KIŞ
2019
SAYI
06
#GÖRSELŞİİR
ZİNHAR TÜRKİYE’DE
GÖRSEL
ŞİİR
İLERİ POETİKA
SAYI
06
İÇERİK 4 ÜRETİMDEN SOYUTLANAN ŞAİR Yoksa şairin, bir edebî şahsiyet olarak bu “üretim ilişkilerine” kafasını yormaması mı gerekmektedir? Ona bunu fısıldayan kimdir? Şairleri o yayıncılık camekanından uzaklaştıran nedir? Şairi mazot fiyatına kafa yormayacak kadar rahatlatan bilgi nedir ve şiirine nasıl sirayet etmektedir?
8 GÖRSEL ŞİİRİN ÖNERDİKLERİ Yazı ile söz arasındaki ilişki, açıklığa kavuşturulmuş bir ilişki midir? Öyleyse, burada görselliği, grafiği bir araç olarak görme rahatlığımız, neden modern zamanlar için çok mümkünken, modern öncesi zaman için biraz sallantıdadır?
9 GÖRSEL POETİKAYA DAİR Tüketim kültürü, sana bir malı sattıktan sonra bir daha görüşmeye gönüllü değildir, aynı malı işlevinin dışında tüketmeyi denemek, işte bu görsel şiirdir.
10 DENEY DENEY DENEY Deney, şiirin tarihsel malzemeleri ile insanların dil ile girdiği mücadelede yaptıklarının tümü arasında bir gerilimdir. Şair dediğimiz kişinin Mikro düzeyde türkçe ve çevre diller, makro dilde, İletişim için kullanılan her araç, gereç ile ilgisi olmadıkça, sanki ne yaptığı çok da önemli değil.
2004- 2019 sonbarbar.com | Tasarım Serkan Işın | e-posta serkan.isin@gmail.com Ücretsiz bir yayındır. İstenildiği şekilde düzenlenip, yeniden üretilebilir.
WWW.SONBARBAR.COM 2
Moderniteden Postmoderniteye Geçiş / Serkan Işın / David Harvey’in Metis’ten çıkan “Postmodernliğin Durumu” kitabından ağır tahrifatla...
3
ÜRETİMDEN SOYUTLANAN ŞAİR
biri olarak kağıt endüstrisinin ve bunun yayıncılığa etkisinin, Şiir Tarihi ile ilişkisi var mıdır? Kağıtta ve mürekkepte ve baskı makinalarında dışarıya bağımlı hale gelmiş bir topluluğun, bu noktaya gelene kadar yaptığı seçimleri sorgulamak şairlerin işi değil midir? Haddinden fazla kapitalistleşmiş yayıncılık sektörünün dağıtım ağından, tasarımcısına, reklamcısından, editörüne kadar kağıt ve üretim araçlarına olan bağımlılığının şair ve şiir üzerindeki etkisini düşünmek şaire
İnternet’in imkanını, sırf bu efsunlanma, ithal kağıt ve karton ile büyüyen bu iştah, Kapitalist iştah karşısında değerlendirmemiştir şair
düşmemekte midir? Şiir Tarihi dediğim çok boyutlu gövde, kendisini gerçekleştirmek ve devam ettirmek için şaire mi kağıda mı ihtiyaç duymaktadır? Ya da ikisini bir şekilde bu üretim tarzından inşa mı etmektedir? Bugün şiir kitaplarına yüz çevirmiş görünen ve Şiir Tarihi’nin akışı içinde şair ve şiiri bir şekilde hizaya getirmeye
Terza rima, tanka, Villanelle, Sestina, Buluntu
çalışan yayıncılık endüstrisi yaptığı seçimlerle
Şiir, Gazel, Haiku, Ağıt, Naat, Cento, Balad vb.
bugünün şiir ortamını nasıl değiştirmiştir? Şiir
derken elimizde şiir tarihinin kolektif bilincini
ortamı ya da şiirin yazılması, bütün bu üretim
oluşturan yüklü bir biçim haznesi var. Elbette
tarzından ötede bir yerde midir? Şair, tüm bu
şiir tarihimizin şimdi önümüze sürdüğü yerli
etkilerden nasıl bağımsız kalmaktadır?
olan ile insanlık dil yetisi tarihinin büyük hazinesi şiir üzerinde öyle çok farklı şekillerde
Yoksa şairin, bir edebî şahsiyet olarak bu
endam etmemiş, bunu fark ediyoruz. Fark
“üretim ilişkilerine” kafasını yormaması mı
ediyoruz da ne olmakta, neye yaramakta?
gerekmektedir? Ona bunu fısıldayan kimdir?
Şiir üretiminin, tıpkı diğer üretimler gibi
Şairleri o yayıncılık camekanından uzaklaştıran
metalaştığı günümüz ortamında, bu biçimlerin
nedir? Şairi mazot fiyatına kafa yormayacak
ya da türün kendisinin eleştirilmesinin
kadar rahatlatan bilgi nedir ve şiirine nasıl
gerekliliğini fark ediyor muyuz?
sirayet etmektedir?
Her ne kadar sorunun kaynağında Şiir Tarihi
Şairin üretim süreçlerine dahil olmadığını,
diyebileceğimiz bir büyüklük olsa da, bu tarihin
şairliğin bir meslek olmadığını, onun “ilham”
canlılığını sağlayan ve arazlarına rağmen , bir
ile iş gören bir Candide olduğunu kim söylüyor
türlü gömmeye razı gelmediğimiz kavramlar
ise, bugün, mazot fiyatını ya da asgarî ücreti
yumağı ile de devam ettiğini görüyoruz Şiir
bilmeyen ya da bilmemekte ısrar eden
hayatının. Aktüel Şiir hayatı ise uzun ve kabul
şairi ve onun Şiir Tarihi’ne erginlenmesini
edilmiş, üzerinde uzlaşılmış Şiir Tarihi’nin iz
sağlayan odur. Ekonomi-Politik dışına veya
düşümü olarak talî ya da ikincil bir alan içinde
onun saçaklarına fırlatılan, Kapitalist Kent’in
korunaklı böylece..
veri ambarlarında bir parodi ya da reklam parçasına dönen, her anlamda yenilmiş Şiir’den
Fakat bizim bu Tarihi, Şiir Tarihi dediğim
bahsediyoruz, evet.
gövdeyi, tüm boyutları ile ele almamız gerekmez
Sağda: Ayşegül Tözeren / 200X / isimsiz
mi? Özellikle günümüzde yaşadığımız finans-
Şiir, artık kıtlığa doğru aşırı üretilmiş boş
kapital ve üretim sorununun sonuçlarından
sözün [ya da Güntan’ın deyimi ile Yılışık Söz]
4
5
6
Post-modernizm, cep telefonu le ölüyü aramaktır. Cep telefonunun her türlü iletişim ihtiyacına cevap verdiğini iddia edenlere karşı, ölü biri ile iletişim kurma cesareti göstermektir. Modernitenin öldürdükleri ile iletişim kurma cesareti.
karşısında daha ne kadar kenara bırakılacak? Şair ne kadar süre, yapıtının tekilliği, Tarihi Başlatan Dil Yetisi ile ilişkisini göz ardı edecek. Matbu harflerin ve bunların zalimliğine ne zaman ses çıkaracak, işte o zaman Gösterge’nin Keyfiliği konusundaki o derin keşfi kendisine yardımcı bulacaktır da.
Yazı
ile
söz
arasındaki
ilişki,
açıklığa
kavuşturulmuş bir ilişki midir? Öyleyse, İnternet’in imkanını, sırf bu efsunlanma, ithal
burada görselliği, grafiği bir araç olarak görme
kağıt ve karton ile büyüyen bu iştah, Kapitalist
rahatlığımız, neden modern zamanlar için
iştah
değerlendirmemiştir
çok mümkünken, modern öncesi zaman için
şair, bu imkana şimdi delice sarılması ise
biraz sallantıdadır? Yani demek istediğim,
kaçırdığı balığın ne kadar büyük olduğunu
Cumhuriyet öncesi ve sonrası sadece alfabe
itiraf edememesindendir. Büyük Türk Şiiri,
değişimi ile açıklanabiliyorsa, kestirmeden,
Kapitalist üretim tüketim ilişkileri içinde nasıl
geride bıraktığımız, kestirip attığımız her şey,
bir “yayın ve yayınlama” modeli bulmuştur da,
gerçekten işe yaramaz mıydı? Latin alfabesi
onu şiirinin ve şiir tarihinin özgün bir alameti
ile
farikası haline getirebilmiştir? Nasıl bir dağıtım
bizim alfabemizde, üzerine çok fazla enerji
sistemine sahiptir ki, büyük yüzdelerle çalışan
yükleyebileceğimiz harfler mevcut mu, yan
lojistik karşısında bu kadar çaresiz kalmıştır?
yana geldiklerinde ortaya çıkardıkları “kelime”
Nasıl bir kitap ve ölçü ve kağıt için mecrasını
dışında, harfleri biz ne için kullanıyoruz?
icra ederek bir bedii büyüklük inşa etmiştir?
Candide’lerin cevabı hazır: “her şey olması
Devletin ve Dağıtımcının ve Rafların arasında
gerektiği gibi.”
karşısında
şiir gerçekten, bu biçim ve içeriği kendisi mi icat etmiştir, yoksa Şiir Tarihi’nin Kapitalist yorumu ile buna boyun mu eğilmiştir. Bu sorulara cevap arayanlar için görsel şiir, tüm karanlık ve kirli hali ile önümüzdedir. Aklı yeten bir şairin, şu zamanda varabileceği en üst poetika, görsel şiir poetikası olacaktır. Nilgün Üstte: Derya Önder
Bodur’ların kitaplarının yanında, bir şiir kitabı
/ 200x / Araba
ancak zımpara kağıdından basılmalı ve rafta
Sevdası
ancak öyle durmalıdır.
Solda: Derya Önder / 200x / Bulmaca
7
Hurufilik
yapılabilir miydi?
Örneğin
Görsel Şiir
SİZE NELER ÖNERİR?
- Şiir tarihi, Dil yetisi tarihi olarak örfî-yönelimli, hurufat yönelimli şiir, mecra yönelimli şiir olarak kendini gösterir. - Simgesel değerden uzak durun, mübadele değeri, sanat eseri ile değil, ortalama algı ile belirlenir. - Çoğaltılabilecek ve yeniden yorumlanabilecek her şey dolaşıma girmelidir, tikelliği, çoğu kez tek mecrada binlerce kez değil, binlerce mecrada, neredeyse sadece bir kez görünmesinde yatar. - Teknoloji ile kurduğunuz ilişki, kazaların, hataların şiirsel adalet tarafından rastgele açığa
Üstte: Derya Vural / 200x / Sözün
çıkarılması sayesinde Şiir olur.
Kifayetsiz Kaldığı Yer (3)
- İnsan, makinanın hatasıdır, hata makinanın insanileşmesidir. - Tüketim kültürü, sana bir malı sattıktan sonra bir daha görüşmeye gönüllü değildir, aynı malı işlevinin dışında tüketmeyi denemek, işte bu görsel şiirdir. - Yaşadığımız çağın en büyük metası, yaşamadığımız çağlardır. - Şiir klişelerin, basmakalıp sözlerin, bilindik kelimelerin rastgele sıralanması, Melih Cevdet’in ifadesi ile “yan yana gelmemiş daha nice sözcüğün” hayali ile yanıp tutuştukça, makina dili, bizi her zaman daha fazla şaşırtacaktır, çünkü onun bilinci/ideolojisi yoktur. - Söz, kelime, yazı adlandırılamayanın türevleridir. Görsel şiir, diferanslara (fark) ve kalana (C) aittir. - Görsel Şiirin intizam ve güzelliği nazarî bir kaza olarak görünür. - Görsel Şiir üslübü “kolayca hazmedilemez”. - Görsel Şiir, Kapitalizm öncesi “doğal üretim” diyebileceğimiz sürece dahildir.
8
Altta: Derya Vural / 200x / non-toxik 3 sb
görsel poetİkanın temellerİ
Minör ya da majör birçok yaklaşım içinde Hasan Akay, Gonca Gökalp Alpaslan, Erhan Altan, Gökçen Ertuğrul, Murat Üstübal gibi nadide örnekler dışında, konuya hakim çok az yazar/ eleştirmen görebildik. Bunların da yaklaşımları, çözümlemekten öte, yarı-meşru saymak ile yarı-reddetmek arasında değişti. Örneğin, “Neden?” sorusunun sorulmadığını gördük. Öyle ya, neden bu genç insanlar, görsel şiir denen türe bu kadar yakın ilgi gösteriyorlardı ve neden dergilerini web üzerinde kurmuş, şiirlerini
burada
sergiliyorlardı?
Neden
”Dizeli” ya da “Konvansiyonel [Örfî] Şiir” diye bir şey yazmadıklarını iddia ediyorlardı ve neden yeni bir okurun peşinde olduklarını
bu alan deneysel bir alandır- yapılan dil yetisi
iddia ediyorlardı? Bu ve bunun gibi soruların
ve iletişime dair bir deneydir.
sorulmadığı açıktır. Ve bu soruların, İkinci Yeni
Kısa sürede, Görsel Şiir ile ilgili dedikodu,
dolaylarında, çok eski tartışmalarda, safların
önyargı, zayıf ve basmakalıp düşünceden
birbirine karıştığı bir itirazlar silsilesi yarattığı
öte bilgi üretemeyen bir şiir ortamımız oldu.
da açıktır. Garip’ten sonra İkinci Yeni’nin başına
Şiir ortamımızın, ülkemizin toplam kültürel
gelen şeyin cevabı verilmemiş olduğu kadar,
sığasından ötede bir yerde konumlanabileceğini
İkinci Yeni’den sonra gelenlerin de bu sorularla
düşünmek de saflık olurdu. O saflık da
muhatap olmadığı söylenebilir. Görsel şiir ise,
ortalamanın kötülüğü ile birleştiğinde, iletişim
iktidar ile ilişkisi, edebiyat kamusu ile ilişkisi
kurabilmek
ve okur ilişkisi üzerinden incelendiğinde,
“konvansiyonel [örfi, göreneksel, geleneksel]”
bugüne kadar şiirde yerleştirilmeye çalışılan
dediğimiz şey de, o kötülüğü beslemektedir.
tüm tarihsel matrislerin dışında bir alan
Klasik / Modern Şiir Makinamızın ürettiği
önermektedir, yazara da okura da.
bu şiir ortamının görsel şiir gibi konularla
de
elbette
zorlaşıyor.
Zaten
sağlıklı bir iletişim kuramayacağı da açıktır. Modern
sonrası
zamandan
bahsederken
Çünkü sözlükteki şiir tanımı bile, çağımızın,
kullandığımız ölçütleri göz önüne aldığımızda,
günümüzün insanına yakın bir şiir üretmeye
bir poetika ya da bir yordam olarak Görsel Şiir,
elverişli değildir.
şiirin verimlerinin bir toplamı ya da Şiir’in doğası değildir. Çok özelleşmiş bir alanda -ki
9
“Oysa simgesel evrende diyalektik diye bir şey yoktur.” J. Baudrillard
21. YÜZYIL ŞİİRİ? 1. biçimin keşfedilmesi 2. “yeni” olarak tanınmaktan kaçış 3. süper-bireysellik 4. dadacı bilinç ve biçim 5. kök-sap dergiler, yayınlar ve yayın anlayışları 6. internet cemaatleri 7. ready-made üretme merakı 8. şiirin şiirselliğinden tiksinme 9. önce yapıt, sonra anlam 10. anlam arayışının çözülüşü 11. göstergeyle iddialaşma 12. yeniden-üretme, parodi ve nostalji 13. şiirin levazımına mukavemet 14. hiyareşi dışı şiir tarihi 15. yatay organizasyonlar 16. sınırları belirsiz melez türler
Solda: Liman Mehmetcihat / 200x / isimsiz
DENEY DENEY DENEY NEY?
- “Deneyselci” ifadesi çok çocukça ve saçma bir
öğrenemiyoruz.
ifade.
- Deney, bazen bir kullanma kılavuzu ile
- Toptancı ifadelerden uzak durmakta fayda
gelebilir. Çoğu şairin, denedikleri şeylere
var sanki. Çünkü bunların klişeleşmesi çok
rağmen, yazdıkları yazılarda “şiir kelimelerle
daha kolaylaşıyor. Klişenin en önemli zaafı,
yazılır” nakaratını (verili saygınlık kalıpları
artık “enerjisiz” oluşudur.
içinde) tekrarladığını görüyoruz. Oysa, şiirin ne
- Daha önce de belirtmiştim, tekrar edeyim,
ile yazıldığından bu kadar emin olduktan sonra
görsel şiir, günümüz şiiri içinde şiirin
fazla düşünmeye gerek yok değil mi?
“içerebileceği” bir hadise değil. Çok yüksek
- Deney, şiirin tarihsel malzemeleri ile
sanat ya da çok zor olduğundan değil bu. Şiirsel
insanların
bilginin envanterinin, meraksız biri için çok az
yaptıklarının tümü arasında bir gerilimdir.
imkan sağlamasından kaynaklanıyor. Milli Şiir
Şair dediğimiz kişinin Mikro düzeyde türkçe
Ölçümüz olarak Hece ve İlerici Şiir Ölçümüz
ve çevre diller, makro dilde, İletişim için
olarak Serbest Vezin dışında, elimizdeki poetik
kullanılan her araç, gereç ile ilgisi olmadıkça,
ölçüm aletleri, izlenimcilikten ötede değil.
sanki ne yaptığı çok da önemli değil.
Eleştiri her ne kadar mumla aransa da, zaten
- Dizeli şiir dediğim şeyde -bu tabirin,
geldiği yerde, biz, bir şairin şair olarak devam
konvansiyonel
ettiği sürece uğraştığı şeyleri ve bunun şiiri
başladığını
üzerinden gerçeklenmelerini öyle kolay kolay
olduğununu görmeyen bir şairin, yazdığı şiirin
10
dil
ile
ifadesi
seziyorum,
girdiği
yerine
mücadelede
geçmeye
imkanların
kısıtlı
önemini kavrayamıyorum. - Şiir tarihinin verimlerini yeniden üretmeye
Aşağıda: Liman Mehmetcihat / 200x / isimsiz
dayalı (Poetik Mcdonaldlaştırma) çabaların hepsi, Ödipal bir tuhaflık sergiliyor sanki. - Şiir şudur, şu değildir diye kesin türkçe ve renkli bir tanımımız yok. - Büyük Edebiyat (Grand Poetry/Literature) Ulus Devlet sürecinde, geçmişi öven, romantik ve çoğu kez lirik/epik bir geçmiş hayranlığından öte bir şey değildir. Uluş İnşasına Duyuş İnşası alet edilmesi değildir sorun, aşılması gereken bir çocukluk hastalığı gibi tekrar etmesidir (Büyük edebiyatımız var mıdır?) - Büyük Anlatıların sorunu, faizlerinin, bizim mevcudiyetlerimizi
eritecek
kadar
fazla
olmasıdır. Şiiri söze, kelimeye dayandırmayı kabul ettiğinde kafadan yanında verilen menü insanın midesini kaldırıyor. - Modern şiirimizin resim ya da görsellik ile ilişkisi, Cumhuriyet döneminin kültür politikalarından değil, daha derinde bir yerde olan gariplikten kaynaklanıyor. Müzik ile de ilişkimiz böyle tuhaftır. - Edebiyat, yazılı metinlerle olduğu kadar sözlü iletişim ile de ilgilidir. Ama bizim seçtiğimiz şekli ile önemli söz, “kayıt altına alınmış” sözdür. Bu kayıt konusunu kuşağımız henüz anlamamıştır. - Şiir, şairlik söyleminin gerisinde kalmış gibi görünüyor. -
Poetik
Bunu bulup çıkarmaya çalışan ve şartnamesi söylemi/alanı/dinamiği/mekaniği
olmayanlar ile ihaleyi alanlar arasında bir
tuhaf bir şekilde “üç” şey ile ifade etmeye
kavga her zaman olacaktır. Devlet genelde
çalışıyoruz. Ya da onu öğelerine ayırırken
ihaleleri böyle yapar, halka hizmet adına.
“üç”te karar kılıyoruz. Ses, Görüntü, Akıl. Bu
- Batı’nın “tamlık” iddiası, sadece bir iddiadır
tuhaf formülasyon, modern zamanda binbir
ve bundan fersah fersah kaçanlarla daha rahat
biçim ve içerik [mecra] değiştirmiş. Geleneği
anlaşabiliyoruz.
anlamak için kullandığımız araçları, şimdiyi
- İyi, sıkı kendi içinde “kapalı”dır. Dışarı enerji
anlamak için kullanmamız tuhaf değil mi?
vermez, dışarıdan ısı almaz. Kapalı sistemler,
- Bugünün geçmişten daha kötü olduğunu
kendileri için iyidir, güzeldir sanki. Açık şiir
söylemek başka şeydir, geçmişin her şeyin
istiyoruz.
ötesinde iyi olduğunu zannetmek başka şey.
- Açık = çok katmanlı = az oyun = şeffaflık
- Üzerinde anlaştığımız bir şiir tarihimiz
- Tek bir insana şiir yazdığımız gibi bir sınıfa,
olmamasına rağmen Şiir Tarihi fikrimiz var.
bir mevcudiyete, bir zümreye ya da bir sınıfa
- Dergilerin çoğu şairlere kötülük etmektedir.
şiir yazamayız.
Dergi, derginin bekası ile ilgili değildir, dergi,
- Şair Dilin yerine geçebilir fakat dil yetisinin
içeriği ne ise, onun gündemi ile ilgilidir. Birileri
değil.
size şiir gönderirken, derginize uygun şiir
- Deney, size deneyim kazandıramadığı için
gönderiyorsa, gerçekten mahvolmuşsunuzdur.
“durum”dur. O yüzden deneyin enerjisi (bu
- 21. yüzyılda elde kalem, defter, ilham bekleyen
anlamda anarşisi) sonsuzdur. (modus)
adam kadar acınası bir varlık yoktur.
- Şairlerin çoğu, iyi şairlerden etkilenme
- Modern ve modern sonrası kentte Şiir, kadim
endişesi ile değil, kötü şiir yazarım korkusu ile
bir tür olarak bukalemunlaşmış ve gizlenmiştir.
şiir yazıyor.
Şu söylenebilir, kentte unutulan şiirdir.
11
“Şimdi Turgut Uyar aklıma geldi. Turgut Uyar bir gün bana ‘Artık şiir yazamıyorum’ bile diyebilmişti. Çünkü hiçbir eski ve eskimiş şair kolay kolay bunu söylemez! Ama Sivil Şiir’e gelince iş değişir, Sivil Şair bunu açık açık söyleyebilir.” Ece Ayhan, 1993
KIŞ
2019
SAYI
06
#GÖRSELŞİİR
WWW.SONBARBAR.COM
ZİNHAR TÜRKİYE’DE
GÖRSEL 12
ŞİİR