M.Vasfi PAKMAN
Başyazı
Özlem MEKİK
Ve Lezzet...
Dr.Dt. İlker ARSLAN
Özel sofraların sihirli sunumları
Sayfa 2’DE
Sayfa 4’DE
Okan KARACAN
Ağız ve diş sağlığının önemi
Sayfa 6’DA
Lezzete giden yol
Beyoğlu Sayfa 11’DE
LEZZET
Sayfa 15’DE
GAZETEMİZİN 20 Nisan Çarşamba ‘FISH & SEAFOOD’ sayısında, gururumuz BALIKÇILARIMIZI tanıtacak, 26-28 Nisan’da BRÜKSEL’de Dünyanın en büyük ‘BALIK ve DENİZ ÜRÜNLERİ’ fuarında beraber olacağız. Bu sayımızda ünlü balık restoranlarına yer verecek, denizlerimizin lezzetlerini tüm dünyaya duyuracağız.
“Lezzet’e Gönül verenler ve H zmet edenler ç n”
TÜRKİYE
Haldun Z.TÜZEL
HAREKETİ 23 MART 2016 ÇARŞAMBA
Yerinizi ALMAKTA gecikmeyin...
Sayfa 2’DE
Balkanlardan Gelen Lezzet
AVLİYA BOŞNAK MUTFAĞI
Lezzette Fark Yaratıyor Sayfa 4’DE
ROTANA İSTANBUL HOTELS
Kumda Kahve ile Kahve Keyfi
KAHVECİ GÜZELİNDE
Sayfa 6’DA
GAZİANTEPLİ KARDEŞLERİN BURSA AŞKINDAN DOĞAN
BURSA KEBAP EVİ Türkiye’nin en sevilen İSKENDER ZİNCİRİ oldu Bursa'da, Bursa Kebabı olarak adlandırılan, dünyanın en lezzetli yemeği İSKENDER'i, Ülkemize ve Avrupa’ya BURSA KEBAP EVİ tanıtıyor ve yayıyor! Cem ve Caner Helvacı kardeşler, oluşturdukları ‘Lezzet ve Kalite Standartından’ ödün vermeden BURSA KEBAP EVİ'ni, çok kısa bir sürede; Türkiyenin 30 ilinde, 63 şube ile ‘En Gözde Döner Restaurantı’ yaptılar. Avrupaya 7 şubelik Master Franchise verdiler ve ilk BURSA KEBAP EVİ şubesini Sayfa 3’DE Almanya'nın SAAR-BRÜCKEN kentinde açtılar. Bu yılın hedefinde ise Körfez Ülkeleri var.
PS LOUNGE ETİLER
Göktürk’ün Yeni Lezzet Durağı
BACKHAUS
Sayfa 7’DE
İstanbul’un gözde lokasyonu Zekeriyaköy Ormanada’ da İstanbul’da Yeni Bir Mekan
MEAT CO STEAK HOUSE Sayfa 10’DA
Pesto Italiano
YEMEK KEYFİNİN
Sayfa 11’DE
EN LEZZETLİ ÇİĞ KÖFTENİN ADRESİ ELAZIĞLI ÇİĞ KÖFTECİ AHMET USTA
‘EN’LERİNİ’
Tünelin Lezzet Markası
TÜNEL DÖNER
Sayfa 12’DE
BULUŞTURUYOR
İstanbul’un elit restaurantlarının deneyimli şefleri tarafından sunulan, başka hiçbir yerde bulamıyacağınız gurme lezzetler. Çok özel bitki çaylarının ve nefis kahve çeşitlerinin yanında, Azeri ustalar tarafından hazırlanan gerçek nargile.
Bahçe içinde hissi veren, özgün tasarımlı, ferah ve görkemli mekanda, Wideo Wall sistemiyle görüntü ve müzik zevki. Sayfa 9’DA
Lezzet ve Lüksü Sunuyor Sayfa 10’DA
CVK PARK BOSPHORUS
Sayfa 13’DE
Lezzet yolu
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
Lezzet
name
M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com
Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.
Ö
Ve Lezzet
nümüze gelen bir yemek nezaman değerlidir ? Beğenilmesi nasıl mümkündür? Acaba kim tarafından, nerede ve neler kullanılarak yapılmıştır ? Önünüze gelen bir tabağın içine bakarak sizlerde daha nice sorular üretir, cevaplar arayabilirsiniz. Fazla meraklı olduğunuzu, yemeği yapanlar hissederse aralarında sizin GURME olabilme ihtimaliniz üzerine bahisler yapılabilirler. Her insanda bir beğenme duygusu mutlaka vardır. Bu duygunun gelişmiş olduğu kişileri biz GUSTO sahibi olarak ayırd ederiz. Gelelim konumuza, yani YEMEK’e. Yemek nasıl oluşur ? Öncelikle içinde kullanılacak MALZEME’nin temini çok önemlidir. Çeşit açısından, tazelik açısından, miktar açısından, temizlik açısından, helal unsuru açısından daha uzatabiliriz, ancak hiç gerek yok. Birinci gereksinim Malzemedir. İkinci gereksinim bu malzemeyi kotarmak ve sunmak için gerekli olan EKİPMANLAR’dır. Öncelikle iyi bir mutfak odası ve mobilyası olmalıdır. ( Ev veya Endüstriyel ) Pişirme cihazları, soğutma cihazları, yıkama cihazları set üstü elektrikli cihazlar ve el aletleri gerekir. Bu da hazırsa Pişirme işlemine soyunacak kişi veya kişiler devreye girer. Ev kadınları, hizmetliler, lezzetsever insanlar veya profesyonel Chef’ler, ustalar, Aşçılar Vs. Sonrasında şöyle veya böyle, haşlama veya ızgara, fırın veya tava yemekler pişirilir, kişilerin zevkine göre, tabaklara dizayn edilir. Masalara veya sofralara getirilir. Şimdi sıra sofra üstü ekipmanlara geldi. Bunlar da tabak takımları, çatal-bıçak takımları, tuzlukbaharat takımları, sunum kase veya tepsileri gibi elle
kullanılarak yemeğin afiyetle ve medenice yenmesine yardımcı olacak unsurlardır. Tamam mı ? Bence değil, esas oğlan ( eski Türk filimlerindeki kahraman veya yakışıklı jön ) bu esnada ortaya çıkar. Nasıl Takdimlerde tüm içindekiler sayılır da en son ve en değerlisi sayılırken “ VE bu “ denir. Kimdir o ? Fazla düşünmeye de hiç gerek yok, hepimiz onun kim olduğunu biliyoruz, gayette iyi tanıyoruz ama “ boğaz savaşı “ verirken “ karın doyurma “ eylemi sürerken, ( Lezzetseverleri yani Gurmeleri ayıralım ) pek kimsenin o anda aklına gelmez. Şimdi değerli dostlarımıza, okurlarımıza takdim edecek, hatırlatacak vede dikkat edilmesinde, faydasının görüleceği hususuna dikkatleri çekilecektir. Demekki bu yoldaki kilometre taşları nelermiş sayalım: Bir yemeğin oluşmasında, öncelikle MALZEME olmalı, devamında EKİPMAN olmalı, USTALIK olmalı ki YEMEK oluşsun. Sonrasında sunumu var. VE LEZZET var. Lezzet işin olmazsa olmazı. Yoksa bu kadar masraf, zaman kaybı ve eziyyet boşa gitmiş olur. LEZZET Gastronomideki tüm canlı-cansız unsurların, bilhassa örgütlerin altında toplandığı en üstteki şemsiye, hatta sığınaktır. TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ, çok yakında içindeki Lezzet temelli derneklerin birleşmesiyle; Ülkemizin en üst düzeydeki, yukarıda sıraladığım tüm grupları birleştirici bir LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU olarak Gastronomi Dünyamızdaki yerini alacaktır. Aynen bu aydan itibaren “ VE LEZZET “ olarak değişen gazetemizin adı gibi konusunda ulaşılan son nokta olacaktır. Şimdiden tüm okurlarıma “VE LEZZET’te buluşalım, ülkemizi dünyaya Lezzetiyle tanıtalım.” diyor, sağlık ve afiyetler diliyorum.
La Lorraine ÇÖREKLER du ol si de öz G ın ın ar Fu t uc od Pr od Fo aş Anf
Fuarın en gözalıcı bu standında, Avrupa’nın Kruvasan Kruvasan Tereyağlı Belçika Çikolatalı ünlü lezzetinlerinden Kod No. 4298422 Kod No. 4298420 La Lorraine ürünlerinin ikramı damakları, kuruluşun başarılı profesyonelleri de hotel ve pastahane yöneticilerinin gönüllerini fethetti. 65 gr. 80 Adet 30’ 170 ºC-190 ºC 15’-18’
Çörek Üzümlü
Çörek Fındık Kremalı
Kod No. 4298418
Kod No. 4298428
95 gr. 60 Adet 30’ 170 ºC-190 ºC 15’-18’
70 gr. 60 Adet 30’ 170 ºC-190 ºC 15’-18’
75 gr. 70 Adet 30’ 170 ºC-190 ºC 15’-18’
17
L
a Lorraine Antalya Anfaş Food Product Fuarında Turizm ve Gastronomi sektörün önde gelen şefleri tarafından kalitesi, lezzeti ve fiyatları açısından çok beğenildi. Manisa’daki fabrikanın bir an önce hizmete girmesi konusunda La Lorraine yöneticilerini teşvik eden yatırımcı, işletmeci, aşçı, pastacı gibi profesyoneller bu markanın ülkemiz yiyecek içecek dünyasına değer katacağında hem fikirler. Milliyet Lezzet Gazetesinin Şubat sayısında kapak konusu olan kuruluşun standını ziyaret eden yayın yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’a, La Lorraine Türkiye Genel Müdürü Burak Deniz çok başarılı bir fuar geçiren La Lorraine’in, sektörde benzeri olmayan, gerektiğinde her gün sevkiyat yapabilme kapasitesine sahip güçlü donuk lojistik ağı, eğitimli ve donanımlı satış ve satış sonrası destek ekibi, master şefi ve eşşiz ürün portfoyü ile 2016 Turizm sezonuna tam anlamıyla hazır olduğunu belirtti. “ Antalya ve diğer sahil bölgelerinde de tıpkı Istanbul, Bursa,
izmir de olduğu gibi her geçen gün yeni ve seckin hotel, pastahane, cafe ve restourantları müşteri portföyümüze katıyoruz “ diyen Deniz, müşteri ve tüketicilerin beğenisini kazanan ürünleri ve kaliteli ürün portföyleri sayesinde kısa bir süre içerisinde çok iyi bir başarı elde ederek ve hızla büyümeye devam ettiklerini vurguladı. Dağıtım ve satış organizasyonlarının bulunduğu İstanbul, Antalya, İzmir , Bursa ya ek olarak kısa süre içerisinde Ankara ve Adana illerinde de operasyonlarının başlayacağını
ifade etti. La Lorraine Standını ziyaret edenler arasında Antalya ve çevre illerden gelen 5 yıldızlı
otellerin executive şefleri ile pastane, fırın, cafe ve restourant zincirlerinin sahipleri ve satın alma müdürleri vardı. Ayrıca stand da La Lorraine in İzmir, Antalya ve İstanbul illeri distribütörü Mete Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Mete ve Karsan Gn.Md. Suat Atalay ile Bursa distribütörü Zafer Erker de bulundular ve ziyaretçilerin sorularını cevapladılar..
Balkanlardaki Osmanlı Lezzetleri
‘AVLİYA BOŞNAK MUTFAĞI’
İ
stanbul'daki Lezzetseverlerin son yıllarda gözdesi haline gelen balkan börekçi, tatlıcı ve lokantalarının en muhteşemi ‘’Avliya Boşnak Mutfağı’nda " Bosna ve Sancak bölgesine ait özgün lezzetleri sakin ve sıcak bir ortamda tadabilirsiniz. Yıldırımbosnaspor’un eski yöneticilerinden, kendisi ve eşi Boşnak olan Ercan Gül, mekandaki lezzetler için birçok araştırma yaptıklarını, Boşnak ustalar getirerek, buradaki ustalarını börek, cevabi (Boşnak köftesi) ve diğer yemekler konusunda eğittiğini belirtti. Toplam 150 kişilik Avliya Boşnak Mutfağı’nın sıcak bir atmosferi var. Sloganını ‘’Sarajevo İstanbul’da’’ olarak belirleyen restoran, Bayrampaşalılara Bosna ve Sancak bölgesinin lezzetlerini; Sabah 07.00’den gece 23.00’e kadar sunabiliyor, bamyalı ve sebzeli meşhur begova çorbası, sarajeska çorbası, kömür ateşinde sac altında pişen ku-
Bosna-Sancak Derneği Bşk.Yrd. Ercan Gül ve eşi Emel Gül’ün “ Sarayeva İstanbul’da “ sloganıyla Bayrampaşa’da açtıkları Avliya Boşnak Mutfağı’nda kendinizi, evlad-ı fatihanlar diyarı Bosna’da hissetmeniz mümkün. zu çevirme, Bosna’nın meşhur cevabi ve plejkavicça köfteleri, kuru etli fasulye, soğan dolma, muçkalica (sebzeli et) gibi lezzetleri mutlaka tadılması gereken lezzetler arasında. İsteyenler için sabahları, içerisinde pişi, börek, soka, kuru et, kuru sucuk gibi türlerin bulunduğu özel serpme kahvaltı da hazırlanıyor. Avliya’nın menüsünde günlük olarak açılan börekler, taze taze servis ediliyor. Balıkesir, Afyon ve kısmen deTrakya yöresinde temin edilen etleri ustalarının maharetli elleriyle doyumsuz tatlara dönüştürüyor. Etlerin lezzeti, baharatların uyumu ve sunumuyla iddialı olan restoranda, çok yüksek rakamlar ödemeden özel lezzetler alıp, keyifli vakit geçirebilirsiniz. Adresi ve web sitesi (Kocatepe Mah. Avasköyü Yolu NO: 83/A (Adapark Lunaparkı Karşısı) Tel: 02124373797 www.avliyabosnakmutfagi. com.tr) olan AVLİYA restoranı ve lezzetlerini özellikle tavsiye ederiz.
Lezzet markaları
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
Gaziantepli Kardeşlerin Bursa aşkından doğan Türkiyenin en sevilen İSKENDER ZİNCİRİ oldu
Bursa’da, Bursa Kebabı olarak adlandırılan, dünyanın en lezzetli yemeği İSKENDER’i Ülkemize ve Avrupaya BURSA KEBAP EVİ tanıtıyor ve yayıyor! Cem ve Caner Helvacı kardeşler, oluşturdukları “Lezzet ve Kalite Standartından” ödün vermeden BURSA KEBAP EVİ’ni, çok kısa bir sürede; Türkiyenin 30 ilinde, 63 şube ile “En Gözde Döner Restaurantı” yaptılar. Avrupaya 7 şubelik Master Franchise verdiler ve ilk BURSA KEBAP EVİ şubesini Almanya’nın SAAR-BRÜCKEN kentinde açtılar. Bu yılın hedefinde ise Körfez Ülkeleri var.
M
"BURSA KEBAP EVİ OLARAK YURT DIŞINDA YAPILANDIK
illiyet ve Lezzet Gazetemize, BURSA KEBAP EVİ yatırım ve işletme anlayışını aktaran Cem ve Caner Helvacı kardeşler: Gerçek İskender herkesin hakkı dedik ve bir şube konsepti geliştirerek yurdun dörtbir yanına yaydık. Özel tereyağımızdan közlenmiş özel domates soslarımıza, sebze ve meyvelerimize, tatlılarımızdan, içeceklerimize hepsinin Bursa’ya özgü olmasına ve Bursa'dan temin edilmesine özen gösterdik. Sos için Ar-Ge yaptık ve közlenmiş domatesle çözdük. Şu anda 30 ildeki şubelerimiz ile kısa sürede açılacak 7 şubemizde de aynı lezzeti yakaladık. Üretim standartımızı oturttuk. Kestane Şekeri, Kemalpaşa tatlısı, üzüm şırası Bursa’ya özgü gerçek lezzetlerimiz. Menümüze beyaz et, tavuk külbastı vardı, yanlarına "Beğendi" ekledik. Bilindiği gibi, "Beğendi" bir saray yemeğidir ve Bursa da eski Osmanlı başkentlerindendir.
Şube sayımızı yurt içinde 80 şubeye ulaştıracağız. Geçen yıl Almanya’ya master franchising verdik. AL-İS BURSA KEBAP HAUS GmbH olarak yurt dışında yapılandık, 2 yılda 7 şube açılacak. ilki Saar-brücken'de açıldı ve Markamız bir " Dünya Markası" oldu. Kuweyt, Katar, Dubai gibi körfez ülkelerinde adımızı ve lezzetimizi isteyen yatırımcı gruplarla görüşüyoruz. Biri üretici, diğeri kendi 7 restoranımızın işletmesini yapan 2 Şirketimiz var. Şirketlerimizin tüm cirosu 36 milyon lira, Franchising olan 55 şubenin cirosu 60 milyon lira civarında olup, daha önce belirttiğim gibi bayilerimize tedarik dışında, personel eğitimi ve temini konusunda da destek veriyoruz. Genelde Franchise'lerimizi AVM'lere veriyoruz. Oraları daha güvenli, daha temiz ve bakımlı buluyoruz. İnsanların tercih imkanları daha geniş, yazın serin kışın sıcak, çocuklarının eğlenebileceği, tüm ihtiyaçlarını birarada bulabilecekleri yerler gündemde. Ayrıca biz en kaliteli malzeme ve işçilikle Türkiyenin " En Gözde Döner Lokantası" olarak kendimize güveniyor, rekabet ortamlarında ciromuzu arttırıyoruz. Sahada gezen 13 kişilik ekibimiz, gizli müşteri denetimi yapıyor, yaşanan sıkıntıları anında giderebiliyoruz.
BURSA KEBAP EVİ, YENİ GİRİŞİMCİLER VE YATIRIMCI BAYİLERLE BÜYÜYOR Bu ve önümüzdeki yıl için öncelikli hedefimiz yurt içinde 80 şubeye ulaşmak. Girişimci gençlere ve genç emeklilere çok zevkli ve eğlenceli bir iş konsepti sunuyoruz. Onlara, " Personel temini, ürün temini ve standartların korunması gibi sorunlarla uğraşmadan; Restoran İşletmeciliğinin tadını çıkarabilirsiniz " diyoruz. Hayallerindeki işi kuracak olanlara verdiğimiz destek ve hizmetleri de sıralayacak olursak: Öncelikle her aşamada BURSA KEBAP EVİ markasının gücü ve desteği yanlarında olacak. Koşulsuz personel desteği ve kolay yönetim eğitimi BURSA KEBAP EVİ tarafından verilecek. Tedarik zinciri yine BURSA KEBAP EVİ tarafından standart ürünlerle sorunsuz lojistik hizmetiyle sağlanacak. BURSA KEBAP EVİ yeni yatırımcılarına 60 gün sermaye desteği de veriyor. BURSA KEBAP EVİ'nin merkezi, tüm yatırımcıları ile verimli iletişim içinde oluyor. BURSA KEBAP EVİ, operasyon ekibi ile gerçek yönetişim örneği sergiliyor. BURSA KEBAP EVİ yatırımcılarına Yüksek Kar Marjı sağlıyor. BURSA KEBAP EVİ yatırımcılarına ait mekanların dekorasyon sürecinde, gerçek bir "Bayii Dostu" gibi davranıyor. Helal Sertifikalı ürünleri ile, Sivil Toplum Kuruluşlarının takdirini kazanan BURSA KEBAP EVİ "Gerçek İskender Herkesin Hakkı" düşüncesiyle hareket ediyor ve yeni bayiler bekliyor.
BURSA KEBAP EVİ'NİN BAŞARI HİKAYESİ Çok değil 6 yıl önce, 2 si kendimize ait olan, 3 Şubeli BURSA KEBAP EVİ’nin Mar-
kasını satın aldık. Bizler aslen Gazi Antepliyiz, eğitimimiz, dünya görüşümüz, fikirlerimiz ve çalışma azmimizle bu sürede, Ülkenin hemen her köşesinde 63 şubeli bir “Döner Restoran Zinciri” kurmayı başardık. 2017 Hedeflerimizi: Avrupa ve Orta doğu dahil 80 şube olarak belirledik. Halen Marka çatımız altında 1100 kişi istihdam edilmektedir. Ben, BURSA KEBAP EVİ Y. K. Başkanı Cem Helvacı olarak, geçmişte pek çok ünlü marka yiyecek içecek işletmesi ile çalıştım. 16 yıl deneyimli bir Lezzet Profesyoneliyim. Kardeşim Caner Helvacı'nın İktisat eğitimini tamamlamasının ardından franchise'ni yaptığımız bu markayı aldık. Caner hesap adamı, ben'de eylem adamı olarak güçlerimizi birleştirdik ve bitmek üzere olan bu markayı kanatlandırdık.
BURSA KEBAP EVİ ÜRETİM KADAR EĞİTİME'DE ÖNEM VERMEKTEDİR. "Bizim için üretim kadar eğitim'de önemlidir " dedik ve 2011 Aralık ayında Esenyurt’ta 1200 M2'lik yeni hizmet binamıza geçtik, burada üretim, lojistik ve eğitim birimleri oluşturduk. “Franchising" alanlar, genellikle meslek dışı insanlar oluyordu. Bu sebeple şubelerimiz için eğitimli, usta ekipler yetiştirmek gerekiyordu. Bu bilinçle hareket etmemiz sistemimizi geliştirdi, müşteri memnuniyetini arttırdı. Ürünlerin yarı pişmiş veya donmuş olarak hazırlanması çok önemli bir süreç. Bunun için de altyapımızı güçlendirdik, BKE Akademi’yi kurduk. Büyümemiz bu sayede akılcı, sağlıklı ve hızlı olabildi.
BURSA KEBAP EVİ'NİN MENÜSÜ KALABALIK DEĞİL, AMA ETKİN Menümüz 4 Kategoriden oluşuyor. Efsane bölümünde: Bursa Kebabı ( İskender ), Muhteşem Bursa, Dürüm Döner, Porsiyon Döner, Tombik Döner, Pilav Üstü Döner var. Tadımlıklarda: Bursa Köy Kahvaltısı, Çocuk Menüsü, Ezo Gelin Çorbası, Hayal Salatası, Köz Patlıcan, Patates Kızatrması ve Pilav var. Aperatiflerde: Beğendili Tavuk, İnegöl Köfte, Pideli Tavuk var.Tatlılarda: Bursa Kaymağı, Kemalpaşa Peynir Tatlısı, Kestane Şekeri, Künefe ve Uludağ Tatlısı var. Ayrıca Bursa'dan temin edilen yöresel ürün satışlarımızda mevcut. Şubelerimizin başarısı bizleri daha da iyi şeyler yapmaya, onlara daha çok kazandırmaya yönlendiriyor. Bu yılda yeni hamlelerle hem bayilerimizi, hem de Lezzetsever halkımızı mutlu edeceğiz. Şubelerimizin çokluğu dolayısıyla, yerlerini öğrenmek isteyen okurlarınızı lütfen; WEB sayfamıza bakmalarını rica ederiz. Değerli gazetenize BURSA KEBAP EVİ kuruluşumuza gösterdiği ilği ile halkımıza ve bayilerimize düşüncelerimizi iletme şansı tanıdığı için teşekkür ederiz. Biz'de Milliyet Ve Lezzet Gazetesi olarak gururla yayınladığımız örnek başarı hikayesi için Cem ve Caner Helvacıya teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
DÜNYANIN ÖNDE GELEN ULUSLARARASI OTEL ZİNCİRLERİNDEN
sektörde fark yaratıyor
Başyazı
Özlem MEKİK
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
ÖZEL SOFRALARIN SİHİRLİ SUNUMLARI
B
u ay, sofra sanatının önemine değinmek istedim. Aslında bu kararıma vesile olan, Kütahya Porselen’in, 19-21 Şubat tarihlerinde NG Afyon Otel’de düzenlenen, 3.Gastronomi Günleri programında tanıttığı, 2016 kreasyonu oldu. Damak zevki kadar göz zevkinin de önemli olduğu gastronomide, bildiğiniz gibi, porselen ürünler sofra sunumunun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. 3. Gastronomi Günleri, Türkiye’nin dört bir yanından Afyon’a gelen, dünyaca ünlü otellerin genel koordinatörleri, genel müdürleri, F&B müdürleri, ünlü şeflerin katılımı ile gerçekleşti. Bu buluşma, sektöre farklı bir perspektif kazandırdı. Program, 3.Gastronomi Günleri Programı, 20 Şubat Cumartesi günü, Kütahya Porselen Genel Müdürü sayın Rüştü Düver’in, ülkemizde yaşanan terör olaylarından kaynaklanan kötü atmosferin bir an önce son bulmasını ümit ettiğini belirttiği açılış konuşması ile başladı. Terörden en çok etkilenen sektörlerden birinin de turizm olduğunu ifade eden Düver, sektör çalışanlarının değerlendirmelerinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. Gerçekten de, sofra sanatının ve bu sanatı icra ederken kullanılan ürün ve materyallerin önemli olduğunu düşünen biri olarak, bu tarz etkinliklerin, vizyon ve gelişim açısından çok yararlı olduğu kanısındayım. Sofranızda sunduğunuz lezzetler kadar önemli, nasıl sunduğunuz. Sunumunuzu ne şeklide yaptığınız ve bu sunum esnasında ne kullandığınız belirliyor maharetinizi ve zevkinizi. Elbette bu yüzden porselen ürünler, sofranızda zerafetin ve özenin birer temsilcisi. 3. Gastronomi Günleri sunumu, ünlü ve benim için çok değerli Executive Chef Rafet İnce’nin sunumu ile devam etti. Kütahya Porselen’in 2016 yılı renkli fine dining ürünlerini görünce gurur duyduğunu belirten Rafet İnce, katılımcılara display sunumları ile görsel şölen yaşattı. Rafet İnce, Türkiye’nin en iyi şeflerinden biri. Hem profesyonelliği ile, hem de kendisini her gün yenileyen profili ile özellikle bu işi yapmaya karar veren gençlerin örnek alması gereken isimlerden biri. Aynı zamanda, yurtdışında gösterdiği başarılar ile, ülkemiz için çok önemli bir değer. Gastronomi Günleri’nin bir diğer konuğu ise Türkiye’nin Et Profesörü Günaydın Et ve Restaurantlar Grubu Başkanı Cüneyt Asan idi. Et hakkındaki bütün incelikleri anlatan Asan, eğlenceli sunumuyla keyifli dakikalar yaşattı. Ahşap üstü bistro porselenler, yeni reaktif ve renkli sırlı alümina esaslı kreasyonlar, mermer görünümlü tasarımlar, craft efektli seriler ve mat uygulamaların bulunduğu yepyeni gastronomi ürünleri ile fark yaratan Kütahya Porselen’in yeni koleksiyonları fine dining sektörüne hitap ediyor ve gerçekten çok şık. Çok keyifli bir etkinlikti, ancak, bundan çok daha fazlası var aslında. Bu tarz etkinlikler, ülkemizde gastronomi adına yapılan yatırımları, atılan güçlü ve sağlam adımları, dünyaya açılan penceremizin birer göstergesi ve bu inanın çok gurur verici. Özellikle değerli şefimiz sihirli elleriyle Rafet İnce’nin sunumu ile gurur duyduğumu bilmenizi isterim. Bu sektöre gönül vermiş biri olarak, bu tarz buluşma ve etkinlerin sayısının daha fazla artmasını diliyorum. Değerlerimizden sihirli ellerimizden daha çok öğreneceklerimiz var. Uzun soluklu sofralarınıza sihirli ellerin dokunması dileğiyle, sağlıcakla kalın.
A
hmet Bey, öncelikle hemen sizi kısaca tanıyarak başlamak isterim. Biraz kendinizden ve turizm serüveninizden bahseder misiniz? Özlem Hanım öncelikle otelimize olan ilginizden dolayı çok teşekkür ederim. Kısaca kendimden bahsetmem gerekirse; ben turizmci bir aileden geliyorum ve ailemden esinlenerek uzun yıllar önce turizm sektörünü tercih ettim. İstanbul’da bulunan Türkiye’nin ilk otelcilik okulundan mezun olduktan sonra eğitimime Londra’da devam ettim. Uzun yıllar boyunca Sheraton Otel Grubu’nun Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde çalıştım ve bu dönemde; Münih, Londra, Paris, Brüksel, Libreville Gabon, Dubai ve Abu Dabi otellerinde görev aldım. Sheraton Otelleri’nden sonra Abu Dhabi National Hotels’ın Genel Müdürlüğü’ne beş yıldızlı otellerden ayrı olarak yeni catering bölümü oluşturmak üzere atandım. Departmanı kurduktan sonra burada 19 sene çalışarak 86 farklı lokasyonda 6 bin 500 personele günlük 90 bin öğün yemek veren büyüklüğe ulaştırdım. Son altı senedir Rotana Otelleri’nde Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki farklı otellerinde genel müdür olarak görev yaptım ve son bir senedir İstanbul’da görev yapmaktayım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Dünyanın en önemli otel zincirlerinden biri olan, Rotana’nın ülkemizde açmış olduğu ilk otellerinin başında olmak, heyecan verici olmalı. Rotana, turizm sektörü ile ilgilenenler için tanıdık olsa da, ülkemiz için yeni bir isim. Rotana’yı anlatır mısınız bizlere? Dünyanın önde gelen uluslararası otel zincirlerinden olan ve Orta Doğu, Afrika, Güney Asya, Doğu Avrupa’da hızla büyüyen Rotana, İstanbul’da iki otel, Dalga Residences by Rotana ve Vazo Residences by Rotana ile hizmet vermeye başladı. Türkiye’nin en uzun sahil şeridi, İstanbul Anadolu yakasının kalbi Maltepe’de yer alan otellerin açılışı ile birlikte 319 odayı daha portföyüne ekleyen Rotana, dünyadaki toplam oda sayısını 13 bin 679’a yükseltti. Şu anda 14 ülke ve 20 şehirde 70’in üzerinde otel işletiyoruz. Dünyada toplamda 13 bin 678 oda, 355 toplantı odası ve 250 restoranla, dünya genelinde 80 ülkeden 11 bin 784 çalışanla hizmet veriyoruz. Misafirlerimizin farklı beklentilerini karşılamak üzere markanın şemsiyesi altında Rotana Hotels & Resorts, Centro Hotels by Rotana, Rayhaan Hotels & Resorts by Rotana, Arjaan Hotel Apartments by Rotana ve The Residences by Rotana olmak üzere beş farklı marka bulunmaktadır. Rotana’nın en büyük özelliklerinden biri otel sahipleriyle kuvvetli ilişkiler kuruyor olmasıdır. Şuanda İstanbul’da bulunan otel ve rezidanslarımız Türkiye ve Orta Doğu’nun önde gelen gayrimenkul şirketlerinden olan ve her zaman farklı mimariler ile ses getiren DAP Yapı işbirliği ile devam etmektedir. Otelleriniz, metroya yürüme mesafesinde yer alıyor. Ayrıca, Bağdat Caddesi ile önemli iş, alışveriş ve eğlence merkezlerine de yakın konumda bulunuyor. Bu büyük bir avantaj. Otelleriniz başka hangi ayrıcalıklar ve avantajlar sunuyor konuklarına? Konuklarımız otele geldikleri ilk andan, ayrıldıkları son ana kadar dayalı döşeli daireleri ve 24 saat oda servisi ile kendilerini evlerinde hissediyorlar. Tüm otel suitlerimiz, konuklarımıza aidiyet hissi yaşatmak için şehir ve Adalar manzarası sunarken; şehrin koşuşturmasından uzaklaşmalarını sağlayacak bir ortam yaratıyor. Yüksek hızlı internet bağlantısı, LCD televizyonlar, tam donanımlı mutfaklar, nazik ve saygılı personel ve yüksek kaliteli eğlence ve dinlenme tesisleri bu otel suitlerin-
İstanbul Anadolu Yakası’nda Maltepe’de açılan “Burgu Arjaan by Rotana” ve “Tango Arjaan by Rotana” oteller , markanın Ortadoğu’da sunduğu konfor ve kal tel serv s anlayışını, gerek ş gerek tat l amaçlı gelen m saf rler ne sunuyor. Üstün h zmetler yle sektörde fark yaratan, pek çok ülkede 100’den fazla otel şleten Rotana, İstanbul otelc l k sektöründek d nam kler de değ şt recek
de yaşamı zevke dönüştürüyor. Odalarımızın içerisinde bulunan kitchenette (mikro dalga, ocak ve ilgili gereçler) ve kurutma özellikli çamaşır makinası kısa&uzun dönem konaklamalar ve özellikle aileler için konfor hissini artırmaktadır. Aynı zamanda, açık&kapalı havuz, çocuk kulübü ve fitness merkezi ile hizmet vermekte olan ‘’Bodylines’’ konumu itibariyle gün ışığı alan ferah yapısı sayesinde tüm misafirlerimiz tarafından beğeni toplamaktadır. Ülkemiz turizm anlamında son derece önemli ve çekici bir ülke. Sizin bakış açınız nedir? Ülkemizin turizm geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Yılda 37 milyon uluslararası turistin uğradığı Türkiye, dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında yer alıyor. TripAdvisor tarafından 2014 yılında dünyanın seyahat noktaları arasında 1. sırada gösterilen İstanbul’un, geçtiğimiz yıllarda turistler için hareketli bir turizm merkezi ve konferanslar için aranılan şehir olması, konaklama endüstrisinde İstanbul için yeni kapılar açılmasını sağladı. Fakat bildiğiniz üzere son zamanlarda ülkemizde yaşanan olumsuz olaylar sebebiyle turizm sektöründe bir duraklama söz konusu. Ülkemiz daha önce de bu süreçlerden geçmiş fakat tekrar normal seyrine geri dönmüştür. Ben inanıyorum ki bu süreç atlatılacak ve önümüzdeki aylarda otel dolulukları artacaktır. Otellerinizde helikopter pisti bulunuyor, ulaşımı kolaylaştıran başka hangi hizmetleriniz bulunuyor? Maltepe metro durağı otelimizin girişinde, yaklaşık 30 mt mesafede bulunmaktadır. Bu sebeple de Anadolu ve Avrupa yakası içerisinde Metrobüs, Marmaray ve deniz araçlarına erişim kolaylıkla sağlanabilmekte ve zaman tasarrufu sağlanmaktadır. Otellerimizin Anadolu yakasının modern ve hareketli mekanı olan Bağdat Caddesi’ne 10 dakika sürüş mesafesinde olması şahsi ve özel araçlar ile ulaşımı mümkün kılmaktadır. E-5, TEM otoyolları, Pendik Feribot Limanı, İzmit Körfez Geçiş Köprüsü ve Sabiha Gökçen Havalimanı’na 20 dakikalık mesafede olan lokasyonumuz ile iş sebebiyle seyahat eden misafirlerimiz için kolaylık sağlamaktadır. Bir konuk, neden “Burgu Arjaan by Rotana” ve “Tango Arjaan by Rotana” da konaklamalı? Neden sizin otellerinizi seçmeli? Otelimizde ilk defa konaklayan
Ahmet Ender Özgündoğdu
misafirlerimiz aldıkları hizmetten oldukça memnun kalmaları sebebiyle ikinci tercihlerinde de Rotana’yı seçiyorlar. Otellerimiz benzersiz mimariye sahipler. Örneğin; Burgu Arjaan by Rotana’nın 108 derece dönen mimarisi onu türünün tek örneği yapıyor. Konuklarımız sadece birinci sınıf hizmet almakla kalmıyor ayrıca İstanbul’un ve Dünya’nın ilk 108 derece eğimli otelinde kalmanın da ayrıcalığını yaşayarak her seferinde farklı bir deneyim yaşama şansına sahip oluyorlar. %70’e yakın oda envanteri sadece deniz yerine aynı zamanda adalar manzarasına sahip olduğundan eski İstanbul silüetini ve ruhunu konuklarmıza yaşatıyoruz. Gelelim en sevdiğim bölüme. Yiyecek ve içeçek hadisesine. Otelleriniz bu anlmada çok güçlü biliyorum, çünkü mutfağınız usta ellere emanet. Sevgili şef Rafet İnce ve ekibinin harikalar yarattığına şahit oldum. Grup olarak, yiyecek ve içecek hususunda en önem verdiğiniz konu nedir diye sorsam? Otellerin birbirinden farklılaşabilmesi için en önemli alanlardan biridir yiyecek ve içeçek konusu. Bu sebeple Rotana için en basit bir yemeğin bile önemi büyüktür. Örneğin bir sandviçin ekmeği, içinde kullanılan malzemeler ve sunumun kalitesinden bile bunu anlayabilirsiniz. Şuanda kullanılan en kaliteli yemek pişirme ekipmanları ve sistemleri uygulamaktayız. Otelimizin açılış öncesi döneminde şefimiz Rafet İnce ve ekibi uzun süren eğitim süreçlerinden geçerek Rotana mutfak standartlarını otelimizin mutfağına uyarladılar. Her departmanımızda olduğu gibi yiyecek ve içecek anlamında da standartlarımız bulunmaktadır. Mesela otelimizde yediğiniz bir yemeğin aynısını Afrika veya Orta Doğu’da bulunan herhangi bir Rotana otelinde aynı tad ve sunumla bulabilirsiniz. Güleryüzlü ve samimi personel Rotana’nın servis ilkesi… Ekibinizi nasıl motive ediyorsunuz? Rotana için misafir bağlılığı kadar personel bağlılığı da çok önemlidir. Bizim en büyük özelliklerimizden biri ise sürekli güleryüzlü ve samimi personel ile servis sunmaktır ve tabii bu da personel memnuniyetiyle doğru orantıdadır. Personelimiz ile yapılan sürekli toplantılar ile servis başarılarını ödüllendiriyoruz. Otelimizin bünyesinde bulunan eğitim departmanının desteği ile personelimizin devamlı kendisini geliştirmesine katkı sağlıyoruz.
Chef Rafet İnce
‘Değerli Anlar’ Rotana’nın verdiği sözdür… ● Bir sloganınız var mı? Hikayesini de paylaşır mısınız? Rotana zamanın ne kadar değerli olduğunu bilir ve otellerinde geçirilen zamanı ‘Değerli Anlar’ olarak görür. Bu Rotana’nın konuklarının tüm bireysel ihtiyaçlarını anlaması ve bu ihtiyaçlara cevap vermesi anlamına gelir. “Değerli Anlar” Rotana’nın verdiği sözdür. ● Elements All Day Dining’te her pazar harika bir brunch sunuyorsunuz? Aslında ben şahsen katıldım ve değerli şef dostum Rafet İnce’nin harikalar çıkardığın ı söyleyebilirim ama siz de brunch›tan biraz bahseder misiniz? Anadolu Yakası’nda ailesi ve sevdikleri ile birlikte güzel bir Pazar günü geçirmek isteyenlere tadı damaklarda kalacak bir alternatif sunuyoruz. “Eat. Sunday. Love.” konseptiyle sunulan brunch keyfimiz, hafta sonlarını benzersiz kılmayı vadediyor. Brunch için Elements All Day Dining Restaurant’ı tercih eden misafirlerimizi saat 11:00-15:00 arası canlı piyano performansı eşliğinde, zengin açık büfede yerel lezzetler ve uluslararası tatlar bekliyor. Minik misafirlerimiz de Flipper’s Kids Club’ta eğlenceli aktivitelere ve oyunlara katılma şansı buluyor. Otel bünyesinde bulunan açık ve kapalı havuzdan yararlanma imkanı da sağlayan iki farklı brunch paket seçeneğimiz bulunmakta. Görkemli bir brunch ve eğlenceli saatler için sunulan paketler şöyle : Açık büfe brunch, sınırsız alkolsüz içecek, mimoza kokteyl, açık ve kapalı havuz girişin i kapsayan paket; kişi başı 70 TL. Açık büfe brunch, sınırsız yerli alkollü içecek, açık ve kapalı havuz girişini kapsayan paket ise; kişi başı 140 TL. 12 yaş altı çocuklara ise ücretsiz servis sunuyoruz. ● Son olarak, eklemek istediğiniz bir şey var mı? Rotana’nın yıllara dayalı deneyimi ve başarısı ile Türkiye pazarına girmiş olması, İstanbul otelcilik sektöründeki dinamikleri değiştirmeye başladı diyebilirim. Türk misafirlerimizle Rotana kalitesini ve hizmetini buluşturduğumuz için mutlu ve gururluyuz. Kısa zamanda Hindistan, Pakistan, Maldivler, İran, Batı Afrika ve Avrupa gibi farklı lokasyonlarda açılacak otellerimiz ile misafirlerimize ayrıcalıklı yaşam alanları sunmaya devam edeceğiz.
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Göktürk'de MUTLULUK merkezi oldu
5
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
Kadınlar gününde Mutlu diyetleri Mutlu insanlarla, Sağlıklı paketleri Uzman Şeflerle birleştirdi
T
ürkiye’de ilk kez gurme yemek bloggerları bir araya gelip, Nü Happy Mutfak : Kişiye özel mutlu ve sağlıklı yaşam programı’nda ölçüldüler, kendi vücut analizi karnelerini aldılar ve diyet menüsü tadımı yaptılar. NÜ HAPPY MUTFAK diyet yapanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamayı amaç edinen, bunun için de kişiye özel destek programı ile sağlıklı ve mutlu yaşamı bir bütün olarak ele alan bir sistem. Amerika'da Houston Üniversitesi'nde Human NutritionandFoods "Beslenme ve Gıda" eğitimi alan ve Baylor College of Medicine'da araştırmacı olarak çalışan Göknel Dumanlı Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli görevlerde bulunduktan sonra yolu Sim Okay Yener ile kesişti. Ortak bir konseptbularak "Mutlu Diyet" programlarını hayata geçirdiler. Öncelikle uzmanlar, danışanlarla birebir görüşüp ihtiyacı ve hedefi belirliyor, ardından da destek programı hazırlıyorlar. Eve teslim sağlıklı beslenme paketlerinin yanı sıra, kilo kaybına yardımcı ve formda bir bedene kavuşmak için de son teknoloji kontur ve şekil verme, ödem attırıcı makineler, masaj,spor ile destekleme programı tamamlanıyor. Gurme yemek yazarları NüHappy Mutfak eve teslim diyet yemek paketlerinin tadım etkinliğinde buluştular. Oya Emerk organizasyonu ile Sibel Yalçın, Emel Yılmaz Akan, Dilek Yılmaz Durgüt,Selma Mollaoğlu, Zübeyde Saraçoğlu, Belgin Binici, Rabia Çalhan, SaynurÜlgez, Birgül Erdoğan,Fatoş Yağcı ve Başak Sake’den oluşan yemekyazarlarına tadım menüsü öncesinde NüDaySpa’dasistem hakkında bilgiler verildi. Programın parçası olan bölümlendirilmiş vücut analizi yapıldı. Yemek bloggerlarıNühappymutfak ekibin gurme diyet menüsünü tatmak üzere sofraya geçtiler.Menüde başlangıç olarak zerdeçallı kabak çorbası (115 kalori), avokadolu kinoa salata (100 gr 106 kalori),amaranth salata (100 gr 179 kalori),deniz mahsullü pazı bohça (269 Kalori),renkli biberli siyah pirinç pilavı (100 gr 140-150 kalori), probiotikcheesecake (porsiyon 82 Kalori) ikram edildi. Gurme yemek yazarları yemeklerin bu kadar leziz ve hafif olması konusunda fikir birliğine vardılar. İlk kez, tadım yaptıkları restoranda yemek yedikten sonra hafif ve sağlıklı yemek yedikleri için mutlu olduklarını belirten bloggerlardan Oya Emerk bloğunda duygularını böyle paylaştı:’’Harika bir grupla, harika bir ortamda harika bir zaman geçirdik. Çok sağlıklı ve yararlı bilgilerle, nefis gurme diyet yemekleri yedik... Ne mutlu bize " Nü Happy Mutfak" la tanıştık!’’
Kelebek Kadınlar K
adınlar günü kapsamında çok güzel hazırlanılmış keyifli www.begendimpaylastim. blogspot.com.tr blogunun sahibi Şerife Özbilek tarafından Ramada İstanbul Asia’da Kelebek Kadınlar konulu etkinliğe dahil oldum. Sevgili Şerife’ye sormadan edemedim tabii neden Kelebek Kadınlar? Bana şöyle güzel bir cevap verdi sizinle paylaşmadan geçmek istemedim. ‘’Kadın bir kelebek gibi bütün sevgiyi ve renkleri barındırır’’ dedi ve işte o an bir kez daha düşündüm ki gerçekten de öyle. Ramada İstanbul Asia Altunizade’de gerçekleşen bu güzel temalı etkinlik klasik Türk Köşklerinin mimarisinden esinlenerek modern bir bakış açısıyla bütünleşen eşsiz ve uyum-
lu bir butik otel. Yüksek standartlarda donatılmış 80 oda ve 10 bahçe odasıyla konuklarına seçkin bir köşkte konaklama deneyimi sunmakta. Hotel konaklama haricinde şirket toplantıları düğün ve özel günler organizasyonları içinde hizmet vermekte. Biz bu güzel etkinlikte çay saati büfesiyle oradaydık. Tuzlu ve tatlı kuru pasta konsepti oldukça başarılıydı. Bu güzel etkinliğe özel süpriz lazımdı. 6 kişilik profesyonel müzisyenlerden oluşan bir ekiple Ritimart gurubu canlı perfonmaslarıyla davetlilerime unutulmaz anlar yasattilar. Tabii bu kadar güzelliğe bendeniz de Tatlı uzmanı Kenton ile katıldım. Kenton ile çıktığım yolculuğu ve başarılı Tatlı uzmanı Kenton’un
tamamen Türk oluşumlu markamın bugünlere geliş başarısını anlatmadan geçemedim. O juvi Thalia Natural Beauty Barilla Odak Parfümeri Yamanlar Kuruyemiş Sunrino Hc Hair Care RevoxShapemaster Güzellik Merkezi Otacı Neutrogena Burock Mariposa Kokulu Taş Averzio Cook Hic Oliveoil Anavarza Bal Vissmate Pastel Kozmetik Sirin Partiler Hayalleriminilktelasi Ritim Art ve tabii ki benimde uzmanlığında olduğum değerli markam Kenton süpriz hediyelerini tüm katılımcılara sundu. Böylece güzel bir Dünya Kadınlar Gününü de keyifle ve hatırlanarak ve hatırlatarak geçirmiş olduk. Her daim sayıldığınız ve sevildiğiniz günleriniz olsun.
MUTLU ETLER
DURAĞI ‘KIRMIZI
BOĞAZIN EN KEYİFLİ NOKTASI GBARBEKÜ’
‘LACİVERT RESTAURANT’
Ö
zel zamanların klasiği Lacivert Restaurant, benim de çok sevdiğim mekanların başında geliyor. Geçtiğimiz hafta sonu yine brunch için bu muhteşem mekana düştü yolum ve sizlere de bu en sevdiğim mekanı tanıtmak istedim. Akdeniz Mutfağı’nın seçkin lezzetlerinin, İstanbul boğazının en romantik manzarasıyla birleştiği restaurant Lacivert,1999 yılından bu yana hizmet veriyor ve bir boğaz klasiği haline gelen bir mekan. Lacivert’in mutfağı, açıldığı ilk günden beri Executive Şef Hüseyin Ceylan’a ve ekibine emanet. Ve kesinlikle yaptıkları işin hakkını sonuna kadar veriyorlar.Türk mutfağını temel alan ve bir parçası olduğu Akdeniz mutfağından beslenen özgün bir tarzı var Lacivert mutfağının. Lacivert’teki brunch’ın en önemli özelliği, yumurtadan sucuğa, peynirden bala kadar sunulan tüm ürünlerin organik olması.Unuttuğumuz, tarif edemediğimiz, artık yapamadığımız yemeklerimiz, böreklerimiz, tatlılarımız en yeni çeşitleriyle Lacivert Brunch’da sofranıza geliyor. Anadolu mutfağının özgün lezzetlerinin en doğru tarifleriyle hazırlandığı ve yepyeni yörelerden seçilen özel lezzetler, Lacivert Brunch’ta sizleri lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu lezzetlerin en önemli özelliği her birinin ayrı ayrı organik sertifikaya sahip olması.
Yüzyıllar öncesinin geleneksel lezzetlerinin de çeşit çeşit şerbetlerle sunulduğu Lacivert Brunch Sofrasında en sevdiğim, geleneksel şerbetlerden limonata, nevruz ve demirhindi ve mevsime göre
eçenlerde www.didemcakes.blogspot. com blogunun sahibi sevgili Didem Kaya davetiyle rotamı Ataşehir Şerifali’ye çevirdim. İyiki vakit bulup gidebilme şansı bulmuşum. Değerli blogger dostlarım, ben daha mekana ulaşamadan yerlerini almış ve muhteşem lezzet karelerini görüntülemeye başlamışlardı. Ben resim çekimlerine başlamadan lezzetleri tatmaya geçtim diyebilirim. Uzun zamandır yemediğim kadar güzel bir köfte tattım diyebilirim.2009 yılında, Çanakkale’de bir üretim çiftliğinde başlayan bir hikayesi var “Kırmızı Barbekü”nün ve 2013 yılında, Şerifali’de açtıkları işletmeyle devam ediyor. Bir aile şirketi olan Kırmızı Barbekü’de sunulan tüm ürünler, Balıkesir Biga Gönen’de bulunan kendi çiftliklerinden geliyor. Şaşlık, küşleme, madalyon, dana steak leblebi, salık, otlu antrikot, mühürlü biftek, lokum, köfte ve sucuk olarak satışa sunulan bu leziz etleri güvenle ve soru işaretsiz bir şekilde alabilir, tüketebilirsiniz. Tabii bu güzel lezzetlere başlangıç olarak çorba, güveçte mantar, güveçte yoğurt, patates tava’da eşlik ediyor. Kırmızı Barbekü, aynı zamanda, hafta içi ve hafta sonu köy usulü şahane serpme kahvaltı yapabileceğiniz mekanlardan biri olma özelliğine de sahip. Organik ev yapımı reçeller Çanakkale’den, zeytin, ceviz, nane, kekik gibi mevsiminde hazırlanan daha bir çok çeşit reçel ile zengin kahvaltı çeşidi sunuyor. “Helal Kesim” et ürünleri sunan mekan, en kısa zamanda yeni şubelerini açmaya hazırlanıyor.
frenk inciri ve kuşburnu ile sunuluyor olması. Bahar aylarına göz kırptığımız şu günlerde, rotanızı Lacivert’e çevirmenizi, eşsiz manzarası ve muhteşem lezzetleri ile tanışmanızı tavsiye ediyorum.
Yılların deneyimi PASTA SANATI Akademi kurarak Merhaba dedi N
e güzel ve özel bir kelimedir ‘’Merhaba’’ Kimi dille göre ‘’oturun, rahat edin ‘’ kime dile göre ‘’ benden size zarar gelmez’’ hangi dilde olursa olsun ne samimi bir kelimedir ‘’Merhaba’’Hangi dilde olursa olsun size Merhaba diye karşılar sıcak ve samimi Merhaba Pastaneleri. İstanbul›un sevilen ve yılların lezzetlerini barındıran pastanelerinden olan Merhaba Pastanesi İstanbul’da bir çok bölgede ve merkezlerde bulunan şubeleriyle lezzet severlere hizmet etmeye devam ediyor. 1930 yılında Teyfik Sekizkardeş tarafından kuruldu Lezzet serüvenleri Lokum ve Şeker üretimi ile başladı. 1950 yılında Şefik Sekiskardeş tarafından Baklava ve Pasta Sektörüne ilk adımı attı. 1981 yılında Merhaba Pastanesi Bakırköy’de açıldı. Hızlı ve emin adımlarla 1986 Merter’de ikinci şube açıldı. Merhaba ismini taşıyan üçüncü şube ise Başakşehir’de can buldu. 2000lere geldiğinde dördüncü kuşak olan Merhaba Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Sekizkardeş tarafından sektöre yepyeni bir boyut katarak yılların birikimlerini Merhaba Gıda çatısı altında “ Pasta Sanatı” markasını oluşturarak tatlı kaçamaklar olak bilinen yirmi dört çeşit ekleri ve birbirinden lezzetli macaron çeşitleri ile hizmet vermeye devam etmektedir. 2015 yılında tecrübe ve birikimlerini, pasta severlere eğitim de verebilmek amacıyla Pasta Sanatı Akademi’yi kurmuşdular. MEB onaylı Serti-
Lezzet Noktası
ASHANA...
u kez sizleri, İstanbul’da, Karadeniz’in kendine has özel lezzetlerini en iyi yiyebileceğiniz bir mekanla tanıştırmak istiyorum. Ashana İspir Kurufasulyecisi. 2012 yılında Çengelköy’de hizmet vermeye başlayan mekan, 2.şubesini 2015 yılında Erenköy’de açtı. Şu anda İstanbul›un incisi olan Çengelköy r. ve Erenköy şubelerinde hizmete devam ediyo Ashana İspir Kurufasulyecisi, sipariş verdiğiniz her tabakta bir avuç sevgi ve Karad eniz mutfağının sihirli tatlarını bulabileceğiniz, özellikle, mutfakların sultanı, vazgeçilmez damak tadı kuru fasülyesine doyamayacağınız özel bir mekan. Kısa sürede marka haline gelen Ashana İspir Kurufasülyecisi, kuru fasülye denildiğinde ilk akla gelen restoranların başında geliyor. Yüksek yaylalarda organik tarımla yetiştirilen kuru fasülyeyi işleyerek mükemmel bir tat haline getirilen ve bu yüzden tercih nedeni olan Ashana İspir Kurufasülyecisi, Türk mutfağının eşsiz tatlarını kalite ve müşteri memnuniyetinden ödün vermeden 2010’dan beri konuklarına sunuyor. Ana yemek, Erzurum’da yetişen özenle seçilmiş İspir fasulyesi, ama, Karadeniz mutfağının en özel lezzetlerini de bulabilirsiniz. Kaliteli servis anlayışı ve güler yüzlü çalışanları ile Çengelköy ve Erenköy şubelerinden birine mutlaka uğrayın ve bu muhteşem lezzetlerin tadına bakın derim.
B fika programıyla sektöre nitelikli pasta şefleri yetiştirmeyi amaçlayan PSA akademi, pastacılığı mesleğe dönüştürmek isteyenleri,kendi işletmelerini profesyonel bir şef bilinciyle yönetmek isteyenlere uluslar arası pastacılık ilkeleri doğrultusunda eğitimler vermekte. Uzun dönemli eğitimleri kadar günlük programları ile de hobi amaçlı eğitimleri ile de hizmet vermektedirler. Bendeniz de geçenlerde sevgili şef dostum Elif Çıtak ‘ın başında olduğu Pasta Sanatı Akademide özel hazırlanılmış bir etkinliğe davet edildim. Tabii bu güzel daveti yapan kişi arenandfamily. blogspot.com.tr blogunun sahibi Funda Aydeniz idi. Pasta Sanatı Akademinin uygulama sınıfında öyle güzel açık büfe kahvaltı ile karşılandık.. Şahsen sunulan lezzetler karşısında durmak bilme-
dik diyebilirim... Türkiye’nin önde gelen kurumsal şirketlerinde ilk bayan demonstrasyon şefi olak uzun yıllar görev alan, başarılı bir Pasta şefi olan Elif Çıtak Türkiye Aşçılar Federasyonu üyesi olarak Yurt dışında Aşçılık ve Pastacılık Yarışmalarında ülkemizi 20 kategori de temsil ederek madalyalalar dönen, yurt içinde de ise bir çok organizasyonda jürilik görevini üstlenen sevgili Elif Çıtak Pasta Sanatı Akademi’nin Koordinatör Şefliğini üstlenirken, Sektörümüzün çok kıymetli değerli, duayen Şefi Niyazi Çapraz’da Onursal Şef olarak Pasta Sanatı Akademi de bilgi ve birikimlerini paylaşıyor. Sağlam ve tecrübeli kadro yapısı ile sektöre kalifiye profesyonel pastacı yetiştirmeyi amaç edinen Pasta Sanatı Akademi Sizleri bekliyor...
6
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet peşinde
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Kahveci Güzeli Kumda Kahve ANADOLU’daki ile ‘Kahve keyfini ikiye katla’ Gıda Firmalarını Dünyaya tanıttı! ANFAŞ FOOD PRODUCT
lezzetine lezzet kat
A
G
azetemiz'den M.Vasfi Pakman, Ali A.Yeliner ve Okan Karacan'ın izlediği; Türkiye'nin En Kapsamlı Gıda ve İçecek Fuarı geçtiğimiz ay Antalya'da yapıldı! 26 Ülkeden Alım Heyetini ağırlayan Anfaş Gıda Sanayii ve Yiyecek İçecek Sektör profesyonellerinin büyük ilgisini gördü.
rmoni Park’ın rekortmen kahvecisi diye duyduk hemen ziyarete gittik. Bizi osmanlı motifleri ile süslü binlerce bakır cezvenin sunulduğu bir stand arkasında gülümseyen iki güzel kadın karşıladı. Kahveci Güzeli Kumda Kahve’nin kurucusu Gazeteci Güven Özkan ile keyifli bir kahve sohbeti yaptık. Güven Özkan Armoni Park yönetiminin desteğini alarak bu işe başlamış. Geçen yılı yüz bin kahve satışı yaparak rekor kırmış. Milliyet Lezzet Gazetesi adına Neşe Berber Güven Özkan ile konuştu. ● Kahveci Güzeli Kumda Kahve’yi biraz anlatın bize gazetecilikten kahveciliğe geçiş nasıl oldu? Baktım hep yabancı kahve markaları var ve nereye gitsem Türk kahvesi bulamıyorum bir gün gördüğüm bir cezve seti beni bu işe girmeme neden oldu. Türkiye’de bulunan her çeşit kahve’yi yapıyoruz. Cezve takımını nereden bulurum diye araştırınca Bosna’da yapılıyormuş hemen aradım buldum. Türkiye’de cezve ile birlikte ilk defa biz servis yapmaya başladık. Bizim cezvelerden iki fincan kahve çıkıyor. Görüntüsü şık olduğu için ve Osmanlı’yı anımsattığı için herkes fotoğraf çekip paylaşıyor. Gençlere kahve içmeyi sevdirdik. Müşterilerimizin çoğunluğu 20-30 yaş aralığında. Binlerce paylaşım yapılıyor.
Kahvemiz kumda pişiyor, aynı anda otuz tane cezve girebiliyor. Kumda kahve’nin özelliği kuma gömülerek piştiği için, her yerinden eşit ısı alarak kıvamda pişmesi. Normal yumuşak içme suyunda kuma gömülerek pişirildiği için lezzet’e lezzet katıyoruz.
ELLİ YAŞINDAN SONRA KURSA GİTTİM Kosgeb projesi olarak 60 saat Kosgeb’in kursuna gittim. Bir proje yazdım, kurula katıldım alkışlarla kabul edildi projem. 27bin TL hibe aldım ve Kahveci Güzeli Kumda Kahve markasını kurdum. Hatta Kosgeb’in derslerinde benim projem örnek proje olarak gösterildi. En başarılı Kosgeb projesi olarak seçildim.
Her geçen yıl yükselen bir grafikle Anadolu, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerindeki Oteller, Restoranlar, Fast-Foodlar, Barlar, Kafeteryalar, Pastane Zincirleri, Süper Marketler, Gıda Toptancıları, Üniversiteler, Okul Kantinleri, Resmi Kurumlar, Hastaneler, Yurtlar, Orduevleri, Öğretmenevleri, Vilayetevleri , Hakimevleri, Yemek Fabrikaları ve
YÜZBİN TÜRK KAHVESİ SATTIK, BU BİR REKORDUR Projemizin isim hakkını aldık. Çünkü taklit ediyorlar hemen. Büyümeyi düşünmüyordum ama şimdi yeterli gelmiyor çok talep var. Günde 15002000 kişi kahve içmeye geliyor, 1000 kişide gelip geri dönüyor. Yüzbin Türk kahvesi sattık bu bir rekordur. Türk kahvesini piştikten 2 dakika
ARSLAN
ilkerarslan@lezzetgazetesi.com
BESLENMENİN AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞINDAKİ ÖNEMİ
B
KENDİ KAHVESİNİ KENDİ YAPIYOR GİBİ...
Ülke Standlarının yoğun katılımını sağlayan Food Product'un konuk ülkesi: Malezya oldu. Süper Marketleri tedarikçi Kuruluşlarla buluşturan fuar, METRO ve MİGROS gibi perakende devlerini biraraya getirmeyi başardı.
Dr.Dt. İlker
içinde ilk yudumu almak önemli, o lezzetini kaçırmış oluyorsunuz. Double içmek isteyenler içinde zaten çift fincan kahve çıkıyor. Bizim önemli noktamız bu kahveniz bitince doldurup içiyorsunuz. Kahveci güzeli standı yüz yıllık bir isim, bakır stand üstüne bunu yaptık. Kahveci Güzeli Kumda Kahve markasını tüm Türkiye’ye yaymayı düşünüyoruz.
Amacımız yabancı kahvelere karşı, Türk kahvesini herkese içirmek. Türk Kahvesi bir marka çıkaramamış, yabancı markalar Türkiye’ye girdikçe pazar payını önemli ölçüde ele geçirmiş. Toplumda erkekler genelde kahvehane kültürü olduğu için orada sosyalleşmişler, kadınlar evlerde olduğu içinde talep etmemişler. Son onbeş yıldır globalleşen dünya’da ihtiyaç doğmaya başlamış ve kafeler açılmaya başlanmış. Biz kendi markamızı yaratamamışız şimdi şimdi öne çıkmaya başladık. Kahve karlı bir iş, bire beş kazanılan bir ürün diyebilirim. Türk Kahvesini çok pahalıya satıyorlar, bu çok yanlış. Bizim sloganımız ‘Kahve keyfini ikiye katla’ hem fiyatı düşük hemde çift kahve ikram ediyoruz, hem de kumda piştiği için lezzeti harika. Keşke daha evvel gazeteciliği bıraksaydım. Gazeteciliği çok seviyorum ama bu işi yapmak çok daha keyifli keşke gazeteciliği daha önce bıraksaydım.
eslenme alışkanlığımızı değiştirerek Ağız ve Diş Sağlığımızı destekleyebiliriz. Son dönemde, beslenme alışkanlıklarının ruh ve beden sağlığı üzerindeki etkisi daha fark edilir hale gelmişken, Ağız ve Diş Sağlığının üzerindeki etkisini de dikkate almak gerekir. Peki daha sağlıklı Ağız ve Diş Yapısı için nelere dikkat etmeliyiz? Öncelikle, ara öğün sayısını azaltmalıyız Rafine karbonhidratlar, şeker, kek, kurabiye, jelibon gibi yiyeceklerden uzak durmalıyız. Tüketeceksek eğer, ana öğünlerle birlikte tüketmeliyiz. Ara öğünlerimizi daha diş dostu besinlerle yapmalıyız. Protein içeriği fazla olan besinleri tercih etmeliyiz. Asitli içecekler, hazır meyve suları, fazla limonlu içeceklerden uzak durmalıyız. İşte beslenmemizde yapacağımız ufak değişiklikler. ● Ara öğünlerimize, fosfor ve yağ içeriği ile dişi destekleyen yer fıstığı veya tam tahıllı, peynirli bir sandviç ekleyebiliriz. ● Yine fosfor içeriğinden ve ağızdaki zararlı bakterilerle savaşmasından ötürü kakao, kakaolu sütü beslenmemize ilave edebiliriz. ● Şekerli gıdalardan sonra eğer dişlerimizi fırçalayamıyorsak mekanik temizlik için yeşil elma, havuç tüketebiliriz. ● Muz ve kuru üzüm gibi yoğunlaştırılmış şeker içeriği fazla meyveler yerine; kavun, karpuz, elma gibi daha sulu meyveler tercih edebiliriz. ● Dişlerimizi fırçalayamadığımız zamanlarda sakız çiğneyebiliriz. Tatlı sakız yerine xylitollü sakız tercih edebiliriz. ● Su tüketimini arttırıp ve daha alkali besinler tüketebiliriz. ● Ağızdaki asit atağını dengelemek için öğünlerimize peynir ekleyebiliriz. Peynir, tükürük salgısını artıracak ve zararlı asitleri etkisizleştirmeye yardımcı olacaktır. ● Yapılan diyetlerde, yetersiz beslenmeden dolayı diş kaybı olacağından fosfor ve kalsiyum içeren diş dostu gıdalar tüketmeliyiz. Nedir bu diş dostu besinler; ● Peynir, yoğurt, kakao, yer fıstığı, yeşil elma, havuç, brokoli, yeşil çay.. Önemli noktalardan biri de, ara öğünlerden sonra mutlaka ağzın bol suyla çalkalanmasıdır. Bilinçli, düzenli ve doğru bir beslenmeyle Diş sağlığımızı kontrol altına alabiliriz.
İ stanbul Aşçılar Derneği
Ülkemiz Lezzetlerini Yurt içinde ve dışında temsile hazır !
Tüm Yiyecek İçecek Profesyonellerinin iş bağlantıları kurmak için öncelikle tercih ettikleri uluslararası ihtisas fuarı Anfaş FoodProduct, geçtiğimiz ay Antalya Expo Center'da büyük bir katılımla gerçekleşti.
Türkiye Lezzet Hareketi ve bir çok Gastronomik STK'nın üyeleri ve destekçileriyle güç verdiği fuar: Anadolu'da üretim yapan Gıda Sanayiinin yurdun diğer kentlerine ve dünyaya açılımında, marka ve imaj açısından faydası büyük oldu.
2016 İKA Dünya Aşçılar Olimpiyadlarına, merkezi Berlin’deki EUROTURK CHEFS CLUB ile katılmak için, bu derneğin yetkilileriyle görüşmelerini sürdüren İstanbul Aşçılar Derneği, ‘Birlikten güç doğar, lezzetlerimizi dünya tadar’ felsefesiyle çalışmalarına devam ediyor!
İ
stanbul Aşçılar Derneği Üyeleri Elit World Business Hotel’de düzenlenen kahvaltıda bir araya geldiler. İstanbul Aşçılar Derneği Başkanlığına seçilen Exec.Chef Fırat HOPİKOĞLU yaptığı konuşmada, dernek üyelerini bugüne kadar yaptıkları çalışma ve etkinlikler ile ilerideki projeler hakkında bilgilendirdi. 2016 yılı dernek çalışmaları programını açıkladı. Ünlü G u rme ve yemek eleştirmeni Lezzethan Haldun Z.Tü z el’de yaptığı konuşma ‘da organizasyonuna katılanlara yöresel, ulusal ve uluslararsı mutfaklar ile bu mutfaklarda sunulan yiyecek ve içeceklerle ilgili bilgiler verdi Dernek Gn. Sekreteri Adem Yılmaz Kahvaltı organizasyonunda konuklarla tek tek ilgilendi. Davete katılan Dernek üyelerine ve kıymetli dostlarına yönetim adına teşekkür etti. Wow Hotels Exec.Chefi ve Der-
nek Başkanı Fırat Hopikoğlu; “Buradan bu süreçte maddi ve manevi desteklerini bizden esirgemeyen siz değerli üyelerimize, gönülleri bizimle olup gelemeyen dostlarımıza, bizleri şereflendiren misafirlerimize, hayır dualarını bizden eksik etmeyen değerli büyüklerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum. Ayrıca bu organizasyonda bizlere kat-
kı ve destek olan ekol gıda, Albayrak gıda, Hopla şanti ve her zaman yanımız da olan Okumuş gıda, Karnaval gıda , Akmarin deniz ürünlerine, Bizlere kapılarını açan ELİTE WORLD Hotel yönetimine, değerli şef Kemal Sevil ile genel koordinatör Mithat Yalçınkaya ve çalışanlarına çok teşekkür ederiz.” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı. “ Aşçı camiasına bir notum var: Değer-
li arkadaşlar tüm federasyonlar bizimdir. Yurt içinde ve dışında tüm derneklerle birlikte etkinlikler düzenleyebilir ve katılabiliriz, İstanbul aşçılar derneği hiçbir zaman masada pazarlanacak bir dernek değildir. İstanbul aşçılar derneği bir gün bir federasyona girme kararı alırsa bu İstanbul Aşçılar Derneğ Yönetim Kurulu ve siz değerli üyelerimizin kararıyla olacaktır.
e
ği
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
LEZZETLERİ ŞİMDİ GÖKTÜRK’TE…
Başyazı Dr.Aydoğan SÜER
aydogansuer@lezzetgazetesi.com
Lezzet Sırrından Marka Yaratmak
M
Çiçek tasarımında
SON NOKTA!
TOMURCUK Hollanda gülleri üzerinde Kurumsal kimlik logolarını bir nakış gibi işleyen üretici firma Fransen Roses bir ilke daha imzasını attı. Güllerin en can alıcı ve vurucu özelliği ise bu değerli güllerin 21 gün tazeliğini koruyor olması. Kurumlarını böyle güzelliklerle ve günlerce kalıcılığını sağlamak isteyen firmalar ve kişiler bu güllere çok rağbet gösteriyor. Avrupada pek çok ünlü firma tarafından talep edilen bu güller Franses Rozen Hollanda De Lier Sera Bölgesi Songül Mıhçı, Türkiye ve Çevresi Temsilcisi Songül van Brakel tarafından tanıtılıyor. Van Brakel ; inanılmaz şekilde geri dönüşler alıyoruz artık bu ürünlerimiz Türkiye pazarına da girmektedir.Yapacağımız işbirlikleri ile ürünümüzün gereken yere bir an önce ulaşacağını umuyoruz.Kesinlikle 21 gün ürün garantisini de veriyoruz.Harika tasarımlarla çiçekte neler yapılabileciğini firmamız olarak göstereceğiz, dedi.
7
T
ürkiye’nin en yenilikçi fırını Backhaus, yeni şubesini İstanbul Göktürk’te açtı. Modern ve şık tasarımıyla Backhaus Göktürk şubesi, ekmeklerden pastalara, kuru pastalardan makaron ve yemek çeşitlerine kadar özenle hazırladığı bütün lezzetleri ile misafirlerini ağırlıyor. Cumhuriyet Caddesi’nde 3M Migros’un hemen yanında olan Backhaus Göktürk şubesinde, açılışa özel kampanya kapsamında al-git siparişlerde çay 1TL, sabah 10.00’a kadar kahve ise 5TL olarak satışa sunuluyor. Açılışından hemen sonra, Lezzet İşletmeleri & İş adamları Derneği üyesi ve kuruluşun Y.K.Bşk. Dr.Hilal Duruk, aralarında TLH Başkanı M.Vasfi Pakman, gazetemiz gn.koord. Ali.A.Yeliner ile bir grup basın mensubu ve lezzet bloğğerlarını kahvaltılı bir toplantıda ağırladı Backhaus Göktürk şubesi dışarıda ve içeride yer alan oturma alanları ile kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinin vazgeçilmez adresi oluyor. Backhaus Göktürk şubesinde özel bir sepet içerisinde sunulan glutensiz ürünlere önceden sipariş vermeden anında taptaze ulaşılabiliyor. Backhaus glütensiz çeşitlerinde Glutensiz Muffin Kek, Glutensiz Ekmekler, Glutensiz Browni Cevizli Dilim Pasta, Glutensiz Tuzlu Kuru Pasta, Glutensiz Tatlı Kuru Pasta, Glu-
tensiz Yaş Pasta bulunuyor. Huzurlu bir atmosfer yaratan Backhaus Göktürk şubesi, misafirlerine özel otopark alanı da sağlıyor. Backhaus, yulaflı, tahıllı, ekşi mayalı, çok tahıllı olmak üzere geniş ekmek seçenekleri, özel tasarımlı pastaları, iştah açan yemekleri ve geniş çeşitte glütensiz ürünleri ile lezzet yolculuğuna çıkarıyor.Her gün özenle ve taze olarak hazırlanan Backhaus spesiyallerine online sipariş seçeneği ile kolaylıkla ulaşılabiliyor. www.backhaus.com.tr adresinden verilen ilk siparişe % 20 in-
dirim yapılıyor. Web sitesinde özel tasarımlı kutlama pastalarından glütensiz ürünlere kadar bütün Backhaus lezzetlerinin siparişi verilebiliyor. Backhaus ürünlerinin kalitesinin, çeşitliliğinin ve eşsiz lezzetlerinin arkasında Almanya’da Backhaus’a destek veren 100’den fazla kişiden oluşan AR-GE ekibi ve dünyaca ünlü şefler bulunuyor. Backhaus, ürünlerini her gün taze üreterek tüm şubelerine aynı gün ulaştırıyor.
Güney Kore Mutfağı ve SEUL G
üney Kore’nin diElbette ülkenin zennamik, canlı, dügin, renkli mutfağı sadezenli başkenti; gece bu saydıklarımızdan zilecek yerlerinin güzelibaret değil. Güney Koliği ve muhteşem mutre Mutfağı denildiğinfağıyla lezzet gezginleride benim aklıma ilk önce ni kendine çekiyor. Tari“Kimchi, Galbi ve Shochi yapıları, huzurlu tapıhu” geliyor. Pul biber, sanakları, kafeleri, şık resrımsak, soğan, zencefil toranları ve farklı sokak ile lezzetlendirilen lahayiyecekleri ile Seul her na turşusu Kimçi Güney Chef gezgini şaşırtacak güzel Kore’de her sofrada mutSelin bir şehir. laka yer alıyor. EKİM Coğrafi olarak ülkeKore Barbeküsü –yamize çok uzak olsa da, ni Galbi- tam bir lezzet selinekin@lezzetgazet esi.com hepimizin yakından tanışöleni. Galbi restoranladığı Samsung, LG, Hyunrında masaların üzerindai gibi birçok markanın merkezi Seul’de de küçük bir barbekü oluyor. Birbirinbulunuyor. Son yıllarda tüm dünyada den lezzetli, çeşitli baharatlarla marine rüzgar gibi esen, ülkemizde de çok seviedilip ince dilimlenmiş etler pişirilmek len “Gangnam Style” şarkısı da yine bir üzere masaya getiriliyor. Yanında birçok G.Koreli şarkıcıya ait. Ben Güney Koreçeşit sebze, salata ve elbette yi pek çok yönden Japonya’ya benzetiKimchi oluyor. Etleri kenrim G. Kore’nin yüksek gelir seviyesi, dü- diniz pişirebiliyor ya da zenli ve güvenli şehir yaşamı ve mutfagarsondan sizin için ğı Japonya ile benzerlikler taşır. Çok sık yapmasını isteyebitüketilen pirinç, noodle, tofu ve sebzeliyorsunuz. Sholer bu benzerliği doğruluyor. Güney Kochu ise Güney re’de çok sevilen “Gimbap” görünüş olaKorenin rak sushi roll’lara çok benziyor ancak milli içeiçinde haşlanmış pirinçle birlikte çiğ balık yerine sebzeler, ıspanak ve jambon bulunuyor.
ceğidir. Pirinç, arpa ya da tatlı patatesten elde edilen, %45 civarında alkol içeren, tercihe göre sıcak ya da soğuk su ilave edilerek içilen kuvvetli bir içkidir. Et, sebze, balık ya da tofu ile yapılan güveç “Jjigae”, özel sosla tatlandırılan piliç şiş “Dakkochi”, karışık sebzeler ve yumurta içeren pirinç yemeği “Bibimbap” mutlaka denenmesi gereken yemeklerdir. Kışları oldukça serin olan Seul’e bahar ve yaz aylarında yapılacak geziler çok daha keyifli olacaktır. Türk Hava Yolları Seul’e direk uçuyor ve ülke Türk vatandaşları için vize istemiyor. Güney Kore para birimi “Won”dur ve yerel saat Türkiye’den 6 saat ileridedir. Seul’de Galbi ve yerel yemekleri denemeniz için önereceğim birkaç restoran: Byeokje Galbi - www.ibjgalbi.com Maple Tree House www.mapletreehouse.co.kr Hadongkwan www. hadongkwan.com Masizzim www. masizzim.co.kr
armaris Büfe’de oturup bir tost yememiş olan var mıdır? 1964 yılında kurulan işletme, “İsimler taklit edilir, lezzetler asla” diyor (Belki de, sonradan yanından ayrılan ortaklarına sesleniyor). Benim favorim, kendi buluşları olan biftekli kaşarlı tost. Bir de yine onlara has, “Leyla” var. İnternet sitelerine, bu lezzetler için “Marmaris Büfe buluşudur” yazmışlar. Yani bir markadan beklenen, buluşçuluk özelliğini burada görebilirsiniz. Franchising verip memlekete yayılma becerileri de var. Şimdi, “Aydoğan niye bunu anlatıyor, yeni bir büfe açtı da onu mu tanıtacak” diye düşünmeyin. Müşterisi olmak dışında, hiçbir bağım olmayan Türk tipi bir fast food zinciri ama marka olmanın öneminden bahsetmek için iştah açan bir başlangıç olabilir diye düşünüyorum. Peki, nedir herhangi bir ürün ile markalı ürünün farkı? Bunun için uzun uzun konuşabiliriz. Bazıları da marka yaratma işini zorlu bir süreç olarak görüp karşı çıkacaktır kuşkusuz. Ben kendini bu işe adamış biri olarak, markanın geleceğe yatırım olduğunu düşünüyorum. Öyle bir yapı kurarsınız ki, hem bir ürünün üzerine kendi imzanızı koyup değer katarsınız hem de yaptığınız yatırımlar sayesinde gelecekte de iş hayatında olmayı garanti edersiniz. Bu anlamda diyebilirim ki, ticaretin içinde yer alıp da elinde bir ürün olan herkes bugün satış yapabilir ama sadece bir marka, yarın da satış yapabilir. Sürekli marka olmak deyip duruyoruz da bir marka oluşturmak öyle kolay değil. Bunun tescili, logosu, tanıtımı, ürünleri sevdirmesi, müşteri ilişkilerini yönetmesi, şikayetleri çözmesi, bayi ağı kurması, garanti vermesi, satışlar düşünce promosyon yapması ve rakipleri iyi okuması var. Strateji geliştirmek, yeni pazarlar yaratmak, ekip kurmak, eğitmek, motivasyon falan derken, bu basbayağı bir iş. Oysa bizim bakış açımız dönemsel ve kısa vadede karlılık odaklı. İlk etapta karnımızı ya da gözümüzü doyurma aşamasındayız. Bir işe niyetlenmemiz için, onun gayrimenkulden daha fazla kazandıracağına ikna olmamız gerekiyor. Yani marka yaratmaya soyunmamızın sebebi, onun para getireceğine inanmamızdır. Bir şeyin para getirip getirmediğinden emin olabilmemiz için onun bir değeri olması gerekir. Ve bu değerin nereden nereye gittiğini anlayabilmek için de bir ölçüm sistemine ihtiyacımız var. Bu nedenle bugün markaların değerini ortaya koyabilmek için üretilmiş birçok farklı hesaplama yöntemi mevcut. GÖZLE GÖRÜLMEYEN HAZİNELER Günümüzde pek çok firmanın ciroları ile piyasa değerleri birbirinden farklıdır. Bir şirketin ve sahip olduğu markaların değerini belirlemek ve bunu muhasebeleştirebilmek oldukça karmaşık hesaplamalar içerir. Çünkü marka değerinin arkasında pek çok soyut kavram bulunmaktadır. Örneğin bir şirketin kurumsallık seviyesi, alanında kalifiye çalışanları, bu kalifikasyon için çalışanlara aldırılan eğitimler, o şirketi saygın algılamamızı ve müşterisi olmamızı sağlayan önemli faktörlerdir. Firmaların sahip olduğu soyut değerler bunlarla sınırlı değildir. “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” atasözünün iş dünyasındaki karşılığı rekabette çok belirgindir. İş yapma biçimleri, yılların birikimiyle oluşan tedarikçi ağı ve ilişkileri, bayi ağı, şirketin sahip olduğu patentler ve markalar… Sadece sizin sunduğunuz bir lezzetin, sır gibi saklanan tarifini muhasebeleştirmenin zorluğunu tahmin edebilirsiniz. Tüm bu saydıklarım çok kıymetli varlıklardır. MARKANIN DEĞERİ, ŞİRKETTEN BÜYÜK OLABİLİR Şirketlerin değerini bulmaya yarayan yöntemlerin oldukça karmaşık olduğu kesin. Bu yöntemler arasında İndirgenmiş Nakit Akışı Yöntemi, en sık tercih edilenlerden biridir. Bu yöntemde, geçmiş yıllara ait nakit akış değerleri incelenip şirketin bulunduğu sektöre göre değişen süreler için geleceğe dair nakit akışları tahmin edilir. Örneğin geçmiş 5 yıla bakarak gelecek 5 yıl için tahminler oluşturulup, belirli bir iskonto oranıyla gelecekte elde edilmesi beklenen rakam, günümüze indirgenerek şirketin bugünkü değeri bulunur. Belki bu konuya yabancı olanlar, oturup satmadığım malın parasını mı hesap edeceğim diye düşünebilir ama aslında yıllarca yatırım yaptığınız şirketinizin, reklamlarla, bayilerle büyüttüğünüz markanızın, gelecekte de kar getirmesini beklemek hiç de abartılı değildir. Emsal değer bulma yöntemi ise sektörünüzde sizinkine benzer bir şirketin değerine bakarak bir kıymet biçmeyi ifade eder. Var olan şirketin aynısını kurabilmek için yıllar içerisinde yaptığınız tüm harcamaları alt alta yazıp toplamak da bir başka yöntemdir. Yıllar boyunca internet sitenize harcadığınız paradan, yaptığınız reklam ve halkla ilişkiler harcamalarına, restoranınızın dekorasyonu için ödediklerinize kadar tüm harcamalarınız alt alta toplanır. Bir şirketin sahip olduğu marka ya da markaların değeri, şirket değerinden çok daha büyük olabilmektedir. Şirket değerinden farklı olarak sadece marka değerini bulmaya yoğunlaşan pek çok yaklaşım da vardır. Bunlardan bir tanesi, benzer nitelikteki ürünlerden markalı ve markasız olan arasındaki fiyat farkının karşılaştırılması yöntemidir. Marka değerinin bulunmasına yönelik yöntemlerin eleştirildiği veya eksik kaldığı taraflar da var şüphesiz. Gerek şirket değerlemede gerekse marka değerleme de yöntemlerin pek çok tahmin içermesi ya da çeşitli senaryolara dayandırılması sonuçları zayıflatır. Çeşitli değerleme yöntemlerini birlikte kullanıp sonuçların sağlamasını yapmak da mümkündür. Marka değerini bilmek, markanızı satarken doğru fiyatı vermek, franchise bedeli belirlemek, işinizi büyütecek yatırımların kararlarını vermek gibi konularda size ışık tutacaktır. Birden fazla markanız varsa hangisi sizin için daha karlı bilmek istersiniz. Sözün özü, bir şirket, markalı ya da markasız ürünlerle satış yapabilir, müşteri bulabilir, para kazanabilir. Ama sadece ve sadece markaların bir geleceği vardır. Konuyla ilgilenenler için Kaynak: David Haigh& Muhterem İlgüner Marka Değeri/ Markating Yayınları/ Kasım 2012
PAXadvisor ELLERİNİN R E S TO R A N P R O F E S YO N
DANIŞMANI
TURİZMDE
YIL: 1 SAYI: 2 MART 2016
GASTRONOMİ
ÇAĞI LADI BAŞ
A ÖZEL YAYINDIR ÜYE RESTORANLAR
Lezzet mekanı
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
9
PS LOUNGE SONRA, ETİLERDE BULUŞTURDU 23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
YEMEK KEYFİNİN ‘EN'LERİNİ’ BODRUM'DAN BASINDA GÜVEN
H
izmete açıldığı günden beri yerli, yabancı lezzet ve mekân meraklılarının uğrak yeri olan PS Lounge ziyaret et tik. Yatırımcı ve işletmeci kuruluşun yetkilisi Av. Bahri ÜNLÜ ile görüştük. Birbirinden lezzetli menüleri farklı sunumlar eşliğinde tattık. ● Bahri bey, ciddi bir yatırımla, İstanbul GASTROTURİZMİ’ne kazandırdığınız bu mekan ve oluşumu ile ilgili okurlarımızı bilgilendirebilir miyiz ? Bu sektörde yer alma isteğimiz ilk başta belli markaların altında hizmet verme seklinde tezahür etti. Ancak yatırımcı ve aynı zamanda da mekânın sahibi Shahin PASHAZADE’nin uzun yıllar gerek yurt içinde gerekse yurt dışında edindiği izlenimlerle, markaların sonu gelmez istekleri ve düşük kar marjları bizi farklı düşüncelere itti. Neticede kendi markamızı oluşturmaya karar verdik ve ilk deneyimimizi daha butik (Sezonluk) bir mekânda gerçekleştirmek istedik. Bu nedenle PS Lounge Bodrum olarak 2014 yılında Bodrum Yalıkavak Marina’da faaliyete başladık. İlk sezonda elde ettiğimiz olumlu gelişmeler ve müşteri memnuniyeti bizi fazlasıyla heyecanlandırdı. Bu nedenle işimizi biraz daha büyütmek ve daha fazla kişiye ulaşmak için doğru lokasyonu ve ekibi aramaya başladık. Bunun içinde uzun yıllardan beri yaşadığımız, aynı zamanda da çalıştığımız kısacası zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz yer olan, Etiler bölgesinin en ideal bölge olduğu konusunda birleştik. Buradaki amaç hem doğru lokasyonu seçmek hem de bölgenin bizim için de eksiklik olduğunu düşündüğümüz, sadece bir yemek yeme alanı değil biraz daha fazlası olan ve yemekten sonra da muhabbetin devamını sağlayacak ihtiyaçlarını karşılamaktı. Bunun için 2014 yılının Eylül ayında şu anda hizmet verdiğimiz binanın dekerasyonu için çalışmalara başladık yaklaşık bir yıl süren çok titiz ve bir o kadarda yorucu çalışmadan sonra bu güzel mekânı yaptık ve hizmete açtık. ● Etiler PS Lounge’de bulunan farklılıklar nelerdir ? Deneyimli profesyonellerin hizmet verdiği, öğle ve akşam yemekleri-
İstanbul’un elit restaurantlarının deneyimli şefleri tarafından sunulan, başka hiçbir yerde bulamıyacağınız gurme lezzetler. Çok özel bitki çaylarının ve nefis kahve çeşitlerinin yanında, Azeri ustalar tarafından hazırlanan gerçek nargile. Bahçe içinde hissi veren, özgün tasarımlı, ferah ve görkemli mekanda, Wideo Wall sistemiyle görüntü ve müzik zevki. nin yendiği PS Lounge için yaptığımız araştırmalar neticesinde; Etiler bölgesinde yer alan mekânlarda tespit ettiğimiz bir kısım eksiklikleri gidermek için yola çıktık. Bunun için öncelikle daha ferah ve modern tarzdaki bir mimariye sahip olan bu mekânı oluşturduk ve 5 ay önce hizmete açtık. Tabi bunu yaparken diğer mekânlarda olmayan bir takım yeniliklere de yer vermemiz gerekti. Örneğin diğer mekânlardan daha zengin çeşitli mutfak ve bar menüsü yaptık, tam gün hizmet verecek olan çocuk oyun alanı, bay ve bayan mesciti, Süper Lig ve Avru-pa kupa maçlarının keyifle izlenebileceği 3.20 X 2.05 Dev ekranlı Video Wall sistemi ile VİP bölümümüzde yer alan 16 kişilik özel toplantı odası, karoeke ve Ps oyun konsolları sayılabilir. ● Mutfak yönetiminde, Menü Seçimi ve kalitesindeki farklılıklar nelerdir ? Öncelikle taze ve kaliteli ürünler kullanarak güzel tatlar çıkarmaya çalışıyoruz. Özellikle Et ve balık grubunda çok hassas davranarak ürünler bizzat yerinde ve şefimiz yönetimindeki mutfak ekibimiz tarafından seçiliyor. Menümüzün tamamı şefimizin yurt dışında edinmiş olduğu tat ve sunum tecrübelerinin ülkemizde bulunan ürünlerle harmanlanması ve kendi yemeklerini farklı tatlarla ortaya çıkarma arzusu ile meydana gelmiştir. Her biri uzun mülakatlar sonucunda titizlikle seçilen PS Lounge mutfak ekibi de kendi tecrübelerini ortak PS Lounge mutfağında birleştirerek menümüzde bulunan lezzetleri misafirlerimize başarıyla sunuyorlar. ● PS Lounge’ın sunduğu ve başka hiçbir yerde bulamayacagımız lezzetlere örnek verebilirmisiniz ? Tümü teras görünümündeki mekanımızın kapalı 220, açık terasta 50 kişi ağırlama kapasitesi mevcuttur. Uzak doğu soslarıyla sunumu yapılan Deniz levreği, kaliteli malzemelerle hazırlanmış ve bize özel soslarla ön plana çıkan makarna ve risottolar, farklı sunum ve lezzetle-
ri yakalamaya çalıştığımız tatlı menümüz. Ve GerçekNargile!!! Öncelikle nargile şişelerimiz şu an ülkemizin genelinde sunulan şişelerden farklı; Nargilelerimizi, kendi bakır ve cam ustalarımıza özel olarak tasarlattık ve %100 el işçiliği ile ürettirdik. Bu nargilelerin özelliği içimin nefes alıp vermek kadar kolay olmasıdır. Azeri ustalarımızın kendi teknikleri ile tamamı özel tütünlerden hazırladığı nargileler misafirlerimize limon ağacından elde edilen közler eşliğinde ve bu özel şişelerde sunulmaktadır. Bunun dışında bitki çaylarında da iddialıyız. Başka yerde bulamayacağınız 20’ye yakın bitki çayı ile Türk ve Dünya Kahvelerinden örnekler sunuyoruz. Taze ve kaliteli ürün satan firmaları araştırıyor ve ziyaret ediyoruz. istediğimiz ürünlerin tedariğini sağlayabilecek güçlü firmalarla çalışıyoruz. ● PS Lounge’ın hitap ettiği kitle ile ilgili olarak neler söyleyebilirsiniz ? Hedef kitlemizi kısaca yemek yerken muhabbet etmeyi muhabbet ederken de eğlenmeyi seven ve bütün bunları müdavimleri olacakları kaliteli hizmet veren elit bir mekânda gerçekleştirmeyi isteyen kimseler olarak tanımlayabiliriz. Bu tanıma uyan yerli veya yabancı herkesin PS Lounge Etiler’i tercih ettiklerinde seçimlerinden hiçbir pişmanlık duymayacaklarından eminim. ● Çok görkemli, ferah ve rahat bir ortam yaratan PS Lounge Mekânının tasarımı, dekorasyonu ve mimarisi hakkında bizi bilgilendirebilirmisiniz ? Ps Lounge konsepti, minimal modernliğin içinde etnik çizgilerin yansımaları olarak meydana gelmiştir. Mekân girişindeki masif ahşap ve taş kaplamalar, kemer biçimindeki giriş takı ile gelen misafirlerimizi karşılamaktadır. Bahçe ve iç mekân birleştirilerek tek mekan olgusu oluşturulmuş, kullanılan malzeme ve renk diyalogları ile mekanda sıcak ve karşılayıcı bir alan sunulmuştur. Açılır kapanır Rolling roof yapılandırılması ile günün her saatinde kullanıcı konforunu sağlamakla beraber, mekan içindeki dekorasyona bir bütünlük sağlamıştır. Fiziki konum itibari ile restoran içinde iç bahçe görünümü sağlanmış oturum ve servis alanları arasında rahatlatıcı bir görünüm oluşturulmuştur. Geçmişten esinlenerek günümüze yansıyan formlarıyla beraber tamamen el işçiliğiyle yapılmış nargile üniteleri sergi amaçlı yansıtılarak konsepti zengin hale getirmiştir. Gün ışığında mekan olgusu tüm doğallıgıyla sergilenirken akşam saatlerinde mekan için tasarlanan aydınlatma ambiyansı, tamamen gelen mi-
safirlere daha sıcak samimi ve rahatlık hissi vermekle birlikte, dünya mutfağı lezzetleriyle beraber konseptin anahtarı olan PS Lounge nargile keyfini de sunmaktadır.
anın Muhteşem Mek Lezzet Yıldızı Exec.Chef FİKRİ KAYA TÜRK ve Dünya Mutfaklarının başarılı ve yenilikçi Exec.Chef’i Fikri Kaya, çok özel meyve kokteylleriyle bilinen PS Lounge’da yerli ve yabancı konuklarının damaklarına hitap ediyor. Onları unutulmaz lezzetlerle ağırlıyor. Böylesi şık ve nezih bir işletmede ‘Lezzette Başarının’ şansa bırakılmayacağını bilen PS LOUNGE’nin genç ve dinamik yatırımcıları, yenilikçi mutfaktaki başarılarıyla dikkat çeken, kendileri gibi genç ve dinamik chef Fikri Kaya’yı 2014’de Bodrum Yalıkavak Marina’da açtıkları mekana transfer etmişler. Bu yıl’da Etilerdeki muhteşem mekanın yeme-içme konusundaki tek sorumlusu yapmışlar. Ps lounge da sihirli ellerini konuşturan, günümüzün aranılan Exec. Cheflerinden Fikri Kaya meslek hayatına Türk mutfağında başlamış. Kendi kültürünün yemeklerinde ustalaştıktan sonra, dünya mutfaklarına geçmiş. Bodrumda bir çok zincir oteli referanslarına ekledikten sonra istanbula gelmiş. Yeme içme sektöründe isim yapmış bir çok lüks restaurantta, marka cheflerle çalışma fırsatını en iyi şekilde değerlendirdikten sonra fine dine işletmelerde mutfağın başına geçerek kendi lezzetlerini büyük bir titizlik, özen ve ustalıkla oluşturup, sunarak başarısını tescillemiş. Kendi yarattığı ve dizayn ederek sunduğu mönülerinden bir kaçının görüntülerini okurlarımızla paylaştığımız değerli Chef’imizin bu sırada elimize geçen çok özel bir tarifinin reçetesini de veriyoruz.
PS LOUNGE BONFİLE’NİN MALZEMELERİ VE TARİFİ ● 8 gr tereyağı ● 4 gr maldon tuzu ● 100 gr balkabağı ● Bir diş sarımsak ● 20 gr soğan ● 40 gr istiridye mantarı ● 20 gr ıspanak ● 100 gr tavuk suyu ● Demi glace sosu ● 230 gr bonfile YAPILIŞI Önce; Sarımsak soğan ve balkabağını tavuk suyunda kaynatınız. İyice piştikten sonra tereyağı ile beraber robottan geçirip Püre haline getiriniz. Mantar ve ıspanağı soteledikten sonra, ızgarada pişirmiş olduğunuz bonfilenin sunumuna başlayabilirsiniz. İlk olarak başta hazırlamış olduğunuz püreyi tabağın ortasına yayınız. Üzerine sotelenmiş mantar ve ıspanağı koyunuz. Yine ortaya bonfileyi yerleştirdikten sonra Brüksel lahana, baby turp ve taze kekikle dekor edebilirsiniz.
10
Lezzet rehberi
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
Aslı Durukan PASİNLİ
MEAT CO Steak House EN PLUS
Ünlü Dünya Markalarıyla, Mutfak ve Sofrada Kaliteli Yaşam Düzeyi Sunuyor!
aslidurukanpasinli@lezzetgazetesi.com
Yaşattığın deneyimin kadar farklısın..
B
u hafta Vodafone’un Dijital Dönüşüm Konferansına gittim. Daha doğrusu Dijital Dönüşüm Deneyimine. Dijital bir senfoni ile başladı konferans. İlham veren konuşmalar arasında robotların verdiği konserle neşelendik. Şaşırdık. Beslendik. Eğlendik. Öğrendik. Kapıda kuyruk, insanlar bu deneyimin bir parçası olmak için sırada. Bilginin bu kadar kolay ulaşılır olduğu yoğun hayatlarımızda, bu kadar insanı ancak bir ‘deneyim’ vaadi buraya getirebilir diye düşündüm. Öğrenci öğretmen formatında geçen sıkıcı sıradan konferansların dönemi çok şükür kapandı. Sadece konferansların değil, sıradan olan her şeyin dönemi kapandı. Araştırmalar gösteriyor ki, insanlar artık daha az ‘obje’ye, daha çok deneyime para harcıyor. Yani özel anlara. Yani yaratılan anılara. Ezber bozan seyahatlere. Unutulmaz yemeklere. Şaşırtan şovlara. Fantastik doğa olaylarına. Yürek hoplatan sporlara. Küçük büyük bu deneyimlere, bazen bir saat parası bazen bir araba parası harcanabiliyor. Artık statü, kullandığın arabanla değil, yaşadığın deneyimle ölçülüyor. Bugün farklı sektörden başarılı markalar, müşterilerine yaşattıkları deneyimlerle konuşuluyor. Spor ayakkabıları, artık vitrinlerde oturmuyor, toplu ayin tadında geçen, antik kentlerde gerçekleşen aktivitelerle, katılımcılarına ‘anı’ hediye ediyor. Bir sergi açılışında, kendinizi müziği ve yemeğiyle bambaşka bir deneyimin içinde buluveriyorsunuz. Bazı uçak seyahatleri lezzetleriyle ‘uçuruyor’. Zamanımızın iyice daraldığı bu dönemde, mümkünse de aynı anda birden çok deneyimi yaşamak iyi geliyor, bizi zenginleştiriyor, kısa günün karı oluyor. Yemek yemek, en çok arzulanan deneyimlerin başında geliyor. Bugün sıradışı bir tecrübeyi yaşatmayı başarabilen restoranlar, bir sene evvelinden rezervasyon alıyor, insanları dünyanın öbür ucundan seyahat etmeye motive edebiliyor. Öte yandan, ana tema yemek olmayan seyahatlarde de, yemek ana temadan rol çalabiliyor, lezzetler tarihi eserlerden bile çok yer alabiliyor resim karelerinde, instagram köşelerinde. Dolayısıyla, gastronomi alternatif bir turizm dalı olarak hızla yükseliyor, her türlü tematik seyahatte de insanlar karın doyurmakla yetinmiyor, ne yiyip içtiğini önemsiyor. Şehir olarak, ülke olarak, yarattığımız yemek tecrübesiyle de anılmaya başladığımız zaman, ülkemize seyahat etmek için bir sebep daha yaratabilmeyi başardık demektir. Olağanüstü lezzetlere sahip olduğumuz halde, lezzetlerimizi gerçek bir deneyime dönüştürmek bir yana, en çok gölü yeme içmeden yiyoruz. Turistlerimiz zehirlenebiliyor, kazık yiyebiliyor, ya da çok sıradan lezzetlerle sadece karın doyuruyor. Bu süreçte, sektör olarak yarattığımız ‘yemek deneyimini’ iyice analiz etmekle işe başlamak lazım diye düşünüyorum. Bazen yemeğin en ‘orijinal’ hali, bazen en ‘doğal’ malzemelisi, bazen bildiğin yemeğin farklı sunumu, bazen yemek yenen yerin ambiansı, kimi zaman da hiç bilmediğin lezzetlerin buluşması yediklerimizi unutulmaz yapan. Otantik bir yemek sunan yer, doğru ambiansı yakalayamayabiliyor, bazen de hoş ortamlarda çok sıradan lezzetler sunuluyor. Gerçek bir yemek deneyimini, hakkıyla yaşatan tabiî ki birçok nokta var hale hazırda. Burada da, noktalar doğru turiste ulaşamayabiliyor, sesini duyuramıyor. Sorunu tespit etmek çözmenin yarısıdır derler. Sanmayın ki şikayet edip edip bir şey yapmıyoruz. Turistlerimizin, gerçekten kaliteli iş yapan, tecrübe yaşatabilen noktalara ulaşmasını sağlamak birinci adım diye düşündük. Başkan Yardımcısı olduğum Turyid (Restoran Yatırımcıları Derneği) ve Türsab (Seyahat Acenteleri Birliği) işbirliği ile bir GastroMap hazırlıyoruz. 2016’da Lezzet Çadırı ve Ben Bu Sanatı Yerim temalı bir festival düzenliyoruz. Hergün bu konularla ilgili tasalanıp, çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bireysel olarak da, her gün daha yaratıcı, daha ezber bozan deneyimler yaratmaya odaklanıyoruz. Yeter ki iştahımız yerinde olsun. Yediğimiz kursağımızda kalmasın. Allah içimize sindirsin.
MİTKO / Mithat Erdem, İstanbul'a başarılı bir mekan daha kazandırdı Yiyecek - İçecek Dünyamızda yeni bir yıldız doğdu. Deneyimli iş adamı Mithat Erdem, Yeniköy’de lakabı MİTKO’nun İngilizce yazılışı MEAT CO isimli, sıcak ve samimi bir ortamı olan yepyeni bir STEAKHOUSE açtı.
2
009'da Günaydın'dan ayrılan Nusret ile Etiler Çamlık'ta açtığı NUSR-ET Steakhouse'deki bir kısım hissesini, 2013'te Dream Group'a veren. Ancak bu marka'nın yurt içinde ve dışında, açılan ve açılacak olan tüm şubelerindeki yatırımcı ortaklığı devam eden eski textilci, yeni gastronom Mithat Erdem aslen Karadağ Sancak Türklerinden. Boşnak Mutfağının ET ağırlıklı olması onu bu yöne çevirmiş. " Steakhouse'cılıkta en büyük desteği, et'çi Kayarlar ailesinden gördüm. Halen'de başarımızı sağlayan kalitemizi, NAMET'in ürünleriyle koruyor ve sürdürüyoruz. Biri Etiler, diğeri Karaköy'de 2 de Boşnak Mutfağı Restaurantım var. MEAT CO'yu değerli dostum, deneyimli işletme ortağım Mehmet Avşar yönetiyor. Izgara'da yanımızda yetişmiş marifetli ustalarımız var. New York, T-Bone gi-
bi tüm steak çeşitleri, Antrigot, Lokum, Şaşlık, Kasap Sucuğu, Köfte, Spagetti, Pirzola Vs. Etlerimiz dana ve kuzu ağırlıklılıdır. Ayrıca mekanımızda sunulan nefis ve leziz şarap çeşitlerimiz, salatalarımız, özel patates tavamız çok beğeniliyor. Açılışımıza katılan ve lezzetimizin müdavimi olan tanınmış iş adami, müteahhit, sanatçı, sporcu, siyasetçi dostlarımız var" dedi. İş hayatı gibi aile yaşamında da sakin ve düzen-
li olan Mitko'ya eşi Çiğdem hanım, oğulları Veysel ve Can Erdem'de destek veriyorlar. "Yaz için sürprizlerim var" diyen ve ilerleyen zaman'da İstanbul'un birkaç noktasında daha; Kadıköy, Bakırköy ve gelişen semtlerde MEAT CO'nun şubelerini açmaya niyetlenen balarılı iş adamına bizlerde Milliyet ve Lezzet Gazetesi olarak hayırlı işler diliyoruz.
EN LEZZETLİ ÇİĞ KÖFTENİN ADRESİ ELAZIĞLI ÇİĞ KÖFTECİ AHMET USTA
Elazığlı Ahmet Usta’nın 1997de bir kamyonetin arkasına kurduğu seyyar büfe’de başlayan ‘lezzet yolculuğu’ bu gün 1500 m2’lik modern bir tesiste ve Avcılar merkez olmak üzere 20 şubesinde devam ediyor.
A
hmet Arslan'ın bu girişimi kısa sürede ülkemizde, Çiğköfte diye bir sektör oluşmasına, yurt içinde ve dışında binlerce çiğ köfteci dükkanı açılmasına kadar uzandı. O "çiğköftenin üretim izni olmaz" denilen günleri, Tarım Bakanlığı kapısında günlerce bekleyerek, azmin zaferi olarak kazandı. Şimdilerde herkeste bir Çiğköftede ilk olma merakı devam ederken, ünlü ve medyatik kişiler bu işe girerken, O " bilen zaten biliyor" diyerek yoluna devam etti. Sürekli yenilediği fabrikasında, en kaliteli hammaddelerden ürettiği lezzetleri, inovatif atılımlarla, araştırmalarla ve yenilenen tasarımlarıyla hayata değer katmaya devam etti. Vegeteryan müşteri potansiyeli yüksek olan ve bugüne kadar hep kendi şubelerini açan Elazığlı çiğ köfteci Ahmet Usta'nın yeni hedefi Türkiyede ve Avrupada bayilik yoluyla şubeleşme sağlamak. "Böylelikle girişimci Bayiler prestijli, kaliteli ve güvenilir bir marka'nın katma değerini yanlarına alarak ticaret hayatlarına başlayacaklardır." diyen Ahmet Arslan sözlerini "Merkez ve şubelerimizde, profesyonel elemanlarımız tarafından satışa sunulan ürünlerimiz, hiçbir katkı maddesi kullanılma-
dan, en hijyenik yöntemlerle üretilmekte ve günlük taze olarak şubelerde servis edilmektedir. Üretimi aynen 20 yıl önceki gibi yine kendim yapmaktayım. Üretim alt yapımızı, bayi ağımızı ve kapasitemizi 2016 için yenileyerek bayilerimiz için daha güçlü bir hale getirdik. Menumüzde Çiğköfte, İçli köfte, yeşillikler, ev yapımı turşular ve tatlılar bulunmaktadır. " diyerek tamamladı. Kuruluş halen, insanların ailece vakit geçirebilecekleri büyük corner şubeleri ve gel al şubelerinde sürdürdüğü hizmeti, " Sağlıklı, Helal ve Gerçek Çiğköfte yemek herkesin hakkıdır." düşüncesiyle 2016 yılında bayi ağını " Franchise " ile genişletmeyi öncelikli hedef görmektedir.
EN PLUS Perakende Mağazacılık Zinciri, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'daki prestijli AVM'lerde ve mevkiilerde bilinçli pazarlama hizmetiyle dikkat çekiyor. EN PLUS boyutları 125 375 m2 arasında değişen ve tamamı kendilerine ait olan özgün dizaynlı 24 mağazasında ENKAY Group'un ithal ettiği ünlü dünya markalarını halkımıza sunuyor. EN PLUS Genel Müdürü Aykut Yavuz, gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman'a; Bu yıla damgasını vuran BREVİLLE elektrikli mutfak cihazları ve özellikleri hakkında bilgi verdi ve " Hastalıklardan korunmak, daha zinde ve sağlıklı hissetmek için ilaç takviyesi yerine Breville meyve sıkacakları ve blenderları ile kendinize meyve ve sebze takviyesi yapın, kışa ve yorgunluğa meydan okuyun. Dayanıklı ve fonksiyonel ürünleri ile öne çıkan Breville markasının narenciye sıkacağı, katı meyve sıkacağı ve blenderları ile doğanın suyunu çıkartın " dedi. Breville Narenciye sıkacağı ile nar, portakal, greyfurt gibi meyveleri inanılmaz bir hızla ve posa bırakmadan sıkabiliyor. Katı meyve sıkacaklarıyla yorulmadan ve zahmetsiz bir şekilde tüm sebze ve meyvelerin suyu kolayca çıkartılıyor. Breville mucizelerinin keskin ve hızlı üyesi blender ile ise her türlü meyve ve sebze parçacıkları blenderın keskin Quadro bıçakları sayesinde pürüzsüz, ideal kıvam ve lezzette sebze-meyve püreleri elde edelmesini sağlıyor. BREVILLE : 75 yıllık zengin ve renkli tarihinde Breville, daima insanların hayatını zenginleştirmeyi ilke edinmiştir. İki Avustralyalı genç girişimcinin, Bill O'Brien ve Harry Norville'in düş gücüyle biçimlenen Breville, 1932 yılında kuruldu. Breville markası, bugün Avustralya’nın en ikonik markasıdır. 75 yıllık yolculuğunda Breville, değişen yaşam tarzı ve gelişen teknolojilere paralel olarak daima gelişti, sürekli yenilendi. Tasarımlarındakii sadelik ve inovasyon da bu önlenemez başarının en büyük destekçisi oldu. Avustralya kökenli olmasına rağmen bugün Breville ürünleri, Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere dünyanın 30’dan fazla ülkesinde şıklığı ve zarafetiyle adından söz ettiren prestijli mutfakların bir numaralı tercihidir. www.breville.com.tr
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
İstanbul’un gözde lokasyonu Zekeriyaköy Ormanada’ da
Pesto Italiano Rüzgarı IWSA’da Gastronomik Deneyimler Sürüyor TÜRKIYE’DE son yıllarda hızla gelişen turizm ve gastronomi sektörüne hizmet vermek amacıyla hayata geçirilen International Wine and Spirits Academy (IWSA), birbirinden farklı konulardaki eğitim, atölye ve seminerlerle geçtiğimiz ay yine dopdolu bir program sundu. İWSA Academy'nin konuğu olan, Chef Jale Balcı'nın Antakya yöresine has malzemelerle yarattığı lezzetleri, yemeğe katılan konukların birebir tatma şansı bulduğu özel mönüsü lezzetseverlerin takdirini kazandı Mey/Diageo Türkiye tarafından, yiyecek-içecek sektörünün eğitimli eleman açığını kapatmak amacıyla kurulan, Turizm ve Gastronomi sektörlerinin olmazsa, olmaz alkollü içecek alanında çalışanlarının kariyer ve kişisel gelişim yolculuklarında profesyonel başarıları için öncü kuruluş olmayı amaçlayan kuruluşun Şişli Key Plaza'daki eğitim merkezinde düzenlenen gecede sunulan bu özel lezzetlere Kayra yöneticisi Ayça Budak'ın hazırladığı şarap uyumları eşlik etti. Gazetemiz yazarları M.Vasfi Pakman ve Selin Ekim'in yanısıra Lezzet yazarları, dostları ve bloggerları ile lezzetseverlerin katıldığı yemekte fevkalade lezzetlerle tanışıldı ve bilgilenildi. Antakya ve Ötesi adıyla sunulan, Yerel Malzemeler ve Antakyalı Chef Jale Balcı'nın dokunuşlarıyla şekillenen ve modernize olan lezzetlerden oluşan mönü, merkezin mutfağını yöneten ünlü Chef Murat Bozok ve ekibinin katkılarıyla konuklara ulaştı ve damaklara kazınan bir lezzet bıraktı. Kuruluş her ay gerçekleştirdiği eğitim, seminer ve atölye çalışmalarıyla gastronomiye merak duyanlar için ilgi çekici programlar uyguluyor.
Ç
İ
a kesilmeyen yi müziği, samimi ortamı ve ardı ardın vazgeçilmez nin e’ çeşm Kuru iden şimd yenilikleri ile dan söz etadın de le üsüy adresi olan Corridor, mön n ve Corrirlana hazı nde lüğü öncü Tuna a Meld tiriyor. s’ mönüsü rbite rido ‘Cor an oluş en dor’ a özel lezzetlerd or! katıy f damaklara lezzet, keyiflere keyi sı eşliğinde Corridor'un, Davetkar boğaz manzara müziği ile eli kalit an alay sıcacık ortamıyla sarıp sarm adillasını Türk ques sika Mek ve k Böre op Lolip ‘Sucuklu Quesadilla’ sı ünlendamak zevkine uyarlayan ‘Katmer meye başladı bile. deceğiniz Corridor ruhunu iliklerinize kadar hisse rı ile Corlıkla ırma atışt tli lezze atmosferinde birbirinden yapıldığı, eğlencede tlıkla raha inin etler sohb dost r, rido yüksek dozlara ulaşıldığı bir mekan.
Lezzete Giden Yol, Sunum
Şehir merkezine yakın aynı zamanda doğa ile iç içe huzurlu bir ortamı tercih etmek isteyenlerin kısa sürede uğrak yeri haline gelen Pesto Italiano İstanbul, Genç işletmeci Serkan Torun tarafından 2015’te sektöre iddialı bir giriş yaptı.
S
erkan Torun tarafından A’dan Z’ ye düşünülmüş kusursuz menüsü , şık ve konforlu mimarisi ile muhteşem bir doğa içerisinde misafirlerini özenle seçilmiş değerli tabloların arasında sanata ve lezzete doyuruyor. Pesto Italiano ‘ da geçtiğimiz ay ilk kişisel resim sergisi EQ-Emotive Quotes ile sanat severlerle buluşan genç ressam Dilahan Doğan’ ın iddialı eserlerinden bir kaçını da görmeniz mümkün. Gerçek İtalyan Lezzeti Arayanlara Pizzanın Her Çeşidi Pesto Italiano’ da.. Pesto’ya
F eğlenceyle birleşiyor
KARACAN
oğu zaman karnımız açken kan şekerinin düşmesi ile birlikte gözümüz hiç bir şey görmez. Verdiğimiz siparişin hemen gelmesini, evdeysek hanım getir şu yemeği dediğinizi duyar gibiyim. Sabırsız,saldırgan,gözü dönmüş bakışlar ile sadece avını düşünen bir avcı edası ile gelen yemeğe sofra adabına uymadan yemeği yemek çabasındayız. Oysaki son zaman’larda gerek profesyonel mutfak servislerinde gerekse evlerde sunumlara katkı sağlayan muhteşem destekçiler var ve siz ne kadar aç olursanız olun sizi frenleyen hey bu ne böyle diyebileceğiniz dokunuşlar renkeler ve sunumlar. Dur bi önce şuna bakarak doyalım diyeceğiniz durumlar. Kemer’leri bağlayın sıralıyorum.
özel 3 farklı odun kullanılarak pişirilen pizzalar bağımlılık yapıyor. Ünlü isimlerin de uğrak yeri olan mekan, bir pizza ne kadar farklı olabilir ki sorusunun da en iyi cevabı. Mekan sahibi Serkan Torun , sanata verdiği önemi sunumlarına da yansıtıyor. Kendine has servisi ile sosyal medyanın da favorisi olan Pesto , Köfteli Pizzadan, Melanzane Pizzaya hatta tatlı severlerin favorisi olan Nutella Pesto Pizza’ya kadar pek çok özgün seçeneği ile fark yaratıyor.
Küçük ev aletleri sektörünün öncü markası Fakir Hausgeräte, rengarenk tasarımlarıyla evlerin her köşesine baharın canlılığını getiriyor…
lezzetleri müzik ve
Okan
okankaracan@lezzetgazetesi.com
FAKİR’DEN BAHAR RENKLERİ
‘CORRİDORBİTES’
11
akir Hausgeräte’nin kendine özgü renk pantoneleriyle tasarladığı elektrikli ev aletleri, işlevselliği ile olduğu kadar tasarımlarıyla da kadınların gözdesi… Estetik ve renkli tasarım ürünleriyle evinizin her alanında kullanacağınız Fakir Küçük Ev aletleri, ürün yelpazesini farklı renk seçenekleriyle genişletiyor. Kadınların mutfaktaki en büyük yardımcısı Lucca Blender Seti, 1000 watt gücünde olup, ergonomik tasarımıyla çırpma, doğrama, karıştırma gibi pek çok işin üstesinden kolaylıkla geliyor. Paslanmaz çelik aparatları sayesinde soğan, havuç, çiğ et, fıstık gibi besinleri parçalamak için ideal doğrayıcı görevi görüyor. 900 ml ölçü kabıyla kadınlara kalabalık sofralar için benzersiz lezzetler hazırlama imkanı veriyor. 4 farklı hız kademesi, turbo fonksiyonu, 2 adet paslanmaz çelik çırpma aparatı, 2 adet paslanmaz çelik yoğurma aparatı olan Sierra El Mikseri, aksesuar saklama kutusuyla satışa sunuluyor. Demli, kıvamlı ve mis kokulu çaylar demlemek isteyenlerin tercihi olan River, ayrıca sağlığına özen gösteren için de bitki çayları demleme özelliğine sahip. River çay makinesi 1650 W gücünde, 1,75 Litre kapasiteli su ısıtıcısı ve 1,1 Litre kapasiteli çelik demliğiyle iki temel parçadan oluşuyor. Trex Dual cam doğrayıcı 500 ml kapasitesi ve çıkarılabilen 2 adet paslanmaz çelik bıçağıyla sert cisimleri kolaylıkla doğramaya yarıyor. 2 hız ayarının yanı sıra emniyet sistemiyle pratik ve güvenli kullanım sağlıyor. Fakir Hausgeräte’nin yeni Pretty Kuru Vakum Süpürgesi, 750 watt elektronik ayarlanabilir vakum gücüyle yüzeydeki tozları derinlemesine ve kolayca temizliyor. Farklı aparatları ve yüksek emiş gücü sert zeminlerde etkili sonuçlar veriyor. Fuşya, yeşil ve kırmızı renk seçenekleri ile satışa sunuluyor. Güvenilir Alman teknolojisinin Türkiye’deki adı Fakir Hausgeräte, tasarımda renkli, teknolojide öncü ürünleriyle hayatı kolaylaştırıyor.
1.İstinye park ta ki Zuma tarz tavır dekorasyon işleyiş karşılama lezzetin önüne geçen sunumlar seyretmeye doyamayacağınız ateş se ateş, ritüel se ritüel, servis hazırsa bağıran uzakdoğulu şefin sesi hala kulaklarımda. 2.Kanyon Gina Kolpaçino galası var duyan gelmiş sanat dünyası ve tüm Kolpaçino tutkunları orada anladınız siz resmen izdihamdan boğuldum. iyiki de öyle oldu Can’ım karım Zeynep Karacan’ı aldım ve direk istikamet Gina karşılama , tavsiye , menü dışı müşteri odaklı talebe cevap veren müthiş bir sunum tabağından bardağına Brizolasından domates püresine, nefis kıtırları vitamin deposu kuşkonmazlar bence burası İstanbul’un en iyilerinden o gece herkese aynı mesafede servis yapan tüm ekibe giyiminden kuşamına ve espiri anlayışına kadar sonsuz teşekkürler. Deneyin hemde tüm kolpalara rağmen. Ev kategorisi : Bence önce bu iş mobilyadan başlıyor. İyi bir yemek odası takımı insanı büyüler eğer bu mum ve masa örtüsü ile kombin edilirse saraydasınız. Mum demişken dikkatimi çeken Amerika’dan gelen ve şuan sadece net work sistemi ile satılan parti Light markalı 90 saat etkili tea Light formatında, eritip evinizi kokutan muhteşem aromalı mumları tavsiye ediyorum. Aman dikkat edin yemeye kalkmayın. Mangolusu favorim güzel bir akşam yemeği için vazgeçilmezim. Gelelim küçük ev aletlerine geçtiğimiz ay sürekli Atatürk havaalanı iç hatlardaydım, çok fazla seyahatim vardı. BTA markası olan cakes&bakes teki teşhirde satışa sunulan renkli tost, kızartma, su ısıtıcı gibi aletler bence çok ama çok iyi bir fikir. Beni o restoranlara çeken o oldu diyebilirim. Tabii mimari başarı cabası, teşhir konusu iyi işlenmiş. Eğer sizde aynı havayı evde yakalamak istiyorsanız ev tipi kullanımda yeni renkleri ile FAKİR Küçük Ev Aletleri tam isabet derim, bir çok seçeneği bulunan bu yeni renkli arkadaşlar tamda size göre. İçinizi açacak sizi mutfağa bağlayacak türden paslanmaz metal görünümden çok ama çok uzak LUCCA Blender setı... Hele kı evde bebegı olanlar ıcın ıdeal bır ürun, bütün sebzelerınızı hatta çiğ etinizi bile parçalayabılırsınız. Bu urunun yanı sıra SİERRA El Mikseri de dikkat çeken ürünler arasında, mutfaktakı tek yardımcınız olabılır . Ev oturmasına gıttıgımızde ve ya iş yerine toplantıya gıttigimızde ne icersınız dıye sorulduğunda, çoğumuzun verecegı cevap çay ... River Çay Makınesı tam da o sırada yardımımıza yetisebılır, demli cay demlemek artık çok kolay ... Bir sonraki ay yine sizlerle, yeni paylaşımlarda bulunmak icin görüşmek üzere...
12
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet günlüğü
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Dr. Burak KÖSEOĞLU
TURCOMONEY
‘TÜRKİYE’ye DEĞER KATANLARI’ ödüllendiriyor !
burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com
D
Nefis sokak lezzeti ballı kavrulmuş çerez “NUTS4NUTS” artık Türkiye’de!
YESEK,YESEK NE YESEK...?
eğerli Okurlarım, Genel yayın yönetmenimiz bu ay et temasını işleyelim arkadaşlar dediğinde aslında hiç zorlanmadım. Anadolu ve Osmanlı mutfağının ana ürünlerinden olan et, Doğu Anadolumuzun ise enfes kebapları ile bizi kendine çekmektedir. Aslında son 20 yıldır çeşitli yanlış siyasi politikalar ile hayvancılığın neredeyse bitirilmesi sebebiyle nerede o çocukluğumuzda yediğimiz etler kekik kokulu, yumuşak, sulu lezzetine doyum olmayan etler , bırakın bunu bir de dünyadaki en pahalı eti tüketiyoruz . Tüketiyoruz demek bile yanlış bence kokluyoruz ABD’de kişi başı yıllık tüketim 170 Kg.,Avrupa topluluğunda 140 Kg. Bizde ise 14-15 Kg. Civarında. Gelelim esas konumuza konu et olunca bende bu ay çıktım yollara size anlatmak için sade bir müşteri gibi istanbulumuzun en güzel et yenecek dört mekanını ziyaret ettim. İstanbul Florya deyince hemen hemen herkes etin adresi için kuşkusuz BEYTİ der. 2.Dünya savaşı yıllarının sonunda babası ile beraber beyti beyin çıktığı bu yolculukta yıllar ne kaliteyi,ne konukseverliği nede lezzeti etkilemiş konu et olunca mutlaka kuzu tandır ve karışık beyti kebabını denemeniz lazım,yıllardır değişmeyen kendi imalatı hardal ile etleri yemek gerçekten çok leziz oluyor. Beyti’de her an Kadir Topbaş’tan,Ali Babacan’a,GS’li futbolculardan ünlü iş adamlarına rastlayabilirsiniz.Bence İstanbul ve Et ise birinci tercihim Beyti. Etilere yakınsanız ünlü şef Nusret’in mekanını ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum.Her ne kadar Dreams ( Doğuş Grubuna ) geçtikten sonra çamlık’ta yaşattığı ilgi ve konukseverliği göremesekte gerçekten et yemek için özellikle’de Steak yemek için tek geçilebilecek adreslerden Dubai’de açmış olduğu mekan ile Financial Times’a konu olmayı başaran Nusret’te isteyeceğiniz bence orta pişmiş bir T-Bone Steak olmalı gerçekten uzunca bir süre dinlenen et mükemmel geliyor. Ancak burada servis kalitesinden çok memnun kalmayabilirsiniz. Nusret gerçekten mesleğe aşık ancak şube sayısının çok artması bence denetim sıkıntısı yaşatıyor olabilir. Ayrıca personelin tutumu biraz itici ama bir çok ünlünün de uğrak yeri olmaya devam ediyor. Aslında et deyince hiç aklımıza gelmeyecek ancak belki de istanbul’daki en güzel lokumu yiyeceğiniz yer neresi sizce.? Hemen söyleyeyim yolunuz karaköy’e düşerse doğru Namlı Gurme’ye evet ,evet kahvaltıya değil direkt lokum yemeye yada formülü kendisine ait nefis köfteleri tatmaya,şaşırtıcı bir lezzet. Nostaljik bir mekan ama hafta sonu giderseniz ciddi sıra bekleyebilirsiniz. Son olarak et deyince kebabı’da atlamamak lazım.Antep’te isek İmam Çağdaş’ı tek geçerim ama istanbulda’da en az İmam Çağdaş kadar lezzetli kebap yapan Develi’yi atlamamak lazım ama develi deyince bence Develi’nin çıkış noktası Samatya’daki tarihi mekanın lezzeti ve ortamı çok başka. Burada şu kebap bu kebap daha güzel demek anlamlı bile olmaz çünkü hepsi çok iyi.Personel çok sıcakkanlı,servis hızlı lezzetler mükemmel. Resturant işi bir hizmet işi, mutfağımıza gelince gerçekten dünyanın sayılı mutfaklarından, markalarımıza gelince bir kısmı hakikaten efsane ama bence yanlış yaptığımız taraf şu şubeleşmek lezzetimizi başka semtlere, şehirlere hatta ülkelere taşımak çok güzel ama bunu yaparken kalite,denetim ve eğitimi atlamayalım. Yabancı evet büyüyor. Franchise veriyor dünyada binlerce nokta açıyor ama ne yapıyor? Denetimi sağlıyor,eğitimi sağlıyor,alt yapıyı kuruyor,tüm dünya’da aynı lezzeti sunuyor sonra yürüyor. Kervan yolda düzülür mantığı ile büyümüyor. Bence gurme yemek, lezzetli yemek mümkünse tek şubeli yok değilse en fazla 4-5 şubesi olan ve her birinin başında işi temsil eden aileden bir ferdin durduğu yerde yenir derim. Bu aylıkta bu kadar , berrak yarınlar, güzel günler ve lezzetli sofralar dileği ile.
1989 yılından bu yana balık tutkunlarının Yeniköy’deki uğrak noktası olan Yelken Restaurant, TURKOMONEY Dergisinin Mayıs ayında düzenleyeceği “TÜRKİYE’ye DEĞER KATANLAR ÖDÜL TÖRENİ” jurisini ağırladı. Mevsimin en doğru balığını taptaze ürünlerle harmanlayıp, leziz sunumlarla sergileyen ünlü restaurant, ünlü konuklarına baharın başlangıcı olan levrek balığı ikram etti.
Ü
lkemizin dünya çapındaki EKONOMİ Dergisi TURKOMONEY, iş dünyamızın bu değerli ödüle hak kazanan isimlerini belirlemek amacıyla toplantı fevkalade başarı ile tamamlandı. Seçkin Juri Üyeleri toplantıda ödül verilecek isimlerle ilgili değerlendirmeler yaptı, adayları belirledi. Önümüzdeki ay yapılacak son toplantıda ise elemeler yapılacak ve aralarında Lezzet Dünyamız'ın da bulunduğu, ödül verilecek kişi ve kuruluşlar netleşecek. Onursal Başkanı Sanayi ve Ticaret Eski Bakanı Ali Çoşkun olan Juri'nin Başkanı ise Deloitte Türkiye'den Ali Kamil Uzun. Gastronomi dünyamızın önemli yatırımcı ve işletmecilerinden Bülent Ilgaz'ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya katılan Juri üyeleri; " Sunulan Nefis Deniz ürünleri ve Levrek mönüsü damaklarımızı şenlendirdi, lezzetleri ve sunumu hepimizden tam not aldı " dediler ve kendisine teşekkür ettiler. Türkiyenin çalışma hayatına yeni bir soluk getirecek olan ödüllerin belirlendiği toplantıya TURCOMONEY Gn.Yay.Yön. Dr. Kazım Kılınç, Prof.Dr. Bener Karakartal, Türk Avustralya İş Kon.Bşk. Zuhal Mansfield, GCM gn.Md. Alper Nergis, Destek Patent Y.K.B ve MÜSİAD Bşk.Yrd. Ke-
mal Yamankaradeniz, Denizbank Grup Md. Şaban Çağıran, Medikal Turizm Derneği Bşk. Selin Yıldırım, Ekonomi Gazetecileri Derneği Bşk. Celal Toprak, Yrd.Doç.Dr. Fatih Anıl, T.Lezzet Hareketi Gn.Bşk. M.Vasfi Pakman ile Turkomoney Yz.İşl.Md. Hayrettin Turan ve Kur. İletişim Md. Cengiz Kazan katıldı. Toplantının özel konuğu ise, ülkemizin başarılı iş adamlarından Taşyapı Y.K.B. Emrullah Turanlı oldu. Oldukça sıcak ve samimi bir atmosferde gerçekleştirilen Turkomoney Ödüllerinin amacının, " Türk Ekonomisine ve insanlığa yüksek katma değer sağlayan kişi ve kuruluşları teşvik etmek ve gelenekselleştirilerek sürdürülmesini sağlamak " olduğu açıklandı.
DÜNYANIN en popüler sokak lezzetleri arasında gösterilen ballı kavrulmuş çerez NUTS4NUTS, Mart ayı itibariyle artık Türkiye’de alışveriş merkezleri ve sokaklarda boy gösterecek. Önümüzdeki dönemde Kura Dış Ticaret A.Ş.’nin vereceği franchiselerle büyüyecek olan NUTS4NUTS’un ilk şubesi Güneşli Park AVM’de açıldı. Fransızların cevizli şekerlemelerinden ilham alınarak ilk olarak Arjantin’de ‘’Mani Garripanada’’ olarak bilinen yer fıstığının bakır tavalarda kavrulması ile ortaya çıkan ballı kavrulmuş çerezler dünyanın en popüler sokak lezzetleri arasında yer alıyor. Kıtır kıtır tatlı karışım NUTS4NUTS markasının yolculuğu ise 1989’da New York sokaklarında sadece bir el arabası ile başlıyor. NUTS4NUTS ballı kavrulmuş çerez, yaklaşık 30 yıldır başta ABD olmak üzere, Şili ve İspanya’da caddelerde, alışveriş merkezlerinde kurulu 250 noktada hizmet veriyor. Mart ayı itibariyle artık Türkiye’de de alışveriş merkezleri ve sokaklarda boy göstermeye hazırlanan NUTS4NUTS’un ilk şubesi Güneşli Park AVM’de açıldı. Türk gıda kodeksine uygunluk gösteren NUTS4NUTS ürünleri kimyasal katkı maddesi ve yağ içermiyor. 2 metrekarelik pratik stantlarda hizmet verecek olan NUTS4NUTS, önümüzdeki dönemde Türkiye’de Kura Dış Ticaret A.Ş.’nin vereceği franchiselerle büyüyecek.
3 MÜHENDİS ARKADAŞ’IN DÖNER MACERASI BAŞARIYA KOŞUYOR!
R E N Ö D L TÜNE
Şimdilik günde 50-70 Kg arası
DÖNER tüketilen bu güzel Mekanın sahipleri İlkkan Öztürk, Serhan ve Sinan Gülfidan şubeleşmeyi değil, Beyoğlunun en iyi ve en meşhur Dönercisi olmayı hedeflemişler.
İ
stanbul Teknik Üniversitesinde 2 sene mühendislik okuduktan sonra, orayı bırakıp 2011 yılında Koç Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olan 1985 doğumlu İlkkan Öztürk ile Amerikada İşletme Mühendisliği okuyup 2012 de İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olan 1986 doğumlu Serhan Gülfidan ve Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Sinan Gülfidan' ın 2013 yılında inşaat ve eski eser restorasyonu yapmak için kurdukları şirket, Beyoğlu Tünel bölgesinde ilk aldıkları restorasyon işiyle mesleki hayatlarına başladılar. Ancak, " Tarihi eser restorasyon izinlerini " beklerken tarihi binanın bahçesine Sokak Kahvesi adını verdikleri iş yeri açtılar. Aslında hiç akıllarında işletmecilik yapmak gibi bir niyetleri olmasada Cafe'nin çok merkezi bir lokasyonda olması ve doğru işletilmesiyle kısa süre içerisinde Galata' nın ve Beyoğlu'nun meşhur tabure cafelerinden biri haline gelirken kendilerinide bir anda bu işin içinde buluverdiler. Hergün 1000 den fazla insanın girip çıktığı Sokak Kahvesi samimi konseptiyle ve çalışanların misafirlerine sıcak yaklaşımıyla birçok yerli ve yabancı kişilerin uğrak noktası oldu. Sokak kahve-
sinin bu iyi gidişiyle 2,5 sene kadar süren restorasyon sonrası kiraya vermeyi düşündükleri dükkanları artık kendileri işletme karari aldılar. Bölgede 2 seneden fazla bulunmanın verdiği avantaj ve bölgenin insanlarının ihtiyaçları doğrultusunda ismini lokasyonundan alan " Tünel Döner " işletmesini hayata geçirdiler. Tünel Döner'in bu hızlı büyümesinin en büyük sebebinin; Anlayış olarak herşeyden biraz biraz olsun mantığıyla değilde, tek birşey yapalım, onunda en iyisini nasıl yapalım. anlayışıyla yola çıkılmış olmasıdır. Tabiki 3 ortağında fazlasıyla döner aşığı olmasının da bu olaydaki önemi yadsınamaz. Hatta öyle ki, hala haftanın en az 5 günü kendi yerlerinde, kendi yaptıkları döneri yiyorlar. Tünel Döner'e konsept ve lezzet belirleme sürecinde; et ile ilgili çok fazla araştırma yapmışlar. Hemen hemen
İstanbul'da ve yakın çevredeki bütün dönercileri dolaşıp ustalarından fikirler almışlar. Bu araştırmalar sonucunda da servis ettikleri hemen hemen herşeyi kendi imalathanelerinde üretme kararı almışlar ( günlük olarak Gaziantep'ten gelen Zeki İnal şöbiyetleri hariç) Artık Tünel Döner, odun ateşinde pişen yaprak döneriyle , tandırda yaptıkları lavaşıyla ve günlük çıkardıkları ev yapımı sütlacıyla diğer birçok döner restorantından farklılaşmaya başlamış ve şimdiden İstanbul un çeşitli yerlerinden döner yemek için gelen müdavimleri olan şirin bir mekan haline gelmiştir. Bu arada paket servistede Yemek Se-
peti'inin İstanbul'daki en yüksek puanlı dönercisi olmaları bile işlerini ne kadar iyi yaptıklarının bir göstergesi sayılmalıdır. İşletmenin içinde faaliyet gösterdiği bina'nın köşe konumunda olaması, yatırımcılarına çift cephe kullanma şansı vermiş. Balkonluve 2 katlı bina minimalist bir anlayışla dizayn edilmesine rağmen sıcak, samimi bir ortam yaratmış. Cadde üzerindeki sol yanını Amerikan tarzı Cake dükkanı, Sokak içindeki kısmınında sağ yanını, bahçeli şirin bir Türk Kahvesi haline getirmişler. Döner dükkanının da yam tarafındaki kaldırıma masalar atmışlar. Geçler ağırlıklı olak üzere her yaş kesiminden müşterileri var. Saygılı, eğitimli, heyecanlı ve sevimli bu gençlerin; Allah yollarını açık, kazançlarını daim etsin.
Lezzet rehberi
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
13
CVK PARK BOSPHORUS İ stanbul'un ZUMA'sı LEZZET ve LÜKSÜ KEYFE DÖNÜŞTÜRÜYOR
bir başka ! Londra merkezli ödüllü restoran ZUMA, gerçek ‘ japon mutfağı sever ‘misafirlerini İstanbul’daki yeni lokasyonu İstinyePark’ta ağırlıyor.
G
azetemiz yazarları M.Vasfi Pakman ve Okan Karacan’ı ağırlayan ünlü mekanın, işletme müdürü William Cristanelli ve deneyimli uluslararası personelinden uygulanan konsept ve mönüler hakkında bilgi aldılar, nefis lezzetlerin tadına baktılar. Başarılı şef Rainer Becker tarafından yaratılan Zuma, otantik ancak modern Japon mutfağını, cesur tatlar eşliğinde en yüksek kalitede içeriklerle hazırlayıp, sade ve enfes bir sunumla takdim ediyor. Zuma, Becker’in Tokyo’dan aldığı ilhamla oluşturduğu, rahat bir yemek ortamına sahip Izayaka tarzının, şık mekanlarda zarif servisler ile sunulmasıdır Zuma’nın bu tasarımında misafirlerin ana yemeklerini alabilecekleri yer, stratejik bir şekilde lounge alanı ile kokteyl barın ortasına konumlanmış. Yemek salonu; Robata gril ve sushi barın önünde, açık mutfağın karşısında yer almış. Bu da me-
raklı konukların, sushi ve sashimileri hazırlayan usta şefleri izlemelerini sağlıyor.Zuma’nın bar alanındaki asma sake sunumu ve Tayland’dan getirilen ahşap bar tezgahı dikkat çekiyor. Zuma ekibi tarafından özenle tasarlanan kokteyl menüsünde Zuma’nın imzası haline gelen South-east Asian Cooler ve Raspberry Passion Fruit Martini ile bir Zuma klasiği olan Tokyo Old Fashion ile Iwamari Smash’da var. Restoran alanından cam bir duvarla ayrılan teras, kış aylarında tamamıyla üstü kapalı ve ısıtılmış olarak hizmet verebiliyor. Uygun havalarda cam duvar kaldırılarak yeme ve bar alanlarının genişlemesi sağlanıyor. Şarap tutkunları için, Türkiye’nin en geniş şarap listesi Zuma’da.
Yaklaşık 3 bin şişeye sahip 2 muhteşem şarap mahzeni bulunmakta ve konuklar için ödüllü şarap listesinden tadım yapmalarını sağlayan istasyonlar var.. Yazarlarımıza sunulan Menü, Zuma’nın imza tatlarından oluştu; tsubu-miso gake hinadori no oven taki (Sedir ağacı üzerinde pişirilmiş arpa miso tavuk), rib eye no daikon ponzu fumi (Sarımsak dilimleri ve wafu sos ile sunulan biftek), kinoko no kama meshi (Mantar ve Japon sebzeleri eşliğinde pirinç) ve suzuki no sashimi (Yuzu, trüf ve somon yumurtası ile levrek sashimi). Gerçekten çok beğenildi Zuma, gece yarısına doğru, İstanbul sosyal hayatının ilgi çekici merkezi olarak; Ünlü simaların leziz kokteyller eşliğinde DJ’in after-hour performansıyla eğlendiği trend bir mekana dönüşüyor.
1
20 yıllık Osmanlı Hariciye Konağı ile 82 yıllık Tarihi Park Otel’in yerinde konumlanan CVK Hotels & Resort bünyesindeki CVK Park Bosphorus Hotel, tarihten aldığı kültürel mirası ve lüksün birleştirdiği dokusuyla, Avrupa’nın en lüks oteli olarak tanımlanıyor. Geçmişte “Hayranlık içinde denizi seyretmek” anlamında İtalyanca “Miramare” denen mekan, sonra Park Otel oldu ve 1970’li yıllara kadar ünlü ve önemli kişilere lezzet ve konaklama hizmeti verdi. Bu gün; Bir yaşam merkezi olarak tasarlanan ve "Deluxe Otel " sınıfındaki CVK Park Bosphorus Hotel,
İstanbul’un, artık yepyeni, çok güzel hizmetler ve lezzetler sunan bir mekanı var. Üstelik eşsiz bir manzara ve konfor eşliğinde: CVK PARK BOSPHORUS HOTEL İstanbul’dan Dünya’ya lezzet köprüsü kuruyor hizmet verdiği gastronomik buluşma noktaları ile de fark yaratıyor. Adını bulunduğu semtten alan Gümüşsuyu Restaurant, geleneksel Anadolu yemeklerinden Lübnan mutfağına, Fas’ın vazgeçilmez tatlarından Batı mutfağı esintilerine kadar üç kıtada hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu lezzetlerini yerli ve yabancı konuklarıyla paylaşıyor.
GASTRONOMİK BULUŞMALARIN VAZGEÇİLMEZ NOKTASI Şefin özel menüsü ve geniş şarap kavı ile Gümüşsuyu Restaurant, damak tadına düşkünlere geniş bir
lezzet yelpazesi sunuyor. Boğazı kuşbakışı gören teras, manzarası ve lezzetleri ile konuklarını büyülüyor CVK Park Bosphorus Hotelin en üst katında, dört mekanı tek bir çatı altında toplayan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge, içindeki; The Midd, Mağrip Bölgesi’nin zengin yemeklerini, Mezze Mave, Osmanlı, Rum ve Ermeni Mutfağı’nın seçkin balık ve mezelerini, Adı ‘denizyıldızı’ anlamına gelen Hitode Sushi-Bar Japon veuzakdoğu lezzetleri ve özgün sushi çeşitlerini sunarken, Dünyada yeni ve popüler bir akım olan Moleküler Barı’yla da misafirlerine farklı deneyimler sunuyor.
14
Lezzet peşinde
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
LYD/ LEZZET YAZARLARI & BLOGGERLAR DERNEĞİ TARAFINDAN MİLLİYET LEZZET GAZETESİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR
Başyazı Betül
ALTINBAŞAK
betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com
SOFRA KÜLTÜRÜMÜZ ÜZERİNE..
N
asıl zengin bir kelimedir kültür, o yüzden olsa gerek Latince’ de “toprağı işlemek” anlamına gelmesi . Yediğimiz içtiğimiz, giyindiğimiz kuşandığımız, inandığımız, sanatımız, müziğimiz, sevdiğimiz her şey kültürün sonucudur. Wisler ‘in dediği gibi, “ yaşama tarzımızdır ” ve “Atalarımızdan gelen maddi ve manevi değerlerimizin tamamıdır.” Gündelik hayatımızın düzenleyicisidir. Davranışlarımızın neredeyse bütününü kapsar ve çok güçlüdür. Biriktirilir ve nesilden nesile aktarılır. Dönüp baktığımızda geçen yüzlerce yıla rağmen hala, aile büyüklerimizden bize kadar gelen bir çok inanç ve davranışı, bu gün çok rahat kendimizi uygularken bulabiliriz. Zira Kültür nesiller boyu yaşar. Dilimize, eylemlerimize yansır. Nasıl mı ? Mesela, nişan törenlerinde yüzüklere hala kırmızı kurdele bağlarız, hatta yüzüğün kendisi tek başına büyük bir anlam taşır, içine eşlerin isimleri yazılır. İlkokul çağındaki başarılı çocukların yakalarına , gelinlerin bellerine, yeni doğan çocuklara hediye ettiğimiz altınlara kırmızı kurdele takarız. Çünkü uğuru ve kısmeti temsil ettiğine inanırız.” Nazar” olgusu vardır hayatımızda ve çok yaygın bir inanıştır. Bunun önüne geçmek için “nazar boncuğu” “göz boncuğu” vb. takarız. Kapıdan çıkarken sağ ayağın önde olması ve sol ayakla çıkmanın uğursuzluğuna inanmamız, cenazelerde helva kavurmamız, bebeklere diş buğdayı yapmamız, bereketine inandığımız için yeni yılda kapıda nar patlatmamız, hatta bazı bölgelerde mercimek pişirilmesi, nikah sonrası şeker dağıtmamız, geline, askere giden gence kına yakmamız, suyun gücüne inandığımız için gidenin arkasından, “tez zamanda gelsin” diye su dökmemiz, hep içinde yaşadığımız kültürün etkileridir. Hayatımıza fark etmeden şekil verir. Toplumsal belleğimizdir.
Bizim kültürümüzde sofra adabı da çok önemlidir. Yemek kültürümüz, Dünya’nın en önemli mutfaklarından birisinin sahibi olarak, çok önemli bir yere sahiptir. Sofra başında toplanmak, birlikte yemeğe oturmak, masa başında ailenin bütünlüğünü korumak, acıyı da sevinci de paylaşmak son derece önemlidir. Yapılan yemeklerde komşunun göz hakkı olduğuna inanılır. “Yemek koktu” denir, paylaşılır. Komşu da o tabağı dolu vermek için gayret gösterir. Eve taşınan yemeklerin, yiyeceklerin çok açıktan getirilmesi hoş karşılanmaz. İşgücüne katılım neredeyse bütün aileyi kapsadığı halde, hala evlerde toplu yapılan yiyecekler vardır. Bunun için evin hanımı elinden geleni yapar. Özellikle Anadolu ‘da turşular kurulur, makarnalar kesilir, konserveler hazırlanır, reçel, salça , yoğurt yapılır. çok kıymetlidir, evde emek verilerek yapılan sağlıklı yiyecekler. “Marifetli, hünerli” diye onurlandırılır bu becerikli eller. Adak verilir kurban kesilir, etler fakir fukaraya dağıtılır. Haftada bir kurulan mahalle pazarlarına gitmeye büyük özen gösterilir. Ürünlerin daha taze, daha ucuz olduğu düşünülür, aile ekonomisine katkıda bulunulmaya çalışılır. Yemeği çoğunlukla evin annesi servis yapar. Aile büyüğünün yada ev sahibinin “afiyet olsun” sözüyle , yemek başlar. İkram edilen yemeklerin bir sırası vardır. Çorba en önce ikram edilir. Ardından sıcak yemeğe geçilir. Ekmek çok kıymetlidir, çöpe atılması hoş görülmez. Çok zaruri olmadıkça masadan kalkıp lavobaya gidilmez. Ağıda lokma varken konuşulmaz, ağız şapırdatılmaz. Su ayakta içilmez. Su verene” su gibi aziz ol, ömrün su gibi uzun olsun” denir. Yemek sonunda dua edilir, yemeği yapana” eline sağlık” denir. “Kesenize bereket, sofranız daim olsun “ gibi laflar unutulmaz. Uzun kış gecelerinde “Yat Geber Ekmeği” adını alan gece yatmadan önce çörek, börek veya kahvaltılık bir şeyler hazırlanan yemek vakti günün son öğünüdür. Yemek davetleri çok önemlidir. En güzel masa örtüleri kullanılır. Misafir tabakları ayrıdır. Davetli sayıları fazlaysa çocuk masaları kurulur, çocuklar büyüklerle yemek yemez. Yeme içme kültürü, düğün, cenaze, dini günler ve bayramlarda apayrı özellikler taşır. Baklavalar, börek, çörekler , çorbalar , et yemekleri ve pilavlar önemli günlerinin vazgeçilmezlerindendir. Özel gün yemekleri , gün anlamına göre değişir. Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayının ilk 10 günü içinde “aşure” pişirilir ve akrabalara, komşulara dağıtılır.- Kandillerde, kandil simidi lokma dağıtılır. Ramazan ayının vazgeçilmez yemekleri pide, güllaç, çorba ve hurmadır. Mevlitlerde külah şeker, lokum hazır edilir. Yağmur duasında etli pilav yenir ve ikram edilir. Yemek masalarınızdan mutluluk, sağlık eksik olmasın, nesiller boyu aktarabileceğiniz adetleriniz , sevdiklerinizle lezzet dolu hatıralarınız olsun efendim…
2 BLOGGER & 2 YEMEK TARİFİ KAHVELİ CUPCAKE
KURUYEMİŞLİ TART
■ Hamur için; ■ 100 gram soğuk tereyağı ■ 2 su bardağı un ■ 1 çay kaşığı tuz ■ 1 adet soğuk yumurta ■ 7 yemek kaşığı soğuk süt ■ Kreması için; ■ 1 litre süt ■ 1 su bardağı toz şeker ■ 2 yemek kaşığı un ■ 2 yemek kaşığı nişasta ■ 1 paket vanilya ■ 2 adet yumurtanın sarısı ■ 2 dolu yemek kaşığı tereyağı ■ Üzeri için; Ceviz, badem, fındık, beyaz leblebi ■ Tart jölesi YAPILIŞI: Öncelikle küp küp doğranmış tereyağı ile unu kum oluncaya kadar elinizle çok yoğurmadan karıştırın. Ortasını açıp diğer malzemeleri ilave edin ve kurabiye hamurundan farklı olarak eliniz ile toparladığınız bir hamur elde edin. (Hamur ile çok fazla oynamayın ki tereyağını kusmasın). Sütü kontrollü olarak ekleyin. Yazdığından daha az ya da daha çok da ge1978 yılında doğdum. Rize’lirekebilir. En son kontrollü olarak eklemekte yim. İTÜ – Elektrik Mühendisfayda var. liği ve Chef’s Table Mutfak AkaHamurunuzu streç filme sarıp dinlenmesi için 20 dakika buzdolabına kaldırın. demisi – Profesyonel Aşçılık meKreması için, vanilya ve tereyağı dışındaki tüm zunuyum. Her iki diplomamı da malzemeleri bir sos tenceresinin içine koyup kullanarak, her iki işimi de akkarıştırarak koyulaşana kadar pişirin. tif olarak yapıyorumJ Hem özel Koyulaştıktan sonra ocaktan alıp vanilya ve Tümay Öztürk bir şirkette mühendislik yapıtereyağını koyup karıştırarak eritin. Ilınması için kenara alın. Buzdolabında dinlendirdiğiniz hamuru yor, hem de bloğum aracılığı ile yemek işkalıbınıza göre açıp yerleştirin ve çatal ile delikle açın. lerimi düzenli olarak yürütüyorum. ÇeşitÜzerine yağlı kağıt koyup nohut, kuru fasulye gibi baklali TV programlarında, çeşitli markalar ile, giller yerleştirerek ağırlık yapmasını sağlayın. Önceden dergi ve kitaplarda çalıştım. Özel bir yeısıtılmış 175 derecelik fırında 15 – 20 dakika pişirin. mek kanalında 1,5 sene kendi adıma yemek Süre sorunda üzerlerindeki bakliyatları çıkartıp eliniz ile delikleri düzeltin ve 5 dakika daha fırına koyun. programı hazırlayıp sundum. 6 yıldırwww. Çıkardığınız hamurların içine, hazırladığınız iç dökün. tumayinmutfagi.com isimli bir sitem var. Üzerine kuruyemişleri dizip, paketindeki tarife göre tart Mutfağımdan geçen her tarifi tüm detaylajölesini hazırlayıp kenarlardan ortaya doğru dökün. rı ile sayfamda paylaşıyorum. 10 yıllık evliDilimleyerek servis yapın. yim ve 5 yaşında bir kızım var. Afiyet olsun…
MALZEMELER (24 Kişilik) ■ 200 gr Sade UN ■ 2 çay kaşığı KABARTMA TOZU ■ 200 gr TOZŞEKER ■ 1/2 çay kaşığı TUZ ■ 100 gr YUMUŞAMIŞ TEREYAĞ ■ 3 YUMURTA ■ 150-200 ml SÜT ■ 2 dolu kaşık kaynar su ile 2 kaşık NESCAFE ile karıştırılmış ve soğutulmuş kahve karışımı YADA 1 SOĞUTULMUŞ ESPRESSO ■ 100 gr yarıya bölünmüş CEVİZ KAPLAMA İÇİN ■ 200 gr PUDRA ŞEKERİ ■ 100 gr TEREYAĞ ■ 1 çay kaşığı VANİLYA ESANSI YAPILIŞI: 1.Fırınımızı önceden 180 derece ye ısıtıyoruz. Un ve kabartma tozunu bir kaseye eliyoruz.Şeker, tuz ve tereyağ ekleyin.Ekmek kırıntısı hali görünümünü alana kadar karıştırın.Başka bir kapta 73 İstanbul doğumluyumurtaları sütü iyice çırpın. yum, Eskilerin tekstil 2.Yumurta karışımını una dömezunu,aslında bir renk kün, kahve karışımını da ekleyin uzmanıyım,Kızımın doğuve pürüzsüz olana kadar çırpın. muyla iş hayatını kapatıp Eğer karışım çok katı ise biraz evhanımı hayatıma bir blog daha süt ekleyerek katı olmasayfasıyla yeni bir çerçeve yan hafif akışkan bir hamur açan şimdilerde pastacılığa elde edin. Ve hafif unlanmış ceHande Ciger aşık bir pasta tasarımcısıviz parçalarını da ekleyin .Ve 24 yım. Hayal ederken başka hayalleri süsleadet orta boy pişirmeye uygun mek için önce kurabiye süsleme ile başlayan cupcake kağıtlarına yarılarına sonra pasta ve organizasyon işlerine dönen kadar karışımdan dökün. bir işim var.En çok çocukların pastalarını göÜzerleri esnek hale gelelene rünce inanılmaz mutluluklarını ve çığlıklarını kadar çöpşiş kontroli yaparak duyabilmek için işimi yapmaktan inanılmaz 25 dakika pişirin. bir haz duyuyorum. 3. Kaplamaları yapmak için Blog ve Pastacılık camiası sayesinde bir pudra şekeri,tereyağ ,vanilya sürü arkadaşım ve dostum olmasının yanı esansı ve dilediğiniz renk için sıra TÜRKİYE ‘DE İLK kez düzenlenen bir çok gıda boyasından bir kürdan ucu ile kontrollü olarak pürüzsüz butik pastacıyı buluşturan hem yarışmaların olana kadar çırpın.Yıldız uçlu hem de eğitimlerin beraber yapıldığı CAKESkrema sıkıcıyla kaplamayla HOW İSTANBUL unu bir arkadaşımla beraber kekleri süsleyin. düzenleme şansına sahip oldum.
Halen eğitim almaktan ve eğitim vermekten ve TÜRKİYE için ik olanlara imza atmaya hayal etmekten bıkmayan bir pasta sevdalısıyım...Ayrıca yine TÜRKİYE’de yine ilk olan LEZZET YAZARLARI DERNEĞİNİN gururlu bir üyesiyim.
NOT: Dantel kelebekler için. Pasta malzemecilerin de bulacağınız yenilebilir dantel tozu ve dantel matları ile dilediğiniz şekiller hazırlayıp cupcake üzerlerini süsleyebilirsiz.
NECO, YÜZYILIN AŞK ŞARKILARIYLA CORİNNA ART & BOUTIQUE HOTEL'DE
Eşsiz lokasyonuyla Çukurcuma’ da konumlanan Corinne Art& Boutique Hotel, Çatı Teras’ da yer alan restaurant bar’da Sultanahmet, Süleymaniye, Beyazıt camileri ve Ayasofya ile Galata Kulesi ve Prens Adalarının keyfini, iyi müzik ve iyi lezzetle tamamlamak isteyenleri buluşturuyor ! Ayrıca her cuma 52. sanat yılında Neco, “Yüzyılın En Unutulmaz Aşk Şarkıları” ile nostaljik bir hava estiriyor…
Z
engin bir repertuvarla sevenlerinin karşısına çıkan Neco, Corinne Çatı Teras ‘ta seslendirdiği dünden bugüne yerli yabancı pek çok şarkıyı sürpriz şovlarla süsleyerek sahnede unutulmaz bir performans sergiliyor. Kendisine Piyanoda eşlik eden müzisyen Önder Bali ile “It Had Better” ve “That’s Amore” gibi yabancı şarkıları seslendiren şarkıcı, “Seni Bana Katsam“, “Haykıracak Nefesim“, “Mor Menekşe” gibi Türkiye’de yazılmış en güzel aşk şarkılarından yaptığı karma repertuvar performansını şar-
Nostaljik Mekan
kıcılık tekniği ile mükemmel birleştirerek, müzik dünyasında farklı bir yere sahip olduğunu ve enerjisinden hiçbir şeyin eksilmediğini 2 saat sahnede kalarak ispatlıyor.
TERASINDA İSTANBUL’ U BARINDIRAN SAKLI CENNET! Kaliteli yemek ve içki servisinin, DJ performansı ve NECO & İLHAM GENCER gibi canlı müzik programları ile bir arada sunulduğu mekan, gece hayatında ihtiyaç duyulan bir boşluğu dolduru-
yor. Corinne Çatı-Teras mutfağında; 16 farklı mezeden oluşan Meze Tabağı, deniz mahsullerine ve etlere kadar bolca kullanılıyor. Menü içinde tercih edilen lezzetlerden, gerçek bir taş fırın kullanılarak yapılan pideler, pizzalar ve ekmekler alternatif tatlar sunuyor . Kışın sıcacık şöminesiyle, yazın tamamen açılan tavanıyla serin hizmet veren mekan, yemek sonrası bar kısmında keyifli bir müzik eşliğinde içki yudumlarken İstanbul manzarası seyrine dalınacak samimi bir ortam sunuyor.
L U B N A T S İ 4 2 9 1 Hizmete Girdi !
İçinde sonsuza kadar rezerve edilmiş, Atatürk’ün masasının’da bulunduğu; Beyoğlu’nun nostaljik mekanı 1924 İSTANBUL’un açılışı, Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan tarafından yapıldı.
B
eyoğlu'nun klasikleşmiş Rus Lokantası aynı yerinde, 360 Entertainment Group tarafından 1924 İstanbul ismiyle tekrar hayata geçti. İçindeki tarihi dokusu, her köşesine sinmiş anıları ve Doğu Avrupa Mutfağı ile yeniden ruh kazanan 1924 İstanbul, grubun başarılı yöneticisi Piero Ciantra'ya emanet. Eski kimliği ve yenilenmiş mimarisi ile geçmişi geleceğe taşıyan 1924,
1920'lerden günümüze İstanbul klasikleri arasında önemli bir yer tutuyor. 1924, gümüş şamdanları, o yıllara ait çatal bıçak takımları, klasik haline gelmiş dokusu ve tarihi atmosferiyle geçmişi geleceğe taşırken usta şefler tarafından hazırlanan "Doğu Avrupa" mut-
fağı, damaklarda eşsiz tatlar bırakıyor. 1924, özel aksesuarları, sarı votka'sı, canlı müzikleri ve benzersiz rejans dönemini yansıtan dokusuyla İstanbul'a Rus kültürünü taşıyor.Geçmişten bugüne sanatçıların, yazarların, şairlerin, politikacı ve aydınların değişmez mekanı olan 1924, tarihi binasındaki büyülü atmosferinde sunduğu lezzetlere, şimdi tüm İstanbulluları ve İstanbul'un konuklarını bekliyor.
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
23 MART 2016 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
İSTANBUL GİBİ... İKİ YAKALI ŞEHİR BUDA-PEŞTE BASINDA GÜVEN
Haldun Z.TÜZEL halduntuzel@lezzetgazetesi.com
İ
Kasvetin yakıştığı şehir, büyüleyici Budapeşte...
Hilal’in lezzet turu
h lalarslang ray@lezzetgazetes .com
Hilal ARSLANGİRAY
G
eceleri güzelliğiyle büyüleyen bir kadın gibi Budapeşte. Güneşin batışıyla başlıyor ışık şöleni. Böylesi bir tarihi güzelliği seyretmeye doyamıyorum. Tuna nehrinin iki yakası üzerine kurulmuş bu etkileyici şehrin Zincirli köprüsü; Budin ve Peşte’yi birbirine zarifçe bağlamış. Yazılarımda; sizleri sıkmadan ülke tarihinden söz ediyorum çünkü bir ülkeyi gezmek, tanımaya yeterli olmuyor. Anlamak için yaşadığı acıları, savaşları da bilmek gerektiğini düşünüyorum. Aksi şekilde yapılan geziler buzdolabı süsü almak ve dönmek kadar sığ geliyor bana. Bu anlamda Macaristan tarihinden biraz söz etmeliyim. Macarlar; Orta Asya’dan gelen göçebe bir kavim. Avrupa Hunları’nın devamı sayıldıkları için tüm Dünya onları “Hungary” diye ansa da onlar kendilerine “Magyar” yani “Macar” diyor. Macaristan Kanuni Sultan Süleyman zamanında Mohaç Meydan Savaşı ile Osmanlı topraklarına katılmış. 150 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Macaristan, Karlofça anlaşması ile Osmanlı’dan ayrılmış. Ülke genelinde mimariden tutun da, mutfağına kadar Osmanlı izleri hissediliyor. Termal göllerinin büyüklüğüyle de ünlü ülkeye hamam kültürünü Osmanlı öğretmiş. Sadece hamamlar değil, Macaristan mutfağının vazgeçilmez baharatı paprika, bizim toz biberimiz de Osmanlı mirası. Hediyelik eşya satılan yerlerde bile “paprika” adı altında kırmızıbiber satıldığını eminim göreceksiniz. Osmanlı’dan geçen bir diğer önemli lezzet “kahve”. Avrupa’nın her farklı köşesinde Osmanlı izlerini gözlemlemek son derece keyifli. Zamanın süper güçlerinden olan Macaristan; ittifak devletleriyle birlikte girdiği I.Dünya savaşını kaybedince topraklarının ve halkının 3/2’ sini kaybetmiş.Ve II.Dünya savaşında Nazi Almanya’sının yerinde olarak yine kaybettiği savaş sonrası Sovyet Rusya’sına geçmiş. Doğu bloğunun çöküşüne kadar kominist yönetimle yönetilmiş.Ve sonrasında sınırlarını Avusturya’ya açmış. Böyle elden ele yorucu bir geçmişe sahip olsada; 10 milyon nüfuslu Macaristan’da, bugüne dek 12 Nobel Ödülü alınmış. Bir dolu icatları da var, tükenmez kalem gibi. Taktire 17 HAZİRAN ÇARŞAMBA 23 MART 2016 2015 ÇARŞAMBA Sayı: 21 Yıl:2 Yıl: 3 Sayı:15
Project1
Project1
12/27/13
12/27/13
10:33 AM
10:33 AM
şayan. Cafelerinde duvarlarını ülkece aldıkları Nobel ödülleriyle süsleyen bir ülkede, kendi ülkemde genelde şarkıcı fotoğraflarıyla süslenen duvarlar gözümün önüne gelince, içim burululdu haliyle... Günden güne nüfusu katlanan ülkemizde daha yaratıcı ve üretken olunan günler dilerim. Gelelim en anlatılası yer Budapeşte’ye. Başkent; Tuna nehrinin iki yakasını Buda ve Peşte olarak birleştiriyor. Budapeşte’liler; bizim İstanbul’un iki yakasından bahsederken yaptığımız gibi “Buda” veya “Peşte” yakası olarak söz ediyor. Buda; Tuna Nehri’nin Batı yakasında kalıyor. Şehrin tarihi değerlerle bezenmiş tarafı burası. İki önemli tepesi bu yakada. İlki Şato Tepesi. Tepe’nin zirvesinden Tuna Nehri üzerinde bulunan Margeret Adası ve Lanchid Köprüsünü izlemek keyifli. Kral Bela’nın yaptırdığı Şato ve tam ortasındaki Matyas Kilisesini görmelisiniz. Hilton Otelin barı dinlenmek için güzel bir alternatif olsa da, kilisenin önündeki dar sokaklarda başlayan hediyelik eşya dükkânlarını, sanat galerilerini ya da antikacıları dolaşmak keyifli olacaktır. Yine bu bölgede bulunan Ruszwurm Pastanesi, Biedermeier stilindeki süslemeleri ve her zaman taze olan kekleriyle doğru bir mola yeri olabilir. Buda tarafındaki; ikinci önemli bölge Gellert Tepesinde, 1945’te Almanların son savunma kalelesi ve barakalarını görmek mümkün. Günümüzde barakalar 1.500 kişiye servis veren bir restorana dönüştürülmüş. Keşfetmek ilginç bir deneyim olabilir. Gellert Tepesi’nden aşağıya inince karşınıza çıkan Bağımsızlık Köprüsü; sizi diğer yaka Peşte’ye geçirecek. Peşte bugünkü şehrin kalbi...Peşte’de sokaklar çok daha hare-
Çorbanın Bu ülke mutfağında vazgeçilmez bir yeri vardır. Ünlü çorbası Gulaş’ı bilmeyeniniz yoktur sanırım. Macar gulaşı et, patates ve sebze, özellikle de Macar kırmızı biberi “paprika” ile hazırlanır. Ayrıca Macarlar tarhana çorbası da içerler ve Tarhanya” olarak isimlendirmişler. Macarların 3 ayrı bölgeye göre hazırladıkları 3 ayrı balık çorbası vardır. Bunlar, Tuna, Balaton ve Orta Macaristan usulleridir. Orta Macaristan usulü yapılan balık çorbası hem en geleneksel hem de en lezzetli olanıdır. Macaristan’da “palaçinka” (krep) tatlı olarak çok yenir. Özellikle içine dövülmüş ceviz ve toz şeker serperek yedikleri palaçinka en yaygın tariftir. Macarların en ünlü tatlılarından biri de “Dough nut” dır. Özellikle bir karnaval çöreği olan Donut aslında “Dough nut” yani ceviz veya fındık şeklinde hamur anlamındadır. Orijini Macar olan “Dough nut”, Macar göçmenlerle Amerika’ya gitmiş ve ünlü “Amerikan Çöreği” “Donut” haline gelmiştir. Ülkenin yöresel içkisi Palinka eşliğinde Budapeşte’nin etkileyici manzarasını izleyerek ve halkından tarihi hikayeleri dinleyerek keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz. Şanslı hayatlar, mutlu seyahatler, ve bereketli sofralar dilerim...
ketli. Bu yaka çok daha eğlence ve alışveriş için çok daha uygun. Doğu Tren Garı, Macaristan Bilim Akademisi, Aziz Stephan Kilisesi ve Ulusal Opera, Kahramanlar Meydanı görülmesi gereken yerler. Meydan’da yer alan Gundel Restaurant, şehrin en ünlü ve eski restoranı. Eğer vaktiniz varsa gitmenizi önerdiğim bir diğer nokta; ünlü Estergon kalesi. Budapeşte’ye 60km uzaklıkta ve büyüleyici bir atmosferi olduğunu söylemeliyim. En keyifli konuya geldik sonunda. Orta Avrupa’nın en özel mutfağı Macaristan’a aittir. Denize kıyısı olmayan bu güzel ülke, Tuna nehri ve gölleri sayesinde hiç de balık ve deniz ürünlerine uzak bir ülke değildir. “Çigan müziği” eşliğinde yenen akşam yemekleri inanılmaz keyiflidir.
Page 1
Page 1
www.milliyet.com.tr
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
BASINDA GÜVEN
ÜNLÜ GURME CHEF HALDUN Z.TÜZEL’İN GASTRONOMİ SOHBETLERİ DEVAM EDİYOR!
‘LEZZETLERE YOLCULUK’ TÜRKİYE’Yİ DOLAŞIYOR
Ü Yayın Sahibi
Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni
FİKRET BİLA Okur Temsilcisi
BELMA AKÇURA Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
Tüzel Kişi Temsilcisi
İSMAİL ERALP
Yayın Yönetmeni M. VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör ALİ AYDIN YELİNER Editörler ÖZLEM MEKİK OKAN KORKMAZ KARACAN HAKKI HALDUN Z. TÜZEL BETÜL ALTINBAŞAK Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. Tel: 0212 213 76 89 www.aydajans.com Yönetim Yeri İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39 Temsilcilikler ANKARA T. 0312 410 88 00 (pbx) F. 0312 417 38 78 EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 ADANA T. 0322 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul
Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli
www.milliyet.com.tr
lkemizi Dünya’da temsil eden Türkiye Lezzet Hareketi Gn.Bşk. M.Vasfi PAKMAN tarafından kurulan Lezzet Dostları Derneği Y.K.Bşk.Yrd Haldun Z. Tüzel “ Lezzetlere Yolculuk” başlıklı Gastronomi Sohbetleri Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi, Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Kapadokya Meslek Yüksekokulu’nda gerçekleştirildi. Lezzet Dostları Derneğinin, Türkiye Lezzet Hareketi kapsamında ki; Gastronomik eğitici ve tanıtıcı bilgileri yaymak amaçlı toplantıları Hüsamettin OĞUZ'un moderatörlüğünde, Antalya THY Müdürü Ömer DURNA ve Lezzet Dostları Derneği Başkan Yardımcısı Haldun TÜZEL'in birlikte gerçekleştirdikleri "Gastronomi Sohbeti: Lezzetlerin Dünyası" konulu söyleşileri Türkiye Üniversitelerin de, Yüksek Okulların da ve Meslek okulların da devam edecek. Osmanlı yemek kültürü ve gastronomi turizmi üzerine çeşitti seminerler verdi. Yemek yapımı ve pişirmesiyle birlikte gurme lezzetler ve tadlar ve gurme kavramının anlamı üzerine sayısız seminere katılarak Türkiye ve dünya coğrafyasındaki mutfakların püf noktalarına dair bilgiler paylaştı. Gurme Şef Haldun Tüzel, bu seminerlerinin sonundaki sohbet sonrasında ise "Redtiger Surimi Ürünleri ile Denizden Gelen Surimili Tarifler" başlıklı bir de workshop gerçekleştiriyor. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt’un davetiyle "Gastronomi Sohbetleri: Lezzetlerin Dünyası" konulu söyleşi bölüm öğrencileri tarafından büyük ilgiyle karşılandı.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Turizm Fakültesi’nde "Gastronomi Sohbeti: Lezzetlerin Dünyası" Dekan Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa tarafından düzenlenen seminerde,THY Antalya Bölge Müdürü Ömer Durna da katıldı. Durna; “Uçuşlarda Türk mutfağının zengin çeşitlerinin yanı sıra dünya mutfaklarından da örnekler sunan Türk Hava Yolları A.O. tamamen taze ürünler ile butik üretim mantığı ile hazırlanan farklı menü konseptini yolcuya tanıtarak ve uçuşta görevli kabin ekibine yemeğin hazırlanması esnasında profesyonel destek sağlayarak, Türk misafirperverliğini tüm dünyaya göstermektedir.” dedi. KAPADOKYA MESLEK YÜKSEK OKULU’nda gerçekleştirilen "Gastronomi Sohbetleri: Lezzetlerin Dünyası" söyleşisinde Gurme Şef Haldun Tüzel, “Osmanlı Mutfağı diye bir terimi kabul etmiyorum; çünkü Osmanlı İmparatorluğu, birçok topluluğu, tebaayı ve kültürü içeren zengin ve kalabalık bir mozayiktir ki, tebaa mutfak-
15
larının tamamını içerir. Ayrıca bir de Osmanlı Saray Mutfağı vardır ki.sadece Saray ve Saray mensuplarına hitap etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu kurulduğundan itibaren imparatorların yüzde doksanının eşi Avrupalı, yüzde onu da Asyalı olmuştur. Yani saray mutfağı sadece Türklerden değil tüm milletlerden oluşmuştur. Ayrıca; Gurmelik öğrenilecek bir şey değildir." diyen Tüzel: Lezzet Dostları Derneğinin, M.Vasfi Pakman Başkanlığında, Üniversiteler ve okullar arası bu tarz söyleşilere devam edeceğini, gastronomi alanında eğitim veren bir çok Üniversite, Yüksek Okul ve Meslek Lisesinin bu söyleşilere katılmak için eğitim yılı içinde tarihlerinin saptandığını belirtti.
BEYOĞLU
stanbul’un en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Beyoğlu’nun tarihçesi Bizans dönemine kadar uzanır, hatta hala Bizans döneminden uzanan Venedik ve Ceneviz kökenli yerleşimlerve Lövanten olarak adlandırılan aileler, günümüzde de devam etmektedir. Yanılmıyorsam yirmi beş kadar mahalleden oluşan Beyoğlu 2004 den beri başarılı ve Genç Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile İstanbul’un örnek ve başarılı ilçelerinden biri haline geldi. Demircan’ın eğitimi, kişisel bilgi birikimi ve turizm alanındaki bilgilerinin bütünleşmesiyle, Beyoğlu, İstanbul’un turistik semtlerinden biri haline geldi., Planlı bir şehircilik çalışması ile, olan turistik değerler ön plana çıkarıldı, kaybolmuşlar bulundu, görünmeyenlerin önleri açıldı, pırıl pırıl ışıldıyan, huzurla dolaşılan, rahatça oturulan bir Beyoğlu ortaya çıktı. Her ne kadar Beyoğlu; sadeceTaksim, İstiklal caddesi, Galatasaray, Tünel ila Galata’dan ibaret değilse de ben ve benim yaşımdakiler için adı geçen semtlerin önemi çok fazladır. Büyük mutluluktur da, buraların eski halini bilmek görmek ve şimdi olmayan mekanlarında bir şeyler paylaşmak ve Beyoğlu’nun kadim tadlarını alabilmek. İşimiz de tad olunca, eskiden günümüze biraz tadlardan bahsetmek istedim. Ne zaman, kreması kıvamında, yumuşacık keki ise ağızda hoş ıslaklığı ile duyguları ayaklandıran bir pastanın tadını, bir Wiener Melange ile nişanlasam, Grand Rue de Pera - Beyoğlu, İstiklal Caddesi’nin o güzelim günlerine yetişemediğime hüzünlenirim. Bazı yazarlara bakarsanız; Fransız Sefareti başpastacısı iken, diğerlerine kulak verirseniz, bambaşka bir işle uğraşırken pastacılık sevdasına tutulan, sonuçta, İstanbulun 19. yüzyıl ortalarında en önemli pastanesi Lebon’un kapılarını açan Eduard Lebon zamanına yetişemedim, ancak, dönemin entelektüel, aristokrat ve sosyetik; Osmanlı hanımefendi ve beyefendilerinin ağızlarından düşürmedikleri ‘’Chez Lebon, tout est bon’’ - Lebon da her şey güzeldir- deyimini sık sık duydum dedemden. Yıllar boyunca, Osmanlı başkentinin sosyal çekim merkezlerinden birisi olma özelliğini koruyan Lebon, adresini değiştirip, Passage Oriental - Şark Pasajı, bilinen adıyla da Şark Aynalı Çarşısı girişine taşındığında dahi, ne tadından, ne verdiği keyiften, ne de müdavimlerinden bir şey yitirmemiş... Bir süre sonra, 1940 yılında, mesleği muhasebecilik olan Avedis Çakır’ın aldığı, adının Markiz’e dönüştürülerek 80’lere kadar işletildiğini biliyor ve gayet iyi hatırlıyorum... Markiz, rahmetli anneannemin müdavimi olduğu, haftada en az bir kez gittiği, akraba ve arkadaşlarıyla buluşup sohbet ettiği büyülü bir mekandı. Duvarlarındaki devasa İlkbahar ve Sonbahar adlı fayans tabloları, rengarenk vitray tabloları, işlemeli kartonpiye alçı tavanlarıyla, anneannemin bazen beni de götürmekle ödüllendirdiği olağanüstü bir mekandı. Son derece şık hanımefendiler, kravatlı, papyonlu beyefendiler, zarif porselen tabaklar, Christofle çatal bıçak takımları, beyaz, kolalı keten peçeteler ile donatılmış masaya servis edilen nefis pasta, fondan ve kurabiyeleri yer, çay veya kahvelerini yudumlarlardı. Küçüklerin, büyük sohbetlerine katılmak haklarının olmadığı o yıllarda, ısmarlanan pastayı, buz gibi, nefis bir limonata ile sabırsızca -ama asla arsızca değil!- yerken, fayans resimlere, cam süslemelerine bakıp ne hayaller kurardım. Yıllar sonra, ayrıca yaz ve kış panolarının da olduğunu, ancak bir panonun Fransadan gelirken hasar gördüğünden ötürü yerine konulmadığını, sağlam ulaşan panonun ise Avedis Çakır Bey tarafından kaldırılıp, yerine, pastaneye derinlik verme amacı ile ayna yerleştirildiğini öğrendim. Art Nouveau uslubunun döneme damgasını vurmuş olduğunu, bugünün İstiklal Caddesinde dolaşırken, başını kaldırıp, bina fasadlarına, pencere ve balkon ferforjelerine dikkat etmek zahmetine katlananlar, görebilir... Cep telefonuna laf yetiştirilirken, sms çekerken, yapılamaz bu gözlem. Ve mat ruhlar, başlarının üzerinden göz kırpan, geçmiş zaman ışıltılarından nasiplerini alamadan, cep telefonu ışığı ile kör karanlığı yarmaya çalışır... nafile... zaten, hangi sms’te yazacaktır ki, kartonpiyerlerin, zamanın en hünerli ustası, Cezerliyan tarafından yapıldığı, vitrayların Mazhar Resmol’un hassas elleri ile işlendiği... Unutamadım, Markiz’in limonatasının ve o eşsiz makaronlarının tadını ... Markiz’in satıldığını, kapanacağı, kapandığı, yıkılacağı, oto yedek parçacısı olacağı basında yazıldıkça, duyarlı İstanbullular gibi ben de elden gelmeyenlerin çaresizliği ile sarsıldım elbette... Haldun Taner başı çekti, Milliyet çok yer verdi sütunlarında, böylece, bence, bugün varolan Markiz’de; sahipleri kadar emeği vardır Taner’in, o eşsiz Moda’lının, benzersiz İstanbul Beyefendisinin. Yer nedeniyle şimdilik sadece bu kadarla yetiniyorum, ama gelişen ve güzelleşen Beyoğlu ile yazacak o kadar çok yer, mekan, lezzet var ki. Umuyorum daha çok yazmaya devam edeceğim Beyoğlu’nu, olanları ve olmasını hayal ettiklerimi hatta yazmaya mecbur olduğumu hissettiklerimi...