001 kocaelilife 22 low

Page 1

Otomobilin başkenti

OPARK

s. 58

Yeni nesil yaşam

MY LIFE KARTEPE s. 82

SAYI: 22 • ŞUBAT 2018 • FİYAT: 10 TL

Ev yemeğini özleyenlere

Karaçetin s. 46

ÖZEL E.L.M.’DEN

YASAKSIZ DIYET s. 64

EKŞIOĞLU SÜLALESININ PRENSI

YAKUP EKŞI

Şık seçimleriyle

Gizem Gülaçtı s. 12

KUZINE RESTAURANT YEPYENI TARZIYLA

s. 16

Güvenli yaşam için

Çınar Sitesi s. 50

NECMI ŞAHIN:

EĞITIM EK IŞIMIZ DEĞIL TEK IŞIMIZ s. 72

Kokorecin yeni adı

Maçka s. 32





Ilk kez bizden duyun! K

SERPIL ÇOLAK Genel Yayın Müdürü

ocaeli Life, ‘ilk’lerin dergisi olmaya devam ediyor. Bu kentin ilk magazinaktüel dergisi; D&R’larda satılan ilk ve tek yerel dergi; Turkcell Dergilik uygulamasına girmeyi başaran kentimizin ilk ve tek dergisi; Ve Kocaeli halkına dergi okuma kültürünü kazandıran ilk yayın olmasının yanı sıra; Bu kentin vizyonunu değiştirecek projeleri ilk duyuran yayın organı olma özelliğini de koruyor. Kocaeli halkı, 262 Towers projesi ile Kocaeli Life sayesinde tanıştı. Kentin büyük bir merakla beklediği projenin tüm ayrıntılarını Kocaeli Life’tan öğrendi. Şimdi ise bırakın Kocaeli’yi, Türkiye’de bir ilk olacak Opark projesini detaylı bir şekilde yine Kocaeli Life’ta bulacaksınız. İlimizdeki otomotiv bayilerini tek çatı altında toplayacak, sadece bayilere değil kentimize ve ülkemize bir katma değer kazandıracak bu projenin nasıl gündeme geldiğini, nasıl olgunlaştığını, bugüne kadar hangi aşamalardan geçildiğini, projenin içinde neler yer aldığını yine Kocaeli Life’tan öğreneceksiniz. Kocaeli Life, bir magazin-aktüel dergi olmasının yanı sıra Kocaeli’de gündem yaratacak önemli projeleri kamuoyu ile paylaşan ilk yayın olma özelliğini hep koruyacak. Kocaeli halkı nasıl ki yeni açılan bir restoranı ya da cafeyi Kocaeli Life’tan öğreniyorsa; gezilecek-görülecek yerleri Kocaeli Life sayesinde keşfediyorsa; eğitim, sağlık, güzellik, spor ve moda alanındaki yenilikleri Kocaeli Life’tan takip ediyorsa; Kente değer katacak vizyon projeleri de Kocaeli Life’tan öğrenecek. O yüzden bizi izlemeye devam edin. ★★★ Gelelim bu ay Kocaeli Life’ta başka neler olduğuna... Kapağımızda 35 bin kişilik Ekşioğlu sülalesinin bir ferdi, Ekcan Grup İcra Kurulu Başkanı Yakup Ekşi var. Hem iş hem özel hayatının kapılarını büyük bir samimiyetle Kocaeli Life’a açan Yakup Ekşi röportajını keyifle okuyacaksınız. Bu ay ‘lezzet durakları’ köşemizde İzmit’in yeni mekanları Karaçetin Lokantası ile Maçka Kokoreç’i bulacaksınız. Yenilenen haliyle Kuzine Restaurant’a bayılacaksınız. Bu ayın en ilginç konuları ise ruhsal ameliyat ve meme ucu simülasyonu. Büyük bir ilgiyle okuyacağınız bu iki röportaj hayata bakış açınızı değiştirecek. Bu ayın özelliği ise Sevgililer Günü biliyorsunuz. Kocaeli Life, Sevgililer Günü’ne de kayıtsız kalmadı, kentimizin tanınmış simalarına ‘Eşinizini ilk gördüğünüz an ne hissettiniz?’, ‘Evlenmeye ne zaman karar verdiniz?’ diye sordu ve birbirinden ilginç cevaplar aldı. Kocaeli Life’ın gezi yazısı bölümünde ise bu ay Uzak Doğu’nun popüler destinasyonlarından Vietnam var. Nilüfer Ergül’ün iş ziyareti için gittiği Vietnam’da yaşadıklarını kaleme aldığı bu gezi yazısını kah gülümseyerek kah hayretler içinde kalarak okuyacaksınız. Kocaeli Life’ın içeriği bunlarla sınırlı değil. Sağlıktan güzelliğe, spordan eğlenceye kadar her konuda birbirinden ilginç konu ve konuklarla karşınızdayız. Kocaeli Life bu ay da dopdolu içeriğiyle elinizden düşmeyecek.


İÇİNDEKİLER

32

16

8

Sevgililer Günü önerileri Sevgililer Günü’nü ölümsüzleştirmek isteyenlere çeşitli önerilerimiz var. ‘10 Öneri’ köşesine mutlaka göz atın!

50

Güvenli yaşamın yeni adresi: Çınar Sitesi Dura Yapı firması tarafından inşa edilen Çınar Sitesi, inşaat kalitesi ve sosyal donatılarıyla benzerlerinde ayrılıyor.

10

Kim, nerede, ne yaptı? Sosyal Medya Kirpisi yine iş başında... İlimizin tanınan isimlerinin sosyal medya paylaşımları mercek altında.

54

Konak Hastanesi’nden bir ilk: Saten yüz germe Konak Hastanesi İzmit, Türkiye’de yeni uygulanmaya başlayan ‘saten yüz germe’ tekniğini ilimize getirdi.

12

Şık seçimleriyle Gizem Gülaçtı Stil by Gülaçtı’nın 41 Burda şubesi mağaza müdürü Gizem Gülaçtı, güzelliği ve şık seçimleriyle de adından söz ettiriyor.

58

16

Kuzine yenilendi Kuzine Restaurant baştan aşağıya yenilendi. Çok daha şık ve konforlu bir mekanıyla müdavimlerinden tam not aldı.

Türkiye’ye örnek proje; Opark Türkiye’ye örnek olacak bir proje hayata geçiyor. 1 55 dönümlük alan üzerine kurulacak otomobil köyünde aracınızı konforlu bir ortamda seçebileceksiniz.

64

Özel E.L.M. zayıflatacak Özel E.L.M. Polikliniği diyetisyeni Yağmur Gökkaya, ‘yasaksız diyet’ ile zayıflatacak.

22

10 yaşından beri sahnelerde Katıldığı ‘O Ses Türkiye’ yarışmasıyla adını ülke çapında duyuran İlkim Aydın, hayallerinin peşinden koşuyor.

68

Mucizeyi cama hapseden kadın; Elif Özcan Anne sütü ve bebek saçından kolye yapan Elif Özcan, mucizeler yaratıyor.

28

Meme ucu simülasyonuyla eksik değilsiniz! Çiğdem Rençber, yaptığı meme ucu simülasyonuyla göğsünü kaybeden kadınların yüzünü yeniden güldürüyor.

72

32

Maçka Kokoreç Maçka Kokoreç, yemek kültürümüzün en iddialı lezzetlerinden biri olan kokorecin kitabını yeniden yazıyor.

Necmi Şahin: Eğitim ek işimiz değil, tek işimiz Yediiklim Kolejleri, üç yıl öncesinde ‘Her Çocuk Dünyayı Değiştirebilir’ sloganıyla çıktığı yola yeni şubeler ve kampüslerle devam ediyor.

78 Geçmişten gelen olumsuzlukları geride bırakın

Yakup Ekşi: Hayalimi yaşıyorum Ekşioğlu ailesinin yeni nesil patronu Yakup Ekşi, ailesinden, işinden, eşinden öylesine memnun ve mutlu ki ‘Her anlamda hayalimi yaşıyorum’ diyor.

82

36

44

Yürüyüş parkurları cebinizde Mobil uygulamayı cep telefonunuza indirin, yürüyüş yapacağınız parkurla ilgili her türlü bilgiyi anında edinin.

46

Ev yemeğini özleyenlere Ev yemeğini özleyenler Karaçetin Ev Yemekleri lokantasında buluşuyor.

6 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Ünlü yaşam koçu Erim Ergün, uyguladığı ‘ruhsal ameliyat’ yöntemiyle danışanlarını olumsuz duygulardan kurtarıyor.

My Life Kartepe’yi kaçırmayın! Kain İnşaat, Kartepe’nin popüler yerleşim alanı Köseköy’de yepyeni bir projeye başlıyor… My Life Kartepe’yi görmeden ev almaya karar vermeyin!

86

8

Size özel gelinliğin adresi; Lostabella Düğün gününüzde peri kızı kadar güzel olmak istiyorsanız; adresiniz Lostabella Haute Couture.

90 Kükreyen ejderin ülkesi; Vietnam Sıcak ve egzotik ülkelere gitmek istiyorsanız, Vietnam’ı es geçmeyin!


İÇİNDEKİLER

İMTİYAZ SAHİBİ Leona Basın - Yayın Reklamcılık ve Organizasyon Tic. Ltd. Şti. adına Zeynep Akar YÖNETİM

122 96

Onu ilk gördüğüm an... Kentimizin tanınmış isimlerine, eşlerini ilk gördükleri anda ne hissettiklerini sorduk, aşk dolu yanıtlar aldık.

106

İzmit aşkıyla şair oldu: Recep Karaaslan İzmitli Recep Karaaslan, memleket hasretini duygu dolu dizelerde dile getirdi.

108

Kids Life Annelere öneriler, minikler için leziz yemek tarifleri, röportajlar ve daha fazlası...

114

Ilık kış salatasını deneyin! Serkan’ın Mutfağı’nda bu ay ılık kış salatası tarifi var. Bu lezzetli ve sağlıklı salatayı mutlaka deneyin!

116 Japon icadı Ikigai Hatice Kocaman yazdı, keyifle okuyacaksınız. 118

Harem Night rüzgarı esti Harem Night defilesinde, Mira Gelinlik’in tasarımları davetlilerin beğenisine sunulurken, Engin Kuyumculuk’un tasarım takıları da geceye ışıltı kattı.

122

Yıldız Tilbe fırtına gibi esti Yıldız Tilbe, Kocaeli’de verdiği ilk konserde Hayal Kahvesi Kocaeli sahnesinde adeta fırtına gibi esti.

133

Kanseri bütüncül tedavi ile yenin Erken teşhis edildiği takdirde tedavi edilebilir bir hastalık olan kanserle savaşırken, ‘bütüncül tedavi’ seçeneğini göz ardı etmemek ise hayati önem taşıyor.

137

Gölcük Rotary ödüllendirdi Gölcük Rotary Kulübü, ‘Meslekte Üstün Hizmet Ödül’nü düzenlediği bir törenle Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Aydın’a takdim etti .

139

40 yıllık emek sergilendi Renklerin Kraliçesi’ Kamuran Özben, 40 yıllık sanat hayatını Cumhuriyet Parkı Sanat Galerisi’nde açtığı sergiyle sanatseverlerin beğenisine sundu.

143

MMO 64. yılını kutladı Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi, odanın kuruluşunun 64. yıl dönümünü şık bir kokteyl ve plaket töreniyle kutladı.

Genel Yayın Müdürü Serpil Çolak Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Zeynep Akar Haber Editörü Eylem Selvi Arı Haber Araştırma Semra Çelik Fotoğraflar İsmail Hakkı Timuçin Sayfa Tasarım Ege Gönenç YÖNETİM YERİ Mehmet Ali Paşa Mahallesi Erkan Sokak No: 27 İzmit/ Kocaeli Tel: 0 262 323 93 92 BASKI CNR BASIM A.Ş. 0262 325 56 56 www.cnrbasim.com.tr DAĞITIM Yaysat A.Ş. YAYIN TÜRÜ Yerel, süreli, aylık Kocaeli Life, Leona Basın-Yayın, Reklamcılık ve Organizasyon Ltd. Şti. tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Kocaeli Life dergisinin isim ve yayın hakkı, Leona Basın-Yayın, Reklamcılık ve Organizasyon Ltd. Şti.’ye aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.

www.kocaelilife.com

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 7


10 ÖNERİ Sevgililer Günü’nü ölümsüzleştirin!

M

asterpiece’nin yalnızca Sevgililer Günü’ne özel olarak düzenlediği etkinlikle en özel Sevgililer Günü hediyesi sizin olsun! Sevdiğinizle el ele tutuşun, çok basit bir işlemle ellerinizin kalıbı alınsın ve bu an ölümsüzleştirilsin. Sonuçta yalnızca size ait bir Sevgililer Günü eseriniz olsun. Sevgililer Günü’nüzü ölümsüzleştirmek için 11 Şubat Pazar günü saat 13.00’te, 41 Burda AVM’de olun!

Waffle, Marina Cafe’de yenir

S

ekapark’ta uzun yıllardır hizmet veren, hizmet kalitesini ve ürün çeşitliliğini her geçen gün artıran Marina Cafe’de hiç waffle yediniz mi? Marina Cafe’nin mevsim meyveleriyle yaptığı, isteğe göre dondurmayla zenginleştirdiği waffle’ın tadına doyamayacaksınız. Yumuşacık çikolata kremaları ve taze meyvelerle lezzet şölenine dönüşen waffle, sadece damak tadınızı değil gününüzü de güzelleştirecek.

Meraklılarına Avrasya Boat Show

D

enizcilik alanında karada yapılan dünyanın ikinci en büyük tekne ve yat fuarı olan CNR Avrasya Boat Show’un 13.’sü 10-18 Şubat tarihleri arasında düzenleniyor. CNR Expo Yeşilköy’de gerçekleştirilecek CNR Avrasya Boat Show, dünya denizcilik sektörü tarafından da yakından takip ediliyor. 13 yıldır kesintisiz organize edilen CNR Avrasya Boat Show’da 400’den fazla tekne, süper yat, mega yat ve yelkenli markasının yanı sıra amatör denizcilik sektörüne ait tüm aksesuar ve ekipmanlar da görücüye çıkarılacak.

Selami Şahin’i kaçırmayın!

T

ürk müziğinin usta ismi Selami Şahin, benzersiz bir konseptle karşımıza çıkacak. Samimi yorumu ve keyifli sahne performansıyla gönüllerde taht kuran Selami Şahin, SemiJazz Orkestrası ile beraber en sevilen şarkılarını, yepyeni bir aranjmanla dinleyicilerine sunacak. Selami Şahin & SemiJazz Orkestrası, 23 Şubat tarihinde Hayal Kahvesi Kocaeli Sahnesi’nde. Bu konseri kaçırmayın! 8 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Motosiklet tutkunları fuarda buluşuyor

T

ürkiye’nin motosiklet ve bisiklet fuarı Eurasia Moto Bike Expo, 22-25 Şubat tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerine kapılarını açacak. Fuarda motosiklet ve bisikletlerin yanı sıra kasklar, sürücü giysileri, gözlükler, montlar, eldivenler, botlar, çizmeler, lastikler, modifiye ve performans kitleri, özel yağlar ve katkı maddeleri dahil, pek çok aksesuar ve ekipmanlar sergilenecek. Biletler, biletix.com’da.


10 ÖNERİ Evlenecek çiftler! Bu fuar sizin için

B

u yıl 16.’sı düzenlenecek olan Evlilik Hazırlıkları Fuarı, dünya trendlerini İstanbul’a getirmeye devam ediyor. Yeni sezonun öne çıkan akımı olan ‘Boho’ konsepti, bu yılın ana teması olarak belirlendi. Evlilik hazırlığı yapan çiftleri 2-4 Şubat tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar’da eşi bulunmaz bir yolculuk bekliyor. Evlilik Dünyası Evlilik Hazırlıkları Fuarı’nı ziyaret etmek isteyenler www.evlilikfuari.com adresinden online davetiye alabilir.

Sevgililer Günü’nü MSA’da kutlayın!

S Çocuklarla doğada kamp yapıyoruz!

S

ömestr tatilini sıradan kalıplar içinde yaşamayı ve yaşatmayı istemeyenler, Kandıra’daki Narköy’ün eşsiz doğasına davetli. Anneler, babalar ve çocukları, 3-4 Şubat tarihlerini kendilerine ayırarak Enver Paşa ile ormanın derinliklerinde baraka yapmayı, ateş yakmayı ve birçok doğa öğretisini öğrenecek, orman yürüyüşleri yapacak, Narköy çiftliğinde unutamayacakları bir hafta sonunu geçirecek. Rezervasyon ve iletişim için: 0 549 529 54 49

Çikolata Festivali’ne gitmek ister misiniz?

2

018’e daha yeni ‘merhaba’ demişken ve Sevgililer Günü coşkusunu henüz üzerinizden atamamışken, Çikolata Festivali’ne katılmaya ne dersiniz? Serdivan Çikolata Festivali, 18 Şubat Pazar günü saat 13.00’te yapılacak. Festival alanında canlı performanslar, gurme stantları, tadım stantları, sürpriz hediyeler, eğlenceli oyunlar, dans gösterileri ve unutamayacağınız müzik şöleni sizleri bekliyor... Ücretsiz davetiye için SAÜ Etkinlik Haber ve Bilgi Sayfası’nı ziyaret edebilirsiniz.

evgililer Günü’nü kendi hazırladığınız yemekler eşliğinde kutlamaya ne dersiniz? Bu soruya yanıtınız ‘evet’ ise Mutfak Sanatları Akademisi’nin (MSA) düzenlediği workshop tam size göre. MSA, ‘Sevgilim Menüm’ workshop’u ile üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, birlikte hazırladığınız Sevgililer Günü yemeğini hatırlayacağınız leziz bir menüyle karşınızda. 14 Şubat akşamı 19.00-23.00 saatleri arasında düzenlenecek workshop’ta sevgilinize başlangıç tabaklarından ana yemeğe, aperitif ikramlardan tatlıya kadar geniş bir yelpazeye sahip menü hazırlayabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi, msa.com.tr’de.

Sunay Akın’dan ‘sinek’li gösteri

S

unay Akın ve Nihat Sırdar “Sivrisinek Dedin de Aklıma Geldi” gösterisiyle 3 Şubat Cumartesi günü Sabancı Kültür Merkezi’nde Kocaelili sevenleriyle buluşuyor. Sevilen ikili, tarihten ve günümüzden ilginç olayları izleyicilere anlatırken, Türkiye radyolarının konuşan tek hayvanı ‘sivrisinek’ durmadan araya giriyor ve onlara eşlik ediyor. Biletleri, Sabancı Kültür Merkezi’nin gişesinden, Belsa Plaza’daki Fırat Kitabevi’nden ya da biletix. com’dan temin edebilirsiniz. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 9


BİZDEN KAÇMAZ

SOSYAL MEDYA

KiRPıSı 3’üncü yılı 3 kişi kutladılar

İ

Minik Aden’in büyük başarısı

A

utobella firmasının ortaklarından Feyza Muti ve iş adamı eşi Cenk Muti’nin dünya tatlısı oğulları Aden, başarılarıyla ailesini gururlandırmaya şimdiden başladı. Okan Koleji anasınıfı öğrencisi olan Aden, ikinci yabancı dil olarak öğrendiği İspanyolca’da boyundan büyük ilerleme kaydetti ve İspanyolca portfolyosuyla okulunda birinci oldu. Okulunun verdiği bir sertifikayla ödüllendirilen Aden’in bu başarısı, başta annesi ve babası olmak üzere tüm ailesini hem mutlu etti hem de gururlandırdı. Feyza Muti, küçük oğlunun büyük başarısını sosyal medya hesaplarında paylaştığı bu fotoğrafla kutladı.

Hoş geldin Doğukan Demir bebek!

Y

onca Yapı Denetim firmasının sahibi ve Yahya Kaptan Mahallesi’nde hizmet veren Packet Burger’in işletmecisi Doğukan Çağlayan ile Arastapark AVM’deki Turkcell TİM bayisinin sahibi olan eşi Seda Hanım, şu sıralar anne-baba olmanın mutluluğunu yaşıyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce yaşamlarını birleştirerek mutlu bir yuva kuran çift, heyecanlı bir bekleyişin ardından minik oğulları Doğukan Demir’e kavuştu. Son derece sağlıklı bir şekilde, 2 bin 900 gram dünyaya gelen ve annebabasının mutluluğunu ikiye katlayan Doğukan Demir, şimdi ailesinin neşe kaynağı. 10 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

limizin genç ve başarılı avukatlarından Onur Güneri ile insan kaynakları uzmanı olan güzel eşi Merve Hanım, geçtiğimiz günlerde mutlu evliliklerinin yıldönümünü kutladı. 3’üncü yıllarına, hayatlarına yeni katılan minik kızları Sade ile birlikte giren Güneri çifti, mutluluklarını sosyal medyadaki takipçileriyle de paylaştı. Onur Güneri, Facebook hesabında paylaştığı fotoğrafın altına düştüğü notta, “Dolu dolu geçen 3 yılın sonunda artık ailemiz 3 kişilik. Ne mutlu bana ki senin gibi güzel bir karım ve harika bir kızımız var. 4. senemize 4 kişi girer miyiz? Birlikte nice mutlu senelere karım, seni çok seviyorum” dedi. Bu paylaşım, Onur Bey’in takipçileri tarafından Güneri çiftinin ikinci kez anne-baba olmak için fazla beklemeyecekleri şeklinde yorumlandı.

Bu benzerlik şaşırttı!

1

6 Ocak Basın Onur Günü etkinlikleri kapsamında Kartepe’de düzenlenen Türk Dünyası Gazeteciler Zirvesi, basın yayın camiasından pek çok tanınmış ismi ağırladı. Etkinliğe konuk olan isimler arasında en büyük ilgiyi görenlerden birisi de kuşkusuz, Sabah NTV Yunanistan Temsilcisi Stelyo Berberakis’di. ‘Stelyo Berberakis Atina’dan bildiriyor’ anonsuyla tanıdığımız Berberakis, ilimizde Kartepe Gazetesi’nin sahibi Cem Şakoğlu tarafından ağırlandı. Ünlü ismi evinden alarak Kocaeli’ye getiren Şakoğlu, Türk Dünyası Gazeteciler Zirvesi’nin ardından misafirine kentimizi gezdirdi. Kısa sürede kaynaşan ve sıkı dost olan iki gazeteci, Sapanca Gölü’nün muhteşem manzarasını arkalarına alarak selfie yapmayı da ihmal etmedi. Cem Şakoğlu, ölümsüzleştirdiği anı, sosyal medya hesabında ‘Diyorlar ki hangisi Stelyo Berberakis?’ notuyla paylaşarak aralarındaki benzerliğe dikkat çekti.

Gönlünün prensini buldu

K

ocaeli’nin ilk ve tek kadın piyanisti olan; yine sadece kadınlardan oluşan ekibiyle birlikte katıldığı kına organizasyonlarında eğlenceyi doruğa çıkaran Fatili Arslanoğlu, gönlünün prensini buldu. Hayatını, bir süredir tanıştığı Erkan Erkmen ile birleştirmeye karar veren Fatili Hanım, düzenlenen mütevazı bir törenle Erkan Bey ile nişanlandı. Ailelerinin ve yakın dostlarının katıldığı törende, nişan pastasını birlikte kesen çiftin heyecanı gözlerinden okunuyordu. Kocaeli Life ailesi olarak Küçük Körfez Sanayi Sitesi’nde bir iş yeri bulunan Erkan Bey ve kına gecelerinin sultanı Fatili Hanım’a ömür boyu mutluluklar diliyoruz.


BİZDEN KAÇMAZ

SOSYAL MEDYA

KiRPıSı Hayal mi gerçek mi?

T

rabzonlular Derneği Kadın Kolları’nın aktif üyelerinden Eda Kolaylı Atak, geçtiğimiz günlerde takipçilerini İstanbul Kanyon AVM’den selamladı. Yakışıklı oğlu Kerem’in hayranı olduğu Youtuber Enes Batur’un, kendi hayatını konu alan filminin galasına konuk olan anne-oğula, Eda Hanım’ın kız kardeşi Neslihan Kolaylı da eşlik etti. Gala öncesi birlikte keyifli bir yemek yiyen Eda Hanım, Neslihan Hanım ve Kerem, daha sonra Enes Batur’un ‘Enes Batur Hayal mi Gerçek mi?’ isimli filmini izledi. Gecenin sonunda ünlü youtuber ile hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmeyen Kerem’in mutluluğuna diyecek yoktu.

Ayşenur Hanım’a sürpriz kutlama

Ç

ocuk Kasabası Butik Anaokulu’nun kurucusu, başarılı eğitimci Ayşenur Kahraman Aytekin, yeni yaşını sürpriz bir partiyle kutladı. Ailesi ve yakın dostlarının büyük bir gizlilik içinde organize ettiği bu sevgi dolu kutlama Ayşenur Hanım’ı hem çok mutlu etti hem de duygulandırdı. Pastasının üzerindeki mumları en sevdikleriyle birlikte söndüren Ayşenur Kahraman Aytekin, duygularını Instagram hesabında şu cümlelerle ifade etti: “Fotoğrafa yansıyan neşeden daha fazlasıydı duygular. Dosttuk, kardeştik, anne yarısı teyzeydik, candan çok sevilen anneydik, daha ne olsun... Yaşamım var, canım acıdığında saranlarım, gülmelere doyamadıklarım, sarmalara kıyamadıklarım var... Ayşenur sürprizzzz dediklerinde koşarak sıcacık kucaklayabildiklerim var mumların yanan ışıklarında...”

Kız kıza hafta sonu kaçamağı

A

ytaç Hafriyat firmasının ortaklarından Asuman Duysak, arkadaşlarıyla birlikte yaptığı hafta sonu kaçamağından unutulmaz anılarla döndü. Arkadaşları Tuğçe Sarıoğlu ve Melek Aslan ile birlikte hafta sonunu Eskişehir’de geçiren Asuman Duysak, bu güzel kentin altını üstüne getirdi. Yoğun kara rağmen Eskişehir’in sokaklarında gönüllerince eğlenen üçlü gitmişken çi börek yemeği, Odunpazarı’nı gezmeyi, Pamukçayı’nı görmeyi ve bol bol alışveriş yapmayı da ihmal etmedi.

İş adamları Katar’a gitti

G

enç iş adamı Barış Arat başkanlığındaki Başarılı Sanayici ve İş Adamları Derneği (BAŞSİAD), geçtiğimiz ay bir grup üyesiyle birlikte Katar’daydı. Dernek başkanı Barış Arat, İbrahim Atalay, Ernail Alkan, Mahmut Uludüz, Ercan Bayrak, Fuat Öztürk, Murat Tandoğan, Yakup Üstün, Abdullah Üstübi, Uğur Kaplan, Emrullah Keskin, Çetin Vuraloğlu, İrfan Üstübi, Serkan Akçay, Erhan Gökbayrak, Mikail Yaşar, Ali Yusuf Uyanık, Azmi Şerbetçi ve Ammar Yıldırım’dan oluşan ekip 17-19 Ocak tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Expo Turkey by Qatar’a katılarak, verimli görüşmeler ve iş bağlantıları yaptı. BAŞSİAD üyeleri, iş için gittikleri Katar’da bölgenin turistik yerlerini gezmeyi ve alışveriş yapmayı da ihmal etmedi.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 11


STİL

Şık seçimleriyle dikkat çekiyor

GIZEM GÜLAÇTI Gizem Gülaçtı, ilimizde şıklığı ve zarafetiyle tanınan bir isim. Işık Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünden mezun olduktan sonra, iş hayatına ailesinin sahibi olduğu Stil by Gülaçtı’da devam etme kararı alan Gizem Hanım, halen Stil by Gülaçtı 41 Burda şubesinde mağaza müdürlüğü görevini yürütüyor. Güzelliği kadar moda konusundaki zevkli seçimleriyle de dikkat çeken Gizem Gülaçtı, günlük hayatında spor-şık giyim tarzını tercih etse de özel günlerde klasikten vazgeçemeyenlerden. İşte, Gizem Gülaçtı’nın stili... FOTOĞRAFLAR: İSMAIL HAKKI TIMUÇIN 12 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


STİL

YAŞAM Nerede yaşıyorsunuz? Ailemle birlikte kendi yapmış olduğumuz Gülaçtı Villaları’nda oturuyoruz.

Evinizin en rahat köşesi? Evimizin bence en rahat köşesi terasımız. Orada oturmaktan ve kitap okumaktan çok hoşlanıyorum.

Evinizdeki en sevdiğiniz eşya? Evimizdeki en sevdiğim eşya, odamda bulunan antika boy aynası.

İşten arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? 41 Burda AVM’de açmış olduğumuz Stil by Gülaçtı mağazamızda çalışıyorum. Kendi işimiz olmasından dolayı aslında pek de boş vaktim olmuyor ama fırsat buldukça arkadaşlarımla olmayı tercih ediyorum.

Hafta sonlarını nasıl geçiriyorsunuz? Hafta sonları da genelde çalıştığım için pek değerlendirecek zamanım olmuyor, sadece pazar günleri ailem veya arkadaşlarımla bir yerlere gitme fırsatım oluyor. Bir de mutfakta zaman geçirmeyi çok seviyorum. Bu sebepten dolayı boş vakit bulduğumda mutfağa girer ve tatlı türü bir şeyler pişiririm.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor musunuz? Instagram hesabım dışında bir sosyal medya hesabım yok, onu da çok aktif olarak kullanmıyorum. En son izlediğiniz film? En son izlediğim film, Gürse Birsel’in ‘Aile Arasında’ filmiydi. En sık dinlediğiniz albüm? Müzik dinlemeyi gerçekten çok seviyorum ve kulağıma hoş gelen bütün müzikleri dinliyorum. Bu yüzden son zamanlarda özellikle dinlediğim bir albüm yok ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim, babamın sesi çok güzeldir; onun söylediği şarkı ve türküleri dinlemeyi de çok severim. Vazgeçemeyeceğim şeylerden biri de sanırım babamın söylediği şarkıları dinlemek.

En sevdiğiniz yazar? Fırsat buldukça kitap okumaya çalışıyorum. Sevdiğim yazar Harpe Lee.

GİYİM Nasıl bir giyim tarzınız var? Günlük hayatımda, iş temposu içerisinde rahat olmaya özen göstersem de şıklığımdan ödün vermemek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Klasik giyim tarzı da ilgimi çekiyor fakat bu tarzı daha çok özel günlerde tercih ediyorum.

Alışverişi en çok nereden yapıyorsunuz? Marka takıntısı olan bir insan değilim. Benim için önemli olan ürünü beğenmek. Online alışverişi de tercih ediyorum ama genellikle tercih ettiğim markalar Beymen, Hokka Atelier, Burberry, Tory Bruch. Ayrıca severek alışveriş yaptığım bir diğer mağaza da İzmit’te bulunan Lukka Butik (Ebru Sayan).

Kot markası ? Burberry, Twist, Network, Zara.

Spor ayakkabı ? Prada, Miu Miu, Adidas, Nike.

Gece ayakkabısı ? Miu Miu, Chirtian Louboutin.

Gömlek ? İpekyol, Beymen, Network.

Çanta ? Louis Vuitton, Prada.

Gardırobunuzun vazgeçilmezi ? Gardırobumun vazgeçilmezi siyah elbiselerim ve siyah kot pantolonlarım.

Moda ikonu ? En başta Özlem Süer olmak üzere Elif Cığızoğlu, Siren Ertan ve giyim tarzını beğendiğim Yasemin Özilhan.

En son satın aldığınız şey ? ŞUBAT2018 • KOCAELI LIFE • 13


STİL

14 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


STİL İpekyol’dan aldığım Yasemin Özilhan koleksiyonundan Pied de Poule desenli ceket.

En sevdiğiniz takı ve mücevher markası? Yaptığı yenilikler sayesinde yeni tarzlarıyla ön plana çıkan ATASAY markasını, Roberto Bravo markasının ürünlerini ve elbette kendi markamızın tasarımları olan ürünleri kullanmayı çok seviyorum.

GÜZELLİK Parfüm (günlük/gece) ? Son dönemde günlük hayatımda en çok kullandığım parfüm, Elie Saab Le Parfum Resort Collection.

Şampuan ? John Frieda ve Urban Care kullanıyorum.

Cilt bakım markası ? Lancome, Chanel ve Darphin.

Saçınızı nerede kestiriyorsunuz ? İzmit Makas ve Mehmet Tatlı. Kulisistanbul adında yeni bir yer açan arkadaşım, make-up artist Sefa Sılacı’ya da makyajımı yaptırıyorum.

Evde doğal olarak uyguladığınız güzellik sırlarınız var mı? Annemin sayesinde uygulamaya başladığım ve çok memnun olduğum kahve peelingi var.

GEZİ Yurt dışına ne sıklıkla çıkıyorsunuz? Pek zaman bulamadığım için yurt dışına çıkma fırsatım olmadı şu son dönemde fakat bu sene gitmeyi düşündüğüm yerler var.

Hangi ülkeleri tercih ediyorsunuz? Tarihi değerlerini merak ettiğim ülkelere gitmeyi tercih ediyorum.

Yurt içinde yaz-kış tercihiniz? Gerek yazın gerekse kışın gitmeyi en çok sevdiğim yer Muğla-Akyaka ve İzmir.

Hafta sonlarında kaçış noktalarınız? Hafta sonları genelde evde olmayı ve dinlenmeyi tercih ediyorum ama dışarı çıktığımda ya İstanbul’a ya da Sapanca taraflarına gidiyorum arkadaşlarımla.

Şehir içinde kahvaltı ve yemek için nereleri tercih ediyorsunuz? 41 AVM’de açılan Barista Plus’ta ve Sapanca’da kahvaltı yapmayı ve vakit geçirmeyi çok seviyorum. ŞUBAT2018 • KOCAELI LIFE • 15


Kahvaltıların vazgeçilmez adresi

Kuzine

Kuzine Restaurant baştan aşağıya yenilendi, çok daha şık ve konforlu bir mekana dönüştü. Kuzine’de değişmeyen tek şey, lezzet oldu

16 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


LEZZET DURAĞI

Kuzine Restaurant yeni konseptiyle müdavimlerinden tam not aldı. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 17


LEZZET DURAĞI

İ

limizin tanınmış simalarından Burcu Yatağan’ın sahibi olduğu Kuzine Restaurant müthiş bir değişim yaşadı. Yaklaşık iki yıl önce açtığı mekanı müşterilerine çok daha iyi hizmet verebilmek amacıyla elden geçiren Burcu Yatağan, bambaşka bir Kuzine ile karşımıza çıktı. Üç buçuk ay süren tadilat çalışmalarının ardından kapılarını yeniden açan Kuzine Restaurant, yeni dekoruyla müdavimlerini şaşırtmayı başardı.

ŞIK, KONFORLU, KALİTELİ Kuzine Restaurant’ı çok daha şık ve konforlu bir yer haline getirebilmek için Ankaralı bir mimarla çalışan Burcu Yatağan, tadilatın her aşamasıyla bizzat 18 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

ilgilenmeyi de ihmal etmedi. Büyük bir emek ve sabırla gerçekleştirilen çalışmalar sona erdiğinde ortaya şık mimarisiyle dikkat çeken, konforuyla ev rahatlığını aratmayan, sıcacık atmosferiyle büyüleyen, sunduğu kaliteli hizmetle kıskandıran bir mekan çıktı.

ŞÖMİNE KEYFİ Kuzine Restaurant’taki en büyük değişiklik mekana adını veren kuzine sobanın yerine gelen şömine oldu. Restoranın teras kısmını geniş camlarla çevirerek eskisine nazaran daha aydınlık bir ortam yaratan Burcu Yatağan, mekanın tam ortasına da büyük bir şömine yerleştirdi. Kuzine Restaurant’a sımsıcak bir hava

katan şömine başında ister yemeğinizi yiyebilir, isterseniz sevdiklerinizle uzun uzun sohbetler yapabilirsiniz.

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY; LEZZET Kuzine’de değişmeyen tek şey ise lezzet. En kaliteli ve taze malzemelerle hazırlanan, saray mutfağının izlerini taşıyan öğle ve akşam yemeklerinin tadına doyum olmuyor. Sabah kahvaltısı ise eskisi gibi efsane. Günün her saati yapabileceğiniz serpme kahvaltıda yine kilometrelerce uzaktan getirtilmiş yöresel ve doğal ürünleri bulacak, ürün çeşitliliği karşısında şaşıracak, ne yiyeceğinize karar vermekte zorlanacaksınız.


LEZZET DURAĞI

Burçin Yatağan, Kuzine’nin menüsünü müşterilerinin taleplerine göre oluşturduklarını söylüyor.

Dekorasyonuyla birlikte menüsü de yenilenen Kuzine Restaurant’ta aynı kalan tek şey lezzet.

KIZ KARDEŞ DAYANIŞMASI Kuzine Restaurant’taki değişim bunlarla sınırlı değil. Burcu Yatağan artık restoranı kardeşi Burçin Yatağan’la birlikte işletecek. Marmara Üniversitesi mezunu olan ve kısa bir süre öncesine kadar İstanbul’daki medya kuruluşlarında reklamcılık üzerine çalışan Burçin Yatağan, kurumsal yaşama veda ettikten sonra ailesinin yanına İzmit’te döndü, ablasına yardımcı olabilmek için Kuzine Restaurant’ın kadrosuna katıldı.

ABD’DEN YENİ DÖNDÜ İzmit’e gelmeden önce ABD’de 5 ay geçiren, burada hem dil okuluna devam ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 19


LEZZET DURAĞI

Kuzine Restaurant, üç buçuk ay süren bir tadilatla yenilendi.

eden hem de bir Türk restoranında çalışan Burçin Yatağan, deneyimlerini Kuzine’de değerlendirecek. Kuzine’yi hemen benimsediğini ve keyifle çalıştığını söyleyen Burçin Yatağan, “Biz burada bir aile gibiyiz. Müşterilerimizin de evlerindeki kadar rahat etmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Amacımız, Kuzine’ye gelen herkesin mutlu ayrılması” diyor. Kuzine’nin başarılı ekibinin önceliği müşteri memnuniyeti.

MENÜ DE YENİLENİYOR Burcu-Burçin Yatağan kardeşler değişime paralel olarak menüyü de yeniliyor. Yeni menünün karakterini müşteriler belirleyecek. Müşterilerden aldıkları reaksiyona göre menüyü oluşturacaklarını söyleyen Burçin Yatağan, “Eski menüden de bir şeyler alacağız, yeni tatlar da katacağız. Mesela spesiyallerimizden kuzu

incikli keşkek yine olacak. Menüye şaşlık ve ev yapımı mantı ekledik. Başka sürprizlerimiz de var” diye konuşuyor.

EN GÖZDESİ ŞAŞLIK Kuzine Restaurant’ın menüye eklediği lezzetlerden biri olan şaşlık şimdiden çok beğenilmeye başlandı. Özel bir sosla, döküm tavada hazırlanan şaşlığın tadına doyamayacaksınız. Şaşlığın yanı sıra menüye ev yapımı mantı da eklendi. Mantı, Ankara Çubuk’ta köy kadınlarına özel olarak yaptırılıyor. Restoranın sahibi Burcu Yatağan, kullandıkları malzemelerin kalitesine dikkat çekerken, “Evimize almadığımız ürünü restoranımıza sokmayız” diyor.

TAŞ FIRINDA PİDELER Kuzine Restaurant’ın en iddialı olduğu lezzetler arasında pideler de var. Taş fırında pişen Ege otlu, kuşbaşılı, kavurmalı, pastırmalı, sucuklu, kaşarlı pideleri mutlaka denemelisiniz. Kuzine, lahmacun severleri de unutmadı. Restoranın yeni menüsünde artık lahmacun da olacak. Türk mutfağının değişmez lezzetlerinden çoban kavurma, etli yaprak sarma, kurutulmuş patlıcan dolma ve içli köfte de menüdeki yerini çoktan aldı.

SALATALAR, TATLILAR... Kuzine’de kırmızı ve beyaz etten yapılan yemeklerin yanı sıra salata çeşitlerini de bulabileceksiniz. Öğle ya da akşam yemeklerinde bonfileli, tavuklu, hellimli 20 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


LEZZET DURAĞI

Baştan sona yenilenen Kuzine Restaurant’ta sımsıcak bir ortam yaratıldı. Mekanın dekorasyonunda her ayrıntı titizlikle tasarlandı.

Serpme kahvaltıda bazlamadan gözlemeye, pişiden çeşit çeşit peynirlere, ev yapımı reçellerden yumurta ve sucuğa kadar ne ararsanız var.

KUZİNE RESTAURANT’TA SINIRSIZ ÇAYLA IKRAM EDILEN KAHVALTI SADECE SABAHLARI DEĞIL, GÜNÜN HER SAATI BULUNABİLİR salata da tercih edebilirsiniz. Yemeğinizi yedikten sonra tatlıların da tadına mutlaka bakmalısınız. Katmer, künefe ve sütlacın yanı sıra mevsimine uygun olarak kabak ve ayva tatlısı da bulabileceğiniz Kuzine’nin yeni lezzetleri arasında meyvelerle hazırlanan panna cotta da var.

reçellerden yumurta ve sucuğa kadar ne ararsanız var. Ekstra olarak menemen, kavurma, kiremitte kaşarlı mantar ya da eritme peynir de isteyebilirsiniz. Sıkma portakal suyu ve sınırsız çayla ikram edilen kahvaltıyı sadece sabahları değil, günün her saati yapabilirsiniz.

KAHVALTISI ÇOK ZENGİN

PAKET SERVİS DE VAR

Kuzine Restaurant’ın kahvaltısı eskiden olduğu gibi yine çok revaçta. Serpme kahvaltıda bazlamadan gözlemeye, pişiden çeşit çeşit peynirlere, ev yapımı

Tadilattan sonra özel günler ve davetler için de uygun bir mekan haline gelen Kuzine Restaurant, evlere ve iş yerlerine paket servis hizmeti de sunuyor. 95 kişi

kapasiteli restoranda 10 personel görev yapıyor. Akşamları saat 23.00’e kadar açık olan Kuzine Restaurant’ın müşterilerine bir de sürprizi olacak. Kar yağdığında restoranın önünde yakılacak varillerin başında sucuk-ekmek yerken karın tadını çıkarabileceksiniz.

İLETİŞİM Adres: Umuttepe yolu üzeri, Kabaoğlu Mah., Prof. Baki Komsuoğlu Blv. No:189, İzmit Telefon: (0262) 329 09 09 Instagram: kuzine.restaurant Facebook: kuzinerestaurant ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 21


10 yasından beri sahnelerde

İlkim Aydın O Ses Türkiye yarışmasıyla tanıdığımız İlkim Aydın, 10 yaşından beri sahnelerde şarkı söylüyor; hayallerinin peşinden koşarken, şöhret basamaklarını da birer birer tırmanıyor

RÖPORTAJ: EYLEM SELVİ ARI • FOTOĞRAFLAR: İSMAIL HAKKI TIMUÇIN

22 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


MÜZİK

İ

lkim Aydın’ı, ekranların izlenme rekoru kıran ‘O Ses Türkiye’ yarışmasıyla tanıdık. Ünlü sanatçı Hadise’nin ekibine girerek, sesinin güzelliğini tescillemesine şahit olduk. Her ne kadar düellolarda elense de ne müzikten ne de sahnelerden vazgeçmiş değil. 10 yaşındayken adım attığı sahnelerde fırtına gibi esmeye devam ediyor. Prensip gereği yaşadığı şehirde, yani İzmit’te sahne almasa da müzik aşkı uğruna Türkiye’yi bir uçtan bir uca dolaşıyor. Öylesine tutkun ki müziğe, gecenin bir yarısı uyandırılsa da istek şarkılara ‘hayır’ demiyor. O Ses Türkiye’den sonra katıldığı TRT Müzik’in yarışmasında da başarılı olan ve yaptığı besteye klip çekilen İlkim Aydın’ın hayalleri büyük. Harbiye’de sahne almak, single çıkarmak, bestelerinin güçlü sesler tarafından okunduğunu görmek istiyor. Gelin, İlkim Aydın’ın 10 yaşında başlayan sahne serüvenine birlikte göz atalım. İlkim Hanım, sizi tanıyalım mı? Aslen Amasyalıyım, 27 yaşındayım. Bundan 4 yıl önce annemle birlikte Kocaeli’ye yerleştim. Halam ve eniştem burada yaşıyordu, onları ziyarete geldiğimde Kocaeli’yi tanıma fırsatım olmuştu. İzmit’i çok beğendik ve burada yaşamaya karar verdik. Peki, ne zaman şarkı söylemeye başladınız? Aslında ben 10 yaşımdan bu yanadır sahnedeyim. Çocuk yaşta nasıl oldu bu? Tamamen tesadüf. Hikaye şöyle başlıyor; 10 yaşımda evin önünde oyun oynuyordum, dayım geldi. Dayım müzisyendi, o gün solistinin gelmediğini ve çok zor durumda kaldığını söyledi, ona eşlik etmemi istedi. Şarkı söyleyeceğim ortam genç kızların bir etkinliğiydi. İlk başta şoke oldum ama dayımı kırmadım. Annem de bize eşlik etti ve ilk sahnemi aldım. O günden sonra yaz aylarında dayımla birlikte sahneye çıkmaya başladım. O gün ne hissettiniz?

Çok heyecanlanmıştım. 2-3 tane şarkı biliyordum. Esra Özmen diye bir sanatçı vardı, onun şarkısını söylemiştim. O eğlenceden sonra dayım ‘İlkim, sesin çok güzel, gel birlikte çalışalım’ dedi. Bunun nasıl olabileceğini sordum. ‘Ben

sana bazı şarkılar dinleteceğim, onları ezberleyeceksin’ dedi. İlk öğrettiği şarkılar, Zeki Müren’in şarkılarıydı. Çok ağır şarkılardı, yavaş yavaş öğrendim. Tek bir şarkıyı öğrenemedim ve hala o şarkıyı söyleyemiyorum. Hangi şarkı bu? Selami Şahin’in ‘Alışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor’ şarkısıydı. Hala okuyamıyorum o şarkıyı. Hayatım boyunca da okuyamayacağım sanırım (gülüyor). Daha çok hangi şarkıları söylüyorsunuz? Kulağa hoş gelen her şarkıyı okuyorum. Ajda Pekkan’ın şarkılarını çok seviyorum. Bir anımı anlatayım. Çocukken Ajda Pekkan’ın şarkılarıyla uyurmuşum. O zaman bilgisayar yok tabii, annem televizyonda Ajda Pekkan’ın çıkmasını beklermiş beni uyutabilmek için. Bunun yanında Neşet Ertaş şarkılarını da keyifle dinliyorum ve okuyorum.

HAYAT ÇİZGİMİ BELİRLEDİ

İlkim Aydın, ilk sahne deneyimini 10 yaşındayken yaşamış.

İlk kez sahneye çıktığınızda neredeydiniz? İlk sahne deneyimimi Bartın’da yaşadım. Sahneye çıkarken çok utanmıştım. Neden? Arkadaşlarım gelip görecek diye. Çocukluk işte. Bazen de sahneye çıkmak istemiyordum, ağlıyordum. Aslında daha o dönemlerde dayım bana iyilik yapıyormuş. Benim hayatımın çizgisi o dönem belirlenmeye başlamış. Peki, bu konuda eğitim aldınız mı? Almadım. Üniversite zamanı ailemi bırakmak istemedim. Üniversiteyi de o yüzden Bartın’da okumayı tercih ettim. Orada konservatuvar yoktu, bu yüzden halkla ilişkiler bölümünü bitirdim. Aileme çok düşkünümdür. Annemle, dedemle ve anneannemle vakit geçirmeyi seviyordum. İyi ki öyle yapmışım çünkü dedem artık yok. En özel anlarımda ailem yanımda olsun isterim. Hiçbir özel günü ki sahnede değilsem arkadaşlarımla geçirmemişimdir, ailemle birlikteyimdir. Sadece dedem biraz teşvik etti, keman dersi aldım. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 23


MÜZİK İzmit’te sahne aldığınız yerler var mı? Yaşadığım şehirlerde sahne almayı çok fazla tercih etmiyorum çünkü bir özelliğiniz kalmıyor. Mesela Bartın’da yaşadığımda ilk sahne aldığım yer Zonguldak’tı, sonra Safranbolu ve Devrek oldu. Devrek’te sahne aldığım dönem Gaziantep’e gittim. Arapça-Türkçe şarkılar okudum. O dönem beni dinlemişler ve Kibariye ile sahne almamı istediler. 20’li yaşlarımdaydım, konser verebilecek kapasitede değildim ama verdim. Dayım, ben üniversitedeyken bu işi bıraktı, annemle ilerledim. Gaziantep’te beni dinleyen bir Arap kadın, İstanbul’daki teknesinde çıkmamı istedi. Bu teknede her akşam oryantal Didem ve bir Arap sanatçı sahne alıyormuş, bir de benim çıkmamı istedi. ‘Tamam’ dedim. Orada sahne yapmaya başladım. Bartın’dan gidip

Özer’in sesine benziyordu ve bize Zerrin Özer şarkısı verdiler. Ben de doğal olarak eleneceğimi biliyordum. Elendim ama şanımla elendim. Oynadım, zıpladım, sahne yaptım. Orada Ebru Gündeş bana ‘Ne kadar işveli, cilvelisin’ dedi. O Ses Türkiye’den sonra hayatınız nasıl değişti? Şöhretim arttı. Sahne aldığım yerler arttı. Genelde Yalova civarında sahne alıyorum. Şimdi Bursa tarafına ilerledim. Bir de bunun Anadolu tarafı var. Kendi memleketime gittiğimde mutlaka sahnesiz bırakmıyorlar. Bir de oradaki sahnelerim düğünüm gibi oluyor. Hep akrabalar, aileden insanlar oluyor mekanda. Yakında İstanbul’da sahnelerim başlayacak. Bir de O Ses Türkiye bana yetmedi ve yine annemin desteğiyle TRT Müzik’e başvurdum. O nasıl oldu?

YAKINDA BİR SINGLE ÇIKARACAĞIM. GÜZEL VE EĞLENCELI BIR ŞARKI OLACAK gelmek beni çok yoruyordu. Dedemin sayesinde bir araba aldım. Sürekli araba kullanıyorum, sahne yapıyorum. Annem yanımda ama her anlamda o da yoruluyor. Bunun üzerine Marmara Bölgesi’nde yaşamaya karar verdik. İşte o zaman direk İzmit’e geldik.

HADİSE’NİN EKİBİNE GİRDİM Gelelim sizi Türkiye çapında tanıtan O Ses Türkiye yarışmasına. Katılmaya nasıl karar verdiniz? Annem sayesinde. Zaten genelde o teşvik eder beni. Etrafımdaki herkes O Ses Türkiye’ye katılmamı isteyince, iki yıl önce başvuruda bulundum. Sahneye çıkmadan bir gece önce talihsiz bir kaza geçirdim. Sabaha kadar uyumadım, bu durum yarışmadaki performansımı etkiledi, yine de Hadise bana döndü. Minnettarım ona. Hadise’nin dönüşü ile çok mutlu oldum, gururlandım. Hangi şarkıyı söylediniz? Sezen Aksu’dan ‘Yazık’ şarkısını söyledim. İkinci turda elendim tabii. Şöyle bir olay oldu; partnerimin sesi Zerrin 24 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Beste yapıyordum, çok yetenekli olmasam da bir şeyler hissettiğimde mutlaka yazıyordum. TRT Müzik bir yarışma açmıştı, besteniz beğenilirse size ücretiz klip çekiyorlardı. Ben de bir beste yaptım ve TRT Müzik’e başvurdum. Anneme, ‘TRT beni niye beğensin, hadi anne senin için göndereyim’ dedim. TRT, en son ulaşabileceğim yer gibi geliyordu bana. Yolladım besteyi, ertesi gün aradılar, ‘Bestenizi bize satar mısınız?’ dediler. Şaşırdım tabii…

HEDEFİM; SINGLE Çok hızlı bir dönüş olmuş… Evet. Şarkıyı satın almak istediklerini söyleyince ‘Neden?’ diye sordum. ‘Çok güzel’ dediler. ‘O zaman ben söyleyeyim’ dedim. ‘Biz o kadar beğendik ki satın almak istiyoruz’ dediler. Ben de ‘Madem o kadar güzel ben söylemek istiyorum’ diye diretince, benden 15 günde şarkının aranjesini yaptırmamı istediler. O zaman ilk bestem, hatta şarkımın adı bile yok. 2016 Aralık’ın son haftasıydı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi vesilesiyle tanıştığım arkadaşım Mustafa Canbazlar aran-

je için yardım etti. Klip çekimine geçtik. -8 derecede, abiye kıyafetlerle bir klip çektik. Şarkının adı yok ve yönetmen Adem Doğan ‘Ne olacak şarkının adı?’ diye sordu. ‘Bilmiyorum’ dedim. ‘Sen Yoksan’ dedi bir anda ve öyle de oldu. Klibim TRT Müzik’te yayınlanıyor. Şimdi yine bir şey yapmam gerektiğini düşünüyorum ve bir single çıkarma hedefim var. Eskilerden güzel ve eğlenceli bir şarkı beğendim, onu yorumlayacağım. Şarkının ismi sürpriz olsun. Singleniz ne zaman çıkacak? Şarkının sahibiyle daha yeni görüştüm. Tamamen görüşmelerin sürecine bağlı. Ama singel’ı bu yıl çıkarmak istiyorum. ‘Sen Yoksan’ şarkısının hikayesini de dinlemek isteriz?


MÜZİK

. Ilkim Aydın’ın en büyük hayallerinden biri de Harbiye’de sahneye çıkmak.

Şöyle anlatayım; Instagram’dan sürekli mesajlar geliyor. Bir gün bir mesaj geldi. ‘İlkim değilsin ama sonum olsana’ diye. Dedim ki ‘İlkim bu sözü hemen not etmelisin’. Bu süreçte dedemi kaybettim. Annem ve babam ayrı olduğu için dedem benim için bir baba figürüydü. Bir de aynı sene içerisinde aile ve arkadaş çevremden toplam 15 kişiyi kaybettim. Yani bizim ailemizin ölüm yılı oldu 2015. Alt üst olduk. Şarkı sanki bir aşk şarkısı gibi ancak ben dedem öldükten sonra, onun için yazdım bu şarkıyı. Her dinlediğimde dedemi hatırlıyorum. Kaldı ki aşkı çok hafife alırım ben. Uğruna şarkı yazılacak kadar büyük bir acı değildir aşk acısı. Peki sanat yaşamınızla ilgili hedefiniz nedir?

Ben hep şarkı söylemek istiyorum. İnsanlar hep aynı beğeniyle, aynı duyguyla beni dinlesinler istiyorum. Harbiye’de sahne almak gibi bir hayalim var. Sonra bir de albüm yapmak istiyorum. Başka bestelerim de var, bu besteleri satmam yönünde teklifler geliyor. Bestelerimi sevdiğim bir sesten duymak da en büyük hayalim. En sevdiğiniz sanatçı kim? Sanat camiasında bir idolünüz var mı? Ajda Pekkan’ı çok beğeniyorum ve örnek alıyorum. Hakan Altun’la sahne yaptım. Onunla sahnede olmak benim için bir hayaldi, bu hayalimi gerçekleştirdim. Hep hayallerimi gerçekleştirerek gidiyorum. Çevrem ve beni dinleyenler sesimi çok beğenir. Gecenin bir saatinde arayıp ‘Bir şarkı söylesene’ diyorlar. Ve ben kim-

seyi kıramam. Uykudan uyanıp onlara şarkı söylerim. Son olarak unutamadığınız bir anınız var mı? Elbette. Bir gün Instagram’dan mesaj geldi. Mesajı yazanlar Lübnanlı müzisyenlerdi. ‘Sesiniz Ebru Gündeş’in sesine benziyor, beraber çalışabilir miyiz?’ dediler. Ciddiye almadım, nasılsa gelmezler diye kabul ettim. Bir ay sonra beni aradılar, ‘İstanbul’da EmREC Studio’da kayıt yapacağız, gel’ dediler. Şaşkındım, annem ve müzisyen bir arkadaşımla birlikte gittim, kaydı yaptık. ‘Tükeneceğiz’ şarkısına klip çekildi. Şu an bu klip Ortadoğu ülkelerinde yayınlanıyor. Yine Sezen Aksu’nun ‘Kaçak’ şarkısına da klip çektik ve o da yayınlanacak. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 25




ESTETİK

28 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


ESTETİK

Meme ucu simülasyonuyla

Eksik değilsiniz! Yakalandığı meme kanserini, 5 yıllık bir mücadelenin sonunda yenmeyi başaran ve bir göğsünü kaybeden Çiğdem Rençber, şimdi yaptığı meme ucu simülasyonuyla kendisiyle aynı kaderi paylaşan kadınların yüzünü yeniden güldürüyor RÖPORTAJ: ZEYNEP AKAR • FOTOĞRAFLAR: İSMAIL HAKKI TIMUÇIN

H

Çiğdem Rençber, meme ucu simülasyonu uygulamasını VM Medical Park Hastanesi’nde gerçekleştiriyor.

enüz 35 yaşındayken yakalandığı meme kanserinden zorlu bir tedavi süreci sonunda kurtulan Çiğdem Rençber, hastane koridorlarında geçirdiği sayısız günden birinde, kendi kendisine söz vermiş: “Eğer bir gün bu hastalığı yenersem, meme kanseri olan diğer hastalar için elimden gelen her şeyi yapacağım” Tedavisi sırasında göğsünün birini kaybeden Çiğdem Rençber, plastik cerrahiyle yeni bir göğse kavuşmuş olsa da bir kadın için meme ucu olmadan yaşamanın yarattığı ‘eksiklik’ duygusundan bir türlü kurtulamayınca, yaptığı araştırmalar sonunda ‘meme ucu simülasyonu’ yöntemiyle tanışmış. İşte bu tanışma, onun kendisine verdiği sözü tutmasının ilk adımı olmuş. Meme ucu simülasyonunu önce kendisine uygulayan Çiğdem Hanım, sonucun psikolojisi üzerindeki olumlu etkisini fark edince, uygulamanın eğitimini alarak meme kanseri nedeniyle göğsünü kaybetmiş diğer hastalara da yardımcı olmaya karar vermiş. O, şimdi yaptığı meme ucu simülasyonu uygulamasıyla kanseri yendiği halde ‘eksiğim’ duygusunu yenememiş, meme ucu olmadığı için kendisini kötü hisseden, bu nedenle özel hayatında sorunlar yaşayan pek çok kadının yüzünü yeniden güldürüyor. Bugüne kadar sayısız kadının eski özgüvenine yeniden kavuşmasına ve ‘tatamen iyileştim’ duygusunu yaşamasına yardımcı olan Çiğdem Rençber, aynı zamanda Kanserle Mücadele Derneği ile iş

birliği içerisinde çalışıyor. Meme kanseriyle mücadele konusunda derneğe ve hastalara her türlü desteği veren Rençber, her ay ekonomik durumu el vermeyen bir hastanın meme ucu simülasyonunu da ücretsiz yapıyor. Geçirdiği zorlu süreçte, hayata küsmek yerine benzer hikayeye sahip diğer insanların yaşamına sihirli dokunuşlar yapmayı seçen bu güçlü kadının hikayesini ilgiyle okuyacaksınız. Çiğdem Hanım, geçirdiğiniz bir rahatsızlıkla hayatınızın akışı değişmiş. Hikayeniz nasıl başladı? Bundan 5 yıl önce, 35 yaşındayken göğsümde bir kitle olduğunu farkettim. Doktora gittiğimde meme kanseri olduğum anlaşıldı. Öğrendiğimde, hastalık 3’üncü evresine girmişti. Ne hissettiniz? Hastalığımla yüzleştikten sonra ‘Ne yapabilirim?’ diye düşündüm ve bu işle alakalı en iyi doktoru ararken kendimi Kocaeli Üniversitesi’nde buldum. Sağlığımı emanet edeceğim doktorun kim olduğu benim için çok önemliydi. En iyisinin kim olduğunu anlamak için her gün sabah 08.00’den akşam 18.00’e kadar Kocaeli Üniversitesi’ne gittim. Hatta oradaki insanların dikkatini çekmemek için hastaneye bir gün saçlarımı yukarıdan toplayarak, bir gün eşofmanla, bir gün takım elbiseyle gittim. Oradaki hastaları dinleyerek, yaptıkları yorumlardan kendimce doktorların başarısını ölçtüm ve sonunda Prof. Dr. Zafer Utkan hocam ile tanıştım. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 29


ESTETİK Tedaviye kendisiyle mi devam ettiniz? Evet ama ona ulaşmak kolay olmadı çünkü muayene için 6 ay sonrasına gün veriyorlardı. Benim durumum ise acildi. Hastalığımdan ailem de dahil olmak üzere kimseye bahsetmemiştim. Üstelik, kimsenin sırasını almak, diğer hastaların hakkını gaspetmek de istemiyordum. Bir gün, bir arkadaşım aradı. ‘Çiğdem’ciğim, iyi misin? Seni rüyamda pek iyi görmedim, endişelendim. Her şey yolunda mı?’ dedi. İlk defa orada bağıra bağıra ağladım. Arkadaşıma durumu anlattım ve Zafer Hoca’ya bir türlü ulaşamadığımı söyledim. Sonra Zeynep geldi, hocamla beni birebir görüştürdü. Daha ilk muayenede doktoruma çok güvendim ve tedaviye başladık.

Çiğdem Rençber, her ay Kanserle Mücadele Derneği tarafından tespit edilen, ekonomik durumu yetersiz bir hastanın uygulamasını ücretsiz yapıyor.

30 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Nasıl bir tedavi süreci geçirdiniz? Zafer Hocam bana ‘Kızım, meme kadın için çok önemli bir unsur. Senin memeni alabilirim’ dedi. Ben de ‘İsterseniz ikisini de alın, umrumda değil; ben yaşamak istiyorum’ dedim. 28 ay boyunca. 6 ay kemoterapim, 17 ay Herceptin’im sürdü. Sağ göğsüm koltuk altı lenf bezlerimle beraber alındı. Daha sonra onkoloji başladı. Bu işler bittikten sonra da plastik cerrah Tonguç İşken ile tanıştım. Bir kadın olarak göğsünüzün alınmasından nasıl etkilendiniz? Meme kanserini yendikte sonra 8-10 kez ameliyat oldum. Plastik cerrahlar göğüsümü birebir aynısını yaptılar ama bir eksiklik vardı hayatımda. Memedeki o kahverengi, areola denilen kısmın diğer

göğüsünüzde olmaması sizi çok rahatsız ediyor. Giyinikken bir derece ama evde kendinize baktığınızda ya da banyo yaparken hep kendinizi eksik hissediyorsunuz. ‘Ben iyileştim’ hissini yaşamanıza mani oluyor çünkü orada tamamlanmamış bir şey var. Bir kadın için bundan etkilenmemek mümkün değil. Bunun bir çözümü yok mu? Cerrahiyle meme ucu yapılamıyor mu? Yapılabiliyor. Genital bölgeden doku alınıp direk meme ucu olarak göğse yapıştırılıyor ancak kanser tedavisi sırasında hastanelerden ve ameliyatlardan o kadar çok yorulmuş oluyorsunuz ki bir daha o süreci yaşamak çok zor geliyor.

KENDİME SÖZ VERMİŞTİM Peki başka bir yol? Var... Bu soruna nasıl bir çare bulabilirim diye araştırmalar yaparken meme ucunu yaptırabileceğim bir kişi buldum. İstanbul’da Feride Güner isimli bir hanım meme ucu simülasyonu yapıyordu. Ve siz de bu kişiyle görüşmeye gittiniz. Hemen gidip tanıştım. Feride Hanım, çok başarılı bir uygulamayla göğüs ucumu yaptı ve bu işlem yapıldıktan sonra kendimi çok iyi hissetmeye başladım. Artık her şey tamamdı. Peki, siz meme ucu simülasyonu yapmaya nasıl başladınız? Daha hastalığımı yeni öğrendiğimde, hastane koridorlarında şifa ararken kendi kendime ‘Eğer Rabbim bana müsaade eder de bu hastalıktan kurtulursam, kim benden meme kanseriyle ilgili yardım isterse asla geri çevirmeyeceğim’ diye söz vermiştim; bu sözü de tuttum. Bana ulaşan herkese yardımcı oldum, onları Zafer Hoca ile tanıştırdım. Meme ucum yapılınca da ‘Bu benim için ne kadar önemliyse diğer meme kanseri hastaları için de o kadar önemlidir; onlar için ne yapabilirim?’ diye düşündüm. Benimle aynı durumdaki hastalara faydalı olabilmek için önce Feride Hanım’dan, daha sonra da dünyada bu işin en iyisi olan İsrailli bir hocadan bire bir eğitim ve sertifika aldım. Şu anda Türkiye’de bu işi yapan 5 kişiden birisiyim.


ESTETİK Şimdi biraz işlemden bahsetmek istiyorum... Meme ucu simülasyonu tam olarak nedir? Kök boyaların, kalıcı makyaj yöntemiyle yani mikro iğnelerle göğüs ucu şeklinde deri altına enjekte edilmesi. ‘Dövmeyle arasındaki fark nedir?’ diye soracak olursanız; dövmede kanserojen maddeler vardır ve lazerle işlem yaptırmadığınız sürece sizinle beraber ölünceye kadar deri altınızda kalır. Bu işlem ise kanserojen madde içermez. Kullanılan kök boyalar yurt dışından geliyor ve Yeditepe Üniversitesi’nin de onayı var. Yaptığınız uygulamayı gördüm. Meme ucunu sadece dövme şeklinde değil, 3 boyutlu ve gerçeğinden ayırt edilmeyecek şekilde çalışıyorsunuz... Evet, işlem bittikten sonra simülasyon ve gerçek meme ucu birbirinden ayırt edilemeyecek kadar aynı oluyor. Bu, hastalar için çok önemli. Özellikle kadın hastalar için meme ucu, psikolojiyi çok etkileyen bir unsur. Örneğin, akademisyen bir hanım, hastalığını yendikten sonra 7 yıl psikolojik tedavi görmüştü. 12 yaşında bir kız çocuğu

yapan çok önemli bir unsur. Bazı eşler var bu konuda inanılmaz duyarsız olabiliyor, bu durum kadını daha da incitiyor.

DERNEKLE BERABER ÇALIŞIYORUZ Meme ucu simülasyonu ağrılı bir işlem mi? Kişinin ağrı eşiğine göre değişiyor. 5 yıl içerisinde göğüsünü tamamen aldıran insanlarda his kaybı olduğu için hiç hissetmeyenler de var. İşlemden önce anestezi kremi kullanıyorum. Böylece hasta acı hissetmiyor ve problem yaşamıyoruz. Meme ucu simülasyonuyla başarılı sonuçlar elde ediliyor.

Üniversitesi’nde Prof. Dr. Zafer Utkan ve Kanserle Mücadele Derneği ile beraber çalışıyoruz. Ekonomik durumu yetersiz olan hastalar arasından onların seçtiği bir kişiye meme ucu simülasyonu yapıyorum. Keşke boya ve kullanılan iğneler konusunda bizi finanse eden biri olsa da daha çok hastaya yardımcı olabilsem.

HAYATLARINA DOKUNMAK İSTİYORUM Aynı sıkıntıları yaşamış birisi olarak, uygulamayı yaparken nasıl hissediyorsunuz? İşlemi yaparken çok hassas davranıyorum çünkü aynı yollardan ben de geçtim. Ne hissetiklerini çok iyi biliyorum. Nasıl doktorum Prof. Dr. Zafer Utkan, onkoloji doktorum Özgür Açıkgöz, plastik cerrahım Tonguç İşken hayatıma sihirli dokunuşlar yaptıysa ben de onların hayatlarına dokunmak istiyorum. Biz bir ekibiz. Bu işi gönüllü olarak yaptığım için inanılmaz mutluyum. Ücretsiz meme ucu simülasyonu yaptırmak isteyenler hastalar size nasıl ulaşıyor?

IŞLEM BITTIKTEN SONRA SIMÜLASYON VE GERÇEK MEME UCU BIRBIRINDEN AYIRT EDILEMEYECEK KADAR AYNI OLUYOR vardı. İki memesinin ucunu da yaptık. Daha sonra kendisinden şöyle bir e-posta aldım: ‘Meme ucunun benim için önemli olmadığını düşünüyordum ve psikolojik tedavi alıp tekrar başa dönüyordum. Karanlıkta giyinip soyunuyordum. En önemlisi artık kızımla birlikte, atletsiz banyo yapabiliyorum. Size minnettarım.’ Bu paha biçilemez bir şey. Kadınların psikolojisinde eşlerin tepkisi de çok önemli, değil mi? Kesinlikle, çok önemli. Kadın meme kanserinden dolayı göğüsünü kaybetmiş, kemoterapiler atlatmış, güzelliğinden ödün vermis, kaşı-kirpiği dökülmüş, saçı kalmamış. Plastik cerrahlar tarafından gögüsü yapılmış ama ucu yok. Bu durumda kendisini eksik hissediyor. İnsanın kendine olan saygısı, özgüveni çok önemli. Cinsellikte de göğüs, kadını kadın

İşlem, en fazla bir saat içerisinde tamamlanmış oluyor. Uygulamanın kalıcılığı nasıl? Kök boyaların 2,5 yıl ila 5 yıl arasında vücutta kalma özeliği vardır. 18 ila 35 yaş arasında hücreler yenilenmeye devam ettiği için boya deri altından atılabiliyor. Ancak 30 yaşından sonra östrojen hormonu azaldığı için ve insanlar menopoza girdiklerinden dolayı hücreler yenilenmiyor; yapılan işlem ömür boyu kalıyor. Vücudunuzda herhangi bir reaksiyon yapma şansı hiç yok. Bu işi profesyonel olarak yapıyorsunuz ama sosyal sorumluluk anlamında yardımcı olduğunuz kişiler de var, değil mi? Evet, her ay meme kanserinden dolayı göğsünü kaybetmiş bir kadına, uygulamayı ücretsiz yapıyorum. Bu konuda Kocaeli

Ücretsiz olarak uygulama yaptırmak isteyen, ekonomik gücü olmayan kişiler önce Kanserle Mücadele Derneği’ne başvurmalı. Ücretsiz uygulamayı Kocaeli Kanserle Mücadele Derneği’nin seçtiği, gerçek ihtiyaç sahibi kişilere yapıyorum. Peki, bu işi ücreti karşılığında yaptırmak isteyen kişilerle nasıl iletişim kuruyorsunuz? Instagram ve Facebook hesaplarım üzerinden bana ulaşabilirler. Uygulamalarımı İzmit’te VM Kocaeli Medical Park Hastanesi’nde yapıyorum. Her gün sabah 08.00’den akşam 18.00’e kadar hastanedeyim. Meme ucu simülasyonunun dışında onkoloji hastalarına da yardımcı oluyoruz, destek veriyoruz. Türkiye’nin her yerine gidebilirim ama işlemi mutlaka hastane ortamında steril şartlarda yapıyorum. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 31


KOKORECIN KITABI YENIDEN YAZILIYOR

MAÇKA KOKOREÇ

32 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


İlimizin başarılı işletmecilerinden Yüksel Mandıralı, yeme-içme sektöründeki 23 yıllık tecrübesiyle yepyeni bir markaya imza attı. Maçka Kokoreç, yemek kültürümüzün en iddialı lezzetlerinden biri olan kokorecin kitabını yeniden yazıyor RÖPORTAJ: ZEYNEP AKAR • FOTOĞRAFLAR: İSMAIL HAKKI TIMUÇIN

Maçka Kokoreç, ürünlerinin lezzeti ve kalitesiyle olduğu kadar, konseptiyle de iddialı. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 33


İzmir usulüyle yapılan Maçka Kokoreç, porsiyon olarak ya da ekmek arasında servis ediliyor.

Ş

işe sarılarak kömür ateşinde pişirilmiş, şöyle bol kekikli mis gibi kuzu kokorece kim ‘hayır’ diyebilir ki? Yemek kültürümüzün en iddialı kalemlerinden biri olan kokoreç, pek çok kişi için günün her saatinde tüketilebilecek, vazgeçilmez bir lezzet. Ve artık Kocaeli’de, kokoreç konusunda Türkiye markası olmak için yola çıkmış, bu lezzetin kitabını baştan yazmaya kararlı bir mekan var: Maçka Kokoreç. Kendisi de iflah olmaz bir kokoreç tutkunu olan başarılı işletmeci Yüksel Mandıralı, hiçbir yerde beklentisini karşılayacak lezzette kokoreç bulamayınca, yeme-içme sektöründeki 23 yıllık tecrübesiyle yepyeni bir marka yarattı ve

Maçka Kokoreç’i hayata geçirdi. “Kokoreç konusunda Kocaeli’de ciddi bir açık vardı” diyen Mandıralı, Maçka Kokoreç’in kuruluş öyküsünü şöyle anlatıyor: “İlimizde kokoreç yapan çok sayıda dükkan olmasına rağmen bu konuda kendisini geliştiren, daha iyisini yapmak için çaba sarf eden bir mekan yoktu. Kokoreci çok seven birisi olarak, kokorece hem lezzet hem de işletme anlamında farklı bir bakış açısı, yeni bir soluk getirmek istedim ve Türkiye’nin kokoreç markası olmak üzere yola çıktım.”

İZMİR USULÜ KOKOREÇ Yüksel Mandıralı, Maçka Kokoreç markasını oluşturmadan önce bir yıl süren

Maçka Kokoreç, güler yüzlü ve enerjik ekibiyle de fark yaratıyor.

ciddi bir araştırma sürecinden geçmiş. İşe, kokorecin başkenti olan İzmir’e gitmekle başlayan başarılı işletmeci, burada ülkemizin en ünlü kokoreççisi Asım Usta’dan işin inceliklerini öğrenmiş. Mandıralı bu süreci, “Uzun süre kokoreç üzerine araştırma yaptım. Bu işin en iyileriyle bağlantılar kurdum, onların desteğini aldım, en iyi kokorecin nasıl yapıldığını öğrendim. Daha sonra da kendi kokoreç tarifimi oluşturdum. Maçka Kokoreç’in kokoreçleri, Balıkesir’de üretiliyor ve burada pişiriliyor” cümleleriyle anlatıyor. Kokoreci, İzmir usulüyle yapan Maçka Kokoreç’in en büyük özelliği, gerçek süt kuzusuyla ve hiç yağ kullanılmadan yapılıyor olması. Kokoreçler tam da süt kuzusu mevsiminde alınıyor, lezzetin yıl boyunca aynı kalması için önceden stoklanıyor. Maçka Kokoreç, hiçbir yağ katkısı olmaksızın çöz kullanılarak sarılıyor. Maçka Kokoreç’te, kokoreç tamamen İzmir usulüyle, içine domates ve biber eklenmeden, sadece kömür ateşinde pişiriliyor. Izgarada nar gibi kızaran kokoreçler arzuya göre sıcacık, çıtır çıtır ekmeklerin arasında ya da porsiyon olarak servis ediliyor.

BALIKESİR ATOMU DA VAR Mekanın menüsünde, kokoreç tutkunlarının çok iyi bildiği iki kokoreç çeşidi daha var: Balıkesir atomu ve İzmir atomu. Kokorecin fındık ve boğazlık ile yapı34 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


LEZZET DURAĞI

Maçka Kokoreç’te, süt kuzusu ve çöz ile yapılan kokoreç, kömür ateşinde pişiriliyor.

Maçka Kokoreç’in ekmekleri her zaman sıcacık ve çıtır çıtır.

lan bir türü olan İzmir atomu, İzmir’de Asım Usta tarafından yapılarak Maçka Kokoreç’e gönderiliyor. Yüksel Mandıralı, Balıkesir atomu için ise “İzmit’te ilk defa satışa sunulan Balıkesir atomu çok özel bir tat. O kadar lezzetli ki ekmek arasında değil, tadına varılarak porsiyon şeklinde yenmesini öneriyoruz” diyor. Maçka Kokoreç, kokoreç konusunda çok iddialı olsa da kokoreçle barışık olmayanları da düşünmüş. Mekanın menüsünde kokoreç çeşitlerinin yanı sıra midye dolma, tavuk pirzola, yaprak ciğer, sucuk ve köfte de var. Kokoreç sevmeyenler, özellikle yaprak ciğeri mutlaka denemeli. Maçka Kokoreç’te tatlı olarak ise nefis fırın sütlaç ve Kemalpaşa tatlısı var ancak menünün tartışmasız yıldızı, Kocaeli’de sadece Maçka Kokoreç’te bulabileceğiniz Argelato markalı dondurma.

Mekanda, en fazla rağbet gören ürünlerden biri de midye dolma. Argelato markalı dondurma, tadanlarda alışkanlık yaratıyor.

Maçka Kokoreç, işletme sahibi Yüksel Mandıralı’nın özel tarifiyle, Balıkesir’de üretiliyor.

EN KALİTELİ DONDURMA Yüksel Mandıralı, Maçka Kokoreç’i açarken, Türkiye’nin en kaliteli dondurma markası olan Argelato’nun Kocaeli bayiliğini de almayı ihmal etmemiş. Gerçek meyve, çikolata, vanilya ve doğal sütle üretilen; katkı maddesi ve aroma içermeyen; içinde en az yüzde 40 oranında meyve bulunan Argelato dondurmanın bütün çeşitleri, nefis. Maçka Kokoreç’te şu anda 16 farklı lezzette satışa sunulan Argelato dondurma, özellikle fındıklı, limonlu, Antep fıstıklı, incirli, ahududulu ve bisküvili çeşitleriyle büyük ilgi görüyor. Maçka Kokoreç, ürünlerinin lezzeti ve

kalitesiyle olduğu kadar, konseptiyle de iddialı. Mimar Mehmet Şentürk’ün imzasını taşıyan şık dekorasyonuyla fark yaratan mekanda, kullanılan servislerden personel kıyafetlerine kadar her şey özel tasarım. İşletme sahibi Yüksel Mandıralı, dekorasyona özellikle önem verdiklerinin altını çizerek, şunları söylüyor: “Maçka Kokoreç, spor çizgilerle tasarlandı; kaliteli ve tarz sahibi bir mekan oldu. Şu anda Türkiye’de, salon olarak bu konseptte bir kokoreççi yok. 236 metrekare kapalı, 100 metrekare açık alanı bulunan mekanımız, 100 kişiyi aynı anda ağırlayacak kapasiteye sahip.”

Yuvam Akarca mevkiindeki Yıldız Konutları’nın altında hizmet veren mekan, her gün 12.00-03.00 saatleri arasında açık. Maçka Kokoreç’in İzmit’in her noktasına paket servis hizmeti de bulunuyor. Eğer sizin de canınız günün herhangi bir saatinde kokoreç çekerse, Maçka Kokoreç’in şık mekanına uğramanız ya da bir telefonla sipariş vermeniz yeterli.

İLETİŞİM Adres: Alikahya Cumhuriyet Mahallesi Albay Karaosmanoğlu Cad. Yıldız Konutları AVM No:11/26, İzmit Telefon: (0262) 313 00 33 www.mackakokorec.com.tr ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 35


KAPAK KONUSU

36 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


KAPAK KONUSU

Eksioglu ailesinin yeni nesil patronu

YAKUP EKŞI EKŞIOĞLU AILESININ YENI NESIL PATRONU YAKUP EKŞI, AILESINDEN, IŞINDEN, EŞINDEN ÖYLESINE MEMNUN VE MUTLU KI ‘HER ANLAMDA HAYALIMI YAŞIYORUM’ DIYOR RÖPORTAJ: SERPIL ÇOLAK

G

enç, dinamik, çalışkan, başarılı bir iş adamı. Aile bağlarına önem veren, karısına çok aşık, iki evladına tutkun bir baba. Çalışanlarıyla sıcak ve samimi ilişkiler kuran, yüreği sevgi dolu bir patron. Babası Sefer Ekşi’den aldığı bayrağı çok daha yukarılara taşımayı başarmış bir girişimci. 350 bin kişilik Ekşioğlu sülalesinin mensuplarından biri olsa da mütevazılığı elinden bırakmayan bir centilmen Yakup Ekşi… Hayat felsefesini ‘sevmek ve sevilmek’ üzerine kuran Yakup Ekşi ile 14 Şubat Sevgililer Günü öncesinde bir araya geldik. Yakup Bey hem iş hem de özel hayatının kapılarını Kocaeli Life’a açtı. Ve ortaya ‘Allah herkese böyle bir aşk nasip etsin’ dedirten bu röportaj çıktı. ‘Nazar değmesin’ diyerek sizleri Yakup Ekşi ile baş başa sırakıyoruz. Keyifli okumalar… Yakup Bey, 350 bin kişilik Ekşioğlu sülalesine mensup olmak nasıl bir duygu? Evet, büyük bir aileyiz. Bu durum daha çocukken insana bir özgüven kazandırıyor. ‘Büyük bir aileyiz’ düşüncesi rahatlatıyor. Bir de 350 bin kişilik ailenin içinde babanız hatırı sayılır, saygı duyulan bir insansa farklı bir gurur duyuyorsunuz. Kalabalık bir yere; düğünlere, derneklere, festivallere gittiğimizde ‘Sen, Sefer Bey’in oğlu musun?’ dediklerinde hem gururunuz okşanıyor hem özgüveniniz yükseliyor. İster istemez babaya karşı tatlı bir korku da oluşuyor. Onun gücünün yarattığı tatlı bir korku… Büyük aileyi seviyorum. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 37


KAPAK KONUSU Ekşi soyadının avantajlarının yanı sıra dezavantajları da oluyor mu? Küçük bir kasabada yaşasanız, bir akrabanızın neden olduğu olumsuzluk size de mal edilebilir ama genel olarak bizim böyle problemlerimiz olmadı. Evet, büyük ailelerde, Ekşioğlu ailesi için söylemiyorum, zaman zaman ufak tartışmalar büyüyebilir, taraflar oluşabilir, tatsızlıklar yaşanabilir. Mutlaka zorlukları vardır ama ben bu zorlukları yaşadığımı söylersem, yalan söylemiş olurum. Büyük ailenin zorluklarına bakarsak güzellikleri daha fazla.

YİNE BU İŞİ YAPARDIM Ekşioğlu sülalesi, özellikle yapı ve inşaat sektöründe Türkiye’nin ünlü müteahhitlerini çıkararak adını duyurmuş. Siz de aynı sektördesiniz. Ekşioğlu sülalesine mensup olmasaydınız da bu işi yapar mıydınız? Kısacası, Yakup Ekşi ne olmak isterdi? Ben kendimi bildim bileli inşaat işinin içindeyim. Muhtemelen ailem beni böyle yönlendirdi. Başka bir tarafa eğilimim olup olmadığını bile bilmiyorum. ‘Başka bir iş yapmak ister miydin?’ diye sorsanız, ‘Hayır’ derim. İnşaat yapmaktan, ticaretle uğraşmaktan memnunum. Kendim de inşaat mühendisiyim zaten. ‘Hayalinizde ne vardı?’ derseniz, ben zaten hayalimi yaşıyorum diye düşünüyorum. Allah herkese nasip eder mi bilmiyorum ama her anlamda hayalimi yaşıyorum. Sonuçta kurulu bir düzen var. Günün birinde işlerin başına geçmenizi isterlerdi herhalde. emek ki beni böyle yönlendirmişler. Bana sorulduğunda ‘inşaat mühendisi’ olacağım diyordum. Sanki başka meslek ihtimali yoktu. Düşünüyorum, memnun muyum, evet. Bina yapmak güzel. Önünden geçerken bakıyorsun orada bir anın var, çalıştığın akşamlar var, terlediğin geceler var. İzmit’te Sefer Bey ciddi projeler yapmış. Mesela Adliye Sarayı’nın önünden geçerken ‘Bunu babam yaptı’ diyorum, gururlanıyorum. Hele ki yaptığınız binaların içinde mutlu insanlar varsa, çok daha güzel. Şimdilerde konut ve villa yapıyoruz. Bir binadan daha da ötesi insanlara sıcacık yuvalar inşa ediyoruz. İçinde mutlu, huzurlu yaşadıkları yuvalar. Bundan haz duyuyorum.

tatillerinde şantiyede çalışırdım. Hatta ilkokuldayken bile babam beni şantiyelere götürürdü. Şantiyede bekçi köpekleri olurdu, onları sever, oyunlar oynardım. Ekcan içinde tam anlamıyla çalışmaya başlayalı 6 yıl oldu, 4 yıldır da yönetimdeyim. Bir inşaat mühendisi olarak saha hakimiyetim vardır. Zaten inşaat mühendisleri ikiye ayrılır. Sahada olmayı tercih edenler, ofiste çalışanlar. Ben hiçbir zaman ofiste çalışan inşaat mühendisi olamazdım. Sahada olmayı seviyorum. Ekcan İcra Kurulu Başkanısınız. İnşaat dışında da faaliyet gösterdiğiniz sektörler var. Turizm, otomotiv, yapı malzemeleri gibi. Hepsiyle ilgileniyor musunuz? Bizdeki sistem şu: Faaliyet gösterdiğimiz her sektörde uzun yıllardır bizimle çalışan müdürlerimiz, müdür yardımcılarımız, sorumlularımız var. İnşaat sektöründe, otomotivde, yapı malzemelerinde, otelimizde genel müdürlerimiz, müdür yardımcılarımız var. Sonuçta hepsi bana bağlı ama karar verme yetkileri var. Kendi kararlarını kendileri verirler, sonuçlarına da ciddi anlamda katlanırlar. Esasında kurumsal bir yapı değiliz, aile şirketiyiz. Ve ben aile şirketlerini seviyorum. Aile şirketleri çok hızlı karar verir, hızlı hareket edebilir. Ömürleri çok uzun olmaz ama bu kader değildir. Yani düzeltebileceğiniz bir şey. O anlamda baktığımızda da ben babamdan dolayı şanslıyım çünkü bizim genel müdür ve genel müdür yardımcılarının çoğu babamdan miras bana. Ben 33 yaşındayım, benim 34 yıllık müdürüm var.

Kurumsal bir yapı değiliz, aile şirketiyiz. Ve ben aile şirketlerini seviyorum

D

BABAMDAN MİRAS İş hayatına atılalı kaç yıl oldu? Nereden başladınız? Bu noktaya gelene kadar neler yaşadınız? Üniversiteyi bitirdikten sonra eğitim için yurt dışına gittim. Döner dönmez de askerliğimi yaptım. Askerden geldiğimde şantiyede işe başladım. Aslında üniversitede okurken de yaz 38 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

SEFER BEY KARIŞMAZ Siz işin başına geçtikten sonra Sefer Bey kendisini emekliye mi ayırdı? Sefer Bey yönetim kurulu başkanıydı ama politikayla ilgilendiği için şirketi Recep Bey yönetiyordu. Sefer Bey ve Recep Bey ayrılma kararı almadan önce ben Sefer Bey’in yerine vekaleten bakmaya başladım. Ayrılma kararı alınınca da Ekcan Şirket Grubu’nu tabiri caizse böldük, paylaştık. Sefer Bey de emekliye ayrıldı ama sağ olsun bir telefonumuzda yanımızda. Hiç karışmıyor mu? Hiç karışmıyor ama dayanışma halindeyiz. Mesela ben yurt dışına çıkarken şirketi Sefer Bey’e emanet ediyorum. Eskiden gelme bir kudreti, gücü var. Yurt dışından şirketi aradığımda ‘Sefer Bey burada’ diyorlar. Anlıyorum ki yokluğumda şirketi boş bırakmıyor. Ben varken kesinlikle karışmıyor, karışmak da istemiyor sanırım. Ama onun tecrübesinden mutlaka yararlanıyorsunuz. Sürekli yararlanıyoruz. ‘Bir şey soracağım, bir şey söyleyeceğim’ diye sürekli odasındayım. Bazen cevap vermiyor, bazen ‘şöyle yap’ diyor. Bazen ‘Sen git, kendi işini kurtar’ diyor. Ama sürekli tepesindeyim.


KAPAK KONUSU

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 39


KAPAK KONUSU UMREYE GİDİYORUZ Aile şirketlerinde büyüklerin tecrübesi, gençlerin dinamizmi ile harmanlanınca ortaya güzel sonuçlar çıkıyor. Siz yönetimi devraldıktan sonra ne gibi gelişmeler oldu? efer Bey’in şirketi getirdiği nokta ile bir oranlama yapacak olursak, Yakup Ekşi 200 yıl da çalışsa onun yaptığını yapamaz. Sefer Bey çok ileri görüşlü. Belki de zamanın avantajlarından çok iyi yararlanmış. Şimdiye baktığımızda 3 yıldır Türkiye’de ekonomik bir dengesizlik var. Kriz değil, dengesizlik var. Bunu mahalle bakkalı da hissediyor, çok büyük holdingler de ev hanımları da. Kendim için söylemiyorum ama yeni nesil yöneticiler, yatırımcılar için ayakta kalmak çok yorucu. Bu konuda çok mütevazı olamayacağım, faaliyet gösterdiğimiz sektörlere baktığımızda 4 yıldır para kazanmakla kalmamışız, arttırmışız. Bu Yakup Ekşi’nin eseri midir? Değildir çünkü çok güzel bir ekibim var. Beni benden daha fazla düşünen, şirketi bazen kendi ailesinin üstünde gören bir yönetim kadrom var. Ben onlara çok düşkünüm, onlar da bana. Hepsini çocukluğumdan beri tanıyorum ve çok seviyorum. Sadece yönetim kadrosu değil diğer çalışanlarımız da çok eski ve istikrarlı. Onlar da yönetim kadrosuna tam destek veriyor. Şanslıyız. Ekcan Grup olarak baktığımızda elimizdekinin değerini, kıymetini bildiğimizi düşünüyorum. İnsan kaynağımıza kaynak değil, insan gibi bakıyoruz. Onlarla yaptığım her şeyden keyif alıyorum. Birlikte paintboll’a gidiyoruz, futbol oynuyoruz. Onlardan birinin çocuğu olunca çok mutlu oluyorum, biri hasta olduğu zaman ben de üzülüyorum. Bunun sebebi kurumsallık değil, aile şirketi olmamızdan kaynaklanıyor. Aile şirketinde, aile fertlerinin dışında birilerinin yöneticilik yapması, uzun yıllar çalışması zordur aslında. Biz, insanları kendimize alıştırıyoruz, ailenin içine dahil ediyoruz ve onların ailesinin içine de giriyoruz. Sefer Bey biraz daha mesafelidir ama ben böyle yaşamayı seviyorum. Türkiye geneline nazaran keyifli bir sene geçirince bunun karşılığında ödül olarak ne yapalım diye düşündük. Yönetim kademesinde oylama yaptık, erkekler umreye, kadınlar Avrupa’ya gitmek istedi. Umreye ben de daha önce gitmemiştim. Kısmetse önümüzdeki ay gideceğiz. Umre ziyareti hepimiz için çok özel ancak ben orada selam verirken solumda 35 yıllık Kemal ağabeyimi, sağımda 20 yılık Mustafa Nuri’yi göreceğim, benim için çok daha anlam kazanacak. Bir de babam gelse, bir o kadar güzel olurdu. Bu gezi beni çok heyecanlandırıyor. İş hayatından bahsederken biraz da yeni projelerden konuşalım mı?

S

İnşaat sektöründe durmadan ama gözlerimizi de kapatmadan emin adımlarla ilerliyoruz. İzmit’te devam eden projelerimiz olduğu gibi ortak giriştiğimiz projeler de var. OPARK projesini hayata geçirmek üzere yola çıkan KOYAŞ’ın ortaklarından biriyiz. İzmit’te Ekcan’ın ciddi bir arsa stoğu var. İstanbul’da ise daha önceden belirlediğimiz 4 bölgede projelerimiz başladı, ikisi yaza kadar bitmiş olur. Turizmde markamıza biraz daha önem veriyoruz. Sahibi olduğumuz Kefaluka Otel’de bazı sürprizler yaptık. Otomotiv bizim en eski işlerimizden biri, aynı hızda devam ediyor. Ekcan Otomotiv olarak bölgemizde hem satış hem satış sonrasında Türkiye birinciliğini aldık. Açıkçası 3 senedir alıyoruz.

ÜZERİMDE BASKI HİSSEDİYORUM Gelelim özel hayatınıza. Ekşi soyadı sizi kısıtlıyor mu? İstediğiniz her şeyi yapabiliyor musunuz? Samimi olmak gerekirse Ekşi soyadı değil de herkes gibi ben de zaman zaman sosyal hayatta kendimi kısıtlıyorum. Bunun nedeni Ekşi soyadı değil ama. İzmit küçük bir şehir, herkes her şeyi biliyor. Yanlış anlayabilirler düşüncesiyle biraz daha dikkat ediyorum ama bu durum beni rahatsız etmiyor çünkü ben çocukluğumdan beri dikkat etmeye çalışıyorum. Sadece ben değil ailem de öyle. Bir de Sefer Ekşi’nin oğlu olmak var. Babam duyarsa durumu… Sefer Bey çok özgürlükçü bir adamdır. Kurallarını bildiğimiz için esnetmeye çalışmayız. O da sizi rahat bırakır. Sefer Ekşi’nin oğlu olmak keyiflidir ama insanın üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Ondan daha iyi ne yapabilirim diye düşünürsünüz ve bu durum insanı yorar. Babası Yakup Ağa, Sefer Bey ile çok gurur duyuyordu, ben de babam benimle gurur duysun istiyorum, baskının nedeni bu. Sefer Ekşi’nin oğlu olmak zor diyorsunuz. or bir insan ama mükemmel bir adam. Harika bir koca, harika bir baba, süper üstü bir dede. Ahlaklı, akıllı, zeki, ince ruhlu bir politikacı. Olağanüstü bir ticaret adamı. Çok ileri görüşlü. Bunları babam için bir çırpıda söylerken kendim için söyleyemem. O nedenle üzerimde bir baskı oluyor. Sefer Bey belli çizgileri olan bir insandır ama hayatımın hiçbir döneminde bana baskı yapmadı. Ben de baskı yapması gereken bir hayat yaşamadım.

Sefer Ekşi’nin oğlu olmak keyiflidir ama insanın üzerinde büyük bir baskı oluşturur

40 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Z

LİSEDE TANIŞTIK Gözlerden ırak bir yaşantınız var zaten. Eşim de İstanbul’da ticaret yaptığı için orada yaşamayı tercih ettim. Uzun yıllar kurumsal firmalarda çalıştıktan sonra, çocukların ardından eşim de kendi işini kurmayı ter-


KAPAK KONUSU cih etti. Şu anda İstanbul Ataşehir’de çocuk spor ve aktivite merkezi My Gym’in yatırımcı ve işletmeciliğini yapıyor. Ben haftanın en az 4-5 günü İzmit’teyim ama güne çok erken başlıyorum. Sabah 06.00’da evden çıkıyorum, erken saatte spor yapmaya çalışıp, en geç saat 08.00’de işimin başında olmaya özen gösteriyorum. Aile bağlarınızın da çok kuvvetli olduğunu biliyorum. kız, 2 erkek toplam 4 kardeşiz. Annem ve kardeşlerim her zaman, her kararımın arkasındadır, her zaman desteklerini hissederim. Kız kardeşlerim İstanbul’da yaşıyor. Bir yıl kadar önce kız kardeşim bana dayılık duygusunu da tattırdı, babalık kadar heyacanlı bir duygu, Defne Lila adında bir kızımız daha oldu. Erkek kardeşim Kaan, bu yıl üniversite sınavına girecek, yoğun bir ders temposu içerisinde ama başaracağından eminim. Biz birbirine çok bağlı bir aileyiz. Sürekli birbirimize zaman ayırmaya çalışıyoruz. Sıklıkla tüm aile Sefer Bey’in evinde bir araya geliyor. Torunlar dedelerine çok düşkün, Sefer Bey de bir dediklerini iki etmiyor. Çok keyifli vakit geçiriyoruz. Eşinizle tanışma hikayenizi de merak ediyorum. Tuğçe ile liseye dayanan bir arkadaşlığımız var. Ben kolejden, Kocaeli Anadolu Lisesi’ne geçiş yapmıştım. Tuğçe de orada okuyordu. İlk gördüğümde tavrı, özgüveni, güzelliği çok hoşuma gitti. Lisede aynı sınıfa gitmeye başladık, arkadaş olduk. Daha o zaman biliyordum harika bir eş olacağını. İlk gördüğümde arkadaşlarıma Tuğçe’nin ileride evleneceğim kişi olduğunu söylemiştim, ciddi olduğumu düşünmemişlerdi herhalde :)

2

İLK GÜNDEN BERİ AŞIĞIM Liseden sonra? Lise son sınıfta ben Ankara’ya gittim, daha az görüşmeye başladık tabii ama hiç kontağı koparmadım. Liseden sonra her ikimiz de üniversite için İstanbul’a gittik. Üniversitede iken tekrar görüşmeye başladık. Aynı şehirde yaşadık, ortak arkadaşlarımız oldu. Birlikte bir yerlere gittik, gezdik, dolaştık derken sonrasında ve çok şükür sonunda ilişkimiz başladı. Kaç senedir evlisiniz? 5,5 yıllık evliyiz ama ilk tanışmamızın üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. Bana 5,5 yıl değil 20 yıl daha önemli geliyor. Sonuçta ilk gördüğümden beri aşığım eşime. Bu nasıl bir aşk? Allah herkese nasip etsin ama milyarda bir gelir. Benim yaşadığım aşk, sevgi başka. Allah aşkı, aile sevgisi, bir de eşimin

sevgisi… Karşılaştırma yapamıyorum. Ben çocuklarıma da Tuğçe’ye de tutkunum.

EŞİM, BENİ TAMAMLIYOR Sizin aşk tarifiniz nedir? Ben bunu daha önce yaşamadığım için bana ‘Aşk nedir?’ derseniz, ‘Tuğçe’ derim. ‘Eşim’ derim. Tarifi nedir bilmiyorum. Daha önce kimseyi beğenmemişim, istememişim. Tuğçe’yi gördüm, ‘budur’ dedim. Beraberiz ve şükür çok mutluyuz. İlişkinizi besleyebilmek için ne yapıyorsunuz? Her konuda bol bol sohbet ediyoruz, seyahat ediyoruz, yeni yerler görüyoruz, çocuklarımız Ece ve Sefer Eren ile kaliteli zaman geçirmeye özen gösteriyoruz, arkadaşlarımızla vakit geçiriyoruz. Benim “Allah en az benim kadar mutlu etsin” diye bir duam vardır. Ben çok mutluyum çünkü. O yüzden de Allah herkesin karşısına güzel insanlar çıkarsın, birbirleriyle uyum içinde olsunlar istiyorum. Eşim beni olduğumdan daha güzel, iyi bir insan yapıyor. Onunla olduğumda çok daha rahat, huzurlu ve mutlu hissediyorum. Beni tamamlıyor. Nasıl bir eş? Süper bir eş, arkadaş ve anne. Sorumluluk sahibi, sevgi dolu, her zaman pozitif, enerjisi yüksek. Kendini geliştirmeyi başarıyor ve eşine yani bana da yansıtıyor bu başarısını.

HİÇ TARTIŞMAYIZ Hiç tartıştığınız olmuyor mu? Hiç tartışmayız. Birbirimize saygımız en az aşkımız kadar büyük. Saygıyı hiçbir şekilde elden bırakmayız. Bir de benim eşim akıllı kadındır. ‘Her güçlü erkeğin arkasında bir kadın vardır’ denir ya, öyle bir eş isterdim, öylesi de denk geldi. Tuğçe yanımdadır, önümdedir, arkamdadır. Bunu bana hissettirir. Güzel bir aileden gelmiş, güzel de yetişmiş. Ailesine ve evine de düşkündür. Sorumluluk sahibidir. Kendi babanızla kıyasladığınızda nasıl bir babasınız? Benim babam çok iyi bir baba ama çocuklara bakış açımız biraz farklı. Sefer Bey’in bir hayat koşturmacası vardı, ticaret savaşının içindeydi. Bu dünyada bir yer edinebilmek için gece-gündüz çalışıyordu ama ben şanslıyım. Onun oğlu olarak doğduğum için cumartesi günümü sabahtan akşama kadar kızım veya oğluma ayırma lüksüm var. Sefer Bey’in o yaşlarda o lüksü yoktu fakat biz bunun eksikliğini hissetmedik. Ailenizle en çok ne yapmaktan hoşlanırsınız? Çocuklar yokken Tuğçe ile seyahat etmekten çok hoşlanırdım. Hatıralarımız olan yerlere gitmeyi çok severiz. ‘Şu parkta oturmuştuk, şu restoranda şunu yemiştik’ diyebilmekten ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 41


KAPAK KONUSU

42 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


KAPAK KONUSU keyif alıyorum. Çocuklar olduktan sonra onlarla vakit geçirmekten keyif almaya başladık. Ben dışarıda kahvaltı yapmayı seviyorum. Maşukiye’ye ya da İstanbul’da boğaz tarafına gidebiliriz, Yuvacık’a çıkabiliriz. Ece daha çok küçük ama Sefer Eren’le oynamak da çok eğlenceli. Siz de babanız gibi oğlunuzu yönlendirecek misiniz? Kesinlikle. Olabildiğince kendi kararlarını verebilmesini isterim, ama belirli bir yaşa gelene kadar çocuklar anne-babanın tecrübe ve öngörülerinden mutlaka faydalanmalı. Özellikle dersleri sıkı tutması konusunda mutlaka yönlendireceğim.

İŞ İÇİN ZORLAMAM İşi de devam ettirsin mi? İşi devam ettirsin kısmında kendi ailem gibi olmayabilirim. Oğlum Sefer Eren bana gelse, ‘ben diş doktoru olacağım’ dese, ‘hayır’ demem. Hiç problem değil. Aynı düşüncem erkek kardeşim için de geçerli. ‘Abi ben senin arkandan, babamın izinden gelmeyeceğim, topçu olacağım’ dese önemli değil. Ama şöyle yönlendirme yaparım; Güzel sanatlarda okumak istiyorsa, yeteneği var mı yok mu bakarım çünkü başarısızlık, mutsuzluğu da beraberinde getirir. Mutsuz olsun istemem. Daha iyi olacağı yöne doğru evrilmesi için mutlaka yönlendirme yaparım. Aile dışında bir sosyal hayatınız var mı? Farklı arkadaş gruplarım var. Üniversiteden artkadaşlarım var, yurt dışından gelen arkadaşlarım var. Bazen birlikte bir şeyler yapıyoruz. Ben her şeyi en iyi arkadaşımla yapmak isterim, en iyi arkadaşım da eşim. Onun beni ektiği zamanlar diğer arkadaşlarımla buluşuyorum. Bir de spor yapmaktan zevk alıyorum. Spor gibi başka hobileriniz var mı? Sinemayı çok severim. Kitap okurum ama öğrenmek için okurum. Eşim kitap okumayı çok sever. Ben ekstrem sporları yapmayı çok severim ama çocuklarımız olduktan sonra pek vakit kalmıyor. Bundan şikayetçi değilim, bana dünyaları verseler oğlum Sefer Eren’le karşıklı oturarak araba sürmeyi hiçbir şeye değişmem.

çizgilerin içinde yaşamak bana göre değil. Bana ‘yapamazsın’ kelimesi, yapmayacağım bir şeyi çok hızlı bir şekilde yaptırır. İnsanlar benim o tarafıma dokunmazlar. Sizce hayattaki en büyük zavallılık nedir? Yalan, riyakarlık. Bir yerlere varmak için ya da bir şey elde edebilmek için söylediğiniz yalan kısmı var ya benim midemi bulandırıyor. Ben şeffaflığa çok önem veririm. İkiyüzlülük beni çok sinirlendirir.

VAKIF KURMAK İSTİYORUM Yakup Ekşi, 15 yıl sonra kendisini nerede görmek istiyor? İş yoğunluğumu azaltıp ailemle daha çok vakit geçirmeyi istiyorum. Farklı alanlardaki iş geliştirme fırsatlarını takip etmek, Sefer Bey gibi yönetimde olup başka işlere kanalize olmak istiyorum. İhtiyaç sahiplerine daha sistemli bir şekilde ulaşabilmek ve yardım etmek için ileride vakıf işleriyle de daha çok ilgilenebilmek istiyorum. Sefer Bey adına bir vakıf kurup, kartopu misali yuvarlanarak büyüsün istiyorum. Peki, siyasette görecek miyiz sizi? Var mı böyle bir düşünceniz? Ben buna çok net bir şekilde ‘asla’ diyorum ama son dönemlerde çok sorulmaya başlandı, açıkçası korkuyorum. Vatana, millet hizmet edecek çok güzel, başarılı insanlar var. Ben vaktimin çoğunu emeklilikten sonra eşime, aileme, vakıf işlerine ayırmak isterim. Yakup Bey, en sevdiğiniz söz nedir? Hayat felsefesi olarak da benimsediğiniz… Hayat felsefesini bir söze sığdıramayız ama ‘Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz, gemiyi limana getirip getirmediğine bakar’ lafını ticari yaşamda çok kullanırım. Şirkette olağanüstü bir durum varsa, toplantıya ‘Arkadaşlar gemi limanda mı?’ diyerek başlarım. Gemiyi limana getirebildiysek, oturduğum koltuğa sırtımı biraz daha rahat yaslar, konuşmaları öyle dinlerim. Ama gemi hala açıktaysa ve fırtına devam ediyorsa, ‘Toplantıya daha fazla geç kalmadan hemen başlayalım’ derim. Gemi battıktan sonra dalganın büyüklüğünün bir önemi yok. Ama hayat felsefesi derseniz, ‘sevmek, sevilmek’ derim. Çünkü ben aileme tapıyorum, iş arkadaşlarımı çok seviyorum. Yakup Bey son olarak şunu sormak istiyorum, deseler ki biriyle bir saat sohbet edeceksiniz, bu kim olurdu? Bana bir şeyler katacak bir insanla konuşmak isterdim ki ondan öğrendiklerimi kendi haytımda uygulayabileyim. Mevlana ile sohbet etmek isterdim. Aşk üzerine mi? Evet, bahsettiğim olay bu. Aşk. Derinlemesine aşkı konuşmak isterdim. Yoksa etrafımızda olup biten her şeyi çok merak ediyoruz ama bunların yarısı bize bir şey katmaz.

Sefer Bey adına bir vakıf kurup, kartopu misali yuvarlanarak büyüsün istiyorum

EN BÜYÜK KORKUM Peki, Yakup Ekşi neden korkar, bir fobiniz var mı? Ben ruh hastası derecesinde çocuklarına düşkün bir babayım. Kadere de inanırım ama çocuklarımın ya da ailemin başına bir şey gelirse korkum var. Babamda da böyle bir korku varmış. Onun dışında korkmuyorum. Bu hayatta vazgeçilmeziniz, olmazsa olmazınız nedir? Herhalde özgürlüktür. Özgürlüğümün bende olmasını bilmek beni rahatlatan bir şey. Bu konuda ailem ve eşim açısından şanslıyım. Özgürlüğüme saygı duyarlar. Çok sert

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 43


İYİ FİKİRLER

Yürüyüş parkurları artık cebinizde Mobil uygulamayı indirin, yürüyüş yapacağınız parkurla ilgili her türlü bilgiyi anında edinin, rotanızı önceden inceleyin, yürüyüşünüzü daha keyifli hale getirin

44 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


İYİ FİKİRLER

K

ocaeli her ne kadar bir sanayi kenti olarak anılsa da tarihi dokusu, doğal güzellikleri, plajları, yaylaları ve kayak merkezi ile turizm potansiyeli açısından da büyük bir zenginliğe sahip. Bunun bilincinde olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ‘sanayinin başkenti’ imajını yıkıp, Kocaeli’nin bir turizm şehrine dönüşmesi için yıllardır büyük çaba harcıyor. Bu doğrultuda atılan en büyük adımlardan biri de doğa turizminin gelişmesi için yapılan yatırımlar oldu.

DOĞA TURİZMİ Kocaeli’ye yönelecek doğa turizminin bölge halkının ticaretine yapacağı olumlu katkıyı da hesaba katan Büyükşehir Belediyesi, yıllarca görmezden gelinen ve ihmal edilen doğal güzellikleri koruyarak, bölge halkı yararına sermayeye çevirmeye başladı. Doğa turizmini canlandırmak için yapılan çalışmaların başında yürüyüş parkurları geliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin titiz bir çalışmayla ortaya çıkardığı parkurlar, Kocaeli’yi doğa sporlarının başkenti yapacak.

Parkurların büyük bölümü patikalardan oluşuyor.

landı. Büyükşehir Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla güzergahlar için GPRS ve navigasyon kaydı hazırlandı, yol tabelaları asıldı.

Parkurları (Mountain Biking) şeklinde kategorize edildi. Cep telefonunuza indireceğiniz uygulamada parkurlarla ilgili her türlü bilgiye ulaşabileceksiniz.

ÜCRETSİZ İNDİRİN!

Mobil uygulamayı cep telefonunuza indirip dilediğiniz parkuru seçtiğinizde karşınıza ilk olarak ‘parkur bilgisi’ çıkıyor. Burada parkurun uzunluğundan yapısına, nerede başlayıp nerede bittiğine, yürüyüş için tavsiye edilen mevsime, yol güzergahında içme suyu bulup bulamayacağınıza kadar ihtiyaç duyabileceğiniz tüm bilgilendirmeler mevcut. Hava durumunu bile buradan takip edebilir, yürüyüş yapacağınız parkurun fotoğraflarını ‘galeri’den görebilirsiniz.

Yuvacık, Akçat, Avcıköy, Karamürsel, Gölcük, Paşasuyu, Çenesuyu, Eşme gibi başlıca dağ yürüyüş (trekking) parkuru olan yerlerle ilgili çalışma başlatan ve ilk etapta 46 parkuru fotoğraflatan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, parkur sayısını 102’ye, uzunluğunu da 1200 kilometreye çıkarmıştı. Son yapılan fotoğraflama ve düzenleme çalışmalarıyla bazı yürüyüş noktalarının birleştirilmesi sonucu parkur sayısı 51 olarak belirlenirken, parkur uzunluğu da 1500’e çıktı.

Konuyla ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi’nin baskısını yaptığı Türkçe-İngilizce ‘Doğa Yürüyüş Parkurları’ ve ‘Turizm Rehberi’ kitapları Kocaeli’yi daha yakından tanıyabilmeleri için vatandaşlara, yerli ve yabancı turistlere dağıtılmaya başlandı. Bununla da yetinmeyen Büyükşehir, bu rotaları mobil uygulama ile cep telefonlarında görülebilir hale getirdi. Cep telefonuna ücretsiz indirilen ‘Kocaeli Yürüyüş Parkurları’ uygulamasıyla kentin tüm yürüyüş rotalarını görebilecek, istediğiniz bölgeye navigasyon yardımıyla ulaşabileceksiniz.

YOL TABELALARI ASILDI

4 ANA BAŞLIK ALTINDA

Kocaeli’de, İzmit başta olmak üzere Kartepe, Karamürsel, Yuvacık, Eşme, Paşasuyu, Uzunçiftlik, Akmeşe, Bahçecik, Balaban, Gölcük, Saraylı Köyü, Nüzhetiye, Derince, Çınarlıdere, Körfez Taşköprü, Gebze Ballıkayalar ve Denizli Köyü, Kandıra’da Kerpe’den Seyrek’e kadar uzanan alandaki dağ yürüyüş (trekking) parkuru çalışmaları tamam-

Gelişen teknoloji düşünülerek hayata geçirilen mobil uygulamada Kocaeli rotaları 4 ana başlık altında toplandı. Uygulamada yer alan rotalar; yürüyüş ve bisiklet etkinliklerinden oluşuyor. Kocaeli’nin ‘doğal’ ve ‘kültürel’ rotaları; Tematik Parkurlar (Trekking), Günübirlik Yürüyüş Parkurları (Hiking), Kanyon Geçişleri (Kanyoning) ve Dağ Bisikleti

PARKUR SAYISI 51 OLDU

HER TÜRLÜ BİLGİ VAR

ROTAYI TAKİP EDİN! Mobil uygulamanın ‘parkur ve harita bilgileri’ kısmında ise seçtiğiniz rotayı önceden inceleme şansına sahipsiniz. Yürüyüşünüzü hangi güzergahta yapacaksınız, yol boyunca nelerle karşılaşacaksınız, hepsini önceden görebileceksiniz. Aynı bölümde ‘parkura git’ kısmını ‘tık’ladığınızda navigasyon sizi direk parkurun başına götürecek. Yola çıktığınızda, navigasyon yardımıyla istediğiniz bölgeye rahatça ulaşabileceksiniz. Şimdiden keyifli yürüyüşler! ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 45


EV YEMEĞINI ÖZLEYENLERE

KARAÇETIN Fast food’ların pabucu dama atılıyor, yemek kültüründe eskiye dönüş yaşanıyor. Ev yemeğini özleyenler Karaçetin Ev Yemekleri lokantasında buluşuyor HABER: EYLEM SELVİ ARI • FOTOĞRAFLAR: İSMAIL HAKKI TIMUÇIN

46 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


LEZZET DURAĞI

S

on yıllarda her köşe başında görmeye alıştığımız fast food’ların kendine has, tek düze lezzetlerinden sıkılanlar tencere yemeğine yönelmeye başladı. Değişen yemek kültürümüzü özüne döndüren en büyük etkenlerden biri de sağlıklı beslenme arzusu oldu. Dışarıda yemek yiyenler artık ne yediklerini bilmek, kalitesinden ve hijyeninden emin olmak istiyor. İşte bu yüzden geleneksel damak tadımızı korumayı başaran esnaf lokantalarına ilgi her geçen gün artıyor.

FAST FOOD’DAN KAÇIŞ Özellikle çalışan kesim öğle aralarında fast food yerine ev yemekleri yapan restoranları tercih ediyor. Türk mutfağının temel taşlarından olan, yaşadığımız kentlerin bulvarında, caddesinde, sokağında bulunan esnaf lokantaları gerek sundukları bol çeşit gerek lezzet gerek kalite gerekse fiyatlarının uygunluğu nedeniyle yeniden vatandaşın uğrak yeri haline geldi. Tıpkı, kısa bir süre önce şehir merkezinde kapılarını açan Karaçetin Ev Yemekleri lokantası gibi.

KALİTELİ VE HİJYENİK Şöyle dumanı üzerinde tüten çorbalar, güveçte pişen kuru fasulye, en lezzetlisinden zeytinyağlılar, yemeğe doyamayacağınız kızartmalar, özenle hazırlanmış salatalar, tadı damağınızda kalacak döner ve İskender… Hepsi evde hazırlanmışçasına kaliteli ve hijyenik. İştahız açıldı değil mi? Gün içerisinde hem sağlıklı hem lezzetli bir yemek yemek istiyorsanız, Karaçetin Ev Yemekleri lokantasına mutlaka uğramalısınız.

ARADIĞINIZ ADRES

Her gün zeytinyağlı-sulu-etli olmak üzere 14 çeşit yemeğin çıktığı Karaçetin Ev Yemekleri’nde yemeklerin tadı damağınızda kalacak.

Yaklaşık 14 yıl boyunca otomotiv sektöründe yaptığı işle ‘Karaçetin’ markasını hafızalara kazıyan Kerem Karaçetin, hizmet alanını değiştirdi. Gıda sektörüne adım atan Karaçetin, vatandaşın ‘ev yemeği’ özlemini gidermek için ‘Karaçetin Ev Yemekleri’ lokantasını hizmete açtı. İzmit şehir merkezinde, Fevziye Camii yanında hizmet veren Karaçetin Ev YeŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 47


90 kişi kapasiteli Karaçetin Ev Yemekleri İzmit merkez de Fevziye Camii yanında hizmet veriyor.

mekleri lokantası şimdiden ev yemeği tutkunlarının yeni adresi oldu.

burada onları muhteşem tatlar haline getirip, vatandaşla buluşturuyoruz” diyor.

düşünün, ev yemeğinden şaşmayın” diyerek, tavsiyede de bulunuyor.

HER ŞEY GÜNLÜK

14 ÇEŞİT YEMEK VAR

DEĞİŞMEZ LEZZETLER

Yemekleri en kaliteli malzemelerle, hijyenik ortamlarda hazırladıklarını söyleyen Kerem Karaçetin, “Malzemelerimizi İzmit’in yerli esnafından, günlük olarak alıyoruz. Sebzemizi ve meyvemizi her gün halden temin ediyoruz, bakliyatımızı en güvenilir esnaftan almaya özen gösteriyoruz. Bir esnaf lokantası olarak İzmit’in esnafından en taze, en kaliteli ürünleri alıp,

3 kadın aşçı tarafından her gün zeytinyağlı-sulu ve etli olmak üzere 14 çeşit yemek yapıldığını, 2 döner ustasının da İzmit’in en lezzetli dönerini hazırladığını söyleyen Kerem Karaçetin, ekibine çok güveniyor. Kaliteden ve hijyenden taviz vermeden yapılan, lezzetine doyum olmayan yemeklerin İzmitliler tarafından çok beğenildiğini söyleyen Kerem Karaçetin, “Sağlığınızı

3 katlı, 90 kişi kapasiteli Karaçetin Ev Yemekleri lokantasının menüsünde neler mi var? Mevsimine göre zeytinyağlı çeşitleri; enginar, pırasa, lahana-yaprak sarma, yerelması, kereviz. Esnaf lokantalarının olmazsa olmazı kavurma, kuzu tandır, güveçte kuru fasulye. Beyaz-kırmızı etli yemekler, çorbalar, mevsim salataları, ev yoğurdu, tatlılar. Türk mutfağının değişmez lezzetlerini Karaçetin Ev Yemekleri lokantasında bulabileceksiniz.

DÖNERDE İDDİALI

Gıda sektörüne iddialı bir giriş yapan Kerem Karaçetin, sağlığını düşünen herkesi ev yemeği yemeğe bekliyor.

48 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Karaçetin Ev Yemekleri lokantasının döneri de bir başka. Döner ustaları tarafından günlük olarak özenle hazırlanan döneri yerken parmaklarınıza dikkat edin. En lezzetli etin kullanıldığı dönerden yapılan İskender de vazgeçilmeniz olacak. Sağlıklı beslenirken lezzetten de ödün vermek istemiyorsanız Karaçetin Ev Yemekleri lokantası sizi bekliyor. Pazar günleri hariç, haftanın 6 günü 08.00 ile 16.00 saatleri arasında hizmet veren Karaçetin Ev Yemekleri lokantasına mutlaka uğrayın. Evinize ya da iş yerinize sipariş vermek için; (0262) 335 59 59 numaralı telefonu aramanız yeterli.


8 personeliyle hizmet veren Karaçetin Ev Yemekleri, sağlıklı ve hijyenik yemeğin adresi. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 49


Güvenli yaşamın yeni adresi

ÇINAR SITESI

Dura Yapı tarafından Kartepe Kent Meydanı alanında inşa edilen Çınar Sitesi, tamamlanmak üzere. İnşaat kalitesi ve sosyal donatılarıyla benzerlerinde ayrılan proje, önümüzdeki günlerde adından sıkça söz ettirecek gibi görünüyor RÖPORTAJ: SEMRA ÇELİK

Çınar Sitesi, Kartepe Kent Meydanı alanında yükseliyor.

I

sıtma, soğutma ve havalandırma sistemleri, altyapı tesisatları, izolasyon, otomasyon ve kontrol sistemleri gibi alanlarda hizmet veren Atom Isı Enerji firmasının kurucu ortağı Kemal Yurtsever, bir süredir inşaat sektöründe de faaliyet gösteriyor. 2013 yılında kurduğu Dura Yapı firması ile inşaat sektörüne

50 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

giren Kemal Yurtsever, hayata geçirdiği konut projeleriyle adından söz ettirmeye başladı bile. Şu anda, Kartepe Kent Meydanı alanında yapımı devam eden Çınar Sitesi ise Dura Yapı’nın en iddialı projelerinden biri. Gerek inşaat kalitesi gerekse lokasyonu ve sosyal donatılarıyla benzerlerinden ayrılan projeye ilgi her

geçen gün artıyor. Hayata geçirdiği inşaat projelerinde, sağlamlık ve güvenlik konusuna verdiği önemin altını çizen başarılı iş adamı Kemal Yurtsever ile Çınar Sitesi projesinin detaylarını konuştuk. Kemal Yurtsever’i tanıyabilir miyiz? 1979 İzmit doğumluyum. Kocaeli Üniversitesi mezunuyum. Evli ve 3 çocuk


PROJE

babasıyım. 2008 yılında kurduğumuz Atom Isı Enerji firmasıyla ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemleri, altyapı tesisatları, endüstriyel tesisatlar, izolasyon, otomasyon ve kontrol sistemleri gibi alanlarda sanayi sektörüne hizmet veriyoruz. Sektörün ilimizdeki ilk firmalarından biriyiz. Bir başka iş kolumuz ise

Kaya Çiftliği. 2009 yılından beri 4 şubemizle Kaya Çiftliği’nin bayiliğini yapıyoruz. Ayrıca, 2013 yılından beri inşaat sektöründe faaliyet gösteriyor, Dura Yapı markasıyla konut projeleri üretiyoruz. Dura Yapı’nın devam eden başka projesi var mı? Evet, şu anda Kartepe Kent Meydanı ala-

Dura Yapı firmasının ortaklarından Kemal Yurtsever.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 51


PROJE

Çınar Sitesi, sosyal donatılarıyla benzerlerinden ayrılıyor.

ÇINAR SITESI, ÇAĞDAŞ MIMARI YAPISI ILE 5 BIN 500 METREKARE ARSA ÜZERINDE, TOPLAM 4 BLOK OLARAK INŞA EDILIYOR nında, Bahçeşehir Koleji’nin bulunduğu Demokrasi Caddesi üzerinde devam eden bir projemiz var. Çınar Sitesi’nin yapımına geçen yıl haziran ayında başladık ve hızla devam ediyoruz. Projeden kısaca bahseder misiniz?

Çınar Sitesi, çağdaş mimari yapısı ile 5 bin 500 metrekare arsa üzerinde, 9 bin metrekare inşaat alanına sahip bir proje. 4 blokta toplam 56 daire ve 12 dükkandan oluşuyor. 2+1, 3+1, 4+1, 5+1 olarak projelendirilen dairelerimizle her türlü

ihtiyaca cevap vermeyi hedefledik. Daire büyüklükleri 105 ila 210 metrekare arasında değişiyor. O lokasyonda, bu büyüklükte ve 3 cephesi caddeye bakan bir parsel bulmak çok zor. Dolayısıyla sitemizdeki tüm evler çok ferah.

ÖNCELİĞİMİZ GÜVENLİK

Çınar Sitesi, 4 blokta toplam 56 daire ve 12 dükkandan oluşuyor.

52 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Biraz da inşaat özellikleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Deprem bölgesinde yaşıyoruz, bu nedenle inşaat projelerinde can güvenliği çok önemli. Sağlam, güvenli binalar inşa etmek önceliğimiz. Biz de bu noktadan hareketle projemizde C30 beton tercih ettik. Projenin tüm dairelerinde 20 santimetre izotuğla ve ses geçirmez özellikli 2 santimetrelik taş yünü kullanıldı. Tüm bloklarda asansör mevcut. Ayrıca, dairelerin tamamında 1. sınıf boya, seramik, çelik kapı, vitrifiye, batarya, PVC doğrama gibi malzemeler kullanıldı. Tüm dairelerimizde Audio görüntülü diafon sistemi bulunuyor. Binalarımızda 5 santimetre dış cephe


PROJE

Dura İnşaat tarafından hayata geçirilen Çınar Sitesi’nin inşaatının yüzde 70’i tamamlandı.

mantolama yaptık. Dış cephe mantolama, konut sahibine ne gibi avantajlar sağlıyor? Bir kere enerji tasarrufu sağlıyor. İki tuğla arasına 5 santimetre strafor koyarak ses ve ısı yalıtımını maksimum düzeye çıkardık. Çınar Sitesi’nden ev sahibi olan aileler, bu konforu evlerine yerleştikleri andan itibaren hissetmeye başlayacak. Vizyon sahibi bir firmayız ve temelleri sağlam atmaya çalışıyoruz.

LOKASYON ÇOK AVANTAJLI Projenin ne kadarı tamamlandı? Çınar Sitesi’nin teslim tarihi nedir? Çınar Sitesi, bizim öz kaynaklarımızla hayata geçen bir proje. Lansmandan satış yoluna gitmediğimiz halde, proje büyük ilgi gördü. Şu anda inşaatımızın yüzde 70’i tamamlandı ve satışlarımız devam ediyor. Teslim tarihi, 2018 temmuz. Evleri planladığımız tarihten önce teslim

deki kiralar 800-900 TL civarında ve her geçen gün artmaya devam ediyor. Dairelerin fiyatları nasıl? Dairelerin fiyatları, daire tiplerine göre 230 bin ile 450 bin arasında değişiyor. Dura Yapı’nın bundan sonraki projelerinden de bahseder misiniz? Kartepe’de, belediye ve kaymakamlığın karşısında, yine öz sermayemizle aldığımız 8 bin metrekare bir yerimiz var. Bu yere 106 daire ve dükkanlardan oluşan

KARTEPE’DEKI ÇINAR SITESI, SADECE BURADA YAŞAYACAK KIŞILER IÇIN DEĞIL, YATIRIMCILAR IÇIN DE ÇOK IYI BIR ALTERNATIF Biraz da Çınar Sitesi’nin sosyal donatılarından bahsedelim... Güvenliği her şeyden çok önemsiyoruz. Bu nedenle sitemiz, dairelerdeki görüntülü diafon sisteminin yanı sıra, 24 saat kamera sistemi ve özel güvenlikle korunacak. Site içerisinde yetişkinler ve çocuklar için açık yüzme havuzu, çocuk oyun parkı, sosyal tesis, kartlı veya şifreli otomatik kapı girişi, spor salonu ve sitede yaşayanların sosyalleşebileceği bir çardak bulunuyor. Ayrıca, her dairenin 1 adet açık otoparkı ve misafir otoparkları var.

etmiş olacağız. Yani yatırımcı, bundan sadece 5 ay sonra evine taşınabilecek; böylece hem kira hem de kredi borcu ödemek zorunda kalmayacak. Çınar Sitesi, lokasyon olarak oldukça avantajlı bir bölgede, öyle değil mi? Çok doğru. Kartepe Kent Meydanı alanı, çalışmalar bittiğinde şehir merkezinden 8 dakikada ulaşılabilen bir bölge haline gelecek. Dolayısıyla Çınar Sitesi, sadece burada yaşayacak kişiler için değil, yatırımcılar için de çok iyi bir alternatif ve avantajlı bir yatırım. Şu anda bile bölge-

bir proje hazırlıyoruz ve ilk adımı nisan ayı içerisinde atmış olacağız. Bu alanla ilgili taslak çalışmalarımız bitti, şu an projeyi detaylandırma aşamasındayız. Kartepe Belediyesi’nin hemen yanındaki bin 500 metrekarelik bir diğer arsamıza iş merkezi yapmayı planlıyoruz. Kent meydanının yakınında bulunan 5 bin metrekarelik yerimizde de yaklaşık 50 dairelik bir projeyi 2019’da hayata geçireceğiz. Kısaca, Kartepe Kent Meydanı’nda 3 projemiz daha olacak. Bu projeler de Çınar Sitesi kadar ses getirecek. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 53


GÜZELLİK

Konak Hastanesi’nden bir ilk

SATEN YÜZ GERME Konak Hastanesi, kaliteli sağlık hizmetinin yanı sıra ‘saten yüz germe’ tekniğiyle cilt gençleştirmede de başarılı sonuçlara imza atıyor RÖPORTAJ: SEMRA ÇELİK

K

onak Hastanesi İzmit, yıllardır verdiği kaliteli sağlık hizmetlerinin yanı sıra güzellik alanındaki başarılı uygulamalarıyla da adından söz ettiriyor. Bünyesinde faaliyet gösteren güzellik merkezinde kırışıklık gidermeden cilt bakımına, dolgu ve botoks işlemlerinden örümcek ağına, mezoterapiden PRP’ye, kimyasal peelig’den dermapen’e her tür kozmetik işlemin uygulandığı Konak Hastanesi, özellikle ‘saten yüz germe’ tekniğiyle cilt gençleştirmede çok başarılı sonuçlara imza atıyor. Türkiye’de yeni yeni kullanılmaya başlayan ve sadece yüze değil vücudun tüm bölgelerine uygulanabilen saten yüz

Konak Hastanesi’nin Dermatoloji Uzmanı Dr. Kamile Demirci.

54 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

germe, ilimizde sadece İzmit Konak Hastanesi’nde yapılan bir işlem. Konak Hastanesi Güzellik Merkezi’nde hangi işlemlerin yapıldığını ve ilk seanstan itibaren gözle görülür bir etki sağlayan saten yüz germe yöntemi hakkında merak ettiklerimizi dermatoloji uzmanı Dr. Kamile Demirci’ye sorduk. Kamile Hanım, İzmit Konak Hastanesi dermatoloji bölümünde hangi uygulamalar yapılıyor? Hastanemizde, cilt hastalıklarının tamamının tedavisine yönelik çalışmaları yapıyoruz... Bunun dışında İzmit Konak Hastanesi’nin bir de güzellik merkezi var. Burada da her türlü kozmetik işlemi uyguluyoruz.

Kozmetik işlemlerin içerisinde neleri sayabiliriz? Kişinin ihtiyacına yönelik olarak dolgu, botoks, saten yüz germe, mezoterapi, PRP, örümcek ağı uygulaması, ip askı yöntemi, kimyasal peeling, dermaroller ve dermapen işlemlerini yapıyoruz. Bir de birçok uygulamayla kombine edilebilen mezoterapi uygulamamız var. Mezoterapi tam olarak nedir? Mezoterapi, cilt altına çeşitli ilaçlar enjekte edilerek uygulanan bir işlem. Kişinin ihtiyacına göre leke açıcı ilaç kullanırsanız lekeniz açılıyor, cilt gençleştirici kullanırsanız cildiniz gençleşiyor, selülit için uyguluyorsak yağ eritici ilaçlar kullanıyoruz ve selülitinizi azaltıyor. Son zamanlarda PRP de oldukça ilgi gören bir uygulama... Vücutta var olan potansiyeli ortaya çıkaran PRP uygulamasında, kişiden alınan kan, çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra cilde tekrar veriliyor. Bu işlem, belli bir süre zarfında ciltte ciddi bir gençleşme sağlıyor. Ancak, ‘ben hemen etki görmek istiyorum, sarkmalarım başladı, yüzüm daha dolgun görünsün’ diyenler için dolgu uygulamaları yapıyoruz. Mimik kırışıklıklarında ise botoks işlemi uyguluyoruz. Örümcek ağı ve ip askı hangi amaçla uygulanıyor? Her iki uygulamada da cilt altına çok özel ipler yerleştirilerek cildin gergin durması sağlanıyor. İp asma tekniğinin örümcek ağından farkı, iplerin daha kalın olması ve daha kalıcı bir şekilde yerleştirilip cildin yukarı doğru asılmasıdır.


GÜZELLİK

Saten yüz germe tekniğini İzmit’te sadece Özel Konak Hastanesi uyguluyor. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 55


GÜZELLİK Kimyasal peeling işleminin cildimizdeki etkisi nedir? Kimyasal peeling işleminde çeşitli maddeler kullanarak cildin üst tabakasındaki ölü hücreleri temizliyor ve cildin yenilenmesini sağlıyoruz. Peeling ayrıca cilt altındaki fibrin dokuya da ulaşarak uyarıyor. Burada bir yapılanma sağlayarak ciltteki kahverengi lekelerin, sivilce izlerinin yok edilmesine yardımcı oluyor. Ölü hücreler temizlendiği için cilt daha parlak ve sağlıklı görünüyor.

KOLLOJEN DOKU UYARILIYOR Bir de saten yüz germe işlemi var ve bildiğim kadarıyla İzmit’te sadece Konak Hastanesi’nde uygulanıyor... Doğru, saten yüz germe Türkiye’de yeni yeni kullanılmaya başlanan ve İzmit’te sadece merkezimizde uygulanan bir işlem. Ağrısız ve acısız olarak cildin alt tabakasını harekete geçiren, kırışıklıkları engelleyen bir uygulama. Saten yüz germede, ultrason ve radyo frekans dalgalarıyla cilt altındaki kollojen dokuya uyarı gönderiliyor ve bu dokunun yeniden yapılanması sağlanıyor. Yaşlanmış ciltteki ince kırışıkların yok olmasını ve aynı zamanda sarkmaların tedavi olmasını sağlıyor. Etkisi ne kadar sürede görülüyor?

AĞRISIZ VE ACISIZ OLARAK CILDIN ALT TABAKASINI HAREKETE GEÇIREN, KIRIŞIKLIKLARI ENGELLEYEN BIR UYGULAMA Uygulama sonunda kişinin gözle gördüğü ve hissettiği etki her geçen gün artarak devam eder. Uygulama sonrası ciltte artan kalite ve pürüzsüz görüntü satene benzetildiği için işleme ‘saten yüz germe’ deniliyor. Cihaz, sadece yüz bölgesinde mi kullanılabiliyor? Hayır, vücutta farklı bölgelerde kullanarak sarkmaları ve yağ fazlalıklarını da giderebiliyoruz. Kol ve karın bölgesindeki sarkmalarda, selülitlerin giderilmesinde oldukça iyi sonuçlar alıyoruz. Saten yüz germe ile hem cildin hem de 56 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

alttaki yağ dokularının toparlanarak daha iyi bir görüntü kazanmasını sağlıyoruz.

CİLDİNİZDE SATEN ETKİSİ Saten yüz germe işlemi hangi yaşlarda uygulanmalı? 30’lu yaşlardan sonra başlanabilecek bir uygulama. Uygulama kaç seans yapılıyor? Belli aralıklarla tekrarı gerekiyor mu? Haftada bir kez olmak üzere 4 seans yapıyoruz. Bir seans yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Tedavinin en güzel yanı yenilen-

miş olan cildin uygulama öncesi haline dönmemesidir. Dolayısıyla bir ya da iki yıl sonra tekrar 4 seanslık bir kür yaptırılarak bu saten etkisi sürdürülebilir. Yaptığınız işlemlerde cilt tipinin bir önemi var mı? Kullandığımız solüsyonlar bakımından var. Peeling’de yağlı cilde başka, kuru cilde başka solüsyonlar uyguluyoruz. Aynı şekilde, mezoterapi uygulaması yaparken çok kuru ciltlere nemlendirici baskılı bir tedavi yapıyoruz. Bunun yanı sıra dolgu, botoks gibi uygulamalarda cilt tipi önem arz etmiyor.



OPARK GELIYOR Türkiye’ye örnek olacak bir proje hayata geçiyor. 155 dönümlük alana kurulacak otomobil köyünde tüm markaları bir arada bulacak, konforlu alışverişinize keyif katacaksınız

58 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


PROJE

K

OYAŞ, Türkiye’de bir ‘ilk’i hayata geçiriyor. Kocaeli’deki otomobil markaları tek çatı altında toplanıyor. Başiskele sınırları içindeki 155 dönümlük alan üzerine dev bir otomobil köyü kuruluyor. Burada 12 markanın bayi satış alanlarının yanı sıra servisten bakıma, finanstan yıkamaya kadar otomobile dair her şeyi bulabileceksiniz. Öte yandan cafeden restorana, kuaförden kreşe kadar her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceksiniz. Çeşitli sosyal ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapacak otomobil

köyünde eşinizle, dostunuzla, ailenizle keyifli vakit geçirebileceksiniz. İçinde otomobil müzesinin de bulunacağı bu dev site, otomotiv bayilerinin yanı sıra kente ve ülkemize de katma değer kazandıracak. Bünyesine katacağı yeni elemanlar sayesinde istihdam yaratacak, düzenleyeceği eğitimlerle vasıflı iş gücünü artıracak. 150 milyon TL’ye mal olacak otomobil köyü, Kocaeli’nin vizyonunu değiştirecek. KOYAŞ’ın genel müdürü Birol Türemiş ile bu dev projenin ayrıntılarını konuştuk. İşte Opark... Birol Bey, KOYAŞ’ın kuruluş amacı nedir? Bundan 4-5 yıl önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı, Kocaeli Sanayi

Odası Koordinatörlüğü’nde kurulmuş olan İl Genç Girişimciler Kurulu toplantılarında, Sayın Atalay Kaya, mevcut otomobil plazalarının yerlerinin çok değerli olduğunu, bütün dünyada otomotiv ticareti ve hizmetlerinden elde edilen karın düştüğünü dile getirmiş, bu sektörde faaliyet gösteren firmaların kooperatif modeliyle bir merkezde toplanmasının ve bir cazibe merkezi oluşturulmasının gereğinden bahsetmişti. Yani KOYAŞ’ın kuruluş amacı; otomotiv ticareti yapan otomobil bayilerinin birlikte iş yapabilecekleri, ekonomik büyüklüğün getirdiği avantajları kullanabilecekleri, rekabet avantajı yaratabilecek yeni bir yapılanmaya geçmesiydi. Bu amaçla yola çıkıyor ve bu şekilde ileriyor.

OPARK, ilimizdeki otomobil bayilerini tek çatı altında toplayacak. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 59


PROJE Şirket ne zaman kuruldu? Fikir alışverişi sürerken, Kocaeli Ticaret Odası Otomotiv Meslek Örgütü konuyu ele almaya karar veriyor. Yapılan toplantılarda proje olgunlaşıyor ve katılmak isteyen firmalarla bir şirket kurulmasına karar veriliyor. Kocaeli Ticaret Odası deyim yerindeyse bir nevi önderlik yapıyor projeye. Şubat 2015’te, Kocaeli Otomotiv Yönetim A.Ş. (KOYAŞ) kuruluyor. Yönetim kurulu kimlerden oluşuyor? Yönetim kurulumuz 5 kişiden oluşuyor. Yönetim kurulu başkanımız Atalay Kaya, başkan yardımcılarımız Yakup Ekşi ve Murat Keleş, yönetim kurulu üyelerimiz ise Fatih Haldız ve Birol Uzuner. KOYAŞ’ın pazardaki payı nedir? Türkiye genelinde, an itibariyle yaklaşık KOYAŞ’ın genel müdürü Birol Türemiş

60 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

45-46 otomotiv markası var. Bunların 22’si Kocaeli’de. Bizim ortaklarımız toplam 12 markayı temsil ediyor. Sayı az gibi görülebilir ama Kocaeli genelinde binek otomobillerin yüzde 70’ini biz satıyoruz. Yani Kocaeli hudutlarında 10 arabanın 7’sini bizim ortaklarımız satıyor. Dola-

lar yapıldı. KOYAŞ şimdi bu birlikteliğin yarattığı yüzde 70’lik hakimiyetin avantajlarını kullanarak ortak satın almalar yapmayı, daha büyük miktarlar satın alıp daha iyi indirimler elde etmeyi de hedefliyor. Şu anda otomobil boya ve yağlarını ortak satın alıyoruz.

KOCAELI GENELINDE BINEK OTOMOBILLERIN YÜZDE 70’INI BIZIM ORTAKLARIMIZ SATIYOR yısyla pazar hakimiyetimiz yüksek. KOYAŞ’ın hedefleri nelerdir? KOYAŞ kurulduğunda ana hedefi, bayi ortaklarına yeni bir otomobil satış alanı yaratmaktı. Esas konu bu. Daha sonra, ‘Bu iş birliğinden başka ne faydalar sağlayabiliriz?’ sorusu doğdu. Çeşitli toplantı-

Hizmet sektöründe sağlayacağınız avantajlar var mı? Elbette. Örneğin, insan kaynakları alanında çalışmalarımız var. Ortak eğitim programları düzenleyerek, kadın çalışanların etkinliğini artırmak istiyoruz. Bununla ilgili çeşitli meslek yüksek okullarıyla ön görüşmeler yaptık. Kadınların bu alanda istihdam edilmesi için bir eğitim programı başlatmayı düşünüyoruz. Bunun dışında da günümüzün en önemli konusu dijitalleşme, yazılımların verimliliği artıracak şekilde kullanılması. Bunları tek tek yaptığımız zaman oldukça maliyetli bir iş. Bizim bir bayimizin tek başına memnuniyet anketleri yapması, işinin bir kısmını veya tamamını bir yazılım programı üzerinden takip etmesi, yazılım programlarına yatırım yapması kolay değil. Biz fiziki mekanımızı hazırladıktan sonra bu tür işlemlerimizde de çok ciddi farklılıklar yaratabileceğimizi, dijital yazılım uygulamaları gibi konularda etkili olabileceğimizi düşünüyoruz. Nasıl yani? Şöyle anlatayım. Teknoloji giderek gelişiyor, ihtiyaçlar değişiyor. İnsanlar artık araba almak yerine kiralamayı tercih ediyor. Kiralamada; inernetten erişip fiyatları analiz edebildiğiniz, kredi kartınızla alım yapabildiğiniz kurumlar öne çıkıyor. Biz de ortaklarımız için ortak araç ve filo kiralama platformu oluşturmak istiyoruz. Onlara bu dijital platformu sağlayalım, müşterilerle buluşturalım, verdiğimiz hizmet karşılığında da masraflarımızı karşılayacak bir şeyler alalım. Aslında ortaklarımızdan yazılım için peşinen bir para çıkmayacak, bu yatırımı KOYAŞ yapacak. Ortaklarımız yaptıkla-


PROJE

OPARK, Başiskele sınırları içinde 155 dönümlük alan üzerine kuruluyor.

rı iş bazında, belli bir prim ödeyerek bu yazılımı kullanacak. Araç kiralamada; gün taahhüdüne bile girmeden, saatlik kullanabileceğiniz, bir noktadan alıp başka bir noktaya bırakabileceğiniz modeller var. Bunu Amerika’da bir firma başlattı, giderek yaygınlaşıyor. Bu sistemi getirmeyi planlıyoruz. Bunun dışında ortak parça tedariğini de

Bunları zaman içerisinde hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Peki, KOYAŞ’ın kentimize ve ülkemize kazandıracakları? Kocaeli, otomotivin baş şehri olarak da biliniyor. Dolayısıyla böyle bir coğrafyada, Türkiye’de ilk olarak böyle bir projeyi yapıyor olmak çok güzel. Türkiye’de bir ilk değil mi?

Eşleriyle, çocuklarıyla oturup konuşuyorlar, günlerce tartışıyorlar. Oğlunuz ya da kızınız bir araç öneriyor, eşiniz bir başkasını... ‘Peki, gidip yerinde görelim’ dediğiniz zaman, işte o noktada film kopuyor. Beğendiğiniz araçları yerinde görmek demek, bu işe birkaç gün ayırmak demek. Zaman artık herkes için çok değerli. İşte KOYAŞ’ın cazip noktası

PERAKENDE OTOMOBIL SATIŞININ ÇOK MARKALI OLARAK TEK NOKTADAN YAPILMASI TÜRKIYE’DE BIR ILK sağlayacağız. Dijital sistemlerin yarattığı en büyük imkanlardan biri de artık stok bulundurmak zorunda olmamanız. Giriyorsunuz internete, beğendiğiniz malı tıklıyor ve alıyorsunuz. Şirket görevlisi, bir aracın keşfini yaparken ihtiyaç duyduğu parçaları elindeki tabletten anında görecek ve geliş süresine göre müşterisine işin tamamlanma süresini bildirebilecek. Böyle bir parça tedarik modelimiz var.

Evet. Perakende otomobil satışının çok markalı olarak tek noktadan yapılması Türkiye’de bir ilk. Daha önce çeşitli denemeler olmuş, 2. el otomobil ticareti yapanların bir merkezde toplanması gibi... Bizim yapmak istediğimiz böyle bir şey değil. Biz bir cazibe merkezi oluşturacağız. Takdir edersiniz ki insanlar otomobil alırken artık eskisi gibi davranmıyor, çok daha kapsamlı araştırmalar yapıyor.

bu. Otomobile ilgili bir ihtiyacınız varsa, haftanın 7 günü, günün herhangi bir saati gelin, 12 markayı görün, test edin, bilgi alın, kafeteryamızda oturup değerlendirmenizi yapın. ‘Bunun para işi nasıl olacak?’ dediğiniz zaman da finansal birimlerden bilgi alın. Diğer bankaların da imkanlarını öğrenin ve kararınızı verin. İkinci el araç da olacak mı? ‘Sıfır bir araç mı alsak, yoksa 2. el mi?’ ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 61


PROJE KOYAŞ’ın ortakları dev bir projeye imza atıyor.

diye düşünenler için de KOYAŞ’ta 45 bin metrekare kapalı alanda 2. el araç satışı olacak. Takaslardan dolayı 12 markayla sınırlı kalmayacak, her türlü aracı görebileceğiniz bir yer olacak. Bir de otomotiv sektöründe 2. elde güven sorunu var ama burada öyle bir sorununuz olmayacak. Çünkü muhatap olduğunuz insanlar burada ticaret yapan insanlar. Saatler içinde 2. elinizi verip, yerine 2. el veya yeni bir araç alabileceğiniz mükemmel bir ortam sunuyoruz. Bu katma değer tüketiciler

Evet. Opark projesi nasıl olgunlaştı? 2015 Şubat’ta firma kurulduğu zaman ortada arsa yoktu, sadece fikir vardı. 2016 Nisan ayında arsamızı aldık. Yaklaşık bir sene boyunca beğendiğimiz arsalar üzerinde ciddi bir analiz, araştırma, değerlendirme yaptık. 3-4 seçeneğimiz vardı, imkanlar, büyüklük, fiyat gibi çeşitli etkilerle bire düşürdük. Bu arsada karar kıldığımızda, mal sahiplerine ulaşmak için epeyce efor sarfettik. Burası mal

Biz bu araziye yatırım yapacağımız zaman bir firmayla görüştük, yapmak istediklerimizi anlatıp, bir rapor talep ettik. Dolayısıyla yerle ilgili, yerleşimle ilgili, yapılabileceklerle ilgili onlardan bilgi aldık. KOYAŞ, işin tüzel markası yani kurumsal marka, Opark bizim ticari tüketici markamız. Böyle ikinci bir marka arayışımız ortaya çıktığında bir ihale açtık. Kocaeli’den, İstanbul’dan çeşitli ajanslar katıldı. Bir firmayla anlaşma sağladık. Ve o firmadan bununla

KOYAŞ’IN, OTOMOTIV BAYILERININ HEM ISTIHDAM KAPASITESINI HEM DE KALITESINI ATIRICI BIR ETKISI DE OLACAK için önemli. KOYAŞ’ın, otomotiv bayilerinin hem istihdam kapasitesini hem de kalitesini atırıcı bir etkisi de olacak. Böyle bir cazibe merkezi yarattığımız için bayi çalışanları dışında yeni bir istihdam alanları sunacağız. İstihdama ve istihdamın kalitesine katkı sunacağız. Çünkü o insanları alacağız, eğiteceğiz, yönlendireceğiz, daha önce dediğimiz gibi hanımları da bu sektöre kazandıracağız.

MIAMI’DE SÖZ KESTİK KOYAŞ’ın hayata geçireceği projeden bahsedelim. Adı Opark mı oldu? 62 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

sahiplerine babadan miras kalmış. Eşi İstanbul’da yaşıyor ve çok fazla seyahat ediyor, çocukları Amerika’da. Yaptığımız görüşmelerin ardından ‘En iyisi biz gidip, yerlerinde ziyaret edelim’ dedik. ‘Biz aile olarak Miami’de toplanıyoruz, ciddiyseniz gelin, burada yüz yüze konuşalım’ dediklerinde, kalktık Miami’ye gittik, pazarlık ettik, söz kestik. Döndüğümüzde yasal hazırlıklarımızı tamamladık, 28 Nisan 2016’da arazimizi aldık. Neden Opark? KOYAŞ’ın en önemli özelliklerinden biri, danışmanlarla çalışıyor olmamız.

ilgili çalışmalar yapmasını istedik. 1500 kişiyle yapılan ankette Opark ismi öne çıktı. Bizim markalaşmadaki en büyük problemimiz şuydu; dünyanın çok bilinen markalarıyla bir arada zikredilecek bir marka yaratmalıydık. Toyota Opark, Ernaz Opark, Renault Opark gibi. Biz olabildiğince basit, natürel, kolay telaffuz edilebilir, kolay akılda kalabilir, başka bir yerde duyduğunuzda dominant önermesi olmayan bir şey yaratmaya çalıştık.

155 DÖNÜM ÜZERİNE Kaç dönümlük bir alana kurluyor


PROJE Opark? Satın aldığımz araziler toplamı 155 dönüm. Ancak bu araziler, arsa vasfı olmayan arazilerdi. Bu arazilerin arsaya dönüşmesi sürecinde bir takım birleştirmeler yapılacak. Bir de arazimizin içerisinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınmış feshane binamız var. Dolayısıyla feshane binasının bulunduğu alan da dahil olmak üzere net 100 bin metrekare bir alanımız olacak. 54 bin metrekare de kamuya terk edeceğimiz, kamu tarafından kullanılacak bir alan var. Satış alanları dışında neler olacak? Bayi satış alanları dışında satış fonksiyonlarını destekleyecek tüm hizmetler olacak. Bunların başında finansal hizmetler, servis, bakım geliyor. Bayilerimizin, çalışanlarımızın ve ziyaretçilerimizin ihtiyaçlarına yönelik cafe, restoran, kuaför, berber, kreş gibi yerler de olacak. Diyelim ki küçük çocuğunuzla geldiniz ve arabalara bakacaksınız. Çocuğunuz sizi yormasın istiyorsunuz. Kreşimize bırakabileceksiniz. Arabanızı servise getirdiniz, ‘bir saat sürer’ dediler. ‘Gideceğime şu kafetaryada oturayım, işlerimi buradan halledeyim’ diyeceksiniz. Banka şubeleri de olacak, oto yıkamacı da. Öte yandan kamp, karavan, çadır, motosiklet, bisiklet gibi mobilite - hareket konsepti ile birleşecek her türlü hizmet olacak.

bunu bir çeşit aktivite haline getirmiş. Birkaç saatlik yol gitmeyi göze alıyor, buralara geliyor, arabalarla ilgili ihtiyaçlarını gördükten sonra aileleriyle birlikte yemek yiyor, geziyor, eğleniyorlar. Bizim de yapmak istediğimiz bu. Opark’ı cazibe merkezi haline getirmek. Burada çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlemek. Koruma altında olan feshane binamızda bir otomobil müzemiz olacak. Bir sanat galerisi yapmak istiyoruz. Burası çevre illerden bile insanların gelip, hoşça vakit geçirecekleri bir yer olacak. Arazinin içinde bulunan ağaçları koruyacaksınız sanırım. Evet. Burada 8 tane ağacımız var. Kayıtlı değil ama bize göre anıt ağaçlar. Projeye başlar başlamaz bu ağaçların hepsini işaretlettik. Ve her bir ağacı ortaklarımıza

cı sözcükler kullanmak istemiyoruz.

150 MİLYON TL HARCANACAK Proje ne zaman bitecek ve kaça mal olacak? Projemizin toplam maaliyeti 150 milyon TL’ye ulaşacak. Biz 19 Mayıs 2019 tarihinde burada bir açılış töreni yapmayı planlıyoruz. Peki, proje tamamlandıktan sonra KOYAŞ varlığını sürdürecek mi? Tabii ki. Burada yönetilmesi gereken ortak alanlar olacak. Dolayısıyla KOYAŞ, Opark yerleşkesinin gayrimenkul yöneticisi olarak faaliyet gösterecek. Çünkü burada güvenlik, temizlik, kiralamalar ve ortak alanlarda verilecek diğer hizmetleri KOYAŞ yönetecek.

OPARK, 19 Mayıs 2019’da açılacak.

OPARK’TA SATIŞ ALANLARININ YANI SIRA ZIYARETÇILER IÇIN CAFE, RESTORAN, KUAFÖR, BERBER, KREŞ GIBI YERLER DE OLACAK OTOMOBİL MÜZESİ Türkiye’de bir örneği yok ama dünyada Opark benzeri yerler var değil mi? Tabii ki. Yaptığımız piyasa araştırmalarında gördük. Bu tür çok markalı perakende otomotiv satış merkezlerinin ilk kuruluş yerleri Amerika. Bunun önemli iki örneğini yerinde inceledik. Birini Miami’de gördük, diğerini New York’da ben inceledim. Tabii onların şöyle bir avantajı var. Amerika’da arazi pek problem olmadığı için daha büyük alanlarda hizmet veriyorlar. Amerika’da insanlar

zimmetleyerek hem korunma altına alınmasını sağladık hem de bu yatırımla ilgili hoş bir anı bırakmaya çalıştık. Buraya otomobil köyü diyebiliyor muyuz? Kavramlar zaman içerisinde oturacak. Daha önce Türkiye’de yapılmamış bir şeyi yaptığınız zaman onu adlandırmak da zor oluyor. Otomobil köyü olur aslında, yurt dışında da böyle kullanılıyor. Bazı yerlerde automall diye kullanılıyor ama mall tanımı pek uygun düşmüyor çünkü tamamen kapalı bir AVM modeli değil. Ayrıca mümkün olduğunca yaban-

Gördüğüm kadarıyla Opark, örnek bir proje olacak. KOYAŞ projesini Türkiye’nin çeşitli illerinde model olarak takip eden otomotivciler var. Başka şehirlerden de ‘Bunu nasıl yapıyorsunuz?’ diyerek bizden danışmanlık almak isteyenler var. Danışmanlıklar verebiliriz. Dolayısıyla bu yatırım tamamlandıktan sonra KOYAŞ belki de asıl işine başlayacak. Aslında bir bilgi firması, bilgiye dayalı yönetim firması. Bunu her alanda hayata geçirecek. Bu konuda işbirliği talep eden herkesle çalışıyor, projeler yönetiyor olacağız. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 63


GÜZELLİK

Diyetisyen Yağmur Gökkaya

ÖZEL E.L.M. POLIKLINIĞI’NDEN BIR ILK DAHA…

YASAKSIZ DİYET

Özel E.L.M. Polikliniği’nde görev yapan diyetisyen Yağmur Gökkaya, ‘yasaksız diyet’ ile zayıflatacak RÖPORTAJ: SERPIL ÇOLAK • FOTOĞRAFLAR: İSMAIL HAKKI TIMUÇIN

K

entimizin en köklü ve en güvenilir güzellik polikliniklerinden biri olan Özel E.L.M. Polikliniği bir ‘ilk’i daha gerçekleştirdi. Serra Demirkol’un sahibi olduğu polikliniğin uzman kadrosuna doktor, hemşire ve güzellik uzmanlarının yanı sıra bir de diyetisyen eklendi. Diyetisyen Yağmur Gökkaya’nın uyguladığı ‘yasaksız diyet’ programıyla nasıl zayıfladığınızı anlamayacaksınız. Üniversite sınavına hazırlanırken stresten tam 17 kilo alan, ‘beslenme ve diyetetik’ bölümünü kazandıktan sonra kendisine uyguladığı programla aldığı kiloları geri

64 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

veren diyetisyen Yağmur Gökkaya, ‘Düşenin halinden düşen anlar’ misali, kilo vermek isteyenlerin imdadına koşuyor. Akademik hayatının stajını kendi üzerinde yapan diyetisyen Yağmur Gökkaya ile tanışmak ve kendisine danışmak için Özel E.L.M. Polikliniği’nden randevu almanız yeterli. Yağmur Hanım, ‘Sizi en iyi ben anlarım’ sloganıyla yola çıktınız. Bu söyleme bakarsak, siz de mi diyet yaparak kilo verdiniz? Üniversiteye hazırlanırken sınav stresinden olsa gerek çok kilo almıştım. 17 kilo civarında. Hiç unutmuyorum, tatile

gidecektik, bavul hazırlamaya çalışıyordum ve hiçbir kıyafetim olmadığı için ağlamaya başlamıştım. Ertesi gün de sınav sonuçları açıklanacaktı. Annem ‘Beslenme ve Diyetetik’ bölümünü kazandığımı söyleyince, ilk düşündüğüm şey ‘Bu şekilde diyetisyen olamam’ oldu. Önce kendimden başlamalıydım. Ve başladınız sanırım. Önce kendi kendime diyet yaptım. Açıkçası ilk zamanlar aç kalıyordum ama okula başladıktan sonra gerek derslerde gerekse hocalarımla yaptığım görüşmelerde öğrendim ki aç kalarak kilo verilmiyor. Diyetimin ilk zamanlarında doğru


GÜZELLİK bir kilo kaybı yaşamamıştım. Zaten dirençten de düşmüştüm. Daha sonra kendime bir diyet programı hazırladım ve onu uyguladım. Spor yapamasam da hedeflediğim kiloya ulaştım.

ne yiyorlarsa yazıyorlar. Bir hafta sonra kontrole çağırıyorum. Yeniden vücut analizi yapıyorum, kilo verme durumuna bakıyorum. Aynı zamanda çizelgeyi değerlendiriyorum. Eğer benim dedikle-

samalar olacak’ diyorum. Umutsuzluğa kapılmadan, yılmadan devam etmeleri gerektiğini anlatıyorum. Kendimden örnekler veriyorum. ‘Benim de yerimde saydığım dönemler oldu ama hiç pes et-

SU, EN IYI DETOKS KAYNAĞIDIR VE DIYETLERIN OLMAZSA OLMAZIDIR. SU VÜCUDUMUZU TEMIZLER, TOKSINLERDEN ARINDIRIR Kaç kilo verdiniz? Aldığım 17 kiloyu da verdim, şu an yine 50 kiloyum. Ne kadar zaman içinde oldu bu? Spor da yapamadığım için yavaş yavaş verdim ama bir seneyi bulmadı. Üniversiteden ‘diyetisyen’ olarak mezun olurken hedeflediğim kiloya ulaşmıştım. Peki, Özel E.L.M Polikliniği ile yollarınız nasıl kesişti? Şans eseri oldu diyebilirim. Serra Hanım ile görüşmeye gelmiştim, kendisinin böyle bir düşüncesi yoktu ancak birlikte çalışmaya karar verdik. Başladık ve şu an çok güzel gidiyor. Danışanlarınız için nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz? İlk önce yaşantısını sorguluyorum. Evli mi, bekar mı, çalışıyor mu, neler yapıyor, gün içerisinde nasıl besleniyor? Bunları bilmem gerekiyor çünkü ‘Hiçbir şey yemiyorum ama kilo alıyorum’ diyenlerin kaçırdığı bir şeyler oluyor ve onları yakalamaya çalışıyorum. Daha sonra vücut analizini yapıyorum. Elde ettiğim verileri değerlendirdikten sonra kişiye özel bir diyet programı oluşturuyorum.

rimin dışında bir şey yedilerse zaten tartıdan da anlaşılıyor. Siz de bu yollardan geçtiğiniz için danışanlarınızın yaşayacağı sorunları biliyor ve ona göre hareket ediyorsunuz. Evet. Daha ilk görüşmede ‘Bazen durak-

medim’ diyorum. Nasıl ilerlediğimi anlatıyorum. O zaman karşılıklı güven ortamı da oluşuyor, daha kolay yol alıyoruz. Peki, bir diyetin başarılı olabilmesi için olmazsa olmaz nedir? Bence sudur. En iyi detoks kaynağı sudur. Vücudumuzu temizler, toksinlerin

VÜCUT ANALİZİYLE… Vücut analizi ne gibi veriler sunuyor size? Vücuttaki yağ, kas, kemik oranını görüyoruz. Kişinin su içip içmediğini bile buradan anlayabiliyoruz. Metabolizma yaşını öğreniyoruz. Metabolizması hızlı mı yavaş mı görebiliyoruz. Yavaş ise ona göre bir program hazırlıyorum, diyet listesine metabolizmayı ateşleyecek bir şeyler katıyorum. Sonraki aşama ne oluyor? Danışanıma diyet listesi ile birlikte bir çizelge veriyorum. Sabah, öğle, akşam

Özel E.L.M. Polikliniği’nin sahibi Serra Demirkol ve diyetisyen Yağmur Gökkaya.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 65


GÜZELLİK atılmasını sağlar. Sadece kilo vermek için değil sağlıklı bir yaşam için de bol bol su içmenizi öneririm. Biz, diyetle kilo verdirmekten ziyade danışanlarımıza sağlıklı beslenmeyi öğretmeye çalışıyoruz çünkü hedeflediği kiloya ulaşan kişi diyeti bırakırsa, verdiği kiloyu yeniden alabilir. Bu yüzden sağlıklı ve doğru beslenme alışkanlığını kazandırmaya çalışıyoruz. Stres de diyeti etkileyen faktörlerden biri midir? Evet, etkiliyor. Bağırsaklarınızı etkilediği için kilo vermenizi zorlaştırabilir. Bu yüzden hayata pozitif bakmak gerekiyor hele ki diyet yaparken…

AÇ KALMADAN… Sosyal medyada ‘Yasaksız Diyet’ diye bir paylaşımınızı gördüm. Yasaksız diyet oluyor mu? Genellikle diyetisyene gittiğinizde elinize ‘yasaklar’ listesi tutuşturulur. ‘Şunu yemeyin, bunu yemeyin’ denir. Bunu gören insanların diyet psikolojisine girdiğini ve bu psikolojiyle kilo veremediğini bizzet kendimden biliyorum. Benim yasaklar listem yok. Hiçbir danışanıma ‘şu yasak, bu yasak’ demiyorum. O kelimeyi telaffuz etmiyorum. ‘Şimdi şunu yemeyelim ama ilerleyen zamanda yiyebiliriz’ diyorum.

Memnun musunuz? Serra: Özel E.L.M. Polikliniği olarak 2007 yılından bu yana hizmet veriyoruz. Büyük yatırımlar yaparak çok kaliteli cihazlar getirdik. Açıkçası ilk başlarda “Benim cihazlarım nasıl olsa bu işi yapıyor, diyetisyene gerek yok” diye düşünüyordum. Sonra Yağmur Hanım ile tanıştık. Yağmur Hanım, hayata pozitif bakan biri, aynı zamanda çok güler yüzlü, çok sempatik. Beni hiç düşünmediğim bir alana girmeye ikna etti. Müşterilerimizle de iyi ilişkiler kuracağına ve başarılı olacağına inandım. Bu kadar hızlı bir başlangıç yapacağımızı ummamıştık. Böylesine büyük bir ihtiyaç olduğunu bilseydim, diyetisyenle çalışmaya yıllar önce başlardım. Açıkçası geç kaldığımı düşünüyorum. Benim şöyle bir yapım var; müşterilerim buradan mutlu çıksınlar isterim. Diyetisyenimiz sayesinde kilo verenlerin mutluluğuna tanık oluyorum burada. Bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor. Diyetisyen kontrolünde kilo verenlerin sıkılaşmaya da ihtiyacı oluyordur mutlaka. Serra: Kesinlikle. Gönül ister ki herkes spor yapsın çünkü sağlıkDiyetisyen lı bir beden için spor şart. Fakat Yağmur Gökkaya, danışanlarının fiziksel herkes spor yapamıyor. İşte bu yapılarını enine noktada cihazlar kurtarıcı oluyor. boyuna analiz ediyor. Kilo verdikten sonra vücudun

ğişiyor. Mesela diyabetli bireylerde 3 ana, 3 ara öğün olması gerekiyor. Bu kanıtlanmış bir şey ama siz sabah ve öğle arası acıkmıyorsanız ara öğün yazmak zorunda değilim. Sadece kilo vermek isteyenler mi geliyor size? Kilo almak isteyenlere de danışmanlık hizmeti veriyorum. Özellikle çocuklar ve

BENIM YASAKLAR LISTEM YOK. HIÇBIR DANIŞANIMA ‘ŞU YASAK, BU YASAK’ DEMIYORUM. O KELIMEYI TELAFFUZ ETMIYORUM ‘Bu hafta şunları yersek daha iyi olur’ şeklinde önerilerde bulunuyorum. Yasak kelimesini kullanmıyorum. Gerçekten aç kalmıyorlar mı? Hayır. Hatta bazıları ‘Bunları yersem daha çok kilo almaz mıyım’ diye soruyor çünkü rutininde belki de onları yemediği için kilo alıyor. Günde 6 öğün gibi bir kuralınız var mı? Hazırladığım diyet listesi kişiye göre de66 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

hamileler için de listeler hazırlıyorum, sağlıklı beslenmeleri için yardımcı oluyorum. Vücut analizi ve ön görüşme ücretsiz sanırım. Evet. Dileyen herkes ön görüşmeye gelebilir, vücut analizi yaptırabilir. Sonrasında 4 görüşme için aylık 150 TL ücret talep ediyoruz. Serra Hanım, Özel E.L.M. Polikliniği’nde bir ‘ilk’i gerçekleştirdiniz, diyetisyen uygulamasına başladınız.

çeşitli bölgelerinde oluşan sarkmaları bu cihazlarla toparlıyor, sıkılaştırıyoruz. Bir de kullandığımız aletlerden yararlanmak isteyen çok kilolu müşterilerimize yardımcı olamıyorduk. Şimdi kendilerini önce diyetisyenimize yönlendiriyor, ilk etapta belli bir kiloya inmelerini tavsiye ediyoruz, sonrasında aletlerle çalışmaya başlıyoruz. Kullandığımız cihazlara büyük yatırım yaptık dediniz.


GÜZELLİK

Özel E.L.M. Polikliniği alanında uzman bir ekiple hizmet veriyor.

POLIKLINIKTEKI BÜTÜN CIHAZLAR SON MODEL TEKNOLOJININ ÜRÜNÜDÜR VE ÇOK KALITELIDIR. İSTEYEN GELIP GÖREBILIR Serra: Özel E.L.M. Polikliniği denilince artık çoğu kişinin aklına ‘en iyi yatırım yapan klinik’ geliyor. Bizim cihazlarımızın hepsi çok kalitelidir. Kime sorsanız ‘benim cihazım iyi’ der ancak markasını ya da modelini söylemekten çekinir. Biz öyle değiliz. Polikliniğimizdeki bütün cihazlar son model teknolojinin ürünüdür ve çok kalitelidir. İsteyen gelip görebilir. Biz cihazlarımıza büyük yatırım yaptık ama bunun karşılığını da müşteri memnuniyeti olarak fazlasıyla alıyoruz. Serra Hanım, yenilik peşinde koşan bir yapınız var. Son olarak yeni bir uygulama söz konusu mu? Serra: En son lekeler için mükemmel bir lazer cihazı aldık. Dünyada ödül almış bir cihaz. Açıkçası İstanbul’da sayılı klinikte var. Çok pahalı olduğu için İzmit’te

yoktu, biz getirdik. Kahverengi lekeler, güneş ve doğum lekelerinde de çok etkili. Lekelerden kurtulmak isteyenlerin artık İstanbul’a gitmesine gerek kalmadı. Hem de leke tedavisini İstanbul’dan çok daha uygun fiyata yapıyoruz. Tek isteğimiz müşterilerimizin memnun kalması, buradan mutlu ayrılması. Özel E.L.M. Polikliniği’nde başka ne gibi hizmetler veriyorsunuz? Serra: Lazer epilasyonda çok iddialıyız. 15 ayrı cihaz ve 4 farklı teknolojiyle müşterilerimize hizmet veriyoruz. Amerikan Sağlık Örgütü onaylı cihazlarımızdan müşterilerimiz çok memnun. Bunun yanı sıra medikal cilt bakımı, bölgesel incelme ve zayıflama, lazerle kılcal damar tedavileri, leke tedavisi, çil tedavisi, dövme silme, karbon peeling, yine lazerle cilt bakımı, cilt yenileme,

cilt gençleştirme, dermaroller, kimyasal peeling, radyofrekans, ozon sauna, lenf drenaj, göz dermaroller, soğuk lipoliz, kavitasyon, kızılötesi ışın, gözenek sıkılaştırma tedavisi, kırışıklık tedavisi, kol sıkılaştırma, selülit tedavisi, çatlak tedavisi, vitamin kürleri, uzman podologlar eşliğinde medikal ayak bakımı, ameliyatsız estetik uygulamalar (botox, dolgu, PRP, mezoterapi, gözaltı ışık dolgusu) yapıyoruz. Merkezimizde doktor, hemşire ve güzellik uzmanlarından oluşan 20 personelimiz görev yapıyor. Pazar günü de dahil haftanın her günü 09.00-19.30 saatleri arasında açığız.

İLETİŞİM Adres: İstiklal Cad. No.99 K:3 (PTT Yanı-Kızılay Karşısı) İzmit Telefon: (0262) 325 75 75 www.elmpoliklinik.com ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 67


GİRİŞİMCİ ANNE

Mucizeyi cama hapseden kadın

ELİF ÖZCAN Anne sütü ve bebek saçından kolye yapan Elif Özcan, “Anne sütü bir mucize ve tüm anneler bu mucizeyi ölümsüzleştirerek, geleceğe bir hatıra bırakabilir” diyor RÖPORTAJ: EYLEM SELVİ ARI FOTOĞRAFLAR: İ. HAKKI TIMUÇIN

Ş

üphesiz, dünyanın en güçlü duygusu anneler ile bebekleri arasındaki o muazzam bağ ve bu bağın sembolü de doğanın bir mucizesi olan anne sütü. Her annenin kalbinde özel bir yeri olan emzirme dönemi ve anne sütü, artık ölümsüz bir hatıra olarak hayatımızda. Özel bir teknikle taşlaştırılan anne sütünden yapılan, içinde bebeğin saç tellerinden oluşan figürlerin bulunduğu kolyeler, son günlerin en favori aksesuarı. Anne ve bebek arasındaki o en özel anları ölümsüz kılan ve anneler için eşsiz bir anı olan ‘süt kolyeler’, ilimizde de genç bir anne tarafından tasarlanıyor. 1,5 yaşındaki oğlu Poyraz’ın doğumundan sonra, onun bebeklik dönemine ait kalıcı bir hatıraya sahip olmak isteyen Elif Özcan, yaptığı araştırmalar sonucunda anne sütünden yapılan kolyelerle tanıştı ve ‘süt kolyem’ markasını yarattı.

Elif Hanım, yaptığı süt kolyelerle anne ve bebeklerine ölümsüz bir hatıra bırakıyor.

yaşında Poyraz isimli bir oğlum var. Anasınıfı öğretmeniyim ancak oğlum biraz büyüyene kadar çalışma hayatına ara verdim. Şu anda evde, anne sütünü kullanarak aksesuarlar üretiyorum. Yani ‘süt kolyesi’ yapıyorum. Nedir süt kolyesi? Süt kolyesi, anne sütünden yapılan ve isteğe göre içine bebeğin saç telleri ya da göbek bağından parçaların konulduğu kolyelerdir. Böylece dünyanın en büyük mucizesi olan anne sütü ölümsüzleşir. Anneler, evlatlarıyla aralarındaki en önemli bağ olan anne sütünü, çocukla-

DÜNYANIN EN BÜYÜK MUCIZESI ANNE SÜTÜNDEN ÖLÜMSÜZ BIR HATIRA YAPIYOR Evinde oluşturduğu küçük atölyede annelerden gelen anne sütü, bebeğin saç telleri ve göbek bağı parçalarıyla çeşitli aksesuarlar üreten Elif Hanım, anne sütü mucizesiyle ömürlük hatıralara imza atıyor, yüreklere dokunuyor. Elif Hanım, ne zamandır İzmit’te yaşıyorsunuz? İstanbul’da yaşıyordum ancak evlendikten sonra İzmit’e geldim. 5 yıldır İzmit’teyiz. Eşim, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda görevli. 1,5 68 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

rının ilk saç tellerini ya da göbek bağını her zaman yanlarında taşıyabilir. Süt kolyesi yapma fikri nasıl doğdu? Anne olunca, özellikle de emzirme döneminde insan daha duygusal oluyor. Poyraz’ı emzirirken bu duygusallıkla, içimde bir şeyleri kalıcı kılmak arzusu oluştu. O anın tekrar yaşanmayacağını bildiğim için bebekliğinden bir hatıra kalsın istedim. Kendimce internette araştırma yaparken anne sütünden kolye yapıldığını öğrendim. El sanatlarına da meraklı

olduğum için dikkatimi çekti. Yapımını nasıl öğrendiniz? Anne sütünden kolyeleri ilk olarak yurt dışında bir kadın yapmaya başlamış, artık ülkemizde de uygulanıyor. Ben de ilk gördüğüm an bu işe aşık oldum, hemen yapmak istedim ama işlem hakkında hiç bilgim yoktu. Sütün taşlaştırılmasıyla ilgili çok uzun bir araştırma yapmam gerekti çünkü kimse bununla ilgili bir fikir paylaşmamıştı. 3 aylık bir deneme süresi sonrasında sütü taşlaştırmayı başarabildim. Sütün taşlaştırılması nasıl yapılıyor? Sütü kimyasal işleme sokarak, kendi formülümle taşlaştırıyorum ama bunu başarmak kolay olmadı. İlk başlarda sütü taşlaştıramadım, kolye ucuna oturtmakta zorlandım. Yine de pes etmedim, zaman içinde deneye deneye ustalaştım. Süt, zaman içinde bozulmuyor mu? Hayır, taşlaştırma işleminden geçen süt hiçbir şekilde erimiyor, bozulmuyor, kokmuyor. Böylece anneler, kendi sütlerini ömür boyu saklayabiliyor.

GÜZEL BİR ANI Çalışma sisteminiz nasıl? Anneler, sütü size nasıl ulaştırıyor? Kilitli süt poşetleri var, anneler bilir


Elif Hanım, anne sütü ve bebek saçından işte bu mucizevi takıları yapıyor.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 69


GİRİŞİMCİ ANNE bunu. Kendi sütünden kolye yaptırmak isteyen anneler 5-10 cc kadar sütü bu poşetlere koyup bana gönderiyor. Sütün taşlaştırılmasından sonra, istedikleri aksesuarı annelerin belirledikleri modele uygun şekilde tasarlıyorum. Süt kolyenin içine bebeğin saçı ya da göbek bağından bir parçayla isminin baş harfini de yapıyorum. Peki, bu çalışma ne kadar zamanınızı

mutlu ediyor. Annelerin sütü gönderdikten sonraki heyecanı muhteşem bir şey. İşlemleri adım adım onlara fotoğraf olarak gönderiyorum ve heyecanlarına ortak oluyorum.

SÜT OLMASI GEREKMİYOR Bazı annelerin sütü olmuyor, onlar kolye istediğinde ne yapıyorsunuz?

Anne sütüyle çalışmayacaksam sedef kullanıyorum. Metal olarak da çelikle çalışıyorum. Altın ve gümüş isteyenler de oluyor. Bu kolyelerin maliyeti nedir? Materyaline göre değişiyor. Çelikler 120 liradan başlıyor, altın ve gümüşte fiyat daha da artıyor. Elif Hanım, sevdiklerine güzel bir hatıra bırakmak isteyenlere söylemek

Elif Özcan, evinde kurduğu mini atölyesinde çalışıyor.

ANNELERIN, BIRBIRINI SEVEN INSANLARIN YÜREKLERINE DOKUNABILMEK, KALICI BIR HATIRA BIRAKMAK IÇIN BU IŞI YAPIYORUM alıyor? Sütün taşlaştırılması 3-4 günümü alıyor. Süt uzun sürede donuyor. Saç tellerini işlemek de en az 3 saat. Sonra bir camlama işlemi yaparak çalışmayı sonlandırıyorum. Kolyenin tamamen bitmesi minimum 3 hafta ile 1 ay arasında sürüyor. Hem anne hem de çocuk için çok güzel bir hatıra… Evet, çocuk büyüdüğünde kendisine çok güzel bir anı bırakılmış oluyor. Çok severek, zevk alarak yapıyorum bu işi ve anneleri mutlu etmek beni daha da 70 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Böyle bir hatıra için illa süt olması gerekmiyor. Sedeften de kolye yapabiliyorum. Yeter ki bebeklerinin saç telini, dişini, tırnağını ya da göbek bağını göndersinler. Bunların hepsini kimyasal işlemlerle kolyeye hapsedebiliyorum. Anne sütünden kolye dışında neler yapıyorsunuz? Yüzük, bileklik, küpe, kol düğmesi, anahtarlık... Hepsini yapıyorum. Mesela beyler, eşleri için kolye yaptırıyor ya da nişanlılar, sevgililer yüzüklerine saçlarından isimlerinin baş harfini yazdırıyor.

istediğiniz bir şey var mı? Çok değerli bir iş yaptığımı düşünüyorum. Annelerin, birbirini seven insanların kalbine dokunabilmek, kalıcı bir hatıra bırakmak için bu işi yapıyorum. Annelerden ve çiftlerden olumlu geri dönüş almak beni çok mutlu ediyor. Anneler için şunu söyleyebilirim; süt bir mucize ve bu mucizeyi yaşatmak istiyorlarsa ben onlara yardımcı olabilirim.

İLETİŞİM Instagram: @sutkolyem



Yediiklim Kolejlerinin Başiskele’deki yeni kampüsü 2018-2019 eğitim-öğretim yılında eğitim vermeye başlayacak. 72 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


EĞİTİM

NECMİ ŞAHİN:

EĞITIM EK IŞIMIZ DEĞIL, TEK IŞIMIZ Yediiklim Kolejleri, üç yıl önce ‘Her Çocuk Dünyayı Değiştirebilir’ sloganıyla çıktığı yola yeni şubeler ve kampüslerle devam ediyor

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 73


EĞİTİM Yediiklim Kolejleri Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Şahin.

T

ürkiye’nin 55 ilinde 85 şubesiyle ulusal bir marka olan Yediiklim Akademi, 2015 yılından itibaren Kocaeli, Diyarbakır, Balıkesir ve Antalya başta olmak üzere birçok ilde açılan Yediiklim Kolejleriyle eğitime katkı sunmaya devam ediyor. Yediiklim Kolejleri şu sıralar, Kocaeli’de tam donanımlı bir kampüs inşa etmenin heyecanı içerisinde. Her detayı incelikle düşünülmüş, yenilikçi ve sistemli bir eğitim modeliyle kapılarını açacak olan Yediiklim Kolejleri 2018 – 2019 eğitim öğretim döneminde öğrencileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Yediiklim Kolejleri ve kurumun ilimizde eğitim verecek olan kampüsü hakkındaki bilgileri, Yediiklim Kolejleri Kurucu Müdürü Necmi Şahin’den aldık. Necmi Bey, Yediiklim Kolejlerinin eğitim camiasındaki duruşundan biraz bahseder misiniz? Öncelikle şunu belirtmeliyim ki yönetim kurulumuzun tamamı eğitimcilerden oluşuyor. Yönetim kurulu başkanı olarak ben öğretmenim; yönetim kurulu üyelerimiz Mustafa Erdoğan, Yalçın Kaya, Murat Şehir, Bekir Yılmaz, Adnan Altun ve diğer şubelerimizin kurucularının tamamı da öğretmendir. Bizler eğitime gönül vermiş bir aileyiz. Eğitim ek işimiz değil, tek işimizdir. Bizler farklı düşüncelere 74 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Yediiklim Kolejleri Kocaeli kampüsü Başiskele’de 7 bin 500 metrekarelik bir alanda yükseliyor.

hizmet etmeyen, sadece çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine hizmet eden öğretmenleriz. Bize göre çocuklar iyi bir eğitim aldığında, özgün düşüncelerini koruduklarında, vatanına ve milletine faydalı insanlar olacaktır. Çağdaş, demokrat, fikri hür, vicdanı hür insanlar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Çocuklarımıza ve gençlerimize sahip olduğumuz özgün ve üretken programlar çerçevesinde düşünmeyi, sorgulamayı ve üretmeyi öğretiyoruz. Yediiklim Kolejlerinin Kocaeli’deki yeni kampüsü nerede kuruluyor ve hangi özelliklere sahip olacak? Şu an eğitim-öğretim hizmetine devam eden okulumuz, bildiğiniz üzere Kocaeli Başiskele’de yer alıyor. Kampüs projemiz de yine aynı bölgede, 7 bin 500 metrekarelik bir alanda yükseliyor. Kampüsümüz

yaklaşık 400 kişilik konferans salonu, seminer salonları, sinema salonu, planetaryum salonu, büyükler ve küçükler için ayrı ayrı yüzme havuzları, buz pisti; seramik, resim, müzik, ahşap, robotik kodlama, dil atölyeleri; kapalı – açık spor sahaları, hayvanat bahçeleri, at biniciliği ve kamp alanları gibi bölümlerden oluşuyor. Yeni projemizin doğal bir ortam ile iç içe olması, iç ve dış mekanların geniş olması bizleri ayrıca heyecanlandırıyor.

BEŞ OKUL BİR ARADA Kampüste eğitim kurumlarının hangi kademeleri yer alacak? Kampüsümüzde anaokulu, ilkokul, ortaokul, Anadolu lisesi ve fen lisesi olmak üzere toplam beş okul yer alacak. Yani üç yaşında Yediiklim Kolejleri’ne başlayan


EĞİTİM

bir çocuğumuz, yaklaşık 15 yıl boyunca burada eğitim alacak. Mezun olan gençlerimiz yurt içi ve yurt dışında yükseköğrenim alma hakkına sahip olacaklar. Yediklim Kolejlerinin yeni kampüsündeki anaokulunun fiziki ortamı ve eğitim anlayışı hakkında biraz bilgi verir misiniz? Minik öğrencilerimizin güvenliği ve ihtiyaçlarını düşünerek, anaokulu bölümümüzü binamızın giriş katında konumlandırdık. Ayrıca, faaliyetlerini ve ihtiyaçlarını aynı katta toplayarak merdiven kullanımını en aza indirgedik. Çocuklarımızın sınıflarının bulunduğu katta sadece anaokulu öğrencilerimizin kullanacağı çok amaçlı faaliyet salonu, yemekhane, uyku odası, buz pisti ve kendilerine ait yüzme havuzu düşündük.

Doğa ile iç içe olan kampüsümüzde oyun grupları, hayvanat bahçesi, kamp alanları da var. Botanik dersinde doğal üretimin tadına varacak olan çocuklarımız doğal döngüyü de yaşayarak öğrenecek. Öğrencilerimize zengin öğrenme ortamları sağlayarak onları kendi gelişim hızları içinde destekleyip bütünsel bir sistem içinde değerlendiriyoruz.

İKİ FARKLI YABANCI DİL Anaokulunda sınıfların fiziki şartları nasıl? Yaş gruplarına göre ayırdığımız sınıflarımızın fiziki ortamlarına da oldukça dikkat ettik. Üç yaş seviyesindeki öğrencilerimizin tuvalet eğitimini yeni almış olduğunu düşünürek sadece o sınıfın kullanımı için bir WC ayırdık. Sınıfla-

rımızın doğal havalandırması ve yüksekliklerinin de gerek sağlık gerekse iyi bir eğitim için önemli olduğunun bilinciyle tüm ihtiyaçları karşılayan fiziki bir ortam oluşturduk. Yine bu sınıflara zaman zaman ihtiyaç duyulduğunda uzman bir psikolog eşliğinde velilerin gözlem yapabilecekleri gözlem odaları kurduk. Anaokulunda yabancı dil eğitimi de olacak mı? Yediiklim Kolejlerinin okul öncesi ve daha sonraki kademelerde bir diğer önceliği de yabancı dil eğitimidir. Özellikle 3-6 yaş arasında dil gelişiminin çocuklarımızda çok hızlı gelişme gösterdiği bilimsel olarak kabul edilmiştir. Yediiklim Kolejleri, okul öncesinde evrensel olarak uygulanan ‘Montessori, Waldorf, Reggio Emilia, Primary Years Programı, High ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 75


EĞİTİM

Yediiklim Koleji’nin yeni binasında 66 derslik olacak.

Scope, Bank Street, Creative Curriculum ve Cooperative’ gibi birçok eğitim modelini uygulamaktadır. Böylece çocuklarımız kurumumuzda yaşayarak, uygulayarak ve eğlenerek iki farklı yabancı dil öğrenecek.

ÖĞRETMENİN ETKİSİ BÜYÜK Biraz da Yediiklim Kolejleri’ndeki İlkokul eğitiminden bahsedelim mi? İlkokul, çocuklarımızın yavaş yavaş oyun döneminden çıkıp akademik eğitime geç-

yolca, akıl oyunları, bilişim teknolojileri, satranç, yüzme, binicilik ve drama başta olmak üzere birçok farklı branş öğretmenimizi de bu kademede çocuklarımızın eğitim hayatına dahil ediyoruz. İlkokul kademesindeki öğrenciler için nasıl bir eğitim sistemi oluşturdunuz? İlkokul birinci sınıfta, önceliğimiz okuma – yazmayı öğretmek ve devamında çocuklarımızın yeteneklerini keşfetmektir. İlkokul ikinci ve üçüncü sınıflarımızda öğrenmeyi sevdirmek ve

nik derslerinde doğal üretim yaparken orman içerisinde kamp kurma olanağı bulacak. Binicilik ve yüzme gibi oldukça faydalı sporlar yapabilecekler. Peki, dördüncü sınıf öğrencileri? Dördüncü sınıfta ise öğrencilerimiz biraz daha branşlaşmaya yönlendirilecek. Özellikle dördüncü sınıfın ikinci döneminde öğrencilerimiz matematik, fen bilgisi başta olmak üzere bazı branş öğretmenlerinden de dersler alarak ortaokula oryantasyon sürecine başlamış olacaklar.

ÖĞRENCILERIMIZE OKUMA ALIŞKANLIĞINI KAZANDIRARAK ONLARIN DÜŞÜNEN, SORGULAYAN VE ÜRETEN BIREYLER OLMALARINI SAĞLIYORUZ tikleri bir dönemdir. Bu dönemde gerek okula alışmaları gerekse ileriki yıllarda eğitim hayatlarını sağlıklı sürdürebilmeleri için başta sınıf öğretmenleri olmak üzere tüm öğretmenlerin etkisi büyüktür. Çocuklarımızı deneyimli sınıf öğretmenlerimize teslim etmekle birlikte resim, müzik, beden eğitimi, İngilizce, İspan76 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

yabancı dil eğitimine ağırlık vermekle birlikte analitik ve sosyal becerilerini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Yine bu dönemde spor, sanat, kültürel etkinlikleri ön plana çıkarıyoruz. Öğrencilerimize okuma alışkanlığını kazandırarak onların düşünen, sorgulayan ve üreten bireyler olmalarını sağlıyoruz. Ayrıca öğrencilerimiz bota-

SINAVA HAZIRLIK Biraz da ortaokul kademesinden bahsedelim... Bizler bu kademeyi iki bölümde değerlendiriyoruz: Birincisi beşinci ve altıncı sınıf ile yedinci sınıfın ilk dönemi; ikincisi ise yedinci sınıfın ikinci dönemi ve


EĞİTİM

Yediiklim Koleji’nin yeni binası tam donanımlı olacak.

sekizinci sınıf. İlk olarak ara sınıf dediğimiz beşinci, altıncı sınıf ve yedinci sınıfın ilk döneminde yabancı diller ağırlıklı bir program uygulamakla birlikte sanat, spor, bilişim ve teknoloji programlarını da uyguluyoruz. Daha sonraki evrede yani ikinci aşama olan liseye geçiş aşamasında öğrencilerimizin karşılaşacağı sınava yönelik çalışmalar yapıyoruz. Ne tür çalışmalar? Öğrencilerimizin sekizinci sınıfın sonunda girecekleri sınavlar için yaklaşık bir buçuk yıllık hazırlık dönemini başlatıyoruz. Bu dönemde, sömestir ve yaz tatilinde sınava yönelik kurslar düzenliyoruz. Öğrencilerimiz birinci evrede yeteneklerini keşfedip en az bir sanat dalında kendilerini yetiştirirken yine en az bir spor dalında da başarılar elde ediyorlar. Ayrıca yabancı dil gelişimlerini de devam ettiriyorlar. İkinci evrede ise başarılı bir sınav için hazırlık yapıp iyi bir liseyi kazanarak eğitim hayatlarını sürdürmelerine destek oluyoruz.

Peki, lise kademesinde Yediiklim Kolejleri neler yapacak? Kampüsümüzde iki farklı lisede eğitim vereceğiz. Lise kısmımız hem Anadolu lisesi hem de fen lisesi ile geleceğe ışık tutacak bireyler yetiştirmek esaslı tasarlanmıştır. Bu liselere öğrenci kabulünü ise kendi yaptığımız sınavlara ve Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı sınavlara göre belirleyeceğiz. Sıralama ve puan esasına göre belirleyeceğimiz öğrencilerin bir kısmını fen lisesine, bir kısmını da Anadolu lisesine alacağız. Lise öğrencilerimizin eğitimini de iki kısımda oluşturacağız.

STEM’E GÖRE EĞİTİM Bu iki kısımda nasıl eğitimler verilecek? Dokuzuncu ve onuncu sınıfta yabancı dil eğitimi ağırlıklı olmak üzere spor, sanat, bilişim ve teknoloji eğitimi de vereceğiz. Yine bu süreçte branşlar arası bağlar kurarak çağdaş bir eğitim modeli olan STEM’e göre bir eğitim vereceğiz. On birinci ve on ikinci sınıflarda ise öğrencilerimize yükseköğrenime hazırlık sınavı için bir eğitim vereceğiz. Ayrıca öğrencilerimizi düzenlediğimiz kurs, rehberlik, danışmanlık gibi faaliyetlerle destekleyerek akademik başarılarına kat-

kımızı hissettireceğiz. Kampüste yer alan okullarda kaç derslik bulunacak? Anaokulunda 10 derslik, ilkokulda 12, ortaokulda 12, Anadolu Lisesi ve fen lisesinde ise 16 derslik olmak üzere toplam 66 derslik düşünüyoruz. Öğrenci kontenjanını belirli bir sayıda tutarak eğitim kalitesinden ödün vermemeyi amaçlıyoruz. Yabancı dil eğitiminiz için düşündüğünüz farklı bir projeniz var mı? Yeni projemizde ‘Dünya Dilleri Sokağı’ diye bir alanımız olacak. Bu bölümde farklı meslekleri tanıtan ve öğrencilerimizin eğitimini aldığı yabancı dilin pratiğini yapmasına imkan veren çeşitli istasyonlar olacak. Bu istasyonlar arasında terzi, manav, telefon kulübeleri, market, bilet gişeleri, otobüs maketleri yer alacak. Dil eğitimlerimizi yurt dışı gezilerle destekleyerek öğrencimizin günlük hayattaki kullanım becerisini artırmaya çalışacağız. Bizler yabancı dillerin belli kurallarının öğretilmesinden ziyade, kişinin günlük hayatta kendisini ifade etme becerisini geliştirmekten yanayız. Necmi Bey, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz... Yediiklim Kolejleri olarak bu keyifli röportaj için biz teşekkür ederiz. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 77


RÖPORTAJ

Geçmişten gelen olumsuzlukları geride bırakın

RUHSAL AMELİYAT Ünlü yaşam koçu Erim Ergün, uyguladığı ‘ruhsal ameliyat’ yöntemiyle danışanlarını geçmişten gelen kızgınlık, üzüntü, takıntı, korku, kaygı gibi duygu ve enerjilerden kurtarıyor; onlara yepyeni bir hayatın kapılarını açıyor RÖPORTAJ: SEVİM BAYMAK

E

rim Ergün, verdiği yaşam koçluğu ve mentörlük hizmetleriyle, kişisel gelişim alanında ünü hızla yayılan bir isim. İstanbul Kadıköy’de faaliyet gösteren merkezinde her gün onlarca kişinin yaşamına dokunuyor; kendi geliştirdiği tekniklerle onlara yeni bir hayatın kapılarını açıyor. 2000 yılında geçirdiği kanser rahatsızlığından sonra yaşamında ciddi değişiklikler olan Erim Ergün, hastalığını yenmesinde kendisine yardımcı olan tüm teknikleri ve öğrendiklerini şimdi diğer insanlarla paylaşıyor. Özellikle, uyguladığı ‘ruhsal ameliyat’ tekniğiyle pek çok kişinin hayata bakışını değiştiren Erim Ergün ile kendi geliştirdiği enerji tekniklerini, şu sıralar ikinci baskısını yapan ‘Yaşama Uyanış’ adlı kitabını ve verdiği eğitimleri konuştuk.

78 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Sizi ‘Yaşama Uyanış’ isimli kitabınız ve seminerlerinizle tanıyoruz. Peki, Erim Ergün kimdir? Çanakkale Biga doğumluyum. İ.T.Ü. İşletme Mühendisliği Fakültesi’nden mezun oldum. Yaklaşık 12 yıl özel sektörde satış, pazarlama ve kalite güvence konularında farklı pozisyonlarda çalıştım. Şu anda yaşam koçluğu yapıyorum. Mesleğinizi bırakıp, yaşam koçluğu yapmaya nasıl karar verdiniz? 2000 yılında kan kanseri olduğumu öğrendim. Bu süreci yaşarken tamamlayıcı tedavi yöntemleriyle tanıştım. Geleneksel tıbbi tedavimin yanında bu yöntemlerin çok faydasını gördüm. Kişisel değişim ve gelişim konularında çok sayıda eğitim aldım. Bu alanda uzmanlaşarak yüzlerce kişi üzerinde farklı uygulamalar yapma fırsatım oldu. 2005 – 2007 yılları ara-

sında merkezi Amerika’da bulunan ‘Coaches Training Institute’in Türkiye‘deki temsilcisi Navitas kanalıyla, koçluk eğitimini aldım. Bu, Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından akredite olmuş dünyadaki sayılı koçluk eğitim programlarından biridir. Kitap yazma hikayeniz nasıl başlıyor? Hastalıklarımız değişime açılan kapılarımızdır. 17 yıl önce kanser hastalığına yakalandığımda başlayan içsel yolculuğum, şifa ve farkındalık adına bu kitabı yazdırdı bana. Kitap neyi anlatıyor? 2014 yılında başladığım ve Şubat 2018’de 100’üncüsünü gerçekleştireceğimiz çalışmalardan alınan öz bilgilerle ortaya çıkmış, ruhsal rehber niteliğinde bir kitap. Bu kitapla kitlesel uyanışı, idrak açılımına destek olmayı ve tabii ki


RÖPORTAJ hastalık süreci yaşayan kişilerin zihinsel, duygusal, ruhsal olarak denge sağlamaları için güçlü bir kapı açmayı hedefledim. Merkeziniz de var… 2008 yılı başı itibariyle profesyonel olarak koçluk yapmak ve insanların değişimlerinde onlara destek olmak istedim. Birlikte gelişmek ve değişmek adına ‘Erim Yaşam Koçluğu Merkezi’ni kurdum. Sık sık seminerler düzenliyorsunuz. Bu seminerlerin içeriğinden kısaca bahseder misiniz? Evet, çeşitli seminerlerim oluyor. Bunlardan 7 saat yani tam gün süren ‘Yaşama Uyanış’ semineri; farkındalık, bilinçaltı çalışması, meditasyon, yaşam amacı çalışması, nefes çalışması ÖZ akışlar, kişilere özel ÖZ akışlar ve ruhsal bilgileri içeriyor. 3 saat süren ‘Ben Aşk’ım seminerinde duygusal hayatımıza, ilişkilerimize yönelik farkındalıklar; bilinçaltı çalışması, aşk enerjisini deneyimleme, meditasyon ve şarkılar var. Yine 3 saat süren ‘Işık’ çalışması ruhsal bilgiler, meditasyon, ATON enerjisini deneyimleme, ÖZ akışlar, kişilere özel ÖZ akışlardan oluşuyor.

daha dengede ve huzurlu hissedip, gerçekleştirmek istedikleri hedeflerle ilgili harekete geçmeye başlıyorlar. Bu bazen kangren haline gelmiş bir ilişkiden özgürleşmek, gerçekten hak ettiği güzellikleri yaşamaya başlamak, bolluk bereket kapılarını açmak; bazen de ciddi bir rahatsızlığı tıbbi tedavisiyle birlikte kalıcı olarak şifalandırmak şeklinde kendini gösterebiliyor.

YENİ BİR DOĞUM HİSSİ Nasıl bir teknikle gerçekleştirilir? İki bölümden oluşan tek bir seans halinde uygulanır ve 1 saat 45 dakika civarında sürer. İlk bölümde kişiye odaklanılır ve bilinçaltı okuması yapılır. Bu okumayla en majör (temel), kişiyi engelleyen inançlar, duygular tespit edilir. İkinci bölümde ise kişinin 3. göz (iki kaşının ortası) enerji merkezine yapılan enerji

RUHSAL AMELİYAT Sertifikalı eğitimleriniz de var, değil mi? ATON Şifa ve Dengeleme Enerjisi Sertikalı Uygulayıcı Eğitimleri, 3 seviyeden oluşuyor ve her biri 5 saat sürüyor. İlk seviye ‘arınma ve dengelenme’, orta seviye ‘güçlenme ve ruhsal kontrol’, ileri seviye ise ‘kendini gerçekleştirme ve yaratım’. ATON eğitimlerinde kişi ilk seviyeden itibaren bu güçlü enerji ile tanışır ve hem kendisi hem de etrafında ihtiyacı olanlar için bu enerjiyi kullanmaya başlar. Sizden aldıkları eğitimler sonucunda insanların yaşamında ne gibi değişimler yaşanıyor? Gerçekleştirdiğim bütün seminerlerin, eğitimlerin, bireysel seansların en önemli amacı kişiyi içindeki muhteşem güç ve potansiyelle buluşturmak. Kişiler, aldıkları seanslar ve katıldıkları seminerler sonucunda kendilerini çok

Yaşam koçu ve mentör Erim Ergün, İstanbul Kadıköy’de hizmet veren merkezinde her gün onlarca kişinin yaşamına dokunuyor, onlara yeni bir hayatın kapılarını açıyor.

Sizin bir de ’ruhsal ameliyat’ uygulamanız var.... Nedir ruhsal ameliyat? Ruhsal ameliyat, kişinin geçmişten taşıdığı ve geleceğe yansıttığı kızgınlık, üzüntü, takıntı, korku, kaygı gibi duygu ve enerjilerin; buna paralel olarak yaşamında önünü tıkayan ve ilerlemesini engelleyen inanç sistemlerinin yarattığı blokajları, bedende karşılığı olan bölgelerden çekip çıkarmaya yarayan çok etkili bir yöntemdir.

transferiyle algıları açılır; geçmiş ve geleceğin bir olduğu AN’ın sonsuzluğuna odaklanılır. Deneyimlenen hipnoz ya da trans hali değildir, çok derin bir şifa alanına geçen kişi yine de her şeyin farkındadır. Danışanın aktif olarak sürecin içine olduğu bir çalışmadır. Kişi bu uygulama sırasında ne hisseder? 2. enerji transferi, narkoz enerjisi dediğimiz, en derinde, blokajları kişiyi enŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 79


RÖPORTAJ gelleyen enerjileri yüzeye çıkartan enerji transferidir. Sonrasında tek tek bu ağır enerjileri temizleme süreci başlar. Kişi de zaman zaman derin nefesler vererek bu süreci destekler. En son bölümde ameliyatı bitiren güçlü ATON enerjisi verilir ve kişi ‘Altın Işık’ ile sarmalanır. Çoğunlukla deneyimlenen yenilenme, yeni bir doğum hissidir ve kişi ameliyat sonrasındaki günlerde de olumlu anlamda çözülmeler yaşamaya devam eder. Harekete geçmek, huzur hissi, daha güçlü ve kararlı hissetmek, uykularda düzelme ve denge hali en çok yapılan geri bildirimlerdir. İş hayatında ve ilişkilerde olumlu anlamda değişimler, bolluk ve berekette artışı da sıkça söylenen sonuçlardır. Ruhsal ameliyattan sonra kişinin uyması gereken kurallar var mı? Ruhsal ameliyat seansından sonra danışanlarıma bazı ödevler ve kendi sesimden 7-8 dakikalık bir meditasyon veriyorum. Bunları dikkate aldıklarında faydasını çok daha yoğun bir şekilde görebiliyorlar. Hedeflenen sonuca ulaşmak için tek seans ruhsal ameliyat yeterli midir ya

la, Facebook ve Instagram üzerinden on binlerce kişiye ulaştırılmaya devam edilen bu enerji, Eylül 2015’ten itibaren 3 seviyeli eğitimlerle herkesin kullanımına açıldı. ATON Şifa ve Dengeleme Enerjisi’nin faydaları nelerdir? Yaşamda kaotik ortamda kontrol kur-

Erim Ergün, 24 Şubat’ta ilimizde bir seminer vermeye hazırlanıyor.

siye verebilirim. Bu noktada ben de hem ruhsal hem de koçluk deneyimimle beş tavsiyede bulunabilirim. 1. Kendinizi olduğunuz halinizle kucaklayın, kendinizi sevin, her gün aynaya bakıp kendinize ‘seni seviyorum’ deyin. 2. Hiçbir şeyi kişisel algılamayın. İnsanların size olan tepkileri sizinle alakalı değildir. Geçmişlerinden kaynaklanır. Kişisel algılayıp o enerjinin içine girmeyin. 3. Düzenli meditasyon ve egzersiz yapın. Düzenli ve sağlıklı beslenin. 4. Korkularınızı yenin çünkü korkular bizi aşağıya çeken duygulardır. Korkularınızla yüzleşin. 5. Ne istediğinize karar verin. Kim ne derse desin siz ilerleyin, harekete geçin. Yaşam cesurları ve harekete geçenleri sever. Sevgiyle kalın ve aşkla yaşayın. Hobilerinize bile profesyonel yaklaşımınız var… Evet. İmkanlar çerçevesinde herkes böyle yapmalı. Hobilerini geliştirmek için de eğitim almalı. Şan dersleri alıyorum. 1,5 senedir şiir yazıyorum ve şu anda 300’ü aşkın şiirim var. Zaman zaman ‘Erim

YENILENME, YENI BIR DOĞUM HISSIDIR VE KIŞI AMELIYAT SONRASINDA DA OLUMLU ANLAMDA ÇÖZÜLMELER YAŞAMAYA DEVAM EDER da kaç kere uygulanmalıdır? Genellikle tek seans ruhsal ameliyat yetmektedir. Akabinde danışan destekleyici diğer seanslara katılabilir ve sürecini güçlendirebilir. Özellikle anne ve baba seansı, önerdiğim seanslardan biridir. Ayrıca ATON eğitimleri alması da yaşamına ATON enerjisini sokması, dengeyi ve huzuru hissedip yaşamdaki başarısını artırması açısından önemlidir. ATON Şifa ve Dengeleme enerjisinden de biraz bahseder misiniz? Uzun yılardır gerçekleştirdiğim ruhsal çalışmalar sonucunda hak edilen bu enerji, 15 Mart 2015’te ‘Altın Işık’ olarak devreye girdi ve Ağustos 2015’te ATON Şifa ve Dengeleme enerjisi ismini aldı. Enerji, doğrudan ışık evren dediğimiz rahman yoğunluklardan çekilmektedir. Altın Işık enerjisi adıyla başlayan ve o zamandan itibaren uzaktan aktarımlar80 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

maya, negatif enerjileri kontrol etmeye ve dönüştürmeye, huzur ve denge hissettirip AN’da olmaya, bireysel uyanışa ve idrake yardımcı olur; kollektif uyanışı hızlandırır. Mezar olarak adlandırdığımız ‘rahim’ yoğunluklarda kontrol kurup omega (rab) kapısı geçişini hızlandırmaya; ‘rahman’da tanrısal gücünü aktive etmeye yardımcı olur. Bedendeki enerjisel blokajları açmaya yardımcı olup şifalanma sürecini hızlandırır. Enerji uygulamasını alan kişilerde güven, huzur ve kaynakta olma deneyimini yaşatır.

KOCAELİ’YE GELİYORUM Size gelen kişilere beş temel tavsiyeniz nedir? Yaşam koçluğu bir tavsiye verme sistemi değildir. Değişim, dönüşüm ve değişimi yönetme sistemidir. Ancak bir mentör olarak, mentör şapkamı taktığımda tav-

Ergün’le Işıklı Geceler’ adı altında, Kadıköy’de Gitar Live Cafe’de programlar düzenleyip hep birlikte şarkılar söyleyip şiirler okuyoruz. Keyifli zaman geçirip enerjimizi yükseltiyoruz. Erim Bey, daha önce Kocaeli’ye geldiniz mi? Elbette, profesyonel hayatımda Birsa Bridgestone firmasında uzun yıllar çalıştım. O dönemde görevim nedeniyle Kocaeli’ye sık sık gelirdim. Kocaeli’de hala çok sevdiğim, görüştüğüm dostlarım var. Önümüzdeki günlerde ilimize gelmek gibi bir planınız var mı? Bu ay Kocaeli’de bir seminerimiz olacak. 24 Şubat’ta, 14.00-17.00 saatleri arasında Wes Otel’de olacağız. Seminerimize katılmak isteyenler 0532.386 05 16 numaralı telefonu arayarak rezervasyon yaptırabilir. Geniş katılımlı, keyifli bir buluşma olacağını düşünüyorum.



KONUT

KARTEPE’DE YENI BIR YAŞAM ALANI KURULUYOR

My Life Kartepe Kain İnşaat, Kartepe’nin popüler yerleşim alanı Köseköy’de yepyeni bir projeye başlıyor… Her mevsim farklı bir güzelliğe bürünen Kartepe’nin kucağında bir yaşam hayal ediyorsanız, My Life Kartepe’yi kaçırmayın! 82 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


KONUT

Kain İnşaat’ın yeni projesi My Life Kartepe satışa çıktı.

K

ain İnşaat, yeni yaşam alanları oluşturmaya devam ediyor. Umuttepe yolu üzerinde 4 etap halinde inşa edilen My Hill sitelerinin yanı sıra Yuvacık bölgesine değer katan May City, Manar Yuvacık ve Manar Terrace’nin mimarı olan Kain İnşaat, bu kez Kartepe’nin popüler yerleşim alanı Köseköy’de yepyeni bir projeye

başlıyor. Şimdiye kadar yaptığı modern, kaliteli ve konforlu konutlarla inşaat sektöründeki yerini iyice sağlamlaştıran firmanın merakla beklenen yeni projesi My Life Kartepe, satışa çıktı.

1+1’DEN 4+1’E KADAR Kartepe’de, Villam 1 Sitesi ile Marmara Eğitim Kurumları’nın hemen karşısında-

ki 15 dönümlük alan üzerine inşa edilecek My Life Kartepe, 4.5 katlı 4 bloktan oluşacak. 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 şeklinde projelendirilen 176 dairenin bulunduğu site, sosyal donatıları açısından da oldukça zengin. İnşaatına başlanan My Life Kartepe’de; yüzme havuzundan fitness’a, restoran&cafe’den açık ve kapalı çocuk oyun alanlarına, koşu yollarından otoŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 83


KONUT

Kain İnşaat, My Life Kartepe’de 6 dönümlük alanı yeşil alan olarak ayırdı. My Life Kartepe’de 87 ile 216 metrekare arasında değişen dairelerin fiyatı 199 bin TL’ den başlıyor.

84 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


KONUT

parka kadar hayatınıza konfor katacak her türlü ayrıntı düşünülmüş.

6 DÖNÜMÜ YEŞİL ALAN My Life Kartepe’nin en büyük özelliği ise yeşil alanı. Sitenin tam ortasındaki 6 dönümlük alan yeşil alan olarak ayrılmış durumda. İnşaat alanının neredeyse yarısını yeşil alan olarak projelendiren Kain İnşaat, yapacağı peyzaj çalışmalarıyla doğa harikası Kartepe’nin dokusuna uygun bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor. Projenin bir diğer özelliği de şehre çok yakın olması. Yahya Kaptan Mahallesi’ne 4, şehir merkezine 7 kilometre mesafede bulunan My Life Kartepe, otogar ve otoban bağlantı yoluna da çok yakın.

199 BİN TL’DEN BAŞLIYOR My Life Kartepe’de dairelerin büyüklüğü 87 metrekare ile 216 metrekare arasında değişiyor. Daireler 199 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa çıkıyor. Şehrin yanı başında, eğitim kurumlarına çok yakın bir mesafede bulunan My Life Kartepe’nin bir özelliği de burada yaşayacak olanların Kartepe’nin nimetlerinden fazlasıyla faydalanacak olması. Sapanca Gölü’ne, Kartepe Kayak Merkezi’ne ve Maşukiye gibi doğa harikası yerleşim alanlarına çok yakın mesafede bulunan sitede oturacaklar bu açıdan da çok şanslı olacak.

HER ZEVKE UYGUN Kain İnşaat güvencesinde inşa edilecek dairelerde her zaman olduğu gibi en ka-

liteli malzemeler kullanılacak. My Life Kartepe’nin bir özelliği de projede her zevke uygun dairelerin bulunması. Sitede hem kapalı hem açık mutfaklı daireler de var, geniş verandaya sahip daireler de. Merkezi ısıtma sisteminin bulunacağı sitede güvenlik de mevcut. Kain İnşaat diğer projelerinde olduğu gibi My Life Kartepe’de de daireleri banyo ve mutfak dolapları ile portmanto içinde teslim edecek. My Life Kartepe ile ilgili bilgi almak istiyorsanız; firmanın internet sitesi kaininsaat.com.tr’yi ziyaret edebilirsiniz.

İLETİŞİM Kabaoğlu Köyü Dostluk Sokak No: 16, İzmit +90 (262) 323 1316 +90 (534) 892 1014 info@kaininsaat.com.tr ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 85


MODA

SIZE ÖZEL GELINLIĞIN ADRESI

LOSTABELLA Yıllardır hayalini kurduğunuz düğün gününüzde peri kızı kadar güzel ve rahat olmak istiyorsanız; adresiniz Nişantaşı’nda bulunan ve kişiye özel tasarım yapan Lostabella Haute Couture

H

er genç kızın hayalidir bembeyaz gelinlik giymek. Gelinliği içinde peri kızı kadar güzel görünmek, masal gibi bir düğünle evlenmek… Peki, düğün günü büyüleyici ve muhteşem görünmek için neye ihtiyacımız var? Öncelikle güzel bir gelinliğe… Tüm gözlerin üzerimizde olacağı bu özel günde nasıl bir gelinlik giymeliyiz? Gelinlik seçimi yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Hayalimizdeki gelinliği nereden bulabiliriz? İşte bu soruların yanıtını Lostabella Haute Couture’ün sa-

86 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

hibi Aysun Sürmen’den alacağız. Aslen İzmitli olan ve Nişantaşı’nda kişiye özel tasarımların yapıldığı bir modaevi bulunan Aysun Sürmen’in tavsiyelerine kulak verirken; Lostabella’nın gelinliklerine göz atmayı unutmayın! Aysun Hanım, öncelikle sizi tanıyalım? Adım Aysun Sürmen. İzmitliyim. İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuyum. Kimya mühendisiyim. Nişantaşı’ndaki dükkanımda gelinlik ve abiye üzerine özel tasarım ürünler yapıyorum. Hem iç

piyasaya hem yurt dışına satışımız var. Kimya mühendisliğinden gelinlik işine, nasıl oldu bu? Kurumsal hayatta uzun yıllar satış üzerine çalıştım. En son çalıştığım iş yerinden satış müdürü olarak ayrıldım. 9 yaşında bir kızım var, ona daha fazla zaman ayırabilmek için kendi işim olsun istedim. Nasıl bir iş yapabilirim diye düşünürken, aslında aklımda hiç yokken, bir şekilde gelinlik işine kanalize oldum. Ne kadar zamandır bu sektördersiniz? Yaklaşık olarak 3 senedir.


MODA

Lostabella’da gelinlik çeşitlerinin yanı sıra abiye elbiseler de bulmanız mümkün.

Lostabella ne demek? Losta, bu fikri kafamda oluşturduğum yerin eski adı. Biz her sene tatil için Marmaris’in Selimiye Köyü’ne gideriz. O yıl tatilde ‘Acaba kendi işimi yapsam nasıl olur, bir şirket kursam adı ne olmalı’ diye düşünürken, Selimiye’nin eski adı Losta’da karar kıldım. Losta, gelinlik piyasasında kısa kalır düşüncesiyle sonuna ‘güzel’ anlamına gelen ‘bella’yı ekledim. Ve Lostabella olarak piyasaya çıktık.

KİŞİYE ÖZEL TASARIM Aysun Hanım, gelinlik giymiş biri olarak kadınların en heyecanlı, en güzel, en mutlu anlarına tanıklık etmek nasıl bir duygu? Aslında tam olarak öyle değil. Gelin adaylarının en stresli, en sıkıntılı ve ne yapacaklarını bilemediği bir döneme tanıklık ediyoruz. Gelinliklerini giydikleri gün en mutlu oldukları gün olabilir ama öncesinde çok ciddi bir hazırlık sü-

reci var. Ev seçimi, mobilyalar, yerleşme, balayı… Bu süreçte her şeyi düşünmek zorunda kalıyorlar. Biz kendi adımıza, gelinlik seçiminde onlara destek olmaya çalışıyoruz. Bir ürün satışından ziyade o süreci çok keyifli bir şekilde geçirebilmelerini, kendilerini ev ortamında hissedebilmelerini, her türlü isteklerini dile getirebilmelerini ve sonunda da kendilerini tam olarak ifade edebilecekleri, dünyanın en güzel gelini hissedebilecekleri ürünü onlara vermeye çalışıyoruz. Bu süreçte mutlaka ilginç olaylarla da karşılaşıyorsunuz. Evet. Çok farklı bir model hayaliyle gelip, birkaç gelinlik denedikten sonra bambaşka modelle gidenler oluyor. Ya da istediği gelinliğe asla sahip olamayacaklarını düşünüp, umutsuz bir şekilde gelenler oluyor. Burada önemli olan karşınızdaki kişiyi dinleyip, kendinizi onun yerine koyabilmek, empati yapabilmek, ne istediğini anlayabilmek. Bu şekilde

yardımcı olduğumuz çok insan oldu. Gelinlerimizle aramızda çok güzel bağlar kuruluyor. Düğünden sonra da çay-kahve içmeye, bizi abla gibi görüp dertleşmeye gelen müşterilerimiz var. Kişiye özel tasarım yapıyorsunuz değil mi? Evet. Bunun yanı sıra trendler doğrultusunda kendi tasarladığımız, kendi zevkimizi yansıtan ürünler de var. Geldiğinizde onları deneme şansınız oluyor. Dileyen müşterilerimiz hazır gelinliklerden birini alıp gidebilir, dileyen müşterimiz için özel tasarım yapabiliriz. Ya da o esnada modeller üzerinde değişiklik yapıp, farklı bir gelinlik ortaya çıkarabiliriz.

3-4 AY ÖNCE GELİN Genelde ne tür talepler alıyorsunuz? Son iki yıllık verilere baktığımızda elinde fotoğrafla gelip, beğendikleri modelin kendilerine yakışıp yakışmayacağını, uygulayıp uygulayamayacağımızı soranlar ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 87


MODA Lostabella’nın sahibi Aysun Sürmen, gelin adaylarını Nişantaşı’ndaki mağazasına bekliyor.

vererek yapmak, kaliteyi tam oturtarak ciddi müşteriler edinmek istiyoruz. Bu doğrultuda kendinizi sürekli yeniliyor olmalısınız? Evet çünkü bu sektörde yerinizde sayamazsınız. Sürekli trendler değişiyor, yenilikler gündeme geliyor. Takipçi olmanız, kendinizi güncel tutabilmeniz lazım çünkü artık iletişim çağındayız ve müşteri ne istediğini iyi biliyor, çok ciddi araştırmalar yapıp geliyor. O hizmeti verebilmek için biz de kendimizi güncelleyebilmeliyiz. Beklentileri onlardan önce sunabilmeliyiz. Örneğin bu ay İstanbul Lütfi Kırdar’da açılacak gelinlik fuarına katılacağız. Ardından Dubai’deki gelinlik fuarına ziyaretçi olarak gideceğiz.

KABUSA DÖNÜŞMESİN! çoğunlukta. Bizdeki benzer modeli giydirip, çünkü kalıplar (prenses, balık, A kesim gibi) pek değişmiyor, detaylar üzerine çalışıyoruz. Bir gelinliği farklı hale getiren yaka detayı, kol detayı, danteli, işlemesi oluyor. Gelin adayı ana silüetini gördüğünde mutluysa, diğer detaylara birlikte karar veriyoruz. Yönlendirdikleriniz de oluyor mu? Mutlaka oluyor. Bazı müşteriler kendilerine hiçbir şekilde karışılsın istemiyor ama biz olabilecekleri çok net söylüyoruz. Gerekli uyarıları yapıyoruz. Vücut tipine uygun olup olmadığını, o şekilde mutlu olup olamayacağını… Yine de karışılmasını istemiyorsa, söyleyip bırakıyoruz ama fikir danışan müşterilerimiz için de gerekli gördüğümüz yönlendirmeleri yapıyoruz. Gelinliğin hazırlanması ne kadar sürüyor? Modeline göre değişiyor. İşçiliği fazla olan bir gelinlikse yaklaşık olarak bir ayda teslim ediyoruz. Fakat yaz ayları en yoğun olduğumuz zamanlar. Bu yüzden gelin adaylarımızın bize en az 3-4 ay öncesinden gelmelerini istiyoruz. Nişantaşı’nda olmanın bir artısı var mı? Nişantaşı, İstanbul’un en prestijli semtlerinden biri ve moda denilince Nişantaşı geliyor akla. Araplar’ın en çok ziyaret 88 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

ettiği yer de Nişantaşı. Bu anlamda bir avantajımız olduğunu düşünüyorum. Türk müşteriniz kadar Arap müşteriniz de var yanılmıyorsam. Arap müşterilerimiz çoğunlukta. Daha çok hangi ülkelerden? Kuveyt, Dubai, Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan…

PAHALI DEĞİLİZ Nişantaşı’nda bir gelinlikçiye gitmek ‘pahalıdır’ düşüncesiyle biraz ürkütücü geliyor. Gerçekten öyle mi? Fiyat olarak bakıldığında evet lüks ve pahalı algısı var fakat bu ön yargılı bir yaklaşım çünkü İstanbul’un diğer semtleriyle arada çok fiyat farkı yok. Bunu gelen müşterilerimiz de söylüyor, ‘Korkarak geldik ama birçok modelde fiyatlarınız diğerlerinden daha düşük’ diyor. Bir de şu var; Nişantaşı’nda kalitesiz mal satmak gibi bir lüksünüz yok. Biraz da hedeflerden bahsedelim. Lostabella olarak hedefiniz nedir? Biz iç pazarda var olacağız, marka algımızı yükseltmeye çalışıyoruz. Kısa vadeli hedefimiz ihracat yapmak. Özellikle Arap ülkelerine. Kuveyt, Dubai, Katar gibi ülkelerle güçlü bağlantılar kurmak istiyoruz. Orta vadede baktığımızda belki oralarda bir şubeleşme olabilir. Uzun vadede ise bu işi gerçekten hakkını

Merak ediyorum, gelinliğin de bir modası oluyor mu? 2018 trendlerine baktığımızda, tül ve ipekli kumaşların kullanıldığını, dantelin her sene olduğu gibi bu sene de revaçta olduğunu görüyoruz. Romantik gelinler danteli tercih ediyor ama ışltıyı seven, parlamak isteyen gelinlerimiz de var. Onlar için yine işlemeli gelinlikler gündemde. Yurt dışındaki trendleri de takip ediyoruz tabii ki. Sıra dışı kesimleri yakından izliyoruz. Örneğin tulum şeklinde, pelerinli gelinlikler var bu sene. 3 boyutlu çiçekli gelinlikler birkaç senedir moda, bu yıl da revaçta. Son olarak gelinlik bakmaya ilk defa çıkacaklara tavsiyeniz nedir? Mutlaka güvendikleri bir yerle çalışsınlar çünkü eğlenceli olabilecek bir süreç kabusa dönüşebilir. Diğer taraftan kendilerini bir şeyle sınırlandırmasınlar. Farklı kalıptaki modelleri denesinler ki kendilerine neyin yakışıp neyin yakışmayacağını görebilsinler.

İLETİŞİM Adres: Nişantaşı, Rumeli Caddesi, Şeref Apartmanı, Kat: 2 No: 17, Şişli /İstanbul T: 0 212 240 20 40 E: lostabellamoda@gmail.com Instagram: lostabella_couture Facebook: Lostabella Haute Couture WhatsApp: 0 552 240 20 90



KÜKREYEN EJDERIN ÜLKESI

VİETNAM

TÜRKIYE’DE SONBAHAR VE KIŞ AYLARI YAŞANIRKEN; SICAK VE EGZOTIK YERLERE GITMEK, DEĞIŞIK KÜLTÜRLER TANIMAK, DEĞIŞIK LEZZETLER TATMAK ISTIYORSANIZ, VIETNAM’I ES GEÇMEYIN! HAZIRLAYAN: NİLÜFER ERGÜL

Cao Dai, Saigon 90 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


GEZİ

B

u kez istikametim bir Uzak Doğu ülkesi oldu. Dubai aktarmalı, 15 saat süren yolculuğun ardından motosikletleriyle, nükleer saldırı hissi uyandıran maskeli insanlarıyla, doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle, egzotik meyveleriyle kükreyen ejderin ülkesi; Vietnam’dayım. Baştan söyleyeyim, bu klasik bir gezi yazısı olmayacak... Vietnam denilince, akıllara gelen ilk şey maalesef Vietnam savaşı oluyor. Tabii, onlara sorarsanız, Amerikan savaşı. Ülkenin yakın tarihine baktığınızda, sadece Amerika değil, Çinliler ve Fransızlar tarafından da sürekli işgal edilmiş olduğunu görürsünüz. Bugün ise sanılanın aksine, Amerikalıları seviyorlar. Emin olabilmek için birkaç kez sordum aksine bir yanıt almadım. Sanırım kazandıkları zafer, kendi içlerinde durumu sindirmelerini kolaylaştırmış. Çinliler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, zira onlarla hala süregelen toprak kavgaları var.

MOTOSİKLET ÇILGINLIĞI Yerel adı Druk Yul (Kükreyen ejderin ülkesi) olan Vietnam’da ilk durağımız başkent Hanoi. Ülkenin kuzeyinde bulunan bu yerleşim yerinde gözüme çarpan ilk şey, şehirdeki motosiklet çılgınlığı oldu. Vietnamlılar için motosiklet sadece bir ulaşım aracı değil, kelimenin tam anlamıyla bir yaşam biçimi. O kadar çok motosiklet videosu çekmişim ki daha seyahatin başında telefonumun hafızası doldu. 90 milyonluk ülkede 40 milyon motosiklet nasıl olur merak ediyorsanız, o zaman size Hanoi’de karşıdan karşıya geçmenizi tavsiye ederim. İşin ilginç yanı, bu çılgın kalabalıkta herkes bir şekilde yolunu buluyor. Motosiklete çoluk çocuk binenlere de rastlıyorsunuz, olmadık eşya taşıyanlara da... Fakat herkes kasklı ve maskeli Bir de bu kadar çok motosiklet olunca, doğal olarak bir tarz gelişmiş. Rengarenk ve değişik modellerde çok farklı kasklar mevcut. Bence her yıl değişen bir kask modası bile vardır Vietnam’da. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 91


GEZİ

Vietnam’da neredeyse tüm motosikletliler maskeler takıyor.

NEDEN MASKELİLER? Yeri gelmişken, “Neden maske takıyorlar ki? Nükleer bir saldırı mı var?” sorusunun yanıtını da vermeli. Fotoğraflarda da görebileceğiniz gibi Vietnam’da neredeyse tüm motosikletliler eski Amerikan filmlerinde kovboyların taktığı gibi maskeler takıyor. Bunun da nedeni, Vietnam halkının güzellik anlayışı. Vietnamlı kadınlar ve tabii ki erkekler, soluk bir teni, güneşten yanmış bir tene kıyasla çok daha güzel bulduklarından, korunmak için bu maske ve eldivenleri takıyorlar. Bunun klasik bir gezi yazısı olmayacağından bahsetmiştim size, zira sebebi ziyaretim turistik geziden ziyade iş maksatlı. Aslında vaktimin çoğu, itiraf etmeliyim ki kırsallarda geçiyor ama fırsat buldukça gezilecek, görülecek yerleri keşfetmeye çalışıyorum. Onca yolun yorgunluğunu bıraz hafifletmek lazım, değil mi?

AYAKKABILARA DİKKAT! Hanoi’deki ilk iş müşteri ziyaretimi yine bizlere ilginç gelecek şekilde tamamladım. Son derece misafirperver bir halk. Güler yüzlüler ve sizleri memnun etmek 92 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

için ellerinden geleni yapıyorlar. Öncelikle şunu söyleyeyim, eğer Vietnam’da bir iş yeri ziyaretine gidecekseniz, ayakkabılarınızı kapıda çıkaracaksınız. Ben aynı tecrübeyi bazı Arap ülkelerinde ve Bangladesh’te de yaşamıştım ama burası Müsluman bir ülkede değil! Biraz şaşırmakla beraber, hiç alışık olmadığım bir şey değil sonuçta. Çoraplarda patatesler yoksa sorun da yok. Birçok iş yerinde ofis mobilyası, geleneksel tahta oymacılığı ile yapılmış. Epey emek harcandığı belli olduğu halde, bir o kadar da rahatsız. Evinde ve ofisinde bu tarz mobilyaların olması, kişinin ve iş yerinin zenginliğini ifade ediyormuş! Yani gösteriş bizde olduğu gibi burada da önemli. Sonra öğrendim ki dünyaca ünlü mobilya zincirlerinin üretim yerleri Vietnam’daymış.

HER YEMEKTE PİRİNÇ Misafirlikten bahsederken, geleneksel Vietnam yemeklerine değinmeden geçemeyeceğim. Aslında hiç alışık olmadığım bir mutfak değil. Zira Amerika’da yaşarken de özellikle çorba konusun-

da ilk tercihimizdi Vietnam çorbaları. Ancak burada anladım ki yerel halkın hazırlamış olduğu çorbalar, bizim tecrübe ettiklerimizden biraz farklı. Çorbalar yurt dışına çıkınca biraz turistik bir hal alıp, evrim geçirmiş. Tabii, müşterimizin bizi götürdüğü ve masanın ortasında yanan ocaktaki tencereye kendi elleriyle tek tek attığı malzemelerle pişirdiği çorbayı yememek olmazdı. Küçük bir ayrıntı, bu malzemelerin içinde tavuk başı, ayakları her şey var. Bir müddet o baş bana ben ona bakıştık durduk ama sonra yemek olarak önüme konulunca, iş seyahati ile turistik seyahat arasındaki farkı hatırlayıp gerekeni yaptım. Sürekli minicik fincanlarda çay sunumu adetlerinden ama bizim gibi hijenik olduklarını söyleyemeyeceğim! Hanoi, sokak stantlarında satılan yemeklerde tam bir cennettir. Neredeyse her köşede çam fıstıkları, pirinç, çeşitli et ve erişte satan bir stant görebilirsiniz. Pirinç ve pirinçli yemekler, Vietnam’ın vazgeçilmezleri. Pirinç, kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği, tatlı, kısacası yenilebilen her şeyin içinde var.


GEZİ

Hoam Kiem nehri

Hediyelik eşya dükkanlar her yerde.

Sokak stantlarında satılan çok çeşitli yemekler satılıyor

Vietnam’daki pirinç tarlaları

Pirinç pilavı, pirinç kâğıdı sargıları, pirinç püresi, meyveli pilav, kızarmış pilav, şişte pilavlı atıştırmalıklar ve pirinç şarabı bu lezzetlerden bazıları… Mükemmel kahve, bira, sert likör vb. içecekler, Vietnam’ın her yerinde bulunabilir. Denemenizde fayda var.

EVLENMEDEN ÖNCE FALCIYA Alışveriş meraklıları için imitasyon spor malzemeleri satan dükkanlar her yerde. Vietnam’da çeyiz olayı büyük önem taşıyormuş, hatta çeyizlik eşya satan dükkanlar için özel sokaklar var. Şimdi müşterimizin bana anlattığı kadarıyla, evlenmek için öncelikle falcıya gidiliyormuş. Falcı uygun görürse, beraber ay takvimine bakıp, bir tarih belirleniyormuş. Makbul olan, gelinin 30 yaşını, damadın ise 35 yaşını geçmemiş olmasıymış. Ayrıca, gelinin yaşının çift sayı olması, uğursuzluğa işaretmiş. Çay, tatlı, meyve, şarap, yapışkan pirinç gibi bilimum hediyelik eşyalar, kırmızı paketlerde hazırlanıyor. (Kırmızı renk, Çin’de olduğu gibi Vietnam’da da uğurlu kabul ediliyor.)

Erkek tarafının tek sayıda paketi, yine tek sayılı kafilesiyle, kız tarafına gidiyormuş. İleride lazım olur mu bilmem ama biraz da Vietnam’ın ilginç geleneklerine değinmek fena olmaz değil mi ?

NADİR KAPLUMBAĞALAR Hanoi’nin merkezindeki ünlü nehir Hoam Kiem, birçok turist ve yerel halkın spor yaptığı, dinlendiği, evlenen çiftlerin gelip fotoğraf çektirdikleri, yürüyüş yaptıkları bir yer. Bu nehrin tarihi ise bir kaplumbağa ile ilgili. Efsaneye göre 15. yüzyılda burada yaşayan bir kaplumbağa, Kral Le Loi’ye, sihirli bir kılıç veriyor ve kral bu kılıç sayesinde kral, Çinli lider Ming’i yeniyor ve savaşı kazanıyor. Göl kenarında Jade Tapınağı bulunuyor. Burada nadir kaplumbağalar bulunuyor ve özel günlerde tapınak bazı performanslar için gezilebiliyor. Tabii sadece akşam saatleri etrafı keşfetmeye vaktim olduğundan, ben içeriye giremedim ama önünde fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedim. Doğrusu sevimli kaplumbağaları görmek isterdim.

YAZ SICAĞINDA KIŞ Hanoi’deki ziyaretimizi tamamladıktan sonra eski adı Saigon olan Ho Chi Minh City’e geçiyoruz. 2.5 saatlik bir uçak yolculuğu sonrasında bu kez Vietnam’ın güneyindeyiz. Dışarısı 35 derece ve söylediklerine göre Vietnam’da kış zamanı imiş! Otelin camları, kış manzaralarıyla süslü. Kar taneleri, Noel Baba ve geyikleri nerdeyse bütün vitrinleri, otel ve AVM camlarını süslüyor. Etrafa baktığınızda, mont ve uzun kollu giyecekler tercih sebebi. Sanırım bir kışı yaşama ve yaşatma isteği hakim. Kış 35 derece olunca, merak edip yazları kaç derece olduğunu sordum. Aldığım yanıt, 38 ile 40 derece arası oldu. 1946 yılında liderleri Ho Chi Minh, Fransa ile anlaşarak ‘Indochina Federasyonu’ ve ‘French Union’ içerisinde ‘Vietnam’ın bağımsızlığını ilan etmiş. Daha sonra 1954 yılında Demokratik Vietnam’ın ilk başbakanı olmuş. Eski ismi Saigon olan şehre 1975 yılında Ho Chi Minh’in onuruna ‘Ho Chi Minh City’ (Çok yerde HCMC olarak geçer) adı verilmiş. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 93


Ngoc Son Tapınağı

Saigon Notre-Dame Bazilikası

Nguyen Hue Meydanı

Cu Chi tünelleri girişi ve maketi.

24 SAAT YAŞAYAN ŞEHİR: SAIGON Vietnam’da para birimi olarak Vietnam Dong’u kullanılıyor. 22.500 Vietnam Dong’u 1 USD ediyor. Her şeyi önce dolara, sonra TL’ye çevirince kafalar fena karışıyor ama genel olarak yemek ve içmek son derece uygun. Vietnam’da asgari ücret 150 dolar civarında imiş. 5.3 milyon nüfusa sahip HCMC, Vietnam’ın en büyük metropolü ve ticaret şehri. Saigon; 24 saat yaşayan, kozmopolit, temiz ve güzel bir şehir. Küçük, sevimli kafeler ve restoranların yanı sıra tanınmış zincir markaların olduğu bir harman sanki. Özellikle gençler, gruplar halinde geç saatlere kadar meydanlarda bir arada. Ayrıca, meydanlarda yerlerde oturmak ve bir arada yemek yemek bir kültür olmuş gençler arasında. Sokak satıcıları hem daha ucuz hem de çok çeşitli seçenekler sunması bakımından tercih sebebi. Daha önce de belirttiğim gibi 24 saat yaşayan bir şehir burası. Büyük otellerin teraslarının yanı sıra çevrede çok lüks barlar ve restoranlar var. Oldukça uygun fiyatlara hem yemeğinizi yiyebilir hem içkinizi içebilir hem de canlı müzik dinleyebilirsiniz. 94 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

200 KM’LİK TÜNELLER Nguyen Hue Meydanı trafiğe kapalı, geniş bir cadde. Turistik bir nokta olan Saigon Merkez Postanesi de burada. Benim gibi akşam üstü giderseniz, yürümekte bile zorluk çekebilirsiniz. Caddede şarkı söyleyenleri, çeşitli enstrümanlar çalanları, yerlerde yemek yiyenleri bolca görebilirsiniz. Saigon’u önemli kılan, akıllarda kalmasını sağlayan Vietnam savaşı hemen HCMC’nin dışındaki kırsal alanda en yoğun şekilde yaşanmış. Viet Kong’ların ormanlık alanda Amerikalılara karşı verdikleri gerilla savaşı esnasında kazdıkları, toplam uzunluğu 200 kilometrenin üzerinde olan tüneller (Cu Chi Tünelleri) burada bulunuyor. Cu Chi Tünelleri şehir merkezine sadece 30 kilometre uzaklıkta ama buraya ulaşmak inanılmaz trafik düzeni nedeniyle 1,5-2 saat sürüyor. Gitmenin bazı yolları var. Turizm şirketleri tek yön 5 USD’ye buraya otobüsler kaldırıyor. Ancak ben çok istememe rağmen buraya gidecek zamanım olmadığından maalesef göremedim. Fakat, müşterimizin bize verdiği bilgiler dahilinde bura-

yı görmenizi tavsiye ederim. Vietnam burayı çok güzel ve turistik bir şekilde düzenlemiş. Önce savaş hakkında orijinal görüntülerden oluşan bir video seyrediliyormuş. Sonra sadece rehber eşiliğinde ve grupla (giriş ücreti olan 5 USD’ye dahil) bölge geziliyor ve gezi yaklaşık 1.5 saat sürüyormuş. Bu esnada gizli tünel girişleri, havalandırma sistemleri, gizli mutfaklar, gizli baca sistemleri, bubi tuzakları, elde silah yapımı gibi birçok konu ve yer örneklerle, modellerle uygulamalı olarak gösteriliyormuş. İsteyenler tünellerin belli kısımlarından geçebiliyormuş. Vietnam’da ülke nüfusunun yüzde 45’i yerli inançlara bağlı, yüzde 16,4’ü Budist, yüzde 8,2’si Hristiyan, yüzde 29,6’sı inançsız. Ben yol üstünde bir tapınakta durup biraz gezme fırsatı yakaladım. Burada monkların ibadet saatleri dışında, halka ücretsiz meditasyon dersleri veriliyor. Bu geziyle Vietnam benim için bitmedi, aksine daha yeni başlayacak gibi görünüyor. Umarım bu yazı sizler için de daha kapsamlı planlar yaparak, bu güzel ülkenin keyfini çıkarmayı planlayacağınız bir ilham kaynağı olmuştur.


95


SEVGİLİLER GÜNÜ

Onu ilk gördüğüm an 14 Şubat Sevgililer Günü’nü kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, kentimizin tanınmış çiftlerine aşk hikayelerinin nasıl başladığını sorduk HABER: EYLEM SELVI ARI

T

ebrizli Şems’in de dediği gibi ‘Aşksız geçen bir ömür, beyhude yaşanmıştır.’ İşte bir şubat daha geldi... Bitmeyen sevdaların, ölümsüz aşkların, tutkulu sevgililerin ayı. 14 Şubat Sevgililer Günü’nü kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, yıllardır artarak devam eden aşklarıyla görenlere ‘maşallah’ dedirten çiftleri konuk ettik sayfalarımıza. Kentimizin tanınmış çiftlerine iki soru sorduk... Beylerden, eşlerini ilk gördükleri anda ne hissettiklerini; eşlerinden ise evlenme teklifini nasıl aldıkları anlatmalarını istedik. Aşklarıyla Leyla ile Mecnun’u kıskandıran Kocaelili çiftlerin sevgi dolu hikayelerini keyifle okuyacaksınız.

CEREN ACURMAN/KIMYA MÜHENDISI

O MEKTUBU GÖRÜNCE... Anıl’la bizi tesadüfler bir araya getirdi. Yaklaşık 13 yıldır birlikteyiz. Beraber büyüdük diyebilirim. Bu süre içerisinde Anıl’ın entelektüel açıdan çok güçlü bir birey olduğunu görmem, her konuya sabırla ve analitik yaklaşması, merhametli oluşu ama en önemlisi duygularını her zaman samimiyetle dışa vurması beni en çok etkileyen özellikleri oldu. Evlenme teklifinden önce olsa da beni çok etkileyen bir anımız var. Bir tanışma yıl dönümümüzde en sevdiğim şairin kitaplarıyla birlikte bana olan hislerini anlatan bir mektup hediye etmişti. Yıllarca arkadaşlarımla mektuplaştığım için kalbime giden yolu da çok doğru tahmin etmişti. O günün sonunda teklifsiz de olsa hayatımı geçirmek istediğim insanın o olduğundan emin oldum. 96 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

ANIL ACURMAN/AVUKAT

IŞILTISINA AŞIK OLDUM Ardı ardına 4 fincan sade kahve içecek kadar tatlı bir kızla tanıştığımı hissetmiş olacağım ki Ceren hatırlattığında garson son boş fincanı masadan alıyordu. Kendimi pek de bilmez şekilde, minik bir kafe köşesinde saatlerce sohbet ettiğimizi hatırlıyorum. Ağzından dökülenlere kilitlenmiş, etkileyici yanıtlar vermek için dağarcığımı zorlarken, ışıltısına aşık olduğumu da…


SEVGİLİLER GÜNÜ

ERCAN KAPLAN/DIYETISYEN

OĞLUM ERCAN, IŞINI ŞANSA BIRAKMA!

FATMA KAPLAN/EV HANIMI

İYI KI ONU SEVMIŞIM Bir mobilya mağazasında tesadüfen karşılaşmıştık. Sohbet esnasında diyetisyen olduğunu öğrendim. Kartını aldım, çünkü 80 kilo civarındaydım. Araştırdım; mesleğinde iyi olduğunu, danışanlarını çok iyi motive ettiğini öğrenince ben de danışmanlık almak amacıyla görüşmeye başladım. Konuşma tarzı ve ses tonu beni çok etkilemişti. O da benden hoşlanmış olacak ki ‘10 kilo verirsen seninle evlenirim’ diyerek şaka yollu ilk evlenme teklifini yapmış oldu. Aşk nelere kadir... O 10 kiloyu verdim. İçinin sıcaklığı, vicdanı, pozitif bakış açısı, dürüstlüğü, güler yüzlü olması, kısacası insan olması beni etkiledi. O benim eşim, arkadaşım, kardeşim, annem, babam, sığınacak limanım, kısacası her şeyim oldu. İyi ki evet demişim, iyi ki hislerime güvenmişim, iyi ki onu sevmişim.

Ona ilk kez bir mobilya mağazasında rastladım. Parmağındaki yüzüğü görünce (sonradan kendini koruma amaçlı takılmış bir alyans olduğunu öğrendiğim), ‘Ne şanslı erkekler var, bu kadar güler yüzlü ve pozitif bir insanın yanında adam yaşlanmaz’ diye düşündüm. Sonradan tanışıp konuştuğumuzda ve evli olmadığını öğrendiğimde ise ‘O şanslı adam neden ben olmayayım?’ diye düşünmekten kendimi alamadım. Kendi kendime dedim ki: ‘Oğlum Ercan, işini şansa bırakma, kişi kendi şansını kendi yaratır.’ Kartvizitimi verdim (özellikle telefonunu istemedim ki asılıyorum zannetmesin), beni aramasını bekledim. Aramak biraz daha cesaret isteyen bir konu olduğu için o zamanlar moda olan Messenger yazışmalarıyla görüşmeye başladık. Sonra Allah yürü ya kulum dedi yürüdük. 6 sene olmuş, ne çabuk geçtiğini anlamadım. Onun için İlber Ortaylı’nın dediği gibi ‘Ülke ülke gezmeli insan ki ufku açılsın’, arada mobilyacı da gezmeli ki bahtı açılsın.

SABAHATTIN GÜCIN/YÖNETICI

İSMINI SORDUĞUM ILK KIZ ÖĞRENCIYDI EBRU GÜCIN/ YÜZME EĞITMENI

SENINLE EVLENECEK OLAN YANDI! Sabahattin Bey ile üniversitede öğrenci iken bir sınav sonrası, kavgayla tanıştık. Ben car car konuşurken ‘Allah seninle evlenecek adama sabır versin’ demişti. Bu sözüyle de bana evlenme teklif etmesine gerek kalmadı. 23 yıldır sabırla hayatımda.

Ebru’yu ilk olarak öğretim görevlisi olarak çalıştığım üniversitede gördüm. Öğrencimizdi. Arkadaşımla birlikte otururken odaya bir hışımla girdi, ben de içimden “Aaa... Ne güzel kız” diye düşündüm. Meğer sınav notundan dolayı benimle kavga etmeye gelmiş. İsmini sorduğum ilk kız öğrenci Ebru oldu. Sormuş olduk artık.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 97


SEVGİLİLER GÜNÜ

YALÇIN ERGEN/MIMAR

O, BENIM EKSIK OLAN YARIMDI Neşe’yi ilk gördüğümde güzel ve alımlı bir kız diye düşünmüştüm. Tanışıp sohbet etmeye başladıktan sonra zeki, mert, mesafeli ama soğuk duruşunun arkasında tertemiz bir kalp taşıyan bir kadın olduğunu gördüm. Paylaşımlarımız arttıkça hayata bakış açımızın, hayattan beklentilerimizin, yaşam tarzımızın, dinlediğimiz müzikten izlediğimiz filme kadar aynı olduğunu keşfettik. Uzun soluklu birlikteliklerde eşlerin önce iyi bir dost olması gerektiğine inanırım. Birlikte katıla katıla gülebildiğim, her şeyi paylaşabildiğim, yanında huzur bulduğum çok yakın bir dost kazanmıştım. Tüm bu kişilik özelliklerinin yanında duygusal olarak da Neşe’nin benim eksik olan yarım olduğunu fark ettim. Tüm bunların bizim ortak kaderimizi yazdığını düşündük ve çok fazla uzatmadan evlenmeye karar verdik.

NEŞE ERGEN/MAKINE MÜHENDISI

ÖNCE PEK UMURSAMADIM Yalçın, evlenme teklif ettiğinde, önce çok umursamadım çünkü o da kendinden emin değilmiş gibi geldi bana. Bu teklif takip eden günlerdeki buluşmalarımızda da devam edince hissettirdiği duyguların ömür boyu süreceğinden emin oldum; teklifini kabul ettim. Onun kararlılığı, bunu gerçekten istiyor olması, evliliğe olan bakış açısı ve en önemlisi bana olan duygularının samimiyeti ikna olmam için yeterli oldu.

OPR. DR. İNCI ÇAVUŞOĞLU/KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI

AYRILMAYACAĞIMIZI ANLAMIŞTIK Şenol, sevgi dolu duygulu bakışları, sıcak gülüşü, her zaman güven veren varlığıyla zaten ayaklarımı yerden kesiyordu… Birlikteliğimiz o kadar dolu dolu, o kadar derindi ki teklife gerek kalmadan biz artık ayrılamayacağımızı anlamıştık.

DR. ŞENOL ÇAVUŞOĞLU/ DERINCE İLÇE SAĞLIK MÜDÜRÜ

ENERJISIYLE BÜYÜLEDI

Tıp fakültesinin ilk yıllarıydı. Kendisini ilk defa fakültenin koridorunda gördüğümde, zarafetinden ve havalı duruşundan çok etkilenmiştim. Tanışma ve konuşma fırsatı bulduğumda ise olağanüstü enerjisiyle beni adeta büyüledi. İşte daha o anda, kendisiyle uzun bir yolculuğun henüz başlangıcında olduğumu hissetmiştim. 98 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018



SEVGİLİLER GÜNÜ MURATCAN ÖZBEK/İŞ ADAMI

ŞEHBAL ÖZBEK/ FIT4EVER PAZARLAMA SORUMLUSU

GÖZLERIMI GÖZLERINDEN ALAMADIM

3 kez evlenme teklifi aldım ve üçüncüsünde kabul ettim. İlk ikisi gayet eğlenceli ama sonuncusu reddedilmeyecek kadar romantikti. Biz tanıştığımız andan itibaren birbirinden keyif alan ve dost olmayı da başarabilen bir çift olduk. Şu veya bu hareketi teklif için etkili oldu diyemem ama onun hiçbir zaman ‘hayır’ diyemeyeceğim bir gülüşü vardır. Sürpriz yumurtadan yüzük çıktığı anda da yüzünde aynı gülüş vardı, ben de bu defa ‘evet’ dedim.

Eşimle ilk tanışmamız, iş görüşmesine geldiğinde olmuştu. Eşim kapıdan girdiği andan itibaren beni etkisi altına aldı. Görüşme esnasında verdiği yanıtlar, konuşması ve zekâsıyla büyülemişti beni. Onun, hayatımı beraber geçirmek istediğim kişi olduğunu o an anladım. Bütün görüşme boyunca gözlerimi gözlerinden ayıramamıştım. Hayatım boyunca kimse beni onun etkilediği gibi etkileyememişti.”

GÜLÜŞÜNE ‘HAYIR’ DIYEMEM

MERVE AKYOL/SIGORTACI:

YÜREĞI GÜZEL ADAM Hiç ummadığınız anda birisi karşınıza çıkar ve tüm benliğinizle açarsınız kalbinizi. Yüreği güzel bir adam girmişti hayatıma. Onunla zaman geçirmek, bir şeyler paylaşmak beni mutlu ediyordu. Bana olan ilgisi ve düşünce yapılarımızın uyuşması ileriyle dönük hayaller kurmama sebep oluyordu. Zaten insan aşık olunca söz, hareket, davranış aramaz sevdiğinde. Her hali güzeldir sizin gözünüzde. Her genç kızın hayali olan evlilik teklifi gelince hayatımı birleştirebileceğim, birlikte yaşlanacağım, aşık olduğum adamı bulduğum için hiç düşünmeden ‘Evet’ demiştim” dedi.

YASIN AKYOL/ ATILIMCI İŞ ADAMLARI DERNEĞI BAŞKANI

DAHA ÖNCE TANIMADIĞIM BIR DUYGU

Bazen kendinizi ne kadar dizginlerseniz dizginleyin, bir bakıyorsunuz aşık olmuşsunuz. Merve Hanım’ı ilk gördüğümde bu duyguları içimde dizginleyemedim. Daha önce tatmadığım bir duyguyla karşı karşıyaydım o an. İlk buluşmamızda da bu duyguları yaşayınca kafamda zaten bazı şeyler oturmuştu. Birbirimizi tanıdıkça ileriye dönük hayaller kurmaya başlamıştım. 100 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


SEVGİLİLER GÜNÜ BELGIN ABAYHAN/ KURABIYE MERKEZI BUTIK PASTA

BAKIŞI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GELINCE...

GÖKHAN ABAYHAN/ÖĞRETMEN

DAHA GÜZEL GÜLENINI GÖRMEDIM Belgin’i ilk gördüğüm günü hiç unutmuyorum. En yakın arkadaşımın evindeydim. Odasındaki cam, salona bakıyordu. Ben arkadaşımın odasındaydım. Kapı çaldı, eşofmanla olduğumdan çıkmak istemedim. Belgin geldi, içeri girdi. O salonda CD seçerken camdan onu izledim. O zamana kadar bu kadar güzel ve içten gülen bir kız görmemiştim. Ben onun gülüşünü sevdim. Evden çıktıktan sonra da uzun süre yüzündeki gülümsemeyi unutmadım. Hala çok güzel güler.

Gökhan’ın evlenme teklifini kabul etmemdeki en önemli sebep sakin bir yapısı olmasıydı. En sinirli olduğu zamanda dahi o ses tonu asla değişmezdi ve hala da değişmiyor. Bana evlenme teklif etmesinden önceki hafta tiyatro bileti almıştık. Sevdiği dostlarıyla birlikte gidecektik. Gittik, salona girmek için sıradayız; sıra bize geldiğinde bir baktım çantamda bilet yok. Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. ‘Kızar mı? Arkadaşlara ayıp olur mu?’... Aklımdan bin soru aynı anda geçti, kıpkırmızı olmuştum. Sakince ‘Aman olsun üzülme, gel yemek yiyelim’ dedi. O an bendeki mutluluk ve rahatlamanın tarifi yok. Zaten sonra çantamın gözünden bilet çıktı, oyunu izledik. Evlenme teklif ettiği gün de o tiyatro kuyruğunda bana bakışın ve üslubu gözümün önüne geldi ve ‘evet, evet, eveeeet’ dedim.

GENCAY KESKIN/ENDÜSTRI MÜHENDISI-İŞLETMECI

HAYATIMIN EN ÖNEMLI PARÇASI

Biz daha önce de birbirimizi tanıyorduk ama herhangi bir ilişkimiz yoktu. Üniversitede yeniden karşılaşıp görüşmeye başladığımızda Selin’in yanında hem heyecanlandığımı hem huzur bulduğumu, mutlu olduğumu, eğlendiğimi ve onunla her şeyi paylaşabileceğimi fark ettim. Onunla eksik yanımı tamamlanmış gibiydim. Hep hayatımda olmasını istedim ve ne mutlu ki hayatımın en önemli parçası oldu

SELIN SÜLOĞLU KESKIN/AVUKAT

ÖMÜRLÜK OLACAĞINI BILIYORDUK Aslında eşim daha evlenme teklif etmeden evleneceğimizi biliyordum. Biz üniversitede birlikte olmaya başladık. İlk yıllar aklımızdan tabii ki evlilik gibi düşünceler geçmiyordu ancak zaman geçtikte aslında ömür boyu birlikte olmak istediğimizi biliyor ve birbirimize hissettiriyorduk. Evlenme teklifi işin biraz formalitesi gibi oldu yani. Ama onu da o kadar beklenmedik ve spontane bir anda yaptı ki ağlamıştım.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 101


SEVGİLİLER GÜNÜ ESIN ALÇIOĞLU/EDEBIYAT ÖĞRETMENI

KÜTÜĞÜME GEÇER MISIN? Biz Hüseyin’le önce uzun bir arkadaşlık süreci geçirdik. Aramızda aşka dair hiçbir şey yoktu ama ilk tanıştığımız gün karşıdan gelişini, kıyafetini ve el sıkışırken gözümün içine bakmasını bugün gibi hatırlarım. Bu tesadüf olamaz. Arkadaşlığımızı geride bırakıp sevgili olduğumuzda ise güvenilirliği, şefkati, korumacılığı ve dünyanın benim etrafımda döndüğünü hissettirmesiyle evlenme teklifini sadece bir prosedüre çevirdi. Gerçekten de öyle oldu. Hiç romantik değildi ama unutulmaz ve sevimliydi. Araba kullanırken aniden bana dönüp ‘Kütüğüme geçer misin?’ dedi. Hüseyin, benim hayatımdaki en büyük şanstır. Hayatta ölüm dışında her şeye bir çare bulunacağını, bir babanın da anne kadar şefkatli olabileceğini, benim ve oğlumun bir kere gülümsemesi için dünyayı yakabileceğini ondan öğrendim. İyi ki o kütüğe geçmişim.

HANDE ÖZOK /AVUKAT

HALA EVLENME TEKLIFI BEKLIYORUM! Evleneli 6,5 yıl oldu, Yağmur isimli bir kızımız var ve inanır mısınız ben hala evlenme teklifi bekliyorum Bizim ilişkimiz öyle bir gelişti ki bir baktık evlenmişiz. Umutcan; içi dışı bir, samimi, komik, en önemlisi de sevgisini her daim hissettiren biri. Galiba Umutcan bana duygularını daha açmadan evleneceğimiz biliyordum.

HÜSEYIN ALÇIOĞLU/İŞ ADAMI

O KARE, KALBIMDEN SILINMEDI Bu sorunuz ile beni 2009 yılının mart ayı başına götürdünüz... O dönem üyesi bulunduğumuz İzmit Rotaract Kulübü’nün haftalık bir toplantısında kulüp üyeleriyle beraber sohbet etmekteydik. Yerini almış üye ve misafirler arasında hasbelkader Esin Hanım da karşımdaki sandalyeye denk gelmişti ve tanışma fırsatı bulmuştum. Sıradan bir tanışma, sıradan olmayan bir sohbetle devam ediyordu. Hatta zaman zaman sert çıkışlar ve terslemeler bile oluyordu. Ancak benim sertliğime karşın o hanımefendi tavrını ve duruşunu hiç bozmadı. Toplantı sonrası çay muhabbeti ise gerçekten çok sıcak ve hoş geçmiş, arkadaşlarla fotoğraf dışında bir de beraber bir kare fotoğraf çekilmiştik. Eve gelip de fotoğrafları bilgisayarıma yüklerken o kareye odaklanışım, karmaşık duygularla büyülenmiş gibi gözümü ayırmadan bakakalışım hala hatırımdadır. İşte o andan itibaren o kare değil bilgisayarımdan, kalbimden bile silinemez oldu. O kare benim en güzel fotoğrafım oldu. 102 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

UMUTCAN ÖZOK/AVUKAT

İLK GÖRDÜĞÜMDE ‘EVLENECEĞIM KIZ’ DEDIM Her ne kadar tanışmamız ile birlikteliğimize başlamamız arasında 6 yıl olsa da ben zaten Hande’yi gördüğüm ilk gün çok heyecanlanmış ve ‘evleneceğim kızı buldum işte’ demiştim.



GECE GÜNDÜZ HASAN KAYA/İŞ ADAMI

BUNUN ADI, AŞK... Eşimle, bir arkadaşım sayesinde tanıştım ve ilk gördüğüm an güzelliğinden, duruşundan, tarzından, konuşmasından ciddi anlamda etkilendim. Hissettiğim bu duygular o ana kadarkilerden çok ama çok farklıydı. Kalbimin farklı şekilde attığını hissediyordum. Bunun adı aşk mıydı? Aşkın ne olduğunu biliyor muydum acaba? Aşkın ne olduğunu bilecek, anlayacak veya anlatabilecek yaşta mıydım? Aslında bugün düşününce görüyorum ki evet, bu ilk görüşte aşktı ve öyle bir aşktı ki aşk anlatılmaz yaşanır denecek türden.

HANDE KAYA/ KOCAELI ANNELERI DERNEĞI BAŞKANI

HER GÜN DAHA ÇOK SEVIYORUM Bana evlenme teklif etmeden önce fikrim belliydi zaten. Hasan, inanılmaz çözüm odaklıdır, sakindir, mantıklı düşünür, düşüncelidir. Kesinlikle iyi bir eş ve baba olacağı belliydi. Hiç yanılmadım. Her geçen gün daha çok seviyorum onu.

GONCA KAPLAN/EV HANIMI

EŞIME HAYRANIM

UĞUR KAPLAN/İŞ ADAMI

İLK GÖRDÜĞÜMDE VURULDUM Çok yakın bir arkadaşımla birlikte bir ziyaret için yakınımızdaki şehrin okuluna gitmiştik. Arkadaşımla konuşurken bir anda giriş kapısı açıldı ve Gonca ‘Arkadaşım Eşek’ şarkısını söyleyerek içeri girdi. O an Gonca’ya vuruldum. Yanımdaki arkadaşıma dönüp, “Ben bu kıza aşık oldum” dedim. O da bir an neye uğradığını şaşırarak ‘Bu kız benim kuzenim’ deyince şaşkınlıkla birlikte bir mutluluk belirdi yüzümde. Gonca ile tanışmamız böylesine bir tesadüfle oldu. Benimkisi ilk görüşte aşk oldu yani.” 104 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Eşim bana inanılmaz güzel bir evlilik teklifi yaptı. Arabada gözlerimi kapattı ve tekrar açtığımda bir restoranın ortasında baş başaydık, her taraf güllerle ve mumlarla dolu, fonda Türk Sanat Müziği’nden eserler çalan bir kemancı… En sevdiğim şarkılardan olan ‘Devlerin Aşkı Büyük Olur’ çaldığında restoranın dışında bekleyen arkadaşlarımız kapıdan içeri girdi. Ve işte o an eşim önümde diz çöküp bana evlenme teklifi etti. Tabii ki düşünmeden ‘evet’ dedim. Eşimin dünyaları barındıracak kadar büyük bir yüreği var ve çok güçlü bir karakter. Kafasına bir şey koyduysa kimse ona mani olamaz. Onun bu tavrına her zaman hayranım.


GECE GÜNDÜZ

GÜL ÖZGÜNER ALTIN/SES SANATÇISI

PLANSIZ BIR TEKLIF OLDU Eşimle 2010’un mayıs ayında tanıştık, 9 ay sonra nişanlıydık. Planlı olmayan sürpriz bir evlenme teklifiydi ve saniye düşünmeden ‘evet’ dedim. Evlilik uzun bir yol arkadaşlığıdır ve çıkılan yolculukta her şeyle karşılaşabilirsiniz. İyi anlaşan, birbirine aşık iki insan arasında sadakat, saygı ve güven varsa evlilik kararı kendiliğinden geliyor bence. Biz bunların yanında birlikte çok eğleniyoruz ve birbirimizin en iyi dostuyuz. Hal böyle olunca ömür denen uzun yolda zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. KORAY ALTIN/ORGANIZASYON ŞIRKETI SAHIBI

İKI IYI SEVGILI IKI IYI DOSTUZ Çok iyi hatırlıyorum; ilk gördüğümde ilginç bir şekilde onunla yaşamam gerektiğini hissetmiştim. Sonradan anladım ki ilk anda gördüğüm ve hissettiğim buzdağının görünen yüzüymüş. O da ben de duygularımızla hareket eden insanlarız. İki sevgili ve iki iyi dostuz. İyi ki var…

MERVE DOĞAN/ÖĞRETMEN

ÖMRÜME ÖMÜR KATACAĞINI BILIYORDUM

AKIN DOĞAN /KOCAELI TICARET ODASI MECLIS BAŞKANI

HELE O GÜLÜŞÜ...

Eşimle ilk tanıştığım an onun güzel gözlerindeki ışıltıyı gördüm. Hele ki beni büyüleyen yüzündeki gülüş… Aile dostlarımız vasıtasıyla tanışmıştık, işte benim ömrümü geçireceğim hayat arkadaşım diye düşündüm. İyi ki tanımışım iyi ki eşim olmuş.

Akın Doğan’ın her sözü her konuşması karşısındakini etkiler. İletişime geçtiği herkese değerli olduğunu, kıymetli olduğunu hissettirir. Doğaldır, içtendir, samimidir... Kısacası sadece bir söz ya da davranışına değildi benim ‘evet’im. Ömrüme ömür katacağını bildiğim için ‘evet’ dedim.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 105


KÜLTÜR-SANAT

İZMIT AŞKIYLA ŞAIR OLDU

RECEP KARAASLAN İzmitli Recep Karaaslan, görevi nedeniyle uzaklaştığı Kocaeli’yi o kadar çok özledi ki memleket hasretini duygu dolu dizelerde dile getirdi. 28 yaşındaki Karaaslan, İzmit aşkıyla 4 şiir kitabına imza attı RÖPORTAJ: SEMRA ÇELİK FOTOĞRAFLAR: İ. HAKKI TIMUÇIN

R

ecep Karaaslan, İzmitli genç bir şair... İzmit’te doğup büyüyen ve lise yıllarından beri şiire ilgi duyan Karaaslan, aynı zamanda yaşadığı kente aşık biri. Bu aşk o kadar büyük ki görevi nedeniyle il dışına tayin olunca memleket hasretiyle kalbinden taşan duygular mısralarda dile gelmiş. Kocaeli’den uzakta görev yaptığı süre boyunca ailesine ve İzmit’e duyduğu özlemle sayısız şiir yazan Karaaslan, bu şiirlere lise yıllarından itibaren yazdıklarını da ekleyince ortaya birbirinden güzel eserler çıkmış. Yazdığı duygu dolu şiirleri 4 kitapta derleyen Recep Karaaslan ile şiirlerini ve doğduğu kente duyduğu sonsuz aşkı konuştuk. Recep Bey, öncelikle sizi tanıyalım…

2011 yılında Ordu’ya atandım ve o dönem aile özlemi, memleket özlemi çektim. Şiirlerimi bir araya toplamam da bu memleket hasretiyle başladı. Özlemler birikince yazmaya başladım. 2014’te İzmit’e tayin olduğumda yazdıklarımı kitaplaştırmak için bir girişimim oldu. İlk şiirinizi hatırlıyor musunuz? Lise dönemlerinden beri yazıyorum ama 6. sınıftayken hocamız bir şiir yarışması yapmıştı ve ben o yarışmada birinci olmuştum. O, benim ilk şiirimdi. Belki de bu nedenle şiir bilinç altıma yerleşti.

MUTLU ŞİİR YOK Şiir yazmaya sizi teşvik eden birileri oldu mu? Türk Dil ve Edebiyat Derneği Kocaeli Şubesi’nin yazarlık kursu vardı. Ben de bu kursa katıldım. Kurstaki hocalarım

çıkarmak istedim. Onun dışında aforizmalara yer verdim. Şairlerin en güzel şiirlerini aşk acısı çektiklerinde yazdıklarına dair bir inanış vardır. Sizin için de öyle mi? Belki de doğruluk payı vardır çünkü okuduğum kadarıyla mutluluk şiiri pek yok. Benim okuduklarım daha çok acı, yalnızlık, özlem, hasret, memleket üzerine şiirlerdi. Acı ve aşk şairi besliyor, yazmaya itiyor olabilir. Benim için şiir memleket özlemiyle başladı ve diğer duygularla devam etti. Yayınlanmış kaç kitabınız var? 2015 Mart ayında ‘Bir Elif Miktarı Aşk’ isimli kitabımı çıkardım; 2016 Mayıs ayında ‘İstanbul’um Olur musun?’ yayınlandı; 2017 Ocak ayında ‘O Gemi Bir Gün Gelecek’ ve ardından da ‘Bazı Şiirler Çok Şey’ isimli kitaplarım basıldı.

ŞIIRLERIMDE ÖZLEM VE HASRET DUYGULARINI ÖN PLANA ÇIKARMAK ISTEDIM. ONUN DIŞINDA AFORIZMALARA YER VERDIM 1989 İzmit doğumluyum. Kocaeli Üniversitesi Emlak ve Emlak Yönetimi bölümü ile Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldum. Devlet memuruyum. Aynı zamanda Türk İmarSen İl Temsilcisiyim. İzmit’te Kozluca Köyü’nde yaşıyorum. Ailem çiftçilikle meşgul. İşim dışında hafta sonu aileme yardımcı oluyorum. Şiir ve edebiyat ilgi alanıma giriyor, 4 tane şiir kitabım var. Şiir yazmaya ne zaman başladınız? Lise yıllarımdan itibaren yazıyorum. 106 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Ali Ural ve Naime Erkovan’a şiirlerimi gösterdim, tavsiyeleriyle hevesim daha da arttı, cesaret buldum. Aynı zamanda kursta eğitim de aldık, bize yol gösterdiler. Hocalarımın eserleri ve onların tavsiye ettiği klasikleri, dünya şairlerini okuyarak beslendim. Türk Dil ve Edebiyatı Derneği’nin İstanbul Şubesi’nde hala eğitim almaktayım. Şiirlerinizde daha çok hangi duyguyu öne çıkarıyorsunuz? Özlem ve hasret duygularını ön plana

Kitaplarımın tam anlamıyla içime sinmesini istediğim için kapak tasarımlarını da kendim yaptım. Daha önce bir grafik tasarım kursuna katıldığım için bu konuda fazla zorlanmadım.

EN BEĞENDİĞİM ŞİİR En beğendiğiniz şiiriniz hangisi? ‘Güzel İnsan’ hitabıyla başlayan bütün şiirlerimi beğeniyorum ama en beğendiğim şiirim, ‘Bir Elif Miktarı Aşk’ kitabımdaki şu şiir;


KÜLTÜR-SANAT Gurbet ağır geldi bu bedene Memleketin kokusu kalbimi ısıtırken Üşüyorum şimdi o sıcaktan ırakta İzmit’i özlüyorum Köyümü özlüyorum Körfez’i özlüyorum Denizi özlüyorum Özlüyorum... Bu şiirimi Ordu’da yazmıştım. O an İzmit’in fabrika dumanını bile özlüyordum. Yalnızlık ve inzivadaki halim, bu şiiri yazmamda etken oldu. Beğendiğiniz şairler hangileri? Etkilendiğim şairler arasında Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek’i sayabilirim. Cahit Zarifoğlu, Nazım Hikmet, Nurullah Genç gibi şairleri de okuyorum. Hepsinden etkileniyorum. Peki, esinlendiğiniz isimler var mı? Şiirlerimi genelde kısa yazdım. Bunda Necip Fazıl Kısakürek’in etkisi var. İlhan Berk de etkilendiğim isimler arasında.

YAZDIKLARINI PAYLAŞMIYORLAR Şiirleriniz neden ‘Güzel İnsan’ hitabıyla başlıyor. Kimdir ‘Güzel İnsan’? Aslında ‘Güzel İnsan’ hitabı, ilk başta birine hitaben başladı fakat sadece bununla sınırlı kalmadı. Şiirlerimi okuyanlar, o şiirde farklı bir hisse, duyguya kapılabilir. Hani farklı bir ortama girdiğinizde kılık kıyafetinizle karşılanırsınız ya... Okuyucu da şiirlerimi okurken daha naif, tatlı bir şekilde karşılansın diye ‘Güzel İnsan’la başladım. Herkes şiir yazamaz, duygularını kelimelere dökemez… Buna dair neler söylemek istersiniz? Aslında pek çok kişi şiir yazıyor ama yazdıklarını paylaşmaktan imtina ediyor, çekiniyor. Şair kendini ya da duygularını gönüllü olarak teşhir ediyor. Yazdıktan sonra da zaten o şiir kendisinin değil herkesin oluyor. Eğer kişi, gelecek olan eleştiri, tepki, övgüye katlanabiliyorlarsa yazmaya devam etmeli. Eleştirildiğinizde ne hissediyorsunuz? Aslında okuyucularımdan gelen eleştiriler beni daha çok teşvik ediyor. Ne olursa

Recep Karaaslan, duygularını şiirle yansıtmaktan keyif aldığını söyledi.

olsun edebiyatın, sanatın ve kültürün olması gerektiğine inancım var.

BİR KUTU ŞİİR Şiirlerinizi, sosyal medyadan ya da başka bir mecradan şiir severlerle buluşturuyor musunuz? Şiirlerimi ‘Karaaslan Recep’ kullanıcı adıyla Facebook ve Instagram’daki hesaplarımdan paylaşıyorum. Daha çok Instagram’ı kullanıyorum. Okurlara ulaşmak adına ‘Bir Kutu Şiir’ isimli bir tasarım yaptım. Bu kutunun içinde 4 kitabım ve tasarımını kendi yaptığım kitap ayraçları

var. Bunları isteyen okuyucularıma gönderiyorum. Bu şekilde bireysel çabam var. Şiirlerinizi okumak isteyenler, kitaplarınıza başka nerelerden ulaşabilir? Kitaplarım internet üzerinden satılıyor. Ayrıca şiirseverler kitaplarımı İdefix, D&R ve Kitap Yurdu’nda bulabilirler. Yazarlık kariyeriniz için hedefiniz nedir? Kısmet olursa bu sene bir kitabım daha çıkacak. Yine bir şiir kitabı olacak. Bunun dışında 2018 yılının hayırlı ve güzel haberler getirmesini ve şiirle geçmesini temenni ediyorum. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 107


BIZ ÇOK SEVDIK

ASLI GENCAL BÜŞRA SAVAŞ UÇARI

Kids Life’ta yenilik:

Bu ay köşemizde, melodilerle büyüyen hatta ilgi alanı notalar olan çocuklarımız için müziğe yer verdik.

Ben Başardım S

evgi dolu bir şubat ayından merhaba... Bu ay yeni bir bölüm ekledik Kids Life sayfalarına. Bu şehirde çok çalışarak, çok emek harcayarak, çok güzel başarılar elde etmiş, çok güzel ve yetenekli çocuklarımız var. Bundan böyle her ay onlardan birisiyle tanıştıracağız sizleri. Bize disiplinle geçtikleri zorlu yollardan bahsedecek, belki de diğer minik arkadaşlarına yol gösterici olacaklar. Sayfamızın ilk konuğu, dereceyle girdiği Kocaeli Üniversitesi Konservatuvarı’nda yan flüt eğitimi alan, güzeller güzeli Selin Sude Yurt. ‘Ben Başardım’ sayfamızı ilgiyle takip edeceğinize inanıyoruz. Biz Çok Sevdik’te de müziğe yer verdik bu ay. Müziğe meraklı minikler için derlediğimiz önerilerimiz işinize yarayabilir. 1 Anne 5 Soru’nun konuğu ise kısa bir süre önce eşi ve çocukları ile Belçika’ ya yerleşen avukat Bahar Güneri İnceli. Yurt dışında çocuk yetiştirmenin avantaj ve dezavantajlarını Bahar Hanım’dan dinledik. ‘Çocuk Lezzetleri’nde yine çok lezzetli bir tarifimiz var minikler için ‘avokadolu tavuklu dürüm’ü seveceklerine eminiz. ‘Kids Style’da ise Gülcan-Yüksel Tavukçuoğlu çiftinin, tarzıyla dikkat çeken güzel kızları Melisa var. Tüm bir yıla yetecek kadar sevgi biriktirebileceğimiz, çok mutlu bir ay olsun. Sevgiyle kalın…

BERRİN ÇOPUR

HER ÇOCUK ÜSTÜN YETENEKLIDIR

Şarkılarında dostluk, doğa sevgisi, yardımlaşma gibi önemli duygu ve kavramların altını çizen Berrin Çopur’un Pırlangıç albümünü biz çok sevdik…

Çocukların hangi alanda yeteneğinin olduğunu keşfedip o alana doğru yönlendirmede ebeveynlere yol gösterici nitelikte olan bu kitabı biz çok sevdik…

PIRLANGIÇ

ÇOCUK LEZZETLERI

AVOKADOLU TAVUKLU DÜRÜM B

u ay sizlerle ufaklıkların çok seveceği bir tarif paylaşmak istiyoruz. Avokadolu tavuklu dürüm; lezzeti, sunumu ve besin değeriyle hem sizin hem de çocuğunuzun favori lezzetleri arasına girecek. Yapılışı Malzemeler Öncelikle tavuk göğsünü bir miktar suda • 2 adet tavuk göğsü • 1 adet olgun avokado haşlayıp hafif ılındıktan sonra küp küp doğuruyoruz. Avokadoyu limon suyu ile • 2-3 kaşık yoğurt ezip yoğurtla karıştırıyoruz. Küçük küçük • 2 kaşık limon suyu doğradığımız yeşil soğan, maydanoz, • 2-3 sap yeşil soğan tavuk eti ve rendelenmiş kaşar peynirimizi • 4-5 sap maydanoz bu karışıma ekliyoruz. Tuz ve karabiber ile • ½ su bardağı rende tatlandırıp lavaşların içine eşit miktarda kaşar koyarak dürüm şeklinde sarıyoruz. • 6 adet lavaş Afiyet olsun!!! • Tuz, karabiber

108 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

BAHAR ERİŞ

BAY MAJOR’LE KLASIK MÜZIK MASALLARI NEŞE TÜRKEŞ

7 kitap ve CD’den oluşan, Bay Majör’ün masalsı anlatımıyla müzisyenleri ve bestelerini çocuklar için hikayeleştiren bu kitap serisini biz çok sevdik…


BAHAR GÜNERI İNCELI:

1

BAHAR GÜNERI İNCELI NASIL BIR ANNE? BELÇIKALI ANNELERDEN FARKI NEDIR? Hmm, pek minnoş bir anne olduğum söylenemez :) Çocuklar doğduğundan beri istikrar ve tutarlılık ilkelerinden vazgeçemediğim için gerektiği kadar kuralcı bir anne olduğumu söyleyebilirim. Çoğu kuralım hala esnemedi ve değişmedi. Her şeyin mükemmel olması için değil, iyi ve yeterli olması için uğraştım. Çocuklar sınırları sevdiği için ‘hayır’ demeyi bildim. Bu yüzden etrafımdakiler sert bir anne olduğumu düşünse de içim pamuk gibidir aslında :) Özetle onlara anne olmanın dışında iyi bir rehber, arkadaş olmaya çalışıyorum. Belçikalı annelere gelince... Aslında aramızda çok fark olmadı çünkü ben de tipik Türk annesi gibi büyütmedim çocukları. Ama tabii şöyle şeyler de var: Belçika’daki çocuklar, hava oldukça soğuk olduğu halde çıplak ayakla dolaşıyor, soğuktan korkmuyorlar. Yağmur, kış fark etmiyor hep sokaktalar. Çocuk yemekten önce mısır gevreği yiyor, asitli içecek içiyor ama her şeyi de seviyor. Elinden meyve düşmüyor ve acayip sağlıklılar. Anneler emzirmede ısrarcı değil, mamaya çabuk geçiyorlar. Bizim gibi çocukları eğlendirme, kontrol etme peşinde de değiller, kendi kendilerini oyalamasını bekliyorlar. Çoook sabırlılar; market sırasında ağlasa bile dönüp bakmıyor, elindeki paketin etiketini okumakla meşgul oluyorlar. Anneler normal hayatlarından vazgeçmiyor, çocuklar bu akışa dahil oluyor.

2

ÇOCUKLARINIZIN GELIŞIMINDE EN ÖNEM VERDIĞIMIZ NOKTALAR NELERDIR? Kendine güvenen bireyler olması için

uğraşıyoruz. Onların etten kemikten olduğunu bilerek yaşadık, camdan yapıldığını düşünmedik. Koşarken düşmelerine, yerden aldıkları bir şeyin kötü tadı olduğunu deneyimlemelerine izin verdik. Kardeşler birbirleriyle tartıştıklarında kendi aralarında çözmelerini istiyoruz. En önemlisi şımarık olmamalarıydı. O yüzden her ağladıklarında harekete geçmedik, ne olduğunu gözlemledikten sonra tepki verdik.

3

YURT DIŞINDA ÇOCUK YETIŞTIRMENIN OLUMLU VE OLUMSUZ YANLARI NELERDIR? En zor tarafı aileden uzakta olmak; en yakın bağlantının görüntülü arama olduğunu bilmek, özlem... Anneanne, dede desteği olmaması, yalnız olmak zor tabii... Bunların dışında, çocukların burada mutlu olması her şeye değer. Hayatlarına nasıl yön vermek istiyorlarsa bütün yolların açık olduğunu bilmek bile yetiyor. Burada, ne düşüncelerini ifade etmekte sorun yaşayacaklar ne de yaşam alanları kısıtlanacak. Bütün bunları düşününce Belçikalı Türk olmak, Türkiyeli Türk olmaktan daha kolay geliyor bana.

4

ÇOCUKLARINIZIN ÖZEL ILGI ALANLARI VAR MI? GELIŞTIRMEK IÇIN NELER YAPIYORSUNUZ? Ela, yazı yazmayı çok seviyor. Henüz okuma ve yazma bilmese de onunla daha çok bu tarz etkinlikler yapıyoruz. Amacımız tabii ki okuma yazmayı erken öğrenmesi değil

fakat kendisi öyle istiyor. Ayrıca, el işine yönelik işleri; bir ürün ortaya çıkarmayı, bunu ben ya da biz yaptık diyebileceği türde aktiviteler seviyor. Ela, belki kostümlerden dolayı baleye de meraklı. Henüz buradaki bale dersleri için uygun yaşta olmadığından şimdilik jimnastik derslerine devam ediyor. Yine yaşı uygun olduğu zaman, ilgisi sürerse yüzme derslerine göndermeyi düşünüyoruz. Ali ise arabaları çok seviyor. Onunla daha çok odasında ya da evin neredeyse her yerinde araba sürüyoruz :) Bunun yanı sıra müziğe yatkınlığı olduğunu da gözlemliyoruz. Eğer devam ederse, yaşı müsaade ettiği zaman bu yönde aktivitelere yönlendirmeyi düşünüyoruz. Topla ilgili her tür spora da meraklı, çoğu erkek çocuk gibi. İlgisi daha çok futbola gibi ama babası sevdiği için olsa gerek basket oynamak da istiyor. NEŞEM CUMHURİYET

K

öşemizin bu ayki konuğu, İzmit’te doğmuş, büyümüş ve evlenmiş olmasına rağmen şu anda eşinin işi dolayısıyla hayatını Belçika’da sürdüren avukat Bahar Güneli İnceli. Çocukları Ela ve Ali ile beraber gittiği Belçika’da mesleğine ara veren Bahar Hanım ile yurt dışında çocuk yetiştirmenin avantaj ve dezavantajlarını konuştuk.

NEŞEM CUMHURİYET

MINNOŞ BIR ANNE SAYILMAM

5

ÇOCUKLARINIZIN BEBEKLIK SÜRECINDE YA DA ŞU ANKI GELIŞIMI DEVAM EDERKEN TAKIP ETTIĞINIZ VE ÖNEREBILECEĞINIZ YAYINLAR YA DA KITAPLAR VAR MI? Şu ana kadar kendi eğitim tarzıma en yakın gördüğüm kitap Özgür Bolat’in ‘Beni Ödülle Cezalandırma’ kitabı oldu. ŞUBAT2018 • KOCAELI LIFE • 109


BEN BAŞARDIM

GELECEĞIN YAN FLÜT VIRTÜÖZÜ

SELİN SUDE YURT İLKOKULDAN BERI MÜZIKLE UĞRAŞAN KOCAELI ÜNIVERSITESI DEVLET KONSERVATUVARI ÖĞRENCISI SELIN SUDE YURT, GELECEĞIN EN BAŞARILI YAN FLÜT VIRTÜÖZLERINDEN BIRI OLMAYA ADAY

‘B

en Başardım’ sayfamızın ilk konuğu, küçücük yaşına rağmen eğitimine konservatuvarda devam eden Selin Sude Yurt. İyi bir yan flüt sanatçısı olmak için sadece yeteneğin yetmediğinin farkında olan Selin, çıktığı bu zorlu ve disiplin gerektiren yolda koşar adım ilerliyor. Yolun henüz çok başında olmasına rağmen müzik alanında başarılı adımlar atan Selin, müziği ve yan flütü o kadar çok seviyor ki kariyerini bu yönde şekillendirmeye başlamış bile. Selin’ciğim seni biraz tanıyabilir miyiz? 16 Mayıs 2004 İzmit doğumluyum. İlkokulu Donanma İlköğretim Okulu‘nda okudum. Ortaokula Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda devam ediyorum. Bize biraz konservatuvara giriş sürecinden bahseder misin? Annemin yönlendirmesiyle önce ilkokulda gitar çalmaya başladım. İlkokul 3. sınıfın yaz döneminde keman, 4. sınıfın yaz döneminde ise piyano kursuna gittim. Oradaki öğretmenimin desteklemesi ve yönlendirmesi ile ortaokul için Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı sınavlarına girdim ve dereceyle kazandım. Peki, yan flüt

110 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

çalmaya nasıl karar verdin? Konservatuvar sınavına girdiğimde diş ve dudak yapıma bakılarak yan flütle başlamam gerektiğini söylediler. İlk enstrümanımı hemen sevmemiştim. Çalışmalarımın birinci senesinin sonunda ne kadar doğru bir karar verdiğimizi anladım. Şu an çok mutluyum ve yan flüt çalmayı çok seviyorum. Konservatuvar hocanızla birlikte oda orkestrası da kurmuşsunuz... Evet, Revnak Yengi benim ilk solfej eğitimimi aldığım hocamdır. Zor ve yoğun olan eğitimimi onun ve Eren Coşkuner hocamın yardımları ve sevgisiyle yürütüyorum. Onlara bu ilgileri için çok teşekkür ediyorum. Revnak hocam Kocaeli’de bir ilki gerçekleştirdi; Nicomedia Oda Orkestrası’nı kurarak bizleri daha geniş kitlelerle buluşturdu. Oda orkestramızda trombon, keman, çello, viyola, korno, kontrbas, klarnet, pikolo çalan çok başarılı arkadaşlarımla birlikte yer alıyoruz. Her birimiz, bunun bizim için bulunmaz bir şans olduğunu düşünüyoruz. Konservatuvarı bitirdikten sonra müzikle ilgili kariyer hedeflerin neler? Başarıya giden yolun ilk önce iyi ve kaliteli bir okulu kazanmak olduğunu düşünüyorum. Bunun için de yurt dışında bir üniversitede okumak istiyorum. Eğitimimi tamamladıktan sonra da iyi bir orkestrada çalmak ve akademisyen olmak en büyük hayalim.



BEN BAŞARDIM

MELISA TAVUKÇUOĞLU BU AYKI KONUĞUMUZ, YURT DIŞINDAN GELEREK BIRKAÇ AY ÖNCE İZMIT’E YERLEŞEN VE HENÜZ ÜLKEMIZE ALIŞMA AŞAMASINDA OLAN 11 YAŞINDAKI MELISA TAVUKÇUOĞLU. ANAOKULU ÖĞRETMENI OLAN GÜLCAN TAVUKÇUOĞLU VE S.W.S INDUTRONIC GMBH FIRMASININ GENEL MÜDÜRÜ YÜKSEL BEY‘IN GÜZEL KIZI MELISA’NIN TARZINI MERCEK ALTINA ALDIK.

Pantolon:De Facto T-Shirt : H&M Mont: H&M

Tayt: H&M Tişört: H&M Mont: Adidas Ayakkabı: Nike

Kazak: LC Waikiki Kot : H&M

Kazak: Yurt dışından Yelek : H&M Kot : De Facto Bot : Yurt dışından Şal: Flo

112 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Sweet: H&M Kot: De Facto



SERKAN YEŞİLDAĞ

Yemek seçiminiz kişiliğinizi ele veriyor

S

iz hangi yemekleri seviyorsunuz bilmiyorum ama yemek seçimi ve yeme alışkanlıklarımız ile kişilik özelliklerimiz arasında doğrudan veya dolaylı bir ilişki olduğunu geçenlerde bir yazıda okumuştum. Çok dikkatimi çekmişti. Gerçekten de kişiliğimiz, yemek alışkanlıklarımızı değiştiriyor mu? Bana mantıklı gelse de karar sizin. Koku ve tat duyuları beynimizde limbik sistemde işleniyor. Limbik sistem, özellikle içgüdüsel veya otomatik davranışlarımız başta olmak üzere tüm duygu ve davranışlarımız üzerinde etkili bir mekanizma. Tatlar ve kokular ile duygu ve davranışlarımız aynı yerde işlendikleri için aralarında güçlü bir bağ oluşuyor. Bu nedenle de belli kişilik özellikleri ile yi-

114 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

yecek tercihleri arasında ilişki bulunuyor. Örneğin; meraklı, yaratıcı, açık fikirli ve dışa dönük kişiler daha çok meyve ve sebze tüketiyor; et yemiyor ve yeni tatlara her zaman açık oluyor. Hırslı, tutkulu, inatçı, dik kafalı, tutucu ve sorumluluk sahibi kişiler acı, baharatlı ve yoğun aromalı yiyeceklerin yanı sıra her türlü et ürünlerini tercih ediyor. Duygusal, kırılgan, içe kapanık, kaygılı kişiler ise tatlılardan ve karbonhidratlardan asla uzak duramıyor. Yiyeceğin türü kadar yeme şekli de kişiliğimizle ilgili ipuçları veriyormuş! Adeta yangından mal kaçırır gibi tabağı silip süpürenler; tez canlı, dışa dönük, üretken, rekabeti seven, maceracı ve bencil kişiler oluyor.

Lokmaları sayarak, “Yesem mi, yemesem mi?” diye düşünenlerin kararsız, soğukkanlı, melankolik ve kontrollü kişiler olduğu söyleniyor. Ne varsa birbirine karıştırılıp yiyeceklerden yeni porsiyonlar oluşturanlar, konsantre olmakta zorlanan, değişken, kontrolsüz kişiler olabiliyor. Sofra düzenine ve yemeğin sunumuna fazlasıyla özen gösterenler ise mükemmeliyetçi, yargılayıcı ve idealist kişiler arasından çıkıyor. Bu ilgi çekici açıklamalardan sonra meraklı, yaratıcı, dışa dönük kişileri ilgilendirecek harika bir tarif vereceğim. Siz de gerçekten böyle düşünüyorsanız, kendi tarifinizi, kendi ağız tadınıza ve ruhunuza iyi gelecek yiyeceklerden oluşturun! Şimdiden afiyet olsun!


LEZZET

ILIK KIŞ SALATASI MALZEMELER

YAPILIŞI

Malzemelerde ölçü vermiyorum, isteğinize göre kullanabilirsiniz. • Karnabahar • Havuç • Ispanak • Kereviz • Tahin • Zencefil, sarımsak, limon, karabiber, tuz, zeytinyağı • Kimyon tohumu, rezene tohumu ve kişniş tohumu

Karnabahar, havuç ve kerevizi yumurta büyüklüğünde doğrayalım, altına yağlı kağıt serdiğimiz bir fırın tepsisine alıp, bolca tuzlayalım. Bir taraftan da kimyon, zencefil ve kişniş tohumlarını bir havanda, çok olmayacak şekilde ezelim. (Kimyon bir tatlı kaşığı, zencefil ve kişniş tohumu bir çay kaşığı olacak şekilde) Bu karışımı bir tutam tuz ilave edip, sebzelere iyice yedirelim. Önceden ısıttığımız 200 derece fırında 15 dakika pişmeye bırakalım. Bu arada sosu için iki yemek kaşığı tahinin üzerine biraz limon kabuğu, biraz zencefil rendeleyelim, kalan baharatlar ve biraz zeytinyağıyla karıştıralım. Fırından çıkardığımız sebzelerin üzerine hemen ıspanaklarımızı atıp biraz tuz ve karabiber ekleyip, karıştıralım. Servis tabağına almadan önce altına biraz tahin sosumuzdan döküp, malzemelerimizi yerleştirelim. Üstüne biraz daha tahin sos, zeytinyağı ve limon ilave ederek servis edebilirsiniz. Afiyet olsun. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 115


Hatice KOCAMAN

“E

Japon icadı

IKIGAI

veryone has an ikigai” derler, yani herkesin bir varoluş nedeni (ikigai’si) vardır. Sabah uyanmak için bir sebep olarak ifade ediliyormuş. Eksikliği depresyon sebebi, kendimden biliyorum. Bu Japon konsepti 4 elemente dayanıyor: Sevdiğin, iyi olduğun, insanlığa hizmet eden ve para kazandığın bir şeyi yaparsan ikigai denilen varoluş nedenine ulaşırsın. Bir nevi mutlu olma veya halinden memnun olma hali. Fakat bu 3 öğeden biri varken, 4.’sü eksik olursa, duygusal hata durumları ortaya çıkar. Şöyle ki: Sevmediğin şeyi yaparsan, rahatsın ama boşluktayım hissi. İnsanlığa hizmet etmediğin durum, tatmin var ama işe yaramazlık hissi. Para almadığın şeyi yaparsan, haz ve doygunluk var ama parasal rahatlık yok. İyi olmadığın şeyi yaparsan; heyecan ve hoşnutluk var ama belirsizlik hissi. Ama ayrıca da diyor ki 2 elementin birlikte olduğu yerlerde de ek durumlar vardır. Şöyle ki: Sevdiğin ve iyi olduğun durum; tutku. İyi olduğun ve parasal kazanç sağladığın durum; uzmanlık. Para kazandığın ve insanlığa hizmet ettiğin durum; kutsal görev. İnsanlığa hizmet ettiğin ve sevdiğin durum; misyon, görev. ★★★ Şemasıyla da anlatalım. Aynı ismi taşıyan kitap sayesinde haberdar olduğum kavram. Bu kavram insan için elbette ki çok elzemdir. İnsanın hayattaki rolünü ve duruşunu belirler. Bu açıdan dahi bakıldığında, kavramın hayatlarımızdaki önemli etkisini anlayabiliriz. Ancak aynı ismi taşıyan kitap için bu kadar güzel şeyler söyleyemeyeceğim. Kitap gayet güzel başlıyor, önce onu söylemem lazım, insanı okumak için heveslendiriyor. Ancak kitap sanki gerçek kitabın bir demosu, bir fragmanı gibi yazılmış. Kitabı okurken aklıma gelen sorular, kitap boyunca yanıtsız kalıyor. Sırf ‘ikigai’yi bulmak’ bölümü bile başlı başına bir kitap olacakken, içeriği herkesin okuyabileceği, popüler bir kitap olma hevesinden dolayı kırpılmış, yumuşatılmış. İçeriği kırpılmış ve yumuşatılmış bölümler arka arkaya geldikçe, kitabı okuma hevesiniz kayboluyor, sıkılmaya başlıyorsunuz. Bir noktadan sonra kitabın sorulara cevap vermesi ile ilgili ümidiniz tamamen tükeniyor. Yine de akıldaki sorular tükenmediği için Türk kafası ile ikigai’ye geçiyorsunuz. ★★★ Bir de yaşamsal, toplumsal kuramlarımızla bakalım bu icada. Benim ütopyam, uzaylıların bir deneği olabileceğimizdir. Bizim onları gözlemlediğimiz gibi onlar da bizi gözlemliyor olamaz mı? İşte dünyaya tesadüf eseri atıldığımız ve yapacağımız seçimlerin hayatımızı şekillendireceği gerçeğiyle yüzleştiğimiz soru. Kader denilen kavramın olmadığı gerçeğinin tokat gibi suratımıza indiği soru.. Kişi bu soruyu kendine gerçekten soruyorsa büyük

116 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

bir çıkmaza girer. Geçmişte yapmak istediklerini yapmaması ve geçmişte yaptıklarını yapmaması gerektiği düşüncesi insanı karanlık bir sorgulama dönemine iter. Madem her şey insan elinde ise geçmişteki yol ayrımlarında bugüne gelmemizi sağlayan yolu değil de öteki yolu seçse idi bugünün çok farklı olabileceği gerçeğiyle yüzleşir. Zordur varoluşu sorgulamak. Geçmişle hesaplaşmak. Eşref-i mahlukat değil de basit ve tesadüf eseri bir varlık olduğun gerçeğiyle yüzleşmek. Olmak istediğin insan olabilmek yerine olduğun benlikle yetinmek. ★★★ Raskolnikov’u fahişe Sonya’nın ayaklarına kapanmaya itmiştir. Ka adlı roman karakterinin içip içip karlı Kars sokaklarında dolaşmasına sebebiyet vermiştir. İsveçli şövalyeyi kendini kırbaçlatan radikal dincilere hayran hayran baktırmıştır. Camus; absurdlüklerle kendini avutmuştur. Kundera çareyi basitlikte görmüştür. Sartre Marksizmle harmanlarken, Woddy Allen şaşaalı yaşamın kollarına atmıştır kendini. Necip Fazıl dine sarmıştır, Kafka ise susmuştur. Bir şekilde geçirmişlerdir günlerini. Çare bulamayanlar intihara giden yolda emin adımlarla ilerlemiştir. Yahut evren olarak tanımlanmış ve ortak kanıda sonsuz diye nitelendirilen ve boşluk olduğu düşünülen ve daha ötesini insanlığın henüz tahayyül edemediği şeye varoluş denir, ben de varoluş diyorum, üzmüyorum insanoğlunu... Ve bir ve daha koyarak soruyorum; sınırlarını ancak betimleyebildiğiniz, ötesini hayal etmeye korktuğunuz bir kavram neden vardır? Evren bildiğimiz anlamda sonsuz boşluk ise nedendir? Hah bu noktada veriyorum ayarı. Aynı insanoğlu an itibariyle o şekilde düşünebilmiş ve öyle anlam kazandırmıştır da ondan. Kırıcı olmak gerekirse, başka çaresi yoktur da ondan. Düşünebildiği kadarıyla “sonsuz ve sınırsız” diyerek “neden”ini açıklayamadığı bu olguya bir yan anlam, bir ilahilik kazandırmaktadır, yine aynı çaresizlikten. Aynı insanoğlu “varoluş açıklanamıyor” derken açıklanamayan bir olgudan söz ederek “açıklanamayan bir şeydir” diyerek ismini koymakta, tanımlama yapmaktadır. Kökünde yukarıdaki paragraftan bildiğimiz aynı çaresizlik vardır. Benimki tamamen kelimelerin birbiri ardına dizilişinden ibaret. Ya da sadece “HİÇ”...



GECE-GÜNDÜZ

HAREM NIGHT RÜZGARI Harem Night defilesinde özel tasarım gelinlikler ve takılar göz kamaştırdı

H

arem Night defilesine İzmitli hanımlar büyük ilgi gösterdi. Engin Kuyumculuk, Mira Gelinlik ve F&N Event Organizasyon’un ev sahipliği yaptığı geceye; Özel Kocaeli Tıp Merkezi, As Estetik, Lavanta Halı Yıkama ve Kuru Temizleme ile 41 Burda AVM’deki Ali Gür Kuaför sponsor oldu. Defilede Mira Gelinlik’in kişiye özel tasarım gelinlikleri davetlilerin beğenisine sunulurken, Engin Kuyumculuk’un tasarım takıları da geceye ışıltı kattı. Defileyi izleyen hanımlar ise birbirinden güzel sürprizlerle karşılaştı.

GELİNLİKLER, TAKILAR 9 gelinlik ve 9 takının sergilendiği defilede F&N Event Organizasyon’un sahibi 118 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Fahriye Esen konukları kapıda karşılayarak, masalarına kadar eşlik etti. Yemek ikramının ardından sıra gecenin en özel anına, Harem Night defilesine geldi. Güzellikleriyle göz kamaştıran mankenler, Mira Gelinlik’in sahibi Elif Birlik’in özel tasarım gelinlikleri ve Engin Kuyumculuk’un geceye ışıltı katan tasarım takılarıyla davetlilerin karşısında boy gösterdi.

EĞLENCE DE VARDI Defilenin ardından gecede imzası bulunan Mira Gelinlik’in sahibi Elif Birlik, Engin Kuyumculuk’un sahiplerinden Tuba Tabanlı Zatreh ve F&N Event Organizasyon’un sahibi Fahriye Esen sahneye çıkarak, konukları selamladı. Sonrasında eğlence için düğmeye basıl-

HABER: SEMRA ÇELİK

dı, sahneye gelen DJ Hümeyra, hareketli parçalarıyla davetlileri adeta coşturdu. Oyun havalarıyla kendilerinden geçen konuklar, pisti bir an olsun boş bırakmadı, gecenin tadını çıkardı.

ÇEKİLİŞ YAPILDI Gecenin ilerleyen saatlerinde çekiliş yapıldı. Gecenin şanslı talihlilerinden Ebrar Aydın, 41 Burda AVM’deki Ali Gür Kuaför’den saç kesimi kazandı. Zehra Yılmaz’a, As Estetik’ten cilt bakımı hediye edilirken, Nihal Kara ise Özel Kocaeli Tıp Merkezi’nden check-up kazandı. Çekiliş sonrasında davetliler oyun havalarıyla yeniden sahnedeki yerini aldı. Eğlencenin ritmine kapılan konuklar, geceden unutulmaz anılarla ayrıldı.


GECE-GÜNDÜZ

Gecenin sponsorlarından As Estetik’in uzman estetisyeni Aslı Zan, uzman estetisyen Seren Ergin, hemşire Sevilay Serçe, yöneticisi Mehlika Eryılmaz.

Fatma Kahraman Gudil, Neşe Yinelek Öztongan, Hande Fırıncı, Ayşe Özgenç Melike Yeşilay, Emine Esen

Asuman Duysak

Gönül Zafer, Neslihan Karataş, Hacer Ulugün

Sümeyye Esen, Emine Esen

Gecenin sponsorlarından biri olan Lavanta Halı Yıkama ve Kuru Temizleme’nin genel müdürü Sertap Ayhan ve sahibi Leyla Ayhan.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 119


GECE-GÜNDÜZ

Gecede, Mira Tasarım Gelinlik’in sahibi Elif Birlik’in tasarım gelinlikleri boy gösterdi. Gamze Eroğlu, Tülay Çelebi, Ayhan Soysal, Işık Söndü, Filiz Barış, Yurdanur Dal, Aydanur Eroğlu, Nurcan Çölgeçen, Sena Barış

Davetlilerden Nihal Kara Özel Kocaeli Tıp Merkezi’nden check-up kazandı. Lütfiye Aydın, Kıymet Ekşi Emine Erözer, Ayla Uslu

Hacer Taşer

120 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

DJ Hümeyra gecede oyun havalarına yer vererek konukları doyasıya eğlendirdi

Gecenin konuklarından Ebrar Aydın’a, 41 Burda AVM’deki Ali Gür Kuaför’den saç kesimi hediye edildi.

Ayşe Nur Dere, Derya Kara


GECE-GÜNDÜZ

Tuba Tabanlı Zatreh

Elif Ayhan, Özlem Işık

Defilenin bir diğer konuğu Zehra Yılmaz’a, As Estetik’ten cilt bakımı hediye edildi

Fahriye Esen, Sümmeyye Top, Buse Bayram, Yasemin Bayram, Sinem Sağlık, Nurdan Top

F&N Event Organizasyon’un sahibi Fahriye Esen

Gamze Ayyılmaz, Dilay Bodur

Fahriye Esen, 41 Burda AVM’deki Ali Gür Kuaför’ün sahibi Tülay Markan, Hatice Duysak

Nurdan Top

İlknur Lüleci

Gecenin sponsorlarından Özel Kocaeli Tıp Merkezi check-up koordinatörü Ayşenur Geysi, basın yayın ve halkla ilişkiler sorumlusu Cennet Caylan, check-up birimi hasta temsilcisi Tuğba Bakıroğlu

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 121


Yıldız Tilbe konserini izlemeye gelen bin 100 kişi Hayal Kahvesi’ni hınca hınç doldurdu.

122 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


YILDIZ TILBE

Hayal’de fırtına gibi esti Kocaeli’de eğlencenin tek adresi olan Hayal Kahvesi, bu kez sahnesinde çılgın sanatçı Yıldız Tilbe’yi ağırladı. Sevenleriyle, ilimizde ilk kez buluşan Tilbe, Hayal sahnesinde adeta deprem yarattı HABER: SEMRA ÇELİK

D

illerden düşmeyen şarkıları, güzel sesi, etkileyici yorumu ve kendine has tarzıyla ülkemizin fenomen sanatçılarının başında gelen Yıldız Tilbe, geçtiğimiz günlerde Kocaelili hayranlarıyla buluştu. İlk kez geldiği Kocaeli’de, Hayal Kahvesi sahnesinde adeta fırtına gibi esen ünlü sanatçı, en güzel şarkılarını mekanı hınca hınç dolduran bin 100 hayranı için söyledi. Yıldız Tilbe’nin şarkılarıyla coşmak isteyen Kocaelili Yıldız Tilbe tutkunları, konserden saatler önce Hayal Kahvesi’ne akın etti. Konser saatinin gelmesiyle birlikte he-

yecanın doruğa çıktığı gecede, Yıldız Tilbe ıslık ve tezahüratlarla sahneye davet edildi. Kendisini dinlemeye gelenleri öpücüklerle selamlayarak sahneye çıkan ünlü sanatçı, şık kostümü ve enerjisiyle izleyenleri kendisine hayran bıraktı. Konserine ‘Ruh-i Revanım’ isimli parçayla başlayan Tilbe, gece boyunca en güzel şarkılarını seslendirdi.

BİRLİKTE SÖYLEDİLER Yıldız Tilbe’yi izlemeye gelenlerin cep telefonuyla her anını kaydettiği konser, gece boyu alkış ve tezahüratlarla sürdü. Ünlü sanatçının özellikle ‘Delikanlım’

şarkısını seslendirdiği anlarda, Hayal sahnesini dolduran bin 100 kişi hep bir ağızdan Yıldız Tilbe’ye eşlik etti. Tilbe, ‘El Adamı’ şarkısında ise mikrofonu konuklara uzattı. Davetlilerin bu parçayı da hep bir ağızdan ve büyük bir coşkuyla söylemesi sanatçıyı oldukça mutlu etti. Tilbe, gecede hafızalarda yer eden çılgın dansını yapmayı da ihmal etmedi. Sahnede darbuka eşliğinde dans eden sevilen sanatçı eğlenceyi doruklara çıkardı. Konser boyunca gördüğü ilgiden oldukça memnun olduğu gözlenen Yıldız Tilbe, konserinin bitiminde Kocaeli’de bir kez daha sahne almak istediğini ifade etti. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 123


GECE GÜNDÜZ

Çisem Filiz, Zeki Uzar Merve Yakut, Sercan Yakut Emine Gürer, Hatice İzgin

Alper Çetin, Eda Ersoy Çetin

Mehmet Kayabaşı, Özge Kayabaşı Merve Çakır ve Murat Çakır

Betülnur Çelik, Yasin İlgün

Bilge Hamarat, Enver Çelebi

Fadime Kara

Hakan Uludoğan, Sena Uludoğan Demet Boyacı, Belgin Üner, Nursel Erdem

124 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


GECE GÜNDÜZ

Yıldız Tilbe, verdiği konserde kendine has dansını sergilemeyi de ihmal etmedi.

Tuğba Koyuncu, Şule Moğul Duygu Başer ve Serdar Başer

Nilay Günay, Tuğba Bıçakcıoğlu Başak Çelik

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 125


GECE GÜNDÜZ

Gözde Bahar Ertan, Betül Kalay

Cemile İpek, Hakan Cellek

Serap Gürel, Özlem Oyul

Ceyda Şahin

Aleyna Şahin, Zeynep Şenoğlu

Miray Ünay, Özlem Akyüz, Pelin Gül

126 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Adem Kocacenk, Hatice Torun Macide Gürel, Elif Özer

Buse Alayoğlu

Ayşe Betül Bükel

Seda Kanbur, Tuğçe Uzun

Sevda Nur Üçüncü

Zeynep Turan



KANSERI

BÜTÜNCÜL TEDAVI ILE YENIN Çağımızın hastalığı olarak nitelendirilen kanser, hepimizin korkulu rüyası. Erken teşhis edildiği takdirde tedavi edilebilir bir hastalık olan kanserle savaşırken, ‘bütüncül tedavi’ seçeneğini göz ardı etmemek ise hayati önem taşıyor RÖPORTAJ: SEMRA ÇELİK

133 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018


SAĞLIK

H

epimizin korkulu rüyası olan kanser, çağımızın hastalığı olarak nitelendiriliyor. Düzenli ve rutin kontrollerle erken teşhis edildiği takdirde büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olan kanserle savaşırken moral ve motivasyon çok önemli. Kanser cerrahisi, özellikle safra yolları kanseri alanında geliştirdiği tekniklerle tanınan ve geçtiğimiz günlerde Gölcük Rotary’nin başarılı bir organizasyonuyla ilimize gelen Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Aydın, kanser alanında adından sıkça bahsedilen bir isim. Prof. Dr. Ünal Aydın’a, kanser alanında ‘bütüncül tedavi’ yönteminin ne olduğu ve önemi konusunda merak edilenleri sorduk. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? 1970’de Milas’ta doğdum. 1997’de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdim. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi’ni kurdum. Bilim Üniversitesi’nde öğretim üyesiyim;ameliyatlarımı FlorenceNightıngle Hastanesi’nde gerçekleştiriyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım.

VÜCUDUMUZDA 8-10 KATRILYON HÜCRE VAR. BU HÜCRELER VÜCUDUMUZUN EMEKÇILERI

Kanser, vücudumuzdaki sakat ve eğitimsiz hücrelerden kaynaklanıyor.

Öncelikle sormak istiyorum; hepimizin korkulu rüyası olan kanser nedir? Vücudumuzda yaklaşık 8-10 katrilyon hücre var. Bu hücrelerin hepsi vücudumuzun işçileri ve emekçileri. Ancak vücudumuzun içindeki bir grup hücre doğar, büyür, ölür. Bu sırada sakat doğumlar, eğitimsiz hücreler söz konusu olabilir ve bunlar teknik olarak kontrolsüz bir şekilde terörize hale gelebilir. İyi niyetli, çalışkan, emekçi hücrelerin yanında bir anda terörist hücreler oluşabilir. Bu hücreler, vücudumuzun bir başka yerinde gelişir ama diğer organları da istila etmeye başlayabilir. İşte kanseri de vücudumuzdaki terörist hücreler şeklinde tanımlayabiliriz. ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 134


SAĞLIK

Prof. Dr. Ünal Aydın, erken tanının kanser tedavisinde önemli bir faktör olduğunu söyledi.

KANSER YENİLEBİLİR Peki, söylendiği gibi kanser çağımızın vebası mıdır? Kişiye kanser tanısı koyulduğu andan itibaren teknik olarak çok ciddi bir sıkıntı içerisine düşüyoruz. Hastamız da korkuyor, çevremizdeki akrabalarımız da. Bizim hayatımızı tehdit edecek ve yaşamımızı sonlandıracak diye korkuyoruz. Halbuki durum böyle değil. Kanser tanısı konulduğunda, aslında ironik bir şekilde şanslı oluyoruz. Bir de erken tanı

Kanserden nasıl korunabiliriz? Her şeyden önce çok sıhhatli ve düzgün beslenmemiz lazım. Bunun dışında doğanın bize verdiği en natürel, en sade yiyeceklerden tüketmeliyiz. Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklara dikkat ederek, uykumuzu düzenli bir şekilde alarak, sabahları en az 4-5 kilometre yürüyerek; ekstra yapay gıdalardan, radyasyondan, radyoaktif maddelerden uzak durarak kanserden korunabiliriz. Tamamen Robin Hood hayatı yaşayın demiyoruz

Bugünkü teknolojiyle iletişim için kullandığımız aletlerin üzerimizde ne kadar kanserojen etkisi olduğu üzerine pek çok çalışma var. Diğer yandan bizim için ideal ışık, güneş ışığıdır. Güneş ışığıyla birlikte çalışıp güneş ışığı ile birlikte istirahate çekilsek acaba vücudumuz daha mı iyiye gider? Ne kadar doğal ritmimizde yaşarsak, kanserden o kadar çok korunabileceğimizi düşünüyorum. Vücudumuzda kanser oluştuğunu anlayabilir miyiz?

KANSER, MÜCADELE EDILDIĞINDE YENILEBILIR BIR HASTALIKTIR. BU NEDENLE KANSERDEN KORKMAMALIYIZ konulmuşsa gerçek bir şekilde şanslıyız demektir çünkü tanısı konulmuş kanser, tanısı koyulmamış kansere nispeten her zaman için değerlidir. Şu anda vücudumda bir kanser olabilir, bunun tanısı konulmamış olabilir ve bu beni tehdit ediyor olabilir. O nedenle tanısı konulan kanser her zaman bir avantajdır. Bu yönüyle bakmak lazım. Kanser, mücadele edildiğinde yenilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle kanserden korkmamalıyız. 135 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

ama günlük ritmimizi orijinal ritmimize adapte edebilmeliyiz. Sabah erken kalkıp yürüyüşe çıkmayı, akşam erken yatabilmeyi, daha çok güneş ışığıyla birlikte yaşayıp gece ışığında da istirahat edebilmeyi öğrenirsek kanserden korunmak için adımlar atıyoruz demektir.

ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ Güneş ışığı, bu kadar önemli mi?

Kanser çoğu zaman çok sinsi oluyor. Hayati organlarımızı tıkayıp, bu organların çalışmasını etkilemediği sürece; ciddi bir ağrıya sebep olmadığı sürece ya da ciddi bir şişkinlik ve kitle oluşturmadığı sürece kanseri kavramamız çok zor olabiliyor. Kendi hücrelerimizden oluşan bir kitle olduğu için çoğu zaman farkedemiyoruz. O nedenle kanserin geliştiğini ancak erken teşhisle anlayabiliriz. 40 yaşından sonra en kötü koşullarda 2 yılda bir, 50


SAĞLIK yaşından sonra yılda bir kez check-up yaptırmamız kanserin erken farkedilmesi için en önemli yöntemlerden biridir. Bununla birlikte ailesel bir kanser riski taşıyorsak, o kanser türüne karşı tarama işlemlerini daha sıkı yaptırmak kanserden korunmamız ve erken tanı için önemlidir.

TEDAVİDE BÜTÜNCÜL ANLAYIŞ Bir kanser tanısı koyulduysa kemoterapi ve ameliyat dışında ne yapılabilir? Tamamen teslim olmayacağız. ‘Eyvah ne oluyor! Ölecek miyim?’ demeyeceğiz. Kanser tanısı konulduğu andan itibaren

uygun şekilde sunduğunuzda hasta için avantaj sağlayabilirsiniz. Her hastanın tüm ruhunu tanımayabilirsiniz, o nedenle her hastanın bir yakını olmalıdır. Biz buna hasta koçu diyoruz. Hasta koçu, hastayı çok iyi tanıyordur ve biz de bütüncül tedaviyi uygulayabilme adına hasta koçuyla iş birliği yaparak önce hastayı tanımaya çalışırız. Daha sonra yine hasta koçluğunda hastaya özgü tedavi yöntemleriyle tedavi etmeye çalışırız.

HASTA KOÇU NE YAPMALI? Bütüncül tedavi sürecinde hasta ve hasta koçu ne yapmalı?

İnsanlar da buna ümit bağlayabiliyor. Kanser tedavisinde ‘Ünal Hoca bir ameliyat yaptı ve iyileştirdi’ diye bir şey yoktur. Bütüncül bir anlayışı araştırsınlar. Tek kişilik tedavileri kabul etmesinler. Bütüncül tedaviye başlanmadan önce hangi kriterler göz önünde bulunduruluyor? Hastamızın sosyal performansını, çevresiyle olan ilişkilerini; sosyal ve entelektüel olarak hangi yaşam alanı içerisinde olduğunu; çevresinde ne türtabular ve kültürel çatışmalar bulunduğunu; sağlıkla ilgili ne kadar hurafeler içinde yaşadığını; modern tıbba ne kadar yakın olduğunu hasta koçunun ve hastamızın bilmesi

HER HASTANIN TÜM RUHUNU TANIMAYABILIRSINIZ, O NEDENLE HER HASTANIN BIR YAKINI OLMALIDIR. BIZ BUNA HASTA KOÇU DIYORUZ ilk işimiz bilinçlenmek olacak; kanseri tanımak zorundayız. Doktor olmasanız bile bununla ilgili bir ön çalışma yapmalı, vücudun nasıl çalıştığını öğrenmek zorundayız. Bütüncül tedaviyle ilgili fiziksel, farmokokimyasal ve biyolojik tedavi seçenekleri hakkında ciddi bir öğrenme işlemi yapmalıyız. Daha sonra bütüncül olarak tedaviyi takip etmemiz ve kendimize çok iyi bir co-pilot yani danışman seçmeliyiz. Diyelimki doktordan hastalığımla ilgili fikir aldım ve doktor ciddi, genel bir tedavi önerdi. Bu yeterli değil, tek bir fikir asla yetmez. Muhakkak başka bir hekimden de fikir almamız gerekiyor. İkinci doktordan aldığınız fikir de sizi tatmin etmiyorsa, doktor hastalığınızla ilgili iyi şeyler söylemediyse, üçüncü bir fikre baş vurmalıyız. Bütüncül tedavi nedir? İnsan fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak bir bütündür. Bütüncül tedavi ise cerrahiden farmokokimyasal yöntemlere, biyolojik yöntemlerden psikolojik yöntemlere kadar tüm yöntemleri kendi oranı nispetince ve her hastaya özel yaklaşımlarla kullanabildiğimiz tedavi alternatiflerinin tamamıdır. Tüm tedavi seçenek ve söylemlerinin toplu olarak hastaya en uygun yöntemle sunulma işidir. Bunu toplu olarak en

Kanserle ilgili çok iyi ekiplerle tanışmaya gayret etmeliyiz. Gerek televizyonlarda gerek sosyal medyada, ‘Bir hasta şu adamın verdiği, şu ilaçla kanseri yendi’ şeklinde gürültülü haberler yapılabiliyor.

gerekiyor. Hastamızın sosyoekonomik kapasitesini, tedaviyi almak için ulaşım şartlarını bilmesi lazım. Hastanın yaşını, kendisiyle ilgili açmazlarını bilmesi gerekiyor. Prof. Dr. Ünal Aydın, kanser tedavisinde bilinçli ilerlemenin önemli olduğunu söyledi.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 136


GECE-GÜNDÜZ

GÖLCÜK ROTARY ÖDÜLLENDIRDI

Gölcük Rotary Kulübü, geleneksel hale getirdiği ‘Meslekte Üstün Hizmet Ödül’nü düzenlediği bir törenle Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Aydın’a takdim etti HABER: SEMRA ÇELİK

Prof. Dr. Ünal Aydın, Gölcük Rotary Kulübü Başkanı Uğur Saral

H

er yıl ocak ayında geleneksel olarak düzenlediği törenle mesleğinde başarılı olmuş insanları ödüllendiren Gölcük Rotary Kulübü, bu yıl ‘Meslekte Üstün Hizmet Ödülü’nü düzenlediği yemekli toplantıda takdim etti. Wellborn Luxury Hotel’de organize edilen törende konuklar keyifli bir gece yaşadı. Törende ‘Meslekte Üstün Hizmet Ödülü’ Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Aydın’a takdim edildi.

ÖDÜLÜ İÇİM RAHAT VERİYORUM Gecede Gölcük Rotary Kulübü Başkanı Uğur Saral ve yönetim kurulu üyeleri, davetlileri kapıda karşıladı. Gecenin 137 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

açılış konuşmasını yapan başkan Uğur Saral, sözlerine Prof. Dr. Ünal Aydın’ın başarılarla dolu özgeçmişini anlatarak başladı. Saral daha sonra ödülü takdim etmek üzere Gölcük Rotary Kulübü geçmiş dönem başkanı İhsan Kutlu’yu sahneye davet etti. Ödülü takdim etmeden önce konuşma yapan İhsan Kutlu, “Bu ödül, en güvenilir kulüp olan Gölcük Rotary Kulübü’nün senede bir kez mesleğinde başarı göstermiş insanlara verdiği bir ödüldür. Sevgili başkanım, Prof. Dr. Ünal Aydın’ın özgeçmişinden bahsedince bu ödülü içim rahat bir şekilde veriyorum” dedi. Prof. Dr. Ünal Aydın’a “Başarılarınızı anlıyorum ama yakışıklılığınızı neye borçlusunuz?” diye

soran İhsan Kutlu salonda kahkaha tufanı kopmasına neden oldu. İhsan Kutlu, konuşmasının ardından Prof. Dr. Ünal Aydın’a ödülünü takdim etti.

HAYRAN BIRAKTI Ödül takdiminin ardından konuşma yapan Prof. Dr. Ünal Aydın da davetlileri onkolojik tedavinin bütüncül feslefesi hakkında bilgilendirdi. Esprili anlatımıyla davetlileri kahkahaya boğan Prof. Dr. Aydın, içtenliğiyle konukları kendisine hayran bıraktı. Gecede, kulüp başkanı Saral, Prof. Dr. Aydın’a üzerinde Gölcük Rotary Kulübü üyelerinin imzası bulunan kulüp flaması ve İznik çinisi hediye etti. Gece, keyifli bir sohbetle sona erdi.


GECE-GÜNDÜZ

Barkın Karan, Gölcük Rotaract Başkanı Umur Alkan Akbacak

Prof. Dr. Ünal Aydın, Gölcük Rotary Kulübü Başkanı Uğur Saral

Adem Ak, Görkem Altınbilek

Prof. Dr. Ünal Aydın, Başkan Uğur Saral ve Ayla Türkyılmaz

Yazgı Çetin, Fügen İnal Işıl Altun, Ayla Taşkıran, Ümit Tören

Gölcük Rotary Kulübü Yönetim Kurulu üyeleri; Hasan İnal, Ümit Tören, Başkan Uğur Saral ile Armağan İşdaş

İhsan Kutlu, Nilgün Sağıroğlu, İsmail Sağıroğlu

Onur Demirkol, Şennur Özyiğit

Roberto Rovani, Ümit Tören, Turan Tok, Celal Öker, Ayşe Öker, Ali Çakır

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 138


ETKİNLİK

Kamuran Özben, öğrencileriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmedi.

40 yıllık emek sergilendi ‘Renklerin Kraliçesi’ Kamuran Özben, 40 yıllık sanat hayatını Cumhuriyet Parkı Sanat Galerisi’nde açtığı sergiyle sanatseverlerin beğenisine sundu HABER: SEMRA ÇELİK

R

essam Kamuran Özben, 1977 yılından 2017 yılına kadar geçen 40 yıllık sanat hayatında ortaya koyduğu eserlerini ‘Ruhumun Işığı Sevgiye Doğdu’ isimli sergide sanatseverlerle buluşturdu. İzmit Belediyesi Cumhuriyet Parkı Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulan sergiye; CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay, DSP İl Başkanı Halim Dedeoğlu, Biz İzmit’iz Grubu kurucusu Hüseyin Erol, Pekdemir İnşaat’ın kurucusu Sami Pekdemir ve çok sayıda sanatsever katıldı. Davetlilerin katılımıyla birlikte kesilen kurdelenin ardından konuşma yapan

139 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Hayat arkadaşı Erol Özben, ‘Renklerin Kraliçesi’ olarak tanınan Kamuran Özben’e taç taktı.

ressam Kamuran Özben, “Resimlerimi yaşama tutunmamı sağlayan, 10 yıl önce en zor dönemimde hayatıma giren öğrencilerime adıyorum” diyerek herkesi duygulandırdı. Özben, 5 yıl önce yazdığı ‘Penceremden Bakarken’ adlı kitabını ise hayat arkadaşı Erol

Özben’e armağan etti. Ardından Erol Özben, ‘Renklerin Kraliçesi’ Kamuran Özben’e taç takarak davetlilerin alkışını topladı. Yağlı boya, akrilik ve karışık tekniklerden oluşmak üzere 62 tablonun bulunduğu sergi ziyaretçilerin büyük beğenisini kazandı.


ETKİNLİK

Yıldız Yıldırım, Gül Ünsal, Kamuran Özben, Nuray İmamoğlu

Kamuran Özben’in resimleri.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 140


ETKİNLİK

Kamuran Özben

Birsen Talu ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kocaeli Şube Başkanı Meral Dönmez

Erol Özben ve Kamuran Özben

Davetliler eserleri ilgiyle inceledi.

141 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

Konuklar, eserleri çok beğendi.


ETKİNLİK

Ressam Kamuran Özben, serginin açılış kurdelesi konuklarla birlikte kesti.

Yüksel Toker, Nagihan Akyıldız, Ülkü Gürsel, Gül Ünsal, Kamuran Özben, Ayten Kaya, Yıldız Yıldırım

Nurgün Dedeoğlu, DSP İl Başkanı Halim Dedeoğlu

Melis Büyükbaş, Kuzey Büyükbaş, Mısra Bozkuş Sergiye; CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay ile yönetim kurulu üyeleri, Biz İzmit’iz Grubu Başkanı Hüseyin Erol ile çok sayıda davetli katıldı.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 142


GECE-GÜNDÜZ

MMO 64. yılını kutladı Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi, odanın kuruluşunun 64. yıl dönümünü şık bir kokteyl ve plaket töreniyle kutladı HABER: SEMRA ÇELİK

MMO Kocaeli Şubesi Yönetim Kurulu; Melis Aloğlu, İbrahim Türkeri, Başkan Kamuran Öztekin, Didem Ertan Bilgiç, Füsun Yılmaz Deniz, Hüseyin Aksu, Arsal Arısal.

M

imarlar Odası Kocaeli Şubesi, bağlı bulunduğu Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin kuruluşunun 64. yıl dönümünü şık bir kokteyl ve plaket töreniyle kutladı. Tarihi binada gerçekleştirilen ve Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi’nin ev sahipliği yaptığı kokteyle oda üyeleri yoğun katılım gösterdi. Oldukça samimi bir ortamda geçen gecede Başkan Kamuran Öztekin, davetlilerle yakından ilgilendi. Etkinlikte; meslekte 25, 30, 35, 40, 45 ve 50. yılını dolduran mimarlar plaketle onurlandırıldı. Gecenin başlangıcında, Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi yönetimi, konukları kapıda karşılayarak salona davet etti. Plaket töreni öncesi davetliler, taş binanın tarihi ambiyansı eşliğinde gecenin tadını çıkardı.

DUAYENLER ANILDI Gecenin açılış konuşmasını yapan Mi143 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

marlar Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Kamuran Öztekin, “Geçen yıllar boyunca, kuruluşundan bu yana odamıza ve mesleğimize katkıda bulunan tüm mimarlarımıza huzurunuzda teşekkür ederiz. Bu vesile ile başta Mimarlar Odası’nın kurucuları arasında yer alan, eserleriyle mimaride ülkemizin sayılı duayenlerinden olan sayın Aydın Boysan’ı; mesleğimiz ve ülkemiz yükseköğretimine yaptığı katkılarla daima yaşayacak olan bir başka duayenimiz sayın Hüseyin Kaptan’ı ve aramızda olmayan değerli meslektaşlarımızı da saygıyla anıyoruz. Odamızın en büyük desteğini ve gücünü üyelerimizden, onların çabalarından aldığı bir gerçektir. Bu desteğin giderek artması, birlik, dayanışma ve işbirliğinin giderek daha güçlenmesi dileğiyle 8. dönem yönetim kurulumuz adına katılımınız için teşekkür ediyorum” dedi.

GENÇLERE DESTEK OLUN Başkan Kamuran Öztekin’in ardından Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak yaptığı konuşmada, “Bugün plaket alacak kişilerden birisiyim. 30. yıl anısına plaketimi alacağım. Yıllar çok çabuk geçiyor. Ben büyüklerimizden çok şey öğrendim. Bizim meslekte okul bittikten sonra deneyim ve bilgi paylaşımının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Meslekte belli bir deneyime gelmiş olan meslektaşlarımızın genç mimarlarımıza destek olmalarının önemini de vurgulamak istiyorum” dedi. Konuşmaların ardından meslekte 25, 30, 35, 40, 45 ve 50. yılını dolduran mimarlara plaketleri takdim edildi. Konuşmaların ardından gecede sahne alan müzisyenler, seslendirdiği nostaljik şarkılarla konuklara keyifli dakikalar yaşattı.


GECE-GÜNDÜZ

Semahat Atabay Nurcan Kadıoğlu Oya Kaya

Meslekte 30. yılını dolduran Coşkun Çabukel, Zekeriya Özak, Gülgün Kavaklı ve Sibel Gönül’e plaketlerini Hikmet Erenkaya takdim etti.

Cemal Gencer, Oya Gencer

Lütfi Alper Ekşioğlu, meslekte 45. yılını doldurmasından dolayı takdim edilen plaketi, CHP Kocaeli eski Milletvekili Hikmet Erenkaya’dan aldı.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 144


GECE-GÜNDÜZ

Sevilay Yamen, Uğur Akçakaya Pınar Edik, Miray Edik Elif Çelik Arısal

İlayda İkbal Şan Yamen, Gökhan Yamen

Meslekte 45. yılını dolduran Mehmet Beşbıçak, plaketini Zekeriya Özak’ın elinden aldı.

Gülgün Kavaklı, Fügen Avdan, Gülhan Dilaver

145 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

İsmail Hakkı Ersoy, Demet Ersoy Yalçın Ergen


GECE-GÜNDÜZ

Zeynep Tokgöz

Meslekte 35. yılını dolduran Hikmet Erenkaya ve Vedat Denizoğlu’na plaketini, Mimarlar Odası eski Başkanı Yalçın Ergen takdim etti.

Uğur Daşdemir, Gizem Daşdemir

Oğuzhan Dişbudak, Aytekin Karadeniz, Müfit Karakuş, Faize Karakuş, Orhan Kadıoğlu, Sinan Gül

Gökhan Demirci ve Vildan Demirci Meslekte 40. yılını dolduran İsmail Hakkı Ersoy’a plaketini Ak Parti Kocaeli eski Milletvekili ve Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği eski Genel Sekreteri Sibel Gönül takdim etti.

ŞUBAT 2018 • KOCAELI LIFE • 146


ASTROLOJİ

Şubat ayı burcu: Kova 22 OCAK-19 ŞUBAT

B

u yıl iş, eğitim, aile ve aşk hayatınızın gidişatı oldukça iyi.

yolda ilerliyorsunuz ancak doğru yolun engebeli ve taşlı olduğunu

Ön plana çıkmayı başaracağınız bir sürece giriyorsunuz.

da gözden kaçırmayın. 2018 yılının ikinci altı aylık sürecinde aşk

Şartlara ayak uydurmak ne kadar zorlu olursa olsun, inatçı

ve ilişkinizde zorlayıcı etkiler altında olacaksınız. Bunun nedeni ise

ve istekli olduğunuz için mutlaka istediğinize sahip ola-

özgürlük ihtiyacınızın tavan yapacak olması. Öyle ki partneriniz size

caksınız. Hayatınızın belirli kısımlarında zirvede olmak istiyorsanız

her zamanki gibi davransa da siz onu baskıcı olarak görebilirsiniz.

ortaya bir mücadele koymanız gerektiğini gözden kaçırmamalısınız.

Kendinizi toparlamaya çalışın.

Yıl içerisinde size ağır gelecek zorluklarla karşılaşacaksınız. Özellikle eğitim hayatına devam eden Kova burcu insanlarının gözden kaçır-

AŞKTA FIRTINALI DÖNEM

dığı ufak tefek şeyler başarısız olmalarına neden olabilir. Bu nedenle,

Duygusal olarak pek zorlanan karakter değilsiniz ancak bu yıl biraz

eğitim yaşamınızdaki aksaklıkları gözardı etmeyin.

farklı olacak gibi... Zaman zaman duygularınızla hareket etmek is-

Hayatınızın büyük ölçüde değişim göstereceği bu süreçte başarı gra-

teyecek ancak yetersiz olduğunuzu düşüneceksiniz. Birlikteliğiniz

fiğinizi her geçen gün biraz daha yukarılara çıkaracaksınız. Doğru

uzunca bir süredir aslında sizin istediğiniz gibi devam etmekte. Bir-

KOÇ

BOĞA

İKİZLER

Şubat ayı kariyeriniz için bir hayli önemli olacak. Ancak şunu bilin ki kendinize yeteri kadar güvenmediğiniz sürece hiçbir şeyin üstesinden gelemezsiniz. Attığınız adımın doğruluğundan eminseniz, kimsenin sizi engellemesine izin vermeyin. İş yaşamınızda değişiklik düşünüyorsanız acele etmeyin. Aşk yaşamınızda da cesaret kendisini gösterecek. Yalnız Koçlar, yeni bir ilişkiye başlayacak ancak bu adımı her şeyi hesap ederek atmalısınız. Öte yandan sorunların üstesinden gelebilen birliktelikler devam ederken bazılarının ilişkileri de son buldu. İlişkileri devam eden Koçlar, partnerleriyle aralarındaki bağı daha da sıkılaştırmalı.

Şubat ayı aşk ve ilişki hayatınız açısından oldukça önemli bir dönem. Sizden beklenmedik bir şekilde, hızla aşk hayatınıza giriş yapacaksınız. Kendinizi aşk konusunda artık kısıtlamayın. Seçimleriniz, mutlu da edebilir mutsuz da hazırlıklı olun yeter. İş ve kariyer hayatınızla ilgili gelişmeleri kontrolünüz altında tutmalısınız. Gerçekleşmesini istediğiniz bir iş için verdiğiniz uğraştan biraz daha fazlasını vermelisiniz. Bu ay sağlığınız aslında çok iyi durumda olacak ancak geçmişten gelen bir rahatsızlığınız varsa ve bununla ilgili olarak güzel haberler almak istiyorsanız kendinizi mutlaka toparlamalısınız.

İş hayatınızda biraz olsun kendinizi baskı altında hissedeceksiniz. Sabırlı olun ve sakin kalın. İletişim yeteneğinizi kullanmalısınız. İkna kabiliyetiniz sayesinde karşınızdaki kişinin olumsuz düşüncelerini bertaraf edebiliyorsunuz. Sizi yıpratacak, kafanızı karıştıracak bir döneme giriyorsunuz. Hata yapma krediniz doldu. İş kaybı yaşamak istemiyorsanız denge kurmalısınız. Şubat ayında duygusal açıdan kendinizi geri planda tutacağınız için partneriniz olan kişi biraz şikayetçi yaklaşımlar sergileyebilir. Kendinize verdiğiniz değer kadar partnerinize de değer vermelisiniz. Cilt sağlığınıza dikkat edin.

TERAZİ

AKREP

YAY

Zamanında yapmadığınız işlerin üst üste binmesi sizi fiziksel ve zihinsel açıdan yıpratabilir. Başarılı olmak istiyorsanız mücadeleye devam etmelisiniz. Siz, yeni bir işe başladığınızda sıkılana veya tamamlayana kadar durmak nedir bilmiyorsunuz. Bu sıralar motivasyona ihtiyacınız var. Aşk hayatınızda her şey iyiye giderken olmayacak şeylere taktığınız ve dert edindiğiniz için gerildiniz, kendi kendinizi doldurdunuz ve bundan dolayı da istenmeyen tartışmalar yaşandı. Yaptığınız hataların farkına varacak ve düzelmesi için elinizden geleni yapacaksınız. Ufak tefek ağrılarınız dışında sizi zorlayan bir sağlık sorununuz olmayacak.

İletişim ve ikili ilişkilerle ortaya koyacak olduğunuz başarı sayesinde iş hayatınızda şu an tersine giden herhangi bir durumu lehinize çevirme şansı elde edeceksiniz. İş yaşamınızda başarınızı görmemek imkânsız. Kendinize inanın… Uzun süredir devam eden bir ilişkiniz varsa ilişkinize gereken önemi verin. Yalnız Akrepler, Sevgililer Günü’nü yalnızlıkla geçirebilir. Ancak mutlaka kusursuz bir aşkla karşılaşacaksanız, biraz daha sabır. İş ve özel hayatınızla o kadar fazla ilgileneceksiniz ki sağlığınız belki de hiç aklınıza gelmeyecek ancak hiç merak etmeyin, sağlığınız size kendini hatırlatacaktır. Sağlığınızı göz ardı etmeyin.

İş hayatınıza olan ilginiz biraz olsun azalacak ancak bu çok büyük sorunları da beraberinde getirebilir. Kendinizi bu yıpratıcı döneme hazırlasanız iyi edersiniz. İş arayışına girmek istemiyorsanız işinize dört elle sarılmalısınız. Sizden yana beklentilere en iyi şekilde karşılık vermeye çalışın. Bu ay aşk ve ilişki hayatınıza da gereken önemi veremeyeceksiniz. Partneriniz anlayışlı birisi ise, ilgisizliğinizi hoşgörü ile karşılayacak ve hatta sizinle olumlu paylaşımlarda bulunacaktır. Partnerinizin ilgisizliğinize karşı hoşgörüsü yoksa istenmeyen tartışmalarla karşılaşmaya hazırlanın. Uzun süredir devam eden ve mutlaka çözümlenmesi gereken sağlık sorunlarınızı ertelemeyin.

21 Mart20 Nisan

23 Eylül-22 Ekim

147 • KOCAELI LIFE • ŞUBAT 2018

21 Nisan-21 Mayıs

23 Ekim-21 Kasım

22 Mayıs22 Haziran

22 Kasım-21 Aralık


ASTROLOJİ likteliğinizin 2018 yılının ilk yarısında fırtınaya yakalanacak olması

artık gözünüzde büyütmeyi bırakmalısınız. Kontrol ne sizin ne de

kısa süreli ayrılık yaşanmasına neden olabilir. Bu ayrılık, tam olarak

eşinizin elinde olmalı. Birlikte hareket edebilirseniz aile hayatınızda

bağların koptuğu anlamına gelmiyor. Süregelen birlikteliğinizin de-

huzuru ve mutluluğu yakalayabilirsiniz. Biraz daha hevesli olursanız

vamlılığını sağlamak istiyorsanız sakin kalmalısınız.

mutluluğu yakalayacağınızdan hiç şüpheniz olmasın.

YALNIZLAR AŞKI ARASIN

KIRICI DAVRANIŞLARDAN UZAK DURUN

Kova burcu, daha önceleri yapmış olduğunuz hatalardan kendinize

İş ve kariyer hayatınızla ilgili arzularınız cevapsız kalmayacak ancak

bir ders çıkarmalısınız. Belki ayrılığın vermiş olduğu rahatlıkla yeni

çalışma hayatınızın hızına ayak uydurmak zorundasınız. Başarılı

bir kişiyle tanışma eğiliminde olabilirsiniz ancak henüz ilişkinizin

olmak istiyorsanız başka da bir seçeneğiniz yok gibi. İş hayatınızla

tam olarak son bulmaması nedeniyle hatalı adımlar atacağınızı söy-

ilgili herhangi bir aksaklık olduğunda sizinle birlikte çalışan kişilerle

leyebiliriz. İçinizdekilerin tamamen bittiğine net olarak eminseniz,

aranızdaki mesafeyi doğru kullanmalısınız. Ters ve kırıcı davranışla-

girişimde bulunabilirsiniz. Hislerinizi görmezden gelmeyin... Yalnız

rın sizi başarıya ulaştırmayacak. Yılın sonlarına doğru iş hayatınızda

olan Kova burcu insanları, nasıl oluyor da böylesine hareketli bir ha-

biraz daha oturaklı olacaksınız. İşleri ne zaman yapmanız gerektiği-

yata sahipken yalnızlıktan yakınıyorsunuz? Çevrenizdeki kalabalık

ni daha net görebilecek ve ona göre hareket edeceksiniz. Sağlığınızı

o kadar fazla ki dışarıdan sizi seçmek çok zor. Hal böyle olunca da

koruma altına almalısınız. Hayatınızın her alanında dikkatli olmayı

ortamınıza giren karşı cinsin sizi fark etmesini pek bekleyemezsiniz.

başarıyorsunuz ancak bir terk söz konusu sağlık olduğunda elinizden

Çok fazla olmasa da uzaklaşın ve aşkı aramaya koyulun. Evli Kova

geleni yapmıyorsunuz. Geçmişten gelen herhangi bir probleminiz

burcu insanları, eşiniz olan kişinin sizden yana olan beklentilerini

varsa tekrardan doktorunuza görünmelisiniz.

YENGEÇ

ASLAN

BAŞAK

Ayın ilk günlerinden itibaren bir hayli keyifli ve enerjik olacaksınız. Dolayısıyla iş ve kariyer hayatınızda da olumlu adımlar atacak ve sorunları geçmişe oranla daha az kafanıza takacaksınız. Zorlu durumlarla baş etmesini biliyorsunuz. Çalışma arkadaşlarınızla aranız oldukça iyi, desteğe ihtiyacınız olduğunda isteğinizin karşılık bulacağını bilmelisiniz. Finansal durumunuz daha da iyiye gidecek ancak sabırlı olmalısınız. Bu ay duygusal olarak yoğun geçecek. Aşk acısı çekme potansiyeliniz var. Partneriniz olan kişiyle karşılıklı oturup konuşmalısınız. İş işten geçmeden gereken adımları atın.

Gezegenler sizden yana olacak ve iş hayatınızı olumlu gelişmeler bekliyor. Bu sayede daha önceleri düşündüğünüz, hayalini kurduğunuz ancak girişimde bulunmadığınız işlerde önemli adımlar atabilirsiniz. Siz, burcunuzun özelliklerinden dolayı aşk hayatınızda hareketli, tutkulu ve renklisiniz. Ancak bu ay durum farklı. Partneriniz olan kişinin sizden yana olan beklentilerine cevap vermekte zorluk çekeceksiniz. Partnerinizle tartışmalar biraz artış gösterecek gibi ancak sağlam temeller üzerine kurulu olan ilişkiler pek etkilenmeyecek. Şubat ayında Mars sağlığınızla etkileşim içerisinde olacak.

İş yaşamınızda bakış açınız değişiyor. Doğru bildiklerinizin yanlış, yanlış bildiklerinizin ise doğru olduğunu görebilirsiniz. Tüm bunlar, iş ve kariyer hayatında büyük tecrübeye sahip bir kişiden duyacaklarınız ve görecekleriniz sayesinde gerçekleşecek. Güvendiğiniz kişi veya kişilerle hareket etmekten asla vazgeçmeyin, başarı sizinle. Duygusal yaşamınızda önceliğiniz aşk ve ilişki hayatınızda huzuru yakalamak olmalı. Siz, hareketli hayatı her ne kadar seviyor ve arıyor olsanız da fiziksel olarak kendinizi bu duruma hazırlamakta zorluk çekiyorsunuz. Dolayısıyla sağlığınızla ilgili olarak istenmeyen durumların da gündeme gelmesine sebebiyet veriyorsunuz.

OĞLAK

KOVA

BALIK

Çalışma hayatınızda hemen herkesin takdir ettiği bir düzeniniz var. Zamanı gelmeden yaptığınız işler, sorumluluklarınızın artmamasını sağlıyor ve iş hayatınızda daha rahat hareket edebiliyorsunuz. İş konusunda şanslı bir aydasınız. Şubat ayında sadece iş ve kariyer hayatınız değil aşk ve ilişki hayatınızda da güzel gelişmeler meydana gelecek. İlginizi biraz olsun aşk hayatınıza yönelteceksiniz gibi duruyor. Karşılaşacağınız bir kişi tüm tabularınızı ve ön yargılarınızı yıkacak. Fiziksel ve zihinsel açıdan hayli kuvvetlisiniz. Sağlığınıza nelerin iyi geldiği nelerin iyi gelmediği iyi biliyorsunuz. Tedbirlerinizi almayı unutmayın.

İş ve kariyer açısından en şanslı burçlar arasında yer alacaksınız. Uzun süredir bekleyiş içerisindeydiniz ve iş hayatınızda karmaşıklık olmaması için cesaretinizi pek açığa çıkarmıyordunuz. Şimdi ise cesaretinizi açığa çıkaracak ve keskin bir bıçak gibi istemediğiniz, hoşunuza gitmeyen durumları kesip atacaksınız. Bazı sorunları kendi başınıza çözemeyerek ailenizle faydalı konuşmalar gerçekleştirebilirsiniz. Birlikte olduğunuz kişiyle aranızda tatlı atışmalar yaşanacak. Vücudunun herhangi bir noktasında sürekli olarak beliren bir ağrı varsa artık doktora gitmelisiniz.

İş yaşamınızda tecrübenizi daha fazla ortaya koymalısınız. Yoruldunuz ve yıprandınız ancak hiçbir şey bitmiş değil. Uzun süredir düzene oturtmak için uğraş verdiğiniz iş ve kariyer hayatınızın tadını çıkarmanın zamanı geldi. Her şey istediğiniz gibi olacak. Azminiz ve cesaretiniz takdir edilmeli. Aşk ve ilişki hayatınızda geride bıraktığımız dönemden biraz daha şanslı olacaksınız. Hayatınızı, duygularınızı ve düşüncelerinizi paylaşacağınız bir kişiyi artık hayatınıza dahil etmelisiniz. Sağlıkla ilgili konularda biraz şanssız olacaksınız. Yoruldunuz ve yıprandınız. Artık bir toparlanın…

23 Haziran22 Temmuz

22 Aralık-21 Ocak

23 Temmuz22 Ağustos

22 Ocak-19 Şubat

23 Ağustos-22 Eylül

20 Şubat-20 Mart

ŞUBAT2018 • KOCAELI LIFE • 148





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.