Ocak-Şubat 2012

Page 1

KalDer YIL: 20 • SAYI: 158 Ocak - Şubat 2012 • 6.50 TL

Ku So rum So syal sal Pr rum oje lu ler luk i

n En Şir Beğ ke en t ile

KalDer ÖNCE KALİTE YIL: 20 • SAYI: 158 • 6.50 TL • Ocak - Şubat 2012

KSS Projeleri Şirketlere Değer Katıyor



BAŞKANDAN

A. Hamdi Doğan

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı

“En büyük Sosyal Sorumluluk, Kaynakları Verimli Kullanmaktır“ G

eleceğin kurumsal kalitesini belirleyecek faktörlerinden biri ekonomik, sosyal ve iş ortamlarındaki “karmaşıklık” olacaktır. Küresel rekabet küresel odaklı işlere ve müşterilere ihtiyacı arttırırken sosyal sorumluluk olgusu giderek önem kazanacaktır. Küresel beklentiler artık şirketlerin kaçınılmaz biçimde “Çevre Politikaları” sahibi olmalarını yerel ve küresel anlamda etik davranmalarının ve bunu geliştirmeleri gereğini ortaya çıkartmaktadır. Bugün gönüllü olarak yapılan pek çok işlem ve yaklaşım gelecekte küresel 4

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

boyutta zorunluluk haline gelecektir. Karbon ayak izi, Atık yönetimi, Geri kazanım gibi çevre düzenlemelerine eklenecek “Etik” gibi yeni sosyal sorumluluk parametreleri oluşacaktır. Bütün bu parametreler gelecekte büyük bir olasılıkla “Sürdürülebilirlik Endeksi” veya “Sosyal sorumluluk endeksi“ olarak adlandırılabilecek önemli bir kavramı gündemlerimize getirebilecektir. Bu durum, müşterilerin yapacakları seçimler, vergi oranları, banka kredi faizi oranları, teşvikler üzerinde önemli etkiler yaratabilecektir. EFQM Avrupa Kalite Yönetim Vakfı

tarafından yirmi yılı aşkın bir süredir yönetim aracı olarak kullanılan mükemmellik modeli ülkemizde de KalDer’in öncülüğü ve rehberliğinde sektör ve büyüklük farkı gözetmeksizin her kurum ve kuruluş tarafından uygulanabiliyor. Mükemmellik Modeli’nin 2010 yılında değişikliğe uğrayan yeni düzenlemesinde önemli açılımlardan biri sürdürülebilirlik kavramı modele katıldı. ‘’Sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk alma’’ mükemmelliğin temel kavramları arasında yer aldı. Kavram tanımlanırken mükemmel kuruluşların kültürlerinin özünü; Etik anlayış, açıkça tanımlanmış değerler


Tarihimiz de Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kültürüne sahibiz

Evrensel bir boyut; Küresel İlkeler Sözleşmesi

Küresel İlkeler Sözleşmesi‘nin resmi yürütücüsü UNDP‘dir. Kurumsal Sosyal

Sorumluluk kavramının da çatı modelidir. 2007 yılında KalDer ve Koç Topluluğu BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın katıldığı organizasyonda UNDP ile Türkiye’de büyük bir atılımı gerçekleştirdi ve yaklaşık 70 kuruluş Küresel İlkeler Sözleşmesini imzaladı. KalDer daha sonra ‘’Yönetim Kadının Hakkıdır‘’ açılımı ile Sözleşmenin önemli bir başlığını yürütmeye açtı. Birleşmiş Milletler ‘’Küresel İlkeler Sözleşmesi’nde (KİS) 10 madde de toplanan kurallar, 4 ana başlıkta gruplanmaktadır. İnsan hakları, Çalışma koşulları, Çevre ve Yolsuzlukla mücadele. Her kural evrensel bir soruna işaret etmektedir. UNDP 2008 yılında Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Değerlendirme Raporu’nu açıkladı. Bu rapordan bazı ilginç verileri paylaşmak isterim. Kuruluşları Kurumsal Sosyal Sorumluluğa yönlendirmede etkili olan insiyatifler arasında; EFQM uygulamasını ülkemizde yürüten KalDer’in bu konuda ne kadar etkin ve önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Ayrıca raporun 16. sayfasında Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin ve sürdürülebilirlik kavramlarının tanıtım ve yaygınlaştırılmasında KalDer’in olumlu katkıları vurgulanmaktadır. 2009 yılı Kalite Kongre teması da sürdürülebilirlik üzerine olmuştur. EFQM Mükemmellik Modeli’nin ‘’Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Sorumluluk Alma” başlıklı temel kavramı ile “Kurumsal Sosyal Sorumluluk’’ ve ‘’Küresel İlkeler Sözleşmesi’’ ilişkisi üzerinde durduğum yazımda, üç kavramın ortak noktası olan ‘’SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’’ ilkesinin önemini sanırım bir kez daha fark ettik. Sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk almak her kalite gönüllüsünün görevi olmalıdır.

BAŞKANDAN

ve kurumsal davranışa ilişkin yüksek standartlar oluşturur denilmektedir. Kuruluşun, vizyonu ile başlayan, etik kurallar ve kurumsal davranışlarda, kurumun geleceğine ilişkin sağlam temeller atılması öngörülmektedir. Toplumla yararlı ilişkiler ekonomi, doğal çevre ve toplum açısından sürdürülebilirlik dengeleri değerlendirilmektedir. Çalışmaların, ürünlerin ve hizmetlerin kamu sağlığına, güvenliğine ve çevreye etkilerine özen gösterilmesi aranmaktadır. Çalışanlar için sağlıklı ve güvenli ortamlar yaratılması ve çalışanlarında yüksek etik standartta davranması beklenmektedir. Paydaşlarına ve topluma karşı saydam, hesap verebilir olmanın ötesinde, daha net yaklaşımlar beklenmektedir. Kısa vadeli kazançlar yerine, uzun vadeli ve sürdürülebilen rekabet gücü aranmaktadır. Yalnızca kurumun değil, çalışanların ve diğer paydaşların topluma katkının içinde yer almaları istenmektedir.

olarak işlev görüyor. Philip Kotler, Nancy Lee ile beraber hazırladığı ‘’Corporate Social Responsibility’’ kitabında; ’’Ürün ve hizmetlerinizi büyük iddia ve sloganlarla satmaya çalışmanın devri geçti. Tüketicilerin sayısız seçenek arasından sizin markanızı tercih etmesi için çok iyi bir neden yaratmanız gerekiyor artık.’’ diyerek konunun önemini vurgulamaktadır. Bazı büyük kuruluşlarımızın yanı sıra bir çok STK‘da başarılı örneklerini gördüğümüz projeler üretiyorlar. Turkcell’in ‘’Kardelenler’’, Koç Grubu’nun ‘’Meslek Lisesi, Memleket Meselesi’’, Hayrettin Karaca önderliğindeki Tema, Bilim İlaç’ın 11 ilde başlattığı sağlık projeleri, merhum Türkan Saylan’nın Çağdaş Yaşam Derneği‘nin projeleri hemen aklımıza gelenler. Diğer yandan Sabancı Grubu’nun kuruluşu VAKSA yıllardır Türk eğitim sistemine eserler katıyor. Eczacıbaşı ailesi İstanbul Kültür Sanat Vakfı ile kültür hayatımıza katkıda bulunuyor. Koç ailesinin kurduğu Türk Eğitim Vakfı binlerce gencimizin eğitimine olanak sağladı. Bunlar kalıcı ve uzun soluklu güzel örneklerdir. Sosyal sorumluluğun yanı sıra, kalıcılık algısını kuvvetlendirmektedir. KSS kısa vade de bir markayı desteklemek amaçlı ‘’sponsorluk‘’tan, uzun vadede kalıcı olma ve sosyal anlayışa yakınlığı ile ayrılmaktadır. KSS artık çeşitli organizasyonlar ile yapılanmasını oluşturmaktadır. Başarılı iki STK örneği Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’dir.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramını bir kurum veya kuruluşun gerek kendi bünyesindeki, gerekse işletme dışındaki paydaşlara karşı, sorumluluk bilinci ve etik anlayışı çerçevesinde davranış ve paylaşımları olarak tanımlayabiliriz. Osmanlılar da Vakıf yönetimini anımsatan yeni bir yaklaşım. Pek çok aile kuruluşumuzun, günümüzde de vakıf kurarak KSS çalışmalarını yürüttüklerini görmekteyiz. KSS kurum ve kuruluşların sürdürülebilirliğine katkıda bulunan, rekabet gücünü arttıran önemli bir araç

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

5


İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER

Sahibi KalDer Adına A.Hamdi DOĞAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Neslihan CİNGİ neslihan.cingi@kalder.org Yayın Kurulu A. Hamdi DOĞAN, Erdenay GÜL, Fügen TOKSÜ, Gül GÖKTEPE, Özlem YÜZAK, Tolga YÜCEL, Selami ÇELEBIOĞLU, Selçuk ERGENÇ İdare Merkezi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi Cad. No:3 Küçükyalı 34854 İstanbul Tel: 0216 518 42 84 Faks: 0216 518 42 86 www.kalder.org e-posta:kalder@kalder.org Yapım Kripto İletişim Danışmanlığı Rumeli Cad No: 5/7 Nişantaşı Tel: 0212 219 98 13 Baskı

BerNur Etiket Mat. Gıda San. Ltd. Şti. Topkapı Tic. Merkezi 1 No: 369 Cevizlibağ / İST +90 212 482 18 90 pbx +90 212 482 18 92 www.bernuretiket.com.tr

Önce Kalite Dergisi, Türkiye Kalite Derneği tarafından ayda bir yayınlanır. Ulusal-Türkçe-Aylık ISSN: 1301-4978 Önce Kalite Dergisi’ndeki yazı ve resimler kaynak gösterilerek kullanılabilir.

6

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

4 8 14 16 18 20 22 24 26 28

BAŞKANDAN KSS PROJELERİ ŞİRKETLERE DEĞER KATIYOR TOPLUM ÖNCELİKLİ PROJELER LİDERLİK EDİYOR KSS PROJELERİ MÜŞTERİ GÜVENİNİ ARTTIRDI AK-KİM, SEKTÖREL KATKISI YÜKSEK PROJELERE ODAKLANDI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİZ KADAR VARSINIZ KSS TÜRKİYE BAŞARI ENDEKSİ ‘İYİ DERSLER ŞÖFÖR AMCA’ BİR USTA, BİN USTA PROJESİ’NDE 3.YIL BAŞLADI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ’NDE KSS PROJELERİ VE UYGULAMALRI

32 36 40 44 46 48 50 52 54 58 62 64

‘İŞTE BENİM ÖYKÜM’ GIDA SEKTÖRÜNDE TÜKETİCİNİN TERCİHİ YERLİ MARKALAR ANKARA İK KONGRESİ FNSS’DE İŞ MÜKEMMELLİĞİ KalDer VE OKAN ÜNİVERSİTESİ KALİTE UZMANLARI YETİŞTİRECEK KalDer’DEN HABERLER ŞUBELERDEN HABERLER/ İZMİR ŞUBELERDEN HABERLER/ ANKARA ŞUBELERDEN HABERLER/ BURSA ŞUBELERDEN HABERLER/ ESKİŞEHİR EĞİTİM TAKVİMİ KÜLTÜR-SANAT

FORD OTOSAN GENEL MÜDÜRÜ NURİ OTAY’I KAYBETTİK.. KalDer ailesi olarak, Ford Otosan Genel Müdürü Sn. Nuri Otay’ın vefatını büyük bir üzüntü ile öğrendik. Ülkemizde Koç Topluluğu’na ve Otomotiv Camiası’na alanında olağanüstü başarılara imza atan, yaşam kalitemizin artmasını sağlayan boyutlarının geniş kesimlerce algılanmasını sağlayan, ülkemize ve kendi camiasında öncü olan çok değerli ve seçkin Sn. Otay’a Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Yazarlar ve Kuruluşlardan gelen yazılar:

• A4 sayfasına, her taraftan 2 cm marj bırakılarak, 1.5 cm boşluk, 12 punto Arial veya Times New Roman karakteri ile en fazla 4 sayfa yazılmalıdır. • Yazı başlığı ve yazar adı koyu font ile yazılmalıdır

• Yazar unvanı, e-posta adresi yer almalıdır. • Yazara ait en az iki adet yüksek çözünürlükte vesikalık olmayan hareketli tarzda resimler olmalıdır. • Gelen yazılar, yayın kurulu tarafından

okunurluğunun artırılması, uzunluğunun kısaltılması gibi durumlarda yazının içeriğinde, başlıkta değişiklik yapılabilir. Bu değişiklik yapma hakkı dergimizce saklıdır.


Kurumsal Sosyal Sorumluluk BU SAYIMIZDA

K

alDer’in toplumsal kalkınmayı ve kamusal faydayı hedefleyen tüm sivil toplum kuruluşlarında olduğu gibi, varlık nedeni “Kurumsal Sosyal Sorumluluk”tur. Bu sayımızda KSS’nin önemini vurgulamak amacı ile sürekli gelişim kapsamında kurumsal sosyal sorumluluk konusunu ele aldık. A. Hamdi Doğan “En büyük sosyal sorumluluk kaynakları verimli kullanmaktır” diyerek fikir ve yorumlarını bizimle paylaştı. Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramını bir kurum veya kuruluşun gerek kendi bünyesindeki, gerekse işletme dışındaki paydaşlara karşı, sorumluluk bilinci ve etik anlayışı çerçevesinde davranış ve paylaşımları olarak tanımladı. Bu sayımızda dosya köşemizde KSS projeleri şirketlere değer katıyor diyerek keyifle okuyabileceğiniz ve sizlere yeni bakış açıları Neslihan Cingi kazandıracağına inandığımız isimler var; Hatay Arkeoloji Müzesi, neslihan.cingi@kalder.org TEGV, Bayer, Çelebi, İş Bankası, Opet, Ak-Kim, TÜHİD, Michelin, Anadolu Sigorta, Sakarya Üniversitesi, TNT Ekspres.. Ulusal Kalite Hareketi köşemizde ise, FNSS Savunma Sistemleri Genel Müdür ce CEO’su Nail Kurt Bey’i konuk ettik. Ayrıca KalDer olarak, yönetim kalitesindeki güncel yaklaşımları, sorunları ve çözümlerine ilişkin bilgileri paylaşmak ve değerli Üyelerimize, Üye Adaylarımıza en verimli paylaşım ve ağ geliştirme ortamlarının yaratılması amacıyla KalDer Kahvaltı Sohbetlerini hayata geçiriyoruz. İlkini, 22 Şubat 2012 tarihinde, 09:00 – 12:00 saatleri arasında gerçekleştireceğimiz, ana teması “Enerji ve Sürdürülebilir Politikalar” olarak kurgulanan, KalDer Kahvaltı Sohbetleri etkinliğini, Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Arolat’ın Moderatörlüğünde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci ve TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı ve Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman ile gerçekleştiriyoruz. Bütün üyelerimizi bekliyoruz. Yeni başlayacak bir diğer projemiz ise, KalDer ve Okan Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi arasında gerçekleştirilen işbirliğiyle kalite konularında çalışan yönetici uzmanların mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak üzere 15 Mart tarihinde “Kalite Profesyoneli Geliştirme Programı” hayata geçiyor. Ayrıntıları içeriki sayfalarda bulabilirsiniz. Son olarak, Koç Topluluğuna ve Otomotiv Camiası’na alanında başarılara imza atmış Sn. Nuri Otay’ı kaybetmenin üzüntüsü ile kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Sevgilerimle,

Kurumsal sponsorlarımız

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

7


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

KSS PROJELERI ŞIRKETLERE DEĞER KATIYOR Kalite politikalarını sürekli geliştirmek isteyen şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk projelerine ilgileri ve bu projelere ayırdıkları bütçe her geçen yıl artıyor. Şirket içi gelişim ve yenileşimden sonra başlayan değişim hareketi, paydaşlar ve müşterilerden sonra sosyal fayda sağlanabilecek tüm alanlara doğru yayılıyor. Daha çok sayıda şirket sorumlu olmak konusunda da rekabet yaşarken, bu konuda yapılan çalışmaların onlara getirisi de önemli boyutlarda. Dünyanın en saygın kuruluşları tarafından sosyal sorumluluğun etkilerine ilişkin yapılan çok sayıda bağımsız araştırma, sorumlu şirketlerin itibarının arttığını, rekabette öne geçtiklerini ve yetenekli insan kaynağı açısından da cazibe noktası haline geldiklerini ortaya koyuyor. 8

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012


T

İnsan kaynağını cezp etmek de bunlardan biri” diyor.

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

ürkiye’nin kalite konusunda öncü kuruluşları kurumsal sosyal sorumluluğa özel bir önem veriyor. Bu konudaki yatırımlarını her geçen gün artırıyor. Sadece onlar değil günümüzde giderek artan sayıda şirket toplumsal sorumluluklarına iş stratejilerinin ve kurumsal kimliklerinin bir parçası olarak bakıyor. Peki kurumsal sosyal sorumluluk şirketlere ne getiriyor? Ne kazandırıyor? Hangi açılardan önemli avantajlar yaratıyor?

İtibarı yükseltiyor

Öncelikle sosyal sorumluluğun en büyük getirisi itibar. İyi itibar, daha çok müşteri getirirken, müşteri memnuniyetsizliğini azaltıyor, kârlılığı da artırıyor. Kurumsal sosyal sorumluluğun itibara katkısının çok önemli boyutlarda olduğunu belirten Tilburg Üniversitesi Sürdürülebilirlik Merkezi’den Profesör Hugo Smid, “Eğer itibar yüksek olursa, kurumun kazançları da fazla oluyor” diyor. Birçok şirket de yaptığı KSS çalışmalarının itibarına doğrudan etkide bulunduğunu yaptıkları araştırmalarla ölçümlüyor.

Satın alma kararında etkili

Bir ürünün sadece maddi değeri ve kalitesi onun satın alınması için yeterli değil. Tüketiciler, üretici şirketin faaliyetlerini de takip ediyor ve satın alma kararı verirken değerlendiriyorlar. Kurumsal Sosyal Sorumluluk üzerine 6 kıtadaki 23 ülkede yaşayan 25 bin kişiyle yapılan bir araştırmada katılımcıların yarısı şirketlerin toplumsal düzeydeki tavırlarına dikkat ettiklerini ifade ediyor. Aynı araştırmada şirketlerin toplumsal sorumluluğa önem vermeleri ile genel olarak olumlu bir izlenim vermeleri arasında çok yüksek bir ilişki olduğu da saptanıyor. İngiliz araştırma şirketi MORI’nin yaptığı bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 17’sinin şirketlerin ürünlerini etik gerekçelerle boykot ettiği, yüzde 19’unun ürünleri, söz konusu şirketin etik ünü dolayısıyla tercih etmeye başladığı ve yüzde 28’inin bu davranışların her ikisini de gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle şirketler artık faaliyetlerini çok iyi gözden geçiriyor. Çevrelerini nasıl etkilediklerini tespit ediyor. Ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunacak projeler geliştiriyorlar.

Sadakati artırıyor

Kurumsal sosyal sorumluluk konusunda 10

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

Rekabette avantaj sağlıyor

öne çıkan şirketler çalışanlarının da kalplerini kazanıyor. Yapılan araştırmalar da bu durumu kanıtlıyor. Bir parçası olduğu şirketin, sorumluluk anlamında yaptığı çalışmalar, çalışanların şirkete olan bağını doğrudan artırıyor. Şirketle bütünleşmesine ve motive olmasına katkı sağlıyor. F1 Group çalışanları arasında yapılan bağımsız araştırma, sosyal sorumluluk çalışmalarına gönüllü katılan çalışanların yüzde 74’ünün şirkete ilişkin algılarını değiştirdiklerini, yüzde 58’inin kişisel gelişim sağladığına inandığını, yüzde 35’inin profesyonel anlamda gelişim sağladığını belirledi. Sorumlu şirketler, çalışanlarının sadakatini artırmanın yanında insan kaynağı açısından da cazibe noktası haline geliyor. “Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Potansiyeli ve Limitleri” kitabının yazarı University of California öğretim görevlisi Profesör David Vogel, öğrencilerin daha sorumlu şirketlerde çalışmak istediklerini belirtiyor, “Bugün iş dünyası radikal bir şekilde değişirken, biz de yeni bir dünyaya giriyoruz. Bu yeni dünyada KSS başarı için daha kritik bir noktaya geliyor.

Sosyal sorumluluk konusunda öne çıkan şirketler rekabette de öne çıkıyor. Çalışanlar, müşteriler ve iş ortakları nezdinde öncelikli olarak tercih ediliyorlar. Walker Research’ün yaptığı bir araştırmada tüketicilerin yüzde 76’sı fiyat ve kalite aynı olsa bile hayırseverlik söz konusu olduğunda marka değiştireceklerini ifade ediyor. Bu avantajların farkına varan CEO’lar da KSS’ye daha yakından bakıyor. IBM’in krizin başında yaptığı bir araştırmaya göre CEO’ların yüzde 68’i KSS’nin büyüme fırsatı yarattığı görüşünde. Yüzde 68’in içinde yüzde 50’lik bir kesim ise KSS’yi büyümeyle son birkaç yıldır bağdaştırıyor. Dünyaca ünlü yönetim gurusu Philip Kotler de sosyal sorumluluğun rekabet avantajına etkilerinin saymakla bitmeyeceğini belirtiyor. Özellikle yatırımcılara ulaşma konusunda sosyal sorumluluğu yüksek şirketlerin daha şanslı olduklarını ifade eden Kotler, “Çünkü sorumlu şirketlerin hisse değeri artıyor, güvenilirlikleri yüksek olduğu için borçlanma maliyetleri diğer şirketlere kıyasla daha düşük olabiliyor. Fiyatlandırma konusunda daha rahat hareket edebiliyorlar. Bu şirketler piyasadaki en iyi yetenekleri çekme anlamında sorun yaşamıyorlar. Ayrıca farklı pazarlara girme ve daha sadık müşteri sağlamada da önemli avantajlar elde ediyorlar” diye konuşuyor.


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

HATAY ARKEOLOJI MÜZESI 100. yılını gönüllülüğe adayan IBM, Hatay Arkeoloji Müzesi’ni yine gönüllü ortaklarıyla sanal ortama taşıdı.

IBM öncülüğünde bir gönüllülük girişimiyle hayata geçirilen projeyle, dünyanın en zengin mozaik koleksiyonlarından birine sahip Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki eserler sanal ortama taşındı. Hatay Sanal Arkeoloji Müzesi, 15 Aralık 2011 tarihinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katıldığı bir törenle ziyaretçilerin kullanımına açıldı. 16 Haziran 2011 tarihinde yüzüncü yaşını

kutlayan IBM, 100. yılının en önemli projelerinden bir tanesini Hatay’da hayata geçirdi. IBM öncülüğündeki gönüllülük girişimi çerçevesinde, dünyanın en zengin mozaik koleksiyonlarından birine sahip Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki mozaikleri, tarihi ve sanat eserlerini, Hatay’a ait diğer kültürel zenginlikleri dünyaya tanıtmak üzere bir sanal müze projesi oluşturuldu. 13 ay önce

Antakya’da düzenlenen IBM Çözüm Ortakları Liderler zirvesinde gündeme gelen Hatay Sanal Arkeoloji Müzesi, 15 Aralık 2011 tarihinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katıldığı bir törenle ziyaretçilerin kullanımına açıldı. IBM Türk, Index Grup, Özyeğin Üniversitesi, Marjinal Porter Novelli, Kanguru Sanat, 32 Bit Bilgisayar Hizmetleri ve önde gelen fotoğraf sanatçıları Fatih Demirhan ve Sadık Üçok’un gönüllü destekleri ve Kültür Bakanlığı, Hatay Valiliği, Antakya Belediyesi, Hatay Arkeoloji Müzesi, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğiyle gerçekleştirilen bu proje kapsamında şu ana kadar 72 mozaik, 18 adet heykel ve Hatay’a ait 10 adet kültürel mirasın fotoğrafları ve videoları çekilerek sanal müzeye aktarıldı. 360 derece görüntüleme seçeneği, bilgisayarlar için flash ve mobil cihazlar için HTML versiyonlar, tanıtım videoları ve fotoğrafları, kapsamlı envanter bilgileri, Türkçe ve İngilizce dil seçenekleri gibi özellikleriyle sanal müze projesi, tarihe damgasını vuran eserleri web sitesi üzerinden ziyaretçilerin kullanımına açtı.

TEGV İLE YAPI KREDI GÜÇLERINI BIRLEŞTIRDI Yapı Kredi, TEGV ile sürdürdüğü ‘Okuyorum Oynuyorum’ projesi ile 90 bin çocuğa ulaştı.

TEGV ile sürdürdüğü 'Okuyoru Oynuyorum'la 90 bin çocuğa ulaşan Yapı Kredi, bu projeyle çocukların okuma ve dinleme zevki kazanmasına, bilimsel, yapıcı ve yaratıcı eleştiri yolları edinmelerine yardımcı oluyor. Eğitimden çevreye sanattan tarihe kadar pek çok alanda kurumsal sosyal sorumluluk projelerine imza atan Yapı Kredi, 2006 yılından beri Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı ile sürdürdüğü 'Okuyorum Oynuyorum'la 90 bin çocuğa ulaştı. Yapı Kredi, 2006 yılından beri Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) işbirliğiyle gerçekleştiriyor. Çocuklara okuma ve dinleme zevki kazandırmayı; onların bilimsel, eleştirici, yapıcı ve yaratıcı düşünme yolları edinmelerine yardımcı olmayı; onlara kütüphane/kitaplık kültürü edindirmeyi ve belirli bir Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

11


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

konu çerçevesinde konuşma, tartışma becerisi kazandırma hedefleniyor.

Hedef 7-11 yaş arası çocuklar

Okuyorum - Oynuyorum projesi kapsamında etkinlikler önceden belirlenmiş bir programa

göre TEGV gönüllüleri tarafından gerçekleştiriliyor. Bu program 7-11 yaş grubu çocukların okuma becerilerini geliştirmek amacıyla her düzey için seçilmiş 8 ayrı öyküden ve bu öyküleri anlamaya yönelik çalışmalardan oluşan, özel tasarlanmış okuma odalarında uy-

gulanıyor. Okuyorum Oynuyorum eğitimleri, TEGV'in Türkiye çapındaki eğitim parkı ve öğretim birimlerinde devam ediyor. Bugün 90 bin çocuk/etkinlik sayısına ulaşan projede, 2012 yılı sonunda 100 bin çocuk/etkinlik sayısına ulaşması hedefliyor.

“BAYER GENÇ BILIM ELÇILERI” “Bayer Genç Bilim Elçileri”, ilköğretim öğrencilerini bilim insanı olmaları için yüreklendirecek. Bayer ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) birlikte hayata geçirecekleri “Bayer Genç Bilim Elçileri” sosyal sorumluluk projesini tanıttı. İlköğretim çağındaki çocuklara bilimi sevdirmeyi amaçlayan projenin 2012 yılında 4 ilde (İzmir, Ankara, İstanbul, Kars ) yapılacak pilot uygulamasıyla binden fazla ilköğretim öğrencisine ulaşılacak. Projenin 2015 yılının sonuna kadar 40 ilde 240 bilim elçisi aracılığı ile 9 bin ilköğretim öğrencisine ulaşması hedefleniyor. Bayer ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), “Bayer Genç Bilim Elçileri“ isimli yeni bir sosyal sorumluluk projesi başlattıklarını duyurdu. Proje kapsamında, “Bayer Genç Bilim Elçileri“ olarak eğitim alacak toplum gönüllüsü üniversite öğrencilerinin ilköğretim okullarında gerçekleştireceği etkinliklerle; dördüncü, beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerine ulaşılarak bilime olan ilgi ve sevgilerinin arttırılması ve bilim okuryazarlığı düzeylerinin yükseltilmesi hedefleniyor.

2013’E KADAR ÖĞRETMENLERE 50 ÇELEBI EVI KURACAK Eğitim başta olmak üzere çevre ve sağlık alanlarında farklı faaliyetlere destek veren Çelebi Holding, şimdiye dek çok sayıda kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) projesine imza atmış. Özellikle 2008 yılından sonra KSS projelerine daha fazla ağırlık vermeye başlayan Çelebi Holding, eğitimde göz önünde olmayan noktalara odaklanmış. Örneğin, kırsal kesimde zor şartlarda çalışan öğretmenlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılıyor. Bugüne kadar öğretmenlere teslim ettiği 31’e ulaşan Çelebi Evi sayısını 2013’te 50’ye çıkarmayı hedefliyor. Kurulduğu 1958 yılından bugüne kadar birçok kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) projesine imza atan Çelebi Holding, kurumsal sosyal sorumluluk proje ve yaklaşımlarını, “topluma geri verme” ilkesi çerçevesinde oluşturuyor. Başta eğitim olmak üzere çevre ve sağlık alanlarında farklı faaliyetlere doğrudan veya dolaylı destek veren şirket, KSS çalışmalarına özellikle 50. yılını kutladığı 2008 yılından sonra ağırlık vermeye başlamış. Şirket kurucusu Ali Cavit Çelebioğlu’nun da yaklaşımları çerçevesinde eğitimin KSS çalışma12

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

larında önemli bir yere sahip. Şirket 50’inci yılında 50 Çelebi Evi sloganıyla başlattığı “Evimdeyim” projesini, TOÇEV, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı işbirliğiyle yürütüyor. Halen sürdürülen proje kapsamında, özellikle kırsal kesimde zor şartlarda çalışan öğretmenlerimizin barınma ihtiyacının Çelebi Evleri’nin sıcaklığı ile karşılanarak, onların daha çok öğretime odaklanmalarına ve daha kaliteli eğitim vermelerine olanak sağlanması amaçlanıyor.

Lojmanlar yuva oluyor

Bu proje kapsamda ihtiyaç duyulan bölge-

lerde tespit edilen kötü durumdaki okul lojmanları, yapısal olarak ciddi bir restorasyondan geçiriliyor, bazen de yeniden inşa ediliyor. Fiziki olarak iyileştirilen bu lojmanlar daha sonra mobilyalardan nevresim takımına, beyaz eşyadan çatal-kaşığına kadar donatılıyor. Yenilenip donatılarak birer Çelebi Evi haline getirilen bu lojmanlar, öğretmenlerin sadece bavullarıyla gelip yerleşebilecekleri birer sıcak yuvaya dönüştürülüyor. Çelebi Evleri, Çelebi teknik personelinin periyodik kontrol ve yenileme çalışmalarıyla uzun yıllar boyunca eksiksiz olarak hizmet verebilecek şekilde hazırlanıyor. Bugüne kadar 31’e ulaşan Çelebi Evi sayısı, 2013 yılında 50’ye ulaştırılacak.


MNG_Kargo_22x28.5.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

13.02.2012

21:45


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

İş Bankası, toplum öncelikli projelerde liderlik ediyor

İş Bankası, toplumun tüm kesimleri için uzun soluklu, sürdürülebilir ve nitelikli sosyal sorumluluk projelerini yürütmeye devam ediyor. Kurum son yıllarda özellikle, “81 ilde 81 Orman”, “Karneni Göster Kitabını Al”, “81 İlde 81 Öğrenci” ve “Ateşböceği” projeleriyle dikkati çekiyor.

14

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

T

ürkiye’nin en büyük özel bankası olarak faaliyetlerini sürdüren İş Bankası,. uzun soluklu, topluma katkısı yüksek, geniş kapsamlı, sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir nitelikte sosyal sorumluluk projelerini de yürütüyor. Banka tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri; eğitim, çevre ve kültür-sanat ana başlıkları altında toplanıyor. Bu faaliyetlerde Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmak üzere hareket eden İş Bankası’nın Türkiye’nin çevresini değiştirme yönünde hayata geçirdiği en önemli projelerden biri; 81 İlde 81 orman projesi. En büyük kurumsal ağaçlandırma projesi Küresel iklim değişikliğinin en büyük nedeni sayılan orman alanlarının ortadan kalkması Türkiye’nin de yaşadığı önemli çevre sorunları arasında yer alıyor. Özellikle yapılaşma için gerçekleştirilen kaçak kesimler ve orman yangınları her yıl Türkiye’nin en bü-

yük doğal zenginliklerinden orman alanlarını ciddi bir şekilde azaltıyor. İstatistikler sadece 2009 yılında Türkiye’de bin 652 orman yangını çıktığını ve 4 bin 500 hektardan fazla orman alanının yok olduğunu veya zarar gördüğünü ortaya koyuyor. İş Bankası işte bu bilgiler ışığı altında çevre ve ormanları gündeme taşımak için farklı çalışmalar yapıyor. İş Bankası’nın, 2008 yılında TEMA Vakfı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile işbirliği yaparak başlattığı “81 İlde 81 Orman” projesi de bunlardan biri. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı çevre sorunlarına karşı duyarsız kalmayan ve bu konuda da kurumsal bir tavır alan İş Bankası, 5 yıl sürecek proje kapsamında üç bin futbol sahası büyüklüğünde (yaklaşık 1.500 hektar) alana iki milyondan fazla ağaç fidanı dikmiş olacak. İş Bankası, ülke çapında bir çevre seferberliğine dönüştürdüğü “81 İlde 81 Orman” projesinde her ile, o ilin ekolojisine uygun ağaç fidanları ekiyor ve dikilen fidanların tutması için gerekli olan beş yıllık süre boyunca da bakımını üstleniyor.

130 milyon sayfa tasarrufu

İş Bankası, çevreci sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra kurum içindeki uygulamalarıyla da bu alanda önemli adımlar atıyor. Kâğıt ve iş yükü tasarrufu sağlamak ve çalışanlar arasında da çevreye duyarlı bir bakış açısı oluşturmak amacıyla 2010 yılında başlatılan “Kâğıtsız Bankacılık Projesi” kapsamında, İş Bankası tüm hizmet noktalarında kâğıt kullanımı kontrol altına aldı. Elektronik onay uygulaması, toplam baskı yönetimi sisteminin kurulması, şubelere veya müşterilere basılı halde gönderilen kâğıtların kaldırılması, sözleşme ve basılı malzemelerin tasarım ve içerik olarak sadeleştirilmesi


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

sonucunda bugüne kadar 130 milyon sayfa tasarruf sağladı. Elde edilen bu tasarruf ile birlikte banka genelinde kullanılan kâğıt miktarı da önemli miktarda azaldı. İş Bankası, sürdürülebilir yaşam için çevre bilincinin geliştirilmesi, doğal hayatın korunması amacıyla yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk projelerine, bu anlamda geliştirdiği bireysel bankacılık ürünleri ile de destek veriyor.

Eğitim projeleri

Banka çevre projelerinin yanında Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan eğitim projeleriyle de dikkati çekiyor. Türkiye Satranç Federasyonu’nun 2005 yılında bu yana ana sponsoru olarak satrancın özellikle çocukların kolayca erişebileceği bir spor haline gelmesini hedefleyen İş Bankası, satranç oynayan öğrenci sayısının artırılması ve sporun ülkemiz genelinde yaygınlaştırılması için devlet ilköğretim okullarında satranç dersi alan öğrencilere eğitim malzemesi sağlıyor. İş Bankası’nın verdiği destek sayesinde, ülke genelinde lisanslı satranç sporcularının sayısı 55 bine, açılan satranç sınıfı sa-

yısı ise 5 bine ulaştı. İş Bankası, eğitim alanındaki bir başka kapsamlı çalışmasını ise Darüşşafaka Cemiyeti ile birlikte sürdürüyor. Darüşşafaka Cemiyeti ve İş Bankası işbirliğinde yürütülen “81 İlden 81 Öğrenci” projesiyle her yıl Darüşşafaka sınavlarını kazanan il birincisi 81 öğrencinin başta eğitim olmak üzere, tüm giderleri İş Bankası tarafından karşılanıyor. Öğrencilerin üniversiteye devam etmeleri durumunda da destek sürdürülüyor. Dördüncü yılına ulaşan projede 300’ü aşkın öğrenciye ulaşıldı.

4 milyon öğrenci kitapla buluştu

Okuma alışkanlığını pekiştirmek ve Türkiye’nin dört bir yanındaki çocukların kaliteli çocuk yayınlarına ulaşmalarını sağlamak amacıyla 4 yıl önce “Karneni Göster Kitabını Al” projesini başlatan İş Bankası, her yıl yaz tatiline giren 1 milyon öğrenciye ücretsiz kitap hediye ediyor. Öğrenciler, herhangi bir İş Bankası şubesine gelerek karnelerini göstermelerinin yeterli olduğu bu kitap kampanyası

ile öğrenciler dünya ve Türk edebiyatının seçkin eserleri ile buluşuyor. Projenin dördüncü yılı olan 2011 yılında dört milyon öğrenci, beş milyon kitapla buluşturuldu. İş Bankası, Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV), eğitim parkı ve öğrenim birimi bulunmayan bölgelerdeki çocukların eğitimlerine katkıda bulunmak amacıyla geliştirdiği “Ateş Böceği” gezici öğrenim birimine de 2001 yılından bugüne kadar destek veriyor. TIR dorseleri içinde kurulu 12 bilgisayarlı bilişim ve teknoloji odası ve 1 adet serbest etkinlik odasının bulunduğu İş Bankası “Ateş Böceği”nden şu ana kadar 35 bini aşkın çocuk faydalandı. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

15


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

KSS projeleri müşteri güvenini artırdı OPET, 2000 yılından bu yana bilinçli toplum projeleriyle toplumu çevre, doğa, sağlık ve turizm gibi pek çok alanda bilinçlendirmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlıyor. Bu amaçla, önce Temiz Tuvalet Kampanyası daha sonra da Yeşil Yol, Örnek Köy ve Tarihe Saygı Projeleri’ni hayata geçirdi.. Toplum faydasını düşünerek hayata geçirilen bu projelerle sektöründe fark yaratan OPET, müşterilerinin gözünde de güven ve memnuniyetini arttırmış. OPET için en büyük ödül, tüketicilerinin markaya duyduğu güven ve memnuniyeti olmuş. Bunu da altı yıldır üst üste Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nde akaryakıt sektöründe aldığı birinciliklerle taçlandırmışlar. OPET’in kurumsdal sosyal sorumluluk projelerini ve projeler için uyguladıkları kalite yönetimini OPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk’e sorduk.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz?

OPET olarak 2000 yılından bu yana bilinçli toplum projelerimizle, toplumu çevre, doğa, sağlık ve turizm gibi pek çok alanda bilinçlendirmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Bu amaçla, önce Temiz Tuvalet Kampanyamızı daha sonra da Yeşil Yol, Örnek Köy ve Tarihe Saygı Projelerimizi hayata geçirdik. Toplum faydasını düşünerek hayata geçirdiğimiz tüm projelerimizle sektörümüzde fark yaratarak OPET’i bir adım daha ileriye taşımaya devam ediyoruz. Bizim en büyük ödülümüz, tüketicilerimizin bize duyduğu güven ve memnuniyettir. Bunu da 6 yıldır üst üste Türkiye MüşteOPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk

16

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

ri Memnuniyeti Endeksi’nde akaryakıt sektöründe aldığımız birinciliklerle taçlandırıyoruz. 2000 yılından beri devam eden ve en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projesi olan Temiz Tuvalet Kampanyası, Türkiye’nin önemli bir sorununu çözmeyi hedef almıştır. Önce kendi istasyonlarımızdan başlamak üzere, Türkiye’de tuvalet temizliği ve hijyeni yaygınlaştırmak amacıyla, “Temiz Tuvalet Kampanyası”na başladık. Projeyi, tüm yurda yayarak OPET istasyonlarında, sadece standart kurumsal görüntü ve hizmet kalitesi ile değil, temizlik ve hijyene verdiğimiz önemle de farklılığımızı vurgulayarak, bunu kalıcı hale getirmeyi başardık. İstasyonlarımızdaki personelimize eğitimler verirken, istasyonların tuvaletlerini hijyenik bir ortama kavuşturduk. Proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı ile işbirliği yaparak bugüne kadar 5 milyona yakın kişiye eğitim verdik.

OPET Temiz Tuvalet Kampanyası, 2004 yılında IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği) Golden World Awards yarışmasında “Sosyal Sorumluluk Projeleri” kategorisi birinci seçildi. Ve aynı yıl HID (Halkla İlişkiler Derneği) 3. Altın Pusula yarışmasında “Sosyal Sorumluluk Projeleri” kategorisinde birinci oldu. Projelerimiz gelişirken alt açılımlarını yarattı; Temiz Okulum, Temizlik Rayında, Sevmek Korumaktır, İçilebilir Su, Girilebilir Tuvalet gibi… Temiz Tuvalet Kampanyası’nın 10. yılında, TCDD ile işbirliğine giderek “TCDD ve OPET El Elele, Sağlık ve Temizliğe” sloganı ile “Temizlik Rayında” projesini başlattık. “Temizlik Rayında” kampanyası çerçevesinde, TCDD’ye ait gar, istasyon ve trenlerdeki tuvaletleri de temiz ve hijyenik hale getirecek çalışmalar başlattık. İlgili tüm personelin eğitilmesinin yanında yolcular da hijyen kuralları konusunda bilinçlendirdik. 2011 sonunda ise SASKİ ile temiz tuvalet, hijyen ve tasarruflu su kullanımı konusunda bir proje başlattık. Sakarya Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı 1.sınıf, anaokulu ve kreş öğretmen ve öğrencilerini kapsayan proje bir yıl boyunca devam edecek. OPET Temiz Tuvalet Kampanyası’ndaki tecrübe ve deneyimlerin rehberliğinde gerçekleşecek bu projeyle, Sakarya ilindeki “Temiz Tuvalet” alışkanlığı, “ Tasarruflu Su Kullanımı” ve “Hijyen Bilinci” oluşturulması ve korunması amaçlanıyor. Örnek Köy Projesi, köylerin kendi kendine yetmesi, tarihi, coğrafi ve kültürel potansiyelinin değerlendirilmesinin yanı sıra, eğitim düzeyinin yükselmesi ve çevre bilincinin gelişmesi gibi toplumsal göstergele-


kimi gerçekleştirildi. Öte yandan proje kapsamında, ağacın ve yeşil dokunun canlı yaşamındaki önemine yönelik eğitim etkinlikleri düzenleyerek, broşür ile dokümanlar hazırlandık ve çocuk kitapları yayınladık. Yeşil Yol Projesi de çeşitli ödüllere layık görülen projelerimizden birisidir. Yeşil Yol Projesi, TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği)’nin 5. Altın Pusula Ödülleri’nde kurumsal sosyal sorumluluk kategorisinde çevre konusunda Altın Pusula Ödülü ile ödüllendirildi. Ayrıca, İstanbul Sanayi Odası 2010 Yılı Sürdürülebilir Çevre Dostu Ürün ve Uygulama Ödülleri’nde Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) dalında 3.’lük kazandı.

Ağırlıklı olarak hangi alanlarda projeler üretiyorsunuz?

Biz bir Türk şirketi olarak doğup büyüdüğümüz topraklara olan sorumluluğumuzu unutmuyor , fayda sunabileceğimiz toplumsal sorunlara yönelik her alanda çözüm odaklı, sürdürülebilir ve sonuca yönelik projeler geliştiriyoruz. Şimdiye dek, kamu sağlığı, küresel ısınma, bölgesel kalkınma ve tarih ve çevre bilincinin geliştirilmesini sağlayacak projeler yaptık. Bu projelerimiz sorunlar çözümlenene dek sürecek ve topluma fayda sağlayamaya devam edecektir.

Kalite süreçlerinizde KSS projelerinizi nasıl organize ediyorsunuz?

OPET, ülkemize değer katan projeleri ile tüketici gözünde de farklı bir yere sahip. Sosyal sorumluk projelerimizin sonuç odaklı ve sürdürülebilir olması bu konudaki en önemli değerimiz. Projelerimiz benim liderliğimde yürütülmekte ve yönetim üst kademesi tarafından bizzat desteklenmektedir. Uygulama süreci yine şirket bünyesinde şirket çalışanları ve gönüllü destekçilerimiz (Bayilerimiz, Fahri Müfettişlerimiz) ile birlikte yürütülmektedir. Kurulduğumuz günden bu yana yenilikçi yaklaşımımız, ürün ve hizmet kalitemizdeki üstün başarımız, müşteri memnuniyetine verdiğimiz önem ve tutarlı büyüme hızı ile hareket ediyoruz. KalDer tarafından düzenlenen TMME (Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi)’ne göre 6 yıl üst üste akaryakıt sektöründe müşteri memnuniyeti en yüksek şirket olarak bu konudaki başarımızı da kalıcı hale getirdik.

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

ri hedefliyor. Mardin Dara, Fethiye Saklıkent, Gaziantep Yesemek, Bolu Pazarköy’de değişim yaratacak çalışmalar yaptık. Ayrıca şu anda birkaç köyde birden çalışmalarımız devam ediyor. Hedefimiz her yıl bir ilimizde çevresine örnek olabilecek bir köy yaratmak. Tarihe Saygı Projesi ile Tarihi Gelibolu Yarımadası’nın doğal dokusunu koruyarak, çağdaş bir görünüme kavuşması ve ziyaretçilerin bölgeyi sorunsuz gezmelerini sağlayacak değişimlere imza attık. Çanakkale Savaşları’nın geçtiği bölgede, toplumsal kalkınmaya destek olacak eğitim projeleri ile altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları uyguladık. Alçıtepe, Seddülbahir, Bigalı, Kilitbahir, Behramlı, Kocadere, Büyük Anafarta köyleri ve Eceabat ilçesinde rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak bu köyler yeni bir çehreye kavuşturuldu. Tarihe Saygı Projesi ile sadece fiziki düzenlemeler değil, sosyal içeriği de olan ve bu topraklarda yaşayan yöre halkının yaşam kalitesini arttırmaya yönelik kurslar ve eğitsel çalışmalar da yaptık. Eceabat sahilinde Tarihe Saygı Parkı’nı inşa ettik. Yaklaşık 6 ayda tamamladığımız bu özel park, bölgeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin, gezilerine başlamadan önce bölge hakkında ön bilgi alabilecekleri bir Açıkhava müzesi olarak tasarlandı. Parkta, Çanakkale Savaşı’nı tasvir eden figürler, Gelibolu Tarihi Milli Parkı’nın maketi ve 13 metre yüksekliğinde “Tarihe Saygı” anıtından oluşan üç ayrı bölüm yer alıyor. Tarihe Saygı Projesi kapsamında 57. Alay’ın şehitliğini Çevre ve Orman Bakanlığı ile imzalanan protokol çerçevesinde yenileme çalışmaları tamamlanarak şehitlik ziyarete açıldı. 57. Alay Şehitliği yenileme çalışmaları, şehitliğin aslına sadık kalınarak yeniden yapılandırılmasından, peyzaj düzenine kadar tüm çalışmaları kapsadı. 24 Nisan’daki uluslararası resmi törenlerin de yapıldığı yer olan 57. Alay Şehitliği’nin, her türlü bakım ve onarım işlerini takip edilerek ve tüm şehitliklere örnek olması sağlanacak. Tarihe Saygı Projesi, Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı olan 2015 yılına kadar devam edecek. 2004’ten bu yana Yeşil Yol Projesi ile istasyonlarımızı ve çevresindeki 1,5 kilometrelik alanları ağaçlandırıyoruz. Bugüne kadar 700’ü aşkın istasyonda ve belediyelerce belirlenen ağaçsız alanlarda 503 bin 117 adet bitki di-

Küresel bir şirket olabilme yolunda KSS’nin önemini nasıl görüyorsunuz?

Kurumsal Sosyal Sorumluluk anlayışı son yıllarda daha da ivme kazandı. Şirketler bir yandan çalışma biçimi ve yöntemlerinin çevreye verdiği negatif etkiyi minimuma çekme, bir yandan da içinde bulundukları toplumun sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlama çabası içinde. Bu nedenle KSS yaklaşımı ‘itibar’ olarak algılanan bir kavram durumuna geldi. Biz de OPET olarak bilinçli toplum projelerimizle, toplumu çevre, doğa, eğitim, sağlık ve turizm gibi pek çok alanda bilinçlendirmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Sosyal sorumluluk projeleri kurum ve hedef kitlesi arasında duygusal bir bağ oluşmasına neden olarak marka değerini yükseltiyor. Bu artıları kurumumuzca yaptırdığımız algı araştırmaları ve bağımsız kuruluşların yapmış olduğu araştırma sonuçlarında da görmek mümkün.

Gelecek ajandanızda hangi projeler bulunuyor?

OPET’in sosyal sorumluluk projeleri benzerlerinden ayrışıyor. Tüm projelermiz toplum yararı gözeten, sonuç odaklı ve sürdürülebilir özelliğe sahip. Bu nedenle de var olan projelerimizi geliştirerek devamını sağlamaya çalışıyoruz. Bu yıl içinde Kekova Üçağız, Manisa Darkale ve Isparta İncesu’da Örnekköy Projesi kapsamında kapsamlı bir ön çalışma yapıyoruz. Tarihe Saygı Projesi kapsamında Çanakkale Eceabat’ta bir ilköğretim okulu yaptırmayı planlıyoruz. Sürdürülebilirlik Raporu’muz Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi tarafından düzenlenen 2009 – 2010 Vision Ödülleri Yıllık Rapor Yarışması (2009–2010 Vision Awards Annual Report Competition) sürdürülebilirlik kategorisinde 2’ncilik alarak “Altın Ödül”e layık görüldü. Bu yıl da çalışmalarımız devam ediyor. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

17


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Ak-Kim, sektörel katkısı yüksek projelere odaklandı ‘Uluslararası Kimya Yılı’ kapsamında Türkiye’de değişik organizasyonlar için proje desteği sağlayarak, kimya sektörünün gelişimine odaklanan Ak-Kim, tüm yıl boyunca gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projelerini Aralık ayındaki özel bir geceyle tamamladı. 2011 yılı, Radyum ve Polonyum’un keşfiyle Marie Curie’nin ikinci kez Kimya dalında Nobel ödülü almaya hak kazanmasının 100. yılı onuruna UNESCO ve IUPAC tarafından ‘Uluslararası Kimya Yılı’ ilan edilmesi ile Türkiye’de ki organizasyonu üstlenen Ak-Kim, sektörün önemli isimlerini bir araya getirdi. “Uluslararası Kimya Yılı” kapsamındaki sosyal sorumluluk çalışmalarına MAREM Projesi’ne ana sponsor olarak başlayan Ak-Kim, denizlerdeki doğal yaşamın sürdürülebilmesine destek olmak ve dünyada yılda 2 milyon ton kanalizasyon, endüstriyel ve tarımsal atığın su kaynaklarına bırakılmasının yarattığı tehlikeye dikkat çekmek amacıyla projeye destek verdi. 20 Ağustos 2011 tarihine karar sürdürülen proje kapsamında, tüm Marmara Denizi’nin, (Boğaziçi Karadeniz çıkışından, Çanakkale Boğazı Ege Denizi çıkışına kadar olan bölge) Oşinografik (Fiziksel- Kimyasal), Sedimantolojik, Klimatolojik, Hidrolojik, Kimyasal, Biyolojik (Genel Biyolojik ve Balıkçılık Biyolojisi) ve Jeolojik etüdü gerçekleştirildi. Ak-Kim’in Uluslararası Kimya Yılı kapsamında sürdürdüğü sosyal sorumluluk projelerinden bir diğeri ise Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü ile Türkiye Kimya Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği uluslar arası katılımlı 27 Haziran-2 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen 25. Ulusal Kimya Kongresi oldu. Ak-Kim’in ana

18

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

sponsor olarak yer aldığı son derece zengin bir içeriğe sahip olan bilimsel programa, Analitik Kimya, Anorganik Kimya, Biyokimya, Fizikokimya-Polimer Kimyası, Medisinal Kimya ve Organik Kimya konularında yurtdışından ve yurtiçinden çok değerli bilim adamı konuşmacı olarak katıldı. ‘Uluslararası Kimya Yılı’ sponsorluk çalışmalarını Sabancı Üniversitesi tarafından düzenlenen “Business Beyond Borders” girişimini destekleyerek sürdüren Ak-Kim, 10 Ekim 2011’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirilen “Business Beyond Borders” konferansının da ana sponsoru oldu. Günümüz konjonktürünün etkisiyle değişime uğrayan dünya ekonomisinin en önemli aktörlerin-

den biri olarak Türkiye ekonomisi ve Türk şirketlerini desteklemek amacıyla kurulan girişim, düzenlediği konferanslar serisinde global alanda oyuncu olacak şirketler için ufuk açıcı ve çok yönlü programlara yer veriyor. Türkiye Kimya Derneği’ nin; Uluslararası Kimya Yılı kapsamındaki Nobel Ödüllü Kimyacıları Türkiye’ ye getirme projesine de destek olan Ak-Kim; NMR konusunda ödüllü Prof. R. Ernst’ i ve adsorpsiyon teknikleri hakkında uzman Prof. Dr. Conchi Ania’ yı da ülkemize getirerek konferanslar vermelerine imkan sağladı. Uluslararası Kimya Yılı sponsorluk çalışmalarından bir diğeri de 20-22 Ekim 2011’de Silivri’de düzenlenen “Uluslararası Yenilikçi Tekstiller Kongresi” oldu. Namık Kemal Üniversitesi, Tekstil Mühendisliği’nin düzenlediği kongrede tekstil alanında gelişmiş teknolojileri ve inovasyonu teşvik etmek üzere tüm dünyadan araştırmacılar, akademisyenler ve mühendisler bir araya gelerek bilgi ve deneyimlerini paylaşma fırsatı buldu.

2011 DÜNYA KIMYA YILI 2011 yılı, Radyum ve Polonyum’un keşfiyle Marie Curie’nin ikinci kez Kimya dalında Nobel ödülü almaya hak kazanmasının 100. yılı onuruna UNESCO ve IUPAC tarafından Uluslararası Kimya Yılı ilan edildi. Kimya konusundaki öncü kimliğiyle 2011 Uluslararası Kimya Yılını sahiplenen Ak-Kim, bu kapsamda detaylı çalışmalar yürüterek, kimya dünyasını farklı bakış açılarıyla yorumlamak amacıyla ufuk açıcı ve çok yönlü programlardan meydana gelen konferanslara ve organizasyonlara sponsor olmasının yanı sıra, 2011 Uluslararası Kimya Yılı onuruna bir Gala Yemeği düzenledi. ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe Üniversiteleri Kimya Bölümü

öğrencilerinin oluşturduğu “Her Yönüyle Kimya Sempozyumu” tarafından düzenlenen ve kimyasal bağ sayılarına mutabık kalınarak katılım gösterilen molekül tasarım yarışması “Çok Güzel Moleküller Bunlar” Sergisi büyük ilgi çekti. Prof. Dr. Ömer Zaim’in şahsi koleksiyonundan oluşan Filatelide Kimya Sergisi ise; Louis Pasteur, Marie Curie, 2011 Dünya Kimya Yılı, Simya Dönemi Kimyacıları, Kimyaya Geçiş Dönemi Kimyacıları, Kimya Dönemi Kimyacıları, Nobel Ödülü Kazanan Kimyacılar, Kimya Kuruluşları, Kimyanın Kazandırdıkları, Kimyasal Savaş ve Kimya Sanayi konularında birbirinden ilginç pulları bir araya getirdi.

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

19


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Sürdürülebilirliğiniz kadar varsınız! Toplumu düşünen iyi liderlere ve kuruluşlara insanlığın ihtiyacı var.

Fügen Toksü TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Türkiye Medya ve İletişim Meclisi Başkan Yardımcısı İnternet Medyası Derneği Başkan Yardımcısı Toksü&Chase Halkla İlişkiler Yöneticisi

K

urumsal Sorumluluk, topluma ve çevreye duyarlılığı kendine ilke edinen, sadece şirketin ederine değil değerine katkı sağlayan bir iletişim stratejisidir. Bu iletişim stratejisini ciddiye alan, iş politikasına uygulayan ve özümseyen kurumlar önemli kazanımlar sağlıyor. Bu kazanımlar, hem finansal hem de marka bilinirliği ve değerinin artması olarak ortaya çıkıyor. Bilinçli ve zor bir hedef kitlemiz var. Okuyor, araştırıyor. Sadece bir tıkla doğru ya da yanlış birçok bilgiye erişebiliyor. Durum böyle olunca kurumdan beklenti de artıyor. Sadece markanın fiyatı ve kalitesi değil, aynı zamanda yaptığı sosyal çalışmalar da önem kazanıyor. Bunun en basit örneği, kurumun farklılaşmaya başladığı nokta, aynı hizmeti sağlayan ve aynı fiyata 20

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

o hizmeti sunan rakip markadan kurumsal sorumluluk kavramıyla başlıyor. Topluma ve çevreye katkı sağlayan kurumlar tercih ediliyor. Diğer yandan bir noktaya daha değinecek olursak “Kurumsal Sorumluluk” sadece kurumların tekelinde değil. İletişim kavramı, stratejisi diye adlandırdığımız kurumsal sorumluluğu ilkokul düzeyinden başlatılarak müfredata girecek bir ders konusu olmalı. Gençler sorumluluk kavramını bilerek ve özümseyerek hayata başlamalı. Sürdürülebilirliğin gündemde olduğu bugünlerde asıl sürdürülebilirliği kurumsal sorumluluk kavramının kendisinde oluşturmak önemli bir hal alıyor. Sürdürülebilir Kalkınma, kuruluşun kurumsal davranış biçimini, kimliğini ve

buna bağlı olarak da ulusal ve uluslararası pazarlardaki itibarını etkiliyor. Sürdürülebilir Kalkınma kavramı, “gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin, bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma” olarak tanımlanıyor. Bir başka deyişle, insanla doğa arasında denge kurarak, doğal kaynakları sonuna kadar tüketmeden, bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını programlama anlamını taşıyor. Temel olarak sürdürülebilir kalkınmanın üç yönü var: Ekonomik açıdan; dünya piyasalarıyla rekabet edebilen, insanların temel ihtiyaçlarının uygun şekilde karşılandığı, refah düzeyini yükseltici, Toplumsal açıdan; adil, eşitlikçi, dezavan-


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

tajlı grupları kapsayıcı ve yaşam kalitesini artırıcı, Çevre ve doğal sistemler açısından; önleyici, koruyucu, iyileştirici Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik, toplumsal ve çevre açısından birbirini destekleyici ve bütünleyici; nesiller içi ve nesiller arasında dengeli olarak planlama ve yönetme süreci olarak görülüyor. Diğer yandan sürdürülebilir kalkınma, bir şirketin kurumsal davranış biçimini, kimliğini ve buna bağlı olarak da şirketin ulusal ve uluslararası pazarlardaki itibarını etkiliyor. Birçok kurumun önceliğinde daha fazla kar edebilmek var, toplumsal konular ikinci plana atılabiliyor. Bugün karlılık, yasalar ve iş imkanları dahilinde, oyunu piyasa kurallarına göre oynayan her kuruluşun, toplumsal sorumluluk çerçevesinde üzerine düşen görevleri yerine getirmeleri çok fazla önem taşıyor. Yine de birçok kurumun önceliğinde daha fazla kar edebilmek var, toplumsal konular ikinci plana atılabiliyor. İnsan hakları, çalışan hakları, çevre konuları fazlasıyla özen gösterilmeye başlanılan konular… Diğer yandan, dünya örnekleri bir yana, ülkemizde de kuruluşlar inanılmaz boyutlarda, eğitim, kültür & sanat, sağlık, çevre konularında kurumsal sosyal sorum-

luluk çalışmalarına katkıda bulunuyorlar. Adeta birbirleriyle yarışır haldeler. Ancak, yine de ülkemizde eğitimsiz kişiler, ağaçsız bölgeler, sağlıksız nesiller, korunamayan tarihi yerler bulunuyor. Düşünsenize, bir de kuruluşlar devletin çalışmalarına katkıda bulunmasaydı, sivil toplum aracılık etmeseydi ne olurdu? Kuruluşların çabalarına rağmen, toplumsal konulardaki açıklar kapanmıyor, sadece açısı daralıyor. Dünyadaki ekonomik kriz güven krizini

de beraberinde getirdi. Kuruluşların “dürüstlük” ilkesi ile hareketi “sosyal kabul” sağlıyor. Bunun devamında ise kendi faaliyet alanlarımızda hareket ederek “nasıl bir dünya istiyoruz? nasıl bir toplumda yaşamalıyız? bizim rolümüz nedir?” sorularına cevap aramalıyız. Şeffaf ve açıklıkla hareket edebilirsek buna bağlı toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirebilir ve sürdürülebilirlik kazanabiliriz. Ülkemizde ve dünyamızda, iyi liderlere, toplumu düşünen kuruluşlara insanlığın ihtiyacı var Diğer yandan kuruluşlara bu açılımları kazandırmak da önemli “liderlik” vasıflarıyla oluyor. Yenilikçi olmak, farklı olmak gibi özellikler, toplumun nabzını tutabilmek, geleceği ve sorunları tahmin edebilmek önem taşıyor. İyi bir lider, toplumun geleceğini öncelikle düşünür ve yatırımını geleceğe dönük yapar. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramları, dünyada artık sürdürülebilir kalkınma olarak da tanımlanabiliyor. İyi liderlere, toplumu düşünen kuruluşlara insanlığın ihtiyacı var, ülkemizde de dünyamızda da… Toplumdan kuruluşa, kuruluştan topluma, dünya dönüyor, ama dileğimiz daha yeşil, daha huzurlu, daha insani, daha mutlu olarak… Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

21


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

KSS Türkiye Başarı Endeksi Küreselleşme ile birlikte sınır ötesi ticaret, tedarik zinciri, insan kaynakları yönetimi, çevresel duyarlılık, sağlık ve güvenlik gibi konular önem kazanmaya başladı.

T

ürkiye Cumhuriyeti’nin, Birleşmiş Milletler (UN), Uluslararası İşçi Örgütü (ILO), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) gibi uluslararası kurumlar ile sosyal, ekonomik, etik ve çevresel değerler çerçevesinde anlaşmalar, deklarasyonlar, rehberler yayınlaması ve işbirlikleri gerçekleştirmesi kurum ve kuruluşların KSS çözümleri üretmelerini ve çözümlerini paylaşmalarını teşvik etmekte. İletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte internet ve diğer iletişim araçları aracılığıyla şirketlerin faaliyetlerinin daha yakından izlenebilir olması, bilgi akışının hızlanması ve kamuoyunun kurumların sosyal ve çevresel standartları ile daha

22

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

yakından ilgilenmesi ve takip etmesi kurum ve kuruluşların tüm faaliyetlerinde hesap verebilir ve şeffaf olma zorunluluğunu doğurmuş durumda. Yatırımcılar ve tüketiciler, bir yandan firmaların sorumlu yatırımlarını arttırmalarını beklerken diğer yandan da risk ve fırsatları sosyal ve çevresel konular ile nasıl ilişkilendirdikleri hakkında daha fazla bilgi talep etmekteler. Paydaşların şirketlere güven duyması için, şirket faaliyetlerinin hesap verebilir, şeffaf, kurumsal yönetim ve etik standartlarına uygun olması ve belirli dönemlerde bu bilgileri kamuoyu ile paylaşması beklenmekte. KSS Türkiye Endeksi, bu kapsamda ku-

rumların sosyal sorumluluk alanında ne kadar başarılı olduklarını ölçmenin yanı sıra performanslarını geliştirmelerini ve kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının gelişmiş ülkelerde yaslar kapsamına alınması nedeni ile Türkiye’de de gelecek yıllarda yürürlüğe girebilecek yasa ve yönetmeliklere şirketlerin şimdiden uyum sağlamasını kolaylaştıryor.

KSS Türkiye Endeksi

Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği, kurum ve kuruluşların sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal başarı çerçevesinde yürüttükleri çalışmaları değerlendirmeleri ve bu alanlardaki performanslarını diğer endeks katılımcılıları ile kıyaslamalarını sağlamak amacı ile KSS Türkiye Endeksi’ni geliştirdi. KSS Türkiye Endeksi; Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve çevresel şartları göz önünde bulundurularak hazırlandı. İşletmelerin, ekonomik, sosyal, çevresel ve raporlama-denetim alanlarında performanslarını ölçmelerini ve geliştirmelerini hedefleyen Endeks ayrıca, kurumsal sosyal sorumluluğu bir iş stratejisi olarak kabul eden işletmelere, sosyal, ekonomik ve çevresel taahhütlerini açıklama imkanı sağlamakta. KSS Türkiye Endeksi, her sektördeki ve her büyüklükteki şirketin kullanımına uygun olarak BITC’nin (Business in the Community) desteği ile hazırlandı. KSS Raporu yayınlamak isteyen kurum ve kuruluşlar, KSS Türkiye Endeksi üzerinden performanslarını değerlendirerek paylaşabilirler.


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Michelin’in “İyi Dersler Şoför Amca” adlı sosyal sorumluluk projesi ilk ödülünü aldı Michelin, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından 9 Aralık 2011 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri” etkinliğinde, “İyi Dersler Şoför Amca” projesiyle üçüncülüğü kazandı.

T

ürkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) tarafından düzenlenen “KSS Çözümleri Pazaryeri” etkinliği bu yıl “İşletme 2023; Cumhuriyetin 100. Yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk” başlığı ile 9 Aralık 2011 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk 500’de yer alan şirketler, 20102011 dönemi içerisinde sosyal sorumluluk uygulamalarını nasıl şekillendirdikleri ve iş süreçlerine nasıl dâhil ettikleri konusunda değerlendirdi. Bu değerlendirmeler sonucunda, 21 şirketin KSS uygulaması, “2011 KSS Pazaryeri”nde sergilenmeye ve ödül kapsamında değerlendirilmeye layık görüldü. Responsibility Europe (Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği) ulusal ortakları ve kurumsal sosyal sorumluluk uzmanlarından oluşan değerlendirme kurulu tarafından incelenen KSS çözümleri jüri ödüllerine layık görüldü. Buna göre Mic-

24

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

helin Türkiye, “İyi Dersler Şoför Amca” projesiyle, beceri ve yetkinlik geliştirme konusundaki yetkinliğiyle üçüncülüğü kazandı. Michelin Türkiye Pazarlama ve iletişim Direktörü Sertan Akçagöz, alınan ödülle ilgili olarak; “Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin üç yıldır düzenlediği bu etkinlikte ödül almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Mutluluğumuzu artıran en büyük unsur, uzun bir araştırma sürecinden sonra, “İyi Dersler Şoför Amca” projesinin basın toplantısını yaptığımız gün bu ödüle layık görülmemiz oldu. MEB ile işbirliği içinde hayata geçirdiğimiz “İyi Dersler Şoför Amca” sosyal sorumluluk projesi ile servis şoförlerinin eğitimlerine yeni standartlar getirmeyi hedefliyoruz,” dedi.

“İyi Dersler Şoför Amca” projesi

Michelin, “İyi Dersler Şoför Amca” sosyal sorumluluk projesiyle, 2012 yılında 25 il

ve 275 ilçede 13 binin üstünde servis şoförü güvenli sürüş konusunda bilinçlendirecek. Sürücülere, servislerde zamanlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri çocuklara davranışlarıyla doğru rol model olmalarını sağlayabilmek üzere “İletişim ve Davranış” eğitimleri ile acil durumlarda müdahale etmelerine yardımcı olacak “İlkyardım” eğitimleri de verilecek. Okulu bulunmayan, nüfusu az ve dağınık yerleşim birimlerindeki ilköğretim çağına gelmiş çocuklara eğitim olanağının sağlanması amacıyla çevre bölgelerdeki okullara ulaşmasını sağlayan “Taşımalı İlköğretim Uygulaması”, 2011-2012 öğretim yılı verilerine göre Türkiye genelinde toplam 80 il’de, 875 ilçeye bağlı 37 bin 678 yerleşim yerinde uygulanıyor. Taşımalı ilköğretim servis uygulamasında, 53 bin 640 şoför tarafından741.161 bin öğrencinin okullarına ulaşımı sağlanıyor.


KALDER 21,6X28CM.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

1/24/12

2:25 PM


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Bir Usta Bin Usta Projesi’nde 3.Yıl Başladı… Anadolu Sigorta’nın 85. yılında, Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan mesleklere ilgiyi artırmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Bir Usta Bin Usta Projesi’nin üçüncü yıl programı belli oldu.

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nün teknik danışmanlığında Anadolu Sigorta tarafından sürdürülen Bir Usta Bin Usta Projesi’nde 2012 senesi içerisinde Ankara’da Sedef Kakma, Kars’ta Kilim ve Heybe Dokuma, Muğla’da Cam Üfleme, Nevşehir’de Çömlek Yapımı ve Tokat’ta Yazma Baskı kursları için “Kaybetmek Yok” denilecek. 2010 yılında, kuruluşunun 85. yıldönümü anısına, “Bir Usta Bin Usta Projesi’ni” T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Müdürlüğü’nün teknik danışmanlığı ile başlatan Anadolu Sigorta, projenin 3. yılını şekillendirecek 5 yeni il ve mesleği açıkladı. Buna göre eğitimler Şubat 2012’de 26

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

Ankara’daki Sedef Kakma kursu ile başlayacak, Nisan ayında Kars’ta Kilim ve Heybe Dokuma, Eylül ayında Muğla’da Cam Üfleme, Nevşehir Çömlek Yapımı ve Tokat Yazma Baskı kursları ile sürecek. Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan mesleklere olan ilgiyi artırarak, bu mesleklerin yeniden canlanmasını sağlamak üzere tasarlanan proje kapsamında şu ana kadar 10 ilde 200’den fazla mezun verildi. Projenin ilk yılında Eskişehir’de Lületaşı İşlemeciliği, Bursa’da Karagöz Tasvir, Trabzon’da Kazaziye, Gaziantep’te Kutnu Dokumacılığı, Edirne’de Edirnekâri eğitimlerinden toplam 101 kişi yararlandı. 3 ila 6 aylık dönemlerde her ilde ortalama 20’şer kişiye eğitim verilen projede Eskişehir’de 22, Bursa’da 28, Trabzon’da 20, Edirne’de 16, Gaziantep’te ise 15 öğrenci kurslarını tamamlayıp sertifikalarına sahip oldu. 2011 yılında projenin ikinci yılında ise; Çorum’da Kargı Bezi Dokumacılığı, Hatay’da İpek Dokumacılığı, Mardin’de Taş İşlemeciliği, Sivas’ta Boynuz Tarak ve Van’da Savatlı Gümüş İşlemeciliği kurslarından toplamda 102 kişi yararlandı. Bu dönemde Çorum’da 20, Hatay’da 20, Mardin’de 21, Sivas’ta 21, Van’da ise 20 usta adayı kurslarını başarı ile bitirerek mesleklerinin yaşamasına katkıda bulundular. Bir Usta Bin Usta projesi başarısını, 2011 yılında gelen bir ödülle de taçlandırdı. Proje, Aralık ayında Reklamcılar Derneği tarafından verilen ve ajans, reklamveren, medya ile bürokrasi kanadının önde gelen isimlerinin katıldığı İZ İletişimin Zirvesindekiler Ödülleri’nde, Yılın Kurumsal

Sosyal Sorumluluk Projesi kategorisinde ödüle layık bulundu. Projenin 3. yılında ise eğitimlere katılmak isteyenler Ankara’da 10 Şubat’a, Kars’ta 12 Mart’a, Muğla, Nevşehir ve Tokat illerinde ise 10 Ağustos’a kadar Anadolu Sigorta Kurumsal İletişim Müdürlüğüne başvuru yapabilecekler. Filiz Tiryakioğlu: “Anadolu Sigorta topluma karşı sorumluluğunu yerine getiriyor.” Anadolu Sigorta’nın 85. yılında başlattığı sosyal sorumluluk projesi ile ilgili düşüncelerini dile getiren Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu şunları söyledi: “Anadolu Sigorta olarak, 85. kuruluş yıldönümümüz vesilesiyle önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdik. Türkiye’nin çeşitli illerinde kaybolan ya da kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri canlandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. İki sene içerisinde tamamladığımız kurslar ve başarı ile mezun olan öğrencilerimiz bizlere projemizde cesaret veriyor. Anadolu Sigorta, Bir Usta Bin Usta sosyal sorumluluk projesi ile içinden çıkıp büyüdüğü topluma karşı olan sorumluluğunu yerine getirmektedir. Hedefimiz belki tümü olmasa da en azından bir kısmının eğitimlerini aldıkları mesleklerde geleceğin ustaları olması ve bu meslekleri yaşatmalarıdır”

2012 Meslekleri Hakkında…

Tokat – Yazma Baskı Günümüzde çeşitli nedenlerle şekil değiştirerek yaşama savaşı veren bir el sanatı türü olan yazmacılık, türünün en güzel örneklerini Tokat’ta vermiştir. Yazma; oyulmuş ahşap kalıplar kullana-


rak çeşitli boyalarla, genellikle pamuklu veya ipek kumaşlar üzerine elle çizilip resmedilerek veya basılarak yapılan bir kumaş süsleme sanatıdır. Kalem işi yazma ve baskı yazma olmak üzere iki türde yapılır. Kalem işi yazma fırça ile kumaş boyandığı için daha çok resim sanatına yakındır ve örnekleri çok azdır. Baskı işi yazmalar üretime elverişlidir, örnekleri çoğaltılabilir. Bunun için yazmacılık denilince baskı işi yazma akla gelmektedir. Baskı işi yazmalar sulak yerde yetişmiş ıhlamur ağacından yapılmış ağaç kalıplar kullanılarak yapılmaktadır. Ihlamur ağacı yumuşak, kolay oyulabilir, dayanıklı, iyi zamk tutan bir ağaç cinsi olduğu için kalıp hazırlamaya çok uygundur. Bu ağaç üzerine desen sabit kalemle çizilir ve küçük “nakış bul” adı verilen bir bıçakla oyularak desen ortaya çıkarılır. Kaç desen ve renk kullanılacaksa o kadar kalıp hazırlanır. Desen özelliğine göre; tek renkli desenler için tek kalıp hazırlanır. Elvan veya Elvan Baskı denilen çok renkli baskı içinse kullanılan her renk için ayrı bir kalıp hazırlanır. Bunun için kalıp oymacılık zor ama zevkli bir çalışmadır. Baş örtüsünün yanı sıra

bohça, sofra örtüsü, yorgan yüzü olarak da kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile ağaç baskı tekniği de değişmiş seri üretime daha elverişli ve daha kolay olan serigrafi kullanılmaya başlanmıştır. Böylece Tokat’ın özgün yazmaları renk ve teknik özelliğini kaybetmiştir. Ankara – Sedef Kakma Nesilden nesle büyük ustalıkla aktarılan sedefkârlık sanatı eski çağlardan beri mimari ve süslemecilik alanlarında kullanılmıştır. Özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda sedefkârlık, dönemin en popüler mesleği haline gelmiştir. 18. yüzyılda başlayan batılılaşma hareketi ile zamanla önemini yitirmiştir. Sedef kakmacılık, yüzyıllardır mimari ve süsleme sanatının bir parçası olarak uygulanmaktadır. Genellikle ceviz, meşe, abanoz gibi ağaçlardan yapılan çeşitli süs eşyalarının zeminine çizilen desenler dikkatlice oyulduktan sonra, istiridye kabuğundan yapılan ve aynı formda kesilmiş sedef, sıcak tutkal ile oyulan yerlere yapıştırılır. Pirinç telle sedefin etrafı süslenir. Önce kaba tesviyesi sonra da ince tesviyesi yapılarak cilalanır. Böylece sedef kakma işlemi sonlandırılmış olur.

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Nevşehir – Çömlek Yapımı Nevşehir’de Hititlerden beri süregelen çömlek yapımı geleneği Kızılırmak’ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru ve Avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almaktadır. Hititlerden beri çarkla yapılan çanakçömlek sanatı kavimden kavime, babadan oğla geçerek günümüze kadar gelmiştir. Avanos’un dağlarından ve Kızılırmak’ın eski yataklarından yumuşak ve yağlı kil topraklar elenir ve iyice yoğrularak çamur haline getirilir. Çark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgâh üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olur. İşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte, daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra, saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 dereceden başlayıp 1.200 derece sıcaklık arasında özenle pişirilir. Yörede yemek kapları, su testileri, kışlık yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler, su künkleri tanınan çanak ürünleridir. Kars – Heybe ve Kilim Dokuma Dokuma mesleği geçmiş yıllardan beri kırsal kesimin geçim kaynağı olmasının yanı sıra kültürel kimliğimizin önemli yansımasıdır. Geçmiş ve günümüz arasında iletişim kurulmasında büyük rolü olan heybe kilim dokuma sanatı değişik kültür ortamlarına girmesine rağmen toplumumuz içindeki değişmez yerini tarihler boyu korumuştur. Kilim dokuma tamamen ağaçtan yapılmış tezgahlarda yapılır. Dokumaya başlamadan önce desen seçilir, ardından çözgü işlemi yapılır. Dokumacılıkta dikkat edilmesi gereken en önemli konu kenarların düzgün örülmesi ve desenin düzgün olarak yerleştirilmesidir. Muğla – Cam Üfleme Cam Üfleme Sanatı son yıllarda tekrar gündeme gelse de eski popülerliğini yitirmiştir. Osmanlı’dan günümüze kadar taşınmış bu değerli el sanatı diğer el sanatları gibi yok olmak üzeredir. Soğuk cam üfleme sanatı; Boro silikat veya payreks camlar ile metal oksit, bakir oksit veya kurşun oksitleri kullanarak medyum ile yumuşatıp, cama sürüp, 900 derecede eriterek camın oksit ve alev ile beraberce 900-950 dereceye kadar eritip daha sonra üfleyerek antik cam oluşturulur. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

27


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Sakarya Üniversitesi’nde Kurumsal Sosyal Sorumluluk Faaliyet Ve Projeleri

Yrd. Doç. Dr. Tuba CANVAR KAHVECİ

Sakarya Üniversitesi Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Koordinatörü

Sakarya Üniversitesi Kurumsal Sosyal Sorumluluk projeleri

Günümüzde kurumlar sadece ekonomik amaçlarını karşılama çabasında olmayıp daha iyi bir toplum ve daha temiz bir çevre için gönüllü faaliyetlere katkıda bulunmaktadırlar. Bu tür faaliyetler toplumsal düzeyde kazanımlar sağlamakla birlikte kurumların tanınırlığını ve kuruma karşı duyulan güveni artırmakta, çalışanların kuruma aidiyetini güçlendirmektedir. Bir toplumun gelişmesinin bilim, çağdaşlık ve toplumsal değerler etrafında yönlendirilmesi, gelecek sağlıklı nesiller için gereklidir. Bu gerekliliğin yerine getirilmesinde sivil toplum kuruluşları ile üniversitelere ve ilgili devlet kurum ve kuruluşlarına sorumluluk düşmektedir. Bilgi toplumuna ve ekonomisine geçiş sürecinde değişik toplum kesimlerinin üniversitelerden toplumla güçlü köprüler kurarak, bölgesel ve ulusal kalkınmaya daha fazla katkıda bulunmalarını beklemeleri, kurumsal sosyal sorumluluk kavramını üniversiteler için daha önemli hale getirmiştir. Bu da topluma yönelik uygulama ve hizmet faaliyetlerini üniversitelerin temel görevleri arasına sokmuştur. Üniversitelerin tüm süreçleri ile içinde bulunduğu toplumun geçmişine sa28

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

hip çıkacak, güncel ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracak ve geleceğine yön verecek faaliyet ve projeleri yürütmesi kurumsal vatandaşlık görevidir. Sakarya Üniversitesi (SAÜ), sosyal sorumluluğunu sadece içinde bulunduğu topluma hizmetler sunmayı sınırlı tutmayıp diğer tüm paydaşlarına karşı da bu sorumluluğu taşımaktadır. Bu kapsamda diğer tüm paydaşlarına karşı da etik ve sorumlu davranışlar sergileyerek ve bu yönde aldığı kararlarını uygulayarak da kurumsal vatandaşlık görevlerini yerine getirmektedir. Ayrıca SAÜ’nün ildeki tek üniversite olması içinde bulunduğu toplumun beklentilerini karşılaması doğrultusunda daha da fazla sorumluluk almasını gerektirmektedir. Bunun bilincinde olarak, Sakarya Üniversitesi 2004 yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk vizyonunu “Sakarya İli ve Marmara bölgesi başta olmak üzere ülkenin sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalar yapmak ve üniversite/sanayi/toplum işbirliğini sağlamada öncü olma” olarak belirlemiştir. SAÜ bu vizyonu doğrultusunda, sosyal sorumluluk faaliyetlerini ilgili rektör yardımcısı başkanlığında, birçok sivil toplum kuruluşu ile işbirlikleri kurarak ve üniversite bünyesindeki tüm sosyal sorumluluk projelerine maddi ve manevi destek sağlayarak yürütül-

mektedir. Üniversitenin işbirliğinde olduğumuz başlıca sivil toplum kuruluşları Kızılay, TEMA, AKUT, LÖSEV gelmektedir. Üniversiteler açısından kurumsal sosyal sorumluluk, sadece üniversitenin içinde bulunduğu topluma ve bölgeye karşı sorumluluklarını yerine getirmesini değil aynı zamanda yetiştirdiği öğrencilere sosyal sorumluluk bilinci kazandırarak yerine getirmesi gereken bir görevdir. Bu amaçla da üniversitedeki birçok fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarda birçok bölüm, program ve dersler bünyesinde sosyal sorumluluk projeleri yürütülmektedir. Örneğin Fen-Edebiyat Fakültesinde Sosyal Hizmetler bölümü, Eğitim Fakültesinde Topluma Yönelik Hizmetler dersi, Sakarya Meslek Yüksekokulu’nda Halkla İlişkiler programı yanında Mühendislik, İşletme gibi diğer birçok fakültede de seçimli ders olarak Sosyal Sorumluluk dersleri bulunmaktadır. Bu bilincin uygulamalı olarak kazandırılabilmesi için her bir ders ve programın ilgili bir topluluğu bulunmaktadır. Öğrencilerden, akademik ve idari personelden oluşan bu topluluklar bir akademisyen başkanlığında çeşitli sosyal sorumluluk projeleri yürütmektedirler. Bu projelere öğrencilerin gönüllü olarak katılımları sağlanarak çözümün bir


bilinçlendirme faaliyetlerini sürdürmektedir.

Kalite süreçlerinde KSS projelerinin organize edilmesi

Sakarya Üniversitesi, Yönetsel Süreçleri altında Topluma Destek ve Hizmet Üretimi Alt Süreci’ni tanımlamış ve bu süreçten sorumlu bir rektör yardımcısı başkanlığında kurumsal düzeyde topluma sunulan hizmetler ile işbirlikleri yönetilmektedir. Bu süreç ile bilimsel, teknolojik, sanatsal ve kültürel gelişmeler doğrultusunda kamu, özel ve sivil toplum kurum ve kuruluşlarıyla yapılacak olan işbirlikleri ile toplumsal faydanın artırılmasına destek olunması amacı ile farklı alanlarda ortak çalışmalar yaparak üniversitenin sosyal etkisinin ve etkinliğinin artırılması amaçlanmaktadır. Bunun dışında yine bu ana süreç altında, ulusal ve uluslararası üniversiteler, sanayi, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, kamu ve özel kurum ve kuruluşlarıyla işbirliklerinin oluşturulması ve geliştirilmesi amacıyla tanımlı İşbirliği Alt Süreci yönetilmektedir. Bu işbirlikleri ile toplumun ihtiyaçları doğrultusunda panel, konferans, seminer, kongre ve sempozyum gibi etkinliklerin düzenlenmesi, proje ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi ve toplumun bilgilendirilmesi sağlanmaktadır. SAÜ sürekli işbirliğinde bulunduğu ve ortak olarak düzenli faaliyetler yürüttüğü kurum ve kuruluşlarla sürekli bir iletişim içinde bulunmaktadır. Bunun dışında yeni bir işbirliği talep ve ihtiyacının oluşması durumunda, bu durum yönetim ve ilgili akademik birim ile birlikte değerlendirildikten sonra oluşturulan çalışma proje ve planının karşılıklı onaylanması ile ilgili personel görevlendirilir ve gerekli faaliyetler yürütülür. Çalışmanın tamamlanmasından sonra elde edilen sonuçlar, kamuoyu ve ilgili taraflar ile paylaşılır. SAÜ’deki Topluma Destek ve Hizmet alt süreci, topluma yönelik ihtiyaç ve beklentilerin alınması ile başlayarak bu ihtiyaçların değerlendirilmesi sonrasında gerekli faaliyet ve proje planı oluşturulması ve uygulanması ile tamamlanır. Bu uygulama sonunda elde edilen sonuçlar ilgili taraflarla değerlendirilerek kamuoyu ile paylaşılır. Bu süreç kapsamında kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler ile eğitim, seminer, panel, konferans ve grup çalışmaları düzenlenmekte, kurumsal yapılar (kurul, komisyon, topluluk vb.) oluşturulmakta, öğrencilere uygulama ve hizmet imkanları sağlanarak topluma hizmet sunulmaktadır. Süreç Yönetimi

kapsamında bu süreçler, paydaş memnuniyeti anketleri ve faaliyette yer alan taraflardan alınan geri bildirimlere göre düzenli olarak gözden geçirilerek geliştirilmektedir.

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

parçası olmaları ve toplumla bütünleşmeleri sağlamakla birlikte öğrencilerin de kendine güvenleri artmaktadır. Bu toplulukların projelerinden bazıları aşağıda örnek olarak verilen alanlarda yürütülmüşlerdir: • Görme Engellilere destek için 6 Nokta Körlerde Derneği’nde yapılan kitap okuma, dernek faaliyetlerine destek vb. çalışmalar, • Bölgedeki İlköğretim Okullarına ve Anasınıflarına yönelik olarak her yıl birden fazla ilköğretim okulunun bina tamirat ve bakımı, kütüphane ve sınıflarının ihtiyaçlarının giderilmesi gibi ihtiyaçlarının öğrenciler tarafından karşılanması, • Benzer şekilde ülkenin diğer illerindeki İlköğretim Okullarının ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik kampanyalar düzenlenmesi, • Çocuk Esirgeme Kurumunda ve SHÇEK Kız Yetiştirme Yurdunda yapılan faaliyetler, • Sağlık Ocaklarına yönelik olarak destek hizmetleri sağlamak yanında ortak eğitim ve paneller düzenlemek, • Huzurevini ve Yaşlı Bakım Evlerini ziyaret başta olmak üzere yaşlılara ve yaşlı bakımına yönelik eğitsel ve destek hizmetlerin sunulması, • Lösemili çocuklara yönelik olarak LÖSEV derneğine destek amacıyla yardım kampanyaları düzenlemek ve okulda etkinliklerde yardım standı oluşturmak, • Tutuklu Mahkumlara yönelik faaliyetler düzenlemek, • Depreme Yönelik halkın bilinçlendirilmesi yanında yerel yönetimlerin bu konuda yürüttüğü faaliyetlere destek sağlanması, • Düzenli olarak kan bağışı kampanyaları, Sakarya Üniversitesi, bünyesinde bulunan tüm toplulukların faaliyetlerinin büyük birçoğunu Sağlık, Spor ve Kültür Dairesi Başkanlığı ile ortak yürüterek desteklemektedir. Bunun dışında geçen yıl üniversite destekli bilimsel araştırma projelerinde Sakarya İli’nin ihtiyaçlarına yönelik proje önerilerine öncelik verilmiştir. Bu projelerin tamamı üniversite öğretim üyeleri tarafından, ilin tarım, turizm, enerji, eğitim-öğretim, deprem gibi çok çeşitli ihtiyaç ve problemlerine çözüm geliştirmek üzere yürütülen projelerdir. Ayrıca bunun dışında üniversite kendi imkanları ve çalışanlarının yaptığı bağışlarla da öğrencilerine yemek, barınma ve maddi burs imkanların sağlamaktadır. Bunlar dışında SAÜ düzenlemiş olduğu sportif, sosyal ve kültürel etkinliklerin ilin kültürel hayatına zenginlik katmakta ve Yaşam Boyu öğrenme kapsamında topluma yönelik kurs, sertifika programları vb. ile bilgilendirme ve

Uluslararası bir üniversite olabilme yolunda KSS’nin önemi

Uluslararası bir üniversite olmanın yolu dünya vatandaşı öğrenciler yetiştirmekle, üniversitenin tanınırlığını küresel boyuta taşımakla ve uluslararası düzeyde farkındalık yaratmakla mümkündür. Bunun için de üniversitenin, uluslararası düzeyde akredite edilmiş eğitim-öğretim programlarına sahip olması, evrensel boyutta araştırma-geliştirme ve uygulama-hizmet projeleri yürütmesi gereklidir. Bu amaçla Sakarya Üniversitesi, uluslararası işbirlikleri ile küresel boyutta kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının gerçekleştirilebilmesi için gerekli mekanizmaları sağlamaktadır.

Gelecek sosyal sorumluluk projeleri

Sakarya Üniversitesi’nin gelecek sosyal sorumluluk projeleri içerisinde, birinci derece deprem bölgesinde yaşayan Sakarya halkının deprem konusunda bilinçlendirilmesi yanında bu konuda daha etkili projelerin yürütülmesi planlanmaktadır. Bunun yanında bünyesindeki toplulukların faaliyetlerinin desteklenmesine devam edilirken topluma yönelik sanatsal, kültürel, bilimsel ve sportif faaliyetlerin artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca üniversite sahip olduğu uzaktan eğitim uzmanlığını topluma yönelik faaliyetlerle bütünleştirerek yaşam boyu eğitim faaliyetlerinin sayısını ve etkinliğini artırma yönünde uygulamalar yürütmektedir. SAÜ, öğrencilerinin sosyal sorumluluk bilincinin sadece ulusal düzeyde kalmaması için Avrupa Gönüllü Hizmeti programına dahil olmuştur. Üniversite bünyesindeki Avrupa Birliği Araştırma ve Dökümantasyon Merkezi, Ulusal Ajans tarafından “Avrupa Gönüllü Hizmeti” programı çerçevesinde “Koordinatör” ve “Gönderen” kuruluş olarak akredite edilmiştir. Avrupa Gönüllü Hizmeti programı, 18-30 yaş arasındaki gençlere (yabancı dil bilgisi ve üniversite eğitimi şartı aramaksızın) 27 Avrupa Birliği ülkesinden birinde bulunan sivil toplum kuruluşlarında ya da yerel topluluk için sosyal projelerde 2-12 ay arasında gönüllü olarak çalışma imkânı veren bir programdır. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

29


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Türkiye’nin dört bir yanından ilköğretim öğrencileri “İşte Benim Öyküm”de kendi öykülerini anlattı TNT Ekspres Türkiye ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Zeytinburnu Şubesi işbirliği ile bu yıl 5.’si gerçekleştirilen “İşte Benim Öyküm” yarışması sonuçlandı.

TNT Ekspres Türkiye ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Zeytinburnu Şubesi ile birlikte bu yıl 12. kez düzenlenen “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” kitap toplama kampanyası tüm hızıyla devam ederken, bu yıl beşincisi gerçekleştirilen “İşte Benim Öyküm” isimli öykü yarışmasında kazanan öğrenciler belli oldu. Finalistler 13 Mayıs 2011 Cuma günü İstanbul’da gerçekleşen törenle ödüllerini aldılar. Ödül törenine Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel ve TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız katıldı. “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” kitap toplama kampanyası çerçevesin32

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

de ilköğretim öğrencilerinin kendilerine ulaştırılan kitapları okumaya teşvik etmek amacıyla düzenlenen “İşte Benim Öyküm” öykü yarışmasının bu yıl beşincisi gerçekleştirildi. TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, ÇYDD Zeytinburnu Şubesi Müdürü Sema Murat, Psikolog İrem Akduman, Çocuk Kitapları Yazarı Gülsevin Kıral, Sabancı Üniversitesi Yazma Becerileri Merkezi’nde yaratıcı yazma hocası ve yazar Gülayşe Koçak’ın jüri üyeliğini yaptığı “İşte Benim Öyküm” öykü yarışması 7-10 ve 11-14 yaş grupları olmak üzere iki ayrı kategoride yapılıyor. İlköğretim öğrencileri yarışma kapsa-

mında okudukları bir kitaptan esinlenerek kendi öykülerini yazdıkları yarışmada bu yıl 7-10 yaş grubunda Ankara - Faik Hızıroğlu İlköğretim Okulu’dan Şeval Çelik “Ispanak Yemeği” öyküsü ile birinci oldu. Aynı grupta Urfa - GAP İlköğretim Okulu öğrencisi Emel Aslan “Deniz Tutkusu” öyküsü ile ikinci, Tokat - Yeşilırmak İlköğretim Okulu öğrencisi Burcu Aday ise: “Sizin için ne yapabilirim?” öyküsü ile üçüncü oldu. 11-14 yaş grubunda ise Urfa - Suruç Yatılı İlköğretim Okulu öğrencisi Özlem İkbal “Ünzile’ler Olmasın” öyküsü ile birinci olurken, Tokat - Evyaba İlköğretim Okulu öğrencisi Amine Köklü “Gül Bahçesi” öyküsü ile ikinci, Mardin - Eskin Köyü İlköğretim Okulu’ndan Ahmet Karadeniz ise “Bastım Bastım Gölgene Bastım” öyküsü ile üçüncü oldu. Juri özel ödülü ise bu yıl 7 – 10 yaş grubunda Ankara - Faik Hızıroğlu İlköğretim Okulu’dan “Ece Lunaparkta öyküsü” ile Betül Eda Çağırtekin verilirken, 11-14 yaş grubunda Kırklareli Nadirli MFO İlköğretim Okulu öğrencisi Ronahi Baran “Cennetten Bir Gün” adlı öyküsüyle Juri Özel Ödülü’ne layık görüldü. TNT Ekspres Türkiye tarafından ödüllendirilen tüm öğrencilere lise bitimine kadar eğitim bursu, birinci olan öğrencilerin okullarına da bilgisayar verildi. Ödül töreni için öğretmenleriyle birlikte İstanbul’a gelen öğrenciler, özel olarak hazırlanan İstanbul gezisinde de gönüllerince eğlendiler.


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

33


KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

TNT Ekspres kitap toplama kampanyası 12 yılda 4 milyon 734 bin 268 kitaba ulaştı TNT Ekspres Kitap Toplama Kampanyası, 12. yılında da çocukların geleceğine ışık tuttu. TNT Ekspres’in Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Zeytinburnu Şubesi ile birlikte her yıl Mart ayında Kütüphaneler Haftası ile başlayıp, Eylül ayında İlköğretim Haftası’na kadar devam eden “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” kitap toplama kampanyası bu sene 12. kez düzenlendi. Kampanya, her sene olduğu gibi bu sene de kendi rekorunu kırarak 12 yılın sonunda 36 bin 373 bağışçıdan toplanan 4 milyon 734 bin 268 kitabı, 2 bin 212 ihtiyaç sahibi okula ulaştıracak. Tüm Türkiye’de her yıl artan bir ilgiyle devam eden “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” kitap toplama kampanyası bu yıl da hızını kesmedi. 2011 yılında kampanyaya katılan 4 bin 705 kişi ve kurum tarafından bağışlanan 386 bin 741 kitap, Türkiye genelinde 192 okula ulaştırılıyor. Sosyal sorumluluk kampanyalarında sürdürülebilirliği esas alan TNT, gelecek yıl da “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” kitap toplama kampanyası için tüm kaynaklarını seferber etmeye devam edecek. TNT ulaştırma ağının yanısıra gönüllü çalışanlarıyla da kampanyaya destek verdi. Yüz binlerce öğrenciye umut ışığı olan TNT’nin kitap ulaştırdığı okullar Mardin, Şırnak, Van, Tunceli, Siirt, Kars, Hatay, Bitlis, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Şanlıurfa,

34

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

Sivas, Adıyaman, Afyon, Aksaray, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bayburt, İstanbul, Kütahya, Nevşehir, Samsun gibi Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerde yer alıyor. TNT Ekspres Türkiye kuryeleri 444 0 868 no’lu telefonu arayarak kitap bağışlamak isteyenlerin kitaplarını kapılarından ücretsiz olarak teslim alıyor. Kampanya kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öngördüğü yayınlar ile gençlik klasikleri, çocuk klasikleri, klasikler, üniversite ve Anadolu liseleri hazırlık kitapları, çocuk hikayeleri, psikoloji kitapları, çocuk romanları ve öğretmen eğitim kitapları toplanıyor. Bu kitaplar daha sonra TNT Ekspres

Türkiye gönüllü çalışanları tarafından olarak tasnif ediliyor. Büyük bir titizlikle hazırlanan kitaplar, gidecekleri okulların öncelik ve ihtiyaçlarına göre ayrılıyor. TNT Ekspres tırlarına yüklenen yüz binlerce kitap yeni sahiplerine teslim edilmek için yola çıkıyor.


SADASAF AÖSDM Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

3


KALDER’DEN HABERLER

Gıda sektöründe tüketicinin tercihi yerli markalar oldu 7 bin 488 müşteri görüşmesi ile hazırlanan TMME 3. Çeyrek sonuçlarına göre Tukaş, Tamek, Tat, Ülker Golf, Algida, Banvit, Evyap, Colgate Palmolive ve Ana Gıda müşteri memnuniyetinde lider markalar oldular. Araştırma gıda sektöründe yerli markaların tercih edildiğini ortaya çıkardı. 81 ilde, 7 bin 488 tüketici ile bilgisayar destekli telefon anketi (CATI) yapılarak hazırlanan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi 2011 yılı 3. çeyrek sonuçları açıklandı. Konserve Sos Salça, Dondurma, Et ve Tavuk ürünleri, Kişisel Bakım Ürünleri, Sıvı Yağ, Margarin, Ev Temizlik Ürünleri ve Süt ve Süt Ürünleri sektörlerinde müşteri memnuniyetini ölçen endekse göre; Tukaş, Tamek, Tat, Ülker Golf, Algida, Banvit, Evyap, Colgate Palmolive ve Ana Gıda müşteri memnuniyetinde lider kuruluşlar olarak belirlendi. TMME sonuçlarına göre, rekabetin yaşandığı gıda sektöründe tüketicilerin daha çok yerli markaları tercih ettiği belirlendi. Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma kuruluşu KA Araştırma ortak girişimi tarafından yürütülen, Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2011 yılı 3. çeyrek sonuçları açıklandı. 2011 yılı 2. çeyreğinde 76.1 olarak ölçülen ulusal müşteri memnuniyeti endeksi, 2011 yılının 3. çeyreğinde 2011 2. Çeyrek seviyesini koruyarak 76.1 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Amerika’da Müşteri Memnuniyeti Endeksi’de 2011 2. Çeyrek seviyesini koruyarak 75.7 olarak gerçekleşti. TMME çalışması kapsamında, 2011 yılının 3.çeyreğinde Konserve Sos Salça, Dondurma, Et ve Tavuk ürünleri,Kişisel Bakım Ürünleri, Sıvı Yağ, Margarin, Ev Temizlik Ürünleri ve Süt ve Süt Ürünleri sektörleri ölçüldü. Konserve Sos Salça sektöründe Tukaş, Tamek, Tat, Dondurma sektörün36

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

de Ülker Golf, Algida, Et ve Tavuk ürünleri sektöründe Banvit, Kişisel Bakım Ürünleri sektöründe Evyap, Colgate Palmolive, Sıvı yağ sektöründe Ana Gıda ve Süt ve Süt Ürünleri sektöründe ise Ülker, müşteri memnuniyetinde birinci sırada yer aldılar. 20’yi aşkın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede yürütülen ulusal müşteri memnuniyeti endekslerinin Türkiye uygulaması olan TMME, 2005 yılından beri değişik sektörleri ve bu sektörlerdeki kurumları kapsayacak şekilde her 3 aylık dönemde yapılıyor. 2011 yılı 3. çeyrekte Türkiye çapında 81 ilde 7 bin 488 tüketiciyle görü-

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan

şülerek 29 markanın ve diğer kategorilerinin müşteri memnuniyeti ölçüldü. Tüketicilerin satın aldıkları ürün ve hizmetlerden memnuniyetini sayısal olarak gözler önüne seren TMME, ülke genelinde de müşteri memnuniyeti bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına da katkıda bulunuyor. TMME sonuçlarını açıklayan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, TMME çalışmasının Türkiye’de çok önemli bir misyonu yerine getirdiğini belirterek, “TMME ile; müşterilere tarafsız bir ölçümle sesini ve beklentilerini duyurma; kuruluşlara da, ülke genelinde ve sektöründe yerini, rakiplerinin durumunu görerek strateji geliştirme imkanı sunulmaktadır. Ölçülen kuruluşlar TMME kurumsal üyesi olarak ayrıntılı TMME raporlarına ulaşabilirler” dedi. Yıllık TMME sonuçlarında bir önceki yılın aynı döneme göre 75.7’den, 76.1’e yükseldiğini vurguladı. ABD sonuçları ile kıyaslandığında ise Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nin 76.1 ile, ABD sonuçlarının (75.7) üzerinde seyretmeye devam ettiğini belirtti. TMME çalışmasında kullanılan lisanslı ACSI/Fornell modelinin vatandaş memnuniyetinin ölçülmesi için de uygun olduğunu belirten Doğan; 20 yılı aşkın süredir Amerika’da bu model ile vatandaş memnuniyetinin de ölçüldüğünü ve önemli iyileştirmeler sağlandığını, Türkiye’de de vatandaş memnuniyeti ölçümlerine başlanması için devletin ilgili kurumlarının karar desteğine ihtiyaç duyduklarını söyledi.


SADASAF AÖSDM Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

37


SADASAF AÖSDM 38

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012


SADASAF AÖSDM Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

39


ŞUBELERDEN HABERLER/ANKARA

İK KONGRESI 23 ŞUBAT’TA ANKARA’DA H

er yıl Şubat aylarında KalDer Ankara Şubesi tarafından düzenlenen İnsan Kaynakları Kongresi bu sene 23 Şubat’ta ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde “Geleceğe Dönüş” ana teması ile düzenlenecek. Kongreye tüm Türkiye’den yaklaşık 600 kişi katılmakta, katılımcılar arasında kurumların üst ve orta kademe yöneticileri ile uzmanlar ve öğrenciler yer almakta. Kongre, yıllar itibariyle Anadolu’daki konusundaki en büyük ve beklenen etkinlik haline gelmiştir.

Geleceğe Dönüş

İK bölümlerinin ve profesyonellerinin gelecekte istedikleri konumlara gelmeleri ve kurumlarına arzu edilen katma değe40

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

ri sağlamaları için mevcut durumlarını iyi analiz etmeleri gerekir. Mevcut durumlarını analiz ederken kuvvetli yönlerinin farkına varırken iyileştirilecek zayıf yönlerin ortaya konulması, bertaraf edilmesi gereken tehditler ile birlikte içinde çeşitli olanakları barındıran fırsatların belirlenmesi gerekmektedir. Kongrede, İK’nın mevcut durum (swot) analizi yapılarak geleceğe dönüş tartışılacaktır.

Farklı Oturum İçerikleri

Kongre kapsamında genel olarak insan kaynaklarının swot analizi yapılırken her bir madde için ayrı oturumlar planlandı. Kuvvetli Yönler oturumunda Avivasa CEO’su Sayın Merak Eredenk ve HSBC Genel Müdür Yardımcısı Sayın Şengül Demir-

can deneyimlerini paylaşacak. Zayıf Yönler panelinde Mercedes-Benz İnsan Kaynakları Yöneticisi Sayın Salih Ertör, Koç Bilgi Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Sayın Vedat Korkmaz ve İpek Kağıt İnsan Kaynakları Müdürü Sayın Göksu Korkmaz Metin konuşmacı olurken Fırsatlar oturumunda katılımcılar Avea İnsan Kaynakları Direktörü Sayın Ayça İşbilir’i ve Coca Cola İçecek Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Sayın Elif Sezgin’i dinleyecekler. Kongre’nin ve swot analizinin son bölümü olan Tehditler oturumunda yoğun talep üzerine 2010 yılında kongrede konuşmacı olan Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü Eş Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gürkaynak’ı kongre katılımcıları tekrar dinleme fırsatı bulacak.


ŞUBELERDEN HABERLER/ANKARA

KONGRE PROGRAMI 08.30-09.30

Kayıt

09.30-09.40

Açılış / M. Fahir ALTAN / KalDer Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

09.40-10.10

Özel Oturum: Meral EREDENK / Avivasa CEO

10.10-10.30

Kahve Arası

KUVVETLI YÖNLER OTURUMU 10.30-11.30

• Teknoloji, Personelden İK’ya, İK’nın rol değişimini yönetebilmesi • İK alanında kadınlar için pozitif ayrımcılık, “kadın” bakış açısının iş yaşamına olumlu etkisi

• İK’nın şirketler açısından kritik rol oynadığı güçlü pozisyonu • Şirketlerde İK’nın yenileşim kültüründeki yeri & önemi • İK’nın Yetenek savaşındaki stratejik rolü ve önemi • İK’nın kurum kültürüne etkisi ve rolü

Nazım Serin / Kurum Psikoloğu Şengül DEMİRCAN / HSBC Genel Müdür Yardımcısı 11.30-11.50

Kahve Arası

ZAYIF YÖNLER PANELI 11.50-12.50

• Alışkanlıklara bağlı kalıp değişime direnç göstermesi • İK profesyonellerinin henüz İK’nın ABC’sini bile bilmemesi, bilmediğinin farkında olmaması • İK’nın organizasyona katkısını ortaya koyma ve ölçme konusundaki eksikliği

• İK’nın konumu ve yetkinlikleri • İK’nın kendini pazarlama yeteneğindeki eksiklik • Kuşaklar arası farklılıkları ve beklentileri yönetememek • İK’nın belli konularıyla ilgili sınırlı kalıp iş ve finans yönetimi konusunda bilgi eksikliği • Sadece ücretlendirmeye dayalı tutundurma yaklaşımları

Panel Başkanı: Dr. Sema Özçer / May Danışmanlık Kurucu Ortak Salih Ertör / Mercedes İnsan Kaynakları Yöneticisi Vedat Korkmaz / Koç Bilgi Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Göksu Korkmaz Metin / İpek Kağıt İnsan Kaynakları Müdürü 12.50-13.50

Öğle Yemeği

FIRSATLAR OTURUMU 14.00-15.00

• Küreselleşme ve değişim • Yeni nesil • İnovasyon-yenileşim, yaratıcılık, • Psikolog uygulaması, • Değişime direnç; geribildirimlerin değişim planlarına yansıtılması fırsatları getirecektir • Kurumsal kültürün yönetilmesi

• Sosyal medya • Dış kaynak kullanımı • Sosyal sorumluluk projeleri • İşveren markası • Kurumsal kültürün yönetilmesi • Organizasyonlarda liderlik gelişimi • Esnek çalışma

Ayça İşbilir / Avea İnsan Kaynakları Direktörü Elif Sezgin / Coca-Cola İçecek Türkiye İK Direktörü 15.00-15.20

Kahve Arası

15.20-16.20

Özel Kapanış Oturumu /Tehditler • Mobbing • Yeni nesil • Küreselleşme (yeni teknolojiler ile birlikte İK’nın rolünün azaltılması)

• Toplumsal kültürün yansımaları (Akdenizli olma, duygusallık gibi) • Gelecekte İK olacak mı? • Yetenek savaşı

Prof. Dr. Mehmet R. Gürkaynak / Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü, Eş Başkanı 16.20-17.00

(Coca Cola İçecek Çalışanları) Lean Rock Grubu Konseri

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

41


ŞUBELERDEN HABERLER/ANKARA

ÇALIŞTAY ADI / YÖNETICISI Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi Ve Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi Ayşen Atadan / KalDer, Eğitmen A.Berker Telek / Orsa Danışmanlık, Kurucu Ortak

09.30-17.00 KalDer Üyesi: 260 TL Diğer: 325 TL

Çalıştayda “Stratejik Planlama” yaklaşımının ana hatlarıyla anlatılması, kuruluşlarda stratejik hedeflerin nasıl belirleneceğinin açıklanması, bu hedeflere yönelik süreçlerin ve çalışanların hedeflerinin belirlenmesinin sağlanması ve kurumsal performans ölçümünden “Bireysel Performans Değerlendirme” uygulamasına geçişin sağlanması amaçlanmaktadır.

EFQM Mükemmellik Modeli ve İK Yönetimi Aykut Bora / Bilim İlaç İnsan Kaynakları Direktörü

09.30-12.30 KalDer Üyesi: 140 TL Diğer: 170 TL

Bilim İlaç 2011 yılında Münih’te düzenlenen törende son 3 yıldır Avrupa’da hiçbir kuruluşun alamadığı Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü ve ilk kez 4 ayrı kategoride Başarı Ödülü’nü almaya hak kazandı. Çalıştayda, Bilim İlaç’ın 1998 yılında başlayan EFQM Mükemmellik Modeli’ne bağlı değişim yönetimi uygulamaları ile Avrupa Kalite Ödülü yolculuğunda Mükemmelliğin Temel Kavramlarından “Çalışanlarla Başarma” ve modelin “Çalışanlar” ve “Çalışanlar ile ilgili sonuçlar” kriterlerindeki yenilikçi insan kaynakları uygulamalarının nasıl yaşama geçirildiği paylaşılacak.

Pozisyon Değerlendirme Ve Ücret Belirleme Sistemleri Serdar Atmaca / KalDer, Eğitmen

09.30-12.30 KalDer Üyesi: 140 TL Diğer: 170 TL

Günümüzde firmalar eleman kaybetmemek için sabit ücretlerin belirlenmesinde pazarla kıyaslama yapabilecekleri ücretlendirme modelleri kullanmayı tercih etmektedir. Bu sistemler sayesinde eşdeğer pozisyonların ücretleri pazar bilgileri ile kıyaslanarak belirlenebilmektedir. Bu kıyaslamaları yapabilmek için pazarda kullanılan ücret modelleri esaslarına yakın modeller kullanılmalıdır. Çalıştayda; modelleme sistemleri örnekleri anlatılırken, uygulama deneyimleri ile katılımcılara kendi çalışmaları için vizyon kazandırma hedeflemektedir.

Çalışanlar Potansiyelini Neden Kullanmaz? Performansı Artırmanın Bilinmeyen Yolları Doç.Dr. Uğur ZEL / UZEL Eğitim, Danışmanlık ve Koçluk

13.30-17.00 KalDer Üyesi: 140 TL Diğer: 170 TL

Bu çalıştayda, şirketlerin bireysel performans değerlendirmesi uygulamaları ile entegre olarak kurgulanması ve işletilmesi gereken “potansiyel yönetimi” sürecinde kullanılabilecek mekanizmalar ele alınacaktır. Son yıllarda çalışanların performans ve potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için kullanılan “koçluk” ve “mentörlük” uygulamalarına potansiyel yönetim mekanizmaları içinde ağırlık verilerek kurumsal uygulamalara yönelik önem verilmesi gereken konulara dikkat çekilecektir.

İK Profesyonellerinin İletişim Becerilerini ve İkna Kabiliyetlerinin Geliştirilmesi Dr. Başar Baypınar / Eser Holding İK Müdürü

13.30-17.00 KalDer Üyesi: 140 TL Diğer: 170 TL

Çalıştayda, insan kaynakları yönetiminde ikna etmenin önemi, ikna sürecinde iletişim ve beden dili yetkinliklerinin geliştirilmesi, ikna için insanı tanıma, etkileme ve yönlendirme sanatının ipuçları, ikna etmenin psikolojisi ve temel ikna silahları ve kullanım yöntemleri katılımcılar ile paylaşılacaktır.

Performans Sonuçlarının Ücrete Yansıtılması Serdar Atmaca / KalDer, Eğitmen

13.30-17.00 KalDer Üyesi: 140 TL Diğer: 170 TL

Başarı esasına dayalı ücretlendirme, bir yandan verimli çalışanları teşvik ederken, öte yandan kurumun performansının gelişimine katkı sağlamaktadır. Bu çalıştayın amacı, katılımcıları performansa dayalı ücretlendirme modelleri konusunda yönlendirerek tartışabilecekleri ve karşılıklı deneyimlerini paylaşabilecekleri sistemleri aktarmaktır. Çalıştay ayrıca uygulama deneyimleri ile katılımcılara kendi çalışmaları için vizyon kazandırmayı hedeflemektedir.

KONGRE KAYIT BEDELLERI

42

17 Şubat’a kadar

18 Şubat sonrası

KalDer Üyeleri

160 TL

170 TL

Potansiyel Üyeler

210 TL

220 TL

Öğrenci (26 yaş altı)

35 TL

40 TL

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012


ŞUBELERDEN HABERLER/ANKARA Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

43


ULUSAL KALİTE HAREKETİ

FNSS’de İş Mükemmelliği K.Nail KURT Genel Müdür, CEO FNSS Savunma Sistemleri A.Ş.

ruyor. Halen 5 ayrı ülkede devam etmekte olan 10’dan fazla projemiz, her bir projede müşterimizin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış olan 10’dan fazla ürün çeşidimiz, üretim ve geliştirmenin büyük bölümünü müşterimizin kendi ülkesinde gerçekleştirmemiz ve ürünlerimizin de yüksek teknoloji ve güvenilirlik gerektiren karmaşık sistemlerden oluştuğunu göz önüne alındığında, kalite faaliyetlerimizin her aşamada kritik bir öneme sahip olduğu sanırım daha rahat algılanacaktır.

Kalite faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

1990 yılında Nurol Holding ve A.B.D. kökenli FMC Grubu (şu an İngiltere merkezli BAE Systems olmuştur) ortak girişimi olarak faaliyetlerine başlayan FNSS Savunma Sistemleri A.Ş., kuruluşundan itibaren kalite kültürünün oluşmasında ve gelişmesinde birçok önemli ilke imza atmıştır. Kara Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan 1700 adetlik Zırhlı Muhabere Aracı üretimini kapsayan ilk projemiz, ayni zamanda birçok kritik teknolojinin de ülkemize kazandırılmasını sağlamıştır. Alaşımlı ve balistik nitelikli alüminyum kaynağı, balistik çelik kaynağı, tahribatsız muayene teknikleri, askeri standartlarda kaplama ve boyama tekniklerinin geliştirilmesi ve çeşitli alt sistemlerin üretimini bu teknolojiler arasında sayabiliriz. Tüm bu alanlarda yoğun bir şekilde yerlileştirme faaliyetleri yapılmış ve yerli sanayinin gelişmesine de öncülük edilmiştir. FNSS, bu yıllardan itibaren kalite güvence uygulamalarını da hayata geçirmeye başlamış, sağladığı yoğun eğitim desteğiyle yan sanayisinde de kalite bilincinin gelişmesine çok önemli katkılar sağlamıştır. Bugüne geldiğimizde, aslında yaptıklarımız eskisinden çok da farklı değil. Farklı olan, sürekli değişen koşullara daha hızlı 44

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

adapte olmamız ve bunu, basta çalışanlarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla ortak bir bilinçle yapıyor olmamız. Kalite faaliyetlerini, işin alınmasından çok daha önce, iş fikrinin geliştirilmesi aşamasında müşterilerimizle olan ilişkilerimizde başlatıyoruz. Yaptığınız iş ne olursa olsun müşterinizi ve beklentilerini anlamak, empati kurmak, kültürüne uyum sağlamak ve onun diliyle konuşabilmek, kalite faaliyetlerinizin başladığı noktadır. Ürünün tasarlanması ve geliştirilmesi aşamasından kullanım ömrünün tamamlanmasına kadar geçen süre boyunca–ki bizde bu süre bazı projelerimizde 20 yılı geçmiş durumdadır–müşterilerimizle olan ilişkilerimizde hep bu unsurları göz önüne alıyoruz. En önemlisi de, bu kültürü tüm çalışanlarımız ve iş ortaklarımızla birlikte özümseyerek yapıyor olmamız… Elbette müşteriyle olan ilişkileriniz temeli oluşturuyor, ancak; yönetim sistemimiz, iş süreçlerimiz, prosedür ve faaliyetlerimiz asıl tamamlayıcı unsurlar. Tasarımı doğru zamanda ve standartta tamamlamamız, planlarımızı sürekli gözden geçirmemiz, kalite-zaman-maliyet üçgeni içinde en uygun tedarikçilerle çalışma prensibimiz ve ürünümüzü istenen zamanda ve kalitede teslim etmemiz, kalite faaliyetlerimizin ürün ve hizmet boyutunu oluştu-

Ulusal Kalite Hareketine katılma fikri nasıl doğdu?

Aslında FNSS, Ulusal Kalite Hareketi (UKH)’nin hep yakınında oldu. KalDer’in kurulmasıyla başlayan süreçte FNSS hem kendi sektöründe bir ilki başlatmış, hem de Türkiye genelinde bu hareketin aktif olarak içinde yer alan öncü bir kuruluş olmuştur. Türkiye’nin ilk EFQM Değerlendirici kadrosunda yöneticilerimiz de aktif olarak yer almışlardır. Ancak o dönemde üst yönetimimizin aldığı karar gereği FNSS ödül sürecine dâhil olmamayı tercih etmiştir. 1990-1997 yılları arasında tek bir seri üretim projesini gerçekleştiren FNSS, 1997 yılında uluslar arası alandaki ilk büyük projesine başlayarak çoklu proje ortamına geçiş yapmıştır. 2005 yılında FNSS, ArGe’ye dayalı tasarım ve özgün ürün geliştirme faaliyetlerini başlatmış ve bu doğrultuda Türkiye’de komple kara sistemleri alanında ilk özgün ürün olan projesi olan Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü’nün (SYHK) geliştirme ve seri üretim işlerini almıştır. 2007 yılından itibaren de yurtdışı iş ortaklarıyla birlikte yeni ürün geliştirme projeleri başlatan FNSS, Türk Savunma Sanayisinde bugüne kadar uygulanmış en büyük 2 ihracat projesini alarak iş hacmini daha da genişletmiştir. Artan iş hacmi, tasarım ve Ar-Ge’ye dayalı işlerin ağırlık kazanması ve değişik coğrafyalarda farklı kültürlere sahip iş ortak-


Kalite yolculuğunda geçirdiğiniz evreleri ve kaydedilen aşamaları anlatır mısınız? 1990 yılında, FMC Grubu’nun teknolojisi ve bilgi birikiminin transfer edilmesiyle faaliyetlerine başlayan FNSS A.Ş.; zamanın güncel kalite kontrol ve kalite güvence anlayışını ve uygulamalarını adapte ederek kalite yolculuğuna başlamıştır. 1992 yılında Türkiye’de AQAP 110 NATO Kalite Güvence Gerekleri belgesini alan ilk şirketlerden birisi olmuştur. 1992 yılından itibaren kontrole dayalı kalite temininden güvence altına alınmış kalite anlayışı ağırlık kazanmaya başlamış ve yönetim sistemi geliştirme çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmalar, Toplam Kalite Yönetimi (TKY) faaliyetleri ile de olgunlaştırılmıştır. 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren Avrupa Kalite Vakfı üyeliğine girilmiştir. 1995 yılında ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi’ne göre belgelenmiş ilk Türk savunma sanayi şirketi olmuştur. 1996 yılında, ilk defa Türk değerlendiricilerin de yer aldığı EFQM Ödül Değerlendirici kadrosu içinde şirketimiz yöneticilerinin de aktif katılımı sağlanmıştır. 1998 yılında KalDer öncülüğünde başlanan Ulusal Kalite Hareketi’nin kurucu üyeleri arasında FNSS de yer almıştır. 2005 yılında ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim sistemi sertifikaları alınmıştır. 2012 yılında İyi Niyet Bildirgesi imzalanarak UKH”ne katılım sağlanmıştır.

dartlarını sağlamak daha kolay oluyor. Ne kadar dışa bağımlı olursanız kalite yaklaşımınızı geliştirmeniz de o ölçüde sınırlayıcı oluyor. Özgün teknoloji üretmeniz de yeterli değil, tedarikçilerinizi de bu teknolojiyi destekleyebilecek şekilde geliştirmeniz lazım. Ve tabii diğer saydıklarımız; müşterinize yakın olmanız, gerektiğinde rakiplerinizle bile işbirlikleri geliştirebilmeniz, insan kaynağınızı doğru ve verimli kullanmanız da diğer önemli faktörler. Tüm bu gerekleri bütünsel bir yaklaşımla hayata geçirmeniz ve sürekli iyileştirmeniz için de yönetim sistemlerinizi ve süreçlerinizi buna göre yapılandırmanız gerekiyor. Bu çabalarınız bir kereye mahsus olmamalı, sistemlerinizi değişime ayak uyduracak şekilde oluşturmalı ve proaktif bir şekilde hayata geçirmeyi sağlamalısınız.

KalDer’in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Çok hızlı değişen bir dünyada yaşıyoruz. Buna ek olarak gittikçe artan bir rekabet ortamı var. Böyle bir ortamda esnek olmanız, müşterinizi çok iyi anlayabilmeniz ve ilişkilerinizi sürekli kılmanız çok önemli. Ama tüm bunları yaparken temel bazı iş yaklaşımlarını ve en iyi uygulamaları yakından takip ederek bunları özümsemek ve işlerinize uyarlamanız gerekiyor. Bunu sağlamada KalDer’in eğitim ve farkındalık artırma çabalarının çok önemli bir katkısı olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde kalite bilincinin artırılması ve uluslararası alanda rekabet edebilme yeteneğinin güçlendirilmesinde, KalDer’in liderliği ve yol göstericiliği en önemli etken olmuştur. Nitekim Avrupa Kalite Ödülü alan firma sayısı bakımından ülkemizin 2. sırada olması da bunun bir göstergesidir.

Ülkemizde kalite anlayışının gelişmesi için vereceğiniz tavsiyeler var mı? Dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek, farkındalığı sürekli kılmak çok önemli. Ancak bunlar yeterli olmuyor.Uuluslararası alanda ulaştığımız ekonomik ve teknolojik seviyeyi daha da yukarılara taşımak istiyorsak, yaratıcı olmamız ve standartları belirleyen haline gelmemiz gerekiyor. Bunu sağlamak için Ar-Ge’ye ve özgün teknolojiler geliştirmeye daha da fazla kaynak ayırmamız, emek harcamamız gerekiyor. Kendi özgün teknolojinizle geliştirdiğiniz ürün ve hizmetlerde kalite stan-

ULUSAL KALİTE HAREKETİ

larıyla birlikte ürün geliştirmeye dönük yeni iş modeline geçiş; yönetim sistemlerinde standartlaşma ve verimlilik artırma gereksinimini beraberinde getirmiştir. Bu amaçla; çağdaş, güncel ihtiyaçlara cevap verebilecek, yaygın şekilde kabul görmüş ve bizleri hep daha ileriye taşıyabilecek bir rehber belirlememiz gerektiğini öngördük. Geçmiş deneyimlerimizi de göz önüne alarak 2011 yılından itibaren UKH’ye katılmaya ve iş modelimizi EFQM Mükemmellik Modeli’ni esas alarak oluşturmaya karar verdik. Mevcut durumda iyi yaptığımız işleri daha verimli hale getirebilmek, iyileşme ve gelişme ihtiyacını hissettiğimiz alanlarda daha iyiye ulaşabilmek ve aynı zamanda tüm bunları disiplinli ve sürdürülebilir şekilde hayata geçirmek, en temel amaçlarımızdan biri haline gelmiştir.

Sektörünüzdeki kalite anlayışının gelişmesi için neler yapılması gerektiğini düşünüyor sunuz?

Savunma sektörü, genellikle yüksek teknoloji ve bilgi birikimi gerektiren, yetişmiş insan gücüne bağımlı olan, hem yatırım ve hem de işletme açısından pahalı bir sektördür. Bu gereklerin de etkisiyle savunma sektörü, dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalite yaklaşımı açısından öncü bir role sahip olmuştur. Özellikle son 10 yılda artan iç rekabet ve ülkemizin ekonomik anlamda sergilediği büyümenin de katkısıyla savunma sektörümüz, küresel ölçekte kendine önemli bir yer edinmeye başlamıştır. Artık bu noktadan itibaren çok köklü ve büyük ölçekte rakip firmalarla ve ülkelerle karşı karşıyayız. Sürdürülebilir bir büyüme için ulusal ve uluslararası işbirliklerine çok daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Bu, küçük ölçekli tedarikçilerden başlayarak ana yüklenicilere kadar uzanan bir boyutta ele alınması gereken bir konu. Kalifiye olmuş, küçük ve orta ölçekli yan sanayi firmalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bunu karşılamak için de sektörel kümelenme çalışmalarına daha fazla önem vererek; sektörün gereklerini özümsemiş, gerekli altyapı ve yatırımlarını kurmuş, insan kaynağını yetiştirmiş yan sanayi firmaların oluşmasını sağlamamız gerekiyor. Bu konuda biz ana yüklenicilere düşen rol ise bu firmalara sağladığımız liderlik, rehberlik ve eğitim hizmetlerini daha da artırmak, karşılıklı kazanımları uzun vadeli olarak güvence altına alacak şekilde stratejilerimizi ortaya koymaktır. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

45


KALDER’DEN HABERLER

KalDer ve Okan Üniversitesi Kalite Uzmanları yetiştirecek Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Okan Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (OKSEM) arasında gerçekleştirilen işbirliğiyle kalite konularında çalışan yönetici uzmanların mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak üzere 15 Mart 2012 tarihinde “Kalite Profesyoneli Geliştirme Programı” hayata geçiyor.

1991 yılından bu yana özel sektör ve kamu kuruluşlarına verdiği eğitimlerle onlara yön gösterici rolü üstlenen Türkiye Kalite Derneği KalDer ve Okan Üniversitesi “Kalite Personeli” yetiştirmek için güçlerini birleştirdi. Okan Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (OKSEM) ile KalDer arasında yapılan işbirliğiyle kalite konusun46

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

da uzman profesyonellere yönelik “Kalite Profesyoneli Geliştirme Programı” gerçekleştiriliyor. Okan Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde gerçekleştirilen protokol imza töreninde konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan derneğin 21 yıldır Türkiye’de kalite anlayışının yerleşmesi

için çaba sarf ettiğini belirterek, “Ankara, İzmir, Eskişehir ve Bursa illerinde olmak üzere 4 şubemizde, 2000 üyemizle Türkiye’de kalite anlayışını yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar 40’a yakın konuda geniş bir eğitim portföyü oluşturduk ve 88 bin kişiye eğitim verdik” dedi. Ülkemizin önemli eğitim ku-


KALDER’DEN HABERLER

rumlarından Okan Üniversitesi’yle yararlı bir eğitim programına imza atıklarını dile getiren Hamdi Doğan, “Bugün imzasını atacağımız ve 15 Mart’ta başlatmayı hedeflediğimiz yaklaşık 3 ay sürecek olan “Kalite Personeli Geliştirme Programı” ile eğitimde yeni bir açılımı gerçekleştiriyoruz. Kalite birimlerinde çalışan yönetici, uzmanlara yönelik bir içerikle hazırlanan “Kalite Profesyoneli Geliştirme Programı”, sadece mesleki gelişimine katkı sağlamak isteyenler için değil, aynı zamanda farklı kariyer alanlarına yönelmek isteyenler için mükemmel bir eğitim. Kalite camiasında herkesin gözü bu programda olacak” diye konuştu.

114 saatlik eğitim

Kalite konularında çalışan yönetici uzmanların mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla başlatılan “Kalite Profesyoneli Geliştirme Programı”nda her biri kendi konusunda uzman kişilerden oluşan eğitmen kadrosu yer alacak ve program 114 saat sürecek. Okan Üniversitesi Mecidiyeköy Kampüsü’nde 15 Mart 2012’de başlayacak olan program, “Kalite yönetimiy-

le ilgili kavramların ve içerik birliğinin ülke genelinde sağlanarak dil birliğinin oluşturulması” ve “Kalite yönetimi kavramlarının ve kalite alt yapısının bu konudaki ileri ülkeler ile uyumlu hale getirilmesi” gibi hedeflere yönelik olarak hayata geçirildi. Program içerisindeki “Deneyim Paylaşım Toplantıları, Fabrika Ziyaretleri, Proje Oluşturma ve Sunumları” sertifika programında fark yaratacaktır.

Farklı alanlarda işbirliği

Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut ise “Uzun süredir işbirliği yaptığımız KalDer ile çok önemli bir işbirliği için buradayız. KalDer ile böyle bir anlaşma yapmak isteyen çok sayıda üniversite olduğunu biliyorum. Bu açıdan da bizim için gurur verici bir gelişme. Umarım bu bir ilk

olur ve devamını getiririz. İşbirliği yapabileceğimiz çok çeşitli alanlar var” diye konuştu. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Şule Kut ile Hamdi Doğan işbirliği protokolünü imzaladı. Okan Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde gerçekleştirilen protokol imza törenine Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, Okan Koleji Kurucu Temsilcisi Işıl Okan ve OKSEM Müdürü Prof. Dr. Targan Ünal’ın yanı sıra Okan Üniversitesi yöneticileri ve dekanları ile KalDer yöneticileri katıldı. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

47


KALDER’DEN HABERLER

KalDer Desteği ile Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi ve Çorlu Bölgesinde “Toplam Kalite Yönetimi ve Sürekli İyileştirme” Yolculuğuna Öncülük KalDer desteği ve Çerkezköy Organize Sanayi Müdürlüğü (ÇOSB) çatısı altında “Toplam Kalite Yönetimi ve Sürekli İyileştirme” konusunda bir öğrenme ve paylaşım platformu olarak oluşturulan ÇOSB OPEX(Operational Excellence) Grubu çalışmalarına başladı. KalDer ve Çerkezköy Organize Sanayi Müdürlüğü (ÇOSB) çatısı altında “Toplam Kalite Yönetimi ve Sürekli İyileştirme” konusunda bir öğrenme ve paylaşım platformu olarak oluşturulan ÇOSB OPEX (Operational Excellence) Grubu çalışmalarına Eylül 2011’de başladı. Çerkezköy Organize Sanayi bölgesinde KalDer üyesi gönüllü firmaların bir araya gelerek oluşturduğu ÇOSB OPEX Grubu’nun amacı bölgedeki orta ve küçük ölçekli kurum ve kuruluşlara “Toplam Kalite Yönetimi ve Sürekli İyileştirme” konusunda öncülük etmek, deneyimlerini paylaşmak ve gelişimlerine katkıda bulunmaktır. Kurum ve kuruluşların Toplam Kalite Yönetimi

48

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

konusunda bilinçlenmesinin kurumların sürdürülebilirliği ve ülke kalkınmasına önemli bir katkı olacağı düşüncesiyle geliştirilen projeye; Yünsa, BSH Ev aletleri A.Ş., Arçelik A.Ş, Zorluteks Tekstil, Hema Endüstri A.Ş. ve Denge Kimya’nın katılımları ve sosyal sorumluluk bilinciyle hayata geçirilmektedir. Bu kapsamdaki ilk organizasyon olma özelliğini taşıyan ÇOSB OPEX Seminer’i 14 Mart 2012 tarihinde Çerkezköy OSB Konferans Salonu’nda yaklaşık 250 kişinin katılımı ile gerçekleşecek bu organizasyonda, KalDer YK Başkanı Hamdi Doğan, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı konuşmacı olarak katılacak.

PROGRAM 13:00-13:30 Kayıt 13:30-13:50 Açılış Konuşması Hamdi Doğan / KalDer Mehmet Özdoğan / ÇOSB 13:50-14:30 Misafir Konuşmacı Faruk Eczacıbaşı 14:30-14:50 Sunuş I – Arçelik 14:50-15:20 Ara 15:20-15:40 Sunuş II – Denge Kimya 15:40-16:00 Sunuş III – B/S/H/ 16:00-16:20 Sunuş IV – Yünsa 16:20-16:40 Misafir Konuşmacı 16:40-16:45 Kapanış Konuşması –KalDer 16:45-17:30 Pano Sunuşları – Kokteyl Tarih: 14.03.2012 Yer: Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu


KalDer Yönecileri Antalya’daki Okullar ile bir araya geldi... KALDER’DEN HABERLER

2 Şubat 2012 tarihinde Antalya’daki altı okula EFQM Mükemmellik Modeli ve Ulusal Kalite Ödülü süreci tanıtıldı. Toplantıya KalDer’den Ödül Sekreteri Zülal Kızıltaş, Ulusal Kalite Ödülü ve Üye/Gönüllü İlişkileri Yöneticisi Orhan Argon ve Ulusal Kalite Hareketi Yöneticisi Sabri Bülbül katıldı. Toplantıya; T.C. Meb Antalya Cengiz Topel Anaokulu T.C. Meb Antalya Halide Edip Adıvar Anaokulu T.C. Meb Antalya Şehit Teğmen Ayfer Gök Anaokulu T.C. Meb Antalya Ayten Çağıran

Anaokulu T.C. Meb Antalya Şehiy Binbaşı Turgut Cengiz Toytunç Anaokulu T.C. Meb Antalya Hamdullah Suphi Tanrıöver Anaokulu T.C. Meb Antalya Sabiha Gökçen Anaokulu T.C. Meb Antalya Başöğtetmen Atatürk İlköğretim Okulu’ndan 25 okul yöneticisi ve öğretmen katıldı.

KalDer’den, ASKODER’e destek ASKODER (Arnavutköy Spor Kulüplerini Destekleme Ve Koordinasyon Derneği) “Spor Dostluğundan Okul Dostluğuna” projesi kapsamında düzenlediği kahvaltı toplantısında KalDer yöneticilerini ağırladı. ASKODER, başta geleceğimizin teminatı olan gençler olmak üzere; herkesin spor yapmasını teşvik etmek, sporun bir hayat tarzı olarak gelişip yerleşmesi için faaliyetlerde bulunmak, Arnavutköy ilçesinde bulunan spor kulüplerine maddi ve manevi destek sağlayarak ilçe düzeyinde sportif faaliyetlerin gelişmesini ve yaygınlaşmasını sağlamak, her kesimden insanlara sporu sevdirerek spor ve beden eğitimi bilincini yerleştirmek, bilinçli sağlıklı spor yapmalarına imkan sağlamak, sporu sadece yarışma aracı olarak görmeyip, beden eğitiminde, vücut ve ruhsal gelişiminde, ayrıca boş vakitlerin değerlendirilmesinde faydalı bir araç olduğunu öğretmek, huzurlu bir toplum oluşturmak için sporun her dalında organizasyonlar düzenlemek, ulusal ve uluslararası yarışmalara sporcu yetiştirmek, ülke ve dünya çapında başarı sağlayacak sporcuların yetişmesi için gerekli ortamı yaratmak, onları desteklemek ve teşvik etmek amacı ile kurulmuş bir dernek olarak faaliyetlerini sürdürüyor. ASKODER kurulurken yörede faaliyet gösteren başarılı Sanayi kuruluşlarını gençlere tanıtmak, onların başarı hikâyelerinden gençlerimizin güç almaları bir nevi rol model oluşturmalarını sağlamak öngörüldü. Öte yandan sanayicilerimiz çocuklarımızın karşılıksız sevgisi,ilgisi motive olmaları, ülkemiz için daha fazla üretimde bulunmaları, oluşan dostluk ilişkisi içerisinde okulların ihtiyaçlarını gidermesi amacıyla yöredeki sanayicilere yapılan “ Spor Dostu” olma önerisi büyük kabul gördü. 27 okulumuza sanayicilerimiz önce spor dostu sonrasında ise projenin kapsamının genişlemesi ve sanayi kuruluşlarının projeyi

daha çok sahiplenmeleri sonucunda, proje spor dostluğundan okul dostluğuna doğru ivme kazanmıştır. Spor Dostlarımız okullarımıza ziyaretlerde bulunarak, okul çalışanları ve öğrenciler ile tanışma fırsatları buluyor. Karşılıklı ziyaretler gerçekleştiriliyor. Öğrenciler Spor Dostlarının fabrikalarını gezerek çocukların ufkunun gelişmesini sağlamakta. Bazı Spor Dostlarımızda okullardaki eksiklikleri (spor malzemeleri,güvenlik kameraları,akıllı tahta v.b.) tespit ederek temin noktasında okullarımıza destek olmaktalar. ASKODER bu çalışmaların değerlendirildiği ve karşılıklı bilgilendirmelerin gerçekleştiği Kahvaltı Toplantılarından Ocak ayında düzenlenen buluşmada KalDer yöneticilerinin katılımı ile KalDer’in bu son derece önemli sosyal sorumluluk projesine verdiği desteğin bir göstergesi olarak ortaya kondu. Kahvaltıya Proje Başkanı ve Arnavutköy Kaymakamı Hürrem AKSOY’un yanısıra Proje Koordinatörü ve İlçe Milli Eğitim Müdürü

Nurettin Aras ve Spor Dostları Yürütme Kurulu Başkanı ve Flokser Group Yönetim Kurulu Üyesi Rasim Tükek ev sahipliği yaparken KalDer adına Ulusal Kalite Hareketi Yöneticisi Sabri Bülbül ve KalDer Direktörü Zeki Bağran katıldılar. Zeki Bağran yapmış olduğu konuşmada Sivil Toplum Kuruluşlarının ve KalDer gibi gönüllülük esasına dayalı çalışmalar sergileyen Proje paydaşlarının çabalarını takdirle şahit olduklarını ve KalDer olarak bu önemli sosyal sorumluluk projesine azami desteği sağlamak için emek vereceklerini dile getirdi.

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

49


ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR

Güvenli Gıda Günleri 7- Sağlıklı Ve Dengeli Beslenme KalDer İzmir Şubesi’nin Bornova Belediyesi ile birlikte 7. Güvenli Gıda Günleri kapsamında düzenlediği “Sağlıklı ve Dengeli Beslenme Sempozyumu” 20 Aralık 2011 tarihinde Bornova Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleştirildi.

K

alDer İzmir Şubesi Gıda Komitesinin düzenlediği sempozyumda Sağlıklı kilo verme, sağlıklı beslenme ve beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri konusu masaya yatırıldı. Sempozyuma yaklaşık 200 kişi katıldı. Açılış konuşmasını Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın ve KalDer İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu’nun gerçekleştirdiği sempozyum’un Açılış Oturumunda Sayın Dr. Yavuz Dizdar, gıda endüstrisinin ambalaj, işleme ve proseslerinin insan sağlığı üzerine etkileri konusunda bilgilerini paylaştı. Dr. Yavuz Dizdar’ın açılış oturumunu yapmasının ardından Dr. Ülkümen Rodoplu panelde ki konuşmasında sağlık ve sağlık için beslenmenin önemini vurgulamıştır. Günümüzde en sık görülen sağlık prob50

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

lemleri (diyabet, hipertansiyon hiperkollestrolemi, kronik böbrek yetmezliği) ve bunların komplikasyonlarından bahsetmiştir. Sağlıklı olmanın en önemli koşullarından birinin yeterli ve dengeli kişiye özel beslenme olduğunu anlatan rodoplu sağlık problemlerinin oluşumunun engellenmesi ve tedavisinde de sağlıklı beslenmenin büyük önem taşıdığını söylemiş genel beslenme kurallarıyle ilgili bilgi vermiştir. E.Ü. Beslenme ve Diyetetik Başkanı Yrd. Doç. Dr. Reci Meseri sağlıklı beslenmenin nasıl olması gerektiğine değindikten sonra ‘’Yemeğin salçalısı kadının kalçalısı’’ diyerek şişmanlığın elma ve armut şekli olmak üzere iki tür olduğunu elma tip şişmanlığın bel üstünde, armut tiplerin ise bel altında toplanan yağlar olduğuna değindi ve dinleyicilere bel çevrelerinin boylarının yarısını geçmemesi ge-

rektiğini hatırlattı. İzmir Diet-Time polikliğinden Dyt. Çiğdem Çetinkaya’da katılımcıları bireylerin kilo vermek adına nasıl sağlıksız yöntemlere başvurdugunu ve bu yöntemlerin ciddi problemlere yol açtığını, beslenme uzmanınızla birlikte bedeninizin sesine doğru kulak vermeli, yemek için bahane uydurmayı bırakmayı ve şişmanlığın bir sağlık problemi olduğunu kabullenmemiz gerektiği konusunda dinleyicileri bilgilendirdi. Pınar Süt ve Baks Bakery&Snacks’in sempozyum sponsoru olduğu etkinlikte aynı zamanda Pastavilla, Dr. Oetker, Gurmia, Waterlife ve Özsüt ürettikleri dengeli beslenme ürünlerini katılımcıların beğenisini sunarak çeşitli tadım sunumları yaptılar. Sempozyum Bornova Belediyesi Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın ve KalDer İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu’nun sempozyuma katılan Dr. Yavuz Dizdar, Dr. Ülkümen Rodoplu, Yrd. Doç. Dr. Reci Meseri ve Dyt. Çiğdem Çetinkaya’ya Ege Orman Vakfından birer fidan hediye edilmesi ile son buldu.


ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR

Temiz Çevre Günleri 7- Tehlikeli Ve Özel Atıkların Yönetimi KalDer İzmir Şubesi’nin Bornova Belediyesi ile birlikte 7. Temiz Çevre Günleri kapsamında düzenlediği “Tehlikeli ve Özel Atıkların Yönetimi’’ sempozyumu 10-11 Ocak 2012 tarihinde Bornova Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleştirildi.

S

empozyum da konunun uzmanları çarpıcı açıklamalar yaptı. Tehlikeli ve özel atıkların Türkiye’deki durumu, tıbbi atık ve atık ilaçlarının yönetimi, evsel ve endüstriyel çamurların yönetimi, bitkisel atık yağların yönetimi, radyoaktif atıklar ve atık yağların yönetimi, pil akümülatör ve elektronik atıkların yönetimi, ömrünü tamamlamış lastikler ve araçların yönetimi, tehlikeli ve özel atıkların bertarafı ve enerji geri kazanımı konuları hakkında detaylı bilgiler verildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nde görevli Çevre Mühendisi Hasan Seçgin 2009 yılı beyanlarına göre tüm Türkiye’de oluşan tehlikeli atık üretimi dağılımını açıkladı. Seçgin’in verdiği bilgilere göre tehlikeli atık üretiminde Türkiye ortalaması 1 ile 10 bin ton arasındayken İzmir’de100 bin ile 161 bin ton arasında olduğu görünüyor. Seçgin, ülke genelinde en çok tehlikeli atığın İzmir’de üretildiğini ifade ederek, “Atıklarla ilgili son çare bertaraf tanker temizleme tebliği. Ülkemize atıkların getirilmesi yasak, ancak tebliğler çerçevesinde ülkemize gelir getirecek bazı atıkların girmesine izin veriyoruz. Bakanlık olarak birinci hedefimiz atık yağların ülkemize kazandırılması. 2011 sonu itibariyle 80 bin ton lastiği bertaraf ederek geri kazandık” diye konuştu. Günde 17 ton tıbbi atık topladıklarını vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanı Yıldız Yılmaz da şöyle konuştu: “Ancak bu atıkları kendimiz bertaraf edemiyoruz. Bertaraf edecek tesislere gönderiyoruz. Katı atıkla ilgili İzmir’de yer bulma-

mız olası değil. Transfer istasyonu kurulması konusunda 2004 yılından beri çalışıyoruz. Ancak transfer tesisini bile kimse yakınında istemiyor. Çünkü insanlar vahşi depolamanın yarattığı çevresel sorunlara geçmişten bugüne çok fazla maruz kaldılar. Biz transfer istasyonu gibi bu tür modern tesisleri yaparak çöpün sorun olmadığının herkes tarafından görülmesini sağlayacağız.” Çevreciliğin bir gönüllülük işi olduğunu söyleyen Exitcom Genel Müdürü Murat İlgar, “Atıklarımızı bunları toplayan kuruluşlara vererek bertaraf edilmesini sağlamalıyız. Bu nedenle devlet bu konuda gerekeni yaparak gerekli yasaları çıkarıp uygulamalıdır. Yeni çıkarılacak belediye yönetmeliğine göre nüfusu 400 binin üzerinde olan ilçelerde artık belediyeler tehlikeli atıkları toplama sistemi kurmak zo-

runda” diye konuştu. Tehlikeli atıkların bir çevre sorunu olduğunu ve geleceğe yönelik risk oluşturduğunu söyleyen Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, “Bertaraf etmek demek bana göre halının altına süpürmek demek. Doğrusu tehlikeli atıkların yeryüzünde varlığını ortadan kaldırmaktır” diye konuştu. Süreko Güvenilir Atık Yönetimi A.Ş’nin ANA SPONSOR olduğu etkinlikte, Batıçim A.Ş., Çimentaş A.Ş., Exitcom Recycling, Ezici Bio elektrik, İnte A.Ş, Kılıçlar Hurdacılık A.Ş., Petkim A.Ş OTURUM SPONSORU olurken SEÇSAN VE SEÇKİN GIDA ise Hizmet sponsoru olarak etkinliğe destek vermişlerdir. Sempozyum konuşmacılara ve sponsorlara Ege Orman Vakfın’dan birer fidan hediye edilmesi ile son buldu. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

51


ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA

KalDer Ankara Şubesi Eğitimler

Genel Katılıma Açık Eğitimler KalDer Ankara Şubesi tarafından gerçekleştirilen • İstatistiksel Proses Kontrol • ISO 9001: 2008 Kuruluş İçi Kalite Denetçisi eğitimleri düzenlenmiştir.

Kuruluş İçi Eğitimler

KalDer Ankara Şubesi tarafından gerçekleştirilen Kuruluş İçi gerçekleştirilen • Stratejik Yönetim • Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi • ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi • ISO 14001:2004 Kuruluş İçi Çevre Denetçisi • Özdeğerlendirme Rehberlik çalışması eğitimlerinden 8 program düzenlenmiştir ve toplamda 116 katılımcı yararlanmıştır.

FNSS SAVUNMA SISTEMLERI A.Ş., ULUSAL KALITE HAREKETI’NE KATILDI Gelecek hayallerine "Dünya'nın en iyi savunma sanayii şirketi olma" hedefini koyan FNSS Savunma Sistemleri A.Ş., mükemmelliğin temel kavramlarını kendi kuruluşunda benimseme ve yaşama geçirme konusunda kararlı olduğunu belirten; "Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi'ni" Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile 5 Ocak Şubat 2012 tarihinde Ankara Sheraton Otelde düzenlenen törenle imzalamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, SaSaD ve OSTİM temsilci ve yetkililerinin katılımlarıyla gerçekleşen törende atılan bu imza ile FNSS gelecek vizyonu için ilerlediği bu yolda kendisine yön gösterecek pusulanın; "sürekli iyileşme ve mükemmellik prensipleri" olduğunu vurgulamıştır. Mükemmellik modelinin tam anlamıyla 52

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

benimsenmesi ve kurumsal kültürün bir parçası olması, kurumun sürdürülebilir rekabet gücü için gerçek bir güvencedir. Model kullanımı yaygınlaştıkça, daha çok kuruluş sürekli öğrenen ve gelişen kurumlara dönüşecek ve Türkiye’nin geleceği daha sağlam temellere oturacaktır.


ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA

TERMIKEL A.Ş., ULUSAL KALITE HAREKETI’NE KATILDI Termikel 5 Aralık 2011 tarihinde yapılan UKH İmza Töreni’yle Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldı. Açılış konuşmasında Termikel Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya “Termikel olarak 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz, bunun için kalitenin iyi fiyatın cazip olması gerek. KalDer’le yaptığımız işbirliği ile KalDer bizi destekleyecek biz de kalitemizi daha ileriye götüreceğiz.” dedi. KalDer Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fahir Altan açılış konuşmasında “Kurumların rekabet gücü arttıkça, ülkenin de rekabet gücü artacak böylece yerel markalarımızla yurt dışında daha çok sesimizi duyurabileceğiz” dedi.

DEYKIM – DOĞUŞ SANAYI KIMYASALLARI, ULUSAL KALITE HAREKETI’NE KATILDI Ulusal Kalite Hareketine katılan Deykim yöneticileri; sürekli gelişmeyi ön planda tutarak, yenilikçi yöntemlerle doğru kararlar alabilen bir kurumsal yapının oluşturulması ve organizasyonel

kültürün müşteri ve birey odaklı olarak yapılandırılması için bu önemli yolda KalDer ile beraber yürümek amacıyla imza attıklarını ifade etmişlerdir. KalDer Ankara Şubesi Genel Sekreteri

Aysun Telek, “attığımız bu imza ile sadece bir seneliğine değil uzun yıllara yayılacak bir işbirliğine ve gelişme yolunda yanınızda olmaya imza atıyoruz dedi.”

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

53


ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA

Bursa’da 10. Kalite ve Başarı Sempozyumu Hazırlıkları Başladı

“Fark Yaratanlar” 13-14 Nisan 2012

Sempozyum Düzenleme Kurulu

Bursa ve çevresinde Toplam Kalite Yönetimi’nin yaşamın her alanında uygulanmasına yönelik geniş bir düşünce paylaşım forumu oluşturmak amacıyla 2003 yılından bu yana BUSİAD ve KalDer Bursa Şubesi işbirliğinde, Bursa Valiliği, Uludağ Üniversitesi, Uludağ İhracatçı Birlikleri ve Aiesec Bursa Şubesi destekleriyle her yıl değişik bir tema çerçevesinde düzenlenen Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun 10.su için hazırlıklar başladı. Eylül ayında çalışmalara başlayan içerik kurulunun planlamasının ardından organizasyona ilişkin faaliyetleri yürütmek İŞBIRLIĞI

54

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

üzere sempozyum düzenleme kurulu, toplantılarda bir araya gelerek etkinlik detaylarını görüşüyor. Sempozyum Düzenleme Kurulu; BUSİAD, KalDer yöneticileri ve Bursa’daki çeşitli kurumlarda görev yapan gönüllülerden oluşuyor. Ayrıca Aiesec öğrenci topluluğundan öğrenciler de destek veriyor. 13-14 Nisan 2012 tarihlerinde “Fark Yaratanlar” ana teması ile gerçekleşecek yaklaşık 3000 kişinin katılacağı Sempozyum süresince 1 ana oturum, 7 paralel oturum, Yaşam Kalitesi Paneli, Bursa Kalite Ödülü töreni, sergi,

DESTEKLEYEN KURUMLAR

performans gösterisi ve 10.yıla özel etkinlikler yer alacak. Sempozyumla birlikte Kalite ve Başarı Fuarı da iki gün boyunca katılımcılara açık olacak. Sempozyumda yer alan konu başlıkları ise şu şekilde olacak; • Liderlik Ve Çalışanlarıyla Fark Yaratanlar • Anadolu’dan Marka Yaratanlar • Fark Atanlar • Teknoloji İle Fark Yaratanlar • Fark Yaratanlar: Eğitim • Mükemmellik Modeli İle Fark Yaratmak • Gönüllü Ol, Fark Yarat


KalDer Bursa Şubesi yöneticileri 12 Ocak 2012 Perşembe günü Rumelisiad Yönetim Kurulu ve dernek üyelerinin katıldığı toplantıda çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Toplantıda konuşan Rumelisiad Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Aktaş “Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında kalite çalışmalarına katılım en önemli araçlardan. Tüm Rumelisiad üyeleri kalite yolculuğuna katılmalı, bu geç kalınmış bir durum değil. KalDer’de hazır bir gönüllü ordusu var bundan yararlanmalıyız.” dedi. KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi ise “Bursa’da 1998 yılından bu yana çalışmalarımızı sürdürüyoruz. KalDer olarak Bursa’da daha fazla kuruma ulaşmayı ve kalite çalışmalarını yaygınlaştırmayı istiyoruz. Bu yüzden Rumelisiad üyeleri ile yapılacak işbirliği çok önemli. Kurumlar gelecekte

var olmak için mutlaka bu yolculuğa katılmalı, biz bu noktada kurumlarla çalışmaya hazırız” diye konuştu. Toplantının ikinci bölümünde ise KalDer Bursa Şu-

ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA

KalDer Bursa Şubesi Rumelisiad’ın Konuğuydu

besi Genel Sekreteri Aykan Kurkur katılımcılara KalDer çalışmaları ve EFQM Mükemmellik Modeli hakkında bir sunum yaptı. Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

55


ŞUBELERDEN HABERLER / BURSA

2011 BKÖ’ne Başvuran Kurumların Değerlendirici Eğitimleri Yapıldı 2011 Bursa Kalite Ödülü(BKÖ) sürecinde hazırlıklar devam ediyor. Planlanan ödül takvimi kapsamında 14 – 15 Ocak 2012 tarihlerinde 2011 BKÖ sürecinde yer alan değerlendiricilerin eğitimleri tamamlandı. KalDer Merkez Kalite Ödül Sekreteri Zülal Kızıltaş tarafından verilen eğitime 32 Değerlendirici ve Bursa Kalite Ödül Yürütme Kurulu üyeleri

katıldı. KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi eğitim başlangıcında katılımda bulunarak değerlendiricilere gönüllü olarak katıldıkları bu süreç için teşekkür etti ve başarılar diledi. Sonuçların 14 Nisan 2012 Cumartesi günü açıklanacağı 2011 BKÖ’de yer alan kurumlar;

Özel Kurumlar • B Plas • Presmetal

Kamu Kurumları

• Ali Osman Sönmez End. Mes. Lisesi • İnegöl 100. Yıl İ.Ö.O

Yeşim Tekstil’de “İnovasyon ve Kalite” Sunumu Yapıldı KalDer Bursa Şubesi üyelerinden Yeşim Tekstil’in çalışanlarına yönelik düzenlediği aylık bilgilendirme ve deneyim paylaşım toplantılarına Ocak ayında KalDer Bursa Şubesi misafir oldu. 19 Ocak 2012 Perşembe günü Yeşim Tekstil Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda KalDer Bursa Şubesi Genel Sekreteri Aykan Kurkur “Kalite, İnovasyon

56

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

ve Sürdürülebilirlik” üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Aykan Kurkur sunumda Dünyadan ve Türkiye’den örneklerle inovasyona dikkat çekti. İnovasyon ve kalitenin bir araya gelmesiyle “yaşam kalitesinin ve refahın artacağı, toplumun kalkınacağı, rekabet seviyesinin artacağı ve güçlü ülkeler ortaya çıkacağını” vurguladı.


ŞUBELERDEN HABERLER/ESKİŞEHİR

KalDer Eskişehir ŞB. - Osmangazi Üniversitesi İşbirliği ile

Yönetici Adayları için Kalite Eğitimleri Sertifika Programı

KalDer Eskişehir Şubesi olarak her birini kendi branşlarında yönetici adayı olarak gördüğümüz üniversite öğrencilerimize TKY konusunda daha donanımlı şekilde iş hayatına atılmaları için destek olmayı arzuladık. Bu bağlamda kalite konusunda temel bazı eğitimlerden oluşan bir program ile üniversite öğrencilerinin TKY temel kavramlarını öğrenmelerini, benimsemelerini, söz konusu önemli ve öncelikli eğitimleri profesyonel hayatlarında zaten uygulayan iş dünyasının uzmanlarından dinlemelerini, kalite diline aşina olmalarını hedefledik. Konuyu gerek Anadolu Üniversitesi’nin değerli Rektörü Sayın Prof. Dr. Davut Aydın gerekse Osmangazi Üniversitesi’nin değerli Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen ile paylaştık. Her iki rektörümüz de projeyi son derece 58

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

önemsedi, ilgiyle karşıladı ve desteklediler. Eğitim programının ilk baştaki hedef kitlesi Mühendislik Fakültesi ve İİBF öğrencileri idi. Bu bağlamda eğitim içeriği konusunda MMF Endüstri Müh. Böl./ Fen Bil. Ens. Müdürü ve KalDer Eskişehir Şubesi kurucu üyelerinden Prof.Dr. Nimetullah Burnak’ın görüşlerini de aldık. Proje ile ilgili olarak KalDer Bursa Şubemiz de bilgi ve tecrübelerini paylaşarak eğitimleri başarıyla yürütmemize katkı sağladılar. Programın duyurulmasında ve program süresince İİBF Toplam Kalite Kulübü öğrencileri de destek verdi. %60’ı İİBF ve %40’ı Mühendislik Fakültesinden olmak üzere toplam 44 öğrencinin katıldığı program Dekanlığın da izni ile İİBF Orhan Oğuz Anfisi’nde gerçekleşti.

Projemiz ilk olarak eğitim takvimi gereği Osmangazi Üniversitesinde hayat buldu. Aşağıda detayları verilen projenin benzerinin 2012 eğitim takvimi bahar döneminde Anadolu Üniversitesi’nde uygulanması planlanmaktadır. 10 Aralık 2011 tarihinde OGU İİBF Orhan Oğuz Anfisinde başlayan eğitimler 4 hafta sonu sürdü ve 8 Ocak - Şubat 2012 tarihinde tamamlandı. Eğitim süresinin %75’ine katılan öğrencilere eğitim sonunda “Katılım Belgesi”, program sonunda yapılacak sınavdan %75 başarıyla geçen öğrencilere de “Başarı Sertifikası” verilmesi kararlaştırıldı. “Başarı Sertifikası” altında Kalder Yönetim Kurulu Başkanı ile birlikte Sayın Rektörümüzün de imzasının bulunması ve sertifikaların öğrencilere, düzenlenecek bir törenle verilmesi düşünüldü.


Eğitim programının ilk baştaki hedef kitlesi Mühendislik Fakültesi ve İİBF öğren-

EĞİTİM KONULARI

cileri idi. Bu bağlamda eğitim içeriği konusunda MMF Endüstri Müh. Böl. / Fen

E. SÜRESI (SAAT)

ŞUBELERDEN HABERLER/ESKİŞEHİR

EĞITIMLERI BAŞARIYLA TAMAMLANDI Bil. Ens. Müdürü ve KalDer Eskişehir Şubesi kurucu üyelerinden Prof.Dr. Nimetullah Burnak’ın görüşlerini de aldık. Proje ile ilgili olarak KalDer Bursa Şubemiz de bilgi ve tecrübelerini paylaşarak eğitimleri başarıyla yürütmemize katkı sağladılar. Programın duyurulmasında ve program süresince İİBF Toplam Kalite Kulübü öğrencileri de destek verdi. %60’ı İİBF ve %40’ı Mühendislik Fakültesinden olmak üzere toplam 44 öğrencinin katıldığı program Dekanlığın da izni ile İİBF Orhan Oğuz Anfisi’nde gerçekleşti. Eğitimler yukarıdaki tabloda isimleri belirtilen KalDer’in değerli üyelerinin katkı ve destekleri ile gerçekleşti. Her bir eğiticimiz projenin önemine inan-

EĞITICININ KURUMU

EĞITICI İSMI

EĞITICININ KURUMDAKI GÖREVI

1

OHSAS 18001 - İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi

4

TEI - TUSAŞ

Ayyüce YALÇIN

Endüstriyel Güvenlik Lideri

2

ISO 9001: 2008 KYS Temel Eğitimi

4

ARIKAN KRİKO

Rana EREN

Kalite Müdürü

3

Problem Çözme Teknikleri

4

BACCA

Lütfi PİŞİREN

Genel Müdür

4

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri

4

ARIKAN KRİKO

Rana EREN

Kalite Müdürü

5

EFQM Mükemmellik Modeli

4

KalDer

Salih YALÇIN

Genel Sekreter

6

EFQM Mükemmellik Modeli

4

KalDer

Uzm. Dr. A. Burak ERDİNÇ

YK Başkanı

7

Bireysel ve Kurumsal İletişim

4

KalDer

Bülent Özdoğan

YK Üyesi, Başkan Vekili

8

Yalın Üretim

4

GKN DRIVELINE

Gökhan PİŞKİN

Üretim Mühendisliği Müdürü

9

5s - Endüstriyel Çalışma Ortamının Düzenlenmesi

4

TEI - TUSAŞ

Doğan ATİK

Master Black Belt

10

ERP Kurumsal Kaynak Planlama Eğitimi

4

GKN DRIVELINE

Haldun ARGIN

IS&IT Lideri

11

TPM - Toplam Verimli Bakım

4

ARÇELİK

Gökşin SAYER

TPM Ofis Sorumlusu / Üretim Uzmanı

12

6 Sigma

4

FORD OTOSAN

Erkan TURAN

6 Sigma Master Black Belt

13

ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi

4

PINAR SÜT

Merve KESKİN

Kalite Güvence Mühendisİ

14

İnsan Kaynakları Yönetimi (Seçme ve Yerleştirme Süreci, CV ve mülakat teknikleri)

4

ECZACIBAŞI-VITRA

Asuman ALTAÇ

İnsan Kaynakları Sorumlu Uzmanı

15

ISO 9001: 2008 KYS & ISO 14001 Entegrasyonu

4

TEI - TUSAŞ

Tülin OĞRAK

Kalite Güvence Lideri

16

Sınav ve cevaplar

2

Toplam

62

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

59


ŞUBELERDEN HABERLER/ESKİŞEHİR dıkları için hafta sonlarının kıymetli saatlerinden fedakarlık ederek öğrencilerimize bilgi ve deneyimlerini aktardırlar. Her eğitim sonunda eğitim değerlendirme formu ile öğrencilerden geri bildirimler alındı. Burada alınan olumlu yorumlar-

la birlikte tespit edilen iyileştirmeye açık alanlar, eğitim sürecinin ilerleyen projeleri için düzletici faaliyet girdisi oluşturdu. Tüm eğitimler sonunda projenin tamamını değerlendirmesi istenen öğrencilerimizin genel memnuniyet oranı 5 üzerinden

4,6 olarak gerçekleşti ve yazılı kayıtlarda şu türde yorumlar geldi: Bu sertifika programına sadece bir sertifikam daha olur diye girdim ama elde ettiğim kazanımlardan sonra “iyi ki bu programa yazılmışım” diyorum. Bireysel anlamda kendine vizyon çizmeye, kendi SWOT analizimi yapmaya başladım. Bir takım sorunlarımın üstesinden gelmek için problem çözme tekniklerini kullanmaya başladım.

FABRIKA GEZILERI Öğrencilerimizin aldıkları eğitimlerin uygulamalarını yerinde görmelerinin önemini benimsediğimiz için değerli üyelerimizden bu anlamda da destek talebinde bulunduk. Konuyla ilgili olarak 5 Ocak - Şubat 2012 tarihinde Eczacıbaşı Vitra’nın Bozüyük tesislerini gezme imkanı bulduk. Vitra gezisinde aynı zamanda eğitim programımızda da yer alan Sayın

Asuman Altaç’ın karşıladığı öğrenci gurubumuza İSG ve Çevre Sorumlu Uzmanı Erkan Yılmaz rehberlik etti.

Bundan sonraki ilk fabrika gezisi ise 28 Şubat 2012 tarihinde Arçelik Eskişehir tesislerine olacaktır.

BAŞKANIN YORUMU VE SERTIFIKA TÖRENI Kendisi de fiilen eğitime katılan ve EFQM Mükemmellik Modeli hakkında bilgi ve tecrübelerini öğrencilerle paylaşan KalDer Eskişehir Şb. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Uzm. A. Burak Erdinç program sonunda şu değerlendirmelerde bulundu : “Bizler, geleceğimizi emanet edeceğimiz öğrenci arkadaşlarımızın her birini birer yönetici adayı olarak görüyoruz ve bu eğitim projesi ile TKY konusunda kendilerine farkındalık yaratmak, onlara iş hayatına hazırlanmaları için bu anlamda katkı sağlamak istedik. Eğitim sonunda gerek sözel gerekse yazılı formlardan aldığımız geri 60

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

bildirimler ne denli faydalı bir proje gerçekleştirdiğimizi göstermiş, bizleri son derece mutlu etmiştir. Elbette yorucu bir süreç oldu ancak alınan sonuç tüm yorgunluğa dediğini göstermiştir. Bu anlamlı projede bize destek veren başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Hasan Gönen’e, hafta sonu istirahat zamanlarından feragat ederek öğrencilerimizle engin bilgi ve deneyimlerini paylaşan kıymetli üyelerimize (kurumlarına ve kendi şahıslarına), şube çalışanlarımıza ve İİBF Toplam Kalite Kulübüne teşekkür ediyorum.


EĞİTİM TAKVİMİ

KalDer Merkez (İstanbul) Ocak-Şubat-Mart 2012 Eğitim Programı EĞİTİMLER

AB PROJESİ YAZMA EĞİTİMİ EĞİTİCİNİN EĞİTİMİ EĞİTİM YÖNETİMİ ETKİLİ SUNUM TEKNİKLERİ İSTATİSTİKSEL PROSES KONTROL KIYASLAMA KAİZEN MÜŞTERİ İLİŞKİLERİNİN ETKİLİ YÖNETİMİ VE CRM İÇİN UYGUN İŞ MODELİNİN OLUŞTURULMASI MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ETKİLİ YÖNETİMİ VE İŞ SÜREÇLERİYLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ NLP PERFORMANS SONUÇLARININ ÜCRETE YANSITILMASI POZİSYON DEĞERLENDİRME VE ÜCRET BELİRLEME PROBLEM ÇÖZME TEKNİKLERİ STRATEJİK YÖNETİM VE DENGELİ HEDEFLERLE KURUMSAL VE BİREYSEL PERFORMANS YÖNETİMİ STRATEJİK PLANLARIN BİREYSEL HEDEFLERE İNDİRGENMESİ VE ÇALIŞANLARIN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ STRESİN ABC’Sİ VE BAŞA ÇIKMANIN ADE’Sİ (STRESLE BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK ) SÜREÇ YÖNETİMİ ve İYİLEŞTİRİLMESİ TELEFONDA ETKİN İLETİŞİM TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ TOPLAM ÜRETKEN YÖNETİM YÖNETİCİLER İÇİN MALİYET DÜŞÜRMENİN İPUÇLARI VE TEKNİKLERİ 62

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

OCAK

ŞUBAT

MART

ÜYELER İÇİN ÜYE ADAYLARI İÇİN FİYAT - TL FİYAT - TL (%18 KDV HARİÇ) (%18 KDV HARİÇ)

5-6.

420 420

530 530

6-7. 3-4.

14-15 420 420 290 290 30 220 420

530 530 350 350 280 530

3-4.

420

530

8

220 220

280 280

1-2.

420

530

19-20 290 23 220

350 280

1213.

420

530

17

220

280

30-31

420

530

220 170 420 220

280 200 530 280

1617. 9-10.

27-28

15

28 14 20-21 20


KalDer Merkez (İstanbul) Ocak-Şubat-Mart 2012 Eğitim Programı ŞUBAT

ISO 14001 ÇEVRE YÖNETİM 17-18 SİSTEMLERİ ISO 16949 OTOMOTİV SEKTÖRÜ KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ ISO 31000 İLE KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ VE SİSTEM KURULUŞU ISO 9001 : 2008 KALİTE YÖNETİM 11-12 9-10 SİSTEMİ 2627-28-29 ISO 9001 : 2008 KURULUŞ İÇİ KALİTE DENETÇİSİ 27-28 BS 25999 - İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİMİ-FARKINDALIK

MART

ÜYELER İÇİN ÜYE ADAYLARI İÇİN FİYAT - TL FİYAT - TL (%18 KDV HARİÇ) (%18 KDV HARİÇ)

420

530

30-31 420

530

1516. 1-2

420

530

290

350

22540 23-24 27 220

660 280

OHSAS 18001:2007 İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ

3-4.

420

530

EFQM MÜKEMMELLİĞE YOLCULUK (J2E) EFQM MÜKEMMELLİK MODELİ DEĞERLENDİRİCİ EĞİTİMİ (EAT)

27-28-29.

1000

1200

7 ŞUBAT 5-6 MART

1600

1900

ÇALIŞTAY HAFTASI

EĞİTİM TAKVİMİ

OCAK

EĞİTİMLER

13 ŞUBAT BEDENİMİZ NASIL KONUŞUYOR

220

280

14 ŞUBAT SOSYAL MEDYA

220

280

15 ŞUBAT MAKİ GAMİ

220

280

16 ŞUBAT EFQM J2E

220

280

17 ŞUBAT SORUN ÇÖZME KABİLİYETİ

550

600

Genel Bilgiler : * Aynı kuruluştan 3-4 kişinin katılımında %10 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol, Kıyaslama, Problem Çözme Teknikleri eğitimleri için geçerli değildir.) * Aynı kuruluştan 5 kişi ve üstü katılımlarda %20 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol, Kıyaslama, Problem Çözme Teknikleri eğitimleri için geçerli değildir.) * Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşu çalışanları ile öğrencilere %25 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol, Kıyaslama, Problem Çözme Teknikleri eğitimleri için geçerli değildir.) *Katılımcılara ancak tek bir indirim uygulanmaktadır. * Ücretlere %18 KDV ilave edilecektir. * Eğitimlere katılmak için lütfen web sayfamızdaki başvuru formunu doldurunuz. * KalDer eğitim tarihlerini değiştirme hakkını saklı tutar.

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

63


KÜLTÜR-SANAT

TÜRK GİRİŞİMCİLER RUSYA’DA Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan gibi ülkelere açılan Türk işadamları ve girişimciler sadece kendi şirketlerini büyütmekle kalmayıp, bu coğrafyadaki özel sektörün gelişmesi, yerel firmaların kurulması için de örnek oldular. Bu kitapta, 1990’ların başında ticaret yapmak, okumak ya da çalışmak için Rusya’ya giden Yavuz Eroğlu, Levent Endam, Mustafa Çalkan, Halil Kanpak, Bahattin Demirbilek, Volkan Ergün, Hasan Ünlüsoy, Neşet Koçkar ve Murat Gündoğdu’nun öykülerini bulacaksınız.

İSTANBUL’DAKİ VENEDİKLİLER Osmanlı ve Venedik İmparatorluklarının ortak tarihi, genellikle medeniyetler çatışması görüşü çerçevesinde, bir rekabet ve düşmanlık hikâyesi olarak anlatılır. Erken modern dönemdeki Doğu Akdeniz’i yeni bir bakışla ele alan Eric R. Dursteler ise bu ortak tarihin bu kadar basit bir ikili karşıtlık olarak okunamayacağını gözler önüne seriyor. Altı ayrı arşivden derlediği belgeler ışığında, Osmanlı-Venedik ilişkilerinin Yeniçağ başlarından Yakınçağ başlarına uzanan tarihine yeni bir bakış getiriyor. Bu tarihi, medeniyetler çatışması çerçevesinden çıkartarak, bir arada varoluş başlığı altında sunuyor.

64

ÖNCE KALİTE Ocak - Şubat 2012

20 YAŞINDA PATRON OLMAK Henüz 25 yaşında ve 3 şirketin patronu olan Erdem Genç’in “20 Yaşında Patron Olmak” isimli kitabı Parkkitap’tan çıktı. Şirketlere takım çalışması ve motivasyon atölyeleri düzenleyen Genç’in yaşam hikayesini okurken başarının sırrının belirli bir formülü olmadığını çözümleyeceksiniz. Genç’ın kısa sürede yakaladığı başarının arkasındaki gerçeklere tüm yalınlığı ile şahit olacaksınız.

KANLI KONTESLER Gazeteci Hicran Aygün’ün Kanlı Kontesler isimli kitabı çıktı. Aygün, bir kadını cinayete iten nedenleri araştırmak için yola çıktı ve on beş kadın katille görüştü. Sekizi dışında hikâyelerin aynı olduğunu fark etti. Kadınlar yaptığı röportajların yer aldığı kitap toplumsal bir sorunu mercek altına alıyor. Bir solukta okuyacağınız bu kitap, “Bir kadın neden katil olur” sorusunun cevabını veriyor.

DÜÜNYA’YA BURADAN BAKIN Bill McKibben’in Düünya isimli kitabı Emel Anıl’ın çevrisiyle okuyucuyla buluştu. Yirmi yıl önce iklim değişimi konusundaki ilk uyarılardan biri olan The End of Nature’ı yazan McKibben, bu farklı gezegene başka bir isim veriyor: Düünya (Eaarth). Kitapta önce bu yeni dünyanın özelliklerini tespit eden McKibben, Düünya’yı yaşanır bir yer haline getirmek için yapmamız gerekenleri anlatıyor. Yazara göre gündelik hayatımızı ve yaşam biçimimizi de içeren çok temel bir değişim yaratmalıyız. Üstelik hemen harekete geçmek zorundayız.

BİR TIBBİYELİNİN ÖYKÜSÜ Yurtdışından ilk Türk fizik tedavi doktoru olarak geri dönen ve hocaların hocası olarak da anılan Osman Cevdet Çubukçu’nun 53 yılını verdiği meslek yaşamı, aynı zamanda bilim tarihimizden bir kesit olan Tıbbiye’nin ve Bir Tıbbiyelinin Öyküsü isimli eser Nadire Berker ve Selim Yalçın’ın kaleminden okuyucuyla buluşuyor. Modern Türk tıbbının kapsamlı tarihçesinin sunulduğu kitap Türkiye ekonomisi içerisinde önemli bir yer edinen sağlık sektörünün gelişim sürecine de ışık tutuyor.


TANRIYA GİDEN YOLDA KARŞILAŞTIKLARIM Türkiye Müteahhitler Birliği Yüksek İstişare Konseyi Üyesi olan Yaşar Özkan, yazdığı makalelerini ‘Tanrıya Giden Yolda Karşılaştıklarım’ isimli kitapta topladı. Kitap içinde bütünleşen, birbirinden farklı makaleler yer alıyor. Kuantum fiziği, evren bilimi ve mistik üzerine tespitlerin yer aldığı makaleler aslında ortak bir noktaya dikkat çekiyor.

KÜLTÜR-SANAT

TOPRAK: UYGARLIKLARIN EREZYONU David R. Montgomery’in Toprak isimli kitabı çıktı. Washington Üniversitesi’nde Dünya ve Uzay Bilimleri profesörü olan David R. Montgomery, verimle toprak katmanını tamamın kaybetmemek için insanın neler yapmasını gerektiği anlatılıyor. Kitapta toprağın yıllar içerisinde değişen işlenme şekillerine ait fotoğraflar ve eşsiz bilgiler yer alıyor.

İNOVASYONUN DOĞAL TARİHİ

ANADOLU’DA ÇOĞULCULUK VE TOLERANS Onur Bilge Kula’nın kitabı Anadolu’da Çoğulculuk ve Tolerans iki temel kavram olan çoğulluk ve tolerans, insanlık tarihinin özellikle dünya dinlerinin ortaya çıkmasından sonraki en büyük felsefi sorunları inceliyor. Kula’nın çalışması; siyasal ve kültürel yaşam tarzına güncel yansımaları da olan böyle önemli bir felsefi sorunsalı kültür, felsefe ve edebiyat tarihi açısından önemli olan özgün metinlerinde yorumlamaya ve açımlamaya çalışıyor.

Parlak Fikirler Nasıl Doğarİnovasyonun Doğal Tarihi isimli pta kitabın yazarı Steve Johnson. Kita mli veri n ede ik teşv nu inovasyo llikleri ortamların sahip olduğu ortak öze t, sana ve tarihi bir bakış açısıyla tıcılık bilim ve teknoloji gibi farklı yara lde şeki cak saya kap da ı alanların ı inceliyor. Yazar bulduğu cevaplar okurlarıyla paylaşıyor.

SALÇALI EKMEK Yazar Kitapla ilgili olarak ‘’akıp giden hayatta geçmişle yüzleşmek, geçmişi yeniden sorgulamak ve geçmişle bir kez daha başbaşa kalmak...Kim olduğumuzu, nereye ait olduğumuzu, yitip gidenlerin aslında yaşadıkları süre boyunca çok fazla önem taşıdıklarını anlamak ve bir nevi geçmişle hesaplaşma’’ diyor... Kitap Kırklareli’de küçük bir sokakta yaşanan gerçek hayattan kesitleri anlatıyor...

Ocak - Şubat 2012 ÖNCE KALİTE

65


22x28.5cm BS DAGCIcp.fh11 1/26/12 1:55 PM Page 1 C

M

Y

CM

MY

CY CMY

K


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.