Milliyet lezzet sayı 25

Page 1

BAYRAMI YARIN BAŞLIYOR Yiyecek - İçecek Sektörünün

M.Vasfi PAKMAN

YIL

Yurtta LEZZET, Dünyada LEZZET

3

Sayfa 2’DE

SAYI

25

Sayfa 12’DE

Dünya çapında GASTRONOMİ ŞÖLENLERİ ile Sirha İstanbul, 4. yılında otelcilik ve yiyecek içecek dünyasına yön vermek için ziyaretçilerini bekliyor. Anadolu’dan Peru’ya uzanan Lezzet Yolu, sıradışı etkinlikleri ve farklı sunumuyla bu sektörün en kapsamlı fuarı olan Sirha İstanbul, 24-26 Kasım 2016 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde misafirlerini ağırlayacak. Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA BASINDA GÜVEN

MÜSİAD EXPO

SEKTÖR LİDERLERİNİ BULUŞTURDU ! Açılışını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı MÜSİAD EXPO’nun Altın Sponsoru FAKİR Hausgerate oldu. KURULUŞUN Y.K. Üyesi Furkan Selim Saruhan, "Teşekkür Plaketini " Başbakan Binali Yıldırım'ın elinden aldı. Türkiye'nin sektör Lideri kuruluşlarının katıldığı Fuarda, Fakir Hausgeräte standında elektrikli küçük ev aletleri

sergilenirken, Saruhan Holding’in diğer markaları olan Nilco ve Alley de kimya, temizlik ürünleri ve endüstriyel temizlik makineleriyle stantta yer aldı. Fakir’in bu yıl piyasaya sürdüğü Türk Kahvesi Makinesi Fakir KAAVE için de ayrı bir stant kuruldu.

LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU EUROTURK CHEFS CULINARY TEAM

DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN 'SPOR RESTORAN ZİNCİRİ

İSTANBUL’DA STG / Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nun Ülkemizde yetiştirerek, dünyaya pazarladığı Türk ÇİPURASI ve LEVREGİ'ni DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYAT'larına taşıdı. Almanya'daki olimpiyatlarda çektiği dikkat ve sağladığı ilği neticesinde 3 Avrupa ülkesinin buluştuğu noktada bir " TÜRKİYE LEZZETLERİ MERKEZİ" nin de kuruluşuna öncülük etti. 2 Gümüş, 3 Bronz Madalya ve 11 Merit Diploması ve Takım Kalitesiyle göz doldurdu. Sayfa 5’DE

HALİÇ’TE BİR MÖVENPICK VAR! Tarihi ve kültürel zenginliğiyle şehrin popüler lokasyonlarından biri olan, Haliç’te 2 yıl önce açılan Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn, İstanbul’un yükselen değerlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Sayfa 17’DE

O’LEARYS, ‘Yeme - İçme ve Eğlence Merkezi’ ile ‘En güzel PARTY Mekanı’ oldu. O'LEARYS, Başarılı bir dünya markası olarak, ciddi yatırım boyutu, deneyimli yönetimi, lezzet ve hizmet kalitesi ile de dikkat çekiyor! Spor, lezzet ve eğlence tutkunlarının dünyadaki değişilmez adresi O'LEARYS'in İstanbul'daki Bulvar 216 AVM’den sonra 2. şubesi geçtiğimiz ay, Özdilek Park AVM terasında açıldı. Müzisyen Ozan Çolakoğlu'nun canlı performansıyla renklenen açılışı, O'LEARYS restoranlarının kurucusu Jonas Reinholdsson, Türkiye lisansörü İzzet Günaydın ve İsveç Başkonsolosu Theresa Hyden ile spor, sanat ve lezzet dünyasının tanınmış isimleri yaptılar.

İşte bu mekan ve bu lüks ortam her gün öğle yemeği vakti, başka bir kimliğe bürünüyor. 29.50 TL fiyata açık büfe olarak sunuluyor. Böyle bir ‘ikiliyle’ İstanbul Levent’te hiç karşılaşmadınız! Sayfa 13’DE

Divan Bebek Yepyeni

YAŞAR HOLDİNG PINAR ÜRÜNLERİYLE YENİ YILA HAZIR

G.Antep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin Sayfa 6’DA

Dekorasyonuyla birlikte menüsünü de yenileyen Divan Brasserie Bebek terasta İstanbul Boğazı’na karşı keyifli bir yemek, Divan Bebek Patisserie ise tatlı bir kaçamak için konfor, şıklık ve lezzeti bir arada sunuyor. Sayfa 6’DA

Sayfa 9-10-11’DE

GURME ŞEHİR GAZİANTEP LEZZETLERİ İLE BULUŞTUK


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet yolu

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

İstanbul’un

Lezzet

name

EN iyi 10 BALIKÇISI

‘Denizden babam çıksa yerim’ diyenlere müjde, balık sezonu açıldı! İşte karşınızda Zomato kullanıcılarından en yüksek puanları alan, İstanbul’un 10 gözde balık restoranı!

M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

Yurtta LEZZET, Dünyada LEZZET

B

ir ülke LEZZET’ini dünyaya yaydığı, tanıttığı, sevdirdiği ve kabul ettirdiği oranda tanınır, sevilir ve sayılır. Turizm’de, uluslararası ticarette önem kazanır, ziyaretçisi artar, ekonomisine ve pazarladığı ürünlere ilgi artar. Hamdolsun Türkiye, LEZZET açısından hala dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Türkiye; Hiçbir ülkede, bir arada bulunamıyan LEZZET KAYNAKLARI’na sahiptir. Batısında ayrı, doğusunda ayrı, güneyinde ayrı, kuzeyinde ayrı, ortasında ayrı, kıyısında ayrı lezzetleri yaşatan mutfaklara sahiptir. Toprağında ayrı, suyunda ayrı, havasında ayrı canlı hayvan ve bitki türleri barındıran, olağanüstü bir coğrafi konumda bulunan ve geçmişindeki medeniyetlerin binlerce yıllık MUTFAK & LEZZET mirasına sahiptir. Temellerini 80’li yılların ikinci yarısında attığımız. Sabırla ve dirayetle, ilmek ilmek örerek, yurt içinde ve dışında düzenlediğimiz etkinlikler ve yaydığımız fikirlerle oluşturduğumuz TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ bugün, ülkemiz lezzetlerinin: Yurt içinde, çatısı altında buluşulan yuvası, yurt dışında ise dünyaya açılan penceresi oldu. “En iyi Lobby, yemekle yapılır yemekte yapılır“ fikrimizle, dünyadaki en güçlü diyaspora örgütümüz (Dünya Türk İş Konseyi) DTİK’de kabul gördük. Türkçe dili ve edebiyatı başta olmak üzere bize has sanat ve kültür değerlerini, dünya ülkelerinde yapılanarak tanıtan ve öğreten büyük ve milli organizasyon (Yunus Emre Enstitüsü YEE’de “ Yaşayan Mutfak Kültürümüze ait Lezzetleri “ diğer ülkelerde tatbiki olarak sunma, sergileme ve tanıtma görevleri üstlendik ve devam ettiriyoruz.. Çok değil daha 3 ay önce, bilgi, tecrübe ve çevre birikimlerimizi; Türkiye’yi ve Gastronomisini dünyaya tanıtmak, tadımızı yaymak için birleştirdik. Bu konuda yine bir ilk’e imza attık. Turizm, Sanayii ve Gastronomi üçgeninde buluşan İnovatif Performans ve Lobbycilik hedefli bir Sivil Toplum Kuruluşunu ülkemize kazandırdık. 2005’de kurulan Lezzet Profesyonelleri Der-

neğini, 2010 da kurulan Lezzet Markaları Derneğini, 2013 de kurulan Lezzet Dostları Derneğini, 2015 de kurulan Lezzet Yazarları ve Bloggerlar Derneği ile Lezzet İşletmeleri ve İş adamları Derneğini hep birlikte kurduğumuz Lezzet Dernekleri Federasyonu çatısı altına topladık. Oluşturduğumuz güç birliği ile 3.kez Almanya’da yapılan ve Dünyanın En Büyük Gastronomik Etkinliği olan İKA / Dünya Aşçılar Olimpiyadlarına katıldık. 2007’de Berlin’de kurduğumuz EUROTURK CHEFS CULİNARY TEAM ile 20 yi aşkın Altın, Gümüş ve Bronz Madalyayı Aşçılarımızın boynuna takdık. Türkiye için, Lezzetlerimiz için, hazırlayan ve sunan insanlarımız için, mutfak ve ağırlama makina ve ekipmanlarını üreten sanayicilerimiz için, gıda üretim sektöründe tarladan fabrikaya, perakendeden ihracata, sofra’da önümüze gelene kadar emeği geçen tüm eğitimci, yatırımcı, işletmeci, tüccar ve profesyoneller hatta tüm Lezzet sever insanlar için bir müjdemiz var! Artık Türkiyenin tüm gastronomik zenginliklerini, AVRUPA kıtasında duyuracak, tanıtacak, tattıracak, öğretecek ve pazarlayacak bir “TÜRKİYE LEZZETLERİ MERKEZİ“ kuruluyor. Konuyu Federasyonumuz yönlendiriyor ve destekliyor, Lezzet, gıda, gastronomi, turizm, aşçılık, mutfak, züccaciye ve diğer bağlantılı tüm Sivil Toplum Kuruluşlarını, basın yayın organlarını, resmi ve özel kurum ve kuruluşları da bu projeye katılmaya davet ediyorum. Almanya Belçika ve Hollanda sınırlarına en yakın konumdaki NRW eyaletinin DUİSBURG / MOERS kent merkezinde HS KRANİCH GmbH Y.K.Bşk. Hıdır SERİN tarafından Türkiyenin Lezzet Dünyasını dünyaya açacak olan özel yapım, 2 katlı toplam 3000 m2 lik binasında gerçekleştirilecek bu muhteşem projeye; Ülkemiz Endüstriyel Mutfak Sanayicileri örgütü TUSD’de enterese olmuştur. Bunu konuyla bağlantılı diğer örgütlerin, resmi ve özel kuruluşlarında takip edeceğine inanıyor, hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

ELEOS RESTAURANT – YEŞILKÖY İstanbul’un en popüler mekanı olan Eleos’un hem Yeşilköy hem de Taksim’deki şubesinde kendinize lezzet dolu bir balık sofrası kurabilirsiniz. Mekan, taze balıkların yanında günlük hazırlanan lezzetli mezeleriyle de beğenilenler arasında. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 180 TL

SANDAL BALIK

SET BALIK LOKANTASI – KIREÇBURNU Kireçburnu’nda yer alan ve konuklarına harika bir Boğaz manzarası eşliğinde günlük balık çeşitleri sunan Set Balık, senelerdir en çok tercih edilenler arasındaki yerini koruyor. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 200 TL

ARŞIPEL BALIK LOKANTASI

Yeniköy’de yer alan ve beyaz & mavi ağırlıklı dekorasyonuyla içeri adımınızı atar atmaz içinizi ısıtacak olan Sandal Balık, alkolsüz balıkçı arayışında olanlar için biçilmiş kaftan. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 90 TL

LEB-I DERYA

Kuruçeşme’de hizmet veren Arşipel, taze balık çeşitleri ve mezeleriyle oldukça beğeniliyor. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 210 TL

MİSİNA BALIK

Harika bir manzara eşliğinde konuklarına tazecik balık çeşitleri ve mezeler sunan Leb-i Derya, balıkseverlerin en çok tercih ettiği mekanlardan biri. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 270 TL

LACİVERT RESTAURANT Birçok kategoride İstanbul’un en iyileri arasına adını yazdırmayı başaran Lacivert Restaurant, balık çeşitleriyle de kendinden söz ettirmeyi başarmış. İkİki kişilik ortalama hesap tutarı: 350 TL

CUNDA BALIK Bostancı’da yer alan ve Anadolu yakasının en çok tercih edilenleri arasında yer alan Cunda Balık, menüsüyle size kendinizi Cunda’da hissettirecek kadar başarılı. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 200 TL

ADEM BABA

Yalnızca balık çeşitleriyle değil meze ve diğer deniz ürünleriyle de konuklarının gönlünü çalmayı başaran Misina Balık’ı halen denemediyseniz bu sezon tam zamanı. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 260 TL

Alkol servisi olmayan balık restoranı arayanlar için bir alternative de Adem Baba. Arnavutköy’de hizmet veren mekan taze balık çeşitleriyle bu mevsimin en çok tercih edilenlerinden. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 110 TL

ARBELLA MAKARNA PARİS’TEN ÖDÜLLE DÖNDÜ

Yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın ilk üzüm çekirdekli makarnası, dünya gıda otoritelerinden tam not aldı! 28 ülkenin en prestijli dergi editörlerinin jüri üyesi olduğu Sial World Tour 2016 yarışmasından Arbella Makarna ödülle döndü. 18 Ekim’de Paris’te gerçekleşen törende Arbella Üzüm Çekirdekli Makarna jüri tarafından ödüle layık görüldü.

P

aris’te düzenlenen Sial World Tour ödül töreninde Arbella, üzüm çekirdekli makarna ile ülke ödülünü aldı. World Tour Ülke Ödülünü Arbella Makarna Genel Müdürü Abdülkadir Külahçıoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Gülçin Arslan Hazar, Niklas Trentaus’un elinden aldı. Ödül sonrası açıklama yapan Arbella Makarna Genel Müdürü Abdulkadir Külahçıoğlu şu değerlendirmede bulundu; İki yıllık bir Ar-Ge çalışması sonucu makarnayı dünyanın en iyi antioksidanlarından biri olan üzüm çekirdeği ile birleştirmeyi başardık. Tüketicimize sunduğumuz Arbella Üzüm Çekirdekli Makarna ile sağlığı, faydayı ve yeniliği bir araya getirdik ve dünyada bir ilk olma özelliği ile de öne çıktık. Yaklaşık 30 ülkeden üçer ürünün değerlendirmeye alındığı yarışmada üzüm çekirdekli makarnamız ile finale kaldık. Türk geleneklerini ve Türk damak tadını yansıtması, Türkiye ve dünya pazarlarına bir yenilik getirmesi ve sağlıklı olması gibi kriterlerle ülkemizi temsil etme hakkı kazandık. Ülkemizi temsil etmekten ve ödülle dönmekten büyük bir onur duymaktayız, ürünümüzü dünya pazarına sunmanın gururunu Türkiye ile paylaşıyoruz. Gerek ürün çeşitliliği gerekse ambalaj teknolojileri ile Türki-

ye ve dünya tüketicisinin talep ve ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini ifade eden Külahçıoğlu makarnanın faydalarına ek olarak üzüm çekirdeğinin antioksidan ve anti–aging özelliğini, yüksek E vitamini, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve demir içeriğini ürüne eklediklerini söyledi.

Arbella üzüm çekirdekli makarnanın gerek sağlığa ek katkısı gerekse damak tadına uygunluğu ile büyük bir talep gördüğünü ifade eden Külahçıoğlu ‘Geliştirilen özel ürünlerin dünyadaki Türkiye makarnası algısına ve tüketiminin artmasına da katkı sunacağını düşünmekteyiz.” dedi. Yıllık 220 bin ton irmik ve 200 bin ton makarna üretim kapasitesine sahip Arbella Makarna’nın Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ilk üç firması arasında yer aldığı bilgisini veren Külahçıoğlu, şöyle devam etti: “Her türlü bireysel tüketim ve endüstriyel ihtiyacı karşılayabilecek altyapıya, kapasiteye ve teknik donanımına sahibiz. Yüze yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Tüm dünyada makarna severlerin markası olmayı hedeflemekteyiz.. Bunun için de tüketicimize dünyadaki yeni ürün çeşitlemelerini takip edip bulabilecekleri alternatifi bol, sağlıklı ve doğal ürünler sunmak için çalışmalar yapıyoruz.


Project1

Lezzet mekanları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

Dünyanın En Hızlı Büyüyen ‘Spor Restoran’ Zinciri

! a d ’ l u İstanb

O’LEARYS kısa sürede İstanbul’un “Yeme - İçme ve Eğlence Merkezi” ile “En güzel PARTY Mekanı” oldu.

R

dumlarken izleyebilirsiniz.

estoranları her yıl 3 milyonu aşkın insan tarafından ziyaret edilen, İsveçli Spor Restoran zinciri O’LEARYS Ateşehir’den sonra şimdi de Özdilek Park AVM terasında lezzet, spor ve eğlence tutkunlarını bir araya getiriyor. Spor, lezzet ve eğlence tutkunlarının dünyadaki değişilmez adresi O’LEARYS’in İstanbul’daki Bulvar 216’dan sonra 2. şubesi geçtiğimiz ay, Özdilek Park AVM terasında açıldı. Müzisyen Ozan Çolakoğlu’nun canlı performansıyla renklenen açılışı, O’LEARYS restoranlarının kurucusu Jonas Reinholdsson, Türkiye lisansörü İzzet Günaydın ve Isveç Başkonsolosu Theresa Hyden ile spor, sanat ve lezzet dünyasının tanınmış isimleri yaptılar. İstanbul’da Lezzet, spor ve eğlencenin yeni adresi O’LEARYS Spor Restoran, hergün 10.00 - 01.00 saatleri arasında, 1600 m2’lik açık ve kapalı alanlarında 600 kişilik kapasitesiyle hizmet veriyor. Gece 01.00 saatine kadar açık olan mekanın, Özdilek AVM Otoparkın’dan direkt, ayrıca Metro’dan ve Ana kapıdan girişi var. Vale hizmeti de mevcut.

O’LEARYS YÖNETİCİLERİ “BURASI SİZİN İKİNCİ OTURMA ODANIZ!“ DİYOR. Yatırımcı kuruluşun yetkilisi İzzet Günaydın, 1993 yılında okumak için gittiği Helsinki’den 2007 yılında ünlü ROBERTS COFFEE markasının Türkiye Lisansörü olarak dönmüş. Bu gün yurt içinde 60 ( Van, Diyarbakır Şubeleri de dahil), yurt dışında 5 mağazası ile kahve üretim ve paketleme tesisinin sahibi. Kardeşlerinden Ekrem Günaydın ile birlikte çalışıyorlar. Diğer kardeşleri ise Helsinki de İtalyan Restoranı işletiyor. Daha sonra Türkiye’de eşi emsali olmayan bu O’LEARYS Markasının temsilcisi oluyor. Konsepti, genç ve eğitimli nufusu artan, yeniliklere açık Türk toplumu için faydalı bularak almış, girişimlerini yeni şube arayışlarıyla sürdürüyor. Ayrıca laf aramızda çok farklı 3.bir dondurma-kahve konsepti de yolda ! O’LEARYS Türkiye’de görmeye alışık olmadığımız özel konseptiyle şehrin restoran cafe & bar kültürüne gerçekten yeni bir soluk katıyor. ABD ve Kanada’nın bu tip mekanlarında gördüğümüz tavuk kanat (chicken wings) günleri, burger menüleri, duvarlarında takım forma, fotoğraf ve bayraklarını burda da bulmak mümkün. Konsept takım ise Boston Celtics, Mekanın Amerika’dakilerden eksiği yok fazlası var. Burası tam bir PARTY MEKANI doğum günü kutlamaları, arkadaş buluşmaları, maç keyfi veya çoluk çocuk gelip uzun uzun oturmak için gerçekten ideal “BURASI SİZİN İKİNCİ OTURMA ODANIZ” demeleri boşuna değil.

TAVSİYEMİZ; KAÇIRMAYIN BİR ÖĞLEN YEMEĞİ YİYİN Tavsiyemiz; Kaçırmayın bir öğlen yemeği yiyin, bu mekanı inanılmaz bir fiyata tanımış olun. İstanbul, Levent’de iş ve alış veriş merkezlerinin ortasında, gökdelenlerin arasındaki mekan, öğle vakti civarda çalışan beyaz yakalılar ve esnaf için çok özel bir AÇIK BÜFE’yi REKLAM amaçlı sunuyor. Muhteşem bir ortamda, nefis müzik ve ambiyansta yediğiniz: 3 çeşit et yemeği,ve garnileri, 11 çeşit zeytinyağlı ve salata ile 3 çeşit tatlı 29.50TL Fiks Mönü olarak sunuluyor.

KLASİK MÖNÜ’DEKİ “HAMBURGERLİ ÖĞÜNLER”

O’LEARYS SPOR RESTORANLAR DÜNYANIN HER YERİNDE İlk’i 1988’de İsveç Göteborg’da açılan, bu gün 13 Ülkede ( Türkiye, Finlandiya, Belçika, Danimarka, Norveç, Macaristan, İngiltere, İspanya, Dubai, Singapur, Wietnam, Çin ) ve 85 adedi İsveç’te olmak üzere, 140 şubesi bulunan, dünyanın konusunda en tanınmış restorant zinciri O’LEARYS’in İstanbul’daki 2.mekanı da tüm gün ve gece insanları meşgul edecek etkinliklerin yanısıra; Konuklarına Lezzet, enerji ve aktivite sunuyor. O’LEARYS, Başarılı bir dünya markası olarak, ciddi yatırım boyutu, deneyimli yönetimi, lezzet ve hizmet kalitesi ile de dikkat çekiyor! O’LEARYS Spor Bar&Restaurant içindeki 10 adet sanal yarış arabası, 2 Amerikan, 1 adet 3 top bilardo masası, masa tenisi, langırt masaları ve Ayak bilardosu ile gökdelenlerin arasındaki bahçesindeki mini golf ve satranç sahası ile sporseverler ile eğlence arayan gençlerin şimdiden vazgeçilmezi oldu. 0’li yıllardaki Amerika gezisinde, Bos-

ton’daki restoranlarda yiyeceklerin, içeceklerin ve sporun eşsiz uyumundan etkilenen Jonas Reinholdsson ülkesi İsveç’ döndüğünde, bu tarz bir restoran açmaya karar verdi. Boston’da tanıştığı kız arkadaşı Anne O’Leary ile birlikte O’LEARYS’i kurdu. İsveç’in en iyi aşçılarıyla Amerikan/Meksikan tarzı klasik O’LEARYS mönüsünü yaratan Jonas Reinholdsson’un özel reçetelerini, Özdilek O’LEARYS’in, deneyimli, başarılı mutfak şefi

Mert Aykut Okatan hazırlıyor ve sunuyor. Türk ve dünya biraları, şarapları, leziz kokteyller eşliğinde, bu keyif ve heyecan dolu mekanda: Nefis başlangıçlar Klasik, karidesli, tavuklu, etli, Quesadillalar, Füme somon , kalamar, Nachos ve atıştırma tabağı, Ana yemeklerde Fajitalar, Schnitzeller, ızgaralar, Steakler, burger çeşitleri, Pizzalar, makarna ve risotto’lar, çeşit çeşit salatalar, tatlı ve dondurmalar yiyebilir, dünyaca ünlü Roberts Coffee’nin kahve çeşitlerini deneyimleyebilirsiniz.

Amerikan spor restoran kültürünü ve sporun ruhunu her köşesinde hissetmenizi sağlayan sıcak ve samimi dekorasyonuyla olduğu kadar 50’nin üzerinde ve oturduğunuz her yerden takip edebileceğiniz, büyük ekranlarla ( dsmart & Digiturk bağlantılı ) 3 dev perdede, 8 ayrı kanaldan, Türkiye’den ve dünyadan her türlü sportif yayınını, aileniz, arkadaşlarınız veya sevdiklerinizle keyifli bir yemek yerken veya menüde yer alan birbirinden farklı ve özel içeceklerinizi yu-

Açılış günü tanıştığımız ve kısa bir sohbet yaptığımız Jonas Reinholdsson “Muhtemelen ABD’deki ilk hamburger 1800’lü yılların sonlarında Hamburg’dan gelen göçmenler tarafından Boston’da yapılmıştır. Rivayet odur ki, Almanlar zamanında bu fikri Asya’nın atlı kültürlerinden biri olan Cengiz Han’ın buyruğu altındaki Tatarlar’dan almışlar. Cengiz Han bizi affetsin ancak, O’LEARYS’de bizim sunduğumuz hamburgerlerden daha iyisini bulmak kolay değil. Bize göre, hamburger kadar ABD’yle ve sporla bağdaşan pek fazla yiyecek yok. Bizim, Boston Celtic BBQ Çizburgerimiz, Bacon and Blues Burgerimiz ve 1966 ile 1976 yılları arasında Boston Bruins formasını giyen efsanevi buz hokeyi oyuncusu Bobby Orrs Bacon Burger gibi klasiklerimiz arasından seçiminizi yapabilir ve istediğiniz kadar yiyebilirsiniz, ancak gizli tariflerimizi öğrenemezsiniz. Bu bizim “ Lezzet takımımızın “ doğrudan ağları delen bir şutudur.” dedi.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

Başyazı

Özlem MEKİK

ozlemmekik@lezzetgazetesi.com

Hayatımıza yepyeni bir tat geldi: Watergarden İstanbul

G

eçtiğimiz günlerde Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. İlk kez İstanbul’da bir yeme, içme ve eğlence kompleksi açıldı. Bir Ziylan Group projesi olan Watergarden İstanbul, sadece Ataşehir’e değil, tüm İstanbul’a çok farklı bir zenginlik kattı. Peki, “Hayata Yepyeni Bir Tat” sloganıyla kapılarını açan Watergarden İstanbul’un farkı ne? Her şeyden önce burası bir AVM değil! Burası sadece yeme, içme ve eğlence merkezi. İçinde farklı damaklara hitap eden bir çok restoran var ve yenileri de yolda geliyor. Gastronomi zenginliğimizin kat be kat her geçen artmasından ötürü inanılmaz mutluyum. Ve Watergarden İstanbul da bu keyifli dünyaya çok hoş geldi bence. Watergarden’den içeri girer girmez bir şov havuzu karşılıyor sizi. Dubai’deki Burj Al Khalfa’ya bile kafa tutan şov havuzundan bahsediyorum size. Gözümü alamadım o şovlardan! Beni bıraksalar saatlerce izleyebilirdim. Ama malum vakit kısıtlı, yetişecek çok yer, görülecek çok mekan ve tadılması gereken bir sürü lezzet var. Ama en kısa zamanda bir tam günümü Watergarden’a ayırmayı planlıyorum ki her yeri görüp, her mekanı keşfedebileyim. Ve tabii ki o şovları zaman sıkıntısı olmadan doyasıya izleyebileyim. Watergarden sunumlarında özellikle bir cümle var: “Gecesi başka, gündüzü başka!” ilk okuduğumda bu ne demek demiştim. O şovları gündüzden geceye yakaladığımda anladım. Çünkü özellikle gün geceye dönünce birbirinden güzel şarkılarla ve ateş-lazer şovlarıyla havuz şou resmen başkalaşıyor. Burası sadece bizler için değil; 7’den 70’e herkese hitap eden bir alan. Neler mi var içinde? Çocuklar için vazgeçilmez olacak rengarenk oyun alanları, adrenalin dolu macera parkı, sağlıklı yaşamın bir parçası olan taze pazar, sokak lezzetleriyle öne çıkan nostalji sokağı, sinema, tiyatro ve konser alanları, spor severlere özel spor merkezi ve tabii ki lezzetli mekanlar. Ben yemek yemek için tercihimi Happy Moon’s’tan yana kullandım. Kocaman porsiyonlarıyla ve lezzet çeşitlendirmeleriyle oldukça lezzetli bir iki saat geçirdim diyebilirim. Her hafta sonu değişik aktiviteler düzenleniyor burada. Geçtiğimiz haftalarda sağlıklı hafta sonları adı altında bir etkinlik gerçekleştirilmiş örneğin. Ziyaretçiler hocalar eşliğinde zumba, step, bodyfit ve streching yapmışlar. Canlı müzik aktiviteleri de düzenleniyormuş her hafta sonu. İnşallah birine denk gelip bu keyfi de yaşamayı planlıyorum. Eğer hala görmediyseniz, Watergarden İstanbul’un atmosferini en kısa sürede yaşamanızı tavsiye ederim. Hele şovları mutlaka izleyin. Gece daha zevkli oluyor benden söylemesi. Kütahya Porselen’in yeni kreasyonlarını gördünüz mü? Porselen sektörünün yaşayan en köklü kuruluşlarından olan Kütahya Porselen usta ellerin tasarladığı özel ürünlerini 2-5 Kasım tarihleri arasında CNR Expo Center’da gerçekleşen Hostec By Tusid fuarında sektörün profesyonelleri ile Dünyaca ünlü Türk Şef Rafet İnce ile buluşturdu. Dünya mutfakları için hazırlanan dekorlu ürünlere resmen aşık oldum. Beni tanıyanlar az şok bilirler; sadece kıyafetlere değil, güzel ve süslü olan her şeye bayılırım. İşte Kütahya Porselen’in yeni kreasyonundaki ürünlere de ilk görüşte vuruldum. Yeni takımlarımla hazırlayacağım sofraları düşünemiyorum bile. Özellikle dünyaca ünlü tasarımcı Defne Koz’un Kütahya Porselen için tasarladığı Mitterteich 1400 koleksiyonları çok iddialı. Amerikan Endüstriyel Tasarımcılar Organizasyonu tarafından düzenlenen IDEA Tasarım yarışmasında Bronz Ödülü ve Alman Red Dot Tasarım Ödülleri’ni kazanan Mitterteich 1400 koleksiyonunu gören herkes kendinden geçti. Ev, otel ve restoran grupları için özel tasarımları barındıran koleksiyon; yumuşak hatları, onlarca farklı ürün çeşitliliği ile gastronomi alanındaki tüm profesyoneller için benzersiz özellikleriyle özel sunumlar vaat ediyor. En kısa zamanda Kütahya Porselen’in yeni ürünlerini keşfedin derim.

Gastronomik alışkanlıklarınız Alimento Balık ile değişecek!

Tarabya’da gastronomik alışkanlıklarınızı yere bir edecek bir balıkçıdan söz edeceğim sizlere bugün. İlk kez gidip, müdavimi olmaya karar verdiğim mekanın adı Alimento Balık. Hep aynı balıkçılara gidip sıkılanların yeni adresi olan mekanda lezzetli saatler sizi bekliyor.

İ

talyanca gıda anlamına gelen Alimento, 5 yıl önce Tarabya’da açılmış. 15 çeşit balığın, 20 çeşit mezenin ve kendine özgü tatlıların yapıldığı bu balık restoranında mevsimine göre balıklar ikram ediliyor. Kendini sürekli gelişime adamış şef kadrosu, iyi eğitimli servis personeli ile İstanbul’da sosyal hayatın yeni buluşma noktası olan Alimento Balık’ın Yiyecek-İçecek Müdürü Hakan Çetin; misafirleriyle nesiller boyu sürecek bir bağ kurmayı amaçladıklarını söylüyor. Tuzda levrek, dil ızgara, lipsoz buğulama, kalkan ızgara, levrek ızgara, jumbo karides, fener şiş, kalamar ızgara, balık köftesi, ahtapot kavurma, pavurya bacağı, uskumru, levrek marine, lakerda, ev baklavası, trileçe, volkanik çikolatalı sufle Alimento menüsünün olmazsa olmazları. Türkiye’nin çeşitli yörelerinden balık getirdiklerini belirten Çetin, “Örneğin istakoz Kanada’dan geliyor.

Bize özel deniz ürünleri ve toprak mahsüllü mezelerimiz var. Ot çeşitlerimizi Ege’den getirtiyoruz. Cibez otu, kaya koru vs. bunlar Ege yöresine ait spesiyal ot çeşitlerimiz. Lakerdamızı kendimiz yapıyoruz. Özellikle Eylül-Ekim aylarında torik balığını tam yağlı döneminde alıyoruz” diyor. Böyle bilinçli insan sağlığına önem veren işletmelere inanılmaz hayranım diyebilirim. Sizde bu özel lezzetleri barındıran Tarabya’da denize nazır bu güzel mekanı mutlaka ziyaret edin derim.

Hakan Çetin

İstanbul’u yaşatan mekan Hiç düşünür müydünüz ki, bir restoran Orhan Veli Kanık’ın “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” sözlerini yaşatacak sizlere… Nasıl olur demeyin! Tarihi yapısını modern dokunuşlarla yeniden yorumlayan Feriye Palace’de İstanbul’u dinlemekle kalmıyor; Boğaz’ın büyülü dünyasını özel lezzetlerle de aralıyorsunuz.

G

öz alıcı İstanbul manzarasına kaşı özel lezzetler tatmak isteyenler sözlerime kulak verin. Baştan aşağı yenilenen Feriye Palace’de bambaşka bir deneyim sizleri bekliyor. Yapmanız gereken tek şey Feriye Palace’nin yolunu tutup kendinizi şef Aydın Demir’in lezzetli ve bir o kadar da hünerli ellerine teslim etmek. Geleneksel Türk lezzetlerinden dünya mutfağının en seçkin örneklerine birbirinden özel tatlar, Ödüllü Executive Şef Aydın Demir’in ‘’Seyahat Mutfağı’’ adını verdiği menüsünde buluşurken, Uzakdoğu mutfağının gizemli tatları ise Sushi Şefi Vichian Thanom tarafından hazırlanıyor. Daha önce şehrin

Özlem Mekik

en iyi otel ve restoranlarında sushi şefliği yapmış olan Thanom, şimdi Feriye Palace misafirleri için kendine has tekniklerle hazırladığı yeni nesil sushileriyle şehrin en iyilerine imza atıyor. Aydın Şef’in spesiyallerinden viski ve meyan kökü ile marine edilen Şarap Soslu Izgara Bonfile, Avokadolu Somon Tartar, Sebzeli Kaya Karides Tempura, Ya-

FERİYE PALACE

Aydın Demir

bani Mantarlı Risotto Kıtır Kaplamalı Lagos Balığı ve Kuzu İncik öne çıkan lezzetler arasında yerini alıyor. Muhteşem İstanbul manzarası da cabası. Feriye Palace’den çıkarken midenizde lezzet dokunuşları, kalbinizde huzur ve dilinizde en güzel mısralar olacak. Garantisi benden, denemesi sizden. Ben denedim bayıldım. Bu arada mekan inanılmaz şık bir mekan. Bu neden-

le ben vazgeçemediğim markam olan Batik’in enfes koleksiyonundan bir elbiseyi tercih ettim burası için. Ve fotoğraf sanatçısı Semih Kanmaz’la enfes fotoğraflara imzamızı attık gördüğünüz üzere. Beni bu özel güne hazırlayan makyaj sanatçısı Derya Aydınbaş ile beni Feriye Palace ile tanıştıran ajansım Clickvol ailesine ve menajerim Ebru Önen Özkan’a ne kadar teşekkür etsem az…

SALAT’IN YENİ LEZZET SERİSİ İLE

SOFRALARDA BÜYÜK YENİLİK

Yıllardır hafızalara kazınan ismi ve unutulmayan lezzetiyle mutfakların vazgeçilmez markası Salat, Mutfak Sanatları Akademisi’nde gerçekleştirdiği workshop ile “Yeni Lezzet Serisi”ni tanıttı.

G

eçmişten bugüne markası ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi olan Salat, yeni çıkardığı “Salat Lezzet Serisi”ni Elif Korkmazel’in şefliğinde gerçekleşen workshop ile tanıttı. Mutfak Sanatları Akademisi’ndeki etkinlikte katılımcılar, Korkmazel ile keyifli bir sohbet gerçekleştirirken yapılan lezzetli yemekler hep birlikte yendi. Elif Korkmazel’in moderatörlüğünde düzenlenen workshopta birbirinden farklı tariflerle nefis lezzetler sunan Salat, sofralarda yeni bir dönem başlatıyor ve “GEZDİR” diyor. Salat Lezzet Serisi, hem mutfakta vakit geçirmeyi eğlenceli hale getiriyor hem de tüm yemeklere gezdirebileceğiniz enfes lezzetler sunuyor. Salat’ın doğallığı lezzetle harmanladığı “Salat Lezzet Serisi”, dört farklı alternatifiyle yemeklerinize ayçiçek yağının bambaşka tatlarını getiriyor. Salat, mutfaklarda fark yaratacak lezzet serisi ile en zahmetli yemek-

lerde bile kullanım pratikliği sunarak hem zamandan tasarruf sağlıyor hem de yemeklerin olmazsa olmaz lezzetlerini tek bir şişede sunuyor. Sarımsaktan domatese, fesleğenden acı kırmızı bibere kadar aradığınız tüm tatları tek bir üründe toplayan Salat Lezzet Serisi ile unutulmayan sofralara imza atacaksınız.

Salat’ın Sarımsak, Domates-Sarımsak-Fesleğen, Acı Kırmızı Biber-Fesleğen-Domates ve Sarımsak-Fesleğen olmak üzere değişik lezzetlerle sunduğu yeni serisi ile barbeküden salata-

ya, kızartmadan zeytinyağlıya, aperatiften mezeye, kahvaltıdan pizzaya kadar birbirinden farklı yemekleri yapmak artık çok pratik. Kolay kullanımı ile yeni tatlar arayanlar için özel olarak hazırlanan “Salat Lezzet Serisi” ile siz de yemeklerinizegezdirebilir, mutfağınızın kahramanı olabilirsiniz. Salat dün olduğu gibi bugün de sofraların ve tüketicilerin vazgeçemediği marka olmaya devam ediyor.


Project1

Lezzet peşinde

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

5

‘TÜRKİYE LEZZETLERİ’ TANITIM SEFERBERLİĞİNİ, AVRUPA'DA BAŞLATTI Yurt içinden ve dışından “Türkiye Lezzetleri” sevdalılarını, Dünya Aşçılar Olimpiyatı etkinliklerinde buluşturdu !

L

ezzet Dernekleri Federasyonu güçlü ve seçkin bir takımla, İKA / DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYATI'na 22-26 Ekim günleri Almanya'nın Erfurt kentinde katıldı. Federasyon başkanı M.Vasfi Pakman'ın da yönetiminde olduğu Berlin Merkezli Avrupalı-Türk Aşçılar ve Gastronomlar Derneği birlikteliği ile oluşturulan EUROTURK CHEFS CULİNARY TEAM'in Takım Kaptanlığını da bu derneğin başkanı Cengiz G.BENKEN Üstlendi. Milli kuruluşumuz EİB / Ege İhracatçılar Birliği ( Sinan Kızıltan ) içindeki STG / Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nun (Melih İşliel) ana sponsorluğunda, ünlü cuisine ve pastry cheflerden oluşan takım seçmelerini SHANGRİ-LA Hotel'de yaptı. ORKA Grup ve KİLER Holding katkılarıyla, SAFİR Binası seyir terası katında Berlin'den gelen takım kaptanı, ünlü sushi chef Cengiz G.Benken'in KILIÇ DENİZ Ürünleriyle gerçekleştirdiği SUSHİ & SASHİMİ Show ile Olimpiyat Takımımız kamuoyuna tanıtıldı. Eylül başında yapılan WORLDFOOD İstanbul Fuarında, yönetimce LDF'ye tahsis edilen, The CLARİON HOTEL Mahmutbey tarafından dekore edilen 250 m2 lik muhteşem stant'da Sponsorlarımız RATİONAL'in fırınında, MARİNES & SAGUN DENİZ Ürünleri Federasyon üyesi Gourmet Chefler tarafından hazırlanarak ziyaretci ve katılımcılara BACK HAUS Ekmekleri, BUFFA İtalyan tarzı peynirler, SİRAB Maden suyu & KOMBUÇAY Sağlıklı içecekle birlikte ikram edildi. Yarışmacı Şeflerimiz sektör profesyonellerine ve Lezzet sever halkımıza tanıtıldı. Şeflerimiz ve Federasyon yöneticilerinin Üniformaları ATAMER Kurumsal Tekstil A.Ş ( Sezen & Haluk Baskıncı ) tarafından, seyahat ve konaklama organizasyonu TUREX Seyahat Acentası (Emirhan Kiler) tarafından RADİSSON Park İnn Weimar'a yönlendirildi, Hotel mutfağı Eurotur'lere tah-

sis edildi. Takımın Yarışmalara katılımı için gereken: Türkiyeden geliş ve gidişlerine ait LUFTHANSA uçuşları, HS KRANİCH GmbH, (Gn.Md. Hıdır Serin), Almanya içindeki tüm dolaşımları DİVAN Reisen'in (Gn.Md.İbrahim Uğur) VİP Otobüsleri ile yapıldı. Malzeme ihtiyaçları İNSTANT / ECO (Mustafa Köprülü) kuruluşunca, Tüm şeker hamuru ve malzeme BSM Gıda sanayi tarafından (Süleyman Çakır) marzipan talepleri de ZENTİS (Karel Alexander) tarafından karşılandı. Ekibin Akşam yemekleri Sponsor kuruluşlar ve Türk-

lere

“TÜRKİYE LEZZETLERİ MERKEZİ“ Almanya’nın Duisburg/Moers kent merkezinde 3 bin m2’lik özel binada HS KRANICH GmbH tarafından kurulacak.

ait restaurantlarda yendi. Vize, rahatsızlık ve Ailevi sebeplerden dolayı ancak 8 yarışmacı ile Erfurt'a giden EUROTURK CHEFS CULİNARY TEAM yine de 2 GÜMÜŞ (Özlem Demirtuğoğlu - Süleyman Çakır), 3 BRONZ (Ahmet Başak - Merve B.Yüceer - Ahmet Çakır ) Madalya ile 11 MERİT Diploması (Cengiz G.Benken M.Emrah Fandaklı - Mustafa Üçbilek ) almayı başardılar. Ayrıca, ülkemiz için çok hayırlı bir oluşumun " TÜRKİYE LEZZETLERİ MERKEZİ "nin temelleri atıldı. Detaylarına kısaca Başyazı'sında değinen LDF Başkanı ve Yayın Yönetmenimiz, ge-

lişen bilgi ve fotoğrafları önümüzdeki sayıda vereceğini belirtti. STG'nin sponsorluğunda, Türkiye'nin dünyaya yetiştirerek ihraç ettiği Balıklarla yapılan yarışma büfeleri, temsili sanatsal çalışmalar, dünyanın her tarafından gelen gastronomlar ve tedarikçiler tarafından büyük ilgi gördü. Ekibimiz onuruna Duisburg'un en ünlü balık restoranı " İHTİYAR BALIKÇI " da, 29 Ekim akşamı, yurt dışındaki sponsorlarca yapılan Gala Yemeğine; Restoran, cafe, market sahipleri, Türk basını ve bürokratlar'da katıldı. Almanların en sevdiği balık türünün de ÇİPURA olduğu kesinleşti. LDF'nin Türkiye Gala Gecesi ve Deniz Ürünleri Yemeği ise 16 Kasım akşamı İstanbul'un en yeni 5 yıldızlı oteli The CLARİON HOTEL Mahmutbey'in (Fikret Şerafettinoğlu) Balo salonunda gerçekleşti. Gala'ya; Takımın Yarışmacı ve yöneticileri ile Yurt içindeki ve dışındaki sponsorlarının yanı sıra Derneklerin üyeleri, ilgili STK yöneticileri, basın mensupları, gastronomi ve Turizm sektör profesyonellerinden oluşan seçkin bir davetli kesimi katıldı. LDF Başkanının kısa konuşma ve teşekkürü'nün ardından yapılan törende Yarışmacı, Sponsor ve Emeği geçenlere LEZZETHAN plaketleri takdim edildi. Halkla ilişkiler yönetimini BİZCE TANITIM'ın, STG adına Balık ve Deniz ürünlerini KILIÇ DENİZ (Sinan Kızıltan) ve SAGUN DENİZ (Tuncay Sagun) kuruluşları, Ekmekleri BACK HAUS fırıncılık(Dr. Hilal Duruk), Şarapları KOCABAĞ & KAVAKLIDERE (Memduh Erdoğan - Cevza Başman) bağcılık, Klasik Tatlıları HAFIZ MUSTAFA 1864 (Avni Ongurlar)kuruluşları karşıladı. Muhteşem büfede sunulan balıkların pişirilmesini, yapılan diğer tüm lezzetli yemekleri, salataları, zeytinyağlıları otelin deneyimli F&B Müdürü Ülker Gengönül ile Exec.Chef Yavuz S.Sivri ve ekibi hazırladı.Yemek süresince ZİYADE FASIL (Özlem Mekik) Show ekibi konuklara eğlence dolu saatler yaşattılar.


6

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

Aslı Durukan PASİNLİ

Mete ALPAY

aslidurukanpasinli@lezzetgazetesi.com

Divan Bebek Yepyeni Divan Brasserie Bebek ve Divan Bebek Patisserie sonbahara yenilenen yüzü ile "merhaba " diyor. Dekorasyonuyla birlikte menüsünü de yenileyen Divan Brasserie Bebek terasta İstanbul Boğazı’na karşı keyifli bir yemek, Divan Bebek Patisserie ise tatlı bir kaçamak için konfor, şıklık ve lezzeti bir arada sunuyor.

Kim bilir, belki mümkündür, ne dersiniz ?

B

irleşmiş Milletler’in New York Columbia Üniversite’sinde yaptığı Sürdürülebilirlik Konferansının 2. gününün arasındayız şu anda. Size oradan yazıyorum. Restorancı değil, çevreci gömleğimle, en kıymetli gömleğimleyim bu iki gün. Hem de sevgili üniversitemi, Boğaziçi Üniversitesi’ni temsilen buradayım. Paris İklim Zirvesi’nin üzerine bir yıl geçti bile. 193 ülkenin, 2030 yılına kadar başarmak için 17 ‘Global Sürdürülebilirlik Hedefine’ ulaşması için 14 senesi kaldı. Yoksulluğun her türlüsünün bitirilmesi, sıfır açlık, sağlık, herkese kaliteli eğitim, cinsiyet eşitliği, temiz ve sağlıklı su, temiz ve ulaşılabilir enerji, insani çalışma şartları, inovasyon, adil olmayan şartların azaltılması, sürdürülebilir şehirler ve toplumlar, sorumlu tüketim ve üretim, iklim aksiyonları, suyun altındaki hayatın korunması, toprağın korunması, barış ve adalet ve son olarak da hedeflere ulaşmak için birlik…. Birçoğumuz gibi, ben de bu hedefleri duyduğumda, çoğunun ulaşması ‘mümkün olmayan’ hayal olduğunu düşünmüştüm. Ama burada geçirdiğim 2 günden sonra, böyle düşündüğüm için utandım. Bu ‘mümkün olmama’ ruh halinin aslında bir iki yüzlülük olduğunu anladım. Columbia Üniversite’si profesörü, dünyanın önde gelen ekonomistlerinden Jeffrey Sachs’in konuşması sarsıcı idi. ‘Dünyada 1 milyar insan açlık sınırı olan günlük 2 dolardan az gelire sahip. Bu insanların her birine her gün 2 dolar versek, 100 trilyon dolar olan toplam dünya üretiminin %1’i bile etmiyor.’ diyerek, bizim en mümkün olmadığını düşündüğümüz hedefin bile, dünya ölçeğinde ne kadar küçük olduğunu ve asıl sorunun en olmayacak hayalleri gerçekleştirebilen bizlerin iki yüzlülüğü olduğunu demonstre etti adeta Profesör Sachs. İki günlük çok yoğun, ilham veren, zaman zaman ağlatan, kanımı donduran diğer konuşmaların ve tartışmaların sonunda da en büyük çıkarımım şu oldu: Bu hedefler, sadece bizim dışımızda, bizden büyük, bizden güçlü, bizden zengin devletlerin, şirketlerin ve şahısların hedefleri değil. Aynı zamanda benim ve sizin hedefleriniz. Ve 14 senemiz kaldı. Benim ve sizin. Evet ben de aynı şeyleri hissettim çoğu zaman. Çok büyük hedefler, hepsi beni korkutuyor, beni aşıyor. Benim fark yaratmam imkansız. İyi ki Nicholas ve Christopher Stampar da böyle düşünmemiş. Biraz evvel sunumlarını dinlediğim, 20li yaşlarda üniversite öğrencisi iki genç Nicholas ve Christopher. Önlerine gelen her bir tabak yemeğin ortalama 2400 km yol katettiğini görmüşler. Okudukları Florida eyaletinde, gönüllü ekipler kurup, insanları bahçelerini kiralamaya ikna edip, organik sebze yetiştirmeye başlamışlar. Yetiştirdiklerinin %20sini bahçe sahibine verip, kalanı da en yakın pazarda satmaya başlamışlar. Buyaklaşım tüm Florida’ya yayılmış, şimdi onlarca evin eskiden çim olan bahçesi sebze bahçesine dönüşmüş. Kilolarca sebzenin, kilometrelerce yol gitmesini engellemişler. Bahçelerde çim yerine sebze yetiştirerek, çime tonlarca su harcanmasını engellemişler. Organik sebzeye ulaşamayan onlarca insan için de sağlıklı sebzeyi ulaşılabilir hale getirmişler. Hadi Facebook’u, Uber’i kuran çocuklar dahi ve ‘bizden’ değiller. Ama emin olun, bunu yapan çocuklar sizden benden çok da farklı değil. Bana kalırsa tek farkları fark yaratabileceklerine inanmış olmaları. Biliyorum, onların vakti var, bizim yok. Hangi birine yetişelim, nereden başlayalım bilmiyoruz. Ben de birkaç sene evveline kadar bu noktadayken, öncelikle bu konularda radarımı açarak işe başladım. Sanki 3. bir göz açıldı bünyemde ve daha önce hiç görmediğim duymadığım şeyleri duyar oldum. Bunu yapmayı, bu dünyaya ve çocuklarıma bir borç bildim. Evde, doğa için çok kıymetli olan, yumurta kabuğu, patates kabuğu, maydanoz sapı gibi organik atıklarımı basit bir bidonda biriktirip kompostlaştırarak, toprağa geri bırakmaya başladım (internette nasıl kompost yapabileceğinize dair birçok bilgi var). Bir balkon ve bir bidonla bunu yapmak mümkün oldu. Bunu yaparak, bu atıkların şehrin 30 km uzağına taşınıp, doğaya karışamadan yerin altına gömülerek metan gazına dönüşmesini ve gidiş dönüşte toplam 60 km daha az yol katetmesini sağladığımı öğrenince, geri dönüşü muazzam olan bir yatırım yapmış gibi hissettim kendimi. Gümüşsuyunda ek-biç-ye isimli bir restoran var. Sebzelerini kendileri mekanda yetiştiriyorlar, atıklarını yerinde kompostlaştırıyorlar. Bunun mümkün olduğunu bizzat görmek isterseniz gitmenizi tavsiye ederim. Sonra, alışverişte gerekmedikçe torba istemeyerek, mümkün olduğunca eşyalarımıçantalarıma yerleştirme alışkanlığı ile devam ettim yatırımlarıma. 3. gözümü açık tutup, günlük rutinimi sorguladıkça, her gün yeni şeyler öğretti o gözüm bana. Üstelik bunları yaparken, devletten, büyük kurumlardan, insan üstü güçlerden destek almama, büyük paralar harcayıp vakit ayırmama gerek olmadı. Şimdi 3. gözüm bir telefon etmemi söylüyor bana. Çocuklarımın okuduğu okulu arasam, acaba, her sınıfa 2 mülteci çocuk koymayı kabul eder mi ? Bir masa ekleseler, olmaz mı? Her sınıftan 2 veli çıkmaz mı bu çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenecek ? Dil öğretsek. Kaynaştırsak onları ? Kabul ederlerse hemen buluruz o çocukları, okul yılını kaçırmadan. Bakarsınız olur. Belki bu iyilik diğer okullara da bulaşır. Bir telefon. Birşey olmaz. Kaybedecek birşeyim yok. Kimbilir, belki mümkündür ? Ne dersiniz?

ızgaralarda dana bonfile, kuzu pirzola lezzette sınır tanımıyor. Divan klasiklerinden dana ve tavuk şinitzel ise menüdeki yerini ve lezzetini koruyor.

D

ivan Grubu’nun sevilen adreslerinden Divan Brasserie Bebek ve Divan Bebek Patisserie yenilenen dekorasyonuyla ve yeni konseptiyle lezzet severleri ağırlamaya devam ediyor. Gün içerisindeki bir tatlı molasında, şık bir akşam yemeğinde ya da öğlen buluşmasında misafirlerine sunduğu lez- zetli seçenekler ile Divan Brasserie Bebek ve Divan Bebek Patisserie, herkesin vazgeçilmez mekanı olacak. İSTANBUL’UN EN GÜZEL MANZARASI DİVAN BRASSERİE BEBEK TERASINDA Divan Brasserie Bebek, renovasyon sonrası yerel bistro konseptiyle, misafirlerini, İstanbul’un en güzel Boğaz manzaralı terasında ve iç mekanında ünlü Divan kalitesi ve konforuyla ağırlıyor. Kahvaltı, öğlen ve akşam yemeklerinde birbirinden enfes lezzetleri, Grubun Exec. şefi Giancarlo Gottardo’nun uluslararası vizyonu ve Divan Brasserie Bebek Culinary şefi Mustafa Baylan’ın doğal mutfak teknikleriyle hazırladığı yeni menüde, yerel tatlar ile birlikte sunuyor. Menüde ilk olarak seçi-

GÜNÜN KEYFİNİ DİVAN BEBEK PATİSSERİE’DE ÇIKARIN

len yerel organik malzemelerle Akdeniz mirasının yoğun etkilerinin görülüyor. Divan Brasserie’nin başlangıçlarında palamut tartar ve ağır ateşte pişmiş ahtapot ön plana çıkarken; taş fırından kavrulmuş pancarlı pizza ve acılı chorizolu pizza tadılmaya değer lezzetler arasına giriyor. Divan ocağından; güveçte lagos balığı, ıspanaklı risotto ve pancarlı ravioli sunumlaryla hem göze hem damağa hitap ederken,

Akşamüstü buluşmalarının, öğlen kahvelerinin ve tatlı kaçamaklarının adresi Divan Bebek Patisserie yeni görünümüyle şıklığı ve rahatlığı bir arada sunuyor. Divan reçeteleriyle hazırlanan artık gelenekselleşmiş Divan lezzetleri Divan Bebek Patisserie’nin eşsiz manzarasında misafirlerini bekliyor. Çikolata tutkunlarına bir de sürpriz yapan Divan Patisserie yeni çikolata koleksiyonunu da ilk kez Bebek’te tutkunlarıyla buluşturuyor. İç tasarımı tamamen baştan yaratılan ve daha genç bir görünüm kazanan Divan Brasserie Bebek ve Divan Patisserie Bebek’in yeni görünümüne dahil ettiği engelli asansörü ve denizden ulaşım imkanı da sunduğu ayrıcalıklı hizmeti ortaya koyuyor.

GURME ŞEHİR GAZİANTEP LEZZETLERİ İLE BULUŞTUK

G

astronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilmeye hak kazanan Gaziantep’in dünyaca ünlü mutfağını 24 Eylül – 8 Ekim 2016 tarihleri arasında İstanbul’a taşıdı. Yaklaşık 500 farklı yemek türünü içinde barındıran eşsiz lezzetlerin sunulduğu Gaziantep Mutfağı, Shangri-La Bosphorus, Istanbul’un ödüllü Executive Şefi Olivier Pistre’nin Fransız dokunuşları ve Gaziantep’in deneyimli şefleri Dt. M. Ragıp Güzelbey ve Doğa Çitçi’nin hazırladığı özel menü ile Gaziantep Yemek Festivali IST TOO’da buluşuyor. Festivalde iki hafta boyunca, katmerden kebap çeşitlerine, baklavadan çorbaM. Ragıp lara ve daha pek çok yöresel lezzet sunuNuri Güzelbey Develi lurken, Antep usulü şerbet ve menengiç kahvesi menünün vazgeçilmezleri arasında yer aldı. Tarihinde pek çok medeniyeti ağırlayan Gaziantep bu medeniyetlerdeki kültürel çeşitliliği de mutfagina yansıtmış. Gaziantep mutfağı yemek çeşitlerindeki zenginliği dışında kurutulmuş gıdalar (patlıcan, domates, biber..) ve baharat çeşitliliği ile de tam bir mutfak şehri. Gaziantep Büyükşehir Belediyesince başlatılan ve TURSAB öncüFatma lüğünde 10 büyük Yay. Yön. M.Vasfi Pakman, Tanrıverdi Şahin şehirde yürütülen Holding Y.K üyesi Berk Tanrıverdi ve "Şimdi Gaziantep'e AC Hotel Marriott Gn. Md. Volkan Gitme Zamanı" Limoncular ile görülüyor kampanyasıyla "gastronomi şehri"ne lığını festivale özel hazırladığı menüye daha çok turist çekmeyi amaçlayan proje yansıtmış. Misafirlerin beğenisine sunuçerçevesinde İstanbul'da Tanrıverdi Hol- lan menüde, gastronomi açısından Türdingin Turizm yatırımlarından Shangrikiye’nin sahip olduğu imkanların zenginLa Hotel'in İST TOO restoranında yapıliği ile bu tatların tüm dünyaya açılacağılan ve Belediye Başkanı Fatma Şahin'inna inanıyor. Birlikte Gaziantep yemekde katıldığı yemeğe davet edilen gazetemiz yöneticileri, M.Vasfi Pakman ve Ali A. Yeliner daha önceden tanıdıkları Gaziantepli dostlarıyla hem sohbet ettiler, hemde nefis lezzetleri tadımladılar. Olivier Shangri La Hotel'in, Michelin yıldızlı Pistre restoranlarda görev yapan, International Catering Cup yarışmasında 2014 yılında Fransa Sampiyonu, 2015 yılında ise Dünya Sampiyonu olan Fransız Exec. Şefi Olivier Pistre, Gaziantep Mutfağı hayran-

Dünya Barışı için yapılan AŞURE ile GAZİANTEP, Guinnes Rekorlar Kitabında !

M.Vasfi Pakman

Doğan Çiftçi

lerini hazırladıkları, Gaziantep Ünv. Aşçılık bülüm eğitmeni, Gaziantep mutfağını yurtiçi ve yurtdışında tanıtan, Dt. M. Ragıp Güzelbey, 53 yıldır, Türk ve Dünya mutfakları üzerinde araştırmalar yapıyor ve “Antep mutfağı çeşitliliği, farklı aromaların birbirleri ile buluşmasıdır” diyor.. 25 yıllık aşçı olan İ. Doğa Çitçi ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Koordinatör Şefliğinde görevli. Paris’teki Unesco Genel Merkezinde Gaziantep kültürünü dünyaya tanıtıyor. Bu üç lezzet ustasının hünerli elleri ve uluslararası vizyonlarıyla hazırladığı Gaziantep yemekleri, Dünya ve Anadolu mutfak kültürü dergisi La Cucina Italiana’nın destekleri ile Shangri-La Bosphorus, Istanbul’da lezzet severlerle buluştu.

"DÜNYAYA Barış, Barışa Bereket " sloganıyla yola çıkılan ve 21 Eylül günü Lezzet Diyarı Gaziantep'te gerçekleştirilen DÜNYA'nın En Büyük AŞURE yapımı etkinliği akabinde konuşan, başarılı başkan Fatma Şahin, olayı başından sonuna izleyen ve görüntüleyen Gazetemiz Gn.Koord. Ali A. Yeliner'e "Dünyanın ve Türkiye'nin her tarafından gelen 27 çeşit malzeme ile 27 aşçı tarafından yapılan 3 ton Aşure, 400 kilo'luk özel yapım bir tencere'de pişirildi. Festival Park'ta yakılan ateşin üzerine Vinç'le yerleştirilen tencere'deki malzemeler, yağmur altında gece boyunca pişirildi. İngiltere'den gelen uzmanlarca değerlendirildikten sonra, şehrimizdeki sığınmacı Suriyeliler ile halkımıza ikram edildi. " dedi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Gastronomi ve Turizm Derneği iş birliği ile hayata geçirilen, Lezzet, Barış ve Turizm kenti Gaziantep'in bu olağanüstü etkinliğiyle ilgili olarak, Guinnes Türkiye temsilcisi Prof.Dr.Orhan Kural'da " Gaziantep, yıllarca kolay kırılamayacak bir GASTRONOMİ REKORU'na imza attı, emeği geçenleri ve tüm Gazianteplileri kutluyorum " dedi


Project1

Lezzet ve gastronomi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

EMEA BÖLGESİ’NİN EN İYİ OTELİ WYNDHAM GRAND İSTANBUL LEVENT

Prof. Faruk ŞEN

Özdilek holding yönetim kurulu başkanı hüseyin özdilek: “özdilek’in başarısı, doğru stratejimizin kanıtı” wyndham grand istanbul levent genel müdürü funda bezircilioğlu:“yüzde 95 puan ile bu ödüle değer bulunduk”

T

ürkiye’nin en köklü holdinglerinden Özdilek Holding bünyesinde hizmet veren ve kapılarını 6 Eylül 2014 tarihinde misafirlerine açan Wyndham Grand İstanbul Levent, başarılarına bir yenisini daha ekledi. Wyndham Grand İstanbul Levent, EMEA’daki 43 ülkeden 450 otel arasında ‘En İyi Uluslararası Otel’ unvanına layık görüldü. İstanbul, 4 Ekim 2016Açıldığı günden bu yana sunduğu kusursuz hizmet kalitesiyle misafirlerine unutamayacakları bir konaklama tecrübesi yaşatmayı hedefleyen Wyndham Grand İstanbul Levent, EMEA Bölgesi’nin en iyi oteli seçilmesi vesilesiyle bir basın toplantısı düzenledi. 4 Ekim Salı Günü Wyndham Grand İstanbul Levent’in Mozart Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda, otelin açılışından beri büyük bir özveriyle çalıştıklarını söyleyen yöneticiler, bugüne kadar elde ettikleri başarı hikayelerinin yanında Wyndham Grand İstanbul Levent’in gelecek vizyonunu da paylaştı. Hüseyin Özdilek: Yaptığımız işlerin takdir edilmesi çok güzel Özdilek Holding’in 45 yıldan bu yana yatırım yaparak, üretime yönelerek istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü belirten Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, 73 ülkedeki 7800 oteliyle dünyanın en saygın ve bilinen otel zincirlerinden biri olan Wyndham Hotel Group tarafından

faruksen@gmail.com

EMEA Bölgesi’nin en iyi oteli ödülünü almaktan gurur duyduklarını söyledi. Özdilek, “Wyndham Grand İstanFunda bul Levent olarak, Bezircioğlu ‘EMEA’ olarak adDaniel Hüseyin Ruff Özdilek landırılan Avrupa-Orta Doğu-Avrasya-Afrika böllek kurumsal yapısını misafirgelerini kapsayan kategoride lerimize yansıtabilmektir” de43 ülkenin içinde bulunduğu di. Funda Bezircilioğlu: Wynd450 otel arasından ‘Internaham kalitesini ve Özdilek kutional Hotel Of The Year’ yani rumsal yapısını misafirlerimi‘En İyi Uluslararası Otel’ seçilze yansıtabilmek için çalışıyodik. Açıldığımız günden bugüruz. Wyndham Grand İstanbul ne sergilediğimiz kusursuz kaLevent Genel Müdürü Funda lite anlayışımız ve Wyndham Bezircilioğlu da ”Yaptığımızın Grand standartlarını hatasız işin takdir edilmesi çok güzel. uygulamamız ve müşterileriUzman bir ekip tarafından demiz tarafından aldığımız yüknetlenerek 100 üzerinden 95 sek reyting skorlarından dolapuan aldık. Aslına bakarsanız yı bu ödüle layık görülmenin aldığımız bu puan, işimizi ne mutluluğu içerisindeyiz. Tabi kadar iyi yaptığımızın bir kanıbu kapsamda orta ve uzun vatı. Wyndham Grand İstanbul dede de hedefimiz; içinde buLevent Ailesi olarak, çok bülunduğumuz koşullar doğrulyük bir ekibiz ve el ele vererek tusunda en iyi servisi vermedaha güzel işlere birlikte imye devam etmek ve müşteza atacağız” şeklinde konuştu. ri memnuniyetini arttırarak Öte yandan ödül, WyndWyndham kalitesini ve Özdi-

Gastronomi’ de dış ülkelere açılmamız şart

T Geoff Ballotti

ham Hotel Group CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı Geoff Ballotti ve EMEA Bölgesi Başkanı ve Operasyon Direktörü Daniel Ruff tarafından Özdilek Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek ve Wyndham Grand İstanbul Levent Genel Müdürü Funda Bezircilioğlu’na takdim edildi.

Ahmet Gürkaynak başkanlığındaki D İ S U T

YENİ YÖNETİMİYLE DÜNYAYA AÇILIYOR ! TUSİD Üyelerinin “Made in Turkey” damgalı ürünlerinin, dış pazarlardaki etkin tanıtım ve ürkaynak Ahmet G satış çalışmaları çeşitlendiriliyor. Ahmet Gürkaynak’ın

A

vrupa ve Amerika kıtaları öncelikli olarak yabancı ülkelerde, yerel partner ve STK'larla kurulacak " Show Roomlarda " hem ülkemizde üretilen Endüstriyel Mutfak & Sofra Ekipmanlarının, hem de Türkiye'nin her yönüyle tanıtımının yapılacağı merkezlerin oluşumunda aktif rol üstlenmek istiyor. TUSİD'in yurt içindeki en önemli etkinliklerinden biri olan Hostech by Tusid / 22.Uluslararası Otel, Restoran, Kafe, Pastane, Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı 2 - 5 Kasım 2016 günlerinde CNREXPO Yeşilköy'de gerçekleştirildi. Türkiye'den ve dünyanın 60 ülkesinden binlerce ziyaretcinin izlediği fuar, yüzde 90 yerlilik oranı ile yaptığı üretimi 118 ülkeye ihrac eden Türk mutfak sektörünün gücünü ve kalitesini dünyaya ispatladı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan yetkililer " Türkiye’de sanayisi oluşan endüstriyel mutfak sektörü İtalya ile rekabet haline girdi ve onlara mal satar hale geldi. Türkiye çevre ülkelerde de endüstriyel mutfak sektöründe üstünlüğü ele geçirdi " dediler. Binlerce ürün çeşidinin sergilendiği “Hostech by Tusid’de otel ve mutfak ekipmanlarının yanında restoran,

başkanlığındaki yeni TUSİD yönetimi kurulu şu isimlerden oluştu: Burak İnceçam Uğur Atalay Murat Öztiryaki Ergun Bilge Taşkın Saklıca Güçlü Kaplangı Bekir Topuz Hakan Baykal Denetim Kurulu ise şu üyelerden oluştu: Birol Erdoğan Birol Aldanmaz Hüseyin Atalay

pastane ve kafe ve catering şirketlerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler yer aldı.. Fuarın 3. günü yapılan TUSİD genel kurulunda Yönetim Kurulu Başkanı seçilen, KAPP Mutfak Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak, “ Eski yönetimdeki arkadaşlarımızın bazıları, yeni yönetim kurulunda da görev aldılar. Ayrıca eski ve yeni üyele-

7

Ramazan Gökhan Kaynakçı Tufan

rimiz ile genç arkadaşlarımızdan da yönetim’de görev alanlar oldu.” dedi. Yeni TUSİD Başkanı Ahmet Gürkaynak, gazetemize yaptığı açıklamada; Görev süreleri olan önümüzdeki 2 yıl boyunca sektöre daha ileri boyutta hizmet vereceklerini ve önceliklerinin sektörün ihracatını arttırmak olduğuna işaret etti. Türkiye dışında özellikle büyüme, ta-

Haldun Z. Tüzel

nınma hedeflerinin yanı sıra iç ve dış piyasalarda TUSİD algısını artırarak, son tüketicide TUSİD üyesi firmadan ürün almanın ayrıcalığını anlatmak olarak tanımladı. Ayrıca; HOSTECH by TUSİD Fuarının çok başarılı geçtiğini, ihracata yönelik satışların yüksek olduğunu dile getirerek, TUSİD olarak özel girişim neticesinde fuara katılan yaklaşık 600 yabancı firma yöneticilerinin fuarın ilk gününden itibaren stantları gezdiğini ve siparişler verdiklerini sözlerine ekledi.

Mustafa Kaya

ürk Gastronomisi ülkede 21 milyar dolarlık bir seviyeyi yakaladı. Maalesef daha üst düzeylere geçemiyoruz. Türk halkının satın alma gücü her geçen gün azaldığı için Gastronomi’ nin atılım yapması gün geçtikçe güçleşiyor. Bu açıdan İzmir’ de yapılacak olan Gastronomi sempozyumu, belki İzmir’ in Gastronomi’ de ve Turizm’ de bir marka olmasını sağlar. İstanbul’ un, Ankara’ nın Anadolu’ da böyle günlere ihtiyaç var. Bugün üzerine değinmek istediğim konu, daha değişik bir konu. Şu anda Avrupa Birliği sınırları içinde 149 bin girişimcinin 45 bini Gastronomi ile meşgul oluyor. Bunlar küçük dönerci dükkânlarından, büyük restoranlara kadar her alanda görülüyor.Fakat Avrupa’ da isim yapmış ve ciddiye alınacak Türk restoranı iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Bunun değişmesi için Türkiye’ den belirli büyük kuruluşların Franchising metodu ile Avrupa’ ya gitmesi şart. Franchising metodu ile gidecek kurumları da üç ayrı başlıkta toplamamız mümkün. Hakikaten a++ grubunun önemli restoranları, Almanya başta olmak üzere birer restoran açıp ve ondan sonra Franchising vermeyi deneyebilir. A+ grubu da bu konuda atılım yapabilir. Fakat b grubunun da Avrupa’ da şansı var. B grubuna kimler girebilir? Türkiye’ de ki döner zincirleri, köfteci zincirleri ve MADO gibi kuruluşlar, Avrupa’ ya açılırsa, Avrupa’ da sermaye birikimini yapmış Türkler üzerinden ciddi cirolar yapabilirler. Avrupa Birliği sınırları içerisinde yaşayan 5 milyon 600 bin insanımız, bu restoranların tüketici kitlesi arasına gireceği gibi, şu anda Almanya’ da 82 milyonluk nüfusun takriben 35 milyonu en az bir kere Türkiye’ ye gelmiş bulunuyor. Bunlarda Türk ürünlerine ilgi gösterebilirler. Bu açıdan sade restoranlarımız değil, ciddi bir atılımla şarapçılarımızda bu girişimden yararlanabilirler. Neler yapılması lazım? Nasıl yapılabilir? Avrupa’ da nasıl bir şirket kurularak bir restoran açılır? Çalışma izinleri nasıl alınır? Franchising yapıldığı takdirde orada çalışacak insanlar nasıl eğitilir? Bunların üzerinde düşünülmesi lazım. Gastronomi’ de yurt dışına açılmanın zamanı gelmiş bulunuyor. LDF’ nin Euro Türk Chefs ile katıldığı İKA Olimpiyatlarında, ilgiyi gördük bu açıdan bu konuda yapılacak atılımlar, Türkolality bütçesinden de para alma şansına sahip olabilmelidirler. 5,6 milyonluk Türk insanının oluşturduğu Avrupa pazarına girmenin zamanı gelmiş bulunuyor. 149 bin Türk girişimcinin yanına belki önümüzdeki yıllarda Franchising alıp katılan başka Gastonormlarda yer alabilirler.


8

Lezzet yolu

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

Tolga ATALAY

tolgaatalay@lezzetgazetesi.com

Gastronomi, Gurme, gurman derken neyi konuşuyoruz?

D

eğerli dostlarım, bu hafta biraz terminoloji yani kelime anlam detaylarına gireceğiz. Bu yıl bana gurme misiniz, gastronomi misiniz, hatta executive gurmesiniz değil mi bile diyen oldu. Biraz bu konuları açıklığa kavuşturalım ve mutabık kalalım istedim. Gurme nedir? Gurme Fransız köklü bir terim olup tatbilir kişi demektir. Yediği lezzetin içeriğindeki ince lezzetleri, ön ve sonrasında gelen ikinci lezzet hislerini hatta içerik ve hazırlama yöntemine kadar tanımlayacak seviyede damak, koku, dokunma ve göz güdüleri ile anlayan, tanımlayan kişilere denir. Aynı zamanda gurme kelimesi eğer kişi değil ise seçilmiş malzemelerden özenle, ilgi ile ve yaratıcı güç ile seçkin lezzetler yaratıldığında ortaya çıkan ürüne de denir. İyi bir Konya küflü peynirine gurme lezzet, bu tip ürün gruplarını satan ve basit ürünler satmayan mağazalara da gurme mağaza, İngilizce “Gourmet Shop” denir. Gurman’a gelince, ki bence ben bu kategoriye giriyorum, iyi şeyler yiyen fakat daha çok miktarda yiyen hatta abartılı yiyen ve iştah kaybı olmayan kişilere denir. Gastronomi ise yeme içme kanunu anlamına gelir. İlk kez 1801’de, Fransız bir yazar tarafından mide anlamına gelen gastro terimi ile kanun anlamına gelen nomi kelime kökü nomos terimlerinin birleşmesi ile kullanılmıştır. Gastronomi kelimesi bugün bir kaç anlam taşır. Bu anlamlardan bir tanesi hijyen kavramını, lezzet, kalite ve denge unsurlarını içerir, yani sofraya gelen ürünü tanımlar. Diğer bir anlam tüm kültür, yaratıcılık ve yemek arasındaki bağ anlamına gelir; örneğin Fransız gastronomisi gibi ... Başka bir anlamı ise çok fazla hijyen, kalite gibi parametreleri içermeyen fakat leziz olmak, nitelikli hazırlık ve lezzet içermek gibi özellikler taşıyan ürünlerdir. Mutfak sanatları, pişirme ve yemek yapma eğitimi, hazırlığı ve sunumudur. Yani gastronomi kelimesi ile sanat kelimesini harmanlayıp garip garip tanımlar yapmamalıyız. Gastronomi kategorileri pratik (uygulama), teorik, teknik ve yiyecek adı altında dörde ayrılır. Uygulama yani pratik gastronomi dünyadaki farklı yeme içme yöntemlerinin etüdü, incelenmesi ve formatlanmasıdır. Teorik gastronomi , uygulama gastronomiyi destekleyen ve formatlayan gastronomidir, reçetelendirme ve sistemleştirmeye fayda sağlar. Yiyecek gastronomisi tamamen yiyecek ve içecek ilminin üzerine foküslenen gastronomidir. Teknik gastronomi ise daha çok işin titizlikleri ve ince detaylarını ele alan gastronomi kategorisidir. Kategorilerin yanı sıra, mutfak stilleri de gastronominin bir parçasıdır. 1960’ larda geleneksel ağır Fransız mutfağının aksine hafif, lüks ve ince lezzetlerden, özenilmiş sunumlardan oluşan bir stil gelişmiştir. Yeme içme yazarı olan Henri Gault tarafından Nouvelle cuisine olarak isimlendirilen bu mutfak stili, 1980’lerden 2000’lere kadar en popüler dönemi yaşamıştır. Bunun dışında gastronomide, farklı dönemlerde ortaya çıkan farklı mutfak stilleri gelişiyor ve trend oluyor. Örneğin moleküler gastronomi son 35 yıldır gündemde olan popüler bir stildir. İspanya’da bulunan El Bulli ismindeki restoranın uzman Şefi Ferran Adria’ya moleküler mutfağın mucidi gözüyle bakılsa da, 1988 yılında moleküler ve fiziki gastronomi terimleri Macar Fizisyen Nicholas Kurti ve Fransız kimyager Herve This tarafından gündeme getirilmiştir. Ancak Ferran Adria bu ilmi en çok geliştiren, sanatsal ve lezzetsel başarıyı sağlayan şeftir. Bugün gastronomide araştırma ve geliştirme, insanların saygı ve beğenisini kazanmaya vesile olan anahtar kavramlardır. 1600 ve 1800’ler arasındaki dönem Fransa ve İtalya’nın bayrağı taşıdığı süreç olup, yaklaşık 300 yıl sonra günümüz modern dünyasında baskın ve küresel tüketime hakim olan ürün sınıflarını yaratmıştır. Pizza, makarna, soğuk ve sıcak soslar, ızgara türleri, salatalar, tatlı çeşitleri hep bu iki ülkenin mutfağında doğmuştur. Fakat bugün bilişim çağı sayesinde dünya bir cep telefonu kadar küçülmüş, bilgiye ulaşmak saniyelere indirilmiş, nakliye veya ulaşım maksimum 15 saat olmuştur. Bu Peru, Tayland gibi aslında inanılmaz renkli lezzetlerin de küresel bir gastronomi standartlarında ve hızında evrim yaşamasına vesile olmuştur. İspanyollar gastronomi bayrağını Fransızların elinden almıştır ancak yakın zamanda Uzak Doğu ve Güney Amerika’ya kaptırma riskleri vardır. Ülkemiz son 15 yıldır gastronomide büyük bir çabaya girmiştir. Yaratıcı ve özgün karakterli gastronomi çağındayız. İletişim, kopyalamaya değil ilham kaynaklarımıza hizmet etmelidir. Şeflerimiz kendi kreatif güçlerini (bu geliştirilebilecek bir Allah vergisidir ve yok ise yoktur) geliştirmek için sadece tabak disiplini değil resim ve diğer sanat dallarına da odaklanmalı, lezzetsel ve görsel sanata hakim olmalıdırlar. Ülkemizin özünü küresel gusto standartlarında yaymalıdırlar. 2025’li yıllarda dünyada ismimizi yaymaya başlamış, turizmimizi, ürünlerimizi ve sonucunda ekonomimizi daha da güçlendirmeye fayda sağlayan önemli bir misyonu taşıyor olacaklar. Bakalım bizim hangi dahi şefimiz veya yeme içme insanımız, hangi tarzı dünyaya lanse edecek ve tarihe geçecek..

BORDEAUX

BAĞ’DAN GELEN LEZZETLERİN VE ŞARAP TURİZMİNİN MERKEZİ Lezzet Dernekleri Federasyonu Başkanı M.Vasfi Pakman, okurlarımız için Bordoeax'da olacak ! Ülkemizin ünlü Şarap firmalarının yatırımcı ve yöneticileri ile gurmelerin'de katıldığı, bağcılık ve şarapçılık diyarı Bordoeax Fuar turunu; Gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman'da izleyecek ve okurlarımıza sunacak. BORDOEAUX: Deniz kenarındaki Avrupa'nın en güzel Gastronomi ve Turizm merkezlerinden biri. Turistik ve modern kent yaşamı, tabiattaki doğal tarım ve köy yaşamı ile yanyana ve uyum içinde sürmekte. Doğası tertemiz yemyeşil bağ ve bahçeler ile tertemiz sokakları ve tarihi yapılarıyla turistlerin güzel yemek ve kaliteli şarap arayışlarına cevap vermekte.

Dünyanın en önemli bağcılık ve şarapçılık fuarı VINITECH SIFEL 29 Kasım 1 Aralık günlerinde Fransa’nın Bordeaux kentinde yapılacak.

6

5.000 m2 stand alanı üzerinde 750 katılımcı firmayı, 45 500 profesyonel ziyaretçi ile biraraya getirecek olan VINITECH SIFEL Uluslararısı Şarap, Bağcılık, Sebze, Meyve, Yetiştiriciliği, Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı, şarapbağcılık ve sebze-meyve teknolojilerini aynı anda biraraya getirmesi sebebiyle alanında dünyanın önemli etkinlikleri arasında yer almaktadır. 2007 yılından beri Unesco’nun Dünya Mirası listesinde yer alan Bordeaux şehri, 115.000 hektarlık şarap bağları ile Fransa’nın en büyük şarap üretim merkezidir.

SHANGRİ-LA ‘da İstakozlu brunch keyfi

TÜRK MAKARNA DEVİ, EN İYİ ANADOLU MARKASI

İ

D

ünya mutfaklarından en iyi örnekleri ve çiftlikten masaya konseptiyle mevsimin en taze ve organik ürünlerini barındıran zengin büfesi ile klasik brunch’lara yepyeni bir soluk getiren Shangri-La Bosphorus, Istanbul, deniz ürünleri müdavimleri için brunch büfesini ıstakozla süslüyor. Lezzet tutkunlarını uluslararası gurme kültürlerin farklı tatları ile buluşturan IST TOO, dünya mutfaklarından örneklerle bezenen ve taptaze ürünlerle süslenen pazar brunch’larını, sezonun gözde lezzetleriyle birlikte Kanada’nın Maine bölgesinden getirttiği ıstakozlarla taçlandırıyor. Ödüllü Executive Şef Olivier Pistre’nin birbirinden farklı yöntemle hazırladığı ıstakozların yanı sıra sushi, karides, pavurya, deniztarağı gibi lezzetleri de deniz mahsulleri büfesinde yerini alıyor. Klasik brunch’lardan vazgeçemeyenleri de unutmayan IST TOO, geleneksel kahvaltı lez-

zetlerinden kebap çeşitlerine, kömür ateşinde pişirilen ekmek ve pide seçeneklerinden Türk ve dünya mutfağının leziz tatlılarına kadar brunch deneyimini geniş bir yelpazede sunuyor. Üstelik miniklere özel, eğlenceli sürprizlerle dolu oyun alanı ve onlara özel hazırlanmış menü ile aileler rahat bir pazar brunch’ı deneyimi yaşayabiliyor. Her pazar 12.00 – 15.00 saatleri arasında sunulan Istakoz Brunch’ı kişi başı sınırsız meşrubat dahil 165 TL ve sınırsız yerli içecek dahil 185 TL fiyatla sunuluyor. . 0 - 6 yaş arası çocuklar ücretsiz; 7 - 12 yaş arasındaki çocuklar ise %50 indirimden yararlanabiliyor.

nsanların daha iyi yaşamasına katkıda bulunmak için yüksek kaliteli, güvenilir ürün çeşitleriyle hizmet veren Oba Makarna; Capital ve Ekonomist Dergilerinin her yıl düzenlediği Anadolu Markaları Ödül Töreni’nde bu yıl “Tarım-Gıda İmalat Kategorisi”nde üçüncülüğe layık görüldü. 7 kıtada değişmeyen lezzetiyle sektörünün lider kuruluşlarından biri olan Oba Makarna, Capital ve Ekonomist Dergileri işbirliğince düzenlenen Anadolu Markaları 2016 Ödülleri’nde kazandığı “Tarım-Gıda İmalat” Kategorisi üçüncülük ödülüyle tüketicilerine en kaliteli ürünü en iyi lezzette sunduğunu tescillemiş oldu. 31 Ekim Pazartesi günü Swissotel Fuji Balo Salonu’nda düzenlenen gala gecesinde Oba Makarnacılık adına ödülü Oba Grup CEO’su Alpaslan Özgüçlü aldı. Ödül alan firma temsilcilerinin ve iş dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı etkinlikte Oba Makarna, Anadolu’nun yükselen

yıldızı olarak dikkat çekti. Markalaşma konusunda en başarılı öykülerden birine sahip olan Oba Makarna, sağlıklı ve besin değeri yüksek makarna çeşitleri ile evlerin değişilmez konuğu olmaya devam ediyor. Her yıl en başarılı markalarını belirleyen “Anadolu Markaları” yarışması, İstanbul dışında faaliyet gösteren illerdeki işletmelerde marka bilincini yerleştirmede ve marka olma yolunda ilerleyenlerin başarı öykülerini ödüllendirme anlamında belirleyici rol oynuyor. Capital ve Ekonomist dergileri öncülüğünde düzenlenen Anadolu Markaları yarışması, her yıl Türkiye’nin yükselişine öncülük eden markaları seçiyor.

TT O I R R A M L U İSTANB L ŞİŞLİ JAPON MUTFAĞI LEZZETLERİNİ TANITTI HOTE stanbul Marriott Hotel leri Festivali’nde ayrıca

İ

Şişli, Osaka’dan gelen deneyimli şef Ryoji Kikukawa’nın önderliğinde geçtiğimiz ay, misafirlerini Japon mutfağının en seçkin örnekleriyle tanıştırdı. Japon kültürünün en özel lezzetleri Sushi, Tempura, Noodle, Miso Soup, Sashimi gibi sembol tatların çok çeşitli malzemelerle birbirinden farklı ve özel yorumlarının sunulduğu Japon Yemek-

Japon hardalıyla tütsülenmiş ördek, shabushabu usulü soğuk biftek ve Miso ile marine edilmiş et yemekleri gibi bu mutfağın daha az bilinen lokal ve gizli kalmış lezzetleri de yer aldı.. Gazetemiz Gn. Koordinatörü Ali A. Yeliner ve Yayın Yönetmenimiz M.Vasfi Pakman'ın da tadımlarına iştirak ettiği ve çok beğendikleri yemekler hakkın-

da görüştükleri deneyimli şef Ryoji Kikukawa, "Hotel'in başarılı Türk şeflerinin de kendilerine yardım ettiğini ve bundan büyük mutluluk duyduğunu" belirtti


Project1

Lezzet markaları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

A’la HİNDİ, Ala LEZZET

Çamlı Çiftliği’nin YENİ YIL Lezzetleri, Yeni Ürünleriyle Metro Grossmarket’lerde pazara girdi !

9

Fırında Hindi Dolması

Ü

lkemiz Gıda Sektörünün köklü kuruluşu YAŞAR HOLDİNG'in, Tarım, hayvancılık ve balıkçılık alanlarında faaliyet gösteren şirketi Çamlı A.Ş kuruluşunun 33.yılında; Çamlı Çiftliği Markalı ürün setini genişleterek bir yeniliğe daha imza attı. Rahat dolaşım alanına sahip, stresten uzak bitkisel kaynaklı kaliteli yemlerle yetiştirilen Çamlı Çiftliği markalı A’la hindilere iki yeni ürün daha eklendi. Çamlı Çiftliği Beyaz hindi ve Çamlı Çiftliği Çiftlikten piliçleri YENİ YIL'ında yaklaşması dolayısıyla pazara sunuldu. Türkiye’de sadece Metro toptancı marketlerde yer alacak bu setin Türk damak zevkine uygun olduğunu belirten yetkilileri lezzet dünyamızın ünlü gurmeleri de onayladı. Türkiye’yi bu nefis lezzetlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Çamlı A.Ş yöneticileri; Yaşar Holding Y.K.Başkanı

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

M.Selim Yaşar'ın bu ürünlerle, yetiştirilmesinden halka ulaşımına kadar bizzat ilgilendiğini ve bu ürünlerle tüketicilerin sağlıklı yaşamlarına da değer katmayı amaçlamakta olduklarını ifade ettiler. Bu arada METRO GRUP yöneticileri de HOTEL ve RESTAURANT mutfaklarından gelen siparişlerin şimdiden başladığına işaret ederek, bu yıl CAFE ve PASTAHANELER'den de dikkat çekici oranda talep geldiğini belirttiler.Yeni yıl kutlama yemeklerinde olduğu kadar, sağlıklı beslenmede de protein değerleriyle ön plana çıkan kaliteli HİNDİ ETİ kullanımının tüm dünya ile birlikte ülkemizde

de artış gösterdiğine işaret eden Lezzet severler şimdiden HİNDİ'li yemek tariflerini toplamaya başladılar. Ancak her zaman olduğu gibi Favori: Fırında yaratılan lezzetler. Biz'de Ülkemizdeki LEZZETLERİN Gazetesi olarak okurlarımıza zevkle pişirip, afiyetle yiyebilecekleri bir tarif veriyoruz.

MALZEMELER ● 1 adet Çamlı Çiftliği Ala Hindi ● 1 su bardağı süt ● Yarım limon ● 1 yemek kaşığı biber salçası ● Yarım çay bardağı zeytinyağı ● 3 diş ezilmiş sarımsak ● Tuz ● Karabiber Pilavı için: ● 2 soğan ● 2.5 su bardağı baldo pirinç ● 300 gr hindi veya tavuk ciğeri ● 25 gr dolmalık fıstık ● Yarım demet ince kıyılmış maydanoz 1/4 demet ince kıyılmış dereotu ● 3 yemek kaşığı tereyağı ● 2 yemek kaşığı ayçiçeği yağı ● Yeteri kadar su ● Yarım limon ● Yenibahar ● Karabiber HAZIRLANIŞI: Derin bir kapta süt, zeytinyağı, salça, ezilmiş sarımsak, tuz ve karabiberi ekleyip karıştırın. Hindiyi önce limon ile iyice ovun. Hazırladığınız sosu hindinin her tarafına sürüp üzerini streç filmle kaplayın. Buzdolabında 3-4 saatmarine edin. Baldo pirinci yıkayın. Üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyip 20 dakika bekletin. Tencereye 2 yemek kaşığı tereyağı ile ayçiçeği yağını ekleyip ısıtın.Yemeklik doğradığınız soğanı ilave edip kavurun. Tavla zarı büyüklüğünde doğradığınız ciğeri ve dolmalık fıstığı da ilave edin. Suyunu süzdüğünüz pirinci ekleyip 2 dakika kavurun. 2 su bardağı suyu ilave edip karıştırın. Tuz, karabiber ve yenibaharı da ekleyin. Pilavı suyunu çekinceye kadar pişirin, az pişmesi gerekli. Pilavı ocaktan alıp üzerine maydanoz ve dereotu serpin. Hindinin içine pilavı doldurun. Geniş ve derin bir fırın tepsisine hindi etini yerleştirin. Ayaklarını yanmaz bir ip ile bağlayın. Kalan 1 yemek kaşığı tereyağını üzerine sürün. Yarısına gelecek kadar su ekleyin. Üzerini önce yağlı kağıt sonra alüminyum folyo ile kapatın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında en az 3 saat pişirin. Pişerken ara ara kontrol edip yemeğin suyunu hindinin üzerine gezdirin. Fırından çıkarmaya yakın üzerindeki yağlı kağıdı ve alüminyum folyoyu alıp kızarıncaya kadar pişirin. Servis yapın.



43. yaşında

Yaşar Holding şirketlerinden Pınar Süt’ün 43. Çamlı Yem Besicilik’in 33. Kuruluş Yıldönümü, çalışanların katılımıyla kutlandı. Kutlamada, Pınar Süt ve Çamlı Yem Besicilik’te 5 ila 25 kıdem yılını tamamlayan yönetici ve çalışanlara da başarı ve onur sertifikaları verildi.

T

ürkiye’nin lider süt ve süt ürünleri markası Pınar Süt 43.yılını, Çamlı Yem Besicilik ise 33.yılını; 2 Kasım’da Pınar Süt Pınarbaşı kampüsünde Yaşar Topluluğu yöneticileri ve çalışanlarının katılımıyla coşku içinde kutladı. Törene, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Erol, Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş, Yaşar Holding Gıda İcra Başkan Yardımcısı Levent Dağhan, Yaşar Topluluğu Tarım, Hayvancılık ve Balıkçılık Başkan Yardımcısı Hasan Girenes, Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, Pınar Et Genel Müdürü Tunç Tuncer, Pınar Süt ve Çamlı Yem yöneticileri ile çalışanları katıldı.

ÇALIŞANLAR ONURLANDIRILDI Pınar Süt ve Çamlı Yem Besicilik’te 5 ila 25 kıdem yılını tamamlayan yönetici ve çalışanların da onurlandırıldığı törende; 5 yılını dolduran 122, 10 yılını dolduran 26, 15 yılını dolduran 11, 20 yılını dolduran 17 ve 25 yılını dolduran 7 olmak üzere toplam 183 çalışana başarı ve onurlandırma sertifikaları verildi

“MARKALARIMIZIN BAYRAĞINI DALGALANDIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Törende konuşan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, “1945 yılından bu yana birçok başarıya imza attık. Türkiye’nin ilk modern süt sanayinin kurucusuyuz. Türkiye ile birlikte biz de büyüdük, markalar yarattık. Bu vizyon ve misyonla nice yılları birlikte kutlayacağız. Pınar Süt olarak yurt içindeki 3 fabrikamız ve yurt dışındaki faaliyetlerimizle birlikte markamızın bayrağını dalgalandırmaya devam edeceğiz.” dedi.

“SÜT ÜRETİCİLİĞİNİ DESTEKLİYORUZ” Pınar Süt’ün gıda güvenliğine, kaliteye, hayvan sağlığı ve beslenmesindeki uzmanlığa, inovasyon ve yenilikçiliğe verdiği önem ile 43 yıldır sektörün lideri olduğunu belirten Yaşar Hol-

ding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı: “Sütünü aldığımız üreticiden, çocuklarımızın okul çantasına girene kadar tüm değer zincirimizde mükemmeliyet için çalışıyoruz. Üreticimiz, tedarikçimiz, bayilerimiz ile ülkemizde 500.000 kişilik bir ekosisteme sahibiz. Odağımızda gıda güvenliği ve sağlık bulunuyor. Türkiye’de farklılaşmış peynirlerde ve sütte pazar lideriyiz. Çalışanlarımızla, üreticilerimizle, bayilerimizle, tüketicilerimizle, tedarikçilerimizle büyük bir aileyiz ve birçok yeniliği ve ilki hep beraber gerçekleştiriyoruz. 43 yıldır Ege Bölgesi’nde Ödemiş’ten Tire’ye ve Milas’a, Akdeniz Bölgesi’nde Burdur’dan, İç Anadolu’da Eskişehir ve çevresine ve son olarak da Şanlıurfa yatırımımız ile Güneydoğu Anadolu’da süt üreticiliğini destekliyoruz. Tarımsal sanayinin öncüsü olarak sektörümüzü daha da geliştirmek ve ülkemizde daha fazla insana iş ve aş imkânı sağlamaya adanmış olarak çalışıyoruz. Pınar Süt olarak nice sağlıklı nesilleri büyütmenin gururunu yaşıyoruz.” dedi.

“ODAK NOKTAMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” Başarıya ulaşmada sürdürülebilirliğin önemini vurgulayan Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş ise “Bu yıl odak noktamız sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik, bir yaşam biçimi haline geldiğinde dünya için, ülke için, kurum için, aile için, çocuklarımız için ve geleceğimiz için bırakabileceğimiz en önemli değerlerden birisi haline gelecek. Yaşar Topluluğu olarak sürdürülebilir iş modelleri ile ülkemizin insanına ve gelişimine fayda sağladık, sağlamaya da devam edeceğiz. Hep birlikte hedefe doğru ilerlerken bizlerle birlikte olan ve sadakatle, liyakatle çalışan arkadaşlarımızı candan kutluyorum” dedi.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YAŞAR TOPLULUĞU Topluluğun temelleri 1945 yılında kurucusu Selçuk Yaşar tarafından atıldı. 1954’de ilk tesis İzmir Bornova’da kuruldu ve Dyo markası doğdu. Topluluk, bünyesine zamanla gıda, içecek ve medya sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler katıldı. Ülke ekonomisindeki gelişme doğrultusunda, Ege Bölgesi’nin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak boyanın yanında birçok sektöre yatırım yapıldı. Gıda, kağıt , gübre , içecek , bira ve su, turizm, dış ticaret... Bu yıllarda söz konusu sektörlerdeki pek çok ilki gerçekleştirildi... İlk Mikronize Maden Tesisi - 1965 İlk Matbaa Mürekkepleri Üretimi - 1968 İlk Özel Sektör Bira Fabrikası , Türk Tuborg - 1968 1100 Yataklı İlk Turizm Tesisi , Çeşme Altın Yunus - 1974 İlk Özel Sektör Süt Fabrikası , Pınar Süt - 1975 İlk Özel Sektör Kompoze Gübre Fabrikası, Ege Gübre - 1978 İlk

Özel Sektör Kağıt Fabrikası, Viking Kağıt - 1982 İlk Kaynak Suyu Şişelemesi, Pınar Su - 1984 İlk Kültür Balığı Tesisi, Pınar Deniz - 1985 İlk Özel Sektör Entegre Et Tesisi, Pınar Et - 1985 olarak devam etti. Bu gün Yaşar Holding faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde zengin ürün portföyü ve hizmetleri ile Türkiye ekonomisine katkılarını sürdürmektedir. 2007 yılında Yaşar Holding gönüllülüğün esas olduğu Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesine katılmıştır. Halen, ana faaliyet alanlarına odaklanma stratejisi ile yol almaya devam etmekte ve Türk özel sektörünün gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bugün, beşi Türkiye’nin ilk 500 büyüğü arasında yer alan şirketleri, fabrika ve üretim tesisleri, binlerce kişiye sağladığı iş imkanı, bini aşkın bayi ağı ve tüm faaliyetleri ile ulaştığı yüzbinlerce satış noktası ile Türkiye’nin lider ekonomik aktörlerinden birisidir.


12

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Türkiye Lezzet Hareketi

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

BAYRAMI YARIN BAŞLIYOR Yiyecek - İçecek Sektörünün

Başyazı Simge AYAN

simgeayan@lezzetgazetesi.com

Dünya çapında GASTRONOMİ ŞÖLENLERİ ile Sirha İstanbul, 4. yılında otelcilik ve yiyecek içecek dünyasına yön vermek için ziyaretçilerini bekliyor. Anadolu’dan Peru’ya uzanan Lezzet Yolu, sıradışı etkinlikleri ve farklı sunumuyla bu sektörün en kapsamlı fuarı olan Sirha İstanbul, 24-26 Kasım 2016 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde misafirlerini ağırlayacak.

Bizim bir Sonbahar olacaktı orada?

Ç

ok değil daha 1-2 hafta önce serin sularda cıbır cıbır yüzerken kimse bize demedi kar kıyamet kapıda diye! Hayır yani nerede bizim sararan yapraklarımız, nerede hafifçe solmaya başlayan renkleriyle sevdiğimiz romantik sonbaharımız!? Bir de kapalı havanın verdiği miskinlik yok mu! Keşke herkes birer battaniye altında hiçbir şey yapmadan sıcacık yatsa, trafik falan da olmasa… Her neyse böyle sitem etmeye başlarsam bitmez, bu meseleyi Mikail’le aramda tutmaya devam etmek istiyorum J Herkes kazaklarını ve çoraplarını giydiyse lezzet dolu önerilerimi içeren yazıma başlıyorum! Bir kere kabul etmek gerekir ki; havaların soğumasının bize getirdiği en büyük nimet tazecik balık. Hazır mevsimi gelmiş, sezonu açılmışken nar gibi kızarmış hamsileri, ızgarada pişmiş tazecik palamutları bol salatalı sofralarda tüketmeden olmaz. Evinde de bu sofraların kralını hazırlayacak olanlar muhakkak vardır aramızda ama benim işim; ‘evimi kokutamam, temiz temiz dışarıda yerim’cilerle! Tercihini Anadolu yakasından yana kullanacak olanların iki kişi için ortalama 200 TL’yi (alkollü) gözden çıkarması gerek. Siz kendinize en uygun olanları zomato.com’dan da bulabilirsiniz orada bütün restoranların menülerinden fiyatlarına, telefon ve adreslerine kadar pek çok bilgi var ancak benim şiddetle tavsiye edeceğim iki mekan var ki; Cunda Balık ve Müzeyyen! Gerçek bir Ege aşığı olduğunuzu iddia ediyorsanız Bostancı’da yer alan Cunda Balık’a muhakkak uğrayın. Harika mezeleriyle ve taze balık çeşitleriyle sizi de ufak bir yolculuğa çıkaracağına eminim. Koşuyolu’nda hizmet veren Müzeyyen ise sıcacık ortamıyla içinizi ısıtacak ve lezzetli balıklarıyla kendine hayran bırakacak. Beni bıraktı oradan biliyorum. Avrupa yakasında kalacaklara ise ilk önerim; şehrin tüm sinir stresini bir anda atmanıza yardımcı olacak ve hem ortamı hem de balık yemekleriyle müdavimi olmanızı sağlayacak Salaş Barınak! Rumeli Feneri’nde yer alan mekanda iki kişi için ortalama 150 TL’yi gözden çıkarmanız yeterli. Diğer önerim ise ‘Balık’ ve hatta ‘Rakı&Balık’ denilince akla gelen ilk adres olan Asmalımescit’ten: Asmalı Cavit. Meyhane konseptinden çıkmadan balık sefası yapmak isteyenlerin uğrak noktası olan Cavit, benim de favori mekanım diyebilirim. Birbirinden lezzetli mezelerle donatılmış zengin bir sofra ve tabii ki tazecik balıklar… Lahana gibi kat kat giyinmek zorunda kaldığımız soğuk ayların bana göre en güzel getirisi olan taze balıklara doyacağımız bir sezon olmasını temenni ediyorum!

Anne Böreğin'den

GELEN BAŞARI!

Ü

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

lkenin her yanında ayrı lezzetlerle açılan yufkaların arasına konulan değişik lezzetlerle şekillenen böreklerden biri de Boşnak böreğidir. Bu gün İzmit'teki 6000m2 lik tesisinde "Göçmen Börekçisi" adı altında üretim yapan kuruluşun öyküsü bu "anne böreğinin" evde üretimiyle başlamış ve Türkiyenin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasına girmeyi başarmış. Kadın İsdihtamı ödülünü de alan şirketin tanıtımına Lezzet Dernekleri Federasyonu Üyesi, Lezzet Yazarları Derneğin'den Fatoş Yağcı katıldı. Okurlarımız adına yerinde inceledi, gerek lezzet, gerekse hijyen açısından mükemmel olarak nitelendi.

S

irha İstanbul 2016’da; gıda ve içecek ürünlerinden, mutfak ekipmanlarına, pasta ve fırıncılık ürün ve ekipmanlarından, mobilya, sofra üstü takımları, tekstil, hijyen ve teknoloji alanındaki yenilikleri kapsayan geniş yelpazesiyle yüzlerce katılımcı ve marka mevcut. Sirha İstanbul bu sene de otel, restoran sahiplerinden yöneticilerine, pasta şefleri, F&B müdürleri, satın alma müdürleri, barmen ve baristalara kadar 13.000’den fazla sektör profesyonelini bir araya getiriyor. YÖRESEL VE ULUSLARARASI LEZZETLER BİR ARADA! Peru mutfağı Sirha İstanbul’a konuk oluyor. Peru’dan gelen özel tatlar ziyaretçilerin tadımına sunuluyor. Madrid’in ünlü bir restoranının Peru’lu efsane şefi Luis Arevalo, Peru ürünleri ile mutfakta fark yaratmanın sırları paylaşılıyor. Anadolu Lezzet Envanteri projesinde ise; Anadolu’nun kaybolmaya yüz

tutmuş, birbirinden değerli ürünlerini üreticileriyle birlikte, Sirha ziyaretçileriyle buluşturuyor. Şeflerin bu ürünlerle hazırlayacakları menülerden, üreticiler ile yapılacak söyleşilere kadar birçok etkinlik bu projeyle ziyaretçilere sunuluyor. ŞEFLER BOCUSE D’OR İÇİN YARIŞACAK, UZMANLAR MARKA OLMAYI TARTIŞACAK Birbirinden değerli sekiz şef, bu sene Bocuse d’Or Türkiye Ön Seçmelerini kazanarak 2017 Bocuse d’Or Türkiye Finaline geçiş hakkı kazanmayı hedefliyor. Türkiye Akademi başkanlığını ünlü şef Rudolf Van Nunen’in yaptığı ve ala-

nında söz sahibi olan yerli ve yabancı jüriler tarafından değerlendirilecek olan bu müthiş yarışma, izleyicilerine ve katılımcılarına heyecanlı ve keyifli dakikalar yaşatacak. Sektöre yönelik son trendler, Gastronomi Turizmi Derneği tarafından organize edilecek olan zengin içerikli bir sunum ile ziyaretçiler ile buluşacak. Bu senenin önemli temaları ‘Restoran mı Açıyorsun?’ ve ‘Turizm ve Gastronomi’de marka olmak’ olarak belirlendi. Bu etkinliğin konuşmacıları arasında; UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına katılan mutfağıyla ünlü şehrimiz Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Fatma Şahin, İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Sn. Nedret Apaydın, Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe yer alacak. Üzücü olan ise Lezzet Markaları Derneği yönetiminin bu söyleşilere davet edilmemiş olması.

VE LAKTOZ HASSASİYETİ OLANLAR İLE Lezzetli et’in merkezi, GLUTEN GLUTENSİZ BESLENMEYİ TERCİH EDENLER İÇİN BALIKESİR’DE AÇILDI WASA’DAN GLUTENSİZ Tüm Türkiye’nin kırmızı et ve sakatat ihtiyacını karşılayan ülkemizin önemli mezbahalarından Medist Et Entegre Tesisi’nin açılışı bürokratların ve bölge halkının katılımıyla gerçekleştirildi.

1

968 de kuğını belirten Gıda, Tarulan Göbel rım ve Hayvancılık Bamezbahası tekan Yardımcısı Mehsisleri, günümümet Daniş, Balıkesir'in zün gelişen teknotarım ve hayvancılık lojileri ile yenilenalanlarında ülkemizin di, kapasitesi arttıönemli bölgelerden olrıldı ve Medist Et duğunu vurguladı ve Entegre Tesisi olaBalıkesir etinin rafta uzun ömürlü olmasırak hizmete girnın yanı sıra en pahalı di. Kuruluş, İstandeğere ulaşan ürün olbul, Ankara, İzmir duğunu aktardı. başta olmak üzere Medist Hayvanbüyük şehir ve illere, özellikle kırmızı cılık Yönetim Kuruet ve sakatat temilu Başkanı Musa Özni konusunda verdican açılışta yaptığı koği kaliteli hizmet ile nuşmada: “Balıkesir et piyasalarındaki ili hayvansal üretimAhmet Mehmet Mustafa Musa marka bilinirliğini de ülkemizin en önemŞentop Özcan E.Uğur Daniş Medist Et Entegre li merkezlerindendir. Tesisi olarak devam Firmamız, Balıkesir ettirecek. etinin pazarda ne kaTamamen yenidar değerli ve önemlenen ve modern bir li olduğunun bilincinyapıya kavuşan tedir. Bu nedenle Basisin açılış törenilıkesir hayvancılığıni izleyen, gazetena katkı sağlamak ve miz gn.koord.Ali Yemarka değerini arttırliner, törene katımak amacıyla ilimize bu modern et enlan ve açıklamalarda bulunan Gıda Tarım tegre tesisini 5 ayda ve Hayvancılık Bave 10 milyon TL’lik bir yatırım bedeli ile kazandırdık. Kesim kapakan Yardımcısı Mehmet Daniş, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, AK Par- sitemiz aylık 2 bin 500 büyük baş ve 26 bin küti SKM Başkanı Yıldız Seferinoğlu, Balıkesir Bü- çük baştır. Ayrıca tesisimiz, günlük 100 ton karkas et depolama kapasitesine sahip olup, tam kayükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un da izlenimlerini aldı. Açılışa çok sayıda milletve- pasite ile faaliyete geçtiğinde bölge insanına 110 kişilik bir istihdam sağlayacaktır. Yatırımımızın kili ile İTO Başkanı İbrahim Çağlar ve bölgenin gerçekleştirilmesinde bizi her daim desteklerini bürokrat ve yetkilileri de katıldı. esirgemeyen ve burada yanımızda bulunarak biHükümetin, son yıllarda tarım ve hayvancılık alanında çiftçilere yapılan yatırımlarını arttı- ze güç katanlara teşekkür ederim." dedi

GEVREK EKMEK İŞLENMEMİŞ tam tahıldan, doğal yöntemlerle üretilen ve içeriğinde hiçbir koruyucu katkı maddesi ya da renklendirici içermeyen ürünleri ile besleyici öğün alternatifleri sunan Wasa, 1919 da İsveç'te kurulmuş. Ülkemiz glutensiz besin kategorisine gevrek ekmeği ile giren ve tüm dünyada 60 bin ton satılmakta. Çölyak hastalarının yanı sıra glutensiz beslenmeyi tercih edenler ile gluten ve laktoza karşı duyarlılığı olanlar için ideal bir ürün olan Wasa glutensiz gevrek ekmek, özel reçetesiyle Türkiye’de de raflardaki yerini aldı. Ana ve ara öğünler için sunduğu geniş ürün gamıyla 40 ülkede sağlıklı beslenmek

isteyenlerin tercihi olan Wasa, Türkiye'de Barilla Grup tarafından temsil ediliyor ve yeni reçeteyle ürettiği glutensiz gevrek ekmeği ile tüketicilerin her öğünde pratik, besleyici ve zengin menüler oluşturmasını sağlıyor Wasa glutensiz gevrek ekmek, gluten hassasiyeti bulunan Çölyaklıların yaşam kalitesini artırırken, glutensiz beslenmeyi tercih edenler ve laktoz

hassasiyeti olanlarca da tüketilebiliyor. Benzersiz lezzetini ve kıtırlığını tam kıvamındaki fırınlanmasından, besleyiciliğini ise pirinç unu, mısır ve patates nişastasından alan Wasa glutensiz gevrek ekmek, 23 dilimlik 275 gramlık paketlerde satılıyor.


Project1

Lezzet ve gastronomi

Dr. Burak KÖSEOĞLU

burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com

Gurumuz olacak istanbul 3.Havalimanı için büyük savaş

Ş

imdilik 3.Havalimanımızın 2018 ilk çeyreğinde ilk bölümünün hizmete açılması planlanıyor tamamen bittiğinde dünyanın en büyükleri arasında olması planlanan havalimanı ile birlikte aslında muazzam birde yaşam alanları tasarlanıyor gerek içeride gerek havalimanı dışında mağazalar, yeme içme alanları, oteller ,ofisler v.s bir kaç aya kadar yapılacak olan yeme içme alanları ile ilgili ihaleye şimdiden DOCO , BTA ve dünyanın en büyük havalimanı yiyecek içecek işletmesi HMS Host ile girerken havalimanını yapan konsorsiyumun iki üyesi de yanlarına yabancı bir partner alarak giriyor etik olarak imalatçıların bu işin bir tarafında olması çok mantıklı olmasa da ihalenin blok olarak 25 yıllık süreyi kapsaması , alanların büyüklüğü ve sayısal fazlalığı yanında hedef 200 Milyon yolcu sayısına açılışı takiben yıllar süren bir zamanda ulaşılacak olması ihalenin düşündürücü yanları ancak havalimanlarında yiyecek içecek işletmeciliği çok özel bir çalışma gerektiren konu olduğu için zor ve maliyetli bir iş. Bir kaç aya kadar zor ve çetin bir savaş olacağı kesin bakalım kazanan kim olacak. Restaurant işletmelerinde son 15 yıldır kullanılan Restaurant otomasyon sistemleri bir yandan servis kalitesi ve süresini kısaltırken patronaj içinde finansal bilgiler ,tüketimler, çek ortalamaları, kuver sayısı gibi onlarca veriyi vermekteler. Bugüne kadar kullanılan sistemlerin on 15-20 yıllık teknolojiyi genel olarak kullanmaları sebebiyle yakın zamanda yenilenme süreleri gelmeye başlamışken diğer yandan Gelir idaresi Başkanlığı’da bu konuda bir takım yeni güncellemeler yaparak eski sistemlerin kullanımına devam edilmesi ihtimalini rafa kaldırmak üzere. İşletmelerin yatırım olarak önemli bir kalemini oluşturan bu sistemler için işte tam da bu günlerde inanılmaz avantajlar sunan yeni bir oyuncu sahaya katılıyor Ata Grubu bünyesindeki Zenia sessiz sedasız Türkiye ve Dünyada binlerce makina ile bu işi yaparken şimdi bir oyuncu olarak sahaya çıkmaya hazırlanıyor üstelik inanılmaz imkanlarla Bulut teknolojisi , Destek ekipmanları , Türkiye sathında 24 saat kesintisiz hizmet ile yıllardır Türkiye için geliştirilen inanılmaz fonksiyonel bir program ile mutlaka bakılması ve incelenmesi gereken bir tercih olacak gibi. Gelelim piyasaya aylardır yaptığımız uyarılar ve hedefler tuttu ve ekonomik olarak Türkiye bir uçurumun kenarına kadar geldi USD kuru bu yazıyı yazarken 3,29 seviyelerini de geçmişti. Şu anda yıl sonu için artık 3,50 rakamları ve 2017 ilk yarı için 4,15 gibi rakamlar telaffuz edilmeye başlandı buda bize çok zor bir 2017 yılını işaret ediyor. Zaten maliyet baskısı altındaki sektör, enerji giderleri, personel giderleri, hammadde fiyatları derken birde astronomik kiraların artık altından kalkamayacak bir duruma geldi. Bu yılın başından beri defalarca onlarca değişik yazımda yazdığım uyarıları dikkate alanlar için ve planlama yapanlar için hava hoş ancak sektörde en küçük ev yemekleri yapan restaurant’ tan en büyük markalara kadar binlerce firma için artık iflas çanları çalmaya başladı. Olağan üstü hal sebebiyle İflas erteleme imkanının kapalı olması işi daha da çıkmaza sokuyor. Bu gidişe çok hızlı önlem alınmaz ve yatırımcılarda eserlerini korumak için harekete geçmezlerse akşam severek gittiğiniz restaurantı ertesi gün bir iş yemeği için ziyaret ettiğinizde kapı duvar bulabilirsiniz. Öğlen yemek yediğiniz, akşam sevdiklerinizle gittiğiniz veya eve sipariş ettiğiniz işletmeleri en azından yemek yiyerek desteklemek ve bu markaları özellikle de Türk markalarını yeni nesillere aktarabilmek için şimdi harekete geçin diyorum. Ayrıca hükümetimizin de direkt olarak yüzbinlerce endirekt olarak ise milyonlara ekmek sağlayan bu sektörü rahatlatmak için acil önlemler alması yerinde olacaktır. Bir daha ki sayımızda daha huzurlu, daha mutlu ve istikraralı bir Türkiye’de buluşabilmek umuduyla...

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

13

SOFIA SOFRALARINIZIN ŞIKLIK ELÇİSİ Özenle hazırlanan sofraların en önemli aksesuarı peçeteler… Lila Kağıt üst segment markası Sofia’nın birbirinden zarif tasarımları, tutkuyla düzenlenen sofraları şenlendiriyor.

S

ofia Günlük Peçete 40*40 cm ölçüsüyle farklı katlama stillerine uyum sağlayarak sofralara sadeliğin zarafetini kazandırıyor. Markanın en yeni koleksiyonu Sofia Misafir Peçeteler’deki her biri birbirinden farklı bir konsept, farklı bir hikaye yaratmanın mümkün olduğu tam 12 desen ile her öğünü özel bir davete çeviriyor. HER KONSEPTE AYRI DESEN; SOFİA’DAN MİSAFİR PEÇETE… Sonbahar Yaprakları ve Keten Rüyası ile soğuk kış günlerinde sıcacık, Bahar Çiçekleri ve Akdeniz Esintisi ile yaz tazeliğinde, Gül Demetleri ile romantik, Vinyet Gold ve Silver Taç Yaprakları ile sofistike, Mutlu Kuzular ve Havalı Baykuş ile eğlenceli. Birbirinden farklı temalar ile hazırlayacağınız sofralar hayranlık uyandıracak. Dünya mutfaklarının leziz yemekleri damak zevkinize hitap ederken, itina ile hazırlanan huzur ve mutluluk dolu sofralarda Sofia peçeteler şıklık elçileriniz olacak. Temiz, zarif ve şık desenleriyle; Evler'de ve Restoranlar da " Peçetesiz sofra kalmasın" Sofradaki hijyenik temizlik için Lila Kağıt peçetelerini seçin sağlığınızı koruyun ! Çevreye önem veriyor; kullanıcılarına gönül rahatlığı ile ulaşıyor… Lila Kağıt, faaliyet gösterdiği temizlik kağıtları sektörünün hammaddesi olan selüloz ihtiyacını doğal bitki örtü-

PEÇETESİZ SOFRA KALMASIN

sünü bozmamak için yetiştirilen endüstriyel ormanlardan karşılıyor. Doğal ormanların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi adına çevreye duyarlılığının her fırsatta altını çizen Lila Kağıt endüstriyel ormanların artırılması ve endüstriyel ormanların doğal ormanların sigortası olmasını son derece önemsiz. Bu amaçla Lila Kağıt, endüstriyel ağaç tarımı konusunda 2014 yılında ENAT’a

(Endüstriyel Ağaç Tarımı A.Ş) sponsor olarak endüstriyel amaçlı bir projeye imza attı ve projesini ‘Sofia Ormanları Yok Etmez’ kampanyası ile destekledi. Projenin başlamasından bu yana 50 bin ağaç dikimi gerçekleştirdi ve 2023 yılına kadar bu ve benzeri projelerle 600 futbol sahası büyüklüğünde (3,5 milyon metrekarelik) bir alanda

İZMİR’E DE, LEZZETLERİ’NE DE

DURU BULGUR AVUSTRALYA’DA

DOYULMAZ!

İZTAV İzmir Turizm ve Tanıtma Vakfı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen “İZMİR’e DOYAMAZSIN” kampanyası, Gastronomi ve Turizm Gazetecilerine yönelik bir “GURME TURU” ile başladı.

Gurme gezisinin mihmandarı Ahmet Güzelyağdöken’in mekanı, Balmumu Dükkan&Lokanta’da nefis lezzetler tadıldı

Y

üzyıllık mekanlardaki, yüz yıllık yeme-içme markaların gezildiği bu turda İzmir’e özel lezzetler tadıldı. Boyozdan Gevreğe, Köfteden Söğüşe, Lokmadan Şambali tatlısına, Ege’ye özgü yemekler ve ürünler yendi, içildi.Gazetemiz Gn.Koord. Ali A. Yeliner’inde katıldığı bu muhteşem YEME-İÇME etkinliğinde: DEĞİRMEN’in Unlu mamulleri, GÜL KEBAP’ın Döneri, AYŞA BOŞNAK BÖREKÇİSİ’nin Ev yemekleri, ÖZTAT’ın Lokma ve helvaları, BİZİM LOKANTA’nın Yemekleri AVRAM USTA’nın Boyozu, NİĞDELİ MUAMMER USTA’nın Söğüşü, TAHSİN BEY’in Turşuları, TABAK-

700 bin ağaç dikimi gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Bu tarz projeler, doğal ormanlar üzerindeki kesim baskısının azaltılarak daha iyi korunmasını, her geçen gün artan hammadde ihtiyacının karşılanması hedefleniyor. Tüm bu girişimler aynı zamanda erozyonların ve havaya karbon yayılımının önlenmesine olanak sağladığı gibi sürdürülebilir geleceğin en büyük yatırımlarından biri oluyor.

LAR’ın Balıkları, EZMECİZADE’nin Badem, ceviz ve Antep fıstığı ezmeleri, ANTALYA BÖREKÇİSİ Osman Usta’nın böreklerinin üzeri-

ne MEŞHUR HİSARÖNÜ ŞAMBALİCİSİ’nin Kaymaklı, tarçınlı tatlıları yenildi, DİBEK KAHVESİNDE de kahveler içildi. Bu Gurme Turları’na İZMİR devam etmeli, yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da ziyaretçiler gelmesi sağlanmalı, Daha çok Sivil Toplum Kuruluşu’nu bu etkinliklerin içine çekip, damaklarına bu lezzetleri vermeli, onların üyeleri ve çevrelerinden bu güzel İZMİR ve doyulmaz LEZZETLERİ yararlanmalı, ünleri dünyaya yayılmalı, lezzet markaları yaygınlaşmalıdır. O zaman bu İZMİR hakikaten DOYULMAZ İZMİR olur. İnsanlara “Bizde, bi ara İZMİR’e gitsek te, bu lezzetleri tatsak mı acaba ?” dedirtmek lazım.

T

ürk bulgurunu dünyaya tanıtmayı kendisine ilke edinen Duru Bulgur, Avustralya’da yapılan Fine Food 2016 Fuarı’na katıldı. Melbourne kentindeki fuarda Duru Bulgur, ziyaretçilere lezzet şöleni yaşattı. DURU BULGUR STANDINA YOĞUN İLGİ Tamamen doğal koşullarda, özel taş değirmenlerde üretim yapan Duru Bulgur, fuarda Sağlıklı Yaşam ve Dünyanın Lezzetleri standıyla yerini alarak, ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Duru Bulgur Şef’inin; bulgurla yaptığı yemeklerin tadına bakmak için kuyruk oluşturan ziyaretçiler, bulgurlu yemeklerin tarifini de istemeyi ihmal etmediler. Ziyaretçiler, tüm dünyada doğal ve sağlıklı olmasıyla tanınan bulgura mutfaklarında daha fazla yer vereceklerini söylediler. BALLI MEYVELİ BULGUR SALATASI KAHVALTILARINA GİRDİ Bulgur ile her şey yapılabilir anlayışını benimseyen Duru Bul-

gur’un özellikle Ballı Meyveli Bulgur Salatası, kahvaltıda yenilebilecek bir gıda olarak çok beğenildi ve geleneksel kahvaltı kültürü olmayan ve kahvaltıda mısır gevreği yeme alışkanlıkları bulunan Avustralyalıların kahvaltılarına, bulgurlu salatayı eklemelerini sağlayarak, bir ilki de gerçekleştirmiş oldu.


14

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet ve sunum

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

İtalya’nın Gastronomi Cenneti Başyazı Betül

ALTINBAŞAK

betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com

YEMEĞİN ANTROPOLOJİSİ Sonbaharın Geleneksel Lezzeti Ve Tarihçesi

S

onbahar geldi. Yazın geride kalmasıyla birlikte artık ince giysileri geride bırakıp, sarıp sarmalanacağımız günlere doğru gidiyoruz. Sıcak günlerin çekici sebzeleri, meyveleri azalmaya başladı bile. Artık seralar sayesinde her mevsim, her sebze ve meyveyi pazarlarda bulabiliyoruz. Ancak bunlar, Çanakkale’nin kırmızı domatesinin, yaprağı üstünde çıtır çıtır bahçe biberlerinin, Çengelköy’ün çiçeği üstünde mis gibi badem salatalıklarının, şeker gibi karpuzların yerini tutmuyor. Üstelik sağlık açısından da seralarda yetiştirilen sebze ve meyvelerin zararları hakkında uzmanların uyarıları da yabana atılamayacak kadar ciddi.

İşte tam bu noktada, mutfağa merakı olanlar çok şanslı çünkü bizim kültürümüzün çok güzel adetleri var. Güz mevsiminin gelmesiyle bunları hissetmeye başladık. Meraklıları konservelerini yapıyor, reçeller kaynatılıyor, turşular kuruluyor. Hatta artık sağlıklı yaşamayı destekleyen birçok butik kafe ve lokantalar da son yıllarda unutulur gibi olan bu adetleri, adeta yeniden gün yüzüne çıkardı. Bazıları hazırladıkları bu ürünleri mekânlarında tüketirken, bazıları da aynı zamanda kavanozlarda satışa sunuyorlar. Pek çoğumuz tarafından da çok sevilen bu gıdalar içerisinde en ilgi çekici olanı şüphesiz turşudur ve çok eski bir tarihçesi vardır. Arkeolojik ve Antropolojik çalışmalara göre, geçmişinin M.Ö. 3000 yıllarına dayandığına dair rivayetler bulunmaktadır. Turşunun ilk kez topraktan yapılma büyük boy küpler içerisinde kurulduğunu yapılan kazı çalışmalardan biliyoruz. Daha sonraları Antik çağlarda ticari ürün olarak görülüyor. Bu dönemde ahşaptan yapılan kaplarla taşınıyor ve saklanıyor. Daha sonra ahşap ve asidin reaksiyonları nedeniyle toprak kaplara geçiliyor. Tarihçilere göre Batı Asya ilk çıkış yeri. Ardından, Mısır ve Yunanistan’da sevilen bir lezzet oluyor turşu.

PİEMONTE BÖLGESİ Piemonte İtalya’nın 20 bölgesinden biridir. Piemonte İtalya’nın Kuzey-batısında olup Fransa ve İsviçre ile sınırı vardır. İtalya’nın ilk başkenti olan, hayat tarzı son derece çekici Torino; sanatı, sporu, alışverişi ve kültürü sunan bir şehirdir.

selinekin@lezzetgaze

tesi.com

M

illi Sinema Müzesi ve Kahire’dekinden sonra dünyadaki en ünlü Mısır müzesini barındıran Torino, aynı zamanda Avrupa’nın çağdaş sanat başkentlerinden biri olarak, önde gelen koleksiyonlara, müzelere, galerilere ve organizasyonlara ev sahipliği yapar. Bölgenin gelişmiş sanayisi nedeniyle halkın refah seviyesi ülkenin diğer bölgelerine göre oldukça yüksektir. Fiat, Pininfarina, Ferrero, Lavazza ve Caffarel gibi dünya çapında bilinen markaların fabrikaları Piemonte Bölgesindedir. Piemonte dünyanın en önemli gastronomi bölgelerinden birisi. Nefis yemekleri, beyaz trüf mantarı, fındık ve şarapları dünyaca tanınır. En kaliteli İtalyan şaraplarından bazıları olarak kabul edilen Nebbiolo üzümünden üretilip, meşe fıçılarda uzun süre yaşlandırılan Barolo ve Barbaresco şarapları bu bölgede üretiliyor. Yine en az bu şaraplar kadar tanınan Barbera, Dolcetto ve köpüren Asti Spumante Piemonte bölgesinde yetiştirilen üzümlerden üretiliyor. Alba’nın güneyinde Barolo, Manchiero, Barbaresco gibi onlarca küçük köyde gezmek, üzüm

bağlarında dolaşmak, üreticilerde tadımlara katılmak ve yerel yemekleri deneyimlemek dimaklarda olduğu kadar damaklarda da unutulmaz izler bırakıyor. 1986’da doğan ve dünyada hızla yayılan; hızlı, ayakta ve sağlıksız içerikle hazırlanan “fast food” yemek türüne tepki olarak doğan “Slow Food” hareketi Piemonte Bölgesinin Bra şehrinde başlamıştır. Piemonte bölgesine ait yerel yemeklerinden en bilineni Tajarin’dir. Tajarin, bol yumurta sarısı ile yapılan ev makarnası ve taze olarak tüketiliyor. Geleneksel olarak Ragu (kıyma sosu) ile servis ediliyor. Her res-

toranda bulabileceğiniz bir diğer lezzet ise “Il Vitello Tonnato”. Ton balığı ve rozbif ile yapılan ve soğuk yenen kaçırılmaması gereken bir yemektir.

BEYAZ TRÜF MANTARI Binlerce insanın özellikle Ekim ayında Piemonte’ye gitmesinin nedeni burada çıkarılan trüf mantarı. Dünyanın en pahalı gıda maddelerinden biri olan trüf toprağın 10-

15 cm altında yetişiyor. Eğitimli köpeklerin yardımıyla bulunabilen beyaz trüf mantarı asla yıkanmıyor, bir fırça ile temizleniyor. Trüf mantarı çiğ olarak ve baskın olmayan lezzetlerle birlikte yeniyor. Piemonte’de trüf geleneksel olarak Tajarin makarnası ile birlikte yenir. Eşsiz aroması ve tadını açığa çıkarmak için küçük bir rende darbesi yeterlidir. Bu birbirinden güzel yemeklerden sonra bir kahve içmek isterseniz seçiminiz “Bicerin” olmalıdır. Espresso, sıcak çikolata ve süt ile hazırlanan Bicerin Torino’nun geleneksel kahvesidir. Yolu Piemonte’ye düşen okuyuculara keyifli ve lezzetli bir seyahat dilerim.

PROTEİNİ İÇİNDE SAKLI BESİNLER

P

rotein oldukça fazla duyduğumuz besin kaynaklarından biridir. Çoğunlukla da diyet yapılan dönemlerde proteinin önemi yadsınamaz. Vücutta birçok fonksiyona yardımcı olan makrobir besin olan proteinin kilogram başına alınması gereken günlük 0,8 gramdır. Fakat bu oran, kişinin fiziksel aktivitelerine göre değişim gösterir. Diyetisyen Emre Uzun, araştırmalarda yüksek proteinli diyetlerin kilo vermeye yardımcı olduğunun ortaya konulduğunu ve protein alımı için en basit yolun, yüksek proteinli gıdalar tüketmekten geçtiğini söylüyor. PROTEİNİ YÜKSEK BESİNLER

TAVUK GÖĞSÜ: Tavuk en çok tüketilen yüksek 1proteinli besin-

Günümüzde dünyada turşusu en çok yapılan ve tüketilen sebze olan salatalık, Hindistan kökenlidir. Diğer taraftan, salatalık turşusu İncil’de de iki yerde geçiyor ve bu nedenle önemsenen bir gıda olarak görülüyor. Antik Kaynaklar, turşunun faydaları yanı sıra, o çağlarda bir güzellik unsuru olarak da kullanıldığını ileri sürüyorlar. Bu kaynaklar ayrıca, Cleopatra’nın turşuyu doyurucu bir diyet olarak kabul ettiği ve cilt güzelliği için de kullandığını ifade etmektedir. Roma İmparatorlarının, fiziksel ve ruhsal güçlerini kuvvetlendirdiği için askerlerine turşu yedirdiği bilinmektedir. Denizaşırı ülkelere yol alan gemilerdeki denizcilerin temel beslenme kaynakları ise ambarlarında bulunan fıçıların içindeki turşulardı. Ünlü Medici ailesinin İspanya’daki işlerini takip eden, adının Amerika’ya verildiği iddia edilen “Amerigo Vespucci” ise, İspanya’da gemilere turşu tedariki yapan bir tüccardı. Kaynaklardan Osmanlı mutfağında 15.yy dan beri turşuların önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Sarayın turşuları, çoğunlukla helvahane de yapılır bazen de hazır satın alınırdı. Osmanlı yemek kitaplarında da turşu tarifleri “salata ve turşular” başlığı altında bulunur. Bugün hala Anadolu’nun birçok yerinde insanlar yiyecekleri turşuları kendileri kuruyorlar. En meşhur turşumuzda, Ankara’nın Çubuk İlçesinde üretilen, adına festivaller yapılan “Çubuk Turşusu” dur. Efendim, lezzeti bol, sağlığı yerinde bir sonbahar geçirmeniz dileğiyle…

Chef Selin EKİM

lerden biridir. Tavuğun göğüs kısmı en yağsız bölümdür. 85 gram kızartılmış, derisiz tavuk göğsü yaklaşık 27 gram protein ve 140 kaloriye sahiptir. Yapılan araştırmalara göre yüksek protein diyetinde tavuk tüketimi kilo kaybına yardımcı oluyor. Aynı etki, temel protein kaynağı olan kırmızı et tüketiminde de görülmektedir.Tavuk, daha çok diyet besin olarak görülmektedir. Pastörize tavuklar daha yüksek antioksidan ve omega 3 seviyesine sahiptir.Proteine ilaveten, tavuk yüksek miktarda niasin, B6 vitamini, selenyum ve fosfor kaynağıdır. 100 gramındaki protein miktarı: 31 gram (kalorisinin %80’i) HİNDİ GÖĞSÜ: Hindi düşük yağlı bir protein kaynağıdır. Kanatlıların en yağsızlarındandır. 85 gram kızartılmış, derisiz hindi göğsü yaklaşık 24 gram protein ve 115 kalori içerir. Hindi aynı zamanda niasin, B6 vitamini, selenyum, fosfor ve çinko açısından zengindir. Aynı zamanda yüksek miktarda triptofan içerir. Bu aminoasit önemli bir nörotransmitter madde olan serotonin sentezine yardımcı olur. 100 gramındaki protein miktarı: 30 gram (kalorisinin %95’i)

2

TON BALIĞI: Ton Balığı neredeyse 6 saf bir protein kaynağıdır. Çok düşük kalori ve yağ miktarına sahiptir.85 gram

YUMURTA AKI: Yumurta kaliteli bir 3 protein kaynağıdır çünkü tüm aminoasit çeşitlerini içerir. Çoğu vitamin, mine-

ral ve antioksidanlar yumurtanın sarısında bulunur. Ama yumurtanın akı da %60 oranında protein içeirir. 243 gram yumurta akında 26 gram protein sağlar ve sadece 115 kaloridir. 100 gramındaki protein miktarı: 11 gram (kalorisinin %91’i) KURUTULMUŞ BALIK: Kurutulmuş balık birçok çeşidi olan lezzetli bir atıştırmalıktır.Yüksek protein ve düşük yağ için; morina balığı, halibut (yassı dil balığı), mezgit ya da pisi balığı tercih edilmelidir.28 gram kurutulmuş balık 18 gram protein içerebilmektedir. Bu besinin birçok faydası bulunmaktadır. Örneğin, B12 vitamini, potasyum, magnezyum, selenyum ve diğer besinler açısından zengindir. 100 gramındaki protein miktarı: 63 gram (kalorisinin %93’ü) KARİDES: Karides diyette bulunabilecek iyi bir besindir. Sadece protein miktarının yüksek olması değil, kalori, karbonhidrat ve yağ miktarının da düşük olması sebebiyle iyidir.85 gramında 17 gram protein içerir ve sadece 90 kaloridir.Karides D vitamini, niasin ve B12 vitamini açısından zengindir. Aynı zamanda demir, fosfor, bakır ve selenyum içerir.Ayrıca inflamasyonu ve oksidatif hasarı engelleyen astaksantin adlı antioksidanı içerir. 100 gramındaki protein miktarı: 20 gram (kalorisinin %82’si)

4

5

taze sarıyüzgeç tonbalığının bir konservesi yaklaşık 20 gram protein içerir ve 92 kaloridir. Aynı zamanda iyi bir B vitaminleri kaynağıdır ve pozitif yüklü magnezyum, fosfor ve potasyum minerallerini içerir. Ton balığı ayrıca yüksek oranda antioksidan özellikteki selenyum mineralini içerir. 100 gramı günlük ihtiyacın %52’sini karşılamaktadır. Ek olarak inflamasyona karşı olan omega 3 asitlerini içerir. Ton balığı bir miktar cıva içerir fakat yüksek miktardaki selenyum cıvanın toksisitesinden korur. Bir konserve ton balığı haftada bir kere güvenle tüketilebilir.Fakat hamile ve emzikli kadınlar taze, haşlanmış veya ızgara şekilde ayda bir kereden fazla tüketmemeleri gerekir. 100 gramındaki protein: 23 gram (kalorisinin %92’si) HALİBUT BALIĞI: Halibut balığı da iyi protein kaynaklarındandır. Yarım filetosu (159 gram) 42 gram protein ve 223 kalori sağlar. Alaska halibut balığı aynı zamanda yüksek miktarda omega-3 yağ asidi içerir. Yüksek oranda da selenyum, iyi miktarda B3, B6, B12 vitaminleri ve potasyum, magnezyum ve fosfor içerir.Ama yüksek cıva seviyesi nedeniyle sık tüketilmemesi gerekir. 100 gramındaki protein miktarı: 27 gram (Kalorisinin %81’i) TİLAPYA: Tilapya balığı beyaz etli, tatlı su balığı olup protein açısından zenginken kalorisi ve yağ oranı düşüktür.85 gramında 20 gram protein vardır ve 110 kaloridir.Tilapya balığı hakkında tartışmalar vardır çünkü diğer balıklara nazaran daha çok omega -6 ve omega 3 oranına sahiptır. Tilapya için bu oran 1:1’dir.Buna rağmen tilapyanın içerdiği omega-6 değeri endişe oluşturacak miktarda değildir. Aynı zamanda B vitaminleri ve potasyum, selenyum, fosfor gibi mineraller açısından iyi bir kaynaktır. 100 gramındaki protein miktarı: 26 gram (kalorisinin %81’i)

7

8

MORİNA BALIĞI: Morina balığı 9 pullu beyaz etli bir balıktır. 85 gramında 20 gram protein vardır ve 90 ka-

loridir.B3, B6, B12 vitaminleri açısıdan zengindir ve aynı zamanda kalp sağlığı için iyi olan omega-3 asitleri açısından zengindir.Ek olarak selenyum, magnezyum, potasyum ve fosfor açısından zengindir. 100 gramındaki protein miktarı: 23 gram (kalorisinin %93’ü)

0 MEZGİT: Mezgit hafif tatlı bir balıktır. 85 gramında 20 gram protein 1 ve 100 kalori vardır.Omega-3 açısından

zengindir. Aynı zamanda yüksek miktarda kolin ve B12 vitamini içerir.Farklı olarak, bünyesinde en az cıva bulunduran balıktır.100 gramındaki protein miktarı: 24 gram (kalorisinin %89’u)

DİYETİSYEN EMRE UZUN 2009 yılında Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde lisans eğitimine, lisans eğitiminin 2.yılında Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği eğitimine başladı. 2013 yılında üstün başarı ile mezun oldu. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsi’nde Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı.


Project1

Lezzet ve gastronomi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

İ SPANYOLLARA T ÜRK

ÇİPURASI, LEVREĞİ ZİYAFETİ Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) İspanya’daki su ürünleri ihracatını artırmak için 4-5-6 Ekim 2016 tarihlerinde İspanya’nın Vigo kentinde düzenlenen 18. Conxemar Uluslararası Su Ürünleri fuarına katıldı. Su ürünleri sektörünün buluşma noktası olan fuarda Türk çipurası, levreği ve diğer deniz ürünleri ziyafeti vardı.

T

ürkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden su ürünleri sektörünün, levrek ve çipurada Avrupa pazarında yüzde 25 pazar payına ulaştığını belirten Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, "Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) olarak İspanya'nın Vigo kentinde düzenlenen 18. Conxemar Uluslararası Su Ürünleri 2016 fuarına katıldık ve İspanyol şef Liana David yaptığı balık yemekleriyle Türk su ürünlerimizin tanıtımını yaptık Conxemar Fuarı aynı zamanda Afrika pazarına açılmak için bir fırsat. Bu fırsatları değerlendirmek için gelecek yıl da katılmayı planladığımız bir fuar" dedi.

İspanya’nın dünyanın üçüncü büyük su ürünleri ithalatçısı ülke konumunda olduğunu belirten Kızıltan, “Bu coğrafyada yaşayanlar, Akdeniz ve Ege balıklarımızı özellikle levrek ve çipuramızı iyi tanıyor. İspanya’da yaklaşık 8 bin km sahil şeridi bulunmakta, balıkçılık, kültür balıkçılığı ve konserve tesisleri oldukça gelişmiş durum-

da. Ancak kendi üretimleri ihtiyacı karşılayamadığı için ithalata ihtiyaç duyuyorlar. Avrupa'daki ihracatımızı artırmak için İspanya'yı önemli bir kapı olarak görüyoruz. Burada yeni ihracat bağlantılarına imza atmak ve var olan ihracatımızı artırmak istiyoruz" şeklinde konuştu. Türkiye’den İspanya'ya yapılan su ürünleri ihracatında çipura, levrek ve karidesin öne çıktığına işaret eden STG Başkanı Sinan Kızıltan, Türkiye’nin İspanya’ya gerçekleştirdiği su ürünleri ihracatın sayısal değerinin ise 2015 yılında 35 milyon dolar olduğunu, 2016 yılının Ocak – Eylül döneminde ise 24 milyon dolar olarak

ANFAŞ 2017 FUAR PROĞRAMINI TANITIYOR

Uluslararası Fuarcılık Alanına yepyeni bir soluk getiriyor ! ANFAŞ Fuarları, yeni yönetimiyle, Uluslararası Arenada Hızlı İlerleyişini sürdürüyor, ANFAŞ, dünyanın çeşitli ülkelerinden ilgili profesyonelleri, sektördeki gelişmelerin sergileneceği Turizm Merkezi ANTALYA’daki Fuarlarında buluşturuyor.

A

NFAŞ fuarlarını, Türkiye genelindeki “Basın ve Sektör Buluşması Toplantıları” ile tanıtıyor. İzmir’ de basın ve sektör yetkililerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen toplantıda. “ Gıda & İçecek ve Ağırlama-Konaklama sektörlerimizin uluslararası ölçekte hak ettiği yeri alması ve yeni fırsatlar yakalaması için; tüm ilgili kurumların ortak amaçlarla bir araya gelmesinin gerekliliği “ kanaati ortaya çıktı. ANFAŞ, 2017 Fuarlarına; Yenilenen ve Büyüyen Binasında Hazırlanıyor! ANFAŞ Genel Müdürü Murat ÖZER “ Yenilenen yapısı ile ANFAŞ, katılımcı ve ziyaretçilere 60.000 m2’lik sergi alanına ilaveten, bir tanesi 1.000 kişilik olmak üzere 15 kongre salonu ve 1.400 araçlık kapalı otoparkı ile hizmet verecek” dedi. ÖZER, 18-21 Ocak 2017 de düzenlenecek ANFAŞ HotelEquipment ve 15-18 Şubat 2017 de düzenlenecek ANFAŞ FoodProduct fuarlarının sektörlerine ivme kazandıracağının da altını çizdi. “ANFAŞ Bünyesinde: 24. kez gerçekleşecek olan FoodProduct Fuarı ve 28.si düzenlenecek olan HotelEquipment Fuarı ilgili sektörlerde, Yeni İş Birliklerini sağlayan ve Daha Fazla Ziyaretçi ile Alım Heyetlerini salonlarında ağırlayan farklı bir işletmecilik anlayışı sergiliyor. Ticaret Odaklı Fuarcılığa, bulunduğu turistik bölğe itibariyle renk ve heyecan’da katan ANFAŞ’

ın Fuar ve Konferansları Antalya’da her sene olduğu gibi bu sene de otel ve restoran sahiplerinden yöneticilerine, mutfak şeflerinden pasta şeflerine, F&B müdürleri, satın alma müdürleri, barmen ve baristalara kadar 40.000’den fazla sektör profesyonelini bir araya getirmeyi hedefliyor. “ dedi. Etkinliklerin amacının en geniş network ağını oluşturmak ve katılımcılarına daha fazla iş imkanı sunmak olduğu belirtildi. ● ANFAŞ Fuarlarının tanıtım çalışmaları kapsamında, ziyaretçi ve tanıtım çalışmaları yapılıyor ● Antalya Fuarları Danışma Kurulu (Antalya Valisi Başkanlığında) ● ANFAŞ HotelEquipment ve FoodProduct Fuarları Danışma Kurulları ● BAKA (Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı) ile Yurt Dışı Ziyaretçi Çalışmaları ● TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hi-

sarcıklıoğlu Başkanlığında Yurt İçi Ziyaretçi ve Katılımcı Çalışmaları ● TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu) Başkanı ve AESOB (Antalya Esnaf ve Sanat Odaları Birliği) Başkanı ile Tanıtım ve Yurt İçi Ziyaretçi Çalışmaları ● TÜROFED, AKTOB, POYD Turizm Gruplarıyla Yapılan Ziyaretçi Tanıtım Çalışmaları (Her fuar için ilgili sektörden profesyonel profili olan en az 500 ziyaretçi getiriliyor.) ● BAİB (Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği) ile Yapılan Katılımcı ve Ziyaretçi Çalışmaları ● GİMAT ve TUSİD ile Katılımcı ve Ziyaretçi Çalışmaları ● Havayolu Şirketleri İle Yapılan Ziyaretçi Tanıtım Çalışmaları ● DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu), Türk – İran İş Adamları Konseyi ile Yapılan Ziyaretçi Tanıtım Çalışmaları da başarıyla yapılmakta.

kayıtlara geçtiğini vurguladı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu standı, fuarda en çok ilgi gören stantlardan biri oldu ve Conxemar 2016 Su Ürünleri Fuarı’nda İspanyol şef Liana David ile ziyaretçilere İspanyol mutfağına uygun tariflerle hazırladığı ülkemiz balıklarını tatma olanağı sundu, promosyon malzemeleri dağıtıldı, aynı zamanda ülkemiz balıkları sergilenerek Türk balığı imajı yaratılmaya çalışıldı. Stantta bin beş yüze yakın ziyaretçiye balık ikram edildi. Conxemar 2016 Su Ürünleri Fuarı’nda Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nu (STG), STG Başkanı ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, STG Yönetim Kurulu Üyeleri Taner Ciğer, Yurdakul Sözeri ile Ege İhracatçı Birlikleri Uzman Yardımcısı Tümay Çetiner temsil etti.

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

15

KUZEY IRAK SOFRALARINI TÜRK BALIKLARI SÜSLEYECEK

STG, KUZEY IRAK’TA TANITIM ATAĞINDA

İHRACATIN yıldız sektörlerinden Türk su ürünleri sektörünün dünya genelindeki tanıtım faaliyetleri kesintisiz devam ediyor. Su Ürünleri Tanıtım Grubu son olarak 10-13 Ekim 2016 tarihleri arasında Kuzey Irak’ın Erbil kentinde düzenlenen Agrofood 2016 Fuarı’na katılarak Türk su ürünlerinin tanıtımını yaptı. Kuzey Irak’ın gıda temininde Türkiye’nin ana tedarikçi ülke konumunda olduğuna işaret eden Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Sinan Kızıltan, Irak’ta 9. Kez düzenlenen Agrofood 2016 Fuarı’na STG olarak üçüncü kez katıldıklarını kaydetti. Kuzey Irak’a Türkiye’den yapılan su ürünleri ihracatının 2015 yılının Ocak – Eylül döneminde 6 milyon 330 bin dolar olduğunu dile getiren Kızıltan, “Kuzey Irak’a 2016 yılının Ocak – Eylül döneminde yaptığımız ihracat ise yüzde 39’luk artışla 8 milyon 814 bin dolara yükseldi. Kuzey Irak’ta ihracatımızın daha da gelişebileceği bir ortam var. Kuzey Irak’ta tanıtım çalışmalarımızı sürdürüp pazar payımızı arttırmak istiyoruz” diye konuştu.

MARKET ZİNCİRLERİNİN SATIN ALMA MÜDÜRLERİ AĞIRLANDI Su Ürünleri Tanıtım Grubu, Erbil Divan Otel’de Akdeniz İhracatçı Birlikleri Organizatörlüğü’nde Irak’ın en büyük süpermarket zincirlerinden Carrefour, Majidi

Mall, Holland Market’ın satınalma müdürleri, büyük yerel tedarikçileri ağırladı. Resepsiyona ev sahipliği yapan Akdeniz Su Ürünleri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Alican Yamanyılmaz, yaptığı konuşmada Kuzey Irak pazarını çok önemsediklerini, Irak’a su ürünleri ihracatını artırmak istediklerini, bu pazarda kat edecek çok yollarını olduğunu belirtti. Resepsiyona, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Gıda Kontrolörü Dr. Cemal Abdullah, Erbil Başkonsolosu Mehmet Akif İnam, Ticaret Müşaviri Zihni Tuğrul, Kanatlı Tanıtım Grubu Başkanı Bedri Girit, Kanatlı Tanıtım Grubu YK üyeleri katıldı. Misafirlere Türk balıkları ikram edildi. Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun Irak Agrofood Fuarı’ndaki standını Erbil Başkonsolosu Mehmet Akif İnam, Ticaret Müşaviri Zihni Tuğrul ziyaret etti. STG’yi Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı ve STG Yönetim Kurulu Üyesi Alican Yamanyılmaz, STG Yönetim Kurulu Üyesi Abdulkadir Yeniçıkmaz ve EİB Uzman Yardımcısı Barış Koçtürk temsil etti.


16

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

LYD/ LEZZET YAZARLARI & BLOGGERLAR DERNEĞİ TARAFINDAN GAZETEMİZ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR

Başyazı Firkan

GÜLAYDIN

2 BLOGGER & 2 YEMEK TARİFİ KORNİŞON TURŞU

KESTANELİ PİLAV MALZEMELER

firkangulaydin@lezzetgazetesi.com

Yemek yemeyi bilmek yapmaktan çok sanattır

Y

emek yemek insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından bir tanesidir. Yüzyıllardır süregelen bu gereksinim son yüzyılda ‘’İhtiyaç-Ticaret-Sanat’’ ekseni içinde seyretmekte. Yemek yapmak, yapabilmek bir yetenek ve tecrübe ama bu işi birde hissederek sanata dönüştürebilmek olağan üstü bir marifettir. Ve bence ‘yemek yemeyi bilmek yapmaktan çok sanattır’ . Çünkü; biz mutfak sanatçıları bir ürün ortaya koyuyoruz, emek, zaman, enerji harcıyoruz. Yorumumuzu katıyoruz. İşte bizler son noktayı koyduktan sonra asıl iş başlıyor. Yapılan ‘sanatı’ anlayan, hisseden insanlara ulaşamadığınız zaman büyük bir hüsrana uğruyorsunuz. Bu nedenle bu sanatı yapabilmek kadar, anlayan insanların varlığıda çok önemli. Yemek yeme sanatı, başlı başına bir kültür, aktivite ve hatırası çok olan bir zaman dilimidir. Bu nedenledir ki genelde kutlamalar, tanışmalar yemek masalarında yapılır. Tarihte krallar, padişahlar da bir çok önemli meseleyi yemek masalarında görüşüp karara bağlamışlardır. Bir kayınpeder damadını yemek masasında tanımak ister. Mutlu bir haber aileye verilecek ise genellikle bu yemek vakitlerinde olur. Bilinçli ve sağlıklı yemek yemeği bilmek gerekir. Yediğiniz ürünlerin besin değerli, içerisindeki vitamin, minarel oranları yanında içtiğiniz içeceğinizin yemeğiniz ile uyumu ve tabi ki sonuç olarak midenizi çok yormamanız. Evet pek çoğumuz dikkat etmiyoruz, zaten telaş içinde olan yaşamımızda karnımız doysun iki kadeh de bir şey içeğim.. derdindeyiz. Ya da tüm bu bilgiler için uzun süren eğitim sürecinden geçmek gerekir. Evet, bunun için sadece şarap için bile yıllarca süren eğitimden geçmek gerekir. Ama burada bahsettiğim bu alanda bir uzmanlık almanız değil. Ne yediğinizi, ne içtiğinizi bilmeniz. Restaurantlar da şeflere ençok keyif veren misafirler yemek yeme sanatını bilen insanlardır. Bunu anlamak için onlar ile sohbet etmenize bile gerek yoktur. İşinin ehli bir şef böyle masaları sipariş fişinden bile anlayabilir. Yemeğin yanına hangi şarap seçilmiş, yemek öncesi aperatif bir içki içilmişmi, masa da sigara yada pro içiliyor mu? Tüm bu detaylara göre seçilen yemeğin pişme derecesi, aroması ve kokusu ile oynamalar yapmak gerekebilir. Kış aylarında bilinçli işletmeler menülerini değiştiriyorlar. Kışın çıkan sebze ve meyve, balıklara göre hem lezzet açısından hemde bütçe açısından menüleri altı aylık olarak yenilerler. Bu gibi işletmelere öncelik verin derim. Mevsimine uygun taze gıdaları böylelikle rahatça tüketebilirsiniz. Evlerimizde de bilinçli şekilde gıdalar tüketmeliyiz. Almamız gereken vitaminleri, mineralleri haftalık bir düzen içerisinde tüketmeliyiz. Böylelikle hem vücudumuz hastalıklardan korunur hem de cildimizden, saçımıza kadar birçok vücut bölgemizin sağlıklı olasını sağlayabiliriz. Birçok hastalığın sebebi gerekli gıdalar alınmadığı içindir. Örneğin denizde ki fosfor kara ürünlerinden yoktur, bu nedenle haftanın en az üç günü deniz ürünü tüketilmelidir. Bunun yanında taze otlar da çok sık tüketilmeli. Gerek yemeklerin içerisinde gerekse içecekler ile.

İnoksan Tüm Pişirme Tekniklerini Tek Cihazda Sunuyor!

P

rofesyonel mutfak donanımlarıyla dünya çapında tercih edilen İnoksan, Frima Vario Cooking Center MULTIFICIENCY ile şeflerin ihtiyaç duyduğu tüm yemek pişirme yöntemlerini tek bir cihazda sunuyor. Üstün yemek pişirme fonksiyonlarını 4 kata kadar hız ve %40’a varan düşük enerji tüketimiyle destekleyen, şeflere zaman ve diledikleri lezzeti kazandıran bu ürün:

KÜÇÜK MUTFAKLAR İÇİN BÜYÜK ÇÖZÜM... Çok fonksiyonlu ürünün bir diğer avantajı da profesyonel mutfaklarda yerden tasarruf sağlaması. Birçok cihazın becerisini tek bir pişiricide toplayan Frima VarioCooking Center MULTIFICIENCY, bunu başarıyor. Otomatik Pişirme Özelliği ile Yiyecekler İdeal Sürede Pişiyor... Otomatik pişirme özelliği ile en hassas tariflerin bile dibi tutmadan ve yapışmadan tam istenilen seviyede hazırlanmasını sağlıyan ve böylece yemeğin yanmasından korkmaya ve buna bağlı olarak yemeğin başında beklemeyi gerektirmiyor.

2 kase Amerikan pirinci veya baldo 2 kase sıcak su 1,5 kg dana kuşbaşı 1 kg kızartılmış kestane 1 adet havuç tereyağ+zeytinyağ tuz, karabiber 1 su bardağı haşlanmış nohut üzeri için kabukları soyulmuş, yağda çevrilmiş badem ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■

HAZIRLANIŞI

■ Etler, kanı gidene kadar suyun içersinde bekletilip pişirilir. ■ 1 havuç rendelenip yıkanmış pirinçle sıvıyağ da kavrulur. ■ Pirinç, pişmiş etlerin üzerine dökülüp tuzu ve karabiberi serpilir. ■ Pirincin üzerine nohutlar, nohutların üzerine kestaneler konulup, 2 kase sıcak su eklenip pişirilir. ■ Tereyağ bir tavada yakılıp pilavın üzerine gezdirilip, ağzı kapatılıp demlendirilir. ■ Son olarak büyük bir tepsiye çevrilip iyice karıştırılır. ■ Servis tabağına alınıp, üzerine bademler serpiştirilip Gülümser servis edilir. Savaşer

MALZEMELER ■ 2.5 kg Kornişon salatalık ■ Tuz, Şeker, Üzüm Sirkesi ■ Tane Karabiber, ■ Tane Kişniş ■ Kuru soğan ■ 5 adet büyük boy ■ Cam Kavanoz ve kapak YAPILIŞI: Kavanozların dibine yuvarlak kestiğimiz kuru soğandan 1adet koyalım üstüne kornişonları dizip 1 tatlı kaşığı tane karabiber, 1tatlı kaşığı kişniş, 2 adet defne yaprağı 1 yemek kaşığı dolu dolu toz şeker, 1 yemek kaşığı silme tuz, tekrar 1 kuru soğan üstüne 1,5 cay bardağı sirke ve soğanı kapatacak kadar su koyup mutfak peçetesiyle kavanozu ve kapağı kurulayıp sıkıca kapatın. Büyük bir tencereye sıcak su koyup kavanozları 15 dakika kadar kaynatın sararmaya başlayınca sudan çıkarıp karanlık bir yerde muhafaza edin. Not: 1 aydan önce açmayınız. Tencerenin içine bez sermeyi unutmayın kavanozların kırılmasını önlemek için. Kayın validemin 40 yıldır, yaptığı bir turşu çeşidi, çocuklarım eşim dostum faydalanıp tarifler unutulmasın diye büyüklerimiz geldikçe uygulayıp buradan paylaşımlarıma devam edeceğim takipte kalın. Afiyet olsun

http://damak-tad.blogspot.com.tr

Daha zevkli ve daha kolay yapmanın yolu

TUPPERWARE

Haldun Tüzel

T

UPPERWARE Türkiye yönetimi, Geçtiğimiz ay İstanbul da bir ilk gerçekleştirdi. Mutfaklarda kolay ve zevkli yemek yapmanın mucizevi ekipmanı, ev hanımları ve amatör aşçıların pratik yardımcısı Tupperware, Türkiyedeki bölge yöneticilerinin belirlediği Tupperware kullanıcıları arasında bir yemek yarışması düzenledi. Tupperware Ülke Yöneticisi ve Lezzet Profesyonelleri Derneği üyesi Hatice Koç başkanlığında, Lezzet Dernekleri Federasyonu Y.K üyesi Gourmet Chef

Hatice Koç

Haldun Z Tüzel, Araştırmacı Öğretim Görevlisi Dr. Emrullah Gümüştaş, Gastronomi Dizaynırı İnci Bak ve Yemek Yazarı Öznur Öğür'den oluşan juri, yarışmacıları değerlendirdi. Yarışmanın birincisi olan, kuruluşun sempati distribütörlüğü, grup lideri Şükran Berktaş ödül olarak Paris'in en prestijli okullarından ECOLE FERRANDİ'de düzenlenen kursa ve "Gastronomik Araştırma Gezisi " ne katıldı. Okurlarımız, önümüzdeki sayılarda, Tupperware ile ilgili konularda daha geniş bilgiler bulabilecekler.

Leyla Kılıç 1961 yılı Ankara doğumluyum, Almanya’nın Nürnberg kentinde büyüyüp orada eğitimimi meslek okulunda tamamladım, mutfağı çok seven üretici 2 evlat ve bir torun sahibi mutlu anne, anane.

Leyla Kılıç

LATİFE HANIMIN ZARİF VE LATİF LEZZETLERİ

B

eyoğlu ile tanışmam çocukluk yıllarımdan başlar. Elbette çocukluğum ve gençliğimde Beyoğlu şimdiki gibi değildi ana cadde ve bir iki geniş sokak ve parmakla sayılacak kadar az seçkin okulun bulunduğu mekân dışında hep uyarılırdık, aman oraya gitme aman oradan geçme diye. Ne zaman şimdiki Belediye Başkanı Misvak Demircan Beyoğlu’nun elinden tuttu, Beyoğlu eski görkemli günlerine dönmeye başladı. Her keyfe her zevke her kesime hitap eden keyifli mekânlarla adından bahsettirmeye başladı. Bunlardan biri de Latife Hanım, Latife Hanım’a Erson kardeşimin daveti üzerine gittim, iyi ki de gitmişim. Güzel bir Beyoğlu apartmanı, Osmanlının son, Cumhuriyetin başlangıç objeleriyle dekore edilmiş, duvarları aynı döneme ait hanım sanatçıların fotoğraflarıyla süslenmiş, fondan; Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Zeki Müren gibi değerli sanatçıların seslendirdiği kulaklarımıza ve ruhumuza huzur veren müziklerin yayıldığı bu mekâna yine ürkek adımlarla girdim. Haydari ve acılı ezmenin hüzün verici klasikliğini beklerken gelen menü gerçekten beni çok şaşırt-

tı, güzelim İstanbul’un, güzelim; gelmiş geçmiş muhteşem insanlarından, Ermenilerinden, Yahudilerinden Çerkezlerinden, Rumlarından ve de Kürtlerinden, İstanbul’da doğmuş veya İstanbul’a yerleşmiş ve İstanbulluluğu benimsemiş bu güzel insanların envai çeşit mezeleri toplamda ellinin üzerinde özel meze var menüde. Sıradan olanlar azınlıkta, asıl içeriği olağan üzeri olanlar oluşturuyor. Ben diyeyim midyeli lahana dolma siz deyin topik. Hepsi ayrı güzellikte, hepsi ayrı letafette ve hepsi ayrı lezzette. Ayrı ayrı anlatmak istemiyorum ama Topiği anlatmadan geçemeyeceğim. Soğanları gayet güzel piyaz doğranmış suyu bıraktırılmış, bir miktarı sonrası için ayrılıp gayet güzel karamelize edilmiş, üzümü

fıstığı tahini yerinde ve kıvamında, Nohudunun içinde patates desteği kendini hissettirmiyor, aman yapışsın çatlamasın diye patates miktarında aşırıya kaçılmamış. Servisi de tarçınıyla gayet muhteşem. Bu güzel mekânı Bodrumda da açmışlar, bütün meze ve mamuller aynı tariflerle yapılıyormuş, İstanbul’da yediğim ahtapot ızgara zannediyorum Bodrumda yerinde bir tık daha üstündür, davet ettiler gidip göreceğim umuyorum orayı da buradaki hissiyatımla kaleme alabilirim. Ben mekânları kendi ağız tadıma ve aldığım keyfe göre yazıyorum, bu işler göreceli ama Latife hanım da bir gece bulunmanızı sizi üzmeyecek fiyatlarıyla, tatlarına varmanızı ve benimle eleştirilerinizi paylaşmanızı dilerim.


Project1

Lezzet rehberi Lezzet ve Eğlence Gurusu Dilara PEKEL

dilarapekel@lezzetgazetesi.com

Şarap en çok sonbahara yakışır!

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

17

HALİÇ’TE BİR MÖVENPICK VAR!

Tarihi ve kültürel zenginliğiyle şehrin popüler lokasyonlarından biri olmaya başlayan Haliç’te 2 yıl önce açılan Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn, İstanbul’un yükselen değerlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Otel sunduğu konforlu hizmetin yanı sıra lezzetleriyle de bir marka olma yolunda hızla ilerliyor. Geçtiğimiz günlerde Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn Genel Müdürü Ahmet Arslan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdim.

Ş

arap Tanrı’nın insanları sevdiğinin ve onları mutlu görmek istediğinin en büyük kanıtıdır! Bir mevsimi yoktur onun. Ama en çok da sonbahara yakışır. O yüzden benim şarap mevsimim, İstanbul buğulu güzelliğine kavuşunca başlar. Çünkü yaz cıvıltısından yorulan bedenler, ruhla temas eder ve tüm vücudu tatlı bir mayışıklık sarar. İşte o anlar şarapla aşk yaşamak için idealdir. Bayılırım, huzurlu bir mekanda günün yorgunluğunu şarabın uysal ve dingin kollarına teslim etmeye. Belli başlı mekanlarım vardır bunun için; her mekandan keyif alamam. Ve günlerim vardır benim; şaraba ayırdığım. Laf olsun diye içilmez çünkü şarap; özeldir, kıymet bilen ağızlarda hazineye dönüşür. Mesela Pazar günleri Anadolu Hisarı’ndaki Big Chefs’i tercih ederim. Denizle, martılarla iç içe olmayı, güne orada kahvaltıyla başlayıp akşam üzerine doğru vaktimi şarabımla kitabımla ve huzurumla geçirmeyi severim. Salı ya da Çarşamba günleri iş çıkışında Bebek’teki Chilai’yi tercih ederim sıklıkla. Hafta sonunun karmaşasından uzakta dingin saatler vaat eder burası bana çünkü. İş toplantısı da denk gelebilir o saatlere, dostlarla keyifli bir buluşma da. Sebebi ne olursa olsun bu keyfi yaşatır çünkü size mekan. Bu iki mekanda şarap tercihim genelde hep Kocabağ’dan yanadır. Neden derseniz, alın size bir itiraf. Bu şarabı tatmadan önce markanın hikayesinden çok etkilenmiştim ben. Önce hikayesiyle dikkatimi çekti, sonra da lezzetiyle beni kendisine müdavim yaptı. “Şimdi nedir o kadar etkileyen hikaye seni?” diyebilirsiniz. Kısaca anlatayım. Yıl 1968… Nevşehir’in Sığırlı Köyü’nde, tüm geçimini bağlardan toplanan üzümle sağlayan Erdoğan ailesi alıcı bulmakta zorlanıyor. Kurutup satmaya çalışıyorlar ama iklim elverişli olmadığından üzümleri kurutamıyorlar. Bunun üzerine Zekiye Erdoğan, babası Mehmet Erdoğan’ı şarap üretmek için ikna etmeye karar veriyor ve başarıyor da. Erdoğan ailesine ait köy evinin bahçesindeki koca kaya kütlesi kazma kürekle iki yıl boyunca çalışılıp toplam 300 tonluk 12 küvlük bir şaraphaneye dönüştürülüyor. Böylece uzun yıllar geçimini bağlardan toplanan üzümlerle sağlayan Erdoğan ailesi 1972 senesinde ilk defa şarap üretimine başlıyor. Şarap üretimi sırasında yaşanan üzücü bir olay Erdoğan ailesinin şarap üretimine ara vermesine sebep olmuş olsa da, Mehmet Erdoğan’ın vefatından sonra oğulları Hasan, Mesut ve Memduh Erdoğan kardeşlerin bu mirasa sahip çıkıp şaraphaneyi geliştirmesiyle şarap üretimine kalındığı yerden tekrar başlanıyor. Kocabağ Şarapları, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihiyle önemli şarap üretim merkezlerinden biri olan Kapadokya’da, butik ve kaliteli üretim felsefesi doğrultusunda, bağcılık faaliyetlerini geliştirerek 64 dekar bağ alanı üzerinde Emir, Öküzgözü, Kalecik Karası ve Narince üzümleri geliştiriyor, bu üzümlerden elde ettiği ve Kapadokya Bölgesi’nin özelliğini yansıtan şaraplarını da iç piyasanın yanı sıra Almanya, Avusturya, Amerika ve Kanada’ya ihraç ediyor. Bir Kapadokya aşığı olarak bu kadar emekle, çabayla yaratılan ve yaşanan acılardan bir zafer çıkartmayı başaran bu markayı bundan ötürü seviyorum. Özellikle de K Kocabağ Emir serisini tercih ediyorum. Kapadokya bölgesinin şaraplık üzümü Emir’in kendine özgü mineral karakterini yansıtan K Kocabağ Emir, içerisindeki Narince dokunuşuyla zenginleşmiş ve güçlü yapısını belirginleştiren bir şarap. Soğuk başlangıçlar, ızgara balıklar, hafif soslu makarnalar, salatalar ve pizzalarla da enfes gidiyor. Tavsiye ederim. Şarapta bir diğer tercihim tabii ki Kavaklıdere. Çeşitlerini saymakla bitiremem Kavaklıdere’nin ama özel bir tercihim elbette var. Ancyra Merlot’u tek geçiyorum her zaman. Çünkü çiçeksi ve taze orman meyvemsi aromasıyla beni mest ediyor. En çok et yemeklerine yakıştırıyorum ben Ancyra Merlot’u. Pizzalarla da başarılı. Hele hafiften serinletilmişse keyfine doyum olmuyor. Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki 7 ayrı alt bölgede toplam 645 hektar bağ alanına sahip olan marka, 19,5 milyon litre kapasitesiyle üretimini, Ankara-Akyurt(1987), Kapadokya-Gülşehir-Côtes d’Avanos (2003) ve EgeKemaliye-Pendore (2005) olmak üzere 3 ayrı şarap kavında gerçekleştiriyor. Her yıl, yenilenen teknolojisi, bağ yatırımları, şarabın ana maddesi üzümün yetiştirilmesi esnasında üreticiye verdiği teknik ve teorik desteği ile “sürdürülebilir artan kalite” olarak belirlediği hedefi doğrultusunda üzüm suyu da dahil olmak üzere 57 çeşit ürünü de bizlerle buluşturuyor. Hemen hemen her mekanda var Kavaklıdere haliyle. Ama benim özel mekanlarım da yok değil sıklıkla tercih ettiğim. Mesela Pazartesi ya da Perşembe akşamları Nişantaşı’na gitmeye bayılıyorum. En çok da iş çıkışı saatlerinde Biber ve Kav Butik’te oluyorum. Bu mekanlarda sokağın ruhunu yaşamayı, kızlarla buluşmayı, şaraplı gıybet geceleri organize etmeyi seviyorum. Hem ruhuma keyif yaşatıyorum, hem de damağıma. Eğer et krizim tutmuşsa soluğu Develi’de alıyorum. Kalamış Marina’dan sonra en sevdiğim Develi Nişantaşı’nda çünkü. Evet kebapla rakı içmeye de bayılırım ama etin en iyi dostunun şarap olduğunu da arada hatırlamakta fayda var.

Y

üzünü modernize çeviren Ahmet Arslan, özgün lezzetleriyle harikalar yaratan Ceyhan Aşçıoğlu ve tüm ekip Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’da harikalar yaratıyor. Bu harika yolculuğu sevgili genel müdürümüzden dinlemeye ne dersiniz? Otelcilik serüveniniz nasıl başladı? Turizme ilk olarak banquet departmanında çok ilginç bir hikaye ile başladım. Küçük yaşlardan itibaren futbol oynuyordum, hatta profesyonel lige doğru ciddi adımlar atmıştım ve tek hayalim futbolcu olmaktı. Liseden mezun olur olmaz babamın yanına gidecektim. O zamanlar futboldan maalesef para kazanılmıyordu. Tam bu sırada, ağabeyim aradı. Crowne Plaza İstanbul Ataköy Oteli’nde banquet departmanında açık pozisyon olduğunu ve benim ismimi verdiğini söyledi. Bahsettigim yıl, 1994 Temmuz ayıydı. O dönemlerde belli başlı oteller vardı ve 5 yıldızlı bir otele daha önce adımımı bile atmamıştım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Hiç bilmediğim ve daha önce de sadece önümüzdeki yılların mesleği olarak seçilen en popüler bir sektöre adım atmaya çalışıyordum. Kariyerime her geçen gün terfi alarak Türkiye’nin en iyi otellerinde çeşitli pozisyonlarda bulundum. Son 7 aydır da Movenpick Hotels & Resorts bünyesinde görevime devam ediyorum. Evet o zaman Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’dan bahsedelim… Yüzyıllar boyunca dünyanın her yerinden farklı kültürleri, göz alıcı panoraması ve etkileyici tarihiyle cezbetmiş olan Haliç, Mövenpick Hotels & Resorts’un Türkiye’deki dördüncü oteline ev sahipliği yapıyor. Haliç’in tarihi dokusunu yansıtan otelimizde, çoğunluğu Haliç manzaralı şık 136 odamız ile misafirlerimize, şehrin kalbinde modern ve konforlu bir atmosfer sunuyoruz. Ayrıca bulunduğumuz bölgenin zengin tarihinin yanında, otelimiz parklarla çevrili ayrıcalıklı bir konumda yer alıyor. Tarihi yarımadaya yalnızca 10 dakika, Haliç Kongre Merkezi’nin tam karşısında ve Atatürk Havalimanı’na ise 17 km uzaklıkta olan otelimiz, hem E-5 hem de TEM otoyollarına bağlantısıyla şehrin en önemli iş ve alışveriş merkezlerine ulaşım kolaylığı sağlıyor. Bölgenin zorluklarını yaşıyor musunuz? Tarihi yarımadanın başlangıç noktasında olmamıza rağmen, turizme olan ilginin daha çok Sultanahmet bölgesinde yoğunlaşmış olması sebebiyle bölgemizin tanıtımına ısrarcı bir şekilde devam ediyoruz. Bunu aşabilmek için Haliç Platformu adı altında Haliç Kongre Merkezi önderliğinde çevre otellerimiz ile bir oluşuma başladık. Bu platform temsilcileri ile, 2 hafta önce Ankara’da görüşmeler gerçekleştirdik. Dışişleri Bakanlığı’ndan Sağlık Bakanlığı’na kadar neredeyse her yere gittik ve bu projemizi tanıttık. Bu dönemde herkes birbiriyle rakip halindeyken 4-5 farklı otelin aynı amaç çerçevesinde bir araya gelmesi insanları haliyle çok şaşırttı. Bizim tek amacımız bu destinasyonu satabilmek. Destinasyon beni çok cezp etti. Aslında beni bu bölgede çalışmaya teşvik eden nedenlerden biridir. Bölgesel pazarlama çalışmalarımıza Enjoy Golden Horn blogunu açarak, bu bölgeye gelmek isteyen hem yerli hem de yabancı misafirlerimize ışık tutuyoruz. Oda kahvaltı çalışıyorsunuz değil mi?

Genel Müdür Ahmet Arslan

Evet… Yalnız bu dönem birçok lokal firma tam pansiyon fiyatlandırma talep etmeye de başladılar. Akşam yemeği peki? Misafirlerimizin isteği doğrultusunda iki farklı restoranımızla servis veriyoruz. Bunlardan CulinArt, sabah açık büfe kahvaltımız ile servisine başlıyor. Öğle ve akşam ise a la carte servis ile devam ediyor. SkyDome Roof Lounge ise öğle servisimiz ile başlayıp gece 01:00’a kadar hizmet veriyor. Özellikle terası ve harika Haliç manzarasıyla hem konaklayan hem de dışardan konaklamasız gelen misafirlerimizin en çok tercih ettiği mekanımızdır SkyDome. Şirket yemekleri ve organizasyonlar oluyor mu? Evet, böyle ilham veren bir konumda yer almak otelimizi, şirket etkinlikleri ve görkemli davetler için de mükemmel bir mekan kılıyor. Otelimizde, asansörlü bir araç girişi ile içeriye direkt erişim sağlayan, istenildiğinde iki ayrı toplantı odasına dönüştürülebilen 380 m2 büyüklüğündeki Balo Salonumuz bulunuyor. Buna ilave olarak da modern teknoloji ve çizgilerle tasarlanmış 5 toplantı salonumuz da var. Otelimiz gerek lokasyonu gerekse sunduğu lezzetleri ile yoğun olarak şirket yemekleri ve organizasyonlara ev sahipliği yapmamızı sağlıyor. Yurt dışından gelen misafirler burayı neden tercih etmeli? Biraz önce de bahsettiğim üzere butik, kişiye özel hizmet verme amacındayız. Turizm sektöründe tercihler artık butik otele doğru dönüyor. İnsanlar konaklamalarını daha küçük konsept yerlerde geçirmek üzerine kuruyor. Butik demek kişiye özel demek aslında, daha lüks ama dizayn ve ev rahatlığını hissedebileceğiniz konsept. Otelimiz lokasyonumuz olarak, tarihi

yönü çok değerlidir. Bildiğiniz üzere, Haliç ve çevresi Bizans ve Osmanlı döneminde güvenli ve doğal bir liman olmasından dolayı gemi yapımı ve bununla birlikte ticaretin yoğun yaşandığı bölgeydi. Dini anlamda da birçok farkındalığı barındırıyor içinde, çok zengin. Eyüp Sultan Hazretleri burada, Rum Ortodoks Patrikhanesi ve Bulgar Kilisesi bu bölgede. Balat ise son dönemlerde UNESCO koruması altında ve popülaritesi gittikçe artıyor. Haliç’in bize sunduğu başka bir güzellik ise, saltanat kayıkları ile çeşitli kuşlara ev sahipliği yapan küçük doğal adacıkları keşfetmemizi sağlaması. Buna ilave olarak hepimizin bildiği üzere, Osmanlı döneminde Sultan ve aileleri Haliç’te saltanat kayıkları ile gezintiye çıkarmış. Şu an bu deneyimi de misafirlerimiz aynı şekilde yaşayabiliyorlar. Bir önemli farklılığımız da, gün içinde ücretsiz olarak Eminönü ve Taksim bölgelerine servis sağlamamız. Böylelikle misafirlerimizin tarihi yarımadaya ve şehir merkezine rahatça ulaşmalarına yardımcı oluyoruz.

Otelinizin en büyük silahı ne? Yiyecek, içecek tabii ki. Mutfağımız ile gurur duyuyoruz. İkramdan ve lezzet kalitemizden asla ödün vermiyoruz. Bu bizim en büyük gücümüz, farklılığımız. Zaten Mövenpick Hotels& Resorts markası da yolculuğuna ilk olarak gastronomi ile başladı. İsviçre ve Türk mutfağından seçeneklerimiz ile farklı damak zevklerine hitap etmeye çalışıyoruz. Yabancı misafirlerimiz özellikle Türk mutfağını tatmak istiyor, ağırlığı buna da kaydırabiliyoruz. En büyük özelliğimiz Mövenpick dondurmamız , Brüksel’den kalıp halinde getirip kendi yaptıgımız lezzetli çikolatamız ve aromatik kahvelerimiz ile zengin kahvaltı büfemizdir. Biz bunları servis kalitesi ile de birleştirmek için çok çaba gösteriyoruz. Bunun için de sürekli eğitim veriyoruz. Satış ofisimizde çalışan arkadaşlarımız bile, yeri geldiğinde mutfakta çalışabiliyor, arka planda olan bitenleri de öğrensinler ve bu deneyimi misafirlerimize en güzel şekilde aktarabilsinler diye. Lezzetler hakkında… Minimalist dokunuşlarla renklendirilen restoranda, tarihi dokuyu içine hapseden mistik bir manzaraya karşı lezzetli yemek yemenin ayrıcalığını her saniye hissetmeniz mümkün. Şef Ceylan Aşçıoığlu, lezzetler konusunda otelde harikalar yaratıyor diyebilirim. Başlangıçlardan ara lezzetlere ve ana yemeklere kadar her şey harika. Aşçıoğlu, dünya mutfağından oluşturduğu seçkin menüde Ermeni pilakisinden Milano usulü sebze çorbasına, ev yapımı makarnalardan taş pırında hazırlanan pizzalara, yoğurtlu kebaptan sedir ağacında fırınlanmış levreğe, Zürih usulü dilimlenmiş süt danasından lava taş ızgara spesiyallerine kadar bol seçenekli lezzetler sunuyor.


18

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi

Lezzet ve gastronomi

BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

TÜRKİYE’NİN GIDA İHRACAATI’NA YÖN VEREN BÜYÜK ETKİNLİK

WORLDFOOD İSTANBUL

Başyazı

Süleyman ÇAKIR suleymancakir@lezzetgazetesi.com

Şeker hamuru İKA ya damgasını vurdu

2

012 yılında,EUROTURKCHEF takımıyla Dünya Gastronomisinin en büyük etkinliği, İKA / DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYATLARINA yarışmacı ve basın mensubu olarak katılmıştım. Dünyanın en iyi ustalarının yaptığı binlerce pastayı, figürü dikkatle incelemiştim. Gerçeğinden farksız çiçekler, hayvanlar, insan figürleri hepsi şeker hamurundan yapılmıştı. Şunu çok iyi anladım ki; Şeker hamuru becerikli ellere çok yakışan bir madde, pasta kaplanmasında ve figürde çok rahatlıkla kullanılabiliyor. Fakat insanların kafasına yenilir mi yenilmez mi diye soru işareti vardı. Bunu gidermek için İstanbul’a döndüğümde şeker hamuru üzerinde AR- GE çalışmalarına başladım. Çalışmalarım başarılı oldu ve ‘’Hamur Şekerim’’ markasıyla yenilebilir, jelatinsiz helal gıda sertifikalı ilk şeker hamurunu üretmeye başladım. Gastro Kültür Merkezinde yüzlerce kişiye pastacılık ve şeker hamuru eğitimlerinde, hamur şekerim markasının, amatör – profesyonel herkesin kolaylıkla kullandığı bir ürün olduğu defalarca test edildi. Hatta bu eğitimler sonunda farklı mesleklere sahip birçok kursiyerin pastacılık sektörüne geçmeleri, evlerinde veya açmış olduğu işletmelerde “Hamur şekerim” markası ile harika ürünler yapması beni ayrıca gururlandırdı. 2016 İKA / DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYATLARINA yine Avrupalı ve Türkiyeli Chef’lerin Uluslararası Mutfak Takımı EUROTURK CHEFS CULİNARY TEAM olarak ‘’Lezzet Dernekleri Federasyonu’’ öncülüğündeki takımla katıldım. Yarışmalar ve Almanya’daki gastronomi çok başarılı ve neşeli bir ortamda geçti. Bu seneki yarışmaları 2012 yılındaki yarışmalarla kıyaslayarak daha dikkatli inceleme şansım oldu. Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki ülkemizden katılıp butik pasta kategorisinde üstün başarılar gösteren arkadaşlar beni çok sevindirdi. Hepsini tekrar tekrar canı gönülden kutluyorum. 4 yıllık sürede şeker hamurunda çok ciddi bir ilerleme kaydettiğimizi görmek, bugüne kadar yazılı basında, sosyal medyada ve eğitimlerle şeker hamuru sanatını ülkemize sevdirme çabası içinde olan beni fazlasıyla mutlu etti. Bu olimpiyatlarda beni en çok düşündüren olay ise ülkemizden katılan şeflerin uzmanlık alanı yemek olduğu halde yarışmalara şeker hamuru ile katılması oldu. Şeflerin olimpiyatı olan İKA da ülkemizdeki şeflerin kendi uzmanlık alanlarındaki yarışmalara katılması ve o alanlarda başarı sağlaması ülkemizin gastronomi geleceği için çok daha yararlı olacağı düşüncesindeyim. Çünkü ülkemizde birçok meslek lisesi, yemek akademileri ve yüzlerde dernek, yöresel veya ülke çapında birçok organizasyon düzenliyor yarışmalar gerçekleştiriyor. Ülkede bu kadar popüler olan bir konuda uluslararası en önemli organizasyon olan İKA da yer almamaları beni ciddi anlamda düşündürdü. Soffa Mutfak Atölyesi şefi Emrah Fandaklı büfe dalında tek katılımcı olarak gururumuz oldu. Beklerdim ki diğer ülkeler gibi bizimde lise öğrencileri, üniversite öğrencileri ve ünlü şeflerimizde yemek dalında bu yarışmaya katılsınlar ve becerilerini göstersinler. Bu sene butik pastacılarımızın gösterdiği başarıyı 2020 yılında yapılacak IKA olimpiyatlarında şeflerimizin de yemek dalında göstermesini bekliyoruz.

T

Lezzet Dernekleri Federasyonu tarafından organize edilen “Gastro Showlar” Fuara; Dinamizm, renk ve lezzet kattı.

ürkiye’nin lider sektörlerinde, lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey’in bünyesinde yer alan EUF – E Uluslararası Fuarcılık tarafından düzenlenen 24. WorldFood Istanbul ve 31. Ipack Turkey, 600’ün üzerinde yerli ve yabancı firma ve markanın en son ürün, hizmet ve teknolojilerini 13.654 ziyaretçi ile bir araya getirdi. 70.000 m2’lik 6 salonda gerçekleşen fuarlar sırasında düzenlenen etkinlikler fuar katılımcı ve ziyaretçilerinden büyük ilgi gördü, gıda ve ambalaj sektörü temsilcilerine yeni iş fırsatları sağladı.Konuk ülke projesi kapsamında KENYA ilk kez ağırlandı. Fuar alanında bu yıl ilk kez yer alan “Retail Center”; fuar katılımcılarını, sektörün uluslararası lider süpermarket zinciri temsilcileri ile bir araya getirdi. Sektör temsilcilerine uluslararası alanda, yeni satın alma, iş geliştirme, yeni iş ve işbirliği fırsatları yaratılması amacıyla düzenlenen “Yurtdışı Alım Heyetleri Programı” 20 ülkeden 73 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Yurt içinden ve dışından ünlü markaların katıldığı fuarların açılış töreni; T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Kenya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Honorable Kiema Kilonzo, AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hamit Aygül, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, TUGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Manav, PAKDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Aral, ITE Group Bölge Direktörü Vincent Brain, ITE Turkey

Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Başe ve ITE Turkey Hızlı Tüketim & Enerji Grup Direktörü Atilla Marangozoğlu tarafından yapıldı. LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU Standı, Worldfood'un Lezzet Merkezi oldu. Katılımcı ve Ziyaretçilere Lezzetli ve renkli dakikalar yaşattı. WorldFood Istanbul ve Ipack Turkey, katılımcılarının çeşitli etkinlik ve şovlarına da sahne oldu. Türk ve dünya mutfaklarına ait ikramlarının yapıldığı etkinliklerde yemek şovları da gerçekleşti. Yurtdışında Türk mutfağını başarıyla temsil eden EuroTürk Chefs Culinary Team ve İKA - Dünya Aşçılar Olimpiyatı Yarışmacı Aşçıları “aşçılık sanatı”, “artistik” ve “patisserie” dallarında gösteriler yaptı. Federas-

HABER

yon Sponsorları STG / Su Ürünleri Tanıtım Grubu desteğinde RATİONAL Fırınlarının tahsis ettiği fırında kurucu üyeler Gourmet Chef Haldun Tüzel ve Dott. Emrullah Gümüştaş ile genç mutfak ve Pasta cheflerinin SAGUN ve KILIÇ DENİZ'in ürünleriyle yarattıkları BALIK ve DENİZ Temalı lezzetler katılımcı ve ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. İstanbul'un en yeni 5 yıldızlı oteli THE CLARİON Mahmutbey tarafından de-

İTALYAN RESTORANLARI'NA KOŞALIM, LEZZETLERİYLE COŞALIM 21 - 27 Kasım Günleri

Gerçek İtalyan Lezzet Ürünlerinin Tanıtılacağı ‘İtalyan Mutfağı Haftası’ ve ‘Autentico Italiano’ Programları, tüm dünya ile birlikte 21 - 27 Kasım günleri eş zamanlı olarak İstanbul, İzmir ve Ankara’da düzenlenecek.

Aldo Kaslowksi

Aniello Musella Luigi Matiolo

İ

talyan Hükümeti’nin Otantik İtalyan gıda ürünleri ve şaraplarının tanıtılacağı, "Autentico Italiano" projesinin etkinlik programı, 12 Ekim sabahı İtalya Büyükelçisi Luigi Matiolo’nun ev sahipliğinde, Venedik Sarayı’nda açıklandı. Çok sayıda Gurme Basın Mensubu ile Gastronomi Profesyonelinin iştirak ettiği kahvaltılı toplantıda İtalAli ya’ya özgü lezzetlerin taYeliner nıtılacağı program için konuşan; İtalyan Ticaret ve Tanıtım Ajansı (ITA) İstanbul Direktörü Aniello Musella, İtalyan Mutfak Akademisi’nin ünlü şefi Aldo Kaslowksi, ALMA Uluslararası Network Koordinatörü Veronica Filippi; Özetle: Türk tüketicileri ve gastronomi profesyonellerini kalitesiyle gerçek İtalyan ürünleriyle tanıştırmayı amaçlayan projede Türkiye’nin önde gelen İtalyan restoranları Eataly, Aida – Vino e Cucina, AzzuR (Movenpick

ZİRVEDEKİ YERİNİ KORUDU !

Luigi Matiolo

Hotel), Carluccio’s, Emporio Armani Ristorante, La Scarpetta, Paper Moon ve Ankara’daki Peperoncino ile Hilton Hotel de İtalyan Exec.Chef'leriyle yer alacak. Zengin etkinlik takvimiyle ‘İtalyan Mutfağı Haftası’na güç katan ‘Autentico Italiano’ projesinde ise İtalya’nın otantik ürünleri ve bu ürünlerin çeşitliliğini alanlarında uzman İtalyan şef ve eksperler gastronomi profesyonelleri ve tüketiciler-

le paylaşacaklar. ‘Autentico Italiano’ projesi kapsamında düzenlenecek workshop’lar ile İtalya’nın otantik ve gurme ürünlerini yakından tanıma fırsatı yakalayan gastronomi profesyonelleri ayrıca dünyaca ünlü İtalyan Mutfak Akademisi (ALMA) şeflerinin MSA’da düzenleyeceği İtalyan yemekleri kurslarına da katılma fırsatı yakalayacak. İtalyan mutfağını en iyi şekilde yansıtmak için gerçek İtalyan men-

şeili ürünlerin kullanımının önemine dikkat çeken bu organizasyonu düzenleyen Italian Trade Agency: ICE - İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı -ITA, bağlı olduğu İtalyan Ekonomik Gelişme Bakanlığı’nın prensipleri dahilinde İtalyan firmalarının ürün ve faaliyetlerinin uluslararası platformda geliştirmeyi sağlamaktadır. ITA, İtalyan ve yabancı firmalara bilgi, destek ve öneri konusunda yardımcı olmaktadır. Roma Merkezi yanı sıra ITA dünya genelinde, İtalya Büyükelçiliklerine ve Başkonsolosluklarına bağlı geniş bir ağda faaliyetlerini sürdürmekte, yerel kurumlar ve özel şirketler ile sıkı işbirliğinde bulunmakta, sağladığı çeşitli hizmetlerle İtalyan ve yabancı firmalara yatırım, ticaret ve ortaklık faaliyetlerinde yardımcı olmakta diyelim ve bu vesileyle; Acaba bizim ülkemizin de, yurt dışına yönelik bu tarz faaliyetlerde bulunan bir milli kuruluşu varmı ? diye soralım.

kore edilen 250 m2lik standdaki lezzetler ve ikram bununla sınırlı kalmadı. MARİNES'in nefis Ahtapot Salatası, BUFFA'nın leziz İtalyan tarzı Peynirleri, BMS'nin börekleri ve unlu mamulleri, SİRAB'ın maden suları, KOMBUÇAY'ın sağlıklı içeceği, BACKHAUS'un ekşi mayalı birbirinden lezzetli ekmekleriyle damakların doruklarını zorladı. ColdChain Expo Eurasia ve WorldFoodTech Özel Bölümlerinin içinde yer aldığı 25. WorldFood Istanbul fuarı 7 – 10 Eylül 2017 tarihinde yeni adresi Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.

MÖVENPİCK HOTEL İSTANBUL’DA YEMEK KİTABI YAZARLARININ,

YEMEK ŞÖLENİ GECESİ

M

övenpick Hotel Istanbul’un İtalyan Başaşçısı Giovanni Terracciano ile yemek kitabı ve gastronomi kültürü yazarları, 11 Kasım, Cuma akşamı bir araya gelip, kendi yemek kitaplarının favori lezzetlerinden oluşan bir mönü hazırladılar. “Giovanni ve Arkadaşları” gecesinin Lezzet sever misafirlerine, unutulmaz bir lezzet şöleni sundular. Bu güzel gece'deki yemekte neler yendi ? diye soracak olursanız . Sayalım: Başaşçı Giovanni Terracciano’nun Ricotta Peynirli Lazanyası, “Alkali Diyet” kitabı yazarı Dr. Ayşegül Çoruhlu'nun Alkali İçecekleri, “Tatlı Sırlar” kitabı yazarı Bengi Kurtcebe'nin pastaları, “Ekmek Bir Tutkudur” kitabı yazarı Yrd. Doç. Dr. Dilistan Shipman'ın ekmekleri, “Açık Mutfak” kitabı yazarı Ece Zaim'in Bal kabağı çorbası / Muhteşemdi!, “Alkali Raw Tarifler” kitabı yazarı Elçin Oflaz'ın atıştırmalıkları, “Şeflerin Mutfağı” kitabı yazarı Eyüp Kemal Se-

vinç'in Dana Bonfilesi ve “Dilim Gülümsüyo!” kitabı yazarı Hülya Ekşigil’in Favalı, otlu karidesi çok özeldi! , Yazarlarımızın ortak bir menüye imza attıkları etkinlik Doluca'nın Rose, Beyaz ve Kırmızı şarapları ile daha da lezzetlenirken, AzzuR Restaurant'ın muhteşem servisiyle gerçek bir şölene dönüştü. Ev sahipliğini Mövenpick Hotel Istanbul’un Genel Müdürü Bozkurt Atabek’in yaptığı geceye, iş ve cemiyet dünyasından yaklaşık 160 kişi katıldı. Bu sene altıncı kez farklı bir konseptte düzenlenen, son zamanların en beğenilen yemek kitabı ve mutfak kültürü yazarlarını buluşturan “Giovanni ve Arkadaşları” etkinliğinde konuklar, sağlıklı alkali içeceklerden, detoks ikramlara, ev yapımı ekmeklerden Türk ve dünya mutfaklarından benzersiz tatlara uzanan bir lezzet deneyimi yaşadılar.Gecede sahne alan Hande Ateş geniş repertuarı ve muhteşem sesiyle dinleyenleri hayran bıraktı.


Project1

Lezzet rehberi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

23 KASIM 2016 ÇARŞAMBA

İNKA HAZİNELERİNİN VATANI PERU

Haldun Z.TÜZEL

halduntuzel@lezzetgazetesi.com

Can boğazdan gelir diyorsanız, Peru’ya hoşgeldiniz!

B Hilal’in lezzet turu

h lalarslang ray@lezzetgazetes .com

D

ünyadaki yüz bin şehrin her birinde güneş benHilal zersiz şekilde batıyor. SaARSLANGİRAY dece bir defa buna şahit olmak için seyahat etmeye değer...Ve bu kez de sizler için Peru’yu ve başkenti Lima’yı kaleme aldım. dukça başarılı ve çeşitLima için enteresan, masalsı, büyülilik gösteren zengin bir lü, gibi sıfatlar kullanılabilir fakat benyelpazeye sahiptir. Güce katman katman bir kent… Rüya giney Amerika’da son yılbi. Peru denilince akla ilk olarak Uneslarda çok fazla turistin co Dünya Mirası ve Dünyanın Yedi Haakın ettiği Peru, eğrikası listesinde olan İnka medeniyeti lence dolu fesve bu medeniyetin günümüze kadar ula- tivalleri, gezşan eşsiz tarihi gelmektedir. Peru’nun diğiniz zabaşkenti ve en büyük şehri Lima; Pasiman sifik Okyanusuna bakan bir çöl kıyısında, zi şaşkına Chillon, Rimac ve Lurin nehirleri vadiçevirecek lerinde yer alır. Şehir, bitişiğinde bulutarih dolu nan Callao limanı ile birlikte, Lima Bübölgeleriyyükşehir alanını oluşturmaktadır. le fotoğraf maYaklaşık 8 milyon nüfusuyla Pekinenizi oldukça yoru’nun en modern ve kozmopolit şehriracaktır. Peru gezilecek dir. Lima, ülkeye giriş noktası olması ya- yerlerinin en başında, eşnında; sanat tarihi merkezi, gastronosiz dağlar gelmektedir. mi dünyası, festivallerin ev sahibi, renkBeyaz Şehir’i Geli gece hayatı ve popüler gelenekleri ile zin! Arequipa olarak biliçok gözde bir turizm cennetidir. Fakir nen Beyaz Şehir, Peru’da bir ülke olmasına rağmen, inanılmaz ta- gezilecek yerleri arasında rihi eserlere sahip, sıcakkanlı insanlagözde yerlerden birisidir. rının hissiyatıyla tamamıyla macera seArequipa’da volkanik oluverlerin gözdesi konumunda olan Peşumlu tepeler bulunmakru, bir çok medeniyete ev sahipliği yaptadır. Lima’da görülmemıştır. İklimi; Avrupanın tam tersidir. si gereken yerlerin başınYaz dönemi: Aralık-Nisan ayları arasında Lima Katedrali gelir. dadır. Ortalama sıcaklık: yaz ve kış ayla- Sonrasında Âşıklar Parkı, rında 15-25 derece arasında seyreder. Lima’nın vazgeçilmezLima ve RIMAC ilçelerinden oluşan lerindendir. Aşıklar parLima Tarihi Merkezi; sömürge dönemi- kının orta yerinde birbine ait önemli mimari yapılar barındırriyle öpüşen kadın ve erdığından, 1988 yılında UNESCO tarakek heykeli vardır. Parfından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne kın hemen aşağısında ki dahil edilerek koruma altına alınmıştır. okyanus kenarında roLima şehri; Peru’nun kuruluşundan itimantik yürüyüşler yabaren, İspanyol valiliği merkezi olmapabilir yada sörf yapansı nedeniyle kıta üzerinde önemli siyaları izleyebilirsiniz. si ve idari bir merkez olarak gündeme Vaktiniz Lima dışıngelmiştir. Böyle önemli bir tarih dolada başka bir şehre gitmeye müsait oluryısıyla da barok, rönesans ve neoklasik sa, Peru’ya gitmişken mutlaka görmeniz tarzlarda yapılar, kiliseler, manastırgereken yer Machu Picchu’dur. Peru’da lar ve eserleriyle özel bir şehirdir. Şehgezilecek yerlerinin demirbaşlarındanrin sokaklarını dolaşırken, her adımda dır. İnkaların en önemli yerleşim yeri modern ve antik mimari yapılarının kaMachu Picchu, Ant dağlarının en yükrışımını görebilirsiniz. Son derece etkisek kısmında bulunan Urubamba vadileyici bir şehir olan Lima; ayrıca müzik, si üzerindedir. Machu Picchu dünyanın dans ve görsel sanatlar alanında da olyedi harikasından birisi olarak seçilmiş23 MART 2016 ÇARŞAMBA 23 MART2016 2016ÇARŞAMBA ÇARŞAMBA 23 KASIM Sayı: 25 Yıl:3 Yıl: 3 Sayı:21 Yıl:3 Sayı:21 Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

tir. Machu Picchu şehri Pachacutec Yupangui tarafından 1450’li yıllarda inşa ettirilmiştir. İnka medeniyetinin ne şekilde şehirleştiği, kurdukları evler, yapılaşmalarının hepsini Machu Picchu’da görebilirsiniz. Güney Amerika’nın gastronomi başkenti olarak tanınan Lima mutfağının lezzeti dalga dalga tüm dünya ülkelerine yayılmıştır. Yaşayan göçmen nüfusun değişik mozaiği nedeniyle Afrika, Avrupa, Çin ve Japon yemek kültürlerinin etkisini taşır. Peru, lezzetseverler için çok etkileyici bir ülke. Öyle bir ülke ki bizim yeni yeni hayatımıza giren “füzyon mutfak” kavramı güncel Peru mutfağının ta kendisi. Dünyadaki 5000 patates çeşidinin 4000’e yakını Peru’da yetişiyor! Yani burası patatesin ana vatanı. Patatesle öne çıkan spesyal yemekler arasında, ocopa (baharatlı yer fıstığı soslu patates), papa a la huancaina (krem peynir soslu patates), causa (deniz ürünleri, sebzeler veya tavukla doldurulmuş patates), papa rellena (kıyma ile dolu kızarmış patates kroketler) var. Patatesler aynı zamanda balık çorbası tarzı chupe içinde veya lomo saltado gibi et kavurma yemeklerin içinde var. Kısacası patatesler her yerde var. Ayrıca bizdeki börek misali binbir çeşit malzemeyle hazırlanabilen, mısır yaprağına sarılı tamaleler de çok popüler yiyeceklerden. Türk-

çesi manyok olan sütleğengillerden bir kök bitkisi olan cassava veya mısırdan yapılan humita en çok tercih edilen versiyonları. Deniz mahsüllerinden de söz etmek istiyorum. Al ajo (sarımsaklı), frito (kızartma), a la chorrillana ( domates ve soğanla beyaz şarapta pişmiş)… Deniz mahsullü çorba ve güveçler de Peru mutfağında çok önemli. Aguadito (sulu risotto), picante (baharatlı yahni), chupe(kremalı deniz mahsulu çorbası) en popülerleri. Conchitas a la parmesana (parmesanlı deniztarağı), pulpo al olivo (zeytinyağlı ahtapot) ve choros a la chalaca (taze mısır salsalı midyeler) de klasik olarak kıyı bölgelerde her menüde olan seçenekler. Kuzey kıyılarında özellikle Chiclayo’da tortilla de manta raya (vatozlu omlet) en tipik yemeklerden. Mutlu bir yaşam ve renkli seyahatler dileklerimle...

Dünya Ekmek Gününe 7 BÖLGEDEN 7 EKMEK

P

rofilo Dayanıklı Ev Aletleri, 16 Ekim Dünya Ekmek Gününde, ekmek ustaları Ömür Akkor Yayın Sahibi Yayın Sahibi ve Hakan Doğan ile buluştu. Akkor ve Milliyet Gazetecilik ve A.Ş. Yayıncılık A.Ş. Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık Doğan, Profilo’nun Ekmek Makinesi Yayın Yönetmeni ile Türkiye’nin 7 bölgesinden 7 farklı Genel Yayın Genel Yönetmeni FİKRET BİLA FİKRET BİLA ekmek pişirdi. Annelerin sağlıklı besOkur Temsilcisi lenme konusundaki hassasiyetini biOkur Temsilcisi BELMA AKÇURA BELMA AKÇURA len ve Küçük Ev Aletleri ürün gamını Sorumlu Müdür Sorumlu MüdürTüzel Kişi TemsilcisiTüzel Kişi Temsilcisi bu doğrultuda geALİ NAZIM ONARAN ALİ NAZIM ONARAN İSMAİL ERALP İSMAİL ERALP nişleten kuruluş, BasıldığıYolu, Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Esenyurt-İstanbul Dünya Ekmek Milliyet Basınuymaya Meslek söz İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne vermiştir. Gününde, TürkiGazetesi ve eklerinde yazı, Milliyet Gazetesi veMilliyet eklerinde yayımlanan yazı, yayımlanan haber fotoğrafların türlü telif hakkı Milliyet7 bölgesihaber ve fotoğrafların hervetürlü telif hakkıher Milliyet ye’nin Gazetecilik Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’yeveaittir. İzin alınmadan nin, 7 farklı ekmegösterilerek dahi iktibas edilemez. kaynak gösterilerekkaynak dahi iktibas edilemez. ğini Profilo’nun Yaygın Süreli www.milliyet.com.tr Yayın Türü Yaygın Yayın Süreli Türüwww.milliyet.com.tr Ekmek Makinesi Temsilcilikler Temsilcilikler 0312 F. 410 88 00 ANKARA 88 00T.(pbx) 0312 417(pbx) 38 78F. 0312 417 38 78ile pişirdi. ANKARA T. 0312 410 EGE İzmirT.0232 HAMDİ464 TÜRKMEN T.0232F.0232 464 16 0016 (pbx) 16 01 EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN 16 00 (pbx) 464 01 F.0232 464 Türkiye’nin 7 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM 322 57 24 60 F. 0242 321 57 60 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 T. F. 0242 321 ADANA 0322F.458 13459 72 (pbx) ADANA T. 0322 458 13 72 T. (pbx) 0322 85 03 F. 0322 459 85 03 bölgesinde 1300 bayisi olan ve Dünya Ekmek Günü’nü Yönetim Yeri Yönetim Yeri İzzetpaşa 162 İzzetpaşa Mahallesi Abide-iMahallesi Hürriyet Abide-i CaddesiHürriyet No. 162 Caddesi No.kutladıklarını belirten Profilo DayaÇağlayan-Şişli İstanbul Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T.34387 0212 337 99 99T. 0212 337 99 99 nıklı Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Haber337 Merkezi Haber Merkezi T. 0212 92 39T. 0212 337 92 39 Burcu Seçkin; “2014 yılından bu yaYayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni na tüm ürünlerimizle sağlıklı yaşamı M. VASFİ PAKMAN M. VASFİ PAKMAN evlere getiriyoruz. Bu ürünlerden biGenel KoordinatörGenel Koordinatör ri de, vazgeçilmez gıdamız ekmeği, en ALİ AYDIN YELİNER ALİ AYDIN YELİNER Editörler Editörler sağlıklı ve en hijyenik şekilde sofralaÖZLEM MEKİK ÖZLEM MEKİK rımıza getiren Ekmek Makinemizdir.” OKAN KARACANOKAN KARACAN dedi. “Anneliğin zorlu şartları varHALDUN Z. TÜZEL HALDUN Z. TÜZEL BETÜL ALTINBAŞAK BETÜL ALTINBAŞAK sa, annelerin de Profilo’su var” yaklaşımıyla hizmet vermekten mutluluk Yeliner Reklam Ajansı Yayına Hazırlayan Yayına YelinerHazırlayan Reklam Ajansı Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. duyduklarını belirten Seçkin, ürünün Tel: 0212 213 76 Tel: 89 0212 213 76 89 reçel yapma özelliği olduğunu da söywww.aydajans.com www.aydajans.com ledi. Profilo Ekmek Makinesi ile gu-

tenli ya da glutensiz undan, uygun baharat ve çeşnilerle heran taze ekmek hazırlanabiliyor. ÖMÜR AKKOR VE HAKAN DOĞAN’DAN 7 ÇEŞİT EKMEK Tahıllıdan zeytinliye, çavdarlıdan beyaza kadar Türkiye’nin 7 bölgesinden 7 çeşit ekmeği, Profilo Ekmek Makinesi’nde pişiren ustalar, çok ekmek tüketen Türkiye için “Profilo Ekmek Makinesi” nin gerekliliğine dikkat çekerek, fonksiyonel özellikleri ve farklı pişirme programları sayesinde hem evde ekmek pişirmeyi kolaylaştırıyor, hem de leziz reçeller yapmamızı sağlıyor.” dediler. PROFİLO EKMEK MAKİNESİ İLE EKMEK YAPMAK ÇOK KOLAY Profilo Ekmek Makinesi, 450 Watt gücünde ve 12 farklı programı bulunuyor. 500 , 750 ve 900 gramlık 3 farklı pişirme ayarı ve 3 farklı kızartma fonksiyonu olan ürün, 13 saat öncesine kadar zaman ayarı yapabiliyor. Ürünün sıcak tutma fonksiyonu sayesinde ekmekleriniz piştikten sonra sıcak kalıyor. Ömür Akkor ve Hakan Doğan’dan 2 ekmek tarifi:

Sarı undan yapılan mayasız Ege bölgesinin “ Alaşehir “ ekmeğinin Malzemeleri: 600 gr sarı un, 500 ml su, 1 yumurta sarısı, 10 gr kaya tuzu, 10 gr maya Tarifi: Un, su, tuz ve yumurta sarısını karıştırıp, Makine içinde dinlenmeye bırakıyoruz. 1 saat dinlenmiş karışımımızı Profilo Ekmek Makinesi ile pişiriyoruz. Geleneksel Anadolu ekmeklerinden İç Anadolu’nun “Tarhanalı “ ekmeği Malzemeler: 600 gr un, 500 gr su, 60 gr tarhana,10 gr kuru maya, 10 gr tuz Tarifi: Un, su, tuz, kuru tarhana ve mayayı karıştırıp, yine Makine içinde mayalanmaya bırakıyoruz. 1 saat dinlenmiş karışımımızı Profilo Ekmek Makinesi ile pişiriyoruz.

19

Gastronomi Okulları ve Dersleri

undan çok değil on yıl önce Türkiyede gastronomi okulu denseydi inanın çok kişi acaba nedir diye düşünmeye başlardı. Dünyada en önemli mesleklerden biri sayılan aşçılık ülkemizde yakın zamana kadar ustalık çıraklık müessesesine dayanan bir geçmişe sahipti. Mutfaklarda sıkı bir hiyerarşi, ustaya sınırsız itaat, sadece ustanın verdiklerini almak onlara asla ve katha saygısızlık etmemek, gösterdiklerini görmek göstermediklerini kesinlikle görmemeye dayanan bir kapalı eğitim sistemi ile devam eden kara düzen bir öğretim. Turizmin gelişmesi, otel sayılarının artması, ülkemizin dünya ülkeleri düzeyine ulaşması ile gelişen süreçte gastronomi de önemini artırdı, Aşçı olmak, olabilmek bir çok gencin arzusu haline geldi hatta aileler evlatlarını bu konuda teşvik etmeye başladı, yine on sene önceleri parmakla gösterilen gastronomi ve turizm okullarının sayısı arttı bu okulların mutfak bölümleri gözde okullar düzeyine erişti, bu gün lise düzeyindeki aşçılık okulları öğrencilerini yabancı dil bilinilirliği, geçmiş dönem not ortalaması yüksekliğine göre seçmeye başladılar, yüksek okul ve üniversitelerde ise puan durumları hemen hemen pozitif bilim veren okullarla yakın durumda hatta eşit. Bu gençlerin mesleğe duydukları ilginin de bir göstergesi. Yurt dışında da bu böyle, hatta gelişmiş ülkelerde bir şef gerek oturduğu muhit gerek kullandığı otomobil gerekse sosyal hayattaki saygın konumuyla farklılığını gösteriyor. Türkiyede de olağanüzeri bir hızla gelişen gastronomi eğitimi okul açısından neredeyse Avrupadaki toplam gastronomi okulları sayısına ulaştı. Umarım bu hızlı gelişim hızını uluslararası boyutlara ulaşmada da gösterir ve ülkemiz gastronomi alanında eğitim veren ülkeler arasında anılır olur. Zengin ve çok boyutlu fakat uluslararası klasmanda maalesef yerini bulamamış mutfağımız gibi sadece bizler için bir öğünç vesilesi olarak kalmayıp geniş bir kapsama ulaşmayı başarır. Bunun gerçekleşmesi için de en gerekli unsur tabii olarak öğretim görevlileridir. Bu işe vakıf bir avuç öğretim görevlisinin kılıçları kuşanıp şövalyelik yapmasıyla bu işlerin yürümeyeceği malum, mutfak konusunda komple bilgi sahibi olabilmekte başka bir konu, işi bilenler başlangıçta bu tür eğitim kurumlarında bu görevleri üstlenmişler, bilgi ve saygınlıklarıyla bilgilerini ve birikimlerini aktarır olmuşlardı fakat ilerleyen zaman içinde, ülkemizin makus talihi bu konuda da kendini göstermeye başladı ve bu işte de ucuzu aranır oldu. Değerli öğretim görevlilerinin yerini ucuza çalışabilecek, eksik bilgili entellektüel birikime sahip olmayan öğreticiler almaya başladı, eğiticilikle öğreticiliğin beraber olması gerekliliği unutuldu, talep var diye bir çok okulda, yüksek okulda veya üniversitelerde aşçılık bölümleri açıldı, bazıları eğitici eksikliğinden bazıları malzeme yetersizliğinden bazıları uygulama mutfağı yokluğundan maalesef tava sallamayı bilmeyen, ‘’dömi glase sos’’ nasıl yaparsınız denildiğinde tozunu tencereye koyar su ile ısıtarak çırparım diyen aşçı adayları ile doldu piyasa. Eğitimsiz bir öğretimle sektöre dahil olan yeni mezunlar aldıkları eğitimle ilgili tam donanımlı olmadıklarından, işin içine dahil olduklarında müesseselerine pahalıya mal olmaktadırlar, bilgi eksikliğinden büyük hatalara sebebiyet vermektedirler, aşçılıkda bir sanattır ve bence birçok sanattan daha da boyutludur içeriğinde pişirmme dışında, dekorasyon resim, heykeltraşlık gibi sanatları da barındırır, belli ölçüde bir perspektivite gerektirir, bu nedenle yazılı eğitim dışında görsel eğitim de gerektirir, tabii bir gıda mühendisi veya turizmin başka bir dalında geliştirdiği eğitimini öğrencilerine yansıtan değerli profesörler yanında bu işin içinden gelmiş, mutfak sanatına vakıf, eli bıçak tutan hocalara da ihtiyaç vardır, teori gereklidir ilmin bir parçasıdır ama pratikte gereklidir, gastronomi okullarında matematikte gereklidir, hem analitik düşünceyi geliştirecek hemde mutfak öğrencilerine üretim ve tüketim dengesini sağlayacak hesaplarda yardımcı olacaktır. Yabancı dil bir gastronomi okulunda olmazsa olmazlardan biridir. Şarttır hatta mümkünse birkaç dil bilmenin önemi de çok fazladır. Bir gastronomi öğrencisinin yani bir aşçı adayının entellektüelde olması gerekmektedir, bu entellektüellik iş hayatında ufuklarını açacaktır. Karşılıklı konuşmalarımda gastronomi okullarında yaptığım söyleşilerde sıklıkla anımsatmaya çalıştığım bir unsurda, öğrencilik yıllarından başlıyarak ve iş yaşamının sonuna kadar belirgin özelliklerinin bozulmadan devam etmesi gerekli olan bir tarz oluşturulmasıdır. Kısacası bir şef adayının bir tarzı olmalıdır. Gastronomi okullarında öğrencilere klasik hijyen dersleri ve HCCP bilgi ve eğitimlerinin yanısıra, ağız ve diş sağlığından kişisel bakıma kadar özel eğitimler de verilmelidir. Gastronomi ve aşçılık okullarının gördüğüm kadarıyla eksiklerinden biri de eğitim kitabı ve eğitim kitaplarındaki standardizasyon eksikliğidir. Maalesef her okulda eğitici ve öğreticilerin ders notlarıyla eğitim verilebilmektedir, birbirini tanıyan öğreticiler eğitim birikimlerini birbirileriyle paylaşsalar da birbirinden uzak olan okullarda bir diğerinden alakasız bilgilendirilmelerle ortaya bir karmaşa çıkmaktadır. Batone veya Julyen doğramayı bilen öğrenciler parmak veya kibrit doğramanın ne olduğundan habersizdirler. Zamana, bu çocukların aldığı eğitimlere, ailelerin umutlarına ve yokluklar içinde kıvranıp öğrencilerine bir şeyler aktarmaya çalışan bu sektörün eğitici şövalyelerine yazık etmeden daha kaliteli bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile, diye düşünüyorum. Önümüzdeki ay bu konuya devam edelim diyerek öğrenci ve öğretmenlerimizden fikirlerini bizlerle paylaşmalarını bekliyorum...


DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN SPOR RESTAURANT’I

O’LEARYS 140. UBES LE TÜRK YE’DE...

Hafta Içi Hergün 12:00-14:00 Arası

CANLI MAÇ YAYINLARI GECE 01:00’E KADAR AÇIK USTA EFLERDEN NEF S LEZZETLER ÖzdilekPark O’LEARYS-0212 280 00 11 @olearysTurkiye

Bulvar 216 O’LEARYS-0216 688 08 81

@olearysTurkiye

Açık Büfe Ö le Yeme i

www.olearys.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.