İçindekiler
Haziran 2009
Genel Başkan’dan Mektup……………………………………………………………………………1 Toraks Bülten’i ile Yeniden Merhaba…..…………………………………………………………….2 Türk Toraks Derneği’nde Stratejik Yönetim..……………………………………………………....3 Hekimler Açısından Özlük Hakları Anlamında Neler Değişiyor?..……………………………....6 Türk Toraks Derneği Kurumsal Gelişim Okulu Kuruldu…………………………………………..7 Türk Toraks Derneği Sağlık Politikaları Komitesi Kuruldu………………………………………..8 Türk Toraks Derneği’nin Dış İlişkileri Hızla Büyüyor……………………………………………..9 GARD (Global Alliance against Respiratory Diseases) Projesinde Dönüm Noktası………..10 TTD Dış İlişkiler Sorumlusu Arzu Yorgancıoğlu Yeniden GARD Yürütme Kurulunda……….11 Türk Toraks Derneği ile Avrupa Solunum Derneği İşbirliği……………………………………..11 ERS Web Sitesinden İlk Kez Türkçe Canlı Konferans Gerçekleştirildi………………………..12 WEB Sitemiz Yenilendi………………………………………………………………………………..13 Türk Toraks Derneği Üyelik Yenileme Sistemi Kolaylaştırıldı………………………………..14 Türk Toraks Derneği Bilim Destek ve İzleme Komitesi Kuruldu……………………………..15 Yol Ayırımı ve Çıkış Yolu………………………………………………………………………………..16 Asistan Mektubu: Uzmanlık Eğitiminde Yeni Dönem……………………………………………..17 17 Yılın Ardından………………………………………………………………………………………..18 Türk Toraks Derneği’nin 12. Yıllık Kongresi Başarı İle Gerçekleştirildi…………………..…19 Göğüs Hastalıkları Uzmanlık Eğitim Programı Hazırlandı………………………………..……22 Türk Göğüs Hastalıkları Yeterlik Kurulu Seçimleri Yapıldı………………………………..……23 Türk Toraks Derneği Okulu 2008 – 2009 Dönemi Etkinlikleri………………………………..……24 “Erişkin ve Çocukta Alt Solunum Yolu Enfeksiyonlarına Güncel Yaklaşım” Sempozyumu Girne’de Yapıldı………………………………………………………………………..26 Bizleri Gururlandıranlar………………………………………………………………………………..27 TTD 12. Yıllık Kongre Bildiri Ödülleri……………………………………………………………..29 Türk Toraks Dergisi Hızla Büyüyor…………………………………………………………………..30 7. Dünya KOAH Günü Ülke Genelinde Yapılan Etkinliklerle Gerçekleştirildi………………..31 Olağan Şüpheliler, Kazandı…………………………………………………………………………..32 Dünya Tüberküloz Günü 2009 Sloganı: “Verem İle Savaşta En Büyük Desteğim; Dispanserim”…..33 2009 Yılı Dünya Astım Günü Kutlamaları Yapıldı………………………………………………..34 “31 Mayıs Sigarasız Dünya Günü” Basın Bildirisi “Sigara ve Sağlık Uyarıları”………………35 Otel Garsonundan Örnek Davranış…………………………………………………………………..36 Ülkemizde Akciğer Nakli Operasyonları Yeniden Başladı…………………………………….….36 Türk Toraks Derneği Akciğer Nakli Çalışma Grubu Kuruldu…………………………………..37 Sağlık Bakanlığı Görevini Yaptı, Kot Kumlamayı Yasakladı. Sıra Çalışma Bakanlığında!……37 Sağlık Çalışanlarının Güvenliği……………………………………………………………………..38 Hekime Yönelik Şiddete Hayır!……………………………………………………………………..39 Sağlık Neden Piyasalaşamaz?………………………………………………………………………..39 Türkiye’de Malign Mezotelyoma Trajedisi………………………………………………………..41 Hastanızla Konuşun…………………………………………………………………………………..44 Geleneksel Türk Ebru Sanatı…………………………………………………………………………..45 Fotoğraf Köşesi………………………………………………………………………………………..47 Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi…………48 Çalışma Gruplarımızın Etkinlikleri…………………………………………………………………..50 Şubelerimizin etkinlikleri…………..………………………………………………………………….65 TTD Merkez Yürütme Kurulu Bölgesel Toplantılar Yaparak Şubeleriyle Bütünleşiyor………77 Kaybettiklerimiz…………..………………………………………………………………………..78 Emekliye Ayrılanlar…..…..…………………………………………………………………………..79 Uykuda Solunum Bozuklukları Sempozyumu 30 – 31 Ekim 2009’da İstanbul’da Yapılacak….....80
TORAKS BÜLTEN‹ (Yerel Süreli Yay›n) Toraks Bülteni Türk Toraks Derne¤i’nin ücretsiz yay›n organ›d›r. Türk Toraks Derne¤i Ad›na Sahibi Dr. Şule Akçay Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü Dr. Şule Akçay Bülten Yay›n Kurulu Dr. Ali Tabaru, Dr. Atilla Atıcı, Dr. Bünyamin Sertoğullarından, Dr. Dane Ediger, Dr. Dursun Tatar, Dr. Erdoğan Çetinkaya, Dr. Güntülü Ak, Dr. Hakan Büyükoğlan, Dr. Mine Önal, Dr. Necla Songür, Dr. Remzi Altın, Dr. Sibel Atış, Dr. Tekin Yıldız, Dr. Turgut Teke, Dr. Yılmaz Bülbül Editörler Dr. Muzaffer Metintaş Türk Toraks Derne¤i Genel Başkan›
Dr. Metin Görgüner Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu – Bülten ve İnternet Sorumlusu
Yay›m ve Bas›m Haz›rl›¤›: Aves Yay›nc›l›k Kızılelma Cad. 5/3 F›nd›kzade, ‹stanbul Tel.: 0212 589 00 53 Faks: 0212 589 00 94 E-posta: info@avesyayincilik.com Bask›: Özgün Ofset Tic.Ltd.Şti. Bask› Tarihi: Temmuz 2009
TÜRK TORAKS DERNEĞİ GENEL MERKEZİ Turan Güneş Bulvar› Koyunlu Sitesi No: 175/19 Oran-Ankara Tel: 0312 490 40 50 Faks: 0312 490 41 42 E-posta: toraks@toraks.org.tr Web sitesi: www.toraks.org.tr
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Muzaffer Metintaş TTD Genel Başkanı
Genel Başkan’dan Mektup Türk Toraks Derneği’nin Değerli Üyeleri Uzunca sayılabilecek bir aradan sonra yeniden merhaba ! Türk Toraks Derneği (TTD)’nin bülteni, derneğin siz üyeleriyle ulaştığı bu noktada yeniden yayınlanmalıydı. Çünkü Türkiye’ye yaygın 2700’e yakın üyesi olan bir gönüllü kuruluşun başarılı olabilmesi ve başarısını devam ettirebilmesi, doğal olarak oldukça iyi bir iç iletişimi gerekli kılar. Yönetim döneminin ilk aylarını, üyelerimizin dernekleri hakkındaki düşünce ve beklentilerini öğrenmeye yönelik çalışmalarla geçirdik. Sonuçta, üyelerimiz ağırlıklı olarak “derneğin eğitim aktivitelerini çok iyi yaptığını, ancak üye iletişiminin son derece yetersiz olduğu, özlük hakları, sağlık politikaları konularında derneğin görüşlerinin ve işlevinin olmadığı, bu kapsamda misyon – vizyon tanımlamalarının yeniden yapılması gerektiği, araştırma desteğinin yetersiz olduğu, temel akciğer sağlığı konularında araştırma desteği ve yönlendirici çalışmaların yetersiz kaldığı” kanaatinde idi. Bu görüşler bizi oldukça etkiledi; hızla çözümler üretmek zorundaydık; bir yandan ulaşılan standartları korumak ve hatta daha da güçlendirmek, bir yandan da üyelerimizin çok haklı olarak uyardığı zeminleri oluşturmamız gerekiyordu. İlk iş olarak Merkez Yönetim Kurulu toplantılarını bölgelere açtık. Oniki MYK toplantısının sekizini Ankara dışında genişletilmiş bölge toplantısı olarak yaptık. Göğüs cerrahları, sahada çalışan uzman hekimler ve asistanlar, MYK’na seçilmiş üyeler ile aynı yetkiye sahip doğrudan temsilci gönderdiler. Uzman hekimlerimiz ve göğüs carrahı üyelerimiz hızla organize oldular ve çok aktif hale geldiler. Artık uzman hekimler doğrudan MYK içindeler, Kongre komitesi ve Okul yönetimindeler; kendi programlarını kendileri yapıyorlar. Üyelik sistemimiz ve WEB sayfamız yenilendi. 2684 üyemiz var ve üyelerimizin %82’si bu yıl üyeliğini yeniledi. Bu oran itibariyle Türk Toraks Derneği Türkiye’nin en büyük ulusal uzmanlık derneği haline geldi. Genişletilmiş Yönetim Kurulu ve kurullar geçtiğimiz yıl üç kez toplandılar. Bu toplantıların yöntemi değişti. Toplantılar bir bilgi verme seansları olmadı, derneğin politikalarının geliştirildiği ve temel kararların alınarak derneğin doğrudan yönetildiği toplantılar halinde seyretti. Nitekim sonuçta çalışma grupları ve şubelerin yönergeleri geliştirildi, misyon, vizyon, çalışma ilkeleri, stratejik plan, derneğin sağlık politikaları görüşleri, özlük haklarında temel ilkeler, iş gücü
planlama çalışmaları yapıldı ve ilan edildi. TTD, uluslararası camiada da çok itibarlı bir yere ulaştı; artık uluslararası çalışmalarda sadece ismi yeten bir ortak olarak kabul edilir hale geldi. Bu süreçte transplantasyon çalışma grubu, uzman hekim konseyi, sağlık politikaları çalışma grubu, bilim destek komitesi kuruldu, özlük hakları komitesi aktive oldu. Daha bilinçli ve işlerliği yüksek bir dernek organizasyonu için ikinci okul kuruldu: TTD Kurumsal Gelişim Okulu. Dernek mesleki ve sosyal gelişmelere çok hızlı refleks verir hale geldi. Mali Danışman ve Hukuk Danışmanları neredeyse her kararda aktif hale getirildi. Büyümenin en büyük riski; muhafazakarlıktır. Büyüyen kuruluşlar güçlerini çok önemserler ve onu kaybetmekten korkarak, korumaya çalışırlar; muhafazakarlaşırlar; dışa kapanırlar; yeni sorunlarla karşı karşıya gelmeye korkarlar. Halbuki güçlü kültürü olan kuruluşlar, yeni sorunlarla karşılaşmaktan korkmazlar, aksine karşılaşmak isterler. Çünkü yeni sorunlarla karşılaşan güçlü kültür, onlara çözümler üretir. Her çözüm yeni bir güç, yeni bir alan; yani daha büyük olma, daha güçlü olma demektir. İşte bu sosyolojik gerçeğin bilincindeyiz ve dinamizmin farkındayız. Türk Toraks Derneği, alanında her sorunla karşı karşıya gelmeyi gelişmenin ve güçlenmenin kaynağı olarak görmektedir; çünkü onlara çözümler üretmektedir. Böylece organizasyonu genişlemekte, ama bu büyüyen organizasyona koşut derneğin sistematiğinde işlerlik ve esneklik artmaktadır; bu TTD’nin ana gücüdür. Yeni gelişmeler bizi bekliyor; güçlü araştırma fonu ve desteği, araştırma ve eğitim bursları, temel sağlık sorunlarında boyut ve önlem çalışmaları, iş gücü planı (Beyaz Kitap), daha etkin okul, daha etkin kongre, daha fazla uluslararası toplantı, daha iyi merkez, daha bilinçli örgüt kadroları (Mor Kitap), Türkiye Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Carrahisi Tarihi, daha yaygın e-eğitim, icrayla ve yasamayla daha fazla ve yönlendirici ilişki ve hepsinden önemlisi üyelerin yönettiği dernek… Bunları ve daha fazlasını başaracağız; hep birlikte… Çünkü bütün bunları sadece yazmak bana düşüyor; inanılmaz yetenekli, akıllı, fedakar, çalışkan ve çok düzgün bir ekiple çalışıyorum; geçmişin deneyimi, geleceğin heyecanı; neşeli, paylaşan, dinleyen, tartışan, dinlenen, iş yapan, iş başaran, cıvıl cıvıl bir ekip… Bir sonraki bültende yeni hedefleri konuşmak dileğiyle Sevgi ve saygıyla esen kalın.
Haziran 2009
1
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Metin Görgüner TTD Bülten ve İnternet Sorumlusu
Toraks Bülten’i ile Yeniden Merhaba
Türk Toraks Derneği’nin Değerli Üyeleri,
Haziran 2009 itibarı ile 2686 üyeye ulaşan Türk Toraks Der-
Sizlerle uzun bir aradan sonra yeniden birlikte olmanın heyecanını yaşıyoruz.
neği büyük bir özveri ile inanılmaz çalışmaktadır. Bazen
Bildiğiniz gibi, 2007 yılında derneğin web sitesinde şubeler ve çalışma grupları için yeni ara yüzler oluşturulmasından sonra, bu alanların ve ana sayfanın yoğun bir şekilde kullanılması sağlanarak bundan böyle üyeler arasında sanal ortamda daha aktif bir haberleşme yapılması düşünülmüş ve yaklaşık on yıldır üyelerle iletişimin kurulmasında önemli rol oynamış olan Toraks Bülteni’nin basılı yayın hayatının sonlandırılmasına karar verilmişti. Temmuz 2008’de, web sitesinin yenilenmesi ve bültenin yeniden yayınlanması ile ilgili olarak yapılan anketten alınan geribildirimlerde, üyelerimizin büyük çoğunluğunun bültenin yeniden basılı olarak kendilerine ulaşmasını arzu ettikleri görülmüştür. Nitekim Ocak 2009’da Antalya’daki Kış Okulu ve Mesleki Gelişim Kursu sırasında yapılan Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplantısında konu gündeme getirilmiş, tartışılmış ve aynı görüşün benimsendiği gözlenmiştir. Günümüzde sanal ortamın bilgiye ulaşmada sağladığı kolaylıklar göz ardı edilemez. Ancak ne olursa olsun, bir yayının basılı materyal olarak ele geçmesi, dokunulması, koltuğa kurulup okunması, hatta kokusunun hissedilmesi, kütüphanedeki yerini alması pek çok okuyucu için önemli ve keyifli detaylardır.
2
Haziran 2009
Bülten ve İnternet sorumlusu olarak ben bile hızına yetişemediğimi itiraf etmeliyim. Böylesine aktif ve üretken bir derneğin elbette gerçekleştirdiği her türlü aktiviteden üyelerini haberdar etmesi sorumluluğu gereğidir. Bütün bu gerekçelerle Toraks Bülteni’mizi yeniden basılı olarak yayınlamaya karar verdik. Bülteni elinize aldığınızda derneğimizin stratejik yönetimi, sağlık politikaları ve hekimlerimizin özlük hakları ile ilgili son yıllarda yaptığı çalışmalar, dış ilişkilerindeki son gelişmeler, yeni web sitemiz ve üyelerle iletişimin kolaylaştırılması, yeni kurulan çalışma grupları, kurumsal gelişim okulu, başarıyla tamamlanan yıllık kongremiz, şubelerimizin, çalışma gruplarımızın, okulumuzun faaliyetleri, derneğin bilimsel gelişmeye katkısı, yeterlik kurulu çalışmaları gibi konularda bilgi sahibi olmanızın yanında, uzman ve asistan temsilcilerimizin, hukuk danışmanımızın, değerli hocalarımızın güzel yazılarını, sanatçı hocalarımızın eserlerini, emekliye ayrılanları, kaybettiklerimizi ve daha pek çok haberin yer aldığını göreceksiniz. Keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Toraks Bülteni’nin yeniden yayın hayatına dönmesinde katkısı olan herkese teşekkür ediyor, bir sonraki bültenimizde yeniden karşılaşmak dileği ile sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Feyza Erkan TTD 2. Başkan Yardımcısı
Türk Toraks Derneği’nde Stratejik Yönetim 2005 yılından beri başlamış olan stratejik yönetim süreci, Derneğimizin üst yönetiminden en alt birimlerine kadar işlerlik kazanmaktadır. Stratejik Yönetim Nedir? Yönetim, bir kurumda hedeflere ulaşabilmek amacı ile kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılarak çalışmaların yürütülmesidir. Stratejik yönetim, kurumun günlük, olağan ve acil işlerinin yönetimi ile ilgili değildir. Uzun dönemde yaşamını sürdürebilmesi, değişen iç ve dış koşullara uyum gösterebilmesi, beklentileri karşılayabilmesi ve amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli olan yönetim biçimidir. Bu yönetim sürecinin dört ana unsuru şunlardır: a) DURUM ANALİZİ : Kurum içi ve Çevre analizi b) YÖN BELİRLEME : Misyon, Vizyon, İlkeler, Amaçlar, Hedefler, c) STRATEJİ OLUŞTURMA: Faaliyetler ve Projeler d) STRATEJİK KONTROL: İzleme, Performans göstergeleriyle değerlendirme
Şekil 1. Stratejik Yönetim Süreci Evreleri (Nil Cura’dan modifiye edildi)
ları, Yayın Komitesi, Uzman Hekim Temsilcileri ve Asistan Komitesi toplantılarında güncellenmiştir. Ayrıca 2005 yılında 587 üye, 2008 de 542 üyemizden anketlerle çok ayrıntılı geri bildirim alınmıştır.
A. DURUM ANALİZİ
B. YÖN BELİRLEME
Kurum İçi ve Dış Çevre Analizi: Türkçede Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditlerin baş harfleri GZFT kısaltması, İngilizcede Strengths ,Weaknesses, Opportunities, Threats baş harfleri olan, SWOT kısaltmasıyla bilinen analizlerdir.
1. MİSYON Misyon, kurumun sunduğu tüm hizmet ve faaliyetleri kapsayan şemsiye kavramdır. Stratejik plan için temel oluşturur. Kuruluşun ne yaptığını, kimin için çalıştığını ve ana amacını açıkça ifade eder.
Bu analizler 24-25 Haziran 2005 tarihinde Bursa’da çok geniş katılımla yapılmış,15 Ocak 2009 tarihinde Antalya’da paralel yürütülen Şube Başkanları, Çalışma Grubu Başkan-
Kurumun faaliyet alanı nedir? Esas görevi, varlık sebebi nedir? Paydaşların hangi ihtiyaçları karşılanmaktadır? gibi sorular misyonda yanıt bulur.
Haziran 2009
3
TORAKS BÜLTENİ TÜRK TORAKS DERNEĞİ MİSYONU Akciğer sağlığı alanında;
Eğitim, araştırma, koruyucu hekimlik ve hasta hizmetini geliştirmek, Üyelerimizin mesleki saygınlığını ve özlük haklarını iyileştirmek, Bir meslek örgütü olarak alanımızla ilgili sağlık politikalarını toplum yararına etkilemektir. 2. VİZYON Vizyon kurumun tüm paydaşlarının ulaşmayı arzu ettiği geleceğin iddialı ve ilham verici ifadesidir. Uzun vadede ulaşılmak istenen yer ve durumu, ilerlenecek yönü gösterir. Kurumun ideallerini, görüşünü, düşüncelerini temsil eder. Yürekten gelmesi, hissedilmesi gerekir. Tüm üyeleri ve paydaşları bir mozayiğin parçaları gibi bütünleştirir ve sinerjİ yaratır. Birbirinden farklı projeleri, faaliyetleri ve işlevleri uyumlu kılar.
TÜRK TORAKS DERNEĞİ VİZYONU Akciğer sağlığı alanında;
Önlenebilir tüm hastalıkların en aza indirildiği, Hekimlerin ideal çalışma koşulları içinde her yönden kendini geliştirebildiği, Hastaların en üst düzeyde kaliteli hizmet alabildiği, Hekim, hasta ve toplumun karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış içinde olabildiği. Tüm standartların çağdaş düzeye ulaştığı bir TÜRKİYE
TÜRK TORAKS DERNEĞİ AMAÇLARI Akciğer sağlığını geliştirmek için; 1. 2. 3. 4. 5. 6.
Eğitimi iyileştirmek Araştırmaları desteklemek Mesleki ve bilimsel standartları geliştirmek En etkin koruma, tanı ve tedaviyi sağlamak Ulusal sağlık politikalarını geliştirmek Mesleki saygınlığı, özlük haklarını ve etik değerleri en üst düzeye yükseltmek 7. Ulusal, bölgesel ve küresel işbirliğini oluşturmak 8. Güçlü, etkin ve katılımcı örgütlenme
5. HEDEFLER Tanımlanan amaçlara ulaşmak için, hangi adımların atılması gerektiğini tanımlarlar. Hedefler özgün, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi olmalı ve belirli bir zaman dilimi ile sınırlandırılmalıdırlar. Bu özellikler, İngilizcede SMART (Specific, Measurable, Achievabl, Realistic, Timebound sözcüklerinin baş harfleriyle) şeklinde ifade edilir.
3. İLKELER İlkeler, kurumun misyonu ve vizyonunun gerisinde yatan değerler ve inançların temelidir. Kurumun tüm paydaşları tarafından benimsenen çalışma felsefesini, davranış kalıplarını ve idealleri ifade eder. Ayrıca ilkeler, yönetim, karar alma ve hizmet üretimi süreçlerinde geçerli standartları belirler.
TÜRK TORAKS DERNEĞİ İLKELERİ 1. 2. 3. 4.
İnsana, hasta haklarına, emeğe ve çevreye saygı Katılımcılık, dayanışma, saydamlık, hesap verebilirlik Bilimsel ve kanıta dayalı tıp Etik kurallara uyum
4. AMAÇLAR Kurumun ulaşmayı hedeflediği sonuçların kavramsal ifadesidir. Amaçlar, misyonu yerine getirmek, vizyona ulaşmak için orta vadede nelerin yapılması gerektiğini tanımlar. Kurumun durum analizine göre ve ilkeler temelinde şekillendirilir. Hedefler için bir çerçeve çizer. Her amaç bir veya birden fazla hedefle tanımlanmalı ve izlenmelidir.
4
Haziran 2009
C. STRATEJİ OLUŞTURMA PROJELER/FAALİYETLER Amaç ve hedeflere ulaşmak için neler yapılmalıdır? Gerekli adımlar hangileridir? Sorumlu birimler ve sorumlulukları açıkça tanımlanmış mıdır? Bu aşamada her hedefin altında yürütülecek faaliyetler maliyetlendirilmeli ve yıllık çizelgeler hazırlanmalıdır. Maliyetler ile tahmin edilen kaynakların örtüşmesi gerekir. Öngörülen maliyetlerin tahsis edilen kaynakları aşması durumunda amaç ve hedefler öncelendirilerek, bazılarından vazgeçilebilir ya da yeni kaynaklar yaratılır, sponsorlar aranır.
TORAKS BÜLTENİ Çıktı Göstergeleri: Üretilen hizmetin miktarı (Yapılan toplantı sayıları, katılımcı sayıları, dergi, kitap sayıları Sonuç Göstergeleri: En önemli performans göstergesidir. Çıktıların, tanımlanmış amaç ve hedeflerin gerçekleşmesinde nasıl ve ne ölçüde başarılı olduklarını gösterir. Kalite Göstergeleri: Hizmetten yararlananların beklentilerinin karşılanmasında ulaşılan düzey (Aktivite sonrasında alınan geri bildirimler, anketler vb.).
SONUÇ OLARAK Şekil 1. Misyon, vizyon, ilkeler temelinde amaç, hedef, faaliyetler hiyerarşisi (Nil Cura’dan modifiye edildi)
D. STRATEJİK KONTROL Sürekli kalite geliştirme programları; Planlama, Uygulama, Kontrol ve Ölçme kavramlarının baş harfleri olan PUKÖ döngüsüyle tanımlanmaktadır. Kontrol ve ölçme daha iyiye ulaşmanın, değişimin ve dönüşümün temelidir. İşlerin daha verimli, daha çabuk ve daha etkin yapılması ancak sonuç odaklı çalışmayla mümkün olabilir. Stratejik kontrol çalışma raporlarının izlenmesiyle yapılabilir. Ancak daha iyi bir değerlendirme, ölçülebilir performans göstergeleriyle gerçekleşir. Bu göstergeler miktar, zaman, kalite ve maliyet cinsinden ifade edilir: Girdi Göstergeleri: İnsani, mali ve fiziksel kaynaklar (Üye sayısı, bütçe kaynakları vb)
Türk Toraks Derneği tüm birimleriyle ve bireyleriyle stratejik yönetimi uygulamakta kararlıdır. Değişen koşullara, beklentilere ve ihtiyaçlara ancak bu yönetim tarzıyla yanıt verebileceğimizin farkındayız. Yeni kurulan KURUMSAL GELİŞİM OKULUMUZ’da bu konuda ayrıntılı eğitimler alacağız. Geleceğe güvenle bakıyoruz.
KAYNAKLAR 1. H. Ülgen, K. Mirze: İşletmelerde Stratejik Yönetim. Arıan Yayıncılık. İstanbul. 2007 2. Devlet Planlama Teşkilatı: Kamu İdareleri için Strateji Planlama Klavuzu. 2. Sürüm. Haziran 2006.www.sp.gov.tr 3. Cura N. İstanbul Üniversitesi stratejik planlama uygulaması. Eğitim Çalıştayı. İstanbul 2006
Haziran 2009
5
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Eyüp Sabri Uçan TTD 1. Başkan yardımcısı Özlük Hakları Komitesi Başkanı
Hekimler Açısından Özlük Hakları Anlamında Neler Değişiyor? Sevgili Meslektaşlarımız, Sağlık ortamı son 5 yılda inanılmaz değişime uğradı ve bu sarmal giderek genişleyip büyüyerek ve hızlanarak sürecek gibi görünüyor. Sağlıkta dönüşüm, aile hekimliği, sevk zinciri, birinci basamağın tümüyle yeniden yapılanması, olmazsa olmaz dediğimiz kurumların (verem savaş dispanserleri gibi) içlerinin boşaltılması, hekimi hekimle uzmanlık alanlarını birbirleri ile rekabete sokarak yarıştırmayı hedefleyen performans sistemi, tam gün adı altında sunulan hekimi seçeneksiz çaresiz bırakmayı hedefleyen kölelik yasa tasarısı, meslek yaşamlarında en az bir kez zorunlu hizmete tabi tutulmuş öğretim üyelerini gerekçe ve gerçekliği çok tartışmaya açık zorunlu rotasyona tabi tutmak, giderek gerileyen hekim saygınlığı, giderek daha az çalışkan öğrencilerin tercih ettiği tıp fakülteleri, hekim sayısını 5 yılda 2 katına çıkarmayı hedefleyen bakış açısı… Hekimler açısından özlük hakları anlamında kazançtan çok kayıplarla dolu bir 5 yıl… Sağlık harcamalarının ve sağlığa ayrılan payın bir kaç katına ulaştığı, sağlık bütçesinden özel hastaneler sistemine ayrılan payın katlandığı (üniversitelere aktarılan payın 1.5 katı),
6
Haziran 2009
ilaç endüstrisine aktarılan miktarın arttığı bir süreç, hastaların daha fazla hekime başvurdukları, daha çok ilacın reçete edildiği bir süreç… Ufukta ucuzlatılmış hekim ve sağlık çalışanı emeği ile özel hastaneler ve büyük ecza depoları/eczaneler zincirleri, devlet hastanelerinin özelleştirilmesi, batma riski taşıdıklarını açıkça ve defalarca ifade eden üniversite hastaneleri var… Artık süreç kısmen oturdu, kartlar açıldı, kaybedenler ve kazananlar daha net görülebiliyor… Bu sarmal içerisinde her zaman olduğundan daha fazla olup biteni anlamak için çaba göstermek, bilgileri paylaşmak, çok farklı bakış açısına sahip olduğumuz konularda bile yönetim erkini ellerinde bulunduranlarla teması sürdürmek, sürecin belirlendiği masada etkin taraf olarak yer almak, taleplerimizi anlatmak, anlatmak… Özlük Hakları Komitesi olarak yapmayı hedeflediklerimiz bunlar, sizleri farklı görüş ve önerileriniz, eleştirilerinizle yanımızda arkamızda görmek istiyoruz. Bu zorlu mücadelede sizlerle, çatı örgütümüz olan TTB ile, diğer uzmanlık dernekleri ile birlikte yürümek istiyoruz. Sevgilerimizle.
TORAKS BÜLTENİ
Doç. Dr. Şule Akçay TTD KGO Başkanı
Türk Toraks Derneği Kurumsal Gelişim Okulu Kuruldu Türk Toraks Derneği’nin tüm yönetim organlarında yönetsel görev alan üyelerinin görev ve sorumluluklarının belirlenmesi, eğitimlerinin planlanması ve yürütülmesini sağlamak amacıyla, 25 Şubat 2009 tarihli MYK kararı gereği Türk Toraks Derneği (TTD) Kurumsal Gelişim Okulu (KGO) kurulmuştur.
cek bir kişiden oluşacaktır. Bu seçimler genişletilmiş yönetim kurulunda yapılacak, bir sonraki seçim döneminde eski çalışma grubu başkanı, şube başkanı, editör ve dernek başkanından oluşan temsilciler görevden ayrılırken, mevcut yöneticiler köprü oluşturmak amaçlı eski yöneticilerin fonksiyonunu devralacaklardır.
TTD KGO, derneğin yönetici kadrosuna, mevcut yasalar çerçevesinde, örgütü tüzükte belirlenen amaç ve hedeflere ulaşmada en etkin şekilde işletme konusunda eğitim verecektir.
TTD KGO Yürütme Kurulu’nun görevi; örgütün yönetim kadrosunun her türlü yönetsel eğitim gereksinimini karşılamak ve geliştirmek üzere program ve organizasyonlar düzenlemektir. Yürütme Kurulu, yıllık programını, örgütün yönetsel kademelerindeki üyelerden gelen istek ve görüşleri dikkate alarak hazırlayacak, MYK onayından sonra uygulayacaktır. Buna göre;
Kurucu Yürütme Kurulu, aşağıdaki üyelerden oluşmaktadır: • Şule Akçay (Başkan) • Nurdan Köktürk (Sekreter) • Muzaffer Metintaş • Feyza Erkan
1. Her yıl Haziran ayında 1 veya 2 günlük eğitim amaçlı toplantılarla örgüt üyeleri yönetsel eğitimini organize edecektir,
• Numan Ekim
2. Eğitim programı uygulanacak kişiler, şubeler ve çalışma gruplarının yürütme kurullarının seçimle yenilenen üyelerinden ve editörlerden oluşacaktır,
• Sema Umut
3. Eğitim konuları ana hatlarıyla;
• Mehmet Karadağ
a. Çalışma grupları ve şubelerin görev tanım ve sorumluluklarını tanımlayan yönergelerin hazırlanarak, eğitim alan üyelere aktarılması,
• Ertürk Erdinç
• Armağan Hazar • Erdoğan Çetinkaya • Recep Işık Yürütme kurulu üyeleri, her genel kuruldan sonra yenilenmek üzere 2 yılda bir seçimle belirlenecektir. KGO başkanı daima TTD genel sekreteri olacaktır. Dernek başkanı ve gelecek başkan kurulun doğal üyesidir. Kurulun diğer üyeleri; 1) eski ve yeni çalışma grubu başkanlarından 2 kişi, eski ve yeni şube başkanlarından 2 kişi, eski ve yeni yayın editörlerinden 1 kişi ve eski dernek başkanları arasından seçile-
b. Dernek yönetiminde görevli olan üyelerin yasal sorumlulukları yönünden bilgilendirilmesi, c. Dernek yönetiminde görevli olan üyelere web sayfasında kendi çalışma alanlarını ilgilendiren bölümlerinin yönetimi için eğitim verilmesi, d. Dernek yöneticilerine toplantı yapma, karar alma süreçleri, programlama ve eylem planları izleme, sinerjik takım çalışması konularında eğitim verilmesi olacaktır.
Haziran 2009
7
TORAKS BÜLTENİ
Dr. Osman Elbek TTD Sağlık Politikaları Komitesi Sekreteri
Türk Toraks Derneği Sağlık Politikaları Komitesi Kuruldu Sağlık alanının hızlı biçimde değişime ve yeniden yapılanmaya tabi tutulduğu Türkiye’de, sağlık hizmet alanı ve göğüs hastalıkları alanındaki gelişmeleri yakından takip etmek ve gerektiğinde müdahale edebilmek amacıyla 13 Haziran 2008 günü Türk Toraks Derneği (TTD) Sağlık Politikası Komitesi kurulmuştur. Komitenin Kurulma Gerekçesi TTD tüzüğünün ikinci maddesi Toraks Derneği’ni “Toraks Derneği; Göğüs Hastalıkları Uzmanlarının, kar amacı gütmeyen, ulusal, mesleki ve bilimsel uzmanlık derneği” olarak tanımlamaktadır. Tüzüğün aynı maddesi uyarınca derneğin amacı “eğitim, araştırma, hasta bakım standartları ve ulusal politikalar oluşturarak solunum hastalıklarında en etkin korunmayı ve tedaviyi sağlamak ve ulusal akciğer sağlığını geliştirmek” olarak belirlenmiştir. Ayrıca tüzüğün üçüncü maddesi derneğin halk sağlığı uygulamalarını tanımlamaktadır. Üçüncü maddenin D fıkrasının b bendi Türk Toraks Derneği’ni “Akciğer sağlığını korumak ve geliştirmek amacıyla hükümet, hükümet dışı kuruluşlar, sağlık çalışanları ve kamuoyu düzeyinde girişimlerde bulunmayı” yükümlü kılmaktadır. Öte yandan 2006 yılında gerçekleştirilen TTD Genel Kurul’unda oybirliğiyle derneğin kamu yararı dernek olması kabul edilmiştir. Bu çerçevede son yıllarda gerek ülkemizde gerek dünyada sağlık alanında yaşanan hızlı değişimler çerçevesinde, tanımlanan tüzük hükümleri ve Genel Kurul kararları doğrultusunda kendi amaçlarına ulaşabilmek için TTD’nin sağlık politikası ile daha yakından ilişki kurması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bakış Açısı Tüzük ve genel kurul kararları doğrultusunda genel sağlık politikalarını ve bu politikaların sonuçlarını; 1. Ulusal ve küresel halk sağlığı politikaları açısından değerlendirmeyi 2. Gerek ulusal gerekse uluslararası alanda sağlık politikalarında yaşanan değişimleri kamu yararını gözeten bir bakış açısı ile irdelemeyi
8
Haziran 2009
3. Ulusal ve küresel planda oluşturulan yeni sağlık yapılanmasını, göğüs hastalıkları uzmanlığı ve uzmanları yönünden sorgulamayı 4. Sağlık alanında yaşanan değişimlerin koruyucu hekimlik açısından anlamını ortaya koymayı hedeflemektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı Türkiye’de egemen olan sağlık politikalarının etkileri gerek halk sağlığı, gerekse göğüs hastalıkları uzmanlığı açısından kimi alanlarda daha belirgin biçimde etkisini hissettirmektedir. Bu alanlar öncelikle: 1. Sağlık çalışanlarının istihdam modeli (Tam zamanlı Yarı zamanlı çalışma, sözleşmeli çalışma, vardiya usulü çalışma, vs) 2. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanun düzenlemeleri 3. Sağlık hizmeti örgütlenmesi a. Aile hekimliği sistemi, toplum sağlığı merkezleri ve verem savaş dispanserleri b. Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi ve bu bağlamda sağlık birimlerinin özerk işletmeler haline getirilme hedefi/çabası c. Performans ödemeleri ve bu politikanın sonuçları d. Oluşan yeni sağlık yapılanmasının üçüncü basamak eğitim kurumlarının (üniversite ve eğitim hastanelerinin) hizmet, eğitim ve araştırma faaliyetleri üzerine olan etkisi 4. Tedavi edici hekimlik faaliyetleri ve sağlıkta yüksek teknoloji kullanımıdır. “Türk Toraks Derneği Sağlık Politikası Temel İlkeleri” metninin oluşmasına da önemli katkı sunan komite, halen yukarıda aktarılan başlıklarda çalışmalarına devam etmektedir. Derneğimizin web sitesinde http://www.toraks.org.tr/news.php?id=1257 linkinden Sağlık Politikası Temel İlkelerine ulaşılabilir.
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu TTD Dış İlişkiler Sorumlusu
Türk Toraks Derneği’nin Dış İlişkileri Hızla Büyüyor Türk Toraks Derneği dış ilişkileri, derneğimizin son 10 yıldır her alanda kazandığı ivmeye paralel bir gelişme göstermiştir. TTD artık pek çok uluslararası solunum derneği içinde tanınan, dinlenen ve bazı kararlarında değişiklik oluşturabilen bir konuma gelmiştir. Dünyada Akciğer sağlığı politikaları içinde ülkesinde Sağlık Bakanlığı ile birlikte politika oluşturabilen bir sivil toplum örgütüdür. Dünya Sağlık örgütü (DSÖ) içinde solunum hastalıklarının belirgin önem kazanmasında hazırladığı projeleriyle rol sahibi olmuştur. TTD Dış İlişkiler komitesi görev dağılımı yapmış, TTD web sayfasında Dış İlişkiler bölümü yenilenmiştir. Her hocamız kendi sorumlu olduğu alanla ilgili bilgileri üyelerimize güncellenmiş olarak iletmektedir. Bölgesel ve kıtalararası dernek faaliyetlerinde, gerek bireysel, gerek Türk Toraks Derneği olarak aktif katılımın sağlanması önemli bir hedeftir. Bu sayede genç Türk bilim insanlarının ERS, ATS gibi büyük derneklerde Türk Toraks Derneği’ni ve ülkemizi temsilen aktif görevler almaları beklenmektedir.
GARD (Global Alliance against Respiratory Diseases) Çalışmaları TTD 2005 yılında üyesi olduğu GARD bünyesinde GARD ülke kurulumları ve planlamaları arasında önerilen ideal koşulların tümünü yerine getiren tek ülkedir. Ülke Sağlık Bakanlığının her alanda desteğini alarak Obstrüktif Hava Yolu Hastalıklarında 43 Paydaş ile birlikte Ulusal Kontrol Programı oluşturulmuştur. Ayrıca Sağlık Bakanlığı böylesi bir kontrol programında önceden benzeri olmadığı şekilde yönetimin içine ilk kez bir sivil toplum kuruluşu, Türk Toraks Derneği’ni almış ve programın yönetimi ve uygulamasında birlikte olmayı kabul etmiştir. 26 Mayıs 2009’da bu program paydaşlar tarafından imzalanmış ve eylem planı uygulamaları başlatılmıştır. Türkiye’de elde olunan bu gelişmeler nedeniyle GARD Planlama Komitesine Solunum Dernekleri içinde ERS, ATS ile birlikte seçilen dernek TTD olmuştur. Yine bu nedenle
GARD III. Dünya Genel Kurulu 2008’de ülkemizde gerçekleştirilmiş ve Türkiye 78 ülkeye ev sahipliği yapmıştır. Bu yıl İtalya’da düzenlenecek IV. GARD Genel Kurulunda GARD Ülke Çalıştayını düzenleme ve yönetme görevi Türkiye’ye verilmiştir. GARD sürecinde DSÖ ile birlikte hareket edilmesi nedeniyle Sağlık Bakanlığı süreç içinde çok daha katılımcı ve aktif olmuş ve somut bir plan ortaya çıkabilmiştır. Bu planın uygulanmasıyla ülkemizde gelecek 10 yılda kronik solunum hastalıkları alanında mortalite ve morbiditede belirgin azalma beklenmektedir. Bu da TTD temel hedefi olan “ULUSAL AKCİĞER SAĞLIĞINI KORUMAK” misyonuna önemli hizmet anlamındadır. Bir diğer önemli gelişme, DSÖ bünyesinde öncelikli sağlık alanları içine ilk kez bu yıl kronik solunum hastalıkları dahil edilmiş olmasıdır. Kardiyovasküler hastalıklar, kanser, diabet ve kronik solunum hastalıkları en önemli 4 hastalık olarak önceliklendirilmiştir. Bu gelişme GARD çalışmaları nedeniyle tüm ülkelerde Sağlık Bakanlıkları ile oluşturulan çalışmaların çok önemli bir yansımasıdır. Artık DSÖ solunum hastalıklarına en az kardiyovasküler hastalıklar kadar önem vermektedir. DSÖ Bulaşıcı olmayan hastalıklar genel müdür yardımcısı Ala Awan’ı Türkiye’de konuk ettiğimizde, kendisi ülkemizdeki başarılı uygulamayı tüm ülkelere örnek göstermiştir. ATS (AMERICAN THORACIC SOCIETY) ile ilişkiler ATS ile yürütülen ilişkiler kapsamında MECOR kurslarının ilki 2008’de başarıyla gerçekleştirilmiş, ATS’den gelen bilim insanları katılımcılar ve eğitimde görev alan fakültemizden çok etkilenmiştir. Bu kursları alan üyelerimize, yaptıkları çalışmalarla ATS tarafından burslar verilmiş ve bilimsel yaşamları mercek altına alınmıştır. Bu yıl MECOR kursunun ikincini düzenleyerek Düzey 1’de olan arkadaşlarımızın düzey 2 kursu almalarını ve yeni üyelerimizin ise Düzey 1 kursu almalarına fırsat sağlanacaktır. Bilim insanı yetiştirmek konusunda çok önemli bir kurs olan MECOR ülkemizde göğüs
Haziran 2009
9
TORAKS BÜLTENİ hastalıkları alanında bilimsel çıtayı yükseltmeyi hedefleyen TTD için önemli bir aracı olacaktır. ATS Blue Journal Türkçe çeviri dergisi yayını web sitemizde on-line olarak sürmektedir. ATS’nin iki başkanını ve yönetici sekreterini bu yıl kongremizde konuk ederken, 2008’den bu yana sürdürülen görüşmelerde ele alınan ortak kurs, İstanbul’da ortak sempozyum ve indirimli üyelik konuları değerlendirilmiştir. ATS 2009 San Diego kongresinde ATS&TTD MYK toplantıları yapılmış ve ortak çalışmalar konusunda önerilerde bulunulmuştur. İlk kez bir ATS kongresinde TTD standı açılmıştır. ERS (EUROPEAN RESPIRATORY SOCIETY) ile ilişkiler ERS 2008 Berlin kongresinde Türkiye standı kurulmuş, gerekli tanıtım materyalleri hazırlanmış ve TTD tanıtımı sağlanmıştır. Kongredeki MYK toplantısında ortak çalışmalar ve olası yeni projeler görüşülmüştür ERS üyelik komitesine TTD Dış ilişkiler sorumlusu seçilmiş olup, yılda 4 kez yapılan ERS GYK toplantılarına katılmak suretiyle üyelik geliştirme çalışmalarında bizzat uygulamaların ve kararların içinde yer alınacaktır. Gerek üye sayısı,
gerek kongre katılımı ve gerekse bildiri sayılarıyla TTD, ERS üyeleri içinde çok önemli bir konumda ve bazı kararlarda belirleyici durumundadır. ERS Bilimsel Komitesine GAYE komite üyelerimizin adları verilmiş olup, ERS fakültesi içinde yer almaları teşvik edilmiştir. Ayrıca kongre görevlendirmeleri için her çalışma grubu için fikir lideri hocalarımızın listesi de bildirilmiştir. ERS‘nin yayınlanan bir Bülteninde Türkiye Delegesine ve çalışmalarına yer verilmiştir. TTD 2009 yıllık kongresinde iki ERS başkanı ve yönetici sekreteri ile iş toplantıları yapılmış, ERS&TTD ilişkileri güncellenip ivme kazanmıştır. ERS Mayıs Bülteni ilk iki sayfası Türkçe olarak, TTD Kongresi ve TTD &ERS ilişkilerine yer vererek çıkmıştır. 10 Haziran 2009’da Prof. Dr. Müzeyyen Erk ve Prof. Dr. Gül Öngen hocalarımız ERS web sayfasından ilk defa Türkçe e-konferans vermişlerdir. WASOG 2014 WASOG kongresi Türkiye’de yapılacaktır.
GARD (Global Alliance against Respiratory Diseases) Projesinde Dönüm Noktası 26 Mayıs 2009’da Türk Toraks Derneği’nin öncülük ettiği GARD projesinde, 100’e yakın temsilcinin katıldığı imza töreni ile önemli bir dönüm noktası gerçekleşti. Törende T.C. Sağlık Bakanlığı, Türk Toraks Derneği, Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmunoloji Derneği ve Dünya Sağlık Örgü-
tü başta olmak üzere toplam 43 paydaş, hazırlanan kontrol programına imza attı. İki yıldır üzerinde çalışılan projenin tüm paydaşlarca imzalanmasıyla, 2009-2013 yılları arasında gerçekleştirilmesi planlanan “Türkiye Kronik Hava Yolu Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı Eylem Planı” çalışmaları başlamış oldu. Türk Toraks Derneği üyeleri olarak önemli bir ulusal halk sağlığı projesinde liderlik görevi üstlenmenin onuru ve gururunu yaşıyoruz. Başta GARD Ülke Koordinatörü Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu olmak üzere, projenin bu noktaya gelmesinde emeği olan tüm temsilcilere sevgi, saygı ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
10
Haziran 2009
TORAKS BÜLTENİ hastalıkları alanında bilimsel çıtayı yükseltmeyi hedefleyen TTD için önemli bir aracı olacaktır. ATS Blue Journal Türkçe çeviri dergisi yayını web sitemizde on-line olarak sürmektedir. ATS’nin iki başkanını ve yönetici sekreterini bu yıl kongremizde konuk ederken, 2008’den bu yana sürdürülen görüşmelerde ele alınan ortak kurs, İstanbul’da ortak sempozyum ve indirimli üyelik konuları değerlendirilmiştir. ATS 2009 San Diego kongresinde ATS&TTD MYK toplantıları yapılmış ve ortak çalışmalar konusunda önerilerde bulunulmuştur. İlk kez bir ATS kongresinde TTD standı açılmıştır. ERS (EUROPEAN RESPIRATORY SOCIETY) ile ilişkiler ERS 2008 Berlin kongresinde Türkiye standı kurulmuş, gerekli tanıtım materyalleri hazırlanmış ve TTD tanıtımı sağlanmıştır. Kongredeki MYK toplantısında ortak çalışmalar ve olası yeni projeler görüşülmüştür ERS üyelik komitesine TTD Dış ilişkiler sorumlusu seçilmiş olup, yılda 4 kez yapılan ERS GYK toplantılarına katılmak suretiyle üyelik geliştirme çalışmalarında bizzat uygulamaların ve kararların içinde yer alınacaktır. Gerek üye sayısı,
gerek kongre katılımı ve gerekse bildiri sayılarıyla TTD, ERS üyeleri içinde çok önemli bir konumda ve bazı kararlarda belirleyici durumundadır. ERS Bilimsel Komitesine GAYE komite üyelerimizin adları verilmiş olup, ERS fakültesi içinde yer almaları teşvik edilmiştir. Ayrıca kongre görevlendirmeleri için her çalışma grubu için fikir lideri hocalarımızın listesi de bildirilmiştir. ERS‘nin yayınlanan bir Bülteninde Türkiye Delegesine ve çalışmalarına yer verilmiştir. TTD 2009 yıllık kongresinde iki ERS başkanı ve yönetici sekreteri ile iş toplantıları yapılmış, ERS&TTD ilişkileri güncellenip ivme kazanmıştır. ERS Mayıs Bülteni ilk iki sayfası Türkçe olarak, TTD Kongresi ve TTD &ERS ilişkilerine yer vererek çıkmıştır. 10 Haziran 2009’da Prof. Dr. Müzeyyen Erk ve Prof. Dr. Gül Öngen hocalarımız ERS web sayfasından ilk defa Türkçe e-konferans vermişlerdir. WASOG 2014 WASOG kongresi Türkiye’de yapılacaktır.
GARD (Global Alliance against Respiratory Diseases) Projesinde Dönüm Noktası 26 Mayıs 2009’da Türk Toraks Derneği’nin öncülük ettiği GARD projesinde, 100’e yakın temsilcinin katıldığı imza töreni ile önemli bir dönüm noktası gerçekleşti. Törende T.C. Sağlık Bakanlığı, Türk Toraks Derneği, Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmunoloji Derneği ve Dünya Sağlık Örgü-
tü başta olmak üzere toplam 43 paydaş, hazırlanan kontrol programına imza attı. İki yıldır üzerinde çalışılan projenin tüm paydaşlarca imzalanmasıyla, 2009-2013 yılları arasında gerçekleştirilmesi planlanan “Türkiye Kronik Hava Yolu Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı Eylem Planı” çalışmaları başlamış oldu. Türk Toraks Derneği üyeleri olarak önemli bir ulusal halk sağlığı projesinde liderlik görevi üstlenmenin onuru ve gururunu yaşıyoruz. Başta GARD Ülke Koordinatörü Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu olmak üzere, projenin bu noktaya gelmesinde emeği olan tüm temsilcilere sevgi, saygı ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
10
Haziran 2009
TORAKS BÜLTENİ
Türk Toraks Derneği Dış İlişkiler Sorumlusu Arzu Yorgancıoğlu Yeniden GARD Yürütme Kurulunda GARD IV. Genel Kurulu 12 – 13 Haziran’da İtalya’da yapıldı. Yıllık ülke etkinliklerinin tartışıldığı kurulda ülkemizin “Kronik Havayolu Hastalıkları Kontrol Programının” imzalanmış ve eylem planlarına başlanacak olması büyük yankı buldu ve örnek olarak gösterildi. “Ülkeler GARD Çalıştayı”nı düzenleme
görevi verilen ülkemiz bu paralel oturumları çok başarılı olarak düzenledi. Yapılan Yürütme Kurulu seçimlerinde Solunum dernekleri kategorisinde TTD adına Arzu Yorgancıoğlu en yüksek oyu alarak ATS ve ERS ile birlikte iki yıllık yeni dönem için yeniden seçildi. Hocamızı bu başarısından dolayı kutluyoruz.
Türk Toraks Derneği ile Avrupa Solunum Derneği İşbirliği Türk Toraks Derneği 12.Yıllık Kongresi 8-12 Nisan 2009 tarihinde Antalya’da yaklaşık iki bin kişinin katılımı ile gerçekleşti. ATS ve ERS üst düzey yöneticilerinin de katıldığı bu kongrede, ERS’yi bir önceki başkan Leonardo Fabbri, başkan Jorrit Gerritsen, gelecek başkan Nikolaous Siafakas, executive sekreter Jean-Luc Eisele ve üyelik bölümünden Meredith Blake temsil etti.
ERS ve TTD Yönetim kurulları yaptıkları ortak iş toplantısında hali hazırda yürütülmekte olan ilişkileri değerlendirdi ve gelecek işbirlikleri üzerinde görüş alışverişinde bulundu. Türkiye’de ERS üye sayısının artırılması için her iki derneğin çaba göstermesi, üyelerimizin ERS olanaklarından yararlanması için yeni projeler geliştirilmesi, ortak kurs, burs ve toplantılar düzenlenmesi planlandı.
Kurulan ERS standına ilgi büyüktü ve TTD üyeleri ERS hakkında bilgi alma ve üyeliklerini yenileme şansını buldu.
ERS üyeleri, kongrenin organizasyonundan ve bilimsel düzeyinden çok etkilendiklerini, bu denli standartların yüksek olduğu bir kongreye katılmaktan onur duyduklarını ve TTD-ERS işbirliğinin artarak devam edeceğine ilişkin inançlarını dile getirdiler.
ERS Standında TTD Dış İlişkiler Sorumlusu Arzu Yorgancıoğlu, TTD Genel Sekreteri Şule Akçay ERS Executive sekreteri Jean-Luc Eisele ve Üyelik sorumlusu Meredith Blake
TTD ve ERS Yönetim kurulları Ortak Toplantısı
Haziran 2009
11
TORAKS BÜLTENİ Gala gecesinde Türk yemekleri ve müziğinin birlikte keyfini çıkaran ERS ve TTD üyeleri daha nice toplantılarda birlikte olabilmek dileğiyle teşekkür ederek ayrıldılar.
TTD ve ERS yöneticileri Gala yemeğinde
ERS Bülteni, Mayıs 2009 sayısının ilk iki sayfasını Türkçe olarak yayınlayarak Türk Toraks Derneği Kongresi ve TTD & ERS ilişkilerine ayırmıştır.
ERS Bülteni Mayıs 2009 sayısının ilk sayfasında Türk Toraks Derneği
ERS Web Sitesinden İlk Kez Türkçe Canlı Konferans Gerçekleştirildi 10 Haziran 2009 tarihinde ERS web sitesinde iki saygıdeğer bilim insanımız canlı konferans verdiler. Bu konferansın duyurusu günlerce ERS web sitesinde Türkçe olarak yer aldı. Konferanslar teknik ve içerik olarak mükemmel geçti. Bizlere bu onuru ve mutluluğu yaşatan saygıdeğer Prof. Dr. Müzeyyen Erk ve Prof.Dr. Gül Öngen hocalarımızı, konferansların gerçekleşmesinde büyük emeği olan ve dış ilişkilerimizi yepyeni ve muhteşem bir zemine sıçratan sevgili MYK üyesi Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu ve bu çaba içinde yer alarak katkı sağlayan sevgili Prof.Dr. Feyza Erkan ve Dr. Atilla Uysal’ı kutlar, içtenlikle teşekkür ederiz.
12
Haziran 2009
TORAKS BÜLTENİ
WEB Sitemiz Yenilendi Değerli Üyelerimiz, 18.02.2009 tarihinden itibaren WEB sitemizi yeni yüzü ile kullanıma sunmuş olmaktan dolayı mutluluk duymaktayız. Siteyi güncelleme sürecine, üyelerimizin geri bildirimleri ile saptadığımız önceliklerimiz ve gereksinimlerimiz yön verdi. Zengin WEB içeriği nedeniyle, sayfayı güncelleme çalışmaları yoğun çaba ve emek gerektirdi. Derneğimizin gerçekleştirdiği birçok aktiviteden anında haberdar olma, geniş eğitim materyallerinden yararlanma, aradığı bilgiye kolaylıkla ulaşabilme ve üyelik yenileme işlemlerinin daha pratik yapılabilmesi bu önceliklerden yalnızca bir kaçı idi. Sitemiz sadece hekimler için değil, solunum alanında çalışan diğer sağlık profesyonelleri ve hastalarımız için de değerli bilgiler ve haberler içermektedir. Eleştirilerin her zaman daha iyiye götüreceği bilinci ile ve hep birlikte ideal bir WEB sitesine ulaşmak için, siz değerli üyelerimizin görüşlerine, önerilerine her zaman gereksinimimiz olduğunu da bilmenizi isteriz. Yeni açılımlar ancak elbirliğiyle gerçekleş-
tirilebilir. Web sitemizi ziyaret eden kişilerin gönderdiği mesajlara kısa sürede cevap verme konusunda her zaman olduğu gibi gerekli duyarlılık gösterilecektir. Web sitemiz yenilendikten sonra 2009 Mart ayında 24.600 kere ziyaret edilmiştir. Aynı dönemde birbirinden farklı ziyaretçilerin yaptıkları ziyaret sayısına bakıldığında bu sayı 3567 olarak saptanmıştır. Anket modülünde “Web sitemizin yeni görünümünü nasıl buldunuz?” sorusuna 1388 kişi yanıt vermiş ve bunların %68.95’i siteyi çok beğendiğini, %12.18’i beğendiğini, %6.41’i fena bulmadığını ve %12.46’sı ise beğenmediğini belirtmiştir. Halen devam etmekte olan site alt yapısının güncellenmesi çalışmaları aralıksız sürecektir ve e-eğitim alanında da zamanın gerektirdiği önemli ilerlemeler gerçekleştirilecektir. Prof. Dr. Metin GÖRGÜNER TTD Bülten ve İnternet Sorumlusu
Haziran 2009
13
TORAKS BÜLTENİ Türk Toraks Derneği Üyelik Yenileme Sistemi Kolaylaştırıldı Türk Toraks Derneği (TTD) üye profilinin %97’sini solunum hastalıkları alanında çalışan hekimler, kalan %3’ünü de fizyoterapist ve hemşireler oluşturmaktadır. Hekimlerden %70’i göğüs hastalıkları, %11’i göğüs cerrahisi branşındadır, geri kalan %19’luk hekim oranı ise pediatri, iç hastalıkları, radyoloji, halk sağlığı, enfeksiyon hastalıkları, mikrobiyoloji, yoğun bakım ve anesteziyoloji uzmanlarından oluşmaktadır. Haziran 2009 itibarı ile 2686 üyesi bulunan TTD, kendi alanında çalışan dernekler arasında ulusal ve bölgesel düzeyde en aktif, en geniş üye sayısı ve profiline sahip uzmanlık derneği olma özelliğini yıllardır korumaktadır. Türk Toraks Derneği üyelik sistemi, pek çok diğer uzmanlık derneğinde olduğu gibi, üyeliklerin her yıl yenilenmesini gerektirmektedir. Üyelik yenileme işlemleri, üyelerin bağlı bulunduğu şubeler üzerinden yapılmaktadır. Şubelerin en önemli görevi üyelik sisteminin idamesidir. Şubelerin görev ve sorumlulukları konusunda güncellenmiş yönergeye web sayfasının şubeler bölümünden ulaşılabilir. Şubeler her yıl, yılın ilk üç ayı süresince üyelik yenileme işlemlerini tamamlamakta, kendilerine bağlı bulunan üyelere ulaşma ve aktivasyonu sağlama konusunda son derece özverili çalışarak, üye sayısını korumak/artırmak konusunda görevlerini yerine getirmektedir. Şube başkanları, genel sekreter ile düzenli aralarla yapılan toplantılarda üyelik sisteminde yaşanan sorunları tartışmakta ve aksaklıklara çözüm aramaktadır. Ocak 2009’da TTD Kış Okulu sırasında bu amaçlarla yapılan toplantıda, üyelik yenileme sisteminin daha pratik yapılabilmesi, üyelere etkin ulaşma, TTD aktivitelerine aktif olarak üye katılımını sağlama ve üyelerin mensubiyet duygusunu artırma yolları yine tartışılmış, ortak öncelikler ve sorunlar belirlenmiştir. Şube yönetimlerinin belirlediği öncelikler dışında, Aralık 2008’de yapılan üye anketleri de üyelik sisteminin daha pratik hale getirilmesi gereğine işaret etmekteydi. Bu gereksinim ve eleştiriler sonrası, Ocak 2009’da yeni yüzü ile kullanıma sunulan TTD web sitesi üzerinden üyeliklerin daha kısa süre-
de yenilenebilmesi amacıyla bir çalışma yapılmıştır. Bu yıla kadar geçerli olan sistemde, üyelik formları her yıl tamamlanarak, banka şubelerindeki TTD Şubesi hesap numaralarına aidatı yatırmak yoluyla üyelik yenileme işlemleri gerçekleşmektedir. Halen geçerli olan bu sisteme ek olarak, tercih eden üyeler için alternatif bir yöntem daha uygulamaya konmuştur. Bu yıl “üyelik yenileme” butonu ile, “yeni üyelik” butonu ayrılarak, eski üyelerimizin sadece değişen bilgilerini (adres, soyadı, çalışma grubu tercihi vb) güncellemesi, bilgiler değişmedi ise eski form bilgilerini onaylaması yeterlidir. Aynı zamanda banka havalesini diğer seçeneklerin yanında, EFT ile de yapabilme olanağı sunulmaktadır. Bu işlemler her üye için yaklaşık 5-10 dakika kadar kısa bir süre almakta, ardından üyenin bağlı bulunduğu şubenin sayfasında bu işlem “onay bekleyen işlemler” listesine eklenmektedir. Tüm şubelerin kendi üye veri tabanlarını izleyip, işlem yapabilmeleri için tanımlanmış “yönetici şifreleri” bulunmaktadır. Bu şifreler üzerinden şube sekreterleri, internet üzerinden üyelik yenileme işlemlerini tamamlayan üyelerin bilgilerini onaylamak yetkisini kullanarak işlemi sonlandırmaktadır. Yeni sistemin üyelere web ortamından düzenli aralarla duyurulması ve hatırlatılması, şube başkanlarının aylık bilimsel toplantılarda üyelere konu hakkında bilgi aktarması yoluyla bu yıl, üye veri tabanında kayıtlı 2686 üyenin 2171’inin (%81) üyeliklerini yenilediği bilgisini sevinçle iletmek istiyoruz. Türk Toraks Derneği yönetimi bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “Genel Merkez- Şube-İl Temsilcileri-Üyeler” zincirinde zayıflamaya engel olmak amacıyla, aksayan noktalarda kendini yenileme ve onarma gereğini önemseyecektir. Bu sürecin tamamlanmasını takiben, üyeliğini yenileyen kişilere Türk Toraks Derneği Kimlik Belgesi hazırlanmış ve dağıtılmıştır. Üyelerin adı-soyadı ve üye numarasının kayıtlı olduğu bu belgelerin, üyelerin aidiyet duygusunun pekişmesi ve şifreleri (üyelik numaralarını) hatırlatma işlevinin olacağı umudundayız. Üyelik şifreleri üyelerimizin web sayfasından kurs, kongre ve okul etkinliklerinde kullanımına izin verilen slaytlara, Toraks Kitapları’na ücretsiz ulaşabilmelerini sağlamaktadır. Üyeliğin yararlarını kısa bir metne sığdırabilmek kolay olmasa da, TTD üyeleri olarak solunum hastalıkları alanında ülkemizin en büyük uzmanlık derneğinin şemsiyesi altında demokratik bir ortamda tartışmanın, üretmenin ve kendini geliştirmenin ayrıcalığını hissetmekteyiz. Doç. Dr. Şule Akçay TTD Genel Sekreteri
14
Haziran 2009
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Toros Selçuk TTD Bilimsel Komite Başkanı
Türk Toraks Derneği Bilim Destek ve İzleme Komitesi Kuruldu Türk Toraks Derneği’nin Tüzüğü’nde derneğin kuruluş amacı “eğitim, araştırma, hasta bakım standartları ve ulusal politikalar oluşturarak solunum hastalıklarında en etkin korumayı ve tedaviyi sağlamak ve ulusal akciğer sağlığını geliştirmek” olarak tanımlanmaktadır. Derneğin bu amacını gerçekleştirmek üzere kurulan çalışma grupları da bugüne kadar solunum hastalıklarının tanısı, tedavisi ve korunma alanlarında en yüksek mesleki ve bilimsel standartların geliştirilmesi için çaba göstermiş, ulusal verilerin elde edilmesine yönelik araştırmalar gerçekleştirmiş, değişik hastalıklara yönelik rehberler yayınlanmış ve bu rehberlerin uygulanması için etkinliklerde bulunmuşlardır. Yine TTD Yıllık Kongreleri, Sempozyumlar ve gerçekleştirilen değişik bilimsel toplantılar bilimsel bilginin paylaşılıp tartışılması için verimli zeminler yaratmıştır. Bugüne kadar yapılanlar ve elde edilen sonuçlar elbette övgüye değerdir. Ancak TTD’nin solunum alanında bilimsel araştırmaların desteklenmesi hedefini daha da ileriye götürmek üzere Ağustos 2008 tarihinde TTD Bilim Destek ve İzleme Komitesi kurulmuştur. Komitenin amacı ulusal önceliğimiz olan solunum sistemi araştırma konularının belirlenerek bu konularda multidisipliner araştırmaların gerçekleştirilmesine katkı ve destek sağlanmasıdır. TTD Bilim Destek Komitesi TTD MYK üyeleri ve Bilimsel Çalışma Grubu başkanların tarafından oluşturulmuştur. Yine aynı amaca yönelik olarak TTD Bilim Destek ve İzleme Komitesi tarafından yürütülmek üzere TTD Yurt Dışı Eğitim Desteği ve TTD Araştırma Destek Fonu yönergeleri oluşturulmuştur. TTD Yurt Dışı Eğitim Desteği’nin amacı, ülkemiz için öncelikli olan ancak yetişmiş bilim insanı eksiği olan ulusal akciğer sağlığı ile ilgili konularda bu eksiği tamamlamak üzere üyelerinin yurt dışı eğitim almalarını desteklenmesidir. TTD desteği ile yurt dışında eğitim alacak olan üyelerimizin daha sonra yurt içinde bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları, bu alandaki bilimsel araştırma ve eğitimlere öncülük
etmeleri beklenmektedir. Bu hedef için Bilimsel Çalışma Grupları’ndan kendi alanlarındaki öncelikli eğitilmiş uzman gereksinimi olan konuların belirlenmesi istenmiş, gelen öneriler arasından seçim yapılarak 2009 yılı için destek sağlanacak yurt dışı eğitim konuları belirlenmiş ve tüm üyelerimize ilan edilmiştir. Bu konularda yurt dışında eğitim almak üzere başvuran üyelerimiz arasından dört üyemize bu yıl içinde altı ay süreyle yurt dışı burs desteği sağlanmıştır. 2009 yılı için yurt dışı eğitim desteği sağlanan konular ve seçilen üyelerimiz şunlardır: 1. Diyafram fonksiyonlarının ölçülmesi, solunum mekaniği Dr. Zuhal Karakurt 2. Çalışma ortamında inorganik/organik toz örnekleri alınması Dr. Elif Reyhan Han 3. Epidemiyolojik çalışmalarda program ve modeller Dr. Aylin Öngel 4. Solunum sistemi hastalıklarının araştırılmasında hücre kültürü modelleri Dr. Ayşe Baççıoğlu Kavut Burs desteği sağlanan arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve yararlı bir eğitim dönemi geçirmelerini diliyoruz. TTD’nin amaçları arasında ülkemiz akciğer sağlığını geliştirmeye yönelik bilimsel araştırmaların gerçekleştirilmesi ve desteklenmesi hedefine yönelik olarak yine 2009 yılı içerisinde dört araştırma başlığı altında birer projenin desteklenmesi kararlaştırılmıştır. TTD Çalışma Gruplarının önerileri içinden TTD Bilim Destek Komitesi ve daha sonra TTD MYK tarafından oylanarak seçilen araştırma projesinin başlıkları şunlardır: a. Toplum kökenli pnömoni ulusal veri tabanının oluşturulması
Haziran 2009
15
TORAKS BÜLTENİ b. Türkiye’de Yoğun Bakım Üniteleri ile ilgili temel verileri araştıracak nokta prevalans araştırması c. Ağır vasıta şoförlerinde obstrüktif uyku apne prevalansının araştırılması d. Pulmoner arteryel hipertansiyon epidemiyolojisi Bu projelere komite tarafından bağımsız hakemler ve danışmanlar atanacak, aktif olarak projelerin daha da geliştirilmesi ve verimliliği sağlanacaktır. Proje başvuruları tüm TTD üyelerine açıktır, yine birden fazla kuruluştan destek alınacak projeler de desteklenecektir. Destek sağlanan projelerin iki yıl içerisinde tamamlanması beklenmektedir.
TTD Bilimsel Komitesi’ni oluşturan Komite başkanı ve Çalışma Grubu başkanları olarak ulusal uzmanlık derneğimizin çatısı altında, ortak akıl ve güç birliğimiz ile ülkemiz akciğer sağlığına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu hedefe yönelik çabalarımız ancak tüm TTD üyelerimizin gönül ve emek birlikteliği ile amacına ulaşacaktır. Bu yıl içinde uygulamaya geçirdiğimiz TTD Araştırma Destek Fonu ve TTD Yurt Dışı Eğitim Desteği projelerinin bu hedefe bize yakınlaştıracağına inanıyoruz. Yine Nisan 2009 kongresi sırasında üyelerin görüşlerine sunduğumuz TTD Çalışma Grupları görev tanımları ve stratejik plan hedeflerinin de derneğimizin bilimsel araştırma ve mesleki yetkinlik misyonlarını gerçekleştirmeye katkıda bulunacağına inanıyoruz.
Uz. Dr. Yücel Kırlangıç TTD Uzman Temsilcisi
Yol Ayırımı ve Çıkış Yolu On yıl öncesine kadar sadece bilimsel ve eğitim çalışmaları ile yaşamlarını sürdürebilen, bunu da sadece az sayıda akademisyenle başarabilen çok sayıda uzmanlık derneği vardı. Günümüzde dünyada ve ülkemizde ortaya çıkan gelişmeler, özellikle ülkemizde uygulanmaya konan SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ VE ONUN BİZLERİ ÇOK YAKINDAN İLGİLENDİREN PERFORMANSA DAYALI ÇALIŞMA SİSTEMİ artık uzmanlık derneklerinde de zorunlu ve önemli değişimlere yol açmaktadır. Uzmanlık dernekleri artık sadece bilimsel çalışmalar ve eğitimle yetinemezler. Üyelerinin mesleki, özlük, ekonomik ve sosyal çıkarlarını belirleyip, bunları da gündeme getirmek ve gerekirse bunlar için mücadele etmek zorundadırlar. Bunu sağlamak için de temsil ettikleri kesimleri en geniş bir biçimde kucaklamak ve onları sürecin her aşamasına katmak zorundadırlar. Ancak sağlık çalışanları ve hekimler de hiçbir çağrı beklemeden bir araya gelmek ve sürece her şekilde katılmak durumundadırlar. Türk Toraks Derneği süreci baştan beri görmüş ve doğru değerlendirmiştir. Yeniliklerin, ilklerin ve atılımların sağlanmasında daima öncü olmuştur. Öncelikle akademisyenler dışındaki uzmanları da çatısı altında aktif ve katılımcı bir biçimde örgütlemeye çalışmış ve çok büyük oranda bunu başarmıştır.
16
Haziran 2009
İstanbul ve 3 büyük ilimiz dışında şubeler ve il temsilcilikleri yoluyla tüm ülkemizde canlı, bir uzmanlık örgütlenmesi oluşturmuştur. İlk defa değişik hedefler ve hedef kitleyi gözeten eğitim sistemini gündeme getirmiş, bu konuda tüm göğüs hastalıkları disiplinini kapsayan ciddi ve başarılı çalışmalar gerçekleştirmiştir ve geliştirerek devam etmektedir. Derneğimiz katılımcılık konusunda ülkemizde ilk defa önemli bir adım atmış, asistanlar, değişik yerlerde çalışan uzman hekimler ve diğer disiplin çalışanlarının temsili yolunu açmıştır. Önceden varolan asistan konseyinin yanına bir de uzman konseyi oluşturularak çalışmaya başlamıştır. Demokratik ve katılımcı olması istenen ve beklenen bu konseylere tüm arkadaşlarımızın aktif olarak katılmasını, görev almasını, görüş, öneri ve istemlerini dile getirmelerini bekliyoruz. Türk Toraks Derneği tarafından 1 temsilci ile merkez yönetim kurulunda, 2 temsilci ile kongre komitesinde, 3 temsilci ile genişletilmiş yönetim kurulunda ve okul komitesinde uzmanlara temsil hakkı verilmiştir. Uzman ve asistan köşeleri yeni yüzlü web sayfamızda açılmış, yakında aktifleşecek olan bu köşeler bizlerin görüş ve önerilerini beklemektedir. Yakında bizlerin görüşlerini ortaya koyma, iletme ve tartışmak için “uzman grup” oluşturulması planlanmıştır. Ka-
TORAKS BÜLTENİ tılımcılık bizlere sürece müdahale şansı verecek, yalnızlık ve umutsuzluğumuza, kısmen de olsa çözüm sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde bu konuda çok daha önemli ve gerekli adımlar atılacağı kanısındayız. Üyelerimizin çıkarlarının belirlenmesi ve gündeme getirilmesi için, özlük hakları komitesi ve sağlık politikaları komitesinin kurulmuş olması da süreç için çok önemlidir. Henüz başlangıç aşamasında olan bu komitelerin ileride oldukça önemli işlevler yapacağına inanıyoruz.
Uzmanlık dernekleri ve tüm meslek örgütlerinin başarısı, alınan kararların doğruluklarının yanında, üyelerinin katılımcı olmaları ve örgütlenmeyi benimseme ve sahip çıkmalarına da bağlıdır. Göğüs hastalıkları uzmanları olarak bizler, göğüs hastalıkları ve yakın disiplin uzmanlık alanlarındaki hekim ve çalışanların, Türk Toraks Derneği’nin bu olumlu gelişme sürecine katılacaklarına ve destek vereceklerine yürekten inanıyoruz. Yeniden yayın hayatına başlayan Toraks Bülteni’nin de bu süreçte önemli bir işlev üstleneceğine inanarak, bültene hoş geldin diyor ve başarılar diliyoruz.
Asistan Mektubu: Uzmanlık Eğitiminde Yeni Dönem Çok değerli öğretim üyelerimiz, Sizlere bu yazıda belki de zaten bildiğiniz şeyleri dile getirmek istiyoruz. Sizler bizim hayatımızda çok önemli varlıklarsınız. Belki “Göğüs Hastalıkları” çoğumuzun öncelikle tercih ettiği bir alan değildi ve buna rağmen sizler bize mesleğimizi sevdirdiniz. Hayata bakışınızla, bilimsel yaşama biçiminizle, insana verdiğiniz değerle ve işinize duyduğunuz saygıyla bizlere örnek oldunuz. Bizlere katkınıza asla paha biçilemez... Tıp Fakültesi Eğitimi ve TUS sınavı sonrası, uzmanlık eğitimimizi almak üzere sizinle buluştuğumuz eğitim yuvalarımıza dağıldıktan sonra hepimizin çaresizce gördüğü ancak sadece izlemekle yetinmek zorunda kaldığı bir durum ile karşılaştık: Sağlık sektöründe kontrolsüz ve hesapsız yeni yapılaşmalar oluyordu. Bunların sonuçlarından hepimiz az çok payımıza düşeni aldık. Bazı durumlarda birbirimize darıldık, bazı durumlarda işimizden bunaldık, bazen de isyan ettik belki, Ama gidişata dur diyemedik, Sonra ise yine sizinle umutlandık. Türk Toraks Derneği çatısı altında birlik olan ve bütün iyi niyeti ile her konuyu olabildiğince irdeleyen ve çözümü için yaşantısından fedakarlık yaparak çalışan sizleri gördük. Bizlere de fikrimizi sordunuz bizleri de dinlediniz, bizi de çalışmalara dahil ettiniz ve çalışma aşkınızı bizlere de bulaştırdınız. Açıkçası, pek çok şey kötüye giderken Göğüs Hastalıkları ailesindeki bu ilerlemeleri görmek bizi mutlu etmenin yanısıra size olan hayranlığımızı daha da arttırdı.
ardı edilen noktaları bize siz gösterdiniz ve olması gereken hale getirmek için yine çalıştınız, yine kendinizden fedakarlık yaptınız ve tabi bize yine ulaştınız: “Eğitim kalitemizi gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştırarak Atatürk Türkiye’sine yakışır birer Göğüs Hastalıkları uzmanı olma” arzusunu bize aşıladınız... Türk Toraks Derneği 12. Ulusal Kongresi öncesinde bize duyurulan ve önerilerimizin sorulduğu eğitim programımızı oldukça benimsedik ve bize önerilen eğitimi almak için kongrenin ilk günü yapılan uzmanlık öğrencileri toplantısında aldığımız kararla, sizlere bir mektup yazmaya ve bizim için harcanan emeklerinizin boşa gitmeyeceğini sizlere bildirmeye karar verdik. Uzmanlık Eğitimimizi sizin önderliğinizde bir adım daha ilerletme heyecanı ile yakında yayınlanması beklenen “Göğüs Hastalıkları Uzmanlık Eğitim Programı”nı mutlulukla ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Programı uygulamaya hemen başlayacak kliniklerdeki arkadaşlarımıza diğer arkadaşlarımızın imrenerek bakacağını ve kendi kliniklerinde biran önce bu programa geçilmesi için üzerine düşecek herşeyi yapmaya hazır olduklarını bilmenizi isteriz. Saygılarımızla... Dr. Yasemin Saygıdeğer TTD Asistan Temsilcisi
Son dönemde yaşadığımız diğer heyecan verici olay ise Türk Göğüs Hastalıkları Yeterlilik Kurulu öncülüğünde başlatılan ve değişen dünyaya ayak uydurmayı, eğitim kalitemizi Avrupa ve Amerika’nın gelişmiş pek çok ülkeleri ile aynı düzeye getirmeyi hedefleyen standart bir eğitim programı hazırlandığını görmek oldu. Bizim eğitimimizdeki eksik kalan ya da belki göz
Haziran 2009
17
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Numan Ekim
17 Yılın Ardından… Aralık 1992. Hatırlayabildiğim kadarıyla içinde İzzettin Barış, Nezihe Enacar, Tuğrul Çavdar, Şinasi Yavuzer, Ali Kocabaş, Haluk Türktaş ve benim de olduğum 13 kişi ile Toraks Derneği kuruldu. Kurucu başkan İzzettin Barış hocanın Hacettepe’deki odasında Cumartesi ve Pazar günleri toplanılır, çalışma planı ve programı üzerinde durulurdu. Yataklı trenle İstanbul’dan gelen Tuğrul Çavdar hoca toplantıları hiç aksatmazdı. Günün sonunda zorunlu harcamaları karşılamak için aramızda para toplardık. Kuruluş için gereken yoğun karmaşık ve de bıktırıcı işlemler için Haluk Türktaş’la birlikte Valilik – Emniyet Dernekler Masası arasında nasıl koşuşturduğumuzu ve bu arada tüzükte bir problem çıkmasın diye Yargıtay’daki tanıdık hukukçulara defalarca danıştığımızı hiç unutamam. Bu arada derneğimizi, amacını hedeflerini anlatabilmek için çoğunlukla İzzet hocayla birlikte Ankara’daki bazı hastaneleri ziyaret ve aldığımız hemen daima olumlu ama az da olsa olumsuz tepkiler… İlk kongremizi rahmetli hocamız Necla Özdemir’in önerisi ile Ürgüp’te yapmıştık. Kongreden Haluk Türktaş’ın bagajda kongre belge ve paraları bulunan arabası ile dönerken yaşadığımız macerayı hala ikimiz de hatırlarız. Sonra Talya otelindeki 2. Yıllık Kongre. Kongre öncesi internetin olmadığı ve hemen tüm kayıtların elle tutulduğu bir ortamda Ankara’da 6-7 kişilik dinamik bir ekiple geceli gündüzlü çalışma… Başta iki Haluk (Türktaş ve Çalışır) olmak üzere merkez yönetim kurulu üyelerinin yoğun çabaları ile Oran semtinde genel merkez binasının alınmasıyla deyim yerindeyse artık yerleşik düzene geçilmesi… Sene 1997-98, ilk rehber hazırlama çalışmaları. Astım çalışma grubunun yanı sıra Enfeksiyon çalışma grubunun hazırladığı ve daha sonra hem derneğimizin hem de diğer dal derneklerinin çalışmalarına örnek olan tanı ve tedavi rehberleri…
18
Haziran 2009
2001 yılında Toraks Derneği tüzüğünün değişmesi ile kurumsallaşma için önemli bir adımın atılması. Bu sayede dernek işleyişinin daha demokratik ve katılımcı hale gelmesi… Geçen 17 yıla şöyle bir bakıldığında genç meslektaşlarımızın dernek çalışmalarına çok daha aktif katılması, çok daha fazla yetki ve sorumluluk alması… Küreselleşmenin ciddi boyutlara ulaştığı günümüzde ATS, ERS, GARD, FEMTOS, FERS gibi kurum ve kuruluşlarla ulusal bölgesel, küresel akciğer sağlığının geliştirilmesi yönünde ciddi adımların atılması ve bu yönde çabaların sürdürülmesi… Temel amacı akciğer sağlığını korumak ve geliştirmek olan derneğimiz bugün başta tüzüğü olmak üzere şubeleri, çalışma grupları, okulu vb. unsurları ile bugün ülkemizde 80’i aşkın uzmanlık derneğince örnek alınan bir yapı konumundadır. On yedi yıl sonra bir çırpıda hatırıma gelenler bunlar. Sayısız dişlilerden oluşan bir makine düzeninde mükemmel bir şekilde çalışan derneğimizin, bundan sonra da aynı kararlılık, canlılık ve dinamizmle çalışacağına ben yürekten inanıyorum.
TORAKS BÜLTENİ
Av. Ziynet ÖZÇELİK TTD Hukuk Danışmanı
Sağlık Çalışanlarının Güvenliği Sağlık çalışanlarının güvenliği dendiğinde bu günlerde aklımıza ilk önce hekimlere yönelik saldırılar geliyor. Oysa daha bundan beş altı yıl önce sağlık çalışanlarının güvenliği denildiğinde şiddet yerine çalışma ortamından kaynaklanan risklerin azaltılmasına yönelik çalışmalar gelirdi. Sıralamada değişiklik olsa da sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve çalışma ortamından kaynaklı riskler nedeniyle, güvenli ve sağlıklı koşullarda çalışma hakkına yönelik ihlaller birinci gündemi oluşturuyor. Ülkemizin imzacısı olduğu Avrupa Sosyal Şartı çalışanların sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkı için gerekli koşulları yaratmayı taraf devletlere ödev olarak veriyor. Ülkemizde sağlık çalışanlarının çalışma ortamlarında yer alan bazı risklerin azaltılması ve ortadan kaldırılması için örneğin radyoloji ve enfeksiyon alanlarında kimi hukuksal düzenlemeler ve çalışmalar bulunmakta ise de yapılması gereken çalışmaları bütüncül olarak gösteren bir düzenleme henüz yoktur. Pek çok ülkede sağlık çalışanları da dahil olmak üzere çalışanların sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için oluşturulmuş sağlık ve güvenlik hizmetleri organizasyonları bulunmaktadır. Ancak ülkemizde kamu sağlık kuruluşları için sağlık çalışanlarının sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik bir sağlık organizasyonu ve bu amaçla görev yapan bir işyeri hekimi bulunmamaktadır. Özel de ise kamu ya da özel sağlık kuruluşu ayrımı olmaksızın sağlık çalışanlarının sağlığı ile ilgili riskleri önleyici, ortadan kaldırıcı çalışmalar yapan iş sağlığı ve güvenliği hizmetini zorunlu kılan bir hukuksal düzenleme de yoktur. Sağlık Bakanlığı’na bağlık sağlık kuruluşlarında çalıştırılacak personel sayılarını ve unvanlarını gösteren Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliği’nde hastaneler için ayrılan kadrolar içinde örneğin işyeri hekimine yönelik
38
Haziran 2009
bir kadro bulunmamaktadır. Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipleri Birliği’nin yazılı önerilerine rağmen bütün dünyada bağımsız bir uzmanlık dalı olan işyeri hekimliğini uzmanlık dalı olarak düzenlemekten kaçınmaktadır. Bu tutum da bu alanda uzmanlık eğitimi verilmesini ve uzman yetiştirilmesini önlemektedir. Oysa diğer çalışanların sağlığı için olduğu kadar sağlık çalışanlarının sağlığı içinde koruyucu sağlık hizmetlerinin bilimsel bir disiplin tarafından organize edilip yürütülmesi son derece önem taşımaktadır. Bir süredir, Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanı ile yaptığı görüşmelerde ilk üç gündemden birisini sağlık çalışanlarının güvenli koşullarda çalışmalarına ilişkin düzenleme yapılmasına ayırmaktadır. Türk Toraks Derneği, üyelerine hasta yakınlarının saldırıları nedeniyle sağlık çalışanlarının sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma haklarının sağlanması için başta Sağlık Bakanı olmak üzere her düzeyde girişimlerde bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı, 29 Nisan 2009 gün ve 27214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan bir Tebliğ ile bu alanda bazı düzenlemeler yaptı. Tebliğ “Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliği’nin Sağlanması ve Korunmasına İlişkin Usul ve Esaslar” adını taşıyor. Tebliğ özel ve kamu ayrımı olmaksızın bütün sağlık kurum ve kuruluşlarını kapsıyor. Tebliğ’de ağırlıklı olarak hasta güvenliğinin sağlanması için gerekli tedbirler düzenlenmektedir. Ancak özellikle iki madde de sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliği için bazı düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir. Bunlardan “Çalışan Güvenliği” başlıklı 15. maddede 10 başlık altında alınması gereken tedbirler belirlenirken hastalar ve çalışanların fiziksel saldırı, cinsel taciz ve şiddete maruz kalmaları halinde alınacak tedbirler ayrı bir maddede düzenlenmiştir. Tebliğ’de saldırıların önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması sağlık kuruluşu yönetimine görev olarak verilirken
TORAKS BÜLTENİ “Özellikle çalışanların şiddete maruz kaldığı durumlarda çalışanın şikâyetlerini değerlendirecek ve üst yönetimin desteğini hissedeceği bir düzenleme yapılır.” hükmü dikkati çekmektedir. Sağlık kuruluşlarının Tebliğ’de belirtilen tedbirlere üç ay içinde uyma zorunluluğu getirilirken bu tedbirlere uyulup uyulmadığını denetleme amacıyla İl Sağlık Müdürlükleri
bünyesinde bir üyesi hekim olan üç kişilik özel bir denetim ekibinin oluşturulmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. Tebliğ’de yer alan hükümler, sağlık çalışanlarının sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkının sağlanması için yeterli olmamakla birlikte Sağlık Bakanlığı’nın bu alanda atması gereken adımların başlangıcı olması halinde olumlu bir gelişme olarak görülebilir.
Hekime Yönelik Şiddete Hayır! Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına yönelen şiddet olaylarında ciddi bir artış gözlenmektedir. Nitekim son birkaç yıl içinde Derneğimizin temsil ettiği göğüs hastalıkları disiplinine mensup Prof. Dr. Göksel Kalaycı ve Uz. Dr. Ali Menekşe uğradıkları saldırılar sonucu görev şehidi olmuşlardır. Son olarak İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastanesi’nde 05.03.2009 tarihinde görevinin basında iken üyemiz olan Şef. Dr. Turan Karagöz’e yapılan silahlı saldırı, Türk Toraks Derneği yönetimi olarak bizleri son derece üzmüştür. Görevi başında şiddete uğrayan meslektaşımızın sorunu hepimizin sorunudur. Yaşamını birey ve toplum sağlığı
için adamış olan Türk Toraks Derneği İstanbul Şubesi üyesi Şef. Dr. Turan Karagöz’e yönelik saldırı, alıkoyma ve silahla tehditi şiddetle kınıyoruz. Daha önce benzer saldırılarda çok değerli hekimlerini kaybetmiş bir uzmanlık derneğinin üyeleri olarak can güvenliğimizden kaygılıyız. Sağlık alanında şiddetin yaygınlaşmasını, sadece fiziksel değil sözel ve psikolojik şiddeti, şiddetin her türünü reddediyoruz. Hekimlik mesleğinin onurunu sağlayan en önemli değer, insan sağlığına yapılan hizmettir. Sağlıklı yaşama hakkımıza sahip çıkıyoruz, bu saldırılara ve güvensiz çalışma ortamına “artık yeter!” diyor ve ivedi çözüm istiyoruz. TTD Merkez Yönetim Kurulu
Haziran 2009
39
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Neden Piyasalaşamaz? Piyasa, tüketiciler ile üreticiler arasında, kamu müdahalesi olmaksızın, fiyat enstrümanı kullanılarak mal ve hizmet değişimidir. Sağlık hizmetinin bir kısmının piyasa kuralları içerisinde üretilip, sunulması mümkün olsa da; tüm sağlık hizmetlerinin bu çerçevede verilmesi mümkün değildir. Sağlığın bütünüyle piyasalaşmasının önündeki engeller (piyasa başarısızlıkları), şöylece sıralanmaktadır. Öncelikle sağlık, herkes için bir haktır. Sadece parası olanın yararlanabileceği bir meta haline getirilmesi kabul edilemez. Ertelenmesi, ikame edilmesi mümkün olmayan ve hayati sonuçlar doğuran tıbbi desteğin, ihtiyacı olan herkese hakkaniyetle verilmesi piyasa kuralları içerisinde mümkün olmaz. Sağlıkta, tüm çıktılar paraya dönüştürülemeyebilir. Ağrı, acı, ıstırap, keder; ya da yaşama sevinci, huzur, mutluluk gibi sonuçlar göz ardı edilerek, sadece parasal giderler ve menfaatler üzerinden hesap yapılamaz. Sağlık hizmetini arz edenler ile talep edenler arasında giderilmesi asla mümkün olmayan bir bilgi asimetrisi mevcuttur. Örneğin, siz gereksinimlerinize ve bütçenize göre bir otel veya restorandan alacağınız hizmetin sınırlarını kendiniz belirleyebilir; aldığınız hizmetin kalitesini ölçebilir ve bedelini öngörebilirsiniz. Ama, bir hastaneye ya da hekime başvurduğunuzda, ihtiyacınız olan hizmeti ve size çıkarılacak faturayı hiçbir şekilde tahmin edemezsiniz. Sağlıkta girdiler, faaliyetler ve çıktılar bilinebilir olmayıp, hekime ve kuruma tam bağımlılık söz konusudur. Bilgi asimetrisinden kaynaklanabilecek suiistimalin önlenmesi, devletin müdahalesini gerekli kılmaktadır. Devlet planlamalar yaparak, hizmet sunarak, bilgilendirerek, kurallar koyarak, finansman sağlayarak, denetleyerek, pazara girişi sınırlayarak, fiyatlandırma, ruhsatlandırma ve ödemede kısıtlamalar getirerek pazar koşullarına aykırı şekilde sağlığa müdahalede bulunmak durumundadır. Bu yapılmadığı taktirde, hastalar gereksiz tetkik ve müdahalelerle, abartılı maliyetlerle yüzleşebilirler. Sağlık hizmetlerinin kullanıcısı olan hastaların algıladıkları kaliteye yönelen hizmet sunucuları, teknik kaliteyi ihmal edebilirler. Riskli olguları dışlayabilirler. Komplikasyon, morbidite ve mortalite riski yüksek olgulara, tıbbi müdahalede bulunmaktan kaçınabilirler. Diğer yandan sağlık hizmetlerine ihtiyaç, hem arz edenler, hem de talepte bulunanlar açısından öngörülemez, tamamen rastlantısaldır. Kişi aniden, hiç ummadığı bir hastalık veya kazayla karşılaşabilir. Tahmin etmediği ölçüde bir maliyetle yüzleşebilir. Sağlık hizmetleri ertelenemediğinden ve yeri başka bir şeyle ikame edilemediğinden, bu ihtiyacın karşılanması zorunludur. Sadece
40
Haziran 2009
yoksullar değil, varlıklı kişiler bile, böyle bir durumda giderlerini karşılayamayabilirler. Üstelik, hastalık da yoksulluğa neden olabilir. Hizmeti sunanlar açısından ise, ani bir salgın veya savaş halinde artan talep, piyasa koşullarında yapılandırılmış kurumlar veya personel tarafından karşılanamayabilir. Özel sektörün, böyle bir olasılığı dikkate alarak yatırım yapması beklenemez. Sağlık hizmetleri pozitif ve negatif dışsallıklar içerir. Piyasa koşullarının işlemesi için, üretilen mal veya hizmetin, sadece bedelini ödeyenlerce sahip olunması gerekmektedir. Oysa, tedavi etmediğiniz bulaştırıcı bir tüberküloz hastası, her yıl 10-15 sağlam kişiye tüberkülozu bulaştırır. Ya da kızamık veya çocuk felci aşısı yaptırdığınızda, bundan diğer kişiler de yarar görür. Diğer taraftan hasta, sadece tüketici olmayıp, sağlık hizmetinin üretim sürecine de aktif olarak katılabilmektedir. Sağlık sektörüne girişin sınırlı olması, sağlığa talebin ekonomik gelişmişlik, eğitim ve sosyokültürel koşullara göre bölgeler arasında değişmesi nedeniyle, hiç olmazsa belirli alanlarda sağlıkta tekelleşme kaçınılmaz bir durumdur. Piyasa kuralları içerisinde, sağlık kurumları ve sağlık çalışanlarının dengeli dağılımının sağlanması, çoğu zaman imkansızdır. Özel sektör, koruyucu sağlık hizmetlerine ilgi duymaz. Daha çok tanı-tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine yönelir. Hasta ile hekim arasındaki hukuki ilişki, sıradan bir müşteri-satıcı ilişkisi olarak nitelendirilemez. Hastayla hekim arasındaki ilişki, tüketici sözleşmesi yerine, daha çok vekalet sözleşmesi olarak kabul edilmektedir. Çünkü, hekimin elinde büyük bir güç vardır. Hekim, hem arz hem de talep oluşturma gücüne sahiptir. Tüm tıbbi müdahaleler, asıl olarak hastanın yararı gözetilerek planlanıp yürütülmelidir. Sağlık çalışanlarının ve sağlık kurumlarının çıkar ve beklentileri, hastaya herhangi bir tıbbi müdahalenin yapılıp yapılmamasında belirleyici olamaz. Bütün bu dinamikler dikkate alındığında, sağlıkta Devletin aradan çekilerek sağlık hizmetini üretenlerle tüketenleri, pazar koşullarına bırakmasının olası olmadığı açıktır. Ancak bu saptama, sağlıkta ekonomi kurallarının dikkate alınmayacağı anlamına gelmez. Sağlık hizmetlerinin maliyetleri yüksektir ve bu maliyet giderek artmaktadır. Sağlık hizmetlerinde sosyal adaletin sağlanması kadar, hizmetlerin sürdürülebilmesi; etkinlik ve verimliliğinin korunup geliştirilmesi de vazgeçilemez hedeflerdir. Bu nedenle normatif değerler yanında pozitif değerlerin de gözetilmesi gerektiği açıktır.
TORAKS BÜLTENİ
Prof. Dr. Y. İzzettin Barış
Türkiye’de Malign Mezotelyoma Trajedisi Türkiye, Malign Mezotelyoma (MM) bakımından çok talihsiz bir ülkedir. Jeolojik yapısı itibariyle Anadolu asbestin yoğun olduğu bir alandır. İleri ülkelerde iki bin yılının ilk yarısından sonra MM’nin asbest solunmasına bağlı olduğunun gösterilmesine karşın, bizler 30-40 sene sonra bu hastalığı öğrendik. Üstelik ileri ülkelerde meslek hastalığı iken, bizde hem meslek ve hem de çevresel bölgelerde endemik hastalıktır. Asbest yetmemiş gibi, ondan çok daha potent karsinojenik olan fibröz zeolite yani erionite, Göreme bölgesindeki köylerde MM salgınları yapmaktadır. İçinde asbest bulunan beyaz toprağın evlerin iç ve dış duvarına kireç yerine badana niyetine kullanılması veya izolasyon amacıyla çatılara serilmesi, okul bahçelerine veya yollara serilmesi; bu tehlikeli kullanım yollarının yazılı ve görsel medyada gündeme gelmesine rağmen halkın bu alışkanlıktan bir türlü uzak durmaması, tıp fakültelerinde koruyucu hekimliğe önem verilmemesi en önemli nedenlerdir (Resim 1). MM’nin endemik olduğu yörelere ait haritamız incelendiğinde (Resim 2), Denizli’nin Tavas, Afyon’un Elmadağ, Kütahya’nın Gediz, Aslanapa, Eskişehir’in Mihalliççik, Kay-
Resim 1A. Aktopraktan Sıva
Resim 1B. Aktopraktaki Tremolite Asbest lifleri (İan Steele’den ) maz, Mahmudiye ve Çifteler, Çankırı’nın Şabanözü, Gümerdiğin, Gürpınar, Kayı, Çaparkayı, Hacıhasan, Konya’nın, Ereğli, Ayrancı, Halkapınar, İvriz, Eskihisar, Yassıkaya, Hatay’ın Reyhanlı, Kırıkhan, Yozgat’ın Sorgun, Çekerek, Urfa Siverek, Adıyaman Besni, Kahta, Diyarbakır’ın Ergani, Çüngüş, Çermik, Malatya’nın Yeşilyurt, Doğanhisar, Tokat’ın Almus, Turhal Yeşilyurt, Erzincan’ın İliç, Ankara’nın, Edige (Elmadağ), Gölbaşı köyleri asbestle ilgili hastalıklar için endemik yörelerdir (2-5). Bu harita, MTA’da Eşref Atabey’in çalışmaları ile ortaya çıkarılan Anadolu’nun asbestli bölgelerinin haritası ile örtüşmektedir (6). Göreme’nin üç köyü, Karain, Sarıhıdır ve Tuzköy’de ölenlerin %60-80’i MM’den kaybedilmektedir. En büyük yerleşim yeri Tuzköy olduğu için burada ölenlerin sayısı en fazladır. Köy sakinleri bu düşünceyle, yeni açılmış mezarları mezarlıkta hazır tutmaktadır. Sarıhıdır’ın yakınındaki Çökek ve Ulaşlı, Karain’in komşu köyü Karacaören ve Boyalı, Tuzköy’e yakın olan Emmiler, Kızılköy ve Gümüşkent isimli
Haziran 2009
41
TORAKS BÜLTENİ men uzun yıllar Meksika’da yaşamış olan orta yaşlı bir erkek hastada, erionite bağlı akciğer fibrozisi ve plevral plakla beraber malign plevra olgusu yayınladılar. Yakında başka yerlerden de böyle vakaların çıkacağını tahmin ediyoruz. Hastalık ortalama yaşları 50-55 olan kadın veya erkeklerde görülmektedir. Nadiren çocuklarda ve gençlerde de rastlanılmaktadır. Gelen hastaya, nerede doğduğu, yaşadığı ve çalıştığı yerler sorulması endemik yerlerden gelen hastaları pek memnun etmese bile tanıda çok önemlidir. En önemli yakınmaları, plöretik veya nonplöretik göğüs ağrısı ile birlikte nefes darlığıdır.
Resim 2. Anadolu’da MM’nin endemik olduğu yerler (Koyu kırmızı alanlar) köylerde ve Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinin Selime köyünde de sporadik MM olguları çıkmaktadır(3). Göreme’de bu amansız hastalığa yakalananlar, öteki dünyaya giderken, kendilerini Tıp Şehidi olarak görerek rahat etmek isterler. Ben araştırmaya başlarken, 800 nüfuslu Karain köyünde iki cami varken, ölüm ve göç sebebiyle şimdiki nüfusu 200’ün altına inmiş köye üçüncü bir cami yapılmıştır. Göreme’deki MM’nin sebebi, milyonlarca yüz yıl önce Erciyes, Hasandağ ve Melendiz dağlarının lavlarının tarihte beyaz atlar ülkesi olarak bilinen Cappadocia’ya, yani Göreme’ye yayılması sırasında o dönemde bulunan tuz gölgelerine akmasıyla volkanik lavların kristalleşme ile oluşan lifsel yapıdaki erionite liflerinin solunmasına bağlıdır. Bu köylerin yapı taşlarının içinde bulunan erionite odaklarından iç ve dış ortama yayılan optimal ölçülerdeki (çapı 0.5 mikrondan küçük, boyu 5 mikrondan uzun) çok sivri, keskin ve akciğerde erimeyen (durabl) yapısı ile hastalık oluşmaktadır. Akciğerin savunma hücreleri olan pulmoner alveoler makrofajlar (PAM), bu liflerle amansız bir savaşa girerler. Yaralanıp, ölen PAM’lardan açığa çıkan karsinojen reaktif oksijen radikaller, MM’nin başlamasına sebep olmaktadır. MM’li hastaların aile ağaçlarından hastalığın genetik kaynaklı olduğu düşünülmüş ve bu durum önceleri aynı ortamın paylaşılması ile izah edilmişse de şimdiki bilgimizle genetik bir yatkınlığın (susceptibility) etkisinin olabileceğine inanıyoruz. Bize her zaman sorulan bir soru vardır. Fibröz zeolit, yani erionite, dünyanın bir çok ülkesinde, örneğin Yeni Zelanda’da, Japonya’da ve ABD’nin Arizona ve Nebraska eyaletinde bulunduğu halde, neden bu bölgelerde mezotelyoma yayınlanmamıştır? Bunun cevabı oralarda erionitli kayaçlardan yapılmış evlerin veya yerleşim yerinin olmamasıdır. 2009 yılında, Kliment ve arkadaşları (7), Amerikalı olmasına rağ-
42
Haziran 2009
Son senelerde MM’nin erken tanısına yönelik markerler üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Hücrelerin adhezyonunda, yani ve haberleşmesinde etkili olan 40 kDa glycoprotein olan “Mesothelin” bunlardan birisidir. Bu markerin hücre duvarına bağlanan veya serbest formları vardır. Bir monoklonal antikor olan OV569 mesotheline, mezotelyoma, over kanseri ve diğer bazı tümörlerin hücrelerine bağlanmaktadır. Mesothelin veya osteopontin gibi solubl proteinler (SMR) malign mezotelyomada marker olarak kullanılmaya başlanmıştır (8,9). Mezotelyoma’da kemoterapiden fazla yarar sağlanamamıştır. İlaç olarak Pemetrexed (Alimta®) + Cisplatin kombinasyonu kullanılmaktadır. Bu tedavi bazı hastalarda ömrü uzatmaktaysa da, MM’de ortalama yaşam 12 ayı geçmemektedir (10). Mezotelyomalı hastaların en önemli yakınmaları, hastalığın göğüs duvarına, mediastene, vertebralara ve karına yayılması ile ortaya çıkan çok şiddetli ağrıdır. Bu yüzden bağırıp çağırarak, hane halkını ve komşuları rahatsız eden hastalarımız olmuştur. Hekimin en önemli görevi hastanın ızdırabını durdurmak olduğu halde, MM’nin endemik olduğu yörelerde ağrı tedavisi yapılabilen küçük üniteler bulunmamaktadır. Dayanılmaz somatik ve nöropatik ağrı yüzünden, çatal kullanarak dişini çıkarmak isteyen, yakınlarını kıran hastalarımız olmuştur. Üstelik narkotik analjejikler için gerekli olan kırmızı reçete hekimlerimizin çoğunda yoktur. İsveç’te yaşayan 200’ün üstünde Karain’li vardır. Bunlar da MM olmaktadır. İsveç’teki doktorların verdiği narkotik ağrı dindiricilerden arta kalanları, izinli gelen işçiler, köyde mezotelyomalı hastaların olabileceğini düşünerek, sırf onların ağrısını durdurabilmek için, içinde narkotik hap bulunan çay paketini ev sakinlerinden birisine verirken, “Ağrısı çok olursa bundan sabah ve akşam birer tane içsin. Bu aramızda kalsın, sakın kimseye söyleme!” diye tembih ederler. Bazı hasta yakınları da, doktorda kırmızı reçete yoksa “Sen onu beyaz reçeteye yaz. Ben hallederim”der. Bu şekilde içinde narkotik analjejik yazılı reçetenin renkli fotokopisini çekerek işi halletmek isterler. Aslında, bu tür ilaçların sıkı kont-
TORAKS BÜLTENİ rolu, uyuşturucu alışkanlığı olanların eczanelere saldırısı gibi nedenler, eczane sahipleri de zor duruma sokabileceği için, onlar da eczanelerinde narkotik ilaçları bulundurmak istemezler. Aslına bakarsanız, mezotelyoma gibi kötü bir hastalıktan ölüm bir nevi kurtuluştur. Bu tür hastalar, devamlı olarak yattıkları yerden kendilerini bir sağa, bir sola atmak isterler. Malign plevral mezotelyomadaki dayanılmaz göğüs ağrısının sebepleri: tümörün fasya, paryetal plevra ve periost gibi duyarlı dokulara invazyonu; interkostal sinirlerin, bunların köklerinin ve paravertebral ganglionların, pleksüs brakialisin tutulması, kostalara metastaz yapması, mediastendeki damarları tutması ve bunları tıkamasıyla ortaya çıkan iskemik değişiklikler, diafrağmanın ve peritonun tutulması, batın içindeki nöral pleksuslara atlaması olabilir. Göğüs ağrısı ileri dönemde, dayanılmaz derecede çok şiddette olabilmektedir. Bu tip ağrı yüzünden intihar edenler bile vardır (Resim 4). Mezotelyomalı hastalardaki başka bir önemli yakınma, nefes darlığıdır. Bunun sebebi plevra boşluğunda aşırı su biri-
kimi ile bununla mediastenin karşı tarafa itilmesi ve kalpden çıkan büyük damarlara baskı, perikard boşluğunda sıvı birimine bağlı olabilir. Tüp drenaji ile sıvının boşaltılması ve plörodezis, hastalarda geçici rahatlama yapar. Eğer ekokardiografide perikartta sıvı varsa ve bu tamponat yapıyorsa, perikardiosentez yapılmalıdır. Malign mezotelyomalı hastalarda göğüs kafesi kemiklerine metastaz olması halinde, kanda parathormon’a benzeyen bir hormon yükselmesi ile oluşan hiperkalsemi durmunda hastalarda dispne ile birlikte konvüzyon gibi nörolojik yakınmalar olabileceği unutulmamalıdır. Bu durumda, kan kalsiyumunu düşüren ilaçlar kullanılmalıdır.
Kaynaklar 1.
Robinson BW, Musk AW, Lake Ra et al. Malignant mesothelioma. Lancet 2005; 366: 397-408.
2.
Barış YI. Asbestos and Erionite Related Disease. Semih Offset. Matbaası, 1987, Ankara.
3.
Barış Y I, Akay H, Emri S. Türkiye’de Asbest ve Erionite İle İlgili Hastalıklar. Toraks Dergisi, 2007; 8: Ek 1-114.
4.
Şenyiğit A, Asan E, Büyükbayram H. et al. Dicle Üniversitesi Hastanesin’e müracaat eden Maliğn Plevral Mezotelyomalı olgularımızın bölgesel dağılımı. Solunum Hastalıkları 1999; 10: 115-20.
5.
Metintaş M. Mezotelyoma. In edts. Akciğer ve Plevra Maligniteleri Tedavisi. Edts Göksel T, Kaya A, Başer S, Şenuzun F. Türk Toraks Derneği Okulu Kitabı. Sentez Matbaacılık, Ankara 2008; pp: 78-11.
6.
Atabey E. Dünya’da ve Türkiye’de Lifsel Minerallere (Asbest ve Eriyo-
7.
Kliment CR, Clemens, K, Oury TO. North-America Associated mesot-
nit) Bağlı Hastalıklar. MTA yayınları (Baskıda). helioma with pleural plaques and pulmonary fibrosis. Int J Clin Pathol 2009; 2 : 407-16. 8.
Robinson BW, Creancy J, Lake R et al. Mesothelin-family proteins and
9.
Pas HI, Latt D, Lonardo F et al. Asbestos exposure, pleural mesotheli-
diagnosis of mesothelioma. Lancet 2003; 365: 1612-6. oma and serum osteopontin. N Eng J Med 2005; 353: 1564- 73.
Resim 3. Malign mezotelyomaya bağlı ağrı nedeniyle kendisini bıçaklayarak öldüren hasta
10. Emri S. Maliğn plevral mezotelyomada güncel tedavi ve sorunlar. İn Edts. Barış YI, Akay H ve Emri S. Türkiye’de asbestos ve erionitle ilgili hastalıklar. Toraks Dergisi. 2007; 8 Ek:105-14.
Haziran 2009
43
TORAKS BÜLTENİ RESİM BOZUK
Prof. Dr. Mustafa Özesmi
Hastanızla Konuşun Sevgili Meslektaşlarım, Performansın üniversitelere girmesiyle başlayan olaylar beni yaş haddinden önce, çok sevdiğim öğretim üyeliğinden ayrılmaya yöneltti. Çok iyi etmişim. Çocuklarım ve torunlarıma zaman ayırıp, daha mutlu yaşamaya başladım. Kayseri Kızılay Hastanesi’nin birlikte çalışma teklifini, tüm şartlarıma evet demeleri üzerine kabul ettim. Keyifli bir çalışma ortamı. Zevkle çalışıyorum. Tabii ki üzülüp burulduğum zamanlar yok değil. Bunlar hastaların bizlerden, mesleğimiz uygulamalarından yakındığı anlar. Vizitlerim ve derslerimde defalarca değinip, tartıştığım konular. “ Dinlersen unutursun, okursan hatırlarsın, yaparsan öğrenirsin.” kuralı gereği yazmak istedim. Değişen bir şey yok aslında. Evirip söylüyor, çevirip yazıyoruz. Hastamızın aynen kendimiz gibi insan, üstelik muzdarip ve endişeli olduğunu unutuyoruz. Bir iç hastalıkları başvuru kitabında müellif “Hastanızla konuşun.” cümlesini üç defa arka arkaya yazmıştı. Almanya’da çalıştığım Klinik St. Blasien 100 yıllık bir sanatoryumdu. Yanı başımızda son derece modern bir sigorta hastanesi %40-50 dolulukta çalışırken, biz hep tam doluyduk. Hastalarıma neden o hastaneyi değil de, bizim eski hastanemizi tercih ettiklerini sorduğumda; “Orada hasta yok. Bizler o hastanede birer numarayız. Üç numarayı röntgene götürün, Üç numaranın enjeksiyonunu yapın. Üç numarayı…. Bakın sizinle konuşup anlatıyoruz. Bize ismimizle hitap ediyorsunuz.” demişti. Hastalarımdan benzer yakınmaları şimdi ülkemizde dinliyorum. Yıllık izinlerimde memleketim Ödemiş’e giderdim. Öğrenci iken yanında pratik yapıp, çok şey öğrendiğim iç hastalıkları uzmanı Dr. Muammer Kamalı ağabeyimi ziyaret ederdim. Hastası çok olduğundan hem kahvemizi içer hem de birlikte hasta bakardık. Bir hastanın anamnezini alıp, muayeneye kalktı. Bir teşhise varamayınca bana bakıp ne diyorsun dedi. Hasta bulantı ve kusmadan yakındığı için “En sık görülen hastalıklar teşhiste en fazla olasılığa sahiptirler” ağzından hiç solucan ge-
44
Haziran 2009
lip gelmediğini sordum: “Evet doktor bey, iki gün önce geldi” demez mi! Muammer ağabey, “niye söylemedin be kadın” dediğinde, hastanın cevabı “sormadınız ki doktor bey” oldu. 1500 sene evvel ülkemizde yaşamış meşhur doktor Efesli Rufus: “Hastaya sorun hastalığını size söyleyecektir” diye yazmış. Hemoptizi yakınması olan hasta tüberküloz, bronşektazi, pulmoner tromboemboli yönlerinden tetkik edilip, kumadinize edilmiş. Romatizma geçirdin mi? sorulmamış. Birinci kalp sesi son derece kuvvetli, mitral açılma sesi ve bariz rulman mevcut. Kalbi dinlenmemiş. Toraks BT’de kocaman sol atrium. BT raporunda kalbe ait bilgi yok. İki binli yıllarda Dünya Psikiyatri Derneği Başkanı “Şimdi hekimler hastalarını makinelere gönderiyorlar. Teşhis konamadığında bir diğer makineye sokuyorlar” demiş. Sekiz on sene evvel bir İngilizce makalede “Hastanın MR dahil tüm tetkikleri yapıldığı halde teşhis koyamayınca; bir de hastayı muayene edelim dedik” yazıyordu. Propedötik kitaplarında hastaya bazı şeylerin sorulmamış olması bir dereceye kadar mazur görülebilir. Lakin herhangi bir organın muayene edilmemiş olması tıbbi hatadır diye yazar. Pnömoni teşhisi konup reçete verilen hastamın ateşi hiç ölçülmemiş. Pek çok poliklinikte bir paragraf dahi anemnez alınmıyor. Hasta dosyalarında meslek, doğum yeri bilgileri dahi noksan, ateş, nabız, tansiyon arteriyal yok, ön tanı yok. Tetkiklerin tamamı yapılmış… Üniversitelerde bazı hocalarımız vizitlerini seminer odasında dosya üzerinden yapıyor. Klinik öğreti usta-çırak eğitimi değil mi? Nerde kaldı “Hastalık yok hasta vardır.” Klinik sanat değil miydi? Performans uygulayan hastanelerde 80-100 hastaya bakılıyor. 90 hasta baktım diyen bir meslektaşım hakkıyla baktım diyebiliyor. Evet sadece bakıyor! Hekimler ve eğitimciler olarak özeleştiriye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
TORAKS BÜLTENİ
Dr. Bülent Çiftçi
Geleneksel Türk Ebru Sanatı EBRU HAKKINDA GENEL BİLGİ Ebru kaktüs özütü kullanılarak kitre olarak adlandırılan yoğunlaştırılmış sıvı üzerine doğal yollar ile elde edilen ve sığır ödü ile yüzey gerilimi oluşturulmuş boyaların birbirleriyle kucaklaşmasıdır. Ebru Sanatını Ebrucu için cazip kılan, ebru teknesinin başında yapılabilecek şeylerin sınırsız olmasıdır. Ebru kağıdı üstünde buluta benzeyen renk kümeleri meydana gelmektedir. Bu yüzden bulutumsu, bulut gibi manasına gelen Ebri kelimesi kullanılmıştır. Ebru Sanatı batıda Türk Kağıdı veya Türk Mermer kağıdı adını almıştır. Avrupalılar ebru kağıdına mermer kağıdı (pupier marbre, marmar pupier, marbled paper..) demektedirler. Orta Asya kökenli, kağıt bezeme sanatlarının en önemlilerinden biri olan ebruculuğun hangi tarihten beri bilindiğini söylemek bugün için imkansızdır. Eski tarihli kitap ciltlerinde bile yan kağıdı (kapak ile kitabı birbirine bağlayan kağıt) olarak ebruyu görmekteyiz. Yine eski bir albümün içindeki yazı kıtalarının etrafında pervazlara yapıştırılmış ebru kağıtlarına da rastlamamız mümkündür Ancak, bu eserlerin yazıldıkları tarih bilinse bile, bizim için ebruya dair bir belge sayılmaz. Çünkü böyle eski yazmalar bir kaç defa tamir görüp yenilenmiştir. Tarihi en eski olan ebru kağıdı 1554 yılına aittir.
olmak, teknenin başına geçip neler yapacağını planlayıp, planlanan şeyleri gerçekleştirmeye çalışmak benim için tam bir meditasyon gibi oluyor. Atölyeye girmeden önce ne kadar gergin olursam olayım atölyeden çok dingin ve mutlu olarak çıkıyorum. Dahası A3 boyutunda bir ebru dakikalar içinde yapılabilmekte, bu nedenle daha çok deneysel çalışmalar yapılabilmektedir. 2 saatlik bir çalışma ile 10 tane ebru yapılabilmekte, bunlardan en az 2-3 tanesi de saklamaya değer nitelikte olabilmektedir. Soru: Yaptığınız ebruları ne yapıyorsunuz? Yanıt: Bugüne kadar yaptığım ebruların sanırım onda biri bende, diğerlerinin tümünü hediye ediyorum. Türkiye’de çeşitli illerde, dünyada çeşitli ülkelerde bana ait ebruların dostlarımın ve meslektaşlarımın yaşadığı mekanların duvarlarını süslediğini düşünmek beni mutlu ediyor. Soru: Ebru ile ilgilenmek isteyen meslektaşlarımıza ne önerirsiniz? Yanıt: Öncelikle biraz ders almak, kullanılan malzemeleri tanımak ve temel bilgileri almak için gerekli. Daha sonra ebru yapmak için gereken malzemeleri satın alıp evde de devam edilebilir. Bu malzemeler oldukça ucuzdur ve kolayca temin edilebilir.
DR. BÜLENT ÇİFTÇİ İLE KISA BİR RÖPORTAJ Soru: Ebru sanatı ile ne zaman ve nasıl tanıştınız? Yanıt: Yaklaşık 6 yıl önce hastanemizde Bahar şenlikleri kapsamında bir gösteri için gelen Ebru ustası Salih Elhan ile tanıştım, hocanın gösterisinden çok etkilenerek ben de denemek istedim, ilk 1 yıl hastanede çok sayıda arkadaşımızın katılımı ile hastanede kurs aldık, daha sonra ben hocanın atölyesine devam ederek çalışmalarımı sürdürdüm. Soru: Ebru sanatında sizi cezbeden şey nedir? Yanıt: Sanılanın aksine sadece çalışma sonrası ortaya güzel eserler çıkarmak değil beni cezbeden. Ebru atölyesinde
Haziran 2009
45
TORAKS BÜLTENİ BÜLENT ÇİFTÇİ KİMDİR? Dr. Bülent Çiftçi 1969 yılında doğdu. Gaziantep Lisesi’nden ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzmanlık eğitimini tamamlayarak Göğüs Hastalıkları uzmanı oldu. ABD’de Thomas Jefferson Üniversitesi Uyku Merkezinde uyku eğitimi aldı. Halen Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Uyku Bozuklukları Merkezi sorumlusu olarak çalışmaktadır. Dr. Çiftçi Türk Toraks Derneği Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu üyesi ve Uyku Derneği Okul Sekreterliği görevlerini yürütmektedir. 6 yıldır ebru ustası Salih Elhan’dan ebru dersleri alan Dr. Çiftçi 2006 yılında 9 Toraks Derneği Kongresi kapsamında bir sergi de açmıştır. Ayrıca amatör olarak fotoğrafçılık ile de ilgilenen Dr. Çiftçi evli ve 2 kız çocuk babasıdır.
46
Haziran 2009
TORAKS BÜLTENİ Fotoğraf Köşesi Orhan Arseven, 1955 yılında Trabzon‘da doğdu. 1979 İstanbul Tıp Fakültesi mezunu. Halen aynı fakültenin Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmakta. 1980’li yıllardan beri aktif olarak fotoğraf çekmekte. İki kişisel sergi açtı. Fotoğraf çekmenin hayatı paylaşmak olduğuna inanıyor. Fotoğraf çekerken sürekli bir yaşama sevinci ve özgürlük duygusu içinde…
Prof. Dr. Orhan Arseven
Haziran 2009
47