Mavişehir Dergisi Haziran 2015

Page 1

Haziran 2015 Yıl.2 Sayı.19 5.00 Genel kültür,

MERHABA sıcak yaz

Aylin

Akışta mısın? Yoksa tıkanmış mısın? İsmail Barış Özpazarcık


İzmir için tanışma vakti NEDEN JETS ESTATE? Uzmanlarımız sayesinde kısa zamanda sonuç alın. Satmak ya da kiralamak istediğiniz gayrimenkulleriniz, sahip olduğumuz geniş portföy ve deneyimli uzmanlarımızın sayesinde en kısa zamanda sonuca ulaşır. Teknolojinin gücüne tanık olacaksınız. Portfoyümüzde olan her müşterilerimize kendi kurumsal web sitemizden kullanıcı hesabı ile yapılan her işlem için bilgilendirme ve 7/24 online müşteri desteği verilir. Doğru yatırım danışmanlığı. Şirket bünyemizde bulunan kurumsal ve bireysel gayrimenkul uzmanlarımızla birlikte doğru yönlendirme desteğini alarak sahip olduğunuz gayrimenkulleriniz doğru fiyatlandırılır.

Yatırımınızı içinize sinerek yapın. Şirket politikası olarak bizim istediğimiz değil, kendi tercihiniz olan gayrimenkul uzmanlarımızla çalışabilirsiniz. Güçlü portföy, güçlü referanslar. Karşıyaka bölgesinde çalıştığımız 4 farklı inşaat firması ve yaklaşık 260 konutla birlikte, müteahhit firmaların satış ve koordinasyon hizmetlerini de üstlenerek, bireysel müşterilerimizi de daha düşük maliyetlerle ev sahibi yapıyoruz. Hedefimiz, dostluğunuzu kazanmak. 2016 yılında İzmir ili içerisinde ve çevresinde Güzelbahçe, Çeşme ve Kuşadası olmak üzere 3 şubemizle daha hizmetinize girerek geniş çapta müşteri memnuniyeti sağlamayı hedefliyoruz.

www.jets.estate • 0(232) 330 0 500

DANIŞMANLIK HİZMETİ VERDİĞİMİZ REFERANSLARIMIZ Akiz İnşaat - Burak İnşaat - Erman İnşaat - Yükselen İnşaat - Kayalar İnşaat


Mavişehir Dergisi Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Aras Attila aras@mavisehirdergisi.com

Editör / Yayın Yönetmeni

Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com

Görsel Yönetmen ve Grafik Tasarım Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Duygu Gönen Attila

Reklam Rezervasyon / Bilgi

Kabin Ekibi 0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500

Yapım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık

Yönetim Yeri

6003 Sk. No.7/A Karşıyaka / İZMİR

Web Sitesi

Bu sayımızda İzmirli sanatçı Pınar Aylin’le yaptığımız güzel söyleşiyi sayfalarımıza taşıdık. Pınar Aylin’i İzmir’de “Kadına Şiddete Hayır” konseptli defilede sahneye çıktığı sırada gördük ve röportaj yapma isteğimizi kendisine ilettik. Bizi İzmirli’ye has güleryüz ve samimiyetle karşıladı. Egosu olmayan, sizden bizden biri...Samimi, kıpır kıpır, çıtı pıtı güzel bir sarışın. Sorularımızı tüm içtenliğiyle yanıtladı ve biz de sizler için sayfalarımıza taşıdık sohbetimizi. Haziran ayının başlarında Soyak A Bölgesi’nde “Yaza merhaba” partisi yapıldı. Biz de Mavişehir Dergisi olarak katıldık ve standımızda okurlarımızla buluştuk. Sayfalarımız arasında bu partiden fotoğrafları bulabilirsiniz. Köşe yazarlarımızdan Kutay Ürkmen, yaptığı gösteriyle geceye katılanları gülmekten kırdı geçirdi. Çeşme Marina , “Sezona Merhaba” partisiyle bu yıl beşinci sezonunu açtı. Genel Müdür Can Akaltan’ın yaptığı konuşma ve geceden renkli görüntüleri yine sayfalarımız arasında bulabilirsiniz. Güzel gecede sahne alan müzik grubu herkesi coşturdu. Her geçen sene daha da güzelleşen Çeşme Marina’da bu yaz müzik yayını başlamış. Müzik eşliğinde gezmek daha zevkli olacağa benziyor. Evet, daha birçok haber ve duyuruları sayfalarımızda bulabilirsiniz. Yaz mevsiminin gelmesiyle okullarda tatile girme hazırlıkları tamamlandı ve birçok okulda törenler düzenlendi. Sınıf atlamalar ve mezuniyetler her daim heyecanlıdır. Okulu bitirirken sevinçle hüzün arası duygular yaşanır hep. Okuldan ve öğretmenlerden ayrılıyor olmanın verdiği hüzün okulu bitirip yeni bir hayata başlangıç yapacak olmanın sevincine bırakır yerini. Tüm öğrencilere ve öğretmenlere gönüllerince geçirecekleri güzel bir tatil dilerim. Sevgi ve saygılarımla, Ziynet Attila ziynet@mavisehirdergisi.com mavisehirdergisi@gmail.com

www.mavisehirdergisi.com

Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütçü Doç. Dr. Gürkan Ersoy - İsmail Barış Özpazarcık - Fügen Yenilmez Kaan Yenilmez Prof. Dr. Meltem Onay Kutay Ürkmen - Müge Anar Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk

İÇİNDEKİLER • • • • • •

Karşıyaka’da Ramazan bir başka güzel (10) Pınar Aylin Özel Röportaj... (14-15-16-17) Merhaba sıcak yaz (22-23) Teniste altyapının önemi köşe yazısı (38) Yaz makyajı (42) Köşe Yazıları

Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık - Özgür Şişik - Doç. Dr. Gürkan Ersoy Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk - Prof. Dr. Meltem Onay - Fügen Yenilmez Kaan Yenilmez - Serdar Sütçü - Kutay Ürkmen


Ata ve Ana yan yana

Karşıyaka’da sanat sokağa taştı Yaz aylarının gelmesi ile birlikte kentin dört bir yanını renklendiren Karşıyaka Belediyesi, Nikah Sarayı ve Dante Kafe’nin ön kısmında dev Karşıyaka yazısı ile Atatürk ve Zübeyde Hanım görselleri oluşturarak vatandaşlardan tam not aldı. Belediye ekipleri, ilçe genelindeki trafoları boyayarak da ‘sanat eserine’ dönüştürdü. Başkan Akpınar “En çok değer verdiğimiz Atamızı ve Anamızı buluşturduk. Trafoları boyayarak da sanatı sokağa taşıdık” dedi. Ata ve Ana yan yana Farklı alanlarda yaptığı hizmetlerle adından söz ettiren Karşıyaka Belediyesi bu kez de kent estetiğini sağlamak, yaz aylarına girilirken ilçenin her köşesini renklendirmek için çalışma başlattı. Vatandaşların öneri ve taleplerini de dikkate alan belediye ekipleri, Nikah Sarayı ve Dante Kafe’nin parka bakan cephesinde; Karşıyaka yazısı ile birlikte dev Atatürk ve Zübeyde Hanım görselleri oluşturdu. 52 metrekarelik alanda 9 farklı bitki türüyle bir de dikey bahçe uygulaması yapıldı ve LED aydınlatmalarla ışıklandırıldı. İlçenin 2

en merkezi noktalarından birine estetik bir görünüm kazandıran çalışma, vatandaşların da büyük beğenisini kazanırken, sosyal medyada da kısa sürede en çok paylaşılan Karşıyaka fotoğraflarından biri oldu. Sanat eseri trafolar Kentin farklı noktalarındaki boş alanları estetik bir görünüme kavuşturmak ve sokakları sanatla bütünleştirmek için Kent Estetiği ekibi de kuran Karşıyaka Belediyesi, ilçe genelindeki elektrik trafolarını da sanatla buluşturdu. Bir ressam ve iki duvar ustasından oluşan ekip, trafoları sanat eserine dönüştürmeye başladı. Tespit edilen noktalar, mahalle halkının da öneri ve talepleri doğrultusunda oluşturulan temaya göre tasarlanacak. İlk olarak Soğukkuyu’da başlatılan çalışma kapsamında yıl sonuna Haziran - 2015

kadar 10 tane trafo boyanacak. Trafo boyamaları bittiğinde mahalle aralarında duvar, bordür ve kaldırım boyamaları da yapılacak. Sanat sokakta Küçük dokunuşlarla büyük mutluluklar yaratmaya çalıştıklarını belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Bir tarafta; en değer verdiğimiz Atamız ile Anamızı buluşturduk, diğer tarafta kötü görünümlü trafolarımızı sanat eserine dönüştürerek estetik bir görünüm kazandırdık. Kentte renkliliği yaşatmaya ve sanatın farklı yönlerini sokakla buluşturarak, insanların mutluluğuna destek olmaya çalışıyoruz. Yurttaşlarımızın da bu eserlere sahip çıkacaklarından, çevreyi ve doğayı özenle koruyacaklarından son derece eminim” dedi.



Tarihi

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Meşhur lezzet artık Mavişehir’de

S

on zamanların yükseliş gösteren ve ilgi gören restoranı Tarihi Bafra Pidecisi Mavişehir’e yeni bir soluk getirdi...

Özel harmanlanmış unlarla üretilen, yöresel ürünlerin odun ateşinde eşsiz lezzetlere dönüştüğü Tarihi Bafra Pidecisi; unlarını Bafra’dan, tereyağını Trabzon’dan, kavurmalarını Rize’den, pastırmalarını Kayseri’den özel getirerek İzmir’in seçkin lezzet duraklarından biri olacağının mesajını veriyor. Kapalı kıymalı, kavurmalı, pastırmalı, sucuklu, kuşbaşılı ve special olmak üzere 18 çeşit pidenin de kendine has bir özelliği var. Herkesin favorisi olan, 5 buğdayın harmanlanmasıyla elde edilen Bafra Pidesi kapalı olarak servis ediliyor. En önemli özelliği içindeki kavrulmuş kıyma ve kullanılan unun esnekliği... Sakin ve huzurlu bir ortamda, gürültüden uzak ama Mavişehir’in içinde ailecek ya da arkadaşlarınızla pide yiyebileceğiniz harika bir yer Tarihi Bafra Pidecisi...

Bafra Pidesi


Tarihi Bafra Pidecisi, Ramazan Ayında siz değerli misafirlerine unutulmaz lezzetler sunuyor... Bafra Special

Ramazan Ayına özel çorba çeşitleri * Taze fasülye çorbası * Mısır çorbası * Buğday çorbası * Sebze çorbası

Kuşbaşı, kavrulmuş kıyma, Rize kavurma, Kayseri pastırma, Tire sucuk, kaşar, mantar

Kemalpaşa peynir tatlısı (tahinli cevizli)

Rezervasyon Rize Kavurmalı

0(232)

336 72 64

Adres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir


SAĞLIK

Uzm. Dr. Tolga Enver YÜCETÜRK İç Hastalıkları ve Romatoloji drtolgayuceturk@gmail.com www.drtolgayuceturk.com

NEDEN HASTA OLUYORUZ?

YOKSA “BAĞIŞIKLIK FIÇIMIZ” MI DOLDU ? “Neden hasta oldum?”, “Neden şimdi?”, “Neden bu hastalık?” Doktorların cevabı sıklıkla tatminkar değildir: “Genetik faktörler”, “ Bünyen yapıyor”, “Şunu yediğin, bunu içmediğin, az hareket ettiğin, çok üzüldüğün için”. Söylenenlerden genelde tatmin olmayız, sorularımızın çoğu yanıtsız kalır. Aslında açıklama basit. “BAĞIŞIKLIK FIÇIMIZ” ağzına kadar dolmuş, taşmaya başlamış ve bu durum kendini hastalık olarak gösteriyor. “BAĞIŞIKLIK FIÇISI” elbette bir benzetme. Vücudumuz kendine zarar veren faktörleri temizlemek için bağışıklık sistemini kullanır. Bir çöp kovası gibidir bağışıklık sistemi. Tüm zararlı etkenler bu fıçıya atılır. Zaman zaman atılım organları ile

biraz boşaltılıp yer açılır. Ancak fıçının kapasitesi sonsuz değildir, zamanla ağzına kadar dolar, taşmaya başlar, hele ki hoyrat kullanıyorsak. Fıçıya attıklarımız çok, fıçıyı boşaltma sıklığımız az ise kısa sürede kapasitesi aşılır. Sonuç “ HASTALIK”tır. Hangi hastalığın ortaya çıkacağını, nasıl hastalık bulguları göstereceğimizi belirleyen de genlerimizdir. Genetik yapımız bizi bazı hastalıklara eğilimli kılabilir. Ancak genetik faktörler bizim değiştirilemez kaderimiz değildir. Genler sessizdir; bir yapı planı gibi dosyalarda, raflarda saklanır; ta ki onu harekete geçirecek sinyali alana kadar. Hastalık ilişkili bir gene sahip olmamız, bir gün mutlaka hasta olacağımız anlamına gelmez. Hastalık genlerini harekete geçirecek olumsuz faktörler azaltılır ve “bağışıklık fıçısının” limitini aşması önlenirse hastalıkların ortaya çıkması önlenebilir. Hasta olduktan sonra da çözümsüz değiliz. “Bağışıklık fıçısı”nı daha çok taşıracak etkenleri azaltmak ya da fıçıyı boşaltacak yolları harekete geçirmek şansımız her aşamada var. Bağışıklık fıçımızı neler doldurur? Biz ne yapabiliriz? ELEKTROMANYETİK MARUZİYET: Çağın en büyük ve en tehlikeli kirliliği. Haziran - 2015

En kötüsü pek çok araştırmacı tarafından dikkate alınmadığı için yeterince araştırılmıyor, dahası saptanan veriler hasır altı ediliyor, tıpkı 60-70 yıl önce sigarada olduğu gibi. Elektromanyetik maruziyet denince akla ilk gelenler cep telefonu ve kablosuz internet bağlantıları. Ancak zararlı etkenler bunlarla sınırlı değil. Kablosuz telefonlar, bebek telsizleri, televizyon ve hatta saç kurutma makinesi başta olmak üzere her türlü elektrikli ev aleti. Hayatımıza bu kadar nüfuz eden bu etkenden nasıl kaçınmalı? Bu tür cihazlar bize ne kadar yakınsa o kadar zararlı. Bahsi geçen cihazlara özellikle uyku sırasında yakın olmamak, kullanmadığımız zamanlarda kablosuz internet bağlantısını kapatmak şart. Başucunuzda cep telefonu, elektrikli saat vb ile uyumayın!! Bazı yarı değerli taşların da bu zararlı etkileri azalttığı biliniyor. En güzel çözüm, mümkün olduğunca doğayla buluşmak, şehirde hapsolduğumuz bu elektromanyetik kafesten kurtulmak. ALERJİLER: Alerjiler bağışıklık sisteminizi sürekli meşgul eden, bağışıklık fıçımızı hızla dolduran etkenlerin başında geliyor. Özellikle besin alerjileri. Pek çok alerjen


www.mavisehirdergisi.com

giriş kapısından farklı bir yerde etki gösterdiği için gözümüzden kaçabiliyor. Örneğin besin alerjileri kendini solunum yolunda gösterebiliyor. Alerjilerimizi büyük bir tren gibi düşünürsek, bu treni çeken 3 önemli lokomotif alerjen; buğday, yumurta ve inek sütü. Bu lokomotif alerjilerin çözümü sağlanırsa, bağışıklık sistemimiz diğer alerjilerle çok daha kolay başa çıkıyor, fıçımızı fazla doldurmuyor. Özellikle genetiğiyle çokça oynanmış “BUĞDAY” bağışıklığımızı ciddi biçimde zorluyor. Alerjilerin tek çözümü alerji yapan etkenden kaçınmak değil, bu konuda “Biorezonans” gibi farklı çözüm yolları da mümkün. TOKSİK MADDELER VE AĞIR METALLER: Gıda koruyucularından, aşılardaki ağır metallere, şehirde soluduğumuz havadaki zararlı gazlardan, kullandığınız kozmetiklerdeki toksik maddelere, sebze meyvelerdeki böcek ilaçlarına her gün binlercesiyle karşılaşıyoruz. Tamamen kaçınmak mümkün değil, ancak en aza indirmek olası. En önemli önerim “PAKETLİ GIDA TÜKETMEYİN”. Mümkün olduğunca organik pazarlardan, yerel üreticiden alınan sebze, meyve, yumurta, et, tavuk tüketin. Gıda maddelerinizi, suyunuzu camda muhafaza edin; plastikten kaçının. Taze sebze, meyve, hatta badem, ceviz, kuru üzüm gibi kurutulmuş gıdaları tüketmeden önce kısa süre az miktarda elma sirkesi katılmış suda bekletin. Kozmetikler ve deodorantlardaki alüminyuma da dikkat! MİKROPLAR: Pek çok mikrop, kronik hastalıkların başlangıç tetiğini çekebilir. Bazı romatizmal hastalıklar ve kanserlerde de süreci başlatan mikroplar. Yeni yeni fark edilen bir başka durum ise “Fibromiyalji”, “Multipl Skleroz (MS)”, hatta şeker hastalığı gibi pek çok kronik hastalığın aslında mikrobik bir etkenden kaynaklanıyor olabileceği. “CANDİDA” adlı mantar enfeksiyonuna ayrı parantez açmak gerekli. Bu mantar vücudun hemen her yerinde yerleşip beklenmedik bulgularla kendini gösterebilen bir fırsatçı mikrop.

ve bunların çoğu bağırsaklarımızda. Bağırsak mikroplarının çoğu bize faydalı ve belli bir düzende varlıklarını sürdürüyorlar. Ancak bu düzen bozulup, zararlı mikroplar arttığında bağırsak duvarlarının yapısı bozulup bağırsaktan emilmemesi gereken besin artıkları ve maddeler kana karışıyor, bağışıklık sisteminin düzenini bozup hastalıklara neden olan süreçler başlıyor. Düzeni bozan en önemli faktör beslenme şekli. Şekerli ve işlenmiş gıdalar; paketlenmiş, yapay koruyucular içeren ürünler zararlı mikropların artmasına zemin oluşturuyor. Gereksiz kullanılan antibiyotikler ise bağırsaktaki yararlı mikropları ortadan kaldırıp, fırsatçı zararlı mikropların çoğalmasını kolaylaştırıyor. Pek çok besin maddesi ve hatta bazı diş macunlarında bile antibiyotik mevcut. Yapılması gereken başta meşrubatlar olmak üzere rafine şeker içeren gıdalar ve tüm paketli gıdalardan kaçınmak. Besinlerimizi olabildiğince pazarlardan ve yerel üreticilerden almak, organik ürünleri seçmeye çalışmak lazım. Yararlı bakterileri yerine koymanın bir diğer yolu “probiyotik” denen besin destekleri. Probiyotik etkisi gösteren doğal ürün ise evde üretilmiş kefir. DİŞ SORUNLARI ve AMALGAM DOLGULAR: Diş ve dişeti sağlığımızın ne kadar önemli olduğunun çoğu doktor bile farkında değil. Dişeti iltihabının, romatizmal hastalıklar ve bazı kanserleri artırdığı, kötüleştirdiği bilimsel bir gerçek. Amalgam dolgular ise bir başka kocaman sorun. Bu tür dolguların içeriğinde pek çok metalin yanı sıra zararları bilinen civa mevcut. Bu tür dolguların bir diğer sakıncası içerdikleri metaller nedeniyle adeta bir anten görevi görmeleri ve çevredeki zararlı elektromanyetik dalgaların vücutta yoğunlaşmasına neden

olmaları. Dişlerimizin düzenli kontrolü şart. Amalgam dolgu kesinlikle kullanılmamalı. Mevcut amalgam dolguların da bu konuda deneyimli, ön hazırlık konusunda bilgisi olan diş hekimlerince çıkarılması gerekli. STRES: Günümüzde bağışıklık fıçımızı en hızlı dolduran etken. Hayatın içinde olup da stresten uzak kalmak hiçbirimiz için olası değil. Stres yapan faktörleri olabildiğince azalttıktan sonra “Stresle başa çıkma” yollarını geliştirmek gerekli. Herkesin kendine ait yöntemleri olabilir. Bir hekim olarak benim fikrim “ANTİDEPRESAN İLAÇLAR ÇÖZÜM DEĞİL”. Bazı hallerde kısa süreli kullanımlar gerekli olabilse de uzun süreli kullanımları doğru bulmadığımı belirtmeliyim. Meditasyon, yoga, benim de zaman zaman hastalarıma uyguladığım psikokinesyoloji, matriks tedavisi, EFT tedavisi daha kalıcı, etkili ve zarar vermeyen yollar. Bağışıklık Fıçısı Nasıl Boşaltılır? İlk bilinmesi gereken “VÜCUT KENDİNİ KORUMAYI BİLİR”, yeter ki biz izin verelim. Vücudumuza zararlı etkenlerin atılması için pek çok sistem çalışıyor sürekli: Böbrekler, karaciğer, akciğerler, deri gibi. Yapmamız gereken bu sistemlerin çalışmasına olanak vermek. Öncelikle sistemin çalışmasına engel olmayalım. Nasıl mı? Sigara, fazla alkol, şeker, çok zaman buğday ürünleri tüketmek sistemi bozan etkenler. Tüm atılım sistemlerinin doğru çalışması için “SU İÇMEK” çok önemli bir faktör. Düzenli ve uygun egzersiz, sağlıklı bir ortamda yeterince alınan uyku da bu sistemleri harekete geçiriyor. Fıçıyı boşaltmanın bir başka yolu da etkili ve zararsız bir yöntem olan “biorezonans”, detayları bir başka yazının konusu. Sağlıklı günler dilerim.

BAĞIRSAK MİKROPLARI: Bağırsaklarımızın, bağışıklık sistemimizin önemli bir parçası olduğunu biliyor muydunuz? Vücudumuzda bize ait hücrelerden çok daha fazla sayıda mikrop mevcut Haziran - 2015

7


16.5 liraya güvenli ve huzurlu tatil keyfi sizi bekliyor...

YASSICAADA SEZONU AÇTI İzmir Büyükşehir Belediyesi, her yıl tatilcilerin akınına uğrayan Yassıcaada, yeni sezonunu 13 Haziran’da açtı. 14 yılda yaklaşık 405 bin kişinin günübirlik tatil için seçtiği Urla açıklarındaki ada tesislerinde bu yıl da ekonomik, güvenli ve kaliteli hizmet tatilcileri bekliyor.

ulaşılıyor. Vapurlar, 08.30’da Karşıyaka iskelesinden, saat 09.00’da Üçkuyular iskelesi’nden hareket edecek. Tatilcilerin yoğun ilgi gösterdiği ada seferlerinin biletleri, Karşıyaka, Üçkuyular ve Konak iskelelerindeki satış noktalarından mesai saatleri içinde alınabilecek. Adadan dönüş saati ise; 17.45.

13 Haziran Cumartesi günü başlayan Yassıcada seferleri, Ramazan ayı nedeniyle 19 Temmuz tarihine kadar hafta sonları gerçekleşecek. 21 Temmuz ile 6 Eylül tarihleri arasında ise pazartesi günleri hariç adaya her gün seferler olacak.

Gidiş-dönüş ücreti dahil olmak üzere sadece 16.5 TL olan Yassıcaada tatilinden 7 yaş altı çocuklar, ebeveynleri ile birlikte olmak kaydıyla ve düzenlenecek ‘serbest seyahat belgesi’yle ücretsiz yararlanabilecek.

Biletler üç iskeleden Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden Grand Plaza Turizm A.Ş. tarafından işletilen Yassıcaada’ya İZDENİZ A.Ş.’nin vapur seferleriyle

Keyifli bir gün garantisi Yassıcaada’nın 400 metrelik kumsal ve masmavi denizle buluşmak, küçük bir tatil kaçamağı yapmak isteyen ada misafirleri, yiyeceklerini kendileri

8

Haziran - 2015

getirebilecekleri gibi, Büyükşehir Belediyesi Grand Plaza A.Ş. tarafından işletilen kafeteryadan da sağlıklı ürünler alabilirler. Misafirlerin keyifli bir gün geçirmesi için tüm imkanlarını seferber eden Büyükşehir Belediyesi, tatilcilerin sağlık ve güvenliği için güvenlik görevlilerinin yanı sıra bir doktor ve bir hemşireden oluşan sağlık ekibi ile cankurtaran hazır bulunduruyor.


SIZ SECIN BIZ PISIRELIM NEDEN GRANO ?

* Taş Fırında Pişiriyoruz, * Tam Buğday Seçeneği,

* Kendi Pizzanı Oluşturma İmkanı. 1 BAŞLIYORUZ

Özel Grano Hamurumuz

2 SEÇİMİNİZ

Özenle Seçilmiş Malzemeler

3 PİŞİRMEYE HAZIR

Pizzanız Fırına Girmek Üzere

4 PİZZANIZ PİŞTİ

Afıyet Olsun...

20 HAZİRAN’DA AÇILDIK !

Yalı Mahallesi 6497 Sokak 8A Atakent Karşıyaka (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) www.granopizzeria.com Tel: 330

72 62 - 330 74 64


Karşıyaka’da Ramazan bir başka güzel Yıl boyunca sosyal ve kültürel etkinliklerle Karşıyakalıları buluşturan Karşıyaka Belediyesi, Ramazan Ayı’nda da bomba gibi bir program hazırladı. Ay boyunca, tüm mahallelerde gerçekleşecek Geleneksel Ramazan Eğlenceleri’nin yanı sıra, Başkan Akpınar’ın da katılacağı iftar ve sahur programları, Ramazan Ayı’nı renklendirecek. 16 Mahallede ramazan eğlencesi Karşıyaka Belediyesi tarafından Ramazan Eğlenceleri için hazırlanan ‘mobil eğlence’ aracı, ay boyunca 16 farklı mahallede Karşıyakalılara doyumsuz gösteriler sunacak. İllüzyon gösterisi, orta oyun, Nasrettin Hoca hikayeleri, Hacivat-Karagöz ve Davullu Manici’den oluşan gösteri grubu Ramazan Gecelerini şenlendirecek.

Ayrıca her gün 2 bin ailenin evine iftar yemeği gönderilecek. Karşıyaka Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü de yaklaşık 1000 dar gelirli aileye gıda paketi dağıtacak. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar da farklı mahallelerdeki iftar ve sahur programlarında Karşıyakalılarla birlikte olacak. Camiler pırıl pırıl Ramazan ayında camilerdeki yoğunluk nedeniyle Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri de özel önlem aldı. İlçedeki tüm camilerin çevrelerine ayrı ayrı girecek olan ekipler genel temizliklerini yapacak.

Soframızı paylaşıyoruz Girne Kültür Park içinde, Karşıyaka Belediyesi ve sivil toplum kuruluşlarının desteği ile her gün bin 500 kişiye iftar yemeği verilecek.

10

Haziran - 2015


Uzman ekibiyle sağlık, güzellik ve estetiği tüm bakım hizmetlerinde üst düzey bir standartta tutmayı başaran By Makas, “Mükemmelliği Yeniden Kodlamak” sloganı ile yola çıkmıştır. Salonunda Wella’nın profesyonel ürünlerini kullanan By Makas, günümüz modern yaşamında erkek bakımının ne denli önemli bir yer tuttuğunun bilinciyle dünya trendlerini takip ederek, gerek yeni stiller ve gerekse yeni bakım ürünleri ile kendini sürekli geliştirmekte... Yetişkin ve çocuk saç kesimi, saç bakımı ve boyasının dışında cilt bakımı ile hizmet yelpazesini genişleten By Makas, şık ve konforlu salonunda birinci sınıf servisini uygun fiyatlarla müşterilerine sunmaktadır.

6436 Sok. No: 2 117/A Ethem Bey Apt. Yalı Mah. Mavişehir - Karşıyaka (Karşıyaka Göz Hast. arkası) Tel: +90 (232) 362 63 23 www.bymakas.net bymakasizmir

bymakasizmir

bymakasizmir


İsmail Barış Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü baris@etkininsan.com

AKIŞTA MISIN?

YOKSA TIKANMIŞ MISIN?

P

lanlarımız vardır: “Şu gün şurada olmam lazım.” İnanışlarımız vardır: “Çok çalışmalı ve çok kazanmalıyım.” Yargılarımız vardır: “Burnundan kıl aldırmaz, kendini beğenmiş biri…” Kesin hükümlerimiz vardır: “Onsuz asla yapamam” Kıyaslarımız vardır: “Ondan daha iyiyim, şundan daha kötüyüm…” Genellemelerimiz vardır: “Her zaman zaten böylesin…” Şablonlarımız vardır: “Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin.” Kaygılarımız vardır: “Hakkımda ya kötü düşünürlerse?..” Prensiplerimiz vardır: “Asla bu ilkemden ödün veremem.” Hesap kitaplarımız vardır: “O bana bunu yaparsa, ben de şunu yaparım.” Kara kaplı defterlerimiz vardır: “Bana yaptıklarının hesabını ödeyeceksin!” Yeminlerimiz vardır: “Burnundan fitil fitil getirmezsem…” Şartlarımız vardır: “Ya istediğim gibi davranırsın, ya da burayı terkedersin.” Alışkanlıklarımız vardır: “Bunu hep yaparım, şunları şunları asla yapmam.” Kurallarımız vardır: “Onu her gün en az üç kez aramam lazım.” Sınırlarımız vardır: “Bu şekilde giyinemem, şu şekilde giyinirim.” Hırsımız vardır: “Benimle asla rekabet etmesine izin vermeyeceğim. 12

Bu yarışı ne pahasına olursa olsun ben kazanacağım.” Dirençlerimiz vardır: “Eski köye yeni adet mi getireceksin?” Etrafımızdaki dünyanın dörtte üçü suyken… Bedeninin dörtte üçü suyla doluyken… Su bu kadar şekilsiz, bu kadar akışkan, bu kadar berrak olabilecekken… Planlara, koşullara, alışkanlıklara, şablonlara, prensiplere, kurallara bu kadar yapışmak, sana kendini iyi hissettiriyor mu? Kendi doğruların ve yanlışlarınla, peşin hüküm ve kesin hükümlerinle, birilerini ya da kendini mahkum ederek, hayattan keyif alabilir misin? Hayatın, akmayan, tıkanmış bir trafik gibi mi? Trafikte sıkışmış kalmış, kapana kısılmış yolcu gibi hissediyor musun kendini? Yalnız, yorgun, huzursuz, mutsuz hissediyorsan; bunun sebebi, hayatın içinde akmak yerine tıkanmaya dönük yaşam anlayışın olmasın? Tıkanmışsan, anla ki, bir şeyleri değiştirmelisin. Hep aynı şeyleri yapmaya devam ederek ve şikayet ederek yaşamak, anla ki seni ileri taşımıyor. Hayat bir yük gibi geliyorsa sana, yükün, yukarıdaki kurallar, Haziran - 2015

koşullar, alışkanlıklarla dolu dünyan olmasın? Bunları bir düşün. Belki de her şeyi fazlasıyla ciddiye alıyorsundur? Belki de hayatı yanlış yerinden tutuyorsundur? Belki de senin doğru bildiklerin yanlıştır? Belki de alışkanlıklarınla kendi hapishaneni yaratıp orada tutsak kalmışsındır? Belki de sıkı sıkı sarıldıklarını suya bırakırsan rahatlarsın? Kimbilir? Bunları bir düşün… Eskiler derler ki, “Su yolunu bulur” Su gibi akışkansan, elbette bir yolunu bulursun hayatını anlamlı hale getirmenin. Akarsuya bak, denize bak, akan çeşmeye bak, hatta bir bardak su içerken içtiğin suya bir de bu gözle bak. Şu soruyu yanıtla: Akışta mısın, yoksa tıkanmış mısın? Tıkanmış hiç bir hayat mutluluk üretemez. Mutsuzluktan dem vuruyorsan, taşıdığın yükleri suya bırak. Bunu zihninde hayal etmen bile seni özgürleştirecektir.


www.mavisehirdergisi.com

a d a r u b ” r e l k e m e y k “Yence

Salih Burçoğlu İşletme Sahibi

Siparişleriniz hazır

Atölye Tat lezzetiyle istediğiniz yemeği ve mezeyi istediğiniz miktarda hazırlatabilir, konuklarınıza güzel bir davet verebilirsiniz. Menü harici istediğiniz her türlü yemeği de ayrıca sipariş verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Kısıtlı vaktinizde yemek konusunda size tüm titizliği ve lezzetiyle yardımcı olan bir mutfağınız olduğunu unutmayın.

Sipariş üzerine yemek, kilo ile yemek...

Siz işteyken canınız bir yemek istedi ve vaktiniz yok; istediğiniz yemeği hemen Salih Bey’i arayarak akşam için

sipariş verebilirsiniz. Pazardan en taze ürünleri seçerek Atölye Tat’ın tertemiz açık mutfağında yemeğinizi istediğiniz saatte hazır ediyor. Atölye Tat’ın web sayfasından o gün çıkan yemeklerin hepsini görebilirsiniz. 12 senedir yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesinde her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor.

Yaz mevsiminde en çok tercih gören zeytinyağlı yemekler de günlük menülerdeki yerlerini aldı. Canınızın çektiği herhangi bir zeytinyağlı yemeği Atölye Tat’tan sipariş edebilir ve evinizde afiyetle yiyebilirsiniz. Mevsimin en güzel sebzelerinden taze seçilen ürünler Salih Bey’in hünerli ve lezzetli ellerinden sofralarınıza geliyor. Her gün ayrı lezzetleri bulabileceğiniz Atölye Tat’ta öğle yemeği menüsü 3 çeşit 14 TL.

6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 - 0(533) 601 5200

www.atolyetat.com Haziran - 2015

13


özel röportaj

Pınar Aylin

İzmir’de “Kadına Şiddet” e farkındalık yaratmak adına düzenlenen bir sosyal sorumluluk projesi sırasında rastladık Pınar Aylin’e... İzmirli Modacı Ertan Kayıtken’in bir giysisiyle podyumdaydı. O içten tavırları, gülen yüzü ve ışıldayan gözleriyle cıvıl cıvıldı ve sosyal sorumluluk projesi için özel olarak İstanbul’dan gelmişti. Defile sonrası kokteylde yanına gittik ve kendisi ile röportaj için sözleştik. Bizi öyle içten karşıladı ki; samimiyeti ve güler yüzü ile karşımdaki Pınar Aylin’e bir kez daha hayran oldum. İşte dedim “gerçek İzmirli güzel bir kadın”... Pınar Aylin’e yönelttiğimiz soruların yanıtlarını okumak ve onu biraz daha yakından tanımak için sabırsızlandığınızın farkındayım. O halde sizi Pınar Aylin’le başbaşa bırakıyor ve ilk sorumuzu yöneltiyorum.

14

Haziran - 2015


www.mavisehirdergisi.com

Pınar Aylin nerede dünyaya geldi, nerede okudu, müzik hayatına nasıl ve ne zaman başladı? İzmirli olduğunuzu biliyoruz ama yine de sizi okurlarımıza daha ayrıntılı tanıtmak adına bize kendinizden söz ederseniz seviniriz. 1972 İzmir doğumluyum. Özel Türk koleji ardından Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Her iki okulumda da sadece hobi olarak ilgilendiğim müzik çalışmalarını çok sevmeme rağmen İstanbul’a yerleşme fikri bile ürkütücü geliyordu. Ancak şans insanı kendi gelip buluyor ve yetenekle birleştiğinde gerçekten muhteşem sonuçlar doğurabiliyor. Profesyonel anlamda müzik hayatım Raks’ın bana inanması ve o dönemki gücüyle çok doğru projelere imza atmamızla başladı. Doğru besteciler, doğru müzik adamları, doğru imaj, birbiri ardına hitler ve kaliteli işler bir anda beni üniversitede televizyonculuk kariyeri başlamış bir genç kızdan genç bir popstara çevirdi. Pınar Aylin nelerden hoşlanır, nelerden nefret eder? Hoşlandığım şeyler aslında yaşam şeklimi ve hayata bakışımı da belirliyor. Aile kavramı benim için çok önemli ve öncelikli. Doğaya olan tutkum ise şu anda Çeşme’ye yerleşmemizde en büyük etken... Çiçeklerim hatta succulent tasarımlarım, ev dekorasyon, antikalar, filmler, kitaplar, köpeklerim, doğa yürüyüşleri, deniz ve balık merakım gibi hayatımı dolduran pek çok şeyle ruhum besleniyor. Nefret ise pek hayatımda tutmamayı seçtiğim bir kavram ama hoşlanmadığım şeyler tabii ki var, mesela trafik ve saygısız insanlar ilk aklıma gelenler.. Şimdiye kadar kaç albüm yaptınız? Yaptığınız albümler içinde özellikle çok severek hazırladığınız ya da gönül bağı kurduğunuz bir albüm var mı? Yaptığım 8 albüm içinde “Ayışığında” albümünün yeri farklıdır. Özellikle 1998’de Amerikalı sanatçı Michael Damian’la Bekletme şarkısına “Don’t make me wait” ismiyle yaptığımız İngilizce - Türkçe düet kariyerime gerçekten müthiş bir ivme kazandırıp, o yıl pek çok ödül toplamamıza sebep Haziran - 2015

15


olmuştu. Şarkının Kapadokya’da çekilen videosu ve o döneme göre fazlasıyla batılı soundu çok ses getirmişti. Hala da konserlerimde çok severek söylerim...

ve duyduklarımızdan gurur duyuyoruz.. İnşallah başarıları daim, şansı bol olur. Biz de Mavişehir Dergisi ekibi olarak Maya’ya başarılı ve uzun bir ömür diliyoruz. Şansı bol, bahtı açık olsun...

Henüz 7. sınıfta ve meslek seçimi için erken olsa da yaratıcı tarafı çok güçlü olduğu için ilerde keyif alacağı bir branşı seçeceğini düşünüyor ve destekliyorum.

Kızınız Maya ile nasıl bir ilişkiniz var? Nasıl bir annesiniz, sınırlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Kızım hayatımı bambaşka bir noktaya ve anlama taşıdı bunun için hergün şükrediyorum. Ona verdiğim her türlü özenin karşılığını almanın tadını çıkarmaya başladığım şu dönemde, eğitimini en iyi şekilde devam ettirmesi için ailecek elimizden geleni yapıyoruz

Maya’nın müzikle arası nasıl? Maya ile ilgili sizin gönlünüzde yatan bir meslek var mı? İleride mesleğiyle ilgili Maya’ya bir etkiniz olur mu? Neden? Maya çok sağlam bir kulağa sahip ve sesi de çok hoş, dolayısıyla okul orkestrasında solist ama o da ben de bunu sadece hobi olarak değerlendiriyoruz.

İzmirli sarışın, minyon güzel Pınar Aylin’i yıllar değiştiremiyor. Formunuzu nasıl koruyorsunuz ? Teşekkür ederim :) Kendine özen göstermeden olmuyor bazı şeyler; uyku, bakım, yeme içme alışkanlıkları, stres kontrolü ve kendine iyi gelen şeyleri hayatında tutma, aksinden uzak durma seçimleri etkili oluyor sanıyorum.. Biraz da projelerinizden söz edelim mi? Yeni heyecanlar var hayatımda ama zannedildiği gibi yeni bir albüm ya da tv programı değil! Başka bir dönem başlıyor hayatımda ve bu beni çok heyecanlandırıyor. Çeşme’ye yerleşmek, daha doğal ve hayalini kurduğum hayata geçiş yapmak, İstanbul’daki evi küçültmek ve Bebek’e taşımak gibi... Öte yandan sahne çalışmaları da İzmir ve Çeşme ağırlıklı olarak devam ederken yeni bir single vakit bulduğumda gelebilir..

Aile kavramı benim için çok önemli ve öncelikli. Doğaya olan tutkum ise şu anda Çeşme’ye yerleşmemizde en büyük etken... Çiçeklerim hatta succulent tasarımlarım, ev dekorasyon, antikalar, filmler, kitaplar, köpeklerim, doğa yürüyüşleri, deniz ve balık merakım gibi hayatımı dolduran pek çok şeyle ruhum besleniyor.

Haziran - 2015

16


www.mavisehirdergisi.com

Bir İzmirli olarak İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? İyi ki İzmirliyim, iyi ki bu kültürle doğmuşum, bu kültürle yoğrulmuşum.. Samimiyetimiz, sıcaklığımız, güzel enerjimiz, pozitif bakışımız yanında sağlam duruşumuz bizi farklı ve fark edilir kılan. İzmir’le olan derin bağım, ait olma hissini de kapsadığı için ailecek geri dönmekten, buraya yerleşmekten çok memnunuz. Elimden geldiğince hem Çeşme için hem İzmir için belediye başkanlarımıza her türlü desteğe hazır olduğumu söyledim. Bu kadar özel bir coğrafyanın korunup kollanması gerektiğini düşünüyorum.

İzmir’in Karşıyaka’sı, Bostanlı ve Mavişehir’i hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz lütfen? Karşıyaka çok Avrupalı, çok rahat ve çok güzel.. Tabii ki çok seviyoruz :) Bu güleryüzlü söyleşi ve sorularımıza verdiğiniz samimi yanıtlarınız için çok teşekkür ederiz. Bende Mavişehir Dergisi’ne çok teşekkür ederim.

İzmir’e ne sıklıkla geliyorsunuz? İzmir’e gelişlerinizde tercih ettiğiniz yerler genelde nereleri oluyor? Annem ve kardeşimden ötürü Karşıyaka’ya çok sık geliyoruz, keza Mavişehir ve Egepark’a da... Haziran - 2015

17


Kaan Yenilmez Mimar kaan.yenilmez@gmail.com

Dış kapılarda

FARKLI YAKLAŞIMLAR B

u yazımda sizlerle, evlerimize dışarıdan bakacağız. Dış kapı dekorasyonları evin genel karakterini yansıtırlar. Evimize gelen misafirlerimizin ilk gördükleri yer dış kapılardır ve bizlere evin genel dekoru hakkında da bilgiler verebilir. Genel olarak şöyle de düşünülür; evin dış kapısı özgün ve farklı ise ev sahibi de zevkli ve evini seven biridir. İlk anda izlenim ve

imaj olumlu olur. Güzel bir dış kapı ile evinize gelen misafirlere daha sıcak bir hoşgeldin diyebilirsiniz. İster apartman olsun, ister müstakil ev, bilinen dış kapıların aksine oldukça renkli ve dekoratif modellerle tasarlanan yeni trend dış kapıları, en yeni teknoloji imkanları kullanılarak uyguladığınızda, uzun yıllar sağlam bir şekilde kullanabilirsiniz. Daha önce sınırlı renk alternatifi olan kapılar artık rengarenk ve daha dekoratif tasarlanıyor. Yeni kapılarınızla evlerinizin kalitesini artıracağınız gibi evinize hergün girip çıktığınızda, yaptığınız yenilik size pozitif bir enerji olarak yansıyacaktır. Evinizin girişinde sevdiklerinizle beraber paylaşacağınız güvenli yaşamı şıklık ve farklılık ile zenginleştirmek keyfini düşünün derim. Güvenli evlerinizde keyifler...

18

Haziran - 2015


MÜHİM OLAN İÇ GÜZELLİK

MAKROYAPI

İç Mimari Tasarım ve Uygulama Hem fonksiyonel hem de estetik değeri yüksek çözümler ile yaşam alanlarınıza benzersiz bir dokunuş... MAKROYAPI sizi gerçek tasarım aşkına şahit olmaya davet ediyor... Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Fabrika: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr


Deniz, kum, güneş, bol eğlence... Yaz denince aklımıza ilk gelenler bunlar tabii ama kuruyan cildimize özen göstermeyi de ihmal etmemeliyiz.

yazın kuruyan

CILDINIZE DIKKAT! Yaz aylarında güneşin, tuzlu deniz suyunun, klorlu havuzun olumsuz etkilerine karşı cildi korumak için dikkatli bir bakım rutini oluşturmak gerekiyor. Özellikle kuruyan cildimizin nem dengesini sağlamak çok önemli. Yazın evde uygulanan günlük bakıma haftada en az 1-2 kez nem maskesinin eklenmesi yerinde olur. Yaz boyunca kullanılan bronzlaştırıcı yağlar cilt altında birikintilere ve çok fazla ölü tabaka tutulmasına yol açar.

20

Nem maskesiyle beraber cildi soyucu ve temizleyici maskeler de ihtiyaca uygun sıklıkta uygulanmalıdır. Günde ortalama 2 litre su tüketmeniz, daha sağlıklı ve temiz bir cilde sahip olmanıza katkı sağlayacaktır. Vücudumuzun yaklaşık olarak %70’i sudan oluşmaktadır ve bu suyun ortalama %20’sini derimiz kullanmaktadır. Cildi toksinlerden arındırmak, ve temiz kalması adına su tüketimi son derece önemlidir.

Mayıs - 2015


Dekorasyon Kösesi

Dekorasyon Kösesi

Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi Dekorasyon Kösesi

EVİMİZİ NASIL AYDINLATMALIYIZ? A

ydınlatma eski zamanlardan beri ihtiyaç duyulan önemli bir unsurdur. İnsanlar için oldukça önemli olan ışık ihtiyacı doğal ve yapay olarak sağlanabilir. Doğal ışık ihtiyacımızı, eğer mümkün ise binanın mimarisi oluşturulurken en uygun şekilde dizayn etmeliyiz. Ancak sadece doğal aydınlatma yeterli olmayacağından yapay aydınlatma ile de sağlıklı görüntü elde etmeliyiz.

Aydınlatma sistemimiz, mekanın dekorasyonunu, genişliğini ve kullanım amacını etkiler. Mekanlarda doğru ışığı yakalabilmek önemlidir. Peki nedir bu doğru ışık? Örneğin çalışma odalarında ve mutfaklarda mekanın iyi aydınlanmasını sağlamalıyız. Tavandan, gözleri yormayan genel aydınlatmanın yanı sıra mutfaklarda tezgah üstlerinde ve raflarda da ayrıca aydınlatma kullanıp, bunları dekorasyonumuzla birleştirip şık bir mekan yaratabiliriz. Yatak odalarının, göze direkt gelmeyecek ancak bütün odanın aydınlanmasını sağlayacak şekilde aydınlatılmasına dikkat etmeliyiz.

Aydınlatma Wood&Iron

Bunun yanı sıra dolap içlerininde iyi şekilde aydınlanması gerekir. Işıklı askı boruları da aydınlanmaya yardımcı olabilir. Baş ucunda ise okuma ışığı olarak aplik veya abajurlar kullanılabilir. Banyolarda en çok aydınlanması gereken yerler banyo tezgahları olmalıdır. Eğer tavan aydınlatmasına ek olarak aplikler de kullanılacaksa, kullanılan apliğin kişinin gözünü almayacak şekilde yerleştirilmesine dikkat edilmelidir. Koridor, oturma odaları, yemek odaları gibi mekanlarda ise gözü yormayacak yarı direkt aydınlatmalar tercih edilebilir. Aplik, lambader ve endirekt sarkıtlar bu aydınlatma yöntemi için kullanılabilir. Tv ünitesi arkasında kullanılacak dekoratif led aydınlatmalar da tv izlerken ihtiyacımız olan az miktarda aydınlatmayı sağlayabilir. Ayrıca koridorlarda kullanılabilecek duvardan aydınlatmalar da aynı zamanda gece lambası görevi görecektir. Mekanın aydınlatmasını sağlarken, seçeceğimiz ışık rengi ise bize sıcak ve konforlu

bir ortamdan, çalışmaya teşvik edici bir ortama kadar çeşitli ortamlar oluştumamıza yardımcı olacaktır. Bütün bunların yanı sıra aydınlatma armatürleri dekorasyonunda vazgeçilmez parçalarıdır. Kimi zaman mekan tasarımı kullanılan aplik, niş içi aydınlatmaları veya tablo üzeri aydınlatmalarla tamamlanırken, kimi zaman da tasarımının tamamını bir armatür üstüne kurabiliriz. Ancak seçeceğimiz armatürlerin mekanın tarzına uygun olması ve armatür boyutlarının mekanla uyumlu olması gerektiğini unutmamalıyız.

MİMARLIK - MOBİLYA - DEKORASYON - GÖRSELLEŞTİRME 6497 Sok. 25/A Yalı Mahallesi Karşıyaka-İzmir Tel: 0534 494 88 53 - 0507 548 58 10 www.woodandirondesign.com info@woodandirondesign.com


Hasır el çantası H&M

Küpe H&M

merhaba Yaz sıcakları iyiden iyiye kendini göstermeye başladıkça herkesi tatil telaşı sardı. Tatilde kimimiz denize girip güneşlenmek kimimiz de uzak akrabalarımızın yanına gitmek isteriz. Yıl boyunca yorulan zihin ve bedeni dinlendirmek, sağlıklı bir yaşam için oldukça önemli. Peki bu yaz için hazırlıklarınızı tamamladınız mı?

Ojeler Koton

Broş Twist

Ayakkabı Mango


Bronzlaştırıcı Yağ Eda Taşpınar

pka Hasır Şa New Forever

Body Sh o

p Bikini Z a

ra

İskambil Kartları H&M

Zara e s i b l E Bileklik Mango

zio Kolye Spa


Doç. Dr. Gürkan ERSOY Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi “Herkes İçin Acil Sağlık Derneği” Genel Sekreteri

Denizkestanesi batmasında tedavi ve ilkyardım M avişehir Dergisi’nin değerli okuyucuları, bu sayımızda sizlerle, “denizkestanesi (dikeni) batması” konusunu işleyeceğiz. Bu tip yaralanmalarda, kişilerde ne gibi belirti ve yan etkiler ortaya çıkar, ilk yardım olarak neler yapılmalı ve tedavi nasıl tamamlanmalı konularını konuşacağız.

Günümüzde insanların denize ilgisi daha da artmıştır. Gerek avlanmak, gerek deniz banyosu, dinlenmek amacı ile tatillerde deniz turizmini tercih eden insanların sayısı artmaktadır. Bunun tabii sonucu olarak ta deniz kazaları/ yaralanmaları daha sık görülmektedir. Denizkestanesi, genel olarak derin ve kayalık denizlerde, mercan kayalarında yaşayan, saldırgan olmayan ama zehirli maddeler içeren dikenleri olan, yavaş harekete eden bir deniz canlısıdır. Seksenden fazla türü insanlar için zehirlidir. Zehir batan dikenlerin içindedir, mayo üzerinden veya yürürken ayak tabanına batabilmektedir. En çok yaralanma nerede olur? • En sık ayak tabanında (denizde yürürken ayağa batar), • Daha nadir avuç içinde (elimizle tutarsak). Batınca ne tür belirtiler görülür? • Lokal (batma yerinde) görülen belirtiler; • Battığı anda ortaya çıkan şiddetli ağrı, • Kanama, • Batma yerinde kızarıklık, ödem (şişlik), • Eğer eklem bölgesine battı ise eklem iltihabı. 24

Genel (tüm vücutta) belirtiler; Bu belirtiler çok miktarda (15 veya daha çok) zehirli dikenin batması durumunda ortaya çıkar, • Dikenlerin battığı yerde uyuşukluk, • Dikenin battığı bölgeden diğer yerlere yayılan yaygın kas ağrıları, • Tansiyon düşüklüğü, • Genel halsizlik, güçsüzlük, • Nefes almakta güçlük, hava açlığı, • Konuşma güçlüğü • Ve hatta çok nadir olarak ölüm

Tedavi • Dikenlerin battığı bölge (eller, ayak vs) cildi yakmayacak sıcaklıkta sıcak suya sokulur (400C-450C) ve 10-15 dakika bu su içinde tutulur. Bu şekilde denizkestanesinin dikenlerinin saldığı zehirli maddeler (toksinler) yok edilmiş olur. Dolayısı ile ağrının da geçmesi beklenir. • Halk arasında buraya zeytinyağı sürülmekte ve bunun faydalı olduğu bilinmektedir (ki, bende denedim, çok etkili idi). Fakat konu hakkında bilimsel çalışma yoktur. • Cımbız ile çıkartılabilen dikenler çıkartılmalı ama bölgenin deşilerek dikenlerin çıkartılması oranın iltihap kapma riski nedeni ile asla önerilmez. • Yine benzer şekilde halk arasında bölgenin idrar, amonyak ve/veya alkol ile silinmektedir. Bunların hiç bilimsel açıklaması yoktur, asla yapılmamalıdır. Öneri Tıpta en etkin, ucuz ve başarı tedavi korunmadır. Yani, denizkestanesi yaranmasından korunmak için önerilerimiz: • Bilmediğimiz ve de özellikle kayalıklı Haziran - 2015

bölgelerde denize girmeyelim, • Şüpheli yerlerde denize girerken ayağımıza palet veya deniz ayakkabıları giyelim, • Denizkestanesini yerinden ayırmak, saklamak vs amacı ile çıplak elimizle tutmayalım.

Özet Denizkestanesi batması basit ağrıdan ölüme kadar gidebilen, yan etkileri olan bir deniz canlısı yaralanmasıdır. İlk aşamada yapılacak şey dikenlerin battığı yeri sıcak suya sokarak bekletmek ve sonradan bir sağlık kuruluşuna giderek tedavimizi tamamlanmasını sağlamaktır (ağrı kesici, tetanos aşısı, antibiyotik vs) Nice sağlıklı günlerde görüşebilme dileği ile en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.

Kaynaklar • Judith Tintinali. Environmental injuries. Trauma and envonamations from marine fauna. • David R. King, Andreas Larentzakis. Treatment of Sea Urchin Injuries. J Spec Oper Med. 2014;14(2):56-9. • http://www.ulkumenrodoplu.com/ ilkyardim/ • İlkyardım Kitabı. Yakın Kitapevi. Editör: Dr. Ülkümen RODOPLU, • The American Red Cross. First aid and Safety Handbook. Yazarlar: The American Red Cross ve Kathleen A, HANDY, MD. Publication of American College of Emergency Physicians.


www.mavisehirdergisi.com

Yine buluşacaklar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2007 yılından bu yana sürdürdüğü AğabeyAbla-Kardeş Projesi ekibi, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Soma’daki maden faciasında 11 şehit veren Elmadere Köyü’ndeki çocukları yalnız bırakmayacak. Her yıl köylere giderek çocukların eğitim ve sosyal hayatına önemli katkılar koyan genç gönüllüler, “yeniden görüşme sözü” verdikleri Kınık Elmadere Köyü’ndeki kardeşleriyle bir kez daha buluşacak. Öğrenci ve mezunlardan oluşan genç gönüllüler, sosyolog ve uzmanların da yer aldığı ekiple, Elmadere’nin yanı sıra Kocadere ve Arpaseki köylerine de gidecek. Gönüllüler, çocuklarla sohbet edip oyunlar oynayacak; onların kişisel gelişimlerine destek olacak. Ramazan boyunca Kınık’ta olacaklar Abla-Ağabey-Kardeş Projesi kapsamında gönüllülerin kış döneminde kentsel ve sosyal olanakları kısıtlı mahallelerde kardeşleriyle

bir araya geldiğini, yaz aylarında ise İzmir ve çevresindeki köylere giderek sosyal destek verdiğini belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, “İzmir Gönüllü Takımı, geçtiğimiz yıl Soma maden faciasının ardından 11 şehit veren Kınık Elmadere’ye giderek köydeki kardeşlerini yalnız bırakmadı. Temmuz ayı boyunca her Çarşamba 2.5 saatlik yola rağmen çocukların acısına destek olmaya çalıştı. Bu yıl da köy projemize Kınık bölgesinden başlıyoruz. Ramazan ayı boyunca haftada bir gün Kınık Elmadere, Kocadere ve Arpaseki köylerine gidecek olan ablaağabeylerimiz, Ağustos ortasına kadar da İzmir ve çevresindeki köylerde programlarını sürdürecek” diye konuştu.

gençler ise ailelerinden alacakları izin kağıdıyla çalışmalara destek verebiliyor. Projede yer almak isteyen gönüllüler, Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı’nın 293 40 39 ve 293 35 69 numaralı telefonları ile HYPERLINK “http://gonulluyum.izmir.bel.tr/” http:// gonulluyum.izmir.bel.tr/, HYPERLINK “http://www.facebook.com/ gonulluyumizmir” www.facebook.com/gonulluyumizmir sosyal medya adreslerinden bilgi alabilirler.

Gönüllü olmak ister misiniz? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin AblaAğabey-Kardeş Projesi Projesi’ne 18 – 30 yaş arası üniversite öğrencisi ya da mezunu gençler öncelikli olarak katılabiliyor. 16 ve 17 yaşlarındaki

Haziran - 2015

25


YAZ AYLARININ VAZGEÇİLMEZİ

dondurma S

ıcak yaz günlerinde bir külah dondurmanın yerini kuşkusuz hiçbir şey tutamaz. Soğuk yendiğinden dolayı zararlı olarak bilinen dondurma, aslında çok faydalı bir besindir. Hijyenik koşullara uyum içinde hazırlanmış dondurma yeniyorsa ve yiyen kişinin boğazında yerleşik bir mukozal hastalık yoksa; dondurmanın boğazda ağrı, ateşlenme vb. sorunlara yol açılması mümkün değildir.

Dondurma, A, B2 ve B12 vitamini içerir. A vitamini, sağlıklı cilt, kemik ve bağışıklık sistemi ayrıca göz fonksiyonları için önem taşır. B2 ve B12 vitaminleri ise enerji metabolizmasında görev alır. Vücutta depo edilmeyen ve suda eriyen B grubu vitaminlerinin yeterli alınması gerekir. İçeriğinde kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi mineraller de bulunur. Dondurmanın kalori değeri baklava, pasta gibi hamurlu tatlılara oranla daha düşüktür, daha besleyici bir seçimdir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programında haftada 1-2 kez dondurma tüketimi önerilebilir.

Gerçekten süt katılarak yapılan aşırı şeker eklenmemiş dondurmalar tüketilmelidir. Dondurmayı tok karna değil, ara öğün olarak tüketmek daha doğru olur. Doğal meyvelerden yapılan dondurmalar meyvenin çeşidine göre antioksidan özellik gösterir. Dondurmayı yedikten sonra soğuk su içmek sakıncalıdır.


waffle başka bir şey

ÇITIR WAFFLE BAMBAŞKA !

Mavişehir’de keşfedilmesi gereken bir lezzet durağı İster öğlen 12:00’dan akşam 23:00’a kadar 330 1013 numaralı telefonu arayın paket servis evinize gelsin, isterseniz sıcacık bir ortamda mis gibi kokular eşliğinde Derya Usta’nın müthiş sunumuyla mekanımızda bu özel tatla tanışın. Kendinizi şımartmak, mutlu etmek ve sıkıcı diyetlerin sonunda ödüllendirmek istiyorsanız, tatlı, mutlu ve keyifli bir mekan olan Edem Çıtır Waffle Mavişehir’e sizleri bekliyoruz. İddialıyız bir kere deneyince kesinlikle bağımlısı olacaksınız.

6499 Sk. No:8 Mavişehir (Karşıyaka Göz Hastanesi arkası)


Kutlu Özemrak Facebook.com/yemeicmeaskina Instagram: YEME_ICME_ASKINA

BU LEZZETLER KAÇMAZ İ zmir’in yıldızlı lezzetleri için turumuza Mövenpick Otel ile devam ettik. Geçtiğimiz günlerde Mövenpick Otel’in nazik daveti üzerine ekibi de toplayarak bizim için hazırlanan menü tadımına katıldık. Şef Murat Yıldız’ın özenle hazırladığı tadım menüsünü okuduktan sonra hızlı bir başlangıç yaptık. “Yeme, içme aşkına” ekibi olarak zaten günlerdir açtık, ve bu geceyi beklemiştik.

Açılışı hollandaisse soslu İstiridye ile yaptık. Sosun kıvamı çiğ istiridyeyi lezzetlendirmek için yeterliydi ve deniz kokusu hemen alınıyordu. Taze yeşil kuşkonmaz çorbası mevsim için iyi tercih edilmiş bir çorba olmuş. Kasenin tabanındaki elma rendesi buruk ama tatlı bir lezzet katmış çorbaya. Ardından Mercan tartar servis ediliyor. Deniz kokusu çok yoğun hissediliyor. Makbulü budur fakat benim damak

tadım için fazla yoğun. Tabağın altına Urla enginarından carpaccio serilmiş ve çok yakışmış.

Klasik servisin dışına çıkan bu sunumu çok beğendim ancak kullanılan Urfa biber salçası biraz tuzlu geldi.

Ve deniz mahsulü menüsünde finali Morina balığı ile yapıyoruz. Tataki sos ve sebze turşuları ile servis ediliyor. Ülkemizde bulunması çok kolay olmayan bu balık türü oldukça lezzetli. Bu balığın yaşlanmayı geciktirdiği ve beyine iyi geldiği söylenir. Murat şef inanılmaz bir pişirme performansı sergilemiş ve balığın hakkını vermiş.

Uykuluk en beğendiklerimden bir tanesi. Bir uykuluk bu kadar kıvamında pişer ancak. Yine klasik olmayan şekilde lezzetlendirilmiş. Öğütülmüş türk kahveleri ve girit kabağı uykuluğa hayat vermiş. Baskın tereyağı tadını ve kokusunu hemen alıyorsunuz. Ayrıca mor soğandan yapılan turşu, bu yağlı lezzeti çok hafifletiyor. Uykuluk ile aynı anda ağıza atarak yemekte yarar görüyorum.

İkinci bölümde et menüsüne geçiyoruz. Ardından Lemongrass granita, kıvamı çok iyi bizi tamamen sıfırlıyor ve et menüsüne geçiyoruz. Sırada Atom kokoreç var. Sakatatı seven biri olarak kokoreçe bayılıyorum. Şu anda tam süt kuzu sezonu yani yıl boyunca en güzel kokoreçleri yiyebileceğiniz mevsim. Şefimiz sihirli dokunuşlarla kokoreçin altına beğendi sermiş. Beğendinin içinde sakız var.

Gecenin finalinde tatlıya geçmeden önce efsane bir İncik var. Bu yemek kuzu göbeği mantar sotesi ve kaz ciğeri tavası ile birleşerek bir ahenk içinde yemeğin bütününü oluşturuyor ve incik ile birleşiyor. Yine tabağın tabanında oluşan bir katman var. Tane hardallı patates kreması yemeğe dolgunluk vermiş. Et o kadar iyi pişmişki suyunu kaybetmemiş. Tam 12 den vuruyor bizi. Kapanışı tatlı ile yaparak bu resitali üzülerek sonlandırıyoruz. Sahnede Napollion var. Limon ve beyaz çikolatalı mouse vanilyalı soslu. İçindeki nane tadı ferahlatıcı olmuş. Bizim için iyi bir kapanış oluyor. Bu güzel tadım organizasyonu için bizi davet eden Mövenpick Otel’e, Halkla İlişkiler müdürü Sn. Merih Yumlu ve harikalar yaratan genç şeflerden Murat Yıldız’a ve tadımda katkı sağlayan Özgür Kaya ile Serhat Özdalgıç’a teşekkür ederim.

28

Haziran - 2015


www.mavisehirdergisi.com

BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN H

er yıl haziran ayının 3. pazar günü Babalar Günü olarak kutlanmaktadır. Geçmişe dönüp baktığımızda Babalar Günü çok eski yıllara dayanmaktadır. Kimi tarihçilerin araştırmasına göre Antik Roma zamanlarında bile Babalar Günü kutlanmaktadır. Kimi tarihçiler ise herhangi bir tarih bildirmeden, Babalar Günü’nün ilk olarak Batı Virginia’da ortaya çıktığını dile getirmektedir. Babalarımız, ilk rol modellerimizdir. İlk önce onlara özenmeye çalışır, onları kendimize örnek alırız. Aynı zamanda çekindiğimiz, şikayet edildiğimiz, bazen kendisinden azar işittiğimiz babalarımızın yeri bambaşkadır. Doğumumuzu heyecanla bekleyen, dünyaya gelişimizle birlikte büyük sorumluluklar yüklenen ve bu durumdan hiçbir zaman şikâyet

etmeyen; aksine bütün çabalarını severek yerine getiren kıymetli babalarımız... Çocukları için yaptıkları tüm fedakarlıklarda tek istekleri, çocuklarının mutluluğu ve bir tek gülüşü... Babalarımızın üzerimizde emekleri çoktur. Biz çoğu kez anlamasak da onlar bizim için çalışır, çabalarlar. Kuşkusuz ki babalarımıza sevgimizi sadece babalar gününde değil hergün göstermeliyiz. Bizi koruyan, kollayan, kendinden çok bizi düşünen babalarımızın babalar günü kutlu olsun. Haziran - 2015

29


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

Ulus Markalaşması

D

iplomasinin en güzel tanımlarından birini ABD’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln daha 19. Yüzyılda şöyle yapar: “Diplomasi, ulusların kendilerini gördükleri gibi tarif edebilmesidir.” Vecizenin içindeki söz öbeğine dikkat etmek gerek; “kendilerini gördükleri gibi”. Lincoln “olunmak istenen”i ön plana çıkarır öznel diplomasi açılımında… Toplumların kendilerini nasıl “sandığı kadar” nerede gördüklerini de diplomasi yoluyla ifade ettiğinin altını çizer Lincoln… Haklıdır da… *** Atatürk modern Türkiye’nin dünyaya projeksiyonunda, Abraham Lincoln’ün yöntemini izledi. Türkiye’yi “gördüğü, görmek istediği, ya da olacağı haliyle” yansıttı batıya… Halkı eğitimsiz, ekonomisi bitmiş bir ülkeyle yola çıkmıştı Atatürk… Ama dünyaya gösterdiği Türkiye apayrıydı büyük önderin… Dışa verdiği fotoğraf; “batılı, modern; siyasi, sosyal, ekonomik yol haritalarını oluşturmuş ve hedeflerine kilitlenmiş bir Türkiye”ydi... Batı ve dünya, Atatürk’ün çektiği bu fotoğraf ışığında benimsedi ve kabullendi Türkiye’yi… 30

Diğer ülkeler Türkiye’nin kendisini böyle gördüğüne, yeni cumhuriyetin Atatürk’ün gösterdiği şekli alacağına ikna oldular… The Illustrated London News’ın 23 Şubat 1929 tarihli sayısının kapağında Atatürk’ün, manevi Kızı Nebile’nin nikâhında Ankara Palas’ta frak giymiş halde dans ederken çekilmiş fotoğrafının kullanılması, batının Türkiye’yi görmeyi umduğu yerin göstergesiydi bir anlamda… *** Peki, günümüze geldiğimizde aynı şeyi söylemek mümkün mü? Ne yazık ki değil… Hatta araya uçurumlar girmiş durumda… Türkiye, batının gözünde artık “çağdaş bir Avrupa ülkesi” olma noktasından hızla uzaklaşıyor… Acıdır ki, gittikçe bir Ortadoğu ülkesi görüntüsüne bürünüyor Türkiye… Yurt dışına çıktığınızda, bir batılı ülkeye yolunuz düştüğünde çok net gözlemliyorsunuz Türkiye’nin imajındaki bu değişimi… Her yurt dışına çıkışımda, oradaki sanatçı, gazeteci, yazar vs. dostlarımla, yani konuk olduğum ülkelerin aydınlarıyla Türkiye’ye dair sohbetlere girerim… Haziran - 2015

Bundan beş on yıl önce yurtdışındaki entelektüellerle girdiğim Türkiye sohbetlerinde gündem başlıklarımız farklıydı… Ne var ki; son yıllarda muhatap olduğum sorular farklı… Gezi Parkı’nı soruyor insanlar… “Twitter hala kapalı mı?” diyenler bile var… Kadına yönelik şiddeti soruyorlar… İlk kez 28 yıl önce bir röportaj vesilesiyle gitmiştim Amsterdam’a. “Fes takıyor musunuz, kaç kadınla evlenme hakkınız var?” gibi sorularla muhatap olduğumda ülkeme yönelik bu önyargılar karşısında çok üzülmüştüm… Ama şimdi öyle sorularla muhatap kalıyorum ki önyargılar bile yanında masum kalıyor… İnternet sayesinde artık gizli saklı yok… Türkiye’de kuş uçsa tüm dünya canlı yayında izleyebiliyor… Kol kırıldığında yen içinde kalmıyor günümüzde… Sağır sultan bile duyuyor kırılan kolun çıkardığı sesi… *** Ömrünüzde bir kere bile Avrupa’da bulunmadıysanız devekuşu misali yaşar gidersiniz… Her tarafta arka arkaya açılan AVM’lere, dev bina bloklarına ya da


www.mavisehirdergisi.com

caddede seyreden lüks otomobillere bakıp “Vay be, amma da geliştik” diyebilirsiniz… Ancak bu sadece kendi kendinizi kandırmak olur… Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Dubai’de çok daha büyükleri ve modernleri var… Var da ne oluyor? Olay evrensel kültüre sağladığınızla bağlantılı… Futbolda, bir Avrupa takımını yendiğimizde yer gök inliyor inlemesine… Ama bu suni bir tatminden öteye geçmez… Zira spor sadece bir ülkenin adını duyurur… Bir ülkeyi tanıtan ve anlatan ise sanatçısıdır, bilim insanıdır, entellektüelidir… Dünyaya mal olmuş kültür elçileridir bir ulusun dışa açılan yüzü… *** Ne diyordu Lincoln; “Ulusların “kendilerini gördükleri” gibi ifade edebilmeleri… Dışa sunduğumuz manzara(lar) aslında kendimizi nasıl gördüğümüzün bir ifade ediş şekli… Türkiye’yi izleyen bir yabancı neler görüyor? Özgürlüğü tartışılan bir hukuk sistemi… Yıllarca ne için suçlandığını bile bilmeden yıllarca cezaevlerinde kalanlar… Biber gazı ve tazyikli su altında kalanlar… Fişi çekilen bir soysal medya… Baskı altındaki bir basın… Pisipisine can verenler… Vs. vs. vs… Siyasetin diline bakıyorsunuz tam bir facia. Küfürler gani. Milletin vekilleri yumruk yumruğa. Seçim hileleri ayyuka çıkmış… Sosyal hayata bakıyorsunuz. Kadına şiddet gırla… Sivil toplum kuruluşları birer tabela derneğinden farksız… Dış ilişkilere bakıyorsunuz hepsinden kötü. Tüm komşularıyla arası açık bir Türkiye… Nezaketten ve seviyeden uzak, külhanbeyi edasında bir diplomatik dil… “Ne bakıyorsun lan”dan, ya da “Gelmeyeyim oraya bak” tan öteye geçemeyen bir sığ jargon… Hal böyleyken Avrupa Birliği’ne girmek için suni, samimiyetsiz bir arzu.

Ve duvara toslayınca da “Müslüman’ız diye bizi almıyorlar” gibisinden psikolojik savunma mekanizmaları… *** Dikkat edin birçok batılı uluslararası organizasyonun dışında kalmaya başladı Türkiye… Sanki batıdan sistematik bir biçimde uzaklaşılıyor… 1956 yılından beri katıldığımız, Türkiye’nin tanıtımı açısından büyük önem taşıyan Eurovision Şarkı Yarışması’ndan çekildik… Neden? Çekildik de, tavşan dağa küstü de ne oldu… Umursayan mı oldu? Çekilmekle kalmadık, naklen yayınını bile kestik... Futbol alanında yaşanan skandallardan ötürü UEFA’nın aforozuna ne demeli? Yıllarca Türkiye’yi “Ağabey ülke” kabul edip saygıda kusur etmeyen diğer Müslüman ülkelerin gözündeki imajımız bile artık eskisi gibi değil. Uluslararası organizasyonları sadece “talip” olan ama bir türlü ev sahipliği yapamayan bir Türkiye… Sadece futbolda değil tüm spor branşlarında nal toplamaya başlamış bir Türkiye… *** Bunlar ne yazık ki Türkiye’nin sunduğu görüntüler olmaktan da öte, Lincoln’un dediği gibi kendimizi nasıl gördüğümüzün bir özeti… Ya da birilerinin Türkiye’yi nasıl görmek istediğinin bir prototipi… “Bize ne kardeşim, nasıl isterlerse öyle görsünler” diyenler de vardır, olabilir… Ama 21. Yüzyılda bu yaklaşım psikolojik mastürbatif bir avuntudan öteye geçmiyor… Günümüzde “Ulus markalaşması” kavramı belirliyor bir ülkenin vizyonunu… Artık turist çekmekte, yabancı yatırımcılara davet çıkarmakta, uluslararası lobi çalışmalarında hep “Ulus markalaşması” öne çıkıyor… Bu kavramı sadece turizme indirgemek hatalı olur… Ulus markalaşmasında ülkenin siyaseti de, eğitim düzeyi de, vizyonu da özetle tüm değerlerinin sentezi söz konusudur… Yani tüm dinamiklerin bir sentezidir bu aslında… Haziran - 2015

*** Bir söz vardır: “Siz kendinizi nasıl satarsanız, diğerleri de öyle alır.” Aslında Lincoln’ün diplomasi tanımıyla örtüşen bir yaklaşımdır bu.. Burada önemli olan kendinizi nasıl anlattığınızdır… Eskiden, hatta daha 1930’lu yıllarda, Türkiye kendisini “Yüzünü batıya çevirmiş, gelişmeye kararlı” bir ülke olarak lanse etmişti dünyaya… Ama gerek devrimleriyle, gerek kültürel hamleleriyle içine doldurmuştu bu tezin… Bugün “Ulus markalaşması”nda dışa sunulmak istenen “Güçlü ülke” imajıyla “güçlü” kavramından anlaşılan kavramlar farklıdır... Uluslararası bağlamda “güçlü” olmak; dünyada sözünün geçmesi, saygı görmek, demokrasi bağlamında örnek olmak, bilimsel, kültürel, sanatsal alanlarda ön plana çıkabilmekle eşdeğerdir… Son yıllarda Türkiye’nin “sunduğuyla” “gerçeği” arasındaki bu çelişki göze batar hale gelmiştir… *** Sorun Türkiye’nin son yıllarda marka değerinin düşmesidir… Türkiye’nin uluslararası imajı hızla değişirken marka değerindeki bu azalma gittikçe Türkiye’yi Ortadoğu’ya yaklaştırmakta ve yalnızlaştırmaktadır… Türkiye değişmiştir, kabul… Ama değişmek değil, gelişmektir önemli olan… Gelişmek ise evrensel doğruları benimsemekle ve hazmedebilmekle mümkündür…

31


Magazin

Ender Yavuz Ceyda Seçen

Bu kına gecesi unutulmaz

Besiad Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Sungur’un yeğeni Ender Yavuz, Ceyda Seçen ile nikahları öncesi dostları ve ailesiyle Mavişehir’de bulunan Ataşehir Kebap’ta unutulmaz bir kına gecesi düzenlediler. Harika fasıl performansı, zeybek gösterisi ve metrelik kebaplar geceye damgasını vurdu. Yaklaşık 200 kişinin bulunduğu davette, eğlenceli saatler yaşandı. Mavişehir Dergisi Yavuz ve Seçen ailelerinin bu mutlu gününde onları yalnız bırakmadı. Genç çifte ömür boyu mutluluklar diliyoruz.

Sırma Doğulu Mehmet Can Sungur

Feyyaz Sungur Alev Sungur

Muammer Yavuz Feyzan Yavuz Mehmet Sungur

32

Haziran - 2015

Onur Demirçivi Bilge Demirçivi


Magazin

www.mavisehirdergisi.com

ÇESME MARINA “SEZONA MERHABA” DEDI Çeşme Marina’nın geleneksel ‘Sezona Merhaba Partisi’nin beşincisi, düzenlenen yemekli kokteyl ile kutlandı. Dünya Denizyolu Taşımacılığı PIANC tarafından ‘Jack Nichols – Üstün Tasarım Ödülü’, yine bir başka sektör kuruluşu olan ARKIPARC tarafından ‘Kentsel Kalite İçin Dialog – Karma Kullanım Ödülü’, Marina İşletmeciliği dalında denizcilik sektörünün Oscar’ı kabul edilen Altın Çıpa Ödülü ve İzmir İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından ‘Yılın Turizm Yatırımcısı’ olmak üzere çok kısa sürede toplam dört önemli denizcilik ödülünün sahibi Çeşme Marina’nın geleneksel etkinliğine geçen yıllarda olduğu gibi yine yoğun ilgi vardı.

Genel Müdür Can Akaltan’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından D-Marin’in Ceo’su Kemal Saatçioğlu, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk ve Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel de yaptıkları konuşmalarında Çeşme Marina’nın Çeşme için öneminden ve başarılarından söz ettiler... Can Akaltan

İnci Sezer Becel

Kemal Saatçioğlu Haziran - 2015

33


Magazin

Balkanları bulusturan piknik

Uluslararası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği üyeleri piknikte biraraya geldi. Menderes Özolgun Çiftliği’nde hem dinlenen hem de eğlenen üyeler gönüllerince bir gün geçirdi. Dernek üyelerini Üsküp Belediye Başkanı Azem Sadiki, AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Cemil Şeboy, Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu da yanlız bırakmadı. Uluslararası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Akın Kazançoğlu, “Hem ülkemizin hem de İzmir’imizin ekonomik kalkınmasına katkı koyduğumuz gibi sosyal kültürel gelişimi için de çalışıyoruz. Bugün burada üyelerimizin kaynaşması için biraradayız. Balkanlardan da konuklarımız var. Çok güzel bir gün geçiriyoruz” dedi.

34

Haziran - 2015


Magazin

www.mavisehirdergisi.com

Gazi Hastanesi Hemsireler Gününü kutladı Özel Gazi Hastanesi Hemşireler Gecesi Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı yararına yapıldı. Özel İzmir Gazi Hastanesi’nin Hemşireler Günü Gecesi, Sahilevleri Saklı Bahçe’de yapıldı. Geceye Özel İzmir Gazi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Salih Mertan, Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Selim Amato, Hastane Hekimleri, Hemşireleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Pandora Alsancak’ta açıldı

Yıldızlı Lezzetler 2015 İzmirli Gurme Kutlu Özemrak ve “yeme, içme aşkına” grubu İzmir’in yıldızlı lezzetlerini ziyaret ediyor. Keşfedilmemiş mekanlar, lezzetler ve şeflerin yanı sıra İzmir’e adını yazdıran lezzet mekanları 2015 yıldızlı lezzetlerde buluşuyor. Nisan ve Mayıs 2015 ayları içerisinde Kutlu Özemrak ve “yeme içme aşkına” ekibi restaurantlar, oteller ve gizli mekanlarda tadımlar gerçekleştirerek yıldızlı lezzetleri ziyaret etti. Otel tadımlarında şeflerin hazırladığı tadım menülerini de tadan Kutlu

Özemrak, “Yeme İçme Aşkına’’ ekibinden Özgür Kaya ve Serhat Özdalgıç ile 2015 yıldızlı otel mutfağı olarak, Mövenpick otel ve yıldızlı otel şefi olarak Murat Yıldız’ı seçtiler. Zengin mutfağı ile öne çıkan Margaux Restaurant‘da özel hazırlanan tadım menüsünde sunulan lezzetler ise, Hollandaisse soslu İstiridye, yeşil kuşkonmaz çorbası, Mercan tartar, Morina balığı, sakızlı beğendili atom kokoreç, Türk kahveli ve girit kabaklı uykuluk, kuzu göbeği mantar soteli incik idi. Haziran - 2015

2014 yılı Ocak ayında Türkiye’de doğrudan yatırım kararı alan dünyaca ünlü mücevher markası Pandora, Eylül ayında ardı ardına açtığı mağazalarla Türkiye’de hızlı büyüme sinyalleri verdi. İstanbul ve Ankara’dan sonra Pandora, İzmir’deki ilk mağazasını Alsancak’ta açtı. Pandora, kendini sadece bir takı markası olarak değil, aynı zamanda tasarımlarıyla hayata bakış açımızı zenginleştiren, modern takı ve mücevher markası olarak yola çıktı.

35


Magazin

A BÖLGESİ

SOYAK MAVİŞEHİR Bahar Şenlikleri Soyak Mavişehir A Bölgesi Yönetimi ve TONO Organizasyon işbirliği ile düzenlenen 6. Geleneksel Soyak A Bölgesi Bahar Şenliği etkinlikleri büyük bir coşku ile kutlandı. Birçok sektörden ürünlerin bulunduğu organizasyon; site sakinleri, alıcı ve üreticileri de bir araya getirdi. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın da katıldığı organizasyon, ziyaretçilerden ve site sakinlerinden büyük ilgi gördü. Organizasyonda yer alan Berna Ergin Ajans standı, zekids akıllı oyuncaklar ve palyaço gösterileri, yüz boyama, balon yapma aktiviteleri ile çocukları bir an olsun eğlencesiz bırakmadı. Profesyonel fotoğraf çekimleri yapılarak yeni yüz arayışları süren ajans yetkilisi Berna ERGİN “Bu tür etkinliklerde tanıştığımız aileleri kendi prodüksiyonlarımızda reklam filmlerinde en doğal halleri ile oynatıyor, o samimi geçisi ekrana yansıtıyoruz” dedi.

B BÖLGESİ Soyak Mavişehir B Bölgesi yönetim kurulu başkanı İdeal Dönmez; gelenekselleşen şenliklerin tüm siteyi çok iyi motive ettiğini, komşuluk ilişkilerini daha da pekiştirdiğini dile getirdi... Şenliğe katılan firmalara gösterdikleri ilgiden dolayı tek tek teşekkür eden İdel Dönmez; Soyak Mavişehir B bölgesi olarak tüm organizasyonu düzenleyip yönetme başarısının haklı gururunu yaşıyor. Redbull, Arkas, Axa Sigorta, Doğa Koleji, Carrera gibi büyük firmaların yer aldığı etkinlikte Mavişehir Soyak B sakinleri gönüllerince eğlendiler. Site müdürü Bülent Bursalı “Bir sonraki etkinliğin daha neşeli geçeceğinin müjdesini şimdiden vermek isterim” dedi. 36

Haziran - 2015


Magazin

www.mavisehirdergisi.com

Karşıyaka Ocakbaşı açıldı...

“Ocakbaşı” yeme içme kültürüne yeni, fark yaratan ve konforlu bir anlayış getiren Karşıyaka Ocakbaşı, Atakent’te açıldı. 250 kişiye kadar yemekli organizasyonlar kabul eden Karşıyaka Ocakbaşı, gurme kasap ürünleri dışında, yeşillikler içerisindeki arka bahçesinde kahvaltı ve brunch keyfini de koşulsuz memnuniyetinizi gözeterek sunuyor. Karşıyaka Ocakbaşı yöneticisi Banu Çelikutku; lezzet membasına düşkün olanlar için özellikle et ve diğer tüm yöresel ürünlerin; üretildiği, alındığı, pişirildiği özel yerler kadar, pişiren lezzet ustalarının ve benzersiz sunumun da yaratacağı etki ile yeme içme keyfinin katlanacağı çok farklı bir atmosfer yarattıklarını belirtiyor. Çelikutku; kasap diliyle “imzalanarak” tabaklara gelen, doyumsuz lezzetlerin vereceği mutluluğun tarifsiz olduğunu da sözlerine ekliyor ve tüm Karşıyakalıları bu lezzet dünyasına davet ediyor.

Necmettin Uçar

Banu Çelikutku

BEGOVİNA OTEL Muğla Marmaris Selimiye Sahili’nde İşletmeciliğini Hakan Mete ve Baykal Yücel’in üstlendiği Begovina Otel; konforu ve sıcak ortamıyla kendinizi rahat hissedebileceğiniz bir tatil ortamı sunuyor. Tek kişilik ve çift kişilik balkonlu oda seçenekleriyle kendinizi evinizde gibi hissedecek ve tatilin tadına varacaksınız. Ege ve Akdeniz mutfağı, ızgara çeşitleri, ara sıcakları ve mezeleriyle Begovina Otel’in menüsü oldukça zengin. Ailenizle ve sevdiklerinizle birlikte, denizin ve güneşin tadını doyasıya çıkaracağınız bir tatil sizleri bekliyor.

Rez: 0 537 715 44 60 - 0 532 412 52 22 Adres: Derin Azmak Mevkii Selimiye Köyü / Marmaris / Muğla Haziran - 2015

37


Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

TENİSTE ALTYAPININ ÖNEMİ H

er spor branşında olduğu gibi teniste de altyapıdan sporcu yetiştirmek ve bu sporcuların gelişimine yardımcı olmak çok önemlidir. Alt yapıdan tenisçi yetiştirmek gerçekten zahmetli ve zor bir iştir. Sabır, bilgi ve beceri gerektirir.

Genelde süreç şöyle olur. Her kulübün mutlaka küçük yaştaki sporcuları tenise başlattığı spor okulları vardır. Bu spor okullarına kaydolan sporcuların arasından, istikrarlı, istekli ve nispeten daha yetenekli olanlar arasından belirlenen sporcuların aileleriyle görüşülür ve

TENİSTE YAZ FIRSATI Mavişehir Dergisi okurlarına özel bu kupon ile birlikte 2 kişi gelin, 1 kişi ödeyin İletişim: 0(541) 495 8020 38

onların alt yapıya alınması konusunda ve sürecin nasıl işlediği konusunda görüşmeler yapılır. Sporcunun ailesi de bu konuda istekliyse, sporcuya lisans çıkartılır ve o artık turnuvalara girmek için hazırdır. Önünde uzun, zorlu ve bir o kadar da zevkli bir yol vardır. Türkiye Tenis Federasyonunun düzenlediği 8-9-10 yaş turnuvalarında ilk adımlar atılır. Daha sonra yaş grubu turnuvaları devam eder ve bir de Tennis Europe turnuvaları ve yaş büyüdükçe ITF turnuvaları da oynamaya başlar sporcu ve sonrasında profesyonel turnuvalar. İşte tam bu yaşlarda, tam da bir karar zamanıdır aileler için. okula mı devam edecek yoksa spor kariyerine profesyonel olarak mı devam edecek? Birçok aile bu soruyla ve sorunla karşı karşıya gelir ve genelde spor kariyeri değil de okul kariyerine devam kararı alınır. Haziran - 2015

Böylelikle çok uzun bir süreçte geçen zorlu antrenmanlar sonucunda tenis profesyonel kariyerden ziyade, eğitime destek olarak kullanılan bir özellik olarak kullanılır. Tabii ki bu da kötü bir şey değil, sporcu o güne kadarki çabasının ödülünü eğitim bursu olarak geri alır ama çoğunluk bu yolu seçtiğinden dolayı ülkemizde profesyonel tenis oynayan ve oynamayı hedefleyen oyuncu sayısı yok denecek kadar azdır. Ülkemizde uluslararası arenada temsil edecek oyuncuların artması için bu tablonun mutlaka değişmesine gerek var ve kulüplerimizin altyapılarından yetenekli oyuncuları bulup onları ve velilerini bilgilendirip geleceğe hazırlamaları, sporcularımızın kariyerlerini gelecekte de sürdürmeleri adına gerçekten çok büyük önem taşıyor.


Beyazlale Düğün Davet Organizasyon - Alsancak - 0232 4648834 facebook/beyazlalecicekmarket

instagram/beyazlalecicekcilik


KISKANÇLIK

İ

kili ilişkilerde tamamen güvenle ilişkili olan kuşkular bir çok çiftin hayatını karartıyor günümüzde. Aldatmanın bu kadar çok konuşulduğu çağımızda kimi zaman “acaba ben de aldatılıyor muyum?” demek hastalık değil ama, bu acabaların dozu kaçırıldığında, sorunlar başlıyor. Kıskançlık, daha çok özgüven eksikliğinden kaynaklanan bir duygu durumu. İnsanlar, özgüvenlerinde düşme olduğu zaman, kendilerini yetersiz hissetmeye başlıyor ve bunun sonucunda elinde olanı kaybetme korkusuna düşüyorlar. Elbette ki bu durum hem kadın hem de erkek için geçerli. Kıskançlık, elindekini kaybetme korkusudur. Bu durum özellikle sevgi ilişkilerinde, terk edilme korkusu şeklinde baş gösterir. Çünkü aşk ilişkisinde insan sevgi ilişkisindekinden farklı olarak karşısındakini yüceltir ve eksiğini gör(e)mez. Fakat insan, bu bütünlüğe karşı bir tehdit hissettiğinde, örneğin sevdiği insanın ilgisinin birine yöneldiğini ya da yöneleceğini öngördüğünde, partnerinin bir anda o kadar da mükemmel olmadığını, hata kusurlu bile olduğunu düşünür ve at arabası, balkabağına dönüşüverir. İşte bozulan bu büyü, ilişkinin rotasını birden kıskançlığa, kaybetme korkusuna, yenilmişliğe, hırslara ve kimi zamanda karşı tarafa yöneltilen gereksiz suçlamalara çevirir. Kıskançlığın pençesine düşen kadın ya da erkek o andan itibaren ne yazık ki, 40

mantıklı düşünmeyi başaramaz. İlişkiyi diri tutan, kişileri birbirine bağlayan az miktarda kıskançlık duygusu doğal olmakla beraber, çok ciddi olarak bir ilgiden, sevgiden yoksun kalma kaygısı taşınıyorsa bu hem kıskanan kişiye hem de ilişkiye zarar verir. Yoğun bir şekilde kıskançlığın yaşandığı evlilikler kıskanan için de kıskanılan için de çekilmez hale gelir. Her şeyden önce yersiz yere kıskanılan kişi kendisini kapana kısılmış gibi hisseder. Kıskanan ise zaten en büyük zararı kendisine verir. Çözümsüz kalan kıskançlık olayları da evliliğin temelini sarsar. Bazı kıskanç eşler, eşlerini eve bağlı tutmak için tehdit yolunu kullanırlar. Halbuki sadakat, tehditle değil ancak sevgiyle sağlanır. Eşini baskı altında tutmaya çalışmak, her hareketini takip etmek, aşırı şüpheci davranmak, kıskançlığı öfke biçimde yansıtmak karşı tarafı daha çok uzaklaştırır. Olumsuz duygularla baş etmenin yolu, onların yerini olumlu duygularla doldurmaktır. Kişi sevdiği insana sevgiyle yaklaştıkça karşısındaki de ona aynı şekilde yaklaşacak ve belki de kıskançlığı doğuran nedenler ortadan kalkacaktır. Kabul edilebilir düzeyde kıskançlık, herkesin yaşadığı bir duygu olup aynı zamanda sevginin bir ölçüsü sayılmaktadır. “Beni seviyor ki, kıskanıyor, sevmese kıskanmaz” diye düşünen kişiler, kıskançlığın boyutları Haziran - 2015

büyüyüp yaşamları çekilmez bir hal aldığında bunalmakta ve kıskançlığı ortadan kaldırmanın yollarını aramakta, ama çoğunlukla başarısız olmaktadırlar. Sağlıklı sınırların içinde kalan kıskançlığın ölçüsü yaşantıda herkesin ortak kıskançlık kriterleri düzeyinde kıskanması ama bunun ötesine geçmemesidir. Kıskançlık konusunda kıskanan kişinin kendisine bahane olarak bulduğu en klişe deyiş; “Sana güveniyorum ama insanlara güvenmiyorum” sözüdür. Ancak kişi bu kandırmacanın arkasına saklanmak istese bile, sonuç ve süreçte yaşanan problemler, bu durumun patolojik bir hastalık olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Hastalıklı düzeyde olan kıskançlığı ortadan kaldırabilmek için kıskanılan kişinin aldığı önlemler kıskançlığın dozunu biraz daha aşağıya çekebilmekte fakat tamamen engelleyememektedir. Kıskançlık sevgiyi ve ilişkiyi öldüren faktörlerin başında gelmektedir. Bu yüzden partnerimizin veya kendimizin kıskançlık duygusunun kıskacında olduğunu hissediyorsak, hiç vakit kaybetmeden profesyonel yardım almalı ve birlikteliğimizi önemli ölçüde zedeleyen bu kusurdan, yakamızı sıyırmayı başarabilmeliyiz. Sağlıklı günler dileklerimle.


Muhteşem

YAZ TATİLİ SENİ BEKLİYOR

#BuradaMutluyum

15 Haz ran - 15 Temmuz

Çeşme Mar na’da çekt ğ n fotoğrafı nstagram’da paylaş, facebook uygulamamızı kullanarak en beğen lenler arasına g r ve muhteşem b r tat l sen n olsun.


AKLINIZDA BULUNSUN

Tanıtımınız için rezervasyon Tel. 0 (549) 323 30 31

KABİN EKİBİ REKLAM ve TASARIM AJANSI

Reklamın bir harcama değil, bir yatırım olduğunun bilincinde, ucuz işçiliğin önemsenmediğinin farkında olan kişilerle tanışmaktan mutluluk duyacağız. Birçok ulusal markanın ajansı olan Kabin Ekibi, sıradışı tasarım ve fikirlerle kaliteli ve güvenilir hizmet vermeye devam ediyor. 0(549) 501 8832 0(232) 330 0 500 www.kabinekibi.com.tr

AKBULUT HOME COLLECTION

Perde, döşemelik kumaş, duvar kağıtları, aksesuar, stor perdeleri, satış sonrası hizmeti ve şirket bünyesindeki atölyesinde dikilen ürünleri ile Akbulut Mefruşat evinizi güzelleştirmek için kaliteli ürünler sunuyor. Gerektiğinde perde seçilmeden önce ev ortamını görüp ölçülendirme yapılıyor ve kumaş seçeneklerini evinizde görebiliyorsunuz. 1989 yılında Ali Akbulut tarafından kurulan Akbulut Mefruşat Ltd. Şti. perde ve döşemelik kumaşları ile Girne Caddesi ve Bostanlı olmak üzere 2 şubesinde hizmet vermekte.

Girne Caddesi No:57/B Karşıyaka İzmir Tel & Fax: 0 232 323 48 14 - 369 62 20 Gsm: 0 533 309 19 02

Aşık Veysel Sok. (6349) No: 28/A Bostanlı İzmir Tel & Fax: 0 232 330 31 92

BOSTANLI LPG

Hizmet alanımız Mavişehir, Şemikler, Bostanlı, Demirköprü ve Aksoy’dur. Ramazan Feyzullahoğlu ve ortağı.

Ahmet Pendikli (1796 sokak) No:11/A Bostanlı Tel: 0232 362 86 86 42

Haziran - 2015

KIVANÇ EMLAK

Karşıyaka bölgesindeki satılık ve kiralık gayrimenkuller hakkında profesyonel danışman aracılığı ile hizmetinizde. 6323 Sk. No:17 Demirköprü Tel:0506 135 5405 www.kivancemlakkarsiyaka.com

ALAÇATI TATLICISI İMREN’in YENİ GÖZ BEBEĞİ

Alaçatı’nın en eski tatlıcısı İmren’in Reçel, Kurabiye ve Türk Kahvesi ürünleri artık Sakızlım markasıyla huzurlarınızda... Seçkin marketler ve şarküterilerde bulabileceğiniz Sakızlım ürünleri, Alaçatı’nın en sevilen tatlıcısı İmren’in eserleri. Hasan Kaşif Ölmezer ve Kahyan Ölmezer kardeşler; dedelerinden kalma tatlıcılık mesleğini çocukları ve tüm ailesiyle birlikte yeni bir boyuta taşıyarak birbirinden lezzetli ve doğal ürünleri evlerimize taşıyorlar. Yakında internet sitelerinden de Türkiye’nin her yanına ürün gönderecek olan İmren Tatlıcısı yeni markasının heyecanını yaşıyor. Logo ve Ambalaj tasarımları Kabin Ekibi Tasarım Ajansı tarafından yapılan ürünlerin detaylı bilgisi için www.alacatiimren.com adresini ziyaret edebilirsiniz.


www.mavisehirdergisi.com

LÜX VİLLA - 300 m2 / 6+1

Mavişehir’in gelişen bölgesinde, •Türk hamamı •Sauna •Elektrikli panjur •Şömine •2 banyo •2 Tuvalet •40m2 teras •3 Mitsubishi inverter klima •Ankastre mutfak ve diğer lüks detaylar

750.000 TL - Ataşehir - İzmir / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

HAVUZLU VİLLA - 300 m2 / 5+2

Urla Özbek’te 3 dönüm arazi içinde, 100’den fazla zeytin ağacı, artezyen kuyusu, sanayi elektriği •Yüzme havuzu •2 tuvalet •1 banyo •2 şömine •2 depo •elektrikli kalorifer

600.000 TL - Özbek - Urla / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

BUTİK OTEL - 360 m2 / 8 oda

İşletmeye hazır, veya yatırımlık, mükemmeliyet belgeli Alaçatı surf yolu üzerinde, özel dekore edilmiş, 5 yıllık Butik Otel 640 m2 arsa içinde, •Yüzme havuzu •Çardak •Tüm odalarda TV •Kasa •Klima

2.500.000 TL - Alaçatı - Çeşme / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05

FAAL FABRİKA - 10.000 m2

Uygulaması yapılmış, •1 idari 4 kiracılı bina, •Aylık toplam 24bin TL kira getirisi, •Yeni açılacak lojistik merkezi ve metro yakını, •Elektrik, su, doğalgaz ve parselizasyon uygulamaları yapılmıştır.

4.200.000 TL - Kemalpaşa - İzmir / Detaylar için: 0(549) 501 8832 - 0(506) 135 54 05 Haziran - 2015

43


Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

SERAMİKTE PLAKA (LEVHA) TEKNİĞİ M

erhabalar… Yaz aylarında seramik yapmak zordur. Nedeni ise sıcaklar… Açılan çamur inceldikçe çabuk kurur. Form yapılırken çamuru belli bir nemde tutmak çok önemlidir. Kuruyunca çalışması zor ve kırılgan olur. Fazla nemli olunca da ele yapışır, şekillendirme olmaz ve yapılan form çöker. Çamuru merdane ile açarken altına bez örtü kullanırız, bu örtü de nemi alır. Form kısa sürede bitmeyecek ise hava almaması için naylon ile korumak gerekir. Plaka tekniğiyle çamuru şekillendirmek için, önceden 44

yoğrulan ve havası alınan çamuru hazır hale getirmek lazım. Çamurdan plaka açmak için, ölçümüze ve yapacağımız forma göre iki yanına aynı ölçüde ahşap çıtalar yerleştirilir. Çamur parçalarını yerleştirdikten sonra tokmak ile vurma işlemine geçilir. Böylece çamurun içindeki hava var ise alınır. Ardından merdane ile çamurların üzerinden geçilir. Yüzeyde oluşan ek boşluklar çamurla doldurulur. Çamur yüzeyi düz ve pürüzsüz ve istenen ölçüye, kalınlığa geldiği zaman, plaka çamur ters çevrilir. Ama nasıl? Sakın çamuru esnetmeyin. Levhanın üzerine yine bez koyup, levhanızım büyüklüğünde Haziran - 2015

bir ahşap plaka ile, elinizle destek vererek çevirin. Büyük ise mutlaka yardım alın. Ardından çıtalar tekrar yanlara yerleştirilir. Arka tarafta çamura eklemeden dolayı boşluklar var ise doldurulur. Tekrar bir merdane ile üzerinden geçilir. Yanlara çıta koymamızın amacı her tarafın aynı kalınlıkta olmasını sağlamak. Bundan sonraki aşama formunuzun ölçüsüne göre kesip montajlamak. İki parçanın montajı için balçık dediğimiz inceltilmiş çamur kullanılır. Bir çatal gibi malzeme ile iki tarafa çentik atılarak, balçık sürülür. Elimiz veya düzeltme aletlerimizle ek yerleri düzeltilir. Islatılmış sünger, şeklin daha düzgün ve pürüzsüz olmasına katkı sağlar. Obje kuruduktan sonra bisküvi fırınında pişirilir. Fırından çıktıktan sonra bir zımpara ile tesfiyesi yapılır. Nemli bez ile üzerindeki toz alınır. Formumuzun üzerine sır yapıldıktan sonra fırınlanır. Bu yazımızda bir teknik daha öğrendik… Bir sonraki yazımızda tekrar görüşmek üzere herkese iyi tatiller…


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


Bu yaz tüm gözler sizin üzerinizde olsun...

yaz

makyajı

T

Hangi rengin sizin renginiz olduğunu bilmeniz önemli. Eğer solgun ve renksiz bir cildiniz varsa, şeftali tonları ve uçuk pembeler kullanmanız uygun olur. Eğer cilt renginiz sarıya dönükse, krem formlu bej renkli malzemeleri tercih edin.

ek bir adımda güneşin altın rengini yüzünüze ve vücudunuza taşıyan fondöten ve pudralar, kolayca kalıcı bir bronzluk sağlayan hızlı bronzlaştırıcılar ve son dokunuş için pırıltılı kremler... Yazın bütün ışıltısını üzerinizde taşımak için doğru makyaj uygulamak büyük önem taşıyor. Etkili bir makyaj için ilk adıma, cildinizi temizledikten sonra bronz tonlarında bir kapatıcıyı yüzünüze ve boynunuza uygulayarak başlayabilirsiniz.

Yüzün en ilgi çekici bölgesi olan gözler makyajın hiçbir zaman ihmal edilmeyecek en önemli bölgesidir. Gözaltı kapatıcısını parmak uçlarınızla yoğunluğu dağıtacak şekilde gözlerinize uygulayabilirisiniz. Kahve ve bakır tonlarında uygulayacağınız far ve kirpiklerinizi dolgun gösterecek suya dayanıklı bir maskara ile göz makyajınızı tamamlayabilirsiniz.

Yazın dikkat çeken dudaklara sahip olmak için gündüz saatlerinde uçuk renkli parlak bir ruj kullanmanız taze bir görünüm kazanmanıza yardımcı olacaktır. Gece uygulayacağınız makyajda ise, koyu pembe veya kırmızı tonlarda kullanacağınız bir ruj bronz teninizle mükemmel bir uyum sağlayacak ve bütün dikkatleri üzerinize toplamanızı sağlayacaktır.

46

Haziran - 2015


Gelin Başı ve makyajına Kuaför Hüseyin Erken’den özel fiyat...

Y

az mevsimi ile birlikte “Düğün Mevsimi” de başladı. Bu durumu göz ardı etmeyen Kuaför Hüseyin Erken Gelin Başları için özel fiyat uygulamasına geçti. Evlenecek gençlerin bu önemli gününde saç ve makyaj en az gelinlik kadar önemlidir, bu nedenle gelinlerin saç ve makyajı özen ister.

Size ve gelinliğinize yakışacak saç modeliniz ve porselen makyajınız için doğru adres Kuaför Hüseyin Erken... Neden mi? Çünkü; Gelin Başı provası, porselen makyajı dahil 600 TL iken Mavişehir Dergisi okurları için özel fiyat 400 TL olarak uygulanacak. Bu fırsat kaçmaz. Alacağınız randevu ile önceden provanızı yaptırabilir, düğün gününüzde saçınız, makyajınız ve gelinliğinizle tüm gözleri üzerinizde toplayabilirsiniz. Saçlarınızı Kuaför Hüseyin Erken’e gönül rahatlığı ile teslim edebilirsiniz.

Adres: 6351 Sokak No: 40/B Atakent- Bostanlı-İZMİR Tel: 0232 336 14 74


Prof.Dr. Meltem Onay meltemonay@gmail.com

MOLA VERME ZAMANI

K

uzenimin eşinin yıllar önce söylediği bir söz vardır, hatırladığım zaman her zaman gülümsemişimdir. Der ki: “Aman, eşleriniz ütü yaptıktan sonra, evde bulunmayın yada yanında olmayın”. Burada şunu anlatmak istemektedir, biz kadınlar galiba ütü yaparken yapılan işin tek düze olması nedeniyle aklımızı fazla bu işe yormadığımız için, başka konuları düşünürüz. Hatta bu düşüncelerimiz bazen öyle tehlikeli hale gelir ki, eşimizin, çocuğumuzun bize yaptıklarını, ya da olumsuz olan bir dolu olayı bir film şeridi gibi aklımızdan geçiririz. Aslında bu olaylar çoktan bitmiştir, yerini bambaşka konulara bırakmıştır. Ama nedense hep üstünü örtmüşüzdür ve bir daha kaldırmamak adına rafa kaldırmışızdır. Üte yapma eylemi sırasında çok da fazla yapacak iş olmadığından düşünmeye başlamak, ütü bittikten sonra belki de istemesek de bir kavganın yada gerginliğin oluşmasına vesile olmuşuzdur. Kuzenimin eşine bu nedenle hep hak vermişimdir. Farkında olmadığım bir konuya benim farklı bakmama neden olduğu için… Çünkü ben de aynı bu düşünceler nedeniyle evde yapılan günlük temizlik işlerini yaparken bu duyguya kapılırım. Bazen çok hoşuma gider ev temizliği yapmak. Eline elektrik süpürgesini alarak bütün evi süpürmek, sonra

48

vileda kovası ile yerleri silmek. Toz almak ve hiç sevmediğim banyoları ovalamak. Ama iş bitip de sonra parlayan evi görünce, mutlu bir simayla üstüne bir kahve içmek. Çalışan kadının arada bir yaptığı bu seremonik ritüel beni hep dinlendirmiştir. Yapılacak işlerimden kaçış, belki de o anda yapmak istemediğim bir işi ertelemek için bir vesiledir. Yoksa ev işlerinin pek de kimse tarafından sevilmediğini hepimiz çok iyi biliriz. Belki arada bir yaptığımız için bu yorgunluk tatlı bir telaş haline gelir bizim gibi aktif iş hayatında olan kadınlar için…

Bana sık sık şu soruyu sorarlar: “Sen, ev temizliği yapar mısın? Ya da yemek yapar mısın?” Gülümserim ve derim ki: “evet, bütün anneler gibi ben de evde yemeğimi kendim yapmaya çalışırım; ben de ev işlerimi kendim yapmaya çalışırım”. Şüphesiz bu her zaman dediğimiz gibi olmaz. Düşünsenize haftada yedi gün var. Bir yemeği haydi iki gün üst üste yediğinizi düşünseniz bile bir hafta içinde en aşağı üç, dört gün ayrı yemek yapmak zorundasınız. Yaz sezonunda okul olmadığı için ve bütün sezonu evde normal bir ev kadınının yaşadıklarını yaşar gibi yaşadığım için, “Tanrım, bugün ne yemek yapacağım dediğimi çok iyi hatırlıyorum”. Böyle olunca yemek yapmak bir işkence oluveriyor bazen. Çeşit bulmakta zorluk çekildiği için.. Haziran - 2015

Hayatım boyunca hiçbir konuda titiz ve disiplinli olmadım. Belki sizlere çok komik gibi gelebilir ama her zaman görünen yerleri temizledim, görünmeyen kısımlar için gözlerimi kapadım. Bu belki insanın bir yaşam felsefesi bile olabilir şimdi yazarken bunu düşündüm. Evet, sehpanın üst tarafının tozunu aldım, ama hiç altını da almak aklıma gelmedi. Gelse bile dur ya burayı da iyice temizleyeyim demedim. Dedim ya, aslında bu düşünce benim de bir yaşam felsefem gibi olmuş da haberim olmamış... Bu hafta yaz sezonuna girmemiz nedeniyle, haftada bir gün gelen Nermin Teyzemize artık gelmeyebilirsin demeye başlamam ile iş başa düştü. Sabahleyin kalktıktan sonra öncelikle elektrik süpürgesini elime alarak başladım “temizlik yolculuğuma”. Yolculuk dedim ya, gerçekten de bir yolculuğa çıkmıştım. Ama “içsel yolculuğuma”. Bu yolculuk beni birden bir yıl öteye yani geçen yıldan bu yana Meltem’in neler yaptığına götürdü. Neler olmuştu, neler yapmıştı Meltem bu 365 gün içinde. Hatta bir ara son beş yıla bir gidip gelivermiştim. Bunu düşününce paniğe kapıldım birden. Çünkü bu süreç içinde hiç dinlenmediğimi fark ettim. Elimde kitaplarım, defterlerim “koş babam koş günler geçirmişim”. Acayip mutlu anlarım olmuş, pek çok insanın kalbine


www.mavisehirdergisi.com

dokunmuşum. Televizyon programıma onlarca kişiyi çağırmış, onlara sorular sormuşum. Bu dostluklarımı pekiştirmiş, bu kişiler ile kalıcı sevgiler kurmuşum. Üniversitede öğrencilerim ile birlikte onlarca organizasyon yapmışım. Bu organizasyonlarda Türk ve yabancı öğrencilerim ile “ekip olmayı”, “birey olmayı”, “başarı ve coşkuyu” yaşamışım. Sivil Toplum Örgütleri’nin konuğu olarak “konuşmacı olarak” çağrılmışım. Yüzlerce kişiye “Neden bu dünyaya geldiğinizi biliyor musunuz?” sorusunu sorarak, toplumsal ve insani sorumluluklarımı yerimize getirmemizin bizim iç huzurumuzda ne gibi olağanüstü deneyimler kazandırdığını onlara anlatmaya çalışmışım. Hatta ilk defa hayatımda “Engelliler RYLA”sına katılarak onlarca engelli vatandaşımıza umut verici sözler söyleyerek, onların küçücük yaşam pencerelerinde yeni umutların yeşermesine yardımcı olmaya çalışmışım. Sadece bu nedenden dolayı, şu anda Ege Üniversitesi’nde İletişim Fakültesi üçüncü sınıfında okuyan bir engelli öğrencime bütün okul olarak destek bile veriyoruz. Onunla dersler çalışıyorum, hocalarına gidip “Berk başaracak, biz gayret ediyoruz” diyorum. Burada “biz” aslında “öğrencilerim” olduğu için içimde çok tatlı bir heyecan var. Çünkü Berk ile birlikte yeni bir “halka kurduk”. Bu halka bizim öncelikle ikimizin halkası. Berk, gelecek sene üniversiteyi bitirirse ve diplomasını alırsa, o da kendi gibi engelli bir öğrencinin üniversiteyi bitirmesine yardımcı olacak. Bu nedenle bütün üniversite öğrencilerim onu sıkı takipteyiz. Bu halkanın büyümesi için hepimiz gayret gösteriyoruz. Kadın Girişimciliğini geliştirmeye yönelik köylere gitmişim, yakın il ve ilçelere konuşmacı olarak çağrılmışım. Kadının istedikten sonra neler yapabileceğini anlatmışım. Bu kadınlara cesaret vermenin dayanılmaz hafifliği ile sınırlarımı daha da genişletmişim. Bu yaz

gideceğim Moğolistan’daki ilk akademik çalışmamın meyvelerini vermesi için daha bir tedbirli olacak planlar hazırlamışım. İddia etmişim; Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Moğolistan ve Türkiye arasında muhteşem bir “girişimcilik köprüsü” kuracağız ve bu köprü “Suyun Öteki Yakasındaki Kadınları Buluşturacak” demişiz. Haftada bir, ayda bir dergi ve gazetelere yazılar yazmışım, kimseye söyleyemediğim konuları herkese anlatmak için müthiş bir sayfa bulmuşum. Bu yazılarımda “haydi, haydi, neler yapıyorsunuz, ya da neden yapmıyorsunuz, bakın görmüyor musunuz?” demişim. Akademik çalışmalarımı da eksiltmemişim. Sadece bir dönem içinde on tane makale ve bir kitap bölümü yazmışım. Bu makaleleri yüksek lisans ve doktora öğrencilerim ile yapmışım. Makalelerde üst isim olarak bu öğrencilerin ismini yazdırmışım. Çünkü bu kişilerin bizlerden daha iyi akademisyen olmalarını sağlayacak “model akademisyenlerin” bizler olması gerektiğini ve “usta-çırak ilişkisi” içinde onlara “haydi bizlerin geçin” demişim. Bu arada çok sevgili oğlumu da unutmamaya çalışmışım. Onunla birlikte iyi vakit geçirmek için çabalamışım. Bir anne olarak aslında onunla daha çok vakit geçirmem gerektiği halde, pek çok kişiye daha çok vakit ayırdığımın bilinciyle kendimi affettirmek için çaldığım vakitlerden bir dilimde ona ayırarak, onun yüksek lisans tezine yardımcı olmaya gayret göstermişim. Onun iyi bir akademisyen olması için tavsiyelerde bulunmuşum. Sokrat misali, sorgulayan bir akademisyen olmasını önermiş, çok başarılı bir akademisyen olacağının inancıyla ona her gün daha fazla hayranlık duymuşum.

Özel işletmelere seminer ve eğitimler vermişim. Çalışanların, işverenlerin duygu ve düşüncelerini dinlemişim. Aslında her iki grubun birbirini neden anlamadığını yada anladıklarında neler yaptıklarına tanıklık etmişim. Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini fark ettiğimde, elimde son ıslak bez ile: ”bu iş burada bitti, her yer tertemiz oldu” dediğimde kafamı kaldırdığımda banyodaki aynada birden kendimi gördüğümde paniğe kapıldım. Sadece bir cumartesi temizliği yaparken içimden geçenleri düşünerek geçirdiğim bir iki saat beni birazcık benden aldı ve de gitti. “Bir dakika, dur bakalım dedirtti”. Şimdi “Mola Zamanı” dedim kendi kendime… Nereye koşuyordum ki… Zevk aldığım kesindi, mutlu olduğum ortadaydı. Ürettikçe coşmuş, coştukça koşmuştum. Yaşamda “mola verme zamanı olur mu?” Bunu isterseniz şöyle diyelim: “yeniden atağa geçmek için, yeniden diriliş süreci”... Daha monoton, daha sıradan. Ancak bir o kadar da yeniden “donanımlı olmak için kararlı”. Bu yaz ve gelecek 2016 yılını kendime “Dinginleşme ve Yenilenme Yılı” ilan ediyorum. Bir dolu kitap beni bekliyor. Okuyarak geçirilecek, planlayarak kurgulanacak bir dönem sadece… Yaşamda kaç kişi aranızda “mola veriyor” kendine? Benim gibi kaç kişi var aranızda? Hayatın tadını çıkarmam için içinizde bana eğer tavsiyelerde bulunacaklar var ise, gönül kapım size açık olacaktır. Zaten siz de, bu sayfalar aracılığı ile benim bu bilinmeyen yolculuğumda yaşadıklarıma hep tanık olacaksınız. Pek çok limanda görüşmek ve buluşmak dileğiyle, sevgiyle kalın…

Spor yapmışım, uyumuşum, bazen sinirli olmuşum, bazen çok mutlu, bazen umutsuz, bazen parasızlıktan fakir, bazen maaşımdan dolayı zengin. Ege Üniversitesi’nde ilk defa Yüksek Lisans derslerine girmişim, orada sevilen bir eğitmen olmuşum. Haziran - 2015

49


Mavişehir Dergisi her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Her yeni sayıda Ege Park Mavişehir AVM’de açtığımız standımızda bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Web sayfamızda

dergi sayfalarına sığmayan fotoğrafları görebilirsiniz Öneriler bölümünde; restoranları, cafeleri, kuaförleri ve diğer ilginizi çekebilecek mekanları inceleyebilirsiniz. Logonun üstünde bulunan BÜLTEN ABONELİĞİ’ne bilgilerinizi bırakarak fırsatlardan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Web sayfamızın iletişim bölümünden her türlü öneri ve isteklerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. İleride yapacağımız sürprizler için de Facebook sayfamızı beğenmenizi öneririz. İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederiz.

www.mavisehirdergisi.com Daha güncel, daha interaktif

facebook.com/mavisehir.dergisi

Web sayfamızı QR Code okuyucu program ile sağ tarafraki görseli taratarak mobil cihazınızdan görüntüleyebilirsiniz.

twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

50

Haziran - 2015


www.mavisehirdergisi.com

TRAFİK SİGORTALARINDA YENİ DÖNEM BAŞLADI 1 Haziran 2015 tarihinden itibaren zorunlu trafik sigortalarının yeni genel şartları yürürlüğe girdi. Son zamanlarda sıklıkla hakkında konuşulan değer kaybı konusu genel şartlarda yerini alırken, orjinal-muadil yedek parça kavramları ile tedavi teminatının sgk (sosyal güvenlik kurumu) tarafından karşılanmasına ilişkin açıklamalar da netleşmiş oldu. Kısaca bunlar değinmek istiyorum.

Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

O

rijinal Parça - Eşdeğer Parça kullanım şartları netleştirildi Bir kaza neticesinde zarar gören parçanın ilk önce onarım imkanına bakılacaktır. Eğer parçanın onarımı mümkün değilse değişim yoluna gidilecektir. Bu noktada değişimin orjinal parça ile mi yoksa eşdeğer parça ile mi yapılacağı konusunda aracın yaşı ve değişmesi gereken parçanın orjinal olup olmadığı belirleyici olacaktır.

orjinal parça ile değişim yapılacaktır. Eşdeğer parçanın bulunamaması durumunda ise orjinal parça kullanılacaktır. Araçlarda meydana gelen değer kaybı tazminatı da maddi zarar kabul edildi Maddi zararlar teminatı, hasara uğrayan aracın değer kaybı dahil doğrudan malları üzerinde meydana gelen azalma olarak yeniden tanımlandı. Böylece, kaza sonrasında araçlarda oluşacak değer kaybı, kazaya sebebiyet veren tarafın trafik sigortasından talep edilebilecek. Talep edilecek değer kaybı tazminatında, ödenecek tutarı eksperler belirleyecek.

Araç 3 yaşından küçük bir araç ise, değişim orjinal parça ile yapılacaktır. Orijinal parça bulunamazsa eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orjinal parça ile değişim yoluna gidilecektir. Fakat bu araç üzerinde bulunan ve değişmesi gereken parça zaten orjinal parça değil ise, bu durumda eşdeğer parça ile değiştirilecek, bulunamaması durumunda orjinal parça ile değişim yapılacaktır.

Tedavi masraflarının SGK tarafından karşılanıyor olması genel şartlarda yerini aldı Zorunlu trafik sigortasında bedeni zararlar için 3 farklı teminat verilmekteydi. Bunlar tedavi teminatı, sakatlık teminatı ve vefat teminatıydı.

Araç 3 yaşından büyük bir araç ise, eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen

2011 senesinden bu yanadır, tedavi teminatı trafik sigortalarında yer almasına rağmen bu masrafları SGK üstlenmiştir. Bir trafik kazası sonucu Haziran - 2015

yaralan kişiler tedavi masraflarının ödenmesi için sigorta şirketlerine başvurmuyor, direkt SGK’ dan talep ediyorlardı. Genel şartlarda yazmayıp, uygulamada bu şekilde olan durum, 1 Haziran 2015 tarihinden itibaren zorunlu trafik sigortalarının genel şartlarında da yer almıştır. Bu uygulama ne yazık ki bazen mağduriyete yol açmaktadır. SGK, ortaya çıkan tedavi masraf faturasının tamamını ödemeyi kabul etmeyebiliyor. Üstelik tedavi devlet hastanelerinde yapılmış olsa bile fark çıkabiliyor. Özel hastanelerdeki tedavi işlemlerine ilişkin faturalarda ise zaman zaman çok büyük rakamlara ulaşabiliyor. Bu durumda arada oluşan bu farkı kazada kusuru olan araç işleteninin bizzat kendisi ödemek zorunda kalıyor. Çıkan fark için trafik sigortasını düzenlemiş sigorta şirketine yönelen sigortalılar, red cevabı alıyorlar. Çünkü SGK, tedavi masraflarının ödenmesine ilişkin sorumluluğu bütünüyle sigorta şirketlerinden alıp kendi üzerine geçirmiş durumda. Yani sigorta şirketlerinin bu konuda bir yükümlülüğü maalesef bulunmamakta. Tedavi masraflarında çıkan bu farklara karşı bize güvence veren teminat ise kasko poliçelerinde yer alıyor. İhtiyari (isteğe bağlı) Mali Sorumluluk Teminatı ismi ile kasko poliçelerinde yer alan bu teminat, trafik sigortalarının sunduğu teminat limitlerinin üzerinde bir hasar meydana gelince devreye girmektedir. Tedavi faturalarında ortaya çıkacak olan bu fark da ihtiyari mali sorumluluk teminatının kapsamında değerlendirmektedir. Bu sebeple kasko poliçelerinizde yer alan bu teminatın limitinin imkan verdiğince yüksek tutulmasının önemi çok fazladır. Benim başıma gelmez diye düşünerek almadığımız bazı teminatlar, o çok küçük ihtimalle karşı karşıya kaldığımızda bizi zor duruma düşürecektir. Poliçelerinizi satın alırken sadece fiyata odaklanmayıp, sigortacınızın yönlendirmelerini dikkate almanız oldukça önemlidir. Hasarlardan uzak, mutlu günler dilerim. 51


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 30 60 ByMakas Telefon: +90 232 362 63 23

Uzm. Dr. Tolga Enver Yücetürk Adres: 6518 / 6 Sk. Beyaz Nokta Blokları No:2 Kat:4 D:10 Yalı Mahallesi Atakent - İzmir Tel: 0(232) 336 42 40

Edem Çıtır Waffle 6499 Sk. No:8 Mavişehir (Karşıyaka Göz Hastanesi Arkası) Tel: 0232 330 10 13 Ege Park AVM Tel: 0(232) 324 44 34

Beyaz Lale Çınarlı Çiçek Market Anadolu cad. No:7/3 Çınarlı/İzmir Tel: 0 232 435 96 76

Grano Pizzeria Yalı Mahallesi 6497 Sokak 8A Atakent Karşıyaka Tel: 330 72 62 - 330 74 64

Wood&Iron Tel: 0534 494 88 53 0507 548 58 10

MakroYapı Tel +90 232 329 80 29 329 90 29 İzmir Özel Türk Koleji www.ozelturkkoleji.com

Bafra Pidecisi Adres: Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 Mavişehir Tel: 0(232) 336 72 64

ŞEHİR REHBERİ

EVLERE SERVİS

LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi MedicalPark İzmir Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiyo Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Karşıyaka Tıp Merkezi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Ege Sağlık Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Özel Atakent Polikliniği Özel Bostanlı Sağlık Polikliniği Özel Yalı Polikliniği Özel Nergiz Sağlık Polikliniği Özel Çiğli Polikliniği

KAN MERKEZLERİ Çocuk Hastanesi Ege Üniversitesi Kızılay SSK Tepecik

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

381 77 88

RESTORAN VE CAFELER 15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135 241 10 00 382 06 07 330 64 50 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 369 00 83 323 45 45 461 93 33 336 11 95 483 14 14 343 13 43 412 22 22 463 64 65 441 01 21 386 70 70 483 56 87 433 0084 464 24 00 462 27 27 463 77 00 489 35 35 336 11 95 433 06 08 388 28 61 421 47 89 433 38 74 368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16 441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36

0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Kervan Kebap Pide - Karşıyaka Mc Donald’s

483 00 79 347 09 00 369 81 86

MARKET ve ŞARKÜTERİ Albayrak Market - Mavişehir Ömerağa

324 04 03 0(507) 185 11 56 368 11 24

Tire Market Şarküteri

290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 337 35 34 433 38 58 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 484 64 65 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 54 07 308 00 00

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

Gelecek Dershaneleri Fen Dershanesi Körfez Dershanesi Sınav Dergisi Dershanesi Uğur Dershanesi Bostanlı Sürücü kursu Karşıyaka Sürücü Kursu Yalı Sürücü Kursu Sinem Sürücü Kursu Profesyonel Diyalog Dil Okulu Yeni Adım Yabancı Dil Kursu Deniz İngilizce Kursu

369 11 55 368 77 73 369 88 99 446 37 37 381 23 92 362 97 45 63 72 83 372 17 63 367 00 12 368 93 01 330 55 66 330 73 66

EĞİTİM KURUMLARI

Haftanın her günü servis

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Dante Cafe & Bar Kordon Boyu Balık Pişiricisi Club En Velo La Sera Pepe Rosso Deniz Restaurant Karşıyaka Deniz Restaurant Mavişehir Kervan Döner Kebap Pide Salonu MyMaya Mc Donald’s Borga Çiğ Börek

483 00 79 362 51 51 323 03 17 464 80 90 463 28 69 464 25 95 464 48 93 364 44 64 324 10 20 323 21 22 324 59 70 369 81 86 330 24 12

PASTA VE UNLU MAMÜLLER Pastafoni Pasta Rüzgarı Lolipop Düşler Roka Mutfak Atölyesi

TAKSİ DURAKLARI

330 47 17 364 65 60 0531 335 67 60 336 78 90

Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umur Mavişehir Taksi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

362 41 53 336 31 39 330 52 01 362 19 92 362 02 52

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Postacılar Kültür Merkezi Puntart Bülent Ecevit Kültür Merkezi İsmail Cem Kültür Merkezi Aydans Sanat Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

369 27 90 368 22 39 363 30 37 369 45 58 361 06 23 361 60 19 364 21 90 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 463 69 79 366 44 59

OTOBÜS ŞİRKETLERİ

KÜLTÜR MERKEZLERİ

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ

1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

52 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Ege’yi Keşfetmeye Çeşme Marina’dan Başlayın! Türkiye’nin önde gelen yatırım firmalarından biri olan IC İbrahim Çeçen Holding ve marinacılık sektöründe köklü bir geçmişe sahip Camper & Nicholsons Marinas International ortaklığında işletilen Çeşme Marina, tekne sahiplerine ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Tarihi ve stratejik bir Akdeniz liman yerleşimi içinde yer alan ve 24 saat boyunca rahatlıkla ulaşılabilecek korunaklı bir limanda bulunan Çeşme Marina, denizde 400, karada ise 100 tekne kapasitesi ile 60 metre uzunluğa kadar olan teknelere hizmet verebilmenin yanında yat kulübü, restoranlar, barlar ve kafeler ile misafirlerine değişik seçenekler sunuyor. Bir yaşam merkezinden beklenileceği üzere marinanın 12 ay boyunca açık olan çarşı alanında birbirinden şık ve huzurlu restoranların yanı sıra giyim ve aksesuar mağazaları, yat satış ve kiralama ofisleri, yelken okulu, optik, sanat galerisi, tasarım mağazaları, müzik ve kitap mağazası, teknoloji market, çocuk oyun alanı yer almaktadır. Çeşme Marina’da restoranlar, kafeler ve barlarla geceleri canlı ve eğlenceli bir atmosfer oluşmaktadır. Çeşme Marina, Ege Denizi’ni ve birbirinden güzel adalarını günübirlik seyirlerle keşfetmek için mükemmel bir konumda yer almaktadır. Maceraperest bir ruha sahip olanlar için bütün Ege, bu kapının ardında keşfedilmeyi bekliyor…

Tel : +90 (232) 712 25 00

e-Mail : info@cesmemarina.com.tr

Fax : +90 (232) 712 99 14

web

: www.cesmemarina.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.