GELİN HAKSIZ REKABETE DUR DİYELİM Yahya ARIKAN İSMMMO Başkanı Mesleki yoğunluğumuz devam ediyor. 15 Şubatta geçici vergi, Mart ayında Gelir Vergisi Beyannamelerimizi verdik. Nisan ayında da Kurumlar Vergisi Beyannamemizi vereceğiz. GEÇİCİ VERGİ UYGULAMALARI 3 aylık geçici vergi uygulamasını çok eleştirdik, ancak belki de ilk defa Mart ve Nisan ayında beyanname düzenleme stresi yaşamadık. Bu nedenle 3 aylık geçici vergi uygulamasını yeniden tartışmamızda büyük yarar vardır. Biliyorsunuz 6. aydan sonra tekrar geçici vergilerin 3 er aylık olması olasılığı vardır. Bazı meslektaşlarım katılmayabilir ama 3 aylık vergi uygulamasının mesleğe ciddiyet kazandıracağı inancındayım. Bu uygulama ile müşterilerimize karşı yaptığımız işi ifade etme olanağına sahip olduk. Biz ilk günden itibaren bu uygulamaya sahip çıktık. Amaçlanan hedefin başarılı olması için, söylediklerimizi yinelemekte yarar görmekteyiz. Geçici vergi beyannamelerinin 45 günlük sürede verilmesi zorluklar yaratmaktadır. BU nedenle süre 70 veya 75 güne çıkartılmalıdır. ANGARYALARLA MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR Birlikte örgütlü çalışmamız sonucunda;
Günlük kasa ve kambiyo senedat defteri kaldırıldı. Yıllık KDV ve Muhtasar bildirimi kaldırıldı. Vergi levhalarını biz onaylıyoruz. Basım izin belgesi alımında ve işyeri açılışında yaşanan sıkıntılar kalktı.
Yine bildiğiniz gibi Gelirler Genel Müdürlüğüne 7 Nisan 1999 tarih ve 857 sayı ile sunulan raporda (10 Olağan Genel kitapçığında raporun tam metni yayımlanmıştır.): Bildirimlerin verilme süresinin ertelenmesi YMM raporu aranmaksızın yapılacak yeniden değerleme ve yatırım indiriminde limitlerin arttırılması,(25 nolu SM, SMMM ve YMM Genel Tebliği) SM ve SMMM lerce imzalanan beyannamelerin vergi dairelerine bildirilmesi, Kaşelerin kullanımının zorunlu hale getirilmesi, İmzasız beyannameler hakkında yasal işlemlerin yapılması, talep edilmiştir. Görüldüğü gibi raporda çözümlenmeyen bir tek A, B, C formları kaldı. Bu konudaki çözüm önerilerimiz dergi elinize geçtiğinde Gelirler Genel Müdürlüğüne verilmiş olacaktır.
VERGİ DAİRELERİ ARASINDA UYGULAMA BİRLİKTELİĞİNİN SAĞLANMASI Mesleki yaşantımızda en çok şikayet ettiğimiz konuların başında vergi dairelerinin kendi aralarında farklı uygulamaları yapmasıdır. Hatta bu farklı uygulama zaman zaman vergi dairesi içinde servisler arasında bile yaşanmaktadır. BU sıkıntının çözümüne yönelik hemen hemen tüm Defterdarlarımıza raporlar sunduk. En sonunda sayın Defterdarımız Kadir BOY bu konuda bir uygulama başlattılar. Kendilerine sizler adına teşekkür ediyoruz. Tıpkı Ticaret odasında olduğu gibi bu uygulamaya tüm meslektaşlarımın sahip çıkmasını diliyorum. MESLEKTAŞLARIMIZIN MAHSUP SORUNLARI Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerimizi verdikten sonra genellikle bir çok meslektaşımızın vergi alacağı doğmaktadır. Özellikle Gelir Vergisi oranının % 20’ ye inmesi ve serbest meslek erbabında stopajın % 20’ ye çıkmasıyla alacaklarımızın ödeyeceğimiz vergiden mahsubu istenmesinde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu konuda bir çok meslektaşımızın icra ile baş başa kaldığını üzüntüyle izliyoruz. Konuyu Defterdarlarımıza iletmemize rağmen, Defterdarlarımızın Vergi Dairesi Müdürlerine sıkıntıyı çözün denmesine rağmen sorunlar doruk noktaya varmıştır. Bu güne kadar çözümü İstanbul da aradık. Ancak, Vergi Dairesi Müdürlerinin direkt Sayıştay’ a karşı sorumlu olmaları bizlere çözüm yeri olarak adres Ankara’ yı göstermektedir. Bu konudaki çözüm raporumuz dergi elinize geçtiğinde Gelirler Genel Müdürlüğüne sunulmuş olacaktır. VERGİ BAYANNAMELRİNİN RUHSATLI MESLEK MENSUPLARINCA İMZALANMA MECBURİYETİ 4 nolu tebliğ gereğince vergi idaresine verilen KDV, Muhtasar, Gelir ve Kurumlar Vergisi beyannameleri meslek mensuplarınca imzalama zorunluluğu vardı. Ancak bu güne kadar imzalanmayan beyannameler konusunda yasal işlem yapılmamıştır. Odamızın ve TÜRMOB’ un girişimleriyle sistemin etkin hale getirilmesi için 18.02.2000 tarih ev 07567 sayı ile Gelirler Genel Müdürlüğünce bir iç genelgenin yayımlanması sağlanmıştır. Ancak yayımlanan iç genelgede yeterli değildir. Çünkü iç genelge ile sadece usulsüzlük cezası kesilecektir. Sistemin etkin hale gelebilmesi için; Yasada belirtilen resen takdir işlemleri uygulanmalıdır. Muafiyetler kaldırılarak tüm vergi mükelleflerinin beyannameleri kapsam içine alınmalıdır. Bu iki konunun hayata geçebilmesi için mücadelemiz devam edecektir. MALİ TATİL Meslek hastalıkları sıralamasından 3. sırada yer alan muhasebe mesleğini icra edenlerin aylık mali tatil yapması tüm camia tarafından memnunlukla karşılanmaktadır. ;İlk girişimimizde Plan ve Bütçe Komisyonunda çok az oy farkıyla mali tatili kaybettik. İkinci girişimimiz yaklaşık 30’ a yakın olan Milletvekilinin imzasıyla Meclise sunularak gerçekleşti. Bu girişimi kimse hayal olarak görmesin. Tıpkı mükerrer 227. maddede olduğu gibi biz inanırsak, bir mücadele edersek, mali tatil mutlaka hayata geçecektir. Bu konuda yoğun emek
veren mesleğimizin parlamento da ki temsilci başta sayın Masum TÜRKER olmak üzere, destek veren tüm Milletvekillerine sizler adına teşekkür ediyoruz. HAKSIZ REKABET Mali çözümün 49. sayısında 2000 yılının zor geçeceğini, 2000 yılında daha çok dayanışmaya ihtiyacımızın olduğunu, zor günlerin dayanışmayla aşılacağını belirtmiş idim. Ne yazık ki ruhsatların kiralandığı, haksız rekabettin doruk noktada olduğu bir dönem yaşamaktayız. İstanbul gibi bir şehirde, yani 16 bin üyenin, 18 bin stajyerin olduğu Odamızda tek tek denetim yaparak bu sorunun altından kalkamayız. Ne yapmamız gerekiyor. Bana göre birinci çözüm; gelenekleri oluşturmamızın zamanı gelmiştir. Biraz açarsak; diyorum ki gelin bu günden itibaren bir müşteri geldiği zaman birbirimizi arayalım.
Gelen müşteri; Hak ettiğimiz ücreti çok mu buluyor ? Ücret alacaklarımızı ödememiş mi ? Naylon fatura alıyor mu ? Evraklarını düzenli veriyor mu ? bu soruların cevabını birbirimizden alırsak ve kaybederiz.
İkinci çözüm ise, belirlenme yönteminin değiştirilmesinin zamanı gelmiştir. Biraz açarsak; bu gün batı toplumlarında ücret zaman üzerinden hesaplanmaktadır. Şu anda bağımsız denetim şirketlerinin uygulamasında olduğu gibi. Öyle adaletsizlikler oluyor ki; üç fatura yazımından aldığımız muhasebe ücreti ile üç klasör yazımında aldığımız muhasebe ücreti aynıdır. Diğer yandan zamanın önemi olmadığından Yeminli Mali Müşavirlere verdiğimiz alt incelemelerden dolayı hiçbir ücret alamamaktayız. Bundan böyle verilen hizmetin karşılığı; zamanla orantılı olarak alınmak zorundadır. Bunlar benim önerilerim. Gelin hep birlikte bu önerileri çoğaltalım ve de tartışalım, genel kabul görenlere de sahip çıkalım. Ruhsat kiralayanlara gelince, bunlar bizim meslektaşımız olamaz. Bunları odaya bildirmek muhbirlik değildir. Bize bildirin, bizde yasaları uygulayalım. Ruhsat kiralayanlara sesleniyorum; taşıdığınız hukuki sorumluluktan dolayı bir gün gelir servetinizi satsanız, doğabilecek cezaları karşılayamazsınız, yol yakınken bu uygulamadan vazgeçiniz. Seçimlere katılan Gruplara sesleniyorum; Gelin haksız rekabet edenlere karşı hep birlikte mücadele edelim. Birbirimizin bilgisi olmadan müşteri alanları teşhir edip, aramıza almayalım, Unutmayalım ki mesleki gelenekler ve dayanışma olmadan, meslekler saygın olamaz.
REKLAMASYON NEDİR? Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ D.E. Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü öğretim üyesi I- GİRİŞ Satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkan Reklamasyon son yıllarda özellikle tekstil sektörü ve diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan uygulamadır. Bir firmanın diğerine fatura düzenlemesi biçiminde yaşanan reklamasyon olgusu, faturalarda sadece “reklamasyon” olarak ifade edilmesine rağmen özde çok farklı uygulamalar olabilir. Bu uygulamalar şu biçimde sıralanabilir. 1- Reklamasyon bir ıskontodur. 2- Reklamasyon bir iadedir. 3- Reklamasyon bir tazminat veya cezadır. Bu ihtimalleri aşağıdaki gibi incelemek mümkündür. II- İSKONTO BİÇİMİNDE REKLAMASYON Satılan mal veya hizmetin istenilen kalite düzeyinde olmaması nedeni ile alıcının indirim talep etmesi ile ortaya çıkar. Satılan malın veya hizmetin satış bedeli üzerinden anlaşılan bir tutar üzerinde alıcı ile satıcı anlaşarak, alıcının satıcıya indirim faturası kesmesi biçiminde yaşanır. Ancak söz konusu indirimin bir kalitesizlik nedeni ile yaşanmış olması gerekir. Nakit , peşin veya erken ödeme ile ortaya çıkan “nakit ıskontosu” ile büyük miktarlarda alım yapılmasıyla ortaya çıkan miktar ıskontosunu reklamasyon olarak düşünmemek gerekir. Iskonto biçiminde yaşanan reklamasyon aynı zamanda bir kalite maliyetidir. Kalite maliyetleri içersinde bir dışsal başarısızlık maliyeti olan “Uzlaşma-Concessions” maliyetidir. Bu tür bir ıskonto uygulaması kanımızca hem kurumlar vergisi mükellefleri hem de gelir vergisi mükellefleri açısından kanunen kabul edilen bir gider özelliğindedir. Konuyu şöyle örneklemek mümkündür; Örnek: a) İşletme toplam 800.000.000 TL’lik malı yarısı peşin, yarısı kredili olarak satmıştır. %15 KDV ayrıca peşin tahsil edilmiştir. b) Alıcı firma satın aldığı malları yeterli kalitede bulmamış, bu nedenle %20 reklamasyon (uzlaşma) indirimi talep etmiştir. Satıcı da bu indirimi kabul etmiştir. c) Alıcı borcunun kalan kısmını ödemiştir. Çözüm: a) Satış kaydı; / 120 ALICILAR
400.000.000
100 KASA
520.000.000
600 YURTİÇİ SATIŞLAR
800.000.000
391 HESAPLANAN KDV
120.000.000
1
b) İndirim tutarı ve tahsilatın kaydı; indirim tutarı 800.000.000 x % 20 =160.000.000 TL 100 KASA
216.000.000
611 SATIŞ ISKONTOLARI
160.000.000
191 İNDİRİLECEK KDV
24.000.000
120 ALICILAR
400.000.000
III- İADE BİÇİMİNDE REKLAMASYON Reklamasyon faturalarının iade biçiminde olması durumunda iade edilen mala ilişkin faturaya açıklama olarak sadece “Reklamasyon” ifadesi yazmak yeterli olmamaktadır. İade edilen malın teknik özelliklerinin ve miktarına ilişkin açık ifadenin faturada bulunması gerekmektedir. İade edilen malla ilgili olarak iade kaydının hem satılan “ticari mal” veya “mamulün” maliyetine ilişkin hem de satış fiyatına ilişkin iade işlemi yapılması gerekmektedir. İade işlemine ilişkin muhasebe kayıtlarında işletmenin “devamlı envanter” veya “aralıklı envanter” yönteminin kullanılıyor olması önemli olmaktadır. Devamlı envanter yönteminin kullanılması durumunda iade işlemine ilişkin kayıt yapılırken iade edilen malın maliyet fiyatı ile de kayıt yapılmalıdır. Maliyet fiyatı ile iade kaydı yapılırken 153 Ticari Mallar veya 152- Mamuller hesaplarına kayıt düşmenin yanında stok kartlarına da giriş yapılmalıdır. Ancak bu kayıt esnasında iade işlemi daha önce satılan malın maliyeti ne ise o maliyet üzerinden yapılmalıdır. Örneğin üç ay önce satışı yapılan malın iadesi yine üç ay önceki satılan malın maliyeti üzerinden yapılmalıdır. Son ayda yapılan satışların ortalama maliyeti v.b. gibi değerler üzerinden yapılmamalıdır. Böyle yapıldığında matrah farkı hesaplanması söz konusu olabilir. İade söz konusu olduğunda aynı zamanda bir kalite maliyeti kalemi de söz konusu olmaktadır. Bu maliyet kalemi mamul satıldıktan sonra müşteri tarafından beğenilmeyip işletmeye iade dildiğinde ortaya çıkmaktadır. İade işlemine ilişkin iki durum söz konusu olabilir. Birincisi; iade edilen mamul tümüyle değiştirilebilir veya yerine başka bir mamul verilebilir. İkincisi; iade edilen mamul tamir edilir ve tamir edilen mamul müşteriye sağlam olarak teslim edilir. Bu iki durum maliyetleme tekniği ve muhasebeleştirme açısından birbirinden farklı bir görünüm vermektedir. İki durumu ayrı ayrı ele alıp incelemek yararlı olacaktır. A- MAMULLERİN TÜMÜYLE YENİSİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİ Satılan mamulün tümüyle yenisi ile değiştirilmesinde ortaya çıkan maliyet kaybı, maliyet hesaplama sistemini çok fazla ilgilendirmeyip, satış sonrası ortaya çıkan bir maliyet kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu aynı zamanda bir kalite maliyetidir ve maliyet hesaplama sistemi dışında büyük defter ve yardımcı defter hesaplarında izlenmesi gereken bir maliyet gideridir. Sonuçta bu maliyetin 690-Dönem Kar ve Zararı hesabına aktarılması gereklidir. Konuyu ancak geniş bir örnek ile açıklamak mümkün olacaktır. Örnek a) Üretim işletmesi 80.000 TL’ye mal ettiği bir X mamulünü 100.000 TL. ya peşin satmıştır. Ayrıca %15 KDV peşin tahsil edilmiştir. b) Müşteri satın aldığı malı beğenmemiş, geriye reklamasyon olarak iade etmiştir. Yerine yeni bir mamul verilmiştir. c) İade edilen mamulün değeri düşük mal olarak 10.000 TL.lık bir değeri olduğu saptanmıştır. Değeri düşen mal için karşılık ayrılmıştır.
2
d) İade alınan mal başka bir müşteriye 15.000 TL.ye satılmıştır. Ayrıca %15 KDV tahsil edilmiştir. (1. varsayım) e) İade alınan malın tekrar üretimde hammadde olarak kullanılmasına karar verilmiştir. (2. varsayım) Çözüm a) Satış kaydı; / 100 KASA
115.000 600 YURT İÇİ SATIŞLAR
100.000
391 HESAPLANAN KDV
15.000
/ 620 SATILAN MALIN MALİYETİ
80.000
152 MAMULLER
80.000
/ b) Malın iadesi ve yerine yeni bir mamul verilmesi / 157 DİĞER STOKLAR
80.000
620. SATILAN MALIN MALİYETİ
80.000
/ Daha önce satılan mamulün diğer stoklar hesabında izlenmesi, satılan mamullerin maliyeti hesabıyla karıştırılmaması gerekir. İade edilen malın yerine yeni bir mamul verildiği için daha önce maliyet fiyatıyla yapılan kaydın tekrar yapılması gerekir. satış fiyatı değişmediği ve ödemede iade olmadığı için satış fiyatıyla yapılan kaydın iptal edilmemesi gerekir. c) Değeri düşük mal için karşılık ayrılması 80.000 TL’ye mal edilen mamulün satıldıktan sonra gerçekte 10.000 TL. değerinde olduğu saptanmıştır. Değer düşüklüğünün nedeni üretim aşamasındaki bir aksaklık, dağıtım kanalındaki bir arıza veya müşteri hatası olabilir. Nedeni ne olursa olsun, bu olayda kayıp aynı zamanda bir kalite maliyeti olarak mamulün değerinde ortaya çıkan düşmedir. Örneğimizde (80.000 TL. - 10.000 TL.) = 70.000 TL. dır. 70.000 TL.nın stok değer düşüklüğü karşılığı olarak ayrılması gerekmektedir. / 654 KARŞILIK GİDERLERİ 654.030 70.000
İade
158. KARŞILIĞI
STOK
Edilen DEĞ.
70.000 Mamuller DÜŞ.
70.000
158.001 Mam.Stok D.Düş. Kar / Bu aşamada, önemli bir noktayı daha vurgulamakta yarar bulunmaktadır. Maliyet kaybı maliyetleri olarak raporlanması gereken tutar iade edilen mamulün satış fiyatı veya işletmeye olan maliyetinin tümü değil, maliyetinde ortaya çıkan değer düşüklüğüdür. Bu da 654- Karşılık Gideri Hesabının yardımcı hesabı biçiminde izlenmeli ve dönem sonunda 690- Dönem Kar ve Zararı Hesabına devredilmelidir.
3
d) İade edilen malın başka müşteriye satılması / 623 DİĞER SATIŞLARIN MALİYETİ
80.000
157 DİĞER STOKLAR
80.000
/ 100 KASA
17.250 600. YURTİÇİ SATIŞLAR
15.000
391 HESAPLANAN KDV
2.250
Karşılığın kapatılması / 158 STOK DEĞER DÜŞ. KARŞILIĞI
70.000
644 KONUSU KAL. KARŞILIK.
70.000
/ e) İade edilen malın tekrar üretimde hammadde olarak kullanılması / 150 İLK MADDE VE MALZEME STOK
10.000
158 STOK DEĞER DÜŞ. KARŞILIĞI
70.000
157 DİĞER STOKLAR
80.000
710 DİREKT İLK MAD. VE MALZ. 10.000 GİD. 150.İLK MAD. VE MALZ. STOK
10.000
/ Yukarıdaki örneklerin incelenmesinden anlaşılacağı üzere maliye kaybı olarak dikkate alınması gereken, iade edilen mamuller için değer düşüklüğü karşılığı ayrılması durumunda, sadece ayrılan karşılık gideridir. Uygulamada bazı malların müşteriye tesliminden sonra hiç iade alınmadığı ve yerine yenisinin verildiği gözlenmektedir. İade edilmesi gereken malın nakliyesine katlanmak bile ekonomik olmamaktadır. Böyle olduğunda, kanımızca tümüyle gider kaydedilen mallar için taktir komisyonu kararı uygun olacaktır. B- MAMULLERİN TAMİR EDİLEREK MÜŞTERİYE TESLİMİ Müşteriye teslim edildikten sonra çeşitli nedenler ile onarım amacıyla iade edilen mamuller için çeşitli maliyet giderlerine katlanılabilir. Bu maliyet giderleri ortaya çıkış biçimlerine göre muhasebe ve maliyet hesaplama sisteminde dikkate alınmalıdır. Maliyet giderlerinin olası ortaya çıkış biçimlerini şu şekilde sıralamak mümkündür. - Garanti kapsamında tamir ve onarımlar. - Garanti kapsamı dışında ücretsiz bakım ve onarımlar. - Garanti kapsamı dışında ücretli bakım ve onarımlar. Bu ihtimalleri şu biçimde açıklamak mümkündür. C- GARANTİ KAPSAMINDAKİ TAMİR VE ONARIMLAR (YÜKÜMLÜLÜKLER)
4
Bu kalite maliyetleri satış sonrası mamullere belirli süreler ile verilen garanti kapsamında ortaya çıkan her türlü onarım, tamir veya parça değişimine ilişkin giderlerdir. Bu tür kalite maliyetleri bu kalem içerisinde izlenmesi gerekmektedir. Bazı işletmeler gerçekleştirdikleri iyi bir örgütlenme ile bu maliyet giderlerine satış sonrası servis ağı içerisinde katlanmaktadırlar. Böyle olduğunda üretici firma daha çok garanti kapsamındaki parça veya malzeme maliyetine katlanmakta, bunun dışındaki işçilik ve diğer maliyet giderleri satış sonrası servis hizmeti veren kurum veya kişiler tarafından verilmektedir. Bunun dışında, söz konusu onarım, tamir veya parça değişimi işlemlerini kendi bünyelerinde çözen kuruluşlar her türlü malzeme, işçilik ve diğer giderlerine kendileri bizzat katlanmak zorunda kalmaktadırlar. Bu biçimde belli bir süre tamir, bakım ve yenileme garantisi ile yapılan satışlarda, satış sonrası garanti şartları çerçevesinde yapılacak bakım onarım hizmetlerinin karşılığında ortaya çıkan maliyetler, satış bedelinin bir unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir. Satıcıların garanti süresi içinde ve garanti belgesi çerçevesinde müşterilerine sağladığı tamir, bakım ve yenileme hizmetlerine ait bedeller satış fiyatları içersinde daha önceden vergilendirilmiş olduğundan bu hizmetlerin verilmesi sırasında ayrıca müşteriden tahsilat yapılmayacak, fatura düzenlenmeyecek ve katma değer vergisi hesaplanmayacaktır. Bu tür garanti kapsamındaki hizmetlerin bedelsiz hizmet olarak kabul edilmemesi gerekir. (Şükrü Kızılot s.454) Bu biçimde ortaya çıkan giderlerin muhasebeleştirilmesinde iki yaklaşımdan söz edilebilir. Birincisi; Bu tür işletmelerde sözü edilen maliyet giderleri bir genel üretim gideri olarak düşünülmelidir. Bu maliyetler 730 Genel Üretim Gideri Hesabı’nın bir alt hesabı biçiminde izlenmelidir. Sonuçta mamul maliyetini ilgilendirmektedir. Hatta genel üretim gideri bütçesi yapılırken satış sonrası garanti kapsamındaki maliyet giderleri de dikkate alınmalıdır. İkincisi; Bu maliyetler “659 Diğer Gider ve Zararlar” hesabının bir alt hesabı biçiminde izlenmelidir. Sonuçta üretim sonrası ortaya çıkmış bir gider görünümündedir. Yukarıda açıklanan özellikli durumlara ilişkin şu örnekler verilebilir. Örnek 1: Merkezi İstanbul’da bulunan bir işletme tüm ülkeyi kapsayan satış sonrası servis teşkilatını kurmuştur. İzmir servis teşkilatının talebi doğrultusunda 40.000.000 TL.lık malzeme İzmir’e gönderilmiştir. İzmir servis teşkilatı değiştirdiği parçaları İstanbul’daki merkeze teslim etmiştir. Çözüm 1: Gönderilen parçalar İzmir’de stokta bekletilerek veya bekletilmeden kullanılabilmektedir. Hemen kullanıldığında üretici firma için Diğer Olağan Gider ve Zarar görünümündedir. İzmir servis teşkilatında bir süre bekleme olduğunda; parçalar bu süreden sonra kullanıldığında; “İzmir Stok Hesabı”ndan ilgili hesaba aktarılmalıdır. Yukarıda açıklanan iki yaklaşıma ilişkin muhasebe kayıtları benzer biçimde yapılabilir. Birinci yaklaşım, Genel Üretim Giderleri hesabında izlenilmesi;
/ 730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ
40.000.000
730.038 Garanti Kaps. Yük.
5
150. İLK MAD. VE MALZ. STOK
40.000.000
150.003 İzmir Stok Hesabı
İkinci yaklaşım, Diğer Olağan Gider ve Zararlar hesabında izlenilmesi. / 659 DİĞER OLAĞAN GİD. ZAR.
40.000.000
659.038 Garanti Kapsamındaki Yük. 150 İLK MAD. VE MALZ. STOK
40.000.000
150.003 İzmir Stok Hesabı Örnek 2: Üretici işletme garanti kapsamındaki onarım, tamir ve parça değiştirmeler nedeniyle bir dönemde 10.000.000 TL’lik malzeme kullanmış, 30.000.000 TL’lik işçilik tahakkuk etmiş ve diğer giderler için 5.000.000 TL. ödenmiştir. Çözüm 2: Muhasebe kaydı; Birinci yaklaşım, Genel Üretim Giderleri hesabında izlenilmesi; / 730 GENEL YÖNETİM GİDERİ 730.038 Yükümlülükler
Garanti
45.000.000
Kapsamındaki
150.İLK MAD. VE MALZ. STOK
10.000.000
381.GİDER TAHAKKUKLARI
30.000.000
100. KASA
5.000.000
İkinci yaklaşım, Diğer Olağan Gider ve Zararlar hesabında izlenilmesi. / 659 DİĞER OLAĞAN GİDER VE ZAR. 659.030 Yükümlülükler
Garanti
45.000.000
Kapsamındaki
150 İLK MAD. VE MALZ. STOK
10.000.000
381 GİDER TAHAKKUKLARI
30.000.000
100. KASA
5.000.000
D- TAZMİNAT BİÇİMİNDE REKLAMASYON Üretilen mal veya hizmetin alıcı tarafından tüketilmesi esnasında ortaya çıkan zarar veya ziyan üretici firma tarafından tazmin edilmesi söz konusu olabilir. Bu zararın tazmin esnasında zarar gören alıcı, imalatçı firmaya tazminat biçiminde reklamasyon faturası düzenlemelidir. Sonuç olarak hesap planında 68-Olağandışı Gider ve Zararlar grubunda izlenmesi uygun olabilir.
6
IV- SONUÇ Kesilen reklamasyon faturasının sadece fatura üzerinde “Reklamasyon” ifadesi ile kesilmesi son derece yetersizdir. Reklamasyonun iade mi? indirim mi? veya tazminat mı? olduğu ifade edilmelidir. Her bir reklamasyonun muhasebe ve vergi açısından sonuçları farklı olacaktır.
7
KAYNAKÇA KIZILOT Şükrü
Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 1998
YÜKÇÜ Süleyman
Kalite Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi, Anadolu Matbaası İzmir, 1999
8
1999 YILI KURUM KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ, İSTİSNA KAZANÇ STOPAJI, KAR DAĞITIMI VE BUNA BAĞLI KAR PAYI STOPAJINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR Erol Demirel S.M.M.M. Bilindiği gibi 4369 sayılı Yasa ile getirilen değişiklikler 1999 yılı kurum kazançlarının vergilendirilmesinde de önemli değişiklikler ve özellikler göstermektedir. Konuyla ilgili olarak 06.02.2000 tarih ve 23956 sayılı resmi gazetede 67 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayınlanmıştır. Söz konusu tebliğin konumuzla ilgili bölümü şöyledir: " 3-KURUMLAR VERGİSİ ORANI Kurumlar Vergisi Kanun’nun 25. maddesinde yapılan değişiklikle Kurumlar vergisi oranı, 1999 yılı kazançlarından uygulamaya başlamak üzere % 30 olarak belirtilmiş asgari kurumlar vergisi uygulaması kaldırılmıştır. 4-KURUM KAZANÇLARI ÜZERİNDEN YAPILAN STOPAJ VE KAR PAYLARININ BEYANI 4369 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 6 numaralı bendinin (b) alt bendi değiştirilmiş ve üç bölümde şu düzenlemeler yapılmıştır: a) İndirim ve istisnalar, dağıtılsın dağıtılmasın % 15 oranında gelir vergisi stopajına tabidir. Stopaj oranı halka açık olsun olmasın bütün kurumlar için geçerlidir. b) Dar mükellef kurumlar, kurum kazancından istisnalar, kurumlar vergisi ve fon payının da indirilmesi sonucu kalan kazançları üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın % 15 oranında stopaj yapacaklardır. c) Tam mükellef kurumlar, kurumlar vergisinden müstesna kazançlara isabet eden kısım düşüldükten sonra dağıttıkları kar payından dağıtım sırasında gelir vergisi stopajı yapacaklardır. Stopaj oranı halka açık şirketler için % 5, diğer kurumlar için % 15’dir. Karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmadığından, karını sermayeye ekleyen kurumlar kar dağıtımına bağlı stopaj yapmayacaklardır. Kurumlar yıllar itibariyle kazanç dağıtmaya karar verebilecek olup, dağıtılmasına karar verilen yıl kazancının; istisnaya tabi tutulmuş kurum kazancının yanı sıra istisnaya tabi olmayan kurum kazancını da içermesi durumunda, dağıtılan kazancın öncelikle istisnaya tabi dağıtılabilir kazançtan, bu kazancın dağıtımının tamamlanmasından sonra istisna edilmemiş kazançtan gerçekleştirildiği kabul edilecektir. 1998 ve daha önceki yıl kazançlarının dağıtılması durumunda bu kazançlar üzerinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacaktır. " Yasa ve 67 seri nolu K.V.K. tebliği ışığında önemli hususlar şu şekilde sıralanabilir: 1- 1999 yılı kazançlarına uygulanmak üzere kurumlar vergisi oranı % 25 den % 30 a çıkarılmıştır. 2- Asgari kurumlar vergisi uygulaması kaldırılmıştır. 3- Kurum kazancının içinde kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlar var ise dağıtılsın, dağıtılmasın % 15 oranında istisna stopajı ve % 10 fon’a tabi tutulacaktır.
4- Kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançların dağıtımı halinde ayrıca Gelir vergisi stopajına (Kar payı stopajı) tabi tutulmayacaktır. 5- Gelir vergisi stopajı (Kar payı stopajı) ancak kazanç dağıtımı sırasında ve dağıtılan kazanç üzerinden hesaplanacak ve % 15 oranında uygulanacak, ayrıca fon payı ilave edilecektir. 6- 1999 dan önceki yıllara ait kazançların dağıtımı gelir vergisi stopajına tabi olmayacaktır. 7- Dağıtılmayan karın sermayeye ilave edilmesi kar dağıtımı sayılmayacaktır. Ve kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacaktır. 8- Kar dağıtımı kısmi olarak yapıldığı takdirde dağıtılan karın varsa öncelikle istisna kazançların dağıtımı yapıldığı kabul edilecektir. Yani dağıtılan kazançtan önce istisna kazançlar düşülecek kalanı kar payı stopajına tabi tutulacaktır. 9- Kar payı stopajı kar dağıtımını takip eden ayın 20 sine kadar beyan edilecek ve tamamı bir defada ödenecektir. 10- Kar Payı stopajı halka açık şirketlerde % 5 olarak uygulanacaktır. 11- Yıl içinde üçer aylık dönemler halinde hesaplanan geçici vergilerin, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilmesi için, mutlaka ödenmiş olması gerekmektedir. Başka bir ifade ile ödenmemiş geçici vergiler mahsup edilemeyecektir. 12- Kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlar üzerinden yapılan stopaj, Mayıs ayında muhtasar beyanname ile beyan edilecek ve istisna kazançlar dağılmış ise bir defada, dağıtılmaması halinde ise 3 taksit olarak 1. taksidi beyanname ile birlikte diğer taksitleri ise Kurumlar Vergisinin taksitleri ile birlikte ödenecektir. 13- Kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar önemli ölçüde azaltıldığı halde kendi özel kanunları gereği istisna edilen kazançlar olduğu gibi, daha önce kazanılmış haklar nedeniyle de bazı kazançlarda istisna uygulaması bir süre daha devam edecektir. (Buna ilişkin bir tablo çalışmanın sonuna eklenmiştir.) Görülebileceği gibi getirilen değişiklikler kurumlar vergisinin ve gelir vergisi stopajının hesaplanmasında önemli değişiklikler yaptığı gibi, gelir vergisi stopajının (kar payı stopajının) kar dağıtımına bağlanmış olması da bundan böyle kar dağıtım tablolarının, şirket karından zorunlu olarak yapılacak ayrımların, kısacası T.T. Kanununun belki de bu güne kadar ihmal edilen hükümlerinin önemini kar payı stopajının hesaplanması açısından da gündeme getirmiştir. Bu çalışmamız aşağıdaki örneklerle pekiştirilmeye çalışılmıştır. ÖRNEK 1 X. LTD. ŞTİ. ÖZELLİĞİ OLMAYAN KARIN VERGİLENDİRİLMESİ VE KAR DAĞITIMI DURUMUNDA KAR PAYI STOPAJI HESABI ÖRNEK KURUMUN BİLGİLERİ - Ticari Kar - Kanunen kabul edilmeyen giderler - Vergi hukukuna göre sınır fazlası yapılan bağış
150.000.000.000.4.000.000.000.2.000.000.000.-
- İstisna kazancı yoktur. - Hesaplanıp ödenen geçici vergi 20.000.000.000.KURUMLAR VERGİSİ VE FON PAYININ HESABI TİCARİ KAR İLAVELER K.K.E.G. K.K.E.BAĞIŞ İNDİRİMLER K.V.MATRAHI
150.000.000.000.6.000.000.000.4.000.000.000.2.000.000.000.156.000.000.000.46.800.000.000.4.680.000.000.-
K.V. FON
(% PAYI (%
30) 10)
MUHASEBE KAYITLARI İstisna kazanç olmadığına göre yıl sonunda hesaplanan vergi yükü yukarıdaki gibi hesaplanacak olup, muhasebe kaydı. 31.12.1999 691 51.480.000.000.370 51.480.000.000.K. Vergisi 46.800.000.000.Fon Payı 4.680.000.000.Dönem vergi karşılıklarının ayrılması 31.12.1999 690 150.000.000.000.691 51.480.000.000.692 98.520.000.000.Vergi sonrası karının ilgili hesaba kaydı. 31.12.1999 692 98.520.000.000.590 98.520.000.000.Dönem net karının ilgili hesaba kaydı. 31.12.1999 371 20.000.000.000.193 20.000.000.000.Geçici verginin ilgili hesaba kaydı KARIN DAĞITILMASI DURUMUNDA KAR DAĞITIMI (KARIN BİR KISMININ DAĞITILMASI HALİNDE) Karın 50.000.000.000.- TL.sının ortaklara dağıtılmasına kalan karın ise olağanüstü yedeklere alınmasına karar verilmiştir. Ticari Bilanço Karı
150.000.000.000.-
Hesaplanan Vergiler Vergi Sonrası Kar 1. Tertip Yedek Akçe (150.000.000.000.- x % 5) 1. Kar Payı (50.000.000.000.- x % 5) Kalan Dağıtılabilir Kar Dağıtılacak Kar 2. Tertip Yedek Akçe Matrahı (50.000.000.000 – 2.500.000.000) 2. Tertip Yedek Akçe (47.500.000.000 x 1/11) 2. Kar Payı (47.500.000.000 – 4.318.181.818) Toplam Dağıtılacak Kar Payı 1. Kar Payı 2.500.000.000.2. Kar Payı 43.181.818.182.Olağanüstü Yedek Akçe 150.000.000.000.-(51.480.000.000.000.-+ 7.500.000.000.-+2.500.000.000.-+ 4.318.181.818.-+43.181.818.182.-)
(-)
51.480.000.000.98.520.000.000.-
(-) 7.500.000.000.(-)
2.500.000.000.88.520.000.000.50.000.000.000.47.500.000.000.4.318.181.818.43.181.818.182.-
45.681.818.182.-
41.020.000.000.-
KAR PAYI STOPAJININ HESAPLANMASI Dağıtılan Kar Payı % 15 Stopaj % 10 Fon Payı Ortaklara Dağıtılacak Net Kar Payı
45.681.818.182.6.852.272.727.685.227.273.38.144.318.182.-
Kar dağıtımı sonrası muhasebe kaydı. 590
98.520.000.000.331. ORTAKLARA BORÇLAR 38.144.318.182.360. ÖD. VERGİ FONLAR 7.537.500.000.Kar Stopajı 6.852.272.727.Fon Payı 685.227.273.-
540. YASAL YEDEKLER 1.Tertip Yedek Akçe 7.500.000.000.2.Tertip Yedek Akçe 4.318.181.818.542. OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER
11.818.181.818.-
41.020.000.000.-
ÖRNEK 2 KURUMLAR VERGİSİNDEN İSTİSNA EDİLMİŞ KAZANÇ OLDUĞU DURUMDA KURUMUN VERGİLENDİRİLMESİ İSTİSNA KAZANÇ STOPAJI VE KAR DAĞITIMI DURUMUNDA KAR PAYI STOPAJI HESABI ÖRNEK KURUMUN BİLGİLERİ (Halka Açık Olamayan A.Ş.) 1- TİCARİ BİLANÇO KARI
150.000.000.000
2- KANUNEN KAB. EDİLMEYEN GİDERLER Kanunen Kab.Edilmeyen Giderler
6.000.000.000
4.000.000.000
V.U.K.nuna Göre Fazla Yapılan Bağış 2.000.000.000 3- ÖDENMİŞ SERMAYE
50.000.000.000
4- GEÇMİŞ YIL ZARARLARI 5- İŞTİRAK KAZANCI
15.000.000.000
6- YARARLANILAN YATIRIM İNDİRİMİ
20.000.000.000
7- BİRİKEN 1.TERTİP YEDEK AKÇE 8- DAĞITIMINA KARAR VERİLEN TOP. KAR PAYI Personele Temettü
2.000.000.000 40.000.000.000
4.000.000.000
Y.Kuruluna
4.000.000.000
Ortaklara
32.000.000.000
9- Dağıtım sonu kalan karın tamamı olağanüstü yedeklere ilave edilecektir.
KURUMLAR VERGİSİ VE FONUN-İSTİSNA STOPAJLARININ HESABI (Halka Açık Olmayan A.Ş.) 1- KURUMLAR VERGİSİ VE FON PAYININ HESABI TİCARİ BİLANÇO KARI
150.000.000.000,00
İLAVELER
6.000.000.000,00
K.K.E.G.
4.000.000.000,00
VERGİ HUKUKUNA GÖRE FAZLA BAĞIŞ
2.000.000.000,00 156.000.000.000,00
İNDİRİMLER (-)
35.000.000.000,00
İŞTİRAK KAZANCI
15.000.000.000,00
YATIRIM İNDİRİMİ
20.000.000.000,00
KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI KURUMLAR VERGİSİ (-) 121.000.000.000 X % 30 FON PAYI (-) 36.300.000.000 X % 10
121.000.000.000,00 36.300.000.000,00 3.630.000.000,00
2- İSTİSNA STOPAJI HESABI STOPAJA TABİ İSTİSNA KAZANÇLAR YATIRIM İNDİRİMİ
20.000.000.000,00 20.000.000.000,00
STOPAJ TOPLAMI İSTİSNA STOPAJI (% 15) FON PAYI
3.300.000.000,00 3.000.000.000,00 300.000.000,00
3- VERGİ KARŞILIKLARI KURUMLAR VERGİSİ
43.230.000.000,00 36.300.000.000,00
FON PAYI
3.630.000.000,00
İSTİSNA STOPAJI
3.000.000.000,00
FON PAYI 4- VERGİ SONRASI KAZANÇ 691 DÖN.KARI.VER.VE DİĞ. YAS.YÜK.KARŞ. 370 DÖN.KARI.VER.VE DİĞ.YAS.YÜK.KARŞ.
300.000.000,00 106.770.000.000,00 31.12.1999 43.230.000.000 43.230.000.000
690 DÖNEM KÂRI VE ZARARI 150.000.000.000 691 DÖN.KARI.VER.VE 43.230.000.000 DİĞ.YAS.YÜK.KARŞ. 692 DÖNEM NET KARI VEYA ZARARI 106.770.000.000 692 DÖNEM NET KARI VEYA ZARARI 106.770.000.000 590 DÖNEM NET KARI 106.770.000.000 371 DÖNEM KARI.PEŞ.ÖDEN. VER.VE DİĞ.YAS.YÜK. 20.000.000.000 193 PEŞİN ÖDENEN VERG. VE FONLAR20.000.000.000
KARIN DAĞITILMASI DURUMUNDA 1- KAR DAĞITIMI (KARIN BİR KISMININ DAĞITILMASI HALİNDE) TİCARİ BİLANÇO KARI 150.000.000.000 HESAPLANAN VERGİLER 43.230.000.000 VERGİ SONRASI KAZANÇ 106.770.000.000 1 TERTİP YEDEK AKÇE 150.000.000.000 X % 5 7.500.000.000 1.KAR PAYI 50.000.000.000 X % 5 2.500.000.000 KALAN DAĞITILABİLİR KAZANÇ 96.770.000.000 DAĞITILACAK KAZANÇ 40.000.000.000 – 2.500.000.000 37.500.000.000 (2. TERTİP YEDEK AKÇE MATRAHI) 37.500.000.000 2.TERTİP YEDEK AKÇE 3.409.090.909 3.410.000.000 37.500.000.000 * 1/11 DAĞITILACAK KAR PAYI (II) 36.590.000.000 PERSONELE TEMETTÜ 3.636.365.000
YÖN.K.KAR PAYI ORTAKLARA KAR PAYI (2.500.000 + 26.817.270.000) OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER 2- KAR PAYI STOPAJI KAR PAYI STOPAJINA ESAS KAZANÇ YÖN.K.KAR PAYI+ORTAKLAR KAR PAYI STOPAJA TABİ OLMAYAN İSTİSNA KAZANÇLAR İştirak Kazancı Yatırım İndirimi (20.000.000.000 – 3.300.000.000) KAR PAYI STOPAJI MATRAHI KAR PAYI STOPAJI STOPAJ % 15 FON PAYI NET KAR PAYI Y.K.NET KAR PAYI (4.000.000.000 / 36.000.000.000) % 11 ORTAKLARA NET KAR PAYI (32.000.000.000 / 36.000.000.000) % 89
3.636.365.000 29.317.270.000 59.270.000.000
32.953.635.000
31.700.000.000 15.000.000.000 16.700.000.000 1.253.635.000 206.849.775 188.045.250 18.804.525 32.746.785.225 3.602.146.375 29.144.638.850
/ 570 YILLAR KARLARI 106.770.000.000 540 YASAL YEDEKLER 1.Tertip K.Y. Akçe 7.500.000.000 2.Tertip K.Y. Akçe 3.410.000.000 542 OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER 1999 Olağan Üstü Yedek Akçe 335 PERSONELE BORÇLAR Personele 3.636.365.000 Y. Kuruluna 3.602.146.375 331 ORTAKLARA BORÇLAR
10.910.000.000
59.270.000.000 7.238.511.375
29.144.638.850
Öden.Kar Payları 29.144.638.850 360 ÖDEN. VERGİ VE FONLAR Kar payı stopajı 206.849.775
206.849.775 /
İSTİSNA KAZANÇLAR VE GELİR VERGİSİ STOPAJI KARŞISINDAKİ DURUMLARI İstisnanın Türü
İstisnanın İstisna Yasal KurumlarKullanımına Dayanağı Vergisi Bağlı Stopaj (***)
İştirak kazançları istisnasıKVK 8/1 Yok Risturn istisnası KVK 8/2 Yok A Tipi Menkul Kıymet Yatırım Fon ve Ortaklıkların Portföy İşlet. KVK 8/4-aYok Kazançları B Tipi Menkul Kıymet Yatırım Fon ve Ortaklıkların Portföy İşlet. Kazançları KVK 8/4-b Yok Risk Sermayesi ve Gayrimenkul Yatırım Fon ve Ortaklıkların Kazançları KVK 8/4b,c Yok Rüçhan Hakkı Kuponu Satış Kazançları KVK 8/5 Emisyon Primleri
KVK 8/5
Yok
Yok
Stopajın Kar Karın Yasal Dağıtımına Sermayeye Dayanağı Bağlı İlavesi Stopaj Halinde Stopaj
Yok Yok
GVK 94/6bii KVK 8/2
Yok Yok
Yok Yok
Sıfır
GVK 94/6-a-ı BKK 93/5148
Yok
Yok
% 10
GVK 94-6-a-ii BKK 93/5148
Yok
Yok
Sıfır
GVK 94/6-a-ı BKK 93/5148
Yok
Yok
GVK 94/6-b-ii BKK 99/13230 Yok
Yok
KVK Geç.28/b Yok
Yok
% 15
Yok
Yurt Dışında Yapılan İnşaat, Onarım, Montaj İşleri ve Teknik Hizmetlerden Sağlanan Kazançlar KVK Geç.24 Yok
İştirak Hisseleri ve Gayrimenkullere İlişkin Satış Kazançları KVK Geç. 28/a
İstisnanın Türü
Var KVK Geç.24 (Oranı değişkendir ve KVKnın Geç.24. Maddesinde Belirtilmiştir) (**)
Yok
% 15
GVK 94/6-b-ii BKK 99/13230 Yok (*)
Yok
İstisnanın İstisna Stopajın Kar Karın Yasal KurumlarKullanımına Yasal Dağıtımına Sermayeye Dayanağı Vergisi Bağlı Dayanağı Bağlı İlavesi Stopaj (***) Stopaj Halinde Stopaj
Üretim Tesislerinin ve Bu Tesislere İlişkin Gayrimenkullerin Sermaye Olarak Konulmasından Kaynaklanan Kazançlar KVK Geç.28/a
Yok
Yok
KVK Geç.28/a Yok (*)
Yok
Yatırım İndirimi
Yok
% 15
GVK 94/6-b-ii BKK 99/13230
Yok
Yok
GVK Ek md.1-6 Olağanüstü Hal Bölgesi ve Düşük Gelişmişlik Düzeyi Bulunan Bazı İllerde 1/1/1998-31/12/2000 Tarihleri arasında işe başlamış Mükelleflerin Bu işyerlerinden elde ettikleri kazançlar 4325 md.3/a Serbest Bölge Faaliyetlerinden elde edilen Kazançlarda 3218 K.md.6
Yok
Yok
4325 md.3/a
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
(*) Karın Sermayeye ilave edilmesi zorunludur. (**) Yurt dışındaki vergi yükü % 37’ye kadar olanlarda, Halka açık şirketlerde %5 Diğerlerinde %10 (***)Ayrıca % 10 Fon Payı ilave edilecektir. Not:Yukarıdaki Tablo, Yaklaşım Dergisi, 1999 Kasım ayı 83. sayısında Sn. Mehmet Maç’dan yararlanılarak hazırlanmıştır.
SİGORTA VE VERGİ KESİNTİLERİ Ömer Can ERDURAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
TÜRKİYE’DE VE DÜNYA’DA ÖZELLEŞTİRME Abidin Lütfi DEMİR TEDAŞ Başmüfettişi, H.Ü. Öğretim Görevlisi
I- ÖZELLEŞTİRMENİN TANIMI Özelleştirmenin, ekonomik öğretideki temelini A. Smith’de buluruz. Smith’e göre, devlet yalnızca tam kamusal mallar ile ulusal savunma ve adalet gibi yararı tek tek toplum üyelerine sunulmayacak olan malları üretmelidir. Smith, 1776’da kamu girişimlerinden elde edilecek karların bireylere doğrudan bir yarar sağlamayacağını, bu nedenle yöneticilerin müsrif ve ihmalkar davranabileceklerini savunmuştur (1). 1919-1930 ekonomik krizine kadar ekonomiyi yönlendiren görüş, A. Smith, D. Ricardo ve J. Stuart Mill’in “piyasa kendi dengesini kendisi bulabilir” görüşüdür. Krizle birlikte bu görüş geçerliliğini yitirmiş, Keynes’in “devletin yol göstericiliğinde kalkınma” modeli devreye girmiş ve 1980’lere kadar uygulanmıştır. Özelleştirme terimini ilk kez ortaya A. Smith’in öğretisini temel alan Peter F. Drucker ortaya atmıştır. Drucker devletin ekonomideki ağırlığının azalması gerektiğini şu gerekçelerle açıklamıştır: İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana devlet programı ve uygulamalar başarısız olmuştur. Vergilendirme yoluyla elde edilecek gelirlerin bir sının vardır. Ayrıca, devletin gelir yaratma yeteneğinin sonuna gelindiği de bir gerçektir (2). Özelleştirmenin, 1970’li yıllarda dünyada yaşanan ekonomik kriz sonucunda çıkış arayan ekonomik politikalar sonucu ortaya çıkmış bir çözüm yöntemi olduğu söylenebilir. 1930 krizinde çözüm öngörülen KİT uygulaması, 1970 krizinde neden olarak görülmüştür. Yasal düzenlemelerde yürütmeye ve yönetime serbestlik tanımak için olsa gerek, özelleştirmenin tanımı yapılmamıştır. Öğretide bir tanım verilmeye çalışıldığı görülmektedir (3). Özelleştirme geniş anlamda, piyasa ekonomisinin uygulanabilmesi için kamusal ve hukuksal tüm engellerin kaldırılması, piyasanın işleyişi üzerindeki devlet denetiminin ya da karışmasının azaltılması ya da kaldırılması, kimi kamu hizmetlerinin özel kesime bırakılması biçiminde tanımlanmaktadır (4). II- ÖZELLEŞTİRMENİN AMACI Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi özelleştirmeye ilişkin kararında özelleştirmeden beklentilerini şöyle açıklamıştır (5): “Verimliliği artırmak, fiyatları düşürmek, kıt kaynaklan toplumda etkin biçimde bölüştürmek, açık veren kamusal etkinliklerin devlet yükünü azaltmak, gelir sağlamak, kamuda çalışanların sayısını azaltmak, kamuda çalışanların sayısını azaltmak, kamu kesiminde sendikaların gücünü zayıflatmak” Türkiye’de özelleştirme uygulamasına geçilmesinin amaçları da farklı değildir. Özelleştirme gerekçelerine ilişkin kamu kurumlarınca yapılan çalışmalarda ve öğretide Türkiye’de özelleştirme amaçları şu şekilde belirtilmektedir: “Ekonomide piyasa koşullarına işlerlik kazandırmak, ekonomik büyümeyi hızlandırmak, verimliliği artırmak, sermaye piyasalarının gelişmesini sağlamak, sermayenin mülkiyetin tabana yayılmasını özendirmek, KİT’lerin devlet bütçesi üzerindeki yükünü hafifletmek, mal ve hizmetlerde nitelik ve nicelik ile çeşitliliği artırmak, endüstride kamu ve özel mülkiyet arasındaki dengeyi sağlamak, teknoloji yenilemek, çalışanlara pay senedi verilerek üretimi ve verimliliği artırmak, yabancı sermayeyi çekmek, devlete gelir sağlamak” (6) Özelleştirmeden beklenen sonuçlarda özelleştirme amaçlarının aynısıdır. Özelleştirme yukarıda belirtilen hususların yanında; bütçe açığının kapanmasını dolayısıyla enflasyonun düşmesini sağlar; merkezi bürokrasiye bağlı komuta ekonomisinden piyasa ekonomisine geçişte rol oynar; rekabeti artırır, ekonomiyi geliştirir, liberal ekonomiyi geliştirir, liberal ekonomiyi egemen
1
kılar. Kapalı korumacı politikalarla desteklenen ülke ekonomisini dışarı açar, devletin ekonomik kaynaklar üzerindeki denetimini azaltır. Yolsuzlukları ve yozlaşmayı önler. Siyasal güç ile ekonomik kaynakların etkileşiminin azalmasını, bunun sonucunda da daha çok demokrasiyi sağlar. III - DÜNYADAKİ ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI Dünyadaki çeşitli ülkelerdeki uygulamaları belirtmeden önce Avrupa Birliği’nin özelleştirmeye bakış açısını ele almakta yarar vardır. AB’nin temeli olan Roma Anlaşması’nın 222. maddesi (1957) KİT’lere ilişkin hükümler ihtiva eder. 222. maddeyle “üye ülkelerin mülkiyet biçimleri konusunda hiçbir biçimde ön yargılı olunamayacağı” vurgulanmıştır. Yani AB’nin kuruluş anlaşması, üye ülkelerde özel ya da kamusal mülkiyet biçimleri üzerinde tam anlamıyla yansız bir yaklaşım sergilemiş, üye ülkelerin ekonomilerini ne ölçüde özel, ne ölçüde kamusal mülkiyet biçiminde düzenleyecekleri tümüyle kendilerine bırakılmıştır (7). AB ortalaması olarak, kamu girişimleri istihdamın % 10’unu, katma değerin % 12’sini, sabit sermaye yatırımlarının da %18’ini kapsamaktadır. A- İNGİLTERE’DE ÖZELLEŞTİRME İngiltere’de KİT’lere “Ulusallaştırılmış Endüstriler” adı verilmektedir. ABD’de R. Reagan Başkanlığı döneminde uygulanan, “Reagan-omics” adıyla anılan ve özelleştirmeyi de içeren ekonomi politikasının İngiltere’deki izleyicisi Margaret Teatcher olmuştur. Margaret Teatcher 1979-1987 yıllan arasında kamu sektörünün % 30’unu özelleştirmiştir (8). Özelleştirme KİT’lerden sonra kamu hizmetlerine de sıçramıştır. Özelleştirilen kamu hizmetlerinin arasında otobüs ve sağlık hizmetlerinin yanında, hapishane, mezarlıklar da bulunmaktadır. B- FRANSA’DA ÖZELLEŞTİRME Özelleştirmenin yaygın olarak yapıldığı ülkeler arasında ikinci sırada olan Fransa’da daha az verimli fakat topluma yararlı hizmet veren girişimler özelleştirme dışında tutulurken, tekelleşmenin ve yabancılaştırmanın önlenmesi için önemli kurallar getirilmiştir. Özelleştirmeye önem verilirken KİT’ler ihmal edilmemiş Siemens örneğinde olduğu gibi, Avrupa ve Dünya’da ileri teknolojiyle rekabet edebilmek için yeniden KİT kurulmaya başlanmıştır. C- ALMANYA’DA ÖZELLEŞTİRME Almanya’da 1960 yılından bu yana özelleştirme görülmektedir. 21.7.1960 da “Volkswagen Ltd. Şti.” paylarının halka yansıtılmasına ilişkin yasa çıkarılmış ve bu yasa ile şirket pay senetleri öncelikle halka sunulmuştur. 1982’de elektrik ve maden sanayinde kurulu VEDA KİT’inde kamu payı % 43’ten % 30’a düşürülmüş birleşmeden sonra Treuhandastalt adlı bir örgüt kurarak sermaye sorunu olmadığı için, Doğu Almanya kamu işletmelerinin % 70’ini iki yıl gibi kısa bir sürede özelleştirmiştir. D- İTALYA’DA ÖZELLEŞTİRME İtalya’da özerk yapılı KİT uygulaması modeline yer verilmekte ve bu amaçla kamu holdingleri kurulmuş bulunmaktadır. Bir kaç KİT’teki kamu payının satışı dışında özelleştirme uygulamasına İtalya’da rastlanmamaktadır. E- İSPANYA’DA ÖZELLEŞTİRME İspanya’da yalnız liberal - muhafazakar iktidarlar değil, sosyalist iktidarlarda ekonomik krizden çıkış yöntemi olarak özelleştirmeyi benimsemişlerdir. İspanya’da en büyük kamu holdingi INI’nın 700 bağlı KİT’i bulunmaktadır. Özelleştirme uygulaması içinde araba üreten SEAT’ın Alman Volkswagen’e satılması, gaz-elektrik KİT’i GESA’nın % 38 payının menkul kıymetler borsasına sürülmesi, kimi tekstil fabrikaları ve turizm işletmelerinin özele devri yer almaktadır (9). F- İSVİÇRE’DE ÖZELLEŞTİRME İsviçre’de özelleştirme uygulamaları çok kısıtlıdır. Yalnızca hastanelerin temizlik hizmetleri ve İsviçre Demiryolunun dağıtım hizmetleri özelleştirme kapsamındadır.
2
G- BELÇİKA’DA ÖZELLEŞTİRME Belçika’da başarılan tek özelleştirme ulusal havayolu SABENA’nın uluslararası pazara sunulmasıdır. Tümüyle kamunun tekelinde olan posta, telgraf gibi iletişim alanı da 1985’te özel sektöre açılmıştır. Deniz ulaşımı, radyo-televizyon yayını, demiryolu hizmetleri özelleştirilmek istenmişse de uygulamaya geçilememiştir (10). H- BULGARİSTAN’DA ÖZELLEŞTİRME Sosyalizmden kapitalizme geçiş sürecini en hızlı yaşayan ülkelerin başında Bulgaristan gelmektedir. Bulgaristan’da önce özelleştirme uygulaması başlatılmış, yasa sonra çıkarılmıştır. Avrupa’nın en liberal özetleştirme yasası Bulgaristan’dadır. Bu yasa yurttaşlarla yabancıları ayırmış, yabancılara çok daha fazla olanaklar tanımıştır. Yerli yatırımcılar için bir işletmenin % 60’ını almak mümkün iken bu oran yabancılar için %100’dür. I- MACARİSTAN’DA ÖZELLEŞTİRME Macaristan’da Yabancı Sermaye Yasası kamu işletmelerinin tümünün yabancılara satılmasına olur vermektedir. Yabancı Sermayenin önündeki engeller hiçbir ülkeyle kıyaslanmayacak ölçüde kaldırılmıştır. J- POLONYA’DA ÖZELLEŞTİRME Polonya’da her yıl bir yasa çıkarılmasına karşın KİT’lerde özelleştirme bir türlü gerçekleştirilememiştir. Özellikle beslenme, ticaret ve hizmet sektörüne yönelik özelleştirmelerde başarı sağlanırken, KİT’ler özelleştirilememiştir. K- ÇEK CUMHURİYETİ’NDE ÖZELLEŞTİRME Çek Cumhuriyeti özelleştirmenin kısa sürede tamamlandığı ve olumlu sonuç verdiği önde gelen ülkedir. Çek ve Slovak Cumhuriyetleri tek devlet iken başladıkları ve epeyce yol aldıkları özelleştirmeyi; ayrı devletler olduktan sonra da önceden planladıkları biçimde yürüterek sonuçlandırmışlardır. Çekoslovakya özelleştirme modelinin üç ana doğrultusu vardır: Mülklerin 1945 öncesi sahiplerine ya da mirasçılarına geri verilmesi; devlet mülkünün yurttaşlara ya da yabancılara satılması; özelleştirme kuponları aracılığıyla işletmelerin mülkiyet halkının yurttaşlara devredilmesi. L- ARJANTİN’DE ÖZELLEŞTİRME Arjantin’in dış borçları 1989 yılında 59 Milyar ABD Dolarına ulaşmış, IMF ve Dünya Bankası isterleri doğrultusunda büyük özelleştirme furyası başlamış ve Arjantin KİT’lerinin çoğu 11 Milyar ABD Doları borca karşılık çok uluslu şirketlere devredilmiştir. (11) M- MEKSİKA’DA ÖZELLEŞTİRME Meksika’daki özelleştirme tümüyle dış borç ödenmesine yöneliktir. Dış borcu 1991 yılında 78 Milyar ABD Dolarına ulaşan Meksika 1155 KİT’ten 940’ını devretmiş veya satmış bunun sonucunda da 21 Milyar ABD Doları elde etmiştir. N- DİĞER ÜLKELERDE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI 1950 - 1980 yıllan arasında Şili, İsrail ve İran’da kimi özelleştirme uygulamalarına rastlanılmaktadır. Danimarka, Finlandiya, İrlanda ve Norveç’de özelleştirme söz konusu olmamış, Endonezya ve Malezya’da özellikle yol yapımında yap-işlet-devret modelinin uygulamasına çalışılmıştır. IV- DÜNYA ÜLKELERİNİN UYGULAMALARI
ELEKTRİK
HİZMETLERİNDEKİ
ÖZELLEŞTİRME
Elektrik hizmetleri ülke ekonomilerinin kan damarı olarak nitelendirilebilir. 1987 yılında yapılan bir araştırmaya göre, elektrik üretim, iletim ve dağıtım işi Avusturya, Kanada, Meksika, İsviçre, Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya’da ağırlıklı olarak kamu öncülüğünde yürütülmektedir. ABD, Belçika, Almanya ve Hollanda’da bu hizmetler kamu - özel ortaklığı şeklinde sürdürülürken İspanya ve İsveç’te bu hizmetler özel kesimin elindedir.
3
ABD’de elektrik üretimi büyük çoğunlukla özel kesimce yapılmaktadır. Özelleştirme mülkiyet devri biçiminde değil, elektrik üreten şirketin devlet tarafından düzenlenen ayrıcalıkları ve yükümlülükleri üzerinde kimi değişiklikler biçiminde olmuştur. Elektrik sektöründe en büyük özelleştirme uygulamasına İngiltere’de tanık olmaktayız. İngiltere’de elektrik sektörü özelleştirildikten sonra “Elektrik Regülasyon Ofisi” kurulmuş, bu ofis etkinliği gerektiğinde kısıtlamış ve sınırlamıştır. İngiltere’de tek merkezi dağıtım sistemi (enterkonnekte sistem) özelleştirmeden sonra isteme göre üretimi ve sunuyu düzenleyen bir üst holdinge, “Ulusal İletişim Şirketine” verilmiştir. Anlaşılacağı üzere İngiltere’de elektrik hizmeti özelleştirilmekle bırakılmamış, bu sektör gerek regülasyon yöntemiyle, gerek iletimin kamu elinde tutulmasıyla dengelenmiş, çerçevelenmiş, gözetim ve denetim altına alınmıştır. İngiltere’de elektrik sektöründe rekabet şöyle sağlanmaktadır. Görevli elektrik üretim ve dağıtım şirketleri her sabah Ulusal İletişim Şirketinin eşgüdümünde toplanmaktadır. Toplantı da 24 saatlik üretim-dağıtım planı yapılmaktadır. Bu planda o gün içinde kim ne kadar elektrik üretecek, bunu hangi zaman dilimlerinde hangi dağıtıcı şirkete, hangi fiyatla verecek, bunlar belirlenmektedir. Böylelikle dağıtıcı firmaların zaman dilimleri itibariyle üretici firmalardan elektriği pazarlıkta belirlenen değişik fiyattan alabilmesine olanak yaratılmaktadır. Burada İngiltere’deki elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesine ilişkin iki önemli noktanın altını çizmekte yarar vardır: Dağıtım Şirketleri ikişer yıllık zaman dilimleri için görevlendirilmektedirler; iletim tesisleri ve hizmeti ise kamunun elindedir. Tüketiciler yönünden durum şöyledir : 1 MW’nin üzerinde tüketim gücü bulunan alıcılar, “Yetkili Müşteri” olarak tanımlanmaktadır: Yetkili müşterilerin koşulları değerlendirecek dağıtım şirketini seçme olanağı vardır. Yetkili müşteriler dışındaki gerçek tüketicilerin hakları ise, sıkı denetim altında uygulanan “Hizmet Standartları Yönetmeliği” ile korunmaktadır. Bu yöntemin tüketici yönünden uygulanabilmesi çok gelişmiş bilgisayar ağına gereksinim göstermekte, denetimi ise açıklık sağlanarak sürdürülebilmektedir. Almanya ve İspanya’da da elektrik hizmetleri özelleştirme kapsamına alınmıştır. Almanya’da elektrik ve maden sanayinde kurulu VEDA KİT’inde 1982 yılında özelleştirmeye gidilmiş, bu şirketteki kamu payı % 43.75’ten % 30’a düşürülmüştür. İspanya’da gaz elektrik hizmetleriyle ilgili KİT’in (GESA) % 38’lik payı, özelleştirme uygulaması kapsamında menkul değerler borsasına sunulmuştur. V- TÜRKİYE’DEKİ ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI Türkiye’de özelleştirme kavramı özellikte 1983’ten sonra çok sık kullanılmış, ancak uygulamaya 1988’de geçilebilmiştir. Ülkemizde özelleştirme uygulaması başlangıçta daha çok yabancılaştırma biçiminde olmuştur. Örneğin İstanbul Bankası’nın TC. Ziraat Bankası ile birleştirilmesi nedeniyle Ziraat Bankası’na devrolan ANSAN AŞ. ile bu şirketin dağıtımını yapan MEDA AŞ., COCA-COLA Export Company’ye, USAŞ AŞ. İskandinav Havayolları SAS’a, Çitosan’ın beş çimento fabrikası Fransız Societe Ciment Français şirketine satılmıştır. KOİ’nin, TELETAŞ’taki % 18’lik payını Fransız firması ALCATEL’e satmasıyla TELETAŞ’da yabancı egemenliğine geçmiştir. Türk Kablo’nun % 38’lik Kamu Payı, USAŞ’ın % 70’lik kamu payı, Güneş Sigorta’nın % 30’luk kamu payı yabancı sermayeye devredilmiştir. Türkiye’de uygulanan özelleştirme Morgan Quaranty Trust Company of New York firmasınca hazırlanan “Ana Plan” doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. “Ana Plan” doğrultusunda TURBAN, USAŞ, ÇİTESAN, ETİBANK, SÜMERBANK, EBK gibi KİT’lerin özelleştirilme işlemleri tamamlanmıştır. Aralarında TEDAŞ - TEAŞ’ında bulunduğu diğer bazı KİT’lerde özelleştirme son aşamasına gelinmiştir. VI- TÜRKİYE’DE ELEKTRİK HİZMETLERİNDEKİ ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI TEK dışındaki özel hukuk hükümlerine bağlı sermaye şirketi statüsüne sahip yerli ve yabancı şirketlerin elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti ile görevlendirilmesi, 04.12.1984 günü 3096 sayılı Yasa’yla olanaklı kılınmıştır. 3096 Sayılı Yasa’ya dayanılarak birçok özel sanayi şirketi kendi elektriğini üretmek için girişim başlatmış ve uygulamıştır. 3096 Sayılı Yasa’ya dayanılarak birçok özel sanayi şirketi kendi elektriğini üretmek için girişim başlatmış ve uygulamıştır. 3096 Sayılı Yasa uygu-
4
laması bağlamında birçok tesis sözleşmesi imzalanmıştır. Afşin-Elbistan Santralı ihaleye çıkarılmış en iyi öneriyi ERG firması vermiş ancak ihale öncesi şartname düzenlenmediği için seçimin hangi ölçütlere göre yapıldığının belirsizliği karşısında TEK ve TKİ yetkilileri ihale kararına not koymuşlardır. 3096 Sayılı Yasa’ya göre görev şirketi uygulaması iki aşamada gerçekleştirilmektedir. Şirketler önce ETKB ile “görev verme sözleşmesi” sonra da kurum ile kuruma ilişkin tesislerin “işletme hakkı devir sözleşmesi” yapmaktadırlar. Görev verme sözleşmesinde; görev belgesi, görevin konusu, süresi, esasları, şirketin hak ve sorumlulukları, yapılacak yatırımlar, yatırımın finansmanı, projelerin bakanlıkça onaylanması, denetimi, kamulaştırma; işletme hakkı devir sözleşmesinde ise işletme hakkı devri, personel devri, şirket ile müşteri ilişkileri, tarife denetimi, görev süresi sonunda devlete dönüş, işletmeye el koyma, sözleşmenin feshi gibi konularla ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Şirketlerin elektrik tarifesi saptanırken genellikle Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği esas alınmakta, ancak kimi zaman sözleşmelere özel saptama yöntemi de getirilmektedir. Bugüne kadar Aktaş Elektrik AŞ., Kayseri ve Civan Elektrik TAŞ. ile 3096 Sayılı Yasa kapsamında dağıtım görev sözleşmeleri yapılmış ve bu şirketler uygulamaya başlamışlardır. Ancak bunlardan AKTAŞ’la olan sözleşme iptal edilmiş, buna karşın şirket uygulamayı sürdürmeye devam etmiştir. 3096 Sayılı Yasa’ya 07.03.1990 günlü 3613 Sayılı Yasa’yla eklenen ek 1. maddeyle “Elektrik Enerjisi Fonu” adı ile ETKB’da tüzel kişiliği olan bir fon kurulmuştur. 3096 Sayılı Kanun’un 9. maddesine göre ETKB’nın 24.11.1986 tarih 22827 Sayılı Resmi Gazete ilanı ile teşekküle ait Elektrik Dağıtım Müesseseleri ile Bağlı Ortaklıkları 29 görev bölgesine ayrılmış, görev bölgelerine ait dağıtım tesislerinin İşletme Haklarının Devrine ait teklifler 03.04.1987 tarihinde alınarak değerlendirme çalışmaları ETKB tarafından yürütülmüştür. A Grubundaki 7 Görev Bölgesine ait ihale neticeleri 07.01.1998 tarihinde, B Grubundaki 18 Görev Bölgesinden 7 adedine ait ihale neticeleri 21.01.1998 tarihinde 5 adedine ait ihale neticeleri 14.02.1998 tarihinde geriye kalan 6 adet ihale neticelerinde 22.02.1998 tarihinde ETKB tarafından basın kanalıyla açıklanmıştır. 3 görev bölgesine ait alınan teklifler yeterli bulunmadığından, 2 görev bölgesine ait teklifte İşletme Hakkına uygun teklif bulunamadığından iptal edilmiştir. İnceleme yazımızın hazırlandığı tarih itibariyle özelleştirilecek yerlere ilişkin herhangi bir sonuç çıkmamış ve dağıtım özel sektöre geçmemiş bulunmamaktadır. Dağıtım ihalelerine ve devirden sonra ortaya çıkabilecek sorunlara baktığımızda; ilk göze çarpan hazırlıksız ve hangi tür problemle karşılaşılacağı önceden öngörülmeden sonuca ulaşılmaya çalışıldığıdır. TEAŞ - TEDAŞ - Özel Şirket arasında köprü görevi kuracak bir birim henüz mevcut değildir. Elektrik sektöründe özelleştirme sonucunda rekabetin ne yönde olacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Görev verme süreleri dünyadaki örneklerinden çok daha uzun süreli, devir bedelleri ise düşüktür. Müşterilerin dağıtım şirketini seçme olanağı mevcut değildir. Bu da hizmette kalitenin bulunamayacağı anlamına gelmektedir. Tüketicinin haklarının ne şekilde korunacağı konusunda açıklayıcı bir durum da söz konusu değildir. Gelecek günlerde bu sorunlar tek tek gündeme gelecektir. Vakit geçirilmeden sorunların çözümüne yönelik önlemler alınmasının özelleştirmeden beklenen fayda açısından yarar sağlayacağı açıktır. -Kaynakça 1- H. Suiçmez - Ş. Yıldırım, Dünyada ve Türkiye’de Özelleştirme Uygulamaları, bkz. dipnot 2 sayfa 15-16 2- H. Suiçmez - Ş. Yıldırım, bkz. dipnot 2 s. 17 3- B. Serim, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi Kararları Işığı Altında Özelleştirme, bkz. s. 26 4- TOBB Raporu bkz. dipnot 30 5- 03.01.1990 tarih 953 sayılı karar 6- DPT 1987 yıllığı s. 43
5
7- K. Boratav - E. Türkcan, Türkiye’de Sanayileşmenin Yeni Boyutları ve KİT’ler, İktisat Politikası Seçenekleri 1, bkz. dipnot 44 s. 249-252 8- Petrol-İş bkz. dipnot 3 s. 213 9- Petrol-İş bkz. dipnot 3 s. 225-226 10- Petrol-İş bkz. dipnot 3 s. 225 11-EMD Kasım 1994 s. 14-15
6
KURUMLAR VERGİSİ VE SERMAYE ARTIRIMI Uğur BÜYÜKBALKAN TÜRMOB Genel Sekreteri Kurumlar Vergisine tabi kurumların elde ettiği gelirlerin (kurum kazancının) vergilendirilmesi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Kurumların gelirleri ise Gelir Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde yedi bent halinde sayılan gelir unsurlarından oluşur ve tamamı kurum kazancı olarak adlandırılır. Kurumların bu kazancı üzerinden alınacak Kurumlar Vergisi ise Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hükümlerine göre tespit edilen safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Bilindiği üzere, 4369 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 25. maddesinde değişiklik yapılmadan önce; kurumlar vergisi oranı % 25 olarak belirlenmiş olup, bu orana göre hesaplanacak kurumlar vergisinin de, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının % 20’sinden az olamayacağı hükme bağlanmıştı. Böylelikle kurumlar vergisi iki aşamalı olarak hesaplanıyordu. Ayrıca Gelir Vergisi Kanununun 4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki 75/4 ve 94/6-b maddeleri uyarınca indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi indirildikten sonra kalan kısım menkul sermaye iradı sayılmakta ve bu tutar üzerinden de dağıtılsın veya dağıtılmasın gelir vergisi tevkifatı yapılmaktaydı. 4369 sayılı Kanunla, yukarıda adı geçen maddelerde yapılan değişiklikler sonucunda; Kurumlar vergisi oranı, 1999 yılı kazançlarından uygulanmaya başlamak üzere %30 olarak belirlenmiş, asgari kurumlar vergisi uygulaması kaldırılmıştır. Tam mükellef kurumlarda, kurum kazançları üzerinden Gelir Vergisi Kanununa göre yapılacak tevkifat, kar paylarının ortaklara dağıtımına bağlanmıştır. Tam ve dar mükellef kurumların, indirim ve istisna kazançları üzerinden, dağıtılsın dağıtılmasın %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmaları ve bu oranın kurumun halka açık olup olmadığına bakılmaksızın aynı oranda uygulanması hükme bağlanmıştır. Dar mükellef kurumların, kurum kazancından istisnalar, kurumlar vergisi ve fon payının da indirilmesi sonucu kalan kazançları üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın %15 oranında stopaj yapmaları esası getirilmiştir. Ayrıca 4369 sayılı Kanunla 01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinde yer alan istisnalardan, "turizm hasılatı istisnası", "yatırım fonlarının katılma belgeleri ve yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kar payları istisnası" kaldırılmış ve geçici maddelerde yer alan bazı istisnaların uygulama süreleri uzatılmıştır. Bu değişiklikler sonucunda 1999 yılı kurum kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır. 4444 Sayılı kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120nci maddesinde yapılan değişikliklere paralel olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nda değişiklikler yapılmıştır.
Kurumlar vergisi mükellefleri için geçici vergi oranı yüzde 25’ten yüzde 20’ye indirildi. İndirilmiş oranın uygulamasına 1.1.2000 tarihinden itibaren başlanmıştır. KURUMLAR VERGİSİNE TABİ KURUMLAR Kurumlar Vergisine tabi kurumlar, Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde aşağıdaki gibi sayılmıştır; Sermaye şirketleri (Anonim, Limited, Eshamlı Komandit Şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı kurumlar, SPK Kanununa göre kurulan yatırım fonları), Kooperatifler İktisadi Kamu Müesseseleri, Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler İş ortaklıkları. Kurumlar vergisi uygulamasında sendikalar dernek, cemaatler vakıf hükmündedir. Diğer taraftan Kanunun 7. maddesinde sayılan bazı kurumlar vergiden muaf tutulmuşlardır. Ayrıca bazı kurum kazançları Kanunun 8 ve bazı geçici madde hükümleriyle sürekli veya geçici olarak vergiden istisna edilmişlerdir. Özel kanunlarla tanınan istisna ve muafiyetler de vardır. (Örneğin; 4325 sayılı "Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"la bazı illerdeki kurum kazançlarına ayrım yapılmaksızın Kurumlar Vergisinden istisna tanınmıştır.) BEYANNAME VERİLECEK HALLER Tam mükellefiyette, Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde sayılan; - Sermaye şirketleri (Anonim, Limited, Eshamlı Komandit Şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı kurumlar, SPK Kanununa göre kurulan yatırım fonları), - Kooperatifler (KVK’nun 8/16. Maddesindeki muafiyet şartlarını haiz olmayanlar), - İktisadi kamu müesseseleri, - Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler (Sendikalar ve cemaatlere ait olanlar dahil), - İş ortaklıkları, bir hesap dönemine ilişkin beyannamelerini, Kurumlar Vergisi Kanununun 21’inci maddesi uyarınca, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ay içinde, kendilerine özel hesap dönemi tanınan kurumlar ise özel hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ay içinde bağlı oldukları vergi dairesine vereceklerdir. Beyanname verme süresi; mücbir sebep, zor durum, defter ve belgelerin muhafaza altına alınması, tasfiyeye giren kurumlarda tasfiyenin dört aylık beyanname verme süresinden önce tamamlanması veya sermaye şirketleri dışındaki kurumlarda Maliye Bakanlığınca süre verilmesi hallerinde uzayabilir. Dar mükellefiyette ise Türkiye’de ticari ve zirai faaliyette bulunan yabancı kurumlar mutlaka, yıllık Kurumlar Vergisi beyannamesi vermek, ve bütün gelir unsurlarını beyannamede toplamak zorundadırlar. Vergileme, bu beyanname ile bildirilen toplam kurum kazancı üzerinden yapılır. Bunun dışında ticari ve
zirai işletmeyle ilgisi olmayan dar mükellef kurumların stopaja tabi tutulmuş bazı kazançları için yıllık beyanname vermeleri ihtiyaridir. SAFİ KURUM KAZANCININ TESPİTİ Kurumlar Vergisi Kanununun 13’üncü maddesi gereğince Kurumlar Vergisi, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancı ise Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerine göre tespit edilmektedir. (Zirai faaliyetle iştigal eden kurumların bu faaliyetlerinden doğan kazançlarının tespitinde GVK’nun 59. maddesinin son fıkrası hükmü de nazara alınır) Dolayısıyla kurum kazancı, GVK’nun 40 ve KVK’nun 14 ve 15. maddeleri gözönünde bulundurularak, GVK’nun 38. maddesinde öngörülen bilanço esasında ticari kazancın tespitine ilişkin hükümleri uyarınca belirlenmektedir. Ayrıca Vergi Usul Kanununun Değerleme hükümleri de göz önünde bulundurulacaktır. Belirlenen kurum kazancına indirim ve istisnalar uygulanarak kurumlar vergisi matrahına ulaşılır. Muhasebe sistemi uygulama genel tebliği gereğince hesap planına göre tespit edilen dönem karı, ticari karı göstermektedir. Oysa vergi mevzuatına göre vergiye matrah olacak kar veya zarar (mali kar/zarar) bundan farklı olabilir. Bu nedenle ticari kardan mali kara ulaşmak için bir takım hesaplamaların yapılması gerekmektedir. kurumlar vergisi mükellefleri bu hesaplamayı beyanname üzerinde veya beyannameye ekleyecekleri bir listede gösterebilirler. SERMAYE ARTIRIMI İştirak hisseleri veya gayrimenkullerin satışından doğan kazancın satışın yapıldığı yılda sermayeye eklenen kısmı kurumlar vergisinden müstesna tutulacaktır. Ancak, bazı nedenlerle sermaye artırımı işlemlerinin satışın yapıldığı yılda gerçekleşmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda, sözü edilen istisnadan yararlanılabilmesi için, bu tür satışların yapıldığı döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihe kadar şirket yetkili organınca sermaye artırımına karar verilerek ilgili Bakanlığa (kayıtlı sermaye sistemini uygulayanların ise Sermaye Piyasası Kurulu’na) başvurulması ve sermaye artırımı işlemlerinin satışın yapıldığı yıla ait kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği hesap döneminin sonuna kadar tamamlanması gerekir. Bu süre içinde sermaye artırımı işlemlerinin tamamlanmaması halinde, sözü edilen istisnadan yararlanılması mümkün olmayacaktır. Sermaye Eklenen Kazançların İşletmeden Çekilmesi İstisna kapsamında bulunan ve sermayeye eklenen kazançların, beş yıl içinde işletmeden çekilmesi veya bu süre içinde işletmenin tasfiyesi halinde, daha önce kurumlar vergisinden müstesna tutulmuş olan kazançlar, işletmeden çekildiği veya şirketin tasfiye edildiği yılın kurum kazancı sayılarak kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Beş yıllık sürenin başlangıç tarihinden, gayrimenkul veya iştirak hissesinin satışından sağlanan kazancın sermayeye eklendiği tarihin anlaşılması gerekir.
YMM ve SMMM ODA BAŞKANLIKLARINA Camiamızın yıllardır istediği ve çeşitli platformlarda dile getirdiği “Mali Tatil” ile ilgili kanun teklifi TBMM Başkanlığı’ na verilmiş bulunmaktadır. TÜRMOB Eski Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sayın Masum TÜRKER ve arkadaşları tarafından verilen yasa teklifi ile gerekçesi ve önergesini imzalayan milletvekillerinin adları ilişikte gönderilmiştir. Sayın Masum TÜRKER ve arkadaşlarınca hazırlanan yasa teklifinin gerekçesinde de belirtildiği gibi, mükelleflerin Maliye Bakanlığı’ nın idare ve denetim biriminde çalışanların huzur içinde tatil yapmasına olanak tanıyacak olan “Mali Tatil” önerisinin yasalaşması halinde Üyelerimizin de bu olanaktan yararlanacağı kuşkusuzdur. Yıllardır özlemini çektiğimiz “Mali Tatil” in hayata geçmesi için TÜRMOB olarak yasa teklifini içtenlikle desteklemekteyiz. Desteğimizin etkin hale gelebilmesi ve teklifin yasallaşabilmesi için, Odalarımızın, Delegelerimizin ve Üyelerimizin, Mali Tatil yasa teklifini imzalayan Milletvekillerine desteğimizi ve teşekkürümüzü belirten faks, mektup veya telgraf göndermeleri yararlı olacaktır. Ayrıca, iliniz Milletvekilleri, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Mesleki Odalar nezdinde girişimde bulunarak Mali Tatil teklifinin yasallaşması için yardım ve desteklerinizi talep etmeleri gerekmektedir. Göstereceğiniz etkin çabalar sonucu İstanbul Milletvekili Sayın Masum TÜRKER ve arkadaşlarının Mali Tatil yasa teklifinin kanunlaşmasının sağlanacağına inanıyoruz. Bu konudaki destek ve katkılarınızı bekliyoruz. Saygılarımla, Mustafa ÖZYÜREK Genel Başkan
VERGİ USUL KANUNUNUN BİR MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDAKİ KANUN TEKLİFİ MADDE 1 : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir. “uygun göreceği tarihler arasında üç haftadan az olmamak üzere Mali Tatil ilan etmeye, Mali Tatile rastlayan vergi ödevlerinin uygun görecekleri ile bu ödevlere ilişkin ödemelerin tatil süresinin sonundan itibaren 10 gün içinde yerine getirilmesini düzenlemeye, Mali Tatile ilişkin diğer Usul ve Esasları tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” MADDE 2 : Bu kanun yayım tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 : Bu kanunu Bakanlar kurulu yürütür. GEREKÇE Mükellefler her ay vergi ödevlerini yerine getirmeye ve yılın her günü denetlenme beklentisi içindedirler. Diğer taraftan vergi idaresi mensupları ise yaz aylarında izin kullanmakta bu süre içinde de vergi dairelerindeki işlerde yavaşlama görülmekte, zaman zaman mükellefler ,izine çıkan vergi idaresi elemanlarının işe başlamalarını beklemektedirler. Adli tatil uygulanan mahkemelerde olduğu gibi, Maliye Bakanlığının idare ve denetim birimlerinde nöbetçi sistemi uygulanarak mükellefle uzlaşmak üzere aynı tarihte Mali Tatil İlan edilmesi, hem mükellef psikolojisi hem vergi idaresi elemanlarının dinlenmesinde rahatlık sağlanacaktır. Maliye Bakanlığı’ na bu konuda gerekli gördüğü takdirde düzenleme yapma yetkisinin tanınması öngörülmektedir.
Vergi Usul Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifini (Mali Tatili Düzenleyen Teklif) İmzalayan Milletvekillerinin Ad ve Soyadları (Soyadlarının Alfabetik Sırasına Göre) Hasan AKGÜN Murat AKIN Aydın AYAYDIN Hamdi BAKTIR T. Boray BAYCIK Ergün BAYRAK İ. Yavuz BİLDİK A. Turan BİLGE Tarık CENGİZ Mehmet ÇÜMEN Salih DAYIOĞLU Ahmet DERİN Hasan ERÇELEBİ Mahmut ERDİR Ramazan GÜL Ali GÜNAY Mustafa İLİMEN Turhan İMAMOĞLU Kemal KABATAŞ Şenel KAPICI Erol KARAN Mustafa KARSLIOĞLU M. Güven KARAHAN Hayati KORKMAZ Ertuğrul KUMCUOĞLU Hasan MACİT Hasan ÖZGÖBEK Ekrem PAKDEMİRLİ Gönül SAYAR Ş. Ramis SAVAŞ Akif SERİN Nidai SEVEN Hasan SUNA Necdet TEKİN Oğuz TEZMEN Masum TÜRKER Fikret UZUNHASAN Sebahat VARDAR Mustafa VURAL M. Cihan YAZAR
: Giresun Milletvekili : Aksaray Milletvekili : İstanbul Milletvekili : Kayseri Milletvekili : Zonguldak Milletvekili : Artvin Milletvekili : Adana Milletvekili : Konya Milletvekili : Samsun Milletvekili : İzmir Milletvekili : İzmir Milletvekili : Kütahya Milletvekili : Denizli Milletvekili : Eskişehir Milletvekili : Isparta Milletvekili : Hatay Milletvekili : Edirne Milletvekili : Kocaeli Milletvekili : Samsun Milletvekili : Samsun Milletvekili : Karabük Milletvekili : Bolu Milletvekili : Balıkesir Milletvekili : Bursa Milletvekili : Aydın Milletvekili : Burdur Milletvekili : Uşak Milletvekili : Manisa Milletvekili : Amasya Milletvekili : Sakarya Milletvekili : İçel Milletvekili : Ağrı Milletvekili : Yalova Milletvekili : Kırklareli Milletvekili : Bursa Milletvekili : İstanbul Milletvekili : Muğla Milletvekili : Bilecik Milletvekili : Antalya Milletvekili : Manisa Milletvekili
KIDEM TAZMİNATI TAVANI 01.01.2000 Tarihinden İtibaren
488.990.000
SİGORTA PRİMİNE ESAS TAVAN VE TABAN ÜCRETLER Sigorta Primine Esas Tavan Ücret
a) 01.07.1999 - 31.12.1999 Dönemi İçin b) 01.01.2000 –31.03.2000 Dönemi İçin
182.100.000 360.000.000
c) 01.04.2000 tarihinden İtibaren
450.000.000
Sigorta Primine Esas Taban Ücret
a) 01.07.1999 - 31.12.1999 Dönemi İçin b) 01.01.2000 – 31.03.2000 Dönemi İçin c) 01.04.2000 Tarihinden itibaren isteğe Bağlı Sigortalılıkta Sigorta Primine Esas Taban Ücret
113.700.000 120.000.000 150.000.000 120.000.000
ASGARİ ÜCRET 01.01.2000-30.06.2000 Tarihleri Arasında Uygulanan Asgari Ücret Tutarı
a) 16 Yaşından Büyükler İçin b) 16 Yaşından Küçükler İçin
109.800.000 93.600.000
01.07.2000-31.12.2000 Tarihleri Arasında Uygulanacak Asgari Ücret Tutarı
a) 16 Yaşından Büyükler İçin b) 16 Yaşından Küçükler İçin 101.250.000
118.800.000
01.01.2000-30.06.2000 Tarihleri Arasında Çıraklara Verilen Asgari Ücretin Haddi
a) 16 Yaşından Büyükler İçin b) 16 Yaşından Küçükler İçin
32.940.000 28.080.000
01.07.2000-31.12.2000 Tarihleri Arasında Çıraklara Verilen Asgari Ücretin Haddi
a) 16 Yaşından Büyükler İçin b) 16 Yaşından Küçükler İçin
35.640.000 30.375.000
YILLIK ÜCRETLİ İZİNLER Hizmet Süresi
Yıllık izin Süresi
1 Yıldan 5 Yıla Kadar Olanlar 5 Yıldan 15 Yıla Kadar Olanlar 15 Yıl ve Daha Fazla Olanlar 18 Yaşından Küçük İşçiler
12 İş Günü 18 İş Günü 24 İş Günü En Az 18 İş Günü
İHBAR TAZMİNATI TUTARLARI Hizmet Süresi
Tazminat Tutarı
İşi 6 Aydan Az Sürmüş Olan İşçi İçin İşi 6 Aydan 1,5 Yıla Kadar Sürmüş Olan İşçi İçin
2 Haftalık Ücret 4 Haftalık Ücret 1
İşi 1,5 Yıldan 3 Yıla Kadar Sürmüş Olan İşçi İçin İşi 3 Yıldan Fazla Sürmüş Olan İşçi İçin
6 Haftalık Ücret 8 Haftalık Ücret
TASARRUFU TEŞVİK KESİNTİSİ İşçiden % 2
İşverenden % 3
S.S.K. PRİM ORANLARI İşçi Payı (%)
İşveren Payı (%)
-
1,5
5
6 1 11 22.5
İş Kazası, Mes. Hast. Sigorta Primi (%1,5’tan az, %7’den fazla olamaz) Hastalık Sigorta Primi Analık Sigorta Primi Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigorta Primi Sosyal Güvence Destekleme Primi (Emekliler) (1.10.1999 tarihi itibariyle) Not :
9 7.5
1- İş kazası, meslek hastalıkları prim oranları işyerinin tehlike sınıfına göre değişmektedir. 2- Maden işyerlerinin yer altında çalışanları için Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigorta Primi Sigortalının kazancının % 22’si olup; bu oranın % 9’u işçi hissesi % 13’ işveren hissesidir.
Perakende Satış Fişi Ve Yazar Kasa Fişi Düzenleme Sınırı (01.01.2000 tarihinden itibaren) Amortisman Ayırma Sınırı (01.01.2000 tarihinden itibaren)
76.000.000 76.000.000
BAZI DAMGA VERGİSİ ORANLARI Ücretlerde (16.08.1999 Tarihinden itibaren) (Binde 6) Avanslarda (16.08.1999 Tarihinden itibaren) (Binde 7.5) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi 600.000 Kurumlar Vergisi Beyannamesi 1.230.000 Muhtasar Beyanname 390.000 Diğer Beannameler 90.000 Bilançolar 2.540.000 Kar - Zarar Cetvelleri 1.230.000 İşletme Hesabı Hülasası 1.230.000 Telif Mektupları 390.000 Şirket Kuruluşlarında Ve Sermaye Artırımlarında Ödenecek Damga Vergisi Oranı İlk 100 Milyon Lira için Binde 15 Sonra Gelen 100 Milyon Lira için Binde 11,25 200 Milyon Liranın yukarısı için Binde 7,50 Vergi miktarı 8.561.140.000.- TL’yi aşamaz
YILLAR İTİBARİYLE GECİKME ZAMMI (Aylık) 01.01.1990 - 29.12.1993 Tarihleri Arası 30.12.1993 - 07.03.1994 Tarihleri Arası 08.03.1994 - 30.08.1995 Tarihleri Arası 31.08.1995 - 31.01.1996 Tarihleri Arası
%7 %9 % 12 % 10 2
01.02.1996 - 08.07.1998 Tarihleri Arası 09.07.1998 - Tarihinden İtibaren 21.01.2000 - Tarihinden itibaren
% 15 % 12 %6
YILLAR İTİBARİYLE TECİL FAİZİ (Aylık) 09.03.1994 - 06.09.1995 Tarihleri Arası 07.09.1995 - 01.02.1996 Tarihleri Arası 02.02.1996 - 21.10.1996 Tarihleri Arası 22.10.1996 - 09.07.1998 Tarihleri Arası 10.07.1998 - Tarihinden İtibaren 25.01.2000 - Tarihinden İtibaren
% 9,5 %8 % 12 % 10 %8 %4
MENKUL SERMAYE İRATLARININ BEYANINDA UYGULANACAK ORANLARI 1997 Yılı İçin 1998 Yılı İçin 1999 Yılı İçin
İNDİRİM % 67,6 % 77,8 % 45,9
HARCIRAHLAR 1- Yurtiçi Harcırahlar (01.01.2000 Tarihinden İtibaren) Ücret Kademeleri (TL) Gündelik Tutarı (TL) 6.750.000 219.695.000 ve yukarısı 5.250.000 217.209.200 - 219.694.999 4.125.000 186.827.200 - 217.209.199 3.750.000 161.969.200 - 186.827.199 3.375.000 110.132.650 - 161.969.199 3.000.000 110.132.649 ve aşağısı 2- Yurtdışı Harcırahlar (01.01.2000 Tarihinden itibaren) Gruplar Ücret Kademeleri (TL) 217.209.200 ve yukarısı I 203.399.200 - 217.209.199 II 179.922.200 - 203.399.199 III 110.112.650 - 179.922.199 IV 110.112.649 ve aşağısı V Yurtdışı Seyehatlerinde, Gruplar, Ülkeler Ve Gidilen Ülkelerin Parası Cinsi itibariyle Ödenecek Gündelik Miktarları Ülkeler I II III IV V Grup Grup Grup Grup Grup 148 116 93 89 75 A.B.D. (ABD Doları) 214 168 134 129 10 Avustralya (Avustralya Dol.) 2.032 1.595 1.277 1.223 1.030 Avusturya (Avus. Şilini) 277 217 174 167 140 Almanya (Alman Markı) 5.352 4.199 3.362 3.220 2.712 Belçika (Belçika Frangı) 5.352 4.199 3.362 3.220 2.712 Lüksenburg (Bel. Frangı) 1.026 805 645 618 520 Danimarka (Dan. Kronu) 709 557 446 427 360 Finlandiya (Fin. Markkası) 863 677 542 519 437 Fransa (Fransız Frangı) 299 234 187 180 151 Hollanda (Holl. Florini) 1.053 826 662 634 534 İsveç (İsvaç Kronu) 256 201 161 154 130 İsviçre (İsviçre Frangı) 200.520 197.330 125.960 120.650 101.590 İtalya (İtalyan Lireti) 30.490 23.925 19.155 18.350 15.450 Japonya (Japon Yeni) 194 152 122 117 98 Kanada (Kanada Doları) 40 31 25 24 20 Kuveyt (Kuveyt Dinarı) 1.046 821 657 630 530 Norveç (Norveç Kronu) 3
İngiltere (Sterlin) Suudi Arabistan (S.A. Riyali) Diğer Ülkeler (ABD Doları)
103 540 133
81 424 104
65 339 84
62 325 80
52 274 67
Not : Türkiye’den her çıkışta, seyahat süresinin ilk on günü için ödenecek gündelikler yukarıdaki cetveldeki miktarların % 50 artırılması suretiyle hesaplanır
GEÇİCİ VERGİ HESAPLAMASINA İLİŞKİN ORANLAR 1 Yeniden değerleme
2 Gider Kısıtlaması
01.01.1999 - 31.03.1999 dönemi için 01.01.1999 - 30.06.1999 dönemi için 01.01.1999 - 30.09.1999 dönemi için 01.01.1999 - 31.12.1999 dönemi için 01.01.1999 - 31.03.1999 dönemi için 01.01.1999 - 30.06.1999 dönemi için 01.01.1999 - 30.09.1999 dönemi için 01.01.1999 - 31.12.1999 dönemi için
% 9,7 % 24,2 % 35,8 % 52,1 % 8,5 % 10,6 % 10,5 % 11,5
REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK ORANLAR Reeskont İşlemlerinde
Avans İşlemleri
% 60
% 70
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI Gelir Vergisi Mükellefleri için Kurumlar Vergisi Mükellefleri İçin (01.01.2000 Tarihinden itibaren % 20)
% 15 % 25
VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ 01.01.2000 Tarihinden İtibaren
2.100.000
GELİR VERGİSİ TEVKİFAT ORANLARI 1- Serbest Meslek Ödemelerinde 1.12.1999 Tarihinden İtibaren 2- Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Ödenen İstihkak Bedelleri Üzerinden 3- Kira Ödemelerinden 1.12.1999 Tarihinden İtibaren 4- Vakıflar ve Derneklere Ait G.menkullerin Kiralanması Karşılığında Yapılan Ödemelerden 5- Kooperatiflere Ait Gayri Menkullerin Kira Ödemelerinden 6- Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu Faizleri 7- Mevduat Fazileri ve Özel Finans Kurumlarınca Ödenen Kâr Payları (K.99/13646 8- Repo Kazançlarında (K.99/13646) 9- Çiftçilerden Satın Alınan Zirai Mahsuller ve Hizmetler İçin Yapılan Ödemelerden a) Hayvanlar ve Bunların Mahsulleri ile Kara ve Su Avcılığı Mahsulleri İçin ı) Ticaret Borsalarında Tescil Ettirilerek Satın Alınanlar İçin ii) (ı) Alt Bendi Dışında Kalanlar İçin b) Diğer Zirai Mahsuller İçin : ı) Ticaret Borsalarında Tescil Ettirilerek Satın Alınan Zirai Mahsuller İçin : ii) (ı) Alt Bendi Dışında Kalanlar İçin : c) Zirai Faaliyet Kapsamında İfa Edilen Hizmetlerden i) Orman İdaresini veya Orman İdaresine Karşı Taahhütte Bulunan Kurumlara Yapılan Ormanların Ağaçlandırılması, Bakımı, Kesimi, Ürünlerin Toplanması, Taşınması ve Benzeri Hizmetler İçin ii) Diğer Hizmetler İçin 10- Esnaf Muaflığından Yararlananların Mal ve Hizmet Alımları Karşılığında Yapılan Ödemelerden : 4
% 20 %5 % 20 % 20 % 20 %0 % 15 % 14
%1 %2 %2 %4
%2 %4
a) Havlu, Çarşaf, Çorap, Halı, Kilim, Dokuma Mamulleri, Örgü,Dantel Her Nev’i Nakış İşleri ve Her Nev’i Turistik Eşya, Hasır, Sepet, Süpürge, Paspas, Fırça, Yapma Çiçek ve Benzeri Emtia Bedelleri veya Bu Emtianın İmalinde Ödenen Hizmet Bedelleri Üzerinden a) Değerli Kağıt ve Damga Pulu Satışlarında Komisyon Bedelleri Üzerinden c) Diğer Mal Alımları İçin d) Diğer Hizmet Alımları İçin
%2 % 20 %5 % 10
(“a,b,c” bentleri hariç olmak üzere, mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu kapsamdadır)
01.01.2000’DEN İTİBAREN ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI 1-Fatura,Gider Pusulası, Müstahsil Makbuzu ile Serbest Meslek Makbuzlarının verilmemesi,alınmaması, düzenlenmesi veya düzenlenen bu belgelerin gerçeği yansıtmaması halinde her belgenin Ceza miktarı 30 milyon TL’den az, 15 milyar TL’den fazla olamaz 2- Perakende Satış Fişi, Ödeme Kaydedici Fiş, Giriş ve Yolcu Taşıma Bileti, Sevk İrsaliyesi, Yolcu Listesi, Günlük Müşteri Listesi İle Maliye Bakanlığı’nca Düzenleme Mecburiyeti Getirilen Belgelerin Düzenlenmemesi, Bulundurulmaması ve Kaydedilmemesi veya düzenlenen Bu Belgelerin Gerçeği Yansıtmaması Halinde; Herbir Belge İçin Ceza miktarı her belge için her tespitte 1,5 milyar TL, yıl içinde de 15 milyarTL’yi aşmamak kaydıyla 3- VUK’un 232’inci maddesinin 1-5. bentleri dışında kalan kişilerin Fatura, Gider Pusulası, Mmüstahsil Makbuzu, Serbest Meslek Makbuzu, ParakendeSatış Fişi, Ödeme Kaydedici Fiş, Giriş ve Yolcu Taşıma Bileti Almadıklarının Tespitinde 4- Vergi Levhasını Bulundurmayan ve Asmayanlara 5- VUK’un Mük 354. maddesine göre işyeri kapatma cezası verilenve işletme hesabına göre defter tutan mükelleflere, bir takvim yılında; a) İlk Uygulama İçin b) İkinci Uygulama İçin c) Üçüncü ve Daha Sonraki Her Uygulama İçin Bilanço usulünde defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için yukarıdaki tutarlar bir kat fazla uygulanır. 6- T. Düzen Hes. Planı ve Mali Tab. İlişkin Usul ve Esaslara Uymayanlara 7- VUK’un 8. maddesinin son fıkrası uyarınca düzenlenen tek vergi numarası ile ilgili mecburiyetlere uymayanlara 8- Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine 9- 4358 S. Kanun uyarınca işletmeler Vergi Kimlik No’su zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri yerine getirmeyenler 10- VUK’un 127/d bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan araç sahibi adına
% 10’u
30.000.000
6.000.000 30.000.000
57.000.000 110.000.000 220.000.000
60.000.000 38.000.000 110.000.000 200.000.000 110.000.000
DEĞERLİ KAĞIT BEDELLERİ 2000 YILI Kira sözleşme kağıtları Pasaportlar Bono kağıtları (Emre muharrer senet) 10 Adedi Banka çekleri (herbir çek yaprağı)
400.000 10.000.000 6.000.000 600.000
YILLAR İTİBARİYLE YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI Uygulama Yılı 1984 1985 1986 1987
Oran (%) 37,5 35,9 21,7 29,1 5
Uygulama Yılı 1992 1993 1994 1995
Oran (%) 61,5 58,4 107,6 99,5
1988 1989 1990 1991
63,2 70,4 55,5 54,1
1996 1997 1998 1999
72,8 80,4 77,8 52,1
ÖZEL İNDİRİM TUTARI (1.1.2000 Tarihinden İtibaren) Birinci Derecede Kalkınmada Öncelikli Yöreler Kapsamında Bulunan Bazı illerde Ö. indirim Tut. (1.1.2000 tarihinden itibaren)
18.750.000 26.250.000
(Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van)
USULSÜZLÜK CEZALARINA AİT CETVEL 01.01.2000 Tarihinden itibaren İkinci Derecede Mükellefler Usulsüzlükler (TL) Sermaye Şirketleri 18.000.000 Birinci Sınıf Tüccar ve Serbest Meslek Erbabı 12.000.000 İkinci Sınıf Tüccarlar 6.000.000 Yukarıdakiler Dışında Kalıp ; Beyan. İle G.V.’ye Tabi Olanlar 3.000.000 Götürü Usulde G.V.’ye Tabi Olanlar 1.500.000 Gelir Vergisinden Muaf Esnaf 760.000
Birinci Derecede Usulsüzlükler (TL) 10.600.000 6.000.000 3.000.000 1.500.000 760.000 380.000
BİLGİ VERMEKTEN ÇEKİNENLERE ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI Vuk’un 86,148 - 150,256 ve 257. Maddelerinde Yer Alan Zorunluluklar İle Mük. 257. Maddesi Uyarınca Getirilen Zorunluluklar Birinci Sınıf Tüccarlar İle Serbest Meslek Erbabı 300.000.000 İkinci Sınıf Tüccarlar, Defter Tutan Çiftçiler İle Basit Usulde Vergilendirilenler 150.000.000 Yukarıda Belirtilenler Dışında Kalanlar 76.000.000
01.01.2000’DAN İTİBAREN SSK’YA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI 1 - İşyeri Bildirgesinin Yasal Süresi İçinde Kuruma Verilmemesi 2 - Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Yasal Süresi İçinde Kuruma Verilmemesi 3 - Aylık, Dört Aylık, Sosyal Güvenlik ve Destek Primi Bordrolarının Kuruma Verilmemesi 4 - İşyeri Kayıtlarının İbraz Edilmemesi veya İbraz Edilen Kayıtların Geçersizliğini Saptanması Halinde: a) Bilanço Esasına Göre Defter Tutanlara b) Bilanço Esası Dışında Defter Tutanlara c) Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 5 - Dört Aylık Bildirgeyi İşyerine Süresinde Asmayanlara 6 - İşçi veya geçindirmekle yükümlü olduklarına muayene için gerekli belgeleri kurumca yapılacak ihtara rağmen üç gün içinde vermeyenlere
6
329.400.000 109.800.000
219.600.000
1.317.600.000 658.800.000 329.400.000 219.600.000 109.800.000
KDV İADELERİNDE İNCELEME RAPORU VEYA TEMİNAT ARANILMAKSIZIN İADE EDİLEBİLECEK TUTARLAR İhracat ve İhraç Kaydıyla Yapılan Teslimler Türkiye’de İkamet Etmeyen Yolculara Yapılan Teslimler (Bavul Ticareti) Taşımacılık İstisnası Uluslararası Kuruluşlara ve Mensuplarına Yapılan Teslimler (Diplomatik İstisna) Araçlara İlişkin İstisna Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlerden Doğan İstisna Petrol Arama Faaliyetlerinden Doğan İstisna Teşvik Ver. Kapsamında Makina veya Teçhizat Teslimlerinden Doğan İstisna Hurda Metal Teslimlerinden Doğan İstisna
2.000.000.000 250.000.000 500.000.000 200.000.000 200.000.000 200.000.000 200.000.000 200.000.000 200.000.000
TEMİNAT VE İNCELEME ARANILMAKSIZIN TEVKİF YOLU İLE KESİLEN VERGİLERDEN İADE EDİLECEK TUTAR (226 No’lu Tebliği 27.7.1999 tarihi itibariyle )
1.000.000.000
2000 YILI ÜCRET GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFELERİ 1- Ücret Gelirleri 2.500.000.000 liraya kadar................................................................................... % 15 6.250.000.000 liranın
2.500.000.000 lirası için
375.000.000
lira, fazlası
%2 0
12.500.000.000 liranın
6.250.000.000 lirası için
1.125.000.000
lira, fazlası
% 25
31.250.000.000 liranın
12.500.000.000 lirası için
2.687.500.000
lira, fazlası
% 30
62.500.000.000 liranın
31.250.000.000 lirası için
8.312.500.000
lira, fazlası
% 35
62.500.000.000 lira fazlasının 62.500.000.000 lirası için 19.250.000.000 lira, fazlası.....% 40
2000 YILI ÜCRET GELİRLERİ DIŞINDA UYGULANACAK VERGİ TARİFESİ 2.500.000.000 liraya kadar................................................................................... % 20 6.250.000.000 liranın
2.500.000.000 lirası için
500.000.000
lira, fazlası
%2 5
12.500.000.000 liranın
6.250.000.000 lirası için
1.437.500.000
lira, fazlası
% 30
31.250.000.000 liranın
12.500.000.000 lirası için
3.312.500.000
lira, fazlası
% 35
62.500.000.000 liranın
31.250.000.000 lirası için
9.875.000.000
lira, fazlası
% 40
62.500.000.000 lira fazlasının 62.500.000.000 lirası için 22.375.000.000 lira, fazlası.....% 45
7
8