facebook.com/KitapOburlari twitter.com/KitapOburlari www.kitapoburlari.org
I JACK
ayıs sonunda bir akşamdı. On üç yaşındaki bir genç, kendisini ormanın kıyısındaki bir çiftlikte bulunan evine götüren sayfiye yolunda bisikletiyle ilerliyordu. İsmi Jack'ti ve yaklaşık iki yıldır ailesiyle birlikte Danimarka'nın küçük bir şehri olan Silkeborg kırsalında yaşıyordu. Hava müsaade ettiği sürece her akşam okuldan eve bisikletiyle dönüyordu. Hem egzersiz yapmış oluyor hem de yüksek iğne yapraklı ağaçların dibinden uzanıp giden yol onu rahatlatıyor, her türlü endişeyi kafasından uzak tutuyordu. Ama bu akşam diğerlerinden farklıydı. Sabahtan beridir içinde tuhaf bir his vardı. Ne olduğunu tam olarak anlatamıyordu ama öğlen anne ve babasının iyi olup olmadığını anlamak için evi bile aramıştı. Annesinin sesi onu sakinleştirmişti. Ama okuldan çıkmadan hemen önce o his öncekinden de kuvvetli bir şekilde geri gelmişti. Ortada görünür hiçbir sebep olmamasına rağmen ailesinin tehlikede olduğunu hissediyordu. Tuhaf olduğunu biliyordu, mantıklı hiçbir açıklaması da yoktu ama buna hiçbir şekilde engel olamıyordu. Bir an önce evine dönüp her şeyin yolunda olduğundan emin olmalıydı.
11
IDHUN GÜNLÜKLERİ - I Sonunda çiftliğe geldiğinse kalbi yerinden çıkmak üzereydi. Yerine koymaya üşendiği bisikletini girişin yanına bırakarak kapıya doğru koşmaya başladı. Bir anda durdu. Köpeği Joker her zaman olduğu gibi koşarak gelip onu karşılamamıştı. Ayrıca etrafta herhangi bir havlama sesi de duyulmuyordu. Jack, mantıklı bir açıklama ararken, ormana gitmiştir diye düşündü. Ama bu düşünce de onu sakinleştirmeye yetmemişti. Tekrar giriş kapısına doğru koşmaya başladı. Kapı yarı aralıktı, Jack içeri girdi. Ama bir şey onu o anda durdurdu. Salonun ışığı açıktı ve içeriden televizyonun sesi geliyordu. Evde tuhaf bir atmosfer vardı. Jack salona girmişti. Babası arkası ona dönük bir şekilde televizyonun karşında oturuyordu. Başı koltuğun arkasına yaslanmıştı. "Baba..." Babası cevap vermiyordu. Televizyonda ünlü şarkıcıların taklitlerini yapanların katıldığı aptal bir yarışma programı vardı ve Jack ümitsizce sıkıntıdan uyuyakalmış olma ihtimali için dua ediyordu. Kanepenin önüne geçip kısa bir tereddütten sonra yüzünü incelemeye başladı. Hareketsiz, ifadesiz ve gözleri şaşkınlıkla açılmış halde boşluğa bakıyordu. Vücudunda kan ya da darp belirtisi yoktu. Ama Jack öldüğünü biliyordu. Bir an için zaman durmuş gibi geldi, zamanla birlikte kalbi de durmuştu sanki; sonra her şey parçalara ayrılıp delicesine bir hızla etrafında dönmeye başladı. Babasına yaklaşıp onu sarsmaya başladı. Boşuna olduğunu biliyordı. Sadece gerçeği kabul etmek istemiyordu. Baba, baba, yalvarırım uyan..." Sesi dehşete kapılmış bir hıçkırığın içinde kayboldu.
12