1
2
3
Karyalılar, Milattan önce 11. yüzyıl ile 5. yüzyıl arasında Anadolu’nun güneybatı köşesinde üst düzey bir medeniyet geliştirmiş olan bir Anadolu kavimi. Bu bölgede kurdukları ilk ve önemli liman kenti ise Physkos, yani bugünkü adıyla Marmaris. Physkos, Karya dilinde “doğakenti” anlamına geliyor. Karyalılar kurdukları şehre bu ismi, çevresinde doğanın tüm güzelliklerini barındırdığı için vermişler. Marmaris’in çevresi bugün de Dünyanın en özel doğal alanla-
T.C. Marmaris ve Çevresi Turizm Alanı Altyapı Hizmet Birliği MARTAB “Ücretsiz Tanıtım Yayını”
Bölge Haritası Künye ve İçindekiler Sunum Akçapınar
Bu yayın T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın desteklediği “ Marmaris Turizm Birliği Köyleri Kırsal Turizm Envanteri” projesi kapsamında hazırlanmıştır. İçerik ile ilgili tek sorumluluk Marmaris Turizm Birliği’ne aittir ve T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın görüşlerini yansıtmaz.
Gökçe
Proje Sahibi
Çamlı
Marmaris Turizm Birliği (MARTAB)
Çetibeli Karaca
Proje İştirakçileri Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Marmaris BYK Marmaris Tüm Muhtarlar Derneği
Yeşilbelde
Faaliyet Koordinatörü Sedat KİRT
Orhaniye
Faaliyet Koordinatör Yardımcısı Ayça Asuman KÖPRÜLÜ
Hisarönü Turgut Selimiye Söğüt
Pazarlama ve Tanıtım Uzmanı İsmail Nejat ÖZBOZDAĞ Köy Envanter Danışmanı M. Şükrü DENİZHAN Katkı Sağlayanlar Vahap AKKAYA, Nurdan KAN, İsmet Kamil ÖNER, MARFOD Grafik / Tasarım Ferhat ÜZÜM
4
Haziran, 2012
Taşlıca Bayır Osmaniye Adaköy Köy Pazarları ve Ulaşım Tabloları Meteorolojik Veriler Tablosu
1 2
rından birisi. Bölgenin büyük bölümü milli park alanı. Çeşitli yasalarla uzun yıllardır koruma altında. Marmaris merkezi her ne kadar çağdaş bir kent haline dönüşmüş olsa da yanı-
3
başındaki doğal güzellikleri ve kırsal yaşam alanlarını görenler
5
kendilerini “Yeryüzündeki Cennet”e gelmiş kabul ediyorlar.
11 17
Marmaris çevresindeki 15 köy, bu Yeryüzü Cenneti’nin gerçek hazinesi. Toprakla-
23
rının altında henüz el değmemiş binlerce yıllık tarihi saklayan, verimli arazilerinde
29
Türkiye’nin en lezzetli sebze ve meyvelerini yetiştiren, dantel gibi koylarıyla Dünya denizcilerinin buluşma noktası olan 15 köy.
35 41
Her geçen gün daha fazla yerli ve yabancı turistin
47
ziyaret ettiği köylerin neredeyse tamamı antik
53
döneme ait kalıntılar barındırıyor. Loryma (Bozukkale), Kedrai (Sedir Adası), Hydas (Selimiye),
59
Erine (Hisarönü), Castabus (Pazarlık), Thyssanos
65
(Söğüt), Phoenix (Taşlıca), Bybassos (Orhaniye),
71
Euthenna ve Amnistos (Karaca), Syrna (Bayır) ile
77
Nimara (Adaköy) asırlar öncesinden günümüze miras kalan izlere sahip. Bölgede bastığınız her
83
toprak parçasının üstünde binlerce yıl önceden
89
başlayarak sırasıyla Karya, Yunan, Mısır, Asur,
95
İyon, Pers, Makedon, Suriye, Roma, Bizans, Selçuklu
96
ve Osmanlı medeniyetlerinden insanların adım attığını düşünmek farklı bir heyecan yaratıyor.
5
Yılın en az 300 gününü güneşli geçiren, kış aylarında ılık ve yağmurlu bir iklim yaşayan 15 köyde organik tarım yapılıyor. Sebze ve meyvenin en doğalı, en lezzetlisi yılın 12 ayı boyunca köy kahvaltılarında, öğle ve akşam yemeklerinde masanıza geliyor. Dünyaca ünlü Marmaris çam balı da yine bu köylerde üretiliyor.
“Mavi Yolculuk” turlarının ortaya çıktığı koyların kenarında kurulu köyler her yıl tekneleriyle gelen Dünya ünlülerini de ağırlıyor. Küçük ama ihtiyaca cevap verebilecek tesislerin bulunduğu koylar, yeşil çam ormanlarıyla türkuaz mavi suların iç içe olduğu çok özel yerler. Ege ve Akdeniz’in buluştuğu bu bölge, bol oksijeni ve düşük nem oranıyla da ömrü uzatıyor. Bugün Marmaris çevresinde 100 yaşına yaklaşmış ancak dinç ve çalışkan köylülere sık sık rastlayabilirsiniz.
“Kırsal Turizm İçin 15 Özel Köy” isimli bu yayın sizi Gökova Körfezi kıyısındaki Akçapınar köyünden başlayan bir yolculuğa çıkaracak. Sırasıyla Gökçe, Çetibeli, Çamlı, Karaca, Yeşilbelde, Hisarönü, Orhaniye, Turgut, Selimiye, Söğüt, Taşlıca, Bayır ve Osmaniye köyleriyle süren keyifli seyahat Marmaris kent
6
merkezi yakınlarındaki Adaköy’de son bulacak. Yoğun iş temposundan ve sıra-
Muğla’nın Ula ilçesine bağlıdır. Okaliptüs ağaçlarının tünel şeklinde sıralandığı yol köyün en önemli simgesi durumundadır. Ağaçlar, zamanın
dan şehir yaşantısından uzakta bir tatil düşleyenlerin ilgisini çekeceğine inan-
Muğla Valisi Recai Güreli tarafından 1939 yılında bataklığı kurutmak ve Gökova’dan Marmaris’e geçişi sağlamak amacıyla diktirilmiş. Uzun yıllar
dığımız Marmaris Köyleri’ni önce okuyup, sonra keyifle yaşamanızı diliyoruz.
kullanılmış. Bugün, turist gruplarına özel olarak fotoğraf molası verilen bir “anıt yol” işlevini görüyor.
7
Balıkçılığın ana geçim kaynağı olduğu köyde evlerde ve 2 restoranda deniz ürünleri ile yapılan yemekler öne çıkar. Balık buğulama, kalamar dolma, karides dolmanın yanısıra bulgur pilavı, yoğurtlu biber, keşkek, kış aylarında tarhana çorbası ve turşu başı çeker.
Marmaris’e gelen veya ayrılan yolcuların uğrak yerlerinden birisi olan Akçapınar’ı en önemli ziyaret nedeni tost, ayran veya taze meyve suyu ile tatlandırılan kısa molalardır. Köyün bakkal ve marketlerinde satılan tarhana çorbası, reçel, turşu, bal, yağ, kuru ot, kurutulmuş gıda, pekmez, ezme, salça, tarhana, Köy, adını köyün içinden geçen pınardan almış. Göçlerle kurulmuş, geçmişi çok eski olmayan bir köydür. Doğal sit alanı içinde yeralmaktadır. Bölgedeki diğer köyler gibi
erişte, nar ekşisi, bulgur, zeytin, sabun gibi organik ürünler de ziyaretçiler için önem taşıyor.
aynı zamanda Özel Çevre Koruma Alanları içerisindedir. Bu nedenle, imarlaşma oranı çok düşük kalmış. Dünyaca ünlü Gökova Körfezi kıyısındaki köylerden birisi olmasına rağmen asıl geçimini turizmden değil, ama yine aynı körfezin bir başka zenginliği olan balıkçılıktan sağlar. Yine tarım ve hayvancılık turizm sektöründen önde gelir. Köyde yetişen tarım ürünleri arasında susam, narenciye çeşitleri, nar, avokado ve kivi bulunuyor.
8
9
Köy turizmini canlandırmak için muhtarlığın Akçapınar azmağını kano sporuna elverişli duruma getirme yolunda girişimleri var. Ayrıca rüzgâr sörfü ve uçurtma sörfü (kite surf) açısından yanıbaşındaki Akyaka beldesi gibi gelecekte tercih edilen bir yer olması bekleniyor. “Uzun Plaj” olarak adlandırılan plajı, henüz çok bilinmeyen, bakir kalmış haliyle ve kumsalıyla sakin bir yer arayanlar için önemli özelliklere sahip.
Kuşların göç yolu üzerinde bulunan Akçapınar’da “Kuş Gözlemciliği” son yıllarda ziyaretçi çeken bir turizm hareketi. Köyü en çok mesken tutan kuş türü ise leylekler.
10
11
Tarihi: Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın 1522 yılındaki Rodos Seferi geçiş yolu üstünde olan bu bölgede bataklık araziden ordusunun geçişi için çok sayıda taş köprü yaptırdığı biliniyor. Köprülerden geriye çok fazla bir şey kalmamış. Köy halkının çoğunluğu Toros yörüklerinden. Köyün adı resmi kayıtlarda ilk kez 1944 yılında anılmış.
Nüfus: 563 (2011 yılı) Konut sayısı: 258 Okuma-yazma oranı: % 95 Görülecek yerler: Okaliptüslü yol, Uzun Plaj (uçurtma sörfü), azmak Ana geçim kaynağı: Balıkçılık, tarım, hayvancılık, arıcılık
Bitki türleri: Kızılçam, okaliptüs Hayvan türleri: Leylek, domuz, su kaplumbağası, yaban kazı, yaban ördeği, su lökleşesi, balık çeşitleri (lagos, sinarit, kefal, kalamar, karides) Yol ve ulaşım: Marmaris’e 24 km, Muğla’ya 32 km uzaklıktadır. Marmaris-Muğla arasında her 15 dakikada bir karşılıklı yapılan seferlerle ulaşılabilir.
İdari olarak Muğla’nın Ula ilçesine bağlı olan köy, Marmaris-Muğla karayolu üstünde, narenciye bahçeleriyle dikkat çeker. Gökova Körfezine bakan yamaçta; beyaz renkli, 2 katlı, kiremit çatılı yöreye özgü evler köye bir kimlik kazandırır. Komşu köyler gibi halkın kökeni Yörüklerdir. İlk yerleşim bugün “Eski köy” adıyla anılan güneydoğu yamacında bulunuyor. Burada yaşayan insanlar uzun yıllar hayvancılıkla uğraşmışlar, yazın yaylalarda, kışın köyde bulunmuşlar.
12
13
Asıl geçim kaynağı tarımdır. Narenciye, arıcılık, hayvancılık köy halkının yaşam temelidir. Yılın 12 ayı yol kenarında bulunan restoran ve marketlerde taze portakal suyu içmek mümkün. Köyde üretilen çam balı da yine yol kenarında tezgâhlarda satışa sunulur. Yaz aylarında köyün
balıkçılarının
günlük
olarak yakaladığı balıklar da yine aynı şekilde yol kenarında satılır.
Gökçe köyünün Gökova kıyısındaki denizi, komşu Akçapınar köyü gibi rüzgâr sörfçülerinin uğrak yerlerinden birisidir. Köy içinde ise şu anda turizm amaçlı 5 villa yıl boyunca hizmet vermektedir. Köy merkezinden denize doğru doğa yürüyüşü yapacak olursanız Yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte tarımla uğraşmaya başlanmış. 1992-93 yıllarında yerleşim alanı genişlemiş ve köyün nüfusu hızla artmış. Bugün köydeki hane sayısı 600 civarında.
mevsimine göre çok çeşitli kuş türü görme olanağına sahipsiniz. Kasım-Mart ayları arasındaki narenciye mevsiminde altın sarısı portakal ve mandalina ağaçları arasındaki beyaz renkli köy evleri ise fotoğraf meraklıları için gerçek bir “Akdeniz” tablosu oluşturur. Yürüyüşünüz sırasında ya da aracınızla geçerken zaman yaratabilirseniz Marmaris-Muğla karayolu kenarındaki tezgâhlardan taze sıkılmış portakal suyu içebilir, gözleme yiyebilirsiniz.
14
15
Köyde özellikle kadınlar için el beceri ve halıkilim dokuma kursları sürekli olarak düzenlenmektedir. Köy düğünlerinin vazgeçilmezi “keşkek” burada daha fazla sevilir. Köy halkı arasında “Düğün ne zaman yapılacak?” yerine “Ne zaman keşkek yiyeceğiz?” diye sorulur. Kız isteme geleneksel olarak pazar veya perşembe günleri olur.
Keşkek, bölge köylerinin en sevilen düğün yemeğidir.
Deniz Börülcesi, Gökçe’nin kıyı kesiminde yoğun şekilde yetişen bir bitkidir.
16
17
Tarihi: Köyün ilk yerleşimcileri olan Yörükler Teke yöresinden gelmişler. Bölgenin bir başka köyü Hisarönü’nden ve Denizli’nin Kozdağı’ndan da gelenler olmuş. Göçebe yaşamdan köy düzenine 1939 yılında geçilmiş. Ünlü seyyah Evliya Çelebi Marmaris’e gelirken buralardan geçmiş ve “Cennetin başlangıcı burası olsa gerek” diyerek sığla, buhur, çam ormanlarını anlatmış. İlk kurulduğu yıllarda adı asma çardağı anlamına gelen “Ferek”miş. 1989 yılında Gökçe ismiyle köy statüsü kazanmış.
Nüfus: 1328 (2011 yılı) Konut sayısı: 600 Okuma-yazma oranı: % 99 Geçim kaynağı: Tarım, narenciye, balıkçılık, arıcılık Görülecek
yerler:
Narenciye
bahçeleri, plaj Yol ve ulaşım: Marmaris’e 22 km, Muğla’ya 34 km uzaklıktadır. MuğlaMarmaris karayolu köyün ortasından geçer. Muğla-Marmaris arasında her 15 dakikada bir karşılıklı sefer yapan midibüslerle rahatlıkla ulaşılır.
Bitki türleri: Kızılçam, sığla, okaliptüs,
Nüfusuyla ve konut sayısıyla bölgenin en küçük köylerinden birisidir Çetibeli. Marmaris’e ve Gökova’ya karşı çok yakın olmasına
bergamot, kekik, adaçayı, karabaş otu
karşın turizmden neredeyse hiç pay alamayan köyün ana geçim kaynağı hayvancılık. Arıcılık, bal üretimi ve tarım da köy ekonomisinin
Hayvan türleri: Yaban domuzu, tilki,
diğer önemli gelir kapıları. Köyün adının kaynağı için 2 farklı söylenti var. Yaygın söylentiye göre köy adını bir zamanlar bölgede yol
balarısı, ayı
kesen çetelerin varlığından dolayı çetelerden almış ve “Çetebeli” ismi zaman içinde Çetibeli’ne dönüşmüş. Diğer inanış ise bölgede görülen dikenli “çeti” bitkisinin köye adını verdiği yönünde.
18
19
20
1800’lü yıllarda Yörük yerleşimiyle oluşmaya başlayan köyde o
Bölgenin diğer köylerinden en önemli farkı bir imar planına sahip
yıllardan günümüze ulaşan taş evler de var. Marmaris-Muğla
olmasıdır. Bu nedenle, köyde yazın Marmaris sıcağından kaçan çok
karayolunun kenarında kurulu olan köydeki evler, Karadeniz’deki
sayıda ailenin yazlık konutu bulunur. Bahçe düzenlemeleriyle dik-
kırsal yerleşimleri andırır şekilde dağınık halde yapılanmış.
kat çeken evlerin bahçesinde rengârenk her türlü bitki görülebilir.
Köyün içinden geçen dere, köy toprağına bereket katar. Çevresi
ayından, yapraklarının kızıla dönüşerek döküldüğü Aralık ayına
çam ve sığla ağaçlarıyla kaplı olan köy, yürüyüş yapmak isteyen-
kadar eşsiz bir manzara ve bir o kadar güzel amber kokusu su-
ler için de uygun coğrafi koşullar sunar. Marmaris bölgesinin en
nar. Köyden geçenlerin yeterli zamanı olursa endemik bitki özelliği
önemli doğal değeri olan Sığla ağacı (Liquidamber oreantalis) Çeti-
taşıyan sığla ağacını yakından tanımak için durmalarını ve orman
beli çevresinde yoğun olarak bulunur. Yeşillenmeye başladığı Mart
içinde yürüyüş yapmalarını öneriyoruz.
21
Köyün en yüksek tepesindeki kalıntılar bir kalenin veya gözetleme kulesinin varlığına işaret ediyor ancak bugüne kadar arkeolojik bir araştırma yapılmadığı için hangi döneme veya medeniyete ait oldu-
Köyün en önemli tarımsal bitkisi pırasa. Lezzetli pırasa yemeklerinin yanında “lak lak” adı verilen patlıcan yemeği de meşhur. Ayrıca ebegömeci, kerdime, kazyak, turp ve körmen otları böreklerin içinde ya da zeytinyağlı olarak tüketiliyor.
ğu bilinmiyor.
Köy çevresindeki ormanlık ve sulak alanlarda ayı, domuz, tilki, kirpi, porsuk ve bölgede ender bulunan vaşak görülebilmektedir. Kuş çeşitliliği de fazladır. Köylüler ekili tahıl Her ne kadar Çetibeli’nin denize kıyısı yok diye bilinse de aslında
etkilenmemek mümkün değil. Köyde turizme hizmet veren bir at
arazilerine zarar veren domuzdan, çambalı ürettikleri kovanlarını yok eden ayılardan
harika bir plaj Çetibeli sınırları içerisinde kalıyor. Akçakapız Yalısı
çiftliği ile yol kenarında tarihi bir değirmen bahçesinde kurulu bir
oldukça şikâyetçiler! Vaşak ise bölgede son yıllarda sıkı korunan ve sayısı artan bir tür
isimli bu plaj köye yolla bağlanmadığı için yabancılar tarafından hiç
restoran var. Bu değirmen Marmaris çevresindeki en eski değirmen
olup, köylülerin ormanda sık karşılaştığı hayvanlardan birisi.
bilinmez. Köyün ardındaki tepelikleri aşıp Gökova körfezine birleşen
olarak da biliniyor.
noktaya vardığınız zaman bu turkuaz mavisi suların görüntüsünden
22
23
Adaçayı
Nüfus: 380 (2011 yılı) Konut sayısı: 120 Okuma - yazma oranı: % 98 Ana geçim kaynağı: Hayvancılık, arıcılık, tarım Görülecek yerler: Asartepe, Akçakapız sahili, Sığla ormanı Yol ve ulaşım: Marmaris-Muğla karayolu köyün içinden geçer. Marmaris’e 16, Muğla’ya 40 km uzaklıktadır. Marmaris-Muğla arasında her 15 dakikadaki karşılıklı seferlerle Çetibeli’ne de rahatlıkla ulaşılabilir. Kekik
Tarihi: Çamlı köyünün bir
Bakır Süs ve Ev Eşyaları
mahallesiyken sonraları köy statüsü kazanmış. Yerleşimin tarihi 1850’li yıllara dayanır. Gökova ile bu ovanın limanı konumundaki Marmaris arasında deve kervanı yollarının
Doğa ve tarih kavramlarıyla ziyaretçilerini en estetik biçimde buluşturan, yeşilin en bol olduğu ve bölgenin en çok ziyaret edilen
bir geçidi olarak kullanılmış.
köylerinden birisidir. Kleopatra ve Antonius’un denize girdiği beyaz renkli kumsal olarak bilinen “Kleopatra Plajı” ile plajın üzerinde
Köyün kurucuları olan Yö-
24
rük aileleri 18 ayrı su kaynağı
Bitki türleri: Sığla ağacı, kızılçam, yaban çileği, kekik, adaçayı, zeytin, keçiboynuzu, ebegümeci, körmen
çevresinde yerleşmişler.
Hayvan türleri: Yaban domuzu, tilki, dağ keçisi, porsuk, kirpi, vaşak (karakulak)
bulunduğu Sedir (Kedrai) Adasıköyden daha çok bilinen yerlerdir. Köy, çevresindeki çam ağaçlarının çokluğundan dolayı “Çamlı” adını almıştır. Köyün çevresine kurulduğu vadi ve ortasından geçen derenin iki yanında yeralan evler kuşbakışı bakıldığında dere kenarındaki çiçekleri andırır.
25
Köyün giriş yolunun hemen karşısında, Marmaris-Muğla karayolu-
yacak kapasitededir. Barajı besleyen derelerden birisi olan Gelibolu
nun 12. kilometresi üzerinde Marmaris İçme Suyu Barajı bulunur.
deresinde eskisi kadar olmasa da, denizden 5-6 kilometre içerilere
Baraj, tüm Marmaris bölgesinin 3 yıllık içme suyu ihtiyacını karşıla-
kadar giren kefale ve levreğe rastlanır.
Çamlı Köyü gelenekleri de yaşatmayı başaran bir köy. Her yıl 5 Ma-
ğine inanılır. Gün doğmadan önce çiğden yoğurt atılması ve kekik
Çamlı Köyü, haftanın her günü otantik köy restoranlarında sunmuş
yürüyüş yapmadan turu tamamlamış sayılmazlar. Çocuklu aileler
yıs gecesi kutlanan Hıdrellez’de yaprak sarmaları, yufka kırması ve
suyunun elde edilmesi köyün gelenekleri olarak asırlardır yaşamak-
olduğu köy kahvaltısı ve yemeklerle yurtiçinde ve yurtdışında iyi bir
için oyun alanı, köy hayvanlarını yakından tanıma, hatta ata binme
dolama tatlısı özenle yapılır. Her evde yapılan yaprak sarmalardan
tadır.
üne sahiptir. Sıcacık köy ekmeği, yörenin meşhur çam balı, tereyağı,
olanağı bile sunan yeme-içme işletmeleri yılın her dönemi ilgi görür.
birisinin içine konulan çöp parçası kime çıkarsa ona şans getirece-
gözleme, domates-salatalık, köy yumurtası ve “yoğurtlama” adı
Son yıllarda sayısı artan organik çilek bahçeleri de Marmarislilerin
verilen yoğurtlanmış patates-patlıcan-biber kızartması yeşillikler
ve turistlerin çilek toplamak için ziyaret ettiği yerler. İster taze taze
içindeki restoranların en çekici menüsüdür. Köyün doğal ve lezzetli
yiyin, isterseniz reçelini yapın ama bu mis kokulu çileklerin tadına
yiyeceklerinin tadına bakmak için yaz-kış haftasonu yüzlerce kilo-
bakmadan Çamlı’dan çıkmayın.
metre uzaklıktan bile gelenler yemek sonrası köy içinde keyifli bir
26
27
Köyün diğer ucu ise Gökova Körfezinde son bulur. Dünyaca ünlü
çoğalması amacıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı çerçe-
Sedir Adası ve Kleopatra Plajı: Köyün en turistik yeri ise kesinlikle Sedir Adası’dır.
Gökova, Çamlı köyünün en turistik yerlerini de barındırır. İnsan-
vesinde yürütülen kıyı koruma çalışmaları kapsamında koyun bir
Antik dönemde Kedrai adıyla bilinen şehrin kalıntıları ada üzerinde görülebilir. Adaya
larla köpekbalıklarının yanyana yüzdüğü Boncuk koyu bu özelliği
kısmı ziyaretçilere kapalı. Bu aylar dışında ise palmiyelerle süslü
Çamlı iskelesinden ve Akyaka beldesinden Nisan-Ekim aylarında günboyu teknelerle
ile yeryüzünün en ilginç doğal alanlarından birisidir. İnsana zarar
Boncuk Koyu berrak ve dinlendirici suyuyla Ege Denizi’nin en özel
ulaşılabilir. Adanın plajı adını bir efsaneden alıyor. Bölge halkı, Romalı komutan
vermek bir yana, insandan korkan “kum” köpekbalıkları yılın belli
koylarından birisi olarak hizmet veriyor. Koy, özel mülkiyet arazisi
Antonius’un, sevgilisi Mısır Kraliçesi Kleopatra için Mısır’dan beyaz renkli kum-
dönemlerinde üreme amacıyla Boncuk koyunda bulunurlar. Kö-
olmasına rağmen sahibi tarafından ücretli olarak halka açık tutul-
ları bu plaja özel olarak getirttiğine ve iki sevgilinin burada birlikte yüzdüğüne
pekbalıklarının rahat üremesi ve nesli azalan kum köpekbalığının
maktadır.
inanıyor. Bu nedenle plaj yıllardır “Kleopatra Plajı” olarak anılıyor. Plajın kumları bilimsel olarak incelediğinde ise denizin jeolojik yapısından dolayı yüzyıllar süren bir süreçte oluştuğu anlaşılmış. Kum taneciklerinin beyaz rengini ve kristal görünümünü içerdiği yoğun karbonattan aldığı belirtiliyor. Çok değerli olan bu kumların yokolmaması için plaj koruma altına alınmış. Denizine girilse de kumların üzerinde uzanmak, havlu sermek yasak. Adada 2 bin 500 kişi kapasiteli Roma dönemi antik tiyatrosu ayakta kalabilen en önemli yapı durumunda. Bunun dışında adayı çevreleyen surlar ve kuleler ile Apollon
28
İncekum Plajı: Boncuk koyundan köy yönüne doğru giderken
kabinleri var. İsteyenler yiyecek-içeceklerini getirerek piknik de ya-
sol tarafa ayrılan yoldan ise bölgenin en güzel plajlarından birisine,
pabiliyor. “Marmaris’in Hawaii’si” olarak tanınan plajda çam ağaç-
İncekum Plajı’na çıkarsınız. Yaklaşık 1 kilometrelik yolun başında
larının gölgesinde, incecik altın sarısı rengindeki kumların üzerinde
aracınızı park ederek traktöre bağlı çek çek ile plaja taşınıyorsunuz.
dinlenebilir veya denize girebilirsiniz. Plaj, özel koruma bölgesinde
Ya da Çamlı iskelesinden bineceğiniz tekneler ile deniz üzerinden
bulunduğu için yalnızca 1 Haziran- 1 Ekim arasında ve akşam saat
de ulaşabilirsiniz. Plajda küçük bir kafeterya, tuvalet, duş, soyunma
7’ye kadar hizmet veriyor.
tapınağının kalıntılarından geriye çok az şey kalmış. Ada her yıl yaklaşık 150 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor.
29
Tarihi: M.Ö. 10 bininci yılda ortaya çıkan Karia medeniyetinin bir şehri olarak kurulan Kedrai şehri bölgenin adını tarihte ilk duyuran yerleşim birimidir. Çamlı köyü ise Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde “Kallipolis” (Yunanca’da Güzel Kent) adıyla anılmış, bugünkü adını ise 1960’lı yıllarda almıştır. Osmanlı döneminde köyün verimli arazileri sarayın varlıklı aileleri tarafından kullanılmış. Nüfus: 719 (2011 yılı) Konut sayısı: 220 Okuma-yazma oranı: % 94 Ana geçim kaynağı: Turizm, tarım, balıkçılık Görülecek yerler: Sedir Adası, İncekum Plajı, Boncuk Koyu, Gökova Körfezi Yol ve ulaşım: Marmaris-Çamlı arası 12 kilometre. Muğla’ya ise 45 km uzaklıkta. Marmaris-Muğla karayolunun 11. Kilometresinden sola dönülerek köye ulaşılıyor. Marmaris’ten Çamlı’ya Temmuz ve Ağustos aylarında saatbaşı, diğer aylarda ise 10.00, 14.00 ve 17.30’da minibüs seferleri var. Bitki türleri: Çam, sığla, sandal, yaban çileği, kesme, okaliptus, çınar, söğüt, dut, karaağaç Hayvan türleri: Kuş türleri (kumru, serçe, atmaca, merge, balıkçı, martı, karatavuk, yaban güvercini), balık türleri (orfoz, mercan, kefal, levrek, lapa, barbun, takoz), arı türleri (sarıca, eşek arısı, banbus, bal arısı), domuz, tilki, ayı, sansar
Mavi Yolculuk ve Gökova Körfezi deyince ilk akla gelen yerlerden birisi kuşkusuz Karacasöğüt Köyü’dür. Denizi sevin ya da sevmeyin, köyün güzel bir tabloyu andıran görünümü karşısında etkilenmemek elde değil. Köyün resmi adı Karaca olsa da halk arasında Karacasöğüt olarak bilinir.
30
31
Çevresi çam ağaçlarıyla çevrili köy, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yeraldığından yapılaşma en alt düzeyde. Ayrıca çevredeki tarihi kalıntılardan dolayı 1. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak da kayıt altında. Kalıntıların çoğu Helenistik döneme ait. Antik Amnistos ve Euthenna isimli yerleşimlere ait çok fazla bir şey kalmasa da henüz bölgede ciddi bir kazı çalışması yapılmamış.
Marmaris-Muğla karayolundan köye ayrılan 13 kilometrelik yol üzerinde doğanın her rengini görebilirsiniz. Yürüyüş ya da bisikletle gezinti için büyük keyif alacağınızı söylemekte yarar var. Köy, adını denizcilikle duyurmuş olsa da ana geçim kaynağı tarım ve arıcılık. Domatesi, şeftalisi ve çileği çok lezzetli. Marmaris’te pazarlarda satılan sebze-meyvenin yüzde 70’i Karaca Köyünden karşılanıyor. Köylüler seracılık yaparak yılın 12 ayı verimli topraklarından ürün alıyorlar. Bir deniz köyü olan Karaca’da ve çevre koylarda bulunan restoranlarda en güzel balık yemeklerini bulabilirsiniz. Meraklısına, Gökova Körfezinde balık avlama turu düzenleyen tekneler de
32
1960’lı yıllarda Gökova’da geleneksel balıkçı teknesi “gulet”lerle
Söğüt, Ayın Koyu ve İngiliz Limanı bölgenin en bilinen mavi yolcu-
hizmet veriyor. Köyün orta-
başlayan ve bugün Güney Ege patentli bir Dünya markası olan
luk duraklarıdır. Cumhurbaşkanlığı Yaz Köşkü de köye bağlı Okluk
lama sıcaklığı yılın her dönemi
Mavi Yolculuk, Karacasöğüt Köyü’nü önemli bir üne kavuşturdu.
Koyu’nda bulunuyor. Gökova Yelken Kulübü de köyün sınırları içer-
Marmaris’ten 3 ya da 4 derece
Köy, yatlar için doğal bir liman oluşturur. Kıyıdaki tesislerde
isinde faaliyet gösteriyor ve yetiştirdiği yelkencilerle Türk sporuna
daha düşük.
teknelerin elektrik ve su ihtiyacı karşılanabiliyor. Küfre, Tuzla,
önemli katkı sağlıyor.
33
Euthenna (Altın Sivrisi): Köyün yaklaşık 2 kilometre güneydoğusundadır. Antik dönemde Rodos’a bağlı bir yerleşim yeriymiş. 580 metreyle çevrenin en yüksek tepesidir. Doruğa varmadan yamaçta bir nekropol (mezarlık), doruğa yaklaşınca da sur ve tapınak kalıntıları, kaya mezarları ve sarnıçlar görülür.
Amnistos: Köyün yakınında bir burun üzerinde kurulu bir başka antik yerleşim kalıntısı. Günümüze kadar yalnızca surları ayakta kalmış. Kıyıda antik bir iskele uzantısı ve liman duvarı görülebilir.
İngiliz Limanı: Okluk Limanı’ndan devam eden yol, küçük Ayın Deresi ve Ayın Koyu’ndan geçerek Mal Bükü’nün sonunda koridor gibi uzayan, korunaklı İngiliz Limanı’na ulaşır. Bu liman doğal yapısı nedeni ile bütün rüzgârlara kapalı, yılın her dönemi sakin, huzurlu ve güvenlidir. 2. Dünya Savaşı sırasında Alman donanmasından kaçan İngiliz denizaltıları bu limana saklanmış, birkaç ay burada barınmışlar. Bu nedenle bölge halkı buraya İngiliz Limanı adını vermiş.
34
Löngöz: Teknelerin en çok ilgi gösterdiği yerlerden birisi. Çadır
koyun ardında, korunmuş ve ada çamlarıyla çevrili bir tuzlu su gölü
kurup, kamp yapmak için çok elverişli. Çevresi çam ve sığla orman-
bulunuyor. Koydaki restoranda yapılan odun ateşinde balık ve yap-
ları ile kaplı. Her yönden rüzgârlara kapalı bir demirleme yeri olan
rak sarma turizm gezginlerinin başlıca önerisi.
Karacasöğüt
Mağarası:
ler mağaraya rehber eşliğinde girmeli ve 10 metreden fazla uzak-
Karacasöğüt’ten Okluk Koyu’na giderken 2-3 km sonra sağa ayrıl-
laşılmamalı. Somalıkaya Düdeninin 1 km batısında yeralan Suçıktı
mak gerekiyor. Şelalenin hemen altında doğal su havuzu var. Soma-
Mağarasının ise ancak 1 km uzunluktaki bölümü keşfedilebilmiş.
lıkaya ve Suçıktı Mağarası adlı iki bölümlü mağaranın Somalıkaya
İçindeki akarsuda şişme botla gezilebilen mağaranın turizme açıl-
Düdeni’nin ana giriş noktalarından biri de burada. Amatör gezgin-
masına yönelik çalışmalar sürüyor.
Şelalesi
ve
Karacain
35
Tarihi: Bölgenin diğer bölümleri gibi Karya, Rodos, Mısır, Asur, Ion, Pers, Memadon, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu ve Menteşe Beyliği’nin egemenliklerinin ardından 1451’de Osmanlı egemenliğine girmiş. M.Ö. 226’da bölgede büyük bir deprem yaşandığı biliniyor. Osmanlılar zamanında eski adıyla Gelibolu, bugünkü adıyla Çamlı köyüne bağlıydı. Halkının çoğu Yörük kökenli. 1933 yılında ayrı bir köy tüzel kişiliği oldu.
Nüfus: 630 (2011 yılı) Konut sayısı: 260 Okuma-yazma oranı: % 98 Ana geçim kaynağı: Tarım, arıcılık, turizm, balıkçılık, denizcilik Görülecek yerler: Euthenna (Altın Sivrisi) ve Amnistos kalıntıları, Somaklı Kaya Mağarası, Ayın Koyu, Okluk Koyu, İngiliz Limanı Ulaşım: Marmaris’e 23, Muğla’ya 58 kilometre uzaklıkta. Marmaris’ten köye yılın her ayı günde 3 kez dolmuş seferi var.
Bitki türleri: Kızılçam, adaçayı, kekik, defne, dağ çileği, piynar meşesi, sandal, defne, keçiboynuzu, zeytin, sığla, çınar, çaltı çalısı, püren, enir (mersin), zambak, nergis Hayvan türleri: Domuz, ayı, tilki, tavşan, vaşak, kirpi, bukalemun, şahin, karga, karatavuk, saksağan, keklik, bülbül, saka, balık çeşitleri (çupra, barbun, mercan, lagos)
Yeşilbelde adını, etrafını saran yemyeşil ve çok çeşitli bitki örtüsünden almış. Yeşillikler arasında gizlenmiş, kızılçam, sığla (günlük) ve okaliptus ağaçlarıyla çevrili. Doğal sit alanı olarak korumaya alınmış bir köy, bu yüzden yoğun bir yapılaşma görülmüyor. Verimli topraklarında her türlü sebze ve meyve yetiştiriliyor. Bölgenin diğer köylerinde de yetiştirilen yerfıstığı Yeşilbelde’de en çok yetiştirilen tarımsal ürünlerden birisi.
36
37
Köy mezarlığının yanında küçük tepeciğe yaslanmış antik mezar bu bölgenin Dalyan ve Akyaka’dan sonra aynı tarzda yapılmış 3. bilinmeyen “kaya mezarı”. Karşısındaki antik akropol de henüz kazı yapılmamış şekilde keşfedilmeyi bekliyor.
Köyü çevreleyen tepelerde görülen zambak yaprağına benzer bitki “Ada soğanı”. Köylüler bu bitkinin soğanını topraktan çıkarıp ezerek vücutlarında ağrı olan yere sararak Köy, Gökova kıyısındaki Dünyaca ünlü koylara gelen yatların orga-
bitki örtüsü olan zeytin ağaçlarına da sık rastlanır. Hemen her evin
nik sebze-meyve ihtiyaçlarını sağlayarak gelir elde ediyor. Tarım dı-
avlusu asmalarla süslenmiş.
ağrılarını dindiriyorlar.
şında hayvancılık da yapılan köyün çevresinde Ege bölgesinin tipik
38
39
Çam ve okaliptüs balı köye gelen ziyaretçilere köy içinde satışı yapılan ürünler. Köylüler ayrıca turistlere tarladan çilek toplatarak da gelir elde ediyorlar.
40
41
Tarihi: Geçmişte “Darıca” adıyla Karaca köyünün mahallesiyken daha sonra Yeşilbelde adıyla 1998 yılında köy statüsüne kavuşmuş.
Nüfus: 212 (2011 yılı) Konut sayısı: 75 Okuma-yazma oranı: % 98 Ana geçim kaynağı:Tarım, hayvancılık,
Bitki türleri: Kızılçam, sığ-
arıcılık
la, zeytin, okaliptüs, dağ çileği,
Görülecek yerler: Antik kaya mezarı,
ada soğanı, meşe, piynar meşe-
ormaniçi yürüyüş yolları
si, sandal, çitlembik, keçiboy-
Yol ve ulaşım: Marmaris’e 10 km uzak-
nuzu, defne, çaltı çalısı, tespih
lıkta olan Yeşilbelde’ye 2 ayrı yoldan gidi-
ağacı, fıstık çamı, mersin, pü-
lebiliyor. Marmaris-Datça yolunun 9. kilo-
ren, adaçayı, kekik
metresinden ayrılan yoldan 1 km sonra köye
Köydeki hayvan türleri:
ulaşılıyor. Ya da Muğla yönünden geliyorsanız
Yaban domuzu, ayı, çakal, tilki,
Muğla-Marmaris karayolunun 44. kilometre-
tavşan, doğan, keklik, porsuk,
sinden (Marmaris yönünden geliyorsanız 12
vaşak, kirpi, karatavuk, keklik,
km sonra) ayrılan Karacasöğüt/Yeşilbelde yol
saksağan, kızıl şahin, baykuş,
ayrımı da sizi köye getirir. Köy, yol ayrımın-
bülbül, saka
dan 10 km uzaklıkta. Köye toplu taşıma seferi olmayıp, özel araçla gitmek gerekiyor.
42
Tarih açısından Marmaris çevresindeki en zengin köydür. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde bölgenin temiz denizinin ve yemyeşil doğasının birçok hastalığa iyi geldiğine inanılmaktaydı. 76 kilometrekarelik yüzölçümüyle Marmaris’in en büyük köyü olan Hisarönü, bu anlamda ülke genelinde de ilk sıralarda yeralır. Önemli siyasetçilerin ve devlet adamlarının yaz aylarında tatillerini geçirdiği bir bölgedir.
43
Eren Dağı üzerindeki Pazarlık adı verilen düzlükte Kastabos kent-
nağıymış. Hisarönü köyünün tarihte Bybassos şehri olarak anılan
çiğinin kalıntıları var. Burası antik dönemlerde bölgenin tapınma
antik şehrin devamı olduğu belirtiliyor. Bu nedenle yalnızca yüksek
merkeziymiş. Kastabos’ta bugün görülebilen kalıntılar Hemithea
yerlerde değil, liman olarak kullanılan bugünkü plaj bölgesinde de
Tapınağı’na ait. Tapınak, hastaların rüyalarında tedavi edildiği,
kalıntılara rastlamak mümkün.
özellikle çocuğu olmayan kadınların tedavi edildiği bir sağlık tapı-
Sığ denizi ve uzun plajlarıyla Marmaris çevresinde deniz turizminin en çok yapıldığı köydür. Sahil şeridi 115 km uzunluğuna sahiptir. Her zaman esintili olan havasının ve temiz suyunun astım ve kalp rahatsızlığı olanlara iyi geldiği biliniyor. Esintili hava rüzgâr sörfçülerini Hisarönü’ne çeker. Bölgenin en iyi rüzgâr sörfü alanıdır. Köyün en önemli coğrafik özelliği, Datça-Bozburun yarımadası üzerinde kurulu bulunduğu alanın bir tarafının Gökova Körfezi’ne, diğer tarafının ise Hisarönü Körfezi’ne bakmasıdır. Yatlarıyla tatil yapanlar için İnbükü Koyu, Kartal Koyu, Tavşan Adası ve Bencik Limanı en uygun yerler. Marmaris çevresinde güneşin batışının en güzel Hisarönü sahilinden izlendiğini de söylemek gerekir.
44
45
Köy merkezinde bulunan at çiftliklerinde hem eğitim verilir, hem de atlarla sahile ve orman içine turlar düzenlenir. Yüksek tepelerle çevrili köyü gezmek için en iyi yol da budur.
“Gökçopur” denilen bir tür sebzeli balık yemeği, evlerde yapılagelen geleneksel bir yemek çeşididir. Bir de mısır ekmeği konusunda uzman olan Hisarönü’nde mısır ekmeği almanızı öneriyoruz. Çam ve çiçek balı da köyün önemli ürünleri arasındadır. Köy sınırları içinde Türkiye’nin en lüks konaklama tesislerinden en büyük çadır kamp alanına kadar çok seçenekli konaklama olanakları var. 5 bin çadır kapasiteli Çubucak çadır kampı ile Dünyanın en güzel koylarından olan Bördübet ve İnbükü koylarındaki kamping alanlar doğanın eşsiz güzelliklerinin tam kucağında bir tatil sunar. Köy sınırlarında çok sayıda pansiyonun yanısıra butik otel, hatta yalnızca yelkencilere hizmet veren konaklama tesisi de var.
46
47
Tarihi: Köyün kuruluşu M.Ö. 7. yüzyıla kadar dayanmakta. Bergama Krallığı, Roma, Bizans ve Menteşeoğulları, 1451’den sonra ise Osmanlı İmparatorluğu egemenliğinde yaşamış. Kanuni Sultan Süleyman 1522 yılında Rodos kuşatması sırasında Marmaris’e gelmiş, Rodos’un fethinden sonra askerlerin bir kısmı Marmaris’e, bir kısmı ise Hisarönü köyüne yerleşmişler. Köyün eski ismi Erine iken, Cumhuriyetin ilanından sonra Hisarönü olmuş. Nüfus: 2214 (2011 yılı) Konut sayısı: 900 Okuma-yazma oranı: % 97 Ana geçim kaynağı: Turizm, tarım, hayvancılık, balıkçılık ve arıcılık Görülecek yerler: Hisarönü Kalesi, Kastabos kalıntıları, İnbükü Koyu, Bencik Koyu, Tavşan Adası, Bördübet Koyu, Değirmenyanı’ndaki tarihi değirmen Yol ve ulaşım: Marmaris-Datça karayolunun 22. kilometresinden sola dönüldükten 1 km sonra Hisarönü Köyü’nün merkezine varıyorsunuz. Köyün Marmaris’e yakın olan ucunda bulunan Değirmenyanı Mahallesi ile merkezi arasında tam 6 km mesafe vardır. Köy merkezi Marmaris’e 23 km uzaklıkta. Köyle Marmaris arasında 12 ay boyunca her saatbaşı karşılıklı dolmuş seferleri var. Bu seferler yaz aylarında 24.00’da, kış aylarında ise 21.00’da sona eriyor.
Bitki türleri: Kızılçam, sığla, defne, mersin, maki, piren, karabaş, adaçayı, kekik Hayvan türleri: Ayı, yaban domuzu, tilki, kirpi, porsuk, tavşan,
Hisarönü Körfezi kıyısındaki en önemli turizm merkezlerinden birisi Orhaniye’dir. Körfeze gelen yatlar mutlaka Orhaniye’de gecelerler. Koyda
karatavuk, ördek, serçe, küçük tatlı
deniz her zaman çarşaf gibidir. Çevresindeki çam ormanlarının rengi suya vurmuş, deniz sadece buraya özgü bir renge sahip olmuştur. Çevre o
su kaplumbağası, balık çeşitleri (la-
kadar sakindir ki, kendinizi suya bıraktığınızda yüzerken çıkardığınız sesten başka bir ses duyamazsınız.
gos, mercan, çupra, levrek, kefal)
48
49
Kızkumu Mitolojisi: Eski zamanlarda, bölgedeki hükümdarın kızı ile bir balıkçı, birbirlerine âşık olmuş. Kız ile balıkçı gizli gizli buluşmaya başlamış. Balıkçı denizden geliyor, kız kumsalda onu bekliyor, bulunduğu yeri ışıkla işaret ediyormuş delikanlıya. Gün ağarana kadar birbirlerine aşk oyunları yapıyorlarmış. Hükümdar, bunu zaman içerisinde öğrenir ve kızını takip ettirir. Bir gece askerlerine kızını yakalamalarını ve kumsalda ışıkla balıkçıya işaret göndermelerini emreder. Delikanlı, ışığı görünce atlar kayığına ve bir manga askerin üzerine doğru kürek çeker. Kız, askerlerin elinden kurtulur ve koşmaya başlar sevdiğini kurtarabilmek için; ama koyun öbür ucuna yetişmesi imkânsızdır. Atar kendini sulara. İşte o anda bir mucize gerçekleşir! Kızın suda adım attığı her yer bir patikaya dönüşürken peşinden koşan askerler bastıkça denize gömülürler. Kız, kayığa kadar koşar. Ancak bir okçu, tam o anda delikanlıyı hedefleyip ok atar. İki sevgili birbirine sarılmışken ok kızı bulur. İşte o kumlar, kızın kanı denize karışınca kırmızıya boyanır. Delikanlı yaralı sevgilisini aldığı gibi gider. Sonrasını ne gören vardır, ne de duyan…
Köyün en önemli turistik değeri, mitolojik öyküsü ve coğrafi yapı-
etkisiyle asırlar boyunca şekillenen Kızkumu’nun ilginç yapısı
sıyla ilgi çeken Kızkumu’dur. Bu ilginç doğal güzellik denizin or-
karşısında şaşkınlık yaşarlar. Yaz aylarında günde 2-3 bin kişi
tasında kiremit renkli, iri taneli kum ve minik çakıllardan oluşan
arasında ziyaretçi ağırlayan köyde çok sayıda pansiyon, motel,
batık bir patika yol görünümündedir. Plaj olarak da ilgi gören 600
hatta butik otel bulabilirsiniz.
metrelik kum setin sonuna kadar yürüyenler, rüzgâr ve dalganın
50
51
Bybassos kalıntıları: Kızkumu’nun hemen açığında, Orhaniye koyunun ortasında bir ada ve adanın tepesinde de kale kalıntıları var. Kalenin, bölgede kalıntılarına rastlanan Bybassos antik kentine ait olduğu sanılıyor. Tekne kiralayarak adaya, patika yolu izleyerek tepedeki kale kalıntılarına çıkabilirsiniz. Karşınıza çıkacak olağanüstü manzara yorgunluğunuzu bir anda alacaktır. Bybassoslular, komşu Turgut Köyündeki şelaleden kemerler ve sualtına döşedikleri borularla kaleye su getirmişler. Bugünkü Orhaniye köyünün Bybassos antik kentinin bulunduğu tepenin yamacına kurulu olduğu sanılıyor. Sur kalıntıları ise orman içinde dağınık bir arazide yer almaktadır.
Orhaniye’den Hisarönü körfezine tekne turları da
Hisarönü yönünden gelişte Keçi-
düzenleniyor. Selimiye, Hisarönü ve İnbükü gibi
bükü bölgesindeki yatların ihti-
koylar ziyaret ediliyor. Turun durak yerlerinden bi-
yacını karşılayan bir marina kar-
risi olan Dişlice Adası da küçük kanyonları ve ilginç
şınıza çıkıyor. İçindeki manastır
kaya yapısıyla dikkat çekiyor.
kalıntıları ve bahçedeki mozaikler görülmeye değer. Köyün denizi ve çevresi dalış, su kayağı, olta balıkçılığı, su altı avcılığı, bisiklet ve doğa yürüyüşü için son derece uygun.
52
53
Köyde yetiştirilen yer fıstığı tadı ve kokusu nedeniyle yörenin en önemli tarımsal ürünleri arasındadır. Aynı şekilde kayısı da çok lezzetlidir ancak her geçen gün üretimi azalmaktadır. Osmaniye ve Hisarönü köyleriyle birlikte çambalının ve kekik balının en yoğun üretildiği köydür. Köyde her yıl Eylül ayı sonunda “bal şenliği” düzenleniyor. Köyün geleneksel yemeği bir balık yemeği olan “alahoş”tur. Balık, tam değil, yarı kızartılarak yapılır. Bölgede köylülerin birçok hastalık için kullandığı kekik suyu ve yağı, karacaot, defne, narpuz, okaliptüs ve mersin bitkilerinin yağı ile adaçayından elde edilen elma yağı da Orhaniyeliler tarafından üretilmeye devam ediyor.
Tarihi: M.Ö. 3. yüzyılda Bybassos kenti olarak adı anılan köyün daha sonraki dönemlerde adı Kırvasil olmuş. Rodos Şövalyelerinin de kullandığı Bybassos Kalesi, bir dönem korsanlar tarafından sığınak olarak kullanılmış. Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altında bulunduğu dönemde vergiden muaf tutulan Simi Adası halkı yatırımlarda bulunmak için bu bölgeden toprak alır.
Bitki türleri: Kızılçam, kekik, adaçayı, defne, zeytin, narpuz Hayvan türleri: Yaban domuzu, tilki, porsuk, kirpi, şahin
54
Nüfus: 1056 (2011 yılı) Konut sayısı: 400 Okuma-yazma oranı: % 98 Ana geçim kaynağı: Tarım, hayvancılık, arıcılık, turizm. Görülecek yerler: Kızkumu, Bybassos kalesi, Kocapınar’daki tarihi cami, Kızkumu’nun karşı kıyısındaki tatlı su kaynağı Yol ve ulaşım: Marmaris-Datça karayolunun 22. kilometresinde Hisarönü yönüne sola döndükten sonra asfalt yolu takip ederek 8 km sonra köye ulaşıyorsunuz. Diğer bir yol ise Marmaris-İçmeler-Osmaniye köyü-Bayır köyü-Turgut Köyü üzerindendir ama yolun uzunluğundan dolayı yalnızca bu hattı görmek istiyorsanız önerilir. Marmaris’ten Orhaniye’ye her gün 08.30, 10.00, 12.00, 14.00, 15.00, 16.00, 18.00, 19.30 ve 21.00 saatlerinde dolmuş seferleri yapılıyor.
Turgut, tarihiyle ve doğal güzelliğiyle bölgenin en çok tanınan köylerinden. Sahip olduğu tarihi ve doğal zenginlikler nedeniyle “sit” alanı ilan edilerek koruma altına alınmış. Bakirliğini ve güzelliğini koruyarak sürdürüyor. Manzarası, sahili, plajları, şelalesi görülmeye, havası da solumaya değer bir köydür.
55
Turgut Köyü, komşu Orhaniye ve Selimiye köyle-
Köyün bahçeleri zeytin, portakal, mandalina, li-
ri arasında, üç yanı tepelerle çevrili, deniz sevi-
mon, badem, incir, ceviz, dut, nar, avokado, muz
yesinde bir ova üzerinde kurulu. Çevresi, bölge-
ve okaliptüs ağaçlarıyla dolu.
nin karakteristik ağacı olan kızılçam ile kaplıdır.
Turgut vadisi eski çağlarda denizmiş, zamanla alüvyonlarla dolmuş.
Türkiye’nin en kaliteli fıstık çeşitlerinden birisi; ancak iç ve dış piyas-
Günümüzde, denizden üç kilometre içeride açılan kuyulardan deniz
ada fıstığın istenilen fiyata satılamaması fıstık ekimini bitirmiş. Son
kabuklarının çıktığına tanık olunuyor. Toprakları çok verimli, yılda
yıllarda Turgutlular kendilerinin yiyeceği kadar fıstık yetiştiriyorlar.
üç defa ürün alınıyor. Turgut’ta ve çevre köylerde yetişen yer fıstığı
Sonbaharda ve kışın çok yağış alır.
Köy merkezinde 2 kilometre uzaklıktaki plaj ve koy, yalnızca bölgenin değil, Türkiye’nin en bakir ve güzel koylarından birisi. Bu koyda Bizans Dönemi’nden kalma bir kilise ve üç odalı bir hamam kalıntısı bulunuyor. Sahilin sağ tarafı deniz börülcelerinin yetiştiği yarı sulu yarı kuru bir alandır. Baharda ve yazın yemyeşil olan börülceler, sonbaharda pembeleşir. Börülcelerin pembesiyle denizin mavisi muhteşem bir görüntü yaratır.
56
57
Köy turları sırasında bölgenin turistler tarafından en sık ziyaret edilen camisinin de bulunduğu köy meydanında asırlık çınarın altında dinlenirken köylülerle birlikte çayınızı yudumlayabilirsiniz. Meydanın yanıbaşındaki tezgahlarda ise yer fıstığı, elişi ürünleri, çeşitli hediyeliklerin satışı yapılıyor.
58
Hydas/Hygassos antik kenti: Köyün güneydoğusunda
miş. Yerleşim, Geç Tunç Çağ sonundan Geç Antik Dönem’e kadar
denize dik inen dağların üzerinde kurulu bir yerleşim yeriymiş. Ege
kullanılmış. Buluntular, Hydas’ı kuranların Minos-Miken kültürünü
ve Akdeniz arasındaki ticaret yollarını kontrol etmesi açısından
benimsemiş göçmenler olabileceğini gösteriyor. Turgut Köyü’nden
önemli bir konumdadır. Bozburun Yarımadasında varlıkları bilinen,
şelaleye doğru giden yol üzerinde sağ taraftaki yamaçlarda görece-
Turgut Şelalesi: Bölgenin en çok ziyaret edilen mesire alanı
ratır. Kendinizi şelalenin altındaki küçük gölcüğün buz gibi suyuna
fakat bugüne kadar literatürde sadece yarısı yer alan 18 adet kale
ğiniz piramidal görünümlü bir anıt mezar dikkat çekicidir. Yapının
ancak şelalesi büyük, ulu bir şelale değil. 6-7 metre yükseklikten
bırakıp rahatlayın. Şelalenin gözlemesi, alabalığı, ayranı lezzetli bir
yerleşiminden sadece birisidir. Kyklopik sur duvarları ile çevrelen-
alçak girişi çökmüş durumda. M.Ö. 4. veya 3. yüzyıla ait bir yazıttan
dökülen şelaleyi çevreleyen çam ve amber kokulu sığla ağaçları en
öğle yemeği keyfi sunuyor. Şelale çevresi “kaplan” kelebeklerinin
miş ve içinde bir akropolisin bulunduğu şehir, bir limana da sahip-
anlaşıldığına göre mezar Diagoras isimli bir savaşçıya ait.
sıcak yaz günlerinde bile vücut üzerinde sakinleştirici bir etki ya-
de üreme bölgesidir.
59
Turgut Kalesi: Köy yakınlarında, yaklaşık 300 metrelik bir tepede bulunuyor. Kalenin 300 metre yakınına kadar toprak bir yoldan araçla çıkılabiliyor. Geriye kalan bölüm ise oldukça dik ve burayı yürümek gerekiyor. Bybassos antik kentine ait olduğu sanılan kalenin duvarları kısmen yıkılmış. Kalenin üstünde Orhaniye ve Hisarönü koylarının heyecan verici manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Tarihi: Roma ve Bizans döneminde köyün adı Ella imiş. Cumhuriyet’in ilanından sonra Turgut adını almış. Geçmişte Turgutlular ulaşımla ilgili büyük güçlükler yaşamışlar. 1950’den önce tekneyle Çubucak’a geçip oradan Datça’ya gidebilirlermiş. Yolların yapılmasıyla Marmaris’e ulaşım Bayır-Turunç yolu üzerinden sağlanmış. 80’lerden sonra ise Orhaniye ve Hisarönü üzerinden Marmaris’e olan ulaşım kısalmış. Nüfus: 629 (2011 yılı) Konut sayısı: 250 Okuma-yazma oranı: % 97 Ana geçim kaynağı: Turizm, arıcılık, tarım Görülecek yerler: Şelale, Kale, piramid mezar, Hydas kalıntıları, sahil Yol ve ulaşım: Marmaris’ten Turgut’a iki farklı yoldan ulaşabilirsiniz. Sık kullanılan yol Marmaris-Hisarönü-Orhaniye-Turgut hattıdır. Bu yol yaklaşık 33 km’dir. Diğer seçenek ise daha çok İçmeler ve Turunç tarafından gelenlerin kullandığı bir yoldur. Marmaris-İçmelerOsmaniye köyü-Bayır köyü üzerinden yaklaşık 38 km sonra Turgut’a varırsınız. Marmaris’ten Turgut’a hergün 10.00, 12.00, 14.00, 16.00, 18.30 ve 21.00’da dolmuş seferleri bulunuyor. Kış aylarında son sefer 18.30’da. Bitki türleri: Kızılçam, günlük ağacı, çınar, zeytin, yaban çileği, harnup, böğürtlen, hayıt, çıtlık, yaban mersini, alıç Hayvan türleri: Yaban domuzu, tilki, porsuk, oklu kirpi, sansar, su kaplumbağası, tatlı su yılan balığı, kaplan kelebeği
Turgut Köyünün “yeşillik denizinden” kurtulmanızla birlikte Selimiye’nin kristal mavi güzelliğiyle karşılaşır, şaşırır ve hayran kalırsınız. Dağlar birden koyu orman dokusunu yitirip tipik Akdeniz-Ege makiliklerine dönüşür. Bunlara badem, zeytin ağaçları eklenir. Ardından Selimiye Köyü tablo gibi, yamaçlardan kıyıya doğru serpilmiş evleriyle sizi selamlamaya başlar.
60
61
Selimiye koyu, Marmaris-Bodrum arasında kalan en önemli mavi yolculuk duraklarından birisi. Çevredeki tepeler boz renkli kayalarla kaplı olsa da kıyı bölümü yeşillikler içerisinde. Deniz suyu çok temiz ve durgun, ancak kıyıda kumsal alan yok. En yakın kumsal plaj, köy merkezinden 2 kilometre uzaklıktaki “Sığ Liman”. Fırtınalı havalarda doğal liman olan koy, doğal havuz biçiminde. Volkanik yapıya sahip bölgede deniz derinliği sahilden 15 metre açılınca 30-40 metreye ulaşıyor.
Arazi yapısının dik yamaçlardan
oluşması,
diğer köylere göre suyunun daha kısıtlı oluşu insanları denize dönük yaşamaya zorlamıştır Selimiye’de. Genelde Türkmen Yörük kültürü hâkim olsa da Girit kökenli Türklerin yerleştiği bir köydür.
62
63
Sahil boyundaki küçük restoranlar deniz ürünleri ve zeytinyağlı meze ağırlıklı menüler sunuyor. Mezelerde bölgede yetişen kekik, ebegümeci, ısırgan otu bol bol kullanılır. Balık ise çok taze ve çeşit çeşit. Türüne göre ızgara veya buğulama yapılıyor. Buğulamada organik zeytinyağı ve defneyaprağı kullanılıyor. Unlu balık, patlıcanlı taze börülce, kabak çiçeği dolması, patlıcan gallesi köye özgü yemekler.
Köyün çevresinde 3 kale kalıntısı bulunuyor. Biri Selimiye’nin en yüksek tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, üçüncüsü ise Kızılköy Mahallesi’nde. Kıyıdan 100 metre açıkta teknelere yol göstermek için inşa edilmiş gözetleme burcu, deniz feneri, manastır ve tiyatro görülmeye değer kalıntılar. Bölgedeki batıklardan çıkartılan kalıntılar ise Bodrum Sualtı Müzesinde sergileniyor. Kalabalıktan, gürültüden uzak, huzurlu bir görünümü var köyün. Küçük ama kaliteli hizmet veren pansiyonları, motelleri, apart otelleri yaz boyunca aşırı ilgi görüyor. Tatilciler yürüyüş, oltayla balık yakalama, kano, dalış gibi çeşitli etkinliklerle zaman geçiriyor. Köyü çevreleyen badem ağaçları Şubat ayı başlarında bembeyaz çiçeğe bürünüyor ve kar yağmış gibi bir görüntü ortaya çıkarıyor. Havasındaki oksijenin bolluğu nedeniyle köyde 100 yaşını aşan çok sayıda kişi yaşıyor.
64
65
Kameriye (Kamelya) Adası: Selimiye’den kalkan günlük tekne turlarının ilk durağıdır. Sahilden kolaylıkla tırmanılabilecek yükseklikte bir manastır bulunuyor. Siyah, beyaz, gri deniz taşları döşenerek yapılmış mozaik, manastırın bahçesini süslüyor.
Tarihi: Bugün Turgut Köyü sınırları içinde kalan ve M.Ö. 600’lerde kurulmuş olan Hydas yerleşimine yakın bir noktada olduğundan önce Hidas, Bizans döneminde ise Losta olarak anılmış. 1391 yılında Osmanlı topraklarına katılmış. Cumhuriyetin ilanından sonra ulaşım kolaylaşmış ve köy bugünkü yerleşim yerine kaymış.
Dişlice Adası: Orhaniye’den
olduğu
gibi
Selimiye’den kalkan teknelerin de tur programında yer alan Dişlice Adası, anıtlaşmış volkanik kaya görüntülerine sahip. Kayalar o kadar girintili çıkıntılı ki, beraber olmak amacıyla yer arayan aşıklara çok sayıda uygun köşe bulunduğu için “aşk adası” da deniyor. Adanın
Nüfus: 1123 (2011 yılı) Konut sayısı: 600 Okuma-yazma oranı: % 97 Ana geçim kaynağı: Turizm, hayvancılık, balıkçılık, arıcılık Görülecek yerler: Kameriye Adası, Küçükada Feneri kalıntısı, Sarıayan Kalesi, Karaincir Kalesi, Aşarkale (Tekerlengiç) kalıntıları, Dişlice Adası Yol ve ulaşım: Marmaris’ten Selimiye’ye 2 yoldan ulaşılabiliyor. Sık kullanılan yol MarmarisHisarönü-Orhaniye-Turgut-Selimiye hattı. Bu yolun uzunluğu 38 kilometre, ancak yolun kıvrımlı olması nedeniyle yaklaşık 40 dakika sürüyor. Diğer yol ise Marmaris-İçmeler-Osmaniye-Bayır-Selimiye hattı. Bu yol yaklaşık 36 km olmasına karşın dağlık arazideki dar ve kıvrımlı yollar nedeniyle yaklaşık 50 dakika sürüyor. Marmaris’ten Selimiye’ye her gün 10.30, 12.00, 14.00, 16.00, 17.30 ve 19.00’da dolmuş seferi bulunuyor.
66
Bencik Koyu’na bakan kısmı ise minik plajlara sahip.
Bitki türleri: Maki, meşe, zeytin, çınar, palamut, badem, defne, adaçayı, kekik, hayıt Hayvan türleri: Balık çeşitleri (kefal, sokkan, sardalya, sarpa, çupra, mercan)
Tarihiyle, kültürüyle, yemekleriyle ve deniziyle Marmaris çevresinin en özellikli köylerinden birisidir Söğüt. Köyün eski adı olan “Saranda”, geçmişte bölgede sayıları fazlaca olan Rumlardan kalma. Günümüzde ana geçim kaynağı turizm olan Söğüt’ün geçmişinde tarım ve denizcilik ön plandaymış. Yunan adalarına yakınlığı nedeniyle bir ticaret limanı olarak da kullanılmış.
67
Günümüzde ana geçim kaynağı turizm olan Söğüt’ün geç-
yarımadasının sapa bir noktasında
mişinde tarım ve denizcilik ön plandaymış. Yunan adalarına
kaldığından turizm hareketi çok yo-
yakınlığı nedeniyle bir ticaret limanı olarak da kullanılmış.
ğun değil. Ama mavi yolculuk tek-
Tarih boyunca eğitime önem vermiş ve bölgenin öğretmen-
neleri için önemli bir liman.
leri, doktorları, avukatları bu köyden çıkmış. Çoğu Türkmen kökenli olan halkın bir bölümü ise Balkanlardan gelip yerleşmiş. Köy, karayoluyla ulaşmak isteyenler için Bozburun
Köyün güneybatısında, okulun arkasındaki tepecik üzerinde Thysannos yerleşimi kalıntıları var. Kazı yapılmadığından çok fazla bir şey görünmüyor. Antik kalıntılar arasında duvar kalıntıları ve temel izleri var.
Cumhuriyet (eski adı Saranda) Mahallesi, köyün merkezine 3 km uzaklıkta. Söğüt’ün denize açılan kapısı olarak görülüyor. Yamaçlardan kıyıya doğru inerken etkileyici bir manzara ile karşılaşırsınız. Çevre ve karşı adalar her ne kadar yeşili az, boz renkli toprak parçaları olarak görünse de Ege Denizi’nin masmavi sularıyla bir uyum içerisindedirler. Açıkta görülen büyük ada Yunanistan’a ait olan Simi (Sömbeki) adası. Eğer pasaportunuz yanınızdaysa ve vize sorununuz yoksa yakınlardaki Bozburun beldesinden tekneyle geçiş yapabilirsiniz. Bu bölge kırsal bir yaşam isteyen Avrupalı turistlerin de dikkatini çekmiş durumda. Bölge turizmcilerinin girişimiyle turizme kazandırılan köy evleri yılın her dönemi misafir ağırlıyor. Bu turizm hareketi Türk köylüsünü yakından tanımak, sakin bir tatil geçirmek ve doğal ürünlerle beslenmek isteyenler için düşünülmüş ve bölgedeki tüm köylere yayılmaya başlamış. Tek katlı ve taş evleriyle, berrak deniziyle, balık restoranlarıyla ve tertemiz köy havasıyla Söğüt köyü turizme en hazır köylerden birisi.
68
69
Köyde turizmin yanında badem ve keçiboynuzu da ekonomiye destek sağlıyor. Özellikle keçiboynuzunun son yıllarda sağlık için artan önemi köyde küçük bir sektör oluşmasına yol açmış. Köyde üretilen keçiboynuzu pekmezi başka şehirlerden bile talep görüyor. 90’lı yıllara kadar çok miktarda üretilen, bugün yalnızca Marmaris ve çevresine satışı yapılan Söğüt baklası da lezzeti nedeniyle aranılan bir sebze. Mevsiminde bulabilirseniz mutlaka köyde bakla yemeği veya mezesi deneyin. Palamut Çeşmesi yakınındaki köy lokantası da kavurmasıyla meşhur. Sahildeki restoranlarda en çok bulunan balık çeşitleri sinarit, fangri, sokkan, melanur, istina, takoz, mantık, eskina, trança, akya, lâhos.
70
71
Tarihi: Söğüt’ün tarihi, yakınlarındaki Bozukkale (Loryma) ile birlikte M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanır. O dönemin bölgedeki en önemli yerleşimi olan Rodos adasının karşısında yeralan bu bölgeye “Rodos Peraia”sı denirmiş. Sırasıyla Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı egemenliği yaşamış. Çok sayıda Rum kökenli vatandaşın yaşadığı, tarih boyunca komşu adalarla ilişkisi en yoğun olan bölge köylerindendir. 1912-1940 yılları arasında Rodos İtalyanların yönetimindeyken tarım üretiminde en üst düzeye çıkmış ve Ege adalarına sebze-meyve satmış. 2. Dünya Savaşından sonra Yunan adalarıyla ticaret azalınca süngerciliğe yönelme olmuş. Özellikle bakla yetiştiriciliğinde çok öne çıkmış. Seracılığın gelişmesiyle önemi azalan baklanın yerini, 90’lardan sonra turizm almış.
Bitki türleri: Keçiboynuzu, defne, kekik, adaçayı, badem, incir, zeytin, meneviş (sakız ağacı), sandal, mersin, piren, kır lalesi, papatya Nüfus: 1672 (2011 yılı) Konut sayısı: 900 Okuma-yazma oranı:% 100 Ana geçim kaynağı: Turizm, tarım, hayvancılık, denizcilik, balıkçılık Görülecek yerler: Taş evler, Thynassos antik kenti kalın-
Hayvan türleri: Kaya kartalı, doğan, şahin, dağ keçisi, domuz, tilki, porsuk, oklu kirpi, yumak kirpi, sansar, sincap, gelincik, çakal, kuzgun, karatavuk, falak, vaşak (karakulak), yılan, akrep
tıları, keçiboynuzu ve sakız ağaçları Yol ve ulaşım: Söğüt’e Bozburun veya Bayır yolu üzerinden ulaşabilirsiniz. Marmaris-Hisarönü-Orhaniye-Turgut-Selimiye-Bozburun-Söğüt hattı dolmuşların da kullandığı yoldur. Yaklaşık 56 kilometredir ve 1 saat sürer. Marmaris’ten Söğüt’e yaz döneminde 12.00, 15.00, 17.00 ve 19.30’da, kış döneminde ise 12.00, 14.00, 16.00 ve 18.30’da dolmuş seferi var. Diğer hat ise Marmaris-İçmeler-Osmaniye-BayırSöğüt hattı. Daha çok bölgeyi gezerek öğrenmek isteyenlerin tercih ettiği bir yoldur. Bayır ile Söğüt arasında kıvrımlı, dik ve ıssız yamaçlardan geçer. 44 kilometre uzunluktaki bu yol da yaklaşık 1 saat sürüyor.
72
Yalnızca tarihi kalıntıları ve koylarıyla bile bölge turizminin can damarı bir konuma sahip olan Taşlıca Köyü, ekonomik açıdan bölge köyleri içinde en az gelişmiş olanıdır. Bu nedenle turizmin getirdiği sosyal ve kültürel değişimden de az etkilenmiştir. Marmaris’e en uzak köy oluşu, denizden gelenlerin karayoluyla ulaşma zorluğu Taşlıca’yı farklı bir konuma taşımıştır. Taşlıca, içme suyu sorunu yaşayan ve bunu her evde açılan sarnıçlarla çözmeye çalışan bir köydür.
73
Köyün çevresi tarihi kalıntılarla dolu. Issız, sessiz yerlerde toprağı kazsanız antik dönemlere ait kalıntılar fışkıracakmış gibi. Bunların en önemlileri Phoenix, Serçe Limanı, Kırkkuyular, Loryma ve Kıran Gölü.
Söğüt köyünden 5 kilometre uzaklıkta. Yol dar ama asfalt. Söğüt’ten sonraki ilk 1 kilometrelik bölüm etkileyici bir manzaraya sahip. Saranda sahili, koylar, burun ve adalar olağanüstü bir görüntü oluşturuyor. Phoenix: Karya medeniyetinin önemli bir kenti olan Phoenix’in kalıntıları Taşlıca’nın 4 km dışında, Asar tepesi çevresinde ve üze-
kentin ana nekropolisi, yani mezarlığı görülür. Tepede, kalıntılardan çok çevreye hakim manzara büyüleyicidir. Bir yanda deniz, bir yanda Taşlıca Köyü, diğer yanda 1950’lerde
rinde yeralıyor. Köy ile antik yerleşim
terk edilip Taşlıca’ya yerleşenlerin yaşadığı Sindilli
arasında, antik döneme ait patika yol-
Köyü’nün boş ve yıkılmaya yüz tutmuş evleri, güney-
da önce mezarlarla karşılaşılır. Yolun
batıda yaklaşık 6 km ileride Serçe Limanı yakınındaki
ortalarında, çukurda kentin agorası,
Aziziye Mahallesi görülür. Phoenix ismi zaman için-
tepeye çıkarken oldukça iyi durum-
de Fenix, Fenike ve Fineket’e dönüşmüş. Köy, Taşlıca
daki bir yapı kalıntısı ve ardından
adını almış olsa da günümüzde bile halk arasında “Fenaket” diye anılır.
74
75
Serçe Limanı: Taşlıca’ya girerken sağa ayrılan toprak yol, 8 km sonra Serçe Limanı’na ulaşır. Mavi Yolculuk teknelerinin demirlediği, pırıl pırıl dip görüntüsü sunan liman en sert havalarda bile korunaklıdır. Limanın kayalardan oyulmuş görkemli bir kapısı var. Bir sualtı araştırmasında 11. yüzyıla ait bir batık ve içinde cam eşyalar bulunmuştur. Batık ve cam eşyalar Bodrum Sualtı Müzesinde sergilenmektedir. Kasara antik kentinin de limanda kurulduğu sanılmakla birlikte bir araştırma başlatılmamıştır.
Kırkkuyular: Taşlıca-Serçe yolunun 1. kilometresinde Kırkkuyular ve az ileride terk edilen Sindilli köyünün taş evleri görülür. Kırkkuyular adını, köyün eski sakinlerince yapılmış 40 sarnıçtan almış. Bugün de hala çorak ve su sorunu olan bölgede hem hayvancılık, hem tarım ve hem de evlere su sağlamak için bu kuyular kullanılıyor. Kırkkuyular ve Sindilli, köy ve yürüyüş turlarının daha sık uğradığı yerler. Köyün kadınlarının 15 metreyi bulan kuyulardan kovalarla seri bir şekilde su çekişi turist gruplarının en çok fotoğrafladığı kareler. Bozukkale: Bozukkale limanına ve yakınındaki antik kent kalıntılarına karadan ulaşmak isterseniz, Taşlıca’dan yürümek zorundasınız. Deniz yolunu tercih ederseniz Serçe limanından küçük teknelerle yarım saat süren bir yolculuk yapacaksınız. Bozukkale limanı mavi yolculuk tekneleri için korunaklı bir doğal liman. Tarihte de bu konumundan dolayı stratejik öneme sahipmiş. M.Ö. 1412’de Atina Donanması burada konaklamış, M.Ö. 395’te Knidos Deniz Savaşı öncesinde yine burada toparlanmış. Koyda bugün yatlara hizmet veren lokantalar var. M.Ö. 7. Yüzyılda kurulduğu belirtilen Loryma’nın kent kalıntıları, koyu da içine alan geniş bir alana yayılmış. 7. Yüzyılda Arap istilası sonrasında tamamen terk edilen kentten bugüne ulaşan en önemli kalıntı 120 metre uzunlukta, 10 metre genişlikte ve oldukça iyi durumdaki liman kalesidir. Kentin yukarı kısmında, Karaburun üzerindeki akropolise bir saatlik yürüyüşle ulaşılabiliyor. Surlarla çevrili bu alanda üç büyük sarnıç ve bir yapıya ait kalıntılar buranın tehlike anında sığınma amaçlı kullanıldığını gösteriyor. Bizans döneminde bir donanma üssü ve silah deposu olan Loryma’ya üç kilise ve çok sayıda ev yapılmış. Evler yamaçta, özenle örülmüş teraslar üstünde. Kentin batısındaki ovada “Artemis Soteria” kutsal alanı yer alıyor. Koyun batısında güneye doğru uzanan nekropol alanı tapınağa bitişik. Nekropolün güneyindeki ovada ise Apollon kutsal alanı bulunuyor.
76
77
Kıran Gölü: Loryma’nın yakınında bulunan, kışın dolan, yazın kuruyan, 30 metre çapında bir göldür. Bu gölcüğün yanında da Rodos’a bağlı bir kentin bulunduğu kalıntılardan anlaşılıyor. Ancak karadan ulaşılması zor. Bozukkale limanına kadar denizden gidip oradan 2 saat süren yürüyüşle antik alana varılabilir. Henüz kazı yapılmamış olduğundan çok fazla bilgi bulunmuyor.
Taşlıca’nın Aşçıları ve Yemek Kültürü Köyde elde edilen keçi sütü, keçi peyniri, sarımsak ve nohut bölgede aranan ürünler. Bademi, inciri, zeytini de çok lezzetli. Hele dağlardan toplanan özel otlarla kaynayan suya bandırılan inciri harikadır. Arıcılığın da yapıldığı köyün özellikle kekik balı meşhur. Süt üretimi için keçi yetiştirilir. Keçi sütünden yapılan “keçi peyniri” köyün en meşhur ürünü. Peynirin mayası hayvanın bağırsağında bulunan doğal mayadır. Lezzeti de buradan gelir. Aşçılık: Taşlıca Köyü’nün gençleri aşçılığıyla ünlü. Düğünlerde, mevlitlerde yemekleri aşçılık mesleğini sürdüren erkekler yapar. Ama her yemeğin ustası da ayrıdır. Yemek kültürü çok gelişmiş bir köydür. Marmaris’in önemli otelleri ve restoranları Taşlıcalı aşçılarla çalışır. Ciğer kavurma, paça çorbası, imambayıldı, ot ekşilemesi, ot kavurması, sarımsaklı kıymalı makarna, bakla kavurması, taze fasulye salatası ve balık yemekleri köyde en iyi yapılan yemekler arasındadır. Sebzeler tamamen organik olup, oğlaklar da dağda doğal beslenir.
Tarihi: Çevresindeki çoğu antik yerleşim Yunan, Roma, Bizans dönemine dayanır. Bölge Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra çevre köylerle birlikte Taşlıca’ya da Türkmen boylarından aileler gelip yerleşmiş. Bazı kaynaklara göre 1402 yılındaki Ankara Savaşından sonra bir grup Moğol köye yerleşmiştir. Nüfus: 539 (2011 yılı) Konut sayısı: 140 Okuma-yazma oranı: % 98,7 Ana geçim kaynağı: Hayvancılık, tarım, balıkçılık Görülecek yerler: Phoenix antik kalıntıları, Kırkkuyular, Asarkale, Serçe Limanı, Loryma (Bozukkale), Kıran Gölü Yol ve ulaşım: Marmaris’e 61 kilometre uzaklıkta olup merkeze en uzak köydür. Kendi aracınızla gidiyorsanız yaklaşık 75 dakika sürer. Marmaris’ten Taşlıca’ya hergün saat 14.30’da tek dolmuş seferi var. Taşlıca yolu Söğüt’ten geçer ve iki köy arası 5 km’dir. Bitki türleri:Maki, zeytin, alıç, işkonoz ağacı, gebere (kapari), kekik, adaçayı, yarpuz Hayvan türleri: Domuz, çakal, tilki, kirpi, sansar, tavşan, keklik, balık çeşitleri (sinarit, lahos, karagöz, sokkan, mercan, fangri, karavide, ıstakoz, kalamar)
78
Bölgenin yüksek tepeler arasında kurulu iki dağ köyünden birisidir Bayır. Ünlü Türk seyyah Evliya Çelebi’nin sözünü ettiği “Geçit vermez, her türlü vahşi hayvanın yaşadığı dağların” eteklerinde kuruludur. Köydeki “Anıtsal Çınar Ağacı” köyün sembolü. Ağacın yaşı hakkında kesin bir bilgi yok ama 1500 ile 2300 yıl arasında olduğuna ilişkin farklı iddialar var. Bölgeyi gezenler bu ağacın altında dinlenmek, köyün doğal otlarıyla yapılan çaylarından veya ayranından içmek, gözlemesini yemek için mola verirler. Mola sırasında çeşit çeşit bal türlerinin, keçiboynuzu pekmezinin, kavrulmuş yer fıstığı ve bademin, ağaç oyması elişlerinin satıldığı tezgâh ve dükkânlardan alışveriş de yapabilirsiniz.
79
Bayır halkı geçimini halen orman köylüsü olarak sürdürüyor ve gelirinin büyük bir kısmını arıcılık, defne, kekik, adaçayından elde ediyor. Su havzaları geliştirilmediği için büyük ölçüde su kaybına uğrayan köyde çeşitli kaynaklarda anılan antik köy çeşmesinden artık su akmıyor. Köy meydanındaki anıtsal çınar ağacı dışında köylüler selvi, andız ve defne türünden 3 ağacın daha çok yaşlı olduğunu, ancak bunların kayıt altında olmadığını söylüyor. Ayrıca Söğüt yolu üzerinde hala kullanılan antik sarnıç da yüzyıllardır köylülere su sağlıyor.
Helenistik dönemde Sağlık Tanrısı Asklepios adına tapınağıyla
iddia ediliyor. Cami girişinde göreceğiniz Yılanlı Taş dışında bunun
ünlenmiş. Son dönem kazılarında köy meydanındaki cami yakın-
başka bir kanıtı bugüne kadar ortaya çıkmamış. Köyün tarihi öne-
larında Asklepios’un sembolü “Yılanlı Taş” bulunmuş. Asklepios
mini tam olarak anlamak için Prof. Dr. Bilge Umar’ın “Karia” isimli
Tapınağı’nın yeri tam olarak bilinmemekle beraber caminin bir za-
kitabını okumak gerekiyor.
manlar Asklepios Tapınağı’nın bulunduğu alan üzerinde kurulduğu
Syrna: Köyün 2 km kuzeydoğusunda, Yoncaağız Tepesi üzerindedir. Luwi veya Karya dilinden gelen bir sözcük olup anlamı “Kutsal/Güzel Pınar”dır. Geçmişten günümüze kullanılan antik taşlı yoldan yürüyerek yarım saatte gidilebilir. Kalıntılar arasında surlar, mezar taşları ve binalara ait yıkıntılar var. Uzmanlar, Bayır Köyü mezarlığında görülen bazı tarihi taşların da Syrna kentinin kalıntılarından alındığını düşünüyor.
80
81
Çengirek Mağarası: Bayır’la Söğüt arasında kalan bir bölgede Çengirek isimli ilginç bir mağaradan sözediyor köylüler. Armelya olarak anılan bölgedeki mağara resmi kayıtlarda görülmüyor. Mağaranın duvarlarında hangi döneme ait olduğu bilinmeyen duvar yazıları ile girişinde sunak olduğu düşünülen kalıntılar var.
Marmaris’ten kalkan günlük gezi teknelerinin en önemli durağı olan Çiftlik koyunda su o kadar berrak ki 10 metre derinlikteki taşları bile tek tek sayabilirsiniz. Denizden çıkanlar için çardak türü lokantalarda köy ekmeği arasında yapılan ızgara köftenin tadı bir başka güzel. Balık yemekleri de yok değil tabi ki. Koyun iki yanındaki kayalıklar dalmak için çok uygun ama ziyaretçi yoğunluğundan balık avlamak mümkün değil.
Gebekse Koyu: Dalmak ya da yüzmek için tekneyle Çiftlik’in komşusu Gebekse koyuna da gidebilirsiniz. Bu koyun uç noktasında bir kiliseye ait olduğu sanılan tarihi kalıntılar var. Günlük teknelerden çok mavi yolculuk tekneleri demirliyor. Küçük bir kumsal ve bir çardak lokantanın olduğu koy dalışseverlere sualtında binbir renk sunuyor.
Çiftlik Koyu: Bayır köyü bölgenin en yüksekteki köylerinden birisi olmasına rağmen bir tarafta Çiftlik koyuna, bir tarafta Turgut veya Selimiye plajlarına ulaşım en fazla 10 dakikadır. Bayır’dan Söğüt’e yönelen asfalt yol üzerinde yaklaşık 1 km sonra Çiftlik ayrımı var. Ayrımdan sonra Çiftlik Koyu’na doğru iniş başlıyor. Bir yanda Çiftlik Koyu, arkanıza döndüğünüzdeyse Hisarönü Körfezini göreceğiniz bu noktada bir süre dinlenip, temiz dağ havasını ciğerlerinize doldurun. Her taraf çepeçevre çam ormanı. Koya indiğinizde ise sizi pırıl pırıl, tertemiz bir deniz karşılıyor.
82
83
Tarihi: Truva’yı kuşatan Akha ordularının hekiminin evlenerek bölgeye yerleşmesinin ardından köy Syrna adıyla tarih sahnesine çıkmış. Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı egemenlikleri yaşayarak günümüze kadar gelmiş. Nüfus: 740 (2011 yılı) Konut sayısı: 215 Okuma-yazma oranı: % 97 Ana geçim kaynağı: Arıcılık, hayvancılık, turizm Görülecek yerler: Anıtsal Çınar Ağacı, Çiftlik Koyu, Gebekse Koyu, Syrna kenti kalıntıları, Çengirek Mağarası Yol ve ulaşım: Marmaris’e 30 km uzaklıktadır. Marmaris-İçmeler-Osmaniye hattı üzerinden gidilir. Yol, dar ve çok virajlıdır. Bu nedenle özel araçla 35-40 dakika arasında varılır. Marmaris’ten Bayır’a her gün 12.00, 14.00, 16.00 ve 19.30’da dolmuş seferleri var.
Bitki türleri: Kızılçam, adaçayı, kekik, defne, keçiboynuzu Hayvan türleri: Yaban domuzu, tilki, ayı, baykuş, şahin, vaşak (karakulak)
Yaşam kaynağı arı ve bal olan, denizden 550 metre yükseklikte bir dağ köyüdür Osmaniye. Köyün yüzde 95’i bu işle uğraşır. Geniş bir alana dağınık olarak yerleşen köyün içinden geçerken yol kenarında bulacağınız en önemli ürün Dünyaca ünlü “çam balı”dır. Adı çam balı ile her geçen gün özdeşleşen Osmaniye Köyü’nde Marmaris Ticaret Odası ve Muhtarlığın ortak çalışmasıyla bir de Bal Evi kuruldu. İçinde bal ve arıcılık tarihiyle ilgili müzenin yanısıra bal ve bal ürünleri satışı da yapılacak bölümler var. Bal Evi’nin etkisiyle Osmaniye Köyü’ne daha fazla ziyaretçi gelmesi bekleniyor.
84
85
Arıcılık dışında köyde büyükbaş ve küçükbaş hayvan besleniyor, adaçayı, kekik, defneyaprağı, keçiboynuzu ve zeytin gibi organik ürünlerle gelir elde ediliyor. Köyün içinden geçen yol boyunca birkaç noktada küçük köy lokantası veya kahvehaneleri var. Buralar doğal köy kahvaltısı yapmak isteyenlerin sık uğradığı yerler. Dağlardan toplanan otlarla yapılan gözleme ve ayran yılın her mevsimi bulunabilir. Ayrıca, yazın kıyıların sıcağından kurtulup serinlemek isteyenler için de farklı bir gün geçirmeye uygun. Köyde en güzel yapılan yemekler arasında köy tavuğu dolması, imambayıldı, ballı çerezli sac böreği, ballı çorba, sütlü tarhana, ballı kıyam, höşmerim, kaşık helvası (gadı helvası), kara gavut, mısır çorbası, belte, kabak çiçeği dolması, çıntar böreği sayılabilir.
Bahar aylarında köyün çevresindeki yürüyüş turları sırasında çok sayıda çiçek türüne rastlarsınız. Bunların içinde endemik, yani yöreye özgü olanlar da var. Palamut Tepe’de göreceğiniz şakayık (ayıgülü) Marmaris çevresinde en çok burada bulunur.
86
87
Amos: Turunç ile Kumlubük arasındaki yamaçlarda yeralır. Turunç’tan yürüyerek 1 saatte, Kumlubük’ten ise yarım saatte ulaşabilirsiniz. Konumu nedeniyle antik çağın önemli kentlerinden birisiydi. Günümüze ise çok az şey kalmıştır. Tiyatro, tapınak ve bazı heykel kaideleri kalıntılar arasında. Ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmiyor. Antik çağlarda Rodos Karşıyakası olarak adlandırılan Bozburun Yarımadası üzerinde bulunan 3 tiyatrodan birisi Kumlubük: Osmaniye’nin denizle buluşmasını Kumlubük koyu sağlıyor. Koya, Turunç beldesi içinden geçen karayoluyla
Amos’tadır. Kentte Apollo ve Dionysos’a tapınıldığını gösteren buluntulara rastlanmış. Kentin ana giriş kapısı oldukça sağlam kalmış. Bir de nekropol (mezarlık) alanı dikkat çekicidir.
ulaşabilirsiniz. Güzel plajı ve denizi yanında balıkçı lokantaları ile ünlü. Sahili ve tepeleri doğa yürüyüşlerine, ekoturlara uygun parkurlara sahip. Sıcak yaz aylarındansa diğer 3 mevsim yürüyüşler için çok daha uygundur. Güneydoğu yönüne yürüyüşte karşılaşılan mağara herkesi şaşırtır. Bu mağaranın 5 bin yıl önce bölgedeki ilk yerleşimlerden birine evsahipliği yaptığı sanılıyor. Mağarada galeriler, sarkıtlar ve dikitler bulunur. Yeni keşfedildiği için henüz bilimsel bir araştırma yapılmamıştır.
88
89
Tarihi: Köyün tarihi çok iyi bilinmemekle beraber Selçuklu döneminde ve İslamiyet’ten önce Türklerin buralarda var olduğu söylenmektedir. Köye daha sonra yerleşen Yörük boyları da vardır. 1298 yılında Anamur ve Alanya Yörüklerinin devlete karşı ayaklanmasından sonra devlet Yörükleri toplayıp Kıbrıs adasına sürgün etmek istemiş. Bu sürgün sırasında Yörükler geminin idaresini ele geçirip Marmaris ve çevresine yerleşmiş. Uzun zaman sonra devlet bu Yörükleri yaşadıkları bölgeyi terk etmemek şartıyla affetmiş. Bu Yörük boyları halen Alanya Yörükleri olarak adlandırılıyor. Köyün eski adı Alakese imiş. Kurtuluş Savaşı’ndan önce Türkler ve Rumlar bir arada yaşar iken Türkler Rumları sürmek için ayaklanmışlar. O arada Rumlar, Türkleri “Osmanlılar” ve “Osmaniyeli” diye adlandırmışlar ve köy bundan sonra Osmaniye ismini almış. (Kaynak: Milli Kültürümüz ve Meseleleri, Prof. Dr. Mehmet Ersöz)
Nüfus: 505 (2011 yılı) Konut sayısı: 160 Okuma-yazma oranı: % 98 Ana geçim kaynağı: Arıcılık, hayvancılık, turizm Görülmesi gereken yerler: Kumlubük, Amos, Camiyanı mahallesindeki asırlık çınar ağacı, Bal Evi, Palamut Tepesi ve Eren Dağı’nda günbatımı, Kavacık Kalyonu, Çakmaklı Kalyonu Yol ve ulaşım: Marmaris merkeze yaklaşık 18 km uzaklıktadır. Marmaris- İçmeler- Osmaniye yolundan gidilir. Özel araçla 20 dakika sürer. Marmaris’ten her gün 12.00, 14.00, 16.00 ve 19.30’da kalkan Marmaris-Bayır köyü dolmuşları Osmaniye köyünden de geçer. Marmaris koyunun deniz sporlarına elverişli bir bölgesidir. Aktaş ve Adaağzı yerleşim bölgelerinde müstakil, 2 katlı, son derece güzel Bitki türleri: Kızılçam, sandal, palamut meşesi, selvi, pıynar, kesme, dağ çileği, defne, adaçayı, kekik, keçiboynuzu, andız, zeytin, şakayık
yapıların yeraldığı sakin bir bölgedir. Marmaris’ten gelip Aktaş, Adaağzı ve Yalancı Boğaz’dan geçen 8 km uzunluğundaki yol “Cennet
(ayıgülü), çıntar
Adası”nda son bulur. Marmaris’e en yakın köy olmasına rağmen Bill Gates, Abramoviç gibi ünlülerin özel yatlarıyla rahatsız edilmeden
Hayvan türleri: Ayı, domuz, tilki, sansar, porsuk, tavşan, keklik, bıldırcın, karatavuk, kuzgun, şahin, bombus arısı.
90
tatil yapabildiği çok özel koylara ve dalış noktalarına sahiptir.
91
Marmaris’e en yakın dinlenme ve piknik yerleri de Adaköy çevresindedir. Aktaş sahilindeki yeme-içme ve dinlenme
alanları
yaz-kış
tercih edilen ve sakin bir ortam arayanların mekânıdır. Köy aynı zamanda, çam balı üreticilerinin en yoğun kullandığı alanlar arasındadır. Arıcılar çam balıyla birlikte püren balını da fazlaca üretirler.
Köyün sınırları içinde bulunan ve Türkiye’nin en önemli deniz üssü olan Aksaz Deniz Üs Komutanlığı, başta NATO gemileri olmak üzere birçok yerli-yabancı deniz aracının ziyaret ettiği bir limandır.
92
93
Köyün tarihi ve doğal zenginlikleri olarak Günnücek Parkı, Aktaş ve çevresi, Adaağzı ve çevresi, Kır Zeytin Deresi, Yalancı Boğaz, Eren Dede Mezarı, Cennet Adası, Nimara Mağarası, kale kalıntıları, kaya mezarları, Fosforlu Mağara ve Bedir Adası sayılabilir. Özellikle Cennet Adası üzerindeki Nimara Mağarası’nda 2007 yılında yapılan kazılarla elde edilen bulgular günümüzden 3 bin yıl öncesine uzanan insan varlığını ortaya koymuştur. Günümüzde Nimara Mağarası girişi “kaplan kelebekleri”nin ürediği bir alan olması açısından da önemlidir.
94
95
Tarihi: Muğla bölgesindeki en eski medeniyetlerin bulunduğu Cennet (Yıldız) Adası’nın kuzey yamacında bir köy olan Adaköy 1957 Depremi’nden sonra köyde bulunan
KÖY PAZARLARI
su kaynaklarının yok olması ile göç etmiştir. 1970’li yıllar-
Bazı bölge köylerinde haftanın farklı günlerinde köy pazarları kurulur. Köylerin bir kısmı ise Marmaris'e veya Gökova beldesine yakınlıklarından dolayı alış-veriş ihtiyaçlarını bu merkezlerde kurulan pazarlardan karşılarlar.
dan sonra başlayan turizm hareketi ve 1981 yılında Aksaz
Köy
Deniz Üs Komutanlığı’nın kurulmasıyla köyün önemi art-
Akçapınar Gökçe Çetibeli Çamlı Karaca Yeşilbelde Hisarönü Orhaniye Turgut Selimiye Söğüt Taşlıca Bayır Osmaniye Adaköy
mıştır. Aktaş, Adaağzı, Yalancı Boğaz ve Cennet Adası’nda yerleşim yerleri oluşmuştur. Köyün tamamına yakını Milli Park sınırları içerisindedir. 1999 yılında Nimara Mağarası ve kale kalıntıları 1. derece arkolojik sit, Günnücek Parkı 1. derece doğal sit, köyün bir kısmı 2. derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir. Nüfus: 4801 (2011 yılı) *Bu rakamın % 77’si (3697 kişi) Aksaz Deniz Üs Komutanlığı personeli ve yakınlarıdır.
Pazar Yeri
Gün
Köy Meydanı Köy Meydanı / Değirmenyanı Muhtarlık Binası yanı Sağlık Ocağı yanı Köy Meydanı Muhtarlık binası yanı Köy Meydanı Köy Meydanı -
Çarşamba Perşembe / Pazar Cumartersi Pazar Çarşamba Pazartesi Hergün Cuma -
Konut sayısı: 821 Okuma-yazma oranı: % 100 Ana geçim kaynağı: Turizm Görülecek yerler: Günnücek Parkı, Aktaş plajı, Yalancı Boğaz,
KÖYLERE ULAŞIM Marmaris ve çevredeki köyler arasında toplu ulaşım minibüs veya midibüslerle sağlanıyor.
Köyler
Köyden Marmaris'e
Marmaris'ten Köye
Yol ve ulaşım: Marmaris merkezden her yarım saatte kalkan
Akçapınar
Her 15 dk. (07.00 - 23.45)
Her 15 dk.
minibüslerle Yalancı Boğaz’a kadar toplu ulaşım sağlanır. Marmaris
Gökçe
Her 15 dk.
Her 15 dk.
kent merkezinden Aktaş’ın uzaklığı 3 km, Adağazı’nın uzaklığı 5 km,
Çetibeli
Her 15 dk.
Her 15 dk.
Yalancıboğaz’ın uzaklığı 9 km, Aksaz’ın uzaklığı ise 16 km’dir.
Çamlı
07.30 - 10.00 - 14.00 - 17.30
10.00 - 14.00 - 17.30 - 19.00
07.30 - 13.00
12.30 - 18.30
Toplu ulaşım aracı bulunmuyor.
Toplu ulaşım aracı bulunmuyor.
Cennet Adası, Nimara Mağarası, Adaköy kalıntıları, Fosforlu Mağara
Karacasöğüt Yeşilbelde Hisarönü
07.00 - 22.00 arasında her saatbaşı
08.30 - 10.00 - 24.00 arasında her saatbaşı
Orhaniye
07.00 - 08.00 - 09.00 - 10.00 -12.00 13.00 - 15.00 - 16.30 -18.00
08.30 - 10.00 - 12.00 - 14.00 - 15.00 - 16.00 18.00 - 19.30 - 21.00
07.15 - 09.50 - 11.50 - 13.50 - 16.30
10.00 - 12.00 - 14.00 - 16.00 - 18.00
07.00 - 08.30 - 10.00 - 12.00 - 15.30
10.30 - 12.00 -14.00 - 16.00 - 17.30
Söğüt
06.30 - 09.00 - 11.00 - 17.00
12.00 - 15.00 - 17.00 - 19.30
Taşlıca
07.00
14.30
Bayır
07.00 - 09.00 - 11.00 - 15.00 - 18.00
10.00 - 12.00 - 15.00 - 17.00 - 19.30
Osmaniye
07.00 - 09.00 - 11.00 - 15.00 - 18.00
10.00 - 12.00 - 15.00 - 17.00 - 19.30
Turgut Selimiye
Bitki türleri: Sığla ağacı, kızılçam, yabani çilek, meşe, pırnal meşesi, kocayemiş, melengiç (yabani antep fıstığı), yabani zeytin, defne, keçiboynuzu, erguvan, çaltı çalısı, sığılcan otu, sandal, tespih ağacı, enir (yaban mersini), püren, kekik, adaçayı, kazayağı, katırtırnağı, sıklamen
Adaköy
08.00 - 19.30 arasında her 30 dk. 19.30 - 23.30 arasında her saatbaşı
07.30 - 18.00 arasında her 30 dk. 19.00 - 23.00 arasında her saatbaşı
Hayvan türleri: Karakulak (vaşak), dağ keçisi, ayı, domuz, tilki, sırtlan, porsuk, oklu kirpi, sansar, sincap, gelincik, çakal, kızıl şahin, doğan, kuzgun, kartal, keklik, karatavuk, bıldırcın, balıkçıl, ördek, kaplan kelebeği, balık çeşitleri (kefal, lagos, orfoz, çupra, akya, mercan, mür
96
97
MARMARİS ÇEVRESİNİN METEOROLOJİK VERİLERİ Enlem Boylam Yükseklik
98
:36.51 :28.16 : 16 m
METEOROLOJİK ELEMANLAR
Rasat Süresi(Yıl)
I
II
III
IV
V
VI
VII
VIII
IX
X
XI
XII
Ortalama Yerel Basınç (hPa)
31
1016,0
1014,6
1013,1
1011,8
1011,1
1008,5
1005,7
1006,3
1010,3
1013,9
1015,6
1015,8
Ortalama Sıcaklık ( C )
31
10,7
10,8
12,8
16,0
20,7
25,8
28,5
28,4
25,0
20,4
15,4
12,2
Ortalama Yüksek Sıcaklık ( C )
31
15,2
15,2
17,6
21,0
25,9
31,5
34,6
34,5
30,6
26,0
20,3
16,5
En Yüksek Sıcaklık ve Günü
31
25,6 / 31 2002
21,7 / 7 2004
28,4 /24 1991
31,0 /24 1981
36,0 /12 2003
42,2 /25 2007
45,2 / 7 1988
42,6 /12 2002
40,7 / 1 2003
37,0 / 2 1991
31,6 / 1 1992
22,0 / 2 2000
Ortalama Düşük Sıcaklık ( C )
31
7,2
6,9
8,8
11,6
15,8
20,4
23,3
23,6
20,4
16,2
11,5
8,7
En Düşük Sıcaklık ve Günü
31
-2,4 / 18 2004
-3,4 /15 2004
-1,2 / 6 1983
4,0 / 11 1995
8,0 / 14 1980
12,7 / 4 1980
16,8 / 9 1982
16,7 /19 1987
13,9 /28 1992
7,1 / 29 2003
1,5 / 13 1981
-1,0 /28 1991
Ortalama Toprak Üstü Minimum Sıcaklık( C )
31
5,2
4,9
6,6
9,7
14,0
18,7
21,9
22,1
18,5
14,1
9,6
7,1
Ortalama Nisbi Nem ( % )
31
72,5
70,5
71,2
70,3
66,1
56,8
55,0
57,8
60,7
67,0
72,4
74,7
Aylık Ortalama Toplam Yağış (mm)
31
210,9
170,1
125,7
62,9
25,2
7,9
5,3
1,8
17,5
77,0
183,2
291,4
Günlük En Yüksek Yağış Miktarı ve Günü
31
136,8/20 2003
147,2/6 1996
136,0/17 1992
106,5/1 1997
70,1 / 8 1994
69,5/11 1986
66,0 /12 2002
36,6 /25 1990
61,0 /25 2004
167,1/16 1989
182,0/18 2005
466,3/11 1992
Yağışlı Gün Sayısı
31
13
12
9
8
4
2
0
0
1
5
9
13
En Kuvvetli Rüzgarın Yönü ve Hızı (m/sec)
31
SE/30,9 1986
SE/31,2 1988
SE/28,6 1999
1982
W / 17,9 1995
ESE/23,2 1994
SSE/27,1 1982
En Kuvvetli Rüzgarın Günü
31
2
26
18
27
13
28
7
18
10
25
18
23
Ortalama Güneşlenme Süresi
27
4,1
4,9
6,2
7,4
9,4
10,8
11,2
10,7
9,2
7,0
5,0
3,6
Ortalama Buharlaşma ( mm )
30
48.3
52.7
84.4
115.3
176.4
246.5
299.6
270.5
193.2
122.4
64.1
47.8
Günlük Ort. Güneşlenme Şidt. (cal/cm^2.dak)
22
170.57
235.76
328.88
415.44
502.46
560.00
547.34
493.81
411.60
294.34
192.96
140.73
Ortalama Deniz Suyu Sıcaklığı ( C )
30
15.8
15.2
15.8
17.3
19.4
21.7
23.4
25.3
24.6
23.0
20.6
17.8
ESE/20,4 WNW/19,0 NNE/17,7 NNE/18,7 1993 1996 1987 1987
YILLIK
45,2 7.7.1988
-3,4 15.2.2004
466,3 11.12.1992
SSE/32,9 SSE / 32,9 1983 23.12.1983
99
100