Konfeksiyon Teknik Kasım'13

Page 1

T E C H N O L O G Y

M A G A Z I N E

ISSN 1300-9974

C L O T H I N G

KASIM NOVEMBER 2013 • YIL YEAR 20 • SAYI ISSUE 230

www.konfeksiyonteknik.com.tr

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM NOVEMBER 2013 • YIL YEAR 20 • SAYI ISSUE 230








20 yıldır birlikteyiz We are together with you for 20 years

İMG: Konfeksiyon Teknik, Türkiye’de sektörel yayıncılığı başlatan ve bu alanda 28 yıldır öncülüğünü sürdüren İletişim Magazin Gazetecilik’in (İMG) yayınıdır. Türkçe ve İngilizce dillerinde yayın yapan 24 dergisiyle İMG’nin ürünleri büyük bir okuyucu kitlesince takip edilmektedir. Genç ve profesyonel kadroların dinamizmiyle giderek büyüyen İMG, Uluslararası, Sektör ve Aktüel olarak 3 ana başlık altında yayıncılık yapmaktadır. Konfeksiyon Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş.’ye aittir. Ayda bir yayınlanır. Konfeksiyon Teknik is published monthly. Ad­ver­ti­se­ments res­pon­si­bi­li­t i­es pub­lis­hed in our ma­ga­zi­ne per­t a­in to ad­ver­t isers.

BİLGİ / Information: Yazı İşleri: Konfeksiyon Teknik Dergisi hakemli dergi olup, bu dergiye yazar veya yazarları tarafından başka bir dergide yayınlanmadığı beyanıyla birlikte gönderilen her yazı, ilgili kurul üyesi tarafından incelenerek bu üyenin olumlu görüşü üzerine yayımlanır. Tüm makale ve haberler elektronik posta ve CD ile gönderilebilir. Bilgi: Konfeksiyon Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

KASIM | NOVEMBER | 2013 YIL | YEAR : 20 - SAYI | ISSUE : 230

GRUP BAŞKANI Group Chairman

H. Ferruh IŞIK

İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SAN. TİC. A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ Editor-in-Chief

Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI Assistant General Manager

Ahmet KIZIL ahmet.kizil@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ News Editor

Ali ERDEM ali.erdem@img.com.tr

SORUMLU MÜDÜR Responsible Editör

Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

YAYIN KURULU BAŞKANI Editorial Board Chief

Prof. Dr. Cevza Candan

YAYIN KURULU Editorial Board

Prof. Dr. Bülent Özipek Prof. Dr. H. Rıfat Alpay Prof. Dr. Yalçın Bozkurt Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş Prof. Dr. W. Oxenham Prof. Dr. Emel Önder Prof. Dr. Yusuf Ulcay Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

SÜREKLİ YAZARLAR Permanent Columnists

Prof. Dr. İsmail KAYA Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN Ekrem Hayri PEKER

REKLAM MÜDÜRÜ Advertisement Manager

Yılmaz ÖZKAN yilmaz.ozkan@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ Foreign Relations Manager

Yusuf OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ Institutional Communicational Manager

Ebru PEKEL ebru.pekel@img.com.tr

SANAT YÖNETMENİ Art Director

İsmail GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

GRAFİK & TASARIM Graphics & Design

Hakan SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr

MUHASEBE MÜDÜRÜ Chief Accountant

Mus­t a­fa AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr

ABONE VE DAĞITIM Subsc­rip­ti­on and Cir­cu­la­ti­on Ma­na­ger

İsmail ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr

AD­R ES | He­ad Of­f i­ce İh­las Med­ya Cen­ter 29 Ekim Caddesi No: 23 P.K. 34197 Ye­ni­b os­na - İS­TAN­B UL / TURKEY Tel : +90 212 454 25 00 Fax : +90 212 454 25 55 www.konfeksiyonteknik.com.tr | e-ma­il : img@img.com.tr BASKI | Printed By | İH­L AS Ga­ze­te­ci­lik A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 BÖL­GE TEM­SİL­Cİ­L İK­L E­R İ BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81 KONYA | Me­tin DE­M İR Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74 Advertising Representatives TAIWAN | Taiwan Bright Co. Ltd. | Mr. Vincent Lee Tel: 88 622 755 79 01 Fax: 88 622 755 79 00 vincent@mail.taiwanbright.com.tw JAPAN | Echo Japan Corporation | Mr. Ted Asoshina Tel: 8 133 263 50 65 Fax: 8 133 234 20 64 echoj@bonanet.or.jp KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr


REKLAM İNDEKSİ ADVERTISEMENT

A VE A..........................................69 AKBARKOD.......................... Ö.K - 83 ATAK MAKİNE...............................29 BARELLİ........................................57 BENTEKS......................................17 DEKAT........................................ A.K GLENGO......................................25 İHLAS KOLEJİ.............................A.K.İ İHLAS PAZARLAMA......................85 İTA TANITIM..................................49 İTİMAT..........................................47 JAPSEW...................................65-67 KEÇOĞLU........................... Ö.K.İ – 1 KILIÇOĞLU...................................41 LABORTEKS..................................55 MALKAN.....................................2-3 MEYDAN......................................15 NET İLETİŞİM...........................74-75 NİT ÖRME....................................45 ORENGE NEEDLES.......................33 ÖNAY MAKİNE.............................71 ÖZBİLİM.................................. 12-13 ÖZER MAKİNE.........................52-53 PAMUK İPLİK.................................39 SANKO.........................................61 SAYPAŞ....................................... 4-5 SİLTER...........................................31 ŞİMŞEK..........................................21 TETAŞ.............................................9 TOLKAR........................................23 TÜRKİYE GAZETESİ.......................89 TÜYAP İFEXPO..............................87 UZAY MAKİNE..............................37


EDITOR

Küresel rekabetin hız kazandığı günümüzde, var-

Refah ve zenginliğe giden yol...

lığımızı sürdürebilmek için farklı şeyler yapmak gerekiyor. Son yıllarda ulusal ve uluslararası piyasalarda artan rekabet ortamı, şirketlerin ve ülkelerin bu ortama ayak uydurabilmek ve rekabet güçlerini artırmak adına ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmelerini ve geliştirmelerini gerektiriyor. Rekabet gücünü oluşturan inovasyon ve Ar-Ge gibi iki önemli unsur bulunuyor. İkisi de birbirinden kopamaz ve biri diğerinden daha az önemli değil. Yeni ya da geliştirilmiş bir ürünün, hizmetin ve üretim yönteminin geliştirilmesi ve bunun sonucunda ticarî bir gelir elde edilmesi sürecinin tümü inovasyonu oluşturmaktadır. İnovasyon yenilik ve/ veya kolaylık getirecek ve süreklilik arz edecek bir düşünceden doğar. Araştırma-geliştirme (Ar-Ge), inovasyonun gerçekleştirilmesi için en önem-

Ali ERDEM Yazı İşleri Müdürü News Editor

li adımlardan birini oluşturmaktadır. Ancak girişimsel inovasyon yoksa, değer oluşturulamaz ve Ar-Ge sonuçları inovasyona dönüştürülemez. Çeşitliliğin arttığı, rekabetin kızıştığı ve sınırların ortadan kalktığı günümüz piyasa koşullarında, sürdürülebilir üretimin temel dayanak noktası ise Ar-Ge ve inovasyondur. Genelde müşteri ihtiyaçlarının değişmesi ve yeni ihtiyaçların ortaya çıkması sonucu “yeniliklere” ihtiyaç duyulmaktadır. Başarılı bir inovasyon, farklı düşünmek ve farkı yapmakla gerçekleşir. Firmalar, mevcut pazara yeni ürünler sunarak veya yeni pazarlar bularak büyümesini sürdürebilirler. Bunun gerçekleşebilmesi için çok

EDİTÖR 8

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

farklı ürünler sunmak gerekiyor. Biz, ya herkesin yaptığı işleri çok daha kaliteli, verimli ve de uygun fiyatlarla yapacağız ya da hiç kimsenin yapmadığını yaparak farkındalık oluşturmalıyız.



PANORAMA

Yenilikçi fikirler, Türkiye İnovasyon Haftası’nda buluşuyor Bu yıl 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye İhracatçılar Meclisi, bu yılki Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerini 28-30 Kasım tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenliyor. TİM, Türkiye İnovasyon Haftası ile inovasyon ve ArGe’nin Türkiye ekonomisi ve ihracatında taşıdığı önemi bir kez daha Türkiye gündemine taşıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ve T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleşecek olan Türkiye İnovasyon Haftası, dünyada ve Türkiye’de fark oluşturan uluslararası profesyonel, sanayici, akademisyen ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da buluşturacak. Organizasyonun stratejik sponsorluğunu ise Arçelik, Brisa, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türk Hava Yolları üstleniyor. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İnovasyon Haftası ile yenilikçi fikir ve girişimleri Türkiye gündemine taşımayı hedeflediklerini belirterek, “2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Bu hedefe ulaşmak için, yüksek katma değer yaratmaya yönelik inovasyon ve Ar-Ge fikirlerinin ticarete dönüşmesi büyük önem taşıyor” dedi. Dünyanın ve ihracatın geleceğinin inovasyona dayalı kalkınmaya bağlı olduğu öngörüsünden hareketle ilki 2011 yılında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası bu yıl bilim, teknoloji, pazarlama, tasarım, kent, iş ve sanayi dünyası, pazarlama, enerji ve tıp alanlarında inovasyonun geliştirici gücünü gözler önüne sermeyi hedefliyor. Dünyada ve Türkiye’de fark oluşturan uluslararası profesyoneller, sanayiciler, akademisyenler ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da buluşturacak olan Türkiye İnovasyon Haftası’nın tanıtımı için; Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İnovasyon Haftası Organizasyon Komite Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki, TİM Yönetim Kurulu Üyeleri ve stratejik partnerler Arçelik, Brisa, TEB ve THY temsilcilerinin katılımıyla 4 Kasım 2013 Pazartesi günü Taksim Ceylan Otel’de bir basın toplantısı düzenlendi. İNOVASYON HAYATIMIZIN HER ALANINDA Bir ülkenin gelişim ve kalkınmasının en önemli dinamiklerinden biri olan inovasyonun, günümüz-

10

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

de yalnızca teknolojide değil hayatın her alanında hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İnovatif girişimlerin yaşama kalite ve artı değer kattığı artık bilinen bir gerçek. Biz bu noktadan yola çıkarak 7’den 77’ye herkesin bilim, teknoloji, pazarlama, tasarım, kent, iş ve sanayi dünyası, pazarlama, enerji ve tıp alanlarında inovasyonun geliştirici gücünün fakına varmasını istiyoruz. Geçtiğimiz yıl, 6-8 Aralık tarihleri arasında yaklaşık 15 bin ziyaretçi, dünyanın dört bir yanından gelen 50’ye yakın inovasyon gurusunun konuşmalarını dinledi. 52 Ar-Ge merkezi, yurtiçi ve yurtdışından 57 üniversite ve 500’e yakın ödüllü projeyle inovasyon dünyasına yeni bir ivme kazandırdık. Türkiye’nin 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat hedefine dinamizm kazandırması için inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının ticarete dönüşmesi büyük önem taşıyor. Bu kapsamda inovasyon alanında gençlere yatırım yaparak, üniversite-sanayi işbirlikleri sağlayarak ülkemizi daha ileri taşıyabileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye İnovasyon Haftası’nda, alanında önemli başarılara imza atmış konuşmacıların yanında, İhracatçı Birlikleri tarafından bu yıl düzenlenen 8 Farklı Ar-Ge Proje Pazarı ve 17 farklı tasarım yarışmasından seçilen ödüllü tasarımları, ziyaretçilerle buluşturacaklarını vurgulayan Türkiye İnovasyon Haftası Organizasyon Komitesi Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki de “Türkiye’de inovasyonu güçlendirerek ülkemizin gelişimine katkı sağlamanın yanında, Türkiye’deki başarılı tasarımcılarla üretici firmaları buluşturarak sektörü kaliteli tasarımlarla beslemek de bizim için büyük önem taşıyor” dedi. Türkiye İnovasyon Haftası’nın her yıl daha fazla kişiye ulaştığını görmekten büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu da, Arçelik’in bugün dünyanın sayılı beyaz eşya üreticileri arasında yer almasının ardındaki en etkili faktörün ‘inovasyon gücü’ olduğuna dikkat çekti. Brisa Tüketici Ürünleri Pazarlama Direktörü Egemen Atış da bir sanayi şirketinden inovasyon şirketine dö-


PANORAMA

nüştüklerini belirterek, “Brisa olarak, yaratıcılığı uzmanlığımızla birleştirerek ve sürdürülebilir karlı büyümeye hizmet etmesini sağlayarak, inovatif bir şirket olma yolunda kararlı ve emin adımlarla ilerledik. Yaptığımız yenilikçi çalışmaların sonucunda bugün Türkiye lastik endüstrisinin lideri, aynı zamanda Avrupa’nın da yedinci en büyük lastik üreticisiyiz. Bu, bizim için büyük bir gurur. ‘Değişim için Değişin’ sloganıyla hareket eden Brisa olarak, farklı durum ve koşullarda dahi çalışmalarımızı çeşitlendirip istikrarlı bir şekilde büyümeye ve müşterilerimizin sesine kulak verip yolculuklarına farklı yaklaşımlarımızla değer katmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Türkiye İnovasyon Haftası’na destek veren TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, “TEB olarak Gartner tarafından dünyaya örnek gösterilen inovasyon kültürümüz ışığında geliştirdiğimiz yenilikçi yaklaşımlarla yurt dışında sektörümüzü ve ülkemizi en iyi şekilde

temsil ediyoruz. Örneğin; KOBİ Bankacılığındaki yenilikçi bir yaklaşımımız ‘KOBİ’lerin Danışman Bankası’ ile Dünya Bankası’nın kuruluşu IFC tarafından tüm ülkelere referans gösterildik. Şimdi, KOBİ alanındaki bu ‘danışman banka’ yaklaşımımızı girişimcilerin inovatif projelerini işe dönüştürebilmelerine destek olmak için kullanıyoruz. Türkiye İnovasyon Haftası’nı düzenleyen TİM’in yanında stratejik partner olarak yer almaktan büyük bir gurur duyuyoruz” dedi. Dünyanın sayılı havayolları arasında yer alan, Türkiye’nin milli gururu THY de Türkiye İnovasyon Haftası’nın stratejik partnerleri arasında yer alıyor. Star Alliance üyesi Türk Hava Yolları, şu anda 104 ülkede 198 dış hat ve 40 iç hat olmak üzere 238 noktaya sefer düzenliyor. Bu uçuş ağı ile en çok uçuş ağı bulunan hava yolları listesinde dünyada 4. sırada yer alan THY, ayrıca uçulan ülke sayısı ile dünyada 1. sırada bulunuyor.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

11




PANORAMA

(İmza töreni-soldan sağa) - İTKİB İTA Başkanı Eşref Akın, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, TMHGF Başkanı Hüseyin Öztürk.

İTKİB İTA’dan sanayiciye destek Tekstil ve hazır giyimde en yüksek katma değeri sağlamak üzere kurulan İTKİB İTA, Ar-Ge merkezi ve laboratuvar olanaklarından Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu’nun (TMHGF) 7 bine yakın üyesine yüzde 20 indirimli hizmet avantajı getirdi. Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün ilk Ar-Ge merkezi olan İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri İTA Eğitim, Araştırma ve Danışmanlık Limited Şirketi (İTKİB İTA), sektör üyelerine indirim uygulaması başlattı. İTKİB İTA, imzalanan protokol ile Ar-Ge merkezi ve laboratuvar olanaklarından Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu’nun (TMHGF) 7 bine yakın

14

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

üyesine yüzde 20 indirimli hizmet avantajı getirdi. İTKİB İTA’nın TMHGF üyelerine sağladığı avantaj ve yükümlülüklerinin düzenlenmesine ilişkin protokolün imza töreni, dün Türkiye İhracatçılar Meclisi Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Protokol metni, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı (İTHİB) İsmail Gülle, İTKİB İTA Başkanı Eşref



PANORAMA

Akın ve TMHGF Başkanı Hüseyin Öztürk tarafından imzalandı. Protokol ile TMHGF üyeleri, İTKİB İTA’nın akredite laboratuvarlarındaki test hizmetlerinden, ayrıca tüm Ar-Ge, Ür-Ge çalışmaları, eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yüzde 20 oranında indirimli yararlanacak. İmza töreninde konuşan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, son dönemde FED kararlarının, kazanılan paranın artık eskisinden daha kıymetli olacağı bir dönemi beraberinde getirdiğini, emek yoğun bir sektör olan tekstil ve hazır giyimin ise yeni dönemde en büyük silahının yenilikçi üretim anlayışı olduğuna dikkat çekti. Ar-Ge çalışmalarını göz ardı eden bir sektörün yarınının olmayacağının altını çizen Gülle, “Dünya ekonomi tarihine bakacak olursak, Çin, Almanya, Kore gibi üretim devlerinin sürdürülebilir büyümesinin ardındaki itici gücün, Ar-Ge’ye ayrılan kaynak olduğunu görürüz. Türkiye’de de Ar-Ge kültürünün KOBİ’lerden başlayarak sektörün bütününe yerleşmesi gerekiyor” diye konuştu. “TÜRKİYE’DE AR-GE BİLİNCİ YAYGINLAŞTI” Türk tekstil ve hazır giyim sektöründe önceki yıllara kıyasla giderek artan bir Ar-Ge bilinci olduğunu vurgulayan Gülle, sanayicilerin uluslararası rekabette başarı için üründe farklılaşma yoluna gittiğini söyledi. Sektörü yarınlara bu yenilikçi yaklaşımın taşıyacağını belirten Gülle, “TMHGF ile yapılan bu işbirliği, sektörün bu çabasına önemli katkı sağlayacak. İTKİB İTA’daki laboratuvar ortamının ülkemizde eşi benzeri yok. Buluşlar bir ışıkla gelir. İmzaladığımız bu protokol, umarız bu ışıklar için anahtar görevi görür” diye konuştu. TMGHF Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk de alanında ülkemizdeki tek çatı kuruluş olan federasyonun, 22 sektör ve bölgesel derneği ve bunlara bağlı yaklaşık 6 bin 800 üye

16

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

sanayiciyi temsil ettiğini vurguladı. Federasyon olarak yaptıkları çalışmalar, geliştirdikleri çözüm ortaklıkları ile üyelerine fayda sağlamayı amaçladıklarını kaydeden Öztürk, şunları söyledi: “Türkiye’nin ötesinde, dünyada önemli bir noktaya gelmiş İTHİB ile kuracağımız bu çözüm ortaklığını, özellikle sunulan hizmetlerin tabana ulaşması açısından çok değerli buluyoruz. Bu işbirliği ile İTHİB ve İTKİB İTA’nın hizmetlerinden, Federasyonumuza bağlı üye dernekler ve onlara bağlı firmalar yararlanacak, sağlanan her türlü fayda sektörümüze olduğu kadar, ülkemize de olumlu anlamda geri dönecektir.” FUAR ALANI VE KONFERANS SALONU DA İNDİRİM KAPSAMINDA Bünyesindeki akredite test laboratuvarlarında gerçekleşecek Ar-Ge çalışmaları ile sektör için en yüksek katma değeri sağlamak üzere kurulan İTKİB İTA, dünya standartlarına uygun kalite sistemi doğrultusunda, uygun cihaz ve metotlarla çalışıyor. İTKİB İTA, aynı zamanda firmalar, üniversiteler ve diğer Ar-Ge merkezlerini yenilik hedefi altında birleştirmeyi hedefliyor. Protokol kapsamında TMHGF üyeleri, İTKİB İTA’nın nano teknoloji ekipmanları, lif çekim ünitesi, dijital kumaş baskı teknolojileri, kaplama-laminasyon hattı gibi çok sayıda teknik altyapının sağlandığı Ar-Ge merkezi ve laboratuvar olanaklarından indirimli faydalanacak. Üyeler, ayrıca İTKİB İTA’nın dört dönümlük fuar alanı, 750 metrekarelik konferans salonu ve 50 kişilik eğitim salonunda düzenlemek istedikleri etkinliklerde indirimden yararlanabilecek. Protokol sonrası TMHGF, ekim ayı sonuna kadar üye listesini İTKİB İTA’ya iletmeyi, üyelerine ise test adlarını içeren fiyat listesini web sitesi yoluyla duyurmayı planlıyor.



PANORAMA

Tekstil sektörü, fuar desteği ile ihracatta rekora koşuyor Üretim kalitesiyle tanınan Türk tekstil sektörünü dünya modasının önemli firmalarıyla buluşturan “Texbridge” yoğun ilgi gördü. Verimli iş görüşmelerinin gerçekleştiği fuarı 3.100’ü yabancı olmak üzere 18 bin profesyonel ziyaret etti. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık tarafından, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) iş birliğinde düzenlenen “Texbridge İstanbul - Kumaş ve Aksesuarları Fuarı” 09-11 Ekim 2013 tarihleri arasında CNR EXPO İstanbul’da gerçekleşti. Fuarın açılışına katılan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye’nin konusunda tek fuarı olan

18

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Texbridge’in tekstil sektöründeki dayanışmanın örneği olduğunu söyledi. Fuarın ihracatın dinamosu tekstil sektörüne büyük katkı sağlayacağını belirten Büyükekşi, “2014-2015 kış sezonu trendleri ve aksesuarları sergileneceği trend alanları İstanbul’un moda şehri olması hedefine büyük katkı sağlayacak. Yakın gelecekte İstanbul’u Mila-


PANORAMA

no, Londra, New York gibi moda ve tasarım şehirlerinin arasında göreceğiz” diye konuştu. İHRACATA 500 MİLYON DOLARLIK KATKI UTİB Başkanı İbrahim Burkay da, açılıştaki konuşmasında, fuarın, her yıl ziyaretçi ve katılımcı firma sayısını istikrarlı bir şekilde arttırdığına işaret ederek, Texbridge’in sektörün ihracatına büyük katkı sağladığını belirtti. Burkay, “4-4,5 milyar dolarlık

kumaş ihracatının 500 milyon dolarını Texbridge Fuarı’nda gerçekleştiriyoruz” diye konuştu. UTİB Başkanı İbrahim Burkay, Texbridge’in uzun vadede dünyanın en büyük kumaş fuarı haline geleceğine ve dünya kumaş trendlerinin Türkiye’de belirleneceğine inandığını söyledi. Yılın ilk sekiz ayında 5,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini kaydeden Burkay, son 10 yılda Brezilya, Çin, Tunus gibi yeni pazarlara olan ihraca-

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

19


PANORAMA

tın önemli ölçüde arttığına işaret ederek şunları söyledi: “Sektör hem pazara giriş hem de pazar çeşitlenmesi yönünde önemli başarılara imza atıyor. Tekstil sektöründe 2012 yılını 8 milyar dolar ihracat ile kapatmıştık. Bu yılın ilk dokuz ayında gerçekleşen 6,2 milyar dolarlık ihracata baktığımızda yılsonuna kadar 8,5 milyar dolar civarında rekor bir rakama doğru ilerliyoruz.” DÜNYA FUARI OLMAYA DOĞRU GİDİYOR CNR Holding CEO”su Cem Şenel de Texbridge’in dünya fuarı olma yolunda hızla ilerlediğini belirterek, bu yıl Konfeksiyon Yan Sanayiciler Derneği’ni (KYSD) de aralarına kattıklarını söyledi. Şenel, “KYSD ile yapılan işbirliği anlaşması çerçevesinde ‘Modaks Bölümü’ ilk kez fuarda yer alacak. Texbridge’in gücüne güç katacak bu bölümde aksesuar ve yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren yerli-yabancı üretici firmalar toplu olarak bulunuyor” diye konuştu. Yerli-yabancı 200 firmanın katılımıyla yapılan fuarda, 20142015 trendleri belirlendi. 3 bin 100’ü yabancı olmak üzere toplam 18 bin profesyonel tarafından ziyaret edilen fuarda, İtalya, Yunanistan, Mısır, Hindistan, Tayvan ve Avusturya’nın aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeden gelen alıcılar katılımcı firmalarla iş anlaşmalarına imza attılar.

20

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Sektörün ihracatına büyük katkı sağlayan fuar kapsamında düzenlenen trend seminerlerine ise Inkrit Berbee, Mine Kalaylı, Cenk Elkatip, Müjde Abdis Güçlü gibi yerli ve yabancı bir çok tasarımcı ve trend tahmincisi katıldı. İHKİB( İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ve KYSD (Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği) Başkanı Osman Ege gibi sektör temsilcileri de hazır giyimin yan sanayiden beklentisi konulu seminerde konuştular. 40-50’Lİ YILLARIN ZARİFLİĞİNE DÖNÜŞ Texbridge kapsamında düzenlenen trend seminerlerinde konuşan Inkrit Berbee, 2014-2015 sonbahar-kış trendlerini anlattı. Berbee şöyle konuştu: “Sophia Loren, Audrey Helpburn’un güzelliği ve zarafetini hatırlatan kumaş ve aksesuarlar bayanların tercihi olacak. Bu trende klasik terzi sanatı, nazik şekiller ve pastel renkler hakim olacak.” Mine Kalaylı da “Soğuksu mavi tonları, yeşildeki güçlü haki renkler, siyaha yakın maviler ve kırmızı kumaşta olduğu gibi kozmetikte de tercih edilecek” dedi. Müjde Abdis Güçlü ise, “Kadın giyiminde bitirilmemiş kumaşlar, elegan tarzda kullanılan kapitoneler, grenli dokular, temiz kotonlar ve deri yüzeyler öne çıkacak. Erkeklerde ise, modern, folklorik ve İskoç desenler olacak” diye konuştu.



PANORAMA

Lectra’dan eğitime büyük destek İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi ile Lectra, Kaledo giysi ve kumaş tasarım çözümlerinin eğitiminde ortak çalışmak üzere anlaşmaya vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi ile Lectra arasında gerçekleşen anlaşma, İTÜ Gümüşsuyu kampüsünde gerçekleşti. İTÜ ile Lectra eğitim işbirliği, İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesi adına Dekan Prof. Dr. Emel Önder Kararoğlu ve Lectra adına Bölge Direktörü Jean-Patrice Gros tarafından atılan imzalar ile hayata geçirildi. Mine Yurdagel, Prof. Cevza Candan ve Tuğçe Uluaşk’a bu eğitim işbirliğini hayata geçime konusundaki katkı ve desteklerinden dolayı şükranlarını dile getiren Dekan Prof. Dr. Emel

22

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Önder Kararoğlu, “Gerek moda tasarımı, gerekse tekstil mühendisliği programlarımızı ve progragram öğrencilerimizin bilgi ve becerilerini geliştirme anlamında Lectra yönetimine de son teknolojilerini bizlerle ve öğrencilerimizle paylaşma kararları bizleri sevindirmiştir. Bu bağlamda, Lectra’nın eğitim politikalarını sürdürmek bakımından Fakültemizin doğru adres olduğunu vurgular ve gençlerin eğitimine katkı sağlayan tüm tarafları kutlarım” dedi. Anlaşma kapsamında Kaledo, İstanbul Teknik Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü eğitim programına



PANORAMA

dahil edilecek ve üniveriste laboratuarlarında Kaledo çözümleri öğrencilerin kullanımına açılacak. Bu sayede İstanbul Teknik Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü öğrencileri, moda ve hazırgiyim alanında dünyanın en yaygın kullanılan yazılımlarından biri olan Kaledo’yu bilerek iş hayatına atılma imkanına sahip olacaklar. Kaledo’nun eğitim programına dahil edilmesinin yanısıra, öğrencilerin portfolyolarını çalışırken ve yarışmalara hazırlanırken sürekli destek alabilecekleri bir merkez oluşturma hedefiyle başlatılan çalışma, gelecekte ortak organizasyonlarla ve sektör-öğrenci buluşmalarıyla genişletilecek. 240 yıllık bir geçmişe sahip olan İstanbul Teknik Üniversitesi, günümüzde 30,000den fazla öğrencisine ülkemizin en yüksek kalitede eğitimlerinden birini sunmaktadır. 2004 yılında kurulan Moda Tasarımı Bölümü ise eğitim, öğretim ve Ar-Ge faaliyetlerini, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ile New York Devlet Üniversitesi bünyesindeki Fashion Institute of Technology (FIT, New York) arasında oluşturulan işbirliği çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Eğitimlerinin bir bölümünü FIT- New York’da tamamlayan öğrenciler, her iki kurumun onayını içeren diploma almaktadır. Moda ve marka yaratma becerisine sahip tasarımcıların yetiştirilmesini hedefleyen bölüm, drapajdan dikiş tekniklerine kalıp hazırlamadan sanatsal içerikli teorik ve uygulamalı derslere kadar pek çok alanda detaylı eğitim vermektedir.

24

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Yumuşak materyaller - kumaş, deri, teknik kumaşlar ve kompozit materyaller - kullanan sektörlere özel entegre teknoloji çözümlerinde dünya lideri olan Lectra, özel bir Eğitim Programı kapsamında 60 ülkede 850den fazla eğitim kurumu ile ortaklaşa çalışmaktadır. Moda sektörünün gelecekteki profesyonelleri için Lectra’nın desteğini sergileyen bu program dahilinde Lectra öğrencilere eğitim hayatları boyunca eşlik ediyor. Öğrenciler alanlarındaki en yeni teknolojileri, sektördeki en derin tecrübeye sahip uzmanlar eşliğinde öğrenebiliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin eğitimi için sunulan Lectra Kaledo çözümü tasarımcılara, fikirlerini gerçeğe dönüştürmeleri için gerekli araçları sunmaktadır. Giysi tasarımına özel, basit ve etkili araçlar, yeni modeller oluşturmak için gerekli süreyi kısaltır. Model planları ve taslaklar, yaratıcı trendleri çabucak ürün fikirlerine dönüştürerek görsel konseptler geliştirmeye hızlı bir başlangıç sağlar. Ayrıca, kumaş hazırlama içerikleri ile uygun maliyetli baskı tasarımları hazırlamak, özelleştirilmiş renk yönetimi/iletişimi mümkündür. Rapor fikirleri, üst üste binmeler ve boyutlar değiştirilebilir; tonlu baskılar için renkler gruplandırılabilir; sınırsız renk varyantları oluşturmak amacıyla sezonluk bir paletten yeniden renklendirme yapılabilir; rapordaki değişiklikler anında görülerek zamandan tasarruf edilerek kayıplar önlenebilir.



PANORAMA

Home&Tex Fuarı’nda geri sayım başladı

Ev tekstili ve dekorasyon sektöründe Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek Home&Tex Fuarı, 14-17 Kasım tarihleri arasında CNR EXPO İstanbul’da düzenlenecek.

CNR Holding kuruluşlarından CNR Sektörel Fuarcılık A.Ş tarafından, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD işbirliğinde organize edilen Home&Tex Fuarı 14-17 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Türkiye’de dekorasyon, ev tekstili ve tamamlayıcı ürünleri kapsayan ilk fuar olması açısından önem taşıyan Home&Tex Fuarı, CNR EXPO

26

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

İstanbul’da 60 bin metre kare alanda gerçekleştirilecek. 300 firmanın katılımıyla düzenlenecek fuarın sektöre 2 milyar dolarlık iş hacmi oluşturması bekleniyor. 10 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜKLÜK Ev tekstili ve dekoratif ürünler ile ilgili bilgi veren TETSİAD Başkanı Yaşar Küçükçalık, sektörün iç pi-


PANORAMA

yasada 10 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olduğunu söyledi. Küçükçalık, Home&Tex Fuarı’nın yapılacak iş görüşmeleri kapsamında iç piyasada 2 milyar dolarlık iş hacmi oluşturmasını beklediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bu kulvarda yer alan sektörlerin iç pazarının yüzde 20’sinin Home&Tex Fuarı’nda şekillenmesini hedefliyoruz. Fuar dış ticaret yapan firmalar açısından da pozitif bir güç oluşturacak. Orta Doğu, Avrupa başta olmak üzere Bağımsız Devlet Topluluğu ve Kuzey Afrika’dan gelecek toptancıların, perakendecilerin ve dekoratörlerin katılımcı firmalarımızla çok verimli görüşmeler yapacağını düşünüyoruz.” CONTRACT TEKSTİLİ DE HOME&TEX’DE Ofis, hastane ve konut projelerine fonksiyonel hizmet sunan contract tekstil alanında faaliyet gösteren firmaların da fuarda yer alacaklarını aktaran Yaşar Küçükçalık, Home&Tex’de ev tekstilinin yanı sıra otel, restoran, cafe, tekne, yat endüstrisinde kullanılan

tekstil ürünleri ve tamamlayıcı dekoratif ürünlerin de sergileneceğini söyledi. Küçükçalık, “ Fuarın yakın gelecekte kendi kulvarında dünyanın en büyük organizasyonu olmasını hedefliyoruz. Ayrıca Home&Tex’in sektör ticaretinde ve tasarımsal alanda yeni bir dönem başlatacağına inanıyoruz” diye konuştu. 500 MİLYON DOLARLIK İHRACAT POTANSİYELİ CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel de fuarla ilgili şu bilgileri verdi: “Dekorasyon, ev tekstili ve tamamlayıcı ürünleri muhteva eden başka bir fuar ülkemizde yapılmıyor. İş ortağımız TETSİAD’ın da içinde yer aldığı fuar komitemiz bu alanda Türkiye’nin en büyük fuarı için düğmeye bastı.” Sektördeki gelişmeler ve hedef pazarlar dikkate alındığında fuarın yalnızca iç piyasa açısından değil dış ticaret açısından da önemli olduğuna dikkat çeken Şenel, “Fuarın sektör ihracatına 500 milyon dolar civarında potansiyel oluşturacağını tahmin ediyoruz” dedi.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

27


PANORAMA

Glengo, İTÜ’lü gençlere “Gerber Sistemleri”ni tanıttı İstanbul Teknik Üniversitesinde 25 Ekim 2013 tarihinde düzenlenen seminerde tekstil Mühendisliği öğrencilerine, Glengo Teknoloji eğitmenlerinden Şerife Kuralcı tarafından Gerber sistemleri ve yazılım programlarının tanıtımı gerçekleştirildi. İTÜ Öğretim Görevlisi Dr. Belgin Görgün ve İTÜTEK Başkan Yardımcısı Onur Kurtulmuş tarafından organizasyonu sağlanan seminerde öğrencilerin sektörde karşılaşacakları Gerber sistemleriyle tanıştırmak ve bu sistemlerin nerelerde kullanıldıkları hakkında bilgilendirmek amaçlandı. 1986 yılından bu yana Gerber sistemlerinin Türkiye ve Türki Cumhuriyetler temsilcisi olan Glengo Teknoloji adına açılış konuşması, şirketin Genel Müdürü Ufuk Özbozkurt tarafından yapıldı. Bu konuşmada firmanın vizyon ve misyonundan bahsedildi. Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD) ve Bilgisayar Destekli İmalat (CAM) sistemlerinin kısaca açılımı yapıldı. İlk olarak, ülkemizde ve dünyada önde gelen birçok markanın üretimini yapan tekstil firmalarında kullanılan, kalıp hazırlama ve pastal yerleştirme programı olan Accumark programının tanıtımı gerçekleştirildi. Bu programda bir giysinin kalıbının ölçülere göre nasıl çıkartıldığı ve diğer bedenlerin (36-38-40-42 gibi) nasıl oluşturulduğu (serilendiği) uygulamalı olarak gösterildi. Hazırlanan bu kalıpların en verimli şekilde kesilebilmesi için kumaş enine göre pastal yerleşimi nasıl yapılmalı ve bu yerleşimde nelere dikkat etmeleri gerektiği uygulamalı olarak anlatıldı. Firmalarda hem zaman ve kumaştan tasarruf sağlamak hem de kalıp ve kesimdeki hatayı minimize etmek açısından bütün bu işlemlerin bilgisayar destekli programlarda yapılmasının önemi ve gerekliliği vurgulandı. İkinci olarak, özellikle pastal adeti yüksek olan firmalarda pastal yerleşiminin otomatik olarak yapılmasını sağlayan Accu-

28

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

nest programının tanıtımı yapıldı. Bir önceki Accumark programında hazırlanan pastalın yerleşimi programa süre verilerek yaptırıldı. Bu programda hedefin, pastalı insan gücüne ihtiyaç olmadan en kısa sürede ve en verimli şekilde hazırlamak olduğu belirtildi. En son olarak da, bilgisayar destekli programlarda hazırlanan kalıpların sanal ortamda istenilen ölçülerde oluşturulabilen mankenlere giydirilip 3 boyutlu prova yapılmasını sağlayan V-Stitcher programı tanıtıldı. Öncelikle Accumark programıyla V-Stitcher programının uyumlu olmasının avantajlarından ve kalıpların herhangi bir çevirme işlemi yapılmaksızın direk program içine import edilebildiğinden bahsedildi. İmport edilip dikime hazır hale getirilen modele denim, poplin, süprem gibi kumaş tipi ve renginin tanımlanması, reçme, düz dikiş, biye gibi dikiş özelliğinin belirlenmesi, düğme, fermuar gibi aksesuar ekleme işlemleri ve baskı, nakış yerlerinin hızlı ve kolay bir şekilde belirlenmesi uygulamalı olarak gösterildi. Sanal ortamda istenilen ölçülerde çocuk, bayan, erkek mankenler oluşturma bölümü öğrenciler tarafında büyük ilgi gördü. Hazırlanan model ve varyant çalışmaları, oluşturulan mankenlere giydirilip provası katılımcılarla birlikte yapıldı. Prova işlemlerinin, bilgisayar ortamında doğru ölçülerdeki mankenlerle kumaş harcamadan yapılabilmesinin kumaş tasarrufu açısından önemi, e-posta yoluyla 3 boyutlu görüntü alışverişi yapılabiliyor olmasının sağladığı zaman tasarrufu ve ayrıca masrafları düşürmesi açısından ne kadar önemli olduğu örneklerle açıklandı. Seminer sonunda soru cevap bölümünde Glengo Teknoloji Eğitim Müdürü Neslihan Demirhan’ın da katılımlarıyla, öğrenciler Gerber Sistemleri hakkında merak ettikleri konularda bilgi alma fırsatı buldular.



PANORAMA

“Yeni kararlar hazır giyim endüstrisine çelme takar” Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin, kadın çalışanların doğum izinlerinin 16 haftaya çıkarılmasının hazır giyim endüstrisini, kredi kartlarına sınırlama getirilmesinin ise perakende sektörünü olumsuz etkileyeceğini vurgulayarak, uygulamalar hayata geçmeden bir kez daha gözden geçirilmesini istedi. Cem Negrin yaptığı yazılı açıklamada, global rekabet unsurlarıyla başarıyla mücadele edip dönüşümünü sürdüren hazır giyim sektörünün içerideki düzenlemeler nedeniyle sıkıntılı dönemler yaşadığına dikkat çekti. En önemli girdileri olan kumaş için getirilen koruma önemlerinin 2 yılı aşmasına rağmen halen sürdüğünü ifade eden Negrin şöyle devam etti: “Hazır giyim sektörünün önemli bir gelişme alanı da iç pazardaki büyüme ve Türk markalarının yaratılması ve büyümesi oldu. Türk markaları iç pazardaki talep ve satışlar ile büyüyüp, besleniyorlar. 50 milyar TL’ye ulaşan iç satışların yüzde 63’ü yani 31,5 milyar TL’si kredi kartları ile yapılıyor. Kredi kartlarına getirilen sınırlamalar, hazır giyim harcamalarını ve Türk markalarının satış performansını olumsuz etkileyecektir. FABRİKALAR YURT DIŞINA KAÇAR Öte yandan hazır giyim sektörü sanayide çalışan kadınların yarsından fazlasını istihdam ediyor. Toplam 580 bin kadın işgücüne sahibiz. Sektörümüz en vasıfsız kadın çalışanı dahi kısa sürede beceri ve iş sahibi yapıyor. Uluslar arası rekabetin zirveye çıktığı bir dönemde kadın çalışanların doğum izinleri toplam 8 haftadan 16 haftaya çıkarılmak isteniyor. Fiyat tutturmakta zorlanıp, karlılığımızı eritmek pahasına elimizdeki pazarları tutmaya çalıştığımız bir dönemde gelebilecek bu uygulama, fabrikaların Türkiye dışına kaymasına neden olur. Sanayici varlığını sürdürebilmek için koşullarına uygun üretim ortamı yaratma yoluna gittiğinde olan burada çalışan kadınlarımıza olur, işsizlik rakamlarımız daha da büyür. Yeni getirilecek düzenlemeler kadın istihdamını caydıracak ve olumsuz etkileyecektir. Hem kadınlarımız hem de sektörümüz sıkıntı yaşayacaktır.” Kredi kartına sınırlamanın perakendeye, uzun doğum izninin ise kadın çalışana çelme takacağını öne süren TGSD Başkanı Cem Negrin, ekonomi yönetiminin söz konusu düzenlemeler üzerinde bir kez daha düşünüp, Türkiye’nin yararına karar vermesini beklediklerini sözlerine ekledi.

30

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013



PANORAMA

Vali Mutlu’dan Osmanbey tekstilcilerine ziyaret İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Osmanbey Tekstilci İş Adamları Derneği’ni (OTİAD) ziyaret etti. Ziyarette Şişli Kaymakam’ı Salih Işık, Şişli İlçe Emniyet Müdürü Ünal Altıner de hazır bulundu. Vali Mutlu, OTİAD Başkanı Ali Ulvi Orhan, OTİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve işadamları tarafından karşılandı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Osmanbey Tekstilci İş Adamları Derneği’ni (OTİAD) ziyaret etti. Gecikmiş bir iade-i ziyaret gerçekleştirdiğini ve burada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Mutlu, “OTİAD bir marka, İstanbul’da Türkiye’nin en büyük markası. Türkiye’nin marka değerini İstanbul, İstanbul’un marka değerini de Türkiye destekliyor. Osmanbey de tekstil dünyasının önemli bir markası ve lokomotifi” dedi. Tekstil için yapılacak çok şey olduğunu ifade eden Mutlu, tanıtımın önemine vurgu yaptı. Düzenlenecek fuar için duyduğu heyecana da değinen Mutlu, “İstanbul’un bir fuar şehri olması için önemli bir adım” diye konuştu. Dernek çalışmaları hakkında Vali Mutlu’yu bilgilendiren OTİAD Başkanı Ali Ulvi Orhan 85’i aşan ülkeye kendi marka ve üretimlerimizle yurtdışına satış yaptıklarını söyledi. Merkezi Osmanbey olmak üzere 4 bine yakın firmanın bu alanda faaliyet gösterdiğini belirten Orhan, “Direk ve endirek olarak 500 bin kişiye iş imkanı sağlıyoruz. 800 üye ile sektörün en büyük derneğiyiz” dedi. Türkiye’nin Yurtdışında Moskova’da ilk moda fuarını düzenleyen dernek oldukları bilgisini de veren Orhan, 5-7 Aralık 2013 tarihlerinde Harbiye’de İstanbul Kongre Merkezi Salonları’nda gerçekleştirilecekleri Fashionist Fuarı’nın sektör için yeni bir heyecan oluşturacağını dile getirdi. Ziyarette Vali Mutlu’ya Fashionist sunumu gerçekleştirildi.

32

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013



PANORAMA

“Moda”da güç birliği Birleşik Krallık ve Türkiye arasında var olan ticari ve kültürel ilişkilere yeni bir ivme kazandırmak için Birleşik Krallık Başkonsolosluğu tarafından yürütülen “GREAT” kampanyası, bu kez de podyumlara taşınıyor. Birleşik Krallık Başkonsolosluğu ve ünlü İngiliz markası Harvey Nichols’ın işbirliğiyle düzenlenen “Fashion is GREAT-GREAT Moda Gecesi”nde, Harvey Nichols mağazasında yer alan dünyaca ünlü İngi-

34

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

liz markalarının yanı sıra, İngiliz modasının en genç ve ilham veren tasarımcılarının koleksiyonları, Kanyon Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen muhteşem bir şovla Türk moda severlerin beğenisine sunuluyor. Bu moda etkinliğinin öncesinde Birleşik Krallık Başkonsolosluğu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Birleşik Krallık Başkonsolosu Leigh Turner, Türkiye ile İngiltere arasında güçlü bağlar olmasından


PANORAMA

Birleşik Krallık’ın ilham veren genç modacılarının en yeni tasarımlarının yanı sıra, Harvey Nichols’da moda severler ile buluşan ünlü İngiliz markalarının sergilendiği “Fashion is GREAT-GREAT Moda Gecesi” İstanbul’da büyük ses getiriyor. büyük gurur duyduklarını belirtti. “GREAT kapsamında, Türk ve İngiliz firmalarının işbirliklerini artırma hedefimizi, bu etkinlik aracılığıyla moda ve tasarım alanlarında da sürdürüyoruz” diye konuşan Turner, “Bildiğiniz gibi İngiltere, moda ve tasarım kalitesinde, dünyanın önde gelen merkezi olmayı sürdürüyor. Moda endüstrisinin bu ülkede oluşturduğu büyüklük 21 milyar poundu aşmış durumda. Bu alanda iki ülke arasında güzel işbirlikleri ve başarı hikayeleri bulunuyor. Amacımız GREAT kampanyasıyla bu rakamı artırmak, İngiliz ve Türk genç tasarımcılarına bu işbirliğinden doğan yeni kapıları aralamak” diye ekledi. TÜRK YATIRIMCILARA OKYANUS ÖTESİ FIRSATLAR Tekstil ve giyimde Türkiye’nin dünyanın 7’inci en büyük üreticisi ve Çin’den sonra Avrupa’nın en büyük tedarikçisi olduğunu hatırlatan Turner, bu iki güçlü ülkenin moda ve tasarımda oluşturacağı güçlü işbirliğinden doğacak birçok başarı hikayesi olduğuna değindi. Önde gelen Türk perakende markası Silk and Cashmere’in İngiltere’de açtığı mağazasının somut bir kanıt olduğuna da değinen Turner, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İngiliz perakende sektörü büyüklük bakımından dünyada 3’üncü sırada. Bu durum Türk yatırımcılar için okyanus ötesinde fırsatlar doğduğuna işaret ediyor. Birleşik Krallık Başkonsolosluğu olarak, bu işbirliklerini desteklemek amacıyla birçok etkinliğe ve moda sohbetlerine ev sahipliği yapıyoruz. Ayrıca çeşitli işbirliklerimizle genç tasarımcıları ve girişimci fikirleri de desteklemeye devam ediyoruz.” Toplantıda söz alan Demsa Yönetim Kurulu Başkan Vekili Demet Sabancı Çetindoğan ise “GREAT projesi ve “Fashion is GREAT” etkinliği sayesinde; İngiltere ve Türkiye’nin her zamankinden daha fazla işbirliği içerisinde olacağına;

ticari olarak moda sektöründe etkin olacağına ve yatırımların büyümesine yardımcı olacağına inanmaktayız. Ayrıca genç İngiliz tasarımcılarına destek vermek amacı ile bu koleksiyonları bir hafta boyunca Harvey Nichols içinde Türk müşterilerine sergiliyor olacağız. Hep ileriye bakan ve doğru yatırımları ülkemize kazandırmak için uğraşan bir grup olarak yatırım hedeflerimizin içinde de İngiliz markalarıyla işbirliğimizi güçlendirmek yer almaktadır” dedi. TÜRKİYE GENÇ TASARIMCILAR İÇİN ÖNEMLİ BİR PAZAR Buluşmada aynı zamanda, İngiltere moda sanayisi hakkında önemli bilgiler ve rakamlar da sunuldu. Modada yüksek kalite ve üstün tasarımın merkezi olmaya devam eden ülkedeki giyim ve tekstil endüstrisinin ekonomiye yıllık katkısı 8,9 milyar pound değerinde. Moda endüstrisi de eklendiğinde bu rakam 21 milyar pounda ulaşıyor. Sadece Londra Moda Haftası, her yıl 20 milyon pound gelir sağlayıp, 100 milyon pound değerinde sipariş alıyor. 1 milyona yakın istihdam yaratan pazar, bu rakamlarla ülkedeki yayıncılık, otomotiv ve kimyasal endüstrilerinin yaklaşık iki katı büyüklüğüne ulaşırken, telekomünikasyon ve emlak sektörlerinin hemen arkasında yer alıyor. London College of Fashion ve Londra Moda Haftası gibi dünyaca ünlü eğitim kurumları ve etkinliklerine de ev sahipliği yapan İngiltere, bu konuda genç tasarımcıları da dünyaya kazandırmayı sürdürüyor. İngiliz tasarımcıların satışlarında yılda ortalama %20 artış yaşanıyor olması da, ülkenin verdiği desteklerin önemini artırıyor. İngiliz tasarımcıların ürettikleri tasarımların üçte ikisi ihraç edilirken, başlıca pazarlar arasında Çin, Fransa, Hong Kong, İtalya, Japonya, Rusya, Orta Doğu ve Amerika’nın yanı sıra Türkiye de göze çarpıyor.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

35


PANORAMA

Gerber teknoloji ürünü ‘’Yunique PLM’’ İstanbul’da tanıtıldı

Glengo / Gerber Yunique PLM ( Product Lifecycle Management – Ürün Hayat döngüsü yönetimi ) tanıtımını, Ramada Plaza Tekstilkent Otel’de gerçekleştirdi. Amerika ve Fransa’dan gelen katılımcılar eşliğinde düzenlenen seminere 18 farklı firmadan yaklaşık 65 kişi katılım sağladı. Glengo Teknoloji A.Ş tarafından düzenlenen seminer sunumu Gerber Technology fir-

36

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

masından Mr.Bill Brewster, Mr.Thierry Cusanno ve Mr.Glenn Funk tarafından verildi. Seminer içeriği , PLM ürünü ile desteklenen / yönetilen iş süreçleri ve ürün genel tanıtımı ile başlayıp ürün geliştirme, tasarım, tedarikçi ilişkileri, renk, numune, malzeme, iş akış , takvim, görev yönetimi, koleksiyon planlama , teknik föy v.b. süreçlerde firmaların karşılaştıkları zorlukların ve iş ihtiyaçlarının tanımlanması , bu süreçlerin PLM içindeki yönetimi; tasarımcılar için PLM – Adobe Illustrator ve PLM – Accumark entegrasyonunun getirileri ,bu entegrasyonlara ait demo çalışmaları , excel’de planlama yapmanın zorlukları ve PLM ürünü ile sağlanan kolaylıkların gösterilmesi şeklinde oluştu. Yunique PLM’ in özellikleri ve kullanım alanlarında karşıladığı iş ihtiyaçlarının ayrıntılı anlatılması katılımcılar tarafından beğeniyle karşılandı ve olumlu geri dönüşler alındı. Glengo Teknoloji A.Ş. PLM Proje ve Satış temsilcisi Şeyda Topcu ,Gerber PLM ürününün konfeksiyon sektöründeki uygulamalarının sektörü yakından tanıyan ve sektöre bir çok farklı yazılım programı ve donanımıyla hizmet vermiş olan Gerber ve Glengo için ayrı bir önem taşıdığını , bu konudaki çalışmalarının sonuçlarını aldıkça sektöre sağlanan katma değerin artacağına inandıklarını belirtti.



PANORAMA

Tasarımcıların ilham kaynağı ile tanışın Yün konusunda küresel çapta bir otorite olan The Woolmark Company, ev tekstiline özel, mimar, tasarımcı, imalatçı gibi profesyonellere ve nihai kullanıcılara yönelik, yünle ilişkili makro trendlerin araştırılması ve işlenmesine yönelik bir laboratuar olan Wool Lab Interiors’ı oluşturdu. The Woolmark Company tarafından yünle ilgili farkındalığı artırmak için kurulan ve sektör için bir referans noktası olan The Wool Lab ve The Wool Lab Interiors, en kaliteli yün tekstillerinin yanı sıra yünün mefruşat ve ev tekstili ürünlerinde yenilikçi uygulamalarına ilişkin bir kılavuz görevi görüyor. Yün, moda sektöründe olduğu gibi ev tekstili ve mefruşat sektöründe de önem kazanıyor. Yün, ev tekstili tasarımına konfor, yumuşaklık, eski halini geri kazanma, nem emme, güvenlik, alev almazlık, bakım kolaylığı, ses ve ısı yalıtımı, sağlık güvencesi gibi sayısız seçenek ve uyku kalitesinin arttırılması, doğal olması ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından bilimsel olarak kanıtlanmış faydalar sunuyor. Ev tekstili tasarımda kullanım alanı da aynı derecede geniş olan yün beş önemli uygulama ve üretim alanını kapsıyor: yatak ve yatak takımları (şilte, battaniye, yorgan vs.), yer döşemeleri ve halılar, ev tekstili (döşeme, perde, duvar kaplamaları vs.), aksesuarlar (yastıklar, puflar vs.) ve yalıtım malzemeleri. The Woolmark Company’nin, dünyanın en iyi şirketlerinin en iyi ürünlerinden seçerek gerçekleştirdiği uluslararası araştırmanın sonucunda ortaya çıkan bu kılavuz, hem ilham verici bir trend kitabı hem de bir çalışma aracı olarak kullanılıyor. Tasarımcı, mimar ve iç dekoratörler ile konusunda uzman profesyoneller, bu kılavuza dayanarak malzeme seçimi yapabiliyor ve The

38

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Woolmark Company aracılığıyla ilgili tedarikçilerle temasa geçebiliyor. Bu hizmet, yünün değerinin anlaşılması ve iç tasarımlarda kullanılmasını teşvik etmek amacıyla ücretsiz olarak sunuluyor. Nisan 2013’te gerçekleşen Milano Mobilya Fuarı ön gösteriminde, The Wool Lab Interiors, bu ilk baskının ilham verici beş temasını açıkladı: İskandinav, Kuzey atmosferleri ve renkleri ile ilgili olup, 1950 ve 60’ların Kuzeyli tasarım şaheserlerinin temel unsurlarını yansıtan cansız renkleri ve net hatları günümüze taşıyor. 798 teması, hem deneysel kültüre hem de sanat, kültür ve teknoloji arasındaki kesişmeye odaklı olarak aynı adla Pekin’de kurulan bölgesel sanat laboratuarını hatırlatıyor. Metropolis, modern doğrusallık ihtiyacının teknolojiyle karışımını yansıtıyor ve yüksek kaliteli ve şık malzemelerle net hatlar oluşturmak amacıyla yün ve deriyi, taranmış kumaşlar ile perdelik kumaşları, gri tonlarıyla diğer doğal renkleri birleştiriyor. Tweed Heritage tipik İskoç tüvitlerinin cazibesini şehir hayatına yeniden sokan ve aynı zamanda bir cazibe ve geleneksellik aracı görevi gören çağdaş kültürün oturmuş bir trendini temsil ediyor. Son olarak, Pure teması minimal ortamlar, doğal renk tonları, güven verici ambiyanslar, düz formları kullanarak sosyal hayat ve ekolojiyle uyumlu bir gelecek özlemini en iyi özetliyor.



PANORAMA

Tekstilde G.Kore ile anlaşma imzalandı

Güney Kore ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması sonrası Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) bu ülkeye yönelik ihracat hamlesi başlattı. TGSD Başkanı Cem Negrin ile G. Koreli Daegu Gyeongbuk Tekstil Sanayi Derneği (DGTIA) Başkanı Lee Dong Soo düzenlenen törenle iki ülke arasındaki hazır giyim ticaretini artırmayı hedefleyen mutabakat anlaşmasını imzaladılar. Cem Negrin, G. Koreli firmalar ile Türk üreticilerin ilk kez İstanbul’da organize şekilde buluştuklarını belirterek, imzalanan anlaşmanın Türkiye ve Güney Kore arasındaki hazır giyim ticaretinde yeni ufuklar açacağını söyledi. Türk hazır giyim sektörü olarak 2013’ü 17 milyar dolarlık ihracat ile kapatmayı umduklarını ifade eden Negrin, G.Kore’nin bu rakam içinde yüzde 0,2 ile yok denecek kadar az pay aldığına dikkat çekti. Cem Negrin şöyle devam etti: SADECE 22 MİLYON DOLARLIK HAZIR GİYİM İHRAÇ EDİYORUZ “Tekstil ve hazır giyim olarak toplam 22 milyon dolar ihracatımıza karşılık G. Kore’den 240 milyon dolarlık tekstil ürünler ithal etmişiz. Türkiye genelinde ise 2012 yılında Güney Kore’ye 528 milyon dolarlık

40

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

ihracat yaparken 5,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişiz. Bir başka ifadeyle Güney Kore, ülkemize bizim sattığımızın 10 katı ihracat gerçekleştirmiş. Türkiye olarak 5 milyar dolar ticaret açığı vermişiz. İhracat kalemlerine baktığımızda Türkiye’nin Güney Kore’ye çok az ürün sattığını görüyoruz. 240 milyon dolar tutarında petrol gazları, 50 milyon dolar civarında tıp ve eczacılık ürünleri ile 12 milyon dolarlık seramik ürünleri ilk üç sırayı alıyor. Türkiye Güney Kore’den ise çok çeşitli ürünler ithal ediyoruz. 800 milyon doların üzerinde haberleşme ve iletişim araçları, 670 milyon dolarlık kara taşıtları, 430 milyon dolar tutarında elektrikli makine ve cihazlar dikkat çeken ithalat kalemlerimiz. Az önce paylaştığım üzere her ne kadar Güney Kore bizden aldığının 10 katını satsa da her iki ülkenin toplam ticaret içindeki paylarının yüzde 1’in altında kaldığını görüyoruz. Ancak Türkiye ile Güney Kore arasındaki serbest ticaret anlaşması iki ülke arasındaki tekstil ve hazır giyim ticaretini geliştirme potansiyeli taşıyor. Türkiye özellikle AB ve ABD pazarında öne çıkan sentetik hazır giyim ürünlerinin üretiminde Güney Kore’nin sentetik kumaş ürünlerini daha çok kullanabilir. Türkiye’nin suni ve sentetik kumaşlardan hazır giyim ihracatı yaklaşık 1,9 milyar doları buluyor. 2012 yılında yaklaşık 6,2 milyar dolar hazır giyim ithalatı yapan Güney Kore, dünyanın en büyük beşinci ihracatçısı Türkiye için ciddi bir potansiyel barındırıyor. Hazır giyim başta olmak üzere ticari ilişkilerde gidebileceğimiz çok uzun bir yol var. Bu imza töreniyle birlikte G. Kore kapıları ardına kadar açıldı.” LEE DONG SOO: TÜRKİYE İLE BÜYÜYECEĞİZ Daegu Gyeongbuk Tekstil Sanayi Derneği (DGTIA) Başkanı Lee Dong Soo ise konuşmasında Türkiye’nin dünya giyim ve tekstil ticaretinin önemli bir üssü olduğuna dikkat çekerek, bundan sonraki süreçte iki ülkenin daha fazla işbirliğini hayata geçireceğini söyledi. Bu yıl Türkiye ile G. Kore arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması’nın önemine dikkat çeken Lee Dong Soo, “Bu anlaşmanın imzalanmasının ardından dünya tekstil piyasasında Türkiye ile işbirliği yaparak beraber büyümeyi ve önemli oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz. TGSD ile imzaladığımız mutabakat anlaşmasının iki ülke arasındaki iş görüşmeleri, Ar-Ge çalışmaları gibi çeşitli konular için bir lokomotif rol üstleneceğine inanıyorum” dedi.



PANORAMA

“Moda kadar sağlık da takip edilmeli”

Geçtiğimiz günlerde ünlü bir İtalyan tekstil firmasının sattığı ürünleri geri çağırmasıyla tekrar gündeme gelen tekstilde sağlığa zararlı madde kullanımı, sadece kıyafette değil, kıyafet üzerindeki en küçük aksesuarlarda da ortaya çıkabiliyor. Kıyafetlerin tamamlayıcı aksesuarı olan düğmede dahi bu tür riskler ile karşılaşılabiliyor. Avrupa’nın en büyük düğme üreticilerinden Form Düğme’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Oktay, düğmenin içeriğinde olabilecek ürünlere karşı hem tüketicileri hem de düğmeleri kıyafetlerinde kullanan markaları uyarıyor. Küçük bir ayrıntı olduğu düşünülen, ancak yaşamın ve kıyafetlerin büyük bir parçası olan düğmenin hangi malzemeden yapıldığı, sağlıklı olup olmadığı çok önemli. İçeriğinde polyester, plastik, naylon bulunan ve normalden çok ftalat (karbon kökenli madde, plastik malzemeyi yumuşatmak için kullanılan

42

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

kimyasal) değeri bulunan düğmeler kansere yol açabiliyor. Form Düğme Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Oktay, kıyafet üzerinde küçük bir ayrıntı gibi duran düğmelerin aslında insan sağlığı açısından büyük önem taşıdığını belirterek, doğal ve organik maddelerden elde edilmiş düğmelerin yer aldığı giysilerin tercih edilmesinin önemli olduğunu söylüyor. Plastik, polyester gibi hammaddelerden oluşturulan ürünlerin ucuzluğu nedeniyle tercih edildiğine değinen Oktay, ucuz diyerek tüketici sağlığının asla ikinci planda tutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Doğal hammadde kullanarak dünyanın birçok ülkesine ve moda devlerine düğme tasarladıklarına da değinen Oktay, “Deniz kabuğundan, boynuzdan, kemikten, hindistan cevizinden, palmiye ağacının çekirdeği korozodan düğme üretiyoruz.” diyerek markaları sağlıklı ve doğal ürünlere yönelttiklerini belirtti.


PANORAMA

“ÇOCUK KİYAFETLERİ DAHA ÖZENLİ SEÇİLMELİ” Bu düğmelerin hem insan sağlığına hem de doğaya katkısını ele alan Oktay, özellikle çocuk kıyafetlerinde kullanılan düğmelere dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. “0-4 yaş arası çocuklar sürekli hareket halindeler. Üzerlerindeki kıyafetlerin düğmelerine sürekli temas ederek, ellerini ağızlarına götürüyorlar. Direkt olarak düğmeleri de

ağızlarına götürebiliyorlar. Bu tür riskler göz ardı edilmemeli.” Oktay ayrıca, tekstil sektöründe tüm ham ve ara maddelerin işlenme aşamalarında zararlı kimyasalların kullanılmadığını içeren, dünya çapında 40 ülke tarafından kabul gören ve uygulanan Oeko Tex® 100 Standardı’na uygun üretimlerin sağlık açısından çok önemli olduğunu vurguluyor. Ekoteks tarafından yapılan denetimlerin de başarılı olduğuna değiniyor.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

43


PANORAMA

Ayakkabıya “Made in Türkiye” damgası geliyor Ayakkabı sektörünün 2023 yılına ilişkin 5 milyar dolarlık ihracat hedefine, 1,5 milyar dolar destek sağlamayı hedefleyen ayakkabı yan sanayi sektörü, 25. yılında 50. kez bir araya geldi. Ayakkabı yan sanayi sektörünün ihracatını artırmasında önemli bir paya sahip olan AYSAF, CNR Fuar merkezinde gerçekleştirildi. Fuara yurt içi ve yurt dışından 366 firma katıldı. Kulvarında Avrupa’nın ikinci en büyük fuarı olan AYSAF, CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık tarafından organize edildi. Fuar, Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD), Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) ve KOSGEB tarafından destekleniyor.

44

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

116 MİLYAR DOLARLIK SEKTÖR Sektörün ihracatını artırmasında önemli bir paya sahip olan AYSAF’ın açılış töreninde konuşan TASEV Başkanı İslam Şeker, sektörün küresel krize ve ülkedeki üretim güçlüğüne rağmen tüm hızıyla büyüdüğünü, yakın bir zamanda ‘Made in Türkiye’nin yabancı markalar tarafından kullanılacağını söyledi. Şeker, Türkiye’nin, 116 milyar dolar büyüklüğe sahip olan dünya ayakkabı sektöründen hak ettiği payı almasının yolunun yan sanayinin büyümesiyle sağlanacağını belirtti.


FUAR ALANI % 10 BÜYÜDÜ AYSAD Başkanı Tan Erdoğdu da konuşmasında fuar alanının yüzde 10, trend alanının ise yüzde 25 oranında büyüdüğüne dikkat çekerek, sektörle ilgili şunları söyledi: “Ayakkabı ihracat rakamlarımız her geçen gün artıyor. Rusya, Almanya başta olmak üzere 150 ülkeye ihracat yapıyoruz. AYSAF gibi organizasyonlar sektörün önünü açıyor. Fuarımıza da güvenerek yıl sonu için önümüze koyduğumuz 650-700 milyon dolarlık ihracatın ve 2023 yılında gerçekleştirmeyi planladığımız 1,5 milyar dolar ihracat hedefinin hayal olmadığını biliyoruz. Hatta bu rakamların da üstüne çıkacağımıza inanıyoruz.” Açılış töreninde konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Erkesim de, fuarın 25 yıldır aralıksız düzenlendiğine dikkat çekerek, “50. buluşma fuarın başarısını gösteriyor” dedi. 30 BİN METREKARE ALAN, 366 FİRMA CNR Holding Pazarlama Müdürü Mehmet Beyazyürek de AYSAF’ın 366 firmanın katılımıyla 30 bin metrekare alanda düzenlendiğini bildirdi. Fuarda 2014 İlkbahar- Yaz sezonu trendlerinin sergilendiğine işaret eden Beyazyürek, “AYSAF’a yurt içinden olduğu gibi yurt dışından da yoğun bir talep var. 25 bin ziyaretçi hedefiyle açtığımız fuarın yurt dışı ziyaretçi bölgelerini Kuzey Afrika, Avrupa, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Amerika ve Rusya oluşturuyor” dedi. Mehmet Beyazyürek, fuara yabancı firmaların da katılım konusunda yoğun ilgi gösterdiklerini, İtalya, Çin, İspanya, Almanya ve Hindistan’dan firmaların fuarda olduklarını belirtti.


PANORAMA

Jimmy’nin ihracatı Turquality ile artıyor 2006 yılında TURQUALITY® Programı kapsamına alınan Jimmy Key, TURQUALITY® ‘nin desteğiyle dünya markası olma yolculuğuna emin adımlarla devam ediyor. Şu ana kadar Ukrayna’da 2 mağaza açan Jimmy Key’in yeni hedefi ise İngiltere, Azerbaycan ve İran pazarlarına açılmak. 1997 yılında kendi markasını oluşturma hedefi ile yola çıkan Sun Tekstil, aynı yıl Jimmy Key markasıyla perakende dünyasına giriş yaptı. Bütün ürünleri ve aksesuarlarıyla, hedef kitlesinin yaşam biçimine uygun, genç giyimde farklılaşma deneyimi sunma amacıyla yolculuğuna devam eden Jimmy Key, bugün Türkiye’de 15 mağaza, 35 franchise ve 100’ü aşkın noktada hizmet veriyor. İHRACATTA SEVİNDİRİCİ ARTIŞ 2006 yılında dahil olduğu TURQUALITY® desteği ile başlayan dünya markası olma yolculuğunda özellikle son birkaç yılda büyük yol kateden Jimmy

46

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Key, yurt dışındaki satış noktalarını ise 4 ülkede 38’e çıkardı. Jimmy Key mevcut pazarlarda büyümesini sürdürürken bugün daha önce bulunmadığı Ukrayna, Rusya ve Kıbrıs gibi yeni pazarlara da ihracat yapıyor. İhracat rakamlarında 2011 yılından 2012 yılına kadar %100 artış kaydeden Jimmy Key, küresel marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. UKRAYNA’YA YENİ MAĞAZA Küresel marka olma yolculuğunda alt yapısını da organize eden Jimmy Key, Türkiye ofislerindeki tasarımcılarının yanı sıra İngiliz ve İspanyol tasarımcıları da bünyesine katarak, tasarımcı sayısını 12’ye çıkarırken toplam istihdam rakamlarında da yüzde 30 oranında artış yakalamış durumda. Ukrayna’da açtığı mağazanın yoğun talep görmesiyle ikinci mağaza açılışını da geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleştiren Jimmy Key’in sıradaki hedef pazarları ise İngiltere, Azerbeycan ve İran.



PANORAMA

Virginia Heyeti ATO’da Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, ekonomik büyümenin itici güçlerinden birinin yabancı yatırımlar olduğunu belirterek, “Ülkemizde yatırım yapmak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır” dedi. ATO Başkanı Bezci, Virginia Eyaleti Ulaştırma Bakanı SeanConnaughton, Loudon Belediye Başkanı Scott K York, PrinceWillams Belediye Başkanı Martin Nohe, Purcellville Belediye Başkanı Robert Lazaro, Kuzey Virginia Belediyeler Birliği Başkanı Mark Gibb, AlexandriaBelediye Başkanı William Euille ile Pinnacle Academy Müdürü Mustafa Akpınar’ın yer aldığı heyeti makamında kabul etti. ABD’li heyetin Türkiye ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bezci, heyete Ankara ve ekonomisi hakkında bilgi verdi. Ekonomik büyümenin itici güçlerinden birinin yabancı yatırımlar olduğuna dikkat çeken Bezci, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik istikrarın tüm yabancı yatırımcılar için avantaj olduğunu söyledi. Bezci, Türkiye’nin yatırım yapmak için cazip bir ülke olma yolunda ilerlediğini de belirterek, “Türkiye, Dünya

48

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı raporunda geçen yıla oranla 3 basamak yükselerek 69. Sıraya çıktı. Bu durum göstermektedir ki, Türkiye rahatlıkla yatırım yapılabilecek ülkedir. Ülkemizde yatırım yapmak isteyen herkese de kapımız sonuna kadar açıktır” dedi. Virginia Eyaleti Ulaştırma Bakanı Connaughton da, Türkiye’ye gelmekten büyük memnuniyet duyduklarını belirtirken, amaçlarının Ankara’yı daha yakından tanımak ve ikili ilişkileri geliştirmek olduğunu söyledi. Bakan Connaughton ATO Başkanı ve yönetimini Virginia’ya davet etti. ATO Genel Sekreteri Mustafa Babayiğit’in de katıldığı kabulde, Virginia Ulaştırma Bakanı Connaughton, ATO Başkanı Bezci’ye ABD’nin üçüncü Başkanı Thomas Jefferson tarafından dizaynedilen özel bir kupa hediye ederken, kupanın dostluk ve ticareti temsil ettiğini söyledi.



PANORAMA

Nike, yeni teknolojilerini ve “Nature Amplified” tasarım anlayışını tanıttı

Dünyanın önde gelen koşu markası Nike, dört yeni inovasyonunu markanın Beaverton, Oregon’daki dünya merkezinde gerçekleştirilen etkinlikle tanıttı. Yeni ürünler, Nike’ın, hareket eden vücuda odaklanarak bilim insanları ve sporcuların görüşleriyle geliştirilen “Nature Amplified” anlayışına göre ve koşucuların doğal yeteneklerini güçlendirmek için tasarlandı. Tanıtımda mar-

50

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

kanın yeni koşu ayakkabıları Nike Free Flyknit ve Nike Free Hyperfeel ile Aeroloft ve Dri-FIT Knit isimli 2 yeni giyim teknolojisi sunuldu. Nike’ın Başkan ve CEO’su Mark Parker, “İnovasyon kendi için yapmak değil, daha iyisini yapmak ve bir amaçla tasarlamaktır. Koşu, Nike’ın kalbi ve ruhu, firmayı ileri götürecek yeni inovasyonların sürekliliğinin doğduğu yer” şeklinde konuştu.


PANORAMA

AYAKKABILARDAKİ İNOVASYONLAR Nike Free Flyknit, Nike’ın en ikonik iki ayakkabı teknolojisinin, Nike Flyknit’in mükemmel destek sunan üst kısmının, Nike Free’nin esnek dış tabanıyla birleşiminden meydana geliyor. Nike Free Flyknit’in üst bölümü performans analizine imkan tanırken ayağa ikinci bir deri gibi oturuyor. Ayakkabı, doğal hareketin ve sıkı, destekleyici kavrayışın tüm faydalarını tek bir kalıpta sunuyor. Ayakla zemin arasındaki katmanları minimize ederek ayakkabıyı vücudun bir uzantısı gibi hissettirme vizyonuyla tasarlanan Nike Free Hyperfeel ise koşucuya doğal hareket hissini yaşatıyor. Lunarlon isimli özel köpük maddeden yapılmış iç taban, ayağın direkt olarak Lunarlon yastıklama sistemiyle temas halinde olmasını sağlıyor. Ultra ince “waffle” dış taban ise daha iyi kavrayış ve hissetmeye yönelik stratejik olarak yerleştirilmiş özel parçacıklarla, ayağa yere daha fazla yakınlaşma imkanı sunuyor. GİYİM TEKNOLOJİLERİ Toplantıda, koşucuları daha serin koşullarda sıcak ve rahat tutmaya yarayan ultra hafif koşu yeleği içinde kullanılan Nike Aeroloft teknolojisi de tanıtıldı. Bu teknoloji, aşağı doğru yalıtımı, ısının vücuttan çıkmasına olanak sağlayan havalandırma sistemiyle bir araya getirerek sporcunun kuru kalmasını sağlıyor. Dri-FIT Knit, ise sporcuların farklı koşullarda ideal performans ısılarını koruması için tasarlanmış ultra yumuşak, hafif bir kumaş olma özelliğini taşıyor. Tenin nefes almasına imkan tanıyan farklı yapılardaki örme dokulara sahip teknoloji, dikişsiz yapısı sayesinde vücudu yumuşak bir şekilde sarıyor. Nike’ın Marka Başkanı Trevor Edwards, “Nature Amplified”, hareket halindeki vücutlar için tasarlamayı ve insan vücuduyla öngörüsel olarak çalışan yeni olağanüstü ürünler yaratmayı temsil ediyor.” dedi. Edwards, “Bugün tanıttığımız ayakkabı ve giysiler, her düzeydeki sporcu ve koşuculardan aldığımız görüşlere ve Spor Araştırma Laboratuarı’nda yaptığımız kapsamlı araştırmalara dayanıyor. Bu yenilikler veri tabanlı olmasına karşın vücudun liderliğinde hayata geçiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

51




PANORAMA

Şirket ortamı çalışana ne mesajlar veriyor? Yeni dönemde kariyer peşinde koşan çalışanlar kendilerine ve hedeflerine uygun şirketleri seçiyor. Birçok kriteri göz önüne alarak seçim yapan adaylar önceliği, huzurlu, rahat ve konforlu iş ortamına veriyor. Çalışma ortamları ve çalışanlar hakkında İK üzerine hizmet veren Hugent; uygun çalışma ortamının, çalışana kendisinin düşünüldüğünü ve önemsendiğini hissettirdiğini vurguluyor. Yapılan araştırmalar, çalışma ortamının fiziksel ve ruhsal olarak çalışmaya uygun olmasının çalışan motivasyonunu artırdığını gösteriyor. Çalışanın işine odaklanması ve performansını gösterebilmesi için öncelikli temel ihtiyaçlarının karşılanması da bu konuda büyük öneme sahip. Çalışma ortamının hijyeni, düzeni ve hareket kabilyeti en başta gelen temel gereksinimler arasında yer alıyor. Bunların üzerine eklenenler tabloyu giderek olumluya dönüştürüyor. Bunun tersi durumlarda düzenlenen şirket ortamlarında ise çalışan, kendisini çaresiz ve yaptığı işe değer verilmediğini hissediyor. Bunun sonucunda ise motivasyon kaybı, yönetime karşı ciddi tepkiler ve ileriye dönük olarak yapılanın mobbing şeklinde algılanmasına kadar sıkıntılı bir hal alabiliyor. Şirket ortamı/dizaynı şirketin vermek istediği genel bakış açısını çok iyi yansıttığını belirten Hugent İK Satış Direktörü Çağlan Ünal Üzümcü, farklı ofis düzenleriyle ilgili şu açıklamaları yapıyor: “Örneğin açık ofis sistemi olan bir işyerinde masaların arasında separatör olması, çalışanların birbirleriyle iletişimlerinin kısıtlı olmasının istendiği anlamına geliyor. Bu, şirketin bireysel hedeflerin çok önemli olduğu ve yoğun rekabetin yaşandığı bir yer olmasından kaynaklanabilir veya yoğun konsantrasyon gerektiren ve çalışanların dikkatlerinin dağılmaması için yapılan bir olumlu düzenleme de

54

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013


olabilir. Veya ortak çalışma alanlarının fazla olduğu, birçok toplantı odası düzenlenmiş, çalışanlara gruplar halinde çalışabilecekleri alanlar ayrılmış bir ofis ortamı, bireysel başarıdan çok grup hedeflerini önemseyen bir şirketin bakış açısını yansıtabiliyor.” UYGUN ÇALIŞMA ORTAMI Her şirketin ihtiyaca uygun çalışma ortamı geliştirdiğini söyleyen Hugent İK Satış Direktörü Çağlan Ünal Üzümcü, çalışma ortamlarıyla ilgili şu örnekleri paylaşıyor: “Üretim yapan şirketlerde ya da bünyesinde depo, taşıma alanı vb. bulunduran yerlerde genellikle ana alan üretim ya da depo alanı olarak planlanıyor. Geriye kalan alanlar personelin çalışabileceği şekilde tasarlanıyor. Bu da o işletmede önceliğin nerede olduğunu çok net anlatıyor. Diğer bir ofis ortamında ise çoğunlukta çalışanın temel ihtiyaçlarının karşılandığı ama fazlasını da sunmayı amaçlamayan, masa, sandalye ve bilgisayarlardan oluşan bir çalışma ortamı. Yeni nesil ofis sisteminde ise firmanın isteğine ve bakış açısına göre şekillenebilen bir düzen oluşturulabiliyor. Açık ofis sistemi ve kapalı odalar ihtiyaca göre dağıtılıyor. Ortak kullanım, dinlenme ve hobi alanları oluşturulabiliyor.” MOLA VE DİNLENME ALANLARININ DİZAYNI Mola ve dinlenme alanları, çalışanın ara verdiği kısa anlarda rahatlamasını, farklı bir ortamda nefes almasını, diğer çalışanlarla sosyalleşebilmesini ve işine geri döndüğünde çok daha enerjik ve konsantre olarak çalışmasını sağlıyor. Hugent, artık birçok şirkette masa ve sandalyelerin olduğu ya da Amerikan mutfak tarzı açık mutfakların olduğunu belirtirken; hobi alanlarının da televizyon, gazete, dergi, çay-kahve makinelerinin olduğu dinlenme alanlarıyla düzenlenmiş olduğunu dile getiriyor. Hugent İK Satış Direktörü Çağlan Ünal Üzümcü, konuyla ilgili şu açıklamaları yapıyor: “Yaratıcılık ve verimlilik konusuna en çok değer veren ve ofislerini buna göre düzenleyen Google, Facebook gibi şirketlerin ofislerine baktığımızda ilk dikkatimizi çeken şey esneklik. Ofiste belirli bir tarz yok, herkesin kendine uygun bulabileceği tarzlar bir arada. Oturarak çalışmak isteyenler için masa ve sandalye, ayakta çalışmak isteyenler için yüksek masalar var. Oyun alanları, gece kendini daha üretken hissedenler için kanepeler, fiziksel aktivite ve spor alanları gibi detayları görmek mümkün. Bu kadar olmasa da yine esnek alternatifler yaratıcılık gerektiren işlerde faydalı olabilir.”


PANORAMA

İplikle hayallerinizi tasarlayın lanan ve üretilen ürün ve aksesuarları bu kategori içinde yer alıyor. “Serbest Tasarımlar” kategorisine ise İplikle yapılan Kavramsal Ürünler başvuruda bulunabiliyor. Bu kategoride de İplikle yapılan, üretim yöntemi çevreye duyarlı veya yeni bir kullanım amacı içeren, yenilikçi her türlü ürün yer alıyor. Bu sene yarışmanın değerlendirme ölçütleri de bu kategoriler ve tasarım ölçütleri çerçevesinde tekrar düzenlendi. DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ YENİLENDİ İplik ile yapılmış her türlü tasarımın katılabileceği “Fikir Yumağı Tasarım Yarışması”nın değerlendirme ölçütleri şöyle; Tasarımların, iplik kullanımında yaratıcı bakış açısına katkıda bulunması ve yenilik kazandırması, İpliğe farklı kullanım alanlarının bulunması, Alışılmışın dışındaki tasarım yaklaşımları ile kullanıcı ve ürün arasındaki bağı derinleştiren, sembolik anlatımları güçlü ifadelerin, ipliğe iyi ve doğru bir şekilde aktarılabilmesi, Biçim-işlev-anlam bütünlüğü içermesi.

El örgü sektörünün öncü firması Kartopu, Fikir Yumağı maratonuna başlıyor. Bu sene 3’üncüsü düzenlenecek olan “Fikir Yumağı Tasarım Yarışması” her sene olduğu gibi bu sene de yenilikleri ile örgü severlere farklı dünyaların kapısını aralayacak. “Fikir Yumağı Tasarım Yarışması” bu sene iki ayrı kategoride kurgulanıyor. Gelen tasarımların çeşitliliği ve farklı yapılarda olması sebebi ile yarışma komitesinin bu sene iki ayrı kategoride değerlendirmeye alacağı tasarımlar hayatın pek çok alanında, pek çok ürün için de ilham kaynağı olacak. Bu sene “ Hayatın içinden tasarımlar” ve “Serbest tasarımlar” olarak iki ayrı kategoride kurgulanan “Fikir Yumağı Tasarım Yarışması”; “Hayatın İçinden Tasarımlar” ile İplikle Yapılan Hayatın İçinden Ürünler, Fonksiyonel Tasarımları kapsıyor. Her türlü kişisel, ev, ofis, bahçe vs ortamı için tasar-

56

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

TÜRKİYE’NİN SANATÇILARI, TÜRKİYE’NİN ÇOCUKLARI İÇİN ÖRECEK 3’üncü Fikir Yumağı Yarışması’nda yepyeni bir bölüm de yer alıyor. TC Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri “Koruyucu Aile” programına destek olacak bu yeni bölümde; Türkiye’nin Sanatçılarından Türkiye’nin çocuklarına katkı sağlamak için iplikle kendi projelerini tasarlamaları isteniyor. Bu bölümde tasarlanan projeler web ortamında düzenlenecek açık artırma ile satılarak geliri “Koruyucu Aile” programına bağışlanacak. Fikir Yumağı’nın üçüncü senesinde açtıkları bu yeni bölüm için bu ülkenin çocuklarına destek olmak istediklerini söyleyen Kartopu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kartopu Genel Müdürü Kemal Karabel, 3’üncü Fikir Yumağı Tasarım Yarışması’nın var olan şekline bu sene sanat dünyasının tanınmış simalarını da içine alacak yepyeni bir bölümün eklendiğini açıkladı. Karabel “Yeni bölüm yarışmaya farklı renkler katacak. Bu bölümde desteğe ihtiyacı olan çocuklarımız için ünlülerimiz örecek. Sanat Dünyamızın farklı yüzlerinin öreceği eserler, internet ortamında düzenlenecek bir müzayede ile satışa sunularak, sağlanan gelir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri fonuna aktarılacak” dedi. Karabel ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çocuk Hizmetleri’nin “Koruyucu Aile” çalışmalarının tanıtımına da destek verdiklerini belirterek yeni dönemde üretilen Kartopu Yumakları’nın üzerinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çocuk Hizmetleri Müdürlüğü’nün Koruyucu Aile Logosu’nun da bulunacağını vurguladı.



PANORAMA

2015 İlkbahar / Yaz trendleri Cotton Council International ve Cotton Incorporated, gelenekselleşen gelecek sezon trendlerini Türk tekstil ve hazır giyim sektörüne tanıttı. Wyndham İstanbul Petek Otel’de 31 Ekim 2013 tarihinde gerçekleşen sunumda Türk tekstil, hazır giyim ve tasarım sektöründen 100’ü aşkın katılımcı, İlkbahar / Yaz 2015 sezonunun kumaş, renk ve siluet trendlerini yakından görme fırsatı elde etti.

58

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

Laboratuvar: Renkler: Yumuşak, rahatlatıcı ve hafifçe endüstriyel bu palet modern hissini korurken geniş bir çekime sahip. Optik beyaz lila, masum pembe ve baby blue renklerinin ideal fonunu oluşturuyor. Tozlu pastel tonlar transparan beyaz, off white ve bej ile eşleşince bir anda bambaşka bir hale dönüşüyor. Genel etki çağdaş olmakla birlikte renk hikayesi hatları or-


PANORAMA

buna rağmen güçlü ve anlamlı bir görünüş sergilemekte. Abartılı kadife çiçeği, itfaiye kırmızısı, ultra yeşil ve dopdolu misket renklerinin beyanı olan bu paletin varlığını içimize çekmek için duraksıyoruz. Meydan okuyan ve duygu yüklü bu grafik renk paleti herşeye kafa tutarken göreni adrenalin patlaması ile sarsmakta. Trendler: Katıksız aşk, duygu ve en önemlisi empatinin gücünü simgeleyen temsili bir hikaye. Dijital çağımızın yan ürünü olarak geleneksel duygulara duyarsızlaştırılmış bizler, bizi tutsak eden tasarım, ürün, tecrübe veya mimariye hasret içindeyiz. Saf duyguları ifade etme ve alma ideolojisine bağlı kalarak bizler, toplumumuzla, işimizle ve en önemlisi kendimizle muşterek paylaşılan bağlar oluşturuyoruz. Disiplin: Renkler: Kolay anlayan gözler için sağlam duran bir renk paleti. Biraz donuk ve tozlu olan bu tonlar hiçbir çaba harcamadan daha canlı renkleri zenginleştirip desen ve baskı motiflerinde sanatsal bir şekilde kullanılabilir. Siyah ve şarap rengi bu paletin çapası olurken grileşmiş lila ve buğulu yeşil kadınsı dokunuşu ifade ediyor. Hikayenin iskeletini ise güvenilir fakat seçkin duran yumuşak badem ve metal gri renkleri oluşturuyor; bu latif tonlar basit bir ifadeyle bütün pazarlarda işe yarıyor. Trendler: Değişen dünyada sezgisel felsefeye karşıt olarak değerlendirilebilecek alanda biz ilginin yeni kesitlerinde disiplin fikrini buluyoruz. Proses dahilinde marifetin doğal patlamaları ve çılgın yenilikçi aklın yeri olsa da biz kendine hakimiyet fikrini ve ne anlama geldiğini tekrar ele alıyoruz. Sanatçı veya tasarımcı olarak uçlarda yaşamak ürün veya tecrübeyi zenginleştirebilir de hiçbirşey katmayabilir de; katı kurallar koyarak muhtemelen bizler daha fazla sonuç alıyoruz. Elastik: Renkler: Bukalemun benzeri ozelliklere sahip renkler gurubu sürekli değişen kentsel çevremize uyum sağlıyor. Aqua maviler hayat dolu mırıldanırken asfalt siyahı onların el değmemiş varlığına mükemmel

taya koyarken diğer yandan da hoş bir karşılamaya da sahip. Trendler: Transparan, sanat ve tasarımı hatırlatan yaklaşım apaçık ideali gösterirken bakanı elle tutulur nezaket ve hassasiyetle bağlıyor. Abartısız fakat duygusal ambalaj, motif ve görsel estetikle ürünlere, tasarımlara ve mimariye otantiklik katıp tüketicinin güvenini kazanıyor. Laboratuvar, bütünlük ve güveni koruyan odaklanmış bir trend olup yüzeysel beceri katmanları arasında ayıklama yaparken böylesine oldukça ihtiyaç duyulmaktadır. Empati: Renkler: Baştan aşağı titreşimlerle dolu Empati bir an için duraksamayan yoğun renklerle dolu ancak

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

59


PANORAMA

çerçeveyi çiziyor. Çiçeksi tonlar paleti vahşi çiçek motiflerinde güzelliştiriyor ve optik beyaz da enerjik fakat süslü olmayan tonlardan oluşan bu gür palete tuval oluyor. Trendler: Perakende ve tasarım çevrelerinin devamlı değişimine uyum sağlamak için sürekli değişen Elastik, tüketiciyi bağlama ihtiyacına hitap ediyor. Mimar ve tasarımcılar giderek kalabalıklaşan şehir ve kentlerimizden azami ölçüde faydalanırken “Devamlı değişim, hareket” kavramı fonksiyonellik ile el ele ilerlemekte. Alan veya tasarımları yeni amaçlara göre düzenleme tüketicinin esasen ihtiyaçlarını gideren tecrübe arzusuna hevesle cazip gelmekte. Bu, aynı zamanda tabanlarına kulak veren marka ve tasarımcılara itibar kazandırmakta. Mükemmel Şimdi: Renkler: Avangart tonlarla belirgin kişiliği zarifçe bir araya getiren klasik tonların meraklı koleksiyonu. Geleneksel deniz mavisi, zeytin yeşili ve siyah, tropikal yeşil ve yumuşak leylak renginin modern ve sanatsal çıkışına zemin hazırlıyor. Palet, koyulaşan eflatun rengi ile hoş bir kıvrım kazanırken tereyağı sarısı bir yandan çatışırken aynı zamanda hikayeye ilginç bir ruhsal derinlik hissi veren yenilikçi dokunuş olmakta. Trendler: Zaman lükste doruk nokta olarak değerlendirilirken biz neden şimdiki anda yaşayamıyoruz. Gerçek zaman ve hayal edilen zaman ne? Biz şu anda en mut-

60

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

luyken, neden sürekli geçmişin veya belirsiz geleceğin üzerinde duruyoruz? Şu an burada olan sanat, müzik, moda ve edebiyata değer verdikçe zamanı “Mükemmel Şimdiki Zaman” olarak yeniden tanımlıyor ister bir an veya birkaç hafta sürsün; son kullanım tarihi olan nesne veya tecrübeleri takdir etmeyi öğreniyoruz. İLKBAHAR / YAZ 2015 KUMAŞ NOTLARI Laboratuvar: 1.Zarif trikolar yeni tüvid görüntüsünü bayan giyime taşıyor 2.Pamuk gömlekliklerde çok renkli, durgun ve benekli baskılar 3.Şardonlu pamuk kumaşlara yapılan şeffaf kaplama rahat giyime soğukluk getiriyor. Empati: 1.Pamuklu örgülerde kat kat melanj iplikler 2.Pamuklu şambre’de 3-boyutlu görüntü için kırışıklar ve elle boyama 3.İnce fitilli kadifelerde akmış ikat baskılar. Disiplin: 1.Floklu filigran desenler pamuk denimde dokuyu zenginleştiriyor 2.Sert geometrik desenler pamuklu jakarları modernize ediyor 3.Dar pliseler yumuşak pamuk vuallere yapısallık katıyor. Elastik: 1.Siyah ve beyaz desenler ince pamuklu çift kat kumaşlarda bir önde bir arkada görünüyor 2.Denimdeki kumaş bloklamada az belirgin kontrast 3.Yapılandırılmış çizgilerde bariz desen sızıntıları. Mükemmel Şimdi: 1.Mermer benzeri baskılar bükülmüş boyut hissi veriyor 2.Erkeksi açık yapılar pamuk dantele alternatif oluşturuyor 3.Pamuklu örgülerde transparan çizgiler ve batik boyama desenleri bir araya geliyor



PANORAMA

İpekiş yeni kolleksiyonu “Doğa”yı tanıttı Versace, Armani, Vakko gibi dünya moda devlerinin tercihi İpekiş, 2014 İkbahar-Yaz ve 2015 SonbaharKış kumaş koleksiyonunu eylül ayında Paris ve Moskova PremièreVisionfuarlarının ardından İstanbul’da gerçekleştirdiği özel bir etkinlikte görücüye çıkardı. İki gün süren etkinlikte yurtiçindeki takım elbise üreticisi, ihracatçı ve perakendecilere koleksiyonlarını tanıttı. Dokumasından apresine ve desenlerine her aşamasında özel kumaşlardanoluşan İpekiş koleksiyonu dünya ölçeğinde yünlü kumaş sanayisinde şimdiye kadar üretilmiş en ileri tekniğe sahip kumaş-

62

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

lar segmentinde yer alıyor. İpekiş Genel Müdürü Aşkın Kandil ülkemizin yünlü kumaş üretiminde dünya üreticileriyle en üst segmentte yarıştığını ifade ediyor. Kaliteli ve yenilikçi ürünleriyle Première Vision fuarında fark oluşturan İpekiş, yılların birikimi ve Ar-Ge’siyle konfor sağlayan takım elbise üretimi için tasarlamış olduğu dört mevsim giyilebilen yünlü kumaş koleksiyonunudünya markalarına sundu. İpekiş koleksiyonları fuarda, dünyanın dört bir yanından müşterileriyle buluşarak Ukrayna, Japonya, Estonya pazarının güçlü markaları ile yeni işbirlikleri başlattı.


PANORAMA

RAKAMLARLA İPEKİŞ KOLEKSİYONU İpekiş Genel Müdürü Aşkın Kandil koleksiyonlarının natürel liflerden oluştuğunu ve bu kumaşlarla üretilmiş takım elbise ve ceketlerin şıklık ve konfor sağlayan farklı apreler içerdiğini söyleyerek koleksiyona dair rakamlar veriyor: “İpekiş’in 2014 İlkbahar-yaz koleksiyonu 4 ana temadan oluşuyor: %100 yün, wool-silk, wool-linen ve woolcotton. Yine Paris’te ve Moskova’da sunulan 2015 Sonbahar-Kış koleksiyonu 144 parçadan oluşuyor. Bu koleksiyonumuzda yine 2014’ün renkleri gözlemleniyor, renk paletinde 153 renk ve 310 desen var. Bunun yaklaşık yüzde 75’i takım elbiselik, diğer kısmıda ceketlik kumaşlardan oluşuyor.” “COOLWOOLCAMPAIGN” PROJESİNDEKİ 12 MARKADAN BİRİYİZ” İpekiş Genel Müdürü Aşkın Kandil özellikle kış koleksiyonlarında takım elbise ve pantolon-ceket grubunun öne çıktığını, Woolmark’ın dünya genelinde başlattığı “CoolwoolCampaign” projesi kapsamında bu grupta daha ince, üst düzey, lüks ve şıklığı sağlayan, metrekarede 180 gr’ı geçmeyen takım elbiselik yüzde yüz yün kumaş üreten 12 markadan biri olduklarını gururla ifade ediyor. “Woolmark üyesi olarak yünlü kumaş üretiminin hemen hemen tamamı yüzde yüz yün olup, Coolwool kumaşlar sınıfına girmektedir” şeklinde konuşuyor. 2014 YAZ KUMAŞLARINDA BEYAZ MAVİ VE KUM TONLARI HAKİM OLACAK Duygusallık ve masumiyetin korunduğu İpekiş 2014 İkbahar-Yaz koleksiyonunda beyaz anahtar renk konumunda. 2014’te özellikle özgürlük rengi olarak bilinen lacivert ve parlament, lacivert indigosu ve mavinin yoğun olduğu bir yaz yaşanacak. Kum renkleri de her sezon olduğu gibi soft renklerle birlikte yerini koruyacak. Kış koleksiyonunda yine iddialı renkler var. Desenlerde ve renklerde kombinasyolar ön planda. Her desen kendi kombi-

nasyonlarıyla ortaya çıkıyor. İpekiş Genel Müdürü Aşkın Kandil’e göreİpekiş’in koleksiyonunda başarılı olma nedenlerinden birinin de trend renkleri kullanıyor olmanın yanında onların her birini kombinasyon yaparak ortaya çıkartıyor olması. 5 ANA KONSEPT “Desenlerimizin her birinde sezon renkleriyle yan yana getirerek, görsel olarak destekleyerek kombinasyonlar yapıyoruz. Renklerdeyse pembenin ve yeşilin hakim olduğu bir koleksiyon. Yaprağın her tonu, yerdeki otun her rengi ve toprak kahvesi var. Bunlar konfeksiyoncularımızın da işini kolaylaştırıyor. 20142015’in ana teması mimari efektler. Şehir hayatındaki mimari yapının koleksiyonlarımızdaki kumaşlara da yansıması söz konusu. Geometrik, matematiğin çok öne çıktığı bir koleksiyon aslında. Bunu kareleri, çizgileri, mikrosuyla vurguluyoruz” diyerek İpekiş’in bu yönünün de çok güçlü olduğunu ifade eden İpekiş Genel Müdürü Aşkın Kandilİpekiş’in kumaşlarının, yurtiçinde Sarar, Bisse, Abdullah Kiğılı, Cacharel, Pierre Cardin, Kip, Ramsey, Vakko, gibi; yurtdışında ise başta Versace, Armani, RobertoCavalli, Moschino, Patrizia Pepe, Fendi, Dolce&Gabbana, Zadig et Voltaire ve ChristianDior gibi dünya devi moda markaları tarafından kullanıldığını ifade ediyor. “Müşteriye özel tasarım, butik üretim ve hızlı servis” iş modeliyle fark yaratan İpekiş, yılda ürettiği yaklaşık 2,5 milyon metre yünlü kumaşı dünyanın moda markalarına satıyor. 2008 yılında dünyanın kumaş üretiminin kalbi olarak bilinen, İtalya’nın Biella şehrinde pazarlama, araştırma ve satış şirketi olan IPEKIS ITALIA SPA’yı kuran İpekiş, bugün dünya yünlü kumaş üretiminin önemli markalarından biri olarak tasarım, üretim, pazarlama ve satış faaliyetlerini 88 yıldır aralıksız sürdürüyor. 2025 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk 100 yıllık sınaî markası unvanını kazanacak olan İpekiş 2025 yılına kadar yüzde yüz yün kumaş üretiminde dünya markası olmayı hedefliyor.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

63


PANORAMA

İhlas Vakfı’ndan Somali’ye çeşme Hayat şartlarının oldukça zor olduğu ve insanların yaşamlarını idame ettirebilmeleri için büyük çaba gösterdiği Somali’de İhlas Vakfı ve Türkiye’den bir hayırseverin katkılarıyla yaptırılan çeşmenin açılışı yapıldı. Somali’nin başkenti Mogadişu’da bulunan Şeyh Murad Camii’nin yanına açılan kuyu ve inşa edilen çeşme 24 saat boyunca hizmet verecek. Medrese talebeleri ve mahalle halkının katıldığı çeşmenin açılışı dualarla yapıldı. Çeşmenin açılışının ardından su almak için çeşme başında bulunan yerel halk katkılarından dolayı İhlas Vakfı’na ve hayırsever vatandaşa teşekkür ettiler. Somali’de yapımı gerçekleştirilen çeşmenin açılışı hakkında konuşan İhlas Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Mehmet Okyay, Somali’ye bir kalıcı eser daha bı-

64

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

rakılmasına vesile olduklarını için mutlu olduklarını söyledi. Hayırsever vatandaşımıza da şükranlarını sunan Okyay, diğer hayırseverlerin destekleriyle Somali’ye olan yardımların devam edeceğini müjdeledi. Somali’de yaşamın zorluğunu her fırsatta vurgulayan Okyay, İhlas Vakfı’nın yapmış olduğu hizmetlerin Türkiye’de ve Somali’de takdirle karşılandığını belirtti. Son olarak İhlas Vakfı heyetinin Somali Meclis Başkanı tarafından davet edilerek kendilerine teşekkür sunulmasına da değinen Okyay, “Meclis başkanının da belirttiği üzere Somali ile aramızda tarihi bir bağ bulunmakta. Bu bağı güçlü tutmak ve daha da güçlendirmek adına gerek vakıf gerekse hayırseverler olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.



KISA KISA

Colin’s yurtdışı mağaza atağını sürdürüyor Rahatlık ve şıklığı bir arada sunan geniş ürün yelpazesiyle öne çıkan COLIN’S yurtdışı mağazalaşma atağına devam ediyor. Almanya’da 3’üncü mağazasını Frankfurt Skyline’da açan COLIN’S, yılsonuna kadar mağaza sayısını 6’ya çıkarmayı hedefliyor. Rahatlık ve şıklığı bir arada sunan geniş ürün yelpazesiyle öne çıkan COLIN’S, Almanya’daki 3’üncü mağazasını Frankfurt’ta açtı. Almanya’da Eylül sonuna kadar bir mağaza daha açmayı hedefleyen COLIN’S, 2013 sonuna kadar 6 mağazaya ulaşacak. Frankfurt fuar merkezinde açılan ve 425 m2’lik bir alana sahip olan Frankfurt Skyline COLIN’S, Almanya marketindeki 3’üncü mağaza olarak hayata geçti. Açılışa özel indirimlerin de sunulduğu Frankfurt Skyline COLIN’S mağazasına Alman müşterilerin ilgisi göz doldurdu. Almanya operasyonuna hız kesmeden devam eden COLIN’S, Eylül ayı içerisinde 4’üncü mağazasını da Darmstatt Luisencenter’da açmaya hazırlanıyor. COLIN’S 2013 sonuna kadar Almanya’da 6 mağazaya ulaşmayı hedefliyor.

Samsonite ile rahat seyahat edin Samsonite, seyahat eden kişilerin mükemmel bir seyahat için ihtiyaç duydukları her şeyin yanlarında olmasını sağlamak amacıyla, değerli eşyalarını koruyacak hafif yapılı sağlam bavullardan oluşan Thallo TM koleksiyonu hazırladı. Seyahat eden kadın ve erkekler bu sene iş ya da eğlence için arkadaşları ve aileleriyle yollara düşecek, gökyüzüne tırmanacaklar. Samsonite’ınThallo TM koleksiyonunda renk ve detaylara büyük önem veriliyor. Bütün seyahat ihtiyaçlarına uygun olan göz alıcı yeni koleksiyonda şıklık ön planda tutuluyor. Thallo TM koleksiyonu, işlevsel ve stil sahibi bavul arayanlara moda ve cazibeyi harmanlayarakseçkin bir çözüm sunuyor. Siyah, kül ve koyu lacivert renkleri bulunan Thallo serisi şıklığına düşkün kadın ve erkeklere hitap ediyor. Serinin bütünü; küçük ölçekli seyahat ürünlerine ve hafif çantalara odaklanıyor. İyi düşünülmüş çift bölmeli dönebilen bavullar eşyalarınızı kolay ve buruşturmadan yerleştirme ve boşaltma imkanı sağlarken, kısa tatillerin her anından zevk almanıza olanak veriyor.

66

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013



KISA KISA

King Paolo ile rahat Sonbahar Sonbaharın gelişi tüm kombinlerde etkisini gösteriyor. Kadınların vazgeçilmez tutkusu ayakkabılar da mevsim değişiminden etkileniyor. Sandalet ve açık ayakkabılardan, babetlere geçiş yapılan bu dönemde King Paolo klimalı ayakkabıları sonbahar-kış koleksiyonunu gözler önüne seriyor. Kahve ve siyah renklerin baskın olarak kullanıldığı koleksiyonda, ayakkabılardaki klima sistemiyle de ayaklar rahat ediyor. Yazlıklar yerini uzun kollulara ve pantolonlara, sandaletler ise babetlere bırakmaya başlıyor. Sonbaharın etkisini iyice hissetirmeye başlamasıyla kombinlerini yenilemeye başlayan kadınlar, vazgeçilmez tutkuları ayakkabılarında da değişime gidiyor. Hem tarzı hem de rahatlığı ile beğeni toplayan King Paolo klimalı ayakkabıları yeni sezonda da adından söz ettiriyor. Kadınların şıklığı kadar rahatını da düşünen King Paolo, farklı renk ve modeldeki ayakkabıları ile beğeni topluyor. Klima teknolojisi ile ayaklarda hava sirkülasyonu sağlayan King Paolo ayakkabılar, kadınların en şık kıyafetlerinin tamamlayıcısı oluyor.

Kiğılı erkekleri Sonbahar’da da şık Erkek giyimin öncü markası Kiğılı,bu sezon yılın moda rengi mürekkep mavisi kullanılarak tasarlanan gömlekleriyle trendi yakalamak isteyen erkeklere sesleniyor. Kiğılı gömleklere ise spor şık modelleriyle özel olarak tasarlanan Kiğılı yelekleri eşlik ediyor. Kiğılı’nın yepyeni koleksiyonu kendi stilini oluşturarak sonbaharda canlı hissetmek isteyen erkekler için tasarlandı. Renklerin ışıltısının ton ton daha yoğun vurgulandığı koleksiyonda, gömleklerde doubleface yüzeylerön planda. Kumaşlarda kullanılan koyu renk maviler ise bu sezondaki denimin önemini vurguluyor. Koyu mavi tonlarının ağırlıkta olduğu ürünlerde indigo spor parçalar kullanıldı. Mürekkep mavisi gömleklere daha şık bir hava verirken ‘oduncu gömlek’ stili de spor kombinlerde gözlemlenmekte.

68

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013



KISA KISA

Babetli harikalar diyarı Zarafet sembolü babetler, Matraş mağazalarını bu sezon da kadınlar için “Harikalar Diyarına” dönüştürüyor. Farklı giyim stillerinin tamamlayıcısı Matraş babetlerin her biri, kristal, metal, boncuk gibi şık detayları ve dikkat çekici renkleriyle “harika” sıfatını hak ediyor. İster gün boyu rahat olmak, ister “topuklu anlara dek” eşlik etmek üzere kullanılsın, babetler çoktan kadın gardırobunun vazgeçilmezlerinden biri olmuş durumda. Deride kalite ve ustalığın imzası olan Matraş, yaz sezonunda bu vazgeçilmezlerden harikalar yaratıyor. Farklı giyim stillerinin tamamlayıcısı bu Matraş babetlerin her biri, kristal, metal, boncuk gibi şık detayları ve dikkat çekici renkleriyle yazın en hareketli anlarında yanınızda olmaya hazır.

Şık ve çarpıcı Batik kadını yeni sezona hazır Kadın hazır giyimin öncü markası Batik’in 20132014 Sonbahar Kış koleksiyonu farklı tarzlardaki temalarıyla her zevke uygun zengin tasarımlardan oluşuyor. Bu sezona damgasını vuracak olan “Grinin 50 Tonu”, “Spor Delüks” ve “Flörtöz 50’ler” temaları oldukça iddialı… Leoparlı üstler, birbirinden farklı ve çeşitli trikolar, minik hırkalar, kalem etekler, şapkalar ve aksesuarlar ise Batik kadınının yeni sezon alışveriş listesini süslüyor. Sofistike tarz ile vitrinlerini süsleyen Batik, yeni sezonda da kadınların bir yandan şık diğer yandan rahat bir tarzı benimsemesini sağlıyor. Rahat ve bol kesim gömlekler, nakışlı taş işlemeli t-shirt’ler, saç örgülü kazak ve hırkalar, sezonun trend teknikleriyle yapılan baskı uygulamalarının kullanıldığı kalem etekler ve pantolonlar markanın olmazsa olmazları arasında… Ayrıca maskülen panelli ceketler, elbiseler, kapitone çantalar, taytlar ve deri etekler de 2013-2014 sonbahar kış sezonunun vazgeçilmezleri arasında bulunuyor.

70

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013



KISA KISA

Jakamen’den “London kesim ceketler” Jakamen yenilikçi koleksiyonuyla stil sahibi erkekleri giydirmeye devam ediyor. Cazip fiyat seçenekleri ve geniş ürün yelpazesiyle eşsiz bir kreasyon sunuyor. Şık, rahat, dinamik görünüm sunan koleksiyonda en dikkat çeken ürünlerin başında ise giyildiğinde ağırlık yapmayan, bunaltmayan ceketler geliyor. Jakamen Sonbahar/Kış 2013-2014 sezonu için astarsız, rahat ve vücudu saran ceketler hazırladı. Kalıp olarak klasik fit ve slim fit olmak üzere iki tip kullanılırken bu sezonki kreasyonda London kesim ceketler de dikkat çekiyor. Daha kısa, daha feminen ve daha trend olan bu ceketler stil sahibi erkekler tarafından büyük ilgi görüyor.

DKNY JEANS’ten kısa montlar Sonbahar- Kış temasını ‘Modern Lüks’ olarak açıklayan DKNY JEANS, şık detaylarla farklılaştırdığı kısa mont ve trençkotları şık ve iddialı görünmek isteyen stil sahibi kadın ve erkeğin beğenisine sunuyor. Yeni sezon koleksiyonuna dakikadan dakikaya gelişen manzarasıyla sürekli değişen bir şehir olan New York’un ilham verdiği DKNY JEANS, geçtiğimiz yıla da damgasını vuran kısa mont ve trençkotları yeniden yorumluyor. Kemer ve fermuar detaylarının büyük bir titizlikle ele alındığı kısa mont ve trençkotlarda koyu renkler öne çıkıyor.

72

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013


KISA KISA

Pierre Cardin’den asi şıklık Pierre Cardin hiçbir zaman modası geçmeyen ve adeta tutku haline gelen deri ceketlere kazandırdığı farklı detaylarla erkeklerin tarzına uygun seçimler sunuyor. Kalite ve şıklığı moda ile buluşturan Pierre Cardin, gündüzden geceye rahatlıkla kombinlenebilen deri ceketleriyle sezonun vazgeçilmezi oluyor. Pierre Cardin, rahat kesimli, önden düğmeli ve fermuarlı detaylarla her erkek vücuduna uygun deri ceket modelleri sunuyor. Bej, kahverengi gibi toprak tonlarından oluşan deri ceketler, erkeklerin özgür duruşunu temsil ediyor. Deri ceketler, chino pantolon, jean, kadife pantolon ve ekose gömlek gibi casual şıklığın yanı sıra takım elbiseler ile kombinlendiğinde davet şıklığınızı da tamamlıyor.

Tarzını seç Scooter, 2014 Kış Koleksiyonunda rahatlığın ve konforun ön planda tutulduğu modellerle dopdolu. 2014 Sonbahar-Kış Koleksiyonunda, sezon trendlerine paralel çarpıcı dizaynlarıyla da göz dolduruyor. Sonbaharın ilk günlerinde tercih edebileceğiniz birbirinden şık ve spor modeller oldukça etkileyici. Koleksiyonda yer alan tüm ürün gruplarında rahatlığı, sağlamlığı ve nefes alabilme özelliğini barındıran Scooter, yeni sezonda da her yaşa hitap ediyor. Klasik, nubuk ve crazy deri olarak tercih edebileceğiniz watertight botların, her yaş ve her kesime hitap eden çeşitleri bulunuyor.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

73




SARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TAS

Didem Durmuş 8 EKIM 1990 yılında İstanbul’da doğdu. BOĞAZİÇİ, ACARLAR VE DOĞA KOLEJİNDE eğitimlerini tamamladı. 2009 yılında FIT-ITU Sunny Programını kazandı ve 2009’dan beri eğitimini sürdürmekte.

NITE REFLECTION OF INFINITE REFLECTION OF INFINIT E


ASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TA

İTÜ FASHION SHOW’2013

“...in an infinite universe, anything that could be imagined might somewhere exist.”

E REFLECTION OF INFINITE REFLECTION OF INFINITE R


SARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TAS

Ece Ç. Çağdaş 13 Ağustos 1992 yılında Eskişehir’de doğdu. İlk ve ortaöğretimimi Kültür Koleji’nde liseyi Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nde tamamladı. ITU/ FIT çift diploma programında 1.sınıf öğrencisi. Sektör deneyimleri: 2010 yılında Dkaprol markasında tasarım asistanlığı yaptı. İtü Spor Kulübü’nde lisanslı sporcusu olduğu Curling takımının spor kıyafetlerini, forma ve logo tasarımlarını hazırladı. Konfeksiyon Teknik’te 2 yıldır, Fashion ve Tasarım Gazetesi’nde 2013’ten itibaren trend etkileşimleri üzerine yazılar hazırlamaktadır. İlgi alanı desen tasarımı ve moda tarihidir.

of Rain Reflection of a Ethnic Drop of Rain Reflection of a


ASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TASARIM TA

İTÜ FASHION SHOW’2013

Düşen bir yağmur damlası; lensi kaliteli bir fotoğraf makinasına benzer o an arkasında ne varsa damlanın içinde onun yansımasını görürüz. Etnik yapı dokumayla özdeşir ve yağmur damlası bu sefer onu fotoğraf karesi gibi içine alıp resmeder. Birçok kültürün dönem dönem sahiplendiği dokumacılık, etnik yapıta sarımlarımın çıkış noktasıdır. Çevreci modayı destekleyen kreasyonumda, niceliğin ötesinde insanla dost nitelikler ekledim. İnsan doğasıyla uyumlu, çevreci kumaşlar kullandım. Kendi oluşturduğum kilim deseninin vektör raporundan sonra, üretim aşamasında ink baskı tekniğini kullandım. Ayakkabıların tamamı el yapımı, organiktir. ’Modada yeni yoktur iyi olan kendi gölgesini korur ve onun içerisinde sonsuzca şekillenir.

a Ethnic Drop of Rain Reflection of a Ethnic Drop of Rain


MAKALE

Türk nakış sanayinin sorunlarının belirlenmesi Determination of Turkish embroidery industry problems Araş. Gör. Dr. Tuba Bahar Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi Beşevler/Ankara Prof. Dr. Nuran Kayabaşı Ankara Üniversitesi, Ev Ekonomisi Yüksekokulu Dışkapı/Ankara

80

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

ÖZET Bu çalışmada Türk nakış sanayinin sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma Ankara, Bursa, Denizli, İstanbul ve İzmir illeri ticaret odalarına kayıtlı 56 nakış işletmesinde yürütülmüştür. Araştırma sonucunda, nakış sanayinin tasarımda iyi düzeye ulaşma, üretim alanını oluşturma, geleneksel Türk motiflerini ve Türk nakışlarını tanıtma, yeni yatırım alanları geliştirme, markalaşma, pazarlama, yurtdışı piyasalarına açılma ve yurtdışı nakış sanayi ile rekabet edebilme gibi sorunları olduğu tespit edilmiştir. Nakış sanayinin, kurumsallaşmada, makine kirliliğinin olmasında, piyasadan ve okuldan eğitilmiş işgücü temininde, eğitim kurumları ile işbirliğinde ve teknolojiyi takipte yaşadığı sorunlar yanında, enerji ve işçilik giderleri, fiyat oluşturma, haksız ve gereksiz rekabet ile vergilendirilme sorunları olduğu da belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Bilgisayar destekli nakış, sanayi nakışı, nakış sanayinin sorunları ABSTRACT In this study, the problems of Turkish embroidery industry have tried to be determined. Research was carried out in 56 embroidery enterprises registered in Ankara, Bursa, Denizli, İstanbul and İzmir provinces chambers of commerce. As a result of research, it has been found that problems exist in reaching good design levels in embroidery industry, creating production area, advertising traditional Turkish motifs and Turkish embroidery, developing new investment areas, branding, marketing, opening to foreign markets, competing in the foreign embroidery industry, etc. It has been determined that embroidery industry has also problems in institutionalization, machinery pollution, finding educated labor force from market and school, cooperation with educational institutions, pursuing technology in addition to the issues experienced in energy and labor costs, price formation, unfair competition and taxing. Keywords: Computer-aided embroidery, industrial embroidery, problems of embroidery industry 1. GİRİŞ İşleme, değişik lifler kullanılarak üretilmiş dokumaların, keçe ve deri yüzeylerinin üzerine; ipek, yün, keten, pamuk, metal gibi iplikler kullanılarak yapılan süslemeler olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 4500 yıllık bir geçmişe sahip olan işleme sanatı, toplumların yaşantılarından etkilenmiş, teknolojinin ve sanayinin gelişmesine paralel değişiklikler göstermiştir. Sanayi devrimindeki gelişmeler dizisi, toplumların sosyal, ekonomik, siyasal yapılarına etkilerde bulunmuştur. Ayrıca bu gelişmelere paralel olarak da el emeğini olumsuz,


MAKALE

fabrikasyon üretim süreçlerini de olumlu olarak etkilemiştir. Yüzyıllardır el sanatları kapsamında üretilen ürünler de sanayi devrimiyle birlikte endüstriyel ürünler olarak üretilmiştir. Teknolojinin gelişimiyle el işlemeleri, nakış makinelerinde üretilmiş, geniş bir kullanım ve uygulama alanı bulmuştur. El nakışının makinede uygulanması, 18. yüzyılda ilk dikiş makinesinin icat edilmesi, 19. yy.’da Isaac M. Singer’ın bütün eski kollu dikiş makinelerini birleştirerek ilk kollu dikiş makinesini yapması, 1852 yılından sonra elektrikle çalışan makineler üretilmesi gibi aşamaları kaydetmiştir. Fransız mekanik mühendisi Jaquard’ın (18301920) yaptığı mekanik makineler ise makine nakışını otomasyon noktasına getirmiştir. Klasik nakış tekniklerinin bu makinelerde uygulanmaya başlanmasıyla nakış sanayinin temelleri oluşturulmuştur. 1960’lı yılların elektronik devrimi ile daha hızlı ve kaliteli iş çıkaran makinelerin yapımına imkân tanımış, 1980’li yıllardaki bilgisayar devrimi ile de makinelerin hafıza kapasitesi, nakış vektör yetenekleri ile diğer teknolojik özellikleri geliştirilmiştir (1). 1960’lı yıllarda yarı otomatik makineler ve 1980’li yıllarda tam otomatik makinelerin kullanılmasıyla sanayi nakışı kavramı ortaya çıkmıştır. Böylece işleme endüstriyel sanatların içinde yeni bir kimlik kazanma sürecine girmiştir. Günümüzde ise nakış, klasik makinelerin yanında, bilgisayarlaşma çağının imkânlarından yararlanılarak, tam otomatik makinelerde bilgisayarlı nakış programları vasıtasıyla yürütülmektedir. Moda akımlarıyla toplumların sosyo-kültürel özelliklerini hem değiştiren hem de bu değişimlerden bizzat etkilenen tekstil endüstrisinin yeni arayışlara girmesi ve sektörün nakışlar üzerindeki yönlendirici etkisinin artması makine nakışlarına yeni bir alan açmıştır. Tekstil firmalarının, pazar paylarını genişletmek ve ürünlerini pazarda daha cazip hale getirebilmek için nakışlardan yararlanmak istemeleriyle, tekstil endüstrisi ürünlerinde nakışlara ağırlık verilmiş ve böylelikle fason nakış hizmeti veren atölyeler önemli bir sektörel unsur durumuna gelmiştir. Günümüzde işlemeli tekstil ürünlerinde, talebin artmasına paralel olarak bir artış görülmektedir. Özellikle triko, dokuma, ayakkabı, çanta gibi tamamlayıcı giyim aksesuarları satan işletmeler, rakiplerinin önüne geçebilmek, daha yüksek satış rakam ve fiyatlarına ulaşmak için, ürünlerini çeşitli desenlerle süslemektedirler. Süslemelerde pul, boncuk, payet, kordon, sim işi, suzeni, sarma, Çin iğnesi, dikiş teknikleri gibi teknikler kullanılmaktadır. Teknolojik gelişmeler değişik işleme tekniklerinin verimli şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Özellikle elde kullanılan makinelerin yerini elektronik makinelerin alması, desen çizimlerinde bilgisayardan yararlanılması, bir makine-

de 15’e kadar iğne kullanılabilmesi, makinelerin işleme alanının genişlemesi gibi konular bu gelişmeler kapsamında sayılabilir. Nakış sanayi diğer sektör elemanlarının (konfeksiyon-ayakkabı-mefruşat) ara girdisi durumundadır ve bu durum kimi alt yapı sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Kurumsallaşma eksikliği kaçak işçi kullanımını ve kayıt dışı ekonomiyi beslemektedir. Buna bağlı olarak nitelikli iş gücü eksikliği, kaçak üretim, fiyat istikrarsızlığı gibi sorunlar, bir yandan işçilik maliyetlerini arttırmakta, diğer yandan üretimin sadece niceliğini değil kalitesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Tasarım ve motiflerde kendini tekrar eden işler yapılmakta, estetik değerden yoksun ürünler üretilmektedir. Bu çalışmanın amacı otomasyon nakışçılığı, sektördeki karar alıcı ve uygulayıcıları etkileyecek ve yönlendirecek konuma getirmeyi hedefleyen perspektifleri oluşturmaya yönelik sorunları tespit etmek ve ilgililere sunmaktır. 2. MATERYAL VE YÖNTEM Araştırma Ankara, Bursa, Denizli, İstanbul ve İzmir illerinde ticaret odalarına kayıtlı nakış işletmelerinde yürütülmüştür. Araştırma evrenini oluşturan 285 firmadan, basit tesadüfü örnekleme ile Ankara’dan 4, Bursa’dan 11, Denizli’den 14, İstanbul’dan 17, İzmir’den 10 işletme olmak üzere toplam 56 işletme belirlenmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen anket kullanılmıştır. Anket iki bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde işletmelerin yapısına yönelik sorular, ikinci bölümde 3’lü derecelendirmeye göre; (3) katılıyorum, (2) kısmen katılıyorum, (1) katılmıyorum şeklinde düzenlenen 25 sorun önermesi yer almıştır. İşletme yetkilileriyle yapılan bire bir görüşmeler ile anketler uygulanmış ve araştırma materyali toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS sürüm 16 kullanılmıştır. Anket formunun her iki bölümü ayrı ayrı değerlendirilmiş ve verilerin istatistiksel işleminde frekans ve yüzde dağılımları alınmıştır. 3.1.BULGULAR VE DEĞERLENDİRME Araştırma kapsamında anket uygulanan işletmelere ilişkin veriler değerlendirilmiş olup, işletmelerin niteliksel özelliklerini tanımlayıcı bilgiler ve işletmelerin sorunlarına ilişkin sonuçlar aşağıda belirtilmiştir. 3.1.1.Nakış İşletmelerinin Niteliksel Özelliklerine İlişkin Bulgular Nakış işletmelerinin illere göre dağılımında araştırmaya katılan 56 işletmenin % 30,4’ü İstanbul’da, % 25’i Denizli’de, % 19,6’sı Bursa’da, % 17,9’u İzmir’de, % 7,1’i Ankara’da faaliyet göstermektedir. Araştırma kapsamına giren işletmelerin büyük çoğunluğunun İstanbul’da olmasında, kentin nüfus yoğunluğunun ve sanayileşme düzeyinin etkili ol-

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

81


MAKALE

duğu düşünülmektedir. Yine işletmelerin büyük bir bölümünün Denizli’de olması tekstil endüstrisinin yörede gelişmiş olduğunun bir göstergesidir. İşletmelerin sektördeki çalışma süreleri incelendiğinde, işletmelerin % 26,8’i 20 yıl ve üstü, % 26,8’i 11–15 yıl, % 8,9’u 6–10 yıl aralıklarında çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu sonuçlara göre sektördeki işletmelerin çalışma sürelerinin ortalama 11 yıl ve üzeri değişen sayılarda olduğu görülmektedir. İşletmelerin üretim alanı incelendiğinde, yaklaşık yarısının (% 46,4) hazır giyim, % 26,8 ‘inin ev tekstili, % 19,6’sının hem ev tekstili hem de hazır giyim alanlarına yönelik çalıştıkları belirlenmiştir. İşletmelerin yaklaşık yarısının hazır giyim üretimine yönelik çalışması, konfeksiyon sanayinin nakışı yan sanayi olarak kullanmasıyla açıklanmaktadır. Çalışan sayıları açısından işletmelerin % 32,1’i 11–20, % 26,8’i 1–10, % 3,6’sı 61–70 kişilik çalışma kadrosuna sahiptirler. Çalışan sayılarının değişlik göstermesi, sektörde farklı profilde işletme yapılarının varlığına işaret etmektedir. Nakış işletmelerinde yönetici, desenci, makineci, elişçisi pozisyonlarında çalışanların eğitim durumları incelendiğinde, işletmelerde yönetici pozisyonunda çalışanların yarısının (% 50) ortaöğretim, % 41,1’inin yükseköğretim; desenci pozisyonunda çalışanların yarısından fazlasının (% 69,7) ortaöğretim mezunu olduğu görülmektedir. Makineci olarak çalışanların % 53,5’inin ilköğretim, % 44,6’sının ortaöğretim; elişçilerinin büyük çoğunluğunun % 87,5’inin ilköğretim mezunu olduğu anlaşılmaktadır. İşletme yöneticilerinin yarısı ortaöğretim, önemli bir çoğunluğu ise yükseköğretim mezunudur. Yasal bir zorunluluk olmamakla birlikte yönetici pozisyonunda çalışanların önemli bölümünün yükseköğretim mezunu olmaları, işin niteliğinin bireylerden bir takım yetkin özellikler talep etmesiyle açıklanmaktadır. Nakış sanayinin kurumsallaşamamasından kaynaklanan eksikliklerin, bireysel özelliklerle giderilmeye çalışıldığı düşünülmektedir. Desenci pozisyonunda çalışanların büyük çoğunluğunun ortaöğretim; makineci olarak çalışanların çoğunluğunun ilköğretim; elişçilerinin büyük çoğunluğunun ilköğretim düzeyinde eğitim aldıkları görülmektedir. Buna göre nakış sanayinin çoğunluğu ortaöğretim ve ilköğretim düzeyinde eğitime sahiptirler. Alanda istihdam edilenlerin eğitim durumuna ilişkin olarak belli bir mezuniyet düzeyinin yasalarca zorunlu kılınmamış olmasının yanı sıra, işverenlerin istihdam kriterlerinin diploma esasında değil tecrübe ve iş pratiklerine yatkınlık esasında olmasıyla açıklanmaktadır. İşletmelerin çoğunluğu (% 48,2) hem iç pazara hem de dış pazara yönelik üretim yapmaktadırlar. Kapasite kullanım oranları açısından işletmelerin % 16,1’i yüzde 100, % 16,1’i yüzde 80, % 10,7’si yüzde 60, % 14,3’ü

82

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

yüzde 70, % 1,8’i yüzde 10 kapasite ile çalışmaktadırlar. Kapasite kullanım oranlarında gözlenen farklılık, işletmelerin özellikle fiyat ve üretim kalitesi açısından değişken piyasa taleplerine uyum sağlayabilmesiyle açıklanmaktadır. İşletmelerinin % 53,6’sı 8 saat üzerinden üç vardiya, yaklaşık yarısı (% 44,6) 12 saat üzerinden iki vardiya sistemi ile çalışmaktadırlar. Nakış işletmelerinin büyük çoğunluğu (% 85,2) fason üretim yapmaktadırlar. Fason üretimin yaygınlığı, işletmelerin yaklaşık yarısının hazır giyim üretimine dönük çalıştığı ve tekstil sektörün nakışı yan sanayi olarak istihdam etmesi şeklinde açıklanmaktadır. İşletmelerin % 32,1’i hammadde giderlerinin toplam maliyetin % 20’sini, % 32,1’i işçilik giderlerinin toplam maliyetin % 50’sini oluşturduğu belirtmektedirler. Nakış sanayinde insan emeğinin yoğun olarak kullanılması nedeniyle, işçilik giderleri toplam maliyet içinde hammadde ve genel işletme giderlerinden daha fazla bir paya sahiptir. Nakış işletmelerinin % 71,4’ünün sektörel gelişmeleri takip etmektedirler. Sektörle ilgili değişimleri ve gelişmeleri takip etmek rekabet gücünün artırılmasında önemlidir. İşletmelerin çoğunluğunun sektördeki gelişmeleri üretime yansımak amacıyla takip etmeleri olumlu bir durumdur. Nakış işletmelerinin yaklaşık yarısı (% 44,8) accurate, % 35,7’si eos compucon desen tasarım programların kullanmaktadırlar. Türkiye pazarında accurete desen tasarım programının yaygın kullanımı, program yazılımının Türkçe olmasıyla ilişkilendirilebilir. İşletmelerin büyük bir kısmı (% 82,1) desenlerini, işletmenin desencisine hazırlatmaktadırlar. Bu sonuca göre sektör desen hazırlamada ağırlıkla kendi desencilerini kullanmaktadır. İşletmelerin % 51,8’i 1–5 arasında makineye, % 33,9’u 6–10 arasında makineye sahiptir. Dolayısıyla işletmelerin yarısının 1–5 arasında makineye sahip oldukları anlaşılmaktadır. Nakış işletmelerinin sahip oldukları bilgisayarlı nakış makinelerindeki kafa sayısının dağılımında büyük çoğunluk (% 39,3) 51–100 arasında, % 30,4 1–50 arasında, % 1,8 201–250 arasında, % 1,8 401–450 arasında kafa sayısına sahiptir. Nakış işletmelerinin sahip oldukları bilgisayarlı nakış makinesi markalarında büyük çoğunluk (% 32,1) Tajima, % 14,3 Barudan marka makineyi tercih etmişlerdir. Tajima marka makinenin yaygın kullanımında, Türkiye pazarına giren ilk makine olmasının ve işleme kalitesinin etkili olduğu düşünülmektedir (2). Nakış işletmelerinin % 23,2’si sadece işleme kalitesinin iyi olması nedeniyle, % 21,4’ü işleme kalitesinin iyi olması, teknik servis hizmetlerinin iyi olması, yedek parça bulmada kolaylık, kullanım kolaylığı gibi nedenlerle kullandıkları makineyi tercih etmişlerdir. Bu sonuca göre, makine tercihinde işleme kalitesinin önemli olduğu anlaşılmaktadır.



MAKALE

3.1.2. Nakış Sektörünün Sorunlarına İlişkin Bulgular Araştırma kapsamına alınan nakış işletmelerinin çoğunluğu ( % 66,1) nakış sanayinin tasarım gücünün yetersiz olduğunu düşünmektedirler. Nakış sanayindeki işletmeler çoğunlukla fason ağırlıklı üretim yapmaktadırlar. Dolayısıyla işletmeler tasarım konusunda belirleyici olmanın dışında müşterilerinin isteklerini uygulayan pratisyenler durumunda bulunmaktadırlar. Diğer yandan işletmelerin desen hazırlama bölümünde çalışan personelin çoğunluğu ortaöğretim seviyesinde eğitim almışlardır. Bu da personelin, tasarım ilke, yöntem ve süreçlerini kapsamlı bir eğitimle değil, piyasada gelişigüzel öğrenilmesinin, tasarım gücünün yetersiz olmasında etkili olduğunu ortaya koymaktadır. İşletmelerin çoğunluğu (% 69,6), alanın uygulamalarda geleneksel Türk motiflerine yeterince yer vermediğini düşünmektedirler. İşletmelerin çoğunlukla hazır giyim için üretim yapmaları, hazır giyimin motif tercihlerinde kültürel bir hedefin olmaması, seçimlerde arz-talep, moda gibi unsurların etkili ve belirleyici olması, ayrıca sanayinin desenlerini dış piyasanın belirlediği dış pazara yönelik üretim yapıyor olması, geleneksel Türk motiflerine yeterince yer verilmeyişinin gerekçeleri olarak gösterilmektedir. İşletmelerin büyük bölümü (% 78,6), Türk nakışlarının yeterince tanıtılmadığını belirtmektedirler. Üretim büyük oranda dış pazara fason olarak yapılmaktadır. Nakış sanayi işlemede müşterinin istediği desen ve teknikleri uygulayarak müşterinin taleplerini yerine getirmekte, onlardan bağımsız hareket edememektedir. Uygulamalarda Türk nakışlarının kullanılamaması, dış pazarlar için üretim yapmayı, dünya pazarlarında Türk nakışlarının tanıtılabileceği etkili bir yöntem olmaktan çıkarmaktadır. Nakış işletmelerinin çoğunluğunun (% 75) alanın piyasada yetişmiş kalifiye eleman sorununu kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Nakış sanayinin eğitim ortalaması ortaöğretim seviyesindedir. Nakış ile ilgili uygulamalar eğitim kurumunda değil, sektörde usta-çırak ilişki ağları çerçevesinde öğrenilmiştir. Diğer yandan çalışanlar nakışı kariyer mesleği olarak görmemekte, daha rahat çalışma koşulları ve yüksek ücreti olan bir iş bulduklarında bırakacakları geçici bir iş olarak değerlendirmektedirler. Formal eğitim süreçlerinden gelen eleman azlığı yanında, işe giriş çıkışlardaki bu hareketlilik kişilerin uzmanlaşmaya ihtiyaç duymamalarına neden olarak gösterilmektedir. Nakış işletmelerinin çoğunluğu (% 83,9) ilgili alanda okulda eğitilmiş işgücü sıkıntısı olduğuna dair görüşe katılım göstermişlerdir. Buna göre nakış sanayi, alanında formal eğitim almış işgücüne ihtiyaç duymaktadır. İşletmelerin büyük çoğunluğu (%71,4) alanın eğitim kurumları

84

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

ile işbirliği sağlayamadığını belirtmişlerdir. Bu sonuca göre nakış sanayi eğitim kurumları ile işbirliği sağlamada sıkıntı çekmektedir. Denizli Nakış Sanayicileri Derneği, 2003 yılında bir mobilya firmasıyla geliştirdikleri proje kapsamında kız meslek liselerinden yardım talebinde bulunduklarını, ancak ihtiyaç duydukları desteği göremediklerini belirtmiştir. Bununla birlikte son yıllarda sanayi nakışına olan talebin artması nedeniyle kız meslek liseleri programlarının bu doğrultuda yenilenmesi gereği doğmuştur. Okullar teçhizat ve donanım temininde sektörden gereken ilgiyi görmüşler, sektörün çoğu bağış niteliğinde olan yardımlarını edinmişlerdir. Sektör-eğitim kurumu işbirliğinin bir diğer yönünü stajlar oluşturmaktadır. Özellikle kız meslek liselerinde nakış eğitimi alan öğrenciler stajlarını nakış işlemelerinde yapmaktadırlar. Ancak işletme yöneticileri öğrencilerin sanayi nakışı alanında yetersiz olduğunu, okul-sanayi uygulamalarının paralel olmadığını, eğitim ile uygulamanın birbirini desteklemediğini belirtmişlerdir. Ayrıca işletmeler öğrencilerden işin talep ettiği ciddiyeti göremediklerini de ifade etmişlerdir (3). Nakış işletmelerinin büyük çoğunluğu (% 73,2) nakış sanayinin kendi üretim alanını oluşturma yetersizliğine katılım göstermişlerdir. Bu sonuçlardan işletmelerin büyük çoğunluğunun sektörün kendi üretim alanını oluşturmada sıkıntılı olduğu anlaşılmaktadır. Nakış işletmelerinin büyük çoğunluğunun fason hizmet vermektedirler. Fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak veya işlemlerden geçirilerek tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesi olarak tanımlanır (4). Fason hizmet, sürecin müşteri firmanın belirlediği işlemler doğrultusunda yürütülmesi olduğuna göre, işletmelerin kendi koleksiyonlarını oluşturma sorunu olağan kabul edilmektedir. İşletmelerin çoğunluğu (% 76,8) nakış sanayinin yeni yatırım alanları geliştirme sorunu olduğunu düşünmektedirler. İhtiyacın çok üzerinde işletme olması fiyatların düşmesine, buna bağlı olarak gelir dengesinin bozulmasına, tasarrufun azalmasına ve yeni yatırım alanlarının geliştirilmemesine neden olarak gösterilmektedir. Pazarlama soruna ilişkin nakış işletmelerinin büyük çoğunluğu (% 50) katılıyorum, % 32,1’i katılmıyorum şeklinde değerlendirme yapmışlardır. Nakış işletmeleri ağırlıklı fason hizmet verdiklerinden, mallarını pazarlama gibi bir durum ile karşılaşmamaktadırlar. Bu nedenle müşteri firmanın pazarlama politikası dolaylı olarak nakış işletmelerini etkilemektedir. İşletmelerin % 32,1’inin pazarlama sorunu olmadığına ilişkin görüşleri, işletmelerin bir kısmının bağımsız üretim yapmalarıyla açıklanabilmektedir. Nakış işletmelerinin büyük çoğunluğu (% 80,4) alanın



MAKALE

yurtiçi piyasanın beklentilerini karşılamada yeterli olarak değerlendirmektedirler. Türk nakış sanayi, makine parkı açısından zengindir. Leasing fırsatları pek çok firmanın eski ya da yeni makineler almasını sağlamış, böylece alanda büyük küçük değişik hacimlerde nakış işletmeleri faaliyet göstermeye başlamıştır. Bir kısmı da kayıt dışı olan bu işletmeler kayıt dışı üretimi arttırıp, arz-talep dengesini işletmeler aleyhine bozmuştur. Sonuç, piyasa talebinin üzerinde nakış işletmesinin varlığı, sektöre fiyat ve kalite açısından geniş bir yelpazede seçenekler sunması ve nakışçıya ihtiyaç duyan firmaların beklentilerine cevap verebilecek bir nakışçıyı kolaylıkla bulmaları olmuştur. Böylece nakış sanayi, yurtiçi piyasanın beklentilerini karşılayamama gibi bir sorun yaşamamaktadır. Nakış işletmelerinin % 64,3’ü nakış sanayinin yurtdışı piyasalarına açılma sorunu olduğunu düşünmektedirler. Daha önce de ifade edildiği gibi bu işletmeler ağırlıklı olarak fason üretim yapmaktadırlar. Dolayısıyla bir yurtdışına açılma söz konusu ise bile bu doğrudan değil, müşteri durumundaki ihracatçı firma aracılığıyla yapılmaktadır. Nakış firmalarının yurtdışına açılımını zorlaştıran dolaylı bir neden ise TL’nin döviz karşısındaki durumudur. Engin’in çalışmasına göre, TL’nin değerlenmesi müşteri firma aracılığı ile yurtdışı piyasalarına üretim yapan nakış işletmelerini olumsuz etkilemektedir. TL’nin aşırı değerlenmesi bazı yazar ve ekonomistlerin savunduğu gibi kayıt dışılığı arttırıp enformel istihdam sorununu da tetiklemektedir. Tekstil sektörünün önemli merkezlerinden Bursa’da tekstilci is adamları, TL’nin aşırı değerlenmesinin işleri durdurma noktasına getirdiğinden yakınmakta, düşük döviz değerinin ihracatı olumsuz etkilendiğini ve yerli para cinsinden karşılanan girdilerin maliyetlerinde artış olduğunu ifade etmektedirler (5). İşletmelerin büyük bir bölümü (% 53,6) nakış sanayinin yurtdışı nakış sanayi ile rekabet etme sorunu olduğunu düşünmektedir. Türkiye’de işgücü maliyetlerinin yüksekliği özellikle Uzak Doğu ülkeleri karşısında nakış sanayinin rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Bunun yanında Türkiye’nin coğrafi konumu ve üretim kalitesi, rekabet hususundaki avantajlarıdır (6). Nakış işletmelerinin büyük çoğunluğu (% 82,1) Türk nakış sanayinin markalaşamadığını düşünmektedirler. Nakış, tekstil sektörüne bağlı, kimi zaman bağımlı bir sektördür. Bağımsız hareket etme imkânı çok az olan nakış sanayinin markalaşması, ancak Türk tekstil sektörünün markalaşmasından geçmektedir. Markalaşma, tekstil sektörünün dolayısıyla nakış sanayinin halen içinde bulunduğu zorlukları ve açmazları aşmasının bir yolu olacaktır. İşletmelerin % 80,4’ü nakış sanayi içinde dağınıklılık olduğunu ve kurumsal yapı-

86

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

nın gelişmediğini düşünmektedir. Bu sonuçlara göre işletmelerin büyük çoğunluğu nakış sanayi içinde dağınıklılık olduğunu ve kurumsal yapının gelişmediğini inanmaktadır. Nakış sanayinde birliğin oluşmasının ve kurumsal bir yapının gelişmesinin önündeki en büyük engel işletmelerin takip ettikleri fiyat politikalarıdır. Kayıtlı ve kayıt dışı işletmeler pazar paylarını arttırmak için sabit fiyat tarifelerini benimsememekte, işletmeler arası rekabet, özellikle rakip firmanın verdiği fiyattan aşağı bir ücretlendirme ile üretim yapılması, fiyatları aşağıya çekmektedir. Fiyat politikası kurumsallaşmaya bir yönüyle engel olurken bir yönüyle de tam da kurumsallaşma gereğinin nedenidir. Sağlanacak bir birlik, fiyat politikasını istikrarlı kılabilir. Bu noktada ise ilgili sanayide kayıt dışı firmaların varlığı, sayıları ve piyasa fiyatını oluşturmadaki etkinlikleri, kurumsallaşmanın bu çerçevede sağlayacağı faydayı engelleyecektir. İşletmelerin büyük çoğunluğu (% 67,9) 5084 sayılı teşvik yasasının üreticilerin rekabet şansını olumsuz etkilediğini düşünmektedirler. 2004 yılında kabul edilen 5084 sayılı Teşvik yasası ile bazı illere bir takım kolaylıklar sağlanmıştır. Kanun, bazı illerde vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdam imkânlarını artırmayı amaçlamaktadır (7). Kanun başlangıçta hedefine ulaşmış, yeni yerlerde nakış atölyelerinin kurulmasına ve istihdamın artmasına imkân sağlamıştır. Ancak nakış sanayi temsilcileri günümüzde bu yasanın daha çok olumsuzluklar ürettiğini ve nakış sanayinin kötü etkilendiğini ifade etmektedirler (8). Bu yaklaşıma göre, teşvik alan bir firma, nakış sanayinin yoğun olduğu fakat teşvik kapsamına girmeyen bir ildeki firmaya göre aynı ürünü % 50 daha ucuza imal edebilmekte, bu ise fiyat istikrarsızlığı neden olmakta ve işletmelerin rekabet durumunu etkilemektedir. İşletmelerin çoğunluğu (% 71,4) piyasada istenilen kalitede ana ve yardımcı malzeme bulunduğunu düşünmektedirler. Nakış işlemede kullanılan iplik, tela gibi çeşitli araç-gereçlerin temininde faaliyet gösteren pek çok firma bulunmaktadır. Nakış işletmeleri istenilen kalitede malzeme için bu yurtiçi firmalarından yararlanmaktadırlar. Nakış işletmelerinin çoğunluğu (% 87,5) enerji ve işçilik giderlerini yüksek olarak değerlendirmektedir. Araştırmada sonuçlarından olan işletmelerin toplam harcama giderleri içinde işçilik giderlerinin oranının yüksek olması bu düşünceyi doğrulamaktadır. Bazı işletmelerin işçi sigortalarını ödemeden kaçınmaları kayıt dışı işçi istihdamını arttırmıştır. Nakış işletmelerinin büyük çoğunluğu (% 82,1) vergileri yüksek olarak değerlendirmektedir. Alan temsilcileri 2006 yılından önce tekstildeki %18 oranındaki KDV’yi



MAKALE

yüksek bulduklarını, bu durumun kayıt dışı üretimi teşvik ettiğini belirtmektedirler (8,9). KDV’nin %8’e indirilmesi de bu konudaki şikâyetleri sona erdirmemektedir. İşletmelerin tamamına yakını kayıt dışı imalatın haksız rekabet oluşturduğunu belirtmektedir. Nakış sanayinin potansiyel açısından geniş bir makine parkına sahip olması, maliyetlerin yüksekliği nedeniyle üretimin, ama daha çok kayıt dışı üretimin artmasına neden olmaktadır. Sadece İstanbul’daki nakış firmalarında yaklaşık olarak 7500 adet nakış makinesi ve 50 bin çalışan olduğu tahmin edilmektedir. Piyasada kayıt dışı işletme sayısının fazla olması, talebin bölünmesine dolayısıyla işletme başına düşen iş sayısının azalmasına neden olmaktadır. Diğer yandan kayıtlı ya da kayıt dışı bu potansiyele sahip işletmeler piyasada kalabilmenin yolu olarak fiyatları düşürmeye yönelince, işletme başına düşen iş miktarının sayısal olarak azalması yanında bir gelir kaybı da söz konusu olmaktadır. Nakış sanayi temsilcileri donanım, işgücü ve üretim kayıt dışılığını, hükümet politikalarına ve yasal yaptırım eksikliklerine bağlamaktadırlar (8). İşletmelerin tamamına yakını (% 98,2) alanda gereksiz rekabetin yaşandığını düşünmektedir. Piyasada fazla sayıda makine olması makine başına düşen iş sayısını azaltmaktadır. İşletmeler, mevcut üretim talebinden daha fazla pay almak için, durumu müşteri firma için cazip hale getirme amacıyla fiyat indirimi yapmaktadırlar. Bu durum işletmeler arasında fiyat tabanlı bir rekabet anlayışını oluşturmaktadır. İşletme yetkilileri, piyasada rekabetin, üretim kalitesi tabanlı değil fiyat tabanlı olduğunu belirtmektedir (10),(11). İşletmelerin büyük çoğunluğunun (% 96,4) fiyat marjı sorunu olduğu tespit edilmiştir. Özellikle ucuz Çin menşeli makinelere olan artan talep, ilgili alanda birçok işletmenin açılmasına imkân sağlamaktadır. Kayıt dışı üretimin artması, mevcut üretim talebini karşılayan pek çok işletmenin olması, işletmelerin fiyat tarifelerinde değişiklik ve değişkenliklere neden olmaktadır. İşletmelerin tamamına yakının (% 91,1) alanda yaşanan makine kirliliğinin, makinelere düşen iş sayısını azalttığını düşündükleri görülmektedir. Genişleyen makine parkı, mevcut

talebin üzerinde bir arz yarattığı için bir makineye düşen iş sayısı azalmaktadır. İşletmelerin % 60,7’si makinelerinin teknik hizmetlerinin yeterli olduğunu, işletmelerin % 25’i ise kısmen yeterli olduğunu düşünmektedir. İşletmelerin büyük çoğunluğunun makinelerin teknik hizmetlerinden memnun oldukları anlaşılmaktadır. Araştırmada nakış işlemelerinin çoğunluğunun Tajima marka makine kullandıkları tespit edilmiştir. Tajima çok başlı elektronik nakış makineleri, 1985 yılında Türkiye pazarına girmiş (12), merkezi İzmir olmak üzere İstanbul, Bursa, Denizli ve Gaziantep şubeleri ile satış, satış sonrası destek, teknik servis ve yedek parça sağlayarak alana hizmet vermektedir. İşletmelerin büyük çoğunluğunun teknik servis hizmetlerini yeterli olarak değerlendirmeleri, makine şirketlerinin nakış sanayinin ihtiyaçlarına cevap verdiğini göstermektedir. Nakış işletmelerinin yaklaşık yarısı (% 46,4) teknolojiyi takip etmede sıkıntı yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Teknolojik yenilikleri fuarlar aracığı ile takip eden alan, finansman hususunda bazı dönemler sıkıntı çekmekte, ekipmanlarının uygun ödeme koşulları sağlandığı takdirde yenilediklerini belirtmişlerdir (13). Ekipman teknolojisinin gelişmesi üretimin kalitesini yükseltmekte, fakat eski makinelerin ikinci el olarak alıcı bulması, sayısal artışa, makine kirliliğinin yaşanmasına neden olmaktadır. İşletmelerin % 39,3’ü teknoloji takibinde sıkıntı yaşadıklarını belirtmektedir. Bu grupta yer alan işletmelerin sorunun teknolojik yeniliklere ulaşma olmadığını, bu durumlarının finansal sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu araştırmada elde edilen sonuçlara göre nakış sanayi tekstil sektörüne bağımlı bir alandır. Tekstil endüstrisinde yaşanılan her türlü değişimden etkilenmektedir. Nakış alanında formal-informal eğitim süreçlerinden yetişen insan gücünün etkin ve verimli kullanılması işgücü alanında sorunları çözmeye yardımcı olabilir. Profesyonel kurumsallaşma kimliği ile sektör, fiyat istikrarsızlığı, makine kirliliği, haksız rekabet, vergilendirme gibi konularda etkin olabilir. Kurumsallaşmanın yaratacağı birlik ve baskı grubu olma gücünün, sorunların çözümünde faydalı olacağı düşünülmektedir.

KAYNAKÇA: (1) Güner, S., 2005, Bilgisayar Destekli Nakış Tasarımında Yaygın Olarak Kullanılan Programlar ve Accurate 4 Nakış Desen Sistemi İçin Öğretim Programı Önerisi. Yüksek lisans tezi (basılmamış).s:3, Gazi Üniversitesi, Ankara. (2) Kuloğlu, M., 2007, “Sözlü görüşme”, 9 Eylül Mahallesi 337 Sokak Numara 13 Gaziemir İzmir. (3) Boyar, M., 2007. “Sözlü görüşme”, Akçeşme Mah. 2018 Sok. No:6 Gümüşler, Denizli. (4) Web sitesi: http://www.alomaliye.com, Erişim Tarihi: 04.06.2008 (5) Engin, M.B., 2006, Döviz Kuru Riskinin Tekstil İhracatına Etkisi. Yüksek lisans tezi (basılmamış).s:i, İstanbul Üniversitesi, İstanbul. (6)http://www.ticaretgazetesi.com.tr/haberler_kuloglu_ihracatla_satis_sezonu_tum_yila_yayildi-l-1-sayfa_id-666-id-134546, Erişim Tarihi:03/01/2013. (7) Anonim, 2006, “İNSAD’tan Sektördeki Gelişmeleri Değerlendiren Panel”. Nakış Dünyası. (35),s: 54–59. (8) Çetin, H., 2005, Görünüm Dergisi. (121), Web sitesi. http:// www.bilesim.com.tr. Erişim Tarihi:05.08.2006 (9) http://www.dengeymm.com.tr/tekstil_sektr_kdv_ykn_atmak_istiyor/haber/4645/ ,Erişim Tarihi:02/01/2013 (10) Can, Ç., 2007a, “Nakış Makinaları Parkurumuz Son Derece Modern”. Nakışta Görünüm, (138), s:6. (11) Arpacı, Y., 2007, “Sözlü görüşme”, Organize Sanayi Bölgesi Ahmet Uz Cad. No:14 II. Kısım. Denizli. (12) http://www.kulistajima.com/ ana-sayfa., Erişim Tarihi:20/05/2013 (13) Can, Ç., 2007b,” Sözlü görüşme”, MTK Sitesi746 sk. No: 82 Çamdibi, İzmir.

88

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013



ENGLISH

The “mistakes” made abroad light the way for the future of brands Hüseyin Doğan, the President of United Brands Association (BMD), emphasized that Turkish brands spreads to a larger geography in the world day by day, said, “We will learn from the experiences of our brands in abroad and keep away from strategic mistakes. Thus, we will increase the number of our overseas stores from 3 thousand to 20 thousand in 2023.” “Meetings for Expanding Overseas” is organized by BMD to step up the competitive power and develop cooperations and the first meeting was held in Istanbul. Stating that as BMD, they have brought up the issue of “economy with brand” to the country’s agenda during his speech at the meeting, Hüseyin Doğan remarked that they contribute to the enrichment of Turkey with high added-value. Mr. Doğan, underlying that they keep going more distant points as Turkish brands, continued his words as, “Now, the entire world is a playground for us. We regard not only our immediate surroundings but also all

90

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

the countries within the geography from America to Far East as the target markets for Turkish brands. In other words, our new target is to enable at least one Turkish brand to open stores in 193 member countries to United Nations. To accomplish this objective, BMD is leading its member companies with some activities to make our brands to reach an advantageous position in this competitive world. Today, we have a corner in the world market more compared to past. We have to learn from the mistakes of each other to keep away from strategic mistakes. The success of one of our brands in one country means the success of another brand of us. We believe that as a result of the conversion to economy with brands, we will increase the number of stores of BMD member brands which is around 3 thousand to 20 thousand in 2023.” The CEOs and professional managers of the brands who attended the meeting shared their interesting experiences worth of life lesson.


ENGLISH

Sami Kariyo- Board Chairman of Penti: We wrote ‘Skin Color’, African got upset “In the hosiery sector, the most common color is ‘skin’ color. It is the word used for describing the sheer structure of hosiery. On the packages of hosieries we sent to our store in America, this statement was written. Yet, an African American citizen visited our store and stated her anger by saying, ‘This is not my skin color’. From that day on, we decided not to use the ‘skin color’ statement on the packages and have started writing titles like ‘sandy’.” Onur Ergür / Ziylan / Director of Overseas Markets: I was ashamed during a funeral in China “I stayed in China for one year. During that period, I wore a black suit to go to the funeral ceremony of a Chinese and went to the ceremony area. But I realized that everybody was wearing white suits. I was so ashamed. To my surprise, I have learned that the color of mourning in China is white. Another time, I had to attend a funeral ceremony in Japan. This time, I got my black, white and gray suites and got on the plane. When I went to the funeral ceremony there, I saw that everybody was wearing red. The color of mourning there is red. As a result, I understand that it is necessary to learn more about the cultures of countries and ask if we don’t know something.” Hüseyin Doğan / Chairman of the Executive Board of Ramsey Shopping Mall with Turkish brands in Russia went wrong “In a shopping mall opened in Russia led by TOBB (Turkish Union of Chambers and Commodity Exchanges), we opened a store with Turkish brands. A shopping mall consisting of only Turkish brands didn’t excite Russians at all. After a while, we closed the store. We understand that a shopping mall consisting of only Turkish brands wasn’t right. Ahmet Çoşkun/ Board Chairman of Süvari: We opened a store in Iran, but we closed it in 3-4 years “12 years ago, we entered directly into the Iranian market. We established a 100% capitalized company on the island of Kish having the feature of free trade zone for Iranian market. We opened to stores there but couldn’t enter Iran from there. From this market that we entered without asking anyone and knowing the legislations completely, we had to leave by closing our stores in 3-4 years. Serdar Sunay / Executive Director of Boyner: Each country has a different perspective “While quick service is an important issue in Northern countries, this might be regarded as

Hüseyin Doğan

Özgür Yalta

something negative in Arab countries. Even, it is not regarded as service. We have to be careful about the business and cultural understandings of countries. It is necessary to be patient and to see the future. The store we have in Egypt is bigger than the biggest store we have in Turkey. Taking some future years into consideration, we have to estimate the potentials accurately while entering new markets.” Ecem Özcan / Kemal Tanca: We couldn’t find personnel in Greece “We announced in Greece that we were about to open a store. We received only one application. And, he wasn’t coming for interview but was calling me into his presence. With that, we had some interviews with Levantines in Izmir. Only then, we could open our store there with a cadre from Izmir, Gaziantep and Adana. Özgür Yalta: The light will shine from the East Özgür Yalta, Deloitte Turkish Partner and Turquality Program Director, who made a presentation with the title of “Route is Overseas Markets. Are We Ready? How should we get prepared?” at the meeting, raised concerns over a new population with 800 million people who will have middle income in Asia-Pasific area in 7 years. Yalta said, “The light will shine from the East.” and added that Turkish brands should focus on this area. During the meeting, Avi Alkaş, the Country President of Jones Lang Lasalle Company and Malashene B. Sheni, Group President of Darin talked about “Opportunities and Risks for Brands in Iraq”.

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

91


ENGLISH

Call for Turkey for “strategic cooperation” IHKIB Chairman Hikmet Tanriverdi stated that Turkey attracted a great deal of interest at Pitti Uomo where Turkey participated with 4 brands and 8 designers for the first time as the guest nation.

Hikmet Tanriverdi, Chairman of IHKIB, Istanbul Clothing and Apparel Exporters’ Associations, said that they displayed the power of Turkey at Pitti Uomo, the number-one men’s clothing fair of the world, and added, “We were hosted as the guest nation at a fair which we couldn’t step in once in a while. We welcomed “strategic cooperation” proposal from Italians who are known as the lord of fashion and design by all world.” In cooperation with IHKIB - Istanbul Clothing and Apparel Exporter Associations, the guest nation at the last edition of Pitti Uomo became Turkey, one of the most interesting players in fashion research today, a country that is able to combine a strong and qualified industrial system with a wide culture in contemporary design, especially among the younger generation. The Sala della Scherma at the Fortezza da Basso was the dedicated area hosting collections by a select group of Turkish

92

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

designers such as Niyazi Erdoğan, Hatice Gökçe, Emre Erdemoğlu, Zeynep Tosun, Aslı Filinta, Elif Cığızoğlu and Deniz Kaprol without forgetting the other Turkish labels participated in Pitti Uomo - Avva, Hatemoglu, Kigili and Ramsey. Tanriverdi said that they were treated at the host country in the fair, and added, “The image of Turkey in the fashion industry is constantly improving. Over one thousand citizens ran to Florence to visit Pitti Uomo where we participated with 4 brands and 8 designers. We are going through a period experiencing to be a major player on the front line of Europe in exports. Turkey is now recognized with its designs as Italy rather than cheap prices of the Far East. We are trying to carry our success in production to design as well. The strategic partnership call of Italians show that we are on the right path.” Underlining the fact that there are 30 price differences between China and Turkey, Hikmet Tanriverdi asserted that the fact underlining Europe’s turning its face again to Turkey at a time when everything is fixed at prices was our design quality. Volkan Atik, IHKIB Fairs Committee Chairman, on the other hand, stressed that the door of Pitti was “hard”. He explained, “The officials of Pitti Uomo visited Turkish brands, they checked them at their premises and approved their participation. It is as important as taking part in this fair, to keep the level up. We, as IHKIB, always support our brands and designers. We will continue to do the same in the future when we go to international fairs.” There was a respectful delegation from Turkey at the fair including IHKIB Chairman Hikmet Tanriverdi, IHKIB Fairs Committee Chairman Volkan Atik, IHKIB board members Kemalettin Gunes, Birol Sezer, United Brands Association, Ramsey’s CEO Huseyin Dogan and Fashion Designers’ Association Chairwoman Mehtap Elaidi.


ENGLISH

Yarns for the world While the Indian textile industry is an important component of the domestic economy, the global importance of the Indian textile sector is steadily growing. And individual companies are quite capable of achieving global success and distancing themselves from questionable working conditions. In 1954, Syt BK Birla laid the foundation for the current company in Shahad, about 55 kilometres from Mumbai, the metropolitan area and capital of the federal state Maharashtra. In the beginning, production focused on rayon yarns for the clothing industry, but in the 1960s new applications soon became available: Textile reinforcement materials for the production of tyres for the automotive industry – socalled cord fabrics – are still used in modern tyre manufacturing. Today, Century Rayon use state-of-the-art machinery to produce special yarns for technical sectors such as Vbelts, fabrics for flexible tubing or fire-resistant fabrics. Beyond this, the company offers an extensive collection of yarns for further processing into different types of fabrics for the clothing sector and the home textiles sector. With around 5,000 employees at two production units and many years of experience in yarn production, Century Rayon is one of the leading providers in this industry sector. First-rate quality and a pronounced customer focus play a vital role in the economic success of the company. Shri..O R Chitlange, CEO, explains: “We have been continuously focusing on quality and sustainability since the mid 1990s – we owe that to our customers and our staff.” The company has been certified to the requirements of the quality

management system ISO 9001-9008 since 1995 and the environmental management system of ISO 14001 has been implemented since 2007. The OHSAS 18001 standard was also introduced in 2007 to form the basis for an efficient health and safety management system. The globally accepted standard focuses on personal safety, occupational health and safety as well as health prevention for employees. Century Rayon also take on special responsibilities where environmental protection and sustainability are concerned. Shri..O R Chitlange is convinced that certifications are a guarantee for sustainable company success: “In addition to perfect quality, it is almost compulsory today for products to be rated as safe with regard to harmful substances.” The company has also been investing in steps for improving the environmental balance for some time now. This primarily includes extensive measures for preventing or limiting harmful substances in production, compliance with limit values for wastewater and waste air as well as optimised use of energy. The installation of state-ofthe-art, energy and water saving plants in different areas has led to enormous energy reductions in the facilities. Processing water, for example, can be reused with the help of an in-house water treatment plant. Shri..O R Chitlange is sure that the measures taken represent great added value for the company as well as for the customers: “We are convinced that the future belongs to products from environmentally friendly production that have undergone testing for harmful substances. And we have to permanently adjust to this.”

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

93


ENGLISH

An innovative and diversified offer At Première Vision Pluriel, Expofil is the most upstream show of the textile sector, yet it is also one of the most strategic. In a difficult and uncertain global economic context, in order to stand out, fashion brands must differentiate themselves, and to do this they need to innovate. And before shapes and cuts, before colours and materials, before fabrics and accessories, the differentiation and diversification of the pieces in a collection take place starting from the production of fibres, from the design of the yarns. At the heart of textile innovation and at the beginning of the creative process, Expofil is thus an essential and strategic event for weavers looking for distinction, originality and creative and technological innovations, to serve their future collections. Next 17 to 19 September, at the Parc d’Expositions de Paris-Nord Villepinte, the international show of yarns and fibres will present the industry’s latest developments for spring summer 2015. A broad and diversified offer in terms of fibres and yarns, for weaving and circular knits, proposed by an exclusive and international selection of 49 exhibitors: spinners of wool, silk, cotton, synthetic and artificial fibres, throwsters/ texturizers, and fibre producers. While the num-

94

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

ber registered at the show remains stable (there were 51 in September 2012), it is nonetheless particularly significant for this very concentrated sector with few players. This season sees the arrival of 4* new companies: the Japanese producer of high-end acrylic fibres, Toyobo Co; the Turkish spinners Marteks Maras Tekstil and Acme Tekstil; and the Swiss organisation for the promotion of lama fibres, Llama Promotion by Sippo, which will provide a link with the spinners and producers of new noble fibres (lama, vicuna, alpaca, etc.) presented in the Knitwear Solutions area at Première Vision. The international exhibitors are mainly from Europe (Italy, Switzerland, France, Turkey), the United States, or Asia (China, Japan) (see chart below). This highly international participation confirms and reaffirms the appeal and influence of the show for professionals worldwide. Each season, loyal Expofil exhibitors demonstrate their attachment to a show that allows them to meet and work with the leading actors and professionals in the industry. International weavers who are visiting the show, naturally. But also the weaver-exhibitors at Première Vision, the world’s leading fabric show, and the spinners present at


ENGLISH

the platform dedicated to creative flatbed knits, Knitwear Solutions. And finally of course the fashion brands looking for yarn and fibre materials and innovations. Here, the complementary nature of the offer presented across the Première Vision Pluriel shows takes on its full meaning. Alongside this rich, innovative and international offer, to spark the desire for difference and news, specific developments have been created from Expofil exhibitors’ new products, and presented at the show. In order to showcase these propositions, the show is particularly attentive to its displays, in particular at its fashion information forum. Coordinated by the Première Vision fashion teams and François Xavier Hérody, the Expofil forum initiates motion, and traces out the first directions and orientations of the spring summer 2015 season. This

edition is an invitation to elegance and energy, graphic and vibrant colours, as well as innovation through transformation, all in lightness and suppleness, and tactile and functional discoveries. In motion, yarns are stretched, are twisted and blend materials, with sheathing, textured, naturally stretch, fine and ultra-fine yarns. In weightlessness, yarns surf with fineness and thickness, with transparency and textures. In suppleness, yarns are elegant and relaxed, discreet and generous, for graphic effects, undulating surfaces, or plays on densities and irregularities. Closely evoking these themes, the Expofil forum, with a display by Nina Forlani, will highlight these specially conceived and created developments, in addition to practical and clear information, and an index by exhibitors, know-hows and news.

Apparel manufacturers target China, USA and Mexico Hikmet Tanriverdi, president of Union of Istanbul Ready-made and Apparel Exporters says that they revised target for apparel exports for 2023 as 60 billion dollars from 52 billion. He added, “More than 75 percent of our exports goes to European Union countries. We want to increase our share in these markets. However we also want to penetrate more in selected markets including Russia, Iran, Syria, Morocco, Jordan, China, Mexico and the US.” In his speech at Timacademia 2023, a project of Turkish Exporters Assembly, Tanriverdi said, they targeted to export 17.35 billion dollars in 2013. “We planned to increase it up to 20 bn. in 2014, 34 bn. in 2019, and 60 billion in 2023. Share of Turkey’s exports in total exports in the world was 3.5 percent in 2012, and ranked at 6th among other supplying countries. We desire to rise our share to 4.2 percent. Half of the 60 billion dollars of exports will be obtained from fashion, brand and design based value pro-

ducts, other half will be commercially enriched products, as organizer country. We aimed to increase the share of apparel exports in Turkey’s total exports to be 12 percent by 2023.” Lemi Tolunay, president of Istanbul Leather and Leather Product Exporters Union, also addressed in the meeting. He emphasized on their aim to get a 5.2 billion dollars share in 500 billion dollars of exports in 2023. He said, “World trade volume of leather is about 210 billion dollars. Turkey has a small share in this volume. Last year we exported only 1.6 billion dollars of goods last year according to official figures. When leather products that were sent abroad by travellers and by cargo firms is taken account this might be risen up to 4 billion dollars. The problem is that the industry could not produce enough leather domestically to manufacture end products. Also we as leather industry should support a strategy for livestock breeding in the country.”

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM | NOVEMBER | 2013

95


SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU Name / İsim : ...................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : ............................................................................................................. Company / Firma : .......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... Mailing adress / Posta Adresi : ................................................................................................................................................................................................................................................................................. Tel : .................................................................................................................................................................................. Fax : ........................................................................................................................................................... Vergi dairesi : .................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................... Business Type / Faaliyet Alanınız : ......................................................................................................................................................................................................................................................................... ...................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................... ......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 .................. Ω One year EURO 60 Ω Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 120 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ Ω Check is enclosed / Çek ektedir. Ω Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed. Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir. Ω Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız. Credit card no / Kredi kartı no : Security number / Güvenlik numarası : Name of the card holder Kart sahibinin adı-soyadı Expiry date / Geçerlilik süresi Type of the card / Kartın cinsi Date / Tarih : .................... /

....................

/

....................

: .................................................................................................................................................................................................................................. : .................... / : Ω Visa

/ .................... Ω Master / Eurocard

....................

Stamp & Signature / İmza :

...........................................................................................................................................

Bank account name / Hesap adı : İletişim Magazin Gazetecilik Basım Tanıtım Tic. A.Ş. YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ (TL) İŞ BANKASI : İstanbul / Bakırköy Ticari Şubesi • Şube Kodu: 1396 • Hesap No: 0001028 IBAN NO: TR12 0006 4000 0011 3960 0010 28 POSTA ÇEKİ HESABI : Havaalanı Şubesi • Hesap No: 5368188 BANK ACCOUNT NO Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1030 (USD) / Turkiye Is Bankasi Bakirkoy Ticari Branch / 1044 (EURO) IBAN NO: TR12 0006 4000 0021 3960 0010 44

İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş. İhlas Medya Center, 29 Ekim Cad. No: 23 34197 Yenibosna - İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 454 25 22 Fax: +90 212 454 25 97 web: www.konfeksiyonteknik.com.tr / e-mail: img@img.com.tr



T E C H N O L O G Y

M A G A Z I N E

ISSN 1300-9974

C L O T H I N G

KASIM NOVEMBER 2013 • YIL YEAR 20 • SAYI ISSUE 230

www.konfeksiyonteknik.com.tr

KONFEKSİYON TEKNİK KASIM NOVEMBER 2013 • YIL YEAR 20 • SAYI ISSUE 230


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.