Lojistik Ekipmanlar Dergisi Şubat Sayısı

Page 1

LOJİSTİĞE ÜRÜN VE HİZMET SAĞLAYANLARIN DERGİSİ Yıl: 4 / Sayı: 32 / ŞUBAT 2013

Fiyatı: 8 TL

ULUSLARARASI NAKLİYEDE İKİ BAŞLILIĞA SON VEREN ADIMDAKİ EN BÜYÜK PAYLARDAN BIRI ONUN…

Çobanoğlu ŞUBAT

1

i bi ki d ra e ra rgi da

Necmi


2

ŞUBAT


DENiZDE

FARK YARATMAYA GELiYORUZ

Perpa Ticaret Merkezi A Blok - Kat: 13 - No: 2007 - Okmeydanı-İSTANBUL ŞUBAT Tel: 0212 251 86 70 - Faks: 0212 320 58 20

3


Mercedes, 2012’de de REKORA DOYMADI 16'da

Samsung Galaxy S4 32 'Yoldışı Uzmanı'ndan her araziye uygun çözüm 34

K C U R T & S U B

K C U R T & S U B Ford'un en & 'güçlü' ve hafif kamyonu 36

K C U R T & S BU CEVA depo ve soğuk zincirle 18'de büyüyecek

Volvo Trucks ve Renault Trucks'tan güç birliği 42

rin i e l nç des e G öz ig n ye

0 3 C vo l Vo30'da

PTT’NiN

‘T’Si

MOBiL OLARAK

GERi DÖNDÜ

e

22'd 4

Artık Otobüsçülerin de sorunlarını çözecek bir vakfı var 40

ŞUBAT


ŞUBAT

5


editoryal bakış Selçuk ONUR info@lojiport.com

Bir millet VİZE ile aşağılanıyor Ö

zellikle Avrupa’ya girişin, pasaportunu gösterip sağlandığı dönemleri de yaşadığım için bugünler daha çok ağrıma gidiyor. Nedir vize? “Potansiyel olarak seni ‘şüpheli’ olarak görüyorum. Ülkeme elini kolunu sallayarak girmemen için elimden geleni yapacağım” demektir. Kendi kendine yetebilecek rezervlere sahip bir ülke olmamıza karşın, gücü halka değil de, ceplerine kanalize eden yönetim zihniyeti; çok partili dönemin başından ikibinli yıllara kadar, ülkeyi fakirleştirdiği gibi, vatandaşını da itibarsızlaştırmıştır. Bunun sonucu olarak da, ne kadar çok yetkinliğe sahip olursanız olun, yalnızca pasaportunuzda TC yazdığı için bir zamanlar egemenliğiniz altındaki ülkelere bile bedelini ödemeden giremiyorsunuz. Canımdan çok sevdiğim bir ülkede yaşıyor ve 30 yıldır sadece gazetecilik mesleğiyle geçimimi sağlıyorum. Ülkenin ilk ekonomi gazetesi DÜNYA’daki günlerimde, AP milletvekilleri, konsoloslar ve bürokratların da katıldığı; ortak paydası Avrupa Birliği olan birçok toplantıda aktif olarak yer aldım. Hemen hemen her şehrine birkaç kez gittiğim, ama hala bana ancak 1 aylık vizeyi reva gören Almanya’nın da, son 20 yıldaki konsoloslarıyla, İstanbulumuzdaki muhteşem binalarında defalarca biraraya geldim. Şimdiki adıyla ‘sürekli’ eskilerin deyimiyle ‘basın şeref kartı’ sahibiyim. Ama, ısrarla uzun bir tarih talep etmeme karşın, hala 1 aylık vizeye layık görülebildim. YİNE BELGE, YİNE PARA VE YİNE ANAMIZIN NİKAHINI SORACAKLAR 1 aylık vizem 4 Mart’ta doluyor. Ama, sık sık yurtdışına çıkmayı da gerektiren bir iş yapıyorum. Vizem dolduktan bir hafta sonra, bu kez orijini de Alman olan bir kuruluş, Mercedes’in dünya lansmanı için Almanya’nın Würth şehrine davetliyim. Ve işkence yine başlıyor. 10 gün önce büyükçe bir zarfta topladığım belgeleri edinebilmek için yine birkaç günlük mesai harcamak zorunda kalacağım. Bazı güncel belgeleri alabilmek ve aslını ibraz edebilmek adına yine paralar ödeyeceğim. Yine şirketimin tüm hesap akışını sevgili Alman dostlarımla paylaşacağım. Bu kez, beni davet eden şirket, adıma sigorta ve vize ücretini Alman Konsolosluğu’nun kasasına ödemek zorunda kalacak. MÜTEKABİLİYET NİYE VAR? Devletler hukukunda sana ne şekilde davranılırsa, aynı şekilde karşılık alacağının açılımıdır mütekabiliyet. Filmlerde sık sık karşılaşırız: Oyuncu, zorda kalınca ‘Ben Amerikan vatandaşıyım’ der. Demek istiyordur ki, bana dokunursanız yanarsınız. Bir İsrail askerine karşılık 1.000 Filistinli serbest bırakılır. Sizinkinin değeri bu, benimkinin değeri ise budur diyordur aslında. Peki, biz bu itibarsız vatandaş kimliğini hak ediyor muyuz? Yine bir basın organizasyonuyla Brezilya’ya gitmiştim. Brezilya, son 5 yılda vizeyi kaldıranları saymazsak o dönemde Türk vatandaşlarını vizesiz kabul eden nadir ülkelerdendi. Elimi kolumu sallaya sallaya girmiştim bu güzel ülkeye. Fakat o ne! Amerikalılar benim kadar rahat olamıyorlardı. Bütün ABD’liler ayrı bir bölüme alınıyor ve didik didik aranıyorlardı. İçimi hınzır bir sevinç kapladığını itiraf etmeliyim. Sonradan öğreniyorum ki, meğer New York Havaalanı’nda görevli bir Brezilyalı pilotu aramak gafletinde bulunmuş işgüzar ABD polisi. O günden beri de büyük ülke olmanın gereği ‘mütekabiliyet’ girmiş devreye… Ülkelerin korunma refleksleri anlaşılır bir şeydir. Vatandaşına, ekonomisine zarar verebilecek oluşumların önüne geçmeye çalışmayı anlarım. Ama, artık bize hak etmediğimiz gibi davrananlara aynı şekilde karşılık vereceğimiz günleri görmek istiyorum.

6

ŞUBAT

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü LOJİMEDYA Basın Yayın Reklam Pazarlama Org. Tic. Ltd. Şti. adına Selçuk ONUR Editör Hacı Yusuf ÖZER Burak GÜNER Cengiz TEPEBAŞ Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Funda BİNGÖL Görsel Yönetmen Talha Feyyaz DUYAR Yayın Danışmanı Atilla YILDIZTEKİN Danışmanlar Kurulu Denizyolu: Kapt. Ayhan ÇEKİÇ, Geza DOLOGH, Adam DUPRE Karayolu: Arif DAVRAN, Zahit SAĞLIK, Mine KAYA, Havayolu: Musa ALİOĞLU Demiryolu: İbrahim ÖZ, Yaşar ROTA Gümrük: Osan BAŞTA Almanya Temsilcisi Doğan PÜRSÜN Hollanda Temsilcisi İlhan KARAÇAY İngiltere Temsilcisi Tahsin ÖZALAN Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Yayına Hazırlayan LOJİMEDYA Perpa Ticaret Merkezi A Blok Kat: 13 - No: 2007 Okmeydanı-İSTANBUL Tel: 0212 251 86 70 Faks: 0212 320 58 20 CTP ve Baskı Özkan Basım Tanıtım Hizmetleri San.Tic.Ltd.Şti Tekstilkent Ticaret Merkezi A4 Blok - No 48 Esenler / İstanbul Tel: 0212 438 07 31 - 32 Faks : 0212 438 07 33 Dergimizde yayınlanan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.


ŞUBAT

7


ADVERTORIAL

“Gider, döneriz diyorduk 4 yıldır Vodafone’layız” www.lojiport.com sitemizde ve yandaki sayfada bir ilan görüyorsunuz. İlandaki kişi Türk lojistik sektörünün önemli oyuncularından Gaziantepli Eyüp Bartık. Milyon Euro’ları yöneten bir insanı, inanmadığı bir işe kolay kolay kimse ikna edemez. Biz de, bunca işinin arasında hiçbir ekonomik getirisi olmadığını düşündüğümüz Vodafone ilanında boy göstermesinin sırrını sorduk... İşte Eyüp Bartık’ın yanıtı: “Doğru işler yaparsanız, doğru firmalarla da temas edebiliyorsunuz. Biz, yıllar önce rakip operatörle devam ettik. Kümeste olursanız, ‘içerdeki kaz’ misali görülüyorsunuz. Her zaman dışarıdaki kazlar daha değerli oluyor. Vodafone de bize ilk yaklaştığında, ‘gider, tekrar döneriz diye düşünmüştük.’ Teklifleri doğruydu ve 4 yıl önce gelen bu teklifi değerlendirdik. Amacımız ilk etapta tamamen sunduğu ekonomik ücretti. Rakip operatörden daha iyi bir teklif verdiği için değerlendirmiştik. Vodafone, birincı yılda bizi hizmet olarak bir sıkıntıya uğratmadı. Rakip operatör de, Vodafone’un teklifine yaklaşmıştı. Avantajından dolayı yine Vodafone kullanmaya devam ettik. Fakat, üçüncü yılda şunu net olarak gördük: Vodafone, Türkiye’de müşteri odaklı çalışıyor. Müşterisinin işini kolaylaştırıyor. İşini takip edip, doğru planlama yapıyor. Kısaca yüzde 100 müşteri odaklı çalışmaya gayret ediyor. Rakip operatörün en son yapılan teklifi, Vodafone’dan düşük olmasına rağmen, bizi Vodafone’a bağlayan değerler oluşmuştu. Bunu bir örnekle açıklayabilirim: Vodafone’dan bir telefon almıştım. Babalar gününde babama hediye ettim. Telefon çalışmadı. Pazar günü arayarak rahatsız etmeyeyim gerekçesiyle Vodafone’daki müşteri temsilcisine öğlen

8

ŞUBAT

saat 13:12’de bir mesaj çektim. İnanın 25 dakika sonra şifre geldi. Yarım saat içerisinde telefonu çalıştırdık. Bu, benim için muhteşem bir duyguydu, arkadaşlarla da paylaşmıştım. Bölgedeki temsilcimiz Hakan Bilgili’nin başarısını kutluyorum. Müşteri odaklı hizmet, insanı etkilyor. Bir yerden sonra parasal boyutuna çok da bakmıyorsunuz. Güçlü olduğumuzu, Vodafone’un da dünyada önemli bir güç olduğunu düşünüyoruz. Güçler yan yana geldi. Sektör olarak da, Gaziantep olarak da, güçbirliğine inanırız.”

Eyüp BARTIK


ŞUBAT

9


KISA KISA

4.3 milyondan fazla yolcu easyJet’i tercih etti A vrupa’nın 1 numaralı düşük tarifeli havayolu şirketi easyJet, Aralık ayı yolcu istatistik raporunu açıkladı. Aralık 2012’de önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4.9 artışla

4.3 milyondan fazla yolcu taşıyan easyJet’in doluluk oranı da yüzde 87.9’a ulaştı. easyJet’in yıllık yolcu sayısı ise yüzde 6.7 oranında artarak 59 milyonu geçti. Sabiha Gökçen Havalimanı’na ilk düşük maliyetli uçuşu 29 Mayıs 2006’da İsviçre’nin Basel-Mulhouse Havalimanı’ndan gerçekleştiren easyJet, bu altı yıllık dönem içerisinde Türkiye’deki uçuş noktası ve yolcu sayısını her geçen gün artırdı.

Lufthansa business’a Türk mutfağını aldı

T Pegasus’tan İSG’DE indirimli lounge

A

ğustos ayında Pegasus misafirleri için Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda başlatılan Lounge hizmeti, haftanın 7 günü 24 saat boyunca İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda Pegasus misafirlerinin beğenisine sunuluyor.

10

ŞUBAT

ürkiye çıkışlı Business Class uçuşlarında yeni hizmet anlayışı YESAM – Yemek Sanatları Merkezi ile işbirliği başlatıldı. Avrupa’nın lider havayolu şirketi Lufthansa bu haftadan itibaren Türkiye – Almanya hattındaki uçuşlarında sunmakta olduğu hizmeti Türk Mutfağı’nın seçkin örnekleriyle zenginleştirecek. Uçaklarda ikram edilecek menüler Turkish Cultural Foundation bünyesindeki YESAM – Yemek Sanatları Merkezi tarafın-

Emirates-Qantas

ortaklığında son dönemeç

E

mirates ile Qantas ortaklığına Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu’ndan (ACCC) geçici izin çıktı. Ortaklığın kesinleşmesi ise ACCC’nin Mart ayında duyurması beklenen nihai onayı ile gerçekleşecek. Emirates Havayolu Başkanı Tim Clark, “Bu geçici izin, Emirates ve Qantas’ın ilk günden itibaren müşterilerine bütünleşmiş bir deneyim sunmak için çalışmalarını hızlandırabilecekleri anlamına geliyor. Emirates ve Qantas ortaklığı, müşterilere, A380 deneyiminin de aralarında bulunduğu hizmetlere ve uçuş ağlarına eşsiz erişim imkanı sağlayacak” dedi.

dan Lufthansa için özel olarak belirleniyor ve dünyanın en büyük havayolu catering şirketi LSG Sky Chefs‘in Atatürk Havalimanı’ndaki üretim tesisinde hazırlanıyor.


KISA KISA

“İDO’da 365 gün ucuz bilet var”

İ

DO’nun 2013 yılı ile başlayan kampanyası yolcuları memnun edecek ucuz bilet alternatifleriyle yüzleri güldürüyor. İDO’nun tüm dış hatlarda özel avantajlar sunan kampanyası, 31 Mart’a kadar devam edecek. Tüm hatlarda kampanya için ayrılan biletlerin sayısı, yolcu koltukları için 156 bine, araçlar için 27 bin adete ulaşıyor. Kampanyada, Pendik-Yalova ekonomi sınıfı yolcular için 5TL, araçlar için 15 TL’lik; Yenikapı-Yalova ekonomi sınıfı yolcular için 5 TL, araçlar için 24 TL’lik; Yenikapı-Bandırma ekonomi sınıfı yolcular için 19 TL, araçlar için 74 TL’lik; Yenikapı-Bursa ekonomi sınıfı yolcular için 9 TL, araçlar için 49 TL’lik özel fiyatlar belirlendi. Ayrıca bu kontenjanların dolması durumunda, yine standart fiyatların daha altından aynı miktarda başka düşük seviyeli fiyatlar da kampanyaya dahil edildi.

Marport, 3G teknolojisi ile hızlandı

D

ünya standartlarında liman işletmeciliği yapan Marport hizmetlerini geliştirmek amacıyla altyapı yatırımlarına devam ediyor. Bu doğrultuda Turkcell ile yaptığı işbirliğiyle liman içinde 3G hızında erişim sağlandı. Marport, bu yatırım ile limandaki işleyişin tamamını merkezden yönetebiliyor. Personel, mobil araçlar ile vinçler arasındaki iletişim kesintisiz ve sorunsuz sağla-

nabiliyor. Bu sayede limandaki erişim hızı yaklaşık 2,5 katına çıktı. Detaylı bir AR-GE çalışmasını da kapsayan proje ile Arkas çalışanları liman içinde cihazlarla kesintisiz erişim olanağına kavuştu. İletişimi engelleyen en ciddi problem olan yansıma sorunu giderildi. Böylece Marport’un çıkabilecek arızalara karşı yedek cihaz bulundurulmasına gerek kalmadı ve bakım maliyetleri önemli oranda düşürüldü.

D-Marin

Doğu Akdeniz’de büyüyor

D

İDOBÜS 120 bin kişiyi 1 TL’lik biletle taşıdı

H

esaplı, konforlu ve hızlı ulaşımın adresi İDO’nun yolcularına sunduğu en avantajlı seçeneklerden biri olan İDOBÜS’ün, 22 Mart – 24 Aralık 2012 tarihleri arasında Kabataş-Bursa-Kabataş

hattında taşıdığı yolcu sayısı 1 milyon 113 bin 321’e ulaştı. İDOBÜS hatlarında 1 TL’den başlayan çok hesaplı seçenekler sunan İDO’nun bu hizmetine katılan yolcuların sayısı da, 121 bin 362 oldu.

oğuş Grubu’na bağlı D-Marin Marinalar Grubu, Doğu Akdeniz Çanağı ve Adriyatik Denizi’nde bölgesel bir güç olma hedefiyle girdiği marinacılık sektöründeki atılımlarına hız kesmeden devam ediyor. Bugüne kadar Türkiye, Hırvatistan ve Yunanistan’da sahip olduğu marinalar ile üç ülke sularında 5143 yat kapasitesine ulaşan D-Marin Marinalar Grubu, son hamlesini Kiriacoulis Grubu’na bağlı, Yunanistan’ın en büyük marina zinciri MedMarinas S.A. için ortaklık anlaşması imzalayarak yaptı.

ŞUBAT

11


KISA KISA

Renault’nun Urban Crossover konsepti: Captur

R

enault, üç farklı özelliğin en iyi örneklerini sunan ve kalabalık içinde göze çarpan ilk urban crossover konsepti olan Captur’ü otomobil severlerin beğenisine sundu. 5 Mart tarihinden itibaren, internet kullanıcıları, Renault’nun yeni urban crossover’ını kendi bilgisayarlarında, tabletlerinde ya da akıllı telefonlarında ayrıntılı olarak keşfedebilecek, Cenevre Otomobil Fuarı basın toplantısını izleyebilecek, aracın tasarımının kökenlerini ele alan kitabı keşfedebilecek ve yeni ‘Captur the Day’ yarışmasına katılabilecek.

FiloTürk, günde 1 TL’ye hizmet sunacak

D

ünyada gelişmiş ülkelerin yatırım yapma kararı aldığı en kritik 10 teknoloji arasında sayılan araç takip sistemlerini Türkiye’de yaygınlaştırmayı hedefleyen FiloTürk, sektörde yeni bir dönemi başlatıyor. FiloTürk yeni yıl ile birlikte başlattığı, “Günde 1 TL’ye araç takip” “Taahhütsüz” ve “Kullandıkça Daha Az Öde” uygulamaları ile araç takip sektörünü canlandıracak.

12

ŞUBAT

Güneş panelli Atos’tan “elektrikli” araç filosu

Ç

evreye duyarlı ve ekolojik teknolojilerin öncüsü Atos, bu konudaki en büyük atılımlarından birini gerçekleştirdi. Fransız şirketi Bolloré Group ile işbirliği yapan firma, güneş panelleriyle çalışan elektrikli araç filosunu çalışanlarının kullanımına sundu. İlk etapta Atos’un Paris’teki genel merkezinde faaliyete geçen filo, Atos çalışanları için seyahatleri daha kolay ve konforlu hale getirecek 10 adet Atos markalı araçtan oluşuyor. Çalışanların iş seyahatlerini daha sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlayacak “MyCar” konsepti, aynı zamanda seyahat planlama, taksi kullanımı ve kat edilen kilometre ve park ücretlerinin masraf talepleri için harcanan zamanları da en aza indirgiyor.

Doğuş Otomotiv’e kurumsal yönetim ödülü

T

ürkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından İMKB Kurumsal Yönetim Endeksi’nde bulunan 44 şirket arasından yapılan değerlendirme sonucunda verilen “Kurumsal Yönetim Ödülleri”, VI. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Değerlendirmede Doğuş Otomotiv, 2012 yılında Kurumsal Yönetim Endeksi’ne göre notunu en çok artıran kurum olarak ödüle layık görüldü. Doğuş Otomotiv geçen yıl 7,80 olan kredi derecelendirme notunu bu yıl 8,63’e yükseltti.


KISA KISA

Ford Otosan ve Vehbi Koç Vakfı’ndan

Eğitime büyük destek!

K

ocaeli Belediyesi tarafından Kocaeli Üniversitesi’ne tahsis edilen arazide Ford Otosan ve Vehbi Koç Vakfı tarafından inşa edilecek okul; otomotiv sanayindeki gelişmelere, üretim ve ihracat hedeflerine

uygun, yeni teknolojilere hakim işgücü yetiştirecek. Okulda, uluslararası eğitim standartlarına ve mesleki kriterlere uygun eğitim verilecek; mezunlar tasarım, üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerde çalışabilecek.

TIRSAN Hollandalı misafirlerini ağırladı

T

IRSAN Adapazarı fabrikası Hollanda otomotiv sektörünün önde gelen firmalarının temsilcilerini ağırladı. Karşılıklı teknik ve ticari iş ilişkilerinin geliştirildiği ziyarette TIRSAN Adapazarı fabrikası yine tam not aldı. Hollanda Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Fier-Automotive Danışmanlık firmasının başkanlığında yürütülen ziyarette, karşılıklı teknik bilgi alışverişinde bulunuldu.

Volvo’dan hayalleri gerçekleştiren kampanya!

T

ürkiye’de ASC Türk’ün satış ve satış sonrası hizmetleri garantisi altında olan Volvo İş Makinaları 2013’ün en kârlı fırsatını sunuyor. 2012 model Volvo ekskavatörler yüzde 0 faiz ve 24 ay vade seçeneğiyle satışa sunuluyor. 31 Mart’a kadar sürecek olan kampanyadan faydalanmak isteyenler aynı zamanda Volvo Finansal Kiralama’nın da desteğini alıyor.

Kässbohrer, hafif şasi teknolojisini tanıttı

B

u yıl dokuzuncusu yapılan konferansın ana konuları ticari ve ağır vasıta araçlarda ve treylerlerde CO2 emisyon azatlımı ve buna bağlı olarak çekici ile treylerin ağırlığının düşürülmesi ve aerodinamik kavramının yakıt tasarrufuna etkisi oldu. Sektörün çekici ve treyler konularında önde gelen kuruluşlarının katıldığı konferansta uluslararası treyler sektöründe önemli bir rolü olan Kässbohrer’in geliştirdiği hafif şasi ve teknoloji büyük ilgi gördü.

ŞUBAT

13


KISA KISA

DHL’den sağlık

sektöründe bir ilk daha!

S

CEVA Vietnam’da yeni bir iş ortaklığına imza attı

D

ünya’nın önde gelen tedarik zinciri yönetim şirketi CEVA Lojistik, Vietnamlı Into Trans Lojistik (ITL) Grubu ile yeni bir iş ortaklığına imza attı. CEVA Vietnam‘da Ho Chi Minh’te açtığı merkez ofisi ile Güneydoğu Asya’daki yatırımlarını hızlandırdı. 1999 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu yana Vietnam’da son

ağlık sektöründeki 30’dan fazla ilaç ve tıbbi cihaz üreticisine Sağlık Bakanlığı’ndan Temsilci Ecza Deposu ruhsatlı tesislerinde depolama, dağıtım ve katma değerli hizmetler sunan DHL Supply Chain Türkiye, bu düzenlemenin ardından Veteriner Temsilci Ecza Deposu olma şartlarını tamamlayarak, Esenyurt’taki sağlık sektörü tesisinde veteriner tıbbi ürünleri depolamak için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan ilk ruhsat alan lojistik şirketi oldu. Veteriner Temsilci Ecza Deposu ruhsatı ile, DHL Supply Chain Türkiye Bakanlıkça ruhsat verilmiş veteriner tıbbi ürünlerinin depolanması, prospektüs ilave edilmesi, fiyat etiketi basımı ve benzeri sekonder ambalajlama hizmetlerini vermeye hak kazandı.

5 yılın en iyi 500 özel şirketi arasında yerini alarak büyüyen ITL Grubu, şu anda nakliye ve taşımacılık konusunda Vietnam ve Çinhindi’nde pazarının lideri konumunda. CEVA’nın global ağ ve tedarik zinciri hakimiyeti ITL’in yerel pazar hakimiyeti ve altyapı imkanları ile birleşerek, müşterilerine tasarruflu bir kazanç sağlıyor.

120 milyon litre akaryakıt DKV ile alındı

T

ürkiye’de lojistik şirketlerinin maliyetlerini yüzde 30’a varan oranda hafifleterek ilgi odağı haline gelen DKV’nin Türkiye temsilciliği 2012’de cirosal bazda yüzde 50 büyüdü. Dünyada ilk kez acil durumda şoföre nakit para temini, Avrupa’nın 34 bin noktasında teknik servis desteği ve yol boyunca tüm satın alım tercihlerini şoför yerine kurumun yapmasını sağlayan Akıllı Kart gibi yeniliklerin kullanıma sunulduğu 2012’de, DKV’nin Türkiye’deki kullanıcı sayısı 350’ye yükseldi. DKV’nin 2012’deki en önemli yeniliklerinden biri de Avrupa’da alınan akaryakıtın TL ile ödenebilmesi olanağı sağlaması oldu. 2012’de 120 milyon litre akaryakıt DKV ile alındı.

14

ŞUBAT


KISA KISA

Hareket Marmaray Projesi için 410 vagon taşıdı!

H

areket, temelleri 2004 yılında atılan ve yapımı devam eden, Avrupa ve Asya yakasını İstanbul Boğazı’nın altından birleştirecek, üç bölümden oluşan banliyö hattı iyileştirme projesi Marmaray kapsamında şu ana kadar 410 vagon taşıdı. Tamamı 440 vagondan oluşan proje için, Derince Limanı’na gelen 140 komple vagon, Haydarpaşa ve Edirne’de

bulunan depo sahalarına taşındı. Montajlarının yapılması için taşınan 270 vagon gövdesi ise Derince Limanı’ndan Adapazarı Eurotem Fabrikasına nakledildi. Sonrasında Adapazarı’nda montajı tamamlanan 205 vagon buradan Haydarpaşa ve Edirne’de bulunan depo sahalarına taşındı. Proje kapsamında yapılacak vagon taşımalarının 2013 Ekim ayında sonlanması planlanıyor.

Mars’ın cihazları Erpa’ya emanet

K

ara, hava, deniz, fuar ve etkinlik lojistiği; demiryolu nakliyesi, gümrükleme, sigorta ve lojistik hizmetleri sunan, 700’ün üzerinde profesyonel çalışanıyla sektöründe yenilikçi bir kurum olarak dikkat çeken Mars Logistics; ofislerinde kullanılan tüm cihazların bakım, onarım ve yedek parça teminiyle ilgili hizmetleri ERPA’dan almaya başladı. Mars Logistics Satınalma Uzmanı Kerem Karaduman, sözlerine özellikle cihazların çok geç açılmasının kendilerini en çok zorlayan konuların başında geldiğini ve yedek parçaların deforme olup cihazların devre dışı kalmasıyla birlikte çok ciddi sorunlar yaşadıklarını belirtti.

Saras ve Tan Lojistik’in yolları kesişti

T

ürkiye’nin en büyük Lojistik firmalarından Saras Lojistik ile yine alanındaki en önemli firmalardan olan Tan Lojistik arasında gümrükleme konusunda işbirliği anlaşması imzalandı. Geçtiğimiz hafta yapılan anlaşma ile bundan böyle Saras Lojistik’in tüm gümrükleme işlemleri, Tan Lojistik tarafından yapılacak. Türkiye’nin en büyük ihracatçı firmalarına lojistik hizmeti veren Saras, bin araçlık filosuyla Ortadoğu’dan, Avrupa’ya ve Orta Asya’ya taşıma yapıyor. 10 adet toplama-dağıtım deposu ve 3 adet de merkez deposu bulunan Saras’ın, yoğun bir gümrük işlemi bulunuyor.

ŞUBAT

15


HABER

Mercedes, 2012’de de REKORA DOYMADI Araç kiralarken UZL Filo’yu tercih edenler, Türkiye’nin her yerindeki Opet bayilerinden yüzde 5-6 indirimli yakıt alıyor. UZL’nin bunun dışında daha bir çok avantaj sunduğunu söyleyen UZL Filo Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Pala, araç kiralama konusunda en önemli noktanın, kurumsallık olduğuna dikkat çekti

T

ektörde 45. yılını dolduran Mercedes-Benz Türk A.Ş., 2012 yılını tarihi bir rekorla kapattı. Tüm ürün grupları dahil, toplamda 42.726 adetlik (39.852 adet yeni, 2.874 adet 2.el) satış hacmi ile tarihinin en yüksek araç satışını gerçekleştiren şirket, yıl boyunca yeni teknolojilere, yalın süreçlere, insan kaynağının gelişimine, Ar-Ge çalışmalarına, otobüs ve kamyon fabrikalarına yönelik yatırımlarına devam etti. Kurz: Otomotivde sıçrama hayal Mercedes-Benz Türk, her yıl geleneksel olarak yaptığı değerlendirme toplantısını yine Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleştirerek,

16

ŞUBAT

bilgileri basınla paylaştı. Toplantıda konuşan Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Wolf Dieter-Kurz, bu yıl zirveye otomobili taşıyacaklarını kaydederek, “Aslında bu yıl da otomobilde farklı yerlere gelebilirdik. Otomobil satışları, son çeyrekte yapılan ÖTV artışlarından çok olumsuz etkilendi. Türk ekonomisi büyüyor. Bu da doğal olarak Türk otomotiv pazarına olumlu etki eder. Ancak, Türkiye’deki vergilendirme oranları bu seviyelerde sürerse, otomotivde sıçrama beklemek de hayal olur” diye konuştu. Kurz, tüm dünyadaki üretimler için Türkiye’den daha çok yedek parça alacaklarını da sözlerine ekledi.


HABER

Wolf Dieter Kurz

Süer Sülün

Sülün: Kamyon satışında dünya üçüncüsüyüz Satış ve Pazarlama Direktörü Süer Sülün de, bir zamanların dünya rekorlarını santim santim geliştiren efsanevi sırıkla atlama şampiyonu Sergei Bubka’dan yola çıkarak, “Biz de Bubka gibi küçük kademelerle rekorlarımızı her yıl yineliyoruz. Bu yıl da rekorlara imza attık. Kamyondaki pazar payı bakımından Brezilya ve Almanya’nın ardından üçüncü sıraya yerleştik” dedi.

Mercedes-Benz Türk A.Ş., 2012 yılında 3.336 adet otobüs ve 16.934 adet kamyon üretirken, her iki ürün grubunda da pazar liderliğini sürdürdü. Otobüs ürün grubunda, şehirler arası ve şehiriçi otobüs satışı ile toplamda 1.107 adetlik satış rakamına ulaşan şirket, son 14 yılın en yüksek satış rakamına ulaşmayı başardı. Mercedes-Benz, yüzde 65’ lik pazar payı ile yine en fazla tercih edilen şehirlerarası otobüs markası oldu. Bunun ötesinde şirket, ihracat rakamını geçtiğimiz yıla oranla yüzde 16 arttırarak başta Batı Avrupa olmak üzere 2.230 adetlik otobüs ihracatı gerçekleştirdi. Kamyon ürün grubunda ise; 2012 yılında 16.781 adetlik rekor satış ile pazar payını yüzde 45’ e çıkaran Mercedes-Benz Türk, ağır kamyon pazarında peşpeşe 11. kez pazar lideri oldu ve yıl içinde toplamda 1.874 adetlik kamyon ihracatı gerçekleştirdi. Hafif ticari araçlar ürün grubunda ise Mercedes-Benz Türk, 9.234 adetlik satışla 2012’ de pazar payını yüzde 12,5’e yükseltti. Pazara yeni sunduğu Citan aracı ile hafif ticari araçlar ürün gamını genişleten Mercedes-Benz Türk, 2013 yılında da satışlarını ve pazar paylarını arttırmayı planlıyor. Mercedes-Benz Türk’ün, 2009 yılı içinde 2. el pazarında hizmet vermek üzere “Mercedes-Benz Taşıt Ticaret ve Servis A.Ş.” adı altında kurduğu şirket de 2012 yılını başarıyla kapattı. Öncelikle ticari araç olmak üzere otobüs, kamyon, hafif ticari araç ve otomobil ürün gruplarında 2.el hizmeti veren bu şirket, 2012 yılında toplamda 2.874 adetlik araç satışı gerçekleştirdi. Sattığı her iki araçtan birini Mercedes-Benz Finansman Türk A.Ş. aracılığı ile kredilendiren şirket, üretim merkezlerine yaptığı yatırımların dışında müşteri talep ve beklentileri doğrultusunda, ürünlerini geliştirmeye yönelik de yatırımlarını sürdürdü. 2013 yılında Türkiye otomotiv sanayiinde olumlu gelişmeler bekleyen Mercedes-Benz Türk, pazar paylarını arttırıp, pazardaki konumunu güçlendirmeyi, tüm ürün gruplarındaki pazar konumunu geliştirmeyi, yatırımlarını sürdürmeyi, müşteri ve pazar beklentileri doğrultusunda ürün portföyünü geliştirip genişletmeyi ve bayi, çalışan, tedarikçi işbirliği ile başarılı bir yıl geçirmeyi hedefliyor.

Başbakan’ın ‘TL Zone’ hayalini ilk biz hayata geçirdik Bu yıl bir yeniliğe daha imza attıklarını ifade eden Sülün şöyle devam etti: “Geçen yılın nisan ayından itibaren önce otomobilde, daha sonra da hafif ticari araçların ithalatında yeni bir yöntem uyguluyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da TL’ye prestij kazandırmak adına çok istediği uygulamayı Mercedes dış ticarette uygulamaya başladı. Böylece kur farkını yok ettik. Dış ticarette TL’nin kullanılması ilk adımdır. Startı da ilk biz verdik.” Setra, yılın ilk yarısında karşınızda Basın mensuplarından birinin sorduğu Setra otobüslerin durumu ile ilgili soruya da Süer Sülün’ün yanıtı şöyle oldu: “Setra, 1 Ocak’tan itibaren yetkili hale geldi. Operasyonlara ne zaman başlayacağımızla ilgili planlar yapıyoruz. Sanırım, yılın ilk yarısında karşınızda olacağız.” Mercedes-Benz Türk, sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra, eğitim, kültür ve sanat alanındaki sponsorluk aktivitelerini de sürdürdü. 2012 yılında yaklaşık 40 milyon euro yatırım yapan şirketin, 1967’de kurulduğu günden bu güne toplam yatırım tutarı 750 milyon euroya ulaştı. Mercedes-Benz Türk A.Ş., üretime başladığı 1968 yılından bu yana toplam 65.000 otobüs ve 166.000 kamyon üretimi gerçekleştirdi. Otomobil ürün grubunda Mercedes-Benz Türk, 2012 yılında 12.730 adet otomobil satışı gerçekleştirerek tarihinin en yüksek otomobil satış adedine ulaştı. Şirket, 2012 yılının Kasım ayında Türkiye’de lansmanını yaptığı yeni A-Serisi ile yepyeni bir segmentte başarıya koşarken, 2013 yılında pazara sunacağı yeni S-, E- ve CLA-Serisi ile başarısını arttırarak sürdürmeyi hedefliyor.

ŞUBAT

17


HABER

CEVA depo ve soğuk zincirle büyüyecek 2013’te yeni yatırımlarla büyümeyi sürdüreceklerini söyleyen CEVA Türkiye ve Balkanlar Genel Müdürü Fuat Adoran, CEVA’nın, özellikle depo ve soğuk zincir konusundaki yatırımlarının bu sene içinde ön plana çıkacağını kaydetti.

2012

18

yılını yine yeni yatırımlarla büyüyerek geçiren CEVA Lojistik, Gebze, Adana ve Samsun’da açılan depolarla toplam 90 bin metrekarelik depo yatırımı gerçekleştirerek önemli bir başarıya imza attı. İstihdamda da yüzde 10’luk bir büyüme gerçekleştiren CEVA, büyümesini 2013’te de sürdürmeyi hedefliyor. Yeni dönemde de yatırımları artırarak devam ettireceklerini açıklayan CEVA Türkiye ve Balkanlar Genel Müdürü Fuat Adoran, pazardaki lider ve söz sahibi konumlarını güçlendirerek sürdüreceklerini söyledi. Adoran, “Hedefimiz, bundan sonra da her yıl yüzde 15-20 arasında bir organik büyüme gerçekleştirmek. Ayrıca Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerindeki yatırımlarımıza ağırlık vererek, yurtdışı yatırımlarımıza odaklanacağız. Türkiye’deki hizmet alanımızı da büyüterek farklı sektörlere gireceğiz” diye konuştu. Yakın zamanda açılışı gerçekleştirilen Gebze-3 deposuyla birlikte Türkiye’de 600 bin met-

ŞUBAT

rekare alana yayıldıklarını hatırlatan Genel Müdür Fuat Adoran, her yıl 75 bin metrekarelik depo yatırımını hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi. Adoran ayrıca, 2013 yılı içerisinde Hadımköy’de 30 bin metrekarelik yeni bir depo yatırımını da faaliyete geçirmeyi hedeflediklerinin de altını çizdi. Soğuk zincir için 50 araç daha yolda Gebze, Marmara ve İstanbul’dan sonra Anadolu’daki büyümeye hız vereceklerini dile getiren Adoran, “2013 yılında ağırlık verdiğimiz uluslararası taşımacılıkta kontrat lojistiği hizmetlerimizle hızlı büyümemizi devam ettirecek ve 2015 yılında hedeflediğimiz 1 milyar dolar ciroya ulaşmak için yatırımlarımızı hızlandırarak bölgedeki stratejik konumumuzu daha da güçlendireceğiz” dedi. Soğuk zincir lojistiğine giriş yaptıklarını da hatırlatan Adoran, sözlerini


HABER

şöyle sürdürdü: “Şuanda 300 soğuk zincir aracıyla bu sektöre hizmet veriyoruz. 2013 yılında soğuk taşımacılığa yönelik yaklaşık 50 yeni aracı filomuza ekleyeceğiz. Ayrıca 3 yıl içinde demiryolu lojistiğine de girmeyi hedefliyoruz.” Güneydoğu Asya’da yerimizi sağlama aldık CEVA Vietnam‘da açtığı merkez ofisi ile Güneydoğu Asya’daki yatırımlarını hızlandırdı. Özellikle Asya’ya verdiğiniz önem ortada. Bu ortaklığın ardından Güneydoğu Asya’daki konumlarının güçlendiğini aktaran Adoran, “Vietnam, stratejik bir alanda konumlandığı ve Güneydoğu Asya ve Çin için ideal bir bağlantı olmasından dolayı, Asya’da oldukça önemli bir konumdadır. Bu nedenle bu bölgedeki varlığımızı güçlendiriyoruz. Global ağımız sayesinde bu bölgeden Türkiye’ye ve aynı şekilde Türkiye’den de Güneydoğu Asya’ya ticaret hacminin artmasında önemli rol oynayacağız” ifadelerini kullandı. 10 sene içinde uluslararası standartlar yakalandı Türk lojistiğinin özellikle son 10 yılda büyük bir ivme kazandığını söyleyen Adoran, “10 sene önce Türkiye’de lojistik sektörü diye bir sektör tanımlaması yapılamıyordu, sadece nakliye olarak adlandırılıyordu. Ancak son 10 senede uluslararası standartları yakaladık” dedi. Lojistik sektörünün artan milli gelir sayesinde daha önemli hale geleceğine de dikkat çeken Fuat Adoran, yine de hizmet kalitesi ve hızın artması gerektiğini kaydetti. Adoran, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda yapılan araştırmalara göre sektörde yaklaşık 2000 firma yer alıyor. Milli gelirin artışıyla sektörde yeni oyuncular da yer alacaktır fakat sadece en hızlı ve aynı zamanda kaliteden ödün vermeden uygun maliyet ile hizmet sunan firmalar hayatta kalmayı başarabilecektir. Gerek özel sektörün aktörleri gerekse de devlet kanadı sektör çalışanlarının eğitim ve hizmet kalitelerini artırmak için girişimlerde bulunmalılar. Bununla birlikte karayollarının iyileştirilmesi, IT alt yapısının gelişmesi, limanların özelleştirilip yatırımlarının tamamlanması ve dış ticaretteki büyümemiz lojistik sektörünün gelişimini destekleyecektir.” Havada adımız var CEVA Lojistik’in adının, tüm dünyada hava taşımacılığında önde gelen isimler arasında bulunduğunu söyleyen Adoran, hava taşımacılık hizmetleriyle de ilgili bilgi verdi: “CEVA Lojisitik olarak Dünyanın en büyük hava taşımacılık şirketlerinden biriyiz, hava kargo taşımacılığında da eksiksiz hizmet sunuyoruz. Gümrük ope-

CEVA Türkiye ve Balkanlar Genel Müdürü Fuat Adoran,”Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerindeki yatırımlarımıza ağırlık vererek, yurtdışı yatırımlarımıza odaklanacağız. Türkiye’deki hizmet alanımızı da büyüterek farklı sektörlere gireceğiz” dedi.

rasyonlarımızdan, her iki taraftaki yer hizmetlerine varan komple servisi, yine kendi entegre sistemimizde takip olanağıyla birlikte sunabiliyoruz. CEVA olarak dünya üzerinde yüzlerce nokta için, dünyanın önde gelen ticari hava taşımacılığı şirketleriyle işbirliği yapmaktayız. Taşıdığımız büyük hacim sayesinde aldığımız en rekabetçi fiyatları, yer ve uçuş garantisi ile birleştirerek yine değerli müşterilerimize sunmaktayız. CEVA Lojistik olarak, Türkiye’de 1998’den bugüne IATA üyesi olarak hava kargo taşımacılığı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.”

ŞUBAT

19


HABER

Batu Logistics’in minivan sistemi 3 işi bir arada yapıyor

Yanıcı, soğuk ve askılı bir arada

“Minivan” sistemiyle yeni bir trendin startını veren Batu Logistics, 3 tip taşımacılığı bir arada yürüterek rakiplerinden bir adım öne çıkıyor.

B

20

ŞUBAT

atu Logistics, kısa zamana büyük işler sığdırmayı başardı. Firmalarının, sektöre girdiği yıl olan 2002’de bir masa, bir sandalyeden ibaret olduğunu kaydeden Batu Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ankara, “10 araç ile çıktığımız yolda araç sayımızı artırmaya devam ettik ve pik noktaya ulaştık. Bu noktada daralma veya duraklama gösterme ihtimali varken biz yurtdışına açılarak büyümeyi hedefledik. Şuan 80 adet öz mal, 200 adet kiralık araç ile taşımacılık gerçekleştiriyoruz” diye konuştu. Hizmet konusunda oldukça iddialı olduklarını dile getiren Ankara, şöyle devam etti: “Çünkü ucuz iş gücüyle çalışmıyoruz. Amacımız müşterinin pamuklara sararak ürettiği ürünü hiçbir şekilde sorun yaşamadan en kısa sürede en hızlı bir şekilde belirttiği adrese teslim etmektir. Bunu gerçekleştirebilmek için de deneyimli, güçlü ve organizasyon kabiliyetine sahip bir ekiple çalışıyoruz. Hızlı hareket edebilen, çabuk karar alabilen dinamik bir firmayız. “Intermodal” sistemiyle bir ürünü kara, hava, deniz ve demir yolu ile istenilen noktaya ulaştırabiliyoruz. Bunun yanında depo yönetimi, gümrükleme ve dış ticaret çözümleri alanında da hizmetlerimiz mevcut. Batu Logistics en çok tekstil, gıda, otomotiv ve kimya alanında hizmet veren firmalara lojistik destek sağlıyor. Soğuk zincir taşımacılığında da iddialı bir firmayız.”


HABER

108 ülkede 4750 acente ağı Kendilerini farklı kılan en önemli özelliklerden birinin de bilgi akışı olduğunun altını çizen Taner Ankara, “Müşteri istediği her an, her dakika ürünü hakkında bilgi sahibi olabilir; gönderisini takip edebilir en önemlisi de bize çok rahat bir şekilde ulaşabilir. Bunun yanında ‘Forwarding’ sigortası ile kullanıcılarımıza ekstra bir sigorta güvencesi sağlıyoruz, 108 ülkede 4750 acente ağına sahibiz. Proje taşımacılığıyla tek bir kalemden, kalem fabrikasına taşıma yapabiliyoruz” açıklamasını yaptı. “Uçakla 3 gün süren sevkıyatı 1.5 güne indirdik” Sahip oldukları ‘Minivan’ sistemiyle lojistik sektöründe yeni bir trendin startını verdiklerini kaydeden Batu Logistics Yönetim Kurulu Başkanı, “Sektörde bunu yapan birkaç firma var. Ama, bizim onlardan en belirgin farklılığımız aracımızda hem yanıcı hem soğuk hava hem de askılı olmak üzere 3 tip taşımacılığı gerçekleştirebilmemiz. Hava yoluna alternatif kapıdan kapıya teslimat yapıyoruz. Uçakla 3 gün süren bu sevkıyatı, minivan sistemimizle bir buçuk güne indirdik. Bu sistemde 1500 kg yük taşıyabilme gücüne sahibiz. Avrupa’nın birçok noktasına bu yöntemle 36 saat içerisinde lojistik hizmet verebiliyoruz. Sistemimiz özellikle acil gönderimlerde tercih ediliyor. İtalya’ya defile için kıyafet gönderiminden Fransa’ya kurbağa taşımasına kadar birçok alanda bu yöntem müşterilerimiz tarafından sıklıkla kullanılıyor. Bu hizmet, Batu Logistics’i diğer lojistik firmalardan ayıran en önemli özelliklerden biri oldu” dedi. 2013’te demiryolu da geliyor 2012 yılının kendileri için çok başarılı geçtiğini söyleyen Taner Ankara, sözlerini şöyle sürdürdü: “2012’de Avrupa’nın bütün ülkeleriyle çalışma yaptık. Geçen yıl yüzde 18 bir büyüme gerçekleştirdik, bu yılki hedefimiz de bu oranı yüzde 20’ye çıkarmak olacak. 2013 yılındaki önemli projelerimiz arasında taşıma modlarımıza eklemeyi planladığımız demiryolu taşımacılığını da sayabiliriz. Bunların dışında, Gebze’de 6 bin 500 m2’lik yeni bir depo açılışı yapmayı planlıyoruz. Ayrıca yine Gebze’de 20 bin m2’lik bir depo ile anlaşmamız var. Böylelikle toplamda 30 bin m2’ye yakın bir depo alanı ile hizmet ağımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz.”

HATCHE, PAQIZE ve QEZBAN

Artık Akdeniz’de Ekol’ün de gemileri var

Avrupa’nın ve Türkiye’nin öncü lojistik firmalarından olan Ekol, daha verimli, sürdürebilir ve rekabetçi hizmetler sunmak üzere RoRo seferlerine başladı Avrupa’da ve Türkiye’de gerçekleştirdiği önemli yatırımlar ile adından söz ettiren Ekol, 12 Ocak’ta başlayan Ro-Ro seferleriyle bu yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Satınalma taahhüdü ile kiralanan gemilerin isimleri HATCHE, PAQIZE ve QEZBAN olarak belirlendi. En son teknolojiye sahip, her biri 240 treyler kapasiteli modern Ro-Ro gemilerinin seferleri karşılıklı olarak haftanın üç günü Haydarpaşa-Trieste limanları arasında gerçekleşecek. Gelişmiş teknolojik altyapısı ve sektör deneyimi ile Intermodal taşıma hizmetini Ro-Ro seferleriyle güçlendiren Ekol, bu hizmeti ile kendi müşterilerine rekabet gücünü arttırmaya yönelik daha verimli, kaliteli ve sürdürülebilir hizmet sunmayı amaçlıyor. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Girişimimizin firmamıza, sektörümüze ve ülkemize hayırlı olmasını dileriz” dedi.

ŞUBAT

21


HABER

PTT’NiN

‘T’Si

MOBiL OLARAK

GERi DÖNDÜ Posta, telefon, telgraf diye bilinen PTT’nin T’si mobil olarak geri geliyor…

U

22

ŞUBAT

laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, PTTcell’in tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, PTT’nin yeni bir işe girdiğini belirterek, amaçlarının milletin birbiriyle buluşması, erişilebilir bir ülke hedefini gerçekleştirmek olduğunu söyledi. İnsanların nerede olurlarsa olsunlar birbiriyle iletişimlerini hızlı ve rahat yapabilmeleri için nüfusu 1 ile 500 arasında olan 2 bine yakın yerleşim yerine alt yapı kurulması için ihale yapıldığını anlatan Yıldırım, 2 yıl içinde Türkiye’nin kırsal kesiminin kapsama alanına alınacağını ifade etti. Yıldırım, “1995’te PTT’nin T’sini aldılar, diye PTT’ciler üzülmüştü. Posta, telefon, telgraf diye bilinen


HABER

PTT’nin T’si geri geliyor. Telefon gitmişti, şimdi geri geliyor, ama bu dönüş muhteşem bir dönüş. Artık PTT, memleketin her yerinde 4 bin 507 tane PTT noktasında vatandaşlara anlık telefon hizmeti verir hale geldi” diye konuştu. Eskiden insanların telefonla konuşmak için sıraya girdiklerini anımsatan Yıldırım, şimdi vatandaşların PTTcell’i alacaklarını ve yükledikleri kadar konuşacaklarını söyledi. PTTcell’in tarifeleri hakkında bilgi veren Yıldırım, 5 dakikası 30 kuruş ve 3 bin dakika bedava konuşma fırsatı sağlayan tarifenin cazip olduğunu söyledi. Anadolu’da insanların konuşmayı sevmediğini dile getiren Yıldırım, ”2 dakika 10 kuruş, tarifesi yaparsanız telefonu bir muhabbet etme aracı değilde, köyde, tarlada, dağda, bayırda işi gücü olan vatandaşa da hizmet yapmış olursunuz. 5 dakika 30 kuruş devam etsin. Ama bir de 2 dakika 10 kuruş, olursa bu iş tadından yenmez. Benimki sadece fikir. Ama hesabını yapın” dedi. PTT Genel Müdürü Osman Tural da bu tarifenin yapılacağını söylemesi üzerine Bakan Yıldırım, “İyi hayırlı olsun” dedi. 170 yıllık geçmişi olan PTT denilince insanların aklına telefon geldiğini anlatan Yıldırım, PTT’nin telefon kısmının dönüş yaptığını kaydetti. “Projeyi aslında 4 yıl önce planlamıştık” PTT Genel Müdürü Osman Tural, “Aslında PTTcell Projesi, bizim stratejik planını 4 yıl evvel yapmış olduğumuz, uygulamaya koymayı planladığımız projelerimizden biriydi. Bugüne nasip oldu. Bugün itibariyle bunu uygulamaya koyacağız” dedi. Binali Yıldırım’ın “İnsanımızın işini kolaylaştırın, ayağına hizmeti götürün ancak bunu yaparken de ucuz, kaliteli ve süratli bir şekilde yapın” talimatını hayata geçirdiklerini anlatan Tural, sözlerini şöyle sürdürdü: ” Bizim hattımız şu anda en hesaplı hat olacak şekilde dizayn edilmiş. Vatandaşımızın hizmetine sunulmuş bir hat. Avea Türkiye’nin yenilikçi operatörlerinden bir tanesi olarak bizimle işbirliğine girdi. Bu hizmet bizim aslında T’mizin ayrılmasından sonra tekrar T ile tanışmamızı sağlıyor. İddiamız şu 4 bin 500 iş yerimizde bu işte biz de varız.” Tural, bir yılın sonunda

1,5 milyon, daha sonraki dönemde de 5 milyon aboneye ulaşmak olduğunu belirtti. Mobil şebeke ve teknik alt yapı AVEA’dan Avea CEO’su Erkan Akdemir ise 173 yıllık tarihi ile Türkiye’nin en köklü kurumlarından bir olan PTT’nin, PTTcell markasıyla mobil iletişim sektörüne giriş yaptığını belirterek, PTT’nin telefonu simgeleyen ”T”sinin mobil olarak geri döndüğünü söyledi. İlk aşamada faturasız tarife ile 200 PTT merkezinde satışa sunulacak olan PTTcell’in, Mart ayı sonunda tüm PTT merkezlerinde satılmasının hedeflendiğini ifade eden Akdemir, ”PTT’nin telefonu simgeleyen T’sini mobil olarak geri döndüren PTTcell’in, mobil şebeke ve teknik alt yapısı ise Avea tarafından oluşturuluyor” dedi.

ŞUBAT

23


PORTRE

ULUSLARARASI NAKLIYEDEKI IKI BAŞLILIĞA SON VEREN RODER-UND BIRLEŞMESINDE EN BÜYÜK PAYLARDAN BIRI ONUN…

TEK SESLILIĞIN

MiMARI

NECMi

ÇOBANOĞLU Başarı öykülerinin yanı sıra; Türk nakliyeciliğinin, Türk lojistik sektörüne dönüşmesine katkıda bulunanları sayfalarımıza taşımaya devam ediyoruz. Bu kez konuğumuz RODER ve UND diye iki parçaya bölünen sektörün yeniden birleştirilmesinde en çok emeği geçen kişi.

R Ö P O R T A J 24

ŞUBAT

Y

Selçuk ONUR

ukardaki giriş nedeniyle bizi eleştirenler olacaktır. ‘En çok emeği geçen kişi’ ifadesini özellikle kullandım. Çünkü, dönemin RODER Başkanı olan Necmi Çobanoğlu, hem kendi içlerindeki bir grubu ikna etmek için uğraş verdi. Hem de, dışardan bakınca birleşme değil, ‘ilhak’ gibi gözüken görüntüye karşı gelen eleştirilere göğsünü siper etti.


PORTRE

n Çoban Tur – Boltaş’ın öyküsü nedir? Çoban Tur, Düzce’de küçük bir nakliyeci olarak doğdu ama hep ticaret yapan bir ortamdaydı. Pepsi Cola, Tuborg, İpek Kağıt bölge bayiliğini yapıyorduk. 6’sı kız, 4’ü erkek 10 kardeşiz, bir erkek kardeşimiz rahmetli oldu. En büyük erkek kardeş benim. Nakliyecilik, uğraşı alanımız değildi. Akçakoca-Ereğli kavşağında 7/24 açık olan bir restoranımız vardı. 65 personelimizle birlikte 8-10 yıl işlettik. İnter’in bayiliğini de alarak yedek parça satışına başladık. Bu işleri 1979-80 yılında terk ettik. Kardeşim Naci Çobanoğlu’nu liseyi bitirdikten sonra, tahsil için Avrupa’ya gönderme kararı aldık. Münih Üniversitesi’nde ekonomi tahsili yapıyordu. Ben de 1973’te Tuborg’un bayi gezisi için İsveç ve Danimarka’ya gitmiştim. Geri dönüşümü Münih üzerinden yaparak kardeşimi tek odalı evinde ziyaret ettim. Hem çalışıyor, hem de okuyordu. 1977 yılında da uluslararası nakliyecilik yapmaya karar verdik. Bolu’da Boltur Nakliyat satışa çıkmıştı, arabaları yeni ama çalıştıramıyorlardı. Arkadaşlarımızla beraber satın aldık. Boltur AŞ’yi Avrupa hatlarına 1978 yılında saldık. Kardeşimi de bu konuya sıcak bakması için ikna ettik. Ama süreç içinde gördük ki, Avrupa’da büyümek için oraya yapılanmak gerek. Bunun için de sermaye artırımı şart. Boltaş GmbH düşüncesi böyle ortaya çıktı ama diğer arkadaşlarımız bu şirkete sıcak bakmayarak iştirak etmediler. Biz de şirketi kardeşim Naci ile birlikte kurmak zorunda kaldık. Boltaş’ın oradaki vasfı, sadece Türk araçlarına yük bulan bir kuruluş hüviyetindeydi. Bu arada kardeşimin okulu bitti. Arkadaşlarımızla da anlaşamayınca Boltur’dan ayrılarak 1982 yılında üç erkek kardeş Çoban Tur Nakliyat’ı kurduk. Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda iş hayatına adım attık. Otoyol’dan 12 Fiat alıp çalışmaya başladık. Bütün limanlardan servislerimiz vardı. Avrupa’da Alman firmalarıyla ortaklık yapmıştık. n Sizin çok ciddi bir rahatsızlık geçirdiğinizi biliyoruz. Yeniden doğuşunuzun hikayesini anlatır mısınız? 1989 yılıydı. Sırtımda sürekli bir ağrı var. Ara ara geliyor ama her şeyimi keder ediyordu. Nedenini bir türlü bulamıyoruz. Sonunda Bursa’da Bursa Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Kürsü Başkanı Dr. Özdilek, normal bir aynada keşfetti hastalığımı. Ciğerimde bir lob olduğunu ve patlamak üzere olduğunu bildirdi. Ve en fazla 6 aylık ömrümün kaldığını açıkladı. Omurilik ile nefes borusu arasında bir yerdeydi. Burada hiçbir şey yapılamaz dedi. Biz doğal olarak çılgına döndük ve son çare ABD’ye gitmeye karar verdik. Houston’daki Çocuk Kanser Araştırma Hastanesi’nin Türk Başhekimi Dr. Ayten Cangır’a ulaştık. O, bizi karşıladı ve Arjantinli bir doktora götürdü. Doktor beni inceledi ve ‘senin üzerinde çalışırım

“UND Deniz Fransa’ya, biz Trieste’ye gidiyoruz. Biz onlara her türlü desteği veriyoruz, onlar bizi düşman kardeş gibi görüyor. Bizim ‘5 milyon Euro zararımız var’ dediler. Osman Baysal, ayağa kalktı, Çetin Nuhoğlu’na ithafen, ‘2.5 milyon Euro’sunu biz ödüyoruz, bizi de ortak et, birlikte yapalım’ dedi. Hiçbirisi yanaşmadı. Biz onların battığını bilmiyoruz, aslında firma batmış, biz hala ortaklık için uğraşıyoruz.”

ama bana tabi olman lazım’ dedi. Peki deyip kabul ettik. Fakat gittiğimiz günlerde 5 günlük bir tatil varmış. Gezip, dolaşıp 5 gün sonra geldik ve konsültasyon başladı. Bir ev tuttuk, çoluk çocuk o eve doluştuk. Nakit para geçmediği için bankada bir hesap açtık. Çünkü, cebimizde hep nakit var. En ağır kemoterapi ve radyoloji üzerimde uygulandı. Nitekim, radyolojinin de verdiği presle lobu 3 ay içinde yüzde 40 küçülttüler. Doktorum, ‘vücudun çok güzel cevap verdi, 15 gün izinlisin. Nereye gitmek istersen git ama Türkiye hariç’ dedi. 15 gün daha dolaşıp geldikten sonra uzun bir ameliyata girdim ve 12 gün içinde ayağa kalktım. Doktorlarım çok mutlu, çünkü omuriliğe çok yakın bir yerde, her an sakat da kalabilirmişim. Ve yeniden doğdum. Türkiye’ye döndüğüm o günü hiç unutamıyorum. Bütün sevdiklerim alanda beni karşıladı. Depremi yaşadı sonuçlarını Cenevre’de gördü Kontrollerim için İsviçre’ye gidip kemoterapi almaya devam ediyordum. 1999 yılında da Cenevre’ye kontrole gidecektim. O gece deprem oldu. Bizde bir şey yoktu. Kardeşim Cemil Çobanoğlu Düzce’ye indi. ‘Ağabey, hiçbir şey yok sen gidebilirsin’ dedi. Ben de uçağa binip İsviçre’ye

ŞUBAT

25


PORTRE

ÇOBAN TUR’UN GELECEĞİ EMİN ELLERDE Uluslararası taşımacılığa Almanya ve Türkiye’den eş zamanlı olarak başlayan Naci (Sol başta) ve Necmi Çobanoğlu (Soldan ikinci); veliahtlar Ulaş Çobanoğlu (Soldan üçüncü-Necmi beyin oğlu) ve Ali Çobanoğlu (Ukrayna’da yaşayan küçük erkek kardeş Cemil Çobanoğlu’nun oğlu) ile birlikte.

26

ŞUBAT

uçtum. Oteldeyim, televizyona bakıyorum. Bizim oteli gördüm. İki bina birbirine vurarak ağzını açmış. İçinde 80 de kişi varmış, neyse hepsini kurtarmışlar. Manzarayı görünce, kardeşimin beni üzmemek için söylemediğini anladım. Dönüp inceleyince, binaların bir işe yaramayacağını görüp, yıktık. Yerine de bir iş merkezi inşa ettik. Şu an çelik konstrüksiyonlu cam kaplı bir mobilya sarayı faaliyet gösteriyor. n Siz hep dernek faaliyetlerinin içindeydiniz. Sonradan hep yan yana durduğunuz Saffet Ulusoy ile bile seçim yarışı yaşamışsınız anlatır mısınız? 1985 yılıydı. UND’de rahmetli Başkan Saffet Ulusoy’un karşısına dikilmek üzere Numan Esin ve Rahmi Hacıalioğlu ile bir çalışma başlattık. UND yönetimine adayız. Özellikle İstanbul’da kapı kapı nakliyecileri dolaştık. O yıllarda Saffet Bey ile tanışmıyoruz, saygı duyduğumuz biri ama hiçbir samimiyetimiz yok. Biz çalışmayı çok sıkı tuttuk. Özellikle rahmetli Rahmi’ye Karadenizli olduğu için Saffet Ulusoy’a karşı çıkmaması adına çok baskı yaptılar. Rahmi de, sonunda bizden affını istedi. Biz işin peşini bırakmadık ama Saffet Bey’i ziyaret edip, ‘Biz bir şeye gönül verdiysek dönemeyiz. Ama seçim biter, gelir elini öper devam ederiz’ dedik. Nitekim, çok sinirli bir ortamda seçim yapıldı. Divan Başkanlığı seçimini 9 oyla kaybettik. Çünkü, parmakla yapılan oylamada bazı arkadaşlarımız parmağını kaldırmaya çekindi. Seçimi de yine çok az bir farkla yitirdik. Gittim, elini öpüp tebrik ettim. 1985’teki bu olaydan sonra Saffet Bey beni yönetime aldı. ‘Az güvenilir insan’ statüsüyle uzun yıllar beraber olduk. n Bir dönem distribütörlüğe de soyunarak, ithal ettiğiniz Liaz markalı çekicilerden oluşan filolara sahip lojistik firmalarının oluşmasını sağladınız. Niçin devam etmediniz? 1993’te Çekoslovakya’dan Liaz marka çekicilerin Türkiye distribütörlüğünü almıştım. Çok sayıda Liaz kamyon ithal ettim. Düzce’de dorseler ekliyor ve seri şekilde kamyonlu römork yapıyorduk. 110 metreküp bir araba olarak piyasaya girdik. 300-400 araç ithal ederek Türkiye’ye getirdik. O sırada Çekoslovakya bölünmeye gitti. Bu da işlerimin sekteye uğramasına neden oldu. Çünkü, lastik imalatı Slovakya’da, naylon tarafı da Çek Cumhuriyeti tarafında kaldı. Liaz’ın fabrikası da sıkıntıya girdi. 1994’ün başında Çiller Hükümeti’nin aldığı 5 Nisan kararları her şeyimizi durdurdu. Gümrüklerde arabalarım duruyor, piyasaya sattıklarım var; senetler çuvalla birikti. 17 araç hariç, gerisini hep dövizle satmışım. Araç alanlar feryat ediyor, ‘karımla uyuyamıyorum, beni mahvedecek’ diyenler bile var. Araçları iade etmek istiyorlar. 4-5 ay hiçbir şey yapmadan oturduk. Sonra karar verdim ve Düzce’ye inip ‘ya para, ya araba’ demek zorunda kaldım. Aracı almak isteyene de


PORTRE

her türlü tavizi verdim. Bu şekilde alan da, geriye getiren de oldu. O tarihte 30 milyon gibi bir rakama ulaştım. 1994 yılı bu çabalarla korkunç bir sıkıntıyla geçti. Babam da, o dönemde vefat etti. Bizden filo alıp çalıştıran nakliyeciler oldu. Ben Esbank’a olan 6 milyon dolarlık borcumu ancak 4 yılda kapatabildim. 1998 yılında DAF alarak ben de yeniden faal nakliyeciliğe başladım. n RODER’in ortaya çıkması sonucunu getiren UND seçimleri ile ilgili neler söyleyeceksiniz? O seçime Saffet Bey’in girmemesi için çok rica ettik. ‘Yok, bunu tatmamız lazım’ dedi. Seçime girip Çetin Nuhoğlu’na kaybettik. UND elden gidince, bu durumun U.N Ro-Ro’nun geleceğini etkileyeceğini gördük. Bir hafta bu işin teatisini yaptık. Bu arada Ankara’dan da ‘bir dernek olmazsanız, sizi muhatap almayız’ tepkisi geldi. Ulaştırma Bakanlığı’nın böyle bir baskı yapmaması gerekiyordu ama yaptı. RODER, bir kurumsal kimlik gerekliliğinden doğmuştur, yoksa bazılarının dediği gibi Saffet Bey’in yeni bir oyuncak arayışı değildir. Çünkü, U.N Ro-Ro uluslararası bir iş yaptığı için devletin birimleriyle mutlak surette görüşmek zorunda. Seçimi kaybettikten sonra da, UND tarafından bir engel politikası başlamıştı. Derneği kurarken, çok üye kaydetmek gibi bir fikrimiz yoktu, sonradan buna uymayarak aslında bir hata yaptık. Dernek kuruldu, 50 kişiyle sınırlanması gerekirdi. Dernek, ortak sıfatıyla olanlarla kalsaydı çok daha elit bir yapı oluşurdu. Böyle olsaydı, açık konuşayım o derneği kapatmazdık. RODER, bir süre sonra UND’nin önüne geçmeye başladı. SGS ile olan işbirliğimiz, Mercedes ile olan kampanya, dorsedeki blok çalışmalar UND’ye birer darbe gibi geldi. Özellikle Mercedes ile olan kampanya sonrasında birçok üye kazandık. Mercedes ile filo sahiplerine imkan sunacak bir şekilde vadeli satış organizasyonu yaptık. Sadece RODER üyelerine özeldi. Bu arada ben MAZ’ın dorse ithalatını yaptım. Yaklaşık 500 dorse sattım. Pazar hareketi sağlandı, biz dorseciliğe önem verdiğimiz için ro-ro’da kuyrukçuluğa başladık. Kuyrukçuluk büyüdü. Bu arada Saffet Bey, bu savaş sürerken, kendi ailesinden de darbe yedi. Bunun sonucunda da Ro-Ro’nun satılması gündeme geldi. n Gelelim birleşmeye, nasıl bir süreç yaşandı? RODER Başkanlığı’mdan önce de, insanların bizden uzak durmasına çok canım sıkılıyordu. Özveride bulunuyorduk ama bu vurdumduymazlığa da bir akıl erdiremiyordum. RODER’in içinde çok darbe yemiştik, U.N Ro-Ro’yu da kaybedince birtakım imtiyazlarda geri plana düştük. Shell ile de olan ilişkilerimizden verim alamayınca, maddi sıkıntılar da yaşandı. Birleşim ile ilgili çok çaba sarfettim. Çikolatamı alıp ziyarete gittim. Ama karşılık alamadım. Bir gün Çetin Nuhoğlu’na bu

RODER, KURUMSAL KİMLİK İHTİYACINDAN DOĞDU “Seçime girip Çetin Nuhoğlu’na kaybettik. UND elden gidince, bu durumun U.N Ro-Ro’nun geleceğini etkileyeceğini gördük. Bu arada Ankara’dan da ‘bir dernek olmazsanız, sizi muhatap almayız’ tepkisi geldi. RODER, bir kurumsal kimlik gerekliliğinden doğmuştur, yoksa bazılarının dediği gibi Saffet Bey’in yeni bir oyuncak arayışı değildir.” vurdumduymazlığın sebebini sordum. Biz her türlü yaklaşımı gösteriyoruz ama karşı taraftan tık yok. ‘Bu adamların ne yapmak istiyor, ne yaptık biz’ dedim. ‘Birleşme için uğraşıyorum, yoksa sen mi karşısın’ diye sordum. ‘Olur mu öyle şey’ dedi. Talimat gitmiş olacak ki, birkaç gün sonra bize toplantı talebiyle geldiler. Sonra adımlar atıldı, görüşmeler yapıldı, sonunda da birleşme kararı alındı. Ramazan ayının ilk iftarında büyük bir kalabalığın önünde birleşildi. Biz çok şükür derneğe kavuştuk derken, iki gün sonra bir icra baskını yaşadık. İcra memuru kayda başladı. ‘RODER’den gelenleri kayda alamazsınız’ dedik, Tevfik Kutan kavga dahi etti, engel olduk her şey sayıldı. Sonradan haczin arkasının 2 milyon 800 bin dolar olduğunu öğrendik. Adamlar, her yapılan işte UND’nin adını kullanmışlar. Borç, 10 milyonu aşmış ödenecek gibi değil. Gemiler açıkta bekliyor. Gemi sahipleri habire arıyor. Öyle bir kaosa düştük ki anlatamam. Biz RODER’den gelen 6 arkadaşız ama kaosu birlikte yaşıyoruz. Çözüm imkansız, çünkü para yok. Krediyle olacak iş değil. Çetin Bey, Gürbulak AŞ’nin gelirlerini bir Hollanda bankasına temlik koydurarak petrol borcunu ödedi. UND Deniz yönetimini de kastederek, ‘Bunları kurtarmayın! Müflis olsunlar’ dedi. Halbuki o arkadaşlar, yönetimden cesaret alarak bu işe girmişti. RODER, borçlu bir dernek değildi ve hiçbir sorunu yoktu. UND’deki bu durumu bilseydik, birleşme olmazdı. Tarihi bir karardı, ben birleşmeyle doğruyu yaptığımıza inanıyorum. Ama bugün baktığımızda şu anki yönetimde bir tek RODER üyesi ol-

ŞUBAT

27


PORTRE

UND’DEKİ BORÇ KRİZİNİ BİLSEYDİK, BİRLEŞMEZDİK “RODER, borçlu bir dernek değildi ve hiçbir sorunu yoktu. UND’deki bu durumu bilseydik, birleşme olmazdı. Tarihi bir karardı, ben birleşmeyle doğruyu yaptığımıza inanıyorum. Ama bugün baktığımızda şu anki yönetimde bir tek RODER üyesi olmadığını görünce aynı husumetin devam ettiğini düşünmeye başladım. RODER’i bu kadar dışladığına göre demek ki biz bu birleşimi zorla yapmışız. Bizi alması zaten olmazdı ama dışarda birçok RODER üyesi var, onlardan bir ya da birkaçı yönetimde olabilirdi.”

28

madığını görünce aynı husumetin devam ettiğini düşünmeye başladım. RODER’i bu kadar dışladığına göre demek ki biz bu birleşimi zorla yapmışız. Bizde birleşme isteği varmış ama onlarda yokmuş. Bizi alması zaten olmazdı ama dışarda birçok RODER üyesi var, onlardan bir ya da birkaçı yönetimde olabilirdi. n Siz, bir dönem Ro-Ro işletmeciliğine de talip oldunuz. BKT Ro-Ro’da neler oldu? U.N Ro-Ro’nun satışından sonra Türk nakliyecisi arayışlara girdi. Taner Gürkan’ın çağrısına icabet ettik. Ama, bu arkadaşımız göründüğü gibi çıkmadı. Fakat, elimizi vermiştik bir kere. Taner Gürkan, bize çok sıkıntı çektirdi. O dönemde keşke hızlı hareket etmeseydik. Böyle yapsaydık, krizi görüp duracak ve paramız da cebimizde kalacaktı. Taner Gürkan, bu birliğe ihanet etti. Daha gemi alımında hata yapıldı. Bizden daha fazla bilgi sahibi bir insanın böyle bir kazık yiyeceğini tahayyül bile edemiyorum. Bu kazık, bütün arkadaşlarımıza çok ağır geldi ama buna rağmen gemiye sahip çıktık. Gemi, düşüncelerimizin çok gerisindeydi. Balast tankları problemli. Ön tonozun denge bozukluğunu betonla örtmeye çalışmışlar. Hepsini bizden saklamışlar. RINA klas kuruluşunun ölçüsünü 16 santim olarak verdiği sac kalınlığı, buradaki ölçümlerde 6 santim çıktı. Mahkeme kararlarıyla tespitler yaptırdık, RINA’yı da davet ettik. Hatta Napoli Limanı’nda motorların arızalı çıkması gibi sorunlar yaşadık. Hepsinin tespiti belgelerle yapıldı. Arkadaşlara gelin dava açalım dedim. Hiçbir arkadaşım buna yanaşmadı ve 1 lira dahi vermekten imtina ettiler. Bizim dava açma hakkımız halen mevcut. Gemiyi çalıştırarak Tekirdağ Limanı’na getirdik. Yanına kiralık bir gemi daha katarak, Trieste’ye seferlere başladık. UND Deniz de aynı yerde seferlere başlayınca, gümrük için bir bina yaptık, büro yaptık, yarısını da UND Deniz’e tahsis ettik. Onlar Fransa’ya, biz Trieste’ye gidiyoruz. Biz onlara her türlü desteği veriyoruz, onlar bizi düş-

ŞUBAT

man kardeş gibi görüyor. Sürekli toplantılar yapıp, UND Deniz ile işbirliği çağrıları yapıyoruz. Bizim ‘5 milyon Euro zararımız var’ dediler. Osman Baysal, ayağa kalktı, Çetin Nuhoğlu’na ithafen, ‘2.5 milyon Euro’sunu biz ödüyoruz, bizi de ortak et, birlikte yapalım’ dedi. Hiçbirisi yanaşmadı, rica ettik. Biz onların battığını bilmiyoruz, aslında firma batmış, biz hala ortaklık için uğraşıyoruz. n Zararınız ne kadar? İşe başladığımızda 2.5 milyon Euro koymuştuk, para bitti. Belli oldu, kimse para vermeyecek. Kiralık gemiyi geri göndermek için çalışmaya başladık. Kendi gemimizi de takoza çektik. Gemiyi Finansbank’tan krediyle almıştık. Satmak istiyoruz ama önce borcu kapatmak gerek, çünkü her ay ödeme var. İmzasını ben, Mahiye Hanım ve Mehmet Emin Değer attı. Gemiyi hurdaya vermeye karar verdik. Pazara çıktık ve 20 milyon dolara aldığımız gemiyi 5 milyon 250 bin dolara hurdaya verdik. Sadece benim kaybım 6 milyon Euro oldu. Gemiyi sattıktan sonra Finansbank’taki borcu temizledik. Mehmet Emin Değer’in koyduğu parayı geri verdik. Şirket donduruldu, halen ben başkanım ve şirketi muhafaza ediyoruz. Arkadaşlarımı ısrarla topladım. Sadece avukatın 3 yıllık parası olan 250 bin Euro’yu karşılamamız lazım. RINA’ya Cenova’da mahkeme açmamız gerek. Arkadaşlarımın hiçbiri elini cebine atmadı. Sonunda Süleyman Sağlık’a gittim. ‘Benim ve senin büyük ortaklığın var, dolayısıyla en büyük parayı biz kaybettik. Bana yardımcı ol, şu davayı açalım’ dedim. ‘Şu an hiçbir şey yapamam, bir arazim var satarsam açarız’ dedi; hayret ettim, teşekkür ederek ayrıldım. n Siz davalarla uğraşmayı seversiniz. RINA’yı rahat bırakacak mısınız? RINA, uluslararası belgeyi veren; gemiyi bize düzgün bir şekilde resmettiren; her bölgesine onay veren kuruluş. RINA, devrilen yolcu gemisinin de klas kuruluşu. RINA’nın ikinci bir şirket kurarak mal varlığını böldüğü duyumunu aldım. İkinci bir şirket kurması, yolcu gemisiyle olan ihtilaflarının da kaybedileceğini düşündüklerini gösteriyor. Bizim açacağımız dava da 46 milyon dolar. Pazarlık yapıldı, reddettiler. Biz de dava açmak zorunda kaldık ama arkadaşlarımız arkamızda yok. Bu işte başından beri bir bit yeniği daha var. Taner Gürkan, gemiyi alırken 20 milyon Euro’luk bir faturayı almamış. İtalyan Maliyesine verdiği beyannameyi bulduk, 4 milyon 600 bin Euro yazıyor. İtalya’ya resmi kanallardan giden para ise 20 milyon Euro. Mesela, geminin önündeki tonozu açtık içi beton dolu. Çünkü, gemi dengesiz ve gemiyi dengelemek için önüne beton takviyesi yapmak zorunda kalmışlar. Önden vuruk olduğu için yaptırmak amacıyla açtık ve bu sonuçla karşılaştık. Aldatılmışlığı zirvesiyle yaşadık.


PORTRE

NECMI BEY’IN KARDEŞI NACI ÇOBANOĞLU, ULUSLARARASI TAŞIMACILIĞIN GELDIĞI YERI IKI CÜMLEYLE ÖZETLEDI…

Köln’den 10 tonluk yükü, 15 yıl öncesinin navlunuyla getiriyoruz Naci Çobanoğlu, Almanya’daki Münih Ludvig Maximillan Üniversitesi’nde ekonomi tahsili yaparken taşımacılık dünyasına ‘merhaba’ demiş. Ağabey Necmi Çobanoğlu, Türkiye’de bir nakliye firmasına ortak olunca ve araçlar da birer birer Avrupa’ya gelmeye başlayınca, Naci Çobanoğlu da, kendisini nakliyeciliğin içinde bulmuş. “Hem üniversiteye gidiyor, hem de gelen araçlara dönüş yükü buluyordum” diyen Naci Çobanoğlu, serüvenin devamını şu sözlerle aktarıyor: “Bu araçlar, Avrupa’ya geldiklerinde dönüş yükü almalılar. İnsanlara orada ihtiyaç var. Geri dönüş yüklerini organize eden Boltas GmbH adlı firmayı 1978 yılında bir Türk ve bir Alman ortakla kurdum. 1972’de 6 aylık bir Köln macerasından sonra, 2000 yılına kadar hep Münih’te kaldım. 2000 yılında da Nürnberg’in çok yakınında bir yere taşınarak, büromuzu da oraya kurduk. Şu anda Boltaş GmbH’nın merkezi Allersberg diye bir şehirde. 40’a yakın çalışanı var, oğlum, kızlarım eşim işin başında. Fransa, İtalya ve Macaristan’da bürolarımız var. Ruhr havzasında yeni bir depo açtık. Türkiye’den gidip de orada depo açan ilk firmalardanız.” Top 10’da kalmak için yatırım yapıyoruz Naci Çobanoğlu, 3 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Her şeyi Türkiye’den bakıp görmek ve ağabeyine nasıl faydalı olabileceğini görmek için böyle bir adım attığını belirten Naci Çobanoğlu, “Ama bu piyasa maalesef hiçbir nakliyeciyi mutlu edecek konumda değil. Bu navlunlarla mutlu olmak mümkün olmaz. Bu piyasa insana tükürdüğünü yalatır. Şu anda yaşama mücadelesi veriyoruz. Son zamanlarda 100’e yakın çekici yatırımı yaptık. Herkes, ‘madem kötü gidiyor, niye yatırım yapıyorsunuz?’ diye soruyor. Belli bir piyasadasınız. Kapatmayacaksınız da, TOP 10’da kalmak için yatırım yapıyor olmak gerek. Çünkü, organizasyon büyük. O nedenle araba sayısını da büyük tutmaya mecbursun. Rekabetçi kalabilmek adına yatırımlarınızı sürdürmelisiniz” açıklamasını yaptı. Kimse arz-talebi etkileyemez Hiç kimsenin şartların iyi olduğunu söylemesinin mümkün olmadığını ifade eden Çobanoğlu, “Türk nakliyecileri birbirini suçluyor. Piyasa kanunlarının üzerine çıkmak imkansız-

TOP

10’DA

KALMAK

YATIRIM IN YAPIYOR UZ

dır. Bir arz ve talep vardır. Bu arz ve talep, dünyanın en büyük kanunudur. Kimsenin piyasayı büyük çapta etkileme gücü yoktur. Çalıştığımız piyasada dengeler bozulmuş ve her şey aleyhimize işler duruma gelmiştir. Dünya küçülmüş, komünikasyon ilerlemiştir. Artık en iyi fiyatı bulmak için insanları görmenize gerek yoktur. Evinize kapanır, internetten her türlü araştırmayı yapabilirsiniz. Bundan 15 yıl önce, 10 tonun üzerindeki bir yükü Köln’den İstanbul’a getirtebilmek için fiyat araştırması yaptığınızda piyasada bulunacak rakam 10 ile 12 cent arasındaydı. 15 sene geçti, şu anda aynı rakamlara taşıma yapılıyor. Hatta 12’yi veren de yok. Müşterinin talebi, 9.5-10 civarında. Benim için de herkes için de bu böyle. O nedenle, şartlar böyle devam ederse, 2023 hedeflerini taşıyacak nakliyeci de bulmak oldukça zor olacak” sözleriyle tabloyu ortaya koydu.

ŞUBAT

29


OTOMOTIV

Gençlerin yeni gözdesi

Volvo -1.6D C30 H

30

areketli kentsel yaşam biçimine sahip, genç ve dinamik müşteri grubunu hedefleyen C30’un, yılda 65 bin adetlik satış rakamına ulaşması hedefleniyor. Ülkemizde satışına mart ayında başlanan C30’un 1.6 lt benzinli, 1.6 lt turbodizel, 1.8 lt benzinli, 2.0 lt benzinli, 2.0 lt turbodizel, 2.4 lt benzinli ve T5 kodlu 2.5 lt turboşarjlı benzinli motor seçenekleri bulunurken C30’un fiyatları 22 bin 781 Euro ile 42 bin 474 Euro arasında değişiyor. Volvo’nun C70 ve S80 modelleriyle iyice belirginleşen ön ızgara ve far tasarımı, C30’un ön tasarımı şekillendirilirken de kullanılmış. İlk bakışta aracın bir Volvo olduğunu fark etmenizi sağlayan bu tasarım çizgisi marka kimliğini direkt olarak yansıtabiliyor. C30’un dinamik tasarımıysa aracın ön tarafından itibaren başlayarak arka tarafındaki en uç noktasına kadar devam ediyor. Zaten C30’a bu stil sahibi tarzını kazandıran da arka tasarımı oluyor. Ön camın üzerinden başlayarak arkaya kadar alçalan profil, spoyler, geniş çaplı alüminyum jantlar, arka stop grubu ve krom kaplı egzoz çıkışı… Bütün bu ayrıntılar C30’un dinamizminin bir parçası oluyor. Ayrıca spoyler ve bagaj kapağı olarak görev yapan arka cam, C30’u rakiplerinden kolayca farklılaştırıyor. Volvo’nun alıştığımız gösterge paneline ve ön konsoluna sahip olan C30’da herhangi bir ergonomi sorunu veya anlaşılması güç tuş takımı bulunmuyor. İç mekanın en dikkat çekici ayrıntıları geniş görüş alanı ve bağımsız iki adet koltuktan oluşan arka koltuk sırası oluyor. C30, dört kişilik genç ailelere yönelik bir araç olduğunu bu sayede bir kez daha kanıtlıyor. Zaten yapılan araştırmalar hedef kitlenin genelde tek başlarına veya iki kişi yolculuk ettiklerini gösteriyor. Güvenlik denince akla gelen ilk otomobil üreticisi olan Volvo, C30’u da bu anlamda birçok güvenlik ekipmanıyla donatmış.

ŞUBAT


OTOMOTİV

ŞUBAT

31


TEKNOLOJI

e l p p A

‘akıllı ayakkabı’ üretecek E lektronik devleri arasında yaşanan patent mücadelesi önceden tanık olmadığımız bir gelişmeye sahne oldu. Apple, mobil cihazların çok uzağına kalan bir ürün için patent başvurusu yaptı. Elektronik devi, sensör monte edilmiş akıllı ayakkabı üretimi için ilk hamlesini yaptı. “Ayakkabılar (örneğin spor ayakkabısı ve botlar), ayaklar için konfor ve koruma sağlar. Daha da önemlisi, ayakkabılar ayak yaralanmaları ve sakatlanmalarının önüne geçilmesi için fiziksel destek unsuru oluşturur. Ayakkabılar, koşu, futbol ve Amerikan futbolu gibi yoğun fiziksel aktivitelerde destek sağlar. Ayakkabılar giyildikçe, sağladıkları destek de azalır, sakatlık riski de böylece artar. Kritik bir seviye aşıldığında ise ayakkabı fazla giyilmemiş gibi görünse de, ayakkabı gerekli desteği sağlayamaz ve ayağa zarar verebilir.” “Ayakkabılar (örneğin spor ayakkabısı ve botlar), ayaklar için konfor ve koruma sağlar. Daha da önem-

32

ŞUBAT

lisi, ayakkabılar ayak yaralanmaları ve sakatlanmalarının önüne geçilmesi için fiziksel destek unsuru oluşturur. Ayakkabılar, koşu, futbol ve Amerikan futbolu gibi yoğun fiziksel aktivitelerde destek sağlar. Ayakkabılar giyildikçe, sağladıkları destek de azalır, sakatlık riski de böylece artar. Kritik bir seviye aşıldığında ise ayakkabı fazla giyilmemiş gibi görünse de, ayakkabı gerekli desteği sağlayamaz ve ayağa zarar verebilir.” Mashable, Apple’ın akıllı ayakkabıya yerleştirmeyi planladığı sensörün uzun bir tabaka şeklinde olacağını veya topuk kısmına ekleneceğini öne sürdü. Sensör, ayakkabının ne kadar kullanıldığını ölçerek, değiştirilmesi gerektiği zaman giyen kişiye ‘alarm verecek.’ Engadget sitesi, sensörün aynı zamanda ayakkabının üzerindeki bir ekranla da bağlantılı olabileceğini öne sürdü. Böylece, iOS işletim sistemli Apple cihazlarıyla ayakkabı arasında bir bağlantı kurulabileceği ifade edildi.

Samsung Galaxy S4

En çok beklenen ceplerin başında gelen Samsung Galaxy S4 ile ilgili yeni raporlar ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu kez telefonun düşünüldüğünden daha erken, Nisan ayında piyasaya sürülebileceği söyleniyor. Henüz Samsung’un resmi olarak açıklamadığı, ancak reddetmediği Galaxy S4 söylentiye göre artık yeni bir kod adına sahip. Buna göre Samsung, önceki kod adı olan “Project J”yi bırakarak “Altius”a geçiş yaptı. Şimdiye kadar önümüzdeki ay yapılacak Mobil Dünya Kongresi’nde (MWC) tanıtılmayacağı düşünülen Galaxy S4, gayri resmi Samsung blog’u SamMobile’ın son iddiasına göre fuarda tanıtılabilir veya Mart ayında Samsung tarafından cebe has bir etkinlikte ortaya çıkabilir.


TEKNOLOJİ

Sihirli kumanda Magic Remote LG Electronics, yakın bir zamanda Las Vegas’da yapılacak olan CES 2013 fuarında, tüm “Cinema 3D Smart TV”leri kapsayacak olan yeni bir ürün ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor: “Magic Remote.” Geliştirilen cihaz, özellikle çevre ile etkileşimde büyük bir adım atacağa benziyor. Geliştirilmiş olan dil algılama sistemi sayesinde, kendisine verilen emirleri çok daha düzgün bir şekilde yerine getirebileceği gibi, üzerine

eklenmiş olan yeni ses algısı, farklı tekerlek teknolojisi ve özellikle hedefleme sistemi ile bambaşka bir kullanışı gözler önüne serecek. Aynı zamanda da üretilmiş en harika “universal remote,” yani her şeyi yapabilen tek kumana olma özelliğine sahip olacağı da firma tarafından yapılan iddialı açıklamalar arasında önemli bir yer teşkil ediyor. LG’nin başkanı ve CEO’su olan Havis Kwon, yaptığı konuşmada cihaz hakkında

şunları söylüyor: “LG olarak ev eğlence sektörüne, öncekine göre bir hayli geliştirdiğimiz yeni Magic Remote ile bambaşka bir açıdan yaklaşıyoruz. Tamamen yeniliği ön planda tuttuğumuz bu geliştirilmiş kumanda sayesinde, CINEMA 3D Smart TV kullanıcılarına yepyeni bir dünyanın kapılarını aralıyoruz. Yeni model ile yaptığımız yeniliklere herkes hayran kalacak.” LG Magic Remote ile karşımıza çıkacak olan detaylı ses kontrol sistemi, sadece sesli komut algılamakla kalmayacak, söylenenleri yüzde yüze yakın oranda algılayabilecek. Daha da önemlisi artık, verilecek emir ile söylenecek başlık arasında yapılması zorunda olunan ufak beklemeye gerek kalmayacak.

! in y e n e d a ’t s ow d in W ’ı .0 4 Android Tam bir Android 4.0 deneyimini Windows’ta yaşamak artık mümkün. Diğer emülatörlerin aksine WindowsAndroid, bir sanal makine içinde çalışmıyor ve PC’nizin gücünü tam olarak kullanabiliyor. WindowsAndroid, sadece Android uygulamalarını çalıştırmıyor ve stok Android arayüzü, size web tarayıcısı,

galeri, grafik hızlandırma gibi dahili Android işlevlerini de sunuyor. Yazılımı klavyenizle, farenizle veya dokunmatik ekranınızla kontrol etmeniz mümkün. Bununla birlikte, Google Play mağazasını dolambaçlı bir yoldan yüklemeniz mümkün olsa da, mağazadaki birçok uygulamanın cihazınızla uyumsuz olduğunu görüyorsunuz. Uygulamaları

\SocketeQ\windowsandroid_root\data\ app dizinine yerleştirip programı baştan başlatarak yüklemeniz de mümkün, ancak bu bazen WindowsAndroid’in kilitlenmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla WindowsAndroid’i tamamlanmış bir programdan ziyade henüz geliştirme aşamasında olan bir araç olarak değerlendirmelisiniz.

ŞUBAT

33


HABER

Continental için

rekor yıl!

Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Continental,2012 mali yılı sonuçlarını açıkladı. Avrupa çapında genel satışlarını 32,7 milyar Euro’ya yükselten Continental, önümüzdeki yıl için satışlarını yüzde 5 oranında arttırmayı hedefliyor. Kış lastiği kategorisinde ise Avrupa çapında 20 milyonun üzerinde satış gerçekleştiren Continental, bir önceki yıl açıkladığı hedeflerini aşarak rekor bir rakama imza attı.

O

ünyanın en büyük uluslararası lastik tedarikçisi Continental, 2012 yılında, Avrupa’daki durgun otomotiv piyasasına rağmen satışlarını yüzde 7’den daha fazla arttırarak yaklaşık 32,7 milyar Euro’ya yükseltti. Continental, Avrupa’da 20,1 milyon kış lastiği, dünya çapında ise 21,4 milyon kış lastiği satış oranıyla, 2012 mali yılını kış lastiği satışlarında piyasa lideri olarak kapattı. Continental Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Elmar Degenhart ABD’de düzenlenen Detroit Auto Show’da yaptığı açıklamalarda “Otomotiv piyasasındaki göstergeler, bir önceki yıla göre piyasaları daha da zorlayacak gibi görünse de; satışlarımızı yaklaşık yüzde 5 oranında arttırarak 2013 yılında 34 milyar Euro değerinde satış hacmine ulaşmayı hedefliyoruz.” dedi. Continental, 2011 yılındaki 19,8 milyon adet kış lastiği satış oranlarını, piyasadaki genel talebin yüzde 10 oranında bir düşüş göstermesine rağmen 21,4 milyon adede yükseltti. Bağımsız test kuruluşları tarafından yüksek performanslarının onaylandığı Continental kış lastikleri satış oranları hakkında, Continental AG Lastik Departmanı Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nikolai Setzer “Avrupa piyasasında yeni bir rekora imza atarak bu piyasadaki iş oranımızı genişletmenin gururunu yaşıyoruz. Zorlu piyasadaki genel düşüşün aksine satışlarımızı bu yıl olduğu gibi yükseltmeyi sürdürmek için önümüzdeki dönemde de, Hanover merkezli Ar&Ge departmanımızdaki çalışmalarımızda teknolojilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

34

ŞUBAT


LANSMAN

Ford’un en ‘güçlü’ ve en ‘hafif’ kamyonu Tamamen Türk mühendislerinin eseri Ford Cargo 1846T küresel pazara sunuldu. Yeni araç, eskisine göre yüzde daha hafif. Bu da, özellikle uluslar arası nakliyecilik yapanlar için daha çok yük taşımak ve daha fazla navlun anlamına geliyor.

T

ürkiye’nin 11 yıldır aralıksız pazar lideri ve en çok satılan markası Ford, İnönü Fabrikası’nda üretmeye başladığı Yeni Ford Cargo 1846T çekiciyi İzmir’de tanıttı, araç mayıs ayında da Brezilya’da görücüye çıkacak. Satışa sunulduğu tüm pazarların standartlarına uygun olarak Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Ford Cargo 1846T çekici, iyi çekicilerin artık sadece Avrupa’da üretilmediğine en iyi örnek olarak gösterilebilir. yurtiçi ya da uluslararası taşımacılık yapan müşterilerin beklentilerine uygun olarak; Ford Cargo’nun DNA’sında yer alan güç, konfor, verimlilik ve dayanıklılık gibi özelliklere sahip. 460 PS/2100 Nm motor gücü ile segmentindeki en rekabetçi güç ve torku düşük devirlerden itibaren sunan Ford Cargo 1846T yüksek performans ve düşük yakıt tüketimini birarada sunuyor. Binek araç rahatlığındaki manuel şanzımanı ve debriyajsız otomatik şanzıman opsiyonu ile ön plana çıkan yeni model, yine lüks binek araçlarda görmeye alışık olduğumuz ESP, yokuş kalkış desteği, klima gibi donanımları ağır ticari araç sektöründe standart hale getirerek rakiple

ŞUBAT

35


LANSMAN

rinden ayrılıyor. Büyük lojistik firmalarının ihtiyaçları düşünülerek geliştirilen yeni Ford Cargo 1846T, filo yönetim sistemlerine uyumlu altyapısı ve opsiyonel sunulan Filobil sistemi ile filoların verimli yönetimi için gerekli donanımı müşterilerine sunuyor. Avrupa’nın 40 bin servis noktasında Türkçe destek olacak Ford Otosan Kamyon İş Biriminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay, 2010 yılında kurulan Kamyon İş Birimi’nin; bayi yapılanması, ek hizmetler ve yeni ürünlere yoğunlaştığını ve İnönü Fabrikası’nda, esnek ve yalın üretim yeteneği ile 25 ana modelde, 1000’in üzerinde farklı kamyon üretilebildiklerini belirtti. Pazarın artık hızla çekiciye kaydığını ifade eden Kınay konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de ağır ticari araç pazarının yüzde 65’ini çekici pazarı oluşturuyor. 1846T çekicimiz ile hem iç pazara hem küresel pazara hitap ediyoruz. Böylece 1846T ile giremediğimiz pazarlara da gireceğiz. Bu nedenle 38’i, Avrupa ülkesi olmak üzere 46 ülkede, 40 bin servis noktasında çağrı merkezi desteği almasını sağladık. Avrupa yol yardım hizmetimiz ile sürücülerimiz herhangi bir sorun yaşadıklarında bu noktalardan çekici hizmeti, uçak/otobüs bileti sağlama, konaklama ve aracı geri almak için ulaşım aracı ihtiyaçlarına cevap bulacak.” Kınay konuşmasında bayilik yapılamasından da söz etti: “2013 yılsonuna kadar 22, 2014 sonunda ise toplam 29 adet 4S tesisimiz hizmete girecek. Yurtdışında mevcut 16 ülkedeki

36

ŞUBAT

bayi sayımız ise kısa vadede 30, uzun vadede 50 ülkeye yayılacak. Rusya’da da gücümüz artıyor; 14 olan 3S bayi sayımız, bu yılsonunda 17’ye çıkacak” dedi. Ford’un “One Ford” stratejisinin ağır ticari araç sınıfındaki uygulaması doğrultusunda imzalanan Global Cargo anlaşması kapsamında, birinci aşama olarak Güney Amerika’da üretilen Cargo’larda Ford Otosan üretimi olan kabinler kullanılmaya başlandı. İkinci aşama olan ortak ürün çıkarma planı ile yeni çekici geliştirildi ve üretimine başlandı. Yüzde 10 daha hafifledi, 405 kg daha hafifletmek mümkün Ford Kamyon Satış Operasyonları Müdürü Emrah Duman da, kendinden emin sağlam tasarım ve çizgilerle aracın gücünü tasarıma da yansıttıklarını ifade ederek, “Güç deyince akla ilk motor gücü geliyor. Araçta 460 beygir Euro 5 motor kullandık. Ayrıca ihracat pazarları için de Euro 3 motorlu 430 beygirlik versiyonu da kullanabiliyoruz. Şanzımanda yine ZF ile çalıştık. Fren sistemini de A’dan Z’ye değiştirdik. Ama hepsinden önemlisi uluslararası nakliyecilerin kazançlarını artıracak bir yeniliğe de imza attık. Emsallerinin en güçlüsü olan bu kamyon aynı zamanda en hafif unvanına sahip. Bir önceki versiyona göre yüzde 10 daha hafiflettik. Ayrıca opsiyonel olarak da 405 kg daha hafifletme imkanına sahibiz. Lojistik işi yapan uluslararası nakliyecilerimiz böylece aradaki ağırlık kadar malzemeyi daha yükleyip, navlunlarını artırma imkanına kavuşacaklar” açıklamasını yaptı.


LANSMAN

SÜRÜCÜ KONFORU İÇİN NELER YAPILMIŞ? Sunroof elektronik yapılmış. Artık şoförün sunroof’u ayarlamak için aracı durdurup ayağa kalkması gerekmiyor. Kabin dışında saklama alanı yaratıldı. Araca iniş ve çıkışlar kolaylaştırıldı, basamaklar genişletildi. Kabin içi yükseltildi. 1.90 boyundaki bir sürücü bile rahatça ayağa kalkabiliyor. Klima yine standart olarak veriliyor. Farklı olarak performansı daha da artırılmış, polen filtresi eklenmiş. Şoför koltuğu, baş ve bel destekli, ısıtmalı, kolçaklı ergonomik bir yapıda tasarlanmış. Ergonomik direksiyon simidi konulmuş; cam, kapı açma ve ayna kontrol düğmeleri kapıya alınmış. Kabin içindeki gürültü seviyesi de yüzde 30 azaltılmış. 9’u opak, 7’si metalik olmak üzere 19 farklı renk kullanılmış. Yani rengarenk bir filonuz olabilir.

NELER STANDART?

NELER OPSİYONEL?

Motor freni EBS&ESP Hız sabitleyici 4 körüklü havalı kabin süspansiyonu Klima Üst rüzgarlık&yan yeleler Stepne Güneş siperliği Elektrikli sunroof Kabin içi ısıtıcı (kuru tip) Entegre başlıklı ve emniyet kemerli, kolçaklı ısıtmalı ve bel destekli, hava süspansiyonlu sürücü koltuğu Elektromekanik takograf Yüksekliği ve eğimi ayarlanabilir direksiyon Radyo/CD/MP3 çalar Immobilizer Uzaktan kumandalı merkezi kilit&tek anahtar

Otomatik şanzıman Intarder Şanzıman tahrikli PTO + İç kontrol ünitesi ADR Soğuk iklim paketi Kabin içi ısıtıcı (sulu tip) Üst yatak Dijital takograf 22.5x9.00 alüminyum alaşım jan (84 kg daha hafif) 1050 mm, 1100 mm, 1150 mm, 1250 mm 5 teker yükseklikleri 435 litre ilave alüminyum yakıtı tankı Yan etek Basamak kapağı Elektrikli kabin kaldırma mekanizması Mekanik araç arka süspansiyonu Metalik boya/özel renkler

ŞUBAT

37


HABER

‘Yoldışı Uzmanı’ndan her araziye uygun çözüm Kendilerini ‘Yoldışı Uzmanı’ olarak tanımlayan OTR Lastik’in Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Kristal, yapılan işin çeşidi ve arazinin durumuna göre uygun lastikler önererek müşterilerine kazanç sağlamaya çalıştıklarını söyledi.

i

ş makinesi ve ağır vasıtalarda kullanılan lastikleri seçerken arazinin, aracın ve yapılan işin çeşidine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen OTR Lastik Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Kristal, lastiği sağlayan firmanın bu konuda müşterilerine yol göstermesinin şart olduğunu dile getirdi. Kendilerinin de müşterilerini sıkça ziyaret ederek yapılan işi ve lastiğin performansını yerinde gördüklerini söyleyen Kristal, “Müşterilerimize lastikleri vermeden önce çalışma koşulları ve saha koşulları hakkında bilgi alıyoruz, bugüne kadar kullanmış oldukları lastiklerde ne gibi şikayetler yaşadıklarını soruyoruz, gerekiyorsa çalışma sahalarını da ziyaret edip en uygun lastiği öneriyoruz. Mesela bir kömür madeninde çalışan müşterimize bezli tip bir yükleyici lastiği önerdik ve çok memnun kaldılar. Artık bütün alımlarını özellikle ürünümüzü deseniyle belirterek alıyor” dedi. Arazi ve yapılan işin çeşidi önemli İş makineleri sıradan araçlara benzemeyen özel bir ihtisas gerektiren alan olduğunu kaydeden Kristal, sözlerine şöyle devam etti: “Lastik seçiminde, sert ve sivri taşlı, yumuşak zeminli, çamurlu, asfalt ya da taşlı yol, yer altı, karlı ve buzlu zemin gibi arazinin zemin yapısı kullanılan malzemenin tipi (kömür, krom, altın, demir,bakır ,taş,vs.) harman mesafesi dediğimiz şantiye ya da maden sahasında yükleme ve boşaltma mesafesinin uzunluğu ve yoldaki eğim yüzdesi, çalışan araçların hızı, taşınan yükün ağırlığı, çalışılan sahada araçların yüklü ve yüksüz olarak kat ettikleri mesafe ve hızları, günlük devamlı çalışma süresi, ısı faktörleri, gibi birçok faktörün değerlendirilmesi ve uygun lastiğin bu kriterlere

38

ŞUBAT

göre seçilmesi gerekmektedir. Bu kriterlere göre standart dişli (L3/E3) , derin dişli (L4/E4) veya ekstra derin dişli (L5) tip, kaya tipi veya düz tip, çelik radyal ya da bezli olarak tabir edilen konvansiyonel tip çapraz katlı lastikler önerilebilir.” ‘Yoldışı Uzmanı’yız OTR Lastik olarak kendilerini Yoldışı Uzmanı olarak tanımladıklarını söyleyen Bülent Kristal, maliyeti en düşük, kalitesi en yüksek ürünleri seçerek müşterilerinin kazanç sağladıklarını belirtti. Müşterilerinin zor şartlarda ihtiyaç duyduğu lastikleri temin ve takip ettiklerini anlatan Kristal, “Bir sorunları olduğunda hemen sahalarını ziyaret edip sorunu yerinde incelip iyileştirici tedbirleri alıyoruz. Müşterilerimizin hepsinde en öncelikli mesele lastiklerin toplam giderler içinde almış olduğu yüksek paydır. Bunun bilincinde olarak müşterilerimizi diğer markalarla karşılaştırıldığında birim maliyeti en düşük ürünler vererek OTR ile çalışarak en fazla kazanç sağlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Yokohama’yla çalışmak avantaj Dünyaca ünlü Yokohama’yla çalışıyor olmalarının kendileri ve müşterileri için ayrıca bir avantaj sağladığını dile getiren Bülent Kristal, Yokohama’nın üretimiyle de ilgili bilgi verdi. Yokohama iş makinesi lastiklerinde kendi geliştirdiği ileri teknoloji ile Japonya Onomichi’de bulunan fabrikasında üretim yaptığını söyleyen Kristal, “Malzeme ve üretim hatalarına karşı bütün iş makinesi lastikleri 5 yıl üretici firma garantisi altında. Dolayısıyla kalite konusunda rakiplerimiz Michelin ve Bridgestone’a karşı en büyük avantajımız bu. Bunun yanında L3,L4 ve L5 tip yükleyici lastikleri, L4S ve L5S smooth


HABER

yer altı maden lastikleri, G2 ve G3 tip grader lastikleri, E3 ve E4 tip kaya kamyonu lastikleri, C1 tip silindir lastikleri, IND3 ve IND4 tip endüstriyel lastikler, radyal vinç lastiklerinin yanı sıra kamyon, kamyonet, 4x4 ve binek lastikleriyle çok geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. İş makinesi lastikleri gurubunda hem çelik radyal, hem de konvansiyonel tip lastikler bulunuyor” diye konuştu. Müşterinin ihtiyaçları anında karşılanmalı OTR Lastik’in müşteri portföyünün mermer firmaları, madenler, inşaat firmaları, dekapaj firmaları, beton firmaları ve nakliyeciler olduğunu söyleyen Bülent Kristal, bunun bir gereğini olarak devamlı saha ziyaretleri yaparak

müşterilerinin çalıştıkları gerçek ortamlarda bir araya gelip ürünlerinin performansını yerinde izlediklerini aktardı. “Bizim alanımızda çalışan müşterilerimizin ihtiyaçları anında karşılanmalıdır bu yüzden stoklarımızda bütün ürünlerimizi hazır tutuyor ve en ücra yerlere bile en geç 1 gün içinde mal teslimatı yapabiliyoruz” diyen Kristal, “Sattığımız ürünler özel ihtisas gerektirdiğinden bu tip lastiklerle ilgili olarak müşterilerimize teknik eğitimler vermekteyiz. En son teknik eğitimiz TKİ’nin Soma’daki tesislerinde ve genel merkezinde verildi” dedi. 21-24 Şubat 2013 tarihlerinde İstanbul’daki Beton 2013 ve 27-30 Mart tarihlerinde İzmir’deki Marble 2013 Fuarlarına katıldıklarını da hatırlatan Kristal, tüm Lojistik Ekipmanlar okuyucularını da standlarına davet etti.

ŞUBAT

Bülent Kristal, “Müşterilerimize lastikleri vermeden önce çalışma koşulları ve saha koşulları hakkında bilgi alıyoruz, bugüne kadar kullanmış oldukları lastiklerde ne gibi şikayetler yaşadıklarını soruyoruz, gerekiyorsa çalışma sahalarını da ziyaret edip en uygun lastiği öneriyoruz” dedi.

39


LOJISTIK KISA KISA

TÜRKIYE OTOBÜSÇÜLER SOSYAL DAYANIŞMA VE EĞITIM VAKFI (TOSEV) RESMEN KURULDU

Artık OTOBÜSÇÜLERIN de sorunlarını çözecek bir vakfı var Geçtiğimiz Aralık ayında kurulan TOSEV, otobüsçülerin en sık dillendirdikleri, ihtiyaçlardan olan sektör mensuplarına yardım, sektör eğitim ve kültürel gelişimi için meslek lisesi ve müze, yollardaki kara noktalar civarına seyyar hastaneler gibi sorunlara çözüm bulma iddiasıyla yola çıktı.

K

40

arayoluyla yolcu taşımacılığı sektörü içerisinde çalışanlara yönelik, eğitim, kültür, bilimsel araştırma ve geliştirme ile sağlık ve sosyal yardımlaşmayı amaçlayan, Türkiye Otobüsçüler Sosyal Dayanışma ve Eğitim Vakfı (TOSEV) 6 Aralık’ta resmen kurulmuştu. Vakfın kurucuları, düzenledikleri toplantıyla yeni oluşumlarını kamuoyuna tanıttı. Kurucu başkanlığını Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TOFED Kurucu Başkanı da olan Galip Öztürk’ün üstlendiği vakıf, otobüsçülerin en sık dillendirdikleri, ihtiyacı olan sektör mensuplarına yardım, sektör eğitim ve kültürel gelişimi için meslek lisesi ve müze, yollardaki kara noktalar civarına seyyar hastaneler gibi sorunlara çözüm bulma iddiasıyla yola çıktı. Türkiye Otobüsçüler Sosyal Dayanışma ve Eğitim Vakfı’nın, karayolu yolcu taşımacılığı sektörü içinde değişik pozisyonlarda görev almış veya almakta olan meslektaşlarının sorunlarına çözüm üretmek üzere kurulduğu

ŞUBAT

belirtiliyor. Vakfın amaçları arasında sektör mensupları arasında ekonomik sıkıntı içinde düşmüş olanlara maddi ve manevi yardımlar yapılması, eğitim görmekte olan çocuklarına burs başta olmak üzere çeşitli eğitim yardımlarında bulunması yer alıyor. Ayrıca sektörün ihtiyaç duyduğu yetişmiş insan gücü talebini karşılamak üzere çeşitli mesleki eğitim organizasyonlarının düzenlenmesi, ayrıca Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meslek Lisesi’nin kurularak Milli Eğitime kazandırılması da vakfın amaçları arasında. Seyyar hastaneler kurulacak Türkiye’de karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün 150 yıla yaklaşan bir mazisi olduğunu açıklayan Mütevelli Kurulu Üyesi ve TOFED Genel Başkanı Mehmet Erdoğan, yaptığı konuşmada “Böylesine köklü bir sektörün dünden bugüne gelinen noktadaki gelişimini de, Vakıf bünyesinde kurulacak bir müze ile yeni nesillere aktarmak istiyo-


ruz” dedi. Erdoğan, trafik kazalarında kaza esnasında hayatını kaybedenler kadar, kaza sonrasında ilk yardım ve müdahaledeki gecikme ve aksaklıklar nedeniyle de can kayıpları yaşandığını hatırlatarak, vakfın özellikle karayollarındaki kara noktalar civarında bu kayıpları önlemek üzere seyyar hastaneler kurmayı da amaçladığını sözlerine ekledi. Sektörle ilgili istatistikleri rakamlarla açıklayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörümüzde 31 Aralık 2012 itibariyle D1 belgesine sahip, otobüsle şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı yapan 334 şirkete karşın, 1293 yetki belgeli D1 belgeli taşımacı bulunuyor. Yani tarifesiz taşımacılık yapan sayısı her geçen gün artıyor. Maliyetlerin artmasına rağmen gelirlerimizde artışın yaşanmaması bu azalmanın en büyük sebebi olarak gösterilebilir. Bir de havayolu demir yolu deniz yolu gibi dişli rakiplerimizin olması…” Sektörün duayenleri kurucular arasında TOSEV’in kurucuları arasında, Has Otomotiv Yön. Kur. Üyesi Latif Karaali, İstanbul Seyahat Yönetim Kurulu Başkanı Selami Tırış, TOFED Genel Başkanı Mehmet Erdoğan, Türkiye’nin ilk otobüs işletmecilerinden ve sektörün duayenlerinden olan Has Turizm Onursal Başkanı Mehmet Selim Kara, Ulusoy Seyahat Kurucularından ve yine sektörün duayenlerinden olan Hassoy Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Ulusoy, sektör duayenlerinden Seç Turizm Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Gaziantep Otobüsçüler Derneği Başkanı olan Mehmet Saip Konukoğlu, Fındıkkale Seyahat Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Karataş, TOFED 5. Bölge BYK Başkanı Ethem Ateş, TOBB Karayolu Meclis Başkanı Rüştü Terzi, Erdem Yücel ve TOFED yöneticileri Mevlüt İlgin, Ali Çıkkan, Metin Tırış, Mustafa Dağıstanlı da yer alıyor.

İDOBÜS’ten vazgeçen İDO’ya Erdoğan’dan teşekkür Erdoğan, kara ulaşımı uygulamasından vazgeçen İDO yönetimine de teşekkür etti. İDO geçtiğimiz yıl İDOBÜS adı altında bir hizmet vermeye başlamıştı. Kabataş İskelesi’nden alınan yolcular Mudanya İskelesi’nde bekleyen otobüsler ile İzmir’e ulaştırılıyordu. “Biz herkesin kendi işini yapmasından yanaydık” diyen Erdoğan, “İDO Yönetimi aldığı karar ile kara ulaşımını asıl sahibine yani bize bırakmaya karar verdi. Mart ayı itibariyle karayolu ulaşımından çekildi. Bu duyarlı davranış nedeniyle İDO Sayın Genel Müdür Paksoy’a sektörüm adına teşekkürü borç biliyorum” diye konuştu.

ŞUBAT

41


Volvo Trucks ve Renault Trucks’tan GÜÇ BIRLIĞI Ticari araç sektörünün iki öncü markası Volvo Trucks ve Renault Trucks, yeni yapılanmasıyla Türkiye’de iddiasını arttırarak sürdürecek.

U

luslararası nakliye, yurtiçi dağıtım, inşaat gibi lokomotif sektörlerin çözüm ortağı olan dünyanın lider ticari araç üreticileri Volvo Trucks ve Renault Trucks, son on iki yıldır Volvo Group çatısı altında ayrı organizasyonlar olarak ancak aynı kurumsal kültür ile faaliyetlerine devam ediyor. Bu iki marka, yeni bir yapılanma ile hizmet ağlarını birleştirerek ağır ticari araç sektöründe önemli bir sinerji yaratıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu, stratejik bir öneme sahip olan EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesinde Volvo Trucks ve Renault Trucks, Volvo Group Trucks çatısı altında müşterilerine sundukları geniş ürün yelpazesi ve kapsamlı çözümler ile lider bir servis ağı yaratmayı hedefliyor. Bu birleşme genel bir büyüme stratejisinin parçasıdır Dünya genelinde Volvo Trucks ve Renault Trucks dışında Mack Trucks, Eicher, UD Trucks markalarını çatısı altında bulunduran Volvo

42

ŞUBAT

Group Trucks, Türkiye’nin de dahil olduğu bir çok ülkede hizmet ağını birleştirerek gerçekleştirdiği yapılanmasıyla genel bir büyüme stratejisi izliyor. Yeni stratejik yapılanma ile pazar hakimiyetini güçlendirecek ve daha kapsamlı hizmet sunacak olan Renault Trucks ve Volvo Trucks, Volvo Group Trucks adı altında birleşiyor. Yaklaşık bir yıldır birleşme çalışmalarını devam ettiren Volvo Group, yeni uygulamaya Ocak 2013 itibari ile geçti. Müşteri ihtiyaçlarına odaklanarak ilerliyoruz Volvo Trucks ve Renault Trucks hizmet ağlarının birleşmesinin açıklandığı basın toplantısına EMEA Volvo Group Trucks Türkiye’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Mete Büyükakıncı, Volvo Group Trucks Satış Sonrası Direktörü Serkan Karataban, Volvo kamyonları Satış Direktörü Şafak Tuğut, Renault kamyonları Satış Direktörü Tolga Küçükyumuk ve diğer Volvo


HABER

Group Trucks Türkiye üst düzey yöneticileri katıldılar. Toplantıda müşteri beklentilerinin her geçen gün farklılaşarak arttığının altını çizen EMEA Volvo Group Trucks Türkiye’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Mete Büyükakıncı, “Müşterilerimizin karşı karşıya kaldıkları pazar gerçekleri biz üreticilere yansıyor ve planlamalarımıza yön veriyor. İki hizmet ağının birleşmesi için aldığımız bu önemli stratejik karar tamamıyla müşterilerine en iyi hizmeti sunan; kendisini müşterilerinin yatırım ortağı olarak gören; onların işletme maliyetlerini en aza indirmeyi birinci önceliği haline getirmiş bir grup olmamızdan kaynaklanmaktadır. Yeni yapılanmamızın en büyük hedefleri, müşterilerimize daha geniş ürün yelpazesi, kapsamlı çözümler ve lider servis ağı hizmeti sunabilmektir. Bu sayede müşterilerimize öncelik verebilme kabiliyetimizi arttırarak onları kendi alanlarında daha da güçlü ve karlı kılabilmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Hedefimiz, büyüme oranı ve müşteri memnuniyetinde liderlik Volvo Trucks ve Renault Trucks, Türkiye’de ayrı satış organizasyonlarına sahip bir firma olarak tek bir genel merkezden faaliyetlerine devam edecek. Mete Büyükakıncı, “Hedefimiz müşteri memnuniyetinde ve büyümede liderlik. Bu birleşme sonucunda Türkiye’de müşterisine daha da yakın; daha da güçlü bir servis ağına sahip olacağız. İki önemli markanın güçlerini birleştirmesi ile satışlarımızı arttırarak pazar payımızı yükseltecek, rakiplerimiz karşısında geniş ürün yelpazemiz ve üstün hizmet kalitemizle lider olmak için tüm gücümüzü ortaya koyacağız” dedi. Türkiye stratejik açıdan önemli Her geçen gün güçlenen ekonomik yapısı ve lojistik sektöründe artan potansiyeli ile Türkiye, tüm ağır ticari araç üreticileri için stratejik bir öneme sahip bulunuyor. Yüksek hacmi ile Avrupa pazarları arasında önemli bir yere sahip olan Türkiye pazarının yoğun rekabet ortamı bu birleşme ile daha da dinamik hale geliyor. Ayrıca, Volvo Group’un hizmet verdiği sektörler göz önünde bulundurduğunda Türkiye, grubun başarı beklentisinin yüksek olduğu bölgelerden biri olarak ön plana çıkıyor. Renault Trucks ve Volvo Trucks’ın hizmet ağlarının birleşmesi sayesinde Volvo Group, Türkiye pazarında gücünü daha iyi kullanabilecek ve pazardaki rekabete farklı bir denge getirecek. Hizmet ağlarımız birleşiyor Birleşmenin amacını, “Oluşturulan ortak enerji ile daha da güçleneceğiz. Varlığımızı daha

karlı ve kalıcı bir şekilde devam ettireceğiz. Genel büyüme stratejimize lider servis ağımızla yön vereceğiz” diyerek açıklayan Mete Büyükakıncı, “Bu birleşme sonucunda; tüm Türkiye sathına yayılmış; müşterisine daha da yakın; daha da güçlü bir hizmet ağına sahip olacağız. Böylesi bir gelişme, doğal olarak iki markanın da satışlarını ve pazar paylarını büyütmelerine katkı sağlayacaktır” sözleri ile konuşmasına son verdi.

ŞUBAT

43


UND’nin 20. dönem Yönetim UND

’nin 19 Ocak 2013 tarihinde yapılan Genel Kurulunda göreve seçilen 20. Dönem Yönetim Kurulu 22 Ocak 2013 tarihinde 19. Dönem Yönetim Kurulu üyeleri Fevzi Çakmak ve Edip Bakımcı’dan görevi devraldı. Hesapları 20. Dönem Yönetim Kurulu adına Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Şerafettin Aras, Sayman Murat Baykara ve Genel Sekreter Ali Çiçekli, UND Yeminli Mali Müşaviri Ramis Savaş ve Mali Müşavir Sevgi Söylemez’in de katılımı ile yaptıkları

toplantıda devralmış, devralınan hesaplarla ilgili aşağıdaki rakamlar yer aldı. UND aktifinde kayıtlı U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş. hisselerinin 1/3’lük kısmının 5.000.000 EUR bedelle satışına ilişkin olarak U.N. Ro-Ro’dan 3.750.000 EUR karşılığı 8.794.500 TL avans ödemesi alındığı, Bu tutarın 2.335.000 EUR karşılığı 5.476.042 TL’lik kısmının UND Deniz Taşımacılığı A.Ş.’nin borçlarının ödenmesi amacıyla UND Deniz Taşımacılığı A.Ş.’ne aktarıldığı, Yine aynı dönemde Dernek iştiraki

ISO’dan Otokar’a ödül Otokar, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Çevre Ödülleri’nde “Büyük Ölçekli Kuruluş Çevre Yönetimi ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri” kategorisinde üçüncülük ödülüne layık görüldü. İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV)’da düzenlenen ödül töreninde ödülü Otokar Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Alptekin aldı. İlki 1995 yılında düzenlenen Çevre Ödülleri’nde bu yıl 5 farklı kategoride rekor sayıda başvuru yapıldı. Otokar Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Alptekin, “Türkiye’nin tasarım, teknoloji ve üretimde öncü otomotiv şirketi Otokar olarak çevre bilincini artırmayı, çevresel sorumluluklarımızı yerine getirmeyi bir görev kabul ediyoruz. Çevrenin ve doğal kaynakların etkin kullanımını esas alan sistemler oluşturuyor ve bu sistemlerin sürekliliğini sağlıyoruz” dedi.

44

ŞUBAT


Kurulu görevi devraldı UND Gürbulak A.Ş.’ne ise net 321.600 TL’nin ödendiği anlaşılmıştır. Diğer yandan, UND İktisadi İşletmesi tarafından yürütülen UNDNet Sistemi, eski yönetim tarafından 2012 yılında TOBB UND Lojistik Yatırım A.Ş.’ye devredilmiştir. Bu Şirkete nakit 70.000 TL ve UNDNet’in TOBB UND Lojistik Yatırım A.Ş.’ye devredilmesi karşılığında ayni 1.850.000 TL olmak üzere toplam yüzde 40 oranında iştirak olunduğu tespit edilmiştir.

UND hesapları Kasa ve Banka Nakit Mevcudu: Alacak Senedi ve Çek Mevcudu:

22.453,21 TL 39.400,00 TL

Borçlar Kullanılan banka kredileri borç bakiyesi: UND Deniz Taş. A.Ş. adına yapılacak ödemeler: UND Gürbulak A.Ş.’ne verilmiş vadeli çekler: Cari hesap borç bakiyeleri: Ödenecek vergi ve sigorta yükümlülükleri: İştiraklere sermaye taahhütleri: Devir alınan borçlar toplamı :

1.874.909 TL 819.000 TL 772.200 TL 483.311 TL 211.962 TL 229.411 TL 4.390.793 TL

Scania’dan servis kampanyası Scania satış sonrası hizmetlerinde başlattığı “Servis Kampanyası” ile müşterilerinin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Scania, soğuk kış aylarında olduğumuz bu dönemde, müşterilerini “Servis Kampanyası” ile ısıtıyor. Scania Yetkili Servisleri, araçlarını servise getiren müşterilerine sunduğu mont hediyesiyle, müşteri memnuniyetine yönelik uygulamalarına devam ediyor. Doğuş Otomotiv Scania Yetkili Servisleri, araçlarını servise getirerek 1.500 TL+KDV tutarında servis işlemi gerçekleştiren müşterilerine mont hediye ediyor. Türkiye geneline yayılmış tüm Doğuş Otomotiv Scania Yetkili Servislerinde, 1 Şubat – 30 Nisan tarihleri arasında geçerli olacak kampanya, model yılına bakılmaksızın servis işlemi gerçekleştirecek tüm Scania araçlar için geçerli olacak. Scania Yetkili Servislerinde mont hediyesi; kazalı araç onarımları ve banko satış işlemlerini kapsamayacaktır.

ŞUBAT

45


TESLIMAT

Aktif Nakliyat’ın filosu DAF ile büyüyor 1994

46

yılından bu yana yurtiçi lojistik alanında faaliyet gösteren Aktif Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti., 10 adet DAF CF 85.460 alarak filosunu genişletmeye devam ediyor. DAF-TIRSAN Otomotiv Samandıra’da gerçekleşen teslimat töreni TIRSAN Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Aktif Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Eren, şirket müdürü Dolunay Yalım ve DAF-TIRSAN Otomotiv Hadımköy Satış Yöneticisi Özgür Ayçiçek’in katılımı ile gerçekleşti. Aktif Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Eren’e plaketini veren Çetin Nuhoğlu ‘DAF ile filoların büyümesi hızlanıyor, çünkü DAF yakıt tasarrufu sağlıyor ve yüksek performansı nedeniyle uzun yıllar sorunsuz kullanılıyor. Aktif Nakliyat ile işbirliğimizin devam etmesi dileklerimle ve başarılı çalışmalarının devamını diliyorum’ dedi. Aktif Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Eren DAF-TIRSAN Otomotiv ile

ŞUBAT

geliştirdikleri işbirliğinden duydukları memnuniyeti dile getirerek ‘DAF ve TIRSAN araç kombinasyonunun ekstra yakıt tasarrufu sağladığını hep duyuyoruz. Gerek DAF çekicileri gerekse TIRSAN treylerlerini kullanıyoruz. Memnuniyetimiz bu markaları tekrar tekrar tercih etmemize neden olmaktadır’ dedi. Kıyasettin Eren sağlam adımlarla hızla büyüyen Aktif Nakliyat ve DAF-TIRSAN Otomotiv arasındaki sıkı işbirliğinin devam edeceğini ve yeni yatırımlarda ilk tercihlerinin DAF olacağını vurguladı. DAF-TIRSAN Otomotiv Hadımköy Satış Yöneticisi Özgür Ayçiçek Aktif Nakliyat’ın kısa zamanda Türkiye’nin en önemli lojistik firmalarından biri olacağına inandığını belirtti. DAF-TIRSAN Otomotiv Hadımköy şubesi olarak satış sonrası servis hizmetlerinde Ekspress Servis Hizmetini başladıklarını, her araca ücretsiz 30 nokta kontrolü yaptıklarını ve müşterilerden çok olumlu geri dönüşler aldıklarını açıkladı.


Karsan’ın Hyundai’lerini Erdoğan teslim aldı

T

ürkiye çapında katı atık toplama görevi yapacak 70 adet Hyundai Truck daha Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen törenle belediyelere teslim edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından il ve ilçe belediyelerin katı atıklarının modern araçlarla toplanması amacıyla Mart 2010’da başlatılan proje kapsamında bakanlık tarafından temin edilen araçlar il ve ilçe belediyelerine hibe ediliyor. Vatandaşların sağlıklı bir

çevrede, yüksek standartlara sahip ortamlarda yaşamasını sağlamak amacıyla yola çıkılan projede beşinci teslimat da gerçekleştirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanların katılımıyla gerçekleştirilen törende, Karsan tarafından üretilen 70 adet Hyundai Truck HD75 katı atık toplama aracı daha bakanlık tarafından Türkiye çapında belediyelere ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına teslim edildi.

Onur Transport filosuna MAN TGS ile güç katıyor MAN

Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen törenle, teslimata hazır araçları filosuna katan Onur Transport Filo Müdürü Yalçın Kaşıkçı, firma olarak teknolojilerini sürekli güncel tuttuklarını belirtti. Müşterilerinin ve içinde bulundukları pazarın gereksinimlerini yakından takip ettiklerinin altını çizen Kaşıkçı, “Nakliye ve lojistik sektörü, yaşadığımız coğrafya açısından oldukça önemli. Firma olarak filolarımızı güncel tutup teknolojiyi yakından takip etmemiz gerekiyor. MAN çekiciler bize hem yakıt tasarrufu, hem de konfor olarak büyük avantaj sağlıyor. Bu nedenle tercihimizi MAN olarak belirledik. Gelecekte gerçekleştireceğimiz yeni yatırımlarda da MAN’ı tercih edeceğiz” dedi.

ŞUBAT

47


Efe Tur, Tourismo 15 ile güçlendiriyor

1991

yılından beri yolcu taşımacılığı hizmeti veren Kocaeli merkezli Efe Tur, filosunu Mercedes-Benz Tourismo15 otobüsler ile güçlendirdi. 2013 yılına yeni bir yatırımla giren Efe Tur, 10.000.000 Euro’ luk yatırım bütçesiyle 25 adet Mercedes-Benz Tourismo aracının ilk 14 adedini teslim aldı. Efe Tur, şehirlerarası yolcu taşımacılığında öncü marka olan Mercedes-Benz’i tercih etmeye devam etmeyi planlıyor. Mercedes-Benz Türk Pazarlama Merkezi’nde düzenlenen araç teslim törenine Efe Tur Genel Müdürü Alper Birant, Genel Müdür Yardım-

cısı Serap Bıçak, Yönetim Kurulu Üyesi Halit Bıçak, Mengerler Genel Müdürü Nusret Güldalı, Mengerler İstanbul Satış Müdürü Ayhan Aydın, Bursa Motorlu Araçlar Satış Müdürü Kadir Gökeşme, Mengerler Trakya Satış Müdürü Günay Eren, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Müdürü Burak Tarım, Otobüs Satış Kısım Müdürü Burak Batumlu ve BusStore Satış Müdürü Haluk Burçin Akı, Mercedes-Benz Finansal Hizmetler Otobüs Satış Finansmanı Ürün Geliştirme ve Sigorta Satış Müdürü Uğur Erdinç katıldılar.

Anex Tour yeni sezon için NEOPLAN Cityliner dedi

Y

48

ŞUBAT

eni sezon hazırlıkları kapsamında filolarını NEOPLAN ile güçlendiren turizm firmaları, yolcuları için konfor ve yüksek teknolojiyi bir araya getiriyor. 2013 sezonu için tercihini özel tasarım NEOPLAN Cityliner’dan yana kullanan Anex Tour da Antalya’da düzenlenen törenle araçlarını teslim aldı. Törende konuşan Anex Tour Genel Koordinatörü Mehmet Hasan Güneysu birçok ülkede turizm operasyonları yürüttüklerini belirterek, “Turizm sektöründe hizmet veren her firma, müşterileri için en iyi şartları oluşturmalıdır. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırımla biz de müşterilerimize en iyi şartları sunarak onlar için üstün konfor sağladık. Hem şehirlerarası yolculuklar, hem de turizm taşımacılığı için özel olarak tasarlanan NEOPLAN Cityliner, konforunun yanı sıra düşük yakıt tüketimi açısından da bizlere avantaj sağlıyor” dedi.


TESLİMAT

Mercedes’in kamyondaki ocak ayı bereketi Mercedes-Benz Türk A.Ş. ocak ayında da bir seri teslimata imza attı. Çoban Trans

Şığva Trans Uluslararası Nakliyat

Kuzey Irak’a kara taşımacılığı yapan Şırnak merkezli Çoban Trans Petrol Ürünleri Dış Ticaret Ltd. Şti. yüzde 95’i Mercedes-Benz kamyonlardan oluşan 45 araçlık filosuna 10 adet Axor 1840 LS çekici ekleyerek, taşımacılık alanındaki gücünü arttırdı.

Mersin merkezli Şığva Trans Uluslararası Nakliyat 100 adetin 90’ı Mercedes-Benz kamyonlardan oluşan filosuna 10 adet Mercedes-Benz Actros 1844 LS çekici ekleyerek uluslararası taşımacılık alanındaki gücünü arttırdı.

Anibal Uluslararası Nakliyat

Ekin Denizcilik Turizm ve Nakliyat

24 araçtan oluşan kamyon filosuna 10 adet Axor 1840 LS çekici ekleyen Anibal Uluslararası Nakliyat’a, yeni kamyonları Mercedes-Benz Türk A.Ş. Aksaray Kamyon Fab-rikası’nda düzenlenen törenle teslim edildi. Teslimat törenine Anibal Uluslararası Nak-liyat firma sahipleri Murat Erdem, Sami Erdem, Erol Çırak ve Yılmaz Öztürk ile Mercedes-Benz Türk A.Ş. Kamyon Müşteri Merkezi Grup Şefi Burçak Yetgin, Teknik Eğitmen Ramazan Karaboduk katıldı. Mertcan Turizm Nakliyat

6 adet Axor 1840 LS çekici Mertcan Turizm Nakliyat Dış Ticaret Şirketi’ne Mercedes-Benz Türk A.Ş. Aksaray Kamyon Fabrikası’nda düzenlenen törenle teslim edildi. Törene Mertcan Dış Ticaret Genel Müdürü Ceyhan Can, İşletme Sorumlusu Fırat Can ile Mercedes-Benz Türk A.Ş.’den Kamyon Müşteri Merkezi Grup Şefi Burçak Yetgin katıldı.

Ekin Denizcilik Turizm ve Nakliyat Ltd. Şti. ilk kez Mercedes-Benz kamyonları tercih ederek, 15 adet Actros 1841 LS çekiciyi filosuna ekledi ve filosundaki araç sayısını 42’ye yükseltti. Teslimat törenine Ekin Denizcilik firma yetkilisi Mesut Duran, Mercedes-Benz Türk A.Ş. Kamyon Müşteri Merkezi Grup Şefi Burçak Yetgin, Teknik Eğitmen Halil Eryılmaz ve Ramazan Karaboduk katıldı. Öz Asya Uluslararası Nakliyat

15 araçtan oluşan filosuna 10 adet Axor 1840LS E5 çekici ekleyen Öz Asya Uluslararası Nakliyat’a yeni araçları, Mercedes-Benz Türk A.Ş. Aksaray Kamyon Fabrikası’nda düzenlenen törenle teslim edildi. Törene Öz Asya Uluslararası Nakliyat firma sorumlusu Suat Dökmen, Mercedes-Benz Türk A.Ş. Kamyon Müşteri Merkezi Grup Şefi Burçak Yetgin ve Teknik Eğitmen Halil Eryılmaz katıldı.

ŞUBAT

49


TESLIMAT

Verimlilik isteyen firmaların öncelikli tercihi Krone

T

ürkiye pazarına sunulduğu ilk günden bu yana farklı sektörlerin öncelikli tercih edilen yarı römork markalarından olan Krone, Adana Yetkili Satıcısı Aykan Adana vasıtasıyla Kalyoncu Gıda’ya 20 adet, Kasooğlu Lojistik Uluslararası Nakliyat’a da 6 adet Cool Liner teslimatı gerçekleştirdi. Teslimatı gerçekleşen Krone Cool Liner modellerinin tercih edilme nedenlerinin başında sağlamlık ve verimlilik yer alıyor. Her tür sıcaklıkta yük taşımacılığındaki zorlu kullanıma uygun olan, işletme maliyetlerini düşüren kullanım ömürlerine sahip Cool Liner’in Duoplex Çelik ve Duoplex GRP panelleri, Krone’nin en üst düzeyde soğutma performansında bile enerji tasarruflarıyla öne çıkıyor. Kalyoncu Gıda Adana Yetkili Satıcısı Aykan Adana’dan 20 Adet Krone Cool Liner’ı teslim alan Kalyoncu Gıda Genel Müdürü Ömer Çuvalcı, tercihlerinde en önemli nedenin Krone’nin sunduğu kalite, sağlamlık ve verimlilik olduğuna dikkat çekti. Çuvalcı, Krone’nin yarı römork alımlarında öncelikli tercihleri olduğunu da sözlerine ekleyerek “Şu anda filomuzda 150’den fazla Krone Cool Liner var. Müşterilerimize sunacağımız ürünleri standartlara uygun olarak taşımak bizim için çok önemli. Krone, üstün donanım özellikleri

sayesinde güvenebileceğimiz bir yarı römork markası, bu nedenle uzun süredir alımlarımızda Krone’yi tercih ediyoruz.” dedi. Kasoğlu Lokistik 6 adet Krone Cool Liner tip frigrofik römork ile filosunu güçlendiren Cizre merkezli, Kasooğlu Lojistik Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü Asım Sarıyıldız, “Uluslararası taşımacılıkta beklentilerinizi tam anlamıyla karşılayacak bir yarı römork markası ile çalışmak istiyoruz. Gerek üstün donanım özellikleri ve gıda taşımacılığında kullanıcısına sağladığı yüksek performans, gerekse de Doğuş Otomotiv’in Türkiye genelinde hizmet veren Krone Yetkili Servisleri nedeniyle alımımızda Krone’yi tercih ettik” açıklamasında bulundu.

Düzce Cam Sanayi, tercihini Scania’dan yana kullandı

S

50

cania taşınan mal ve kullanım alanları farklı da olsa, karayolu taşımacılığının her branşında müşterilerine en uygun çözümleri sunmaya devam ediyor. Düzce Cam San. ve Tic. A.Ş. firma sahibi Kasım Aktaş, Doğuş Otomotiv Bolu Yetkili Satıcı ve Servisi Çarıkçı Trans’tan satın aldığı Scania G420 aracını, firma sahibi Necip Çarıkçı’dan teslim aldı. Düzce II. Organize Sanayi Bölgesinde 600

ŞUBAT

ton/gün kapasitesi ile 2010 yılından bu yana düz cam üretimi yapan Düzce Cam San. ve Tic. A.Ş. filosuna Scania G420 aracını da ekleyerek toplam Scania araç parkını 8’e çıkarttı. İnşaat, ağır nakliye, yangın ve kurtarma gibi zorlu koşullar için farklı donanımlara sahip araçların yanı sıra Scania, cam gibi hassas ürünlerin taşımacılığında da bir numaralı tercih olduğunu ortaya koydu.


ŞUBAT

51


KÄSSBOHRER'DEN SEKTÖRÜN EN HAFİF, ADR MEVZUATINA TAM UYUMLU TEK TANKERİ. Alüminyum gövdesi sayesinde hafif ve dayanıklıdır. Rakiplerine göre 1600 litre daha fazla taşıma imkanı sunar. Üstün özellikleriyle düşük işletme maliyeti ve yüksek getiri sağlar. Tüm üretim süreçleri ve komponentleriyle birlikte ADR mevzuatına uygun sektörün tek ve rakipsiz tankeriyle tanışmanız için sizi satış ofislerimize bekliyoruz. Tüm ürünlerimiz 2 yıl Tırsan garantisi altındadır.

www.kaessbohrer.com ADANA İKİ KARDEŞ OTOMOTİV T 0322 429 48 01 ANKARA DAF-TIRSAN T 0312 812 13 70-74 ANKARA BAŞER OTOMOTİV T 0312 269 80 00 BURSA BURSA AĞIR VASITA T 0224 441 97 65 DİYARBAKIR GELECEK OTO T 0412 252 00 52 DÜZCE HASMER OTOMOTİV T 444 81 44 ERZURUM GELECEK OTO T 0442 329 04 50 ESKİŞEHİR ESRAY MAKİNA OTOMOTİV T 0222 236 26 00 GAZİANTEP DAF-TIRSAN T 0342 238 21 00 İSTANBUL-ANADOLU DAF-TIRSAN T 0216 311 80 80 İSTANBUL-AVRUPA DAF-TIRSAN T 0212 858 01 38 İZMİR DAF-TIRSAN T 0232 877 21 90 KAHRAMANMARAŞ KEMAK MAKİNA T 0344 236 55 99 KOCAELİ KOÇASLANLAR OTO T 0262 375 22 99 KONYA DAF-TIRSAN T 0332 346 00 45 MALATYA GELECEK OTO T 0422 237 50 55 MERSİN KEMAK MAKİNA T 0324 327 10 10 MUĞLA-MİLAS MENGERLER T 0252 513 79 30 SAMSUN FELEK OTOMOTİV T 0362 266 73 55-15

52

ŞUBAT

A Tırsan Group Company


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.