Sevgili ‹SMMMO Ailesi, evsimler art›k eski tad› vermiyor. Küresel Is›nma dünyadaki bütün yaflam dengelerini altüst etmifl durumda. ‹nsanl›k önce kendisi felaketleri yarat›yor; sonra da çare bulmaya çal›fl›yor. Ne yaman çeliflki de¤il mi? Küresel ›s›nma dünyam›z›n bafl›ndaki belalardan sadece biri… Açl›k, yoksulluk, demokrasi ad›na yap›lan (!) enerji savafllar› da insanl›¤›n can›n› ac›t›yor. Türkiye’de de durum farkl› de¤il. Demokrasi için tam ümide kap›lmaya bafllad›¤›m›z bir anda yine can›m›z yand›. Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink dergimizi yay›na haz›rlad›¤›m›z son günlerde katledildi… O da U¤ur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve ad›m› sayamad›¤›m›z onlarca demokrasi flehidi aras›na kat›ld›. Hrant Dink’in ensesine s›k›lan kurflun asl›nda Türkiye’nin demokrasi, insan haklar›, eflitlik, özgün düflünce hayallerine s›k›ld›. Büyük üzüntümüzün tek tesellisi, Dink’i son yolculu¤una u¤urlayan onbinlerce insan›m›z›n tek yürek, tek bilek olmas›yd›. Ocak ay›nda ikinci ac›y› ise de¤erli
M
siyasetçi, ayd›n ‹smail Cem’in vefat›yla yaflad›k. Türkiye’nin ayd›nl›k bir ülke olmas› için her platformda mücadelesini umutla sürdüren Cem de Türkiye için erken bir kay›p. Türk milletinin bafl› sa¤olsun… Bütün bu yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar ve iki önemli seçim 2007’nin Türkiye için çok da kolay bir y›l olmayaca¤›n› gösteriyor. San›r›z, nisan ay›ndan sonra tansiyon daha da yükselecek. Ancak ne olursa olsun biz inan›yoruz ki, Türk milleti kendi çözümünü her dönemde oldu¤u gibi yine kendisi bulacakt›r. Bir de flu büyükflehir yaflam›n›n zorluklar›na çare bulabilsek… fiu bizi adeta robotlaflt›ran yaflam koflullar›na ‘dur’ diyebilsek… Bu o kadar kolay olmasa da uzmanlar›n önerilerine kulak vermekte yarar var. Bu say›m›zda kapak konumuzu büyükflehir hastal›klar›na ve uzmanlar›n çözüm önerilere ay›rd›k. ‘Mekanik hayatlar’ konumuzu ilgiyle okuyaca¤›n›z› ümit ediyoruz. ‹SMMMO Yaflam’da ayr›ca genifl kapsaml› bir araflt›rmayla, Sosyal Güvenlik Reformu’nu mercek alt›na ald›k. Anayasa Mahkemesi’nin vize
DANIfiMA KURULU Yay›na Haz›rlayanlar: Ocak/fiubat 2007 <
Sahibi: ‹stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas› Ad›na
Yahya Ar›kan Kurtulufl Caddesi, No: 152 fiiflli- ‹STANBUL Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:
Hasan S. Kesero¤lu ‹lke Balkan Hande Baflak Defne Do¤an Gülflen Kandemir Leyla Y›ld›r›m e-posta: yasamdergi@gmail.com
Zehra Y›lmaz Ifl›lo¤lu
Görsel Yönetmen:
Kurtulufl Caddesi, No: 152 fiiflli- ‹STANBUL
Tülay Do¤an Uzunkaya
www.istanbulsmmmodasi.org.tr
Yahya Ar›kan, Yücel Akdemir, ‹smail Hakk› Baliç, Kenan Bu¤a, Erol Demirel, Mehmet Eren, Hüseyin F›rat, Mehmet Aziz Gökdeniz, Tayyar Güler, Asl› Hanife Gültekin, Mustafa Gürses, Atiye Göreke, Hasan Ild›r, Hüseyin Kaleli, Necati Kalkan, Turgay Kanarya, Osman Kavrak, ‹lhan K›rcao¤lu, fienol Kokal, Habib Kullukcu, Hac› Reflit Küçük, Kaz›m Mermer, Erol Öngen, Leyla Özbay, Arif Özdemir, Mehmet ‹hsan Yalç›n, Serpil Zorbozan
vermedi¤i Reform’un temmuzda yürürlü¤e girip girmeyece¤i flimdilik flüpheli. Buna karfl›n hayat›m›za girdi¤inde de sa¤l›k sisteminden emeklilik sistemine kadar köklü de¤iflimler yapaca¤› da bir gerçek. Dergimizde sa¤l›ktan geziye, kültür-sanattan aileye kadar onlarca konuda haberler bulabileceksiniz. ‹SMMMO Disiplin Kurulu Üyesi Mustafa Gürses’in mavi sonsuzlukta arad›¤› dinginli¤e g›pta edece¤inize ve gazeteci Leyla Tavflano¤lu’nun do¤rular› sorma ve yazma ad›na gösterdi¤i mesleki ›srar karfl›s›nda e¤ilece¤inize eminiz. Sanatç› Ekrem Ataer’in geleneksel müzi¤imizle Bat› müzi¤inin formlar›n› birlefltiren çal›flmalar›n› alk›fllayaca¤›n›za da kuflkumuz yok. Ama bütün bu güzel ifllerin temelinde ‘sevgi’ oldu¤una da bizim kuflkumuz yok. Biz de sevgi ve inançla ç›kt›¤›m›z yolda yürüyoruz. Sevgilerin ve sevgililerin yaln›zca 14 fiubat’ta hat›rlanmamas› dile¤iyle.... Sevgiyle kal›n dostlar…
Yahya Ar›kan
Bas›ld›¤› Yer: MART MATBAACILIK SANATLARI T‹C. VE SAN. LTD. fiT‹. Mart Plaza, Merkez Mahallesi, Ceylan Sokak No: 24 Nurtepe-Ka¤›thane/‹STANBUL Telefon: (0212) 321 23 00, Faks: (0212) 295 11 07 Yay›n Türü: ‹SMMMO Yaflam; yaflam, kültür ve güncel haber dergisidir. Yerel süreli yay›nd›r. ‹ki ayda bir yay›mlan›r, 24.000 adet bas›l›r ve ‹SMMMO üyelerine ücretsiz gönderilir. Dergimizde yer alan yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Yönetim Yeri ve Yaz›flma Adresi Kurtulufl Caddesi, No: 152, fiiflli - ‹STANBUL Telefon: (0212) 315 84 00, Faks: (0212) 343 47 80 e-posta: basin@ismmmo.org.tr
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
3<
14
Kapak
Büyükflehirde mekaniklefltik ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>4
Trafik, yol çal›flmalar›, yo¤unluk, hayat pahal›l›¤›, gürültü, kapkaç, ifl-özel hayat dengesinin özel hayat aleyhinde bozulmas›, insanlar› adeta nefessiz b›rak›yor. fiehirde yaflam›n ve geçimin zorlu¤u birçok insan› mekaniklefltiriyor. Mekanik k›s›rdöngüye giren birçok kifli "Acaba ben yafl›yor muyum" sorusunu sormadan edemiyor. Sokaklarda yüzü gülmeden, somurtarak dolaflan insanlar metropollerde zorlaflan yaflam›n delilleri… Uzmanlar, büyükflehir insan›na ümitlerini kaybetmeden mücadele etmelerini tavsiye ediliyor. Uzmanlara kulak vermeyenlerin, her geçen gün daha yo¤un ve yorgun evlerine dönmeleri kaç›n›lmaz.
‹SMMMO Yaflam’da... 06 62. Gün Bar›fla kurflun: Bir güvercin ölü, milyonlarca yaral›...
10 Zirvedekiler fiABAN ERD‹KLER Vergi denetimi denilince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerden olan fiaban Erdikler’in Enron Skandal›’ndan sonra ifl hayat›nda ikinci perde aç›ld›. 700 kiflilik ekibini Ernst & Young ile birlefltiren Erdikler, 3 y›l önce de kendi flirketini kurdu. Bugün Erdikler Yeminli Mali Müflavirlik’te 70 kifli çal›fl›yor.
20 Röportaj LEYLA TAVfiANO⁄LU Papa'dan Bush'a kadar dünyan›n önde gelen birçok flahsiyetiyle görüflen gazeteci Leyla Tavflano¤lu'nun, söylefli isteyip de alamad›¤› tek isim, Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer... 1980 darbesinin ard›ndan Milli Güvenlik Konseyi'nin soru sormas›n› yasaklad›¤› Leyla Tavflano¤lu, ‹SMMMO Yaflam'›n sorular›n› yan›tlad›.
28 Röportaj MUSTAFA GÜRSES ‹SMMMO Disiplin Kurulu Üyesi Mustafa Gürses’in, kod ad› Dalg›ç. 7 y›ldan beri dalan Gürses, sualt› foto¤rafç›l›¤›na da bafllad›. Endonezya ve Maldivler’de çekim yapmay› planlayan Gürses’in hedefi bir sualt› foto¤raflar› sergisi açmak.
08
Kongrenin renkleri
Unutulmayacak kongre ‹SMMMO'nun do¤al ev sahipli¤inde, Kas›m'da ‹stanbul'da gerçeklefltirilen Dünya Muhasebe Kongresi'nin Ç›ra¤an'daki finali, unutulmayacak karelere de sahne oldu
34 Kariyer
Zor kiflilerle yaflamay› kolaylaflt›r›n ‹fl ve özel hayatta karfl›lafl›lan zor kiflilerle bafl etmenin yolu ‘olumlu’ davran›fltan geçiyor. E¤itim ve Yönetim Dan›flman› Kamil Genç, "Zor kiflilerin daha iyi olmas› isteniyorsa, güçlü olduklar› noktalar ortaya ç›kart›lmal›. O zaman kendilerini daha iyi hissederler ve zorluk ç›kartmaktan vazgeçerler" diyor.
36 Ailem
Unutmamal› o güzel günleri “Bizim zaman›m›zda böyle miydi” diye bafllayarak “Büyüklerimiz bize bir bak›fl att›¤› zaman...”diye uzay›p giden klifleleflmifl sözleri duymuflsunuzdur. Kültür çat›flmalar› farkl› yafl gruplar›nda oldu¤unda kuflak çat›flmas›na dönüflüyor. Ancak bu türden çat›flmalar›n üstesinden gelmek her zaman mümkün…
38 Dil ö¤renmek 40 Sevgililer günü 42 Dostlar›m›z 44 Lezzet 46 Sa¤l›kl› yaflam 48 Gezi Paris ve Antakya
24
30
54 Kayak vakti 56 Kültür-sanat 58 Sinema 60 Kitap 62 Teknoyaflam 64 Mizah 66 Bulmaca
Yaflam›n portresi
Sistem ‘sa¤l›¤›n›’ ar›yor
Ekrem Ataer: Türküleri senfoniyle bar›flt›rd›k
Sosyal güvenlik ve sa¤l›k sisteminden ne çal›flan kesim ne de iflveren örgütleri memnun. Son olarak da eczac›lar, ilaç depolar›, hastaneler ve SSK birbirine girdi. IMF de yüksek sa¤l›k harcamalar›na kafay› tak›nca, Sosyal Güvenlik Reformu kaç›n›lmaz oldu. Reform flimdilik Anayasa Mahkemesi engeline tak›lsa da 1 Temmuz 2007’de yürürlü¤e girmesi bekleniyor.
Geleneksel müzi¤imizi dünya müzi¤i ile yan yana getiren Ekrem Ataer, “Ben folku, senfonik ö¤elerle ifllemeyi seviyorum” diyor. 60’› aflk›n bestesi, 11 senfonik düzenlemesi olan Ataer, flimdi ise Ataköy ile Gazi Mahallesi kad›nlar›na yan yana türkü söylettiriyor.
Dosya: Sosyal Güvenlik Reformu
62.gün
n u fl r u k a Bir güvercin fl › r a B Hrant, inat demek... Hrant Dink'i ö¤rencili¤inden beri tan›yan Masis Yontan, "Dink denince akl›ma mücadele, inanç, bilgi birikimi geliyor" diyor. Duygu ve düflüncelerini sordu¤umuz Yontan, arkadafll›klar›n› flöyle özetliyor: "Tart›flmalar›m›z›n sonu gelmezdi... Çok kavgalar›m›z, sevgilerimiz oldu. Baz› konularda farkl› düflünüyorduk... O, 1968 kufla¤›ndand›. Hep dünyay› nas›l kurtaraca¤›na kafa yoruyordu, kendini de¤il. Haberi ald›¤›mda dünyam durdu. Bu flekilde dünyaya veda etmeyi haketmedi.
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>6
> >Defne Do¤an
"Güvercinleri de vurdular!", "Güle Güle Kardeflim Hrant!"... 20 Ocak sabah› iflte bu k›sa ve yal›n cümlelerle ç›kt› pek çok gazetenin köfle yaz›s›. Oral Çal›fllar, biraz daha uzun tutmufltu: "Seni Topluca Öldürdüler" diye sesleniyordu Hrant'a. Türkiye'de yaflayan herkesi utanç içinde b›rakan suikasti flöyle özetliyordu: "Sevgili kardeflim, arkadafl›m, dostum, bu ülkenin yi¤it devrimcisi Hrant için ne yaz›p söyleyebilirim ki! Bu ac› dayan›lmaz bir ac›... O, bu ülke topraklar›n›n çocu¤uydu. O hepimize heyecan veren, umut afl›layan bir insand›... Onu toplu bir linçle öldürdüler... Kolektif bir ›rkç› kampanyayla yok ettiler. Yaz›k bu ülkeye... Yaz›k bu topraklara..." Can Dündar'›n yaz›s› ise okuyanlar› gözyafllar›na bo¤acak kadar duygu
yüklü ve yal›nd›. S›desutyun Peragam›s (Elveda Dostum) bafll›kl› yaz›da 19 Ocak'ta öldürülen Agos Gazetesi'nin Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, omzuna sar›ld›¤› Can'a bir öykü anlat›yordu: "Sivas'tan Fransa'ya göçmüfl yafll› bir Ermeni kad›n, 'Topra¤›ndan yol geçecek. Gel' ça¤r›s› üzerine Sivas'a, terk etti¤i topraklara gelmifl yeniden... 80 yafl›n yorgunlu¤uyla döndü¤ü topraklarda vefat etmifl. Telefonla k›z›n› aram›fllar hemen; cenazeyi almas› için... K›z› 'Bekletmeyin, topra¤›na gömün. Su, çatla¤›n› buldu' demifl. Dink flöyle devam ediyor: 'Türkiye'nin topra¤›nda gözünüz var' diyorlar ya, Evet, gözümüz var bu vatan›n topra¤›nda... Ama kopar›p götürmek için de¤il, en dibine gömülmek için..." ‹flte o gözünü dikti¤i yere, ölesiye sevdi¤i, terk etmedi¤i için de kurban edildi¤i bu topraklar›n kanl› sinesine yat›rd›k Hrant'›... Art›k ne denilebilir ki! Sen öldün, biz a¤›r yaraland›k. Yaralanan herkesin tek tesellisi, can vermek u¤runa terk etmedi¤in bu ülkeyi t›pk› hayal etti¤in gibi demokrasinin oldu¤u, halklar›n kardeflçe yaflad›¤›, güvercinlerin vurulmad›¤› ülke olarak görme umudu... Bu umut u¤runa mücadele f›rsat› tan›yan yaflam, iflte tek teselli bu. Güle Güle Cesur Güvercin.
ölü, milyonlarca yaral›! ‹smail Cem, Türkiye'yi yasa bo¤du
T
ürkiye, yüzbinlerin u¤urlad›¤› Hrant Dink cinayetini konuflurken uzun süre mücadele etti¤i hastal›¤a yenik düflen ‹smail Cem'in ölüm haberi geldi. Ölümü, siyaset dünyas›, meslek örgütleri ve medya ile halk› yasa bo¤an ‹smail Cem, 26 Ocak Cuma günü topra¤a verildi. Cem'in cenazesine, toplumun neredeyse bütün kesimlerinden çok büyük bir kat›l›m oldu. Türkiye'nin de¤erli siyasetçilerinin bafl›nda gelen ‹smail Cem, devlet adam›, gazeteci, yazar, sosyal demokrat kimli¤iyle yak›n tarihte çok say›da somut, yenilikçi etkisiyle ön plandayd›. “‹nançl› ve inatç›
bir gazeteci” olarak da haf›zalardan silinmeyecek olan ‹smail Cem, TRT Genel Müdürlü¤ü yapt›¤› s›rada yenilikçi tav›rlar›yla dikkatleri çekti. Muhafazakarlar›n hedefinde
oldu. Politika gazetesinin yay›n yönetmenli¤ini yaparken adeta gazetecilik dersi verdi. D›fliflleri Bakanl›¤› yapt›¤› s›rada Türkiye'yi baflar›yla temsil etti ve dünyan›n gözündeki izlenimlerini de¤ifltirdi. Özellikle Türk-Yunan iliflkilerinin geliflmesine, dostlu¤un tesisine unutulmaz katk›lar sundu. Bir siyasetçi olarak sol ve sosyal demokrasi ad›na yeni fikirler üretti ve dünyadaki tart›flmalar›n Türkiye'ye tafl›nmas›n› sa¤lad›. Herkesin kütüphanesinde bulunmas› gereken kitaplara imza att›. Üyesi, kurucusu veya yöneticisi oldu¤u partilerde çal›flkanl›¤› ile dikkati çekti.
Unutulmad› Gazeteci-Yazar U¤ur Mumcu, öldürülüflünün 14. y›ldönümünde 24 Ocak'ta Türkiye genelinde yap›lan törenlerle an›ld›. "Vurulduk, ey halk›m, unutma bizi" sözü kamuoyuna mal olan Mumcu'yu halk unutmad›.
Taklit edilen idam Irak'›n eski devrik lideri Saddam Hüseyin, bütün dünyada yank› bulan bir infazla idam edildi. 30 Aral›k'ta, tam da Kurban Bayram› ile y›lbafl› kutlamalar› öncesinde gerçeklefltirilen idam›n görüntülerinin bas›na s›zmas› ve medyan›n günlerce bunu kullanmas› tepki çekti. Saddam'›n idam görüntülerini taklit ederken yaflam›n› yitiren çocuklar ise ayr› bir üzüntü kayna¤› oldu. Gelen haberlere göre, Pakistan, ABD, Suudi Arabistan, Hindistan'dan 4 çocuk Saddam'›n idam›ndan esinlenerek hayat›n› sona erdirdi. Türkiye'de ise Mufl'ta yaflayan 12 yafl›ndaki bir çocu¤un idam› taklit etti¤i belirtildi.
Bush, yeni stratejisine destek ar›yor ABD Lideri George W. Bush, yeni Irak stratejiyle ilgili destek aray›fl›nda. Irak'a binlerce yeni asker gönderme karar›ndan önce stratejiyi ilan eden Bush'un asker gönderme iste¤i bütün dünyan›n “çenesini yoran” tart›flmalar›n ard›ndan kabul edildi, ancak Bush'a kendi partisinde bile deste¤in ciddi biçimde azald›¤› da ortaya ç›kt›. Muhalif Cumhuriyetçiler'den destek aray›fl›n› günlerce sürdüren Bush, Kongre'de de sert tepkilerle karfl›land›. K›sa vadede ABD'nin Irak'a yeni asker sevkiyat› gerçekleflecek, ama Bush'un stratejilerine karfl› yükselen muhalefetin ABD'de yön de¤iflikli¤ine yol aç›p açmayaca¤› uzun vadede merak konusu. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
7<
‹SMMMO haber ‹SMMMO'nun do¤al ev sahipli¤inde, Kas›m'da, ‹stanbul'da gerçeklefltirilen Dünya Muhasebe Kongresi'nin Ç›ra¤an'daki finali, unutulmayacak karelere sahne oldu. ABD'den Çin'e 100'ü aflk›n ülkenin muhasebecilerini buluflturan Dünya Muhasebe Kongresi'nin gala yeme¤i için Ç›ra¤an Saray› kapat›ld›. Dünya muhasebecilerinin ‹stanbul buluflmas›, meslek üzerine fikir al›flverifli arenas›na dönüflürken, farkl› medeniyetlerin, kültürlerin kaynaflt›¤› bir platform da oldu. Nijeryal› kat›l›mc›lar›n di¤er ülkeleri sollad›¤› Kongre'nin gala yeme¤i'nde Nijeryal› bir muhasebecinin k›z› olan Ekeni, minik jestleri ve ilgilenenlere gösterdi¤i s›cak tepkiyle tam anlam›yla Kongre'nin maskotuydu. Rengarenk tokalar›, k›v›rc›k saçlar›yla Ekeni, her salonunda ayr› bir etkinlik düzenlenen Ç›ra¤an'da da kendisine gösterilen ilgiden memnundu. ‹SMMMO Baflkan› Yahya Ar›kan baflta olmak üzere, ‹SMMMO çal›flanlar› da Kongre boyunca Ekeni'ye arkadafll›k ettiler.
Minik Nijeryal› Kongre'nin maskotuydu
TTK sözü unutuldu Siyaset, bürokrasi ve ifl dünyas›n›n yo¤un ilgi gösterdi¤i Dünya Muhasebe Kongresi, ayn› zamanda muhalefet ve iktidar›n da buluflmas›na dönüfltü. Aç›l›fl› CHP Lideri Deniz Baykal ve Maliye Bakan› Kemal Unak›tan'›n gerçeklefltirdi¤i Kongre'ye biraz gecikmeli de olsa kat›lan Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, bu dönemde Meclis'te ele al›nmas› beklenen yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) Tasar›s›'n› “yasalaflt›rma” sözü verdi. Aradan geçen sürede bu söz henüz gerçekleflmese de Baflkaban Erdo¤an ayn› konuflmas›nda, Muhalefet Lideri Baykal'dan da destek sözü istedi. CHP Lideri Baykal da Türk Ticaret Kanunu'na Genel Kurul’da destek vereceklerini aç›klad›. Gerek Baflbakan Erdo¤an'›n gerek CHP Lideri Baykal'›n “1535 maddelik yeni Türk Ticaret Kanunu'nu” ç›karma sözleri muhasebecilerden büyük alk›fl ald›. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>8
Kongre'nin Gala yeme¤i için kap›lar›n› di¤er konuklara kapatan Ç›ra¤an Saray›, dünya muhasebecilerinin ‹stanbul buluflmas›nda hamam›n› ilk kez açt›. Uzun süredir kapal› tutulan hamam›n tavan baflta olmak üzere ifllemeleri görenleri büyüledi. ‹SMMMO Yaflam'›n sizin için hamamdan ald›¤› bu kareler, hamamdaki geleneksel dokuya da tan›kl›k ediyor.
Ç›ra¤an ilk kez hamam›n› açt›
‹SMMMO, gündeme yön veriyor
‹
fl dünyas›ndan esnafa, meslek mensuplar›ndan çal›flanlara kadar genifl yelpazedeki kitleleri ilgilendiren konularla ilgili raporlar haz›rlayarak, bunlar› kamuoyuyla paylaflan ‹SMMMO, art›k gündeme yön veriyor. Meclis gündeminde yer alan düzenlemeleri ve tasar›lar› yak›ndan takip eden ‹SMMMO'nun önerileri, yaz›l› ve görsel bas›nda da yank› buluyor. Küçük ve orta ölçekli iflletmelere dönük borç yap›land›rma
f›rsat›n› gündeme getiren ‹SMMMO'nun ça¤r›s›n›n üzerine Bankac›l›k Düzenleme ve Denetleme Kurumu geçti¤imiz ay h›zla yönetmelik haz›rlam›fl, süreci bafllatt›¤›n› aç›klam›flt›. Vergi iadesinin kald›r›lmas› yerine geniflletilmesi gerekti¤ini çeflitli platformlarda dile getiren ‹SMMMO Baflkan› Yahya Ar›kan'›n Meclis'te görüflülmesi beklenen ön kontrollü beyan sistemine dayal› düzenlemelerin “vergi denetimini siyasallaflt›raca¤›” uyar›lar›n›n ard›ndan
hükümet bu yöndeki haz›rl›¤› ask›ya ald›. ‹SMMMO, meslek mensuplar›n› yak›ndan ilgilendiren Türk Ticaret Kanunu'nun ertelenmemesi yönündeki uyar›lar›yla da muhasebe camias›n›n sesi oldu. Hemen her y›l oldu¤u gibi bu y›l da asgari ücretliden özel sektör çal›flanlar›na kadar herkes, ne kadar vergi iadesi alaca¤›n› ‹SMMMO'nun hesaplamalar›ndan ö¤rendi. ‹SMMMO'nun toplumsal, bilimsel ve gündeme yön veren çal›flmalar› devam edecek.
Vergi seminerlerine yo¤un ilgi
Hrant Dink cinayetini fliddetle k›n›yoruz Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni, Ermeni Gazeteci Hrant Dink'e düzenlenen bilinçli ve alçakça suikast bütün dünya ve Türkiye'de büyük tepki ald›. Cinayetin duyulmas›n›n hemen ard›ndan Baflkan Yahya Ar›kan'›n imzas›n› tafl›yan bir yaz›l› aç›klama yapan ‹SMMMO Yönetimi de cinayeti fliddetle k›nad›klar›n› aç›klad›. Aç›klamada, "Demokrasi ve kardeflli¤in kararl› savunucular›ndan Hrant Dink'e s›k›lan kurflun, Türkiye'nin ayd›nl›k gelece¤ine, demokrasi ve özgürlüklere s›k›lm›flt›r. Cinayeti fliddetle k›n›yor, yetkililerin en k›sa sürede hem suikasti gerçeklefltirenlere hem de azmettirenlere hak ettikleri cezay› vereceklerini umuyoruz" denildi. Aç›klamada, Gazeteci Hrant Dink'i kaybetmekten dolay› duyulan derin üzüntü ifade edildi. ‹SMMMO Yönetimi, 20 Ocak Cumartesi günü de Hrant Dink ailesi ve gazete çal›flanlar›na taziyelerini iletmek üzere, Agos Gazetesi'nin genel merkezini ziyaret ettiler.
‹smail Cem’i unutmayaca¤›z
‹
SMMMO’nun ‹fl Kuleleri'nde ayda bir ya da iki kez düzenlenen seminerleri ilgiyle takip ediliyor. 5 Aral›k 2006'da düzenlenen “Dönem Sonu ‹fllemleri ve Yeni Vergi Uygulamalar›” seminerinin aç›l›fl konuflmas›n› ‹SMMMO Baflkan› Yahya Ar›kan, seminerin oturum baflkanl›¤›n› ‹SMMMO
Sayman› ‹hsan Yalç›n yapt›. ‹stanbul Vergi Dairesi Temsilcisi Birol Acar, Galatasaray Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Volkan Demir ve Yeminli Mali Müflavir Zeki Gündüz konuflmalar›nda üyelere mesleki bilgiler aktard›lar. 9 Ocak'ta gerçeklefltirilen “Yeni Kurumlar ve Gelir Vergisi Kanunu'nda Yap›lan Önemli De¤ifliklikler”
bafll›kl› seminerin baflkanl›¤›n› ise TESMER ‹stanbul fiubesi Baflkan Yard›mc›s› Erol Demirel yapt›. Seminere, Gelir ‹daresi Baflkanl›¤› Grup Vekili Yüksel Yavuz, Marmara Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Dr. Veysi Sevi¤, Maliye Baflmüfettifli Nam›k Kemal Uyan›k ve Yeminli Mali Müflavir Ahmet Kavak konuflmac› olarak kat›ld›.
Hrant Dink’i son yolculu¤una u¤urlad›¤›m›z günlerde gelen ikinci ac› haber de ‹SMMMO Yönetimi’ni derinden üzdü. Eski D›fliflleri Bakan› ‹smail Cem’in vefat› üzerine bir mesaj yay›nlayan ‹SMMMO Baflkan› Yahya Ar›kan, “Ayd›n kiflili¤iyle Türk demokrasisine büyük katk›lar sa¤layan ‹smail Cem, s›rad›fl› bir siyasetçiydi. Türkiye kendisini unutmayacak” dedi.
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
9<
a n ’ › l a d n a k Enron S ! u t t u t a f ka
n Türkiye’de ilk akla gele ce lin ni de i tim ne de i Verg ron Skandal›’ndan En ’in er kl di Er n ba fia i isimlerden olan aç›ld›. 700 kiflilik ekibin e rd pe ci in ik da t›n ya sonra ifl ha 3 y›l önce de kendi , er kl di Er en tir efl rl bi ’te Ernst&Young ile Yeminli Mali Müflavirlik er kl di Er n gü Bu u. rd flirketini ku 70 kifli çal›fl›yor.
> > G ü l fl e n K a n d e m i r
zirvedekiler: flaban erdikler Erdikler Yeminli Mali Müflavirlik flirketini kuran Erdikler, uluslararas› tecrübelerini yerli ve yabanc› müflterilerine aktarmay› sürdürüyor
T
am emeklili¤ine haz›rlan›rken, hayat›n›n en büyük flokunu yaflad›. Emeklilik planlar›n› bir kenara itip, 700 çal›flma arkadafl›n›n ak›betini düflünmeye bafllad›. Kendi deyimiyle, çok uykusuz geceler geçirdi… Tabii gündüzleri dimdik ayakta durmas› gerekti¤ini bilerek… Türkiye’de vergi denetimi deyince akla gelen ilk isimlerden biri fiaban Erdikler, Amerika’daki Enron Skandal›’n› Türkiye’de iliklerine kadar hissetti. 22 y›l çal›flt›¤› Arthur Andersen’de Türkiye ve Balkanlar’dan sorumlu yönetici ortakl›¤a kadar yükselen Erdikler, s›k›nt›l› günleri geride b›rakt›. 3 y›l önce Erdikler Yeminli Mali Müflavirlik flirketini kuran fiaban Erdikler, uluslararas› tecrübelerini yerli ve yabanc› müflterilerine aktarmay› sürdürüyor. Mülkiye mezunu olan Erdikler, Türkiye’de yabanc› sermaye denilince de alka gelen ilk isim. Erdikler, yaflam öyküsünü ‹SMMMO Yaflam’a anlatt›. Afi‹RET ÇOCU⁄U Erdikler, 1950 ‹stanbul do¤umlu. Siirtli bir aileden geliyor. Erdikler’in ailesi Beyt-ül A¤a (A¤a’n›n evi) afliretine mensup. Rus iflgali olunca 1915 y›l›nda Beyt-ül A¤a aflireti 5 bin kifli ile ‹stanbul’a do¤ru yola ç›km›fl. Bu yolculuk s›ras›nda afliretin bir k›sm› Mersin’de, bir k›sm› ise ‹zmir’de kalm›fl. Bir k›sm› da ‹stanbul’a ulaflmay› baflarm›fl. Erdikler’in babas› ‹lyas Bey ve kardeflleri ‹stanbul’a yerleflenler aras›nda… ‹lk ve ortaokulu ‹stanbul’da okuyan Erdikler, aile meseleleri nedeniyle babas› Siirt’e dönünce liseyi orada bitirmifl. Küçük yafllardan beri okumaya merakl› olan Erdikler, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kaymakam olma hayaliyle girmifl. Bu iste¤inin ard›nda yatan ise ilk gençlik ça¤lar›nda hakim olan day›s›n›n o¤lu ile girdi¤i rekabet. Erdikler, day›s›n›n o¤lundan daha iyi olmak fikriyle kaymakaml›¤› kendine
yak›flt›rd›¤›n› anlat›yor. Kaymakam olma hevesinden Siyasal Bilgiler 3.s›n›ftayken vazgeçen Erdikler, Maliye’yi seçmifl. O günden sonra da bir anlamda mesleki kaderini çizmifl. ‹LK GÖREV MAL‹YE Mezun olunca, Maliye Bakanl›¤› Bütçe Kontrol Genel Müdürlü¤ü’nde ifle bafllam›fl. 1974’de ilk program bütçe y›l›nda çal›flan Erdikler, fiinasi Büyüklü’nün nezaretinde ilk ifl deneyimini de edinmifl. Gerisini fiaban Erdikler’den dinleyelim: “3-4 y›l çal›flt›m. Bakt›m maafl tatminkar de¤il. Ö¤rendik ki, müfettifllik, uzmanl›k gibi bir tak›m meslek var; iyi de harc›rah veriyorlar.
Kimdir? fiaban Erdikler
Baba-o¤ul, Sar› Kanarya’y› tutuyor > > fiaban Erdikler, efli fiadiye Han›m ile üniversite y›llar›ndayken tan›flm›fl. O y›llarda Sa¤l›k Koleji’nde okuyan fiadiye Han›m, narkoz teknisyeni. 1972 y›l›nda evlenen Erdikler, eflinden bahsederken gözleri ›fl›ld›yor. “‹lk günkü kadar birbirimizi sevdi¤imizi rahatl›kla söyleyebilirim. Birbirimiz olmadan yapam›yoruz” diyor. > > fiaban Erdikler’in bir o¤lu, bir k›z› var. 1976 do¤umlu o¤lu Eymen, ‹TÜ’den mezun, makine mühendisi. Sistem entegratörlü¤ü yapan Telkoset ad›nda bir flirketi var. 1983 do¤umlu k›z› Merve ise Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisli¤i Bölümü’nde son s›n›fta okuyor. > > fiaban Erdikler iyi bir Fenerbahçe taraftar›. Fenerbahçe Kulubü Kongre üyesi olan Erdikler, f›rsat buldukça maçlara da giriyor. 1907 Tribünü’ndeki koltu¤unda o¤lu ile birlikte mümkün oldu¤unca Sar› Kanarya’y› seyretmeye bay›l›yor. “Genç yafllar›mda iyi futbol oynard›m” diyor. > > Erdikler’in en büyük hobisi okumak. Felsefi boyutu olan eserleri okumay› tercih ediyor. Evde oldu¤u zaman DVD’den film seyretmeyi de seviyor.
Bu çok cazip geldi. Orada belki, okuldan beraber mezun oldu¤umuz Mahfi E¤ilmez’in rolü oldu. Ben evlenirken Mahfi, teftifl kurulu imtihan›na girip, maliye müfettifl muavini olmufltu. O’nun Maliye Bakanl›¤› koridorlar›nda gayet haval› haval› dolaflt›¤›n› görünce, s›nava girmeye tamamen karar verdim. Hesap uzmanl›¤› ve maliye müfettiflli¤i s›nav›n›n ikisine de girdim, kazand›m.” Yaz›l› s›nav› kazanmas›na kazanm›fl ama sözlüye girecekken bile hangi uzmanl›k alan›n› tercih edece¤ine bir türlü karar verememifl. Erdikler, karar vermek ve birilerine ak›l dan›flmak için bir gün Maliye Bakanl›¤›’na gitmifl. Koridorda h›zl› h›zl› yürüyen, uzun boylu birini gözüne kestirmifl. “Beyefendi özür dilerim. Ben Mülkiye’den yeni mezunum. Hesap uzmanl›¤› ve müfettifllik s›navlar›n› kazand›m ama hangisinin sözlüsüne girece¤ime ne karar veremedim” demifl. Fikir istedi¤i kifli onu odas›na alm›fl ve demifl ki; “Evlad›m e¤er bu devletin bana ihtiyac› var. Çal›flmalar›mla katk› sa¤layay›m diyorsan maliye müfettifli ol. Yok, ben kanunlar› iyi ö¤reneyim. Ondan sonra da gidip özel sektörde daha fazla para kazanay›m diyorsan, hesap uzman› ol.” O da yeni mezun idealist bir genç olarak Maliye müfettifli muavinli¤i sözlü s›nav›na girmifl. Erdikler sonradan ö¤renmifl ki, o gün odas›na girip fikir sordu¤u kifli Teftifl Kurulu Baflkan› Adnan Erdafl’m›fl. Erdikler’in girdi¤i promosyon (ayn› dönemde girenler) 9 kiflilikmifl. Erdiklerle birlikte giren bu 9 kifli aras›nda Zekeriya Temizel, Adnan Nas, Hasan Hüseyin fiener, Selçuk Demiralp gibi isimler varm›fl. 22 YIL VE BÜYÜK fiOK fiaban Erdikler, Maliye müfettiflli¤inin 5’inci y›l›nda devletten ayr›l›p, özel sektöre geçmifl. Neden yine para… Erdikler’in yolu Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
11<
zirvedekiler: flaban erdikler
“Kay›t d›fl› ile mücadele flart” Türkiye’de ‘yabanc› sermaye’ denilince akla fiaban Erdikler geliyor. K›sa ad› YASED olan Uluslararas› Yat›r›mc›lar Derne¤i’nin baflkanl›¤›n› 4 y›ld›r yürütüyor. Türkiye, 1 milyar dolar yabanc› sermaye giriflinden bugün y›lda 15 milyar dolara ulaflm›fl durumda. Erdikler’e “Yabanc› sermaye giriflinin geldi¤i noktadan memnun musunuz?” diye soruyoruz. Yan›t› flöyle: “Türkiye, 2006 y›l›n› uluslararas› sermaye aç›s›ndan baflar›l› bir y›l olarak geride b›rakt›. Yabanc› sermaye girifli 20 milyar dolar› geçti. 2007’de de daha iyi olacak. Bu ortada… Türkiye’nin 2008’ten sonras› için bir fleyler yapmas› gerekiyor. 2007, seçimlerle Türkiye için kay›p y›l olmamal›. Yabanc› sermaye girifli bizim özledi¤imiz türde de¤il. Özellefltirme, birleflme-sat›nalma, gayrimenkul al›m› için yabanc›lar geldiler. Oysa biz istiyoruz ki, Türkiye’de s›f›rdan fabrika kursunlar, teknoloji getirsinler. Bu tür yabanc› sermaye girifli 2006’da 1.5 milyar dolar seviyesinde. Bu çok az… Türkiye’nin 20 milyar yabanc› sermaye geldi demeye
Arthur Andersen ile 1978 y›l›nda kesiflmifl. Arthur Andersen Vergi Bölümü Müdürü olarak göreve bafllayan Erdikler, yaklafl›k 22 y›l bu flirkette çeflitli görevlerde bulundu. Andersen y›llar›n› Erdikler flöyle özetliyor: “1978 y›l›nda vergi müdürü olarak bafllayan görevim, 1985 y›l›nda partner’l›k, 1992’de de Türkiye manager partner’l›¤› (yönetici
hakk› yok. Zaten 20 milyar dolar da halen Türkiye’nin potansiyelinin alt›nda bir rakam. Potansiyel rakam 35 milyar dolar. Oraya henüz ulaflamad›¤›m›z gibi, gelen uluslararas› sermayenin türü itibariyle de kendimizi düzeltmemiz laz›m. Geçen sene kanunu ç›kan Uluslararas› Yat›r›m Tan›t›m ve Destek Ajans›’n›n hayata geçirilmesi laz›m. Ayr›ca Türkiye’de kanunlar net de¤il ve çok s›k de¤ifliyor. ‹htilaf çözme prosesi sa¤l›kl› ifllemiyor. Hukukun üstünlü¤ünün sa¤lanmas› laz›m. Türkiye’nin baflka bir problemi de vergilerin düflüklü¤ü. Türkiye, dolays›z vergiler dedi¤imiz gelir ve kurumlar vergisi alan›nda baflar›l› olamam›flt›r. Kamu a盤› oldu¤u için de dolays›z vergilerdeki baflar›s›zl›¤›n faturas›, dolayl› vergilere ç›kar›lm›flt›r. Yüzde 30 dolays›z vergiler, yüzde 70 dolayl› vergiler kompozisyonu sa¤l›kl› ve sürdürülebilir de¤il. Bunun de¤iflmesi laz›m. Türkiye’nin dolays›z vergilerde baflar› kazanmas› da ancak ve ancak kay›t d›fl› ekonominin azalt›lmas›yla olacakt›r. Bu yüzden hükümetin birinci önceli¤inin kay›t d›fl› ekonomiyle mücadele olmas› laz›m.”
ortakl›¤›) haline geldi. Andersen’in verdi¤i bütün hizmetlerin bafl›ndaki insan durumundayd›m. 1998 y›l›ndan sonra ise Türkiye ve Balkan ülkelerinden sorumlu kifli konumundayd›m.” Erdikler, dünya devi Andersen’in tepe yöneticili¤ine kadar yükselmifl bir isim olarak 2001 y›l›nda, 50 yafl›na geldi¤inde emeklilik dilekçesini vermifl. Ancak 2002 y›l›nda hayat›n›n flokunu yaflam›fl. Enron Skandal› patlak verdi¤inde emeklilik dilekçesini, 700 kiflilik ekibine duydu¤u sorumluluk nedeniyle geri çeken Erdikler, o y›llarda çok büyük zorluklar yaflam›fl.
“Çok geceler uyuyamad›¤›m› ve yata¤›m›n içinde tir tir titredi¤imi bilirim” diyen Erdikler, Enron Olay›’ndan sonra yaflananlar› flöyle anlat›yor: “2002 y›l›nda Enron Olay› sonras›nda ArthurAndersen dünyada düflünce biz de Türkiye’de 700 kifli ile bafl bafla kald›k. Andersen isminin verdi¤i güvenle dünyada ve Türkiye’de ifl yapan bir ekipti. Ba¤›ms›z denetim ve vergi denetimi anlam›nda Andersen ismi marka olmufltu. Gerçekten bir hizmet kurulufl olarak Türkiye’de 40 milyon dolar gelir seviyesine ulaflm›flt›k. Çok itibarl›yd›. 2002 y›l›nda Enron Olay› patlak verdi. Benim risk haritamda böyle bir fley yoktu. Korkunç bir kaos… 700 kifliye nas›l ifl bulaca¤›m›z› düflünürken, taliplilerimiz çok oldu. Uluslararas› firmalar›n hepsi ile konufltuk. Arthur Andersen’in Türkiye d›fl›ndaki tercihlerini de göz önünde bulundurarak, Ernst & Young ile bir bütünleflme olufltu. Ama sadece vergi ve denetim hizmetlerini kaps›yordu. Ernst & Young yönetim dan›flmanl›¤› hizmeti vermedi¤i için 40 arkadafl›m›z da Accenture bünyesine transfer oldu. Bu benim hayat›mdaki en büyük baflar›lar›mdan biridir. Bu zor süreci kimsenin burnu kanamadan atlatt›k. Bu dönemde Türk ifl aleminin
deste¤ini de unutamam. Hiç kimse en ufak bir imada bulunmadan bize güvenlerini sürdürdüler.” 700 kiflilik ekibini yeniden ifle yerlefltiren fiaban Erdikler de Ernst&Young’un yönetici orta¤› oldu. 2 y›l bu görevini sürdüren Erdikler, bileflme sürecini de baflar›yla yönetmifl. Erdikler’e göre, Enron Olay›, meslekte bir milat. O güne kadar geçerli olan bütün kurallar y›k›lm›fl, yerini yeni kurallara b›rakm›fl. Bu yeni kurallar ise Erdikler’in ifl yapma flekline uymam›fl. “Zaman›m›n yüzde 60’› yap›lmas› gereken ama benim için katma de¤eri olmayan fleylerdi” diyen Erdikler, Ernst& Young ile anlaflmas› üç y›ll›k bir anlaflma olmas›na ra¤men, 2’nci y›l›n sonunda ayr›lmak istedi¤ini bildirmifl. Onlar da anlay›flla karfl›lam›fllar. KEND‹ fi‹RKET‹N‹ KURDU fiaban Erdikler, Ernst & Young’tan ayr›ld›ktan sonra ifl hayat›nda ikinci perde aç›lm›fl. Ancak bu kez sahnede yönetici de¤il patron olarak rol alm›fl. fiubat 2004’te Erdikler Yeminli Mali Müflavirlik’i kurmufl. Bugün Erdikler Yeminli Mali Müflavirlik’te 70 kifli çal›fl›yor. Uluslararas› flirketlerin yap›lar›n› esas alarak vergi dan›flmanl›¤› konusunda büyük bir
“Yeminli mali müflavir patronaj› yanl›fl” fiaban Erdikler, Türkiye’de yeminli mali müflavirlerin, mali müflavirlere patronaj uygulamas›n›n yanl›fl oldu¤unu düflünüyor. “Aç›kças› söylemek gerekirse dünyada bu mesleklerin örgütlenmesi, serbest muhasebeci ve mali müflavirlerin s›rt›ndan yürüyor. As›l hizmeti verenler, onlar” diyen Erdikler konuflmas›n› flöyle sürdürüyor: “Yeminli mali müflavir Türkiye flartlar›nda biraz ortaya ç›km›fl bir hizmet. Dünyadaki denetim fonksiyonunu yerine getiren insanlar›n yap›lanmalar› buradaki gibi çok hiyerarflik de¤il. Biri baflka bir ifli yap›yor, di¤eri baflka bir ifli. Burada sanki yeminli mali müflavirlik patronaj› oluflmufl durumda. Mesle¤in kuruluflu aflamas›nda belki anlafl›labilir ve kabul edilebilir bir durumdu ama böyle bir patronaj›n olmamas› gerekti¤i bugün art›k herkes taraf›ndan anlafl›lmas› laz›m. Gerçekten, yeminli mali müflavirlik ayr› bir ifltir; ama serbest muhasebeci, mali müflavir aras›nda bir hiyerarflik yap› oldu¤u san›s› uyand›rmamal›. Ben, ‹stanbul Yeminli Mali Müflavirlik Odas›’nda 4 y›l yönetim kurulu üyeli¤i yapt›m. O zaman da bu görüflleri savundum ve arkas›nda durdum.”
operasyon kuran Erdikler, mesle¤i konusunda mütevaz›l›k yapm›yor. “Vergi dan›flmanlar›n›n en iyisinden birisi oldu¤uma inan›yorum. Çok çal›fl›r›m. Olay›n sonuna kadar içine girerim. Kendim yapmad›¤›m hiçbir ifli kimseye delege etmem. Önce kendim yapar›m. Bu tür flartlanmalar›m var” diyerek çal›flma prensiplerini anlat›yor. Halen günde 15 saat çal›flan Erdikler’in bu sözleri de genç meslektafllar›na k›lavuzluk olacak cinsten:
“Vergi dan›flmanl›¤›, kanunlar›n hangi maddesinde ne denildi¤ini bilmek de¤il. E¤er o maddeleri kullanarak, bir analiz yap›p, bir katma de¤er yarat›yorsan›z vergi dan›flmanl›¤› budur. Hasta kalp krizi geçirdi¤i zaman orada olmazsan›z, sizin beyaz gömle¤inizin hiçbir de¤eri yok. 7 gün 24 saat inanarak, yaflayarak, yaflatarak hizmet etmeniz gerekiyor. Bunu hissetti¤iniz zaman mesle¤inizde bir yerlere geliyorsunuz. Öncelikle manevi, sonra da maddi tatmin geliyor.” Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
13<
kapak
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>14
Trafik, yol çal›flmalar›, yo¤unluk, hayat pahal›l›¤›, gürültü, kapkaç, ifl-özel hayat dengesinin ifl hayat› lehine bozulmas›, insanlar› adeta nefessiz b›rak›yor. fiehirde yaflam›n ve geçimin zorlu¤u birçok insan› mekaniklefltiriyor. Mekanik k›s›r döngüye giren birçok kifli kendine “Acaba ben yafl›yor muyum” sorusunu sormadan edemiyor. > > Hande Baflak
S
abah›n çok erken saatinde uyanarak en az iki saat sürecek ifle gidifl yolculu¤una ç›k›yor. Trafikle, kazalarla, insanlarla adeta bo¤uflarak 09:00-10:00 aras›nda varabildi¤i iflinde, bu kez onu ayr› bir mücadele bekliyor. Susmayan telefonlar, yetifltirilmesi gereken dosyalar, raporlar, ifller, müflteriler derken saatin nas›l geçti¤ini anlam›yor. Ö¤len yeme¤ini ayaküstü at›flt›r›yor; ço¤u zaman bir sandviçle geçifltiriyor. Yeniden ifllere gömüldü¤ünde ise, akflam›n geldi¤ini ancak iflleri yetifltiremedi¤i için mesaiye kalmas› gerekti¤inde fark ediyor. Saat 21.00’de iflten ç›kabildi¤inde, evine gitmek
için yine iki saate yak›n bir süreyi trafikte ve yollarda harc›yor. Evine vard›¤›nda ise, çocuklar›n›n uyudu¤unu görüyor. Yeme¤ini yiyip kendisi gibi geç gelen efliyle birkaç saat oturup uyumaya giderken, kafas› hâlâ bir sonraki gün bitirmesi gereken ifllerle dolu. Ona kendini ‘robot’ gibi hissettiren bu döngü, neredeyse her gün tekrar ediyor. ASIK SURATLAR ÜLKES‹ ‹flte, büyükflehirlerde yaflayan; çal›flan insanlar›n hayatlar›ndan bir kesit. Her geçen gün artan h›zl› çal›flma temposu, iyileflmeyen çal›flma koflullar›, büyükflehirde yaflam›n getirdi¤i sorunlar, trafik, yol çal›flmas›, yo¤unluk, hayat pahal›l›¤›, ses, gürültü, kapkaç, ifl-özel hayat
dengesini özel hayat aleyhinde bozulmas›, insanlar› adeta nefessiz b›rak›yor.Türkiye'de di¤er flehirlerde ifl bulma olanaklar›n›n k›s›tl› olmas› nedeniyle büyükflehirlere devam eden göç, iflsizlik oran›n›n sürekli artmas›, ifl olanaklar›n›n s›n›rl› olmas› bir baflka deyiflle 'ekme¤in aslan›n midesine inmesi', birçok kifliyi bu flartlara sessiz kalmaya itiyor. fiartlar› ve hayalleri aras›nda s›k›fl›p kalanlar ise, yans›tamad›klar› duygular› ve nefretlerini içlerine atarak farkl› flekillerde gösteriyorlar. Sokaklarda yüzü gülmeden, somurtarak dolaflan insanlar, metropollerde zorlaflan yaflam›n adeta birer delili… Büyükflehirlerle özdeflleflen fliddet de zor yaflam koflullar›n›n bir sonucu
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
15<
Sokaklarda yüzü gülmeden, somurtarak dolaflan insanlar metropollerde zorlaflan yaflam›n delilleri… Uzmanlar, büyükflehir insan›na ümitlerini kaybetmeden mücadele etmelerini tavsiye ediyor. Uzmanlara kulak vermeyenlerin, her geçen gün daha yo¤un ve yorgun evlerine dönmeleri kaç›n›lmaz.
‹stanbul 23. büyük metropol ‹stanbul, 2004 verilerine göre dünyan›n en büyük 101 metropolü s›ralamas›nda 12.3 milyon nüfusuyla 23. s›rada yer ald›. 1950'de, 1.2 milyon nüfusu bulunan ‹stanbul, Birleflmifl Milletler (BM) nüfus araflt›rmas›na göre, 2015'de dünyan›n 20’inci büyük flehri olacak. BM projeksiyonuna göre, ‹stanbul'un nüfusu, 2015'de 20 milyona yaklaflacak. 101 metropol s›ralamas›nda Ankara, 3.6 milyonluk nüfusuyla 88, ‹zmir, 3.37 milyonluk nüfusuyla 97. s›rada yer ald›. ‹stanbul, Avrupa s›ralamas›nda dördüncü büyük flehir oldu. Avrupa k›tas›n›n en büyük flehri 16 milyon nüfusla Moskova olurken, 14 milyon nüfusla Londra ikinci, 13 milyon nüfusla Paris üçüncü s›rada yer ald›. ‹stanbul ise dördüncü oldu. Dünyan›n en kalabal›k 5 metropolü ise flöyle s›ralan›yor: 1) Tokyo, Japonya 33.75 milyon 2) Mexico City, Meksika 21.85 milyon 3) New York, ABD 21.75 milyon 4) Seul, Güney Kore 21.7 milyon 5) Sao Paulo, Brezilya 20.2 milyon 23) ‹stanbul, Türkiye 12.3 milyon
olarak kendini gösteriyor. Uzmanlar, kiflilerin her geçen gün daha yo¤un ve yorgun eve dönecekleri öngörüsünde bulunuyor. Peki, bu mekaniklefltiren ve robotlaflt›ran yaflamdan s›yr›lman›n, hayat› güzellefltirmenin yolu yok mu? GERG‹N TOPLUM Endüstri Psikologu Nursel Telman, büyükflehirlerdeki yaflam ve çal›flma koflullar› zorlu¤unun insanlar›n yaflam motivasyonunu düflürdü¤üne dikkat çekiyor. Telman'a
göre, bu durum metropollerde gergin, suratlar› as›k insanlar›n say›s›n› art›r›yor: “Metropollerde yüzü gülen insan say›s› azal›yor. Gelece¤e pozitif bakan insanlar yerini gergin, her zaman b›çak s›rt›nda yaflayan, trafikte en küçük bir fleyde birbirinin g›rtla¤›na yap›flan insanlara b›rak›yor. ‹stanbul'da bir yerden, bir yere gitmek için saatlerce trafikte zaman geçiriliyor. ‹nsanlar›n dinlenmeye zaman› kalm›yor. Kad›nlar ve çocuklar da flehrin kofluflturmas›ndan nasibini ald›¤› için bir araya geldiklerinde aile bireyleri birbirlerini rahatlatacak enerjisi kendilerinde bulam›yor. Art›k efllerden biri sinirli olunca, di¤eri onu yat›flt›ram›yor." ÜM‹T, EN ‹Y‹ ‹LAÇ Geçim derdi, iflini kaybetme korkusu, çal›flt›¤› iflyerinin kapanma riski, büyükflehir
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>16
insan›n›n psikolojisini bozan di¤er unsurlar. Uzmanlar, çözüm önerisi olarak, insanlara ümitlerini kaybetmemeleri tavsiye ediliyor. Endüstri Psikologu Nursel Telman, ümidin ifl ve flehir hayat›n›n zorluklar›n› hafifletici bir ilaç oldu¤unu söylüyor. Telman’›n de¤erlendirmeleri flöyle: "Bireyler ümit ettikleri sürece mutlaka istediklerini elde edeceklerine inanmal›lar. ‹fl ve flehir hayat›n›n zorluklar› bu flekilde hafifletilebilir. Gelece¤e umutla bakmak önemli. Hayatlar›nda hedefler koyan insanlar›n enerjileri ona göre yükseliyor. fiikayet etmeden, çocuklar› ümitle yetifltirmek gerekiyor. Sokaklardaki fliddetin kökeninde huzur içinde olmayan gergin aile yap›s› var. Herkes ola¤anüstü öfkeyle dolu. Bunun de¤iflmesi tabii ki bir süreç alacak. Kimsenin elinde sihirli de¤nek yok. ‹nsanlar›n ümit etmeyi de
Bunlar da büyükflehir hastal›¤›! Ç›ld›rtan trafik nas›l düzelir? 15 milyon nüfusuyla Türkiye'nin en büyük flehri olan ‹stanbul'da, trafik en önemli sorunlardan biri… 2.5 milyon arac›n bulundu¤u ‹stanbul trafi¤ine her gün 600-700 aras›nda araç kat›l›yor. Nüfus art›fl h›z› ise, y›lda yüzde 3.5. Uzmanlara göre, ‹stanbul trafi¤i en fazla 2 milyon arac› kald›rabilir. ‹stanbul'da trafik çilesi öyle bir duruma geldi ki, en alt düzeyden siyasetin en üst kademesine kadar ‹stanbul'un trafik sorunu için öneride bulunmayan kalmad›. Son olarak, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an'›n 'plaka say›s›n›n dondurulmas›' yönündeki teklifi çok tart›fl›ld›. Erdo¤an, flunlar› söylemiflti: "‹stanbul'da vize uygulamas› yap›lmas› gerekiyor. Plaka say›s›n› belirleyerek dondurmam›z gerekiyor." Mucize çözümün beklenmedi¤i ‹stanbul trafi¤i için, bugüne kadar onlarca uzman ve yetkili çeflitli önerilerde bulundu. Bu önerilerin belli bafll›lar› flöyle: >> Ifl›¤›n, park›n, yolun, altyap›n›n yap›m› yan›nda denetimi de belediyelere verilmeli.
>> Ölümlü olmayan trafik kazalar›nda uzun süre polis beklenmemeli. >> Poliçelerde düzenlemeye gidilerek, bu tür kazalar› sigorta eksperlerine b›rakman›n yolunu açacak teknik çal›flma bafllat›lmal›. >> Trafikten dört bakanl›k ve yerel birimler yerine tek kurum sorumlu olmal›. >> Kamu iflyerlerinin mesai saatlerini de¤ifltirmenin yollar› aranmal›. >> Gifleler flehir d›fl›na tafl›nmal›. >> Trafikte toplu tafl›ma araçlar›na öncelik verilmeli. >> Deniz ve rayl› tafl›mac›l›¤›n pay› art›r›lmal›. >> ‹stanbul, 20 kilometrekarede dönüyor; bu alan geniflletilmeli. >> Asya'n›n yüzde 65'i, her gün Avrupa yakas›na tafl›n›yor; Bo¤az çevresinde ve Asya yakas›nda cazibe merkezleri yarat›larak bu oran afla¤› çekilmeli.
büyükflehirde yaflayan insanlarda k›rsal kesimde yaflayanlara göre daha fazla görüldü¤ünü vurgulayan Verimli, flunlar› söylüyor: "Anksiyete sorunu olanlar›n özellikle trafikte dürtü fiEH‹R YORGUNLU⁄U denetim sorunlar› ortaya ç›kar. Çok ince ayr›nt› ve Bak›rköy Ruh ve Sinir hassasiyet gerektiren Hastal›klar› Hastanesi'nin muhasebe, finans gibi eski baflhekimi, Psikiyatrist mesleklerde çal›flanlar Prof. Dr. Arif Verimli ise, kendilerini son derece büyükflehirlerin kalabal›k, yorgun hissederler. Asl›nda trafik ve tüketim olmak o yorgunluk ve üzere üç konuyu akla uykusuzlu¤un da alt›nda, getirdi¤ini ifade ederek, flehir yaflam›n›n getirdi¤i "Büyükflehirlerde yaflamak, stres ve çat›flmalar›n yaflama tutunmak için h›z yaratt›¤› anksiyete var." gerekiyor. ‹nsan›n bu h›z Psikiyatrist Verimli, içerisinde gerilmesi ve ‹stanbul'daki yaflam›n, gerginli¤in getirdi¤i zorlaflmas›n›n psikolojik insanlar› daha sendromlarla karfl› gergin, karfl›ya gelmesi tahammülsüz, kaç›n›lmaz" diyor. bencil, huzursuz, fiehir insan›n›n s›k›nt›l›, çabuk gerginleflmesinin sinirlenen bir yap›ya endifle ve kayg›dan bürüdü¤ünün alt›n› kaynakland›¤›n›, çiziyor. toplumda yüzde 15Psikiyatrist Prof. Büyükflehirlerdeki 20 aras›nda olan Dr. Arif Verimli yaflam ve çevre anksiyetenin ö¤renmesi gerekiyor. Ümit eden, ileriye bakan aile yap›s› kurulmal›. Gelece¤i yap›land›rmak istiyorsak, ifle aile ve çocuklardan bafllamal›y›z."
flartlar›n›n insanlar› mekaniklefltirmesini kayg›yla izleyen Verimli'ye göre, toplumda bu kadar mekanik insan›n artmas›, toplumsal bar›fl, güven ve istikrar› bozabilir. TAVS‹YELER‹ D‹NLEY‹N Arif Verimli, büyükflehirlerde zor flartlarla mücadele edenlere flu tavsiyelerde bulunuyor: "Kendilerini ak›nt›ya kapt›rmamal›lar. De¤ifltiremeyecekleri koflullarla karfl› karfl›ya olanlar, bunlarla inatla ve h›rsla mücadele etmek yerine, uzlaflma ve ara yolu bulmal›lar. S›k›nt›lar daha büyük boyuttaysa uzman yard›m› almak gerekebilir." Zor ifl ve yaflam koflullar›n›n neden oldu¤u stres düzeyi ve kayg›n›n, insanlar›n merhamet duygular›n›n de¤iflmesinde de önemli rolü bulunuyor. Verimli'ye göre, bir kiflinin mutsuzlu¤unda içsel faktörler yüzde 80 oran›nda etkiliyse, d›flsal
Büyükflehirler insanlar› y›pratman›n yan›nda hasta da edebiliyor. Hasta bina sendromu, ‹stanbul bronfliti, cep telefonu sendromu, janjanl› paket hiperaktivitesi, metroseksüel alerjisi, büyükflehirlere özgü yeni hastal›klardan birkaç›. Cerrahpafla T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal› Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta yazd›¤› 'Modern Zaman Hastal›klar›' kitab›nda büyükflehirlerdeki yeni hastal›klara yer veriyor. Küçükusta, "Büyükflehir adam› hasta ediyor" diyor. Kitab›nda yer verdi¤i ilginç hastal›klar›n isimlerini de Prof. Dr. Ahmet kendisi Rasim Küçükusta koymufl. Son 15 y›lda kendisine gelen hastalardan elde etti¤i deneyim ›fl›¤›nda gözlemlerine dayanarak yeni hastal›klar›n teflhis ve tan›lar›n› yazm›fl. Küçükusta, baz› hastal›klar ve rahats›zl›klar›n, büyük kentlerde yaflayan insanlarda daha fazla görüldü¤ünü, bu tür hastal›klar›n bafl›nda da alerjinin geldi¤ini söylüyor. Küçükusta, büyükflehir hastal›klar› hakk›nda flu bilgileri veriyor: "'‹stanbul bronfliti' hastal›¤›, büyükflehirlerde, hava kirlili¤inin yo¤un olmas› nedeniyle görülüyor. Çok kuru bir öksürükle ortaya ç›k›yor. Bir baflka metropol hastal›¤› ise, metroseksüel erkeklerde görülüyor. Bunda yine alerjik rahats›zl›klar baflta geliyor. Metropollerde kifliler genellikle büyük gökdelenlerde, binalarda çal›fl›yor. Bu binalar›n havas› fazla de¤iflmiyor. Binalara giren birçok kiflide bafl a¤r›s›, yorgunluk, halsizlik, gözlerde yanma, burun t›kan›kl›¤›, geniz ak›nt›s›, bo¤azda g›c›k hissi gibi çok çeflitli flikayetler ortaya ç›k›yor. Buna 'hasta bina sendromu' deniliyor. Yine ifl hayat› ve büyükflehire özgü bir durum olarak, cep telefonlar›yla çok uzun süre konuflan bireylerde baz› beyin ve cilt rahats›zl›klar› daha fazla ortaya ç›k›yor. Hava kirli¤i nedeniyle ast›m da, ‹stanbul'da çok yayg›n olan bir hastal›k."
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
17<
Çok ince ayr›nt› ve hassasiyet gerektiren muhasebe, finans gibi mesleklerde çal›flanlar özellikle büyükflehirlerde yafl›yorlarsa, kendilerini daha da yorgun hissediyorlar. Asl›nda o yorgunluk ve uykusuzlu¤un da alt›nda, flehir yaflam›n›n getirdi¤i stres ve çat›flmalar›n yaratt›¤› anksiyete var. faktörler de en az yüzde 20 oran›nda etkili. Bu nedenle, flehirden gitmeye niyeti olmayanlar›n hayat›n› düzenleyecek uzlaflma yollar› aramas› gerekiyor. ‹Y‹ YÖNLER‹ DE VAR Her fleye karfl›n metropol yaflam›n›n iyi yönleri de bulunuyor. Büyükflehir demek, sa¤l›¤a, e¤itime, hukuka ve al›flverifle daha yak›n olmak demek. E¤lence, sanat merkezlerine, tiyatroya, sinemaya yak›nl›k di¤er avantajlar›. Çeflitlilik, farkl›l›k, alternatifler ve ifl olanaklar›, baflta ‹stanbul olmak üzere metropolleri, insanlar için cazip k›lmaya devam ediyor. ‹stanbul'un ne kadar daha fazla insan› bar›nd›rma kapasitesinin bulundu¤u bilinmemekle beraber, Anadolu'daki insanlar için hala 'f›rsatlar' flehri olma özelli¤ini korudu¤u kesin. Büyükflehir insan›n›n mekanikleflen yaflam›nda; flehir hayat›n›n etkisi ve ifl hayat›n›n zorlaflan koflullar› yan›nda teknolojinin de büyük katk›s› oldu¤u dile getiriliyor. Dizüstü
Yavuz Baydar (42):
"24 y›ld›r ‹stanbul'da yafl›yorum. Üniversiteyi kazand›¤›mda okumak için geldim. ‹fl f›rsatlar› daha iyi oldu¤u için burada yaflamay› seçtim. Ancak her geçen gün bu flehirde yaflam zorlafl›yor. Vaktimin önemli bölümünü trafikte geçiriyorum. ‹fle gidip gelmek için her gün toplam dört saat harc›yorum. Güvenlik aç›s›ndan da durum, her geçen gün kötülefliyor. ‹ki hafta önce evime h›rs›z girdi. Kapkaç her yerde art›yor. Can güvenli¤imizden endifle eder hale geldik. ‹stanbul, çocuk yetifltirmek için de zor bir flehir. Emekli olmama üç y›l kald›. ‹stanbul'u sevmifl olmama karfl›n, emekli olduktan ‹stanbul'da bir gün bile kalmay› düflünmüyorum." Seçil Kara (21):
Hayat tarz›ma en uygun flehir
"Üniversiteyi yeni bitirdim. ‹fl ar›yorum. ‹stanbul d›fl›ndaki flehirlerde ifl f›rsatlar› çok s›n›rl›. Bütün flirketlerin merkezleri ‹stanbul'da oldu¤u için, en iyi ifl f›rsatlar› burada. Ben, ayr›ca büyükflehir yaflam›n› çok seviyorum. Bir yerden, bir yere giderken mücadele etmek hofluma gidiyor. E¤lence, gezme olanaklar› çok genifl. Ne kadar kalabal›klaflsa da, ‹stanbul d›fl›nda bir yerde yaflayamam. Benim hayat tarz›ma en uygun flehir buras›."
bilgisayarlar, cep telefonlar›, el bilgisayarlar›, internet, bireylerin ifllerini 24 saat yanlar›nda tafl›malar›na neden oluyor. Geç saatlerde evine döndü¤ü halde yan›nda götürdü¤ü dizüstü bilgisayar›nda çal›flmaya devam eden kifli say›s› az›msanmayacak kadar çok. Teknoloji yaflam› kolaylaflt›rman›n yan›nda insanlar› adeta hiç bitmeyen bir mesaiye de mecbur k›l›yor. Hayat›n ak›fl›n› h›zland›ran yeni teknolojik aletler sayesinde art›k her fley mümkün oldu¤unca
Büyükflehirler suç üretiyor Emniyet Genel Müdürlü¤ü'nün rakamlar›na göre, 2006'da büyükflehirlerde 2005'e göre suç oranlar›nda yüzde 100 art›fl yafland›. ‹stanbul, suç art›fl›nda ilk s›rada yer al›yor. ‹stanbul'da, 2005 y›l›n›n ilk alt› ay›nda flahsa karfl› 13 bin 495 suç ifllenirken, bu oran 2006 y›l›n›n ilk alt› ay›nda yüzde 100 art›fl göstererek, 24 bin 971'e ulaflt›. Ayn› dönemde, ‹stanbul'da mala karfl› ifllenen suçlar da yüzde 80 artarak, 85 bin 536'ya ulaflt›. Türkiye genelinde de, suç oranlar›nda art›fl yafland›. Buna göre, 2005'de, 96 bin 978 flahsa karfl› suç ifllenirken, bu say› 2006'n›n ayn› döneminde 155 bin 847'e yükseldi. Mala karfl› ifllenen suç say›s› ise, 2005'in ilk alt› ay›nda 137 bin 743 iken, 2006'da ayn› dönemde rekor art›flla 244 bin 804'e ulaflt›. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>18
Emekli olur olmaz tafl›naca¤›m
daha k›sa ve h›zl› ak›yor. Bu h›za ayak uydurarak, sürekli bir yerlere yetiflme ve bir fleyler yetifltirme telafl›nda olanlar ise; kalabal›klar›n aras›nda kimsenin yüzüne bakmadan kendilerini dolafl›rken buluveriyorlar. Çevrelerindeki h›z, insanlar›n duygu ve düflüncelerini de h›zla de¤ifltiriyor. Uzmanlara göre bu durum, bireylerin içinde bulundu¤u bitmek bilmeyen mekanik döngüyü daha da derinlefltiriyor.
Kendinize biraz daha insafl› olun Davran›fl Bilimleri Enstitüsü'nden (DBE) Uzman Psikolog Eda Arduman: “‹nsanlar mevsimler gibi iniflli ç›k›fll›, bazen h›zlanan bazen yavafllayan bir tempo ile yaflamaya programl›lar. Günümüzde daha çok sat›n alabilmek için daha çok para fikri yayg›n. Ama art›k 'ruhsal maddiyatç›l›k' kavram› ortaya ç›kt›. Bireyin içinde gömülü oldu¤u ortam›, ihmal veya inkâr eden bir yaklafl›m, doyumlu bir yaflama yer açmaz. S›n›rs›z çal›flma saatleri ve bir yerlere yetifliyor olmak da, bu zihniyetin do¤urdu¤u do¤al bir sonuç olabilir. ‹nsanlar nefes al›p vermeyi unutuyorlar, iki ad›m atmaktan aciz hale geliyorlar. Bu Psikolog unutmalar›n Eda Arduman sonucunda beden-zihin ve ruh, fire vermeye bafll›yor. ‹nsanlar çözüm için yeni hayat tarz› bafllama programlar›na da ayn› zihniyetle girifliyorlar ve sonuç baflar›s›z oluyor. ‹nsanlar kendilerine biraz daha insafl› olabilse, hayatlar›n› düzeltme planlar›n› daha rahat sürdürecekler. Hayat›n kalitesini art›rmak için dikkat edilecek fleyler var: >> Önce güvendi¤iniz birisi ile planlar›n›z› paylafl›n, rejime mi gireceksiniz, sportif faaliyetlerinizi mi art›racaks›n›z? Yaz›n çizin ve birisi ile paylafl›n. >> ‹lk baflar›s›zl›kta vazgeçmeyin. Hayat hep veya hiç de¤ildir. >> Arada bir durup düflünüp etrafta olup biten olaylardan etkilenmeyi göz almak gerekiyor. >> Hüzün ve mutlulu¤un ayn› eksende denge bulan iki ruh hali oldu¤unu hat›rlamak ve biri olmadan di¤erinin olamayaca¤›n› ak›lda tutmak gerekiyor. >> Kendinize izinler verip keyif alaca¤›n›z fleyleri programlay›n. >> ‹lgi alanlar›n›z› belirleyip dostlar›n›zla paylaflaca¤›n›z hobi ortamlar› oluflturun. >> Aile iliflkilerinize yeteri kadar zaman ay›r›n ve bundan keyif alaca¤›n›z flekle getirmek için emek sarfedin.”
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>20
gündemin sesi: leyla tavflano¤lu
Yasaklar para etmedi o hâlâ soruyor Papa'dan Bush'a kadar dünyan›n önde gelen birçok flahsiyetiyle görüflen gazeteci Leyla Tavflano¤lu'nun, söylefli isteyip de alamad›¤› tek isim, Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer... 1980 darbesinin ard›ndan Milli Güvenlik Konseyi'nin soru sormas›n› yasaklad›¤› Leyla Tavflano¤lu, ‹SMMMO Yaflam'›n sorular›n› yan›tlad›. >> Defne Do¤an
vinde hem kedi, hem köpek besliyor. Yüzmeyi çok seviyor, çiçekler ise vazgeçilmezi. Güleryüzlü, keyifli bir insan. Onu bazen delirten fley ‹stanbul trafi¤i. Bu nedenle hiç otomobil kullanmam›fl. “‹stanbul trafi¤inde bazen deliriyorum. ‹flte o zaman çok fena küfrediyorum. Hiç araba kullanmad›m, hiç özenmedim. Fakat bazen kullanm›fl kadar helak oluyorum” diyor. Bu sözler, kamuoyunun 40 y›ld›r, çeflitli yay›nlardaki haberleri ama özellikle söyleflileriyle tan›d›¤› Leyla Tavflano¤lu. Leyla Tavflano¤lu, meslekteki uzun geçmifline karfl›n, heyecan›n› sorular›nda koruyor. O’na göre gazeteci her fleyi bilemeyebilir, ama uzmanlaflt›¤› alanda iddial› olmak zorunda. Tavflano¤lu, “Ben gazeteciyim; her fleyi bilirim... Hay›r bilemezsin, bilmen de gerekmiyor. Ama uzmanl›k alan›n› bilmemek ay›p. Soru sormak, do¤ru soruyu sormak için çal›flmak gerekir. Karfl›dakinin hakk›nda bilmen gerekenleri bilmezsen ne konuflacaks›n.” Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yay›n Müdürü iken öldürülen Çetin Emeç’in kardefli olan Tavflano¤lu, ailesini anlat›rken “Gazeteci bir ailede do¤dum ben, baflka birfley de
E
7 Mart 1990... "Abini vurmufllar galiba" Leyla Tavflano¤lu, 7 Mart 1990'da hâlâ meçhul kifli ya da kiflilerce katledilen Çetin Emeç'in vuruldu¤u haberini ald›¤› an›, iç çekerek ve bo¤uk bir sesle anlat›yor: "Çok kötü bir olayd›. Ben haber merkezine (Cumhuriyet) sabahlar› çok erken gelirdim; 7.30-8.00 gibi… Ankara baflta, bütün bölgelerin gündemini alman›z gerekiyor. O gün de gazeteye yine erkenden geldim. Gazeteleri okuyordum. Bizim istihbarat flefi, polis telsizini dinliyor, bana seslendi: "Abini vurmufllar galiba." Hemen Hürriyet'i arad›m, kimsenin bir fleyden haberi yok. Evi arad›m, ev telefonu yan›t vermedi. Ablam alt katta oturuyor. Ablam›n evinden de yan›t yok. Birden panikledim. Derken bizim istihbarat
bilmezdim” diye konufluyor. Tavflano¤lu ifle 20 yafl›ndayken Türk Haberler Ajans›’nda bafllam›fl. Gazete sahibi olan Babas› Selim Rag›p Emeç ise onun bu karar›ndan hiç memnun olmam›fl. Tavflano¤lu, izin almadan gazeteci olmaya karar verdi¤i gerekçesiyle 3 ay boyunca babas›n›n kendisiyle konuflmad›¤›n› an›ms›yor. Tavflano¤lu, ilk söyleflisini 1973’te “çiçe¤i burnunda” çok genç bir gazeteciyken NATO Genel Sekreteri Joseph Luns ile yapm›fl. 12 Eylül
flefi, "Göztepe SSK'da" dedi. Cumhuriyet'te Hasan Cemal Genel Yay›n Müdürü'ydü. "Atla gidiyorsun" dedi. Atlad›m, gittim. Çetin, kurflunla delik deflik. Gördüm. Ölmüfl. Sonradan ö¤rendim ki, ablam›n o¤lu bir arkadafl›yla baflka bir arkadafllar›n›n gelip almas›n› beklerken sald›r› gerçekleflmifl. Onlar›n gözü önünde. Gelen otomobille, ye¤enim ve arkadafllar› hastaneye tafl›m›fllar, ama ifl iflten geçmifl... Çok yak›n›m›z öldürüldü. Bedri Karafakio¤lu, Cavit Orhan Tütengil, Abdi ‹pekçi, U¤ur Mumcu, Ahmet Taner K›fllal›, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok..... Hiçbir cinayetin faili bulunamad›, Çetin Emeç'in de."
darbesinden sonra Milli Güvenlik Konseyi’nin soru sormas›n› yasaklad›¤› gazeteci Leyla Tavflano¤lu, ‹SMMMO Yaflam’›n sorular›n› yan›tlad›. Gazetecili¤e nas›l bafllad›n›z? Aileniz destekledi mi? Tavflano¤lu: Asl›nda ben gazeteci bir ailenin içinde do¤dum. Babam Selim Rag›p Emeç, Son Posta Gazetesi’nin sahibiydi; ayn› zamanda politikan›n içindeydi. Demokrat Parti’nin kurucular›ndan; 10 y›l milletvekilli¤i Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
21<
gündemin sesi: leyla tavflano¤lu yapt›. 27 May›s 1960 darbesiyle tutuklan›p Yass› Ada’ ya, Anayasa’y› ihlalden mahkum olunca da Kayseri’ye gönderildi. Büyük abim Çetin Emeç, Hürriyet Gazetesi Genel Yay›n Müdürü iken öldürüldü. Küçük abim Ayd›n Emeç, gene bir gazeteci ve kültür sanat adam›. 6-8 ay ‹ngilizce daktilo kursu ald›m. Zaten do¤ufltan ö¤rendi¤im Frans›zcam vard›. Kursa devam ederken, 1969’da, Türk Haberler Ajans›’n›n d›fl haberler için muhabire ihtiyac› oldu¤unu duydum. Bafllad›m... Türkiye’nin yak›n tarihini yans›tan, tan›kl›k eden söyleflileriniz oldu. Kimi zaman gündem yaratt›n›z. Tavflano¤lu: Hürriyet D›fl Haberler Servisi’ndeyken beni 1983 seçim kampanyas›nda, Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin kurucusu Turgut Sunalp’›n pefline gönderdiler. Çok çeflitli röportajlar ç›kard›m. 1982’de ‘80 darbesi’nden sonra Anayasa tasla¤› haz›rland›¤› zaman, Türk Haberler Ajans›’nda yasakl› eski siyasilerle bir dizi röportajlar yapt›m. Kenan Evren çok k›zd› ve geçici bir Milli Güvenlik Konseyi karar›yla
‹SMMMO’nun ça¤r›s› isabetli ama romantik Seçimlere haz›rlan›rken ‹SMMMO siyasi partilerde fleffafl›k için ücretsiz olarak denetim ça¤r›s› yap›yor. Ne dersiniz? Tavflano¤lu: ‹SMMMO'nun siyasi partilere seçim harcamalar› ve ba¤›fllar› ücretsiz denetleme ça¤r›s› çok isabetli. Çok do¤ru, fleffaflaflt›r›c›, ama havada kal›r. Kim bunu kabul eder. E¤er siz ba¤›fllar› karanl›k yollardan toplam›flsan›z, denetlenmeye raz› olur musunuz? Pek çok siyasinin bugün milyarlarca dolar sahibi oldu¤u söyleniyor. 10 y›l önce çulsuz olan kifliler, nas›l milyarca dolar sahibi oldu?. Bu adam kendini denetlettirir mi? Son derece demokratik, fleffaflaflt›r›c› olan bu ça¤r›n›n bütün kalbimle arkas›nday›m ama bunu romantik buluyorum. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>22
söyleflilerim yasakland›. Hiç unutmam, Amasya mitinginde yapt›¤› aç›klamayla yasa¤› duyurmufltu. Demirel, Hasan Esat Ifl›k, Necdet U¤ur, ‹hsan Sabri Ça¤layangil gibi pek çok yasakl› siyasiyi gazetelerin manfletlerine ç›karm›flt›m. Bir y›l Hürriyet maceras›n›n ard›ndan 6-7 ay Demirkent döneminde Günefl’te çal›flt›m. Cumhuriyet’ten teklif geldi. Yalç›n Bayer’le ‘haber merkezi müdür yard›mc›s›’ olarak Cumhuriyet’te ifle bafllad›m. 1 Nisan 1985’te geldim; buraday›m. 1992’ye kadar masa bafl› ifli yapt›m. Sonra söylefliler yapmaya bafllad›m. ‹lhan Selçuk, “Sen çok iyi bir söylefli yazar›s›n” diyerek destekledi. Konuklar›n›z› nas›l seçiyorsunuz? Bugünkü dünya ve Türkiye gündemini dikkate ald›¤›n›zda kiminle görüflmek isterdiniz? Tavflano¤lu: E¤er ev ödevinizi de iyi yap›yorsan›z, bir süre sonra insanlar sizi aramaya bafll›yor. Bazen de bir gündem maddesi yakalay›p onunla ilgili referans olabilecek, onu oluflturan ismi buluyorum. Kiminle konuflmak isterim? Eh art›k Papa’yla bile konufltum.. Bush, Tony Blair, bu adamlar her gün konufluyorlar. Bir ilginçlikleri kalmad› ki. Ayr›ca e¤er bir
lider vermek istedi¤i mesaj oldu¤u zaman söylefli veriyor. Ermenistan D›fliflleri Bakan› Vartan Oskanyan’la oldu¤u gibi... Uzun süre bekletti, ne zamanki Aliyev dünya ve Türkiye’ye önemli mesajlar verdi; apar topar Oskanyan beni ça¤›rd›. Hatta, Soyk›r›m’›n ön koflul olmaks›z›n Türkiye’yle diplomatik iliflki kurmak istediklerini söyledi... Bugüne kadar konuflmak isteyip de ulaflamad›¤›m kimse olmad›, Ahmet Necdet Sezer d›fl›nda. O da kimseyle görüflmüyor. Cumhurbaflkanl›¤›, talebimi, “Cumhurbaflkan›m›z bütün gazetecilere eflit mesafede duruyor. Dolay›s›yla di¤er talepleri de göz önünde tutmak gerekir. Oysa Cumhurbaflkan›m›z çok fazla da bu flekilde ön plana ç›kmak istemiyor” diye yan›tlad›. Ben de sayg›yla karfl›lad›m. Her dakika konuflan bir siyasetçi ya da devlet adam›, görevini hakk›yla yapamaz diye düflünüyorum. . Türkiye’de gazetecilik nereye do¤ru gidiyor? Medya patronlar›n›n di¤er alanlarda faaliyet göstermesi güvenilirli¤i etkiliyor mu? Tavflano¤lu: Küreselleflme hastal›¤›n›n bir sonucu. Eskiden sermayenin s›n›rlar› vard›. Bu kalmad›. Bütün dünyada oldu¤u gibi Türkiye’de de
Yunanistan’la iliflkilere yön verdi Çok say›da ödül alm›fl olmal›s›n›z. Türk-Yunan iliflkilerinde bugünlere gelinmesinde ciddi katk›lar›n›z oldu. Tavflano¤lu: Yar›flmalara hiç baflvurmad›m. Ama sivil toplum kurulufllar›nda uluslararas› ve ulusal bazda çok fazla çal›flt›m. Özellikle Türk-Yunan yak›nlaflmas› konusu henüz moda de¤ilken, kimse el atmam›flken birkaç kifliyle birlikte bafllad›¤›m›z için Abdi ‹pekçi Bar›fl ve Dostluk Komitesi Yunan taraf› bana büyük bir ödül verdi. Sonra Türkçe'yi En ‹yi Kullanan Söylefli Yazar› Ödülü'nü Kültür Bakanl›¤›'ndan ald›m. TGC'den, ‹stanbul Rotary Kulubü'nden en iyi gazeteci ödülleri yan›s›ra baz› sivil toplum kurulufllar›ndan ödüller ve teflekkür plaketleri ald›m. Türkiye ile Yunanistan aras›nda tarihten beri iliflkiler son derece iniflli-ç›k›fll›. Daha yak›n tarihteki en büyük kriz, 1980 Mart ay›nda patlad›. Yunanistan'›n Baflbakan› Anderas Papandreu, Türkiye'de Özal... Bir petrol konsorsiyumunun Kuzey Ege'nin uluslararas› sular›nda petrol aramak
gazete patronlar›, 1980’li y›llara kadar gazeteciydiler. Sonra ifladamlar› hakim olmaya bafllad›. Art›k gazeteci medya patronu pek kalmad›. Ba¤›ms›z kalarak ayakta kalmaya çal›flan bir Cumhuriyet kald›. Tabii Cumhuriyet’in de ayakta kalmas› için ifl dünyas›yla bir tak›m ba¤lant›lar›n›n olmas› zorunlu. Do¤ald›r ki, medya sahipleri kendi ç›karlar›n› gözetecekler. Dolay›s›yla gazeteciler de bunun bilinciyle hareket edecekler. Bence gazetecilik bu de¤il. Bir dönem tabak-çanak ve di¤er promosyonlarla gazete yan ürün haline gelmiflti. Patronlar okuru okur de¤il, müflteri olarak tan›mlay›nca biçim de¤iflti. Bütün bu geliflmeler gazeteleri ne yaz›kki güvenilir olmaktan ç›kard›. Bazen kimi yaz›lar, okurda sorulara neden olabiliyor. “Acaba neden yazd›? Nas›l bir karanl›k hesap var?” diye... Okur kuflkuyla yaklafl›yor. . “ÖLÜ TOPRA⁄I SERP‹LM‹fi G‹B‹” Meslek örgütleri, yeterince aktifler mi sizce? Türkiye’nin en acil sorunu nedir? ‹nsanlar›n üzerine ölü topra¤› serpilmifl gibi. Sokaktaki adam o kadar kendi derdine düflmüfl; e¤itim yok, para yok. Pek çok insan 1 dolar›n alt›nda gelirle geçinmek zorunda. Gelir da¤›l›m›
istemesi üzerine kriz yaflad›k. Fakat biz Yunanistan taraf›nda bir-iki gazeteci, bu tarafta da ben ve birkaç gazeteci- halklar›n birbirlerini tan›mad›¤›n› söyledik. Ön ayak olmaya çal›flt›k... O dönem fiar›k Tara ve Yunan ifladam› olan Minos Kiryaku, Türk Yunan ‹fl Konseyi'ni kurdular. Yunan ifladam› Ege Vakf› da kurdu; arkadan belediyeler iflin içine girdi... Çal›flma odan›z çiçeklerle dolu. Özel bir merak›n›z m› var? Tavflano¤lu: Çiçekler benim için vazgeçilmez. Evim de çiçek bahçesi gibidir. Bitkileri çok severim. Çok büyük bir bahçede büyüdüm. Kendi çiçeklerimi yetifltirdim, bahç›van elini sürmezdi. Kedim ve köpe¤im de hep oldu. Hala da Kokofl adl› bir kedim ve Skorpy adl› da çok iyi anlaflan bir köpe¤im var. Skorpy yaflland›, 14.5 yafl›nda. Buna üzülüyorum. Çiçekleri küçüklü¤ümden beri çok severim. Bir an›m› anlatay›m; 5 yafl›ndayd›m. Hasta yat›yordum, akflam babam geldi. Elinde k›r›fl›k bir ka¤›da sar›l›, biçimsiz bir paket
çarp›k. Ataflehir’de oturan sosyal kesim, orta ve yüksek gelir dilimine giriyor. Ama 500 metre geride, Küçükbakkalköy’de insanlar, kifli bafl›na günde 1 dolar›n alt›nda parayla geçinmek zorunda kal›yor. Kömür, erzak verene oy veriyorlar bu insanlar. Dini siyasete alet edenler, yoksullu¤un, yoksullaflt›rman›n üzerinden prim yap›yor. Kimse bana “Ekonomi iyi gidiyor” diye palavra atmas›n. Kimi yandafllar için bu böyle olabilir, ama genifl halk kitleleri için öyle de¤il. Uygulanan politikalar›n
var. Paketin bana hediye oldu¤unu söyledi ve verdi. Açt›m içinden bir so¤an ç›kt›. O zaman Yap› Kredi Bankas›'n›n sahibi Kaz›m Taflkent'in efli Ayfle Han›m göndermifl. Babam bunun çok zor yetiflen Müge çiçe¤i so¤an› oldu¤unu söyledi. "Bakal›m yetifltirebilecek misin?" dedi. Ben ondan tam 200 so¤andan oluflan tarla yapt›m. "ÇOK KÖTÜ KÜFÜR EDER‹M" Güleryüzünüzü neye borçlusunuz? Tavflano¤lu: Evet, art›k ne büyük bahçeler, ne de büyük evler var. Güleryüzlüyüm ama bazen trafikte deliriyorum. Kafam çok k›zd›¤› zaman çok fena küfür ederim. Bu beni rahatlat›r. Çocuklu¤umdan beri otomobile özenmedim, hiç kullanmad›m. Ama trafikte kullanm›fl kadar helak oluyorum. Stres atmak için f›rsat buldukça yüzüyorum. Ne zaman yüzmeyi ö¤rendi¤imi hat›rlam›yorum. Denizi, dalmay› çok severim. En çok sevdi¤im fleylerden biri kitap okumak. Okuma çöplü¤ü oldu¤umu söylebilirim.
yoksullaflt›rd›¤›, dilenci haline getirdi¤i kitleler ne yaz›k ki kimileri için oy deposu haline gelebiliyor. Türkiye’nin en acil sorunlar›n› 3 maddeyle özetleyebilirim: Ekonomi, e¤itim ve terör. Bunlar içiçe. Aç ve umutsuz insan› her yere yönlendirebilirsiniz. Yine seçimlere haz›rlan›yoruz. Tabloyu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Tavflano¤lu: Çok ac›l› bir süreç geçirece¤iz. Bir tak›m kamuoyu yoklamalar› yap›l›yor. Ama bunlar›n ne kadar do¤ru örneklemelerle yap›ld›¤›n› bilmiyorum. Çünkü bildi¤im çok iyi bir fley var: ‹statistikle gerçekten çok iyi yalan söylenebilir. Halk kitlelerini de etki alt›nda b›rakabilirsiniz. Yüzde 10 baraj›n oldu¤u seçim sistemlerinde. ‹flte sonuç ortada: Büyükflehirde, belli bölgelerde, belli bir oran› aflamayan partinin oylar›, en yüksek olabiliyor. Bunun ad›na demokrasi denmez. Yüzde 10 barajla da demokrasi olmaz. fiu anda Meclis’in yap›s›na bak›n; yüzde 25 oyla iktidar. Bu seçim sistemiyle olmaz. Hiçbir demokratik ülkede yüzde 10 baraj yok. Be¤enilmeyen K›br›s Rum kesiminde bile baraj yüzde 1,5. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
23<
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>24
dosya
Sistem ‘sa¤l›¤›n›’ ar›yor Sosyal güvenlik ve sa¤l›k sisteminden ne çal›flan kesim ne de iflveren örgütleri memnun. Son olarak da eczac›lar, ilaç depolar›, hastaneler ve SSK birbirine girdi. IMF de yüksek sa¤l›k harcamalar›na kafay› tak›nca, Sosyal Güvenlik Reformu kaç›n›lmaz oldu. Reform flimdilik Anayasa Mahkemesi engeline tak›lsa da, 1 Temmuz 2007’de yürürlü¤e girmesi bekleniyor. ‹SMMMO Yaflam, Sosyal Güvenlik Reformu’nu mercek alt›na ald›. > > Defne Do¤an
A
nayasa Mahkemesi; emeklilik ve sa¤l›k hizmetlerinin tek elden yürütülmesine yani SSK, Ba¤-Kur ve Emekli Sand›¤› birleflmesine vize vermedi. Bu karar›n ard›ndan Sosyal Güvenlik Reformu, bir kez daha ertelenmezse 1 Temmuz 2007’de yürürlü¤e girecek. ‹flveren örgütlerinin ikinci kez ertelenmesine, iflçi sendikalar›n›n ise içerdi¤i düzenlemelere karfl› ç›kt›¤› Sosyal Güvenlik Reformu asl›nda uzun y›llard›r yürütülen bir çal›flman›n ürünü. Özellikle son 30 y›lda bozulmaya bafllayan sosyal güvenlik sistemindeki gelirgider dengesi, enflasyon baflta olmak üzere, bütün ekonomik dengeleri olumsuz etkilemeye bafllay›nca hükümet, kendi anlay›fl›yla yeni bir düzenleme yapt›. IMF D‹RET‹YOR IMF’in de ‘olmazsa olmazlar›’ aras›nda olan Sosyal Güvenlik Reformu ile Emekli Sand›¤›, Ba¤-Kur ve SSK hizmetlerinin tek elden yürütülmesi amaçland›. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin, kamu görevlilerinin emeklilik ve sa¤l›k haklar›n›n ayr› bir yasayla düzenlenmesini
öngörmesi üzerine “tek çat›” sisteminin temeli sars›ld›. Kamu d›fl›nda çal›flanlar ve emekliler aç›s›ndan daha fazla hak kayb›na yol açan düzenleme ise onayland›. Kararda, emeklilik yafl›n›n ve prim ödeme gün say›s›n›n 9 bin güne ç›kar›lmas›n›n “mezarda emeklilik” sonucunu do¤urmayaca¤› savunuldu. Anayasa Mahkemesi’ne
flimdilik tak›lsa da Sosyal Güvenlik Reformu’nun 7’den 70’e herkesin yaflam›n› yak›ndan etkileyece¤i aç›k. Ancak sosyal güvenlik sistemini gündeme getiren ve yeniden tart›flmaya açan s›cak geliflmeler de yaflan›yor. Geçti¤imiz günlerde önce eczac›lar sokaklara döküldü, ard›ndan ilaç depolar› hastanelere yüklendi. Hastaneler de
alacaklar›n› ödemeyen SSK’y› suçlad›. Sistemin sa¤l›¤›n› daha da bozdu¤u hastalar ise zaten y›llard›r flikayetçi… K›sacas› son aylar›n hareketli gündem konusu sosyal güvenlik ve sa¤l›k sisteminden k›sacas›, ne çal›flan kesim ne de iflveren örgütleri memnun. Ankara’ya dönüp bakt›¤›n›zda da IMF’yle en önemli anlaflmazl›k
Herkese Genel Sa¤l›k Sigortas› Reformun getirece¤i bir di¤er önemli yenilik, bütün vatandafllar›n yan› s›ra Türkiye’de bir y›ldan daha uzun süre yaflayanlar, vatans›zlar ve s›¤›nmac›lar› da kapsayan bir Genel Sa¤l›k Sigortas›’n›n kurulmas›. Genel Sa¤l›k Sigortas› uygulamas› ile herkese sa¤l›k hizmetine eriflim ve eflit kapsaml› hizmet sunulmas› amaçlan›yor. GSS sistemi, sa¤l›k aç›s›ndan sosyal güvenlik flemsiyesinin d›fl›nda bulunan 14 milyon kifliyi de bu kapsama alacak. Düzenlemeye göre, sigortal›lardan GSS için ayr›ca, prime esas kazançlar› üzerinden yüzde 12.5 oran›nda prim kesilecek. Ancak, çal›flma iliflkisi nedeniyle iflçi, memur, esnaf kategorisine girmedi¤i için
emeklilik sigortas›na tabi olmay›p, yoksul kategorisine de girmeyenler sadece GSS primi ödeyecekler. Bunlar›n ödeyece¤i prim, en az, asgari ücretin yüzde 12'si seviyesinde olacak. Hane halk› bafl›na geliri ayl›k 127 YTL'nin alt›nda olan ailelerin GSS primleri daha sonra kurulacak Primsiz Ödemeler Genel Müdürlü¤ü'nce karfl›lanacak. Ayr›ca, anne ya da babas›n›n prim borcu olup olmad›¤›na ya da di¤er yükümlülüklerini yerine getirip getirmedi¤ine bak›lmaks›z›n, 18 yafl alt›ndakiler yararlanacak. Primler, iflverenler taraf›ndan yat›r›lacak. ‹flveren olanlar›n veya maddi durumu uygun olanlar›n primleri kendileri taraf›ndan, yoksul olanlar›n primleri ise devletçe ödenecek.
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
25<
>> ‹flçi örgütleri: Reform, adaletli de¤il
>> ‹flveren örgütleri: Yine ertelenmesin
‹flçi sendikalar›, reforma sa¤l›¤›n kamu hizmeti oldu¤u gerekçesiyle karfl› ç›k›yorlar. Türk-‹fl Genel Baflkan› Salih K›l›ç, sosyal güvenlik sisteminin kurtuluflu için fedakarl›¤›n yaln›zca iflçilere, emeklilere ve Ba¤-Kur'lulara yüklenmemesi gerekti¤ini söylüyor. K›l›ç, toplumun di¤er kesimleri ve milletvekillerinin de fedakarl›¤a kat›lmas› gerekti¤i üzerinde duruyor. Anayasa Mahkemesi’nin iptalinin tüm çal›flanlar için adil ve ölçülü düzenlemeler yap›labilmesine f›rsat yaratt›¤›n› belirten K›l›ç, kanunda do¤an boflluklar›n giderilmesine yönelik düzenleme yap›l›rken, özellikle iflçiler ve emekliler bak›m›ndan olumsuzluklar tafl›yan hükümlerin sosyal taraflarla görüflülerek düzeltilmesini istiyor. Yasaya mevcut haliyle karfl› ç›kan D‹SK Baflkan› Süleyman Çelebi de yasan›n sosyal devlet ilkesine göre yeniden düzenlenmesi gerekti¤ini vurgulayarak “Sa¤l›k alan› baflta olmak üzere hukuka sayg›l›, eflitli¤i gözeten, adaletli bir sistem olmal›” diyor.
Devlet Bakan› Ali Babacan, Sosyal Güvenlik Reformu’nun k›smi olarak yeniden ertelenebilece¤ini söylerken, reformun seçimler nedeniyle kadük olmas›n› istemeyen iflveren örgütleri ikinci bir ertelemeye gidilmemesi için hükümete bask› yap›yor. Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu (T‹SK) Baflkan› Tu¤rul Kutadgobilik, mart ay›na kadar tüm sosyal taraflarla bir araya geleceklerini belirterek, yasayla ilgili anlaflabildikleri konular› hükümete paket olarak götüreceklerini söylüyor. Kutadgobilik, önümüzdeki üç ayda hükümetten yeni yasa için ad›m atmas›n› bekleyeceklerini de vurguluyor. TOBB Baflkan› Rifat H›sarc›kl›o¤lu ise “Bu yasaya ‘hay›r’ demek IMF’ye ‘evet’ demektir” diyerek, Sosyal Güvenlik Reformu’nun gerçeklefltirilmesi gerekti¤ini belirtiyor. Hisarc›kl›o¤lu’na göre, sosyal güvenlik kurumlar›n›n aç›klar›n›n kapat›lmamas›, Türkiye’nin sürekli borçlanmas›n› zorunlu k›l›yor.
konular›ndan birini, giderek artan sa¤l›k harcamalar› oluflturuyor. Bu tablo, Türkiye’nin bu alanda ç›kmaza girdi¤inin de göstergesi. Üstelik bütün bu geliflmelerin faturas› da hastaya ç›kar›l›yor. Pek çok üniversite hastanesi SSK’l› hastalara bakmayaca¤›n› aç›klad›. ‹haleci Ecza Depolar› Derne¤i’nin verilerine göre, "Uluda¤ Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Süleyman Demirel Üniversitesi T›p Fakültesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Elaz›¤ Üniversitesi, ‹nönü Üniversitesi, 19 May›s Üniversitesi T›p Fakültesi, Mustafa Kemal Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi T›p Fakültesi, Kocaeli Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi"ne icra ifllemleri bafllat›ld›. MEZARDA EMEKL‹L‹K Peki bir kez daha ertelenmezse 1 Temmuz 2007’de yürürlü¤e girecek Sosyal Güvenlik Reformu, hayat›m›zda neleri de¤ifltirecek? ‹SMMMO Yaflam, çözüm olup olmayaca¤› konusunda uzmanlar› ve ilgili kesimleri ikiye bölen Sosyal Güvenlik Reformu’nu mercek alt›na ald›. Önce reformun ana ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>26
hatlar›na göz atmakta yarar var. >> Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu yürürlü¤e girdikten sonra sigortal› say›lacak olanlar›n, kad›n ise 58, erkek ise 60 yafl›n› doldurmufl olmalar› gerekiyor. Bu kifliler en az 9 bin günlük malullük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› primi ödemifl olmalar› flart›yla yafll›l›k ayl›¤›ndan yararlanabilecekler. Emeklilik yafl› 2036'dan itibaren kademeli olarak artt›r›lacak. Emeklilik yafl› 2048'de kad›n ve erkek için eflitlenerek 65 olacak. >> Ceza infaz kurumlar› ile tutukevleri bünyesinde oluflturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çal›flt›r›lan hükümlü ve tutuklular hakk›nda, k›sa vadeli sigorta kollar› uygulanacak. Ç›rak, iflletmelerde beceri e¤itimi gören ö¤renciler ile
üniversite s›ras›nda zorunlu staj yapan ö¤renciler de k›sa vadeli sigorta kollar›na tabi tutulacak. MALULLERE DÜZENLEME >> Reforma göre, çal›flma gücünün en az yüzde 60'›n› ifl kazas› veya meslek hastal›¤› sonucu kaybetti¤i tespit edilen sigortal›, malullük sigortas› bak›m›ndan malul say›lacak. Sigortal›ya malullük ayl›¤› ba¤lanabilmesi için sigortal›n›n en az 10 y›ldan beri sigortal› bulunup, 1.800 gün veya baflka birinin sürekli bak›m›na muhtaç derecede malul olan sigortal›lar için en az 5 y›ldan beri sigortal› bulunup toplam 900 gün malullük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› priminin bildirilmifl olmas› gerekecek. >> Ölüm geliri ve ayl›¤› ba¤lanmas› için eflinden “muvazaal›” flekilde
boflananlara iliflkin olarak ilk kez düzenleme yap›l›yor. Buna göre, eflinden bofland›¤› halde, bofland›¤› efliyle fiilen birlikte yaflad›¤› belirlenen efl ve çocuklar›n ba¤lanm›fl olan gelir ve ayl›klar› kesilecek. Bu kiflilere ödenmifl olan tutarlar geri al›nacak. >> Yasa, maden iflçileri, radyasyonla çal›flan sa¤l›kç›lar, gazeteciler, polisler, M‹T görevlileri, subay, astsubay, jandarma, fabrika, atölye gibi yerlerde çal›flan kaynakç› ve benzeri iflçiler ile infaz koruma memurlar› için fiili hizmet zamm› öngörüyor. SÖZLEfiME YAPILACAK Genel Sa¤l›k Sigortas›’nda sa¤l›k hizmetleri gerek kamu gerekse özel sektör hastaneleri, aile hekimleri ve birinci basamak olarak tan›mlanm›fl polikliniklerden hizmet al›nmak suretiyle sa¤lanacak. Sosyal güvenlik kurumu ister kamu isterse özel olsun gerekli kriterleri tafl›yan bütün hastaneler ve sa¤l›k kurulufllar›yla sözleflme imzalayacak. Sigortal›lar, öncelikle birinci basamak sa¤l›k kurulufllar›na müracaat ederek sevk almak suretiyle anlaflmal› sa¤l›k kurulufllar›na gidebilecekler. Acil haller d›fl›nda ilk basama¤› atlayarak ikinci ve üçüncü basamaktaki,
dosya
kurumun anlaflmal› hastanelerinde tedavi olanlar›n sa¤l›k harcamalar›n›n yüzde 30'u kendilerince ödenecek. KATKI PAYI ALINACAK Yeni sosyal güvenlik sisteminde herkesi kapsayacak olan Genel Sa¤l›k Sigortas›'nda (GSS) ayakta tedavi dahil olmak üzere hizmetlerden katk› pay› al›nacak. Ayakta tedavide hekim ve difl hekiminin her muayenesinde hastadan 2 YTL kat›l›m pay› al›n›rken, aile hekimi muayeneleriyle koruyucu hekimlik hizmetlerinden böyle bir ücret al›nmayacak. Ortez, protez, iyilefltirme araç ve gereçleriyle ayakta tedavide sa¤lanan ilaçlar için çeflitli kriterlere göre yüzde 10 ile yüzde 20 aras›nda de¤iflen oranlarda kat›l›m pay› al›nacak. Bu flekilde ödenecek katk› pay› miktar›, asgari ücretin yüzde 75'ini aflamayacak. Çocu¤u olmayan kiflinin 23 yafl›ndan büyük, 39 yafl›ndan küçük olmas› halinde, 2 kez tüp bebek tedavi masraflar› kurum taraf›ndan karfl›lanacak. G‹RMEK ZORUNLU Genel Sa¤l›k Sigortas› bireylerin sa¤l›k güvencesine girmelerini kendi isteklerine b›rakm›yor. Yani herkes Genel Sa¤l›k Sigortas› kapsam›nda olacak. Buna
gerekçe olarak sistemin iste¤e ba¤l› yap›ld›¤›nda, maddi durumu iyi olanlar›n ve sa¤l›k hizmetlerine ulaflmakta sorunu olmayanlar›n sistemden ç›kmay› tercih edece¤i gösteriliyor. Ayr›ca yeni sosyal güvenlik sisteminde, özel sa¤l›k sigortas›n› özendirmek amac›yla yeni düzenlemeler öngörülüyor. Buna göre, özel sa¤l›k sigortalar›na ödenen primin asgari ücretin yüzde 30'una kadar olan bölümü, GSS primi al›n›rken prime esas kazanç matrah›ndan düflülecek. A‹LE HEK‹ML‹⁄‹ GSS ile halen 4 ilde yürütülen aile hekimli¤i yayg›nlaflt›r›lacak. Aile hekimli¤i uygulamas›na geçilen yerlerde, herkes birinci basamak sa¤l›k hizmetlerinden faydalanabilmek için aile hekimlerine kaydolacak. Herkes aile hekimi kontrolü alt›nda olacak. 2500 - 3000 kifliye bir aile hekimi düflecek. Bir aile hekimi, özel muayenehanesinde veya aile sa¤l›¤› merkezlerinde hizmet verebilecek. Aile sa¤l›¤› merkezlerinde her hekim için ayr› muayene odas› ve gerekiyorsa laboratuar odas› bulunacak. Acil haller d›fl›nda her konuda önce kay›tl› bulunulan hekime baflvurulacak.
Tabipler: IMF projeleri terk edilsin Türk Tabipleri Birli¤i Baflkan› Prof. Dr. Gencay Gürsoy, yasal düzenleme yap›l›rken Türkiye’den önce Genel Sa¤l›k Sigortas› uygulamas›na geçmifl ülkelerdeki trajik sonuçlar›n dikkate al›nmad›¤›n› belirtiyor. “Türkiye’de zaten yetersiz olan sa¤l›k sistemi, yasal altyap›s› iyi haz›rlanmadan at›lan aceleci ad›mlarla iyice y›prat›ld›” diyen Gürsoy, özellikle k›rsal alanda birinci basamak sa¤l›k hizmetlerini ayakta tutan sa¤l›k ocaklar›n›n bir kenara itildi¤ini, "aile hekimli¤i"nin zorla uygulamaya sokuldu¤unu vurguluyor. Yap›lan düzenlemelere tepki gösteren Gürsoy, “Birkaç y›l içinde yüzlerce özel sa¤l›k iflletmesi
Hastalar›na gerekli hallerde evde hizmet verecek olan aile hekimi, rehberlik edici ve koruyucu hizmetler sunacak. Koruyucu, tan›, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri için art›k hastanelere do¤rudan baflvurulamayacak. Aile hekiminin tedavi edemedi¤i ya da tan› koyamad›¤› hasta, hastanelere sevk edilecek. Reformla Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yap›s› da de¤ifliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu, "vatandafl›n de¤il
sa¤l›kta dönüflüm program›ndan nemalanma beklentisi içinde devreye sokuldu” diyor. Gürsoy, sa¤l›k sisteminin ray›na oturmas› için yap›lmas› gerekenleri flöyle s›ral›yor: > Sa¤l›k ocaklar› yeniden
aya¤a kald›r›lmal›. > 2. ve 3. basamak kamu
sa¤l›k kurumlar›, e¤itim hastaneleri, üniversite hastanelerinin eksikleri tamamlanmal›. > Ad›m ad›m kamusal sa¤l›k
sistemi canland›r›lmal›. > Sa¤l›k alan›n› içinden
ç›k›lmaz hale getiren Dünya Bankas› ve IMF projeleri terk edilmeli.”
bilginin birimler/kurumlar aras›nda dolaflmas›n›" sa¤lamay› amaçl›yor. Ülke çap›nda "tek noktadan hizmet" anlay›fl›na dayal› çal›flacak, hizmeti vatandafl›n aya¤›na kadar götüren Sosyal Güvenlik Merkezleri kurulmas› planlan›yor. Buna göre, ilçe baz›nda örgütlenecek mevcut kurumlar›n alt yap›lar› da kullan›larak, daha yetkin ve daha kapsaml› bir bilgi sisteminin oluflturulmas› tasarlan›yor. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
27<
renkli yaflam: mustafa gürses
Rakamlara de¤il suya dal›yor ‹SMMMO Disiplin Kurulu Üyesi Mustafa Gürses’in, kod ad› Dalg›ç. 7 y›ldan beri dalan Gürses, sualt› foto¤rafç›l›¤›na da bafllad›. Endonezya ve Maldivler’de çekim yapmay› planlayan Gürses’in hedefi bir sualt› foto¤raflar› sergisi açmak.
> > Leyla Y›ld›r›m
K
imine göre paraflütle atlamakt›r özgürlük, kimine göre mavi sulara dalmak… Mustafa Gürses, özgürlü¤ü gökte de¤il, diplerde arayanlardan… ‹SMMMO Disiplin Kurulu Üyesi, Mali Müflavir ve 3 y›ld›zl› dalg›ç Mustafa Gürses’e, camiada herkes ‘Dalg›ç’ diye seslenir zaten. O, mavi derinli¤e 54 metreye (e¤itim amaçl›) kadar dalarak, sualt› dünyas›n›n tarifsiz güzelli¤ini keflfetmifl biri. Denizde geçirdi¤i zaman›n hayat›ndaki en anlaml› dakikalar oldu¤unu söyleyen Gürses, “Dal›fl gerçek bir özgürlüktür. Dald›¤›m zaman, kendimi uzayda gibi hissediyorum. Tabii uzaydaki gibi savrulmuyorum. Kontrollü olarak, istedi¤im yöne gidiyorum” diyor. Mustafa Gürses’in denize olan tutkusu, Saroz’da yazl›k almas›yla bafllam›fl. Her y›l may›s ay›ndan ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>28
kas›m sonuna kadar hafta sonlar› yazl›¤a gitti¤inde, gizemli sualt› dünyas› ilgisini çekmifl. Dalmak için Saroz’u seçen dalg›çlar ile arkadafll›k kurmufl ve dal›fl hakk›nda bilgi edinmifl. Hatta dalg›ç olmaya karar verdi¤inde, ilk önce internetten dal›fl hastal›klar›n› ö¤renmifl. Sonra da dalmay› ö¤renebilece¤i kurslar› araflt›rm›fl. 2000 y›l›nda Caddebostan’daki Bal›kadamlar Spor
Kulübü’ne kat›lm›fl. 1985 y›l› muhasebecilik mesle¤ine bafllayan Gürses, ‹SMMMO, Çevre Dostlar›, Deniz Temiz Derne¤i (TURMEPA) gibi çeflitli derneklerin içinde aktif olarak rol alm›fl bir isim. 2001 ile 2005 y›llar› aras›nda ‹SMMMO Zeytinburnu fiube Baflkanl›¤›’n› yapan Mustafa Gürses, flu an Oda’n›n Disiplin Kurulu Üyeli¤ini yürütüyor. Bir taraftan mesle¤ini
baflar›yla sürdürürken, dalmay› da ihmal etmiyor. Dalman›n en büyük arzusu oldu¤unu anlatan Gürses, “Denizi çok seviyorum. Oras› bambaflka bir dünya. Kafam› soktu¤um anda, ne tür canl›yla karfl› karfl›ya kalaca¤›m› bile biliyorum. Hatta yerlerini bildi¤im sualt›ndaki dostlar›m› ziyaret ediyorum” diyor. Sualt› yaflam›ndan bahsederken gözlerinin içi parlayan Gürses, konuflmas›n› flöyle
Kimdir? Mustafa Gürses
Hem çal›flt›, hem okudu Mustafa Gürses, 1973 y›l›nda ortaokulu memleketinde bitirip, yoksul bir çiftçinin o¤lu olarak ‹stanbul'a para kazanmaya gelmifl. Kendi deyimiyle ‘s›n›f kavgas›n›n en yo¤un oldu¤u 1977 y›l›nda s›n›f atlama amac›yla’ Fatih Akflam Ticaret Listesi’ne girmifl. 1982’de hem çal›fl›p, hem de okuyarak Eskiflehir ‹flletme Fakültesi’ni kazanm›fl ama ekonomik nedenlerden dolay› gidememifl. Ancak imdad›na Aç›k Ö¤retim yetiflmifl. Aç›k
Ö¤retim’den mezun olan Gürses, 1985’te ‘serbest muhasebeci’ olarak ifle bafllam›fl. 1998’de serbest muhasebeci mali müflavir olan Gürses, 1997 y›l›ndan beri Zeytinburnu Mali Müflavirler Derne¤i’nde yöneticilik, 2001-2005 döneminde ise baflkanl›k yapm›fl. 2000-2002 döneminde ‹SMMMO Zeytinburnu Temsilcili¤i yapan Gürses, 2004 y›l›ndan itibaren ise ‹SMMMO Disiplin Kurulu Üyeli¤i’ni yürütüyor.
21 günden sonra ilk dal›fl
Dal›fl›n maliyeti Dal›fl kursu 300 YTL Gözlük (maske), snorkel ve palet 50 -100 dolar Elbise, bot, eldiven, b›çak 200 - 400 dolar Bilgisayar 400-1.000 dolar BC yele¤i 400-600 dolar Komple bir dal›fl malzemesi 1.500 -2.000 dolar
sürdürüyor: “Asl›nda, dünyan›n alt› da, üstü de bir. Sualt›nda da, ovalar, kayalar, da¤lar ve bal›klar›n renkli yaflamlar› var. Derinliklerde kald›¤›m 45 dakika boyunca onlar› izliyorum. Düzen orada da ayn›. Mesela, et obur hayvanlar; hep planlayan, programlayan ve uygulan oluyor. Dal›fl çok keyifli bir hobi.” Dal›fl ile birlikte sualt› foto¤rafç›l›¤›na ilgi duymaya bafllad›¤›n› belirten Gürses, Endonezya ve Maldivler baflta olmak üzere Güney Asya’da çekim yapmay› düflünüyor. Yak›n gelecekte, sualt› foto¤raflar› sergisi açmay› planl›yor. DALMANIN FELSEFES‹ Dal›fl›n yar›fl de¤il hobi oldu¤unu vurgulayan Gürses, bunun bir ekip ifli oldu¤unu anlat›yor. Dal›flta ‘geçmek’ diye anlay›fl›n olmad›¤›na dikkat çeken Gürses, deneyimi az olan dalg›c›n, ekip lideri ve asistan› taraf›ndan
gözlendi¤ini söylüyor. Dal›fl›n hayata, ‘negatif düflünceden pozitif düflünceye’ yönelme konusunda disiplin katt›¤›n› kaydeden Gürses, dal›fl›n felsefesini flöyle anlat›yor: “Dal›fl zihni gelifltirir. Paylafl›mc›l›¤›n ve yard›mseverli¤in anlam›n› ö¤renirsiniz. Dal›fltaki en önemli slogan ‘Asla yaln›z dalma’d›r. Tek bafl›na dalmak, yaflanacak bir sorun karfl›s›nda risk
> Mustafa Gürses’in verdi¤i bilgiye göre, iyi bir dal›fl için, e¤itim flart. Bir dal›fl okulunda ya da kulüpte, 21 günlük e¤itimin ard›ndan, aç›k denizlerde 2 hafta pratik e¤itimi yap›l›yor ve 1 y›ld›zl› dalg›ç brovesi veriliyor.
al›nmas› anlam›na gelir. Bu nedenle, body denilen bir arkadafl ile en az iki kifli dalmak gerekir. Gizemli sualt› dünyas› insana, hayata dair planlama yapmay› ö¤retir. ‘Dur, düflün, planla, harekete geç. Daha vaktin var. Ani harekette hata çok olur, mant›kl› hareket et’ zincirinde hareket edersiniz. Bu kazan›mlar› hayat›n›za katt›¤›n›zda olaylara daha serinkanl› yaklafl›rs›n›z.”
> Daha sonra, aç›k denizde yap›lan 40 dal›fl›n ard›ndan, teorik ve pratik e¤itim s›nav sonucunda 2 y›ld›z dalg›ç brovesi, yine 80 dal›fl›n ard›ndan ayn› flartlarla 3 y›ld›z dalg›ç brovesi al›nabiliyor. En son aflamada ise, e¤itmenlik ünvanlar› kazan›l›yor. > Gürses 6 y›ld›r dal›yor ve 3 y›ld›zl› broveye sahip. Yani, ekip liderli¤i, aramakurtarma-ilkyard›m, girdi¤im noktadan ç›kabilme, pusula ve bilgisayar kullanma, deko hesaplama, derinlikleri hesaplayarak yön tayin edebilme gibi birçok yetene¤e sahip. Ancak ifl hayat›n›n ve sosyal faaliyetlerinin yo¤un olmas› nedeniyle, henüz e¤itmenli¤ine bafllayamad›. > Türkiye’de 25 bine yak›n dalg›c›m›z yani bal›k adam›m›z var. Dal›fl e¤itimi veren 200’e yak›n dal›fl okulu bulunuyor. Bu okullar a¤›rl›kl› olarak ‹stanbul ve Güney sahillerimizde. Üniversitelerimizin de dal›fl bölümü mevcut. Son y›llarda, gençlerin yo¤un ilgisi gözleniyor. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
29<
>> Türküyü hak etti¤i yere getirdik << Ekrem Ataer, 7 y›ld›r TRT’de Türkü fiöleni program›n› sunuyor. Ataer’e “Program›n›z bu kadar nas›l uzun soluklu olabildi” diye soruyoruz. Bu soruyla bam teline de dokunmufl oluyoruz. “Biz türküyü çok anlafl›labilir bir Türkçe ve mant›k ile söylüyoruz” diyen Ataer’in görüflleri flöyle: “Bizim program›m›z›n içinden koyun geçmiyor. Bizim program›m›zda düzgün Türkçe kullan›l›yor. “Ula ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>30
gardafl, nasssan?. Gurban olan size, hele gelin bir de nikah k›yak. Valla ben bu halk› çok sevirem” gibi numaralar›m›z yok. Biz türküyü çok anlafl›labilir bir Türkçe ve anlafl›labilir bir mant›k ile söylüyoruz. Kilimler içinde, k›r›k dökük bir tafl›y›c› kültür ile ifade etmiyoruz. Bu halk göçebe yaflam›yor, yerleflik yafl›yor. Art›k kimse kara çad›r içinde yaflam›yor. Herkes gidiyor, mobilyas›n› al›p oturuyor. Biz o insanlara lay›k
olduklar› ortamda müzik yap›yoruz. Bizim program›m›zda köylülük yok, köylü var. Anadolu’daki yaflant›n›n bütün muhterem taraflar› var ama feodalizm yok. ‹nsanlar bizim program›m›z› dinleyerek k›rda yaflad›klar›yla övünür hale geldiler, alay edilir hale de¤il. Bugün medyadaki Türkü programlar›yla insanlar alay ediyorlar. Türkü bizim program›m›zda hak etti¤i yere geliyor.”
söylefli: ekrem ataer Geleneksel müzi¤imizi dünya müzi¤i ile yan yana getiren Ekrem Ataer, “Ben folku, senfonik ö¤elerle ifllemeyi seviyorum” diyor. 60’› aflk›n bestesi, 11 senfonik düzenlemesi olan Ataer, flimdi ise Ataköy ile Gazi Mahallesi kad›nlar›na yan yana türkü söylettiriyor.
Türküleri senfoniyle bar›flt›rd› > > G ü l fl e n K a n d e m i r
B
iz burada türkü sözlerini de¤il, do¤ru türkü söylemeyi ö¤reniyoruz. Ataköy’deki tarihi ‹spirtohane Binas›’nda her perflembe ve pazar günü bir araya gelen 250’yi aflk›n ö¤rencisine Ekrem Hoca önce bu düsturu hat›rlat›yor. Sanatç› Ekrem Ataer’in tek bir ses, tek bir yürek olan ö¤rencilerinin yafllar› 10 ila 76 aras›nda de¤ifliyor. Kimisi Ataköy’den kimisi Gazi Mahallesi’nden geliyor. Bak›rköy Belediyesi Ça¤dafl Halk Müzi¤i Korosu’nu yöneten Ekrem Ataer, ayn› zamanda Türkiye’nin en büyük halk müzi¤i korosuna da fleflik yap›yor. Bu sanatç› Ekrem Atater’in u¤rafllar›ndan sadece biri… 0, besteci, yorumcu, program yap›mc›s› bir müzik adam›. Toplumsal paylafl›mc›l›¤› ve duyarl›l›¤› yüksek bir sanatç›... Gelecek y›l, müzik hayat›nda 20. y›l›n› kutlamaya haz›rlanan Ekrem Ataer’in bugüne kadar 60’› aflk›n bestesi, 11 senfonik düzenlemesi, 1 de tiyatro müzi¤i bulunuyor. Bir dönem Kassel Filarmoni Orkestras› fiefi Jurgen Köhler ile Naz›m Hikmet fiiirleri ile ilgili bir albüm çal›flmas› yapt›. Bugüne kadar 8 albümü bulunan Ataer’in son albümünün ad› Kurakta Ya¤murlar… Genelde kendi bestelerini seslendiren sanatç›, geleneksel müzi¤imizin dünya müzi¤i ile yan yana
gelmesi tezini savunuyor. Bu anlay›flla yapt›¤› çal›flmalar›n› ‘senfonik folk’ ve ‘pop folk’ olarak nitelendiriyor. 7 y›ld›r TRT’de Türkü fiöleni adl› program› sunan Ekrem Ataer ile hem Türk Halk Müzi¤i’ni hem çal›flmalar›n› konufltuk. Sanat hayat›n›zda 20. y›l›n›za do¤ru gidiyorsunuz. Sekizinci albümünüzü yapt›n›z. S›n›rl› say›da albüm, özel bir tercih mi? Ataer: ‹lk albümümü 1988 y›l›nda yapt›m. Kendimi haz›r hissetti¤im zaman albüm yapmay› seviyorum. Benim “piyasada flurada olay›m, bir
sene sonra unutulmayay›m” gibi bir problemim yok. Son albümüm ile ondan bir önceki albümüm aras›ndaki 5 y›l vard›. 5 y›l dam›tt›m. ‹lk albümüm ile ikinci albümüm aras›nda ise iki y›l var. Bazen 5 y›lda, bazen 2 y›lda yakal›yorsunuz. Böyle bir mant›k güdüyorum. Ben piyasada çal›flan bir adam de¤ilim. Görünmeye ihtiyac› olan bir adam de¤ilim. Zaten haftada 4.5 saat ekranda olan bir adam›m. fiu anda sizinle konuflurken bile TRT4’de program›m yay›nlan›yor. Bu ihtiyaçlar has›l olmad›¤› için, kendimi haz›r hissetmem, tohumlaman›n zamanlamas›, söyleyeceklerimin toplumun katmanlar›yla örtüflmesi önemli. Siz albümlerinizde de kendi bestelerinizi seslendiriyorsunuz de¤il mi? Ataer: Evet ben kendi bestelerimi seslendiriyorum. Benim d›fl›nda arkadafllar›m da benim bestelerimi seslendiriyor. Siz kendi çal›flmalar›n›z› nas›l tan›ml›yorsunuz? Senfonik folk mu diyorsunuz? Ataer: Bu ülkede ‘senfonik folk’ laf›n› kullanan benim. Nedir senfonik folk; tan›mlar m›s›n›z? Ataer: Asl›nda ben, tan›mlamas›n›n yap›lmas›ndan yana de¤ilim. Tan›mlamay› müzik elefltirmelerinin, sanat Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
31<
>> Hac›bektafl Oratoryosu’nu yazd› Ekrem Ataer, ‹stanbul do¤umlu. ‹TÜ Türk Müzi¤i Devlet Konservatuar›’nda 1 y›l flan, 4 y›l temel bilimler ve 2 y›l da yüksek lisans yapt›. Avusturya Viyana Müzik Akademisi’nde 3 ay süre ile
kompozisyon e¤itimi üzerine kurslara kat›ld›. ‹stanbul Üniversitesi Devlet Konservatuar›’nda 5 y›l ‘sanatç› ö¤retim üyesi’ olarak görev ald›. 1988 y›l›ndan beri de profesyonel
tarihçilerinin yapmas›ndan yanay›m. Ama en önemli tan›mlamay› da halk›n kendisi yapacak. Onu bir yere koyacak. Ben Bat› müzi¤i e¤itimi ald›m. Ülke içinde ve d›fl›nda klasik Türk müzik e¤itimi ald›m. Fakat halk müzi¤inin ana iskeleti üzerine hareket ettim. Biz asl›nda k›r soylu bir aile de¤iliz. Kent soylu bir aileyiz. 300 y›ld›r ‹stanbul’da yaflayan bir ailenin ferdiyim. Biz kar›fl›k bir kültür mant›¤› ile büyüdük. K›r kültürü var, kent kültürü var, burjuva kültürü var. Böyle bir kar›fl›m bu müzi¤i ç›kard›. Anadolu’da yaflayan göçer ve yerleflik dinamiklerin binlerce y›ld›r üretti¤i bir sanat var. Bunlar› sanat ak›mlar›yla yan yana getirip bir miksaj›n›, sentezini
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>32
müzik yaflam›n›n içinde. Bugüne kadar; Kanal 6 Televizyonu, Radyo Bar›fl, Cem Radyo, Radyo Cumhuriyet, Kent Radyo’da program yap›mc›s› ve sunucusu olarak görev yapt›. Ekrem Ataer, 7 y›ld›r da TRT’de
yaratt›k. Bunun ad›na ne derseniz deyin ama ben tamamiyle Ekrem Ataer’e özgün müzik diyorum. Kendi müzi¤imi yap›yorum. Bunun içinde Hitit, Roma, Bizans, Osmanl› var. Türk’ü de Kürt’ü de var. Laz’› da var, Çerkez’i de… Yani Anadolu müzi¤i… Ataer: Anadolu müzi¤i… Ama gönlüm nerededir biliyor musunuz? Senfonik müzikte… Ben bunlar›n senfonik müzikle ifade edilmesinden yanay›m. Naz›m’›n dedi¤i gibi… Hep ayn› fley, hep ayn› fley, baflka bir fley yapmak laz›m, yeni bir fley, Amerika’y› yeniden keflfetmek de¤il. Ça¤ bize bir tak›m imkanlar veriyorsa, 70 kiflilik orkestralar veriyorsa ve bu orkestralar küçücük bir Frans›z halk flark›s›n› dünyan›n en çok tan›nan senfonik eseri haline getiriyorsa, benim elimde binlercesi var. Afl›k Veysel, Dadalo¤lu, Mahsuni fierif var. Benim
“Türkü fiöleni” program›n› sunuyor. 4 bölümlü Hac›bektafl Oratoryosu, 6 senfonik türkü, 2 film müzi¤i, 5 belgesel film müzi¤i ve bir tiyatro müzi¤i bulunun Ekrem Ataer’in 60’› aflk›n bestesi var.
çal›flmalar›ma bir isim vermem önemli de¤il ama ben folku, senfonik ö¤elerle ifllemeyi seviyorum. ‹ki y›ld›r kalabal›k halk müzi¤i korosu çal›flt›r›yorsunuz. Neden? Ataer: Asl›nda ben 14 y›ld›r koro çal›flt›r›yorum. Daha önce klasik Türk müzi¤i çal›fl›yorduk ama iki y›ld›r halk müzi¤i çal›flt›r›yorum. Nedenine gelince? Halk kendi sanat›n› kendisi yaps›n diye… Hep birileri söyler, birileri dinler. Halk kendi sanat›n› kendisi yaps›n istiyorum. ‹flin hem bir sanatsal, hem de bir sosyolojik taraf› var. Ataköy’ün üst düzey ekonomisindeki kad›nlar› ile Gazi Mahallesi’ndeki kad›nlar bu koroda yan yana geliyor. Çok enteresan… Toplumsal piramidin alt› ile üstü bir araya geliyor. Üstelik hiçbir ikirciklenme de olmadan. Buraya bir abonman bileti ile gelenlerle, 4x4 cipi ile gelenler ayn› fleyi yafl›yor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bile böyle bir fley yok. Bugüne kadar hiç Türkü dinlememifl han›mlar geldiler. Kad›n olduklar›n›n, Anadolu kad›n›n›n fark›na vard›lar. “A¤ elime mor k›nalar yakt›lar/12 yafl›mda gelin ettiler.” Bu sözlerin ne anlama geldi¤ini gördüler. San›r›m Ocak’ta bir konseriniz oldu. Devam› gelecek mi? Ataer: Evet Mart’ta bir konserimiz daha olacak. Amerika ve ‹sviçre’de konserlerimiz olacak. Bak›rköy Belediyesi ile bir araya gelmeniz nas›l oldu? Ataer: Biz bir misyon yüklendik. Bir proje gelifltirdim. Bak›rköy Belediyesi’ne de “Var m›s›n›z?” dedim. Bak›rköy Belediye baflkan› çok ayd›n bir insan. Birbirimizi
söylefli: ekrem ataer anlad›k ve bir araya geldik. Ben yerel yönetimin gerçek mant›¤› alt›nda yatan tafl›y›c› kolonlar›n böyle bir fley oldu¤unu düflünüyorum. Kanalizasyon hizmetleri beni çok ilgilendirmiyor. Ben yerel yönetimde iki fleyi önemsiyorum. Güvenlik ve kültür… Yerel yönetimin bana güvenli olarak bir kültürün içinde yaflamas›n› sa¤lamas› laz›m. Kald›r›m›n yüksekli¤ini alçakl›¤›n› da kültür belirler. Bunlar tali fleyler. ‹nflaatlar›n ne kadar yüksek olaca¤›na karar veren de o flehrin kültürüdür. Bu Bak›rköy Belediyesiyle bizim ortak çal›flmam›zd›r. Ben bu projeyi gelifltirdim, Bak›rköy Belediyesi de gönlünü açt›. Sizin program yap›mc›l›¤› taraf›n›z da var. Bir belgesel haz›rl›¤›n›z oldu¤unu duyduk. Ataer: Evet, ben Balkanlardaki göçü
anlatan bir belgeselin müzi¤ini yapt›m. Kurgular›nda küçük küçük ukalal›klar yapt›m. Baflka belgesel projelerim var. Örne¤in Arnavutluk’taki Bektafli Ocaklar› üzerine bir belgesel haz›rlamak istiyorum. Bizim kökenlerimiz orada. Muhteflem bir fley olacak. Arnavutluk’taki Bektafli Ocaklar› çok önemli. Bektafli Ocaklar› Anadolu’daki inanç sistemini yayan çok önemli mihenk noktalar›m›z. Bunlar›n araflt›r›lmas› laz›m. Sanatç›n›n siyaseti olmal› m›? Ataer: Yaflam›n siyaseti olmal›. Siyasetsiz yaflayan insan bofl çuval gibidir. Bak›n benim bir yaflam politikam var. Bence bir manav›n da siyaseti olmal›. Onun siyaseti, çürük mal satmamak olmal›. Yaflam›n oturdu¤u temel kurallar dizgesidir siyaset bence. Ben aynaya bakt›¤›m zaman, kendimi demokrat, ilerici, devrimci modern; bir o kadar
da milli de¤erlerine ba¤l› bir adam olarak görüyorum. Bu benim kendi iç disiplinim. Bunu anlatmak istiyorum. Bu bir siyasettir. Sanatç› geri zekal› de¤ildir. Aktif siyasette sanatç›lar rol almal› m›? Ataer: Tabii almal›. Yoksa ayd›n modeli de¤iflir. Bizim zaten ayd›n modelimiz de¤iflmifltir. Daha farkl› bir noktaya gelmifltir. Naz›m Hikmet, Yaflar Kemal bir ayd›n modelidir. Sevin, sevmeyin Halide Edip Ad›var bir ayd›n modelidir. Bu ayd›n modellerinin de¤iflmesi, kendini ifade etmesinde sanatç›n›n önemli bir rolü vard›r. Siyasetin bir de askeri bir taraf› vard›r. Sanatç› bu taraf›yla çok ilgilenmez. Toplumun kültürel ve sosyal anlamda nas›l bir vizyonu olmas› gerekti¤ini ortaya koyar.
Ekrem Ataer’in yönetti¤i Ça¤dafl Halk Müzi¤i Korosu, 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü’nde bir konser vermeye haz›rlan›yor.
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
33<
kariyer
Zor kiflilerle yaflamay› kolaylaflt›r›n > > H a n d e B a fl a k
Z
ayat›n›zda olumsuz duygular yarat›yor, önemsiz hissettiriyor, kapana k›st›r›lm›fl duygusuna neden oluyor, üzüntüye ve en son strese yol aç›yor. Zor kiflilerin baflkalar›n›n hayat›na verdi¤i zararlar böyle s›ralan›yor gidiyor… ‹fl ve özel hayatta ço¤u insan, kimi zaman yöneticisini, kimi zaman çal›flan›n›, müflterisini, eflini, çocu¤unu veya anne- babas›n› ‘zor kifli’ olarak görüp, onunla bafl etmeye çal›fl›yor. Yanl›fl yöntemleri takip edenler, sorunu daha da karmafl›k hale getiriyor. Bu da, ya iflten ayr›lmak zorunda kal›nmas›na ya da efl, çocuk ya da anneyle yaflanan sorunun daha da derinleflmesine neden oluyor. Peki, zor kifli ile mücadele konusunda strateji nas›l gelifltirilir, zor kifliyi daha iyi tan›mak için davran›flsal analiz nas›l yap›l›r? ÖNCE KEND‹N‹Z DE⁄‹fi‹N ‘Zor Kiflilikler ve Zor Durumlarla Bafla Ç›kma’ seminerleri düzenleyen E¤itim ve Yönetim Dan›flman› Kamil Genç, insanlar›n hayatlar›ndaki zor kiflilerden bir günde ya da basit yöntemlerle kurtulmalar›n›n mümkün olmad›¤›n› söylüyor. Ona göre, böyle bir durumda en temel yöntem karfl›dakini de¤ifltirmeye u¤raflmaktan daha çok, kiflinin kendi davran›fllar›n› de¤ifltirmesinden geçiyor. Kendi davran›fllar›n›z› de¤ifltirdi¤inizde, karfl›n›zdaki insan kendili¤inden de¤ifliyor. Zor insanlara de¤iflmesi gerekti¤ini söylemek sonuç vermiyor. Örne¤in, zor kifli sizi dinlemiyor, dikkate alm›yorsa; o güne kadar kulland›¤›n›z anlat›m yöntemini de¤ifltirmenizde fayda var. Sözlü anlat›yorsan›z, yaz›l› anlat›n. Yaz›l›ysa rakamlarla aktar›n ya da baflkas›na anlatt›r›n. Karfl›lafl›lan duruma göre, pek çok davran›fl de¤ifltirme imkân› var. Bu, zor kiflilerle mücadelede en temel yöntemler aras›nda yer al›yor.
Zor olarak nitelendirilen insanlar›n, kiflilerin hayatlar›nda önem verdikleri bireyler olmalar› ve beklentileri karfl›lamalar› fleklinde iki temel özellikleri bulunuyor. Zor kifliler bundan dolay›, insanlar›n hayatlar›nda önemli hale geliyorlar. Bu özellikleri karfl›lamayan insanlar zor kifli kavram›na girmiyor. Kamil Genç, zor kiflilerle bafla ç›kman›n tamamen ö¤renilebilece¤ini düflünüyor. Genç, “Bu tamamen davran›fl teknikleriyle ilgili. En etkili yöntem, duygusal zekay› kullanmak. Bunu çal›flarak gelifltirmek mümkün. Duygusal zeka da ölçülebilir. Nas›l gelifltirilece¤i ve ne tür ad›mlar at›laca¤› önemli. Ama kesinlikle ö¤renilebilir” diyor.
‹fl ve özel hayatta karfl›lafl›lan zor kiflilerle bafl etmenin yolu ‘olumlu’ davran›fltan geçiyor. E¤itim ve Yönetim Dan›flman› Kamil Genç, "Zor kiflilerin daha iyi olmas› isteniyorsa, güçlü olduklar› noktalar ortaya ç›kart›lmal›. O zaman kendilerini daha iyi hissederler ve zorluk ç›kartmaktan vazgeçerler" diyor.
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>34
‹LG‹ GÖSTER‹N Kamil Genç, zor kifliyle bafla ç›kman›n kesin yöntemi olarak; talep ve beklentilerinin karfl›lanmas›n› görüyor. Haks›zsa bile, bir süre talep ve beklentileri karfl›lan›rsa zor kifli daha az zorluk ç›kart›r. ‹yi davran›fla karfl›n zorlu¤unu art›rarak devam ettiriyorsa, ma¤dur kifli o zaman daha güçlü konuma gelir. Böylece
De¤iflmiyorsa yollar› ay›r›n
E¤er patronunuz zor insansa!
Zor kiflilik ve durumlarla mücadelede ‘dolayl› çaba’ kural› di¤er bir yöntem olarak görülüyor. Bu kural birebir mücadeleye girmeden sorunu uzun vadeli strateji olarak ele almaya dayan›yor. Dolayl› çapa kural›na göre, zor kiflinin güçlü yanlar›n› ortaya ç›kart›p o yönde olumlu davran›fl gösterme yan›nda, kiflinin kendi güçlü yanlar›n› da belirlemesi gerekiyor. Kifli bunlar› listelemeli ve güçlü yanlar›n› daha fazla sergilemeli. Peki, zor insanlar› de¤ifltirme çabas›nda baflar›l› olunmazsa neler yap›lmal›? Kamil Genç, her türlü talep ve beklentinin karfl›lanmas›na karfl›n zorlu¤un devam etmesi durumunda zor insanla yollar›n ayr›lmas› gerekti¤ini belirtiyor. Genç’in önerileri flöyle: “Talep ve beklentiler karfl›land›¤›nda ya zor insan düzelir ya da düzelmez. Düzelmezse de her talebini karfl›lad›¤›n›z için onun karfl›s›nda güçlenirsiniz. Güç dengesi lehinize döndü¤ü için art›k ‘böyle davranmaya devam edersen, kabul edemem’ deme flans›n›z olur. Zorluk ›srarla devam ediyorsa alternatifleri düflünün. Her zor kiflili¤i ve durumu çözecek yöntem yok. Ama her fleye karfl›n mücadeleyi veren kifli kolay yol ayr›m›na gelir. Karar›n› net verebilir. En az›ndan bu ona güç sa¤lar.”
Zor insanlarla ifl hayat›nda m›, yoksa özel hayatta m› bafla ç›kmak daha zor? E¤itim ve yönetim dan›flman› Kamil Genç’e göre, ifl hayat›nda zor kiflilerle bafla ç›kmak daha kolayken, özel hayatta iflin içinden ç›kmak daha da zorlafl›yor. ‹fl hayat›nda patronla sorun yaflamak, en zor durum. Buna karfl›n zor ifl arkadafllar›yla mücadeleyi daha kolay. Kamil Genç, patronu ya da yöneticisi zor olanlara flu tavsiyelerde bulunuyor: “Patron ve yöneticisi zor olanlar, hayattaki hedeflerini yeniden belirlesin. Böyle bir durumda uzun soluklu alternatif stratejiler oluflturmak gerekiyor. Bu iki, üç y›l sürebilir. ‹fl hayat›nda uygun ad›mlar atarak yön de¤iflikli¤i sa¤lamak daha kolay. ‹fl hayat›nda bir manevra yap›l›nca ya yönetici memnun ediliyor ya da zor insan olma kapasitesi azal›yor. Kolay bir insan haline gelebiliyor. ‹kinci ihtimal olarak da, her fley yap›lmas›na karfl›n zor kifli olmaya devam ediyor. Böyle bir durumda iyi alternatifler oluflturarak baflka ifl olanaklar›na bakmak gerekiyor. Ma¤durun davran›fllar›ndaki de¤ifliklik nedeniyle seçenekleri art›yor. Bu, en önemli çözüm yöntemi.”
yavafl yavafl güç dengeleri de¤iflir. Kamil Genç, zor kifliyle mücadele eden ma¤dur kiflinin, ‘sorun onda; ben de¤il o bana yaklafls›n’ fleklindeki düflüncesini hakl› buluyor. Ancak zorluktan etkilenen kiflinin çözüm üretmesi gerekti¤ini vurguluyor ve ‘zorlu¤u ç›karan bana yaklafls›n’ düflüncesini çok gerçekçi bulmuyor. Genç, her alanda zor diye tan›mlanan kiflilerin ço¤unlukla ilgiye ihtiyaçlar› oldu¤una ve zorluklar›n›n ilgisizlikten kaynaklanabilece¤ine iflaret ediyor: “Zor insanlara yaklafl›rken onlar› ‘olumlu’ hissettirecek yöntemlerin uygulanmas›na dikkat edilmeli. ‹nsanlar›n içindeki iyilikler, olumlu fleyler söylenerek ortaya ç›kar›labilir. Zor kiflilerin daha iyi davranmas› isteniyorsa, güçlü olduklar› noktalar ortaya ç›kart›lmal›. O zaman kendilerini daha iyi hisseder ve baflkalar›na zorluk ç›kartan insan olmaktan vazgeçerler. Bu baflta tavizmifl gibi gelebilir. Ama zor insan› de¤ifltirecek bir yolun denenmesi taviz olarak alg›lanmamal›. Bu bir teknik olarak görülmeli. ‹lgi göstermek insan iliflkilerinde önemli bir konudur.”
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
35<
Unutmamal› o güzel günleri! “Bizim zaman›m›zda böyle miydi” diye bafllayarak “Büyüklerimiz bize bir bak›fl att›¤› zaman” diye uzay›p giden klifleleflmifl sözleri duymuflsunuzdur. Kültür çat›flmalar› farkl› yafl gruplar›nda oldu¤unda kuflak çat›flmas›na dönüflüyor. Ancak bu türden çat›flmalar›n üstesinden gelmek her zaman mümkün… > > ‹lke Balkan
B
ugün yafllar› 40 ve üzerinde olanlardan “Biz arada kalm›fl bir kufla¤›z” yorumunu s›kl›kla duymuflsunuzdur. Bu yorumu yapmaya iten pek çok neden olsa da, bugün için çal›flma yaflam›nda
olanlar›n anlatmak istedi¤i ‘yabanc› dil eksikli¤i, teknoloji dünyas›na yabanc›l›k’t›r. Dünya de¤ifltikçe, yaflam›n akla gelebilecek her alan›nda kuflak çat›flmas› var oldu ve var olacak. 40’l› yafllardan devam edersek, onlar televizyon, bilgisayar, hamburger, kredi kart›, çocuk bezi, hipermarket ve di¤erlerini sonradan da olsa gördüler. Son yeniliklere yetiflemeyen bir kuflak öncesi için ise tel dolaplar, kuzineler, çamafl›rlar›n elde y›kand›¤› özel günler, gazinolarda kad›n matineleri, bayramlar, yerli mallar vard›. Bu geliflmeler çerçevesinde, örne¤in kay›nvalidelerin gelinlerine “Bizim
zaman›m›zda çamafl›r makinesi mi vard›, biz çamafl›r› elimizde y›kard›k” biçiminde kulland›klar› hafif suçlay›c› ifadeler, kuflak çat›flmas›n›n bir yans›mas› olarak yafland›. Ya da lisede okuyan çocu¤unun, kravat›n› son derece gevflek ba¤layarak ve gömle¤ini pantolonunun üzerine b›rakacak flekilde serseri gibi bir görünüflle okula gitmesi, bir anne için çok da anlafl›labilecek bir durum olamad›. Bir di¤er örnek; “yeni nesil” çocuklar›n ailenin otoritesi babalar›yla diyalog biçimleri, karfl› ç›k›fllar›, tav›rlar› eski nesil için anlay›flla karfl›lanamad›. “Büyüklerimiz bize bir bak›fl att›¤› zaman...”diye uzay›p giden klifleleflmifl sözleri hepimiz duyduk. Ve bir önceki kufla¤›n söyledi¤i cümle genelde belliydi: “Bizim zaman›m›zda böyle miydi!” Onlara göre, geçmiflteki o güzel günler unutulmamal›, hep sürmeliydi… ÇA⁄DIfiI MI, SAYGISIZ MI? Gerçekten de, iki kuflak ço¤u zaman birbirlerini anlamak istemiyor ve “Bizim zaman›m›zda böyle miydi?” sözünü söylemekten pek usanm›yorlar. Gençler, bugün ve yar›n› anlamak isterken, dünü yaflamaya zorlan›yorlar. Yetiflkinler, ço¤u zaman de¤iflimi
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>36
ailem
Çözüm için alt›n kurallar > Her çat›flma olgusu tek ve özel bir durumdur, buna göre ele al›nmal›d›r. > Her olgu sadece flimdiye ba¤l› olarak de¤il, arka plan› ile incelenmelidir. > Çat›flan kültür ö¤esi ya da ö¤eleri ayr›nt›l› olarak incelenmelidir. > Sorun kimleri ilgilendiriyorsa, o kifliler çözümleme ve çözüm yollar› üretme aflamalar›nda etkin olmal›d›r. Bu diyalog ortam›n›n yarat›lmas› anlam›na gelmektedir.
kabullenmekte direnirken, anlafl›lamad›¤›n› düflünen gençler kendi dünyalar›n›n de¤iflmezli¤inde yaflayan statükocu aileleri ile mücadeleye giriyorlar. K›sacas›, her kuflak kendinden bir önceki nesli “ça¤d›fl›”, “geri kafal›” ve “tutucu” bulurken, bir sonraki kufla¤› ise, “sorumsuz’ ve “sayg›s›z” olarak de¤erlendiriyor. Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Baflkan› Prof. Dr. Betül Çötüksöken, kültür çat›flmas›n›n kuflak çat›flmas›n› kaç›n›lmaz k›ld›¤›na dikkat çekiyor ve “Dünyaya ayn› ya da benzer kavramlarla bakamayan kifliler aras›nda kültür çat›flmas› var demektir. Bu aile ortam›nda çok s›k rastlanan olgulardan biridir. Kültür çat›flmalar› farkl› yafl gruplar›nda oldu¤unda kuflak çat›flmas›na dönüflür. Ancak bu türden çat›flmalar›n üstesinden gelmek her zaman mümkündür” diyor. Prof. Çötüksöken’e göre, içinde yaflayan bireyleri en çok etkileyen ortam olan aile, dünyaya benzer
ya da ayn› kavramlarla bakmayan insanlar toplulu¤u haline getirildi¤inde, art›k bütün iletiflim kanallar› t›kanm›fl demektir. Böyle bir ortamda iletiflim, amaçlanan nitelikte olamayaca¤› için iflbirli¤inden de söz edilemez. Böyle bir ortamda paylafl›mda art›k ya hiç yoktur ya da sadece iç güdüsel/biyolojik niteliklidir. Kültür çat›flmas› ise bir iletiflim ortam› olan aileyi sonunda ortadan kald›racak boyuta kadar gidebilir. NE YAPMALI, NASIL DAVRANMALI? Prof. Çötüksöken, kuflak çat›flmas› karfl›s›nda ailelerin ne yapmalar›, nas›l davranmalar› gerekti¤i sorusunu ise flöyle
yan›tl›yor: “Bireylerin; günlük yaflamlar›n› sürdürürken, dünyaya bakarken kendisinden hareket ettikleri, yaraland›klar› kavramsal çevrelerin hesab›n› vermeleri, davran›fllar›n› gerekçelendirmeleri son derece önemlidir. Aile iliflkilerinde aç›kl›k ve aç›kl›¤a dayal› diyalog, sorunlar›n çözümünde en iyi arac› ortamlard›r. Bu ba¤lamda ço¤unlukla hoflgörüden söz edilir. Ancak hoflgörü zaman zaman sorunlar›n üzerini örtebilir. Çözüm yollar›n› göz ard› etmeye yol açabilir. Zaman zaman da ald›r›fls›zl›¤a neden olabilir. Ald›r›fls›zl›k da ileride daha büyük kültür çat›flmalar›n›n haz›rlay›c›s› olur. Bu nedenle, kiflilerin aç›kl›k ilkesine dayal› olarak gerçeklefltirecekleri diyalog, kültür çat›flmalar›n›n çözümlenmesinde, bertaraf edilmesinde en iyi çare gibi görünmektedir. Ancak aç›kl›k ilkesi her zaman hesaba
> Bireyler özne olarak kendilerini alg›lamal› ve baflkalar›nca da öyle alg›lanmal›d›r. > Sürüp gitmesi istenen kültür ö¤esinin insan haklar›yla çat›fl›p çat›flmad›¤› dikkate al›nmal›d›r. Bu nedenle kimi al›flkanl›klar, davran›fl biçimleri insan haklar› kavram› bak›m›ndan de¤erlendirilmelidir. > Karfl› ç›k›lan kültür ö¤esi için törel nitelikli de¤il, sa¤l›¤a dayal› gerekçeler oluflturulmal›d›r. Ancak bu durumda sorunlar çözülebilir.
kat›lmal›d›r. Çat›flmal› durumlar ileri boyuta ulaflt›¤›nda, uzman deste¤ine baflvurmak da son derece önemlidir. Kültür çat›flmalar›nda önemli bir nokta da kiflilerin kendilerini e¤itmeleridir. Aralar›nda ortak yaflama alanlar› oluflturmak üzere kifliler kendilerini e¤itmeli, kültür çat›flmas›n› ortadan kald›rmal›, insan› ölçü alarak hümanist nitelikle davran›fllar gelifltirmelidir...” Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
37<
e¤itim
Dil ö¤renmeyi hafife al›n Yabanc› dil ve özellikle ‹ngilizce, gerek ifl hayat›nda gerekse özel hayatta insanlara yeni f›rsatlar›n kap›s›n› aç›yor. Ancak düzensiz ve programs›z dil ö¤renme yöntemleri, sonuç al›nmas›n› zorlaflt›r›yor. Geçen y›llar, harcanan para da cabas›…
Dil ö¤renmeyi hobiye dönüfltürün Dil ö¤renmeye karar veren insanlar›n izlemesi gereken aflamalar: >> Ö¤renmeye karar verin ve hemen bafllay›n. Kaç y›l sürece¤ini, hangi aflamalardan geçmeniz gerekece¤ini, masraflar›n› ve di¤er bütün detaylar› düflünmeyin. >> Yabanc› dil ö¤renmeye karar verdikten sonra öncelikli hedef olarak kendinize daha iyi ifl bulma, internetten daha iyi araflt›rma yapma gibi güçlü bir "ö¤renme nedeni" sa¤lay›n. >> Dil ö¤renmek için gerekli olan kaynaklar› baz› yay›nevlerinin haz›rlam›fl oldu¤u kitap ve kasetlerle s›n›rl› görmeyin. Günümüzde ‹ngilizce e¤itimi için en kapsaml› kaynak internet. >> Bir yabanc› dili ö¤renmek, tarih, fizik ya da bir baflka dersin ö¤renilmesinden farkl›. Bir dil, ait oldu¤u toplumun düflünce biçimini yans›t›r. Dil toplumla birlikte geliflti¤i için, yabanc› bir dile hakim olabilmenin ilk flart›, o dili konuflan toplum gibi düflünebilmektir. >> Dil ö¤renme sürecini mutlaka zevkli bir hobiye dönüfltürün. Bunun için yabanc› bir dergiye abone olun. Sinemaya gitti¤inizde ‹ngilizce’nizin geliflece¤ini bilin ve o bilinçle seyredin. Seslendirmesi ‹ngilizce, altyaz›s› Türkçe olan filmler izleyin. >> Evinizde kablolu televizyon veya baflka bir sistem varsa, günün belirli bir saati düzenli olarak ‹ngilizce ya da ö¤renmek ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>38
istedi¤iniz dilde yay›n yapan kanallar› izleyin. >> Düzenli olarak seviyenize uygun kitaplar okuyun. E¤er seviyenizi bilmiyorsan›z ölçünüz flu olsun. E¤er kitab›n bir sayfas›nda 10 kez sözlü¤e bak›yorsan›z o kitap size göre a¤›rd›r ve b›kk›nl›¤a neden olabilir. E¤er bir sayfada hiç sözlük ihtiyac› duymuyorsan›z o kitap da seviyenizin alt›ndad›r ve bir fayda sa¤lamaz. Bu yüzden her sayfada sadece 2-3 kez sözlük ihtiyac› duyaca¤›n›z kitaplar› seçin ve seviyeyi giderek art›r›n. >> E¤er büyük bir engeliniz yoksa hedefleriniz aras›nda k›sa süreli de olsa mutlaka bir yurtd›fl› gezisi olsun. >> Dili önemseyin ama dil ö¤renme iflini hafife al›n. Hafife almak demek, sürekli nas›l ö¤renece¤inizi araflt›r›p, kayg›yla beklemeye bir son vermek ve cesaretle ilk ad›m› atmak demek.
Dil e¤itmeni ve dil e¤itim kurumu sahibi Salih Uyan
> > H a n d e B a fl a k
N
as›l halledece¤im flu ‹ngilizce olay›n›? Bafllayamad›m bir türlü... “Liseden asl›nda iyi bir temelim var ama ço¤unu unuttum. Özel ders mi alsam acaba?” , “Keflke evlenmeden önce dil ö¤renme iflini halletseydim. fiimdi vakit bulam›yorum.”, “Anl›yorum ama konuflam›yorum.” Dil ve özellikle ‹ngilizce ö¤renme konusunda bu cümleleri kuran insan say›s› bir hayli fazla. Yabanc› dil bilen insan say›s›n›n az oldu¤u Türkiye'de, ortaya ç›kan tablo bir yerlerde sorun oldu¤unu gösteriyor. E¤itim sistemi d›fl›nda dil ö¤renmede kiflisel ad›mlar›n istikrars›z ve baflkalar›ndan görülerek at›lmas›, sorunu iyice karmafl›k hale getiriyor. ‹fl hayat›nda da her geçen gün dil bilen insanlara daha iyi ifl ve çal›flma koflullar›
sunulmas›, bireyleri yeni çabalara itiyor. Ancak programs›z ve düzensiz dil ö¤renme sistemleri, sonuç al›nmas›n› zorlaflt›r›yor. Birçok yerde ‹ngilizce ö¤renme çal›flmalar›na ortaokulda bafllayan ancak 40 yafl›na geldi¤i halde bunu baflaramayan insanlar› görmek mümkün. Uzmanlara göre, bu durumda kiflilerin, dil ö¤renme yöntemlerini sorgulanmas› gerekiyor. Peki, dil ö¤renmeye karar veren bir kifli ne yapmal›? ‹fi, Ö⁄RENMEY‹ TET‹KL‹YOR Dil e¤itmeni ve dil e¤itim kurumu sahibi Salih Uyan, dil ö¤renmenin dili ö¤renen kiflinin kapasitesi, çal›flma yo¤unlu¤u, azmi, kullan›lan ö¤retim teknikleri ve materyalleri, dilin ö¤renildi¤i ülke ve ortam gibi birçok etkene göre uzay›p, k›salabildi¤ini belirtiyor. Uyan, bir yabanc› dili ö¤renme süresinin net olarak söylenemeyece¤ine ancak bunun kesinlikle alt› y›l sürmeyece¤ine dikkat
Uzmanlar, ‘nas›l ö¤renece¤im’ kayg›s›n› yenip, cesaretle ilk ad›m› atman›z› öneriyor. çekiyor. Uyan flunlar› söylüyor: “Türkiye'de, ilkö¤retimden bafllayarak lise son s›n›fa kadar yabanc› dil e¤itimi gören ve hâlâ ö¤renemeyen milyonlarca ö¤renci var. Bunun yan›nda 6 ayl›k dil kurslar›na giderek orta veya ileri seviyeye kadar gelen insanlar var. Dil ö¤renimiyle ilgili genetik bir problemimiz olmad›¤›na göre, ya sistemden, ya e¤itmenlerden ya da kiflinin kendisinden kaynaklanan sorunlar e¤itim sürecini uzat›yor.” Salih Uyan, dil kurslar›na devam edenlerin sadece yüzde 25'inin dilini ilerletebildi¤inin, di¤er yüzde 75'in ise sonuç alamad›¤›n›n alt›n› çiziyor. Ona göre, dil ö¤renmek motivasyon ve istekle do¤rudan ilgili. Zaten yap›lan araflt›rmalar da iflleri gere¤i ‹ngilizce'ye ihtiyaç duyan insanlar›n çok daha k›sa sürede ö¤rendiklerini ortaya koyuyor. Yani dili ö¤renmeye
bafllarken ne kadar gerekli oldu¤unu güçlü flekilde hissetmek, e¤itim sürecini çok olumlu etkiliyor. ‹K‹ AYDA Ö⁄REN‹LMEZ Uyan, dil ö¤renimine en çok zarar veren fleyi ise, maymun ifltahl›l›k olarak görüyor: “Birçok insan kursa bafllad›ktan iki ay sonra ‹ngilizce kitap okuyabilece¤ini, internetteki ‹ngilizce sitelerde dolaflabilece¤ini veya yabanc›larla rahatl›kla konuflabilece¤ini düflünüyor. ‹ki ay sonra bir geliflme kaydedemedi¤ini görünce de ifltah› kaç›yor ve yeni aray›fllara giriyor. ‹nsanlar›n, öncelikle dil ö¤renimine iliflkin do¤ru bilgilendirilmesi gerekir.
Dil ö¤renmek elbette zor bir ifl. Belirli bir bedel ödemeden, al›n teri dökmeden veya çaba harcamadan dil ö¤renmek imkans›z. 'Amerika'da bir ay kald›m, ‹ngilizce'yi hallettim' sözlerine de kimse inanmas›n. Dil ö¤renmeye baflland›¤›nda, en az 6 ay süre biçilmeli ve bu süre içinde de çok s›k› çal›fl›lmal›. Sürekli ne zaman konuflmaya bafllayaca¤›m diye düflünülmemesi gerekir.” Dil ö¤renmede ilk ad›mlar› tek bafl›na atman›n çok zor oldu¤una de¤inen Salih Uyan, yurtd›fl›nda dil ö¤renmenin süreci k›saltmas› nedeniyle avantajlar sa¤layaca¤›n› vurguluyor. Türkiye'deki en büyük sorun dili kullanmak ve konuflmak. Yurtd›fl›nda sürekli konuflma imkan› yakalanmas› nedeniyle e¤itim süreci 6-8 aya inebiliyor. Bunlar tabii ki, çeviri veya akademik düzeyde ‹ngilizce ö¤renmek için yeterli de¤il.
‹nternetten ‹ngilizce ö¤renilir mi? Kurs, kitaplar, kasetler ve CD'ler yan›nda son geliflen teknolojiler; dil ö¤renme yöntemleri aras›na interneti de soktu. ‹nternet üzerinden online e¤itim de ‹ngilizce ö¤renme yöntemleri aras›nda yerini ald›. ‹nternet üzerinden derslerin al›nabildi¤i birçok site bulunuyor. ‹ngilizce ö¤reten web siteleri, gramer, kelime, okuma, dinleme, kelime ö¤renme program› ve s›nav bankas› gibi s›n›f ortam›n›n sa¤lad›¤› bütün seçenekleri sunuyor. Etkileflimli s›navlar ve aktiviteler dil ö¤renimini internet üzerinde de zevkli hale getiriyor. ‹nternet üzerinden online ‹ngilizce e¤itimi veren baz› siteler flöyle: www.dersimizingilizce.com www.ingilizceokulu.com www.limasollunaci.com www.fono.com.tr
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
39<
sevgililer günü
Kalbim ve hediyem senin! H > > Defne Do¤an
Sevgililer Günü’nün tatl› telafl›, sevgiliye hem be¤enece¤i hem de özel bir hediye almak… Ancak bu o kadar da kolay de¤il. Yüzlerce alternatif aras›ndan hangisini seçece¤inize karar veremiyorsan›z, yaz›m›za kulak verin…
er “14 fiubat” heyecan›yla birlikte gelir. Günler, haftalar öncesinden tatl› bir telafl bafllar, “aflkla” çarpan yüreklerde. Sevmek ve de sevdi¤ini sevdi¤ine hissettirmektir en önemlisi. Asl›nda seven için her gün “sevgililer günü”dür ama yine de 14 fiubat’›n farkl› olmas›n› ister sevgililer... Sevgiyi anlatman›n binlerce yolu o gün dile gelir. Bir gül, s›cak bir gülümseme... O gün daha bir ayd›nlan›r dünya. Sevenler daha çok birlikte vakit geçirmek ister, birbirlerine hediyeler verir, günü hat›ra kalacak flekilde yaflarlar. Peki sevdi¤iniz kifliye bir hediye ald›n›z m›? E¤er cevab›n›z ‘hay›r’ ise hâlâ geç kalm›fl
say›lmazs›n›z. Hediyeler pek çok kifli için önemlidir. Pahal› olmas› gerekmez ancak özeninizi ve ilginizi yans›tmas› beklenir. Ayr›nt›lara gösterece¤iniz düflkünlü¤ünüz, sevginizin gücü konusunda fikir verir. Hediye seçiminde bu konuya özellikle dikkat edin.
Kad›nlara al›nabilecek hediyeler aras›nda çiçek, sevgililer gününün vazgeçilmezidir. Sevginizi gülün d›fl›ndaki çiçeklerle de ifade edebilirsiniz. Bir orkide, bir anthoryum, bir lilyum yada k›r çiçeklerinden bir demetle de ona sevginizi
Sevgililer Günü’nün efsaneleflen öyküsü "Sevgililer Günü"nün tarihi binlerce y›l önceye, Roma ‹mparatorlu¤u'na dayan›yor. O dönemde yaflayan bir papaz olan Aziz Valentine'in trajik ölümüyle sonuçlanan olaylar, 14 fiubat Sevgililer Günü'ne zemin haz›rlayan olaylar olarak an›l›yor. Eski Roma'da 14 fiubat günü bütün Roma halk› için önemli bir gündü. Çünkü bu günde Roma'da, tanr› ve tanr›çalar›n›n kraliçesi olan Juno'ya duyulan sayg›dan ötürü tatil yap›l›rd›. Juno ayr›ca Roma halk› taraf›ndan kad›nl›k ve evlilik tanr›ças› olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 fiubat gününde ise Lupercalia Bayram› bafll›yordu. Bu bayram halk›n genç nüfusu için büyük önem tafl›yordu. Bunun nedeni ise yaflant›lar› kesin kurallar ile s›n›rland›r›lm›fl, bunun do¤al sonucu olarak birliktelik yaflama flans› olmayan bu gençler, sadece bu ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>40
bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlard›. Hangi genç bayan›n, hangi genç erkek ile bir çift oluflturaca¤› eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayram›'n›n arife günü yap›lan bir çekilifl ile belli
oluyordu. Romal› genç k›zlar isimlerini küçük ka¤›t parçalar›n›n üzerine yaz›p bir kavanoza koyuyorlard›. Genç Romal› erkekler ise kavanozdan bu ka¤›tlar› çekerek, üzerinde hangi k›z›n ismi yaz›yorsa, o k›zla bayram e¤lenceleri boyunca beraber oluyorlard›. Bu birliktelikler birbirine afl›k olan çiftler için bayram süresinin d›fl›na tafl›p genellikle evlilikle sonlan›yordu. ‹mparator 2. Claudius, Roma'y› kendi kat› kurallar› ile zalimce yöneten bir hükümdard›. Onun için en büyük problem ordusunda savaflacak asker bulamamakt›. Ona göre bu durumun tek sebebi Romal› erkeklerin aflklar›n› ve ailelerini b›rakmak istememeleriydi. ‹flte bu yüzden Roma'daki tüm niflan ve evlilikleri kald›rd›.
Aziz Valentine de, Claudius'un hükümdarl›¤› zaman›nda Roma'da yaflayan bir papazd›. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasa¤›na ra¤men gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra ö¤rendi. Aziz Valentine insanlar› evlendirmeye devam etti¤i için tutukland› ve yapt›klar›n›n cezas› olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 y›l›n›n 14 fiubat gününde H›ristiyan flehitli¤ine gömüldü. O gün bugündür, her y›l›n 14 fiubat'› Sevgililer Günü olarak kutlanmaya devam ediyor. Sevgililer Günü, 1800 y›llardan sonra Amerika'da Esther Howland'›n ilk Sevgililer Günü kart›n› yollamas›ndan bu yana günümüzde daha çok say›da insan›n kutlad›¤› toplumsal bir olay haline geldi.
Sevgiliye özel seçenekler 14 fiubat’› özel olarak yaflamak isteyenler için flirketler bu y›l da birbirinden farkl› seçenekler sunuyor. Birçok firma vitrinlerini, dekorlar›n› yeniledi; özel kampanyalar bafllatt›. > Cinecity Sinemalar›’nda romantik bir Sevgililer Günü yaflamak isteyen sinemaseverlere, önceden rezervasyon yapt›rarak özel ikramlarla salon kapatma olana¤› sunuluyor. Sevgililere son iki y›lda Türkiye’de vizyona girmifl filmlerden bir seçim yapma olana¤› da sa¤lan›yor. > Do¤an Telekom, yeni ses servisi NALO ile
sevgililere internet üzerinden, bilgisayara ihtiyaç olmadan, mevcut telefon cihazlar›n› kullanarak, bedava ve s›n›rs›z görüflebilme imkan› sunuyor. > Ogatech, “taraftar sevgililer”e hediye
gösterebilirsiniz. E¤er yaflad›¤› evin anahtar› siz de de varsa, evin içine çiçekler serebilir, bir mum yolu oluflturabilirsiniz. O’na her ikinizin de sevece¤i bir DVD film hediye edebilirsiniz. Kalp fleklinde k›rm›z› bir yast›k; yüzük ve küpe benzeri tak›lar; günlük olarak kullanabilece¤i atk› veya bere gibi giyim aksesuarlar› da ideal hediyeler aras›nda say›labilir. Sevgilinizi 14 fiubat'ta hem sevindirecek hem de flaflk›nl›¤a düflürecek bir hediye almak istiyorsan›z biraz yarat›c› olmakta fayda var. Sizin en güzel anlar›n›zda çekilmifl foto¤raflar›, kolaj yapt›rabilirsiniz. Sevgilinizin kalbini tatl› bir yolla kazanmak istiyorsan›z, ona özel fl›k bir pasta yapt›rabilirsiniz. Bunlar›n d›fl›nda radyo ya da gazetede aflk›n›z› ilan edebilirsiniz. E¤er yetene¤iniz varsa sevdi¤iniz için fliir yazabilir, hatta müzikle aran›z iyiyse, ona aflk›n›z› anlatan bir flark› yapabilirsiniz. Tabii flark›y› da kendiniz söylemek
kayd›yla... Sevgilinizle bafl bafla kusursuz bir gece geçirmek istiyorsan›z sizin için çok özel sürprizler haz›rlayan flirketlerden yard›m alabilirsiniz. Evinizin salonunda fl›k bir restoran havas› yaratabilirsiniz. Kalp fleklinde balonlarla ve k›rm›z› güllerle süslenmifl, mumlarla ayd›nlat›lm›fl salonda, birbirinden leziz yemekler tadabilirsiniz. Bafl›n›zda kemanc›lar en romantik aflk flark›lar›n› çalabilirler. Davet organizasyon flirketleri bu konuda çeflitli alternatifler sunuyor. Erkeklere yönelik hediye için sevdi¤i bir yeme¤i güzel yapan bir restoranda akflam yeme¤i yemek hofl bir hediye olabilir. Aksesuarlar en kal›c› hediyelerdir. Çok s›k giydi¤i k›yafetlere uygun bir kol saati güzel bir hediye olabilir. E¤er sevgiliniz aç›k hava sporlar› yap›yorsa su geçirmeyen, pusulas› olan, kronometreli bir saat ya da spor ayakkab›, futbolu seviyorsa taraftar› oldu¤u tak›m›n formas›, kitaplarla hafl›r neflirse sevdi¤i bir yazar›n yeni ç›km›fl bir kitab› ideal hediyeler aras›nda say›labilir.
edilmek üzere özel bir telefon üretti. Befliktafl, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonsporlu seçenekleri bulunan telefonlar, ayn› zamanda bu tak›mlar›n marfllar›n› da çal›yor. > Pentax 14 fiubat’› “Sevgililer Günü An›lar›n›z Uçup Gitmesin” ad›yla düzenledi¤i kampanyayla karfl›l›yor. 7 -10 megapiksel aras›nda de¤iflen yüksek çözünürlüklü dijital foto¤raf makinelerinin fiyatlar› 209-385 euro aras›nda de¤ifliyor. > Joker-Maxitoys ma¤azalar›nda “büyümüfl çocuklara” yönelik olarak kalpli hayvanlar, pelufllar, klasik araba modelleri, maketler gibi birbirinden farkl› hediye seçenekleri sunuluyor. > Goldafl’›n Sevgililer Günü’ne özel koleksiyonunda yüzükler ve ikili setler yer al›yor. Aflk›n ve tutkunun tafl› olarak kabul edilen p›rlantan›n, do¤al süs tafllar› ile göz al›c› tasar›mlara dönüfltü¤ü yüzükler, büyük ve gösteriflli görünümleri ile dikkati çekiyor. > So CHIC ise 14 fiubat Sevgililer Gününe Özel olarak "Sonsuz Aflk›" ifade eden kolye ve bileklik gümüfl tak› seti üretti. > Yatafl’›n, evini seven çiftler ve sevgililer için tasarlad›¤› koleksiyonda
yer alan Diva Nevresim Tak›m› ve Yatak Örtüsü, jakarl› dokumas› ve pullu tasar›m› ile yatak odalar›n›za k›rm›z› ve siyah›n fl›k, al›ml› ve bir o kadar da asil uyumunu getiriyor. > Sevgililer gününde sevgilisine de¤iflik ve esprili bir hediye vermek isteyenler için tasarlanan Yatafl Loveseat Kanepe, aç›ld›¤›nda kalp fleklini alan formu ve üzerindeki kalp desenleri ile aflk›n›z›n gücüne ve yarat›c›l›¤›na tan›kl›k edecek çok özel ve kullan›fll› bir arma¤an.
Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
41<
dostlar›m›z
Dostlar›n›z› flefkatinizle ›s›t›n yaflayanlar›nkini ise biraz azaltmakta fayda var. Nedenine gelince… K›fl›n dostlar›m›za yeterince egzersiz yapt›r›lamad›¤› ve genellikle kaloriferin kenar›nda yatt›klar› için bu gerekli görülüyor.
K
›fl›, k›fl gibi yaflayan ülkelerde, köpeklerin karda k›zaklar› çekti¤ini görmek flafl›rt›c› de¤il. Ama sanmay›n ki, köpeklerin hepsi so¤ukta yaflayabilir. Çoban köpekleri, St.Bernard, Chow Chow ve Sibirya Husky’si d›fl›nda hiçbir köpek so¤u¤a dayanamaz. Bu köpekleri ise ev s›cakl›¤›nda yaflamaya zorlarsan›z, hastalanabilirler… Elbette Türkiye, Sibirya kadar so¤uk de¤il. Buna karfl›n k›fl›n art›k yavafl yavafl yüzünü göstermeye bafllad›¤› bugünlerde dostlar›m›z sizden biraz daha özen bekliyor. ‹ster evde, isterse d›flar›da yaflas›nlar köpekleri so¤uktan korumak flart. Özellikle de k›fl›n; yavru köpeklere, ihtiyar köpeklere ve k›sa tüylü köpeklere daha çok ilgi göstermek gerekiyor. Özellikle hava s›cakl›¤› -10 dereceye düfltü¤ünde d›flar›da yaflayan köpekleri eve almakta fayda var. Köpekler, evin herhangi bir köflesinde mutlu olabilirler. Gereken tek fley alt›na küçük bir yast›k ya da eski bir battaniye sermek. DO⁄RU KULÜBE SEÇ‹M‹ Köpe¤iniz evin d›fl›nda bar›n›yorsa, k›fl›n nemden ve rüzgardan korunmas› daha da önem kazan›yor. Bunu sa¤lamak da do¤ru kulübe seçiminden geçiyor. Kulübe, köpe¤in beden ölçülerine uygun olmal›. Köpek, kulübesinin içinde aya¤a kalkabilmeli ve kendi çevresinde rahatça dönebilmeli. Klasik köpek kulübeleri, genelde küçük bir ev ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>42
Köpe¤iniz titriyor ve oynamak istemiyorsa, bilin ki üflüyor. Köpek sahiplerinin k›fl›n dostlar›na nas›l bakacaklar›n› bilmesi gerekiyor. Beslenmesinden temizli¤ine, bar›nmas›ndan banyosuna iflte köpeklere k›fl bak›m›n›n incelikleri… biçiminde ve a¤açtan yap›l›yor. Kulübenin içinin ve d›fl›n›n kötü hava koflullar›n›n çürütücü etkisini ve parazit yuvalar›n›n oluflmas›n› önlemek için boyanmas› gerekiyor. Kulübe periyodik temizlikler için sökülüp tak›lacak biçimde yap›l›rsa daha iyi olur. Kulübenin köpe¤in rahatça girip ç›kaca¤› genifl bir kap›s›n›n olmas› da önemli. K›fl aylar›nda bu kap›, kal›n bir örtü ya da kapak ile örtülmeli. Uzmanlara göre, köpe¤i romatizmadan koruman›n en iyi yolu da bu. Kulübenin dam›n›n kiremit ya da metal ile korunmal› yap›lmas› da faydal›. Kulübenin içinde köpe¤in
yatt›¤› zemin, topraktan biraz daha yüksek olmal›. Kulübenin içindeki yatak paçavralarla ya da odun talafl›yla doldurulmufl sa¤lam bir flilte olmas›nda yarar var. Bu fliltenin her hafta havaland›r›lmas› da flart. KIfi BESLENMES‹NE GEÇ‹N Dostlar›m›z›n k›fl mevsiminin flartlar›na göre beslenmesine de özen göstermelisiniz. K›fl›n d›flar›da yani so¤ukta yaflayan hayvanlara yüzde 25 daha fazla yiyecek verilmeli. Köpeklerin vücudunu ›s›tacak gerekli s›cakl›¤› üretebilmesi için bu gerekli. D›flar›da yaflayan köpeklerin so¤uk günlerde yeme¤ini art›r›rken, evde
ILIK SUYLA YIKAYIN Yaz-k›fl köpe¤in temizli¤i de özen gösterilmesi gereken bir konu. Köpe¤in y›kanma s›kl›¤› konusunda herhangi bir kural yok. Buna karfl›n köpek, çok kirlenmemiflse ayda bir kez suyla y›kanmal›. Banyonun yan› s›ra köpek, düzenli olarak f›rçalanmal› ve postunda pire ve kene olmad›¤›na bak›lmal›. Köpe¤in banyo suyu mutlaka ›l›k olmal›… Bu k›fl›n daha da çok önem tafl›yor. Köpe¤i y›kamaya kuyru¤undan bafllay›p, bafl›na do¤ru devam etmelisiniz. Köpe¤i y›karken önce vücudunu ›slatmal›, sonra da sabunlamal›s›n›z. Köpekleri y›karken kulaklar›n› pamukla t›kamal› ve gözlerine sabun kaçmamas›na dikkat etmelisiniz. Banyodan sonra köpe¤in, kuruyana kadar d›flarda de¤il evin içinde dolaflmas›na izin verilmeli. Bu konudaki son uyar›; gebe köpekler ve on iki haftal›k olmam›fl yavrular gerekmedikçe y›kanmaz. TÜYLER‹ KIRPMAYIN Köpeklerin tüylerinin temiz tutulmas› da önemli. Ancak illa da bunun için s›k s›k banyo yapt›rmaya ve sahip oldu¤u özellikler
Antifriz ve kaya tuzu yemesinler >> Köpekler k›fl›n kuru ve s›cak tutulmal›. Mümkünse köpe¤iniz için ay›rd›¤›n›z bir havlunuz olsun. >> Köpekler kar yerler ama bu susuzluklar›n› giderme ifllevini görmez. Bu yüzden sürekli temiz su bulundurun. Çok so¤uklarda suyu ›s›t›n, ›l›k hale getirip verin. >> K›fl aylar›nda dostunuzun patilerini düzenli olarak kontrol etmelisiniz. >> Kar ve buz t›rnaklar›n›n aras›na zarar verebilir. Islak patilerin tamamiyle kurutulmas›nda fayda var. >> K›fl›n yerlerde bol bol bulunan antifriz köpe¤inize çekici gelebilir. Köpe¤inizin zehirli antifriz yememesine dikkat edin. gerektirmedikçe tüyleri k›rpmaya gerek yok. Köpe¤in postunu temiz tutmak için kullan›lan zaten pek çok araç var. Bunlar aras›nda uzun ve genifl diflli taraklar, çeflitli sertlik derecelerinde f›rçalar, küçük t›rm›klar, makaslar ve bu ifl için kullan›lan b›çaklar› sayabiliriz. Düz tüylü köpek, özel bir eldivenle ya da hafif metalden yap›lm›fl bir f›rçayla kafla¤›lanabilir. Uzun ve tel gibi tüyleri olan cinslerin tafl›d›klar› özellikler gerektiriyorsa tüylerinin kesilmesinde yarar var. Bütün köpek cinslerinin düzenli ve periyodik bak›ma ihtiyaçlar› bulunuyor. Zaman zaman köpe¤e göz banyosu yapt›r›lmal›. Kulaklar her hafta mavi
ispirtoyla, nemlendirilmifl pamuklu çubuk kullan›larak temizlenmeli. Difller için veteriner bak›m› gerekir. Difllerin dökülmesine neden olabilen difl tafllar›n›n temizlenmesinde fayda var. T›rnaklar hayvan›n yürümesini zorlaflt›rmayacak ölçüde ve uygun bir makasla k›salt›lmal›. Bu ifllem yap›l›rken hayvan›n derisini incitmemeye özen gösterilmeli. Her mevsim köpeklerin temizli¤ine ve bak›m›na özen gösterilmesi gerekiyor. Ancak k›fl›n biraz daha özen…
>> Yollara buzlar›n erimesi için dökülen kaya tuzu köpe¤inizin patisine zarar verir. Bu yüzden k›fl gezisine ç›kt›¤›n›zda temizledikten sonra kulübesine koyun.
Buz ›s›r›¤›na ve yaralanmalara dikkat >> E¤er köpe¤inizi tafl›nabilir (mobil) bir ›s› kayna¤› ile ›s›tacaksan›z, ›s› kayna¤›n›n mutlaka kafesleri olmal› ve köpe¤inizin ulaflamayaca¤› bir yere koyulmal›. >> K›fl›n yaralanmalara da dikkat. Bu yüzden köpe¤inizle donmufl bir gölün ya da su birikintisinin yan›nda oynamay›n. >> Köpeklerin ço¤unun k›fl›n cildi kurur. S›k s›k t›marlamak köpe¤inizin cildini uyar›r ve ya¤ bezelerini harekete geçirir. >> Çok so¤uk karl› havalarda köpe¤iniz d›flar› ç›kt›¤›nda buz ›s›r›¤›na maruz kalabilir. Buz ›s›r›¤›n›n en çok görüldü¤ü bölgeler; kulak ucu, pati altlar› ve kuyruk ucu. Buz ›s›r›¤›na maruz kalm›fl bölgeye ›l›k su (s›cak de¤il) uygulay›n, havluya sar›n ve veterinere götürün. >> Son bir öneri… E¤er hava s›cakl›¤› -10 dereceyi görmüflse köpe¤inizi kapal› bir yere al›n. D›flar›daki kulübesi bu havalarda ona uygun yuva s›cakl›¤›n› vermez.
Lezzet, Marina’ya demirledi Bo¤az’›n eflsiz manzaras› karfl›s›nda rak›-bal›k keyfi yapmak isteyenlerin alternatif mekanlar›ndan biri Kuruceflme’deki Marina Bal›k Restaurant. Mevsim bal›klar›na hizmetiyle ekstra lezzet katan Marina’n›n müdavimleri aras›nda Fener Rum Patri¤i Bartholomeos’dan sanatç› Seda Sayan’a kadar birçok isim var… ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>44
> > Leyla Y›ld›r›m
E
skiler al›yorum /Al›p y›ld›z yap›yorum/ Musiki ruhun g›das›d›r/ Musikiye bay›l›yorum/ fiiir yaz›yorum/ fiiir yaz›p eskiler al›yorum/ Eskiler verip musikiler al›yorum/ Bir de rak› fliflesinde bal›k olsam...
Orhan Veli’nin dizeleri adeta Marina Bal›k Restaurant’ta yeniden anlam›n› buluyor. Deniz, yakamoz, Bo¤az, dostluk, rak›, bal›k... ‹flte Marina Bal›k’›n ‹stanbul güzelliklerinden size verebilece¤i bir demet… Bo¤az›n Avrupa Yakas›’ndaki ünlü bal›k restoranlar›ndan olan Kuruçeflme’deki Marina Restaurant, bal›k keyfinin
en güzel adreslerinden… Buras› ne yolculara ve yolculuklara tan›k olmufl. Nas›l yani, demeyin… Geçmiflte Kuruçeflme Vapur ‹skelesi olarak hizmet veren mekan, 13 y›l önce restorana dönüflmüfl. Ortaköy ile Arnavutköy aras›nda Kuruçeflme’nin merkezinde yer alan restorandan içeriye girdi¤inizde, eflsiz ‹stanbul manzaras› karfl›s›nda büyüleniyorsunuz. MARMARA’YA UZANIN Karfl›n›zda, Bo¤aziçi Köprüsü, mekan›n denizde yüzen 9 örde¤i ve mart›lar… Camdan elinizi uzatsan›z, sanki Marmara Deniz’i parmaklar›n›z›n aras›ndan kay›p gidiverecek…
lezzet
>> DEN‹Z MAHSULLÜ PAZI DOLMASI > MALZEMELER (4 kiflilik) 1 bardak pirinç 1 kilo kuru so¤an 100 gram kufl üzümü 100 gram levrek veya 100 gram karides veya 100 gram kalamar veya 15 tane midye
> YAPILIfiI Deniz mahsullerinden yap›lan paz› dolmas› için, deniz mahsulleri ve so¤an ince ince k›y›l›r. Normal dolma yapar gibi ocakta kavrulur. Daha sonra paz›ya sar›l›r ve k›s›k ateflte zeytinya¤›nda piflirilir.
Tamamen ahflap olarak restore edilen mekan›n dekorasyonunda, 100 y›ll›k antika dümenler ve lumbuz kapaklar› kullan›lm›fl. Kar beyaz› örtülerle kapl› masalara, k›rm›z› kumafltan ahflap sandalyeler efllik ediyor. MÜDAV‹M‹ ÇOK Kendine özgü karakteri olan bu mekan›n müdavimi çok. ABD eski D›fliflleri Bakan› Henry Kissinger, IMF eski Türkiye Masas› fiefi Carlo Cottorelli, Rahmetli Ahmet Ertegün, U¤ur Yücel, Seda Sayan, Fener Rum Patri¤i Bartholomeos bu müdavimlerden sadece birkaç›. ‹fl görüflmelerinin de tercih edilen mekan› olan Marina Bal›k’a Türk ifladamlar› yurtd›fl›ndan ve ya flehir d›fl›ndan gelen misafirlerini getiriyor. Buras› bal›k ziyafetiyle birlikte müflterilerine kentin muhteflem
manzaras›n› da sunuyor. Marina, müflterileri için mevsimin bal›klar›n› mekan›n giriflindeki bal›k mostras›nda fiyatlar› ile sergiliyor. Misafir içeriye girdi¤inde mostradan yiyece¤i bal›¤› seçiyor. Bal›k istedi¤i flekilde -k›lç›kl›,
>> LEVREK MAR‹N > MALZEMELER (4 kiflilik) 300 gram levrek 1 su barda¤› ayçiçek ya¤› Yar›m su barda¤› limon suyu 1 tatl› kafl›¤› hardal 1 tatl› kafl›¤› toz fleker 2 bafl so¤an
> YAPILIfiI 2 bafl so¤an piyaz fleklinde do¤ran›r. Limon suyu, hardal, toz fleker ve so¤an, ›l›k ayçiçek ya¤›n›n içinde kar›flt›r›l›r. Daha sonra, levrekler uzunlamas›na ince do¤ran›r. Levrekler, haz›rlanm›fl olan sosun içinde 5 saat kal›r. 5 saatin ard›ndan Levrek Marin servise haz›rd›r.
görev yapan Müdürü ‹smail Ero¤lu, “Misafirlerimiz, ailemizin bir parças›d›r. A¤›rl›kl› ifladamlar›ndan oluflan müterilerimizin yüzde 80’i devaml› gelir. Onlarla olmak bize mutluluk veriyor” diyor. Marina Restaurant’›n Bolulu Aflç›bafl›s› Marina Bal›k Restaurant Recep Usta ise, Müdürü ‹smail Ero¤lu mevsim bal›klar›, deniz mahsulleri, meze çeflitleriyle genifl bir mönüye sahip olduklar›n› söylüyor. Yemek yapman›n Bolulu Ahç›bafl› Recep Usta bir sanat oldu¤unu ve 43 y›ld›r aflç›l›k yapt›¤›n› anlatan Recep Usta, “Karidesten ahtapota, k›lç›ks›z, ›zgara, tava, kurutulmufl domatesten bu¤lama- haz›rlan›yor. Biz, somon fümeye kadar genifl deniz mahsulleri paz› bir mönümüz bulunuyor. dolmas›, közde patl›can, Bir bal›¤›n 10 farkl› levrek marin ve ayva yeme¤ini haz›rlayabiliyoruz. tatl›s›n›n tad›na bakt›k. Tek Ortalama 25 dakikada bal›¤› kelimeyle nefistiler… masaya servis ediyoruz” diye Marina Restaurant’›n konufluyor. aç›ld›¤› günden itibaren Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
45<
ÜNLÜLERLE KAFELERDE BULUfiUN! kafelerine
Paris’e gidip de ünlü Paris’in en ünlü ve u¤ramamak olmaz. i de St. Germain bir den rin ele eski kaf fl›s›nda bulunan kar en Kilisesi'nin hem Ünlülerin geldi¤i Leux Deux Magots. müdavimlerinden i tek kafenin geçmifl tre ve ikisi de Jean Paul Sar ve de tre Sar . Hemingway’mifl vi buluflma mekan› ane efs 'n›n oir auv Be hâlâ Paris olan Cafe de Flore, de mekan›. göz en nin esi yet sos is’in en eski Par n una Odeon'da bul e, zaman›n cop cafe'si (1686) Le Pro bir yermifl. i¤i ett bet ra¤ ünlülerin çok ¤u masada rdu otu ‹sterseniz Voltaire’in iniz. lirs abi lay um yud izi da kahven
BUNLARI MUTLAKA YAfiAYIN! > Louvre Müzesi’nde Mona Lisa’y› görmeden gelmeyin . > Eyfel Kulesi'ne ç›k ›p Paris’e yükseklerden bak›n. > Montmarte Tepesi’nd en Paris’in görünüflü muhteflem . Monmarte’de resminizi yapt›r›p, güz el bir kahve için. > Heykel ve resimleri yle görsel bir flölen sunan Luksem bourg Bahçeleri’ni (Jardins du Luxembor g) keflfe ç›k›n. > Seine Nehri'nde tek ne gezintisi yap›n. > Notre-Dame Katedr ali'ni görmeyi ihmal etmeyin. > Moulin Rouge flovunu izlemeden dönmeyin.
Eiffel’den (Eiffel) Paris’e bakmak kadar, Paris’ten Eiffel Kulesi’ne bakmak da muhteflem. ÖZGÜRLÜK EYFEL’‹N Z‹RVES‹NDE Paris’in demirden dantela gibi ifllenmifl kulesi Eyfel, yüzünü Seinne’e dönmüfl. Eyfel’in ayaklar› dibinde, demirden bir canavar›n insaf›na kalm›fl›m gibi hissediyorum. Özgürlük yükseklerde olmal›… Eyfel’in ayaklar›n›n dibine geldi¤imde hemen en tepede olmak istiyorum. Ancak bunun için 3 saatlik bir kuyru¤u göze almam gerekiyor. Eyfel’den Paris, güneflli bir günde muhteflem görünüyor. 3 katl› Eiffel’in 2. kat›nda bir kahve içmeden de edemiyorum. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>48
gezi dünya
Paris aflks›z da güzel! Paris’i görüp de çarp›lmamak imkans›z gibi. ‹lk gidiflte Paris’in olmazsa olmazlar›n› yaflars›n›z. Ve sonra Eiffel, Champ-Elysée, Montmarte gibi Paris simgeleri sizi yeniden bu büyülü flehre çeker…
Monmarte Tepesi
Zafer Tak›
> > G ü l fl e n K a n d e m i r
aris, belki de dünyadaki en flansl› flehirlerden biri. Nedeni ise, çok sevilmesi. Paris’i ilk görenler afl›k oluyor; defalarca görenler ise onu y›llarca sevmekten b›km›yor… 3.5 saatlik bir yolculuktan sonra Orly Havaalan›’na var›yorum. Bastille’deki otelime yerleflmek için 45 dakikal›k bir yolculuk daha yapmam gerekiyor. Yolculu¤um boyunca Seine Nehri bana efllik ediyor ve yorgunlu¤umu unutuyorum.
P
PAR‹S’TEN EYFEL’E BAKIN Otelime yerlefltikten sonra, Eiffel’in (Eyfel) en iyi göründü¤ü Trocadéro Meydan›’na gitmek için acele ediyorum. Eyfel’den Paris’e bakmadan önce, Paris’ten Eyfel’e bakaca¤›m. Trocadéro Meydan›, Paris’te Eyfel’in en güzel göründü¤ü yer. Herkes elinde bir foto¤raf makinesi, Eyfel hat›ras› çekiyor. Eiffel’e ç›kma keyfini bir sonraki güne b›rakarak, panoramik bir flehir turu yapmaya karar veriyorum. Paris’te üstü aç›k tur otobüsleriyle 2 saatlik bir flehir turu yapmak mümkün.
Champ-Elysée’de kafe keyfi...
Seine Nehri’nin k›y›s› boyunca gerçekleflen turda Eiffel, Louvre Müzesi, Hotel des Invalides, Luxemborg Bahçesi, Champ-Elysée gibi Paris simgelerini görebiliyorsunuz. YÜRÜYEREK KEfi‹F Aylardan eylül ve Paris yazdan kalma güneflli bir gün yafl›yor. Paris'i yürüyerek keflfetmeye kararl›y›m. Bastille’den metroya binip, Opera Meydan› dura¤›nda iniyorum. Meydana ad›n› veren opera binas›, görülmeye de¤er. Ayaklar›m beni binan›n arka caddesindeki Gallerie La Fayette’e götürüyor. La Fayette’deki al›fl›lm›fl kalabal›ktan s›yr›l›p d›flar› ç›k›yorum. Cappucino içerek Opera National de Paris’e bakman›n keyfini yaflamak istiyorum. Binan›n sol köflesindeki kafenin en prestijli masas›na otuyorum. ‘Prestij’ laf›n› abartm›yorum, çünkü gelen faturan›n üzerinde zaten ‘ekstra hizmet’ bedeli yaz›yor. Çok de¤il, bir kahve 5 euro. Paris’teki kafelerde oturdu¤umuz masan›n konumuna göre ücret ödüyorsunuz. Opera Meydan›’ndan Adalet Saray›’n›n da bulundu¤u Vendome Meydan›’na do¤ru
Seinne Nehri
yürüyorum. Hedefim Condorde Meydan›’na varmak. Vendome’u, Concorde Meydan›’na ba¤layan park› geçiyorum. Condorde Meydan›’ndan bak›nca 2.5 kilometre uzakl›kta hayal meyal Zafer Tak› görünüyor. Zafer Tak›’na kadar ulaflmak için 2,5 kilometrelik bir yürüyüflle Champ-Elysée’i (fianzelize) geçmem gerekiyor. PAR‹S’‹N KALB‹ Sanki bütün Parisliler yönünü ChampElysée’ye çevirmifl. Buras› kesinlikle flehrin kalbi. Keyifle caddeyi yürürken önce bir kahve molas› veriyorum. Zafer Tak›’na 500 metre kala ise art›k iyice ac›kmaya bafllad›¤›m› hissediyorum. Gözüme kestirdi¤im bir pizzac›ya u¤rad›ktan sonra tekrar kendimi ChampElysée’ye vuruyorum. Zafer Tak›, 4 Temmuz 1870’te
Montmarte’de portrenizi yapt›r›n.
Cumhuriyet’in ilan›n›n an›s›na yapt›r›lm›fl. Bir taksiye atlay›p, ‘Montmarte’ diyorum. K›sa bir süre sonra Paris’in en güzel göründü¤ü yer olan Montmarte Tepesi’ne var›yorum. Montmarte Tepesi’ndeki kilisenin önündeki merdivenlere yüzlercesi gibi ben de oturuyor; doyumsuz Paris manzaras›n› içime çekiyorum. Biraz da foto¤raf çekerek, Monmarte köyüne do¤ru yürüyorum. Arnavut kald›r›ml› sokaklar› c›v›l c›v›l. Köy meydan›ndaki parkta ressamlar portre çiziyor. Karakalem portrenizi 30 ile 40 euro aras›nda bir fiyata çizdirebilirsiniz. Monmarte’da Paris’teki son kahvemi içip, dönüfl uça¤›ma yetiflmek için otelime dönüyorum. Paris’te zaman h›zl› ak›yor… Keyifli bir sigaray› yar›da b›rakm›fl hissine kap›larak bu flehri arkamda b›rak›yorum… Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
49<
gezi türkiye
Defne'nin evi, hoflgörünün mabedi Daphne ve Apollon mozai¤i
Zaman, kap›s›nda as›l› kalm›fl Antakya'n›n… Üç semavi dinin buluflma ve kaynaflma yeri olan Antakya'da “Ezan, Çan, Hazzan”› birlikte duyabilirsiniz. Lezzetli yemeklerinin art›k hangi kültüre ait oldu¤u tart›flmas›n› geride b›rakan Antakya, bar›fl›n, hoflgörünün hayal olmad›¤›n› yüzy›llard›r, üstüne basa basa anlat›yor. > > Defne Do¤an
E
Fotograflar: Has Turizm
Harbiye (Defne) fielalesi
fsaneyi bilirsiniz. Yunan deniz tanr›s› Peneus'un k›z› olan ›rmak perisi Defne (Daphne) birgün masallardaki kadar büyülü Asi Nehri'nin k›y›s›nda dolafl›yormufl. Tanr›lar tanr›s› Zeus'un o¤lu, Artemis'in ikiz kardefli, güzeller güzeli, sar› saçlar› ›fl›klar saçan Apollon'a rastlam›fl. Tam o s›rada Aflk Tanr›s› Eros, okçulukta üstüne kimseyi tan›mayan ve k›sa süre önce kendisine, “Ben senden de iyi okçuyum” diye böbürlenen Apollon'u aflk okuyla
Eski meclis binas›, flu anda sinema ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>50
Samanda¤, dünyan›n en uzun sahiline sahip ilçesi
kalbinden vuruvermifl. Hem de kime saplan›rsa onu sonsuz aflkla kavuracak alt›n sapl› okuyla… Eros, ikinci okunu da Defne'ye atm›fl. Defne'yi vuran okun t›ls›m› tam tersiymifl. Kime saplan›rsa
Markirkos Ortodoks Kilisesi
onu aflk ve tutkudan sonsuza kadar uzaklaflt›racakm›fl. Bu da Defne'nin tam kalbini bulmufl. Aflk okunu yiyen Apollon umutsuz bir aflk›n girdab›nda k›vran›rken, Defne tam tersine onun aflk›n› reddedip sürekli kaçmaya bafllam›fl. Apollon kovalam›fl Defne kaçm›fl. Derken Defne, Antakya'n›n Harbiye (Bir di¤er ad› Defne) semtine kadar gelmifl. Hani flu bin bir suyun ça¤›l ça¤›l döküldü¤ü Harbiye'ye… Apollon burada tam Defne'yi yakalayacak olmufl, Defne'nin babas› Peneus imdad›na yetiflmifl. Peneus Defne' yi yer alt›na alm›fl, kurtarm›fl. Kurtarm›fl ama yer alt›na girince Defne, a¤aca dönüflmüfl. Saçlar› yaprak, kollar› dal, ayaklar› kök olmufl. Defne'yi yaprak yaprak gören Apollon, toplam›fl yapraklar›, kendine taç yapm›fl, öyle avunmufl, öyle kavuflmufl… Hani mitolojide Apollon'un suretini ne zaman görsek bafl›nda hep defneden bir taç görürürüz ya, iflte bu, o günlerden kalmad›r. Antakya'n›n simgesi say›lan defne a¤ac› da o günlerden kalmad›r. Ve Antakyal›’lar›n
Habib-i Neccar Cami
Uzun Çarfl› Aziz Pierre s›¤›nd›¤› ma¤aray› ibadethaneye çevirmifl. Hazreti ‹sa’ya inananlar için St. Pierre Kilisesi (sa¤da) büyük önem tafl›yor. ilk Hristiyanlara ev sahipli¤i yapan kilisenin oldu¤u Antakya’da Anadolu’daki ilk cami olan Habib-i Neccar Cami (yukar›da) önemli tarihi eserler aras›nda gösteriliyor.
Eski Antakya’n›n dar sokaklar›
defne a¤ac›n› kutsal saymas› bundand›r. DEFNE'N‹N RUHU Antakya'y› gezerken her yerde defne a¤ac›n› görürsünüz. Yapraklar› güzel kokulu, yaz k›fl yeflil bir a¤açt›r Defne. Çok uzun yaflaml›d›r. Özünde flakac›, deliflmen bir ruh tafl›r. Antakyal›lar onu kurutur saklar, yeme¤e katarlar ki içinize ifllesin, tad› dama¤›n›zda kals›n. Sabununu yaparlar ki ruhlar› bile y›kas›n. K›zlar›na ismini verirler ki, bir görüflte
çarps›n, uzun yaflas›n… Ama Defne'nin ruhu, insan› saran büyüsü, kokusu, özgür sal›n›fl›, yumuflak görüntünün ard›ndaki direngenli¤i esas Antakya insan›n›n ruhuna ifllemifltir. Belki efsaneden ald›klar› dersten, belki günlük yaflamda hissedilmeyen a¤›rl›¤›ndan, burada kimse kimseye kar›flmaz, kimse kimseden hesap sormaz. O yüzden, Gazeteci Berat Günç›kan'›n ifadesiyle “Antakya, bir kad›n›n kald›r›mlar›nda en rahat yürüyebilece¤i yerlerin bafl›nda gelir.”
EZAN, ÇAN, HAZAN Antakya, ilk uygarl›klar›n ve üç semavi dinin buluflma noktas›, dünyada kurulan ilk dört kentten biri…Hitit, Aka uygarl›klar›n›, eski M›s›r'›, Persler'i, Selçuklular›, Haçl› prensliklerini, Araplar›, Yavuz Sultan Selim'in M›s›r Seferiyle Osmanl›lar'›, bir ara Frans›z yönetimini görmüfl yaflam›fl… 1937'de ba¤›ms›z Hatay Devleti kurulmufl; o da 1939'da Türkiye'ye ba¤lanm›fl. Her din, her inan›fl buraya bir fleyler katm›fl ve katmaya devam ediyor. Hristiyanl›k,
Kudüs d›fl›nda ilk Antakya'da yay›lm›fl. Hazreti ‹sa'ya inananlara ilk defa Antakya'da Hristiyan denmifl. Aziz Pierre s›¤›nd›¤› ma¤aray› ilk kez burada ibadethaneye çevirmifl, kilise yapm›fl. Museviler kent ticaretini canland›rm›fl. Anadolu'daki ilk cami burada kurulmufl. Bu yo¤un türbülansta hoflgörü, yöre insan›n›n mayas› olmufl. Dindarlar için Antakya, birbirine komflu mabedlerde özgürce ibadet edilen yer, hoflgörünün ana vatan›. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
51<
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>52
gezi türkiye Antakya'da her devletten, her imparatorluktan bir iz kalm›fl. Romal›lar'›n Harbiye fielaleleri'nden kente su getirmek için yapt›¤› kanallar, birçok sanat yap›t›, an›t, mabet, tiyatro, hipodrom ve agoradan pek az› ortada ama kalanlar o dönemin haflmetini yans›tmaya yeterli. St. Pierre Kilisesi, St. Simon Kilisesi, Aziz Hanna Kilisesi, Markirkos Ortodoks Kilisesi halen ayakta. UYGARLIKLARIN ‹ZLER‹ Osmanl›lar cami, han, hamam, arasta, imaret, iskele, tersane, bedesten, de¤irmen gibi pek çok eser b›rakm›fl kente. Sultan Selim'in Ulu Camii, Kanuni Sultan Süleyman Camii, Sokollu Mehmet Pafla Külliyesi baflta olmak üzere birçok Osmanl› eseri yafl›yor Antakya'da. Dünyan›n üç büyü¤ünden biri olan Mozaik Müzesi'nde eski Roma'da zengin evlerinin taban›n› süsleyen ola¤anüstü de¤erli eserleri görmek mümkün.
Antakya tarih, sanat merakl›lar› için efli zor bulunur bir yer; mimarlar, arkeologlar için eflsiz bir hazinedir. Eski Antakya bugün Habib-i Neccar Da¤› eteklerinde, tarihi evlerin, dar sokaklar›n bulundu¤u bir sit alan›. Kurtulufl Caddesi'ne aç›lan ara sokaklardan hangisine girerseniz girin en az yüz y›ll›k. Ço¤u yeflile boyanm›fl eski ahflap kap›lardan iç bahçelere kendinizi att›¤›n›zda yaz›n kavurucu s›ca¤› da kap› d›fl›nda kal›veriyor, sizi defne ve portakal a¤açlar›n›n serin gölgeleri karfl›l›yor. Lale motifli ya da oval çevirmelerle bezenmifl pencere demirleri, kap›
süslemeleri, gölgelikler… Antakya, insan› rahatl›¤a çeken, dinlendiren, ard›n›zda b›rakt›¤›n›z hay huyu unutturan ne varsa, hepsini günlük yaflamda bir arada bulaca¤›n›z yer. Peki ya günlük yaflam›n insan› saran büyüsü? Defneler, künefeler, zahter salatalar›, küncülü kahkeler, peynir - baharat kokular›, renkler, sesler, bugünkü Antakya? Bugünkü Antakya çilingir sofras›ndaki görsel flölenin, binbir çeflit damak tad›n›n adresi. Zaman tünelinden bugüne uzanmak için önce Uzun
Çarfl›'dan bafllamak gerekiyor. Geleneksel Antakya el iflçili¤i de, tad›na doyulmaz yemekleri de, giyimi kuflam› da, her türlü mesle¤i de burada. Uzun Çarfl›, Atatürk Heykeli'nin bulundu¤u Belediye Meydan›'na kadar devam ediyor ve ba¤land›¤› birçok sokakla bir bütünlük oluflturuyor. Her ara sokakta da lonca döneminin izlerini tafl›yan farkl› bir meslek grubu; kundurac›lar, demirciler, saraçlar, bak›rc›lar… Buras› buram buram tarih kokuyor, insan› çarp›yor.
BUNLARI MUTLAKA YEMEL‹S‹N‹Z >> Gezerken ayaküstü simit susaml› küncü
lü kahke, s›cak s›cak züngülü, kabak tatl›s›, yaz bast›rmadan taze nohut, Affan Kahvesi'nde üzerine gül flurubu dökülmüfl bici bici, Köprübafl›'nda künefe yemeden, meyan flerbeti içmeden, ‹stiklal Caddesi'ndeki Sultan Sofras›'na u¤ray›p yöres el yemeklerin tad›na bakmadan, fielale Gazinosu'ndan Harbiye'de gün bat›m›n› seyretmeden, Musa Da¤lar›'n›n eteklerindeki Titus Tüneli'ni görmeden Antakya'dan ayr›lmay›n. >> Arap kebab›n›n, sini kebab›n›n, onun sebzelisinin, ka¤›t kebab›n›n, kabak boraninin, libyenin, muallan›n, fl›h›l mahflinin, ›spanak boraninin, bahtenis dolmas›n›n, bast›rman›n, kummusiyenin, sak›zl› murcunun, ekfli afl›n›n, flam oru¤unun, tepsi oru¤unun, sac oru¤unun, kuyruklu orukun, mahutlan›n, kaytaz böre¤inin, serimsekin, flifl böre¤in azar azar bile olsa tad›na bak›n. ‹ddia ediyoruz, bu tadlar› unutamayacaks›n›z. >> Ya mezeler? Humusun, bakla ezmesinin,
kekik salatas›n›n, zahter salatas›n›n, cevizli biberin, biber ezmesinin, patl›c an yo¤urtlaman›n, yumurta öccesinin, sarma içinin, çökelek salatas›n›n, çi¤ köften in, cevizli taratorun, yumurta öfelemesinin, flalgam turflusunun, cara peynirinin tad›n› nas›l terk edeceksiniz? >> Bu yüzden dönerken kendiniz, yak›nlar›n›z , efl dost için pul biber, ceviz reçeli, defne sabunu, kimyon, nar ekflisi, mücver tavas›, ne isterseniz al›n, götürün. Nas›l olsa gönlünüzü Antakya'da b›rakacaks›n›z. Kenti ikiye bölen Asi Nehri Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
53<
turizm
Beyaz ile mavinin eflsiz dans› Kayak yapmak san›ld›¤› kadar zor ve pahal› de¤il. Beyaz büyüye kap›lanlar, 4 derste kayak yapmay› ö¤renebilir. Türkiye’de hafta içi kifli bafl› her fley dahil 95 ila 120 YTL’ye k›fl tatili yapabilirsiniz. Kayak malzemelerini kiralaman›n bedeli ise günlük en fazla 50 YTL. > > Leyla Y›ld›r›m
B
eyaza boyanm›fl sonsuz da¤lar… U¤ultulu tepelerde beyaz ile mavinin eflsiz dans›… Nefes kesici da¤ havas›nda yüzünüze vuran günefl ›fl›¤›… S›cak flarap, peynir taba¤›, kal›n kazaklar, canl› müzik, kar ateflinde sabaha kadar dans… Belki de cennetin dünyadaki bir yans›mas›... K›fl›n tam ortas›nda oldu¤umuz bugünlerde da¤lar bembeyaz. Merakl›lar› k›fl sporlar›n› yapmak ve dinlenmek için kayak merkezlerine kofluyor. Kayak merkezlerinde kar kal›nl›klar› 2.5 metreyi buldu. Siz de bu kayak merkezlerine koflup, kentin yo¤un ve stresli yaflam›ndan
s›yr›labilenlerdenseniz, flansl›s›n›z. Ülkemizde k›fl sporlar› yapabilmek için birçok alternatif var. Türkiye’deki halen bulunan 20’nin üzerindeki kayak merkezine, yak›n gelecekte 30 yeni kayak merkezinin daha eklenmesi planlan›yor. Türkiye, sürekli artan kayak merkezleri ile dünyan›n gözde kayak cennetleri aras›na girmeye bafllad› bile. Art›k, kayak merkezleri ve kayak alternatifleri o kadar çeflitlendi ki, en lüksünden en mütevaz› olan›na kadar çok say›da tesis ve pist sizleri bekliyor. KAYAK ORTA SINIFA ‹ND‹ Da¤lar için can atan birçok insan, kaymay› bilmedi¤i için kayak merkezlerine
>> KAYAK MERKEZLER‹NE ULAfiIN Dorukkaya: (0374) 234 50 26 Ilgaz Mountain Resort: (0366) 239 10 40 Doruk Hotel: (0376) 416 12 10 – 11 Uluda¤ Kervansaray Hotel: (0224) 285 21 87 Polat Renaissance Hotel: (0442) 232 00 10 Sar›kam›fl Toprak Hotel: (0474) 413 41 11 ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>54
gitmekten kaç›n›r. Ayr›ca k›fl sporlar›n›n pahal› bir spor oldu¤unu düflündüklerinden, beyaz büyüden uzak durmay› isterler. K›fl sporlar› pahal› olarak alg›lansa da, aç›lan yeni tesisler ile fiyatlar geçmifl y›llara oranla daha uygun. Yurtiçinde kayak merkezlerinde hafta içi her fley dahil kifli bafl› fiyatlar günlük 95 YTL ile 120 YTL aras›nda, hafta sonu ise 125 YTL ile 175 YTL aras›nda de¤ifliyor. Yurtd›fl›nda fiyatlar gidilen ülkeye göre de¤iflmekte. Romanya’da, 7 gece 8 gün k›fl otelinde kalmak kifli bafl› 499 euro ile 519 euro aras›nda de¤iflirken, Avrupa’n›n tan›nm›fl kayak merkezlerinde bu fiyat 700850 euro’dan bafll›yor.
Kaymay› düflünüyorsan›z, komple bir kayak tak›m›na, 800 YTL ile 2 bin 500 YTL aras›nda sahip olabilirsiniz. 4 DERSTE KAYAK Ö⁄REN‹N Kayak malzemesi sat›n almak istemiyorsan›z, tesislerde salopetten eldivene, kayak tak›m›ndan bereye kadar tüm malzemeler kiralan›yor. Komple kayak malzemesinin günlük kiras›; 30 YTL ile 50 YTL aras›nda de¤ifliyor. Zira sat›n alaca¤›n›z veya kiralayaca¤›n›z kayak tak›m›n›n size uygun olmas› çok önemli bir konu. Mesela, ‘kayak ayakkab›s› kayakç›y› rezil de eder, vezir de’ sözü dikkate al›n›rsa, kayak tak›m›n›z› kiralarken veya sat›n al›rken bir uzmana dan›flman›z flart. Kayak tak›mlar›n›z› giydiniz; flimdi s›ra kaymada. E¤er kaymay› bilmiyorsan›z, özel kayak hocalar› sizleri bekliyor. Daha önce hiç kaymayan bir kifli; 2 ile 4 saat özel dersin ard›ndan kaymay› ö¤reniyor. Özel ders ücretinin saati 100 YTL. 4 saat dersin ard›ndan, özgürce kaymaya haz›rs›n›z. Heyecan verici aktiviteler Merakl›lar›na göre; kayak yapmak, dünyan›n en zevkli sporlar›ndan biri. Kaymak, havada ve bofllukta süzülüyormufl hissi veriyor. K›fl merkezlerinde yaflam inan›lmaz kolay. Tesisler her türlü detay› düflünmüfl. Modern oteller, donan›ml›
>> TÜRK‹YE’N‹N ÖNEML‹ KIfi MERKEZLER‹ A¤r› – Budi Da¤› Aksaray –Hasanda¤› Ankara - Elmada¤ Antalya - Sakl›kent Antalya-Akda¤ Bayburt – Kop Da¤› Bingöl - Yolaçt› Bitlis - Merkez Bolu - Kartalkaya Bursa - Uluda¤ Çank›r› – Kad›nçay›r› - Akda¤ Elaz›¤ - Sivrice Hazarbaba Erzincan - Bolkar Erzurum - Palandöken Gümüflhane - Zigana Gümüflhane –Çak›rgöl Isparta - Davraz ‹zmir - Ödemifl Bozda¤ Kastamonu - Ilgaz Kocaeli – Kartepe Kars - Sar›kam›fl Kayseri - Erciyes Samsun – Ladik- Akda¤
* * * *
* *
*
*
*
*
*
* * *
*
* *
* *
*
*
*
>> DÜNYANIN ÖNEML‹ KIfi MERKEZLER‹ Zürih - Zermatt Zürih - Zell am ve Kaprun Zürih- Wengen ‹sviçre- St. Moritz Avusturya – Mayrhofen Fransa-Les Deux Alpes Fransa- Les Arcs Courchevel Albach Breckenridge Almanya-Rena›ssance Riessersee Chamonix Meribel Val D’Isere Kitzbuehel Cortina D’Ampezzo Aspen
* * * teknik tesisler, her türlü k›fl sporuna uygun elveriflli pistler, renkli gece hayat›, kayak hocalar›, kiral›k kayak tak›mlar›, çocuklar için Kids Club hizmetinizde. Ayn› zamanda tesiste yap›lan; kayak yar›flmalar›, snowboard, summer skiing, heliskiing, kar motosikleti gibi aktiviteler izleyenlere büyük heyecan veriyor. KAYARKEN DÜfiMEY‹N Kayak yapmak istemeyenler, s›cak kahvelerini içerken aktiviteleri izleyebilece¤i gibi, liftlere binerek rüya gibi eflsiz bir güzelli¤i yaflayabilir veya karda yürüyüfl yapabilirsiniz. Aman, karda tek bafl›n›za yürümeyin. Yan›n›zda mutlaka biri olsun. Aya¤›n›z kara sapland›¤›nda ç›karman›z çok güç oluyor. En son yürüdü¤ümde kara saplanan aya¤›m›
ç›kartamam›flt›m ve beni Ünsal Abi kurtarm›flt›. Ayr›ca düflmek kayman›n kaç›n›lmaz bir parças›… ‹yi kayakç›lar bile düfler. Kendimizi durduramad›¤›m›z için h›zla yere atmak "arret biacon" olarak adland›r›lan ve kayakç›lar›n iyi bildi¤i bir tekniktir. Normal flartlarda düflmek kayg›lanacak bir durum olmamas›na ra¤men, bilinçsiz düflmek yaralanmalara sebebiyet verebilir. Uzmanlar, karda düflmeye karfl› koymak için fazla çaba harcamas›n› öneriyor. Kara gerçekten çok yüksek h›zlarda çarparsan›z, onunla birlikte yuvarlanmaya çal›fl›n. Kar›n içine dalmak bekledi¤inizden zor olabilir. Sürüklenmeye bafllad›¤›n›zda derepaj yapmay› en k›sa sürede b›rak›n. Bacaklar›n›z› vücudunuzun alt›na getirin ki durmak için kayakl› veya kayaks›z ayaklar›n›z› kullanabilesiniz. Durmak
*
*
*
* * *
için asla batonlar›n›z› öne do¤ru saplamay›n. Tarihi, kültürel ve do¤al güzellikleri ile cennet Türkiye’de, dört mevsimi yafl›yoruz. Antalya’da denize girilirken, 40 dakika uzakl›¤›ndaki Sakl›kent’te kayak yap›l›yor. Da¤lar›m›z, dört mevsim turizme uygun. K›fl›n kayak yaparken, yaz›n kampç›l›k, trekking ve günü birlik piknik mümkün. Di¤er taraftan, da¤lar, mitolojideki yerlerini de alm›fl. Antik dönemde Olympos Misios ad›yla tan›nan Uluda¤, tanr›lar›n Troya Savafl›’n› izledi¤i yer. Yunan Mitolojisinde bafl Tanr› Zeus'un ve di¤er tanr›lar›n Olympos olarak bilinen bu da¤›n tepesinde yaflad›¤› ve halk›n› oradan idare etti¤i anlat›l›r. Do¤udaki da¤lar›m›z da, Nuh'un Gemisi'nin indi¤i yerdir. Dünyada k›fl turizmi Alpler’den bafllayan Kafkaslar’a kadar giden dar bir koridor üzerinde
*
*
*
*
*
*
bulunuyor. Bu koridordan bugüne kadar sadece bat› Avrupa ülkeleri istifade etti. Son y›llarda, Türkiye ve Balkan ülkeleri de k›fl turizmine yo¤unlaflmaya bafllad›. Hatta, 2011 Dünya Üniversiteler aras› K›fl Oyunlar› Erzurum’da yap›lacak. Ülke olarak k›fl turizminde, dünyan›n önde gelen bölgelerinden birisi olma yolunda h›zla ilerliyoruz. Dünyadaki toplam turistin, 600 milyonu mass turizmle (günefl-deniz-kum) ilgileniyor, yaklafl›k 200 milyon turist ise alternatif turizm çeflitlerine yöneliyor. Mass turizme göre, k›fl turizmi 3 kat, kongre turizmi 4 kat, golf turizmi 6 kat gelir b›rak›yor. Mevsimlerden k›fl… Hadi ne duruyorsunuz… Bembeyaz uzan›p giden s›rada¤lar, kardan elbisesini giymifl a¤açlar, kayalar, tepeler, masmavi gökyüzü sizleri bekliyor. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
55<
kültür sanat
Perde yeni oyunlar için aç›l›yor >> Canan Da¤delen’den “K‹TABES‹ Dot” Sergisi Çal›flmalar›n› Avusturya’da sürdüren Canan Da¤dalen’in, “Yerleflik düzen”, “Modern Göçebelik“, “Küresel Yaflamda Mobilite” gibi ça¤›m›z›n kavramlar›n› s›ra d›fl› bir çizgide ele alan çal›flmalar›n› içeren kiflisel sergisi, Beyo¤lu Akbank Sanat Merkezi Galerisi’nde ça¤dafl sanatseverlerle buluflacak. “K‹TABES‹ Dot” ad›n› tafl›yan sergi, 21 fiubat ile 21 Nisan 2007 tarihleri aras›nda gezilebilir. Hasan Bülent Kahraman’›n küratörlü¤ünü üstlendi¤i sergi, Canan Da¤delen’in sosyolojik ve arkeolojik bak›fl aç›s›n›, fliirsel bir anlat›mla vurgulayan yap›tlar› içeriyor.
stanbul Devlet Tiyatrosu, mart ve nisan ay›nda yeni oyunlar ile tiyatro severlerin karfl›s›na ç›k›yor. Mart ay›nda, ‘In›shmaan’›n Sakat›’ ve ‘Dünyan›n Ortas›nda Bir Yer’ oyunlar› Taksim Sahnesi’nde oynanacak. Nisan ay›nda ise ‘Bahar Noktas›’ oyunu Taksim Sahnesi’nde sergilenirken, ‘Amadeus’ AKM Büyük Salon’da, ‘Uyarca’ ve ‘Yeralt›ndan Notlar’ oyunlar› ise AKM Aziz Nesin Sahnesi’nde tiyatro severler ile bir araya gelecek. Köklü ‹rlanda tiyatrosu gelene¤inin son güçlü yazar› olarak dünyada ünlenen Martin McDonagh’un yazd›¤› ‘In›shmaan’›n Sakat›’, ‹rlanda’ n›n bat› k›y›s›ndaki Inishmaan adas›
‹
insanc›klar›n›n dünyadan kopuk yaflamlar›ndan yaman bir “karanl›k güldürü” yarat›yor. Oyunu, yirmi befl y›l aradan sonra Devlet Tiyatrosu’na konuk gelen
>> Ünlü ajanstan Türkiye foto¤raflar› ‹stanbul Modern Foto¤raf Galerisi, dünyan›n en önemli foto¤raf ajanslar›n›n bafl›nda yer alan Magnum Photos’un 60. kurulufl y›ldönümünü “Magnum Foto¤raflar› ile Türkiye” adl› kapsaml› bir sergiyle kutluyor. Ülkemizde ilk kez Magnum Photos’un Türkiye ile ilgili foto¤raflar›n› içeren çok önemli bir seçkiden oluflan sergi, 17 fiubat’ta aç›lacak ve 20 May›s’ta sona erecek. Robert Capa gibi foto¤raf sanat›n›n efsane isimlerini de bar›nd›ran ve dünya çap›nda tan›nm›fl foto¤rafç›lar›n seçme yap›tlar›n› bir araya getiren serginin, efl küratörlü¤ünü Engin Özendes ve Magnum Genel Müdürü Diane Dufour üstleniyor. Sergide, 1940’tan bafllayan ve günümüze uzanan bir zaman diliminde 16 sanatç›n›n toplam 213 foto¤raf› yer al›yor. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>56
Aksanat’ta 7’den 70’e tiyatro Akbank Sanat, yeni sezonda kültür ve sanat dolu maratonunda tiyatro severleri de unutmad›. Akbank Sanat Prodüksiyon Tiyatrosu, tüm aylar, her cumartesi günü, saat 17:00 ve 20:00’de ‹sveçli yazar H.Menning’in, “Antiloplar” isimli oyununu sahneliyor. Ifl›l Kasapo¤lu’nun yönetti¤i oyunda, baflrolleri Cüneyt Türel, Lale Mansur ve Bekir Aksoy baflrolleri paylafl›yor. Akbank Sanat Çocuk Tiyatrosu’nda ise, Lewis Carroll’un “Alis Harikalar Diyar›nda” oyunu sahneleniyor. Ophelia Su Kasapo¤lu taraf›ndan oyunlaflt›r›lan ve Ifl›l Kasapo¤lu taraf›ndan yönetilen oyun, tüm aylar, her cumartesi günü, saat 11.00’de çocuklar› e¤lendirici oldu¤u kadar ö¤retici bir masal dünyas›na da bekliyor. Oyunda baflrolleri; Özdemir Çiftçio¤lu, Hayrettin Aslan, Sarp Ayd›no¤lu, Sibel Altan, Burcu Do¤an baflrolleri paylafl›yor. Akbank Sanat ayr›ca, Taceddin Diker yönetimindeki Karagöz Kukla Tiyatrosu’nda da, çocuklara “Rüya” ad›n› tafl›yan yeni bir oyun sunuyor. Çocuklar bu oyunu, her pazar günü, saat 11:00’de, Befliktafl, Barbaros Bulvar›’ndaki Sak›p Sabanc› Anadolu Lisesi’nde ücretsiz olarak seyredebilirler.
Ahmet Levendo¤lu çevirdi ve yönetiyor. Oyuncular, G›lman Peremeci Kahyao¤lu, Hanife fiahin, Ats›z Karaduman, Sema Çeyrekbafl›, Seda Y›ld›z, Ergun Akvuran. AKM Büyük Salon’da nisan ay›nda seyircilerle buluflacak. Amadeus ise müzik dehas› Wolfgang Amadeus Mozart’›n hayat›n› sahneye tafl›yor. Bu y›l tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de Mozart’›n 250. do¤um y›l› kutlan›yor. ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› 15. Uluslararas› ‹stanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyer yapan “Amadeus”’u Peter Shaffer yazd›. Can Gürzap’›n rejisörlü¤ünde sahneye konulan oyuna, Celal Kadri K›no¤lu, Zafer Algöz, Meral Bilginer, N›flan fiirinyan, Mahmut Gökgöz, Payidar Tüfekçio¤lu, Ali Ersin Yenar, Ali Düflenkalkar, Levent Güner hayat veriyor. Taksim Sahnesi’ne 0212-249 69 44 nolu, AKM Büyük Salon’a ise 0212- 245 25 90 nolu telefondan ulaflabilirsiniz.
‹slimyeli’den ‘Gizli ‹fller!’ Günümüz Türk Sanat›’n›n öncü yarat›c›lar›ndan Balkan Naci ‹slimyeli’nin eserleri, 7 Mart ile 28 Nisan 2007 tarihleri aras›nda, ‹fl Sanat Kibele Galerisi’nde gerçeklefltirilecek “Gizli ‹fller” adl› pretrospektif sergiyle, ‹stanbullu sanatseverlerle bulufluyor. ‹slimyeli’nin birbirinden çarp›c› yap›tlar›n›n befl ana bölümde sunulaca¤› sergide 200 eser yer al›yor. Pretrospektif alt bafll›¤›yla aç›lacak olan sergi Gizli ‹fller, Pansiyon, Yolcular, Türk Mutfa¤› ve Ay›n Halleri adlar›n› tafl›yan befl bölümden olufluyor. Sergide bu bölümler d›fl›nda sanatç›n›n iki enstelasyonu ve bir baflka özel aç›l›flla izleyiciye sunulacak üç video çal›flmas› da yer al›yor. “Gizli ‹fller”, Balkan Naci’nin 65’li y›llardan bafllayarak çeflitli dönemlerinden kendi arflivi için saklad›¤› ve hiçbir yerde sergilenmemifl yap›tlar›ndan olufluyor. “Pansiyon”, Balkan Naci’nin 19791981 y›llar› aras›nda ‹talya’da gerçeklefltirdi¤i ve Türkiye’deki ilk kavramsal foto¤rafik dizi
örne¤i niteli¤i tafl›rken, “Türk Mutfa¤›” ise sanatç›n›n mutfa¤›m›z›n geleneksel yemek malzemelerini kullanarak gerçeklefltirdi¤i otuz adet “giysiheykel”den olufluyor. ‹slimyeli’nin “Ay›n Halleri” bafll›¤› ad› alt›nda sundu¤u giysi-tuvaller bu büyük ölçekli serginin di¤er bir bölümünü oluflturuyor. Sergi, pazar ve pazartesi günleri hariç, her gün 10:00–19:00 saatleri aras›nda izlenebilir. Tel: 0212- 316 15 80
Müzik flöleni bafll›yor
2007’ye zengin bir programla giren ‹fl Sanat, dünya y›ld›zlar›n› ‹stanbullu sanatseverlerle buluflturuyor. 27 fiubat tarihinde R›tmolat›no’dan ‘Türkiye ve Capo Verde’den Ritimler”; 27 fiubat tarihinde London Octave’dan “Flütün Büyülü Dünyas›”; 8 Mart tarihinde Lyon Ulusal Orkestras›; 17 Mart tarihinde Vert›go& The D›amonds’›n ‘‹nsan Aflk›n›n Gücü”; 20 Mart tarihinde V›rtuoso’›n “Dm›tr› Hvorostovsky, 3 Nisan tarihinde Los Romeros’tan klasik gitar dörtlüsü, 13 ile 14 Nisan tarihleri aras›nda Rusya Devlet Akademik Senfoni Orkestras› konserleriyle, ‹fl Sanat’ta müzik flöleni yaflanacak ‹fl Sanat’taki tüm etkinlikler Levent ‹fl Kuleleri’nde gerçeklefliyor. www.issanat.com.tr internet adresinden ayr›nt›l› bilgi edinilebilir.
‹stanbul’un iki yakas› müzikle birlefliyor Borusan ‹stanbul Filarmoni Orkestras›, ‹stanbul’un iki yakas›n› müzik ile birlefltiriyor. ‹stanbullu müzikseverler, Anadolu Yakas›’nda Caddebostan Kültür Merkezi’nde, Avrupa Yakas›’nda ise Lütfi K›rdar Konser Salonu’nda, klasik müzik ziyafeti yaflayacaklar. fief Gürer Aykal yönetiminde konser sezonunu açan, Borusan ‹stanbul Filarmoni Orkestras›, 14 ile 15 Mart tarihleri aras›nda Caddebostan Kültür Merkezi’nde, saat 20.00’de, Adnan Saygun’un Keman Konçertosu’nu, Stravinski’nin ise Petruflka’s›n› sunacak. 18-19 Nisan tarihleri aras›nda Caddebostan Kültür Merkezi’nde, saat 20.00’de bir konser verecek. Bu konserde, Mozart: Sinfonia Concertante, Ron Copes (keman), Sam Rhodes (viyola), J.Brahms: Double Concerto la minor, Joel Smirnoff (keman), Joel Krosnick (viyolonsel), L.Spohr:Yayl› dörtlüsü ve orkestra için konçerto, izleyicilerin be¤enisine sunulacak. Bilgi için telefon: 0212- 336 32 80 Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
57<
sinema
Apocalypto (K›yamet) Brave Heart’›n efsanevi oyuncusu Mel Gibson’un yönetmenli¤ini yapt›¤› Apocalypto-K›yamet gösterime girdi¤i ABD’de 14 milyon dolarla gifle has›lat› k›rd›. 27 fiubat’ta gösterime girecek olan film, Maya uygarl›¤›nda geçiyor.
Y
önetmen, yap›mc›, oyuncu olarak yer ald›¤› Braveheart (Cesur Yürek) filmindeki William Wallace rolüyle sineman›n unutulmazlar› aras›nda yer alan Mel Gibson’un yap›mc› ve yönetmenli¤ini üstlendi¤i Apocalypto (K›yamet) filmi, 27 fiubat’ta gösterime giriyor. Rudy Youngblood, Raoul Trujillo, Gerardo Taracena,
Dalia Hernandez’in rol ald›¤› film, Maya uygarl›¤›n› konu al›yor. Maya uygarl›¤› kendi sonuyla karfl› karfl›yad›r. Yöneticiler daha fazla tap›nak yap›p daha fazla insan kurban ederek kendilerinin bu çöküflü engelleyebilece¤i düflünmektedirler. Jaguar Paw adl› kurban edilmek üzere seçilen bir genç bu duruma karfl› ç›kar
ve kaderiyle yüzleflir. Son olarak yönetmenli¤ini yapt›¤› Tutku: Hz. ‹sa'nin Çilesi ile giflede büyük baflar› yakalayan ve ayn› zamanda çok konuflulan bir filme imza atan Mel Gibson'›n yönetmenli¤ini yapt›¤› yeni filmi Apocalypto vizyona girdi¤i ABD’de zirvede yer alarak, 14 milyon166 bin dolar has›lat elde etti.
APOCALYPTO Orijinal ad›: Apocalypto Tür: Bilimkurgu Yönetmen: Mel Gibson Senaryo: Mel Gibson, Farhad Safinia Oyuncular: Rudy Youngblood , Raoul Trujillo, Gerardo Taracena, Dalia Hernandez Yap›m y›l›: 2006 Süre: 110 dk.
POL‹S Orijinal ad›: Polis Tür: Aksiyon Yönetmen: Onur Ünlü Senaryo: Onur Ünlü Oyuncular: Haluk Bilginer, Özgü Namal, Rag›p Savafl, Sermiyan Midyat, Settar Tanr›ö¤en, Kaan Çak›r, Aylin Çalap, Sinan Çal›flkano¤lu, Yeflim Ceren Bozo¤lu Yap›m y›l›: 2006 Süre: 101 dk. Haluk Bilginer ve Özgü Namal’›n baflrollerini paylaflt›¤› film 16 fiubat’ta vizyona giriyor. Onur Ünlü’nün yönetmen ve senaristli¤ini gerçeklefltirdi¤i Polis, duygusal yönleri güçlü bir aksiyon filmi. 63. yafl›n› bugün dolduracak olan emektar ve efsanevi cinayet masas› polisi Musa Rami, y›llard›r peflinde oldu¤u meflhur mafya babas› Payidar Selanikli'nin küçük o¤lu Volkan ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>58
Selanikli'yi öldürmek zorunda kal›r. Volkan Selanikli ölürken Musa Rami'ye a¤›r tehditlerde bulunur fakat Musa Rami bunlar› önemsemez. Hatta ayn› günün akflam›, ailesinin kendisi için haz›rlad›¤› sürpriz do¤um günü partisi, Musa Rami'nin keyfini daha da art›r›r. Ertesi gün polis merkezine gitti¤inde tehditlerin ayyuka ç›kt›¤›n› ö¤renir. Gün içinde küçük torunu ile gezerken adam›n birisi
Musa Rami'nin kula¤›na bütün ailesini tek tek öldüreceklerini f›s›ldar. Fakat Musa Rami bu tehditlere kulak asacak durumda de¤ildir; çünkü akl›, suç sosyolojisi üzerine haz›rlad›¤› bitirme tezi için kendisinden yard›m alan genç Funda'yla fazlas›yla meflguldür. Ancak "tarz›" gere¤i, asla haddini aflmaz ve Funda'ya duydu¤u derin aflk› ona hissettirmez bile.
Ne var ki, Funda ile görüfltükleri bir günün sonunda a¤z›ndan burnundan aniden kan boflan›nca gitti¤i kadim dostu Doktor Demir, ona, beyninde ur oldu¤unu ve en fazla iki ay içerisinde ölece¤ini söyler. Bu haber, Rami'yi ilkelerinden fedakârl›k edip, hem ailesi hem de Funda'yla ilgili daha h›zl› kararlar almak zorunda b›rakacakt›r…
DVD-SEÇMELER
>> CINDERELLA MAN S›rad›fl› gerçek bir hikayeden uyarlanan Cinderella Man, etkileyici senaryosu yan› s›ra ödüllü yönetmen ve oyuncular›yla dikkat çeken bir film. Oscar ödüllü Russel Crowe (En ‹yi Erkek Oyuncu, Gladiator, 2000) ve Renee Zellweger (En ‹yi Yard›mc› Kad›n Oyuncu, Cold Mountain, 2003), yine Oscar ödüllü yönetmen Ron Howard (En ‹yi Yönetmen, A Beautiful Mind, 2001) ile birlikte elefltirmenlerin ayakta alk›fllad›¤› iddial› filmler aras›nda yer alan Cindrella Man, en çok satan DVD listelerinde yer al›yor. Eski bir boksörün (Crowe), Dünya A¤›r Siklet Boks fiampiyonu olma yolunda verdi¤i mücadelenin gerçek hikayesinden uyarlanan bu film, kitlelere ilham kayna¤› olan bir kahramanl›k dövüflünü anlat›yor. 145 dakika süreli ve orijinal dili ‹ngilizce olan filmin seslendirme dilleri ise, Almanca, ‹ngilizce, Türkçe.
NEfiEL‹ GENÇL‹K Orijinal ad›: Nefleli Gençlik Tür: Komedi Yönetmen: Mesut Taner Senaryo: Hasan B. Turhan Oyuncular: Boran Etili, Hazel Atasever, Aras Ferahyan, Cantu¤ Candar, Ceyhun Fersoy, Selim Yakar, Eylem fienkal, Haldun Boysan, Hakan Karayaflar Yap›m y›l›: 2006 Süre: 100 dk. fiubat ay›nda özellikle ö¤rencilerin büyük ilgisini çekmesi beklenen Nefleli Gençlik, yönetmenli¤ini Mesut Taner’in yapt›¤› nefleli bir komedi filmi. Kadrosu genç oyunculardan oluflan filmde, baflrolde Boran Etili var. ‹stanbul'un zengin semtlerinden birinde bulunan özel bir lisenin basketbol tak›m›n›n yedi ö¤rencisi olan fiakir, Cemil, Orhan, Sar› Kafa, Tekin, Nuri ve Osman; üst düzey gelir grubunda yer alan ailelerinin kendilerine sa¤lad›klar› ekonomik güvenle, rahat ve ç›lg›n bir
>> CESUR C‹VC‹V
e¤itim süreci geçirmektedirler. Gürültülü e¤lenceler, olmad›k talihsizlikler ve k›zlarla yaflanan problemlerle beraber cinselli¤i ve arkadafll›¤› keflfetmeye çal›flan grubun ç›lg›n serüvenleri; tak›m›n birbirinden güzel ponpon k›zlar›n›n dufluna bakan duvarda keflfetmifl olduklar› armatür delikleri ile bafllar. Grubun en az›l› elemanlar›ndan biri olan fiakir'in henüz hiçbir kad›nla iliflki kurmam›fl olmas›, arkadafl grubu içerisinde bir sorun halini alm›flt›r. fiakir'in "milli olmas›" için Orhan, Cemil ve Sar› Kafa bir plan haz›rlayarak uygulamaya koyarlar.
Gökyüzü gerçekten düfltü¤ünde ve kasaba halk›n›n hayat› tehlikeye girdi¤inde günü kim kurtaracak? Birbirinden s›ra d›fl› arkadafllar›yla birlikte Cesur Civciv’in acilen bir plan yapmas› ve yok edilme tehlikesiyle karfl› karfl›ya olan gezegenlerini kurtar›p, tüm dünyaya en büyük kahraman›n bir civciv oldu¤unu kan›tlamas› gerekmektedir! Cesur Civciv, müzi¤i ve alternatif aç›l›fl sahnesi, yap›m aflamalar›, oyunlar ve çok daha fazlas›n›n yer ald›¤› birbirinden ilgi çekici özel seçenekleri ile bu senenin en çok konuflulacak DVD’leri aras›nda gösteriliyor. Mark Dindal’›n yönetmenli¤indeki Disney’in yeni filmi Cesur Civciv filmi kahkaha makines› gibi. Seslendirme dili ‹ngilizce olan film, Türkçe altyaz›l› olarak sat›fla sunuluyor.
>> GOAL (GOL) Danny Cannon’un yönetmenli¤ini yapt›¤› Goal (Gol) futbolseverler için. 10 yafl›ndaki Santiago Munez, Meksika s›n›r›ndan Amerika’ya geçti¤inde yan›nda iki fleyi vard›: topu ve FIFA Dünya Kupas› resmi. S›nanma ve zorluk, sevgi ve kay›p, trajedi ve zaferin, sefaletten zenginli¤e do¤ru yolculuktaki hikayesini anlatan Gol, flimdiye kadar yap›lan en gerçekçi futbol filmi olarak kabul ediliyor. Gerçek stadyumlarda, gerçek futbolcular ve maçlarla Newcastle United'›n dünyas›na geçifl izni sa¤layan Gol'ü izlerken, Los Angeles'›n fakir semtlerinden St.James' Park'taki dünyan›n en büyük sahalar›na ad›m atan genç ve yetenkli futbolcuyu sloganlar›n›zla ayakta destekleyebilmeniz de mümkün. Filmin seslendirme dili ise Türkçe. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
59<
kitap
Yüre¤imin Sesini Dinle torununa yazd›¤› mektuplardan olufluyordu. “Yapmaya de¤ecek tek yolculuk, içimize yapaca¤›m›z yolculuktur” diyordu yafll› kad›n. “O özgün ça¤r›ya kulak vermeli ve yüre¤imizin götürdü¤ü yere gitmeliyiz.” Yüre¤imin Sesini Dinle’de, art›k genç bir kad›n olan torun, zorlu bir kimlik aray›fl› içinde yaflam›n anlam›n›n pefline düfler. Bu aray›fl, hem kendi yüre¤ine, hem de kutsal
Yazar: Susana Tamaro Çevirmen: Eren Cendey Yay›nevi: Can Yay›nlar› Sayfa say›s›: 176
1993
’te yay›nlanan Yüre¤inin Götürdü¤ü Yere Git adl› roman›yla tüm dünyada büyük yank› uyand›ran Susanna Tamaro, yeni roman›nda büyüleyici öyküsünün devam›n› anlat›yor. Yüre¤inin Götürdü¤ü Yere Git, 80 yafl›ndaki bir kad›n›n, uzaklara giden genç
Lilly
Yazar: Eddi Anter Yay›nevi: Goa Sayfa say›s›: 352
>>
Eddi Anter, GOA Yay›nlar›'ndan ç›kan ilk kitab› Lilly’de yazar, annesinin gençli¤inden, ‹stanbul'un flaflaal› 1960’l› ve 1970’li y›llar›ndan bahsediyor. Güzelli¤i ve fl›kl›¤› ile bir bakan›n bir daha dönüp bakt›¤›, uzun çabalar sonucu çocuk sahibi olabilecek bu difli kaplan, yaln›z geldi¤i ‹stanbul’da gene yaln›z m› kalacakt›? Üç dinin yüzy›llard›r bir arada var oldu¤u ‹stanbul'da bir Yahudi ailesinin ülke sevgisi, din, arkadafll›k, aflk ve kardefllik konular›nda neler yaflad›klar› kimi zaman gülünç, kimi zaman ac›kl› ve mutlaka flaflk›nl›kla okunacak cinsten.
EN ÇOK SATAN 1 0 K ‹ T A P (Ocak 2007)* >> Son ‹mparatorluk Osmanl›, Timafl Yay›nlar› >> Küçük fieyler – 2, Sistem Yay›nc›l›k >> Yüre¤imin Sesini Dinle, Can Yay›nlar› >> Eksik fiiir, Metis Yay›nc›l›k >> Osmanl›´y› Yeniden Keflfetmek, Timafl Yay›nlar› >> Yeni Dünya Düzeni, Profil Yay›nevi >> Lilly, Goa Yay›nevi >> Tarihimizle Yüzleflmek, Remzi Kitabevi >> Önce Bütün Kurallar› Y›k›n, Remzi Kitabevi >> Bir Solukta Ekip Yönetimi, Remzi Kitabevi * Remzi Kitabevi’nden al›nm›flt›r. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>60
>> topraklara do¤ru bir yolculu¤a ç›kar›r onu. Kendi öyküsünü keflfetmek için ç›kt›¤› bu yolculu¤un sonunda, aile evinin tozlu tavan aras›nda hiç ummad›¤› bir öyküye kavuflacakt›r: Yüre¤inin Götürdü¤ü Yere Git. Tamaro, bu kez, Yüre¤imin Sesini Dinle diyor okurlar›na: Yaflama bir anlam katmak, öfkeyi sevgiye, k›rg›nl›klar› güce dönüfltürmek için...
G‹DENLER‹N ARDINDAN
Alandaki Ölüye Vaktin hiç kurumaz mürekkebi Hiç durmadan yazar güzel kalemi Bir rüzgar gülü coflkusuyla Yayar utkusunu bir bafltan bir bafla Eker kendi uygar tohumunu fiaflmaz elleriyle do¤aya Vaktin hiç kurumaz mürekkebi Vaktin hiç kurumaz mürekkebi Ve hiç silinmez masum kan.
>>
Orada senin düfltü¤ün yerde Bir demet k›rm›z› karanfil var Orada senin düflü¤ün yerde Hâlâ s›cak aln› aç›k kan Bak›yorum a¤l›yorum Gözyafllar› su ve tuzdan bafla nedir ki Hem neye yarar, senin düflü¤ün yerde a¤lamak? Ac› çekiyorum, hapiste gibiyim B›rakt›¤›n boflu¤u hiçbir fley dolduramaz Düfltü¤ün yerin bile a¤lad›¤› söyleniyor Ben de a¤l›yorum ama neye yarar?
Özdemir ‹nce, 10 Eylül 1969 tarihinde yazd›¤› bu fliiri, "Kardeflim Hrant, seni koruyamad›k, seni savunamad›k. Ba¤›flla bizi!" sözleriyle gazeteci Hrant Dink'e atfetti.
Veda Çok ileri bir tarihte Çok yafll› olarak Sessizce ayr›lmal›y›m Kimseye pek gözükmeden Ve kimseyi rahats›z etmeden.
Filleri kuyru¤undan çekerek Tepeleri afl›rtmakt› görevim Günler bitti filler tükenmedi Ben elimden geleni yapt›m Gerisini siz tamamlay›n.
Masam›n üzerinde Dünden kalan ifller Tamamlanmam›fl yaz›lar Okunmay› bekleyen kitaplar Ve an›lar ve umutlar.
Bofla geçmedi hayat›m Daha fazlas› olabilirdi ama 'Buna da flükür' demeliyim ‹flte sevgili dostlar Ben böyle veda etmeliyim.
>>
Yaflam› boyunca 40 y›l arayla olmak üzere sadece iki fliir yazan ‹smail Cem, 1995 y›l›nda New York'ta kaleme ald›¤›n› ifade etti¤i 'Veda' adl› fliirinde, kendi ölümüne nas›l bakt›¤›n› anlatt›.
Eksik fiiir
>>
ÇOCUKLARA ÖZEL
>> Benim Ad›m Leonardo da Vinci
Yazar: Sezen Aksu Yay›nevi: Metis Yay›nlar› Sayfa say›s›: 224
Sanatç›n›n 1975-2006 aras›nda yazd›¤› 400'ün üzerinde flark›n›n sözlerinden haz›rlanm›fl bu seçkide 197 Sezen flark›s›n›n sözleri yer al›yor. Türkiye'de art arda 3-4 kufla¤›n hat›ralar›nda yer etmifl Sezen flark›lar›, kitap bütünlü¤ü içinde sunulurken, sanatç›n›n flark› sözlerinin tafl›d›¤› fliirselli¤in okurla paylafl›lmas›, kendi müziklerine kavuflmadan önce, ka¤›t üstüne ilk geldikleri halleriyle sunumu amaçlanm›fl. Eksik fiiir, aflk ve sevgi, tutkular›m›z, vazgeçifllerimiz ve hep
Yazar: Antonio Tello – Johanna A. Boccardo Yay›nevi: Alt›n Kitaplar
yeniden umutlan›fl›m›z üzerine bir kitap. ‹nsan olmakla ne kadar k›r›lgan oldu¤umuzu, ama her fleye ra¤men yaralar›m›z› sar›p ayakta durabilecek güce sahip oldu¤umuzu kan›tl›yor.
Küçük fieyler – 2 >> Yazar: Üstün Dökmen Yay›nevi: Sistem Yay›nc›l›k Sayfa say›s›: 176
Okurlar›na “Dostlar›m” diyor yazar Üstün Dökmen… Sistem Yay›nc›l›k’tan ç›kan kitab›n›n konusunu flu cümlelerle özetliyor: “Küçük fleyleri, küçümsemeyin, fazla da önem vermeyin.Küçük fleylere hakk›n› verin. Küçük fleylere hakk›n› vermek, yaflama hakk›n› vermektir. E¤er siz yaflama hakk›n› verirseniz, yaflam da size hakk›n› verir. Siz bu dünyaya ve ülkenize hem borçlusunuz hem de onlardan alacakl›. E¤er borcunuz alaca¤›n›za yak›n ise flansl›s›n›z; kendinizi haks›zl›¤a u¤ramam›fl hissedersiniz, haks›zl›k da etmemifl olursunuz. E¤er dünyadan alaca¤›n›z borcunuzu aflarsa, kendinizi sömürülmüfl hissedersiniz. E¤er borcunuz alaca¤›n›z› afl›yorsa, siz dünyay›
sömürmüfl, hortumlam›fl olursunuz, sizden davac› olurlar.E¤er borcunuz mu çok, alaca¤›n›z m› çok buna bir türlü karar veremiyorsan›z, yaflam muhasebesi yapmay› beceremiyorsunuz demektir. E¤er alacak ve borç haneleri eflitse birbirine, defteri huzur içinde kapatabilirsiniz o gece. Çünkü ya al›flverifl keyifli geçmifltir, ya içinizdeki muhasebeci becerikli ç›km›flt›r…” Yazar›n bu sözlerinden sonra bize de bir fley söylemek düflmüyor kitap hakk›nda…
Dünyan›n en ünlü sanatç›, bilim adam›, müzisyen, kaflif-gezgin, devlet adam› ve yazarlar›n› genç okurlara tan›tmay› planlayan “Benim Ad›m” dizisinin ilk iki kitab› yay›mland›. “Benim Ad›m Albert Einstein” ve “Benim Ad›m Leonardo Da Vinci” ad›n› tafl›yan kitaplar, iki dehay› anlat›yor. “Benim Ad›m” serisinin içeri¤i ve dili, 10 yafl ve üstü okurlar›n alg› düzeyine göre haz›rlanm›fl. Leonardo da Vinci, kitapta kendini “Hepimiz dünyay› de¤ifltirebilece¤imize inand›k. Ben de Rönesans döneminde do¤mufl biri olarak böyle bir f›rsat› kaç›racak de¤ildim” diye anlat›yor.
>> Hayat Devam Ediyor Yazar: ‹pek Ongun Yay›nevi: Epsilon Yay›nlar› Sayfa say›s›: 352
Hayatta ne çok yollar yürüyoruz; okul yollar›, çocukluk yollar›, ilk gençli¤in sanc›l› yollar›, üniversite yollar›, romantizmin ac› tatl› yollar›, çal›flma yollar›. Dönüp bakt›¤›mda bir prizma görüyorum sanki. Serra’n›n ne çok yüzü var. Çocuk Serra. Okullu Serra. Üniversiteli Serra. Afl›k Serra. Baflka baflka yollar, baflka baflka hayatlar, baflka baflka kimlikler, düflünceler, durufllar. fiimdiyse evlilik yolunda. Hayat devam ediyor!
>> Billie’nin Yaramazl›klar› Yazar: Ann Bryant Yay›nevi: ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar› Sayfa say›s›: 245
Billie asl›nda çok iyi niyetli, cici bir k›z. Ama ne zaman birilerine yard›m etmeye kalk›flsa, her fley felakete dönüflüyor. Arkadafl›n›n k›z kardeflinin saç›n› mahvediyor, kap›lar› aç›k b›rakt›¤› için köpekler evden kaç›yor. Üstelik bu aralar ailesinde de ciddi de¤ifliklikler oluyor. Zavall› küçük k›z bütün bunlarla nas›l bafl edece¤ini flafl›rm›fl durumda. Billie’nin bazen çok komik, bazen de üzücü olan maceralar› bir solukta okunuyor. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
61<
teknoyaflam
Dijital ‘cheese’ deyin
‹nternetten ilk foto¤raf yar›flmas›n› Bak›r yapt›!
‹stanbul’da do¤an dijital foto¤raf sanatç›s› Ömer Serkan Bak›r, ‹stanbul Üniversitesi Kontrol Sistemleri Teknolojisi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Foto¤raf Bölümü’nü bitirdi. 1999 y›l›nda Türkiye’de ilk defa yay›mlanan dijital foto¤rafç›l›k dergisi Photo Digital’i haz›rlad›. ‹nternet üzerinden ilk foto¤raf yar›flmas›n› organize etti. Pek çok dia gösterisi gerçeklefltirdi ve karma sergilere kat›ld›. Seminer, panel ve söyleflilerde, seçici kurullarda yer ald›. Bak›r’›n bugüne kadar, ‘Vapurda...’, ‘Su Üstünde Yaflam’, ‘Do¤u’nun Kararan Y›ld›z›: ‹ran’, ‘Angkor Tap›naklar›’, ‘Yaflam, Güzel Bir Gündü’ ve ‘Pazarda...’ isimli dia gösterileri izleyicilerle bulufltu. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>62
Foto¤rafç›l›k kolay de¤il
Foto¤rafç›l›¤› meslek olarak yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler olur? Bak›r: Foto¤rafç›l›k d›flar›dan göründü¤ü kadar kolay bir meslek de¤il. Bugün amatör doktor ya da amatör mühendis olamazs›n›z. Bir doktorun yan›nda staj görüp iki y›l sonra kendi muayenehanenizi açamazs›n›z. Ancak foto¤rafç›l›kta bu böyle de¤il. Çok fazla foto¤raf stüdyosu ve serbest çal›flan niteliksiz foto¤rafç› var. Buradan tüm foto¤rafç›lar›n üniversite mezunu olmas› gerekti¤ini söylemiyorum. Foto¤raf dünyam›zda usta diyebilece¤imiz foto¤rafç›lar›n birço¤u herhangi bir foto¤raf bölümünden mezun de¤iller. Ancak kendilerini yetifltirerek, kalitelerini en üst düzeye ç›kard›lar. ‹leri amatör olarak kendisini gelifltirmek isteyenler çeflitli foto¤raf kurslar›na kat›labilir, bunu meslek olarak yapmak isteyenler de, üniversitelerin foto¤raf bölümlerinde e¤itim alabilir. Ancak sadece okullu olmak da tek bafl›na yetmiyor ve baflar› için uzun soluklu bir çal›flma temposuna uyulmas› gerekiyor.
Dijital foto¤raf makineleri, banyo ve film derdini bitirdi. Art›k çekilen foto¤raf› an›nda aktarmak mümkün. Onlarca marka, yüzlerce model kafan›z› kar›flt›rmas›n. 5-6 milyon mepagiksel çözünürlükteki dijital makineler, ortalama bir kullan›c›n›n ihtiyac›n› rahatl›kla karfl›layabiliyor. > > H a n d e B a fl a k
F
ilm, karta bask›, karanl›k oda… Art›k bu kavramlar, son on y›lda h›zla geliflen dijital yani say›sal foto¤rafç›l›k nedeniyle foto¤rafç›l›k tarihinde yerlerini almaya haz›rlan›yor. Birçok insan, çekilen foto¤raflar›n an›nda görülebildi¤i, herhangi bir ücret olmadan bilgisayara aktar›larak e-postayla herkese gönderilebilen foto¤raflar› çeken dijital foto¤raf makinelerini kullanmay› tercih ediyor. Klasik filmli foto¤raf makinelerinin yerini alan dijital makineler h›zla yayg›nlafl›yor. Bugün dijital makineler, ucuz, düflük çözünürlükte çekim yapandan, video çekimi yapabilenlere kadar pek çok modele sahip. Yeni dijital foto¤raf makineli hayata ad›m atmak isteyen pek çok insan hangi modeli seçece¤ine, hangilerinin iflini görebilece¤ine karar veremiyor. Megapiksel çözünürlük, dahili flafllar, özel efektler, flarj edilebilen piller, sesli video çekimi ve makro zoom lensleri gibi özellikler; dijital foto¤rafa geçmek isteyenlerin kafas›n› kar›flt›r›yor. Peki, piyasadaki yüzlerce makineden hangisi tercih edilmeli? Dijital foto¤rafç› ve foto¤raf yazar› Ömer Serkan Bak›r’la dijital foto¤raf makinelerini konufltuk. Dijital foto¤raf makinelerinin, filmli makinelere göre avantajlar› nedir? Bak›r: Dijital foto¤raf makinelerinin en önemli avantaj› film ve banyo maliyetlerinin olmamas›. Çekilen foto¤raflar, an›nda makinelerin arkas›ndaki ekranlarda görülebiliyor. Çekim ayarlar›n›n do¤rudan makine üzerinde yap›labilmesi mümkün. ISO yani duyarl›l›k ayarlar›n›n otomatik ve elle yap›labilmesi, çekilen foto¤raflar›n çok k›sa sürelerde internet, grafik ve bask› ifllerinde kullan›labilmesi akla gelen di¤er avantajlar› aras›nda. Yeni veya orta düzeyde bir kullan›c›n›n dijital foto¤raf makinesi sat›n al›rken nelere dikkat etmesi gerekir? Bak›r: Herhangi bir dijital foto¤raf makinesi al›naca¤› zaman, öncelikle bu makinenin nerelerde kullan›laca¤›n›n iyi tespit edilmesi gerekir. Yani sadece hat›ra foto¤raf› çekmek için büyük ve çok yüksek çözünürlüklü bir makine almaya gerek yok. Kullan›lacak konu ve ortama göre makine
seçimi yapmak, yüzlerce model aras›ndan eleme yapmada yard›mc› olur. Bugün çözünürlük de¤erleri artt›. Ancak bilinmesi gereken, sadece çözünürlük de¤erlerine bak›larak makine al›namayaca¤›d›r. Çözünürlük de¤erlerinden baflka, optik zoom, ISO aral›¤›, kay›t ortam›, kullan›lan pil, menü, LCD ekran›n boyutu, aç›l›fl zaman› ve deklanflör gecikmesi gibi özelliklere de dikkat etmek gerekir.
5-6 M‹LYON MEGAP‹KSEL YETERL‹ Dijital makinede sizin tavsiyeniz nedir? Nas›l bir makine ortalama bir kullan›c›n›n ifline yarayabilir? Bak›r: Dijital foto¤raf teknolojilerine ba¤l› olarak neredeyse her gün yeni bir makinenin duyurusu yap›l›yor. Çözünürlük de¤erleri herkesin kullanabilece¤i basit bir dijital foto¤raf makinesinde bile 10 milyon piksel s›n›r›na ulaflt›. Ancak amatör kullan›c›lar›n bilmesi gereken, çözünürlük de¤eri ne kadar artarsa, çekilen foto¤raflar›n kalitesinin do¤ru orant›l› biçimde artmayaca¤›d›r. Bir amatör foto¤rafç› için 5 ya da 6 milyon pikselli bir dijital makine yeterli. Piyasada tan›nm›fl ve çok önemli foto¤raf makinesi markalar›n›n yan›nda ucuz Uzakdo¤u kökenli markalar da var. Kullan›c›lara bilinen markalar› almalar›n› tavsiye ederim. Sizin en sevdi¤iniz favori dijital foto¤raf makineniz hangisi? Bak›r: Foto¤rafç›l›¤a bafllad›¤›m günlerden beri elimden pek çok marka ve onlarca model geçti. Hatta bir kere kullan›p satt›¤›m makineler bile oldu. Kendi kulland›¤›m makinenin markas›n› vermek istemiyorum. Ancak piyasada bulunan ve ilk akla gelen markalar›n aras›nda ciddi bir fark olmad›¤›n› söyleyebilirim.
Fiyatlar› 200-1.000 dolar aras›nda Dijital foto¤raf makinelerinin maliyetleri konusunda bilgi verebilir misiniz? Bak›r: Kullan›c› seviyeleri de¤ifltikçe üretilen makinelerin özellikleri ve fiyatlar› da de¤iflim göstermeye bafllad›. Bugün piyasada 200 dolardan bafllay›p, 1.000 dolara kadar kompakt tip dedi¤imiz dijital foto¤raf makineleri var. 1.000 dolar civar›ndan bafllay›p, 8.000 dolara kadar uzanan genifl bir fiyat aral›¤›nda da DSLR dedi¤imiz, de¤iflen objektifli profesyonel makineler al›nabilir.
Art›k foto¤rafç›lar›n da hepsi dijital foto¤raf makinesi kullan›yor. Sergiler dijital makinelerle aç›l›yor. Sizin bu geçiflte zorlanman›z söz konusu oldu mu? Bak›r: Profesyonel ifllerimde 2004 y›l›na kadar filmli foto¤raf makineleri kulland›m. Dijital foto¤rafç›l›¤›n geliflmesi sonras›nda 2004’de dijitale geçtim. Kullanmas›, arflivlemesi ve di¤er pek çok alanda dijital foto¤raf makinelerinin çok faydas›n› gördüm. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
63<
KAR‹KATÜR
L‹M GÜLE
NOEL BABA’DAN YEN‹ YIL SÜRPR‹Z‹
HER fiEY SEN‹N ‹Ç‹N
! EL‹M N E L E⁄
KISKANÇLIK Cemil okuldan eve geldi.
ÇEVREC‹
>> Dünyada en az 2 kifli sizi u¤runuzda ölecek kadar seviyordur. >> Dünyada en az 15 kifli u¤runuzda ölmese de sizi seviyordur.
Babas›, okulda yeni ö¤retmeniyle ifllerin yolunda gidip gitmedi¤ini sordu. - Harika, dedi. Yaln›z seni çok k›skan›yor. Babas› flafl›rd›: - K›skan›yor mu, neden?
>> Biri sizin gibi olamad›¤› için size çok imreniyordur. >> Sizin bir gülümsemeniz, size bakan birçok yüzü ayd›nlat›yor.
FOTO- fiAKA
>> Her gece birisi mutlaka uykuya dalmadan önce akl›ndan sizi geçiriyordur.
HAYATI OMUZLAMAK >> Birisi için dünyalara bedelsinizdir. >> Varl›¤›ndan haberiniz bile olmayan biri, sizi seviyordur.
- Bugün defalarca, çocuk çocuk, senin baban ben olsayd›m, dedi durdu.
ALIK TUTMAK Deli duvara oturmufl elindeki oltay› soka¤a sark›tm›fl. Yoldan geçen merak ediyor. Biri dayanamay›p sormufl: — Orada bal›k m› tutuyorsun sen? — Hay›r al›k tutuyorum! — Tutabildin mi bari? — Çooook! Seninle 23 oldu!
>> Her zaman insanlara onlarla ilgili ne hissetti¤inizi söyleyin, bilmelerini sa¤lad›¤›n›zda kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz. ‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
>64
>> ‹nsanlar›n sadece iltifatlar›n› akl›n›zda tutun, kabal›klar›n› unutun.
‹NTERNETTE BUNLAR VAR! BAfiKALARI SEV‹NS‹N
‹fiTE REÇETEN‹Z Kad›n›n biri eczaneden içeri h›fl›mla girer ve eczac›dan bir flifle arsenik ister. Eczac›, kad›na arsenikle ne yapaca¤›n› sorar. Kad›n, “Kocam› öldürece¤im” diye cevap verir. Eczac›, “Bu nedenle size arsenik satamam” der. Bunun üzerine kad›n çantas›na uzan›r ve içinden kocas›yla eczac›n›n eflinin birlikte foto¤raflar›n› gösterir. Eczac› foto¤rafa bakar ve “Reçeteniz oldu¤unu daha önce neden söylemediniz” der.
Geçen y›l okulunda çok baflar›l› olan Ali, bu y›l dört zay›f getirmifltir. Eve gidince annesi: — Ali, karnen nerede diye sorar. Ali, piflkinlikle karneyi annesine verir. Annesi: — Ali, bu karnenin hali ne diye sorar. Ali'nin cevab› gecikmez: — Ama anne geçen y›l en baflar›l› ben oldu¤umda ne kadar sevinmifltin! B›rakta, bu y›l baflkalar›n›n annesi sevinsin.
TÜRK YÖNET‹M FELSEFES‹ Türk ve Japon flirketleri aras›nda bir kürek yar›fl› düzenlenmesine kar ar verildi. Her iki tak›m performanslar›n›n en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir haz›rl›k döneminden geçti. Büyük gün geldi ve iki tak›mda ken dini haz›r hissediyordu. Japonlar yar›fl› bir kilometre farkla kazand›lar. Yar›fl sonras› Türk tak›m› çok sars›lm›flt›. Türk flirk et yönetimi yar›fl›n aç›k farkla kaybed ilmesinin nedeninin bulunm as›na karar verdi. Yap›lan araflt›rma lar, analizler ve uzun çal ›flmalar sonucu hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi. Japonlar› n tak›m›nda 8 kifli kürek çekiyor,1 kifli düm encilik yap›yordu. Türk tak›m›nda ise 1 kifli kürek çekiyor, 8 kifli düm eni kullan›yordu. 9 kiflilik Türk tak›m› Japonlarla bir yar›fl yap mak üzere yeniden yap ›land›. Yeni yap›lanma flekli flöyleydi; 4 dümen müdürü, 3 böl gesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kiflinin performa ns›ndan sorumlu bir dümen yöneti cisi ve kürek çekme ele man›. ‹kinci yar›fl› Japonlar iki kilometre farkla kazand ›lar . Tepesi atan Türk flirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti. Yar›fl›n kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekç i kovuldu ve müdürlere sorunun çöz ümüne olan katk›lar›ndan dolay› ikra miye verildi.
TEMELCE
>> Bütün dünyan›n size s›rt›n› döndü¤ünü düflündü¤ünüzde, etraf›n›za bir bak›n... Belki de s›rt›n› dönen sizsiniz?
Cep telefonu Temel otobüste cep telefonuyla konufluyormufl, yolcular uyarm›fl: — Otobüste cep telefonuyla konuflmak yasakt›r! Temel telefonun öbür ucundaki arkadafl›n› uyar›r: — Ula Cemal, otobüsün içinde konuflmam yasakm›fl, sen konufl ben tinleyeyum!
ÇOCUKÇA M‹ZAH 1) Avlanmas› en zor hayvan hangisidir?
6) Mantarlar neden flemsiye fleklindedir?
2) Gecelik giymifl efle¤e ne denir?
7) En temiz böcek hangisidir?
3) Bir elma diskoya gitmifl, neden?
8) Bir elmay› yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir?
4) Hangi top z›plamaz? 5) Hangi kanun insanlar› yarg›lamaz?
9) Adam saç›n› ›slatmadan
flampuanlam›fl, neden? 10) Tavuklar en çok hangi ülkeyi sever? 11) Tanr› ikinci zenciyi yaratt›ktan sonra ne demifl?
>> Bir fleyi elde edemeyece¤inizi düflünürseniz ona asla sahip olamazs›n›z. Ama kendinize inan›rsan›z er ya da geç istedi¤inizi elde edersiniz.
12) Hangi kalemle yaz› yaz›lmaz? 13) Düflünen file ne denir? 14) Hangi karnede s›f›r olmaz?
Cevaplar >> Gerçekten eflsiz bir arkadafla sahip oldu¤unuza inan›yorsan›z, bunu hemen flimdi ona söyleyin.
>> Siz olmadan yaflayamayan en az 1 kifli var.
>> Siz sahip oldu¤unuz bütün özelliklerinizle kendinize özel ve eflsizsiniz.
>> Dünyan›n en büyük hatas›n› bile yapsan›z, mutlaka bundan size yarayacak bir fley ç›kar. Ocak/fiubat 2007 < ‹SMMMO YAfiAM
65<
1) Dinazor, 2) ‹yi geceler, 3) Kurtlar›n› dökmek için, 4) Kar topu, 5) Yer çekimi kanunu, 6) Ya¤murlu yerde büyüdükleri için, 7) Hamam böce¤i, 8) Yar›m kurt bulmak, 9) Kuru saçlar için yaz›yormufl, 10) M›s›r, 11) Tüh bu da yand›!, 12) Kontrol kalemiyle, 13) Filozof, 14) Sa¤l›k karnesinde
bulmaca
Sudoku
Klasik bulmaca Sudoku nas›l oynan›r? Toplam 9x9=81 kareye 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilir. Her bir rakam, her bir sat›rda ve sütunda sadece bir kez yer alabilir. Bir rakam her bir kare blokunda da (3x3) sadece bir kez yer almak zorundad›r.
1
2
3
4
5
6
> > Haz›rlayan: ‹lker Mumcuo¤lu
7
8
9
10
11
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Soldan sa¤a 1. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Orhan Pamuk’un bir roman› – Japonya’da kullan›lm›fl bir hacim ölçüsü birimi. 2. Hamle – Çam türüne çok yak›n bir orman a¤ac›. 3. Say›lar› göstermek için kullan›lan iflaretlerden her biri – Kaçak. 4. ‹ç kulaktaki kemik dolambac›n orta bölümü – De¤irmen suyunu baflka yöne ak›tmak için yap›lan düzen. 5. Helyumun simgesi – Bir hesap gere¤ince al›nmas› gereken para, mal ya da baflka fley – Milattan Sonra (k›sa). 6. Cemaate namaz k›ld›ran kimse – Sürme, devam etme. 7. Düflünmeden yap›lan, mekanik – Güney Anadolu’da bir ›rmak. 8. ‹ri taneli bezelye – ‹ngilizce göz – ‹yi, güzel. 9. Rüzgar – Baz› bitkilerin genellikle süt görünüflünde olan özsuyu. 10. ‹çinde kat› bir madde erimifl bulunan s›v› – BJK’nin Brezilyal› bir futbolcusu.
Yukar›dan afla¤›ya 1. Orhan Pamuk’un, Kars’ta geçen son roman› – Koruma, gözetme. 2. Avrupa Yakas›’nda art›k oynamayan ünlü komedyen. 3. Arap harflerinin en çok kullan›lan el yaz›s› biçimi – Bir yerde toplanan kalabal›k, halk. 4. Kamufle etmek. 5. Sap, çiçek yaprak ve baflaklar› emerek ya da yiyerek ekin hastal›¤›na yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararl› bir böcek – Nal biçiminde olan fley. 6. Parola – Kiflisel – Yumurtan›n bir bölümü. 7. Erkeklerin ve kad›nlar›n giydi¤i, genelikle önden dü¤meli, kalçay› örten, kollu giysi. 8. Galatasaray spor kulübünün kurucusu. 9. Çok i¤neli bir bal›k oltas› – Yank›. 10. Postu., kaplan postu gibi çizgili bir tür Afrika zebras› – Rusçada evet – Antimonun simgesi. 11. Bir tatl› türü. 12. Balgamtafl› – Bas›k, lofl, nemli, kuytu yer.
Çözüm 1. Kar-Himaye. 2. Ata Demirer. 3. R›ka-Ahali. 4. Alalamak. 5. K›m›lNali. 6. ‹m-Zati-Ak. 7. Ceket. 8. Ali Sami Yen. 9. Paraka-Eko. 10. DavDa-Sb. 11. Tiramisu. 12. Oniks-‹zbe.
Yukar›dan afla¤›ya
Soldan sa¤a
>66
1. Kara Kitap-To. 2. At›l›m-Ladin. 3. Rakam-Firari. 4. Dal›z-Savak. 5. He-Alacak-Ms. 6. ‹mam-Temadi. 7. Mihaniki-Asi. 8. Araka-Eye-Uz. 9. Yel-Lateks. 10. Eriyik-Nobre.
‹SMMMO YAfiAM > Ocak/fiubat 2007
12