SektörArtı Eylül 2016

Page 1

Aylık Ku

rumsal H ktorart aber Dergisi - Sayı:1 | Eylül 2016 - www.se

i.com



Aylık Kurumsal Haber Dergisi Sayı: 1 - Eylül 2016 www.sektorarti.com İmtiyaz Sahibi - Sorumlu Müdür Cemal Özcan SEZGİNER cemalozcan@sektorarti.com Editör Hüseyin Cengiz TIKI huseyin@sektorarti.com Reklam Müdürü Kerim ATAK kerim@sektorarti.com

Grafik Tasarım JaCoS Ticaret, Reklam ve Tasarım

Muhasebe Baki Atlıoğlu

Merkez: Tevfik Bey Mh. Muammer Aksoy Cd. Kaya Sk. Güzelçatı Sitesi Pınar Apt. No:4 D:9 Sefaköy - Küçükçekmece İstanbul T: +90 212 698 17 46

Basım Yeri Ömür Matbaacılık A.Ş. Beysan Sanayi Sitesi Yakuplu Mh. Birlik Cd. No:20/1 34524 Beylikdüzü/İST T:+90 212 422 76 00 F: +90 212 422 46 00 www.omur.com.tr

Yayınlanan haber ve fotoğraflar kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

SektörArtı Dergisi’nde kullanılan tüm çizim ve tasarımlar, JaCoS Ticaret, Reklam ve Tasarım’a aittir. Banka Bilgileri JaCoS Ticaret, Reklam ve Tasarım Cemal Özcan SEZGİNER Finansbank Sefaköy Şubesi (1013) Hesap No: 43003542 IBAN: TR31 0011 1000 0000 0043 0035 42

Fiyatı : 5 TL

Şirketler için başarının anahtarı: Dijital dönüşüm 5 Klimada yapay zeka teknolojisi 6 IDC Türkiye teknolojik dönüşümleri ödüllendirecek 8 Mikro KEP ile iletileriniz garanti altında 8 E-ticaret pazarından pay almak için fırsatlar... 9 Zararlı yazılım raporu korkutuyor 9 Dalga 2 Teknolojisi ile kablosuz internette hız devrimi.. 10 TEB’den müşterilere: “Kimliğim Güvende” 10 Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 12 TİM, Türkiye’nin güçlü imajını dünyaya aktaracak 14 Akbank sınırları aştı: Orta ve Doğu Avrupa’nın En İyi Bankası seçildi 15 The Abraaj Group’tan, Türkiye’ye 526 Milyon Dolar 15 Anadolu Sigorta’yla poliçe yaptırmak artık çok kolay 15 Türkiye’deki yabancı yatırıma yönelik analizler 16 Türk Markaları Ortadoğu’ya Açılıyor 18 Zorunlu BES neler getirecek 18 Altın fiyatlarını yükselten 5 neden !!! 19 Solar Impulse ile 21 günde sıfır-emisyonlu dünya turu 20 Artan enerji tüketiminde özel araçların ve taşımacılığın rolü 22 Yenilenebilir enerji üretimi artıyor ancak talep karşılanamıyor 23 TP, ilk güneş enerjisi projesinde YingliSolar’ı tercih etti 24 Gıda güvenilir ellere emanet 26 Sürdürülebilir Gıda Konferansı 18 Ekim’de 26 Gastronomi dünyası Boğaz’da buluştu 27 Gıda endeksinde Türkiye, 113 ülke arasında 45. sırada 27 Hospitadent Çin’de İrtibat Ofisi Açtı 28 Sağlıklı yaşam için 10 ipucu 29 Ağız ve diş sağlığında doğru bilinen 10 yanlış 30 Sporcu çocuk ve gençlerde kalp sağlığı 32 Öğretmen-veli-öğrenci sanal ortamda birlikte 33 Perakende sektöründe “İnternetten öde mağazadan al” dönemi başlıyor 33 Türkiye’nin en başarılı 10 genci aranıyor 34 İstanbul Maker Faire 7 Ekim’de başlıyor! 35 2016’nın ilk yarısında istihdam hızlandı 36 Kadın girişimcilerden hızlı atak 37 Hazır ofis sektöründe yükselen trendler 38 Hazır ofis ile masraflar azalıyor 40 Efor OSGB ile iş sağlığı ve güvenliğiniz emin ellerde... 41 Yaşam maliyeti 2016 araştırması; İstanbul 101. sırada 44 Yapı sektörünün ticari platformu; TURKEYBUILD 46 AKG Gazbeton’dan depreme karşı güvence: Yüzde 15 hafiflik ve direnç 48 Konut kredisi faizi düştü, beklenti arttı... 50 Ailenizin hala bir gayrimenkul danışmanı yok mu? 51 Gayrimenkul yatırımı sadece İstanbul için değil 52 Plastik 54 Türkiye’de otomotiv sektörü ihracatın ilk sırasında 56 Güvenli yolculuk için SEAT sürüş uzmanlarından öneriler 57 Toyota’ya J.D. Power’dan iki ödül 58 Renault Grubu’ndan rekor satış adedi 59 Qashqai yılladır Türkiye’nin lideri 60 Kuzey Afrika’da Ford Trucks rüzgarı 61 İhracatta tekstil kıpırdandı, hazırgiyim sıçradı 62 Koton 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonları 64 Türk yatırımcılar ABD’ye emlak turizmi için gidiyor 66 Emirates’e 4.kez ‘Dünyanın En İyi Havayolu’ Ödülü 68 ‘İzmir’e Doyamazsın’ sloganıyla tanıtım atağı 70 Gemi seyahatinizi ucuza getirmenin yolları 71 Türk kadınları kendilerini güzel buluyor 72 Tırnaklarınızı çektirmeyin! 73 Güneşlenirken Cildinizi Lekelere Karşı Koruyun 74 Avantajix’ten özel çözüm; Kozmetiğe harcanan parayı nasıl azaltabiliriz? 75 Beş büyük ligde taraftar rekoru Almanya’nın 76 Avrupa’nın stadyum ligi araştırması 78 Nike Magista 2 ile beyin ve top arasında bağlantı kuruyor 80 Çiftçiler, tarımsal okuryazarlık ile kazançlarını büyütüyor 81 Şekerbank’tan çiftçinin hasatına özel finansman… 81 Doğal ve Organik Ürünler Fuarı’nda beklenti büyük 82 ‘New Holland İş Makineleri Tatbikat Turu’ 82


editörün notu

Sektör Artı, interaktif yapısı ile vizyon oluşturacak

F

inansal hizmetler başta olmak üzere tüm ticari faaliyetleri kapsayan, kurumsal haber portalları Bultennet.com ve sektorarti.com ile adını duyuran Jacos Tasarım ekibi tecrübelerini ayda bir yayımlanacak olan SektörArtı Dergisi’ne taşıyor. SektörArtı Dergisi klasik haber anlayışının yanısıra, güncel ve interaktif yapısı ile sektörler arasında bağı kuvvetlendirmeyi amaçlıyor. Başlattığımız bu çalışma, kurumsal iş ortakları, bayiler ve tüketiciler arasında interaktif bilgi platformu olacak. Dosya konularımız, kurumsal çalışmalar, pazar analizlerimiz, profesyoneller ile yapılan röportajlar hem yerel hem de küresel alanı ilgilendiren haber çalışmalarımız okuyucularla buluşacak.

Klasik dergi anlayışının yanında farklı ve etkili çalışmaları hedefleyen yapımızla, yayıncılık işini daha interaktif bir ortama taşıyacağız. SektörArtı Dergisi’nde yer alan haberler, aynı zamanda internet sitemizde de yer bulacak. Haberler, ayrı ayrı olarak kurumsal haber portalı niteliği taşıyan, www.sektorarti.com ve www.bultennet.com sitelerimizde yayınlanıp, Facebook, Twitter, Linkedin gibi sosyal medya alanlarında paylaşılacak. Yine sitelerimizde yayınlamak üzere video röportajlar, çeşitli organizasyonlarda internet üzerinden gerçekleştirilecek canlı yayınlar, dergicilik anlayışını daha da ileri götürmek adına yapacağımız çalışmalardan bazıları olacak.

Ayrıca dergiyi hazırlarken belirlediğimiz hedeflerden birisi de, disiplinlerarası bakış açılarını özendiren bir tutum izlemek olacak. Böylece, değişik sorunlara sadece baskın teorinin kimi zaman dar açılı olabilen çerçevesinden bakma zorunluluğundan kurtulabileceğimizi düşündük. Gerçekten de bu dar bakış açısının yaşadığımız kimi olayları, krizleri analiz etmemizi güçleştirdiği, hatta bazen çözüm üretmemizi geciktirip, engellediği kanısındayız. Bu nedenle hem son kullanıcı hem de halkanın ilk zincirine dokunan, ekonomik ve finansal bileşenler arasında köprü kuran özel çalışmaları sizlerle buluşturmayı amaçlıyoruz.

Bu ilkeler ve dilekler çerçevesinde siz değerli dostlarımızdan gelecek her türlü katkıya açığız. Sizlerle birlikte büyüyecek olan dergimizin, ekonomi başta olmak üzere, tüm sektörlere kısacası hayatımıza da önemli bir ışık tutacağı kanaatindeyiz. SektörArtı Dergisi, Türkiye ve dünya gündeminden en yeni ve özel haberleriyle iş insanlarına referans olmak amacıyla hareket edecek.

www.sektorarti.com 4

Heyecanımızı paylaşmanız dileğiyle...


Şirketler için başarının anahtarı:

Dijital dönüşüm Xerox’un araştırmasına göre, şirketlerin yüzde 45’i henüz büyük veriden faydalanmıyor, yüzde 40’ı ise mobil çalışma çözümlerini iş süreçlerine entegre etmiyor.

X

erox, iş yerlerindeki dijitalleşme oranlarını ve dijital dönüşümün önündeki engelleri araştırdı. Araştırmaya dair yayımlanan rapor, iş süreçlerinin yüzde 55’inin hala kağıt belgeler üzerinden gerçekleştiğini gösteriyor. Dünyanın en büyük teknoloji ve iş süreç yönetimi şirketlerinden Xerox; Amerika, Kanada, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık’ta şirketlerin IT departmanlarından 600 yetkili ile görüşerek iş yerlerindeki kağıt kullanım oranlarını, sebeplerini ve çözüm yollarını konu alan bir araştırma yaptı. Araştırma ile elde edilen bulgular son derece dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.

Şirketlerin büyük kısmı kağıt dokümanlar kullanıyor Günlük yaşamda teknolojinin önemli bir yer tutuyor oluşu dijital çağın içinde olduğumuzu düşündürüyor. Ancak iş yaşamı özelinde bakıldığında aynı kanıya varmak mümkün değil. Şirketlerin yüzde 37’si mevcut bir sosyal medya stratejisine sahip değilken; yüzde 40’ı henüz mobil çalışma çözümlerini iş süreçlerine entegre etmiş değil. Aynı zamanda şirketlerin yüzde 45’i iş ve sektör analizlerinde büyük veriden faydalanmıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 71’i iş süreçleri otomasyonunu sağlamanın planları arasında bulunduğunu; ancak henüz gerçekleştirmediklerini söylüyor. Katılımcıların 3’te 2’si iki yıl içinde dijital şirketlerde çalışıyor olacaklarını ve kağıt dokümanlara dayalı iş süreçlerinin yüzde 10’un altında kalacağını öngörüyor.Kağıt bazlı iş süreçlerinin en yaygın olduğu alan finans sektörü olarak öne çıkıyor. Finans firmalarının yüzde 62’si işlerinde çoğunlukla basılı doküman kullanıyor. Kamu sektöründe ise bu oran yüzde 55 olarak görünüyor.

Baskı analizleri uzman yazılım ve kişilerce yapılmıyor Araştırma kapsamında analiz edilen bir firmada her ay 72 bin sayfa dokümanının eğitim amaçlı bastırıldığı ve eğitim sonunda da bu dokümanların yüzde 80’inin çöpe atıldığı ortaya çıkıyor. İncelemeler sonucunda firmanın dijital bir dönüşüm yaşamasının önüne set çeken unsurlar tam olarak belirleniyor, kısa vadede kağıt kullanım miktarları yarı yarıya azaltılıyor ve sonuç getirecek çözümler tanımlanıyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 45’inin baskı analiz araçlarını neden kullanmadığı da böylelikle ortaya çıkıyor. “İşe yarar” bir baskı analiz aracı yalnızca baskı sayısı ve rengini göstermez; aynı zamanda kimin neyi ve neden bastırdığını da ayrıntılı olarak ortaya koyar. Xerox uzmanları bu konuda kendi geliştirdikleri Xerox Dijital Alternatifler, Xerox Baskı Farkındalık Aracı gibi uygulamaların kullanılmasını öneriyor. Baskı verilerinin uzman ellerde analiz edilmesi de Xerox uzmanlarına göre doğru tahminlerin ortaya konmasına ve işe yarar stratejilerin belirlenmesini sağlıyor.

5


Klimada yapay zeka teknolojisi

M

itsubishi Electric Klima Sistemleri, 3 boyutlu sensör teknolojisi ile yüksek enerji verimliliği ve konfor sağlıyor. “3D i-SeeSensör” sistemiyle yapay zeka teknolojilerini klimalar ile birleştiren Mitsubishi Electric, ortamdaki insanları ve evcil hayvanları ayırt edebiliyor. Tam 232 adımda 8 sensör ile mekanın 1.856 noktasından ölçüm alarak ortam ısısında üst düzey konforu garanti ediyor. Ayrıca “3D i-SeeSensör” teknolojisi ile zemin sıcaklığını ölçümleyerek, sensör fan hızını ve hava yönlendirme şeklini otomatik olarak belirleyebiliyor.

İnsanı ve evcil hayvanı ayırt eden teknoloji Mitsubishi Electric’in duvar tipi Kirigamine serisi klimalarında ve profesyonel ticari tip kaset tipi cihazlarda farklı versiyonlar ile kullanılan 3 boyutlu sensör sistemleri; değişken talepleri otomatik olarak anında karşılıyor.Tam 232 adımda 8 sensör ile mekanın 1.856 hücresinden ölçüm alan “3D i-SeeSensör” teknolojisi, bu ölçümleri odada farklı sıcaklıklardan dolayı olabilecek konforsuz durumları ortadan kaldırmak için değerlendiriyor. Bu sayede yüksek konfor ve enerji tasarrufu sağlıyor. Mitsubishi Electric’in “3D i-SeeSensör” teknolojisi sıcaklık ölçümleri yaparken evcil hayvanları ve insanları ayırt edebiliyor. Sistem ayrıca ortamda bulunan kişilerin konumlarını da tespit edebiliyor. Bu özellik ile örneğin, yaz aylarında kullanıcıların üzerlerine iklimlendirilmiş soğuk havanın çarpması nedeniyle rahatsız olmaları önlenirken, kış aylarında ise tam tersine hızlı sıcak etkisi için iklimlendirilmiş sıcak havanın kullanıcı üzerine üflenmesi sağlanıyor. Kumandadan kolaylıkla çalıştırılabilecek bu fonksiyon ile kullanıcılar sürekli izleniyor ve böylelikle yaz-kış hava yönlendirmesi talebe göre otomatik olarak yapılabiliyor.

Kişi sayısına göre otomatik sıcaklık ayarı Mitsubishi Electric’in yeni seri kaset tiplerinde kullandığı 3 boyutlu sensör sistemleri, ortamda kullanıcı olmadığında enerji tasarrufu için ayar sıcaklığını 1 ya da 2 derece yukarı ya da aşağı ayarlayabildiği gibi, kişi sayısını tespit edebildiği için kişi sayısına orantılı olarak da çalışabiliyor. Sistem öncelikle ortamın tam dolu olduğu andaki kişi sayısını otomatik olarak tanımlıyor. Doluluk oranı yüzde 30’a düştüğünde ise ayar sıcaklığını değiştiriyor. Sensör bu oranı her 3 dakikada bir kontrol ederek karşılaşılan değişikliğe göre çalışmasını güncelliyor. İstenirse sensör belirli bir süre ortamda kimseyi tespit etmediğinde klima, çalışmasını tamamen durdurabiliyor. Bu özellik özellikle restoran, ofis gibi kişi sayılarının anlık olarak değişiklik gösterdiği ticari alanlarda konfor ve enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca unutulup kapatılmayan klimaların gereksiz yere çalışmasını da engelliyor.

6

Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen yeni 3 boyutlu sensör ile ortamdaki insanlar ve evcil hayvanlar ayırt edilebiliyor. Ortamda üst düzey ısı konforu garantileniyor.


7


IDC Türkiye teknolojik dönüşümleri ödüllendirecek International Data Corporation tarafından düzenlenen ödüller Finans Teknoloji, Endüstri Teknoloji, Dijital Perakende kategorilerinde yapılacak.

I

nternational Data Corporation (IDC) tarafından bu yıl ilk kez 3 ayrı sektör için düzenlenen “Sektörel Teknoloji Ödülleri” başvuru maratonu başladı. 2015 ve 2016’da kurumların arasında hızla gelişen rekabet dijitalleşmeyi daha da ön plana çıkardı. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren kurumların teknoloji odaklı dönüşümü devam ediyor. IDC’nin 2016 Nisan ayında gerçekleştirdiği CIO anketine göre CIO’ların %55’i dijital kurumlarının dönüşüm yolculuklarını başlatmış durumda ve bu kurumların bazıları başarı hikayelerini dile getirmeye başladı. Bu bağlamda, Finans, Endüstri ve Perakende sektörlerinde yenilikçi kuruluşlar arasında yer aldığına inanan ve Türkiye’deki diğer kurumlara örnek olabilecek projelerini paylaşmak isteyenler 26 Ağustos tarihine kadar başvurularını online olarak yapabilecek. Teknoloji ödülleri için başvurular aşağıdaki kategorilerde gerçekleştirilecek. Finans Teknoloji Ödülleri kategorileri; Büyük Veri ve Analitik, Kurumsal Bankacılık, Müşteri Deneyimi, Altyapı, Kurumsal Dönüşüm, Finansal Tabana Yayılma, Finansal Kurum ve Ticari İşletme İş Ortaklıkları, Yönetişim, Risk ve Uyum, Güvenlik ve Hile / Suistimal Yönetimi, Teknoloji Servis Sunumu, Dijital Kanallar, Dijital Olmayan Kanallar (Dijital olmayan, geleneksel kanallar). Endüstri Teknoloji Ödülleri kategorileri; Büyük Veri ve Analitik, Müşteri Deneyimi, Altyapı, Kurumsal Dönüşüm, Nesnelerin İnterneti, Mobilite. Dijital Perakende Ödülleri kategorileri; Büyük Veri ve Analitik, Müşteri Deneyimi, Altyapı, Kurumsal Dönüşüm, Güvenlik ve Hile / Suistimal Yönetimi, Teknoloji Servis Sunumu, Çoklu-Kanal Çözümleri, Dijital Kanallar Ödül kategorileri ile dijital transformasyon sürecinde sektörün gelişmesine yön verecek yenilikçi projelerin ödüllendirilmesi amaçlanıyor.

Mikro KEP ile iletileriniz garanti altında

Ö

zel Entegratör konumuyla, e-Devlet uygulamalarını kendi altyapısı üzerinden sağlama yetkisine sahip olan Türkiye’nin önde gelen yazılım şirketlerinden Mikro Yazılım, BTK tarafından Kayıtlı Elektronik Posta Hizmet Sağlayıcısı (KEPHS) olarak atanan ilk ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) üreticisi şirket oldu.

KEP ne demektir, Mikro KEP nedir? Kayıtlı elektronik posta (KEP) (Registered E-Mail: REM, Certified E-Mail: CEM), kısaca yasal olarak geçerli ve teknik olarak güvenli elektronik posta olarak tanımlanabilir. KEP sistemi, yasal olarak geçerli güvenli elektronik imza ve zaman damgası kullanılarak, yetkili “kayıtlı e-posta hizmet sağlayıcı (KEPHS)” vasıtasıyla, bir elektronik postanın iletildiğini garanti altına alıyor.Ayrıca gönderen ve alan tarafların kimliklerini, gönderilen iletinin ve eklerinin başkalarınca değiştirilmediğini ve gönderim zamanını tespit edebilmeyi ve bunlarla ilgili yasal olarak geçerli olan kesin delilleri üretebilmeyi sağlıyor.

8

Mikro KEP, düşük maliyetle resmi belgeleri hızlı ve güvenilir bir şekilde iletiyor. Gönderici ve alıcı tarafların belli olduğu, içeriğin ve gönderim tarihinin hiçbir şekilde değiştirilemediği Mikro KEP sisteminde; ihale, sözleşme, teklif ve evraklarından şirket beyannamelerine kadar bütün elektronik gönderiler 20 sene süreyle saklanıyor. Hukuki geçerliliği olan ve taraflar arasındaki herhangi bir uyuşmazlıkta kesin delil olarak kullanılabilen bu gönderiler, muhattabını yasal olarak koruma altına alıyor.

Mikro KEP’in sağladığı avantajlar nelerdir? Bireyler ve şirketler için KEP hizmetini Mikro Yazılım’dan almanın sağlayabileceği avantajlar şu şekildedir: • Mikro Yazılım, BTK’dan KEP sistemi işletme yetkisi almaya hak kazanmış ilk ERP üreticisi şirkettir. • Mikro Yazılım’ın tam entegrasyonuyla tek platformdan hem KEP hem de ERP hizmeti alınabiliyor. • Şirketler; e-fatura, e-arşiv, e-defter saklama ve Mikro KEP hizmetlerini aynı platformdan yine Mikro

Yazılım ile alabiliyor. • İlk 1 yıl boyunca Mikro KEP hesabına ücretsiz sahip olma imkanı sağlanıyor. • Mikro KEP My E-Kontör sistemi ile çalıştığından, kurumsal müşteriler, aldıkları kontörleri Mikro KEP ve diğer e-hizmetler için de kullanabiliyor.

Nasıl başvuruluyor? Bireysel ve kurumsal kullanıcılar, www.mikrokep. com.tr adresi üzerinden girip, başvuru bölümünü tıklayarak, bireysel ve kurumsal başvurularını gerçekleştirebiliyor.


K

E-ticaret pazarından pay almak için fırsatlar...

üresel e-ticaret pazarı son yıllarda internetin gelişimi ve mobil cihazların artışı yeni fırsatlar sunuyor. Ipsos verilerine göre, e-ihracat rakamı Türkiye’de 2015 yılında 400 milyon dolara ulaştı ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 2-3 milyar dolara çıkabilecek potansiyeli taşıyor. Ayrıca toplam e-ticaret hacminin yüzde 20’sinin 2017 yılında yurt dışına uzanması öngörülüyor. Dünyada yaklaşık 90 milyon kişi düzenli olarak yurtdışındaki web sitelerinden alışveriş yapıyor. 2018’e gelindiğinde ise bu sayı 130 milyonu bulacak. Birçok e-ticaret şirketi için doğru planlamayı yapmak, doğru iş ortağına sahip olarak yurt dışında ilerleyerek yepyeni gelir fırsatları yaratıyor.

Avrupa’daki sınırlar arası e-ticaret hacmi 40 milyar avroya ulaşacak Forrester rakamlarına göre, Avrupa’da her yıl ortalama yüzde 11 büyüme ile 2018 yılında sınırlar arası satışlar 40 milyar avroya ulaşacak. Avrupalıların birçoğu aynı kıtada alışveriş yap-

RTB House’dan küresel açılım hedefleyen markalara avantajlar

Ömer Aras

mayı planlarken, Türkiye için önemli bir fırsatın kapıları açılıyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı yıllık yüzde 10,8 oranında artış gösterdi. Özellikle Türk nüfusunun fazla olduğu Almanya’nın ihracatta en fazla payı aldığı görülüyor. E-ticaret ve dijitalleşmenin önemli rekabet fırsatı sağladığı pazarda küresel markalar, e-ticaret platformları üzerinden milyonlarca internet kullanıcısına ulaşıyor. Her bir kullanıcı için kişiselleştirilebilen, esnek çözümler geliştirilmesi, markaları bir adım öne taşıyor.

Dünya çapında 30’dan fazla ülkede hizmet veren ve çözümler sunan dijital pazarlama konusunda uzman RTB House, küresel açılım hedefleyen markalar için avantajlar sağlıyor. Kişiselleştirilmiş yeniden hedefleme çözümleri ile her pazarda kullanıcılara özel çözümler sunarak hedef kitleyle verimli etkileşim sağlanabileceğini açıklayan RTB House Bölge Direktörü Ömer Aras, “Türkiye’deki şirketler öncelikle daha yakın oldukları hedef kitleler üzerine gidebilirler. Örneğin Avrupa’da yaşayan Türkler gibi önemli bir kitleye gidebilmek için özel çözümler sunabilirler. Kullanıcı alışkanlıklarının konuşulan dilin ötesinde her bölge için farklılıklar gösterdiğini unutmadan doğru stratejiyle hareket etmek gerekiyor. RTB House dünya çapında yürüttüğü 850’den fazla kampanya ile her bölgeye özel çözümler konusunda markaları yönlendiriyor, eşsiz dönüşüm oranları sunuyor” dedi.

Zararlı yazılım raporu korkutuyor STM yeni siber tehdit raporuna göre Türkiye zararlı yazılıma maruz kalan bilgisayar oranında yüzde 48,02 ile Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Hastanelere saldırı girişimi...

T

ürkiye’nin bilişim teknolojileri ve bilişim güvenliği konusundaki en büyük danışmanlık şirketi Savunma Teknolojileri ve Mühendislik AŞ (STM), 2016 yılı NisanHaziran dönemine ilişkin olarak hazırladığı Türkiye Siber Tehdit Durumu Raporu’nu açıkladı. Bu yılın ikinci çeyreğini kapsayan raporda, 50 milyon kişinin kimlik bilgilerinin çalınması gibi gündem oluşturan konuların yanı sıra zararlı yazılımlardaki artışlar ve sosyal medya hesaplarının ele geçirilerek satışa çıkarılması gibi kritik konular yer aldı.

Zararlı yazılımlarda Çin ilk sırada Raporda, oltalama aktivitelerine yönelik araştırma yapan Anti-Phishing Working Group (APWG) açıklamalarına atıfta bulunularak son dönemde zararlı

yazılımlardaki artışa dikkat çekildi. Bir yıllık döneme bakıldığında ise zararlı yazılımların kaynağı olan oltalama web sitelerinin sayısında geçen yıla göre yüzde 250’lik artış var. En çok saldırıya uğrayan sektörler ise perakende ve finans. STM’nin raporunda dikkat çeken önemli detaylar arasında, Türkiye’de 50 milyon kişinin kimlik bilgilerinin çalınması yer alıyor.

STM’nin raporunun Türkiye ile ilgili kısmında yer alan bir diğer dikkat çekici olay ise Mayıs ayında Diyarbakır, Siirt, Tekirdağ ve Kocaeli illerinde bazı hastanelere saldırı girişiminde bulunulması. Mayıs 2016 ‘da yapılan operasyonla ortaya çıkarılan bir şebekenin, bazı doktorların e-Reçete şifrelerinin bilgisayar korsanları tarafından kırılarak ele geçirilmesi sonrasında, özellikle kanser ve şeker hastalarının kimlik bilgilerini kullanarak sahte reçete yazması da raporda yer aldı.

Sosyal medya hesapları satılık

Dünyada sayılı Türkiye’de ilk ve tek: Siber Füzyon Merkezi

Raporda yer alan bilgilere göre 32 milyon 888 bin 300 kişinin twitter hesabına ait bilgiler, Rus Siber korsanlar tarafından 6 bin 500 dolara satışa çıkarıldı. 4 yıl önce 6,5 milyon kullanıcısının bilgisi çalınan Linkedin de yine saldırıya maruz kaldı ve 117 milyon kullanıcıya ait bilgiler çalınarak satışa çıkarıldı. Bu veriler için yaklaşık 3 bin 350 dolar isteniyor.

STM, siber tehditlere karşı yeni bir yaklaşımla proaktif tedbirler almak üzere kurguladığı, siber saldırıları henüz gerçekleşmeden tespit edecek olan Siber Füzyon Merkezi’ni, 17 Mayıs 2016 tarihinde hizmete açtı. Sayıları dünya üzerinde de fazla olmayan bu merkez, Türkiye’de türünün ilk ve tek örneği olarak öne çıkıyor.

9


Dalga 2 Teknolojisi ile kablosuz internette hız devrimi.. E Yüksek kapasite ve 1.7 Gbps işlem hacmiyle Dalga 2, her cihaza uyum sağlayarak, düşük maliyet ve yüksek verimlilik sunuyor.

xtreme Networks, Dalga 2 ile kablosuz ağ teknolojilerinde yeni bir dönem başlatıyor. Nesnelerin İnterneti’nin konuşulduğu günümüzde, cihaz sayısının, veri transferlerinin ve yüksek sayıda kullanıcıya sahip alanların artması gibi nedenlerle daha büyük bant genişliklerine ihtiyaç duyuluyor. Kablolu internet hızını kablosuza taşıyan Extreme Networks’ün kullandığı Dalga 2 teknolojisi, hem bu ihtiyacı karşılıyor hem de işlem hacmini yükseltmenin de ötesine geçerek “Çok Kullanıcılı MIMO (MU-MIMO)” özelliği ile dikkat çekiyor. Bu özellik sayesinde, sadece bir ağ erişim noktası üzerinden tek bir iletimde, birden fazla kullanıcının her biri birbirinden farklı veriler aktarabiliyor. Çoklu kullanımlarda hız sorunu ortadan kalkıyor. Böylece stadyumlarda, okullarda, şirketlerde yada binlerce kişinin internete girdiği büyük organizasyonlarda hız ya da bağlanma sorunu yaşanmıyor. Extreme Networks Ağ Erişim cihazlarında kullanılan Dalga 2 teknolojisi, 1.7 Gbps iletim hacmi ile çok kullanıcılı MIMO özelliklerinin birleştiği tek jenerasyon olması sayesinde, firmalardaki bilişim teknolojileri ekiplerinin işlerini kolaylaştırıyor. Bu sayede, bilişim ekiplerine farklı işlere de odaklanabilme olanağı sağlanırken, son kullanıcı deneyimi ve verimliliği üst düzeye taşınıyor.

TEB’den müşterilere: “Kimliğim Güvende”

T

ürk Ekonomi Bankası (TEB), günümüzün en büyük siber tehditlerinden kimlik hırsızlığına karşı geliştirdiği ‘Kimliğim Güvende’ ürünü ile kullanıcılara daha güvenli internet kullanımı sunuyor. TEB, müşterilerine kimlik güvenliğini ilgilendiren her türlü ihtiyaca yönelik önleyici, tespit edici, çözümleyici desteklere ek olarak teminatlı finansal destek de sağlıyor. ‘Kimliğim Güvende’ ürünü ile Kimlik Destek Hattı kapsamında müşteriler kimlik hırsızlığına ilişkin bilgilendirilirken kayıp veya çalıntı kimliklerin hızlı ve kolay şekilde yenilenmesi için izlenecek prosedür aktarılıyor. Kimlik kaybetme veya çaldırma olayı sonrasında ihtiyaç halinde kullanılması için bilgiler güvenle saklanırken; Özel Sahtecilik Uzman Desteği hizmeti ile de kişiye özel bilgilendirme, yönlendirme ve tavsiye vermek için bir uzman atanıyor.

10

Kimlik hırsızlığına 20 bin TL teminat Kimlik hırsızlığı ve sahtekarlığına karşı hukuki harcamalar, seyahat teminatı, iletişim masrafları ve gelir kaybı olmak üzere toplamda 20 bin TL’ye varan teminat sunan ‘Kimliğim Güvende’ tüketicilerin maddi kayıplarını güvence altına alıyor. Kişisel şifrelerin teknolojik veya fiziksel tehdit uygulanarak çalınmasına yönelik 5 bin TL’ye kadar, ATM’lerde yaşanacak kapkaç durumlarına yönelik 2 bin 500 TL’ye kadar, kayıp veya çalıntı kimlik durumunda 1000 TL maddi destek sağlanırken gazete kayıp ilan masrafları da karşılanıyor.

Türkiye Ekonomi Bankası; “Kimliğim Güvende” uygulaması ile müşterilerine teminatlı finansal destek sağlıyor.


11


Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2015 raporu sunuldu. Listede Tüpraş birinciliği kimseye kaptırmadı. 2015 2014

Kuruluş

1

968 yılında 100 Büyük Sanayi Kuruluşu olarak başlatılan ve her yıl geliştirilerek sürdürülen Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması, bugüne kadar akademik düzeyde birçok tez ve araştırmaya konu oldu. Yayınlanan raporlar ekonomi ve sanayi açısından oldukça önemli verileri ortaya koyuyor. Çalışmanın kapsamında satış hasılatı, brüt katma değer, öz kaynak, aktif toplamı, vergi öncesi dönem kâr ve zarar toplamı, ihracat ve ortalama çalışan sayısı büyüklükleri gibi, istatistiki değerleri eşsiz verilerle yapılmış analizlere de yer veriliyor. Ayrıca finansal oranlar, kaynak yapısı, karlılık oranları, ekonomik karlılık, varlık devir hızları, net katma değerinin faktör gelirleri (fonksiyonel) dağılımı, üretim faaliyeti dışı gelirler, istihdam ve brüt katma değer dağılımı ile işgücü verimliliği konularında da çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Sektör artı dergisi olarak bu listede yer alan sanayi kuruluşlarımızın ilk yüz sırasını sizlerle paylaşmak istedik. Listede kendine yer bulan ilk yüz kuruluşun, 2014 ve 2015 sıralaması, üretimden satışa net kar rakamları tablodaki gibi gerçekleşmiştir.

Bağlı bulunduğu oda/kamu

Kamu Sıra Özel Sıra

Üretimden Satışlar

1 1 TÜPRAŞ-Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. Kocaeli - 1 35.437.857.256 2 2 Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. İstanbul - 2 14.732.855.608 3 4 Arçelik A.Ş. İstanbul - 3 9.998.905.712 4 3 Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. İstanbul - 4 9.893.409.307 5 9 TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. İstanbul - 5 8.434.241.768 6 5 EÜAŞ Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü Kamu 1 - 6.794.953.087 7 8 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. İstanbul - 6 6.475.141.395 8 13 Hyundai Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. Kocaeli - 7 6.236.714.393 9 7 İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. İskenderun - 8 5.890.461.750 10 6 İçdaş Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi A.Ş. İstanbul - 9 5.773.475.786 11 14 Vestel Elektronik San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 10 5.249.344.885 12 12 Mercedes-Benz Türk A.Ş. İstanbul - 11 5.239.924.773 13 10 Aygaz A.Ş. İstanbul - 12 5.126.821.356 14 26 İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. İstanbul - 13 4.896.099.092 15 15 Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. Sakarya - 14 4.260.334.675 16 16 PETKİM Petrokimya Holding A.Ş. Ege Bölgesi - 15 4.234.369.017 17 11 Çolakoğlu Metalurji A.Ş. İstanbul - 16 4.098.959.067 18 18 BSH Ev Aletleri San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 17 3.925.769.912 19 17 Unilever San. ve Tic. T.A.Ş. İstanbul - 18 3.750.677.616 20 19 Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Kamu 2 - 3.525.942.146 21 20 Tosçelik Profil ve Sac Endüstrisi A.Ş. İskenderun - 19 2.976.385.000 22 22 Bosch San. ve Tic. A.Ş. Bursa - 20 2.937.537.726 23 33 Aselsan Elektronik San. ve Tic. A.Ş. Ankara - 21 2.860.126.584 24 24 Türk Traktör ve Ziraat Makineleri A.Ş. Ankara - 22 2.828.471.671 25 31 Eti Gıda San. ve Tic. A.Ş. Eskişehir - 23 2.577.218.660 26 30 Vestel Beyaz Eşya San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 24 2.484.129.206 27 29 Sarkuysan Elektrolitik Bakır San. ve Tic. A.Ş. Kocaeli - 25 2.391.311.285 28 34 Borçelik Çelik San. Tic. A.Ş. İstanbul - 26 2.371.000.305 29 23 Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri A.Ş. Denizli - 27 2.337.491.695 30 37 Coca-Cola İçecek A.Ş. İstanbul - 28 2.288.131.093 31 21 Milangaz LPG Dağıtım Tic. ve San. A.Ş. İstanbul - 29 2.230.578.588 32 41 Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Kamu 3 - 2.228.783.322 33 36 Philsa Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 30 2.222.163.403 34 32 KARDEMİR Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş. Karabük - 31 2.219.961.791 35 35 AKSA Akrilik Kimya Sanayi A.Ş. İstanbul - 32 2.131.600.393 36 50 TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. Ankara - 33 2.104.573.671 37 40 Konya Şeker San. ve Tic. A.Ş. Konya - 34 2.088.216.676 38 42 Yıldız Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş. Kocaeli - 35 2.060.953.905

12


39 27 İpragaz A.Ş. İstanbul - 36 2.055.361.101 40 55 Assan Alüminyum San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 37 2.029.216.155 41 45 Kastamonu Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 38 1.973.310.780 42 44 Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Kamu 4 - 1.954.137.220 43 28 Kroman Çelik Sanayii A.Ş. Kocaeli - 39 1.920.612.012 44 46 Banvit Bandırma Vitaminli Yem Sanayii A.Ş. Balıkesir - 40 1.886.551.100 45 56 Hayat Kimya Sanayi A.Ş. İstanbul - 41 1.859.209.808 46 47 Yolbulan Baştuğ Metalurji Sanayi A.Ş. Osmaniye - 42 1.829.614.302 47 - Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Kamu 5 - 1.782.832.748 48 64 Borusan Mannesmann Boru San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 43 1.756.043.397 49 51 SÜTAŞ Süt Ürünleri A.Ş. Karacabey - 44 1.755.522.860 50 48 Diler Demir Çelik Endüstri ve Ticaret A.Ş. İstanbul - 45 1.745.108.793 51 49 İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş. Ege Bölgesi - 46 1.720.694.882 52 54 Abalıoğlu Yem-Soya ve Tekstil Sanayi A.Ş. Denizli - 47 1.637.124.935 53 57 BRİSA Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 48 1.621.793.473 54 25 Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Kamu 6 - 1.611.327.371 55 59 Yücel Boru ve Profil Endüstrisi A.Ş. İstanbul - 49 1.595.360.916 56 60 Nadir Metal Rafineri San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 50 1.586.279.390 57 58 Sanko Tekstil İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş. Gaziantep - 51 1.554.948.506 58 52 Eren Enerji Elektrik Üretim A.Ş. Zonguldak - 52 1.521.189.132 59 63 MMK Metalurji San. Tic. ve Liman İşletmeciliği A.Ş. Dörtyol - 53 1.496.102.266 60 53 Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. Kocaeli - 54 1.418.257.562 61 62 Akçansa Çimento San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 55 1.417.491.379 62 61 Toros Tarım San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 56 1.386.255.092 63 67 Soda Sanayii A.Ş. İstanbul - 57 1.348.743.236 64 69 C.P. Standart Gıda San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 58 1.289.777.629 65 74 Ülker Bisküvi Sanayi A.Ş. İstanbul - 59 1.267.803.668 66 89 JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş. Ege Bölgesi - 60 1.230.854.159 67 76 Kaptan Demir Çelik Endüstrisi ve Ticaret A.Ş. İstanbul - 61 1.215.433.792 68 65 Yazıcı Demir Çelik Sanayi ve Turizm Ticaret A.Ş. İstanbul - 62 1.205.523.854 69 68 HES Hacılar Elektrik San. ve Tic. A.Ş. Kayseri - 63 1.202.602.512 70 - - Ankara - 64 71 96 Namet Gıda San. ve Tic. A.Ş. Kocaeli - 65 1.185.876.728 72 70 TP Endüstriyel ve Ticari Lastikler A.Ş. İstanbul - 66 1.153.222.583 73 66 Sasa Polyester Sanayi A.Ş. Adana - 67 1.147.305.510 74 78 Ülker Çikolata Sanayi A.Ş. İstanbul - 68 1.137.068.959 75 - Atlas Enerji Üretim A.Ş. İstanbul - 69 1.118.889.595 76 75 Şenpiliç Gıda Sanayi A.Ş. Sakarya - 70 1.102.419.971 77 119 Progıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 71 1.101.879.116 78 84 Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş. Mersin - 72 1.086.612.147 79 88 Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş. İstanbul - 73 1.075.336.294 80 79 Gülsan Sentetik Dokuma San. ve Tic. A.Ş. Gaziantep - 74 1.048.407.722 81 77 Keskinoğlu Tavukçuluk ve Damızlık İşletmeleri San. Tic. A.Ş. Akhisar - 75 1.041.666.084 82 90 Naksan Plastik ve Enerji San. ve Tic. A.Ş. Gaziantep - 76 1.033.510.187 83 100 Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima San. Tic. A.Ş. Manisa - 77 1.033.466.189 84 95 Goodyear Lastikleri T.A.Ş. İstanbul - 78 1.025.622.792 85 94 Pınar Süt Mamülleri Sanayii A.Ş. Ege Bölgesi - 79 1.010.119.806 86 82 Anadolu Efes Biracılık ve Malt Sanayii A.Ş. İstanbul - 80 990.047.952 87 81 Tezcan Galvanizli Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. Kocaeli - 81 987.247.594 88 103 Önem Gıda San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 82 983.236.068 89 137 Erdemir Çelik Servis Merkezi San. ve Tic. A.Ş. Kocaeli - 83 969.124.355 90 171 MAN Türkiye A.Ş. Ankara - 84 957.172.909 91 124 ASAŞ Alüminyum San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 85 942.547.312 92 72 İçdaş Elektrik Enerjisi Üretim ve Yatırım A.Ş. Çanakkale - 86 940.380.183 93 101 Besler Gıda ve Kimya San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 87 936.588.035 94 143 Noksel Çelik Boru Sanayi A.Ş. Ankara - 88 932.566.553 95 92 Paşabahçe Cam San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 89 931.592.764 96 122 Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. Bursa - 90 928.625.248 97 126 Temsa Global San. ve Tic. A.Ş. Adana - 91 920.427.074 98 91 BEYPİ Beypazarı Tarımsal Üretim Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. Bolu - 92 914.281.327 99 104 Erpiliç Entegre Tavukçuluk Üretim Pazarlama ve Tic. Ltd. Şti. Bolu - 93 910.716.699 100 118 Sarten Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. İstanbul - 94 908.783.804

13


TİM, Türkiye’nin güçlü imajını dünyaya aktaracak TİM, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda Türkiye’nin güçlü imaj kampanyası gündeme geldi.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısına katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 60 ihracatçı birliği başkanıyla bir araya geldi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ‘Hain darbe girişimi sonrası Türkiye ekonomisi’, ‘Türkiye’nin yurtdışı imaj çalışması’, ‘İhracat Kredi Garanti Fonu’ ve ‘Türk Ticaret Merkezleri’ konu başlıklarının ele alındığı toplantıda ihracatın artırılabilmesi için ihracatçıların taleplerinin ve çözüm önerilerinin gündeme geldiğini söyledi.

“Reformlar tek tek hayata geçiyor” Büyükekşi, “Bugün burada toplanmamızın ana sebeplerinden bir tanesi 15 Temmuzdan sonra ekonomimizi nasıl daha iyi noktalara taşıyabiliriz. Bu yapılanlara karşılık Türkiye için bir imaj kampanyası yürütüyoruz. Ülkemizde siyasi anlamda birliktelik üst düzeye çıkmış durumda. Ekonomimizin çarkları ise böyle bir olay yaşanmamış gibi dönmeye devam ediyor. Hükümetimiz, planlanan reformları bir bir hayata geçirmeye devam ediyor. Bunu yurtdışına anlatmak zorundayız” dedi.

TİM’in önemsediği konular Meclis Genel Kurulu’nda Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu toplantısındaki düzenlemeleri hatırlatan Büyükekşi, bunlarla ilgili Kanun Tasarısı’nın Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin altını çizdi. Büyükekşi şöyle devam etti; “İhra-

14

catçılara yeşil pasaport verilebilecek. Uluslararası şirketlerin bölge merkezlerini Türkiye’ye getirmeleri için vergi istisnaları gelecek. SGK beyannameleri ile vergi beyannameleri birleştirilerek verilebilecek. Diğer taraftan, 28 Temmuz’da yasalaşan Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı ile şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli yabancı personel çalıştırılması imkanı getirildi. Damga vergisinde yeni düzenlemeler yapılarak maliyetlerin düşürülmesi sağlandı. TİM olarak önem verdiğimiz bu konulardaki düzenlemeler için hükümetimize teşekkür ediyoruz.”

Türkiye Ticaret Merkezleri durmadan çalışacak Ayrıca Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanlıklara ‘İhracat Kredi Garanti Fonu’nun kurulmasını da önerdiklerini dile getiren Büyükekşi, bu fonun da bir an önce hayata geçmesinin önemine değindi. TİM olarak Türk Ticaret Merkezlerinin Türkiye imajını doğru yansıtabilecek kurumlar olabileceğini aktaran Büyükekşi, “7/24 fuar mantığıyla çalışan Türk Ticaret Merkezleri kurmaya başladık.

İlk olarak İran’da şirketimizi kurduk. Şu anda ABD’de çalışmalarımızı yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemde de Dubai, İngiltere, Almanya, Japonya, Kenya, Rusya gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde TTM’lerimizi açmaya devam edeceğiz. İlerleyen yıllarda, TTM’lerimizin ihracatımıza büyük katkıları olacak” şeklinde konuştu.

Dünya, Türkiye’nin yatırımlarını konuşacak Konuşmasına darbe girişimini kınayarak başlayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ihracatçıların çalışmalarını destekleyeceklerini aktardı. Türkiye’nin imajı için 15 STK ile bir araya geldiklerini vurgulayan Zeybekci, “Tüm dünyaya Türkiye’nin gerçeklerini anlatacağız. Biz kendi kendimizi anlatmakla yetinmedik, dostlarımızın da bizi anlatmasını istedik. Çok olumlu dönüşler aldık. Dünya bundan böyle negatif olarak anılmayacak, sadece Türkiye’nin yatırımları konuşulacak” dedi. Zeybekçi ayrıca Türk Ticaret Merkezleri için 3 milyon dolar civarında katkı verdiklerini ve TİM’in bu konudaki çalışmalarını desteklediklerini vurguladı.


Akbank sınırları aştı: Orta ve Doğu Avrupa’nın En İyi Bankası seçildi

D

ünyanın en önde gelen ve saygın finans yayın gruplarından Euromoney tarafından düzenlenen “2016 Mükemmellik Ödülleri” - “2015 Excellence Awards” sahiplerini buldu. Uluslararası bankacılık sektörünün büyük önem verdiği bu prestijli ödül töreninde Akbank büyük bir başarıya imza atarak Orta ve Doğu Avrupa’nın En İyi Bankası seçildi. Akbank, bankacılık çevrelerinin yakından izlediği prestijli Euromoney değerlendirmesinde bu büyük ödülü alan ilk Türk bankası oldu. Aynı törende Akbank yedinci kez Türkiye’nin En İyi Bankası seçildi.

The Abraaj Group’tan, Türkiye’ye 526 Milyon Dolar The Abraaj Group 486 milyon dolarlık Türkiye fonuna, ortak yatırım için toplanan 40 milyon dolar daha ekledi. Toplamda 500 milyon dolar sınırını aştı.

ATF I, güçlü büyümenin sunduğu fırsatları yakalamak üzere Grubun Türkiye’deki yatırım deneyimlerinden fayda sağlayacak. Fon, özellikle tüketici ürünleri ve hizmetleri, sağlık hizmetleri, finansal hizmetler, lojistik ve perakende gibi büyüyen yurtiçi tüketimden faydalanan

Anadolu Sigorta’yla poliçe yaptırmak artık çok kolay

A

O

n yılı aşkın süredir deneyimli yerel ekibiyle Türkiye’de başarılı yatırımlara imza atan Abraaj, Türkiye’de artan yurtiçi tüketime dayalı fırsatları yakalamayı hedefliyor. Abraaj Türkiye Fonu I (ATF I), geniş bir yelpazede çeşitli yatırımcılardan destek gördü. Fon için taahhüt edilen sermayenin %70’i Avrupalı ve Amerikalı yatırımcılardan gelirken, kurumsal yatırımcılar ve ulusal varlık fonları ise taahhüt edilen sermayenin %78’ini oluşturdu.

Akbank’ın çifte başarısını değerlendiren Akbank CEO’su Hakan Binbaşgil, “Akbank’ın sadece Türkiye’nin değil Orta ve Doğu Avrupa’nın da en iyi bankası olduğunu öğrenmek bizler için büyük bir gurur. Türkiye’den bir bankanın bu ödülü alması bankacılık sektörümüz açısından da önemli. Bu başarı tüm Akbanklıların. Genel müdürlükten bölgelere, şubelerden iştiraklerimize bu başarıda tüm Akbanklıların katkısı, emeği var” dedi.

sektörlerde faaliyet gösteren ve de iyi yönetilen orta ve büyük ölçekli işletmeler ile ortak olmayı hedefliyor. ATF I hali hazırda Türkiye e-ticaret sektöründe pazar lideri olan ve bu yıl itibari ile beş milyon aktif müşteri ve 1.8 milyon stok kaleminden oluşan bir ürün yelpazesine sahip olan Hepsiburada ve ticari, kurumsal ve KOBİ müşteri segmentlerine odaklanan ve hızlı büyümesi ile Türkiye’nin en çok dikkat çeken bankalarından biri olan Fibabanka A.Ş.’ye yatırım yaptı.

İstanbul 5 ana merkezden biri Abraaj, 900 milyon doların üzerinde yatırım yaptığı 11 portföy şirketi ile Türkiye’de özel sermaye sektöründe önde gelen yatırımcılardan biri. Grubun Türkiye’deki başarılı işlemleri arasında Acıbadem Sağlık Grubu bulunuyor. Grup, 2 milyar dolar tutarında 2012 yılındaki dünyada 5. büyük halka arzı gerçekleştirerek Acıbadem Sağlık Grubu’ndaki hissedarlığından başarılı bir şekilde çıkış yapmıştı. Latin Amerika’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan büyüyen pazarlarda ofisleri bulunan Abraaj’ın Türkiye ve Orta Asya yatırımlarını da yönettiği İstanbul ofisi, beş ana merkezinden biri olarak faaliyet gösteriyor.

nadolu Sigorta, önemli bir uygulamayı daha hayata geçiriyor. ‘Poliçem Hazır’ ile kullanıcılar artık, tüm dijital ortamlarda, kasko ve trafik poliçeleri en az bilgi ile en hızlı şekilde düzenleyebilecek. Dijitalleşmeyi; ürün, kanal ve iş modelleri ekseninde çok yönlü olarak ele alan Anadolu Sigorta, hasar dosya takibinden, prim ödemelerine ve asistan hizmetlerine kadar çok sayıda hizmeti internet ve mobil ortamlardan uzun süredir sunuyor. Anadolu Sigorta’nın ‘Poliçem Hazır’ isimli yeni uygulaması ise, mümkün olan en az bilgi ile en hızlı şekilde, internet ve mobil ortamlarından anında kasko ve trafik poliçesi satın almayı mümkün hale getiriyor. Uygulama kapsamında hızlı teklif almak isteyen kullanıcıların, başka hiçbir bilgiye ihtiyaç olmadan, yalnızca araç plakası ve TC kimlik numaralarını girmeleri yeterli oluyor. Poliçe satın alma sürecini başlatmak isteyenlerin ilave olarak, sadece cep telefonu bilgisini de yazmaları gerekiyor. Bu adımdan sonra sistem, işlemi gerçekleştiren kullanıcıya,‘Satın Al’ seçeneğini sunuyor ve işlem süratle tamamlanıyor.

Poliçe Yenilemek Artık Çok Daha Kolay Mevcut poliçe yenileme işlemlerinde de kolaylık sağlayan uygulamada sigortalılar, güvenli alanlara doğrudan kredi kartı bilgilerini girerek ödemelerini yaparken, mevcut acenteleri üzerinden en hızlı şekilde poliçe satın alabiliyor. Ayrıca kullanıcılar “Poliçem Hazır” uygulaması ile birlikte Anadolu Sigorta Online web sitesi, “Sigortam Cepte” mobil uygulaması üzerinden de poliçelerini düzenleyebiliyor.

15


Türkiye’deki yabancı yatırıma yönelik analizler

B

ağımsız denetim şirketleri arasında yer alan PKF, bu kez Türkiye’deki yatırımcı davranışları üzerine çarpıcı bir rapor yayınladı. 13 farklı ülkeden 147 yatırımcının toplam 25 milyar doları aşkın yabancı yatırım hacmini kapsayan 537 yatırımı değerlendirdiği araştırma, dikkat çeken veriler ortaya koyuyor.

PKF İstanbul Ofisi’nin hazırladığı çalışmaya göre; Türkiye’de yatırım başarısı en yüksek ülkeler sırasıyla ABD, Almanya ve İngiltere olurken Avusturya, Rusya ve Fransa tüm kriterlerde sınıfta kaldı. 16

Türkiye’de yabancı yatırım süreçlerinde yer almış orta ve üst düzey uzmanlar arasında yapılan araştırma, ülke bazında başarı oranları hakkında da bilgi veriyor. Sonuç raporuna göre başarı faktörleri ve başarısız olma nedenleri sıralanıyor.“Türkiye’de Yatırım Yapmak” başlığını taşıyan raporda, yabancı yatırımcıların performansını, “Kültürel”, “Ticari-Yönetsel” ve “Siyasi” açılardan değerlendirerek kritik başarı faktörlerini ve başarısızlıkların nedenlerini ortaya koyan bir saha araştırması da yer alıyor.

Kültürel değerlendirme ve entegrasyon Araştırmaya göre, Avusturyalı ve Fransız yatırımcılar, kültürel konuların Türkiye’deki yatırım sürecinde kayda değer rol oynamadığını düşünüyor. İş stratejilerini ve yatırım planlarını Türkiye’nin kültürel farklılıklarına uygun olarak tasarlayanların oranı ise yüzde 67,4. Türkiye’de yaptıkları yatırımlarda kültürel entegrasyon açısından en

yetkin bulunan yatırımcı ülkenin ABD olduğu görülüyor. ABD’yi Almanya ve İngiltere takip ediyor. Araştırmaya katılan uzmanlar Avusturyalı, Fransız ve İspanyol yatırımcıların kültürel değerlendirme ve entegrasyon yetkinliklerinden yoksun olduğu görüşünü paylaşıyor.

Siyaseti en iyi okuyan ticarette en az zararı görüyor Araştırmanın ortaya koyduğu verilere göre; Türkiye’nin siyasi istikrar durumu, yatırım uzmanlarının gözünde net değil. Uzmanlar durumun her iki yönde de eşit şekilde ortaya çıktığı görüşünde birleşiyor. Siyasi ortamın yabancı yatırımcı tarafından doğru analiz edilememesi yatırımcıların iş planlarından ve hedeflerinden sapmasına yol açıyor. Siyasi okuryazarlık ile ticari hedefler arasındaki bağı ortaya koyan veriler, ABD’li ve Alman yatırımcıların Türkiye pazarında en başarılı örnekler olduğunu gösteriyor. Karne notu yüksek olan diğer ülkeler ise Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere. Çinli ve İtalyan yatırımcıların, siyasi koşulları doğru şekilde analiz edememelerinden dolayı ticari hedeflerden sapma konusunda yüzde 68 ile sondan ikinciliği paylaştığı görülürken, Avusturya siyasi okuryazarlık konusundaki zayıflığı (yüzde 93) ile açık ara son sırada yer alıyor.


Yerel yöneticiler atamak ve yerel ortakla ilişkiler önemli Türkiye’de yapılan yabancı yatırımlar ticari ve idari açıdan değerlendirildiğinde ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Önemli pozisyonlar için yerel atama yapmak yerine kendi ülkesinden personel transfer eden yabancı yatırımcıların oranı yalnızca yüzde 25’te kalıyor. Bu durum, yabancı yatırımcıların çoğunluğunun yerel yönetim deneyimine ve uzmanlığına güvendiğini gösteriyor. Rusya, Çin ve Avusturya gibi kendi ülkesinden transfer oranı en yüksek olan yatırımcıların ise bu tercihten avantaj sağlamadıkları görülüyor. Tıpkı yerel atama konusu gibi, yerel ortakla yaşanan yatırımcı kaynaklı sorunlar konusu da önemli bulgular ortaya koyuyor. Fransız ve Avusturyalı yatırımcı gruplarının paydaş iletişiminde ve ilişki yönetiminde zayıf olmaları nedeniyle yerel ortakları ile ciddi sorunlar yaşadığı açığa çıkıyor.

İlk 5 Yıllık planlamada ABD lider Araştırmaya katılan uzmanlar, ticari ve yönetsel boyutu değerlendirirken operasyonun ilk 5 yılı üzerine de görüş veriyor. Yatırım sürecinin tanıkları, planlama ve uygulama aşamaları arasındaki farkların hangi ülkelerde en yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, 5 yıllık iş planını gerçekleştirme oranının en yüksek olduğu ülke, yüze 91 ile ABD. Onu yüzde 88 ile Almanya ve yüzde 86 ile Katar takip ediyor. Planlama aşamasında hayalperest davranan ancak pratikte hayata geçiremeyen ülkeler ise yüzde 50 eşiğinin altında kalan Çin, Avusturya ve Rusya. Genel klasmanda sınıfta kalan ülkeler ise: Avusturya, Rusya, Fransa şeklinde sıralanıyor.

Amaç yeni yatırımcılara ışık tutmak Hazırlanan rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan PKF İstanbul Ofisi Yönetici Ortağı Kadir

Sayıcı, özellikle 2002 - 2015 yılları arasında doğrudan yabancı yatırımı konusunda Türkiye’nin öne çıkan ülkeler arasında yer aldığını ifade etti. Sayıcı konuya ilişkin şu ifadelerde bulundu; “ Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından yayınlanan 2014 ve 2015 Dünya Yatırım Raporları’nda da belirtildiği gibi, yıllık 12 milyar dolar tutarındaki yatırımlarla Türkiye, açık ara bölgedeki en çok doğrudan yabancı yatırımı alan ülke. Ancak Türkiye’deki bazı yabancı yatırımcılar, “pazara giriş” ve “sürdürülebilir büyüme” performanslarıyla büyük başarı elde etmiş olsalar da, bazıları beklendiği gibi güçlü bir performans sergileyemedi, hatta başarısızlığa uğradılar. Hazırladığımız raporun amacı, bu başarı ve başarısızlıkların temel nedenlerini, sürecin içinde bizzat yer alan profesyonellerin yorumları ve görüşleri çerçevesinde belirlemek ve yeni yatırımcılara ışık tutmaktır.”

17


Türk Markaları Ortadoğu’ya Açılıyor

T

he Global Franchise Market Fuarı kasım ayında ziyaretçileri ile buluşacak. Türk markaları ile Ortadoğulu yatırımcıları buluşturacak fuar, Dubai Turizm Ajansı, Dubai Ticaret Odası ve Ortadoğu’nun en büyük franchise danışmanlık firması Francorp tarafından destekleniyor. Katılımcılar, Franchise Danışmanlık Firmaları, Ticaret Odaları, Katar Kalkınma Bankası yetkilileri ve diğer devlet kuruluşları ile de görüşme olanağına sahip olacak. Ziyaretçilerin büyük bir bölümü Ticaret odaları üyelerinden, ve Francorp’un kayıtlı yatırımcılarından oluşacak. Fuara katılan yabancı markalar arasında; Francorp Middle East, Envelope Investments, On the Wood, Cafe2go, Micaroon Make-Up, Qatar Development Bank, Qatar (KatarKalkınmaBankası), 82 American Diner, Abu-Ghazaleh Intellectual Property, Arby’s Restaurant Group, Aswaaq, Bull &Roo Hospitality & Investments, Cone Heads Franchise, Australia, Consolidated Restaurants Operations gibi firmalar yer alıyor.

Zorunlu BES neler getirecek Türkiye’de temeli 2000 yılında atılan BES’te yeni dönem başlıyor. Zorunlu katılımın başlayacağı sistem de kafalar karışık...

B

ireysel Emeklilik Sistemi (BES) 2017 itibariyle zorunlu olacak. Türkiye’de ilk olarak 2000 yılında hayata geçirilen BES’e katılım ile birlikte 45 yaş altı 13 milyon çalışanın sisteme dahil olması bekleniyor. Peki sistemde mevcut finansal durum ne, ekonomiye sağladığı katkı ne olacak? Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzman Yardımcısı Aysun Göksu konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Devlet katkısı talebi arttırdı Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), temelleri 2000 yılında atılan ve emeklilik döneminde ek gelir sağlamak üzere oluşturulmuş bir sistemdir. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 2010 yılından bugüne sistemin katılımcı sayısı yüzde 180 artış göstererek yaklaşık 6 milyon 402 bin kişiye ulaştı. 2003 yılı başından bugüne katılımcı fon tutarı 48 milyar 538 milyon TL’yi aşarken, yatırıma yönelen tutar 40 milyar 102 milyon TL seviyesine geldi. Hatırlanacağı üzere bireysel emekliliğin teşvik edilmesine yönelik çalışmalar kapsamında 2013 yılından itibaren geçerli olmak üzere yüzde 25’lik devlet katkısı uygulamaya konulmuştu. Devlet katkısı teşvikinin uygulandığı 2013 yılı başından bugüne katılımcı sayısında yüzde 104’lük bir artış gözlenirken katılımcı fon büyüklüğü yüzde 110, yatırıma yönelen fon büyüklüğü ise yüzde 130 artış gösterdi.

90 Milyar Dolarlık tasarruf bekleniyor Geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) otomatik katılım uygulamasına dönük mevzuat çalışmalarında son aşamaya gelindiğini belirtmişti. Geçtiğimiz günlerde bireysel emeklilik uygulanmasını öngören tasarı Meclis’e sunuldu. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin açıklamasına göre yeni BES düzenlemesiyle yaklaşık 6.7 milyon çalışanın otomatik BES kapsamına alınmasını beklenirken 10 yıllık dönemde 90 milyar TL’lik tasarruf oluşturulması öngörülüyor. Düzenlemeye göre, 45 yaşını doldurmamış çalışanlar bireysel emeklilik planına dahil edilecek. Katkı payı ise, çalışan kazancının yüzde 3’ünü oluşturuyor.1 Ocak 2017 tarihi itibariyle uygulamaya konulacak olan yeni sistemin tasarruf oranını yukarı çekmesi bekleniyor.

18


Altın fiyatlarını yükselten 5 neden !!! Küresel piyasada yaşanan değişimler döviz ve altın piyasasını da ciddi anlamda etkiliyor. Peki bu durumun sebepleri neler işte o 5 neden...

G

ram altın fiyatları 132.23 seviyesine yükselerek yeni bir rekor kırdı. Zaman zaman yükselen ve dalgalı bir seyir izleyen altın neden durdurulamıyor. Petrol fiyatlarında düşüş yaşanırken başta altın olmak üzere emtia tarafında yükseliş olduğunu görüyoruz. Altın fiyatları yılbaşından bu yana en çok kazandıran emtia olurken pozitif görüntüsü devam ediyor. Peki altın neden yükseliyor? İşte o 5 neden… Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Kutay Gözgör analiz etti…

1-)Brexit Etkisi İngiltere’nin Avrupa bölgesinden ayrılması sonrası piyasaların güvenli varlıklara olan talebini yükseltmesi sonrası gelişmiş ülkelerin tahvillerinin faiz oranı rekor düşük seviyelere gerilerken, altın fiyatları getiri arayışından dolayı ön plana çıkmayı başardı.

2-) FED’in faiz artış ihtimalinin azalması FED, Temmuz ayı toplantısında Eylül ayında olası bir faiz artışını açık kapı bıraksa da toplantı sonrası ABD’den açıklanan veriler ve FED üyelerinin konuşmaları sonrası bu ihtimal oldukça azaldı. ABD’de büyüme rakamları beklentilerin oldukça aşağısında yılın ikinci çeyreğinde % 1,2 artış göstermesi ve FED üyesi Dudley’in Eylül ayında faiz artışının erken olabileceğini ifade etmesi sonrası altın fiyatları yükselişini hızlandırdı. FED vadeli kontratlarına göre, Eylül ayında

faiz artış ihtimali %10 seviyelerine kadar geriledi. Küresel piyasalarda güvenli varlıklara olan talebin yükselmeye devam etmesi altın fiyatlarını da destekleyebilir.

3-) Küresel büyüme endişelerinin yeniden gündeme gelmesi Merkez Bankalarının yanı sıra küresel büyüme endişelerinin yeniden ortaya çıktığını görüyoruz. Başta Japonya ve İngiltere’nin büyüme oranlarında yaşanan yavaşlama güvenli varlıklara olan talebin yeniden yükselmesinde etkili oluyor. Brexit sonrası İngiltere’den açıklanan verilerin hızlı düşüş göstermesi ve IMF’nin küresel büyüme tahminini azaltması altın fiyatlarının yükselmesinde etkili oldu.

4-) Japonya Merkez (BOJ) Bankası’nın ılımlı da olsa genişleyici adımlar atması Öte yandan FED ve Brexit etkisinin yanı sıra Japonya Merkez Bankasının varlık alım programını değiştirmemesi ancak ETF alım miktarını yükseltmesi altın fiyatlarını bir miktar destekledi. Japonya’da düşen tahvil faiz oranları sonrası altın fiyatlarına olan talebin yükseldiğini ifade edebiliriz.

5-) Avrupa’daki bankacılık sektöründe yaşanan küçük çaplı krizin büyüme ihtimalinin olması Avrupa’da bankacılık sektöründe yaşanan küçük çaplı krizin büyüme ihtimali endekslerin olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Stres testinden bankalar başarıyla geçse de İtalyan bankaların sermaye sorunu yaşaması ve Deustche Bank’ın Stoxx 50 endeksinden çıkarılması endeksleri olumsuz etkiledi.

Ons’un yükselişi gram altını da etkileyebilir Bu 5 maddenin tamamı güvenli varlıklara olan talebin yükselmesinde etkili oldu denebilir. Bu konjonktürde baktığımızda altın fiyatları, 1335 Dolar seviyesinin üzerinde kalabilmesi halinde yeniden 2016 yılı zirvesi olan 1375 seviyesi test edilebilir. Bu seviyenin geçilmesi halinde Ons bazında 1400 Dolara doğru bir hareket başlayabilir. Gram altın fiyatlarında ise yeni rekor gerçekleştiğini görüyoruz. Ons altının yükselişi ve TL görüntüsü gram altın fiyatının 135- 140 bölgesine doğru yönelmesine neden olabilir.

19


Solar Impulse ile 21 günde sıfır-emisyonlu dünya turu Brisa’nın desteklediği Solar Impulse, 21 gün süren uçuşlarla sıfır emisyonla dünya turu yaptı. Pilotlar 19 farklı rekor kırdı.

T

ürkiye lastik sektörü lideri Brisa’nın ülkemizden tek destekçi olarak yer aldığı SolarImpulse programı, yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerin gücünü kanıtlayan güneş enerjisiyle dünya turu girişimini başarıyla tamamladı. Solar Impulse’ın mucitleri ve pilotları Bertrand Piccard ve André Borschberg toplamda 21 gün süren uçuşlarla 19 farklı rekora imza attı ve 17 uçuş sonucunda sıfıremisyon ile dünya turu yaptı. Fosil yakıt kullanmadan, gece ve gündüz hiç durmadan uçabilen Solar Impulse 2 (Si2) hava aracı, dünya turuna başladığı Abu Dabi’ye 26 Temmuz’da ulaştı. Toplamda 21 gün süren uçuşlar 17 seferde gerçekleştirildi ve 40 bin km’den fazla yol kat edildi.

20

İmkansızı başardılar Solar Impulse’ın mucitleri ve pilotları Bertrand Piccard ve André Borschberg çok kısa bir süre öncesine kadar imkansız olarak nitelenen bir başarıya imza attı. Piccard ve Borschberg bu süreçte elde ettikleri deneyim ve bilgi birikimini Uluslararası Temiz Teknolojiler Komitesi’ne (International Committee for Clean Technologies) aktaracaklarını, bu sayede Solar Impulse programı kapsamında yıllar içerisinde elde edilen bilginin


temiz teknoloji ve yenilenebilir enerji alanındaki inovasyonlara rehberlik edeceğini duyurdu. Planlanan çalışmalar arasında güneş enerjisiyle çalışan pilotsuz hava aracı (drone) da bulunuyor.

Temiz bir gelecek için önemli bir adım... Güneş enerjisiyle dünya turunu tamamlayan Bertrand Piccard ve André Borschberg, yaşam kalitesini artıran yeni nesil, temiz teknolojilerin kullanımını teşvik etmek için çalışmalarına devam ediyor. Öncelikle “future is clean” (temiz gelecek) inisiyatifi kapsamında Temiz Teknolojiler Uluslararası Komitesi’ni kurarak hükümetlere ve şirketlere enerji politikaları hakkında bağımsız ve güvenilir bir danışmanlık sunmayı hedefliyorlar. Ayrıca Solar Impulse mühendislik ekibi yüksek dayanıklılığa sahip, yüksek irtifalarda aylarca uçabilen, pilotsuz hava araçları üretmek üzere çalış-

malarını sürdürüyor. Bu proje başarıya ulaştığında çok büyük çaplı katma değer sağlayan hizmetler verilebilecek ve bugün uyduların sağladığı hizmetler çok daha esnek ve sürdürülebilir bir şekilde sunulmaya başlanacak.

Enerji tarihinde bir ilk: Fosil yakıt kullanmadan 40 bin km’den fazla yol 1999 yılında balonla dünya etrafında hiç durmadan seyahat eden Bertrand Piccard gerçek bir kaşif. Balonla yaptığı seyahati bitirir bitirmez hiç yakıt kullanmadan bir hava aracıyla bu kez dünya turu yapma kararı aldı. Bu karara ortak olan girişimci ve deneyimli pilot André Borschberg ile birlikte 2004 yılında bu hayalin gerçekleşmesi için teknoloji ve fon sağlamaya başladı. 10 yılı aşkın AR-GE faaliyetlerinin ürünü olan Solar Impulse, tek bir damla fosil yakıta ihtiyaç duy-

madan, sadece güneşten aldığı ve lityum pillerinde depoladığı enerjiyle hem gündüz hem de gece uçabilen ilk uçak olma özelliğine sahip. Bu sayede teorik olarak sonsuz süre havada kalabilen Solar Impulse’ın ağırlığı sadece 2300 kg., yani bir binek otomobil kadar. 17 bin adet güneş panelinin yerleştiği kanat genişliğiyse 72 metre, yani bir Boeing 747’ninkinden daha uzun. Solar Impulse’ın daha dünya turuna çıkmadan kırdığı 8 rekoru bulunuyor. Bu rekorlara “bütün gece kesintisiz uçmayı ilk başaran”, “kıtalararası uçuşu ilk gerçekleştiren” güneş enerjili uçak gibi unvanlar dahil. Dünya turunun tamamlanmasıyla, Solar Impulse, dünyanın çevresini yakıtsız olarak sadece güneş enerjisiyle kat eden ilk uçak, Solar Impulse’ın mucidi ve pilotları olan Bertrand Piccard ve Andre Borschberg ise dünyanın çevresini güneş enerjisiyle dolaşan ilk insanlar olarak tarihe geçti.

21


2040’a kadar 800 milyon araca ulaşacağı tahmin edilen özel araç sayısının doğuracağı enerji talebinin 2020’de zirve yapacağı ancak 2040’a kadar yüzde 10 düşüş göstereceği öngörülüyor.

Artan enerji tüketiminde özel araçların ve taşımacılığın rolü

E

xxon Mobil tarafından her yıl yayınlanan Energy Outlook raporuna göre, küresel enerji talebinin 2014-2040 yılları arasında yüzde 25 oranında artış göstermesi bekleniyor. Rapora göre öngörülen artışın neredeyse yarısı Hindistan ve Çin gibi gelişen ülkelerin ekonomik kalkınmasından kaynaklanıyor. Küresel enerji talebinin yüzde 30’unu oluşturan 10 kilit pazar arasında Türkiye de yer alıyor. Küresel enerji talebindeki artışın yüzde 40’ının doğal gazla karşılanması bekleniyor. Dünyanın önde gelen enerji şirketi ExxonMobil’in yayınladığı 2016 Energy Outlook Raporu’na göre küresel enerji talebi 2014 ile 2040 yılları arasında yüzde 25 artacak. Talep artışının neredeyse yarısının Hindistan ve Çin’in nüfus artışı ve yükselen yaşam standartlarından, yüzde 30’unun ise içinde Türkiye’nin de yer aldığı 10 kilit pazardan gelmesi

22

bekleniyor. Bunun yanı sıra; enerji verimliliği artışlarının, doğal gaz gibi düşük karbonlu yakıtların ve yenilenebilir enerji kaynaklarının artan kullanımının da küresel ekonominin karbon yoğunluğunu yarı yarıya azaltmaya yardımcı olması bekleniyor.

rol, taşımacılıkta enerji tüketiminin yüzde 90’dan fazlasını karşılayacak. Dizel araç kullanımındaki artışla birlikte ağır ticari araçlardaki dizel kullanımı da 2040 yılına kadar küresel olarak yüzde 45 artış gösterecek.

Orta sınıf büyüyecek, özel araç sayısı 800 milyon olacak

Exxon Mobil, Energy Outlook Raporu’nda enerji tüketiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının da henüz zirve yapmadığını, değerlerinin 2030’a kadar artacağını belirtiyor. Artışın Çin başta olmak üzere, gelişen ülkelerden kaynaklanacağını belirten rapor, OECD ülkelerinin karbondioksit emisyonlarının 2014-2040 arası yüzde 20 azalacağını öngörüyor.

Exxon Mobil, Brookings Enstitüsü’nden alınan verilere dayanarak dünyada 2014 itibariyle 2 milyarın üzerinde olan orta gelirli nüfusun 2030 yılına kadar 5 milyara yaklaşmasını ve bununla doğru orantılı olarak da araba sayısının ve ticari taşımacılığın da artmasını bekliyor. 2014-2040 arasında küresel taşımacılıkta enerji talebinin yüzde 30 artış göstermesini öngören Exxon Mobil, araba sayısındaki artışın OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) kapsamında olmayan ülkelerde daha çok görüleceğini söylüyor. 2040’a kadar 800 milyon araca ulaşacağı tahmin edilen özel araçların doğuracağı enerji talebinin 2020’de zirve yapacağı ancak 2040’a kadar yüzde 10 düşüş göstereceği öngörülüyor. Türkiye’de büyük bir rol oynayan lojistik sektöründe; ağır ticari araçlar için enerji talebinin ise dünya genelinde 2040’a kadar yüzde 45 artacağı; bu artışın da yüzde 50’sinin 10 kilit pazar sebebiyle olacağı tahmin ediliyor. Araçların yüzde 40’ı dizel olacak Exxon Mobil Energy Outlook Raporu’na göre pet-


Yenilenebilir enerji üretimi artıyor ancak talep karşılanamıyor

K

PMG’nin gerçekleştirdiği ‘Küresel Enerji Trendleri’ analizinde orta ve uzun vadedeki gelişmeler, talepler ve kaynakların beklentileri karşılama durumu ele alındı. Değerlendirmenin sonuçlarını aktaran KPMG Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı Ayhan Üstün’e göre, dünya daha on yıllar boyunca öncelikli olarak petrol ve doğal gaza ihtiyaç duyacak. KPMG’nin ‘Küresel Enerji Trendleri’ çalışmasından dikkat çeken başlıklar paylaşıldı. Doğal gaz talebi ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerden geldiği belirtilirken, enerji ve sanayi sektörleri için daha fazla petrol, doğal gaz, kömür, biyokütle ve elektrik ihtiyacı duyulacak denildi. Bunun dışında raporun ortaya koyduğu sonuçlar şöyle sıralandı; Çin; ABD ve AB’nin toplamından daha fazla yenilenebilir enerji talep ediyor. Başta Hindistan ve Çin olmak üzere Asya kıtası hacim artışının lideri durumunda. Asya’daki ulaştırma ve sanayi talebi petrole olan talebi artırıyor. Büyümenin yüzde 65’i Asya Pasifik ülkelerinden geliyor. Yüzde 30 daha fazla ulaştırma yakıtı talebi var. Endüstriyel amaç-

lı enerji tüketimi, başta petrokimyasallar olmak üzere yüzde 30 arttı. Küresel elektrik talebinde yüzde 45 artış var.

Çalışmada, gelecek projeksiyonu Çin, küresel talebin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Ancak büyümeye yüzde 25’ten daha az katkıda bulunuyor. Kömür azalıyor, yenilenebilir enerji üretimi artıyor. Petrol ve doğal gaz ise sabit duruyor. Kaynak büyüklüğüne göre kaya petrolü tüm sıvıların yüzde 10’undan daha az. Buna bağlı olarak bölgesel enerji dengeleri değişiyor. Ayrıca, Afrika’nın kişi başına enerji talebi azalıyor. Raporda yer alan bilgilere göre; Kuzey Amerika petrol konusunda kendine yetmenin yanı sıra doğal gaz ihracatçısı haline gelirken, Avrupa ve Asya daha bağımlı hale geliyor. Kuzey Amerika’nın petrol ithalatına bağımlılığı, azalan taleple birlikte konvansiyonel olmayan petrol üretimini azaltıyor. ABD’nin ham petrol ihracat yasağının kaldırılması, bu ayarlama sürecine destek oluyor. Son olarak Asya’nın talebinin, 2035’e kadar bölgeler arası net ithalatın yüzde 80’ini oluşturacağı tahmin ediliyor.

Küresel Enerji Trendleri’ analizine göre kömür kullanımı azalırken, yenilenebilir enerji üretimi artıyor.

23


TP, ilk güneş enerjisi projesinde YingliSolar’ı tercih etti Türkiye Petrolleri, İstanbul Alibeyköy’de gerçekleştirdiği ilk akaryakıt istasyonu güneş enerjisi projesinde Yingli Solar panellerini tercih etti.

D

ünyanın en büyük fotovoltaik güneş paneli üreticilerinden biri olan Yingli Solar, Türkiye’de ilk kez Türkiye Petrolleri (TP) tarafından İstanbul Alibeyköy’de gerçekleştirilen elektrik ihtiyacını güneşten sağlayan akaryakıt istasyonu projesine imzasını attı. İstasyon teknolojileri uzmanı Mepsan firması tarafından tamamlanan 39 kW kapasiteli projede, 156 adet 250 W Yingli Solar 60 Hücreli Güneş Paneli kullanıldı. Saatte 40 kilovat elektrik üretme kapasitesine sahip olan bu sistem sayesinde, güneşli gün sayısına göre istasyonun toplam elektrik ihtiyacının yüzde 60’lık kısmının karşılanması planlanıyor.

24

TP istasyonları güneş enerjisine geçecek İstasyonun açılışında konuşan TP Petrol Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mutlu Gül, 40 bin Avroya mal olan istasyonun masraflarını 7 yılda amorti edeceğini belirtti. TP’nin akaryakıt istasyonunda ilk kez uyguladığı bu güneş enerji sisteminin ortalama kullanım ömrünün 30 yıl olduğunu vurgulayan Gül, “Bu demektir ki 23 yıl boyunca kullandığı elektriğe para ödemeyecek. Fosil yakıtla yenilenebilir enerjiyi birleştirip bir anlamda zehirle panzehiri bir araya getiriyoruz. Bu tür yenilenebilir enerjiyle beslenen akaryakıt istasyonlarını TP bayilikleri şeklinde yaygınlaştırmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.



Gıda güvenilir ellere emanet Unilever Food Solutions, TURYİD üyeleri için ‘Güvenilir Eller’ Gıda Güvenliği Eğitimi düzenledi.

E

v dışı gıda sektöründe her iki işletmeden birine ürün ve çözümleriyle ulaşan Unilever Food Solutions, ‘Güvenilir Eller’ Gıda Güvenliği Eğitim Programı kapsamında, Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) üyesi olan mekanların mutfak ekipleri için yüz yüze bir eğitim düzenledi. ‘Güvenilir Eller’ gıda güvenliği eğitimleri, Türkiye genelinde tüm mutfak ekiplerine ulaşabilmek için online platformda sunuluyor. Katılımcılara fiziksel ve kimyasal tehlikeler, temizlik, üretim güvenliği, çapraz bulaşma ve HACCP uygulamaları başlıklarında bilgiler verildi.

S

Uzun yıllar Unilever Food Solutions ajandasında en üst sırayı koruyacak proje kapsamında, ilk yıl 5.000 şefin eğitimleri tamamlaması hedefleniyor. Üç yıllık süreçte 30.000 şefin eğitim-

lere katılarak, gıda güvenliği sertifikası sahibi olması planlanıyor. Yüz yüze eğitim programına katılan ve gerçekleştirilen sınavda başarılı olan TURYİD üyesi mekanların personeline sertifikaları önümüzdeki günlerde takdim edilecek.

Sürdürülebilir Gıda Konferansı 18 Ekim’de

ürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS işbirliği ile gerçekleştirilen Sürdürülebilir Gıda Konferansı ikinci yılında Dünya Gıda Günü Buluşması ile birleştirilerek özel bir anlam kazanıyor.18 Ekim tarihinde İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek olan buluşma gıda sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiriyor. ‘Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda “Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Gıda” ilkesi ile gelişim modellerinin ortaya koyulması ve gelişim modellerine yön verecek çalışmalar yapılması hedefleniyor. Sürdürülebilir Gıda Sektörünün paydaşları konferansta bugünün gıda ile ilgili sorunlarına bütünsel bir yaklaşımla öncülük etmeyi, sürdürülebilir gıda dönüşümünü, değişen parametreleri ve hedefleri, gıda sektöründe değişen iş modelleri ve tüketici davranışlarını tartışacak.

26

İlk yıl 5.000 şefe eğitim

Gelişmeler web sayfasında Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda ayrıca sürdürülebilir gıda için yeni yasal düzenlemeler ve teşvikler, tüketici davranışları ile gelen değişim, sürdürülebilir gıda için finansman, sürdürülebilir tedarik zinciri, sürdürülebilir gıda için tarımın önemi ve yerel gıdaların korunması gibi pek çok konu gündemde olacak. Sürdürülebilir Gıda Konferansı ile ilgili detaylı bilgiye http://surdurulebilirgidakonferansi. com internet sitesi üzerinden erişebiliyor.

Sürdürülebilir gıda konferansına katılan üst düzey konuşmacılar, gıda sektöründe değişen iş modelleri ve tüketici davranışlarını tartışacak.


Gastronomi dünyası Boğaz’da buluştu

Ü

lkemizin Gastronomi Turizmi alanındaki en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Gastronomi Turizmi Derneği, Gastronomi Turizmi’nin önemli temsilcileri, sektör liderleri ve devlet yetkilileri ile Boğazın eşsiz güzellikte manzarasına sahip Sortie’nin içinde bulunan Etna Steak Restoran’ta bir araya geldi. Gastronomi cenneti olan ülkemizdeki Anadolu ve Osmanlı mutfağının yerli ve yabancı turistlere anlatılmasında önemli bir misyonu üstlenen Gastronomi Turizmi Derneği’nin 11 Ağustos akşamı Etna Steak Restoranda, gerçek-

leştirdiği davete; dernek üyeleri, yönetim kurulu, turizm ve gastronomi sektörünün önde gelen isimleri ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı İl Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Tülin Ersöz, Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkanı Yalçın Manav, Shoppingfest Genel Müdürü Hicran Özbük , TÜBİTAK ve KALDER yöneticileri katıldı.

Türk markası oluşmalı Misafirperverliği ve zengin lezzetleri ile dünyaya örnek olan Türk Mutfağı’nın tanıtılması, hak ettiği ilgi ve değeri görmesi için önemli sektör temsil-

“Türk mutfağının zenginliklerini ve ürünlerimizi dünyaya tanıtmak ve markalaşmak için tüm sektörün birlik içinde olması gerekiyor.” cilerini aynı çatı altında bir araya getiren Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, davette yaptığı konuşmada; “Türk mutfağının zenginliklerini ve ürünlerimizi dünyaya tanıtmak ve markalaşmak için tüm sektörün birlik içinde olması gerekiyor. Bizim isteğimiz Türk bayrağının sadece Taksim’de dalgalanması değildir. Los Angeles’taki markette yoğurt “Türk yoğurdu” olursa başarılıyız, “Greek Yoghurt” olursa başarısızız. Dernek olarak çok büyük bir yükün altına giriyoruz, desteğe ihtiyacımız var ama başarılı olacağımıza inanıyoruz” dedi. Türk mutfağının dünya markası olması için çalışmaların tüm hızla devam edeceğini ve desteklerini esirgemeyen TURSAB başkanı Başaran Ulusoy’a da teşekkür ettiklerini sözlerine ekledi.

Gıda endeksinde Türkiye, 113 ülke arasında 45. sırada

D

sunda pazarın dengesini etkileyen devlet politikalarının gelecek için risk oluşturabileceğini gösteriyor.

uPont tarafından desteklenen ve Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından geliştirilen Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nin 2016 yılı sonuçları açıklandı. Küresel pazara birinci sınıf yenilikçi ürünler, malzemeler ve hizmetler sunan bilim şirketi DuPont tarafından desteklenen ve Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından geliştirilen 2016 Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nin bu yılki sonuçları açıklandı. 113 ülke arasında 45. sırada yer alan Türkiye, bulunduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesindeki 15 ülke arasında ise 8. oldu. 2012 yılından bu yana yıllık olarak ülkelerin; Ulaşılabilirlik, Uygunluk ve Kalite & Güvenlik başlıkları altında gıda güvenliğine dair gelişmelerini ortaya çıkaran Küresel Gıda Güvenliği İndeksi, 113 ülkenin tarım alanındaki yatırımlarını, işbirliklerini, politikalarını ve etkilerini 28 farklı gıda güvenliği göstergesine göre ölçümlüyor. Açıklanan Gıda Güvenliği İndeksi’ne göre bu yıl; ülkeler genelinde gelir seviyesinin artması, global ekonomideki iyileşme ve gıda fiyatlarının düşmesine bağlı olarak indekste yer alan 113 ülkenin genel notu geçtiğimiz yıla kıyasla 0.6 puan artış göstererek

Türkiye’nin en güçlü alanı “Kalite & Güvenlik”

57,3’e yükseldi. İndeksin 2016 sıralamasına bakıldığında ilk üçe giren ülkeler ise 86,6 puanla Amerika Birleşik Devletleri, 84,3 puanla İrlanda ve 83,9 puanla Singapur oldu. İndeksin sonuçları bir yandan tüm dünyada küresel gıda güvenliğinde iyileşmelerin yaşandığını belirtirken, diğer yandan küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle gıda konu-

İndeksin sonuçlarına göre Türkiye; en yüksek skorunu 69,9 puanla Kalite & Güvenlik alanında alırken Ulaşılabilirlik alanında 1,0 puan ve Uygunluk alanında ise 0,2 puanlık bir düşüş yaşadı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi sonuçlarında Türkiye; 15 ülke arasında Ulaşılabilirlik alanında 8. sırada yer alırken Uygunluk alanında 7. sırada ve en güçlü olduğu Kalite & Güvenlik alanında ise İsrail, Katar, Kuveyt ve Umman’dan sonra 5. sırada yer aldı. İndekse göre gıda güvenliği konusunda güçlü yönlerinin; beslenme standartları, gıda güvenliği, küresel açlık sınırı altında yer alan nüfus oranındaki iyileşmeler, gıda güvenliği programlarının varlığı ve çiftçi finansman programlarına ulaşılabilirlik kategorileri olduğu görülen Türkiye’nin, aynı zamanda geçtiğimiz yıla göre kentsel emilim kapasitesi ve GSYH kategorilerinde iyileşme kaydettiği açıklandı.

27


Hospitadent Çin’de İrtibat Ofisi Açtı

H

ospitadent’in Çin’de irtibat ofisi açması nedeniyle açıklamalarda bulunan Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Ahmet Selvi, Dental Sağlık Turizmi’ne büyük önem verdiklerini ve hastalarının önemli bir kısmının yabancılardan oluştuğunu belirtti. Selvi şöyle devam etti; “Coğrafi konum, hastane ekip-

28

manı ve deneyimli çalışan kadrosu olarak ülkemiz çok iyi durumda. Biz de Hospitadent ailesi olarak, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Azerbeycan ve İngiltere’den gelen hastalarımıza en iyi kalitede sağlık hizmeti sunduk. 10 yılı aşkın sürede, sağlık turizmi adına büyük adımlar attık. Türk sağlık hizmetlerinin kalitesi ile Türk

İstanbul’da yedi; Kayseri, Frankfurt ve Utrecht’te birer şubesi ile 10 merkeze sahip Hospitadent Diş Hastanesi, gelen yoğun hasta talebi üzerine Çin’de de irtibat ofisi açtı.

hekimlerinin ilgi, alaka ve tecrübelerini Avrupa’dan sonra Uzak Doğu’ya taşımak istedik. Çin pazarını detaylı olarak araştırdık, hala da araştırmaya devam ediyoruz. Öncelikle Çin’in kuzeybatısında yer alan, Urumçi’de irtibat ofisi açarak Çin’i yakın takibe aldık. İlerleyen dönemlerde de Çin’in önemli bir bölgesinde hastane açmayı planlıyoruz.“


Sağlıklı yaşam için 10 ipucu Günlük hayatınızda yapacağınız küçük değişikliklerle hastalıklardan korunup sağlıklı, mutlu ve uzun bir ömür yaşamanız mümkün. Sağlıklı ve uzun bir ömür herkesin en büyük dileği. Ama bunun için çaba göstermek gerekiyor. Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Alev Özsarı sağlıklı yaşam için yapılması gerekenleri sıralıyor.

7) Kendi kontrolünüzü kendiniz yapın Özellikle duşta ve duş aldıktan sonra vücudu kontrol etmek, yeni yumruları, ben’leri tespit etmekte yararlıdır. Meme kanserini ve yeni çıkan, şekil değiştiren nevüsleri (Ben’leri) erken tespit etmek çok önemlidir.

8) Temiz kalın

1) Dengeli beslenin

4) Spor yapın

Güne sağlam bir kahvaltı ile başlamak sağlıklı yaşam için olmazsa olmazlardan biridir. Dengeli beslenirken öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken şey mevsim sebze ve meyvelerini tüketmektir. Günde 3 ana öğün, 3 de ara öğün yapmak gerekir. Bol su içilmeli, yağ oranı düşük, karbonhidrat ve protein oranı dengeli yiyecekler tercih edilmelidir.

Vücudun spora en hazır olduğu vakit akşamdır. Ancak her zaman spor yapılabilir. Bacak, karın, kol, göğüs ve bel kaslarını çalıştıracak aktiviteler oldukça önemlidir. Hayatınız boyunca yapacaksanız günde 10 dakikalık hafif tempo koşu ve 10 dakikalık (Mekik, yan mekik, ayak gerdirme) hareketleri yeterli olur. Haftada 3 kez spor yapabiliyorsanız en az 20 dakika, daha az zaman ayırıyorsanız en az 45 dakika olmalıdır.

2) Sigara ve alkolden uzak durun Sigara asla içilmemeli, bırakmak için gerekirse yardım alınmalıdır. Yapılan araştırmalarda, çocukların yanında içmediğini savunan ebeveynlerin kıyafetlerindeki nikotinin bile çocukları etkilediği saptanmıştır. Sigara kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve kansere (Akciğer, yemek borusu, ağız içi, burun-boğaz, gırtlak, pankreas, böbrek, lösemi) neden olabilir.

3) Düzenli uyuyun Bağışıklık sisteminizin dinlenmesine müsaade etmeliyiz. Bağışıklık ve deliksiz bir uyku uyumak birbirine bağımlı iki şey olduğu için kronik uykusuzluk, bağışıklığınızın zarar görmesine neden olur ve vücudunuzun hastalıklarla savaşmasını engeller.

5) Güneşten uzak durun D Vitamini kaynağı olan ancak kanser ve yaşlanmaya neden olan güneş ışınlarına sabah ve akşamüzeri çıkmaya çalışılmalıdır. D vitamini aynı zamanda antioksidandır, bağışıklık sistemini destekler, günlük oral alım tavsiye edilir.

6) Beyninizi aktif tutun Bulmacalar, zeka oyunları, zeka soruları ve hafıza teknikleri beyni aktif tutar. Ama yorulduğunuzda beyninizi zorlamayın. Her gün okuyacağınız 20 sayfalık bir kitap, yemeklerinizde kullanacağınız baharatlar (Özellikle zerdeçal, safran, tarçın) beynin aktif kalmasına yardımcı olur. Her gün, her alanda yeni tatlar almaya çalışın.

Vücudunuzun temiz kalmasına özen gösterin. Haftada en az 2 kez ya da 3 günde bir kez banyo yapın. Sabun, lif ve şampuan gibi temizlik araçlarını kullanın ve vücudunuzun her tarafını iyice ovun. Tuvalet temizliğine özen gösterin ve ellerinizi sık sık sabunla yıkayın. Birçok bulaşıcı hastalık ellerden yayılabilir, bunu sakın unutmayın.

9) Aşılanın Artık yetişkinlerin de bir aşı takvimi var. Korunabileceğimiz aşısı olan hastalıklardan korunmalıyız. Her yıl ölümlere yol açan, iş gücümüzü etkileyen mevsimsel gribe karşı mutlaka aşı olmalıyız. Kronik hastalıkları olanlara pnömoni aşısı, zona aşısı öneriliyor. Her 10 yılda bir tetanoz aşısı olmak gerekir. Rahim ağzı kanserinden korunmada kız çocukları başta olmak üzere tüm çocuklara HPV aşısı yaptırılmalıdır.

10) Stresle başa çıkmayı öğrenin Stresle baş etmenin sağlıklı yollarını bulun, çünkü stres hormonları bağışıklık sistemine zarar verir. Yoga, müzik dinlemek, yürüyüş yapmak, düzenli gülmek ve masaj gibi yöntemlerle stresle mücadele ederek bağışıklık sisteminizi destekleyebilirsiniz. Sosyal ilişkilerin iyi olması, kişinin sevdikleriyle birlikte olması, kucaklaşmalar, stres ve gerilimi azaltır. Kucaklaşma ile kişi yalnızlık ve korkularını yener, sevildiğini hisseder. Mutlu olmak stresle başa çıkmada önemlidir.

29


Ağız ve diş sağlığında doğru bilinen 10 yanlış

S

ağlıklı diş ve diş eti için hekimlerin önerileri doğrultusunda uygulama yapılması gerekir, aksi halde dişler ve diş etleri zarar görebilir. Ağız ve diş sağlığı konusunda ortaya çıkan kimi sorunlar bazı hastalıkların habercisi olabilir. Bu yüzden ağzımız bir nevi vücudumuzun alarm merkezlerinden biridir. Diş fırçalama şeklinden fırça seçimine, macun kullanımından diş taşı temizliğine, süt dişlerinden ağız kokusuna kadar halk arasında bilinen yanlış ya da eksik bilgilerin paylaşılması diş ve ağız sağlığını tehlikeye atmaktadır.

1- Sert diş fırçası kullanmak dişleri bembeyaz yapar. Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep EŞKAR

30

Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın sertliği değil, fırçalama tekniğidir. Diş fırçası, sentetik kıldan yapılma ol-

malıdır. Uçları düzgün sonlanmalıdır. Sert fırçalar diş etini tahriş eder, dişlerimizin minesine zarar verir ve dişlerde hassasiyet oluşturur. Uçları düzgün sonlanmalıdır. Fazla sert fırçalar diş etini tahriş eder. Fırça kılları aşınır aşınmaz(ortalama 6 ayda bir) mutlaka değiştirilmelidir.

2-Hamilikte diş kaybı olması çok normaldir, anne adayları diş kaybı yaşayabilir. Yanlış! “Her çocuk bir diş götürür” düşüncesi ne yazık ki ülkemizde yaygın bir kanıdır. Ancak bu doğru değildir. Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapan bir anne adayı için böyle bir durum söz konusu değildir.

3- Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak bebek için sakıncalıdır. Yanlış! Hamileliğin her döneminde


8- Dişleri fırçalarken diş etlerinin kanaması normaldir. aciliyet gerektiren diş tedavileri yapılabilir, bebeğe bir sakıncası yoktur.

4- Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse bir daha çıkmaz. Yanlış! Süt dişleri 6’ncı aydan başlar 3 yaşına kadar devam eder. Kalıcı dişler ise 6 yaşında çıkmaya başlar ve 12-13 yaşlarında tamamlanır. Burada önemli olan hangi dişin çekildiğidir, dişin iğne ya da başka bir şey ile çekilmesinin önemi yoktur.

6- Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan sonra her zaman yaptırmak gerekir. Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine ait olmayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Diş taşı temizliği yaptırmayan bir kişi dişleri üzerinde biriken diş taşlarını fark edemez ancak temizlik yaptırdıktan sonra birkaç gün fırçalanmayan dişlerdeki değişim hemen göze çarpar. Yani diş taşı temizliği yapılmış ya da yapılmamış olsun ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diş taşlarının oluşumu kaçınılmazdır.

5- Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı dişler geleceğinden süt dişlerinin önemi yoktur.

7- Çapraşık dişler ancak küçük yaşlarda düzelebilir.

Yanlış! Süt dişlerinin en önemli görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerine bağlıdır. Süt dişleri kapladıkları alanla kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmaktadır. Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir.

Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün hale getirilebilir. Tel tedavisi her yaştan kişiye uygulanacağı gibi, tel tedavisini estetik bulmayan hastalar görünmeyen teller sayesinde düzgün dişlere sahip olabilirler.

Yanlış! Dişleri fırçalarken diş eti kanaması normal bir durum değildir ve diş eti iltihabının en önemli belirtisidir. Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulması gerekmektedir.

9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir. Yanlış! Aspirin ağrı kesicidir ancak etkisi ağız yolu ile alınıp kana karışınca ortaya çıkar. Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızı dindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır. Çünkü diş etinizde yara açar.

10- Ağız kokusu herkeste olur ve geçmez. Yanlış! Diş çürükleri, diş eti hastalıkları, aftlar, uyumsuz ve kötü kullanılan protezler ve ağız kuruluğu, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, bademcik iltihaplanmaları sonucu meydana gelebilir. Ağız kokusunun asıl nedeni olan yukarıda sayılan hastalıkların tedavisi yapıldıktan sonra ağız kokusu önlenebilir.

31


Sporcu çocuk ve gençlerde kalp sağlığı

H

er ne amaçla olursa olsun spora başlama yaşı genellikle çocukluk veya gençlik döneminde oluyor. Genç bir sporcunun, özellikle en sağlıklı göründüğü spor aktivitesi sırasında ani ölümü son derece dehşet verici sonuçları ortaya çıkarıyor. Bu nedenle, örnek olaylar toplumun dikkatini çok fazla çekiyor, medyada geniş yer alıyor, bu tip olayların tekrarlanmaması için neler yapılması gerektiği tartışılıyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, spora başlarken kalp sağlığı açısından yapılması gereken sağlık taraması ve çocuklarda kalp sağlığı hakkında önemli bilgiler verdi.

Genç sporcularda Ani Kardiyak (Kalp İle İlgili) Ölüm Çocuklarda ve gençlerde gerek okuldaki spor faaliyetleri sırasında, gerekse amatör veya profesyonel spor müsabakaları sırasında görülen ani kardiyak ölüm (AKÖ) önemli toplum sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Genç sporcularda travmaya bağlı olmayan ölüm nedenleri ara-

32

sında en ön sırada yer alıyor. Sporcularda AKÖ çok çeşitli kalp-damar hastalığına bağlı olarak ortaya çıksa bile daha çok doğuştan veya edinsel malformasyonlar ile ilgili ortaya çıkıyor.

Spora başlarken kalp sağlığı taraması Kalp sağlığı açısından değerlendirme sadece profesyonel sporcular ile sınırlı tutulmamalıdır. Amatör veya eğlence amacıyla yapılacak yarışmalı spor aktivitesi öncesinde de mutlaka kalp taraması yapılmalıdır. İlk aşamada sporcu adayının ayrıntılı öyküsü, aile öyküsü alınmalı ardından tam bir fizik muayene yapılmalıdır. Daha sonra öykü ve fizik muayenesi normal olanlarda elektrokardiyografi (EKG) çekilmeli ve değerlendirilmelidir. Bu aşamada sorun saptanmaz ise spora katılım izni verilmelidir. Çocuk ve gençlerin spora katılım öncesi kalp sağlığı yönünden değerlendirilmesi ile ani kardiyak ölümlerin büyük kısmı önlenebilir. Ailelerin, öğretmen ve okul idarecilerinin, spor yöneticilerinin farkındalığını artırmak öncelikle yapılması gereken işlerin başında geliyor.


Öğretmen-veli-öğrenci sanal ortamda birlikte Öğretmen, öğrenci ve velilerin yeni buluşma noktası ‘Classloom’ oldu. Classloom’u, tüm eğitim kurumları, öğrenciler ve veliler ücretsiz olarak kullanabiliyor.

C

lassloom Öğretmen-Veli Sosyal iletişim platformu, öğretmenler ile veli ve öğrenciler arasında hem hızlı, hem de kolay ulaşılabilir bir köprü işlevi görüyor. Öğretmen, veli ve öğrenci arasındaki iletişimi, işbirliğini ve paylaşımı arttırmak ve daha interaktif hale getirmek hedefiyle geliştirilen Classloom uygulamasına internet üzerinden erişim ücretsiz olarak sunuluyor.

Classloom’da öğretmenler, kreşten üniversiteye kadar tüm seviyelerde sınıflarına özel gruplar kurabiliyor, velileriyle ve öğrencileriyle etkinlik, duyuru, fotoğraf, ödev ve döküman paylaşabiliyor. Öğretmenler ders veya etkinlik için gerekli materyalleri de uygulama üzerinden paylaşma imkanı bulduğu için öğrencilerin çanta yükü hafifliyor. Ayrıca

Classloom’un anlık bilgilendirme e-postaları sayesinde anne ve babalar çocuklarının okul etkinliklerini asla atlamıyor.

Her gün ve her saatte kolayca ulaşmak mümkün... Kurumsal Blogu üzerinden paylaştığı içerikler ile sıkı bir takipçi kitlesi olan Classloom’un eko sistemi içerisinde halen 100 bini aşkın öğretmen, eğitim yöneticisi, veli ve profesyonel bulunuyor. Classloom’a 7/24 erişmek için internet bağlantısı olan bir bilgisayara veya mobil cihaza sahip olmak yeterli. Classloom bu özelliği ile öğretmene istediği zaman ve istediği ortamda çalışma fırsatı verirken, veliye de çocuğunun okuldaki gelişimini takip etme ve katkıda bulunma olanağı sunuyor.

Perakende sektöründe “İnternetten öde mağazadan al” dönemi başlıyor

P

erakende markalarına e-ticaret platformları ve omni-kanal çözümler sağlayan Positive A Digital Approach, önümüzdeki 1 yıl içerisinde Click & Collect kurgularının, perakende sektöründeki firmaların sıcak gündem konularından biri olacağını belirtiyor. Forrester Research araştırma sonuçlarını yorumlayan Positive A Digital Approach, dünyada hızla yaygınlaşan Click & Collect kurgularının Türkiye’de de müşteri deneyimini artırmak isteyen perakendeciler tarafından uygulanacağını belirtiyor. Tüketicilerin almak istedikleri ürünleri internet üzerinden sipariş verip, ürünler hazır olduğunda, seçtikleri mağazadan teslim almalarını sağlayan Click & Collect sistemi, tüm dünyada e-ticaretin ve perakendenin en sıcak gündem konuları arasında yer alıyor. Markalar için sayısız avantajlar barındıran Click & Collect kurgusunun en önemli faydası müşteri deneyimini artırmak olarak öne çıkıyor. Kullanıcıların

ürünlerini hafta sonu da dahil istedikleri zaman istedikleri mağazadan, kasada sıra beklemek zorunda kalmadan teslim alabilmeleri, mağazada anında iade edebilmeleri gibi olanaklar kesintisiz müşteri deneyimini artırıyor. Metrekare verimliliğini de artıran Click & Collect sayesinde markalar, ürünlerini teslim almaya gelen tüketicilere mağazada bulunan diğer ürünlerin satışını gerçekleştirebiliyorlar. Markalar, yakın gelecekte yaygınlaşacak bu sistemden elde edilen veriler sayesinde, mağazalarında hangi ürünlerden, ne sıklıkta stok bulundurulacağına da karar verebilir hale gelecekler.

Omni-Channel Çözümü Türkiye’nin önde gelen yerli e-ticaret platform geliştiricilerinden Positive A Digital Approach, Click & Collect trendinin Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladığını belirtiyor. Gelecek 5 yıl içinde, perakende markalarının büyüklüklerinin sadece mağaza metrekare büyüklüğü ile değil aynı zamanda met-

rekare verimlilik oranı ile de ölçüleceğini belirten Positive A Digital Approach Kurucu Ortağı Caner Istı, “AVM kira maliyetlerinin artması ile markalar mağaza açarken artık daha seçici davranıyorlar ve Click & Collect sayesinde mağazalarının büyüklüğü ne olursa olsun tüm ürün gamını satabilir hale gelmeyi istiyorlar. Click & Collect önümüzdeki yıl perakende markalarının en sık kullanacağı omnichannel çözümü olacak” ifadesini kullandı.

33


Türkiye’nin en başarılı 10 genci aranıyor

B

irleşmiş Milletlerin desteklediği sivil toplum örgütlerinden JCI (Junior Chamber International) tarafından 1981 yılından bu yana düzenlenen, “Ten Outstanding Young Persons of the World’ün Türkiye ayağı olan ‘TOYP-Türkiye’nin 10 Başarılı Genci’ yarışmasına adaylık süreci başladı.

JCI Türkiye Derneği adına JCI İstanbul Şubesi tarafından 22 yıldır hayata geçirilen ‘TOYP -Türkiye’nin 10 Başarılı Genci’ projesi, toplumsal gelişime katkısı bulunan ve daha iyi yarınların peşinde koşan ülkemizin başarılı gençlerinin çalışmalarını görünür kılmayı, onları daha duyarlı ve aktif vatandaş olmaları yönünde teşvik etmeyi amaçlıyor. Kendi kategorisinde fark yaratan adaylar, her yıl Kasım ayında düzenlenen ’TOYP Ödül Töreni’nde ‘Türkiye’nin On Başarılı Genci’ olarak seçiliyor ve uluslararası seçkinliğe sahip TOYP Ödülünü kazanıyor. Bu yıl da, alanında uzman jüri komitesi tarafından belirlenecek olan 10 Başarılı Genç, başarılarını ayrıca uluslararası platforma, ‘TOYP Dünya Finali’ne, taşıma şansına sahip olacak. Ödülü almış ünlü isimler Şafak Pavey, Ali Nasuh Mahruki, Serdar Bilgili, Umut Oran, Ece Vahapoğlu, Canan Dağdeviren, Tülin Akın ve Tolga Örnek gibi tanınmış isimler, TOYP Ödülünü geçtiğimiz yıllarda almaya hak kazanmışlardı. Bugüne kadar Türkiye’den 11 kişi “TOYP Dünya Birincisi” ödülüne layık görüldü. Şafak Pavey, Arın Namal, Harun Güçlüsoy, Hasan Alanyalı ve Hilmi Volkan Demir gibi isimler Dünya’nın en başarılı on genci arasında girerek ülkemize “TOYP Dünya Birinciliği” kazandıran isimler arasında yer aldı.. TOYP Başvuru Kategorileri: Organizasyonun başvuru kategorileri altında; İş Dünyası, Ekonomi ve Girişimcilik, Siyaset, Hukuk ve Kamu Yönetimi, Bilimsel Önderlik, Kültürel Başarı, Çevre Korumacılığı ve Ahlaki Önderlik, İnsan Haklarına, Çocuklara ve Dünya Barışına Katkı, İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Hizmet, Fen ve Teknik Gelişme, Kişisel Başarı, Tıbbi Yenilik ve Buluşlar yer alıyor. TOYP 2016 yılı başvuruları 1 Eylül 2016 tarihinde sona erecek. Detaylı bilgi ve başvuru için, www.toyp.org.tr ve basvuru@toyp. org.tr sitesi ziyaret edilebilir.

34


İstanbul Maker Faire 7 Ekim’de başlıyor!

Amerika’dan başlayarak dünyaya yayılan Maker Organizasyonu, Türkiye’de 7-9 Ekim’de yapılacak. Gençlerin sanat ve tasarım alanındaki yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak.

T

üketim çağında üretimi desteklemek, yaygınlaştırmak ve bunu kutlamak için ‘maker’lar bu panayırda buluşuyor. Amerika’dan başlayarak dünyaya yayılan #makerhareketi, bugün dünyanın bir çok ülkesinde düzenlenen panayırlarla yaygınlaşıyor. Maker Faire şimdiye kadar, NewYork, Paris, Roma gibi birçok şehirde, okullarda ve hatta Barack Obama’nın #makerhareketi desteğiyle Beyaz Saray’da bile düzenlendi. Bu panayırda Kendin Yap (Do It Yourself) yaklaşımıyla, sanat, zanaat ve teknolojiyi kullanarak üreten birçok kişi buluşuyor. 7-9 Ekim tarihleri arasında İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde yapılan İstanbul Maker Faire’de; sanat, mekatronik, elektronik promaker ve outdoor alanlarında ilginç robotlar, drone’lar, 3B yazıcı teknolojileri, elektronik icatlar sergilenecek, seminerler ve atölyeler düzenlenecek.

bir araya gelip kendi icatlarını sergilerken, bir yandan da bu araçları nasıl kullandıklarını paylaşacaklar. Maker Eğitim Hareketi ise, erken yaşta çocukları üretime teşvik eden oyunları, icatları, kitleri ve bunlarla üretilmiş okul projelerini anlatacak. Aynı zamanda bir çok maker projesinin olduğu Türkiye’nin ilk Make dergisi ücretsiz dağıtılacak. Böylece panayır sonrası siz de evde kendi üretiminizi yaparak içinizdeki ‘maker’ı keşfedebilirsiniz.

Türkiye’nin ilk Make dergisi ücretsiz dağıtılacak Kinetik kumlar, robotlar ve yaratıcılığı tetikleyen türlü icatlarla İstanbul Maker Faire özellikle çocuklar için unutulmaz bir deneyim alanı. İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde düzenlenen panayır, çocuklar için eğlence, aileleri içinse üretim araçlarını tanımaya yönelik bir keşif alanı. Tüm üreten maker’lar

35


2016’nın ilk yarısında istihdam hızlandı

Kariyer.net 2016 ilk altı ayına yönelik rapor yayınladı. Veriler 2016’nın kalan kısmı için umut verdi.

İ

çinde bulunduğumuz yılın ilk altı ayındaki istihdam rakamları; işe alım piyasasının hızlandığına işaret ediyor. Bu nedenle 2016 yılının kalan dönemi de umut verdi. 2016’nın Haziran ayını da kapsayan ilk 6 ayında Kariyer. net’te yayınlanan yeni iş ilanı sayısı; geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %8’lik artış gösterdi. Bu tablo ise; 2015’teki durağanlığın sona erdiğini gösteriyor. Online istihdam piyasasında, imza attığı ilklerle Türkiye’nin en yenilikçi insan kaynakları platformu olan Kariyer.net, Haziran 2016 dönemine ait İstihdam Endeksi verilerini açıkladı. Tekstil sektörü Haziran ayında da liderliği elinden bırakmayarak 5.848 başvuru yapılan ilan sayısına ulaştı. Tekstil sektörünü sırasıyla Yapı (5.520), Üretim (5.028), Hizmet (4.577), Sağlık (4.395), Bilişim (4.105), Otomotiv (4.064), Ticaret (3.792), Elektrik & Elektronik (2.742) ve Turizm (2.492) sektörleri takip etti.

Mağazacılık öne çıktı Ticaret sektörü ise; başvuru yapılan ilan sayısın-

36

da geçtiğimiz aya oranla %4, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %7 artış sergiledi. Bunun yanında Türkiye’de Mağazacılık sektörü %52 ile ticaret sektörünün alt sektörleri arasında en çok istihdamı yaratıyor. Mağazacılık’ı, sırasıyla E-ticaret, İthalat – İhracat, Alışveriş Merkezi, Market ve İç Ticaret alt sektörleri takip ediyor. Ticaret sektöründe en çok ilan yayınlanan pozisyonlar ise; Satış Temsilcisi (%54), Mağaza Müdürü (%17), Muhasebe Elemanı (%7), Mühendis (%6), Kasiyer (%5), Satış Müdürü (%3), Stajyer (%2), Depo Elemanı (%2), Stand Sorumlusu (%2), İnsan Kaynakları Uzmanı (%2) şeklinde sıralandı.

İstanbul her zaman olduğu gibi lider Kariyer.net İstihdam Endeksi Haziran ayı verilerine göre İstanbul Avrupa yakasında 21.520, Anadolu yakasında 17.579 olmak üzere İstanbul genelinde toplam 39.099 ilan yayınlandı. İstihdam lideri İstanbul’u sırasıyla Ankara (6.892), İzmir (4.614), Bursa (4.177) ve Kocaeli (3.673) illeri takip etti. İzmir’de yayınlanan

iş ilanları geçtiğimiz yılın Haziran ayına oranla %14 artış gösterirken; Ankara ve Bursa’da bu oran %11, Kocaeli’nde ise %10 oldu. İllere göre sektörlerin yükselişleri incelendiğinde Telekomünikasyon sektöründe yayınlanan ilan sayıları geçtiğimiz yılın Haziran ayına göre Tunceli’de %53, Kilis’te %52, Kırıkkale’de %40, Bitlis’te %38, Artvin’de %34 ve Bingöl’de %31 oranında artış gösterdi. Bu illerde Telekomünikasyon sektöründe en çok ilan yayınlanan pozisyon ise Satış Temsilcisi oldu. Haziran ayında en çok ihtiyaç duyulan pozisyon 8.409 ilan ile Satış Temsilcisi oldu. Bu pozisyonu sırasıyla Mühendis (5.766), Muhasebe Elemanı (2.825), Teknisyen (1.270), Satış Müdürü (1.067), Tekniker (984), Mağaza Müdürü (975), İnsan Kaynakları Uzmanı (763), Stajyer (755) ve Çağrı Merkezi Elemanı (649) ilanları takip etti. 2015 yılının Haziran ayı ile kıyaslandığında en çok artış gösteren pozisyonun %19’luk artış oranıyla Çağrı Merkezi Elemanı olduğu görüldü.


Kadın girişimcilerden hızlı atak EY’nin Küresel İstihdam Yaratma 2016 Araştırması sonuçlarına göre; kadın girişimciler 2015’te erkek girişimcilerden daha fazla iş imkânı sağladı.

U

luslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin Küresel İstihdam Yaratma 2016 Araştırması sonuçlarına göre; kadın girişimciler istihdam yaratmada erkekleri geride bırakıyor. Dünya genelinden yaklaşık 2 bin 700 girişimci ile yapılan anket, kadın girişimcilerin 2016 yılında şirketlerinin işgücünde %10,9 artış yaşanacağını öngördüklerini ortaya koydu. Erkek girişimciler ise iş gücünde gelecek yıl %8,3 seviyesinde bir yükseliş görülmesini bekliyor. Bununla birlikte araştırmaya katılan kadınların %43’ü, erkeklerin ise %39’u 2015’te tahminlerinin üzerinde işe alım gerçekleştirdiklerini belirtiyor.

kurumsal hayatta da devam eden cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması adına umut verici” dedi.

Girişimciler için başarının anahtarı organik büyümede

Genç girişimciler daha fazla işe alım yapıyor EY araştırması, genç girişimcilerde istihdam yaratma seviyesinin daha da yüksek olduğunu ortaya koydu. 35 yaşın altındaki genç kadın girişimciler önümüzdeki yıl işgücünde yüzde 16 yükseliş görüleceğini öngörürken, yüzde 56’sı geçen yıl tahminlerinin üzerinde işe alım yaptığını belirtiyor. Genç erkek girişimcilerde ise bu oranların sırasıyla yüzde 13 ve yüzde 56 seviyesinde olduğu görülüyor.

Son 12 ayda büyüme kaydeden girişimcilerin yüzde 46’sı organik büyümenin başarılarının anahtarı olduğunu belirtiyor; girişimciler, birleşme ve satın alma faaliyetlerine odaklanmak yerine önceliği yeni ürün ve hizmet geliştirme, yeni müşteri çekme ve vasıflı yetenek istihdam etmeye verdiklerini ifade ediyor. Araştırmaya katılan girişimcilerin sadece yüzde 15’i birleşme ve satın alma faaliyetlerinin bir öncelik olduğunu ifade ediyor. Öte yandan büyük şirketlerde bu oranın yüzde 40 seviyesinde olduğu görülüyor.

Kadın girişimcilerin hızlı bir şekilde öncü istihdam yaratıcılarına dönüştüğüne dair somut kanıtların olduğunu belirten EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı ve EMEIA (Avrupa, Orta Doğu, Hindistan, Afrika) Büyüyen Pazarlar Lideri Demet Özdemir, “Kadınlar için girişimciliğin iş hayatında başarı ve istihdam yaratmada bir rota haline gelmesi

37


Hazır ofis sektöründe yükselen trendler: PLAZA CUBES Şişhane’de... İstanbul’da 7, Ankara’da ise 2 ofis ile hizmet veren Plaza Cubes, İstanbul’daki ofis sayısını artırırken Anadolu’nun farklı şehirlerinde yeni ofisler açmayı planlıyor. Hazır ofis sektöründe 10’uncu yılını kutlayan ve ‘’360 derece’’ hizmet anlayışıyla yola çıkan Plaza Cubes , Şişhane’de yer alan Bilsar binasındaki yeni ofisini açtı. Bilsar binası, yalnızca Şişhane’nin en göz alıcı yapılarından biri olmasıyla değil, mükemmel lokasyon özellikleriyle de dikkat çekiyor. Şirket ortaklarından Süleyman Çoruh “Gelecekte maliyet odaklı ofis kiralamaları tercih edileceği ve daha çok freelance insanın çalışacağı öngörüldüğü için Hazır ofis alanları daha çok talep görecektir. Bu nedenle ikinci ofisimizin çalışmalarına hız verdik ve çok yakında Taksim’de ikincisini açacağız” dedi.

Prestij ve kalite artıyor ve kalite artıyor; maliyetler düşüyor... Türkiye’deki hazır ofis sektörünün deneyimli oyuncusu Plaza Cubes’un paylaştığı rakamlara göre, bu

www.plaza-cubes.com 444 5607 OFİSLERİMİZ: İSTANBUL – AVRUPA • Sun Plaza – Maslak • Spring Giz Plaza – Maslak • Metrocity – Levent • Bilsar Binası – Şişhane • Papirus Plaza – Kağıthane İSTANBUL – ANADOLU • Akkom Park – Ümraniye • Palladium Tower – Ataşehir ANKARA • The Paragon – Çukurambar • Via Flat – Söğütözü

38

hizmeti tercih eden şirketlerin aylık ofis masrafları yüzde 45 oranında azalıyor. AVM’ye erişim, prestijli iş adresi gibi olanakları dahil, 4 kişilik A sınıfı bir plaza ofisi kiralamanın maliyeti ayda 11 bin liradan 6 bin liraya düşüyor. Ofis yatırım maliyeti ise yine aynı özelliklere sahip bir ofis için 18 bin lira civarındayken, hazır ofis konsepti ile sıfırlanıyor. Ayrıca personel yönetimi, operasyonel sıkıntılar, altyapı arızaları gibi konulara kafa yormadan, işinize konsantre olmayı mümkün kılıyor. Hazır ofis sektörü tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor. Dünyadaki toplam ofis arzının yüzde 12’sini oluşturan sektörün 5 yıl içerisinde hacmini ikiye katlayacağı düşünülüyor. Trendlerin bu yönde olmasının en önemli nedenlerinden biri de hazır ofislerin firmalara sağladığı maliyet avantajları. Örneğin, sektörün Türkiye’deki deneyimli oyuncularından Plaza Cubes’ta, şirketler aynı özelliklere sahip bağımsız bir ofiste çalışmaya göre yüzde 45 daha az ödüyor.

360 derece hizmet paketi NEDİR? Plaza Cubes’un hazır ofis hizmetlerine, mesai saatlerinde telefonların firma adıyla yanıtlanması, 7 gün 24 saat binaya erişim ve üst derecede güvenlik,


tüm asistanlık, kargo kurye takip kabul ve gönderim işlemlerinin yapılması, teknolojik donanımlar, toplantı odaları, çay-kahve sunumu, ofis mobilyaları, iklimlendirme, elektrik, temizlik ve aidat giderlerinin tümü dahil. Öte yandan ulaşımın kolay olduğu prestijli lokasyonları, sosyal etkileşime imkan tanıyarak networking’i güçlendiren keyifli mekanlarıyla ofis ortamını optimum kalite standardına çıkarıyor.

PLAZA CUBES 1.200 müşteriye hizmet veriyor Bugün Plaza Cubes’un hazır ofis hizmetlerinden çoğunlukla IT, bilişim, danışmanlık firmaları ile etkinlik ajansları ve girişimcilerin oluşturduğu 1.200’e yakın kişi faydalanıyor.

39


Hazır ofis ile masraflar azalıyor Plaza Cubes’un paylaştığı rakamlara H göre, hazır ofis hizmetini tercih eden azır ofis sektörü tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor. Dünyadaki toplam ofis arzının yüzde 12’sini oluşturan sektörün 5 yıl içerisinde hacmini ikiye katlayacağı düşünülüyor. Trendlerin bu yönde olmasının en önemli nedenlerinden biri de hazır ofislerin firmalara sağladığı maliyet avantajları. Plaza Cubes’ta, şirketler aynı özelliklere sahip bağımsız bir ofiste çalışmaya göre yüzde 45 daha az ödüyor. AVM’ye erişim, prestijli iş adresi gibi olanakları dahil, 4 kişilik A sınıfı bir plaza ofisi kiralamanın maliyeti ayda 11 bin liradan 6 bin liraya düşüyor. Ofis yatırım maliyeti ise yine aynı özelliklere sahip bir ofis için 18 bin lira civarındayken, hazır ofis konsepti ile sıfırlanıyor.

Aylık ofis masrafını yüzde 45 düşürüyor Plaza Cubes’un ortaklarından Süleyman Çoruh, “Zincirlikuyu’da 100 metrekarelik 4-6 kişilik bir ofis tuttuğunuzda, ofis giderleriniz ayda ortalama 11 bin TL’ye varıyor. Kira, stopaj, aidat, faturalar, sekreter, office boy, temizlik malzemeleri, çay-kahve, sigorta maliyetleri gibi kalemlerin tümü için ayrı ayrı ödeme yapıyorsunuz. Plaza Cubes’ta ise, örneğin Metrocity İş Merkezi gibi bir lokasyonda aylık sabit 6 bin lira vererek bu hizmetlerin hepsine sorunsuz şekilde ulaşılabiliyorsunuz” dedi. Ofis kurulumu için 18 bin TL yerine sıfır masraf Hazır ofis hizmetinin şirketlere kurulum aşamasında da büyük avantaj sağladığını ifade eden Çoruh şunları dile getirdi; “Yine Zincirlikuyu örneğindeki gibi bir ofise, ofis mobilyalarından klimaya, telefon sisteminden yazıcı ve aydınlatmaya kadar pek çok kalem için ortalama 18 bin liralara varan yatırım yapmak gerekiyor. Plaza Cubes’ta ise, sıfır harcama ile bilgisayarını alıp aynı gün çalışmaya başlayabiliyorsunuz.” 1.200 müşterisine hizmet veriyor Plaza Cubes’un hazır ofis hizmetlerinden çoğunlukla IT, bilişim, danışmanlık firmaları ile etkinlik ajansları ve girişimcilerin oluşturduğu 1.200’e yakın kişi faydalanıyor. Plaza Cube’un hazır ofis hizmetlerine, mesai saatlerinde telefonların firma adıyla yanıtlanması, 7 gün 24 saat binaya erişim ve üst derecede güvenlik, tüm asistanlık, kargo kurye takip kabul ve gönderim işlemlerinin yapılması, teknolojik donanımlar, toplantı odaları, çay-kahve sunumu, ofis mobilyaları, iklimlendirme, elektrik, temizlik ve aidat giderlerinin tümü dahil. Öte yandan ulaşımın kolay olduğu prestijli lokasyonları, sosyal etkileşime imkan tanıyarak networking’i güçlendiren keyifli mekanlarıyla ofis ortamını optimum kalite standardına çıkarıyor.

40

şirketlerin aylık ofis masrafları yüzde 45 oranında azalıyor.


Efor OSGB ile iş sağlığı ve güvenliğiniz emin ellerde... Tüm şirketlerin muhasebe işlemleri için bir mali müşaviri olduğu gibi; iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almaları için de OSGB danışmanı olacak.

S

ektör Artı Dergisi olarak ilk sayımızda Türkiye gündemini meşgul eden İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası hakkında okuyucularımıza detaylı bilgiler sunmak istedik. Meslek hastalıkları ve iş kazalarının engellenmesi amacıyla tüm işyerlerini kapsayacak şekilde 1 Ocak 2013 de uygulamaya alınan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girmişti. İSG Kanunun uygulamasını özetlersek; Az tehlikeli Sınıfta 50 ve üzeri çalışanı olan işyerleri ile tehlikeli – çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde 1 kişi dahi çalışsa sürekli İSG hizmetleri için OSGB firmaları (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) ile anlaşması zorunluluğu başlamıştı. 50 Kişi altı az tehlikeli işyerleri de sürekli İSG Katip ataması gerekmeksizin, Çalışanlarına İSG eğitimleri ve sağlık kontrolleri ile İSG dokümantasyonlarını yaptırmakla yükümlüler.

İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerin özel sektör eliyle yapılması için de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri kuruldu. KOBİ’lerin İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki cezai yaptırımı da olan yasal yükümlülükleri konusunda Efor OSGB kurucularından Savaş Gümüş ile bir röportaj gerçekleştirdik. Savaş Bey hem Efor OSGB’nin çalışmaları hem de yeni yasanın getirdikleri ile detaylı bilgileri bizimle paylaştı.

- Savaş Bey, Sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz? İş Güvenliği Uzmanıyım. Kurucusu olduğum Efor İş Sağlığı ve Güvenliği Şirketi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından yetkilendirilmiş Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) olarak, Ülkemizde İSG Kanununun uygulanmaya başladığı, 2013 yılından bugüne yüzlerce şirkete daha sağlıklı ve güvenli işyerleri sağlamak için hizmet veriyoruz. Efor OSGB olarak; Yüksekte Çalışma Eğitimi, Yangın Eğitimi, İlk Yardım Eğitimi gibi Sertifikalı Eğitimler. İşyeri Ortam Ölçümleri: Periyodik Test ve Kontroller: Patlamadan Korunma Dokümanı Hazırlanması alanlarında çözüm sunuyoruz.

- OSGB nedir? OSGB Hizmeti Nasıl Alınır? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilen kurumlar Ortak Sağlık

41


Güvenlik Birimi (OSGB) olarak adlandırılır. Bünyelerindeki İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleriyle, daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasına katkıda bulunulması amacıyla faaliyette bulunurlar. OSGB’ler yönetmelikte şartlar ve sürelere uygun olarak hizmet verirler. Tüm şirketlerin muhasebe işlemleri için bir mali müşaviri olduğu gibi; iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almaları için de OSGB firması olacak. Firmanın görevlendireceği iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi tehlike sınıfına göre değişen sürelerle çalışanlara hizmet sunacak. İş güvenliği uzmanının görev, yetki ve sorumlulukları yönetmelikle belirlenmiştir.

- Neden OSGB ile Çalışılmalı? OSGB Profesyonellerince İş Sağlığı ve Güvenliği yönünden gerekli tüm tedbirler alınır ve konuyla ilgili tüm rapor ve görüş üst yönetime onaylı defter yoluyla düzenli olarak OSGB personellerince yapılacak ziyaretlerle bildirilir. İşletme tarafından fark edilmeyen eksik ve yanlış uygulamalar bu tespitlerin akabinde işletme dışından bakılan bir göz ile tespiti ve farkedilmesi daha kolay hale gelir. Buda eksik ve hataların sorunlarla boğuşmadan ortaya çıkarılmasına katkı sağlar.

42

OSGB’lerde İş sağlığı ve güvenliği gerekli kayıtlar periyodik olarak tutulması zorunlu olduğu için, herhangi bir evrak bilmecesiyle uğraşmanıza gerek kalmayacak ve iş yerlerinde dosya takibi yada kaybolması gibi sorunların daha başlamadan önüne geçmiş olacaksınız. Bu durum özellikle iş sağlığı ve güvenliği müfettişlerince yapılacak olan denetlemelerde işletmeler için büyük kolaylık sağlayacaktır. İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri ile gerçekleştirilen sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı ile iş akışınız kesintiye uğramaz ve tespit edilip tarafınızdan giderilen güvenlik yönünden risk oluşturan faktörler ortadan kaldırıldığında iş verimliliğiniz üst seviyelere çıkarılmasına katkı sağlar.

- Neden Efor OSGB ? Mesleki sorumluluk ve kalite bilinciyle sektörde fark yaratma amacıyla çalışan İstanbul EFOR OSGB, 1999 yılından bugüne gelen danışmanlık hizmetleri tecrübesine, alt yapısına ve referanslara sahiptir. T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI tarafından Kanunun devreye girdiği 2013 yılında 927 belge numarasıyla Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (İstanbul OSGB Firması) olarak yetkilendirilmiştir. Efor OSGB İstanbul, İSG konusunda tecrübeli ve uzman 20 kişilik bir kadroyla, her sektörden 1000’den fazla şirkete hizmet vermiştir ve bu sayıya her ay ortalama 10 yeni şirket katılmaktadır. Yeni müşterilerimizi verdiğimiz hizmetlerden memnun


olarak bizi çevrelerine öneren mevcut müşterilerimizin yönlendirmeleri sayesinde kazanmamız en büyük motivasyon kaynağımızdır.

EforOSGB, İSG Mevzuatından doğan tüm yükümlülüklerinizi yerine getirebilmeniz için gerekli düzenlemeleri yapar ve rehberlik eder. İşyeri Hekimi, İş Güvenliği Uzmanı ve Sağlık Personeli gibi konusunda profesyonel kişileri görevlendirme yükümlülüğünüz olmaz. İş Kanunundan doğan hakları Efor OSGB firması tarafından karşılanır. Efor OSGB tarafından görevlendirilen işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı koordinatörümüz tarafından düzenli olarak denetlenerek, çalışandan kaynaklanabilecek hatalar en aza indirilmekte hizmet kalitesi ise arttırılmaktadır.

İşletme körlüğü ortadan kaldırılarak, deneyimli bir kadro tarafından eksikler ve gereklilikler tarafınıza düzenli olarak raporlanır ve eksiklerin nasıl giderileceği konusunda da öneriler getirilir. Efor Ortak Sağlık Güvenlik Birimi; “HEDEF SIFIR İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI” stratejisini uygulamaya çalışır. Efor OSGB ile çalışanlarınız ve işyeriniz hep güvende olur!

Son olarak SektörArtı okurlarına ve web sitelerimiz www.sektorarti.com ile www. bultennet.com takipçilerine iletmek istediğiniz mesajınız var mı? Efor OSGB olarak, İş Sağlığı ve güvenliğinin toplumda tahsis edilebilmesi için bize düşen görevi yerine getirmek istiyoruz. Ülkemiz maalesef dünyada en çok iş kazasının yaşandığı, en çok işçi ölümleri ve meslek hastalıklarının yaşandığı ülkelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl 1500-2000 insanımızı kaybediyoruz. Bunların engellenmesi için bilinç düzeyimizin artırılması gerekiyor. Bu hem işveren hem de işçi için önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Eğer Hükümet ve Çalışma Bakanlığı, İSG yükümlülüklerine gereken hassasiyeti göstermezse, Türkiye’de İSG Kültürü mevcut haliyle devam edecek.

43


Yaşam maliyeti 2016 araştırması; İstanbul 101. sırada

T

üm dünyada 40’tan fazla ülkede 25 binin üzerinde müşterisine hizmet veren Mercer’ın her yıl gerçekleştirdiği en önemli araştırmalarından biri olan ‘Yaşam Maliyeti Araştırması’ sonuçlandı. Yurtdışındaki çalışanlara ödenecek ücretler konusunda hükümetler ve çok uluslu şirketlere rehberlik eden ‘Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması’, beş kıtada 209 şehirde gerçekleştirildi. Araştırma, özellikle küresel çapta iş yapan şirketlerin mobil iş gücünü yönetme stratejilerini belirleme aşamasında en önemli referanslarından biri olarak görülüyor. 2016 yılında dünyanın en pahalı şehri ise; bu sene geçen senenin şampiyonu Luanda’yı geçen Hong Kong oldu. En son sırayı ise Namibya’nın Windhoek şehri aldı.

Mercer’in beş kıta 209 şehri kapsayan 2016 yılı Yaşam Maliyeti Araştırması sonuçlarına göre İstanbul 101. sırayı aldı. nek sağlamak, diğer yan hakları ve imkânları doğru planlamak için Mercer Yaşam Maliyeti Endeksi’ni referans alıyorlar. 100 puana sahip New York’un temel alındığı Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması’nda veri toplama evresinde dünyada yaşanan doğal afetler, ekonomik ve politik dalgalanmalar, döviz kurlarındaki hareketlilik, enflasyon ve konaklama ücretlerinde olan dalgalanmalar da dikkate alınıyor.

Bu sene birinci Hong Kong Kilit mobil çalışanlarını firmada tutmak için yurtdışına atamalarda ücretlendirmelerini doğru ve etkin kurgulamak isteyen firmalar, mobil çalışanlarına atandıkları ülkede yaşam maliyetlerini karşılayacak şekilde ücret ve öde-

44

Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2016 yılının en pahalı şehri Hong Kong, yaşam maliyeti


Avrupa’nın en pahalısı İsviçre Yaşam Maliyeti Araştırması’nın 2016 sonuçlarına göre, Zürih Avrupa’nın en pahalı şehri unvanını koruyor. İsviçre şehirlerinden Cenevre sekizinci sırada yer alırken, Bern İsviçre frangının Amerikan doları karşısında değer kaybetmesiyle 13. sıraya yerleşti. Londra’da düşüş yaşayan şehirlerden biri oldu ve 17. sırada kendisine yer buldu. 44. sıradaki Paris, 50. sıradaki Milano, 54. sıradaki Viyana ve 58. sıradaki Roma ise geçen seneki yerlerini korudu. Avrupa’da birkaç yerel para biriminin dolar karşısında kan kaybetmesi sonucu bazı şehirler sıralamada geriledi. Buna ek olarak, güvenlik unsurları, toplumsal huzursuzluk ve ekonomik göstergelerin de Avrupa’yı etkilediği görüldü. Hong Kong dünyanın en pahalı şehri olurken, Singapur 4, Tokyo 5 ve Şangay 7’inci sırada yer aldı. Japonya şehirleri Japon Yeni’nin dolar karşısında değer kazanması sonucu sıralamada yükselirken, Çin Yuanı’nın değer kaybetmesi sonucu da Çin şehirleri düşüş gösterdi.

Dubai, Ortadoğu’nun en pahalısı Genel olarak expat (yurtdışı görevlendirme) dünyası olarak bilinen Ortadoğu’da, en pahalı şehir unvanını listede 21’inci sırada yer alan Dubai elde etti. Abu Dabi 25’inci sırada yer alırken, 121’inci sırada yer alan Cidde, Orta Doğu’nun en ucuz şehri oldu. Özellikle kira fiyatlarının artışa geçmesi ve bazı şehirlerin genel sıralamada düşüşe geçmesinden dolayı Dubai ve Abu Dabi sıralamada yukarılara tırmandı.

en düşük şehir ise Namibya’nın Windhoek şehri oldu. Hong Kong’un ardından Luanda, Zürih ve Singapur en pahalı olarak sıralandı. Tokyo ise geçen seneye göre 6 basamak yükseldi ve 5. sıraya çıktı. Geçtiğimiz yıl aynı araştırmada 99. sırada yer alan İstanbul ise, listede 101. sıraya yerleşerek, yaşam maliyeti açısından geçen yıla göre daha ‘ucuz’ bir şehir olarak listedeki yerini aldı.

New York Amerika’nın en pahalı şehri Geçen sene olduğu gibi Amerikan dolarının değer kazanmasıyla Amerika’da birçok şehrin sıralamada yükselmesi araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından birisi oldu. Araştırmada 11. sıraya yükselen New York, Amerika’nın en pahalı şehri olmaya devam ederken, 9 basamak yükselen Los Angeles 27’inci, San Francisco ise 26’inci sırada yer aldı. Geçen sene 50’nci sırada bulunan Washington ise, 38. sırada kendisine yer buldu. Kanada dolarının değer kaybetmesiyle Vancuover 23 sıra düşüşle 142 sırada yer alırken, Toronto’da 17 sıra düşüşle 143’üncülüğe geriledi.

45


Yapı sektörünün ticari platformu;

TURKEYBUILD

Y

apı Fuarları – Turkeybuild, her yıl yapı malzemesi sektörünün önde gelen ulusal ve global firmalarını, mimarları, mühendisleri, peyzaj mimarlarını, yatırımcıları, müteahhitleri ve GYO’ları bir araya getirmesinin yanı sıra, meslek platformlarını, STK’ları, resmi veya yerel yönetim temsilcilerini, akademisyenleri ve geleceğin sektör profesyoneli olan öğrencileri Türk yapı dünyasının zirvelerinde buluşturuyor. Bölgelerinin en büyük fuarları olan 29. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara 20 - 23 Ekim 2016 tarihleri arasında Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda, 22. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir ise 3 –6 Kasım 2016 tarihleri arasında, yeni fuar alanı fuar İzmir’de sektör profesyonellerini bir araya getirecek. Artan üretim ve hareketlenen yatırımlarla 2016 yılı ilk çeyreğinde % 6,6 büyüyen inşaat

46

sektöründeki olumlu havadan dolayı fuara yoğun ilgi bekleniyor.

İnşaat Sektörü Hızlı Yükselişte Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektöründeki olumlu gelişmeler ve bu gelişmelerden kaynaklı artan ilginin İstanbul’dan sonra Ankara ve İzmir fuarlarında da devam etmesi bekleniyor. 2016 yılı ilk çeyreği verilerine göre %6,6 oranında büyüyen inşaat sektörü 2013 yılından bu yana ilk çeyreklerdeki en iyi büyüme performansını yakaladı. Geçen yıl ötelenen ve ertelenen özel sektör inşaat yatırımları yeni yılda hareketlenerek 2016 yılı ilk çeyreğinde 30,36 milyar TL’ye yükseldi. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen senenin ilk çeyreğine göre yüzde 7,2 arttı. İnşaat malzemeleri iç pazarı ise 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen seneye

göre %13,4 oranında artış göstererek 32,1 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Yabancıların gayrimenkul alımları 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen senenin aynı çeyreğine göre yüzde 39,6 artarak 765 milyon dolardan 1.068 milyon dolara yükseldi. İç Anadolu Bölgesi’nin yapı malzemesi pazar büyüklüğü 20,2 milyar TL. Bölgede 2015 yılında yapılan inşaat harcamaları 28,9 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu miktar Türkiye’de toplam inşaat harcamalarının %16,5’lik payını kapsıyor. Ege Bölgesi’nde ise; 2015’te 176.753 konut satıldı. İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi de yapı harcamaları konusunda İç Anadolu Bölgesi’nin performansını takip ediyor. Bölgede 2015 yılında yapılan inşaat harcamaları 15,27 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu miktar Türkiye’de toplam inşaat harcamalarının %8,7’sini kapsıyor.



AKG Gazbeton’dan depreme karşı güvence: Yüzde 15 hafiflik ve direnç Gazbeton ile inşa edilen binaların muadil ürünler kullanılan binalara oranla, deprem kuvvetlerine göre yüzde 15 daha fazla direnç gösterdiği belirlendi. Hafifliğinin yanında dirençli olmasıyla öne çıkıyor Hafiflik kadar önemli diğer bir konu da, deprem kuvvetlerine karşı gazbetonun gösterdiği direnç. Yapılan araştırmada, gazbeton ile inşa edilen binaların muadil ürünler kullanılan binalara oranla deprem kuvvetlerine göre yüzde 15 daha fazla direnç gösterdiği belirlendi. Bu özelliği ile gazbeton, yapı sektöründeki diğer ürünler arasında öne çıkarak, tercih nedeni oluyor.

T

ürkiye gazbeton üretiminde sektörünün lider firmalarından AKG Gazbeton, sağlam ve hafif ürünleri sayesinde binalardaki yükleri azaltarak deprem güvenliğini en üst seviyeye taşıyor. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan araştırma verilerine göre gazbetonun yapı malzemesi sektöründeki ikame ürünlerle mukayese edildiğinde bina yükünü yüzde 15 hafiflettiği, depremin yıkıcı etkilerini en aza indirgediği ortaya çıkıyor.

Nüfusunun yüzde 92’lik bölümü, 1. ve 2. derece deprem kuşağı üzerinde kurulmuş kentsel alanlarda yaşayan ve yüzölçümünün yüzde 90’ı deprem kuşağında bulunan ülkemizde, deprem güvenliğinin sağlanması konusundaki çalışmalara akademik çevrelerde de büyük önem veriliyor. Türkiye’deki yapı stokunun büyük bir bölümünün deprem açısından riskli yapılar olduğu değerlendirildiğinde, AKG Gazbeton ürünleri, güvenli yaşam için ideal yapı malzemesi olarak ortaya çıkıyor.

Geleceğin İstanbul’u Kuzey’de şekilleniyor İstanbul yeni projelerle birlikte, kuzey bölgesine doğru genişlemeye başladı. Bu da yatırımcıların ilgisine neden oldu.

İ

stanbul’da kentleşme giderek artıyor. 3. Köprü, 3. Havalimanı, kuzey Marmara otoyolu ve 2 yeni projenin de merkezden dışarıda olması akıllara ‘Geleceğin İstanbul’u kuzeyde mi şekilleniyor?’’ sorusunu getiriyor. Avrupa yakasında, kısa vade de şehrin içinde kentsel dönüşüm sebebiyle Sefaköy, Kağıthane şehrin dışına doğru ise Arnavutköy ve Sarıyer sırtlarına doğru bir gelişim gözlendiğini söyleyen AL-DAAR Gayrimenkul & Yönetim Hizmetleri Yönetici Ortağı Halit Sönmez; “Özellikle göç alan, daha çok orta bütçeli vatandaşlarımızın yaşadığı semtler, alınan mülklerde prim fırsatları sunuyor. İstanbul şu ana kadar inşaatlaşma konusunda birçok evrim geçirdi. Merkezden batıya ve doğuya doğru kıyı şeridi hattına yakın şekilde yoğunlaştı yani Avrupa yakasın da Beylikdüzü sınırını aştı, Anadolu yaka-

48

sında da Tuzla sınırını aştı. Bu sebepten prim yapacak ve gelişecek bölgeler İstanbul’un kuzeyine doğru genişlemektedir. İstanbul’da yeni inşaat projeleri de merkezde yer alan ilçelerin tersine yani şehrin dışına doğru olan bölgelerde yükseliyor olması da bu düşüncemizi destekliyor” dedi.

Gelen talepleri değerlendiriyoruz Anadolu yakasında özellikle Tuzla ve Pendik, civarında gelişimden söz edilebileceğini belirten Sönmez: “Son 3,5 yıl içinde biz firma olarak körfez ülkelerinden 1000’in üzerinde yabancı yatırımcıyı gayrimenkul sahibi yaptık. Ülkemize olan bu ilgiyi gören yabancı inşaat firmalarının iştahları kabarmış durumda ve bu firmalar; arenada izleyici değil oyuncu olmak istiyorlar. Bu sebeple bizlere ciddi büyüklükte projeler yapmak üzere resmi talepler geliyor, özellikle önceki süreçte yüksek adette gayrimenkul satın alımı yapan sermaye yapısı güçlü olan yatırımcılardan bahsediyorum ve gelen talepler daha çok yatay projeler geliştirmek üzere. Bu nedenle mülk sahiplerinden gelen, birçok geliştirilebilir nitelikteki arazi tekliflerini de değerlendiriyoruz” diye konuştu.



Konut kredisi faizi düştü, beklenti arttı...

B

ankalar konut kredisi faiz oranlarını düşürdü. Bu adımla birlikte piyasada gerçekleşecek hareketlenmenin etkilerinin yılın son çeyreğinde hissedilmesi bekleniyor. Bu yılın ilk 6 ayında toplam 630 bin 799 olan konut satışının, 2 katına çıkarılarak 1 Milyon 300 bine ulaştırılması hedefleniyor. Merkez bankasının da desteği ile faizlerin indirilmesi için bankaların elini rahatlatılması konut kredilerine de olumlu yansıdı ve bankalar bir bir indirime gitti. Yapılan çağrılarla beraber geldiğimiz noktada bir çok bankanın faiz indirimine gitmesi önümüzdeki dönemde sektöre hareketlilik katacak gibi görünüyor.

lerini gerçekleştirmesini sağlıyor. Ayrıca taşıt ve tüketici kredilerinde de faiz indirimi gerçekleştiren Banka’nın “Platin Kredi” ürünü, %1,21’den başlayan iddialı faiz oranlarıyla piyasadaki tüm vadeler için en düşük faiz oranlı tüketici kredilerinden biri olma özelliği taşıyor. Finansbank konut kredisi faizlerinde indirime gitti. Banka, 10 yıla kadar tüm vadelerde konut kredisi faiz oranını aylık yüzde 0.99’a kadar düşürdü. ABank, 2 yıla kadar vadeli konut kredisi faiz oranını yüzde 1,05’ten yüzde 0,89’a; 2-5 yıl arası vadede ise, yüzde 1,10’dan yüzde 0,99’a indirdi.

Öneriler karşılık buldu. Bankalar birbiri ardına faiz indirimine gitti. Sektörün hareketlenmesi için beklentiler arttı.

İşte bankaların yeni konut kredi faizleri; Akbank’tan yapılan açıklamaya göre banka 60 aya kadar olan vadelerde konut kredisi faiz oranlarını %0,99’a indirdiğini açıkladı. Akbank’ın ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımıza uygun ödeme koşullarıyla desteğini devam ettireceği bildirdi. HSBC Türkiye, ev sahibi olmak veya konuta yatırım yapmak isteyen müşterileri için konut kredisi faiz oranlarını düşürdü. Bu kapsamda HSBC Türkiye, 12 Ağustos 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere konut kredisi faiz oranını 60 aya kadar aylık yüzde 0,99 olarak belirledi. Fibabanka; 500.000 TL’ye kadar, Güzel Evim Konut Kredisi faiz oranını 5 yıl vadeye kadar %0,97’ye; 5 yıl üzeri vadede ise % 0,99’a indirdi. Burgan Bank, konut kredilerinde yaptığı faiz indirimiyle 60 aya kadar tüm vadelerde % 0,99 faiz oranı sunarak müşterilerinin ev alma hayal-

50

Kuveyt Türk, 0-24 ay vadelerde yüzde 0.89, 2460 ay vadelerde yüzde 0,99, 60-120 ay vadelerde yüzde 1,09 oranıyla tüketicilerine finansman sunacak. Müşterilerine 1-24 ay için %0,80, 25-48 ay için %0,89, 49-60 ay için %0,90 ve 61-120 ay için %0,95 gibi avantajlı faiz oranları sunan Halkbank’ın yeni konut kredisi paketi, yeni satın alınacak konutlar için kullanılacak olup kredi üst sınırı 1 milyon TL olarak belirlendi. Konut kredisi faizlerinde indirime giden öncü bankalardan Şekerbank’ta indirimli faiz oranları 11 Ağustos’tan itibaren geçerli olacak. Farklı

vadelerde uygulanacak indirimle Şekerbank, konut kredisi faiz oranlarını, 1 - 24 ay vadelerde yüzde 0.89, 25 - 60 ay vadelerde ise yüzde 0,99’a çekti. Türk Ekonomi Bankası (TEB), başlattığı kampanya ile ev sahibi olmak ya da konuta yatırım yapmak isteyenler için kredi faiz oranını 1 yıldan 10 yıl kadar olan tüm vadelerde %0,99 olarak belirledi.


Ailenizin hala bir gayrimenkul danışmanı yok mu? Büyüyen şehirlerde yoğun iş yaşamlarının arasında emlak sektöründe kiralamadan, satın almaya güvenilir danışmanlar ve firmalara inanılmaz ihtiyaç duyulur hale geldi. Mülklerin gerçek değerinde satılması, alıcı için gerçek değerde mülk sahibi olma veya kiralama ancak uzman ve dürüst firmalarca sağlanabiliyor. Emlak Danışmanı ile müşteri arasında güvene dayalı işbirliği sonucunda ise hızlı çözüm ve mutlu müşteriler ortaya çıkıyor.

T

ürkiye’de bir uluslararası gayrimenkul firmasında ciro sıralamasına girerek “en iyi ciro” ödülünü alan isimlerden biri olan Yasemin Yıldırım İstanbul’un kalbi Nişantaşı’nda kendi oluşturduğu markası City Point Gayrimenkul ile deneyimlerini danışmanlık verdiği müşterileri ile paylaşıyor. Altı yıl boyunca Türkiye’nin önemli markaları ile çalışan Yıldırım 2010 yılında kendi markası City Point Gayrimenkul danışmanlığı firmasını kurdu.

GAYRİMENKULDE HIZLI VE MUTLU ÇÖZÜMLER “CITY POINT GAYRİMENKUL”DE Yasemin Yıldırım başarının hiçbir zaman tesadüf olmadığını belirtiyor. Almış olduğu eğitimler ile planlı ve müşteri odaklı çalışıp mülklerin doğru fiyatını belirleyerek hem alıcı hem satıcıyı ortak paydada birleştiriyor. Yasemin Yıldırım’ın hizmet anlayışı onu sektörde ayrı bir yere taşırken emlak anlayışına yeni bir solukta getirdi. “ailenizin gayrimenkul danışmanı” tıpkı ailenizden biri gibi sadece mükemmel satış ve kiralama şartları oluşturmak değil satış hatta kiralama sonrasında

memnuniyetinizin devamını sağlamak için yanınızdan ayrılmayan bir destek, telefonunuzun diğer usundaki bir yakınınız gibi. Sizden kopmadan; yıllara yayılan bu huzurlu hizmet sürekliliği sayesinde artık gayrimenkul almak/satmak – kiralamak çok daha kolay. Çalışmış olduğu bölge ve portföyler Beşiktaş’tan Sarıyer’e, Şişli’den Taksim’e uzanan geniş bir alanda hizmet vermektedir. Yasemin Yıldırım Broker

Adres: Rumeli Caddesi No: 65 D: 1 Nişantaşı – İstanbul T: 0212 343 01 00-10 – F: 0212 243 01 09 C: 0533 682 87 78 e-posta: yasemin@citypointgayrimenkul.com - www.citypointgayrimenkul.com

51


Gayrimenkul yatırımı sadece İstanbul için değil

İ

rimenkul yatırımını Adana’da yapacaklar için önemli avantajlar sunuyor. Adana, 2016 verilerini içeren REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış değerlendirmesinde de bölgesel satış fiyatı yıllık değişimi açısından en yüksek orana sahip şehir oldu.

Antalya, 2016 verilerini içeren REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış değerlendirmesinde bölgesel satış fiyatı yıllık değişimi açısından en yüksek orana sahip ikinci şehir olurken, bu kriterde İstanbul’u da geride bırakmayı başardı. Kira getiri oranlarının yüksekliği, gay-

İzmir konut satışında 3. sırada Hem ticari gayrimenkul hem de markalı konut projeleriyle büyükşehirler arasında öne çıkan Bursa’nın 2016 REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış değerlendirmesine göre amortisman süresi yüzde 17,5. Aynı döneme ait REIDIN Türkiye Satılık Konut Fiyat Endeksi’ne göre de Bursa, yüzde 2,87 ile en yüksek fiyat artışının yaşandığı şehir konumunda yer alıyor. Şehircilik anlayışında örnek projelerin yükseldiği Gaziantep, 2016 verilerini kapsayan REIDIN Konut Satın Alma Gücü Endeksi’nde konut satın alma gücünün en yüksek olduğu ilk üç şehirden biri oldu.

stanbul, ekonomik ve sosyal yapısıyla gayrimenkul yatırımlarının gözdesi durumunda bulunuyor. Ancak yatırım yapmak isteyenler özellikle maddi açıdan üst noktalara ulaşan İstanbul’un dışında da arayışlara başladı. yapılan araştırmaya göre; İstanbul dışında yatırım yapılacak şehirler sırasıyla Ankara, Antalya, Adana, Bursa, Gaziantep, İzmir, Kayseri ve Kocaeli olarak sıralandı. Yabancı yatırımcıların ilgisini gören projeleriyle dikkat çeken Ankara, birikimini emlaktan yana kullanacaklara birçok alternatif sunuyor. Türkiye’nin başkenti ayrıca 2016 Ocak ayında yedi büyükşehir arasında yüzde 19’luk amortisman süresiyle ikinci sırada yer aldı.

52

İzmir, bir metropolitan olarak gayrimenkulde ciddi bir potansiyele sahip. Kentsel dönüşümle ilgili gelişmelere de sahne olan İzmir, 2016 yılı ilk yarıyılında ülke çapında konut satışında üçüncü sırada yer aldı. Bu dönemde gerçekleşen 5 bin 243 adet konut satışı, İzmir’de gayrimenkulde yaşanan hareketliliği gözler önüne seriyor. Kocaeli fiyatların en çok yükseldiği şehir oldu Ekonomik gücüyle Anadolu’nun hızlı gelişen şehirleri arasında fark yaratan Kayseri, 2012 yılından günümüze bölge raporu değerleri incelendiğinde hem satış hem de kira fiyatlarının yükselişte olmasıyla dikkat çekiyor. Gayrimenkul özelinde satın alma ve kiralama gücünün yüksek olduğu şehirlerden biri olan Kocaeli, REIDIN Türkiye Konut Fiyat Endeksleri 2016 sonuçlarına göre, metrekare başına konut satış fiyatları yüzde 2,64 artışla, fiyatların en çok yükseldiği şehir oldu.



PLASTİK Plastiğin Neminin Alınması ve Kurutulması

Uzunca karbon zincirlerinden oluşan plastiklerin hemen hemen tümü, kimyasal ve fiziksel özelliklerine bağlı olarak, nihai üretim aşamasına gelene kadar, çeşitli oranlarda nemi bünyelerine alırlar. Plastiklerin nem alma yüzdesi, ilk polimerize edilip üretildikleri anda kimyasal olarak belirgindir fakat nihai üretime gelene kadar ortam şartlarına bağlı olarak plastiğin içerdiği nem oran yüzdesi artabilir. Plastik hammaddenin; - Üretildiği tesislerden nihai kullanıcıya dağıtılana kadar nakliye sırasında (örneğin; konteyner içinde deniz nakliyesi), - Nihai kullanıcının tesislerindeki değişik nem ve sıcaklık ortamına aniden geçiş yaptığı sırada, - Bu tesislerin deposunda işlenene kadar stoklandığı sırada içerdiği nem oranları artabilir. Bu nem oranları yukarıda belirtilen evreler sırasında ve üretim esnasında çeşitli tedbirler alınarak azaltılabilir.

nın nem ve sıcaklık oranını klimalar aracılığıyla olabildiği kadar sabit tutarak, hammadde içindeki nem oranının yükselmesini engelleyebilir. Bu nem oranının yükselmemesi, plastik işleme üretimi sırasında nem alma maliyet ve yatırımlarını azaltır. Plastiğin nem oranı, nihai üretime kadar yukarıda alınacak tedbirler ile belirli bir seviyede tutulmasına rağmen, hemen hemen tüm plastiklerin (özellikle mühendislik plastiklerinin), üretim esnasında çeşitli tekniklerle nemi alınmalıdır.

Plastiklerin yüksek nem oranlarında işlemelerinden dolayı oluşabilecek olumsuzlukları şöyle özetleyebiliriz; a) Üretim sırasındaki nem ve diğer gazlar, üretim süresini uzatıp maliyeti arttırır. b) Plastik erime sıcaklığındaki akışkan plastiğin içindeki nem ve gazlar, plastik işleme makinelerinin mekanik kısımlarında (özellikle kovan vida gibi yüksek sürtünmenin oluştuğu bölgelerde) korozyon, paslanma, aşınmaya yol açar. Bu da bu mekanik parçaların ısı değiştirilmesi veya revizyon yapılmasına dolayısıyla üretim aksaklıklarına, zaman kayıplarına yol açar. Bazen bu mekanik parçaların revizyon ve değiştirilmesi

Plastiğin nem oranı, nihai üretime gelene kadar; a) Nakliye sırasında ortam nem ve sıcaklığının olabildiği kadar sabit tutulması, b) Ortam değiştirirken yeni ortama geçiş süresi ve ortam şartlarının ani değiştirilmemesi, c) Plastik hammadde stok depolarındaki nem ve sıcaklık oranının uygun seviyelerde tutulması gibi üretim öncesi tedbirleri alındığı takdirde, üretim esnasındaki zaman kayıpları ve kalite azalması büyük bir ölçüde azalabilir. Nihai plastik hammadde tüketicisi, nakliye sırasındaki nem oranının sabit tutulması hakkında bir tedbir alamaz fakat plastik hammadde konteynerı tesislerine geldiğinde, malzemenin sıcaklık değişiminden dolayı nemlenmesini, (özellikle çok sıcak yaz ayları ve çok soğuk kış aylarında) konteynerı açmadan 7-8 saat bekleterek ve hammaddeyi stoklayacağı alanı-

54

aksatıldığında, mekanik parçalardaki oluşabilen boşluklar, plastiğin erimesi için gerekli basıncın ve sürtünme ısısının düşmesine dolayısıyla enerji kayıplarına ve plastik işleme makinesinin zorlanarak eskimesine sebep olur. c) Plastik hammaddenin içerisindeki nemin doğru tekniklerle alınmadığı durumlarda, nihai üründe kabarcık, yanık ve duman izleri görülebilir. Üretici bu izleri yok etmek için, plastik işleme makinesinin basınç, hız ve ısı ayarlarını kontrol eder ve birçok deneme üretimi yapıp, çıkan deneme ürünlerini ve bu sırada harcadığı enerjiyi kayıt eder. Bazen (sadece nem oranının az olduğu durumlarda) bu izleri görüntü olarak kaybeder ama nihai ürünün mekanik değerleri düşer ve kullanım ömrü büyük ölçüde azalır. Özellikle polikarbonat gibi nihai üründe mekanik değerleri önemli olan bir malzemenin, üretim sıra-

sındaki nem ile temasa geçmesi, nihai ürünün kırılganlığını arttırır. Plastiklerin nem alma oranları, uygun ortam şartlarında ve oda sıcaklığında yapılan testlerde, 24 saatte ne kadar suyun emildiğinin ölçülmesi ile plastik hammaddenin kütlesine oranı ile bulunur. Genelde bu oran, yani nem oranı %0.2 den az ise kurutmaya gerek olmadığı kabul edilir. Yine de tüm plastik hammaddelerin bir ön kurutma sistemi ile plastik işleme makinesine girişini sağlamak, malzemenin kimyasal yapısının daha stressiz ve rahat işlem görmesini sağlar. Plastik hammaddeler genelde oda sıcaklığında karbon zinciri sabit ve hareketsizdir. Isı arttıkça karbon zinciri hareketlenir ve erime sıcaklığında bu maksimuma ulaşır. Plastik hammaddenin nem oranı düşük ve ön kurutmaya ihtiyacı olmasa bile, bir ön kurutma ile karbon zincirini hareketlendirip kademeli olarak erime sıcaklığına çıkarmak, bu organik kimyasal malzemenin oluşabilecek iç stresini azaltıp, üretimin gözle görülemeyecek ama zamanla ölçülebilecek şekilde hızını ve daha önemlisi nihai ürün kalitesini, arttıracaktır. Ayrıca genel olarak bilindiği gibi soğuk ortamdan sıcak ortama ani geçişler, ani gaz oluşumlarına sebep olur. Dolayısıyla soğuk granül plastik hammadde, 200 C derecedeki makineye aniden geçirilip, sonrada ısısı düşük olan kalıba girdiğinde doğal olarak gaz oluşur ve bu da nihai üründe çeşitli fiziksel ve kimyasal kayıplara yol açar. Bu gazın proses sırasında dışarıya atılabilmesi için kalıba gaz çıkış ventilleri, işleme makinesinin kovan vidasına degazaj çıkışları veya ocak için ventilhatveleri uygulanır ve işleme makinesi ile kalıp arasındaki oluşan gaz giderilir. Bu nem ve gaz oranlarının düşürülmesi özellikle masterbatch renk karışımlarının daha verimli olmasını sağlar. Bazı plastik hammaddeler de (örnek:polikarbonat), erime sıcaklığındaki (kovan içindeki gaz çıkış ventilleri sayesinde) nem ve gaz ile temas eden eriyik malzemenin istenen nihai ürün özelliklerini azaltır. Bu gibi durumlarda ön kurutma şarttır.

Kurutucu fırının kapasitesi önemli Plastik hammaddenin nem oranı düşük olsa bile, soğuk granül ile plastik işleme makinesi


arasındaki gaz oluşumunu azaltmak için tek çare makine üzerinde bulunan serbest akış teorisi ile çalışan bir ön kurutmadır. Plastik hammadde ön kurutulduktan sonra açı besleme hunisinde bekletilmemelidir ve hemen erime sıcaklığına çıkacağı işleme makinesine girmelidir. Ön kurutmadan sonra açı hunide bekletilen malzemenin karbon zinciri tekrar hareketsiz hale gelir ve bu ısı farklılıkları malzemenin kimyasal özelliklerini bozduğu gibi gaz oluşumuna da sebep olabilir. Özellikle eğer higroskopik (havadan nem çeken) malzeme kullanılıyorsa, havadan tekrar yüksek oranda nem çeker (eg.ABS,Nylon). Higroskopik malzemelerin 1 saatten fazla hunide bırakılmamasına ve huninin ısıtılmış olmasına özen göstermek gerekir. Plastik malzemenin huni de fazla kalmaması için, kurutucu fırının kapasitesi, makine baskı kapasitesine göre hesaplanmalı ve uygun kapasiteli bir kurutucu fırın seçilmelidir. Bunu rakamlarla örneklemek gerekirse, baskı süresi 24 saniye olan, her biri 14 gr olan 6 gözlü ve 12 gr yolluklu bir ürünün ön kurutma haznesinin kapasitesini hesaplayalım; Toplam gramaj : (6*14)+12 : 96 gr. Bu çıkan rakamı aşağıdaki formüle uygularsak; Kapasite ( Q ) : Toplam gramaj (96 gr) *3600 / 1000 * baskı süresi (24 sn) Kapasite ( Q ) : 14,4 kg/h olarak bulunur. Dolayısıyla seçilecek olan ön kurutma haznesinin kapasitesinin 14,4 kg/h’dan az olmaması

gerekir. Bununla birlikte bu kapasitenin de çok üzerinde bir kurutucu haznesi seçilmemelidir. Plastik hammaddelerin neminin alınması ve kurutulması için kullanılan cihazlar çok çeşitlidir ve üretimin şekline, kullanılan hammadde cinsine, üretimin yapıldığı ortamın şartlarına ve nihai üründen istenen fiziksel özelliklere göre seçilmelidir. Plastik hammaddeleri kurutma yöntemlerinden en eskisi tepsili sıcak hava kurutma fırınında kurutma sistemidir. Yukarıda detaylı olarak bahsedilen teknik sebeplerden dolayı, bu kurutma sistemi günümüzde tamamen terk edilmiştir. Ayrıca bu tip fırının kullanımındaki dezavantajlar (atölye kirliliği, enerji kaybı, yüksek işçilik gideri vs) ile yeni sistem serbest akış teorisi ile çalışan makine üstü kurutma fırınlarının avantajları (teknik gereklilik, fiyat cazibesi, işçilik maliyetindeki düşüş, düşük enerji sarfiyatı vs.) birleşince, tepsili sıcak hava kurutma fırınları tarihe karışmıştır. Sıcak hava kurutma sistemleri bir çok plastiğin nemini almak için yeterlidir. Fakat yukarıda belirtildiği gibi bazı hammaddelerin (polikarbonat) üretim esnasında erime sıcaklığında gaz çıkarma işlemi sakıncalı olabileceğinden ve bazı malzemelerin de (Nylon, ABS) higroskopik özelliklerinden dolayı sıcak hava ile kurutulurken bile bu sıcak havanın nemini alıp kurutma işleminin uzayabileceğinden ve yetersiz olacağından kuru hava kurutucuları kullanılmalıdır. Kuru hava kurutmalarındaki prensip, hazneye giren havanın çeşitli nem alma yöntemleri ile (kimyasal silikajel ünitesinde nemin tutulması, kompresör yardımı ile havadaki nemin

basınç ile düşürülmesi vb. gibi) kurutulması ve bu tip malzemelere uygulanıp kurutma süresini düşürmesi ve daha verimli halde neminin alınmasıdır. Sonuç olarak plastik ürünü kalıplama da başarılı olmak için, kuru plastik hammadde kullanılmalıdır. Plastiklerin tümünde nem alıcı özellik (değişen oranlar da) olduğuna göre, nem alma ile ilgili tüm tedbirleri hassasiyetle uygulamak gereklidir.

Bu makale HASTEK PLASTİK TEKNOLOJİLERİ ve OTOMASYON SİSTEMLERİ tarafından hazırlanmıştır.

Hastek Plastik Teknolojileri ve Otomasyon Sistemleri Hastek Ltd. Sti., 50 yılı aşkın sektörel tecrübe ve plastik konusundaki bilgi birikimi ile Plastik Teknolojileri Mühendisi Muharrem Manav ve Elektronik Mühendisi Cem Özkaracalar tarafından 7 Ekim 1998’de İstanbul’da kuruldu. İstanbul İkitelli’de 2000m2 Genel Müdürlük ve Showroom; yine İkitelli’de 2000m2 depo; İzmir Bayraklı’da Ege Bölge Müdürlüğü ile Türk Plastik sektörüne makine, otomasyon sistemleri, yardımcı ekipmanlar ve en önemlisi anında teknik servis hizmeti veriyor.

55


Türkiye’de otomotiv sektörü ihracatın ilk sırasında Milyon sürücüsüz aracın yollarda olacağını belirtiyor. Apple ise otomotiv sektörüne etkili bir giriş yapmak için hazırlıklarını sürdürüyor. Titan kod adlı elektrikli otomobil projesinin 2019 yılında tamamlanması bekleniyor. Tüm bunlar olurken iyi bir haber de batarya teknolojisini üreten firmalardan geldi. Bataryaların geçtiğimiz yıla (2015) göre %35 ucuzladığı belirtilirken, maliyetler bu hızla düşüş gösterirse 2022 yılında akaryakıtla çalışan araç fiyatları ile elektrikli araç fiyatlarının eşitleneceği vurgulanıyor.

T

ürkiye’nin 2016 yılı Ocak - Haziran döneminde toplam ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2, ithalatı ise yüzde 7 azaldı. Bu dönemde dış ticaret açığı 33 Milyar Dolar seviyesinden 28 Milyar Dolar seviyesine geriledi. GTİP 87 kapsamında belirlenen otomotiv dış ticaret verilerine göre ihracat geçen yıla göre yüzde 12, ithalat ise yüzde 2 oranında arttı. Bu dönemde dış ticaret fazlası yüzde 614 oranında artarak 1 Milyar Dolar seviyesine yükseldi. 2015 yılı Ocak-Haziran dönemine göre 2016 yılında, otomobil ihracatı aynı seviyesini korurken, ithalatı yüzde 10 oranında arttı. Bu dönemde otomobil dış ticaret açığı 1 Milyar Dolar seviyesine yükseldi. 2016 yılı Ocak-Haziran döneminde GTİP bazında dış ticaret dengesi verileri içerisinde; dış ticaret fazlası yaratan ilk 10 sektörün analizine bakıldığında, 87 GTİP’li “Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarı” alanın dış ticaret fazlası yaratan beşinci sektör konumunda olduğu görülüyor.

Otomotiv son 10 yılın 8’inde dış ticaret fazlası verdi Türkiye’de toplam dış ticaret fazlası yaratan ilk 10 sektör, dış ticaret fazlası yaratan toplam sektörler içerisinde yüzde 76 paya sahip. Son 10 yıllık dış ticaret verilerine göre; otomotiv sektörü 2011 ve 2015 yılları haricinde dış tica-

56

ret fazlası verdi. Otomotiv sektörünün son 10 yıllık dış ticaret dengesi ortalaması 1,5 Milyar $ değerinde gerçekleşti. 2016 yılı dış ticaret dengesinin aylık gelişimine göre; otomotiv sektörü Haziran ayında 102 Milyon $ dış ticaret fazlası verdi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 1,06 değerinde gerçekleşti.

Otomotiv sanayisinin geleceği yeni nesil araçlar LMC’nin uzun dönemli 2023 tahminlerine bakacak olursak dünya otomobil pazarının 104 milyon, hafif ticari araç pazarının 22,5 milyon olması bekleniyor. Toplam otomotiv pazarının ise 131,5 milyon rakamına dayanacağı tahmin ediliyor. Google ve Fiat Chrysler (FCA) sürücüsüz araç üretmek için anlaştı. Uzmanlar, 2035 yılında 76

Türkiye toplam ihracatı 2016 ilk altı ayında yüzde 4 oranında azalırken, Otomotiv Endüstrisi ihracatı yüzde 12 oranında artış gösterdi ve toplam ihracat içerisinde yüzde 17’lik pay ile ilk sıradaki yerini korudu.


Güvenli yolculuk için SEAT sürüş uzmanlarından öneriler

S

EAT sürüş uzmanları, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde, gece yolcuğu yapacak sürücülerle basit ama hayati öneme sahip güvenlik noktalarını paylaştı:

Hızınızı farların aydınlatma alanında fren yapıp durabilecek şekilde ayarlayın, yorgunluğa dair en ufak bir belirti bile varsa, riske girmeyin! Yolların en yoğun olduğu zaman olan yaz tatili döneminde pek çok insan tatil günlerinden en iyi şekilde faydalanmak için gece otomobil sürmeyi tercih ediyor. Hava karardıktan sonra genellikle daha az trafik oluyor ama azalan görüş kabiliyeti ve yorgunluk nedeniyle kaza yapma riski de artıyor. Avrupa’da, ölümlü trafik kazalarının yüzde 37’si gece sürüşlerinde meydana geliyor.

lar. Bazı araçlar ortamın aydınlık durumuna bağlı olarak farları otomatik olarak kısa ve uzun arasında değiştiren otomatik far sistemi ile donatılmıştır. - Otomobil sürmek için gereken bilgilerin yüzde 90’ı görme duyumuz tarafından işlenir ve gece görsel algımız azalacağı için yayaları, hayvanları veya trafik lambalarını fark etmek daha uzun zaman alır. Bu durumlarda LED farlar çok yardımcı olur çünkü LED farlar tarafından üretilen ışık, halojen lambalarınkinden çok daha yüksek kalitededir ve halojen lambalardan daha iyi bir ışık sağlar.

Yorgunluk hissinin ilk belirtileri fark edildiğinde durmak ve dinlenmek veya yolculuğa güvenli bir şekilde devam edebilene kadar uyumak çok önemlidir. Bazı araçlar, sürücü yorulduğunda bunu tespit eden ve bir uyarı sinyali vererek mola verilmesini öneren bir sistem içerir.

- Hızınızı, far aydınlatma alanı içinde fren yapabilecek şekilde ayarlayın. Gece yolculuğunuz sırasında, gündüz saatlerindeki normal hızınızdan daha yavaş gitmeniz gerekir.

SEAT sürüş uzmanları, gece yolculuğu yapacak sürücülerle basit ama hayati öneme sahip güvenlik noktalarını paylaştı:

- Önünüzdeki araç ile en az üç saniyelik bir uzaklık bırakarak takip mesafesini koruyun.

- Alacakaranlıkta park lambaları yerine normal hüzmeli farlarınızı kullanınız. Gece olduğunda, yağmur yağdığında veya görüş kabiliyeti kötü olduğunda bile normal hüzmeli farlar görünürlüğünüzü artırır ve başkalarının sizi hızlıca fark etmesini sağ-

- Göz kapaklarının ağırlaşması veya kendi şeridinizde kalmakta sıkıntı yaşamak gibi yorgunluğa ilişkin ilk belirtilere dikkat edin. Uyku hali, reflekslerinizi etkiler ve bu etki, kanınızda litre başına 0,5 gramlık bir alkol seviyesi ile sürüşe benzer.

57


Toyota’ya J.D. Power’dan iki ödül

T

oyota, yüksek müşteri memnuniyetini ve güvenilirliğini aldığı ödüllerle taçlandırmaya devam ediyor. Toyota, global araştırma şirketi J.D. Power’ın Almanya’da yaptığı araştırmada 30 markayı geride bırakarak, Müşteri Servis Endeksi’nde birinci sırada yer alma başarısını gösterdi. Toyota Auris de ödül alarak Toyota’ya bir başka başarıyı daha getirdi.

58

Toyota Auris,Araç Güvenilirliği Araştırması’nda da 15 bini aşan kullanıcının değerlendirmesi sonucunda C segmentinde 84 puan elde ederek rakiplerini açık bir farkla geride bıraktı. Sahip oldukları araçları 2 yıl boyunca kullanan müşterilerin katıldığı araştırmada, kalite, güvenilirlik, aracın çekiciliği ve kullanım maliyetleri değerlendirildi. Müşteri Servis Endeksi’nde, Yetkili Satıcı

ve Servislerin kalitesi de değerlendirmeye alındı. Müşterinin araca sahip olmasından, servise götürmesine kadar geçen tüm süreçlerin değerlendirildiği araştırmada servis ve satın alma, markaya olan bakış ile bağlılık konusu da dikkate alındı. Toyota kullanıcılarının yüksek memnuniyet duyduğu sonuçlara göre; yeni otomobil alanların, önceki servis deneyimleri de sonuçlara etki eden faktörlerin başında geldi.


Renault Grubu’ndan rekor satış adedi

Renault Grubu, 2015’in ilk yarısına göre yüzde 13,4’lük artışla toplam 1 milyon 567 bin 720 adet satış gerçekleştirdi. Yeni satış rakamı Renault ile Dacia markaları için 6 aylık dönemde yeni bir dünya rekoru anlamına geliyor.

R

enault Grubu özellikle yenilenen modellerinin başarısı sayesinde Avrupa’daki satışlarını yüzde 14 arttırdı. Avrupa’da satılan her 10 aracın 1’inden fazlası Renault Grup tarafından satıldı. Grubun Avrupa dışındaki satışları ise Afrika, Ortadoğu, Hindistan Bölgesi’ndeki ivme ile birlikte yüzde 12,5 oranında arttı. Türkiye’de ise Renault Grubu 79 bin 268 adet satış rakamı ile yüzde 1.4 büyüyen pazarda satışlarını yüzde 16.8 oranında artırdı. Renault Grubu, 2016’nın ilk yarısında yüzde 2,5 oranında artan global otomotiv sektöründe toplam 1,57 milyon araç satış düzeyine erişti. Pazar payı ise 0.3 puanlık artışla yüzde 3.5 oldu. Avrupa’da grubun satışları pazara oranla daha hızlı bir büyüme kaydetti. Grup, yüzde 9,6 oranında büyüyen pazarda yüzde 14’lük bir büyüme gerçekleştirdi. Bu da, yılın ilk yarısında 968 bin 603 adetlik araç satışı anlamına geliyor. Grup’un Avrupa’daki pazar payı yüzde 10.6’ya yükseldi.

Clio 4 pazar lideri oldu Renault markası Kadjar, Espace, Talisman ve

Yeni Megane ile birlikte yenilenen ürün gamı sayesinde yüzde 15.6’lık büyüme gerçekleştirdi. Captur Avrupa’da kendi sınıfında lider crossover pozisyonunda yer alıyor. Elektrikli otomobil pazarında ise Renault’nun pazar payı yüzde 27’ye erişti. ZOE’nin satışları yüzde 40 oranında artış kaydetti. Fransa’da ise Grup’un pazar payı 0.5 puanlık artışla yüzde 27.4’e erişti. Başka bir deyişle, yüzde 9 oranında büyüyen pazarda satışlar yüzde 11,2 arttı. Grup, yılın altı aylık döneminde 361 bin 670 adet araç satışı gerçekleştirdi. Grup modellerinin 4’ü pazarın en çok satan İlk 10 binek otomobili arasında yer alırken, Clio 4 pazar lideri oldu. Uluslararası alanda ise Rusya, Brezilya ve Cezayir’deki dalgalanmalar yerel otomotiv pa-

zarlarında ağırlığını hissettirmeye devam etti. Ancak Grup üç ülkede de pazar payını yükseltti. Grubun bu gücü Hindistan, Türkiye, Arjantin ve İran gibi ülkelerdeki ivmeyle bir araya geldiğinde her bölgede pazar payının artması mümkün oldu.

Rusya’da yaşanan düşüş, Türkiye ile dengelendi Avrasya bölgesinde Grup’un araç satışları yüzde 4 arttı ve pazar payı 1.6 puanlık artışla yüzde 12.9’a ulaştı. Türkiye’de ise Grup iyi bir performans sergileyerek yüzde 1.4 büyüyen pazarda satışlarını yüzde 16.8 oranında artırdı. Türkiye’de Fluence öne çıkarken, bu modelin satışları yüzde 39 arttı. Söz konusu performans, Rusya pazarındaki düşüşü (-yüzde 14) dengelemiş oldu.

59


Qashqai yıllardır Türkiye’nin lideri

C

rossover segmentinin yaratıcısı Qashqai, 2006 yılında lanse edildiğinden beri Nissan’ın Avrupa’da ve Türkiye’de en çok ses getiren modeli oldu. Yaklaşık 80 bin adet satışıyla Türkiye’de en çok satan SUV olma özelliğini sürdüren Qashqai, 10’uncu yılını da açık ara liderlikle kutluyor. Nissan Qashqai, tasarımı, konfordan ve hacimden ödün vermeyen kompakt ölçüleri, motor ve şanzıman seçenekleri ile crossover segmentine ilham oldu. 2007 yılından bugüne kadar Avrupa’da 2.5 milyonun üzerinde üretim başarısı gerçekleştiren Qashqai, Türkiye’de ise yılın ilk yarısında gerçekleştirdiği 7 bin 833 adet satışla birlikte yaklaşık 80 bin tüketicinin tercihi ile segmentinin lideri oldu. Qashqai aynı zamanda yaklaşık 300 farklı model arasında en çok satan 20 araç arasında yerini aldı.

62 saniyede bir Qashqai Avrupalı tüketicilerin beklentilerini karşılamak üzere Nissan’ın İngiltere’de bulunan tasarım ve teknoloji merkezlerinde geliştirilen Qashqai, Japon markanın Avrupa’daki en çok üretilen modeli olma özelliğini taşıyor. Sunderland fabrikasında her 62 saniyede bir banttan inen Japon otomobil devinin amiral gemisi, 2015 yılının Eylül ayında İngiltere’de yarım milyon adetlik üretim barajını en kısa sürede aşan otomobil olma özelliğini elde etti. Tüketicilerine sunduğu yakıt verimliliğinin yanında Çevre Görüş Sistemi ve Güvenlik Kalkanı gibi gelişmiş teknolojileri bünyesinde bulunduran Qashqai, bu özellikleriyle de öncü bir rol üstlenerek günümüzde de rakiplerini peşinden sürüklüyor.

Nissan Qashqai, suv segmentinde 10 yıldır Türkiye’nin değişmeyen tercihi olarak üst sıradaki yerini koruyor. 60

Nissan Qashqai 10 yıl boyunca güvenlikten de ödün vermedi. 2014 yılında bağımsız test organizasyonu Euro NCAP tarafından en güvenli kompakt aile otomobili seçilen rekortmen SUV, özellikle çocuk ve yetişkin koruma testlerinde olağanüstü performansıyla ödüllendirildi.


Kuzey Afrika’da Ford Trucks rüzgarı Ford Trucks, Fas Kazablanka’da geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği 4S tesis açılışının ardından Marakeş’te 2. Tesisini hizmete sokarak, Kuzey Afrika yapılanmasını güçlendirdi.

F

ord Otosan’ın ağır ticari araç markası Ford Trucks, Fas’ın önemli şehirlerinden Marakeş’te, bölgedeki ikinci bayisini açtı. Fas’ta 100 yıldan uzun bir süredir Ford distribütörü olarak faaliyet gösteren Auto Hall Group bünyesinde Ford Trucks Kazablanka Bayiliğini yürüten Scama işbirliği ile inşa edilen yeni tesisin açılış törenine; Ford Trucks Uluslararası Pazarlar Direktörü Emrah Duman, Ford Trucks Afrika Ülkeler Müdürü Tufan Altuğ, Scama Genel Müdürü Abdelouahab Ennaciri, AutoHall Network Müdürü Yassine Benmassi katıldı. Ford’un Avrupa’daki ticari araç üretim ve ArGe merkezi olarak dikkat çeken ve Türkiye’nin öncü otomotiv şirketi olan Ford Otosan, 2020 yılına kadar 50 ülkede distribütörlük ve bayi ağı yapılanmasını tamamlamayı hedefli-

yor. Bu hedef doğrultusunda; Rusya ve Türki Cumhuriyetler’de bayi geliştirme çalışmalarının yanı sıra, yakın zamanda Ortadoğu bölgesindeki yapılanmasını tamamlayan Ford Trucks, geçtiğimiz Kasım ayında Fas’ın Kazablanka kentinde 4S Scama bayiliğini hizmete açmıştı. Stratejik ve coğrafi konumu ile Avrupa ve Afrika arasında bir köprü olan Fas, güçlü ve dengeli ekonomisi sayesinde, Ford Trucks için Kuzey Afrika pazarı yatırımlarının stratejik başlangıç noktası niteliğinde.

Kuzey Afrika ağır ticari araç pazarında ilk 3 marka arasına girme hedefiyle çalışmalarını sürdüren Ford Trucks’ın, Scama iş birliğiyle açtığı tesis, bölgedeki müşterilerine satış, servis ve yedek parça hizmetleri ile komple hizmet sunuyor. Tesis, 10 bin metrekare kapalı, 40 bin metrekare açık olmak üzere toplam 50 bin metrekarelik bir alan içerisinde yer alıyor. 5 adet Ford Trucks çekici ve kamyon Showroom’da sergilenirken, Ford Trucks servis alanı ise günde 10 araç alabilecek bir kapasiteye sahip bulunuyor.

61


İhracatta tekstil kıpırdandı, hazırgiyim sıçradı

2

016 yılının ilk yarısı geride kaldı. Tekstil ve hammaddeleri sektörü bu dönemde hafif bir ihracat artışı ile yetinirken hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise dikkat çeken bir artış elde etti. 2016 yılının Haziran ayında Türkiye genel ihracatı %1,8 oranında artarak yaklaşık 11,9 milyar dolar değerini gördü. Ocak-Haziran 2016’da ise Türkiye’nin genel ihracatı ise %3,8’lik azalışla 70,7 milyar dolara geriledi.

Yılın ilk yarısında Türkiye’nin toplam ihracatı %3,8’lik azalışla 70,7 milyar dolar olurken, aynı dönemde tekstil ve hammaddeleri sektörü %1,4’lük artışla 5 milyar dolar, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise %7’lik artışla 8,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 62

Tekstil ve hammaddeleri sektörü Haziran ayında %6,3 oranında artış yakalayarak 889 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Ocak-Haziran dönemine bakıldığında ise bu artış sadece %1,4 oranında kalarak yaklaşık 5 milyar dolar değerine ulaştı. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre %7’lik artışla 8,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektör Haziran 2016’da


ise geçen yılın aynı ayına göre ihracatını %5,2 oranında arttırarak 1,53 milyar dolar gelir elde etti.

Tekstil İhracatında AB Ana Pazar 2016 yılı Haziran ayında ve Ocak-Haziran döneminde en fazla toplam tekstil ve hammaddeleri ihracatı AB(28) ülkelerine yapıldı. Buraya yapılan ihracat Haziran ayında %16,6 oranında yükselerek yaklaşık 477 milyon dolar değerini gördü. Yılın ilk yarısında AB(28) pazarına yapılan ihracat %11,4 artışla 2,7 milyar dolar değerinde kaydedildi. Haziran ve yılın ilk yarısı itibariyle en fazla ihracat yapılan ikinci büyük pazar Ortadoğu ülkeleri oldu. Buraya yapılan ihracat Haziran ayında %8,7 artışla 105 milyon dolar değerinde, Ocak-Haziran dönemi toplamında ise %1 artışla 585 milyon dolar değerinde yaşandı. Yılın ilk yarısında tekstil endüstrisinin en fazla ihracat yaptığı ülke İtalya oldu. Bu ülkeye ihracat %3,9 artışla yaklaşık 452 milyon dolar değerine ulaştı. Aynı dönemde ikinci büyük ülke olarak Almanya’ya yapılan ihracat %0,5 artışla 420 milyon dolar değerinde gerçekleşti. Ocak-Haziran döneminde ihracatımızın en fazla arttığı ülke Bulgaristan oldu. Bulgaristan’a ihracat %74,1 oranında artarak 274 milyon dolar seviyesine çıktı.

En Fazla Dokuma Kumaş İhraç Edildi Ocak-Haziran 2016 döneminde ürün gruplarına bakıldığında en fazla dokuma kumaşın ihraç edildiği görülüyor. Toplam tekstil ve hammaddeleri ihracatının %26,4’ünü oluşturan dokuma kumaş ihracatı %0,9 artışla 1,3 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Sadece Haziran ayında bu ürünün ihracatı %1,6 artarak 225 milyon dolar oldu. İhracatta en önemli ikinci ürün grubu iplik oldu. Yılın ilk yarısında %1,5 artan iplik ihracatı 810 milyon dolar değerini yakaladı. Haziran ayında ise %8,2 artışla 151 milyon dolarlık iplik ihracatı gerçekleşti. Toplam tekstil ihracatının %15,7’sini temsil eden ev tekstilleri ise ihracatta en önemli üçüncü ürün grubu oldu. Ev tekstilleri yılın ilk yarısında %6,6 artışla 782 milyon dolar değerini görürken, sadece Haziran ayında %11,4 artışla 141 milyon dolar değerini elde etti. Ocak-Haziran döneminde elyaf ihracatı %17,2 oranında gerileyerek yaklaşık 250 milyon dolar değerine indi. Aynı dönemde örme kumaş ihracatı ise %6,3 artışla 775 milyon dolar seviyesine çıktı. Teknik tekstiller ihracatı ise %4,7 artışla yaklaşık 764 milyon dolar değerinde gerçekleşti.

Hazırgiyim ve Konfeksiyonda Artış Devam Ediyor

1,6 milyar Dolar, İngiltere’ye 1 milyar dolar ve İspanya’ya 883 milyon dolar ihracat gerçekleşti. Yılın ilk yarısında en fazla ihraç edilen ürün grubu %6 artış ve 4,5 milyar dolarlık gelirle örme giyim eşyaları ve aksesuarları oldu. İkinci ürün grubu dokuma giyim eşyaları %9,2 artışla 3,2 milyar dolar değerine çıkarken, diğer hazır eşya ürün grubu %5,6 artışla 963 milyon dolar değerini yakaladı. 2016’nın Ocak-Haziran döneminde halı ihracatı ise %2,7 oranında düşüşle 972 milyon dolara geriledi. Sadece Haziran ayında ise halı ihracatı bir önceki yıla göre %10,7 gerileme ile 173 milyon dolar oldu. 6aylık dönemde halı ihracatında el halısı %26,3 ve makine halısı %3,4 oranlarında gerilerken tüfte halı ihracatı %15,1 oranında arttı. Halı ihracatında en önemli pazarlar olarak Suudi Arabistan, ABD, Almanya, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri öne çıktı.

Bu haber TEXTILEGENCE Magazine tarafından hazırlanmıştır.

2016’nın ilk 6 ayında en fazla hazırgiyim ve konfeksiyon ihracat edilen ülkeler Almanya, İngiltere ve İspanya oldu. Bu dönemde Almanya’ya

63


Koton 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonları alan smart koleksiyonu, sofistike havayı ve zarafeti yansıtırken, casual koleksiyonu ise günlük giyime kentsel ve çağdaş bir vurgu yapıyor.

Koton’un yeni sezon aksesuarları göz kamaştırıyor Koton Aksesuar Koleksiyonu yeni sezonda göz kamaştırmaya hazırlanıyor. Çok parlak rugan deriden ayakkabılar, bowling ve tote model çantalar günlük şehir hayatında şıklığın tamamlayıcısı olurken, özel detaylar ile zenginleştirilmiş ışıl ışıl parlayan aksesuarlar da parti ve davetlerde iddialı bir siluet yaratmaya hazırlanıyor.

Dilek Hanif for Koton yeni sezonda genç, romantik ve elegan

Koton, her sezon olduğu gibi 2016-2017 Sonbahar-Kış sezonu için de iddialı bir koleksiyon sunuyor.

K

oton 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonu, Swissotel Chalet Garden’da gerçekleştirilen bir lansman ile moda severler ile buluştu. Büyük şehrin atmosferinden uzakta, görkemli bir country ruhu vadeden koleksiyon, zengin kumaş seçimlerinin yanı sıra renk ve baskı detayları, birbirinden özenli desen tercihleri ile de farklı stillere hitap ederek görkemli bir kış hikayesi yazıyor.

ruhu vadediyor. Sanki içinde biraz yaşanmış ve esnetilmiş hissi veren hafif buruşuk kumaşlar, sonbahar sezonuna mükemmel bir başlangıcı yansıtıyor, dokuya ve rahat kumaşlara dönüşü müjdeliyor. Örme ve dokuma parçaları gibi yeni kombinasyonların görücüye çıktığı koleksiyonda kışa özgü çiçek baskılar ve tüvit desenler harmanlanıyor.

Koton Erkek Koleksiyonu ile kentli erkek Koton kadınına kışa özgü çiçek baskılar Koton, 2016-2017 Sonbahar-Kış Kadın Koleksiyonu, bu sezon kadınları büyük şehrin atmosferinden uzaklaştırıyor ve yepyeni bir country

Koton 2016-17 Sonbahar-Kış Erkek Koleksiyonu ile şehirli erkekler smart ve casual temalı parçalar ile bu sezonda da göz kamaştırıyor. İlhamını İngiliz geleneğinden

Koton’un dört sezondur moda tutkunları ile buluşturduğu Dilek Hanif for Koton Koleksiyonu, 2016-2017 Sonbahar-Kış sezonunu dikkat çeken tasarımlar ile karşılıyor. Genç, romantik ve elegan bir temanın hakim olduğu koleksiyon, geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi moda severlerden büyük ilgi görüyor.

Ebru Şallı Loves Koton Sport ruhu yine capcanlı Bu sezon özellikle Ebru Şallı’nın kararlı ve azimli kişiliğinin yansıtılmaya çalışıldığı koleksiyonda, daha sert ve keskin çizgilerden oluşan tasarımlar dikkat çekiyor. Koton Kadını’nın spor yaparken de kendini güçlü ve kusursuz hissetmesini amaçlayarak hayata geçirilen 58 parçalık koleksiyon, yine farklı spor dallarına uygun modeller sunuyor.

Boyner, Türkiye’nin en büyük mağazasını Pangaltı’da açacak

B

oyner, ‘Türkiye’nin en çok sevilen ve tercih edilen alışveriş markası olma’ vizyonuyla 2015 yılında başlattığı değişim, büyüme ve yatırım sürecine hız kesmeden devam ediyor. Yenilenme sürecini geçtiğimiz yıl sonunda logosunu da değiştirerek taçlandıran Boyner, büyüme stratejisinin bir parçası olan yeni mağaza yatırımları için de kolları sıvadı. İstanbul’un kalbi konumundaki Harbiye/Pangaltı’da yapımı süren 40 bin metrekare büyüklüğe sahip ve içinde 5 yıldızlı otel ile rezidans da bulunan dev kompleks içindeki 13 bin metrekarelik özel alanı kiralayan Boyner, Türkiye’deki en büyük “çok katlı mağaza/department store”u açmak için çalışmalarını hızlandırdı. Mağazanın, kompleks inşaatının bitmesinin hemen ardından 2018 yılında açılması planlanıyor.

64

Özel ve yeni markalarıyla büyüyor Boyner 2015 yılından bu yana kadın kategorisinde House of Camelia, Black Pepper ve Boyner Fresh, erkek kategorisinde North of Navy ve Penford ve çocuk kategorisinde ise MammaRamma, Pink&Orange, Fucky Rocks gibi birçok özel marka koleksiyonunu hayata geçirdi. Değişim sürecinde ayrıca Dune London, Guess, Under Armour, Calvin Klein, Lipsy London, Ruby Rocks, Missguided, Blend, Carter’s, Smafolk gibi pek çok önemli dünya markasını da müşterilerinin beğenisine sundu. boyner. com.tr ile e-ticaret alanında çok hızlı büyüyen Boyner, mağaza ve online alışverişi birleştiren “all-line” uygulamaları ve “tıkla gel” gibi yenilikler için de önemli yatırımlara imza atıyor.



Türk yatırımcılar ABD’ye emlak turizmi için gidiyor Projebeyaz Uluslararası danışmanlık, Amerika’da konut sahibi olmak isteyenlere özel fırsatlar sunuyor. 500 bin dolara vatandaşlığın kapıları açılıyor.

66

B

ugüne kadar bin kadar Ortadoğulu emlak alıcısını Türkiye’ye paket turlar ile getiren Projebeyaz Uluslararası danışmanlık, aynı yöntemi bu kez Türk alıcılar için ABD’de uygulamaya koydu. Projebeyaz, 8-10 kişilik grupları 18 eyalet ve 60’tan fazla şehirde yeni fırsatlarla tanıştırıyor. Şirket bu yıl 100 aileyi götürmeyi planlıyor. Sistem en az 1 haftalık süreyi kapsıyor. Buna göre emlak alıcılarına 7 günlük otel, ulaşım, yemek dahil bir fiyat çıkarılıyor. Emlak alıcısı Amerika’da ev satın alırsa bu 1 haftalık harcama ev fiyatından düşülüyor. Böylece emlak alıcısı hem uygun fiyatlarla yaşayabileceği ya da yatırım yapabileceği evi Projebeyaz Uluslararası gayrimenkul danışmalık garantisi ile satın alıyor. Şayet evi almazsa da 1 hafta tatil yapmış oluyor. Bu uygulamayı Türkiye için 3 yıldır sürdüren Projebeyaz’ın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Uzun ‘’Biz Ortadoğulu alıcıyı Türkiye’ye bu sistemle getiriyoruz. Yaklaşık bu ailelerin yüzde 40’ına bu yöntemle ev sattık. Ortadoğulu alıcılar 1 hafta Türkiye’ye geldiler, konakladılar, hem de Türk turizmine katkı sağladılar” dedi.

500 Bin dolara Amerikan vatandaşlığı Uzun şöyle devam etti; “İlk yapılan gezide 1 kişiye Orlando’dan 320.000$‘a kira getirisi yüksek bir ev sattık. Hatta satın alan kişi aynı gün evinin kiralama ve yönetim haklarını mülk yönetim şirketine devrederek, kiralama sürecini başlattı. Ev alan ailenin bütün gezi masrafları da fiyattan düşürüldü. Ev almayanlar ise uygun fiyata Amerika seyahati yaptılar ve çeşitli bölgelerini görme fırsatı buldular” ifadesini kullandı. Amerika’dan ev almak isteyen Türklerin akıllarında New York, Miami, Washington, gibi sadece birkaç şehrin olduğunu söyleyen Uzun, aslında Türklerin bilmediği fakat hem oturuma uygun hem de yatırım açısında çok avantajlı yerlerin olduğunu söyledi. Uzun; ‘’Projebeyaz olarak 18 eyaletteki binlerce evi konut alıcısının bilgisine sunuyoruz. Çok uygun fiyatlarla yüksek getiri sağlayabilecek evlerin bilgisini veriyoruz. Birde bunun üstüne işbirliği yaptığımız resmi kurum Lennar International kendi iştiraki olan firmasından veya çözüm ortaklarından konut alıcılarına çok rahat mortgage kredisi çıkmasını sağlıyor. Ayrıca ABD’de 500 bin dolar EB5


yatırımı yapılması halinde ABD vatandaşlığının da önü açılabiliyor. Türk alıcı Amerika ziyaretinde inşaatı yapan firma Lennar yetkilileri ile de birebir aracısız görüşerek akıllarındaki soru işaretlerini gideriyorlar. Zaten alıcının bütün hakları Amerikan yasaları garantisi altında’’ diye konuştu. İşte PROJEBEYAZ’ın Türk yatırımcılarına sunduğu ABD’deki fırsatlardan bazıları Championsgate: Universal, Disneyland, Sea World gibi dünyaca ünlü eğlence merkezlerine sahip Orlando şehrinin tam kalbinde yer alıyor. Proje, Disneyland’a 6 dakika uzaklıkta 5 bin ünite var. İnşaatı devam ediyor. Proje içerisinde tamamlanan alanlar yüksek kira getirisi ile satışa sunuluyor. 4 oda, 3,5 banyo ve Amerikan modeli salon ve karşılama alanına sahip dubleks townhome konutlar 290 bin dolardan satılıyor. Proje, eğlence merkezlerine yakınlığı sebebi ile yüzde 12’ye varan kira getirisine sahiptir. River Walk: Manhattan adasına 2 tünel ve bir asma köprü ile bağlanan New Jersey eyaletinin Burlington şehrinde yer alan River Walkprojesi, 170 metrekareden başlayan 2 ve 3 yatak odalı seçenekleri ile 235 bin dolardan başlıyor. Proje, yeşillikler içerisinde inşa edildi. Astoria: Amerikan bilgi teknolojisinin kalbi, yatırımcıların da gözdesi olan Silikon Vadisi’ne komşu, San Jose şehrinde inşa edilen Astoriaprojesi, konum ve yatırımı değeri açısından tercih ediliyor. Proje; townhomes şeklinde bitişik nizam ve kapalı garaj üstü tripleks olarak 135 metrekare 2 ve 4 yatak odası opsiyonları ile satılıyor. Projenin satış fiyatı 677 bin dolardan başlıyor. 2775 Cahuenga: Hayallerin gerçeğe dönüştüğü şehir olarak bilinen Los Angeles kentinin meşhur bölgesi Hollywood Hills’teki projede 130 metrekare net yaşam alanı olan, 3 kat dahilinde Amerikan modeli salon ve karşılama alanı, 2 yatak odası, 2,5 banyo, depolama alanları ve 2 araçlık kapalı garajlı daireler 870 bin dolardan satışa sunuluyor.

The Avenue Collection – 1200 Avenue: New Jersey eyaletinde Hudson nehrinin kıyısında inşa edilen The Avenue Collection – 1200 Avenue’den 8 dakikada Central Park’a ulaşılıyor. Projeye komşu olan yat limanları ile Manhattan’a trafiksiz ve hızlı ulaşım müm-

kün. Ayrıca, marka değeri olan proje yatırımcısına getirisi yüksek kazanç sağlıyor. Proje ana hatları ile net 83 metrekareden başlayıp 300 metrekareye kadar değişiyor. Konutlar 759 bin dolar ve 3 milyon 900 bin dolar aralığında satılıyor.

67


Emirates’e 4.kez ‘Dünyanın En İyi Havayolu’ Ödülü

E

mirates Havayolu, havacılık sektörünün en prestijli ödüllerinden Skytrax 2016 Dünya Havayolu Ödülleri’nde dördüncü kez Dünyanın En İyisi Ödülü’ne layık görüldü.104’ten fazla ülke, 280 havayolu ve 19,2 milyon anket sonucu ile sektördeki en kapsamlı ödüllerden biri olan Skytrax Ödülleri, ilk defa 2001 yılında dağıtılmaya başlandı. 2001 yılında ilk defa kazandığı Skytrax Dünyanın En iyi Havayolu ödülüne daha sonra 2002 ve 2013 yıllarında da layık görülen Emirates Havayolu, Bu yıl elde ettiği başarı ile dördüncü kez bu ödülün sahibi oldu. Emirates Havayolu Başkanı Sir Tim Clark, konu ile ilgili olarak; “Skytrax ödülüne layık görülmüş olduğumuz için gururluyuz. Emirates olarak her zaman yolcularımızı işimizin merkezine koyuyoruz ve tüm dünyada, her gün, her noktada yolcularımıza mümkün olan en iyi deneyimi sunmak için çalışıyoruz. Bu ödüllerin, yolcularımızdan gelen geri bildirimlere dayanması ve Emi-

68


Emirates, Skytrax’in 2016 Dünya Havayolu Ödülleri’nde “Dünyanın En İyi Havayolu Şirketi” seçildi. rates deneyimi yaratmak için verdiğimiz tüm gayretin fark edildiğini görmek bizim için çok sevindirici” dedi.

Dünyanın en büyük havayolu firması Emirates, Dubai’den uygun bağlantılar ile yolcularına sunduğu 6 kıtada, 81 ülkede ve 154 destinasyon seçeneği ile dünyanın en büyük uluslararası havayolu... Ayrıca dünyanın en genç ve modern geniş gövdeli uçak filolarından birine sahip. Hem operasyon açısından verimli hemde yolcular için de daha konforlu uçakları ile Emirates en yeni ürünleri hizmete sunabiliyor. Emirates, geçtiğimiz 12 ayda bir çok yeni ürün ve hizmete imza attı. A380 uçağı da dâhil olmak üzere Emirates’in birçok uçağında, tüm kabin sınıflarındaki yolcular benzersiz Wi-Fi bağlantısından faydalanabiliyor. Ortalama olarak yolcuların dörtte birinden fazlası uçuş sırasında internetten faydalanı-

yor. Bu durum 12 saatin üzerindeki uçuşlarda ortalamayı yarı yarıya yükseltiyor. Emirates, 90 kanalı çocuklara özel 2.689 kanallı endüstri lideri ice eğlence sistemi sayesinde 12 yıldır Dünyanın En İyi Uçak İçi Eğlence ödülüne layık görülüyor. En son gişe rekorları kıran filmlerden, ödüllü TV dizilerine, canlı TV, müzik ve bilgisayar oyunlarına kadar ice, daima daha iyi seçenekler sunmaya devam ediyor. Bir yıl önce Skytrax ödülünü kazanmasından bu yana ice eğlence sistemine:

• %35 daha fazla TV kanalı • %20 daha fazla TV Box seti • %35 daha fazla müzik kanalı dahil oldu. • Görme ve duyma rahatsızlığı yaşayan yolcular için İşitsel Betimleme ve özel altyazı teknikleri ile geliştirilmiş içerik seçenekleri oluşturuldu. • 37 farklı dilde içerik sağlandı. Havayolu aynı zamanda, Rio Olimpiyatları da dahil olmak üzere ünlü spor müsabakalarını yayınlayan Live TV Sport kanalıyla filosundaki Live TV’yi ağını genişletti.

69


‘İzmir’e Doyamazsın’ sloganıyla tanıtım atağı Kentin iç turizmden aldığı payın artırılmasını hedefleyen proje ile hem ülke ekonomisine hem de İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlanacak.

K

ent turizminde etkin bir hamle için İzmir Turizm ve Tanıtma Vakfı (İZTAV) çatısı altında güç birliği oluşturularak, yerli turistleri çekmek amacıyla ‘İzmir’e Doyamazsın’ kampanyası başlatıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZTAV’ın Başkanı Aziz Kocaoğlu, tanıtım için bu yıl yaklaşık 7-8 milyon TL ayrıldığını açıkladı. Kentin iç turizmden aldığı payın artırılmasını hedefleyen proje ile hem ülke ekonomisine hem de İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlanacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZTAV Başkanı Aziz Kocaoğlu; “Terör olayları nedeniyle daralan turizmi ve ticareti hareketlendirmek amacıyla bir kampanya gerçekleştirmeye karar vermiştik. Ancak darbe kalkışması olunca erteledik. Ülkenin ve toplumun normalleşmesine katkısı olacağına inandığımız için de Ağustos ayında tekrar harekete geçtik” dedi.

Önümüzdeki yıl yurtdışı tanıtımları yapılacak Kurban Bayramı’nda 9 gün tatile gitmeyi düşünenleri, son anda karar verenleri, kalkışma nedeniyle iznini iptal etmek durumunda kalan tüm vatandaşları İzmir’e davet eden Başkan Aziz Kocaoğlu, kampanyanın özellikle bu yıl daha çok yerli turiste yönelik olduğunu ve her turizmcinin kendisine göre belli promosyonlar yaptığını söyledi. Aziz Kocaoğlu, “Yaşanacak kent İzmir’in tüm güzelliklerini bir kez daha hatırlatırken, ülke ekonomisine katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. Ayrıca İzmir sadece bu organizasyon süresince değil, tüm yıl boyunca tatil planlayanlar için her keseye uygun alternatiflere sahip bir kentimiz. Kampanya için bu yıl yaklaşık 7-8 milyon liralık bir bütçe ayırdık. İZTAV yurt içinde tanıtım yapıyor. Önümüzdeki yıldan itibaren hem yurt içi hem de yurt dışı tanıtımlara devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

Yarımadada günlerce vakit geçirebilirsiniz İzmir’de kentin turizmini hareketlendirmeye yönelik birçok çalışma yaptıklarını belirten Başkan Kocaoğlu, şu bilgileri verdi: “Sığacık Kalesi’nin içinde 284 evi düzenledik. Urla Sanat Sokağı yapılıyor. İzmir’de yöresel bir çok festival yapıyoruz.

70

Ot festivali, enginar festivali, kavun festivali, lavanta festivali, bal festivali gibi birçok etkinlik yapıyoruz. İzmir Yarımadası’nın stratejik planını yaptık. Bisiklet yollarını, yürüyüş yollarını belirledik, bağ yollarını belirledik. Zeytin yolunu, köy pazarlarını, tarihi yerlerin yolunu, güzergahlarını belirleyip bunların haritalarını yaptık. Cep telefonuna da indirebilirsiniz. Kaybolan peynir çeşitlerini ve ürünleri bu uygulamada hayata geçirdik. Yarımadaya geldiğinde belinde rehberle günlerce vakit geçirilebileceğiniz bir çalışma yaptık.”

İzmir’i topyekün kalkındırmak istiyoruz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, yasayla verilmiş belediye hizmetleri dışında, kentin ve kentlinin kalkınması gibi başka bir misyonu daha üstlendiğini söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Yerelde kalkınmayı gerçekleştirmek, İzmir’i topyekun kalkındırmak istiyoruz, amacımız bu. Göreve geldiğimizde bir stratejik plan yaptık, eksiklerimizi tespit ettik ve yola koyulduk. Öncelik sıralamalarımızı, ihtiyaçlarımızı belirledik. Olanaklarımız nispetinde bütün altyapı eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Fuarcılıktan organik tarıma kadar çok önemli adımlar attık. Ve artık konuştuğumuz zaman lafın havada kalmayacağı bir ana geldik. İnsanlar evinden çıkıp denize girsin istiyoruz. Arıtma, kanalizasyonda, hava kirliliğinde, toprağın kalitesinde çok büyük iyileştirme yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Arıtma yatırımları doğrudan temiz denize yansıyor mavi bayraklı plaj sayısı artıyor. Mavi bayraklı plaj sayımız yüzde 62 arttı.”


Gemi seyahatinizi ucuza getirmenin yolları

G

emi seyahatleri son yıllarda yurtdışı turlarına meraklı seyahat severlerin yoğun ilgi gösterdiği bir seyahat şekli olmaya başladı.1 haftalık gibi kısıtlı bir zaman diliminde 4-5 ülkeyi gezebilme ve seyahat ederken de yol yorgunluğu olmaksızın her sabah yeni bir limana uyanmanın keyfi turistleri cezbeden konular arasında yer alıyor.

Ayrıca, yaz kış demeden 12 ay yapılabilecek ideal bir seyahat şekli olması, ülkemizde kış aylarınınn yaşandığı dönemde sıcak bölgelere seyahat etme isteği olanlar için ideal çözüm olması nedeniyle tercih ediliyor. Gemi seyahatleri de denizlerin dingin olacağı destinasyonlar seçilip, programlar buna göre hazırlanıyor. İşte bu nedenle bizde soğuklar yaşanırken gemi ile ılıman Akdeniz ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Karayipler, Kanarya Adaları, Küba gibi seyahatler kış döneminde içinizi ısıtacak bir seyahat olarak satışa sunuluyor. Gelelim gemi seyahati hakkında bazı ipuçlarını sizinle paylaşmaya :

Geminiz güzel bir şehre yanaşırken sakın kaçırmayın! Özellikle sabah kahvaltılarında çok önemli bir detay var. Gemi tur paketlerinin pek çoğunda gemiler sabahleyin yeni bir şehre gelir ve limana yanaşırlar. Bu nedenle bir gün önceden geminin saat kaçta limana yanaşacağını programınızdan bakıp 1 saat kadar öncesinden, geminin dışarı bakan camlarının bulunduğu bir alanda kahvaltınıza başlayın ki, gemi limana yanaşırken kahvaltı keyfiniz daha fazla anlam kazansın. Bir diğer konu da, gemide kahvaltı için 2 alternatif var, birincisi ve en çok tercih edileni açık büfedir. Diğeri ise farklı bir katta konumlanmış, kahvaltı alakart restaurantıdır.

indirim yapılmış ne kadar ürün varsa koyar, sergilerler. Gemideki bu pazarda hiç aklınıza gelmeyecek pek çok ürün bulabilecek ve ucuz alışverişin keyfini çıkaracaksınız.

Uygun fiyatla Masaj ve SPA imkanları…

mek saatlerinden 1-1,5 saat kadar önce Cafe, Bar veya pastanelerde Happy Hour olarak adlandırılan %50’ye varan indirimlerle içecek alabilir, indirimli tatlı servisinden de faydalanabilirsiniz.

Hergün odanıza gönderilen Newsletter’da Masaj ve SPA imkanları ile ilgili özel paketler, zaman zaman çok özel indirimler görebilirsiniz. SPA merkezini ilk günden ziyaret edip, bu fırsatları sormaktan da çekinmeyin, gemilerde bunlar sıkça uygulanan bir gelenek halini almıştır.

Çevre gezilerini ucuza getirebilirsiniz

Bedava spor, uygun fiyatlı eğlenceler…

MSC Cruises’ın tüm seyahatlerinde Türkçe rehberler bulunmakla birlikte, rehber bulunmayan bir gemi seyahatine katılırsanız gemide ekstra ücretle satılan çevre gezilerinin hangilerine katılacağınızı önceden tespit edip, seyahatin ilk günü “Excursion Desk”ten birkaç turu peşin alıp, %30’lara varan indirimler kazanabilirsiniz. Daha ucuz çevreyi nasıl gezerim derseniz, hemen her limanda organize edilmiş şehre giden bir belediye otobüsü veya Hop On-Hop Off ismi verilen çift katlı indi-bindi yapabileceğiniz turist otobüslerine de binerek daha ucuza şehri gezebilirsiniz. Ancak hatırlatmakta fayda var, tur paketleri ile gitmenin en önemli avantajı rehberin yanınızda olması, hem bilgilenme açısından önemlidir, hem de başınıza gelebilecek bir sağlık sorunu veya bir hırsızlık vs olduğunda sizinle ilgilenecek bir güvencenin yanınızda olması da tur paketinin en önemli değeridir.

MSC Cruises gemilerinde golf, basketbol, yürüyüş parkuru, fitness gibi ücretsiz yapabileceğiniz spor aktiviteleri bulunur. Bunların yanı sıra uygun fiyatlı Formula 1 araç testi, 4 Boyutlu Sinema, çocuklar için bilgisayar oyun salonu da bulunmaktadır. Ücretsiz geminin kitaplığından arzu ederseniz Türkçe kitaplar da okuyabilirsiniz veya oyun salonunda tavla, okey gibi oyunlar da oynayabilirsiniz. Futbol, basketbol gibi TV yayınlarını da gemilerde yer alan Sports Cafe’lerde ücretsiz seyredebilirsiniz. İnternet geminin hareket halinde olması nedeniyle uydudan alınan bir servis olduğundan, biraz pahalıdır. Çok kullanım yapmayacaksanız saatlik paketler alabilir veya vardığınız limanda, şehri gezerken bir cafe veya restaurantta kullanırsanız bu anlamda da bir ekonomi yapmış olursunuz.

Newsletter’ları mutlaka detaylıca okuyun Odanıza her akşam yemeği esnasında, bir sonraki günün detaylı programını (Newsletter), gemide ertesi gün verilecek özel indirimleri, kampanyaları duyuran detaylar yer alır. Ayrıca gemide verilen servislerin açılış-kapanış saatleri, ertesi gün casual, resmi giymeniz gereken kıyafet tarzına kadar tüm detaylar yer alır. Gemide uygulanan ne kadar promosyon, indirim-fırsat var ise bu bültende yazmaktadır.

Öğle yemeğinden tasarruf imkanı

En ucuz alışverişi kaçırmayın

Öğle yemekleri genelde limanda geçirilen zaman dilimine denk geldiğinden diğer öğünlere nazaran daha az çeşidin olduğu bir öğündür, buna karşın zaten şehri gezmek yerine gemide öğle yemeği yiyen seyahat sever çok azdır, ancak şehre yakın bir limana yanaştıysanız ve dışarıda yemeğe para ödemek yerine tasarruf edip, geminize dönüp yiyebilirsiniz.

Gemilerde bulunan Duty Free dükkanları, havalimanındakilere nazaran çok daha fazla fırsat sunar. Pek çok üründe daha önce karşılaşmadığınız kadar uygun fiyatlar görebilirsiniz, özellikle de elektronik ve kozmetik ürünlerinde. Bir de gemilerde seyahatin belli günlerinde Duty Free Shop önünde bir pazar yeri kurulur, burada dükkanın dışına yeni özel

Gemi Ekstralarından tasarruf edin İçecek ekstraları birçok Avrupa kenti ile kıyaslandığında gemilerde makul ücretlidir. Bununla birlikte eğer ki çok içecek tüketen biri iseniz, alternatifli içecek paketleri gemi tarafından sunuluyor. İçebileceğiniz kapasiteye göre toplu bir peşin satın alma ile %35’lere varan indirimler alabilirsiniz. İçecek paketlerinden faydalanmamış iseniz, genelde ye-

71


Türk kadınları kendilerini güzel buluyor Türkiye’de kadınların yüzde 89’u, araştırmaya katılan pazarlar içerisinde en yüksek ikinci rakamla, kendilerini güzel buluyor.

P

hilips tarafından ilk kez geçtiğimiz yıl hazırlanan Küresel Güzellik Endeksi raporunun ikincisi Amsterdam’da gerçekleştirilen Güzellik Zirvesi ile duyuruldu. Bu yıl 11 ülkeden 11 binin üzerinde kadının katıldığı araştırma, bir yıl içinde yaşanan değişimi gözler önüne sererken, yeni trendlerin ve ilgi alanlarının keşfedilmesini de sağlıyor. Raporda ülkeler arasında güzellik algısı ve alışkanlıklarında önemli farklar göze çarpıyor. Katılımcıların yüzde 67’si herkesin güzellik anlayışının farklı olduğunu söylerken, yüzde 70’i evrensel bir güzellik tanımı yapılamayacağını düşünüyor. Dünya çapında geçtiğimiz yıla oranla ciddi bir özgüven artışı olduğunu ortaya koyan araştırmaya katılanların yüzde 57’si kendilerini güzel bulduklarını ifade ediyor. Güzel göründüklerine inanan kadınlar sıralamasında Türkiye yüzde 89 ile Hindistan’dan (yüzde 94) sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’yi, yüzde 75 ile Rusya, yüzde 65 ile Çin, yüzde 58 ile ABD, yüzde 57 ile Almanya ve yüzde 56 ile Güney Kore takip ediyor. Bu oranın Polonya (yüzde 41), Fransa (yüzde 40), Japonya (yüzde 28) ve Birleşik Krallık’ta (yüzde 26) geçtiğimiz yıla oranla önemli ölçüde düştüğü görülüyor.

‘Kişisel bakım’ herşeyden önemli olacak Araştırmaya göre ‘kişisel bakım’ kavramı artık farklı bir anlam taşımaya başladı. Farklı ekonomik kesimlerden kadınlar güzellik endüstrisinin kendi ihtiyaçlarına bireysel olarak yanıt vermesi-

72

ni bekliyor ve herkese uygun standart bir çözüm anlayışından giderek uzaklaşıyor. Katılımcıların yüzde 55’ine göre ise güzellik çözümlerinin kişiye özel tasarlanmış olması artık satın alınabilir ve uygun maliyetli olmasından daha önemli olarak algılanıyor.

Türkiye’deki kadınlar ne düşünüyor? Kadınların yüzde 89’unun kendini güzel bulduğu Türkiye’de, katılımcıların yüzde 50’si dış kaynaklardan güzel görünme baskısı hissettiğini belirtiyor. Türkiye’den araştırmaya katılan kadınların yüzde 43’ü kendilerini mutlu hissetmek için düzenli bakım yaptıklarını belirtirken,

yüzde 49’u güzel görünmek ve güzel hissetmek için bu işlemleri uyguladığını söylüyor. Kadınların yüzde 64’ü, bakımlı ve güzel olmanın kariyerine etkisi olduğunu düşünürken yalnızca yüzde 18’lik kısım iş arkadaşları tarafından çekici bulunmanın önemli olmadığını ve yüzde 21’lik kısım kariyeri için görünümünde bir değişikliğe gitmediğini söylüyor. Türkiye’de kadınların yüzde 46’sı saçları ve ciltleri için en uygun ürünler konusunda kişisel tavsiyelere güvendiklerini belirtiyor. Yüzde 57’lik bir kesim ise gelecekte tüm güzellik ürünlerinin kendi bireysel ihtiyaçlarına uygun hale getirileceğine inanıyor. Bu da sektöre ve kadınlara yönelik önemli fırsatların ortaya çıkacağını gösteriyor.Türkiye’de epilasyonda kalıcı sonuçlar bekleyen kadınların oranı yüzde 51 ile dünya ortalamasını ikiye katlıyor.

Philips’ten inovatif, üstün kaliteli akıllı çözümler Philips, bilim insanları, tasarım ve trend uzmanları ile çalışarak inovatif, üstün kaliteli ve kadınların güzellik ritüellerini kolay ve rahat bir şekilde iyileştirecek güzellik araçları sunmaya devam ediyor. IPL teknolojisine sahip Lumea Ailesi ile tüy sorununa da uzun süreli pürüzsüzlük getiren, güzellik portföyü içerisinde saç bakımından epilatörlere kadar farklı ürün portföyünü sunan Philips; bilim insanları, tasarım ve trend uzmanları ile çalışarak inovatif, üstün kaliteli akıllı çözümler üretiyor.


Tırnaklarınızı çektirmeyin! nak batığının sık sebepleri arasındadır. Gebelik döneminde de ayakta oluşan ödem ve şişlik, kilo alımı tırnak yatağında bası oluşmasına ve batık gelişmesine yol açan diğer sebepler arasındadır. Tırnak batmasında görülen geçmeyen ağrılı şişme bulgusu tırnak yatağında gelişen tümörlere, damar hastalıklarına bağlı gelişebileceği için mutlaka dermatoloji uzmanınca tanı ve değerlendirilme yapılması önerilir.

T

ırnak, ayak sağlığımızın ve estetiğinin önemli bir parçasıdır. Son derece acı veren tırnak batıkları önemli derecede yaşam kalitemizi etkiler. En çok ayak baş parmaklarda olmakla beraber tüm tırnaklarda batık gelişebilir. Tırnak batması ve tırnak şekil bozuklukları bilinçli tanı tedavi yöntemleri ile önüne geçebileceğimiz bir sorundur. En çok ayak tırnağının kendi genetik yapısıyla oluşan şekil bozukluklarından kaynaklanan bu problem; ayakların aşırı terlemesi, ayak yapısına uygun olmayan ayakkabı seçimiyle, usulsüz yapılan pedikür işlemleri sonucunda da gelişebilir. Tırnak mantarı gibi bazı tırnak hastalıklarının tırnakta oluşturduğu şekil bozuklukları da tırnak batıklarının yine en sık sebepleri arasındadır. Tırnakların hatalı ve çok dibinden içe kıvrık kesilmesi tırnak batığı gelişimini kolaylaştırır. Ayağa dışarıdan gelen darbeler, özellikle sporcularda sık karşılaştığımız travmalar tır-

Tırnak batıklarında en büyük sorun ızdırap veren ağrıdır. Batıkla beraber gelişen bakteriyel ve mantar enfeksiyonunun da tedavisi batık tedavi edilmedikçe zorlaşır. Ağrı ve şişlik ayakkabı giyinmesine engel olacak boyutlara ulaşabilir. Tırnak batığı tedavisinde çok sayıda yeterli sonuç vermeyen veya uygun olmayan yanlış tedavi yöntemleri mevcuttur. Pedikür Batık tırnağı kesinlikle tedavi etmez. Tırnak batmasında tedavi nedene yönelik olarak seçilmelidir. Amaç tırnağa zarar vermeden kalıcı olarak tırnak batmasının düzeltilmesi olmalıdır. Batık tırnağı olan hastalara yapılan önemli bir yanlış ise tırnağın bütün olarak çekilmesidir. Bütün olarak çekilen tırnak ne yazık ki aynı şekilde batık olarak geri çıkacaktır. Tırnak batması ve tırnak şekil bozukluklarında tırnak yatağını şekillendirebilen lazer yöntemi ayrıca kanama olmasına engel olarak yaranın hızlı iyileşmesine yardım eder. Tırnak yatağı lazer ışığı ile düzeltilerek hem tırnağın düzgün olarak çıkması hem de bir daha batmamasını sağlamaktadır. Hasta günlük yaşamına hemen dönebilmekte tam

iyileşme 7-10 günü bulmaktadır. Tırnak batmasında tüm Dünyada bilinen oldukça pratik ağrısız ve basit bir diğer yöntem olan tüp (protez-gutter) uygulamasında ise ortalama 10 gün süren tedavi sonucunda batan tırnak yatağındaki iltihap geriler ve doku iyileşir. Ayrıca diğer bir geçerli yöntem olan ilaç uygulaması (fenolizasyon yöntemi), ağrısız dikiş atılmadan yapılan ortalama beş dakika süren bir yöntemdir. Tekrarlama oranı %5 gibi çok düşüktür. İşlem sonrası günlük işlere devam edilebilen en geçerli yöntemlerden biridir. Tırnak batması ilerleyen zamanlarda tırnak şeklinde ilerleyici şekil bozukluğu yaratabileceğinden dermatoloji uzmanlarına danışılarak en pratik en geçerli tedavi yöntemleri tercih edilmelidir.

73


Güneşlenirken Cildinizi Lekelere Karşı Koruyun

S

Güneş ışınlarının zararlı etkilerine maruz kalan cildimiz için aradığımız mucize, yine doğanın bize sunduğu bitkilerde bulunuyor.

ıcak havalarla birlikte cilt problemlerinde artış yaşanıyor. Yoğun güneşin neden olduğu cilt problemlerini yenmek için bitkilerden yararlanmak, hem doğal hem de pratik çözümler üretiyor. Evde rahatlıkla uygulanabilecek pratik bitkisel çözümler hem problemli ciltlerin hem de cildini güneşten korumak isteyenlerin imdadına yetişiyor. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde görevli Uzman Biyolog Tuğçe Ağba, Güneş’ten gelen zararlı ışınlara karşı cildini lekelerden korumak isteyen kadınlar için çeşitli bitkisel yağlardan elde edilen, her cilde uygun doğal cilt maskesinin tarifini verdi.

Problemli ciltler için Kalendula

Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ndeki atölyede aloe vera, adaçayı, papatya, kalendula, susam yağından elde ettiği özel karışımla hazırladığı doğal cilt maskesinin tarifini veren Tuğçe Ağba, maskenin basit, doğal ve masrafsız yöntemle evde nasıl hazırlanacağını açıkladı. Ağba, sadece buzdolabında soğutulmuş gül suyunun bile cildi sakinleştirmek için yeterli olacağını ifade etti.

Aloe vera bitkisinin cildi doğal yoldan nemlendirmek için bire bir kesin çözüm olduğunu belirten Ağba, “Aleo vera için herhangi bir işlem yapmanıza gerek yok. İçi jel dolu bir bitkidir. Bitkiyi kırdığınızda içinden dökülen jeli doğrudan vücudunuza sürebilirsiniz. Cildinizin kısa sürede yumuşadığını hissedeceksiniz. Jeli, kremlerimizle de karıştırıp kullanabiliriz. Aloe vera, aynı zamanda yara ve yanık tedavilerinde çok kullanılan bir bitkidir” diye konuştu.

Problemli ciltler için uygulanabilecek çözümler arasında kalendula (aynısefa) bitkisinin yarar sağladığını söyleyen Ağba, “Bu bitkinin yağını da kullanabiliriz. Ama dileyen sıcak suda demleyip soğumasını bekleyerek pamuk veya sprey halinde cildine sürebilir. Aynısefa bitkisinin büzüştürücü bir etkisi vardır. Yağı da çok basit hazırlanır. Turuncu renkteki çiçeklerini koparıp bir kavanoz içerisine koyarak üzerine zeytinyağı doldurup 2 ay kadar güneşte beklettiğimiz takdirde cilt yağı elde etmiş oluyoruz” dedi.

Aloe vera ile doğal çözüm

Yüzümüze, bedenimizden daha çok önem veriyoruz

A

merika’da yapılan bir araştırmaya göre kadınların %60’ının bedenleri yerine, yüzlerinin çok daha genç olmasını istedikleri ve bu sebeple yüz bölgesine yapılan estetik cerrahi müdahalelere ve medikal uygulamalara sıcak baktığı ortaya çıktı. Estetik International Sağlık Grubu doktorları yapılan bu araştırmayla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Araştırma bir Amerikan şirketine ait ve Amerika’da yapılmış ama ülkemizde de durum çok farklı değil. Özellikle kadınlar bedenlerinden çok, yüzlerindeki yıpranmaya odaklanıyor ve bunun için önlemler almaya çabalıyor. Yüzümüz iletişim için en önemli bölgelerden birisi, üstelik aynada en fazla izlediğimiz alan. Mimik kaslarının bu bölgede olması ve sürekli güneş gibi dış faktörlerin olası zararlı etkilerine maruz kalması sebebiyle, çok daha fazla yıpranmaya açık olduğunu söyleyebiliriz.”

Örümcek Ağı estetiği öne çıkıyor “ Kliniklerimize gelen kadın hastalarımızın en çok talep ettiği uygulamaların başında Örümcek Ağı Estetiğinin olması da, aslında bu araştırma sonuçlarını doğruluyor. Örümcek Ağı Estetiği ile büyük oranda yaşlanma belirtilerinin önüne geçebiliyor veya oluşmadan önlemler alabiliyoruz. Ayrıca Örümcek Ağı Estetiği yüz dışında, kol ve bacak içleri,

74

karın, meme gibi bölgelere de yapılabiliyor. Örümcek Ağı Estetiğinin yanı sıra, mimik çizgilerinin oluşmadan önüne geçmek için botoks ve kontür düzenlemeleri içinse dolgu uygulamaları yine yüz bölgesi için en çok tercih edilen medikal uygulamalar arasında yer alıyor. Ayrıca ultrason dalgalarıyla kolajen üretimini harekete geçiren ultraterapi de favori bir tekniktir. Tüm bu saydığımız uygulamalar, her şeyden evvel önleyici ve yaşlanma belirtilerini tedavi edici özelliklere sahip. Herkes her sabah canlı ve pürüzsüz bir ciltle güne başlamak istiyor, bu sebeple kadın erkek fark etmeksizin ameliyatsız bu tekniklerden faydalanılabilir. Fizyolojik bir süreç olan yaşlanmanın, önüne geçilebilir ve yaşlanmayı geciktirebilirsiniz.”


Avantajix’ten özel çözüm; Kozmetiğe harcanan parayı nasıl azaltabiliriz?

K

ozmetik sektörü, sunduğu yüzlerce çeşit ürünle güzel ve genç kalmak isteyenlere çözüm sunarken, bütçeleri de oldukça hırpalıyor. Bu konuda ekonomik davranmak arzusundaysanız, “Güzel görünmek, illa çok para harcamak demek değildir” mottosuyla hareket eden Avantajix.com’un indirim mühendislerinin sunduğu önerilere kulak kabartmanız gerekecek.

Güzel görünmek, illa çok para harcamak demek değildir” mottosuyla hareket eden Avantajix’in indirim mühendisleri, kredi kartı limitlerini zorlamadan güzel ve bakımlı görünmenin sırlarını paylaşıyor. ürün hangi mağazada kaça satılıyor bir tıklamayla öğrenmek mümkün. Ayrıca, Avantajix. com gibi cachback siteleri üzerinden alışveriş yapılırsa, yapılan her alışveriş karşılığı ekstra nakit paralar kazanılacağı için alışverişler benzersiz şekilde ucuza gelebiliyor”

Avantajix.com’un Kurucu Ortağı Güçlü Kayral, yüz binleri aşan üyeleri ile sürekli etkileşim içinde olduklarını, her birisi indirim mühendisi olan üyelerinden gelen tasarruf önerilerini paylaştıklarını belirtti. 2015 yılında yaklaşık 800 milyon liralık kozmetik ürün ithalatı yapıldığını vurgulayan Kayral, “Kozmetiğe harcanan parayı azaltabilirsek ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanabilir. Biz de üyelerimize bu konudaki önerilerini sorduk” dedi.

*Pahalı ürün, iyi ürün değildir: Çok fazla para ödemeden sahip olacağınız uygun ürünlerle; hem cilt bakımınızı doğru şekilde yapabilir, hem de kesenizi fazla yormazsınız. Örneğin yüzünüzün günlük temizliği için; uygun bir sabunla yüze yapışan kirlerden ve tüm gün karşılaşılan sigara, egzoz dumanı gibi zararlı maddelerin etkilerinden arındırmak gerekir.Kuru ciltler için krem ya da gliserin ya da zeytinyağı içerikli bir sabun tercih edilebilir.Yağlı ciltler için ise kükürtlü ya da meyve esansı içeren bir sabun uygundur.

Avantajix.com üyelerinin kozmetiğe harcanan parayı azaltmak için sundukları öneriler şöyle: *Öncelikle cildinizi tanıyın: Kişi öncelikle kendi cildini tanımalı, cildine uygun olmayan ürünlerden uzak durmalı. Cilt yapısını bilmeyen kişiler mutlaka bir dermatologdan destek istemeli. Çünkü kendi başına karar vererek alınmış bir ürün, isabetli olmayabilir ve bu ürün ya çöpe gider ya da rafta uzun yıllar kalarak bozulur. Bu da harcanan paranın uçup gitmesidir.

*Aşırı makyaj yapmayarak temizleme ürünlerinden tasarruf edin: Aşırı makyaj ciltte yapay durur ve temizlenmesi de oldukça zordur. Bunun yerine, gün içinde gidilecek yere göre hafif bir makyaj tercih edilmelidir. Doğal ve sade makyajın hem tazelenmesi, hem de çıkarılması daha kolaydır. Böylelikle hem makyaj malzemelerinize çok fazla para harcamazsınız, hem de makyajınızı çıkaracağınız ürünleri daha uzun süre kullanma imkânına kavuşursunuz.

*Alışverişi internetten yapın: Herhangi bir kozmetik ürüne en uygun fiyatla ulaşabilmek için internetten satın almayı tercih edin. İnternette karşılaştırma yapmak son derece kolay. Aynı

*Badem yağı ve balla gençleşin: Nemlendirici olarak kullanılacak ürünler kişiden kişiye değişir. Deriyi genç tutmak, kırışıklıkları azaltmak, gelişmiş lekeleri yok etmek için kullanılacak bir

nemlendirici elde etmek kolaydır. Fakat bu tarz hazırlama kremler, stabilizasyonu sağlanmadığı için kolayca bozulabilir. Bunu göz önünde bulundurarak; A, E ve C vitaminleri içeren kapsüller, salatalık rendesi, bademyağı, bal gibi anti-aging maddelerinin bir kremle karıştırılıp sürülmesi yararlı olacaktır. *Keselenmek en eski peeling yöntemi: Vücudunuzdaki ölü derileri atmak ve daha sağlıklı bir cilde kavuşmak için peeling yapmak gerekir. Bir avuç toz şekeri biraz zeytinyağıyla karıştırın ve karışımı duşta kullanarak ölü deriyi atın. Bunun dışında iyice buhar altında kalınan bir banyoda kese yapmak bilinen en eski peeling yöntemidir. *Manikür yaptırmaya gidemiyorsanız: Evde sahtesini kendiniz de yapabilirsiniz. Tırnaklarınızı limon suyuna sokun. Daha sonra bir tırnak parlatıcısıyla (törpü şeklinde satılan ve tırnaklarınıza masaj yapan) tırnaklarınızın uçlarını parlatın. Böylece tırnak cilasına ihtiyacınız kalmayacak! *Rujunuzun ömrünü uzatın: Farklı tonlar için ayrı ayrı rujlar kullanmak yerine, ufak hilelerle aynı ruju uzun süre kullanabilirsiniz. Örneğin; parlak bir görüntü için, ruju, ince bir tabaka halinde dudaklarınıza sürdüğünüz vazelinin üzerine sürün. Yepyeni sürülmüş ruj görüntüsü hoşunuza gitmiyorsa, parmak uçlarınızı kullanarak bunu değiştirebilirsiniz. Mat görünüm için biraz pudra sürebilir, gece kullanmak için de ruju koyu renk bir farla karıştırabilirsiniz.

75


Beş büyük ligde taraftar rekoru Almanya’nın

K

PMG Football Benchmark ekibi, beş büyük ligin stadlarındaki 2015-16 sezonunu inceledi. Doluluk oranı açısından 40 bin seyirci ortalamasının üzerine çıkan tek futbol ligi olan Almanya’yı İngiltere Premier Ligi izledi. Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde mutlu sona ulaşan Real Madrid’in boy gösterdiği İspanya’nın La Liga’sı stadyumları doldurma sıralamasında üçüncü oldu. Amerikan Ulusal Futbol Ligi NFL’in ardından dünyanın en popüler ikinci spor ligi olan Bundesliga, maç başı 43 bin 193 ortalamayla 40 bin izleyici barajını aşan tek futbol ligi unvanını da ele geçirdi. Stadyumların kapasite kullanımına bakıldığında Alman futbolseverlerin yüzde 92 oranında tribünleri doldurduğu açıklandı. Buna karşılık Almanya’da şampiyonluğa ulaşan Bayern Munich kombine biletlerini 140 Euro’dan piyasaya sürerken, İngiltere Premier Ligi’nden düşen Newcastle United’ın kombine biletleri 708 Euro’dan alıcı buluyor.

Brexit İngiltere futbolunu etkileyebilir İngiltere’nin ortalamada Almanya’nın geri-

76

sine düşmesinde stadyumların kapasiteleri de önemli rol oynuyor. Premier Lig’de bir stadyum ortalama 38 bin taraftar kapasiteye sahipken, Bundesliga’da bir stat ortalama 46 bin 924 futbolsevere ev sahipliği yapabiliyor. Yeni sezon öncesinde West Ham United’ın yüksek kapasiteli yeni stadına taşınması bir artı olarak ön plana çıkarken, Brexit nedeniyle bu tablonun negatife dönebileceği yorumları yapılıyor.

İspanya’da sadece üç büyük takım izlendi Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne İspanyol takımları Real Madrid ile Atletico Madrid final oynayarak damga vururken, La Liga’da da büyük takım odaklı bir taraftar profili ortaya çıktı. Almanya ile İngiltere’nin gerisinde kalan La Liga’nın maç başına seyirci ortala-

En fazla seyircili lig sıralamasında 43 bin 193 ortalamayla Bundesliga zirvenin sahibi olurken, Süper Lig maç başına 8 bin 427 seyirci ile çok gerilerde kaldı. ması 29 bin 168. Barcelona ortalama 78 bin 881, Real Madrid 69 bin 736 kişiye oynarken, 44 bin 647 ortalamalı Atletico Madrid’le birlikte üç takım lig toplamının yüzde 35’ini oluşturuyor. Yeni sezonda da La Liga’da aynı rakamlara ulaşılması bekleniyor.

İtalya eski günleri mumla arıyor Bir dönem Avrupa futboluna damga vuran İtalya’da futbol artık eski günlerdeki kadar


ilgi görmüyor. Stadyum kapasitesi olarak Almanya’nın ardından ikinci büyük ülke olan İtalya, izlenirlikte yüzde 50’yi zorlukla aşıyor. Maç başına 22 bin 644 seyircinin takip ettiği Serie A’da en çok seyirci toplayan kulüp ise bu sezon milli futbolcu Caner Erkin’in formasını giymeye hazırlandığı Inter Milan (45 bin 583). Bu rakamları yukarı çekmek isteyen Inter ve Milan kulüpleri yeni stadyum projeleriyle taraftarlarıyla buluşmanın planlarını yapıyor.

ların 2016-17 sezonunda yeni taraftarları tribünlere çekmesi planlanıyor.

lilerin maçlarını ortalama 28 bin 857 kişi takip ederken, Galatasaray 19 bin 466 seyirci topladı. Yeni stadı Vodafone Arena’ya son üç iç saha maçında kavuşan Beşiktaş ise ortalama 18 bin 758 taraftarının desteğiyle maçlara çıktı.

Süper Lig’de büyük düşüş yaşandı

Stadyumların doluluk oranlarında Süper Lig alt sıralarda kaldı. Mabedinin yarısından fazlasını dolduran tek kulüp, yüzde 57.1’le Fenerbahçe. Ligde stadyumunu doldurma ortalaması yüzde 28.4’te kaldı, 9 takım ise yüzde 30 ortalamaya bile ulaşamadı. Yapılan araştırmada stadyumların genellikle takımların performansına ve ligdeki konumuna göre dolduğu ortaya çıkıyor. Ayrıca Türkiye’de birçok yeni stadyumun da yakın zamanda kapılarını açacağı düşünüldüğünde, önümüzdeki yıllarda taraftar sayısında artış bekleniyor.

Şampiyonluk ipini B e ş i k t a ş’ı n göğüslediği Türkiye Süper Ligi’nde maçlar ortalama 8 bin 427 kişi önünde oynandı. Özellikle son iki yılda büyük düşüş yaşanan Süper Lig’de taraftar konusunda en şanslı kulüp Fenerbahçe oldu. Sarı-lacivert-

Paris Saint Germain kapalı gişe oynadı 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Fransa, ‘5 büyük futbol ligi’ arasında 20 bin 894’le seyirci ortalamasında son basamakta bulunuyor. Ligue 1’de şampiyonluğa ulaşan Paris Saint Germain 47 bin 929 kapasiteli stadyumunda 46 bin 160 ortalamayı yakalayıp, taraftarının desteğiyle kupayı kaldırdı. EURO 2016 için yenilenen stadyum-

77


Avrupa’nın stadyum ligi araştırması

KPMG Football Benchmark ekibi 2016/17 sezonu öncesi Türkiye ve Avrupa’nın beş büyük ligindeki stadyumları inceledi. Buna göre, uygun projelendirilen stadyumlar, kulüplerinin başarısına büyük katkı sağlıyor.

K

PMG Football Benchmark ekibi Türkiye ile Avrupa’daki Premier League, Bundesliga, La Liga, Seria A ve Ligue 1’deki stadyumları yaş, sahiplik durumu, isim hakları ve kapasite açısından kıyasladı. Hazırlanan raporda, kulüplerin elde ettiği gelirler içinde özel mülkiyetli stadyumların payının, kamuya ait altyapılardan çok daha büyük olduğu ve Avrupa kulüplerinin çoğunun kendilerine ait bir stadyuma sahip olma eğiliminde olduğu belirtildi. Raporda, “İngiltere ve Almanya’daki orantısız bir şekilde daha büyük ve özel mülkiyetli stadyumlar nedeniyle, Premier League ve Bundesliga son 10 yılda diğer 3 lige göre hem ticari hem de sportif açıdan kayda değer seviyede büyüdü” denildi. “Bu ligler, stadyumlarının aynı zamanda modern, çekici ve dolu olması nedeniyle, kazançlı sponsorluk ve televizyon yayın anlaşmaları gerçekleştiriyor. Uluslararası arenada örnek alınıp büyük beğeni topluyor. Premier League’deki 20 kulübün 16’sının, Bundesliga’da ise 18 kulübün 10’unun bu bakış açısıyla yapılmış özel mülkiyetli stadyumları bulunuyor. İspanya La Liga (13), İtalya Serie A (17) ve Fransa Ligue 1’de (19) ise stadyumların çoğu belediyelere ait. Geri kalanları alışılmadık bir biçimde kamu kuruluşları veya özel şirketlerin (2) mül-

78

kiyetinde. San Mamés (Athletic Bilbao) ve Weserstadion (Werder Bremen) stadyumları buna örnek verilebilir.”

En demode stadyumlar İtalya’da KPMG analizinde, İtalya ligi Serie A’nın diğer liglere göre daha sönük kaldığı belirtilerek, “Serie A, geçmişteki uluslararası bilinirliğini geri kazanmak için uğraş veriyor. Demode, kamuya ait, gereğinden fazla büyük ve nadiren dolan stadyumlar, Serie A’nın zorlu koşullarını yansıtıyor.

En yeni stadyumlar Almanya’da

Euro 2016’nın Fransız stadyumlarına katkısı oldu

Yaş açısından değerlendirildiğinde, 18 stadyumun 11’i 2000 yılından sonra ve çoğunlukla 2006 Dünya Kupası’ndan önce inşa edildiği için Almanya en yeni spor tesislerine sahip ülke konumunda. İngiltere’de 7 Premier League stadyumu aynı dönemde açıldı.

KPMG’nin çalışmasına göre EURO 2016’nın Fransız stadyumlarına olumlu bir etkisi oldu. Turnuvada kullanılan 10 stadyumun 4’ü yeni inşa edildi: Stade des Lumieres (Lyon), Allianz Riviera (Nice), Matmut Atlantique (Bordeaux) ve Stade Pierre-Mauroy


(Lille). İki önemli futbol stadyumu olan Marsilya’daki Stade Velodrome ve Paris’teki Parc des Princes içinse yeniden yapılanma projeleri gerçekleştirildi.

İspanya’daki stadlar miadını doldurdu Büyük zaferler yaşayan İspanyol La Liga’da ise stadyumların çoğu bariz bir şekilde miadını doldurmuş durumda ve yenilenme ihtiyacı duyuyor. Bu nedenle ülkede yeni stadyum projeleri hayata geçiriliyor. Club Atletico de Madrid’in 2017/18 sezonunda geçmeyi planladığı yeni inşa edilen 73 bin 729 seyirci kapasiteli La Peineta Stadium buna örnek gösterilebilir.

Bundesliga’nın dev stadları KPMG analizinde stadyumların kapasitesiyle ilgili şu bilgiler yer aldı: “Bir kulübün maç günü elde edeceği potansiyel geliri belirleyen en büyük faktör, satışa çıkarılabilecek mevcut koltuk sayısı. Avrupa genelinde, en büyük futbol stadyumları Almanya’da bulunuyor. Bir Bundesliga stadyumunun ortalama kapasitesi 44 bin 563 kişi. Stadyum kapasitesi bakımından ikinci en büyük ülke 40 bin 356 ortalama ile İtalya. Onu 38 bin 377 ortalama kapasite ile İspanya izliyor.

Premier League stadyum kapasiteleri geride kaldı Premier League stadyumlarının 2016/17 sezonundaki ortalama kapasitesinin (37 bin 445) Bundesliga’dan yaklaşık yüzde 16 düşük olduğuna dikkat çekilen analizde; “Buna rağmen, sınırlı kapasite ve artan talep neticesinde, Liverpool FC veya Manchester City gibi birkaç stadyum için genişletme projeleri gerçekleştirildi veya bu çalışmalar halen devam ediyor. Benzer şekilde, Fransa’daki yeni stadyum inşa ve yenileme projeleri Ligue 1’in ortalama stadyum kapasitesinde bir artışa neden olmakla birlikte, incelenen 5 lig arasında en düşük ortalama kapasiteye sahip lig hala Ligue 1 (32 bin 650)” denildi.

İsim hakları satışında da Almanya lider Tesisin mülkiyetinin yanı sıra ticari açıdan bakıldığında bir ligin cazibesini önemli ölçüde yansıtan diğer unsur ise stadyumun isim hakları. KPMG analizinde 18 Bundesliga kulübünün 14’ünün stadyum isim haklarını sattığı Almanya’da bu durumun kendini gösterdiği vurgulandı: “Sponsorlar için ligin albenisini ve ‘Alman ticaret modelini’ gözler önüne seren bu anlayış, yerel şir-

ketlerin yerel futbol kulüplerini destekleme eğilimini yansıtıyor. Diğer liglere baktığımızda, İngiltere’de stadyum isim haklarını satan yalnızca 7 kulüp görüyoruz. İtalya ve Fransa’da 2 kulüp stadyum isim haklarını satarken, İspanya’da ise şaşırtıcı bir şekilde hiçbir kulüp isim hakkı satışı gerçekleştirmedi.”

Türkiye’de stadyumlar yenileniyor KPMG Türkiye’deki stadyumları da inceledi. Türkiye’deki spor tesislerinin yenilenme sürecinin devam ettiği ve yakın gelecekte miadını doldurmuş stadyumların kalmayacağı belirtilen analizde şu yorumlara yer verildi: “Dünyada birçok ülkede olduğu gibi olimpiyatlara ve majör futbol organizasyonlarına yapılan ciddi başvurular sonrasında Türkiye’de tesisleşme konusunda ciddi adımlar atılmaya başladı. İstanbul’un büyük takımları daha fazla gelir sahibi olmak ve daha büyük başarılara ulaşmak için yeni stadyumlar yaparken devlet de çok sayıda şehre yeni stadyumlar kazandırıyor. Stadyum yenileme süreci ilk olarak Fenerbahçe’nin kendi stadını tribünlerini teker teker yıkıp yapmasıyla başladı. 1908 yılında inşa edilip 2006’da günümüzdeki haline getirilen Ülker Stadyumu önümüzdeki birkaç yıl içinde faaliyet halindeki en eski stadyum konumuna gelecek. Ülker Stadyumu’ndan sonra 2009 yılında Kayserispor ve Kayseri Erciyesspor’un kullandığı Kayseri Kadir Has Şehir Stadyumu ve Çaykur Rizespor’un kullandığı Çaykur Didi Stadyumu açıldı. Bunların dışında yeni yapılan stadyumlar arasında, Kasımpaşa’nın kullandığı, 2010 yılında son haline getirilen Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu’ndan başka 5 yıldan eski stadyum yok. Galatasaray’ın maçlarını oynadığı Türk Telekom Arena 2011 yılında, Mersin İdman Yurdu’nun stadyumu Mersin Arena 2013’te, Başakşehir Fatih Terim Stadyumu ve Konya Büyükşehir Stadyumu 2014’te, Bursaspor’un ev sahipliğini yaptığı Timsah Arena ile Antalya Arena 2015 yılında açılırken son olarak Beşiktaş’ın yeni stadyumu Vodafone Arena 2016 yılının nisan ayında hizmete girdi.”

Ankara 19 Mayıs Stadyumu’yla en eski stada sahip kulüp. Gençlerbirliği, 1974 yılında yapılan Osmanlı Stadyumu’nda maçlarını oynayan Osmanlıspor’la birlikte 43 bin seyirci kapasiteli yeni stadını bekliyor. Trabzonspor, 1951 yılında yapılıp 2010 yılında şimdiki halini alan Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nu önümüzdeki sezon başında açılması beklenen 41 bin 513 kişilik Akyazı Stadyumu’na geçerek terk edecek. 33 bin kapasiteli Eskişehir Arena’ya geçmeyi bekleyen Eskişehirspor şu anda maçlarını 1952 yılında yapılmış olan Eskişehir Atatürk Stadyumu’nda oynuyor. 1974 yılında yapılmış olan 2 stadyum daha var. Gaziantepspor Kamil Ocak Stadyumu’ndan 35 bin 558 kişilik Gaziantep Arena’ya geçecek, Akhisarspor 12 bin kişilik Manisa Akhisar Stadyumu’nun bitmesini bekliyor. 27 bin 532 seyirci kapasiteli Yeni Dört Eylül Stadyumu’na kavuşmayı bekleyen Sivasspor’un şu anki stadyumu olan Dört Eylül 1985 yılında yapılmıştı. ”

50 binin üstü kapasiteli iki stadyum var Türkiye’deki stadyumların kapasitelerine baktığımızda Galatasaray (Türk Telekom Arena - 52 bin 650) ve Fenerbahçe’nin (Ülker Arena - 50 bin 509) beklendiği gibi Spor Toto Süper Lig’in en büyük iki stadyumuna sahip olduğunu görüyoruz. Timsah Arena (43 bin 877), Vodafone Arena (43 bin 500) ve Konya Büyükşehir Stadyumu (41 bin 981) ise 40 binin üzerinde kapasiteye sahip stadyumlar. 30 bin barajını geçen iki stadyum ise 33 bin 032 seyirci kapasiteli Antalya Arena ve 32 bin 864 kişilik Kayseri Kadir Has Şehir Stadyumu. Sırasıyla 25 bin 534 ve 24 bin 169 seyirci kapasiteli Mersin Arena ve Hüseyin Avni Aker Stadyumu ligde 20 bin kişinin altına düşmeyen diğer iki stadyum olurken kalan 9 takım maçlarını daha düşük kapasiteli stadyumlarda oynuyor.

Kulüpler sponsor bulmakta zorlanıyor KPMG analizine göre Türkiye’de kulüpler stadyumlarına sponsor bulmakta zorlanıyor. 2016 yılı itibariyle İstanbul’un üç büyük kulübü dışında stadyumlarının isim haklarını satabilen kulüp yok. Galatasaray Türk Telekom’la 10 yıllık 80 milyon dolar değerinde, Fenerbahçe Ülker’le 10 yıllık 90 milyon dolar değerinde, Beşiktaş da Vodafone’la 15 yıllık 145 milyon dolar değerinde anlaşmalar yapmışlardı. Bunların dışında sadece Konyaspor Torku ile 2014 yılında bir yıllığına 3 milyon dolar karşılığında anlaşmıştı. Torku Arena, anlaşma bittikten sonra şu anki ismi olan Konya Büyükşehir Stadyumu olarak anılmaya başlandı.

7 takım yeni stadyumlarının tamamlanmasını bekliyor KPMG analizinde yeni evlerine geçmeyi bekleyen ve hala eski stadyumlarında maçlarını oynayan 7 tane takım olduğuna dikkat çekilerek şu bilgilere yer verildi: “Gençlerbirliği 1936 yılında yapılan

79


Nike Magista 2 ile beyin ve top arasında bağlantı kuruyor Nike tarafından tasarlanan Magista 2 krampon, beyin ve top arasında bağlantı kuran yepyeni Flyknit yüzeyi ile halı sahada teması geliştiriyor.

B

ilimsel testler ve hızlı prototip çalışmalarında yaşanan ilerlemeler sayesinde Nike Magista 2’nin tasarımı, temas ve sürtünme gücünde yaşanan evrimin altını çiziyor. Nike Sports Araştırma Laboratuvarı ayağın temasa en hassas olan yerlerini tanımladı ve bu noktaları top kontrolünün ağır çekim film çalışması aracılığıyla öğrenilen birebir temas bölgelerinin karşısına işaretledi. Bu araştırmada toplanan veriler görsel olarak ısı haritası formunda ayak modeline uygulandı. Böylece aşırı hassasiyet, etkinlik ve çarpışma alanlarında bölgelerin önemli ölçüde birbiri üzerine geçtiği gözlemlendi. Ayakkabı yüzeyinin girinti ve çıkıntıları, negatif alan kullanımı yoluyla orijinal Magista ile aynı oranda materyalden yararlandı. En yüksek çıkıntılar (4.5mm) en önemli temas bölgelerinde, ayağın topla temasa geçtiği yerlere göre hizalandı. Daha güvenli bir oturuş için Magista 2 modelinde ayağı yükselten bir iç topuk kullanılarak daha sağlam bir tutuş sağlandı. Kramponun genel çekiş gücü sisteminin bir parçasını teşkil eden Nike Grip tabanlık, kramponun dengesini daha da arttırdı. Ayakkabı tabanındaki çivi düzenlemesi farklı oyun stillerine, çekiş gücü modellerine ilişkin bilimsel testlere ve Finite Element Analysis’e (FEA) göre tamamen yenilendi.

80


Çiftçiler, tarımsal okuryazarlık ile kazançlarını büyütüyor Finansbank ve EFSE’nin Tarımsal Okuryazarlık Sosyal Sorumluluk Projesi’nde, çiftçiler gelir-gider yönetimini öğreniyor. Kazançlarını artırıyor...

F

inansbank, Güneydoğu Avrupa için Avrupa Fonu (EFSE) ve Frankfurt Okulu ile işbirliği yaparak Tarımsal Okuryazarlık Sosyal Sorumluluk Projesi’ni hayata geçirdi. Çiftçiler, kazançlarını büyütebilsin diye başlanan proje kapsamında 7 farklı ilde üreticilere Frankfurt Okulu tarafından hazırlanan Tarımsal İşletme Dersleri verildi. Proje kapsamında ilk etapta Türkiye’nin tarımsal açıdan önem taşıyan 7 ilinde çiftçilerle bir araya gelindi. Frankfurt Okulu eğitmenleri tarafından hazırlanan programda çiftçilerle finansal bilgilerin yanı sıra sulama teknolojileri, kuraklık riski, hayvancılık gibi tarım başlıklarında güncel bilgiler de paylaşıldı.

Çiftçiler Finansçının baş tacı Konuyla ilgili açıklamalar yapan Finansbank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Metin Karabiber, “Tarım sektörü yarattığı değer ile biz Finansçıların baş tacı. Artan nüfusun ihtiyacına azalan kaynaklarla cevap vermek durumunda olan sektör için verimlilik ve karlılık en önemli başlıklar arasında yer alıyor. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmak istedik ve çiftçilerimiz hesabını kitabını daha iyi yapsın, kazancını artırsın diye EFSE işbirliğinde, alanının en iyisi olan Frankfurt Okulu’nun eğitim desteği ile Tarımsal İşletme Derslerine başladık. Proje kap-

samında şu ana kadar Konya, Manisa, Adapazarı, Ankara, Denizli, Aydın ve Balıkesir olmak üzere 7 ilde tarım sektörü ile bir araya geldik” dedi.

Programda neler var? Frankfurt Okulu eğitmenleri tarafından hazırlanan ve verilen eğitimlerde, çiftçinin finansman ihtiyacını hangi kriterlere göre belirleyeceği, finans kaynağına nasıl ulaşabileceği, kaynak kullanırken ya da bankalarla işbirliği yaparken nelere dikkat etmesi gerektiği, nasıl tasarruf yapabileceği ve olası kriz döneminde finansal olarak nasıl hareket etmesi gerektiği anlatılıyor.

Şekerbank’tan çiftçinin hasatına özel finansman… Şekerbank, çiftçilerin hasat dönemi nakit ihtiyaçlarına yönelik sunduğu gelenekselleşen “Bereketli Hasat” kampanyası ile 5 yıla varan vadelerle finansman desteği sağlıyor. sunuyor. Şekerbank, uygun faiz oranları ile 60 aya varan vadelerde finansman imkanı tanıyan ve 2 Eylül’e kadar devam edecek “Bereketli Hasat” kampanyası ile yetiştirilen ürünün hasadına bağlı olarak çiftçilere yılda bir taksit ödeme seçeneğini sunuyor.

Ş

ekerbank, kuruluş misyonunu yerine getirerek kırsal kalkınmayı desteklemeye devam ediyor. Banka, çiftçilerin hasat dönemlerine göre ödeme planlarını oluşturduğu gelenekselleşen “Bereketli Hasat” kampanyası ile hasat öncesi nakit ihtiyaçlarına yönelik finansman desteği

1,5 yılda 60 bin çifti ailesine 1,6 milyar TL Şekerbank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Murat Sabaz, “Geçimini topraktan sağlayan çiftçi ailelerimizin üretim ve verimliliğinin artırılması, ürettikleri ürünlerin yani alın terlerinin pazara hak ettiği değerde ulaştırılmasına

aracılık etmek için gelenekselleştirdiğimiz Bereketli Hasat kampanyamızı başlatıyoruz” dedi. Şekerbank’ın Aile Çiftçiliği Bankacılığı projesi kapsamında son 1,5 yılda 60 bin çiftçi ailesine 1,6 milyar TL finansman sağlandığına değinen Sabaz, şöyle devam etti: “Kuruluşumuzdan gelen tarım kredilerindeki uzmanlığımız ile çiftçilerimize kampanyamız kapsamında beş yıla varan vadeler sunuyoruz. Genel olarak avantajlı faiz oranları içeren kampanyamızda ödemelerini düzenli yapan müşterilerimize daha uygun faiz oranları sağlıyoruz” ifadesini kullandı.

81


Doğal ve Organik Ürünler Fuarı’nda beklenti büyük

B

aşta gelişmiş ülkeler olmak üzere, dünya genelinde doğal ve organik ürünlere olan talep her geçen gün artıyor. Coğrafi konumu ve verimli toprakları sayesinde Türkiye organik ürün üreticilerinin tercih ettiği ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’deki 1 milyar dolarlık doğal ve organik ürünler pazarında 60 binin üzerinde üretici yer alıyor; ihracat miktarı ise yaklaşık 400 milyon dolar. Dünya’da ve Türkiye’de her geçen yıl büyüyen doğal ve organik ürünler sektörü, bu yıl 3-6 Kasım 2016 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek Exponatura Fuarı’nda bir araya gelecek. Fuar kapsamında doğal ve organik ürün üreticilerini ve distribütörleri buluşturacak “Distributor Buyer Wanted” programının 100 milyon dolarlık iş hacmi oluşturması bekleniyor. Exponatura, katılımcı marka sayısı ve ziya-

retçi bazında sektörün Türkiye’de uluslararası çapta gerçekleşen en büyük fuarı olma özelliğini taşıyor. Tureks Uluslararası Fuarcılık organizasyonu, T.C Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın desteğiyle bu yıl 8.si düzenlenecek olan Exponatura’da doğal ve organik yiyecekler, içecekler, diyabetik ürünler, bitkisel ilaçlar,

‘New Holland İş Makineleri Tatbikat Turu’

T

ürk Traktör satış ve servis ağıyla birlikte, bugüne kadar toplam 10 ilde düzenlediği “New Holland İş Makineleri Tatbikat Turu’nun” yeni durağı Lüleburgaz’dı. “New Holland İş Makineleri Tatbikat Turu’ kapsamında diğer illerde olduğu gibi Lüleburgaz etkinliğinde de davetliler, özel olarak hazırlanan parkurlarda, uzman ekiplerin de desteğiyle tüm ürünleri sahada test edip deneyimleme şansı yakaladı. Kendileri için özel olarak hazırlanan parkurlarda New Holland iş makineleriyle test sürüşü yapan katılımcılar, Tarım Tipi Teleskopik Yükleyici, Nokta Dönüşlü Mini Yükleyici, Kazıcı Yükleyici ve Mini Ekskavatör başta olmak üzere bu ürünlerin tamamlayıcıları olan geniş ataçman serisini de tüm fonksiyonlarıyla kullanma fırsatı buldu.

Son durak Aydın olacak Etkinlik TürkTraktör Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Özdemir ile Volkan Tarım’dan İrfan Volkan ve Adnan Volkan’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. TürkTraktör Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Özdemir; yıllardır traktör ve tarım makineleri için gerçek-

82

leştirilen ve her sene yoğun ilgi ile karşılanan saha tatbikatlarını İş Makinesi alanına da taşıdıklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye’de tarım sektörünün en çok tercih edilen markası New Holland olarak; iş makinaları sektöründe de varlığımızı TürkTraktör gücü, güçlü bayi ve satış sonrası ağı ile sahalara taşıdık. Yaklaşık bir ay önce Ağrı’da başladığımız etkinliklerimize, 20 Ağustos’ta Aydın’da son vereceğiz. 4.600 km’lik zorlu etabın sonuna gelirken yüzlerce müşterimize birebir ulaşmanın heyecanını yaşıyoruz. Gittiğimiz her şehirde ilk gün kendi bayi çalışanlarımız ile ikinci gün müşterilerimiz ile bir araya geldik. Ekip olarak çok çalıştık, çok yorulduk ama gördüğümüz ilgi nedeni ile yeni projelerin heyecanını duymaya başladık. Bu tatbikatlar ile makinelerimizi tanıtarak New Holland farkını ortaya koymak adına büyük fırsatlar yakaladık. Tüm bunlara ek olarak, müşterilerimizin misafirperverliği ile 10 farklı şehre konuk olduk; gördüğümüz özel ilgiden son derece memnun olduk. Her zaman olduğu gibi onlar ile bir araya gelerek onları dinledik, seneye daha iyi neler yapabiliriz için fikirlerini aldık ve sektörde yeni dostlar edindik” diye konuştu.

vitaminler ve bitkisel kozmetik ürünleri gibi birçok ürün grubunun yanı sıra “Bal Yılı” konsepti kapsamında doğal bal çeşitleri ve arıcılık ürünleri de yer alacak. Dört gün sürecek fuar kapsamında;iş fırsatlarını maksimum düzeye taşımak, katılımcılar ve distribütörler için verimli bir iş platformu oluşturmak amacıyla “Distributor- BuyerWanted Program” organize edilecek.

TürkTraktör Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Özdemir; yıllardır traktör ve tarım makineleri için gerçekleştirilen ve her sene yoğun ilgi ile karşılanan saha tatbikatlarını İş Makinesi alanına da taşıdıklarını belirtti.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.