hakkında anlık istihbarat toplayabilmesini sağlayacaktır.

Terör olaylarına yönelik özel olarak kriz planlaması yapılması elzemdir. Bu kapsamda, muhtemel bir olayda olaya müdahale edecek birimlerle ön koordine yapılması ve işbirliği protokolü imzalanması, bu kapsamda AVM’nin plânının paylaşılması ve bu birimlere AVM içinde eğitim yapma imkânı sağlanması uygun olacaktır. Tahliye planlaması bir çok olasılığı karşılayacak şekilde yapılmalı, AVM personelinin plana tam olarak vakıf olması sağlanmalı ve her birinin tahliye sırasında müşterileri yönlendirmesi ve tahliye gruplarına liderlik yapması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, tahliye istikametleri ve çıkışları her zaman açık bulundurulmalı, her tahliye çıkışı mutlaka CCTV kapsama alanında olmalıdır.

Sonuç Terör olaylarına ilişkin risklerin minimize edilmesi, teröristlerin eylem öncesi keşif faaliyetlerinin tespit edilmesi, bu tür olayların meydana gelmesi halinde kriz yönetiminin etkin bir şekilde gerçekleşmesine destek olmak için AVM yönetimleri tarafından tedbir alınmalıdır. AVM güvenliği kendine has tehditlere karşı, kendine has güvenlik tedbirlerini içeren farklı bir güvenlik alt disiplinidir. Bu nedenle, hem özel güvenlik görevlileri açısından, hem de özel güvenlik yöneticileri açısından branş eğitimlerine ihtiyaç duyulmaktadır.


GÜVENLİK HİZMETİ

“Özel Güvenlik Eğitiminde Meslek Yüksekokullarının Rolü” Çalıştayı ve ortaya çıkan gerçekler MYO mezunu özel güvenlikçiler iş için öncelikle sektöre değil devlet memuru olmak için kamuya yönelmektedirler. Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN / KOÜ. Ö. İ. U. MYO Müdürü Mülkiyet Kor. ve Güven. Böl. Bşk.

2

0-21 Şubat 2014 tarihlerinde Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı ile Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) tarafından organize edilen bünyelerinde Özel Güvenlik ve Koruma Programı bulunan üniversitelerinden çağrılan öğretim elemanları (öğretim üyeleri ve öğretim görevlileri)’nın da katıldığı bir Çalıştay düzenlenmiştir. Çalıştay’a sektörde yer alan firma yöneticileri ve sahipleri ile sektöre fikirsel düzeyde katkıda bulunan kişilerde katılmış ve önemli destek sağlamışlardır. Çalıştay, ilgili tarafları her ne kadar bir taraf eksik olsa da önemli bir bölümünü buluşturması yönünden önemli bir faaliyet olarak değerlendirilmelidir. Dördüncü taraf olan özel güvenlik hizmeti alan (Kamu kuruluşları ve özel sektör kuruluşları)’lar daha önce de olduğu gibi bu Çalıştay’a da katılmamışlardır. Aslında bu çok önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Özel güvenlik sektörü ile ilgili olarak ülkemizde ikisi Kocaeli Üniversitesi ve biri Gaziantep Üniversitesi olmak üzere üç adet Ulusal Sempozyum düzenlenmiş ve bildiri kitapları basılmıştır. Ne yazık ki bu sempozyumlara da özel güvenlik hizmeti satın alan

76 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

müşteri (kamu ve özel)’ler katılmamıştır. Özel güvenlik sektörünün tüm tarafları ile en büyük sorunu aslında müşterilerine kendisini anlatamaması ve yaşadığı sorunlara çözüm bulmakta müşterilerini kendi tarafına alamaması olarak görünmektedir. Çalıştay çok başarılı ve etkin olmuştur. Çalıştay sonuç raporu çıktığında tüm taraflar bu rapordan kendisine ders çıkarmalı ve Çalıştay bundan sonra yapılacaklara veya yapılması gerekenlere başlangıç olmalıdır. Çalıştay’ın akademik katılımcıları olarak aslında MYO’larda da büyük eksikliğin olduğunu gördük. Halen 20 devlet üniversitesi MYO’da ve 1 vakıf üniversitesi MYO’da Özel Güvenlik ve Koruma Programı mevcuttur. Ancak ne alt yapı (laboratuvar, ders malzemesi,

spor salonu vs.) ne de üst yapı (öğretim elemanı niteliği ve niceliği, ders kitabı vs.) olarak mevcut programların hem özel güvenlik sektörünün hem de müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmadığını ve bu sorunun da sektöre nitelikli eleman yetiştirilmesi açısından önemli bir sorun olduğu Çalıştay’da ortaya çıktı. işin vahim tarafı ise Özel güvenlik eğitim kurumlarının durumunun daha da vasat durumda olması. Sayı olarak görev yapan 300 bin civarında özel güvenlik görevlisinden bahsedilirken işletmelere rekabet avantajı sağlayacak nitelikli özel güvenlik görevli sayısının çok düşük rakamlarda olduğu hatta emekli asker ve polisleri saymazsak sektörün görev alanlarında ara kademe yöneticisi olacak


Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN

nitelikli eleman sayısının çok az sayıda olduğunu gördük. Örneğin; sektörün önemli firmalarından birinin üst düzey yöneticisinin verdiği rakam MYO mezunu sayısının yüzlerce çalışan içinde sadece üç olduğudur. Bu durum aslında bir gerçeği de ortaya çıkarmıştır. MYO mezunu özel güvenlikçiler iş için öncelikle sektöre değil devlet memuru olmak için kamuya yönelmektedirler. Bu gerçeği biz kendi okulumuz mezunlarında görmekteyiz. Her ne kadar elimizde tam bir istatistiki bilgi olmamakla birlikte 2006 yılından bu yana verdiğimiz 1200 civarında mezunumuzun % 80’i KPSS sınavları ile kamu kurumlarına (Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, Cezaevleri, Maliye Bakanlığı taşra birimleri, gümrüklerin taşra birimleri, üniversiteler gibi) geçmiş ya da polis veya uzman erbaş-astsubay olmak üzere ilgili eğitim kurumlarına geçmiştir. Dikey geçiş yaparak veya yeniden üniversiteye geçiş sınavına girerek 4 yıllık fakültelere gitmeyi tercih etmişlerdir. Ancak mezun sayısının %10 gibi bir bölümü sektörde çalışmayı tercih etmiştir. Sektörde her problem kapısı aralandığında başka bir kapının olduğu görülmektedir. Dolayısıyla şu soru hemen akla gelmelidir. MYO mezunu özel güvenlik görevlileri

neden sektörde çalışmayı tercih etmemekte, yeni arayışlar içine girmektedirler? Soruyu tersten sorarsak sektör firmaları MYO mezunu özel güvenlik görevlilerini tercih etmemekte midirler? Bu durumun da taraflarca irdelenmesi gerekir. Çalıştay bize aslında aynaya bakma fırsatı vermiştir. Tabi ki bize derken tüm taraflara “aynaya bak” demiştir. Çalıştay’ın ortaya çıkardığı bir başka gerçek (sorun) de sektördeki tarafların sağlıklı bir iletişim içinde olmadıklarıdır. Bırakın ayrı ayrı tarafları aynı tarafta yer alan örneğin; MYO’ların bile kendi aralarında bir ilişkinin olmadığıdır. Dolayısıyla bu eksikliğin de Çalıştay sayesinde bir nebze olsun giderildiği hatta bunu belki de çözülmesi gereken sorunların başında geldiği gerçeği görülmüştür. Her ne kadar ayrıntılı bir Çalıştay Sonuç Raporu yayınlanacak olsa da Çalıştay’da ki sonuçları maddelemeye çalışırsak; MYO’ların kendi aralarında bir birliktelik ve standardizasyonu sağlamaları, MYO’larında Özel Güvenlik Koruma Programı açılırken bulunulan yerin mesleğin gerektirdiği yeterliliğe sahip olmasına dikkat edilmesi, Mutlaka bir gelecek analizi yapılarak açılacak program sayısının belirlenmesi, MYO’larında kadroda bulunan veya derse giren öğretim elemanlarının mesleğe uygun eleman yetiştirecek kabiliyette olmalarına özen gösterilmesi, Öğrencilerin staj yapmaları ile ilgili var olan hukuksal sorunların giderilmesi, Üniversitelerin alanla ilgili akademik personel ihtiyacının karşılanabilmesi için Lisansüstü programların açılması ancak bunu için de öncelikle MYO Özel Güvenlik Koruma programlarının Yüksekokul (4 yıllık) seviyeye getirilmesi,

MYO’larının özel güvenlik hizmeti verilen tüm sektörlerin insan kaynağı ihtiyacını nitelik olarak analiz edip eğitim-öğretimlerini yeniden gözden geçirip yeniden yapılandırmaları ve bunu sağlamak içinde tüm sektörlerden (temsilci kuruluşlardan) görüş alınması, Özel güvenlik sektöründe yer alan üst düzey yönetici, işletme sahibi gibi rol model olabilecek kişilerin MYO’ları Özel Güvenlik Koruma Programlarına davet edilerek öğrencilerle buluşturulmaları, kariyer günleri gibi faaliyetlerle sektörün tanıtılması, MYO’lar Özel Güvenlik Koruma Programlarında görevli akademisyenlerin güvenliğin tüm toplum tarafından doğru anlaşılması, mesleğe farkındalık yaratılması ve mesleğin toplum genelinde var olan kötü imajını silecek çalışmalar yapmaları. Yukarıda sıralanan maddeler tabi ki Çalıştay’dan çıkarılabilecek tüm sonuçları ifade etmemektedir. Çünkü Çalıştay, üç çalışma grubuyla sürdürülmüş ve aynı konu başlıklarını farklı üç grup tartışmış, çözüm önerileri geliştirmeye çalışmıştır. Sonuç olarak “Özel Güvenlik Eğitiminde Meslek Yüksekokullarının Rolü” Çalıştayı çok başarılı ve verimli olmuştur. Başta GÜSOD ve üyeleri ile Emniyet genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı’na fikirleri ile katkıda bulunan tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 77


GÜVENLİK HİZMETİ

Çatıda iş güvenliği Yasa ile işverene ciddi yükümlülükler gelmektedir. İşveren, çalışanların güvenliğini sağlamak ve bunun için gerekli araç ve gereçlerin teminini ve bu araç ve gereçlerin her zaman çalışır durumda olduğunu teyit ve kontrol etmek ile yükümlü olacaktır. Osman Levent CELASUN / Genel Müdür YANMAR END. ve TİC. A.Ş.

Y

üksekte çalışma riskleri ve güvenlik önlemleri

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca 20 Haziran 2012 tarihinde kararlaştırılan “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı” kabul edilmiştir. Kanunun içeriğinin asıl amacı iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluklarını yeniden düzenlemektedir. Bu yasa ile işverene ciddi yükümlülükler gelmektedir. İşveren, çalışanların güvenliğini sağlamak ve bunun için gerekli araç ve gereçlerin teminini ve bu araç ve gereçlerin her zaman çalışır durumda olduğunu teyit ve kontrol etmek ile yükümlü olacaktır. Bu yasa ile belirlenmiş yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde çok ağır cezalarda getirmektedir. işi durdurma ve ağır para cezaları gibi… Yasanın gerekçeleri birçok batı ülkesinde ulusal mevzuat ve yeni

78 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

teknolojilerin gerektirdiği şartlara uyum çabası içinde olduğu gibi, uluslararası normalar da bu gelişmenin dışında kalmamıştır. Bu yasa Avrupa Birliği ortak direktifleri (89/391/EEC) mevzuatı ile entegre olmaktadır. Ülkemiz; iş sağlığı ve güvenliği tecrübesinin oluşturulmasında belirli bir geçmişe sahiptir. Bu tecrübenin yaşanan değişimler ile desteklenmesi ve teknolojik gelişmelerin mevzuat düzenlemelerine yansıtılması ve uluslararası deneyimlerinden ve uluslararası standart ve yönetmeliklerden faydanılmasını gerektirmektedir. Kanunda tüm bu amaçların yanı sıra aşağıdaki temel hususlarda kanunun içinde yer almaktadır: 1) Uygun bir çalışma ortamı sağlayacak şekilde iş yerinin tasarlanması, 2) Kayma – düşme – yangın – patlama gibi benzeri risk faktörlerinden kaynaklanan yaralanmaları önlemek için yeterli ve standartlara uygun önlem ve sistemlerin kurulması, 3) İş yerinin, gürültü ve titreşim seviyelerinin yönetmeliklere

uygun seviyesinde olmasını sağlamak, 4) Kullanılan makine, araç, gereç ve diğer teknik ekipmanların, hastalık ve kazaların meydana gelmesini önleyecek şekilde tasarlanması, yerleştirilmesi ve kullanılmalarının sağlanması, 5) Risklerin bertarafının toplu koruma tedbirleri ile sağlanmadığı zamanlarda işveren tarafından temin edilecek kişisel koruyucu donanım ve sistemlerin sağlanması, Kısacası, kanunun asıl amacı işyerlerinde ilk önceliğin çalışanların sağlığına güvenliğine verilmesidir. Temel olarak çalışanı tehlikelerden uzaklaştırmak ve korumak için geliştirilmiş TSE EN Standartları vardır. Bunlardan bazıları: TSE EN 795: Yüksekten düşmeye karşı koruma-ankraj cihazları-özellikler ve deneyler, TS EN 516 Class 1-C: Çatıda yürüme ve basamaklar – çatı erişim modüler sistemler – özellikler ve deneyler, TS EN 10255 (ISO 65): Bariyer ve küpeşte çelik borular,


TS EN 1562: Dökümler-temper dökme demirler (dövülebilir) bariyerler, TS EN ISO 14122-2: Makinalarda güvenlik-makinalara daimi erişme vasıtaları-Bölüm 2: Çalışma platformları ve yürüme yolları, Bunlara ilaveten TÜV, Lloyd’s kriterleri, Bu standartlar ile bahsedilen koruma sistemlerinin özellikleri ve test metotları detaylı olarak belirlenmiştir. Yanmar, çalışanları çalışma platformlarında karşılaşabilecekleri risk & tehlikelerden uzaklaştırmak ve önlemek için 75 yıllık tecrübesi ve kalitesi ile İngiliz KEE™ SAFETY firması ile yapmış olduğu iş birliği sayesinde KEE™ SAFETY ürünlerini kullanıcılarının hizmetine sunmaktadır. Kee™Safety bazılarını yukarıda ifade ettiğimiz standartlara bağlı kalarak; bu sistem ve cihazları üreterek ve bu ürettikleri ürünleri 3. parti test kuruluşlarına (Llyod’s, DIBT (Deutsches Institut Für Bautecknik), Apave, Ceram, TÜV, CSCS, Safe Contractor, HAS (Contractors Health and Safety Assessment Scheme) ) test ettirmiş ve bunları belgelemiştir. Ürünlerin tamamı “CE” onaylı olup yüksek garanti

süreci sunmaktadır. Bu sistemler ve ürünler kullanıcılar tarafından kullanım özellikleri daha iyi ve hızlı anlaşılsın diye her sistem ve ürün için ayrı bir model ayrı bir “logo” ile birlikte geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları; Çatı tamamında çatı izolasyonunu bozmadan serbest duran; çatı üstünde çalışanı koruyan emniyet çözümleri. Çatıya zarar vermeden, çatı üstündeki çalışmalarda çalışana emniyet içinde yürüme imkânı veren platformlar. Çatıya zarar vermeden, çatı üstündeki çalışmalarda çalışanın çatı üstünde kesintisiz dolaşımını sağlayan emniyet çözümleri, Her türlü, küpeşte, bariyer ve trabzanlar, Kaynak kullanılmadan, cıvatalı montaj her türlü, küpeşte, bariyer ve trabzanlar, Alüminyum, paslanmaz çelik veya demir dökümden mamul, Sakatların kullanımına uygun dizayn. Yanmar, 35 yıllık tecrübesi ve KEE™SAFETY ile olan işbirliği sayesinde söz konusu sistem ve ürünlerin her türlü dizayn – sistem temini – montaj ve teknik destek konularında müşterilerinin hizmetindedir.

Yasanın gerekçeleri birçok batı ülkesinde ulusal mevzuat ve yeni teknolojilerin gerektirdiği şartlara uyum çabası içinde olduğu gibi, uluslararası normalar da bu gelişmenin dışında kalmamıştır. Bu yasa AB ortak direktifleri (89/391/EEC) mevzuatı ile entegre olmaktadır. Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 79


YANGIN GÜVENLİĞİ

Risk yönetimi yangın önlemleri ve sigorta Riski yönetimi, riski ortadan kaldırmak veya kabul edilebilir limitler içine getirebilmek için kontrol metotlarının uygulanması ya da değişiklikler yapılmasıdır. Risk yönetiminin ilk adımı tespit edilen risklerin analiz edilmesi olup, belirlenen risklerin sayısal (şiddet ve olasılıkları ile riskin önem derecesi) olarak ifade edilerek derecelendirilmesidir. Özlem EMGEN / MARSH Risk Consulting Grup Müdürü MARSH Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş.

S

igorta, yangın önlemleri ve risk yönetimi gibi ifadeleri duyduğumuz noktada bu kavramların bizlere neler ifade ettiğini ve ifade etmesi gerektiğini düşünmek gerekir. Konuyla ilgili tüm tarafların aynı içeriği anlıyor olması önemlidir.

80 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Tehlike ve risk nedir? Hastalık, yaralanma ya da maddi hasara neden olabilecek herhangi bir etken (kimyasallar, elektrik, yüksekte çalışma, vb.) tehlike olarak tanımlanmaktadır. Tehlikeyi, yaşanılan olayın nedeni olarak ifade etmek yanlış olmayacaktır. Risk, tehlikenin gerçekleşme olasılığı ile etkilerinin büyüklüğünün bir-

leşimidir. Başka bir ifade ile zarar ya da kaybın ölçüsüdür. Sigortacılıkta ise ortaya çıkması muhtemel bir tehlike veya zarar verici olayların gerçekleşmesi ihtimalini anlatmak için riziko kelimesi kullanılmaktadır.

Yangın nedir? Yangını teknik tanımlara ve formüllere girmeden tanımlamak istersek


zarara yol açan, dost olmayan ve kontrolsüz yanma demek yanlış olmayacaktır. Yangının çıkma sebeplerini genelleyerek sıralamak istersek aşağıdaki hususlar ön plana çıkmaktadır. Korunma tedbirlerinin alınmaması, Bilgisizlik, İhmal ve dikkatsizlik, Kazalar, Sıçrama, Sabotaj, Tabiat olayları. Tabiat olayları hariç yukarıda sayılan sebeplerin hepsi doğru ve etkin risk yönetimi sayesinde engellenebilir ve/veya etkisi en aza indirilebilir.

Risk yönetimi Riski yönetimi, riski ortadan kaldırmak veya kabul edilebilir limitler içine getirebilmek için kontrol metotlarının uygulanması ya da değişiklikler yapılmasıdır. Risk yönetiminin ilk adımı tespit edilen risklerin analiz edilmesi olup, belirlenen risklerin sayısal (şiddet ve olasılıkları ile riskin önem derecesi) olarak ifade edilerek derecelendirilmesidir. Diğer önemli adım ise, her belirlenen risk için önlem alınmasının gerekli olup olmadığına ve alınması gereken tedbirlerin neler olduğuna karar verilmesidir. Bu amaçla şu sorulara yanıt bulmanız gereklidir: Tehlike tamamen ortadan kaldırılabilir mi? Riski kontrol etmek için ne yapılmalıdır? Yasalarımız bu konuda neleri gerektirmektedir? İyi uygulamalar bu konuda neleri önermektedir? Şirketlerin, riskleri kontrol altına alma yöntemleri, riskin büyüklüğüne göre ve en öncelikli olandan daha az öncelikli olana doğru sıralanmak üzere aşağıdaki gibi olmalıdır: Tehlikeyi ortadan kaldırıp,

faaliyetin yapılmaması: Ticari faaliyetlerin varoluş nedenleri mal veya hizmet üretmek olduğuna göre faaliyeti yapmamak mümkün olmayacaktır. Tehlikeli olanı, daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi: Yanıcı ve parlayıcı kimyasal yerine yangın ve patlamaya yol açmayacak kimyasal özelliğe sahip maddelerin kullanılması gibi uygulamaların hayata geçirilmesi her zaman üretimin gerekliliği dolayısıyla mümkün olamayacaktır. Malzeme güvenlik bilgi formlarının iyi analiz ediliyor olması faydalı olacaktır. Bu mümkün değilse, tehlikenin izole edilmesi: Havalandırma sistemleri kurulması, patlama duvarları yapılması gibi mühendislik önlemlerinin uygulamasını gerektirecektir. Bu da mümkün değilse tehlikenin azaltılması: Tehlike tarafından yaratılacak zararın azaltılması ve çalışanın korunması için yapılabileceklerin yapılmasını kapsamaktadır. Bunların arasında sayılabilecek hususlar: 1. Güvenli çalışma yöntemleri (iş tanımları ve çalışma talimatları oluşturulması ve çalışanlarla paylaşılması), 2. İdari kontroller (devriye atılması, faaliyetlerin belli vardiyalarda yapılması), 3. Acil durum hazırlığı (tüm tedbirlere rağmen, zarara neden olabilecek olayın vuku bulması ihtimaline karşın, hızlı ve etkin müdahale ile can ve mal güvenliğinin sağlanması). Risklerin transfer edilmesi: Sigorta risk transfer yöntemlerinden en yaygın olarak kullanılanlarından biridir. Risklerin taşınması: Şirket karşı karşıya olduğu riskleri ve risklerin boyutlarını bilerek ya da bilmeyerek; anlayarak ya da tam anlamadan taşımayı seçebilir, riski yönetmez.

Risk yönetiminde önemli hususlardan biri de düzeltici (reaktif) olmak yerine önleyici (proaktif) olmaktadır. Önleyici olabilmenin tek yolu da riski doğru anlamak, olay olmadan gerekli tedbiri alabilmektir. Riski doğru anlayıp gerekli fiziki ve idari tedbirleri hayata geçirdikten sonra yapılması gerekli bir diğer önemli husus da finansal olarak faaliyetimizi ve şirketimizi güvence altına almak için riskimizi sigortaya transfer etmektedir. Risk yönetiminin en önemli adımlarından biri işyerinde gerçekleştirilen tehlike belirleme ve risk analizi sonrasında uygulamaya alınan kontrol tedbirlerinin etkinliklerinin izlenmesi ve gözden geçirilmesidir. Bir kereye mahsus olmak üzere, yapılacak faaliyetlerin şirketlere katma değeri sınırlı olacak, risk yönetim süreci yaşayan bir süreç olmayacaktır. Sürekli iyileşme prensibi çerçevesinde gözden geçirmede aşağıdaki sorular cevaplandırılmalıdır. Kontrol tedbirleri planlandığı gibi gerçekleştirilmiş midir? Kontrol tedbirleri uygulanmış mı ve uygulanan tedbirler yerinde tedbirler midir? Seçilen yöntem doğru ve etkin çalışıyor mudur? Değerlendirilen risklere ait maruziyet ortadan kalkmış mıdır? Kontrol tedbirleri, yeni risklerin ortaya çıkmasına neden olmuş mudur? Riskler “Kabul edilebilir risk seviyesine” indirilmiş midir? Bu noktada önemli bir hususta

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 81


YANGIN GÜVENLİĞİ

Risk yönetiminin en önemli adımlarından biri işyerinde gerçekleştirilen tehlike belirleme ve risk analizi sonrasında uygulamaya alınan kontrol tedbirlerinin etkinliklerinin izlenmesi ve gözden geçirilmesidir. sigorta şirketlerinin, yangına karşı sigorta ettirme talebi aldıkları binalarda, tesislerde ve işletmelerde, yasal mevzuat hükümlerine uyulup uyulmadığını kontrol etmek mecburiyetinde olmalarıdır. Dolayısıyla risk mühendisleri saha ziyaretleriyle yangın önlemlerini ve bunların yeterliliklerini değerlendirecek, sigorta şirketlerine riski sigortalama konusunda yol gösterecektir.

Yangın önlemleri Konumuz yangın olduğuna göre yangın konusunda risk yönetimi nasıl olmalıdır? Yangına karşı yapılması gerekenler, tedbir ve önleme unsurları gibi örneklerini çoğaltmamızın mümkün olduğu pek çok soruya yanıt aramak gerekmektedir. Bu noktada, yangın önlemlerini sadece aktif ve pasif koruma sistemleri olarak düşünmek ve değerlendirmek yapılabilecekler konusunda eksik yönlendirmelere neden olacaktır. Şirketimizde, hizmet veya mal ürettiğimiz binamızda ya da yaşadığımız evimizde farklı düzeylerde uygulamamız gereken yangın önlemlerini aşağıdaki şekilde sıralamamız mümkündür; Faaliyetimiz için doğru yer seçimi, Bina yapı tarzına dikkat edilmesi (aynı zamanda sigorta primlerinin belirlenmesi için de önemlidir), Binalar arası mesafeye dikkat edilmesi, Binaların tasarımında pasif yangın koruma sistemlerinin göz

82 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

ardı edilmemesi, Binaların tasarımı ve inşası sırasında doğru malzeme seçimi ve kullanılması, Paratoner sağlanması ve kontrol edilmesi, Topraklama sisteminin kurulması ve kontrol edilmesi, Elektrik ve mekanik sistemlerin doğru seçilmesi ve montajlarının düzgün yapılması, Jeneratör bulundurulması ve periyodik kontrollerinin düzenli yapılması, Kimyasalların düzenli ve doğru depolanması, taşınması ve kullanılması, Yangın algılama ve alarm sisteminin kurulması ve bakımları ile kontrollerinin yapılması, Yangın söndürme sistemlerinin sağlanması ve bakımları ile kontrollerinin yapılması, Yangınla mücadele ekipmanlarının sağlanması ve bakımlarının yapılması, Yangına müdahale ekipleri kurulması, eğitilmesi ve tatbikat yapılması, İtfaiye ile tatbikat yapılması, Acil durum kaçış yolları ve kaçış kapılarının belirlenmesi, yapılması ve sürekli kullanım için açık tutulmaları, Acil durum aydınlatma sisteminin kurulması ve düzenli bakım ve kontrollerinin yapılması, Çalışanların bilinçlendirilmesi, Elektrik ve mekanik bakım ve kontrollerin, ekipman üreticilerin ve ilgili standartların önerdiği aralık-

larla, yetkin kişilerce yapılması ve/ veya uzman firmalara yaptırılması, Çalışma talimatlarının üretici firma şartları ve tavsiyeleri de göz önüne alınarak hazırlanması, Çalışanlara yönelik eğitim programları oluşturulması, oluşturulan eğitim programlarının hayata geçirilmesi, Sıcak iş izin sisteminin uygulanması, Sigara içme yasağı uygulanması, Temizlik ve düzen sağlanması, Çöp kutularının düzenli boşaltılması, Yerleşim düzeni değişiklerinde yangın sistemlerinin göz önünde bulundurulması, Yeni inşaatlarda, yeni hat montajlarında mevcut tüm yangın sistemlerinin yeni yapılanma içinde yeterli, olup olmadığının kontrol edilmesi ve gerekli olması durumunda yeni sistemlerin kurulması, Yangın sistemlerinde yapılacak tamir ve bakımlarda itfaiye ve sigorta şirketi ile iletişim halinde olunması ve onlardan gelecek talepler doğrultusunda ek tedbirler alınması, İş sürekliliği planlarının hazırlanması, Kriz yönetim planlarının hazırlanması, Yangın sigortası ve yangına bağlı kar kaybı sigortası yaptırılması, sigorta yapılanmasında ek teminatlara dikkat edilmesi, İç denetim mekanizması kurulup işletilmesi, Düzenli kayıt tutulması. Tüm bunları yaparken yürürlükte bulunan yasalar ve uluslararası iyi uygulama şartları takip edilmelidir. Yangın sistemi parçalarının seçimi konusunda onaylı ekipmanlar tercih edilmelidir. Ayrıca; konusunun uzmanı, benzer projeleri başarıyla hayata geçirmiş, personeli uluslararası standartlara da hâkim firmalarla hem tasarım hem de


uygulama aşamasında çalışılması büyük önem arz etmektedir. Yangın konusunda gerek tasarım gerek uygulama gerek ise bakım ve kontrol konularında piyasada faaliyet gösteren şirket sayısı çok fazladır. Bu şirketlerin arasında işinin uzmanı doğru şirketleri bularak çalışabilmek, şirketlerin karşı karşıya kaldıkları sorunların başında gelmektedir. Satın alma yaklaşımıyla çoğu zaman verilen tekliflerin detayları ile şirketler için kritik mahiyette olan hususlar incelenmek yerine tekliflerin ihtiva ettikleri fiyatlar değerlendirilmekte ve riskin yönetimi konusunda gerekli desteği veremeyecek firmalarla gerek tasarım gerek ise montaj projeleri tamamlanmaya çalışılmak zorunda kalınabilmektedir. Projelerin tasarım, montaj ve devreye alınmaları sırasında atlanabilecek hususlar, geç de olsa bazı sistemlerde doğru bakım ve kontrollerin yapılmasıyla yakalanabilmektedir. Ancak, sprinkler sistemi gibi kritik sistemlerin doğru olup olmadığını anlamak için tek bir fırsat vardır. O da maalesef yangın anıdır. Sistem, doğru yapılandırıldıysa görevini yapmakta, yanlış yapılandırıldıysa yangın karşısında etkisiz kalmaktadır. Tüm bunlar seçilen firmaların önemini bize bir kez daha hatırlatmaktadır. Piyasanın kontrolüne yönelik kar gütmeyen şirketler aracılığıyla oluşturulacak piyasa denetimi, yapılan kalitesiz ve uluslararası standartlara uygun olmayan tasarım, uygu-

lama, kontrol ve bakımların önüne geçmeye yardımcı olacaktır. Bu durum hem hizmet alan şirketlerin finansal kaynaklarını ve risklerini doğru yönetmek için harcamalarına dolayısıyla riskin kontrol altında tutulmasına yardımcı olacak hem de piyasada şirketler arasında fiyat farklılıklarının ve haksız rekabetin önüne geçilmesine yol açacaktır. Ülkemizde, son yıllarda yaşanılan yangın sayılarında ve bu yangınların neden olduğu kayıplarda ciddi artışlar söz konusudur. 2011 yılından bu yana, lojistik ve kimya sektörü başta olmak üzere pek çok sektörde ciddi yangınlar ve kayıplar yaşanmıştır. Maalesef tarihi binalarda olan yangınlar da azımsanacak sayıda değildir. Kısa bir süre ayırarak internet üzerinde, referans şehir adı ile yılı girilerek yangın kelimesi taratılarak yapılabilecek bir araştırma, bu iki sektör başta olmak üzere pek çok yangın haberine ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu haberler, sigorta şirketlerinin ödemekle yükümlü oldukları hasar bedelleri konusunda tahmin yapmamız için fikir verecek, dolayısıyla da hem sigortalı hem sigortacı hem de ülke ekonomisi adına risk yönetimi konusuna daha hassas yaklaşılması gerektiğini hatırlatacaktır. Sigorta şirketlerinin yurtdışında karşı karşıya kaldığı tablo doğal afetlerdeki artışla birlikte daha ciddidir. Japonya Depremi ve Tsunami, Yeni

Zelanda ve Şili depremlerinin finansal boyutları da afetlerin kendileri kadar ürkütücüdür. Tüm bu unsurlar, sigorta piyasasının riske yaklaşımını, risk algısını değiştirmektedir. Yurtdışında uzun yıllardır var olan riski iyi yöneten ile riski yönetim konusunda iyileştirme yapabilecek şirketlere sigortalama da farklı prim ve muafiyetlerin uygulanması artık ülkemizde de yaygın şekilde yer bulmaktadır. Sigorta şirketleri riskleri daha yüksek maliyetlerle (prim) sigortalamakta, risk iyileştirmeleri talep etmekte ve bunların hayata geçmesi koşuluyla sigortalamayı gerçekleştirmektedirler. Sigortalayacakları riskler konusunda daha seçici davranmaktadırlar.

Sigorta Sigorta, zarara neden olabilecek olayların meydana gelmesi sonucu oluşacak maddi kayıpların tazminat ödenerek karşılanmasıdır. Sigorta, aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar ücret ödeyerek, o tehlikenin gerçekleşmesi sonucu, zarara uğrayanların zararını karşılamak için oluşturulan bir sistemdir. Dolayısıyla kişiler para ile ölçülebilecek zararlarını ödedikleri prim yoluyla paylaşırlar. Türk Ticaret Kanunu’ndaki sigorta sözleşmesi tanımının da ifade ettiği gibi bir riskin sigortalanabilmesi için mali karşılığının ölçülebilir olması gerekmektedir. Sigortanın

Yangın Sigortası Genel Şartlarına göre yapılan yangın sigortası; taşınır ya da taşınmaz mallarda doğrudan çıkan veya çevreden sirayet eden yangının, yangına sebebiyet versin ya da vermesin, yıldırım veya infilakın doğrudan doğruya vereceği zararları teminat altına almaktadır.

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 83


YANGIN GÜVENLİĞİ

doğru bedel üzerinden yapılması, doğru primlerin ödenmesi ve yaşanabilecek hasar anında sigortadan doğru bedellerin alınabilmesi için gereklidir. Bu da mutabakatlı kıymet takdir çalışmalarının, aktüeryaların, risk mühendisliğinin ve yapılan risk analiz çalışmalarının önemini göstermektedir. Sigortalama sürecinde oluşturulan teklifnameler diğer önemli bir parametredir. Teklifname, sigortalının doldurarak sigortacıya verdiği ve sigorta konusu ve poliçe şartları ile ilgili gerekli tüm bilgileri taşıyan bir formdur. Teklifnamelerin ileride ortaya çıkacak uyuşmazlıkların önlenmesini için tarafların imzasını taşıması gerekir. Sigortacının riski almada ve primi belirlemede kullandığı bilgileri özellikle risk mühendisliği çalışması gerçekleşmemişse sadece bu forma dayandığı göz önüne alındığında, sigortalının bu formu detaylı ve doğru olarak doldurması gerekmektedir. Riskin sigortalanabilmesi için gerekli olan diğer hususlar arasından riskin ani ve beklenmedik nitelikte olması, meşru bir temele dayanması, hukuka ve topluma aykırı olmaması ve gerçekleşme sıklığının çok yüksek olmaması gerekmektedir. Sigortacı, sigortalının faaliyet konusuna göre sigorta edip etmemeye karar vermektedir. Bu sebeple, bazı sektörler sigortalanamazken bazılarına da belli yangın tedbirlerinin hayata geçirmeleri şartıyla sigortalanabilmesi mümkündür. Sigorta tarihini incelediğimizde yangına yönelik ilk yapılanmayı İngiltere’de 1666 yılında gerçekleşen büyük Londra yangınından sonra Yangın Bürosu’nun kurulmasıyla birlikte görmekteyiz. Ülkemizde ise sigortaya olan ilgi yine bir yangın olayı sonrası 1870 yılında İstanbul’da yaşanılan Büyük Beyoğlu yangını akabinde oluşmaya başlamıştır. Bugün de yangın

84 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Doğru ve zamanında yapılacak risk analizi çalışması ile tespit edilecek eylem planlarının, belirlenen zaman dilimleri çerçevesinde hayata geçirilmesi şirketlerin yangın risklerini yönetmesindeki ilk adım olacaktır. sigortası, sigorta yapılanmasında ağırlığını korumaktadır.

Yangın sigortası Yangın Sigortası Genel Şartlarına göre yapılan yangın sigortası; taşınır ya da taşınmaz mallarda doğrudan çıkan veya çevreden sirayet eden yangının, yangına sebebiyet versin ya da vermesin, yıldırım veya infilakın doğrudan doğruya vereceği zararları teminat altına almaktadır. Yangın sigortasında, yangın ana teminatına ek teminatlar ilave edilebilmektedir. Ek teminatlar, sigortalılar için hasar yaşanması durumunda yaşadıkları hasarın karşılanmasında belirleyici olmaktadır. Yangın ana teminatına ek olarak alınabilecek teminatlar sigorta genel şartlarına göre şu şekilde sıralanabilir: Deprem ve Yanardağ Püskürmesi, Grev-Lokavt-Kargaşalık-Halk Hareketleri-Kötü Niyetli Hareketler, Terör, Fırtına, Kar Ağırlığı, Sel ve Su Baskını, Dahili Su, Yer Kayması, Kara Taşıtları Çarpması, Hava Taşıtları Çarpması, Deniz Taşıtları Çarpması, Duman. Ek teminatların doğru yapılandırılmış olması bir hasar anında zararın tazmin edilip edilemeyeceğini belirler. Örneğin; yangın poliçesine deprem teminatı almamış bir sigorta-

lının işyerinde deprem sonucunda yangın çıkması sonucunda oluşan zarar tazmin edilemez. Çünkü yangının sebebi olan deprem teminatı poliçede mevcut değildir. Ülkemizin deprem ülkesi olması gerçeği ve özellikle endüstrimizin yüksek deprem bölgelerinde yoğunlaşması bu gibi hususların öneminin altını çizmektedir. Bu kapsam dahilinde belirtilmesi gereken bir diğer husus da yangının mutlaka sigortalı yerde çıkması şart değildir. Başka bir yerde çıkan bir yangının etkileri (duman, sıcaklık nedeni ile bozulma, vb.) ve söndürme ve kurtarma çalışmaları sırasında sigortalı unsurlarda meydana gelecek zararlar yangın sigortası teminatına dahildir. Ek teminatla sigorta kapsamına alınabilecek fırtına, kar ağırlığı, sel ve su baskını, dahili su, yer kayması, duman ve taşıt çarpmalarının neden olduğu yangın veya infilak ile yangın ve infilak sonucunda meydana gelen duman, buhar ve hararetin sigortalı mallarda doğrudan neden olacağı maddi zararlar ek sözleşme olmasa da teminat kapsamı içerisindedir. Özellikle yüksek binalar, uçuş rotasında olan veya havaalanına yakın bulunan tesisler için hava taşıtı ek teminatı alınması önemli bir başka husustur. Yangın, bir mal sigortasıdır. Tazminat esasına dayanır, yani amaç uğranılan gerçek ekonomik kaybın karşılanmasıdır. Poliçede yazılı sigorta bedeli, sigortacının sorum-



YANGIN GÜVENLİĞİ

luluğunu sınırlar. Gerçek değerin üzerinde (aşkın sigorta) sigorta yapılamaz. Yapılsa ve primler bu bedele göre ödense dahi gerçek değeri aşan kısmı bir hasar anında geçersiz kabul edilecektir. Buna karşın, aynı zamanda eksik sigorta da yapılmaması gerekmektedir. Bu gibi durumlarla karşılaşmamak için sigortacı ve sigortalı kıymet takdir raporu ile mutabık kalmalıdır. Ciddi yangın hasarları sonrasında uzun iş durması süreci yaşanması kaçınılmazdır. Yangın sigortası ile birlikte iş durması sonucu ortaya çıkacak kar kayıplarını da sigorta çatısı altında koruma altına almak önemlidir. Unutulmaması gereken nokta ise; sigortanın, sigortalıya mal ve kar kaybını sigorta poliçesi ölçüsünde karşılayabilmesidir. Ancak, sigortalının yaşayacağı imaj, pazar ve müşteri kayıpları için sigortanın yapabileceği hiçbir şey yoktur. Rekabetin bu kadar yoğun olduğu günümüz ortamında, sigortalıların imaj, pazar payı ve müşteri kayıplarını korumak için yapmaları gereken etkin bir risk yönetimi sistemi kurmak, uygulamak ve sürekliliğini sağlamaktır. Yangının komşulara ve/veya kiracıları etkilenmesi de mümkündür. Bu noktada yangın sigortalarının, sorumluluk sigortalarıyla tamamlanmış olması gereklidir. Kiracının mal sahibine, mal sahibinin kiracıya, mal sahibi veya kiracının

86 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

komşuluk sorumluluğu da teminat altına alınmalıdır.

Özetle Tehlike belirleme ve risk analizi çalışmasının amacı, işyerinde nelerin zarar verebileceğinin tespit edilerek işverene alınması gereken tedbirler konusunda yol gösterilmesidir. Temelde işyerlerinin dikkatlice incelenmesinden ve riski yönetmek için yol haritası çıkartılmasından başka bir çalışma değildir. Doğru ve zamanında yapılacak risk analizi çalışması ile tespit edilecek eylem planlarının, belirlenen zaman dilimleri çerçevesinde hayata geçirilmesi şirketlerin yangın risklerini yönetmesindeki ilk adım olacaktır. Aktif ve pasif yangından korunma sistemlerinin doğru tasarlanması ve kurulması, kontrol ve bakımlarının üretici firma önerileri doğrultusunda yapılması gerekmektedir. Şirketlerin, risk yönetim yapıları idari ve prosedürel kontroller ile eğitimi kapsamalıdır. Yangın tasarım, uygulama, bakım ve kontrol firmaların çalışma ortamının piyasa kontrol yapısı altında tutulması risk yönetimi yatırımlarının doğru yapılabilmesi için faydalı olacaktır. Bu durum da, piyasadaki bilgi düzeyini artıracaktır. Bu konuda kar amacı gütmeyen uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapılması düşünülebilir. Sigorta, risk yönetim sürecinin

ayrılmaz bir parçasıdır. Sigorta vasıtası ile risk, sigortalıdan sigortacıya belli bir prim karşılığında belirlenmiş sigorta süresi boyunca aktarılmış olur. Transfer işleminin doğru şartlarda yapılmış olması bir hasar anında sigortalı ve sigortacı için sürecin hızlı ve rahat işlemesi için şarttır. Sigortalanma sürecinde risk mühendislerinin aktif rol oynaması ise sigorta şirketlerinin riskleri doğru anlamasına, sigortalının da riskini daha iyi yönetmesine yardımcı olunması için gereklidir. Doğal tehlikelerin aksine, alınacak doğru önlemler ve yapılacak düzenli bakım ve kontroller sayesinde yangının çıkması önlenebilmekte, gerçekleşme olasılığı azaltılabilmektedir. Dolayısıyla, keşke demek yerine riskimizi anlamak ve riski kontrol altında tutmak için riskimizi yönetmemiz ve doğru sigorta yapısına sahip olmamız gerekmektedir.

Kaynakça 1. Türk Ticaret Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, http:// www.mevzuat.adalet.gov.tr/, Erişim Tarihi: 01.09.2013. 2. AYDEMİR, İ, ‘Yangın Sigortaları Ders Notları’. Marsh Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş., 2013. 3. EMGEN, Ö., ‘Tehlike Belirleme ve Risk Analizi Semineri Yayımlanmamış Ders Notları’. İYEM, 2013. 4. Yangın Sigortası Genel Şartları, http:// www.tsb.org.tr/yangin-sigortasi-genelsartlari.aspx?pageID=524, Erişim Tarihi: 01.09.2013. 5. Marsh Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş., Hasar Verileri 6. Allianz Risk Mühendisliği, http:// www.allianzrisk.com/, Erişim Tarihi: 01.09.2013. 7. Sigortacılık Eğitim Merkezi, http:// www.segem.org.tr/default.asp, Erişim Tarihi: 01.09.2013. 8. Sigortacılık Eğitim Merkezi, SİGORTA ACENTELERİ TEKNİK PERSONEL EĞİTİM PROGRAMI DERS NOTLARI, 2009



YANGIN GÜVENLİĞİ

Tarihi yapılarda yangın Binaları yakan, cinayeti işleyen elektrik değil, yeterli önlemi almayan ve binanın özelliklerine uygun kullandırmayan yetkililerdir. Yanan tarihi binaların tamamına yakını resmi binalardır. Bunun sebebi, bilgisizlik nedeniyle veya ayrılan bütçe nedeniyle kaliteli sistemler yaptırılmaması, bakım ve onarımlara yeterince önem verilmemesi, uzman personelin bulunmamasıdır. Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ / İTÜ Makina Fakültesi

Ü

lkemizdeki ahşap ve bağdadi olan tarihi yapıların büyük çoğunluğu ciddi yangın riski taşımakta ve her yıl yanarak sayıları azalmaktadır. Bir şey olmaz mantığı ile alışılagel-

88 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

miş kullanımlara devam edilmekte, her geçen gün zayıflayan ve yanıcılığı artan binalar yanarak yok olmaktadır. Konut olarak yapılan saraylar, yalılar, amacına uygun önlemler alınmadan, Galatasaray

Üniversitesi’nde olduğu gibi veya milli eğitim müdürlüğü binası gibi ofis olarak veya okul olarak kullanılmaktadır. Bu tür binaların okul veya ofis olarak kullanılmalarının engellenmesi, elbette bunların otel yapılmaması ama topluma


bulunan yalılardır. Tespitlerimize göre boğazda 240 ahşap yalı yangın açısından büyük risk taşımaktadır.

Giriş

Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç

açık olan müze, sanat merkezi, sergi salonu, konferans salonları gibi halka açık olan yangın riski düşük olan kullanım alanlarına dönüştürülmesi gerekir. Ahşap binaların, Boğaza sıfır odaların öğretim görevlilerinin çalışma odaları olması, yurt olarak kullanılması, müdür odaları ve lojman yapılması cinayettir. Tarihi yapıların öncelikle kullanım amacı değiştirilerek çağdaş yangın önleyici ve söndürücü tedbirler alınmalıdır. Aksi takdirde her bina yanışında elektrikten yandı diyerek katil olarak elektrik gösterilir veya sabotaj denilerek sorumluktan kurtulmaya çalışılır. Binaları yakan, cinayeti işleyen elektrik değil, yeterli önlemi almayan ve binanın özelliklerine uygun kullandırmayan yetkililerdir. Yanan tarihi binaların tamamına yakını resmi binalardır. Bunun sebebi, bilgisizlik nedeniyle veya ayrılan bütçe nedeniyle kaliteli sistemler yaptırılmaması, bakım ve onarımlara yeterince önem verilmemesi, uzman personelin bulunmamasıdır. Kamu binalarının dışında önemli yangın riski taşıyan binalar boğazda

Ülkemizdeki tarihi yapılar, çoğunlukla ahşap, taş ve ahşapla taş bir arada kullanılarak yapılmıştır. Çok sayıda yalı ve köşk tamamen ahşap, camiler, kışlalar ve medreseler taş, saraylar ve birçok tarihi yapı taşıyıcı kısımları yığma veya taş iç kısmı bağdadi olarak inşa edilmiştir. Zamanla mukavemetleri zayıflayan ve haşereler tarafından zarara uğratılan ahşap yapılar yangına en çok duyarlı binalar arasında bulunmaktadır. Yangın anında bu tür binaların taşıyıcı sistemleri zarar görmüşse yapıyı kurtarmak çoğu zaman mümkün değildir. Tarihi yapılarda ahşabın korunması için kullanılan yağlı boyalar veya yağlı boya süslemeler yangının çok kısa sürede bütün yapıya geçmesine neden olmaktadır. Ahşap yapılarda yangının çok çabuk haber alınması önemlidir. Çoğu ahşap binada bir bölüm tutuşmuşsa, çok kısa bir sürede alevler bütün hacmi kaplar. Bu hususlar göz önüne alındığında, otomatik söndürme sistemlerine olan ihtiyaç olmasına rağmen, otomatik söndürme sistemi tesisatları yapıya zarar vereceğinden ve ilave yük getireceğinden dolayı çoğu zaman uygulanamamaktadır. Bunun yerine yangının çıkma olasılığını azaltacak önlemlere, erken haber almaya ve yangının genişlemesini engelleyici sistemlere yer verilmesi tercih edilmektedir. İstanbul’da ahşap yapı İkinci Sultan Beyazıt zamanında şehri hemen hemen baştan başa yıkan ve tarihimizde “Küçük Kıyamet”

olarak adlandırılan 14 Eylül 1509 tarihindeki depremden sonra rağbet görmeye başlamış ve İstanbul kısa bir sürede muazzam bir ahşap kenti olmuştur. Ahşabın artması ile yangın sayıda artmış ve öylesine güzelim saraylar, köşkler, yalılar ve evler yanmıştır ki “İstanbul hiçbir şeyden çekmedi yangından çektiği kadar” dedirtmiştir. Sultan III. Murad’ın fermanı ile yangın güvenlik önlemleri olarak su fıçıları ve çatıya yetişecek merdiven zorunluluğu getirilmiş, Damat İbrahim Paşa zamanında da ilk yangın söndürme ekibi olarak bildiğimiz “Yeniçeri Tulumbacı Ocağı” kurulmuştur. Yeniçerilerin kaldırılmasından sonra mahalle tulumbacılığı ortaya çıkmış ve 1872 yılında askeri itfaiye teşkilatı, 1923 yılında da günümüzdeki Cumhuriyet itfaiyesi teşkil edilmiştir. Osmanlı devrinde saraylar için, Mahalle Tulumbacılarının yanı sıra “Özel Ekip” olarak isimlendirebileceğimiz bir itfaiye ekibi de kurulmuştur. “Bostancı Tulumbacılar Ocağı” olarak adlandırılan bu birliklerin başına “Bostancı Tulumbacıbaşısı” ünvanı ile zabitler ve hepsinin başına da “Bostancı Tulumbacıbaşı Ağası” tayin edilmiştir. Bostancıbaşı Ağasının emrine verilen Bostancı Tulumbacıları için sahil parçasının

Mart 2014 Güvenlik Yönetimi n 89


YANGIN GÜVENLİĞİ

ortasında bir koğuş yapılmış ve bu bölgede bulunan yalı, saray, köşk ve sahil şeridinin güvenliğini sağlama ve yangınlarını söndürme görevi Bostancı Tulumbacılarına verilmiştir. Saraylarda; yangın söndürme malzemesi olarak bulundurulan tulumbalar, kovalar ve sulu söndürme sistemleri sadece buradaki yangınlarda kullanılmış ve Bostancı Tulumbacıları’da yangın olmadığı zamanlarda, yangın söndürme eğitimin yanı sıra bu malzemelerinin kontrol ve bakımlarından sorumlu tutulmuştur.

İstanbul’da tarihi yapı yangınları Ülkemizde, büyük bir kısmı İstanbul’da bulunan, tarihi ahşap yapılar günümüzde de büyük yangın riski altında bulunmaktadır ve sayıları yangın nedeniyle her geçen gün biraz daha azalmaktadır. Son yirmi yıl içerisinde yetmişbeş tarihi yalı yangın nedeniyle yok olmuştur. Balaban yalısı, Kaptanpaşa yalısı, Ziverbey Köşkü, Adliye Binası, Büyükada Plaj oteli, Heybeliada Halki Palas, Sait Hlim Paşa Yalısı, Naima Sultan Yalısı (GaziOsmanpaşa Ortaokulu), Haydarpaşa Garı, Galatasaray

90 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Üniversitesi, Milli Eğitim Müdürlüğü Binası, Hünkar Kasrı gibi tarihi yapı yangınları son yıllarda meydana gelenler arasındadır. Tarihi yapı yangınları içerinde herkesin bildiği en önemli yangınlardan birisi de Çırağan Sarayı yangınıdır. 1866 yılında Sultan Abdulaziz zamanında tamamlanan, mermerden cephesi ve özellikle son derece süslü ve gösterişli olan iç mimarisi ve ihtişamıyla bir süre padişahlara hizmet veren bu saray, 1910 yılının başında bir yangın nedeniyle yok olmuş ve sadece dış duvarları ayakta kalabilmiştir. Çırağan Sarayındaki yangının elektrik telleri onarılırken tavan arasında kontak yapmış olmasından çıktığı sanılmaktaydı. Çatı arasında çalışan işçilerin sigarasından çıkabileceği de düşünülmüş, kalorifer dairesinden ve bina içinden geçen bacadan da şüphe edilerek

mimarlar sorumlu tutulmuştur. Alt kattaki sobalar, meclisteki kahvecilerin mangalları, lüks lambaları, elektrikçilerin mumları da, birer yangını başlatmış olabilir. Ancak, yangının çatıdan başlamış olmasından dolayı yangına elektrik kontağının yol açtığına karar verilmiştir. İstanbul’da tarihi yapı yangınlarının sayısı çok fazladır. Tarihi adliye binası yangını, Babı Ali yangını, Kapalıçarşı yangını, binlerce tarihi evin yandığı Haliç yangını, Aksaray yangını, Tatavla yangını binlerce yangından birkaçıdır.

Tarihi yapı yangınlarının nedenleri Genellikle tarihi yapılardaki yangınlar, ısıtma ve aydınlatma sistemlerinden kaynaklanmakta veya restorasyon çalışmaları sırasında yapılan hatalardan meydana gelmektedir. Topluma açık tarihi yapılarda, ısıtma sistemleri en büyük yangın nedeni olmaktadır. Gerekli önlemler alınmayan mutfaklar, sobalar veya kalorifer daireleri, elektrikli ısıtıcılar ve bacalar önemli yangın kaynakları arasındadır. Özellikle eskimiş elektrik tesisatından meydana gelen yangınlar büyük bir oran tutmaktadır. Aydınlatma amacıyla kullanılan elektrik tesisatlarında kullanılan malzemelerinin uluslararası standartlara uygunluğu çok önemlidir. Eski yapılarda mikroor-

Ülkemizde, büyük bir kısmı İstanbul’da bulunan, tarihi ahşap yapılar günümüzde de büyük yangın riski altında bulunmaktadır ve sayıları yangın nedeniyle her geçen gün biraz daha azalmaktadır.



YANGIN GÜVENLİĞİ

ganizmalar, böcekler ve özellikle kemirici fareler elektrik kablolarında kısa devre olmasına neden olabilmektedir. Dalgınlıkla atılan sigaraların meydana getirdiği yangınların sayısı da oldukça fazladır. Tarihi yapılarda; çalışan, ikamet eden veya ziyaretçilerin dikkatsizlikleri, ihmalleri veya beklenmeyen kazalar en büyük yangın riskleri arasındadır. Tarihi yapılarda yangının genişlemesine en çok çatılar neden olmaktadır. Çoğunlukla perdeleme yapılmadan tek bir hacım olarak yapılan ve birbiriyle bağlantılı olan çatıların bir bölümünde meydana gelen yangın, tozlarla ve ahşap yapı elemanları ile bütün çatıya ve daha sonra alt kısımlara doğru genişlemektedir. Çatı yangınlarına müdahale zor olduğundan yangının söndürülmesi kolay olmamakta ve çoğu zaman sıkılan su diğer katların da büyük oranda zarar görmesine neden olmaktadır. Tarihi yapılarda yangının genişlemesinin bir nedeni de bağdadi duvar ve tavanlardır. Biri birine paralel olarak çakılan tahtalar ve arası tuğla veya değişik malzeme ile doldurulan bağdadi duvarların yangına dayanıklı olması için bir sıva ile kaplanmakta fakat alçı sıvalar iç kısımdaki ahşabın ısınmasına ve çürümesine neden olmaktadır. Sıvanın çatlayan bir bölümünden duvar içine giren kıvılcımlar bütün duvarın iç kısmında yavaş yavaş ilerlemekte ve beklenmeyen bir noktadan yangını diğer bölümlere geçirmektedir. Bu nedenle bağdadi yapılarda yangının söndü zannedilmesine rağmen çok sonra yeniden büyüdüğü sıkça görülmektedir Yangınların genişlemesine önemli ölçüde bacalar ve tesisat şaftları da neden olmaktadır. Havalan-

92 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014

Tarihi yapılarda yangın güvenliğinin sağlanması konusu, özellikle İstanbul’umuzda bulunan birbirinden değerli tarihi yapıyı korumak ve gelecek kuşaklara aktararak milli kültürümüzün güzelliklerini paylaşmak açısından çok önemlidir. dırma amacıyla bırakılan dikey ve yatay boşluklardan ilerleyen alevler, yangın kaynağına uzak bir noktadan dahi başka yangınlar çıkarabilmektedir. Depremlerden veya büyük gemilerin ve kara taşıtlarının neden olduğu sarsıntılar ve malzeme yorulması nedeniyle çatlayan bacalar yangının genişlemesinde önemli rol oynamaktadır. Konut olarak kullanılan tarihi yapılarda yangın sebeplerinden birisi de sıvılaştırılmış petrol gazı tüplerinden kaynaklan maktadır. Özellikle tarihi yalı ve köşklerde yangının çıkmasına ve yangın çıktıktan sonra hızlı bir şekilde genişleyerek bütün binaya yayılmasına sıvılaştırılmış petrol gazı tüpleri neden olmaktadır. Tarihi yapılarda yangın güvenliğinin sağlanması konusu, özellikle İstanbul’umuzda bulunan birbirinden değerli tarihi yapıyı korumak ve gelecek kuşaklara aktararak milli kültürümüzün güzelliklerini paylaşmak açısından çok önemlidir. Her geçen gün sayıları hızla azalan tarihi değerlerimizi bilimsel, çağdaş yöntemlerle korumaya almak, bu doğrultuda dünyada seyreden araştırma ve geliştirme çalışmalarını izlemek, geçmişimize ve geleceğimize olan saygımızın bir ifadesi olacaktır. Önlemin sınırı yoktur. Alınan ön-

lemler yangının çıkışını tamamen engellemez. Sadece yangının çıkma olasılığını azaltır ve en önemlisi de yangının genişlemesini durdurulur. Ne kadar önlem alınırsa alınsın insan olan yerde hata vardır ve beklenmeyen olaylarla karşılaşmak mümkündür. Bu nedenle, tarihi yapıların topluma açık yapı ve işyeri olarak kullanılmaması, müze niteliğindeki yerlerin ise kontrollü gezdirilmesi gerekir. Tarihi yapılarda, yapıyı yangından korurken tarihi özelliklere zarar vermemek için kurallara sıkı sıkıya bağlı olmamalıdır. Bu çalışmada verilen hususlar genel önlemler olup yangın güvenliği sağlanacak yapıya özgü sistemlerin seçilmesinde yangın korunum mühendislerinin ve sanat tarihi uzmanların müşterek kararı aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki; tarihi yapılar normal yapı değildir ve normal yapılara uygulanan kurallar burada uygulanamaz. Alınacak önlemler yapının tarihi özellikleri ve kullanım amacına uygun olmalı, yapıda hiç bir değişikliğe neden olmamalı, hasar vermemeli, taşıyıcı sisteme yük getirmemeli, bakım ve onarım gerektiren sistemler kullanılmalı ve kullanılan söndürme malzemeleri içerideki eserlere zarar vermemelidir.



ABONE FORMU ABONELİK BİLGİLERİ GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM. ADI, SOYADI : FİRMA ADI : DOĞUM TARİHİ/YERİ: DERGİ TESLİM ADRESİ ADRES

:

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR DİĞER BİLGİLER: MESLEK

:

E-MAİL

:

TEL

:

FAX

:

GSM

:

FATURA ADRESİ: ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR VERGİ NO / DAİRESİ Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik (12 sayı) bedeli 60 TL. + KDV’dir. Abonelik bedelini İş Bankası - Beşiktaş Şubesi - Hesap No: 1008 280 52 64 IBAN: TR 5700 0640 0000 1100 8280 5264 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birlikte bu formu doldurarak 0212 627 47 67’ye fakslayıp yada guvenlikyonetimi@gmail.com adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.

94 n Güvenlik Yönetimi Mart 2014


S

A

R

I

S

A

Y

F

A

L

2-3

96

13

21

15

19

1

25

49

11

87

53

11

23

93

41

33

67

A.K.

9

83

91

4-5

75

55-57

17

A

R

Ö.K.İ



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.