Eylül 2017 Yıl.5 Sayı.44 5.00 Genel kültür,
Çocuklar Gelişir Dünya Değişir
Mavişehir Dergisi; Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Genel Yayın Yönetmeni
Aras Attila
aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve Pazarlama Sorumlusu
Ziynet Attila
ziynet@mavisehirdergisi.com
Aylin Günay
kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu
Duygu Gönen Attila Hukuk Danışmanı
Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi
0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500 Yapım ve Tasarım
Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Yayın Türü
Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6523 Sk. No.9 D6 blok zemin kat Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi
www.mavisehirdergisi.com Baskı:
ÖNSÖZ
YAPAY ZEK Herkes kendini haliyle zeki ve akıllı sanıyor, herkes kendini güzel, özel, ayrıcalıklı, bilinçli, kültürlü ve “ASİL” sanıyor. Ben demiyorum; instagram, facebook ve bilimum sosyal medya hesaplarının yorumlarında, trafikte seyrederken, sahilde yürürken, yaya geçidinde, koca koca şirketlerde, iş hayatında ve arkadaşlıklarda görüyorum. Kendi aracı çok özel olan zeki insanlar; araçlarında yediği içtiği şeyleri pencereyi açıp dışarı atıyorlar, zekâ seviyesi düşük olan sıradan insanlar bu olağanüstü davranışı akıllarına bile getiremeyip, çöplerini çöp tenekesine atıyorlar... Mesela erkekliğini her şartta kanıtlamak isteyen zekiler; arabalarının sis farlarını yaktıklarında bir Brad Pitt’ten, bir Kıvanç Tatlıtuğ’dan daha yakışıklı oluveriyorlar!!! Önlerinde giden araçta kadın olsun erkek olsun hiç fark etmiyor, gözlerini anında yakıveriyorlar… Hayatı doyasıya yaşamayı bilen “zeki” insanlar; sahil kenarında, parklarda, oturduğu bir ağaç altında yediği içtiği şeylerin artıklarını kendilerini pek yormadan, kendisinden daha düşük zekâ seviyesi olan vatandaşların nasıl olsa toplayacağını bildiklerinden çöplerini büyük bir iştahla atıp bırakıyorlar. Bu kadar zekice bir davranışı hangi sıradan insan yapabilir? YAPAY zekânın tüm nimetlerini kullanan bunca programlanmış insan varken çağ dışı kalmanın haklı üzüntüsünü yaşayan insanlar için tehlike yaklaşmış durumda. İş hayatındaki kendini kanıtlama adı altında insanları ezme manevraları, serbest piyasa ayağına arkadan iş çevirebilme huzuru, görevini veya sorumluluğunu kendi çıkarları doğrultusunda yönetebilme doyumsuzluğu… Say sayabildiğin kadar... Alon Musk haklı kardeşim; “YAPAY ZEK” çok tehlikeli. Yapay zekâ; bunu programlayabilenin, öğretebilenin vizyonu ve dünyası kadar bir şey işte. Anne babanız, öğretmeniniz, ustanız, eşiniz, arkadaşınız, artık kimi örnek alıyorsanız, nasıl algıladığınız ve nasıl var olmanız gerektiğiyle alakalı bir durum. Yapaylık mı? Doğallık mı? Gerçeklik mi? Bu YAPAYLIK en temiz, en huzurlu, en kaliteli şeyleri ve yerleri içgüdüsel olarak bulup icabına bakıveriyor. Duygudan ve duyarlılıktan uzak kalınmışlığın resmini bize gösteriyor. Duygusal Zekâ sen çok yaşa. Saygılarımla
Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar
Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik Fügen Yenilmez
facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi
• • • • • •
İÇİNDEKİLER
Tarık Akan Parkı açıldı (12) Lugo Eğitim Kurumları (14-21) Ölmek ve ölümsüzleşmek (36-37) Sonbahar modası (46-47) Dünyanın en huzurlu yerleri Köşe Yazıları
(48-51)
Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü İsmail Barış Özpazarcık - Fügen Yenilmez
w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay MaviBahçe AVM ve EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.
ARKAS AEGEAN LİNK REGATTA ÇEŞME’DE SONA ERDİ Ege Açıkdeniz Yat Kulübü (EAYK), Uluslararası Çeşme Yat Kulübü (ICYC), Çeşme Marina ve Arkas iş birliğiyle düzenlenen; Türkiye Yelken Federasyonu, Çeşme ve Sakız Adası Belediyeleri’nin destekleriyle 23 – 27 Ağustos tarihleri arasında organize edilen Arkas Aegean Link Regatta, Before Sunset’te düzenlenen ödül töreniyle sona erdi.
2
4 Ağustos Perşembe Çeşme Marina Yacht Club’ta yapılan brifing ardından 45 tekne yaklaşık 400 sporcu start için Çeşme Marina’dan çıktı. Çeşme açıklarında IRC ve Deste sınıfında ayrı ayrı verilen startın ardından yarışçılar mücadeleye başladı. Tekneler Alev Adası’nın yakınındaki 1 Numaralı Şamandırayı döndükten sonra Uzun Adalar’ı sancaklarında bırakarak 17 deniz mili yol kat ederek Sakız Limanı önündeki finish hattına geldiler. Bu keyifli yarışın ardından ekipler akşam Chandris Otel’de düzenlenen kokteylde tüm günün yorgunluğunu attılar.
Son gün Çeşme Marina ofisinin önünde yapılan birifingin ardından 22 knot rüzgar atlında denize açılan ekipler öğle saatlerinde verilen start ile son yarışa başladılar. Önce Destek sınıfı ardından IRC sınıflarının startının verildiği yarış, Before Sunset önünde kurulan finish hattında sona erdi. Akşam Before Sunset’te yapılan ödül töreninde dereceye giren tekneler kupalarına kavuştu. Ödül törenine, Çeşme Kaymakamı Hacı Mehmet Kara, Çeşme Emniyet Müdürü Hüseyin Yılmazer, TYF
Cuma günkü serbest gün ardından ekipler, 26 Ağustos Cumartesi sabahı fırtınalı bir güne uyandılar. 30 knot ve üstü esen rüzgar nedeniyle hakem heyeti yarışı abondene etti ve ekipler serbest şekilde Sakız’dan Çeşme Marina’ye geri döndüler. Bu zorlu yolculuk sonrasında yarışçılar akşam Aquente Warm Pool’da Çeşme havasının keyfini çıkardılar. 2
Eylül- 2017
Başkanı Özlem Akdurak, Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas, IC Holding Üst Düzey Yöneticisi Semih Ergür, Çeşme Marina Genel Müdürü Can Akaltan, EAYK Komodoru Akif Sezer, Sakız Belediyesi Turizm Bürosu Müdürü Rena Pagoudi Damigou, sporcular ve yakınları katıldı. Ödül töreninde Overall birincilik ödülünü Anything Dere Construction; ikincilik ödülünü Arkas Flying Box ve üçüncülük ödülünü Garanti Sailing Lemon kazandı.
t akeile P lo iz
A
isim eyiz serv tinizd e hizm
C aptain
w o r r a p S k c Ja Burgerin süper kahramanı
H
amburger tutkunlarının yeni kahramanı Captain Jack Sparrow karşınızda...
Captain Jack Sparrow’un olağanüstü doyuruculuğu ve lezzeti çoğunuzun kulağına gelmiştir.
Doyurucu, lezzetli ve heyecan verici bir burger serüvenine hazırsanız Babafingo Burger’de Jack Sparrow ve arkadaşlarına bir göz atmalısınız. El yapımı burger köftesinin fırında pişirildiği ve özel tereyağlı ekmeklerin lezzetine lezzet kattığı burgerler Babafingo’da keşfedilmeyi bekliyor.
Karamelize soğan, füme et, ve mozarella stick ile zenginleşen bu harika burger kısa sürede büyük ilgi gördü... Lezzetli ve doyurucu burger isteyenlerin imdadına yetişen bu süper kahramanı ister Babafingo’nun Mavişehir’deki restoranında, ister evinizde afiyetle yiyebilirsiniz.
Capri Pizza ve Babafingo Burger 6497 Sokak No:8 Mavişehir - Karşıyaka / İZMİR (Karşıyaka Göz Hast. sokağı)
0(232) 362 65 66
4
Eylül- 2017
a d n ı p a ç m c 0 7
DEV PİZZA 20. yıl özel ürünü
B
u sene 20. yılını kutlayan, İzmir’in en iyi ve en sevilen pizza markalarının arasında gösterilen Capri Pizza; 20. yılına özel 70cm’lik dev bir pizza ile karşınızda. 20 yıldır gerçekten de hiç değişmeyen kalitesi ve lezzetiyle büyük bir başarıya imza atan Capri Pizza, Türk damak zevkine en uygun pizza olarak ünlenmiş. Capri Pizza’nın bol malzemeli 70cm’lik
efsane pizzası paket servisi mümkün olmayan bir ürün, kendiniz gelip özel kutusuyla evinize götürebilirsiniz veya 8-10 kişi toplanıp Capri Pizza’nın rahat ortamında bu enfes lezzeti afiyetle yiyebilirsiniz. Süper Capri 20 TL Capri Pizza’nın 20. yılına özel fiyatlandırdığı bir diğer ürünü orta boy Süper Capri’yi 20 TL’ye yiyebileceğinizi de unutmayın.
Capri Pizza ve Babafingo Burger 6497 Sokak No:8 Mavişehir - Karşıyaka / İZMİR (Karşıyaka Göz Hast. sokağı)
0(232) 362 65 66 Eylül - 2017
5
Haftanın her günü farklı bir grup ile canlı müzik dinlemeye davetlisiniz.
Bostanlı’da 3 yıldır hizmet veren ve İzmirlilerin uğrak yeri haline gelen, sanatla dolu, nezih ve sıcacık bir mekan. B&Muppet’ın sahibi Birsen Ülkü, Mavişehir Dergisi okurlarına kendisini ve mekanını anlattı. Birsen Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ben yıllardır İzmir’de yaşıyorum. Aslen Salihliliyim. Bu sektöre 3 yıl önce girdim. Zevkli, eğlenceli bir iş. Daha önce kamu kurumlarında ve özel bir bankada çalışmıştım. Hep hayal ederdim kendi işim olsun diye. Şimdi o hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. İnsanlarla iletişimi seviyorum, insanları seviyorum. Müşteri profilimiz de çok güzel olduğu için daha da zevkle ve eğlenerek yapıyorum işimi. Genç bir müşteri profilimiz var, hepsi hayat dolu. Onlarla sohbet ederek, eğlenerek çalışıyoruz. Böylece isteklerine de daha kolay cevap verebiliyoruz. Burada kendi mekanları gibi rahat etmelerini sağlıyoruz ve bence en önemli nokta bu. Rock, cazz ve blues tarzı müzik dinlemeyi seven herkesi bekliyoruz. Harika bir yaz geçirdik. Canlı müzik 6
performanslarını dinleyen herkes buradan çok mutlu ayrıldı. Kışın da devam edeceğiz. Bu kış haftada 3 ya da 4 kez canlı müziğe yer vermeyi düşünüyoruz. Müzik gruplarımız çok kaliteli ve çok başarılılar. Peki canlı müzik performansı hangi saatler arasında oluyor? 20:45 - 23:50 arası. Etrafımızdaki apartman sakinlerini düşünerek 00.00’dan önce bitiyoruz. Sizce İzmirlilerin eğlence hayatından beklentileri neler? İzmirliler kültürel anlamda, sosyal anlamda çok aktif insanlar. Çok enerjik, yaşam dolu insanlar. Yani İzmirlilerin isteklerine cevap verebilmek için gerçekten kaliteli bir hizmet sunmak gerekiyor. Elbette herkesi tam anlamıyla memnun edemeyebiliriz ama memnuniyetsizliği minimuma indirmek için bütün gücümüzle çalışıyoruz. Aslında İzmirlilerin sosyal anlamda yüksek zekaya sahip olması bize de Eylül- 2017
bir nevi beyin jimnastiği yaptırmış oluyor :) “şu grubu beğenirler mi?” “şu programı beğenirler mi?” diye beynimizi zorlayarak güzel şeyleri bulmaya çalışıyoruz. Bulduğumuzu da düşünuyorum. Zaten müşterilerimiz bunu dile getiriyorlar “Çok güzeldi bu akşam müzik” gibi cümlelerle bizlere memnuniyetlerini aktarıyorlar. Tabii bu da bize haz veriyor, bizi mutlu ediyor. İzmirlilere hizmet vermekten ve İzmir’de çalışmaktan çok keyif alıyorum. Her zaman söylediğim bir cümle var; “Türkiye’nin en güzel yeri İzmir, İzmir’in en güzel yeri Karşıyaka, Karşıyaka’nın en güzel yeri Bostanlı, Bostanlı’nın en güzel yeri Muppet. Gündüz saatlerinde açık mısınız? Kahvaltı veya öğlen yemeği hizmeti veriyor musunuz? Aslında bir ara bunu planladık ama şöyle ki bu sektörde en zor şey personel çalıştırmak. Yaz geldiğinde yazlıklara gidiyorlar. Kışın harçlıklarını
www.mavisehirdergisi.com
biriktirip işi bırakıyorlar. Biz kurumsal bir yer gibi çalışıyoruz. Bütün personellerimizin sigortasını eksiksiz yatırırız. Kusursuza yakın bir hizmet vermeyi hedeflediğimiz için yalnızca akşamları program yapmayı tercih ettik. Çünkü bahsettiğim gibi şu an gündüz için bir ekip oluşturmakta zorlanabileceğimizi düşünüyoruz ve bu hayalimizi erteliyoruz. Ama ileride neden olmasın? Mekanımız çok güzel, manzarası çok güzel. Denize çok yakın. Bostanlı iskelesinin karşısında. Tramvay önümüzden geçiyor. Ulaşımı kolay. Kısaca Bostanlı’nın en güzel yerlerinden birindeyiz. Ben bu sektörde daha çok yeniyim ama 3 yılda çok şeyler başardığıma inanıyorum. Kardeşimle birlikte çalışıyoruz. Ben ilk önce tek başıma başlamıştım ama zamanla zorlandığımı fark ettim. Çünkü hiç bilmediğim bir sektör. Ama sanatı çok iyi biliyorum, sanata çok düşkünüm. Müzik, resim, tiyatro, sinema çok sevdiğim sanat dalları. Bu yüzden de burada işimi keyif alarak yapıyorum. Arkadaşlarım bana “geç saatlere kadar çalışmaktan hiç mi yorulmuyorsun?” diye soruyorlar. İnanın ben 08.00 - 17.00 çalışırken daha çok yoruluyordum. Şu an içinde bulunduğum ortam o kadar keyifli ki; gençlerin cıvıl cıvıl olması, herkesin bana “Birsen Abla” diye ismimle hitap etmesi çok hoşuma gidiyor. Bu durum bir aile olduğumuzu gösteriyor. Müşterilerimizin burada kendilerini rahat ve güvende hissetmesi bizim için en önemli şey.
İnsanların istekleri ve hissettikleri benim için son derece önemli. “işte bir yer açtık burada para kazanalım, karnımızı doyuralım” gibi bir düşüncemiz asla yok. Burada sanat var, paylaşım var, mutluluk var. Sanat her şeyle bir bütündür. Görsellik, düşünme gücü hepsi bir arada. 3 yıl içinde 2 kez tadilat yaptırdık. Çünkü insanlara saygı duyuyoruz. Buraya geldiklerinde neyi beğendiririz, nasıl istekleri var, nasıl fark yaratabiliriz diye düşünüyoruz. Bu yaz yeni bir konsept yaptık. Biz çok beğendik, umarım herkes beğenir. Umarım yazımızı okuyanlar da gelip görürler ve onlar da beğenirler. Yenilik her zaman iyidir. Ayrıca maç yayınları
Eylül - 2017
da yapıyoruz. Sadece sanata değil spora da önem veriyoruz. Sanatın ve sporun bir arada olduğu B&Muppet’a herkesi bekliyoruz. Adres: Cemal Gürsel Caddesi No:472/1 Bostanlı İzmir Rezervasyon: 0537 253 46 97 0532 242 43 75 facebook: MuppetsPub instagram: bmuppet
7
YENI SEZONDA YENI LEZZETLER
F
ince ve İtalyanca Roka anlamına gelen Rucola; Finlandiya’daki 4 şubesiyle çok beğenilen ve tercih edilen oldukça ünlü bir marka. Finlandiya’daki 12 yıllık tecrübe ve başarının ardından İzmir’de de lezzet tutkunlarına lezzetli pizzalar sunmaya devam ediyor... Üstelik ailecek işletilen mekânda, Pizza Rucola’nın kurucusu ve baş ustası mutfağın başında. Pizza Rucola yeni ürünleriyle karşınızda.... Menüye yeni eklenen Otlu Pizza ve Dana Bacon kısa sürede Pizza Rucola’nın en sevilenleri arasına girmeyi başarmış durumda.
Taze ıspanakların lezzet verdiği, içinde domates sos, mozarella, siyah zeytin, cherry domates, mısır ve pesto sos olan Otlu Pizza; her gün taze ıspanakla yapıldığı için oldukça sağlıklı ve harika lezzeti ile çok tercih ediliyor. %100 Dana Bacon kullanılan, içinde domates sos, mozarella, füme dana bacon, kırmızı soğan ve BBQ sos olan bir diğer yeni ürün de Dana Bacon... Pizza Rucola size gerçekten en iyi ürünleri sunmak için çok gayret gösteriyor, Finlandiya’dan özel getirilen unlar, burada özel bir karışımla pizza hamuruna
dönüşüyor ve elle açılan pizzanızı afiyetle yiyorsunuz. İçinde kullanılan malzemeler de tek tek kalite kontrolden geçip, tadı biraz da olsun beğenilmeyen ürünler geri iade ediliyor.
Alo P aket serv
i hizm simiz ile etini zdey iz
Lezzet ve titizlik konusunda çok özen gösterilen bir işletmenin bu kadar çok sevilip tercih edilmesinin tesadüf olmadığını da Pizza Rucola bize kanıtlıyor. Bahçesini genişleten Pizza Rucola’da yeni pizzaların tadına bakmak için acele edin...
Geniş ve ferah bahçenin keyfini butik tatlı pizzaları kahve eşliğinde yiyerek çıkarabileceğinizi unutmayın. Ağızda dağılan ince hamur pizzalar size eşsiz bir pizza lezzeti sunacak.
Kitap okumayı sevenler Pizza Rucola’dan ayrılamıyor. Pizza Rucola’nın bir duvarı tamamen kitaplara ayrılmış güzel bir kütüphaneyle çevrilmiş. Rahat koltuklarda gününüzü kitap okuyarak geçirebilecek ve acıktığınızda pizzanızı da fırından çıktığı gibi yiyebileceksiniz. Çok çeşitli menünün tüm pizzalarını denemek için güzel de bir bahaneniz olmuş olacak...
0850 279 7936 Bestekar Sadi Hoşses Sokak No: 42/A Bostanlı - İzmir info@pizzarucola.com - www.pizzarucola.com.tr
Oyuncak Günü Her pazartesi günü öğrenciler evlerinden istedikleri oyuncakları okula getirebilecek ve arkadaşları ile birlikte oynayabileceklerdir. Böylece öğrenciler evleri ile okul arasında bağ kuracak, kendilerine ait bir eşyayı taşıma, unutmama, sahip çıkma, değerini bilme, sorumluluk alma, arkadaşları ile paylaşma vb. duyguların gelişimi desteklenecektir.
BAŞARILI VE MUTLU ÇOCUKLAR 2017 Yılında kurumsal olarak FEHMİ BOZBAY tarafından kurulan okulumuz Franchısıng sistemiyle genç yatırımcı Zeynep Tekin’e devredilmiştir. Çocuk sevgisini, eğitim bilinciyle taçlandıran Zeynep Tekin, anne baba bağımlılığını bırakıp; bireyleşme yoluna giren çocuklarımız için eğitim hayatına atılacak ilk adımda bize başarının sırlarından tüyolar verdi. Her üç yaşına gelmiş çocuğun anaokuluna başlaması gerektiğini vurgulayan Tekin, “Çağımız teknoloji çağı, bunun yanında betonlaşan şehirlerde çocuklarımız tek başına büyümekteler. Oysa ki kişisel bakım ihtiyacını öğrenmiş ya da öğrenme çağında olan çocuklar yaşıtlarıyla birlikte paylaşmayı öğrenerek, anne baba bağımlılığından ayrılıp ebeveyn-okul-öğretmen-arkadaş güveni ve paylaşımı öğrenmeleri gerekmektedir. Hayata ilk adımlarını atmaya başlamalıdırlar. Aile-öğretmen ilişkisi çocuğunuzun gelişimi için çok önemlidir. Sizlere eğitimlerimizin bir kısmından bahsetmek istiyorum. Müzik / Orff Etkinliği Müzikle ilgili temel kavramlar, bunun yanında enstrümanlar, ünlü besteciler, müzik türleri ve eserleri tanıtılmaktadır. Ritm; müzik, dans ve konuşmada doğası gereği var olan
temel öğedir. Bu temel öğe üzerine kurulu bir “dil” olan Orff yöntemi; a) Ritm için vücut sesi ve jestler vurgulanarak, b) Enstrümanların en doğalı ve ilki olan “ses” kullanılarak, c) Her ölçü, şekil ve ses çeşitliliğine göre bütün davul türlerine büyük önem verilerek, d) Doğaçlamalara şekil veren öğe olarak “ostinato” (tekrarlanan ritmik, sözlü veya söylenen biçim) kullanılarak doğmuştur. Orff Schulwerk çalışmalarının temeli müzik, konuşma, dans ve hareketin birleşiminden ortaya çıkacak yaratıcı gücün tetiklenmesidir. Bu gücün sonucunda ortaya çıkan ürünler ise süreç içerisinde öğrencilerin kişilik gelişimine katkı sağladığı gibi sosyal ve iletişim becerilerini de geliştirmektedir. Yaratıcılığı doruk noktasına çıkaran çalışmalarda öğrenciler tamamen doğaçlama hareket geliştirir, hiç bir sanatsal kaygı taşımadan çalgıları ve bedenlerini kullanarak spontan müzik yaparlar. Bu çalışmalarda öğrencilerin yeteneklerinin olup olmadığı önemli değil, deneyim yaşadıkları süreç ve meydana getirdikleri ürün önemlidir. Bütün bu süreç içerisinde öğrencilerimiz beynin sağ bölümü (duygusal alan) ile sol bölümünü (bilişsel alan) birlikte kullandıkları için öğrenme süreci daha hızlı gerçekleşmektedir. Sinema Eğitici filmlerden oluşan, öğrencilerin arkadaşları ile birlikte öğrenirken keyifli zaman geçireceği bir aktivitedir. Bu aktivite aynı zamanda tiyatro, sinema, opera, bale gibi sosyal-kültürel aktivitelerde dikkat edilmesi gereken durumlar ve nedenleri çözme bilincini geliştirmeye katkı sağlamaktadır.
Renkler Atölyesi Öğrencilerde var olan yaratıcı güçlerini ortaya çıkarmak ve geliştirmek amacıyla çoğunlukla açık havada uygulanacak bir etkinliktir. Çeşitli baskı tekniklerinin kullanıldığı, ebru gibi sonucunun merak uyandırdığı, kolaj gibi çeşitli malzemelerin bir arada kullanıldığı, renklerin karışımından elde edilen ara renklerin eğlenerek öğrenildiği görsel algıyı geliştirici bir çalışmadır. Hayal Tasarım Atölyesi Bu derste öğrenciler önce hayal edecek, bu hayallerini önce fikre, sonra ürüne dönüştürecektir. Artık materyaller, kağıt, kalem vb. her şey öğrencilerin hayallerine malzeme olabilir. Bazen bir çizim, bazen bir oyun, bazen bir hikaye öğrencilerin yaratıcı bir fikir ve ürün ortaya çıkarmasını sağlamaktadır. Fen ve Doğa Etkinlikleri Fen ve doğa etkinlikleri öğrencilerin bilimsel düşünmelerini, yaparak yaşayarak öğrenmelerini, gözlem ve deney yeteneklerini geliştirmelerini, çevrelerine karşı duyarlı olmalarını, neden-sonuç ilişkileri kurmalarını ve problem çözme becerilerini, günlük yaşamda kullandıkları araçgereç ve malzemeleri tanımalarını, kavram gelişimlerini, akıl yürütme becerilerini ve dil gelişimlerini, yeni fikirler üretebilmelerini, yaratıcı düşünme becerilerini, kendilerine güven duymalarını, psikomotor, becerilerini, nesnelerin benzerliklerini, farklılıklarını, grup etkinliklerine daha istekli katılmalarını, grup içerisinde yardımlaşma, paylaşma, iş birliği gibi sosyal davranışları, kendi becerilerini tanımalarını sağlamaktadır. Fen ve doğa etkinlikleri sırasında yapılabilecek aktiviteler; Deney yapma, hayvan besleme, bitki yetiştirme, inceleme gezileri, sınıfa konuk çağırma ve fen-doğa merkezinde bulunan materyallerle yapılan diğer çalışmalardır. Puzzle Günü Her salı puzzle günü olacaktır. Öğrenciler o gün istedikleri puzzle okula getirip hem bireysel hem grup
çalışabilecektir. Puzzle gibi aktiviteler zihin jimnastiğidir ayrıca el göz koordinasyonuna katkı sağlamaktadır. Matematik Etkinlikleri Sayılar, renkler, geometrik şekiller, kavramlar, duygular, toplama-çıkarma işlemleri vb. tüm matematik etkinlerini nesnelerle, şarkılarla, oyunlarla ya da çalışma föyleri ile yapılarak pekiştirilecektir. Gastronomi Atölyesi Birlikte yapılacak, pastalar, kekler dondurmalar, kurabiyeler, çikolatalar ve meyve salatalarıyla tat miktar, koku kavramlarını kazanacaktır. Öğrencilerimiz, sabah kendi hazırladıkları yiyecekleri ikindi kahvaltısında yemenin keyfini yaşayacaktır. Zeka Oyunları Atölyesi Sudoku, labirentler, interaktif oyunlar, örüntü oluşturma, lego, blok, puzzle, domino, memory, çubuklar gibi zihni çalıştıran dikkat süresini geliştiren çalışmalardır. Zeka oyunları öğrencilere, çabuk karar verme, sonraki aşamaları düşünme, olasılıkları hesaplama, mantığı etkili bir şekilde kullanma, parça bütün ilişki kurma, planlı hareket etme, hızlı ve doğru karar verme, sorumluluk alma ve yenilmenin de yenmek kadar doğal olduğunu öğretmektedir. Sanat Atölyesi Kağıt işleri, kolaj çalışmaları, yoğurma maddeleri, artık materyaller, boya, origami, mandala çalışmaları planlanıp uygulanacaktır. Böylece hem ortaya yeni özgün eserler çıkartan öğrencilerin, yaratıcılıkları desteklenecek hem de ince kasları geliştirilecektir. Ayrıca önemli ressamlar ve sanat akımları hakkında bilgi aktarımı yapılacaktır. Dikkat Oyunları Son yıllarda artış gösteren önemli sorunlardan biri dikkat bozukluğu ve dikkat süresinin kısalığıdır. Yapılacak çalışmalar, konu üzerinde odaklanmayı dikkat süresini uzatmayı ve görsel algıyı hızlandırıcı çalışmalardır. Örneğin, bir hikaye anlatıp çocuklaradan bu hikayede geçen belirlediğiniz kelimeleri saymasını istemek: “Şimdi sana bir hikaye okuyacağım, sen bu hikayede geçen kelebek kelimelerini sayacaksın. Ben hikayeyi bitirene kadar içinden saymaya devam et. Hikayeyi bitirdikten sonra ben sana soracağım” gibi... Türkçe Dil Etkinlikleri Bilmece, parmak oyunu, tekerleme, şiir, hikaye, drama, kukla, pandomim çalışmaları uygulanacaktır.
Eğitici Masa Oyuncakları Eğitici oyuncaklar; çocukların bilişsel, dil ve öz bakım becerisini desteklemek amacıyla sistemli bir şekilde geliştirilmiş, aynı zamanda sosyal-duygusal ve motor becerilerinin gelişimini destekleyen, çocukların oynayarak öğrenmesini sağlayan oyuncaklar olarak tanımlanabilir. İngilizce Yabancı dil eğitimi gören çocukların düşünme becerileri tek dille öğrenim gören çocuklara oranla daha çok gelişmektedir. Bu da yabancı dil bilen çocukların kavram geliştirme ve üst düzey becerileri kavrama konusunda tek dil bilen çocuklara göre üstünlük sağlamaktadır. Bilimsel araştırmalara göre erken yaşta öğrenilen yabancı dil çocuğun matematik, ana dili ve
sosyal bilgiler alanlarında da başarılı olmalarını sağlamaktadır. Erken yaşta yabancı dil öğrenen çocuk çevresindeki olayları algılamada daha üst düzey başarı göstermekte, kişisel alanda da farklılıklara anlayışlı, saygılı ve hoşgörülü yaklaşmaktadır. İnteraktif oyunlarla İngilizce dersine devam edilecektir. Konsept Partiler Öğrenciler belirlenen konsepte uygun hazırlık yapıp, cuma günleri okula bu hazırlıkları ile gelecektir. Müzik eşliğinde danslar edilerek konsept çerçevesinde parti yapılacaktır. Haftanın son gününü çeşitli eğlenceli etkinliklerle değerlendirmek, pazartesi günü mutlu bir şekilde okula gelmelerini sağlamak adına yapılan çalışmalardır. Ayrıca okulumuzda Yaratıcı drama Açık hava oyunları Gezi günü Grup oyunları Müzik ve dans etkinlikleri de yapılmaktadır.
Kayı tları deva mız m ediyo r. Adres: 2040 Sok. Kuğu 122 D:60 Mavişehir / İZMİR Tel: 0532 623 99 92 - 0232 324 27 16
TARIK AKAN, KARSIYAKA’DA OLUMSUZLESTI
T
ürk sinemasının unutulmaz ismi Tarık Akan, yaşama vedasının birinci yılında Karşıyaka’da ölümsüzleşti. İnönü Mahallesi’nde yapılan ve usta sanatçının adını taşıyan park, görkemli bir törenle hizmete açıldı. 850 metrekaresi yeşil alan olmak üzere, toplam bin 350 metrekarelik alanda kurulan parkta, oturma alanları ile spor aletleri oluşturuldu. Parkın içine Tarık Akan’ın birebir ölçülerdeki heykeli de konuldu. Aile bireyleri ve sevenleri, heykelin önünde fotoğraf çekildi. AYAKTA ALKIŞLADILAR Aynı günün akşamında Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu’nda, Tarık Akan için bir de Anma Programı düzenlendi. Etkinliğin başında usta isim, tüm salon tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı.
12
Gecenin sunuculuğunu Orhan Aydın yaptı. Kızı Özlem Üregül bir şiirle, Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral ise mektupla andı Akan’ı. Sunay Akın Tarık Akan’la ilgili bilinmeyen hikayeleri anlattı. Arif Keskiner hatıralarını paylaştı. Sadık Gürbüz ise sevdiği şarkıları dillendirdi. Her iki etkinliğe; Tarık Akan’ın oğulları Özgür ve Barış ile kızı Özlem Üregül, aile bireyleri, Nazım Hikmet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral, sanatçı Sunay Akın, Orhan Aydın, Ali ve Aysun Kocatepe ile Sadık Gürbüz de katıldı. ATATÜRKÇÜ, SANATÇI, DEVRİMCİ, BABA… Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu
Eylül- 2017
Cumhuriyet’e sımsıkı bağlı olan; sinema oyunculuğunun ve sanatın, magazin sayfalarından geçmediğini gösteren, filmleriyle topluma bir şeyler kazandıran, adam gibi bir adam için buradayız. İyi bir mühendis, iyi bir baba, iyi bir Atatürkçü, iyi bir devrimci için bir aradayız. Karşıyaka sokaklarında gezerseniz vefanın tadını alırsınız. Tarık Akan Parkımızla bizim için önemli bir eksiği daha kapatmış olduk. Ruhundaki güzelliği duruşuyla bizlere sunan Tarık Akan’ı şükranla anıyorum. İnanıyorum ki çocukları da O’nun izinden gideceklerdir. Ardında is değil, iz bırakan bir babanın mirasını en iyi şekilde yerine getireceklerdir” dedi. Tarık Akan’ın oğlu Özgür Üregül de “Babamın adını yaşatacak bu park için, başta Karşıyaka Belediye Başkanımız Hüseyin Mutlu Akpınar olmak üzere, emeği geçen herkese ve anma gecemizde yanımızda olan tüm katılımcılara, ailem adına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral ise “Bizler Tarık Akan’ı tanıma şansına sahip olan arkadaşları olarak, O’nun kişiliğinde hep doğruluğun, dürüstlüğün, hayat karşısında onurlu duruşun örneklerini izledik. Büyük sanatçı özelliğini iyi insan olma özelliğiyle birleştirdi” sözleriyle, dostları adına usta sanatçıyı andı.
30 Eylül
Markalar Sonbahar Kış Defilesi
/mavibahce
MB_SHOPINGFEST_2017_MAVISEHIR_ILAN.indd 1
15/09/2017 14:13
İSTANBUL’DAN İSİM DEĞİL EĞİTİM KALİTESİNİ GETİRDİK
T
ek değişmezin değişim olduğu bir dünyada, öğrencilerin kafalarını gerçeklerle doldurup bunun adına bilgi demeleri bir okul için yeterli değildir. Öğrencilerimizin becerilerini geliştirmeye ihtiyacı vardır: bir şeyleri sorgulama ve kendi başına anlama becerisi birey olarak var olabilme becerisi gibi.
Lugo Kids Eğitim Kurumları Kurucusu CAN UYSAL
seçimler ve tahminler yerine, merak uyandırarak ve sorgulayarak bu süreçlerde çözüme ulaşmalarını desteklemektedir.
Dünya’daki tüm eğitim sistemlerini inceleyen ve bu yönde yaptığı çalışmaları da kitap haline getiren ve okullarında bu metotları uygulayan Can Uysal planladığı eğitim çalışmalarıyla Türkiye’nin geleceğine ve LUGO Anaokullarına önderlik yapmaya devam etmektedir.
Çocuklar, yaşayarak ve deney yaparak bu öğrenme sürecine doğrudan katılırlar. Howard Gardner’ın çoklu zeka kuramına göre zeka, problem çözme, yaratıcı çözümler, yaklaşımlar ve insiyatif üretme sürecidir. Bu nedenle, program, çocukların eğitime bireysel yaklaşımlarını geliştirmeleri için çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Bunları eğitim teknolojisi ile birleştirerek öğrenme daha cazip ve daha kolay hale gelir ve böylece Lugo Anaokulları, hayat boyu öğrenenlerin yetiştirilmesine yönelik ilk adımı atar.
Birçok çağdaş eğitim yaklaşımından ilham alan programımız, sorgulama ve araştırmayı vurgulayan bununla birlikte de çocuğun gelişimi için eşit derecede önemli olan tüm alanları destekleyen bir modeldir. LUGO Anaokullarının her bir öğrenci için geliştirmeye çalıştığı farklı öğrenme stilleri ve ilgi alanları; öğrencilerimize güven ve başarı kazandırır. PYP Anaokulu programı, çocuklara öğrenme ve sorunları çözmede önceden belirlenmiş
Lugo Anaokulu programımızda, İngilizce edinimi önceliklerimizin başında yer almaktadır. Bu, genellikle küçük çocuklarda kendiliğinden gelişen bir süreçtir, ancak bu durum onu desteklemek veya öğrenciler ile öğretmenler arasındaki kişisel etkileşimi kapatmak için zengin eğitim materyallerine ihtiyacımız olmadığı anlamına gelmez. Bunlar, kendilerine inanan, değerleri olan ve gezegene saygı ile yaklaşan mutlu bireyler yapma temellerini oluşturur.
GELECEĞE İLK ADIM
O
kul öncesi eğitim kurumları sevgi, saygı, paylaşma, iş bölümü, sorumluluk ve sosyal çevre oluşturma açısından çocuğu geleceğe hazırlayan güvenli ortamlardır. Bu güvenli ortamda çocuk daha yaratıcı, ileriyi görebilen, yeni ürünler yaratabilen ve çevresini kendi amaçları için yönlendirebilen özerk bir birey olarak yetişir. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini görünür kılmaktır. Bu dönemde uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler. Eğitim, öğrenci-öğretmen-veli üçgeninden oluşan bir platformdur. Bu birliktelik ne kadar bilinçli ve sağlıklı olursa, çocuklarımızda o oranda sağlam bir kişilik kazanırlar. Okul öncesi eğitim her çocuk için gereklidir. Çünkü çocukta zeka gelişiminin %70 lik kısmı bu dönemde tamamlanır. Çocuğun öğrenme becerisi grup içine katılması, sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel değerlerine sahip çıkması, sosyalleşmesi gibi olgular bu yaşlarda gelişir. Çocuklar kendine güven duygusunu bu kurumlarda kazanmaya başlarlar. Dilini doğru, yanlışsız ve güzel konuşma özelliğini bu yaşlarda öğrenirler. Toplumu, çevreyi,evreni ve insan davranışlarını bu yaşta tanırlar. Nesneleri, eşya ve varlıkları, temel bir takım becerileri, davranışları, olumlulukları ve olumsuzlukları öğrenmeye başlama yaşı 3-6 yaşları arasındadır. Bu nedenle aile içi desteğin tek başına yetmediği, çocuğun kendi yaşıtları ile birlikte olabileceği, bedensel ve zihinsel gelişimlerini sağlıklı biçimde sürdürebilmeleri için anaokullarında eğitim zorunlu ve gereklidir. Canan Tiryakigil
Ayla Karaca
Bizler Lugo Kids Uygulama ve Oyun Anaokulları olarak 2017-2018 Eğitim Öğretim yılında Karşıyaka, Mavişehir ve Çiğli şubelerimizle hep birlikte yeni bir döneme başlıyoruz. Lugo Kids Uygulama ve Oyun Anaokulları olarak özgür düşünceden vazgeçmeyerek merak uyandıran, keşifçi öğrenme zevkini aşılayan yaratıcılık üzerine kurulmuş bir program uygulayacağız. Eğitim Öğretim programımız [Reggio Emilia] yaparak yazarak öğrenme modeli, montessori eğitimi, çocuklarda yaratıcı oyun yaklaşımı, Portfolyo sistemi, [Higt Scope] Etkin öğrenme, [Scamper] Farklı düşünme eğitim yaklaşımları ile veli katılım programlarından oluşmaktadır. Çocuklarımızın gelişiminin süreklilik isteyen bir değişim olduğunu göz önünde tutularak tek yönlü değil çok yönlü gelişmesi hedeflenmektedir. Bilişsel, fiziksel, dil, sosyal duygusal gelişim ve öz bakım becerileri desteklemektedir.
Kurumumuzda çocuklarımıza en hızlı öğrenme yöntemlerini kullanarak kalıcı hafızaya yönelik yabancı dil eğitim programları uygulanmaktadır. Branş etkinliklerimizdeki tüm kavramlarda aynı anda hem Türkçe açıklaması hem İngilizce her iki dilde de öğrenilmektedir. Bilim uygulamaları ile bilişsel gelişimi destekleyen deney çalışmaları, çevre gezileri, gruplama eşleştirme kavramlar ve sayı çalışmalarını da içine alan [High-Socpe] Etkin öğrenme, [Gems] Fen- matematik [Scamper] Farklı düşünme [Reggio Emilia] yaşayarak öğrenme eğitim programlarını uygulamaktayız. Eğitim sistemimizde ilköğretimin ilk kademesinin başlangıcı olan etkinliklerimizden birisi de okuma yazmaya hazırlık çalışmalarıdır. Bu çalışmalar ile edinilen temel bilgi ve beceriler yoluyla çocuklarımızın bilişsel faaliyetleri artmaktadır. Okuma yazmaya yönelik hazırlık çalışmaları ile görsel, işitsel algılama, dikkat, bellek, temel kavram, problem çözme ve el becerisi çalışmaları uygulanmaktadır.
Robotik kodlama çalışmalarımızla düzenlenmiş yönergelerde verilen ip uçlarından yola çıkarak, kıyaslamalar yaparak, zihinlerinde canlandırma, hayal etme, akıl yürütme, risk alma gibi faktörler ile çocuklara farklı şekilde analitik düşünme becerisi kazandırılmaktadır. Atölye etkinliklerimizde uzman eğitimi eşliğinde çocuklarımızın el becerilerini keşfedebilmeleri ve geliştirebilmeleri için kendilerini özgürce ifade edebilecekleri resim, seramik taş boyama kukla, ebru yapımı farklı materyalleri tanıma tanımlama çalışmaları yapılmaktadır. Çocuklarda var olan ritim duygularını ortaya çıkarmak ve desteklemek müzikal seslerdeki seçiciliği sağlamak, ses estetiği gelişimine katkıda bulunmaya yönelik uygulamalar müzik çalışmalarımızda yapılmaktadır. Drama etkinliklerimizde çocukların yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarıcı, özgüvenlerini pekiştirici, jest, ses,
mimik ile ifade edebilecekleri çeşitli roller oynayarak sosyal yaşantılarında gerçekleştirebilecekleri çalışmalar yapılmaktadır. Hareket ve koordinasyon eğitimleri ile çocuklarımızı erken yaşlarda sağlıklı yaşamın en temel koşulu spor konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Birçok kavramı tanıma fırsatı yaratan mutfak etkinliklerimizde çocuklarımız ile küçük gruplar şeklinde mutfak malzemelerini tanımak ile başlayan çalışmalarımız farklı malzemelerin bir araya gelerek farklı lezzetler oluşturma aşamaları gözlemleme fırsatları yaratıyoruz. Eğitim materyalleri ile desteklenerek uygulanan programda çocuklar için zengin uyarıcılarının bulunduğu ortamlar hazırlanır ve onlara “yaşamsal deneyim” fırsatları sunulur. Lugo Kids Anaokulları Eğitim Koordinatörü GÜNAY ŞEN
“
Okulumuz gelişimin en hızlı sürecinin yaşandığı okul öncesi dönemi çok önemsiyor.
“
BİREYSEL EĞİTİME BAKIŞ AÇISI
O
kul öncesi dönemi; çocukların kişilik gelişimindeki en önemli safhalara denk gelmektedir. Çok yüksek bir öğrenme potansiyelinin olduğu; bedenin, duyguların, bilişin, sosyalliğin hızla geliştiği ve değiştiği bu yaşlarda alınan eğitimin kalitesi, çocukların yaşamlarında kalıcı etkiler bırakmaktadır. Okul öncesi eğitimin önemine dair her geçen gün artan farkındalık; farklı eğitim metotlarıyla zenginleşme ihtiyacını doğurmaktadır. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Okul-Aile işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Okul-Aile işbirliğinin sağlıklı ve profesyonel kurabilmek için Psikoloğumuz planlı bir program uygulamaktadır. “Kendini tanıma ve gerçekleştirme yolculuğunun ilk adımı kendi sosyal ortamında okul öncesi dönemde atılmaktadır.” Psikolojik denge ve gelişimin kaliteli ve doğru olması amacıyla psikolojik destek ve takip 3 ayrı adımda yönetilmektedir.
1. ÇOCUKLARIMIZA YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZ Okula uyum ve oryantasyon çalışmaları; Çocukların ilk sosyal uyum ve adaptasyonlarını güvenli bir şekilde gerçekleştirmek adına oryantasyon planı hazırlanır. Adım adım veli ve çocuk ihtiyaç duyduğu desteği alarak uyum süreci ile okullarımıza adapte edilir.
Çocuğumuzu tanıma bireysel eğitim planı; Her bireyin birbirinden farklı karekter ve tutumları olduğu bilinciyle Psikoloğumuz çocuğun ilgi ve yeteneklerini, davranış ve karakteristik özelliklerini grup çalışmaları ve bireysel gözlem teknikleri ile değerlendirir. Değerlendirme sonucu çocuğa uygun program ve yaklaşımı öğretmen ve Veli ile paylaşarak planlı bir yaklaşım gelişim programı oluşturur.
Çocuğun yaş ve gelişim özelliklerine; göre çocuklarımız tek tek motor beceriler, bilişsel gelişim, dil gelişimi, sosyal ve duygusal gelişimi, öz bakım becerileri psikoloğumuz tarafından değerlendirilir ve takibi yapılır. Olası bir davranış ve uyum problemi; tespit edildiğinde takibi yapılır. Veliye bildirilerek VeliÖğretmen-Psikolog ortak çalışması ile çözümleme çalışmaları yapılır. 2. BİREYSEL VELİ GÖRÜŞMELERİ Psikoloğumuz bireysel veli görüşmelerinde çocuklarının gelişimsel özelliklerini desteklenmesi gereken yönlerini, ilgi ve yeteneklerini paylaşarak aile ile işbirliği yaparak destek verir. Ailelerin çocukları ile ilgili desteklenmesi konusunda gelen istekleri cevaplar, bilgi istenilen konularda yardımcı olunur. 3. ÖĞRETMENLERE YÖNELİK EĞİTİMLER Öğretmenler ile çocukların bireysel değerlendirilmeleri paylaşılır. Uygulanacak tutum ve davranış şekli belirlenerek planlamalar yapılır. Eğitim programları ile tüm öğretmenlerimize belirli periyotlarla gelişim özellikler, davranış yerleştirme stratejileri v.b konularda eğitim verilerek desteklenir. Okul öncesi dönem çocukların karakter ve yaklaşımının % 70 inin oluştuğu dönemdir. LUGO KIDS bireysel gelişim takip çalışmaları uygulayarak çocukların kendine güvenen, kendini ifade edebilen güçlü ve mutlu bireyler olabilmeleri için aile ile birlikte etkin bir program uygulamaktadır. Lugo Kids Anaokulları Psikoloğu Serap Şengün
ÇOCUĞUNUZ BİZE, ZAMANINIZ SİZE KALSIN Gün boyu çalışıp yorulan ve biraz olsun kendisine zaman ayırmak isteyen anne ve babalar için ayrıcalıklı bir proje: “Anne-babaya Özgürlük...” Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri küçük beyler ve hanımlarla 18:00-24.00 saatleri arasında bizler ilgileniyoruz, ebeveynler de kendileri ve sevdikleriyle bir arada olabilecekleri zamanın tadını çıkarıyorlar.
EĞİTİMİMİZİN %50’si İNGİLİZCE
L
anguage is one of the most complicated of skills that an adult or a child can possibly learn. Language is very difficult. Up to age 8 the brain development is much greater than anything else we can learn. Why early age? Because the brain is programmed to learn to the age of 6.We as LUGO KIDS try to obtain this by dual training system. With games, moves,music and having lots of fun, children maximize their natural love of learning.
This approach is supported by dynamic, proffesional and well educated English teachers. Our aim is to give the voice of the language and the rythm in a natural way while the kids are playing,eating or in any other Daily activity. So that they will get used to functional language. We do not only aim to teach English but to provide a better life condition for their future and support learning by our methodology and materials. We teach English by repetition and grading our language according
to the ages which makes it easy to learn. LUGO KIDS try to give an education to kids that will last through their life time. Love,safety, play and happiness that a child just needs. So we will try to give all of these to our children to raise self confident, strong characters and able to come over nearly every problem in their future lifes after they graduate from LUGO KIDS. Lugo Kıds Head Of Englısh Department
Mujde Tortos
LUGO KIDS ÇOCUKLARI HAYATI KODLAYARAK ÖĞRENİYOR
Ç
ocuklarımızın teknoloji ve bilgisayarla doğru kanallardan tanışmaları, bilgisayar teknolojileri ile tüketici değil üretken konumda ilişkide bulunmaları için eğitim kurumları konuya el attı. 2013 yılından bu yana “Yazılım-Kodlama” eğitim programları ile çocuklarımıza eğitim veren Meral Şengüler Üstün Zekalılar/Yetenekliler Enstitüsü, kendi Eğitim Kurumlarından sonra Lugo Eğitim Kurumlarında da Yazılım-Kodlama dersleri ile çocuklarımıza bilgisayar programcılığı öğretmeye başlıyorlar.
MIT (Massachusetts Institute of Technology ) tarafından geliştirilmiş Scratch programlama dili ile çocuklar yap-boz oynarcasına blokları birleştirerek kod yazım diliyle oyun oynamaktadırlar. Yaratıcı zeka, görsel algı ve matematiksel düşünme becerilerini geliştiren bu çalışma ortamı teknolojiyi üretken açıdan kullanmayı sağlamaktadır. Okul öncesi çocuklar için hazırlanan junior versiyonu ile okuma yazma bilmeye gerek olmaksızın kodlama öğrenimi başlamaktadır.
Lugo Kids Anaokulları Genel Koordinatör Yardımcısı Ayla Karaca
LUGO Kids Anaokulları’nın yöneticisi olarak İzmir’de çocuklarımıza güvenli huzurlu, sevgi dolu ve geleceğe güçlü adımlarla başlamalarını sağlayacak modern ve yenilikçi bir yaklaşımla eğitim vermeyi hedefliyorum. Öğrenme yaklaşımımız her çocuğun “tek” olduğu ve en iyi öğrenmenin yaparak, yaşayarak gerçekleştiği üzerine kuruludur. Çocuklarımızın kendilerini geliştirebilmeleri için onları kaliteli eğitim ve profesyonel bir kadro ile geleceğe hazırlayacağımıza söz verdik. Lugo Kids Anaokulları Kurucu Temsilcisi Canan Tiryakigil
MAVİŞEHİR - 1 LUGOKIDS
8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 41 41 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com
ÇİĞLİ LUGOKIDS
Canan Tiryakigil
lugokids.com
6783 Sok. No:37 Çiftehavuzlar Çiğli (Çiğli Emniyet Müdürlüğü üstü) GSM: 0534 015 70 64 karsiyaka@lugokids.com
MAVİŞEHİR - 2 LUGOKIDS
8291/2 Sk. No: 1/D Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0553 804 57 46 mavisehirplus@lugokids.com
KARŞIYAKA LUGOKIDS
Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com
Okul döneminde ZİHİN AÇMAYA YARDIMCI GIDALAR O
kul çağındaki çocuklar için aile sofrasının önemi büyüktür. Yemekte tüm aile bireylerinin bir arada olması çocukların iyi alışkanlıklar edinmesine en önemlisi iyi bir beslenme alışkanlığı kazanmasına yardım eder. Bazı aileler bunun tam tersine ailenin en
zor sorunlarını yemek masasında anlatırlar. Bu durum çocukların sinirli ve iştahsız olmasına sebep olur. Yemek saatleri aranılan, sevilen bir saat olmaktan çıkar. Çocuklarda okul zamanı sabah kahvaltısı en çok önem verilen öğün olmalıdır. Çocuğun bedensel ve zihinsel faaliyetlerin etkin bir şekilde sürdürülmesi için sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalı ve yediklerinin besin değeri yüksek olmalıdır. Sadece bir bardak süt veya meyve suyu içen bir çocuk sabah kahvaltı yapıyor sayılmamalıdır. Kahvaltısında peynir, süt, tam tahıllı ekmek, yumurta ve zeytin mutlaka olmalıdır. Okula gidiş saati ne olursa olsun kahvaltıya on beş dakika mutlaka ayrılmalıdır.
Çocuğundan başarı bekleyen anne ve babalar bu başarıda beslenmenin önemini göz ardı etmemelidirler. Öğle yemekleri için ise okulda yemek verilip verilmediği, bu yemeklerin sağlık ve beslenmeye uygunluğu aile tarafından takip edilmelidir. Okulda öğle yemeği verilmiyor ise evden peynir, et, köfte veya yumurta bulunduran bir sandviç yanında meyve, salatalık, domates veya marul gibi sebzelerden en az biri, ayran ya da süt takviyesiyle verilebilir. Aynı zamanda ailesi tarafından iyi bir beslenme alışkanlığı kazanan çocuk kantinden ne yemesi gerektiğini bilerek her zaman doğru seçimler yapar.
Ceviz: Görüntüsü aynı beyin gibi olan ceviz öğrenme fonksiyonlarını da geliştiriyor ve hafızayı güçlendiriyor. Bu etkisi sayesinde düzenli ceviz tüketen çocukların dersleri kavrama yeteneğinin daha yüksek olduğu biliniyor. Çocuğunuzun kahvaltıda veya ara öğünlerden birinde 2-3 tam ceviz yemesinde fayda var. Yumurta: Yumurtada bulunan proteinin vücut tarafından kullanılabilirliği oldukça yüksek. İşte bu nedenle, “En kaliteli protein kaynağı nedir?” sorusunun yanıtı; “yumurta” oluyor. Beyin fonksiyonları için önemli olan kolin ve A, D, E gibi vitaminleri barındıran yumurta okul çağı çocuklarının beslenmelerinde hafızayı güçlendiren besinlerin başında geliyor ve önemli bir rol oynuyor. Yumurtayı her gün haşlayarak, sebzeli veya peynirli omlet şeklinde ya da yumurtalı
ekmek olarak, çeşitli şekillerde pişirerek çocuğunuzun bıkmadan yemesini sağlayabilirsiniz. Süt –Yoğurt: Önemli bir protein kaynağı olan süt ve yoğurt, büyüme ile gelişme, dokuların onarımı, güçlü kemikler ve sağlıklı dişler için olmazsa olmaz besinlerden. Ayrıca içeriğindeki çinko ile zihni açıyor, bu sayede çocuğunuzun derslerinde daha başarılı ve dinamik olmasını sağlıyor. Okul çağı çocuklarında artan enerji ihtiyacı, kalsiyumu yeterli alma gerekliliği de göz önünde bulundurulduğunda, çocukların günde 2-3 su bardağı kadar süt veya yoğurt tüketmeleri gerekiyor. Balık: Balık omega 3 yağ asidinden zengin bir besin olması sayesinde kalbi koruyor. Ayrıca iyot içeriği ile zeka gelişimi üzerinde olumlu etkisiyle de öne çıkan, kaliteli bir protein kaynağı. Okuldaki başarıyı arttırmanın, zihinsel performansı güçlendirmenin ve kalp hastalıklarından korunmanın sırrı, haftada 2-3 kez balık tüketmekten geçiyor. Izgara, fırında veya buğulama şeklinde tüketilen balık hem çocukların genel sağlık durumunu
iyileştiriyor, hem de daha başarılı olmalarına yardım ediyor. Tam buğday: B vitamini ve posa içeriği ile ön plana çıkan tam buğday, çocukların okuldaki performansına katkı sağlıyor. Örneğin kan şekerindeki ani dengesizlikleri önleyerek çocukların okulda uyuklamalarını önleyebiliyor. Tam buğday ekmeği, tam buğday unu kullanılarak yapılmış bir dilim kek ve krep hem çocukların seveceği hem de derslerinde başarıyı arttıracak sağlıklı bir seçim olacaktır.
Diyetisyen Batuhan Çitemel
SE... Y İ T K E Ç CANI ÇOK Cips, hamburger, şekerli içecekler... Bunları hemen her çocuk çok sever. Çocuklarınızın bu isteklerini geri çevirmemenin sağlıklı yolları elbette var...
EVDE CİPS YAPIMI
Havuç cipsi İnce ince kestiğiniz havuçların üstüne tarçın, hindistan cevizi ve biraz haşhaş serpin. 120 derecede ısıtılmış fırında gevrek hale gelene kadar yani yaklaşık 45 dk pişirin.
EVDE SAĞLIKLI İÇECEK YAPIMI
Elma, zencefil ve limon suyu Üç adet yerli yeşil elma, ceviz büyüklüğünde zencefil ve bir limonun kabuklarını soyup; meyve suyu sıkacağında sıkın. Bu karışım metabolizmayı hızlandırır ve bağışıklık sistemine destek verir.
Çocuğunuzun canı hamburger çektiğinde ev yapımı hamburger satan yerleri tercih edebilirsiniz.
Arzu Hızal
GELECEKTE 7 TEMEL BECERİYİ KAZANABİLMİŞ ÇOCUKLAR BAŞARILI OLABİLECEK
D
üş Mücitleri Bilim Anaokulu Kurucusu ve Eğitim Koordinatörü Arzu Hızal, 7 temel beceriyi kazanan çocukların iş hayatlarında başarıyı yakaladıklarını söyledi. Hızal, okullarında başarıyı getiren Eleştirel Düşünme, Zihinsel Çeviklik ve Esneklik, İnisiyatif Alma, Sözlü ve Yazılı İletişim, Veri Analizi ve Hayal Gücü, İş birliği becerilerini geliştirecek bir altyapı oluşturduklarını söyledi. Eğitim ve öğretim döneminin yaklaşmasıyla okula gidecek çocuklar ve ailelerini büyük bir heyecan sardığını anlatan Düş Mücitleri Bilim Anaokulu Kurucusu ve Eğitim Koordinatörü Arzu Hızal, ailelerin çocuklarının anaokuluna ve ilkokula başlama süreçlerinden
kararsızlık, korku ve heyecan duygularını birarada yaşadıklarını söyledi. Ebeveynlerin “Acaba çocuğum mutlu olacak mı?” “Bu yıl anaokuluna mı gitmeli yoksa ilkokula mı başlatmalıyım?” gibi sorularla meşgul olduğunu belirten Hızal, “Aslında tüm bunların ötesinde bizim çocuklarımız gelecekte sadece Türkiye’de değil dünyada rekabet edecekler. Biz çocuklarımıza dünyadaki çocuklar ile rekabet edebilecekleri yetkinlikleri kazandırabiliyor muyuz? Şu an isimlerini bildiğimiz ve / veya sahip olduğumuz meslekler gelecekte belki de olmayacak. Peki bu kadar tartışmasını yaptığımız eğitim sisteminde biz neyin seçimini yapıyoruz, çocuklarımız hangi mesleklere sahip olacak?
Globalleşen ekonomide artık mesleklerin belli olmasına gerek yok, sadece 7 temel beceriye sahip olunması gerekiyor. Okullumuzda başarıyı getiren Eleştirel Düşünme, Zihinsel Çeviklik ve Esneklik, İnisiyatif Alma, Sözlü ve Yazılı İletişim, Veri Analizi ve Hayal Gücü, İş birliği becerilerini geliştirecek bir altyapı oluşturuyoruz” dedi. Bu konuda Prof.Dr. Selçuk Şirin’in önemli çalışmaları bulunduğuna değinen Hızal, şunları söyledi; “Tüm bu 7 temel beceri düşünmeyi, sorgulamayı beraberinde getiriyor. Yaratıcılık bu temel becerilerin beslenmesi için olmazsa olmazlardan. Eleştirmeden, itiraz etmeden, farklı çözüm yollarını denemeden, denemek için sebat
göstermeden yeni bir ürün, hizmet ya da fikir ortaya koyamazsınız. Bu becerileri olmayan bir toplumdan da üretken bireyler beklemek gerçekçi olmayacaktır. Toplumumuzun ihtiyacı, yarış atı gibi belirsiz bir geleceğe bugünün bilgileri ile koşturulan çocuklar değil, bilgiye ulaşmayı bilen, bilgiye ulaşmak için sebat gösteren, bilgiyi sentezleyebilen, hayal gücünü kullanarak yeni şeyler üretebilen, tüketen değil üretken çocuklardır. Biz de bu gerçekten hareket ile 7 temel beceri çerçevesinde, yeni nesil eğitim sistemi ile çocuklarımıza soru sormayı, şu an aklımıza yatmayan hayaller kurmayı, oyun kurarak ve oynayarak her durum ve olayı deneyimlemeyi ve en önemlisi bilgiye ulaşmanın zevkini ve motivasyonunu yaşatmaya çalışıyoruz” BUTİK ANAOKULU İLE BİREYE ÖZGÜ EĞİTİM Butik anaokulu ile bireye özgü eğitim günümüzdeki insan odaklı yaklaşımın bir parçası olduğunu belirten Hızal, gelişen teknoloji olanaklarının da yardımı ile çocukların kişisel özellikleri, yetenekleri ve ilgilerine göre bireyselleştirilmiş eğitimin başarıyı artırdığını söyledi. Hızal, “Yapılan araştırmalar da bunu kanıtlıyor. Biz “Butik Anaokulu” anlayışı ile çocuklarımızı bireyselleştirilmiş eğitim anlayışı ile büyütüyoruz. Çocuklarımız ilkokula başladıkları
zaman aileleri çocuklarının hangi alanda yetkinliğinin ve ilgisinin fazla olduğunu bilerek okul tercihi yapabiliyor ve okul tercihi yapmalarında da kendilerine yol gösterici oluyoruz. Butik Anaokulu, her öğrencinin okuldaki tüm öğretmenler tarafından tanındığı, velinin her aradığında karşısında onu tanıyan bir muhatap bulabildiği, çocuğun liderliğini ve özgüvenini geliştirecek sıcak ve ulaşılabilir bir ortamın bulunduğu, rahatsızlandığında, hemşire tarafından ilk müdahalenin hemen yapıldığı, psikolojik olarak çocukla birebir ilgilenen bir psikoloğun bulunduğu ve her ay veliye çocuğu ile ilgili özel geri dönütlerin verildiği bir sistemden bahsediyoruz” diye konuştu.
NEDEN INTERNATINAL PRESCHOOL CURRICULUM (IPC) SİSTEMİ UYGULUYORUZ? Arzu Hızal IPC ile ilgili şunları anlattı; IPC (Uluslararası İngilizce Eğitim Programı) 6 aylık ile 6 yaş çocuklarına yönelik özgün İngilizce eğitim müfredatıyla, tüm dünyada ve farklı kültürlerde çok başarılı olmuş bir program. Merkezi Florida’da bulunan IPC 2008 yılında franchising vererek dünyaya açılmış bir okul sistemi. Hindistan’dan Dubai’ye, Polonya’dan İtalya’ya, Kanada’dan Peru’ya, Kenya’dan Filipinler’e uzanan çok farklı kültürlerde okul öncesi dönem çocuklarına tam gün İngilizce eğitimi sunabilen çok başarılı ve özgün bir eğitim modeli. Şu anda toplamda dünyada 120 IPC okulu mevcut. Bu yönüyle dünyada en hızlı yaygınlaşan bir eğitim yaklaşımı. IPC’yi benzerlerinden ayıran temel özelliği, haftada belli saatlerle sınırlı bir İngilizce dersi gibi olmaması. Aksine, tüm boyutları ve beceri alanlarıyla İngilizce olarak verilen bir kreş ve anaokulu programı.
Türkçe’de işlenen konular gibi konular İngilizce olarak işlenmekte ve işlenirken çoklu zeka kavramı dikkate alınmakta ve zekanın birçok alanına göre etkinlik ve faaliyetler yapılarak çocuğun kavraması sağlanmakta. Bu sistemde çocuklar, gün boyu yabancı öğretmenlerin yürüttüğü bir anaokulu programına katılıyorlar ve tüm iletişim İngilizce olmak zorunda. Ayrıca sistem daha çok öğrenciyi çalıştırmak yerine öğretmeni çalıştırmakta, öğretmenin konuya hakim olmasını sağlamaktadır. Öncelikle bir yabancı dilin öğrenilmesinde en kalıcı ve etkili zaman dilimi 0-6 yaş dönemidir. İngilizcenin küresel bilim ve ticaret dili olması nedeniyle çocukların bu dili formal eğitim sürecinde mutlaka işlevsel düzeyde öğrenmeleri gerekiyor. Ancak ülkemiz bu konuda genel olarak başarılı değil. Sistemde tüm üniteler altı tane disiplinler arası içerik öğrenme
alanını ihtiva eder: (1) Dil Sanatları; (2) Sosyo-Duygusal Beceriler; (3) Aritmetik; (4) Yaratıcı ve Görsel Sanatlar; (5) Bilimler; (6) İnce ve Kaba Motor Becerileri. Öğretim müfredatı geçerliliği ve güvenilirliği kanıtlanmış oyun, sorgulama ve nesnel tabanlı öğrenme stillerini içeren kavramlara dayanmaktadır. Her ünitede öğretmenlerin kolaylıkla kullanabileceği değerlendirme yönergeleri ve ölçekleri var. Bu şekilde çocukların gelişimleri rahatlıkla izlenebiliyor. IPC’nin eleştirel düşünmeyi geliştiren, kişisel farkındalık yaratan, diğer kültürlere karşı anlayış geliştiren, çok kültürlülüğü teşvik eden temel beş teması ve hedef kazanımları bulunmaktadır. IPC, organizasyonun hedef davranışlarının kazandırılmasının anlaşılması ve kolaylaştırılmasını sağlamak için aileleri her fırsatta eğitimin bir parçası haline getirmeye çalışan bir anlayışı var.
Neden ev tipi katkısız beslenme diyoruz? B
ebeklerde ek besinlere başlandığından itibaren (6.aydan sonra) seçilen besinin kalitesi şüphesiz ki en önemli unsurdur. Bir besinin kalitesini de yine şüphesiz ki onun üretim, satım, temizleme, pişirme, saklama ve servis etme özellikleri belirler. Bizler de çocuklarımız için sağlık bakanlığının hazırlamış olduğu talimatlar doğrultusunda, tıpkı anne eli değmiş gibi bir beslenme programı oluşturuyoruz. Dengesiz, katkı maddeli ve hormon içerikli beslenme ile diyabet, anemi, obezite, malnütrisyon, erken ergenlik, raşitizm, diş çürükleri, zeka geriliği gibi bir çok hastalığın
önüne geçmek adına içerisinde tüm besin gruplarının yer aldığı, (süt grubu- et grubu- sebze ve meyve grubu- ekmek- tahıl grubu) fakat katkı maddeli ve hormon içerikli ürünlerin (paketli gıdalar ve kanatlı hayvanlar) kullanılmadığı, şeker ihtiva eden gıdalar da olabildiğince beyaz şekerin önüne geçildiği, şekerleme ve reçelin yerine pekmezin, hurma ihtiva eden tatlıların ve balın tercih edildiği bir beslenme programı uyguluyoruz. Hazır gıdaları kullanmıyoruz. Zira yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çocukluk çağı beslenmesi hem kendi dönemi için hem de yaşamın diğer dönemleri için oldukça kritik.
Hemşire Aşkın Çevirgen Tabii iş menü hazırlamak ile bitmiyor. Her bir çocuğumuzu beslenme saatlerinde ayrı ayrı izliyoruz. Tek bir besin grubuna bağlı kalmalarının ve yetersiz sıvı tüketimlerinin de önüne geçmiş oluyoruz. Bu beslenme kültürünü çocuklarımıza aşılarken onlara en iyi şekilde rol model olmaya çalışıyoruz.
Aydınlıkevler Mah.6782 Sok. No:46 Evka2 Çiğli 0544 370 35 15 - 0232 370 35 15 info@dusmucitleri.com.tr
MAKROYAPI’dan Foça’da muhtesem proje... Foça Terrace evleri, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...
Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com
Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr
www.focaterrace.com
ORTODONTİ TEDAVİSİNDE SAĞLIKLI BİR GÜLÜŞ İÇİN GEREKENLER Ortodonti Uzmanı Dr. Sultan ÖLMEZ-GÜRLEN, Mavişehir Dergisi okurları için çok değerli bilgiler aktardı...
O
rtodonti tedavisi; dişlerin çeneler içinde düzgün yerleşmesini hedeflerken, çenelerin birbirleri ile olan ilişkisini de düzenleyerek estetik olarak profilin iyileştirilmesini sağlamaktadır. Kişiye özgü tedavi planlaması hazırlanırken, tedavi olacak hastalarımızın çeşitli röntgen görüntüleri, ağız içi ve ağız dışı fotoğrafları, gerekli olduğu durumlarda ağızdan alınan ölçüleri ve eklem rahatsızlığı durumunda bu bölgeden alınan bilgisayarlı tomografi görüntüleri üzerinde çeşitli analizler yapmaktayız. Hizmetlerimiz: Hareketli apareyler ile çocukluk döneminde alt ve üst çene genişletmesi ve basit dişsel düzenlemeler. 28
Ergenlik dönemi öncesinde ortopedik olarak çeneleri düzenleyici ağız içi ve ağız dışı uygulamalar. Ortopedik düzenleme ihtiyacı olmayan hastalarımızda sabit apareyler ile dişsel düzenlemeler. Erişkin hastalarımızda görünmeyen teller ile veya şeffaf plaklar ile dişsel düzenlemeler. Erişkin hastalarımızda büyük çene problemi var ise tel tedavisine ilaveten ortognatik cerrahi uygulamaları. Gelişen teknoloji ile ağız içi durumu uygun hastalarımızda içten tel uygulamaları. Ortodontik tedaviler bazen 2 aşamalı olarak yapılmaktadır. 1.aşama ortodontik tedaviler, 8-12 yaşları Eylül- 2017
arasında çenelerdeki bozuklukları ilgilendiren problemlerin tedavisini kapsamaktadır. Fonksiyonel tedavi olarak da isimlendirdiğimiz bu tedavilerde örneğin alt çenesi çok önde olan çocuklarda yüz maskesi uygulaması veya alt çenesi çok geride, üst çenesi önde olan çocuklarda twinblok ya da monoblok adlı apareyler veya alt ve üst çene darlıklarının düzeltilmesi amacıyla çene genişletilmesi gibi ortopedik değişiklikler uygulamaktayız. 1.aşama tedavisi sayesinde sonradan yapılacak ve 2.aşama olarak isimlendireceğimiz sabit tel tedavisinin süresi kısalmaktadır. Ortodontik tedavilerde çapraşık dişlerin düzeltilmesi için dişler kemik içinde olması gerektiği yerlere hareket ettirilir. Sabit tel tedavisinde kullanılan braketler aracılığı ile dişlere uygulanan kuvvetler
www.mavisehirdergisi.com
sayesinde dişin hareket edeceği yönde oluşan basınç bu bölgedeki kemiği eriterek dişin ilerlemesini sağlarken, dişin diğer bölgesinde yeni kemik yapımı sağlanmaktadır. Dişlerin çevresinde bulunan yapıların yeniden eski haline gelmesi için yaklaşık 12-18 ay kadar bir süre geçmesi gerekmektedir. Bu sayede yeni konumuna getirilen dişlerin bu konumda sabitlenmesi sağlanır. Bu döneme pekiştirme dönemi de demekteyiz. Ortodontik tedavilerin planlanması sırasında yapılan analizlerde eğer çapraşıklığın şiddeti sınırlarımızı aşıyorsa bu durumda diş çekimi gerekebilmektedir. Bu durumda yapılan diş eksiltmeleri tedavinin kalıcılığını arttırmakta, dişlerin daha kararlı olarak mevcut konumlarında kalmasını sağlamakta ve estetik olarak da yumuşak dokuları desteklemektedir. Sabit ortodontik tedavilerde braketler dişler üzerine uygulandıktan sonra takip eden 2-3 gün boyunca özellikle yemek yeme sırasında dişlerde ağrı görülebilmektedir. Ancak ortalama 5-10 gün içerisinde dişlerdeki bu hassasiyet azalarak sonlanmaktadır.
Bireysel farklılık göstermek ile birlikte ağrının şiddetini azaltmak için ağrı kesiciler tavsiye edilmektedir. Ortodontide lastik kullanımı tedavinin dönemsel olarak bazı aşamalarında kullanılmaktadır. Tedavi sırasında renkli elastikler her ay değiştirilebilmekte ve hastalarımızın kendi zevklerine göre seçtikleri renkler ile tellerini benimsemesi sağlamaktadır. Tedavinin ilerleyen aşamalarında ise çeneler arası kullanılan lastikler ile 4-5 ay süre ile yemekler dışında
Ortodontik tedavi esnasında diş fırçası, diş ipi ve ara yüz fırçası kullanmaya gerekli özen gösterilmezse bakteri plağının etkisi ile mine yüzeyinde demineralizasyon oluşur. Ağız hijyeni yeterli olarak sağlandığı takdirde diş çürüğü ile ortodonti tedavisi arasında bağlantı kalmamış olur. Ancak yine de ağızda teller varken çürük oluştuysa tel tedavisi sırasında da bu dişlerin tedavileri yapılabilmektedir. Dr. Sultan ÖLMEZ-GÜRLEN (Ortodonti Uzmanı)
Daha geniş bilgi için www.sultanolmez.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Eylül - 2017
29
MİNİ HAUS BABY İLE BEBEKLERİNİZ SEVGİ VE GÜVENLE GELİŞECEK
M
ini Haus Anaokulu, 4 yıldan beri Çiğli’de kurulu müstakil binasında 3-6 yaş arasındaki çocuklarımıza hizmet vermektedir. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çalışan anaokulumuz, bölgesinde, fiziki koşulları, geniş sınıfları ve uyguladığı bilingual eğitimiyle (Almanca) öne çıkan en önemli kurumlardan biridir. Mini Haus, 4 yılda kalitesi ve velisine verdiği güven ile 2016-2017 yılında da Demirköprü mevkiinde 0-3 yaş arası bebek kreşini açmıştır. Çok kısa
30
sürede Karşıyaka’da bir marka olan Mini Haus ailesi şu anda 0 yaş ile 6 yaş arasında tüm ailelerin çocuklarını güvenle ve huzurla emanet ettikleri bir yer haline gelmiştir. Mini Haus Baby’de; çocuklarımız yaş gruplarına ve gelişim özelliklerine göre belirlenen sınıflarında, gelişim alanlarına göre hazırlanan aylık eğitim planları doğrultusunda, uzman ve sevgi dolu kadromuzun da desteğiyle geleceklerine adım atmaktadır.
Eylül- 2017
İsmail Barış Özpazarcık - Arzu Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü
SAĞLIKSIZ DENEYİMLERİN SAĞLIĞA DÖNÜŞEN HİKAYELERİ
A
şağıdaki hikayeler, gerçek yaşam deneyimini içermektedir ve pek çok kişinin yaşadığı dönüşüm örneklerinden sadece birkaçıdır. Aman dikkat, aşağıda okuyacağınız deneyimler, yüksek dozda değişim ve dönüşüm içerir :) YUMURTA KOKULU KOMŞUM, YILLARCA KAHVALTI YAPMAMI NASIL ENGELLEDİ? “Dedim ki arkadaşıma; düzenli beslenme hakkında çalışmak istiyorum.” “Tabii mümkün” dedi... “Bununla ilgili tam olarak ne olsun istiyorsun?” diye sordu. “Aslında düzgün bir kahvaltı yapıyor olsak, diğer öğünler için sorun yok” dedim. “Tamam... Kahvaltı konusunda ne yaşıyorsun?..” “Ben kahvaltı yapamıyorum, fakat, çocuklarımın düzenli beslenmeleri çok önemli benim için. Bu yüzden onlara özenerek kahvaltı hazırlıyorum; çok iyi beslensinler istiyorum. Ama sonra kahvaltı sofrasını toplamak ve bulaşıkları yıkamak tam bir eziyet benim için.” 32
“Pekiyi, bu durum için nasıl bir çözüm geliştirebilirsin?” “Ne olabilir ki, bu bir gerçek, bulaşık çıkıyor ve yıkanması lazım. Çocuklarım için evimizdeki kahvaltıda kağıt tabak mı kullanayım, ayıp artık...” “Bunun bir çözümü olsaydı, nasıl bir çözümü olurdu?..” “Bilmiyorum.” “Anladım... Bulaşık makinan var mı?” “Evet vaaar...” “Burada tam olarak yaşadığın dıurum nedir? Nerede zorlanıyorsun, bulaşıkla ilgili?..” “Sabah kahvaltısında çocuklara yumurta, omlet yapıyorum. O omlet tabağı, çocukların çatalları, bıçakları... İğrenç yumurta koktu şu anda... Onları temizlerken canım çıkıyor. Çamaşır suyu bile yumurta kokusunu bastırmaya yetmiyor. Tüm tezgahı, yumurtanın değdiği bütün bulaşıkları iki ya da üç kez çamaşır suyuyla yıkıyorum.” “Bu yumurta kokusunun seni rahatsız ettiğini anlıyorum...” “Tabii canım, nefret ederim, midem bulanır; yumurtayı ağzıma sürmem ben...” “Çocukluğundan beri mi vardı bu durum, yoksa sonradan mı gelişti?..” Eylül- 2017
Düşünmeye başladım... Ne zamandır vardı bu durum?.. Aaaaaa, 16 yaşıma kadar yiyordum aslında... “Pekiyi, sonra, ne oldu da bunu yaşadın pekiyi ?..” Bu soru üzerine düşünmeye başladım. Ardı ardına sorulmuş birkaç soru, adeta zihnimi açıyordu; ben de düşünmeye başlıyordum: “Oturduğumuz apartmana yeni bir komşu taşındı. Sonra ben yumurta yememeye başladım...” “Bu yeni komşunun, yumurta yememe durumunda nasıl bir ilgisi var?...” “Nasıl olmasın?.. Kadının teni hem yumurta, hem de ter kokuyordu... Üstelik her sabah kahveye gelirdi bize. Ben genellikle kahvaltıda yumurta yiyor olurdum.” Bunun üzerine gülmeye başladım. Benim kaç yıllık yumurta keyfim, yeni komşunun bana iğrenç kokusuyla yerle bir olmuştu. Durum gerçekten de şaşkınlık vericiydi. Aslında midemi bulandıran şey, yumurta kokusu değil, yeni komşumuzun kendine has kokusuydu. Ve sonra arka arkaya şunları fark ettim: 16 yaşıma kadar her sabah yumurtasız kahvaltı sofrasına oturmadım. Bana göre yumurtasız
www.mavisehirdergisi.com
32 yaşımda yine aynı inançla (yumurtasız kahvaltı olmaz) çocuklarıma kahvaltı hazırlamak için savaşıyordum. Ve bu tam bir eziyet haline dönüşmüştü benim için. Şimdi şunu fark ettim ki, kahvaltıda ille de yumurta olmak zorunda değil. Salatalık, zeytin, peynir, yeşillik... Bunlarla da kahvaltı edilebilirdi aslında. Yıllardan beri bunu nasıl fark etmediğimi düşününce şaşkınlık içinde kalmıştım. İnanç kalıbım ne kadar da sertti: ‘Yumurtasız kahvaltı olmaz’ Sahi, olmaz mıydı? Bu fikir gerçek miydi? Yoksa birisinden iyi niyetle satın mı almıştım? Bu soruyu tabii ki sordu Arzu. (Bir Koç için kesinlikle didiklenmesi gereken bir durumdu.) Cevabım ne oldu sizce? Açık söyleyeyim, bu cevaba ben de çok şaşırdım. ‘Yumurtasız kahvaltı olmaz’ düşüncesi, zihnimde çınlayan bir ses olarak geldi. “Bu ses kimin sesi?” diye sorulduğunda, farkettim ki, annem!.. Annemin sesiydi, zihnimdeki o ses. ‘Yumurtasız kahvaltı mı olur?..’ cümlesiyle her seferinde yumurtayı önüme koyardı. Çocuktum tabii... O da, bir çocuk olarak yumurta yemezsem, büyüyemeyeceğimi söylüyordu. Şimdi roller değişmişti. Ben anne olmuştum. Ve bir anne olarak, çocuklarımın yumurta yemeleri için çırpınıyor, kendimi adeta parçalıyordum. Öğrenilmiş bilgi, kendini tekrarlıyordu. Ama değişim zamanı gelmişti. Yumurta kokusu, komşu, anne sesi arasındaki ‘Bermuda Şeytan Üçgeni’ çözülmüştü. İçinden mis kokulu bir kahvaltı çıkmıştı. Yaşasın özgürlük!... ****
Fotoğraf: freepik.com
kahvaltı olmazdı. Yeni komşunun bize sabah kahvesi turları, benim kahvaltı alışkanlığımı bitirmişti. Çünkü yumurtadan tiksinmiştim. Artık yumurta yemediğim için kahvaltı da etmiyordum.
ZEYTİN YEMEKTEN “TİKSİNİRKEN”, NASIL ÇOK SEVEREK YEMEYE BAŞLADIM? Özellikle siyah zeytinden “tiknisiyordum.” Kokusundan nefret ediyordum. Zeytinyağının ya da zeytinin kokusu midemi bulandırıyordu. Annem bana 6-7 yaşıma kadar tabak dolusu zeytini tek başıma bitirdiğimi, ama sonra bir anda zeytinden nefret ettiğimi söylerdi. Neden olduğunu bilmiyordu ve işin ilginci ben de bilmiyordum. 24 yaşındaydım ve eskiden zeytin yediğim zamanları bile hiç hatırlamıyordum. Ve zeytin yağlı tüm yemekleri yemek benim için mümkün olmayan bir hayaldi. Fakat elbette ki bu durumun değişmesini istedim! Değişim ve dönüşüm sadece hazır olduğumuzda gelir dedi arkadaşım Derya. Sonra öğrendim ki, mesele zeytin değilmiş. Mesele, benim bilinçaltımda yatan bir anıymış. Önce zeytinle ilgili zeytin yiyebildiğim anılarıma ulaştım. Bu bile benim için çok ilginç bir deneyimdi. Yüzleşmeye hazır olduğumu hissettiğimde beynim bu durumun olduğu anıyı hatırlamamı sağladı. Zihnimde hatırladığım anının görüntüsü şöyleydi: Üç küçük kız (ben, kardeşim ve kuzenim) oturmuş zeytin yiyorduk. Sonra içeri halam Eylül - 2017
geldi. Kardeşim ve benim elimdeki zeytin tabağını aldı. Fakat kendi kızının elinden almadı. Kendimi çok kötü hissetmiştim. Çok sevdiğim bir şey elimden alınmıştı, değersiz hissetmiştim. Halama çok ama çok kızmıştım. Aslında midemi bulandıran şey, zeytin değil, halamın bana bu şekilde davranmasıydı. Ve maalesef, bu durum zeytinle eşleşmişti. Bunu keşfettiğimde farkettim ki, o an zeytin yerine başka bir şey yiyor olsaydım, örneğin domates, örneğin peynir; bu deneyim onlarla eşleşecekti. Bu durum çok basitmiş gibi görünse de, 24 yaşına kadar (ben hazır olana kadar) bilinç altım bu durumu çözmeyi beklemişti. 7 yaşında ben bu durumla baş edemediğim için bu bilgiyi zeytine kodlamış ve onda saklamıştı. Çünkü bu anıda saklanmış “değersizlik” duygum vardı. Yani, beynim beni koruyordu aslında. Teşekkürler sevgili beynim, beni koruduğun için. Ve ben hazır olana kadar beklediğin için. *** Tüm bu bilgilerin keşfedilmesini sağlayan, “Bütünsel Sağlık” yaklaşımını keşfeden, bulan, geliştiren, “Recall Healing Yöntemi”nin Kurucuları Dr. Hammer’e ve Dr. Sabbah’a teşekkürlerimizle... 33
Fotoğraf: pexels.com
Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com
FIRSATI YAKALA HATA YAPMAKTAN KORKMA
T
enis aslında fırsatları değerlendirme oyunudur. Bir tenis maçında her iki oyuncu da, maçı kazanma adına önce kendisine fırsatlar yaratmaya çalışır ve sonra bu fırsatları değerlendirip rakibine üstünlük sağlamaya çalışır. Oyun sisteminizi fırsat yaratmak ve sonrasında bu fırsatları kullanma adına oluşturmak, gereksiz risklere girmemek, kurguladığınız oyuna sadık kalmak üzerine kurarsanız sonuca ulaşmanızda size yardımcı olacaktır. HATA YAPMAYAN, DAHA ÖNCE DENEMEYENDİR ! 34
Neyi başarmak isterseniz isteyin, hedefiniz, amacınız ne olursa olsun. Bunu eyleme mutlaka geçirin, denemekten ve hata yapmaktan korkmayın. Herkes hata yapabilir, hepimiz insanız yaptığımız bu hatalardan ders almak ve aldığımız derslerle, daha güçlü, daha inançlı olarak yolumuza devam etmek bizim elimizde. Aslına bakarsak, yapılan hatalar bizim öğretmenimiz, rehberimizdir. Aynı hatayı, bir daha bir daha tekrar etmemek koşuluyla, yaptığımız
Eylül- 2017
hatalardan ders alarak en iyiye ulaşma yolunda çok büyük adımlar atabiliriz. Unutmayalım ki, hata yapmamak için, hiçbir şey yapmamamız gerekiyor. Hiçbir şey yapmadan da istediklerimize ulaşmanın mümkün olmadığı bir gerçek. Hata yapmaktan korkmadan, istediklerimizi elde etmek için mücadeleye sonuna kadar devam etmek gerekiyor.
İzmir’in kalbi
KABİN EKİBİ
EGE PARK’ta atıyor
Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr
ÖLMEK VE ÖLÜMSÜZLEŞMEK “Denemeler” denince ilk akla gelen isim, Fransız yazar Michel De Montaigne’dir… Ama denemeleri Montaigne’inkiler kadar büyük ses getiren bir yazar daha vardır: “Francis Bacon” Bacon’ın denemeleri de okuyanın beyninde şimşek çaktırır… 20 yıl önce okumuştum Francis Bacon’un denemelerini… Kitabın her tarafı çizik içinde kalmıştı, sayfaların kenarına düştüğüm notlardan adeta yeni bir kitap daha çıkardı… *** Geçenlerde yeniden okumaya karar verdim Francis Bacon’ın “Denemeler”ini… “Ölüm Üstüne” başlıklı denemesi beni bu sefer bir hayli düşündürdü… Bir daha, bir daha okudum… Ölüm olgusu karşısındaki yaklaşımı çok farklı Francis Bacon’ın. İnsanların ölümden korkmasını, çocukların karanlık bir yere girmekten korkmalarına benzetiyor… İnlemeler, dövünmeler, soluk bir yüz, ağlayan yakınlar, kara yas giysileri, gömme törenleri gibi şeylerin ölümü 36
korkunç gösterdiğine vurgu yapan Bacon insan yüreğinin ölümü alt edebilecek güçten yoksun olmadığını savunuyor… Nasıl olsa ödenmesi gereken doğal bir borç olan ölümden korkmayı da budalalık olarak görüyor… *** Ölüm sadece Bacon’ın değil, birçok düşünürün üzerinde kafa patlattığı bir kavram aslında… Örneğin Lucillius’a mektuplarında “ölümün çevresinde koparılan yaygara ölümün kendisinden daha çok korkunçtur” derken Seneca da Bacon ile benzer bir tez ortaya atıyor. Mark Twain ise ölüm korkusunun yaşayamamış olma korkusundan geldiğini öne sürerken, “dolu dolu yaşayan birisi her zaman ölüme hazırdır” diyor…
bahsetmiyorum, her ne kadar bilim insanları bir gün bunun mümkün olabileceğini savunsalar da… İnsan yaptıklarıyla, eserleriyle, hizmetleriyle de ölümsüzleşebilir… Ve ölümsüzleşebilenler ölümü da alt etmiş olurlar aslında… *** Fıkra bu ya; sünnetçinin biri caddenin en işlek yerinde bir dükkân açmış… Kocaman harflerle “sünnetçi” yazan bir levha koymuş en tepeye… Vitrinine de irili ufaklı bir sürü saat… Arkadaşı merak etmiş sormuş, “Yahu bu saatleri neden koydun, senin saatle ne işin olur ki?” Yanıt vermiş sünnetçi: “Ya, ne koyaydım?”
*** Ölümün panzehiri ölümsüzlük… Ölüm korkusunu yenmenin en etkili yolu ölümsüzlük kavramına odaklanmak belki de…
*** Hayatınızı sergileyeceğiniz bir vitrininiz olsaydı… Bu vitrine ne koyardınız? Seçmekte zorlanıp, “hangisini koysam” diye mi düşünürdünüz? Yoksa fıkradaki sünnetçi gibi mecburen bir şeyler mi yerleştirirdiniz camekânın arkasına…
Biyolojik anlamda ölümsüzlükten
***
Eylül- 2017
www.mavisehirdergisi.com
Ömrünün sonbaharına gelenler nedense içgüdüsel bir biçimde “öbür dünya”ya konsantre olmaya başlar… Ölüm korkusudur bunun sebebi… Ölümün korkusu, hayatın anlamını da gölgelemeye başlar o an… Ama daha bir sınav bitmeden ikinciye hazırlanmak akılcı bir şey midir? Bir sınavdan geçer not almadan sonraki sınava hazırlanmak mümkün müdür? Elbette hayır… Yani daha bu dünyadayken insanın arkasında ne bıraktığını da sorgulaması gerekiyor aslında… Fosil bile izini bırakırken arkasında… Yaşadığının, bu dünyadan gelip geçtiğinin minik bir işaretini dahi geride bırakamayanlar gerçekten yaşamış olurlar mı peki? *** İşte bu noktada “ölümsüzleşme” denen kavramın önemi ortaya çıkıyor… Ki, cennete ulaşma arzusu kadar önemli ölümsüzleşme çabası… Hepimiz elbette çekip gideceğiz bu dünyadan… Kazık çakacağımız yok… Peki, yıllar sonra kim hatırlayacak bizi? Hatırlanacak mıyız? Nasıl hatırlanacağız peki? Yaşatılacak mıyız? *** “Beni hatırla.” Çok sık duyarız ya da dillendiririz bu cümleyi… Hatırlanmak için önce unutulmak gerekir. Hiç unutulmayanlar; hep anılarımızda, usumuzda yaşamaya devam ederler. Unutmadığımız için hatırlamaya da gerek duymayız ki zaten… Bedenleriyle vedalaşırız sadece, ruhları ve fikirleri hep bizimledir onların… Ölümsüzleşmişlerdir aslında… *** “Kendiniz için yaptıklarınız sizinle birlikte yok olur; ama başkaları için yaptıklarınız sizi ölümsüzleştirir” der ünlü düşünür Albert Pike…
İnsanoğlunu karanlıktan kurtaran ampulü icat eden Edison ölmüş müdür sizce? Bugün kitaplarıyla insanların hayal dünyalarına ışık tutan bir Albert Camus’nün, bir Balzac’ın, bir Tolstoy’un öldüklerini, artık yaşamadıklarını söyleyebilir miyiz? Keza tabulara ve dogmalara karşı canları pahasına savaş vermiş bir Sokrates, bir Giardano Bruno, bir İskenderiyeli Hypatia bedenen aramızda olmasalar da fikren hep yanımızda değiller midir? Keza Atatürk sizce ölmüş müdür yoksa her gün yeniden mi doğmaktadır usumuzda ve gönlümüzde? *** Hayat çok kısa deriz hep… Evet, kısadır kısa olmasına ama bu kısalığı nasıl yorumlayacağız? “Hayat çok kısa, hiçbir şeyi kafana takma, gününü gün et, gül eğlen” diye mutlak bir hedonizm içine girmek de mümkün… Ya da “hayat çok kısa; hayallerine, amaçlarına ulaşmak için zaman yitirme” diyerek kişinin ideallerine odaklanması da…
*** Bacon denemesinde “İnanın bana, şarkıların en tatlısı, bir insanın gönlündeki yüce amaçlarıyla umutlarına eriştiği andır” der… Ve şöyle devam eder “Bir yararlılık göstermeye çalışırken ölen kimse kızgın bir kavgada yaralanıp da yarası sıcakken acı duymayan kişiye benzer; dolayısıyla kendisini iyi bir iş görmeye adamış kararlı insan ölüm korkusundan uzak olur… *** İnsan gerçekten yaşadığını hissettiği an ölümü de alt eder. Yaşadığını hissetmek de tıpkı Bacon’ın işaret ettiği gibi bir yararlılık göstermekle mümkündür… Yani asıl ölüm aslında amaçsızca harcanan yaşamlardır… Gerçekten yaşamak da insanın kendisini ölümsüzleştirecek bir şey bırakabilmesi arkasında…
Hangisi doğru peki? Bunun yanıtını kimse veremez, herkes hayatını kendi bildiği, istediği şekilde yaşar… Ama bence bu noktada “denge” kavramı belirleyicidir…
*** Gözünüzde büyütmeyin bu ideali. Ölümsüzleşmek belki ağır bir kelime, ama eyleme dökülmesi hiç de imkansız değil... Topluma hayırlı bir evlat kazandırmak… Yüzyıllarca ayakta kalacak bir ağaç yetiştirmek… İnsanlığa hizmet eden bir sivil toplum kuruluşuna destek vermek… Hiç değilse bir insanın hayatında bir farkındalık yaratmak… Bu küçücük miraslar bile ölümsüzleştirir insanı aslında…
Hazlar kadar amaçlardır da insanı insan yapan aslında….
Tek bir insan tarafından şükranla yad edilmesi dahi ölümsüzleştirir insanı...
*** Ölümden korktuğu kadar “ölümsüzleşememekten” de korksa insanoğlu…
*** Korktuğumuz gerçekten ölüm müdür, yoksa ölümün sembolize ettiği “bitiş” mi?
Hayatı tüketmek kadar değerlendirmeye de odaklansa… Kendisine sunulan yılların tadını çıkarmak kadar hakkını da vermeye çabalasa… Dünya çok daha yaşanası bir yer olurdu kesin.
Ölüm kaçınılmaz sondur ama “bitmemek”, yani ölümsüzleşmek kişinin kendi elinde... İnsan anıldıkça yaşar… Unutulup gitmektir gerçek ölüm… Hiç unutulmayanlar da asla ölmemişlerdir zaten....
Eylül - 2017
37
Her ay MaviBahçe’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.
MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de ve MaviBahçe’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.
Her ay EgePark AVM’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.
38
Eylül- 2017
www.mavisehirdergisi.com
GÜLSİN ONAY MİNİK PİYANİSTLERLE BULUŞTU
S
anatın her alanında örnek projelere imza atan Karşıyaka Belediyesi, bu kez de piyanoya merakı olan minikleri, dünyaca ünlü piyanist Gülsin Onay ile buluşturdu. Yüzlerce çocuk ve müziksever, Onay ile sanat söyleşisinde bir araya geldi. Karşıyaka Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Belediye Konservatuvarı piyano öğretmenleri tarafından düzenlenen “Gülsin Onay Minik Piyanistlerle Buluşuyor” başlıklı etkinlik, Atakent’teki Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Müziğe gönül veren ve piyanoya merakı olan Karşıyakalı çocuklar, ünlü piyanist Onay ile bir araya gelmenin heyecanını yaşadı.
Suyumuzun tadına bakmak isteyenlere 19 lt damacana su ücretsiz olarak verilmekte.
Sertlik (ph) 7,20 alkali sudur 1 hafta sonra damacanamız
Doğal Kaynak Suları
7 tl
teslim alınır. (Aylık 300 adet stok ile sınırlıdır.)
Topçam Madran içerdiği kalsiyum, magnezyum, florür, potasyum ve sülfattan oluşan eşsiz mineral bileşimiyle içimi en hafif, en güvenilir doğal kaynak suyudur. Vücuda zararlı ağır metaller alüminyum, demir, mangan ve organik kökenli amonyum içermez.
DURUKAN TİCARET Fabrika Bayii Tel: 0232 330 00 12 Eylül - 2017
Gsm: 0538 241 10 10 39
KARŞIYAKA’DA 9 EYLÜL COŞKUSU
İ
zmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıl dönümü, Karşıyaka’da coşkulu etkinliklerle kutlandı. İki güne yayılan kutlama programı 8 Eylül Cuma akşamı Fener Alayı ile başladı. Saat 20.00’de meşale ve bayrakları ile belediye önünde buluşan Karşıyakalılar, Çarşı içinden iskeleye yürüdüler. Halk oyunları ekipleri, tiyatro grupları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı. Kortejin önünde dev Türk Bayrağı ve Atatürk posteri de taşındı. Kahramanlık türküleri Karşıyaka Çarşısı’nın iskele girişine gelindiğinde ise coşku ikiye katlandı. Karşıyaka Belediye Orkestrası ve KODA Genel Sanat Koordinatörü Teyfik Rodos’un sahne aldığı Kahramanlık Türküleri Konseri, 40
binlerce Karşıyakalıya unutulmaz bir gece yaşattı. 9 Eylül Cumartesi günü saat 19.30’da, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu’nda ise Yazar Sinan Meydan’ın Kurtuluştan Cumhuriyet’e konulu söyleşisi gerçekleşti. “Umudun doğduğu gün” Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “9 Eylül sadece İzmir’in kurtuluş günü değil, bir ulusun dirildiği, bir umudun doğduğu ve bir ülkenin özgürlüğe kavuştuğu gündür. Kanının son damlasına kadar savaşan dedelerimizin bizlere emanet ettiği bu güzel toprakları geleceğe taşımak bizlerin görevidir. Bunun için durmadan, yılmadan çalışacağımıza söz veriyoruz” şeklinde konuştu. Eylül- 2017
www.mavisehirdergisi.com
Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com
MÜZEDE GÖRDÜĞÜNÜZ ANGOP SERAMİKLER
M
üze gezmeyi sever misiniz? Müzelerdeki çok değerli sanat eserlerinin arasında el yapımı çanak, çömlekleri görmüşsünüzdür. Toprağın altından hasarlı veya hasarsız bir şekilde çıkmış, geçmişi çok eskilere dayanan bu seramik objeler nasıl yapılmış diye düşündünüz mü? Gördüğünüz seramik objeler değişik tekniklerle yapılmış. Bu yazımda sizleri Angop tekniği ile yapılan seramikler konusunda aydınlatacağım. Angop seramik yapmak için birkaç yol var. Tasarladığınız form ister elle şekillenmiş ya da ayrı bir ustalık isteyen tornada yapılmış olsun; hepsinin ortak özelliği ve en önemli kısmı olan uygulanacak yüzeyin üzerine sürülecek kil ve su ile yapılan, krema kıvamındaki
sıvının yüzeye yapışmasıdır. Bunun için de çamur nemli ama bulaşmayı önleyecek kadar kuru olmalıdır. Örneğin objenizi kırmızı çamur ile yaptınız. Kurumaya bırakıp istenen kuruma kıvamına gelince, hazırladığınız krema kıvamındaki beyaz killi çamuru ya da başka renk inceltilmiş engop sürdüğünüz de iki çamur birbirine bulaşmamalı. Hazırladığınız angopu yumuşak bir fırça ile sürün ki iz olmasın. Sürülen angop kuruduğu zaman, metal bir kaşığın tersi ile patine yapılır. Obje bu şekilde parlar, rengi değişir, camsı bir doku ve pürüzsüz bir yüzey elde edilir. Bu aşamadan sonra dekoratif öğeler, hayvan figürleri, geometrik desenler gibi motifler ince uçlu metal kazıma aletleri ile önce çizilir sonra kazınır. Eğer zor ve farklı bir desen ise önce kağıda çizip, sonra da desenin
üzerinde geçerek altına şekli geçirilir. Bu dekorlama ve desenleme aşaması zor ama en keyifli kısmıdır. Çok dikkat ister. Obje henüz pişmediği için çok kırılgandır. Oyma aleti çok derine kaçarsa delik gibi hasar olabilir. Son olarak da yüze transparen sırla kaplanır. Kuruduktan sonra 90 derecelik biskivi fırınında pişer. Bu anlattığım bugün de yapabileceğimiz ve uygulayabileceğimiz yöntem. Ama seramik çalışmalarında tarih boyunca çok değişik ve ilginç teknikler de uygulanmış. Sanırım bu yazımda onların detayını anlatmama gerek yok :) Bu tarz Angop seramik tekniği günümüzde de tabii ki uygulanıyor. Benim de şahsen çok sevdiğim bir teknik. Şimdi müzeleri gezerken farklı bir bakışınız olacağından eminim...
Gayrimenkulünüz için; BANA GÜVENİN...
LEVENT SOYDEMİR 0 532 643 62 80 Adres/2 Gayrimenkul Danışmanlık
Her ofis bağımsız bir Franchise işletmesidir.
Eylül - 2017
41
AYDİLGE VE FERMAN MAVİBAHÇE’YE KONUK OLDU MaviBahçe Şehre Dönüş Festivali kapsamında ünlü şarkıcı Aydilge ile Manga grubundan Ferman Akgül İzmirlilerle buluştu.
42
D
üzenlediği etkinlikleriyle İzmir ve Egelilerin vazgeçilmez adresi olan Mavibahçe, ziyaretçilerini sürpriz programlarla buluşturuyor. Doğan Duru ile Akustik Sohbetler etkinliğinin konuğu olan Aydilge, sevenlerinin karşısına müzisyen sevgilisi Utku Barış ile çıktı. Etkinlikte yöneltilen soruları cevaplayan Aydilge, birlikte sahneye çıktığı sevgilisi için Eylül- 2017
“Müstakbel kocam” dedi. Sekiz ay önce tanıştıklarını, birbirlerine aşık olduklarını ve yakında evleneceklerini açıklayan Aydilge, keman sanatçısı Utku Barış ile tanışma öyküsünü şöyle anlattı; “Sekiz ay önce çalışmaya ilk geldiğinde konuştuk, bir saat sonra bana kemanıyla romantik bir parça çaldı, ardından aramızda aşk başladı. Kendisi müstakbel eşim. Sekiz aydır birlikteyiz. Orkestramda müzik yapıyor, bana çalıyor. Düğünüme herkes davetli.”
www.mavisehirdergisi.com
Doğan Duru’nun diğer konuğu Ferman Akgül ise beş ay önce solo albüm çıkardığını, Manga olarak da albüm için stüdyo çalışmalarına başladıklarını anlattı. Solo albüm çıkarınca Manga’dan ayrıldığı düşünülen Ferman Akgül “Solo albüm yapınca, Manga grubundan ayrılmadığımı bir buçuk yıl boyunca kimseye anlatamadım. Dünyanın her yerinde müzik grubu üyeleri solo albüm yapar, ama bizde biraz farklı algılanıyor” diye konuştu. Solo albümünde yer alan ‘Düş Sırtında’ şarkısına klip çektiğini de açıklayan Ferman Akgül sözlerini şöyle sürdürdü; “Genelde karamsar şarkılara ve yazdığım şarkıya klip çekmeyi seviyorum. Daha iyi hayal kurabiliyorum.” Program boyunca Aydilge Benimle Gel, Kiraz Mevsimi, Ferman Akgül Düş Sırtında, Cevapsız Sorular, Doğan Duru ise sözleri Nazım Hikmet’e ait olan Cem Karaca şarkısı ‘Çok Yorgunum Kaptan seslendirildi. Programın sonunda, Kazım Koyuncu anısına Gelevera Deresi şarkısı söylendi. Eylül - 2017
43
Moisture Surge Intense cilt güçlendirici yoğun nem kremi, zengin ve yağ içermeyen yapısı ile cilde 24 saat boyunca nem takviyesi yapar. 79 TL - 149 TL İçeriğindeki değerli çiçek özleri ile saçı ağırlaştırmadan saç bakımını sağlayan Elseve Mucizevi Yağ, şampuandan önce, şampuandan sonra ve son rötuşta kullanılabilir.
DENIZE, GUNESE DOYDUYSANIZ
CILDINIZ VE SAÇLARINIZ BAKIMA AÇ DEMEKTIR Hassaslaşmış saç derisi ve kuru saçlar için, hipoalerjenik temizleyici ve sakinleştirici saç banyosu Saçları ve saç derisini rahatlatarak nemlendirir.
Yeni çift etkili ChronoluxAI teknolojisi ile yaşlanmanın tüm belirtileriyle savaşırken; cildi yatıştırarak, sağlıklı, aydınlık ve ışıldayan bir görünüme sahip olmanıza yardımcı olur. Geceleri cildin doğal onarım sürecini hızlandırmayı destekler. Cildin doğal yenilenme sürecine destek olur. Kuruluk, kızarıklık gibi problemleri en aza indirmeyi amaçlar. Bir kutuda 60 adet ampul içerir ve her cilt tipi için kullanıma uygundur. 600 TL
Gözenek görünümünün küçülmesine yardımcı olur. 257 TL - 500 TL
Renk verme özelliği ile, pürüzsüz görünen bir cilde kavuşmanıza yardımcı olur. 116.00 TL
Anti-Ageing oxygen jel krem yaşlanmanın etkileriyle savaşarak cildinize taze bir görünüm kazandırır.
Yves Rocher’nin yaban mersini özleriyle zenginleştirilmiş ferahlatan ışıltı veren maskesi, muhteşem ve tazeleyici kokusuyla ruhunuzu şımartıp dinlendirirken, hem cildinizdeki ölü hücreleri yok eder hem de etkili bitkisel formülü sayesinde cildinize enerji verici bir ferahlık sağlar. 15.90 TL İçeriğinde 25 saf çiçek ve bitki özleri barındıran nemlendirme ve anında canlılık sağlayan organik ayçiçeği ve mera köpüğü ile cildinizi, ve saç derinizi besler
Saglıklı dudaklar her zaman daha çekicidir.
Doğanın en güçlü içerikleri kullanılarak üretilmiş %100 doğal dudak bakım ürünleri dudaklarınızı beslemek ve nemlendirmek için formüle edilmiştir. İçeriğindeki Beeswax ile nem dudaklarınıza hapsolur.
HOSGELDIN
sari
sonbahar Transparan gömlek Zara
T
erlemeden ya da üşümeden günlerin tadını çıkarabildiğimiz bir mevsim sonbahar. Kıyafetler bile bir başka yakışıyor insana sanki sonbaharda. Şortun üzerine hırka giyip çok şık görünebildiğimiz bir mevsimdeyiz. Şimdi plaj kıyafetlerimizle vedalaşıp, şehirde yeni koleksiyonlarla şık olma vakti...
Küpe - Zara 39,95 TL
Küpeler Betsey Johnson
Çanta - Mango 179,99 TL
Etek - H&M 129 TL
Ayakkabı Stradivarius 139,95
Silk&Cashmere 195 TL
iu
Gucci
MiuM
Fotograflar Dolge&Gabbana
Chanel
Chanel
Ayakkabı Aldo 139 TL
Küpeler Yargıcı 79,90 TL
T
oprak tonlarını canlı renklerle kombinleyerek sonbahara yakışan bir şıklık elde edebilirsiniz. Özellikle parlak renkli ayakkabılar bu sezonun öne çıkanları arasında.
Çanta - Mango 179,99 TL
H İçinde bulunduğumuz hayatın tam tersini hayal edin... Sessiz, araba gürültüsünden uzak, her gün felaket haberlerinin duyulmadığı bir yer... Hayal etmesi bile insanın içini huzurla kaplıyor. İşte size ilk fırsatta gidip görmek isteyeceğiniz dünyanın en huzurlu yerleri...
Giethoorn köyüne ulaşmak istiyorsanız elektrikli motor kullanmanız gerekiyor. Çünkü yakıtlı motor da yasak. İrili ufaklı 180’in üstünde köprünün bulunduğu köyün nüfusu 3 binin altında. 13. yüzyıldan kalma olan bu köyde, bisiklet yolları da sonradan yapılmış. Masallardaki evleri yansıtan mimarisi, her tarafı saran yemyeşil ağaçları ve çiçekleri “Masal Köyü” ismini sonuna kadar hak etmesini sağlıyor.
Yüksek miktarda yağış alan Giethoorn’da en çok yağış Temmuz ayında görülüyor.
48
ollanda’nın Overijssel eyaletinde yer alan küçücük bir köy Giethoorn... Bu köyün ilginç bir özelliği var: Araba yok, toplu taşıma yok çünkü yol yok! Köyün etrafı kanallarla çevrili. Bu yüzden ulaşım sadece motorlarla sağlanıyor. Belki de bu köyü bu kadar huzurlu kılan da bu... Etrafınızda hiç arabanın olmadığını ve trafik kazasının yaşanmadığını düşünün. Gerçekten bu köyde yaşayanlar çok şanslı.
Eylül- 2017
www.mavisehirdergisi.com
Y
üksek bir kayalık vadi üzerine kurulu olan Ronda, farklı mimarisi ile insanı başka diyarlara alıp götürüyor. Ronda, İspanya’nın en eski kasabalarından biri. Mağribilerin yarımadadan çekilirken İspanyollara en son teslim ettikleri kale burası. Hem İslam hem de Hıristiyan dinlerinin etkisinde kalmış, iki inanıştan da silinmeyen izlerle bezenmiş bir rüya kasaba. Endülüs Şehirleri arasında olan Ronda‘da beyaz badanalı uçurumun kenarına yapılmış evleri, derin kanyonu ve içerisinde uçuşan kuşları görüp de etkilenmemek mümkün değil. Hem ürkütücü hem de büyüleyici bir görüntüye sahip olan olan kasaba huzuru arayanlar için biraz alışılmışın dışında bir alternatif olsa da görülmeye değer yerlerin ilk sıralarında geliyor. Eğer yükseklik korkunuz yoksa burada gezerken yüzünüze vuran
hafif rüzgarın da etkisiyle hayaller alemine dalabilir ve tarihi iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Eğer yolunuz Ronda’ya düşerse İspanya’nın en eski Boğa Güreşi arenası olan Plaza de Toros’u mutlaka ziyaret edin. Plaza de Toros Mimar Jose Martin de Aldehuela tarafından 1784 yılında inşa edilmiş. Artık yaz aylarında sanatsal aktivitelere yer verilen arenada yalnızda eylül ayında boğa güreşi yapılıyor.
Ronda’nın en etkileyici özelliği, 91 metre derinliğindeki bir boğaz üzerine yayılan Puento Nuevo köprüsü. “Yeni Köprü” diye anılması sizi aldatmasın. Çünkü yeni köprü 18. yy’da yapılmış. Köprünün yapımı tam 42 yıl sürmüş.
Eylül - 2017
Hemingway, “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” adlı romanında Ronda’yı şöyle anlatmıştı: “Kent, ırmağın üzerinde yüksek bir bayırın üzerine kuruludur. Bir meydanı vardır çeşmesi olan; banklar vardır meydanda ve bankları gölgeleyen kocaman ağaçlar. Evlerin balkonları meydana bakar. Altı sokak açılır meydana. Meydanı çevreleyen evler bir kemer altı oluşturur. Öyle ki, güneş cayır cayır kavurduğunda insan kemer altının gölgesinde dolaşabilir. Meydanın üç yanı da kemerlidir, dördüncü yanında da ağaçların gölgelediği bir kaldırım vardır. Bu ağaçlar ırmağın aktığı yarın kıyısındadır. Yarın yüksekliği 300 kademdir.”
49
3
Bibury Köyü
İ
şte size masalsı bir köy daha... 19. yy’da yaşamış sanatçı - yazar William Morris’in “İngiltere’nin en güzel köyü” diye tanımladığı Bibury Köyü, dik çatılı taş evleri ile insanın ömründe görebileceği en güzel yerler arasında.
Tarihte şöyle ilginç bir not var; Bibury’yi ziyaret eden Henry Ford Arlington Row’dan o kadar etkilenir ki, tüm sıra evleri alıp söktürüp Michigan’daki müze parkına götürmek ister. Tabi, Henry Ford’un teklifini İngiliz nezaketine uygun bir şekilde reddederler.
17. yy’da bal rengi taşlarla inşa edilmiş evler, 1600′lü yıllarda dokumacıların kulübelerine çevrilmiş. Thames Nehri’nin kolu olan River Coln, köyü ortadan ikiye bölüyor. Nehirin en büyük özelliklerinden biri alabalık dolu olması. Buraya gelip huzura ermemek imkansız. Eğer fotoğraf çekme merakınız varsa burayı daha da çok seveceksiniz.
50
Eylül- 2017
www.mavisehirdergisi.com
Bled Gölü
H
uzurdan bahsederken Slovenya’dan bahsetmemek imkansız. Avrupa’nın masalsı göllerinden biri olan ve Slovenya’nın Gorenjska bölgesinde bulunan Bled Gölü’nde romantizmi doruklarda yaşayabilir, huzuru tam anlamıyla hissedebilirsiniz. Bled Gölü’ne ulaşmak için ilk yapmanız gereken; eğer çevre ülkelerden geçmiyorsanız uçakla Slovenya’da bulunan Joze Pucnik Havaalanına gidip, Bled’e araçla ulaşmak olacaktır. 20. yy’ın ilk yarısına damga vurmuş ünlü liderlerden Mareşal Tito‘nun buradaki yaz evinden (şu anda otel olarak hizmet görüyor) Bled gölünün en güzel manzaralarından birine sahip olabiliyorsunuz. Bled Adası’nın üzerinde yer alan yapı bir kilise. Efsaneye göre önceden burada tanrıça Ziva’nın tapınağı bulunuyormuş, ancak Paganizme inananlar ile Hıristiyanların savaşmaya başladığı dönemde tapınak ortadan kaybolmuş ve yerine Hıristiyanlar yeni bir kilise yapmışlar. Şansınızın artmasını istiyorsanız kilisede bulunan çanı çalabilirsiniz.
Bled Kalesi ilk olarak 1011 yılında inşa edilmiş. Ancak zaman içerisinde ihtiyaçlara göre kaleyi genişletip, büyütmüşler. Eylül - 2017
51
TEKNOLOJİ
iPhone ile on yıl!
H
Emrah Önder
erşey iPod başarısının rüzgarıyla mobil telefonu da yeniden yaratmayı kafasına koyan Jobs’ın, ilk nesil iPhone modelini 28 Haziran 2007’de duyurmasıyla on yıl önce başladı. İlk akıllı sayılabilecek ve dokunmatik ekranı olan IBM Simon’un piyasaya sürülmesinden 14 yıl geçmiş olmasına, Nokia 9000 Communicator, Ericsson GS88 gibi devrimsel telefonların denenmesine rağmen akıllı telefon pazarının milatı bu tarih olarak kabul ediliyor. Şirket, rakiplerinde olan birçok özelliğe sahip olmamasına rağmen piyasaya sürülmesinden sadece 74 gün sonra 1 milyonuncu cihazı satma başarısı gösterdi.
2007’den bu yana akıllı telefon piyasası çok yol katetti, Nokia, Ericsson, Sony gibi birçok dev bu devrime geç kaldıkları, ayak uyduramadıkları için çekilmek zorunda kaldılar. Öte yandan bu devrim, Apple şirketini dünyanın
iPhone X
G
iriş yazısında da belirttiğim gibi bu yıl iPhone telefonlarının onuncu yılı ve Apple yeni amiral gemisini bu yılın koduyla duyurdu: iPhone X. X harfinin, Roma rakamlarında 10’u simgelediğini de eklemeliyim. Beklenildiği gibi çerçevesiz ekran trendine uygun olarak ön yüzey tamamen 5,8 inç Super Retina HD ekrandan oluşuyor ve klasik home tuşu yer almıyor. Sızan bilgilerde de yer aldığı üzere Touch ID kaldırılıp yerine yüz tanıma teknolojisi üzerine kurulu Face ID getirilmiş. Gücünü TrueDepth kameradan alan Face ID, resmî açıklamaya göre yüzünüze yansıttığı 30.000’in üzerinde görünmez noktayı analiz ederek en ince detaylarıyla bir derinlik haritası oluşturuyor. Bu haritaya göre sizi tanıyarak telefona erişim hakkınızın olup olmadığı kontrol ediyor. Bir diğer heyecan verici özellik ise yapay öğrenme teknolojisi sayesinde Face ID, görünümünüzde zamanla gerçekleşen fiziksel değişikliklere adapte olabiliyor ve şapka, gözlük vs kullandığınız zaman dahi sizi tanıyabiliyor. Cihaz, işlem gücünü 4,3 52
milyar transistör ve 64-bit mimariye sahip A11 Bionic işlemcisinden alıyor. 2 yüksek performans ve 4 yüksek verimlilik odaklı toplam 6 çekirdek ile gelen işlemci, ihtiyaç duyulduğunda 6 çekirdeği de aynı anda kullanabiliyor. Böylece daha iyi fotoğraf ve video performansı sunuyor. Ayrıca çipte yer alan nöral sistem ise yapay öğrenme görevlerini hızla yerine getirerek arttırılmış gerçeklik (Augmented Reality) ve Face ID için gereken desteği sağlıyor. 3 GB RAM kapasitesine sahip olacak telefon, iPhone 7’ye göre 2 saat daha uzun bir kullanım ömrü sunarken AirPower şarj standıyla ile kablosuz şarjı da destekliyor. Kablosuz şarj teknolojisi rakipleri tarafından uzun süredir kullanılmasına rağmen Apple, yine temkinli yaklaşarak ancak bu
Eylül- 2017
en değerli firması haline getirdi, yeni devler ortaya çıkardı. İlk nesil iPhone videoları YouTube’a düştüğünde, üniversitede son sınıftaydım. Yurtta oturup izler, inceler, tartışır, yorum yapardık. Bizden önceki neslin tanık olduğu, Microsoft Windows devrimine benzerine tanık olduğumuzu tartıştığımızı hatırlıyorum. Lafı uzatmadan konumuza dönelim. Artık gelenekselleşmeye başladığı üzere, Apple bu ay içinde yeni oyuncakları tanıttı. En çok sızdırılan telefon olarak tarihe geçtiği söylenen iPhone X ile önceki serinin devamı niteliğinde iPhone 8, 8 Plus görücüye çıkarken, 4K ve HDR destekli Apple TV ve Apple Watch 3 de tanıtılan diğer yeni oyuncaklar. Ayrıca mobil işletim sistemi iOS 11’in de detayları etkinliğin diğer önemli konularından oldu.
modelinde kullanmaya karar vermiş görünüyor. İlk defa iPhone 7 Plus modelinde kullanıldığı üzere, iPhone X modelinde de çift kamera tercih edilmiş. iPhone 7 Plus modelinde yatay olarak konumlandırılan bu çift kamera yeni model de ise dikey olarak konumlandırılmış. 12 Megapiksel çözünürlüğündeki bu kameraya ek olarak ön kameranın da kapasitesi geliştirilmiş ve daha yetenekli hale getirilmiş. 7 Megapiksel çözünürlük sunan ön kamera ile artık portre modunu da kullanmak mümkün. Gelelim tamamen duygusal konulara. Telefon 3 Kasım’da Amerika’da 999 $’dan satışa sunulacak. Türkiye fiyatı ise ne yazikki en iyi ihtimalle 7000 TL olacak gibi görünüyor.
TEKNOLOJİ
www.mavisehirdergisi.com
iPhone 8 / 8 Plus
i
Phone 7S ve iPhone 7S Plus beklenirken, sürüm numarasını arttırma yolunu seçen Apple, S serisine son vereceği yönündeki söylentileri doğrular nitelikte bir karara imza atmış oldu. Öte yandan şirketin amiral gemisi misyonunu iPhone X’e yüklemesiyle iPhone 8 ve 8 Plus bir alt segmente hitap eden bir telefon haline geldi. Bu seri, S serilerinde olduğu gibi tipik donanım güncellemeleri içeriyor. iPhone 7 ve iPhone 7 Plus ekran boyutlarını koruyan yeni modellerde ek olarak 10.5 inç iPad Pro’da kullanılan True Tone görüntü teknolojisiyle destekleniyor. Cihazlardaki en önemli özellikler ise iPhone X’de de yer alan kablosuz şarjı destekliyor olması ve yine iPhone X’de de yer alan A11 Bionic işlemci. Boyut dışında neredeyse her şeyi aynı olan bu iki modelden Apple iPhone 8, 699 dolardan, iPhone 8 Plus ise 799 dolardan başlayan fiyatlarla 22 Eylül’de ABD’de satışa çıkacak. Türkiye’de ise iPhone 7 ve 7 Plus’un çıkış fiyatlarının az miktar üzerinde bir etiket fiyatı olacağını tahmin ediyorum.
iOS 11
T
elefon modelleriyle beraber yeni nesil iOS sürümü de tanıtıldı. 5 Haziran 2017 tarihli Apple Worldwide Developers Conference etkinliğinde duyurulan yeni işletim sisteminin detayları netleşti. iPhone 5S ve üzeri telefonlar ile, iPad Air, Air 2, iPad Mini 2 ve üzeri, iPad Pro tüm model tabletlere gelecek yeni işletim sisteminde yeni dosyalar uygulamasıyla tüm iOS aygıtlarınız, iCloud Drive ve Box veya Dropbox gibi hizmet sağlayıcılarında depoladığınız tüm dosyalar bir araya geliyor. iPad’e özel ağırlık verilen iOS 11’de, iPad’in biraz daha bilgisayarın yerine geçmesi hedefleniyor. Bu amaçla dock kısmı biraz daha MacOS’a benzetilmiş. İkinci bir uygulama açmak için doğrudan Dock’tan açabilir, açık olan iki uygulamayı Slide Over veya Split View görünümlerinde aynı anda kullanılabilinecek.
Sürükle bırak özelliği ile metinleri, fotoğrafları ve dosyaları bir uygulamadan diğerine kolayca taşıyabileceğiz. Notlar uygulamasında ise, satır içinde çizim, kolay belge imzalayıp postalama gibi iş dünyasına yönelik gelişmeler de göz alıcı özelliklerden. Fotoğraflar ise “live photo”ları eğlenceli videolara dönüştürmek mümkün olacak. Ayrıca yeni eklenen filtrelerle fotoğrafları istediğimiz gibi düzenleme, daha doğrusu sosyal medyaya uygun hale getirme fırsatımız olacak. Diğer gelişmeleri özetlemek gerekirse, kilit ekranında tüm bildirimlerin toplanması, kişiselleştirilebilir denetim merkezi, yeniden tasarlanan ve daha kolay kullanım sunacak olan AppStore, bildirimler için rahatsız etme modu öne çıkan özellikler. Bence en büyük yenilik ise beraberinde getirdiği ARKit ve Core ML. Artırılmış gerçeklik için uygulama geliştiricilere ortam sunan ARKit, daha eğlenceli oyunlara ve gerçek zamanlı geliştirme imkânı sunacak. Örneğin kameranızı kullanarak odanızı bir savaş alanına ya da macera parkına çevirebilecek oyunlar, ya da yeni alacağınız koltuğun evinizde nasıl duracağını görmenizi sağlayacak uygulamalar hayatımıza daha hızlı girecek. Core ML ise geliştiricilerin uygulamalarına yapay zekayı eklemeleri için imkân sunacak.
Eylül - 2017
53
ederiz. Ya da eğer bütçemizin üzerinde kalan bir sonuçla karşılaşırsak, ürünü almaktan vazgeçebiliriz. Bir mal ya da hizmet ihtiyacımızı gidermek istediğimizde temelde iki hedeften birine yönelmek durumundayız. Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr
İhtiyacların doğru ürünle giderilmesi ve sigortacılık
B
ir ihtiyaç tespit ettiğimizde onu karşılamaya yönelik karar sürecimiz genel hatlarıyla şu şekilde çalışır: 1 - Hamle yapmadan önce ona gerçekten ihtiyacımız olup olmadığını ya da alternatif çözümler bulup bulamayacağımızı hesaplamaya çalışırız. 2 - Gerçekten ihtiyacımız olduğuna karar verdikten sonra, ondan tam olarak beklentimizin ne olduğunu düşünürüz. Ek faydalar da bekliyor muyuz, yoksa sadece temelde hissettiğimiz eksikliği gidermesini yeterli buluyor muyuz sorularına cevaplandırırız. 3 - Eğer bu ürüne aşinaysak, bildiğimiz satıcıları tespit ederiz. Bununla birlikte çevremizden de fikirler edinmek için araştırma yaparız. Günümüz çağının vazgeçilmesi olan internet ortamından da veriler toplamaya çalışır, doğru satıcıyı bulmaya gayret gösteririz. 4 - Daha sonra imkanımız ölçüsünde alternatif ürünleri görmek, incelemek için satıcıları ziyaret ederiz. Beklentimizi ne kadar karşılayıp karşılamadığını anlamaya çalışırız. Ne kadar süre kullanabileceğimizi öğrenmeye çalışırız. Yan hizmetler olan garanti şartları, satış sonrası servis, gibi detayları araştırırız. 5 - En sonunda da bize uygun olduğuna karar verdiğimiz seçenekler arasında, bütçemize en uygun olanını tercih 54
Ya ihtiyacımızı tam olarak karşılayacak ürünü almak hedefine yönelik hareket ederiz. Bu durumda bu ürünün bedelini ödemeyi kabul etmek durumundayız. Ya da belirlediğimiz bütçenin sınırları içinde kalmak hedefine yönelik hareket ederiz. Bu durumda da ödemeye planladığımız bedelin karşılığındaki ürünü kabul etmek durumundayız. Almaya razı olduğumuz ürünün, ihtiyacımızın ne kadarını karşıladığını baştan biliyor ve kabul ediyor şekilde alışverişi tamamlarız. Sigortacılık hizmeti, ihtiyaç duyduğumuz zaman satın alabileceğimiz bir hizmet değildir. Elle tutulur, gözle görülür bir ürün satın almak, hizmet satın almaktan daha kolaydır. Çünkü ödüyor olduğumuz paranın karşılığını hemen o an teslim alırız. Sigortacılık dışındaki diğer hizmetlerde (bankacılık, emlakçılık, tıp, avukatlık, vs) de aslında ihtiyacın neredeyse o an giderilebilmesi söz konusu iken sigortacılıkta durum çok daha farklıdır. Hastalandığımız zaman, doktora gidip tedavi hizmeti alabiliriz fakat bunun bedelini karşılayacak sağlık sigortasını satın alamayız. Aracımızla kaza yaptığımız zaman, onarım hizmeti alabiliriz, fakat masrafı üstlenecek kasko poliçesini satın almak mümkün değildir. Yani sigortacılık “ihtiyacımız olması ihtimalinde devreye girmesi için, önceden satın aldığımız bir hizmet”tir diyebiliriz. Dolayısıyla rizikonun ortaya çıkmaması durumunda, ödediğimiz para yanmış olmaz. Biz poliçe dediğimiz sözleşme süresi içinde ilgili rizikonun vereceği zararlardan korunmuş olmanın bedelini ödemiş oluruz. Eylül- 2017
Sigorta sektöründe yapılan iş ya sigortacılıktır, ya da komisyonculuk. Alınacak ürünün kişinin ihtiyaçlarını tam tespit etmeden, direkt piyasadaki en ucuz ürünü doğru ürünmüş gibi satılması durumunda yapılan iş komisyonculuktur. Bu durumda da, iş poliçeyi sattıktan sonra genelde bitmektedir. Hizmete ihtiyaç duyulduğu zaman, poliçenin aslında bize uygun bir koruma sağlamadığını anlarsak, artık ne yazık ki hatayı düzeltme şansı da olmayacaktır. Sigortacılık hizmeti ise, satın alınacak poliçenin, sigortalının ihtiyacını tam karşılayacak özelliklerde olup olmadığının tespiti, gerekli şekil şartlarının düzenlenmesi, olası bir hasar durumunda hasar sürecinin en doğru şekilde yönlendirilmesi gibi hizmetlerin de verilmesi ile sağlanır. Bu durumda da, alınacak poliçe en ucuz poliçe değil, kişinin ihtiyaçlarına en doğru cevabı verecek olan poliçedir. Biraz daha somutlaştırmak istiyorum. Bir top kumaş satın aldığımızı ve kendimize özel bir kıyafet diktirmek istediğimizi düşünelim. Bir dikim evine girip, bize bu kumaştan en ucuz şekilde kıyafet hazırlamasını söyleyip çıkmamız söz konusu olmayacaktır. Önce ölçülerimizi alacaklardır. Daha sonra bizim için önemli olan taleplerimizi belirtmeliyiz. Doğru sonuca yönelik işin ortaya çıkması için gerekli maliyet bize bildirildikten sonra kararımızı veririz. Eğer ölçülerimizin alınmasına müsade etmezsek, mesleğin erbabı olan kişinin görüşlerini almazsak ve bizim için önemli olan noktaları da özellikle belirtmezsek, sonuçta ortaya çıkan üründen şikayetçi olmaya da çok hakkımız olmayacaktır. Sigortacılık, hedef tutturma işi değildir. Sigortacılık kişiye özel hareket edilmesi gereken bir hizmet işidir. Sigortacılık profesyonel çalışma gerektiren bir meslektir. Sigortacı ise, gereği gerekmeden gören kişidir.
Model: F5SR Kabuk: Sert integral plastik Hız: 22 km/s Güç: 4.5 kw / 745 N Menzil: 70 dk. Ağırlık: 35 kg Hız ayarı: 7 kademe Enerji: 2.0kWh; 48 V; 42 Ah Dalış derinliği: 2,5m - 40m Ölçüler: 1152mm X 507mm X 372mm
SEABOB F5 SR Dizginlenemeyen yoğun güç
SEABOB F5 S en yüksek performanslı su aracıdır. Yalnızca 35kg ağırlığındaki bu araç, su üstünde mükemmel kullanım özelliklerine sahiptir. Sürüş performansı benzersizdir. SEABOB F5 S, sahip olduğu 680 newton itme kuvveti ile göz kamaştırır. E-Jet Power System, 6 vites seviyesinde kontrol imkanı sunar. SEAFOB F5 S, bu vitesler sayesinde düşük viteste sakin bir sürüş yaparak su üzerinde kaymanıza ya da yüksek hızda daha agresif bir sürüş yaparak 6. vitese kadar çıkmanıza izin verir. Son derece sportif bir karaktere sahip bu su aracı, olağan dışı dinamikliği ile ön plana çıkar. Sportif görünümü, krom ağırlıklı tasarım unsurları ile vurgulanır. SEABOB F5 S denizdeyken kendini evinde hisseder. Yüksek manevra kabiliyeti, büyük havuzlarda da kullanılmasına olanak sağlar.
0(232) 330 0500 - 0(555) 503 92 58 - 0(549) 501 88 32
DERGİ İNDEKSİ
Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.
Baba Fingo - Hamburger ve Pizza 0(232) 330 7262 6497 Sk. 8/A Atakent - Mavişehir (Karşıyaka Göz Hast. sokağı) B&MUPPET Cemal Gürsel Caddesi No:472/1 Bostanlı İzmir Rezervasyon: 0537 253 46 97 0532 242 43 75
Lugo Kids www.lugokids.com
MaviBahçe - AVM www.mavibahce.com.tr
MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir
Özel Bozbay Anaokulu Adres: 2040 Sok. Kuğu 122 D:60 Mavişehir Tel: 0532 623 99 92 - 0232 324 27 16
Mini Haus Anaokulu 6782 Sok. No:27 Aydınlıkevler Mah. Çiğli 0232 370 07 01 Mini Haus Baby 0232 336 87 77
Düş Mucitleri Aydınlıkevler Mah.6782 Sok. No:46 Evka2 Çiğli 0232 370 35 15
Pizza Rucola Bestekar Sadi Hoşses Sokak No: 42/A Bostanlı - İzmir www.pizzarucola.com.tr
EVLERE SERVİS RESTORAN VE CAFELER
ŞEHİR REHBERİ LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma
15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135
HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi İzmir Üniversitesi Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Park Tıp Merkezi Kızılay
VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği
YARDIM
Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem
DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat
241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 444 53 68 464 24 00 462 27 27 433 00 84 367 22 22 421 47 90
368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16
441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36 0539 235 25 87
Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Nane Lezzet Atölyesi Tarihi Bafra Pidecisi Doritali Pizzeria Elti’s Cafe Edem Çıtır Waffle
483 00 79 444 62 62 833 33 40 336 72 64 502 12 32 330 20 88 330 10 13
MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri
368 11 24 290 06 22
SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 483 22 42 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 745 81 00 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25
ÜNİVERSİTELER
Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi
TİYATROLAR
Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu
311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 50 00 308 00 00
369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61
RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Karşıyaka Ocakbaşı Grano Pizzaria Doritali Pizzeria
483 00 79 362 51 51 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 330 14 44 330 72 62 502 12 32
TAKSİ DURAKLARI Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi
OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm
KÜLTÜR MERKEZLERİ
Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi
350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82
362 41 53 330 22 30 330 52 01 362 19 92 362 00 52
369 27 90 368 22 39 361 06 23 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 466 00 13 366 44 59
MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi
Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya
56 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.
324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70
Satılık
Alaçatı’da 8 odalı Butik Otel Toplam 640 m2 alan içinde 360 m2, 2 katlı, yüzme havuzlu, özel otoparklı, kaliteli inşaat ve mükemmeliyet ödüllü, ruhsatları eksiksiz turistik tesis. Diğer tüm detaylar için bilgi alabilirsiniz.
0(232) 330 0 500 www.jets.estate • 0(549) 501 8832
MAKROYAPI’dan Foça’da muhtesem proje... Foça taşından yapılmış Dublex ve Triplex lüks villalar, doğa ile başbaşa olmak isteyenleri davet ediyor.
Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com
Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr
www.focaterrace.com