Ekranların sev len sm Okan KARACAN ‘Lezzet ve Sunum’ köşes yle gazetem zde...
M.Vasfi PAKMAN
Lezzetin Hizmetinde 3.yıl, 20.sayı...
Project1
Sayfa 2’DE
Sayfa 9’DA
Mutfak c hazları, set üstü ek pmanları, sofra takımları, mutfak ve yemek odası mob lyaları konularında haber ve ropörtaj çalışmaları le lezzet severlere ve gastronom profesyoneller ne seslen yor
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
Antalya’da
BUGÜN AÇILIYOR!
Sayfa 2’DE
Avrupadak 65 yılı aşkın tecrübes , 11 üret m tes s ve yüzlerce çeş d le
Hamurundak Tutkuyu Paylaşmaya Geld !
TAVSİYELER
Ataşehir’de Özgün Lezzetler
N’fes CAFE&KITCHEN
Sayfa 2’DE
Şişhane’de Saklı Bir Lezzet
BELKIS PERA
Sayfa 4’DE
Şehrin En İyi Pizzası
BAFETTO’DA YENİR
Sayfa 5’DE
Sayfa 11’DE
Yeni Yılda 5 Muhteşem Mekan
360 ENTERTAINMENT GROUP
Lezzet Profesyonellerinin ve Lezzetsever Halkımızın rüyaları gerçek oluyor. 100 den fazla çeşidiyle, gerçek KRUVASAN’ın dünya ustası Türkiyeye geliyor. Avrupanın en modern unlu mamuller fabrikası Manisa’da kuruluyor. Lezzet Profesyoneller yle tanıtım geces nde buluşan La Lorra ne Bakery Grup, M gros'un ‘M’ FIRINLARI ve ünlü pastahanelerde de Lezzetsever Halkımızla buluşuyor.
BOĞAZİÇİ’nin En Güzel Mekanı
PORTAXE
Sayfa 12’DE
Sayfa 3’DE
Sayfa 9’DA
Dünyaca meşhur ‘Bursa Kebab’ı dünyaya taşıyor
ROMANTİK ANADOLUSayfa 16’DA
“En İyİ Osmanlı Mutfağı”
Hayatı kolaylaştıran en güzel hediye
SEVDİKLERİNİZİN SEVGİLİSİ
Gezgin Damaklardan
Sayfa 10’DA
NAR LOKANTA
Sayfa 17’DE
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
Lezzet yolu
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Lezzet
name
M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com
Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.
Lezzetin Hizmetinde 3.Yıl, 20.Sayı
Y
eni yılın, yeni sayısıyla Yemeİçme hayatımızın en önemli konusu LEZZET’e hizmete devam ediyoruz..Sayfalarımızı karıştırırken göreceğiniz üzere; Bu sayımızda yeni konulara, yeni yazarlarımızla giriyoruz. Lezzet yolunda, nasıl tükettiğimiz etler, sebzeler, tatlılar, Vs, bizlere üreterek, yetiştirerek temin eden kuruluşlar varsa. Nasıl bu lezzetleri yaratan, sunan, satan insanlar ve yemesini seven insanlar varsa. Birde bütün bu nimetlerin hazırlanarak önümüze gelmesini sağlayan kişi ve kuruluşlar var. Bu kesim’de artık gazetemizde olacak. Bu ay yayın kadromuza katılan sevgili Okan, yani ekranlarımızın sempatik sunucusu Okan Karacan, köşe yazıları ve Mutfak ve Sofra ekipmanları, sunum bilgileri ile gazetemizde Lezzetsever okurlarımız ve sektör profesyonelleriyle buluşacak. Ülkemizin güncel, hayatımızın artık vazgeçilmez bir boyutu olan, hem insanlarımızı sosyalleştiren hem de bazılarına iş ve istihdam kaynağı olan, AVM’ler konusunu okurlarımızla paylaşağız. İşlediği konu kadar genç. dinamik ve sosyal bir kişilik: Dr.Aydoğan Süer’de AVM’lerin Yeme-İçme buyutunu, food Court avantajlarını ve AVM lerin daha birçok hususiyetini sizlerle aktaracak TLH içindeki Lezzethan yazarlarımız: Özlem Mekik, Dr.Burak Köseoğlu, Tolga Atalay, Haldun Tüzel, Betül Altınbaşak, Fırkan Gülaydın, Dr Ali Osman Taşlıca ve Aslı Durukan Pasinli sürekli yazılarıyla bu alemin nabzını tutmaya, sizleri aydınlatmaya, yerken içerken düşündürmeye, tavsiyeleriyle hareketlendirmeye devam edecekler. Daha özel gastronomik konularda ise, Prof.Dr Faruk Şen hocamız, Dr.Hilal Duruk, Miya-
Özgün Lezzetleri ve Dekorasyonu ile
N'fes CAFE & KITCHEN
İstanbul Anadolu yakası, yepyeni bir mekan daha kazandı. Şık ve klasik tasarımı ve Dünya mutfağından seçilmiş menüsü ile hizmet veren N’fes cafe & kitchen, hizmete girdi.
Ataşeh rde h zmete g rd
A se Bülbül, Süleyman Çakır da zaman zaman yazılarıyla Lezzet Gazetesinde olacaklar. Bir’de Lezzet Gazetesini uluslararası boyutlara taşıyan, renk katan, ağız tadı sunan yazarlarımız var. Onlar geziyorlar, yiyorlar, öğreniyorlar ve sizlerle seve seve paylaşıyorlar. Sevgili kardeşlerim: Hilal Aslangiray, Selin Ekim ve Nil Ünsal’a Türkiye Lezzet Hareketimiz,Yayın Ekibimiz ve tüm okurlarımız adına şükranlarımızı sunuyor ve daha çoook haberlerini bekliyoruz. 42 yılımı verdiğim, heyecanımı hiç kaybetmediğim gazetecilik mesleğimin, kendimce çok değerli bir ödülünü daha almış bulunmanın sevincini yaşıyorum. 66. yaşıma girdiğim günün sabahı davet edildiğim ÇA-DER / Çalışanları Destekleme ve Yardımlaşma Derneğinin, The Grand Mira Hotel’de yapılan toplantısında “ ÇALIŞAN GAZETECİ “ plaketi ile taltif edildim. Gerçekten beni mutlu eden kuruluşun yöneticilerine, plaketimi sunan değerli dostum Çanakkale E.Milletvekili İbrahim Köşdere ve gurme savcı kardeşim Mustafa Lokman’a teşekkürlerimi sunuyorum. Başarıları daim olsun. Bu ay Sevgililer Günü etkinliklerini halkımıza duyuruyor, Anadolunun en kapsamlı Yiyecek İçecek Fuarına katılıyoruz. Selam, sevgi, saygı ve birlikteliğimizi devamı dileklerimle.
taşehir Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu ve işletme sahibi Ejder Akarsu’nun gerçekleştirdiği açılışa çok sayıda davetli katıldı. Bir çok TV dizisine mekan olan N'fes 14 Şubat Sevgililer günü için de iddialı mekanlar arasında yerini aldı. Ataşehir Andromeda Binasının bahçe katında açılan mekanın İşletme sahibleri Ejder ve Eda Akarsu tarafından canlı müzik eşliğinde karşılanan davetlilere,özel olarak hazırlanmış şerbet ikramı yapıldı. Daha sonra N'fes çeşitli tadların olduğu brunch ile devam eden açılışa pek çok ünlü kişi ve basın büyük ilgi gösterdi. Aralarında iş dünyasından tanınmış isimlerin yanı sıra televizyon dünyasından da tanınmış isimler de bulunan davetliler, N'fes Cafe&Kitchen'nin açılışında renkli anlar yaşadılar. Dünya Aşçılar Federasyonu'nda, Master Chef ünvanına sahip, bir çok ödül sahibi milli şef Arif Aktürk'ün mutfağından çıkan lezzetler davetlilerden tam not aldı. Menüde yer alan yemekler, salatalar ve tatlıların tamamı doğal malzemeler ile N’fes mutfağında hazırlandı. N’fes CAFE & KITCHEN; kültürel yapımızın izlerini taşıyan mimarisi, şık ve klasik tasarımı ile, yaz kış Nefes alabileceğiniz, huzurlu ve keyifli ortamında, sabah, öğle ve akşam yemek-
lerinde misafirlerini ağırlayacak. Özellikle güne başlarken Türkiye’nin yöresel lezzetlerinden oluşan, özel olarak hazırlanmış farklı seçenekleri ile N’fes kahvaltı hafta sonlarının vazgeçilmezi olmaya aday. N'fes Cafe'nin bir başka özelliği ise şu günlerde oldukça talep gören ve trend olan nargile servisi. N'fes nargileleri sadece nargile olsun diye menüye konulmamış. Hepsinin farklı özellikleri var. Nargilelerinin çeşitleri ve servisleri ile de adından çokça söz ettirecek olan N'fes Cafe& Kitchen kısa sürede Anadolu yakasının seçkin bir buluşma noktası olacak. Star TV'nin çok beğenilen, Kara Sevda dizisinin kahramanlarından Ozan, Zeynep’e evlenmeyi N'fes Cafe & Kitc-
hen'de teklif etti. N’fes, müthiş atmosferi ile önümüzdeki günlerde bu tip organizasyonlara daha çok ev sahipliği yapacağa benziyor. 14 Şubat Sevgililer günü için ise, muhteşem bir kahvaltı menüsü hazırlayan N’fes, gün boyu süprizlerle misafirlerini şaşırtacak. Şimdiden pek çok evlenme teklifi organizasyonu talebi alan N’fes, bu organizasyonlarda misafirlerinden gelecek isteklere yardımcı oluyor ve onların hayallerindeki evlenme teklifini özel olarak hazırlıyor. Ancak, Sevgililer günü organizasyonu sadece kahvaltı ile sınırlı kalmayıp, bütün gün ve gece süprizlerle devam edecek.
Lezzet Dünyamıza, Yenilikler ve Etkinlikler Sunuyor !
Türkiye’nin En Kapsamlı Gıda ve İçecek Fuarı Antalya’ da Bugün Açılıyor !
K
atılımcı ve ziyaretçi sayısını her yıl daha da arttıran ANFAŞ Food Product Fuarı; Tüm Anadolu, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerindeki Oteller, Restoranlar, Fast-Foodlar, Barlar, Kafeteryalar, Pastane Zincirleri, Süper Marketler, Gıda Toptancıları, Üniversiteler, Okul Kantinleri, Resmi Kurumlar, Hastaneler, Yurtlar, Orduevleri, Öğretmenevleri, Vilayetevleri , Hakimevleri, Yemek Fabrikalarının Yatırımcı, İşletmeci, ve Tüm Yiyecek İçecek Profesyonellerinin iş bağlantıları kurmak için öncelikle tercih ettikleri, en önemli etkinlik hüviyetini koruyor. Turizm ve Gastronomi Sektörlerinin uluslararası ihtisas fuarı niteliğindeki Anfaş FoodProduct, 10 – 13 Şubat 2016 tarihleri arasında Antalya Expo'da ziyarete açık kalacak.
rak fuarı ziyaret edecekler. Food Product'ınyaklaşık 45.000 sektör profesyonelini ağırlaması bekleniyor.
MALEZYA FOOD PRODUCT'TA KONUK ÜLKE ANFAŞ Y.K. Başkanı Sadık Badak’ın verdiği bilgilere göre; Anfaş Food Product, bu yıl konuk ülke davet ederek bir ilke imza atıyor. Bu programla ülkeler arasındaki ticaret hacmini güçlendirmeyi amaçlayan Anfaş, konuk ülke olarak da Malezya'yı ağırlayacak. Fuara Malezyalı işadamlarının ve seçkin firmalarının katılması bekleniyor. Fuarda, Malezyalı firmalar ile ziyaretçiler arasında özel ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek.
26 ÜLKEDEN ALIM HEYETİ
SÜPERMARKETLER ANLAŞMA YAPMAYA GELİYOR
Yaklaşık 2500 markanın profesyonellere sunulacağı 23. Uluslararası Anfaş Food Product Fuarına Almanya, Azerbaycan, Brezilya, Bulgaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, ABD, İtalya, Japonya, Katar, Kazakistan, KKTC, Kosova, Makedonya, Malezya, Mısır, Moldova, Pakistan, Romanya, Suudi Arabistan, Ürdün olmak üzere toplam 26 ülke, Ekonomi Bakanlığı tarafından alım heyetleri ülkeleri ola-
Anfaş ve Türkiye Perakendeciler Federasyonu da sektör tarafından beklenen bir organizasyon düzenliyorlar. Federasyona bağlı 16 bölgede bulunan Akdeniz, Ankara, Batı Karadeniz, Bursa, Çukurova, Doğu Anadolu, Ege, Güneydoğu, İstanbul, İpek yolu, Karadeniz, Kayseri, KKTC, Konya, Van PER-DER ler ile bölgelerinde marka haline gelen ve ulusal zincir marketlerden oluşan alım heyeti ile Anfaş Food Product Fuarını ziyaret edecek. Fede-
rasyon, fuar alanı içerisinde oluşturulan B2B alanında yerel ve zincir marketler heyetleriyle randevulu olarak katılımcı firmaların ile görüştürüleceği bir program organize edecek. Firmaların profesyonel iş ağlarını genişletebileceği ve yeni pazarlar elde edebileceği bu görüşmelerde market ve katılımcıların yaklaşık 1000'in üzerinde iş görüşmesi yapması planlanıyor.
ÜLKELER STANTLARINA YOĞUN İLGİ Anfaş Food Product 2016 fuarında Libya ülke standı,Litvanya , Moldova , Rusya , Etopya gibi ülkeler kendi firmalarının ürünlerini sergileyecekleri stantlarda çeşitli aktiviteler de düzenleyecek. Ürünlerini profesyonel ziyaretçilere tanıtacak olan ülke stantlarında Türkiye'den yeni iş birliklerine imza atmaları hedefleniyor. Almanya, Avusturya ve Hollanda Müstakil İşadamları Derneği (MÜSİAD) heyeti her türlü gıda maddesiyle ilgili bağlantı kurmak amacıyla fuarı ziyaret edecekler. İran heyeti ise süt ve süt ürünleri ile ilgili pazar araştırması yapmak üzere Anfaş Food Product 'ı ziyaret edecek. Balkan ülkelerinden oluşan 60 kişilik heyet ve Irak heyeti de ikili görüşmelere girecekler. KKTC Restorancılar Birliği heyeti de fuarı ziyaret edecek gruplardan .
Bakliyattan heykeller yapılacak ve Türk Bakliyatı dünyaya tanıtılacak ! Yine fuarda Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED), Akdeniz Aşçılar Birliği ve Manavgat Aşçılar Derneği, geleneksel hale getirdiği 'BAKLİYATLI ÜRÜNLER İLE 7 BÖLGE LEZZET GÜNLERİ'ni düzenleyecek. Birleşmiş Milletlerin 2016 yılını "Bakliyat Yılı" ilan etmesi dolayısıyla düzenlenen etkinlikte Türk mutfağından ve modern mutfaktan minimal tadımlıklar, yarışmalar gerçekleşecek ve görsel sanatlar da heykellerle görsel şov sahneleyecek.7 bölgeden Türk Mutfağı Lezzetleri Etkinliği, Türk Bakliyatı'nın dünyaya tanıtılması ve yeni pazarların oluşturulması bakımından büyük önem taşıyan organizasyon etkinlikleri ise şöyle: Bakliyatlı ürünlerin öne çıkarılacağı yemek yarışması düzenlenecek. 7 farklı Bölgemizden seçilerek, Türk Mutfağının en seçkin bakliyatlı ürünlerin tanıtılacağı toplantılar organize edilecek. Mutfak sanatının görsel güzelliklerini sergilediği, yağ grubu çalışmaları kapsamında hamur işlerinin sergileneceği stantlar oluşturulacak. Alan araştırmacılarının vereceği seminer TV, medya kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağı panel gerçekleşecek. Çikolata show, çikolata ve sebze dekor sergisi ile mutfak sanatının güzel örnekleri de özel showlarla sunulacak.
Türkiye Aşçılar Federasyonu, ANFAŞ Food Product Fuarının en çarpıcı etkinliğini gerçekleştiriyor! Geçtiğimiz aylarda duyurduğumuz; BM tarafından 2016 nın DÜNYA BAKLİYAT YILI ilan edilmesi ve Uluslararası Dünya Bakliyat Konfederasyonu CICILS’ın Başkanı Hüseyin Arslan tarafından da, büyük kongrenin’de Türkiye’de ( 19-22 Mayıs Çeşme SHERATON’da ) yapılması kararından sonra, konuyla ilgili etkinliklerde yoğunluk kazandı. Bu bağlamda Food Product fuarı etkinlikleri içinde: Bakliyat cenneti ülkemizin sağlık kaynağı bakliyatlarının daha iyi ve çok yönlü kullanımını teşvik etmek için TAFED’in düzenlediği etkinlik; BAKLİYAT ÜRÜNLERİ ile 7 BÖLGE LEZZETLERİ günleri olacak. Federasyon Başkanı Zeki Açıköz etkinlik hakkındaki düşüncelerini, “Tarım Bakanlığımızında katkılarılarıyla, Birleşmiş Milletler 2016 yılını, insan sağlığı açısından yararları dolayısıyla tüm dünyada bakliyat yılı kabul etti. Bu sebeple ağırlıklı olarak bakliyatla ilgili yemekler yapacağız. Ülkemiz bu konunun dünya liderlerindendir. Köylerimizde, kasabalarımızda ve şehirlerimizde değişik kültürlerle ilgili yapılan ve bilinen balkiyatlı lezzetlere yer veriyoruz. Bununla ilgili bir yemek kitabı da yaptık. Ancak bu etkinlikte: Bakliyatla yapılabilecek farklı sunumlar, değişik tatlar yaratacağız. Fasulyeli pastadan tutun Yörük sütlacına kadar farklı tatları hem halkımızın damak zevkine sunacağız, hem de dünyaya tanıtacağız. ” şeklinde açıkladı.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
LEZZETSEVERLERİN UNLU MAMULLERDEKİ KALİTE HASRETİNİ
BİTİRİYOR!
La Lorraine’nin dinamik, genç ve güçlü yönetici ekibi tüm kadrosu piyasaya girmeye hazır...
Grubun, Manisa Organize Sanayi Bölgesinde; 40 dönüm arazi üzerindeki, 20 dönüm kapalı alanda inşaatı süren TÜRKİYE Fabrikası bu yıl yaz başında hizmete girecek ve konusundaki en ileri teknoloji ile üretim yapacak.
G
erçek KRUVASAN'ın Avrupadaki lider üreticisi konumundaki kuruluş, 100'lerce çeşitten oluşan yüksek üretim kapasitesiyle sadece ülkemize değil, çevre ülkelerede " Dondurulmuş Unlu Mamuller " ihraç edecek.
nildiği kadar pişirilebiliyor. böylelikle hem israf önleniyor, hem de yaklaşık 5 – 12 dakika arasında değişen sürelerle taze ve sıcak ekmek, çörek ve kruvasan fırından çıkarılarak taze olarak servis edilebiliyor. "
AVRUPADA ÜRETTİĞİ 600’DEN FAZLA ÜRÜNÜ 25 ÜLKEYE ULAŞTIRIYOR
TÜRKİYE, KALİTEYİ ÖN PLANA ÇIKARAN BU YENİ LEZZETLERE "HOŞGELDİN" DEDİ. 25 Avrupa ülkesinde tüketicilerin beğenisi kazanan; bol çeşit ve özel lezzetleriyle tercih edilen ürün portföyüne sahip olan La Lorraine, 1938’den beri değirmencilik, 1958 yılı itibariyle de unlu mamüller alanında faaliyet gösteren bir Belçika şirketidir. Şirket, Belçika, Polonya, Romanya ve Çek Cumhuriyeti’nde toplam 11 fabrika ile sahibi olduğu Panos ve Deliway markalarına ait 400 den fazla sandwich mağazasını bünyesinde bulundurmaktadır. Faaliyetlerini tüm Avrupa genelinde sürdüren La Lorraine, 100’den fazla ürün çeşidiyle Türkiye pazarına girişini 24 Ocak günü, Pendik The Green Park Hotel'de Profesyonel Aşçılar buluşması ile kutladı. İstanbul’un lezzet ustaları, La Lorraine tarafından pazara sunulan ürünleri tadarak, ürünler hakkında detaylı bilgi alma fırsatı buldu. Ünlü Markanın Antalya, İstanbul ve Ankara distribütörü METE Gruptan Y.K. Başkanı Niyazi METE'nin oğlu Recep Ali METE ile KARSAN Gn.Md. Suat ATALAY'ında katıldığı gece, Demet Akalın ile kabare grubunun sahne aldığı gala yemeğiyle çok beğeni kazanırken, sergilenen ve tadılan La Lorraine ürünleri de ünlü şef ve aşçılardan tam not aldı.
60 YILLIK DENEYİM TÜRK LEZZETİ İLE BULUŞTU Türk damak tadına uygun lokal lezzetler üzerine Ar-Ge çalışmaları yapan şirketin lezzet uzmanları, La Lorraine olarak 60 yıllık tecrübe ve 25 farklı ülkedeki tüketicilerden edindikleri bilgi birikiminin, Türkiye pazarında ve kategoride fark yaratacağına inandıklarını belirtti. Türk tüketicilerinin beklentilerini en iyi şekilde karşılayacak ürünler geliştiren La Lorraine, Türkiye pazarına ilk olarak 2014 yılında Migros ile oluşturulan işbirliği ile girdi. Bir çok kuruluş ile çalışmalar başlatan şirketin, kaliteli ürünleri halen seçkin hotel, restaurant mutfaklarıyla, pastahanelerde beğeniyle tercih ediliyor. Horeca sektöründe söz sahibi bir çok otel, restoran ve cafenin menülerinde yer alan La Lorraine ürünleri, şirketin Türkiye’de emin adımlarla yürümesine olanak sağlıyor.
BELÇİKALI YÖNETİCİ TÜRKÇE KONUŞARAK HERKESİ ŞAŞIRTTI Tüm şirket yöneticileri gibi geceye aşçı önlüğü ile katılan ve gece boyunca aşçıların eğlencesine katılan La Lorraine’in Belçikalı Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Clement De MEERSMAN, Türkçe konu-
şarak salonda bulunanları şaşırttı. “Türkiye’nin gelişmesine güvendiğimiz için buradayız ve yatırım yapıyoruz” diyen MEERSMAN sözlerine devamla “Türk mutfağının seçkin ustalarına yeni lezzetler sunuyoruz. 60 yıllık tecrübemizi Türk mutfağının ustaları ile paylaşmaya ve onların önerileriyle yeni ürünler, yeni tatlar keşfetmeye geldik” dedi. Lezzet profesyonelleri kendileri için düzenlenen özel gecede sergi alanlarında La Lorraine ürünlerini tattılar ve Belçika’dan gelen uzmanlardan bilgiler aldılar. Tüm Avru-
HAMURUNDA TUTKU VAR
tirdiklerini belirterek “ Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde 40 dönüm arazi üzerine 20 dönüm alana, 85 milyon lira maliyetli Avrupanın en modern ve yüksek teknolojiye sahip fabrika yatırımını yapıyoruz” dedi. Burak DENİZ, La www.llbg.com Lorraine’nin ürettiği 100’den fazla ürünle Türkiye’de üretim yapacağını ve Türkiye merkez olmak üzere komşu ülkelere de dağıtım yapacağını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “25 Avrupa ülkesinde tüketicilerin beğenisi kazanan; bol çeşit ve özel lezzetle-
riyle tercih edilen ürün portföyüne sahip bir kuruluş olan La Lorraine'nin bu yaz inşaatı tamamlanarak hizmete girecek olan fabrikasında, Yüksek teknoloji kullanılarak üretilecek ürünler ile birlikte, pazara yeni bir soluk getirecek ve pazar dinamiklerini değiştirecek bir stratejiye sahip La Lorraine ürün grupları arasında: EkLA LORRAINE UNLU MAMULLER şi mayalı, çok tahıllı, orjinal reçeteye sahip ekmek FABRİKASI, 85 MİLYON TL YATIçeşitleriyle birlikte, Fransız tereyağıyla harmanRIMLA MANİSA'DA KURULUYOR 1/1 Baget 1/1 Baget 1/2 Baget 1/3 Bagetile yerel lezzetlerimiz arasınlanmış çörek çeşitleri Sade Kepekli Sade Sade La Lorraine Burak DE- Kod No.da yer alan börek, KodTürkiye No. 4300172 Genel Müdürü Kod No. 4300173 4300253 Kod No.simit, 4300174 poğaça bulunmaktadır. Bu 245 gr. 95 gr. 245 gr. gr. NİZ, Milliyet LEZZET GAZETESİ'ne yaptığı açıkla- 125 ürünler önceden mayalanmış, kısmen pişirilmiş ve 30 Adet 70 Adet 30 Adet 50 Adet 20’-30’ 20’-30’ 20’-30’ mada, Avrupa’daki 60 yıllık tecrübeyi Türkiye’ye ge- 20’-30’ şoklanmış olduğundan, ihtiyaca yönelik olarak iste190 ºC 190 ºC 190 ºC 190 ºC pa’da ‘kruvasan” ve “baget” ekmeklerinin lezzetiyle tanınan La Lorraine Türkiye’nin sundugu unlu mamulleri tanıdılar ve tattılar. Yemekte sahne alan ses sanatçısı Demet Akalın’ın söylediği şarkılarla coştular. Sanatçı ile fotoğraf çektirmeye çalıştılar.
BAGETLER
7’-12’
GELENEKSEL LEZZETLER
7’-12’
7’-12’
Lezzetini ve gücünü kanıtlamış bir dünya markası olan La Lorraine, 60 yıldanberi sektörün farklı alanlarına hizmet veriyor. " Hamurunda Tutku Var " sloganıyla Avrupa’da toplam 600’den fazla ürünü 25 ülkeye ulaştırıyor. Belçika, Romanya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’da bulunan üretim tesislerinde, en ileri teknolojiyi kullanarak üretim yapıyor. Türkiye’de üretim başladıktan sonra kademeli olarak tüm çeşitlerin Türk halkının damak zevkine uygun olarak sunulacağı bildirildi. Şu anda Ekmek ve çörek grubunun ağırlıklı olduğu ürün portföyü ile Türkiye pazarında faaliyet gösteren La Lorraine ürünleri arasında: 3 boy; Sade, kepekli ve çok tahıllı BAGETLER, 2 boy; Haşhaşlı ve sade KAİSER ROLL'LAR, Usta Elinden; Zeytinli, sade ve çok tahıllı CİABATTA, Ay çekirdekli ve kabak çekirdekli KÖY EKMEĞİ, Rustik ve çok tahıllı KARE EKMEK, Soğanlı ekmek, Rustik Baget ve Köy ekmeği, ÇÖREK ÇEŞİTLERİ olarak 2 boy; Fransız tereyağlı ve Belçika Çikolatalı KRUVASAN, Üzümlü, Fındık kremalı ve Bademli ÇÖREK ile Mini Üzümlü Çörek bulunmakta. Ülkemize özel GELENEKSEL LEZZETLER arasında: Sokak simiti, Dereotlu poğaça, Sade, Peynirli, Kaşarlı poğaça, Peynirli, patatesli, ıspanaklı & peynirli Börek Çeşitleri, Ayrıca da TATLI SÜRPRİZLER adı altında: Böğürtlenli / Çikolatalı Muffin, Sade / Çikolatalı Mini Muffin, Limonlu / Framboazlı Cheesecake, Profiterollu Pasta, Bella Vista, Fıstık Bahçesi, Kare Tiramisu, My Black&Mozaik Pasta çeşitlerinden oluşmakta METE Grup bünyesindeki, Türkiyenin en güçlü SOĞUK DAĞITICI kuruluşu KARSAN, İstanbul, İzmir ve Antalya bölge distribütörlüğünü yapmaktadır. KARSAN bilindiği üzere ÜNİLEVER'inde Türkiyedeki stratejik partneri konumundadır. Başarısını ALGİDA'nın yurt genelindeki Soğuk Zincir Dağıtımıyla kanıtlamıştır. Bursa’da da İstanbul’daki gibi haftanın 6 gününe kadar ETKİN Gıda aracılığıyla ürünlerini dağıtmaktadır. Ankara operasyonuda çok kısa sürede başlayacaktır. Bilhassa; Üretim teknolojisi ve özel formülleriyle La Loraine ekmek çeşitlerinin, evlerde ve gastronomide tüketiminin zayıf olduğu " Soğuk Sandviç " piyasasını, lezzeti ve yeme kolaylığı dolayısıyla hızlandıracağı tahmin edilmekte. Lezzetsever halkımızın, gerçek ve üstün lezzetli Kruvasanları da çok seveceğinden şüphe edilmemektedir.
7’-12’
8
Sokak Simidi
Dereotlu Poğaça
Poğaça Çeşitleri
Börek Çeşitleri
Kod No. 2204199
Kod No. 2204204
Sade Peynirli
Peynirli Patatesli
100 gr.
ÜRETİM Kod No. 2204201 Kod No. 2204202
Kod No. 2204182 Kod No. 2204183
ÇÖREKLER
Project1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
Karaden z’ n yeş l , mav s , sarısı...
Lezzet rehberi
BASINDA GÜVEN
Başyazı
Özlem MEKİK
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
Gününüzü sade ama aşk dolu geçirin...
14
Şubat “aşk” günü… Sevgilinize sevginizi her zamankinden çok ve belki daha özel ifade edebileceğiniz o özel gün. Dışarıda romantik bir gece organizasyonu yapabileceğinizi gibi, evinizde, en sevdiğiniz için, özel sürprizler ve özel tatlar hazırlayabilirsiniz. Sevgililer Günü için bir çok alternatifiniz var, ama, bende sizlere bir öneride bulunmak istedim. Sevgilinize evinizin sıcacık ortamında, güzel bir brunch hazırlayabilirsiniz. Brunch hazırlamadan önce evin her tarafını gül ve gül yaprakları ile süsleyebilirsiniz. Sakın, bu tarz bir dekorasyon gece içindir klişesine kapılmayın. Aşkın ve kutlamanın saati olmaz. Sofranızda da gül yaprakları olabilir. En sevdiğini ve beraber çekilmiş fotoğrafınızı, şık ve günün anlamına özel çerçevede sergileyebilir ya da ikinizin en sevdiğiniz fotoğraflarınızdan oluşan minik bir albüm hazırlayabilirsiniz. Hatta bir adım öteye giderek, elbette yeteneğiniz varsa; sevgilinizin portresini çizebilirsiniz. Bu biraz iddialı olabilir tabii. Yine evinizde, el emeği ile hazırlayabileceğiniz, bir başka hediye önerisi de şu olabilir. Evde bulunan herhangi bir kutuyu, zevkinize göre süsleyebilir, içini de şekerleme ve leziz çikolatalarla doldurabilirsiniz. Evdeki brunch’ı, piknik konseptinde de yapabilirsiniz. Evinizin salonunun ortasında, şahane bir piknik sofrası hazırlayabilirsiniz. Taze çiçek ve meyvelerle süsleyebileceğiniz sofranızı, huzur dolu ve romantik notalarla da unutulmaz kılabilirsiniz. Edebi yönünüz biraz gelişmişse, sevgilinize olan duygularınızı anlatan bir şiir de yazabilir, harika sofranızın başında iken ona okuyabilirsiniz. Okumak istemezseniz, gzüel bir kağıda yazdığınız şiirinizi, kalp formlu bir kutuda sunabilirsiniz. Hazırladığınız şahane sofra ve tatlarla kendinden geçmişken, onun için doldurduğunuz ve kendi sesinizle söylediğiniz bir şarkıyı kaydettiğiniz cd ile aklınız başından alabilirsiniz. Sizin için özel olan bütün şarkılardan oluşan bir cd’de hazırlatabilirsiniz. Bu harika brunch boyunca, size ve aşkınıza eşlik edebilir. Sevginizin hiç bitmeyeceği bir ömür dilerim.
H
er zaman yeşil, sarı, mavi, turuncu, kızıl, turkuaz renkleri, keşfedilmemiş gölleri, kasabaları, ormanları ile tam bir renk cümbüşü Artvin .Kışları soğuk geçer ama kış olunca da sonsuz bir sıcaklıkla karşılar insanı. Bu arada Türkiye’de yalnız Artvin’de yapılan boğa güreşleri turizm açısından özeldir. illi Parkları, Yaylaları, Vadileri, Şelaleleri kanyonları, kilise ve manastırları, Kafkasör yaylası, Otingo kaplıcası, ibrikli kilisesi, Dilberdüzü, Ardanuç Kalesi, Barhal Kilisesi,ortacalar Çifteköprü, Atabarı kayak merkezi gezilecek görülecek yerlerinden sadece bazıları. Türkiye börek şampiyonu ve başarılı iş kadını Nazmiye Özdemir Meriç de Karadeniz’imizin güzel şehri Artvinli. Doğduğu, büyüdüğü şehre sahip çıkan şampiyon, başarılı şef Nazmiye Özdemir Meriç Türkiye’nin değerli bloggerları ile Artvin çıkartması yaptı. Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe misafirperverliğinde Blooger dostlara Artvin’imizin özel lezzetlerini tattırdılar ve onları eşsiz yeşil, sarı, mavi ve beyazın uyumunu gösterdiler. Her ne kadar bendeniz güzel dostlarla birlikte olmasam da yediğiniz içtiğiniz sizin olsun bana gördüklerinizi, damak çatlatan
lezzetleri anlatın demeden edemedim. Sizinle de bu güzellikleri paylaşmadan geçmemeliyim diye düşündüm. Artvinliler mısır bitkisiyle özdeşleşmişler. Gürcüler, Karadeniz boyunca gittikleri her yöreye mısırı götürmüşler. Trabzon, Samsun, Kastamonu, İzmit gibi doğudan batıya birçok yere mısır ve bununla ilgili yemekleri yaymışlardır. Artvin yemekleri, Karadeniz’in en farklı
yemekleri arasındadır. Artvin yöresinde, mutfak geleneği çok zengindir. Çorbalar, Süt ve süt ürünlerinden yapılan yemekler, Sebzelerden ve kır otlarından yapılan yemekler, Hamur işleri, Et ve et yemekleri, Ve Tatlılar çeşitlilik içinde üretilmektedir. Özellikle lezzetli “beyaz patatesi” ile meşhurdur Artvin. Ayrıca patates “kuyularda”, toprak altında muhafaza edil-
diği için yıl boyunca ve lezzetli bir şekilde yenilebilmektedir. Özellikle yuvarlak bir şekilde dilimlenmiş olan beyaz patates, üzerine yağlı peynir serilerek fırınlanır ve öylece ya da balla yeniliyor. Rotanızda Karadeniz seyahati varsa, Artvin insanın sıcaklığını, misafirperverliğini, el lezzetini, renkli Artvin’imizi görmeden geçmeyin derim.
Dün Dalındaydı, Bugün Kapımızda! İ
stanbullu Blogger Funda Aydeniz ‘in davetiyle Antalyalı bloggerlar portakalbende.com ‘un Kumluca’daki portakal bahçelerinde buluştu. www.portakalbende.com, yüzyılı aşkın süredir tarım ile uğraşan Silahçı ailesinin son kuşak genç temsilcisi Uysal Silahçı ve M.Tolga Matban’ın ortaklaşa kurduğu bir e-ticaret sitesi. Bu iki genç girişimci ve aynı zamanda çok iyi yakın arkadaş üniversiteden beri kurdukları hayali bu projeyle gerçekleştirmişler. Portakalın bölgede yetiştirilen tüm çeşitlerini; Washington, Valencia, Yafa, Şeker, İtalyan ayrıca mandalina, greyfurt, nar, limon, ağaç kavunu da denilen Şadok ve altın portakal olarak adlandırılan kumkuatı sipariş verebilirsiniz. Kumluca ilçesi, mikro klima özelliğe sahip kıyı ovası olarak yetişen ürünler optimum brix asidite özelliğe sahip. Bu sayede meyvelerin içindeki asit oranı azalır ve lezzet artmaktadır. Sizler de dolaptan değil dalından lezzetlere ulaşmak isterseniz www.portakalbende.com’a ulaşmanız yeterli.
ŞİŞHANE’DE SAKLI BİR LEZZET DURAĞI
Aşkınızı Della Luna le Anlatın…
D
ella Luna 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel “True Love” serisi pastalarıyla göz dolduruyor. Yeniköy’ün lezzet durağı Della Luna’nın,14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel “True Love” iki kişilik pasta tasarımlarıyla sevgilinize sürpriz yapmaya ne dersiniz? İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Yeniköy’de hizmet vermeye başlayan Della Luna, Sevgililer Günü’ne özel “True Love” pasta serisini lezzet tutkunlarıyla buluşturuyor. Sevgililer gününde aşkınızı ve sevginizi anlatmanın farklı bir yolunu arıyorsanız, Della Luna’nın; içi Antep fıstığı dolgulu, dışı ise el yapımı çikolata sos kaplı “True Love” pastaları tam size göre. Della Luna, Yeniköy’de yarattığı farklı konsept ile İstanbulluların vazgeçilmez uğrak noktalarından biri oldu. Göz dolduran kahvaltı menüsünün yanı sıra; salata ve sandviçlerin de kullandığı farklı tariflerle lezzet avcılarının şimdiden yakın takibine girdi. Atıştırma tabakları, kendi üretimi dondurma, pasta ve çikolatalarıyla Della Luna, Yeniköy’de sizi bekliyor. Farklı boy pasta, kuru pasta, el yapımı gerçek İtalyan dondurma çeşitleri, 3. nesil kahve tadımlarıyla Della Luna sizin de vazgeçilmeziniz olacak.
BELKIS PERA Tarihi mimarisinin çizgilerini sıcak atmosferine taşıyan Belkıs Pera, mekanın tarzından izler taşıyan özel menüsü ve şık ambiyansı ile öğlen ve akşam olmak üzere sunduğu iki farklı menüsüyle misafirlerini, gündüzleri modern bir esnaf lokantası, akşamları ise yeni nesil modern bir meyhane tarzıyla dikkat çekiyor.
M
eşrutiyet Caddesi’nin tarihi Şimal merdivenlerinin orta yerine yerleşmiş, tarih öncesi dönemdeki Saba Krallığı’nın kadın hükümdarı Belkıs’ın adını taşıyan meyhane; Pera’nın hem dingin hem de dinamik dünyasını kucaklayan Galata, Tünel ve Tepebaşı üçgenin tam ortasında özel bir lokasyonda lezzet severleri ağırlıyor. Belkıs Pera’nın yaratıcıları, müdavimi oldukları meyhane ortamlarına biraz hareket biraz da değişiklik katma düşüncesiyle harekete geçen üç yakın arkadaş Alp Türkmen, Barış Turan ve Özgür Önol... Üç arkadaş; İstanbul’un yüzyıllardan beri gelen kozmopolit yapısı ve farklı kültürlerin mutfaklarının buluştuğu Pera bölgesinin değerini konseptleriyle birleştirerek Klasik yemeklerin yeni pişirme teknikleri ve yeni tatlarla yorumlanmasıyla Belkıs Pera’da farklı lezzetler sunuyor. Belkıs Pera; öğlen ve akşam olmak üzere sunduğu iki farklı menüsüyle misafirlerini, gündüzleri modern bir esnaf lokantası, akşamları ise yeni nesil modern bir meyhane ile karşılıyor.
meklerin çorba ve zeytinyağlı, salata ya da pilavla tamamlanabildiği menü seçenekleri de mevcut.
EV HİSSİ VEREN SICAK ORTAM
KLASİK LEZZETLERE MODERN DOKUNUŞLAR Konumu gereği tarihsel bir değere ev sahipliği yapan Belkıs Pera’nın menüsü de mekânın ambiyansına uygun olarak oluşturuldu. Le Cordon Bleu Paris eğitimli, İstanbul’da birçok mekanda çalışmış olan şef Özgür Önol’un önderliğinde alışılmış tatlar çok özel yorumlarla sunulan menüde yer alan hiçbir meze sıradan değil, her birinde Belkıs Pera tarzını yansıtan dokunuşlara sahip. Birbirinden lezzetli mezeleri ve meyhane
kültürünün klasiklerini yöresel ve lokal pazarlardan temin ettiği malzemeler, farklı teknikler ve sunumlarla birleştiren Belkıs Pera;’nın spesiyalleri arasında yer alan hafif baharatlı Pancar Haydari, Kaşık salatası ile sunulan Ahtapot Carpaccio, kılıç balığı pastırmasıyla yapılan Paçanga Böreği, nar ve tahin soslu Lahana Sarma, Bergama tulum peynirli Frında Kabak Dolması, roka pesto soslu Fırında Palamut, limon kremalı kavrulmuş bademli Ayva Tatlısı damaklarda eşsiz bir tat bırakacak lezzetleriyle dikkat çekiyor. Belkıs Pera’da akşam servisinin yanı sıra öğle vakti için günlük ye-
Belkıs Pera dekorasyonunda ise semtinin modern ve tarihi dokusuna uyumlu, dişi ve kentli bir kadının varlığının izleri öne çıkıyor. Açık kahverengi ile beyazın ağırlıkta olduğu dekorasyonu Taner Şekercioğlu tarafından tasarlanan, misafirlerin kendilerini arkadaşlarıyla evde hissedeceği kadar sıcak ve samimi bir ortam sunan Belkıs Pera, modern detaylarıyla klasikleşen meyhane ambiansından farklı bir atmosfer sunuyor. Transparan cephesiyle sokağı ile iç içe, tarihi semt dokusuna atıfta bulunan aksesuarlarla ve resimlerle süslenen ve Tanju Okan, Sezen Aksu, Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi sevilen sanatçıların şarkılarıyla renklenen sıcak dingin atmosferi ile Belkıs Pera adeta insanı kucaklıyor.
Lezzet yolu
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
ŞEHRİN EN İYİ PİZZASI BASINDA GÜVEN
Tolga ATALAY tolgaatalay@lezzetgazetesi.com
İstanbul Gastronomi şehri olur mu?
“H
aute Gastronomie” dediğimiz yani yüksek gastronomi mekanlarında son gelişmeler neler acaba? Benim neslim yani benim gençlik dönemim olan 15-35 yaş aralığımda 80’lerin ortalarından 2000’lerin ortalarına kadar fransızlar yüksek gastronomi de başı çekiyordu. Bugün bazı eleştirmenler bunun Michelin yıldızlama sistemine bağlı olduğunu söylüyorlar. Fakat ben buna katılmıyorum, bugün gastronomik lezzet altyapısını oluşturan faktörler gerçekten de fransızdır. Ana soslar ve özütlerin lezzeti oluşturma felsefesi en yoğun oonların mutfağında evrim geçirmiştir. Basınçlı pişirme(marmiter), düşük ışıkta pişirme(mijoter) veya suyunu muhafaza etmek için mühürleme(poeler) gibi işlemlerin mimari Fransadır. Fakat gel gelelim dünya gittikçe daha hızlı dönüyor derler ya. Gastronomi dünyasında Son 10 yıldır gittikçe kan kaybeden bir fransız bayrağı var. Geçmişin hatırına bir fransız “Haute Gastronomie” si konuşuluyor. Dünya Z nesline ulaştı fakat Fransa halen 90’ları yaşatma derdinde. Ben Fransız ekolünden gelen bir Şef olarak bu duruma çok üzülüyorum. San Pellegrino en iyi 50 listesinin ilk 10’unda Fransa yok. En iyi 20’de ise 5 tane İspanya var. İspanya evet yanlış duymadınız. İspanyollar son 15 yılda planlı ve hem hükümet hem özel sektör hem de dernek ve sosyal örgütlenmeler ile şu anda gastronomi turizminin baş ülkesi olmaya adaylar hatta galiba oldular. El bulli derken olay ülkeleşti. El bulli kimyager kökenli Ferran Adria’nın yenilikçi moleküler gastronomisinden küreselleşen serüven İspanyayı bir damak maceraları ülkesine çevirdi. Rocca kardeşler falan filan la boqueria vs... Barcelona’nın efsane gastronomi pazarı La Boqueria, Pazar derken biraz da İngiltere’ye sıçrayalım, Borough pazarı Londra dünya’nın en popüler başka bir gastronomi pazarı oldu. Bana 5 adet İngiliz lezzeti sıralar mısınız? Cep telefonunuzdan araştırmadan hadi bekliyorum. 20 tane Türk? Evet, 10 tane Fransız? Evet, 10 tane Çin? Evet, 10 tane İtalyan? Evet, bekliyorum 5 tane İngiliz? Var mı ki acaba? Yine isyan ediyorum bugün Londra da şube açıp başaran bir restaurant küresel restaurant markası oluyor. Gastronomi de yılda 2-4 kere Londra’ya gastronomi turizmine gidenler var. Bir kere daha İngiltere tekrarlı ve paralı turist çekmek adına hükümet, sosyal örgütlenme ve pazarlama bazlı bir hareket ile 15 yılda dünya’nın ilk 3 gastronomi şehrinden birisi oldu. Paris ve Brüksel gitti yerine Barselona ve Londra geldi. Ülkemizin bu konuda harekete geçmesi lazım. Tarih turisti hayatında bir kere gelirken gastronomi turisti yılda bir kere geliyor. Bundan sebeptir ki İstanbul’u bir gastronomi başkenti yapmamız lazım. Bunun için çok az çaba harcanıyor. Bu ilk önce Ulusal lezzetlerimizin İstanbul’a gelmelerinin kararı ile dolgunlaşır. Ardından yeni nesil marifetli ve yaratıcı sanatkar şeflerimizin mekanlarını tüketmeyi parası olanların misyon edinmesi ile devam eder. Barselona gastronomisi Barselonalının tüketmesi ile yeşerdi ve dünyayı çekti. Ardından yabancıların doğru yönlendirilmesi ile doğru noktaya ulaştı. Ülkemizde artık çok yetenekli şefler var ithal olsun da ne olursa olsun kafasından kurtulmalıyız. Hatta yerli olsun bizim olsuna geçmeliyiz. İstanbul şehrini küresel ilk 3 ligine sokmalıyız, eğer turizm sektörümüzü sağı solu belli olmayan 1-2 ülke veya ırkın kaderine teslim edersek makro ekonomimize kadar uzanan bir tablo ile karşılaşırız. Gelin İspanya’nın attığı akıllı adımları bizlerde atalım. Gelin San pellegrino 2018 yılına ilk 20 ye 3 mekanda bizler sokalım, bunun anahtarı bizde. İşe nereden mi başlayacaksınız? Size ev ödevi : 1. Füzyon ve modern türk mutfağı ile ilgili 5 şef ismi araştırın, 2. Bu şeflerden en az 2’sinin mekanlarına gidin ve bütçeniz kısıtlı ise hafta içi gidin öğlen gidin ve karar kıldığınız ve merak ettiğiniz bir lezzeti deneyin, full menü yemek zorunda değilsiniz, 3. En iyi 10 peynirimizi araştırın, 4. Gazi Antep şehrimizde bir mekan’a gitmek için araştırın hatta 1-2 mekana,ve 5. en özel 5 kuru bakliyat yemeğimizi araştırın. Böyle böyle ilk önce kendimizi sayacağız ve kendimize önem vereceğiz ve kademe kademe dünya bize bu konuda dönecek.
5
BAFETTO’DA! P
izza'da GURME LEZZETLER sunan ve " Şehrin en iyi Pizzası " olarak tanınan Gurme Pizza markası Bafetto, iki genç girişimci: Aktuğ Birinci ve Burak Sümer tarafından kuruldu. Deneyimli yönetici Zafer Eryalçın'ın genel müdürlüğünü üstlendiği, kuruluş İlk Mekanını 4 yıl önce Bağdat Caddesi’nde açtı. Bafetto'nun halen, Şaşkınbakkal, Caddebostan, Ataşehir ve Astoria AVM olmak üzere 4 şubesi bulunmakta. Sadece pizzada profesyonelleşerek, lüks segmentte dengeli fiyat prensibi uygulayan Bafetto, ‘Kuzey İtalya’ya özgü, otantik lezzette gurme pizza’ konseptiyle faaliyet gösteriyor. ‘Çok iyi pizza, çok iyi fiyat!’ sloganıyla tanınan, kağıt inceliğindeki çıtırçıtır hamuru, tazecik malzemeleri ve kendine özel şahane tarifleriyle Bafetto, yiyenlerin pizza aşkını kabartıyor! Kuruluş sahip ve yöneticileri; " Pizza deyince İTALYA çağrışımına, BAFETTO deyince Pizza " söylemini ekletebilecek bir yaklaşım yakalamışlar ve fevkalade başarılı bir çizgi tutturmuşlar. Tebrik etmek gerekir. Ülkemiz gastronomisinin bu tarz parlak fikirlere hala ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Lezzetseverleri ve Pizzaseverleri bu markaya müdavim edebilirler. Bafetto eve servis hizmetiyle de, canı çekenlere nefis pizzalarını ulaştırıyor.
Bafetto, deniz mahsüllü Rodos’tan, hellimli Girne’ye, brokoliden ıspanağa tüm yeşilliklerle sağlıklı Greenpeace’den özel ezmesiyle Bafetto’ya kadar 38 çeşit pizza ile çok geniş bir menüye sahip. Ayrıca Türk damak tadını da unutmayan kuruluş; Kavurmalı Ankara, Pastırmalı Kayseri gibi özgün yerel lezzetlerimizi de pizza ile buluşturmayı başarmış. Bu arada Ege otlarıy-
la, İzmir tulumu, kuru domates ve zeyin ile lezzetlenen Asos’u, eğer mantar seviyorsanız porcini, istiridye, kültür mantarı ve parmesanlı Amsterdam’ı da denemeden olmaz! Bafetto’da tüm pizzalar tam buğday hamuru seçeneğiyle de yapılabiliyor. Ayrıca vejeteryan için yaptıkları özel çeşitler ile çocuklar için yaptıkları araba ve ayıcık şekilli pizzaları da cezbedici ve çok lezzetli. Yenilenen menüsünde, fantastik isimlerle sunulan 38 çeşit
TURCOMONEY’in “TÜRKİYE’ye DEĞER
KATANLAR” Juri’si LA MANCHA’da Toplandı
" Gourmet Pizza " ve 6 çeşit tatlı, 9 çeşit de salata bulunan Bafetto, mekanlarının iç dekorasyonu ile de dikkat çekiyor. En iyi malzemeyi, en az 48 saat dinlendirilmiş hamuru ve kendine has domates sosu ile buluşturarak İtalya’dan özel olarak getirttiği taş fırınlarında pişiren Bafetto, haftanın her günü, tüm şubelerinde 11:00-24:00 saatleri arasında hizmet veriyor.
SARAY EN LEZZETLİ
KAHVALTILARIN ADRESİ!..
“Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama, kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” Cemal Süreyya
T
ÜRKİYE EKONOMİSİNİN, uluslararası boyutlu, ilk ve tek “ MİLLİ ve YERLİ EKONOMİ DERGİSİ “ Ülkemizin EKONOMİ alanındaki en prestijli ödül törenlerinden biri olan ve derginin “ 5.Kuruluş Yılı “ etkinlikleri çerçevesinde, Mart 2016 içinde gerçekleştirilecek: “ TURCOMONEY TÜRKİYE’YE DEĞER KATANLAR “ projesiyle ilgili çalışmalar devam ediyor. TURCOMONEY Yayın Kurulu Başkanı ve yazarlarının “ Ekonomi Dünyamız “ ünlüleriyle buluştuğu Ocak ayı yemekli istişare toplantısı İstanbul’un ünlü mekanlarından La Mancha’da yapıldı. Derginin
beyin takımı, işletmeci kuruluş SOUL GROUB’un sahibesi, TURYİD Yön.Kur. Başkan Yrd. Aslı Durukan Pasinli tarafından, Boğazın en güzel noktasındaki La Mancha Restaurant’da ağırlandı. Hepsi birbirinden nefis lezzetlerin sunulduğu ve tadıldığı bu toplantıda: ödül kategorileri, kriterleri ele alındı. Ödül verilecek kurumlar ve isimlerinde belirlendiği toplantıya Juri Başkanı Ali Kamil Uzun başkanlık etti. Toplantıya, TURCOMONEY’in yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürü ile Yazarları; Zuhal Mansfield, Orhan Okmen, Dr.Yaşar Erdinç, Alper Nergis, Prof. Dr.Bener Kartal, Selin Yıldırım ve Gazetemiz Yayın yönetmeni ve TLH Gn.Başkanı M.Vasfi Pakman ile destekleyen kuruluşların yetkilileri katıldı. Uzunca bir zaman süren toplantıda: Turcomoney’in 5. yıl etkinlikleri ve ödül törenine ait detaylar irdelendi, yapım ve yönetim proğramı belirlendi.
T
ürkiye’nin ilk muhallebici zinciri olan Saray Muhallebicisi 1935 yılından bu yana geleneksel, doğal, taze ve kaliteli ürün ilkesiyle hizmet veriyor. 80 yıldır alışkanlık yaratan lezzetlerin değişmez adresi Saray Muhallebicisi, büyük bir el emeği ve ustalıkla hazırladığı özel lezzetiyle misafirlerine, güzel bir güne uyanmanın mutluluğunu yaşatıyor.
BALIYLA, KAYMAĞIYLA, MUHTEŞEM SARAY MUHALLEBİCİSİ KAHVALTISI! Saray Muhallebicisi’nde kahvaltı yapmak demek mutluluk ve güne güzel başlamak demektir. Her sabah Saray Muhallebicisi’nin kendi fırınlarında pişen çeşit çeşit taze ekmeği ve simidi, kendi mandırasından gelen manda sütüyle günlük hazırlanan kaymağı, çeşit çeşit peyniri ve her gün büyük bir emekle elde açılıp pişirilen börek çeşitleri ile güne başlayan binlerce İstanbullu, geleneksel lezzetleri en doğal halleriyle tatmanın ayrıcalığını yaşar. Benzersiz Saray Muhallebicisi kahvaltısını, çeşitlendiren ise sucuklu, kavurmalı yumurtaları ve menemenleridir. Bakır tavalarda, salça kullanılmadan, kıpkırmızı domateslerle pişirilen menemeni yemeden Saray Muhallebicisi kahvaltısı son bulmaz. Müdavimleri bilirler; “Saray Muhallebicisi kahvaltısının mutlulukla bir ilgisi vardır!” Günün her saatinde Saray Muhallebicisi’nin bol ürünlü menüsünden kendi kahvaltınızı hazırlayabilir, damak tadınıza uygun lezzetleri bir araya getirebilirsiniz. Özellikle hafta sonu sabahlarının vazgeçilmezi, Saray Muhallebicisi kahvaltısının mutlulukla bir ilgisi olmalı.
6
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet peşinde
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
LYD/ LEZZET YAZARLARI & BLOGGERLAR DERNEĞİ TARAFINDAN MİLLİYET LEZZET GAZETESİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR
Başyazı Betül
ALTINBAŞAK
betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com
YEMEK İLE AŞK ARASINDAKİ İLİŞKİ
14
şubat yaklaşıyor! Sevgilileri tatlı bir heyecan almaya başladı bence.. Her yer şimdiden kalplerle doldu. Eğlence, mekanları, oteller, birbirinden şık mekanlar sevgililer günü menülerini çoktan hazırladı. Çikolatalar, pastalar bile kalpli. Bence yemekle aşk arasında harikulade bir bağ var. Yemek masaları eşi dostu birleştiren, aile sıcaklığını hissettiren en şahane yerler. Aile bağının geliştiği, sevginin derinden hissedildiği, sohbetlerin , şakaların, bazen de kederin paylaşıldığı yerler yine sofralardır. Gün boyu verilen çabanın karşılığı, şükür , Tanrıya uzanan eller vardır sofralarda. Birde mis gibi kokar sofralar , adeta kişileri bulundukları ortamların içine çeker. Poğaçanın kokusundan sıcaklığı hissedersiniz. Ne büyük duygular saklıdır vanilyalı bir kekin her yeri kaplayan kokusunda. Sizi bir anda alıp çok başka yerlere götürebilir. Çocukluğumuz, annemizin kokusu, babaanne sıcaklığı, gelenekselleşmiş tatlar, aile mirası lezzetler, reçeteler, komşumuzun samimiyeti, ilk aşk , anılarımız…Ne çok şey saklıdır, güzel bir yemeğin kokusunda… Çok komik anıları, tatlı bir mizahı da vardır mutfağın… Bazen yanan bir yemek, eline ilk kez tava, tencere almış bir erkeğin acemiliği, küçük kızınızın ilk kurabiye yapma heyecanı. Kabarmamış kek, tutmamış bir tarif. Ama hepsinde bir aşk vardır. Sevdiğini mutlu etmenin keyfi. Sadece kişiyi değil , duyguları da besler, güçlendirir yemek masaları. Romantizmin başlangıcıdır, evlilik tekliflerine giden bir yoldur çok zaman…
2 BLOGGER & 2 YEMEK TARİFİ FIRINDA PIRASALI SUCUKLU FIRITTATA
BEYAZ ÇİKOLATALI MUFFİNCİKLER
MALZEMELER
MALZEMELER
■ 150 gr un ■ 1 paket kabartma tozu ■ 75 gr toz şeker ■ 50 gr hindistan cevizi ■ 50 gr beyaz çikolata ■ 150 gr yoğurt ■ 1 paket vanilya ■ 1 Yumurta ■ 4 kaşık sıvı yağ YAPILIŞI: Çikolatayı rendeleyin. Kuru malzemenin hepsini, çikolata dahil güzelce karıştırın. Yoğurt, yumurta ve sıvı yağı mikserle güzelce çırpın. Bu karışımı, kuru malzemeye ekleyin ve bir çatalla hızlı hızlı karıştırın. Fırını 190 dereceye ısıtın. Muffin kağıtlarını yayılmamaları için metal muffin kalıplarına yerleştirin. Hamuru, birer tatlı kaşığı şeklinde kağıtlara pay edin. Kızgın fırında 8-9 dakika pişirin.
İSTANBUL doğumlu Füsun Gümeli, fotoğrafa ortaokul yıllarında merak sarmıştır. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV bölümünü bitiren sanatçı, Türkiye’ye günümüz yeFüsun mek fotoğrafçılığı yaklaşımını getiren ilk 2-3 fotoğrafçıdan bi- Gümeli ridir. Çalışmalarına Sofra Dergisinde başlamış olup halen freelance olarak sektörün önde gelen firma ve kuruluşlarına hizmet ederek devam etmektedir. Yemek fotoğrafı çekmeye başladığı yıllarda Türkiye’de yemek stilistliği kavramı olmaması sebebiyle yemek stilistliğini de kendi yapan usta fotoğ-
■ 500 gr pırasa ■ Yarım kangal sucuk ■ 3 adet yumurta ■ 2 adet haşlanmış patates ■ 1 çay bardağı süt ■ 1 su bardağı cheddar ya da kaşar peyniri rendesi (yarısı içine, yarısı dışına kullanılacak) ■ Yarım çay bardağı zeytin yağı ■ Tuz, karabiber, pul biber ■ Tereyağı (fırın kabını yağlamak için)
YAPILIŞI:
Pırasayı ince ince kıyın ve zeytinyağında tuz ilavesiyle soteleyin. Sucukları minik küpler halinde kesip tavaya ilave edin. Biraz pişirip ocağın altını kapatın. Patatesleri rendenin iri yeriyle rendeleyin, pırasalı karışıma ekleyin. 10 dakika kadar bekledikten pırasalar soğuduktan sonra; çırpılmış yumurta, süt ve yarım su bardağı kaşar peyniri Bengü Doğruel, 1981 yılında Gelibolu’da karışımının doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde; içine baharatları Mühendislik dalında lisans ve yüksek lisans ilave edin ve tüm malzemeyi karıştıeğitimini tamamladı. 8 yıldır yemek ve rafçı, Yeditepe Üniversitesinde Ye- Bengü rın. Tereyağıyla lifestyle blogu yazarlığı yapmaktadır. www. Doğruel mek Stilistliği ve Yemek Fotoğrafçıyağladığınız fırın ennefistarifler.com, www.pemberehber.com, web lığı dersleri de vermiştir. kaplarına pay sayfalarının sahibidir. Aynı zamanda Lezzet YazarFatoş Yağcı’nın Çay Saati, Halettiğiniz harcın ları Derneği kurucu üyesidir ve dernekte Başkan üzerine geri kalan dun Tüzel’in Saray Mutfağı, Ali Geyik’in GeYardımcılığı görevini yürütmektedir. Pek çok yemek leneksel Kürt Mutfağı isimli kitapları sanatyarışmasında dereceler elde eden blog yazarı aynı za- kaşar peynirini serpin. 180 deremanda profesyonel olarak yemek fotoğrafçısı Füsun çının fotoğrafladığı yemek kitaplarından baceye ayarlanmış Gümeli’yle yemek ve prop stilistliği alanında çalışzılarıdır. www.fusungumeli.com www.yefırında üzeri malarına devam etmektedir. www.yemekstilfotograf. mekstilfotograf.com kızarana kadar com sitesinde güncel çalışmalarını görebilirsiniz. pişirin.
www.fusungumeli.com
www.yemekstilfotograf.com
Gümeli’den ‘Yemek Fotoğrafçılığı’ üzerine lezzetseverlere seminer GKM / Gastro Kültür Merkezinde 23 Ocak günü düzenlenen ve çok sayıda yemek yazarı, bloggerı ile lezzetseverin katıldığı 2. Atölye çalışması Yemek Fotoğrafçısı Füsun Gümeli tarafından yapıldı. 4 saati aşan ve yararlı olan etkinliğe Dr.Oetker, Pidde's ve Keramika gibi kuruluşlarda destek verdiler. Fotoğraf çekimleri için hazırlanan yemek ve kekler konuklar tarafından tadıldı.
Sevgililer Gününe özel 5 çayı tarifi GKM / Gastro Kültür Merkezinin Şubat ayı 3. Atölye çalışması Yemek Yazarı ve Danışmanı Tijen Aktay tarafından "Sevgililer Gününe özel 5 Çayı tarifleri " olarak gerçekleştirilecektir. Lezzet Yazarları, Lezzet Dostları ve Tüm Lezzetseverlerin dikkatine sunulur.
MUTFAKTA YAPILAN YANLIŞLAR Sevgililer günü yaklaşırken bende size aşkla yemek arasındaki ilişkiyi anlatan bir yazı yazmak istedim ve tamda o sıra da Psikiyatrist Willy Pasini’nin kaleme aldığı “ Aşk ve Yemek “ adlı kitabına rastladım. Pasini’nin, psikiyatrinin yanı sıra medya, gastronomi, sosyoloji gibi birçok alandan edindiği bilgiler ve geniş katılımlı bir anketin sonuçları üzerine yazdığı kitabına göre, yemek yeme hızınızdan, nasıl yediğinize, masayı nelerle donattığınıza kadar bir çok şey sizin nasıl bir partner olduğunuz hakkında karşı tarafa bilgi veriyor. Buyrun bir psikiyatristin kaleminden ve Fransa’da yaptığı araştırmasından aşk ile yemek arasındaki ilişkiye.. Kadınların yüzde 85’i erkekleri mutfakta görmek istiyor ve iyi yemek pişiren erkekleri çekici buluyor . Bir çoğumuz “erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” sözüyle büyütüldük ama Pasini’nin yaptığı anket çalışmaları hiç öyle demiyor. Erkekler, kadının cazibesini önemserken Fransız kadınlarının yüzde 85’i iyi yemek pişiren erkekleri çok çekici bulduğunu ifade etmiş. Bence dünya da pek çok kadın bu görüşe katılıyordur. Adının bir yemeğe verilmesini isteyen kişilerin sayısı az değil .( nesiller boyu adınız yaşasın!) “İsminiz saygın bir yemeğe mi, yoksa ünlü bir aşk hikayesine mi verilsin?” sorusuna her yüz Fransızdan 42’si “aşk hikayesi” diye yanıt veriyor. Ama “yemeğe verilsin” diyenlerin sayısı da az değil. Kadınlarda yüzde 28, erkeklerde yüzde 26. Damak tadı, yeni bir aşktan daha cazip!.. Tek başınıza bir yolculuğa çıktığınızda, “ yeni bir mutfak mı yoksa yeni bir aşk mı keşfetmek istersiniz” sorusuna Fransızların verdiği yanıt ezici bir üstünlükle yemek lehine. Lezzeti aşka tercih ediyorlar. Aşk, romantik bir yemekle başlar ! Anket sonuçları, “bir aşk gecesinden önce hangisini yapmayı tercih edersiniz?” sorusuna, çiftlerin yine büyük bir çoğunluğunun hâlâ baş başa romantik bir yemeği , tiyatro, sinema vb. aktivitelere tercih ettikleri içeren cevapların verildiğini gösteriyor. Tadınız, sağlığınız yerinde, aşk, sevgi ve lezzet dolu günlerde görüşmek dileği ile efendim…
Yemek.com biri bize anlatmadan bilemeyeceğimiz önemli mutfak kuralları konusunda aydınlatıcı bir mini rehber hazırladı. Listede makarnayı soğuk suya tutmaktan, etin marinasyon suyunu yemeğe eklemeye kadar zaman zaman hepimizin yaptığı yanlışlar, nedenleri ve doğruları yer alıyor. Bu yanlışlar kimi zaman yemeğin lezzetini kaçırıyor, kimi zaman ise sağlığımızı tehlikeye atıyor.
S
on zamanlarda evde yemek yapmak artık 7’den 70’e herkesin ilgi alanına girmeye başladı. Çoğumuz evde deneme yanılma yöntemiyle ilerliyoruz; bazen de fark etmeden harikalar yaratıyoruz. Fakat biri bize söylemediği takdirde bilmemizin çok mümkün olmadığı bazı kurallar da var. Onları zaman zaman hepimiz atlıyoruz. Yemek.com, bu fikirden yola çıkarak, Çok Basit Gibi Görünen Ama Mutfakta Herkesin Yaptığı 12 Amatör Yanlış başlığını hazırladı. Bu yanlışlardan ders aldığımızda, yemeklerimiz hem daha leziz hem de daha sağlıklı olacak.
da hemen soslarsanız, o çıtırlık gidecek ve salata pörsüyecektir. Bunun için en iyisi sosu salatayı servis etmeden hemen önce dökmek.
BUZLUKTAN ÇIKAN ETİ DİREKT OCAĞA ATMAK
MAKARNAYI HAŞLADIKTAN SONRA SOĞUK SUYLA DURULAMAK Bu, makarna üzerinde tam da bir ‘soğuk duş’ etkisi yaratıyor; vitaminini, besin değerlerini ve lezzetini kaydediyor. İşin doğrusu, makarna suyunu süzüp sosla karıştırmak. Sosunu içine çeken makarnalarınız daha leziz ve yine tane tane olacaktır.
ÖNCE SARIMSAĞI, SONRA SOĞANI ATMAK Yemeklerde sarımsak kullanacaksanız, kavurma işlemi sırasında önce soğanları atmalı, onlar biraz yumuşadıktan sonra sarımsakları eklemelisiniz. Aksi takdirde sarımsaklar yüksek sıcaklıkta uzun süre kalamadıklarından yanar.
Et bu şekilde daha fazla su salar ve lezzetini kaybeder. Doğrusu eti oda sıcaklığına yakın hale gelene kadar dışarıda bekletmektir. Fakat uzun süre oda sıcaklığında kalan et bakteri oluşumuna neden olabileceğinden arada sırada et yeterince çözülmüş mü diye kontrol etmekte fayda var.
SALATA SOSUNU SALATAYI YAPARKEN EKLEMEK Çıtır çıtır yeşilliklerle özen bezen yaptığınız salatayı daha hazırlama aşamasın-
Kısık ateşte mühürlediğinde et suyunu hapsetmez ve lezzetinden ödün verir. Doğrusu, yüksek ateşte mühürlemektir.
FIRINI İÇİNE KEK YA DA KURABİYE KOYDUĞUNDA ÇALIŞTIRMAK
kekiniz kabarmaz. Şeker taneleri eriyinceye kadar çırpmak yeterlidir.
SEBZEYİ YIKADIKTAN SONRA DİREKT TENCEREYE ATMAK Sebze yemeği yaparken, sebzeleri yıkadığınız gibi tencereye atarsanız yemeğiniz sulanır, lezzeti azalır. Bu nedenle sebzeleri önce kurulamakta fayda var. Aynı nedenle kabak ve benzeri sebzelerin çekirdeklerini de çıkartmalıyız.
ETİN MARİNASYON SUYUNU YEMEĞE EKLEMEK
HAŞLANAN ET HENÜZ PİŞMEDEN TUZ ATMAK Haşlama yemeklerde et henüz pişmeden tuz atarsanız et sertleşecektir. Bu yüzden en iyisi yemeğin tuzunu et piştikten sonra, en son safhada atmak.
ETİ KISIK ATEŞTE MÜHÜRLEMEK
PİLAV YAPARKEN PİRİNÇLERİ KISA SÜRE YIKAMAK Pilav yapmadan önce pirinçleri duru suyu çıkana kadar, nişastası gidip süzgeçten şeffaf su akmaya başlayana kadar yıkamalısınız. Aksi takdirde Türkiye’de pilavın bir numaralı başarı kriteri olan ‘tane tane olmuş’ övgüsünü duymak zorlaşır.
Fırın soğuk olduğunda kek ya da kurabiye üzerindeki yağı bırakır ve kalıp tutmaz. Siz en iyisi tariflerdeki ‘önceden ısıtılmış fırında’ ibaresine dikkat edin.
KEK YAPARKEN YUMURTALARI ÇOK ÇIRPMAK O yumuşacık kekler elbette ki özen ve ilgi istiyor. Hamurun içine koyduğunuz yumurtaları gereğinden fazla çırparsanız
Lezzetli olsun diye birçok kişi bu hatayı yapar. Oysaki lezzetin ötesinde sağlığımızı da tehlikeye atıyor olabiliriz. Çiğ etin beklediği marinasyon suyunda bakteri oluşur. Bu nedenle en iyisi o suyu dökmek. Yine aynı mantıkla çiğ ette kullandığımız kesme tahtası ya da bıçak gibi aletlerle de pişmiş eti temas ettirmemeliyiz.
SÜTLÜ TATLILARDA İLK BAŞTA ŞEKERİ KOYMAK Sütlü tatlılarda şeker erken koyarsanız sütün içerisindeki protein yapısının bozulmasına neden olur. En doğrusu şekeri karışıma en son eklemektir.
Lezzet yolu
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
7
n e d r a GAZİANTEP’TEN BAŞLADI G r e Wat BASINDA GÜVEN
ANADOLU LEZZETLERİ BULUŞMASI
WATERGARDEN İSTANBUL
Türkiye’nin en büyük gastronomi ve eğlence merkezi WaterGarden İstanbul’u Ataşehir’de faaliyete geçirecek olan Ziylan Gayrimenkul, Türkiye’nin dört bir yanından yerel lezzetleri İstanbul ve dünyayla buluşturmak için çalışmalarını hızlandırdı. Bu amaçla “Anadolu Lezzetleri Buluşması” adıyla düzenlenen toplantıların ilki Gaziantep’te gerçekleştirildi.
Z
iylan Gayrimenkul, Türkiye’nin sosyal yaşamına yön verecek dünya çapında iddialı, önemli bir projeye imza atıyor. WaterGarden İstanbul adıyla, Ataşehir’de modern bir gastronomi ve eğlence merkezini Haziran ayında faaliyete geçirmeyi planlayan Ziylan Gayrimenkul, dünya mutfaklarının seçkin örnekleriyle yerel lezzetleri bir arada sunacak. Projenin dikkat çeken bölümlerinden biri olan Nostalji Sokağı’nda, tüm Türkiye’den en az 50 yıllık lezzetler bir araya getirilerek İstanbul ve dünyayla buluşturulacak. İlk durak, UNESCO tarafından da tescillendiği gibi dünyanın en önemli mutfaklarından biri olan Gaziantep mutfağının zenginliğini dünyaya daha iyi anlatmak ve tanıtılmasına katkıda bulunmak amacıyla Gaziantep oldu. Bu amaçla başlatılan “Anadolu Lezzetleri Buluşması”nın ilki geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te düzenlendi. Ziylan Gayrimenkul Y. K. Başkanı Mehmet Ziylan’ın ev sahipli-
ğinde düzenlenen toplantıya, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Başkanı Mehmet Büyükekşi, GSO (Gaziantep Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ile Gaziantep iş dünyasının önde gelen temsilcileri ve işletme sahipleri katıldı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin i Gaziantep şehrinin Unesco listesine girmesini kendilerini çok heyecanlandırdığını, aynı dönemde, bir gastronomi merkezi de olan Watergarden İstanbul ile entegre faaliyetlere imza atmaları gerektiğini belirtti. Fatma Şahin ayrıca, Gazian-
tep mutfağını, kadim kültürünün mirası, bir medeniyet zenginliği olarak tanımladı. Bu lezzet kültürünü sürdürülebilir olması için, sevdalı olmak gerektiğini söyledi. Gaziantep’in dünyada rekabet edebileceği iki alan olduğunu ifade eden Şahin, bu alanların arkeoloji ve gastronomi olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE’NİN GELENEKSEL LEZZETLERİ AYNI ÇATI ALTINDA Kendisi de Gaziantep’li olan Mehmet Ziylan, gastronomi turizminin tüm dünyada yükselen bir değer haline geldiğine dik-
kat çekti. WaterGarden İstanbul’da geleneksel lezzetleri buluşturarak bu lezzetlerin dünyaya açılmasına olanak tanımayı amaçladıklarını belirten Ziylan, “Gastronomi alanında Türkiye’nin en ayrıcalıklı şehirlerinden birisi olan Gaziantep’in lezzet zenginliğini, Unesco tarafından tescillenen zengin mutfağının tanıtılmasına katkıda bulunmak istiyorum. Haziran ayında açacağımız bir gastronomi ve eğlence merkezi olarak faaliyet gösterecek WaterGarden İstanbul’da ulusal ve uluslararası mutfakların en gözde ve yeni lezzetlerini sunacak restoranlar ve kafelerin yanında, muhteşem lezzetleriyle çeşitli illerimizden her biri en az 50 yıllık köklü geçmişe sahip markalar Nostalji Sokağımızda olacak. Böylece Türkiye lezzetleri, WaterGarden çatısı altında bütün dünyanın tanımasını sağlayacağız” dedi. WaterGarden İstanbul, “Anadolu Lezzetleri Buluşması” önümüzdeki günlerde Adana ile devam edecek.
İstanbul’un Anadolu yakasında, Ataşehir’e yeni bir soluk getirecek WaterGarden İstanbul projesi 750 Milyon TL yatırımla Haziran 2016’da faaliyete açılacak. Gastronomi ve eğlence merkezi olarak faaliyet gösterecek Water Garden İstanbul’da; 5 bin metrekare alan üzerine kurulacak Avrupa’da bir yaşam merkezi içinde yer alan “en büyük ve en gelişmiş” gösteri havuzu inşa ediliyor. Bu özelliğiyle dünyada bir ilk olacak WaterGarden İstanbul’da su, müzik, ateş, lazer, ışık ve eşsiz koreografi eşliğinde etkileyici gösteriler ziyaretçilerle buluşacak. WaterGarden İstanbul’da içinde “mini golf”, “extreme park”, “çocuk parkı” da bulunan, çok çeşitli bitkinin ve ağaçların yer aldığı, 15 bin metrekarelik Park kuruluyor. İçinde botanik bahçesi de olacak Park; WaterGarden İstanbul’un en dikkat çekici bölümlerinden biri. Türk ve dünya mutfağından eşsiz lezzetler, en sevilen markaların en özel konseptleriyle restoranlar, bistrolar, kafeler, food court ve lezzet noktaları WaterGarden İstanbul’da yer alacak. Her biri muhteşem Show havuzunun etrafında konumlanacak yeme içme mekanlarında; en az 50 yıllık geçmişi olan lezzetlerin bulunacağı “Nostalji Sokağı”nda, bugün hala büyük bir keyifle tüketilen, her bölgeden yiyecek ve içeceklerin yer aldığı dükkanlar yer alacak. Dünyada sağlıklı yaşam trendinin hızla artması, doğal ürünlere gösterilen talebin çoğalmasından yola çıkarak Taze Pazar, haftanın yedi günü açık olacak. 11 salonlu ‘sinema kompleksi’, yerli ve yabancı sanatçıların, grupların, orkestraların sahne alacağı ve açık hava sineması olarak da kullanılabilecek 4000 kişilik etkinlik alanı. ile ‘tiyatro salonu’, “eğlence kulüpleri”, çocuklar ve yetişkinlere hizmet verecek ‘mutfak sanatları okulu’, “spor merkezi”, “çocuk oyun alanı”, “çocuk yuvası” olacak, WaterGarden İstanbul’da aileler vakit geçirirken, çocuklarını gönül rahatlığıyla, uzman ve deneyimli eğitimcilerin bulunacağı “çocuk yuvasına bırakabilecek.
GÜZELLİK SALONLARINDA KULLANILAN PROFESYONEL TEKNOLOJİ Yoğunlaştırılmış atışlı ışık teknolojisi
Professional Series
GY
Evinizin konforunda zahmetsizce kullanabileceğiniz güvenli ve hızlı çözüm
CALLY INI
TED T TES
CL
IPL tüy alma sistemi
CİLT TOLERANSI DERMATOLOJİK OLARAK ONAYLANDI
|
HNOLO EC
IPL 250.000+ SALON PRO SYSTEM
IPL 100.000+ SALON PRO SYSTEM
250.000 ışık atımlı kartuş
100.000 ışık atımlı kartuş
Tüylerin yeniden uzamasını engelleyip pürüzsüz ve ipeksi bir cilde kavuşmanın ideal yolu! www.facebook.com/fakirevaletleri www.twitter.com/fakirevaletleri
www.fakir.com.tr
8
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet & Mekan
Page 1
A R E P PERA’DA YENİ BİR YAŞAM TARZI S R CHEE Küçük Mekanda, Büyük Lezzetler 10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Y
Yeme içme alışkanlıklarınızı değiştirmek için yola çıkan CheersPera, lokal tadlardan beslenen dünya mutfağı seçkisi, tapasları, suşileri ve özel barı ile Pera’da açıldı!
M
illiyet LEZZET GAZETESİ olarak ziyaret ettiğimiz mekan, zevle dizayn edilmiş. Gurme tapasların sadece CheersPera’ya özel tariflerle oluşturulduğu menü, mevsimsel olarak değişiyor, ancak tadımını yaptığımızın bizce notu tamdı.. Öğrendiğimize göre; Şefleri tarafından inşa edilen organik tedarik zinciri ile tüm besinler Türkiye’de yetiştiği özel bölgelerden geliyor. " Sahiplendiği tapas kültürü, en iyi şefler tarafından hazırlanan suşi menüsü ve seçilmiş kokteyllerden oluşan barı ile CheersPera, yalnızca Pera’ya değil İstanbul’a yeni bir yaşam şekli getiriyor." diyebiliriz.
yor. Bu ürünler; günlük ve taze olarak özenle seçilmiş tedarikçilerden sağlanıyor. Kısa zamanda favori olan tapasların beraberinde gelen ekşi maya ekmekler her gün Afyon’da üretilip taze olarak müşterilere sunuluyor. Cheers Pera'yaTunceli’den tuz, Amasra’dan midye, Bergama’dan tulum, Gökçeada’dan keçi peyniri, Antalya’dan parmesan ve suda mozzarella peynirleri, Ecabat’tan domates, Manisa’dan zeytin ve zeytinyağı, İzmir’den kalamar, Kastamonu’dan
CHEERS PERA'DA LOKAL TADLAR: Cheers Pera'nın kurucusu ve bizzat yöneticisi, genç ancak eski bir turizmci olan Okan Alpozan. Restaurant yönetiminde kendisine İrem hanım ve Bora Chef yardımcı oluyorlar. Sevimli, sıcak ve samimi bir ortam yaratmışlar. Kendi alanlarında uzman şeflerinin menüsüne hayat verdiği mekan, Türkiye’nin tad haritasındaki tüm lezzetleri sizler için Pera’ya getiri-
#ııııış
pastırma geliyor. Nefis mi ? Nefis !....
CHEERS PERA'NIN TAPAS KÜLTÜRÜ:
Tapasın paylaşmaya ve iyi vakit geçirmeye dayalı kültüründen esinlenen CheersPera, bu akımda en geniş ve en lezzetli opsiyonları sunma konusunda oldukça iddialı. Menüdeki çok sayıdaki organik tad, içkilerin yanında gelen sürpriz tadımlar ve her hafta güncellenen özel tapaslar gastro deneyimler sevenler için hazırlanıyor.
CHEERS PERA GURME SUŞİ'Yİ DE UNUTMAMIŞ Suşi konusunda dünya standartlarında seçenek ve lezzet sunmayı hedefleyerek yola çıkan mekan, uzman suşi şeflerini de bünyesinde bulunduruyor. Malzemelerin tamamı yurtdışından taze olarak geliyor. Pirinç, özenle seçilerek tüm tamamlayıcıları ile buluşuyor. Bizden önce bu mekana gelen Lezzetseverler "Yeme-içme sektörünün iddialı isimleri tarafından açılan CheersPera, deneyimsel lezzetleri sevenlere gastronomik bir tecrübe yaşatmak için tasarlandı." diyorlar. Doğru söylüyorlar, bizlerde lezzetlerine ve müşteri ilişkilerine gerçekten hayran kaldık. Yeri mi ? Çok kolay Tepebaşındaki ünlü The Marmara Hotel'in arkası.
#ıışşışıştişş
iyen-içen, gezmesini seven dostlarımın tavsiyesine uydum Karaköy'ün değişen yüzünü göreyim derken yolum İSTİKAMET KARAKÖY isimli küçük, ancak sıcak ve samimi bir mekana düştü. Mekanın genç sahibesi Elif Gözak Doğan. Hayallerindeki mekanı yaratmış, mutfağına da kendi gibi genç, birbirinden becerikli 2 cici bayan koymuş. Cuisine Chef Elif Uslu Beykent Ünversitesinden, Pastry Chef Yeşim Akşahin MSA'dan. Unutmadan söyleyim birde Halis Gündoğdu var. çalışkan ve sevimli. " Ne iş mi yapıyor? "dediniz. Teşrifatçı, barista, somelie, garson benim gördüklerim. "Bayan Cheflerin elinden nelermi yedim ? Yanında yoğurt olan "Köz patlıcan,pastırma ve yeşil biberli puff börek" le başladım, Baharatlı nohut salatası, Somon Köftesi ve bir kaç lezzet daha tattım. Çok beğendim sonra da mekanın sahibesine anlat bakalım dedim. Elif hanım da bana, " Yaklaşık iki sene önce Karaköy de Fransız Geçidin-
de bir bilgisayarcı dükkanını görüp çok beğendim. Sonra o dükkanı İ.D İstanbul İdil Özbek ve Muhammet Taşlı’ya teslim edip, bana buraya İstanbul’a, Karaköy ruhuna uygun bir yer yapın, taklit taklit olmayan, bana, bize, kendimize özgü dedim. Sonuçta doğal ahşap, mermer ve eskitilmiş pirinçler ile dekore edilmiş, Osmanlı yeşili duvarlı, kadife rahat kanepeli, duvarlarında yağlı boya resimlerle bir İstikamet'imiz oldu. İnsanlar kendilerini burada iyi ve rahat hissediyor, uzun uzun oturup ders çalışan, okuyan, yazan, çizen bir çok müdavimimiz var. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Mutfağımıza gelince, katkı maddeleri, hazır donuk gıdalar, hazır soslar,trans yağları asla ve katiyen kapımızdan sokmuyorum. Mutfağımızda fritöz bile yok. Basit, dürüst, “mış” gibi yapmayan yemekler yapıyorum. Mevsimlik sebzeler, mümkün olduğu ölçüde organik ve yöresel, bildiğimiz üreticilerden gelenler en sevdiğimiz malzemeler. Bize ait yemekleri yapmayı daha çok seviyorum,
#ıııııtititititi
ama kendimizden de birşeyler katarak, yeni, değişik tadları da azıcık, birazcık ekleyerek. Kinoa da kullanıyoruz örneğin, ama kendi közlediğimiz patlıcanlar ile lezzetlendiriyoruz kinoayı. Üzerine de Seferihisar’dan gelen organic sızma zeytinyağımız ile güzel bir sos yaparak. Kıtır gözlemelerimiz var mesela. Sebzeli, ezine peynirli ya da kavurmalı. Nohut köftemiz en çok meraklısı olan yemeğimiz, yanında da tahinli kimyonlu yogurt sosu ve balık pazarından aldığımız turşu ile. Dana kaburgalar, baharatlı hindistan cevizi sütlü tavuklu yemekleri, makarnalar, balık köfteleri . Küçük ama sık değişen bir menümüz var… İstiyorum ki İstikamette heryerde yediğinizden farklı yemekler yiyin, yediklerinizde hem vucudunuza hem ruhunuza iyi gelsin, keyifle oturun burada, geçirdiğiniz saatler sizin hayatınızda geçirdiğiniz güzel birkaç saat olarak anılarınıza karışsın. " dedi. Güzel insanların yaptığı güzelliklere bir örnek olarak hafızamda yer etti. Her şey istediğin gibi olsun, Kolay gelsin.
#ııııışsııııııı
ıışşşşşşıııııııııııııııııııııııııııııııııııııışşşşşş
wwwşıııııtititititititititi Tışşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşğıııııı ŞŞŞŞŞıııııııııııııııışşşşşşı Tııı ı2ı2 29ı 83 73
ııııııtititititi ııııııtititititi ııııııtititititi
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
AŞK ÖZEN İSTERsteren hediyeler Aşkınıza duyduğunuz özeni gö
Okan KARACAN
S
evgililer Günü’nde aşkınıza özenle seçtiğiniz hediye, ona olan sadakatinizin ve verdiğiniz önemin göstergesidir. Geniş ürün gamıylanesillerdir güvenilen marka olan Fakir Hausgeräte, kişisel bakımı ve formuyla dikkat çekmek isteyen çiftleri Sevgililer Günü’nde sürpriz hediye alternatifleriyle cezbediyor. Sağlığına önem veren çiftler Megamix blender ile bol vitaminli meyve suları ve sağlıklı detox içecekleri yaparken,kahve tutkunu aşıklar CafePassion kahve makinasıyla lezzetli kahveler yapabiliyor.
okankaracan@lezzetgazetesi.com
Aşkınızı küçük ödüller ile mutlu edin
ÇEKİCİ KIRMIZI: FAKİR ROUGE SERİSİ Yeni yılda mutfaklar Fakir’in “Rouge” kırmızısıyla canlanıyor… Sevdikleriniz için muhteşem kahvaltılar hazırlayacağınız ve onlara kendi ellerinizle yaratıcı lezzetler sunacağınız Rouge serisi, yeni yılda da kırmızının cazibesini mutfağınıza taşıyor. Fakir’in kendine ait renk pantonesi olan “Rouge Kırmızısı”nın kullanıldığı seriye sürekli yeni ürünler ekleniyor. Şu anda seride Nancy Ekmek Kızartma Makinesi, Legend Steel Çay Makinesi, Goldie Su Isıtıcısı, Food Master Mutfak Robotu, Sierra El Mikseri ve Valery Izgara & Tost Makinesi yer alıyor. Güvenilir Alman teknolojisinin Türkiye’deki adı Fakir, yeni yılda mutfaklarınızda Rouge serisiyle yerini alıyor. Alman teknolojisinin Türkiye’deki adı Fakir Hausgeräte, Sevgililer Günü’nde bakımlı çiftlere birbirinden şık ve işlevsel öneriler sunuyor. Rouge Serisi ile daha leziz tatlar, daha renkli mutfaklar… Özel tasarımı ve çarpıcı kırmızı rengiyle mutfakların yeni enerji kaynağı Rouge Serisi;sağlıklı, pratik ve lezzetli yemek yapmak isteyenlerin en büyük yardımcısı olmaya aday. İşte Örnekler:
LEGEND STEEL ÇAY MAKİNESİ : Legend Steel ile yapılan çayların tadı damakta kalıyor… Şık ve modern görünümüyle mutfağınıza renk katan Legend Steel, aynı zamanda çay keyfini doya doya çıkarmanızı sağlıyor.Su ısıtıcısı veya demlik olarak ikisi bir arada kullanımı özelliği bulunan LegendSteel’in su ısıtıcısı 1,7 L, demliği ise 1 L kapasiteye sahip.Çay makinesinin kaynamayı gösteren kırmızı, sıcak tutma fonksiyonunu gösteren mavi renkli gösterge ışıkları rahat ve pratik bir kullanım kazandırıyor. LegendSteel’in sıcak tutma özelliği ise çay saatini uzun bir keyfe dönüştürüyor. NANCY EKMEK KIZARTMA MAKİNASI: Mis gibi kokan nar gibi kızarmış ekmekler için…Ayarlanabilir sıcaklık kontrol düğmesi sayesinde ekmekleri istenen derecede kızartan Nancy Ekmek Kızartma Makinası, hem gösterge ışıklı buz çözme, hem de tekrar ısıtma özelliklerine sahip. 2 dilim kapasiteli Nancy’nin çıkartılabilir kırıntı tepsisi ile temizliği de çok kolay. GRACE IZGARA VE TOST MAKİNASI: Tost, sandviç,
Maksimum kahve keyfi için; SİEMENS espresso ve kahve makinesi
S
iemens Ev Aletleri, özel aroma koruyucu 235 gramlık çekirdek haznesine sahip, hızlı ve sessiz çalışan ve TFT göstergeli interaktif ekranlı, paslanmaz çelik gövdeli yeni EQ9 serisi TI903209RW tam otomatik espresso ve kahve makinesini tüketicilerin beğenisine sunuyor. “Gelecek evinizde” yaklaşımıyla ileri teknoloji ürünleri evlerle buluşturan Siemens Ev Aletleri, en son geliştirdiği yeni EQ9 serisi TI903209RW tam otomatik espresso ve kahve makinesi, aileniz ve dostlarınızla kafelerdeki kahve keyfini yıllar boyunca evinizde yaşayabileceğiniz en güzel yatırımınız olacak. Makine aynı zamanda TFT göstergeli şık interaktif ekranı, siyah paneli ve parmak izi göstermeyen paslanmaz çelik gövdeli tasarımıyla Siemens’in yüksek estetik zevkini yansıtıyor.
TAM İSTENEN KIVAM, MÜKEMMEL AROMA Size özel kişisel kahve seçeneği 6 profillik hafızasıyla kahvenizi tam istediğiniz özellik ve kıvamda aklında tutan akıllı kahve makinesi, tek bir dokunuşla Ristretto, Espresso, Espresso doppio, Latte Macchiato, sütlü kahve, Espresso Macchiato, Cappuccino ve Cafe Latte hazırlayabiliyor. Mükemmel aromayı elde etmek için en ideal bar basıncı uygulayabilen makine, AromaDouble Shot fonksiyonu ile de kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahve seçeneği sunuyor. İsterseniz süt köpüğü, sıcak süt veya sadece sıcak su hazırlayabiliyorsunuz. Bütün bu üstün yeteneklerini sergilerken işini sessizce yapmayı başaran TI903209RW tam otomatik espresso ve kahve makinesi, her içecekten sonra süt sistemini otomatik temizleyen basınçlı sistemiyle hayatınızı kolaylaştırıyor.
9
KAHVE KEYFİNE KONFOR KATIYOR Akıllı yalıtımı sayesinde Siemens'in espresso makinelerinin en sessizi olan TI903209RW kahve makinesi, 5 farklı ölçüde ayarlanabilen içecek seçenekleri (kahve yoğunluğu, çekirdek miktarı, bardak boyutu, kahve ve süt sıcaklığı), yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı, aynı anda iki kahve veya espresso yapabilmesi ve kolayca çıkartılan, gövdeye gizlenmiş 2,3 litrelik su tankıyla kahve keyfine üstün bir konfor katıyor. Kahve veya su biterken de erken uyarı veriyor.
İSTEDİĞİNİZ İNCELİKTE KAHVE ÖĞÜTÜYOR 1500 watt’lık gücü ve yüksek kaliteli seramik kahve öğütücüsü (silent cream drive) ile çekirdek öğütme inceliğini istediğiniz gibi ayarlamayı mümkün kılıyor. Öğütülmüş kahve için de ikinci kahve haznesi bulunuyor. Sabahları ilk fincan kahvenizi 45 saniyede hazırlayabilen hızlı kahve makinesi tam 15 bin fincan garantisi veya 24 ay garanti ile sunuluyor.
ızgara gibi pratik lezzet arayanlar için çözüm Grace’de… Grace Izgara ve Tost Makinası, yiyecek kalınlığına göre aralığı ayarlanabilen üst gövdesi ve ayarlanabilir ısı kontrol düğmesi ile son derece pratik bir kullanım sağlıyor. Yapışmaz, çıkarılabilir teflon plakalara ve yağ damlama haznelerine sahip olan Grace, kolayca temizleniyor. GOLDIE SU ISITICISI: Sıcak suyunuz istediğiniz anda hazır…Sıcak suyun hep elinizin altında hazır bulunmasını sağlayan Goldie Su Isıtıcısı, retro tasarımıyla mutfaklarınıza şıklık katıyor. Çelik yüzeyinin yanı sıra aşırı ısınma ve susuz kaynatmaya karşı güvenlik sistemi bulunuyor. TORQUE PRO2000 ET KIYMA MAKİNASI: Fakir Hausgerate kebap keyfini evlere taşıyor… Kullanımı son derece kolay ve güvenli olan Torque Pro2000 Et Kıyma Makinası ile kıymanın yanı sıra sosis, sucuk, içli köfte, domates ve biber salçası da hazırlayabilirsiniz.Hazır ürünlere şüphe ile bakılan günümüzde evinizde sağlıklı kıymalar hazırlamak için tasarlanan Torque Pro2000 Et Kıyma Makinası,2000 wattlık kilitleme gücü ve dakikada 3 kg et çekme kapasitesi ile son derece fonksiyonel.Torque Pro2000; ikisi yuvarlak, biri üçgen üç ayrı paslanmaz çelik kıyma diskiyle istenilen kalınlıkta kıyma hazırlanmasına ve evde kebap keyfi yaşanmasına olanak sağlıyor.
200 YILLIK İTALYAN PİŞİRME USTASI
BERTAZZONİ D
ünyanın en iyi aşçılarının İtalyanlar olarak kabul edildiği günümüzde Bertazzoni’yi İtalya ve dünya çapında meşhur eden tutku, İtalyan aşçılığı ve ustalığıdır. Pişirme sanatı için tasarlanan Bertazzoni ürünleri, artık Enkay Group güvencesiyle Türkiye’de. Bugün 60’dan fazla ülkeye ihracat yapan Bertazzoni, 1882’den beri kuşaktan kuşağa 6 nesildir İtalyan mutfak eşyaları üreten bir aile şirketi olarak hizmet vermektedir. Bertazzoni ailesi tarafından İtalyan yemeğinin kalbi olarak kabul edilen Emilia Romagna bölgesinde Avusturya Macaristan İmparatorluğu’ndan gelen odun sobalarını görmeleriyle ilk odunlu sobalı ocakları fırınları yapma fikri doğmuş ve odunlu kuzineler yaptıkları şirketi kurmuşlardır. Kullanıldığı mutfaklara renk ve heyecan katan Bertazzoni Ocak ve fırınları ile dablumbazlarını üreten fabrikanın ilki 1906 yılında kurulmuş. İlk uluslararası İtalya fuarında ürünleri ile Bertazzoni’ler, onur kupası ve altın madalya ödülleri almış ve dünya çapında üne kavuşmuşlardır. Günümüzde hala en kusursuz kuzine fırınlar; eşsiz pişirme yetenekleri ve yarattıkları lezzetlerle Bertazzoni markasını taşırmaktadır. Bir toplumun mutfak kültürüne verilen ad olan “kuzine” sözcüğü, İtalyan Bertazzoni’nin ürettiği fırınlar ile adeta mutfakta bir sanata dönüşmektedir !
BERTAZZONİ 60’dan fazla ülkeye ihracat yapan Bertazzoni,1882’den beri 6 nesildir İtalyan mutfak eşyaları üreten bir aile şirketidir. Bertazzoni ürünleri, güvenirlik ve dayanıklılık konusunda uzman mühendisler tarafından tasarlanmaktadır. Tasarımında ve görselliğindeki kusursuz detaylarla bir İtalyan harikasıdır. Tasarımında iyi yaşam kalitesinden esinlenmiştir. Bertazzoni kuzine fırınlar tüketicilerin stiline yakışan mükemmellikte üretilmektedir. Bertazzoni profesyonel serisi, rakiplerine göre kullanım kolaylığı ve üstünlüğü ile fark yaratır. Bertazzoni Heritage serisi ise performanstan ödün vermeyen, güçlü ve geleneksel bir tasarıma sahip-
tir. Bertazzoni davlumbaz modelleri geliştirilmiş performans ve tasarımı ile evinize ve mutfak dolaplarınıza uyumludur. www.enkaygroup.com/bertazzoni
ENKAY GROUP Dünyanın en ‘’değerli’’ markalarını, üstün ve özgün teknolojiye sahip ürünlerini içten ve güvenilir bir pazarlama anlayışıyla Türk pazarına taşıyan ve çözüm merkezi olma hedefiyle yola çıkan Enkay Gorup, tüketicisine sunduğu ürünleriyle her mekânda kalite, estetik ve rahatlığı yaratmayı amaçlayan Enkay Group “Siz hayal edin biz gerçekleştirelim” felsefesini kendisine ilke edinmiştir. Grup, WMF, Breville, Silit, Laurastar, Sub-Zero Wolf, Loewe, Alfi, Bertazzoni, Hitachi, Gorenje, Caso, Kahla, De Buyer, Wüsthof, gibi mutfak aletleri, pişirme grubu, elektronik & elektrikli küçük ev aletleri ve beyaz eşya sektörlerinde birçok dünya lideri markanın Türkiye ‘deki tek distribütörüdür.
Ö
ncelikle herkese kucak dolusu sevgi ve saygılarımı sunarım. İnanın o kadar heyecanlıyım ki anlatamam. Gazetenin yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman bana bu teklifi getirdiğinde; Televizyonda ilk programımı sunacağımı öğrendiğim, 1998 kasım ayında hissettiğim dünyaların benim olduğu ana gittim. Dile kolaya acısı tatlısı 1995 te başladığım bu yolda dolu dulu 21 seneyi geride bırakmışım . 2001 de TV de yemek programı sunuculuğu ile başladığım profesyonel lezzet yolculuğunu, yine aynı yıl mezun olduğum Akademi İstanbul, Dünya Mutfağı Bölümü diploması ile taçlandırdım. Uzun lafın kısası sizlere bu köşeden aşçılık diplomalı biri olarak sesleniyorum . Ama bana teklifin gelme şekli çok farklı, malumunuz 10 ayda 52 kg vererek çok şükür sağlığıma kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Vasfi ağabey beni görünce hayrete kapıldı, “ hayırdır oğlum ne oldu? “ diye sorunca espirili bir şekilde; “Ağabey önce evlendim, sonra da çocuk sahibi oldum “ deyince, karşılıklı bastık kahkahayı. Derken obezite cerrahisi ile bu mükemmel sonuca ulaştığımı söyledim. “Meraklısına birde site yaptık www. okankaracannasilzyifladi.com “ dedim. O da “ Sen artık tehlikeli değilsin, fazla yiyemeziçemezsin, ama profesyonel bir göz ile denersin , bakarsın ,yazarsın, yedirir içirirsin “ deyince işte karşınızdayım . Umarım gazetemiz gibi uzun soluklu nice birlikteliklerimiz olur .Bu sayı gazetemizin 3 yıl, 20 ci sayısı, böylesi köklü bir mecrada ister istemez yazarında sorumluluğu artıyor. Gelelim köşemize, burada sizlerle Lezzet & Sunum başlığı altında buluşuyor olacağım. Lezzete giden yolda yiyeceklerden çok hazırlanıştan tutunda, son halini alıncaya kadar ki süreçte, o enfes lezzetlerin tadına bakmadan bi tık öncesi benim ilgi alanım. Mutfak el aletleri , yemek yaparken kullanılan araç gereçlerin tamamı , mutfak cihazları ve mobilyaları ,set üstü ekipmanlar , sofra takımları , yeme içme malzemeleri ,yemek odası mobilyaları gibi geniş bir alanı kapsayan sunum bölümü artık benim köşemde. Sevgili okurlarım, bu konularla ilgili bilgi almak ,danışmak ve her türlü dileklerinizi, arzu ve şikayetleriniz değerlendireceğimizi şimdiden bilmenizi isterim . Malumunuz bu ayın önemi, 14 şubat sevgililer günü, herkesi sardı bir telaş. Şimdiden vitrinler kırmızıya, hatta zaman zaman bu renge yakın tonlara, bordolara büründü bile. birde işin telaşı var, acaba bu yıl geçen yıldan farklı ne hediye almalı?. Hem bu açıdan, hemde işlevsellik açısından; İlk yazımda sizlere hem değişik bir sevgililer günü, hemde mutfakta kullanabileceğiniz, ancak uzun zamandır vedalaşmanız gereken araç ve gereçlere veda etmenizi sağlayacak bilgiler vereceğim. . 14 Şubat, pazar gününe denk geliyor. Sizin akşam programınıza karışmam ama, sabahı lütfen bu ay bana bırakın. En basit, en pratik lezzete giden yolun sunum aracı “tost makinalarından “ başlayalım. Pazar sabahı uyandınız, sürpriz yapmak için bir iki saat öncesinden; Tavsiyem, ne yapın edin bir gün öncesinden hazırlıklara başlayın ve alışverişi bitirin. Yeni bir tost makinesi, belkide gelecek 5 yılınıza renk katacak. Birde yeni nesilleri var ki değmeyin, kırmızılar , bordolar böyle iştah kabartır cinsinden ve bütçenizi de pek zorlamadan, sevdikleriniz için bir ödüllendirme olabilir . Uyandınız, girdiniz mutfağa iki dilim güzel tost ekmeği arasına iyi bir peynir tercihi veya yakışan bir şarküteri kombinasyonu, domates neden olmasın, fesleğen püresi ve servise çıkarmadan önce ekmeklere biraz tereyağı sürelim. Tabiiki tabağa koyarken çaprazlama üçgen şeklinde kesip, ortadan dörde bölünmüş chery domateslerle süsleyebilirsiniz. Pişirmemize yardımcı olacak tost makineleri aslında bir çok lezzet çözümü içinde önemli bir araç gereç olacak. Şöyle bir baktığımızda vaadi büyük ama işlevselliği tartışılır bir çok ürün çıkıyor karşımıza. Örneğin, lezzetten uzak ama mottosu büyük, aynı anda 6 tost yapabilir. Aslında ben ızgarayım ama tost makinesi görünüyümlere kadar varan bir ürün gamı var piyasalarda . Beni en mutsuz eden versiyonu ise tostunuzu koyduğunuzda bastırmak için kapakları kapattığınızda iki yakası bir araya gelmeyen ve ekmekleri kaydıran modeller. Şöyle bir baktığımda sevgililer günene özel bir çok markadan faydalanabilirsiniz. Hatta inanmayacaksınız ama 39.90 bile var ama benim lezzet anlayışıma göre çok eksik essenso’ nun ki dikkatimi çekti profesyonele yakın bir ev tipi ama arzu ettiğim renkte diil ancak sevgililer gününe yakışan, hemde lezzete hizmet eden; Fakir Rouge serisinin valery ve grace granite’si. İlki çok amaçlı, hem ızgara hem tost dizayn olarak iyi ayrışmış. Diğer model ise tipik tost severlere göre . Sizin bu tip cihazlarda aramanız gereken özellikler ise paslanmaz çelik gövde, yiyecek kalınlığına göre aralığı ayarlanabilen üst gövde ,çizilmelere karşı dayanıklı yapışmaz granit kaplama plakalar ,en az 4 dilim tost kapasitesi, “olmaz sa olmaz” yağ damlama haznesi ,ayarlanabilir ısı kontrol gövdesi ,kablo saklama yuvası , çıkarabilir plakalar yada estetik arayanlara lcd ekranlı dizayn da olabilir . Birde arzu ettiğiniz rengi bulduğunuz zaman, tadından yenmez. Fiyatlara gelince 200 ila 400 TL arasında değişiyor, ama uzun soluklu bir yolculuk için: Bunların ortasında bir ürün de, umarım sizi mahçup etmeyecektir.
10
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet & Mekan
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
SANAT VE AŞKIN YOLU, KASTAMONU Türkiye’de ilk defa Kardan Heykeller Sergisi yapan İksir Resort Town, bu yıl da geleneği bozmuyor ve 13-14 Şubat 2016 tarihinde Kastamonu Daday’da
SARAYLILARA LAYIK
7
. Geleneksel Kardan Heykeller Sergisini, Sevgililer Günü'nde yaparak katılımcılarına çifte mutluluk yaşatacak. Türkiye'nin en konsept yaşam ve tatil kasabası İksir Resort Town, sanata ve sanatçıya, spora ve sporcuya, eğitime ve genç yeteneklere verdiği önemle turizm sektörüne bambaşka açılar kazandırmış ve KAGİDER 1.lik ödülünü elinde tutan Türkiye'nin ilk yaşam kasabası olarak 13-14 Şubat 2016 tarihlerinde yine bir ilke imza atarak Geleneksel Kardan Heykeller Sergisi açılışını ve Sevgililer Günü'nü aynı anda kutluyor. Karlar içinde Aşkla dolu bir açık hava sergisi düzenliyor. Heykeltraşlar, yeteneğini sergilemek isteyenler, heykelini yaptırmak ve keyifli vakit geçirip anılar depolamak isteyenler!.. Eşine az rastlanır bu doğa etkinliğini kaçırmayın. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinin işbirliğiyle yapılan bu olağanüstü Kardan Heykeller Sergisi her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt içi ve yurt dışından yoğun ilgi görüyor. Tüm kış boyunca sergilenen kardan heykelleri mutlaka görünüz. Dilerseniz heykelinizi yaptırabilir ve kış boyunca sergiletebilirsİniz. Ben yaptırmam ama yaparım diyen genç heykeltıraşlar, kapılar size de açık. Gelin katılın ve yaratıcılığınızı sergileyin.
BİR KAHVALTI
S
evgililer Günü'ne Özel, Gül Yapraklı Lezzetlerle Konyalı Lokantası’nda... 1897’den bu yana enfes Saray mutfağını özenle sizlere sunan Konyalı Lokantası, bu enfes lezzetleri Sevgililer Günü'ne özel gül yaprakları ile donattı. Muazzam saray manzarası ve gül yaprakları ile Sevgililer Günü’nde sevdiğinize vereceğiniz en güzel hediye, bu anıyı ve lezzetleri birlikte yaşamak olacak. Saray Mutfağı’ndan seçilen ve özenle hazırlanan kahvaltı menüsü, leziz peynirlerden tadına doyulmayacak pancakes lere kadar bir çok lezzeti bir araya getiriyor. Kendine özgü şerbetleriyle de damaklarınızda unutulmaz tatlar bırakıyor. Konyalı Lokantası Sevgililer gününe özel yapacağı küçük sürprizler de sizleri şaşırtmaya hazırlanıyor. Ayrıca Sevgililer Günü hediyenizi de unutmayan Konyalı Lokantası, kahvaltı menüsünü tercih eden misafirlerine bir de " Topkapı Sarayı Ziyareti " hediye ediyor. Sizde sevgilinize Topkapı Saray’ında Sultanlara layık unutulmaz bir hediye vermek istiyorsanız, Konyalı Lokantası’na gitmeniz yeterli olacak...
Bir an gözlerinizi kapatın ve düşleyin.. Şehrin kalabalığından uzak, trafiksiz, sessiz ve her tarafı ağaçlarla doğayla kaplı tertemiz bir havanın hakim olduğu muhteşem bir kasabadasınız ve yanınızda sevdiğiniz insan ve aileniz..düşleyin..düşünmesi bile size iyi geldi değil mi? Tarihe tanıklık etmiş asırlık konaklarda, muhte-
şem bir atmosferde sadece size özel hazırlanmış odalarınızda ahşap kokusunu, doğanın büyüleyici sesini ve topraktan sofraya gelen tamamen doğal ürünlerle size özel hazırlanmış yemekleri sevdiğinizle baş başa yemek istemez miydiniz? 14 Şubat Sevgililer Gününü, kış boyu sergilenecek kardan heykellerinizi yaptırarak kutla-
yın.. "Tüm bunlara cevabınız evet ise; o halde kalbe giden yol İksir'den geçer.". Turizme gönül vermiş bir matematik öğretmeninin elinden çıkan ve ilmek ilmek işlenen bu doğa harikası İksir Resort Town’da sizi mutlu edecek her ayrıntı çoktan düşünülmüş.. Öyle ki; göz kamaştıran güzelliğiyle KAGİDER’den 1.lik dahi almış.. Ülkemizin en konsept tatil ve yaşam merkezi İksir Resort Town’da 4 mevsim tatil hüküm sürmekte. Yazı ayrı güzel, kışı ayrı güzel bu doğa harikası cenneti görmedim dememek için 1314 Şubat'ta misafirimiz olun. Kendi festivalinizi kutlayın, Sevginizi bir de doğada yaşayın..
GAZİ ANTEPLİ KARDEŞLERİN BURSA AŞKINDAN DOĞDU
Dünyaca Meşhur BURSA KEBABI’nın (İskender) Lezzetini, BURSA KEBAP EVİ Markasıyla Türkiye’ye yaydılar. Edirne’den Van’a, Samsun’dan Adana’ya, Bodrum’dan Diyarbakır’a 29 il’de 60 şube ile “En Gözde Döner Restaurantı” yaptılar. Geçen yıl Almanya’nın SAARBRÜCKEN kentinde açılan BURSA KEBAP EVİ, bu yıl da Katar, Kuweyt ve Dubai’yi hedefliyor!
2010
Eylül’de 2 si kendilerine ait olan, 3 Şubeli Bursa Kebap Evi’nin Markasını satın alan aslen Gazi Antepli Cem ve Caner Helvacı kardeşler, 6 yıldan az bir sürede, Ülkenin hemen her köşesinde 60 şubeli bir Döner restoran zinciri kurmayı başardı. 2017 Hedeflerini: Avrupa ve Orta doğu dahil 80 şube olarak belirleyen Helvacı Kardeşler, halen Marka çatısı altında 1100 kişilik istihdam sağlamaktalar. Bursa Kebap Evi Y. K. Başkanı Cem Helvacı geçmişte pek çok ünlü marka yiyecek içecek işletmesi ile çalışmış, 16 yıl deneyimli bir Lezzet Profesyoneli. Kardeşi Caner Helvacı’nın İktisat eğitimini tamamlamasının ardından franchise’ni yaptıkları bu markayı almış. Caner hesap adamı, kendisi’de eylem adamı olarak güçlerini birleştirerek, bitmek üzere olan bir markayı kanatlandırmışlar.
“GERÇEK İSKENDER HERKESİN HAKKI” Milliyet Lezzet Gazetesine açıklamalarda bulunan, genç ve dinamik Helvacı kardeşler: “Gerçek İskender herkesin hakkı” dedik, bir şube konsepti geliştirerek yurdun dörtbir yanına yaydık. Özel tereyağımızdan közlenmiş özel domates soslarımıza, sebze ve meyvelerimize, tatlılarımızdan, içeceklerimize hepsinin Bursa’ya özgü olmasına ve Bursa’dan temin edilmesine özen gösterdik. Sos için Ar-Ge yaptık ve közlenmiş domates-
le çözdük. Şu anda 29 ildeki şubelerimiz ile 3 aya kadar açılacak olan yeni 7 şubemizde aynı lezzeti yakaladık. Kestane Şekeri, Kemalpaşa tatlısı, üzüm şırası Bursa’ya özgü gerçek lezzetlerimiz. Menümüze beyaz et, tavuk külbastı, yanına da beğendi ekledik. Çünkü beğendi saray yemeğidir ve Bursa da Osmanlı başkentlerinden biridir.”
“ ÜRETİM KADAR EĞİTİM’DE ÖNEMLİ” “Bizim için üretim kadar eğitim’de önemlidir “ dedik ve 2011 Aralık ayında Esenyurt’ta 1200 M2’lik bir binaya geçtik, burada üretim, lojistik ve eğitim birimleri oluşturduk. “Franchising” alan-
lar genellikle meslek dışı insanlar oluyordu. Bu sebeple şubelerimiz için eğitimli, usta ekipler yetiştirmek gerekiyordu. Bu bilinçle hareket etmemiz sistemimizi geliştirdi, müşteri memnuniyetini arttırdı. Ürünlerin yarı pişmiş veya donmuş olarak hazırlanması çok önemli bir süreç. Bunun için de altyapımızı güçlendirdik, BKE Akademi’yi kurduk. Büyümemiz bu sayede akılcı, sağlıklı ve hızlı olabildi.”
“YURTDIŞINDA YAPILANDIK” “ BURSA KEBAP EVİ Yurt içinde 2017 sonunda 80 şubeye ulaşacak, 2014 Eylül’ünde Almanya’ya masterfranchising verdik. Yurt dışında yapılandık, orada 2 yılda 7 şube açılacak. ilki Saarbrücken’de açıldı. Markamız bir Dünya mar-
kası oldu. Kuweyt, Katar ve Dubai’de adımızı ve lezzetimizi isteyen yatırım gruplarıyla görüşüyoruz. 2 Şirketimiz var, biri üretici, diğeri bize ait olan 7 restoranın şirketi. Şirketlerimizin tüm cirosu 36 milyon lira Franchising olan 55 şubenin cirosu 60 milyon lira civarında olup, bayilerimize tedarik dışında, personel eğitimi ve temini konusunda destek veriyoruz. Genelde Franchise’lerimizi AVM’lere veriyoruz. Oraları daha güvenli, daha temiz ve bakımlı buluyoruz. İnsanlar tercih imkanları daha geniş, yazın serin kışın sıcak, cocuklarının eğlenebileceği, üstelik her ihtiyaçlarını birarada bulabilecekleri yerleri tercih ediyorlar.Ayrıca biz en kaliteli malzeme ve işçilikle Türkiyenin en gözde döner lokantası olarak kendimize güveniyor, rkabet ortamlarında ciromuzu arttırıyoruz. Sahada gezen 13 kişilik bir de ekibimiz var, Gizli müşteri denetimi yapıyor, sıkıntıları gideriyoruz.
“ MENÜMÜZ KALABALIK DEĞİL, AMA ETKİN” Menümüz 4 Kategoriden oluşuyor. Efsane bölümünde: Bursa Kebabı ( İs-
kender), Muhteşem Bursa, Dürüm Döner, Porsiyon Döner, Tombik Döner, Pilav Üstü Döner var. Tadımlıklarda: Bursa Köy Kahvaltısı, Çocuk Menüsü, Ezo Gelin Çorbası, Hayal Salatası, Köz Patlıcan, Patates Kızatrması ve Pilav var. Aperatiflerde: Beğendili Tavuk, İnegöl Köfte, Pideli Tavuk var.Tatlılarda: Bursa Kaymağı, Kemalpaşa Peynir Tatlısı, Kestane Şekeri, Künefe ve Uludağ Tatlısı var. Ayrıca Bursa’dan temin edilen yöresel ürün satışlarımızda mevcuttur. Şubelerimizin başarısı bizleri daha da iyi şeryler yapmaya, onlara daha çok kazandırmaya yönlendiriyor. Bu yılda yeni hamlelerle hem bayilerimizi, hem de Lezzetsever halkımızı mutlu edeceğiz. dediler. Şubelerinin çokluğu dolayısıyla, yerlerini öğrenmek isteyen okurlarımızın WEB sayfalarına bakmalarını tavsiye ettiler. Biz’de Milliyet LEZZET GAZETESİ olarak Cem ve Caner Helvacıya kolay gelsin diyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Lezzet & Mekan
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
11
360 ENTERTAINMENT GROUP BASINDA GÜVEN
2016 YA HIZLI GİRDİ !
2016
, 360 Entertainment Group'un Yılı Olacak “ diyen grubun profesyonel yöneticileri, Milliyet LEZZET GAZETESİ Yayın yönetmeni M.Vasfi PAKMAN ve Genel Koordinatörü Ali YELİNER'i Beyoğlu 360'da ağırladılar. Galatasaray'daki Mısır Apartmanının tepesinde, muhteşem İstanbul manzarasında, nefis bir mönü sunan işletme ve mutfak ekibi” Gastronomi'de Profesyonellik örneği” sergilediler. Ülkemiz yeme-içme ve eğlence hayatının önde gelen gruplarından 360 Entertainment Group, 2016 yılına yepyeni 2 mekanla birlikte giriyor. 10 yıldır Beyoğlu'nda 360 İstanbul'u yürüten ekip; Beyoğlu, Moda, Suada mekanlarının ardından bu yıl Anadolu Yakası'nda JanJan, Beyoğlu'nda ise Rejans dönemini yansıtan 1924'ü müdavimleriyle buluşturdu. Kahkaha dolu şovları ve eşsiz eğlence anlayışıyla JanJan, Anadolu Yakası'na yeni bir soluk getiriyor. Tek mekanda iki farklı konsepti bir araya getiren JanJan'da, modern meyhane kültürü yaşanırken, sahne bölümünde ise kabare tarzı tiyatral gösteriler konukların başını döndürüyor. Anadolu Yakası Kozyatağı'ndaki Hilton Oteli'nde
hizmet vermeye başlayan JanJan by 360, hazırladığı farklı eğlence anlayışıyla İstanbul'un en iddialı restoran&gece kulübü olma özelliğini taşıyor. Beyoğlu'nun gözbebeği 1924, eski kimliği ve yenilenmiş mimarisi ile klasik Rejans atmosferini yansıtıyor. İstanbul ile özdeş mekan, klasik haline gelmiş dokusu ve tarihi atmosferiyle geçmişi geleceğe taşımaya hazırlanırken usta şefler tarafından hazırlanan Doğu Avrupa Mutfağı ise damaklarda eşsiz tatlar bırakıyor. Farklı Kişiliklerin Sinerjisi 360 Entertainment Group, marka bilinirliğini ve restoranlarının başarısını kendi alanında deneyimli ve sektöre yıllarını vermiş isimlere borçlu. Mike Norman, Enis Özsomer,
Sashah Khan, Cenk Yavuz Softa, Piero Ciantra gibi kendi alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşan ekip, 360'ı alanındaki rakiplerden daima farklı bir noktada tutuyor. 360 İstanbul'un hem kurucu ortağı hem de baş şefi olan Mike Norman, dinamizmi ve üstün yaratıcılığı ile benzeri olmayan lezzetlere imza atıyor. 360'ın bir diğer kurucu ortağı Sasha Khan ise otelcilik deneyimini iletişim becerisi ve sosyal çevresiyle harmanlayarak mekanın popülaritesini en üst seviyede tutuyor. 360 İstanbul'un finans direktörü Enis Özsomer, kendi deneyimleriyle şirketin başarısında en önemli isimlerden biri haline gelirken mekanların genel müdürü Cenk Baysan ise ekip ruhu ve yenilikçi bakış açısıyla markanın vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi. 360 Entertainment Group Sevgililer Günü'nde Aşkın En Güzel Halini
Sunuyor. 360 Entertainment Group, Sevgililer Günü'nde de birbirinden özel programlarla misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Beyoğlu'nun en gözde mekanı 360 İstanbul, “Love is Red” konsepti ile seni seviyorum demenin en güzel halini sunuyor. San Franciscolu ünlü sanatçı Mandengo'nun vokal&dans şov ekibiyle performans sergileyeceği gecede çiftler aşkın en kırmızı halini yaşayacak. İstanbul eğlence hayatının yeni yıldızı JanJan'da ise: Teo ve Ekibi'nin söyleyeceği slow ve hareketli şarkılar 14 Şubat'ı sevgililer için unutulmaz kılacak. Şov ekibinin geceye özel hazırladığı şarkılar aşkı, aklınızı başınızdan alacak lezzetler ise lezzeti fısıldıyor. Eşsiz manzarası ve etkileyici atmosferi ile Anadolu Yakası'nın incisi konumundaki 360 East Moda, hazırladığı “Love Around The World” konseptiyle Sevgililer Günü'nde farkını ortaya koyuyor. Bu-
siness Insider tarafından “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Dünya'nın En Önemli 40 Mekanı” listesinde 11.sırada gösterilen mekanda, İspanyolca, Fransızca ve İngilizce aşk şarkıları seslendirilecek. Her köşesine sinmiş anıları ve tarihi Rejans dönemini yansıtan ambiyansıyla geçmişi geleceğe taşıyan 1924, en özel aşk şarkıları ve Doğu Avrupa Mutfağı'nın lezzetli menüsü ile benzersiz bir Sevgililer Günü'ne ev sahipliği yapıyor.
12
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
AŞKIN EN ROMANTİK HALİ Başyazı Dr.Aydoğan SÜER
EATALY’DE!
Chef Ayşe Dinler'den, Sevgililer gününe özel!
aydogansuer@lezzetgazetesi.com
Teknoloji ve Geleceğin AVM’leri
G
elecek, dünyada insanların en çok merak ettikleri ve üzerinde düşündükleri konuların başında geliyor. Tabii ki seksten sonra… Peki, gelecek hakkında neyi merak ediyoruz? Orta Doğu’daki haritanın nasıl şekilleneceğini mi? Bir manyetik takla sonucunda gelecekte pusulanın kuzey yerine güneyi gösterip görmeyeceğini mi? Uzaya gitmenin kaça mal olacağını mı? Aslında hayır. Bence daha çok “Hayatın benimle ilgili planı ne?” diye düşünüyoruz. “On yıl sonra ne iş yapıyor olacağım? İstediğim havuzlu eve sahip olabilecek miyim? Kıyafetlerim nasıl olacak? Arkadaşlarımı görecek daha fazla vaktim olacak mı? Evlenecek miyim ya da boşanacak mıyım?” İşin özünde soru şu: Yarın, bugünden daha mutlu hissedecek miyim? Kafanızdan geçen kişisel soruların yanıtı tam olarak bilmem mümkün değil. Bu yazıda yalnızca gelecekte alışverişin neye benzeyeceğinin peşine düşeceğiz. Nasıl ki nefes alıp vermeden yaşayamıyorsak, başkalarından almadan ve başkalarına bir şeyler vermeden yaşamamız da mümkün görünmüyor. Bu açıdan alışverişin insanlık devam ettikçe sürüp gideceğinden eminiz. Gelecek hakkında ahkâm kesmek kolay değil elbette… Dolayısıyla önce, değişen sosyal yaşamı, kentleri, alışveriş merkezlerinin, perakendenin, internetten satışların yani alışveriş dünyasının geleceğini belirleyen önemli parametreleri iyi bilmek lazım… Örneğin teknolojinin, geleceğin her anını etkileyeceği gibi alışveriş biçimlerimizi de değiştireceği açıkça ortada. Sağlıktaki gelişmelere bağlı olarak insanın ortalama ömründeki değişimler, modadaki gelişmeler, şehirciliğe bakış açısı, siyaset, dünyanın karşı karşıya kalacağı çevresel faktörler ve insanın ruhsal gelişimi gibi dinamiklerin her biri, geleceğin görüntüsünü değiştirecektir.
DOYMADIYSANIZ AMBALAJI YİYEBİLİRSİNİZ Son yıllarda kimi ülkelerin dramatik şekilde değişen coğrafi, sosyal ve siyasal yapısını bir kenara bırakırsak, hala gelecek deyince aklımıza gelen en önemli madde teknoloji. Yeni teknolojiler sözü akla bilgisayar ve mobil cihazları getirse de yeni hammaddelerin kullanılmasıyla üretilen kumaşlar ve ambalajlar da oldukça heyecan verici. Yeniliklerin çoğuna, doğal kaynakların sürdürülebilirliği ve gezegene verilen zararın minimize edilmesi zorunluluğu ilham veriyor. Güneş enerjisi gibi doğal enerji kaynakları yaygınlaşıyor. Vücudun yarattığı ısı ile cep telefonu gibi küçük cihazları şarj edebilmek için yeni imkânlar doğuyor. Aynı hassasiyeti ambalajlarda da görüyoruz. Düşünsenize mutfağınızda ne çok ürün ve ambalaj var. Peynirler, zeytinler, margarinler, sütler, yoğurtlar… Kullandığımız ürünler, geride bir çöp dağı bırakıyor. Bu çöplerin toprağa karışması yüzlerce yıl demek. Bunu düşünen bilim adamları, yenebilen ambalajlar üretti. Şimdi pazar analistlerinin en büyük merakı, meyvelerin kabuğunu ısırır gibi yenilebilecek bu ambalajların tüketiciler tarafından nasıl karşılanacağı… Analistler, “Bu ürünler market raflarında nasıl gözükecek, meyve sebze seçer gibi mi seçeceğiz, müşteriler bu ürünleri tüketme cesaretini ne kadar zamanda kazanacak?” gibi soruların yanıtlarını arıyorlar. Yeni teknolojilerin diğer bir özelliği ise birbirine entegre edilebilir olmaları. “Makinelerin gezegeni” ya da “M2M” ifadeleriyle daha önce de karşılaşmış olabilirsiniz. Telefon, bilgisayar ve TV ünitesini zaten yakın arkadaş kabul ediyoruz. Önümüzdeki yıllara dair gelecek kurgularında ise, telefonun arabanızla haberleşmesi, evdeki kombinin telefona mesaj atması gibi cihazları birbirine adapte eden birçok farklı yenilik mevcut. En keyiflisi de artık bazı sınırların ortadan kalkacak olması. “Sınır mı kalmıştı?” diye düşünebilirsiniz.
‘Sevgililer Tatlı Sürprizleri Sever '
korosunun en güzel aşk şarkılarından oluşan performansı eşliğinde akşam yemeği keyfini muhteşem boğaz manzarasıyla Eataly Bar Terazzo’da yaşayacak.
E
ataly İstanbul, Martina Pavone tarafından yönetilen enternasyonel seslerin birleştiği A Cappelle korosunun Bar Terazzo’da gerçekleşecek muhteşem performansı ve Sevgililer Günü’ne özel hazırlanan menüsüyle aşıkların kalbini fethedecek. Eataly İstanbul, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı menüsüyle sevgililere tadına doyulmaz romantik bir akşam yemeği keyfi yaşatacak. Türkiye'de doğaçlama vokal yapan tek koro unvanını kazanan Martina Pavone yönetimindeki A Cappelle
SEVGİLİLER GÜNÜ ÖZEL MENÜSÜ; SAN VALENTINO Eataly Executive Şef’i Claudio Chinali tarafından Sevgililer Günü gecesi için özel hazırlanan menü; fırında kereviz eşliğinde portakallı havuç çorbasıyla başlıyor. Kepekli pirinç sunumuyla marine deniz mahsulleri ve ardından fırında pişimiş ıspanaklı gül makarnasıyla devam ediyor. Taze baharatlı bakla püresi ve ızgara yedikule eşliğinde hazırlanan somon fileto ile servis edilerek 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel sunulacak Aşk Pastası ile lezzet şölenine dönüşüyor.
SEVGILILer günü geliyor her sene,herkesi alan klasik telaşı da beraberinde getiriyor. Sevgilisi olmayanlara kasvet çöküyor. Ancak, bu özel günde herkes sevgilisine kendi elleriyle yemek hazırlamak istiyor. Dışarıda program yapanlarda cabası. Genellikle çiçek ve çikolata satışlarında patlama oluyor Amerika ve Avrupa da. Ama daha özel ve romantik zaman geçirmek isteyenler,kadın erkek farketmeksizin,sürprizlerinin kusursuz olması için büyük çaba harcıyorlar. Dünyanın her yerinde; İnternet ve kitaplara gömülüp,kendi yapabilecekleri ve malzemeleri kolay ulaşılabilir tariflerin peşine düşüyorlar. Yeni geldigim Amerika da kalpli tabak,peçete ,masa ve pasta süslemeleri reyonlarda çoktan yerini almıştı. Boy boy kalıplar ve kesiciler,tatlı ,pasta,kek ve çikolata için ideal. Genellikle şık ve afrodizyak yiyecekler,tercih ediliyor. Deniz mahsulleri,hi ndi,kereviz,lahana,bal,muz,ç ilek,hurma bu yiyeceklere iyi örnekler olarak biliniyor.. Bilimsel olarak kadınlar ve erkekler için değiştiği söyleniyorsa da baharatlar, egzotik katkılarıyla,afrodizyak olabiliyor. Kendi sürprizlerini hazırlayanlar için Ayşe Şef'in tüyolarını sizlerle paylaşmak istiyorum; "Kendi yaptığınız,el emeği olan herşey zaten özeldir, bunu kesinlikle unutmayın." diyorum. Kalp kurabiye kalıpları ya da kesicilerle ekmekleri( tost ekmeklerini )kesip minik kanepeler hazırlayabilirsiniz. Hazırladığınız kanepelerde,peynir,somon karides,avakado ya da sevgilinizin favorisi olan malzemeleri kullanabilirsiniz. Yenilebilen çiçeklerle yaptığınız yemekleri, tatliları, başlangıçları ya da salataları süsleyebilir, hazırladığınız sürprize farklı bir dokunuşla,hoşluk katabilirsiniz. Çilekleri erittiğiniz çikolataya batırıp,yağlı kağıtta çikolatanın donmasını bekletip sunabilirsiniz. Unutmayın, bütün sevgililer tatlı sürprizleri sever.
PARE ÖDÜLLÜ LEZZETLERİ İLE
BOĞAZİÇİ'NİN ! E D EATALY’ En Güzel Mekanı PORTAXE
GELENEKSEL Türk tatlısı olan baklavaya yeme adabına uygun bir marka ve mekan konsepti yaratan, Time Out 'dan “En İyi Yerel Mutfak” ödülünü kazanan Türkiye’nin ilk ve tek “Baklava Bar’ı” PARE şimdi Zorlu Center Eataly’de! PARE, dekorasyonundan mekan tasarımına, yeme adabından servise kadar, Türk tatlılarının efendisi olan baklavaya hakkını veren bir marka. Özel yapım, şeker oranı düşük, tamamen doğal ve en kaliteli malzemelerle üretilen PARE baklavalar Gaziantepli baklava üstatlarının elinden çıkıyor. Geçtiğimiz yıl Nişantaşı Şakayık Sokak’ta açılan ve kısa sürede büyük ilgi gören PARE şimdi de Zorlu Center Eataly’nin içinde hizmet vermeye başladı. İtalyan lezzetlerini tanıtırken bir yandan da bulunduğu ülkenin yerel ve artisanal lezzetlerini sahiplenen Eataly, misafirlerine en
kaliteli malzemelerle hazırlanan PARE ürünlerini’de sunuyor; şöbiyet, Antep özel, fıstıklı dolama, havuç dilimi, özel kare dilim baklava, dilber dudağı, kuş gözü, bülbül yuvası gibi farklı baklava çeşitlerini Üstelik PARE lezzetlerini sevdiklerinizle paylaşmak için PARE’nin şık hediyelik kutularında baklava, Antep kurabiyeleri ve kuruyemişler de alabiliyorsunuz! Gaziantep’te tadabileceğiniz en lezzetli baklavayı artık istediğiniz zaman İstanbul’da deneyimlemenizi sağlayan PARE, “İki tek baklava at” sloganıyla sizi Gaziantep’e tatlı bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor!
SEVGİLİLER gününe hazır, muhteşem gece iki ayrı salonda soner olgun ve ege ile kutlanacak.Portaxe Sevgililer Günü’nde iki ayrı programla “sevenleri“ ağırlayacak. Boğaziçi’nin eşsiz manzarasında geleneksel misafirperverliği ve kaliteli hizmet anlayışla öne çıkan Portaxe’de 13 Şubat Gecesi iki ayrı salonda Soner Olgun ve Ege sahne alacak. Sevgililer Günü’nü bir önceki gece kutlamak isteyen sevgililer için dillerden düşmeyen şarkılarını seslendirecek olan Soner Olgun ve Ege ile “Sevgililer Günü” sabahın ilk saatlerine kadar sürecek. 13 Şubat’taki “Sevgililer Günü” programı 20:00’da
kokteyl ile başlayacak ve yemekle devam edecek. Saatler 22:00’yi gösterdiğinde Portaxe’de Soner Olgun ve Portaxe Shine’da da Ege’nin canlı performansları eşliğinde limitsiz yerli içkinin bulunduğu yemeğe geçilecek. Gecenin sonunda ise mercimek çorbası, sucuk ekmek ve midye dolması yanan variller ve boğazın kış manzarası eşliğinde servis edilecek. Soner Olgun’un yer aldığı program 225 -395 TL, Ege’nin yer aldığı program ise 175225 TL arasında değişiyor. Portaxe’de, Sevgililer Günü’nde Soner Olgun ve Ege eşliğinde unutamayacağınız bir gece sizleri bekliyor.
Lezzet & Temizlik
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
e n i z a g a M r e n a e l C . 4 ü r ö t k e S k i l z i m e T l e y Endüstri u d l u b i n i r e l p i h a s ı r a n başlanan e d in s Oscar’l e c n ö r la y a Hazırlıklarına azine Endüstriyel 4. Cleaner Mag mli bir ödül e rk ö g rı la r’ a c s O Temizlik ni buldu töreniyle sahipleri
T
yıl yan ödül töreninde her ÜRKİYE genelini kapsa ke Ül i. ild ver er üll dalda öd olduğu gibi, bu yılda 52 r he yla mı tılı ka in lin davet genelinden çok sayıda töleştirilen temizlik sek yıl düzenli olarak gerçek , İstanbul Şişli Grand Ce rü başarı ödülleri geçesi Dü i ül Tören nde gerçekleştirildi. Öd i itim vahir Otel’in ev sahipliği Eğ etleri nlığını Hotel Kat Hizm zenleme Komitesi Başka al Başkanı urs On a ny Ala ) (HOTED ve Dekorasyonu Derneği ı gecede Antaln Halit Yeni’nin yaptığ ve Başdanışmanı Haka izasyon soödül birden geldi. Organ ya’ya ve Alanya’ya ikişer tığı gecenin yap irli’nin sunuculuğunu rumlusu Ömer Karaşeh u Başkanı rul Ku Basım Yayın Yönetim açılış konuşmasını CM ve destek en ed t be Korkmaz, davete ica Hakkı Korkmaz yaptı. i. rkese teşekkür ett verip, katkı sağlayan he
‘HİJYEN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR’ Komite başkanı Hakan Halit Yeni gecenin önemini belirten bir konuşma yaptı. Yeni, konuşmasına Türk turizminin temelinin ilk atıldığı yerin Alanya olduğuna dikkat çekerek başladı. Temizlik sektörünün, konaklama, iş merkezleri ve hastaneler gibi birçok başlık altında varlığını sürdürdüğünü, aynı zamanda sağlıklı yaşamın korunmasında önemli bir rol üstlendiğini söyleyen Yeni, ödül töreniyle
ilgili konuşmasına şöyle devam etti: “Turizmci olmam ve hijyen müdürlüğü yapıyor olmam dolayısıyla, böylesine anlamlı bir gecenin komite başkanlığını yapmaktan büyük onur duyduğumu özellikle ifade etmek isterim. Yarışmanın amacı endüstriyel temizlik sektörünün, hijyen sanitasyon, makine, ekipman, kimya, kağıt gibi konularında toplumun duyarlılığını ve farkındalığını arttırmakla beraber, insan ve çevre sağlığı konularında, sektörle
ilgili başarılı çalışmalara imza atan gerçek ve tüzel kişileri ödüllendirmektir. Endüstriyel temizlik sektörünün, sürdürülebilir gelişimi ve kalkınması doğrultusunda, sektörde birlik beraberliğin geliştirilmesi, pekiştirilmesi adına gerçekleştirilen bu gecenin geleneksel hale gelmesinden memnuniyet duyuyorum. Hakkı KORKMAZ ve ana sponsor Mis Group başta olmak üzere emeği geçen katkı sağlayan herkesi kutluyorum” dedi.
13
14
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
SOSLARLA DANS EDEN ADAM Başyazı Fırkan
Türkiye’nin çocuklara ÖZEL İLK EKMEĞİ
GÜLAYDIN
firkangulaydin@lezzetgazetesi.com
Geçmişe Dönüş
Y
emek yapmak insanı yormaktan çok dinlendirir. Acılarınızı hafifletir, hayal gücünüzü zinde tutar ve eğlendirir. İş ünvanınız ne olursa olsun, mutfağa girip yemek yapmayı deneyin. İnanın bana onun tadı, hatırası ve eğlencesi çok daha unutulmaz olacaktır. Son zamanlarda bir çok sektörde geçmişe dönüş başladı. Bu, moda sektöründen, mimariye, müziğe kadar yansımış durumda. Yapılar daha çok geçmişin izlerini taşımaya başladı. Genç nesil bile kırk beşlik plaklar dinliyor. Mutfak içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Sektörde öncülüğün başlatılması ve ilgi çekmesi ile son zamanlarda moda haline geldi. Eskiden menülerinde, tencere yemekleri yapmaktan uzak duran işletmeler ve şefler şimdilerde bunu daha çok geliştirerek, sunumlarını zenginleştirerek menülerde yer vermeye başladılar. Ama bu noktada aslına sadık kalmak çok önemli. İlgi çekiyor diye birçok işletme bunu yapmaya başladı. Ancak; İyi araştırmalar yapılmalı. Yöre yöre, bölge bölge derinlemesine incelenmeli ve sadece belli bir kalıp altında sunulmamalı. Ülke mutfağına sahip çıkmamız çok önemli. Bundan on yıl önce, mesleğe yeni başlayan aşçılar yada okul okuyan öğrenciler daha pirinç pilavı, meyhane pilavı yapmayı öğrenmeden. Risotto yapmayı öğrenme sevdasına girmişlerdi. Çünkü; popülerite onu gerektiriyordu. Şimdi ise durum daha iç açıcı. Gerek okullardaki öğretim görevlilerinin, gerek öncü şeflerin dikkat ve çabaları ile ülke mutfağı sahiplenilmeye başlandı. Ama hala bilinç eksikliklerimiz var bu anlamda! Lezzet Yolculukları Benim gastronomi tutkumdan mıdır yoksa aynı hissiyat herkeste oluyor mu bilmiyorum. Bir yolculuğa çıkacağım zaman, aklıma ilk gelen o yöreye ait yemekler oluyor. Çocukluğumdan beri çıktığım her yolculuk bende lezzeti çağrıştırıyor. Kendime bir plan çıkarıp, şurada şunu yiyeceğim. Şurayı görüp şarabını içeceğim gibi notlar alıyorum. Döndüğümde birikmiş onlarca güzel hikayenin yanı sıra, heybemde yeni lezzetler oluyor. Aslında mutfağı anlamak, hissetmek farklı bir yaşam tarzı bana göre. Yemek Yemeği sadece ihtiyaç olarak görmeyip sanata dönüştüren insanlarında yolcuklarında mutlaka bir ‘lezzet hatırası’ olduğuna inanıyorum. Sizlerde, gideceğiniz yerler için ufak bir gastronomik araştırma yaparak seyahatinizi lezzete dönüştürebilirsiniz.
Güzel bir lezzet hatıranız olabilsin diye bu ay sizler için ‘Kestaneli Kahveli Brownie’ Tarifini Paylaşıyorum ( 10 Kişilik ) ● 500 gr Bitter Çikolata (eritilmiş) ● 375 gr Tereyağı (eritilmiş) ● 1 kg Toz Şeker ● 8 Yumurta ● 400 gr Un ● 85 gr Kakao ● 175 gr İrice Kıyılmış Ceviz ● 8 gr Türk Kahvesi ● 200 gr Kestane Şekeri Öncelikle tereyağı ve çikolatayı eritiniz. Daha sonra yumurta ve şekeri kabartana kadar çırpın. Çikolata, tereyağı, un, kakao ve kahveyi karıştırın. Son olarak ceviz ve kestane şekerini de ekleyerek tekrar harmanlayın. Yağlanmış fırın tepsisine koyarak, 165 Derecede 25 dakika pişirerek ılık olarak servis yapınız.. Afiyet Olsun..
“ UNO BÜYÜMEK SANDVIÇ “
Chef Tuncay Demir
Y
olunuz düşer de Alibeyköye giderseniz Bilgi Ünversitesi kampüsü karşısında nefis bir kahve dükkanı ile yanında yine nefis yemekler sunan; küçük, mütevazı, bir lokanta göreceksiniz: Bu lokanta, yıllarını bu mesleğe adamış, uzun bir tecrübe ve yaşanmışlık sonrası kendi mekanını açmış bir mutfak şefinin sahip olduğu ve Ustalığını bizzat yaptığı çok farklı bir "Lokanta " işletmesi. Tuncay Demir nam'ı diğer "TuDe şef" Tuncay usta burada yılların birikimi ve araştırmacı ruhunu yemeklerine yansıtıyor. Yıllardır yaptığı araştırmalarla geliştirdiği, bizzat yetiştirdiği doğal bitkilerden elde ettiği, mükemmel lezzetteki, inanılmaz renklerdeki ve erişilmez rayihalardaki soslarını, bu küçük ama çok renkli lokantasında yaptığı nefis tatlarla birlikte sunuyor. Mesela makarnaların da: O rengarenk soslarla yediğiniz makarnaları dilinizle damağınız arasına aldığınızda, kendinizi bir botanik bahçesinde hissedebiliyorsunuz.
Hele o tatları özümsediğiniz de, sanki makarnanın içinde taze roka veya dalından yeni koparılmış bir domatesi yiyormuş gibi oluyorsunuz. Kırmızının, yeşilin her tonunda ve hatta doğal mavi renklisi dahi bulunan soslarla, yediğiniz ızgara çeşitleri ya da makarna lezzetleri gerçekten sizleri uçuracak düzeyde. Tuncay Usta, burada; bir botanikçinin bilimselliğini bir bahçıvanın
sevgi ve hassasiyetini ve bir mutfak şefi olmanın verdiği detaycı, ince, nazik dokunuşları birleştirerek, adeta soslarla dans ediyor. Bu ritmi de çok güzel yakalamış ve yemekleriyle mükemmel bir uyum sağlamış. Benim her zaman dediğim gibi; bir mutfak şefi gerçekten çok yönlü bir sanatçı. Resmi, heykeli ve müziği ; sade bir tabakta birleştirip ortaya mükemmel bir senfoni çıkartabiliyor. Yolun açık olsun Tuncay Usta..
U
NO’NUN balık şekilli “Büyümek Sandviç” ekmeği çocukların öğünlerini daha besleyici ve eğlenceli hale getiriyor. Gelişimde önemli rol oynayan B1, B2, Niasin, B6, B12 ve folik asit vitaminlerini ve kalsiyum, demir, çinko minerallerini içeren Büyümek Sandviç çocukların damak tadına özel geliştirildi. Buğdayın tüm doğal vitamin ve minerallerinin yanı sıra; çocukların ihtiyaç duyduğu faydalı vitaminleri, lezzetten taviz vermeden bir araya getiren “Büyümek Sandviç”, UNO’nun ARGE uzmanları ve şefleri tarafından, çocukların damak tadına özel geliştirildi. Balık şekliyle Ülkemizin çocuklara özel ilk şekilli ekmeği UNO Büyümek Sandviç, içeriğindeki vitaminler ve mineraller ile; Genel olarak enerji oluşumunda, kan hücresi yapımında, bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde ve kemik oluşumunda önemli rol oynayarak, sağlıklı beslenme ve büyümeyi destekliyor. “UNO Büyümek Sandviç” ortadan ikiye kesilmiş yapısı ile doyurucu ve besleyici pratik sandviçler için ideal bir seçenek oluştururken, açıldıktan sonra tazeliğini korumayı sağlayan iki bölmeli ambalajıyla kullanımını kolaylaştırıyor. Market raflarında yerini alan, UNO’nun dünya standartlarında üretim yapan tesislerinde, hijyenik şartlarda, el değmeden üretilen UNO Büyümek Sandviç’in tavsiye edilen satış fiyatı; 5,65 TL dir.
Bilinenin ötesinde Japon Mutfağı:
İzakaya ve Kaiseki J
apon kültüründe yemek, karın doyurmanın ötesinde özel ve felsefi bir anlam taşır. Ülkenin ve halkın yüksek ekonomik standartları nedeniyle kaliteli malzemelerin kullanıldığı; pahalı restoranları ve ödüllü şefleri en fazla olan ülkelerin başında gelir. Tüm dünyada Japon yemeği denince akıllara ilk gelen suşi’dir . Oysa Japon mutfağı dünyanın en zengin, en renkli, en rafine mutfaklarından biridir. Dünyanın belkide en lezzetli makarnaları “Udon”, “Ramen” ve “Soba”, ızgara mutfağı “Teppenyaki”, kızartma “Tempura”, “Şabu şabu”, “Sukuyaki” gibi çeşitler başta olmak üzere muhteşem yemeklere sahiptir. Örneğin sabah kahvaltısında içilen Miso çorbası, Tokyo balık pazarında sabah 5’te suşi ile kahvaltı, Japon omleti “okonomiyaki”, başta bizlere biraz uzak ve farklı gelse de, lezzetli ve keyifli deneyimlerdir. Japon Mutfağını ve hatta Japonların sosyal yaşamını deneyimlemek için “İzakaya Bar”larda yenilecek bir akşam yemeğinden daha iyi bir seçenek düşünülemez. Ülkedeki en iyi ve en canlı İzakaya Barlar başkent Tokyo’da bulunur. “İzakaya” kelimesi Japonca’da dükkan ve alkol anlamına geliyor. Geniş bira, sake ve shouchu seçenekleri sunan İzakaya Barlar hareketli ve gürültülü yapılarıyla Avrupa’daki “pub”lara benzetilebilir. Yoğun iş günü sonra-
sı Japonlar iş arkadaşlarıyla birlikte İzakaya Barlara gelirler. Bu nedenle özellikle hafta içi “İzakaya”larda yemek için rezervasyon şarttır. İzakaya Bar’lar “pub”lardan farklı olarak geniş bir yemek menüsü de sunarlar. Burada servis edilen yemekler Türk “meze”lerine ve ya İspanyol “tapa”larına benzetilebilir. Ufak porsiyonlar halinde birçok farklı malzeme ile hazırlanmış atıştırmalık olarak servis edilirler. Japonya’da gideceğiniz belki de tüm İzakaya Barlarda İngilizce menü bulmak neredeyse imkansızdır. Menüden herhangi bir şeyi işaret edip, bir lezzet macerasına atılmak, yan masadaki yerel müşterilerle sohbete katılıp keyifli bir akşam geçirmek unutulmaz bir deneyim olacaktır. “Tabaktaki mükemmellik” olarak tanımlanan “Kaiseki” ise bir öğün yemekten farklı olarak görkemli bir yemek şölenidir. İlk başta Zen keşişleri tarafından yaratılmış, sadece mevsimsel ve taze ürünler kullanılarak hazırlanan, sebze ve deniz ürünleri içeren yemeklerdir. Genel bir ifadeyle Kaiseki, batı mutfaklarında “fine dining” olarak adlandırılan lüks, kaliteli ve pahalı bir yemektir. Servis edilen her tabak adeta bir sanat eseri gibi hazırlanır. Genellikle çiçek, yaprak gibi öğelerle süslenir. Geleneksel olarak sadece sebze ve deniz ürünleri kullanılarak hazırlanan bir öğün olmakla birlikte son yıllarda bazı
şefler menüChef ye az da olsa Selin et eklemeye EKİM başladılar. Zarif suselinekin@lezzetgaze tesi.com numlu ve muhteşem lezzetli bu yemekler genellikle yedi tabaktan oluşur, özel yemek odalarında geyşa gibi giyinmiş garsonlar tarafından sunulur ve “tatami” adı verilen geleneksel minderlerde oturularak yenilir. Tüm Japonya’da Kaiseki restoranları bulunsa da, en mükemmelleri Kyoto’dadır. Bir Kaiseki menüsünün fiyatı en az 250 dolardan başlar, iki katı hatta daha üstüne çıkanları da vardır. Bu yüksek fiyatlarına rağmen birçoğunda önceden rezervasyon yapmadan yer bulmak imkansızdır. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve nemli geçen Japonya’ya seyahat etmek için en uygun mevsim bahar aylarıdır. İlkbaharda çiçek açan kiraz ağaçlarıyla (sakura) şehirler masalsı bir havaya bürünüyor. Sonbaharda ise kızılın bin bir tonu sizi bekliyor.
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Dr. Yavuz Dizdar’la sıcak bir söyleşi..
A Y N Ü D a d n ı ğ a y Zeytin
Aslı Durukan PASİNLİ aslidurukanpasinli@lezzetgazetesi.com
Fark eden göz olmak...
B
u hafta cok mutlu oldum, gurur duydum, onur duydum, heyecanlandım, duygulandım… Çünkü ‘Ödül’ aldım. Hem de, benim için çok önemli bir konuda. Yaklaşık 3 senedir üzerinde çalıştığımız, karbon ayak izimizi azaltmayı hedefleyen ‘Yeşil Nesil Restorancılık’ girişimimizden dolayı, La Mancha restoranımız, ‘Time-Out İstanbul Özel Başarı Ödülü’nü aldı. Ne güzeldir ödül almak. Farkedilmek. Takdir edilmek. Şımartılmak. Bazen dostunun samimi bir teşekkürü, bazen eşinin küçük bir tebessümü, bazen de bir kurumun kocaman bir plaketi… Hepsi de çok kıymetli, hepsinin de mesajı aynı, ‘Güzel birşeyler yapma gayretini farkettim’. Etrafımızda olup biten tüm trajedileri, elimiz kolumuz bağlı seyrettiğimiz bu dönemde, benim de ilacım, bu dünyayı daha güzel kılmak için karşılıksız bir çaba. En az bu çaba kadar değerli bir şey daha var kanımca, o da etrafındaki çabaları fark eden şahısların ve kurumların olması. Bu vesileyle Unilever Food Solutions’a ve Time-Out İstanbul’a teşekkür ediyorum. Kendi kendime de, her alanda, etrafımda bireylerin ve kurumların yaptığı güzel işleri daha çok fark edip, dile getirme sözü veriyorum. Gelelim bizim şu Yeşil Nesil meselemize. Daha önceki yazımda kısaca bahsetmiştim. Bugün biraz detaylarını anlatmak istiyorum size. Bildiğiniz gibi, bügün, terörden sonra dünyanın en önemli gündem maddes iklim değişikliği. Terör konusunda bireysel olarak pek birşey yapamıyoruz, korkmak ve lanet etmekten başka. Ama iklim değişikliği ile ilgili, herkesin bireysel olarak ve kendi sektöründe, ufak büyük birşeyler yapmasını sosyal sorumluluk değil, sosyal zorunluluk olarak görüyorum. Evet, bugünü kurtarma derdindeyiz hepimiz, ama yarını da düşünmek zorundayız yoksa yarınımız olmayacak. İşte bu dertle ne yapabiliriz diye sorgularken, Yeşil Nesil Restorancılık projesi ortaya çıktı. WWF-Boğaziçi Universitesi girişimi ve TURYİD ve Beşiktaş Belediyesi işbirliği ile, UFS sponsorluğu ile, karbon ayak izimizi azaltan 95 farklı kriter belirledik. Restoranlar bu kriterlerin içinden yapabildiklerinden puan alarak sertifika alabiliyorlar. Türkiye’nin ilk Yeşil Nesil Restaurantı olmanın gururuyla, biz neler mi yapıyoruz ? Şişe suyu yerine sularımızı sürahi ile servis etmeye başlayarak yılda, 4 restoranımızda 30 bin şişe atığını engelliyoruz. Artık, tek kullanımlık şeker yerine eski usül dökme şekere kullanıyoruz masalarda. Boğaziçi Üniversitesi ile yaptığımız çalışmalara göre, İstanbul’da yılda 1000 ton şeker ve 250 ton kağıt tek çöpe gidiyor. Masa örtüsü kullanmıyoruz, zira kullanan her restoran yılda 20 tanker su harcıyor. Garnitürümüzü mümkün olduğunca seçtirtiyoruz. Yılda bir restoranda tabaktan ortalama 4 ton yemek döndüğünü ve çöpe gittiğini öğrenince, kendi restoranımda bir akşam çöpün başına oturdum. Tabaktan dönenleri görebilmek için. Balığın yanına konan kırmızı soğanın her 3 tabaktan 2sinde döndüğünü gördüm. Şimdi bir tabakta ayrı götürüyoruz, servis elemanı soruyor, sadece isteyenlere veriyor. Bu kadar basit bir çözümle, kilolarca atığı engelliyoruz. Özellikle balıkçılarda adettendir, sürekli tabak değiştirilir. Biz gereksiz tabak değişimini kaldırdık, yılda restoran başına 15 ton daha az su harcıyoruz. Mümkün olduğunca yerel sezon ürünlerini tercih ediyoruz. Bir ananasın karbon ayak izinin, mevsiminde yenen bir nardan 25 kat daha fazla olduğunu öğrenince, ananaslı kokteyl isteyen müşterilerimize nazikçe ülkemizde şahane nar yetiştiğini söylüyor ve öneriyoruz. %99 da olumlu tepkiyle karşılaşıyoruz. Tek kullanımlık ıslak mendillerle de aramızı bozduk. Yılda 4 ağaç kurtarıyoruz grubumuzda. Cam şişelerimizin bir kısmını kesip bardak yapıyoruz, kalanları un ufak kırıp çöp hacmimizi %80 oranında azaltıyoruz. Menülerimizin bir kısmını elektronik ortama taşıdık, artık sayfalarca menu basmıyoruz. Sonra oturduk çöpümüzü tarttık. İçeriye giren herkesin, ortalama 0.8 gram gıda atığı ürettiğini hesapladık. Buna hazırlık aşamasında oluşan yumurta kabuğu, soğan kabuğu gibi atıklar ve biraz evvel bahsettiğim masadan dönen atıklar dahil. Düşünebiliyor musunuz, ortalama bir restoranda ayda 3-5 ton arası gıda atığı oluşuyor? Bu atık, aslında toprağımız için çok kıymetli. Bunlar, diğer atıklarla birleştirilip, şehrin 28 km dışarısına kamyonlarla taşınıyor ve doğaya geri kazandırılamıyor. Biz, Beşiktaş Belediyesi işbirliği ile Ulus’a gıda atığından gübre üreten bir makina yerleştirdik. Sunset Restaurant artık gıda atığını çöpe atmak yerine, bu makinaya atıyor, makina bu atıktan kompost üretiyor. Park ve Bahçeler müdürlüğü de bu çok kıymetli gübreyi alıp değerlendiriyor. Bunca atık, hem doğaya dönüyor, hem de boşuna şehir dışına taşınırken doğayı kirletmiyor. Şimdi bu makinaların sayısını arttırmak için uğraşıyoruz. Bunlar yaptıklarımızın bir kısmı ama yapacaklarımızın henüz çok azı. Bu yazıyı okuyan sevgili okurlar, size çağrım şudur: restoranınız varsa gelin siz de bu akıma katılın, hemen WWF ‘ı arayın. İlgili bir kurumda çalışıyorsanız, bu akımın yayılması için oluşturmaya çalıştığımız destek ve teşvik programları için el verin. Ama en önemlisi Yeşil Nesil Tüketici olun. Garnitürünüzü seçin, suyunuzu sürahiden için, yemeyeceğiniz şeyleri sipariş etmeyin, tek kullanımlık sarf malzemelerinden kaçının, tabağınızı gereksiz yere değiştirtmeyin, itiraz edin, talep edin. Kalan yemeğinizi almaktan çekinmeyin. Gereksiz paketlemelerden kaçının. Lütfen lüks alışkanlıklarınızı sorgulayın. Masa örtüsü olmazsa, gerçekten olmaz mı ? İlla tek kullanımlık ıslak mendil veya tabakların altına konan kağıt servisler midir hijyen sağlayan? Egzotik meyve midir sizi iyi hissettiren ? Bir de sevgili Yeşil Nesil misafirlerimiz, lütfen fark eden göz olun. Bu çabayı gösterenleri destekleyin. Afişe edin. Tercih edin. Belki bir Yeşil Nesil modası başlar bu vesile ile. Hiç geçmeyen bir moda, dalga dalga yayılır. Sonra alışkanlığa dönüşür. Nesilden nesile aktarılır. Kim bilir belki…
15
Y
avuz hoca, ülkemiz Akdeniz havzasında tarım cenneti ve zeytin ağaçlarının bol olduğu bir ülke. Türkiye için önemli bir markalaşma sağlayacak ve bütün dünyaya sunabileceğimiz gıda ürünlerimizden biri olan saf meyvenin suyu zeytinyağının faydaları hakkında neler söylersiniz. Aslında bizde zeytin benzeri pek çok ürün var, narenciye, incir, kayısı da aynı kapsam içinde sayılabilir. İngiltere’den gördüğüm örnektir, organik incirin fiyatı akla gelmeyecek kadar yüksektir. Ama üretim miktarına bakıldığında ve elbette coğrafi koşullar nedeniyle zeytin ve zeytinyağı çok önemlidir. Biz bu açıdan çok zenginiz, ama elimizdeki ürünü değerlendirip bir dünya markası haline getirmek açısından çok atıl kalmışız. Canlılar varlıklarını ve sağlıklarını koruyabilmek için gerçek yağa gereksinim duyarlar, zeytinyağı da bunların başında gelir. insanda yapılamayan, besleyici ve koruyucu çok fazla madde içerir. Bu ürünün bilinen diğer kaynaklar arasında bir benzeri yok, zira zeytinyağı bir meyve yağıdır ve özellikle bu coğrafyada yetişeni en kalitelisidir. ■ Bir de sağlıklı beslenmede zeytinyağı gibi rafine edilmemiş gıdalara yönelmek de belki doğru bir seçim olabilir. Yani işlenmemiş olarak adlandırdığımız gıdalar değil mi hocam. Saf kullanılması gereken bir ürünü ne kadar işlemden geçirirseniz o kadar değer kaybeder.Zeytinyağının sadece besleyici değil, tedavi edici özelliği de vardır. Ne var ki piyasaya sürülen ucuz fiyatlı ürünlerin çoğu bunun çok uzağındadır, daha çok sıkım sonrası kalan küspenin içinden diğer yağların geçirilmesiyle elde edilen, yan zeytin aromalı üründür. Besleyici değer ister istemez çok farklıdır. Zeytin ve zeytinyağını ev-
z ı y ı l a m l o I MARKAS
de ne sıklıkta kullanırsınız? Biliyorsunuz sadece gıda da değil artık her alanda bu yararlı bitkiden faydalanılıyor. Her şeyiyle saf bir üründen bahsediyoruz ama yeteri kadar kıymetli olamadı halkımızın evinde yıllık tüketimimiz kişi başı 3-4 litreye gelemiyor bir türlü. Sebepleri hakkında neler söylersiniz? Ben her türlü yemekte zeytinyağı ya da tereyağı kullanıyorum, ama her şey gibi zeytinyağı tüketimi de bir damak alışkanlığıdır. İnsanların bu lezzetle tanışıp, ne kadar sağlıklı olduğu konusunda bilgilendirilip, mutfaktaki payının artırılması gerekir. Bu elbette başarılabilir, zira diğer endüstriyel ürünlere bakın, reklam ve tanıtımla kendilerini çok kısa bir zaman diliminde kabullendirip pazara hakim hale gelebiliyorlar. ■ Siz Ege bölgesine gidip o güzelim zeytin ağaçlarını yakından görme ve inceleme fırsatı bulabildiniz mi ? Zaman zaman giderim, ama bu işle daha yakından ilgilenen, üstelik tıp camiasından çok fazla arkadaşım var. Kazandıkları parayı zeytine yatırıyorlar, çok da iyi yapıyorlar. Şunu söyleyebilirim ki, üretim açısından donanımlı bir genç jenerasyon
geliyor. Gerek üretim gerekse işleme ve markalaştırma aşamalarında ciddi uğraşıları var . ■ İnsanlar çağın getirdiği fit ve zayıf olma yarışı içinde, bir sürü diyet reçetesine sarmış durumda olmalarına ne diyorsunuz hocam? Zira Akdeniz diyeti, protein diyeti, kalori diyeti, kan grubu diyeti derken kafayı yedirecekler yakında insanlara. Kimisi beş, kimisi üç öğün beslenin diyor. Siz ne öneriyorsunuz? İnsanlar her konuda reçete tarzı yaklaşımlar ister, hatta bunu da “biz falancacıyız” gibi kutuplaştırma eğilimindedir. Aslında biyolojik sisteme baktığınızda, diyet denen kavramın temellerinin zayıf olduğunu görürsünüz. Genel öneri “az yiyin öz yiyin” şeklindedir, en azından ben bunu uyguluyorum. Kalori hesabının da belli bir mantığı vardır, işe yarar. Kan grubu diyetinin de henüz ayrıntısına vakıf olamadığım, ama gayet doğru olduğuna kanaat getirdiğim bir mantığı var. Biyolojik sistem bir bütün olarak çalışıyor, kan grubu proteinlerinin bazı parçaları vücudun diğer proteinlerinin içinde de yer almakta, dolayısıyla “kan gruplarına göre besleniniz” düşüncesinin bir mantığı da var. Ancak “günde şu kadar öğün yiyiniz” önermesi tartışılır. ■ Tüketici kendisi için faydalı ve sağlıklı gıdayı alırken ve tüketirken nelere dikkat etmeli? Taze, işlemden geçmemiş gıda tüketmeye gayret edeceksiniz. Günlük açık süt bulacaksınız. Bunlar tabi ki bütün nüfusun ihtiyacını karşılar düzeyde değil. İngiltere’de her sabah her evin kapısına günlük pastörize süt bırakılabiliyor ve işte gerçek medeniyet budur. Benzer şekilde beyaz et ve yumurta endüstrileri kimyasala
dayalı üretimi, antibiyotik kullanımını bırakmak zorundalar. Ama en önemlisi tüketicilerin bunu talep etmeleri. ■ Boza, kefir, yoğurt gibi mayalanmış ürünlerin sağlık açısından faydaları nelerdir? Ne sıklıkta kullanmalıyız? Bizim sindirim sistemimiz bakteriler sayesinde çalışıyor ve bu düzen mevsimlerden bile etkilenebiliyor. Bu nedenle bağırsakların da yoğurt, kefir, turşu, boza gibi canlı ürünlerle düzenli mayalanması gerekiyor. Bu ürünler sadece enerji ve besleyici madde kaynağı değil, bağırsakların çalışmaları için gereken bakterileri de içeriyor. O nedenle yoğurdu her gün, boza, turşu ya da kefir gibi ürünleri de en azından haftada bir tüketmek zorundayız. ■ Sizin en son “Yemezler!” adlı kitabınız yayınlandı yazmadaki amacınız bilgiyi paylaşmak ve bilinç düzeyini artırarak farkındalıkları çoğaltmak mı? Yoksa sebep-sonuç ilişkisine bağlı şeylere dikkat çekmekmiydi? “Yemezler!” aslında her iki amacı da taşıyor, ama en doğru gerekçe bir yeniden değerlendirme bilgisini oluşturmak şeklinde özetlenebilir. Zira gıdanın değişimi yüz yıl gibi uzun bir dönemi kapsıyor, çok fazla şey unutulmuş, yarım bırakılmış ya da göz ardı edilmiş. Kitabın birinci hedefi bunların baştan gözden geçirilmesi, ama beri yandan daha sonra yazılabilecekler için bir zemin oluşturma amacı da taşıyor. Nitekim esas olan 13. Bölüm’dür; “Çıkarımlar” başlığını taşır. Bundan sonra anlatacaklarım o bölüm temel alınarak oluşturulacak.. Yavuz hocam, bilimde yeni düşüncelerin desteklenmesi ve hakkaniyetli, bağımsız ve sürdürülebilir bir yaşam felsefenizin devam etmesi dileğiyle size çok teşekkür ederim. Sevgili okuyucular yüreğinizden sevgiyi,damağınızdan lezzeti eksik etmeyin. ■ Nil ÜNSAL Zeytinyağı Panalisti/ Yazar/ Eğitmen/ Gezgin
Sağlıklı Yaşam için, RAW FOOD’u seçin!
Gedik Ünversitesi Yaşam boyu eğitim, uygulama ve araştırma merkezi GUYEM’de Sağlıklı Yaşam için, RAW FOOD Sertifika eğigimleri proğramı başlıyor!
Y
iyeceklerin besin değerlerini bozmadan yeni yemek pişirme sanatı olan Raw Food, dünya çapında yeni bir trend olarak büyük ilgi görüyor. Yiyeceklerin 48 dereceyi geçmeyecek şekilde pişirilmesi ya da ısıtılarak hazırlanmasını kapsıyor. Raw Food, son 20 yılda hızla yaygınlaşmakta ve sayıları gittikçe artan, sağlıklı yaşam bilincine sahip; sanat, spor, iş dünyası gibi kesimlere mensup kişiler tarafından uygulanmakta. Raw Food’un insan sağlığına yararları konusunda, dünya çapında basılı ve görsel medyada, röportajlarda, yayınlanan kitap, makale ve bloglarda bilgiler verilmekte. Bu da yurdumuzda ve birçok ülkede vegan ve gurme restoranların sayısını arttırmakta. Bu konuya verilen önem ve ilgi çerçevesinde, İstanbul Gedik Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (GÜYEM) de; Bünyesinde 3 modül olarak SAĞLIKLI YAŞAM:
Türkiye’nin ilk vegan sertifikalı un markası ERİŞ UN
E RAW FOOD Sertifika Programı düzenlemeyi proğramlamış ve kayıtlara başlamış bulunmaktadır.. Bu program ile Raw Food’u, bilimsel bakış açısıyla sağlıklı ve dengeli bir beslenme sistemi olarak nasıl yaşamınıza uyarlayabileceğimizi öğrenirken, bu besinleri gurme bakış açısıyla popüler restoranlarda sunulduğu şekilde hazırlayabileceğiz. Bu programın teori bölümü konunun uzmanları Hintli Ayurveda Doktoru Pratap ve Diyetisyen Emine Şahin tarafından, uygulama bölümü ise gurme şef tarafından Yakacık'taki İstanbul Gedik Üniversitesi’nin donanımlı
mutfağında verilecektir. Program Raw Food besinler hakkında kapsamlı bilgileri, yararlarını ve kullanımlarını, Raw Food hazırlanmasında gerekli tüm mutfak ekipmanları, uygulamalı anlatımları ve daha fazlasını içermekte ve özellikle de: Sağlıklı beslenme, iyi yemek hazırlama ve yeme tutkusu olanlara hitap etmektedir. 20 Şubat 2016 itibariyle başlayacak olan RAW FOOD eğitim proğramı: Spor antrenörleri; diyetisyenler; beslenme uzmanları; yasam koçları; sağlık ve spor sektöründe çalışanlar; detoks ve sağlıklı yasam uygulamalarını öğrenmek, bol bol enerji kazanmak, güzel , fit ve genç görünmek, ailesini ve çevresini sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirmek, kilo vermek, doğaya saygılı ve bağlı beslenmek isteyen herkese açıktır.
rişler Gıda’nın 2014 yılında perakende piyasası ile buluşturduğu Eriş Un, vejetaryen ve veganlar için Avrupa’da en güvenilir sertifika olarak kabul edilen “V-Label” sertifikasına layık görüldü. Avrupa Vejetaryenler Birliği’nin “vegan etiketini” kullanma hakkına sahip olan Türkiye’deki ilk un markası oldu. Eriş Un, gıda sağlığı alanında sahip olduğu uluslararası düzeyde geçerliliği olan sertifikalarına bir yenisini daha ekledi. Piyasaya sürdüğü tüm ürünlerinde GİMDES’ten alınan “Helal Sertifikası” ve BRC’den alınan “BRC Sertifikası” bulunan Eriş Un, şimdi de vejetaryen ve veganlar için Avrupa’da en güvenilir sertifika olarak kabul edilen V-Label sertifikasına layık görüldü. Eriş Un, başvurusu kabul edilerek gıda sektöründe Türkiye’de V-Label sertifikasına sahip olan ilk marka oldu. Erişler Gıda Perakende Grubu Gn.Md. Abdullah Eriş, “21. yüzyılda tüketicilerin beklentilerini karşılayacak, kaliteli ve sağlıklı üretim yapan markaların ön planda olacağını belirterek şunları söyledi: “Dünyadaki gıda teknolojisi ile ilgili son gelişmeleri yakından takip ederek, her kültüre her tüketiciye uygun ürün üretmeye çalışıyoruz. Perakende ürün grubumuzda yer alan Nudo markasından sonra Eriş Un da hayvansal ürünlerin yer almadığı, veganların güvene tüketebileceği konsepte sahip olmuş oldu." dedi.
16
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Ali Osman TAŞLICA aliosmantaslica@lezzetgazetesi.com
Yol lokantacılığından markalaşmaya: “Ayten Usta”
Sevgililer Gününde farklı bir boyut
ROMANTİK ANADOLU
Y
ol lokantaları, uzun yolculuklarda dinlenme ve karnınızı doyurmanın yanında yöresel tadlar keşfetmek için iyi bir fırsattır. Ya yola çıkmadan önce araştırırsınız ya da anlatılmış bir mekânı ararsınız. Veya akaryakıt almak için durduğunuz yerdeki mekân, ilginizi çeker ve denersiniz. Akıllı telefonlarınıza sormak da sonuca ulaştıran bir yöntemdir. Hatta Google hazretlerine sorarsanız, çok sayıda derecelendirme tablosu ile de karşılaşırsınız. Michelin derecelendirmesinin de yol lokantaları ile başladığını hatırlarsanız, bu araştırma oldukça anlamlıdır. Yolum son yılların en popüler şehri, Eskişehir’e Ayten Usta’ya… EskişehirBursa çıkışında bir yol lokantasıdır. Arama motorlarında hakkında pek çok değerlendirme var. İstanbul-Eskişehir arasında bilindik pek çok yeri pas geçtim, hedefime bir an önce varmak için. Bugün Lezzet okuyucuları için Ayten Usta’yı ve onun markalaşma sürecini anlatacağım. Ayten Usta’nın markalaşma süreci, planlı başlamamış. Bir gün eşinin işletmeciliğini yaptığı akaryakıt istasyonundaki büfede sorun çıkmış. Ortaya çıkan sorunun çözümü için eşinden yardım istemiş. Emekli öğretmen Ayten Çetin, üç çocuk annesi bir ev hanımı olarak başladığı büfe işletmeciliğini hızlı bir markalaşma sürecine sokmuş. “Ayten Usta” markası, bu gün zincir restoranlara dönüşmüş. Başarısını Uluslararası Tüketici Zirvesi’nde tüketici ödülünü alarak tescillemiş. Ayten Usta, “Gıda sektöründeki markalaşma, sanayileşmeyi de beraberinde getiriyor. Sanayileşmeyle birlikte dev bütçelerin ortaya çıktığı bu alanda, uluslararası kabul görmüş bir markamız maalesef yok.” derken, markalaşmasının ardındaki gerekçesini tanımlıyor. “Bizim için asıl önemli olan, yabancı markaların sektörde yoğunlaşmasıyla beraber yeme içme alışkanlıklarımızın da geleneklerimize aykırı bir biçimde değişmeye başladığını üzülerek görmemizdir.” diyerek yol haritasını ve hedefini de tanımlamış oluyor. Başarısının arkasındaki gerekçeyi sorduğumuzda: Elbette temel işletmecilik kurallarını, bir restoranda olması gereken tüm temel kriterleri, koşulsuz uyguluyoruz. Bununla beraber geleneksel Türk mutfağını çokça önemsiyoruz. Üç restoranımızda da Selçuklu ve Osmanlı mutfağından ilham alıyoruz.” Yemek kültürümüzü, yabancı markalara alternatif olarak sunmayı amaçlıyoruz. Bunu da kendi öz değerlerimizi en kaliteli ürünlerle, en hijyenik şekilde ve ekonomik boyutunu da gözönüne alarak yapıyoruz,” şeklinde cevaplıyor. Sevgili Lezzet okuyucuları, çömlekte kuru fasulye, sıcak höşmerim, Kafkas gözlemesi, Çerkez mantısı, balaban köfte benim seçtiklerim. Sizler çok daha fazlasını bulabilirsiniz. Ama iddia ediyorum ki üzerinde çok çalışılmış Türk kahvesi unutulmazlarınız arasına girecek. Eskişehir unutulmaz bir yer; gezmeye doyamayacağınız bu şehirde molanızı “Ayten Usta”da verdiğinizde bir başka unutulmanız daha olacak.
G
Y
urt içi ve Yurt dışı “ GASTRNOMİ TURİZMİ “nin Türkiyedeki Lideri GEZGİN DAMAKLAR Seyahat Acentasının Y.K.Başkanı Ferhan Kırhan’la görüştük. Aynı zamanda LİD / Lezzet İşletmeleri ve İş Adamları Derneği’nde kurucusu olan, deneyimli turizmci lezzetsever; Bize bu yılda gelin bir değişiklik yapın “ Sevgililer Gününde bir’de ROMANTİK ANADOLU’yu deneyin “ dedi. Kendisine; “ Sevgililer günü için Gezgin Gurme’lere Gezgin Damaklar olarak önereceğiniz, hangi güzergahlar var? “diye sorduk, başladı sıralamaya: Biz bu yıl Sevgililer Günü için, Tarihin İçinde Romantizm temalı seyahat programları oluşturduk. Dünya’nın 8. harikası Vespasianus-Titus Tünelinde Heyecan, Apollon’un Daphne için gözyaşlarını akıttığı Harbiye’de Romantizm’i yaşatmak için Efsanevi şehir Antakya’yı seçtik sevgililer için. Üstelik, hem enfes lezzetlerin de tam merkezinde, hem de Fasıl eşliğinde eğlence ile birlikte. Bir diğer seyahatimizde; sevgi, aşk, gökyüzüne en yakın ilimiz Kars’a, Çıldır Gölüne Sarıkamış’a olacak. Dede Korkut Hikayeleri ve Aşıklar geleneğinin ev sahibi Kars, o gizemli dokusuyla buz tutmuş Çıldır Gölünde yapılacak Kızaklı gezilerle, Sevgililer Gününde unutulmayacak bir kutlama yapmasını arzu ettik gezgin gurmelerin. “Diyorsunuz, iyi de ediyorsunuz ama; Bu seyahatler’de gezgin lezzetseverler yöre, yöre farklı neler tadacak? “ Şimdiden iştahlarını kabartacağız
ama, madem sordunuz söyleyeyim. Antakya seyahatimizde, yine mideler bayram edecek ve sevgililer bundan oldukça hoşnut kalacaklar. Tadacakları lezzetler arasında, Peynir Kızartması, Tuzlu yoğurt, Sürk, Çökelek Salatası, Kekik Salatası, Yoğurt aşı Çorba, Kaytaz Böreği, saç oruğu, serimsek, zahter salatası , Cevizli Biber, lahana Sarma, Aşur (buğday et ve nohut ile yapılan) Cevizli Biber, Kule mezesi, Tereyağlı Humus, Zeytin salatası, Çökelek salatası ; Tebbulli salatası, Çiğ Köf-
te , Yumurtalı Occe , Saç Oruğu, Yöresel haşlanıp kızarmış et ile firik pilavı; Abuğannuç , Kalamar, Jumbo Karides, Levrek, tatlılardan ise Künefe ve İrmik Helvası Kabak Tatlısı çok özel lezzetler bulunuyor. Kars Seyahatimiz de ise, tadılacak lezzetler arasında Kars Peyniri Tabağı, Tereyağı, Ayran Aşı Çorbası, Pörtletme, Yeşil Mercimekli Altı Patatesli Erişte Pilavı, Patlıcan ve Kırmızı Biber Tabağı, Salata ,Ezme , Balık, Yöresel Çorba ,Nohut, Kuzu Eti ve Safran Köklü Piti, Erişte Pilav, Şekerpare Hel-
va bulunuyor. “Bu turlarınız hangi tarihler arasında gerçekleşecek ve turların fiyatlarından da bahsedebilirmiyiz? “ Kars-Sarıkamış-Ani Harabeleri-Çıldır Gölü, 12-14 Şubat 2016 (3 GÜN, 2 GECE) 1120 TL’den itibaren , havayolu ile, Antakya – Samandağ, 13.02.2016 14.02.2016 (2 gün / 1 gece) 760 TL’den itibaren , havayolu ile sadece 20 gezgin’in katıldığı bu seyahatlerimizde kahvaltı ve yemekler’de fiyatlarımıza dahil olup. ilgi duyanlar aşağıdaki kaynaklardan daha geniş bilgi edinebilirler . Detaylı bilgi için: www.gezgindamaklar. com / Tel : 0216 348 53 90 “Biz’de LEZZET GAZETESİ olarak, sizleri ve turlarınıza katılan tüm sevgili lezzetseveri, Gezgin Damaklar’ın konuklarını kutluyor, lezzet ve mutluluklarla dolu yolculuklar diliyoruz. “
Karaköy buluşmaları REZERVİN’le artık daha da keyifli!
R
estoran rezervasyonunu online dünyaya taşıyan Rezervin, İstanbul’un yeme içme denildiğinde ilk akla gelen semtlerinden Karaköy’de seçili restoranlarda yüzde 20 indirim ayrıcalığı sunuyor. Doğuş Müşteri Sistemleri’nin restoran rezervasyon platformu Rezervin’in yeni durağı, yükselişini ara vermeden sürdüren Karaköy. Restoran re-
zervasyonlarına yepyeni bir soluk getiren Rezervin, kullanıcıları için sunduğu birbirinden özel ayrıcalıkları ile de fark yaratıyor. 1-13 Şubat tarihleri arasında mobil uygulama veya www.rezervin.com web sitesi üzerinden rezervasyon yapan Rezervin kullanıcıları, Karaköy’ün en çok tercih edilen mekânlarında yüzde 20 indirimden faydalanıyor. Kampanya dâhilinde Rezervin kullanıcılarına Karaköy’ün büyüleyici atmosferini hissettirecek mekânlar arasında Colonie, Lokanta Maya, Ma’na, Mitte, Rudolf, Zelda Zonk, Galatalı Balık ve Cano bulunuyor. Rezervin mobil uygulamayı Apple Store veya Google Play üzerinden kolayca indirebilirsiniz.
PEYNİR Nasıl Saklanır ?
ünün her saati sofralarımızı süsleyen, yemeklerimize renk ve lezzet katan vazgeçilmez gıdamız peyniri uygun koşullarda saklamayı biliyormuyuz? İşte size; Peynirin lezzetini ve besleyiciliğini kaybetmeden saklanmasının satın alma ile başladığını vurgulayan uzmanların tavsiyeleri. Kalsiyum, protein, A, B, D, E vitaminleri bakımından zengin besin kaynağımız olan peyniri doğru koşullarda saklamak, vitamin ve besin değeri açısından büyük önem taşıyor. Peynir alırken öncelikle son tüketim tarihine dikkat etmelisiniz. Son tüketim tarihi geçmiş hiçbir yiyeceği satın almayınız. Ambalajına dikkat edin. Delinmiş, yırtık veya deforme olmuş amba-
lajlı ürünleri almayın. Peynirin renginin değişmemiş olmamasına dikkat edin. Buzdolabında saklayın, sofrada bekletilmiş peyniri ambalaj içindeki peynire tekrar karıştırmayın. Ülkemizde "Peynirin ustası" Muratbey Peynirciliğin Gıda Uzmanlarına göre: Peynirin, özellikle +2/4 C de, ışıksız ortamda yani buzdolabında saklanması gerekir. Peynir hemen tüketilmeyecek ise kendi ambalajında saklanmalıdır. Ambalajı açıldıktan sonra mutlaka saklama kabında veya ambalaj malzemelerine sarılarak korunmalıdır. Aksi takdirde peynir nemini kaybeder, aroması ve lezzeti azalır. Oda sıcaklığında, sofrada, tezgâhta bekletilmiş peynir, ambalajı içindeki buzdolabındaki peynirin içine tekrar katılmamalıdır. . ● BEYAZ PEYNİRİ kendi suyunda saklayın Beyaz peynir, ambalajı açıldıktan sonra salamura suyu denen içme suyuna yemek tuzu ilavesiyle yapılmış sıvının içinde uzun zaman besin değerleri ve lezzetini kaybetmeksizin saklanabilir. Böylece peynirin olgunlaşma süreci de devam eder. Özellikle beyaz peynir ve türevleri oksijenden uzak tutulmalıdır. Beyaz
peyniri keserken bıçağı ıslatmanız düzgün kesmenize yardımcı olur. ● KIZARTMA PEYNİRLERİ (Antep, Urfa ve hellim peyniri gibi) tüketilmeden önce 15-20 dakika suda bekletilirse içerdiği tuz gider ve gerçek lezzeti ortaya çıkar. Beyaz peynir ve Burgu dışındaki peynirler yıkanmaz, su ile temas peynirin lezzet ve aromasını kaybeder. Peynirler derin dondurucuda muhafaza edilmez ve oda sıcaklığında bekletilmez. ● KAŞAR PEYNİRLERİNİ streç film ile sarmak yanlıştır, peynir küflenebilir. Peynir dilimlere ayrılmadan saklanmalıdır, böylece dış ortamla teması en azalır. Kaşar peyniri ve türevleri rutubetten uzak ortamlarda saklanmalıdır. ● KREM PEYNİRLER mutlaka kendi ambalajının içinde ve kapağı kapalı olarak saklanmalıdır.. Paket açılıp porsiyon olarak servis edilmeli ve kapağı devamlı kapalı olarak buzdolabında saklanmalıdır.
● ÖRGÜ PEYNİR açıldıktan sonra streçle sarılmalı veya hava almaz bir kap içine konulmalıdır. ● BURGU PEYNİR salamura suyunun içinde saklanmalıdır. Burgu peynirler ihtiyaç kadar alınmalı kalan kısmı, yine ambalajı içinde ve kendi suyunda muhafaza edilmelidir. Böylece hem kurumayacak, hem de kısa sürede bozulmayacaktır. ● SÜRMELİ PEYNİR, ürünün hava ile teması kesilmiş şekilde kendi suyunda kendi ambalajında muhafaza edilmelidir. Suyu azsa, içme suyu ilave edilebilir. ● TOPİ PEYNİR tamamen salamura suyunun içinde saklanmalıdır. Tüketileceği zaman ihtiyaç kadar alındıktan sonra kalan kısmı yine ambalajında ve kendi suyunda muhafaza edilmelidir.
Lezzet yolu
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
17
TÜRKİYENİN “EN İYİ OSMANLI MUTFAĞI”
NAR LOKANTA
Dr. Burak KÖSEOĞLU
ltürü değerlerinden kü k fa ut m lı an m Os ve rk Tü Geleneksel ve lezzet dünyamıza oluşan yemekleri ile mutfak r Lokantası, mekan.com. Na n na lu bu a rd ıla tk ka li önem manlı Mutfağı” üyeleri tarafından “En İyi Os rüldü. kategorisinde 1.’liğe layık gö
burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com
İ
B
ünyesinde 90 bin üye mekan bulunduran ve ‘Türkiye’nin En Büyük Mekan Platformu’ olan mekan. com’un “2015’in En İyi Mekanları” yarışmasında, 2.5 milyonu aşkın üyelerine açık olan oylama sonuçlarına göre Nar Lokanta, Türkiye’nin “En İyi Osmanlı Mutfağı” seçildi. TLH / Türkiye Lezzet Hareketi içindeki LİD / Lezzet İşletmeleri ve İş Adamları Derneğinin Kurucularından Reyhan ve Oğuz Çepikarslan'ın yönetimindeki mekan.com tarafından bu yıl 1.’si düzenlenen ve geleneksel hale getirilecek yarışma, işletmeler ve oy verenler tarafından oldukça ilgi gördü. Bloggerlar, gurmeler ve iş dünyasından seçkin kişiler tarafından oluşturulan aday listesi 28 farklı kategorideki 224 işletmeden oluştu. Katılımcıların verdiği oylar sonucunda 28 kategori içinden 1. olmaya hak kazanan En İyi Osmanlı Mutfağı ise " Nar Lokanta " oldu. Özünde tarihi Osmanlı ve Türk Mutfağının araştırılması ve tanıtılması, geleneksel yemeklerin yanında henüz gün yüzüne çıkmamış, tarihin karanlıklarında kalmış yemeklerin de yeniden hayata geçirilmesi ve ülkemizin binlerce yıldır ev sahipliği yaptığı geleneksel ürünlerinin sergilenip ta-
nıtılmasını hedefleyen NAR Lokantası, geçmişi bugüne ve yarına taşıyan bir lokantadır. Geleneksel Türk ve Osmanlı mutfak kültürü değerlerinden oluşan yemekleri, "Saray Mutfak" kültüründen "Kırsal Mutfak" kültürüne kadar uzanan tüm mutfak kültürünü mönüsüne almış bir lokanta olarak misafirlerine gün boyu nadir lezzetlerini Cağaloğlundaki Armaggan Binasının üstünde sunmaya devam etmektedir. Nar Lokanta, Türklerin tari-
he ilk çıktıkları dönemden günümüze kadar olan süreçteki ayak izlerinin götürdüğü tüm coğrafyalarda oluşturdukları kültürleri sentezleyerek mutfak ve lezzet dünyamıza önemli katkılarda bulunmayı sürdürüyor. Anadolu'nun yüzyıllar öncesinden gelen lezzetlerine yeniden hayat veren NAR GOURMET'nin, bu tatlarla oluşturduğu NAR Lokantası, hazırladığı özel mönüsü ve zengin içeriği ile bir buluşma noktası görevini de üstleniyor. Türk çizgilerinin hakim olduğu iç tasarımında görsel bir şölen sunan NAR Lokantası, eşsiz mönüsü ile de damaklarda ve hafızalarda unutulmaz lezzetlere yelken açıyor.
Reyhan Çepik Arslan
Oğuz Arslan
mekan.com Hakkında
Temelleri San Francisco'da, Silikon Vadisi'nde atılan ve bünyesinde 90 bin üye mekan bulunduran "Türkiye'nin En Büyük Mekan Platformu" mekan.com, üyelerine restoranlardan otellere, spalardan güzellik salonlarına varan bir çok mekan hakkında bilgi vermesinin yanı sıra rezervasyon, organizasyon teklifi ve sipariş verme gibi olanaklar sağlıyor.
Ecdat Lezzetleri Değer Kazanıyor Türkiye Lezzet Hareketi ve Yunus Emre Enstitüsü tarafından, geçtiğimiz ay KOSOVA’nın başkenti Priştine’de gerçekleştirilen OSMANLI SARAY MUTFAĞI Tanıtımına hizmet verenlerin başarı sertifikaları, İstanbul Maslak STEİGENBERGER HOTEL’de yapılan törenle takdim edildi.
4
Aralık 2015 günü Kosova'nın başkenti Priştine'de yapılan OSMANLI SARAY MUTFAĞI başlıklı konferans, sergi, yemek ikramı ve müzik dinletisinden oluşan ( Gazetemizin 19. sayısında yer alan ) çalışmada; Osmanlı Saray Mutfağı kültürünün dünyaya tanıtımına katkıları dolayısıyla emeği geçen kişi ve kuruluşlara TLH ve YEE adına hazırlanan Şükran Belgeleri, İstanbul Maslak STEİGENBERGER HOTEL salonlarında yapılan törenle takdim edildi. YEE Başkanlığı ile Priştine Türk Kültür Merkezi Müdürü Bülent Üçpınar, idari memur Fehmi Derviş, Sakarya Ünv.Prof Dr.Arif Bilgin ile olaya maddi ve manevi katkıları dolayısıyla STEİGENBERGER Hotel Y.K.Baş kanı Dr. Cem Kınay ve Hotel Gn.Md. Cansu Yörükoğlu'nun yanısıra; Gecenin tüm yemeklerini hazırlıyarak 500 kişilik davetliye sunan STEİGENBERGER Executive Chef İlker Erdogan, Sous Chef Hüseyin Uysal ve Chef Tolga Topçu'ya da belge verildi. Sükran belgelerinin takdim törenini ünlü
J Burger’den Armaggan’a
yisi ile, kötüsü ile bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yılın tüm okurlarımıza, vatanımıza, milletimize ve aslında tüm dünyamıza sağlık, mutluluk, barış, huzur ve başarılar getirmesini diliyorum. Bugün sizlere iki farklı mekandan bahsetmek istiyorum.Neredeyse on yıllardır İstanbul Anadolu yakasında büyük bir müdavim kitlesi oluşturan bu hamburgerci J Burger adeta bir efsane,İstanbul Anadolu yakasında ve bilhassa bağdat caddesi civarındakiler sahil yolunda Çiftehavuzlar büyük kulüp karşısındaki J Burger’i çok iyi bilirler. Patronu Bülent beyin yıllar,yıllar önce kendisine açtığı ve hobi olan bu mekan benim bilebildiğim kadarı ile yaklaşık 30 yıldır aynı yerde müşterilerine hizmet vermekte. Efsane katlı Burgerleri,Şark Burgeri,efsane şeffaf,tatlı mayonezi ve müthiş domates sosu ile adeta sizi müdavimi yapacak. Eşinizle,nişanlınızla,ailenizle huzurla gidebileceğiniz bu mekanı buralara yolunuz düşerse mutlaka deneyin diyorum ve J Burger’den yolumuzu nuruosmaniye’ye çeviriyorum gençlik yıllarımda iş hayatı ile neredeyse ilk tanışmamı yaptığım bu mekanlar son yıllarda turistler için hayli cazip noktalar ile dolmaya başladı ama bence nereye gideceğinizi bilmek ve lezzetin izini sürmek çok daha heyecanlı. Son zamanlarda dostlarca adı son yıllarda sık sık kulağıma çalınan Amerika’daki gururumuz insanlarımızdan Sn.Yalçın Ayaslı’nın 2011 yılında açtığı Nuruosmaniye Caddesi üzerindeki Armaggan mağazasının en üst katındaki bu mekan Osmanlı ve Türk yemek kültürünü temsil eden son yıllarda gittiğim oldukça iyi örneklerden birisi geçtiğimiz günlerde yeni yılda iki iş toplantısı için ayrı ayrı ve tamamen tesadüf eseri Nar Lokanta’ya davet edilmemle birlikte buradaki enfes lezzetleri tatma fırsatı yakaladım. Öncelikle İşkembe çorbasını mutlaka denemenizi öneririm.Açık büfe sunulan zeytinyağlılar hem müthiş bir görsel bütünlük sağlarken hemde lezzetleri ile adeta sizi büyüleyecek. Mekana özel hazırlanan Lüfer Dolması ise gerçekten efsane dedikten sonra oldukça lezzetli bir tatlı ve Türk kahvesi ile bu mekandaki edindiğiniz tecrübe gerçekten çok olumlu olacaktır. Mekan çeşitli tarihlerde özel günlerde lezzet severlere değişik mutfaklarda sunmakta örneğin ocak ayının 3.haftasında Mübadele Yemekleri etkinliği ile balkan mutfağını vaktiniz olursa mutlaka deneyin. Serkan Şahin yönetimindeki ekibide gerçekten tüm müşterilere gösterdikleri özenli hizmet için tebrik etmek lazım. Bu ayki yazıma son verirken haziran ayında İstanbul Ataşehir’de açılacak olan Water Garden projesinde yaz aylarında tüm lezzet severleri gerçekten büyük sürprizler bekleyecekmiş,ancak sizleri şaşırtacak bu konsept ve yenilikler için haziran ayını beklememiz gerekiyor. Şen ve esen kalın , Günleriniz berrak ve mutlu geçsin,gelecek yazıda buluşmak dileği ile...
FOLYO VE PİŞİRME KAĞIDININ ŞAHANE UYUMU sunucu Okan Karacan yaptı. Kokteyl ve ikrama Türkiye Lezzet Hareketi Gn.Bşk. M.Vasfi Pakman, Bşk.Yrd.cıları Ali Yeliner, Tolga Atalay, Haldun Tüzel ile çok sayıda dernek üyesi katılarak belge takdimine katkı verdi-
ler.Ülkemiz ticaret, siyaset ve sanat camiasından katılan konuların arasında, belge sunumuna bizzat katılan konuklar arasında: YEE Denetleme kurulu üyesi Prof.Dr Celal Erbay, Topkapı Saray Mutfakları uzmanı Dr.Ömür Tufan, Al-
manya'nın Adana E.Konsolosu Teyfik Kısacık, Turcomoney Dergisi Başkanı Dr.Kazım Kılıç'da vardı. Töreni Türk basınının tanınmış simalarıda ilgiyle izlediler.
A
lüminyum folyonun kullanışlılığı ve uzun ömürlülüğü, yiyeceklere yapışmayan pişirme kağıdının sağlık avantajlarıyla buluştu. COOK ‘un geliştirdiği bir ürün olan çok amaçlı folyo pişirme kağıdı ile alüminyum folyoyu birleşmesiyle meydana geldi. Tamamen Türkiye’de üretilen ürün sayesinde artık mutfaklarda sağlıklı ve damak zevkinize uygun yemekleri daha kolay ve basit şekilde yapabilirsiniz. 1984 yılında Ankara’da üretime başlayan Sedat Tahir A.Ş.'nin üretimi olan COOK Çok Amaçlı Folyo’nun gıda ile temas eden kısmı pişirme kağıdından oluştuğu için, herhangi bir sağlık riski teşkil etmiyor. Güçlü bir iletken olan alüminyum folyo, ısının eşit dağılmasını sağlayarak kağıdın her alanına nüfuz etmesini sağlıyor. Böylelikle yiyecekler eşit pişiyor ve ayrıca yağlamaya gerek duyulmuyor.
18
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet peşinde
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Başyazı
Süleyman ÇAKIR suleymancakir@lezzetgazetesi.com
Y
Bal Gibi Tatlı, “BALKIZ”
eni tatlar, lezzetler araştırmak işimin bir parçası… Birkaç yıl önce bir Kosova lokantasında tanıştığım TRİLEÇE tatlısının tanıtılması için çaba harcadığımı sosyal medyadan beni takip edenler çok iyi bilir. Hatta birkaç adım ileri giderek toz karışımını ve dondurulmuşunun ilk üreticisi olarak birçok firmaya ilham kaynağı oldum. Artık trileçeyi tatmayan, hikâyesini bilmeyen kalmadı. Bu yazımda da yakın zamanlarda tanıştığım başka bir tatlıdan bahsedeceğim. Bazen yediğimiz bir yemek ya da bir atıştırmalık bizi çok etkiler, cezbeder ya hani ya da bir yerlerden tanıdık gelir damak zevkimize cuk oturur... İşte o tatlardan biri, adı “ BALKIZ” Yunan tatlısı olarak tanıdığım Balkız ı yedikten sonra ağızda bıraktığı tat o kadar tanıdık geldi ki, bunu araştırmam gerektiğini düşümdüm. Hikâyesini uzun yıllar Yunanistan’da yaşamış, bu işin uzmanı bir abiden öğrenince yeni bir şey olmadığını sadece bizim topraklarımızın unutulmuş bir lezzeti olduğunu anladım. Balkız yüzyıllar önce ege bölgesinde yapılmış, yenmiş daha sonraları göçle beraber denizin diğer tarafındaki komşumuza geçmiş lezzetlerimizden biri. Biz de zamanla unutulmuş ama Yunanistan da hala sevilen bir tatlı olarak yapılmakta. “BALKIZ”ın dikkatimi çeken diğer bir yanı da mübarek tatlı değil de doktor reçetesi gibi olması. İçinde alternatif tıbbın her zaman önerdiği BAL, KARANFİL ve TARÇIN var. Bu üç değerli lezzeti içeren BALKIZ’ı herkese gönül rahatlığıyla önerebilirim. Eminim sizler de benimle aynı hislere kapılacaksınız. “Peki iyi güzel de Nerden bulurum bu BALKIZ’ı?” Dediğinizi duyar gibiyim. Hemen söyleyeyim, geleneksel lezzetlerimize sahip çıkmak adına bu tatlının üretimine başladım. Market zincirler aracılığıyla sizlere ulaştırmayı düşündüğümüz, trileçe gibi BALKIZ da yakında sofralarımızda yer bulacaktır. Tatlılar , sofralarımızda önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Soğuk kış günlerinde tatlı yiyelim tatlı konuşalım şifa bulalım.
GURME PASTALAR İLE “SEVGİLİLER GÜNÜ”NÜZE RENK ve LEZZET KATIN! B
ackhaus, dünyaca ünlü şefler tarafından hazırlanan özel reçeteli pastaları, kurabiyeler, kek ve makaronları ile kutlamaların vazgeçilmez adresi oluyor. Backhaus “Sevgililer Günü’ne” özel tasarladığı gurme pastaları ve kurabiyeleri ile romantik geceye unutulmaz tatlar katıyor. Backhaus aynı zamanda Sevgililer Günü’nü dışarıda kutlamak isteyenleri şubelerindeki masalsı dünyasına davet ediyor. Birbirinden sevimli, şık, esprili görünüşleriyle fark yaratan Backhaus pasta ve kurabiyeleri, aşkını anlatmanın en tatlı yolunu arayanları bekliyor. Çilek-
li, fıstıklı ve çikolatalı çeşitleri ile her zevke hitap eden Backhaus pastaları iştah açarken, baharat ve özel karışımlar ile harmanlanan kurabiyeler ise romantik kutlamalara eşlik ediyor. Backhaus ürünlerinin kalitesinin, çeşitliliğinin ve eşsiz lezzetlerinin arkasında Almanya’da Backhaus’a destek veren 100’den fazla kişiden oluşan AR-GE ekibi ve dünyaca ünlü şefler bulunuyor. Türkiye’nin en yenilikçi fırını olmakla beraber aynı zamanda modern ve leziz bir pastane olarak hizmet veren Backhaus, ekmeklerden keklere, kuru pastalardan pastalara ve makaron çeşitlerine kadar birçok modern ve geniş çeşitte lezzeti bir arada sunuyor.
CAKES&BAKES’TE her şey aşk tadında
B
TA’nın sevilen markalarından Cakes&Bakes, 14 Şubat’ı sevgi ve aşkla dolu çok özel tatlarla kutluyor. Minik kırmızı şekerlemeler ve kalple süslenmiş üzeri beyaz kremalı cupcake ve arası çilekli kremayla kaplı, kalp şeklinde çikolatalı kekler Sevgililer Günü’nü eşsiz lezzetlerle taçlandırmak isteyenleri bekliyor. Cakes&Bakes, Sevgililer Günü’nde aşkına tat katmak isteyenler için kalp temalı özel kekler sunuyor. Cakes&Bakes şeflerinin 14 Şubat’a özel hazırladığı cupcake ve çikolatalı ıslak kek hem göze hem damağa hitap ediyor. Üzerindeki beyaz kreması, minik kırmızı şekerlemeler ve kalple süslenmiş red velvet cupcake
ile sevgilinizin kalbine giden yolu bir kez daha fethedebilirsiniz. Arası çilekli kremayla kaplanmış, kalp şekildeki çikolatalı ıslak kek ise tam da çikolata tutkunu çiftlerin seveceği türden bir tat, mutlaka deneyin. Cakes&Bakes Türkiye’de İstanbul Atatürk Havalimanı iç ve dış hatlar bölümünde, Ankara Esenboğa Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, UNIQ İstanbul içinde yer alan Foods in the Woods, Yenikapı ve Bostancı İDO iskeleleri, Yenikapı-Bursa ve Yenikapı-Bandırma hatlarında sefer yapan hızlı feribotlarda misafirlerini bekliyor. Cakes&Bakes, yurt dışında Tunus Makedonya, Salalah ve Medine’de hizmet veriyor.
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
10 ŞUBAT 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BONJOUR PARİS. . . BASINDA GÜVEN
Haldun Z.TÜZEL
Aşk’la geçen ömürlemiz olsun. Mutlu Sevgililer günleri...
halduntuzel@lezzetgazetesi.com
S Hilal’in lezzet turu
h lalarslang ray@lezzetgazetes .com
Hilal ARSLANGİRAY
A
şk’ı kutladığımız; Şubat’ı bile ısıtan gün kapımızı çalıyor yine... Her şeyin yozlaştığı öğütücü zamanlara bu kadar alışmışken, Aşk’ın nostaljik bir his olduğunu sanmasın yeni nesil. Mirasımız olsun... Bırakalım bari bir Aşk masum kalsın... Aşk’la başlamışken cümlelerim; Sevgililer günü yaklaşırken, size Paris’i yazmalıyım. Zaz- Je Veux dinleyerek başlıyorum size bu güzel şehri anlatmaya... Champs- Élysées; kısaca Şanzelize’de aldığım keyfi tariflemek zor... Her geldiğimde ilkmiş heyecanı hissederim. Ağırladığı tüm misafirlerini şair, filozof ruhuna büründüren bir büyüsü vardır. Aldığım her nefes sanata ve tarihe dair. Yürüyerek keşfetmek gerek bence caddelerini. Şanzelize deyince Louis Vuitton, Prada, Dior, Hermes gibi ünlü markalar, sinema ve ünlü Lido gelir akla.. Kareografisi 9 milyon Ð’luk bir harcamayla yenilenmiş olan “Lido”da sergilenen kabareler gerçekten görülmeye değer. Tarih’in göz kamaştırıcı dokusunun sardığı Şanzelize’de, yorgunluk atma vakti gelmişse eğer... Güneş parlaklığını kaybetmeye başlayınca kalabalıklaşan cafe’lerde; kadehlerde şarap, mum ışıklarının titrediği masalarda geçen hoş sohbetler eşliğinde sessizce karanlığa bürünür Paris. Eyfel’in ışığı dolaşır tek tek tüm sessiz binaları.. Romantizm; derken uykuya gömülür... Fakat her sabah nemli gözleriyle başlar yeni güne Paris.. Gökyüzünü delercesine şehrin ortasında sivrilen Eyfel kulesi, Paris manzarasını ayaklara sermek için tüm kuvvetiyle durur. Demir bayan diye anar Paris’liler. Eyfel’in en güzel göründüğü yer, önündeki Champ de Mars parkıdır şüphesiz. Sanatın tarifsiz güzelliğinin içinde, manzarayı bozan bir metal yığını gibi gelirdi bana Eyfel. Fakat geceleri her saat başında yanan ışıkları heybetini sergiler ve başkalaşır gözlerimde.. Eyfel’den sonra Zafer Takı‘nı (Arc de Triomphe dl’Étoile) görmelisiniz.. Napolyon Bonapart’ın mezarı bu Tak’ın altında yer alı17 ÇARŞAMBA 10 HAZİRAN ŞUBAT 20162015 ÇARŞAMBA Sayı: 20Yıl:2 Yıl: 3 Sayı:15
Project1
12/27/13
10:33 AM
yor ve dört tarafında savaşı anlatan heykeller var. Savaşa gidiş, Zafer, Direniş ve Barış anlatır. Seine Nehri boyunca yürüyüş yapmak her mevsim tarifsiz. Yaz aylarında nehir kıyılarına Paris Belediyesi tarafından güneşlenilebilecek yapay plajlar yapılıyor ve ortam tam bir şenliğe dönüşüyor..Üzerinde 37 köprü bulunulan nehrin; en güzel manzaraya sahip olan köprüsü Pont des Arts. Seine Nehri’nin keyfini Bateaux-Mouches nehir tekneleriyle ya da Batobus’ün düzenlediği ring seferlerle gezerek çıkarabilirsiniz. Concorde Meydanı; Paris’in en büyük meydanıdır. 18. yy’da Kral XVI Louis ve Kraliçe Marie Antoinette’in idamına sahne oluşuyla tüyler ürpertir. Concorde’da arkanızı verip Champs Elysee’ye döndüğünüzde Jardin de Tuilleries karşılar sizi.. Louvre Müzesi’ne kadar uzanan bu bölge (1.bölge) Parisli’lerin özellikle hafta sonu tercih ettikleri bir dinlenme yeridir.. Louvre Müzesi; Dünya’nın en çok ziyaret edilen sanat müzesidir. 19. yy sonlarına ait eserlerden oluşan dev bir koleksiyona ev sahipliği yapar. Leonardo Da Vinci’nin ünlü Mona Lisa’sı Louvre Müzesi’ndedir. Tamamını gezmenin 2 gün aldığı söylenir. Ressamlar Tepesi; geçmişten günümüze birçok ünlü sanatçının Montmartre Tepesi üzerinde atölyeleri bulunur. Pablo Picasso, Salvador Dali, Claude Monet, Vincent van
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Yayın Sahibi
Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni
FİKRET BİLA Okur Temsilcisi
BELMA AKÇURA Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
Tüzel Kişi Temsilcisi
İSMAİL ERALP
Yayın Yönetmeni M. VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör ALİ AYDIN YELİNER Editörler ÖZLEM MEKİK OKAN KORKMAZ KARACAN HAKKI HALDUN Z. TÜZEL BETÜL ALTINBAŞAK Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. Tel: 0212 213 76 89 www.aydajans.com Yönetim Yeri İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39 Temsilcilikler ANKARA T. 0312 410 88 00 (pbx) F. 0312 417 38 78 EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 ADANA T. 0322 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul
Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli
www.milliyet.com.tr
Gogh ve Amedeo Modigliani gibi.. Gün içinde, tuvallerinde çalışan ressamları izlemek, akşamları eski piyanodan çıkan melediler eşliğinde Moule frites (midye ve patates kızartması) yemek bir Paris klasiğidir.. Pigalle – Moulin Rouge; kırmızı yel değirmeni ile sembolleşmiş dünyaca ünlü bir müzikholdür. Paris’i tek bir yazıya sığdırmam mümkün değil ki. Sadece bu şehri anlatan bir kitap yazmak geldi içimden. O kadar söz etmek istediğim şey var ki... Birinden söz etsem aklım diğerinde kalıyor. Notre Dame Katedrali, Saint Germain semti, Sainte-Geneviève Tepesi, Jardin du Luxembourg bahçesi, Montmartre – Sacre Coeur, Versailles Sarayı... Görmeli ve içinize soluyarak keşfetmelisiniz. Gelelim en lezzetli konuya... Dünya’da Fransız mutfağının seçkin bir yeri olduğu tartışmasız bir gerçektir. Ama alıştığımız zengin Türk kahvaltı sofralarımızın yanından bile geçemez kahvaltıları. Sabah öğününde kruvasan ile bir fincan kahve tüketmekle yetinirler. Fransız mutfağında; et ağırlıklı yemekler çoğunlukta yer alır. Geleneksel tatlar arasında Croque Monsieur-Ma-
dame (kızartılmış peynir ve etli sandviç), Escargot (Salyangoz), Steak Tartare ( alkolle Marine edilmiş küçük çiğ et dilimleri), Omlet, Boeuf Bourguignon (et yahnisi), Coq au Vin, Confit de Canard ve Moules (Midye) gibi yemekleri Fransız mutfak kültürünü tanımak için tatmak gerekir. Ördek etinden yapılan Confit de Canard ise Paris’in ünlü yemeklerindendir. Coq au Vin tavuk sevenler için güzel bir seçim olur. Benim sevdiğim lezzetler arasında yer alan çoğu ülkede “Fransız soğan çorbası” olarak bilinen Onion Soup, et ve soğan ile hazırlanır. Pişirilmenin son aşamasında içine peynir ilave edilen bu çorba besleyici ve lezzetli olması nedeniyle de çok tüketilir. Paris’te ayak üstü atıştırmalık yemeklerin en belli başlıları; Crepes, Galettes ve Panini sandviçlerdir. Oldukça popüler olan Falafel, nohuttan elde edilen bir hamur ile yapılır ve top şeklinde kızartılarak servis edilir. Gelelim en tatlı konuya... Fransız mutfağı; tatlı sevenlerin aklını başından alacak kadar zengin bir çeşitlilikle cezbeder. Yüzen ada anlamına gelen Iles Flottantes; vanilya sosu ile hazırlanan krema kıvamında bir tatlıdır. Genellikle spiral şekilde yapılan Pain au Raisin üzümlü bir hamur işi tatlısıdır. Pain au Chocolat ise içinde çikolata bulunan bir hamur işi çeşididir. Paris’e özgü lezzetler arasında profiterol ve ekler de yer alır. Clafoutis ise mevsim meyveleri ile pişirilen bir kektir. Madeleines ise kekimsi bir kurabiyedir. Dondurma, Fransız mutfağında da çok önemli. Özellikle Berthillion markasını denemelisiniz. Paris’in en gözde tatlısı rengarenk Makaron’lar benim içimdeki haylaz çocuğun en sevdiği. İçerisine eklenen vişne, böğürtlen ve limon aromaları ile değişik tatlara sahip. Böylesine romantik bir şehirde her şey Aşk’la paylaşınca güzel...
BULGURUN KİTABINI DURU YAZDI
G
azetemizin Kasım sayısında tanıttığımız “Tarihinden Tarifine Bulgur” kitabı ikinci baskısını yaptı. Bulgurla ilgili tüm ayrıntılara yer verilen kitapta bulgurlu bebek mamasından salatalara ve helva yapımına kadar 42 değişik tarif de yer alıyor Bulgurun dünya mutfağında yer alabilmesi adına her yıl başka dillerde bulgur yemek kitapları hazırlatan Duru Bulgur, “Tarihinden Tarifine Bulgur” kitabının ikinci baskısını yaptı. 2 bin adet basılan kitap, tüm kitapçılar ve büyük marketlerde raflardaki yerini aldı. Ayrıca kitap 81 ilin tüm üniversitelerinin kütüphanelerine de hediye edildi. Duru Bulgur yayınlarından çıkan kitap, Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı Seçil Kenar tarafından hazırlandı. Kitapta ; buğdayın tarihinden başlayarak, bulgur oluşum süreci, bulgur üretimi,
19
ve bulgur sağlık ilişkisini de içine alan bir birçok faydalı bilgi yer alıyor.
BULGURLU MAMADAN, BULGURLU HELVAYA 42 TARİF
dünyada bulgur tüketimi ve bulgur tüketen hakların bulgurla tanışmaları, bulgura yönelik alışkanlıklar, Türkiye’de bulgur sektörü ve bu sektörün doğuşunu anlatan sıra dışı hikâye, bulgur türleri, bulgurun besin değeri
Bunun yanı sıra Türk ve Dünya mutfağından farklı bulgurlu lezzetlerin de tarifleri bulunuyor. Japonların geleneksel yemeği Suşi, İtalyanların Rizottosu ve İspanyolların meşhur deniz mahsulleriyle yapılan Paellası da bulgurla yapıldı. Ayrıca, bulgurlu bebek maması, Dondurmalı İnce Bulgur Helvası da en dikkat çekici tarifler arasında. Duru Bulgur Y. K. Başkanı İhsan Duru ve Y. K. Bşk. Yrd. M. Emin Duru; Bulgura gönül vermiş, bulguru sofralardaki hak ettiği konuma ulaştırma ve bulguru dünyaya tanıtmayı kendisine görev edinmiş kişiler olarak, bulguru bir kültür mirası olarak görüyor ve bu kültürü gelecek nesillere aktarmak için somut çalışmalar yapıyor.
Kadim lezzet kaymak
izlere bu ay, eski bir lezzetten bahsetmek istiyorum, unutulmaya yüztutan, bilinen değerini kaybetme yolunda, gittikçe lezzetinden, rayihasından kaybeden, ülkemizde çok eskiden beri bilinen,ve kullanılan, Osmanlı saray mutfağının gözdelerinden, çok amaçlı tüketilen, kadim bir lezzet; kaymak.. Resmi Osmanlı sarayı ziyafetlerinde, börekten tatlıya, çorbadan pilava bir çok lezzette kaymak , tamamlayıcı, mamule lezzet katıcı, tad verici olarak kullanıldı. Lüle kaymağı veya kaymak lülesi olarak adlandırılan bu süt ürünü, yağ oranının yüksek oluşu ve tamamlayıcı maddelerinin zenginliği açısından manda sütünden olanları tercih edilmekle birlikte, inek veya keçi, koyun sütünden de yapılabilir. Manda sütnden olanı; yoğun ve sarıya kaçan krem rengindedir, inek ve keçi sütünden olanları saf beyaz renkli fakat daha az yoğunluktadır, koyun sütünden olanı ise kokusundan dolayı sevilmeyebilir. Fakat kaymak genel olarak, her zaman ayrıcalıklı bir tad, bir lezzet olmuş, Evliya Çelebiden bir çok Fransız İngiliz yazarlarının eserlerinde yer almıştır. Bu kadim lezzet ile ilgili Eyüp Kadısının bildiri mi üzerine cevaben yazılmış bir de hüküm vardır. Ta o zamanlar bile kaymakçı esnafının hileli yollara başvurmamaları, kaymaklarına nişasta katmamaları, temiz olmaları için kanun ve kararnameler de çıkarılmıştır. Eyüp semt olarak, gerek faunası gerek florası açısından İstanbul’un en önemli kaymak üretim merkezi olmuştur, mandıra sayısı da yüksek olanEyüp semtinde kaymak üretimi genelde Bulgar kökenli esnaf tarafından yapılmakta ve yine üretilen kaymaklar Bulgar esnaflar tarafından satılmaktaydı, maalesef Eyüp teki son mandıra da 1960 yılındaki kamulaştırmayla kapanmıştır. Fakat Bulgar kökenli Türk vatandaşı esnafın kaymakçılığı Osmanlıdan günümüze kadar devam etmiştir, Son kalan üç Bulgar Kaymakçıdan; Moda da cadde üzerinde bulunan kaymak dükkanı 1990 da Beşiktaş çarşı içindeki efsane Pando 2015 ikinci yarısında terki ticaret etmiş, bu yıl sadece Kumkapıda kalan Bulgar kaymakçı ekolü, dükkanın sahibi Boris’in ölümünden sonra uzun yıllar yanında çalışan yardımcısı ve şimdi dükkanın yeni sahibi Selahaddin Masad. Yani Bulgar ekolü bitti. Tabii kaymak yapımının da bir ritüeli var, süt süzülür,kaynatılır, kaynayan süt; mümkün olduğunca yukardan, altında mangal kömürü yanan bakır tavaların içine dökülür. Kaymak üzerinde gördüğünüz göz göz oluşumların nedenidir bu. Yaklaşık akşamdan sabaha dek sürer bu ağır mangal ateşi üzerindeki bekleyiş. Sabah bakır tavaların altındaki ateş alınır ve soğuması beklenir kaymağın. Soğuyan kaymak bıçakla kesilir ve elle katlanarak lüle tabir edilen şeklini alır. Tepsilere dizilir ve tüketiciye ulaştırılır. Her şeyde olduğu gibi kaymağın da tazesi makbuldür, manda sütünden olanı makbuldür, nişasta katkısız olmalıdır ev bir de şavaklı olması tabiri vardır ki oda erimiş koyu kıvamlı sütün yoğun bir şekilde kaymağın ortasından süzülmesi demektir. Bundan yıllar yıllar yıllar önce merkezi Eyüp olan süt kaymağının yeri artık Afyon ilimiz olmuştur, Afyon Kocatepe Üniversitesi eski rektörü, Üniversite içinde bir manda çiftliği kurmuş, mandalara elverişli yetiştirme ortamı sağlanmış gerçekten tattığımda müthiş keyifli bir lezzete ulaşılmış olduğunu gördüğüm geleneksel Türk kaymağı elde edilmişti, ne yazıkki bu gittiğimde, hevesle başlanan bu geleneklere sahip çıkma, Osmanlıdan günümüze kalan değerleri koruma olgusu tıpkı İstanbul da biten kaymakçılık gibi üniversitede de yitmek üzere. Marketlerde kaymak diye gördüğümüz süt kreması geleneksel kaymağın yerini almış, manda kaymağı diye satılan kaymaklarda manda sütü oranı umarım %30 ama asla fazla değil, umarım katkısız yapanlar da vardır beni mahçup ederler ama ben maalesef rastlamadım.
Hamurunda Tutku Var
A passion to share
LaLorraineTurkiye
LaLorraineTurkiye
LaLorraineTR
LLBG.com/TR/tr