Lezzet Dostlarının, Lezzet Profesyonellerinin, Gastronomi ve Turizm Sektörlerinin, Milliyet Okurlarının ve tüm Lezzetsever Halkımızın seçimleriyle; Türkiye’nin “LEZZET OSCARLARI” Geliyor Geniş bilgi ve detaylar, aşağıdaki web sitelerindedir.
Y Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
Gourmet Chef Haldun Z. Tüzel
Yönetiminde Halkımızın Hizmetinde...
Levent Metro istasyonu üstü ÇARŞI PAZAR AVM içinde
www.gastrokulturmerkezi.com
YARIN RAMAZAN Gönüllerde İman, Sofralarda Bayram
Mangal sefalarının (Sucuklar, etler, tavuklar), Meyvelerin (Karpuzlar, kayısılar, üzümler), Dondurmaların, tatlıların, çay ve kahvelerin en güzel zamanı. İş ve İbadetle geçen bir günün sonunda; Evlerimizde veya yemekli mekanlarda kurulan sofralardaki mükafaat: İftariyelikler, sucuklar, pastırmalar, yumurtalar, çeşit çeşit peynirler, reçeller, zeytinler, hurmalar, kuru yemişler. Arkadan çorbalar, zeytinyağlılar, salatalar, pilavlar, arada içilen çaylar, şerbetler, limonatalar, ayranlar. Olmazsa olaz kırmızı veya beyaz etten ızgaralar, tandırlar, nefis yaz sebzeleriyle yapılan sulu yemekler ve de tatlılar: Güllaç, baklava, helva, süt ve meyve tatlıları, şimdi yaz ya illede DONDURMA bu sofralarda olmalı. Okurlarımızın Ramazan ayını ve Bayramlarını kutlar, sağlık ve afiyet dileriz.
TAVSİYELER
SULTAN ET ’ten Lezzetseverlere
“HAYIRLI RAMAZANLAR”
Lezzet-i Müessesede Ramazan
EŞRAF LOKANTASI
Sayfa 5’DE
Şarküteri’de Orta Anadolu lideri, SULTAN ET Türkiye Liderliğine Talip. Et Sanayindeki yatırımlarını hızla sürdüren kuruluşun 2016 hedeflerini; Sayfa 3’TE Y.K.Bşk. Mustafa Bılıkçı Lezzet Gazete’mize açıkladı. tat” r i b i n epye yor y a t a “Hay maya geli kat
BACKHAUS’dan Ramazan ayına özel lezzetler
Dünyada eşi olmayan bu çok özel Gastronomi ve Eğlence Merkezi Ataşehir’de kuruluyor.
Sayfa 9’DA
LEZZET HAREKETİ GURMANİA Pasta Lezzetle buluştu
LEZZETSEVERLERLE BULUŞTU
TLH’nın Büyük YAZ Buluşması TARABYA BAHÇE’de gerçekleştirildi. Sayfa 2’DE
Sayfa 9’DA
WATERGARDEN İSTANBUL
Sayfa 14’TE
DİVAN BRASSERİE’de Yaz Ramazanı keyfi
Sayfa 15’TE
AMARA Sea Light Elite
Konuklarına Gurme Lezzetler deneyimi sunuyor Sayfa 6’DA
Osmanlı Saray Mutfağı’nın Ramazan Lezzetleri
MATBAH RESTAURANT’ta Sayfa 9’DA
KOR ORGANİK YUMURTA Damak Lezzetimize Avrupa’dan ödül getirdi
Sayfa 11’DE
Project1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
12/27/13
10:33 AM
Page 1
Lezzet yolu
www.milliyet.com.tr
LEZZET HAREKETI BASINDA GÜVEN
Lezzet
name
M.Vasfi PAKMAN
LEZZET SEVERLERLE BULUŞTU
vasfipakman@lezzetgazetesi.com
Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her An Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.
Gastronomi’de Hareket Ekonomi’de Bereket
B
aharla birlikte, her yıl olduğu gibi bollaşacağını zannettiğimiz; Meyve, sebze, et, süt ve türeleri ile bakliyat ve hububat, kısacası yenecek ve içilecek gıda maddelerinin fiyatları: Seçimler ve akabindeki gelişmelerden dolayı dikkati dağılan yönetimlerin bu zaafından istifade etmek, Ramazan ayının getirdiği çoşkudan yararlanmak isteyen art niyetli kişilerin gayretlerinin yanısıra havalarında, mevsim normallerinin dışında seyretmesi nedeniyle bir türlü durulmadı. Bahçeli restaurantlar, plajlar hala umdukları işi yapamıyorlar. Kır düğünleri iç mekanlara kayıyor, dışarda ısrar edenlerde yağmurdan nasiplerini alıyorlar. Ramazan rehaveti, siyasi tansiyonu düşürürmü bilinmez ama, ekonomik performansı düşüreceği kesin. Yağmur yağsa da yaz aylarındayız ve insanlar tatil moduna girmiş olmalarına rağmen, bu koşullarda tatil yapamayacak olmanın stresi ile mücadele etmekte. Birçok ünlü mekan Ege ve Akdeniz kıyılarında yerlerini aldılar. Milyonlarca lira veya dolar yatırım yaptılar. Büyük şehirlerden personel getirdiler. Ancak restaurantlarda hala sandalyeler boş, otellerde yataklar boş, plajlarda şezlonglar boş. AVM ve Marketlerde de durum hiç iç açıcı değil. Yani ne satıcıda, ne alıcıda moral yok. 2015 yaz başında genel manzara pek iyi gözükmüyor, faktörler üç aşağı beş yukarı tercü-
me ettiğimiz gibi. Fakat ne hikmetse; Yaz sezonu başlamasına rağmen, Gıda ve Gastronomi fuarları, yarışma ve etkinlikleri hız kesmiş değil. Geçtiğimiz ay İstanbul’da, yurt dışı kaynaklı 3 fuar yapıldı. ANUGA’nın uzantısı ANUFOOD Eurasia, Atıştırmacılar sektörünün SNACKEX ve Tavukçuluk sektörünün VİV fuarları yoğun ilgi gördü. Ülke içinden olduğu kadar yurt dışından da yoğun katılımcı ve ziyaretçi buldular. Yaz bitiminde, hemen Eylül başında WORLDFOOD İstanbul’da, Ekim başında ANUGA 2015 Almanya’nın Köln kentinde, ardından Franchise fuarı BAYİM OLURMUSUN? ve Kasım sonunda SİRHA Fuarı İstanbul’da yapılacak büyük etkinlikler arasında sayılmakta. Türk Gastronomisinde İNOVASYON Fırtınaları esmekte, mutfak okullarından mezun yepyeni genç chef’ler, yepyeni genç yatırımcılarla buluşmakta, şaşırtıcı ve farklı “Mekan Dizaynları” yapılmakta, alışılmışın dışındaki ürünler ve mönüler yerli ve yabancı lezzetseverleri kendinden geçirmekte. Yaklaşık 30 senedir nabzını tuttuğumuz, yeniliklerine öncülük yaptığımız, Gastronomi Sektörümüz ve Gıda Sanayiimiz gençliğin farkına nihayet vardı. Artık bizim de; Eğitimli, dünya görüşü olan, ailesinin varlığını veya kendi kazançlarını bu alanda harcamasını bilen, damak zevki gelişmiş, konuyla ilgili gusto, fikir ve söz sahibi gençlerimiz var. Onlarla konuşabiliyor, onların yaklaşım ve tercihlerini okurlarımıza aktarabiliyoruz. Ne mutlu bizlere...
TLH/TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ’nin Büyük Yaz Buluşması TARABYA BAHÇE’de gerçekleştirildi, Federasyon Yolunda son kilometre taşının da yerleştirildiği bu toplantıya; Mekanın ve Hareketi destekleyen gıda sanayiicilerinin sunduğu lezzetler damgasını vurdu.
7
Haziran Pazar günü İstanbul’un en güzel mekanlarından TARABYA BAHÇE’de TLH’yı oluşturan: Lezzet Dostları, Lezzet Profesyonelleri, Lezzet Markaları, Lezzet Yazarları ve Lezzet İşletmeleri Derneklerinin üyeleri, Basın’dan ve PR şirketlerinden dostlarımız, Gastronomi sektöründe yatırımcı, işletmeci ve profesyonel olarak hizmet veren dostları-
mız, Gıda sanayiinden üretici ve satıcı kuruluş yöneticisi dostlarımız, kısacası tüm LEZZETSEVERLER ailece buluştular, yepyeni dostlar ve yepyeni lezzetlerle tanıştılar. Ne “Seçim” derdi, ne “Hava Durumu”onları etkilemedi. Oyunu kullanan, ailesini yanına alan bu muhteşem mekanda soluğu aldı. Hava da inadına hafif bir rüzgar ve pırıl pırıl bir güneşle onların çoşku ve iştahlarını arttırdı. Sevgili Eda ve Cüneyt Baker’in misafirperverliğinde gerçekleşen YAZ buluşmasında; Exec.Chef Doğan Şahin’in hazırladığı nefis büfe doldu, doldu boşaldı. Lezzet ve mutluluk tüm konuklarımızı kucakladı. Mekan personelinin nazik ve profesyonel hizmeti göz doldurdu.
Lezzetsever konuklar böyle bir doğa içindeki “LEZZET YUVASINI” tanıttığı için TLH yöneticilerine teşekkür ettiler. Tarabya Bahçe broşürlerini almakta birbirleriyle yarıştılar. TLH Kurucu Başkanı, gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman, üyelerine ve konuklara hitaben yaptığı konuşmada 2015-16 proğramını açıkladı. Düzenlenecek etkinlikleri tanıttı. TLH’nın yurt içi ve dışı proğramları hakkında bilgi verdi. Yeni oluşum; Lezzet İşletmeleri ve İş Adamları Derneği’nin kuruluş aşamasına geldiğini, diğer derneklerimizin de, Gourmet Chef’ler Özlem Mekik, Selin Ekim, Tolga Atalay ve Haldun Tüzel ile Ali Yeliner, Hakkı Korkmaz, Bengü Doğruel ve Betül Altınbaşak
yönetiminde fevkalade güzel çalışmalara imza attığına dikkat çekti. Bu güzel günde kendilerini yanlız bırakmayan tüm konuklara ve lezzet şölenine katkılarından dolayı; Ülkemizin değerli kuruluşları SULTAN ET Şarküteril Ürünleri, KOSKA Helva & Lokumları, KOR Organik Yumurtaları, FİERO Gurme Dondurma & Meyve Suları, ÇAYKUR, GURMANİA Pasta & Kahveleri, ALTINKILIÇ Süt Ürünleri, BACKHAUS Ekmek & Unlu Mamulleri ile KASAP DÖNER’in Döner & Lavaş ikramları için Yöneticilerine ve etkinliğimize hizmet veren elemanlarına teşekkür etti. Sabah saatlerinde başlayan YAZ buluşması, neşeli sohbetler ve nefis lezzetlerle gün batımına kadar sürdü.
’A ÖZEL MÖNÜLER N A Z A M A R I N A LT U S ONBIR AYIN
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK PLAJI
Tarabya Bahçe’de
BIG KILYOS BEACH
SEZONA LEZZETLERIYLE’de
DAMGASINI VURACAK
B
aker Group bünyesinde Kilyos’ta 80 dönüm arazi üzerine kurulan Big Kilyos Beach, Survivor Adası ve 12 ay açık balık restoranıyla misafirlerini ağırlamaya başlıyor. İstanbullular’ın deniz ve kum ihtiyacını karşılayacak bir plaj olmamasından yola çıkılarak hazırlanan Big Kilyos Beach, içerisindeki konforlu ve lüks tesisleriyle büyük bir açığı kapamaya hazırlanıyor. Hem Avrupa’da hem İstanbul’da bu kadar kapsamlı ve en geniş Alana kurulu ilk proje olan Big Kilyos Beach, 12 ay açık olacak.
DENİZİN İÇİN BALIK KEYFİ Bir dünya mutfağı, bir deniz restoran, genel plaj ayrıca da kadınlara yönelik ‘Kadınlar Plajı’nı içeren proje, 10 milyon dolarlık bir yatırımla gerçekleştirildi. 21
adet Bungalov’un da yer alacağı tesis, konaklama imkanı da sunacak. Balık keyif işidir. Hele birde balığı denizin içindeymişcesine yiyorsanız daha da keyifli olur. 12 ay İstanbullular’a hizmet verecek olan balık restoranı, transfer ettiği ünlü şeflerle yüksek bir lezzet şöleni yaratmaya hazırlanıyor.
SURVİVOR ADASI DA VAR Deniz, kum ve güneşin olduğu yerde eğlence kaçınılmaz olur, Canlı ve DJ Performanslarıyla müzik dans tutkunlarının vaz geçilmez adresi olmaya aday bu büyük plaj, gençlik konser ve festivallerine de ev sahipliği yapacak. Survivor parkuruyla en eğlenceli anlara İstanbullular ile yerli ve yabancı konukları Big Kilyos Beach’te imza atacaklar. Tesis içerisinde yer alan restoranlarda
misafirlere hazırlanan bazı yemekler, Big Kilyos Beach içerisinde yer alan organik bahçeden sağlanacak. Doğallığa her zaman birinci derecede önem veren Baker Group Başkanıa Cüneyt Baker: “Açtığımız mekanlarda organik beslenmeye önem veriyoruz.” Çocukların hayvan sevgisiyle buluşması için bir midilli parkurunun da yer alacağı Big Kilyos Beach’te çocuklar denizin yanı sıra başka eğlenceli parkurlarda da zaman geçirebilecek” dedi. En gözde partiler ve konserler Big Kilyos Beach’te Metrekare olarak İstanbul’un en geniş açık hava alanına sahip olan Kilyos Big Beach’te, sezon boyunca ünlü sanatçıların yer alacağı konser organizasyonları düzenlenecek. Özel partilere de ev sahipliği yapacak olan Big Kilyos Beach, sezonun en ‘İn’ mekanları arasında yer almaya aday!
T
arabya Bayırı’nda bulunan Tarabya Bahçe Ramazan’a da çok iyi hazırlandı. Deneyimli Şef Yusuf Şahin’nin ellerinden çıkan bu özel menü ile iftarınızı açabilir, bir yandan da boğaz manzarasını izleyebilirsiniz. Sevdiklerinizle birlikte gelebileceğiniz mekan, Tarabya Bahçe iftar saatlerinde açık hava, lezzet ve güleryüzlü ekibi ile Ramazan’a hazır. Ayrıca Tarabya Bahçe sahura kadar da hizmet verecek. Menü seçimine göre de fiyatlar 65 veya 75 TL olarak değişiyor. Serpme iftar tabağı ile başlayan Ramazan menüsünde yok yok. Çorba, ara sıcak, ana yemek ve tatlı ile devam edecek iftar menüsü tadılmaya değer. İftar Menüsü: İftar tabağı (serpme) Dana pastırma, hurma,
kaşar peyniri, bahçe salatalık eşliğinde zeytinyağlı nane soslu süzme yoğurt, peynir çeşitleri, Çengelköy salatalık, bahçe dometesi, zeytinyağlı biber dolması, pastırma ve tereyağ eşliğinde humus, zeytinyalı taza fasulye Çorbalar: Soğuk ayran aşı çorbası veya günün çorbası Ara sıcak: Güveçte yoğurt eşliğinde sıcak etli pazı dolması Salata: Cevizli Antakya zeytini eşliğinde limon
soslu Akdeniz salatası Ana Yemek: Parmak patates, sebzeli kuskus eşliğinde dana ızgara köfte veya Sote sebze kuskus eşliğinde ızgara tavuk veya Kumpir patates, mevsim sebzeleri, hardal sos ile Dana Antirikot Tatlı: Triliçe veya çilek eşliğinde gronala veya Seçenekli Soslar ve Dondurmalı Ny Cheescake veya Kırık fındık ve kus uzumu eşliğinde dondurmalı fırın sütlaç İçecek: Kişi başı 2 Adet Meşrubat ve sınırsız Çay & Filtre Kahve Ana Yemek: Izgara Köfte veya Izgara Tavuk kişibaşı 65 TL Ana Yemek: Dana Antrikot kişibaşı 75 TL
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
ŞARKÜTERI’DE ORTA ANADOLU LIDERI
SULTAN ET ÜLKE LIDERLIĞINE TALIP
S
ULTAN ET ve gelişimi hakkında neler söyleyeceksiniz? Sultan Et 1973 yılında Ankara’da aile şirketi olarak kuruldu. 1995 yılında 2. Kuşak olarak bayrağı devraldık ve yeni bir vizyon geliştirdik. Şirketimize kendi öz sermayemizden yaptığımız 40.000.000 $’lık yatırımla fabrika ve makine parkurumuzu yeniledik. Sektörümüzde Orta Anadolu pazarının lideri olduk. Yatırımlara devam ederek tüm ülkeye hitap edebilen bir marka olabilme yolunda adım adım yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin 7 bölgesinde bölge müdürlüklerimiz ve bayilerimiz mevcut olup, kendi lojistik ağımızla ürünlerimizi ulaştırmaktayız. ■ Sektörünün dev markası Sultan Et, sektörde ki yenilikleri nasıl takip ediyor? Kendimize misyon olarak takip eden değil takip edilen marka olmayı belirledik. Bu iddialı misyonu yerine getirmek için de elimizdeki tüm olanakları değerlendiriyoruz. Kendimizi ilerletebilmek için üniversitelerdeki akademik kadrolarla sürekli temas halindeyiz. Araştırma aşamasında olan sektörümüzle ilgili projeleri yada tezleri ve yayınları takip ediyoruz. Yurtdışında ve yurtiçinde düzenlenen, sektörümüzle ilgili fuar-seminer-konferans gibi organizasyonlara katılıyoruz. Buralardan öğrendiklerimizi kendi Ar-Ge potamızda eriterek, herkes tarafından sevilerek tüketilecek özgün ürünler hazırlıyoruz. ■Ulusal Kırmızı Et Konseyi ve ETBİR’in Başkanısınız, sektörün son yıllarda ki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilindiği üzere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca 2013 yılında yürürlüğe giren, Et ve Et Ürünleri Tebliği ile sektörümüzde taşlar yerine oturmaya başladı. Bu zamana kadar sektöre zarar veren, haksız rekabet kaynağı merdiven altı üretim yapan işletmeler tavsiye olmaya başladı. Bu
durum dürüst üretim yapan işletmelerin önünü açtı. Bu arada gelişen et fiyatlarındaki dalgalanmalar ve sürekli artışlarla, sanayici tekrar krize girdi. Ancak besilik hayvan ithalatıyla sağlanacak et fiyatı stabilizesi orta vadede dürüst işletmelerin önünü açabilir. ■Et ithalatı konusundaki görüşünüz nedir, ihracatınız varmı? Ülkelerin Et Ürünleri tercihinde farklılıklar oluyormu? Bilinen bazı sebeplerle AB ülkelerine et ve et ürünleri ihracatı yapılamıyor, ancak Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetlere mümkün. Özellikle Rusya ve Türki Cumhuriyetlerde yaşayan Müslüman halkın helal ürünlere olan ilgisini biliyoruz. Bu nedenle bu ülkelerde Pazar payı oluşturulabileceğimizi düşünüyor ve Bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. ■Çalıştığınız ülkelerde Türk Malı’na bakış açısı sizce nasıl? Bu ülkelerdeki müşterilerin ürünlerimize bakış açısı, uluslararası politikayla bire bir örtüşüyor. Uluslar arası ilişkileri sıcak tut-
tuğumuz, problem yaşamadığımız her ülke pazarında yer edinmede pek sıkıntı yaşamıyoruz. ■Sultan et ürün çeşitleri hakkında bizleri bilgilendirebilirmisiniz? Ürün gamımız et ve et ürünleri olmak üzere ikiye ayrılıyor. Et çeşitleri olarak ağırlıklı toplu tüketim üzerine oluyor, otellerle çalışıyoruz. Karkas etten tüketime hazır kemiksiz et çeşitlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Perakendeye sunulan Şarküteri ürünleri olarak da danapiliç yada hindi etiyle üretilmiş sucuk,sosis, salam, pastırma, kavurma, füme et, jambon gibi birçok ürün çeşidimiz bulunmakta.
■Kaç ürün markanız var? Tüm markalarınız iç pazarda yer alıyormu? Bünyemizde aktif kullandığımız 3 ürün markamız var. Sultan markasıyla dana etli ürünlerimizi; Serdar markasıyla hindi etli ürünlerimizi, Anadolu markasıyla da piliç etli ürünlerimizi üretiyoruz. Ürettiğimiz tüm markalı ürünlerimizi kendi lojistik ağımızla, Bölge Müdürlüklerimiz yada bayilerimiz kanalıyla tüm yurda dağıtıyoruz. ■Üretimde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? Sultan Et’in kalite standartları nasıldır? Üretimimizdeki tüm süreç hammadde alımından, ürünün tüketim noktasına nakliyesine kadar ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi gerekliliğince yapılmaktadır. Ayrıca genel kalite yönetim sistemi olan ISO 9001, çevreye karşı sorumluluklarımız yerine getirmek adına uyguladığımız ISO 14001, çalışanlarımıza karşı olan sorumluluklarımız yerine getirmek için uyguladığımız ISO 18001 standartları düzenli olarak uygulanmakta ve yetkili kuruluşlar tarafından sertifika-
SULTAN ET Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı kimdir? 1977 yılında Ankara’da doğdu. Çocukluğu aile şirketinde geçti, ticareti babasından öğrendi. Öğrenimini tamamladıktan sonra tüm enerji ve konsantrasyonunu işine vererek, önce Satış Pazarlama Müdürü, sonra Yönetim Kurulu Üyesi ve 2002 yılında Yönetim Kurulu Başkanı oldu. 20 yıllık tecrübesiyle 2013 yılında, ülkemiz et ve et ürünleri üreticilerinin oluşturduğu en büyük sivil toplum kuruluşu ET-BIR başkanlığına seçildi. 2014 de ise, bünyesinde sektörünün sanayicileri, üreticileri, ilgili STKları, üniversiteleri ve Bakanlık temsilcilerinin bulunduğu üst kuruluş: Ulusal Et Konseyi Başkanı oldu. Bu gün Aile şirketi’nin, ETBIR ve bu konseyin yönetim kurulu başkanlığı yapmakta olup evli ve 2 çocuk babasıdır.
landırılmaktadır. Ayrıca TSE den aldığımız helal sertikalarıyla üretimde kullandığımız etlerin helalliğini garanti altına almaktayız. ■Bu alanda yeni yatırımlarınız olacak mı? Kısaca bahsedebilirmisiniz? Önümüzdeki 1 yıl içerisinde gerçekleştireceğimiz bazı yatırımlar var. Hızlı tüketim kanalı için aç-bitir ürünler yapacağız. Bu amaçla 2.000.000 $ makine alacağız. Paketlenmiş hazır tabak kıyma, kuşbaşı gibi et ürünleri üreteceğiz. 5000 büyük başlık tam entegre besi çiftliği projemiz var. Buna da 10.000.000 $’lık bir bütçe ayırdık. Sultan et olarak şuan çalışan sayımız 250 kişi, ciromuz 120.000.000,00 tl’dir. 2023 yılı hedefimiz 1000 kişiye istisham sağlamak ve ciromuzu 1.000.000.000,00 TL’ye çıkarmaktır.
MALZEMELER: ■ 1 adet Ramazan pidesi ■ 1 kase rendelenmiş taze kaşar peyniri ■ 1 kahve fincanı zeytinyağı ■ 1 adet domates ■ Birkaç dal taze fesleğen ve taze kekik ■ 3 dilim Sultan Kavurma Süslemek için: Birkaç yaprak taze fesleğen HAZIRLANIŞI: Domatesi enine ikiye kesip rendeleyin. Taze kekikleri dallarından temizleyip yaprak yaprak ayırın. 1 yemek kaşığı kadar zeytinyağını ve 1 çay kaşığı tuzu ilave edin. Domatesli karışımı küçük bir tavada, sos kıvamına gelene dek pişirin. Sosunuz hazırdır. Pidenin üzerine kaşık yardımı ile önceden hazırladığınız domatesli sostan dökün. Daha sonra rendelenmiş kaşar peynirini serpin. İri parçalar halinde kavurmayı da peynirin üzerine yerleştirin. En son taze fesleğen yaprakları ile süsleyin. Pideyi önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında 5 dakika kadar pişirin.
Sucuklu Kuru Fasulye
MALZEMELER: ■1 su bardağı kuru fasulye ■2-3 adet karanfil ■2 adet tane karabiber ■30 gr tereyağı ■1 kase Sultan Fermente Sucuk ■1 adet büyük boy soğan ■1 diş sarımsak ■3 adet domates ■1 tatlı kaşığı domates salçası ■1 çorba kaşığı biber salçası ■1 adet sivri biber ■Tuz HAZIRLANIŞI: Fasulyeleri bir gece öncesinden suda bekletin. Daha sonra suyunu süzün. Tencereye aktarıp üzerini örtecek kadar suyu, karanfil tanelerini ve tane karabiberi ilave edin. 15 dakika haşlayıp süzün. Tereyağını eritip küp şeklinde doğranmış soğan ile kıyılmış sarımsakları kavurun. Rendelenmiş domatesleri ve salçaları ekleyin. 5 dakika daha kavurun. Diri kıvamda haşlanmış fasulyeleri, tuzu, iri parçalar halinde doğranmış biberi ekleyin. Orta ateşte, fasulyeler yumuşayıncaya kadar pişirin. Ocaktan alın. Dilimlenmiş sucukları ilave edin.
Analı Kızlı
Sucuklu Kağıt Kebabı
MALZEMELER: ■ 1 adet Sultan Sucuk Acılı Doğal ■ 100 gr kültür mantarı ■ 1 dal taze biberiye ■ 1 adet salçalık kırmızıbiber ■ 1 adet dolmalık sarıbiber HAZIRLANIŞI: Sucuğun zarını soyup küp şeklinde doğrayın. Mantarları nemli bir bezle silip aynı şekilde küp doğrayın. Dolmalık biberlerin çekirdeklerini temizleyip irice doğrayın. Tüm malzemeyi bir kapta harmanlayıp dörde ayırın. Yağlı kağıdı tezgahın üzerine serin ve karışımdan ayırdığınız dörtte bir malzemeyi üzerine yayın. Bohça şeklinde toparlayıp ısıya dayanıklı bir iple bağlayın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayıp dört ayrı porsiyon elde edin. Hazırladığınız bohçaları 160 dereceye ayarlı fırında yarım saat kadar pişirin. Sıcak servis yapın.
MALZEMELER: Köfte malzemesi: ■ 500 gr yağsız kıyma (tercihen 2 kere çekilmiş) ■ 1 kg ince bulgur■ Tuz ■ Su İç malzemesi: 2 adet büyük boy soğan ■ 250 gr orta yağlı kıyma ■ 3 çorba kaşığı sıvıyağ ■ 3-4 dal maydanoz ■ 2-3 dal nane ■ Tuz, karabiber Salçalı suyu için: 2 çorba kaşığı domates salçası ■ 40 gr tereyağı ■ 1,5 lt su ■ Tuz HAZIRLANIŞI: İç malzemesi için soğanları soyup kıyın. Sıvıyağı tencerede kızdırıp kıyılmış soğanı ve kıymayı kavurun. Ocaktan alıp tuzu, karabiberi ve kıyılmış yeşillikleri ekleyerek tatlandırın. İç malzemeyi soğumaya bırakın. Köfte harcı için bulguru ve kıymayı geniş bir tepsiye alın. Tuzu ve azar azar suyu ekleyerek macun kıvamına gelinceye kadar iyice yoğurun. Hamurun yarısından yarım mandalina büyüklüğünde parça koparıp ayırın. Kalan yarısından da ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp avucunuzda misket şeklinde yuvarlayın. Ayırdığınız büyük hamurdan bir tanesini avucunuza alın, baş parmağınızla içini oyun. Hazırladığınız iç malzemeyi ortasına paylaştırıp hamuru elinizle çevirerek kapatın. Kalan hamurları da aynı şekilde hazırlayın. Salçayı su ile ezin. Terdeyağını tencerede eritip salçayı kavurun. Su ve 1 çay kaşığı tuz ekleyip kaynatın. Köfteleri kaynayan suyun içine atın. 15-20 dakika pişirin. Sıcak servis yapın.
ETBİR Et Üretimi ve Sanayisini büyütecek M U S TA FA B I L I KÇ I
Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği / Ulusal Kırmızı Et Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı
Y
önetim Kurulu Başkanı bulunduğum ETBİR ( Türkiye Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği ) 19.10.1998 ‘de kuruldu. Şu anda bu dev sektörün, en etkin ve önemli sivil toplum kuruluşudur. Kırmızı et sanayii, ticareti ve işletmeciliği yapan kişi ve kuruluşları bir araya getirerek, et ve hayvan üreticilerinin sorunlarına çözüm üretiyoruz. Halkımıza sağlıklı, hijyen koşullarında, besin değeri yüksek et ve et ürünleri sunmaktayız. ETBİR olarak, üyelerimiz ve sektörde faaliyet gösteren besicilerimizden, mamul madde üreticilerine kadar tüm yelpazedeki paydaşlarımıza; Etkinlikleri ve yayınlarıyla hizmete devam etmekte, Merkezi ve yerel yönetim birimleriyle yaptığı iş birliğiyle uluslararası standartlarda, rekabet edebilir bir ülke profilini hedeflemektedir. Modern teknoloji, hijyen ve kalite standartlarına uygun üretim yapan üyelerimizle, alanımızda farklılıklar yaratmak önceliklerimiz arasındadır.
ETBIR’in yer aldığı platform ve kurumlar: - Türk Gıda Kodeksi - Gıda Güvenilirliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası - IPARD - AB Katılım Öncesi Kırsal Kalkınma Programı - AB Ortak Tarım Politikası - TOBB Türkiye Hayvancılık Meclisi - Ulusal Kırmızı Et Konseyi (*) -Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu
Hedeflerimiz:
SULTAN SOFRASINDAN NEFIS RAMAZAN YEMEKLERI:
Kavurmalı Ramazan Pidesi
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
Sucuklu Bulgur Pilavı
MALZEMELER: ■ 1 su bardağı pilavlık bulgur ■ 1,5 su bardağı sıcak su ■ 1 çay bardağı arpa şehriye ■ 1 çorba kaşığı tereyağı ■ 1 çorba kaşığı sıvı yağ ■ 1 adet büyük boy domates ■ 1 çay bardağı taze bezelye içi (haşlanmış) ■ 6-7 dilim Sultan Dilimlenmiş Sucuk ■ Tuz HAZIRLANIŞI: Tereyağını ve sıvı yağı pilavı hazırlayacağınız tencerede ısıtıp arpa şehriyeleri kavurun. Rendelenmiş domatesi ekleyin. 5 dakika daha kavurun. Bulguru ekleyin. Birkaç dakika daha kavurup sıcak suyu, bezelye içini ve tuzu ilave edin. Birkaç taşım kaynattıktan sonra ateşi kısın. Bulgur suyunu çekene dek kısık ateşte pişirin. Ocaktan alın, dilimlenmiş sucukları bulgurun üzerine yerleştirin. Tencerenin kapağını kapatıp demlendirmeye bırakın.
Pastırmalı Humus
MALZEMELER: ■ 1 su bardağı nohut ■ 5-6 diş sarımsak 8 yemek kaşığı tahin ■ 2 yemek kaşığı zeytinyağı ■ 2 limonun suyu ■ Tuz, karabiber, toz acı biber ■ 5-6 dilim Sultan Çemensiz Pastırma HAZIRLANIŞI: Nohutları bir gece öncesinden soğuk suda bekletin. Ertesi gün birkaç kez yıkayıp geniş bir tencereye aktarın. Üzerini iki üç parmak geçecek kadar suyunu ilave edin. Nohutların kabuğu dağılıncaya kadar haşlayın. Süzüp kabuklarını soyduktan sonra mutfak robotuna aktarın. Pastırma dışındaki kalan malzemeyi ilave edip püre haline getirin. Servis tabağına aktarın. Pastırmaları jülyen doğradıktan sonra tavada hafifçe çevirin. İsteğe göre birkaç dal kıyılmış dereotu ile harmanlayıp humusun üzerini süsleyebilirsiniz.
Saray Köfte
MALZEMELER: ■ 600 gr kıyma ■ 1 adet soğan ■ 5-6 dal maydanoz ■ Tuz, karabiber, köfte baharatı ■ 2 adet büyük boy patlıcan ■ 2 yemek kaşığı sıvı yağ Domatesli sos için: 2 su bardağı rendelenmiş domates ■ 1 kahve fincanı zeytinyağı ■ 1 tatlı kaşığı domates salçası ■ 1 diş sarımsak ■ Tuz, kırmızı toz biber HAZIRLANIŞI: Sos için tüm malzemeyi sos tenceresine aktarın. İyice çırpın. Kısık ateşte, suyu yarı yarıya çekene dek pişirin. Ocaktan alın, sosunuz hazırdır. Patlıcanları alacalı soyup çok ince dilimledikten sonra tuzlu suda 15 dakika bekletin. İyice süzüp kağıt havlu ile suyunu alın. Her iki yüzeyine fırça yardımı ile sıvıyağ sürün, tuz serpin. Patlıcan dilimlerini önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırının ızgara bölümünde kızartın. Köfte için kıymayı çukur bir kaba alın. Rendelenmiş soğanı, kıyılmış maydanozu, tuzu ve baharatını ekleyip yoğurun. Kıymalı karışımdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle yassı ve uzun köfteler hazırlayın. Köfteleri şişe sarın, ızgarada pişirin. Domates sosu, ısıya dayanıklı bir kaba yarım parmak kalınlığında olacak şekilde yayın. Köftelerin etrafına önceden kızarttığınız patlıcan dilimlerini sarın ve kürdanla sabitleyin. Domatesli sosun üzerine yerleştirin. Servisten 15 dakika önce fırında ısıtın. Sıcak servis yapın.
Ülke genelinde yaygın bir örgütlenmeyle meslektaşlarımızı bir çatı altında toplamak. Sektörle ilgili çıkacak yasalarda yetkili birimlere görüş bildirerek, sektöre ve kamuya faydalı olabilecek kararlarda etkin olmak. Kırmızı etin faydaları hakkında bilimsel çalışmalar referansıyla tüketiciyi bilinçlendirmek, etin sürümünü arttıracak çalışmalar yapmak. Kesim standardı ve karkas et kalitesi gibi düzenlemelerde üretim kalitesi sağlamak. Besiyle uğraşan müstahsilleri bilinçli çalışmaya yönlendirecek faaliyetlerde bulunmak. Yem maliyetini kaliteli ve ucuz temin için çalışmalar yapmak. Kayıt dışı faaliyetlerle ilgili tedbirler için çalışmak. Karkas et tedarikinde besin hijyeni ve soğuk zincir koşullarının sürekliliği ve izlenebilirliğini sağlamak. Türkiye gerçeklerine uygun fiyat politikası ve istikrarı sağlamak. Üyelerimize ve sektöre yönelik panel, sempozyum, web portalı ve yayınlar gibi eğitim ve iletişim faaliyetleriyle meslektaşlarımızı düzenli bilgilendirmek ve sektöre katkı sağlamak hedeflerimizin başlıcaları arasındadır.
(*) ULUSAL KIRMIZI ET KONSEYI Yönetim Kurulu Başkanı olduğum bu 2. büyük sektör yapılanması olan; Ulusal Kırmızı Et Konseyi ise, 5488 sayılı Tarım Kanununun 11. maddesinde belirtilen yetkiler çerçevesinde ve ilgili Yönetmelik kapsamında 25 Ağustos 2010 tarihinde kurulmuş bulunmaktadır.Konseyimizin 4 alt grubu vardır. Bunlar; 1. Üretici Alt Grubu 2. Sanayici Alt Grubu 3. Kamu Alt grubu 4. Araştırma Kurumları, Meslek Odaları ve STK’lar alt grubudur. Mevcut durumda Konseyimizin Sanayici Alt Grubunda 38, üretici alt grubunda 8, Kamu Alt Grubunda 15, Araştırma Kurumları, Meslek Odaları ve Sivil Toplum Kuruluşları Alt Grubunda 11 olmak üzere toplam 72 üyesi bulunmaktadır. Ulusal Kırmızı Et Konseyi kırmızı et sektöründe faaliyet gösteren tüm paydaşları bünyesinde barındıran bir üst çatı örgütüdür. Konseyimiz sektörde etkin, sürdürülebilir hayvancılık politikalarının geliştirilmesi için çalışmalar yürütmekte ve yürütülen çalışmalar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile paylaşılmaktadır. Ulusal Kırmızı Et Konseyinin Hedeflerimiz: - Kişi başına düşen et tüketimini orta vadede gelişmiş ülkeler seviyesine çıkartmak, - Orta vadede karkas et veriminin gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmesine katkı sağlamak, - Et ve et ürünlerinin ihracat içindeki payının Türkiye’nin genel ihracatının %1’ine ulaştırılmasına katkı vermek, - Kombine ırkların makul bir süre içerisinde ülke geneline yerleştirilmesine katkıda bulunmak, - Bakanlığımızla işbirliği yaparak üreticilerimizin girdi maliyetlerini düşürecek projeleri hayata geçirmek, - Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların karkasları’nın sınıflandırılması sisteminin hayata geçirilmesine katkı sağlamaktır. Kamuoyuna ve sektörümüze saygıyla duyurur. İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayının tüm camiamıza, çalışanlarımıza, milletimize hayırlı olmasını diler, ardından gelecek Ramazan Bayramının da ülkemizde sevgi ve saygı ortamı yaratmasını temenni ederim. Ramazan’ın öncelikli gıdası Kırmızı Et’tir. Enerji verir, besler ve beyni çalıştırır. Mevsim mangal mevsimidir ve günlerde uzundur. İş dönüşü ailece, açık havada veya evlerinizde ızgara et veya et ürünleri (Sucuk, pastırma Vs.) ni gril, yağsız tavada veya fırında yaparak yenilmesini, yanında yeşil salata ve domates, biber gibi sebzelerin çiğ veya hafif ızgara edilerek yenmesi tavsiye ederim, vücudumuza yararlıdır. Bol su içme k de faydalıdır. Ayrıca, Sahurda sütlü tatlılar da tercih edilebilir. Sağlık ve Afiyet dolu günler dilerim.
Project1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
www.milliyet.com.tr
A N I Ş I Y A L N A E T F Ö K N E R I T E G FARK E T F Ö K E M R U G N MEKA BASINDA GÜVEN
Lezzet aşkına Başyazı
Özlem MEKİK
ozlemmekik@lezzetgazetesi.com
Ramazan geldi hoşgeldi benim için bereketli geldi...
O
nbir ayın sultanı Ramazan, tüm bereketi ile, bolluğu ile geldi, ne de güzel oldu. Manevi huzurun doruklarına çıktığımız Ramazan ayı, İslam aleminin en kutsal dönemlerinden biri. Yeri gelmişken, Ramazan ile ilgili bir bilgi paylaşmak isterim. Ramazan, ‘Ramaza’ kökünden türemiş bir kelimedir ve ‘çok sıcak olma’ anlamına gelmektedir. Sanırım bunun en mantıklı nedeni, ilk orucun yaz aylarında tutulmuş olması. Ramazan ayının en sevdiğim taraflarından biri, iftar sofraları, bunu her fırsatta söylerim. Daha bir özenle hazırlanır çünkü bu sofralar. Hele bu kutsal sofrada, misafirleriniz de varsa, bu özen ikiye katlanır. Ben de hazır Ramazan ayının içerisinde iken, bir iftar sofrası nasıl olmalı, iftar sofrası düzenlerken nelere dikkat etmeliyiz, bu detayları paylaşmak istedim sizlerle. İftar sofralarınızda, geleneklerimizi yaşatacak, aynı zamanda günümüz çizgilerinin yansımalarını taşıyan bir düzen oluşturabilirsiniz, böylelikle, her jenerasyona da hitap etmiş olursunuz. Biliyorsunuz, gençler modern ve trend olan her şeyi çok seviyor. Örneğin, geleneksel motiflere sahip bir masa örtüsünü, modern çizgiler taşıyan bir yemek takımı ile bir araya getirebilirsiniz. Yemek takımı tercihinizi çiçek desenli takımlardan yana kullanırsanız, sofranıza hem renk, hem keyif katmış olursunuz. Yemek takımınızla uyum içinde bir kontrast oluşturacak bir içecek servis takımı da alternatifleriniz arasında yer alabilir. Örneğin, mavi çiçek desenleri olan bir yemek takımı kullanacaksanız, beyaz bir masa örtüsü tercih ederek sofranıza aydınlık getirebilir, bu aydınlık sofra için saks mavisi gibi iddialı bir renge sahip bardaklar kullanabilirsiniz. Masa örtüsü kullanamamakta bir seçenek olabilir. Eğer böyle bir tercihte bulunacaksanız, masanızı renkli yapay çiçekler ile süsleyebilirsiniz. Bu da aklınızda olsun. İftar sofranızda, siz siz olun mutlaka kumaş peçete kullanın. Bu peçeteleri, zarif ve belki taşlı peçetelikler kullanarak, şık bir sofra düzeni oluşturabilirsiniz. Peçetelerinizi beyaz ve pastel renklerden seçmeye dikkat etmenizi tavsiye ederim. Ramazan sofralarının, olmazsa olmazlarından olan, iftariyeliklerinizi, küçük servis kaseleri ile tüm masaya yayabilirsiniz. Böylelikle hem sofranız daha bereketli görünecek, hem de tüm konuklarınız eşit mesafede ulaşabilecektir. Bir kaç önerimde, bu harika sofralarda tüketmeniz gerekenlerle ilgili olacak. Evet, belki her Ramazan döneminde tanıdık cümleler duyuyorsunuz, ancak, ben bir kez daha belirtmeden geçemeyeceğim. Mide bütün bir gün boş kaldığından, olabildiğince hafif ve yavaş olmalısınız iftar saatinde. Birden yüklenmemeli, dinlene dinlene olmalı tüketiminiz. Bu konuda hassas davranacağınızı umuyorum. Yazımı noktalamadan önce, başlıkta da belirttiğim gibi benim için bereketiyle geldi ramazan ayı. Sizlerle şimdide bir heyecanımı ve mutluluğumu paylaşmak istiyorum. Uzun zamandır hazırlık ve çalışmalarını sürdürdüğüm kitabım ‘Özlem Mekik’le Günümüz Lezzetleri’ Alfa Yayınları tarafından basıldı ve raflardaki yerini aldı. Günümüz lezzetlerinin tarafımdan yorumlanışı ve mutfağımda keşfettiğim, birbirinden farklı 68 lezzete yer verdiğim tariflerim, gerçekten çok büyük ilgi ile karşılandı, herkese çok teşekkür ediyorum. Teşekkür demişken, Türkiye’nin en saygın yayın evlerinden biri olan Alfa Yayınları’na sonsuz teşekkürler. Tüm desteklerinden dolayı kendi markam olan Ziyade Fasıl’da gerçekleşen ve Okan Karacan tarafından sunumu gerçekleşen lansman gecesinde yanımda olan, hediyeleri ile beni yanlız bırakmayan markalarıma; Home Sweet Home, Uba Foto, Bizim yağ, Atamer tekstil, Konfeti Gold, Altınbaşak Mutfak eşyaları, Lava, Sihirli Spatula, Modalı Gıda, Çiçeğim Çiçekçilik, Harf Ajans, Dna Chiefs, Golf Maraşım Dondurma, Gurupinox bıçakları, Ziyade Fasıl, Hollywood produksiyon, Onka medya, Türkiye Lezzet Hareketine sonsuz teşekkürler. Kitabımın hazırlık süresince yan yana olduğum, elbette aileme, tüm yanımda olan yemek ve lezzet blog yazarlarına, yol arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese binlerce teşekkürler. Ramazan sofralarınız içinde aynı zamanda birbirinden değişik tarifler bulabileceğiniz kitabımın, evinizin hatta mutfaklarınızın baş tacı olacağından eminim. Tüm seçkin kitapçılarda kitabımı bulabilirsiniz. Efendim, hayırlı, bolluk dolu, bereketli, huzurlu Ramazanlar diliyorum. Afiyette kalın, hayırlı Ramazanlar.
B
u kez rotamı ünlü şef Aydın Demir’in ortağı olduğu tam bir gurme durağı olan Ataşehir’de Gurme Köfte’ye değerli partnerim Ayvaz Şef’in hep gururla bahsettiği Aydın Şef’in mekanına çevirdim. Şef Aydın Demir, Necati Güven ve Muharrem Tezcan ortaklığında sunum, samimiyet ve içten dokunuşun önemi çok büyük olmuş. Bunu Gurme Köfte’den içeri girdiğiniz an görebiliyorsunuz. Zaten Şef Aydın Demir’i ekrandan tanıyanlar çok iyi bilirler ki onun güler yüzüyle lezzetleri tasvir etmesi kolay kolay her şefte bulmak zordur. Benim için köfteyi yapmak da, yemekte ayrı bir zevktir. İşte o zevki birde Aydın Şef’in elinden tatmak daha bir ayrıcalık olmadı değil. Gurme Köfte’nin her tedarik ettiği ürünler yerli üreticiden ve yöresel ürünlerden seçiliyor olması lezzetine lezzet katan sırlarından. Dekorasyonu sade bir şirinlik taşıyan, bahçesinde Dut ağaçları olan Gurme Köfte’de dört çeşit köfte bulunuyor; Gurme, Kaşarlı, Sucuk ve Yufkalı. Hepsini birbirinden ayıran özellikleri var ama yufkalı köftenin lezzeti bir başka, diğerleri gibi “170 gr” olarak sunulan bu köftenin içerisinde Antep fıstıkları ve nefis bir baharat karışımı var. Etin lezzetine çok müdahale edilmemiş, baharatlar etin tadının önüne geçmiyor ve ızgarada tam kıvamında suyunu
kaybetmeden pişirilen bu lezzetli köfteyi denemeden geçmemek gerekir diye düşünüyorum. Tüm tabaklar yanında bulgur pilavı, kızarmış domates ve biber ile sunuluyor, ızgarada kızarmış ekşi mayalı ekmek de cabası. Köftelerin porsiyon fiyatları ise 16 TL ile 20 TL arasında değişiyor. Menüde sadece köfte yok, kuzu pirzola, tavuk kanat, dana antrikot gibi özenle hazırlanmış çeşitler de bulunuyor ama buranın kralı köfte elbette. Yemeğin yanında isteyeceğiniz ilave lezzetler ise sıradan bir köftecide karşılaşacağınız gibi değil; Közleme patlıcan salatası, Humus, Nar ekşili karamelize soğan size bu konuda fikir verebilir. Bu arada Aydın Şef’den bir bilgi daha aldım ki o da, pazar günleri gurme serpme kahvaltıya geçilecekmiş. Eeeee şef ödüllü, özel olunca bendenizin mutfak ve yemek yeme aşkı kabarıyor tabii. Ama şuan yöresel özel kahvaltıyı yemediğim için sadece bir bilgi daha sonra Aydın Şef’in maharetli ellerinden çıkacak kahvaltıyı tatmak için sabırsızlanıyorum. Kahvaltı hakkındaki görüşlerim ve fiyat bilgisini daha sonra sizlerle paylaşacağım. Son olarak benden söylemesi yolunuzun Ataşehir’e düşmesini beklemeden Gurme Köfteleri ve gurme lezzetleri tatmaya rotanızı Gurme Köfte’ye çevirin derim.
ik’le k e M m e l Öz dleri Ayın Tren Kahvaltı : Tarabya Bahçe Kebap : Kalbur Et & Kebap Dünya Mutfağı : Mikla Balık : Therapia Balık Köfte : Gurme Köfte Uzakdoğu : Dragon Yöresel : Akdeniz Hatay Sofrası Bar : The Bar Steakhouse : Günaydın Türk : Karakol Otel : Kemer Country Hotel Café - Patisserie : Sihirli Spatula Şef : Mehmet Yalçınkaya Roof Bar : Jıgger Lıfe Style blog : www. usengecsef.blogspot.com Yemek blog : www.pelinlemutfaksohbeti.com Lezzet blog : www. yiyelimguzelleselim.net
S B T L N O E G V G E E N I RLA Ç R RI TA
L Ğ A A R D I Z N A A K YOLCULUĞA ÇIKARDI
T
arçın Events Mayıs ayı içerisinde blogerlar ile Kazdağlarında “YAZA MERHABA” dedi. Aralarında birbirinden kıymetli bloggerların yer aldığı isimler ise şöyle, Funda Aydeniz, Selma Mollaoğlu, Oya Emerk, Evren Elif Akçakaya, İrem Özker, Leyla Kılıç, Arzu Hancı Öncü, Şerife Özbilek, Yağmur İpar, Çiğdem Kesik, Fusün Gedikoğlu, Çizel Pezük ve Beyhan Kadayıfçı gibi değerli blogger dostlar ve tabii ki bendenizinde bulunduğu yaza merhaba etkinliğinde oldukça keyifli bir gün yaşandı. Kırkgeçit Köşdere Termal Otel’e giriş ile başlayan etkinlik. Gün boyunca hamam, sauna, masaj, açık kapalı termal havuz keyfi ve Biga’ya özel lezzetler, akşam üzeri Tarçın Events ve Köşdere Kırkgeçit Termal otelin sahibi tarafından yapılan tanıtımı ve fasıl eşliğinde akşam yemeği ile devam etti. Köşdere Kırkgeçit Otele ilk girdiğiniz anda gerek sahibesi Bihter Köşdere’nin, gerekse çalışan kadrosunun
güler yüzlülüğü tüm blog yazarlarına enerji verdi diyebilirim. Tabii bu güzel enerjinin diğer bir kişisi ise, Tarçın Events’in sahibesi Fatma Şamsa Yılmaz’ı unutmamak gerekir. Bir gün önceden orada olmak, misafirlerini kapılarda karşılamak ve yolcu ederken birde güzel hediyeleriyle uğurlamak kolay kolay herkesin harcı değil. Hediyelerde yok yoktu Sevgili Fatma adeta herşeyi düşünmüş. Gökçek mobilya, Ar yıldız, Bebak, Otacı, Gülsüm Abla, Good job Events, Delyas, Hc Care,Gül Tasarım, Nudo, Mayon maske, ve Beğendim Paylaştımdan şekilli, muhteşem el emeği olan taşlar vardı. Eeeee bu kadar bayanın muhteşem bir termal otelde biraya gelişini siz düşünün! Eğlence, lezzet ve kahkahalar sabaha kadar hiç eksik olmadı diyebilirim. Kırkgeçit Köşdere Termal Otel Kaz Dağları’nda bulunuyor. Kaz dağlarını. güzel havasını ve bitki örtüsünü bilmeyen duymayan oldukça azdır.
Üç dağdan oluşan dağların genel adı Kaz Dağları. Bugün Köşdere Kırkgeçit olarak işletilen termal, kaplıca severlere Biga ilçesine 14 km mesafede bulunan 44 odalı tesisi ile hizmet vermekte. Şİfalı suyun ve tescilli hava ile buluştuğu yerde, şirin vadinin içinde hizmet vermekte. Otelde bulunan Kırkgeçit Termal suyunun, sahip olduğu kalsiyum karbonat, florür sülfat, magnezyum ve potasyum içerikleri sayesinde banyo uygulamalarında cilt,kas,nörolojik,ortopedik gibi birçok rahatsızlıklara iyi geldiği saptanmış. Sizde benim gibi temiz hava, sağlıklı günlere hasret biriyseniz ve vücudunuzu şımartabilir, Kırkgeçit Köşdere Termal Otel’e çıkartma yapabilirsiniz. Bu arada unutmadan sadece rahatsızlıklarınız olduğunda değil temiz havayla uyanmak, güzel yürüyüşler yapmak, masaj yaptırmak ve daha birçok neden için Kırkgeçit Köşdere Termal Oteli ziyaret edin derim.
GERÇEK PIZZA’NIN ADRESI
PAPA JOHN’S
T
ürkiye’de pizza yiyebileceğiniz çok fazla mekan alternatifiniz var, ama, gerçek pizza yiyebileceğiniz mekan sınırlı sayıda. Bu mekanlardan biri olan Papa John’s benim en sevdiklerimden biri. Pizzalarına bayılıyorum, hem bol malzemelei, hem çok fazla seçenek var, hem de ekonomik ve doyurucu. Geçenlerde yine pizza yemek için uğradığım Papa John’s Pizza’da bakın neler öğrendim. Papa John’s Pizza’nın kurucusu John Schnatter kariyerine, lisede okuduğu dönemde, lokal bir pizzacıda çalışarak başlamış. Bu dönem boyunca, pizza endüstrisindeki en büyük eksiğin, üstün kalitedeki pizzaları müşterilerin kapısına kadar ulaştırmak olduğunu keşfettiği için, bu işi yapmaya karar vermiş. Hayali her zaman bu açığı kapatmak olan John Schnatter, en kaliteli, taze hamur ve malzemelerle en lezzetli pizzaları yapma arzusu ile babasının restoranında pizza serüvenine başlamış.Babasının mali güçlükler içinde olan restoranına yardımcı olmak için 1971 model Camaro’sunu satarak ve pizzalarını ilk olarak restoranın arkasına koyduğu fırında üretmeye başlamış. İlk restoranın açılışından sonra, Papa John’s Pizza, yüksek ürün kalitesiyle müşterilerin beğenisini kazanarak, hızlı bir yükselişe geçen Schnatter, ilk şubesini 1985 yılında Kentucky’de açmış ve Papa John’s Pizza Restoranları, bugün toplam 32’yi aşkın ülkede 4.000 restoranı ile hizmet vermektedir. Papa John’s ta 25 yılı aşkın süredir bir tek şey aynı kaldı. “Daha iyi malzeme. Daha İyi Pizza.” Bu söz her zaman tutuldu. Hikayesini paylaşmak istedim ki; severek yediğimiz yiyeceklerin ardındaki hikayeleri de bilelim ve emeğin, azmin ne kadar öenmli olduğunu unutmayalım.
AYDOS’UN ETEKLERINDE
LİLA’S LOUNGE CAFE
G
eçen günlerde yine bir davet üzerine, İstanbul’un çatısı tabir edilen Aydos’un eteğinde yer alan Kartal’da Uğur Mumcu’da bulunan Lila’s Lounge Cafe adlı mekan gittim. Burası, dünya mutfağından seçkin örnekler sunan ve yaratıcı sunumları ile dikkat çeken, canlı müzik keyfi yaşayabileceğiniz ve sevdiklerinizle özel anlar paylaşabileceğiniz, sıcacık ambiyansı ile cazip bir mekan. Ben çok sevdim. Sizin de seveceğinizden şüphem yok. İtalya, Meksika, Uzak Doğu ve Türk mutfağından yüzlerce çeşit enfes lezzeti, harika sunumlarla ve sıcak-soğuk içecek alternatifleriyle misafirlerinin beğenisine sunan mekan, modern, sıcak ve minimaliz çizgilerle özel olarak tasarlanmış. Sevdiklerinizle sohbet ederken ya da iş toplantılarınızı gerçekleştirirken ‘an’ın tadını çıkarabiliyorsunuz. Nezih bir hizmet anlayışı ve güler yüzlü hizmet sunulması da önemli bir detay. Lila’s Lounge Cafe’yi ve eşsiz lezzetlerini ısrararla tavsiye ederim.
Lezzet markaları
Project1
SE E S S E Ü M LEZZET-İ
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
‘EŞRAF LOKANTASI’ BASINDA GÜVEN
-I RAMAZAN R ŞERIFI IFTA E IYL YEMEKLER R KARŞILIYO
O
smanlı-Türk Geleneğinin eşsiz mutfak kültürünü yeniden sofralara taşıyan “Eşraf Lokantası” Yatırımcı ve işletmecisi Metin Uçar ile atalarımızın; Gusto ve lezzet konusuna, sosyal yapı ve tarih değerlendirmesi ile yaklaştık. Lezzet Gazetesi olarak çok zevkli ve renkli bir söyleşi gerçekleştirdik. ■Sayın Uçar, sizin iyi bir lezzet sever olduğunuzu Türkiye Lezzet Hareketinde de aktif görev yaptığınızı biliyoruz, önce sizi bir tanıyalım. 1971 Gümüşhane doğumluyum. İlköğrenimimi Gümüşhane’de, ortaöğretim ve lise dönemimi Trabzon’da tamamladım. Ankara’ya geldim ve Bilkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bölümler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldum. Siyasi omayı
düşünürken kendimi ticaretin içinde buldum. Bizim esas işimiz, inşaat müteahhitliği ve İstanbul’da konut üretmekteyiz. Mekanı geçen yıl hizmete açtık ve büyük ilgi gördük. ■Eşraf Lokantası fikri nasıl doğdu ve gelişti? Gerçekleştirdiğim seyahatler, ziyaretler ve misafir ağırlamalarımda yaşadığım sıkıntılar oldu. Örneğin, tabelasında “Turkish Cuisine, Ottoman Cuisine” yazan bir mekâna gittiğinizde, istek ve beklentileriniz asla karşılanamıyor, kendinizi dünya mutfağı adı altında donmuş yiyecek furyasının ortasında buluyorsunuz. Bu
nedenle, hem insanlarımıza, hem yerli ve yabancı konuklarımıza, hem de kültürümüze hizmet eden, ticari kaygısı olmayan böyle bir misyonu üstlendim. Burada bizim için iki nokta çok önemli; Gerçek mutfağımıza ait gerçek reçete ve tariflerin geleneksel yöntemleriyle pişirilip sunulması ve bu işlemin en iyi şekilde yapılmasıdır. İstanbulda, lokantamızı öne çıkaran başlıca unsur, 4 m2’lik döküm kuzinemizdir. Kuzine, kulağa son derece basit gelse de aslında meşakkatli bir
süreci kapsar. AVM’lerde ve apartman altlarında kuzine kurulamaz. Yapının mutlaka müstakil olması gerekir. Kuzinada meşe odunuyla pişen yemeklerin ve güveçlerin tadına doyulmaz. Eşraf’la ilgili en büyük hazzımız; kendi geleneklerimize, göreneklerimize, kültürümüze, ecdadımıza yönelik küllenmiş ve unutulmuş özellikleri, lezzetleri gün yüzüne çıkarabilmek ve pratikte, günlük, “canlı yayın” olarak uygulayabilmek. Bizim yaptığımız iş aynı zamanda bir kültür transferi işi. Bunun farkına da, en çok yabancılar varıyor. İlerleyen dönemde, geleneksel gastronomi anlamında okullaşma sürecine gireceğiz. Bu konuda sizin’de yönetiminde olduğunuz TLH / Türkiye Lezzet Hareketi en büyük güvencemiz. ■Ramazan’a mahsus bir mönünüz varmı ? Sunum ritüelleri nasıl olacak? Şu anda tamamen saray mutfağı orijinli, ağırlıklı olarak Cumhuriyet dönemi yemeklerinin olduğu, ancak 16., 17. ve 18. yüzyıl yemeklerinin de sunulduğu, atmosferiyle de bunu destekleyen bir mekân oluştur-
duk. 40’lı yılların Beyoğlu’ndaki “Eşraf”ını hem günümüze, hem de aynı lezzet ve tariflerle o nostaljiyi Florya’ya taşıdık. Olmazsa olmazımız, meşe odunu ateşiyle yanan, eşsiz kuzinemiz ve taviz vermediğimiz geleneksel pişirme yöntemimizdir. Bir diğer önemli nokta ise bütün yemeklerimizde kemik suyu kullanmamızdır. Menümüzde çorbalar, et yemekleri, sebze yemekleri, dolmalar, hamur işleri, zeytinyağlılar, tatlılar, kompostolar ve şerbetler yer almakta. En kaliteli eti kullanarak yemeğe, etin kendi aromasıyla lezzet vermekteyiz. Salçadan olabildiğince uzak duruyor ve hakiki domates kullanıyoruz. Mevsimine göre ürünler kullanmaya özen gösteriyor, donuk gıdaları ve turfandayı tercih etmiyoruz. Bütün yemeklerimizin sosu kendinden ve hepsinin rengi de farklıdır. Yemekler, kendi içinde kendi sosuyla farklılaşır. Eşraf’ta asla margarin kullanılmaz. Hakiki zeytinyağı ve köy tereyağı kullanırız. Tavuklarımız organik ve Helal kesimdir.Yoğurdu, ekmeği ve reçeli de kendimiz üretiriz. ■Eşraf’ın en beğenilen yemeği hangisidir? Bir gurme olarak sizin favorileriniz nelerdir? Biz çeşit olsun diye yemek yapmıyoruz. Her yemeğimizin ayrı müşterisi var. Sadece beğendili kuzu haşlama yemek için istanbul dışından dahi gelenler mevcut. Benim favorim domates dolmasıdır. Pazılı kuzu kapamamız, kompostolarımız ve nar çiçeği şerbetimiz, ballı sütlü kadayıfımız en beğenilen ürünler arasında yer alıyor. Bu yıl ramazan ayında, bir ney dinletisiyle iftar müşterilerimizi de ağırlayacağız. Ayrıca, ortalama 75 liralık bir de zengin fiks menümüz olacak. Tavsiye ederim, Lezzetseverlerimizi bu mübarek günlerde, atalarımızın ağız tadıyla ağırlamak ve hatıra-
5
Sofralar Diabetle’de Güzel Sağlıklı hayat bu kitabın içinde
D
iyetisyen Şengül Sangu Talak’ın editörlüğünde Ece Büyükyurt Memecan tarafından okura ulaştırılan Sofralar Diyabetle de Güzel adlı kitap Alfa Yayınları’ndan çıktı. Doktor Sema Kabataş Eryılmaz’ın önsözüyle raflardaki yerini alan kitapta “Bir diyabetli her şeyi yiyebilir” ifadesi kitabın belkemiğini oluşturuyor. Kitap diyabetlilere odaklanırken sağlıklı beslenmek ve formada kalmak isteyenler için de bulunmaz bir besin rehberi niteliği taşıyor. Bu rehberlikte dikkat edilmesi gereken tek şey ise yediklerinizin besin değeri. İşte bu kitapta bu miktarı nasıl hesaplayacağınızı bulacaksınız. itapta atıştırmalıklardan hamur işlerine, sebze yemeklerinden pilav ve makarnalara ve hatta tatlılara kadar birbirinden lezzetli 99 tarife yer veriliyor. Kitap kaliteli kuşe kağıda renkli ve resimli baskısıyla da dikkat çekiyor. Keyifle okunacak ve diyabetli veya diyabetsiz güzel sofralar hazırlatacak farklı bir kitap.
Hakkında: u 1978 yılında Ankara’da doğdu. TED Ankara Koleji’nden sonra, Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümünden mezun oldu. 2003 yılında İstanbul’a yerleşti. Yeditepe Üniversitesinde, Görsel İletişim Tasarımı Yüksek lisansı yaptı. Çeşitli firmalarda Müşteri Temsilciliği ve pazarlama konularında çalıştı. Evli ve 2 çocuk annesi olan yazar, İstanbul’da yaşıyor ve kariyerine pilates eğitmeni olarak devam ediyor.
6
Project1
12/27/13
10:33 AM
Lezzet markaları
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Başyazı Betül
ALTINBAŞAK
betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com
YEMEĞIN ANTROPOLOJISI
slam alemine bereketiyle, lezzetiyle, davetleriyle bir ramazan ayı daha geldi. Müslüman coğrafyanın çok farklı yerlerinde kendine has gelenek ve görenekleriyle iftar masaları kurulacak, ramazan pideleri, güllaç masalarda yerini alacak. Oruçlar açılacak. Eş, dost iftar sofralarında buluşacak, fakirler doyurulacak. Ve bir bayrama daha ulaşılmaya çalışılacak. Bireyselliğinin yanı sıra toplumsal bir kurumda olan dinin, kendi içinde değişen, yaşadığı kültüre özgü inanç ve ritüelleri vardır. İnsanların bir çoğu da bu duruma uygun davranışlar geliştirirler. İnançlar, gelenek ve görenekler; adeta yazılı olmayan kurallar ve kültürün bir parçası olarak karşımıza çıkarlar. Özellikle toplumsal yapıya ağırlık veren, kültürel gelişmelerini inceleyen Sosyal Antropolojiye göre gelenek ve görenekler binlerce yılın yaşanmışlığından süzülerek günümüze gelir. Geçen zaman içerisinde bir takım değişikliklere uğrasa da, bir çok adetin binlerce kuşağı etkisine alacak kadar kuvvetli olduğunu yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Özellikle din olgusunun sosyal hayatı etkileme gücü çok yüksektir ve toplumların yemek kültürünü de etkilemiştir. Her kültürde özellikle tüketilmeyen, ya da özel günlerde mutlaka masalarda yerini alan besinler vardır ki bunların kaynağında çoğu defa inançlar, dinsel yasalar yer almaktadır. Prof. Dr. Erman Artun’a göre, Anadolu coğrafyası; bir çok uygarlığın, din, inanç sistemlerinin buluştuğu kültürlerin ortak kaynağı olmuştur. Türkler Anadolu’ya gelince getirdikleri Orta Asya Türk kültürünün yanı sıra İslamiyet ve Anadolu kültürüyle tanışmıştır. Türk kültürü Anadolu’da günlük hayatın uygulama ve değer yargılarıyla yeni bir içerik ve nitelik kazanmıştır. Tarihin ilk topluluklarından bu yana doğayı tam çözemeyen insanlar onun her türlü iyiliği ve kötülüğü yapabileceğini düşünmüşler, onunla iyi geçinmenin yollarını aramışlardır. Dilekleri yerine gelince şükretmek amacıyla adaklar adamışlar, çeşitli büyüsel ve törensel işlemler uygulamışlardır. Türklerin törenlerini dinsel, toplumsal ve kişisel başlıklarında toplayabiliriz. Bu törenlerde yemek yeme, ziyafet verme iç içedir. Bu törenlerle birlikte bu törenlere özgü bir mutfak ve yiyecek, içecek çeşidi ortaya çıkmıştır. İnsanın beslenmeyle ilgili davranış ve uygulamaları çeşitli faktörlerin etkisiyle oluşur gelişir. Bir yemek sistemine özellik kazandıran başlıca ögeler yemekte kullanılan malzemeler ve yemeğin yapılış biçimi kadar, yapılma nedenidir. Törenler, inançlar, inanmalar ve bunlara bağlı pratikler yaşamda önemli yer tutar. Oruç da, İslamiyet’in dışında farklı dinlerde de yerini bulan çok önemli ibadetlerden birisidir. Şöyle ki; Hıristiyanlık’ta oruç, kilisenin üçüncü emridir. Hırıstiyanlık’ta oruç ve perhiz ayni anlamda kullanılır. Orucun amacı, işlenmiş günahların cezasını bu dünyadan çekmeye başlamaktadır. İncil, oruca büyük önem verir ve övgüyle bahseder. Oruç döneminde et, tavuk hayvansal gıdalar (süt, peynir, yumurta) ve alkol kullanılmaz. Ancak bazı sebeplerden dolayı oruç tutamayanlar perhiz tutabilir ya da gün boyunca sıvı şeyler (su veya meyva suyu) alarak oruçlarını hafifletebilirler. Hiristiyanlikta iki çeşit oruç bulunur. Okaristi orucu yani şükran orucu ve ekleziyastik oruç yani
kilise orucu. Bu iki çeşit orucu Katolik’ler tutar, Protestanlar tutmaz. Hristiyanlik, çarşamba, cuma ve cumartesi günleri ile bazı yortuların arefe günlerinde oruç tutmayı teşvik eder. Hristiyan inancına göre, Hz. İsa, çarşamba günü ele verilmiş, cuma günü çarmıha gerilmiş ve cumartesi günü de gömülmüştür. Musevilik’te oruç, Yom Kippur adını alır. Yahudilikte oruç nefsi terbiye etme ve bazen de acı çekme aracı sayılırken, bazen de Allah’a yaklaşma aracı olarak kabul edilmektedir. Tevrat’a göre, Hz. Musa Tur Dağı’nda 40 gün 40 gece kalmış ve bu süreyi oruç tutarak geçirmiştir. Yahudiler, Allah’ın kendilerine felaketler verdiğine inandıkları dönemlerde sürekli oruç tutardı. Yahudilik’te tutulması gerekli görülen tek oruç Yom Kippur adi verilen keffaret orucudur. Kippur pişmanlık anlamındadır. Yahudiler bu günde günahlarından pişman olurlar. Allah da onları affeder. Yom Kimpur Ibranice’de ‘tövbe günü’ anlamındadır. Kippur denen ve 19 Nisan’da başlayıp ve bir hafta süren Yom Kippur’da oruç tutmak şarttır. İmsak önceki aksam güneş batarken baslar. O gece ve ertesi gün ilk iki yıldız görününceye kadar yani 26 saat boyunca yemek, içmek yıkanmak, çalışmak, parfüm sürünmek, ateş yakmak yasaktır. Hinduizm’de de oruç vardır. Hint dinlerinden Hinduism’de oruç nefsi terbiye için yılın belirli aylarında ve günlerinde oruç tutulur. İbadet amacıyla duaların okunduğu günlerde oruç tutulması gerekir. Hinduizm’de oruç genellikle belirli bazı besinleri yememe, yani bir çeşit perhiz seklindedir. Doğu kültürlerinin dinlerinden Taoizm’de, oruç, oruç, sağlığı koruma ve böylece yaşlanmayı geciktirme özelliğiyle ön plana çıkar. Çinliler ayrıca, büyük bayram günleri ile kötülüklerin arttığı dönemlerde de, kendilerini korumak için oruç tutarlar. Güney Asya Hint dinlerinden Brahmanizm’de, her ayın 12 ve 13’üncü günlerinde oruç tutmak gelenektir. Brahmanizm’de yaşlılar hastalar ve çocuklar dahi oruçtan muaf değildir. Bazıları insani isteklerini yenmek için 15 gün boyunca oruç tutar. Bu süre içinde bir yudum sudan başka bir şey yiyip içmeleri orucu bozar. Hint dinlerinden Jainizm’de orucun kuralları daha serttir. Jainistler kesintisiz olarak 40 gün oruç tutarlar. Bu dinin kurucusu Mahavira’nin (M.Ö 599-527) kendisine işkence yaparak dinde yüksek dereceye ulaşmaya çalıştığı , et ve yumurta yemediği ve hatta ölünceye kadar da oruç tuttuğu söylenmektedir. Güneydoğu Asya dinlerinden Budizm oruca en fazla önem veren dinlerdendir. Budizm’in kurucusu Buda’ya göre, ne dünyaya bağlanmak ne de dünyadan vazgeçmez gerekir. Bu amaca ulaşmak için koyduğu kuralların birincisi ise, her iki ayda bir oruç tutmak ve bu süre içinde de toplum içinde tüm günahlarını itiraf etmektir. Buda’ya göre sonsuz kurtulursa, yani Nirvana’ya engel olan tek şey arzulardır. Kurtuluş ancak arzuları terk etmekle sağlanır. Ve arzulardan kurtulmanın birinci yolu da oruç tutmaktır. Manilikte oruç, ışığı gönderen güneş ve aya dua etmek amacıyla tutulur. Babil ve Asurluların da orucu büyük önem verdiği bilinir. Eski Mısır’da ise oruç genellikle dini bayramlarda tutulur. Mutlu, huzurlu, paylaşıma açık lezzeti bol iftar sofralarıyla, bayrama çıkmanız dileğiyle.
Performans için
%1oo YERLİ GURME DONDURMA
G
Gurme damaklara en özel dondurma...
KURUYEMIŞ elişmekte olan ülkelerde, toplumun her kesiminden, çocuklardan, yetişkin insanlara, hamile bayanlara kadar tüm bireyleri yakından etkileyen kötü beslenmeyi ve açlık kontrolünü düzenlemek üzere alternatif beslenme ve protein kaynakları üzerine çalışmalar yapılıyor. Kuruyemişin sağlığa faydaları açısından özel çalışma yapan APM Gıda Mühendisi Elif Yıldırım, hangi kuruyemişlerin hangi meslekte çalışanların performanslarını arttırdığını açıkladı. “Fındık, fıstık, badem, yerfıstığı ve cevizde yüksek miktarda bulunan magnezyum, kas ve sinir fonksiyonlarının yürütülmesi, kemiklerin güçlendirilmesi, kalp ritminin düzeninin sağlanmasında önemli bir görev üstleniyor” dedi ve Finans Sektörü için “Ceviz”i, Görsel meslekler için “Antep Fıstığı “nı tavsiye etti. Örneğin; “Ceviz ise; iyi bir lif ve protein, tekli ve çoklu doymamış yağ, flavonoid kaynağıdır. Antioksidan değeri yüksektir. Antioksidan özelliğinden dolayı kanser, alzhaimer hastalıklarından korunma ve bağışıklık sistemini güçlendirmede olumlu etkileri vardır” açıklamasında bulundu.
TİRAMİSU DONDURMA
BALLI CEVİZLİ ENERJİM
MARAŞ USULÜ SADE
MARAŞ USULÜ ÇİKOLATA
AROLEZ A.Ş.
Sincan Organize Sanayi Bölgesi Türkmenistan Cd. No. 9 ANKARA Tel. 0312 267 52 00 Faks. 0312 267 12 12 www.fiero.com.tr
info@cigdemerdinc.com
İ
Çeşitli Dinlerde Oruç ve Ritüelleri
İstanbul Satış ÇİKOFARM
BİSKÜVİLİ
BORDO BADEM
A R A AAM E T İ L E T LİGH
YOR I T A Ş A Y I ENEYIM D R E L T E Z E LEZ M R U G , E D RVESIN I Z N I N I M Z RI SAĞLIK TU
SE
D
eniz Işığı Otelcilik Turizm ve Tic. Ltd. Şti’nin 35 milyon Euro yatırımla inşa ettiği 392 odalı 5 yıldızlı Amara Sealight Elite Kuşadası’nda deniz ve güneşin ötesinde bir tatil anlayışını 19 Mayıs’ta yapılan muhteşem açılışla hayata geçirdi. Grubun deneyimli koordinatörü, ünlü turizmci Turan Kesim tarafından yönetilen tesis en ileri teknolojiyle donatılmış bir mimari harikası. Açılış etkinliklerinde Fransa ve Türkiye’den gelen konuklar, Ernie Watts ve Kerem Görsev Triosunun caz konseriyle büyülendiler. Dünyanın ve ülkemizin ünlü mekanlarının kendi konseptlerinde dizayn ettikleri restaurantlarında değişik lezzetleri tatma ve tanıma imkanı buldular. Türkiyenin uluslararası ödüllü aşçılarından Exec.Chef Muzaffer Demirci’nin yönetiminde koordine edilen tesiste All İnculisive metodu uygulanmakta. Fransa’nın en önemli Thalasso kuruluşu Relais Thalasso
Kuşadası’na kazandıran Amara Sealight Elite, Kuşadası’nı Türkiye’nin tek otantik geleneksel Thalassotherapi merkezi olarak dünyanın önemli destinasyonlarından biri yaptı. 4000m2 alanda hizmet veren tesis, Türkiye’den ve dünyadan gelen konfor ve yüksek standart tutkunlarının yeni adresi olmaya şimdiden aday. Açılışa,Yayın Yönetmenimiz M.Vasfi Pakman, bizzat katıldı, Lezzetleri ve Thalasso uygulamasını test etti. Relais Thalasso Y.K.Bşk. Jean Pascal Phellipean ve Fransa Thalasso Birliği Bşk. Fizyotherapist Philippe Gomez’den bilgi aldı. Fransız, Relais Thalasso’nun, sağlık inovasyonu ve Thalasso keyfini, deniz suyunun tüm nimetleri ile sunuyor. Konuklar bir yandan, bu Thalassotherapi merkezinde mevsimsel değişiklik, yoğun iş temposu, stress ve yorgunluğa karşı Thalassoterapi kürlerinin eşsiz faydalarından yararlanırken, diğer yandan; Amara Sealight
Elite Hotel’in ülkemizde ilk kez uygulanan dünyaca ünlü marka mekanlarla “gurme” konseptinde, Yeme-İçme deneyimi yaşayacaklar; “Fratelli La Bufala”, “La Paz Cafe Bar America Latina”, “Shorba”, “Vok”, “La Promenade”, “L’Azur”, “Anadolu”, “Kabuba” restoranları ile Belçika Çikolata ve pastaların sunulduğu “Elite” Patisserie’de ise nefis dünya kahveleri ve tatlılarını tadacaklar, (Bilhassa meyveli V&W’si Vitamin&Waffle tavsiye ediliyor) markalı ultra lezzetlerin zevkine varacaklar.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
7
Arolez Gıda
Dondurmanın Gurmesi
Gurme damaklara en özel dondurma... 1
985 Yılında Ankara’da üretime başlayan Arolez Gıda 30 yıllık tecrübesi ile dondurma pazarına hem kaliteli ürünler veriyor hem de bu pazara getirdiği yenilikler ile tüketicilerin birbirinden kaliteli ve farklı lezzetleri tatmasını sağlıyor. Dondo markası ile 30 yıldır bu sektörde olan Arolez Gıda 30’uncu yılında tüketicilerine FIERO GURME markası ile bambaşka lezzetler tattırmayı hedefledi. Bu farklı ve özel dondurma ile ev dışı tüketim ürün grubunu da çeşitlendirmiş oldu. Ayrıcalıklı damakların butik dondurması olma sloganı ile üretilmeye başlanan
FIERO GURME DONDURMA Anadolu’nun; sütlü, salepli ve tereyağlı sert dondurmasını birbirinden nefis batı esintileri ile harmanlayarak tek tek, özenle butik bir şekilde üreterek bizlere sunuyor. Dondurmalar Kahramanmaraş’ın vazgeçilmez keçi sütü, Burdur’un salebi kullanılırken SUPERPREMIUM Dondurma severlerin aradığı gerçek meyve ve çikolata tatları ile bütünleşerek tam da bizim aradığımız bir dondurma halini alıyor. Mesela ENERJİM diye bir çeşit var. En kaliteli Maraş usulü dondurmada olması gereken tüm özellikleri bulunduruyor. Bunun yanı sıra ürünün içinde; tarçın, zencefil, zerdeçal,
karabiber, bal ve ceviz var. Hatta isminden de anlaşıldığı gibi bu dondurma tam bir enerji kaynağı çünkü bunların dışında bir de ginseng var. ‘Gurme dondurmadan 2 kaşık yesem yeterli diyorsunuz ama kaşıklar birbirini, lezzet lezzeti kovalıyor’. FIERO GURME DONDURMA çeşitleri; Sade, Çikolata Parçacıklı, Enerjim, Bordo Badem, Çikofram, Bisküvili, Meyveli, Damla Sakızlı, Hurmalı ve Elmalı olarak sıralanıyor. Arolez Gıda Ankara merkez olmak üzere bu özel dondurmaları Türkiye’nin dört bir yerine bayileri aracılığı dondurmanın gurmelerine ulaştırıyor. www.fiero.com.tr
Bugün 30’uncu Kuruluş yılını kutlayan Arolez Gıda San. ve Tic. A.Ş., Ankara’da iki ortağın kaliteli üretim yapma prensibi ile bir araya gelerek, Dondo Dondurma markasını oluşturması ile başlamıştır. Dönüşümünü 2015 yılında Ankara 1. Organize Sanayi Bölgesine taşınarak yapan Arolez Gıda; geleneksel tadını koruyarak ileri teknolojiyi, yüksek kalite kontrol sistemi ve profesyonel ekipleriyle üretimine farklı bir anlayış ve boyut getirmiştir. Hammadde seçiminden satış noktasına kadar uzanan zincirin tüm halkalarını kapsayan kalite ve verimlilik standardını, Ankara’dan üreterek Türkiye’nin yedi bölgesine Arolez Gıda güvencesi ile dağıtmaktadır. Özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Rusya pazarı ile yurt dışında tüketicilere ulaşmaktadır. Arolez temel politikasını, yüksek kalitede toplum sağlığına ve gıda güvenliğine uygun besin değerleri arttırılmış, vitamin, mineral ve doğal olarak elde edilen meyve özleri ile zenginleştirilmiş ve hijyenik ürünler üretmek ve geliştirmek üzerine kurmuştur. 1985 yılında kurulan Arolez Gıda ilk olarak üretimine;
dondurma, dondurma karışımları, sos üretimi ile başlamıştır. Daha sonra gıda sektöründeki Araştırma ve Geliştirme potansiyelini iyi kullanarak farklı markalarla birçok ürün üretir konumuna gelmiştir. 90’lı yılların ortasında dondurma ile özellikle hizmet sunduğu pastane sektörüne Türkiye’de ilk sürülebilir yapısı olan PASTÖRİZE MANDIRA KREM ŞANTİYİ DONDO markası ile üretmiştir. İlerleyen yıllarda portföyüne pastacılık ürünleri ile sıcak içecek toz ürünlerin tek içimlik poşetlerinden profesyonel makinelerde ve catering kullanımlarına uygun ürünleri üreterek ürün yelpazesini genişletmiştir. Son yıllarda özellikle Ortadoğu’da çok beğeni toplayan Donuk Limonata, Portakal Suyu, Salep ve Sütlü Çikolata gibi ürünlerini hiçbir koruyucu madde koymadan, geleneksel lezzet ve yapılarına sadık kalarak sektöre sunmuştur. Bugün ise kendini farklı hissetmek isteyenlere, gurme tadında ürünlerini FIERO GURME markası ile sunuyor. Sıvı salep, sıvı çikolatanın yanı sıra, dondurmanın da gurme serisini tüketicinin beğenisine sunmuştur.
Kalitesi tescilli 2003 yılında Frankfurt’ta düzenlenen 29. Uluslararası Başarı Ödülleri Toplantısı’nda Avrupa Kalite ve Teknoloji Ödülü’nün verilmesiyle tescillenmiştir.
Yönetim Kurulu Başkanı Nizameddin İren ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Volkan Mertel sektördeki 30 yıllık birlikteliği kutluyorlar.
KOSKA
RAMAZAN TATLILARI MUTLULUK VERIYOR
1
KOSKA’NIN BADEM EZMELİ HELVASI YAZ AYLARININ VAZGEÇİLMEZ TATLISI
T
ürkiye’nin en büyük helva üreticisi Koska’, yaz ayları için özel olarak hazırladığı badem ezmeli yazlık helva ile sofraları tatlandıracak. Türkiye’nin 108 yıllık markası Koska, Türk ağız tadına uygun geleneksel lezzetleri hatırlatan ve 7’den 70’e herkesin severek tüketebileceği ürünleri ile yaz günlerinize renk katıyor. Doyurucu, besleyici, sağlıklı ve enerji verici özellikleri bakımından yaz sofralarınızdan eksik etmeyeceğiniz badem ezmeli helva, hafif olma özelliği ile de bu yaz vazgeçilmez bir tat olacak.
08 yaşındaki delikanlı KOSKA, insanımızın damak zevkine uygun inovatif lezzetlerle zirveleri zorluyor. 3. ve 4. kuşak yöneticilerin “Nazar Boncuklu” KOSKA’nın lezzetleri, ülkemiz sınırlarını aşıyor. Avrupa’daki Türkler; “Büyük bir keyifle yediğimiz KOSKA Ürünlerini, Avrupadaki tüm Türk ve Orient Marketlerinde buluyoruz. Alman ve diğer yabancı dostlarımıza iftiharla ikram ediyor ve hediye götürüyoruz” diyorlar. KOSKA yöneticileriyle yaptığımız görüşmede, Ramazan dolayısıyla ürünlerine yoğun talep geldiğini, yurdun ve dünyanın her tarafından yoğun sipariş aldıklarını söylediler. “Bilhassa oruç tutan insanların tatlıya talepleri artar, Yedikleri tatlıların güvenilir markalardan olmasına,
yabancı madde ve katkı içermemesine, hijyen koşullarında üretilip, tüketiciye ulaştığına dikkat edilmelidir. İnsan sağlığı çok önemli olup, bu mübarek ayda daha da dikkate alınmalıdır. Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi beslenmeyi daha da önemli kılıyor. Sağlıklı bir Ramazan geçirebilmek için iftar ve sahurda dengeli ve mideyi yormayacak şekilde beslenmek çok önemli. Rahat bir şekilde oruç tutabilmek ve vücut dengesini koruyabilmek için sahura kadar sık sık ve hafif yiyecekleri tercih ederek yemek, hem sindirim sistemini yormayacak hem de metabolizmanın yavaşlamasını önleyecektir. Hem iftarda hem sahurda tokluk süresini uzatacak ve enerji verecek besinlerin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dediler. Bitkisel protein ve yüksek lif kayna-
ğı tahini ve demir, kalsiyum ve mineraller içeren pekmezi sofralardan eksik etmemenin gereğine işaret ettiler. İftarda vücudumuza güç katacak, tok tutarak enerjik bir Ramazan geçirmemizi sağlayacak, sağlıklı cam kavonozlarda birarada sunulan Koska tahin-pekmez’in oruç tutan herkesin severek tüketebileceği bir ürün olduğuna dikkat çektiler. Koska, ramazan boyunca oruç tutan herkesi hem iftarda hem sahurda, tok tutan ve enerji veren lezzetli ürünlere sahip. İftar sofralarını lezzetlendirecek, zengin reçel çeşitlerinin yanı sıra Ramazan geleneğini yansıtan geleneksel KOSKA lezzetleri helva, reçel, tahin, pekmez ve bal ile sahur ve iftar soflarımıza lezzet katacak. Lokum, krokan, kağıt helva, badem ezmesi ve pişmaniye ile de Ramazan akşamlarımızı tatlandıracak.
Sağlıklı meyveler helva ile buluşuyor KOSKA’nın Kuru Meyveli Yaz Helvası ile yaza zinde başlayın!
Y
üz yılı aşkın süredir Türk Sofraları’nda yer alan KOSKA, yaz aylarına girerken en sağlıklı meyveleri helva lezzeti ile birleştirerek tüketicinin damak zevkine sunuyor. Helva denince ilk akla gelen marka KOSKA, geleneksel kültüre kattığı yepyeni lezzetlerle yaz aylarında da tüketiciyi helva keyfi ile buluşturmaya devam ediyor. “KOSKA Kuru Meyveli Yaz Helvası” sayesinde en sağlıklı meyveler kurutula-
rak helva ile buluşuyor ve böylece yaz ayları hafif ve lezzetli geçiyor. En koruyucu meyvelerin başında yer alan kırmızı üzüm, kayısı, incir ve
portakalın özenle kurutularak helvanın içine katıldığı bu eşsiz tatlı sayesinde KOSKA, yaz aylarında da helvayı rahatça yenilebilir kılıyor.
8
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
Lezzet rehberi
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Beslenmemizde ve sağlığımızda ekmeğin önemi
B
uğdayın anayurdu dünya tarihinde tarımı başlatan ilk bölgelerden biri olan Anadolu coğrafyasıdır. Anadolu insanı yaklaşık 10 bin yıldır temel gıda maddesi olarak ekmek tüketir. Öyle ki; ekmek insanımızın genlerine işlemiştir. Günümüzde bile zengin olsun, fakir olsun, ekmeksiz bir yaşamı düşünemez insanımız. Ekmeğin izlerine ilk defa Urfa Göbeklitepe’deki kalıntılarda (M.Ö. 8000) buğday depolamada kullanılan depolama alanları bulunmasıyla ulaşıyoruz. Bu devirde unu su ve tuz ile yoğuran insanlar, köz ateşinde yassı taşların üstüne yapıştırarak, yassı ekmekler pişirdiler. Bu ekmekler çok lezzetli değildi ve çabuk bayatlıyordu.Yine Konya’nın Çumra ilçesinde bulunan Alacahöyükteki (M.Ö. 6000-5500) kazılarda, bugünkü fırınlara benzeyen ilk fırınlar ortaya çıkarılmıştır. Mayanın da keşfedilmesiyle bugün yediğimiz tambuğday ekmeğine yakın lezzette ekmek yapılmaya başlanmış ve binlerce yıldır da temel gıda maddesi olarak tüketilmektedir. Günümüzde de tahıllar insan beslenmesinde temel enerji kaynağı olarak kabul edilir. Harvard Üniversitesi’nin Amerikan halkının sağlıklı kalabilmesi için hazırladığı yeni besin piramidinde, kişinin günlük enerji ihtiyacının %50-60 oranında tam tahıllar ile hazırlanmış ekmek, makarna gibi gıdalar ve Omega 3, Omega 6, Omega 9 gibi sağlıklı yağlardan karşılanması gerektiği vurgulanmaktadır. Harvard Tıp Fakültesi tarafından geliştirilen yeni besin piramidinin eski klasik besin piramidine göre en büyük farkı şunlardır: Önceki besin piramidinde günlük enerji ihtiyacımızın %60’ının tahıllar tarafından karşılanması gerektiği söyleniyor. Fakat tahıllarda tam tahıl veya beyaz un ayrımı yapılmıyordu. Önerilen yeni besin piramidinde tahıllar yine en önemli besin ögesi olarak kabul ediliyor. Fakat beyaz un yerine tam tahıl tüketilmesi gerektiği söyleniyor. Yeni besin piramidinde beyaz undan yapılmış ekmek, makarna, unlu mamül ve tatlıların miktarı son derece kısıtlanmıştır. Kırmızı et tüketimi de yine son derece kısıtlı bir hale getirilmiş. Balık ve tavuk ürünleri önerilmiştir. Alkol kullanımı son derece kısıtlanmıştır. Margarin gibi katı yağların kullanımı kısıtlanmıştır. Süt ürünleri günde bir-iki porsiyon ile sınırlandırılmıştır. Tam tahıl ürünlerinin, sebze ve meyvenin bolca tüketilmesi önerilmiştir. Eski çağlarda insanlar tahıl kabuğunu traşlamalanın yöntemini bilmiyor ve buğdayı değirmen taşları arasında ezerek elde ettikleri tambuğday unundan ekmek yapıyorlardı. Tahılın kabuğunu ayırmayı ilk defa 18. Yüzyıl ortalarında öğrendiler ve ilk defa Fransız saraylarında imparatora takdim edilmek üzere beyaz undan ekmekler ve tatlılar yapmaya başladılar. Bu tarihten itibaren Avrupalı ressamlar tombul dük ve düşeslerin, prens ve prenseslerin portlerini resmetmeye başladılar. Gerçekten de bir tahılda sağlıklı beslenme adına ne varsa, kabuk bölgesinde yer alır. Tahıl kabuğu B1, B2, B3, B5, B6 ve B12 gibi B grubu vitaminlerinin tümünü, kuvvetli bir antioksidan olan E vitaminini ayrıca kalp hastalıklardan koruyucu özelliği olan Magnezyum, kan yapımında gerekli olan Demir, folik asit, iştahı bastırdığı bilinen Krom ve Çinko gibi mineralleri ve %9095 oranında da lifleri içerir. Lif insan sindirim sisteminde sindirilemeyen bir büyük karbonhidrattır. Odun ve kağıdın yapısında da aynı karbonhidrat yer alır. Kalorisizdir. Bir gıdanın bileşimine girdiği zaman onun sindirimini zorlaştırır ve sindirim süresini uzatır. Dolayısıyla kan şekerinde ani yükselmelere neden olmaz, uzun süre tok tutar. Kahvaltıda yenen tam tahıllı bir dilim esmer ekmek sizi öğleden sonra ikiye kadar tok tutacaktır. Kabuğu traşlanmış beyaz undan yapılan ekmek bol miktarda nişastave az miktarda miktarda bitkisel protein içeren kof bir enerji deposudur. Oysa tam
G r o y i d e k ü l ü c n ö e Sektör
DR. HILAL DURUK tahıllı ekmeklerinin besleyici değeri yüksektir ve uzun süre tok tutarlar. Söz sağlıktan açılmışken keten tohumu, kabak çekirdeği, susam gibi yağlı tohumarın ekmekte süsleme(topping) maddesi olarak kullanılmasının çok faydalı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu tohumlar Omega 3, Omega 6, Omega 9 gibi sağlıklı yağları içerirler. Keten tohumu Omega 3 olarak bilinen alfa linoleik asidin tabiattaki en büyük iki kaynağından biridir, diğeri de balık yağıdır. Gıdalar ile alınması çok zor olduğu için, hücre duvarının yapısına giren bu çok gerekli yağ asidini dışarıdan almanın önemi son yıllarda iyice anlaşılmıştır. Ayçiçeği içi de zorunlu yağ asitlerinden olan Omega 6 (linoleik asit )içerir. Omega 6 nın da kötü kolestrolü düşürücü özelliği vardır. Susam ise yine iyi kolestrol olan oleik asitten zengin yağlı bir tohumdur. Ayrıca susamın içinde bulunan selenyum kuvvetli bir antioksidan olup bağışıklılık sistemini güçlendirir. Biz Backhaus olarak ekmekte sağlık ile lezzeti bir araya getirmek amacıyla yola çıktık. Ürünlerimiz arasında sağlıklı kalmak ve kilo vermek isteyenlere ve diyabet hastalarına gururla tavsiye edebileceğimiz ekmeklerimiz arasında en başta Fitty ekmek, Vollgut ekmeği ve Dinkel ekmeklerini saymak isterim. Fitty ekmek: ekstra lif ilavesiyle kalorisi düşürülmüş (235 kcal) keten tohumu ve yulaf ilavesiyle Omega 3 ve Kalsiyum yönünden güçlendirilmiş bol lifli ve sağlıklı bir ekmektir. Vollgut ekmeği: tam buğday ve tam çavdar tanelerinden üretilerek kalorisi beyaz ekmeğe göre yarı yarıya düşürülmüş (206 kcal) yine bol lifli ve çok sağlıklı bir ekmektir. Uzun süre tok tutar. Dinkel ekmekleri: Buğdayın vahşi şekli olan kızıl buğday (Dinkelberger) buğdayından üretilmiş ekmeklerdir. Dinkel buğdayı Orta çağda Avrupa halklarının ana besin kaynağıydı. Daha verimli türlerin keşfedilmesiyle Dinkel unutuldu. Ama son yıllarda yapılan araştırmalarla bu vahşi buğday türünün son derece düşük kalorili fakat vitamin ve mineral yönünden çok da zengin olduğunu ortaya koydu. Şimdi Dinkel başta Almanya ve Fransa olmak üzere tüm Avrupa’da en popüler tüketilen ekmeklerden biridir. Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki; açlık duygusunun karşılığı ve sofralarımızın vazgeçilmezi olan ekmeği ve genel anlamda tahılları beslenmemizden çıkararak yapacağımız diyetler insan sağlığına zararlıdır. Bu tür protein ağırlıklı diyetler vücut pH sını aside çevirerek kemik erimesine, gut hastalığına, cildimizde ve iç organlarımızda erken yaşlanmaya neden olarak sağlığımızı bozarlar. Her şeyde olduğu gibi tahıl tüketiminde de ölçü çok önemlidir. Bu nedenle ekmek tüketimimizin de yaşa ve aktıvite seviyesine bağlı olarak, kahvaltıda iki dilim, öğlen ve akşam yemeklerinde birer dilim olmak üzere bir ölçü içerisinde olması gerekir. Her şeyin fazlası olduğu gibi ekmeğin de fazlası zararlıdır. Sağlıklı kalabilmek için vazgeçilmez olan tahılların yine sağlıklı tahıl ürünleri seçilerek herşeyde olduğu gibi ölçülü miktarda tüketilmeleri gerekir. Sağlıklı ve esen kalınız.
lobal Restoran Yatırımları Genel Müdürü Taner İçten ile İki Satır’ın Acıbadem Şubesinde, hem muhteşem lezzetler tattık, hem de bu olağanüstü sistem ve hedefleri hakkında okurlarımızı bilgilendirelim dedik. Şimdi kendilerine soruyoruz: Bu et ve döner zinciri nerden geldi, nereye gidiyor? Motto ve Hedefleriniz nedir? Global Restoran Yatırımları’nın geçmişi 68 yıllık bir aile şirketi olan Sarıtaş Et’e dayanmaktadır. Erzincanlı bir ailenin o dönemdeki en büyüğü olan Ahmet Sarıtaş, bölgenin en önemli geçim kaynağı olan hayvancılıkla uğraşıyormuş. Bu uğraşını bir iş koluna çevirmeyi aklına koyan Ahmet Sarıtaş, 1946 yılında Sarıtaş Et şirketimizin temellerini atmış. Ailece kasaplık et tedarikçiliği yapmaya başlamışlar Günümüze geldiğimizde Sarıtaş Ailesi’nin üçüncü kuşağı olan Emrah ve kuzeni Eser Sarıtaş, arkadaşları Abdullah Süngü ile birlikte, 2010 yılında “Global Restoran Yatırımları”nı kurdular ve “Türkiye’yi Kasap Döner”, “Köylü Güzeli” ve “İki Satır” markalarımızla tanıştırdılar. Biz, Global Restoran Yatırımları olarak ‘İyi Et Herkesin Hakkı’ mottosuyla faaliyet gösteriyoruz. Bu mottonun bize yüklediği sorumluğu seviyoruz. Amacımız; ev dışı tüketim pazarını, her lezzeti ayrı ayrı taçlandıran, tüketiciyi yediğinden son derece memnun edecek markalarla buluşturmak. Bu yolda kararlı adımlar atıyoruz. Çünkü 68 yıllık bir et firması olarak, eti iyi bildiğimize inanıyoruz. Öncelikle markalarımızla Türkiye’de önümüze çıkan fırsatları iyi değerlendirerek büyümek istiyoruz. Bir diğer önemli hedefimiz de; Bu lezzetlerimizi yurt dışına taşımak. Bugün Türkiye genelinde ve 2’si ülke dışında 27 Kasap Döner, 3, 1 Köylü Gü-
zeli, 1 tane de Döner Palas Restoranı olmak üzere 32 şubemiz bulunuyor. Ancak hedefimiz, Türkiye sınırlarını aşıyor. Yurt dışında büyümek, tüm dünyayı Kasap Döner lezzetiyle tanıştırmak istiyoruz. Bunun ilk adımlarını da geçtiğimiz aylarda hizmete açtığımız Lefkoşa ve Bakü restoranlarımızla atmış bulunuyoruz. Misafirlerine Türk damak tadına uygun yiyecekler sunmayı ilke edinen Global Restoran Yatırımları’nın, “İyi et herkesin hakkı” mottosuyla kaliteli lezzetin yanı sıra keyifli bir mekan seçeneği sunan, içinde bulunduğumuz yeni lezzet zinciri İki Satır, hali hazırda bulunan 3 şubesi ve anlaşması tamamlanan 4 yeni lokasyonu ile bu ay sonu itibariyle 7 şubede hizmetine devam edecektir. İstanbul, Ankara, Bodrum, Bakü ve Lefkoşa’da 27 restoranla hizmet veren KasapDöner, açılış hazırlıkları devam eden İstanbul Mühürdar, Kızıltoprak ve Bağdat Caddesi gibi önemli lokasyonlarda anlaşması tamamlanan restoranlarıyla Haziran içinde şube sayısını 35 çıkarmayı hedeflemiştir. Kasap Döneri’n halen 25 franchise restoranı bulunmaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, ünlü caddeler ve seçkin AVM’lerde Kasap Döner markamızla franchise vermeye devam edeceğiz. Kasap Döner ile franchise yatırımcılarına hızlı ve yüksek geri dönüş sağlamayı vaat ediyoruz. Aynı durumun İki Satır, Döner Palas ve Köylü Güzeli Restoranlarımız için de geçerli olduğunu söyleyebilirim. 2015 yılında restoran sayımızı ve ciromuzu yıl sonu itibarıyla iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Halen şubelerimizde her gün 10 binin üzerinde misafir ağırlıyoruz. Markalarımız ve Lezzetlerimiz herkes tarafından beğenilerek yeniyor, mekanlarımızın değişik ambiyansı bilhassa gençliği çekiyor.
BACKHAUS’DAN R E L T E Z Z E L L E Z Ö A N I Y A N A Z RAMA
4
Haziran sabahı kuruluşun İstinye Park şubesinde, Y.K. Bşk. Dr. Hilal Duruk’un kahvaltılı basın toplantısını izledim. Nefis lezzetlerden örnekler tattım. Türkiye’nin en yenilikçi fırınlarından Backhaus’un, Ramazan ayına özel hazırlanan çeşitli pide seçenekleri, özenle hazırlanan güllaç ve tahinli çöreği ve diğer ürünlerinin
nasıl, lezzetli iftar ve sahur sofralarının değişmez ürünleri olduğunu öğrendim. Bu gurur tablosunu okurlarımla paylaşmak istedim, buyrunuz. Ekmeklerden keklere, kurabiyelerden pastalara ve makaronlara kadar geniş ürün yelpazesine sahip Backhaus, Ramazan ayı için geleneksel ve modern tatları bir arada sunuyor. Birbirinden lezzetli pide seçeneklerinin yanı sıra Ramazan ayının unutulmaz tatları Güllaç ve Tahinli Çörek ile sofralara tat katıyor. Geleneksel Ramazan pidesi ile Avrupalı ekmek şeflerinin tariflerini
birleştiren Backhaus, sade, çavdarlı, kepekli, Sovital, Fitty, Mısırlı pide çeşitlerini sağlığına ve damağına düşkünlere sunuyor. Tahıllı Backhaus pideleri yüksek lif oranına sahip olduğu için uzun süre tok tutuyor. Aynı zamanda açlık hissini bastırdığı için rahat bir oruç süreci yaşatıyor. Backhaus pidelerinden Fittyve Sovital gün boyu vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri sağlarken kan şekerinin aniden yükselmesini engelliyor. Backhaus pastalarda, keklerde, kurabiyelerdeki uzmanlığını geleneksel tatlı güllaca da taşıyor.
Ramazan ayına özel BackhausGüllaç, her gün taze olarak hazırlanıyor. İftar sofralarının vazgeçilmezi Backhaus Tahinli Çörek ise Toroslardan özel olarak getirilen çifte kavrulmuş tahinden yapılıyor. Eşsiz bir lezzet Backhaus Tahinli Çörek, Ramazanı taçlandırıyor. Backhaus ürünlerinin kalitesinin, çeşitliliğinin ve eşsiz lezzetlerinin arkasında Almanya’da Backhaus’a destek veren 100’den fazla kişiden oluşan AR-GE ekibi ve dünyaca ünlü şefler
bulunuyor. Türkiye’nin en yenilikçi fırını olmakla beraber aynı zamanda modern ve leziz bir pastane olarak hizmet veren Backhaus, ekmeklerden keklere, kuru pastalardan pastalara ve makaron çeşitlerine kadar birçok modern ve geniş çeşitte lezzeti bir arada sunuyor. Bizden bu kadar, daha geniş bilgi için www.backhaus.com. tr’yi, lezzetleri tatmak için ise Backhaus şubelerini ziyaret edebilirsiniz.
Lezzet rehberi
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
WATERGARDEN İSTANBUL “HAYATA YEPYENI BIR TAT” KATMAYA GELIYOR! BASINDA GÜVEN
9
Eğlence ve Gastronomi birarada
U
Z
iylan Grup; 55 yıllık deneyimi, yenilikçi anlayışı ve sektördeki öncü kimliğiyle “Hayata Yepyeni Bir Tat” katmak amacıyla, Ziylan Gayrimenkul olarak gastronomi ve eğlence merkezi “WaterGarden İstanbul” projesini gerçekleştiriyor. Sadece İstanbul’da değil, dünyada da benzeri olmayan, sosyal yaşamın evrensel zevklerini bir arada sunacak, “Keyfi Başka, Ruhu Başka, Havası Başka, Yeri Başka, Tadı Başka” sloganlarıyla bir merkez oluşturmak üzere yola çıkan kuruluş, hayalini “WaterGarden İstanbul Projesiyle” Ataşehir’de gerçeğe dönüştürüyor. Ziylan Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan’ın ev sahipliğinde, turizm, gastronomi ve perakende sektörle-
rine yönelik WaterGarden İstanbul projesinin takdimi, Esma Sultan Yalısı’nda yaklaşık 650 seçkin davetlinin katıldığı görkemli bir gece buluşmasında yapıldı. İstanbul Valisi Vasip Şahin’in yanı sıra, merkezi ve yerel yöneticiler, iş ve cemiyet hayatından önemli isimler ve Türkiye Lezzet Hareketi derneklerinin üyeleri de katıldı. WaterGarden İstanbul proje tanıtım gecesinde konuşma yapan Mehmet Ziylan; “Hayata yepyeni bir tat katacak, dünyada ilk olacak yenilikçi ve öncü bir projeyi hayata geçiriyoruz. Watergarden İstanbul’la hedefimiz şehrimize ve ülkemize değer katmak. Hayalimize ve hedefimize inanarak WaterGarden İstanbul’u önümüzdeki yılın 2.yarısında faaliyete açmayı planlıyoruz” dedi.
Gecede ayrıca mimari master planı hazırlayan Hollanda’dan TConcept Willem Joost de Vries, projenin gastronomi kurgusunda danışmanlık veren Solid Consulting Tolga Atalay, iç mimari konseptini oluşturan MD Arch Mimar Görkem Volkan ve projeninkiralama danışmanı Mergen Consulting Nilgün Erman da birer konuşma yaptılar. Muhteşem geceye Tht Marmara’nın açık büfeleri damgasını vurdu. İkram ve lezzetin doruklara tırmandığı bu büyük buluşmanın en büyük sürprizi de, projede yer almak isteyen LEZZET MARKALARI’nın kurdukları maket Food Court oldu. Aralarında Baylan, Sultanahmet Köftecisi, Edirne Ciğercisi, Tarihi Sebat Lokantası, İmam Çağdaş Baklavacısı gibi tanınmış kuruluşlarında olduğu bir çok
FRANSIZLARIN
Matbah Restaurant
CROİSSANT’I ,
ANADOLU’NUN KRUVASAN’I OLDU!
OSMANLI MUTFAĞININ RAMAZAN LEZZETLERI
B
İÇİNE NELER,
NELER DOLDU
T
rabzon Ortahisar Olgunlaşma Enstitüsü’nün düzenlediği “ANADOLU TADIYLA, OLGUNLAŞMA FARKIYLA KRUVASAN” Yarışması 23 Mayıs 2015 günü, bünyesinde Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı açık bulunan Olgunlaşma Enstitüleri arasında düzenlendi. Trabzon’da yapılan yarışmaya 9 enstitüden 3’er kişilik takımlarla 27 öğrenci katıldı. Etkinliğikte her olgunlaşma enstitüsü kendi iline ya da yöresine ait özel bir malzemeyi kruvasan ile birlikte kullanarak (hamurunda, ara dolgu malzemesi olarak ya da üzeri için) son dönemde popüler olan kruvasana yöresel bir lezzet katmaya çalıştılar. Kruvasan’ın yöresel tatlarla birlikte kullanımı “Gastronomi’de yeni bir İnovasyon” örneği oldu. Trabzon’un Lezzet’le tanınması, Olgunlaşma
Enstitüleri’nin yaklaşımı, vizyon ve misyon takdimi, medya ile ilişkiler, mesleki eğitimin önemi, sanatsal becerileri teşvik ve il ekonomisine katkı düşünceleriyle gerçekleştirilen yarışmanın Juri Başkanı gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman’dı. Diğer Jüri üyeleri: Eşraf Lokantası sahibi Gurme Metin Uçar, Eğitmen Chef Esat Özata, Kuşadası Aşçılar Der.Bşk Aydın Sürel, Pastry Chef Süleyman Ateş ve Ödüllü sporcu Furkan Taş oldu. Değerlendirmede; Kruvasan Hamuru’nun içeriği, işlenişi ve pişirme ustalığı, İç dolgu malzemesi’nin seçimi ve uyumu, Sunum estetiği ve ritüeli dikkate
marka ürünlerinden örnekler ikram ettiler. Lezzet Gazetesi Yayın Yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’a bu “Dünyaya örnek olacak gastronomi ve turizm projesi” hakkında detay bilgiler veren ve “Ben Gaziantepliyim, biz hem yapmayı, hem yemeyi, hem de yedirmeyi çok severiz. Dünyanın her yerinde lezzetleri tadarım. Gittiğim yerlerde yemek yiyeceğim 3 öğünün de yerlerini önceden seçerim, yani gastronomide tecrübeliyim. Antep’e has lezzetlere ve markalara mutlaka yer vereceğim, Antep Mutfağı olmazsa olmazımız” diyen Mehmet Ziylan’a, M.Vasfi Pakman’da; “Gazetemiz ve Lezzetseverlerin en büyük yapılanması olan TLH olarak yanınızda olacağız” sözü verdi, kendisini ve emeği geçenleri kutladı, başarılar diledi.
lusal ve uluslararası gastronomi ve eğlence markalarının yanı sıra WaterGarden İstanbul projesinde Gastronomiyi, Lezzet Markaları Derneği Başkanı Gourmet Chef Tolga Atalay yönetiyor; “Bu projede,Türkiye’nin her köşesinden yöreye özgü geleneksel tatların İstanbul’daki ilk adresleri, Anadolu yakasında ilk defa yer alacak markalar, en sevilen markaların en özel konseptleriyle restoranlar, bistrolar, kafeler, fast food ve lezzet noktaları mutlaka yer alacak” diyor. WaterGarden İstanbul’da, içinde “mini golf”, “extreme park”, “çocuk parkı” da bulunan 15 bin metrekarelik Park kuruluyor.Projede ayrıca Avrupa’nın bir merkez içinde yer alan en büyük ve en kapsamlı gösteri havuzu da bulunuyor. Bu özelliğiyle ayrıcadünyada bir ilk olacak WaterGarden İstanbul’daki show havuzunda; su, müzik, ateş, lazer, ışık ve özel koreografiler eşliğinde ziyaretçilere etkileyici gösteriler sunulacak. Bunlara ek olarak WaterGarden İstanbul; en az 50 yıllık geçmişi olan lezzetlerin yer alacağı Nostalji Sokağı, Organik Pazar, 11 salonlu ‘sinema kompleksi’, 4000 kişilik etkinlik alanı, ‘tiyatro salonu’, “eğlence kulüpleri”, ‘mutfak sanatları okulu’, “spor merkezi”, “çocuk oyun alanı” ile de sadece İstanbul’a değil, Türkiye’ye değer katacak çok özel bir proje olacak. Yenilikçi gastronomi, eğlence ve kültür merkezi olarak ülkemizde ve dünyada bir ilk olacak WaterGarden İstanbul, Ataşehir’de yediden yetmişe herkesin keyifle vakit geçireceği yeni bir çekim merkezi olarak faaliyet gösterecek.
alındı. Ankara Olgunlaşma Enstitüsünün, Ankara Armutlu Kruvasanla, Adana Olgunlaşma Enstitüsünün, Haşhaşlı Kruvasanla, Bursa Olgunlaşma Enstitüsünün, Şeftalili Kruvasanla, Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsünün, Karpuzlu Kruvasanla, Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünün, Bal tatlılı Kruvasanla, Kayseri Olgunlaşma Enstitüsünün, Pastırmalı Kruvasanla, Konya Olgunlaşma Enstitüsünün, Yaban Mersinli Kruvasanla, İzmir Olgunlaşma Enstitüsünün, İncirli Kruvasanla, ve Trabzon Olgunlaşma Enstitüsünün de, Somon Balıklı Kruvasanla, katıldığı yarışmanın 1.si İzmir
Takımı oldu ve kişi başı 350.-TL, 2.si Diyarbakır Takımı oldu ve 300’er TL, 3.sü Trabzon Takımı olup 250 şer TL Mükafaat ve çeşitli hediyeler aldılar. Sunumların hepsi birbirinden orjinal, sanatsal ve fantastik olmasına rağmen diğer kriterlerde farklar oluştu. Trabzon Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Zarife Akdeniz’in olağan üstü gayret ve katkılarıyla vücut bulan yarışma bizce Profesyonellere Örnek olacak bir kalite ve yaratıcılık uygulaması olarak takdir edilmelidir. Trabzon Valisi, Belediye ve Ticaret Odası başlkanlarınında izlediği, yarışmanın pişirme üniteleri ATASOY MUTFAK tarafından kuruldu, MARSA yağları, OF Çay, KEBİR Süt, SİNANGİL Unları, BAKKALIM A.Ş.’de etkinliğin sponsorları arasında yer aldılar.
uram buram tarih kokan mekanda, Osmanlı Saray Mutfağıyla ünlü MATBAH RESTAURANT kalite ve lezzetten ödün vermiyor. İstanbul’a gelen önemli siyaset ve ticaret heyetlerinin öncelik ve özellikle yemek rezervasyonu yaptıkları mekanların başında geliyor. Matbah’ın içinde olduğu Ottoman Hotels Grubu Gn.Md Serdar Balta, Türkiyenin Gastroturizmine verdikleri hizmetleri şöyle sıralıyor: Hizmete girdiğimiz günden beri Osmanlı Mutfağı’nın tanıtımı için çaba sarf ediyor, mutfak kültürümüze büyük önem veriyoruz. Zaman dilimi içerisinde toplumların yaşam kültürleriyle bir sentez oluşturmuş ve bereketli toprakların sun-
duğu tatlar ile Osmanlı saray mutfağının zenginleşmesini sağlamıştır. Sözü edilen kültürün geçmişte en şaşaalı biçimde hüküm sürdüğü mekân Osmanlı sarayıdır. O sebeple saray mutfağı, geleneksel Osmanlı mutfak kültürünün üst düzeyde kavranabileceği bir mekân olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak dönemin aşçı loncalarının bu yemekleri meslek sırrı olarak saklamalarından dolayı bu görkemli mutfak günümüze hakkıyla ulaşamamıştır.
Günümüzde Osmanlı beslenme kültürünü tanımaya yönelik çabalar yoğunluk kazanmaktadır. Seçilen yemeklerin tamamı tarfımızdan denenmiş, malzeme ölçüleri günümüz ölçülerine uyarlanmış ve pişirme aşamalarına en ince ayrıntısına kadar dikkat edilmiş ve oluşturulan reçeteler menümüze ilave edilmiştir. Matbah Restaurant olarak, tarihçilerin özel kaynaklarından yararlanarak, deneyimli Exec.Chef’imiz Kadir Yılmaz’ın hazırladığı
ve “Diş Kirası” geleneğiyle süslediği Özel Ramazan Menümüzü Ayasofya’nın gölgesinde, değerli misafirlerinizin beğenisine sunuyoruz. Osmanlı Saraylarında Padişahlara ve yakınlarına sunulan yemeklerden oluşan özel ramazan menümüzle, Sultanahmet ruhunda bir iftara bekliyoruz. Ramazan Ayı boyunca her akşam Klasik Türk müziği dinletisi ile ayrıcalıklı bir atmosfer de en özel Osmanlı yemeklerini yiyecek ve şerbetleri ile serinleyecekler.
Matbah-ı Beray-i Hasdan, Saray Sofrası İftariyelikleri
u (Medine Hurması, Ceviz, Gün Kurusu Kaysı, Kapari Çiçeği İle Kalamata Zeytini Beyaz Peynir, El yapımı Reçel, Bal, Kaymak, Mehle Pastırma. Her İftar Akşamına Özel bir Osmanlı Şerbeti İkramı.Tarhana Çorbası – Vişne ekşisi ile tatlandırılmış yoğurtlu ve baharatlı meyve çorbası Vişne taneli yaprak sarma, Humus, Babaganuş, Çerkez tavuğu. Arefe Köftesi - Badem, Kuş üzümü, badem ve Baharatlı kıyma doldurulmuş içli köfte Ballı Gemici Böreği- Karışık Türk Peynirleri ile sarılmış gemici böreği bal İle Yufkada Kuzu İncik Beğendili – Yufka içerisinde sunulan köz patlıcandan beğenili süt kuzu inciği veya Itırlı bitkilerle dinlendirilmiş Dana Kebabı Safranlı pilav ile. Saraydan Tatlı Lokmaları Tabağı Safranlı ve Kuş Üzümlü Sütlü Zerde –( Helatiye) Sakızlı, bademli, Antep fıstıklı ve meyveli su muhallebisi Matbah’tan Misafirlerine Diş Kirası Hediyesi Limitsiz Çay / Kahve Ve Meşrubat Kişi başı 110 TL (KDV Dahil) fiyatla sunulmaktadır.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Dünyanın ‘ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLLÜ’ Yumurtası Çiftliklerinde gördüğümüz Attack cinsi, fevkalade sağlıklı tavukların, sahana kırılarak pişirilen yumurtalarının tadına hayran kalan ekibimize modern ambalaj tesislerini de gösteren Dr.KOR, çok yakında gerçek ve sertifikalı değişik bitki ve yemişler den üretimine başlayacakları, insan sağlığına faydalı organik yağların üretimiyle de gündem yaratacaklarını müjdeledi.
KOR ORGANİK YUMURTA KOR ORGANİK YUMURTA’NIN, KALİTE VE LEZZETİNİ AVRUPANIN ÜNLÜ GOURMET VE CHEF’LERİ TESCİL ETTİ
1
996 yılından beri ülkemiz tüketicilerinin damak tadına özgü, doğal ortamda organik yumurta üretimi yapan “Kor Organik Yumurta” kuruluşu “Türk damak tadını” Avrupa’lılara kabul ve tescil ettirdi. Merkezi Belçika / Bürüksel’ de bulunan INTERNATIONAL TASTE & QUALITY INSTITUTE tarafından her yıl düzenlenen Avrupa’nın en prestijli gastronomi yarışmasında Dünyanın en ünlü 120 chef, gurme ve someliyeleri tarafından yapılan, 3 gün süren tadım ve testler sonucu; Organik yumurtada
YEMEK TARiFLERi BENGÜ DOĞRUEL’LE RAMAZAN SOFRALARI
Ü
Hakkımda: u Bengü Doğruel, 1981 yılında Gelibolu’da doğmuştur. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği, Çevre Mühendisliği alanlarında eğitimini tamamlamış ve yüksek mühendis ünvanı almıştır. 7 yıldır yemek blogu yazarlığı yapmaktadır. www. ennefistarifler.com, www.pemberehber. com, web sayfalarının sahibidir. Aynı zamanda Lezzet Yazarları ve Bloggerları Derneği kurucu üyesidir ve dernekte başkan yardımcılığı görevini yürütmektedir. Pek çok yemek yarışmasında dereceler elde eden blog yazarı aynı zamanda profesyonel olarak yemek fotoğrafçısı Füsun Gümeli’yle yemek ve prop stilistliği alanında çalışmalarına devam ediyor. Yiyecek içecek firmalarına tarif üretimi konusunda danışmanlık hizmeti veriyor. www. yemekstilfotograf. com sitesinde güncel çalışmalarını görebilirsiniz.
ç ayların en hayırlısı Ramazan ayına eriştik bu yıl da çok şükür. Tüm okuyucularımızın Ramazan ayını kutluyorum. Oruç ve ibadetle geçireceğimiz bereketli bir ay diliyorum. Bu ay, İftar sofralarınıza layık sağlıklı, hafifçik ve lezzetli iki tarifim var sizler için. Oğlak etiyle hazırlanmış döküm tavada pişmiş kolay bir et yemeği. Diğeri ise damla sakızlı un helvası. Oğlak etine dair bir kaç bilgi paylaşmadan geçmeyelim. Oğlak etinin mevsimi, Nisan ve Haziran ayları arasındadır. Keçiler senede bir kere yavru verdikleri için oğlak eti kıymetli bir ettir. En az 10 kiloya erişmiş yaklaşık 2-3 aylık keçi yavrularının kesilmesiyle elde edilen oğlak eti, Trakya ve Ege bölgesinde çok sevilen bir et türüdür. Hafif ve kokusuz bir ettir. Yağsız ve lifli dokusuyla kalp ve damar dostu bir ziyafet çekmenizi sağlayacak.
Fırında Patatesli Oğlak Eti Tarifi
MALZEMELER: ■ 1 adet oğlak üst kol (öncelikle
4 su bardağı suyla haşlanacak, suyun içine 1 küçük baş bütün soğan, 1 adet defne yaprağı, az tuz ekleyin)
■ 3 adet patates ■ Kekik, kırmızı pul biber, tuz, kara-
biber ■ 1 tatlı kaşığı tereyağı ■ 3 çorba kaşığı zeytinyağı ■ 1 su bardağı su (eti haşladığınız sudan kullanın) YAPILIŞI:
Oğlak etini 4 su bardağı su, soğan, defne yaprağıyla yarım saat kadar haşlayın. Döküm tava ya da tencereye (yoksa ısıya dayanıklı cam da olur) yağ ekleyin. İnce halkalar halinde doğradığınız patatesi, baharatlarla harmanlayın. Üzerine haşladığınız eti koyun. 1 su bardağı eti haşladığınız sudan ekleyin. Alüminyum folyo ya da yağlı kağıtla üzerini kapatın. 180 dereceye ayarlanmış fırında oğlak eti yumuşacık olana kadar (yaklaşık 1 saat kadar) pişirin. PÜF NOKTASI:
Etin üzerini kapatmamızın nedeni kendi buharıyla pişip yumuşacık olması içindir. Eğer üstünü kapatmazsanız et kurur lezzetli olmaz.
Damla Sakızlı Un Helvası MALZEMELER: ■ 2 su bardağı un ■ 1 su bardağı sıvı yağ (ayçiçek yağı
ya da fındık yağı) ■ 1 su bardağı toz şeker ■ 2 su bardağı su ■ 1 çay bardağı süt ■ 1 çay kaşığı dövülmüş damla sakızı ■ 2 çorba kaşığı fındık kırığı, nane yaprakları YAPILIŞI:
Un ve sıvı yağı birlikte kavurmaya başlayın. Yaklaşık 15-20 dakika kısık ateşte unun rengi koyu krem rengi olana kadar kavurmaya devam edin. 2 su bardağı su, süt, şeker ve dövülmüş damla sakızını eklediğiniz ayrı bir tencerede, şeker eriyene kadar pişirin. Unlu karışımın olduğu ocağın altı açıkken, helvanın şerbetini yavaşça ilave edin. Bu aşamada helvayı karıştırmaya devam edin. Helva toparlanıp kıvama gelince ocağın altını kapatın. Şekil verip tabağa alın. Afiyet olsun.
Avrupa‘ nın ve Türkiye’ nin ilk ve tek “Üstün Lezzet Kalite Ödülü” KOR YUMURTA’nın oldu. Lezzet Gazetesi olarak gittiğimiz ve İzmir’in 1200 Rakımlı tepelerinin çam ormanları içinde kurulu köylerdeki kümeslerden oluşan üretim tesislerinde görüştüğümüz; Kor Organik Yumurta Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsmail KOR; “Azimle sürdürdüğümüz, yılların tecrübesiyle ulaştığımız ve ülkemiz tüketicilerinin damak ve gönüllerinde aldığımız ödüllerden sonra, bu yarışta, hak ettiğimiz ve layık olduğu-
muz bu ödülle sektörümüz ve ülkemiz adına gurur duyuyoruz” diye sözlerine başladı ve “Eğe bölgesinin en yüksek ve en temiz noktası olan bu tepede yaptığımız üretim, hem buraya yerleşik” Pomak Köylülerimize “İş ve aş kapısı olmakta, hem de Sertifikalı Organik Üretim’in başarılı bir örneği olmakta. Tüm yerel (Uyum gibi) ve ulusal (Migros gibi) marketlerde, bilinçli ve sağlığa önem veren halkımızın kolaylıkla ulaşabildiği Organik yumurtalarımızı, yıllardan beri tercih edip tüketen
müşterilerimizin damak lezzeti ve göz zevkinde ne denli haklı oldukları, Uluslararası düzeydeki bu ödül ile bir kere daha ispatlanmış oldu. Bizi tercih eden tüketicilerimizle bu onuru ve gururu paylaşıyor, kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi. Diğer taraftan Organik yumurta üretimin çok zor olduğunu ama 35 yıllık akademik bilgi ile kaliteli ürün üretmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Dr. İsmail KOR, yumurtanın sarısını bile kadife çiçeklerinden organik olarak elde ettiklerini,
İzmir içinde, bu amaca yönelik kurmuş olduğu özel tesiste ise keten tohumu, aspir, üzüm çekirdeği, Ayçiçek, çörek oto gibi tohum ve bitkileri soğuk sıkım ile yağ elde ettiklerini ve tavuklarının yemlerinde kullanarak, değişik aroma ve lezzet de üretim yaparak, çok özel ve üstün kalitede organik yumurta ürettiklerini ifade etti. (Değerli okurlarımız konuyla ilgili geniş bilgi ve görüntülere www.lezzetgazetesi. com sitemize girerek ve gazetemizin 2/7/2014 sayısının 4.sayfasından ulaşabilirler.)
11
12
Project1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
Housekeeping Manager Ayşe Aksoy:
OTELiN
LERE YENILIK VASA AÇIK DE VAR R A Z A P BIR
12/27/13
10:33 AM
Page 1
Lezzet & Temizlik
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Hakkı KORKMAZ
EVSAHiBi
hakkıkorkmaz@lezzetgazetesi.com
Sema Kafiye ÖZTÜRK
O
G
azeteciliğin güzel bir yanıda böyle röportajlar sayesinde kıymetli insanlar tanıyorsunuz ve onlarla arkadaş hatta dost oluyorsunuz,nasıl zarif bir bayan, nasıl ince, hassas bir hanımefendi, Eftalia Marin Resort Hotels Housekeeping Manager Ayşe AKSOY; “Kat Hizmetleri departmanını otelin ev sahibi olarak değerlendirebiliriz. Otel gelirlerinin önemli bir kısmını odalardan gelen gelirler oluşturur. Ev sahibi evini yani, otelini temiz, hijyenik,bakımlı, rahat, konforlu tutmakla yükümlüdür. Misafirler konakladığı sürenin önemli bir bölümünü odalarında geçirirler. Misafir odası ne kadar temiz, konforlu, rahatsa, kendisini evinde gibi hissederse tekrar aynı oteli tercih edecektir. Bir misafir memnun olduğu bir hizmeti 4 kişiyle, memnun olmadığı bir hizmeti ise 11 kişiyle paylaştığı istatistiklerle belirlenmiştir. Housekeeping Departmanı sadece otel konuk odaları değil, tüm genel alanların da temizlik, bakım ve dekorasyonundan da sorumludur. Bu doğrultuda personelimize sürekli eğitimler veriyoruz.”
STAR MAKINA R. CÜNEYT SONUK:
22 ülkede varız S tar makina Genel Müdürü R.Cüneyt Sonuk, 2000’li yıllarda girdiğimiz endüstriyel temizlik makinaları üretiminde bugün Türkiye’nin her noktasında satış ve teknik servis olarak varız. Yerli bir marka olmamız dolayısıyle her zaman istihdamı artırmak için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz. 22 ülkede ürünlerimizin satışı yapılmaktadır. Ürün tasarım aşamasında daima kendimizi son kullanıcı yerine koyarak kullanılan her aksesuardan maksimum verim almayı hedefliyoruz. Bu da ürünü kulanan temizlik personelinden, eğitim verdiğimiz kuruma kadar olumlu yansır. Markamızı tanınırlığı oldukça önemli bir yerde, yurtdışı pazarında önemli bir yere sahibiz. Sattığımız ürünlerin güvenirliği bize yeni yeni pazarlar kazandırmaktadır. Geçtiğimiz günlerde katıldığımız Çin Şangay’daki fuarda gördük ki yeniliklere açık devasa bir pazar var. Yerli
üreticilere önerebileceğimiz bir yer. Yerli firmalara seslenmek istiyorum; uluslararası pazarlarda fuar ve tanıtım aktivitelerinde yerlerimizi alalım sektör olarakta bize birçok yeni kapı açacaktır. Gelişmiş ülkelerdeki temizlik makine, ekipman üretimi ve profesyonel hizmet sağlanmasının geçmişi uzun yıllara dayanırken ülkemizde temizlik sektörü on yıllarla ifade edilebilecek kısa sürelerde büyük bir gelişim gösterdi. Dileğimiz uzun ve sancılı bir süreç olmasına ragmen, üreticilerin ve kaliteli hizmet firmalarının artması, bunların ciddi birer marka değerine dönüşmesi, sektörün ülkemize büyük girdiler sağlayacak büyük bir endüstri haline gelmesidir. Bunu yaparken de doğal çevre ve sağlık açısından en uygun ürünlerin üretilmesi ve hizmetlerin verilmesidir.
R E’NIN HE TÜRKIY TIŞ INDA SA NOKTAS IS IK SERV N K E T E V VARIZ OLARAK
Kaan Ateşoğlu:
‘Avrupa’da 200 yıllık bir firmayız’
B
KAAN ATEŞOĞLU
ayco Temizlik Sistemleri Pazarlama Koordinatörü Kaan ATEŞOĞLU, Bayco adıyla hem kendi markalarının olduğunu, hem de bir çok markaya fason ürün sağladıklarını kaydetti. Taşçı, “Tanınmış büyük markaların birçok ürününü yapan bir firmayız. Mutfak hijyen ürünleri, housekeping sistem ürünleri, zemin grupları ve kişisel hijyen grupları var. Ürün yelpazemiz çok geniş. Yaklaşık 120 çeşit ürünle şuanda tüketicilere hitap ediyoruz. Ağırlıklı olarak oteller, restoranlar, kafeler, catering firmaları ve temizlik firmaları müşterilerimiz. Aynı zamanda Filmop markasıyla Avrupa’nın en büyük Italya’daki üreticisi kat temizlik ekipmanlarının Türkiye genel dağıtıcılığını yapıyoruz. Bu kat arabaları a kalite sistem arabası ve kimyasallarda kaliteli kimyasallardır. Zaten sistem firması olmamızdan dolayı bu ekipmanlara ihtiyacımız vardı. Bizim de çok iyi tamamlayıcımız oldu. Kurumlarda bize kapı açıyor ve ürünlerimizin satılmasını sağlıyor. Almanlarla ve Italyanlarla yapılan iş ortaklıkları bizi çok iyi yerlere getirdi. Bayco markası Avrupa’da 200 yıllık bir firma, Türkiye’de 3-4 yıllık bir geçmişimiz var. Yeni bir marka ama bazı firmaların 10 yılda yapamadığı refaransları ve tanınırlık ve güvenilirliği yakaladık. Kalite standardı olarak birinciyiz. Piyasa olarak rekabet açısından daha ekonomik fiyatlar sunuyoruz” şeklinde konuştu.
R.CÜNEYT SONUK
AYŞE AKSOY
Housekeeper’dır
HOTED’den muhteşem
Bahar Balosu H otel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği (HOTED) Alanya Alaiye Resort Hotel’de gerçekleştirdiği geleneksel bahar balosuyla birlikte 2015 sezonunun startını verdi. Onuncusu gerçekleştirilen baloya Alanya kaymakamı Dr Hasan Tanrıseven, Alanya Belediye Başkan yardımcısı Nazmi Yüksel, Antalya/Alanya Koordinatör Yardımcısı Nurettin Uludağ, Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (Altid) Yönetim Kurulu Üyesi Elvan Güneş, Hoted kurucusu, Onursal Başkanı ve
Başdanışmanı Hakan Halit Yeni, Alanya Kent Konseyi Başkanı Nurhan Özcan, Altın Kepçe Turizm ve Aşçılar Derneği Başkanı Nail Özden, Anadolu Teknik Müdürleri Derneği Başkanı Ali Baki Kazancı, eski Antalya Housekeeperlar Derneği Başkanı Ayşin Duran, Alanya Yiyecek İçecek Derneği (AYİY-DER) Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Turizmci Hasan Uysal, Temiz Tv ve Cleaner Magazine Dergisi Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Korkmaz, Temiz Tv
ve Cleaner Magazine dergisi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Songül Güçlüel, Doğu Anadolu Housekeeping Eğitim Derneği Başkanı Rıdvan Aktaş basın mensupları, Hoted üyeleri ve çok sayda hijyen firmalarının sahipleri ve yöneticileri katıldı. Dernek Başkanı Sema Yörütür’ün teşekkür konuşması ve derneğin bu güne kadarki çalışmalarını anlatmasıyla başlayan gecede, Alanya Kaymakamı Dr Hasan Tanrıseven, Elvan Güneş ve Hakan Halit Yeni birer konuşma yaptılar.
, bir inşaatcı, O, bir modacı, O, bir yardımsever, O, bir iyi evlat, O, bir takva sahibi, Evet yukarı da bahsettiğim hanım hanımcık, kültürlü, yardımsever, başörtülüleri en şık temsil eden Sema Kafiye Öztürk hanım ile bir yurtdışı seyahatimden dönüşte bavullarımı beklerken tanıştım. Dikkatimi çeken orada yabancı bir engelli çocuk ile kurduğu diyalogdu, çok hoşuma gitmişti. Kendisine merak edip sormuştum çünki bu güne kadar engelli insanlarla bu kadar sıcak temas kurabilen hiç kimseyi görmemiştim. Orada fazla bir şey konuşma imkanımız olmamıştı. İlerleyen zaman diliminde yaptığımız görüşmelerde 12 yaşından beri üstlendiği sosyal sorumluluk projelerini ayrıca çok önem verdiği engelliler için yapacağı projeleri anlatırken gözlerinin içindeki engellilere karşı duyduğu sevginin sıcaklığı bizleri de sarmıştı. O kadar içten anlatıyordu ki, engelli vatandaşlarımız için çok iyi projeler yapmak istediğini, onlarla birlikte olmaktan çok mutlu olduğunu bu işin gerçekten gönül işi olduğunu o an anlamıştım. Eleleyiz Engelsiz Tasarım Yaşam ve Mağazıcılık projesi kapsamında Bir defile yapacağını bizleride engelli arkadaşlarımızla bir arada görmek istediğini belirtti. Elbette bizim için asla hayır diyemeyeceğimiz ve elimizden gelen desteği vermemiz için bir fırsattı aslında. Sema Kafiye hanıma yardımcı olan gönüllüler arasında ki iletişim bu güne kadar görmediğim bir şekilde projenin başarısı için arı gibi çalışan ve desteklerini eksik etmeyen gönüllüler ordusu idi. Ayrıca, bu projeye destek veren iş, sanat ve cemiyet hayatından dostları ile bir bütünlük içerisindeydi. Defilenin yapıldığı yerde inanamayacağımız olaylara şahit oldum, engellilerin yaşam şartlarının çok zor olduğu, onların ailelerinin ne kadar zorluklarla evlatlarını yetiştirdiklerini, yaşam alanlarının fazla olmadığını, sadece bir kaç güzel cümle ile bunların geçiştirilemeyeceğini, kendilerinin de güzel bir yaşamı hakettiklerini böyle güzel projelerle kendilerine güven geldiğini, mutlu olduklarını ve desteklerin devamlı olmasını söylediler. Sema Kafiye hanımın defile başlangıcı ve sonrası göstermiş olduğu misafirperverlik herkesin ona olan sevgisini ve saygısını bir kat daha arttırdı. Engellilerle kurmuş olduğu iletişim ve dostluk şu an içinde bulunduğumuz ortamlarda göremeyeceğimiz ve gerçekten ders alacağımız nitelikteydi. Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu ve huzurlu olmamıştım Sema Kafiye hanımın organizasyonu gerçekten bizleri kendine getirdi, inancın, dostluğun, yardımlaşmanın, mutluluğun ve başkalarını mutlu etmenin ne olduğunu sadece güzel cümlelerle değil gerçek hayatta da engelli dostlarımıza destek olmamızı ve onlara çok değer vermemiz gerektiğini anlamış olduk. Daha nice Sema Kafiye Öztürk hanımlara diyelim. 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde görüşmek üzere.
Sektörün Ali Babası geliyor!
E
ndüstriyel temizlik sektörünün gözü kulağı olarak sektördeki üretici, tedarikçi, ithalat ve ihracatçıları büyük bir çatı altında toplayarak; karşılıklı kazanç ve ticaretin güvenilir bir ortamda yapılmasını sağlayacak olan büyük ve uluslararası bir e-ticaret portalı hayata geçiriyoruz. Endüstriyel temizlik sektörünün tv,gazete,dergi olarak tüm mecralarında yer almak; sektörün nabzını tutmak adına grubumuza önemli bir ayrıcalık kazandırmakta; buna farklı sektörlerdeki global deneyimler de Tem 333 Genel eklenince doğal olarak Koordinatör sektöre çok daha geniş Songül Güçlüel bir açıdan bakabilmemiz mümkün oluyor. Çağımız hızlı, bilinçli, sistemli ve seri hareket edenlerin başarıya ulaştığı bir çağ.
Temizlik sektöründe
“YILIN ANNESİ”
Saniye Kaya D
eça Hizmet Grupları firmasının Ana Sponsorluğunda gerçekleşen Geleneksel 2’nci Cleaner Magazine Yılın Annesi ödülü bu yıl Saniye KAYA’nın oldu. Firma Pazarlama ve İdari İşler müdürü Gül BİTNEL törende yaptığı konuşmada; “Kadına bahşedilip de erkeklerde olmayan en önemli meziyetlerin başında annelik gelmektedir. Ana olabilmek ve bu meziyetle donatılmak ne kadar güzel bir duygudur! Analar olmasaydı insanlık olmazdı. Ana o kadar değerlidir ki, Cennetin Anaların ayağının altında olduğunu unutmayalım Analarımız ailenin temel direği ve toplumun da geleceğidir. Sağlam bir toplum ancak temelleri sağlam atılmış Aileyle yapısı ile mümkündür. Analarımız dilimizin öğreticisidir. Hayatı bize tanıtanlardır. Bu anlamda annelerimiz ilk ve ebedi öğretmenlerimizdir” diye konuştu.
Lezzet markaları
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
13
“Yumurta” değil Koryumurta. Merkezi Belçika / Bürüksel’ de bulunan INTERNATIONAL TASTE & QUALITY INSTITUTE
Kor Organik Yumurta
tarafından düzenlenen Avrupa’ nın en prestijli
kuruluşundan itibaren benimsediği
yarışmasında Dünyanın en ünlü 120 gurmesi ve
“ Sağlıklı ve Yüksek kalite ”
someliyeleri tarafından yapılan
ilkesi ile yılın ilk çeyreğinde almış olduğu
tadım ve testleri sonucu; Organik yumurtada
ödüllerle yoluna emin adımlarla devam etmekte.
Türkiye’ nin ilk ve tek Üstün Lezzet Kalite Türkiye ödülü KORYUMURTA’ nın.
PASTA KURABİYE ATÖLYESİ ‘YAZ’A HAZIR
İ
stanbul Levent’te bulunan “GKM Pasta Kurabiye Atölyesi”, okulların kapanması ve yazın başlaması ile birlikte yaz dönemi eğitim programını açıkladı. Daha çok eğlence amaçlı workshop tarzında yapılacak olan etkinliklerde yaz dönemindeki hedef kitleyi belirledi. Çocuklar, çalışanlar ve kurumsal firmalar için etkinlik ve piknikler.
GKM Pasta Kurabiye Atölyesi “Çocuklarıyla vakit geçirirken bunun nasıl hem eğlenceli hem de yararlı olabileceği?” sorusundan yola çıkarak cupcake ve kurabiye kursları ile karne hediyelerinin en eğlencelisini ve en öğreticisini sunmayı amaçlıyor. Çocuklar kısa süreli ve verimli workshoplarda sıkılmadan hem eğleniyor, hem yaratıcılığını geliştiriyor, üstelik ne-
şeli ve tatlı sonuçlarla evlerine dönüyor! Kurumsal firmalarda çalışanlar arasındaki ilişkiyi geliştirip şirkete bağlılığı arttırdığı düşünülen firma etkinliklerinden piknik organizasyonlarında artık pasta kurabiye workshoplarına da yer veriliyor. Bu şekilde pikniklerin havası değişiyor. Çocuklar ve aileleri birlikte pasta figürleri öğrenip uyguluyor ve
özel olarak hazırlanan standlarda çok keyifli dakikalar geçiriliyor. Ayrıca GKM Pasta Kurabiye Atölyesi yazın en güzel zamanlarında çalışmak zorunda olanları ve ev hanımlarını da unutmuyor. Atölyede, bireysel motivasyonu artırıp stresi azaltıcı sosyal etkinlik tarzında workshoplara ve kendi işini kurmak isteyen profesyonellere de eğitim vermeye devam ediyor.
Pasta lezzetle buluşunca...
Gurmania.
gurmaniafood
www.gurmania.com.tr
gurmaniafoods
|
info@gurmania.com.tr
@gurmaniafoods
|
0216 479 22 77
12/27/13
10:33 AM
Lezzet rehberi
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
Pasta lezzetle buluştu BASINDA GÜVEN
Dr. Burak KÖSEOĞLU burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com
11 Ayın Sultanı Ramazan geldi...!!!
D
eğerli okurlar, 11 Ayın sultanı Ramazan yine kapımızda yüz yıllardır Ramazan ayları tüm Müslüman aleminin bolluk ve bereket ayları olarak süre geldi. Tokların açlar ile sofralarını paylaştığı bu güzel Ramazan’da belki aileniz,belki dostlarınız ile beraber değişik ramazan lezzetleri aramak isterseniz size önerebileceğim bazı adresleri deneyin derim.
GURMANiA A
+ Restaurantların, 5 yıldızlı Hotellerin, Cafe Zincirlerine özel “Gurme Lezzetler” sunan GURMANİA, Pastalar, Cheesecake’ler, Tiramisu, Elmalı Pie, Çikolatalı ve Tahinli Sufleler, Meyveli Cup’lar, Kekler, Kurabiyeler, Vanilyalı cevizli Çörekler ve mini ikramlıklardan oluşan özgün lezzetleriyle yerli ve yabancı müdavimlerini de ilk perakende şubesi Eminönünde ağırlıyor. Gurmania Food Product; markası ile 2011 yılından itibaren İthalat/İhracat kanalı ile gıda sektörüne giren kuruluş; Pasta ve unlu mamullerini her zaman doğal ürünler ile “butik tarzda” yüksek kalite ve benzersiz lezzette, uzmanlaşmış ekibiyle sunmaya devam ediyor. Horeka sektörüne, profesyonel tatlı tedariği sağlayan Gurmania, koyduğu isimlerle İstanbul’un eşsiz semtlerini
ZEYREKHANE Zeyrek’te hizmet veren, taş duvarlar ve kemerlerle inşa edilmiş, iç dekoru antikalarla süslenmiş hoş bir mekan Zeyrekhane, Ramazan’a özel bir menü hazırladı. Mekanın açık büfesinde Türk mezeleri, zeytinyağlılar, kömür ateşinde yapılan ızgara seçenekleri ve sulu yemeklerden oluşan sıcak yemekler bulunuyor.
OSMANI RESTAURANT İstinye Park’ın Pazar yeri alanında yöresel lezzetler sunan Osmani’de, Ramazan ayı boyunca yeniden ‘Mevlevi Mutfağı’ dönemi olacak. Mevlana’nın memleketi Konya’nın en ünlü yemeklerinden oluşan Mevlevi yemeklerinin yer alacağı menü iftarınızı zenginleştirecek.
hatırlatan, yumuşacık pandispanyaları ve nefis çikolatalarıyla aranan Cihangir Cevizli, Beyoğlu Çikolatalı, Beylerbeyi Beyaz Kahveli, Bebek Ballı Karamelli, Beyazıt Bademli, Bahariye Tarçınlı Pastalarıyla gözlere ve damaklara hitap ediyor. Nişantaşı Gelincik Frambogaz, Limon, Frenk Üzümü, Yaban Mersini Cheesecakeleri hafif peynir kreması ve taze meyve soslarıyla yiyenleri ferahlatıyor. Kendilerini bu “Lezzet Serüvenine” adadığını gördüğümüz Aydoğan Ailesi birlikte işin içindeler; Baba Necati Aydoğan sistemin kurucusu ve üst yöneticisi, o herşeyden
HÜNKAR LOKANTASI Türk ve Osmanlı mutfağı denilince akla ilk gelen mekanlardan olan Hünkar, Ramazan ayına özel menüleriyle iştah açıyor.
DEVELI RESTORAN Gaziantep Mutfağı’nın usta adreslerinden Develi Restoranları, gurme damaklara hitap eden kebaplarının yanı sıra kağıtta pastırma, içli köfte, Antep usulü kuru patlıcan dolması, tandırda firik pilavı denemenizi öneririm. Ramazanda bir gün kendinizi,ailenizi ve arkadaşlarınız ödüllendirmek için daha onlarca seçenek Istanbul sokaklarında sizleri bekliyor olacak. Beşiktaş’ta geçen gün bir toplantı için bulunduğum sırada arkadaşlarım ile sinan paşa pasajının olduğu has fırın caddesinde balıkçılar çarşısına gelmeden küçük bir köftecide yediğim köftenin lezzeti ve sunumunu oldukça iyi bulduğum için sizinle paylaşmak istedim. Köfteyi güzel bir taş fırın ekmeği içinde verirken köftenin içine ilave ettiği kızarmış patlıcan, biber, sotelenmiş soğan, domates, patates ile beraber inanılmaz bir lezzet fırtınası yaratıyor. Bu kadar yıllık profesyonel olarak işletmenin adını resmen unuttuğuma ben bile inanamıyorum herhalde lezzet aklımı aldı diyorum, yolunuz buraya düşerse mutlaka deneyin küçücük fükkanın içinde oturacak yer yok dışarıda ise 4-5 masa var. Haziran ayında Amerika’da bir Franchise kongresinde olacağım ve onun dışında sizlere yepyeni lezzetlerle döneceğim. Begüm Mutluluktur, Berrak duruluktur, temizliktir tüm okurlarıma hayırlı ramazanlar dilerim.
LiZBON
Nata, Ginjinha, Bacalhau, Port, Fado ve çok daha fazlası...
Chef Selin EKIM
’DA A F F O S AN Z A M RA I... S A R F SO
H
Nata: Portekiz’in ulusal tatlısı
G
ünümüzün şartlarında birkaç saat kendinizi bir nebze stresten soyutlamak ve keyifli vakit geçirmek için mutfağa girmeye ne dersiniz. İstanbul’un en donanımlı ve teknolojik imkânlarla hazırlanmış keyifli Mutfak Atölyesi SOFFA; Hafta sonlarınız için ister çocuğunuzla isterseniz dostlarınızla katılabileceğiniz eğlenceli workshoplar hazırladı. Yazın tadını çıkarttığımız günlerde öğreneceğimiz pratik bilgilerle marifetlerinizi herkes görmüş olacak.
LEZZET’Lİ DİYETİN TAM ZAMANI 13 HAZİRAN 2015 Saat: 15:30 RAMAZAN SOFRASI 20 HAZİRAN 2015 Saat: 16.30 ELİF KORKMAZEL’LE PRATİK YEMEK RAMAZAN YEMEKLERİ 27 HAZİRAN 2015 Saat: 16.30 Katılım ve bilgi biletix@soffamutfak.com / 0212 468 50 55 - 56
sorumlu. Fabrikanın yönetimi kızı Betül Aydoğan’a, Mağazaların yönetimi oğlu Mustafa Aydoğan’a ait. Yurt dışında görüp beğendikleri bu sistemi, yine yurt dışından getirdikleri uzmanlara kurdurmuşlar. Tüketici sağlığını ön planda tutarak katkısız, doğal ve özel reçeteleriyle hizmet vermeyi ilke edinmişler, iyi ekipman, iyi eleman, iyi malzeme ve iyi pazarlama ile kısa sürede, her boyutta lezzet sunan mekanların aranılan tedarikçisi olmuşlar “Gastronomi sektöründeki etkinliklerde yer almaktan ve yeni müdavimler kazanmaktan mutluyuz, önümüzdeki yıllarda şubelerimizi arttıracağız. Ancak firmamızın diğer bir amacı da ihracat planları ile ülkemizin ve şehrimizin isimlerini spesiyal tadlarımızla hafızalara kaydetmektir.” diyen ve bunun için ailesinin gösterdiği katkı ve fedakarlığa teşekkür eden Aydoğan; “Milletimizi ve yabancı konuklarımızın damak tadını GURMANİA ürünlerinde buluşturduk, firmamızın en çok talep gören spesiyal ürünü Cihangir Cevizli” ile de “Dünya Lezzet Liği’ne girdik” dedi.
u Ginjinha: Vişne Likörü Sagres: Portekiz birası Vinho Verde: Kuzey Portekiz’in Minho bölgesinde üretilen, hafif gazlı, beyaz şarap Bacalhau: Morina balığı. Portekiz’de hemen her yerde bulunur, birçok farklı şekilde pişirilir.
ep söylerim müzik bilgim çok ama çok zayıftır. Özellikle seyahatlerde bunun eksikliğini daha fazla hissederim. Keşke gittiğim ülkenin daha fazla müzisyenini tanısam, şarkılarını daha fazla dinlemiş olsam diye düşünürüm. Yemek gibi, edebiyat gibi, tarih gibi müzik de ülkeyle ilgili pek çok şey anlatır insana. Arjantin’deyseniz kulaklığınızda Carlos Gardel varsa, Zanzibar sokaklarında Freddie Mercury sizinleyse, Küba’da mojitonuzu içerken Hasta Siempre çalıyorsa, Mısır’da Ümmü Gülsüm, Fransa’da Edith Piaf, Yunanistan’da Theodorakis yanınızdaysa o seyahat işte o zaman eksiksiz, o zaman keyifli olmaz mı? Lizbon’u çok severim. Sevmemin başlıca sebebi ülkenin gastronomik cazibesi olsa da tarihi, doğası ve kültürü de beni büyüler. İşte bu yüzden Lizbon’a birçok defa gittim. Eskiden -Lizbon’a direkt uçuş yokken- Madrid’den gece treniyle giderdik. E gençlik de vardı o zamanlar, gece trende az uykuya rağmen sabah gün doğumunda Lizbon’a varıp, tüm gün şehri karış karış gezerdik. Akşam olunca da Rossio’dan Bario
Alto’ya çıkardık fünikülerle, Luso’ya Fado dinlemeye. Fado. Sevgililerini denize uğurlayıp, dönmelerini sabırla bekleyenlerin; özlemin, acının, hasretin, hüznün, aşkın müziği. Tek kelime Portekizce bilmeseniz de yüreğinizde hissedeceğiniz Fado. Belki de Lizbon’a defalarca gelme sebebiniz. Yıllar geçse de, uzun tren yolculukları yerini kısa uçuşlara bıraksa da benim için Lizbon ritüelleri hiç değişmez. Pasteis de Belem’de birkaç “Nata” ile sabah kahvesi içilir. Rossio Meydanı’nın köşesindeki küçük likör dükkanında ayaküstü birkaç tane “Ginjinha” yuvarlanır. Öğle yemeğinde Ramiro’da “Sagres” ile nefis deniz ürünleri yenir. Cafe Brasileria’da “Vinho Verde” ile happy hour yapılır. Akşama
kadar Alfama’nın karmaşık sokaklarında turlanır. Akşam yemek öncesi Bario Alto’da küçük şarap barlarında biraz “Bacalhau” ile içmeye başlanır. Beraberine yan masalarla sohbete de başlanır, sohbet uzar, akşam yemeği unutulur ve geç saatlerde Luso’da Fado sesiyle kendinize gelirsiniz. Portekiz mutfağı lezzet düşkünü gezginler için keyifli bir yolculuktur. Atlantik kıyısında yer almasına rağmen ülkenin mutfağında Akdeniz izleri görülür. Yemeklerde sıklıkla kullanılan piri piri (acı biber), vanilya, tarçın, safran gibi baharatlar Portekiz’in sömürgesinde olan ülkelerden taşınan izlerdir. Ayrıca Portekiz dünyanın önde gelen zeytinyağı üreticilerinden biridir ve yemeklerde zeytinyağı sıklıkla kullanılır. PORTEKIZ MUTFAĞI LEZZET DÜŞKÜNÜ GEZGINLER IÇIN KEYIFLI BIR YOLCULUKTUR
selinekin@lezzetgazetesi.com
14
Project1
Lezzet günlükleri
Project1
12/27/13
10:33 AM
Page 1
17 HAZİRAN 2015 ÇARŞAMBA
www.milliyet.com.tr
BASINDA GÜVEN
Mavi beyaz bir rüya. Aşıklar Limanı... Özgürlüğe açılan mavi boyalı penceleri ve barışa çağrı anlamı taşıyan beyazevleriyle Tunus’un sihirli yüzü “Sidi Bou Said”.
15
Süleyman ÇAKIR suleymancakir@lezzetgazetesi.com
Butik Pastacılığın Altın Çağı
2
Hilal’in lezzet turu
hilalarslangiray@lezzetgazetesi.com
Hilal ARSLANGIRAY
T
unus... Dev Sahara Çölü’nün ürkütücü sonsuzluğu. Roma’ya kafa tutan Kartaca›nın efsanevi harabeleri. Ezan seslerinin huzuru. Damağımda hurma tadı. Her karesinde Osmanlı, Arap, Fransız dokunuşları hissedilen etnik bir filmin içinde rol almak gibi Tunus›u keşfetmek. Büyük Sahra Çölü’nün, 9.000.000 km’lik ebedi misafirlik toprağı Tunus; Afrika’nın kuzeyinde yer alıyor. Aynı zamanda da denizden; Fransa ve İtalya ile komşu olması sebebiyle de bir Akdeniz ülkesi sayılıyor. Batısında Cezayir, doğusunda Libya’nın yer aldığı ülke, yüzyıllar boyunca bir çok farklı medeniyete beşik olmuş. Halkın ana kökeni Berberilere dayanıyor. Tarihine şöyle bir bakınca; Fenikeliler, Roma-
lılar, Bizanslar, Araplar ve Osmanlıların bıraktığı kültür mirasları Tunus’un tüm dokusuna işlemiş. Mimariden, yemek kültürüne kadar bu etki farkediliyor. Ayrıca Fransa’nın sömürgeliğini de yaşamış bir ülke olduğundan, buram buram hissedilen Fransız atmosferini Müslüman bir ülkede bulmak farklı bir deneyim yaşatıyor. Özellikle ülkenin başkenti Tunus’ta tüm mozaiği bir arada keşfetme imkanı bulabilirsiniz. Özgürlüğe açılan mavi kapıları ve barışı simgeleyen beyaz badanalı evleriyle büyülü bir yer “Sidi Bou Said”. Bu sevimli bölge adını bir Müslüman efsanesinden alıyor. “Sidi” Arapça’da “Ulu, Yüce, Aziz” anlamına geliyor. Bir diğer adı da Aşıklar Limanı. Küçük kasaba; Kartaca
Sahilde yükselen Hammamet Kalesi, hemen altindaki kapalı çarşısı plajla iç içe yeralıyor. Kale, içinde bulunan yöresel eşyaların satıldığı tipik mağazaları ve balık restoranlarıyla ünlenmiş.
HAZİRAN2014 2015ÇARŞAMBA ÇARŞAMBA 217TEMMUZ Sayı: 15 2 SayıYıl: 6 Yıl:1
w w w . milliy et. co m. tr
B A SIN DA G Ü V E N
Yayın Sahibi
Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.
Yayın Sahibi
Genel Yayın Yönetmeni
FİKRET BİLA
Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı A.Ş. Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık UMUT ALPHAN
Genel Yazı Yayın Yönetmeni İşleri Müdürleri
FİKRET BİLA
BERTAN AĞANOĞLU • İLKE GÜRSOY BAYDU CAN • MENDERES ÖZEL
Okur Temsilcisi Görsel Yönetmen ERSOY DİYAR
BELMA BELMA AKÇURA Okur Temsilcisi AKÇURA Tüzel Kişi Temsilcisi Sorumlu Müdür Ankara Temsilcisi SERPİL ÇEVİKCAN Tüzel Kişi Temsilcisi ALİ NAZIM ONARAN İSMAİL ERALP Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN
İSMAİL ERALP
Yayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni ADİLPAKMAN YILDIZ M. VASFİ M.VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör Genel Koordinatör DİDEM YILDIZ
ALİ AYDIN YELİNER Genel Koordinatör Reklam Müdürü ALİ AYDIN YELİNER Editörler BEYHAN AŞKIN
ÖZLEM MEKİK Editör Editörler UĞUR ONUR URHAN ALİ S. EYÜBOĞLU Özlem MEKİK Görsel Yönetmen HALDUN Z. TÜZEL Hakkı KORKMAZ MUSTAFA KAYACAN Haldun Z. TÜZEL Görsel Yönetmen Sayfa Tasarımı Betül ALTINBAŞAK TUNCAY TAPAR DEMET YILDIZ - GAMZE UĞUR - HAZAL KANADLI
TUNUS SAHRA ÇÖLÜ’NDE BİR GİZEMLİ VAHA...
sahilinde bulunuyor. İspanya’dan göç eden Endülüs Müslümanları ve Yahudileri tarafından kurulmuş. Arnavut kaldırımlı sokaklarını keşfetme hevesiyle yürürken, Begonvil›lerle bezenmiş, mavi cumbalı, küçük avlulu, koca kapılı evleri beni cezbediyor. Evlerin tamamı babadan çocuklarına geçiyormuş. Bu bölgede mülk sahibi olmak o kadar kıymetli bir değermiş ki, ev sahiplerinin evlerini asla satmadıkları söylentisi kulaktan kulağa dolaşıyor. Fransızlar, Tunus’a hakim oldukları dönemde, Sidi Bou Said’i güzelleştirmişler. Birçok entelektüel yazar, şair ve ressam bu kasabada yaşayarak aldığı ilhamla en gözde eserlerini yaratmış. Andre Gide, Foucoult, Klee gibi yüzyılın önde gelen düşünür ve sanatçıları yaşamlarının bir bölümünü burada geçirmeyi tercih etmişler. 2,5 milyon insanın yaşadığı başkent Tunus’ta; Fransızların sömürgeliği döneminden kalan Habib Burgiba Caddesi; Paris’in ünlü Champs Elysee Bulvarı’nı andırıyor. Her adımda bir karşınıza çıkacak görkemli binalarıyla, bulvar şehrin en göz alıcı noktası. İslam Dünya›sının önemli düşünürlerinden Tunuslu İbn Haldun’un meşhur heykeli; St. Vincent de Paul
Türk mutfağının
izlerini taşıyor
Kilise›sinin önünde yer alıyor. Ulusal Tiyatro’da sanatseverlerin ilgisini çekeceğine inandığım güzellikte. Mağazalar, oteller, restaurantlar ile dopdolu caddenin, şirin kaldırım Cafe›lerinde mola verip, şehrin nabzını hissedin derim. Kartaca Harabeleri ise mutlaka özenle gezilmesi gereken bir değer. Efsanevi Harabelerin büyük bir bölümünü Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Askeri İdare binaları ve lüks villalarlar oluşturuyor. Kartacalılar tarafından kurulan bu antik yerleşim yeri, zamanında Roma İmparatorluğu’nun en önemli şehirlerinden biri olmuş. Günümüzde “Kartaca Harabeleri” Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alıyor. Roma limanları, hamamlar, Kral mezarlarının bir bölümü korunarak hala ayakta tutuluyor.
R
amazan DİVAN’da nasıl geçer? Sorumuzun cevabını, köklü kuruluşun genç ve dinamik Restaurantlar ve Stadlar Müdürü Cem Doğan yanıtladı. “Hele yaza denk gelen Ramazan olursa tadına doyum olmaz” diyen deneyimli turizmci sözlerini şöyle tamamladı. “İstanbul artık 4 mevsim, 24 saat cazibe merkezi tüm semavi dinlerin mübarek günlerinin kutlandığı, fuar, kongre, yarışma, gibi toplantıların
Yönetim Yeri Operasyon ve Pazarlama Grup Başkanı VOLKAN KARSAN İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Mali İşler Grup Başkanı NİYAZİ ALKAYA Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39
Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul Temsilcilikler Meslek İlkeleri’ne (pbx)Basın F. 0312 417 38 78 uymaya söz vermiştir. ANKARA T. 0312 410 88 00Milliyet Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 24 60A.Ş.’ye F. 0242 321İzin 57alınmadan 60 Gazetecilik ve 322 Yayıncılık aittir. ADANA AHMET YAMAN T. 0322 458 13 72 (pbx) 0322edilemez. 459 85 03 kaynak gösterilerek dahiF.iktibas Yayın Türü Yaygın Süreli www.milliyet.com.tr Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul
Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
elelim Tunus mutfağına... Berberi, Arap, Akdeniz ve Türk mutfağından izler taşıyor. Acı ve baharatlar Tunus yemeklerinin ana özelliği. Berberi’ lerden kuskus, Romalılardan zeytin ve zeytinyağı, Araplardan kahve ve baharat, Osmanlılar’dan ise şerbetli tatlıları alarak mutfaklarını zenginleştirmiş Tunuslular. Kuzu ve koyun eti, deniz mahsulleri, tavuk ve yumurta başlıca kullanılan malzemeler arasında. Harissa denilen acı sos Tunus mutfağı için çok önemli. Tunus’un en ünlü yemeği, Kuskus. Bizim bildiğimiz tarzın dışında ve oldukça farklı. İnce bulgurla hazırlanan pilavının üzerine patates, kabak, havuç, soğanla yapılan etli türlü eklenerek servis ediliyor. Deniz ürünleri de genellikle ızgarada limon ve zeytinyağı eşliğinde servis ediliyor. Yumurta yalnızca kahvaltıda değil, yemek ve salatalarda da katı olarak tüketiliyor. Brique adı verilen ve çiğ böreğe benzeyen, kızgın yağda yumurta ile kızartılan yemek, kız istemeye gelen damat ve ailesine sunuluyormuş. Eğer damat böreği dağıtmadan yerse becerikli olarak görülüp ve kızı alabiliyormuş. Geçmiş hikayelere dokunduğunuz, içlerine yolculuklar yaptığınız huzurlu seyahatler dilerim...
Divan’da yaz ramazanı keyfi
Yayına Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Hazırlayan Medya İletişim Mecraları Reklamcılık, Pazarlama ve Turizm Tic. Şirketi’dir. Ltd. Şti.’dir. Danışmanlık Ticaret Limited Tel: 0212 213 76 89 Tel: Grup 0212 213 76 89 KARSAN Operasyon ve Pazarlama Başkanı VOLKAN www.aydajans.com www.aydajans.com Mali İşler Grup Başkanı NİYAZİ ALKAYA
Yönetim Yeri Temsilcilikler İzzetpaşa Mahallesi Abide-i No.38162 T. 0312 410 88Hürriyet 00 (pbx) Caddesi F. 0312 417 78 ANKARA EGE İzmir34387 HAMDİİstanbul TÜRKMEN 0232337 464 99 16 99 00 (pbx) F. 0232 464 16 01 Çağlayan-Şişli T.T.0212 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 Haber Merkezi T. 0212YAMAN 337 92 39 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 ADANA AHMET T. 0322
G
012 yılında, Almanya’nın Erfurt Kentinde yapılan İKA / Dünya Aşçılar Olimpiyatları’na yarışmacı ve foto muhabiri olarak, gazetemizin yayın yönetmeni Vasfi PAKMAN beyle katılmıştım. Dokuz gün boyunca dünyanın en iyi ustalarının yapmış olduğu binlerce pastayı, figürü hayranlıkla izleyip fotoğrafladım. Ve o günden sonra butik pastacılığa olan ilgim arttı. Ülkemizde bugüne kadar fuar içerisinde yapılmış olan küçük etkinliklerden fazla öteye gidememiş olan butik pastacılık, 2-3 Mayısta gerçekleşen “Cake Show İstanbul”da önemli bir aşama kaydederek başlı başına bir fuar havasında geçti. Şeker hamuruyla yapılan birbirinden güzel pastalar, cupcake ve kurabiyeler tam el emeği, göz nuru birer sanat eseri gibiydi.. İstanbul ve Anadolu’nun birçok butik pasta ustasının, amatör ve profesyonelin biraraya geldiği bu güzel etkinlik sayesinde katılan herkes yeni şeyler öğrenip şeker hamurunun ne şekilde kullanılabileceğini en güzel örnekleri ile gözlemlediler. Özellikle saray temalı düğün pastalarının yarıştığı en iyilerin yarışmasındaki pastaları hayranlıkla birer birer inceledim. Peki, butik pastacılık nasıl gelişti; Pastacılığın tarihinin 1270 yıllarına dayandığını ve 1789 yılında Fransız devriminden sonra kraliyet ve imtiyazlı ailelerin yanında çalışan pasta ustalarının işsiz kalıp ülkenin dört bir yanına yayılarak pastaneleri açarak bugünkü modern pastacılığın temelini attıklarını biliyoruz. 19.Yüzyılda kremalı pastalar keşfedildi ve birbirinden lezzetli pastalar halkın beğenisine sunuldu. 20. Yüzyılda ise marzipandan yapılmış birbirinden ilginç figürlü pastalar vitrinlerde yerini aldı. İşte marzipanı da butik pastacılığın temeli olarak görebiliriz. Yakın geçmişte ise marzipan yerini kullanılması daha kolay olan şeker hamuruna bıraktı. Günümüzde pastanelerden çok butik pasta ustalarının özel atölyelerinde ciddi bir iş kolu haline gelen butik pastacılığın bu denli hızlı gelişmesi birazda ihtiyaçlara cevap veremeyen pastaneler sayesinde olmuştur. Klasik ustalar alışkanlıklarından vazgeçemeyip kendilerini geliştiremedikleri için düğün pastalarında ve diğer özel günlerde farklı tasarımlar bekleyen halkımızın taleplerini butik pasta ustaları daha fazla giderir oldu… Artık gastronomi okullarında da butik pastacılık dersleri verilerek bu işin akademik olarak eğitiminin verilmesi beni sevindiriyor. Ülkemizde butik pastacılığın kısa bir sürede gelişmesi, büyük bir sektör haline gelip butik pastanelerin yanı sıra ev hanımları için de ciddi bir kazanç kapısı haline gelmesi durumunun takipçisi olmaya ve siz değerli okurlarla paylaşmaya ileriki günlerde de devam edeceğim.
CEM DOĞAN
RESTAURANTLAR VE STADLAR MÜDÜRÜ
yapıldığı, insanların sırf İstanbul’da evlenelim diye dünyanın çeşitli ülkelerinden geldiği bir destinasyon. Gastronomik açıdan ise her türlü mutfak hizmetinin, her düzeyde sunulabildiği bir yeme - içme merkezi. Bu konuda ülkemizin en tecrübeli, en yaygın, en geniş olanaklara sahip grubu olan Divan tüm zamanların konuklarına, İstanbul’da en iyiyi sunmayı kendine görev edinmiştir. Yaz akşamlarının iftar yemeklerinde 2 muhteşem mekanı yerli ve yabancı konuklarımıza takdim ediyorum. İstanbul’un en güzel iki noktasında bulunan Divan Brasserie Bebek ve Divan Brasserie Beyoğlu’nda, Ramazan Ayı süresince iftar lezzetlerini Divan kalitesi ile misafirlerimize sunuyor olacağız. Divan Brasserie Bebek’te, geleneksel Türk tatlarından oluşan zengin bir açık büfe, Ramazan Ayı boyunca her gün kuruluyor olacak. Lezzet ve kalitenin yanında sunumlarımıza da çok dikkat ettiğimiz açık büfeye, meşrubat, çay ve kahve seçenekleri
eşlik edecek. Ayrıca Boğaz’ın kıyısında konumlanmış olan restoranımızın kapasitesi 45-50 kişi kadar olduğu için toplu iftar organizasyonları için de çok uygun olup, (Kişi başı fiyatı 90 TL)dır. İstiklal Caddesi üzerinde, Anamed binasının en üst katında yer alan Divan Brasserie Beyoğlu’nda ise her gün değişen iftar menüleri servis ediyor olacağız. Menü olarak sunuluyor olacak ancak misafirlerimiz ana
yemek seçimini kendileri yapabilecekler. Ayrıca menümüze meşrubatlar, Osmanlı şerbet çeşitleri, çay ve kahve seçenekleri de dahil olacak. Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı’nın ihtişamının özellikle dikkat çektiği tarihi yarımada manzaralı terasımızın, iftar için tercih edilebilecek en keyifli yerlerden biri olduğunu düşünüyorum. (Kişi başı fiyatı 80 TL) ve burada, bu fiyatlarla bu lezzetler kaçırılmaz diyorum.