YIL: 3 SAYI: 24 HAZİRAN LOJİSTİĞE MAL VE HİZMET SAĞLAYANLARIN DERGİSİ
2012
iSTiF VE KALDIRMA EKiPMANLARI
İÇİNDEKİLER
Shell’in bu yılki dünya şampiyonu Antalya’dan Shell’in 2006 yılından bu yana, faaliyette bulunduğu ülkelerdeki en iyi hizmet ve servis sunan istasyonu belirlemek için düzenlediği “Farkı Yaratan İnsandır” programında Shell & Turcas çok büyük bir başarıya imza atarak, üçüncü kez zirveye çıktı...
LOJİSTİĞE MAL VE HİZMET SAĞLAYANLARIN DERGİSİ
18-19
ZPMC, “Çılgın Projesi”ni MLS Holding üzerine kuruyor
6- ...............................................EDİTORYAL BAKIŞ 8-16 ..........................................................KISA KISA 18-19........SHELL’İN BU YILKİ DÜNYA ŞAMPİYONU ANTALYA’DAN 20-21...........İDEAL KALİTEYE İDEAL FİYAT DLP’DE 22-23 ..............................ZPMC, ‘ÇILGIN PROJESİ’Nİ MLS HOLDİNG İLE YAPACAK 24-25 ................PAKSAN, TERECİYE TERE SATACAK 26-27 ..................................MAKASLI PLATFORMLA HİÇ İNMEDEN DEPONUZU TARAYABİLİRSİNİZ 28-29 .....................İLK TÜRK FORKLİFTİ MAZAKA
22-23
DÖRT YÖNE HAREKET EDEBİLİYOR 30-31.....ÇELİK BİLEK’TEN SEKTÖRE ÖNEMLİ UYARI
Dünyadaki liman vinci pazarının yüzde 78’ine sahip dev kuruluş, Çin’den parçalar halinde konteynerlele taşıyacağı vinçleri Türkiye’den MLS Holding ile ortak kurduğu şirket, ZPMC Mediterranean aracılığıyla birleştirip, satış ve satış sonrası hizmet verecek...
Türkiye’nin ilk 3 boyutlu AVM’si PTT’den
32 ..............ATEK’DEN YERLİ FORKLİFT HAMLESİ 33 .......................PAKTAŞ’IN GÖZÜ YÜKSEKLERDE ZPMC Başkan Yardımcısı Huang Qing-Feng
34-35.........................TÜRKİYE’NİN İLK 3 BOYUTLU AVM’Sİ PTT’DEN 36-37 .................SARAS LOJİSTİK DEV ADIMLARLA GELİYOR 38-39 .........................INTERROLL AYNI ÇALIŞANLA
28-29
AYNI İŞİ YAPACAK 40-41 .............................TITAN ÇOK PERFORMANS AZ YAKIT İÇİN TÜRKİYE’DE 42-43 ....................MICHELIN YÜZDE 50 TASARRUF VAADEDİYOR
34-35 4
ilk ilk Türk Türk forklifti forklifti ‘Mazaka’ ‘Mazaka’ 44 yöne yöne hareket hareket edebiliyor edebiliyor
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
44-45 ...............................UND: HER EURO NORMU DEĞİŞİKLİĞİ KAYNAK ISRAFI DEMEK 46-47 ...............................UTİKAD: TÜRK LOJİSTİĞİ DÜNYA LİGİNDE 48-49......................................2023’E HAZIRIZ AMA… 50 .........................BÖYLE YAPIŞTIRICILAR DA VAR
EDiTORYAL BAKIŞ İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü LOJİMEDYA Basın Yayın Reklam Pazarlama Org. Tic. Ltd. Şti adına
Selçuk ONUR Editör Hacı Yusuf ÖZER Şahin ÖNER Burak GÜNER Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Funda BİNGÖL Grafik&Tasarım Emre AKALIN Reklam İçin Yetkili Ajans Alpagramedya Perpa Ticaret Merkezi B Bolk 9. Kat No:1523 34384 - Şişli / İstanbul Tel. : +90 - 212 266 03 64 Faks: +90 - 212 210 09 11 www.alpagramedya.com info@alpagramedya.com
Yayın Danışmanı Atilla YILDIZTEKİN Danışmanlar Kurulu Denizyolu: Prof. Dr. Necmettin AKTEN, Kapt. Ayhan ÇEKİÇ, Geza DOLOGH, Adam DUPRE Karayolu: Arif DAVRAN, Zahit SAĞLIK, Mine KAYA Havayolu: Musa ALİOĞLU, Demiryolu: İbrahim ÖZ, Yaşar ROTA Gümrük: Osan BAŞTA Almanya Temsilcisi Doğan PÜRSÜN Hollanda Temsilcisi İlhan KARAÇAY İngiltere Temsilcisi Tahsin ÖZALAN Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Yayına Hazırlayan LOJİMEDYA PERPA Ticaret Merkezi A Blok Kat: 13 No: 2007 OKMEYDANI / İSTANBUL Tel: 0212 – 251 86 70 Faks: 0212 – 320 58 20 CTP ve Baskı MİLSAN Basın San. A.Ş. Cemal Ulusoy Cad. No: 38/A Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 – 471 71 50 Dergimizde yayınlanan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.
6
Selçuk ONUR
Türk nakliyecisini kim koruyacak?
Ü
lkemizde kabotaj yükünü taşıyan yabancı araç sayısı gözle görülür bir şekilde artıyor. 2000-2010 seneleri arasına bakıldığında, Türk karayolu taşımacısının payı yüzde 91’lerden yüzde 83’lere gerilemiş. 2011 yılından itibaren ise, taşımacılarımızın payı yüzde 67’ye kadar inmiş. Yani, 10 yılda yüzde 20’lere yakın bir gerileme yaşamışız. Bu, Türk taşımacısının artan hacmininin yanı sıra, kaybettiği pazar payıdır. İkisini üst üste koyduğunuzda rakam katlanarak büyür. Bu da artan maliyetler karşısında, karlılığın azalmasını ve yaşam şansının zora girmesi sonucunu getiriyor. Yabancı araçların birçok kuralı ihlal ederek ülkemizde taşıma yapması mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Nasıl, farklı ülkelerde, farklı korumacılık modelleri varsa, bizde de olacak. Bunun başka yolu yok. Küresel bir dünyada yaşıyoruz. Artık sınırlar kalktı denilse de, aslında kazın ayağı hiç de öyle değil. Eloğlu, bal gibi korumacılık yapıyor. İtalya ve Fransa’da römorklarımızı niye kendi çekicilerimizle çekemiyoruz. Çünkü, adamlar ‘benim taşımacıma yeni bir iş yaratırım’ diyor. Ya da, kapitalizmin beşiği ABD’de, ülke sınırları içindeki tersanelerde inşa edilmeyen gemilerin kabotaj hattında taşıma yapamayacaklarını biliyor muydunuz?
DENETİM ŞART 2023’te 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefinden söz ediyoruz. Bu hedefe güçsüz bir lojistik sektörüyle ulaşma şansımız hiç yok. Lojistiğin tüm ayrıntılarıyla hayata geçtiği bir sistem sayesinde ancak hesaplar tutabilir. Biz yabancı araçlarla mücadele etmiyoruz. Etmediğimiz için de sıkıntılar büyüyor. Yabancı araçları mütekabiliyet (karşılıklılık) esaslarına göre önleme şansımız az. Ancak, yapılacak birçok denetim ve kontrollere ihtiyacımız var. Bunun adı korumacılık bile sayılmaz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yaptığı kontrollere 2012 model Türk araçlarının dahi girdiği; yüksekliğinin, tonajının denetlendiği bir noktada 197080 model yabancı aracın hiçbir denetime tabi olmadan transit geçebilmesi açıklanabilir bir durum değildir. YABANCI ARACA YALNIZCA TRAFİK CEZASI KESEBİLİYORUZ Belge, UBAK, tonaj, araç lastiğinin diş kalınlığı, sürüş saatleri gibi kontrolleri yabancı araçlara da uygulayabilseydik kesinlikle bunların önüne geçebilirdik. Oysa biz sadece trafik cezası kesebiliyoruz. Bizim ceza miktarlarımız, Trafik Kanunu’nda belirtilen 150 TL gibi miktarlar. Ama orada durum hiç de böyle değil. Belgenin üzerindeki plaka, sürüşle ilgili saatin aşması ve güzergahın yanlış yazılmasıyla ilgili inanılmaz cezalar ödüyoruz. Geçiş belgesi üzerindeki yanlışlık ve 20 gün önceki sürüş ihlalinden 7 bin Euro ceza ödeyen firmamız var. Bu, 6 aylık kazanca denk gelir. Üstelik, adamlar o ceza bedelini ödeyene kadar da araca el koyuyor. Türkiye’de bunun bir cezası yok. Almanya’dan aldığım yükü Bulgaristan’dan geçirirken, kontrolde 2 bin Euro ceza yiyeceğim, aracımı da iki gün bağlayacak. Hani bunun karşılığı? Türk sahipli, Romen ve Bulgar plakalı araçların olduğunu göz ardı etmiyoruz. Ama bunların yabancı taşımalarda payı çok az. Hiç kimse, kontrolü kendinde olmayan bir durumda başka bir ülkeye yatırımı istemez. Ama engelleri de başka türlü aşmak mümkün olmuyor. UBAK belgesini kontrol altına almak değişmez bir kuraldır. Ama bir kişi dahi bunu deliyorsa, sistemimizde bir yanlışlık var demektir. Belgesiz Türkiye’ye girip, mal alıp, gümrükleme yapabiliyorsa, kontrol edecek bir sistemimiz olmadığından beceriyordur. Sistemlerin gözden geçirilmesi gerekir. KONTROLLER SADECE TÜRK ARAÇLARI İÇİN MİDİR? Ulaştırma Bakanlığı’nın uyguladığı kontrol noktalarını
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
sektör de istiyordu. Çünkü, kendi içlerindeki haksız rekabeti önlemek için bu gerekliydi. Ama, bu sadece Türk nakliyecisine uygulanmamalı, yabancıyı da bağlar hale getirilmeli. Uygulamalar doğru ama eksik. Kapı noktalarında belge kontrollerinin etkin ve acımadan yapılması lazım. Günlerine riayet edilmesi gerekir. Bunları yapmadığınızda bir adım geriye düşersiniz. Ayrıca, bunları denetleyecek eğitimli personele de ihtiyaç var. Gümrüklerde UBAK’ın nasıl kullanıldığını, ne olduğunu anlayacak personel bulundurulmalıdır. Görevli, evrağı eline aldığında nereden kaçak olabileceğini öngörmelidir. Yurtdışında kontrolle ilgili birimler, sizin her attığınız adımın bir sonrasını satranç gibi tahmin edebilir. Bizde ise bu mümkün değildir. İç gümrüklerde araç gümrüklenirken, Türkiye geçiş belgesini getirmesi ve oradaki personelin buna bakması lazım. Ama personelin çoğu neye baktığını bilmiyor. O baktığı şeyin 50 kat büyüğüyle daha sonra karşımıza çıkıyorlar. İkili toplantılarda bu yabancılar, ‘sizin memurunuz benden şunu talep etti, şunu aldı’ diyebiliyor. Hakkıymış gibi görüyor. Bizimki ise, olmayacak işlem karşısında bunu alıyor. Bu döngünün değişmesi lazım. TAŞITAN DA AYAĞINA ATEŞ ETMEMELİ Olayın bir de özel sektör boyutu var. İthalatçı ve ihracatçımızın mutlaka Türk nakliyecisine öncelik tanıma zorunluluğu vardır. Yabancı, bugün var yarın yok. Hizmet üreten Türk nakliyecisi işin kalitesine bakar. Yabancı ise, malı getirdiğiyle ilgilenir. Mal alımlarında yabancı taşıtan ‘nakliyenin ne şekilde olacağını ben belirlerim’ diyebiliyorsa, bizim ithalatçılarımız da diyebilmelidir. Oyunun kuralını belirlerken, Türk taşımacısı lehine pozitif ayrımcı davranmalıdırlar. ‘Ben uğraşmayayım, gelsin nakliyecisi CIF alsın’ demeye devam ettiklerinde ürünlerini taşıyacak nakliyeci bulamayacaklar. 50 Euro’ya taşımacısını değiştiren ihracatçı-ithalatçı örnekleri var. Elektronik ihale sistemi içerisinde tazı gibi koşturanları gördük. Bunlar hep zarar getiriyor. Düşük maliyetle kar ettim anlayışı uzun vadede büyük zararlar getirecek. Ve altından kalkamayacakları maliyetlerle karşılaşacaklar. Bu uzun soluklu bir koşu, nakliyecinin de kendilerine eşlik etmesini istiyorlarsa onları koruyacaklar. Kurallı taşıma yapan hiçbir yabancı nakliyeciye karşı değilim. Kurallı, saatine, evrağına, aracına uygun taşıma yapan buyursun gelsin. Benim aracımın Türkiye ruhsatında muayenesi yok diye aracıma 1500 Euro ceza gelirken, ben yabancının hiçbir şeyini denetleyemiyorsam sorun vardır. Türk nakliyecisinin araç lastiğinin diş et kalınlığını 6 mm’in altına inmeyecek diye denetlerken, yanlarından kel lastikle geçen yabancıya hiçbir yaptırım olmazsa bu beni de, sektörü de rahatsız eder. UND VE UTİKAD’A DA GÖREVLER DÜŞÜYOR Uluslararası Nakliyeciler Derneği, (UND) elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ama son dönemlerde yabancılarla mücadelede biraz zayıf kaldığını gözlemliyoruz. Yabancılara karşı bir politika oluşturulmalı. Bu, kriterlerinin dernek tarafından ortaya konulduğu bir yapı olmalı. Ahmet gidip, Mehmet geldiğinde bu kriterlerde değişiklik yaşanmamalı. Kişilerin değil, Türk taşımacılık sektörünün genel politikası olması lazım. Türk nakliyecisinin hizmet kalitesi yükseltilmeli, rekabet gücü artırılmalı, bunları yaparken de dış etkenlerden minimum dahi olsa etkilenilmemelidir. Bunu yapmadığınız sürece hiçbir şey elde edemezsiniz. Öte yandan bu, yalnızca UND’nin taşıyacağı bir bayrak değil. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenler Derneği de, (UTİKAD) yabancıları tercih etme yolundan dönmeli. UTİKAD, ‘ben forwarderim, hizmet üreten kişiyim’ diyerek, yabancılara meyletme mantığının dışına çıkmalıdır. Hizmet üreten kişi, yakında hizmet üretemeyecek hale gelebilir. Bunu dikkate almakta yarar var.
KISA KISA
ETHİAD’dan 3. yılında %33 indirim Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, Türkiye uçuşlarına başlamasının üçüncü yıldönümünü çok özel fırsatlarla kutluyor. Düzenlenen kampanya kapsamında Etihad
Havayolları, biletlerini 2 – 4 Haziran 2012 tarihleri arasında alan konuklarını 1 Eylül – 30 Kasım 2012 tarihleri arasında İstanbul’dan Abu Dabi- Dubai, Kolombo ve Bangkok’a yüzde 33 indirimle uçuruyor.
Sabiha Gökçen’e ‘Yeşil Kuruluş’ sertifikası Türkiye’nin ilk “engelsiz havaalanı kuruluşu” olan ISG, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından verilen ‘Yeşil Kuruluş’ unvanını almaya hak kazandı. ISG bu unvana Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan ‘Yeşil Havalimanı Projesi’ kapsamında istenilen koşulları yerine getirdiği için layık görüldü. ISG CEO’su Gökhan Buğday: “Bugün çevre konusu bütün dünya vatandaşları için üzerinde titizlikle durulması ve hızla çözümler üretilmesi gereken bir konu. Bizim de en önemli gündem maddelerimiz arasında yer alıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yürüttüğümüz çevreyle ilgili çalışmaların takip edilmesi ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce takdir edilmesinden onur duyduk” dedi.
Germanwings ve Brussels Airlines’dan yeni bir ortaklık Germanwings ve Brussels Airlines yolcularına daha iyi hizmet vermek adına birlikte çalışmaya karar verdiler. İki havayolu arasında imzalanan anlaşma ile Stuttgart üzerinden uçacak yolcular Brüksel Havalimanı’ndan aktarmalı olarak gidecekleri noktaya ulaşabilecekler. Brussels Airlines ile imzalanan bu anlaşma sayesinde hem Germanwings hem de Lufthansa yolcuları Afrika ve Avrupa’nın en güzel şehirlerine uçabilecek. Hizmet verilecek şehirler arasında Madrid, Porto, Birmingham, Bristol, Newcastle, Manchester gibi destinasyonlar bulunuyor.
8
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
Pegasus, Rusya’da Omsk’a da uçacak Pegasus Havayolları, Rusya’da Krasnodar’dan sonra Sibirya’nın güneybatısında bulunan Omsk şehrine başlattığı seferler ile misafirlerine farklı seçenekler sunmaya devam ediyor. Pegasus’un yeni destinasyonu Omsk için biletler 159,99 USD’den başlayan fiyatlarla satışa açıldı. 54. Uçuş noktası olan Omsk şehrine uçuşlar 21 Haziran 2012 tarihinden itibaren başlayacak. Her hafta Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri İstanbul Sabiha Gökçen’den saat 20.15’de gerçekleştirilecek uçuşlar ile Omsk’a gidebilecek Pegasus misafirleri için dönüşler her hafta Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri yerel saat ile 06.55’de Omsk’tan İstanbul Sabiha Gökçen’e gerçekleşecek.
Çelebi’den İspanya’da dev adım Türk sivil havacılık yer hizmetleri sektörünün global oyuncusu Çelebi, uluslararası başarılarına bir yenisini daha ekledi. Türkiye’nin yanı sıra Macaristan, Almanya, Avusturya ve Hindistan’da faaliyet gösteren Çelebi, İspanya’nın en önemli yer hizmetleri sağlayıcılarından Newco’yu da devraldı. Çelebi, son devir alma ile birlikte faaliyette bulunduğu ülke sayısını 6’ya, havalimanı sayısını ise 37’ye çıkardı.
TUSAŞ ve Airbus ilk kanatçık teslimini kutladı Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya ve üst düzey Airbus yöneticilerinin katılımı ile gerçekleşen törende Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ), A350 XWB'nin ilk aileronlarını (kanatçık) Airbus'a teslim etti. Yüksek teknoloji ürünü olan bu parça, uçağın en önemli uçuş kontrol yüzeylerinden bir tanesi ve TUSAŞ’ın Ankara'da yer alan tesislerinde üretiliyor. Airbus, önümüzdeki 20 sene içerisinde A350 XWB kategorisinde 6425 uçaklık bir pazar olacağını öngörüyor. TUSAŞ, tüm A350 XWB uçakları için aileronların tek üreticisi konumunda bulunuyor.
KISA KISA
Saç işleme endüstrisinde dünyanın en büyük sektörel fuarı…
“EuroBLECH 2012”ye Türk firmaları damga vuracak
HMF Makina ödüle doymuyor 2003 yılından bu yana Hyundai Forkliftlerin Türkiye distribütörlüğünü başarıyla yürüten HMF Makina, 12-19 Mayıs 2012 tarihleri arasında Forklift VIP müşterileri ile Kore seyahatini gerçekleştirdi. Dünyanın farklı ülkelerinin Hyundai Forklift VIP müşterilerini bir araya getiren gezi, toplam 7 gün sürdü. Daha önce İş Makinaları satış ve servis hizmetinde gösterdiği yüksek başarıdan ötürü 2004-2007 yılları arasında üst üste 4 kez Hyundai tarafından ‘Dünyanın En İyi Distribütörü’ ve 2010 yılında Forklift kategorisinde ‘En İyi Distribütör’ ödülüne layık görülen HMF
Makina, bu yıl ise 2011 yılının ‘En Mükemmel Distribütörü’ ödülünü alarak ödüllere doymadığını bir kez daha kanıtlamış oldu.
MAN’dan orijinal yedek parçada yılın kampanyası MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Yedek Parça Bölümü’nün müşteri memnuniyetini ön plana çıkararak Petrol Ofisi ve İş Bankası‘nın işbirliğiyle gerçekleştirdiği orijinal yedek parça kampanyası, MAN Yetkili Servisleri’nde başladı. MAN Petrol Ofisi – İş Bankası işbirliği ile gerçekleşen “MAN orjinal yedek parça kampanyası” kap-
10
samında, MAN ve NEOPLAN araç sahipleri, İş Bankası kredi kartıyla yetkili servislerden yapacakları her 500 TL’lik orijinal yedek parça alışverişi için Petrol Ofisinden 50 TL değerinde akaryakıt hakkı kazanıyor. 5 Ağustos 2012 tarihinde sona erecek kampanya, aylık üst limit 1000 TL’lik orijinal yedek parça alışverişi ile sınırlı olacak.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
Ekim ayında Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenecek fuara Türkiye, ev sahibi Almanya ve İtalya’dan sonra 3.büyük katılımı sağlıyor. Türkiye’nin, 2 yıl arayla düzenlenen fuara Çin, Hollanda ve İsviçre’yi geride bırakarak 2010 yılına kıyasla ciddi oranda büyüyen bir katılım göstermesi, Türk Sanayi’ndeki büyümenin de göstergesi olarak yorumlanıyor. Bu yıl 23-27 Ekim 2012 tarihleri arasında Almanya'nın Hannover şehri fuar alanında gerçekleştirilecek olan EuroBLECH 2012’ye, fuarın başlamasına daha beş ay olmasına rağmen şimdiden 37 ülkeden 1.340 katılımcı firma katılıyor.Net 84.000 m2 ile %6’nın üzerinde büyüyen fuara Türkiye, Almanya ve İtalya’dan sonra 3.cü büyük ülke katılımı sağlıyor.
Metsan Group, kalitesini tescilledi Müşterilerine, Gümrük Müşavirliği, Sigorta Acentelik Hizmetleri, Uluslararası Lojistik ve Serbest Depolama hizmetleriyle sektörün öncü firmalarından Metsan Group, ISO 9001 ve ISO 22000 belgeleriyle kalitesini tescilledi. “Sorunsuz Lojistik” prensibi doğrultusunda, bünyesinde bulundurduğu güler yüzlü uzman kadrosuyla, 20 yıldır minimum maliyetle, hizmetler sunan ve bu hizmetlerini ISO 9001 Kalite Belgesi ile belgelendiren Metsan Group, 2008 yılından beri “Metsan Depo” ile verdiği serbest depolama hizmetlerine “Gıda Depolama” hizmetini de eklemek üzere “ISO 22000” belgesini de aldı.
KISA KISA
Petrol Ofisi ve World’den 50 TL’lik Bedava Akaryakıt
Petrol Ofisi’nden taksilere özel kampanya Petrol Ofisi, Taksi Fırsat Kuponu ile Petrol Ofisi maxima merkezlerine gelen taksi sürücüleri için çok özel bir kampanyaya imza atıyor. 31 Aralık 2012 tarihine kadar İstanbul, Ankara ve İzmir’deki kampanyaya dahil olan Petrol Ofisi maxima merkezlerinde geçerli olacak kampanya kapsamında, Taksi Fırsat Kuponu ile Petrol Ofisi maxima merkezlerine gelen taksi sürücüleri Fırsat Paketleri’nden birini seçerek Petrol Ofisi
maxima binek araç motor yağı, hava ve yağ filtreleri alımını çok özel fiyatlardan yapabilecekler. Ayrıca, temiz ve konforlu merkezlerde taksi sürücülerine profesyonel madeni yağ uzmanları tarafından sadece 15 dakika sürecek maxima motor yağı, hava ve yağ filtreleri değişimi hizmeti ücretsiz olarak sunulacak. Üstelik farklı tarihlerde gerçekleşen 4 Fırsat Paketi alımında 5. Fırsat Paketi hediye edilecek.
Türkiye akaryakıt dağıtım ve madeni yağ sektörünün liderlerinden Petrol Ofisi, Yapı Kredi işbirliği ile yeni bir kampanyayı tüketicilerine sunuyor. 01 Haziran – 15 Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek kampanya süresince World sahipleri, 100 TL ve üzeri 4. akaryakıt alışverişine 50 TL akaryakıt kazanacaklar. Kampanya, belirtilen tarihlerde World üyesi Petrol Ofisi istasyonlarında, ayrı günlerde ve tek seferde yapılan 100 TL ve üzeri akaryakıt, otogaz veya madeni yağ alımlarında geçerli olacak. Kazanılan indirim 16 - 25 Temmuz 2012 tarihleri arasında World üyesi Petrol Ofisi istasyonlarındaki 50 TL lik akaryakıt alımlarından sonra kart sahiplerinin ekstrelerine indirim olarak yansıyacak.
OPET’te Bonus Card ile yapılan alışverişlerde 40 TL Bonus şansı Bonus Card sahipleri, OPET’te kazanmaya devam ediyor. Kampanyaya katılanlar, anlaşmalı OPET ve SUNPET akaryakıt istasyonlarından 1 Haziran – 15 Temmuz tarihleri arasında üç kez 100 TL ve üzeri akaryakıt harcaması yaparak 5’er TL, dördüncü 100 TL’lik alışverişlerinde ise 25 TL Bonus olmak üzere toplam 40 TL Bonus kazanıyor. Kampanyaya katılmak için, akaryakıt alımlarından önce ilgili numaralara * SMS gönderilmesi yeterli oluyor. Son katılma tarihi 15 Temmuz 2012. Kazanılan puanlar sadece kampanyaya katılan OPET ve SUNPET istasyonlarında yapılacak akaryakıt alışverişlerinde 19-29 Temmuz 2012 tarihlerinde kullanılabilecek.
12
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
KISA KISA
Chevrolet, Manchester United’ın resmi sponsoru Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden Chevrolet ve dünya futbol devlerinden İngiliz futbol kulübü Manchester United arasında beş yıllığına sponsorluk anlaşması imzalandı. Shanghai Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde gerçekleşen törende imzalanan anlaşma sonrası bir açıklama yapan General Motors CMO’su Joel Ewanick, Chevrolet Ailesi olarak dünyanın en popüler futbol
Dacia’da “Şimdi al Ramazan’dan sonra öde” kampanyası Dacia markası, müşterilerine Haziran ayında da cazip fırsatlarla yepyeni bir otomobile sahip olma fırsatı sunuyor. Dacia, tüm modellerinde Haziran ayında “Şimdi Al Ramazan Bayramı’ndan Sonra Öde” ve “Dosya Masrafı Bizden” kampanyası düzenliyor. Ramazan Bayramı’ndan sonra ödemelere başlamak isyeten müşteriler için Duster 32.900TL, Sandero ise 23.050TL, Sandero Stepway ise 28.400TL’den başlayan cazip fiyatlarla satışa sunuluyor.
6 aylık 2.el araçlara DOD Finans ile avantajlı kredi Türkiye’nin öncü tüketici finansmanı şirketi Volkswagen Doğuş Finans (vdf) çatısı altında hizmet veren DOD Finans, DOD bünyesindeki 6 aya kadar olan ikinci el Volkswagen Grup marka araçlara yüzde 1,10’a kadar uygun faiz oranları ile kredi sağlıyor. vdf tarafından sunulan DOD Finans ile tüketiciler 06- 48 ay vade seçenekleriyle 1,15 faiz oranından kredi kullanabiliyor.
14
kulübü olan Manchester United ile gerçekleştirilen bu güçbirliğiyle gurur duyduklarını söyledi. Dünya genelinde 333 milyon taraftara sahip ünlü takımın web siteleri 6 milyon kayıtlı taraftar ile yine dünyanın en fazla kayıtlı taraftar sayısına ulaşan kulüplerinden biri olan Manchester United ile “Resmi Sponsor” luk çalışmaları kapsamında takım futbolcuları ve idarecileri Chevrolet marka otomobilleri kullanacaklar.
Fiat’tan % 0 faizle 3 yıl vadeli kredi fırsatı Tofaş çatısı altında yer alan Fiat Türkiye, Haziran ayında avantajlı satın alma kolaylıkları sunan kampanyasıyla yeni bir ticari araç almayı planlayan müşterilerine kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor. İster kredili ister nakit alımlarda Fiat Fiorino Combi, Fiat Fiorino Combimix, Fiat Doblo Classic Combi ve Yeni Fiat Doblo Combi modellerinde ÖTV miktarı kadar indirim yapan Fiat Türkiye, Koç Fiat Kredi desteğiyle Fiat Finans’tan kredi kullanacak olan müşterilere de benzersiz satın alım imkânları sağlamaya devam ediyor. 30 Haziran tarihine kadar sürecek kampanya kapsamında 15 bin TL’ye kadar kredi
kullanımlarında 3 yıla kadar varan vadeyle % 0 faiz imkânı sunuluyor. Fiat Türkiye, Fiat Ducato’dan Fiat Doblo’ya, Fiat Pratico’dan Fiat Fiorino’ya tüm modelleri için geniş çaplı satın alma kolaylıkları sunan kampanyası kapsamında nakit alımlarda ise %19’a varan indirim fırsatı sunuyor.
Chevrolet’den Chevrolet’den yeni yeni küçük küçük SUV SUV modeli: modeli:
TRAX
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
SUV sınıfının yaratıcısı olan Chevrolet global araç portföyüne yepyeni küçük SUV (sportif arazi aracı) modeli Trax’ı eklediğini duyurdu. SUV sınıfı araçları ile pazarda önemli bir yere sahip olan Chevrolet’nin küçük SUV modeli Yeni Chevrolet Trax, Eylül 2012’de gerçekleşecek Paris Motor Show’da ilk kez görücüye çıkacak ve dünyanın dört bir yanında resmi olarak tanıtılacak. Beş yolcu kapasitesi ve geniş bagaj alanı ile Chevrolet Trax, 140’dan fazla pazarda müşterilere hitap edecek.
KISA KISA
Lancia’nın yeni amiral gemisi Türkiye’de! Lancia markasının amiral gemisi unvanını taşıyan Thema isminin yeniden yollara dönüşünü simgeleyen yeni model, Türkiye’de de 87 bin Euro’dan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla bayilerde yerini aldı. Chrysler’in efsanevi 300 modeli temel alınarak geliştirilen arkadan itişli Lancia Thema, boyutlar, konfor ve etkileyici görsellik gibi tipik Amerikan öğelerini, şık İtalyan iç/dış tasarım detayları ve lüks unsurlarla süslenmiş donanım özellikleriyle kombine etmiş olmasıyla ön plana çıkıyor. Zengin donanım özellikleriyle de dikkatleri üzerine çeken Lancia Thema, 5 ileri vitesli otomatik şanzımanla kombine edilmiş 3.0 litre silindir hacimli V6 yapılı 239 HP’lik Multijet II dizel motorla lüks sedan sınıfındaki rekabete katılıyor.
IWC Schaffhausen ve Mercedes AMG Petronas güçlerini birleştirdi IWC Schaffhausen, MERCEDES AMG PETRONAS Formula One takımının yeni global ortağı olduğunu açıkladı. İsviçreli saat üreticisi Ocak 2013’ten başlayarak üç yıl boyunca MERCEDES AMG PETRONAS takımının Resmi Mühendislik Ortağı olacak. Anlaşma, 2013 Formula 1 sezonunun Melbourne, Avustralya’daki ilk yarışından iki ay önce, Ocak 2013’ten itibaren yürürlüğe girecek.
Leon FR’da yaz avantajları Doğuş Otomotiv-SEAT yazı performans ve ekonomiyi bir arada sunan Leon FR’ye çok özel fırsatlar ile karşılıyor. 1.400 TL indirim ile satışa sunulan Leon FR 125 HP güç üreten 1.4 lt TSI motoru ve üst düzey donanım özellikleri ile SEAT Yetkili Satıcıları’nda… Leon 1.4 lt TSI 125 hp FR modelinde zengin Style paketine ek olarak; 17” alüminyum alaşım jant ve özel ayarlı spor süspansiyonlar, yağmur senörü, arka park sensörü, kararan aynalar, alarm, Bluetooth, otomatik yanan farlar, ESP, EBA, lastik basınç sistemi, Hillhold yokuş kalkış sistemi, arka yan hava yastıkları, özel spor koltuk döşemesi, krom kaplı çift egzoz çıkışı ve gümüş renk yan aynalar, arka led farlar, FR spor tamponlar gibi birçok ayrıcalıklı özellikler standart olarak sunuluyor.
16
Tofaş’ın Fiat Fiorino’suna İngiltere’den ödül Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında geliştirilerek üretilen ve 70’den fazla ülkeye ihraç edilen Fiat Fiorino, İngiltere’de “Van Fleet World” ödülleri jürisi tarafından “ Yılın En İyi Hafif Ticari Aracı” seçildi. Tüm dünyada “2009 Yılın Ticari Aracı” seçilen Fiat Fiorino’nun yenilikçi ve cazip özelliklerini bir kez daha kanıtlayan bu ödül ile ilgili Van Fleet World Editörü John Kendall, “Fiat, Türk yapımı Fiat Fiorino’nun lansmanını yaparak yepyeni bir pazarın önünü açtı. Ekonominin eriyip gittiği bir dönemde Fiat Fiorino gibi bir yeni modelin lansmanının yapılması, filoların resesyon küçülmesi ruhuna sahip olan modellere yönlenmesini sağladı. Fiat Fiorino, 2500 litrelik yükleme hacmine sahip gövdesi, 620 kg’lik ağırlık taşıma kapasitesi ve 1.3 litrelik tutumlu dizel motoruyla bir çok cebe ve amaca uygun olduğunu kanıtlamıştır” dedi.
Skoda’da 3 milyonuncu Fabia gururu Skoda’nın 1999 yılında pazara sunduğu ve sahip olduğu kompakt yapının yanı sıra konfor ve verimliliği ile herkesin sempatisini kazanan Fabia’nın 3 milyonuncusu Mlada Boleslav’daki fabrikanın üretim bandından indirildi. Beyaz renkteki 3 milyonuncu 3. nesil Fabia’da, Greenline teknolojisine sahip motor bulunuyor. 1999 yılında
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
üretilen ilk modeli 1.788.063, yenilenen ikinci versiyonu 1.211.937 adet üretildi. Halen satışı devam eden ve 2010 yılında kapsamlı bir facelift geçiren 3. nesil Fabia’dan 2011 yılında toplam 267 binden fazla satıldı. Skoda’nın en başarılı modelleri arasında gösterilen Fabia’nın 3 milyonuncusu Almanya’daki bir müşteri tarafından sipariş edildi.
HABERLER
Shell&Turcas’ın Shell&Turcas’ın Shell&Turcas’ın Türkiye Türkiye bayileri bayileri zirveye zirveye alıştı… alıştı… Shell&Turcas’ın Shell&Turcas’ın Shell&Turcas’ın Türkiye Türkiye Türkiye Türkiye bayileri bayileri bayileri bayileri zirveye zirveye zirveye zirveye alıştı… alıştı… alıştı… alıştı…
Shell’in bu yılki dünya sampiyonu Antalya’dan
Soldan Sağa: Shell & Turcas Petrol Perakende Satışlar Genel Müdür Yardımcısı ve Satış ve operasyon Müdürü Haldun Güvenir, Uncalı Petrol Fırat Sezer, ağabeyi Ferit Sezer ve Shell & Turcas Petrol CEo’su Jacek dziembaj.
Shell’in 2006 yılından bu yana, faaliyette bulunduğu ülkelerdeki en iyi hizmet ve servis sunan istasyonu belirlemek için düzenlediği “Farkı Yaratan İnsandır” programında Shell & Turcas çok büyük bir başarıya imza atarak, üçüncü kez zirveye çıktı... 18
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
HABERLER
S
hell Antalya Uncalı Petrol istasyonu, 65 ülkeden 16 bin istasyon arasında büyük bir başarı göstererek “Dünya Birincisi” oldu. Shell Uncalı Petrol istasyonu sahibi Ferit Sezer, şampiyonluk kupasını Güney Afrika’nın Cape Town kentinde düzenlenen ödül töreniyle aldı. Antalya’da düzenlenen kutlama kapsamında düzenlenen törene evsahipliği yapan Shell Uncalı Petrol istasyonunun sahibi Ferit Sezer ve ekibinin yanısıra, Antalya il protokolü, davetliler ve Shell & Turcas yetkilileri katıldı. “MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ANLAYIŞIMIZA EN ANLAMLI ÖDÜL” Törende bir konuşma yapan Shell & Turcas Petrol CEO’su Jacek Dziembaj, her zaman önceliklerinin “müşteri memnuniyeti” anlayışı olduğunu belirterek, önemli bir uluslararası değerlendirmede üçüncü kez çok büyük başarı kazanmanın temelinde bu anlayışın yattığını söyledi. Dziembaj, şöyle konuştu: “Geçen yıl Avrupa birinciliği, önceki yıl ise Dünya birinciliğini kazanmamız ve üçüncü kez üst üste zirveye çıkmamız, bizim için çok anlamlı bir ödül oldu. Üst üste aldığımız 3 kupa, başarımızın tesadüf olmadığını,
‘her zaman, her yerde gülümseyen mutlu müşteriler yaratmak’ felsefesini ne kadar iyi özümsediğimizi ve bu konuda yılmadan çalıştığımızı ortaya koyuyor. Bu ödüller, Shell’in dünya standartlarındaki ürün ve hizmet kalitesini Türkiye’nin her yerinde aynı hizmet anlayışıyla sunan iş ortaklarımızın ulaştığı ve sektörümüze de örnek teşkil eden seviyeyi gösteriyor. Antalya’ya gelen turistlere dünya birincisi Shell istasyonuyla hizmet vermekten gurur duyuyoruz.” EKİP RUHU BAŞARIYI GETİRDİ Shell Antalya Uncalı Petrol istasyonu sahibi Ferit Sezer ise ödülle ilgili şunları söyledi: “Ödül töreni, hayatımın en muhteşem gecelerinden biri oldu. Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmenin onurunu yaşadım. Farkı Yaratan İnsandır programı bana ekip olmayı, beraber çalışarak her zaman en iyiye ulaşmanın mümkün olduğunu öğretti. Shell ailesi ile birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu ve ülkemizi ne kadar çok sevdiğimizi, bütün kalbimle bir kez daha hissettim. 2008 yılından bu yana Shell markası altında, 30 çalışanımızla günde ortalama 1750 araca en iyi hizmeti vermek için çaba sarf ediyoruz. Bundan sonra da aynı titizlikle yolumuza devam edeceğiz.” GİZLİ MÜŞTERİ NOT VERİYOR Uygulama kapsamında ‘gizli müşteri’ istasyonlara giderek 40’a yakın kritere ve soruya göre not veriyor. Gizli müşteri uygulamasının amacı müşteriye sunmak istenen hizmet ve servis kalitesinin tüm müşterilere aynı ölçüde ulaşıp ulaşmadığını gözlemlemek ve değerlendirmek. Her çeyrek dönemde 34 bin istasyon ziyareti yapılıyor. Bu da her 4 dakikada bir ziyaret demek. İstasyonlar Gizli Müşteri ziyaretinden asla haberdar olmuyor.
5 yılda know-how verecek düzeye geldik Programın Türkiye’deki uygulamalarında en çok emeği geçenlerden biri olan Shell & Turcas Petrol Perakende Satışlar Genel Müdür Yardımcısı ve Satış ve Operasyon Müdürü Haldun Güvenir’e işin sırrını sorduk. Türkiye’nin üst üste şampiyon oldukça, esprili bir dille programın kurallarını değiştirmelerinden korktuklarını ifade eden Güvenir, “Ancak, ne kadar değiştirilse de yine başaracağımıza inancımız tam. Güney Afrika’daki ödül gecesi, Oscar töreni gibiydi. Dünyanın 65 ülkesinden bin bayi katıldı. Biz de 40 kişilik bir Türk heyeti olarak oradaydık. Herkes bizi konuşuyor. 5 ülkenin genel müdürüyle anlaşma yaptım. Karşılıklı eleman gönderip, getireceğiz. Onlar bizim her sene nasıl bu kadar başarılı olduğumuzu öğrenmek istiyor. Biz de, onların yaptığı bazı güzellikleri kendimize adapte etmek istiyoruz. Böylece çıtamızı yine bir üste taşıyabilmenin hesaplarını yapıyoruz. Peki gizli müşteri nedir? Kim, nasıl belirler? Haldun Güvenir, bu sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Gizli müşteri, Londra merkezdeki Evrensel Pazarlama Dairesi’nin ihalesini yapıp, uyguladığı bir yöntem. Hiçbir bayinin bundan haberi yok. Programdaki bütün ülkelerde gizli müşterinin kim olduğu ve ne zaman geldiği bilinmez. Ama, Türkiye’den Türkçe konuşan insanları işe aldıklarını biliyoruz.” Başarınızda müşteri sadakat programlarının payı var mı? “Her sene dünyanın en üst sıralarında yer almamızda tabi ki, müşteri sadakatlerinin de büyük etkisi olduğunu kabul etmeliyiz. Bugünlerde Migros ile de ortak bir çalışma içerisindeyiz. Çok yakında Migros’a 1-2 firma daha eklenecek. Birbirimizin müşterilerini destekleyerek, herkesin yüzünün güleceği işlere imza atmaya devam edeceğiz.”
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
19
DOSYA
ideal kaliteye ideal fiyat DLP’de
Düelsan Düelsan Genel Genel Müdürü Müdürü Servet Servet Dündar, Dündar, sektörün sektörün lideri lideri olma olma yolunda yolunda emin emin adımlarla adımlarla ilerlediklerini ilerlediklerini kaydederek, kaydederek, DLP DLP markasının markasının “ideal “ideal kaliteye kaliteye ideal ideal fiyat” fiyat” ilkesiyle ilkesiyle pazarın pazarın yüzde yüzde 50’sinden 50’sinden fazlasına fazlasına talip talip olduğunu olduğunu açıkladı açıkladı 20
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
DOSYA
Y
aklaşık 35 yıl önce iş makinalarının elektrik aksamlarını üreterek sektöre giren Düelsan, kısa sürede büyüyerek elektromekanik alanındaki öncü isimlerden biri haline geldi. Son 5 yıldır da DLP markasıyla hidrolik ekipmanları konusunda faaliyet gösteren Düelsan, oldukça kısa bir süre zarfında sektörde söz sahibi olduğunu kanıtladı. Tamamı yerli üretim olan yüksek kalitedeki ürünleri mümkün olduğunca uygun fiyatlarla müşterileriyle buluşturmayı amaçladıklarını söyleyen Düelsan Genel Müdürü Servet Dündar, 2014 yılına kadar sektörün bir numaralı ismi olmayı hedeflediklerini söyledi… Dündar, gelecekle ilgili planlarını ve beklentilerini Lojistik Ekipmanlar okuyucularıyla paylaştı… “POWERPACK’İN TAMAMINI ÜRETEN TEK FİRMA DÜELSAN” Yaklaşık 5 yıldan beri Samsun’daki fabrikalarında DLP markasıyla hidrolik ve hidrolik ekipmanları konusunda çalışma yaptıklarını söyleyen Servet Dündar, yerli üretim konusunda bir adım önde olduklarını belirtti. Yerli powerpack üretiminde de lider olduklarına dikkat çeken Dündar, “Powerpack’in tamamını Türkiye’de üreten tek yerli firmayız. Bu çok önemli bir konu çünkü Türkiye’deki diğer firmaların tamamı ya motorunu ya da parçasını yurt dışından getiriyor ya da burada sadece montajını yapıyor. DLP olarak powerpack’in tamamını Samsun’daki fabrikamızda üretiyoruz. Şu anda iç pazarda yüzde 100 yerli üreten tek firmayız. Türkiye’deki powerpack ihtiyacının yüzde 80’i yurtdışından temin ediliyor. Biz powerpack konusunda daha ileri gidip maliyetleri düşürerek pazarın ihtiyacını karşılamak istiyoruz. Ayrıca bu alanda ihracat yapmak gibi de bir hedefimiz var. Ayrıca Firma olarak otomobiller minibüsler panelvanlar otobüs ve toplu taşıma araçlarında kullanılmak üzere engelli
Servet Dündar, “Otomobi ller minibüsler panelvanl ar otobüs ve toplu taşıma üzere engelli liflerinin üre araçlarında kullanılmak timini başarıyla gerçekleşt iriyoruz” dedi.
liflerinin üretimini başarıyla gerçekleştiriyoruz” dedi. “HEDEFİMİZ PAZARIN YÜZDE 50’SİNİ AŞMAK” İç pazarda en fazla bayi ağı olan firma konumunda olduklarının altını çizen Servet Dündar, satış sonrası destekte de iddialı olduklarını söyledi. DLP’nin, yalnızca 5 yıllık bir marka olmasına rağmen rakiplerine ürün satar hale geldiğini ifade eden Dündar, “Hedefimiz, 2014’e kadar Türkiye pazarının yüzde 50’sinin üzerine çıkmak ve lift sektöründe Türkiye’nin bir numaralı ismi haline gelmek. Bir diğer projemiz ise kamyon arkası kaldırıcılarından sonra istifleme makinalarının hem yükselme mesafesini ve tonajını artırmak, hem de hareket kabiliyetini artırmak. Bu istifleme makinalarının bir sonraki aşamasında da elektrikli forklift üretmeyi planlıyoruz.”
“FİYAT-KALİTE DENGESİ ÖNEMLİ” Tüketicilerin, ürün seçerken fiyat-kalite ekseninde karar vermeleri gerektiğini söyleyen Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim için en önemli faktörlerden biri tüketicinin doğru seçim yapması. Türkiye’de tüketici genellikle fiyata bakarak ürün alıyor. Bizim isteğimiz, önce kalite sonra fiyata bakmaları. Bizim şu anda kalite ve fiyat konusunda oturmuş bir çizgimiz var. Ürettiğimiz ürünlerin kalitesi kendini çoktan ispatladı. Ve bu kapsamda yine de çok yüksek fiyatlar yerine orta kıvamda fiyatlara sahibiz. DLP’nin üretiminde taillift, engelli lifti, istifleme makinaları, powerpack (hidrolik güç üniteleri), DC motorlar ile Türkiye’nin en iyi ürün gamına sahip firması olduğumuzu düşünüyoruz. Sektörümüzün önde gelen firmalarına hizmet vermeye hazırız.”
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
21
DOSYA Çin’den gelen ZPMC heyeti, İstanbul’a geldiklerinde ilk iş olarak çok merak ettikleri Ayasofya ve Sultanahmet Camii’ni gezdi. Soldan sağa: Portunus Genel Müdürü Önder Türker, Elektrik Dizayn Şefi Shi Weiguo, Liman Vinçleri Satış Müdürü Zhang Yu, ZPMC Başkan Yardımcısı Huang Qing-Feng, MLS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdemir, Satış Sonrası Servisler Müdürü Li Chenhao ve Yedek Parça Satış Müdürü Yang Shadong.
ZPMC, “Çılgın Projesi”ni MLS Holding üzerine kuruyor Dünyadaki liman vinci pazarının yüzde 78’ine sahip dev kuruluş, Çin’den parçalar halinde konteynerlele taşıyacağı vinçleri Türkiye’den MLS Holding ile ortak kurduğu şirket, ZPMC Mediterranean aracılığıyla birleştirip, satış ve satış sonrası hizmet verecek 22
5
bini mühendis olmak üzere 35 bin çalışanı olan ve dünya vinç pazarının yüzde 78’ine sahip dev bir kuruluş ZPMC. Çin’in global markası; bundan böyle Akdeniz bölgesindeki satış ve satış sonrası hizmetleri Türkiye’den yüzde 50 ortaklıkla kurduğu ZPMC Meditarrenean ile yürütecek. Geçtiğimiz günlerde MLS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdemir ile Çin’de resmi anlaşmaya imza atan ZPMC yöneticilerinden bir grup, incelemelerde bulunmak üzere İstanbul’a geldi. Dev şirketin Başkan Yardımcısı Huang Qing-Feng ile LOJİSTİK EKİPMANLAR Dergisi okurları için konuştuk. Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika’daki hemen hemen tüm limanlarda ZPMC vinçlerinin kullanıldığını belirten Huang Qing-Feng , “Bizim
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
hedefimiz, eğer bir limanda konteyner varsa, vinçlerinin de ZPMC olmasıdır. Ayrıca şu anda liman vinçleri sektöründe olduğu gibi, farklı iş alanlarında da daha büyüyoruz. Bunlardan birincisi büyük çelik konstrüksiyonlar. San Fransisko New Bay Köprüsü, Kaliforniya Köprüsü, Kore Incheon Köprüsü gibi büyük köprüler, tamamladığımız başarılı projelerden sadece bazıları. Ayrıca Türkiye’deki 3. Köprü ihalesine de teklif verdik, ilgimiz halen devam ediyor. Yaptığımız çelik konstrüksiyon köprüler, betonarme köprülerden çok daha uzun ömürlüdür. Projelerimizdeki başarılarımızın sırrı, üretimlerimizi 200 yıl kullanılmak üzere yapmamızdan kaynaklanıyor. Bir diğer iş kolumuz, son olarak İngiltere için ürettiğimiz rüzgar türbinleridir. Ayrıca, Panama Kanalı için büyük çelik konstrüksiyonlar yaptık. Las Vegas’daki dünyanın en büyük dönme
DOSYA
dolabı da yine ZPMC yapımıdır. Özellikle okyanus üzerinde çalışan birçok petrol sondaj platformunda da yine ZPMC imzası vardır. Her ay ortalama 100 bin tonluk çelik konstrüksiyon işi yapıyoruz” sözleriyle tanıttı firmalarının çapını. TÜRKİYE’DE DE BÜYÜK VİNÇ SAYISI ARTACAK 3 günde Türkiye’deki birçok konteyner limanını gezdiklerini söyleyen ZPMC Başkan Yardımcısı Huang Qing-Feng, “Türkiye’de de konteyner limancılığı konusunda çok büyük bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Şu anda Türk limanlarında nadir bulunan büyük vinç sayısının ekonomiyle doğru orantılı olarak daha da artacağını öngörüyoruz. MLS Holding ile ortak kurduğumuz ZPMC Mediterranean’ın yakın gelecekte tüm Akdeniz’e hizmet edecek bir şirket olmasını planlıyoruz. Türkiye’deki nitelikli iş gücü ile ZPMC teknolojisini de buraya taşıyarak çok sağlam bir yapı oluşturmayı planlıyoruz. Türkiye; Avrupa, Asya ve Ortadoğu konusunda çok ciddi bir kültürü paylaşıyor, biz de bu avantajı kullanmak istiyoruz. Türkler de Çinliler gibi çok çalışkanlar. Bu sene Türkiye’de Çin yılı, önümüzdeki yıl da Çin’de Türkiye yılı olacak. Biz de inanıyoruz ki, ZPMC Mediterranean ile bu bölgede çok büyük işler yapacağız” diye konuştu. ZPMC MEDITERRANEAN İLE TESLİM SÜRELERİ KISALACAK ZPMC Mediterranean ile bu bölgedeki cirolarının birkaç katına çıkacağına inandıklarını kaydeden Huang Qing-Feng şöyle devam etti: “Petrol sondaj platformları ve gemi üzerindeki hareketli vinçler üretiyoruz. ZPMC Mediterranean ile sadece liman vinçlerinde değil, aynı zamanda çelik konstrüksiyon ve petrol platformları konusunda da çalışmak istiyoruz. Çin’den Türkiye ve Avrupa’ya vinçlerimizin gelmesi yaklaşık 2 ay sürüyor. Kendimize ait 25 gemiyle Çin’deki üretimlerimizi dünyaya taşıyoruz. Bu çok masraflı bir iş. Avrupa’ya teslim süresini daha da kısaltmak için vinçlerimizi konteynerle parçalar halinde taşımayı, Türkiye’de de montajını yapıp tüm Akdeniz ve Avrupa’ya göndermeyi planlıyoruz. Böylece, daha ekonomik olmasının yanı sıra, teslim süreleri de kısalacaktır. Ayrıca Maersk Line’ın çok büyük konteyner gemileri suya inmek üzere. Artık vinçler daha yüksek ve daha uzun olmak durumunda. Bu da mevcut vinçlerin daha büyük hale getirilmesi gerektiği demek oluyor. Bunun için dünyada birçok limanda revizyonlara gidilecek. İşte o revizyon aşamasında da ZPMC Mediterranean ile çalışacağız ve Türkiye’deki yerel insan gücünü kullanacağız. ZPMC şu anda dünyada 6 bin adet çalışan makineye sahip. Ortadoğu’da da büyük bir makine parkımız bulunuyor. Ortadoğu ve Akdeniz’deki tüm servis hizmetlerini ZPMC Mediterranean üzerinden vereceğiz.”
leriyle dönüştürüyoruz. Aynı zamanda Avrupa ve Akdeniz bölgesine de, Türk ve Çin birlikteliğinin neler yapabileceğini kanıtlıyoruz. Başka bir projede, geleneksel dizel motorlu vinçleri de elektrik ile çalışır hale dönüştürüyoruz. Bu, dizel vinçleri çevreci bir yapıya kavuşturmak anlamına da geliyor. Bununla ilgili ilk kontratı da imzaladık. Kumport Genel Müdürü ile de, gelecek projeler ve limanda otomasyon konusunda fikir teatisinde bulunduk. ZPMC Mediterranean ve ZPMC Shanghai işbir-
Huang Qing-Feng
liğinin çok büyüyeceğine inanıyorum. ZPMC, her yıl 300 adet STS vinç üretebiliyor. Fabrikadan neredeyse her gün bir vinç çıkarıyoruz. Bu vinçlerin hemen hepsi dünyadaki en hızlı liman vinçleri olarak çıkıyor. Rotterdam, Kore ve İspanya’da olduğu gibi limanlara full otomatik vinçler üretiyoruz. Umarız ki, ilerde Türkiye’de de full otomatik bir liman yaratılır ve biz de bunun bir parçası olmak isteriz. ZPMC Mediterranean da bu işbirliğinde en büyük yardımcımız olacaktır” açıklamasını yaptı.
Sami Özdemir
AVRUPALI VİNÇLERİ, TÜRK VE ÇİN İŞBİRLİĞİYLE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ İzmir Limanı’ndaki 5 gemiden tahliye (STS) vincin yenilenme aşamasında yine Türk işçiliği ve ZPMC teknolojisinin birleştirildiğini kaydeden Huang Qing-Feng , “Şu an ilk gemiden tahliye vinci teslim edildi. ZPMC teknolojisi ve Türk işgücünü, Türk yönetimiyle birleştirdik. Avrupa üretimli vinçleri, Türk mühendislik yönetimi ve ZPMC komponent-
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
23
DOSYA
Paksan, tereciye tere satacak 24
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
Türkiye’de platform denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Paksan, çıtasını yükseltti. İhracat yaptığı 40 ülkenin ardından şimdi de Fransa ve Almanya’ya ürün göndermeye hazırlanan Paksan’ın başarısının sırrını, şirketin kurucusu Ahmet Kaleli anlattı…
DOSYA
A
raç üstü platformlar imal eden Paksan'ın sadece yurt içinde değil yurtdışında da marka haline geldiğini kaydeden Ahmet Kaleli, İsveç’ten Tayvan’a kadar 40 ülkeye makine ihraç ettiklerine dikkat çekti. Yakın bir tarihte de Fransa ve Almanya’ya da ihracat yapmaya başlayacaklarının müjdesini veren Kaleli, “Özellikle de Almanya gibi bu sektörün zirvede olduğu bir ülkeye ihracat yapmanın büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Bunun sırrı şudur: Almanya’da üretilen araçlar Almanlara pahalı gelmeye başladı. Biz de tam burada devreye girdik. Sonuç olarak daha uygun fiyatlarla aynı kalitede ürünlerle, Almanya gibi çetin bir pazara da girmeyi başardık. 30 yıl önce sattığımız makineler bile hala çalışıyor. Bunun anlamı şu: Demek ki işimizi iyi yapıyoruz. Türkiye’de pazarın büyük bir kısmına sahibiz. Kime giderseniz gidin Paksan’ın bu alanda Türkiye’nin bir numarası olduğunu herkes söyleyecektir. Gerek ürettiğimiz makinelerin kalitesi, gerekse satış sonrası destek ağımızla bu sektörün Türkiye’deki lokomotifi konumundayız. Başarımızın sırrı müşteri odaklı çalışmamızdır. Müşterilerimizin memnuniyetini hep birinci planda tuttuk. Şu an Sibirya’ya da servis veriyoruz Büyük Sahra’ya da...” diye konuştu. “AR-GE OLMAZSA OLMAZIMIZ” Paksan olarak en önem verdikleri konuların başında Ar-Ge faaliyetlerinin
geldiğini söyleyen Ahmet Kaleli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de ilk kez küçük araç üzerine yüksek çalışma platformunu monte ettik. 3,5 tonluk kamyonet üzerine 16 – 18 metrelik platform yaptık. Bu, tamamen ARGE çalışmalarımızın bir sonucu. Eskiden yazılımları yurt dışından getirtiyorduk. Şimdi artık yazılımlar da kendimizin. Teknoloji ile iç içe olması zorunlu olan makine sektöründe, dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmenin yanı sıra bu gelişmelere yön veren Paksan, Ar-Ge çalışmalarına büyük bir hız vererek bugünün zeminini dünden hazırlamış ve
şimdiden yarınların çalışmaları içerisine girmiştir. Tüm ürünlerinde sahip olduğu gerekli bütün kalite sertifikaları ile sektörün en güvenilir, en dinamik ve en hızlı firması olduğunu kanıtladı. Bizim avantajımız, sahip olduğumuz bilgi birikimimiz. 25 yıldır bizimle birlikte çalışan arkadaşlarımız var. Hatta çocuklarıyla birlikte çalışanlar bile var. Başarımızın sırlarından biri bu. Burayı kurduk ve birlikte yönetiyoruz. Ve Paksan da bizim karakterlerimizin özelliklerini taşıyor.” YAZILIMINI KENDİSİ YAPIYOR CE belgesiyle üretim yapan firmalarının yeni geliştirdiği ve 42 metreye kadar çıkabilen itfaiye aracıyla ilgili olarak da bilgi veren Ahmet Kaleli, söz konusu makinenin üretiminin komşu birçok ülkede olmadığına dikkat çekti. Türkiye'de daha çok klasik merdivenlerin imal edildiğini belirten Kaleli, "Biz gerçekten özgün bir üreticiyiz. Eğer şehirde çok yüksek katlı binalar varsa bu makineler olmazsa olmaz. Bizim makinelerimizde müthiş bir güven var. Önceleri yazılımını yurtdışından getiriyorduk. Artık onu da rahatlıkla kendimiz yapar duruma geldik. Yani yurtdışına bilgi satar konuma geldik. Önümüzdeki süreçten müthiş umutluyuz. Önümüzdeki yıllarda kesinlikle patlama yaşayacağımıza inanıyorum" açıklamasında bulundu.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
25
DOSYA
Snorkel, İngiliz İngiliz menşeili menşeili dünya dünya Snorkel, lideri bir bir personel personel yükseltici yükseltici lideri platform imalatçısı. imalatçısı. 44 metreden metreden platform 40 metreye metreye değişen değişen yüksekliklerde yüksekliklerde 40 platform üretebiliyorlar. üretebiliyorlar. Enka Enka platform Pazarlama da, da, bu bu global global markanın markanın Pazarlama Türkiye distribütörlüğünü distribütörlüğünü yapıyor. yapıyor. Türkiye Ürünlerde öne öne çıkan çıkan en en belirgin belirgin Ürünlerde özellik, güvenliğin güvenliğin üst üst düzeyde düzeyde temin temin özellik, edilmesi. Belirli Belirli bir bir yüksekliğe yüksekliğe edilmesi. çıkıldığında hayati hayati tehlike tehlike arz arz çıkıldığında edebilecek her her durum durum önceden önceden tespit tespit edebilecek edilip, önlemi önlemi alınmış... alınmış... edilip,
n e d e m n i ç i h a l m r Makaslı platfo z i n i s r i l i b a y a r a t tüm deponuzu
26
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
DOSYA
Enka Pazarlama Platform Ürün Sorumlusu Sibel AygÜl
D
istribütörlüğünü üstlendikleri Snorkel’in lojistik depoların özellikle şantiye aşamasında çok yoğun olarak kullanıldığını ifade eden Enka Pazarlama Platform Ürün Sorumlusu Sibel Aygül, “Son dönemde hat araları daralarak, yükseklikler arttı. Dolayısıyla platform ihtiyacı bir zorunluluk haline geldi. Depo şantiyelerinde özellikle içerde çalışan taşeron firmalar, ürünlerimizden çok fazla yararlanıyor. Sonrasında da demirbaş olarak bir yükseltici platformun bulunması zaruri hale geliyor. Depo şantiyelerinde zemininiz beton halindeyken mutlaka akülü makaslı platformu öneriyoruz. Makinelerin ayırt edici özelliği, kapalı konumda sepet içinden kumanda edip yükseltebilmeniz ve açık konumdayken dahi makineyi sepetten kumanda ederek yürütebilmenizdir. Bir depo şantiyesinde yukarı bir elektrik hattı çekileceğini varsayın! 12 metre yükseklikte çalışılıyor. Kullandığınız makine çekilebilir bir model olsaydı, dengeyi sağlamak için yükselmeden önce kenarlara ayak açması gerekecekti. O noktada çalışmanızı tamamladıktan sonra sepeti aşağı indirip çalışacağınız diğer noktaya götürecek ve tekrar ayak açıp yükselecektiniz. Ama, makaslı platformlarımızda kendinden yürüyüş özelliği mevcuttur. En üst noktadan hiç aşağı inmeden tüm alanı tarayabilirsiniz. Ağırlık merkezinde dengeyi sağladığı için hiçbir sarsıntı hissetmeden çok güvenli ve hızlı bir şekilde çalışmanızı tamamlayabilirsiniz” diye konuştu. “KOT FARKI OLAN YERLERDE, MAKİNEMİZ DENGEYİ SAĞLAR” Akülü makinelerinde iz bırakmayan lastiklerin mevcut olduğunu söyleyen Aygül, “Zemin tamamlanmadan dış alanda gezdirmek çok mümkün olmuyor. Bu durumda dizel motorlu araçlarımızla da yine 12 metreye çıkarak şantiye ortamında aynı işlemleri yapabilirsiniz. Makinelerimizin en önemli artısı, eğimin fazla olduğu ya da kot farkı bulunan yerlerde yere paralelliğini bozmadan kendini dengeye almasıdır. Depo tamamlandı, faaliyete geçtik. İçerde
müdahale etmeniz gerekiyor. Yerde sabit herhangi bir şey var ve onun üzerinden müdahale şart. Bu gibi durumda da dik çıkıp içeriye doğru müdahale edebilen eklemli ürünümüzü kullanıyorsunuz. Makasla yetersiz kaldığınız durumlarda, bu makineyle 7 metre içeri uzanabilirsiniz. Yine ayak açılmaz. Platform ne tarafta ise, gövde üzerindeki ağırlık merkeziyle sizi dengeler. Personel kontrolsüz yükleme yaptı diyelim. Denge bozulacağı için limiti geçtiği anda makine kendini kilitler ve yalnızca aşağı inmenize izin verir. Ya da ‘ben makineyi içerde kullanacağım ama ya benim personelim alır, dışarda ve eğimli bölgede kullanırsa ne olur’ deniyor. Çalıştıramaz, çünkü eğim limitini aştığı yerde yine makine kendini otomatik olarak kilitler. En çarpıcı olan da makinenin tüm bu fonksiyonlarını sepetin içindeki kullanıcı yapar. O nedenle ikinci bir kişi istihdam etmenize gerek yoktur” sözleriyle platformlarının ne kadar güvenli olduğunu ortaya koydu. “İHTİYACINIZDAN EMİN DEĞİLSENİZ, BİR DÖNEM KİRALAYIN!” Kiralamanın Türk insanının yapısına pek de uygun düşmediğini ifade eden Sibel Aygül, sözlerine şöyle devam etti: “Kiralama, alışık olmadığımız bir sistem. Biz kullandığımız malzemenin daha çok kendimize ait olmasını istiyoruz. Yatırım maliyeti, önceki sistemlere göre daha yüksek. Hem benim olsun, hem de böyle bir makineye bu yatırımı yapmalı mıyım ikilemi nedeniyle böyle güvenlik sistemleriyle donatılmış bir makine yerine daha eski teknolojilere sahip olan ürünler tercih edilebiliyor. Bize göre eğer bir tesiste sık kullanım gerekiyorsa; gün içinde ani müdahalelerin yapılması gerekecekse, öncelikle yatırım maliyetinin hesaplanması lazım. Diğer yandan iki yıllık bir zaman aralığı baz alınarak; bu süre içinde makineye ne kadar ihtiyaç duyulacağı ortaya konulmalı, ihtiyaç duyulacağı dönemler ve bunun dışında kalan ekstra durumlar için kiralama yöntemi kullanılırsa maliyeti ne olur? Yatırım maliyeti ne olur? İki durum karşılaştırıldığında zaten atılması gereken adım
ortaya çıkacaktır. Örneğin, bir alışveriş merkezi veya otomobil fabrikasıysa mutlaka yükseltici platformları demirbaş olarak edinmesi lazım. Depo-antrepoların da mutlaka bulundurması gerekir. Türkiye geneli için düşünürsek personel yükseltici platformlar oldukça yeni, son 2-3 yıl içinde yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bir çok firma, platformları yeni yeni tanıyor. Biz; bu tanıma süreci içerisinde emin olamayacakları için ‘İlk etapta bu yatırıma gitmeyin en azından bir dönem kiralayın’ tavsiyesinde bulunuyoruz. Tesis içerisindeki platformdan alınan verimi gördükten sonra satın alma aşamasına geçebilirler. Bunu da bir ön tanıtımla müşterilerimize anlatıyoruz.” “KULLANICININ NEYE İHTİYACI VARSA O ÜRÜNÜ VERİRİZ” Bir distribütör firma olarak, özellikle satış ve kiralama işine direkt olarak girmediklerinin altını çizen Sibel Aygül, “Bayi organizasyonu üzerinden yapılanma sürüyor. Üretim İngiltere’de. Bizim merkezimiz de İstanbul Tuzla’da. Büyük şehirlerde kiralama, satış ve satış sonrası hizmet verecek bayilerimiz yapılanmalarını tamamladı. Şu anda da Anadolu’da yaygınlaşma aşamasındayız. Öncelikle makinenin ihtiyaç duyulduğu tesise teknik bir ziyaret yaparız. Ölçüm cihazlarımızla teknik yetkililer, makinenin kullanım alanına giriş yapacağı kapıdan, çıkış yapacağı kapıya kadar her alanda ölçüm yapar. Tavan yükseklikleri, kapı genişlikleri, müdahale edilecek yerlerin keşfinin ardından model tespiti yaparız. Ardından yaklaşık 50 çeşit üründen tesise uygun ürünü seçeriz. Çünkü, kullanıcının katalogdan bakıp, kendine işlevsel olarak en uygununu bir anda bulabilmesi pek mümkün değil. Bizi bir satış firması olarak düşünmeyin! Biz tam bir hizmet firmasıyız. Tespitlerimiz sonrasında kullanıcı ihtiyacı bizim ürün grubumuzda yoksa, başka bir firmaya yönlendirmekten de rahatsız olmayız. Enka’nın genel stratejisi de çözüm üretmektir. Bizden satın almanız ya da kiralamanız gerekmez” açıklamasıyla da, birinci önceliklerinin müşteri memnuniyeti olduğunu ortaya koydu.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
27
DOSYA
ilk Türk forklifti ‘Mazaka’ 4 yöne hareket edebiliyor Yaklaşık 1 yıllık Ar-Ge çalışması sonrasında TÜBİTAK'ın desteğiyle hazırladıkları projeyi hayata geçirerek ilk Türk forkliftini ürettiklerini ifade eden Hüseyin Baykan, “Mazaka’yı yüzde 90 oranında yerli malzeme kullanarak ürettik” dedi
28
1
987 yılından beri forklift ve iş makineleri sektörü içerisinde bulunan Avrasya Forklift, birçok ünlü forklift firmasının bölge bazlı satış sonrası ve yedek parça hizmetini yürütüyor. 2003 yılından itibaren Aksaray, Adana ve Kıbrıs’ta da çeşitli firmalarla ortaklıklar yaparak bu illerde büyüme sürecine devam eden firma, şu anda Hyundai, Still, Heli, Manitou ve Combiift forklift markalarının satış faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Avrasya Forklift hakkında bilgiler veren Genel Müdür Hüseyin Baykan özellikle inşaat, tarım ve sanayi kesiminden gelen talepleri dinleyerek açık arazide kullanılabilecek ilk yerli forklift ile beraber hidrolik platform, forklift ataşmanları ve yedek parça üretimine başladıklarını belirtti. Sektörde 25 yılık tecrübesi ile ilk yerli forklifti üretmek için iki yıl önce çalışmalarına başladıklarını anlatan Baykan sözlerine şöyle devam etti: “2010 yılında sektördeki deneyimimizi ulusal ve ekonomik kazanca dönüştürmeye karar verdik. Özellikle İnşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar forklift taşımak için bizden römork talep etmeleri bizim bu projeyi hayata geçirmemize neden oldu.” ‘ŞİKÂYETLERDEN İLHAM ALARAK MAZAKA’YI ÜRETTİK’ İlk yerli forklifti üretirken en büyük
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
dayanaklarının müşterilerinden gelen talep ve beklentiler olduğunu vurgulayan Baykan, “Özellikle inşaat işi yapan müşterilerimiz, inşaat sahası içerisinde çalışan forkliftlerinin batmasından ve yürümemesinden şikâyet ediyorlardı. Arazi tipi forkliftlerin de pahalı olduğunu söylüyorlar ve yine taşıma problemlerini belirtiyorlardı. Bizde müşterilerimizden gelen bu talepleri değerlendirerek mobil taşıma ve her türlü arazi koşullarında yürüyen, Mazaka (Mounted Truck Forklift) markasıyla bir forklift yapmaya karar verdik” dedi. 350 BİN LİRAYA MAL OLDU Prototip üretimi için Ar-Ge çalışmalarıyla birlikte 350 bin lira civarında harcama yaptıklarını anlatan Baykan, “Sektördeki tecrübe ve deneyimimizi teknikle birleştirmek için prototip üretimi aşamasında TÜBİTAK Kobi Ar-Ge desteği aldık. Prototip ürünün ticarileşmesi boyutunda KOSGEB Endüstriyel Uygulama desteği ile Makina ve Teçhizat Desteği alımı yaptık. Bu kapsamda alınan makinalar ile önümüzdeki günlerde forkliftin seri üretime geçeceğiz. Bu makina teçhizat alımı yanında forkliftin CE belgesi ve diğer zorunlu test analizleri içinde KOSGEB
DOSYA desteklerinden yararlanıyoruz. KOSGEB Kayseri Hizmet Merkezi Müdürlüğü bu aşamada bizim yanımızda olup firmamıza sürekli destek veriyor” şeklinde konuştu. HER YÖNE HAREKET EDEBİLEN FORKLİFT ‘Mazaka forkliftin temel yenilikçi boyutu, her yöne hareket edebilmesidir’ diyen Baykan, “Her bir tekerleği üzerine yerleştirilmiş hidrolik motorlar ile tahrik edilen ve gövde üzerindeki hidrolik aktüatörler sayesinde tekerleklerinin açısının değiştirilebildiği forklift, dar mekânlarda ileri-geri manevra veya dönüş yapmaksızın durduğu yerde yönünü değiştirebiliyor. 3 tekerlekli forkliftin her bir tekerleği 180 derece dönüş serbestisine sahip. İnşaat, orman, tarım, boru, profil ve lojistik sektörünün vazgeçilmez forklifti olma özelliğini taşıyor” diyerek sözlerini sürdürdü. KLASİK FORKLİFTLERDEN ÇOK FARKLI "Mazaka" marka forklifti diğer forkliftlerden ayrılan birçok üstün özelliğin bulunduğuna dikkat çeken Baykan, bu üstünlükleri şu şekilde özetledi: "Normalde forklift, ileri ve geri hareket eder, bizim aracımızda ise tekerleklerin kendi ekseninde dönmesi sonucunda 4 yöne hareket edebiliyor. Forkliftler, 4 tekerlekli ve önden çekişli olduğu için sadece sert zeminde ilerleyebilir. Mazaka ise 3 tekerlekli ve 3 tekerden de çekişli olduğu için her zeminde hareket edebiliyor. Forkliftler, kamyon ve tıra yüklenerek taşınabilirken, Mazaka kendini kamyon kasası veya tır dorsesine asabilme özeliğine sahip. Böylece yüklenen ürünün boşaltılması için de araç kolaylıkla taşınabiliyor. Mobil taşınabilme, yüzde 30 meyil tırmanma ve her türlü arazi koşullarında yürüme özelliğine sahip olan forkliftimiz, 1500 milimetre teleskopik bom uzama özelliğiyle yükü tek taraftan boşaltabiliyor. Aracın motoru, lastikleri, jantları ve hidrolik sistemi tamamen yerli üretim. Sadece yürüyen aksamda bazı parçalarda İtalyan üretimi malzeme kullandık. Prototipini ürettiğimiz aracın deneme sürüşlerini sürdürüyoruz. Seri üretime geçmek için de hazırlık yapıyoruz." ‘SATIŞ SONRASI HİZMETLERLE FARK YARATMAK İSTİYORUZ’ İlk yerli forklifti üretirken en çok üretimde kullanılan malzemelerin yerli olmasına ve yedek parçanın kolay bulunabilmesine dikkat ettiklerini belirten Baykan, “Mazaka’yı üretirken en çok arzuladığımız şey üretimde kullanılan parçaların yerli olmasıydı. Tamir kökenli bir firma olmamız nedeniyle forkliftin çalıştığı ortamda tamirinin kolay yapılabilmesine azami özen gösterdik. 25 yıldır endüstriyel forklift sektöründeki faaliyetlerimizde edindiğimiz en büyük tecrübe, yedek parça bulunurluğunun ve satış sonrası hizmetin iyi olması. Yedek parça olmadığı zaman forkliftin arızalı olarak durması zaman kaybı yaratıyor ve maliyetleri artırıyor. Satış sonrası hizmetin çok önemli olduğunu düşünerek kendimizi buna göre ayarladık. Ülkemizde montaj olarak, yerli üretim yapan firmalarımız var. Fakat satış sonrasına çok fazla önem vermiyorlar. Bizi farklı kılan satış sonrasına verdiğimiz önem olacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
29
DOSYA
CELiKBiLEK’TEN sektöre önemli uyarı
30
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
DOSYA
Ç
odaklanmanın yanlış olduğunun altını çizen Ersin elikbilek Kaldırma ve Taşıma Sistemleri, Ayra, kendilerine başvuran müşterilerin önce kendi markası olan BESTLIFT’in yanı ihtiyaçlarını tam olarak anlamaya çalıştıklarını sıra İtalyan LIFTER, Alman HTS, Japon ifade etti. Bir ürünü almadan önce o ürünün özelKITO ve İspanyol MEGA markalarının satış ve liklerinin iyi irdelenmesi satış sonrası hizmetlerini gerçekleştiriyor. gerektiğinin altını çizen Bu firmaların Türkiye distribütörlüklerini Ayra, “Biz öncelikle yürüttüklerini söyleyen müşterimizin ihtiyÇelikbilek Genel acını öğreniyoruz. Müdür Yardımcısı İhtiyacı belirledikErsin Ayra, “Bu ten sonra onlar markalar dünyanın için en verimli ve güvenini kazanBazı firmaların ucuz fiyat sunarak aynı zamanda da mış, sektörlerinde müşterilerin kafasını karıştırdığını en ekonomik uzman kuruluşlar söyleyen Çelikbilek Genel Müdür ürünü seçmeleri olarak biliniyor. konusunda müşBestlift ise tamaYardımcısı Ersin Ayra, “Makine ve terilerimizi yönmen Çelikbilek’in araç yatırımlarınızda menşeini, lendiriyoruz. Bazen uhdesinde olan bir yedek parça bulunurluğunu ve satış ucuz diye alınan ürün marka. Yukarıda sözü istenilen düzeyde geçen önemli sonrası hizmetlerini mutlaka verim sağlayamadığı markaların distribütörsorgulayın” dedi için firmalara artı lüğünün yanında kendi maliyetler çıkarıyor. Bu yüzmarkamızla da üretim yaptırıyden biz müşterilerimizi ürün aloruz. Böylesine önemli markaların madan önce uyarıyoruz. Onların yanı sıra markamızı da Türkiye pazarına gerçekten ihtiyacı olan ürünü almaları konusunda sunmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. bilinçlendiriyoruz” şeklinde konuştu. ‘MÜŞTERİ ODAKLI BİR FİRMAYIZ’ Çelikbilek’in kendisine ait Bestlift markasını ‘SATIŞ SONRASI HİZMETLERİ taşıyan kaldırma ve taşıma ekipmanları olduğunu SORGULAYARAK ÜRÜN ALINIZ’ dile getiren Genel Müdür Yardımcısı Ayra, Piyasaya düşük fiyattan sunulan ürünlerden Bestlift markasının üretimini ise Uzakdoğu firmalarına yaptırdıklarını ifade etti. Çelikbilek Grubunun diğer şirketi olan Kümsan AŞ’nin de 1976 yılından beri vinç ürettiğini vurgulayan Ayra, “Firma olarak müşterilerimizin isteklerine büyük önem veriyoruz. Bu konuda bize müşterilerimizden gelen vinç taleplerini de Kümsan’a iletiyoruz, Kümsan da müşterimiz ile iletişime geçerek ihtiyaçları yönünde çözüm üretiyor. Çelikbilek Grubu altında, Kümsan A.Ş. ve Çelikbilek A.Ş. olarak tamamen müşteri odaklı bir firma olduğumuzu düşünüyoruz. Pazar ihtiyaçları ve rekabet doğrultusunda yeni ürün distribütörlüklerini de değerlendiriyoruz. Sattığımız tüm ürünlerin yedek parça ve satış sonrası hizmetlerini de karşılıyoruz” diyerek sözlerine devam etti.
bazılarının standartlara uymadığını belirten Çelikbilek Genel Müdür Yardımcısı Ayra, bu araçlarının firmalara uzun vadede büyük zararlar getirebileceğine dikkat çekti. Ucuz diye tercih edilen birçok markanın bazılarında yedek parça sıkıntısı yaşandığını dile getiren Ayra, bu markaların satış sonrası hizmetlerinin ise yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Bir ürünü almadan önce yedek parça bulunabilirliği ile satış sonrası hizmetlerinin mutlaka sorgulanmasını tavsiye eden Ayra, “Fiyatı daha düşük olan birçok ürünün mevcudiyeti müşterinin de aklını karıştırıyor. Bu konuda müşterilerimize mümkün olduğunca ürün özelliklerimizi, farklarımızı, orta ve uzun vadede karşılaşabileceği sorunları anlatmaya çalışıyoruz. O an için ekonomik görünen bir çözüm zaman içerisinde ekonomik olmaktan çıkıp çok daha pahalıya mal olabiliyor” diye sözlerini sürdürdü. ‘KALICI İŞ ORTAĞI OLMAK İSTİYORUZ’ Sektördeki amaçlarının yalnızca mal satmaktan ibaret olmadığını anlatan Ayra, müşterileriyle uzun vadede kalıcı ilişkiler kurmak istediklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “İsteğimiz müşterilerimizle birlikte ihtiyaçlarını ya da sorunlarını tam anlayarak, bunu karşılayacak, orta ve uzun vadede problemini çözecek en uygun çözümü üretip önermektir.”
‘LİFTER ÜRÜN GAMINI DA TÜRK PAZARIYLA BULUŞTURDUK’ ‘Lifter, istifleme grubu markası olarak 1 yıl önce ürün yelpazemize katıldı’ diyen Çelikbilek Genel Müdür Yardımcısı Ayra, her müşteriye uygun çeşidin Lifter’in ürün gamında bulunduğunu ifade ederek yeni iş ortaklıkları hakkında şu bilgileri verdi: “Lifterle birlikte Türkiye’ye manuel, akülü, tartı sistemli transpalet, manuel, yarı manuel ve tam akülü istif makinaları sunuyoruz. Lifter’in 3 tona kadar elektrikli, 3,5 tona kadar LPG’li ve dizel forkliftleri de mevcut.” ‘FİYATA ENDEKSLİ MAL ALMAK OLDUKÇA RİSKLİ’ Tüm sektörlerde yaşanan bir sıkıntıyla sözlerini sürdüren Çelikbilek Genel Müdür Yardımcısı Ayra, “Müşterilerimiz çoğu zaman fiyata odaklanarak yanılmaktadır” diye konuştu. Ürün özelliklerini tam incelemeden yalnızca fiyata
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
31
DOSYA
Atek’ten 1
yerli forklift hamlesi
çeşitlilikte makine ürettik956 yılında ticari hayatına başlayan Atek lerini söyleyen Atek Makina, aradan Makina Genel Müdürü geçen 56 yılda Ertan Keser, 8 binden Türkiye’nin ve fazla ürünün de dünyanın önemli ihracatını yaparak makine üreticilerinin 76 ülkede 106 satış Türk makine sektörünün önde arasında yerini noktasına almayı başardı. gelen isimlerinden olan Atek ulaştıklarına dikkat Özellikle de servis Makina, önümüzdeki yıl çekti. Makine ve garaj ekipmanları üretimi alanında benzinli, dizel, elektrikli konusunda yaptığı Türk markalarının da yatırımlarla dikkat seçenekleriyle yerli forklift yavaş yavaş dünya çeken Atek Makina, iki piyasasında adından üretimine geçmeye yıl önce de Atek Lift söz ettirmeye başladığını adıyla kaldırma hazırlanıyor söyleyen Keser, “Dünyada ekipmanları sektörüne uluslararası patente sahip jant “merhaba” dedi. Atek Makina düzeltme makineleri üreten tek Genel Müdürü Ertan Keser, bu firmayız. Bu alanda bir dünya markası süreci Lojistik Ekipmanlar okuyucuları olduğumuzu söyleyebiliriz” diye konuştu. için anlattı. Yatırımları 6 sene önce başlayan Atek Lift’in Türk makine sektörünün önde gelen isim2 sene önce üretime başladığını belirten Ertan lerinden biri olan Atek Makina, Türk makinelerinin dünyada tanınmasında rol oynayan Keser, “Atek Lift ayrı bir şirket, ayrı bir ürün yelpazesi demek. Ama yine de yabancı başarılı firmaların arasında yer alıyor. Servis ve olduğumuz bir konu değil. Bizden önceki kuşak garaj ekipmanları alanında yüzün üzerinde
32
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
1960’lı yıllarda da bu alanda faaliyet göstermişti. Biz bunu yeniden canlandırmaya karar verdik ve Atek Lift’i kurduk. Önümüzdeki sene forklift imalatına başlamayı planlıyoruz. Benzinli, dizel ve elektrik motorlu forkliftler Türkiye’de üretilir hale gelecek. Yatırımlar yapıldı, fabrikamız şu anda hazırlanıyor” dedi. 1956 yılında Baba Mustafa Keser tarafından kurulan Atek Makina’nın başlangıçta otomotiv yan sanayi ve küçük çapta üretimler yaptığını söyleyen Ertan Keser, babalarının 1964 yılındaki vefatının ardından ikinci kuşak olarak firmayı geliştirmek için mücadele etmeye başladıklarını söyledi. Bugün Hadımköy’de ki tesislerinde ISO-9001, CE ve çeşitli kalite belgelerine sahip lastik servis makinaları ve hidrolik krikoları ürettiklerini söyleyen Keser, “Hali hazırda Mitsubishi ve Temsa, ürettikleri kamyonların ve küçük araçların hidrolik krikolarını bizden temin ediyor. Modern üretim tesislerimiz, son sistem bilgisayarlı CNC makinalarımız ve ISO-9001kalite sistemi eğitimli kadromuz ile dünya ülkelerine hizmet vermekten gurur duyuyoruz” diye konuştu.
DOSYA
60 60 metrelik metrelik platform, platform, Türkiye’de Türkiye’de bir bir ilk ilk olacak… olacak…
Paktas’ın gözü yükseklerde…
Türkiye’de ilk defa 60 metrelik araçüstü platform üreterek dikkatleri üzerine çeken Paktaş Platform, yeni aracını Ağustos ayında görücüye çıkarmaya hazırlanıyor. TÜBİTAK’ın da desteğini alan projenin tasarımını ise Paktaş Platform Genel Müdürü Mehmet Şen yaptı...
Aşkın Öztürk
A
raçla ilgili bilgi veren Kiralama Sorumlusu Aşkın Öztürk, aracın, Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi. 60 metrelik araçüstü platformun yanı sıra 55 metrelik yüksekliğe sahip bir itfaiye aracı da ürettiklerini ifade eden Öztürk, her şehir için ayrı bir tasarım oluşturduklarına kaydetti. 60 metrelik platformun benzerlerinin çok ötesinde olduğunu söyleyen Öztürk, “Tamamen yeni bir araç tasarladık. Bu Türkiye’de ilk defa gerçekleşiyor. Şimdiye kadar bu yükseklikteki platformlar yurtdışından getiriliyordu. Ancak bizim ürünümüz tamamen yerli üretim. Bunun sağladığı en önemli avantaj da her durumda teknik destek ve yedek parça anlamında aracımızın yanında olmamızdır. Aracımızı Ağustos ayında müşterilerimizin beğenisine sunmayı planlıyoruz” diye konuştu.
KİRALAMADA TEŞVİK DESTEĞİ Yaklaşık 32 yıldır araçüstü ekipman sektöründe faaliyet gösteren Paktaş Platform, kendi bünyesinde kurduğu Uzay Platform adlı firmayla da aynı zamanda kiralama hizmeti veriyor. Kiralama alanında şu anda Türkiye’de, makaslı platformda kendi ürettiği aracı kiralayan tek firma olduklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda Türkiye’de teşvik denen bir şey var. Yüzde 1 faizle leasing veriliyor. Paktaş bizim ihtiyacımız oranında üretim yaptığı için araçlarımız ne rafta duruyor ne de elimizde kalıyor. Kiralamaya oldukça yoğun bir ilgi var. Kiralamadan da ciddi bir gelir elde ediyoruz. Yıllık, aylık, haftalık hatta günlük kiraya verdiğimiz araçlarımız var. Şirketimizin bir diğer avantajı da servis konusunda ortaya çıkıyor. Kiraladığımız makine kendi makinemiz olduğu için 7/24 o makinenin parçalarını ulaştırmak gibi bir güce sahibiz. Makinede herhangi bir arıza meydana geldiği zaman aynı gün içerisinde müdahale etme şansımız var.”
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
33
HABERLER
170 170 yıllık yıllık Posta Posta Telgraf Telgraf Teşkilatı, Teşkilatı, ‘e-ticarette ‘e-ticarette de de varım’ varım’ dedi... dedi...
Türkiye’nin ilk 3 boyutlu AVM’si PTT’den Teknolojik gelişmelere ve çağın gereksinimlerine ayak uyduran, vatandaşın hayatını kolaylaştıran birçok projeye imza atan PTT Genel Müdürlüğü, dünya çapında hızla gelişen e-ticaret sektörünün içinde yer alınması gerekliliğinden hareketle, Türkiye’nin ilk 3 boyutlu alışveriş sitesi olan e-PTTAVM projesini hayata geçirdi 34
LOJİSTİK LOJİSTİK EKİPMANLAR EKİPMANLAR // HAZİRAN HAZİRAN 2012 2012
HABERLER
e-PTTAVM’de neler olacak?
e
-PTTAVM’nin tanıtım organizasyonu, 17 Mayıs 2012 Perşembe günü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da teşrifleriyle İzmir’de gerçekleştirildi. PTT Kargo gibi büyük projeleri uygulamaya koyduklarını söyleyen Genel Müdür Osman Tural, mevcut hizmetleri iyileştirmek ve yeni hizmetler sunmak için çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti: "Stratejik planımızı hazırladık. 2023 yılına kadar uygulamaya koyacağımız 100'e yakın proje var. Bugün hizmete alacağımız proje de stratejik planımızın içinde yer alıyor. Bu Türkiye'nin ilk 3 boyutlu alışveriş merkezi olacak. Bir alışveriş merkezinde ne varsa olacak. Müşteriler sanal ortamda buluşup sohbet edebilecek. Ayrıca e-PTTAVM'de yer alacak mağazaların online müşteri hizmetleri kapsamında sanal suret yani avatar şeklinde satış danışmanı atayabilmeleri sayesinde son kullanıcılar gerçek bir alışveriş merkezinde alışveriş yapar gibi e-PTTAVM'nin kapısından girecek, ürünleri inceleyecek ve isteyenler sanal dükkandaki müşteri temsilcisinden yardım alabilecek. Biz burada devletin güven duyulan yanı ile özel sektörün hız ve iş yapabilme kabiliyetini birleştirdik." dedi. Çeşme Sheraton'daki e-PTTAVM projesinin tanıtım töreninde daha sonra bir konuşma yapan Bakan Binali Yıldırım, 2003 yılında tüm kurumlarla ilgili brifing aldığını, 170 yıla yakın geçmişi olan PTT'nin dünyadaki değişime uyum sağlayamadığını gördüğünü belirtti. PTT'nin 2000'li yılların başında yaygın hizmet ağının olduğunu, ancak hizmet verimliliği ve karlılığının iyi durumda olmadığını anlatan Bakan Yıldırım, "Neredeyse
gelirleri ve giderleri birbirini zor karşılıyordu. Ayrıca 1990'lı yılların ortasında PTT ve Telekom'un ayrılması da gelirin azalmasına neden olmuştu. Mektup yazma alışkanlığı da gittikçe kayboluyordu. Biz de değişen dünya şartlarında üzerimize düşeni yapmaya karar verdik" dedi.
l Bir alışveriş merkezinde bulunan bütün ürün yelpazesini kapsayacak şekilde tasarımı yapılan e-PTTAVM; internet üzerinden çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere ait ürünlerin satılacağı, müşterilerin internet üzerinden kolayca erişim sağlayarak çok sayıda ve farklı sektörlerdeki markaları 2 boyutlu ve 3 boyutlu platform üzerinden tercih edebileceği bir e-ticaret projesi. l Sitenin 3 boyutlu kısmında yer alacak firmalar, 3 boyutlu alanda satışa sundukları ürünlere ek olarak aynı zamanda 2 boyutlu kısmında da satış imkanına sahip olacaklardır. l Teknik altyapı çalışmaları kapsamında tüm detaylı güvenlik, yük ve stres test çalışmaları tamamlanmış olup, internet üzerinden yapılacak alışverişte kredi kartı kullanımını sağlayan sanal pos entegrasyonu için Denizbank, Vakıfbank, Halkbank, Akbank ve Ziraat Bankası ile protokoller imzalanmıştır. l Sitenin 2 boyutlu kısmında yer alacak 33 adet KOBİ ve 3 boyutlu kısmında yer alacak 8 adet firmayla birlikte toplam 41 adet protokol imzalandı. l Tüketiciye kolay, eğlenceli ve avantajlı alışverişi bir arada sunmayı hedefleyen ePTTAVM’de sisteme Facebook ve Twitter üzerinden bağlantı yapabilen son kullanıcılar, dilerlerse arkadaşlarıyla 3 boyutlu alışveriş platformunda buluşup sohbet edebilecek, sanal ortamda birlikte alışveriş yapabilecek. l Ayrıca e-PTTAVM’de yer alacak mağazaların online müşteri hizmetleri kapsamında kendilerine avatar (sanal suret) şeklinde satış danışmanı atayabilmeleri sayesinde son kullanıcılar gerçek bir alışveriş merkezinde alışveriş yapar gibi e-PTTAVM’nin kapısından girecek, ürünleri inceleyecek ve isteyenler sanal dükkandaki müşteri temsilcisinden yardım alabilecek.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
35
HABERLER
Saras Lojistik dev adımlarla geliyor
Turgay ArAs
Tamer DİnçşAhİn
Yeniden Yeniden yapılanma yapılanma sürecine sürecine başlayan başlayan sArAs sArAs Lojistik’te, Lojistik’te, taşımacılık taşımacılık sektörünün sektörünün duayenlerinden duayenlerinden Tamer Tamer Dinçşahin Dinçşahin CEO CEO olarak olarak direksiyona direksiyona geçti. geçti. 800 800 olan olan araç araç sayısı sayısı 22 bine bine çıkacak, çıkacak, 33 yıl yıl içinde içinde 150 150 bin bin metrekare metrekare depo depo yapılması yapılması planlanıyor. planlanıyor. Ayrıca Ayrıca hava, hava, deniz deniz ve ve demiryolu demiryolu taşımalarında taşımalarında entegre entegre bir bir sistem sistem oluşturulması oluşturulması için için de de yatırımlar yatırımlar yapılacak yapılacak 36
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
HABERLER
1
960’lı yıllarda Iğdır’da bir kamyonla başlayan taşımacılık serüveni, bugün 35 ülkeye taşıma yapan, 800 araçlık dev bir lojistik firmasına dönüştü. Artık yeni yatırımlarla uluslararası bir marka olmayı hedefleyen SARAS, kadrosunu güçlendirerek, lojistiğin tüm alanlarında faaliyet göstermeye hazırlanıyor. Yeniden yapılanma sürecine başlayan SARAS’ta, taşımacılık sektörünün duayenlerinden olan Tamer Dinçşahin CEO olarak direksiyona geçti. Dinçşahin, bir aile şirketi olan SARAS’ın kurumsallaşmasının yanı sıra, yeni yatırımların yapılmasına da katkı sağlayacak. Yurt içinde ve yurtdışında yatırımları olan SARAS’ın bundan sonra da yatırımlara devam edeceğini söyleyen Tamer Dinçşahin, “SARAS çok hızlı büyüdü. Halen 3 ülkede 18 noktada, 800 adet özmal aracımızla taşıma yapıyoruz. 10 adet toplama-dağıtım deposu, 3 adet de merkez depomuz bulunuyor. Toplam 485 uzman çalışanımızla kesintisiz lojistik hizmeti sunuyoruz. Bundan sonra da günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kombine taşımacılığa ağırlık vereceğiz” dedi. Yurtdışında da 5 noktada büyüyeceklerini kaydeden Dinçşahin, şöyle devam etti: “Büyüyeceğimiz bölgeler belli. Doğu bölgesinde Azerbaycan, Nahcıvan civarında zaten çok etkiliyiz. Bu bölgedeki yapımızı daha da büyüteceğiz. Özellikle Almanya ve İtalya başta olmak üzere çalıştığımız üç noktaya, konjonktüre göre iki ilave daha yapacağız. Yatırımın belli miktarını yurtdışına kaydırarak global marka olma yolunda gereken adımları atacağız.” İTALYA TAşIMALArInIn YÜZDE 20’sİnİ YAPIYOr Şu an İtalya taşıma pazarında yüzde 20 oranındaki pay Saras Lojistik’e ait. Bu bölgeye yapılan taşımalarda bir Ro-Ro gerçeği de var. Fakat, İtalya’ya yaptıkları taşımaların yarıya yakınını Yunanistan ve Slovenya üzerinden karayoluyla yaptıklarının altını çizen CEO Tamer Dinçşahin, “Karsız hiçbir parkurda koşmamak istiyoruz. Lojistiğin tüm modlarını kullanarak büyümeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin transit bir yapılanması olduğundan dolayı, biz de iç lojistiği artıracağız. Depo alanları geliştireceğiz. Deniz, demiryolu ve havayolu taşımacılığı firmamızın geliştireceği ana noktalarından biri olacak. Cironun yüzde 30 artırılma hedefi, yalnızca karayolu taşımacılığı ile gerçekleşmez o nedenle lojistik faaliyetlerin tamamında yer almalısınız. Katma değerli faaliyetlerden gelecek gelirlere ihtiyacınız vardır. Yani agresif bir büyüme değil, gecikmiş ve çok kullanmadığımız modları artırarak gelişmeyi sağlayacağız. Kurumsal bir kimlik de oluşturuyoruz. Buna en başta Turgay Bey inanıyor, bize kalan da bilgisini depoladığımız fikirleri hayata geçirmek olacak” açıklamasını yaptı. DEMİrYOLUnA GİrECEKLEr AMA YAsAYI BEKLİYOrLAr Kars-Tiflis-Bakü demiryolu başlangıç noktasının çıkış merkezleri olan Kars bölgesinden başladığına
dikkat çeken Dinçşahin, “Bizim ağırlık noktamız da Kars’dan başlıyor. Pazardaki Azeri egemenliğini de gözönüne aldığınızda bizim avantajımız bir kez daha öne çıkıyor. Ardındaki ülkeler üzerinde de etkin olup, demiryolu taşımacılığına ağırlık vereceğiz. Demiryolu taşımacılığı kaçınılmaz. Ama lokomotif sizde olmadığı sürece gelişmenin hızlı olacağı beklenmemelidir. Ben vagon yatırımı yapacağım, sonra da arkasından lokomotifin gelmesini bekleyeceğim, acaba ona mı gidecek bana mı?” sözleriyle demiryollarındaki özelleştirmenin ivedilikle yapılması gerektiğinin altını çizdi. ÖZMAL ArAç çOKsA sOrUn AZDIr Saras Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Aras da, özellikle özmal araç filosunun önemine dikkat çekti. Kiralık araçlar, sizin markanızı da temsil ediyor diyen Aras, bunun eksik ya da yanlış yapılması halinde marka imajının büyük zarar göreceğini kaydetti. Turgay Aras, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz firmalarla yaptığımız tüm anlaşmaları özmal araçlarla taşıyacağımız taahhüdü ile alıyoruz. Sektörde kiralık araç çalıştırmanın büyük sorunları var. Özmal araç ile bu sorunları minimize edersiniz. Eğer filonuz öz mal araçlardan oluşuyorsa, tüm yatırımlarınızı da ona göre kanalize edersiniz. Türkiye’deki üretici firmalar lojistik sektöründen kaynaklanan bazı sıkıntılar da yaşayabiliyor. Örneğin, bir firmamız 2011’deki tüm taşımalarını tek bir firma ile yapmaya karar vermişler. Biz de bu firma taşımalarının yüzde 50’sini aldık. Aslında yüzde 100’ünü verdiler, biz o işin tamamını yapamayacağımızı hesaplayarak yüzde 50’yi yeterli bulduk. Daha sonra üst düzey bir yetkili ile görüştüğümde bana şunları aktardı: ‘Burası eskiden tam bir kamyon pazarıydı. 13 ayrı firma çalışıyordu ikiye düşürdük. Hedefimiz bire düşürmek olacak.’ Yine bir kiralık işimiz oldu, birlikte çalışacağımız kişiyi gönderdik. Adam, yüklemeden döndü. Çünkü, anlaşma yapıldığı halde, pazarlık yapmaya çalışmış. Şu an yüzde 30’lara varan oranlarda kiralık araçlarla çalışıyoruz. Bütün müşterilerimiz, eğitimli şoför, yeni araçları karşılarında gördükleri zaman memnuniyetleri artıyor bu da bağımlılık yaratıyor. 2011-2012 yılı kontrat devamlarına bakıldığında, özmal araçlardaki artılarımızla öne çıkıyoruz. Bilinmeyen kişilerle, farklı araçlarla ve bilinmeyen hizmet anlayışıyla gidildiğinde kontratları yenilerken zorlanacaktık. Bu bir gerçek.” GEnç FİLOMUZLA DAhA AZ YAKIT hArCIYOrUZ Saras Lojistik filosundaki araçların yaş ortalamasına da dikkat çeken Aras, şöyle devam etti: “Araçlarımızın yaş ortalaması 2. Bu bize çok önemli bir avantaj da getiriyor. Eski araçlarla taşıma yapan nakliyeciler, yüzde 33’lerde yakıt yakarken, biz yüzde 26’larda yakıyoruz. Bu 7 puanlık fark, yıllık sefer sayımızın 10 bin olduğunu düşünürseniz, birkaç milyon Euro’luk bir avantaj demektir. Birçok firmanın Ar-Ge birimi bulunmaz, bizde araç seçiminde bile Ar-Ge birimimizin katkısını kullanırız.
TAşIMACILIKTA nELEr YAPIYOr? KArAYOLU Avrupa’dan Ortadoğu ve Asya’ya çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren filo, en kaliteli hizmeti sunmak üzere yola çıkmış. Parsiyel veya farklı tonajlarda ve farklı tiplerde yükleri, farklı gereksinimlere yönelik araç alternatifiyle, gerek karadan gerekse ro-ro aktarmalı tek ya da çift şoför desteği ile taşıyor . DEnİZYOLU sArAs, dünyada söz sahibi armatör firmalar ile yaptığı tedarik anlaşmaları ile dünyadaki ticaret noktaları arasında düzenli, hızlı ve değişik alternatifli denizyolu taşıma hizmeti sunmakta. Tüm dünyadan Türkiye’ye veya Türkiye’den tüm dünyaya kurulan güçlü tedarik zinciri ile liman ve kapı teslimi, FCL ve LCL taşımacılığın yanı sıra, TIr+gemi, uçak+gemi veya tren+gemi şeklindeki kombine taşıma hizmetleri de sunulmakta. hAVAYOLU Dünyanın önde gelen havayolları ile yapılan anlaşmalar gereği, hızlı ve sonuç odaklı taşıma çözümleri sunulmakta. havalimanından, havalimanına teslim, havalimanından kapıya teslim, kapıdan havalimanına, kapıdan kapıya, Kombine Taşımacılık (Deniz + hava, TIr + hava ) olmak üzere, tüm alternatifler kullanılmakta. PrOJE TAşIMACILIĞI sArAs, her ölçü ve ağırlıkta, her türlü malzemenin bir yerden bir yere nakli konusunda mutlaka bir çözüm sunuyor. Gerek bir rüzgâr enerjisi kulesi, gerek on metre çapında bir kazan, gerekse yüz ton ağırlığında bir malzemenin taşınması konusunda, uzman kadrosuyla hizmet vermekte. DEPOLAMA sArAs, müşterilerinin tedarik zinciri boyunca toplam operasyon maliyetlerini azaltabilmesine ve süreçlerini optimum dengeye ulaştırabilmesine katkıda bulunabilmek amacıyla, üretim öncesi ve üretim sonrası olmak üzere depolama hizmetleri de sunuyor. Yurt içinde ve yurtdışında bulunan gümrüklü ya da gümrüksüz depolarıyla, paletli mal, koli, hassas eşya, standart ölçü dışı materyaller, depolanmasında özel önlem gerektiren malzemeler, soğuk hava deposu gerektiren ürünler ve benzeri pek çok farklı niteliklere hitap edebilecek depolama çözümleri mevcut.
İşTİrAKLEr: * sArAs Lojistik Turizm Ticaret A.ş. * ArAs Otomotiv Ltd. şirketi (servis-Bayii) * sArAs sigortacılık hizmetleri Ltd. * ArAs Dahili Taşımacılık Ltd. (Azerbaycan) * TAsU Gıda Ltd. * TArAs İnşaat Ltd.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
37
HABERLER
‘İyiyi daha iyi yap’ mantığıyla çalıştıklarını söyleyen Genel Müdür Bülent Çalışkan, “İstanbul Ecza Kooperatifi ve ETİ Gıda için kurduğumuz tesis içi lojistik uygulamaları sayesinde müşterilerimiz operasyon maliyetlerini önemli ölçüde azalttı” diyor
T
Interroll,
aynı calısan çalısan sayısı ile aynı isi
esis içi lojistik için gerekli temel ürünleri sunan en global üretici olan Interroll, dünyada 28 lokasyonda 1500’ten fazla çalışanı ile 23 binin üzerinde müşterisine hizmet veriyor. İsviçre merkezli uluslararası bir şirket olan Interroll, tüm lojistik süreçler için dünyanın önde gelen tedarikçilerinden ve çözüm ortaklarından birisi olarak gösteriliyor. Firmanın İstanbul satış ofisi ile birlikte Türkiye, Yakın ve Orta Doğu pazarına birçok yeniliği de beraberinde getirdiğini belirten Interroll Orta Doğu ve Türkiye Genel Müdürü Bülent Çalışkan Interroll’ün Türk pazarına bakışı hakkında şunları söyledi: “Şimdiye kadar Türkiye bizim için önemli ve istikrarlı ülkelerden biri oldu. Türk lojistik sektörü artık lojistik uygulamalarına daha uzun vadeli bakıyor. Müşterilerimiz daha kaliteli ve arızasız çalışan ürünler istiyor. Bu yüzden tesis içi lojistik uygulamalarına talep her geçen gün daha da artıyor. Bu isteğin yıllardır artan bir oranda istikrarlı bir şekilde gelişmesinin sebebi ise bu kararları alan yöneticilerin daha iyi eğitimli olmaya başlaması ve tesisleri için en verimli ürünleri seçmek istemeleri. Türkiye’de Lojistikçiler artık tesis içi lojistiğin firmanın verimliliği için çok önemli bir faktör olduğunun bilincinde.” Interroll’ün Türkiye ofisini açmasıyla Türk lojistik sektörüne yerinde hizmet vereceğini dile getiren Çalışkan, firmanın önümüzdeki dönemde ülkemize
38
getireceği yenilikçi hizmetleri ise şu şekilde özetledi: “Bir ülkeye hizmet vermek istiyorsanız, mutlaka yerinde görev yapmanız gereklidir. Bu yüzden Temmuz 2011 itibari ile Ataşehir’de satış ofisimizi kurmuş bulunmaktayız. Buradan müşterilerimize daha hızlı bilgi aktarma ve yerinde görüşme yapabilme fırsatı bulacağız. Ayrıca bu sayede Avrupa’daki üretim merkezlerimizle Türkiye arasında gerçek bir köprü oluşturmuş bulunmaktayız. Türkiye Ofisi ayrıca Orta Doğu da bulunan müşterilerimizle de ilgilenecek ve projelerinde desteklerini vermeye devam edecek.” İSTANBUL ECZA KOOPERATİFİ’NİN TERCİHİ ‘INTELLİVEYOR SİSTEMİ’ 2011 yılı içerisinde İstanbul Ecza Kooperatifi için kurdukları Intelliveyor sistemi sayesinde şirketin operasyon maliyetlerini önemli ölçüde azalttığını vurgulayan Çalışkan, “İstanbul Ecza Kooperatifi, Çapa bölgesinde, ilaç sevkiyatı yaptığı 224 eczaneye daha hızlı hizmet verebilmek için İstanbul’da bulunan Çapa Şube dağıtım merkezini Intelliveyor sistemi ile donattı. Bu sistem 2011 yılında Teknokom Elektronik Sanayi Ticaret AŞ tarafından kuruldu. Ecza Kooperatifi, 14 temsilciliği ve 800 çalışanı ile Türkiye çapında 21 ilde 3700 eczaneye ilaç sevkiyatı yapıyor. Intelliveyor sistemi sayesinde firmanın Çapa Şube dağıtım merkezi, aynı çalışan sayısı ile aynı işi 3 kat daha hızlı yapmaya başladı. Ayrıca
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
böylesine önemli bir firma ile çözüm ortaklığına gitmek bizim için sevindirici bir gelişme oldu” diyerek sözlerine devam etti. ETİ GIDA DA INTERROLL DEDİ ETİ Gıda’nın Eskişehir’de bulunan üretim ve dağıtım merkezini, raf sistemleri çözüm ortağı Standard Depo ve Raf Sistemleri/Averys Group şirketi ile birlikte çalışarak Interroll tarafından sunulan dinamik depo sistemleri ile donattığını belirten Çalışkan, “Bu projenin hedefi, palet üzerinde bulunan çikolata ve bisküvi ürünlerinin dağıtımını kolaylaştırma ve hızlandırmaktı. 2011 yılında kurulan bu dinamik raf sistemi 1440 Euro palet kapasitelidir, üzerindeki paletlerin yer çekimi sayesinde, rulo üzerinde kayarak hareket ettiği 360 adet kanal bulunuyor ve toplam sistem yerden tasarruf sağlanarak dört katlı olarak kuruldu. Interroll dinamik raf modülleri, paletlerin first-in first-out (ilk giren-ilk çıkar) yöntemi ile giriş tarafından çıkışa kadar güvenli, sıfır enerji ile hareket etmesini mümkün kılıyor. Yeni emniyet separatörleri çıkış tarafında palet elleçleme işlemini kolaylaştırıyor. Bu konuda ETİ Gıda Lojistik Müdürü Halil Gürkan Arıkan’ın ‘Dinamik depo sistemi palet elleçleme prosesini önemli oranda kolaylaştırıyor ve malların kamyonlarımıza yükleme süresini yarıya indiriyor’ demesi bizi ziyadesiyle mutlu etti” şeklinde konuştu. Depoda verimlilik arayan firmaların çözüm ortağı olarak her geçen gün daha fazla sayıda Interrol-
HABERLER
Bülent ÇALIŞKAN
3 kat daha hızlı yapma imkânı saglıyor l’ü tercih etmeye başladığının altını çizen Çalışkan, bunun Interroll’ün bıkmadan usanmadan yeni teknoloji ve çözüm geliştirme düşüncesinin bir sonucu olduğunu söyledi. ‘Şu ana kadar beraber çalıştığımız tüm OEM ve sistem entegratörleri ürünlerimizin kalitesini ve verimliliğini çok iyi bilirler’ diyen Çalışkan, “Biz Interroll olarak ‘iyiyi daha iyi yap’ mantığıyla halen yeni çözümler ve yeni teknolojiler bulmak için çalışıyoruz. Bu çalışma tarzı bizimle işbirliği yapan firmalara bu ürünleri kullandıkları için daha iyi bir imaj ve devamlı müşteri memnuniyeti olarak geri dönüyor. Ayrıca şirketimizde uygulayacağımız bazı eğitimlere OEM ve Sistem entegratörlerini de davet edip yeni ürün ve teknolojileri projelerine katmaları için bilgi ve destek sunacağız” diyerek sözlerini sürdürdü.
marka olduğunu soruşturmalarıdır. Su ana kadar gözlemlediğimiz başka bir detay ise projelerde ürünlerin A, B, C analizi yapılmadan sadece tek tip uygulama gibi düşünülerek hareket edilmesidir. Bazı kaliteli firmalar ise ürünlerin giriş ve çıkış hızına uygun, aynı depo içinde 3-4 değişik uygulama yapıyor. Bu gibi konular yatırımın geri dönüş zamanı için önemli bir noktalar olarak karşımıza çıkıyor. Interroll şirketi olarak ürünlerimizin, daha verimli, bakım gerektirmeyen, iş kazalarını ortadan kaldıran, enerji tasarrufu yüksek olan gibi özelliklerine olmasına önem vermemiz bizi güçlendiren ve ayıran özelliklerdir.”
İstanbul Ecza Kooperatifi Lojistik Müdürü Özgür Yüksel, “Bölgemizdeki eczanelere yaptığımız ilaç sevkiyatını önemli ölçüde hızlandırmak istiyorduk. Intelliveyor sistemi sayesinde aynı çalışan sayımız ile sipariş hazırlama süremizi üçte iki oranında iyileştirerek 5 dakikadan 3 dakika seviyelerine indirdik. Aynı zamanda sipariş hazırlama kapasitemizi arttırmış olduk. 420 mm x 250 mm x 160 mm (U x G xY) ebatlarındaki paketler Intelliveyor konveyör hattı üzerinden toplama bölümüne ulaşıyor ve sevkiyat öncesinde faturalar eklenebiliyor” diyerek sistemden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
‘SİZE FAYDA SAĞLAYACAK ÜRÜNLERİ SUNAN FİRMALARLA ÇALIŞINIZ’ Depo alanında yeni yatırım yapacak olan lojistik firmalarının kendilerine çözüm ortağı seçerken oldukça dikkatli olması gerektiğine dikkat çeken Çalışkan, Interroll’ü piyasadaki rakiplerinden ayıran en önemli özellikleri ise şu şekilde sıraladı: “Yeni yatırım yapacak firmalara en önemli tavsiyemiz, size gerçekten gereken ürünleri sunan firmalarla çalışmanızdır. Ayrıca tekliflerdeki vaat edilen rulo veya konveyör modüllerinin hangi
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
39
HABERLER
Opet Fuchs Madeni Yağ A.Ş., XTLTM teknolojisiyle binek ve ağır ticari araçlar için, yüksek motor koruması, yakıt tasarrufu ve düşük yağ tüketimi sağlayan motor yağlarını pazara sundu…
Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan, Alman Fuchs teknolojisiyle üretilen madeni yağların da katkısıyla pazar liderliğine doğru emin adımlarla ilerlediklerini söyledi.
TITAN, ‘çok performans az yakıt’ için Türkiye’de O PET Madeni Yağ ile dünyanın en büyük bağımsız madeni yağ üreticisi Fuchs Petrolub AG, 2012 Ocak ayında otomotiv iş biriminde de birleştiklerini açıklamalarının ardından ilk ürünlerini pazara sundu. Fuchs’un XTLTM teknolojisine sahip olan ve Opet Fuchs tarafından üretilen TITAN motor yağları binek ve hafif ticari araçlarda, yüzde 1,7’ye kadar daha fazla yakıt ekonomisi sağlarken, yağ tüketimini yüzde 18’e varan oranda düşürüyor. Opet Fuchs “Daha fazla performans, daha az yakıt tüketimi” sloganıyla satışa sunduğu yeni yağını; Fuchs İcra Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Alf Untersteller, Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan ve Fuchs Küresel Otomotiv Ürün ve ARGE Müdürü Matthias Spethmann’ın da katıldığı bir toplantıyla tanıttı.
Fuchs İcra Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Alf Untersteller ise 2011 yılında 27,5 milyon Euro Ar-Ge yatırımı yaptıklarını açıkladı.
40
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
TITAN GT1 İLE DÜŞÜK YA DA YÜKSEK ISI SORUN DEĞİL Binek ve hafif ticari araçların motorlarının sahip olduğu teknolojiye uygun olarak geliştirilen yeni XTL™ sayesinde, düşük sıcaklıklarda bile
HABERLER motorun sorunsuz çalışmasını sağlayan TITAN GT1, ilk çalışma anında kritik motor parçalarına yüzde 55’e kadar daha hızlı ulaşıyor. Motorun ilk çalışma süresini de yüzde 35’e varan oranda kısaltırken, yağ değişim aralığı boyunca yüzde 38’e kadar daha düşük viskozite artışı sağlıyor. HEDEF, 5 YIL SONRA LİDERLİK Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan, dünya devi Fuchs ile güç birliklerinin alanını genişlettikten kısa bir süre sonra ilk ürünlerini pazara sunmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek, şunları söyledi: “İki şirket arasındaki yeni işbirliğinin sektöre olumlu katkılarını görmeye başlıyoruz. Almanya’da geliştirip Türkiye pazarına sunduğumuz XTLTM teknolojisine sahip motor yağlarımızı, sahip olduğumuz geniş dağıtım ağı ve satış gücünü kullanarak piyasaya sunduk. Otomotiv sektörüne önemli bir yenilik getirmenin yanı sıra 5 yıl içerisinde ulaşmak istediğimiz liderlik hedefimizde de emin adımlarla ilerlemiş olduk...” Türkiye’nin en deneyimli teknik kadrosuna sahip olduklarının altını çizen Seyhan, Opet Fuchs’un, Türkiye’de pazar payını düzenli olarak artıran tek madeni yağ şirketi ve endüstriyel yağlarda en hızlı büyüyen şirketi olduğunu söyledi. “Transmisyon yağlarında, metal işleme sıvıları ve korozyon önleyicilerde pazar lideriyiz. Türkiye’deki ilk onaylı
AdBlue üretimini yapmaktan da gurur duyuyoruz” diye konuşan Seyhan, 5 yıl içerisinde motor yağlarında pazar liderliğini, genel pazarda ise ilk üçü hedeflediklerini söyledi. ARGE’YE 1 YILDA 27,5 MİLYON EURO YATIRIM Fuchs İcra Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Alf Untersteller de toplantıda yaptığı konuşmada 80 yıllık geleneğiyle Fuchs Petrolub AG’nin otomotiv endüstrisinin her uygulamasında en büyük yardımcılarından biri olduğunu söyledi. İleri teknoloji kullanımlarının başarıya ulaşmalarında kilit etkenlerinden biri olduğunu vurgulayan Untersteller, şu bilgileri verdi: “350 mühendisimiz ve bilim insanımız dünya genelinde araştırma geliştirme konusunda çalışıyor ve yeni ürünler yaratarak, sorun çözme konusunda müşterilerimize yardımcı oluyor. Grubumuz 2011 yılında ARGE’ye 27,5 milyon Euro yatırım yaptı. Yağlama teknolojilerinde dünya çapında bir uzman olarak yine 2011’de 1,7 milyar Euro’luk satış gerçekleştirdik. Dünyadaki en büyük 10 madeni yağ üreticisinin arasında yer alıyoruz ve dünyadaki 590 bağımsız madeni yağ üreticisinin en büyüğüyüz. 2002 yılından bu yana her yıl en iyi 10 şirket arasına giriyoruz. 35 milyon ton büyüklüğündeki dünya madeni yağ pazarını değerlendiren Untersteller, Türkiye’yi de kapsayan Asya- Pasifik bölgesinin
en yüksek büyüme hızına sahip olan bölgesel pazar olduğunu belirtti. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın olgunlaşmış pazarlar olduğunu belirterek, daha profesyonel ürün portföyüne ve özel ürünlere odaklandıklarını belirten Untersteller, “Türkiye madeni yağ pazarının talebi ise 435 bin ton” dedi. BİR GÜN HERKES FUCH YAĞI KULLANACAK Fuchs Global Otomotiv Ürün ve ARGE Müdürü Matthias Spethmann de otomotiv yağları sektöründeki teknoloji liderliklerini Türkiye pazarındaki uzman bir ekiple birleştirmekten memnuniyet duyduklarını belirterek, şöyle konuştu: “Son dönemdeki yeniliklerimizden biri de XTLTM teknolojisidir. XTLTM teknolojisi, modern Start-Stop modern motorlu araçlar için gereken olağanüstü soğuk çalışma özellikleriyle birleşerek yüksek yakıt tasarrufu sağlıyor. Odak noktamız yetkili servisler, ticari filolar, inşaat ve madencilik sektörü ile akaryakıt istasyonları olacak. Hedefimiz, uzmanlık ve bilgiye değer veren bu müşterilere ulaşmak. Fuchs otomotiv yağları; tüm dünya orijinal ekipman imalatçıları tarafından tercih ediliyor. Gelecekte, üretimden çıktığında Fuchs yağı kullanmadan satışa sunulan araç sayısı çok aza inecek.” Fuchs’un otomobil veya ağır ticari araç üreticileriyle birlikte özel olarak geliştirdiği yağları; motor, dişli kutusu, aks, otomatik şanzıman ve yağlanması gereken diğer otomobil parçalarının yüksek performans sağlamasını garanti ediyor. Birçok kez tedarikçi ödülüne sahip olan Fuchs, kısa süre önce Daimler tarafından da ödüllendirildi. FUCHS; binlerce tedarikçi arasından en iyi 15 arasında yer aldığı için ödül kazandı.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
41
HABERLER
42
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
“
Michelin, kilometre bazında lastik kullanım süresini iki katına çıkaran “3 ömür” uygulaması ile daha uzun kullanım ömrü sağlarken, yakıt maliyetlerini düşürüyor, karbondioksit emisyonunun azalmasına katkı sağlıyor
“
%50
tasarruf vaadediyor
HABERLER
M
ichelin ağır vasıta lastikleri, diş açma yöntemiyle yüzde 25, Recamic kaplama yöntemiyle de yüzde 80 oranında daha fazla kilometre ömrü sunuyor. Böylece bir lastiğin kullanım süresi iki katına yükselirken, kilometre başına birim maliyette önemli oranda kazanç elde ediliyor. Lojistik firmalarının en büyük giderlerini yakıt harcamalarından sonra lastik masrafları oluşturuyor. Lastik ile ilgili harcamaların profesyonel bir şekilde yönetilmesi, kilometre başına birim maliyette önemli bir düşüş sağlıyor. Michelin lastikleri; kalitesi, performansı ve kaplanabilirlik özelliğiyle lastik kullanım süresini artırıyor ve masraflarda azalma sağlıyor. Michelin, “Üç Ömür” uygulamasıyla lastiğin kilometre ömrünü ortalama iki kat artırıyor.
geliştirilmiş ekipmanlarla, diş açılarak yeni desen ortaya çıkarılıyor. Diş açma, öncelikle sırtta su tahliyesini sağlayan kanalların genişlemesiyle yol tutuş güvenliğini artırıyor ve lastiğin ömrünü yaklaşık yüzde 25 oranında arttırarak kullanım maliyetlerini düşürüyor.
LASTİĞİN TOPLAM ÖMRÜNDE YÜZDE 25 ORANINDA ARTIŞ Michelin ağır vasıta lastiklerinde kullanılan 30 farklı kaliteli malzeme ve oksidasyona dayanıklı ortalama 2 km uzunluğundaki tel yapısı, Michelin karkasına en yüksek güvenilirliği ve uzun ömrü sağlıyor. 3 ömrün ilk aşamasında yeni lastik ilk kullanım ömrünü tamamlayıp, diş derinliği 3-4 mm’ye indiğinde, Michelin’den eğitim almış yetkili teknisyenler tarafından, özel
RECAMİC İLE, TAŞIMACILIK ŞİRKETLERİNE ÖZEL AVANTAJLAR Michelin'in köklü deneyimi ve uzmanlığıyla sunduğu kaplama çözümü “Recamic soğuk kaplama teknolojisi,” taşımacılık şirketleri için özel avantajlar sunuyor. Hem tasarım hem de diş derinliği bakımından optimize edilmiş sırt desenleri, araç hangi şartlarda kullanılırsa kullanılsın mükemmel sonuç sağlıyor. Bu performans, geliştirilmiş karbon karası ve yüksek
DAHA AZ YAKIT TÜKETİMİ Diş derinliği oranı yeni lastiğe göre daha az olan diş açılmış lastik, düşük yuvarlanma direnci sayesinde yeni lastiğe göre de daha az yakıt tüketiyor. Ayrıca güçlü karkas yapısı Michelin ağır vasıta lastiklerine en yüksek kaplanabilme özelliğini sağlıyor. Karkas konusundaki teknolojik liderlik, Michelin’i kaplama konusunda da en önemli üreticilerden biri yapıyor. Toplam performans yönetiminin son aşaması olan Recamic kaplama, lastiğin ömrünü yüzde 80 oranında uzatıyor.
oranda doğal kauçuk içeren Recamic kauçuk bileşenleri sayesinde gerçekleşiyor. Michelin tarafından üretilen soğuk, hazır pişirilmiş sırt bantları; optimize edilmiş tasarımlarıyla eşsiz kullanım özelliği, üstün kavrama, çekiş ve düzgün aşınma sağlıyor. Kullanılan bileşenler; aşınma, hasar, ısınma ve sürtünmeye dayanıklılık dâhil, farklı performans özellikleri arasında en iyi performansı sunuyor. “3 ÖMÜRLE” ÇEVRECİ ÇÖZÜMLER… Michelin, çevreye duyarlılık konusundaki uzmanlığıyla lastik imalat sürecinin her aşamasında ve işinin her alanında sürdürülebilir gelişmeye imkân sağlayıp, araştırmaya yönelik çalışmaları esas alıyor. Çevreye karşı bu duyarlılık, kauçuğun toplanmasından kullanım ömrü sonunda geri kazanımına kadar her alanda kendini gösteriyor. Yeni bir lastiğe kıyasla yüzde 70 ila 80 daha az kauçuk kullanılmasını sağlayan 3 ömür uygulaması, doğal kaynakları korurken, lastik ömrünün uzaması ve kaplamanın geliştirilmesi ile geri kazanılması gereken hurda lastik sayısını da önemli ölçüde azaltıyor. 3 ömür uygulaması yapılan lastik, yeni lastiğe oranla yuvarlanma direncini azaltarak yakıt tüketimi ve karbondioksit emisyonunun azaltılmasına da yardımcı oluyor.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
43
HABERLER
Her Euro normu degisikligi bizi kaynak israfına itiyor F
UND Başkanı Ruhi Engin Özmen, Avrupa’daki geçiş belgelerinin araç satışına doping etkisi yaptığını söylüyor… 44
ilo ağırlıklı motor tipi sıralamasında Euro 5 tipi çekicilerin payının yüzde 20 olduğu görülmektedir. Bunun sebebi, Avrupa Birliği ülkelerinin ulaşım politikalarında çevre kaygılarının giderek belirginleşmesi ve yetersiz kalan karayolu geçiş belgelerinin yerine ikame edilen UBAK belgelerinin Euro 3 ve üzeri araçlara tahsis edilmesidir. Burada çok çarpıcı bir tablo ortaya çıkmaktadır. Artan her Euro normu, eldeki araçların ekonomik ömrü tamamlanmadan çok çabuk değiştirilmesi sonucunu getirmektedir. Bu da hem sektör, hem de ülkemiz için büyük bir kayıptır. Ama, bundan kurtuluşun da pek görünmediği ortada. Avrupa Birliği’nin araç satışını geçiş belgelerine bağlaması, sektördeki bu yatırımları bir zorunluluk haline getiriyor. Böylece her Euro normu değişikliğinde anlamsız
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
bir yatırım yapmak zorunda bırakılıyoruz. Siz, 5-10 yıl kullanabileceğiniz bir aracınızı bir üst normda geçiş belgesi avantajı sağlayacağınız için yenilemek zorunda kalıyorsunuz. Bu da, aslında parayla geçiş belgesi satın alıyorsunuz anlamına geliyor. Yaşadığımız en büyük çifte standartlardan biridir. Bu kaynak israfını her platformda dile getiriyoruz. Bu dayatmalar, yerli üretimin desteklenmesiyle mi karşılanır ya da başka bir formül mü bulunur bilmiyorum ama çözümün şart olduğunu biliyorum. İsraf edilen bu kaynağın çaresi bulunmalıdır. LOJİSTİK ÜS HER YERE YAPILMAZ Lojistik üsler yapılacaksa, bunun siyasete kurban edilmeden gerçekleşmesi şartının altını çizen
HABERLER
UND’den sektör analizi
Ortadoğu ülkelerine yönelik taşımalarda kullanılan ‘kamyon’ türü araçlarda ‘konvansiyonel’ motor tipi çoğunlukta olsa da, Avrupa taşımalarında avantaj sağlaması bakımından Euro 5 tipi araçların da, filo yatırımlarında ağırlık kazanmaya başladığı göze çarpıyor Özmen, “Atıl kapasiteyi artırıp, kaynakları israf etmeden yapalım. Marmara, Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi gibi gerektiği bölgelere yatırım yapmak lazımdır. Herkes her yere lojistik üs yapmak istiyor. Bir modanın peşine takılıp kaynak israfı yapmak kimseye yarar sağlamaz. Araştırmamızda nereye yapılması gerektiğini net olarak belirledik. Büyük taşımaların da mutlaka İstanbul’a girmeden çözülmesi gerekiyor. Bununla ilgili devletin de ısrarla üzerinde durduğu iki lojistik bölge biri Trakya’da, diğeri de Asya yakasındaki yerlerdir” açıklamasını yaptı. 10 YILDA 10 BÜYÜK LOJİSTİK ŞİRKETİ YARATMALIYIZ Sisteme girişlerin de kontrollü olması
gerektiğini ifade eden Başkan Özmen, şöyle devam etti: “Piyasaya giren her araç atıl kapasiteye yapılan bir katkıdır. Orta ölçekli firmaların birleşerek, dünya ile rekabet edebilecek lojistik şirketleri yaratmak lazımdır. 2 bin kişinin üzerinde istihdam yaratan iki lojistik şirketi var ikisi de Marmara Bölgesi’nde. Lojistik eylem planı çerçevesinde 10 yılda 10 büyük lojistik şirketi yaratmalıyız. UND kurumsallık çalışmalarıyla ilgili bir danışmanlık müessesesi oluşturuyor. Kim firmasını kurumsal yapıya kavuşturmak istiyorsa, gelip bizden destek alabilecek. Anadolu’ya da profesyonel uzmanlar göndereceğiz. Ben inanıyorum ki, sektörün yüzde 25’i kurumsal kimliğe kavuşacak. UND de, bu konuda üzerine düşeni yapacaktır.”
UND tarafından yürütülen 'Uluslararası Karayolu Eşya Taşımacılığı Sektörünün Analizi' adlı projenin ilk sonuçları basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Sektörün nabzını tutmak için 20 üniversiteden 100'ü aşkın öğrenciyi 40 ilde bin 357 firma ile görüştürdüklerini aktaran Özmen, bu araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Karayolu ile nakliyede 3 ana bölgede kümelendiğine işaret eden Özmen'in aktardığı verilere göre firma adedi olarak 34,7 ile Marmara ilk sırayı alıyor. Onu 24,6 ile Akdeniz, yüzde 14,8 ile Güneydoğu Anadolu takip ediyor. En fazla istihdam Marmara'da olup ardından Akdeniz ve Güneydoğu geliyor. 50 ve altında elemanı bulunan firmaların oranı yüzde 83,7 iken; 51-100 elemanı bulunan firmaların oranı yüzde 9,6'ya tekabül ediyor. Nakliye firmalarının erkek eleman oranı yüzde 66, kadın eleman oranı da yüzde 34. Buna mukabil mavi yakalı oranı yüzde 69, beyaz yakalı oranı yüzde 31. İstihdam edilenlerin büyük bölümünü orta öğretim mezunları oluşturuyor. Yüzde 69,5 ile lise ilk sırayı alırken; onu yüzde 10,5 ile önlisans, yüzde 20 ile lisans takip ediyor. ASLAN PAYI MARMARA’NIN Öte yandan sektörde teknolojiden yararlanma oranı yüzde 14 ile sınırlı. Burada yüzde 63 ile Marmara bölgesi öne çıkıyor. Onu yüzde 21 ile Ege, yüzde 10 ile Güneydoğu Anadolu izliyor. Nakliyecilerin yüzde 24 ü yeni piyasalara açılma niyetinde. Marmara'da yüzde 45,4 ile Güneydoğu Anadolu'da yüzde 27,5 ile bu eğilim ağırlıkta. Yine yüzde 8'nin dışarıda ortaklığı, yüzde 23'ünün de temsilcilikleri söz konusu.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
45
HABERLER
UTİKAD, 2011 yılını değerlendirdi…
“Türk lojistigi dünya liginde”
46
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
HABERLER
U
TİKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin, Grand Hyatt İstanbul Oteli’nde düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında lojistik sektörünün son bir yılını değerlendirdi. UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, Türkiye’nin istikrarlı büyümesi ve artan dış ticaret hacmine paralel olarak lojistik sektörünün son yıllarda ciddi bir atılım yaptığını söyledi. Kriz döneminde iki yıl üst üste daralan sektörün krizden çıkış süreciyle birlikte yeniden yükselişe geçtiğini ve geçtiğimiz iki yılı çift haneli büyüme ile tamamladığını dile getiren Erkeskin, sektörün önümüzdeki yıllarda da büyümesini sürdüreceğini kaydetti. “2012’DE YÜZDE 18 BÜYÜYECEĞİZ” Uluslararası alanda Türkiye’nin yüz akı olan sektörün büyüme performansı ile en hızlı ilk 10 ülke arasına girerek dünya ligine çıktığını vurgulayan Erkeskin, sektörün 2012 yılı beklentilerine yönelik olarak şu değerlendirmelerde bulundu. “2012 yılı için genel ekonomik konjonktürü dikkate aldığımız da sektör yine çift haneli bir büyüme hedefliyor. 2012 yılı ilk çeyrek ithalat ve ihracat rakamlarının bir önceki yılın aynı dönemine göre artması ise sektör beklentilerini destekliyor. UTİKAD olarak bizim tahminimiz artan kamu-özel sektör yatırımları paralelinde ticaret hacminin yükseliş trendini sürdürmesi ve sektörün yüzde 18 oranında büyümesi yönündedir.” “EKONOMİYİ LOJİSTİK CANLANDIRACAK” Konuşmasında, Türkiye’nin 2023 yılı 1,2 trilyon dolarlık ticaret hacmi hedefinde lojistik sektörünün kilit rol oynayacağının altını çizen UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin,
“Türkiye’nin 100. yıl hedefine ulaşmasında dış ticaretin artması, küresel pazarlara yapılacak ihracatın 4 katına çıkması anlamına geliyor. 1,2 trilyonluk dolarlık ticaret hacmini sırtlayacak olan sektörde hiç kuşkusuz lojistik sektörü olacaktır” dedi. “LPI’DE 12 SIRA ATLADIK” Her iki yılda bir yayınlanan Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde, 2010 yılında 39. sırada yer alan Türkiye’nin, bu yıl 12 basamak birden atlayarak 155 ülke arasından 27.ci sıraya yükseldiği hatırlatan Turgut Erkeskin, şunları söyledi: “Bu veri sektörün gelecekte ulaşacağı boyutu gösterme açısından çok önemli bir gelişmedir. Ve Türk lojistik sektörü açısından sevindirici bir sonuçtur”. “YABANCI LOJİSTİK ALTYAPIYA BAKIYOR” Sektördeki büyümenin yabancı yatırımcılarının gözünden kaçmadığını ve yatırım için fırsat kolladıklarını vurgulayan Erkeskin, yabancı sermayenin yatırım kararlarını etkileyen en önemli kriterin lojistik altyapı olduğunu kaydetti. Erkeskin, konu ile ilgili şunları söyledi: “Yabancı sermaye yatırım yapacağı ülkeleri ürettiği ürünleri tüketim pazarlarına en düşük maliyet ve en kısa zamanda ulaştıracak lojistik altyapılarına göre belirliyor. Doğrudan yabancı yatırım için Türkiye’nin ulaşım altyapısını geliştirmesi ve lojistik performansını daha yukarılara taşıması gerekiyor. Taşımacılık ve lojistik sektörünün çatı kuruluşu UTİKAD olarak bizim hedefimiz, Türk lojistiğini 2023 yılında dünyanın ilk 10 sıralamasına yükseltmek.” Sektöre yabancı ilgisinin gelecek yıllarda artarak devam edeceğini ve küresel ekonomide bunun kaçınılmaz olduğunu dile getiren UTİKAD Başkanı Erkeskin,”Sektörde yabancı ağırlığının artması çok arzu edilen bir durum olmasa da bu gelişmeden uzak durmak mümkün
değil. Diğer yandan Türk lojistik şirketlerinin yurt dışında yaptıkları yatırımlarla sektör adına bayrak dalgalandırmaları ve dünya ölçeğinde faaliyet göstermeleri sevindiricidir. Sektörümüzün önde gelen şirketleri gelecek 10 yıl içinde dünyanın en büyük 10 lojistik şirketi olma hedefliyorlar ve bunu kendi kabiliyetleri ile yapacak güçte olmaları da sektörün büyüklüğü açısından son derece önemlidir” dedi. Karayolu ile taşımacılıkta yabancı plakalı araçların ağırlığının artmasının sektörde endişelere neden olduğunun da altını çizen Erkeskin, taşıma işleri organizatörleri olarak Türk şirketleri ile çalışmayı tercih ettiklerini ifade etti. Erkeskin, konu hakkında şunları söyledi: “ Bu gelişme sektörde rahatsız yaratıyor. Ve Türk şirketleri bu soruna çözüm olarak Bulgaristan, Slovakya ve Romanya plakalı araçlarla Avrupa pazarına açılıyorlar.” Konuşmasında, uluslararası rekabette düşük maliyetlerin son derece önemli olduğuna da dikkat çeken Turgut Erkeskin, sektörde giderek artan rekabetin ciro ve karları baskıladığını, sektördeki büyümeye karşın lojistik şirketlerinin istenen kar marjlarına yaklaşamadıklarını vurguladı. “UTİKAD LOJİSTİK AKADEMİ FIATA DİPLOMASI VERECEK” Taşıma İşleri Organizatörleri’ni temsil eden UTİKAD’ın, lojistik sektöründeki ağırlığının giderek arttığını, derneğin yurt içi ve yurtdışında pek çok taşımacılık projesinde etkin rol aldığını hatırlatan Erkeskin, derneğin 26 yılık sektör deneyim ve birikimini kuruluş çalışmaları süren UTİKAD Akademi ile sektörün hizmetine sunmaya hazırlandığını kaydetti. Erkeskin, önümüzdeki yıl eğitime başlayacak UTİKAD Akademi mezunlarına dünya çapında geçerliliği olan FIATA diploması vereceklerini vurguladı.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
47
HABERLER
Lojistik Lojistik Optimizasyonu Optimizasyonu konferansında konferansında Türkiye’nin Türkiye’nin 500 500 milyar milyar dolarlık dolarlık ihracat ihracat hedefi hedefi tartışıldı... tartışıldı...
2023’e
hazırız ama…! C
TN Centre & Our Metals organizasyonunda İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Lojistik Optimizasyonu’ Konferansında Küresel ve İç Tedarik Zincirinde Türkiye'nin Geleceği masaya yatırılarak, 2023’teki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşıp ulaşılamayacağı tartışıldı.
Cem KUMUK
48
Horoz Lojistik Genel Müdürü Cem Kumuk: DEMİRYOLUNU KULLANMALIYIZ En büyük felaketi karayolunda yaşıyoruz. Karayolunda bir paradigma değişikliğine gitmek gerek. Bunun için de yoğun bir şekilde demiryoluna yatırım yapmalıyız. Bahar temizliği için üstten toz alınmaz. Çok köklü altyapı ve sisteme yönelik değişiklikler yapılıyor. Demiryolları ile ilgili son derece yararlı bir kanun hazırlanmış. Haziran ayında yasalaşması bekleniyor. Demiryolunu kullanarak 2023’e hazır hale geleceğimizi düşünüyorum. Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Alev Tunç: LİMANLAR UYGUN HALE GETİRİLMELİ 500 milyarlık hedef doğru. Ama bir ürün alıyorsunuz, kapıdan çıkaramıyorsunuz. Öncelikle limanlarımızı bu işe uygun hale getirmek gerekiyor. Karayolunda da sınır kapılarını
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
Alev TUNÇ
düzenlemek gerekir. Devlet artık direkt teşvik yerine, gerekli mekanizmaların kullanılması için yatırımlar lazımdır. Bu büyük yatırımları kişi ya da kurumlardan beklemek çok doğru değil.
HABERLER
Otomotive yapılanın onda birini denizcilik sektörüne istiyoruz ama hiç bulamıyoruz. Hedeflerin tutmasında en önemli nokta prangalardan kurtulmaktır. Ulaştırma Bakanlığı düzgün çalışsa da, kurumlar arasındaki entegrasyon sağlanamıyor. Enerjimizi çok lüzumsuz konularda harcamak zorunda kalıyoruz. Bence, 500 milyara en büyük engel, denizyolu ve limanlar ile gümrükler engellemese bunun olabileceğini öngörüyorum.
yatırımlarına da gerekli özeni gösteremedik. Sektör olarak hızlı koşmaya alıştık. Ama, makul yatırımlar yapılmalı. Bankalar açısından hem cazip, hem de riskli olarak gösterdikleri tek sektör lojistiktir. Ben buradan Ardahan’a Portekiz’e gönderdiğimden daha zor ulaştırıyorsam bir iç lojistik sorunu vardır. Hedefler konulursa, 500 milyar dolar hayal değil.
Haydar ÖZKAN
binada hizmet verecek. Erenköy de Tuzla’ya taşınıyor. Kağıtsız beyanname uygulaması ticareti daha da kolaylaştırılacak. Ambarlı Limanı’nın ağır iş yükü Tekirdağ’a kaldırılıyor. Gümrüğün engelleyen konumdan çıkarılması için gereken adımları atıyoruz.
Semih SÜTÇÜ
Fulvio VILLA
GEFCO Türkiye CEO’su Fulvio Villa: TÜRKİYE’NİN ALTYAPI EKSİKLİKLERİ VAR Türkiye’nin etrafını çevreleyen ülkelere de bağlı. Türkiye daha başka ülkelere de yüzünü dönmeye başladı. Bunun çok doğru bir strateji olduğu görüldü. Lojistik açıdan bakılacak olursa, hala çözülecek sorunlar var. Biz her şeyi Avrupa’ya nakletmeye hazırız. Ama Türkiye’deki altyapı eksiklikleri nedeniyle bu konuda sıkıntılar çekiyoruz. Hala yapılması gerekenler var.
Vittorio ZAGAIA
IRU Türkiye ve Ortadoğu Delegasyonu Temsilcisi Haydar Özkan: ANKARA, BEYAZ KİTABINI YAZMALI Türkiye’nin uluslararası lojistik koridorlarda olduğu bir gerçek. Ancak, bunu kullanacak adımlar atamıyoruz. Birleşmiş Milletler’in dünya ticaretini kolaylaştırmak için ortaya koyduğu 58 sözleşmeden ancak 24’üne taraf olduk. Avrupa ülkelerinin taraf olduğu sözleşme sayısı, 38-40 bandındadır. Bir sözleşmeye taraf olmak, kolaylaştırmanın parçası olmak anlamına gelir. 500 milyar dolar şartlı evettir. Başarılı olmak için Türkiye’nin taşımacılık ve lojistik sektörünü doğru kullanması gereği vardır. Uluslararası koridorlarda kolaylaşmaları gerçekleştirmelidir. Brüksel’in beyaz kitabına değil, Ankara’nın yazacağı bir beyaz kitaba ihtiyaç var.
Gümrük Müşaviri Semih Sütçü: GÜMRÜK GEÇİŞLERİ HIZLANDIRILMALI Gümrüğün iki fonksiyonu var. Gümrüğe gayri yasal ticareti engelle ve sorgula diyorsunuz. Diğer ikinci hedefi de ‘işlemleri hızlandırın’ üzerine . İki farklı istek. Gümrük Teşkilatı büyük bir otomasyon sürecine girdi ve yapılıyor. Ama sizin karşınıza kurumlardan belge çıktığında bekleme süreleri artıyor. Gümrük geçişleri hızlanmalı, kontroller risk tabanlı piyasa gözetimiyle yapılmalı. Altyapısının oluşturulmasında da Gümrük Teşkilatı yer almalıdır.
Alper ÖZEL
Muharrem MURAT
Galata Taşımacılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Vittorio Zagaia: İÇ LOJİSTİK SORUNU YAŞIYORUZ Bu 500 milyarı biz hangi sektöre ve nereye yapacağız. Muhtemelen Ortadoğu, Kafkaslar, Afrika coğrafi konumumuz nedeniyle buralar gözüküyor. Ama en büyük sorun orada iç dinamiklerin olması, belki yerel ortaklıklar kurmak gerekir. Markalar arıyorsak sektörümüz adına bunları yapmamız lazım. Denizcilik sektörü önümüzdeki yıllarda ikiye katlanacak. Biz DB’yi özelleştirdik ama büyümedi unufak oldu. Bu arada, 80 yıl geriden gelen demiryolu
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İstanbul Bölge Direktörü Muharrem Murat: GÜMRÜKTE GEREKEN YAPILIYOR Gerçekleştirilebilecek bir hedef. Gümrüklerde ciddi atılımlar yaptık. Yeni ve dinamik bir kadro teşekkül ettik. 5 bin ilave personel aldık. Ama mevcut altayapıyla bunu gerçekleştirmek zor. Halkalı ve Erenköy gümrükleri şehir içinde kaldı. Artık, Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ Yeni
UND İş Geliştirme Özel Komitesi Danışmanı ve İcra Kurulu Üyesi Alper Özel: İNSAN KAYNAĞI DOĞRU YETİŞMELİ Ülkemizin bir stratejiye ihtiyacı var. Lojistik üs sözcüğünün altını doldurmak gerek. Yönümüz nedir? Sanayimizi nereye konumlandıracağız? Ne üretip, nereye göndereceğiz? Birçok lojistik kavram var. Ama nereye ve hangi şartlarda kurulmayı tartışıyoruz. 500 milyar dolarlık ihracatın lojistik altyapısını yönetecek bir altyapı var mı? Mevzuat sıkıntımız, kaynak sıkıntımız, öğretim elemanı sıkıntımız var. İnsan kaynağının da bir şekilde yetişmesi lazım. Bunlar tamamlandığında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması hiç de zor değil.
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012
49
ÜRÜN
3M Scotch-Weld™, 7 oto ağırlığındaki forklifti 1 saat havada tuttu
Böyle yapıştırıcılar da var… Y
sağlıyor. Tüm bu özellikleri ile birapıştığını bırakmayan 3M leşmesi çok zor, hatta imkânsız olan Scotch-Weld™ malzemeleri dahi yapıştırıyor ve ailesinin Plastik kullanıcıya birçok alanda sınırsız ve Kauçuk Hızlı uygulama yapabilme imkânı Yapıştırıcısı PR100 ile sunuyor. 3M’nin yapıştığını bırakmayan 8,1 metrik ton ağırBüyük bir başarıya imza lığında forklift bir saat Scotch-Weld™ Hızlı Yapıştırıcı ailesinden atarak Guinness Dünya Rekorlar boyunca havada asılı PR100 ile yedi otomobil ağırlığındaki Kitabı’nda giren Scotch-Weld™ kaldı. Bir yapıştırıcının forklift tam bir saat boyunca havada asılı Plastik ve Kauçuk Hızlı kaldırabileceği en yükkaldı. Guinness Dünya Rekorları Kitabı Yapıştırıcısı PR100, Scotchsek ağırlığın kanıtlandığı Weld™ ürün ailesinin bir üyesi. onayladı: 3M Scotch-Weld™ Plastik gösteride dünya rekoru Bu teknoloji çok pratik, yüksek kırıldı. Bu yüksek ağırlıktaki ve Kauçuk Hızlı Yapıştırıcısı mukavemetli eklemler gerektiren forklift tavana iki ucundan PR100 Dünyanın En Güçlü birçok endüstriyel uygulamalarda çapı 7 cm olan bir vinç askı ile Yapıştırıcısı. cıvata, kaynak, perçin ve vida 3M Scotch-Weld™ Plastik ve gibi geleneksel bağlama yöntemKauçuk Hızlı Yapıştırıcı PR100 ürünü lerine alternatif kolay kullanım ile asıldı. olanağı sunuyor. Araç kaldırma işlemi RWTH Aachen Üniversitesi'nden mühendisler Dr. Markus Schleser ve Jens Schoene gözetiminde gerçekleştirildi ve canlı olarak Alman televizyon programı Terra Xpress’te yer aldı. Rekorun kırıldığı sırada şahitlik yapmak ve rekoru onaylamak için Guinness Dünya Rekorları hakemlerinden Olaf Kuchenbecker de etkinlikte hazır bulundu. Rekor için hazırlanan Alman ekip 8,1 tonluk rekoru kırıp bir önceki rekoru gölgede bırakmak için ciddi bir çaba sarf etti. Ancak asıl işi gerçekleştiren Scotch-Weld™ Plastik ve Kauçuk Hızlı Yapıştırıcısı PR100 oldu. 3M, dünya çapında bant ve yapıştırıcı ürünlerinde sahip olduğu uzmanlığı, kazandığı Guinness rekoru ile tekrar vurgulanmış oldu. Rekor ile ilgili 3M Türkiye Endüstriyel Bant ve Yapıştırıcılar Bölümü Pazarlama Koordinatörü Asena Kök; “ Bu rekor denemesinde yapılan uygulama ile 3M Scotch-Weld™ ailesinin Plastik ve Kauçuk Hızlı Yapıştırıcısı PR100’ ün ne kadar kuvvetli ve güvenilir olduğu kanıtlanmış oldu. Rekor kırarak gücünü kanıtlayan 3M Scotch-Weld™ ailesi, hem endüstriyel hem de günlük kullanıma uygun vida sebitleme, boru sızdırmazı gibi yüzden farklı ürünü ile tüm kullanıcılar için oldukça ekonomik çözümler sunuyor” dedi. Yüksek sıcaklık dayanımı ile her türlü demir, plastik, kauçuk gibi yüzlerce farklı malzeme kombinasyonunu birleştirebilen 3M Scotch-Weld™ ailesi, beş ile on dakika içerisinde kürleniyor, bir saat içerisinde de performansının yüzde seksenine ulaşarak çok kuvvetli bir yapışma sağlıyor. Çok basit ve pratik bir şekilde uygulanabilen 3M Scotch-Weld™ ailesi , koku yaymadan kürleniyor, titreşime ve yüksek ısıya karşı yüksek dayanım
50
LOJİSTİK EKİPMANLAR / HAZİRAN 2012