Lezzet Dostlarının, Lezzet Profesyonellerinin, Gastronomi ve Turizm Sektörlerinin, Milliyet Okurlarının ve tüm Lezzetsever Halkımızın seçimleriyle; Türkiye’nin “LEZZET OSCARLARI” Geliyor Geniş bilgi ve detaylar, aşağıdaki web sitelerindedir.
Y Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
Gourmet Chef Haldun Z. Tüzel
Yönetiminde Halkımızın Hizmetinde... Levent Metro istasyonu üstü ÇARŞI PAZAR AVM içinde
www.gastrokulturmerkezi.com TAVSİYELER
SOFRA LONDON
Karaköy şubesi açıldı Sayfa 6’DA
Manzara ve Lezzet terapisi THERAPİA BALIK Sayfa 9’DA
TARABYA BAHÇE
Lezzetleri buluşturuyor Sayfa 10’DA
2015 SEA FOOD EXPO GLOBAL ve DARDANEL
2015 SEA FOOD EXPO GLOBAL’in en güzel standını kuran DARDANEL Firması tüm dünya damaklarına uygun ürünlerini sergiledi. Yoğun ilgi gören Dardanel yöneticileri Niyazi ve Mehmet Önen standlarında 3 gün boyunca yabancı firma temsilcilerini ağırladı. Sayfa 3’TE
SE PLUS
e d ’ e d n e k a r e P e v n a
Topt
90 yıllık ağız tadı ZEYNEL MUHALLEBİCİSİ Sayfa 11’DE
AGENCY İstanbul ve Bodrum’da
Sayfa 13’DE
AKUVATUR Belçika merkezli İTQİ tarafından “Üstün Lezzet Ödülü’ne” layık görülen AKUVATUR, Seafood Expo Global’de yetiştirdiği değerli balıklarla ilgi odağı oldu. Dünyadaki ilk ve tek TRANÇA, SİNARİT, MERCAN, üretici ve yetiştiricisi olan AKUVATUR Türkiye’de ve Dünya’daki balık yetiştiricilerini yavru temin ederken, denizin içinde çok özel yöntemlerle yetiştirdiği nadir ve değerli balıkları da 5 yıldızlı oteller ile fine dining mekanlara dağıtıyor.
Sayfa 5’TE
Zeytinyağın dünya markası Sayfa 15’DE NAR GOURMET Sofra ve Mutfak Ekipmanlarında Türkiye’nin ilk ve tek CASH&CARRY Mağazası SEPLUS Horeca sektörünün yanı sıra perakende satışlarla lezzetseverler halkımızın da hizmetinde.
Sayfa 7’DE
üze 100. Yılı Geçmişten Günüm r Boncuklu za Aşkın Lezzet. Na sı. Balık ve lva He hin Ta KOSKA tüne. Üs n Deniz Ürünlerini , ak sıc er ist k, İster soğu sade. er ist lu, on lim er ist Çoook iyi gider.
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet yolu ı r a l ı ç k ı l a B a y ün
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Lezzet
name
M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com
Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her An Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.
D
o p x E d o o f a Se u t ş u l u b e d ’ l a b o Gl
“Papier Delicieux” Lezzetli Gazete
B
alık konusunu işlediğimiz, Geçen sayımızı 21-23 Nisan günleri izleme fırsatı bulduğumuz Brüksel’deki SEAFOOD EXPO Global’de dağıttık. Yerli ve yabancı firma yöneticileriyle sohbetler yaptık, Türkiye’nin balık ve deniz ürünleri lezzetlerinden bahsettik. Hepsi de sanki sözleşmiş gibi Fransızca “PAPİER DELİCİEUX”, İngilizce “DELİCİOUS PAPER” yani “LEZZETLİ GAZETE” diyerek inceledikleri yayınımıza övgüler yağdırdılar, “Gastronomide gelişmiş birçok ülkede böyle bir gazete yok!” dediler. Ülkemiz ve sektörlerimiz adına sevindik. Avrupa’dan ve Türkiye’den bir çok kuruluş yetkilisi; Ekim ayında Almanya’nın Köln Kentinde yapılacak olan, büyük gıda fuarı ANUGA için bizden, böyle bir gazete hazırlamamızı rica ettiler. Bu sayımızı da gelen istekler üzerine yine Balık ve Deniz ürünlerine ayırdık. Hatta işi biraz daha yakından tanımak için Balık toptancısı, perakendecisi ve balık restoranı sahibi arkadaşlarımızla, son günlerini yaşayan KUMKAPI BALIK HALİ’nde (1 Eylül’de yeni sezonu Mimar Sinan’daki modern Balık Hal’imizde yapacağız.) bir gece geçirdik. Tonlarca çeşitli balık ve deniz ürünlerinin, gece saat 03:00’den sonra gelmeye başlayıp, pazarlık ve arttırmalarla bir kaç saat içinde tamamen Perakendeci ve Lokantalarca paylaşıldığına şahit olduk. Sabah saat 08:00’de ise kahvaltımızı hal lokantasında edip işyerlerimize döndük. Geçtiğimiz ay çeşitli etkinliklere de katıldık, bazılarını anlayamadık (Yeşil restoran hareketi) gibi, bazılarını da takdir ettik (Sabri Ülker Vakfı’nın çalışmaları) gibi. Bazılarında sevindik ve mutlu olduk (İnoksan’ın 25.yılı dolayısıyla) bazılarında üzüldük. (Anuga 2015 tanıtımının yapıldığı, Vogue restaurantın bilgisiz ve beceriksiz personeliyle)
YZB
Bu arada bahsettiğimiz bu konularla ilgili bazı açıklamalar bana ulaşırsa önümüzdeki sayıda genişce değerlendiririz. Önümüzdeki sayı deyince, tabiiki mübarek Ramazan Ayı’ın ilk günü 17 Haziran’da çıkacak olan sayımız aklımıza geldi. Ne mi olacak bu sayımızda, tabiiki iftariyelikler olacak, en iyi iftar mekanları ve yazlık bahçeli mekanlar olacak, perakendeciler yani marketler ve tedarikçileri olacak, Kırmızı ve Beyaz etçiler olacak, usta aşçılar ve yemek tarifleri olacak, yeni açılan mekanlar ve yeni lezzet markaları olacak, meşrubatçılar ve kahveciler olacak velhasıl yine güzel ve lezzetli konular olacak.
24 Nisan’da Brüksel’de yapılan ve 6 Haziranda açıklanacak olan ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLLERİ sahibi Türk gıda firmalarını tanıyacak ve halkımıza tanıtacağız. Ramazan’da, ramazan lezzetleriyle buluşmak üzere, herşeyin gönlünüzce olması, (malum 10 gün öncesinde bir de seçim geçirmiş olacağız.) işlerinizin rast gitmesi, ağız tadınızın bozulmaması dileklerimle.
SEAFOOD EXPO GLOBAL, 2016 27-28 NİSAN’DA BRÜKSEL’DE YAPILACAK
D
ünyanın en büyük ve en prestijli fuarlarından SEAFOOD EXPO GLOBAL, 21-23 Nisan günleri Brüksel’de yapıldı. Türk balıkçılar ve ürünleri büyük ilgi gördü. STG’nin THE DREAMLAND OF SEAFOOD reklamları ve promosyonlarıyla göz doldururken, balıklarımızı pişirerek ikram eden aşçılarımız da ziyaretçileri doyurdu. Milliyet LEZZET GAZETESİ’nin etkin bir şekilde dağıtıldığı, yayın yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’ın katılımcı firmalarla temasta bulunduğu fuara: Ülkemizden DARDANEL, KILIÇ, AKUVATUR, PINAR, SAGUN, KOCAMAN, ABALIOĞLU, AGROMEY, BAĞCI, KAİNAT, KOPUZMAR, SASTAŞ gibi balık üreticisi, yetiştiricisi ve ihracatçısı kuruluşların yanı-
sıra Termodizayn, Tekser gibi sektöre hizmet veren sanayi kuruluşları da katıldı. Katılımcı ve ziyaretçiler, fuarın dünyanın hemen her yerinden gelen alıcı ve satıcıları buluşturmasına memnun olduklarını, fevkalade verimli bağkantılar
kurduklarını belirttiler. Türkiyeden ve Avrupanın çeşitli yerlerinden gelen Balık Restoranı ve Balık Satış yeri sahipleri fuarda dostlarını gördüklerini, yenilik ve fiyatlardan haberdar olduklarını, gelecek yıln fuarını şimdiden beklediklerini söylediler.
Yerel Marketçilerin büyük buluşması U
çabuk e v ı l k ı l ğ Sa ideri l n i n e m n besle
B
Rifat Hisarcıklıoğlu
NUDO
u yıl “teknoloji” ana temasıyla düzenlenen YZB 2015 fuarına, “Resmi Sponsor” olarak katılan Türkiye’nin ilk yerli noodle markası NUDO, yerel Market yöneticilerinden büyük ilgi gördü. Fuar ziyaretçilerine; Türkiye’nin lider un ihracatçısı Erişler Gıda’nın geçen yıl tüketiciyle tanıştırdığı ilk yerli noodle markası NUDO’yla ilgili bilgi veren, Erişler Gıda Perakende Grubu Genel Müdürü Abdullah Eriş, günlük hayatın koşuşturmalı temposu içinde lezzetten ödün vermeden sağlıklı, düşük kalorili, hızlı, lezzetli ve pratik yiyecek tüketmek isteyenlerin tercihi olduklarını dile getirdi.
Soslarından paketlemesine kadar piyasaya sürdüğü tüm ürünlerde GİMDES’ten alınan “Helal Sertifikası” sahip olan NUDO, son olarak vejetaryenler için Avrupa’da en güvenilir sertifika olarak kabul edilen V-Label sertifikasına da layık görüldü. Eriş, “Ağustos 2014 tarihinde başvurusu kabul edilerek gıda sektöründe Türkiye’de V-Label sertifikasına sahip olan ilk marka olduk” açıklamasında bulundu. ABDULLAH ERIŞ: “NUDO’yu 7’den 70’e herkes güvenle tüketiyor.”
lusal market zincirlerinin dışında, son derece başarılı bir şekilde gelişen, uygun fiyat ve hizmet politikalarıyla; Halkla ve Tedarikçileriyle bütünleşen yerel zincirlerin FUAR & KONFERANS etkinliği İstanbul’da gerçekleşti. Sultan Et, Torku, Kızılay, Nudo, Banvit, Üçge, Yayla, Barilla, Dimes, Barilla, Balparmak, Coca Cola
gibi Marka kuruluşların desteği ile yapılan etkinlikte: Perakende Sektörünün geçen yıl’da % 14 büyüdüğüne dikkat çeken TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, “Perakende, ülkemizin istihdam sağlayan 3.büyük sektörü. Geleceğe güvenle bakmak istiyoruz. Güven ve istikrar ortamı gerçekleşir, yasal düzenlemeler-
de yapılırsa, her yıl en az % 10 büyür ve istihdama katkımız artar. Halen 10 Milyon Dolar Ciro yapıyor ve 70.000 kişi istihdam ediyoruz, Hedefimiz 2023’e kadar bu rakamları katlayarak büyütmektir” dedi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise perakende sektörünü; “Kriz Sigortası” olarak tanımladı.
SULTAN ET LEZZETI VE ETKINLIKLERIYLE FUARA DAMGASINI VURDU
F
uara İstanbul ve Türkiye’nin her köşesinden gelen market sahip ve işletmecilerini, girişteki muhteşem SULTAN ET Standında karşılayarak ağırlayan Y.K.Bşk. Mustafa Bılıkcı konuklarıyla tek tek ilgilendi. Haliç
Kongre Merkezinin sahiline kurduğu “MOBİL GRİLL MUTFAĞI” ile tüm ziyaretçilere ızgara sucuk ziyafeti çeken kuruluş aynı zamanda fuar süresince verilen yemeklerin de sponsorluğunu yaptı. ET-BİR Yönetim
Kurulu Başkanı’da olan Mustafa Bılıkçı; Yayın Koordinatörümüz M.Vasfi Pakman’a yaptığı açıklamada “Kalite ve Lezzet’in illaki pahalı olmadığını halkımıza ispat ettik, ulusal marketlerde 36 - 43 TL arasında
satılan 300 gr.lık kangal sucuğu, Yerel marketlerde (BİM) tüm halkımız yiyebilsin diye 14-15 TL’ye sattırmayı başardık. Tüm halkımıza Sağlıklı ve helal KIRMIZI ET ve ET ÜRÜNLERİNİ sevdirmeye ve yedirmeye azimliyiz.
Mustafa Altunbilek
BARİLLA’dan geleceğe destek! B arilla Gıda Y.K.Bşk. Güneş Karababa, gıda ve tarım konularında yaşanan sorunlara, dünyada ve Türkiyede sektör Lideri olmalarının beraberinde getirdiği bir misyonla yaklaştıklarını ve amaçlarının “bu sorunlara çö-
Güneş Karababa
züm bulmak ve çözüm ortağı olmak” olarak vurguladı ve bu misyonlarının bir yansımasının: Dünya çapında açık bir taahhüt olan ve gıda, açlık, sürdürülebilir tarım konusundaki “Milano Protokolüne” taraf olduklarını açıkladı.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
lım a y ı n a t i el’ n a d r a D Niyazi Önen
T
ürkiye’nin balık uzmanı Dardanel, 1984 yılında, Çanakkale’de, Niyazi Önen tarafından kuruldu. 1986 yılında Türkiye’deki ilk konserve ton balığı üretimini gerçekleştirdi. Tüketiciyi birçok yenilikçi lezzetle tanıştıran, Türkiye’nin en sevilen markaları arasında yer alan Dardanel, gıda güvenliğine ve doğaya saygıya büyük özen gösteriyor. Bu kapsamda, yalnızca ICCAT (Atlantik Orkinosunu Koruma Komisyonu) tarafından belirlenen avcılık kotalarını uygulayan şirketlerle çalışıyor. Yunuslara zarar vermeden yapılan avcılık metodunun simgesi “Dolphin Safe” belgesi sahibi
Dünya markası Dardanel, dünyanın en büyük su ürünleri fuarına damgasını vurdu
ESE fuarında tüm dünya Dardanel’i konuştu
B
rüksel’de düzenlenen, dünyanın en büyük su ürünleri fuarı Seafood Expo Global’e (eski adıyla European Seafood Exposition) katılan Dardanel, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Fuardaki faaliyetleri ile ilgili bilgi veren Dardanel Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Önen, yoğun Ar-Ge çalışmaları ile ortaya çıkan yenilikçi ürünlerle, bir dünya mar-
kası olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen, dünyanın en büyük su ürünleri fuarı Seafood Expo Global’e (eski adıyla European Seafood Exposition) katılanDardanel’e ilgi yoğun olurken, Dardanel’in modern tasarımlı standı da ziyaretçilerin beğenisini kazandı. 70’i aşkın ülkeden 1.700’den fazla katılımcı şirketin
yer aldığı fuarda gerçekleştirdikleri faaliyetler ile ilgili bilgi veren Dardanel Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Önen, büyük ilgiden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Bu yıl 23’üncüsü düzenlenen fuarda, önceki yıllarda olduğu gibi, bir kez daha yer aldıklarını hatırlatan Mehmet Önen, “Fuarda dünyanın en önemli su ürünleri tedarikçileri ile bir araya
geldik. Yoğun Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda ürettiğimiz paneli taze ürünler gibi yenilikçi ürünlerimizle, balıkçılık konusunda sektöre yön verdiğimizi ve bir dünya markası olma yolunda önemli adımlar attığımızı bir kez daha gösterdiğimize inanıyoruz. 30 yılı aşan deneyimimizin ustalık eserleri olarak gördüğümüz ürünlerimizle ilgili bilgileri, dünyanın farklı bölge-
lerinden gelerek fuardaki standımızı ziyaret eden katılımcılarla paylaştık. Eski ve yeni tedarikçilerimizle son derece olumlu görüşmeler gerçekleştirdik. Fuar katılımcılarının, Dardanel’in ton üretiminde ulaştığı noktanın çok etkileyici olduğu görüşünde birleştiklerini belirten Mehmet Önen, “Türkiye’ye balığı sevdirmiş, alanında sayısız ilke imza atmış bir şirket olarak, son derece geniş katılımlı bir organizasyonda sektörden aldığımız olumlu eleştiriler, doğru yolda ilerlediğimiz konusunda bizi daha da cesaretlendirdi” diye konuştu..
Mersin Lagos Şiş, Cızbız Somon Köfte gibi lezzetler ve zengin sushi menüsü, balık şölenini doruklara çıkarıyor. Dardenia ayrıca web sitesi Dardenia.com ve mobil uygulaması üzerinden gelen siparişlerde ilk siparişte %20 indirim, her siparişte de %10 puan veriyor. Yenilikçi lezzetleriyle Türkiye’de balık restoranı kültürüne yepyeni bir anlayış kazandıran Dardenia, balığın en lezzetli, sağlıklı ve hızlı halini sunan menüsüyle ziyaretçilerine balık aşkıyla dolu bir lezzet deneyimi yaşatıyor. 30 yıllık Dardanel tecrübesiyle 2011 yılında Türkiye’nin ilk ve tek balık ekmek zinciri olarak
restoran sektörüne iddialı bir giriş yapan Dardenia, Ege’nin levreklerini, Karadeniz’in mezgitlerini, Akdeniz’in lagoslarını, Norveç’in somonlarını ve geleneksel balık lezzetlerini modern bir üslupla sunan menüleriyle kısa sürede balık tutkunlarının ve farklı lezzetler arayanların vazgeçilmez mekanı haline geldi. Her damak tadına hitap eden Dardenia’nın farklı lezzetleri arasında yok yok! Sağlıklı ve çok hafif bol levrekli levrek çorbasından, Karidesli Patates Kroket’e, Güvenilir Midye Tava’dan baharatlı çıtır kalamar tava ve dinamit karidese çok farklı lezzetlerle yemeğe keyifli ve iştah açan bir başlangıç yapmak mümkün. Mevsimin en taze balıklarıyla hazırlanan balık ekmek lezzetleri, wrap ve burger seçenekleri, tempura usulü sağlıklı kızartma yöntemiyle hazırlanmış çıtır balık lezzetleri, gurmelerin damak tadına yaraşır Limonlu Levrek Schnitzel, Mersin Lagos Şiş, Cızbız Somon Köfte gibi lezzetler ve balık salataları, balık şölenini doruklara çıkarıyor. Zengin menüsüyle balığın en lezzetli halini sunan Fish&Bread restoranlarının yanı sıra Dardenia, Göktürk’te ve
Dardeni’yı tanıyalım... ürkiye’nin ilk ve tek balık ekmek zinciri olan Dardenia, 30 yıllık Dardanel tecrübesiyle, sürdürülebilir balıkçılık ilkelerini kılavuz alarak, 2011 yılında kuruldu. Geleneksel balık ekmek lezzetini modern ve yenilikçi bir yorumla sunan Dardenia, ilk yılında 130 binin üzerinde İstanbulluya ulaşarak büyük bir beğeni
kazandı. 2012 yılında Maslak ve Buyaka AVM’deki restoranlarıyla hizmet vermeye başladı. İlk sushi konseptli restoranı Dardenia Fish&Sushi’yi 2014 yılının Ocak ayında Göktürk’te açan ve 2014 yılının Mayıs ayında Mecidiyeköy Ortaklar’da açtığı restoranla şube sayısını 4’e çıkaran Dardenia, 2015 yılının Mayıs ayında Bağdat
Caddesi’nde hizmete giren Fish&Sushi konseptindeki restoranıyla ve açacağı restoranlarla hızlı büyümesini sürdürmeyi hedefliyor. Uluslararası alanda tanınan geleneksel lezzet markası olmak hedefiyle yola çıkan Dardenia, doğal ortamında yetişen, katkısız lezzetleriyle balık tutkunlarına enfes deneyimler sunuyor.
Dardanel yeniliklere doymuyor
S
ağlıklı beslenmenin en lezzetli yolunun “BALIK” olduğuna dikkat çeken DARDANEL Önentaş Gıda San.A.Ş. yöneticileri “Doğanın insanlığa en büyük hediyesi olan BALIK, 30 yıldır eşsiz kalite ve lezzeti, ulaşılabilir fiyatıyla DARDANEL’de” dediler. TON BALIĞI Konserveleri ile tanınan ülkemizin balık uzmanı kuruluşun,
L
son olarak Bağdat Caddesi’nde açtığı Fish&Sushi konseptli restoranlarında sushi severlerin kalbini fetheden lezzetler sunuyor. Sushi’nin yeniden yorumlanan doyumsuz lezzetlerini ilk defa Türkiye’ye getiren Dardenia’nın dopdolu menüsünde California Roll, Dynamite Shrimp Roll, Ebiten Roll, Nigiri ve sashimi çeşitleri gibi sushi tutkunlarının vazgeçemeyeceği lezzetler var. Dardenia ayrıca web sitesi Dardenia.com ve mobil uygulaması üzerinden gelen siparişlerde ilk siparişte %20 indirim, her siparişte de %10 puan veriyor.
HER ŞEY BALIK AŞKI IÇIN
T
Adı Denizle ve Balıkla bütünleşen kuruluş:
muhtelif gramaj ve ambalajlarda, perakende ve EDT için hazırlanmış: Zeytin yağlı, Ayçiçek yağlı, Light ve Acılı konserve ve poşette ürünleri mevcut. Diğer ürünleri arasında ise: Sardalye, sosyete hamsi, somon füme, ton bonfile, paneli taze limonlu levrek, mezgit, midye tava, karidesli patates kroket gibi inovatif ürün yelpazesi de mevcut.
Acılı Ton Balığı Konservesi
DARDENIA
yıllık Dardanel tecrübesiyle Türkiye’de balık restoranları kültüründe devrim yapan Dardenia, balığın en lezzetli ve sağlıklı halini hızlı bir şekilde sunan menüsüyle ziyaretçilerine çok farklı bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Mevsimin en taze balıklarıyla hazırlanan balık ekmek lezzetleri, balık salataları, wrap ve burger seçenekleri, gurmelerin damak tadına yaraşır Limonlu Levrek Schnitzel,
sürdürüyor, yeniliklerini hayata geçirmeye devam ediyor. Lezzet tutkunları tarafından büyük ilgi gören Baricci, Mister No ve Dardenia da Dardanel tecrübesi ve güvencesiyle hizmet sunan markalar arasında yer alıyor.
Dünyada bir ilk:
Farklı ve yenilikçi bir balık restoranı konsepti:
30
olan Dardanel ayrıca, aldığı “Friend of The Sea” sertifikası ile de sürdürülebilir denizciliğe, çevrenin ve doğal yaşam alanlarının korunmasına büyük önem verdiğini belgeledi. Tüketicilerin lezzetli sofralarda keyifli vakit geçirmesi, mutlu olması, iyi hissetmesi amacıyla tüm gücüyle, büyük bir titizlikle çalışan Dardanel, Türkiye’de deniz ürünleri tüketiminin artması yönündeki çalışmalarını hızla
Ürünlerinde hiçbir katkı maddesi ve koruyucu kullanmayan, doğal ortamında yetişen lezzetleriyle balık aşıklarına sağlıklı bir lezzet deneyimi vaat eden Dardenia, balık severleri Buyaka AVM’deki Mecidiyeköy’deki, Maslak’taki Fish&Bread ve Bağdat Caddesi’ndeki, Göktürk’teki restoranlarına bekliyor.
ezzet tutkunlarına farklı deneyimler yaşatmak için büyük bir heyecanla çalışmalarını sürdüren Dardanel, dünyada bir ilki gerçekleştirerek acılı ton balığı konservesini tat avcılarının beğenisine sundu. Dardanel Acılı Ton, sarımsak ve kırmızı biber içeren özel sosuyla ton balığında ezberleri değiştiriyor. Yeniliklerinde hız kesmeyen Dardanel, şimdi de dünyada bir ilki gerçekleştirerek acılı ton balığı konservesini lezzet tutkunlarıyla buluşturdu. Sarımsak ve kırmızı biber içeren acılı sosla har-
manlanan ton balığı, Dardanel imzasıyla sofralara taşınıyor. Yüzde 100 doğal ve katkısız olan bu özel ürün, Türk damak tadı için formüle edilmiş lezzetiyle kendi hayran kitlesini yaratacağa benziyor. Ton balığı tutkunlarının farklı bir lezzet yakalayacağı Dardanel Acılı Ton, ton balığıyla yeni tanışacak olanlar için de harika bir başlangıç vadediyor. Türkiye’de ve dünyada ilk kez Dardanel tarafından geliştirilen bu lezzetli ürün 160 gramlık teneke kutularda tat avcılarını bekliyor.
B
bir tutkuyla çalışan Dardanel, yeni ürünü midye tava ile yaz sofralarına renk katıyor. Dardanel, gelenekselleşen sokak lezzeti midye tavayı, pratik paketinde en güvenli şekilde sofralara taşıyor. Dardanel midye tavanın paketinde, lezzeti ikiye katlayacak özel sosu da yer alıyor. Midye tavayı, ister sosu ile birlikte sofranıza koyabilir, isterseniz de bu özel lezzet ile midye tavalı sandviçler yapabilirsiniz. Yaz sofralarınızı süsleyecek midye tavaları sadece Migroslardan temin edebilirsiniz.
Güvenli midye tavalar Dardanel’den
alıkseverlere nefis bir balık ziyafeti sunan Dardanel sofraları zenginleştirmeye devam ediyor. Taze ve pratik ürünleri ile balık aşıklarını cezbedici tatlarla buluşturan Dardanel, menüsüne midye tavayı da ekledi. Yeniliklerinde hız kesmeyen ve lezzet tutkunlarına farklı deneyimler sunmak için büyük
Yaz aylarında taze ve lezzetli alternatifler
Mezgit ve Levrek Schnitzel
D
ardanel, yeni ürünleri limonlu levrek schnitzel ve mezgit schnitzel ile balıkseverlere enfes bir ziyafet sunuyor. Dardanel’in yeni lezzetleri, tazeliği ve pratikliği ile yaz sofralarının baş tacı olmaya aday. 30 yıldır lezzetleriyle sofraları zenginleştiren Dardanel, yazın sıcak ve bunaltıcı havalarında hafif tatlar arayanlara mezgit schnitzel ve limonlu levrek schnitzel ile yepyeni alternatifler sunuyor. Tavada derin yağda ya da fritözde kızartılarak sadece 1,5 dakika içinde servise hazır hale gelen ürünler, pratik ve hızlı sofralar hazırlamaya yardımcı oluyor. Taze ve tüketime hazır olarak sunulan mezgit schnitzel ve limonlu levrek schnitzel paketlerinin her birinin içinde ikişer adet fileto yer alıyor. Ürünler sadece Migros mağazalarında satışa sunuluyor.
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Lezzet aşkına
SEKTÖRÜN EN MODA MARKASI
Başyazı
MODALI GIDA
Özlem MEKİK
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
Mutfaklarımız organik mi değil mi?
S
on dönemde oldukça popüler olan organik gıda ile beslenme aslında bir nevi trend olarak kabul ediliyor. Sağlıklı yaşamın vazgeçilmezlerinden biri olan organik gıdalar, üretimi de, tüketimi de ayrı özen isteyen beslenme araçları. Geçenlerde yaşadığım güzel bir tecrübeden başlayarak yazıma başlamak isterim. Yeme – içme yazarı arkadaşım Elif Yirmibeşoğlu ve işletmeci dostum Uğur Mercan ile evimizin hemen yakınında yeni açılan organik ürünler satan, aynı zamanda kahvaltı servisinin olduğu restoran - şarküteri ‘ye ziyaretimiz oldu. Uzun zamandır organik ürünler konusunda yaptığım araştırmaları her gittiğim mekanda fazlasıyla arar oldum diyebilirim. Ülkemizde ve yurt dışında deneyimlediğim organik mağazalar ile pek yakında ilişkilendiremediğim mağazalar mevcut ne yazık ki! Öncelikle organik ürünler satan bir restoran yada mağaza da aynı anda sizce kimyasal ürünleri satması ne kadar doğru? yada organik ürün satan bir mağaza da paketli yapay işlenmiş bağırsak kullanılarak hazırlanan şarküteri ürünleri satılması ne kadar doğru? Bu konular inanın benim için büyük soru işareti diyebilirim. Organik ürün demek hiç bir kimyasal teknoloji kullanılmadan, el emeği ile yetiştirmek, üretmek demek. Ayni zamanda genetiği ile oynanmamış ürünler de organik ürünler olarak anılır. Teknoloji kullanılmadan hazırlanan ürün de kişi bazlı olduğu için onu üretmek yada hazır hale getirmek insan gücü gerektirir. Bu durumda doğal şartlarda üretim yapan kişinin masrafının artmasına sebep olur. Teknoloji kullanarak üretim yapan bir çifti tarlasından tonaj olarak fazla ürün alırken, diğer organik üretim yapmaya çalışan çiftçi çok daha az üretim yapabilmektedir. Organik ürünleri ile pazara çıkmaya hazırlanan çiftçi iklim koşullarına bağlı üretimi beklemek zorundadır. Bu durum da gayri ihtiyari organik ürün fiyatlarının daha yüksek olmasına sebebiyet vermektedir. Organik gıdalar, islenmesi ve yetiştirilmesi hususunda kimyasal maddelere yer verilmeyen ürünler olduğu için, organik ürün ticareti yapan şirketler denetlenmeli ve mutlaka organik ürün sertifikası yada belgesi almış olmalıdır. Katkısız, sağlıklı, doğal beslenmenin insan ruhu ve bedenine katkısı düşünüldüğünde aslında organik ve doğal ürünlerin, hayatımızdaki önemi net şekilde ortaya çıkıyor. Kişilerin yaşı fark etmeksizin herkesin olanakları ölçüsünde sağlıklı bir hayata sahip olabilmesi için, doğal ürünler ile beslenmesi gerektiğinin altını bir kere daha çizmek istiyorum. Sağlığınız daim olsun. Afiyette kalın.
“M
odalı” ismi nereden geliyor diye sorarak başlamak istiyorum. Bildiğimiz Kadıköy/Moda ile bir bağlantısı olsa gerek. Yanılıyor muyum? Evet, yanılmıyorsunuz. Ben ve sevgili ortağım Murat Saraçoğlu, Özel Moda Koleji mezunuyuz. Şirketin ismini koyarken bundan esinlendik.
“ATA MESLEĞİNİ SEÇTİK” uPeki, Salih Şahin ve Murat Saraçoğlu’ndan bahsedebilir miyiz biraz. Bu ikiliyi, kurumsal kimliklerini bırakıp bu işe girmeye iten ne oldu? İkimiz de Mühendislik eğitimi aldık. Fakat her
ikimizin de dedeleri ve babaları kabzımal (sebze ve meyve komisyoncusu) olması nedeniyle sebze ve meyve sektörünün içinde büyüdük. Ben, 1999-2009 yılları arasında uluslararası bir market zincirinde yöneticilik yaptım. Daha sonra 2009-2011 yılları arasında da sektörün önde gelen bir şirketinde genel müdürlük görevinde bulundum. Ortağım ve ben edindiğimiz bu tecrübelerle Modalı Gıda’yı kurduk. uModalı gıda şu an büyük ulusal zincirlere ürün tedarik ediyor. Tercih edilmenizin nedeni ne oldu? Biz Modalı Gıda olarak ulusal zincir marketlerde sebze ve meyve reyon
işleticiliği yapmaktayız. Zaman zaman da farklı firmalara ürün tedariği gerçekleştiriyoruz. Bizi tercih etmelerinin nedeninin, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmamız, ürün ve hizmette kaliteye önem vermemiz olduğunu düşünüyoruz.
“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
uFirmanızın ana ilkesi “müşteri memnuniyeti”. Müşterileriniz memnuniyet konusunda dönüş yapıyorlar mı? Ya da hiç memnun edemediğiniz müşterileriniz de oldu mu? Tabii ki müşterilerimiz işleticiliğini yapmakta olduğumuz mağazalardaki personellerimize memnu-
niyetlerini bildirmektedir. Sezonsal ürün geçişlerinde zaman zaman yaşanan kalite sorunlarında personelimiz müşterilerimizin beğenmedikleri ürünü değiştirerek, müşteri memnuniyetini sağlamaktadırlar. Bugüne kadar bize ulaşan hiç memnun edemediğimiz müşterimiz olmadı. uİnsan sağlığı ile birebir bağlantılı ve çok fazla özen gösteren bir işi yapıyorsunuz. Nelere dikkat ediyorsunuz? Tedarik ettiğimiz ürünlerin belirli periyotlarla bizim anlaşmalı olduğumuz laboratuvarlarda, hem de çalışmakta olduğumuz ulusal zincir marketlerin laboratuvarlarında analizleri yapılmaktadır. Ayrıca
tüm tedarik ettiğimiz ürünlerde izlenebilirlik bulunmaktadır. İzlenebilirlik, ürünün tarladan soframıza gelene kadar olan serüveninin kayıt altına alınmasıdır. Kısacası, soframızdaki ürünün nereden geldiği, hangi üretici tarafından üretildiği bilgisidir. uBizler meyve ve sebze alırken nelere dikkat etmeliyiz? Birkaç püf nokta paylaşır mısınız? Ürünün tazeliğine, kalitesine ve mümkünse izlenebirliğinin olup olmadığına bakılabilir. uÜrünlerinizi hangi yörelerden tedarik ediyorsunuz? Yurtdışından getirttiğiniz spesifik ürünler de oluyor mu? Ürünlerimizi ağırlıklı olarak Antalya, Mersin,
‘Sektörün gelişmeye ihtiyacı var’
Ürünlerimizi ağırlıklı olarak Antalya, Mersin, İzmir, Çanakkale, Bursa, Manisa gibi illerimizden tedarik ediyoruz. Zaman zaman yurtdışından ithal ürünler de getirtiyoruz.
u Yaptığınız iş Türkiye’de doğru yapılıyor mu sizce? Eksiklikler var mı? Ya da şöyle olsaydı daha iyi olurdu dediğiniz herhangi bir şey? Maalesef sektörümüzün daha çok gelişmeye ihtiyacı var. Tarım politikalarının doğru uygulanması ve sektördeki firmaların profesyonellik yolunda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum. uModalı Gıda’yı iki sene sonra nerede görüyorsunuz? Geleceğe dair hedefleriniz nelerdir? Şirketimizi emin adımlarla ve kontrollü olarak büyütmeyi hedefliyoruz. Bu aşamada da ana ilkelerimiz olan müşteri memnuniyeti odaklı olmaktan ve kalitemizden kesinlikle taviz vermemektir.
k’le i k e M m e Özl dleri n e r T n ı y A Kahvaltı : Nezih Kebap Kebap : Develi Restaurantları Dünya Mutfağı : Kemer Golf & Country Club Balık : Ouzo Roof Restaurant
Salih Şahin
Murat Saraçoğlu
Fransız : La Brise Uzakdoğu : Shang Palace Bar : Şamdan Garden Etiler Steakhouse : Nus-ret Türk : Borsa Restaurant Şehir Kulübü : Soho House İstanbul Otel : Wyndham Grand İstanbul Kalamış Şef : Ayvaz Akbacak Lıfe Style blog : www.trendsforeverything.com - Ebru Aygün Yemek blog : www.beyhaninmutfagi.com - Beyhan Kadayıfçı Lezzet blog : www.istkazanbenkepce.blogspot.com - Büşra Kahveci
İzmir, Çanakkale, Bursa, Manisa gibi illerimizden tedarik ediyoruz. Zaman zaman yurtdışından ithal ürünler de getirtiyoruz. uEn favori sebze ve meyvelerinizi sorsam? Meyve olarak kayısı ve kiraz. Sebzelerden ise çalı fasulye ve enginar. uMevsiminde meyve ve sebze tüketmek en doğrusu şüphesiz. Ancak, günümüz teknolojisi bazı meyveleri zamanı olmadığında da tüketebilme şansı sağlıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Günümüzde hemen hemen her ürünü, her mevsim rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Ama, tabii ki mevsiminde yenilen ürünün lezzeti ve besin değeri her zaman daha farklıdır.
Tedarik ettiğimiz ürünlerin belirli periyotlarla bizim anlaşmalı olduğumuz laboratuvarlarda hem de çalışmakta olduğumuz ulusal zincir marketlerin laboratuvarlarında analizleri yapılmaktadır.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
AKUVATUR AKDENİZ BALIKLARI BASINDA GÜVEN
AKDENİZ “LEZZETTİR”, AKDENİZ “SAĞLIKTIR”.
5
6
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Tolga ATALAY tolgaatalay@lezzetgazetesi.com
Dünyanın Porseleni SePlus’ta
Dünyada ve ülkemizde gastronomi
G
eçen ay Dubai seyahatimde Türkiye’de de hizmet veren bir uluslararası Hypermarkete girdim. Kıskandım. Benim ülkemden çok daha fazla çeşitlilik ve alternatifli malzemeyi görünce inanamadım. Şeflerin işi daha kolay olsa gerek bu ülkede dedim. Mantar reyonu 8 metre vardı. 6 ayrı türlü mango satan stand vardı. Yoğurt reyonuna gelince Yunan Delta yoğurdundan tutunda Fransız Amerikan yoğurdundan tutun Uzakdoğusuna şaştım kaldım. Makarnalar, zeytinyağları, taze baharatlar, etler ülkelerine göre ve cinslerine göre sınıflandırılmıştı. Et reyonunda kendimi kütüphanede zannettim. Yeni Zelanda bölümünden süt kuzusu ve küşneme kısmı.. Şeflerimiz eğer bu yaratıcı güce mevcut tedarik çeşitlemesi ile ulaşmışlar ise bir de düşününki ileri de marketlerimizdeki çeşitlilik zenginleştiğinde durum ne olacak. Şu an bir tarla ve salkım domatesle şefler tarih yazıyor düşününki sarı domates, kavun domates, sarı armut domatesi, siyah zebra, yeşil zebra, muz bacaklı, kiraz, kokteyl, kraliçe malı, rus moru gibi türler olduğunu o zaman Türk şeflerimiz ne yazacak acaba? Bunun ile ilgili ben bir ürün borsası projesi sunacağım. Nereye mi? LMD Lezzet Markaları Derneğimize tabii ki. Amaç şefler arzu ettikleri ürünleri bir site üzerinde koyabiliyorlar, aynı sitede diğer şefler buna talep ekleyebiliyorlar bunu da tedarikçiler takip edebiliyorlar böylece aslında arz talep dengesini görmüş oluyor herkes. Neyse teknik konulara giriyoruz. Sezon başlıyor ve herkes yaz sezonuna hazır olacak. Sizlere tavsiyem bu yaz içtiğiniz sularda olabildiğince detoks ve metabolik sular içmeniz. İşe yarayan bir reçete: ortadan ikiye bölünmüş çilekli, halka portakallı, yeşil elma dilimli, nane yapraklı, taze zencefil dilimli ve bütün çubuk tarçınlı su için. Bu karışım, kan şekerinizi dengelemenin yanısıra, toksinleri atmanıza, ferahlamanıza, kanın temizlenmesine, tansiyon dengesine, metabolizmanın hızlanmasına, susuzluğa ve uzun süreli tokluk hissine yardımcı oluyor. Alıştıktan sonra bu tip sular hayatınızın parçası olacak. Az yeşil ve meyve yiyenler yazı doğru kullanmalı. Tuzu azaltmak için ve karbonhidratları azaltmak için yaz büyük fırsat. Sıcak ve güneş sonu akşam salataya alışmak için büyük fırsat. Bol bol serin salatalar yemek lazım. Tatlı yerine meyve ve yoğurda yönelmek ve bunu en az 22 gece tekrarlamak lazım. Ramazan ayındada iftar yemeğinizde başta bir çorba ve sonrası bu mantığı devam ettirin. Vücudunuzu temizleyin. 1 yıl boyu temiz gıdalar ile beslendiğinizde vücut hücrelerinizin çoğunluğu bu gıdalar ile yenilecektir. Gençlik ve dinçlik hissi yaşayacaksınız. Yazı fırsat görün hafif ve lezzet odaklı yemekler seçerek damağınızı da geliştirerek amatör gurmeler olabilirsiniz. Bol ananas tüketin ve limonlu gıda tüketin. Soğuk şekersiz bitki çaylarını da bol buz ve portakal halkalı ve karanfilli tüketerek alışabilir ve kışa devamını getirebilirsiniz. Bol su için ve kafein ve thein detoksları yapın yani 4 günlük tüketmeme diyetleri uygulayın. Kışa bomba gibi girelim. Kuru bakliyat proteinleri ve balık proteinlerini yükseltin. Bugün şef mi gıda uzmanımıyım bilemiyorum fakat bu hamle hepimize iyi gelecek. Restaurantlarda yazlık mekanlarda sularını bu şekilde daha da faydalı hale getirebilirler. Gelecek yazım için 1-3 yaş arası yazın nasıl beslenmek gerekiyor için bir araştırma yapıyorum ve paylaşacağım. Ayrıca yaza en hızlı giren 10 mekan ve 20 yemeğini listeleyeceğim. Görüşmek üzere.
a d ’ D O O F FAST , r e g r u b öncelik öner d e v a z z i p T
ürkiye’nin en büyük izinli veritabanına sahip online pazar araştırma şirketi DORinsight, fast food tüketimi ile ilgili yaptığı araştırmayla ilginç sonuçlara ulaştı. “Son üç ay içerisinde fast food tükettiniz mi?” sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 89’u “Evet” cevabını verirken, bu kişilerin çoğunluğu haftada 1-2 kez fast food yedikle-
rini belirtti. Araştırmanın sonuçlarına göre, fast food tercihlerinde ise liderler, sırasıyla burger, pizza ve döner. DORinsight, yaptığı araştırmayla fast food tüketme alışkanlıkları ve tercihleriyle ilgili ilgi çekici sonuçlara ulaştı. Anket, yaklaşık 12 bin kişi ile yapıldı. “Son 3 ay içerisinde fast food tükettiniz mi?” sorusuna katılımcıların çok yüksek bir çoğunluğu (%89) “Evet” cevabını verdi.
“Evet” cevabını verenlerin %44’ü sevdikleri için, %35’i evde yemek olmadığı için, %34’ü bu ürünleri lezzetli bulduğu için, %32’si hızlı geldiği için, %16’sı porsiyonlar doyurucu olduğu için, %13’ü ise promosyonlar, sunum güzelliği gibi sebeplerle fast food tükettiklerini, %35’i ise fast food tercihlerini burgerden, %29’u Pizzadan, %13’ü dönerden, %21’i kebap ve lahmacundan, %1 ise balıktan yana kullandıklarını belirtti. “Hayır” diyenlerin %66 sı karşı olduklarını, %30 u olmadıklarını ifade ederken; “Diyet Yapıyormusunuz?” sorusuna %24 “Evet”, %76 “Hayır” cevabı verdi. “Sağlıklı Besleniyormusunuz?” sorusuna ise halkımızın %50’si “Evet”, %14’ü “Hayır”, %36’sı da “Bazen” dedi. Ancak en enteresan sonuç tüketim sıklığında alındı: %3 “Hergün”, %11 “Haftada 3-4 kez”, %30 “Haftada 1-2 kez”, %24 “2 Haftada 1”, %24 “Ayda 1”, %10 “2-3 Ayda 1” dedi. Bu rakamlarla “Obezite” ülkemize yerleşebilir mi?
YAPILAN E RD ANKETLE D FAST FOO IN R YIYENLE N ORA I 9 YÜZDE 8
ıda Mühendisi Muharrem Doğan’a göre; Ticari hırsa kapılan sorumsuz kişiler, çocukların sağlığını hiçe sayıyor, tüketicileri kandırıyor. Kent insanı, hem büyük şehirlerde yaşamanın zorluğundan ve sanayileşen hayattan şikayet ediyor, kırsal bir hayatın özlemini duyuyor. Bu özlemin sorumsuz pazarlamacıları coşturduğuna dikkat çeken Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan “Türkiye’de üretim şekli açısından sadece 2 çeşit tavuk vardır; biri konvansiyonel dediğimiz standart tavuk diğeri de organik tavuk. Başına
“doğal” “gurme” ve “köy” kelimesi konulan her ürünün sağlıklı olduğuna duyulan bir inanç var ki bu, özellikle tavuk konusunda son derece yanlış bir yönlendirmedir.
Muharrem Doğan
Tutmaçlı Endüstriyel Mutfak Ekipmanları San. ve Tic. Ltd. Şti. Yalı Mah. Piri Reis Cad. No: 7/A Dragos - Maltepe / İSTANBUL T: +90 216 352 16 03-02-01 - F: +90 216 457 67 86 info@seplus.com.tr - www.seplus.com.tr
DÜNYACA ÜNLÜ TÜRK RESTORANI
N O D N O L A R F SO İstanbul Karaköy’de açıldı Londra’da Türk kültürünü ve mutfağını dünyaya tanıtan, Michelin Guide tarafından tavsiye edilen dünyanın ilk ve tek Türk restoranı Sofra London, 6 Mayısta Karaköy’de, pek çok ünlü davetlinin katılımıyla açıldı.
H
‘Doğal tavuk diye birşey yoktur’ G
Kahla’s Distributor in Turkey
Doğal ve köy adı altında pazara sunulan ürünlerin organik ürünlere rakip gösterilmesi gelecek nesillerin sağlığını tehdit eden son derece ticari bir yaklaşımdır ve bir o
kadar da yanıltıcıdır. Tüketiciler yalan, dolanla maalesef kandırılmaktır. Doğal ifadesinin resmi, geçerli bir tanımı bile bulunmamaktadır, Herkes istediği her ürüne doğal ifadesi koyabilir. Organik üretimin temeli denetim, kitabı bakanlığın yayınladığı Organik Tarım Kanunu ve İlgili Yönetmeliğidir. Organik üreticilerin attığı her adım denetlenmektedir. GDO genlerle oynanarak yapılan bir laboratuar işlemidir ve insan hayatı için çok ciddi bir tehdittir, kendimizin ve özellikle de çocuklarımızın sağlığını tavuğun sahibine emanet edemeyiz” dedi.
üseyin Özer, Londra’nın önde gelen şeflerinden biri olarak Türk mutfağının en lezzetli ve keyifli tatlarını kendine özgü yorumuyla sahibi olduğu Sofra London’ın zengin menüsünü İstanbullularla bir araya getiriyor. Türk ve Osmanlı mutfağından çok özel tatların buluştuğu Sofra London menüsünde zengin meze çeşitleri, balık ve deniz mahsullerini içeren yemekler, etli Türk yemekleri ve Sofra usulü hazırlanmış birbirinden lezzetli tatlı alternatifleri
Hüseyin Özer, Sofra London’ın zengin menüsünü Istanbullularla bir araya getiriyor.
yer alıyor. Karaköy’ün en işlek caddesinde, yolcu salonu karşısında 1.200 metrekarelik alan üzerine kurulan Sofra London kapalı salonu, kış bahçesi, barı ve toplantılar için kullanılabilecek özel salonu ile misafirlerine hizmet veriyor. Studio Proline’dan Şafak Aliçavuşoğlu tarafından tasarlanan Sofra London, Entertainit by Brandit Group ortaklarından Murat Tokuz’un
müzikleri eşliğinde misafirlerini ağırlıyor. Sofra London, özenli servisinin yanı sıra sıcak atmosferi ve Türk misafirperverliği eşliğinde, Türk kültü-
rünü yıllardır başarıyla temsil ettiği Mayfair ve Oxford Street şubelerine, eklediği Karaköy’de İstanbul’dan ve tüm dünyadan konuklarını bekliyor.
Lezzet günlükleri
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
7
MUTFAK VE SOFRA EKIPMANLARINDA, TÜRKIYE’NIN ILK VE TEK CASH & CARRY MAĞAZASI
SE PLUS
, İNE TOPTAN NUYOR R E ünyanın ve ülkemiL L E N O Y S U E S F T O E R M P İZ zin konusunda lider A H C E E HOR AKEND R E P A markalarını, 5 yıl IZ IM HALK R E V E önce İstanbul Dragos’ta açtığı S T E Z Z LE 4000 m’lik merkez ve geçen
D
yıl açtığı Yalova şubesindeki SE PLUS show roomlarında sergileyen TUTMAÇLI Endüstriyel Mutfak Ekipmanları San. ve Tic. Ltd. Şti. Açık ve kapalı alanlarında: Mobilyadan Textile, Porselenden Cama, Ahşaptan Metale hotel, restaurant ve evlerde kullanılabilecek on binlerce kalem üründen, yüz binlerce adet stok bulundurarak; Anında teslimat yapabiliyor, online talepleri karşılayabili-
yor, ihale ve toptan satışlara da en kısa sürede cevap verebiliyor. Sektörde 25 yılı dolduran, HORECA’da ünü sınırlarımızı aşan SE PLUS’ın kurucusu, genç ve başarılı yönetici A.Taner Murat; Gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman’a çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi. Ünlü restaurant ve hotellerde SE PLUS ürünleri kullanılmakta “Ulusal ve uluslararası fuarlara katılan, aşçılık ve lezzet yarışmalarına
sponsorluk yapan, mutfak ve ağırlama profesyonellerini destekleyen çalışmalarıyla da dikkat çeken SE PLUS’ın en önemli özelliği: 2 masalı köfteciden, binlerce kişilik tesislere kadar hotel, restaurant, catering, cafe, bar, pastane, büfe ve fast foodlara, sosyal ve askeri tesislere, hastahane, okul gibi her türlü yeme-içme işi ve hizmeti veren her yere, hatta evlere kadar hizmet ve ürün sunabilmesidir.” dedi ve sözlerine devamla, masa üstü ürünlerin, en kuvvetli oldukları bölüm olduğunu belirten Murat, “Ülkemizde var olan ve yeni açılan cafe-restaurant’larda yemek kalitesi oldukça yükseldi. Bu kaliteye uygun sunumlar yapamazlarsa, müşteri tarafından tepki alıyorlar. SE PLUS; sunum konusunda; Aralarında Kahla, Güral, Porland, Öztiryakiler, Lava, Aryıldız, Hisar gibi markalara ait porselen, çatal kaşık, ahşap, füzyon cam, mermer, basalt vb ürünler ve zengin alternatiflerle ön plana çıkmaktadır. Yurt dışı için özel ürettiğimiz ahşap çalışmalar, uluslararası alanda dünya çapında dereceler almış, şık restoranların masalarını süslemektedir. Türkiye sunum konusunda dünya standartları seviyesinde ve hatta çoğu zaman üzerinde, başarılı işler çıkartmaktadır” diyor. SE PLUS’TAN YENI BIR ÜRÜN: KAHLA PORSELEN Murat, sunum trendleri hakkında ise; “Sunum trendleri arasında son 2-3 yıldır ahşap ve porselen birle-
KEMAL USTA WAFFLES
şimi ürünler ön plandadır. Ahşabın sıcaklığı,porselenin hijyeni birleştiğinde ortaya mükemmel sonuçlar çıkıyor. Almanya’dan ithal ettiğimiz ve Horeca’da ülkemizin tek satıcısı olduğumuz, dünyanın en iyi porselen markası Kahla Porselen, bu sene teknoloji ürünü olan altı slikonlu kaymaz tabak ve fincanlar üretti. Ambiente ve İnternorga fuarlarının gözdesi oldu. Bu ürünlerin Türkiye’de satışına başlıyoruz. Özellikle yatlarda ve uçaklarda, ayrıca vip işletmelerde kullanılması öngörülüyor. Ayrıca yine bu sene, çok ses getirecek olan cafe-break sunumları için tasarımlarımızı da tamamladık” dedi. Konuklarını evlerinde ağırlamaktan hoşlanan, yemek yapmasını seven halkımızın da show roomlarımızı ziyaret etmelerini, bir birinden değişik ve kullanışlı sofra ve servis ekipmanlarımızla tanışmalarını tavsiye eden, ayrıca 2015 yılında, turizm yatırımlarının ve yeme içme sektörünün büyümenin devam edeceğine inanan, deneyimli yatırımcı ve yönetici A.Taner Murat, sözlerini: “Bu sektörde çalışacak personelin kalitesi sektörün başarısında çok büyük pay sahibidir. Bu sebeple insana yatırım yapan, eğitime önem veren kuruluşlar her zaman kazanacaklardır” diye tamamladı.
Metro Toptancı Market, bu yıl 14. kez düzenlenen ‘İhracatın Yıldızları’ organizasyonunda e ‘Ticaret Elçisi Ödülü’n u. nd lu bu değer
OMNI POST SISTEMI ILE DEVRIM YAPTI
Metro Toptancı Market’e
‘Ticaret Elçisi Ödülü’ Waffles denince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Kemal Usta Waffles, her geçen gün markasını büyütmeye devam ediyor. Hem yeni ürünleri, hem de yönetim stratejileri ile kendi alanında bir devrim gerçekleştiren Kemal Usta, yepyeni tuzlu waffle’ları ve kampanyalar ile önünde kuyruklar oluşturuyor.
K
emal Usta Waffles’ın kurucusu Kemal Özelgil, klasikleşmiş muhafazakar ustaların aksine markalaşmayı çok önemsiyor, pazarlama araçlarını araştırarak yeni ve teknolojik çözümleri markasını büyütmek için başarılı bir şekilde kullanıyor. Tabii bu başarının en önemli mimarlarından biri de ikinci kuşak Yeşim Özelgil. Eski ustanın bilgi, yaratıcılık ve mahareti ile yeni kuşağın bilgisi ve yeniliklere açık bakış açısı birleşince ortaya Kemal Usta markası ve başarı hikayesi çıkıyor. Şimdilerde tuzlu waffle’ları ile çok konuşulan Kemal Usta, bu konuda da lider. Waffle denilince akla ilk
gelen tatlı kavramı ile ters olsa da, tuzlu waffle’lar şimdiden müdavimi oluşmuş. Ton balıklı, tavuklu ve hatta somonlu tuzlu wafflelar en az tatlı çeşitleri kadar talep görmeye başlamış. Bu yeniliklerin dışında Kemal Usta Waffles’da inanılmaz bir pazarlama uygulaması yürütülüyor. Bu konuda bir açıklama yapanYeşim Özelgil; “Pazarlama konusunda bir ürün arayışı içine girdiği-
miz de kullandığımız Omni POS sistemine ait olan bonvito ile karşılaştık. bonVito tam da bize uygun bir kampanya programı. Kullanmaya başladığımız günden itibaren satışlarımızdaki artış bizleri de şaşırttı. Kampanyalarımızı kendimiz kontrol edebiliyor ve geri dönüşleri takip edebiliyoruz. bonVito’yla küçük ve orta büyüklükteki firmalar da profesyonel müşteri sadakat sisteminin avantajlarından faydalanabilir. Müşteri kartı, kupon ya da indirim promosyonundan istediğimizi
kullanabiliyoruz, bonVito kötü kullanım ve kaçaklara karşı güvenliği ve başarıyı takip etmemizi sağlıyor. Modüler tasarımı sayesinde bonVito’yu ihtiyacımıza göre kullanabiliyor ve istediğiniz zaman hizmet yelpazesini genişletebiliyoruz.” Yurt içinde 5 adet mağazası olan Kemal Usta franchise sistemiyle büyümeyi ve 30 adeti hedefliyor. Franchise ağını yurtdışına da yaymak düşüncesiyle, yaklaşan yaz aylarında mönüsündeki tatlı çeşitlerine yepyeni ürünler eklemeye hazırlanıyor.
M
etro Toptancı Market, Dünya Gazetesi, DHL Express Türkiye, Akbank ve Vodafone tarafından düzenlenen ‘14. İhracatın Yıldızları - İhracatı Teşvik Ödülleri’nde, Türkiye’de ihracatın gelişimine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalardan dolayı ‘Ticaret Elçisi Ödülü’ne değer bulundu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da katıldığı, Türk iş dünyasını buluşturan organizasyonda ödül, Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan’a TURKTRADE Genel Sekreteri Süleyman Gedik tarafından takdim edildi. Özerkan: “Hem ülke tarımının gelişmesine hizmet ediyoruz hem de ekonomiye
katkı sağlıyoruz” dedi. Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Özerkan, “Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz ilk yıldan itibaren bu topraklardan kazandığımızı yine bu topraklara yatırıyoruz. Türkiye’nin yerel değerlerine büyük önem veriyoruz. Türkiye’de yetişen çok özel lezzetleri hem korumak hem de dünya pazarına açmak için çalışıyoruz. ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ projemizle bugüne kadar toplam 52 adet coğrafi işaretli ürünü Metro raflarına taşıdık. Sadece Türkiye’de pazara sunmakla kalmadık, Anadolu’ya özgü çok sayıda ürünü dünyanın farklı ülkelerindeki Metro raflarına taşıdık. 2012-2013 döneminde
Kubilay Özerkan’a ödülü Süleyman Gedik fı ra ta ndan verildi.
10 ülkeye 8 bin ton Coğrafi İşaretli Ürün ihracatı gerçekleştirdik. Geçen yıl Ağustos-Aralık döneminde ise 6 ülkeye 1.650 tonu Coğrafi İşaretli Ürün olmak üzere toplam 2.500 ton Meyve-Sebze ihracatı yaptık. Bu şekilde hem ülke tarımına hem de ekonomiye katkı sağlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Bilindiği gibi Metro Toptancı Market, Türkiye’ye özgü projeler üretiyor ve yatırımlar yapıyor. Önümüzdeki aylarda yapımı tamamlanacak olan GASTRONOMETRO aşçılık eğitim merkezi bu konuda arayış içindeki müşterilerini ve personelini verimlilik konusunda eğitecek. Merkezi dünyaca ünlü Exec.Chef Maximillian Thomae yönetecek.
8
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
N E D N İ S İ N EN YE E N Ü Ğ Ü Y EN BÜ
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
Lezzet mekanları
www.milliyet.com.tr
ISTANBUL’UN EN IYI BAL BASINDA GÜVEN
BALI CUNDA YILDIZ “BALIK BIZIM IŞIMIZ”
CUNDA LEZZETLERI
BALIK RESTAURANTINDA
İ
stanbul’dan kalkıp her fırsatta Cunda’ya gitmek keşke hepimiz için, her zaman mümkün olsa. Kim istemez rakı - balık keyfini, olması gereken yerde, Cunda’da yapmak. Belki senede bir veya birkaç kere bu keyfi organize edebiliyoruz. Ama döndüğümüzde oradaki lezzetlerin tadı damağımızda kalıyor. İstanbul’daki ilk Cunda Mutfağı özelliği taşıyan Cunda Balık Restaurant, genç çift Çigdem ve Özgür Bayrak tarafından işletiliyor ve Cunda Adasında tattığınız lezzetleri , 2003 yılından beri de İstanbul Bostancıya taşıyor. Mekana gelen tüm misafirleri ile yakından ilgilenen, onlara evlerinde balık yiyormuşcasına rahat ve huzurlu bir ortam sağlayan Çiğdem Hanım ve Özgür Bey mekanlarında sıcak ve samimi bir aile havası yaratmışlar. Tüm restaurant ekibi de samimiyet ve güler yüzleri ile hem bu havaya katkıda bulunuyor, hemde hızlı ve zarif servisleriyle dikkat çekiyorlar. Cunda Adası’nda girdiğiniz hemen her restaurantta oldugu gibi, Bostancı Cunda Balık’ta da en az 70-75 çeşit meze ve ara sıcaktan oluşan geniş bir meze dolabı buluyorsunuz. Zaten, Ayvalık’tan günlük olarak gelen taze ege balıklarıyla dolu balık dolabı da sizi he-
men cezbediyor. İstanbul’da hiçbir restaurantda bulamayacağınız kadar çok çeşit Ege otları arasında seçim yapmakta zorlanıyorsunuz. Sadece balıklar da değil Ayvalık’tan gelenler; natural sızma zeytinyağlar, siyah ve yeşil nefis zeytinler, ege otları, taze lor, lor tatlısı, keçi peyniri, sepet peyniri vede Cunda’yı Cunda yapan her lezzet. Cunda Balık Restuarantın spesiyal ürünleri arasında Merzane, Beğendili Ahtapot, Enginarlı Karides, Peynirli Lagos, Cunda Ezmesi, Portakallı İzmarit gibi başka hiçbir restaurantda bulamayacağınız çok özel lezzetler mev-
cut. Özellikle hafta sonları rezervasyonsuz yer bulmanın imkansız olduğu Cunda Balık Restaurant’da siz›de benim gibi yapın, hem yerinizi erkenden ayırtın, hemde bu değerli işletmecilerle tanışma ve sohbet şansına sahip olun.
B
YAKAMOZ BALIKÇILIK
ostancı tren istasyonunun yanında ve Küçükyalı’da “Alkolsüz Balık Lokantası” olarak hizmet veren YILDIZ YAKAMOZ Balık Restoranlarının genç ve çalışkan yöneticisi Fuat Yıldız; 1985 yılında henüz 12-13 yaşlarındayken işçi “Yalel” olarak girdiği İstanbul Balık Hali’nin, bu gün en seçkin müşterilerinden biri. Gece yarısı balık halinde müşterileri için balık seçen, gün içinde ise dağıtımını ve lokantalarının servisini takip eden Yıldız; Anadolu yakasının ünlü Balık Restaurantlarına ( By Esat, Cunda, Şaşkın Balık Vs. ) toptan balık tedarikçiliğinin yanısıra, Lokantalarının yanında tesis ettiği “Perakende Mağazalarından”da su ürünleri satışı yapıyor. Bu yerlerden pişmiş veya çiğ balık ev ve iş yerlerine servis ediliyor. Dost ve müşterileri tarafından çok sevilen, samimi ve yardımsever bir kişilik olan Fuat Yıldız aslen Erzincanlı. Mesleğe Amcası Hacı Fikret ve Abisi Muktedir Yıldız’ın yanında başlamış. Birlikte işlerini geliştirmişler, lokantalar açılmış, tezgahlar kurulmuş, frigofrik araçlarla toptan balık dağıtımı başlamış yanlarında yetişkin akrabalarına da işvermişler. Bostancı’daki bahçeli ve 3 katlı restoran 250 kişi kapasiteli. Burada İstanbul’a gelen, ehil ellerce seçilen, usta ellerde pişirilen en taze deniz balık ve ürünleri: Izgara’da, tavada, fırın-
da hazırlanmakta, mevsim yeşillikleri ile eğe otve sebzeleriyle yine deneyimli personeller tarafından misafirlere sunulmakta. Yıldız Yakamoz Mağazalarının da; Kaliteli çiğ balık satışı ve temizliği’de takdir görüyor..
Mekam’da her sabah yöresel serpme kahvaltı var. Hafta sonları ise Erzincan mutfağından 70 çeşit ürünle nefis Brunch uygulamasının ardından gece 24’e kadar yemek servisi devam ediyor.
Yıldız Yakamoz’un, ünlü lezzet tutkunlarını ağırlayan personeli ise: “Müşterilerimize kaliteli balığın gerçek lezzetini almaları için, ağızların alkolsüz ve sigarasız olmasını tavsiye ederiz” diyorlar.
Bostancı’nın ünlü mekanları Yıldız Yakamoz ve Cunda Balık Restaurantların sahipleri Fuat Yıldız ve Özgür Bayrak, hem çalışmalarını anlattılar, hem de Yayın Yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’ı ağırladılar, çok özel lezzetlerle tanıştırdılar.
S
SOMON BAL DAMAKLA
adece İstinye Park AVM Şubesinde, günde 30-40 kg. SOMON BALIK DÖNERİ satan BALIKEV’in Citys Nişantaşı AVM ve Aqua Florya AVM olmak üzere 3 şubesi var. Tüm şubelerde Balık, tezğahta seçiliyor, piyasa fiyatından tartılıyor, kaç kişi yiyecekse o kadar bir pişirme bedeli eklenerek servis ediliyor. Bilindiği gibi Somon Balığı ülkemizde en çok tüketilen ithal balıkların başında gelmekte. Tavası, ızgarası, fırını, fümesi, buğulaması, şişi, salatası, sushisi ve şimdi de DÖNERİ bile yapılıyor. Bu konuda ünlü bir marka var istanbulda: BALIKEV, ençok somon balığı tüketen ve tükettiren Balık Lokantalarının başında geliyor. Hatta SOMON DÖNERİ ile bütünleşmiş, üstelik ondan “FİSHKENDER” bile yapıyor. Laf aramızda kimse’de onun gibi Döner yapamıyor, yapmaya teşebbüs bile etmiyor. Alarko-LEROY firmasından Leyla Alaton desteklemiş bu Döner projesini ve 4-5 sene önce de Balıkev’de hayata geçirilmiş. O günden beri de servis edilen bu üründen kendilerinin ve müşterilerininde çok memnun olduklarını belirten, mekamların kurucu ve yöneticisi Ziya Makaracı’nın, yenilikçi yapısı ve geliştirdiği model aslında “Lokanta yanında, Balık satışından” farklı değil. Ancak, daha zarif, daha nezih, daha albenili olup, tüm mekanlarda da aynı konsept uygulanmış. Ortada, üzerinde tüm deniz ürünlerinin teşhir edildiği buzlu bir reyon,
yanında p lerin mut rulmuş. İ mekanlar sakin bir yaratılara yemek yeme alan ları oluşt rulmuş. Bugün balıkların tedarikçil KAYHAN firmasının tığı Balıke tabiiki tüm niz balıkl ürünlerid Buradan ç ye’de çiğ v balık serv veriliyor. de ilk şub İstinye Pa açan işlet burada 15 200 kişiye Nişantaşı kişiye, Flo 140-150 rındaki 30 ile hizmet Mönüs gıçlardan işi, ızgara, balıklarda sullerine, dan sebze
Lezzet mekanları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
9
LIK RESTAURANT’LARI2 BASINDA GÜVEN
IKEV THERAPIA ŞAŞKIN MANZARA VE LEZZET TERAPISI
ALAÇATAYI UZAKTA ARAMA
BALIK RESTAURANT
BALIK RESTAURANT ISTANBUL’DA
LIK DÖNER ILE ARI FETHETTI
Ü
pişiricitfağı kuİç ve dış rda ise r ortam ak-
ntu-
n tüm nın liğini NLAR n yapev’de m deları ve de mevcut. çevreve pişmiş visi de 2007 besini ark’ta tme 50ye, ı Citys’te 50-60 orya Aqua’da ise kişiye reyonla0 çeşit su ürünü t veriyor. sünde: BaşlanSalatalara, tava, , kağıtta ve soslu an deniz mahBalık çorbasıneli balık kavur-
masına, zengin yemek çeşitleri, Tahin helvası ve Limonlu Trilece tatlısı bulunmakta. Uygun fiyatlı balık lezzetlerini, alkolsüz ama iyi bir servisle yansıtan mekanların şehrin her yerinden elen müdavimleri var.
nlü Balık Restaurantlarında, yıllarca profesyonel olarak hizmet veren; Salon Yöneticisi Kamber Şahin ile Mutfak Yöneticisi Exec. Chef Hamit Ay güçbirliği yapmışlar. 6 ay önce İstanbul boğazının bu en güzel ve en stratejik noktasındaki THERAPİA Balık Restaurantını devralmışlar. Pekte güzel etmişler, başarılar dileriz. Therapia Balık Restaurantı, İstanbul’un en güzel semtlerinden Tarabya’nın Kireç burnu sahilinde. Doğal yapısını ve tarihi değerlerini koruyarak günümüze ulaşan bu noktadan, Boğazın 2 yakası birden görülmekte, filiz veren 3. köprünün ayakları heyecan yaratmakta ve bizler bu muhteşem görüntünün tam karşısındayız. İlk terapimiz manzara! Mesleklerine yıllarını veren, iki profesyonel dost’un bu örnek girişimi takdire şayan. İkisi de güler yüzlü ve samimi insanlar. İşi bilen, insanı tanıyan ve lezzet’e hakim yapılarıyla başarıyı şimdiden kucaklamışlar. Modern Mutfağı, çok şık dizayn edilmiş salonu ile İstanbulluları ve İstanbul’un konuklarını ağırlamaya aday örnek bir işletme kurmuşlar. Bu tarz dünyada çok yaygın, hatta Miche-
lin yıldızları bile öncelikle, gastronomi profesyonellerinin kendilerine ait işletmelere verilmekte. 140 kişilik ferah, yazın tüm camlarının açılabildiği mekan, kısa sürede özel toplantı ve organizasyonlarında gözdesi olmuş. Geleneksel deniz ürünlerini, uluslararası tatlar ile harmanlayarak inovatif ve yeni lezzetler yaratan ünlü chef Hamit Ay ve ekibinin hazırladığı mönüler ve sunduğu lezzetler bizce denemeğe değer. Denizden gelen lezzetlerin şöleninde Ahtapot’un değişik versiyonlarını, karides ve diğer deniz ürünleriyle nasıl farklı lezzetler yaratılabileceğini gördük. Taze ve lezzetli balıklarımızın, usta ellerde lezzet zirvelerini nasıl zorladığına şahit olduk. Balık fajita, tuzda kalkan, fırında çeşnili Lagos, Kaşarlı ahtapot carpaccio gibi daha sayılacak çok değişik lezzetler mevcut. Bizden söylemesi, gerisi size kalmış.
B
eyaz kireç boyalı duvarları, yemyeşil limon, incir, dut ve vişne ağaçları, mavi boyalı pencere ve sandalyeleri ile “Alaçatı’da bir bahçedeyim” diyeceğiniz. Hele akşam olunca, o ağaç dallarının arasında yanan renkli ampullerle ve coşkulu ege şarkılarıyla hayaller diyarına yolculuğa çıkacağınız bir mekan, bu Ataşehir’deki ŞAŞKIN BALIK RESTAURANT. Bir KAENKA (Kızkardeş+Enişte+Kayınbirader) yani aile işletmesi olan ŞAŞKIN BALIK RESTAURANT, Gülşah Özsöz, eşi Gündüz Özsöz ve kardeşi Şeref Simit tarafından 2012’nin nisan ayında açılmış. Gerek bahçesi, gerekse iç mekanları Ege’den Alaçatı mimarisi örnek alınarak dizayn edilmiş. Açık ve kapalı alanlarında 260 misafirin ağırlandığı mekanı Gündüz Özsöz yönetmekte. Bütün konuklarıyla arkadaş gibi olan, onlarla sohbet eden, kapıda tek tek karşılayıp, yine aynı şekilde uğurlayan Özsöz; “İşimi severek yapıyorum. İnsanlarla tanışmak, onlarla konuşmak, yeni dostlar edinmek beni çok mutlu ediyor. İşim ağır olmasına rağmen yorulmuyorum. Bahçemdeki ağaçlarla, anlayışlı personelimle ve ailemle burada beraber olmak bana güç veriyor” diyor. Tesisin deniz ürünleri tedarikçiliğini, Yıldız Yakamoz Balıkçılık firması yapıyor. Şirket sahibi Fuat Yıldız’ın bizzat
seçerek en tazelerini gönderdiği seçkin bir mekan olan ŞAŞKIN BALIK’ın mutfağı deneyimli chef Hıdır Ar’a emanet edilmiş. Damak ve ayak alışkanlığı yapan, huzur veren mekanın müşterileri de müdavim olmuşlar. Kendi evlerinin bahçesindeymiş gibi rahat, dost ve akrabalarıyla beraberlermiş gibi de huzurlular.Ağırlıkla, ege’nin 2 yakasından da neşeli şarkıların ve çoşkulu müziklerin çalındığı, konukların birlikte sohbetler edip, danslar yaptıkları sıcacık ve saklı bir ortam yaratılmış Ataşehirin bir köşesinde. Mönüden ziyade Hıdır Usta’nın tavsiyelerine uyan lezzet severlere, ge-
nellikle Ege’den gelen otlar, sebzeler, peyirler, zeytinler ve balıklardan oluşan: Salatalar, soğuk ve sıcak mezeler, balıklar, spesiyaller ve tatlıların sunulduğu mekanda alkollü ve alkolsüz her türlü içki servisi de yapılabiliyor. Zevkli, seviyeli, samimi bir ortam ile Lezzetli deniz ürünleri meraklılarına, burada bizzat ağırlanan M.Vasfi Pakman tarafından şiddetle tavsiye olunur. Böyle biline.
10
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet mekanları
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
besi Mekanın sahi isi ec tm le iş ve Eda Baker ile neyt mimar eşi Cü an nd Baker tarafı yın ağırlanan ya iz im en yönetm N, A M K PA fi M.Vas Exec.Chef Şahin’in an oğ D n çok mönüsünde tattı. r le et zz le özel
Başyazı Betül
ALTINBAŞAK
betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com
YEMEĞIN ANTROPOLOJISI
Y
Yemekte duygu vardır...
emek asla tek başına beslenmek, daha düz bir deyişle, biyolojik ihtiyaçların giderilmesi amacıyla mecburen yapılan bir eylem değildir. Yemeğin serüveni, mutfağa ya da masalara gelmeden çok önce başlar. Üretiminden sunumuna kadar yüzyıllar boyu kültürden kültüre birçok ritüeli içinde barındırmıştır. Anadolu’nun sofrası başka bir özellik taşır. Göçebe toplumun çok daha sade bir yemek tarzı vardır. Farklı kültürel özellikleriyle imparatorlukların görkemli masaları da zengin çeşitliliğin yanı sıra, sunum ve ağırlama kurallarıyla, insanoğluna her devirde başka bir dünyanın kapılarını açmıştır. Neşeye de, hüzne de arkadaşlık etmiştir davet masaları. Çok zaman ikramlıklar, durumun anlamına uygun hazırlanır. Her biri toplumların kültürel özelliklerinin etkisinde çeşitli mesajları içinde barındırır ve nesilden nesile birbirini etkileyerek günümüze kadar gelmiştir. Yemeğin inanç dünyasında da kuvvetli bir yeri vardır. Meyvenin en güzeli, kimi zaman tanrılara sunulurken, kimi zamanda dini törenlerinin en önemli parçasını oluşturmuştur. Sohbetlerin en ciddisi de, en eğlencelisi de çok zaman masa etrafında dönmüştür. Yani açlık gidermenin yanında çok beşeri bir faaliyettir yemek. İklim, coğrafi konum, ziraat, ekonomi, kültür seviyesi ve üretim yöntemleri büyük farklılık gösterse de yemek kültürleri birbirine bağlar. Yemek çeşitleri, pişirme ve sunum şekli, ziyafetler ve mutfakta kullanılan malzemeler kültürden kültüre farklılık gösterdiği gibi benzerlikler de gösterebilir. Ne var ki çevrenin zengin veya fakir olmasının o toplumun yemeklerinin ve pişirme tekniklerinin ne derece ‘geliştirilebilir’ olduğunu belirlemede önemli bir rolü vardır. Sadece Osmanlı Mutfağında en az 72 milletin etkisinin olduğu söylenir.
etmedikleri (karides, kerevit, pavurya, ıstakoz) Yunan ve İtalyan mutfağından devşirilmiştir. Bol zeytinyağlı sebze yemekleri, soğuk mezeler, üzümlü şıra ve şerbetler Yunan mutfağından hamur işleri, kızartmalar ise Rumeli ve Baklan kökenli olarak Anadolu mutfağındaki yerini almıştır. Otsu yemekler, haşlama ve lapalar ise Kafkas coğrafyasından aktarılmıştır. Bütün bu yemeklerin en iyisi ve en lezzetlisi geldikleri coğrafyada değil daima Saray’da yani İstanbul’da pişerdi. Saray’dan sonra onun uzantısı olan devlet ricali ve üst düzey yöneticilerin konaklarında, yani “kelli felli ekâbirin”, “küberâ ve zürefâ taifesinin” haneleri gelirdi. Merkez ve şehzade saraylarının, konak ve malikânelerin maharetli matbah (mutfak) ve kiler eminleri, ekibiyle bu yemekleri en nefis kıvamda yapmayı iftihar addederdi. Osmanlı döneminde, un, yağ, tuz, zerde, pirinç ve et şehirli halkının temel mutfak maddesi olarak kabul edilirdi. Nişan, düğün, sünnet, ölüm, dini bayramlar, mevsimlik bayramlar, Ramazan Ayı gibi gündelik yaşamdan daha farklı anlamların yüklendiği günlerde yemek ve yiyeceklerin de farklılaştığı; sofraların daha özenle ve bol çeşitle hazırlandığı gözlenmektedir. Doğum yapan kadına ziyarete gelen akraba, komşu ve tanıdıklar çeşitli hediyelerin yanında süt, yoğurt, yumurta, çorba gibi yemek ve yiyecekler de getirirler. Loğusa evinde konuklara loğusa şerbeti, süt, tatlı, bisküvi gibi ikramlarda bulunulurdu. Loğusa kadına sütünün artacağı inancıyla süt ve sütlü yiyecekler, soğan, bulgur, mercimek, şerbet, tatlı vb yedirilir; nohut, fasulye ve bazı meyveler sakıncalı kabul edilerek yedirilemez, soğuk su içirilemezdi. Düğün yemeklerinde et yemeğinin yanında pilav, mevsime bağlı olarak bir sebze yemeği,
TARABYA BAHÇE DOĞA, BOĞAZ VE DÜNYA LEZZETLERINI BULUŞTURUYOR
D
eneyimli yöneticileri, profesyonel salon ve mutfak profesyonelleri, muhteşem dekorasyonu ve lezzetleriyle bu yaza damgasını vurmaya aday olan TARABYA BAHÇE Restaurant & Bar’ın girişinde ise pastanesi ve organik ürünler mağazası bulunmakta. Mekanın sahibesi ve işletmecisi Eda Baker ile mimar eşi Cüneyt Baker tarafından ağırlanan yayın yönetmenimiz M.Vasfi PAKMAN, Exec.Chef Doğan Şahin’in mönüsünden çok özel lezzetler tattı ve beğendi. Yatırımcı ve işletmeci Baker çiftinden mekan hakkında bilgiler aldı, ileriye dönük projelerini öğrendi. Yeme-içme sektöründe uzun yıllar görev yapmış olan Eda Baker tarafından
kurulan Tarabya Bahçe, konsepti ve menüsü ile sektörün ve lezzetseverlerin dikkatlerini üstüne çekiyor. 15 yılı aşkın süredir birçok restoranın işletmeciliğini yapan Baker, hayallerini ve deneyimlerini Tarabya Bahçe’de devam ettiriyor. Tarabya Bahçe, Baker Group çatısı altında yer alan Tarabya Bahçe restoran konseptinin mimarisi, eşi Cüneyt Baker’in sahibi sahibi olduğu Baker Design Project mimarlık firması tarafından yapıldı. Baker Group olarak yatırımlarına devam edecek olan marka Haziran ayının ortasında Büyükada’daki butik Hotel Prinkipos’a ek olarak ikinci deluxe bir otel açacak. Ayrıca Kilyos’da yapımı süren Avrupa’nın en büyük beach projesi de yine Baker Group tarafından hayata geçirilecek. Baker Group, Tarabya Bahçe için 2 milyon TL yatırım yaptı. Organik marketi ve pastanesi ile kahvaltıda yer alan ürünlerin birçoğunu satın alabilmek mümkün. Dünya mutfağının lezzetlerini beğeniye sunan Tarabya Bahçe’nin menüsü Yusuf & Doğan Şahin kardeşler tarafından hazırlanmış. Kahvaltı, öğlen ve akşam yemeklerinde iddialı olan mekanda
kuru fasulye veya nohut, hoşaf bulunurdu. Çorba olarak şehriye ve yoğurt çorbalarının yer aldığı düğün sofralarında, keşkek, pilav ve et yemeği hemen her bölgede yaygındı. Düğün sofralarında tatlı olarak helva, zerde, sütlaç veya baklava olurdu. Cenaze yemeklerinde pilav ve sebze yemekleri olurdu. Bazı yörelerde mezarın hazırlanmasını sağlayan kişilere verilen yemeğe bugün de “kazma takırtısı” denir. Cenaze evine yörelere göre değişiklik göstermekle beraber, 3 veya 7 günle değişen sürelerle komşu ve tanıdıklar yemek getirmesi, ölü evinde yemek pişirilmemesi, ölünün evden çıktığı gün un helvasının yapılması dağıtılması; 3., 7., 40. ve 52. günlerde mevlit okutularak yemek veya yiyecek ikramında bulunulması geleneği devam etmektedir. Sağlıklı, mutlu masalarınız olsun efendim… (Kaynak: Tarih ve Medeniyet Dergisi)
çokça alternatif yer alıyor. Konuklar başlangıç için somon füme’nin atıştırmalık sunumu yada etli nachos tercih edebilirler. Ana yemekte ossobuco ile farkını ortaya koyan Tarabya Bahçe’nin bu yemeği de özenle hazırlanıyor. Tadı mühründe gizli yemek ossobuco dana incik ve safranlı risotto ile servis ediliyor. Çok çeşitli atıştırmalıklardan salatalara, ana yemeklerden tatlılara kadar birçok lezzet tadılmak üzere, ünlü gurmelere tattırılarak hazırlanıyor. Yurtiçi ve yurtdışında ödüllü moleküler barmenlerin hazırladığı alkollü ve alkolsüz kokteyllerin sunumları da tadı kadar iddialı. Haftaiçi
serpme kahvaltı – haftasonu Pazar günleri farklı birçok ürünün yer aldığı brunch ile de ilgileri üstüne topluyor. Mekanın kapalı alanı 65, teras 100 ve bahçe bölümü 450 kişi kapasiteli olup, ağaçların arasına, deniz manzaralı bir balkon gibi konumlandırılan mekanın en az 2 dönümlük büyük birde bahçesi var. Tarabya sahili ve metro istasyonuna yürüme mesafesindeki Tarabya Bahçe, İstanbul’un merkezinde yer alıyor. Boğaz manzarası ile bahçesinde keyifli saatler geçirebileceğiniz Tarabya Bahçe koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkesiyle hizmet veriyor. Konumu
ile farkını ortaya koyan Tarabya Bahçe ailenizle ve arkadaşlarınızla geçireceğiniz en güzel saatlerin ev sahipliğine aday. Palmiye ağaçlarıyla çevrili çok geniş ve ferah bahçesiyle, sofistike bir ambiyansta, dünya mutfağının eşsiz lezzetleriyle misafirlerini ağırlıyor. Düğün organizasyonları, şirket yemekleri, baby showerlar, toplantılar, mezuniyet baloları için İstanbul’da öncelikle tercih edilebilecek yeni bir mekan, yeni bir nefes. Üstelik, uygun fiyat, güler yüzlü hizmet, deneyimli kadrosundan nefis lezzet. Tarabya’da ki yeni mekanınızda sizleri bekliyor.
i ğ i l t f i Ç r o v i l Pa da
T
Diğer taraftan yemeklerin adları, pişirme yöntemleri ve mutfak aletleri sadece ülkeler arasında değil, aynı ülkenin farklı bölgeleri arasında bile farklılık gösterebilir. Kaynaklara göre; tamamıyla göçebe hayat tarzının tesirindeki Türk yemek kültürü, Türkler Anadolu’ya geldikten sonra civarındaki kültürlerin etkisiyle ve yavaş yavaş yerleşik düzene geçilmesiyle değişmeye başlamıştır. Bu değişim Osmanlı döneminde en ihtişamlı çağını yaşamıştır. İmparatorluk Dönemi Türk mutfağına, sebzeli et yemekleri, bastı ve yahniler Arap mutfağından, meyveli et yemekleri, (üzümlü, fıstıklı, ayvalı) İran ve Ermeni mutfağından, neredeyse her çeşidinin adı İtalyanca olan balık yemekleri İtalyan mutfağından (uskumru, çinakop, sardalye) girdi. Bunların yanında Osmanlıların “haşarat-ı bahriye” dedikleri ve pek itibar
Exec.Chef Doğan Şahin
n ’ I Ş A T N A Ş İ N
rakya’da, Kırklareli ili’nin Demirköy ilçesinde, 1700-1800’lü yıllarda Istranca ormanlarının içerisinde kurulan Palivor Çiftliği, 2011 yılında yeniden faaliyete geçirildi. Palivor Çiftliği, hem kendi ürettiği organik tarım ürünleri, hem de kendine has reçeteler ile modern ve uzman üreticilere ürettirdiği değişik gıda ürünleriyle Trakya’nın ekonomik hayatına ve sürdürülebilir kırsal kalkınmasına katkı sağlıyor. Palivor Çiftliği’nin hedefi, taze, lezzetli, doğal ürünleri ve bu ürünleri kullanarak yapılan lezzetleri, lezzet severlerle buluşturmak.
İKİNCİ MAĞAZASI NİŞANTAŞI’NDA HİZMETE AÇILDI
I
lk mağazasını Aralık 2014’te Bebek’te açan Palivor Çiftliği, ikinci mağazasını Nişantaşı’nın en eğlenceli, çekici ve değişmez buluşma noktası, Reasürans Çarşısı’nda 29 Nisan 2015, Çarşamba günü hizmete açtı. Palivor Çiftliği Nişantaşı Mağazası; taze, lezzetli, doğal şarküteri ürünlerinin yanı sıra kaliteli ve hızlı atıştırma-
lıkları ile lezzet tutkunlarını bekliyor. Mağaza’da Palivor Çiftliği’nin en özel et ve süt şarküteri ürünlerinin yanı sıra, çiftliğin kendi ürünleriyle yapılmış hot doglar, eski kaşarlı ve sucuklu simtostlar (tost yapılmış simit), kinoa ve buğday salataları ve Trakya’dan gelen çok özel şaraplar yer alıyor. Dikkat çekici tasarımıyla 36 kişiyi ağırla-
yabilen şarküteri cafe’de keyifli vakit geçirebilir, her gün sabah 8’den gece yarısına kadar sunulan hizmetlerden, paket ve catering servislerinden yararlanabilirsiniz. Palivor Çiftliği’nin kurucularından Emre Oral hedeflerini, “En kaliteli ürünleri, Trakya’ya özgü misafirperverlik ve güler yüzle mağazalarımızda misafirlerimize,
paket ve catering servislerimizle tüm Istanbul’a sunmak” olarak özetlerken, çiftliğin diğer kurucusu Y. Mimar Kerem Oral ise 2011 yılında vizyonu ve mimarisi ile Avrupa’nın en iyi projesi seçilen Palivor Çiftliği’nin Demirköy, Kırklarelinde bulunan merkezini de çok yakında sağlıklı ve keyifli bir yaşam destinasyonu haline dönüştüreceklerini belirtiyor.
Lezzet markaları
Project1
i n i t e z z e L Kalite ve koruyan 90 yıldır ilik örneği c m i ş i r i g r i b
12/27/13
10:33 AM
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Yurt dışına da açılmayı düşünüyorlar
T
, İstanbul ndurmalarıyla esi olmuş. Zeynel Usta, do gö in zd beyfendilerin hanımefendi ve bu hikaye üçüncü kuşak Şimdilerde ise rafından sürdürülüyor. aşı ta Gürdal Bölükb
ZEYNEL MUHALLEBICISI
T
emelleri 1925 yılında Makedonyalı Zeynel Bölükbaşı tarafından atılan Zeynel bugün, üçüncü kuşak ve ortağının yönetiminde bir patisserie & restaurant zincirine dönüşmüş durumda. Rahmetli Zeynel Usta’nın yalılara sandalıyla dondurma satarak başlayan öyküsü, Ankara ve İstanbul’daki mekanlarında devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde yayın yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’ın Yeniköy Şubesine gittiği ve “Sütlü tatlıları, dondurması ve kahvaltısı nefis, genç ve güler yüzlü 3.kuşak temsilcileri konuya hakim. Osmanlıdan
günümüze gelen bu LEZZET MARKASI’nı halkımız tanımalı” deyince bize de ZEYNEL MUHALLEBİCİSİ’nin hikayesini okurlarımıza aktarmak düştü. Osmanlı’nın geleneksel tatlılarını bozmadan bugüne taşıyan Zeynel Muhallebicisi’nin temelleri 90 yıl önce Sırp zulmünden kaçarak İstanbul’a gelen Zeynel Usta tarafından atılmış. 1925 yılında Makedonya’dan gelip, Yeniköy’ye yerleşen Zeynel Bölükbaşı, yalılara sandalıyla dondurma satarak geçimini sağlarmış. Zeynel Usta, dondurmalarıyla, İstanbul hanımefendi ve beyfendilerinin gözdesi olmuş. Şimdilerde ise bu hikaye üçüncü
kuşak Gürdal Bölükbaşı tarafından sürdürülüyor. Torun Bölükbaşı, 1999 yılında Ankaralı işadamı Nizamettin İren ile ortaklığa giderek markayı büyütmeye ve şubeleşmeye başlamış. Zeynel Usta’nın katkısız, hilesiz formülünü uygulamaya devam eden ortaklar, halen Ankara ve İstanbul’daki 22 Zeynel Şubesi ile Lezzetseverlere
?
ulaşmakta iki yıl içinde ise en az 35 şubeye ulaşmayı planladıklarını ve franchise vererek büyümeyi hedeflediklerini söylüyorlar. Zeynel Usta’nın Makedonya’da öğrendiği, süt, şeker, salep ve yumurta ile yaptığı dondurmayı sandalda satarak başladığı hikayeyi oğlu şirketleşerek sürdürmüş. Ancak
büyüme konusunda çekimser kalmış. Lezzetin aynı olmayacağından korkmuş. Bu düşünceyi değiştiren müşterileri ise; Moda’da oturan annesini ziyarete geldiğinde Zeynel’in kazandibini tadan ve her gelişinde kilolarca kazandibi alarak Ankara’ya dönen Nizameddin İren›den başkası değilmiş. Önce “Bir şubede Ankara’da açın” diyen, sonrasında bu şubeyi kendisi Ankara Tunus Caddesi’nde açan İren, 16 sene önce›de kurucularından olduğu Ankara’nın en büyük süt ve süt ürünleri fabrikası Bir –Tat’ı sattıktan sonra gelmiş ve Zeynel’e ortak olmuş. O
Balık Tatlısı
olur mu
Deniz ürünleri ile yapılan bilindik lezzetlerin dışında son yıllarda yapılan yeni ve inovatif lezzetler, ülkemizde ve dünyada lezzet avcılarının dikkatini çekiyor
“B
alık Mevsiminde Yenir” sloganı ile yola çıkan Ankara Yelken Klübü Restoran, farklı lezzetlerin en önemli adreslerinden biri. Deniz ürünlerinden oluşan eşsiz menü seçeneği ile konuklarını ağırlayan Ankara Yelken Klübü Restoran, “olur mu öyle” didirten bir çok lezzetle de konuklarını şaşırtıyor. Doğukent Bulvarı’nın yanı başında yer alan AYK Restoran, “taze lezzetleri” başarıyla sunan bir mekan. Profesyonel bir şef olan Ramazan Ceylan’ın bir birinden farklı lezzetleri ve eşsiz sunumları ile konuklarını unutulmaz bir şekilde ağırlıyor. Ankara Yelken Klübü Restoran, “Balık Tatlısı” ile farklı bir lezzete imza atıyor. Baharın gelişi ile insanların daha hafif yiyecekleri tüketmeye başlaması ile menü içerikleri de ona göre değişiyor. Ankara Yelken Klübü Restoran’nın deneyimli şefi Ramazan Ceylan yepyeni bir lezzetle Ankaralıları buluşturuyor.
MALZ EMELERI : u 500 GR FİLETO Lagos Balığı u 1 Adet ayıklanmış nar u 1 paket vanilya u 2 adet pasta jelatini u 1 su bardağı esmer şeker u Su YAPILI ŞI : Fileto edilmiş lagos balığı ince dilim halinde parçalanır. Ayrı bir kabın içerisinde esmer şeker ve su ile şerbeti hazırlayıp içine nar tanaleri ve vanilya ilave edilir. Bu karışımın içerisinde balık parçaları ilave edilir ve bir gün bekletilir. Bir gün sonra balığı ve nar taneleri süzülerek alınır ve robotton geçirilir. Robottan geçirilen karışım istenilen şekilde kalıplara basılır, 1 saat dipfriz de bekletilir. Kalıplara basılan karışım dipfrizden çıkardıktan sonra kalan şerbeti üzerine dökülerek servis edilebilir.
Chef Ramazan Ceylan’ın bir birinden farklı lezzetleri ve eşsiz sunumları ile konuklarını unutulmaz bir şekilde ağırlıyor.
11
dönemde büyümek için böyle bir ortaklığın gerekli olduğunu söyleyen Gürdal Bölükbaşı, büyümek için teklifi kabul ettiklerini ve iyi de ettiklerini söylüyor. Bu ortaklığın ardından Ankara’da şube sayısı hızla artmış. Ancak müşterilerden gelen “Zamanımız çok kısıtlı. Keşke sizde yemek de olsa” ısrarlarına dayanamayarak menü genişletilmiş. Böylece Zeynel, Ankara ve İstanbul’da hızla yayılan bir cafe / pastane / restoran zincirine dönüşmüş. İstanbul’daki en yeni şubelerini Nişantaşı ve Yeniköy’de açan Zeynel’in müdavimleri oluşmuş.
ürk tatlılarını ve dondurmalarını yurt dışına taşımak üzere de kolları sıvadıklarını ifade eden şirket ortaklarından Nizamettin İren, özellikle Türkler’in yaşadığı Avrupa şehirlerinden ve Ortadoğu’dan yoğun talep aldıklarını, ancak Avrupa’ya öncelik vereceklerini belirten İren, “Geleneksel Osmanlı tatlılarıyla marka olduk. Yıllardır bozmadığımız lezzetler arasında Kazandibi, Tavuk Göğsü, Profiterol, Sütlaç, Muhallebi gibi klasikler yer alıyor. Ayrıca kedi dili, krokan ve çikolata
soslu ‘Lezzet Sefası’, ‘Kadayıflı Muhallebi’, orman meyveleri ve süzme yoğurttan yaptığımız ‘Süt Pembe’, Limonlu Pelte gibi patenti bize ait olan özel tatlılar da var. Tatlı çeşidimiz mevsime göre artıyor ama standart 15 çeşit tatlımız var diyebiliriz. Yine mevsime göre farklılık gösteren 18 farklı dondurma çeşidimiz var. Ar-Ge çalışmalarına önem veriyoruz. Mesela bizden zencefilli-narlı dondurma talep eden bir pastane oldu, onu yaptık. Zencefilli-limonlu isteyen oldu. ona da yaptık. Beğenildiğini öğrendik ve mutlu olduk. Şubelerimizin dışarıdan gelen taleplere de cevap verebilecek kapasiteye sahibiz. Franchise yatırımcılarına bizimle de görüşmelerini tavsiye ederiz” dedi. SENE: 1949
Müessesenin kurucusu Zeynel Bölükbaşı’nın oğlu Baba Muslih Bölükbaşı, sandalla boğazdaki yalılara yapılan dondurma servisi yaptıktan sonra akşam da tezgahında müşterilerine dondurma satarmış.
Michael, Matbah Restaurant’a hayran kaldı Osmanlı-Saray Mutfak sanatını yaşatan Matbah Restaurant , İrlanda Devlet Başkanı Michael D. Higgins’i ağırladı.
Ç Michael D. Higgins
anakkale Savaşları’nın 100. Yılı Anma Törenleri nedeniyle Çanakkale’ye gelen İrlanda Devlet Başkanı Michael D. Higgins, törenlerin ardından Sultanahmet’te yer alan Ottoman Hotel Imperial bünyesinde bulunan Matbah Restaurant’ta Osmanlı yemeklerinin tadına baktı. Michael
D. Higgins, Matbah Restaurant şeflerinin hünerli ellerinden çıkan yemeklere hayran kaldı. Çanakkale Savaşları’nın 100. Yıl Anma Törenleri nedeniyle Türkiye’ye gelen Higgins ve beraberindeki heyet, anma törenlerinin ardından Matbah Restaurant’ı ziyaret ederek, birbirinden leziz Osmanlı
lezzetlerinin tadına baktı. İrlanda Devlet Başkanı Michael D. Higgins, aynı acılara ortaklık etmiş iki ulus olarak ortak bir kaderi paylaştıklarını belirterek, dost ve kardeş ülke Türkiye’nin gözbebeği, iki kıtaya ev sahipliği yapan İstanbul’da yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
12
Project1
12/27/13
10:33 AM
Pastane & Fırın
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Pastry & Bakery
1954 eri nb yılındailmeyen vazgeçzzet le
Başyazı
Nalan OĞLAKÇIOĞLU
iye’ r G p u ‘C
nalanoglakcioglu@lezzetgazetesi.com
Herşey cesaretle başlar, destekle büyür
D
ünyada pek çok ülke ve eyalette görmeye alışkın olduğumuz “Cake Show” organizasyonunu Türkiye’de gerçekleştirme cesareti gösteren Alev Gülden ve Hande Ciğer’in sloganı her şey cesaretle başlar, destekle büyür. Meğer Cake Show’un temelleri iki yıl öncesine dayanıyormuş, organizasyonda bugüne kadar görmeye alışkın olmadığımız detaylara dikkat etmişler, zengin bir program oluşturmuşlar, ben de bu konulara değinmeden edemedim. Alev Gülden, ABD’de Massac-husetts eyaletinde, Sherborn şehrinde yaşıyor, “One Bite Sweet” isimli bir pasta atölyesi var, çeşitli eğitimler vermekte ve uluslararası yarışmalara katılıyor, Cake Show’un Amerika ayağını yürütmüş. Hande Ertuğ Ciğer ise; Tadınız Tuzunuz olmaya talibim. Farklı konsept ve hayalinizdeki partileri gelin beraber hayata geçirelim diyen pasta aşığı biri, Beylikdüzü’nde “Tadım Tuzum” isimli pasta atölyesinde tasarım ve organizasyonlar yapıyor, Cake Show’un Türkiye’deki sorumlusu.
Dedim ya tohumları 2 yıl öncesine dayanıyormuş, öyle hop diye dünden bugüne yarışmayı hayata geçirmemişler, önce detaylı bir altyapı yapı oluşturmuşlar, panelist ve eğitmenler bularak ziyaretçi katılımını artırmayı hedeflemişler, hal böyle olunca sponsor destekleri de gelmiş tabiî ki. Ufak tefek aksaklıklar da oldu elbette ama asla göze batmadı. Yarışmalara katılımı başlangıç seviyesinden, profesyonellere, çocuk ve gençlere kadar çeşitlendirmişler. Bugüne kadar yarışmalarda genellikle Milli Takım üyesi pastry şeflerimizin yarıştığını, katılımın çok az ve benzer kişiler olduğunu gördük. Genelde profesyonel seviyelerde kalan ve benzer tasarımcıların evlerine bir yeni ödül daha götürmesinden öteye geçemeyen yarışmaların da Cake Show İstanbul’dan sonra gelişip çeşitleneceğini düşünüyorum. Konuştuğum bütün jüri üyeleri yarışacak 30-40 pasta beklerken 160’ı duyunca çok şaşırdım dediler. Pasta sevgisini herkese yayabilmek adına atılmış büyük bir adım olduğunu düşünüyorum, yarışmacıların kendine uygun olduğunu düşündüğü kategoriye başvurma şansı verilen, tüm pasta severleri cesaretlendiren Cake Show’da ayrıca yer seçimine de dikkat edilmiş. Kadir Has Üniversitesi’nin şık salonlarında pastaların sergilenmesi, doğru bir tercih olmuş. Seviye belirlemede ise yarışmacılara online ortamda doldurulan başvuru formunda aşağıdaki seviyelerden hangisi olduklarını sorarak, jüri üyelerine her seviyeyi kendi içinde değerlendirme kolaylığı tanımışlar, böylece katılımcılar benzer seviyelerde kişilerle kıyaslandı. Ayrıca Collette Peters tüm katılımcılara çalışmaları ile ilgili notlar yazdı ve katılımcılarla paylaşıldı. Yeni Başladım: (Beginner) Pastacılıkla henüz ticari olarak ilgilenmeyen, hobiyi bir mesleğe dönüştürmek isteyen, eğitimler alarak ilerleyebileceğini bilen, azimli, becerikli ve hayallerini gerçekleştirmek isteyenler. Ben iyiyim: (Intermediate) Ticari isletmesi olmayan ve bir pasta atölyesinde çalışmayan, eğitim alıp kendini geliştirmeye devam eden ama henüz eğitim verecek seviyede olmadığını düşünen, becerikli ve kabiliyetliler. Ben Cok iyiyim: (Advanced) Ticari işletmesi olmayan ve bir pasta atölyesinde çalışmayan, eğitimler alıp kendini geliştirmeye devam eden hatta eğitim verebilen yaratıcı, kendine güvenen ve rekabetten korkmayanlar. Ben Profesyonelim: (Professional) Ticari isletmesi olan ya da olmayan, uzun yıllar butik pastacılık ile uğraşan, eğitimler veren, ben en iyisiyim rekabete açığım diyenler. 2016 yılında ikincisin gerçekleşeceğini duydum Alev Hanım’dan, hatta diğer illerde de Cake Show’lar olabileceğinin haberini aldım. Keşke “Cake Show İstanbul” gibi organizasyonların sayısı artsa da pasta tutkusu herkese yayılsa.
Türk pastacılığına gönül vermiş bir isim:
HARRY LENAS F
HE C Y R T S PA
B
aylan Pastanelerini bugünlere getiren, 1954 yılından beri vazgeçemediğimiz lezzet “Cup Griye”nin yaratıcısı Pastry Chef Harry Lenas ile Bebek Baylan’da keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye’nin ilk akademisyen pastacısı olan Harry Bey, babası ve Baylan’ın kurucusu Filip Lenas’ın izinden gitmiş, 2010 yılında ise Baylan’ın gelecek nesillere aktarılabilmesi için bayrağı Altın Marka’ya devretmiş. İlk fotoğraf baskılı pasta ve çikolataları yapan, likörlü, pralinli, limonlu ve krokanlı çikolataları İstanbul’a getiren, sevgililer günü için ilk kalpli pastaları yapan, Dolmabahçe Sarayı’nda ilk catering hizmeti veren ve daha birçok ilki gerçekleştiren Harry Lenas, 70 yıllık pastacılık kariyerine halen yeni reçeteler deneyerek devam ettiğini ve en önemli şeyin işini sevmek olduğunu söylüyor. u Cumhuriyetle yaşıt Baylan’ın hikayesi nasıl başladı? 1923 yılında babam Beyoğlu’nda Baylan Pastanesini açtı. O zamandan beri adını sürdürebilen tek pastaneyiz, sonra Karaköy ve Kadıköy şubelerimizi açtık. Kadıköy hala devam etmekte, 2010 yılında ise Bebek Baylan açıldı. 93 yıllık bir tarihimiz ve 50’li yıllardan beri sürdürdüğümüz reçetelerimiz var. Bu bir bayrak
yarışı Baylan’ın gelecek nesillere aktarılabilmesi için Altın Marka’ya devrettim, hala şubelere giderim, aynı kaliteyi korumak çok önemli, işinizi takip etmeniz gerekiyor. u Baylan neden bu kadar sevildi? Bunun birçok nedeni var, biz hep yenilikler yaptık ve moda olduk hatta edebiyatta Baylan akımı vardır, dönemin tüm edebiyatçıları, tiyatrocuları Baylan’a
gelir, sohbet ederdi, Baylan bir buluşma noktasıydı. Atilla İlhan, Orhan Kemal, Cemal Süreyya, Behçet Necatigil gibi isimler hep Baylan’da buluşurdu. Eğitime çok önem verdik, 1952-1954 yılları arasında Viyana, İsviçre ve Almanya’da pastacılık eğitimleri aldım. Türkiye’ye gündüz barı konseptini ilk ben getirdim, ilk expresso, cappuccino ve milksake i Baylan Pastanesi’nde tattı
türk halkı. Newyork’ta sevgileri günü döneminde kalpli pastalar gördüm, hemen kalpli kalıplar alıp pastalar yaptım, çok sükse oldu, ilk çikolata üstüne baskıyı, resimli pastayı ben yaptım. Halkımız yeniliklerimizi çok sevdi. u Baylan mutfağına özel tatlar neler, nelere dikkat ediyorsunuz? Kremayı biz makine ile kendimiz yapıyoruz, dikkat ederseniz
Harry Lenas, arkadaşımız Nalan Oğlakçıoğlu’na 70 yıllık pastacılık kariyerine dair tecrübelerini paylaştı. (FOTOĞRAFLAR: UĞUR OĞLAKÇIOĞLU)
hafiftir, tereyağını Fransa’dan getiriyorum, pandispanyayı az şekerle yapıyorum, macaron için çok uğraştım ancak gerçek bir Fransız macaronu oldu, tutturduk, her şeye çok özeniyorum, 1954 yılında baktım halkımız karemelaya düşkün, ballı ve dondurmalı “kup griye”yi yaptım, hala menümüzde var. Hatta Lüksemburg’da bir pastanede “Cup Baylan” adıyla yer almaktadır. u Pastacılıkta sizin gibi bir isim olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler? Ben hala mutfağa girip yeni reçeteler deniyorum, çünkü mesleğimi çok seviyorum, öncelikle severek yapmaları gerekiyor, sevmezsen yürümez. Eğitim çok önemli tabiki, işi iyi bilmek, araştırmak, yenilikler yapmak gerekiyor. Fuar ve seminerleri takip etsinler, benim çok geniş bir arşivim var, 5 dil biliyorum, yabancı yayınları da hep takip ettim. Bütün imalat müdürlerine, çikolata fabrikalarına, pastacılara yılbaşı kartı gönderdim, iletişim çok önemli, işini takip etmek önemli. Richmont Fachschule gurme klübü var her sene başka bir memlekette 80-90 kişi toplanıyoruz, pastacı ve çikolatacılar demo yapıyorlar, yürüttüğüm başka kulüp üyelikleri de oldu, bu tür etkinlik ve toplantılar da çok faydalı.
‘Cake Show İstanbul’ İ
ZIYARETÇILERDEN TAM NOT ALDI
ki kadın pasta tasarımcısı ve girişimci Alev Gülden ve Hande Ciğer tarafından bu yıl ilki düzenlenen Cake Show İstanbul, 2-3 Mayıs tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti. Organizasyon, pasta severlerden yoğun ilgi görürken, yarışmalara katılım da yüksekti. 160 adet tasarım pastanın yarıştığı, çeşitli panel ve eğitimler yer alan Cake Show İstanbul’da, yarışmacılar özel günler, boyutlu tasarım, dekoratif tasarım, küçük dekoratif tasarım, seçmeli konu (ayakkabı, çanta) çiçek buketi, cupcake ve kurabiye kategorilerinde altın, gümüş ve bronz madalya alabilmek için yarıştılar. Organizasyonun ilgi gören yarışmalarından biri de SARAYLI temalı Düğün Pastası yarışmasıydı. Pastacılığı her yaş grubuna sevdirmek için geleceğin pastacılarının da seçildiği Cake Show İstanbul’da 17 yaş altındaki gençler ve 12 yaş altındaki çocuklara çeşitli ödüller verildi. Dünyaca ünlü Amerikalı pasta sanatçısı Colette Peters’ın baş jüri olduğu organizasyonda
Eyüp Kemal Sevinç, Zeynep Ada, Duygu Tuğcu, Erdal Elveren, Yeşim Erol ve Havva Bayar diğer jüri üyeleriydi. Cake Show İstanbul’da bir çok başarılı isim tarafından; Kek Boyama Teknikleri ve Mold ile Tasarımlar (Colette Peters), Dünyada ve Türkiye’de Pastacılık Eğitimi (Selin Ekim), Hello Kity (Maya Suna), Marka Yarat (Berna Gürşen) gibi çeşitli konularda panellerin yanısıra katılımın ücretsiz olarak sağlandığı; Dalında Pembe Gül (Filiz Bircan), Erkek Bebek Modelleme (Tuba Geçkil), Temel Pastacılık ve Keskin Köşe (Feyza Cinisli), Sevimli Hayvancıklar (Neşem Öznalçın) gibi eğitimler verildi. Kenwood ve Chefschool’un ana sponsorluğunda gerçekleşen Cake Show İstanbul, Gourmet Styling, Callebaout, Yenilebilir Kağıt, Hamur Şekerim, Straforcuyuz biz, Tupperware ve Pudra Şekerci Celal Usta gibi birçok firmanın da desteğini aldı.
Amerikalı pasta sanatçısı Colette Peters organizasyonun baş jüriliğini yaptı.
Amerikalı pasta tasarımcısı
“COLETTE PETERS”
Türk pastacılar çok yetenekli dedi
merikan pastacılığının yaratıcı A ismi, “crooked cake” olarak bilinen katlı pastaları tasarlayıp
ow Cake Shl’da u b n ta İs t 160 ade f dekoratiştı. rı pasta ya
Cake Show’u bu yıl ilk defa Hande Ciğer (solda) ve Alev Güden (sağda) birlikte düzenledi.
yapan, First Lady Hillary Clinton’ın isteği üzerine Beyaz Saray’ın kutlama pastalarını hazırlayan Colette Peters; Kadir Has Üniversite’nde düzenlenen Cake Show İstanbul Organizasyonu için Türkiye’deydi. uCake Show İstanbul’u nasıl buldunuz? Baş jüri olarak pasta tasarımlarını değerlendirir misiniz? Yarışmalarda hem dekorasyon hem de teknik açıdan böyle güzel pastaları görebileceğimi ummuyordum, çok beğendim. Türkiye pastacılıkta çok gelişmiş, önemli yetenekler ve inanılmaz bir ilgi vardı. Eğitim ve panellere de katılım yüksekti, şaşırdım ve çok mutlu oldum. Herkes fotoğraf çektirmek istedi, bu sevgi ve ilgiyi görmek güzeldi. Cake Show İstanbul, hem katılımcı profili hem de yarışmacılar açısından ilk yılı olmasına rağmen çok kaliteli bir organizasyondu, herkesi tebrik ederim. uHillary Clinton’un pastalarını yaptığınızı öğrendik, Firt Lady nelerden hoşlanırdı? Bayan Clinton’ı çok severim, çok zevkli ve mütevazı biri, her gördüğünde adımı hatırlar, bir
keresinde ayakkabı şeklinde bir pasta yaptım, bir tv programına çıktı, çok beğenildi, Hillary Hanım bir kitap çıkardı, Beyaz Saray’da Chiristmas kutlamaları için kendisine kitap şeklinde büyük bir pasta hazırladım. uTasarımlarınızın önce resmini yapıp sonra çiziyorsunuz, her zaman böyle mi? Evet öncelikle bir eskiz hazırlıyorum sonra müşteri tasarımı beğendikten sonra pastayı yapmaya başlıyorum, ancak her zaman vaktim olmayabiliyor. Örneğin, Hillary Hanım için ayakkabı şeklinde pastayı yaptığımda beni saat gece 5’te aradılar, pastayı çizim yapmadan hazırladım. uCrooked Cake’ lerinizi tarif eder misiniz? Ne tür pastalar yapıyorsunuz? Pasta katlarının çarpık bir şekilde tasarlandığı bir pasta türü, bildiğiniz gibi benim bulduğum bir tarz. 8 yaşımdan beri pasta yapıyorum, dekoratif pastalara 20’li yaşlarda başladım ve sayısız pasta yaptım genelde bu tarz pastalar yapmayı seviyorum ama burada gördüğünüz gibi insanlar farklı şeyler de yapabiliyorlar. uPasta tasarımcılarımız sizi çok sevdi, bir daha Türkiye’ye gelecek misiniz? Türkler çok sıcakkanlı ve sevgi dolular, benzer organizasyonlara davet edilirsem seve seve gelmek isterim.
Lezzet mekanları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
13
AGENCY lezzetleri EXEC. CHEF YAVUZ TOKTAŞ
Y
avuz Toktaş, Agency Levent, Agency Bodrum’un Mutfak Koordinatörü. Ancak ona “20 yılını İtalya topraklarında Akdeniz ve dünya mutfaklarına adamış bir lezzet gezgini” diyebiliriz. Küçük yaşlardan beri tutkusu olan mutfakla ilk kez anneannesinin sayesinde tanışıyor. Eğitiminin ardından iş hayatına devam ederken, hayali olan mutfağa girmeye karar veriyor ve bunun için eğitimler almaya başlıyor. Yurt dışına çıkarak uzun bir dönemi İtalya’ da geçiriyor ve sırf yemek aşkına 5 yılda 20 farklı yer gezip, dağ tepelerindeki köylerin el usulü peynirlerini keşfediyor, deniz ve şarküteri ürünleri üzerine kurslara katılıyor, Türkiye’ye dönerek USLA’da eğitim alarak profesyonel mutfak dünyasına giriyor. Agency Levent ve Bodrum Restaurant’larının Mutfak Koordinatörü oluyor ve Türk ve dünya mutfaklarının en özel tatlarını Levent ve Bodrum Agency’ deki müşterileriyle buluşturmaya devam ediyor. Her zaman taze ve doğal malzemeler kullanan, kendi evinde ve girdiği tüm mutfaklarda bundan asla vazgeçmeyen genç chef,. sunum tekniği ve görsellikten de asla taviz vermiyor. Yavuz Toktaş’a göre, yemek pişirmenin klasik prensipleri: Doğru pişirmek, doğru sotelemek, doğru haşlamak, doğru muhafaza etmek, doğru lezzetlendirmek başta gelen teknikler arasında bulunuyor.
C’dYa EBoN G A ul’da ve drum
LEZZET & EĞLENCE
İstanb
İ
stanbul eğlence hayatına farklı konsepti ve dünya mutfağından özel tatları ile yeni bir soluk kazandıran Agency, eğlence hayatına katmış olduğu seçkin hizmet anlayışını yaz aylarında Bodrum Yalıkavak Palmarina’ya taşıyor. Bodrum’da günün her saatini lezzetli atıştırmalıklar ve kokteyller ile harika bir ambiyans eşliğinde geçirmek isteyenlerin tercihi Agency oluyor. Konsepti ve Dünya mutfağından özel tatları ile yeme içme sektörüne farklı bir soluk kazandıran ‘Agency’ İstanbul’un popüler yaşam merkezi olan Levent’te, İş Kulelerinin girişinde bulunuyor. İstanbul’un tüm renklerini, enerjisini, keyfini bir arada bulabileceğiniz bu özel mekân, bulunduğu konum itibariyle, öğle saatlerinde iş ve alışveriş temponuza eşlik
R A PIN
edebilecek, uygun fiyatlarıyla hafif ama seçkin alternatifleri bir arada bulmanıza imkân tanıyor. İş Kuleleri konser alanına yakınlığıyla fark yaratan Agency, konser öncesi ve sonrası keyiflerinize ortak oluyor. Keyifli bir yemekle başlayan akşamlar, saatler ilerledikçe yerini müzik eşliğinde daha eğlenceli geçirilen dakikalara bırakıyor. Kaliteli şaraplar, kadeh şampanya ve özel mönüsü ile misafirlerine
a h a d e k l Bir i ı t t a a z m i
ıda ve içecek sektörünün öncüleG rinden Pınar, Türkiye’den İngiltere’ye peynir ihraç eden ilk marka oldu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği ülkelerine süt ve süt ürünleri ihracat izni verilen ilk 6 markadan birisi olan Pınar, İngiltere’ye peynir ihracatına Nisan ayı itibarıyla başladı. İngiltere’de Pınar Labne ve Pınar Kahvaltı Keyfi Beyaz Peynir ürünleri tüketicilerin beğenisine sunuldu. Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Peynir üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. 2014 yılında Türkiye’den tüm dünyaya 172 milyon dolar peynir ihracatı gerçekleştirildi. Bu rakamın yüzde 21’i Pınar markamıza ait. Önceki yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın destekleriyle AB ülkelerine ihracatın önündeki engel kaldırılmış ve Pınar AB ülkelerine süt ve süt ürünleri ihracat izni alan ilk 6 marka arasında yer almıştı. Bu hakkımızı kullanarak, Nisan ayı itibarıyla İngiltere’ye ilk pey-
nir ihracatını gerçekleştirdik. İngiltere her yıl 2 milyar dolar civarında peynir ithal ediyor ve bunun da büyük kısmını İrlanda ve Fransa’dan gerçekleştiriyor. Uzun süredir stratejik olarak potansiyel gördüğümüz ve etüt ettiğimiz bu pazardan pay alacak olmaktan dolayı ülke ekonomisi adına da son derece mutluyuz.” Körfez ülkelerinde Pınar Labne ile sağladığımız başarıyı İngiltere’ye de taşımayı hedefliyoruz… Pınar’ın dünya ve Avrupa Birliği standartlarında üretim gerçekleştirdiğini vurgulayan Hekimoğlu, “Pınar markasıyla 40’ı aşkın ülkeye ihracat yapıyoruz. 30 yılı aşkın bir süredir de, başta Pınar Labne olmak üzere farklı ürünlerimizle Körfez ülkelerinde varlık gösteriyoruz. Nielsen pazar araştırma verilerine göre Pınar Labne ile Kuveyt’te yüzde 53, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yüzde 41 ve Suudi Arabistan’da yüzde 26 ile pazar lideriyiz. Türkiye’de Labne’nin Mucidi Pınar Labne ile Ortadoğu pazarında Pınar Süt elde etmiş olduğumuz Genel başarıyı İngiltere’de Müdürü de tekrarlamayı heGürkan Hekimoğlu defliyoruz” dedi.
her daim keyifli anlar vaat ediyor. Agency’de ana konseptti, dünya mutfağı lezzetleri oluşturuyor. Özel malzemelerle yapılan Yaprak Bonfile, Robespierre, Chardonnay Tavuk, Kansas Tavuk, Portakallı Keçi Peyniri Salatası, Penne Arabiata, Pancarlı Pappardelle, Penne Patlıcan Mozarella mekanın en iddialı yemekleri arasında yer alıyor. Bu leziz yemeklere ise; Fransız, İtalyan, Arjantin, Güney Afrika ve
Avustralya şaraplarının yanı sıra Türk şarapları eşlik ediyor. Dünyaca ünlü şarkıcıların, parçalarıyla günün her saatinde size ve ruh halinize iyi gelecek bir müzik arşivine sahip olan Agency içinde bulunduğunuz her dakikayı kaliteli ve keyifli bir hale dönüştürüyor. Perşembe akşamları saat 22:00’de başlayan erken eğlence “Açık Mikrofon” konseptiyle gündeme gelen Agency, ünlü sanatçıların yanında
sahnede şarkı söyleyip içinizdeki starı ortaya çıkartmanızı sağlıyor. Şık ve modern tasarımlarıyla dikkat çeken Agency keyifli bir yemekle başlayan akşamları özellikle Cuma – Cumartesi günleri saat 23.00’ te başlayan canlı müzik performansları ile sizleri bekliyor. Selen Servi, Sibel Tüzün gibi ünlü sanatçıların dönüşümlü performansları dışında, sürpriz isimlerle galalar yaparak herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Bodrum’un tüm renklerini, enerjisini ve keyfini içinde barındıran ve barfood hizmeti veren Agency, Yalıkavak Palmarina’ya kazandırdığı yenilikçi atmosferi ile bu sezon da adından söz ettirmeye devam ediyor. Lomi Lomi Somon, Kore Köfte, Ponzu Beef Tataki ve Fırın İncir, Agency’nin dünya mutfağından öne çıkan lezzetleri arasında. Bu özel lezzetlere ise; Fransız, İtalyan, Arjantin, Güney Afrika ve Avustralya şarapları eşlik ediyor.
Haftanın her günü müzik dolu geceler Agency’de. Cuma geceleri eğlenceli ve enerjik sahne performansıyla Sibel Tüzün, cumartesi geceleri DJ performansları, pazar ve pazartesi geceleri muhteşem sesi ve enerjisi ile gönülleri fetheden Selen Servi, salı, çarşamba ve perşembe geceleri ise Aydın Karabulut’un başarılı orkestrası The Shot grubu ile misafirlerini büyülüyor Agency. Farklı konseptine ve atmosferine uygun şekilde özenle seçilmiş müzikler ile akşam üzeri saatlerinden başlayarak, geceye kadar konuklarına çok eğlenceli anlar vaat ediyor Agency.
14
Project1
10:33 AM
Lezzet markaları
Page 1
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Dr. Burak KÖSEOĞLU burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com
Nefis Kokular, Harika Lezzetler, Güzel Yemekler Peki Neyi Unuttuk...?
B
u köşede bir yıla yakın zamandır sizler için en güncel ve en trend yenilikleri takip etmeye yurt dışından, yurdumuzun çeşitli köşelerinden gazetemizin sayfalarına taşımaya çalıştım. Ancak bu süre içinde ve gerekse belki de son on yıldır aslında gözümüzün önünde olan bir konuyu aslında hep görmezden geldiğimizi yada atladığımız fark ettim. Yemek yapmak için nelere ihtiyacımız var iyi malzeme, uygun ekipman ve iyi bir usta aslında bunlar içinde işin özü olan malzeme açısından yurdumuz bir cennet gibi derdim ama artık diyemiyorum. Son on yıllarda uygulanan yanlış Tarım ve Hayvancılık politikaları sonucu doğal kaynaklarımız hızla tükenirken 1980’lerde dünyada kendine yeten ülkeler kategorisinden neredeyse her türlü gıda ürününü ithal eden bir ülke konumuna geldik. Bu durumu son aylarda inceleme fırsatı bulduğum sektörün içinden ve hepimizin bir şekilde ihtiyaç duyduğu doğal ürünleri üreten birkaç firmadan yola çıkarak görme fırsatı edindim ve anladım ki bu şekilde devam edersek belki de on yıl sonra neredeyse temel ürünleri bile üretemeyen bir ülke olacağız. Bende oturdum aslında hepimizin kullandığı bu lezzetleri yaşatmaya on yıllardır devam eden bu noktaları yeniden size hatırlatayım dedim Birincisi tencerelerimizin tabaklarımızın vaz geçilmezi Baharat ikincisi tatlıların, salataların, iftarlıkların vazgeçilmezi kuruyemiş, üçüncüsü ise tam da nefis et ve süt ürünlerini bize sunan şarküterinin vazgeçilmezi. “Malatya kayısı” son yıllarda üst üste gelen dolu, don, iklim değişiklikleri sebebiyle hızla azalarak yok olmaya doğru giderken, nefis Datça bademinden eser kalmadığı gibi şu anda Amerika dan badem alıyoruz. Ceviz Amerika kıtasından, Baharat kanadında ise bir zamanlar dünyanın baharat yolunu tutan ülkemiz şu anda doğal floradaki bir çok bitkiyi, ürünü kaybederken hızla ithalat çeşidini arttırmakta. Tam da burada artık tarımsal ürünlerde ve hayvancılıkta yeni politikalara ihtiyaç varken uzun yıllardır kendi sektörlerinde bayrak taşıyan ve Türkiye’nin onlarca şehrinden yüzlerce köyden ve dünyanın bin bir köşesinden mutfağımızda kullandığımız bu ürünleri bize sunanların dükkanlarını bir ziyaret edin ve tencerenize, sofranıza masanıza yeni lezzetler keşfedin demek istiyorum. Onlarca çeşit peynir, et ve şarküteri ürünü, yerel ürünü bir çok yöreden yüz yıla yakın zamandır ayağınıza getiren Namlı Gurmelere, Türkiyenin en iyi kuruyemişi, kayısı, incir, fındık, antep fıstığı ve daha binlercesini sizlere taşıyan Malatya Pazarı ile yurdumuzun, dünyanın bin bir çeşit baharatını toplayıp bize sunan Arifoğlu’nun noktalarını bugün ziyaret edip sizde doğal, yurdumuza ait bir çok ürün ile dünyanın dört bir yanından lezzeti sofranıza taşıyın. Kırmızı cevizli bir salata, nefis isotlu bir kavurma, harika bir kars kaşarı ile sofranızı zenginleştirip, lezzetlerinizi deneyenleri mutlu ederken bu yazıları okuduktan sonra lütfen sizde yerel ürünlerimiz, yerel dokumuz ile yepyeni lezzetler için mutfağa girin, sizde Türk Mutfağının, Türk ürünlerinin, Türk markalarının önünü açmak için destek verin demek istiyorum bu ay. Begüm mutluluktur, yaşamdır, Berrak duruluk, temizliktir tüm okurlarımın tertemiz ve mutluluk dolu günler geçirmesi dileği ile saygılar sunarım.
Florya’da bir Hatay Sofrası
‘Hak Evrensel Hatay Sofrası’
H
12/27/13
atay, Akdeniz’in masmavi sularından doğmuş bir lezzet durağı. Türk, Suriye ve Lübnan mutfaklarından izler taşıyan mutfağı ile, en zengin yöresel mutfaklardan biri olan Hatay mutfağı ve Hatay kültürünü tanıtmayı, İstanbul’lularla buluşturmayı amaç edinen 350 ÇEŞİT N DE Hak Evrensel Hatay SofBİRBİRİN I FARKL rası, Florya’da hizmet veriyor. ER LEZZETL Spesiyalleri arasında, tuzda tavuk, tuzda kuzu ve testi kebabı bulunan, metrelik Hatay, sultan ve padişah kebapları ile, diğer kebap, pide, lahmacun çeşitleri ve Hatay mutfağının en güzel örnekleri ile donanmış olan özel bir menüye sahip. Açık büfe kahvaltısı da sunan Hak Evrensel Hatay Sofrası 80 kişiden, 1000 kişiye kadar, dilediğiniz büyülükte catering hizmeti de veriyor. Deniz manzaralı ambiyansı, ferah, nefes alan ve aldıran 1200 kişilik kapasitesi, güler yüzlü hizmeti, Hatay’dan özel olarak getirtilen malzemeler ile hazırlanan eşsiz lezzetlere sahip menüsü ile dost sofralarınıza ev sahipliği yapıyor. Sıcak gülümsemelerin, kültürlerin dansının, hayallerinizden çıkmayacak sofraların ve sonsuz dostlukların dünyasına adım atmaya hazırsanız, rotanızı Hak Evrensel Hatay Sofrası’na çevirin ve bu eşsiz lezzetlerle sevdiklerinizi ve kendinizi mutlu edin.
Özlem Mekik’in gözünden... Özgür Balık
Kocaeli Hereke’de yapılan Yemek Şöleni’nde, 180 yarışmacının en orijinal yemek tarifleri yarıştı. Yarışmada dereceye girenlere teşekkür belgesi ve muhteşem hediyeler verildi.
ronada a k a m e v Çikolatada soluk:
yeni bir
Özgür Balık
I R A L N U Y O N İ ESKİN
A
slında bankacı Özgür Balık. Pazarlama eğitimi almış, halen de devam ediyor. Çikolatayı ve makaronu hobi olarak yaptığını söylüyor, ancak, hikayesine bakılırsa, hobi olmanın ötesine geçmiş. Mutfağa hep ilgi duymuş, annesinin yemek yapışını ilgiyle izlediğini, üniversite yıllarında ise, bu izlemlerinin işe yaradığını paylaşıyor. İşi bir adım öteye taşıyarak, sevdiği lezzetlerin muhteviyatlarını araştırmaya başlıyor. Çikolata ve makaron da bunların başında gelen lezzetlerden. Araştırdıkça, çikolataya ve makarona olan ilgisi artıyor ve çikolata ve makaron yapmaya hevesleniyor. Deniyor, çevresi tarafından oldukça başarılı bulunuyor. Kendi yeteneğini geliştirmek için bir çikolata kursuna gidiyor ve 2 yıldır ev yapımı çikolataları ile gönülleri fethediyor. Çikolata ve makaron yapımının özellikle de bunu ev ortamında yapmanın zor olduğun belirten Balık, bu zorluğu hiç hissetmediğini, yaptığı çikolataları ve makaronları büyük bir aşkla hazırladığını belirtiyor. Çikolata ve makaron yapımına, hobi olarak devam etmeyi düşündüğünü belirten Özgür Balık, bunun dışında evde sucuk, beyaz peynir, likör, limonata yapımında da başarı elde etmiş. Mutfakta hemen her çeşit yemeği yapabildiğini söyleyen Balık, özellikle et ve balık çeşitlerinde iddialı. Mutfakta olmanın, üretmenin çok rahatlatıcı olduğunu anlatan Özgür Balık bunu herkese tavsiye ediyor.
GEÇMİŞİN TATLARI
K
ocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ Uzunyol Meslek Yüksekokulu öğrencileri ve Körfez Belediyesi tarafından düzenlenen, Türk mutfağının tarihi tatlarına ev sahipliği yapan ve aynı zamanda Kocaeli Üniversitenin Proje Koordinatörü Öğretim Görevlisi Ayfer Özmen’in her şeyiyle birebir ilgilendiği etkinlik, Özcan Hakcan ve Ayten Saner sunumu ile Hereke’de gerçekleşti. Körfez Kaymakamlığı, Körfez Belediyesi, Körfez Milli Eğitim Müdürlüğü, Emek Soroptimist Kulübü, Lezzet Dostları Derneği, projenin paydaşlarıydı. Körfez Kaymakamı Dr.Hasan Hüseyin Can, Körfez Belediye Başkan Yardımcısı İsa Taş, Kocaeli üniversitesi Hereke Uzun Yol Myo Müdürü Prof. Dr. Ahmet Erdil Körfez Milli
Eğitim Müdürü İbrahim Okutan, Belediye Meclis Üyeleri ve pek çok sayıda yemek severin katılımı ile gerçekleştirilen etkinlik, ‘Eskinin Oyunları Geçmişin Tatları’ adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında düzenlenen programda geçmiş dönemlerdeki eskiyen ve unutulmaya yüz tutmuş kültürün ve sokak oyunlarının gün yüzüne çıkartmak ve sağlıklı beslenmeyi ilkokul öğrencilerine öğretmek amaçlandı. Nuh Çimento İlkokulu öğrencileri ile Kızladüzü İlkokul öğrencileri sokak oyunları oynarken bir tarafda kadınlar ve öğrenciler yemekleri ile yarıştılar. Horonların ve halayların çekildiği etkinlik tam bir şölen havasında geçti. Yemek Şöleni’nde, 180 yarışmacının en orijinal yemek
tarifleri yarıştı. Aralarında bendenizin ve Lezzet Dostları Derneği üyelerinin de bulunduğu ünlü gurmelerden oluşan jüri üyeleri ise şöyle; Haldun Tüzel, Selin Ekim, Fatoş Yağcı, Nilay Tulum, Funda Aydeniz, Elif Yirmibeşoğlu, Ahmet Uras, Özgür Şef, Mehmet Ak, Serpil Gürcan, Suzan Çağlayan ile en iyi lezzetleri seçtik. Yetişkin bayanlarda ana yemek dalında: 1. Adile Taş, 2. Damla Yüksekkaya, 3. Nazife Dere, Hamur işi dalında: 1. Nimet Ağar, 2. Emine Kırkağaçoğlu, 3. Yeter Çılbır, Tatlı dalında 1. Melek Polat, 2. Vildan Yalçın, 3. Fatma Taşçı oldu. Öğrenciler ana yemek dalında: 1. Emine Ersoy, 2. Akın Şantürk, 3. Kübra Çelik Hamur işi dalında: 1. Meltem Damar, 2. Rümeysa Mercan, 3. Ezgi Akyüz oldu. Tatlı dalında:
1. Leyla Cep, 2.Sahra Usta, 3. Sevgi İleri oldu. Birde yarışmada beyefendiler de Anayemek dalında katılım göstermişti. 1.Hamid Artış, 2. Mesut Özmaden, 3. Sefa Somuncu oldu. Bu keyifli yarışmada dereceye girenler, yarışma ana sponsoru Hot Point ve diğer bir sponsor Akım Metal’den muhteşem hediyeler kazandılar. Bu tarz etkinliklerin, Türk Mutfağına katkı getirdiğini düşünüyorum, dolayısıyla bu tur etkinliklerin sıklıkla yapılmasını diliyorum. Bu renkli organizasyona davet için, öncelikle Proje koordinatörü Ayfer Özmen’e, misafirperverlikleri için sevgili Hereke halkına ve katkılarından dolayı ise, Kocaeli Üniversitesi Hereke Uzunyol Meslek Yüksekokulu’na ve Körfez Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum.
İki okyanusun buluştuğu şehir
N W O T E P A C
Chef Selin EKİM
A
frika kıtasının güney ucunda yer alan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin yasama başkenti Cape Town muhteşem coğrafyası, ilginç tarihi ve lezzetli mutfağıyla tüm gezginleri kendine çağırıyor. Kozmopolit dokusu ve gelişmiş ekonomik yapısıyla diğer Afrika ülkelerinden çok farklı bir şehir olan Cape Town’da çoğu zaman kendinizi bir Avrupa ülkesinde hissedebilirsiniz. Bir hafta süren bir Cape Town seyahati bu şehri ve yakın çevresini tanımanıza olanak verir. Seyahat amacınız ne olursa olsun Cape Town
mutlaka sizi mutlu edecektir. İster özgürlük savaşçısı Nelson Mandela’nın izinden ülke tarihini takip edebilir, ister coğrafi güzellikleri gözlemleyebilir, Afrika sanatını tanıyabilir, yerel ürünlerden alışveriş yapabilir ya da deniz ürünü ağırlıklı mutfağın tadını çıkarabilirsiniz. Şehir merkezinden sadece 45km uzaktaki Stellenbosch’taki şarap üreticilerini ziyaret edip, tadımlar yapabilir, üreticilerin özenli restoranlarında yerel ürünler kullanılarak hazırlanmış yemeklerle yörenin şaraplarının muhteşem uyumunu keşfedebilirsiniz. Afrika kıtasının en
uç noktası Cape Point’e araba ile 1,5 saatte ulaşabilir, Ümit Burnu’nda Atlantik ve Hint Okyanusu’nun kokusunu içinize çekebilirsiniz. Ümit Burnu’na yapacağınız bu kısa araba yolculuğunda Boulders Beach’de vereceğiniz bir mola ile burada yaşayan sevimli penguenleri doğal yaşam ortamlarında izlemek unutulmaz bir deneyim olacaktır. Yine yol üzerinde yer alan şirin kasaba Simon’s Town’da tarihi binaların sıralandığı “Historic Mile”da yürüyüş yapabilir, küçük ve sevimli
ÜNÜ DENİZ ÜR LI AĞIRLIK A MUTFAĞ YÖRENİN I R ŞARAPLA OR İY EŞLİK ED
limanda lezzetli deniz ürünlerinin keyfini çıkarabilirsiniz. Cape Town’a yine 1-2 saat uzaklıktaki şehirler Gansbaai ve Hermanus’da balinaları izleyebilir ya da çelik kafes içinde köpek balıklarıyla birlikte yüzmek için dalış yapabilirsiniz. Cape Town şehir merkezinde de yapılacak birçok şey var. Şehrin en bilinen noktası, Table Mountain’ı uzaktan, özellikle Signal Hill ya da Maiden Cove seyir noktalrından izlemek bir keyif. Günün her saati üzerinde dolaşan bulutlar sayesinde dağı bambaşka görmek mümkün. Ayrıca teleferikle yapacağınız
keyifli bir yolculuk sonrası Table Mountain’ın zirvesinden şehri izleyebilirsiniz. Alışveriş ve yemek için şehrin en canlı ve eğlenceli noktalarından biri olan V&A Waterfront’a uğramayı ihmal etmeyin. Buradan kalkan teknelerle Güney Afrika’nın sevilen lideri Nelson Mandela’nın uzun bir süre misafir olduğu Robben Island’a gidebilir ve eski hapishaneyi gezebilirsiniz. 1913’te kurulan Kirstenboch Ulusal Botanik Bahçesi’nde yapacağınız keyifli bir yürüyüşle bölgenin floral yapısını gözlemleyebilir, birçok farklı endemik bitki görme şansı bulabilirsiniz. Şehrin en renki noktası kuşkusuz müslüman mahallesi Bo-Kaap. 1800’lerde Cape Town’a yerleşen Malezya ve Endonezyalıların yaşadığı Bo-Kaap iki katlı, rengarenk evleriyle masalsı bir görünüme sahip. Burada yaşayan Uzakdoğu kökenli halk yerel malzemelerle Doğu tatlarını birleştirerek Cape Malay adı verilen özel bir mutfak yaratmışlar. Bo-Kaap’ta tarçın, kakule, zencefil kokularıyla başınızı döndürecek bu yemekleri tadabileceğiniz birçok restoran bulunuyor.
selinekin@lezzetgazetesi.com
Lezzet günlükleri
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
19. yüzyıl Osmanlı eseri olan Üsküp Sa at Kulesi.
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Yüreğimde iz bırakan yağmur ülkesi
20 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA
15
Dr. Haluk TUNCER haluktuncer@lezzetgazetesi.com
Alyanak Çipura’mız Time Dergisi’nin kapağında
Tarihinde aldığı binbir savaş yarasına rağmen; bir çok farklı din, dil ve ırkla bir arada kardeşçe yaşayan hoşgörü ülkesi. Makedonya Cumhuriyeti.
Hilal’in lezzet turu
Üsküp Vardar Nehri’nde Osmanlı eseri Taş Köprü.
hilalarslangiray@lezzetgazetesi.com
Ohrid sokakla
rı
Hilal ARSLANGIRAY Makedonya arabaları
M
akedonya; bizden bir ülke. Balkan’ların tüm tarihi mozaiğinin içime işlediği yeşil yelpaze. Geçmişte yaşadığı savaşlarla, derin acılarını geride bırakan ama herşeye rağmen atmosferinde hüzün hissettiren bir drama sahnesi. Nasıl oluyorsa, bir şekilde evimdeymişim gibi düşündüren, köklerimizden tanıdık hikayeler bulduğum, yüreğimde iz bırakan yağmur ülkesi. Makedonya Cumhuriyeti; Balkan Yarımadası’nda yer alan bir devlet. Güneyinde Yunanistan, doğusunda Bulgaristan, batısında Arnavutluk, kuzeyinde ise Sırbistan-Karadağ’la komşu. Makedonya’da ki zengin kültür mozaiğini anlayabilmek için tarihini de bilmek gerekiyor. Tarihler boyunca sayısız istilalar geçirerek, çok farklı kültürlerin hakimiyetinde kalmış, tam anlamıyla elden ele geçmiş. Pers’ler, Roma’lılar, Slav’lar, Bulgar’lar, Sırp’lardan sonra 14. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar huzur devrini, Osmanlı hakimiyetinde yaşamış. Bu devirde Makedonya’da sanat değeri yüksek bir
çok mimari eser inşa edilmiş. Bölgedeki Osmanlı eserlerinin çoğu Haçlı, Slav ve Komünizm zihniyetleriyle tahrip edilmiş. Fakat geride kalmış olanları bile o devrin en önemli sanat eserleri sayılıyor. İkinci Dünya Savaşı sonunda Makedonya; Bulgaristan-
çe tatlısı Meşhur Trile
Yugoslavya-Yunanistan arasında paylaşılmış. Yugoslavya’nın parçalanması üzerine, 1991’de yapılan referandum ile tam bağımsız bir devlet haline gelmiş. Tarihi; böylesine acı istila hikayeleriyle dolu. Bu sayede çok farklı etnik yapıda olan bir halka sahip. Slav’lar, Arnavut’lar, Türk’ler, Roman’lar,
MAYIS 2015 220TEMMUZ 2014ÇARŞAMBA ÇARŞAMBA Sayı: 14 2 SayıYıl: 6 Yıl:1
kendine hayran bıraktı. Makedonya Meydanı, Vardar Nehri kenarında şehrin en önemli meydanı. Tam ortasında yeralan heybetli Büyük İskender Heykeli, geceleri rengarenk saçtığı ışıklarla, etrafında yer alan pub, cafe, restoran ve otelleriyle Üsküp’ün dinamik eğlence merkezi.
Poğaça, Damat Paçası, Kol böreği, Sütlaç, Şekerpare, Kaymaçina Tatlısı gibi birçok güzel lezze Makedonya mutfağının gözde tatları arasında yer alır. Ayrıca Skopsko birası da çok meşhur. Makedonya’nın beni büyüleyen Cennet’i Ohrid şehri. Tüm seyahat severler, Ohrid’le Cennet kelimesini birlikte kullanıyor olmalı. “Tanrı cenneti yaratırken bir damlasını Ohrid’e düşürmüş” diye söz edilen bambaşka bir Dünya. Makedonya’nın güneybatısındaki Cennet köşesi; muhteşem bir gölün kıyısında kurulmuş. Büyük İskender’in büyüdüğü şehir ayrıca Kiril alfabesinin ortaya çıktığı yer. 1979 yılından beri UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde alıyor. Hayatınızın abartısız en güzel deneyimlerinden birini yaşayacağınız gölde tekne gezisi tarifsiz bir keyif yaşatıyor. Yeşilin her tonuyla bezenmiş gölün güzelliğine kelimelere sığıyor ne de objektiflere. Tavus kuşlarının özgürce dolaştığı St. Naum Manastırı’nı da kesinlikle görmelisiniz. Ohrid’den ayrılmak istemiyorum. Ayrılırken kendimi Cennet’ten kovulan Havva gibi hissederek vedalaşıyorum. Tekrar gelmeyi dileyerek.
w w w . milliy et. co m. tr
TÜRKIYE ZEYTINYAĞLARININ DÜNYA MARKASI
B A SIN DA G Ü V E N
Yayın Sahibi
Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.
Yayın Sahibi
Sırp’lar, Boşnak’lar, Ulah’lar gibi kökenler iç içe yaşıyor bu ülkede. Vardar Nehri’nin iki yakasına kurulu, Makedonya’nın başkenti Üsküp; son yıllarda mimarisini özenle yenileyerek etkileyici bir şehir olmuş. İki adımda bir karşıma çıkan boy boy, gözalıcı bronz heykelleriyle beni
Üsküp’ün sembolü olan Taş Köprü; Makedonya Meydanı ve Eski Çarşıyı Vardar üzerinde bağlıyor. Kapan Han; Eski Çarşı içinde yer alan Osmanlı döneminden kalmış başarılı bir yapı. Bir kahve molası için ideal. Milenyum Haçı; şehrin her yerinden kendisini size gösterecek şekilde konumlandırılmış. Vodno Dağı tepesinde ve 66 metre yüksekliğiyle Dünya’nın en büyük haç anıtı sayılıyor. Sulu Han; günümüzde Üsküp Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. Mimari olarak şehrin önemli yapılarından biri. Ayrıca; Kurşunlu Han, Davud Paşa Hamamı, Yahya Paşa Camii, Murat Paşa Camii, Üsküp Saat Kulesi, Bey Kulesi, Aziz Saviour Kilisesi, Üsküp Kemeri ve Makedonya Takı; Üsküp’te görülecek yerler listesinizde olmalı. Ve Makedon mutfağı. Osmanlı mutfağından buram buram izler taşıyor. Et yemekleri, hamur işleri ve tatlıları ile göz dolduruyor. Elbasan Tava, Daska, Parşut(kuru et), Büryan, Çılbır, Pincur mezesi, Tiganisa, Rumeli Köftesi, Kuru Fasulye Tava, Samsa, Pişi, Boşnak Böreği, Simit
Genel Yayın Yönetmeni
FİKRET BİLA
Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı A.Ş. Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık UMUT ALPHAN
Genel Yazı Yayın Yönetmeni İşleri Müdürleri
FİKRET BİLA
BERTAN AĞANOĞLU • İLKE GÜRSOY BAYDU CAN • MENDERES ÖZEL
Okur Temsilcisi Görsel Yönetmen ERSOY DİYAR
BELMA BELMA AKÇURA Okur Temsilcisi AKÇURA Tüzel Kişi Temsilcisi Sorumlu Müdür Ankara Temsilcisi SERPİL ÇEVİKCAN Tüzel Kişi Temsilcisi ALİ NAZIM ONARAN İSMAİL ERALP Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
İSMAİL ERALP
Yayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni ADİLPAKMAN YILDIZ M. VASFİ M.VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör Genel Koordinatör DİDEM YILDIZ ALİ AYDIN YELİNER Genel Koordinatör Reklam Müdürü ALİ AYDIN YELİNER Editörler BEYHAN AŞKIN ÖZLEM MEKİK Editör Editörler UĞUR ONUR URHAN ALİ S. EYÜBOĞLU Özlem MEKİK Görsel Yönetmen HALDUN Z. TÜZEL Hakkı KORKMAZ MUSTAFA KAYACAN Haldun Z. TÜZEL Görsel Yönetmen Sayfa Tasarımı Betül ALTINBAŞAK TUNCAY TAPAR DEMET YILDIZ - GAMZE UĞUR - HAZAL KANADLI Yayına Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Hazırlayan Medya İletişim Mecraları Reklamcılık, Pazarlama ve Turizm Tic. Şirketi’dir. Ltd. Şti.’dir. Danışmanlık Ticaret Limited 0212 76Başkanı 89 Tel:213 0212 213 76 89 KARSAN Operasyon veTel: Pazarlama Grup VOLKAN www.aydajans.com www.aydajans.com Mali İşler Grup Başkanı NİYAZİ ALKAYA Yönetim Yeri Operasyon ve Pazarlama Grup Başkanı VOLKAN KARSAN İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Mali İşler Grup Başkanı NİYAZİ ALKAYA Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39
Yönetim Yeri Temsilcilikler İzzetpaşa Mahallesi Abide-i No.38162 T. 0312 410 88Hürriyet 00 (pbx) Caddesi F. 0312 417 78 ANKARA EGE İzmir34387 HAMDİİstanbul TÜRKMEN 0232337 464 99 16 99 00 (pbx) F. 0232 464 16 01 Çağlayan-Şişli T.T.0212 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 Haber Merkezi T. 0212YAMAN 337 92 39 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 ADANA AHMET T. 0322 Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul Temsilcilikler Meslek İlkeleri’ne (pbx)Basın F. 0312 417 38 78 uymaya söz vermiştir. ANKARA T. 0312 410 88 00Milliyet Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 24 60A.Ş.’ye F. 0242 321İzin 57alınmadan 60 Gazetecilik ve 322 Yayıncılık aittir. ADANA AHMET YAMAN T. 0322 458 13 72 (pbx) 0322edilemez. 459 85 03 kaynak gösterilerek dahiF.iktibas Yayın Türü Yaygın Süreli www.milliyet.com.tr Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul
Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli
www.milliyet.com.tr
NAR GOURMET N
ar Gourmet, çeşnili zeytinyağı serisi, hem sofralarınıza gurme lezzetler katıyor, hem de yaz mevsimine ince bir vücutla girmenizi sağlıyor. Edremit bölgesinin Ayvalık zeytinleri ile Anadolu’nun zengin bitki çeşitliliğinde elle toplanmış baharat, sebze ve meyveleri buluşturan Nar Gourmet, Limon, Bergamot ve Mandalina’dan oluşan “Akdeniz Seti”, Defne, Biberiye, Fesleğen, Kekik’den oluşan “Baharat Seti”, Sarımsak, Acı kırmızı, Kırmızı ve Yeşil biber’den oluşan “Biber ve Sarımsak Seti” ile her damak zevkine özel ve sağlıklı lezzetler sunuyor. Nar Gourmet Çeşnili Zeytinyağı serisi, zeytinin meyve, baharat ve sebzelerle birlikte sıkılması ile tamamıyla doğal olarak elde edilen, hiçbir şekilde ilave aroma içermeyen zengin bir lezzet deneyimi sunuyor. Her biri soğuk sıkım, RMET meyvenin olduNAR GOU AĞI ğu kadar, zeytinin ÇEŞNİLİ ZEYTİNYE İL İ R de tadını koruyan ÇEŞİTLE İRİN G YAZA FİT seçkin bir seri olan Nar Gourmet Çeşnili
Zeytinyağı üç ayrı kategoride on iki farklı çeşitten oluşmaktadır. Limon çeşnili zeytinyağı; hafif başlangıçlardan mezelere, marine enginar ve pişmiş sebzelere uzanan bir yelpazede iç açıcı, taze aroması ile mükemmel sonuç veriyor. Acı kırmızı biber çeşnili zeytinyağı; acılı lezzeti sevenler için, rengini capcanlı kırmızı biberden alıyor ve ızgara etlerlere tutkulu bir lezzet katıyor. Fesleğenli zeytinyağı ise domatesli soslar ve soğan çorbası için son derece uygun; salatalara, peynir çeşitlerine çok yakışan bir lezzet. Anadolu’nun doğal ve bölgesel ürünlerini geleneksel yöntemlerle 2007 yılından bu yana üreten Nar Gourmet; Soğuk sıkım natürel sızma zeytinyağlarından, mevsimsel reçel ve marmelatlara, organik sirke, ekşi, pekmez, baharat, çaylardan kuru meyve, geleneksel şekerlemelerden akide ve lokuma, zengin ürün yelpazesi içinde toplam 13 kategoride 350 çeşit ürün
bulundurmakta olup, ürün gamını inovatif lezzetlerle yenilikçi bir anlayış içerisinde sürekli genişletmektedir. İlk olarak 2013 yılında, başta ABD olmak üzere başlamış olan ihracat, Kanada, Japonya, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya’ya gerçekleşmektedir. ABD’de ürün çeşitliliği ve kalitesi ile tercih edilen Nar Gourmet ürünleri, NY’da sayısı 50’yi bulan özel satış noktasında tüketiciye ulaşıyor.
D
enizin bereketi... O kadar alışageldiğimiz ama aynı zamanda o kadar da hor kullandığımız son doğal gıda kaynağımız. Karadeniz’in Hamsisinden, Ege’nin Barbunundan, Akdeniz’in dev orkinoslarından bahsediyorum. Sadece bizim denizlerin değil elbette ki, Dünya Denizlerinin ve Okyanuslarının rengarenk ve tadına doyulmaz deniz ürünlerinden bahsediyorum. İnsanlığın binlerce yıldır bıkıp usanmadan kovaladığı, yakalayıp tükettiği balıklar ve diğer canlılar. Tabii ki ödül büyük, akşama canımız istedi bile… Time Dergisi Temmuz 2011 sayısında şu soruyu soruyor; İnsanlığın doğadan elde edebildiği son gıda ürünü olan denizlerin doğal canlı stoklarını koruya bilecek miyiz? Yetiştiricilik sayesinde doğal stoklarımızı sonuna kadar tüketmeden koruyabilecek miyiz? Bu soruyu sorarken bizim “Alyanak Çipuramız” ön kapağı süslüyor (sakın tesadüf sanmayın, sadece Akdeniz ve civarı denizlerde rastlanan çipuramız bir dünya markası olma yolunda). Denizler ve iç sularda yapılan yetiştiricilik faaliyetinin doğal stoklar üzerindeki baskıyı hafiflettiği gerçeğini öne çıkaran bu haber aynı zamanda tükettiğimiz tüm hayvansal ve bitkisel ürünlerin yetiştiricilik yoluyla elde edildiğini de bizlere hatırlatıyor (birkaç dağ keçisi ve çileği hariç). Son 25 yıldır denizlerden avlayabildiğimiz ürün miktarı küçük iniş çıkışlarla yaklaşık 90 milyon ton civarında devam ediyor. Teknolojinin en son gelişmelerini avcılıktaki ustalığımıza eklediğimizi düşünürseniz balıkların hiç şansının kalmadığını anlayabiliriz. Bahsettiğimiz bu yoğun avcılık baskısına, kaynağı %80 karasal olan deniz kirliliğini de eklediğimizde tutulan miktarın artmamasına rağmen stokların ne kadar azaldığını tahmin edebiliriz. Bu süre içersinde artan talebi karşılayabilecek tek yol olan yetiştiricilik faaliyeti birkaç milyon tondan 66 milyon tona ulaşmış durumdadır. Bu yüksek artışı temsil edecek şekilde Dünyanın en hızlı büyüyen gıda sektörü olma başarısını da elde etmektedir. Bugün tüketilen her iki balıktan bir tanesi yetiştiricilikten elde edilmektedir. Toplam su ürünlerine bakıldığında kişi başı yıllık tüketim Dünya ortalaması 10 kg yetiştiricilik ve 10 kg doğal olmak üzere toplam 20 kg dir. CBS News’un Haziran 2013 tarihli haberinde bildirdiğine göre Dünyada bu yıl itibariyle yetiştirilmiş su ürünleri tüketim miktarı sığır eti tüketimini de geçmiş bulunmaktadır. Tüm Dünya milletleri balığın ne kadar kıymetli ve sağlıklı bir ürün olduğunu idrak etmiş ve afiyetle tüketirken biz ne durumdayız acaba? Kişi başı tüketim miktarımız 8 kilo ile Dünya ortalamasının yarısından az! Doğal stoklarımıza bakarsak Hamsi olmasa kayda değer bir avcılık yok. Koca Akdeniz doğal stoklar yönünden tam bir çöl. Türkiye’nin geçen yıl toplam istihsali 650 bin ton ve bunun 212 bin tonu yetiştiricilikten geliyor (%32). Denizden avcılık %17 azalırken yetiştiricilik %13 artmış ve bu iyi haber. Yani Türkiye’nin de hem üretimini hem de tüketimini arttırmak için en doğru yol yetiştiricilik görünüyor ve bu yolda ilerliyoruz. En çok ürettiğimiz türler sırasıyla Alabalık, Levrek ve Çipura. Ne yazık ki su ürünleri yetiştiriciliği konusu kamuoyumuzda sadece çevresel etkisiyle gündeme gelmekte, haksız ve abartılı bir biçimde karalanmaktadır. Oysaki şu anda tüm üretim tesisleri çevre mevzuatına uygun şekilde açık denizlerde tam kontrollü bir üretim gerçekleştirmekte, Tarım Bakanlığı tarafından sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Bu sayede Avrupa’ya ihraç edebildiğimiz tek hayvansal ürün olma özelliğine sahiptir ve gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. İlerideki yazılarımızda yetiştiriciliğin çevresel etkisi, gıda güvenliği ve balığın sağlığımıza katkısı ve lezzeti konularında paylaşımlarda bulunmak dileğiyle… Sofralarınızdan balığı eksik etmeyin.