Kasım 2019 Yıl.7 Sayı.68
10.00
Genel kültür,
Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.
Saygı, özlem ve minnetle...
MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK
Çeşme’den kopamayanlara
KIŞL AMA K AMPANYASI!
1 Eylül 2019 - 1 Mart 2020 tarihleri arasında karada ya da 1 Ekim 2019 - 1 Nisan 2020 tarihleri arasında denizde kışlamalarda %40 indirim imkanı! #BuradaMutluyum
www.cesmemarina.com.tr 1016 Sk. No:2/24 35930 Çeşme - İzmir
0(232) 712 2500
*Kampanya ve avantajların detayları için lütfen bizimle iletişime geçin...
Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)
Duygu Attila
Genel Yayın Yönetmeni
Aras Attila
aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve İletişim kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu
Duygu Attila
Hukuk Danışmanı
Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi
0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım
Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu İstanbul Temsilcisi
Süheyl Atay RUNLTD Yayın Türü
Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi
www.mavisehirdergisi.com Baskı:
ÖNSÖZ Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 81. yıl dönümü, onu saygı, özlem ve minnetle anıyoruz. Fikirleri ve dünya görüşü ışığında araştırmalar yapıp, ailemize ve vatanımıza hayırlı işler yapmaya çalışıyoruz. Bu sayıda hiç yeri değil ancak sanıyorum ki hepiniz bilirsiniz Atatürk’ü andıran bir kişi var, bu kişi bir taksiye binmiş ve taksiciye soruyor “ben kimim” diye. Taksici de “Kim ki bu adam? Kim bu tanıyamadım” diyor. Andıran kişi de arka koltuktan; “Zorlamayın adamı ya tanımıyor işte” gibi bir şey söylüyor… Sonrasında “Ya kim olacak işte Atatürk’e benziyorum” diyor andıran kişi, veeee Taksici “Yok ya ne Atatürk’ü? Atatürk bir tane, yok öyle benzemiyorsunuz” diyor. Öyle her mavi gözlü sarı saçlı Atatürk olsaydı bu ülkede... Yok öyle şey diyor! Sonra andıran kişi; “Sen iyi bir Atatürkçüsün değil mi?” diye soruyor. Taksici; “Yok abi, değilim. Ben iyi bir Atatürkçü olsaydım böyle olmazdı” diyor. Bu sayıda bununla alakalı birkaç içerik sunmaya çalıştık, farkında olmak ve bilgilenmekle alakalı… Bize bırakılan mirasın hakkını verebiliyor muyuz bunu düşünmeliyiz. Kıymet bilemedik diye yakınmak yerine, hakkını vereceğim diye savaşmamız ve çalışmamız gerekiyor. Çünkü onlar oturup ağlamadılar, çalıştılar. Kendinizi donanımlı bir Türk bireyine dönüştürürseniz işte o zaman…
aras@kabinekibi.com.tr Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar 1881 Derneği Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik İsmail Gökgez Melike Baykara Birinci Tolga Aybakan
facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi
• • • • • •
İÇİNDEKİLER
Scio Terapi ile tanışın (20-21) Cildinizin ihtiyaçlarına kulak verin (24-25) Nutuk müfredata alınsın mı? (36-37) Atatürk’ün doğa sevgisi (40-41) Lezzetli tarifıer (54-55) Köşe Yazıları
Özgür Şişik - Serdar Sütcü Uğur Oral - İsmail Barış Özpazarcık
w. i w w .c o m er g uu i e - D a s i s n i z ın d i z . r gi a t in D e f o r m b il ir s a uy ok
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.
3
İZMİR DÜNYA KÜLTÜR ZİRVESİ’NE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK
İ
zmir, dünyanın kültür alanındaki en önemli etkinliklerinden biri olan Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. 2021 yılında yapılacak zirve dünyanın birçok kentinden kültür alanında çalışanları İzmir’de toplayacak. Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Kongresi’nde yapılan seçim sonucunda birliğin 2021 yılında düzenleyeceği Kültür Zirvesi’ne İzmir’in ev sahipliği yapması kararlaştırıldı. İzmir bütün kıstaslardan tam puan alarak Rusya’nın Kazan ve Meksika’nın Merida kentlerini geride bıraktı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bizzat katıldığı Güney Afrika’nın Durban şehrinde 1115 Kasım 2019 tarihleri arasında düzenlenen UCLG Kongresi’nde İzmir, “Her Yer ve Herkes İçin Kültür” temasıyla başvurduğu
süreci başarıyla tamamladı. İzmir’de düzenlenecek zirve nedeniyle 2021 yılında dünyanın her yerinden kültür alanında çalışan üst düzey katılımcılar İzmir’e gelecek ve şehirde çok sayıda kültürel etkinlik düzenlenecek. UCLG Kültür Zirvesi’nin bundan önceki üç toplantısı İspanya’nın Bilbao, Kore’nin Jeju ve Arjantin’in Buenos Aires kentlerinde yapılmıştı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden trafik çizgileri yenilemede örnek uygulama
İ
zmir Büyükşehir Belediyesi Trafik Hizmetleri Şube Müdürlüğü, yaz aylarında yol yüzeyindeki kirlenme nedeniyle kararan yol çizgilerini görünür kılmak, yaya geçitleri, bisiklet yolları, otobüs ve duraklardaki yatay işaretlemeleri ortaya çıkarmak için bir temizlik çalışması başlattı. Proje kapsamında 2019 yılı sonuna kadar yol çizgisi temizleme kamyonu ile 40 bin metrekarelik yol çizgisi; yol çizgisi temizleme makinesi ile de 30 bin metrekarelik yaya geçidi, bisiklet yolları ve otobüs durak işaretlemeleri temizlenecek. 4
Kasım - 2019
Merhaba, Ben Diyetisyen Büşra Donat Ergin, İlk ve orta öğretim hayatımı İzmir’de tamamladıktan sonra büyük bir öğrenme hevesiyle Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne başlamak üzere İstanbul’a taşındım. Buradan yüksek onur derecesiyle mezun olduktan sonra İstanbul karmaşasına dayanamayıp doğup büyümüş olduğum şehre geri döndüm.
Burada hiç zaman kaybetmeden akademik anlamda tatmin olacağıma inandığım Ege Üniversitesi’nin “Kronik Hastalıklar” yüksek lisans programına başladım. Yeditepe yıllarımda Bariatrik Cerrahi, Karbonhidrat Sayımı kurslarına katılma şansı yakaladım ve bu alanlarda kendimi geliştirerek mesleğime daha hakim olmaya çalıştım. Pilates eğitmenliğimin getirdiği bir merak ile Sporcu
Beslenmesi alanında araştırmalar yapıp hem bu alanda, hem de sağlığın her alanında olduğu gibi multidisipliner çalışmanın hayati önem kazandığı Onkoloji Beslenmesi konusunda seminerlere katılıp bilgimi artırmaya gayret ettim. Yüksek lisans tez sürecim nedeniyle büyük bir ilgiyle sonucunu beklediğim Tip 1 diyabetli çocuklarda fiziksel aktivite davranışını analiz etmeye
yoğunlaştığım şu sıralar, benim için gerçek bir dönüm noktası oldu ve lise yıllarından bu yana hayalim olan ‘’Donat Beslenme & Diyet Danışmanlık Merkezi”ni kurdum. 3 yılı aşkın süredir özel kurumlarda gerek yüz yüze, gerekse ‘online’ şekilde devam ettirdiğim mesleğimi Mavişehir Park Yaşam Ofisleri’nde ve artık kendi ofisimde icra edeceğimi mutlulukla paylaşmak isterim.
HANGİ KONULARDA YARDIM ALMALISINIZ?
*Ağırlık Yönetimi (kilo alma, zayıflama) *Sporcu Beslenmesi *Gebelikte Beslenme *Emziklilikte Beslenme *Bebek- Çocuk Beslenmesi *Hastalıklarda Beslenme *Tip 1- Tip 2 Diyabette (Şeker Hastalığı) Beslenme *Geriatrik Beslenme (Yaşlılık Dönemi)
Beslenme bilimi ışığında, güncel bilgilerle; aslında doğru-temiz içerikli-dengeli beslenmenin “herkes için’’ kolay olduğunu göstermeyi hedefliyorum. Çünkü ne yazık ki diyet yapmanın zor olduğu, yaşam kalitesini düşürdüğü ve konforu azalttığı yönünde inanışlara sahibiz. Kısıtlayıcı, katı kuralları olan, çok düşük enerjiye sahip beslenme programları uyguluyorsanız belki bunu düşünmekte haklı olabilirsiniz. Ancak bu tip bir düzen sürdürülebilir, uzun vadede sonuç alınıp korunabilecek bir düzen olmuyor. Çünkü aşırı kısıtlayıcı davrandığımızda bu zincir bir noktada bozuluyor ve yeme bozuklukları, kısa sürede aşırı besin tüketimi ile sonuçlanabiliyor.
Ben dengeli, tabii ki sağlık yönünden bir engel teşkil etmiyorsa her besinin programa dahil edilebildiği esnek bir düzeni destekliyorum ve daha doğru buluyorum. Porsiyon kontrolü ve zamanlamanın öğrenilmesi bu noktada önem kazanıyor. Amacım doğru beslenmeyi sizlere adım adım öğretmek, bunu kolaylıkla yaşamınızın bir parçası haline getirmenizi sağlamak ve dengeli beslenme bilinci oluşturmak.
Adres: 6523 Sokak No: 32/B Daire: 301 Park Yaşam Ticaret Merkezi, Yalı Mah. Mavişehir / İZMİR Tel: 232 504 48 12 GSM: 505 426 96 36 www.busradonatergin.com instagram: busradonatergin
SONBAHAR VE KIŞ AYLARINDA ÇOCUKLARINIZI ADENOVIRÜS ENFEKSIYONLARINDAN KORUYUN
S
onbahar ve ilkbahar ayları arasında sık görülen adenovirüs enfeksiyonu bebek ve çocuk sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişme, yüksek ateş, gözlerde kızarıklık, ishal, karın ağrısı gibi belirtiler gösterebilen hastalık, bronşit ve zatürreye neden olabilmektedir. Solunum yolu, oral (ağız) yol ve temas yolu ile kişiden kişiye bulaşan virüs, yaş, enfeksiyon tipi, ve çevresel faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ateşli hastalıkların yaklaşık olarak %10’u adenovirüslere bağlıdır. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda hastalık daha şiddetli ilerler ve beyin zarını etkileyebilir. İdrar yolları etkilenen hastalarda idrarda kan, sık idrara çıkma ve idrar yaparken yanma görülebilir. Bağırsak
enfeksiyonlarına neden olan tipleri ağır ishal tablolarına sebep olabilir. Adenovirüslerin hepatit tablosuna neden olan türü de bulunmaktadır. Okullar, yurtlar ve kalabalık, kapalı alanlar, havuzlar, virüsün diğer çocuklara bulaşmasına zemin hazırlar.
Nasıl bulaşır?
Adenovirüs havadan solunum yolu, gıdalar ile ağızdan veya ortak kullanılan eşyalar ile temas sonucu bulaşabilir. Adenovirüs dış ortama dayanıklı bir virüstür. Belirtilerin diğer bakteriyel enfeksiyonlar ile benzerliği hastalığın bakteriyel enfeksiyonlar ile karıştırılmasına neden olmaktadır.
Nasıl teşhis edilir?
Adenovirüs enfeksiyonunun teşhisi genellikle klinik bulgulara göre konulur ancak kesin tanı virüsün mikroskobik incelemesi ve kan tetkikleri ile konulmaktadır. Adenovirüsün en az 51 farklı çeşidi bulunmaktadır. Balgam, dışkı, konjonktival sıvı ve idrar örnekleri kullanılarak yapılan kültür kesin sonuç vermektedir. Dışkı kültürü teşhiste değerlidir.
Belirtilerin varlığında çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurulması ve gerekli tetkiklerin yaptırılması gerekir. Adenovirüs enfeksiyonlarının spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi planı çocuğun yaşına ve bulgularına göre doktor tarafından belirlenir.
Çocuklarımızı adenovirüs enfeksiyonlarından korumak için;
güçlenmesinde önemli bir faktördür. Besinlerin iyi yıkanması ve güvenilir olmayan gıdalardan kaçınılması da hastalıktan korunmada önemlidir. Hasta çocukların doktorunun vereceği rapora uyması, kişisel eşyalarının hijyenine dikkat edilmesi gerekmektedir. Bebeklerde ise kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınma, doğru ve yeterli emzirme ve hijyen önlemleri korunma yollarındandır.
Okul çocuklarının kişisel eşyalarının paylaşılmaması ve hijyenine önem gösterilmesi, el yıkama alışkanlıklarının kazandırılması, sınıf gibi kapalı ve kalabalık ortamların havalandırılmasına dikkat edilmesi ve çocuğun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yönelik önlemler alınması gerekmektedir. Uyku ve beslenme bağışıklık sisteminin
“
Solunum yolu, oral (ağız) yol ve temas yolu ile kişiden kişiye bulaşan virüs, yaş, enfeksiyon tipi, ve çevresel faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ateşli hastalıkların yaklaşık olarak %10’u adenovirüslere bağlıdır. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda hastalık daha şiddetli ilerler ve beyin zarını etkileyebilir.
“
Uzm. Dr. Özlem Günay
Uzm. Dr. Serdar Seven
Yalı Mah. 6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir
Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Merkez: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR
Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)
Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)
www.talatpasatip.com
mekan tasarımcısı
YELİZ FİDAN Yeliz Fidan İçmimarlık kurucusu, mekan tasarımcısı Yeliz Kahvecioğlu Fidan, İzmir Profesörler sitesinde tasarım ve uygulamasına imza attığı lüks loft dairenin ortak yaşam alanı olan salon bölümünü bizlerle paylaştı.
S
iyah beyazın uyumuna her projemde az veya çok yer veriyorum. Bu projemde siyah beyazın yanına en çok yakıştırdığım kırmızıyı baskın olarak kullandım. 7 metre tavan yüksekliğindeki galeri boşluğunu daha da gösterişli hale getirmek için tavana kadar uzanan raflar tasarladım. Yine yemek bölümünde de yükseklik ile orantılı pirinç çerçeveli aynalar kullandım. Ev sahibinin özel bir köşede konumlanmasını istediği piyanoyu ahşap paneller önüne yerleştirerek üstünü dekoratif duvar tabakları ile tamamladım.
Adres: Cehar Dudayev Bulv. No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42 yelizkahvecioglufidan
TAM YETKİLİ
VIP HIZMET
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ve İLGİ ÇEKİCİ PIRELLI KONSEPT MAĞAZASI
ATAŞEHİR’de HİZMETİNİZDE
Tüm üst segment araçların orijinal lastikleri, orijinal jantları Yüksel Jant ve Lastik’te sertifikalı orijinal logo ibareli olarak aracınızla buluşuyor. Hangi araca sahipseniz aracınızın orijinal lastik ve jant modellerini Türkiye’nin en geniş stok kapasitesine sahip Yüksel Jant ve Lastik’ten temin edebilirsiniz. Mercedes araca sahipseniz MOE (Mercedes Orijinal Ekipman), veya BMW araca sahipseniz BMW logolu, Porsche araca sahipseniz N1 logolu ürünler kullanılmaktadır. Sadece yetkili ve ayrıcalıklı servislerde bulunan bu orijinal ekipmanlarla hizmetinizdeyiz.
PİRELLİ MARKA
YAZ VE KIŞ LASTİKLERİNDE
%35 İNDİRİM
İzmir Barosu üyelerine ve Adliye memurlarına, Eczacılar odası ve Eczacılar deposu çalışanlarına, öğretmenlere ve Milli Eğitim Bakanlığı memurlarına, doktorlarımıza ve sağlık bakanlığı personellerine, tüm kamu çalışanlarına Pirelli marka yaz ve kış lastiklerimizde %35 özel iskonto yapılıp istek dahilinde ücretsiz sökme takma balans hizmeti vermekteyiz.
OTOMOBİL TUTKUNLARI Otomobil tutkunları için Yüksel Jant ve Lastik Pirelli Konsept Mağazası; araçlarının en gösterişli ekipmanı olan jant ve lastik çeşitliliği konusunda alternatifsiz bir yere sahip.
KADIN SÜRÜCÜLER
Kadınlar için araç bakımı ve araçla ilgili tamir onarım süreçleri artık elit ve konforlu bir hal alıyor. Üst kattaki bekleme salonunda ikramlar eşliğinde içeceklerini yudumlarken araçları profesyonel bir ekip ve servis sonrası hizmetle hızlı bir şekilde hazır hale getiriliyor.
VALE HİZMETİ
Koray Yılmaz
1999 senesinin sonlarında büyük bir vizyonla bugünleri tasarlayan Koray Yılmaz; Türkiye’de benzeri olmayan bir konsepti İzmirlilere sundu.
ÜSTÜN STOK AVANTAJI Avrupa standartlarında bir hizmet alacağınız Yüksel Jant ve Lastik her modele ve çeşide uygun üstün stok avantajıyla size çok hızlı ve avantajlı çözümler sunuyor. Türkiye’deki sayılı ve üstün özelliklere sahip makinelerle, aracınız emin ellerde.
Firma sahibi Koray Yılmaz, tüm müşterilerine VIP hizmet anlayışı ile hizmet verebilmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyor.
8780 / 35 Sokak No: 7 Atasanayi Sitesi / Çiğli - İzmir
0(232) 328 13 50
Evinizden çıkmadan veya Mavişehir’de alışveriş merkezinde vakit geçirirken aracınız alınıp, işlemleri tamamlandıktan sonra yine bulunduğunuz yere teslim ediliyor. Özel IP numaralı kameralarımızdan aracınızı işlem sırasında telefonunuzdan izleyebiliyorsunuz. Aracın tüm işlemleri bittiğinde cep telefonunuza gönderilen mesajla aracınızın teslime hazır olduğu size bildiriliyor. Bu mesajdan sonra aracı geri istediğiniz zamanı söyleyerek o saatte bulunduğunuz yere aracınız teslim ediliyor. Geniş ve konforlu bekleme salonu, bilardo masası, 2 adet play station, çocuk oyun alanı, engelli tuvaleti, bünyesinde bulunan elektirkli engelli aracı ve mescit gibi hizmetleri ile de sektörde önemli bir fark yaratıyor.
25 MART OLTU CAĞ KEBAP’dan
İNANILMAZ FİYATLAR Gerçek et, gerçek Erzurum lezzetleri... 25 Mart Oltu Cağ Kebap, Erzurum’un meşhur Cağ Kebabını Mavişehir Mavibahçe AVM’de ve Bornova’da lezzet tutkunları ile buluşturuyor.
Yaprak Döner Gobit 16.50 TL Yaprak Döner
16.90 TL
(Tek : 100 gr)
Yiyebileceginiz en lezzetli döner ve Cag Kebap Mavibahçe’de
Mavibahçe AVM - Kat:3 Tel: 0(232) 503 57 76 (Forum Bornova karşısı) Bornova Tel: 0(232) 343 35 25
Pilav üstü Cağ Döner 22.90 TL (Tek : 100 gr)
Cağ Porsiyon 30.00 TL
(Cağ adet: 14. 50TL )
En lezzetli Cag Kebap için Erzurum’a kadar gitmenize gerek yok!
Yaprak Döner İskender
Pilav üstü Yaprak Döner 18.50 TL
19.90 TL
(Tek : 100 gr)
(Tek : 100 gr)
Cağ Döner İskender
25.90 TL (Tek : 100 gr)
Cağ Döner Tek 19.90 TL (Tek : 100 gr)
Mehmet Ulu
İZMİR’İN EN SEVİLEN BUTİK BAKLAVACISI
ULUOĞLU BAKLAVA & PASTA
Uluoğlu Pastanelerinin sahibi Mehmet Ulu, başarılarının ve lezzetlerinin sırrını Mavişehir Dergisi okurları için anlattı.
Mehmet Bey bu işe nasıl başladınız? Kendi mesleğim olduğu için, bildiğim bir iş olduğu için ve ailecek çalıştığımız için doğru bir karar olacağını düşündük ve hayalimizi gerçekleştirme yolunda ilk adımımızı attık. Çok az bir sermaye ile ilk yerimizi açtık. Her zaman büyük bir özveriyle çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Şuan 6 şubemiz bulunuyor. Hemen hemen bütün İzmir’in sevdiği bir marka olmayı başardığımıza inanıyorum. Yeni imalathanenizden ve çalışma şeklinizden biraz bahseder misiniz? Baklava çeşitlerimiz, dondurma çeşitlerimiz ve kadayıf çeşitlerimiz
yeni imalathanemizde hazırlanıyor. Pasta imalatımız ise Bostanlı’da. Lezzetimizden ödün vermemek için fabrikasyon üretim yapmıyoruz. Üretimimizi günlük maksimum 100 tepsi ile sınırlandırarak, müşterilerimizin her zaman aynı lezzeti bulabilmelerini sağlıyoruz. Makinalarla hazırlanan ürünlerde ister istemez lezzet bozuluyor. Bu yüzden kapasitemizi arttırmadan, butik çalışarak yüzde yüz müşteri memnuniyetini hedefliyoruz. Bizim ürünlerimizin hepsi geleneksel şekilde el emeği ile üretiliyor. Baklavalarımızın her biri elde açılarak müşterilere sunuluyor. Uluoğlu’nun lezzetini vazgeçilmez kılan sırrın bu olduğuna inanıyorum.
Restoranlara baklava satışınız hakkında bilgi verir misiniz? İzmir’deki kaliteli restoranlara baklavalarımızı veriyoruz, onlar porsiyon olarak satışa sunuyorlar. Bizi tercih etmelerinin sebebi müşterilerine iyi bir lezzet sunmak istiyor olmaları. Onların işleri de tatlıcılık olmadığı için bizim ürünlerimizi satmayı tercih ediyorlar. Çok uzun yıllardır baklava verdiğimiz restoranlar var. Müşterileri Uluoğlu baklavalarını talep ediyor ve aralıksız birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Evlere servis hizmetiniz var mı? Evet paket servisimiz var. Mavişehir, Karşıyaka bölgelerinden Ulukent’e kadar bu hizmeti sağlayabiliyoruz.
Özel pasta üretiminizden de bahsedelim. Biz de kendi düğünümüzdeki pasta için Uluoğlu’nu tercih etmiştik, gerçekten çok lezzetliydi... Evet, kalabalık düğün, davet gibi organizasyonlarda pastanın tadına çok kişi baktığı için ve beğendikleri için mutlaka pastanın nereden alındığını merak ediyorlar ve bizim olduğumuzu öğrendikleri zaman müşteri olarak bize geliyorlar. Aynı zamanda şeker hamuru ustamızın hazırladığı kişiye özel pasta tasarımlarımızı da her daim müşterilerimize sunuyoruz. Şeker hamurundan hazırlanan son derece şık ve gösterişli pastalar genellikle doğum günleri gibi organizasyonlarda sıkça talep ediliyor. Kremalarımızı kendimiz hazırlıyoruz. Hazır ürünler kullanmıyoruz. Bizdeki ekler pastanın başka hiçbir yerde benzerinin olmaması buna bağlıdır. Ekler pastaları kendi öz yeğenim hazırlıyor. Yani tek elden çıkıyor. Müşterilerimizin memnuniyeti de bizi son derece mutlu ediyor.
ULUOĞLU
6 ŞUBESİ İLE HİZMETİNİZDE
A
takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.
*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Çiğli *Hatay *Karataş
Gaziantep
tatlı anlar
ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN
15 yıldır kalitemizden ödün vermeden ŞUBELERİMİZ sizlerle birlikte olmanın gururuyla
Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 ŞUBELERİMİZ Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 3527 Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27
CaherDudayev Dudayev Blv. Atakent Caher Bul.No:93/A No:93/A Atakent
Tel: 0(232) 0(232) 336 Tel: 33635352727
YAKAMOZ BEAUTY PARK
Nedenini bilmediğiniz ağrılarınız ve sürekli devam eden halsizliğiniz mi var? Çocuğunuzun okul stresi veya odaklanma problemi mi var?
SCIO TERAPİ İLE TANIŞIN
Y
azın sonu itibari ile kış olmayan bir kış yaşıyoruz. İzmir’de kış olmasına rağmen henüz yeterince soğuk olmayan kış günleri içindeyiz. Alerjiler bu havada artmakta hatta vücut ağrıları, gaz şikayetleri, baş ağrıları, uzun uyumaya rağmen gün boyunca uyanamama hali gibi bize ait olmadığını hissettiğimiz sağlıksızlık tanımlarını duymaktayız. Ve hastane ortamında yapılan tahlillerde de her şey normal sonuçta çıkmaktadır. Bu defa besin takviyeleri özellikle ölçüm yapılmadan vitamin alımlarına başlanır. Bunun yanında “depresyon, delusion, anxiety” başlamış kararı verilerek depresyon ilaçlarına yönelmemiz de olağan bir tablodur...
Sağlıklı veya hasta olunamayan, ikisi arasında kalınan süreçte size enerji beden çalışmalarını deneyimlemenizi öneririm... Çakra nedir, aura nedir, frekanslar ve titreşimler vücudumuzun sağlığını nasıl yansıtır ve bunların düzenli çalışır hale gelmesi sağlık indeximizi nasıl değiştirir? Evet şu an bir çoğunuz için yabancı ard arda kullandığım terimleri, eğer siz de sağlıklı veya hasta kararı verilemeyenlerden iseniz öğrenme ve anlama zamanınız gelmiş demektir. Atakent Sağlıklı Yaşam Kompleksi’nde Scio Terapi, kozmik enerji, homeopati ve süschler tuzları
Arzu Özdemir Eczacı Terapist
uygulamaları ile depresyon, stres, alerji ve daha birçok sizi rahatsız eden sırt ağrıları, baş ağrıları, uykusuzluk gibi konfor alanınızı bozan durumların ortadan kolaylıkla kalkmasına yardımcı oluyoruz. Okulların açılması ile strese giren ve kaygılanan çocuklarımızın özel okullar sonrası ek ders alması, onların kaygı derecesini düşürmediğini hatta eğlenmeye zamanları kalmadığı için daha fazla kaygı ile ağlama krizleri yaşadıkları ve yapamıyorum, başarısızım, aptalım gibi durumları üzerlerine giymelerine ve daha da karışık bir duygu durumu içine girmelerine neden olabilmekte. Çocuklarımızın rahatlıkla sınava çalışma, derslerini daha konforlu dinleme, odaklanmanın sağlanması ile daha kısa sürede daha fazla soru çözmelerini istemez misiniz?
İNCELMEDE ÇOK İDDİALIYIZ... Çünkü incelme öncelikle travmalarda saklı... Travmalar ve geri planda çalışan maalesef ki kişilerin farketmediği stres, depresyon kişilerin zayıflayamamalarına, zayıflasalar bile çok hızlı geriye daha fazla kilo ile dönmelerine neden olmaktadır... Konforlu, keyifli, anlayarak, görerek, bilerek ve eğlenerek İN CE Lİ YO RUZ ....
BEMER YATAK TERAPİSİ Bemer yatak terapisi; uyku düzensizlikleri, damar problemleri, varis, uyku sorunları, bel boyun sıkıntıları, selülit ve diğer yağ blokaj problemleri, kolesterol gibi bir çok sorunda frekans orjinli çalışan sistem birçok protokolümüzde kullanılmaktadır.
Sports : 2040 Sk. No:3 Mavişehir (Sports International içi, üyelik zorunlu değildir.) Atakent: 6471 Sk. No:8 Mavişehir
AYAK DETOKSU
Gün boyunca bizi taşıyan ayaklarımıza yapabildiğimiz çok sayıda güzellik var... Ayak detoksu, reflexoloji mekanik ve reflexoloji manuel, scio terapi özellikle eski ağrılar için, kramplar için, parmak - topuk problemleri için... Ayak detoksu vücutta yağ hücrelerinin duvarları arasına ve eklemlere depolanan toksinleri temizleyerek, hücrelerin normal işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesini sağlar. Kilo programlarında dahi çok rahat kullanmakatayız... Vücudu alkalileştirir ve ph ı alkali vücut çok daha rahat kilo verir. Alerjileri azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Yakamoz Beauty Park
Melike Baykara Birinci Instagram: pisimel pisimelblog@gmail.com
KÜÇÜK SİYAH
ELBİSELER Giysi dolabımızın her daim kurtarıcısı hayatımızı kolaylaştıran küçük siyah elbiseler. Audrey Hepburn’ün Breakfast at Tiffany’s filmiyle en çok yıldızı parlayan siyah elbiseleri günlük yaşantımızın pekçok önemli davetinde defalarca giyiyoruz. Biz kadınları ne giyeceğim derdinden kurtaran bu elbiseler aynı zamanda bütçe dostu; çünkü giysi dolaplarımızdaki ömürleri oldukça uzun. Bu pratik elbiseler hayatımızda her şekliyle yer alırken hem şık hem spor olarak kombinlenebiliyor. Faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz küçük siyah elbiseler en başta sizi olduğunuzdan zayıf gösterir. Asil duruşunun yanı sıra yüzünüz ve makyajınızla ön plana çıkmanızı sağlar. Moda olandan çok daima klasik parçaların peşinden giden biri olarak, “Little black dress” kavramının hayatımdaki yeri büyük. Siz siz olun giysi dolabınızda yoksa hemen bir tane edinin. Sevgiler :)
Makyaj Artisti & Güzellik Koçu
Tolga Aybakan CİLDİNİZİN İHTİYAÇLARINA KULAK VERİN
H
erkese merhaba, Güneş, deniz, tuzlu su derken cildimiz için yorucu bir yazı geride bıraktık ve sonbahara merhaba dedik… Sakin ve keyifli tatillerin sonunda çok daha yoğun çalışacağımız döneme girdik, aslında cildimiz de bizimle birlikte tüm duygusal değişimleri yaşıyor ve etkileniyor. Eskiden cildimiz sadece güneşten ve çevresel faktörlerden yaşlanırken artık günlük girdiğimiz depresyonlardan yaşlanıyor... Eskiden depresyon
diye bir şey bilmezdik, en fazla canımız sıkılrıdı ve geçerdi. İşte bu çağımızın kaçınılmazı depresyon, güneş ve çevresel faktörler hasarlı hücrelerimizin çoğlamasını sağlıyor, bu hasarlı hücreler cilt altında dublike oluyor. Onarım serumu ile kontrol altına almazsak fotokopi makinesi gibi birbirini çoğaltıyorlar ve yaşlanma sürecimiz hızlanıyor . Onarım serumu konusunda girmişken, nedense insanlar onarım serumuna karşı çok önyargılı...
“Serum kullanmak için çok gencim” fikrinden kurtulmamız lazım, 20’li yaşlarda büyüme hormonumuz durduğu için cildimiz de yaşlanmaya başlıyor. 20, 21, 22, 23 yaşlarında çekilen fotoğraflarımıza baktığımızda gördüğümüz değişimler artık büyüdüğümüz değil, yaşlandığımız için olan değişimlerdir. Bu sebeple 20’li yaşlarda cilt endişenize uygun serum kullamak çok önemlidir. Cildinizde endişeniz oluşmadan ürün kullanmanız gerekir. Örneğin göz çevrenizde çizgiler oluşmaya
“
Bu serum konusu içimde ukte... aslında yaz dönüşü bakımını yazacaktım, serum konusuna girdim. Yazdım rahatladım :) Peki yaz dönüşü cildimizi nasıl mutlu edebilirz? Öncelikle yaz aylarında cildimizin
çok daha fazla neme ihtiyacı var, her ne kadar çok terlesek de bu nemli olduğu anlamına asla gelmez. Öncelikle nem maskalerimizi bu dönemde haftada ikiye hatta üçe çıkaralım. Ne kadar nem, o kadar canlı bir cilt... İçtiğimiz su, hücrelerimiz için tabii ki çok faydalı ama cilt dıştan beslenir ve yaşlanır. Nemsiz bir cildi üç litre su içerek nemlendiremezsininiz. Bu yüzden sürdüğümüz nem maskesi, nemlendirici çok önemli.
“
başladıktan sonra göz kremi kullanmaya başlarsanız o çizgiyi tamamen yok etmeniz imkansız olur, ancak hafifletip daha derin çizgi olmasını engelleyebilirsiniz.
20, 21, 22, 23 yaşlarında çekilen fotoğr aflarımıza baktığımızda gördüğümüz değişimler artık büyüdüğümüz değil, yaşlandığımız için olan değişimlerdir. Bu sebeple 20’li yaşlarda cilt endişenize uygun serum kullamak çok önemlidir.
Gündüz bakımımızda kış, yaz spf koruma faktörlü ürünleri kullanmaya devam etmeliyiz, zira uv ışınları sadece güneşli günlerde değil bulutlu günlerde de cildimize zarar vermeye devam ediyor. Yani sağlıklı bir cilde sahip olmak için onarım, nem ve koruma çok önemli.
İzmir’de bir ilk! ÇOCUK FELSEFESİ
GELECEĞE UMUTLA BAKIYORUZ
ÇÜNKÜ YETİŞTİRDİĞİMİZ ÇOCUKLARI BİLİYOR VE ONLARA GÜVENİYORUZ
L
ugo Eğitim Kurumları’nda okul öncesi eğitim alan çocukların öncelikle güvenli, sevgi dolu olan ortamda birey kimliklerini bulmaları desteklenir. Bireysel kimliklerinin gelişimi, yapılanması tam zamanlı uzman psikolog tarafından takip edilir. Eğiticiler ve velilerle ortak tutumlar belirlenerek çocukların kendilerini gerçekleştirmeleri için bilinçli desteklemeler gerçekleşir. Çocuklarımıza verdiğimiz BİLİNGUAL İNGİLİZCE eğitimimiz, profesyonel branş eğitmenleri ile yetenek ve vizyon desteğimiz birey kimliklerini
oluşturmayı gerçekleştirirken yeterlilik ve yeteneklerini keşfetmek çocuklarımızın kendilerini anlamalarına büyük katkı sağlamaktadır. LUGO Eğitim Kurumları’nda çocuklarımız bilinçli ve güvenli ortamda arkadaş ilişkilerini geliştirip yönetmeyi öğrenirler. Bir yandan oyuncaklarını ya da yiyeceğini paylaşmayı öğrenirken diğer yandan karşılıklı iletişim kurma yeteneğini geliştirir. Özellikle okul öncesinde arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmaları yönetmeyi öğrenmesi, ileri ki
yaşamında fayda sağlar. Bu durum çocuğun çözümlemeyi öğrenmesini sağlarken, kendini nasıl ve ne zaman koruyacağına dair fikir sahibi olmasına yardımcı olur. Gelişen iletişim yeteneği sayesinde aynı zamanda karşısındaki kişiye saygı duymayı da öğrenir. Okul öncesindeki dönemde anaokulunda eğitim alan çocuk, ebeveynlerinden uzakta, tek başına bulunduğu ortama ayak uydurmayı öğrenir. Kendi işini kendisinin yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları
Sınıflarımızda aynı anda iki öğretmen eşliğinde hem Türkçe hem İngilizce eğitim verilmektedir. kendisinin vermesi gerekir. Bu sayede kendine olan güveni ve bağımsızlık duygusu gelişir. Ve tabi ki bir toplum olarak yaşamanın gerektirdiği sınırlara ve kurallara uymayı da anaokulunda öğrenir. 0–7 yaşları gelişim için en önemli aralıktır. Bu dönemin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Okul öncesi eğitim kurumlarımız günümüzde bu önemli ihtiyacı karşılamaktadır. Verilen bilgiler hayatın şartları göz önünde tutularak plan ve program içinde eğitim ve öğretim, hikâye ve oyunlarla süslenerek bir sevgi atmosferi içinde verilmektedir. Bilimsel olarak kanıtlamıştır ki bir insanın hayatındaki en önemli evre okul öncesi aldığı eğitim evresidir. Kurumlarımızda bunun bilinciyle; yarının büyükleri, bu toprakların, vatanın gelecekteki bekçilerini yetiştirmenin sorumluluğunun farkındayız. Atatürk ve İnkılaplarını benimseyen, önemseyen bir nesil yetiştirme hedefimiz. Ailemize katılmanızı bekliyoruz. Sevgiler…
MAVİŞEHİR LUGOKIDS
Canan Tiryakigil
LUGO Okul Öncesi Eğitim Kurumları kurucusu Canan Tiryakigil profesyonel eğitim kadrosu ve planlanmış eğitim faaliyetleri ile 2-6 yaş sağlıklı gelişimini kendine misyon edinerek kurumlarını bu yönde yapılandırmıştır.
Değerler eğitimi - Scamper çalışmaları Fen ve doğa etkinlikleri - Robotik kodlama Ritim ve orf - Tam zamanlı İngilizce
8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com
KARŞIYAKA LUGOKIDS
Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com
Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com
ANTRENÖR, VELİ VE SPORCU İLİŞKİSİ
V
eli, sporcu ve antrenör ilişkisi bir sporcunun başarısında çok önemli bir denge unsurudur. Sporcunun istenilen düzeye gelebilmesi ve planlanan çalışmaların verimli bir şekilde devam ettirilebilmesi için bu üçgenin arasındaki iletişimin sağlıklı olması gerekmektedir. Çünkü asıl önemli olan, öncelikli olarak sporcunun mutluluğudur. Çünkü mutlu olmayan birisine, özellikle bu bir çocuksa, her hangi bir şeyi yaptırmakta zorlanabilirsiniz.
Velinin, antrenörle olan uyumlu iletişiminden doğan sonuç, sporcuya her zaman olumlu yansıyacaktır. Velinin kendisine çizilen sınırlar içerisinde, sporcunun ve antrenörün belirlediği hedeflere ulaşmasındaki uyumlu davranışları, bu saç ayağının daha da sağlam olmasını sağlayacaktır. Sonuçta veli sporcunun anne veya babasıdır. Antrenör ise velinin kendisi için en değerli varlığını emanet ettiği, belirlenen hedeflere ulaşmasında sporcuya yardımcı olacak olan rehber kişidir. Bu bir ekip işidir ve başarılı olmak, sporcunun olduğu konumdan daha iyi yerlere gelmesini sağlamak için bu ekip içerisinde ne kadar iyi bir uyum olursa, işler o kadar rayında gidecektir. Antrenörlük kariyerim boyunca, bu üçgenin iyi yürütülmemesinden dolayı, tenisi bırakan, artık tenis
oynamak istemeyen bir çok sporcu gördüm. İncir çekirdeğini doldurmayacak ve eminim, o kişilerin şimdi düşündüklerinde kendilerine bile gereksiz geleceğine inandığım davranışlarından dolayı, bir çok sporcu tenise küstü ve tenis hayatına son verdi. Sonuçta hepimiz ortak bir amaç için mücadele etmekteyiz. Ben antrenör olarak sporcumun başarılı olmasını, mutlu ve sağlıklı olmasını isterim. Sporcunun, anne babasının da en büyük mutluluğu, çocuğunun öncelikle sağlıklı olmasıdır. Çocuğunun yaptığı her hangi bir şeyde başarılı olması, tüm anne ve babaların gurur duyacakları bir durumdur. Amaç ve hedef ortaksa, geriye bu üçgenin arasındaki uyum, iletişim ve görev dağılımına dikkat etmek kalıyor. Gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir.
SPOR, OLDUĞUN YERE GELSİN MOBILFIT spor tutkunlarına hem zamandan tasarruf hem de branşında uzman eğitmenlerle spor yapma imkanı sunuyor. Mobilfit sayesinde artık spor yapmak isteyenler internet üzerinden profesyonel spor eğitmenlerini istedikleri yere çağırarak spor yapabilecekler. Tenis, yüzme, personel training, zumba ve yoga, olmak üzere 14 branşta spora tek tık ile ulaşabilecekler. Facebook / Instagram: mobilfitofficial İletişim: 0 (530) 267 77 35 www.mobilfit.com.tr
Mavişehir Dergisi okurları 35MD35 koduyla Mobilfit aktivitelerini
%15 indirimli satın alabilirler.
İndirim sadece 8 ve 12’lik paketlerde geçerlidir.
Atölye Tat tam 5 yıldır sizlerle
Taze ve lezzetli
U
zun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 5 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, muhteşem lezzetlerini sunmak için sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz.
6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060
www.atolyetat.com
BİSİKLET Peugeot Bisikletleri Mola Konsept mağazasında
Köstebek Tasarım Ürünleri Mola Konsept mağazasında
Kaliteli bir bisiklet deneyimi yaşamak isteyen herkesi
Farklı olmayı ve farklı görünmeyi seven herkesi
Peugeot Bisikletlerini keşfetmeye bekliyoruz.
Mola konsept mağazasına bekliyoruz.
Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...
Adres: Bostanlı Mah. Cengiz Kocatoros Sk. No:55
0(541) 670 27 29
molakonseptizmir
MOLA KONSEPT ARTIK YENİ ADRESİNDE! Mola Konsept, yeni adresiyle birlikte konseptini de yeniledi. Çevre dostu elektrikli motor ve bisiklet satışı olan mekanda artık birbirinden lezzetli içecekler ve atıştırmalıklar da var. Ayrıca bisiklet kiralama ve kendi bisikletinizi tamir edebilme gibi seçenekler de sunuyorlar.
M
ola Konsept farklı tarzı, muhteşem kahveleri, ev yapımı soğuk içecekleri ve leziz tatlıları ile artık yeni adresinde. Geçtiğimiz yıl çevre dostu ürünleri İzmirliler ile buluşturmaya başlayan işletme sahipleri, hayata mola vermek isteyen herkesi yeni yerine bekliyor. Haftanın yedi günü 8:30 /23:00 saatleri arasında açık olan bu güzel mekanda kahvenizi yudumlarken kitabınızı okuyabilir, bisiklet
34
Kasım - 2019
www.mavisehirdergisi.com
kiralayarak muhteşem sahilin tadını çıkarabilirsiniz. Bisiklet satışı da olan mekanda bisikletinizi tamir edebilmeniz için ufak bir tamir atölyeleri bile var. Bir yandan leziz kahvelerin tadına bakarken bir yandan da bisikletinizi ücretsiz olarak tamir edebiliyorsunuz. Gelirken patili dostlarınızı da yanınıza alabilir onları da geçirdiğiniz keyifli dakikalara ortak edebilirsiniz. Ayrıca burada küçük hediyelik eşyalar da satılıyor. Kendinizi şımartabilir ya da sevdikleriniz için bir hediye alabilirsiniz. Şehir içinde kolaylıkla kullanabileceğiniz, sizi trafik derdinden kurtaracak olan elektrikli motorları yakından incelemek, test sürüşü yapmak ve lezzetli içecekler içmek için Mola Konsept sizi yeni adresine davet ediyor.
Adres: Bostanlı Mahallesi, Cengiz Kocatoros Sokak No:55 Tel: 0(232) 336 18 81 0(541) 670 27 29 Instagram: molakonseptizmir Kasım - 2019
35
Arzu Özpazarcık İsmail Barış Özpazarcık www.aurumera.com
ÖZDEĞER, ÖZGÜVEN, ÖZSAYGI NASIL BESLENİR?
D
ürüstlüğün ölçüsü nedir? Bir insanın dürüst olduğunu nereden anlarız? Ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün, diyen Mevlana, dürüstlük konusunda tüm zamanlara ışık olacak bir ölçüt ortaya koymuştur. Dürüstlük; seçimlerini, kararlarını, davranışlarını, iç güdülerinin değil, Öz’ünün belirlemesidir. Duvarların ardında yaşadıklarının farklı, diğerlerinin gözü önünde yaşadıklarının farklı olmamasıdır. Gizlediğin, sakladığın durumlar ne kadar fazlaysa, o kadar Öz’ünden uzaklaşırsın. Çünkü o çıplaktır. Yalansız, riyasız, açık, net, şeffaf, olduğun gibi davrandığın, davrandığın gibi olduğun bir sen. Bugün verilmeyecek hiç bir hesabı olmayan. Günü kapatırken gönlüne başvuran, güne başlarken gönül gözüyle hayatı seyredebilen. Gönül huzuruyla önce kendine hesap verebilen.
Sözünün geçtiğinde ayrı, red edildiğinde ayrı… İşine geldiğinde ayrı, çıkarlarına uymadığında ayrı… Başkalarının mağduriyetini görüp dillendirmezken ayrı, kendi hakkın yendiğinde ayrı şeyler, Yapar, Konuşur, Davranırsan, Tutarlılıktan, dengeden, olgunluktan söz edebilir misin?
Yaşam felsefenin, düşünce dünyanın, yaşam biçiminin, açık, şeffaf, doğal biçimde ifade edilmesi, tutarlılığının da göstergesidir. Tutarlılık, söylediklerinle yaptıklarının bir olmasıdır. Kişilere ve fikirlere tutunmamış, sorgulanmaya, gelişmeye, düşünmeye, öğrenmeye açık, hayatın dinamik değişimine kapısını ardına kadar açmış serbest bir zihin, kendine karşı dürüst davranır.
Başkalarının gözünde nasıl görüneceğine dair kaygın, onaylanma, sevilme, saygı görme arzunla, söylüyor ve yapıyor oldukların, Senin hangi yüzünü yansıtır? Gerçek yüzünü mü, kendini henüz gerçekleştirememiş olan yüzünü mü?
Kendine karşı dürüst olmak, Özünle barışık yaşamaktır. Kendine karşı dürüst isen, kendine güven duyarsın. Bu, Özüne duyduğun güvendir Kendine değer verirsin. Bu, Öz değerdir. Kendine, fikirlerine, yaptıklarına saygı duyarsın. Bu, Öz saygıdır. Özgüven, özsaygı, öz değer, insan bedenine sığmayacak kadar, kişisel algılanmayacak kadar büyüktür. Onlar, yüce kaynağın bizdeki yansımalarıdır.
Kendine verdiğin sözde durmuyor, bir gün öyle söyleyip bir gün böyle söylüyor ve davranıyorsan, rüzgarın esiş istikametine göre yön değiştiriyorsan, Öz’üne karşı mahçup düşer, kendine güvenemez olursun. Bu, öz saygının yitirilmesidir.
Söylediklerini ne kadar samimi ifade ediyorsan, orada Öz’ünün, Deha’nın sesi vardır. Dürüstlük, olmuş olduğun her ne ise, yapmış olduğunun da o olmasıdır. Dürüstlük, yalan söyleme ihtiyacı duymamaktır. Yaşam alanının her karesinde; farklı rollerinde ortaya koyduğun değerlerin çelişmemesi, birbirine ters düşecek ifade ve davranışlarla tutarsızlık taşımaması anlamına gelir.
Patronun karşısında ayrı, çalışma arkadaşlarının yanında ayrı… Eşinin karşısında ayrı, eşinin olmadığı ortamlarda ayrı… Arkadaşının yüzüne ayrı, arkasından ayrı… Barış ortamında ayrı, savaş ortamında ayrı…
Olaylara ve insanlara göre değişen tepkiler, şartlı zihninin uzantılarıdır. Onaylanma, sevilme, saygı duyulma ihtiyacının davranışlara yansıması, seni kendin olmaktan alıkoyar. Doğallığını kaybedince, dürüstlüğünü de kaybedersin.
36
Kasım - 2019
Özünden beslendiğin için, değerli fikirler ortaya koyarsın. Evrensel değerlere dayandığın için dayanağı sağlam çözümler geliştirirsin. Benliğini aştığın için, bütüne ulaşırsın. Ardından gidilmeye değer, dürüst, sözüne güvenilir, değerli bir önderin vardır: Dehan iş başındadır. Başkalarının gözünde nasıl görüneceğine dair kaygını aştığında, sevgi, şefkat, merhametle kendine dokunduğunda, gönül gözünü aktive eder, içindeki Deha ile kucaklaşırsın.
Güzellik, sağlık ve kişisel bakımınızın 20 yıldır tek adresi Ege Park AVM
Kuaför Zeki
Egepark Eczane
kuruluş tarihini öğrenmek isteyen herkesin ilk başvurması gereken eser, Nutuk’tur. Bu düşünceden yola çıkarak 1881 Derneği 15 - 19 ve 20 Ekim 2019 tarihlerinde “Nutuk müfredata alınsın ve ders olarak okullarda okutulsun” diye imza kampanyasını Karşıyaka Çarşı deniz tarafı girişinde başlattı. İmza kampanyalarını genişleterek diğer şehirlerde de planlayarak çalışmalarına devam ediyor...
NUTUK’TA NELER ANLATILIYOR?
NUTUK
MÜFREDATA ALINSIN MI? N utuk, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin; nereden başlanıp, hangi koşullar altında, hangi engellerden, hangi aşamalardan geçilerek, hangi olumsuzlukların üstesinden gelinerek nasıl kurulduğunu, belgelerle anlatan Atatürk’ün kendi kaleminden çıkmış anıtsal bir kitaptır. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” ile son bulan kitap; Atatürk’ün vasiyeti olduğunun bir kanıtı olmuştur. Gençliğe ve geleceğe milli tarihimizi birinci elden anlatan değerli bir kaynak eserdir. Bu eserle Atatürk bir tarih yazarı olmuştur. Tarihi yapan ile
38
yazan aynı kişi olmuştur. Atatürk’ün tarihi yapan ile belgeleriyle yazan kişi olmasından dolayı da hatıratla karşılaştırılamayacak bir değerdedir Nutuk.
1881 DERNEĞİ’NDEN İMZA KAMPANYASI
Türk gençliği tarihini bildikçe, dedelerinin, atalarının yaşadıklarını, neleri başardıklarını bildikçe gelecekte karşılaşabilecekleri zorlukları ve tehlikeleri analiz edebilecektir, bu nedenle günümüzde ve gelecekte Türkiye Cumhuriyeti’nin Kasım - 2019
Nutuk 3 ciltten meydana gelmiştir. Birinci cilt, 1919 – 1920 yılları arasını ele alıyor ve genel olarak; • Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı, • Osmanlı Devletinin genel durumu, • Milli Mücadele çalışmaları, • Milli Mücadele’yi içeriden ve dışarıdan engelleme çabaları, • Kongreler, • Mustafa Kemal’in şahsına ve Heyet-i Temsiliye’ye karşı ortaya çıkan tepkiler ve TBMM’yi açma çalışmalarından bahsediyor. İkinci cilt, 1920 – 27 yılları arasındaki dönem ele alınmış. Bu ciltte genel olarak; • TBMM’nin açılışı, • Kurtuluş Savaşı, • İtilaf Devletleriyle yapılan siyasi görüşmeler, • Cumhuriyet’in ilanı, • Çok partili hayata geçiş • Yapılan devrimler anlatılmıştır ve • Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabesiyle son bulmuştur. Üçüncü cilt, 1919 – 20 yılları arasındaki yazışmaları ihtiva eden tarihi belgelerden oluşmaktadır.
www.mavisehirdergisi.com
Atatürk’ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından, 15-20 ekim 1927 tarihleri arasında Ankara’da toplanan Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikinci kurultayı’nda toplam 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır.
“Gençliğe Hitabe” ile biten Atatürk’ün Nutuk’u bu türün dünyadaki en başarılı örneklerinden biridir.
NUTUK NE DEMEK?
“Saygı değer efendiler, günlerce zamanınızı alan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonunda tarih olmuş bir dönemin öyküsüdür. Bunda ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebildiysem, kendimi mutlu sayacağım.
Belli bir düşünceyi, bir duyguyu ve fikri bir dinleyici grubuna aşılamak, etkileyici kılmak, önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan coşkulu konuşmalara nutuk denir. Nutuk siyasi, içtimai, milli, ahlâki, hukuki veya askeri olabilir. Nutuktan kastedilen heyecanlandırarak bir düşünceyi aşılamaktır. Nutuk, herkesin anlayabileceği, herkesin heyecan duyabileceği bir yalınlık, açıklık taşımalıdır. Nutuktan beklenen doğru sonucun alınması öncelikle konuşmacının düşüncelerine kendisinin inanmasına bağlıdır. Anlattıklarına inanmayan, içten konuşmayan hatibin dinleyicilere bir fikir aşılaması ve onları heyecanlandırması mümkün değildir.
VE ATATÜRK’ÜN 6 gün toplam 36,5 saat süren konuşmasından sonra bitiş konuşması; şu naifliğe ve bilgeliğe bakar mısınız!
Burada söylediklerimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayalı ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüz yıllardan beri yaşanan ulusal yıkımların yarattığı bilincin ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum.”
NUTUK OKUMAYA VAKTİ OLMAYANLAR! Nutuk’u okuyamadığımız veya okumadığımız her zaman için çok şey kaybettiğimiz aşikar… Vatanımız için geçmiş ve geleceğimizin. 3’er saatlik 10 bölümden oluşan muhteşem bir tonlama ve akıcı bir anlatımla sayfamızda bulunan QR Code’u telefonunuzdan okutarak dinleyebilirsiniz. Bölüm bölüm, can kulağıyla, özümseyerek dinlemenizi öneririm.
Siz de Nutuk müfredata alınsın diyenlerdenseniz
bu sayfanın fotoğrafını çekip, #NUTUKmüfredatAlınsın etiketiyle sosyal medya hesabınızdan paylaşın.
Yazı: Aras Attila Kasım - 2019
39
1881 FİDAN İÇİN
10 KASIM GÜNÜ BİR BAŞLANGIÇTI
H
atırlarsanız size Mavişehir Dergisi olarak ağaç dikme projemizden ve isteğimizden bahsetmiştim; ilk ağaçlarımızı 1881 Derneği’nin desteği ve faaliyetleriyle diktik. Bunu da çok anlamlı bir günde; 10 Kasım Atatürk’ü Anma Gününde gerçekleştirdik… İlk önce 1881 Derneği ile Karşıyaka Kaymakamlığı’ndaki Atatürk’ü anma törenlerine katıldık, geçen senelere göre çok kalabalıktı tören alanı; herkes en güzel kıyafetlerini giymiş, büyük bir saygı ve özlem duyduğu Atatürk’ü selamlamak ve minnetlerini sunmak için hazırdı. Çelenkler konuldu, herkes muntazam sıra oldu, önünü ilikledi, nefesini tuttu ve siren duyuldu… Ben 10 Kasım günlerinde başımı hiç eğmem, gözlerim dolar, içim titrer, gökyüzüne bakarım; Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır, beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir diyen birisinin arkasından matem gerekmediğini, fikirlerine bağlı kalınması gerektiğini yine ondan öğrenmiştim… 40
Törenden sonra 1881 Derneği’nin projeleri için pilot köy seçtiği; Menemen Bağcılar Köyü’ne doğru arabalarla yola çıktık. Bağcılar Köyü sakinleri bizleri öyle güzel ağırladılar ki, sanki yıllardır tanışıyormuşuz, ayrımız gayrımız yokmuş gibi hissettik. Hepsinin o güzel enerjileri ve sevgi dolu kalpleri köye muhteşem bir ruh kazandırmış. Bağcılar Köyü’nün pilot köy seçilmesinin çok anlamlı nedenleri var; Bağcılar Köyü’nde 1902’lerde bir medrese varmış, orada yetişen bir talebe, İzmir’de, İstanbul’da vali olabiliyormuş, eskinin üniversitesiymiş, 1920’lerde yıkılmış ve yerine köylüler elbirliği ile tekrar bir okul yapmışlar. Yeni yazının 1928’lerde ilk çıktığından sonra okulun öğretmeni okula dair bir hatırat yazmış kendi el yazısıyla…
Kasım - 2019
O zamanlar ilkokul diploması 3 yılmış, okul ilk mezunlarını 1936 yıllarında vermiş. Köyün gençlerinin neredeyse tamamı üniversite mezunu. Şu an birçok üniversitenin öğrencilerinin bile yararlandığı harika bir kütüphaneye sahip. Bağışlanacak kitaplarınız varsa Lütfen 1881 Derneği ile iletişime geçin ve kitaplarınız harika bir amaca hizmet etsin. Bağcılar Köyü gibi 43 ayrı köyün kütüphanelerine 1881 Derneği kitaplar toplayıp ulaştırmaktadır. BAĞCILAR KÖYÜ KÜTÜPHANESİ Köy muhtarı Durmuş Mahir Ertekin; babası 1957 -1958’lerde muhtarken köyün kahvesinin bir köşesine kütüphane açmış, o kütüphane sayesinde köyde nüfusa göre tahsil oranı %95’lere ulaşmış ve çoğunluğu üniversite mezunu olmuş. Mahir Bey de bundan esinlenerek köye Mesut Tim’in desteği ve öncülüğüyle harika bir kütüphane kazandırmış. Fuarlarda köyüne olan ilgi, üniversiteli öğrencilerin araştırmalar için kütüphanelerini kullanmaları Mahir Bey’i daha da şevklendirmiş ve şu an kütüphaneye daha fazla kitap kazandırmak için emeklerine devam ediyor.
www.mavisehirdergisi.com
göstermekteydi ki bu gelenek günümüzde Türklerin yaşadığı birçok bölgede ve Anadolu’da da devam etmektedir.
Bağcılar Köyü Muhtarı Durmuş Mahir Ertekin
HEDEF 1881 FİDAN 1881 Derneği geçen senelerde “her yeni doğan bebek için bir fidan” projesi ile Yamanlar’da ilklerden birine imza atarak Atatürk’ün gösterdiği çevre duyarlılığına ve gelecek nesillere bırakılacak miras adımlarını atmıştı. Bu proje Türkiye’nin birçok yerinde örnek alındı ve hayata geçirildi. Genç, yaşlı, çocuk her yaştan 1881 Derneği üyesi bu sene de Menemen Bağcılar Köyü’ne fidan dikimi etkinliğine katıldı. Yüzlerce fidan toprakla buluştu. Hedef 1881 adet fidanı bu bölgeye dikmek...
ve de yaz kış yeşil duran ağaçlar arasında olmaktır’ diyen sesi hala kulaklarımda akisler yapıyor.” diyor. AĞACIN TÜRKLER İÇİN ÖNEMİ Türkler eskiden beri doğaya ve özellikle de ağaçlara büyük bir saygı göstermişlerdir. Bozkırın ortasında bulunan tek bir ağaç bile onlar için kutsaldı, dokunulmazdı. Kimse ona zarar veremezdi. Ağacın dallarına bez bağlamak ve dilekte bulunmak yaşam veren ağacın gücüne duyulan inancın ne denli güçlü olduğunu
Türk inancında evren üç bölümden oluşur: “Üst Dünya” (Gök) – “Orta Dünya” (Yer) – “Alt Dünya” (Yer Altı). Gökyüzü ve ötesinde (Üst Dünya) kanatlılar ve kutsal varlıklar bulunur. Yeryüzünde (Orta Dünya) dört ve iki ayaklı hayvanlar, insanlar ve bitkiler bulunur. Yer altında (Alt Dünya) sürüngenler yani karanlık ve kötülük bulunur. “Yaşam Ağacı” bu üç dünyanın tam göbeğindedir ve onları birbirine bağlar, bu üç dünya arasında geçişler için köprü görevi görür. Bu nedenledir ki “Şamanlar” göğe bu ağaç aracılığı ile yükselirler. Yazı: Aras Attila
ATATÜRK VE AĞAÇ Atatürk’ün yürüyen köşk hikayesini ve iğde ağacı hikayesini bilirsiniz; Afet İnan, Hatıralar ve Belgeler adlı kitabında şunları belirtiyor: “Mustafa Kemal, bir sahil çocuğu olduğu için denizi çok severdi. Fakat son hastalık günlerinde hasret çektiği yer, bir çam ormanlığı olmuştur. ‘Bana memleketimizin ormanlık güzel yerlerinden tanıdıklarını anlat... Arzum, yeşillik ve ağaçlık
Venüs Attila Kasım - 2019
41
ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN
M
DOĞA SEVGİSİ
ustafa Kemal Atatürkün de anılarında bahsettiği gibi babası Ali Rıza efendinin ölümünden sonra dayısı Hüseyin ağanın yanına yerleşirler. Hüseyin ağa Selanik’e 30 km uzaklıktaki Langazada Rapla çiftliğinde kahyalık yapmaktaydı. Burada, ovanın yazın kurak, kışın batak olan kırmızı toprağında çeşitli ekinler yetişiyor ve hasattan sonra ekin diplerinde hayvanlar otluyordu. Atatürk o yıllarda toprağın kokusuna, doğanın eşsiz büyüsüne adeta aşık oldu. Böylece ömrünün sonuna kadar sergileyeceği örnek doğa sevgisi o günlerde başlamış oldu. Atatürk’ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden birisi de kuşkusuz Atatürk Orman Çiftliği’dir. Atatürk, 1925 yılında kendi aylığından ödeyerek çiftliğin bugünkü yerini satın almıştır. O yıllarda bu topraklar, ortasından demiryolu geçen bataklık
42
ve boş bir araziydi. Bugün, Ankaralılar için o güzel çiftlik, Atatürk’ün önderliğinde dikilen ağaçların büyüdüğü eşsiz bir dinlenme yeri halini almıştır. “Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer” sözlerinden de anlaşıldığı gibi Atatürk, vatanın her yerini yeşillendirmeyi düşünmekteydi. Öyle bir lider düşünün ki; bir tane ağacın kesilmemesi için köşkün yerini değiştirmiştir. Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış, binanın duvarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: Kasım - 2019
“Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak.” Görev İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir. Bina 4.80 metre civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve ulu çınar ağacı da kesilmekten kurtulur. O günden beri köşkün adı Yürüyen Köşk olarak kalmıştır.
www.mavisehirdergisi.com
Atatürk’ün örnek alınması gereken bir başka yaşanmış hikayesi ise şöyledir; “Çankaya köşkünden Meclis binasına giderken o günün Ankara’sında bir tek iğde ağacı vardır. Mustafa Kemal, her gün ağacın önünden geçerken arabayı yavaşlatıyor ve ağacı selamlıyor. Bir gün; ‘Bakın bu benim...’ derken, o ağacın yerinde olmadığını görüyor. Büyük bir telaşla otomobili durdurup iniyor. Buradaki işçilere; ‘Ne oldu buradaki ağaca’ diyor. ‘Efendim, yolu genişletmek için ağacı kestik’ cevabını alıyor. “Bana sorsaydınız eğer, bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum” diyor ve arabasına dönen Mustafa Kemal hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Ne mutlu ki, Atatürk gibi bir yol göstericimiz, bir önderimiz var. “Çevreyi korumak aklın gereğidir” özdeyişi ile yalnızca Türk insanına değil, tüm dünya ülkelerine çok önemli bir mesaj veriyor Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk. Kasım - 2019
43
Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr
SEVGİNİN TAHLİLİ F
elsefe yolculuğu, insanın düşüncelerini, hislerini sorgulama gereği duymasıyla başlar. Zor gelir çoğu zaman. Kolaycılığa meyillidir zira insanoğlu… Yüzeyselliğin konforu cazip gelir her zaman. Dalgasız, sığ denizlerde yüzmenin verdiği rahatlık ve güven misali… Oysa sorgulamadan ne adlandırmak, ne anlamlandırmak mümkün hayatı… Yılları tüketmek ve yaşamak kavramları da bu noktada farklılaşıyor işte. *** Restoranda yemek yemeye benzer biraz yaşamak. Garson yemeği masanın üzerine bırakır… Kimileri sadece yer, tadını çıkartır yemeğin. Yemek biter, keyif de biter... Ama bazıları yemekte aldığı tatların peşine düşer. Ne vardır yediğinin içinde?
44
Hangi baharatlar eklenmiştir örneğin yemeğin sosuna? Hangi yağ kullanılmıştır, ne kadar pişmiştir, nerede pişmiştir? Sadece yemeği yiyip gidenin aldığı keyif anlıktır. Ne yediğini, bu lezzetin nasıl oluştuğunu merak edip öğrenmek isteyenlerse yaşadığı keyfi içselleştirir. Karın doyurmak ve yemek yemek farklı şeylerdir. Birisi sadece bir ihtiyacın giderilmesi, diğeriyse bir duygunun, olgunun ya da olayın hakkını vermektir. İnsan ruhunu da aynı perspektiften incelersek, neyi, neden hissettiğini bilmeyen insan yaşadığının gerçek tadına ulaşamaz. Yaşamıştır sadece… Hissetmemiştir oysa…
Felsefe pınarı sevgi kaynağından çağlar. Kaldı ki felsefe kelimesinin etimolojisinde bile “sevgi” vardır… “Bilmeyi sevmek” anlamına gelir felsefe… Daha antik çağlarda başlamış sevginin sorgusu. Felsefenin duayenleri Sokrates, Platon, Aristo sorgulamalarına sevgiden başlamışlar. Önce sevgiyi tanımlamaya çabalamışlar. Sevginin nasıl oluştuğunu, sebeplerini bulmaya çalışmışlar. Bulabilmişler mi? Hayır… Biz bulabildik mi? Daha doğrusu arıyor muyuz? Sevginin hakkını gerçekten veriyor muyuz? Yoksa ezbere mi seviyoruz?
*** *** Hal böyleyken, tüm sorgulamaların özünde, odağında “sevgi” kavramı bulunur. Kasım - 2019
Karşılıksız sevgi olur… Beklentisiz sevgi de olur…
www.mavisehirdergisi.com
Peki ya “Sebepsiz sevgi”? Sanmıyorum… Sevgi sonuçtur… Her sonuç bir sebebin ürünüdür. Sebep yoksa sonuç da olmaz. Sevgi de belirli sebeplerin sonucudur. Sebepsiz yere birisinin ne bir başkasını ne de bir şeyi seveceğine inanırım. İletişim bilimine göre konuşursak, sevgi bir “geri bildirim”dir. Herhangi bir kişinin, durumun, olgunun ya da bir şeyin, size hissettirdiklerine verdiğiniz yanıttır sevgi. Örneğin çiçeğe duyulan sevgi aslında o çiçeğin sizde uyandırdığı hislere yanıtınızdır. Bir kişiyi ya da olguyu değil; üzerimizde yarattığı etkiyi severiz aslında. Misal, “insanları sevmek” dediğimizde kastettiğimiz aslında insanlar değil, insanlar için bir şeyler yapmanın bize yaşattığı duygudur. Zamanında çok sevdiğimiz birisini artık sevmediğimizi hissediyorsak bunun sebebi de bellidir… Üzerimizde sevgi hissini doğuran etki kaybolmuştur. Deyim yerindeyse, büyü bozulmuştur… Sebep ortadan kalktığı için de sonucun hükmü kalmamıştır. *** Kayıtsız şartsız sevmeyi öğütleyen, hatta “dikte eden” kimseler vardır çevremizde. Kuşu sev, böceği sev, insanları sev… “Sevgi pıtırcıkları” diye adlandırırım onları ve samimiyetsiz bulurum. Metazori ve suni sevgi telkinleriyle içini boşaltırlar gerçek sevginin… Sosyal hayatta da sürekli aynı baskıyla karşılaşmaz mı insan? Kardeşini sevmelisin… Akrabanı sevmelisin… Öğretmenini sevmelisin… Arkadaşlarını sevmelisin… Sevmek dayatılan bir zorunluluk haline dönüşür bir şekilde. Sevmek insanın en özgür kararıdır oysa. Kimse kimseyi sevmeye zorlayamaz… Kimse bir başkasına kimi seveceğini
söyleyemez. Kimi seveceğine karar vermek kişinin bireysel özgürlüğüyse… Kimi sevmeyeceğine karar vermesi de en tabii hakkıdır doğal olarak. *** Hiç kimse herkesi ve her şeyi sevemez. Sevdiğini söylüyorsa, yalandır. Sevdiğini düşünüyorsa da kendisini kandırıyordur. Yunus Emre’nin “Yaratılanı sev yaratandan ötürü” yaklaşımı ütopik bir beklentidir bence. İnsanoğlu bütün eylemlerinde olduğu gibi severken de kişisel özelliklerini dışa vurur. Karakterini gömer insan sevgisinin içine, erdemlerini saklar. Kimi ve neyi sevdiğimiz, kim olduğumuzu da ortaya koyar. O yüzden değil midir sevginin göreceliliği? Dolayısıyla herkesi ve her şeyi sevmek kişiliksizliktir bu bağlamda. Herkes tarafından sevilmek, sevilmeyi beklemek de… Nasıl ki kimi sevdiğiniz “siz”i anlatıyorsa kimin tarafından sevilmediğiniz de bir göstergedir bu bağlamda. İstisnasız herkesi seven veya herkes tarafından sevilende bir duruş, bir ilke problemi vardır bence. *** Bazen ortak yaşanmışlıkların, paylaşımların ürünüdür sevgi… Bazen de üzerinde uzlaşılan ortak doğruların. Bu ortak paydalar yoksa sevgi de doğmaz. Doğsa bile bunun adı gerçek anlamıyla “sevgi” değildir. Sevgi “hak edilen” bir şeydir son tahlilde. Anne baba bile, evladının sevgisini, hak ederek kazanır. Başından attığı, halini hatırını bile sormadığı çocuğunun kendisini sevmesini nasıl bekler örneğin ebeveyn? Sadece dünyaya getirmiş olmak yeterli midir sevilme imtiyazını talep etmek için? Kasım - 2019
Bence hayır… İnsan kardeşini de sevmeyebilir pekâlâ. Bazen bir dost, kardeşin çok daha üzerinde değer taşımaz mı insan için? Sevgide genelleme de yapmak yanlış, zorlama da... Sadece anne baba, eş, kardeş, akraba diye sevmek zorunda değildir insan başkasını. Sevgi hayatlarımızdaki kimselerin unvanlarına göre değil, bize hissettirdikleriyle oluşur. Sevgi, kimi ve neden sevdiğimizin bilincine vardığımızda gerçek değerini bulur. O bilinç doldurur sevgi kavramının içini. Sevgi o zaman bir anlam ve değer taşımaya başlar. *** “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” diyor Sait Faik. Yeter mi? Bu kadar kolay mı? Bence insan neden sevdiğini sorguladığında başlayacak her şey. Severken olduğu gibi sevmiyorken de kendisini özgür hissettiğinde. Sevmeme hakkını da özgürce kullandığında… Ve… Herkesten önce, kendisini sevmeyi öğrendiğinde… Kendisini sevmeye başladığında… Ki… Kişinin kendisini sevmesi de benliğini yüceltmesinin sonucu değil midir? Ve bu da öz sorgulamadan, özeleştiriden geçmez mi? Kendisini sevmeyen bir başkasını sevebilir mi peki? *** Zor iştir gerçekten sevmek… Bir sanattır sevebilmek. Bu sanatı nasıl icra ettiğinizle bağlantılıdır sevginin gücü de, kalıcılığı da… Sadece “sevmeyi sevmek” kolayına kaçmaktır olayın. Velhasıl, ciddi bir iştir sevmek…
45
Fantazi ve Arabeskin dahi çocuğu
ERSIN GÜLOGLU özel röportaj
Ersin Güloğlu kimdir? Biraz kendinizden bahseder misiniz? Aslen Tunceliliyim fakat Elazığ’da doğdum ve 8 yaşıma kadar orada yaşadım. Daha sonra Tunceli ve İstanbul’da yaşamımı sürdürdüm. Şuan 35 yaşındayım, başak burcuyum ve bekârım. ‘Taş mısın demir misin?’ isimli şarkınızdan bahseder misiniz? Yeni şarkımızın sözü ve müziği rahmetli usta Seyfi Doğanay eseridir. Yönetmenliğini Gökhan Kantos, aranjörlüğünü, Onur Çetin, klip yönetmenliğini Feyzullah Yıldırım üstlendi. Yapım şirketimiz ise Şerif Kayran prodüksiyon. 46
Kasım - 2019
www.mavisehirdergisi.com
İzmir’in sizdeki yeri? Hiç gittiniz mi? İzmir’i çok severim, sıklıkla da giderim. Son zamanlarda orada da trafik yoğunluğu olsa da bir başka güzeldir İzmir. Karşıyaka... Güzelbahçe... Konak... Ve tabii ki sabahları çay ile boyozu :)
Profesyonel olarak çıkardığınız bu kaçıncı şarkınız? Profesyonel olarak 3 Albüm ve 7 klip mevcut, ilk defa bir tekli single ile karşınızdayım. Şarkıcılığınız konusunda eleştiri alıyor musunuz? Şarkıcılığım konusunda sadece görsel olarak çok şaşırtıcı bulduklarını söylüyorlar :) Popçu görünümünde fantezi arabesk yorumcusuyum. Sizce şarkıcı olmak yüksek maliyetli bir iş mi? Aslında değil öncelikle müzik duygu işidir.. Şarkı söylemek de öyle... Eğer bu konuda iyiyseniz, müzikal donanımınız varsa muhakkak ki kaliteli bir albüm veya şarkılarla dinleyenlerinize merhaba demelisiniz... Ama bu işle hiç bir ilginiz yoksa ne kadar maliyetli işler yaparsanız yapın yine sonu hep hazin olacaktır. Çünkü dediğim gibi her şeyden önce müzik duygu işidir... Sahne aldığınız mekanlar nereler? İstanbul’da ulusal bir radyoda programcıyım, aynı zamanda perşembe akşamları Avcılar Çınar sahnesinde, cuma akşamları ise Bostancı Anatolia sahnesinde şarkılarımı söylüyorum.. Hafta sonlarını ise Avrupa konserlerim nedeniyle başta Almanya, Hollanda, İsviçre olmak üzere birçok ülkede konserler veriyorum... İnsanlar size nereden ulaşabilir? Sosyal medya artık çağımızın olmazsa olmazı haline geldi. Resmi instagram adresim; ersingulogluofficial aktif olarak kullanmaya çalışıyorum :) Kendinize örnek aldığınız isimler var mı? Örnek aldığım kişilerin başında Halk Müziği’nde gerek derinliği gerek eserleriyle beni kendine hayran bırakan Aşık Mahzuni Şerif üstadımız gelir.. Müslüm Gürses idolümdür.. Ayrıca Zeki Müren şarkılarına bir başka hayranlığım olup, Bob Marley tutkunuyumdur... Hatta geçtiğimiz ramazan ayında gittiğim bir Amerika seyahatimde neredeyse bütün plaklarını aldım :)
Yurtdışı konserleriniz çok meşhur sürekli gidiyorsunuz. Yurtdışında konser verebilmenin sırrı nedir? Aile olunduğu zaman dinleyiciyle insanlar sizleri dünyanın her yerine taşır Aslında işin sırrı tamamiyle samimiyet ;) Sağ olsunlar hepsini çok seviyorum.
Albüm yapmayı düşünüyor musunuz? Yeni şarkılara, bestelerime ve tabiki nefesim yettiğince yeni albümlere devam... Bundan sonraki planlarınız projeleriniz nelerdir? Müzikal alanda farklı tarzlarla düetler yapmak gibi planlarım var. Mesela Amerika’da Vietnamlı bir kadın şarkıcı meslektaşımla stüdyoda değişik bir çalışma yaptım... Çok eser üretip, bedenen bu dünyadan göçtüğümde iz bırakanlar arasında olmak istiyorum.
Arabesk... Sizce her kesimin dinlediği ve bağrına bastığı bir müzik türü mü? Arabesk bir yaşam biçimi, aslında her insanın içinde var.. Yok desek de kaçsak da var... Her kesim dinliyor. Kimse kimseyi kandırmasın. 90’lı yıllarda ayıplanan hor görülen bir tarzdı, ama şu anki dönemde en lüks gece kulüplerinde, düğünlerde, albümlerde, açılışlarda o dönemin şarkıları bir çok sanatçı tarafından seslendiriliyor... Röportaj: İsmail Gökgez Instagram: isogkgz
Ailede var mıydı müzikle uğraşan? Ailemde elbette müzisyen var.. En büyüğümüz Rahmetli Seyfi Doğanay’dır. Ailenizin en başından sonuna kadar müzisyen olmanıza bakış açısı nasıldı? Ailem ben dahil diğer kardeşlerimin de işine karışmazdı. Herkes kendi istediği alana yönlendi ve sanırım herkes istediği alanda başarılı oldu. İstanbul’u seviyor musunuz? Ah şu trafik olmasa :) Ama yine de vazgeçilmezimdir İstanbul.. Kasım - 2019
47
Sigorta şirketleri, hasar ödeme süreçlerinde, görevlendirdikleri bağımsız eksperlerin raporlarını dikkate alırlar. Eksperler de raporlarını, meydana gelmiş olan hasar ile, sigortalının poliçesinin teminat ve şartlarını değerlendirerek oluştururlar. Poliçe şartlarına uygun olmayan bir Özgür Muharrem Şişik hasar söz konusu ise, hasarımızı hiç Sigorta Danışmanı tazmin edememe ya da kısmi ödeme ozgur@kavramsigorta.com.tr alma gibi durumlarla karşılaşılması muhtemeldir.
SİGORTA HEDEF TUTTURMA İŞİ DEĞİLDİR
KOBİ’lerin ekonomi içindeki yerleri büyük ölçekli şirketlere göre biraz daha farklıdır. KOBİ’ler genel olarak, içinde bireysel özellikler de barındıran kurumsal işletmelerdir diyebiliriz. Bu farklı yapılarından dolayı ayrı bir kategoride değerlendirilip, kendilerine özelleştirilmiş ürün ve hizmetler sunulmaktadır. KOBİ’lerin var olmalarının önemi iyi anlaşılmalıdır. Rekabetçi piyasanın devamlılığının korunması, gelir dağılımının dengeli oluşturulabilmesi, olası krizlere daha dirençli durabilen bir ekonomik sisteme sahip olunması gibi pek çok sebepten KOBİ’lerin varlığı oldukça önemlidir. Sigorta şirketleri bu noktada KOBİ’lere iki önemli katkıda bulunur. İlki, mevcut değerlerini koruyabilmelerine ilişkin sağladıkları güvencedir. Bu, olası bir hasarda, sigortalının hasardan bir an öncesindeki maddi durumlarına geri dönebilmelerinin sağlanması demektir. İkincisi ise, daha cesur bir şekilde yeni yatırımlara yönelmeleri için gerekli güveni sunmalarıdır. Sigortacılık, sadece satıştan ibaret olmayan ve ciddi bir bilgi ve deneyim birikimi gerektiren mesleklerden biridir. Satış belki de işin en kolay kısmıdır. Önemli olan satış öncesi ve satış sonrası sunulan hizmetlerdir. Profesyonel sigorta acentelerini, banka sigortacılığından, oto plaza sigortacılığından, telefon-internet sigortacılığından ayıran da budur. 48
Doğru bir sigortacılık hizmeti almamış sigortalının hasarının ödenmemesi durumunda, “sigorta şirketleri zaten hasar ödememek için elinden geleni yapıyor” serzenişinde bulunması da, kendince haklıdır. Faka asıl sorun, aracı kurum tarafından, satış öncesi bilgilendirmeler ve analizler yapılmadan kendisine poliçe satışının yapılmış olmasıdır. Yoksa faaliyet konusu hasar ödemek olan bir sigorta şirketlerinin, hasar ödememek gibi bir amaçları olamaz. KOBİ’ler için, ekonominin en dinamik yapı taşlarıdır diyorsak, o zaman onların önünde bu dinamizmlerini yavaşlatacak ya da durduracak sorunlar da ortaya çıkmadan engellenmelidir. Tüm önlemlere rağmen yine de ters giden durumlar olur ise, mümkün olan en hızlı sürede çözüme kavuşturulmalıdır. Sigortacılığı danışmanlık düzeyinde yapan aracı kurumun da amacı bu olmalıdır. Sigortacı, gerek satış öncesinde, gerek satış sonrasında, gerekse de satış harici genel değerlendirmeler şeklinde hizmet ve danışmanlıklar sunmalıdır. Bunlardan bazılarına değinmek istiyorum. İşletmenin risk analizini yapıp, tehlike oluşturabilecek noktaları işaret etmek. Bu sayede KOBİ’ yi, ortaya çıkması muhtemel rizikoları önceden engelleyebilmesi için önlemler almaya itecektir. Zira olası bir hasarın engellenmiş olması, KOBİ’ ler için o hasarın maddi değerinin karşılanmış olmasından çok daha önemlidir. Yapılan analiz sonucunda ise, poliçenin şartları doğru bir şekilde oluşturulabilecektir.
Kasım - 2019
İhtiyaçları doğru tespit etmek. Düzenlenecek poliçenin kapsamı, KOBİ’ nin risklerini azami şekilde kapsayacak şekilde oluşturulmalıdır. Bununla birlikte, gereksiz teminatlar veya yüksek sigorta bedelleri gibi fazla primler ödenmesine yol açan sebepleri tespit edip, ortadan kaldırılmalıdır. Gerekli tüm bilgilendirmeleri zamanında yapmak. Poliçenin satın alınması aşamasında, poliçenin artı ve eksi tüm yönleri şeffaf bir şekilde sigortalıya anlatılmalıdır. Sigortalının soru ve talepleri dikkate alınmalı ve gerekiyorsa poliçe üzerinde düzeltmeler yapılmalıdır. İmzalar iki tarafın da tam bilgi sahibi olmasından sonra atılmalıdır. Hasar aşamasında ise, sürecin nasıl işleyeceğine dair verilecek ön bilgiden sonra, gelişmeler sıklıkla bildirmelidir. Çünkü, bilinmezlik ve belirsizlik kadar büyük bir stres kaynağı yoktur. Ayrıca olumsuz bir durumla karşı karşıya kaldığımızda yaşanılan paniğin esas sebebi, ne yapılması gerektiğinin bilinmemesidir. Bunlarla birlikte zaman zaman genel bir bilgilendirme toplantıları yapmakta yarar vardır. Hiç değilse, elektronik posta yöntemiyle, değişen yönetmelikler, geliştirilen yeni ürünler, kullanıma başlanan yeni teknoloji/ bilişim alt yapıları gibi, KOBİ’ yi ilgilendirebilecek pratik bilgileri paylaşmalıdır. Ulaşılabilir olmak. Bilgisine, yönlendirmelerine, tavsiyelerine ihtiyaç duyulduğu anda, kolaylıkla ulaşılabilir olmak için, gerekli altyapıyı kurmalı, sigortalısını da kurulu bu altyapıya adapte etmelidir. Aslında tüm bunları tek bir başlık altında toplayabilmek de mümkün. KOBİ’ lerin sigortaya ve sigortacıya güvenlerini inşaa etmek. Ve bunu sağladıktan sonra da, güvenmekte haklı olduklarını ispat edebilmek için sürekli yanlarında olmak, ihtiyaçlarına çözümler sunmak, ve en önemlisi haklarını korumak. Unutulmamalıdır ki: Sigortacılık, bir hedef tutturma işi değil, hayatın kendisidir. Bundan dolayı da, bilgi, empati, dikkat, titizlik ve güvenilirlik ister.
www.mavisehirdergisi.com
SAHNEDE KONDİSYON ŞART
“CAKA” isimli teklisiyle önemli bir hava yakalayan Nilay Dorsa, sahnedeki albenisiyle de herkesi kendine hayran bırakıyor. Sahnede güzelliği, kostümleri ve gülen yüzü yanında hareketliliğiyle de odak noktası olan Nilay Dorsa, profesyonel sporcu gibi yaşadığını vurguladı. Güzel şarkıcı Nilay Dorsa “Sahnenin hakkını vermek için bir profesyonel sporcunun kondisyonuna sahip olmalısınız, her sahneye çıkışımda 600 kalori civarında harcıyorum, sanırım bunu ağır sporlar yapanlar sarf ediyordur. Bu yüzden özel hayatımı da bir sporcu disipliniyle yaşıyorum” dedi.
“ENTRİKALI DOSTLUKLARDAN UZAKLAŞTIM”
Sahnelerin en çok eğlendiren ismi “Kuşum Aydın“ Huzurlu yaşamın sırlarını açıkladı; “Yaş aldıktan sonra insan daha dikkat ediyor. Yani şu dakikadan sonra öyle alengirli, entrikalı dostlukların hepsinden uzaklaştım. Saf ve temiz dostluklarla arkadaşlık yapıyorum. En ufak pürüzleri olanlara karşı tavrımı alıyorum. Böylece inanılmaz güzel, saf, temiz dostluklar kaldı elimde” dedi.
ARTIK YALNIZ DEĞİL Sokak hayvanlarına yemek, barınak ve sağlık koşullarına katkıda bulunmak için “Onlarında Göz Yaşları Var” projesiyle tek başına yola çıkan şarkıcı Okan Tok, artık yalnız değil. Okan Tok yaptığı mücadele ve çabası yakın çevresi tarafından takdir edilirken, etkinliklerinde sanat dünyasından da önemli destekler geldi. Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği gecede Billur Kalkavan ve Aykut Pala sunumlarıyla destek olurken bundan sonra biz de bu projenin arkasındayız vurgusunu yaptılar. Türk Sanat Müziğinin başarılı ismi Umut Akyürek de “Onlarında Göz Yaşları Var”projesinde Okan Tok’un yanında olacağını ifade ederken “Okan Tok önemli bir yolda başarıyla yürüyor, her canlının iyi şartlarda yaşamaya hakkı var, ben de Okan Tok ile birlikte elimden geleni yapacağım” dedi. Umut Akyürek ve Okan Tok, hayvanlar için özel hazırlanan ve söz müziği Murat Kutsal’a ait olan “Onların da Gözyaşları Var” isimli düet eseri seslendirerek projenin duyulmasında değerli bir imza attılar.
Kasım - 2019
HOCALARIYLA KAMERA KARŞISINDA
Türkiye’nin Alfred Hitchcock’u olarak ünlenen senarist, yönetmen ve oyuncu Mustafa Miraç Kaya, yapımcılığını Emrah Akyüz’ün üstlendiği “KİKİ” isimli sinema filminin hazırlıklarını tamamladı. “KİKİ” isimli sinema filminin, korku ve dram tarzında bir yapım olacağını vurgulayan Mustafa Miraç Kaya, ezber bozacağız iddiasında bulundu. 49
Seymen Sipahi
www.seymensipahi.com
İNTERNETİN ÇAĞLARIYLA TANIŞIN!
G
ünümüzde 7’den 70’e herkes internet kullanıcısı desek pek yanılmış olmayız. 2019 verilerine baktığımızda dünya nüfusunun %56’sının internet kullanıcısı olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise nüfusun %75’i internet kullanıcısı. 90’lı yılların sonunda, interneti sadece bilgisayarlar ile kullanabilirken, şu an cep telefonları, tabletler, akıllı saatler, televizyonlar, hatta evlerdeki ısıtma soğutma sistemleri bile internete bağlanabilmekte. Durum böyle olunca, adeta her cebe yeni bir dünya sığdığı söylenebilir. Dijital dünya da üzerinde yaşadığımız dünya gibi bir gelişim ve değişim sürecinden geçerek bugünkü halini aldı. İlk çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ, Uzay Çağı dünya için ne anlam ifade ediyorsa, Web 1.0, Web 2.0, Web 3.0, Web 4.0 da internet tarihi ölçeğinde aynı öneme sahip. Sırayla bu çağları inceleyerek internet dünyasının gelişimine birlikte bakalım.
50
WEB 1.0 DÖNEMİ 1995-2000 yıllarını kapsayan döneme denk gelmektedir. Bu dönemde web siteleri dijital bir döküman gibi kurgulanmıştır. Web sitesini yapan kişi ya da kurum, site içeriğini kendi istediği şekilde kurgular, ve yayınlar. Web sayfasına giren kullanıcı bu içeriği sadece görüntüleyebilir. Kullanıcı yorum yapamaz, fotoğraf yükleyemez ya da site üzerinden etkileşime giremez. İletişim tamamen tek yönlüdür. Bu dönemde ortaya çıkmış, en çok tanınan web sayfalarına örnek olarak; Yahoo, Amazon, Netflix, Ebay ve Google’ı gösterebiliriz. WEB 2.0 DÖNEMİ 2000-2010 yıllarını kapsayan dönem Web 2.0 olarak anılır. Bu dönemde web siteleri artık sadece dijital bir döküman olmaktan çıkmıştır. Bu çağda, kullanıcılar web sayfalarına kolayca üye olabilir, fotoğraf yükleyebilir, yorum yapabilir, içerik paylaşımında Kasım - 2019
bulunabilir hatta aynı site üzerinden birbirleriyle etkileşime bile geçebilirler. Kullanıcıların da site içeriğini oluşturmada pay sahibi olması, tamamen kullanıcı odaklı bir bakış açısının gelişmesine ve internet dünyasında köklü değişikliklerin yaşanmasına neden oldu. Bu dönemde ortaya çıkmış, en çok tanınan web sayfalarına örnek; Facebook, YouTube, Twitter ve WordPress olabilir. WEB 3.0 DÖNEMİ Web 3.0; 2010-2020 yıllarını kapsayan dönemin adıdır. Şu an içinde bulunduğumuz internet çağı bu dönemin sonu olarak tanımlanabilir. Bu çağda kullanıcı odaklı düşünce devam etmekle birlikte buna ek olarak kullanıcılardan veri toplanması ve bu verilerin işlenmesi oldukça önem kazanmıştır. Bu dönemde mobil cihazlarla internete bağlanma oranı oldukça artmıştır.
www.mavisehirdergisi.com
Şimdilererde kullanıcılar çoğunlukla cep telefonlarıyla internet sitelerini ziyaret etmekte ve bu oran her geçen gün artmaktadır. Cep telefonlarının bu kadar etkin olduğu günümüzde kullanıcılardan veri toplamak da oldukça kolay bir hal almıştır. Özellikle sosyal medya hesaplarının kullanıcılar tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor olması, konum bazlı servislerin yaygınlaşması, veri toplamayı çok daha kolay bir hale getirmiştir.
Web 3.0 çağında başarının sırrını ‘kişiselleştirme’ olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Günümüzde en çok kullanılan web siteleri ve uygulamalar, stratejilerini veri toplama, anlamlandırma ve kişiselleştirme üzerine kurgulamış durumdalar.
Toplanan veriler çeşitli algoritmalar sayesinde sınıflandırılarak, ve en önemlisi kişiselleştirilerek kullanıcılara işlenmiş olarak sunulmaktadır. Buna basit bir örnek verecek olursak; internette arattığınız ürünlerin başka bir web sayfasında reklam olarak önünüze çıkmasını gösterebiliriz.
WEB 4.0 DÖNEMİ 2020 sonrası döneme işaret eden Web 4.0 ile ilgili birçok farklı öngörü bulunmaktadır. Ancak 2019 yılı gelişmelerine baktığımızda görünen o ki, önümüzde Büyük Veri, Makine Öğrenmesi, IOT (Nesnelerin İnterneti), Derin Öğrenme gibi kavramları oldukça
Facebook, Instagram, Google, YouTube’u bu stratejileri en iyi uygulayan platformlar olarak gösterebiliriz.
fazla duyacağımız bir çağa adım atacağımız kesin. Aynı şekilde bulut teknolojilerinde de ciddi oranda bir artış olacağı dahası, standart işletim sistemleri, ve cihaza bağlı yazılımların tarih olacağı da konuşulanlar arasında. Özellikle bu çağa hazır olmak için yine çokça duyduğumuz ‘Dijital Dönüşüm’ kelimesini hem bireysel hem kurumsal anlamda gerçekleştirmeye başlamak oldukça önemli. Bunun için de ilk yapılması gereken kişisel ve kurumsal verilerinizi kaybetmemek, ve kategorize ederek saklamaktır. Ancak bu şekilde zamanı geldiğinde derin öğrenme, makine öğrenmesi gibi teknolojilerden, kendi adınıza ya da kurumunuz adına yararlanabilirsiniz.
Adres: Kazımdirik Mah 296/2 Sok No:33, Bornova / İzmir Tel: +90 232 700 28 87 Mail: merhaba@seymensipahi.com Kasım - 2019
51
FARK YARATAN
OTURMA ODALARI
Metrekaresi küçük olsa da etkisi büyük bir oturma odası yaratabilirsiniz. Bunun için öncelikle tarzınıza karar verip, daha sonra doğru parça ve renkleri seçmeniz gerekir. Size fikir verebilecek birbirinden şık mobilya ve aksesuarları alışveriş sayfamızda bulabilirsiniz. Fotoğraf: H&M
H&M 349,90 TL Mudo 6221.10 TL
SİZİ HANGİ
TARZ
Yargıcı 2199,99 TL
Vakko 425,00 TL
Boyner 21,58 TL
YANSITIYOR? Damak tadı, kıyafet, dekorasyon... her konuda herkesin zevki birbirinden farklı. Bu yüzden şık bir oturma odası hazırlamadan önce hangi tarzda olmasını istediğinize karar verin. Belirlediğiniz tarza kendi dokunuşlarınızı da ekleyerek fark yaratın. Mekanı boğucu bir hale getirmeden gerekli olan konforu ve şık görünümü sağlamalısınız. Küçük dekorasyon objeleri, duvardaki tablolar, mobilyalar, perde ve halılarınız birbirine uyumlu ve ahenk içinde olmalı.
Zarahome 1.499,95 TL
RENKLERİN UYUMU Oturma odanızda bir rengin koyu ve açık olmak üzere bir çok tonunu kullanabilirsiniz ya da birden fazla rengi bir arada da kullanabilirsiniz. Önemli olan tek düzelik veya kaos yaratmadan uyumu yakalamanızdır. Canlı bitkiler eve enerji ve sıcaklık katar. Ancak bakımları zordur ve her bitki iç mekanda bakıma uygun değildir. Bu yüzden dekorasyonda canlı görünümüne çok yakın olarak üretilmiş yapay bitkileri de tercih edebiliriniz.
H&M 69,99 TL
Fotoğraf: Yargıcı
H&M 74,99 TL
CrateandBarrel
İçecek soğutucu Roberto Cavalli
Yargıcı 1099,99 TL
CrateandBarrel
an a ab b o lc e& G D
Aksesuarlar İHTİŞAMLI
Yaz aylarıyla vedalaşmamızla birlikte bu sezon modada en çok dikkat çeken akım gösterişli, büyük ve sıradışı aksesuarlar oldu. Saç tokanızdan kolyenize, ayakkabılarınızdan çantanıza kadar her detayınızda farkınızı yansıtmaya hazır olun.
Küpe Chanel
Kolye Roberto Cavalli Çanta Versace
Küpe Zara
Dolce&Gabbana Zara
Ay Be akk tse ab y J ılar oh ns on
Dolce&Gabbana
Kol saati Versace
Bileklik - Gucci
&
LEZZET TARIF
SEBZELİ MANTARLI TOST Mantarlarınızı eşit kalınlıkta boyuna kesin. Biberlerin çekirdeklerini çıkararak jülyen dilimleyin. Havuç, kabak ve tercih ettiğiniz diğer sebzeleri de ince ince keserek tereyağlı tavada birkaç dakika pişirin. Büyük boy bazlama ekmeklerinizin arasına pişen sebzeleri ve kaşar peynirlerini yerleştirin. Tuz ve karabiber ekleyerek tatlandırın. Yanına bol köpüklü bir ayranla servis edin.
&
LEZZET TARIF
PATATES ÇORBASI Kabukları soyulmuş patatesleri ve kuru soğanı iri küpler halinde doğrayın. Zeytinyağı ve tereyağını derin bir tencereye alın. Doğradığınız kuru soğanı, kızgın yağda hafif bir renk alana kadar soteleyin. Patatesleri soğanların yanına ekleyin ve birlikte 4-5 dakika kadar sotelemeye devam edin. Daha sonra tencerenize sıcak su ekleyin ve 20 dakika kadar kaynatın. Kaynadıktan sonra tuz ve karabiber ekleyin. Sütü de çorbanızın içine azar azar katıp, hızlıca karıştırın. 10 dakika daha orta ateşte kaynamaya bırakın. Çorbanızın pürüzsüz bir kıvam alması için blenderdan geçirin. Patates çorbanızı alışılmışın dışında sunmak için servis kasenizin içine çorbayı ekledikten sonra üzerine ince kıyılmış maydanoz, kabukları soyulmuş kabak çekirdeği ve krema dökerek çorbanızı taçlandırın.
DERGİ İNDEKSİ
Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.
Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com
MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir
Uluoğlu Pastane Adres: Caher Dudayev Blv. No: 93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27
Yeliz Fidan İç Mimarlık Adres: Cehar Dudayev Bulv. No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42
Donat Beslenme & Diyet Danışmanlığı 6523 Sokak No: 32/B Daire: 301 Park Yaşam Ticaret Merkezi, Yalı Mah. Mavişehir Tel: 232 504 48 12
Mola Konsept Adres: Bostanlı Mahallesi, Cengiz Kocatoros Sokak No:55 Tel: 0(232) 336 18 81 0(541) 670 27 29 Instagram: molakonseptizmir
Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75
Yüksel Jant ve Lastik 8780 / 35 Sokak No: 7 Atasanayi Sitesi / Çiğli - İzmir Tel: 0232 328 13 50
Lugokids Mavişehir 8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mah. Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64
Obi Mutfak Caher Dudayev Blv. No:153/A Atakent Tel: 0(232) 899 10 10
Tanınmış Suite 0544 672 74 73 www.mbtaninmiş.com Yakamoz Beauty Sports : 2040 Sk. No:3 Mavişehir (Sports International içi) Atakent: 6471 Sk. No:8 Mavişehir Tel: 0(232) 382 91 91
25 Mart Oltu Cağ Kebap Aziz Nesin Bulv. Mavişehir Mah. Mavibahçe B Blok Kat:3 No:306 Tel: 0(232) 503 57 76
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor
Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.
www.mavisehirdergisi.com
Triplex Kat Planları 5+2 285 m 2
Dublex Kat Planları 3+1 175 m 2
www.focaterrace.com
Foça’nın merkezinde deniz manzar alı dublex ve trıplex lüks taş evler, sizi tarih ve doğa ile başbaşa olmaya davet ediyor.
MAKROYAPI
0(232) 329 79 00 Çanakkale Asfaltı No:17 Ulus Mahallesi 35660 Koyundere Menemen - İzmir focaterrace
www.focaterrace.com