www.sonhaber.nl
manset@sonmedia.nl
Amsterdam | Bergen op Zoom | Breda | Den Haag | Deventer | Enschede | Eindhoven | Rotterdam | Utrecht | Venlo | Zwolle
7 Mart 2014
Sayı: 2 | Yıl: 1 | Ücretsizdir | 7 Mart 2014
www.xforceservices.nl
fb.com/hessenmanset N ŞİFREYİ bilen YI çözüp, ALTI ALTIN BULMACA
l www.sonhaber.n
beyan adresten kimliğini z. ödüllerini verilecek paraya çevrileme Kazanan kişiler Önemli Uyarı: Ödüller kesinlikle teslim alacaktır. ederek bizzat
A
1 okur
AC Manşet BULM
7 Mart 2014
Siyah-Beyaz geri dönüyor
Cep’lere çok özel hafıza
Haber ve si Reklam Gazete
issuu.com/mansetgazetesi
k çekilişle, bir arasında yapılaca ediyoruz. Altın Şifre’yi bilenler ALTIN hediye adet ÇEYREK 2014’e kadar okurumuza 1 en geç 18 Mart zı mail yoluyla ın. Doğru cevabını a fırsatını yakalay katılıp kazanm iletin, çekilişe @sonmedia.nl E-Mail: bulmaca
ler kazanıyor
N DE KAZA Z, SEN oruz. SEN DEumuÇÖ N hediye ediy za ÇEYREK ALTI
14
@hessenmanset
TİRME I SÖZCÜK YERLEŞ
CA I ALTIN BULMA
1
8
Çeyrek Altın Ödüllü MANŞETBulmaca
4
»
»
Bu sezon siyah ve beyazın birlikteliğinin özellikle desenlerde hissedilir derecede artıyor. Çoğunlukla geometrik desenler monokrom renginden nasibini alıyor. Siyah ve beyaz çiçek desenli kıyafetler yaza damgasını vuracak. » Nilgünce sayfa 11’de
KİNGSTON, Android akıllı telefonlar ve tabletlerin depolama alanını arttıracak çift arayüzlü yeni DataTraveler microDuo USB belleğini satışa sunuyor. 64GB kapasiteli bu USB Bellek ile artık yer sıkıntısı çekmeyeceksiniz. » Teknoloji haberler 15. sayfada
3
7
TİRME I SAYI YERLEŞ
5
Altın Şifre’yi bilenler arasında yapılacak çekilişle, bir okurumuza bir adet ÇEYREK ALTIN armağan ediyoruz. Kare, Çengel, Sudoku ve Sözcük Yerleştirmece. Hepsi birbirinden keyifli bulmacamızı çözün, çekilişe katılın, kazanma şansını yakalayın. Sen de » Altın Bulmaca 14. sayfada
Haklarımız için 19 Mart’ta sandığa 6
9
2
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Altın Şifre:
I SUDOKU /
ZOR
ORTA I SUDOKU /
KOLAY I SUDOKU /
2 BASAMAKLI 52 44 49 50 16 37 41 43 94 76 89 90 58 61 68 75 3 BASAMAKLI 249 256 311 123 181 198 435 485 577 381 412 423 749 753 606 628 662 831 860 988 4 BASAMAKLI 4130 3580 3877 1046 2661 5937 5455 5610 4240 4426 6469 6637 6007 6157 7767 8617 6679 7404 5 BASAMAKLI 35473 53141 13133 35341 76044 76344 65671 67367 89368 89934 85687 83326 93205 6 BASAMAKLI 269500 173302 235938 572383 357001 476663 940156 606679 621360 961330 7 BASAMAKLI 2716048 2173904 2306648 6718367 6071643 6215517 7656261 8536235
ÇÖZ, sen de KAZAN
1. sayımızın talihlisi: Mutlu İrsik
MANŞET 19 MART’TA YAPILACAK YEREL SEÇİMLER ÖNCESİ ADAYLARIN NABZINI TUTTU
SEVİLEN SANATÇI SEVCAN ORHAN:
Avrupai bir gazete olmuş, çok beğendim
Seçmenlerin, seçileceklerin, toplum kanaat önderlerinin görüşleriyle birleştirdiğimiz seçim araştırmalarını, 19 Mart yerel seçimleri öncesi masaya yatırdık. Biz sorduk onlar cevapladı. Adaylar da nasıl bir Hollanda’da yaşayacağımızı, vaatlerini, gelecek planlarını anlattılar. TOGAN ORAL: Genel ve yerel seçimlerde oy kullanmayanların, o seçimler neticesinde belirlenen politikalardan ve alınan kararlardan şikayetçi olmaya hakkı olamaz. SELÇUK ÖZTÜRK: Oy verme oranımızı yükseltirsek, bulundukları şehirde 1’nci sırayı alacak partiyi belirleyebilirler.
GRAND Türkü organizasyonununda sahne alan Sevcan Orhan, geceye katılan yaklaşık 500 kişiye özel sesiyle güzel anlar yaşattı. Coşkulu ve eğlenceli geçen gecede hemen hemen herkes pistten inmedi. Halayların çekildiği, oyun havalarının oynandığı gecede misafir olan Kleurrijk dans okulu öğrencileri ve eğitmenlerinin yaptığı şovlar izleyicileri büyüledi. Sevcan Orhan’dan önce sahneyi alan, Grup Harman, Onur Kaletaş ve Davul Zurna ekipleri de misafirleri hem dinlendirdi hem de eğlendirdi. Program öncesinde kuliste ziyaret ettiğimiz ve Manşet Life Yönetmeni Nilgün Şahin tarafından ilk sayısı gösterilen Manşet’i çok beğendiğini dile getiren Sevcan Orhan, “Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Avrupai bir gazete olmuş” dedi.
TURGUT TORUNOĞULLARI:
Hamza’dan Manşet’e özel açıklamalar AVRUPA’DA gençlerle ilgi-
lenen TFF’ye bağlı antrönerlerimiz var. Belli standartlar olması gerekiyor. Eğitim, aile alt yapısı, sosyal hayatı, becerisi ve profesyonel bir alt yapısı olması önemli. » Serap Torremans’ın özel haberi 16. sayfada
Rotterdam Türk oyları tam anlamıyla kullanılsa, Başkonsolosu hükümeti değiştirebilecek bir güç bile Togan Oral oluşturabiliriz. ARİF YAKIŞIR: Nasıl ki oy verirken program sözü veriyorlar, seçim sonrası da vaadlerini yapma zorunluluklarının olduğunu söylemeliyiz. ALİ İHSAN ÜNAL: Kapasite, kalite veya menfaaat. HAMİT KARAKUŞ: Bize göre öyle bir düşüş söz konusu değil. OSMAN ELMACI: Siyaset ‘evet’ ve ‘hayır’ cevapları arasında yüzlerce seçenek sunabilmenin ifade edilebileceği bir sanat dalıdır. MUSTAFA AYRANCI: “Bahsini ettiğimiz partilere verilen öyle konu edilecek bir oy oranı yok.” VEYİS GÜNGÖR: Siyasi katılım sadece oy kullanmaktan ibaret değildir. HİKMET GÜRCÜOĞLU: Siyaset anlayış ve yaşayış tarzımız, Hollanda toplumu ile tam örtüşmüyor. NAFİS KOÇAK: İçimde olanların hepsini söyler, itirazlarımı bildirir, gerekli yerlere basın ya da parti içerisinde açıklamalarımı yapar ve istifayı basarım. SELAMİ COŞKUN: Yeni nesil için entegrasyondan öte katılım ve kabullenme politikası uygulanması lazım.
Hollanda’da seçime katılacak Türk kökenli adaylarımız MANŞET SEÇİM DOSYASI için açıklamalarda bulundular. Ortak kanaat seçme hakkı olanların mutlaka sandığa gitmeleri ve oy kullanmaları yönünde oldu. Adaylarımız, “Demokratik hakkımızı mutlaka kullanıp, biz de söz sahibi olmalıyız” dediler.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun...
Herkes burada. www.sonhaber.nl
» Seçimlerle ilgili ayrıntılı haberler ve Seçim Özel Dosyası 2, 3, 4 ve 5. sayfalarda
YAVUZ NUFER • 3
M. ALİ TAŞDEMİR • 12
ZEKİ ŞAHİN • 6
Çekiniyorlar, takipteler
Kültür bir çiçektir
Gazoz ağacı değiliz
Aboneliğe yeni bir anlayış getiriyoruz Adresinizi yollayın, Avrupa’nın en genç ve en kaliteli Türkçe gazetesi Manşet kapınıza gelsin. Üstelik BEDAVA. E-Mail: manset@sonmedia.nl
www.sonhaber.nl
2 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
Tek kişi ne derece faydalı olabilir ki?
HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı seçimlere ilişkin şunları söyledi: “Var olan siyasi partiler içerisinde yer alınması gerekiyor. Kişilerin azınlık olgusunu baz alarak yapılan siyaseti tasvip etmiyoruz. Siyasi programlarının dahi olmadığını düşünürsek bu çalışmaların gereksiz olduğunu ve illede siyaset yapmak isteyen birilerinin var olan partiler
Bence
KAMİL KOPUZ
Seçim, seçmen ve adaylar
HOLLANDA Türk Toplumu olarak yaşadığımız Hollanda’da saygın yerimizi ve geleceğimizi garanti altına almak istiyorsak bir bütün olarak toplumsal katılım öğeleri olan, işverenlerimizle, akademisyenlerimizle, sanatçılarımızla, esnafımızla, STK’ımızla, (Sivil Toplum Kuruluşları) siyasetçilerimizle, yazılı ve görsel basınımızla beraber yaşadığımız Hollanda toplumu içinde var olmalıyız. Demokrasi rejimlerinin olmazsa olmazı olan seçimlerde seçmen olarak demokratik hakkımızı kullanmak için 19 Mart 2014 belediye seçimlerinde mutlaka sandığa giderek bizlere 4 yıl boyunca hizmet vermeye aday olan adayları belirlemek için oy kullanmalıyız. Yerel yönetimlerde 4 yıl boyunca hizmet verecek kadroları belirlemek için bizleri en iyi anlayacak olan, siyaseti meslek olarak değil de ait olduğu topluma karşı bir şeyler vermenin sorumluluğu amacıyla aday olanları oylarımızla destekleyelim. Ne kadar Türk vatandaşı adaylarımızı yerel yönetimlerde söz alma yetkisi almayı sağlayabilirsek Hollanda Türk Toplumu olarak toplumsal kalitemiz o kadar yükselecektir. Bizler seçmen olarak oylarımızı kullanarak vatandaşlık görevlerimizi yerine getirelim ve adaylarımıza sorumluluk yükleyelim.
Bizlerin oyları ile seçilen adaylarımız görevlerini yerine getirirken, bizlerden aldıkları bu sorumlulukla görevlerini en güzel şekilde yerine getireceklerine olan inancım tamdır. Yaşadığımız Hollanda toplumu içinde sorunlarımızın çözüm yeri Hollanda kamu kurumlarıdır. Burada yaşıyorsak, çalışıp veya ticaret yapıp vergi ödüyorsak o zaman sorunlarımızın çözülmesi içinde ilk başvuru yapacağımız makamlarda Hollanda kamu kurum ve kuruluşları olmalıdır. O zaman bu kurumlarda bizlerde var olmalıyız. Var olmak içinde aday adaylarımızı oylarımızla buralara getirmeliyiz. 19 Mart 2014 belediye seçimleri bizlerin yaşamlarında gelecek 4 yıl içinde alacağımız hizmetler, Hollanda toplumu içindeki yerimiz açısından önem arz etmektedir. Asla ve asla demokratik bir hak olan oy kullanma, seçme ve seçilme hakkımızı başkalarının ipoteği altına koymayalım. Eğer bizler oylarımız kullanmayarak bu hakkımızı başkalarına verirsek o zaman bizler için alınacak olan kararlar karşısında itiraz hakkımızı da yitirmiş oluruz.
Hollanda yerel yönetimlerinde ne kadar fazla sayıda sandalyemiz olursa; ‘’Yerel Yönetimlerde’’ o kadar fazla söz hakkı elde etmiş oluruz. Alınacak bütün siyasi kararlarda toplumsal güç olarak bir potansiyel elde edeceğimizden geleceğimizi garanti altına almış oluruz. Kullanacağımız her oy bizim toplumsal gücümüze güç katacaktır. Kullanacağımız her bir oy, yarın bize bir söz hakkı olarak geri dönecektir. Unutmayalım! Oyumuzu kullanalım, kullanmayanları uyaralım!
Bütün adaylarımıza başarılar dilerken, size verilen toplumsal yetkiyi kullanırken Türk toplumunun varlığını hep arkanızda hissetmenizi talep ediyoruz. Kendi çıkarlarınız için değil, toplumun çıkarlarını göz önünde bulundurunuz! LÜTFEN!!!!!
www.sonfm.nl
YEREL seçimlere yaklaşık iki hafta kaldı. 19 Mart günü yapılacak yerel yönetim seçimleri öncesi alınan kamuoyu anket sonuçlarında geçtiğimiz haftaya göre bir değişiklik yaşanmadı. Hollanda’da yapılan dört büyük anket sonuçlarının değerlendirildiği Peilingwijzer sitesinde yer alan sonuçların iki hafta sonra yapılacak seçimlerde de aynı çıkıp çıkmayacağı net olmasa da, PVV’nin diğer partilere olan üstünlüğü yinede dikkat çekmeye devam ediyor.
“Biraz fazla Türk” olmamız beğenilmedi
CDA ESKİ MİLLETVEKİLİ ADAYI OSMAN ELMACI 2006 YILINDA MECLİS DIŞINDA KALMASINI ANLATTI
kkopuz@sonmedia.nl
Türkçe müziğin adresi...
içerisinde yer alıp, yapmak istedikleri çalışmaları daha rahat yapacaklarını düşünüyoruz. Ben bu oy bölünmesinin olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bu bahsini ettiğimiz partilere verilen öyle konu edilecek bir oy oranı yok. Hadi diyelim bir milletvekili çıkardılar. O tek kişi ne derece de faydalı olabilir? Bunları da sorgulamamız gerekiyor.”
PVV önde gidiyor
Elmacı, 2006 yılında 3 Türk kökenli adayımıza yönelik yapılan “liste dışı bırakma diktesiyle” başlayan siyasi partilere olan güvensizlik boyutuyla ortaya çıkan “lobi eksikliğimizi” ve o yıl yaşananları anlattı. 2006 yılında yaşanılan olayların perde arkası tam olarak neydi? Ve neden hala parti üyesisiniz? 2006 yılında Hollanda’nın köklü 2 büyük partisinden 3 Türk kökenli aday “Ermeni Meselesinden” dolayı liste dışı bırakılmıştı. Şahsımında içinde bulunduğu bir süreçti bu. 2004 yılında 13 bin 750 tercihli oy almış bir kardeşiniz olarak 2006 yılında yapılacak seçimlerde tekrar tercihli oylarla seçilmem büyük ihtimaldi. Halka yakın halk ile iç içe olmayı siyaseti de halk için yapmayı kendine prensip etmiş biri olarak, kanımca ‘’biraz fazla Türk’’ bu tavrımız birilerinin hoşuna gitmedi o dönem. Siyasi takvimimde Hollanda’da işsizliğe çözüm arama, ekonomik refahı yükseltme ve ayrımcılıklarla mücadele etmeyi halka
anlatırken bir gece ansızın “Ermeni Meselesi’’ Hollanda gündemini oluşturdu ve 6 gün kadar sürdü. Bu arada ben CDA partisiyle tam 14 saat masada bu konuyu irdeledik. Konuya dönemin adalet bakanı Hirch Ballin ve başbakan Balkenende bile dahil oldular. Hepsi de konun çözülmesi taraftarıydı. Ancak, parti tabanına bunun boş mesaj olarak verilmesi gerekiyordu! Devamında CDA yönetimi “Ermeni Meselesi’’ ile kalıcı fikir ayrılığından dolayı beni liste dışı bıraktığını deklare etti. Ancak aynı zamanda Avrupa’nın en önemli ülkesi olan Hollanda’nın fikir özgürlüğünün siyasette nasıl uygulandığını da dünyaya deklare ediyordu. Konu o dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı, Dışişleri bakanı ve Başbakan’ın bu konu ile açıklamaları da olmuştu.
Konu Hollanda’da Türkler arasında infial yaratmıştı. Türk kökenli üniversite öğrencileri parti genel merkezlerinin önünde parti yönetimlerine “yalan söylediğinde burnu uzayan Pinokyo hediye ederek” en güzel mesajlarını vermişlerdi. Onları buradan tekrar kutluyorum. Türkler’in büyük bir bölümü hiç hesapta yokken D66 partisinin milletvekili adayını “düşüncesinde serbest bırakıldığı için” desteklemekte karar aldılar. 200 bin oy beklenirken D66’ya verilen oy sayısı 35 bin, diğer partilerdeki Türklere verilen oylar ise yaklaşık 50 bin civarında kaldı. Diğer bir deyişle o günlerde 150.000 oy çöpe gitmişti! Bu oylar etkin olarak kullanılmış olsaydı eğer en az ‘’13 milletvekili’’ Türklerin oylarıyla çıkabilirdi. Ama maalesef bu olamadı!.
VEYİS GÜNGÖR (TÜRKEVİ BAŞKANI)
Kararlar devrim niteliğindedir devleti kısa bir süre önce “refah devletinden katılımcı topluma geçiş” sloganıyla yeni bir dönem başlattı. Bu yeni dönemde pek çok yönetim sorumluluğu yerel yönetimlere devrederek adeta bir devrim sürecini başlatmıştır. Bu süreç, yani ulusal yönetimin bazı işlevlerini yerel yönetimlere devretmesi ve devamında vatandaşa sorumluluk yüklemesi süreci, sistemin/demokrasinin dönüm noktasıdır. Örneğin ulusal devetin, “iş, bakım ve gençlik” konularını belediyelere devretmesi, yerel yönetimlerin önemini arttırırken, belediyeleri yerellik ve küresellik arasında git-gel yapmalarını beraberinde getirmektedir. Diğer taraftan, ulusal devlet bir takım görevlerini Avrupa Birliği'ne, bir takım görevlerini de belediyelere vererek kendisinin daha çok “yargı ve güvenlik” meseleleriyle ilgilenmesine yöneliyor. Bu değişim, belediyelere yeni görevlerin ve hizmet alanlarının oluşturulmasını beraberinde getirmektedir. Yerel yönetimlerin bütün bu yeni işleri yapabilecek kapasite, alt yapı, kadroya sahip olup olmadıkları tartışılırken, yerel yönetimlerin alanlarında uzman sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmaları ve gerekirse hizmet satın almaları da kaçınılmazdır. İşte Hollanda, geride bıraktığımız yıllar içinde yapılan seçimlerden farklı olarak, yukarıdaki gelişmeler doğrultusunda 19 Mart’ta belediye seçimlerine gidiyor. Yerel seçimler, içinde yaşadığımız ülke açısından önemlidir. Çünkü Hollanda’nın “refah devletinden katılımcı topluma” geçiş sürecinin ilk seçimleridir. Hollanda Türk toplumu yerel seçimlerde 28 yıllık bir tecrübeye sahiptir.
HOLLANDA
manset@sonmedia.nl
Künye Uitgever | Sahibi: Genel Yayın Yönetmeni: ManşetLife Yönetmeni:
Stichting Son Media Groep Zeliha Aşıran Nilgün Şahin
Reklam: Telefon: Ontwerp | Tasarım:
Röportaj: Dosya Editörü: Haber Editörü: Ekonomi Haberleri: Yaşam Haberleri: Spor Editörü: Araştırma, hazırlık:
Yavuz Nufel Yusuf Öztürk Aslı Onuş Kerem Öztürk Ömer Ümit Serap Torremans Pelin Aslan, Sedef Yalçın
Dağıtım: Telefon: İletişim:
marketing@sonmedia.nl +31 (0) 10 229 17 76
Dinleyin, hayatınıza renk katın...
Etiket Media / Germany info@etiketmedia.de Mustafa Akbulut +31 (0) 6 19 92 54 59 Linschotenstraat 32, 3044 AW Rotterdam / Netherlands manset@sonmedia.nl
7 Mart 2014
Gocundurucu
YAVUZ NUFEL
ynufel@sonmedia.nl
“Kiliseye gitmedim ama camiye geldim”
CDA Genel Başkanı Ruth Peetoom ve Rotterdam Anakent Belediyesi Eğitimden Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı CDA’lı Hugo de Jonge; Rotterdam Mevlana Camii’nde Türk seçmenlere seslendiler. 19 Mart Yerel seçimlerinde Rotterdam Anakent ve İlçe belediyelerine Türk kökenli adaylardan Turan Yazır Anakanet 4. Sıradan Aday Turan Yazır, 16. Sıradan aday Mehmet Evsen ve Feyenoord ilçesine 1. Sıradan Nafis Koçak’ın hazır bulunduğu toplantıyı AP adayı Alaattin Erdal yönetti. UMARIM PAPAZ BENİ AFFEDER CDA Genel Başkanı Ruth Peetoom, yaklaşık 100 kişiden oluşan cami cemaatine hitaben yaptığı konuşmada CDA hakkında bilgi verdiği konuşmasında, “Pazar günü buraya geldiğiniz için teşekkür ederim. CDA adalet, dayanışma, saygı gibi prensiplerden yola çıkarak siyaset yapan bir partidir. Dil, din, ırk gözetmeksizin her insanı kucaklayan insanlar hangi inançtan olursa olsunlar engelsiz bir şekilde inançlarının gereğini yapabilmeleri konusunda asla taviz vermiyoruz” dedi. Rotterdam Anakent Belediyesi Eğitimden sorumlu Belediye Başkan yardımcısı Hugo de Jonge ise konuşmasına esprili bir şekilde başlayarak, normalde pazar günleri kiliseye gittiğini fakat bu kez camiye geldiğini söyleyerek, “ Umarım papaz beni anlar ve affeder” dedi. EĞİTİME YATIRIM YAPMAYA DEVAM Yıllarca öğretmen ve müdür yardımcılığı yaptığını vurgulayan Hugo de Jonge, özellikle eğitimin önemine değindiği konuşmasında, “Güçlü bir eğitim için eğitime yatırım yapmak zorundayız. Biz belediye olarak geçtiğimiz 4 yılda çok yatırım yaptık ve önümüzdeki yıllarda da bunu devam ettirmek zorundayız. Bizim felsefemiz düşüncemiz, güçlü, yaşanabilir bir Rotterdam için birlikte hareket etmek. Bu yüzden Turan Yazır, Mehmet Evsen Nafis Koçak ile bugün buradayız” dedi.
Haber ve Reklam Gazetesi
www.sonfm.nl
Avrupa’nın en iyi Türkçe gazetesi Manşet, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. 8.000 adet basılıp dağıtılmıştır.
Hugo de Jonge
3
YAZILI basın can çekişirken nerden çıktı bu Manşet?.. Çıktı çünkü, piyasada bir boşluk vardı. Türkiye kökenli, Frankfurt yapraklı gazeteler 40 yıldır Avrupalı Türklerin gözü- kulağı, sesi- soluğu olamadığı bilinen bir gerçekti. Dernek haberciliğinden ileri gitmeyen günlük gazetelerin Avrupa baskıları, gelişen teknolojinin de tetiklemesi ile beklenenden daha hızlı eridi, yok oldu. Rakamsal olarak ikibinli yılların başına kadar Hürriyet, Milliyet, Sabah, Türkiye ve diğer gazetelerin günlük tirajı 200 bin civarındayken bugün bu rakam 10 binler civarında... Zaten yetişmiş elamanı olmayan, ağzı laf yapan ama eli kalem tutmaktan aciz muhabirlerin Avrupa’da cirit atması, gazetelere ve gazeteciliğe olan saygıyı ve inancı çoktan yitirmişti. Oysa, mesleğe başladığımız yıllarda “Gazetelerin yazması” kanun hükmünde kararnamelerden daha etkili ve kuvvetliydi.
Çekiniyorlar, takipteler...
Türkiye’de belirli kurumların, şirketlerin, partilerin tellalığını yapan basın için tarafsız demek ne yazık ki mümkün değil. Aynı durumun Türkiye kökenli gazetelere farklı bir şekilde sirayet ettiği malum. Avrupa’da tarafsız Türk basını bulmak mümkün olmadığı gibi, bazı gerçekleri yazmaktan aciz, aman kimse kırılmasın üzülmesin diye görmezden gelinen olaylar yazılmayınca küçülen dünyada gazetelere olan ilgi, silgiye döndü ve gerçek gazete okuyucuları bile gazeteleri sildi. Birinin başarısı anlatılmışsa gazetelerde mutlaka arkasında yayın kurumunun bir çıkarı söz konudur düşüncesi hakim olan vatandaşlar, haliyle gazetelerin yönlendirmesine de müsait yerleri ile gülerek hadi “canım sende” diyorlar. Manşet’in doldurmak istediği boşluk budur! İlk sayımızdaki yazıma “Manşet yazdıysa doğrudur” diyerek başladım. Hollanda basını, Hollanda Türk medyasını hep görmezden geldi, hatta üvey evlat yerine bile koymadı. Doğru söylemek gerekirse haklılar (dı)... Ama artık devir değişti, siyasi partilerdeki
adaylarımız artık kara kaşı kara gözü için listelere konulmuyor... Türk kökenli adaylar eskiden olduğu gibi emme-basma tulumba gibi başlarını yukarı aşağı sallamayan, eğitimli, Hollanda’yı ve sorunlarını bilen, çözüm üreten genç ve dinamik insanlar.. Bir Seyit Yeyden adı dünyaca bilinen bir ilçeye belediye başkanı olabiliyor... Bir Hamit Karakuş dünya şehri Rotterdam’a Belediye Başkan Yardımcısı olabiliyor. Meclisteki vekillerimiz sus pus değil. Selçuk Öztürk ekonomik çözümler üretirken Tunahan Kuzu her oturumda ayağa kalkmasını biliyor. Rakiplerine 4x4 rakipler yani...
Geçtiğimiz günlerde Seyit Yeyden ile Son Haber’de yapılan söyleşiyi didik didik eden Hollanda Medyası, bir kelimeden yola çıkarak günlerce yayın yapmadı mı? Yine Hollanda Medyası, Hamit Karakuş’un 19 Mart yerel seçimleri için yaptığı toplantıları güya gizli bir şey yapıyormuşcasına gizli kameralarla çektirip, yayınlarına taşıyorsa durum şudur: Ciddiye alıyorlar, gerçek olarak rakip görüyorlar ve çekiniyorlar.. Olması gereken de bu zaten...
“Sarayda Siyaset”
Yaptırım gücü açısından Amerikalılar hala medyayı “İkinci tanrı” (Media the second God) olarak nitelerken, bizde ise durum çok farklı.
HTİKDF’NİN DÜZENLEDİĞİ KAHVALTIDA ADAYLAR SİMİT SARAYI’NDA BULUŞTULAR
19 Mart yerel seçimleri yaklaşırken tanıtım kampanyaları da hız kazandı. Arif Yakışır’ın Başkanlığını yaptığı ve Hollanda’da 150’ye yakın camii derneğinin bağlı olduğu Hollanda-Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTİKDF) tarafından düzenlenen kahvaltıda sandığa çağrı yapıldı.
HİÇ bir parti ayırımı yapılmadan tüm adayların davet edildiği toplantıda çeşitli partilerin Türk kökenli adayları birlik, beraberlik ve dostluk çerçevesinde saygılı bir şekilde sandığa çağırı yaptılar. Arif Yakışır adaylara ve davetlilere hitaben, “19 Mart’a kadar bu toplantıları Den Haag ve Amsterdam’da da yapacağız. Amacımız hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadan adaylarımızı tanıtmak ve vatandaşlarımızın oy vermesi için seçimlerin önemini anlatmak” dedi.
2 OY HAKKINIZ VAR CDA’lı Türk kökenli adaylardan Turan Yazır da, “15 yıllık tecrübemle anakentte işsizlik, eğitim konularında sizlerle yan yana hizmet etmek istiyorum” derken, Nafis Koçak ise, “Hollanda doğumluyum ve 7 yaşımdan beri Feyenoordluyum. 19 Mart’ta 2 oy hakkınız var, birisi bölge komisyonlarına yani eski tabirle ilçeler için, diğeri de anakent için. Lütfen sandığa gidin ve çevrenizdekileri gitmeleri için uyarın” diyerek destek istedi.
ADAYLAR OY İSTEDİ PvdA’dan Rotterdam Anakent Belediye Başkan Yardımcısı Hamit Karakuş, Milletvekili Tunahan Kuzu, AP adayı Adnan Tekin (PvdA Amsterdam) AP adayı Alaattin Erdal (CDA), AP adayı Ali Osman Biçen (D66), CDA Rotterdam anakent 4. Sıradan adayı Turan Yazır ile 16. sırdan Mehmet Evsen, Feyenoord eski Belediye başkanı Seyit Yeyden, (Feyenoord 5. Sıradan aday) Bölge belediyelerinden Oktay Ünlü, Deniz Çatıkkaş, Zeynep Karataş, Ahmet Yıldırım, Necat Kaya, Mesut Dişli ayrıca yeni kurulan NİDA partisinden Mustafa Doğan, Rabia Orhan, Hülya Bozan ile birlikte Hollanda Sivaslılar Derneği Başkanı İbrahim Çitil, vatandaşlar ve gazeteciler katıldılar.
Herkes burada. www.sonhaber.nl
SİMİT EŞLİĞİNDE SİYASET Tüm katılımcılar ve siyasilerin ortak çağırısı, 19 Mart yerel seçimlerinde mutlaka sandığa gidilmeli ve gidemeyenlerin de vekaletle oy kullanabildikleri oldu. Ayrıca vatandaşlara iki seçim kartı geldiğini birisi bölge komisyonları için diğeri ise Rotterdam Anakent seçimleri için olduğu vurgulandı. Adayların kısa kısa kendilerini tanıtmasından sonra simit eşliğinde başlayan kahvaltı, yerini gündemdeki konuları değerlendirmek fikir teyakkisinde bulunmaya bıraktı. 19 Mart yerel seçimleri tanıtım kampanyalarının ve basın toplantılarının merkezi haline gelen Rotterdam Beijerlaanselaan Simit Sarayı, Usta Gazeteci Yavuz Nufel tarafından “Siyaset Sarayı” olarak sıfatlandırıldı.
www.sonhaber.nl
4 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
Bahane aramayın, oyunuzu kullanın! VAR olan bahaneler…
Hastayım, Yaşlıyım! Bir kişi iki kişinin velayetini alıp oy kullanabiliyor! Anne ve babalarınızın sağlık durumunu, yaşlılık durumunu gözeterek, onların verdiği vekalet ve pasaport eşliğinde 3 oy kullanma hakkınız
var! Çalışıyorum sandığa gidemem! Sabah saat 07.00 akşam 21.00 arası oy kullanma vaktiniz var. İş saati haricinde zamanınız var! O tarihlerde burada değilim! Vekalet yoluyla oyunuzu aile-
nizden yada arkadaşınızdan birine kullandırabilirsiniz! Toplum bilinci için, çocuklarımızın gelecekte ki hakları için ‘’LÜTFEN’’ herkes sandığa. Kime oy verirseniz verin! Önemli olan oy verdiğiniz kişinin kim olduğu değil, neler yapabileceğine
inanarak desteklemeniz! Dosya içeriğimizin 21 Mart’ta çıkacak sonuçlara göre ‘’Seçim sonrası’’ içeriğinde seçilen adaylarımızın görüşlerini alıp, tarihe tanıklık ederek programda verdikleri sözleri yazacağız! Ve bize düşen görevi yani
soru sorma hakkımızı konular açıldıkça sizler aracılığıyla soracağız! Biz bize düşen görevin bilincinde “UYANIYORUZ” başlığı altında, görevlerimize başlıyoruz!
Sorunlarımızı çözün diye ‘oy’ veriyoruz Siz de hazır mısınız?
Dosya
MANŞET HOLLANDA’NIN GÜNDEMİNİ TUTUYOR. EN SICAK KONU SEÇİMLER
Neden oy kullanmalıyız?
‘ ‘
HOLLANDA genelinde yaklaşık 420.000 nüfusumuz bulunmakta. Gerek işveren gerekse çalışan olarak, Hollanda ekonomisine verdiğimiz katkı gözler önünde. Siyaset ve lobicilik içerisinde bahsini ettiğimiz alanlardan çok çok uzaktayız. Yabancı politikasından ziyade bir de içte parçalanmalarımız var. Cemiyetler, cemaatler, görüşler vs. gibi. Bütün oluşturulması gereken durumlardan birisi de haklarımızın aranması arenasında siyasi hükümlülüğümüz. Bu hükmü gereği kadar kullanamadığımız için oluşturulan “plafontların” ötesine gidemiyoruz. Bunun sebeplerini dışarıda aramadan önce kendi alt yapımızı iyi oluşturmamız gerekiyor. Burada öncelikle iş gören kurumların başında biz medya mensupları, devamında siyasiler, bürokratlar, sivil toplum örgütleri ve tümünü kapsayan bireylerin üzerine düşen görevler var. Bu görevlerden en önemlisi “oy kullanmaktır”. Bu demokratik hakkımızı kullanarak sorumluluğumuzun ilkini yerine getirip, diğer oluşumları da yapmak zorundayız. Kendimizin ve gelecek nesillerimizin sorunsuz bir hayat yaşamak hakkı olduğunu unutmadan hareket etmemiz gerekiyor. İşte “Neden oy kullanmalıyız” sorusuna Arif Yakışır ve Ali İhsan Ünal’ın cevapları:
ARİF YAKIŞIR (MO BAŞKANI)
Hak sahibi olmak için sandığa gidelim ÖNÜMÜZDEKİ se-
çimleri baz aldığımız da 1986 yılında Hollanda’da yaşayan yabancılara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Yerel seçimlerin farklı önemli unsurları var. Yaşadığımız belediyenin yaptırımlarında hak sahibi olabiliyoruz. Ve sorunlarımızı bire bir anlatabileceğimiz platforma adaylarımızı getirmeliyiz. Sadece getirmekle yetinmeyip bir kaç ay sonra yaptırımları takip edip, sıkıntıları çözüp çözmediklerini sorgulamalıyız. Nasıl ki oy verirken program sözü veriyorlar, seçim sonrası da vaadlerini yapma zorunluluklarının olduğunu söylemeliyiz. Yani kısacası, hakkımız olan bu seçme ve seçilme durumumuzu, bilinçli bir şekilde sandıklara giderek kullanmalıyız.
ALİ İHSAN ÜNAL (ESKİ SİYASETÇİ)
3-5 kuruş için siyasete giriyorlar
KAPASİTE, kalite veya menfaat. Bu giriş cümlesi aslında konuyu özetliyor. Seçilecek kişinin kalitesine, kapatisesine bakılmalı ve menfaat içerecek bir durumunun olup olmadığı gözetlenmeli. Yalakalık yapan ve menfaat için uğraşanları soyutlamak gerekli. Maalesef 3-5 kuruş için siyasete girenler var. Bunlar topluma her zaman zarar vermiştir ve vermeye devam edecektir. Toplumumuzun ben şu görüşteyim sen bu görüştesin deme hakkı yoktur. Bu hakların elinde olduğu demokratik oy kullanma hakkı vardır ve kullanmalıdır.
Bu sayımızdan itibaren Hollanda gündemi içerisinde gerekli olan konuları masaya yatırmaya başlıyoruz. Seçimler arefesinde çıkacak olan bu sayımız ve seçimlerden sonra çıkacak olan 3’ncü sayımızla siyaset, seçimler ve tüm bunların ekseni etrafında bulunan, bugüne kadar dile getirilmeyen konuları da ekleyerek sizlere sunacağız.
KONULARIMIZIN hiç bir çekingenliğe uğramadan, dürüst ve korkusuz bir şekilde yazılacağını şimdiden garanti ediyoruz. Kimsenin kalemi olmadan toplumun kalemi olacağız. Çıkacağımız yol engebeli, bir o kadar taşlı ve çetrefilli. Bunların bilincinde her türlü harcımızı, yedek lastiğimizi, sağlık çantamızı ve en önemlisi kadromuzu yükledik ve yola çıktık. Dosya içeriğinde işlediğimiz konuları yaptığımız anket içerisinde öne çıkan konular ve medyamızın belirlediği bazı anektodlarla birleştirerek belirledik. Bu belirlemeleri yine toplumun tanıdığı kişilere de sorarak görüşlerini ekledik. Keyifli, bir o kadar da sorunları eşeleyen konularımızı dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz.
Türk adaylar siyaset yemi mi? AVRUPA’YA göçün 50’nci Eğitim düzeyimizin son yılını doldurduğumuz budönemlerde arttığını, HollanYORUM da siyasetinini de incelemeye günlerde geçmişten bugüne Hollanda siyasetinde neler yabaşladığımızı görüyoruz. Önpabildik konusunu biraz aydınlaceki dönemlerde sıkça sorun hatarak sorumuzun cevaplarını araştırlinde gözüken Hollandaca’ya iyi hamaya başlıyoruz. kim olmama durumu yeni adaylarda Hollanda siyasi yapısı gereği parti- nadir rastlanıyor. Fakat, aktif siyalerin tüzüklerini araştıran ve önemse- set’te bulunan çoğu meclis üyelerinin yen vatandaşlarımızın da olduğunu Hollandacalarının yeterli seviyede olbiliyoruz. Haricinde diğer vatandaşla- madığını da net olarak biliyoruz. Burımızın büyük bir çoğunluğu aday nun için adayların iyi incelenmesini, olan kişiye oy veriyor! Peki Türk köoy verecek seçmenlerin bunlara da kenli adaylara verilen oyların sebebi dikkat etmesi gerektiğini düşünüyone? Eğer bu açıdan aynaya bakarsak ruz. Oluşan kanaatlerden biri de sedaha net göreceğimizi umuyoruz. çimlerde Türk Adaylar ‘siyaset yemi’ Türk kökenli adayları neden des- olarak mı kullanılıyor? tekliyoruz? Bunun cevapları kişilere Ve Türk adayların yeterince eğitigöre değişebilir. Ama en önemli ceva- mi olmaması, yeterli şekilde sorunları bı ise şu: Desteklediğimiz adaylar bilmemesi,siyaseti iyi tanıyamaması görevlerine geldikten sonra bizim ve seslerinin çıkmaması. sorunlarımızı dile getirsinler ve çöİşte yaptığımız kamuoyu yoklazüm bulmaya çalışsınlar diye oy vemasında ve var olan verilerle dosyariliyor! mıza başlıyoruz.
MİNİ
SELÇUK ÖZTÜRK (PVDA)
Türk oylarını 1. partiyi belirleyecek güçte Siyasi partiler Türk adaylarını yem olarak mı kullanıyor? Yani sırf Türk tabanı oylarını almak için Türk aday mı belirliyorlar? Siyasi partilerin Türk kökenli adayları yem olarak kullanmak istediklerini düşünmüyorum. Yalnız, geçmişte bazı istisnai durumlar olmuş olabilir. Türk kökenlilerinde siyasi katılımlarını, o kesimlerden gelen sinyalleri de parti içinde ve mecliste gündeme getirmeleri bu sayede sağlanmış oluyor. Türk adayların eğitim durumları, siyaseti tanıyamayışı ve Hollandaca eksiklikleri yapmak istediklerini yaptıramıyor! Buna ne denli katılıyorsunuz? Türk kökenli adaylara bu seçimi baz alarak baktığımız da, eğitim seviyeleri çok yüksek ve Hollandacaları çok iyi seviyede. Ayrıca, siyasi tecrübesi olan çok aday var. Geçmişte bunlar daha azdı. Bunu bir süreç olarak kabul etmek lazım. Siyasi yaptırım bazında yabancı kökenliler üzerinde Hollanda’da esen sert rüzgarı unutmamak lazım. Bildiğiniz gibi 4 büyük şehirde (Amsterdam, Rotterdam, Denhaag ve Utrecht) yabancı kökenlilerin oranı çok yüksek. Bazı şehirlerde bu oran %50’lilere varıyor. Bunların içerisinde de Türk kökenlilerin oranı çok yüksek! Türk kökenlilerin seçime katılım oranları %35 civarında! “Bu oran % 8090’lara çıkarıldığı takdirde, bulundukları şehirde 1’nci sırayı alacak partiyi belirleyebilirler.’’ O yüzden oy kullanmanın önemini unutmamak gerekir.
Manşet Toplum Sayacı BU sayımızdan itibaren başlatacağımız başka bir konu ise toplumumuzun nabzını ölçecek, sorunları algılayacak ve çözümleri için yapılabileceklerle alakalı olarak bir toplum sayacı uygulamasına başlıyoruz. Peki, nedir bu? Reyting ölçen cihazları düşünürsek, toplum içerisinde yer alan öğrenciler, genç girişimciler, esnaf, işçi, ev hanımı, işverenler, akademisyenler, siyasetçiler ve işsiz durumda bulunan kişilerden yaş ve gelir ortalamalarınında baz aldığı bir havuz kurduk. Bizler sizin yerinize soracağız onlarda cevap verecek. Her sayımızda işlediğimiz dosya içerilerinde bu toplum sayacı olan kişilerle nabız ölçmeye başlıyoruz.
TURGUT TORUNOĞULLARI (DEİK BAŞKANI)
Kişi ya da parti değil, önemli olan sandığa gidip oy kullanmak Seçmenler partilere mi yoksa kişilere mi oy veriyor. Bu sorunun genel kanaati kişiler! Çünkü, toplum yapımız gereği Hollanda siyasetini bilmiyoruz maalesef. Bilmediğimiz içinde, aday olan tanıdığımız kişilere ya da oy pusulasındaki Türk isimlere oy veriyoruz.
Türk seçmenin partilere göre mi yoksa adaylara göre mi oy vermesi gerekiyor? Sizin görüşünüz nedir? Aslında her ikisini bir düşünebiliriz. Kendi siyasi görüşlerine uygun olan parti ve o parti içerisinde ki destekledikleri Türk adayla ikisini birleştirebilirler. Önemli olan gidip oy kullanmaları. Genel kanaate göre Türk adayların partilerin bizlere yönlendirildiği bir yem olgusu var yani oylarımızdan faydalanma! Buna sizin yo-
rumunuz ne olur? Bu siyasetin olmazsa olmazı. Farklı bakış açısıyla baktığımızda Türk oyları tam anlamıyla kullanılsa, ‘’hükümeti değiştirebilecek’’ bir güç bile oluşturabiliriz. O yüzden seçmenin oy karşılığını tüm partiler isteyip, farklı stratejiler düşünüyordur. Kişi ya da parti değil önemli olan; önemli olan oy kullanmaktır. Bu demokratik hakkımızı kullanıp, ileri de oluşacak sıkıntılarda da hakkımızı sorgulamalıyız.
100 kişiye sorduk
Hangi partiye oy vereceksiniz? a- Kararsızım: % 27 b- Hiç birine: % 25 c- PVDA: %24 d- CDA: %17 e- D66: %4 f- Diğerleri: %3
Önceki seçimlerde hangi partiye oy verdiler: a- Hiçbirine: %32 b- Pvda: %36 c- Cda: %14 d- Sp: %9 e- Groenlinks:%7 f- Diğer: %2
Yerel seçimlerde partilere mi kişilere göre mi oy veriyorsunuz? a- Kişiler: %79 b- Partilere göre:%21
(Yaş ortalaması 34, katılımcıların 50’si kadın 50’si erkek)
manset@sonmedia.nl
5
Başkonsolos Oral: En kutsal sorumluluktur oy kullanmak GELECEK nesillerimize bırakacağımız güzel bir yaşam emanetinin anahtarı aslında ellerimizde. Sandığa gidip neden oy kullanmalıyız sorumuzu Rotterdam Başkonsolosumuz Togan Oral’ın verdiği yanıt şöyle: Hollanda Türk toplumu, bu ül-
kedeki 50 yıllık mevcudiyeti ve yarım milyona yaklaşan nüfusu ile artık Hollanda'nın ana unsurlarından biri haline gelmiştir. Çalışkanlığı ve alınteri ile, Hollanda’nın dünyanın en önde gelen refah devletlerinden biri olmasında önemli katkı sağlayan Türkler, ekonomi ve ticaret baş-
ta olmak üzere, kültür, sanat, eğitim, bilim, spor gibi toplum hayatının her alanında varlık göstermektedir. Gelecek nesillerin yaşayacağı ülkeyle ilgili politikaların belirlenmesi sürecine dahil olmanın birinci yolu ise, herkesin anayasal hakkı olan seçimlerde oy kullanmasıdır. Genel ve
yerel seçimlerde oy kullanmayanların, o seçimler neticesinde belirlenen politikalardan ve alınan kararlardan şikayetçi olmaya hakkı olamaz. İşte Hollanda Türk toplumu bu sebeplerle sahip olduğu en kutsal sorumluluğu yerine getirmek için sandığa gidip oy kullanmalıdır.
Değerlerim her şeyden önce gelir
İLKELİ
7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
CDA-FEYENOORD 1. SIRA ADAYI NAFİS KOÇAK:
SİYASET
19 Mart yerel seçimlerinde katılacak yeni adaylarımızdan CDA’dan Rotterdam Feijenoord bölgesinde liste başı olarak aday gösterilen Nafis Koçak, partisiyle ters düşme adına değerlerinden taviz vermeyeceğini söyleyerek, “Gerekirse istifa ederim” dedi.
4 nesil geçti hala misafir rolü veriliyor
HAMİT KARAKUŞ
Türkler’in oy oranı düşmüyor Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Hamit Karakuş ise seçimlerle ilgili şunları söyledi:
BİZE göre öyle bir düşüş söz konusu değil. Bazı araştırma sonuçları da bunu gösteriyor. 2006 meclis seçimlerinde araştırma şirketi Foquz araştırmasına göre Türklerin bu seçimde (71,5%) diğer araştırmaya dahil olan gruplara göre en yüksek yüzdesini aldı. 2010’un Forum’un araştırmalarına göre Türklerin diğer yabancılara göre daha fazla oy haklarını kulandıkları ortaya çıktı. 2012’nin Forumun araştırmalarına göre Amsterdam ve Rotterdam’daki katılımda etnik azınlılık genele bakılırsa Hollandalılara göre daha azdır. Bunun dışında Türkler ve Faslılar son iki seçimlerde katılımları ile ortalama katılımlara yaklaşıktı.
SELAMİ COŞKUN (PVDA ADAYI)
Pvda Roermond 12. sıradan adaysınız. Siyaset’e girme amacınız nedir? Siyaset toplumsal meselelere çözüm bulunan yerdir. Şayet bizler siyasetle uğraşmayı bırakırsak gün gelir siyaset bizimle uğraşır! Yeni nesil olarak karar mekanizmasında artık bazı sorunları giderme vakti gelmiştir. Diğer tartaftan artık siyasetin ve çoğulcu toplumun bu yeni nesili kabullenmesi lazım. Başörtüsü takan genç kızın bir Türk veya Faslıdan çok bir Hollandalı olduğunu gösterme vakti gelmiştir. Sizce Hollanda siyasetinde yabancıların haklarını aramaları için ille de Türk adaylarının seçilmesi şart mı? Bence şart! Çünkü, belirli sorunları yaşayıp çözmekle, bunları kulaktan duyup çözmek arasında büyük fark var. Dört nesil geçmesine rağmen halen daha misafir rolü verilmeye çalışılıyor. Türk insanlarının sorunlarını en iyi yaşayan ve sorunu birebir gören insanların çözeceğine inanıyorum.
Seçime katılacak partiler CDA: Toplumların örf, adet, kültür yapısına saygılı, dini esas alan temellere sahip bir parti. Liderliğini Sybrand van Haersma Buma yapıyor. ChristenUnie: Hristiyan Birlik partisi dini kaideleri örnek alarak politikasını belirlemiş. Dayanıklı bir toplum amaçlayan partinin liderliğini Arie Slob yapıyor. D66: Demokrat 66 partisinin amacı Hollanda’ yı daha dayanışmalı ve ahenkli ülke’ye çevirmek. Bu isteği de insanların kendi gücü ve gelişimi ile başarmak istiyorlar. Liderliğini Fleur Gräper yapıyor. Groenlinks: Çevreye önem veren partinin sosyal hayata ve hoşgörüye dayalı politikaları bulunmakta. Liderliğini Bram van Ojik yapıyor. NİDA: Yeni kurulan ve Rotterdam’da seçimlere katılacak olan
partinin liderliğini Muhammed Talbi yapıyor. PvdA: PvdA ülkenin güçlenme ve sosyalleşme amacı ile öne çıkıyor. Toplumun eşit değerde para ve şansları olmasını sağlamaya çalışan bir parti. İşçi partisi olan Pvda’nın liderliğini Diedrik Samson yapıyor. PVV: Ne kadar özgürlük partisi adı altında sloganı olsa da İslam karşıtı politikalarıyla tanınmakta. Parti liderliğini Geert Wilders yapıyor. Partij voor de dieren: Partinin ana teması amacı hayvanlara karşı daha duyarlı olmayı sağlamak. Eğer hayvanlara karşı duyarlı olunduğu zaman insanlar bir birine karşı da duyarlı olurlar düşüncesine sahipler. Parti liderliğini Luuk Folkerts yapıyor. SP: SP’nin amacı Hollanda’da
insan değeri, eşitlik değeri ve dayanışma ‘nın ön plana çıkmasını sağlamak. Liderliğini Emile Roemer yapıyor. SGP: Hristiyanlığa uygun projeler ve uygulamalarla uğraşan parti için önemli olan ülkenin güvenliği ve dinlerinin verdiği bilgilerle yola çıkmak. Bu partinin liderliğini ise Adri van Heteren yapıyor. Trots op Nederland: Bu parti bireyselliğe önem veriyor. Halkın bireysel bir şekilde projelere katkı sağlamalarını amaçlıyorlar. Halkıyla gurur duyan bu partinin liderliğini Pieter Alberda yapıyor. VVD: VVD’nin amacı ülkeyi güvenlik, iş ve ticareti güçlendirmek. Bunun dışında insanların kendi seçeneklerini yapabilmelerini istiyen partinin liderliğini Maarten van de Donk yapıyor.
Öncelikle başarılar. Partinizin tüzüğünü tam anlamıyla okudunuz mu? Evet Peki, sizin en çok ne etkiledi ve CDA'yı seçtiniz. Ben örf, adet, ananelerime bağlı biriyim. CDA'nın en önemli unsuru aileye ve bu saydığım değerlere önem vermesi. Ayrıca dini içerikli bir parti olduğu için diğer dinlere inananlara çok büyük saygısı var. Bu benim temel taşlarıma uygun olduğu için en önemli unsurdu. Diyelim partiniz koalisyona ortak oldu ve sağ görüşlü bir partiyle çalışma kararı aldı? Tepkiniz ne olur? Siyaset içerisinde bu pek tabi olabilir. Aslında o oluşum içerisinde nelere engel koyu
yorlar tam olarak neyi istiyorlar, bunları net görmüş olurum. Ve ona göre de tepkilerimi veririm. Herhangi bir alınan karar hoşunuza gitmediğini hatta kabullenemediğinizi düşündüğümüzde tepkiniz ne olurdu? Ben siyaset dili içerisinde konuşmayı pek sevmiyorum. Açık ve net olarak şunu diyebilirim. Eğer kesinlikle bizlere gelecek bir kısıtlama ya da farklı bir dayatmayı gördüğümde baktım partim de herhangi bir çaba göstermiyor, içimde olanların hepsini söyler, itirazlarımı bildirir, gerekli yerlere basın ya da parti içerisinde açıklamalarımı yapar ve istifayı basarım. Kısaca bu! İnandığım değerler herşeyden öte gelir.
HİKMET GÜRCÜOĞLU (HOTİAD BAŞKANI)
Düzenin adamı olup kendini unutanlar ya da bencillik ve ihanet edenler TÜRK toplumunun bulunduğu hemen hemen her alanda, camii, dernek, kahvehane veya misafirliklerde göze çarpan konulardan biride, yaşadığımız ülkenin siyasetinin değilde Türkiye siyasetinin konuşulması. Halbuki 50’nci yılını doldurduğumuz Avrupa serüvenimizde “gidici değil kalıcı olduğumuzu” artık netleştirdik. Fakat, yaşadığımız ülke sorunlarını bilmemek gibi ciddi bir sıkıntımızın olduğu ortada. Gencimizden yaşlımıza herkes Türkiye siyasetinde ki hemen hemen tüm gelişmeleri takip ediyor ve bunlarla ilgili yorumlar yapabiliyor. Hatta sosyal paylaşım sitelerinde birbirlerine ettikleri etik dışı cümlelerle de gerilebiliyorlar! Ama Hollanda siyasi arenasında neler oluyor, neler bitiyor büyük bir çoğunluğu bilmiyor! Bu konuyu Hollanda Türk İş adamları derneği başkanlığını yapan Hikmet Gürcüoğluna sorduk!. BİRİNCİ NEDEN DİL HAKİMİYETİ Hollanda da yaşayan Türk toplumu Hollanda siyasetinden çok Türk siyaseti takip ediliyor. Bunun en önemli sebepleri nedir ve eğer doğruysa vatandaşlarımızı yaşadıkları ülkenin siyasetinin farkındalığını kazanmasını nasıl sağlarız? Hollanda Türkleri bulundukları ülkenin siyasetinden ziyade Türkiye siyasetiyle meşgullar. Bunda birincil neden dil hakimiyetidir. Bunun sonucu olarak Hollanda'da ki sosyal hayata tam katılım sağlanamamakta. Hem toplumun kenar çizgisinde kalmakta hem de etki gücü zayıf kaldıgından zorunlu bir pasif duruş sergilemekte. İkincil neden olarak siyaset anlayış ve yaşayış tarzımız Hollanda toplumu ile tam örtüşmüyor. Ne yazıkki insanımız hala miting meydanlarını arıyor, siyasilerin lafazanlığını özlüyor. Halbuki içinde bulundugumuz top-
lumda daha bir üsturup görüyoruz. Miting meydanları yerine kaliteli tv tarışma programları ve bu programda sıkıcı gibi gelse de “içerik” merkezli somut tartışmalar izliyoruz. Siyasete olan ilgilsizligimizi destekleyen sözde gerekçelerimiz de var. Seçtiklerimiz nasıl olsa bir şey yapmıyorlar. Hatta bencillik ve ihanet bile sergiliyorlar. Düzenin adamı olup kendilerini unutuyorlar. Böyle olmasa bile, “ne yapabilirlerki” gibi düşüncelerle, sanki biraz bize özel nemelazımcılık yine galebe çalıyor. AYNI GEMİDEYİZ Halbuki, karar alıcıların aldıkları her karar bizi de doğrudan etkiliyor. Zira biz de bu bütünü oluşturan parçalardan biriyiz. Yani hepimiz aynı gemideyiz. Sakin sular hepimiz için sakin, dalgalı sular hepimiz için dalgalı. Kazanılmış bir hakkı elimizden almayı planlayan bir partinin hükümet olmasını kendi parti ve adaylarımızı destekleyerek engellemezsek, bu suçu kendimizde aramamız gerekmektedir. Somut örneklerle insanları bilinçlendirmek, oy vermenin aslında demokratik hakkı kullanarak, kendi sesini duyurmak oldugunu anlatmak bu meselenin çözümüdür diye düşünenlerdenim. Her ortamda, ev sohbetlerinden camii sohbetlerine, tv programlarından resmi ağızların bilgilendirme toplantılarına kadar bu vurgulanmalıdır. Hatta TV spotları ile sandığa gidin mesajları verilmelidir.
Dosya Koordinatörü: Yusuf Öztürk Dosya Editörü: Yavuz Nufel Yardımcılar: Pelin Aslan, Sedef Yalçın ve Ömer Ümit
www.sonhaber.nl
6 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
‘ ‘
Girişimci olmak için ne yapmak gerekiyor?
YAPI ile alakalı olan birşey girişimcilik. Üniversite bitirmiş olan bir çok arkadaşlarım var. Bazılarında işveren olmak için heves ve istek yok. Ama bazıları da eğitim almamasına rağmen cesaretle iş yapabiliyorlar. Yaşadığı çevre ve toplumun etkilediğini diyebilirim.
Burdaki insanların çoğu paralarını biriktiriyorlar. Yemiyorlar içmiyorlar ve Türkiyede yatırım yapıyorlar. Bu insanlara bir mesajınız var mı? Siz insanların yatırımlarını ne tarafa yapmalarını öneriyorsunuz? Ben yaşadığın yer, ekmek yediğin yer senin ülkendir, diyenlerdenim.
Mesela benim Türkiye’de hiç bir yatırımım yok; yapmayı da düşünmüyorum şu an için. Burda yaşadığım, emlak piyasasında olduğum için çok daha kolay konuşuyor olabilirim. Fakat ben burada yaşıyorum ve burası benim için garantili bir yer.
Negatif enerjiden kaçarım
Her başarılı erekeğin arkasında bir erkek vardır derler, Her başarılı kadının da arkasında bir erkek var mıdır? Kimse kimsenin arkasında olmasına gerek yok, önemli olan huzurun olmasıdır. Negatif ve huzursuz bir inanın başarılı olacağına inanmıyorum. O yüzden ben negatif enerji veren insanlardan uzak dururum.
Emlak dünyasına ojeli parmaklar değdi BAŞARI
IĞDIR’DAN GELDİ, EN BAŞARILI KADIN EMLAKÇI ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ OLDU
Öğrencileri bile ev sahibi yapabiliyoruz EMLAKÇILIĞIN yanı sıra bizim bir işimiz de pazarlama. Den Haag Belediyesi üç yıldır bir proje ile ugraşıyordu. Eski binaları cüzi bir fiyatla gençlere satmaya karar verdiler. Tek şart alan öğrenciler üç sene satamazlar ve bir başkasına kiraya vermezler. Bu şekilde ögrencilerin ev almak için cesaret veriyorlar. Kendileri, anneleri babaları ödeyebilir, kira öder gibi. Zaten fiyatlar 16 bin 750 eurodan başlıyor. Özellikle öğrenciler için çünkü maddi gücü fazla olan insanlar toptan bu konutları alıp piyasayı ellerine geçirsin istenmiyor. Öğrencilere satılacak evlerin dış tadilatını belediye yapıyor ve içi tamamen alacak öğrencilere ait olacak. Öğrenciler böylece hem evsahibi olacak, hem de daha öğrencilik yıllarında yatırım yapmaya yönlendirilmiş olacak.
Başarılı işkadını Gülhan Sönmez: “Girişimci olmak isteyen kadınlar için en önemli şey cesarettir. İnsan işverendir ya da değildir. Bunun eğitimi yok” diyor.
Türk kimliğimle her zaman gurur duydum ŞİRKETTE bilinçli olarak Türk ismi kullan-
madım. Tabii ki Türk’üm ve kimliğimle gurur duyuyorum. Fakat Türk olmamı bu piyasada kullanmamışımdır. Çoğu insan bana ‘İş yerinde Türk’üm diye ayrımcılık yapılıyor, ayrım yapılmasa aslında çok başarılıyım’ diyorlar. Ben bu sözlere buna inanmıyorum. Belki doğrudur, ama önemli olan zoru başarmaktır. Türk toplumunda kabullenilmekte zorluk çekmedik. Çünkü, Türkler için gerçekten böyle bir ihtiyaç vardı. Hollanda piyasasına girmek çok zordu. Biz hem bağımsız hem yabancı olarak en zorundan başladık. Emlak piyasası erkek piyasası olduğunu unutmamak lazım.
HİKAYESİ
Şairin dediği “Yaş otuz beş, yolun yarısı eder” gibi hayat yolunun henüz yarısında. Babası Türkiye’nin en doğusundan (Iğdır) yadellere onların istikbali, eğitimi için çıkıp gelmiş. Sigorta ve emlak eğitimini aldıktan sonra “2012 yılında Hollanda’nın en başarılı emlakçısı, kadın girişimci ödülü” verilmiş kendisine. İşte, adını Türk basınında maalesef pek duymadığımız başarılı iş kadını Gülhan Sönmez ve hikayesi.
BU krize rağmen büyüyen, Hollanda Piyasasında ve konut projelerinde adını Hollandalıların çok iyi bildiği, saygı ile andığı, ve işin içinde Gülhan Sönmez varsa ve tabir yerindeyse gönül rahatlığı ile iş yaptıkları bu kadın kimdi. Biz Sonmedya gurup olarak adına Den Haag Belediyesinin “Öğrencileri bile ev sahibi yapan“ bir projesinde duyduk. Gülhan Sönmez hanımı tanımakdan keyif aldık, gurur duyduk. Bu tür başarıları ve başarılı insanları tanıtmanın bir vazife olduğu bilinciyle sizler de tanıtmaya karar verdik. Çünkü biliyoruz ve inanıyoruzki bu tür başarılar paylaşıldakça çoğalacaktır. Biz sorduk Gülhan Sönmez samimiyetle cevapladı: Gülhan Sönmez kimdir? Hollanda doğumluyum. Azeri kökenliyim yani Iğdırlıyım. Ailem İzmirde yaşıyor. Eğitimimi Hollanda’da aldım. Sigorta ve emlak üzerine. 2001 yılından beri Oost-West Makelaar’ı (Doğu-Batı Emlak) işletiyorum. Türk gençlerine baktığımız zaman genelde Hukuk,sağlık veya ekonomi okur. Siz neden farklı bir sektöre atıldınız? Genelde bir insanın küçüklüğünden beri seçtiği bir meslek olur. Bende öyle birşey yoktu herşey kendiliğinden gelişti. 1998 de kendi evimi aldım. Çevremde bunu yapan kadın olarak ilk kişi bendim. Arkaşlarım sonrasında bana nasıl aldığımı sordular. Anladımki Türkler bu konuda çok zorluk çekiyor. Ev alma yöntemini bilmedikleri için her zaman zorluk çekiyorlar. Aynı zamanda ben de sigortacılık konusunda eğitim aldım. Daha sonrasında bana
Her şey para değildir Para her zaman her şey değildir. İnsan kendine ve yaptığı işe de saygı duymak zorunda. Yapılan işi bir insan daima sevmek zorunda, sevmediğin işi yapsanda zaten başarılı olamazsın.
RÖPORTAJ: YAVUZ NUFER bir teklif geldi. Türklere emlak konusunda yardım edebilecek birine ihtiyaçları vardı ve ipotek bölümünde olan bir sirketle beraber çalışmaya başladım. 2001 yılında, aslında ekonomik krizin sinyal vermeye başladığı bir dönemde hem de! Bu bizim sektör için geçerli değildi. Aslında daha önce başlasaydım, daha iyi olurdu. Benim için yinede kriz dönemi çok iyi geçti. Bu sektörden önce hangi işle ilgilendiniz? Bundan önce Utrecht’de araba temizlik firmam vardı. Üç buçuk yıl o şirketi yönetim. Yirmi yaşımdan
beri işverenim ve o zamanlarda 25 elemanım vardı. Daha sonrasında büyük bir kaza geçirdim ve o şirketi satmaya karar verdim. Az önce de söylediğim gibi emlak sektörüne başladım. Hollanda’da ilk Türk kadın emlakçı benim diye tahmin ediyorum. Sizi bu sektörde farklı kılan bu işin eğitimini almış olmanız mı? Evet, fakat onunla birlikte çok güzel bir ekibe sahibim. Çalışanlarımızın hepsi bayan, sadece stajerlerimiz erkek. Hollandalılar arasında Oost-west Makelaars dediği zaman akla gelen ilk şey ekibin sadece bayanlardan oluştuğu.
Sadece ev alıp satmıyorsunuz bildiğimiz kadarı ile 2004’te bize ilk yeni bina satım projesini verdiler. Bu bizim için büyük bir onurdu. Hollanda’da bu sektörde NVM Makelaar (Branche Organisatie) ve VBO adlı iki kuruma üye olabilirsin. Biz bu kurumlara bilinçli bir şekilde üye olmadık, değiliz. Bizim istediğimiz şey bağımsız bir emlak bürosu olmak. Yine de 2012 yılında Hollanda genelinde en başarılı emlakçı ödülünü aldınız, bu ilk ödülünüz mü? Hayır, daha önce de 2004 yılında ABN Amro ve VNO NCW tarafından “en başarılı iş veren” ödülünü aldık. Kim veriyor bu projeleri, ne tür projeler bunlar? Wooncooperatie dediğimiz Konut Kooperatifleri tarafından verilir. Yeni yapılacak konutlar daha inşaatına başlamadan plan proje yapılır ve emlakçılara verilerek satışları yapılır. Genelde bu tür projeler Hollandalı emlakçılara verilir. Burda da bu projeleri alan ilk Türk emlakçı olduğumuzu söylemek isterim. İlk aldığımız projeyi başarı ile tamamladık, satışları en kısa sürede bitirdik. Ardından yeni yeni projeler yaptık. Emlak sektörü zaman zaman durağanlaşıyor zaman zaman hareketleniyor . Özellikle kriz dönemlerini nasıl atlattınız? Kriz bizi fazla etkilemedi, tabiki hissettik ama büyük bir etki olmadı. Bunun sebebi de yabancı olmamız. Hollandalılar genelde kriz olduğu zaman kendilerini geri çekerler ve musluğu kapatırlar, bizde cesaretli davranıp tam tersini yaptık. Buda yabancıların ve bizim farkımızdır.
Oğlum mutlu, huzurlu bir çocuk. Ben de iyi bir anneyim Türkiye’ye eşyalarınız taşıyoruz Memlekete kesin dönüş yapacaksınız. Eşyalarımızı ne yapalım diye kara kara düşünmeyin. Kapınıza kadar geliyor, eşyalarınızı alıyor ve memlekette yine kapınıza kadar teslim ediyoruz.
YILLARIN VERDİĞİ TECRÜBE
Tel: 06 174 751 76
Çocuklarınız var mı? Bir oğlum var. Çocuğunuz için ileriye yönelik nasıl bir yatırım yapmak istersiniz? Tabii ki yardımcı olmak istiyorum. Ama kendisine de bırakmak istiyorum. Bugün oğluma ne olmak istersin diye sorsam, “mimar olmak istiyorum” der. Umarım olur, çünkü çok güzel bir meslektir. İyi bir anne misiniz? Çocuğunuza vakit ayırabiliyor musunuz? Çok iyi bir anne olduğuma inanıyorum. Oğlum mutlu, huzurlu ve sorunsuz bir çocuksa, bu sorunun cevabını vermiş oluyorum sanırım. Hollanda’yı seçim atmosferi sardı. Hollandadaki seçimler ve Türk adaylar hakkında düşünceleriniz nasıl?
Politikayla cok fazla ilgilenmiyorum. Hamit Karakuş (Rotterdam Belediye Başkan Yardımcısı ) çok takdir ettiğim biridir. Siyasi partiler Türk adayları Türklerin oyunu getirsinler diye mi listelerine koyuyorlar? Bence yabancı olmaları girdikleri parti için bir avantajdır. Elinizde bir sihirli değnek olsa neyi değiştirmek istersiniz? Herşeyden önce barış getirmek isterim. Barışın olması için eğitim, saygı ve sevgi gerekiyor. İnsanlar karşısındakinin değerlerine saygılı olursa sorunların çoğu kendiliğinden çözülür. Saygı olmayan yerde ne sevgi olur ne barış..
manset@sonmedia.nl
Eşitsizlik korkutuyor
EKONOMİK sorunları tartışma platformu Me Judice tarafından 46 ekonomist arısında yapılan ankete göre, ekonomistlerin yüzde 56’sından biraz fazlası Hollanda’da gelir dağılımı eşitsizliğinin artmasının oldukça rahatsız edici bir gelişme olduğuna inanıyor. Gelir dağılımında ortaya çıkan bu uçurumun sosyal barış için kötü bir gelişme olduğu ve tüketicilerin muhtemelen daha az harcama yapmaya yönelecekleri tahmin ediliyor.
Manşet
DigiID kartları fiyasko olabilir
ÖNÜMÜZDEKİ yıldan itibaren kullanılması planlanan banka kartı formatındaki DigiD kartlarının bir fiyasko olacağı tahmin ediliyor. 2015 yılından itibaren kullanıma başlayacağı düşülen banka kartı büyüklüğündeki digiD kartları için Uzmanlar bu tarihin çok erken ol-
Emeklilik hakkında her şey bu köşede
ZEKİ ŞAHİN
Gazoz Ağacı değiliz
YILLARDIR bizleri gazoz ağacı gibi vesile oldum. Çok dualarınızı aldım. Algörenler varya çok zoruma gidiyor… lah dualarınızı eksik etmesin. Acayip içleniyorum, sinirleniyorum. O zamanlar sosyal güvenlik konusuBizi böyle görenlere değil aslında bu nunu Türkiye’deki hukukçular nede kızgınlığım, bizlere kendimize. Neden buradakiler bilmiyorlardı, ilgilenmiyormi? Bakın yıllarca bu ülkelerde yemedik lardı. Ortalarda da Emeklilik uzmanlarıiçmedik biriktirdik. Geleceğimizi garan- da cirit atmıyorlardı, şimdiki gibi… ti altına alalım, ülkemize geri dönersek Ama şimdi bir bakıyoruz etraf Türkien azından bir birikimimiz olsun dedik. ye’de fazla potansiyeli olmayan ama Bu birikimlerimizin bir bölümünü Avrupa’da bizlerin bu yumuşak karnındevlet garantisi altında Merkez Bankadan faydalanmak isteyen hukukçularla sı’na yatırdık, bir bölümünü yastık dolup taşıyor. Her yerde bürolar açıaltında gizledik. Merkez Bankayorlar. Niye burda “gazoz ağaçsı‘ndakilere Alman Maliyesi ları” var hala çünkü de ondarbe attı. Yastık altındakileri Emeklinin dan. Yani bu gazoz ağaçları ise Holdingler pençelerin biziz. Onların bir suçu yok dostu taktı. Elimizde avucumuzda ki. Onlara bu şansı imkanı Zeki Şahin biz ne varsa bir anda buhar oldu tanıyoruz. Yarın birgün yazıyor uçtu. Birikimlerimiz göz göre burdan gitseler, ortadan kaygöre gitti. Kim bize yardım etti, bolsalar muhatap olacak kimkim elimizden tuttu tabiki hiç seyi de bulamayacağız. Ben yine kimse.. Sonuçta bizler “gazoz ağaşlarıy- sizleri uyarma gafletinde bulunuyorum. dık” ya meyve vermeye devam edecek- Her denilene tanımadığınız insanlara, tik. işi bilmeyenlere iş yaptırmayın. Sonra 2004 yılından itibaren sizlere televiz- yine sonu hüsranla bitecek durumlar yonlardan Sosyal Güvenlik konusunda oluşmasın. Bu kadar yazmama uyarmabüyük hizmetlerde bulundum. En azın- ma rağmen, biz “gazoz ağacı” olarak dan devletin tanığıdı bu imkanlardan görülmek istiyoruz düşüncesindeyseyararlanmanızı tavsiye ettim. Milyonniz, diyecek yazacak başka birşey bulalarca telefon aldım. Hayır hayır yanlış mıyorum. Ha “bizim paramız çok okumadınız milyonlarca telefon aldım önemli değil veririz de” diyorsanız siyaptığım programlarda. Yüzbinlerce va- zin bileceğiniz iş. Paranızın ve keyfinitandaşımızın, sizlerin emekli olmasına zin kahyası kimse değil.
Ukrayna'ya G7 desteği UKRAYNA’DAKİ durumu yakından izleyen ABD, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve AB'den oluşan G7 ülkelerinin maliye bakanları Ukrayna’ya mali destek taahhüdünde bulundu. Maliye Bakanları tarafından ortak olarak yayımlanan açıklamada, ülkede yeni hükümete geçişin, finansal istikrarı tekrar sağlayacak, ekonomik potansiyellerin önünü açacak ve Ukrayna halkının ekonomik anlamdaki arzularını daha iyi başarmalarına imkan sağlayacak acil ihtiyaç duyulan piyasa odaklı reformların uygulanması için eşi bulunmaz bir fırsat sunduğunu kaydetti. Yapılan açıklamada “Ukrayna'ya güçlü mali destek sağlama taahhüdünde birleştik” ifadesi kullanıldı. G7 Maliye Bakanları açıklamasında, IMF’nin özellikle, politika tavsiyeleri ve finansman yoluyla Ukrayna'nın acil ekonomik zorluklarını ele alacak kurum olduğuna dikkat çekilirken, kurumun bu hafta içinde bir ekibini Ukrayna’ya göndererek teknik meseleleri ve politika tartışmalarını başlatacağından mutluluk duyulduğunu da vurguladı.
bilgiler yüklenebilecek ve internette kullanılacak kimlik kartı niteliğinde olacak. Yeni kartlar hakkında tartışmalar sürerken, Bakan Plasterk’in yaptığı yazılı açıklamada kullanılan mevcut sistemin Avrupa’da kullanılan en güvenli sistem olduğuna dikkat çekildi.
7
Kaç kişi öldü bilmek istiyoruz 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
11 HASTANE YENİ KURALA UYMUYOR, ÖLÜM SAYILARINI AÇIKLAMIYOR
EMEKLİLİK
Sorularınız için: Manşet Gazetesi Eisenstr. 30, D65428 Rüsselsheim Telefon: +49 6142 162 28 83 emeklilik@mansetgazetesi.de
duğunu, hem bu kartların çok pahalıya geleceğini hem de mevcut sistemin gerekli olan güvenliği sağlamayacağını düşünüyor. Önümüzdeki günlerde Parlamentoda eID adı verilen yeni sistem için görüşmeler yapılacağı ifade edilen açıklamalarda, kartlara kişiye ait tüm
HOLLANDA hastaneleri geçtiğimiz Cumartesi günü hastanede gerçekleşen ölüm vakalarının sayısını websitelerinde açıklamak zorundaydı. Ancak bu hastanelerden sadece bazıları ölüm sayılarını açıklarken, 11 hastane ise açıklama yapmak istemiyor. Verilen bilgilere göre ortalama ölüm oranının en fazla görüldüğü sayı Amstelveen’deki Amstelland hastanesi. Grongingen kentindeki Martini hastanesi ise en az ölüm sayısı ile dikkat çekiyor.
TWENTE’DE PRENSİPMİŞ! NRC Handelsblad gazetesinde yer alan haberde 11 hastanenin rakamları açıklamamakta ısrarlı olduğu belirtildi. Twente hastane gruplarının prensip olarak ölüm sayısını açıklamadığı, Haaglanden Tıp Merkezi’nin ise farklı bir hesaplama uyguladığı için ek açıklama süresi tanındığı kaydedildi. Erasmus MC hastanesi daha önce rakamları açıklamayacağını duyursa da, farklı bir hesap yöntemiyle ölüm sayılarını son anda açıkladı. Uygulanan hesap formülünü adil bulmayan Erasmus MC hastanesi, genel hastanelerde ağır hastaların tedavi görmediği ve bu nedenle kıyaslanmanın yanlış olduğunu savunuyor. Hollanda Sağlık Otoritesi (NZa), Erasmus MC hastane-
sinin verdiği tepkide aynı fikirde olmadığını dile getiriyor. AÇIKLAMAYANA CEZA Ölüm sayısının en yüksek olduğu Amstelland hastanesi NCR Handelsblad’a yaptığı açıklamada, “sayının yüksek olması bir defaya mahsus gerçekleşen, parmakla gösterilebilir nedenlerden kaynaklı” ifadesini kullan-
dı. 2012 yılında birçok hastanın yaşamının son evresinde bulundukları sırada başka hastanelerden Amstelland hastanesine aktarılmasının da ölü sayılarını etkilediği belirtildi. NZa, sayıları açıklamayan hastanelerden WEB sitelerinde ölüm rakamlarını yayınlamasını istiyor. NZa, bu kurala uymayan hastanelerin ceza alacağını bildirdi.
www.sonhaber.nl
8 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
İlk sayınızı büyük beğeni ile okuduk. Hollanda’da bir boşluğu dolduran Manşet Gazetesi’ne yayın hayatında başarılar dileriz.
www.sancar.nl
www.sonhaber.nl
manset@sonmedia.nl
fb.com/hessenmanset
@hessenmanset
issuu.com/mansetgazetesi
Muhteşem geceydi
Sayı: 2 | Yıl: 1 | Ücretsizdir | 7 Mart 2014
15 günde bir yayımlanır | Haber ve Reklam Gazetesi | 010-229 17 76
www.xforceservices.nl
TÜRK MÜZİĞİNİN GÜÇLÜ SESİ SILA YAKLAŞIK İKİ BİN KİŞİYE UNUTULMAZ BİR GECE YAŞATTI
Sayısız ünlüyü Hollanda’ya getiren Mystiek Productions’un organize ettiği konserle, sevilen sanatçı Sıla dinleyicileriyle buluştu. Sıla’nın şarkılarına dinleyenlerinde eşlik etmesiyle muhteşem bir gece yaşandı.
HOLLANDA’DA da 8 yıldır profesyonel organizeler yapan ve sayısız ünlüyü Hollanda konser salonlarına getiren Mystiek Productions’un son organizesi Sıla konserleriydi. Hollanda’nın Eindhoven ve Rotterdam şehirlerinde yapılan konserlerde sevenleriyle buluşan Sıla, yeni çıkardığı “Yeni Ay” albümü ve dillerden düşmeyen eski şarkılarını söyledi. 28 şubat Cuma akşamı Eindhoven’da yaklaşık 750 kişiliye unutulmaz dakikalar yaşatan Sıla, 2 Mart akşamı çıktığı dünyaca ünlü, Rotterdam’da bulunan De Doelen konser salonunda 2 bin kişiye seslendi. Konser çıkışında görüşlerini aldığımız izleyicelerin hemen hemen hepsi “muhteşem geceydi” sloganını söylerken bizde, haber başlığımızı bulmuş olduk. Özellikle saund ve ses kombinasyonuna hayran kalan izleyenlerin diğer bir ortak görüşü de Sıla’nın
yeni albümünde ki şarkıların çok iyi olduğunu belirtmesiydi. Bu yıl organize takvimlerinde neler olduğuyla ilgili görüşünü aldığımız Mystiek Productions yetkilileri, 21 Mart’ta Rotterdam’da “Sefa Doğanay” şovlarının olduğunu akabinde 1 Haziran’da Kardeş Türküler,
De Doelen “Sıla” sesleriyle inledi Sesi ve güzelliğiyle unutulmaz bir gece yaşatan Sıla da konser salonundan mutlu ayrıldı.
“Güldür Güldür” geldiler güldüre güldüre gittiler
AVRUPA TURNESİNİN İLK AYAĞI ROTTERDAM’DA YAPILDI
TELEVİZYONUN sevilen formatı komedi-tiyatro showu “Güldür Güldür” özlenen kadrosu ve sürpriz isimleri ile Avrupa turnesinin Hollanda ayağında Rotterdam’a geldi. Kadrosunda bulunan Ali Sunal, Doğa Rutkay, Onur Atilla, Çağlar Çorumlu, Onur Buldu ve Aziz Aslan’ın bulunduğu turne , günlük hayatın sıradan konularına farklı bir bakış açısı ile yaklaşıyor. Aileden aşka, şöhretten teknolojiye, futboldan arkadaşlığa, birçok konuyu işleyen oyuncuların Rotterdam sahnesi günler öncesinden tükenen biletler dolayı-
sıyla tıklım tıklımdı. İzleyicilerden olumlu tepkiler alan oyunculardan Onur Buldu ve Doğa Rutkay Manşet Life için özel poz verdi. MC Entertaiment organizasyonun Hollanda ve Belçika organizatörü Murat Bayka, “Turne yoğun ilgiyle devam ediyor. MC Entertaiment çatısıyla avrupanın bir çok ülkesinde yaptığımız etkinlikler Güldür Güldür’ün ardından, Zülfü Livanelinin 3. Adam ve Sezen Aksu’nun içinde bulunduğu Kardeş Türküler konserleriyle devam edecek’’ dedi.
MANŞET LİFE’A ÖZEL POZ
Sezen Aksu ve Ara Dinkjian’nın aynı sahneyi paylaşacağı konser ve yaz sonuna doğru 31 Ekim- 2 Kasım arasında yine 2 konser eşliğinde Ferhat Göçer konserlerinin olduğunu belirttiler. konserlerle ilgili www.mystiekproductions.nl adresinden detaylı bilgileri alabilirsiniz.
www.sonhaber.nl
10 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
»
Yaz yaklaşıyor, peki ne giymeli? katkılarıyla...
Gegevens: Groene Hilledijk 221A 3073 AG Rotterdam zuid Tel: 010 - 848 95 00 www.royalmodehuis.nl
Sizi de farklı, kaliteli ve birbirinden ilginç modellerimizi görmek için mağazamıza bekliyoruz. Gelinlik, Nişanlık, Abiye, Damatlık ve Aksesuar çeşitleri için doğru adres.
instagram.com/royalmodehuis twitter.com/royalmodehuis www.fb.com/royal.modehuis
ROYAL MODAEVİ 2014 YAZ MODASINI MANŞET OKURLARI İÇİN ARAŞTIRDI
BUNU
NOT EDİN
Yaz düğünleri yaklaşırken sizlere biraz tavsiyeler vermek istiyoruz. Sadece bayanlara değil erkekler de yazımızın içeriğine göz atsın!.. Evlenmeyi planlayan pek çok çift, sırf açık hava düğünü yapabilmek için yaz aylarını bekliyor. Sıcak havalarda düğüne gidecek davetlileri ise “ne giysem” düşüncesi sarıyor.
MEVSİM yaz olunca düğünler de sıcağa ayak uyduruyor, yazlık yerlere taşınıyor. Açık hava, kır mekanları, deniz ve havuz kenarları ‘evet’ demek için en cazip yerler. Yapılan hazırlıklar içinde en önemlisi ise kıyafet seçimi. Bu yazımızda yaz düğünlerinde neler giymeli, neler giymemeli konusunda ipuçları vereceğiz. Aslında gelinle damada değil bu yazı. Bu aylarda düğüne katılacak olan kişilerle görüş alışverişinde bulunuyoruz. Yaz aylarında giyilen beyaz elbiselerin neden giyilmemesi geretiğine bakalım.
Kadınlar için öneriler
GELİNİN RENGİ BEYAZDIR Evet ilk kural beyaz… Siz siz olun davetli olduğunuz bir düğüne gelinle yakınlık dereceniz ne olursa olsun beyaz giymeyin! Düğün gelinin günüdür beyaz da gelinin rengi. Sizi bekleyen
darını görmedim ama emin olun gelin de hiç hoşlanmıyor başkalarının beyazlar içinde dolaşmasından. Hele kır düğünlerinde uçuş uçuş şifonlar cıvıl cıvıl çiçekli desenler ebruli kumaşlar o kadar güzel yakışıyor ki hem ortama hem de giysiyi taşıyana…
CIVIL CIVIL FLORAL ELBİSE Bir diğer konu da uzun mu kısa mı konusu... Aslında mekan seçimi de size bu konuda fikir verebilir geline ya da damada sormak da bir cevap olabilir. Davet sahiplerine o kadar yakın değilseniz gece davetleri için pastel tonlarda ceketli bir takım ya da daha sıcak yaz geceleri için cıvıl cıvıl floral diz boyu bir kokteyl elbisesi sizi rahat ettirecek seçimlerdir. Unutmayın önemli olan içinde rahat hissetmeniz gecenin keyfini çıkarabilmeniz. Ya da dolapların değişmez demirbaşı küçük siyah elbise
edilmesi gereken bir diğer ayrıntı.
YA SİZ ERKEKLER? Gündüz yapılan nikah ya da düğün törenlerine ise tuvalet yada beyler için smokin giymek uygun olmaz. Yine diz boylarında bir elbise ve beyler için yazlık açık renk bir takım uygun olacaktır. Gece hanımların renkli elbiselerinden farklı olarak beylerin koyu renk takım elbise giymesi daha uygun bir seçim olacaktır kuşkusuz. Artık gece klüplerinde eğlencelerde sık sık gördüğümüz bluejean üzerine giyilen her renk ve kumaştan üst çeşitlerinden biri varsa en sevdiğiniz arkadaşınızın düğünü için onu aklınızdan çıkarın. Daha özel bir seçimi hak ediyor öyle değil mi? Düğünlerde mutluluğa ortak oluruz gelinle damada pistte kısa bir süre için bile olsa eşlik etmeyi unutmayın derim.
Nikah gündüz ise kısa bir elbise veya açık renklerde krep bir pantolon takım veya tayyör. Gece kokteyl şeklinde bir davet ise kokteyl elbisesi. Gece şık oturmalı bir düğün daveti ise tuvalet veya mini payetli, ışıltılı şık bir elbise. Yaz nikah ve düğünlerine keten ve pamuklu kumaşlardan hazırlanmış kıyafetlerden uzak durun. Gündüz nikahlarda siyah payetli elbiseler giymeyin. Tuvalet altına terlik giymeyi düşünmeyin! Büyük iş çantaları kullanmayın. Beyaz katiyen giymeyin! Gelinle mi yarışmak istiyorsunuz? Davetin resmiyeti saat ve mekan olarak belirgin değilse abartmayın! Bronzlaştınız, kilo verdiniz, güzelsiniz ama ‘dekolte giyeceğim’ diye ucuz bir görüntüyle davete gitmeyin!
Gelecek yazımız da sonbahar modasına değineceğiz. Kışlıklarınızı çıkarmadan bu yazın şatafatlı albenili ışıltılı giysilerinin keyfini çıkarın derim size. Çünkü sonbaharda moda yönünü tamamen değiştiriyor. Abartı ve detaylardan uzak minimalist bir sezon kapıda bizi bekliyor. Süslemelerin nakışların ve her yerde kullanılan mücevherlerin yerini kıyafetlerde net çizgiler sade kesimler geometrik baskılar alıyor. Devamı önümüzdeki günlerde... Bu yakıcı sıcaklarda açık renkli bol giysiler giyin bol su içmeyi unutmayın. Sevgiyle kalın.
Erkekler için öneriler
Nikah gündüz ise blazer, kumaş pantolon ve uzun kollu gömlek. Gece, kokteyl şeklinde davet ise takım elbise. Gece yemekli bir düğün davetiyse ve koyu renkli takım elbise, giyim kodunda belirtilmişse smokin. Smokin veya koyu renkli takım elbise giyim kodu yoksa bile, saat 18.00’den sonraki düğün davetlerine koyu renkli takım giymek yerinde olur.
Sakın bunları yapmayın
Ne kadar resmi olursa olsun gündüz sakın smokin giymeyin Smokini dejenere etmeyin. Klasik smokin en güzelidir. Akşam yemekli düğün davetlerinde keten takımdan uzak durun! Takım elbise içine ceket renginden daha koyu renkte gömlek giymeyi unutun!
Davet sahiplerine yakın değilseniz gece davetleri için pastel tonlarda ceketli bir takım ya da daha sıcak yaz geceleri için cıvıl cıvıl floral diz boyu bir kokteyl elbisesi sizi rahat ettirecek seçimlerdir. Unutmayın, önemli olan içinde rahat hissetmeniz gecenin keyfini çıkarabilmeniz. pek çok renk varken neden beyaz? Geçenlerde bir ünlünün düğün töreninden resimler gördüm gazetede. Gelinin teyzesi bembeyaz giysiler içinde arzı endam etmiş. ÇİÇEKLİ DESENLER Sadece bu kadar mı bir de saçında beyaz çiçekler. Fotoğraf karesinde damat gelin teyze ve anne var. Hangisi gelin hangisi teyze diye bir an için bakakaldım. Elbisesinin rengi modeli bir de üstüne saçındaki çiçekler affedilir değil. Ben gittiğim düğünlerde bu ka-
de ani bir davet için sizin kurtarıcınız olabilir. Işıl ışıl aksesuarlarla kendinize pırıltı katabilirsiniz. Tabi eğer davet akşam saatlerinde olacaksa bu pırıltılar daha uygun olur. Bu yaz altın saltanatını sürdürürken ışıltılı altın tonlarda bir elbise de hoş bir alternatif olabilir. Düğün davetleri abartılı dekolteler ve transparanlar için de uygun ortamlar değildir. Gece rahat dans edebileceğiniz herhangi bir kazaya kurban gitmeyeceğiniz yaka ve etek seçimleri de daha sonra utanmamanız için dikkat
AYAKKABILAR Hazır sırası gelmişken ayakkabılara da değinelim... Özellikle kır düğünlerinde stilettolar içinde yürümek siz hanımlar için zor olacaktır çimler üstünde rahat dolaşabilmek gelinle rahat dans edebilmek için dolgu topuklu ayakkabılardan seçebilirsiniz. Beyler de siyah ya da koyu kahverengi zarif ayakkabılarla takımlarını kombinleyebilirler. Beyler ısrar ediyor ama makosen tarzı ayakkabılar rahat giyilseler de takımlarla pek şık durmuyor benden hatırlatması.
• Royal Mode Huis ve Pudra’nın katkılarıyla hazırlanmıştır
manset@sonmedia.nl
Kolesterolün düşmanı
BİLİM insanlarının 23 sağlıklı katılımcı üzerinde yaptığı araştırma, bir ay süreyle günde yarım kilo çilek yiyenlerin kanındaki toplam kolesterol miktarının 8,78 oranında düştüğünü ortaya koydu. İtalyan ve İspanyol bilim insanları oluşan 23 kişilik araştırma ekibinin ortak araştırma sonuçlarına göre, çileğin, kalp hastalıklarında önemli bir risk faktörü olarak kabul edilen kolesterol üzerindeki faydalı etkisini ortaya çıkardı.
11
Siyah ve beyaz geri dönüyor 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
2014 YAZ MODASI’NDA KLASİK RENKLERE DÖNÜŞ YAŞANIYOR
Bu sezon siyah ve beyazın birlikteliğinin özellikle desenlerde hissedilir derecede arttığını görüyoruz. Çoğunlukla geometrik desenler monokrom renginden nasibini alıyor. Çiçekli desenlerin de çok revaçta olmasıyla, bu desenleri de, siyah ve beyaz renklerde sık sık göreceğiz. Leopar, zebra ve yılan derisi gibi hayvan desenlerinde siyah ve beyaz renkler çoğunlukta. Klasik renkler bu yıla damgasını vuracak gibi.
Nilgünce
“Siyah-Beyaz” kombinasyonunda en sık rastlanan kombin, siyah etek ya da pantolon ile birlikte giyilen beyaz üstler. Sezonun hiti olan deri eteklerle kombinlenen beyaz tişört, bluz ve gömlek gibi parçalar dikkat çekiyor.
Bu sene “kırma” ve “ombre” saçlar moda
SAÇ modasında son dönemlerde en çok rastladığımız ‘’kırma, ‘’ombre’’ pigmentasyon 2014 yılının en çok tercih edilen tasarımları olacak. Bu duyduğumuz terimler nedir? Tam olarak ne ifade ediyor ve saçlar hangi işlemlerden geçiyor sizin için araştırdık.
KIRMA: Natürel veya boyalı saçlar üzerinde saça zarar vermeden yarım tondan iki tona kadar açabilen masum bir renklendirme servisidir ve ombre için ilk adımdır. OMBRE: Kırma ile hazırlanmış
zemin üzerine uçlara doğru toplamda 5 farklı tona kadar dağılımla yapılan renklendirme servisidir.
PİGMENTASYON: Kızıl dipler , hatalı boyanmış saçlar , çizgi çizgi
yapılan röfleler ve yanlış yapılmış balyajlar için yapılan en uygun natürelleştirme işlemidir. Özellikle, Hollywood yıldızlarının/sanat dünyasının tercihi ve defilelerde mankenlerde gördüğümüz bu saç trendleri git gide daha popüler hale geliyor. Bu tasarımların arasında en çok ombre işlemi tercih ediliyor. Kendi saç renginize dönmek için Omre işlemi ideal bir yoldur. Bundan böyle dip boyanıza işlem yapmak yerine saç uçlarınıza odaklanıp rengini bir kaç ton açtırıp saçınıza natürel bir hava verebilirsiniz.
25 ŞUBAT tarihiyle çıkardığımız ilk sayımızın ardından aldığımız olumlu tepkilere ve hayırlı olsun mesajlarınıza canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Manşet gazetesinin bütünü olarak Hollanda genelinde yaşayan toplumumuzun geneline hitap etmek istiyoruz. Benim editörlüğümde bulunan Manşet Life ekibimle hazırladığım ve özenle belirlediğim sayfalarımıza sizlerinde aktif bir şekilde destek olmanızı bekliyorum. Eksik gördüğünüz yönleri, olması gerektiğine inandığınız bölümleri bana yazabilirsiniz. KAHVE KEYFİYLE OKUYUN Bu sayımızda sizler için hazırladığımız sayfalarda geçtiğimiz hafta yapılan organizasyonlardan bilgi ve fotoğrafları, sinema, müzik, sağlık, teknoloji, yaşam, kültür-sanat, bulmaca, moda, güzellik- bakım ve spor sayfalarımızla sizlere hazırlıklar yaptık. Bir kahve zamanından çok vakit alacağını biliyoruz. Fakat, yine de bir kahve eşliğinde sayfalarımızı okumanızı tavsiye ediyoruz. Ayrıca yıl dönümümüz olan ‘’Dünya kadınlar günümüzü’’ kutluyor ve tüm kadınların hakkı olan ya-
rom renginden nasibini alıyor. Çiçekli desenlerin de çok revaçta olmasıyla, bu desenleri de, siyah ve beyaz renklerde sık sık göreceğiz. Leopar, zebra ve yılan derisi gibi hayvan desenlerinde siyah ve beyaz renkler çoğunlukta.
NİLGÜN ŞAHİN nilgunce@sonmedia.nl
şam içerisinde ki eşitliğin bir an önce oluşması temennimi sunuyorum. Giyim, saç modası ve cilt bakımıyla ilgili araştırmayla devam edelim. SİYAH-BEYAZIN KARDEŞLİĞİ 2013’ten 2014’e miras kalan monokrom modası 2014’ün ilkbahar- yaz sezonuna kadar ulaşacağını ve trendleri etkileyeceğini şimdiden söyleyelim. Lakin, tasarımcılar bu sezon giyimden ev tekstiline, dekorasyondan kırtasiye malzemelerine, kişisel aksesuardan kozmetiğe kadar siyah beyaz kombinasyonu ile ön plana çıkıyor. MONOKROM HER YERDE Bu sezon siyah ve beyazın birlikteliğinin özellikle desenlerde hissedilir derecede arttığını görüyoruz. Çoğunlukla geometrik desenler monok-
DERİ ETEK BEYAZ TİŞÖRT “Siyah-Beyaz” kombinasyonunda en sık rastlanan kombin, siyah etek ya da pantolon ile birlikte giyilen beyaz üstler. Sezonun hiti olan deri eteklerle kombinlenen beyaz tişört, bluz ve gömlek gibi parçalar dikkat çekiyor. BU SEZON NASIL GİYİNMELİ? En klasik ve hayat kurtaran yöntem: Siyah kumaş pantolon üzerine beyaz şifon gömlek ya da bluz, siyah stiletto ve siyah-beyaz renginde bir çanta... PUNK STİLİ: Siyah deri kalem etek üzerine beyaz üzeri yazılı ya da grafik desenli tişört. Çivili ya da zımbalı bir topuklu ayakkabı ve metalik tonlarda bir çanta. GÜNLÜK: Beyaz sweat ya da kazak, altına siyah skinny jean ya da deri tayt. Siyah-beyaz detaylı ayakkabı ve çanta... FEMİNEN: Siyah-beyaz desenli elbise. Siyah-beyaz renkli ayakkabı. Siyah kapitone çanta. OFİS STİLİ: Kolsuz siyah elbise, üzerine beyaz ceket. Gümüş rengi metalik takılar. Siyah renkli ayakkabı ve çanta.
Güneş kremi, vitamin ve yağlanmaya karşı pudra
SUSUZ KALAN CİLT, KURUMUŞ TOPRAK GİBİDİR. CİLDİNİZE İYİ BAKIN
Bundan böyle vakti gelen dip boyanızı kendinize dert etmek yerine ‘’omre trendinden’’ faydalanıp doğal bir görünüme geçiş yapabilirsiniz.
BOL SU TÜKETİN: Sabahları vücudumuz su kaybetmiş şekilde uyanır, bu nedenle ilk yapmamız gereken bir bardak su içmek. Cilt bakım uzmanları hücrelerimizin susuz kaldığında düzgün işlev görmediğini söylüyor. Susuz kalmış bir cilt, parlak ve yumuşak olamaz. YAĞLARI TEMİZLETİN: Eğer uyandığınızda cildinizin yağlı olduğunu hissediyorsanız, cildin kendi ürettiği sebum denilen yağı cildinizden temizlemeniz gerekiyor. Dermatologlar ciltteki yağ temizlenmeden uygulanan kremlerin işe yaramayacağını belirtiyor. Ayrıca temizleme işleminden sonra cilde bir antioksidan serum uygulamayı öneriyor.
GÜNEŞ KREMİ: Bulutlu sonbahar ve kış günlerinde farkında olmasanız da zararlı güneş ışınları cildimize etki ediyor. PUDRALAYIN: Cilt, öğlenleri normalden daha fazla sebum üretiyor.
Yağlı görünüme karşı, alın ve burun bölgesini pudralamalıyız. VİTAMİN TAKVİYESİ: Hastalıklardan korunmak ve cildi taze tutmak için gerekli vitamin takviyesini yapmayı unutmamak gerekiyor. BUZ TEDAVİSİ: Akşam üzeri saat 4'de vücut ısısı normalin biraz üzerine çıkabilir. Böyle durumlarda yüzünüzün kızardığını hissettiğinizde, bir küp buz emebilirsiniz. NEMLENDİRİCİ: Cildiniz akşamları %25 daha fazla nem kaybeder. Hiyalüronik asit içeren kremler ve parafin veya lanolin barındıran ürünler daha etkili olacaktır. Ayrıca hücre yenilemede etkili olan retinoid kremler yaşlanmayı engellemek için bire bir.
www.sonhaber.nl
12
İşlerini sevmiyorlar ama çalışıyorlar
HOLLANDA’DA 4 yüz binden fazla çalışanın arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre Hollandalıların büyük çoğunluğunun işlerini sevmediğini ortaya koydu. Çalışanların yüzde otuz kadarı severek işlerinde çalıştıklarını ifade ederken geri kalan yüzde 30 kadarı kadar istekli değil. Çalışanların yaklaşık üçte ikisi, yaptıkları
7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
Ünlülerin “çok sosyal” halleri
ESKİLER bilir elektrik kesilmesi olacak diye mumlar hazır, erişile bilir bir yerlerde tutulurdu. Ancak uzmanlar mum ışığının bir faydasını ortaya çıkarttı. Mum, sadece elektrikler kesildiğinde aydınlatıcı, ya da ışığında yenen akşam yemeği ile duyguların bam teline basan romantizmin dışında bir faydası daha ortaya çıktı. İsveçli bilim adamlarının uzun araştırmalar sonucu mum dumanının kalp ritmini yavaşlattığı sonucuna ulaştı.
SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIM YAPAN ÜNLÜLER BU DUVARDA
Konuk Yazar
MEHMET ALİ TAŞDEMİR
malitasdemir@sonmedia.nl
Kültür bir çiçektir... KÜLTÜR denildiğinde hangi düşüncelere sahip olduğumuzu, ne demek istendiğini ya da ne anlama geldigini ne kadar anlıyoruz? Anlıyor muyuz? Biliyor muyuz? Ciddiye alıyor muyuz? Hatta gerçekten umursuyor muyuz? Yoksa genelde yapılan gibi, boş mu veriyoruz? Sanırım boş veriyoruz. Bilinç altına atılan binlerce anlamsız kelime gibi. Geçmişi bilmeyenlerin, dünden ders almayanların geleceği olamayacağı gibi, kültürü bilmeyen toplumların ya da bireylerin geleceğinin devam etmesi söz konusu olmayacaktır. Çünkü, kültür çiçeğe benzer. En güzeli bile kesilip bir vazoya konduğunda etrafa güzellik ve zerafet katsa da yok olmaya mecburdur. Çiçekler, kökleri ile birlikte saksılarla da aynı güzellik ve zerafeti verebilirler tek ve önemli fark devamlı açaçak olması ve sahip çıkıldığında mümkün olduğunca güzel ve sağlıklı çiçekler sunmaya devam etmesidir.
Peki kültür nedir? Genel tanımı olarak toplumların geçmişten bu güne ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardıkları her türlü özelliklerin tümüne kültür denir. Giyim kuşamdan kilime, saygıdan sevgiye, yaşam şeklinden çalışma şekline, müzikten dansa ve daha sayamadığımız yüzlerce konunun tümüdür kültür. Bütün yaşam parçalarını kapsar. Kültür geçmişimiz ve geleceğimizdir, bizim köklerimizdir. Ciddi bir bilgi deposu olmak ile birlikte internet yanlış bilgi çöplüğüdür aynı zamanda. Saz dersini , dans dersini, hayat içinde kullanılan fakat eğitmen ihtiyacı olan diğer bilgileri yarım yamalak internetten öğrenmek, birikimlerimizi geleceğe yarım taşımak anlamına gelmez mi? Ya sonrası! TESTİ KIRILMADAN HAREKETE GEÇELİM Hollanda’da yaşayan toplum olarak öncelikle lider vasfı taşıyan,Stk ve diğer kurum ve kuruluşların hassasiyet göstermeleri ve bu hassasiyetin aile ye kadar inmesi gerekmektedir. Lokomotif görevi olan kişilerin ihtiyaç olan alanlarda elini taşın altına koyması ve maddi manevi çıkar beklemeden uygun alan ve ortamlar yaratması mecburidir. Hollanda’da Türk toplumu adına müthiş bir kültürel boşluk söz konusudur ve bu boşluk bir-iki kurum veya şahıs ile çözülebilecek aşamada değildir. Zor olan ama mecbur olduğumuz birlikte planlama ve çalışma ihtiyacı zaruridir. Hollanda Türk toplumu kapasitesi bunu fazlası ile başaracak seviyede olmakla birlikte ne yazık ki uzak hedeflerden biri bile değildir! Kişisel ve bölgesel yapılan çalışmalar genel anlamda etkisiz kalmaktadır. Testi kırılmadan harekete geçmek gerekmektedir. BİR ADA KURALIM Hollanda yaşamının bizlere kattığı bir çok olumlu konuya karşılık bizler gerçekten Hollanda toplumuna kendi kültürümüzü yada birikimimizi sunabiliyor muyuz? Yada şunu sormalı mıyız kendimize: Ne kadar sahibiz kültürümüze ki sunabilelim? Hareket etmek lazım öteleştirmeden, tespit etmek gerek geç kalmadan. Hollanda’da YABANCI, Türkiye’de ALMANCI olmak basit olmasa gerek. Bir ada kurmalıyız içinde bilgi olan, kültür olan, sevgi olan. Hatta mümkünse saygı olan!
Türkçe müziğin adresi...
www.sonfm.nl
işi sevmiyor ve mümkün olsa en kısa sürede başka bir işe geçmeyi istiyor. Mart ayı başında Effectory tarafından yayınlanan ‘‘Çalışan Hollandalılar arasında gizli potansiyel’’ adlı raporda yer alan bu bilgilerin büyük ölçekli bir araştırmaya dayandığı belirtildi. Effectory, araştırmanın yapılan son büyük ölçekli bir çalışma olduğunu kaydetti.
Mum yak, kalbini koru
HIZLANAN teknolojik sosyal paylaşım siteleri ünlüleri takip etmeyi bir tık ötede bulunduruyor. Hem de birinci ağızdan ünlülerin neler yaptığını görmek mümkün artık! Biz de bu sayımızdan itibaren sizler için ünlüler İnstagram’da hangi fotoğrafları paylaştılar, twitter’da nasıl mesajlar yolladılar,
yine Twitter fenomenlerinden yazı ve esprili resimleri editleyip sizlere sunacağız. Sizde bu sayfada yer almasını istediğiniz resim ya da yazılarınızı bize yollayın, değerlendirme sonrasında bu sayfamızda yayınlansın. Mail adresimiz: manset@sonmedia.nl
MANŞET TAKVİM
Beyoğlu Geceleri kaçmaz 8 MART ve her cumartesi günü Amsterdam’da düzenlenen “Beyoğlu Gecesi” 7 yıldır adını ispatlayan eğlencelerin başında geliyor.
7 Mart 8 Mart
9 Mart 14 Mart
15 Mart
meği Diyetisyen ek dedi, m zı kesmen la k yiyo3 aydır kesereflık var ha rum. Bi tu lım, bi ama dur baka rhalde he ır bildiği vard
16 Mart
21 Mart
Harem Canlı Müzik Harem Lounge / Den Haag Anatolian Folk Jazz Cafe The Library / Rotterdam Beyoğlu Gecesi – Cinetone / Amsterdam Dünya Kadınlar Gününe Süper Açılış Obam / Wuustwezel Ekin Live – Club Sess / Uithoorn Harem Canlı Müzik Harem Lounge / Den Haag Türkü ve Halay Gecesi Atlas Partycentrum / Amsterdam Kadınlar Matinesi Zitplaza / Zwolle Kadınlar Matinesi Melody Lounge / Tilburg Arabic meets Turkish Twins Hengelo / Hengelo Beyoğlu Akustikhane Cinetone / Amsterdam Harem Canlı Müzik Harem Lounge / Den Haag Ersin Güloğlu - Özlem Özen Live Club Sess / Uithoorn Harem Canlı Müzik Harem Lounge / Den Haag Melodi – Zaal Waarbeek / Hengelo Tiyatro: Çapkın Dede Trefcentrum Unitas / Eindhoven Yurttan Sesler - Larenkamp / Rotterdam Egeliler Aile Eğlencesi Deniz Düğün Salonu / Eindhoven Ankaralı Yasin - Oğuzhan Saraç Live Club Sess / Uithoorn Kadınlar Matinesi Partycentrum Haantje / Bunschoten Harem Canlı Müzik Harem Lounge / Den Haag
manset@sonmedia.nl
Demir eksikliği zekayı geriletiyor
İNSAN sağlığı için gerekli olan demir elementinin eksikliği zeka geriliğine de yol açabiliyor. Vücuda dışarıdan alınan bir madde olan demir elementi, insan sağlığı açısından gerekli elementlerin başında geliyor. Hemoglobinin temel yapısını oluşturan demir elementi eksikliğinde, kansızlık yaşanıyor.Uzmanlar, sık rastlanılan demir ele-
menti eksikliğinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunuyor. Hamileler, emziren anneler, çocuklar, büyüme çağında olan ve aşırı adet kanaması geçiren genç kızlar risk grupları arasında yer alıyor. Demir minerali ise, pekmez, kuru kayısı, kuru üzüm, kırmızı et, karaciğer, balık, yumurta, badem gibi besinlerde bol miktarda bulunuyor.
Ölümü bilen kan testi bulundu SAĞLIKLI bir kişinin önümüzdeki 5 yıl içinde ölme ihtimali nedir? Finlandiya ve Estonyalı araştırmacılar bu soruya cevap verebileceklerini düşüyor. Finlandiya ve Estonyalı bilim insanları, kandaki 4 değerin belirleyici özellikte olduğunu ve yapılacak bir kan testi ile kişini 5 yıl içinde ölme ihtimalinin olup olmayacağının anlaşılaca-
ğını savunuyor. Sağlık sorunu olmayan 17 bin kişinin kanlarındaki yüz farklı biyomoleküle bakan araştırmacılar, bu kişilerin sağlık durumlarını 5 yıl boyunca takibe aldı. Araştırma süresinde bu kişilerden yaklaşık 700'ü kalp ve kanser de dahil çeşitli hastalıklar nedeniyle öldü.
13
Bir halk kahramanı Recep Survivor’da 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
İLK ÜÇ FİLMİYLE İZLEYENLERİ KIRIP GEÇİREN RECEP İVEDİK, YENİDEN KARŞIMIZDA
SonFM Top 20
1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
İNSAN....................................BORA DURAN IRGALAMAZ BENİ.................GÜLŞEN BİRİ VAR ................................HANDE YENER NEYLEYİM İSTANBUL’U .......MURAT DALKILIÇ İLLÜZYON .............................EMRE KAYA BERBAT .................................KEREMCEM FELAKET...............................DEMET AKALIN DÜNYANIN SABAHLARI .......MUSTAFA CECELİ HELAL ETTİM .......................MERVE ÖZBEY ft. ERDEM KINAY GİT.........................................FERHAT GÖÇER MEYHANELER SEN ..............GECE YOLCULARI HAFIZA..................................FUNDA ARAR ft. ENBE ORKESTRASI UNUTMA BENİ ÇİÇEKLERİ....BURCU GÜNEŞ HELALLEŞEMEDİK ...............BETÜL DEMİR NE FARKEDER.......................GÖKHAN ÖZEN GELEMİYORUM YANINA.......ZİYNET SALİ AŞKIN ZİNDANLARI BAHADIR TATLIÖZ ft. ÖZGÜN EYVAH...................................EMRE AYDIN SAYGIMDAN..........................BENGÜ BİR CEVABIM VAR MI? .........GRİPİN
YÖNETMENLİĞİNİ Togan Gökbakar’ın yaptığı ve başrolünde Şahan Gökbakar'ın oynadığı Recep İvedik serisinin 4. Filmi Hollanda’da gösterime girdi. İlk hafta kapalı gişe oynayan filmin, Türkiye’de ilk 3 günde sinema tarihi boyunca en çok izlenilen film ünvanını aldı. Recep İvedik tiplemesi ile gönüllere taht kuran Şahan Gökbakar'ın yeni
Romantizm, dram ve komedi bu filmlerde
Sadece Sen
SON FM’in katkılarıyla hazırlanmıştır.
Funda klibinde “Ya Ya Ya Ya” dedi
O SES Türkiye Yarışması’na katılarak adından sıkça söz ettiren Funda Demirezen, Tarkan’ın “Şımarık” şarkısına çektiği video klip ile beğeni toplamıştı. Şimdi de Hande Yener’in “Ya Ya Ya Ya” şarkısına ekibi ile birlikte klip çeken Funda Demirezen, sosyal medyada çok konuşulmaya başladı…
Demet Akalın’ın yeni albümü yolda 4 ŞUBAT’TA kızı
Hira bebeği dünyaya getiren ünlü sanatçı Demet Akalın, henüz bebeğin 40’ı bile çıkmadan tempolu çalışmasını sürdürüyor!.. Doğumuna 2 ay kalaya kadar konser vermeyi sürdüren Demet Akalın, ilk konserini de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde verecek. Yeni albümünün hazırlıklarını sürdüren ünlü popçu, stüdyo çalışmalarının son aşamasına geldi.
serileri çekip çekmemesi şimdiden merakla bekleniyor. Konusu: Halk Kahramanı Recep İvedik’in İstanbul’da başlayan ve Maldivlerde ıssız bir adada katılacağı Survivor yarışmasındaki maceralarına kadar uzanan film izleyicisine kahkahayı garanti ediyor. Keyifli bir hafta sonu için bu filmi kaçırmayın.
YAPIMCILIĞINI Boyut filmin üstlendiği dram ve romantizmi birleştiren “Sadece Sen” filminin yönetmenliğini Hakan Yonat üstlenirken, oyuncu kadrosunda ayrıca, Belçim Bilgin, İbrahim Çelikkol, Kerem Can ve Necmi Yapıcı gibi isimler yer alıyor. Konusu: Geçmişi karanlık bir adamın, görme engelli bir kız ile olan aşkı ve yine geçmişi ile alakalı olarak önüne çıkan sorunların konu alındığı filmin tanıtımın da ki dövüş sahneleri ise büyük yankı uyandırmış durumda, şüphesiz ki bir çok izleyici için tipik bir romantik film’den çıkıp daha izlenebilir bir hale gelmesine neden olacak bu kurgunun oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. 13 Mart’ta vizyonda.
Bizum Hoca
SENARYOSUNU Yılmaz Okumuş'un yazdığı ve Serkan Acar'la birlikte yönettiği filmin başrollerinde Cezmi Baskın ve Levent Ülgen'in yer aldığı ‘’Bizum Hoca’’ filmi 20 mart’ta Hollanda da vizyona giriyor. Konusu: Trabzon'un bir köyüne tayini çıkan resmi imamın gelmesi gecikince, köylüler camide namaz kıldıracak olan bir imam arayışına girerler. Yoğun tartışmalar sonucunda, köy halkının sevdiği ama resmi olarak imam olmayan “Bizum Hoca”nın köyün imamı olmasına karar verilir. “Bizum Hoca” imamlığı kabul etmiştir ki, köyün ortasından geçen dereye bir HES inşaatı yapılacağı haberi köyün gündemine bomba gibi düşer. 20 Mart’ta vizyonda
Sürgün İnek
YÖNETMENLİĞİNİ Ayhan Özen’in yaptığı filmin başrollerinde Hasan Kaçan, Şebnem Sönmez ve Vildan Atasever rol alıyor. 2009 yılında Malatya’da yaşanan gerçek bir olaydan esinlenen filmin çekimleri Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük köyünde yapıldı. Aşk ve dram filmlerinin aranan oyuncusu Vildan Atasever’i ilk kez komedi ağırlıklı bir yapımda izleyeceğiz. Konusu: Filmde 28 Şubat sürecinde bir köyde yaşayan enteresan bir olay anlatılıyor. İnsanların televizyonu izlerken bir ineğin çıkan yaygara da, Atatürk büstünü kırmasıyla başlayan olaylar “Bizim de başımıza bir şey gelir mi?” korkusunu yaşamasını eğlenceli bir dille anlatıyor. 6 Mart’ta vizyonda.
Kadir Çetin, Karabüklü sevenleriyle buluştu
KARABÜK Üniversitesi öğrencilerinin yeni kurduğu “Pardon FM” ve “3 Nisan TV-Radyoları”nın birlikteliğinde, Son FM’in sevilen radyo programcısı Dj Kadir Çetin de katıldı. Karabük Üniversitesi’ndeki buluşmada radyo programcılarının halkla sanatçı arasında bir aracı olduğunu belirten Çetin, “Karabük Üniversitesi öğrencileri beni kendine hayran bıraktı. Pardon FM ile büyük iş başarmışlar“ dedi.
Müzik dünyasından gelişmeler
Sibel Can “Galata” ile eski günlerine dönüyor SİBEL Can uzun süredir titizlikle üzerinde çalıştığı ve aşk şarkılarıyla dolu yeni albümü Galata’yı 14 Şubat Sevgililer Günü’nde dinleyicileriyle buluşturdu. DMC etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alacak albümün çıkış şarkısı “Kış Masalı” ilk andan itibaren müzikseverlerin büyük beğenisini topladı... Albümün en büyük sürprizleri arasında yer alan ve albüme de adını veren Halil Sezai'nin bestesi olan
GALATA
POZU
“Galata”, Berksan'ın şarkısı “Narsist” ve “Oh Oh”, bir Sezen Aksu bestesi olan “Şükran”, Serdar Ortaç'ın “Nihayet”, Fettah Can'ın “Erkek Erkeğe” ve müzik dünyasının önemli isimlerinin imzasını taşıyan şarkılardan oluşan albümün fotoğrafları için Güneş Kazdal'ın objektifi karşısına geçen Sibel
Can, iki gün boyunca Galata, Galata Köprüsü, Taksim ve Mısır Çarşısı'nda poz verdi. Fotoğraf çekimleri sırasında bir
ara kapalı çarşının çatısına da çıkan Sibel Can, zorlu şartlara rağmen en iyi fotoğrafı yakalayabilmek için uğraştı. Yoğun konser programı arasında tüm vaktini stüdyoda geçirerek albümü tamamlayan Sibel Can, ilk klibini “Kış Masalı” şarkısına çekti.
www.sonhaber.nl
ALTIN BULMACAYI çözüp, ALTIN ŞİFREYİ bilenler kazanıyor
14
SEN DE ÇÖZ, SEN DE KAZAN
Altın Şifre’yi bilenler arasında yapılacak çekilişle, bir okurumuza 1 adet ÇEYREK ALTIN hediye ediyoruz. Doğru cevabınızı mail yoluyla en geç 18 Mart 2014’e kadar iletin, çekilişe katılıp kazanma fırsatını yakalayın. E-Mail: bulmaca@sonmedia.nl
1 okurumuza ÇEYREK ALTIN hediye ediyoruz. Önemli Uyarı: Kazanan kişiler ödüllerini verilecek adresten kimliğini beyan ederek bizzat teslim alacaktır. Ödüller kesinlikle paraya çevrilemez.
7 Mart 2014
Manşet BULMACA
Haber ve Reklam Gazetesi
SÖZCÜK YERLEŞTİRME
ALTIN BULMACA
1
8
4
7
3
SAYI YERLEŞTİRME 5
6
9
2
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Altın Şifre: SUDOKU / KOLAY
SUDOKU / ORTA
SUDOKU / ZOR
2 BASAMAKLI 16 37 41 43 44 49 50 52 58 61 68 75 76 89 90 94 3 BASAMAKLI 123 181 198 249 256 311 381 412 423 435 485 577 606 628 662 749 753 831 860 988 4 BASAMAKLI 1046 2661 3580 3877 4130 4240 4426 5455 5610 5937 6007 6157 6469 6637 6679 7404 7767 8617 5 BASAMAKLI 13133 35341 35473 53141 65671 67367 76044 76344 83326 85687 89368 89934 93205 6 BASAMAKLI 173302 235938 269500 357001 476663 572383 606679 621360 940156 961330 7 BASAMAKLI 2173904 2306648 2716048 6071643 6215517 6718367 7656261 8536235
Bilgi Panosu
Deventer BaĹ&#x;konsolosluÄ&#x;u
Adres: Keizerstraat 8, 7411 HG, Deventer Telefon: 0570 688 650 Fax: 0570 619 554 E-Mail: consulate.deventer@mfa.gov.tr Acil durumlarda, (Mesai saatleri dÄąĹ&#x;Äąnda ve tatil gĂźnlerinde) 061 359 38 75 numaralÄą telefonla arayabilirsiniz. Ă–nemli UyarÄą: Adli vaka, ĂślĂźm, polise intikal gibi durumlarda baĹ&#x;konsolosluÄ&#x;umuza bilgi verilmesi Ăśnemle rica olunur.
Ă–NEMLÄ° TELEFONLAR Alarm veya Polis: 112 Geen spoed, wĂŠl politie: 0900-8844
Rotterdam BaĹ&#x;konsolosluÄ&#x;u Adres: Westblaak 2, 3012KK, Rotterdam Telefon: 010 201 2000 Fax: 010 201 2050 E-Mail: consulate.rotterdam@mfa.gov.tr Acil durumlarda, (Mesai saatleri dÄąĹ&#x;Äąnda ve tatil gĂźnlerinde) 064 102 45 88 numaralÄą telefonla arayabilirsiniz.
Konsolosluk iĹ&#x;lemleri ile ilgili her tĂźrlĂź bilgiyi www.konsolosluk.gov.tr adresinden edinebilirsiniz.
T.C. Lahey BĂźyĂźkelçiliÄ&#x;i Adres: Jan Evertstraat 15, 2514 BS The Hague | Telefon: 070 302 31 00
manset@sonmedia.nl
15 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
î‚ Ä°LETİŞİMÄ°N GÄ°ZLÄ°LİĞİNE Ă–NEM VERÄ°YORLAR
Kriptolu telefon furyasÄą baĹ&#x;ladÄą KİŞİSEL gizliliÄ&#x;e yĂśnelik kaygÄąlar artarken yĂźksek gĂźvenlikli cihazlar son birkaç aydÄąr tanÄątÄąlmaya devam ediyor. Bunlardan biri de “FreedomPopâ€? Ĺ&#x;irketinin yeni cihazÄą oldu. KiĹ&#x;isel verilerin ve iletiĹ&#x;imin gizliliÄ&#x;ine yĂśnelik kaygÄąlar her geçen gĂźn artÄąyor. Bu nedenle son dĂśnemde yĂźksek gĂźvenlikli ve kriptolu telefonlar revaçta. Art arda yeni modellerin gĂźn yĂźzĂźne çĹktÄąÄ&#x;Äą pazarda boy gĂśsterecek son cihaz “FreedomPopâ€? Ĺ&#x;irketine ait.
Mßjde! iPhone 6'nĹn ekranĹ çizilmeyecek
APPLE, iPhone 6'da devrimsel bir yenilik yaparak bu yepyeni teknolojiyi kullanabilir! TĂźm teknoloji dĂźnyasÄą, iPhone 6'da hangi yeni teknolojilerin kullanÄąlacaÄ&#x;ÄąnÄą merak ederken ortaya çĹkan bir sÄązÄąntÄą, telefon dĂźnyasÄąnda dengeleri deÄ&#x;iĹ&#x;tirebilecek bir haber olarak gĂźndeme damgasÄąnÄą vurdu. iPhone 6'da çizilmelere karĹ&#x;Äą kendini tamir edebilen Ăśzel bir ekran kullanÄąlacak. Bu sayede telefonun eskimesi oldukça zorlaĹ&#x;acak ve iPhone 6'nÄąn gĂśz alÄącÄą parlak ekranÄą ilk gĂźnkĂź kadar yeni gĂśrĂźnecek.
128 BÄ°T ŞİFRELEME Kod adÄąnÄą eski NSA analisti Edward Snowden’dan alan yeni cihaz “Snowden Phoneâ€? olarak adlandÄąrÄąlÄąyor. Ticari ismi “Private Phoneâ€? olan cihazÄąn 128 bit Ĺ&#x;ifreleme ile tĂźm ses ve metin çaÄ&#x;rÄąlarÄąnÄą yĂźksek koruma altÄąnda tutabildiÄ&#x;i belirtiliyor. ANONÄ°M WEB İÇİN VPN AyrÄąca, cihazÄąn anonim web tarama için VPN ĂśzelliÄ&#x;i de bulunuyor. Samsung'un neredeyse 3 yaĹ&#x;Äąndaki cihazÄą Galaxy S2'nin donanÄąmÄąna sahip Priva-
te Phone'un yĂźksek performanslÄą birincil telefon deÄ&#x;il, gĂźvenlik amaçlÄą ikincil telefon olarak kullanÄąlmasÄą Ăśn gĂśrĂźlĂźyor. YĂœKSEK GĂœVENLÄ° CÄ°HAZLAR Son dĂśnemde tanÄątÄąlan ve yĂźksek gĂźvenliÄ&#x;e odaklanan cihazlarÄąn açĹlÄąĹ&#x;ÄąnÄą MWC 2014'te gĂśrĂźcĂźye çĹkan BlackPhone (fotoÄ&#x;rafta gĂśrĂźlĂźyor) yapmÄąĹ&#x;tÄą. Bu cihazÄąn ardÄąndan, hava araçlarÄą Ăźreticisi Boeing firmasÄą da geçtiÄ&#x;imiz gĂźnlerde kendi kriptolu telefonu Boeing Black’i tanÄątmÄąĹ&#x;tÄą.
Kingston’dan telefonlar için harici 64GB bellek
KÄ°NGSTON, Android akÄąllÄą telefonlar ve tabletlerin depolama alanÄąnÄą arttÄąracak çift arayĂźzlĂź yeni DataTraveler microDuo USB belleÄ&#x;ini satÄąĹ&#x;a sunuyor. Kingston Technology’nin Flash bellek Ĺ&#x;irketi olan Kingston Digital Inc., yeni DataTraveler microDuo belleÄ&#x;ini duyurdu. USB ve microUSB belleklerini ufak ebatlarda bir araya getiren DataTraveler microDuo, kullanÄącÄąlarÄąn Android tabletleri ve akÄąllÄą telefonlarÄą için de harici depolama birimine sahip olmasÄąna olanak saÄ&#x;lÄąyor. DataTraveler microDuo, mobil cihazlarÄąn depolamasÄąnÄą 64GB’a kadar arttÄąrabilmek için microUSB yuvasÄąnÄą – sÄąklÄąkla Ĺ&#x;arj etmek için kullanÄąlan - kullanÄąyor. Bu durum Ăśzellikle microSD kart yuvasÄąna sahip olmayan akÄąllÄą telefonlar ve tabletler için çok ama çok daha yardÄąmcÄą olur nitelikte. USB On-The-Go ĂśzelliÄ&#x;ine sahip her cihazla kullanÄąlabilen bellek, çift arayĂźzĂź sayesinde mobil cihaza baÄ&#x;lÄą olduÄ&#x;u zaman kullanÄącÄąlarÄąn PC Ăźzerinden kablosuz dosya transferi yapabilmesini saÄ&#x;lÄąyor.
% & 1 7 % " , * & 4 5 7 0 0 3 & & / " / % 8" " 3 / * & 5 + & " ' , 0 .4 5 ." " 3 + & 5 0 & , 0 .4 5 5 & 5 & & / / & % & 3 " / % 8" " 3 * & % & 3 & & / & & / & & 3 * + , & , " / 4 , 3 * + ( 5
% J F E F S J L 4 B NT P N
3 & " * $ 0 4 3 & , 3 & 5 4 % / " /&%&34 5 & . ." " 3 5
www.sonhaber.nl
16 7 Mart 2014
Haber ve Reklam Gazetesi
Milan’dan Arda’ya çılgın teklif
İSPANYOL basınında yer alan haberlere göre, Arda’nın sezon sonu takımdan ayrılabileceği sinyali verildi. Galatasaray’ın altyapısında yetişen yetenekli oyuncu Arda TuMİLYON ran’ın sezon sonunda İtalyan kulüp AC Milan’a transfer olacağı konuşuluyor. Haberlerde Arda’yı kesinlikle sat-
mak istemeyen Atletico Madrid başkanının bu sezon sonu çaresiz Arda’dan vazgeçmesi gerektiğine değinildi. Arda’ya gelen teklifler arasında en ciddi rakamın AC Milan tarafından teklif edildiği bildirildi. Eurosport haber sitesinde yer alan habere göre, AC Milan Arda için 30 milyon euro’yu gözden çıkardı.
Avrupalı gençleri yakından izliyoruz
30
Manşet SPOR
MİLLİ TAKIMLAR BAŞ YARDIMCI ANTRENÖRÜ VE ESKİ GALATASARAYLI HAMZA HAMZAOĞLU:
Süper Lig ekiplerinden Akhisar Belediyespor'un teknik direktörü ve Türkiye Milli Futbol Takımı Baş Yardımcı Antrenörü Hamza Hamzaoğlu, futbola İzmir'de başlayıp 1991’de geldiği Galatasaray'da 1993 ve 1994'te şampiyon takımda yer aldı. Galatasaray'da başarıdan başarıya koşan Hamza Hamzaoğlu Manşet’in konuğu oldu.
Kamp esnasında Manşet’e vakit ayırdı Devre arası kampında Antalya’da bulunan Akhisar Belediyespor’un hocası Hamza Hamzaoğlu, arkadaşımız Serap Torremans’la konuştu. Hamza özellikle Avrupa’da amatör kulüplerde oynayan gençlerle ilgilendiklerini belirterek, “Onları Türk Milli Takımı’na kazandırmak için profesyonel bir ekiple çalışıyoruz” dedi.
Sizinle iki sene önce Denizlispor teknik direktörü olarak görüştüğümde Türkiye’de gençlere şans verilmediği için uzun vadede başarılı olamadığımızı söylemiştiniz, şimdi milli takımdasınız, bu görüşünüzü burada değerlendirecek misiniz? Hamza: Hala genç oyuncuya şans vermek kolay değil, çünkü başarının öncelikle beklenti
olduğu yerde futbolcuların gelişmesini bekleyemiyorsunuz. Biz şuan kendilerini geliştirecek ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Peki, simdi milli takımlarla beraber daha çok imkan var elinizde, federasyonun buna yaklaşımı nasıl? Arama, yetiştirme, tesis, bütçe. Hamza: Zaten Fatih Terim milli takıma başladığında bir değişime gidileceğinin sinyallerini verdi, burada bugün iki karma takım var ve biz bu tür maçları izliyoruz. Bu sayfayı belki de bir çok futbolcu olma hayalinde gençlerimiz okuyacak! Avrupa’da yaşayan Türk gençlerini izliyormusunuz?
İzliyorsanız, öncelikleriniz neler? Hamza: İzliyoruz. Avrupa’da bu konuyla ilgilenen TFF’ye bağlı antrönerlerimiz var. Belli standartlar olması gerekiyor. Eğitim, aile alt yapısı, sosyal hayatı, becerisi ve profesyonel bir alt yapısı olması önemli. Önümüzde Avrupa şampiyonası eleme maçları olacak sanırım bunun için ön hazırlıklar başladı mı?
ÖNEM VERİYORUZ Hamza: Hazırlıklarımız göreve başladığımızdan bugüne var ve devam ediyor. Özellikle 2’nci takım
olarak düşündüğümüz gençlerimize daha çok önem vererek, onları hazırlıyoruz. Diğer tarafta fikstür ve rakiplere göre de bir çalışma planımız başladı. Hem kulüp hem milli takım çalıştırıyorsunuz, en çok zorlandığınız nokta nedir? Hamza: Zaman olarak daha çok mesai harcıyorum, ama şuan benim çalışmam, üretmem gereken zamanım. O yüzden yaptığım işi çok zaman harcamama rağmen seviyorum ve mutluyum.
SERAP TORREMANS | ANTALYA
Kış Olimpiyatları’nda Hollanda’dan rekor! GEÇTİĞİMİZ ay Rusya’da düzenlenen olimpiyatlarda yaklaşık 50 milyar dolar harcandı. Olağan üstü güvenliğin sağlandığı turnuvaya 88 ülke katıldı. Hollanda’nın olimpiyat takımı da bir rekora imza attı. Hem kadın hem erkeklerde yapılan tüm buz pateni yarışmalarında Hollanda’lı sporcular, madalya kazanmayı başardılar. Böylece Soçi’ye en az sayıda sporcu ile giden ülkelerden biri olan Hollanda, toplam 24 madalya alarak 5. oldu. Turnuvanın 4’üncülüğünü ABD, 3’üncülüğünü Kanada, 2’nciliğini Norveç alırken, ev sahibi olan Rusya 13’ü altın, 11’i gümüş ve 9’u bronz olmak üzere toplam da 33 madalya kazanarak turnuvanın birincisi oldu!
2014 Dünya Kupası
1930’dan bugüne Dünya Kupası...
heyecanı esmeye başladı URUGUAY 1934 FIFA 1929'da, ilk Dünya Kupa-
İLK
sı'nın ertesi yıl, yani 1930 yılında Uruguay'da düzenlenmesini kararlaştırdı. Uruguay o dönem futbolda iddialı bir ülkeydi, 1924 ve 1928'deki olimpiyatlarda futbolda altın madalya kazanmıştı. İlk Dünya Kupası'na 13 ülke katıldı. Bazı Avrupa ülkeleri ise kupaya katılmayı reddetti. Dünya Kupası'nın ilk golünü Fransa'nın Meksika'yla oynadığı maçta Lucien Laurent attı. Yarı Finaller: Arjantin: 6 ABD: 1 Uruguay: 6 Yugoslavya: 1 Final: Uruguay: 4 Arjantin: 2 ŞAMPİYON: URUGUAY
ŞAMPİYON
İTALYA 1934 İtalya’nın lideri Benito Mussolini, Dünya Kupası'nı ideolojisini yaymak için eşsiz bir fır-
sat olarak görmüştü. Ev sahibi ekip Çekoslavakya'yı adeta nefes kesin bir finalde uzatmada 2-1 yenerek kupanın sahibi oldu. Kupaya katılan takımlar ise ilk kez eleme turlarını aşarak organizasyonda yer aldı. Yarı Finaller: İtalya: 1 Avusturya: 0 Çekoslavakya: 3 Almanya: 1 Final: İtalya: 2 Çekoslavakya: ŞAMPİYON: İTALYA