Mart 2010

Page 1




* !"#$%&'(&)*$#+#$&),-&$)&.*/)!&&0*1#2/* !"2/$0*334*1#*#5-#)1/666




‹Ç‹NDEK‹LER

5 Editörden Haklar›na Sayg› 6 ‹nsan Prof. Dr. Ali R›za Kaylan KalDer Yönetim Kurulu Baflkan›

10

Dosya / Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ve Çal›flma Hayat›nda Kad›n Haklar›

32

Baflar› Öyküsü • HP Türkiye • Frito Lay

36

Anma / Yönetime, sistem düflüncesini getiren teorisyen: Russell Lincoln Ackoff

40

Çevre / Türkiye, Karbon Saydaml›k projesine bafll›yor

Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ve Çal›flma Hayat›nda Kad›n Haklar› *Canan Güllü *Tu¤rul Kudatgobilik *Alp Yörük *Aynur Bektafl *Funda Sivrikaya fierifo¤lu *Ülfet Tayl› *Çi¤dem Ayd›n sf.10

sf.36

42 E¤itim / KalDer EFQM Mükemmellik

Modeli - 2010 Revizyon toplant›s›n› ve Süreç Yönetimi e¤itimini düzenledi

44 UKH / ‹stikbal Mobilya 48 Sanat / ‹nci Özdil 52 Soka¤›n Sesi 54 Yenilikler 56 fiube Haberleri 60 Kitap 62 Ajanda 64 Abone

Ackoff’u sayg›yla an›yoruz

Türkiye’nin ilk kad›n orkestra flefi ‹nci Özdil

sf.48

Kad›nlar Mor Çat› sf.28 alt›nda güvende

Türkiye Karbon Saydaml›k projesinde

sf.40 4


ED‹TÖRDEN KalDer Ad›na Sahibi: Genel Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: Yay›n Kurulu:

Yay›n Yönetmeni: Haber Merkezi:

Neslihan Gök

Prof. Dr. Ali R›za Kaylan

Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ve kad›nlar›m›z Toplam Kalite Yönetimi’nin özünde de var olan bir kavram› yine sizler için ele ald›k. Kurulufllar›n rekabet güçlerini art›rabilmenin, sürekli ö¤renme, yenilikçilik ve iyilefltirme çabalar›yla mümkün oldu¤unu, bu çabalar›n etkinli¤inin ise tüm çal›flanlar›n yetkinliklerini dengeli bir flekilde kullanmakla sa¤lanabilece¤ini biliyoruz. Mükemmellik felsefesinde, insana de¤er veren bak›fl aç›s›, eflitlik ve kat›l›m temel ilkeler aras›ndad›r. Dolay›s›yla yönetimin her kademesinde, kad›n yeteneklerden yararlanmamay›, kurumlar ve ülke ad›na önemli bir kay›p olarak gördü¤ümüz için Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ve çal›flma hayat›nda kad›n haklar› konusunu iflledik.

Neslihan Gök neslihan.gok@kalder.org Prof. Dr. Ali R›za Kaylan Hamdi Do¤an ‹rfan Onay Neslihan Yeflilyurt Vedat Çakmak Serra Sönmez serra.sonmez@konakmedya.com Gülizar Büyükkara gulizar.buyukkara@konakmedya.com Demet fieker demet.seker@konakmedya.com

Yay›n Koordinatörü:

Nida Ö¤ütveren nida.ogutveren@konakmedya.com

Grafik Tasar›m:

Aktan Akmefle aktan.akmese@konakmedya.com Emre Alptekin emre.alptekin@konakmedya.com

Foto¤raf: ‹dare Merkezi:

Yap›m:

Bask›:

Prof. Dr. Ali R›za Kaylan görüfl köflesinde de¤erli fikir ve yorumlar›n› bizimle paylaflt›. “‹nsan Haklar›na Sayg›” bafll›¤›n› tafl›yan makalesinde, Kaylan, Toplam Kalite Yönetimi’nin insana verdi¤i de¤eri vurgulayarak, “Düflünce kalitesi nas›l yükselir?” sorusu üzerinde durarak, Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’nin rolü ve kad›n-erkek eflitli¤i konular›nda mevcut durumun en son verilerini özetledi. Kaylan ayn› zamanda, bizlere flu sorular› soruyor: ‹nsan haklar›nda gelinen son nokta nedir? Küresel ilkeler sözleflmesi insan haklar› konusunda bir yol gösterici olabilir mi? Kad›n-erkek eflitsizli¤inde dünya ve Türkiye’deki durum nedir? Bu sorular›n yan›tlar›n› bulabilmemiz için Kaylan, Dünya Ekonomik Forumu’nun her y›l yay›nlanan Küresel Cinsiyet Eflitsizli¤i Raporu’nda baz› göstergeleri bizlerle paylafl›yor. Bu rapora göre Türkiye`de kad›n ve erkeklerin toplumsal haklara eriflimleri aras›ndaki eflitsizlik 2009 y›l›nda da son s›ralarda yer almay› sürdürmüfltür.

Bu say›m›zda dosya köflemizde keyifle okuyabilece¤iniz ve sizlere yeni bak›fl aç›lar› kazand›raca¤›na inand›¤›m›z birçok isim var. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, iflletmelerin toplumdaki rolü ve engelli istihdam› konusunda T‹SK Yönetim Kurulu Baflkan› Tu¤rul Kudatgobilik, Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’ne ilk imza atan kurulufllardan biri olan TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu Baflkan› Aynur Bektafl’›n yan› s›ra “Dünya, daha iyi bir yer olacaksa, bunu kad›nlar baflaracak” diMuhsin Ergün - muhsin@muhsinergun.com yen Düzce Üniversitesi Rektörü Funda Sivrikaya fierifo¤lu de¤erli görüflleriyle bu say›m›za katOnur K›l›ç - onurkilic6@gmail.com k›da bulundular. Yaflam› hakça paylaflmak için eflitli¤i vurgulayan KA-DER Yönetim Kurulu Baflkan› Çi¤dem Ayd›n, “Yaflamak kad›n›n hakk›d›r” diyen Türkiye Kad›n Dernekleri FederasTürkiye Kalite Derne¤i (KalDer) yonu Baflkan› Canan Güllü, Farkl›l›klar›n Yönetimi uygulamas›yla çal›flanlar›na f›rsat eflitli¤i yaCentrum ‹fl Merkezi, Ayd›nevler ratan Siemens Kurumsal ‹letiflim Direktörü Alp Yörük ve 20 y›ld›r fliddete karfl› duran Mor Çat› Sanayi Cad. No: 3 Küçükyal› 34854 ‹stanbul Kad›n S›¤›na¤› Vakf› gönüllüsü Ülfet Tayl› gibi önderlerle gerçeklefltirilen söyleflilerimizi ve önTel: 0 216 518 42 84 Faks: 0 216 518 42 86 derlerin yorumlar›n› da keyifle okuyaca¤›n›z› umuyoruz. www.kalder.org - kalder@kalder.org Konak Biliflim Teknolojileri ve Kültürel Ürünler Tic. A.fi. Abbasa¤a Mah. Y›ld›z Cd. No: 21 Befliktafl / ‹stanbul Tel: 0212 236 23 10 Özgün Ofset Yeflilce mah. Aytekin sok. no: 21 34418 4. Levent/‹stanbul Tel. : 0212 280 00 09

Faks: 0212 264 74 33

Baflar› Hikayeleri bölümünde ise kad›n inisiyatifinde ve farkl›l›klar›n yönetiminde öncülük eden HP Türkiye ‹nsan Kaynaklar› Müdürü Adnan Erdo¤mufl, çal›flan haklar›na önem veren ve bu yönde örnek çal›flmalar›yla öne ç›kan Frito Lay Genel Müdürü Ece Aksel gibi çok de¤erli isimlerin görüfllerini okuyucular›m›zla buluflturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Ayr›ca bu say›m›zda, geçti¤imiz Ekim ay›nda hayat›n› kaybeden sistem düflünürü, yönetim bilimci Russell Lincoln Ackoff’u sayg›yla an›yoruz. Konuyla ilgili Kat›l›ml› Yönetim Dan›flmanl›¤› Kurucu Yöneticisi Doç. Dr. O¤uz Babüro¤lu, Ö¤retim Üyesi Dr.Mehmet De¤irmenci ve Beyaz Nokta Geliflim Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan› T›naz Titiz’in de¤erli görüfllerine yer verdik.

Yay›mlanan yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Yay›nlanan yaz›lardan kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz.

Son olarak, de¤erli KalDer üyelerini 29 Nisan 2010’da gerçekleflecek “KalDer Ola¤an Genel Kurul Toplant›s›’na” davet etmek istiyorum.

Önce Kalite Dergisi Türkiye Kalite Derne¤i taraf›ndan ayda bir yay›mlan›r. Ulusal-Türkçe-Ayl›k-‹lmi ISSN: 1301-4978

Keyifli bir baflka say›da buluflmak üzere… Sevgiler

Kurumsal Sponsorlar

5


GÖRÜfi

‹NSAN HAKLARINA SAYGI Prof. Dr. Ali R›za Kaylan KalDer Yönetim Kurulu Baflkan›

nsan haklar›na sayg› düflünce kalitesiyle bafllar. Düflünce kalitemizi nas›l gelifltiririz? Bu yaz›da öncelikle Toplam Kalite Yönetimi’nin insana verdi¤i de¤eri vurgulayarak düflünce kalitesi nas›l yükselir sorusu üzerinde duraca¤›m. Daha sonra insan haklar›na sayg› çerçevesinde, Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’nin rolü ve kad›n erkek eflitli¤i konular›nda görüfllerimi paylaflaca¤›m. ‹nsan haklar›nda gelinen son nokta nedir? Küresel ‹lkeler Sözleflmesi insan haklar› konusunda bir yol gösterici olabilir mi? Kad›n erkek eflitsizli¤inde dünya ve Türkiye’deki durum nedir? Kurumsal Demokrasi olarak da ifade edilen Toplam Kalite Yönetiminin baflar›s› için, yap›lan her iflte “Önce ‹nsan” diyerek insana de¤er vermek birinci kofluldur. Bu do¤rultuda bireylere sevgi, sayg› ve sorumluluk duygusuyla yaklaflmak ve bu duygular› sürekli k›labilmek, gerek ifl ve gerekse sosyal yaflam çevremizi çok daha olumlu bir ortama dönüfltürecektir. Bireyin önemini hissedebilmek için, mükemmelli¤in temel ilkelerini hat›rlamak yeterlidir. Müflteri odakl› yaklafl›m ilkesinde, müflterilerin gereksinim ve beklentilerini anlayarak, onlar için yarat›c› ve yenilikçi yaklafl›mlarla de¤er yaratmak beklenir. Mükemmel kurulufllar yetkilendirme kültürü yaratarak, çal›flanlar›na de¤er verir, dengelenmifl kurumsal ve bireysel amaçlar› çal›flanlarla baflar›r. Baflar›y› güvence alt›na almak için müflterilerle, toplumla, tedarikçilerle iflbirlikleri oluflturur. Sürdürülebilir bir gelecek için ekonomik, toplumsal ve çevresel boyutlar› düflünerek sorumluluk al›r. Görüldü¤ü gibi her aflamada insan ön plandad›r. Yap›lan ifl, kiflisel, kurumsal, ulusal veya küresel hangi düzeyde olursa olsun, bu iflte kaliteyi sa¤layabilmenin ön koflulu yönetim kalitesidir. Yönetim kalitesini sa¤lamak için ise düflünce kalitesi çok önemlidir.

6

Düflüncelerimiz davran›fllar›m›z› flekillendirece¤ine ve davran›fllar›m›z da al›flkanl›klar›m›z› oluflturaca¤›na göre düflünce kalitemizi gelifltirmek ak›lc› bir yaklafl›md›r. Düflünce kalitesi nas›l sa¤lan›r? Bu soruyu yan›tlayabilmek için sistem düflüncesi, istatistiksel düflünce, elefltirel düflünce, yarat›c› düflünce kavramlar› üzerinde durmak gerekir. Bu kavramlar düflünce kalitemizi yükseltecek kald›raçlard›r. Sistem düflüncesi bütünsel bak›fl› ve büyük resmi görebilmeyi gerektirir. Çevremizde gözlemledi¤imiz gerçekleri aç›klarken nas›l davrand›¤›m›z› hat›rlayal›m. Herhangi bir zaman noktas›nda bir olayla karfl›lafl›ld›¤›nda, bir k›sm›m›z sadece o olaya odaklanarak tepki verecektir. Halbuki yaflanan olay, buzda¤›n›n sadece görünen k›sm›d›r. Zaman boyutu üzerinde geriye gidildi¤inde o olay› haz›rlayan baflka olaylar dizisi vard›r. Ayni flekilde verilen tepkiye göre zaman içerisinde yeni olaylar da tetiklenecektir. Tek bir olaya kilitlenmek yerine geçmifl ve gelecek olaylar dizisini göz önüne alarak, resmi daha büyük bir zaman penceresinden görebilmek ve bütünsel görüntüyü, e¤ilimleri yakalayabilmek çok daha sa¤l›kl› olacakt›r. Anl›k tepki yerine, zaman penceresini geniflletip tahmin ve öngörü yapabilmek daha anlaml›d›r. Zaman boyutu üzerinde olay dizisini incelerken, o olaylara neden olan sebep-sonuç iliflkilerini tan›mlayabilmek, buzda¤›n›n görünmeyen k›sm›ndaki resmi daha da belirginlefltirecektir. Nedensellik iliflkilerinin tan›mlanmas›yla sistem yap›s› da ortaya ç›kacakt›r. Özetle zaman boyutu ve nedensellik iliflkileri incelendi¤inde, gözlemlenen gerçekler düflünce sürecimiz içerisinde bir dönüflüm sa¤layacak ve daha do¤ru ve tutarl› bir zihinsel model oluflacakt›r. Yaflanan her olay bir ö¤renme f›rsat›d›r. Gerçekleri


aç›klayabilmek için sistem düflüncesi, bireyleri k›s›r ve dar çerçeveden kurtaracak, onlar› tepkisel olmak yerine etkisel k›lacakt›r. U¤ur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak” fleklinde tan›mlad›¤› düflünce hastal›¤› istatistiksel düflünce yaklafl›m›yla tedavi edilebilir. Herhangi bir konuda karar verirken, somut verilerle hareket etmek ve bu verileri analiz edip bilgiye dönüfltürmek gerekir. Ancak istatistiksel araçlar› ve analiz yöntemlerini de do¤ru kullanmak gerekir. Elefltirel düflünce ve yarat›c› düflünce sorun çözme sanat›n›n özünü oluflturur. Sorgulay›c› yaklafl›m farkl› görüfl ve düflüncelerin ortaya ç›kmas›n› sa¤layacak ve bir düflünce zenginli¤i oluflturacakt›r. Einstein’in söyledi¤i gibi ”Bugün karfl› karfl›ya oldu¤umuz önemli sorunlar, geçmiflte onlar› yaratan ayn› bilinç düzeyiyle çözülmez.” Sorun çözme sanat›, do¤ru problemi do¤ru çözmek demektir. Ne yaz›k ki ço¤u zaman yanl›fl problemler üzerinde çözüm üretmeye çal›fl›r›z ve harcanan çabalar bofla gider. ‹çimizdeki yarat›c› düflünceyi körüklemek ve düflünce özgürlü¤ünü sa¤lamak için, geçmifl deneyimlerimizle oluflan ön yarg›lardan ve ek k›s›tlamalardan kurtulmak gerekir. ‹nsan haklar› ve Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ‹nsan haklar›na sayg›l› olabilmek için öncelikle kendimize yap›lmas›n› istemediklerimizi baflkalar›na da yapmama temel ilkesini benimsemeliyiz. Düflünce özgürlü¤ü dedi¤imizde, farkl› görüfl ve düflüncelerin özgürce tart›fl›labildi¤i bir ortam akla gelmektedir. Kendimizden farkl› düflünenleri, d›fllay›p, ötekilefltirmek yerine onlar› aç›k yüreklilikle dinleyip anlayabilme becerisini gelifltirmelidir. Ayd›nlanma felsefesinin temsilcisi olarak tan›nan Frans›z düflünürü Voltaire, “Söylediklerinizin hiçbirinde sizinle ayn› düflüncede de¤ilim. Ancak onlar› söyleme hakk›n›z› ölünceye de¤in savunaca¤›m.” diyerek olmas› gereken düflünsel ortam› en iyi flekilde tan›mlam›flt›r. Bireyler aras›nda sa¤l›kl› iletiflim için, karfl› taraf› do¤ru alg›layabilmek ciddi çaba gerektirir. Aksi durumda zaman zaman yanl›fl alg›lamalarla, tart›flman›n öfke ve tepkiye dönüflmesi kaç›n›lmazd›r. Tart›flma kültürümüzün yetersiz kalmas›, sevgi, sayg› ve sorumluluk duygular›n› köreltebilmektedir. Ayn› resme bak›p farkl› fleyler görebilmek, bu gözlemler paylafl›ld›¤› sürece bir zenginlik oluflturur ve bütünsel resmi yakalamakta katk› sa¤lar. Bir fille karfl›laflan üç körün öyküsünü birço¤umuz dinlemifltir. Filin kula¤›na, hortumuna ve baca¤›na dokunan körler, do¤al olarak fili çok farkl› flekillerde yorumlayacaklard›r. Fili do¤ru olarak tan›mlayabilmek için toplanan veri ve deneyimler birlefltirilmeli, parçalar aras›ndaki etkileflim ortaya ç›kart›lmal›d›r. Gerçek hayatta yaflad›¤›m›z bireysel, kurumsal ve toplumsal sorunlar da bu fili an›msatmaktad›r. Gözlem ve deneyimlerimize dayal› olarak toplad›¤›m›z veriler bü-

tünsel resmin tamam›n› yans›tmayabilir. Bu verilere yüklenen anlam ve benimsedi¤imiz varsay›mlara dayal› olarak yorumlar›m›z› oluflturur ve kararlar›m›z› eylemlerimize yans›t›r›z. Farkl› görüflleri anlayabilmek için öncelikle geçmifl deneyimlerle oluflan varsay›mlar›m›z› dondurmam›z gerekir. Karfl› taraf› anlayabilmek için beynin yan› s›ra yürekle düflünebilmeli ve onlara hoflgörüyle yaklaflabilmelidir. Erkek, kad›n ve çocuk, tüm insanlar›n temel hak ve özgürlüklerinin belirlendi¤i ‹nsan Haklar› Evrensel Bildirgesi (‹HEB) 1948’de Birleflmifl Milletler taraf›ndan benimsenmifltir. Otuz madde içeren ve ‹nsan Haklar›n›n Anayasas› olarak tan›mlanan bu bildirge birçok ulusal ve uluslararas› yasan›n temelini oluflturmaktad›r. Bildirgenin birinci maddesine göre “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bak›m›ndan eflit do¤arlar. Ak›l ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karfl› kardefllik anlay›fl›yla davranmal›d›rlar.” ‹nsan haklar›, ›rk, din, dil ve cinsiyet ayr›m› gözetmeksizin tüm insanlar›n hak ve sayg›nl›k aç›s›ndan eflit ve özgür olarak do¤du¤u anlay›fl›na dayan›r. Her insan›n yasa önünde eflit oldu¤unu, iflkenceye, kötü muameleye ve onur k›r›c› cezalara tabi tutulamayaca¤›n› vurgular. ‹nsan haklar›, her bir bireye ba¤›ms›z seçim yapma ve yeteneklerini gelifltirme özgürlü¤ü sa¤lar. Bu özgürlükler baflkalar›n›n haklar›na sayg›l› olmak sorumlulu¤unu da getirmektedir. ‹HEB’in 19. maddesine göre “Herkesin düflünce ve anlat›m özgürlü¤üne hakk› vard›r. Bu hak düflüncelerinden dolay› rahats›z edilmemek, ülke s›n›rlar› söz konusu olmaks›z›n, bilgi ve düflünceleri her yoldan araflt›rmak, elde etmek ve yaymak hakk›n› gerekli k›lar.” Birleflmifl Milletler çerçevesinde oluflturulan alt› temel insan haklar› sözleflmesi vard›r. Bu sözleflmeler kabul edildi¤i y›llara göre, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararas› Sözleflmesi (1966), Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararas› Sözleflmesi (1966), Irk Ayr›mc›l›¤›n›n Önlenmesi Sözleflmesi (1966), Kad›nlara Karfl› Ayr›mc›l›¤›n Önlenmesi Sözleflmesi (1979), ‹flkenceye Karfl› Sözleflme (1984), Çocuk Haklar› Sözleflmesi (1989) fleklinde insan haklar› standartlar›n› belirler. Türkiye, temel insan hakk› sözleflmelerinin tümüne taraft›r. Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’›n Ocak 1999’da Davos’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumunda ifl dünyas›n›n liderleriyle paylaflt›¤› Küresel ‹lkeler Sözleflmesi, Türkiye’de ilk olarak 29 May›s 2002’de KalDer taraf›ndan imzalanm›flt›r. Sözleflmede insan haklar›, çal›flma standartlar›, çevre ve yolsuzlukla mücadele ana bafll›klar› alt›nda toplam 10 evrensel ilke yer almaktad›r. Çal›flma standartlar› bafll›¤› alt›nda sendikalaflma ve toplu sözleflme özgürlü¤ü, zorla iflçi çal›flt›rma uygulamas›na son verilmesi, çocuk iflçilerin çal›flt›r›lmas›na son verilme-

7


GÖRÜfiGÖRÜfi si, ifl gücünde ayr›mc›l›k yap›lmamas› fleklinde dört ilke belirtilmifltir. Çevreye iliflkin üç ilke ise, ifl dünyas› çevre sorunlar›na karfl› ihtiyati yaklafl›mlar› desteklemeli, çevresel sorumlulu¤u art›racak her türlü faaliyete ve olufluma destek vermeli, çevre dostu teknolojilerin geliflmesini ve yayg›nlaflmas›n› desteklemeli fleklindedir. Görüldü¤ü gibi Küresel ‹lkeler Sözleflmesi, çevre duyarl›l›¤›yla, gelecek nesillerin haklar›n› da güvence alt›na almaktad›r. Küresel ‹lkeler Sözleflmesinin web sitesi (www.unglobalcompact.org/participants/search) incelendi¤inde, kat›l›mc› say›s›n›n Mart 2010’da 130 ülkeden 7972’ye ulaflt›¤› görülmektedir. Türkiye’den ise 168 kat›l›m vard›r. Tamam›yla gönüllülük temelli olan kat›l›mda, Birleflmifl Milletler’deki Küresel ‹lkeler Sözleflmesi merkezi, kurulufllardan dönemsel rapor alarak kurumsal geliflmeleri izlemektedir. Türkiye’deki 168 kurumdan 33’ünün geliflme raporunu göndermedi¤i ilgili sitede görülmektedir. Öncü ve örnek kurulufllar›n yerel ve küresel sorun ve çözümleri tart›flt›¤› ve iyi uygulamalar›n› paylaflt›¤› sürece Küresel ‹lkeler Sözleflmesi giriflimi güç kazanacakt›r. Ülkemizden çok daha fazla kurumun Küresel ‹lkeler Sözleflmesine etkin kat›l›m› ve baflar›l› uygulamalar›n uluslararas› platformlarda paylafl›lmas›yla ülke itibar›m›z da olumlu yönde etkilenecektir. Kad›n erkek eflitli¤inde mevcut durum Bir toplumun ça¤dafllaflmas›n›n önündeki en önemli engellerden birisi kad›n erkek eflitsizli¤ini körükleyen bak›fl aç›s›d›r. Toplum olarak “K›z›n› dövmeyen, dizini döver” ve “Kad›n›n s›rt›ndan sopa, karn›ndan s›pa eksik etmeyeceksin” gibi sözlerle y›llar içerisinde beslenmifl erkek egemen düzenden gerçek anlamda ne ölçüde kurtulabildik? Naz›m Hikmet’in Kad›nlar›m›z fliirindeki ...anam›z, avrad›m›z, yarimiz ve sanki hiç yaflamam›fl gibi ölen ve sofram›zdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve da¤lara kaç›r›p u¤runda hapis yatt›¤›m›z ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koflulan ... dizelerine yans›yan Anadolu kad›n›n›n toplumdaki yeri Türkiye genelinde ne ölçüde de¤iflebildi? Bu sorular›n yan›t›n› verebilmek için, Dünya Ekonomik Forumu’nun her y›l yay›nlanan Küresel Cinsiyet Eflitsizli¤i Raporu’na bak›labilir. Bu rapora göre Türkiye`de kad›n ve erkeklerin toplumsal haklara eriflimleri aras›ndaki eflitsizlik 2009’da artm›flt›r. Türkiye 134 ülke aras›nda 129. s›raya gerilemifltir. 2006’da 115 ülke aras›nda 105. olan Türkiye, 2007’de 128 ülke aras›nda 121 ve 2008’de 130 ülke aras›nda 125. olmufltur. Harvard Üniversitesi`nden Ricardo Hausmann, Berkeley Üniversitesi`nden Laura D. Tyson ve Dünya Ekonomik Forumu`ndan Saadia Zahidi gözetiminde haz›rlanan rapor, ülkelerin kaynak ve f›rsat-

8

lar›n›, bu kaynaklar›n genel düzeyi göz önüne al›nmadan, kad›n ve erkek nüfus aras›nda ne flekilde da¤›tt›¤› sorusuna yan›t aramaktad›r. Gelifltirilen modele göre ana endeks, “Ekonomik Kat›l›m ve F›rsat Eflitli¤i”, “E¤itime Eriflim”, “Siyasal Yetkelendirme”, “Sa¤l›k ve Yaflam›n Sürdürülebilmesi” bafll›kl› dört alt göstergeden oluflmaktad›r. Endeks de¤erinin 1.0 olmas› yüzde yüz eflitlik demektir. Bire ne kadar yaklafl›l›rsa, eflitlik o ölçüde sa¤lanm›fl demektir. Rapordaki verilere göre ülkelerin %67’si genel endeks sonuçlar› itibar›yla kad›n-erkek eflitli¤ine do¤ru ilerleme kaydetmifltir. Dünya ortalamas› 2006’da 0,6618, 2007’de 0,6670, 2008’de 0,6743 ve 2009’da 0,6780’dir. 2009’da birinci s›rada yer alan ‹zlanda’n›n ana endeks puan› 0,8276 iken, Türkiye’nin puan› 0,5828’dir. 134 ülke puanlar›n›n ortalamas› ve standart sapmas› 0,6780 ve 0,0582’dir. Görüldü¤ü gibi cinsiyet eflitli¤i konusunda dünya ülkelerinin genel performans› da çok parlak de¤ildir ve Türkiye bu kötümser tablo içerisinde en alt s›ralarda yer almaktad›r. Alt göstergelere bakt›¤›m›zda, “Sa¤l›k ve Yaflam›n Sürdürülebilmesi” endeksinde Türkiye’nin s›ras› 93 ve puan› 0,9712’dir. 134 ülke ortalamas› 0,9723, ülkeler aras› standart sapma ise 0,0103 olarak görülmektedir. Bu endekste 39 ülke en yüksek puan olan 0,9796’ya ulaflm›flt›r. Ayr›ca en alt s›rada olan Hindistan’›n puan› da 0,9315’dir. Baflka bir deyiflle cinsiyetler aras› f›rsat eflitli¤i sorunu sa¤l›k ve yaflam›n sürdürülmesi boyutunda önemli ölçüde çözülmüfltür. “E¤itime eriflim” endeksinde Türkiye’nin s›ras› 110 ve puan› ise 0,8923’dür. 134 ülke ortalamas› 0,9496, standart sapma ise 0,09’dur. 134 ülkeden 25’i e¤itimde f›rsat eflitli¤ini yüzde 100 sa¤lam›fllard›r ve ana gösterge puan› 1’dir. Ayr›ca 127 ülkenin puan› 0,75’in üzerindedir. En alt s›rada ise 0,4180’le Çad gelmektedir. Ekonomik Kat›l›m ve F›rsat Eflitli¤i” endeksinde Türkiye 130. s›radad›r ve 0,4002 puanla oldukça kötü bir performans sergilemektedir. Bu alt göstergede ülkeler aras› ortalama 0,6306, standart sapma 0,1136, en yüksek puan 0,8334 ve en düflük puan 0,2334’dür. 134 ülke içerisinde sadece 17 ülkenin puan› 0,75 üzerindedir. Bu göstergeyi daha ayr›nt›l› incelersek, 134 ülke aras›nda Türkiye, iflgücüne kat›l›m eflitli¤inde 125, eflit ücret aç›s›ndan 84, yasama, üst düzey bürokrasi ve ifl dünyas›nda yöneticilik s›ralamas›nda 108, profesyonel ve teknik iflçilik eflitli¤i s›ralamas›nda da 95. s›radad›r. “Siyasal Yetkelendirme” endeksi ise dünya genelinde zincirin en zay›f halkas›d›r. Bu alt göstergede ülkeler ortalamas› 0,1595, standart sapma 0,1171, en yüksek puan ‹zlanda’n›n 0,5905 ve en düflük puan Suudi Arabistan’›n s›f›rd›r. Türkiye ise 0,0675 puanla 107. s›radad›r. KalDer, K‹S çerçevesinde “Yönetimde Kad›n Erkek Eflitli¤i” konusunda bir dizi çal›fltay düzenlemifl, “Yönetim Kad›n›n Hakk›d›r” temas›yla bir bildirge haz›rlam›fl ve bu alanda kurumsal karnenin belirlenmesi için bir taslak model gelifltirerek anket çal›flmas› gerçeklefltirmifltir. Bu projeyle ilgili çal›flmalar devam etmektedir.



10 - 31 Dosya

3/26/10

9:59 AM

Page 1

DOSYA

Özürlülerin durumlar›na uygun ifllere yerlefltirilmeleri ve bu ifllerde kendilerini gelifltirebilmeleri için gerek akademik, gerek mesleki e¤itim temel etkendir. Bu ba¤lamda Mesleki E¤itim ve Dan›flmanl›k Merkezleri ça¤dafl yap›ya kavuflturulmal›, uygun ifle yönlendirme çal›flmalar›na a¤›rl›k verilmelidir.

GÖRÜfi


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 2

Kurumsal Sosyal Sorumluluk, iflletmelerin toplumdaki rolü ve engelli istihdam› “Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavram›, küreselleflen dünyada iflletmelerin faaliyetleri ve paydafllar› ile iliflkileri konusundaki davran›fllar›n›n gözden geçirilmesi ihtiyac›n›n bir sonucu olarak ortaya ç›kt›.”

K

Tu¤rul Kudatgobilik Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu Yönetim Kurulu Baflkan›

üreselleflme ve beraberinde getirdi¤i rekabet ortam›n›n ürünü say›labilecek sürdürülebilir kalk›nma kavram›, ekonomik geliflmenin uzun vadede sosyal uyum ve çevresel korumayla birlikte yürütülmesi anlam›na geliyor. Sürdürülebilir kalk›nmaya olan ihtiyaç, iflletmelerin toplumda sahip oldu¤u rol konusunda yeni tart›flmalar›n ortaya ç›kmas›na ve ifl dünyas›n›n ekonomik, çevresel ve sosyal ifllevlerinin birlikte gündeme gelmesine neden oldu. Toplumda üretici, yenilikçi, iflveren, pazarlamac›, tüketici ve vergi mükellefi rollerini üstlenen iflletmelerin elde ettikleri kâr, refah yarat›lmas› için zorunlu bir ön kofluldur. Ancak, son y›llarda, bu kâr›n elde edilme biçimi ve faaliyetin yürütülmesi konular› giderek daha fazla tart›fl›l›r oldu. “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” (KSS) kavram›, küreselleflen dünyada iflletmelerin faaliyetleri ve paydafllar› ile iliflkileri konusundaki davran›fllar›n›n gözden geçirilmesi ihtiyac›n›n bir sonucu olarak ortaya ç›kt›. Asl›nda iflletmelerin toplumla iliflkilerinin temelinde, yönetiflim konular› da dâhil olmak üzere, yasalarla belirlenen kurallar bulunuyor. Ancak KSS, yasalarla belirlenen çerçevenin, iflletmenin kendi karar›yla ve sadece iflletmeden kaynaklanan nedenlerle ötesine geçil-

mesi anlam›na geliyor. Günümüz toplumlar›nda iflletmelerin uymas› gereken kurallara, toplumun bunlardan beklentilerinin eklendi¤i dikkati çekiyor. Bu beklentiler, iflletmeler aç›s›ndan bir zorunluluk içermemekle birlikte, yönetilmesi gereken bir süreci ifade ediyor. KSS konusundaki temel tart›flmalar, genellikle iflletmelerin toplumdaki temel fonksiyonlar›n›n göz ard› edilmesinden kaynaklan›yor. ‹flletmelerin temel amac› kâr getirici faaliyet yoluyla toplumda refah yarat›lmas›na katk›da bulunmakt›r. Bu fonksiyonun göz ard› edilerek iflletmelerden bir de devletin yasal ve düzenleyici çerçevenin kurulmas› ve uygulanmas› konusundaki baflar›s›zl›klar›n›n telafi etmelerinin talep edilmesi, KSS kavram›n›n niteli¤ini de¤ifltirdi¤i gibi, hukukun üstünlü¤ü ilkesini de zay›flat›yor. Hükümetlerin ve iflletmelerin, aç›k biçimde belirlenmesi ve birbirlerine karfl› s›n›rlar›n›n çizilmesi gereken farkl› sorumluluklar› bulunuyor. Bu çerçevede, KSS faaliyetleri hükümetlerin temel hizmetleri sa¤lama, insan haklar›n› koruma ve gelifltirme ve temel kamu sorumluluklar›n› yerine getirme gibi faaliyetlerinin alternatifi yahut ikamesi olarak de¤il, kamu yönetiminin ekonomik alandaki ve toplumdaki rolünün tamamlay›c›s› olarak ele al›nmal›d›r.

11


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 3

DOSYA

Kamu sektörünün hizmet performans›n›n yetersizli¤i, küreselleflme, sürdürülebilir kalk›nma, iflletme faaliyetlerinin fleffaflaflmas›na duyulan ilginin artmas› ve bilgi temelli ekonomiye geçifl KSS’nin önemini art›ran temel faktörlerdir. Hükümetlerin temel rolü, iflletmelerin baflar›l› biçimde faaliyet gösterecekleri, düzgün iflleyen yasal, politik, sosyal ve ekonomik çevreyi yani “uygun iflletme ortam›”n› yaratmakt›r. Rekabetçi piyasalar›n yarat›lmas›, çevrenin korunmas› ve bireysel haklar›n güvence alt›na al›nmas› için hükümetlerin, ulusal yasa ve düzenlemeleri yürürlü¤e koymas› ve uygulamas› esast›r. Hükümetlerin yarataca¤› kaliteli ve uygun çal›flma ortam›, iflletmelerin etkin biçimde faaliyet göstermesi ve KSS faaliyetleri yürütmesi için ön kofluldur. Özetle KSS, devletin çözüm getiremedi¤i sosyo-ekonomik sorunlar›n sorumlulu¤unun özel sektöre devredilmesi olarak anlafl›lmamal›. ‹fl dünyas›, di¤er rollerinin yan› s›ra faaliyet gösterdi¤i toplumlar›n gelifliminde ve kalk›nmas›nda önemli bir rolü oldu¤unun daima bilincinde oldu. Ancak ifl dünyas›, uluslararas› ticaret ve sosyal standartlar aras›nda KSS inisiyatifleri üzerinden bir iliflki kurulmas›n› ve bu yoldan iflletmelerin rekabet avantajlar›n›n s›n›rland›r›lmas›n› desteklemiyor. Sosyal standartlar›n belirlenmesi ve uygulanmas› hükümetlerin sorumlulu¤undad›r. KSS, günümüz ifl ve yat›r›m ortam›ndan kaynaklanan çok çeflitli sorunlara ifl dünyas› taraf›ndan verilmeye çal›fl›lan bir cevapt›r. Küreselleflen dünyada, uluslararas› ve ulusal düzenlemelerin bir ikamesi olarak de¤il, onlar›n tamamlay›c›s› fleklinde düflünülmelidir. Hiç kuflkusuz, KSS’yi gelifltirmek iflletmelerin temel amac› de¤ildir ve iste¤e ba¤l› do¤as› da dikkate al›nd›¤›nda, hükümetlerin sürecin gelifltirilmesi konusundaki rolü daha aç›k biçimde ortaya ç›k›yor. Hükümetler aç›s›ndan bunu yapman›n en etkili ve temel yolu, uygun ifl ve yat›r›m ortam›n›n yarat›lmas› (hukukun üstünlü¤ü ve mülkiyet hakk›n›n korunmas› gibi) ve iyi yönetiflim standartlar›n›n belirlenmesidir (fleffafl›¤›n sa¤lanmas› ve yolsuzlu¤un önlenmesi gibi). ‹fl ve yat›r›m ortam›n›n güçlendirilmesi ve desteklenmesi KSS inisiyatiflerinin hükümetlerce dayat›lmas› ya da yönetilmesi anlam›n› tafl›m›yor, iflletmelerin sürdürülebilir biçimde geliflebilecekleri ve sorumluluk içinde hareket edebilecekleri bir ortam›n sa¤lanmas› anlam›na geliyor. ‹flletme taraf›ndan hangi KSS inisiyatifi benimsenirse benimsensin, her iflletmeye uyan tek bir ölçü bulun-

12

GÖRÜfi

muyor. Kendi faaliyetlerine uyan ve istenen amaca ulafl›lmas›n› sa¤layacak inisiyatifi belirlemek ve benimsemek iflletmenin özgür biçimde vermesi gereken bir karard›r. Bir iflletme seçti¤i KSS inisiyatifini uygulamaya koyarken tek bafl›na da hareket edebilir, di¤er aktörlerle ortak biçimde de çal›flabilir. Üstelik KSS; dura¤an bir alan› da ifade etmiyor. ‹flletmeler KSS ile sürekli de¤iflen dünya koflullar›na cevap vermiyor. KSS’nin iste¤e ba¤l› do¤as› ve iflletmeler taraf›ndan verilen birçok yenilikçi tepkinin varl›¤›, KSS’nin katk›da bulundu¤u sosyal ilerlemenin devam edece¤inin bir kan›t› fleklinde görülmelidir. Kuflkusuz iflletmeler bu yenilikçi yaklafl›mlar›n› sürdürebilmek için esnekli¤e ihtiyaç duyuyor.

KSS faaliyetleri, hükümetlerin küreselleflmenin faydalar›n› yayg›nlaflt›rma rol ve çabalar›n› destekler niteliktedir KSS giriflimleri ve bunlar›n izleme mekanizmalar›, toplumsal aktörlerin iflletmelerin marka imajlar›na ve rekabet güçlerine zarar verebilecek haks›z iddialar›n›n bir arac› gibi kullan›lmamal›d›r. Günümüzde KSS inisiyatiflerinin mekanizmalar› kullan›larak, birçok ülkede çeflitli iflletmeler hakk›nda haks›z karalama kampanyalar› yürütüldü¤ü görülüyor. Bu tür yaklafl›mlar, iflletmelerin tamamen gönüllü biçimde üstlendikleri olumlu KSS giriflimlerine kuflku ile bakmalar›na neden oluyor. KSS, toplumlar› daha modern ve ça¤dafl hale getirmenin araçlar›ndan birisidir. Bu arac›n nas›l ve hangi s›n›rlar dâhilinde kullan›labilece¤i konusunda henüz tüm ülkeler taraf›ndan benimsenmifl standartlar mevcut de¤ildir. Bunlar›n belirlenmesinin KSS faaliyetlerinin yayg›nlaflmas› aç›s›ndan ne ölçüde yarar sa¤layabilece¤i de tart›flmal› bir konudur. Sonuç olarak, KSS faaliyetlerinin sürdürülmesi ve kendilerinden beklenen yararlar› sa¤lamas› bu alan›n “gönüllü” giriflimler alan› olarak kalmas›na ba¤l›d›r.

Engellilerin istihdam sorunu Dünya ekonomisinde ve ülkemizde sadece iflgücü piyasas›n›n de¤il, genel olarak toplumun önemli sorunlar›n›n bafl›nda özürlülerin istihdam›n›n art›r›lmas› geliyor. Anayasam›z›n 42, 50 ve 61. maddeleri baflta olmak üzere yasalar›m›z, özürlülerin e¤itimini, istihdam›n›, sosyal güvenlik ve sosyal yard›mlardan yarar-


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 4

lanma koflullar›n›, sa¤lanacak t›bbi ve mesleki rehabilitasyon hizmetlerini düzenliyor. Türkiye’nin kabul etti¤i uluslararas› sözleflmeler de özürlüler konusunda izlenecek politikaya ›fl›k tutuyor. Özürlülerin istihdam› konusunda karfl›lafl›lan temel sorunlar; yasan›n, devletçe verilmesini flart kofltu¤u mesleki e¤itim ve rehabilitasyon hizmetlerinin yetersizli¤i, özürlülere verilen mesleki e¤itimin iflgücü piyasas›n›n ihtiyaçlar›na duyarl› olmamas› ve ihtiyac› karfl›layamamas›, kota-ceza sistemiyle yetinilip, etkili teflvik mekanizmalar›n›n benimsenmemifl olmas›, ifl ve çal›flma koflullar›n›n özürlüler için her zaman uygun olmamas› ve mesleki rehberlik ve dan›flmanl›k hizmetlerinin s›n›rl› kalmas›d›r. Ülkemizde, Anayasa’daki sosyal devlet ilkesine ra¤men, özürlülerin istihdam ve mesleki rehabilitasyon sorununun çözümü, kota sistemi üzerine odaklan›larak büyük ölçüde iflyerlerine b›rak›lm›fl; bu konuda uygulamaya konulabilecek baflka yöntemler ve teflvikler üzerinde durulmam›fl; mesleki ve t›bbi rehabilitasyon, özel e¤itim gibi toplum ve iflyeri ile uyuma yönelik altyap› oluflturulamam›fl durumda. As›l amac› üretim yapmak olan iflyerleri için, bu üretimi gerçeklefltirecek elemanlar›n iflin gerektirdi¤i niteliklere sahip olmas› önem tafl›m›yor. Di¤er bir ifadeyle, iflverenler için ifle alacaklar› elemanlar aç›s›ndan özürlü olan-olmayan ayr›m› de¤il, yapaca¤› iflin gerektirdi¤i bilgi, beceri ve tutuma sahip olup olmamas› ön plana ç›k›yor. Bu nedenle, özürlülerin istihdam› konusunu e¤itim ve mesleki rehabilitasyondan ayr› olarak de¤erlendirmek mümkün de¤il. Dolay›s›yla, özürlü istihdam›n›n art›r›lmas›nda en etkin yol, özürlülerin ifl ve meslek kazand›r›c› e¤itimden geçirilmesidir. Öte yandan, çal›flma flartlar›n›n özürlüler bak›m›ndan düzenlenebilmesi için bu yükümlülü¤e tabi k›l›nan tüm iflyerlerine devletçe mali ve teknik destek sa¤lanmal›. Özürlü istihdam› zorunluluk olmaktan ç›kar›lmal›, Avrupa Ülkeleri’ndeki örneklere uygun olarak, sosyal sigorta prim deste¤inin yan› s›ra istihdam› teflvik edici çeflitli devlet katk›lar› getirilmelidir. Almanya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, ‹spanya, Romanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya ve Polonya’da iflverene vergi indirimi sa¤lanmas›, özürlü istihdam› nedeniyle yap›lmas› zorunlu olan yat›r›mlar›n devletçe karfl›lanmas›, zorunlu rehabilitasyon hizmeti verilmesi, belirli süreyle ücretlerinin ve/veya sigorta primlerinin devletçe karfl›lanmas›, iflverene kredi veya sübvansiyon verilmesi, enerji maliyetinin düflürülmesi gibi istihdam› teflvik edici devlet katk›lar› bulunuyor.Ayr›ca,

iflverene sa¤lanacak destekler sadece mali boyutla s›n›rl› kalmay›p, istihdam sonras› özürlülerin ifle uyumlar›n› sa¤layacak rehberlik hizmetlerini de içerecek flekilde verilmelidir. Özürlü çal›flt›rma zorunlulu¤u kald›r›lmal›. Buna geçifl döneminde iflletmelere, özürlü çal›flt›rma yükümlülü¤ü yerine yasalarda yap›lacak de¤iflikliklerle baz› alternatifler sunulabilir. Örne¤in, baz› AB Ülkeleri’nde (Avusturya, Almanya) oldu¤u gibi, özürlü istihdam etmekte zorlanan iflyerlerine özürlü istihdam›n› kolaylaflt›r›c› çal›flmalar yürütecek bir fona katk›da bulunma imkân› tan›nabilir. Özürlü personel için “do¤ru ifle do¤ru eleman” stratejisinin oluflturulmas› ve politikalar gelifltirilmesi büyük önem tafl›yor. Özürlülerin durumlar›na uygun ifllere yerlefltirilmeleri ve bu ifllerde kendilerini gelifltirebilmeleri için gerek akademik, gerek mesleki e¤itim temel etkendir. Bu ba¤lamda Mesleki E¤itim ve Dan›flmanl›k Merkezleri ça¤dafl yap›ya kavuflturulmal›, uygun ifle yönlendirme çal›flmalar›na a¤›rl›k verilmelidir. Özürlülerin e¤itim alabilmek için k›t kaynaklar›n yan›nda e¤itimleri için uygun mekân, teçhizat ve dan›flmanl›k konular›nda da eksiklikler bulunuyor. 5378 say›l› Kanun ile özel e¤itime iliflkin özel program, teknik araç, gereç ve insan kayna¤›na eriflim konusunda yasal düzlemde ilerleme sa¤lanm›fl, ancak uygulamada ilerleme kaydedilemedi. Özürlülerin niteliklerine uygun mesleki e¤itim verilememesi, özel e¤itim alan›nda e¤itim verecek yeterli say›da ö¤retmen yetifltirilemeyifli, Rehberlik ve Araflt›rma Merkezlerindeki araç gereç ve personel yetersizli¤i, özel e¤itim gibi temel sorunlar yaflanmaya devam ediyor.

T‹SK’in Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) alan›nda yürüttü¤ü çal›flmalar T‹SK sözleflmeye iliflkin çal›flmalar›na Ekim 2002'de bafllad›. T‹SK ile UNDP aras›nda 27 Ocak 2003 tarihinde bir anlaflma metni imzaland›. Söz konusu dönemde T‹SK çeflitli illerde dört seminer düzenlendi. Bu dönemde Küresel ‹lkeler Sözleflmesi'ne 60’a yak›n Türk firmas› imza att›. Anlaflman›n süresinin dolmas›n› takiben UNDP ile T‹SK aras›nda yeni iflbirli¤i aray›fllar› bafllam›fl, 2005-2007 dönemini kapsayacak yeni bir projenin haz›rl›klar› yürütülmüfl ve T‹SK söz konusu projede ana rollerden birini üstlendi. T‹SK Türkiye’de Sözleflmeyi imzalayan iflletmelere yol gösterebilmek amac›yla, üyesi oldu¤u ve Birleflmifl Milletler nezdinde iflverenleri temsil eden Uluslararas› ‹flverenler Teflkilat› (IOE)’n›n konuya dair haz›rlad›¤› rehberi Türkçeye tercüme ederek yay›nlad›. T‹SK Yürütme Kurulu 2010 y›l› için ilaç, otomotiv ve tekstil olmak üzere belirledi¤i üç öncelikli sektörde, Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’nin tan›t›m›n›n yap›lmas›na karar verdi ve bu yöndeki yo¤un çal›flmalar›na bafllad›. ILO öncülü¤ünde gelifltirilen “Küresel ‹lkeler Sözleflmesinin Çal›flma Hayat›na ‹liflkin ‹lkeleri: ‹flletmeler ‹çin Rehber” bafll›kl› doküman›n› T‹SK dilimize çevirerek, genifl da¤›t›m›n› yapt›.

13


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 5

DOSYA

Röportaj

Kay›t d›fl› ile mücadelede ilk ad›m sorumluluk almak Aynur Bektafl TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu Baflkan› ve Hey Tekstil Genel Müdürü

TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’ne ilk imza atan kurulufllardan biri. Hedeflerinin bafl›nda ise kurumsal sosyal sorumlulu¤u yayg›nlaflt›rmak ve özellikle kad›n›n eflit ifle, eflit ücret almas›n› sa¤lamak geliyor.

fl hayat›nda ayr›mc›l›¤›n önüne geçmek ve etik de¤erleri öne ç›karmak amac›yla, insan haklar›, iflgücü ve çevre gibi birçok konuda ifl dünyas›n›n çeflitli taahhütlerde bulunmas›n› sa¤layan Küresel ‹lkeler Sözleflmesi sivil toplum taraf›ndan da uygulamaya al›n›yor. Anlaflmaya ilk imza atan kurulufllardan biri olan TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu (KGK) Türkiye’deki kad›n giriflimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bak›m›ndan gelifltirilmesini hedefliyor. TOBB KGK Baflkan› Aynur Bektafl, tüm kurum ve kurulufllar› kad›n›n çal›flma hayat›na kat›lmas›n›n önünde en büyük engel olan kay›t d›fl›l›k ile mücadeleye ça¤›r›yor. Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’n› imzalaman›n bunun ilk ad›m› oldu¤unu vurguluyor. TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu olarak Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’na (Global Compact) iliflkin çal›flmalar›n›z nelerdir? TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu olarak Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’na (Global Compact) ilk imza atanlardan biriyiz. Ayr›ca Hey Tekstil de bu anlaflmay› ilk imzalayan flirketler aras›nda yer al›yor. KGK olarak

14

hedefimiz, kurumsal sosyal sorumlulu¤u yayg›nlaflt›rmak, özellikle kad›n›n eflit ifle eflit ücret almas›n› sa¤lamak. Kurumsal sosyal sorumluluk ad›na Türkiye’de çok fazla somut çal›flma yap›ld›¤›n› düflünmüyorum. Bu konunun devlet politikas› haline getirilmesi gerekiyor. Devlet, sivil toplum, sendikalar ve di¤er bütün kurumlar›n bir araya gelerek bu konuda ortak bir çal›flma bafllatmalar› gerekir. Kesinlikle kay›t d›fl›yla etkin bir mücadele yap›lmas› gerekti¤ine inananlardan›m. Büyük flehirlerde bunun yap›land›r›lmas› çok zor gözüküyor. Fakat Anadolu’da özellikle yeni yat›r›mlarda ‹fiKUR devreye sokularak bu konuda baflar› yakalanabilir. Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’ne imza atman›n, kurumlar›n sorumluluklar›n› yerine getirmeleri konusunda etkili olaca¤›n› düflünüyorum. ‹mza atanlar bu sorumlulu¤u tafl›yacakt›r. “Yurt ‹çi Fuar Kat›l›m›nda Kad›n Giriflimcilerin Desteklenmesi Projesi” nas›l do¤du? Projenin hedefleri nelerdir? Geçti¤imiz y›l hayata geçirilen bu proje kad›n giriflimcilerin fuarlarda ücretsiz olarak yer almalar›n› he-


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 6

‹fl ifltir, cinsiyeti yoktur, kad›n da erkek de yapabilir

defliyor. Kad›n giriflimcilerin ürettikleri mal ve hizmetleri tan›t›rken yeni ticari iliflkiler kurmalar›na olanak sa¤layacak en etkin platformlar›n fuarlar oldu¤undan yola ç›karak bu projeyi bafllatt›k. Çal›flmalar›m›z sonucunda “Yurt ‹çi Fuar Kat›l›m›nda Kad›n Giriflimcilerin Desteklenmesi Projesi” 2010 y›l› için14 fuar firmas›ndan toplam 128 fuar için ücretsiz kat›l›m deste¤i sa¤lad›. Kad›n giriflimcilerin ifl hayat›nda karfl›laflt›¤› sorunlar nedir? 39 y›ld›r ifl hayat›nda olan bir kad›n›m, bunun 20 y›l›n› çal›flan, 19 y›l›n› ise iflveren konumunda geçirdim. Çal›flma hayat›mda dezavantaj ve avantaj yaflad›¤›m› söyleyemem, çünkü hiçbir zaman iflin cinsiyeti oldu¤unu düflünmedim. ‹fl ifltir, cinsiyeti yoktur, kad›n da erkek de yapabilir. Ama Türkiye’nin genel durumu düflünüldü¤ünde yetiflme tarz›m›z, adet, gelenek ve göreneklerimize ba¤l›l›¤›m›z ve özellikle de “Kad›n›n yeri evi” ya da “Erkek evi geçindirir” anlay›fl› yayg›n oldu¤u için Türkiye’de kad›n›n önündeki engeller büyüyor. Kad›n›n kendisi de yüzde 50 oran›nda kendisine engeldir. Ancak engellerden en büyü¤ü kay›t d›fl›l›kt›r. Gün geçtikçe daha çok kad›n kay›t d›fl› çal›flt›r›l›yor. Bunun önüne geçilmeli. Bu sorunlar›n çözümlenebilmesi için kamu kurum ve kurulufllar› neler yap›yor? Bu çabalar yeterli mi? Kesinlikle çabalar›n yetersiz oldu¤unu düflünüyorum. ‹stihdam tafl›yan tekstil gibi sektörlerin hassas sektör ilan edilmesi, istihdam üzerindeki yüklerin azalt›lmas› gerekir. Bu kadar yük iflletmeleri kay›t d›fl›na itiyor ve haks›z rekabete yol aç›yor. Devletin s›ca¤› s›ca¤›na bir aç›klamas› var: “Bundan sonra vergi düflümü yap›lmayacak, çünkü geri dönüfl olmad›” deniliyor. Bu-

” nu son derece yanl›fl buluyorum. ‹stihdam üzerindeki yüklerin, emek yo¤un sektörlerde mutlaka indirilmeye devam edilmesi gerekiyor. Çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz? Biz Türkiye Odalar ve Borsalar Birli¤i Kad›n Giriflimciler Kurulu olarak “Yönetim kad›n›n hakk›” slogan›n› benimseyerek odalarda kay›tl› ifl kad›nlar›n›n ticaret ve sanayi odalar›nda yönetime kat›lmalar› için çal›flma bafllatt›k. Mart ay›nda yap›lan seçimlerde yüzde 192’lik baflar› elde ederek meclislerdeki 51 olan kad›n say›s›n› 149’a ç›kard›k. TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu 81 ilde örgütlenmifl olan en büyük ifl kad›n› teflkilat›d›r. fiu ana kadar ortalama 45 ilde etkinlik yap›ld› ve Anadolu’da büyük bir hareketlilik bafllad›. fiu an itibariyle çal›flma ça¤›ndaki nüfusun 22 milyonu çal›fl›yor, bu çal›flanlar›n içinde kad›nlar›n oran› ise yüzde 28. Türkiye’de erkek giriflimci say›s› 1,3 milyon iken kad›n giriflimci say›s› 80 bin. Bu hareketin Anadolu’dan bafllay›p tüm Türkiye’ye yay›laca¤›n› düflünüyorum. TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu hakk›nda Kad›n Giriflimciler Kurulu, TOBB bünyesinde kad›n giriflimcilik konusunda genel politikalar gelifltiren ve görüfl oluflturulmas›na katk›da bulunan bir kurul olarak çal›flmalar›n› yürütüyor. Giriflimci ruhlu kiflilere, özelliklerini daha etkili ve verimli kullanabilmelerini sa¤lamak için e¤itimler ve paneller düzenliyor. ‹fl kurmay› düflünenlere ihtiyaçlar› olacak temel bilgileri veriyor, yol göstermek amac›yla etkinlikler düzenliyor ve yetkili kurumlarla buluflmalar›n› sa¤l›yor. TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu, ülkemizdeki kad›n giriflimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bak›m›ndan gelifltirilmesini hedefliyor. Bu potansiyelin daha donan›ml› hale getirilmesi amac›yla politika belirlemek ve giriflimcilik kültürünün kad›nlar aras›nda geliflmesine öncülük etmek de kurulun hedefleri aras›nda yer al›yor.

15


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 7

DOSYA

Röportaj

“Dünya, daha iyi bir yer olacaksa, bunu kad›nlar baflaracak”

Funda Sivrikaya fierifo¤lu Düzce Üniversitesi Rektörü

Düzce Üniversitesi Rektörü Funda Sivrikaya fierifo¤lu idealist bir kad›n olarak çal›flma hayat›nda hemcinslerine örnek olmaya devam ediyor.

D

üzce Üniversitesi Rektörü Funda Sivrikaya fierifo¤lu halen sürdürdü¤ü göreviyle Türkiye’de bir ilke imza att›. fierifo¤lu, ataerkil düflünce yap›s›na karfl› kad›nlar›n her alanda yüreklendirilmesi gerekti¤ine inan›yor. Kad›nlar›n e¤itimleriyle, yetenekleriyle çal›flma hayat›nda daha fazla yer alabileceklerine dair iyi bir örnek olarak fierifo¤lu “Yetenek ve kapasiteye sahip, samimiyetle ve çok çal›flan kad›nlar›n her engeli aflabilece¤ine inan›yorum” diyor. Meclisteki erkek egemen görüntüyü ülkemize yak›flt›ramad›¤›n› ifade eden fierifo¤lu “Atam›z›n sa¤lad›¤› hukuki ve sosyal haklar sonucunda, yeterli e¤itim alma olana¤›na kavuflan k›z çocuklar›m›z›n önünde hiçbir engel yok” diyor.

16

Rektör olma sürecinde cinsiyet ayr›mc›l›¤›na dair herhangi bir sorun yaflad›n›z m›? Sadece rektör olma sürecinde de¤il hayat›m›n hiçbir evresinde kad›n olmaktan kaynaklanan bir ayr›mc›l›¤a maruz kalmad›m, kald›ysam da hiç fark etmedim ve aflabildim. Ama ben geneli temsil etmiyorum: K›z ve erkek çocuk aras›nda hiç ayr›m yapmayan son derece ayd›n ve idealist bir anne-baba taraf›ndan yetifltirilmifl, ülkenin ve dünyan›n say›l› okullar›nda e¤itim alma olana¤› bulmufl flansl› bir kifliyim. Tüm bu deneyimlerimden yola ç›karak flunu savunuyorum: Atam›z›n sa¤lad›¤› hukuki ve sosyal haklar sonucunda, ülkemizde yeterli e¤itim alma olana¤›na kavuflan k›z çocuklar›m›z›n önünde hiçbir engel yok. Yeteneklerinin, çal›flma azimlerinin ve ideallerinin ulaflt›rabilece¤i her yere gelebilirler. K›z çocuklar›m›z›n ve kad›nlar›m›z›n


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 8

‘Nas›l olur?’ de¤il, ‘Neden olmas›n?’ diye sormalar›n› sa¤lamal›y›z. Görevimin bana verdi¤i en büyük mutluluklardan birisi de kad›n ö¤renci ve çal›flanlar›m›za bir rol model oluflturmakt›r. Rektör olduktan sonra ald›¤›n›z tepkiler nelerdir? Görevimi yürütürken iletiflim kurdu¤umuz tüm kurum ve kurulufllardaki yönetici, çal›flan, temsilcilerden samimi bir yak›nl›k ve sayg› gördüm. Bir kad›n›n bu kadar önemli bir göreve gelmesinden, beni o koltukta görmekten büyük mutluluk duydu¤unu bildirenler oldu. Bu insanlar›n içinde kad›nlar ço¤unluktayd›. San›r›m bu flekilde mutluluk ve heyecan duyanlar›n as›l ilginç ve hofl buldu¤u fley, genç bir ka-

rar alma süreçlerinde etkin olarak yer almalar›n› kabullenemeyen, özünde ataerkil bir düflünce yap›s›n›n ürünüdür diye düflünüyorum.

“Erkek egemen görüntüyü ülkemize yak›flt›ram›yorum” Yönetici kad›nlar›n say›s›n›n az oluflunun temelinde kad›nlar›n karars›zl›klar› m› yoksa toplumsal bask› ve sosyal sorunlar m› birincil rol oynuyor? Yeterli e¤itim alm›fl, görevinin gerektirdi¤i yetenek ve kapasiteye sahip, samimiyetle ve çok çal›flan kad›nlar›n önlerine ç›kan her engeli aflabileceklerine inanan

“Ankara’daki baz› resmi daire ve makamlara ilk ziyaretimde, “Hoflgeldiniz, Rektör Bey yok mu?” diye karfl›lan›yor, rektörün sekreteri san›l›yordum.” d›n›n bu göreve gelmifl olmas›. Genç yafltaki erkeklerin önemli bir göreve atanmalar› flaflk›nl›k yaratmazken, genç yafltaki kad›nlar›n atanmalar› yaratabiliyor. Bu konuyla ilgili ilginç ve komik bir örnek vermek gerekirse, ilk zamanlarda Ankara’daki bir-iki resmi daire ve makama ilk ziyaretimde, “Hofl geldiniz, Rektör Bey yok mu?” diye karfl›land›¤›m› ve rektörün yard›mc›s› ya da sekreteri san›ld›¤›m› paylaflay›m. Kad›n yöneticilerin s›kl›kla karfl›laflt›¤› sorunlar›n bafl›nda sizce neler geliyor? Ülkemizde, karar alma süreçlerinde erkek hâkimiyeti çok belirgin ve sonuçlar› da ortada. Üstelik kararlar kurumsal yap›lar›n ve mesai saatlerinin d›fl›nda, erkek erke¤e toplan›lan ortamlardaki sohbetler s›ras›nda flekillenebiliyor. Bu durum, kad›nlar›n yönetici pozisyonlar›na adayl›¤›n›, seçilmelerini ve bu görevleri yürütmelerini zorlaflt›r›yor. Bunun yan›nda ailevi sorumluluklarla ifl hayat›n›n bitmek tükenmek bilmeyen taleplerini de dengelemek kad›nlar için erkeklere göre daha zor. Evde yak›nlar› ve yard›mc›lar› olsa bile bir kad›n yönetici evin düzeniyle, ailenin sosyal iliflkileriyle, çocuklar›n okul ve ev yaflam›yla ilgili her tür geliflmeyi takip eder, yönlendirir. Bu sorunlar›n temeline inmek gerekirse nas›l bir düflünce yap›s›n›n ürünü olduklar› söylenebilir? Sosyal bilimci de¤ilim ama kad›nlar›n sosyal hayata ve ifl yaflam›na kat›lmas›n› kabullenebilse bile, yetenekleri, kapasiteleri ve özellikleri ne olursa olsun ka-

bir insan›m. Karar alma süreçlerindeki erkek egemenli¤i, ailevi sorumluluklar, yöneticilik görevine aday olma ve seçilme sürecindeki y›prat›c› engeller gibi nedenlerle kad›nlar›n bu görevlere aday olmaktan kaç›nd›klar›n› düflünüyorum. Kendine güvenmedi¤i için, aile-ifl dengesinde aile lehine tav›r ald›¤› için, y›pranmay› istemedi¤i için, de¤meyece¤ini düflündü¤ü için yükselmeyi arzulamayan kad›nlar da tan›d›m. Liderlik pozisyonlar›na kad›nlar daha az aday oluyor ve daha az say›da seçilip atan›yorlar. Farkl› illerdeki çeflitli tören ve toplant›lara kat›ld›¤›mda ve bas›ndan bu tür toplant›lar› izledi¤imde protokollerdeki kad›n yönetici say›s›n›n azl›¤› dikkatimi çekiyor. Meclisteki erkek egemen görüntüyü de ülkemize yak›flt›ram›yorum. Bu duruma k›sa ya da orta vadede çözüm getirmek mümkün mü? Yönetimde kad›nlar›n say›s›n›n artmas› için kad›nlar›n bireysel olarak neler yapmas› gerekiyor? Tüm k›z çocuklar›m›z ve kad›nlar›m›z okuma-yazma ö¤renip e¤itim olanaklar›na kavuflana kadar kad›n/erkek hepimizin yapaca¤› çok ifl var. K›sa vadede sivil toplum kurulufllar›na üye olabilir, burs olanaklar› sa¤layabilir, tan›d›¤›m›z hay›rseverleri e¤itime yat›r›m veya katk› yapmaya davet edebiliriz. Ülkemizin her köflesinde yapt›¤› ifli severek yapan ve baflar›ya ulaflan, baflkalar›n›n hayat›nda fark yaratan binlerce kad›n›m›z var. Bu rol modellerinin görünür k›l›nmas› gerekli. Baflar›l› kad›nlar›n hayat öyküleri kitaplara, filmlere, bas›na daha fazla konu olmal›. Özellikle

17


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 9

“Yeterli e¤itim alm›fl, görevinin gerektirdi¤i yetenek ve kapasiteye sahip, samimiyetle ve çok çal›flan kad›nlar›n önlerine ç›kan her engeli aflabileceklerine inan›yorum.” Anadolu’da halk›m›z gözüyle düflünür, yani baflar›l› örnekler görmeden bir ifle giriflmez. Rol modellerin görünür k›l›nmas› bu nedenle önemli. Bu yönde çaba harcayan kad›n veya erkek yazarlar›m›z, film yönetmenlerimiz var ama az say›da. ‹yi e¤itim alm›fl, yetenekli kad›nlar›m›z›n da karar alma süreçlerinde etkin yer almak üzere aday olmalar› ve daha fazla kad›na ortam haz›rlamalar› gerekiyor. fiunu söylemeden geçmeyeyim; herhangi bir görev söz konusu oldu¤unda, kad›nlara sadece kad›n olduklar› için de¤il, gerekli bilgi ve yeteneklere sahip olduklar› için öncelik verilmesinden yanay›m. Yönetimdeki erkeklerin kad›n yöneticilere karfl› bak›fl aç›s›n› de¤erlendirir misiniz? Çal›flt›¤›m ve ortak projeler yürüttü¤üm üniversitelerde ve kurumlarda edindi¤im deneyimlerimden yola ç›karak bir de¤erlendirme yapmam gerekirse; kad›n yöneticinin yetersiz olmas› durumunda erkeklerin daha elefltirel ve alayc› olduklar›n›, kendi hemcinslerine gösterdikleri tolerans› kad›nlara göstermediklerini söy-

18

leyebilirim. Genelleme yaparsak kad›n yönetici, erkek yöneticiden daha fazla özelli¤e sahip olmal›, daha çok çal›flmal› ve daha büyük baflar›lara imza atmal› ki sayg› görsün. Rektörlü¤üm s›ras›nda ben bir sorun yaflamad›m. Kad›n/erkek ayr›m› akl›m›za bile gelmeden, el ve gönül birli¤iyle, fleffaf, demokratik, üretkenli¤in temel kriter oldu¤u bir üniversite kurmaya çal›fl›yoruz. Ortak ve yüksek hedeflere ulaflmak için çal›fl›rken ve her görevi onu en iyi yapacak olana emanet etme prensibine inan›rken, sadece cinsiyet ayr›mc›l›¤› de¤il, her tür görüfl/inanç/düflünce ayr›mc›l›¤› da gereksizlefliyor, anlams›zlafl›yor. fiikâyet etmek yerine hepimiz elimizden geleni yapal›m. K›z çocuklar›n›n e¤itim olanaklar›na kavuflmas› için, eflit adaylar aras›nda kad›n adaya flans tan›nmas› için, kad›nlar›n yöneticili¤e aday olmak üzere yüreklendirilmeleri için, rol modellerin daha fazla tan›n›r olmas› için, kad›n giriflimci say›s›n›n artmas› için… Dünya daha iyi bir yer olacaksa bunu kad›nlar baflaracak, çünkü erkekleri yetifltiren de onlar!


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 10

DOSYA

Röportaj

Yaflam› hakça paylaflmak için “Eflitlik” Kad›n Adaylar› Destekleme ve E¤itme Derne¤i (KA-DER) kad›nlar›n siyasette ve karar alma mekanizmalar›nda say›ca eflitli¤i yakalamas› için çal›fl›yor, lobi faaliyetleri yap›yor ve e¤itimler düzenliyor. Çi¤dem Ayd›n Kad›n Adaylar› Destekleme ve E¤itme Derne¤i (KA-DER) Yönetim Kurulu Baflkan›

K

ad›n Adaylar› Destekleme ve E¤itme Derne¤i (KA-DER) kuruldu¤u 1997’den bu yana siyasette ve karar alma mekanizmalar›nda, kad›nlar›n say›s›n› art›rarak eflit temsili sa¤lamay› hedefliyor. Bu do¤rultuda çal›flmalar›n› sürdüren dernek, kad›nlar›n politikaya kat›l›m›n› engelleyen ekonomik, sosyal, kültürel ve yasal engellerin ortadan kald›r›lmas› için lobi, kampanya ve çeflitli e¤itim faaliyetlerini yürütüyor. Derne¤in misyonundan yola ç›karak Küresel ‹lkeler Sözleflmesi hakk›nda görüfllerini ald›¤›m›z KADER Yönetim Kurulu Baflkan› Çi¤dem Ayd›n bu anlaflman›n taraflar› ba¤lay›c› tedbirler almaya yönelik güçlendirilmesinin gerekli oldu¤unu söylüyor. Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) hakk›nda görüfl ve önerileriniz nelerdir? Küresel ‹lkeler Sözleflmesi’ni elbette destekliyoruz. Sözleflme kad›n-erkek eflitli¤inin sa¤lanmas› konusunda özel maddeler içermemekle birlikte di¤er maddelerin özellikle ifle al›m sürecinde ve ifl iliflkisi içinde ayr›mc›l›¤›n ortadan kald›r›lmas› maddesi özelinde kad›nlar›n çal›flma yaflam›na kat›lmalar› ve pozisyonlar› ile ilgili dolayl› bir yükümlülük getirmektedir. Bu antlaflmay› imzalam›fl olman›n yeterli olmayaca¤›n› ve antlaflmay› imzalayan kurulufllar›n izlenmesi gerekti¤ini daha evvel Türkiye’de bu antlaflman›n imzalanmas›na öncülük eden kurumlarla paylaflt›k. Nas›l bir mekanizma içinde izleme yap›laca¤› ve antlaflma yükümlülüklerinin yerine gelmemesi durumunda ne tür bir yapt›r›m olaca¤› belli de¤il. Dolay›s›yla antlaflman›n taraflar› ba¤lay›c› tedbirler almaya yönelik güçlendirilmesi gereklidir. Bu uygulama için imza atman›n sorunlar›n çözümü için etkili olaca¤›n› düflünüyor musunuz? Tabii ki yeterli olmayacakt›r, zira ülke olarak da taraf oldu¤umuz BM antlaflmalar› var. Ama biz yükümlülüklerimizi yerine getirmedik. Bunun için taraf olma-

n›n koflullar› net olmal› ve izleme mekanizmas› aç›kça tan›mlanmal›. Siyasette kad›nlar›n s›kl›kla yaflad›klar› sorunlara de¤inebilir miyiz? Kad›nlar›n s›kl›kla yaflad›klar› sorunlar içinde siyasi partilerden kaynaklananlardan söz edilebilir. Örne¤in adayl›k ücretleri, aday olma ve aday gösterilme süreçlerinin tamamen liderin inisiyatifinde olmas›, siyasi parti çal›flmalar›n›n erkeklere uygun bir düzende ve saatlerde yap›lmas›, erkeklerin kad›nlarla çal›flma konusunda eflitlikçi ve demokratik bir anlay›fla sahip olmamalar› birer sorundur. Di¤er genel sorunlar›n bafl›nda ise medyan›n kad›n siyasetçilere bak›fl aç›s› geliyor. Bu bak›fl aç›s›na göre "Kad›n siyasetçi" ayr› bir türmüfl gibi ele al›n›yor. Bu sebepten medyan›n, kad›n›n giyimiyle ya da saç›yla ilgilenmesi ayr› bir sorundur. Kad›nlar›n evdeki ifl yükü nedeniyle siyasetin gerektirdi¤i vakit ve ço¤u zaman da ekonomik koflullar› tam olarak sa¤layamamas› da bu sorunlar içinde say›labilir. Kad›nlar say›ca eflit temsil edilseydi, ülkemizde ve dünyada siyaset daha farkl› olur muydu? Neler de¤iflirdi? Kad›nlar›n eflit temsil edildi¤i ülkelerde insani geliflme ölçeklerinin hepsinde art›fl oldu¤u kan›tlanm›fl bir gerçek. ‹sveç, Norveç, ‹spanya gibi ülkelerde bunun örneklerini görebiliriz. Kad›nlar siyasette gerçekten eflit olarak temsil edilseydi öncelikle e¤itim ve sa¤l›k alan›nda gerçek anlamda ilerleme kaydedilirdi, siyasette daha hakça bir paylafl›m olurdu, kaynaklar eflit paylafl›l›rd› ve sosyal devlet ilkeleri uygulan›rd›. Bu sorunlar›n çözümlenebilmesi için kamu kurum ve kurulufllar› neler yap›yor? Görünürde baz› çabalar var, yasalar de¤ifliyor ama uygulama ve uygulama yapacak kiflilerin mant›¤›, kad›n meselesine bak›fl aç›s› de¤iflmedikçe do¤rusu bu çabalar çok yüzeysel kal›yor.

19


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 11

DOSYA

GÖRÜfi

Yaflamak kad›n›n hakk›

Canan Güllü Türkiye Kad›n Dernekleri Federasyonu Baflkan›

“Kad›nlar›n ve k›z çocuklar›n bak›m hizmetlerinden sorumlu tutulmas›, gelir düzeyi düflük ailelerde önceli¤in e¤itime verilmemesi ve/veya çok çocuklu yoksul ailelerde e¤itim önceli¤inin erkek çocuklara verilmesi, ataerkil düzenin en belirgin ç›kt›lar›d›r.”

T

üm dünyada farkl› biçimlerde ve farkl› oranlarda da olsa kad›nlar, kendi yaflamlar›n› do¤rudan biçimlendirebilmek için savafl veriyor. Bunun en önemli nedeni kad›nlar›n, kendilerini do¤rudan etkileyen politika ve kararlar›n gerek oluflum süreçlerinde ve gerekse bu kararlar›n uygulanmas› s›ras›nda etkin olamamalar›d›r. Kad›nlar yaflam›n her alan›nda (e¤itim, çal›flma yaflam›, aile yaflam›, sa¤l›k vb.) a¤›r sorunlarla mücadele ederlerken, bu sorunlar› ortadan kald›racak politika ve programlar›n gelifltirilmesi, gerekli kaynaklar›n ayr›lmas› ve faaliyetlerin yürütülmesi erkekler taraf›ndan yap›l›yor. Böylece eflit koflullarda paydafl olmas› gereken iki gruptan biri tamamen görünmez k›l›n›yor.

kad›nlar, yasal olarak seçme ve seçilme hakk›na uzun y›llard›r sahip. Buna ra¤men siyasal ve yönetsel alanlarda kad›nlar ne yaz›k ki yeterince temsil edilemiyor. Bu durum, kabul edilecek gibi de¤il. Kad›nlar ifl hayat›nda erkeklerin gerisinde kal›yor. Gerek resmi ve gerekse resmi olmayan e¤itimlere kad›n kat›l›m›n›n düflük olmas›n›n en önemli nedeni toplumsal yap›n›n erkek egemen olufludur. Kad›nlar›n ve k›z çocuklar›n›n bak›m hizmetlerinden sorumlu tutulmas›, toplumsal cinsiyet eflitli¤inin sa¤lanmas› için gerekli cayd›r›c› önlemlerin yetersizli¤i, ekonomik gelir düzeyi düflük ailelerde önceli¤in e¤itime verilmemesi ve/veya çok çocuklu yoksul ailelerde e¤itim önceli¤inin erkek çocuklara verilmesi ataerkil düzenin en belirgin ç›kt›lar›d›r.

Kad›n› görünmez k›lmak

2010’da AB sürecini yaflayan ülkemizin halletmesi gereken en büyük sorun cinsiyet ayr›mc›l›¤›d›r.

Nüfusun yar›s›n› oluflturan kad›n›n görünmez k›l›nmas›; sadece kad›na yap›lan bir haks›zl›k de¤il ayn› zamanda özellikle 80’li y›llardan bugüne de¤in, tüm uluslararas› süreçlerde, ana gündem maddesini oluflturan sürdürülebilir kalk›nmay› sa¤lamak amac›yla yap›lan çal›flmalara da büyük bir engel oluflturdu¤undan, insanl›¤a karfl› ifllenen bir suçtur. Kad›n›n, sadece politikada de¤il, tüm karar verme mekanizmalar›nda yer almas› gerekiyor. Bu durum, kad›n cinsine iliflkin sorunlar›n ortadan kald›r›lmas› ve kalk›nman›n sürdürülebilir olmas› için hayati bir önem tafl›yor. Türkiye’de

20

‹flgücüne kat›l›mda ayr›mc›l›k sorunu ‹flgücüne kat›l›mdaki ayr›mc›l›k, erkek egemen toplumsal yap›dan kaynaklan›yor ve çeflitli biçimlere girebiliyor. Aile veya efl, kad›n›n iflgücüne kat›lmas›n› engelliyor. Örne¤in, erkekler aile sorumluluklar›n› efl-


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 12

“Türkiye’de çal›flan kad›n nüfusunun yüzde 38 kadar›n›n ücretsiz aile iflçisi olmas›n›n esas nedeni, özellikle tar›msal faaliyetlere özgü bir ifl yasas›n›n ç›kar›lmamas›d›r.” leri ile paylaflmaya yanaflm›yor, olumlu çaba harcayan erkekler ise teflvik ve destek görmüyor, aksine aileleri ve sosyal çevreleri taraf›ndan sorgulanarak afla¤›lan›yor. Bunun önemli bir nedeni, içsellefltirilen kal›p yarg›lard›r. Bu içsellefltirme, ayr›mc›l›¤›n fark edilmesini, kavranmas›n› güçlefltiriyor, kad›nlar› ve sorunlar›n› görünmez k›l›yor. Görünmezlik ise, çözüm ve hizmetlerin geliflmesini önlüyor. Bu ba¤lamda, son befl y›ld›r, ülkemizde zaten düflük olan kad›n›n istihdama kat›l›m oran› iyice azalarak yüzde 22,2 oran›na düflmüfltür. Kad›nlar›n iflgücüne kat›l›mlar›nda düflüfle yol açan en önemli nedenler; k›rsaldan kente göç ve k›rsalda yaflarken ücretsiz aile iflçisi konumunda olan kad›nlar›n, göçtükleri kentlerde ev kad›n› statüsünde yaflamalar› veya kay›t d›fl› ifllerde yer almalar›d›r.

E¤itim belirleyici E¤itim ve medeni durum kad›n›n iflgücüne kat›l›m›nda belirleyici olmaya devam ediyor. E¤itim düzeyi art›kça kad›n›n iflgücüne kat›l›m› da art›yor. 2007 verilerine göre, yüksekokul ve fakültelerden mezun olmufl kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m oran› yaklafl›k yüzde 70 iken, lise ve alt› e¤itim düzeyindeki kad›nlar›n çal›flma hayat›na kat›lma oran› yüzde 22 olarak biliniyor. Okur-yazar olmayan kad›nlar›n ifl gücüne kat›l›m oran› ise yüzde 5. Erkek çal›flanlarda ise durum tersine seyrediyor; e¤itim düzeyi kad›n çal›flanlar kadar iflgücüne kat›l›m oran›n› etkilemiyor. K›rsal kesimde kad›n›n iflgücüne kat›l›m› yüzde 47,3 iken, bu oran kentlerde yüzde 15’ler civar›ndad›r. K›rsal kesimde yaflayan kad›nlar ciddi flekilde cinsiyet ayr›mc›l›¤› ile karfl› karfl›ya kal›yor. Onlar g›da üretimine katk›lar› ve g›da güvenli¤ine iliflkin etkinliklerine ra¤men yapt›klar› üretimin maddi karfl›l›¤›n› alam›yorlar. Ayr›ca bu kaTürkiye Kad›n Dernekleri Federasyonu Türkiye Kad›n Dernekleri Federasyonu 11 kurumsallaflm›fl üye derne¤i ile çal›flmalar›n› sürdürüyor. Esas amac› kad›nlar›n insan haklar›ndan daha fazla yararlanmas›n› sa¤lamak olan federasyonun yurt içinde 186 flubesi bulunuyor. Ayr›ca Ege, Marmara Bölgesi ve fi›rnak Silopi temsilcili¤inin yan› s›ra ABD-New York, Azerbaycan-Bakü temsilcilikleri ile hizmet veriyor. Birleflmifl Milletler ad›na kad›nlara karfl› her türlü ayr›mc›l›¤›n sivil toplum gölge rapor sekretaryal›¤›n› yürüten federasyon e¤itim, kültür, sanat, sa¤l›k, hukuk ve sosyal hayat alanlar›nda çal›flmalar yap›yor. Merkezi Ankara’da bulunan federasyon “81 ‹lden 81 Kad›n” projesini hayata geçirdi.

d›nlar günlük yaflamda onlara biçilen kad›n rolünün yo¤unlu¤u ve çeflitlili¤i nedeniyle (geleneksel ev iflleri, günlük rutin faaliyetler, tar›msal aktivitelere kat›l›m gibi) herhangi bir e¤itim olana¤›ndan da yararlanam›yorlar. Türkiye’de çal›flan kad›n nüfusunun yüzde 38’inin ücretsiz aile iflçisi olmas›n›n esas nedeni, özellikle tar›msal faaliyetlere özgü bir ifl yasas›n›n ç›kar›lmamas›d›r. Tar›mda kendi hesab›na çal›flan kad›n çiftçilerin sigortal› olabilme flartlar› erkeklerinkinden farkl›d›r; sadece aile reisi olan kad›nlar›n sigortal› olabilmesi Medeni Kanun de¤iflikli¤i ile aile reisli¤i kalkmas›na ra¤men devam ediyor.

Kad›n ifli – Erkek ifli ‹fle alma konusunda da ayr›mc›l›k var. ‹fller kad›n-erkek ifli olarak ayr›flm›fl durumda. Erkek mesle¤i say›lan, inflaat, maden, petrol gibi mühendislik alanlar›nda, inflaat teknikerli¤inde diplomal› kad›nlar ya ifle al›nmayarak ya da masa bafl›nda çal›flmaya zorlanarak ayr›mc›l›¤a u¤ruyor. Kad›nlara üst kademelerde görev verilmiyor. Özel sektörde ise, ifle alma görüflmelerinde kad›nlara “evlenmeyi düflünüp düflünmedikleri” aç›kça soruluyor, kad›nlara “belirli bir süre için, örne¤in iki y›l çocuk yapmayacaklar›na dair taahhütname imzalat›l›yor, taahhüdüne uymayanlara tazminat ödettiriliyor. Türkiye’de yaflayan kad›nlar›n yüzde 49’u ö¤retmen, yüzde 39’u akademisyen, yüzde 29’u doktor ve yüzde 33’ü mimard›r. Toplumsal cinsiyet eflitli¤inin alg›lanma yanl›fll›¤› olarak kad›n›n çal›flma hayat›n›n engellenmesinin yan› s›ra çal›flma hayat›ndaki bir di¤er sorun cinsel taciz olay›d›r. 22 Aral›k 2209’da E¤itim-Sen taraf›ndan 2 bin 468 kad›n üzerinde yap›lan araflt›rman›n sonuçlar› vahimdir. Sessiz bir tehlike olarak günden güne büyüyen taciz anketine verilen yan›tlarda yüzde 44,9’u az, yüzde 12,4’ü genellikle, yüzde 2,4’ü ise taciz olay›na çok s›k rastland›¤›n› söyledi. Türkiye Kad›n Dernekleri Federasyonu olarak “2010’da AB sürecini yaflayan ülkemizin halletmesi gereken en büyük sorun cinsiyet ayr›mc›l›¤›d›r” diyoruz. ‹flte tam bu aflamada federasyon olarak toplumsal cinsiyet eflitli¤i ve karar mekanizmalar›nda kad›n konulu bir bilgilendirme çal›flmas›n› 8 Mart 2010 tarihi itibariyle 81 ilde bafllat›yoruz. Umut ediyoruz ki gelecek nesil, kad›nlar›n önündeki engelleri bir bir kald›rs›n ve kad›nlar için yaflam engelli koflu olmaktan ç›ks›n!

21


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 13

DOSYA

Röportaj

Siemens farkl›l›klar› yönetiyor, rekabette avantaj sa¤l›yor Alp Yörük Siemens Kurumsal ‹letiflim Direktörü Diversity Elçisi

Siemens iki y›ld›r uygulad›¤› Farkl›l›klar›n Yönetimi (Diversity) uygulamas›yla çal›flanlar›na f›rsat eflitli¤i yarat›yor, böylece rekabette avantaj sa¤l›yor. Siemens Kurumsal ‹letiflim Direktörü ve Diversity Elçisi Alp Yörük “Farkl›l›klar›n Yönetimi” program›n› anlat›yor.

H

indistan ve Çin gibi geliflmekte olan büyük pazarlarda mühendislik e¤itimi alan gençleri büyük bir potansiyel olarak gören Siemens ‹letiflim ve Kamu ‹liflkileri Direktörü ve Diversity Elçisi Alp Yörük Siemens’in gelifltirdi¤i Farkl›l›klar›n Yönetimi (Diversity) program› sayesinde bu potansiyelden yetenek havuzu oluflturduklar›n› söylüyor. Çeflitlili¤in çal›flma hayat›nda sinerji yaratt›¤›n› belirten Yörük “Çeflitlilik ifl dünyas›n›n göz ard› edemeyece¤i bir zenginliktir” diyor. Siemens’te Farkl›l›klar›n Yönetimi (Diversity) program› nas›l ortaya ç›kt›? Siemens’in 190 ülkede 430 bin çal›flan› bulunuyor. Bu çal›flanlar farkl› ülkelerde bulundu¤u için Siemens’in elinde ciddi bir potansiyel var. Ancak bu potansiyeli Farkl›l›klar›n Yönetimi program›ndan önce sistematik olarak de¤erlendirmiyorduk. Hâlbuki küresel rekabet avantaj› yaratabilecek flekilde bundan faydalanmak, bu durumu ifl yaklafl›m› ve ifl stratejisi haline getirerek büyük bir potansiyeli harekete geçirmek mümkün olacakt›. Bu sebepten Siemens Küresel CEO’su Peter Löscher’in inisiyatifiyle hayata geçirilen Farkl›l›klar›n Yönetimi (Diversity) program›n› küreselleflmenin bir avantaj› olarak kabul ediyoruz. Bu program›n hayata geçirilmesinden itibaren de¤iflik kültürel kökenlere sahip sahip farkl› co¤rafyalardan farkl› dillerde konuflan insanlar, Siemens’te ihtiyaç duyulan pozisyonlar için de¤erlendiriliyor.

22

Program hayata geçirildi¤inde ilk olarak ne yap›ld›? Program› hayata geçirdi¤imizde ilk “Chief Diversity Officer” pozisyonu için Çin’de CFO olarak görev yapan Jill Lee bu göreve atand›. Kendisi Münih’e gelerek görevine bafllad›. Ard›ndan tüm bölgelere toplam 130’dan fazla “Farkl›l›k Yönetim Elçileri” (Diversity Ambassador) atand›. Bu elçilerden biri de benim. Elçilerde olmas› gereken özellikleri nas›l tan›ml›yorsunuz? Bu kiflilerin sorumluluklar› bulunduklar› ülkelerle s›n›rl› de¤il, her birinin küresel sorumluluklar› var. De¤iflik kültürlerle birlikte çal›flm›fl olmak, elçi olabilmek için gerekli koflullardan biri. Ayr›ca elçilerin ifl arkadafllar› üzerinde pozitif ve gelifltirici etkiler yaratabilecek kifliler olmas› gerekiyor. Genel olarak ifl dünyas›nda bu konunun iletiflimini yapabilecek nitelik ve olmas›, elçiler için öngörülen özellikler aras›nda yer al›yor. Siemens dünyas› içinde mentorluk programlar›na kat›lm›fl olmak, gençlerin yetiflmelerinde aktif rol alm›fl olmak da olmas› öngörülen özelliklerden baz›lar›. Diversity elçileri a¤›rl›kl› olarak CEO’nun bir alt seviyesindeki direktörler içinden seçiliyor. Bu program›n hayata geçirilmesinde Siemens’i teflvik eden unsur nedir? Siemens’i teflvik eden nokta,, küreselleflmeyle beraber ifl yapma flekillerinin de de¤ifliyor olmas›d›r. Ayr›ca demografik de¤iflimler de Siemens’i buna sürükledi.


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 14

Diversity Elçisi Alp Yörük Alp Yörük 13 y›ld›r Siemens’te çal›fl›yor. Siemens’te Hazine Direktörü olarak bafllad›¤› kariyerine Kurumsal ‹letiflim Direktörü olarak devam eden Yörük ayn› zamanda Diversity Elçisi olarak çal›flmalar›n› sürdürüyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) mezunu olan Yörük’ün a¤›rl›kl› olarak finans kökenli bir kariyeri var. Kurumsal iletiflim alan›nda çal›flmaya bafllad›ktan sonra bu departman› iletiflim ve kamu iliflkileri olarak yeniden yap›land›ran Yörük, Siemens’te Farkl›l›klar›n Yönetimi program› çerçevesinde atanan ilk elçilerden biri.

Bunu biraz daha açmak gerekirse Avrupa ülkelerinde nüfus yafllan›yor. Çin ya da Hindistan gibi ülkelerde ise ABD’nin sekiz kat› kadar mühendis mezun oluyor. Üstelik nüfuslar› da oldukça genç… Bu kapasitenin Siemens içinde göz ard› edilmesi mümkün de¤il. Ekonomilerin bu ülkelerde büyüyor olmas›, bu co¤rafyadan ifl dünyas›na gelecek olan potansiyelin sinyallerini veriyor. Siemens de bu geliflmeye kay›ts›z kalamaz. Çünkü klasik rekabet anlay›fl› çeflitleniyor. Hiç ummad›¤›m›z bir anda hiç ummad›¤›m›z rakiplerle karfl›lafl›yoruz. Bunlara karfl› de¤iflik ifl modelleri ve yaklafl›mlar›n belirlenmesi gerekiyor. Bu da beraberinde çeflitlilik gerektiriyor. Farkl›l›klar›n Yönetimi program› nas›l iflliyor? Bir yetenek havuzumuz var. 190 ülkedeki potansiyelin tüm bilgileri bu havuzda de¤erlendiriliyor. Büyük ölçekli bir iç iletiflim kampanyas› ve bilgilendirme çal›flmalar› yürütülüyor. Yöneticilerimiz gerek flirket içinde gerek flirket d›fl›nda çeflitlili¤in önemini vurguluyorlar. Her pozisyon için en iyi ve en parlak Siemens’linin gelmesini sa¤lamaya gayret ediyoruz. F›rsat eflitli¤i sunuyoruz.

Bu çal›flma hangi temeller üzerinde duruyor? Üç temel “C” anlay›fl› bulunuyor. Composition; yani çal›flanlar›n kimlerden olufltu¤u temelinde kad›nlar ve uluslar aras› ekiplerin oluflmas› devreye giriyor. Bu anlamda, dünya genelinde Siemens yüzde 25 küresel kad›n çal›flana sahip. Genelde genç k›zlar mühendislik gibi teknik e¤itimleri almaktan uzak duruyorlar, Siemens ise özendirici çal›flmalar bafllatt› ki genç k›zlar mühendislik bölümlerini daha fazla tercih etsinler. Çünkü kad›nlar›n olmad›¤› ortamlarda inovasyon ve geliflim k›s›tl› kalabiliyor. Erkek egemen ortamlardan kaç›n›yoruz. Oysa kad›n ve erke¤in birlikte çal›fl›p farkl› bak›fl aç›lar›n› ortaya koymalar› büyük bir sinerji yarat›yor. Dolay›s›yla Siemens, kad›n çal›flanlar›n say›s›n› ve yönetimdeki temsilini art›rmak için çal›fl›yor. Connection temeli ise kendi a¤›m›z içinde bilgi ve tecrübe al›flveriflinde bulunulmas›n› ve böylece etkileflimin sa¤lanmas›n› hedefliyor. Bu noktada mentorluk ve geliflim programlar› devreye giriyor. Communication temeli ise kurum içi ve kurum d›fl› iletiflimin en üst düzeyde tutulmas›n› ön görüyor. Elçi olarak ne gibi çal›flmalar yap›yorsunuz? Konferanslarda konuflmac› olarak bulunuyoruz, STK’larla bir araya geliyoruz. Harici iletiflim yaklafl›m›m›z var. Chief Diversity Officer› Jill Lee yak›nlarda Türkiye’yi ziyaret edecek ve bu vesileyle baz› temaslarda bulunaca¤›z. Modelimiz olan küresel çeflitlilik inisiyatifini her kesimde yayg›nlaflt›rmaya çal›fl›yoruz. Bu hedefimizde ilerlerken asl›nda flu gerçekten yola ç›kt›k: Çeflitlilik ifl dünyas›n›n göz ard› edemeyece¤i bir zenginliktir. Bundan faydalanmamak rekabette kazand›r›r.

Farkl›l›klar›n Yönetimi program› çal›flanlara ne gibi faydalar sa¤l›yor? Çal›flanlar›m›z, sadece Türkiye’deki olanaklarla de¤il tüm olanaklara bakarak bir kariyer plan› çizebiliyorlar, cesaretleniyorlar. Çünkü yurtd›fl›nda çal›flabileceklerini biliyorlar. Bu program çal›flanlar›m›za baflka kültürleri tan›ma f›rsat› sunuyor. Ayr›ca küresel anlamda bakacak olursak Almanya’daki çal›flan›m›zla Türkiye’de ya da Hindistan’daki çal›flan›m›z aras›nda f›rsat eflitli¤i oluyor. Baflka bir nokta var ki Türk insan› genellikle yurtd›fl›nda çal›flmak istemiyor. Bu programla beraber bu ön yarg›n›n k›r›laca¤›n› düflünüyoruz. Sonuçta bu program kültürel al›flveriflin yan› s›ra farkl› f›rsatlar› de¤erlendirebilmenin de önünü açacak. Çal›flanlar›m›z›n vizyonu geniflleyecek, çal›flma hayat›nda s›n›rl› olmad›klar›n› görecekler ve gerek yabanc› dil olsun gerek uzmanl›k alanlar› olsun uluslararas› standartlar›n üstüne ç›kabildiklerini görecekler. Biz bu uygulamay› di¤er flirketlere de öneriyoruz. Sonuçlar›n› uzun vadede hep beraber görece¤iz.

İş Gücünde Kadın Çalışanların Oranı (%) Siemens (toplam) Avrupa, Afrika, BDT Amerika Asya, Orta Doğu, Avustralya

2006

2007

2008

27

26

26

24

24

24

26

28

32

-

23


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 15

DOSYA

Tarihi yazan “O” kad›nlar “Latife Han›m’dan Fatma Seher’e, Halide Edip’ten Sabiha Gökçen’e, Türkiye tarihinde belirleyici rol oynayan kad›nlar› 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü sebebiyle sayg›yla an›yoruz. Bu yaz›m›zda dünden bugüne tarihe damgas›n› vuran Türk kad›nlar›ndan Türkan Saylan, Behice Boran, Duygu Asena, Bahriye Üçok, Semiha Berksoy ve Leyla Gencer’in biyografilerine yer verdik. Bu alt› eflsiz kad›n›n öyküsü, kad›nlar›m›z›n gereken kararl›l›k ve güce sahip olduklar›nda ulaflamayacaklar› bir hedef olmad›¤›n› ispatl›yor. 24

DERLEME


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 16

Y

aflad›¤›m›z co¤rafya, yüzlerce y›ldan bu yana, ataerkil düzenin etkisinde kalm›fl da olsa, her biri kendi ad›n› bu topraklara devasa harflerle yazmay› baflarm›fl “o” kad›nlar› yetifltirebilmifl... Güçlü kad›nlar, öncü kad›nlar, liderler! Kimileri suikasta u¤ram›fl, kimilerinin külleri Bo¤az’›n sular›na serpilmifl, kimileri ise çalkant› ve heyecan dolu bir dönemin ard›ndan kendini yal›n ve sessiz bir hayata hapsederek ayr›lm›fl bu dünyadan, Latife Han›m gibi… Latife Han›m’›n (Uflakl›gil), Mustafa Kemal’in efli ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk first lady’si olmadan önce Türkiye’de feminist hareketin öncülerinden oldu¤unu biliyoruz. ‹zmirli zengin bir ailenin kültürlü k›z› Latife’nin, yazar Halide Edip gibi Sultanahmet meydan›nda çok ateflli mitinglere kat›ld›¤› birçok tarihi belgede yer al›yor. Halide Edip ise Kurtulufl Savafl›’nda onbafl› unvan› alarak cephede fiilen inceleme yapan, korkusuz, araflt›rmac› ruhlu ve merakl› bir yazar. Öyle ki, onu, kimse, çizmelerini giyip siperlerde dolaflmaktan al›koyamam›fl. T›pk› cepheye mermi tafl›yan köylü kad›nlar gibi cesur ve gücünü topraktan alarak... ‹flte o kad›nlardan biri Erzurumlu Fatma Seher. Nam-› di¤er Kara Fatma üste¤menlik rütbesine kadar yükselebilmifl, Balkan savafl›na, 1. Dünya savafl›na ve Kurtulufl savafl›na kat›lm›fl bir gönüllü kad›n asker. Mustafa Kemal’le k›sac›k da olsa görüflebilmek için Erzurum’dan Sivas’a giden ve kendini zorla da olsa kabul ettiren Anadolu kad›n›… ‹stikbalin gelecekte oldu¤unu gören kad›nlardan Sabiha Gökçen ise ilk kad›n savafl pilotumuz. Bugün ‹stanbul’da bir havaalan› onun ad›n› tafl›yor. Bir Cumhuriyet kad›n› olan ve dünyada yaflayan say›l› Sümerologlardan biri olan Muazzez ‹lmiye Ç›¤ ise 96 yafl›na ra¤men dimdik bir ç›nar gibi ayakta duruyor. Günümüzde ise ifl dünyas›nda, sanatta, sosyal hayatta, e¤itimde hala maruz kald›¤› ayr›mc›l›k ve savaflmak zorunda oldu¤u eflitsizlik, yine de y›ld›rm›yor kad›nlar›. Müjde Ar, Türkan fioray, Sezen Aksu, P›nar Kür, Y›ld›z Kenter ve daha niceleri üretmeye, kad›nl›k onurlar› için mücadeleye ve “öteki” kad›nlar için seslerini duyurmaya devam ediyorlar. Ümit Boyner, Arzuhan

25


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 17

DOSYA

Do¤an Yalç›nda¤, Suzan Sabanc›, Aynur Bektafl ya da Ümran Beba gibi ifl kad›nlar› mesleklerinin zirvesinde olman›n gururunu tüm kad›nlarla paylafl›yorlar. Ancak üzerinde yaflad›¤›m›z bu topraklar, üstünden binlerce korkusuz kad›n geçmifl olmas›na ra¤men, hala töre cinayetlerine, aile içi fliddete ya da ifl hayat›nda bask›ya maruz kalan milyonlarca kad›n› bar›nd›r›yor. Bu olumsuzluklar›n bir gün tamamen yok olmas›n› dileyerek Türkiye tarihinde birçok alanda belirleyici rol oynayan kad›nlardan alt›s›n›n k›sa hayat öykülerine yer veriyoruz, hayatta olan ya da olmayan, ad›n› sayamad›¤›m›z, on binlerce cesur kad›na selam ederek… Dünya Kad›nlar Günü kutlu olsun! Türkan Saylan (1935-2009) Kandilli’de çocukluk y›llar›n› geçiren Prof. Dr. Türkan Saylan ‹stanbul T›p Fakültesi’nden 1963’te doktor olarak mezun oldu. "Tan›s› kolay, tedavisi kesin, ça¤d›fl› bir hastal›¤› yok etmek istiyoruz, bize yard›m ediniz" slogan›yla1 1976’da yola ç›kan Saylan Cüzamla Savafl Derne¤i’ni kurdu ve 20 y›l içinde Türkiye’de bu ça¤d›fl› hastal›¤› kontrol alt›na almay› baflard›. Ard›ndan Türkiye’de e¤itim alan›ndaki yetersizliklere ve imkâns›zl›klara müdahale edebilmek için 1989’da Ça¤dafl Yaflam› Destekleme Derne¤i’ni (ÇYDD) kuran Saylan özellikle k›z çocuklar›n›n e¤itimi için “Baba Beni Okula Gönder” “Anadolu’da bir k›z›m var, ö¤retmen olacak” ve “Kardelenler” gibi birçok projeye imza att›. Saylan, 19 May›s 2009’da2 ÇYDD bursiyerleri, gönüllüleri ve toplumun her kesiminden sevenleri taraf›ndan, papatyalarla son yolculu¤una u¤urland›. Behice Boran3 (1910-1987) Türk siyasi tarihinde bir döneme damgas›n› vuran ve Türk Sosyalist hareketinin önemli temsilcilerinden Behice Boran, ortaö¤renimini Arnavutköy Amerikan K›z Koleji’nde, yüksekö¤renimini Amerika’da tamamlad›. Boran, 1965 seçimlerinde Urfa’dan milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. Birkaç dönem Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’yi temsil etti. Boran T‹P’in 1970 y›l›ndaki 4. Kurultay›’nda Genel Baflkan seçildi. 12 Mart’dan sonra tutuklanarak 15 y›l hüküm giydi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yurtd›fl›na ç›kt›. TKP ile T‹P’in birleflmesi çal›flmalar›nda yer alan Boran, iki partinin yetkili kurullar›n›n birleflme karar›n› aç›klamalar›ndan iki gün sonra hayata veda etti. Boran’›n cenazesi Türkiye’ye getirildi ve TBMM’de düzenlenen bir törenle topra¤a verildi.

DERLEME

Duygu Asena4 (1946-2006) ‹stanbul’da dünyaya gelen pedagog-gazeteci-yazar Duygu Asena “Kad›n›n ad› yok” adl› eseriyle Türkiye’de kad›n sorununa dikkatleri çekmeyi baflard›. 1998’te müstehcen bulundu¤u için yasaklanan kitap daha sonra At›f Y›lmaz taraf›ndan sinemaya uyarland›. Kad›n hareketinin son dönem temsilcilerinden biri olan Asena baflta Hürriyet olmak üzere birçok gazetede ve dergide çal›flt›. Bahriye Üçok5 (1919-1990) ‹lahiyat Fakültesi’nin ilk kad›n ö¤retim üyesi olan Bahriye Üçok 1919’da Trabzon'da do¤du. Samsun ve Ankara'da onbir y›l lise ö¤retmenli¤i yapan Üçok "‹slam Devletlerinde Kad›n Hükümdarlar" adl› teziyle doçentli¤e yükseldi. 1971'de Cumhuriyet Senatosu'na kontenjan senatörü olarak atand›ktan sonra 1977’de CHP'ye kat›ld›. 1986'dan itibaren SHP üyesi olan Üçok 6 Ekim 1990’da evine gönderilen bir kitap paketi içine yerlefltirilen bomban›n patlamas›yla hayat›n› kaybetti. Semiha Berksoy6 (1912-2004) ‹stanbul’da do¤an yüksek dramatik soprano, ressam ve tiyatrocu Semiha Berksoy ‹stanbul K›z Lisesi’ni bitirdikten sonra Güzel sanatlar Akademisi’nde resim dersleri almaya bafllad›. Bir yandan da ‹stanbul Belediye Konservatuar›’nda flan e¤itimine devam etti. 1931’de Muhsin Ertu¤rul’un çekti¤i ‹stanbul Sokaklar›nda adl› ilk sesli Türk filminde oynad›. 19 Haziran 1934’de ilk Türk opera temsili olan Özsoy’da baflrollerden birini üstlendi ve Atatürk’ün be¤enisini kazarak opera e¤itimine devam etmesi için Berlin’e burslu olarak gönderildi. Leyla Gencer7 (1928-2008) ‹stanbul’da do¤an opera sanatç›s› Leyla Gencer ‹talyan Lisesi’ni bitirdikten sonra ‹stanbul Belediye Konservatuar›’nda flan e¤itimi almaya bafllad›. 1953’te Roma’ya giden sanatç› böylece ‹talyan sahnelerine ad›m›n› atm›fl oldu. Sonraki y›l Napoli’de sergiledi¤i Madame Butterfly operas›ndaki üstün performans›n ard›ndan Napolili Türk ad›yla an›lmaya bafllad›. 1992’ye kadar operaya devam eden sanatç› bu tarihten itibaren e¤itim çal›flmalar›na bafllad›. Her y›l Leyla Gencer bursu ile birçok gence yurtd›fl›nda opera e¤itimi alma f›rsat› veren Diva Milano’da öldü ve vasiyeti üzerine külleri ‹stanbul Bo¤az›’na serpildi. Haz›rlayan: Serra Sönmez

1-Prof. Dr. Türkan Saylan, Dr. Mustafa Sütlafl, 20 Y›ll›k Savafl›m›z, Türkiye’de Cüzamla Savafl›n Dünü - Bugünü - Yar›n›, Cüzamla Savafl Derne¤i Yay›n›, ‹stanbul, 1998 2-Fikret Bila, Milliyet, 19 May›s 2009 3-Ölümünün 20. Y›l›nda Behice Boran, Kolektif, TÜSTAV ‹ktisadi ‹flletmesi, ‹stanbul, 2007 4-Duygu Asena, Kad›n›n Ad› Yok, Do¤an Kitaplar›, ‹stanbul, 2008 5-http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2261 6-Alpay Kabacal›, Yüzy›llar Boyunca Kültür Baflkenti ‹stanbul’un Seçkin Kültür ‹nsanlar›, Avea Kültür Yay›nlar›, ‹stanbul, 2009, s. 236 7-A.g.e. s. 340

26



10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 19


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 20

Mor Çat› Kad›n S›¤›na¤› Vakf› 20 y›ld›r fliddete karfl› duruyor. K›s›tl› olanaklara ra¤men sundu¤u s›¤›nak hizmetiyle birçok kad›n ve çocu¤un yaflama yeniden tutunmas›n› sa¤l›yor.

Ülfet Tayl› Mor Çat› Gönüllüsü

Befl çocuklu K. A.’n›n hikâyesi “Kocam evlendikten bir-iki ay sonra fliddet uygulamaya bafllad›. Oysa severek evlenmifltim, aileme bile karfl› ç›km›flt›m. Evlenmeden önce hiç belli etmiyordu, kendini çok iyi biri gibi gösteriyordu… Hamileydim. Avlunun içinde iki bölüm vard›. Birinde kay›nvalidemler otururdu. Beni korumaya çal›fl›rlard›, ama nafile... Banyonun içinde döverdi, karn›ma, belime vururdu, yani çocu¤a… B›çaklarla bile sald›r›rd›. Art›k komflular polis ça¤›r›yorlard›, ama polis de gelip bir fley yapm›yordu. “fiikâyetçiysen al›p götürelim, ama iki üç gün sonra b›rakmak zorunda kalaca¤›z” diyorlard›. fiikâyet edemiyordum. Sonunda annesi ablam› aram›fl. “Gelin al›n k›z kardeflinizi, yoksa bu adam onu öldürecek” diye. O zaman ‹stanbul’da çal›flan teyzemin o¤lu da Mor Çat›’y› biliyormufl. Önce karakola gidip bu durumumu bildirmifller. Polisler gelip beni evden ald›. Çocuklar›m› alamad›m, çünkü nereye gidece¤imi bilmiyordum. Bana yapt›klar›n›n hepsini anlatt›m karakolda. Rapor almaya gittik, yaralar›m›n hepsini belgeledik. Ben geldikten sonra kaynanam “Babalar› çocuklara fliddet uyguluyor” diyerek komflulardan imza toplam›fl. Onlar› da çok dövüyordu. Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan gelip çocuklar› alm›fllar. Onlar› sürekli görmeye çal›flt›m. 6 ay orada kald›lar. “Çocuklar sizi sürekli burada b›rakacak de¤ilim, alaca¤›m” diyordum. Çünkü sürekli soruyorlard›. ‹ki ay sonra devlet onlar› bana teslim etti. Befl çocuk… Mor Çat›’n›n s›¤›na¤›nda bir y›ldan fazla kald›m. Çok iyi arkadafll›klar›m›z oldu. Kader arkadafllar›… Çok güçsüzdüm ama orada kendime olan güvenimi yeniden kazand›m, sanki hayata yeniden ba¤land›m. Hatta k›z›mla beraber psikolog deste¤i ald›m. fiimdi art›k ifl bulup hayat›m› düzene sokmak istiyorum.

K

ad›na yönelik fliddete karfl› mücadeleyi amaçlayan Mor Çat› Kad›n S›¤›na¤› Vakf› kuruluflunun 20. y›l›n› kutluyor. Bu amaç do¤rultusunda hayata geçirilen ilk kad›n örgütlerinden biri olan Mor Çat›, geçen 20 y›l içinde kad›n hareketini ve fliddete karfl› mücadeleyi ülkenin gündemine sokmay› baflard›. Çal›flmalar› sonucunda yasal de¤iflikliklerin gerçeklefltirilmesi için savaflan vak›f, toplumda fark›ndal›¤›n yükselmesine de katk›da bulundu. Di¤er kad›n örgütleri ile birlikte kampanyalar gerçeklefltiren vak›f 1995’te ilk ba¤›ms›z kad›n s›¤›naklar›ndan birini hayata geçirdi ve bu sayede birçok kad›n ve çocu¤un maruz kald›¤› fliddetten uzaklaflmas›n› sa¤lad›. Mor Çat› Gönüllüsü Ülfet Tayl› “fiiddete karfl›” verilen savafl›m› ve bu savafl›mda kamu kurum ve kurulufllar›n›n duruflunu anlat›yor. Çal›flmalar›n›z nelerdir? Bize gelen ba¤›fllar ve gönüllüler arac›l›¤›yla dayan›flma merkezini sürekli aç›k tutuyoruz. fiu ana kadar yaklafl›k 25 bin kad›n, çocuklar› ile birlikte Mor Çat›’dan destek ald›. Verdi¤imiz destek, kad›nlarla yaflad›klar› deneyimi paylaflmak, onlar› yarg›lamadan dinlemek, görevli kurumlar konusunda bilgilendirmek, gönüllü hukukçular ve psikologlar arac›l›¤›yla kendisine ve çocuklar›na dan›flmanl›k vermek gibi hizmetleri kaps›yor. Ayr›ca ba¤›ms›z bir s›¤›nak faaliyeti yürütmeyi önemsiyoruz. Feminist hareketin bu alanda uluslararas› düzeyde genifl bir deneyimi var. Bunlar d›fl›nda gönüllü atölyeleri düzenliyoruz. Di¤er kad›n örgütleri ve s›¤›nak açmak isteyen belediyelerle de atölye çal›flmalar› yap›yoruz. Bu konuda bize gelen talepler oluyor. 12 y›ld›r dayan›flma merkezleri ve S›¤›naklar Kurultay›’n›n örgütlenmesinde aktif görev al›yoruz. Kurultay bu alanda faaliyet gösteren, mücadele eden tüm kad›n örgütlerini, Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun (SHÇEK) ve belediyelerin ilgili birimlerini bir araya getiriyor. Devletten bu çal›flmalar›n›z için destek al›yor musunuz? Biz bir kad›n örgütlenmesiyiz. Ba¤›ms›z bir duruflu

29


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 21

DOSYA

RÖPORTAJ

“‹fl dünyas›ndan ve sanayicilerden as›l beklentimiz kad›nlar›n s›¤›nak sonras›nda fliddetsiz bir yaflam kurmalar› için mesleki e¤itim alabilecekleri, güvenceli ifllerde çal›flabilecekleri alanlar aç›lmas›d›r.” önemsiyoruz, çünkü faaliyetlerimiz var olan uygulamalar›n eksikliklerini, yanl›fllar›n› göstermeyi de kaps›yor. Ama olumlu buldu¤umuz projelerde ortak çal›flma da yap›yoruz. Örne¤in 2005-2008 y›llar› aras›nda Beyo¤lu Kaymakaml›¤›’n›n açt›¤› s›¤›na¤› Mor Çat› yürüttü. Giderlerinin büyük bölümü Kaymakaml›k taraf›ndan karfl›lan›yordu. Bu projenin sürmesi önemliydi, çünkü bir kad›n kuruluflu ile yerel yönetimin ortak yürüttü¤ü tek s›¤›nak çal›flmas›yd›. Ancak bizim d›fl›m›zdaki nedenlerle sona erdirildi. Biz kurultaylarda kad›n örgütlerinin açt›¤› dayan›flma merkezi ya da s›¤›naklar›n devlet taraf›ndan desteklenmesi gerekti¤ini savunuyoruz. Çünkü hem çok önemli bir bofllu¤u dolduruyorlar, hem de kad›n örgütleri bu faaliyeti kad›n dayan›flmas› temelinde sürdürüyorlar, fliddetin temelinde yatan cinsler aras› eflitsizli¤e karfl› mücadelenin güvencesi durumundalar. Baflbakanl›¤›n 2006/17 say›l› genelgesinde kad›n örgütlerinin desteklenmesi hükmü olmas›na karfl›n, devletin bu deste¤i vermedi¤i görülüyor. Kamu kurum ve kurulufllar›n›n bu konuya olan hassasiyetini de¤erlendirir misiniz? Sizce yeterli mi? Kamu kurumlar›na sorumluluk yükleyen son y›llarda ç›kar›lm›fl genelge ve yasalar var. Ancak kamu kurum ve kurulufllar›ndaki geleneksel yap›, iflleyifl bunlar›n tam olarak uygulanmas›nda engel oluflturuyor. Örne¤in 4320 say›l› yasa, fliddet uygulayan›n acil durumlarda rapor, kan›t beklemeden evden uzaklaflt›r›lmas›n› öngörüyor. Ancak hala birçok yarg›ç bekliyor, süreci uzat›yor, kad›n›n hayati tehlikesi sürüyor. Ç›kan karar›n uygulanmas›nda karakol yeterli duyarl›l›¤› göstermiyor, adam eve gelebiliyor, kad›na tecavüz ediyor, kad›n› cezaland›r›yor, karakol müdahalede geç kal›yor. Kad›n ve çocuk hakk›nda koruma karar› var diyelim. Kad›n ve çocuk s›¤›nakta kal›yor olmas›na ra¤men, hâkim baban›n çocu¤u görmesine karar verebiliyor, adam›n derdi çocu¤unu görmek falan de¤il, onlar› cezaland›rmak. Çocuktan s›¤›na¤›n yerini ö¤reniyor, çocu¤u kaç›r›yor bunun gibi sorunlar var. Muhtarl›klarla ilgili de sorun yafl›yoruz. Kad›nlar›n hayati tehlikelerine ra¤men ikametgâhlar› gizli kalam›yor. Devlet bürokrasisi bu durumdaki kad›nlar›n ikametgâhlar›n›n gizli kalabilece¤i bir formül gelifltirebilmifl de¤il. ‹kametgâh k⤛d› alamad›klar› için kad›nlar ifl bulam›yor, çocuklar birçok kez okula devam edemiyor. fiiddetle

30

mücadelede rol oynayacak personelin hizmet için e¤itimleri sadece AB projeleri kapsam›nda yap›l›yor. Bunlar da çok s›n›rl› say›da. Bu ifl kamu kurumlar›ndaki görevlilerin, yetkililerin hassasiyetine b›rak›lmamal›. ‹fllerinin bir parças› olmal›. Bu da ciddi bir bütçe ayr›lmas› demek oluyor, sorun da burada zaten. Kad›n ve çocuklara karfl› fliddet nerede bafll›yor? Neden yayg›n? Ailede bafll›yor. Biz ailenin, toplumun erkek egemen bir yap›da oldu¤unu düflünüyoruz. Kad›n cinayetlerinin çok büyük bir bölümünün kad›nlar›n kocalar›, sevgilileri taraf›ndan iflleniyor olmas›, ya da kad›na yönelik fliddetin en yayg›n suç olmas› tesadüf de¤il. Erkeklerin kad›na uygulad›klar› fliddetin cinsiyetler aras›ndaki eflitsizlikten kaynakland›¤›n› ve sistematik

fiiddet ailede bafll›yor oldu¤unu düflünüyoruz. Buna karfl› mücadele ediyoruz. fiiddetin birçok biçimi var kuflkusuz. Cinsiyetiniz nedeniyle yeterli e¤itimi alamam›fl olman›z, iflyerinde ayn› ifli yapt›¤›n›z halde erkeklerin sizden daha fazla ücret almas›, daha kolay yükselmesi de bir fliddet asl›nda. Sorgulamaya bafllad›¤›n›zda kendi yaflam›n›zdan birçok örnek bulabiliyorsunuz. O zaman Mor Çat› gönüllülerinin yapt›klar› ifl, dayan›flma faaliyeti haline geliyor. Ayn› zamanda kendimiz için bir fley yap›yoruz. Birlikte güçlenmeye çal›fl›yoruz. Töre ve namus cinayetlerinin yok edilmesi için neler yapmak gerekiyor? Kad›na yönelik fliddete karfl› mücadele bir bütündür. “Töre ve namus cinayeti” dedi¤imizde sanki belirli bir kesime özgü fliddetten söz ediyoruz. Oysa bizim Mor Çat› olarak izledi¤imiz birçok davada erkekler avukat, doktor, ö¤retim görevlisi… Bunun üzerinde durma nedenimiz töre ve namus cinayetinden söz ederken aflk cinayetlerini gözden kaç›rmam›zd›r. Medyada aflk cinayetleri ile ilgili haberlerde mesele “k›skançl›¤›n” mazur gösterilmesine kadar var›yor. Hatta birçok kad›n cinayetinde hâkimler bu durumdaki faillere, “haks›z tahrik indirimi” uyguluyorlar. Her durumda fliddete karfl› koyabilmek için kad›nlar›n daha fazla seçene¤i olmal›, daha çok destek alabilmeli. Kamu kurumlar› sorumluluklar›n› yerine getirmeli, polisinden, yarg›s›na, milletvekilinden, bakan›na, baflbakan›na kadar. Kad›nlar› bir süre s›¤›naklarda korumak yetmez. Bura-


10 - 31 Dosya

3/26/10

10:00 AM

Page 22

da kald›klar› süre içinde fliddetsiz bir yaflam kurabilmeleri için hem kad›nlara hem de çocuklara alternatifler de oluflturulmal›. Toplumun bütününe yönelik fark›ndal›k çal›flmalar› da büyük önem tafl›yor. Siz bu konuda neler yap›yorsunuz? Mor Çat›’ya gelen kad›nlar›n ço¤unun yaflamsal tehlikesi bulunuyor. Mutlaka kad›n›n bafl›na silah dayanm›fl olmas› gerekmiyor. ‹nsanlar daya¤›n fliddetinden bafl›n› bir yere çarp›p da ölebilir, sakat kalabilir, iflitme kayb›, kaburga k›r›¤›, ayakta, kolda çatlaklar, ruhsal travmalar olabilir. Bizim görevimiz her kad›na zaman ay›rmak, durumunun özel oldu¤unu görmek, kendi buldu¤u çözümleri dinlemek, bilgilerimizi pay-

S›¤›naklar ba¤›fllarla ayakta kal›yor laflmak, ald›¤› kararlar› yerine getirebilmesinde yard›mc› olmak. Efli emniyet müdürü ya da polis olan bir kad›n›n durumu da töreden kaçan bir kad›n kadar gizlilik gerektiriyor. Mümkün olan bütün kanallar› zorlamaya çal›fl›yoruz. Kendimizi çaresiz hissetti¤imiz durumlar da olabiliyor. ‹fl dünyas› çal›flmalar›n›za destek oluyor mu? Genifl bir destekten söz edemeyiz. Çok s›n›rl›. Baz› firmalar birkaç kez 8 Mart’ta elde ettikleri gelirin bir bölümünü bize ba¤›fllad›lar. S›¤›nak ve dayan›flma merkezindeki kad›nlar için ürettikleri sa¤l›k, temizlik malzemelerini ba¤›fllayan firmalar da oldu. Bu tarz desteklere her zaman a盤›z. Dayan›flma merkezinden günde ortalama 10 kad›n destek al›yor, s›¤›nakta ise yaklafl›k 20 kad›n ve çocuk var. Ba¤›fllar onlar›n yaflamlar›n› kolaylaflt›r›yor kuflkusuz. Sanayicilerden, ayd›nlardan, akademisyenlerden ve ifl dünyas›ndan çal›flmalar›n›za katk›da bulunmalar› için beklentileriniz nelerdir? Ayd›nlardan, sanatç›lardan genifl bir destek al›yoruz. Bu y›l ‹stanbul Bienali’nde Sanja Ivekovic bizimle ilgili bir performans gerçeklefltirdi. Maria Massa tiflört tasar›m› yapt›, daha önce Gülsun Karamustafa ve Ramize Erer çal›flmalar›yla destek verdiler. Sezen Aksu, Je-

rome Rigaudias dinleti sundular, Bennu Gerede fotograf sergisi gelirlerini, Atölye Ada heykel sergisi gelirlerini ba¤›fllad›. Birçok akademisyen konferanslar›m›za kat›l›yor. ‹fl dünyas›ndan, sanayicilerden as›l beklentimiz ise flu asl›nda: fiiddete u¤rayan kad›nlar ayakta kalmak için gerçekten zorlu bir mücadele veriyorlar. S›¤›nak sonras›nda fliddetsiz bir yaflam kurmalar› çok önemli, çocuklar› için de... Buna yönelik programlar oluflturulmal›. Mesleki e¤itim alabilecekleri, güvenceli ifllerde çal›flabilecekleri alanlar aç›lmal›. Kad›na yönelik fliddete karfl› mücadelede bütün kesimlerin sorumlulu¤u var. Kad›nlara ve çocuklara yönelik kültür ve sanat faaliyetleri düzenliyor musunuz? Bu tür faaliyetlere yo¤unlaflm›fl bir yap› de¤iliz biz. Ancak özellikle s›¤›nakta kalan kad›n ve çocuklar›n toplumsal yaflama kat›labilmeleri çok önemli. Bunu görüyoruz. Bu konuda destek vermek isteyen, bu tür faaliyetlerle iliflkili gönüllülerimiz var. Özellikle çocuklara yönelik kültür ve sanat aktiviteleri gerçeklefltiriyoruz. Çünkü s›¤›nakta kalan çocuklar›n ihtiyaçlar› farkl› ve onlarla ayr› çal›fl›lmal›. S›¤›nakta çocuklar için gerçekten de canl› bir sosyal ortam yaratabildi¤imizi söyleyebiliriz. Size baflvuran kad›nlar›n sosyal statüsü hakk›nda bilgi verebilir misiniz? Erkek fliddeti her kesimden kad›n›n yaflam›n› olumsuz etkiliyor. Bize baflvuran kad›nlar›n büyük ço¤unlu¤u bunun karfl›s›nda kendi bafl›na daha az alternatif oluflturabilenler. Ancak üniversite mezunu hatta akademik kariyer sahibi kad›nlar›n da Mor Çat›’ya baflvurdu¤unu görüyoruz. Bir süre destek ald›ktan sonra bir k›sm› Mor Çat› gönüllüsü oluyor. ‹fl dünyas›na vermek istedi¤iniz mesaj›n›z var m›? Kad›nlar, fliddetten uzak bir yaflam kurabilmek için büyük mücadele veriyorlar. Ayakta kalmalar›n› sa¤layacak, ifl yaflam›nda onlara alan açacak projeler çok önemli. Kad›na yönelik fliddete karfl› mücadele toplumun tüm kesimlerine sorumluluk yüklüyor.

S›¤›naklar nas›l ayakta kal›yor? Burada kad›nlar ve çocuklar bir arada yaflayarak birbirlerine destek oluyor. Dayan›flma içinde karfl›l›kl› olarak sorunlar›n› paylafl›yor ve yaln›z olmad›klar›n› fark ediyorlar. Hem psikolojik olarak kendi aralar›nda büyük bir sinerji oluflturuyorlar, hem de yaflamlar›n› idame ettirebilmek için bir f›rsat yakalam›fl oluyorlar. Tabii bu s›¤›naklardaki ihtiyaçlar tamamen ba¤›flç›lar›n deste¤iyle karfl›lan›yor. Dolay›s›yla yaln›zca maddi yard›m de¤il, bir evin ihtiyac› olan ne ise Mor Çat›, bu ve benzeri yard›mlar› da kabul ediyor. Bu s›¤›naklarda yaflayan kad›nlar maddi ve manevi olarak kendi kendine yetecek duruma geldikleri zaman, (örne¤in bir ifl sahibi olduktan sonra) hayati tehlikeleri de kalmad›ysa, istekleri do¤rultusunda s›¤›naklardan ayr›l›yor. Mor Çat›’ya destek olmak ve bilgi almak için www.morcati.org.tr adresi ziyaret edilebilir. Ba¤›fl için: Vak›fbank Beyo¤lu fiubesi IBAN 00158007285291667

31


BAfi fiA ARI H‹KAYES‹

HP, kad›n inisiyatifinde ve farkl›l›klar›n yönetiminde öncülük ediyor Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) çerçevesinde HP di¤er kurum ve kurulufllara örnek olacak çal›flmalar yap›yor. Baflta kad›n istihdam›n›n art›r›lmas›na yönelik izledi¤i istikrarl› politika olmak üzere, ifl hayat›nda farkl›l›klar›n yönetilmesi gibi stratejik öneme sahip çal›flmalar gerçeklefltiriyor.

H

P’nin ‹nsan Kaynaklar› ve di¤er ifl gruplar› taraf›ndan öncülü¤ünü yapt›¤› programlar f›rsat eflitli¤ine yönelik hedefler ortaya koyuyor. Tüm çal›flanlar ve yöneticiler aras›nda çeflitlili¤i hedefleyen HP yeni mezun istihdamlar›nda yüzde 50 oran›n› gözetiyor, Yüksek Yetenek Yönetimi, Lider Gelifltirme, Koçluk ve Mentörlük programlar› sayesinde cinsiyet farkl›l›¤› olmamas›n› özellikle gözetiyor. Bununla beraber HP, kad›n çal›flanlara yönelik ‹fl/Yaflam dengesi ve Kad›n Sa¤l›¤› seminerleri, e¤itimleri ve panelleri düzenliyor. Çal›flan kad›n elemanlar›na kurumun sa¤l›k sigortas› kapsam›nda check - up, mammografi, sa¤l›k-spor kulüplerine üyelik deste¤i ve benzeri alanlarda kad›n sa¤l›¤›na yönelik genifl kapsaml› haklar sa¤l›yor. Küresel ‹lkeler Sözleflmesi çerçevesinde HP, flirket içindeki tüm farkl›l›klar› birer renk ve ayr›cal›k olarak gözeterek bu farkl›l›klar›n do¤ru yerlere yönlendirilerek etkin flekilde kullan›lmas›n› sa¤l›yor. HP, kad›n inisiyatifine yönelik çal›flmalara, gönüllü kat›larak MEB - Unicef Haydi K›zlar Okula kampanyas› gibi çeflitli sosyal sorumluluk projelerine de katk›da bulunuyor. HP Türkiye ‹nsan Kaynaklar› Müdürü Adnan Erdo¤mufl, HP’nin ifl dünyas›na örnek teflkil edece¤i çal›flmalar›n› anlat›yor. ABD'nin en büyük 20 flirket yöneticisi aras›na giren Carly Fiorina’nin HP’nin CEO’su olmas›n›n ard›ndan HP’nin ifl dünyas›ndaki

32

Adnan Erdo¤mufl HP Türkiye ‹nsan Kaynaklar› Müdürü

imaj›nda ne gibi de¤ifliklikler oldu? Cinsiyet farkl›l›klar›n›n tafl›yaca¤› de¤iflik bak›fl aç›lar›ndan do¤acak sinerji sadece iç dünyam›za de¤il, ifl dünyam›za da zenginlik katabilmeli. Bütün araflt›rmalar kad›nlar›n iflgücü yönetimine aktif kat›l›m›n›n pozitif yaklafl›mlar eliyle verimlili¤i ve karl›l›¤› art›rd›¤›n› ortaya koyuyor. ‹fl hayat›nda yeniden tan›mlanm›fl; sa¤l›kl›, adil ve faydac› bir baflar› tan›m›n›n ve paylafl›mc› refah anlay›fl›n›n yerleflmesi, kad›nlar›n yönetimde daha aktif yer almas› ile orant›l› gözüküyor. Geliflmifl ülkelerde de kad›n yönetici oranlar› düflük seyrediyor, mevkiler mevzi olmufl, kolay terk edilmiyor. HP bu konuda küresel anlamda rol modellik yapan, “cam tavan›” çatlatan kurulufllardan birisidir. Çal›flt›¤› dönem içinde Fortune, yapt›¤› araflt›rma ile dünyan›n en güçlü kad›n yöneticisi olarak o dönemdeki yönetim kurulu baflkan›m›z Carly Fiorina'y› aç›klad›. Fiorina, zaman›nda ABD'nin en büyük 20 flirket yöneticisi aras›na giren ilk kad›nd›.

HP’de kad›nlar Bayan Fiorina’n›n CEO olmas›n›n ard›ndan geçen süre zarf›nda kad›n çal›flanlar›n›z›n motivasyonunda art›fl gözlemlediniz mi? Kad›n çal›flanlar›m›z özellikle en üst düzeyde gerçekleflen bu f›rsat eflitli¤i anlay›fl›ndan güç ve motivasyon ald›lar. HP'de kad›n çal›flanlar›n karar al›c›


Ann Livermore HP Baflkan Yard›mc›s›

mekanizman›n tepesinde yer alabilece¤i gerçe¤i bugün de geçerli. HP’nin Baflkan Yard›mc›lar›ndan örnek vermek gerekirse tepe yöneticileri Ann Livermore ve Siaou-Sze Lien, Fortune'un araflt›rmas›na göre en etkili 50 ifl kad›n› listesinde yer al›yor. HP’de kad›n-erkek yöneticilerin oranlar› nelerdir? HP Türkiye'de Bayan/Bay çal›flan genel oran›m›z yüzde 42/58 oran›nda seyrediyor. Yönetici kadromuza da bakt›¤›m›zda benzer oran› görüyoruz ve hatta üst yönetimde, icra kurulunda bu oran yüzde 50 seviyesinde. HP Türkiye’deki bu oranlar HP’nin tüm dünyadaki en yüksek yüzdelerini teflkil ediyor. ‹fl hayat›nda kad›nlar›n daha çok yer almas› için ifl dünyas›na neleri önerirsiniz? Bu konudaki anlay›fl ve sahiplenmenin hayata geçmesi için ifle öncelikle seçme ve yerlefltirmeden bafllamal›. ‹nsan Kaynaklar› döngüsünün yetenek yönetiminden elde tutma stratejileri ve programlar›na kadar tüm aflamalarda programl› ve hedefli olmas› gerekiyor. Örne¤in, son 10 y›ld›r HP Türkiye'de uygulad›¤›m›z yeni mezun - uzman gelifltirme programlar›nda en az yüzde 50 bayan istihdam› hedefi ile yerlefltirme yapt›k. Kad›n yeteneklerimizi kaybetmemek için özel ifl/yaflam dengesi, zaman yönetimi, kariyer geliflimi yönetimi gibi konular›nda destek politikalar› ve

HP’nin Baflkan Yard›mc›lar› Ann Livermore ve Siaou-Sze Lien, Fortune'un araflt›rmas›na göre en etkili 50 ifl kad›n› listesinde yer al›yor.

programlar› uyguluyoruz.

Farkl›l›klar›n Yönetimi Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) çerçevesinde HP’nin hangi çal›flmalar› öne ç›k›yor? ‹flyerinde farkl›l›klar›n yönetimi (Diversity) alan›nda HP'nin öncü konumundan bahsedebiliriz. fiirket olarak iflyerinde farkl›l›klar›n yönetimi, özellikle bilinçli ve hedefli olarak odakland›¤›m›z konulardan biri. Kad›n yöneticilerin tak›m oyununu destekleyen, pozitif bak›fl aç›lar›, ayr›ca insan yönetimi ve müflteri odakl›l›¤› alanlar›ndaki yetkinlikleri, yönetim ve liderlik kademelerinde, bu özellik ve yetkinliklerden do¤an sinerji ile flirkete ve müflterilerimize daha fazla güç katt›¤›m›za inan›yoruz. HP çevre, etik ve ifl gücü konular›nda ne gibi örnek çal›flmalar yap›yor? Nelere dikkat ediyor? Çevre konusunda "Green IT" inisiyatiflerimiz ile yine rol modellik içeren bir öncülü¤ümüz var. ‹fl eti¤i ve standartlar› flirketimizin temel de¤erleri, ifl kodlar› içinde yer al›yor. Gerek çal›flanlar›m›z› seçerken ve gerekse e¤itip, gelifltirip, de¤erlendirirken en önde tuttu¤umuz ifl süreci ve de¤eri olarak yer al›yor.

Sanayi Devrimi’nden sonra ifl hayat›nda kad›nlar Adnan Erdo¤mufl’a göre kad›nlar, sanayi devrimi sonras›nda profesyonel hayata, ilk olarak beyaz yakal›lar aras›na girerek kat›ld› ve bürolarda sekreterlik gibi görevlerde çal›flmaya bafllad›. Harvard Business Review’de yay›nlanan bir makaleye göre en fazla kazanan tepe yöneticiler aras›nda kad›nlar, Sanayi Devrimi’nden bugüne kadar geçen süre zarf›nda ancak yüzde 6 gibi bir orana yükselebildi. Türkiye Kad›n Giriflimciler Derne¤i’nin aç›klamas›nda ise ülkemizde icra komitelerinde kad›nlar›n sadece yüzde 7 oran›nda yer ald›¤› belirtiliyor. Kad›nlar›n ço¤u aile flirketlerinde çal›fl›yor. Kamuda ise durum daha kötü… Erdo¤mufl’a göre kurumsal baflar›lar›n artmas› isteniyorsa kad›nlar›n ifl hayat›nda yükselmesi flart. Bunun için öncelikle kad›n çal›flanlar›n flirket içindeki f›rsatlardan eflit yararlanmalar› için özel duyarl›l›k oluflturulmas› ve çeflitli programlar gelifltirilmesi gerekiyor.

33


BAfi fiA ARI H‹KAYES‹

Forbes’a göre kad›n çal›flanlar için en ideal flirket Frito Lay Frito Lay Türkiye bir PepsiCo kuruluflu olarak çal›flan haklar›na büyük önem veriyor ve bu yönde örnek çal›flmalar›yla öne ç›k›yor. Frito Lay Genel Müdürü Ece Aksel bir kad›n yönetici olarak Frito Lay ve PepsiCo’da çal›flan haklar›na dair hayata geçirilen çal›flmalar› ve sonuçlar›n› aktar›yor.

B

ir PepsiCo kuruluflu olan Frito Lay Türkiye Küresel ‹lkeler Sözleflmesi çerçevesinde sorumluluklar›n› yerine getirmenin yan› s›ra çal›flanlar›n› da memnun etmeyi baflaran kurumlar aras›nda yer al›yor. Yap›lan araflt›rmalara göre PepsiCo Türkiye özellikle kad›n çal›flanlar›n›n kariyerlerini sürdürebilmeleri için önerilen en iyi 121 flirketin bafl›nda yer al›yor. Ümran Beba ve Indra Nooyi gibi ifl kad›nlar›n›n kariyerlerini baflar›yla sürdürdü¤ü PepsiCo insan kaynaklar›nda çeflitlili¤e de büyük önem veriyor. Frito Lay Genel Müdürü Ece Aksel PepsiCo’nun temel prensipleri do¤rultusunda tüm çal›flan haklar› konusundaki örnek giriflim ve çal›flmalar› anlat›yor. ‹fl dünyas› ve çal›flanlar›n›z özellikle kad›n çal›flanlar›n›z sizin yönetici olman›z› nas›l karfl›lad›lar? PepsiCo kültüründe kad›nlar flirketin en üst noktas›na kadar ç›kabildikleri için tüm çal›flanlar›m›z taraf›ndan olumlu karfl›land›. fiirketimiz, farkl›l›k yönetimi ve kad›nlar›n ifl hayat›nda daha fazla rol almas› konusunda ciddi çal›flmalar yap›yor. Frito Lay Türkiye’de kad›n çal›flan ve üst düzey kad›n çal›flan oran› Türkiye ve Avrupa ortalamalar›n›n oldukça üzerinde. Forbes Magazine Türkiye'nin fiubat 2010 y›l› de¤erlendirmesinde, PepsiCo Türkiye, kad›nlar›n kariyerlerini ilerletebilmesi için 121 flirket aras›nda "1 numaral› flirket" olarak gösterilmiflti.

Ece Aksel Frito Lay Genel Müdürü

34

Pepsi gibi büyük ve uluslararas› bir firmada yönetici bir kad›n olman›n zorluklar› nelerdir? Pepsi, kad›n çal›flanlar›n› destekleyen ve kariyerlerini gelifltirmek için gereken kültüre sahip bir kurulufl. Gerek PepsiCo'nun CEO'su Indra Nooyi olsun, gerek "Asya Pasifik Bölgesi" baflkan› Ümran Beba olsun, hepsi organizasyonumuz içinde kad›n yönetici-


Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) çerçevesinde PepsiCo’nun hangi çal›flmalar› öne ç›k›yor?

lerin nas›l desteklendi¤inin baflar›l› bir örne¤i. Ben 15 senedir Türkiye’de faaliyet gösteren Frito Lay'in ikinci kad›n Genel Müdürüyüm. ‹flinizi severek yap›yorsan›z, yöneticiniz ve içinde bulundu¤unuz flirket kültürü size destek veriyorsa - t›pk› PepsiCo’da oldu¤u gibikad›n yönetici olman›n ekstra bir zorlu¤u yok. Geçen süre zarf›nda kad›n çal›flanlar›n›z›n motivasyonunda art›fl gözlemlediniz mi? Çal›flanlar›m›z›n memnuniyetinin PepsiCo genelinde periyodik olarak ölçüldü¤ü bir anketimiz var. Bu anketin 2006 ve 2009 sonuçlar›na bakt›¤›m›z zaman kad›n çal›flanlar›m›z›n yapt›klar› de¤erlendirmelerde, her alanda pozitif geliflmeler oldu¤unu görüyoruz. 2006 y›l› verileri, kad›n çal›flanlar›m›z›n genel olarak Frito Lay Türkiye’de çal›flmaktan yüzde 79 oran›nda memnun oldu¤unu gösterirken, 2009 y›l› verilerinde bu oran› yüzde 86 olarak görüyoruz. Kad›n çal›flanlar›m›z›n, FritoLay Türkiye’yi, çal›flmak için arkadafllar›na önerip önermedikleri sorusuna verilen yan›tta, zaten yüzde 80’lerin üzerinde olan skorlar›n daha da yükseldi¤ini görüyoruz. ‹fl hayat›nda kad›nlar›n daha çok yer almas› için ifl dünyas›na neleri önerirsiniz? Kad›n çal›flanlar›n genelde ifl dünyas›nda daha fazla desteklenmesi gerekti¤i görüflüne kat›l›yoruz. Çeflitlili¤i ve f›rsat eflitli¤ini benimsemifl bir kurum olarak, kad›n çal›flanlar›n flirketlerimizde daha fazla yer bulmas› için uygulamakta oldu¤umuz prosedürlerin bafl›nda, ifle al›fl sürecinde kad›n ve erkek adaylar›n say›ca birbirine yak›n seviyelerde olmas› geliyor. Herhangi bir görev için insan kayna¤›na ihtiyaç duydu¤umuzda, seçeneklerimizin hem kad›n hem de erkek adaylardan oluflmas›na önem veriyoruz. Önerilen adaylar›n tamam› erkek oldu¤unda, bizim ad›m›za ilk de¤erlendirmeyi yapan çözüm orta¤›m›zdan bize kad›n adaylar da sunmas›n› istiyoruz.

‹lke 1: ‹fl dünyas›, ilan edilmifl insan haklar›n› desteklemeli ve bu haklara sayg› duymal›d›r. PepsiCo’da, insan haklar› politikas› çerçevesinde çal›flanlar›n haklar› da flirket haklar› gibi korunur. PepsiCo olarak çal›flanlar›m›z›n itibar›na sayg› gösteriyor ve onlar›n kiflisel güvenlik, sa¤l›kl› ve emniyetli bir iflyerinde çal›flma, her türlü taciz ve istismardan korunma haklar›n› teminat alt›na al›yoruz. Çal›flanlar›m›za maafl, ek ödemeler ve di¤er çal›flma koflullar› konusunda adil ve dürüst davran›yoruz. Çal›flanlar›m›z›n örgütlenme özgürlü¤ü haklar›n› kabul ediyor, zorla iflçi ve özellikle çocuk iflçi çal›flt›rm›yoruz. Ayr›mc›l›¤› hofl görmüyor ve tüm çal›flanlar›m›za f›rsat eflitli¤i sa¤lamak için çal›fl›yoruz. Ortak tedarikçi ve bayilerimizi bu politikalar› desteklemeleri için teflvik ediyor ve insan haklar›na ba¤l›l›¤›m›z› çal›flanlar›m›zla paylaflmaya büyük önem veriyoruz. ‹lke 6: ‹fle alma ve çal›flma süreçlerinde ayr›mc›l›¤a son verilmelidir.Frito Lay Türkiye’de “Benim Kariyerim” ad›yla kurdu¤umuz sistemle tüm ifl f›rsatlar› önce çal›flanlara duyurulur, belirli kriterler üzerinden de¤erlendirmeler yap›l›r. Çeflitli s›navlar ve de¤erlendirme merkezi uygulamalar› ile objektif de¤erlendirmeler yap›yoruz. Ayr›ca benzer bir flekilde tüm dünyadaki PepsiCo ilanlar›n› takip edebildi¤imiz global bir sistemimiz de mevcut. ‹lke 10: ‹fl dünyas› rüflvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla mücadele etmelidir. “Davran›fl ‹lkeleri” (Code of Conduct ) ile tüm çal›flanlar›m›z›n standart ve etik bir yaklafl›m içinde olmas›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz. fiirket içi ve online e¤itimler ile tüm çal›flanlar›m›z›n bu yasay› içsellefltirmesine katk›da bulunuyoruz. Ayr›ca uzaktan çal›flma uygulamas›yla, çal›flanlar›n ofis d›fl›nda da çal›flabilmeleri ve ifl-özel hayat dengesini korumalar› destekleniyor. Pepsi olarak “Çeflitlilik ve Dâhil Etme” ile ilgili olarak içinde video gösterimi ve atölye çal›flmalar›n›n yer ald›¤› e¤itimler veriyoruz. Bu e¤itimlerde hem ifle al›m hem performans yönetimi ile ba¤ kurarak farkl›l›klar›n yönetimi ve kariyer geliflimi ile ilgili tart›flmalar yap›l›p, paylafl›mlar aktar›l›yor.

2009 verilerine göre Frito Lay Türkiye Frito Lay Türkiye'de kad›n çal›flan oran› yüzde 29 Üst düzey çal›flan kad›n oran› yüzde 57 FritoLay Türkiye ve PepsiCo genelindeki kariyer ve geliflim f›rsatlar›nda memnuniyet oran› 2009’da yüzde 69’a yükseldi Çal›flma ortam›n›n fiziki koflullar› ve temel insan kaynaklar› alan›nda memnuniyet oran› yüzde 77’ye yükseldi. Ücret ve toplam yan haklar aç›s›ndan geçmifl rakamlar›n üzerine 10 puanl›k bir memnuniyet art›fl› sa¤land›.

35


Anma

Yönetime, sistem düflüncesini getiren teorisyen: Russell Lincoln Ackoff Sistem düflünürü, yönetim bilimci Russell Lincoln Ackoff, önce Yöneylem Araflt›rmas›n›, ard›ndan “Yöneylem Araflt›rmas›n›n art›k bir gelece¤i yoktur” diyerek Sosyal Sistem Bilimini gelifltirdi. Ünlü teorisyen Ackoff’u geçti¤imiz ekim ay›nda kaybettik. Russel Ackoff’un pek çok yönetim ve dan›flmanl›k hizmetine ilham veren düflüncelerini ve kiflili¤ini, vakti zaman›nda doktora ö¤rencisi olmufl O¤uz Babüro¤lu ile konufltuk. Dr. Mehmet De¤irmenci “Yöneylem Araflt›rmas›’n›n Babas› Ackoff” adl› çal›flmas›nda, T›naz Titiz ise “Sistem Yaklafl›m› ve Politika” adl› makalesinde görüfllerini belirtti.

B

ugün iflletme fakültelerinde okutulan yönetim bilimlerinin, planlama ve stratejilerin, sistem düflüncelerinin geldi¤i noktada onun büyük bir pay› var. Hatta yönetime geleneksel düflünce yerine sistem düflüncesini getiren kifli olarak bile an›lsa fazla abart›l› olmaz. Geçti¤imiz ekim ay›nda, 91 yafl›nda hayata gözlerini yuman Russell Lincoln Ackoff’dan söz etti¤imizi kendisini tan›yanlar hemen anlayacakt›r. ABD’li organizasyon teorisyeni, dan›flman ve profesör olan Ackoff, Pennsylvania Üniversitesi Wharton School’da Sosyal Sistem Bilimi bölümünün de kurucusu. Ackoff’u bugün, Yöneylemsel Araflt›rma, sistem düflüncesi ve yönetim biliminin öncüsü olarak an›yoruz. Önce Yöneylem Araflt›rmas›n› gelifltiren, ard›ndan bu yönetimin gelece¤inin olmad›¤›n› söyleyen Ackoff’un 80’li y›llarda kurdu¤u Sosyal Sistem Bilimi bugün pek çok sosyal sistemin gelece¤inin tasarlanmas›na ilham veriyor. Arama Kat›l›ml› Yönetim Dan›flmanl›¤› Kurucu Yöneticisi Doç Dr. O¤uz Babüro¤lu, Ackoff’un doktora program›na kat›ld› ve onunla çal›flma olana¤› buldu. Ackoff için “Entelektüel hayat›mda çok önemli bir yeri vard›r” diyen Babüro¤lu ile bir teorisyen ve

Russell Lincoln Ackoff

36

bir insan olarak Ackoff’u konufltuk. Dr. Mehmet De¤irmenci ise “Yöneylem Araflt›rmas›’n›n babas›” olarak adland›rd›¤› Ackoff’u anlatt›. Ackoff’un sevecen ama inatç› bir kiflili¤e sahip oldu¤unu söyleyen De¤irmenci ondan ö¤rendiklerini derslerinde kullanarak sistem düflüncesini sonraki nesillere aktar›yor. Ackoff’un de¤erli an›s› için ay›rd›¤›m›z bu bölümün sonunda ise 45. ve 46. Hükümetlerde Kültür ve Turizm Bakanl›¤› yapan T›naz Titiz’in “Sistem Yaklafl›m› ve Politika” adl› makalesindeki görüflleri yer al›yor.

Yönetim bilimlerinin gurusu Russell Lincoln Ackoff’u ö¤rencisi O¤uz Babüro¤lu anlat›yor Russel Ackoff’la yollar›n›z nas›l kesiflti? ‹ngiltere’de onun ekolünde e¤itim veren Sussex Üniversitesi’nde Uygulamal› Bilimler ve Yöneylem Araflt›rmas› Lisans› tezi ile mezun oldum. 1978 y›l›nda Yine ‹ngiltere’de Lancaster Üniversitesi’nde, Yöneylem Araflt›rmas› Yüksek Lisans›m› tamamlad›m. Doktora için ABD’ye gittim ve Pennsylvania Üniversitesi Wharton School’da Russel Ackoff’›n doktora program›na kat›ld›m. O zaman kendisi Yöneylem Araflt›rmas› Derne¤i’nin de baflkan›yd›. Doktora döneminde, onun makalelerini, bilimsel yöntemlerini, kitaplar›n› okuduk. Özellikle onun doktora program›n› seçmemin nedeni ise kendisinin Meksika ve ‹ran gibi ülkelerin yönetimleriyle ilgili konularda dan›flmanl›k vermesiydi. Ben de geliflmekte olan ülkelerin yönetimi ile ilgili çal›flmak istiyordum. Ackoff’u tavsiye etmifllerdi.


Ackoff, kendi s›n›rlar›n› aflt›

Kat›l›ml› Yönetim Dan›flmanl›¤› Kurucu Yöneticisi Doç. Dr. O¤uz Babüro¤lu

O zamanlar halen Yöneylem Araflt›rmas› üzerine mi çal›fl›yordu? O dönemde “Yöneylem Araflt›rmas›n›n gelece¤i yoktur” dedi. Üstelik hala Yöneylem Araflt›rmas› Derne¤i’nin bafl›ndayd›. Onun yerine Sosyal Sistemler Bilimi program›n› kurdu ve onun üzerine çal›flmaya bafllad›. Neden Yöneylem Araflt›rmas›n› b›rakt›? Ackoff asl›nda bir mimar. Ondan sonra felsefe okumufl ve yönetim bilimlerine merak sarm›fl, oradan matematiksel modellemeye geçmifl, sonras›nda Yöneylem Araflt›rmas›n› gelifltirmifl. Ama zamanla bu yöntemin s›n›rlar›n› görmeye bafll›yor. fiirket ve toplum sorunlar›n› bu yöntemle çok operasyonel ve s›n›rl› kald›¤›ndan çözemiyorsun. Bugün Yöneylem Araflt›rmas› hala sürüyor ama daha çok uygulamal› matemati¤e dönüfltü. Bu flirketlerde ve üretim süreçlerinde oldukça ifle yarayan bir yöntem olsa da topluma, farkl› kurumlara, STK’lara uygulamaya gelince s›n›rl› kal›yor. Konular geniflleyince, yeni bir sisteme ihtiyaç duyuldu ve Sosyal Sistem Bilimini kurdu diyebilir miyiz? Asl›nda önce, Yöneylem Araflt›rmas› yerine aksiyon araflt›rmas›na (Action Research) do¤ru dönüyor ifl. Aksiyon araflt›rmas› denince, bu sefer yine kurumlar›n veya bir durumun gelece¤ini de¤ifltirmek üzere çal›flmay› kast ediyoruz ama uygulamal› matematikten daha farkl› yöntemler de kullan›yoruz. Bir flirketin gelecek vizyonunu tasarlama, pazarlama stratejisini belirleme, bir hastanenin yeniden yap›lanmas›n› sa¤lama, bir flehrin gelece¤ini tasarlama, bir STK’n›n uygulamalar›n› yönlendirme gibi pek çok konuyu bu

kapsamda ele alabilirsiniz. Mesela Haydarpafla Gar›’na yak›nda tren gelmeyecek, o zaman oras› nas›l kullan›lacak? Bunun için aksiyon araflt›rmas› çerçevesinde yeni ifllevini bulmak için bir de¤iflim giriflimi yap›labiliyor. Haydarpafla Gar›’n›n gelece¤inin ne olaca¤›na uygulamal› matematik ile yan›t veremezsiniz. Neden gelifltirdi¤i programa yönetim bilimi denmiyor da, Sosyal Sistem Bilimi deniyor? Sosyal sistem, insanlar›n yönetmeye çal›flt›¤›, hem bugünlerini hem geleceklerini flekillendirmeye çal›flt›¤› herhangi bir denklemdeki oluflumdur. Sabanc› Holding, ‹BB, Beykoz Güzellefltirme Derne¤i, Robert Koleji, Anadolu Üniversitesi, asl›nda birer sistemdir. Çünkü sistem düflüncesi yaklafl›m› bu kurumlar› öyle ele al›r. Bu yaklafl›m›n ise, bir bütünlü¤ü, amaçsall›¤›, bir bütün olarak parçan›n önüne ç›kan bir duruflu vard›r. Sistem düflüncesi kapsam›nda hep “hangi çevre ve çevre içerisinde neye hizmet ediyor” sorusu önemlidir. Bir firma veya bir sosyal sistem kendi bafl›na ele al›namaz, rakipleri de dahil tüm ilgili kurumlarla birlikte ele al›n›r. Peki, neden bilim derseniz, bilim düflünceyi düzenler. Karar vermek için de bunlara cevap vermek ve bunlarla alakal› düflünceyi düzenlemek gerekir. Siz ondan neler ö¤rendiniz? Ackoff, planlamay› yeniden tasarlad›. Daha kat›l›ml›, içinde bulunan ortam› daha dikkate alan ve süreklili¤e sahip bir anlay›fla dönüfltürdü. O zamanlar bunu, doktora program› içinde biz de uygulad›k. Mesela ben hapishanelerin iyilefltirilmesi ile ilgili çal›flan bir STK ile çal›flt›m. fiu anda Ackoff, bizim yapt›¤›m›z türde dan›flmanl›klar›n birço¤unun felsefesinin ve prati¤inin gurular›ndan biridir. Ondan ö¤rendi¤im iki önemli fley var; birincisi soru sormak, di¤eri ise do¤ru soruyu sormak. Ackoff’a bir soru sordu¤unuzda soruyu kendisi düzeltir, “Sen asl›nda flöyle flöyle demek istiyorsun” diyerek soruyu en do¤ru flekilde sormam›z› sa¤lard›. Kimse itiraz etmezdi, çünkü gerçekten bunu en do¤ru flekilde ifade ederdi. “Daha önceden çal›flmalar›ndan k›smen haberdar oldu¤um Russell Lincoln Ackoff’u 1996’da ‹stanbul’da düzenlenen iki günlük bir seminerde dinleme flans›na sahip oldum. Sistem analizleri dersini verdi¤im için anlatt›klar›n›n çok önemli oldu¤unu hissettim. Anlatt›klar›n› daha iyi anlayabilmek için bugüne kadar Ackoff’u olanaklar›m›n elverdi¤i ölçüde izledim ve ö¤rendiklerimi derslerimde kulland›m.

37


Anma

Dr. Mehmet De¤irmenci’nin kaleminden “Yöneylem Araflt›rmas›’n›n babas› Ackoff” Dr. Mehmet De¤irmenci Ö¤retim Üyesi

Ç

ok zeki, sevecen ve inatç› bir kiflili¤e sahip olan Ackoff’un en önemli tak›nt›lar›ndan birisi de felsefede ö¤rendiklerini mimaride ve problem çözümünde uygulamakt›. Ayn› zamanda ifl dünyas›na da dan›flmanl›k yapan Ackoff, bilim dünyas›n›n pek de al›fl›k olmad›¤› kendi tasar›m› olan programlar› üniversitede açmay› baflarm›flt›r.”

“Yöneylem Araflt›rmas›’n›n babas›” “Sosyal bilimlerde sistem düflüncesinin her aflamas›nda önemli katk›lar› olan Ackoff, birinci aflama olan Yöneylem Araflt›rmas›’n›n babas› olarak adland›r›l›yor. Yöneylem Araflt›rmas› iflletmelerin makine metaforundan yararlan›larak matematiksel modellerinin “en iyilenmesini” içerir. Daha sonra mekanik modellerin amaçl› davran›fllar› aç›klayamad›¤› anlafl›lm›fl ve makine yerine organizma metaforu kullan›larak yine bütünsel yaklafl›mla sorunlar çözümlenmeye bafllam›flt›r. Bu dönemin sonlar›na do¤ru Ackoff, otuz y›ll›k bir çaban›n ürünü olan “Amaçl› Sistemler Üzerine” bafll›kl› ortak bir çal›flmas›n› yay›nlam›fl ve bu çal›flman›n otuz y›l sonra t›pk›bas›m› yap›lm›flt›r. Bu çal›flma disiplinler aras› yaklafl›mla, amaçl› sistemlerin davran›fl› üzerinde yap›lm›fl en kapsaml› çal›flmalardan biri olarak kabul ediliyor. Bu çal›flmalar, yetmiflli y›llar›n sonlar›na do¤ru Ackoff’un sosyal sistem metaforunu kullanmas›na ve bugün de etkileflimli tasar›m ya da ideallefltirilmifl tasar›m olarak bilinen yöntembilimini gelifltirmesini sa¤lam›flt›r. Bu yöntembilimini çok k›saca afla¤›daki flekilde özetleyebiliriz. Ackoff’un en üst düzey kavramlar› ya da en üst düzey yöntembilimi afla¤›daki temel ilkelerden oluflur: -Yap›lan ifl do¤ru mudur? -Ne istedi¤imizin üzerinde yo¤unlaflmak -Bütünsel düflünmek .Do¤ru iflin yap›lmas› etkinlikle ilgilidir ve niçin sorusuyla yan›tlanabilir. Yanl›fl bir ifli ne kadar iyi yaparsan›z durum o kadar kötüye gider. Kaç›nmak istedi¤iniz konuya de¤il yaklaflmak istedi¤iniz duruma odak-

38

lanmak gerekir. Örne¤in hastanelerin hastal›¤a de¤il sa¤l›kl› olmaya odaklanmalar› gerekir. Üçüncü olarak da bir sistemin tasar›m›nda parçalardan çok parçalar aras›ndaki iliflkiler önemlidir. Sadece üretim bölümünü “en iyilerseniz”, flirketin genel performans›na zarar verebilirsiniz. ‹stenen sonucu üretmek için daha çok parçalar aras›ndaki iliflkilerin tasarlanmas›na önem vermek gerekir. Ackoff’a göre insanlar›n ve organizasyonlar›n ideal olarak sonsuz yetkinli¤i benimsemeleri gerekir. Burada yetkinlik, ahlaki olmak kofluluyla, istemek ve istediklerini gerçeklefltirebilecek yeteneklere sahip olmak anlam›nda kullan›lmaktad›r. ‹nsanlar için anlam, bu ideale yaklaflt›¤›n› hissetmek ya da ölçmekle gerçekleflir. Bu da seçenek say›s›n›n artmas› anlam›na gelen geliflmeyle gerçekleflir. Bu özellikleri tafl›yan bir sistem ancak tasar›mla gerçeklefltirilebilir. Yap›lan tasar›m›n da etkilenen herkesin uzun dönemde yarar›na olacak bir ülkü ifadesini, sürekli ö¤renmeyi, kat›l›mc›l›¤›, yarat›c›l›¤›, yaflamsal zorlu¤u ve esnekli¤i kapsamas› gerekir. ‹deallefltirilmifl tasar›m da tüm bu nitelikleri kapsayan bir platformdur. Bu tasar›m› gerçeklefltirmek için de araçlar›n, kaynaklar›n ve ö¤renmenin sondan bafla do¤ru planlanmas› gerekir.

Sistem Yaklafl›m› ve Politika Sistem bütünlü¤ü yaklafl›m› ya da onun bafll›ca artikülasyon arac› Yöneylem Araflt›rmas›'n›n (YA) toplumumuzda pek yayg›n bir kullan›m alan› bulabildi¤i de¤il ama politikaya neredeyse hiç girmedi¤i söylenebilir. Merak edilebilecek bir konu, YA'n›n politik yaklafl›mlar›m›za nas›l bir T›naz Titiz yenileflim getirebilece¤idir. Bura- Beyaz Nokta Geliflim Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan› da politika deyimiyle al›fl›lm›fl, genelde günlük çekiflmelere ya da çeflitli kesimlerin hofllar›na gidebilecek ama do¤ruluk düzeyi düflük söylemlere dayal› politika de¤il, Eflatun'un "toplumu mutlu k›lma sanat›" fleklinde tan›mlad›¤› "politika" ya da bir baflka deyimle "toplumun sorunlar›n› çözerek onu mutlu k›lmak" kastedilmektedir. Siyaset s›n›f›m›z an›lan bu sorunlar›n çözümlenmesinde sorunlar kimyas› uyar›nca olaylar› ve sorunlar› anlay›p öylece müdahale etmek yerine, büyük ölçüde sistemlerin göze çarpan sorunlu bölümlerini iyilefltirmeye (sub-optimization) a¤›rl›k vermektedir. Sistem bütünlü¤ü yaklafl›m›n›n, siyaset s›n›f›n›n ana u¤rafl› konusu olar toplum sorunlar›na bak›fl›nda esasl› de¤ifliklik yaratabilecek birkaç özelli¤i aran›rsa:


Olaylar aras› do¤rusal iliflkiler ve aç›k uçluluk varsay›m› yerine döngüsel iliflkiler Olaylar genellikle döngüsel iliflki’ye sahiptir; bir A olay›n›n ard›ndan do¤an B olay› dönerek A olay›na girdi olur ve bunun sonunda ya büyüyen ya da küçülen bir spiral do¤ar (pozitif ya da negatif geri besleme). Böylece ayn› olay hem sebep hem de sonuç olur. Pratikte ise genellikle bu gerçek göz ard› edilir ve olaylara ya sebep ya da sonuç olarak bak›l›r. Bu yanl›fl bak›fl›n do¤al bir sonucu da olaylar›n aç›k uçlu olabilece¤i, yani bir yerde son bularak sürecin duraca¤› yanl›fl›n› do¤urur. "Yal›t›lm›fl" yerine “etkileflimli” olaylar Olaylara genel bak›fl aç›s›, yaln›zca birbirine do¤rudan ba¤l› olaylar› "iliflkili" olarak nitelemek fleklindedir. Hâlbuki olaylar birbirleri üzerinden yans›rlar ve di¤er olaylar›n üzerine düflerek onlardan yeni ve de¤iflik nitelikli sorunlar yay›lmas›na neden olurlar. Aynen fizikteki kat› nesnelerin çarp›fl›p yans›malar› gibi... Böylece ilk bak›flta aralar›nda iliflki olmad›¤› san›labilecek olaylar aras›nda yak›n iliflkiler bulunabilir. Çeflitli yans›malar s›ras›nda, bir olay›n kayna¤›ndan uzaklaflt›kça ya da tek dereceden yans›mal› sistemler yerine çok dereceli yans›malar oldu¤u takdirde iliflkileri görebilmek daha güçleflir. Bu güçlü¤ün nedenlerinden birisi de, olaylar› birbirinden yal›t›lm›fl olarak (ba¤›ms›z kompartmanlar halinde) görmek al›flkanl›¤›d›r. Hâlbuki aynen maddeler uzay› gibi sorunlar uzay› da bir ve tektir. Çeflitli sorunlar, daha az say›daki Kök Sorun’un de¤iflik yüzeyler üzerinden yans›malar›d›r. Bu bak›fl aç›s›n›n en dramatik sonucu, bu yal›t›lm›fl sorunlar› ayr› ayr› çözmeye çal›flmak ve fakat bir türlü de çözememektir. Oluflmufl sorunlar› “kurcalama” yoluyla çözmeye çal›flmak Bu durum hemen hemen tüm toplumlarda geçerli olan Karteziyen Mant›¤›'n›n bir ürünüdür. ‹nsanlar, sorunlar›n çözülebilece¤ine inan›r ve "istenmeyen bir durum"un koflullar›n› de¤ifltirip, "daha az istenmeyen bir durum" yaratmaya çal›fl›rlar. Bu do¤rudur ama flu unutulur: "‹stenmeyen bir durum" a yol açan girdiler saptan›p yok edilemezse, yeni oluflturulan koflullar alt›nda yeni "istenmeyen durum(lar)" do¤abilir! Örne¤in, uzun süre ayakta durmay› gerektiren hallerde, iki ayak üzerinde bir süre hareketsiz durabildikten bir süre sonra ayak de¤ifltirmeye bafllan›r. Vücudun a¤›rl›¤› bir aya¤›n üzerine verilip di¤eri dinlendirilir, sonra ayak de¤ifltirilip öbürü dinlenmeye (güya) al›n›r. Ancak bu bir fleye yaramaz ve insanlar sonunda oturacak bir yer aramaya bafllarlar. Duruma dikkatle bak›-

l›rsa, kiflinin bu sorunu, sorunu çevreleyen koflullarda esasl› bir de¤ifliklik yapmadan yani soruna yol açan nedenleri (burada sürekli hareketsiz ayakta durmak) gidermeden çözmesine olanak olmad›¤› hemen görülecektir. Ayak de¤ifltirmek, üzerine yüklenilen tek aya¤›n daha çabuk yorulmas›na neden olur ve kifli bir süre sonra s›k s›k ayak de¤ifltirmeye bafllar ve sonunda o çözümün -ki çözüm de¤ildir- ifle yaramad›¤›n› görür. ‹flkence uzmanlar› bu mekanizmay› gayet iyi bilir ve insanlara ac› çektirmek için onlar›, koflullar›nda esasl› de¤ifliklikler yapamayacaklar› durumlar içine sokup öylece tutarlar. Bir durumu oluflturan koflullarda esasl› de¤ifliklikler yapmadan sorun çözmeye çal›flmak, yaln›z o sorunu çözememeyi de¤il, ayn› zamanda evvelce bulunmayan yeni sorunlar do¤mas›na da yol açar. Bu basit örnekte kolayca görülebilen gerçek, sorunlar karmafl›k hale geldikçe görülemez hale gelir. ‹nsanlar, karmafl›k sorunlar›n daha farkl› kurallara göre olufltu¤unu düflünürler. Gerçekte ise mekanizma hep ayn›d›r. Buna göre insanlara ilk ö¤retilmesi gereken, sorunlar›n do¤rudan çözülemeyece¤i, onlara yol açan kaynaktaki “nedenler”in yok edilebilece¤idir. Bu ba¤lamda sorunlar› çözebilmenin en sa¤lam ilk ad›m›, onun yol açt›¤› s›k›nt›lar› kaybetmemektir ya da gidermeye çal›flmamakt›r. YA'n›n "sistem bütünlü¤ü" yaklafl›m›, politika aç›s›ndan esas önem tafl›yan özelliktir. Bu yaklafl›m, yukar›da dile getirilen, "olaylar›n yal›t›lm›fll›¤›" olarak adland›r›lan büyük sak›ncay› ortadan kald›r›r. Nitekim reengineering ad› verilen yeniden yap›land›rma yaklafl›m›nda da bu yal›t›lm›fll›¤›n nelere yol açt›¤› gösteriliyor ve yeniden yap›lanman›n, bölmeleme (departmentation) yerine süreç (process) temelli olmas› öneriliyor. Hâlbuki geleneksel kamu örgütlenmesi (Bakanl›klar, Genel Müdürlükler, Belediyeler gibi), tamamen departmentation'a dayal›d›r. Bu örgütlenme biçiminde her yal›t›lm›fl birim kendi iflini mükemmel yapsa dahi, her birimin amaçlar› “bütün”ün amaçlar›ndan farkl› -ilgisiz, hatta ço¤u zaman da çeliflik- oldu¤u için, ifllerin bütünü aç›s›ndan giderilemeyecek karmafl›kl›kta sorunlar ve kaç›n›lmaz bir pahal› ve verimsiz "iflletme" do¤uyor. YA'n›n ünlü "sistem yaklafl›m›" ilkesine ayk›r› bir yap›lanma hem dünya ekonomisini hem de toplum yönetimlerini içinden ç›k›lmaz noktalara getirdi. Türkiye sorunlar›na bu aç›dan bak›ld›¤›nda, siyasette ve ekonomide yaflanan kriz daha kolay anlafl›labilir, en az›ndan krizin en önemli bilefleninin bu, "bütüncüllük d›fl› yaklafl›m" oldu¤u görülebilir. Türkiye’yi s›kbo¤az eden meselelere bu aç›dan bak›ld›¤›nda R. Ackoff’un ö¤retileri sanki toplumumuza özgü, ›smarlama imifl gibi görünmüyor mu?

39


Çevre

Türkiye, Karbon Saydaml›k projesine bafll›yor Sabanc› Üniversitesi Karbon Saydaml›k Projesi’ni Türkiye’de hayata geçirecek. Karbon Saydaml›k Projesi 2000 y›l›nda iklim de¤iflikli¤i tehdidine karfl› önlem almak amac›yla oluflturuldu. Sabanc› Üniversitesi’nin konu hakk›nda en yetkili isimlerinden Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Ö¤retim Üyesi Melsa Ararat ve Karbon Saydaml›k Projesi Proje Yöneticisi Mirhan Köro¤lu çevre ve iklim sorununu de¤erlendirdi.

A

ral›k 2009’da gerçeklefltirilen COP15 Kopenhag ‹klim Zirvesi’nin ard›ndan çevre konusunda gelecek nesillerin yaflaca¤› felaketlere iliflkin senaryolar gün geçtikçe ço¤al›yor. Bu senaryolara karfl› çözüm üretmek ise insanl›¤›n, gelecek nesillere b›rakmakla yükümlü oldu¤u bir borcun ödeme planlamas› olarak kabul ediliyor. Öyle ki bundan önce y›k›p yok ettiklerinin yerine yenilerini koymay› beceremeyen insano¤lu 21. yüzy›lda çevre ve iklim konusuna çareler üretmek zorunda kald›. COP zirveleri, uluslararas› örgütlerin farkl› eylemleri, nükleer karfl›tlar›n›n protestolar› gibi birçok çaban›n yan› s›ra Karbon Saydaml›k Projesi de gelecek nesillere olan çevresel borcumuzun geri ödeme plan›na hizmet ediyor. 2000’de, flirketlerin, yat›r›mc›lar›n ve hükümetlerin iklim de¤iflikli¤i tehdidine karfl› önlem almalar›n› sa¤layacak bilgileri toplamak ve paylaflmak amac›yla bafllat›lan Karbon Saydaml›k Projesi, Akbank sponsorlu¤uyla Türkiye’de Sabanc› Üniversitesi taraf›ndan yürütülecek. Bu projeyi gerçeklefltirecek olan Sabanc› Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun Direktörü, Yönetim Bilimleri Fakültesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Melsa Ararat ve Sabanc› Üniversitesi, Karbon Saydaml›k Projesi Proje Yöneticisi Mirhan Köro¤lu sorular›m›z› yan›tlad›.

fiu ana kadar Karbon Saydaml›k projesi hangi ülkelerde hayata geçirildi? Mirhan Köro¤lu: Merkezi ‹ngiltere’de olan bu projeye dünya genelinde flu ana kadar çok say›da ülke dahil oldu. Bu oluflum 475 kurumsal yat›r›mc› ad›na hareket ediyor. Son olarak ise bu proje geçen y›l Brezilya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kore ve Hindistan’da hayata geçirildi. fiimdi ise s›ra bizde… Bu projenin amaçlar› nelerdir? Melsa Ararat: “Karbon Saydaml›k Projesi ile biz tart›flmalarda taraf olmadan önemli büyüklükte halka aç›k flirketlerin sera gaz› emisyonlar›n› hesaplamalar›n›, azaltma konusunda programlar gelifltirmelerini ve iklim de¤iflikli¤i risklerini analiz etmelerini teflvik ediyoruz. fiirketler emisyon hesaplamalar›nda Türkiye’nin henüz bir standart gelifltirmemifl olmas›ndan yak›n›yorlar. Raporlaman›n zorluklar›na iflaret ediyorlar. Ama bu süreç bafllamak zorunda... Verilerin güvenilirli¤i her y›l artacakt›r, standartlar gelifltikçe ve oturdukça karfl›laflt›r›labilir olacakt›r. Bu süreci yönetme becerisi flirketlerin yönetim kalitelerinin bir göstergesi olacakt›r. Kopenhag ‹klim Zirvesi sürecini verimli buluyor musunuz? M.A.: Zirvenin bence en önemli sonuçlar›ndan biri

Karbon Saydaml›k Projesi (Carbon Disclosure Project – CDP) hakk›nda Karbon Saydaml›k Projesi, 2000’de, flirketlerin, ifl dünyas›n›n ve hükümetlerin iklim de¤iflikli¤i tehdidine karfl› önlem almalar›n› sa¤layacak bilgileri toplamak ve kamuoyuyla paylaflmak amac›yla bafllat›ld›. ‹lk y›l ‹MKB’de ifllem gören ve ISE-50 endeksine dâhil olan 50 flirket, karbon sal›n›mlar›n› ve iklim de¤iflikli¤i ile ilgili politikalar›n› aç›klamaya davet edilecek. ‹lk y›l›n sonuçlar› ise 2010’un son çeyre¤inde aç›klanacak. 55 trilyon dolar de¤erindeki varl›¤› yöneten 475 kurumsal yat›r›mc›n›n deste¤iyle kurulan ve kâr amac› olmayan bir uluslararas› giriflim olan Karbon Saydaml›k Projesi, flirketlerin sera gaz› sal›n›mlar›n› ve iklim de¤iflikli¤ine karfl› ald›¤› önlemleri sektörel bazda karfl›laflt›rmal› olarak içeren, genifl bir bilgi bankas›na sahip.

40


laflt›rman›n engellenmesi ve düflük karbon ekonomisine geçiflin teflvik edilmesi gereklili¤i konusunda mutabakat›n sa¤lanmas› bence hafife al›nmamal›. Bu baz üzerine infla edilecek olan çok daha yo¤un bir politik sürecin önümüzde oldu¤unu söyleyebiliriz. Mirhan Köro¤lu Sabanc› Üniversitesi, Karbon Saydaml›k Projesi Yöneticisi

iklim de¤iflikli¤i konusunun çkar odaklar›n›n lobi faaliyetlerine karfl› ba¤›fl›kl›¤› olmayan ulusal devletlerin pazarl›¤›na b›rak›lmas›n›n do¤ru olmad›¤›n›n anlafl›lmas› oldu. Bu ise daha genifl temelli ve daha radikal bir eylem ça¤r›s›na yol açacakt›r. Önümüzdeki dönemde karbon ticareti yerine ulusal bazda uygulanacak ve küresel bir fiyata dayanan karbon vergisi yaklafl›m›n›n fazla gündeme gelmesini bekliyorum. Bu süreçte sizi en çok düflündüren konu nedir? M.K.: Türkiye, 1992’de BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin görüflüldü¤ü dönemde OECD üyesi oldu¤u için geliflmifl ülke s›n›fland›r›lmas›na yani EK1’e ve ayr›ca EK-2’ye dâhil edildi. EK-1’e dâhil olan ülkeler sera gaz› sal›n›mlar›n› s›n›rland›rmak zorunda. EK-2 ülkeleri ise sadece sera gaz› sal›n›mlar›n› azaltmakla yükümlü de¤il. Ayr›ca geliflmekte olan ülkelere destek vermek durumundalar. Türkiye, bu nedenle en baflta BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’ne taraf olmad›. Türkiye’nin itiraz› üzerine 2001’de yap›lan müzakereler sonucu Türkiye EK-2 s›n›fland›r›lmas›ndan ç›kar›ld› ve EK-1 ülkelerinden farkl› özellikler tafl›d›¤› belirtilerek EK-1 s›n›fland›r›lmas›nda kald›. Öncelikle Türkiye emisyon indirimi konusunda net bir ülke hedefi aç›klamal› ve bu alanda bir ülke politikas› belirlemelidir. Ayr›ca yeni uluslararas› çevre rejimi kapsam›nda sa¤lanacak destek ve fonlardan yararlan›lamamas› halinde hâlihaz›rda geç kal›nm›fl olan düflük karbonlu ekonomiye geçiflte büyük zorluklar yaflanacakt›r. Önümüzdeki süreçte, ilgili kurum ve sektörlerin aktif kat›l›m›yla gerekli strateji ve politikalar belirlenmeli ve bu konularda çal›flmalara bir an önce bafllanmal›d›r. Zirvede son anda ortaya ç›kan Kopenhag Mutabakat› hakk›nda görüflleriniz nelerdir? M.A.: S›cakl›k art›fl›n›n iki derecede s›n›rlanmas›, bu süreçte farkl›laflt›r›lm›fl sorumluluklar baz›nda geliflmekte olan ülkelere geliflmifl ülkeler taraf›ndan finansman, teknoloji ve kapasite gelifltirme deste¤inin sa¤lanmas›, emisyon azaltma taahhütlerinin tek tek veya ortak olarak ibraz edilmesi gereklili¤i, ormans›z-

Dünya kamuoyunun dikkatlerini çevre sorununa çekmek için hareket eden STK’lar›n çal›flmalar›n› etkili buluyor musunuz? M.K.: Özellikle Kopenhag sürecinde STK’lar aktif rol oynamaya çal›flt›. Kopenhag zirvesinden önce birçok STK bir araya gelerek 2012 sonras›nda Kyoto Protokolü yerine geçecek olan protokolün tasla¤›n›n oluflturulmas› için çal›flt›. Bu konuda ülkeleri üzerinde bask› oluflturmaya kararl› olan STK’lar bir de taslak protokol haz›rlad›lar. Kyoto protokolünde nelerin de¤iflmesi gerekti¤i ve Kopenhag anlaflmas›n›n neler içermesi gerekti¤ini içeren bu taslak süreç STK’lar›n ne kadar aktif rol oynayabildiklerinin bir kan›t›. Fakat her ne kadar Kopenhag zirvesi süresince devletler üzerinde bir bask› grubu oluflturmak için yüzlerce STK gösterisi düzenlense ve ayr›ca alternatif forumlar organize edilse de süreçten istenen ve beklenen sonuçlar›n ç›kmas›nda özellikle büyük ölçekli STK’lar beklenen etkiyi gösteremedi. Bu da zaten zirvenin sonuçlar›na bak›ld›¤›nda anlafl›labiliyor. M.A.: Öncelikle hem ekonomik adalet hem de iklim de¤iflikli¤i konular›n›n bir arada ele al›nmas›n›n iyi niyet d›fl›nda ciddi bir bilimsel ve entelektüel yetkinlik gerektirdi¤inin alt›n› çizmemiz laz›m. Geçti¤imiz dönemde çevre örgütlerinden özel sektöre büyük bir kapasite transferi yafland› ve bu transferler en yeteneklileri kapsad›. Di¤er yandan pek çok sivil toplum örgütü iklim de¤iflikli¤inin bir ifl riski olarak genel kabul görmesi ile birlikte ald›klar› yüksek mebla¤lardaki ba¤›fllar nedeniyle kritik görüfl yeteneklerini ve tutkular›n› kaybettiler. Ekonomik adalet ile ilgilenen sivil toplum kurulufllar› ise iklim de¤iflikli¤ine adil bir yan›t›n verilmesi konusunda ortak bir görüfl ortaya koymad›lar. Bunun bir sebebi de baflta belirtti¤im gibi konunun karmafl›kl›¤›.

Melsa Ararat Sabanc› Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Ö¤retim Üyesi

41


E⁄‹T‹M

KalDer EFQM Mükemmellik Modeli - 2010 Güncelleme toplant›s›n› ve Süreç Yönetimi e¤itimini düzenledi KalDer’in e¤itmenlerine yönelik düzenledi¤i EFQM Mükemmellik Modeli - 2010 Güncelleme toplant›s› ve Süreç Yönetimi e¤itimi, yeni üyelerin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Süreç Yönetimi KalDer’in yeni üyelerine yönelik 2 - 3 fiubat 2010 tarihinde “Süreç Yönetimi” e¤itimi gerçeklefltirildi. E¤itimde Süreç Yönetimi’nin temel ö¤eleri olan süreçlerin belirlenmesi, tan›mlanmas›, süreç hedefleri ile flirket hedefleri aras›nda paralellik sa¤lanmas›, süreçlerin performanslar›n›n ölçülmesi, analizi ve iyilefltirilmesi konular›nda uygulamal› bir ö¤renme ortam› yarat›ld›.

“EFQM Mükemmellik Modeli - 2010 Güncelleme” 26 Ocak 2010 tarihinde KalDer e¤itmenlerine yönelik “EFQM Mükemmellik Modeli 2010 Güncelleme” toplant›s› gerçeklefltirdi. EFQM Mükemmellik Modelinde yap›lan de¤iflikliklerin aktar›ld›¤› toplant›da e¤itmenlerden geribildirimler al›nd›.

42


KalDer - Genel Kat›l›ma Aç›k E¤itimlerinden baz›lar› ‹stanbul Merkez Tedarik Zinciri Yönetimi (18 Mart 2010) Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY), müflteri ve di¤er paydafllar için de¤er yaratan ürün, hizmet ve bilgi sa¤lamak amac›yla, ilk tedarikçiden son kullan›c›ya kadar olan kilit ifl süreçlerinin entegrasyonudur. Bu e¤itimde, TZY konusundaki bilgi ve deneyimin paylafl›m› ve tart›fl›lmas› amaçlanmaktad›r. ‹statistiksel Proses Kontrol (29-30 Mart 2010) E¤itimde, EFQM Mükemmellik Modeli kriterlerinde d›fl kurulufllarla karfl›laflt›rma, iyilefltirme önceliklerini belirleme ve gerçeklefltirme aflamalar›nda “K›yaslama” uygulamalar›n›n gereklili¤ine iflaret edilmektedir. Kamu Kurumlar› için Mükemmellik Kültüründe ‹letiflim Becerileri (5-6 Nisan 2010) Bir organizasyondaki iletiflim tarz›, o organizasyonun kültür ve iklimini de belirlemektedir. Sürekli iletiflim kazalar› ve iletiflim kaynakl› çat›flmalar›n yafland›¤› ortamlarda, huzur, bar›fl, verim ve baflar›dan bahsedilemez. Empati kültürünün geliflmesi, kiflinin kendini ve iliflkilerini gelifltirmesine ba¤l›d›r. E¤itimde, bu yolla, mükemmellik yolculu¤undaki kurumlar›n “ben - sen” olmaktan ç›k›p, “biz” kültürüne ulaflmalar› hedeflenmektedir.

Ankara fiubesi Tedarikçi ‹liflkilerinde Kalite (4–5 Mart 2010) E¤itimde; hizmet, hammadde, yar› mamul al›nan tedarikçi kurulufllar ile fason ifller yapan tedarikçilerin, ba¤lant› yap›lmadan önce kalite sistemi aç›s›ndan de¤erlendirilmesi ve sözleflmeden sonra da periyodik olarak denetlemesi ve performans›n›n izlenmesi için modeller tan›t›lmaktad›r. Performans De¤erlendirme Sistemine Dayal› Ücretlendirme Modelleri & Uygulamalar› (12–13 Mart 2010) Bu e¤itimde örnek olaylar ve uygulamalarla kat›l›mc›lar, performans yönetimi fonksiyonunu kavrayabilme ve ücret sistemiyle iliflkisini analiz edebilme, e¤itimde aktar›lan modelleri kendi flirketlerinde uygulayabilme becerisi kazanacaklard›r. Süreç Yönetimi Ve ‹yilefltirilmesi (11–12 Mart 2010) Bu e¤itimde; süreç yönetiminin temel ö¤eleri olan süreçlerin belirlenmesi, tan›mlanmas›, süreç hedefleri ile flirket hedefleri aras›nda paralellik sa¤lanmas›, süreçlerin performanslar›n›n ölçülmesi, analiz edilmesi ve iyilefltirilmesi konusunda kat›l›mc›lar bilgilendirilecek, grup çal›flmalar› ile uygulamalar yapacaklard›r.

Bursa fiubesi ‹fl ve zaman etüdü çal›fltay› (13 Mart 2010) Bütün iyilefltirme, verimlilik, maliyet analizi ve planlama çal›flt›rmalar›n›n temel altyap›s› olan standart zamanlar›n belirlenmesi ve zamanlar belirlenmeden önce metod gelifltirme çal›flmalar›n› yap›lmas›na iliflkin bak›fl aç›s›n› kazand›rmakt›r. Üretimde Performans Artt›rma, Maliyet Düflürme Teknikleri Çal›fltay› (19 Mart 2010) Bütün iyilefltirme çal›flt›rmalar›n›n temel altyap›s› olan verimlilik bak›fl aç›s›n› kazand›rmak ve tekniklerini anlatmakt›r Üretimde Hat Dengeleme Çal›fltay› (20 Mart 2010) Bu çal›fltay›n hedefleri Verimlilik yaklafl›m› için hat dengeleme çal›flmalar›nda yapmalar› gereken ön çal›flmalar› ö¤retmek, hat dengeleme uygulama flartlar›n› de¤erlendirmek, hat dengelemeyi etkileyen faktörleri belirlemek, hat dengeleme sonucunda kazan›mlar› belirlemek ve hat dengeleme için gerekli altyap›y› haz›rlamay› ö¤retmektir.

‹zmir fiubesi E¤iticinin E¤itimi (17 – 18 - 19 Mart 2010) Bu e¤itimde baflar›l› e¤itimin temelinde etkili iletiflimin yatt›¤› vurgulanarak, e¤itimcinin sahip olmas› gereken özellikler, öneriler, e¤itime nas›l haz›rlan›laca¤›, e¤itimin uygulan›fl, yönetim ve de¤erlendirilmesi ile e¤iticilerin bilmeleri gereken beceri ve yöntemler metodolojik olarak sunulacakt›r. T›bbi Cihazlar-Yönetmelik - CE ‹flaretlemesi Çal›fltay› (22 Mart 2010) Kat›l›mc›lar gerek T›bbi Cihaz Yönetmeli¤i gerekse ISO 13485:2003 beklentileri do¤rultusunda farkl› uygulama deneyimlerini ö¤renip paylaflabilecekler ve kendi kurumsal sistemleri için gerekli teknik koflullar ile ilgili bilgileri edinebileceklerdir. Risk yönetimi ile ilgili özet bilgi paylafl›m› da yap›lacakt›r. Baflar›l› Projeler ‹çin Proje Planlama Çal›fltay› (15 Nisan 2010) Proje yönetiminde baflar›l› olmak için proje planlama yöntemlerini kullanmak gerekmektedir. PERT, CPM ve GANTT flemas› teknikleri bu amaca hizmet edecek flekilde proje planlamas›n› yapmam›za olanak sunar. Proje planlama çal›fltay› ile bu tekniklerin kullan›m›na yönelik örnekler ile kat›l›mc›lar›n teknikleri ö¤renmeleri amaçlanmaktad›r.

Genel Kat›l›ma Aç›k Güncel E¤itim Program›m›z için www.kalder.org adresini ziyaret edebilirsiniz.


ULUSAL KAL‹TE HAREKET‹

‹stikbal’in kalite yolculu¤u çal›flanlar›na özgüven afl›l›yor Mesut Yi¤it ‹stikbal Mobilya A.fi. Fabrika Genel Müdürü

“Ulusal kalite hareketi, kalite konusunda tüm çal›flanlar›m›z›n bak›fl aç›s›n› de¤ifltirdi. Tak›m arkadafllar›m›z kalite konusunda iddial› hedefler koymaya ve o hedefler için savaflmaya bafllad›lar.”

stikbal Mobilya 1957’de üretime bafllad›¤› günden bugüne yapt›¤› yeni yat›r›mlarla sürekli kapasitesini art›r›yor ve ürün kalitesini gelifltiriyor. Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluflu aras›nda yer alan ‹stikbal Mobilya içlerinde Almanya, Fransa, Kazakistan ve M›s›r gibi ülkelerin yer ald›¤› 120 ülkeye ihracat yap›yor. Yatak pazar›n›n en büyük ve en fazla pazar pay›na sahip üreticisi olarak sektördeki yerini koruyan ‹stikbal 2010’da tüm dünyada 300 ma¤azas›yla yer almay› hedefliyor. 1980’li y›llarda “aç›l›r kanepe” alan›nda yapt›¤› Ar-Ge çal›flmalar›yla öne ç›kan ‹stikbal Mobilya, sektörde inovasyon denince ilk akla gelen isimler aras›nda yer al›yor. 1990’l› y›llarda ‹stikbal, kalitesi ve sat›fl sonras› servis uygulamalar› ile pazar lideri konumuna yükseldi. Yatak, ev tekstili, panel mobilya, oturma grubu gibi di¤er alanlardaki yat›r›mlar›n› da bu dönemde gerçeklefltirdi. Yenilikçilik ve kaliteyi her zaman ön planda tutan ‹stikbal bu çerçevede son sekiz y›ld›r Ulusal Kalite Hareketi kapsam›nda çal›flmalar›n› yürütüyor. ‹stikbal Mobilya’n›n kalite yolculu¤unu, ‹stikbal Mobilya A.fi. Fabrika Genel Müdürü Mesut Yi¤it Önce Kalite okurlar› için anlatt›. Kalite faaliyetleriniz nelerdir? Son on befl y›l içinde kalite konusunda önemli aflamalar kat edildi. ISO 9000, ISO 14001, ISO 18000 belgelerinin yan› s›ra ISO 27001 bilgi güvenli¤i stan-

44

dard›na uygunlu¤umuzu tescil ettik. Belgelendirme çal›flmalar›n›n kalitenin alg›lanmas› ve yay›l›m› sürecinde yeterli olmad›¤›n›n anlafl›lmas› ile birlikte 2002’den beri kaizen, süreç analiz gruplar› gibi daha odaklanm›fl çal›flmalara yöneldik. Son dört y›l içinde kalite yaklafl›m›m›z› EFQM mükemmellik modeli çerçevesinde yeniden tan›mlad›k. Toplam kalite uygulamas›na, Yal›n 6 Sigma sistemine ve süreç yaklafl›m›na odakland›k. Baflta kalite yönetimi olmak üzere tüm yönetim sistemlerimizin birlikte çal›flabildi¤i yaz›l›mlar ile kalite kavram›n› günlük ifllerimizin en önemli parças› durumuna getirdik. ‹yilefltirme çal›flmalar›m›za h›z verebilmek için organizasyonel de¤ifliklikler yapt›k. Kalite yolculu¤unda geçirdi¤iniz evreleri ve kaydedilen aflamalar› anlat›r m›s›n›z? ‹stikbal’in kuruluflundan bu yana kalite ve inovasyon de¤iflmeyen temel de¤erlerdir. Bu gün grubun geldi¤i nokta, bu ilkelerden taviz vermemesi ile iliflkilidir. Türkiye’de henüz mobilya sektöründe kalite ve müflteri memnuniyetinin kavram olarak bile duyulmad›¤› günlerde kendisine bu vizyonu seçen ve bunun için savafl veren bir kurum için, kalite yolculu¤unun anlam› da geliflimi de farkl› oluyor. Sektörümüzle ilgili TSE standartlar›n›n tamam›na yak›n›n›n oluflturulmas›nda görev ald›k, hatta test metot ve gereçlerinin birço¤u önce bizde gelifltirildi. Standart oluflturulmas›


talepleri de bu dönemde ki çabalar›m›zdand›r. 1992’de kalite yönetiminde hedefler konuldu. Üretim fonksiyonlar›, kalite ekseninde gözden geçirildi. Do¤rudan genel müdüre ba¤l› bir yap› ile kalite eksenli bir organizasyona gidildi. 1995’te ISO 9000 belgesi ald›k. Ürün kalitesinin gelifltirilmesi konusunda ilk e¤itimler ve d›fl dan›flmanl›klar bu döneme rastlar. 2000’de kaizen ve iyilefltirme gruplar› konusunda ilk planlar yap›ld›. 2002 den itibaren kaizen uygulanmaya baflland›. 2006’da EFQM mükemmellik modelini inceledik. Modelle ilgili dan›flmanl›k ald›k, eksiklerimizi tespit ettik. 2007’de, tüm iyilefltirme ve kalite yönetim sistemini kuraca¤›m›z saha veri ölçümü sistemlerini kurduk. Yine ayn› y›l ISO 14001 ve ISO 18000 belgeleri al›nd›. 2008’de büyük ad›ml› iyilefltirmelerde yal›n 6 Sigma sistemini uygulamaya bafllad›k. Ayn› y›l süreç yaklafl›m›n› benimsedik. Temel ve destek süreçlerimizi belirledik. Kritik süreçlerimizi ve bu süreçler ile ilgili planlar›m›z› oluflturduk. Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›lma fikri nas›l do¤du? Kalite kavram›n› gündelik ifllerimizin oda¤› durumuna getirdikten sonra, uzunca bir süreyi çal›flanlar›m›z›, paydafllar›m›z› ve yönetim sistemlerimizi bu yeni duruma göre yap›land›rma çal›flmalar› ile geçirdik. Yüzlerce e¤itim al›nd›, binlerce saat harcand›, pek çok fleyi de¤ifltirdik ve denedik, genelde baflar›l› olduk ancak bir fleylerin eksikli¤ini hep hissettik. Bulmacan›n parçalar› el yordam› ile bulabiliyor, fakat zaman kaybediyorduk. De¤iflimin yönetilmesinde deneyim eksikli¤i bize zaman kaybettiriyordu. De¤iflim sürecini baflar›yla tamamlam›fl firmalar› inceledi¤imizde, karfl›m›za genelde entegrasyonda EFQM mükemmellik modeli ve KalDer’in rehberli¤i ç›k›yordu. Kalite kongrelerinde, konferanslarda, çal›fltaylar ve di¤er

etkinliklerde bizlerle ayn› yolda, ayn› hedefe giden kurulufllar ile daha s›k karfl›lafl›r olduk. Hedefe giden yolda mükemmellik modelini benimsedik, modele göre kendimizi yeniden yap›land›rmaya bafllad›k. Bu uzun ve zorlu bir çaba gerektiriyordu. ‹htiyac›m›z olan enerjiyi ulusal kalite hareketinde bulduk. UKH’ye kat›ld›ktan sonra firman›zda neler de¤iflti? Ulusal kalite hareketi, kalite konusunda tüm çal›flanlar›m›z›n bak›fl aç›s›n› de¤ifltirdi. Tak›m arkadafllar›m›z kalite konusunda iddial› hedefler koymaya ve o hedefler için savaflmaya bafllad›lar. ‹tiraf etmeliyim ki, bu düzeyde bir özgüven ve motivasyonu hiçbirimiz beklemiyorduk. Kalite, günlük hayat›m›z›n bir parças›yd›, ancak belirleyici ve bütünlefltirici de¤ildi. 2009’da bulundu¤umuz noktay› tespit etmek amac›yla Kalder’ den d›fl de¤erlendirme hizmeti almaya karar verdik. ‹lk d›fl de¤erlendirmemiz fiubat 2010’da gerçekleflti. Yönetim sistemimizin mükemmellik ekseninde yeniden yap›land›r›lmas›, mevcut durumumuzun ve iyilefltirmeye aç›k alanlar›m›z›n tespit edilmesi çözmekte zorland›¤›m›z konulard›. Ulusal Kalite Hareketi’ne kat›ld›ktan sonra ald›¤›m›z D›fl De¤erlendirme hizmeti ile yönetim sistemimizin bir anlamda MR’› çekildi. Ulusal kalite ödül sürecinde yer alm›fl, konusunda üst düzey bilgi ve deneyime sahip bir ekip taraf›ndan yönetim sistemimiz kapsaml› olarak de¤erlendirildi ve raporland›. Bu süreçte yaflad›¤›m›z deneyimler ve rapor, gelecek planlar›m›z› flekillendirmede esas ald›¤›m›z girdiler oldu. De¤erlendirme süreci, yönetimsel süreçlerimizi iyilefltirmede bize birkaç y›l birden kazand›rd›. Bu nedenle de¤erlendirme hizmetinden belirli aral›klarla yararlanma karar› ald›k. KalDer’in çal›flmalar›n› nas›l buluyorsunuz? KalDer zor bir misyon üstlenmifl durumda. Kalite,

45


ULUSAL KAL‹TE HAREKET‹

her fley den önce bir inanm›fll›k konusu. O inanca sahip olmak laz›m, inanc›n›z› eyleme dönüfltürmek için sürekli gayret göstermeniz gerekli. Kurumlarda bu sürecin ne denli sanc›l› geçti¤ini y›llard›r çok iyi biliyorum. Ayn› fleyi ulusal boyutta düflündü¤ünüzde KalDer’in baflar›s›n› daha iyi anl›yorsunuz. Kald› ki ulus-

lararas› alanda da çok büyük baflar›lar› var. Ülkemizde kalite anlay›fl›n›n geliflmesi için verece¤iniz tavsiyeler var m›? Ülkemizin en büyük flanss›zl›klar›ndan birisi endüstri devrimini kaç›rm›fl olmas›d›r. Bugün uluslar›n geliflmifllik farkl›l›klar›n›n temelini teflkil eden, endüstri devrimi sürecinde keflfedilen ve sonraki y›llarda uluslar›n kültürleri ile yo¤rularak olgunlaflt›r›lan rekabet avantajlar›d›r. Ülkemizin henüz yeni say›labilece¤i uluslararas› rekabette, en iyilerin deneyim ve birikimlerinden faydalanmak bize kaybetti¤imiz zamanlar› kazand›rabilir. En iyi deneyim ve birikimlerin paylafl›m› teflvik edilmeli, iyi uygulamalar cesaretlendirilmeli, önü aç›lmal›d›r. Toplumun her kesimine yay›lmayan bir kalite anlay›fl›n›n hiçbir zaman yeterli etkiye sahip olamayaca¤›n› düflünüyorum. Bu konuda kurumlar›n ötesinde her bireyin kendisine bir görev ç›karabilece¤ini düflünüyorum. Ülkemizde kalite anlay›fl›n›n önünde bir vizyon engelinin bulundu¤unu kabul etmek gerekiyor. Kalitenin verimlilik, rekabet, yaflam standartlar›, e¤itim, sa¤l›k, araflt›rma gelifltirme gibi yüzlerce konuda oluflturaca¤› “盤 etkisi” tam olarak anlafl›labilmifl de¤il. Bireysel kalite anlay›fl›n› teflvik eden ve ondan beslenen bir toplumsal yap› maalesef önceliklerimiz aras›nda de¤il. Avrupa kalite ödüllerini alarak, bu konuda rüfltünü ispat etmifl kurumlar›m›z›n yan›nda, kalite kavram›ndan habersiz milyonlarla da yüzleflebilirsek, gerçek kalk›nma bafllayacakt›r. K›s›tl› olanaklar› ile bir fleyler yapmaya çal›flmak sadece KalDer gibi birkaç kuruluflun vermek zorunda kald›¤› bir mücadele olmamal›d›r. Toplam Kalite Yönetimi “Toplum Kalite Yönetimi” oluncaya kadar hepimizin mücadeleye kat›lmas› gerekiyor.

46

Sektörünüzdeki kalite anlay›fl›n›n geliflmesi için neler yap›lmas› gerekti¤ini düflünüyorsunuz? Türkiye’de mobilya sektörü maalesef, otomobil sektörünün son yirmi y›lda yaflad›¤› kalite eksenli de¤iflimi tam olarak yaflamad›. Bir de kalite alg›s›n›n ve kontrol mekanizmas›n›n tam olarak geliflmemesi neticesinde, sektörde “merdiven alt›” üretimin önemli yer tutmas› eklenince, kalite savafl›n› vermek birkaç büyük firman›n problemi olarak kald›. Sektörde kalite anlay›fl›n›n hakim olmas› için üretici firmalar›n kaliteyi ucuza üretebilmesi ve bunu hedef kitlesine anlatabilmesi gerekiyor. Bu noktada ucuzluk ve kalite henüz birbirine z›t kavramlar olarak kal›yor, tüketiciyi yan›ltmak kolaylafl›yor. Tüketicinin “Kaliteli ve pahal›” olmak alg›lamas›n› de¤ifltirmek ve otomotiv sektöründe oldu¤u gibi, en ucuz olanda bile

kaliteden taviz vermemek prensibi kabul edilene dek yap›lmas› gereken pek çok ifl var. Merdiven alt›na prim tan›yan, kalitesiz üretime baflta istihdam olmak üzere çeflitli sebeplerle kay›ts›z kalan kurumlar›n, problemin uzun vadeli etkilerini do¤ru analiz etmek gerekiyor. Kalite kavram›n›n çerçevesini çizen, ancak içini doldurmaktan uzak, baflta kalite yönetim sistemi belgeleri olmak üzere çeflitli mevzuat›n eksikliklerinin giderilmesi zorunluluktur. Tüketicinin bilinçlendirilmesi, buna karfl›l›k üreticinin de “Kalite anlay›fl›n›n geliflimi” yoluyla elde edece¤i kazan›mlar konusunda bilinçlendirilmesi ve teflvik edilmesi gerekmektedir.

‹stikbal Mobilya UKH ile neler kazand›? Kalite konusunda tüm çal›flanlar›n bak›fl aç›s› de¤iflti. Tak›mlar kalite hedeflerine odakl› çal›flmaya bafllad›. Kurum çal›flanlar›nda özgüven ve motivasyon artt›. Kalite belirleyici ve bütünlefltirici bir unsur haline geldi. Yönetimsel süreçler h›zla iyilefltirildi. Firma de¤iflim ve geliflim yönünde ihtiyaç duydu¤u enerjiyi kazand›.


!"#"!$%&'()*+++*,*-.+*/*01234")31!


Dünyadaki 6 kad›n orkestra flefinden biri bir Türk Kad›n›: ‹nci Özdil Bursa Devlet Senfoni Orkestras› fiefi ‹nci Özdil, Türkiye’nin ilk, dünyan›n 6 kad›n orkestra flefinden biri. Türkiye’nin 5. Devlet Senfoni Orkestras›’n› ve Sevda-Cenap And Vakf›’n›n katk›lar›yla Ankara’da Orkestra@Modern’i kuran Özdil, azmiyle yeni nesil kad›n sanatç›lara örnek oluyor.

T

ürkiye’nin de ilk kad›n orkestra flefi olan Özdil, k›z kardefli besteci S›d›ka Özdil’le beraber, Türkiye’nin beflinci senfoni orkestras› olan, Antalya Devlet Senfoni Orkestras›’n› kurdu. Ayr›ca Özdil’in yeni nesil sanatç›lar›n e¤itimine katk› sa¤lamak amac›yla, SevdaCenap And Vakf›’n›n katk›lar›yla Ankara’da kurdu¤u Orkestra@Modern ad›nda bir orkestra da bulunuyor. Erkeklerin kabul gördü¤ü orkestra flefli¤inde bir kad›n olarak karfl›laflt›¤› zorluklar karfl›s›nda y›lmadan ilerleyen Özdil tüm dünyada tan›n›yor ve takdir topluyor. Sanat dünyas›nda kad›n olman›n zorluklar›na karfl›n mesle¤ini baflar›yla icra eden Özdil devletin, sanata ve

48

sanatç›ya katk›da bulunmak isteyen ifl dünyas›na daha çok destek vermesi gerekti¤ini savunuyor. Özdil “Bugünü yaflayan ama gelece¤e kültür ve sanat miras› b›rakmayan bir toplumun gelecekteki varl›¤›ndan söz edilebilir mi?” diyor. Sanat›na ve ifline tutkuyla ba¤l› kad›n flef, özellikle k›z çocuklar›n›n e¤itiminin hayati önemine dikkat çekiyor. Kad›nlar›n toplumdaki ve çal›flma hayat›ndaki konumlar›n› de¤erlendirir misiniz? Kültürü kuflaklardan kufla¤a tafl›yan kad›nd›r. Çünkü çocu¤a bir kültürü ilk aktaran annedir. Bu nedenle annelerin topluma çok büyük hizmet ettiklerini ve


önemli görevleri oldu¤unu düflünüyorum. Annelik görevinin emeklili¤i yok, bizim toplumumuzda onlar yuvalar›n dire¤idir. Yetifltirdikleri çocuklar›na toplumun di¤er parças› olan kad›nlara sayg›y›, sevgiyi ve eflit bak›fl› ö¤retmeleri gerekir. Çal›flma hayat›na, sosyal yaflama kad›nlar›m›z›n daha etkili flekilde kat›l›mlar›n› sa¤layabilirsek o zaman birçok sektörde kad›nlar› görmek, toplum içerisinde varl›klar›n› ve yerlerini kabul ettirmek çok daha kolaylaflacakt›r. O zaman kad›nlar toplumu birçok konuda yönlendirebilecek konuma gelebilecektir. K›z çocuklar›n›n e¤itim haklar› konusunda titizlikle çal›flmak, u¤raflmak gerekti¤i inanc›nday›m. Sanat dünyas›nda kad›nlar›n konumundan bahsetmek gerekirse dikkatinizi çeken en önemli fley nedir? Genellemek biraz zor ama kad›n sanatç›lar›n daha detayc›, daha çal›flkan ve özverili olduklar›n› düflünüyorum. Ayr›ca oldukça tedbirli davrand›klar›n› görüyorum. Yani hata yapmamaya çal›fl›yorlar.

Sanat ve ifl dünyas›nda kad›nlar›n önündeki engeller nelerdir? Bunlar› yok etmek için neler yapmal›? Sanat ve ifl dünyas›nda kad›nlar›n önündeki engellerin bafl›nda f›rsat eflitli¤inin tan›nmamas›, yani cinsler aras› ayr›mc›l›k geliyor. F›rsat eflitli¤inin yarat›labilmesi için “Kad›ndan orkestra flefi olmaz” ya da “Orkestra flefli¤i erkeklere özgü bir meslektir” gibi tabular›n y›k›lmas› gerekir. Sosyal ve kültürel haklar aç›s›ndan kad›n-erkek eflitli¤inden ödün vermemek lâz›m. Mesleki anlamda kad›n olman›zdan kaynaklanan zorluklar yaflad›n›z m›? Bu sorunlarla nas›l bafla ç›k›yorsunuz? Yaflanan zorluklar›n ço¤u kad›n olmama dayan›yor. Yetkileriniz k›s›tlanmaya kalk›ld›¤›nda tepkisiz kalmamak ya da f›rsat eflitli¤i tan›nmad›¤›nda buna karfl› mücadeleden çekilmemek gerekiyor. E¤er bir kad›n orkestra flefi iseniz mesleki hâkimiyetiniz, bilginiz ve yetene¤iniz normal de¤erlendirmelerin üzerinde olmal›. Ö¤rencili¤imden beri birçok zorlukla karfl›laflt›m,

“Çal›flma hayat›na, sosyal yaflama kad›nlar›m›z›n daha etkili flekilde kat›l›mlar›n› sa¤layabilirsek o zaman birçok sektörde kad›nlar› görmek, toplum içerisinde varl›klar›n› ve yerlerini kabul ettirmek çok daha kolaylaflacakt›r.” 49


SANAT

‹nci Özdil Kimdir?

ama hiçbir zaman y›lmad›m. Kap›lar yüzünüze s›k›-s›k›ya kapat›lmaya çal›fl›l›yorsa, kap›lar› çald›¤›n›zda f›rsatlar konusunda veya çal›flmalar›n›z›n gerçekleflmesinde zorluklar ç›kar›l›yorsa gerekirse o kapal› kap›lar› zorla açmaktan çekinmemelisiniz. Biz de böyle yapt›k ve mücadelemiz sayesinde kap›lar› aç›p Türkiye’nin 5. Devlet Senfoni Orkestras›’n› k›z kardeflim Besteci S›d›ka Özdil ile birlikte kurabildik. Yüzümüze kapal› olan kap›lar› görünce dönüp gitseydik ülkemizin 5. Devlet Senfoni Orkestras› bu gün kurulmam›fl olacakt›. Devlet sanatç›lar›n›n çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi için ne gibi de¤ifliklikler yapmak gerekiyor? Sanatç›lar›n ald›klar› ücretleri yükseltmek gerekiyor. Devlet deste¤i sanatta çok önemli, olmazsa olmaz kofluldur. Her ülke kendi ulusal sanat›n› ve sanatç›s›n› özel koflullarla destekliyor, yaflat›yor hatta yurt d›fl›nda tan›t›m›n› sa¤l›yor, yard›m ediyor. Sanatç›n›n üretebilmesi için önündeki engelleri kald›rmak gerekli. Sanata ve sanatç›ya katk›da bulunmak isteyen ifl dünyas›na destek verilmesi, devletin, yaratt›¤› sistemle onlara kolayl›klar sa¤lamas› çok önemli. ‹nsanlar yafl›yor, üretiyor ve ölüyorlar. O yaflayan insanlar›n yüzy›l sonra kimler oldu¤unu bilmiyoruz. Ama onlar e¤er müzi¤in yarat›c›lar› olan besteciler veya flairler, edebiyatç›lar, ressamlar, mimarlar, heykelt›rafllar ya da sanatç›lar ise, iflte o zaman, sonraki yüzy›llarda bugünün kültürünün, sanat›n›n tafl›y›c›-

Türkiye'nin ilk kad›n Orkestra fiefi ‹nci Özdil Ankara'da do¤du. Ankara Devlet Konservatuvar›'n›n Piyano (Nimet Karatekin ve Mithat Fenmen ile) Kompozisyon (Necil Kaz›m Akses ve Nevit Kodall› ile) ve Orkestra fiefli¤i bölümlerinden Yüksek Lisans diplomas› ile mezun oldu. 1983’te Orkestra fiefli¤i uzmanl›¤› için devlet bursuyla ‹ngiltere'ye gönderildi. Londra'da Guildhall School of Music daha sonra Royal Academy of Music'te George Hurst, Colin Metters, John Carewe, Sir Colin Davis ve Horst Neumann ile Orkestra Yöneticili¤i, 1986'da ‹talya'da Accademia Musicale Chigiana'da ünlü Orkestra fiefi Carlo Maria Giulini ile Alman Romantik Müzi¤i üzerine çal›flt›. ‹nci Özdil, Royal Academy of Music’e kabul edilip, birincilikle mezun olan “‹lk Kad›n Orkestra fiefi” unvan›n› ald›. Bunun yan› s›ra, ‹ngiltere'de K. Penderecki, I. Xenakis, O. Messiaen, H. W. Henze, T. Takamitsu ve K. Stockhausen gibi ünlü bestecilerin seminerlerine kat›lmas›, ‹nci Özdil'in ça¤dafl müzi¤e olan sevgi ve bilgisini derinlefltirdi. 1988’de Hans Werner Henze Festivalinde "En ‹yi Yorumcu" ödülünü kazanan ‹nci Özdil’in konseri, BBC taraf›ndan yay›nland›.1989’da Rus Hükümetinin bursuyla St. Petersburg Konservatuar›’nda Ilya Alexandrovich Musin ile Rus Müzi¤i ve yorumu üzerine çal›flt›.1991’de Hollanda'daki Breda Müzik Festivali’nde seri konserler verdi. 19921994 y›llar› aras›nda ‹stanbul Devlet Senfoni Orkestras›nda fief Yard›mc›l›¤› yapt›. 1994’te Antalya Oda Orkestras›n› kurup, 1997’de bu orkestray› Antalya Devlet Senfoni Orkestras›'na dönüfltüren ‹nci Özdil, Cumhuriyet tarihinde bir devlet orkestras› kuran ilk kad›n olma unvan›n› da ald›. Bu süre içinde besteci olan k›z kardefli S›d›ka Özdil'in eserlerini çeflitli ülkelerde seslendirdi. Özdil, kurucusu oldu¤u Antalya Devlet Senfoni Orkestras›'ndan Nisan 2009’da Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestras›’na Orkestra fiefi olarak atand›. Modern müzik ve Türk bestecilerinin eserlerinin seslendirilmesine verdi¤i öncelik nedeniyle, British Council ve Sevda-Cenap And Vakf›’n›n himayelerinde Ankara’da yeni kurulan Orkestra @ Modern’in befl kurucu üyesinden biri olan ‹nci Özdil, bu orkestran›n da flefli¤ini yap›yor.

Tabular› y›kan Özdil, Cumhuriyet tarihinde devlet senfoni orkestras› kuran ilk kad›n oldu 50


lar› ve ulusal sesleri olan bu insanlar› bilebiliyoruz. fiimdi onlar› görmezden gelmek, ürettiklerine sahip ç›kmamak veya yok etmeye çal›flmak tarihe karfl› ifllenmifl büyük bir suçtur. Bir besteci ülkesinin yüzy›llarca yaflayacak sesidir. Bestecilerimizi görmezden gelir, onlara eser yazmalar› için f›rsat yaratmazsak ya da yazd›klar› eserlerin seslendirilmesinde onlar› desteksiz b›rak›p, telif haklar›n› yok farz edersek o zaman nas›l bir gelecek bekler bu ülkeyi? Bu gününü yaflayan ama gelece¤e kültür ve sanat miras› b›rakmayan bir toplumun gelecekteki varl›¤›ndan söz edilebilir mi? Aksine, gelecekleri yok olmaya mahkûmdur... Türk kad›n flef olarak yabanc› meslektafllar›n›zdan ve müzik çevrelerinden ald›¤›n›z tepkilerden bahseder misiniz? Yabanc› müzik çevreleri en çok “Ülkeniz erkek egemen bir toplum. Kad›n haklar› konusunda baz› s›k›nt›lar›n›z oldu¤unu duyuyoruz, siz nas›l oldu da böyle iddial› bir meslek seçebildiniz ve flimdi oldu¤unuz konuma gelebildiniz?” diye soruyorlar. Dünyada orkestralar›n bafl›nda olan kad›n orkestra flefi say›s› benimle birlikte 6’y› geçmiyor! Mustafa Kemal Atatürk sayesinde kad›nlara temel haklar›n›n verildi¤ini, Türkiye’nin kad›n haklar› konusunda birçok Avrupa ülkesinden daha ileride oldu¤unu meslektafllar›ma hep söylüyorum. Verilen haklar› kullanabilmek ve ileriye tafl›yabilmek de çok önemli. Kendi aç›mdan bunu baflard›¤›m› düflünüyorum. Cumhuriyet tarihimizin ilk kad›nlar›ndan biri olma onurunu elde etmek, ulusuma ve vatan›ma çok daha derin bir sorumluluk anlay›fl›yla

ba¤lanmama neden oldu. Baz› ça¤dafl bestecilerden çok olumlu görüfller ald›¤›m oluyor. Benim ça¤dafl müzi¤e olan ilgimi takdirle karfl›l›yorlar. Bir ‹ngiliz besteci kendi eserlerinin usta temsilcilerinden oldu¤umu söylüyor. Yani bir Türk kad›n orkestra flefine eserlerini mutlulukla emanet ediyorlar. Bundan sonra hedefleriniz ve projeleriniz nelerdir? Benim en büyük çabam, kendi alan›mda ulusal kimli¤imizi yani Türkiye’nin sesini tüm dünyaya duyuran bestecilerimizin yolunu açmak, onlar›n daha fazla, daha güçlü eserler yazarak Türk kültürünü ve varl›¤›n› tüm dünyaya göstermelerini sa¤lamak istiyorum. Ankara’da Sevda-Cenap And Vakf›’n›n katk›lar›yla Orkestra @ Modern ad›nda bir orkestra kurduk. Hem ça¤dafl müzik e¤itimi vermek, hem de genç bestecilerimizin yazd›klar› yap›tlar›n› hemen seslendirerek kendilerini gelifltirme olana¤› sa¤lamak istedik. Ayr›ca flefi oldu¤um Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestras›, klâsik müzi¤i yayg›nlaflt›rabilmek amac›yla çok güzel ve etkin konserler yap›yor. Her Cuma akflam›, Fethiye Kültür Merkezi’nde halk konseri düzenleniyor. Çocuklar›m›za yönelik muhteflem e¤lenceli, e¤itim amaçl› klâsik müzi¤i ve enstrümanlar› tan›tan etkinlikler düzenleniyor. K›sa bir süre sonra Bursa Senfoni Orkestras› flehirde çok etkili ve halkla kucaklaflan pek çok önemli projeye de imzas›n› atacak. Bursa Senfoni çok çal›flkan ve çok idealist bir orkestra… Amac›m›z varofllardaki o güzel insanlar›m›za da do¤ru, temiz g›da olan senfonik müzi¤i götürmek ve tan›tmak…

51


SOKA⁄IN SES‹

Haklar›m›z› biliyor muyuz? Yaflamak ço¤umuz için hiç bitmeyen zorlu bir mücadele. Her afl›lan engelin arkas›ndan bir yenisi çok sürmeden geliyor. Bu mücadelenin önemli bir k›sm›n› da çal›flma hayat› oluflturuyor. Çal›flan haklar›na dair görüfllerini sordu¤umuz toplumun farkl› kesimlerinden birçok insan çal›flma hayatlar›ndan pek de memnun görünmüyor. Kimileri eflinin iflsizli¤inden yak›n›yor, kimisi hayat pahal›l›¤›ndan, kimisi ise ifl yerinde ayr›mc›l›ktan… Zorluklar›n sebebi ise genellikle yasal düzenlemelere, yönetime ya da yaflanan bu döneme ba¤lan›yor. Ancak bilinçsizlik ve tepkisizlik, baz› çevrelerde sorunlar›n esas sebepleri olarak sakl› duruyor. Hal böyle olunca ortaya da flu sorular ç›k›yor: Haklar›m›z› biliyor muyuz? Haklar›m›z› ar›yor muyuz?

Muzaffer Düker – Esnaf “‹nsanlar haklar›n› al›yor” Orta ve büyük ölçekte kurumlarda çal›flan insanlar›n haklar›n› yeterince ald›¤›n› düflünüyorum. Küçük iflletmelerde durum belki de¤iflebilir. Bu durum çal›fl›lan yere ba¤l›d›r. Mesela ben kardeflimle çal›fl›yorum, onun haklar›n› da verdi¤ime inan›yorum.

Sedat Ayranc› - Reklamc› “Maafllar bile ödenmiyor” Kurumsal yap›lar içinde çal›flanlar›n haklar› korunuyordur, ama orta ve küçük ölçekli ifl yerlerinde çal›flanlar›n haklar›n› bir kenara b›rak›n, maafllar bile ödenmiyor. Bunun sebebi ise kötü yönetim. En tepeden bafll›yor, her kurumdan en küçük ifl yerlerine kadar iniyor. Sigortaya da yans›yor, maafllar›n ödenmesine de di¤er sosyal haklara da…

Vildan fiekerci – Emekli Sekreter - Ev Han›m› “Ben çal›fl›rken eflitsizlik yoktu” Daha önce bir flirkette sekreter olarak çal›fl›yordum ve kad›n oldu¤um için flu ana kadar herhangi bir sorun yaflamad›m. San›yorum çal›flt›¤›m dönemde insanlar biraz daha moderndi. Bizim zaman›m›zda eflitsizlik yoktu. fiimdi birçok olay duyuyoruz. Eskiden gündüz ifle gidiyordum, akflam da eve gelince ev ifllerini eflimle beraber yap›yorduk.

Songül Demir – Kafe iflletmecisi – Pedagog “Kad›nlar ciddiye al›nm›yor” Kafe iflletmeyi hem seviyorum hem de geçinmek için kendi kafemde çal›flmay› tercih ediyorum. Çünkü Türkiye’de çal›flma hayat›nda kad›nlar›n ifli çok zor. Ben kendi iflimi yapt›¤›m için karfl›laflmad›m böyle bir sorunla ama çevremden duydu¤um ve gördü¤üm kadar›yla ifl hayat›nda bir ayr›mc›l›k oldu¤unu biliyorum. Durum yurtd›fl›nda da ayn›… Yurtd›fl›nda çal›flt›¤›m zaman ayr›mc›l›¤a maruz kald›m, taciz gibi olaylara tan›k oldum. En kötüsü de kad›nlar›n daha az ciddiye al›nmas›…

52


Haklar›m›z› ar›yor muyuz? Güler Nurlu - Ev han›m› “K›zlar›ma önce kariyer diyorum” Üniversiteden sonra evlendim ve bu arada havaalan›nda dan›flma bölümünde çal›flmaya bafllad›m. Ancak iki y›l sonra çocu¤um oldu ve kendi iste¤imle ayr›ld›m, çok da mutluydum. Fakat flimdi olsa ayr›lmak istemezdim. Kad›nlar›n anne olmas›, evdeki ifllerini sürdürmesi ve bunun gibi toplum taraf›ndan yüklenmifl olan sorumluluklar onlar›n kariyerlerini etkiliyor. fiimdi k›zlar›ma bak›yorum, flartlar da çok zor, kimse dürüst de¤il… Ama onlara her zaman önce kariyer yapmalar›n› öneriyorum.

‹hsan Yenigün – Emekli Muhasebeci “Türkiye’de kad›nlar›n haklar› düflüflte” ‹lk çal›flt›¤›m fabrikada sendika yoktu, sonra sa¤ olsun iflçiler sendika getirdi, biz de hiç patronla konuflmadan toplu sözleflmenin tüm haklar›ndan faydaland›k. 80’den sonra bütün sendikalar küçüldü, dolay›s›yla haklar azald›. fiimdi daha da azal›yor. O günden bugüne çal›flanlar›n sorunlar› devaml› artt›. Toplu sendikalar kurulamay›nca, haklar da istenemiyor, böylece sorunlar da ço¤al›yor. Eskiden kad›nlar›n emzirme odalar› vard›, hamile olduklar› zaman ikramiye al›yorlard›, devletten çeflitli yard›mlar al›yorlard›, flimdi bu yard›mlar yok denecek kadar azald›. Türkiye’de özellikle kad›n haklar› düflüflte…

Eray Tanel – Eczac› Kalfas› “Çal›flanlar yasal haklar›n› bilmiyor” Benim haklar›mla ilgili bir s›k›nt›m yok. Ama tan›d›¤›m birçok insan iflyerindeki flartlar›ndan pek memnun de¤il. Öncelikli sorun maafllar›n düflük olmas›. Haklardan bahsetmiflken biraz da çal›flanlar›n fark›ndal›¤›na da de¤inmek laz›m. Ço¤u çal›flan yasal haklar›n› bilmiyor. Bu yüzden yaflad›¤› haks›zl›klara karfl› koyam›yor.

Efe Karaca – Ö¤renci – Anketör “Engelliler toplumdan soyutlanm›fl hissediyor” ‹fl dünyas›nda kad›nlar›n durumu oldukça düflündürücü… Hemcinslerimin kad›nlara yaflatt›¤› rahats›zl›klardan ben utan›yorum. Buradan geçen kad›n› sadece cinsel obje olarak görenler bile var. Sadece kad›nlar de¤il engelliler de birçok sorun yafl›yor. Bir engelli ö¤renci arkadafl›m var. fiu an okuyor ama ileride herkes gibi çal›flmak istiyor. fiu anda kendini yaflad›¤› toplumdan soyutlanm›fl hissediyor. Okul sonras› için oldukça endifleli…

Nurcan Yorgun – Çiçekçi “Aç kalmazsak ne mutlu” Eflim çal›flm›yor, ailemi ben geçindiriyorum, ev ifllerini de ben yap›yorum, çocuklara da ben bak›yorum. Ama kocam evin reisidir. Eskiden rahatl›kla geçinebiliyorduk, ama art›k hayat çok zor, kocam ifl arasa da bulamaz art›k, çünkü ifl yok. Bu devirde aç kalmazsak ne mutlu bize!

53


YEN‹L‹KLER

Heyecanla beklenen Apple iPad dünyaya “merhaba” dedi

Teknoloji tutkunlar›n›n heyecanla bekledi¤i Apple iPad sonunda tüm dünyaya tan›t›ld›. Dev iPhone görüntüsüne sahip iPad dizüstü bilgisayar›n geldi¤i son nokta olarak kabul ediliyor. Dokunmatik ekran› ve klavyesi sayesinde hem a¤›rl›ktan hem de kaplad›¤› alandan yana cimri olan iPad iPhone’dan farkl› olarak iWork uygulamalar›n› çal›flt›rabiliyor. 9.7 inç LED arka ayd›nlatmal› IPS ve çoklu dokunma teknolojisine sahip kapasitif parlak genifl ekran› 132 ppi (inç bafl›na düflen piksel say›s›) de¤erinde 1024?768 piksek çözünürlü¤e sahip. Ayr›ca parmak izlerine karfl› oleophobic koruma katman› da bulunuyor. Elektronik kitap uygulamas›na sahip olan iPad’te içerik ma¤azas› da bulunuyor. Masa üstünde bir foto¤raf çerçevesi gibi durmas›n› sa¤layan k›l›f›n yan› s›ra iPad için tasarlanan dock, klavyeli oldu¤u için klasi¤e al›flk›n olan kullan›c›lar›n masa üstünde iPad’i rahatl›kla kullanmas›n› sa¤l›yor. Ancak iPad’e eriflmek için biraz daha beklemek gerekecek. Çünkü ABD’de Wi-Fi modellerinin 60 gün sonra, Wi-Fi+3G modellerinin ise 90 gün sonra sat›fla sunulaca¤› biliniyor. Fiyatlar ise hiç de tahmin edildi¤i gibi yüksek de¤il. En ucuzu yaln›zca Wi-Fi ve 16 GB ile 499 dolar olan iPad’lerin Wi-Fi+3G modelleri 64 GB ile 829 dolara sat›fla sunulacak. ABD d›fl›ndaki ülkelerde ise en erken Haziran 2010’da piyasaya sunulabilecek. 10 saat pil ömrüne sahip olan iPad’in a¤›rl› ise sadece 680 gr.

Süper kahramanlar Türk Telekom’da

Türk Telekom, Marvel Characters B.V. ve Paimotion Entertainment flirketleri, Marvel lisansl› ürünler, oyunlar, animasyonlar ve çocuklara yönelik web sitesinin Türk Telekom taraf›ndan kullan›m›na yönelik olarak iflbirli¤ine girdi. ‹flbirli¤i kapsam›nda Türk Telekom grup flirketlerinden Sobee, Marvel’in Spider-Man, Iron Man, Hulk gibi süper kahramanlar›n› kullanarak oyun ve animasyon gelifltirme ve yay›nlama hakk›na sahip oluyor. Anlaflma kapsam›nda, Marvel taraf›ndan gelifltirilen süper kahraman karakterleri, Türkiye için uyarlanacak ve Türkçeye tercüme edilecek. Anlaflma kapsam›nda olan ürünler, Marvel’e ait k›sa metrajl› animasyon filmleri, internet ve cep telefonlar› üzerinden ulafl›labilecek TV dizileri ve oyunlar› içeriyor. Ayn› zamanda Türk Telekom, ma¤aza ve web sitelerinde Marvel ürünlerinin sat›labilece¤i mini ma¤azalar açabilecek. Marvel Entertainment flirketi Tüketici Ürünleri Evrensel Baflkan› Simon Philips konuya iliflkin olarak “Bu anlaflmalar dünya çap›nda varl›¤›m›z› yayma ve küresel düzeyde Marvel markas›n›n potansiyelini maksimize etme stratejimizin önemli bir parças›” ifadesine yer verdi.

Yeni sosyal medya arac› tan›t›ld›

Buzz

Google, heyecan yaratan yeni sosyal medya hamlesi Google Buzz'u Googleplex'te yapt›¤› bir toplant› ile tan›tt›. Bir GMail eklentisi olan Google Buzz, birçok Google servisi ve ürünüyle beraber sosyal medyan›n Youtube, Blogger, Twitter, Google Maps, Google Reader ve Flickr gibi tüm popüler araçlar› ile uyumlu. Google Buzz FrienFeed'e oldukça benzeyen bir yap›ya sahip. FrienFeed'in, GMail'in sol sütununa eklenen bir linke t›kland›¤›nda, GMail içinde aç›labiliyor. E-posta gönderildi¤inde veya sohbet edilen GMail kiflileri Google Buzz ile takip edilebiliyor. Google Buzz ile durum güncellenebiliyor, içerik paylafl›m› yap›labiliyor.

54


Fujitsu Türkiye kadrosunu güçlendirdi

Dinamik BT Altyap›lar› vizyonu do¤rultusunda sundu¤u teknolojilerle veri merkezlerini gelece¤e tafl›yan Fujitsu, geçti¤imiz günlerde iki atama gerçeklefltirdi. Saraybosna Üniversitesi Elektroteknik Fakültesi mezunu Muhamed Bavçiç, Fujitsu Teknoloji Entegrasyon Hizmetleri Departman›'nda “Sat›fl Öncesi Dan›flman›" görevine atand›. 1997’den bu yana sektörde yer alan Bavçiç, daha önce, HP Türkiye, Armada, Servus ve Avnet Technology Solutions gibi kurumlarda Sat›fl Öncesi Dan›flman› olarak görev alm›flt›. Öte yandan, Do¤u Akdeniz Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Fakültesi’nin ard›ndan 2001 y›l›nda Yeditepe Üniversitesi’nde ‹flletme yüksek lisans›n› tamamlayan H. Jülide Balkanl› da, Fujitsu Direkt Sat›fl Departman›'nda “K›demli Müflteri Yöneticisi" pozisyonunda göreve bafllad›. Balkanl›, daha önce Garanti Teknoloji, KoçSistem, Systor AG (Köln- Almanya) ve Microsoft Türkiye gibi kurumlarda görev ald›.

Giriflimcilik ‹çin Baflkanl›k Zirvesi’ne Türkiye’den befl giriflimci kat›lacak

ABD Elçili¤i’nden yap›lan aç›klamaya göre 2010 bahar›nda Vaflington’da düzenlenmesi planlanan Giriflimcilik ‹çin Baflkanl›k Zirvesi’ne Türkiye’den befl giriflimci ifl adam› kat›lacak. G›da sektöründen teknolojiye kadar befl farkl› alandan davet edilecek giriflimcilerin isimleri ise flöyle: Airties CEO’su Bülent Çelebi, Yemek Sepeti Genel Direktörü Nevzat Ayd›n, Pozitron CEO’su Fatih ‹flbecer, Technopolis Grubu Direktörü fiirin Elçi, Deulcom International CEO’su Baybars Altuntafl. Geçti¤imiz y›l Kahire’de yap›lan toplant›da ABD Baflkan› Obama “ABD ile Müslüman topluluklar aras›ndaki iliflkiyi derinlefltirmek amac›yla ifl dünyas› ile STK’lar›n bir araya gelece¤i bir zirve organize etmeli” diyerek bu y›l yap›lacak zirvenin amac›n› vurgulam›flt›. Kahire’de yap›lan toplant›da 2010 Giriflimcilik ‹çin Baflkanl›k Zirvesi’nin toplanma karar›n›n al›nmas›n›n ard›ndan ABD Elçilikleri tüm dünyadan 700 giriflimci ifl adam› ile irtibata geçmiflti.

Nokia ve Turkcell’den ortak “Mesaj Servisi” Turkcell ve dünyan›n lider cep telefonu üreticisi Nokia, tüketici mesajlaflma servisi olan Nokia Mesajlaflmay› Turkcell müflterilerine sunma konusunda anlaflt›. Bu anlaflma iki flirketin 2009’da, Ovi Servislerinin pazarlanmas› üzerine yapt›klar› Mutabakat Anlaflmas› kapsam›nda gerçeklefliyor. Nokia Mesajlaflma servisinin 2010 y›l›n›n ilk yar›s›n›n sonunda Turkcell müflterilerinin kullan›m›na sunulmas› bekleniyor. Turkcell müflterilerinin 10 adede kadar kiflisel e-postalar›n› cihazlar›n›n ana ekran›nda push e-posta olarak alabilmeleri ve e-postalar›na kolayca eriflebilmeleri için yaln›zca e-posta adreslerini ve flifrelerini girmeleri yeterli olacak. Bundan sonra her an, her yerde e-postalar›n› okuyabilecek, yan›tlayabilecek, e-postalar›na dosya ekleyip, ekli dosyalar› da indirebilecekler. Cepten e-posta kullan›m›n› müflterilerinin günlük hayat›n›n bir parças› haline getirmeyi amaçlayan Turkcell, yap›lan bu iflbirli¤i ile müflterilerinin hayat›n› kolaylaflt›rarak, bu hedefine bir ad›m daha yaklaflm›fl olacak. Nokia Mesajlaflma servisi, e-posta hesaplar›n›n yan› s›ra tüm dünyada binlerce internet ve e-posta servis sa¤lay›c›s›n›n e-posta çözümlerini de mobil hale getiriyor. Turkcell müflterileri, Gmail™, Yahoo!®Mail ve Windows Live ™ Hotmail® gibi e-posta sa¤lay›c›lar›ndan ald›klar› kiflisel e-posta hesaplar›ndan 10 adede kadar›n› Nokia cihazlar› üzerinde do¤rudan push e-posta hesab› olarak kullanabilecek. Nokia Mesajlaflma servisi hakk›nda ayr›nt›l› bilgi için http://email.nokia.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

55


flu fl ube haberler‹ - ankara

2010 Y›l› Ola¤an Genel Kurul Toplant›s› gerçeklefltirildi Ankara fiubesi 2010 y›l› Ola¤an Genel Kurul Toplant›s›n› 6 fiubat 2010’da gerçeklefltirdi. Saab International Yönetim Direktörü Say›n Fahir Altan Yönetim Kurulu Baflkan› seçildi.

O

DTÜ Gelifltirme Vakf› Okullar›’n›n misafirli¤inde, Ankara fiubesi 2010 y›l› Ola¤an Genel Kurul Toplant›s› 31 üyenin kat›l›m›yla 6 fiubat 2010’da gerçeklefltirildi. 2009 y›l› faaliyetlerinin üyelerle paylafl›ld›¤› toplant›da, 2010 y›l› için hedeflenen bütçe ve faaliyetler aç›kland›. Ankaral› üyelerin yo-

¤un ilgisi ile gerçeklefltirilen Genel Kurul’da, 2010 2012 dönemi için görev alacak yeni Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri de belli oldu. Oylama sonuçlar›na göre Saab International Yönetim Direktörü Say›n Fahir Altan Yönetim Kurulu Baflkan› seçilirken, Pfiffner Transformatör, Genel Müdür Yard›mc›s› Say›n Yücel Tümay Denetim Kurulu Baflkan› oldu.

Yönetim Kurulu Üyeleri (Asil) Fahir ALTAN / Saab International, Yönetim Direktörü

Baflkan

Malik AV‹RAL / Elimko, fiirket Orta¤›, Yönetim Kurulu Üyesi

Baflkan Yard.

Deniz KESK‹N / ODTÜ Gelifltirme Vakf› Okullar›, Genel Müdür

Baflkan Yard.

Haluk GÜMÜfiDEREL‹O⁄LU / Türk Traktör, ‹K, Kalite Sistemleri ve Kurumsal ‹letiflim Müdürü

Üye

Orhan YILMAZ / Eti Maden ‹flletmeleri, Genel Müdür

Üye

Ça¤lan BECAN / Türkiye Çimento Müstahsilleri Birli¤i, E¤itim ve De¤erlendirme Müdürü

Üye

Tuncay BEK‹RO⁄LU / MAN Kamyon ve Otobüs ‹fll., Yürütme Kurulu Baflkan›

Üye

Yönetim Kurulu Üyeleri (Yedek) Ayfle SEVER / Metifl Holding, Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› Erdal GÜLCÜLER / Akana Mühendislik, Kalite Direktörü Caner ÇINAR / Karel Elektronik, Kalite Güvence Direktörü Senem ERDEM / MAN Türkiye, ‹nsan Kaynaklar› Yöneticisi Fevzi KAYAHAN / Butik Angora Kurumsal Yemek Hizm., Genel Müdür ‹lhami fiAH‹N / Ankara Seramik ve Porselen, Genel Müdür Atilla GÖKÇE / Treysan, Genel Müdür

Denetleme Kurulu Üyeleri (Asil) Yücel TÜMAY / Pfiffner Transformatör, Genel Müdür Yard›mc›s›

Denetleme Kurulu Baflkan›

Hasan Haldun ÖZGÜMÜfi / Türk Traktör, Kalite Güvence Tak›m Yöneticisi

Denetleme Kurulu Sözcüsü

Demet CAVCAV / Denizcilik Müsteflarl›¤›, Uzman-Birim Sorumlusu

Denetleme Kurulu Üyesi

Denetleme Kurulu Üyeleri (Yedek) Seçil Ç‹FTÇ‹ / Yakupo¤lu, ‹nsan Kaynaklar› Müdürü ‹zzet fiAH‹N / Asafl Ambalaj, Teknik Müdür Firdevs AKMENEK / Ayd›n Yaz›l›m, Kalite Sistemleri Direktörü

56


flu fl ube haberler‹ - ‹ZM‹R

‹ZKA Projeleri kapsam›nda verilen e¤itimler sona erdi KalDer ‹zmir fiubesi, ‹zmir ‹l Özel ‹daresi’nin yürüttü¤ü “Kamu’da Sürdürülebilir Mükemmellik Projesi”ne tedarikçi olarak, BAS‹FED’in baflvuru sahibi oldu¤u “‹zmir ‹fl Dünyas› E¤itim ile Kalitesini Artt›r›yor Projesi”ne ise ortak kat›ld›.

zmir Valili¤i’nin baflvuru sahibi oldu¤u, ‹zmir ‹l Özel ‹daresi’nin proje yürütücüsü, ‹zmir ‹l Sosyal Hizmetler Müdürlü¤ü’nün orta¤› oldu¤u “Kamuda Sürdürülebilir Mükemmellik Projesi”nde KalDer ‹zmir fiubesi tedarikçi olarak yer ald›. 14 e¤itim, 3 farkl› gruba verilerek, 72 gün süren e¤itim program›, ‹zmir Valili¤i’nde düzenlenen sertifika töreni ile son buldu. Törene e¤itim alan kurumlar›n yöneticileri, personelleriyle birlikte kat›l›rken projenin hem bireysel hem de kurumsal geliflmeleri için sa¤lad›¤› katk›lardan bahsetti. Tören sonras› yöneticilerden baz›lar› KalDer ‹zmir fiubesi Genel Sekreteri Kenan Keskino¤lu’na kurumlar›n›n kalite çal›flmalar›nda KalDer ile birlikte devam etmelerini istediklerini, proje sayesinde KalDer’i tan›m›fl olmalar›ndan duyduklar› memnuniyeti dile getirdiler. Proje, Nisan 2010’da k⤛t üzerinde tamamlanacak olsa da, kamu kurumlar› al›nan özde¤erlendirme e¤itimleri sayesinde kendi kurumlar›nda özde¤erlendirme çal›flmalar›n› gerçeklefltirip, mükemmellik için büyük bir ad›m atm›fl oldular. KalDer ‹zmir fiubesi, mükemmelli¤e giden yolda, kaliteye gönül vermifl tüm kurumlardan deste¤ini proje bitiminden sonra da esirgemeyecek. Bat› Anadolu Sanayici ve ‹fladamlar› Dernekleri Federasyonu'nun baflvuru sahibi oldu¤u, KalDer ve ASAD'›n projenin ortakl›¤›n› yapt›¤› "‹zmir ‹fl Dünyas› E¤itim ‹le Kalitesini Artt›r›yor Projesi”nde KalDer ‹zmir fiubesi tüm Kalite ve Yönetim sistemleri e¤itimlerini gerçeklefltirdi. 11 E¤itim, 20 gün süren bir programla, ASAD üyesi firmalar›n personeline ve BAS‹FED üyesi dernek temsilcilerine verildi. Bu projeyle birlikte KalDer e¤itimleri gerek yeni firmalara gerekse Sivil Toplum Kurulufllar›’na bir kez daha ulaflm›fl oldu. Gerçekleflen bas›n toplant›lar›nda, baflvuru sahibi BAS‹FED, KalDer’in 3 projesinin de ‹ZKA taraf›ndan onaylanmas›n›n Kalite Yönetim Sistemleri konusundaki deneyimlerinin en büyük göstergesi oldu¤unun alt›n› çizdi. EFQM Mükemmellik Modeli’nin de Türkiye’deki tek temsilcisi olmas›, BAS‹FED’in

KalDer’i proje orta¤› olarak seçmesinin en önemli nedenlerinden biri olarak belirtildi. E¤itimler sona ererken, e¤itim alan kurum ve kurulufl temsilcileri KalDer e¤itimlerini alm›fl olmalar›ndan ve böyle bir projede yer alm›fl olmaktan duyduklar› memnuniyeti dile getirdi. Bu e¤itim program› da KalDer’in bilinirlik ve yay›lmas›na büyük katk› sa¤lam›flt›r. ‹lerleyen zamanlarda BAS‹FED üyesi dernek temsilcileri ile bir araya gelinerek, ‹zmir’deki derneklerle ortak çal›flmalar üzerine fikir paylafl›mlar› gerçeklefltirilmesi hedeflenmektedir. Bu projeler ile KalDer, proje sahipleri ve di¤er proje ortaklar› ile birlikte ‹zmir’de kalite fark›ndal›¤› yaratma ve rekabet gücünün artmas›na büyük ölçüde ivme kazand›rd›. Özellikle finansal destek bulmada zorluk çeken Sivil Toplum Kurulufllar›, ‹ZKA’n›n mali destek programlar› sayesinde projelerini hayata geçirme f›rsat› buluyor. Gerçeklefltirilen projeler bölgesel kalk›nman›n ve “Marka Kent ‹zmir”in oluflmas›nda da büyük pay sahibi oluyor.

Kamuda Sürdürebilir Mükemmellik Projesi kapsam›nda verilen e¤itimler ‹zmir Valili¤i’nde gerçekleflen sertifika töreni ile son buldu.

57


fiU fi UBE HABERLER‹ - BURSA

KalDer Bursa fiubesi Ola¤an Genel Kurul Toplant›s› Yap›ld›

Türkiye Kalite Derne¤i (KalDer) Bursa fiubesi 14. Ola¤an Genel Kurul Toplant›s› 13 fiubat 2010 Cumartesi günü KalDer üyelerinin yan› s›ra Bursa’daki çeflitli STK, özel ve kamu kurulufllar›ndan temsilcilerin kat›l›m›yla gerçekleflti.

T

ürkiye Kalite Derne¤i (KalDer) Bursa fiubesi 14. Ola¤an Genel Kurul Toplant›s› 13 fiubat 2010 Cumartesi günü BUS‹AD Evi Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi. 2010-2012 Y›l› Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu’nun belirlendi¤i toplant›ya KalDer Üyeleri, Bursa’daki çeflitli özel, kamu kurulufllar›ndan ve STK’lardan temsilciler kat›ld›. Toplant›n›n aç›l›fl›nda konuflan KalDer Yönetim Kurulu Baflkan› Prof. Dr. Ali R›za Kaylan; Bursa’da kalite çal›flmalar›na kurumlardan gösterilen ilgiyi, be¤eni ve takdirle karfl›lad›klar›n› belirtti ve KalDer’e verilen destekten ötürü kurumlara teflekkür etti. Toplant›da Genel Sekreter Aykan Kurkur 2009 y›l› fa-

58

aliyet raporunu sundu. 2009 y›l› gelir gider tablolar›n›n okunmas›, Denetim Kurulu denetim raporunun okunmas›n›n ard›ndan Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulunun ibras› gerçekleflti. Ard›ndan 2010 y›l› faaliyet raporu ve bütçesi müzakere edildi ve onayland›. 20102012 y›llar›nda görev alacak yönetim kurulu ve denetim kurulu için üyelerin belirlenmesinin ard›ndan genel kurul sona erdi. Yönetim Kurulu Baflkanl›¤› görevine yeniden seçilen Emin Direkçi toplant› sonunda kat›l›mc›lara teflekkür ederek “kalite gönüllülerimizden ald›¤›m›z güçle, misyon ve vizyonumuz do¤rultusunda ülkemizi ça¤dafl yaflam düzeyine ulaflt›rma çabas› ile yürüttü¤ümüz faaliyetlerimiz yeni dönemde de devam edecek.” diye konufltu.


KalDer Bursa fiubesi 2010-2012 y›l› Yönetim Kurulu NO

ADI SOYADI

F‹RMA

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

Emin D‹REKÇ‹ Kutlu fiAH‹N fieref N‹fiANCI fiencan GÜNDÜZ Gülseren KUNDURACIO⁄LU Örsan BAfiÇ‹FTÇ‹ Gülçin ERTORUN Okan ERMET‹N Gökhan AKBAL Can ÖZPEHL‹VAN Arzu KAMAN Sezgin SEZER Filiz YAYLA Filiz RAZGIRATLI OKUMUfi

PARTNER CRS TOFAfi ZÜBEYDE HANIM DO⁄UMEV‹ SÜTAfi E-MAK C‹MTAS BORU BOSCH BORÇEL‹K EMARC ÇEL‹K BPO ESC TEKST‹L FOMPAK AUNDE TEKN‹K RAZGIRATLI & OKUMUfi AVUKATLIK BÜROSU

KalDer Bursa fiubesi 2010-2012 Y›l› Denetim Kurulu Üyeleri NO 1 2 3 4 5 6

ADI SOYADI Özer AKTEPE Atilla YILMAZ Ahmet ÖZTÜRK Ozan DEVEC‹ Soner AfiCI Berat Melih BA⁄IfiLAR

KalDer Bursa fiubesi 2010 Y›l› No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17

F‹RMA BURSA ANADOLU L‹SES‹ COfiKUNÖZ HOLD‹NG MAYSAN MANDO AKTAfi BURSA ECZA-KOOP KURTSAN ‹LAÇLARI Faaliyet Takvimi

Faaliyetler Tarih Genel Kurul fiubat 2010 Teknik Gezi fiubat 2010 Dünya Su Günü Etkinli¤i fiubat 2010 Sempozyum Çal›fltaylar› Nisan 2010 8.Kalite ve Baflar› Sempozyumu Nisan 2010 8. Kalite ve Baflar› Fuar› Nisan 2010 2009 Bursa Kalite Ödülü Töreni Nisan 2010 Bursa Kalite Ödülü Çal›fltay› May›s 2010 3. UKH Pilot Okullar Deneyim Paylafl›m Toplant›s› May›s 2010 Çevre ve ‹fl Güvenli¤i Uzmanl›k Grubu Paneli Haziran 2010 Bursa Kalite Ödülü Deneyim Paylafl›m Toplant›s› Eylül 2010 2010 Kalite Personeli Yetifltirme Program› Ekim 2010 Dünya G›da Günü Etkinli¤i Ekim 2010 Mükemmellik ‹çin Sürekli ‹yilefltirme Konferans› Ekim 2010 Kalite Personeli Yetifltirme Program› Belge Töreni Aral›k 2010 Teknik Gezi Aral›k 2010 Yönetim Gözden Geçirme Toplant›s› Aral›k 2010

59


önce kal‹te k‹tapli⁄i

fiaman ve Türk Dünyas› Ali Faik Demir, Nebahat Akgün Çomak Ba¤lam Yay›nlar›, ‹stanbul, Ocak 2010

Nevruz, h›drellez, ya¤mur dualar›, türbeler, fal, adak, mum yakma, mevlit, say›lar›nrenklerin-tafllar›n t›ls›m›, hayvanlar›n-bitkilerin kutsall›¤›, kurflun dökmek, nazar boncu¤u, bayramlar, dualar, beddualar, ilaçlar, H›z›r-‹lyas, Noel Baba gibi olgu ve kavramlar herkesin bilinçli veya bilinçsiz yaflam›na, kolektif bilinç ya da toplumsal haf›za olarak yerleflmifltir. Dolay›s›yla da, tüm bunlar, bugün, örf, adet, gelenek ve göreneklerde, anlat›larda, ritüellerde biçim bulmufllar ve sosyal yaflam›n tam ortas›nda yüzy›llard›r insanlar›n beklentilerinin, dileklerinin, al›flkanl›klar›n›n, yaflam biçimlerinin bir arac› olmufllard›r.

Üç Gine Virginia Woolf Çeviren: ‹lknur Güzel, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, fiubat 2010

‹kinci Dünya Savafl›’n›n arifesinde Virginia Woolf, savafl› önlemek için yard›m toplayan bir cemiyetten mektup al›r. Nazik bir beyefendi, Woolf’a savafl›n nas›l önlenebilece¤iyle ilgili pratik önerilerde bulunur, Bu nazik öneriye Woolf cevap olarak üç makale yazar ve savafl› önlemek ad›na basit bir ba¤›flla asl›nd neler yap›labilece¤ini anlat›r. Üç Gine’de bir araya gelen bu makalelerde, Woolf kad›nlar›n tarihsel d›fllan›fl›n›n, onlara faflizme ve savafl 盤›rtkanl›¤›na karfl› ç›kacak politik ve kültürel bir kimlik infla etme flans› verdi¤ini söyler.

O¤lumun Öyküsü Nadine Gordimer Çeviren: Seçkin Selvi, Can Yay›nlar›, ‹stanbul, 2010

O¤lumun Öyküsü, Nobel ödülü sahibi Nadine Gordimer’in yazarl›k tarihçesindeki önemli bir döüm noktas›d›r. Önceki kitaplar›nda Gordimer ›rk ayr›m›n›n fliddetle yafland›¤›, ›rkç›l›¤a karfl› insanüstü bir direncin sürdürüldü¤ü Güney Afrika’daki beyazlar›n yaflam tarz›n›, kara derililere yapt›klar› zulmü beyazlar›n a¤z›ndan yazm›flt›. O¤lumun Öyküsü’ndeyse hem beyazlarla siyahlar› ay›ran somut s›n›r› aflarak siyahlar›n yaflam koflullar›n› irdeliyor, hem de roman› siyahlar›n a¤z›ndan, onlar›n bak›fl aç›s›yla aktar›yor.

Y›lmaz Büyükerflen Zaman› Durduran Saat Cemalettin N. Taflç› Do¤an Kitap, ‹stanbul, Temmuz 2009

Bu kitap, küçücük bir bozk›r flehrinde, flehrin ölçüleriyle orant›s›z hayaller biriktirerek büyüyen, sonra da o devasa hayalleri birer birer hayata geçiren y›lmaz bir adam›n, kendi a¤z›ndan hikâyesidir. Bu hikâyeyi okurken, bozk›r›n ortas›nda önce imrenilecek bir üniversitenin, dev bir aç›kö¤retim sisteminin yarat›lmas›na, Türkiye’de “yap›lamaz” denilen ifllere soyunma maceralar›na, sonra da imrenilen bir flehrin inflas›n› sa¤layan hayal gücüne, kararl›l›¤a, gözü karal›¤a flahit olmakla kalmayacak, ayn› zamanda yak›n tarihin pek bilinmeyen birçok olay›n› da ö¤reneceksiniz.

K›ça fiaplak Atan Fikirler Nas›l Üretilir? Chris Barez-Brown Çeviren: Haluk Mesci, Reklamc›l›k Vakf›, ‹stanbul, Ocak 2009 Kariyerinizde inan›lmaz baflar›l› olman›n yolunu bulabilir ve uygularken acayip e¤lenebilir misiniz? Sorun çözmede ustalaflabilir ve bunu hayat›n›z›n her alan›na uygulayabilir misiniz? Bütün bunlar› hemen flu anda yapabilir misiniz? Chris Barez-Brown dünyan›n en büyük ba¤›ms›z innovasyon flirketi ?What If!'te, e¤itim bölümünün bafl›nda. ‹fli, her gün, dünyan›n her yerinden bir sürü kuruluflu çok yarat›c› ve baflar›l› tak›mlara dönüfltürmek. Bu kitapta, yarat›c›l›¤›n›za ara kablosuyla takviye yapacak 50'nin üzerinde fikir ve al›flt›rma anlat›yor. 60



ajanda

Konser: AJDA PEKKAN – ENBE ORKESTRASI ‹stanbul Kültür Üniversitesi Behzat Gerçeker & ENBE Orkestras› Konserleri'nin ikincisinde Ajda Pekkan & ENBE Orkestras› sahne al›yor. fief Behzat Gerçeker yönetimindeki ENBE solistleri, Ajda Pekkan & ENBE Orkestras› en sevilen flark›lar› dinleyicilerle paylaflacaklar. 1 Nisan 2010, ‹stanbul Kültür Üniversitesi, Ak›ngüç Oditoryumu, ‹stanbul

Konser: IAN HOBSON Piano Resitali Ian Hobson, A.B.D. odakl› bir müzisyen. Dünyan›n en önemli müzik ortamlar›ndan s›k s›k geçse de çal›flmalar›n›n merkezini Kuzey Amerika oluflturuyor. Ünlü piyano virtüözü, müzisyenli¤inin ayr› bir yönü olan orkestra flefli¤i ile kendi kurdu¤u Sinfonia da Camera orkestras›yla opera müzi¤ine hizmet ediyor. Ian Hobson, dünyan›n en büyük ve önemli orkestralar› eflli¤inde solist olarak sahneye ç›k›yor. 14 Nisan 2010 Mustafa Kemal Kültür Merkezi, ‹stanbul

Konser: MFÖ Türkiye’nin en sevilen müzisyenlerinden oluflan MFÖ, sekiz kiflilik tam kadrosu ile Otto Santral’de sahne alacak. Carlsberg ana sponsorlu¤unda gerçekleflecek olan konserde MFÖ Eski ve yeni parçalar›ndan oluflan zengin repertuar›n› seslendirecek. 27 Mart, Otto Santral, ‹stanbul

Festival: 29. ULUSLARARASI ‹STANBUL F‹LM FEST‹VAL‹ 3 – 18 Nisan 2010 tarihleri aras›nda ‹stanbul’da gerçeklefltirilecek olan 29. Uluslararas› ‹stanbul Film Festivali’nde bu y›l Alt›n Lale Ulusal Yar›flma Jürisinin baflkanl›¤›n› ünlü yönetmen Yeflim Ustao¤lu yapacak. 3 – 18 Nisan 2010, ‹stanbul

Festival: BOSCH GENÇ KLAS‹KÇ‹LER FEST‹VAL‹ Genç Klasikçiler Festivali ‹stanbul’da yollar› çok s›k kesiflmeyen kifli ve kavramlar› yan yana getirmek düflüncesi ve hayaliyle olufltu. “Sanat ve Seyrantepe”, “gençlik ve klasik müzik”, “klasik müzik ve gündelik yaflam” birbirine uzak ikililer aras›nda yer al›yordu. Seyrantepe’de iflinden ç›k›p evlerine giden iflçilerin bir kültür merkezinde buluflmalar› mümkün olabilir mi? Metroda, konser vagonuna binen birinin, müzi¤in geldi¤i yönü takip ederek Seyrantepe’ye ulaflmas› sa¤lanabilir mi? Klasik müzikle dinleyici aras›ndaki mesafeler k›salt›labilir mi? Uluslararas› boyutta bir festivalle bu sorulara “evet” cevab› verilebilir mi? Sanayi Caddesi Metro ç›k›fl› Kuzey kap›s›nda bafllayacak olan festival 28 Mart’a kadar farkl› etkinliklerle devam edecek. Ayr›nt›lar için www.gencklasikciler.org adresini ziyaret edebilirsiniz. 21 Mart – 28 Mart 2010, ‹stanbul

Festival: 16. ULUSLARARASI ANKARA KAR‹KATÜR FEST‹VAL‹Genç KlaKarikatür Vakf› taraf›ndan düzenlenen 16. Uluslararas› Karikatür Festivali 16-19 Nisan 2010 tarihlerinde dört gün süreyle Ankara’da yap›lacak. 7-17 yafllar› aras›ndaki tüm çocuklara aç›k olan festivalde bu y›l›n yar›flma konusu “Yazmak Eylemdir.” 16 – 19 Nisan 2010, Ankara 62


Sergi: YÜKSEL ARSLAN RETROSPEKT‹F‹ 20. yüzy›l›n yetifltirdi¤i, dünyan›n en istisnai sanatç›lar›ndan biri olarak kabul edilen Yüksel Arslan’›n ilk retrospektif sergisi Eylül ay›nda Garanti Bankas› ana sponsorlu¤unda ziyarete aç›lm›flt›. Paris’te yaflayan sanatç›n›n, dünyadaki ve Türkiye’deki koleksiyonlar›ndan derlenen befl yüzün üstünde eseri 21 Mart 2010’a kadar sergilenecek. 13 Ekim 2009 - 21 Mart 2010, Santral ‹stanbul

Anma: AfiIK VEYSEL‹ ANMA KONSER‹ – ESAT KABAKLI, TAfiKIN SAVAfi KOROSU Halk ozan› büyük üstat Âfl›k Veysel’in an›l›p, hayat felsefesinin ve bu dünyaya bak›fl›n›n flark›lar›yla anlat›laca¤› iki bölümden oluflan konserin birinci bölümünde Taflk›n Savafl yönetimindeki koro klasik Türk Musikisi sazlar›yla seslendirecek. ‹kinci bölümde ise halk müzi¤i de¤erli ozan› Esat Kabakl› saz ekibiyle birlikte sahne alacak. 21 Mart 2010, Cemal Reflit Rey Konser Salonu, ‹stanbul

Sinema: “DERS‹M‹Z: ATATÜRK” Yönetmen Hamdi Alkan, Oyuncu Halit Ergenç Film, ilkokul beflinci s›n›fta okuyan bir grup çocu¤a, Atatürk’ü daha iyi anlamalar› için verilen ödevle bafllar. Bu ödev, onlar için Atam›z›n yaflam›na ve ülkemizin kurtulufl öyküsüne yap›lacak uzun ve ö¤retici bir yolculuktur. Bu yolculukta onlara, çocuklardan birinin ödüllü tarihçi dedesi önderlik eder. Ama bu dede, di¤er tarihçilere hiç benzemez. O, tarihi s›k›c› bir geçmifl olarak anlatmaktan çok uzakt›r. Sanki fantastik bir dünyan›n tarihçisidir. Çocuklara Mustafa Kemal’in çocuklu¤unu, okul hayat›n› ve askerlik kariyerini anlat›r. Onlar› Kurtulufl Savafl›’n›n en önemli cephelerine götürür, dünyada efli görülmemifl bir direnifl gösteren Türk halk›n›n eflsiz kahramanlar›yla tan›flt›r›r. Ata’n›n hayran olunas› insani özelliklerini bazen canland›rmalar, bazen de tarihten gelen foto¤raf ve videolarla ö¤retir. Hamdi Alkan’›n yönetmenli¤ini yapt›¤› filmde, Atatürk’ü Halit Ergenç canland›r›yor. Gösterim tarihi Mart 2010

Sergi: BEYO⁄LU’NDA ‹K‹ RESSAM YAVUZ DEN‹Z - fiÜKRÜ SARAÇ Ressam Yavuz Deniz ve fiükrü Saraç ‹stanbul Yeminli Mali Müflavirler Odas›’n›n Beyo¤lu ‹stiklal caddesinde bulunan sergi salonunda resim sergisi aç›yor. 9-17 Mart tarihleri aras›nda gerçekleflecek sergide Ressam fiükrü Saraç, ço¤unlu¤u do¤a içerisinde figüratif a¤›rl›kl› resimlerle beraber ikifler adet peyzaj ve ‹stanbul gün bat›m› tablolar›na yer verecek. Ressam Yavuz Deniz ise bu sergi için özel olarak haz›rlad›¤› sahil ve at figürlü resimlerinden oluflan tablolar›n› sergileyecek. 9 Mart - 17 Nisan 2010, ‹stanbul Yeminli Mali Müflavirler Odas›, Beyo¤lu Sergi Salonu

Sinema: YÜRE⁄‹NE SOR Yönetmen Yusuf Kurçenli, Oyuncular: Tuba Büyüküstün, Kenan Ece, Hakan Eratik 19. Yüzy›l›n son çeyre¤inde Do¤u Karadeniz’de yaflayan iki genç; Esma ile Mustafa birbirini sevmifltir. Ne var ki bu aflk›n döneme ve yöreye özgü bir engeli bulunmaktad›r. Mustafa gizli bir H›ristiyan'd›r. Esma dâhil herkes onu Müslüman sanmaktad›r. Öbür yandan Osmanl› yapt›¤› yasal düzenlemelerle H›ristiyan tebaay› Müslümanlarla eflit duruma getirmifltir. Kilise gizli H›ristiyanlar›n art›k dinlerini aç›klamas›n› istemektedir. Bu zor bir durumdur Mustafa için; kilise ile aflk› aras›nda kalm›flt›r. Çünkü H›ristiyan oldu¤u bilinirse hayat›nda Esma olmayacakt›r. Müslüman bir k›z›n bir H›ristiyan erkekle evlenmesi ne toplumsal ne de yasal olarak mümkündür. Mustafa Esma'y› al›p götürecek ve aç›klayacakt›r durumu. Esma'n›n bunu mesele etmeyece¤inden emindir. Toplumsal koflullar Esma ile Mustafa’n›n aflk›ndan daha güçlüdür ve aflklar›n› savunabilmek için efsane olmalar› gerekecektir… Gösterim Tarihi Mart 2010

63


Abone Hizmetleri

ÖNCE KAL‹TE Abone Fiyatlar› (Bireysel Abonelik) (Adet-Y›l) Abonelik Fiyat›...............................: 70.- TL

(Adet-Y›l) KalDer Üyeleri...........................: 60.- TL

Abone Fiyatlar› (Toplu Abonelik) (Adet-Y›l) Ayn› iflyerinde 10 kifli......................: 50.- TL

Ayn› iflyerinde 20 kifli.................: 40.- TL

Fiyatlara KDV dahildir. Abonelik Bilgileri Ad› Soyad› Kurulufl Ad› Faaliyet Alan› Dergi Teslim Adresi Telefon (ev) Fatura Adresi Vergi Dairesi

:................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :................................................................................................................................................. :...........................................Telefon(ifl) :.........................................Faks:.................................... : :............................................Vergi No:......................................................................................

ÖDEME B‹LG‹LER‹ Havale gönderiyorum. Garanti Bankas› Suadiye fiubesi Hesap Numaras› 1299686 (Garanti Bankas› Suadiye fiubesi 1299686 No’lu hesaba toplam bedeli ödedikten sonra 0 216 518 42 86’ya fakslay›n) Banka, havale ücreti talep edebilir. Toplam bedeli kredi kart›mdan çekin.

! Visa Kart Sahibinin Ad› Soyad› Kart No Geçerlilik Tarihi

! Mastercard :........................................................................................................................................... :........................................................................................................................................... :...........................................Güvenlik No:............................................. Tarih:......................

‹mza :.................................................................................................................... Abone Bedeli ile ilgili dekont ve formlar›n dernek merkezimize fakslanmas› ya da postalanmas› yeterli olacakt›r. Abonelik sistemi, abone olunan tarihten itibaren 1 y›ld›r. Centrum ‹fl Merkezi Ayd›nevler Sanayi Cad. No:3 Küçükyal› 34854 ‹stanbul Tel. : +90 (216) 518 42 84 PBX Faks: +90 (216) 518 42 86

Reklam Tarifesi: Arka kapak Ön kapak içi Arka kapak içi Tercihli Tercihli çift sayfa (4-5, 6-7, 8-9) 3. Sa¤ sayfa ‹ç sayfalar

Tek Frekans 6.000 TL 5.500 TL 4.000 TL 2.000 TL 3.600 TL 3.000 TL 1.200 TL

3 Frekans 5.500 5.000 3.500 1.800 3.300 2.500 1.050

6 Frekans 4.500 TL 4.000 TL 3.000 TL 1.500 TL 2.800 TL 2.200 TL 900 TL

12 Frekans 3.000 TL 2.500 TL 2.000 TL 1.000 TL 1.800 TL 1.400 TL 600 TL

Tema sponsorlu¤u: 6 say› için(Birim Fiyat)..................................4 sayfa: 2.000 TL.................................8 sayfa: 3.500 TL (Fiyatlara %18 KDV eklenecektir)

64




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.