MARMARİS'İN GÜNLÜK AĞAÇLARI - EROL UYSAL

Page 1

MARMARÝS'ÝN GÜNLÜK AÐAÇLARI

Günlük Aðaçlarýmýz

Araþtýran ve yazan : Erol UYSAL Ülkesel Tercüman Rehber


Araþtýrma Ekim 2005

GÜNLÜK AÐAÇLARI Erol Uysal Ülkesel Tercüman-Rehber

Marmaris Belediye Baþkanlýðý “Marmaris Tarihiyle Buluþuyor” baþlýðý altýnda yeni yayýn hayatýna girecek bir tarih gazetesi yayýnlamaya baþlýyor. Düþünce ve tasarým olarak yararlý olacaðýna inandýðýmýz bu giriþime son günlerde araþtýrmasýný tamamladýðýmýz “Günlük Aðaçlarýmýz” konulu bir yapýtla katkýda bulunmak istedik. Tamamý bir defada gazete köþesine sýðdýrýlamayacak bu araþtýrmanýn küçük bir broþür haline getirilip tarih gazetesine ek olarak yayýnlanmasýný daha uygun bulduk. Umarýz, bu araþtýrmayý okuyan hemþeriler ve diðer okurlar Marmaris'in bir simgesi durumunda olan günlük aðaçlarýmýz konusundaki bilgilerini tazelerler, hiç bilmeyen genç çocuklarýmýz da dünyada ve ülkemizde ender görülen bu bitki türünü tanýr ve onlarý korumada daha bilinçli olurlar. “Marmaris Genel Tarihi” derken bunu sadece bilinen tarih ve arkeoloji olarak algýlamamamýz gerekir. Bilindiði üzere, Marmaris eski adý “Physkos” olduðu çaðlarda kendi baþýna büyük bir medeniyet merkezi olmayýp sadece Karya Birliði içinde nüfus yoðunluðu çok az bir yerleþim birimi konumundaydý. Ancak, antik Physkos'tan bugünkü Marmaris'e kadar geçen süre içinde üç, hatta dört yaný daðlarla çevrili çok barýnaklý stratejik bir limanýyla üç ana kýtanýn (Asya, Avrupa ve Afrika) kýyý ve adalarýna özellikle denizden kolay ulaþým ve iletiþim imkanýna sahip olmuþtur. Bütün yýlýn her ayrý mevsiminde en uygun iklim koþullarýna sahip olmasý Marmaris'i ekonomik olduðu kadar zengin doðal bitki örtüsüyle hep öne çýkarmýþtýr. Burada aklýmýza kendisine Anadolu için “dünyanýn neresindedir” sorusu yöneltildiðinde nükteli yanýt ve hikayeleriyle Ortadoðu, Asya ve Balkanlarda ününü duyurmuþ rahmetli Nasrettin Hoca gelir. Hocamýzýn yanýtý “Dünyanýn tam ortasýndayýz” olmuþ. Biz Marmarisliler de böyle bir soruyla karþýlaþtýðýmýzda ayný yanýtý versek yalan söylemiþ olmayýz...

(Günnücek Milli Parkýnda Günlük Aðaçlarýmýz) “Günlük Aðaçlarýmýz” baþlýðý altýnda yaptýðýmýz araþtýrmanýn mutlaka yeterli ve tam olduðunu söyleyemeyiz. Konunun uzmanlarý, akademisyenler mutlaka daha kapsamlý çalýþmalar ve yapýtlar ortaya koyacaklardýr. Nitekim, araþtýrmamýzda böyle bir çalýþmanýn yapýlmakta olduðunu ve bunun ayrýntýsýna kýsaca deðiniyoruz. Bu çalýþmayý yaparken bazý yetkililerle, uzman kiþilerle ve günlük yaðý (sýðla) istihsalini fiilen yapanlarla temas saðlayýp bilgi ve görüþ alýþveriþinde bulunduk. Bunlardan, burada adý geçen, geçmeyen hepsine teþekkürü bir borç biliyoruz. Ayrýca, bu araþtýrmanýn sadece bir doðasever, Marmarissever tarafýndan hazýrlandýðýnýn göz önünde tutulmasýný, uzman kiþi veya kurumlarýn düzeltme, görüþ ve önerilerine her zaman açýk olduðumuzu önemle belirtmek isteriz. 2


Yazar Erol Uysal ve kaynak kiþi sayýn Makbule Gökova Deðerli Okurlar; bilindiði üzere, Anadolu Medeniyetleri Mýsýr, Asur, Miken Medeniyetleriyle aþaðý yukarý yaþýttýr. Yukarýda, Marmaris'in Anadolu Yarýmadasýndaki konumunun önemini belirtirken üç kýtayla iletiþim içinde olduðuna deðindik. Özellikle, Marmaris ve çevresi dahil kýyýlarýmýzda, deniz diplerinde yüzlerce batýk mevcuttur. Zamanýmýzda, bunlarýn bazýlarýna sualtý arkeologlarý dalýp kurtarma çalýþmalarý yapýyorlar. Daha önce bunu sünger avcýlarý yapýyordu. Bu batýklardan çýkarýlan deðiþik türde toprak amforalarýn (testi) bazýlarýnýn diplerinde katý sývý ve birikim halinde çam aðaçlarýndan elde dilen “reçine” ile günlük aðaçlarýndan istihsal edilen “sýðla yaðý” görülmüþtür. Takriben 3000 yýllýk dönemde (MÖ 3000-MÖ 332) otuz sülaleye mensup eski Mýsýr kralý firavunlarýn ölümünden sonra Nil nehrinin batýsýnda inþa ettirdikleri anýt mezar ve tapýnaklara (piramitler dahil) götürülmeden önce bedenleri mumyalanýrdý. Bu iþlem için gerekli olan o zamanýn týbbi koruyucu melhemi (balsam) Mýsýr'da fazla bulunmadýðýndan teknelerle Anadolu'dan, Marmaris, Fethiye, hatta Dalyan (Caunos) limanlarýndan temin edilirdi. Burada, yukarýda deðinilen sýðla ticaretinin yakýn tarihe kadar bölgemizde yapýldýðýný kanýtlayan bilginin kaynaðý olan bir hemþerimizin ifadelerine de yer verdik. Hemþerimiz Saim Gökova özellikle halen yaþamakta olan yaþlý annesinden (Makbule Gökova) öðrendikleri bir çok konuyu bize aktardý. Konumuzla ilgili bulunan bölümünü buraya alýyor, hemþerimize katkýsý için teþekkür ediyoruz. “Annemin dedesi, benim büyük dedem Hacý Selim'dir. Annem büyük dedem Hacý Selim'in torunudur. Büyük dedem Hacý Selim ve gelini Vesile, Birinci Cihan Harbi sýrasýnda ve 1917 yýlýnda Marmaris'i Fransýz donanmasýnýn Yalancý Boðaz dýþýndan bombalamasý sýrasýnda sýðýndýklarý kalenin Kemeraltý mevkiinde diðer birçok Marmarisli ile birlikte þehit olmuþlar. Büyük Dedem Hacý Selim'in torunu olan Annem Makbule Gökova halen hayatta olup 96 yaþýndadýr. Annemin bize anlattýklarýna göre, Kanuni Sultan Süleyman'ýn padiþahlýðý döneminde (1520-1566) Marmaris-Fethiye arasýndaki bölge Kanuni'nin kýz kardeþi Mihri Þah Sultan'a verilmiþ. Mihri Þah Sultan Mýsýr Hidiv'i Ali Paþa ile evlenmiþ. Mihriþah Sultan adýna kurulan vakýf gelir saðlamak için günlük aðaçlarýndan elde edilen sýðla yaðý Mýsýr'a ihraç edilirmiþ. Bu ihracat büyük dedemin yaþadýðý yýllarda da sürmüþ. Hacý Selim dedem paraçele'si (yelken ve kürekli takriben 10 m. boyunda kayýk-tekne) ile denizden taþýmacýlýk yaparmýþ. Teknenin mürettebatý arasýnda iki damadý da varmýþ. Aylarca süren maceralý Mýsýr (Ýskenderiye) seferi dönüþünü bekleyen yakýnlarýn gözü hep Marmaris boðazýnda olurmuþ. Bunun için büyük dedeme ve sülalesine atfen Marmaris'te þöyle bir mani bile söylenmiþ:” “Hey hey, müjdeler olsun. Göründü paraçele. Essin meltemler essin, býçak urganý kessin. Söyleyin Hacý Selim'e, deveden kurban kessin”... 3


Günlük aðaçlarýndan saðlanan sýðla yaðýnýn diðer bitkilerden elde edilenlerle birlikte týbbýn babasý olan Hippokrates (MÖ.460-377-Ýstanköy) döneminden baþlayarak ilaç olarak kullanýldýðýný bazý kaynaklardan öðreniyoruz. Bundan ayrý olarak 4. yüzyýlda yaþamýþ ve mide ülserinden rahatsýzlýk çeken Roma Ýmparatoru Caracalla'nýn o zamanýn saðlýk merkezlerinden olan Epidaurus, Kos ve Bergama'daki Asklepion'larda tedavi gördüðü, bunlardan Bergama Asklepion'unda günlük aðacýndan elde edilen sýðla yaðý ile çam reçinesine bal karýþtýrýlarak yapýlan bir tür iksirden þifa bulduðu, imparatorun iyileþmesinden sonra da bu þehre ve doktorlarýna minnet borcunu ödemek için baðýþlarda bulunduðu bazý yabancý yayýnlarda kayýtlýdýr. Bu aðaç türünün ve salgýladýðý yaðýn aðacýn gövdesinden istihsali sýrasýnda yaðla birlikte çýkan kabuklarýn (kapçýk) presten geçirilip yaðýnýn ayrýþtýrýlmasýndan sonra arda kalan posa kurutularak buhur da (tütsü) elde edilir. Eski çaðlarda bazý tapýnak ve ibadet yerlerinde tanrýlaþtýrýlan veya kutsallaþtýrýlan krallarýn onuruna günlük aðacý kabuklarý yakýlýrdý. Kudüs tapýnaðýnda koku sunaðý vardý. Burada her gün günlük yanardý. Hýristiyanlýðýn ilk yýllarýnda bir pagan geleneði olduðu gerekçesiyle günlük yakmaktan vazgeçilse de 4. yüzyýldan itibaren kilise de bu geleneði benimsedi. O zaman günlük dumanýnýn insanlarýn dualarýnýn göðe yükseliþini simgelediðine ve hatta þeytanýn bu kokudan korkup o mekandan uzaklaþtýðýna inanýlýrdý. Dumanýnýn antiseptik özellik taþýdýðý týbben kabul edilmiþtir. Ýslam dininde ve kutsal kitap Kuran-ý Kerim'de bildiðimiz kadarýyla günlük yakmak hakkýnda bir ayet bulunmamakla birlikte bazý özel dini günlerde, kandil ve mevlitlerde ve hatta vefatlarda günlük yakýldýðýný, Marmaris ve çevresinin vataný olan günlük aðacýndan bu ürünün saðlanmasýnýn kolay olmasý nedeniyle de halk tarafýndan özel günlerde buhur yakmanýn gelenek haline dönüþtüðünü iyi biliyoruz.

Günnücek Milli Parkýnda yaþlý bir günlük aðacý kesiti Günlük Aðacý her yerde görülen veya yaþayan bir bitki türü deðildir. Bu yüzden böyle ender görülen bitki türlerine botanikte (bitki biliminde) “endemik” sýfatý verilmiþtir. Latince'de adý “Liquidambar Orientalis” olarak geçer. Tohumlu bitkiler katagorisinde olup Güvercinaðacýgiller (Hamamelidaceae) familyasýndandýr. Boylarý 20 m.kadar yükselebilir. Yaprak dökücü türdendir. Yapraklar palmat, 5x10, 6x13 5 loplu yumurtamsý, dikdörtgenimsi ve yarý keskin sivri uçlu, kenarda oyuklu-diþli veya testere diþli, tüysüz veya nadiren ana damarlarýn alt taban kýsmýnda kýsa kümemsi tüylüdür. Meyveli baþlar 2.53 cm. çapýnda, sarkýcýdýr. Her Þubat ayýnýn baþýnda tomurcuklanma baþlar. Yapraklarýný Kasým ayý sonunda döker. Deniz seviyesinde ve 800m yüksekliðe kadar olan sulak ve batak yerlerde yetiþir. Ömürleri, iþletmecilerin ifadesiyle binlerce yýldýr. Yeter ki bakýmý iyi yapýlsýn, aðaç gereksinim duyduðu yeterli suyu bulsun ve yaþama ortamý bozulmasýn. Aðacýn gövdesinden özellikle sýcak yaz aylarýnda alýnan yaðýn adý “ak günlük”, sonradan elde edilen buhur olmuþ siyah haline de “kara günlük” denir. Bu gün, yeryüzünde nesli tükenmekte olan bu aðaç türüne ülkemizde Güney ve güneybatýdan baþka yer ve kýta olarak sadece Kuzey Amerika (Kaliforniya) Kuzey Afrika ve Hindistan'da rastlanmaktadýr. Türkiye'de günlük aðaçlarý Muðla Ýli hudutlarý içinde Marmaris, Köyceðiz, Dalaman, Fethiye ve az sayýda olmak üzere Denizli Ýline baðlý Acýpayam ilçesi ile Antalya Ýli Sütçüler bölgesinde vardýr. Ýklim yapýsý sýcak ve suyu bol, yumuþak zeminde yaþayan 4


bu aðaçlarýn kökleri þemsiye gibi açýlýp toprak yüzeyine yakýn olduklarýndan satýh sularýyla beslenirler. Ülkemizde bulunduklarý bölgelerde özellikle turizmin getirdiði canlýlýktan yararlanmak için göç ederek gelen ve her yýl artan nüfus nedeniyle merkezdeki su tüketimini karþýlamak için dere yataklarý ve doðal pýnarlarýn çevresine açýlan artezyenler aðaçlarýn suyunu tüketmiþ ve onlarý kurumaya terk etmiþtir. Bundan ayrý olarak, yangýn,çevresel atýk ve kirlilikler, sýðla yaðý ve buhur istihsalinin bilinçsizce yapýlmasý gibi nedenler yüzünden de günlük ormanlarýndaki bu nadide aðaçlar nesli tükenmekte olan birçok hayvan, balýk ve bitki çeþidinde olduðu gibi sessizce gözden kaybolmaktadýrlar. Ýþte, bizi de ihtisas konumuz olmadýðý halde böyle bir araþtýrma yazýsý yazmaya sevk eden ana neden de bu olsa gerektir. Geçtiðimiz Þubat ayý içerisinde bir gazete haberinde “Sýðlaya DNA testi” baþlýklý bir yazý yayýnlandý. Muðla Üniversitesi Eðitim Fakültesi öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Biyolog Sayýn Belgin Göçmen Taþkýn'ýn “Türkiye'deki Relikt Endemik Sýðla Aðacý Popülasyonlarýnda Genetik Çeþitliliðin Ýzoenzimleri ve RAPR Belirteçler Yardýmýyla Saptanmasý” adlý bir proje oluþturulduðuna deðinilerek sayýn Taþkýn'ýn þu açýklamalarýna yer veriliyordu. (Hürriyet Ege eki 25.02.2005) “Halk arasýnda günnük adýyla da bilinen günlük sýðla aðaçlarý baþta ilaç sanayi ve parfümeri sektöründe olmak üzere bir çok alanda kullanýlýyor. Tarla açma ve turizm faaliyetleri nedeniyle sayýlarý hýzla azalýyor. Sýðlalar yok olma tehlikesiyle karþý karþýyalar. 20. yüzyýl baþlarýnda Muðla Ýl genelinde 6321 hektarlýk alanda sýðla aðacý vardý. Bugün, 1337 hektarlýk alanda sýðla yetiþiyor. 1999'da 9463kg. sýðla yaðý elde edilirken, bu rakam 2002 yýlýnda 3108 kg. düþtü. Aðacýn ekonomik deðeri çok yüksek. Sýðla aðaçlarýnýn bu güne kadar genetik yapýsý araþtýrýlmadý. Bu araþtýrmalar sonucunda yok olma tehlikesi bulunan sýðla aðaçlarý koruma altýna alýnacak. Proje, dünyada ilk olma özelliði taþýdýðý için TUBÝTAK'tan destek geldi. Proje maliyetinin tamamýný TUBÝTAK karþýlayacak. Uygulamaya Mart ayýnda baþlayacaðýz. Belirlenen bölgelerde 50 m. arayla sýðla aðaçlarýnýn yapraklarýndan örnekler alýnacak. Bunlar üzerinde bitkinin yapýsýný inceleyen RAPD analizi, DNA testleri uygulanacak ve modifiye edilmiþ boyama yöntemleri kullanýlacak. Proje sonunda sýðla aðaçlarýnýn sistematiði ortaya çýkacak. Evrimi belirlenecek ve jeolojik zamanlarda kýtalarýn ayrýlmasýna iliþkin bilgiler ortaya çýkacak. Ayrýca bu aðaçlarýn korunmasýna iliþkin öneriler geliþtirilecek” deniliyordu. Memnuniyetle görüyoruz ki üniversitelerimizdeki genç öðretim görevlileri hocalarýmýz konunun önemine daha bilimsel yoldan yaklaþarak çözüm ve yöntem bulmada arayýþ içindeler. Bu konuda çalýþmalarýnýn hangi safhada olduðunu öðrenmek için telefonla aradýðýmýz sayýn Belgin Göçmen Taþkýn bize sevindirici ve olumlu haberler verdi. Yukarýda gazetede verilen bilgiler içeriðindeki çalýþmalarýn aynen yapýldýðýný bildirdi. TUBÝTAK'la ilgili proje baþvurusunun bir kopyasýný da internet adresimize hemen gönderdi. Kendisine göstermiþ olduðu ilgi ve yardýmlaþma için buradan bir kez daha teþekkür ediyoruz.

Günnücek Milli Parký “Çatma Pýnar” azmaðý üzerinde bir geçit Çocukluðumuzun Marmaris'inde þimdi büyük bir özlemle yad ettiðimiz anýlarýmýz içinde “Günlük” veya o zamanki adýyla “Günnücek” hep vardýr. Bu cennet ve doða harikasý yer mesire ve 5


dinlence yeri olarak Marmaris'in milli parkýydý. Marmarisli olup da kenarda köþede, duvarda albümde kalmýþ ve orada çekilmiþ siyah-beyaz bir fotoðrafý olmayan yoktur ” desek doðru söylemiþ oluruz. Ailecek veya tam ergenlik çaðýmýzda arkadaþlarla yürüyerek veya sandalla Günnücek Parkýna giderdik. Özellikle, sandalla gitmenin zevkine diyecek olmazdý. Çatma Pýnar'ýn baþýna kadar kürek çekerek bu cennet bahçesinin içinde olurduk. Günlük Ormaný içinden akýp giden çaylarýn, derelerin coþkusu, çýkardýðý ruhu okþayan ve dinlendiren ses hale kulaklarýmýzdadýr. “Çatma Pýnar”, “Kadýn Azmaðý” ve “Killik Çayý” hepimizin literatüründe sýkça geçen yerlerdi. Burada aðaçlara kurulan hamaklar , deniz kýyýsýnda yakalanýp taze piþirilip yenilen levrek, kefal, çipuralarýn tadý hala damaðýmýzdadýr. Hele anamýz dolma, bakla salatasý, makarna yapar, babamýzýn çatma pýnarýn havuzunda ýslatýlan ve neredeyse suyun soðukluðundan çatlamak üzere olan dev karpuzu kesmesi vardýr yaaa... sanki bunlar birer ibadettir, bir tür merasimdir. Genç kýzlar, genç anneler kulaklarýnýn arkasýna bir tutam günlük dalý, defne, mersin, kekik veya piren dalý takar, bunlardan sofradaki toprak testi veya vazoya ýslatýlýrdý. Bülbüller, serçeler, güvercinler öter, sincaplar günlük aðacý meyveleri olan týrtýklý loplarý diþleriyle “týkýr týkýr” kýrýp yerler, bir yandan da bizi izlerlerdi. Bunlardan soframýza kadar yaklaþanlar bile olurdu. Korkmazlardý vurulmaktan, yakalanmaktan...Burasý bir orman, piknik alaný deðil, adeta bitkiler, kuþlar, balýklar ailesinin yaþadýðý, bizi misafir kabul edip aðýrlamak için azami gayreti, özveriyi gösteren ev sahipleriydiler...Pikniðin bitip, güneþin battýðý ve billur billur, gürül gürül akan derelerin suyunun kararmaya baþladýðý bir vakitte bu defa ev sahibi ailenin gündüz ortalýkta görülmeyen diðer fertleri de sahneye çýkar, pev...pev... diye baðýrýp çaðýrmaya baþlarlardý. Bunlar, “Günlük” Ailesinin mensubu “Çakal”lardý....Sanki; ”Sizi bu kadar aðýrlayabiliyoruz, doðayý artýk bize býrakýn, herkes evine saman damýna, hepinize güle güle”! demek isterlerdi... Deðerli okurlar; Burada zannederiz biraz nostaljiye kaçtýk. Bunu, affýnýza sýðýnarak günden güne kaybolmaya baþlayan nice maddi ve manevi deðerlerimizi düþleyerek yaptýðýmýzý sanýyoruz . Günlük Aðaçlarýnda yað ve buhur istihsali aðaçlarýn saðlýklarýný kaybedip kurumaya, devrilmeye baþlamalarý yüzünden bir iki saha dýþýnda yýllardýr durduruldu. Orman Bölge Müdürlüklerindeki görevlilerden aldýðýmýz bilgiler doðrultusunda Günlük orman ve sahalarý her bölgeye göre numaralandýrýlmýþ. 2005 yýlýnda sadece 69 no.lu Çetibeli Günlük sahasýna iþletme izni verilmiþ. Eskiden sýðla istihsal iþi Orman Bakanlýðý ve dolayýsýyla bölge müdürlükleri tarafýndan iþçi temin edilerek uzman görevli gözetiminde yapýlýr, elde edilen tonlarca ürünün satýþý yine adý geçen kurumun yetkilileri tarafýndan önce depolanýp sonra satýlýrdý. Þimdi öyle deðil. Ülkemizde serbest pazar ekonomisi ve özelleþtirme uygulamasý gündeme geldiðinden bu güne iþletmeye açýlacak saha ihaleye çýkarýlýyor. Öðrendiðimiz kadarýyla halihazýrda Muðla bölgesinde Çetibeli'ndeki 69 nolu iþletme sahasý dýþýnda iþlenen ve sýðla istihsali yapýlan saha yok.

Ýsmet Baka kaþýkla sýðla topluyor

Eþi Fatma Baka da iþ baþýnda

Sýðla istihsalini ve iþletmeyi yakýndan görmek ve hem de fotoðraf çekmek için güneþli güzel bir havada tek iþletme sahasý olan Taþan-Çamlýk iþletme sahasýna gittik. Burada, eþiyle beraber aðaçlardan ellerindeki özel kaþýkla yað çýkaran sayýn Ýsmet Baka ve eþine sorular sorduk, yanýtlar aldýk. Sayýn Ýsmet Baka ve eþi genç yaþlarýndan bugüne kadar hep bu iþi yapmýþlar. Ýsmet Baka, aslen Ula'lý olduðunu, yetmiþi geçen yaþýyla eskiye nazaran bu iþte çalýþmanýn artýk zor olmaya baþladýðýný söylemek istese de, iþini çok sevdiðini, bu iþten ekmek yediðini, biri erkek diðeri kýz iki çocuðunu da üniversitede okutarak oðlunun jeoloji mühendisi, kýzýnýn da öðretmen olmasýna ekonomik destek verdiðini söyledi. Bazý sorularýmýza iþini hiç býrakmadan yanýt vermeye çalýþan Ýsmet Baka'nýn iþ 6


disiplini, yaptýðý iþinden zevk almasýný, eþiyle dayanýþma içindeki görüntülerini doðrusu takdir ettik. Buradaki sahada iþletmeyi ihaleyle geçen yýllarda olduðu gibi yine kendileri almýþ. Þartnameye göre çapý (kutru) yirmi santim ve daha yukarý olan 1000 aðaçta üretim yaparak takriben 200kg. yað çýkarmayý umuyorlar. (Bir aðaçtan takriben 200 gr.sýðla) Verdikleri bilgiye göre; Yað istihsali için aðaçlarýn gövdelerinde takriben 4-6 cm. en ve 70 cm derinliðinde kýzartma yerleri açma ve temizlik iþlemi Nisan baþlarýnda baþlýyor. Çýkan yaðlar belli aralýklarla ve özel kaþýklarla toplanýp içinde sýcak su bulunan kazana boþaltýlýyor. Kazan dolar dolmaz ürün prese alýnýp sýkýlýyor. Preste sýkýlarak suyu alýnan yað beton havuza akýyor. Geride kalan posa buhur olarak alýnýp kurutulmak üzere sergiye alýnýyor. Yað ise tenekelere doldurularak yerli veya yabancý alýcýlara satýlýyor. Bu üretim Kasým ayý sonuna kadar devam ediyor. Sýðla yaðý ilaç ve kozmetik sanayinde kullanýlýyor. Günlük yaðý ve buhur, balcý, baharatçý ve aktar gibi bazý satýþ yerlerinde bulunuyor. Bir çok hastalýða iyi geldiði, kuvvet ve peklik verici, yatýþtýrýcý, idrar arttýrýcý, adet söktürücü, romatizma aðrýlarýný dinlendirici ve sindirim sistemini özellikle mide ve baðýrsak rahatsýzlýklarýný giderici özellikleri olduðu söyleniyor.

Sýðlanýn ayrýþtýrýlmasýp

7


Ürünün sýcak sulu kazana konmasý

Günnücek Milli Parkýnda büyütülüp Aksaz'da doðaya býrakýlan dað keçilerinden biri

Deðerli okurlar; “Günlük aðaçlarýmýz” konulu bu araþtýrmamýzý güzel ülkemiz ve topraklarýmýzýn korunmasý, tanýtýmý ve özellikle turist rehberlerine yardýmcý olmasý amacýyla yayýnlan “Doða Rehberi” adlý yapýttan aldýðýmýz özet birkaç cümleyle sonlandýrmak istiyoruz. “Hepimizin bildiði ve bilmesi gerektiðine inandýðýmýz bir özellik þudur. Buna ayrýcalýk da diyebiliriz. Anadolu coðrafyasý deðiþik topoðrafik yapý ve iklimlere sahip olmasý dolayýsýyla geçmiþten günümüze bazý canlý türlerinin ortaya çýkmasý için bir laboratuardýr. Bu canlý türlerinin çok az deðiþime uðrayarak günümüze kadar gelmesinde ise müze gibi görev yaptýðý bir gerçektir. Yaþamakta olduðumuz 21. yüzyýlýn dünya kamuoyunda biyoloji yüzyýlý olacaðý yönünde çok güçlü bir inanýþ vardýr. Yine okuduðumuz, izlediðimiz yayýn ve TV programlarýnda görüyoruz ki dünyadaki ekosistemlerin canlý kýsmýnýn önemli bir bölümünü bitkiler oluþturmaktadýr. Elektrik düðmesi nasýl 8


aydýnlýðýn ve karanlýðýn kumandasý ve sigortasý ise bitkiler de tüm canlýlýðýn kumandasý ve sigortasý konumundadýr. Bitkiler olmadan oksijen ve besin olmaz. Eko sistemdeki tüm canlýlarýn, insanlar dahil, hepsinin ayrý ayrý görevleri vardýr. Eðer bu canlýlarýn yok oluþuna göz yummaya devam edecek olursak, görevler yerine getirilmeyecek ve zinciri oluþturan halkalar birer birer kopacaktýr. Her canlý türünü bir halka, tüm canlýlarý ve yaptýklarý görevleri de bir zincir olarak düþünebiliriz. Bu halkalarýn kopmamasý, zincirin parçalanmamasý için öncelikle çevremizdeki canlý türlerini iyi tanýmamýz gerekir. Böylece, tanýdýðýmýz bildiðimiz þeyleri daha iyi koruyup kollayabiliriz .“ Özetle, diyoruz ki; önce Türkiye ve Marmaris, sonra yaþlý dünyamýz ve insanlýk için nesli tükenmekte olan “Günlük Aðaçlarýmýz”ý koruyalým, ilelebet yaþatmada yardýmcý olalým. Günlük aðaçlarýnýn yetiþtiði uygun yerlerde bahçesi, topraðý veya tarlasý olan hemþerilerin en az bir günlük fidaný dikerek dünyada ender görülen ve nesli tükenmekte olan bu aðaçlarýn yaþamasýna katkýda bulunmalýdýr. Orman Bölge Müdürlüðünün sýðla ormanýna, Marmaris ve çevre belediyelerin bulvar ve yollara, bazý hemþerilerimizin de kendi bahçelerine günlük fidaný diktiklerini memnuniyetle gözlemliyoruz. Bunun devamýný diliyor, “Günlük Aðaçlarý gibi yeþil, ilahi amber kokulu ve saðlýklý nice mutlu günleriniz olsun” diyoruz!.. Araþtýran ve yazan: Erol Uysal Yazar / Ülkesel Tercüman Rehber

9


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.