MAVİŞEHİR DERGİSİ MAYIS 2018

Page 1

Mayıs 2018 Yıl.5 Sayı.52

5.00

Genel kültür,

Türkiye’nin tanıdığı son 10 yılın en önemli kehanetlerini yapan Vedik Astrolog

AYŞEN TOK

“Benim için astroloji bir duygudur.”


Hayalini kurdugunuz her sey... #BuradaMutluyum www.cesmemarina.com.tr

•

konukevi@cesmemarina.com.tr

Tel : +90(232) 712 15 26


Mavişehir Dergisi; Duygu Attila Reklam Tasarım Hizmetleri’ne aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi (Sorumlu)

Duygu Attila

Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve Pazarlama Sorumlusu

Aylin Günay

kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Attila

Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 501 8832 Yapım ve Tasarım

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6404 Sk. No.15 D:1 Karşıyaka / İZMİR Web Sitesi

ÖNSÖZ

Mavişehir Dergisi’nin bu sayısından kısaca bahsetmek istiyorum. Çünkü bu dergi saygı ve sevgiyle yoluna devam ediyor ve gerçekten iyi enerjiler yayıyor… “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” lafını kılavuz alırsak; o kadar çok heyecanlanıyor ve mutlu oluyorum ki, bize inanan ve bizimle yol alan, içlerinde saf duygu ve iyi niyeti barındıran insanların hayat görüşü ve dünyaları bize umut oluyor. Yine bize tam aksi davrananlara, bizi pek sevmeyenlere bakınca da içimi bir huzur kaplıyor. Çünkü içinde bulunduğum yaşıma girerken “Kötü niyetli tüm insanların hayatımdan uzak durmaları” dileğim teker teker yerine geliyor. Bu sayımızın kapağını Vedik Astrolog Ayşen Tok süslüyor. Kendisi gökyüzü, yıldızlar ve gezegenlerin hareketlerini çok iyi yorumlayıp yerinde tespitlerle birçok kişi tarafından Türkiye’nin Nostradamus’u olarak biliniyor. Ayşen Tok bundan böyle her ay Mavişehir Dergisi’nde sizler için aylık yorumlarda bulunacak. Türkiye’nin ilk ve tek yerli sermayeli uluslararası emlak zinciri Premar’ın İzmir’deki temsilcileri, Mavişehirli kadınların çok yakından tanıdığı; 41. yılını doldurmuş Boutique Brawo, Çeşme ve İzmir’i dünyada büyük bir başarıyla temsil eden Çeşme Marina, baklava ve pastalarıyla adını duyuran Uluoğlu, Foça’da harika bir inşaat projesi olan Foça Terrace Evleri’nin mimarı Makroyapı; sizi selamlıyor... İnsan zamanla doğruyu anlayabiliyor. Ne kadar çabuk anlarsa o kadar da avantajlı oluyor. Anlamak için biraz bilgi ve öğrenme kültürü gerekiyor haliyle... Özel günlerde, törenlerde Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz. Peki anlıyor muyuz? Atatürk’ü anmaktan çok anlamaya ihtiyacımız var. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun.

www.mavisehirdergisi.com Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Özgür Şişik Ayşen Tok Yeliz Fidan Op. Dr. Çiğdem Karas Melike Baykara Birinci İsmail Gökgez

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Hayvan sevgisi ve çocuk gelişimi (12) Rahim ağzı kanseri (18-19) Yazlık evler için öneriler (29) Vedik Astrolog Ayşen Tok (30-35) Dila Kalafatoğlu ile özel röportaj (50-51) Köşe Yazıları

Uğur Oral - Özgür Şişik İsmail Barış Özpazarcık - Emrah Önder

w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay MaviBahçe AVM ve EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


Westpark Outlet’te Murat Boz rüzgarı

T

ankar Gayrimenkul Yatırım tarafından hayata geçirilen, yönetim ve kiralamasını JLL Türkiye’nin üstlendiği Ege’nin en büyük Outlet projesi Westpark Outlet 10 Mayıs günü saat 15.00’te düzenlenen kurdele kesim töreni sonrasında kapılarını açtı. 11 Mayıs akşamı Westpark Outlet’in açılış etkinlikleri kapsamında düzenlenen Murat Boz konserinde AVM ziyaretçileri muhteşem bir müzik ziyafeti çekti. Kıvrak dansları ve bitmeyen enerjisiyle Murat Boz, hayranlarını mest etti. Geniş repertuarına sanatçının da rol aldığı “Kardeşim Benim” filminde seslendirdiği halk müziklerini de ekleyen Murat Boz, sahnede fırtınalar

2

estirdi. Konser sonrası Tankar Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Tan tarafından kendisine çiçek hediye edilen sanatçı İzmir’de olmaktan dolayı mutlu olduğunu belirtti. Renkli Kortej Ekipleri Westpark Outlet’te! AVM ziyaretçileri Westpark Outlet açılış etkinlikleri kapsamında düzenlenen birbirinden eğlenceli etkinlikler ile gün boyunca keyifli dakikalar geçirdi. Ziyaretçiler, tamamı aynadan oluşan ilginç görüntüleriyle dikkat çeken yabancı kortej ekibi Mirror Family ile fotoğraf çekilmek için sıraya girerken, Tea Party’nin renkli performansları ile keyifli vakit geçirdiler.

Mayıs- 2018

Transformers ve Playdoh Westpark’ta! Açılışa özel Playdoh ve Transformers etkinlikleri AVM’de çocukların keyifli vakit geçirmelerini sağladı. Playdoh etkinlik alanında çocuklar oyun hamurları ve şekil verme setleri ile becerilerini geliştirirken, Play-Doh maskotları ile fotoğraf çektirme fırsatı buldular. Tüm zamanların en çok sevilen çizgi dizisi Transformers’ın efsane kahramanları Optimus Prime ve Bumblebee ise yine Westpark’ta çocuklarla buluştu.



ÇEVREYE DUYARLI HİZMET PREMAR UĞURLU GAYRİMENKUL

U

luslararası standartlarda emlak aracılık hizmetleri sunan en profesyonel kuruluş olmasının yanı sıra, yurt içinde ve yurt dışında A plus nitelikte pek çok projenin çözüm ortağı olan Premar Gayrimenkul yıllardır bir çok başarıya imza atıyor. İzmir’de gayrimenkul danışmanlığı yapan ve Ege Orman Vakfı ile birlikte yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi ile büyük ilgi toplayan Tunay Fındık, genç ekibi ile Premar Uğurlu Gayrimenkul olarak hizmet veriyor. Atakent ve Çiğli’de şubeleri bulunuyor. Ev alan ya da kiralayan herkes için 10’ar fidan dikip sertifika dağıtan Fındık, şu sözleri söyledi; “Ben kendimi çevreci olarak ifade eden bir insanım. “Ne yapabilirim?” diye kendi kendime sordum. Birkaç kurumla görüştüm. Ege Orman Vakfı 4

projeye ilgi gösterdi. El ilanları ve büyük bina pankartlarıyla insanları bu konuda duyarlı olmaya davet ettik. Gayrimenkullerini bize yönlendiren, satın alan ya da kiralayan herkesin adına fidan dikme projesi ortaya çıktı. Böyle bir projenin içinde yer almak son derece gurur verici. Ayrıca Türkiye’den dünyaya açılan Premar emlak zincirinin bir parçası olmaktan Uğurlu Gayrimenkul ailesi olarak mutluluk duyuyorum.

Mayıs- 2018



BOUTIQUE

Tam 41 yılı geride bır ak an

Boutıque Br awo Egepark AVM ve İstanbul Nişantaşı’ndaki mağazasından sonr a şimdi de Alsancak Gül Sok ak’ta modanın nabzını tutmaya devam edecek. ( Venedik Pizza k arşısı )


BR AWO ŞİMDİ ALSANCAK

GÜL SOK AK’TA Güldehen Marmara ile...

Adres: Egepark AVM Mavişehir Kat:1 No:140 / İzmir Tel: 0(232) 324 29 36 Adres: 1382 Sokak No:7/A Kültür Mh. Gül Sokak Alsancak Tel: 0(232) 465 00 08 Adres: Rumeli Caddesi No:57/2 Nişantaşı İstanbul Tel: 0212 230 77 78 www.boutiquebrawo.com


MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor

Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

EgePark AVM’deki standımız

MaviBahçe’deki standımız

www.mavisehirdergisi.com


Kesinlikle bir pizzadan daha fazlası! Her gün katkısız olarak hazırlanan,

özel hamurdan yapılan pizzalar

deneyenleri kendine hayran bırakıyor.

Pizza & More’ da tatlı, kahve, salata,

hamburger, makarna ve yeni ürünleri

PİDZA seçeneklerini de bulabilirsiniz.

Paket Servis 0(538) 026 22 26

Caher Dudayev Bulvarı No:132/A Atakent Mah. Karşıyaka - İzmir Tel: 0(232) 503 06 25 www.pizzaandmore.com.tr pizzaandmoretr


*Bostanlı *Atakent *Alaybey *Bornova *Çiğli *Hatay *Karataş

7 Şubemiz ile hizmetinizdeyiz

A

takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.

Atakent - 0(232) 336 35 27

Bostanlı - 0(232) 323 5545


tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN

15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

ŞUBELERİMİZ Merkez Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Çiğli - 0(232) 376 3968 / Alaybey - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27

Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


HAYVAN SEVGİSİ çocukların gelişiminde önemli rol oynuyor! Y

apılan araştırmalar, evcil hayvan besleyen kişilerin evcil hayvan beslemeyenlere oranla psikolojik durumlarının daha iyi olduğunu, fiziksel olarak daha sağlıklı ve fit olduklarını, olumsuz duygularla daha kolay baş ettiklerini, disiplinli ve dışa dönük olup, kendilerini daha az yalnız hissettiklerini göstermektedir.

Çocuğun kendine saygısı ve özgüveni artıyor Çocuklara hayvan bakımı konusunda yaşına uygun görevler yüklenmesi ve bu görevleri çocuğun başarı ile tamamlamasına izin verilmesi, çocuğun kendini daha yetkin hissetmesine yardımcı olarak, onların özsaygı ve özgüven gelişimine katkı sağlamaktadır.

Hayvan dostlarımızın çocuk gelişimine de katkıları oldukça büyük. Fakat evinizde bir hayvan varsa burada en büyük görev size düşüyor. Çocuğunuza o hayvanı alıp satabileceği, sıkıldığında sokağa bırakabileceği bir nesne olarak görmemesi gerektiğini hem davranışlarınızla hem de sözlerinizle anlatmalısınız. Örneğin bir köpeği sadece sizin komutlarınızı dinleyen, itaat eden bir canlı olarak görmek yerine onu da ailenin bir ferdi olarak kabul edip, onun hislerini ciddiye almanız ve her zaman şefkatla yaklaşmanız çocuğunuzu oldukça olumlu yönde etkiler. Doğadaki her canlıya saygı duyan bir çocuk, ileride çok daha mutlu ve adaletli bir birey haline geliyor. 12

Empati kurmayı sağlıyor Sosyal zeka gelişiminin temelini oluşturan empati, çocukların evcil hayvan beslemesi ile geliştirilebilen bir beceridir. Hayvanla empati kurma ve onun ihtiyaçlarını anlama becerisi, aynı zamanda insanlarla empati kurma yeteneğini de geliştirmektedir. Zihinsel gelişim Hayvanların dünyası çok çeşitli ve zengindir. Her hayvan farklı renklere, özelliklere, şekillere ve karaktere sahiptir. Çocuklar bunları keşfetmeyi çok sever. Bu keşif sırasında çocuğun araştırma, algılama, hafızaya yerleştirme, analiz etme, kategori yapma, ilişki kurma ve problem çözme becerileri gelişir. Bunun yanı sıra çocukta duygu, motivasyon ve kişilik özellikleri zenginleşir. Hayvanlar kimi insanda alerjik reaksiyonlar ortaya çıkartır. Bu gibi durumlar için mutlaka doktorunuza danışarak çocuklarınıza test yaptırın. Herhangi bir sebep yüzünden evinizde hayvan besleyemiyorsanız, her gün çocuklarınızın sokaktaki hayvanları besleyip, sularını vermelerini sağlayabilirsiniz.

Mayıs- 2018


Gelirini sokaktaki hayvan dostlarımızla paylaşan

Casper Pet Store & Cafe Bostanlı’da.

Evcil hayvanlarınızla birlikte gelebileceğiniz harika bir mekan.

Adres: Bostanlı Mah. 2014 Sokak No:5/A Karşıyaka - İZMİR Tel: 0533 164 61 99 Instagram: casperpetstorecafe


FÜN SÖR RESİ İ AD YEN OÇA F İ N YE

Ilgaz Bulut

Nadir Nizam

YENİFOÇA RÜZGAR SÖRFÜ & YELKEN SPOR KULÜBÜ “7’den 70’e Windsurf” sloganıyla hizmet veren Yenifoça Rüzgar Sörfü & Yelken Spor Kulübü, Yenifoça ve çevresindeki deniz tutkunlarını, rüzgar sörfü ve yelken sporu ile tanıştırmayı, gençleri de birer yelken sporcusu yapmayı hedef edinmiş. Yenifoça; İzmir’e yakınlığı, kesintisiz İmbat rüzgarı, kapalı ve güvenli bir koy olan denizi, çevresindeki çam ormanıyla, sörf ve yelken tutkunları için ayrı bir keyif. Yenifoça Rüzgar Sörfü & Yelken Spor Kulübü’nde 7 yaşından itibaren, her yaşta ve her seviyede sporcuya, fiziğine ve havaya uygun ekipmanlarla, TYF lisanslı profesyonel eğitmenler eşliğinde, Funboard, Slalom, Olimpik Techno, RSX Yelken, Optimist ve Laser Yelken eğitimleri veriliyor. Ayrıca her yaz 7-14 yaş grubu çocuklar için YAZ OKULU düzenleniyor. Burada yetişen gençler, lisanslı birer sporcu olarak kulüp takımına kazandırılıyor ve olimpiyatlara uzanan yolculukta kendilerine eşlik ediliyor.

Bugüne kadar pek çok genci Rüzgar Sörfü sporuna kazandıran Yenifoça Rüzgar Sörfü & Yelken Spor Kulübü, Ulusal ve Uluslararası müsabakalarda yarışmış ve başarılar elde etmiş sporcular yetiştirmiştir. Türkiye yelken federasyonu uygunluk belgesine sahip olan Yenifoça Rüzgar Sörfü & Yelken Spor Kulübü’nde Rüzgar sörfü eğitimleri, TUYEP müfredatına uygun olarak veriliyor. YWSC eğitim ve kiralama ekipmanlarında, NEILPRYDE, JP ve STARBOARD markalarını tercih ediyorlar. Her yıl yenilenen ekipmanları, yelken ve board kurulum, söküm, yıkama, depolama ve tamir alanları, plaj ve dinlenme alanı, kafeteryası, bay ve bayan ayrı soyunma kabinleri ve duş, denize çıkan sporcu ve misafirlerimiz için güvenlik botu ve gözetleme kulesi ile Yenifoça’da hem spor hem tatil yapmak isteyenler için hizmet veriyor.

Sörfünü kendi malzemeleriyle yapmak isteyenler için 12 ay boyunca depolama hizmeti, sporunu pratik yaparak geliştirmek isteyenler için, her seviyeye uygun ekipmanları 2 saatten başlayarak sezon boyunca devam eden kiralama programları ile üyelik hizmeti de veriliyor. Rüzgar Sörfü ve Yelken, günümüzde bir hobi değil, eğitim alanında burs avantajları sağlayan, özellikleri gereği yaşamın her alanına faydalı olan ve gençlerimizin iş yaşamında, gelecekteki kariyerlerinde büyük faydalar sağlayacak bir yaşam biçimi olmuştur. Yenifoça Rüzgar Sörfü & Yelken Spor Kulübü, hayatı daha çok keyif alarak yaşamak isteyen herkesi davet ediyor.

Adres: İnönü Bulvarı No:1 Yenifoça / İzmir info@yenifocawindsurf.com Tel: 0555 685 25 25 - 0555 347 17 39 14

Mayıs- 2018



TALATPAŞA TIP LABORATUVARI MAVİŞEHİR’DE KAPILARINI AÇTI 1996 yılından beri İzmir’in kalbi Alsancak’ta, Talatpaşa Bulvarı’ında aralıksız hizmet veren Talatpaşa Tıp Laboratuvarı, 3. şubelerini Mavişehir Park Yaşam Ofisleri’nde açtı. Çok sayıda davetlinin katıldığı açılışta keyifyli anlar yaşandı.

Uzm. Dr. Özlem Günay

Hasta odaklı çalışan, hızlı ve doğru sonuç vermeyi ilke edinmiş laboratuvarlar zinciri olmayı ve yüzde yüz memnuniyeti hedefleyen Talatpaşa Tıp Laboratuvarı, Park Yaşam Ofisleri’ndeki yeni şubesine tüm İzmirlileri davet ediyor.

Uzm. Dr. Serdar Seven

Esra, Serdar Seven

Dilaver, Özlem Günay


Karşıyaka Şube:

6523 Sk. No:32/B Kat:4 D:417 Park Yaşam Ofisleri Mavişehir - Karşıyaka / İZMİR

Tel: 0232 404 0 555 (Pbx) - 0232 404 0 556 (Pbx) - Fax: 0232 404 0 557 Talatpaşa Şube: Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 422 68 75 (Pbx)

Alsancak Şube: Mimar Sinan Mah. 1394 Sk. No:15 D:2 Alsancak - İZMİR Tel: 0 232 464 88 88 (Pbx)

www.talatpasatip.com


RAHİM AĞZI KANSERİ hakkında merak edilenler Enerjisi, içten tavırları ve bilgi birikimi ile İzmir’in sevilen doktoru Op. Dr. Çiğdem Karas, kendisi, ailesi ve kadınların büyük sorunları arasında yer alan rahim ağzı kanseri hakkında merak edilenleri, Mavişehir Dergisi okurları için anlattı. Çiğden Hanım sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz? Önce iyi bir insan, iyi bir doktor olmaya çalışan, hastası ile empati kuran, kadınları kendi alanımda bilinçlendirmeye gayret gösteren biriyim. Çocukluk hayalim kadın doğum doktoru olmaktı, daha 7 yaşımda branşımı seçmiştim yani. Dünyaya bir can gelmesine vesile olmak o zaman bile beni çok etkilemişti sanırım. Biraz da annemin yönlendirmesi var tabii, beni hep doktor kızım diye severdi. 1978 yılında Bursa’da doğdum, 1993 yılında TC. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü adına Bursa ili Gençlik Temsilcisi seçilerek, lisanslı sporcu olarak Bursa Belediye Spor takımında 6 yıl yüzdüm. Çeşitli derecelerde madalyalar kazandım. 2000 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi; Yüzme Takım Kaptanı olarak yüzme kariyerine devam ettim. 18

Op. Dr. Çiğdem Karas

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı 2005 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalında uzmanlık ünvanını aldım. 2005’den beri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim ve iki çocuk annesiyim. Bir kızım bir de oğlum var. Mesleğimizin getirdiği çok yoğun bir çalışma temposu olduğu için fırsat bulduğumuz her anı eşim ve çocuklarımla değerlendirmeye çalışıyorum. Eşim bir motor tutkunu olduğu için bu zevki bana da aşıladı ve hafta sonları motorla yeni yerler keşfetmek favorimiz oldu. Küçük tatillerde yurtdışına çıkıp güzel Mayıs- 2018

bir kafede kahve eşliğinde güzel sohbetler yaparak yorgunluğu atmaya çalışıyoruz. Bir de spor tabii hayatımızın vazgeçilmezi. Spor bir yaşam tarzı, bu tarza dansı da ekleyerek arada eğleniyoruz. Anne ile bebeği ilk kez buluşturuyor olmak size neler hissettiriyor? Doğumu; aileye, topluma yeni bir bireyin katılması, kadının anne olması açısından bir geçiş evresi olduğu yolculuk olarak görüyorum. Bebeğin rahimden dünyaya gelişi de bir yolculuk . Ama benim burada


www.mavisehirdergisi.com

anlatmak istediğim tam olarak bir kadının anne olma yolculuğu. Doğum süreci (eğer bu süreçte bir sıkıntı yoksa) doğanın kadına öngördüğü şekilde işlediğinde, annelik için gereken güdüler ve duygular kendiliğinden başlıyor. Anne ve bebek arasında bu sürecin sonunda büyük bir aşk oluşuyor. Bu aşk sayesinde hormonları kadını anne yapıyor. Bebeğini besleme, koruma ve büyütmek için gerekli annelik hisleri başlıyor. Böylece sağlıklı ve doğru bir bağlanma süreci, kendine güvenen güçlü nesiller yetiştirmek için de bir başlangıç oluşuyor. Biraz da kadınların korkulu rüyası olan rahim ağzı kanseri hakkında bilgi almak istiyoruz. Rahim ağzı kanserinden biraz bahseder misiniz? Rahim ağzı kanseri daha çok gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanserdir. Her yıl dünyada 500 bin yeni rahim ağzı kanseri tanısı konulmaktadır. Genellikle 50 yaş civarında ortaya çıkan rahim ağzı kanseri son yıllarda genç kadınlarda da görülmeye başlamıştır. Kadınlarda en çok görülen kanser sıralamasında meme kanseri ilk sırada yer almasına rağmen, yaşamı tehdit edici özelliği nedeniyle rahim ağzı kanseri, meme kanserinin önüne geçmektedir. Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tümünden sorumlu olan HPV (“Human Papilloma Virüsler” ) virüsü çok belirti göstermez ve oldukça bulaşıcıdır. Çoğu kadın, hayatının bir döneminde karşılaştığı HPV virüsünü kendi vücut savunma sisteminin yardımı ile yener. Bazı HPV virüsleri ise bu savunma sisteminden güçlü çıkar ve rahim ağzı kanserine neden olur. Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir? Rahim ağzı kanserinin belirtileri erken dönemde kendini göstermeyebilir. Çıplak gözle ya da ve jinekolojik muayenede rahim ağzındaki sorun görülmeyebilir. Smear testi denilen vajinal akıntı

ile ya da “kolposkop” denen rahim ağzını büyüterek gösteren aletlerle değişiklikler fark edilebilir, kesin tanı ise şüpheli bölgeden alınan biyopsi ile konulabilir. Rahim ağzı kanserinin belirtileri daha çok hastalığın ileri safhalarında ortaya çıkar. Kanlı akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama ve düzensiz adet kanaması gibi belirtiler rahim ağzı kanserinin belirtileri arasındadır. İlerlemiş vakalarda muayene esnasında bile tümör fark edilebilir. Rahim ağzı kanseri ilerledikçe idrar problemleri, defekasyon zorlukları ve bacak ağrıları görülür. Rahim ağzı kanseri belirtilerinden biri olan cinsel ilişkiden hemen sonra ya da ertesi gün beklenmedik şekilde oluşan kanamalara “post koital kanama” denir. Post koital kanama önemli bir bulgudur ve rahim ağzı kanserinin erken belirtisi olabilir. HPV virüsü nasıl bulaşır? Kadın kanserleri günümüzde giderek yaygınlaşırken, en büyük etkenlerden biri HPV virüsü. Pek çoğumuzun adını bile duymadığı ama gerek dünyada gerekse ülkemizde milyonlarca kişide bulunan HPV virüsü (insan papilloma virüsü), her yıl daha da yaygınlaşıyor. Cinsel yolla bulaşan en yaygın enfeksiyon olan HPV’nin 200’den fazla türü bulunurken, dünyada milyonlarca kişi, çoğu gençliğin sonlarında ve 20’li yaşların başında, halen HPV virüsü taşıyor.

olmadığı ile bağlantılıdır. HPV virüsü enfeksiyonlarında, tedavi olmaksızın, kişinin kendiliğinden virüsü vücudundan atabildiği bilinmektedir. Rahim ağzı kanseri tedavisi 4 ayrı yöntem ile gerçekleştirilir. Bunlar cerrahi müdahale, radyoterapi, hormon tedavisi ve kemoterapidir. Virüsün dokunun derinliğine geçmediyse rahim ağzında tuttuğu bölge kolposkopi ile belirlenebilir. Bölgenin cerrahi yöntemle alınması ile kanserleşebilecek alan ortadan kaldırılarak, hastada yüksek oranda iyileşme sağlanır. Basit bir cerrahi işlemle hasta aynı gün taburcu edilebilir. Eğer kanser invaziv hale gelmişse yani doku derinlerine kadar inmişse iki tedavi seçeneği vardır. Bu durumda geniş kapsamlı ve uzun zaman alacak zor bir ameliyat olan “radikal histerektomi” yapılır. Aynı zamanda kanser hücreleri pelvik bölgedeki lenf bezlerini tuttuğu için onlar da çıkarılır. Alternatifi ise kemo-radyoterapi; kemoterapi ilacıyla o bölgedeki kanser hücreleri ışına karşı duyarlılaştırılır, akabinde hastaya radyoterapi uygulanır ve takibe devam edilir. Eğer geç evredeyse cerrahi ya da kemoterapi ya da radyoterapi fark etmeksizin sağ kalım oranları belirli oranda olur.

Rahim ağzı kanserinin tedavisi nasıl olur? HPV virüsü enfeksiyonu sonucu oluşan genital siğiller yakılarak, dondurularak, cerrahi ya da lokal kremler yardımıyla tedavi edilebilir. Bu tedavi sonucu siğilin kaybolması, bir daha ortaya çıkmayacağı anlamına gelmez. Bazı kişilerde tedavi sonrası siğil tekrarlamazken; bazılarında sık aralıklarda yeniden siğil oluşumu gözlenebilir. Her yeni siğil oluşumunda tedavinin tekrarlanması gerekir. Genital siğillerin tekrarlama riski bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olup

Bu yazı genel bilgilendirme amaçlıdır, kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tüm sağlık sorularınız için mutlaka bir uzman hekime danışınız. Mayıs - 2018

19


Nane, limon, salatalık...

ün Her g bol bol ! su iç :)

Naneli limonlu su kullananlar, bu suyun onlara ekstra enerji ve dinçlik sağladığını iyi bilirler. Yaz öncesi sizi çok iyi hissettirecek basit bir detoks suyu tarifi karşınızda... 2 litre su 1 adet salatalık 1 adet limon 10 nane yaprağı Nane salatalık limon suyunu yapmak için, yukarıdaki malzemelerin hepsini karıştırın. Salatalık ve limonu küçük küçük doğrayabilirsiniz veya kabuklarıyla birlikte dilimleyebilirsiniz. Karışımı en az 2-3 saat bekletmenizde fayda var. Hatta akşam hazırlayıp, sabah işe veya okula giderken yanınızda götürebilir ve gün içinde tüketebilirsiniz. Bunun için bir litrelik hava geçirmeyen termos kullanabilirsiniz.

DETOX

hakkında bilinmesi gereken her şey!

D

etoks, yanlış beslenme, yaşam tarzı ve hava, su gibi çevresel faktörler sebebi ile kirlenen vücudumuzun, belirli bir süre boyunca toksinlerden arındırılması ve temizlenmesi işlemidir. Detoksu kilo verme, zayıflama yöntemi olarak görmemek gerekir. Çünkü detoksu sadece kilolu insanların yapıp, zayıf insanların yapmaması gibi bir şey söz konusu değildir. Detoksa her vücut farklı dönemlerde ihtiyaç duyar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; detoksu hangi gıdalarla uyguladığınızdır. Çünkü bazı insanların, bazı gıdalara alerjileri olabilmektedir. Bu yüzden ilk gördüğünüz detoks tarifini uygulamadan önce vücudunuzu tanımanız şarttır. Detoks ciddi rahatsızlıklar esnasında uzman doktorlar eşliğinde yapılmalıdır ve sonrasındaki geçiş diyeti de çok önemlidir. Detoks sayesinde karaciğeriniz toksinlerin atımı konusunda harekete geçer. Cildiniz yenilenir, canlanır, dinlenir. Yaşlanmaya karşı önlem almanızı sağlayarak erken yaşlanmanın önüne geçer. Detoks sayesinde cildinizdeki kılcal damar dolaşımı ve lenfatik drenajın artar, bu da cildinizin parlaklığının artmasını sağlar. Detox hangi durumlarda yapılır? Vücut bakımı ve temizliği, enerji düşüklüğü, yorgunluk, kabızlık, gaz ve şişkinlik gibi sindirim sorunları, kilo alma, aşırı yeme, iştah açıklığı, bağışıklık sistemi zayıflığı, sık hastalanma gibi durumlarda uygulanabilir. Kimler detoks yapmamalıdır? Aşırı zayıf ya da aşırı şişman olan kişiler, tansiyon hastası olanlar, bebek emziren anneler, MS hastalığı olanlar, tip 1 şeker hastaları, kanser hastası olanlar, organ yetmezliği rahatsızlığı olanlar, mide küçültme ameliyatı geçirmiş olanlar detoks yapmamalıdırlar.



Hayvanseverler Can Dostları Şenliği’nde Buluştu

K

arşıyaka Belediyesi tarafından sokak hayvanları ve sahiplendirme konusunda farkındalık yaratmak için düzenlenen Can Dostları Şenliği, yaklaşık iki bin hayvanseverin katılımıyla gerçekleşti. Festivalin geliri ile bakıma muhtaç köpeklere 1 ton mama yardımı sağlandı. Renkli etkinlikler Karşıyaka Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ve Farmina Pet Foods Türkiye tarafından düzenlenen Can Dostları Şenliği, Taypark’ta yapıldı.

22

Gün boyu yarışmalar düzenlendi, çocuklara ve can dostlara yönelik çeşitli aktiviteler gerçekleştirildi. Konser ve canlı müzik dinletilerinin yanı sıra, hayvan haklarına ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla panel ve söyleşiler yapıldı. Sıcak yuvaya kavuştular Karşıyaka Belediyesi Üretici Kadın Kooperatifi, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli firmalar da şenlik alanında stant açtı. Karşıyaka Belediyesi’nin sahiplendirme standı aracılığıyla sahipsiz can dostlar sıcak yuvalara

Mayıs- 2018

kavuşturuldu. Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü’nde görevli veteriner hekimler tarafından vatandaşlara danışmanlık hizmeti de verildi. “1 Ton mama desteği sağladık” Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar “Dünyamızı paylaştığımız can dostlarımıza karşı duyarlılığı geliştirmeyi hedeflediğimiz bu festival sayesinde; bakım evlerine 1 ton mama desteği sağladık. Hayvanseverleri ve duyarlı tüm yurttaşlarımızı kutluyorum” şeklinde konuştu.


MAVİŞEHİR

AYAK BAKIM MERKEZİ PODOLOGIE CENTER

• Batık tırnak tedavisi • 3TO Spangle tel uygulaması • Deforme tırnak bakımı • Kalınlaşmış tırnak bakımı • Mantarlı tırnak bakımı • Jel tırnak uygulaması • Nasır bakımı • Diyabetli ayak bakımı • Deformasyon ve sertleşme tedavisi • Çatlak topuk bakımı • Sporcu ayak bakımı • El - Ayak bakımı (kuru sistem) • Kalıcı oje •Protez tırnak Adres: 6518/1 Sk. Ofis 35 No:42 D:11 Mavişehir Tel: 0232 503 05 10 - 0545 312 02 56 Facebook: Mavişehir el ve ayak bakım merkezi İnstagram: el_ayak_bakim

www.mavisehirayakbakim.com


Zara

na

Sapka Panço

Dolce & Gabba

Saç a Dolce ksesuarı & Ga bban a

Sort - Gu es s

Mo th er ca

yon Pap be Soo

Çanta Lc Waikiki

re


EĞLENCELİ

ÖZEL

YAZ OKULUMUZ BAŞLIYOR

A NAOK U LU BILINGUAL MONTESSORI PRESCHOOL • İngilizce ve Montessori Uygulamaları • Resim • Seramik • Spor • Müzik • Bilim • Satranç • Parkur Oyunları • Doğa Etkinlikleri • Su Eğlenceleri • Duyusal ve Bilişsel Etkinlikler • Geziler

www.kucukkaptan.com.tr Adres: Çiğli Aydınlıkevler - Çiftehavuzlar mevkii 6779 Sk. No: 23

Tel: 0543 370 1011 - 0232 370 1011

kucukkaptananaokulu



Yapay Drecana Agacı Yargıcı - 449,90 TL

Bambu aynalar ZaraHome 259,95 TL

Seramik tabure - Mudo 486,50 TL

YELİZ FİDAN ile

Rattan Tabure ZaraHome 399,95 TL

Yastık kılıfı ZaraHome 49,95 TL

YAZLIK EVLER İÇİN DEKORASYON ÖNERİLERİ Yazlık evlerin ruhu sizce nasıl olmalıdır? Rahatlığın ve ferahlığın ön planda olduğu bir dekorasyon yazlık evler için daha uygundur. Abartılı, oymalı, koyu renkli, ağır mobilyalar yerine açık tonlardaki renklerde, sade ve yalın mobilyalar seçilerek aksesuar ile yazın sıcaklığı yansıtılmalıdır. Yazlık evlerin dekorasyonu denince genellikle normal evlerimizin eski eşyalarını kullanmak akla gelse de,

3’lü koltuk Mudo 3.560 TL

yazlık evlerin de yaşam alanı olduğu unutulmamalı ve dekorasyonuna önem verilmelidir. Mevsime göre dekorasyon var mıdır? Deri koltukların, koyu renkli oymalı ağır mobilyaların yazlıkta kullanılmayacağı gibi, ketenler, hasırlar, rattan mobilyalar da kışlık evler için uygun değildir. Tatilde hepimiz bol bol dinlenmek isteriz. Bu yüzden yazlık evlerimizin dekorasyonu için sakinleştirici ve göz yormayan renkleri seçmeliyiz.

Önerileriniz ne olur? Bambu, keten, pamuk, hasır jüt gibi doğal malzemeler ve aksesuarlar doğayı evimize getirir. Benzer tonları ve dokuları kulanın, kendinizi doğanın içinde hissedin. Mavi ve yeşil tonları denizin enerjisini hissettirir. Sahil tarzı evler denince kolay yaşamak akla gelir. Bu yüzden rahat kanepeleri tercih edin. Sandalye tercihinde ise hasır ve rattan kullanılabilir. Renk önerileriniz nelerdir? Eğer mobilyalarınız koyu renkse minderleriniz ve diğer aksesuarlarınızı beyaz ve çiçekli ürünlerden seçebilirsiniz. Beyaza eşlik edebilecek en güzel renk ise açık mavidir. Duvar renkleri beyaz, açık gri ve mavi olarak tercih edilirse oldukça aydınlık ortamlar yaratılabilir. Böyle bir ortamda tamamen deniz havasını hissetmiş olursunuz.


Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız? 10 yaşımdan beri bu mesleğin içerisindeyim. Mahallemizde olan bir fotoğrafçı dükkanında işe başlamıştım. O zamandan beri bu mesleği severek yapıyorum.

Volkan Çakır

Volkan Bey bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1980 İzmir Bostanlı doğumluyum. Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım bölümünden 2001 yılında mezun oldum. Kaç senedir Bostanlı’da şubeniz var? Üniversitenin 2. sınıfında Bostanlı’daki şubemizi açtık. Yani 2000 yılından beri işletmemiz hizmet vermekte.

Sizce fotoğrafçılık eğitimi almak gerekir mi? Fotoğrafçılık eğitimi almak şart değil bence, isteyen herkes fotoğraçı olabilir. Ama elbette ki eğitimli olmak başarı oranını arttırmada büyük rol oynuyor. Türkiye’de fotoğrafçılığın gelişmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de fotoğrafçılık ne yazık ki gelişmiyor, çünkü insanlar fotoğraf çekilmekten aşırı derecede mutsuz. Fotoğraf çekilirken geriliyorlar, kasılıyorlar yani cesur değiller. Meslek olarak baktığımız zaman da evet sürekli bir yenilik geliyor.

Biz de bir süre önce porte fotoğrafçılık yapmaya başladık. Türkiye’de neredeyse şu anda yapan yok diyebiliriz, yapan insanlar da kapsamlı yapmıyor. Model olarak cesur insanlar bulamıyorlar. Nu poz vererek, porte vererek çalışmamızı sağlayacak ve bu fotoğrafları basmamıza izin verecek insanlar çok zor bulunuyor. İşletmenizde ne gibi hizmetler veriyorsunuz? İşletmemizde 2000 yılından beri vesikalık çekimi, çerçeve, albüm, gibi ürün satışları, düğün albümleri hazırlamak gibi hizmetler veriyoruz. Ama en önem verdiğimiz nokta ürün çekimleri oluyor çünkü kurulu bir stüdyomuz bulunmakta. 250 metrekarelik stüdyomuzda İzmir’in en iyi firmalarına profesyonel hizmet vermekteyiz.

Şehitler Bulvarı No:52/B Bostanlı Tel: 0232 337 34 97 Gsm: 0541 521 9842


TAM 18 YILDIR BOSTANLI’DA EN GÜZEL ANILARINIZI ÖLÜMSÜZLEŞTİRİYORUZ


Vedik Astrolog Ayşen Tok

AŞK SUSKUN BİR İLAHİDİR

S

emayı ne güzel yaratmış Mevlam! 15 Mayıs Boğa burcunda oluşan yeniay fazının 29 Mayıs 2018 saat:17:30 Akrep burcunda tamamlanışını deneyimleyeceğiz. Hint astrolojisinde 27 adet takımyıldızı vardır. Ay 2.5 günlük süreler ile bu takımyıldızlarını ziyaret eder. Dolunay enerjisi Anuradha nakshatra da oluşurken yıldızın yöneticisi Satürn, 4.padanın yöneticisi ise Mars’tır. Yıldızlar kılavuzluk ederken bizlere, Ay ve Güneş sevdalı bir yansımanın tutkusunu, aşkını yazıyor her ay destansı bir

şekilde. Ben de tercüman oluyorum kalemim ile bu muazzam görsele. En bilinmeyen konuları aydınlatır bu yüzden Ay’ın her hali öyle bir tualdir ki renklere bürür ruhlarımızı. Bir ekmek düşünün bir ucu acı, bir ucu tatlı, elbette ki açlığımız baki olacağı sürece her iki tada da ulaşacağız demektir. Hayata dair telaşlarımız, hiçbir zaman son bulmayacak. Üryan geldik, üryan gideceğiz, önemli olan gönüllerde yer edebilmek “bir kadın tanıdım ya da bir adam tanıdım, bir dost tanıdım, seni tanımadan önce’’ diyebilmek. Bazen o tanışmaları sevinçlere dönüştürmek bazen de o

tanıdıklarımıza sessiz sedasız veda etmektir hayat. Hep içimizdekilerin tuhaf yansımalarıdır aslında Ay evrelerinde açığa çıkanlar. Semadaki güzellikleri görmezden gelemeyiz. Hayat, gökyüzünün sesiyle biçimlenen umut tarlasıdır, bunun için hasat mevsimlerinde hüznü toplarız. Buyurun bakalım Boğa’da azmettik ektik şimdi Akrep’te yüzmeye, yüzerek aşmaya, ya da boğulmaya. Şayet affetmez iseniz toprakta kalan çürümüş tohumlar bir sonraki mahsulü bozacaktır bunu da unutmayın! Doğarken alnımıza yazılan yazgı gökyüzünde


gezegenlerin transitleri ile kader dediğimiz olayları açığa çıkartır. Her ruhun dünyaya geliş amacı ve tekamülü gereği yaşaması gerekenler kendine özgüdür. Astrolojinin özü ruhsal yönüdür. Transitler sayesinde semanın melekeleri dokundukça Rasi haritamıza biz mutlu ya da mutsuzluk nedir deneyimleriz. Benim yazılarımda değindiğim üç kahramanım var. O üç kahramanın hayatı esasında hepimizin hislerini anlatmakta. Sizlerin hissedip dile getiremediklerini ben yükleyerek o üç kahramana aslında yıldızların ruhumuz üzerinde ne denli vurgu yaptıklarını fark etmenize vesile oldum. Akrep dolunayı makalesini bu üç kahramana ayırdım. Bazen acıya sabır göstermeyi öğretir insana gökyüzü transitleri. Gülüşünüz azalır, gözyaşınız çoğalır da kimse anlamasın diye acıyı içersiniz şerbet niyetine. İnsanı zalimle sınamasın alemlerin Rabbi! Şayet böyle bir sınava tabi iseniz mertebeniz en üst makamdır haberiniz olsun. İnsan bazen duyguların varlığını sever. Ummadığın anda çalan telefonu, beklemediğin anda gerçekleşen mucizeyi, maske takılan yüzlerdeki utanma hissini... Vazgeçtiğiniz anda arzularınız yok oluyor. Bu denli teslim olmak hayata sadece ağır gezegen transitlerine maruz kalındığında yaşanır. Acıyı yaşatan hatalarla dolu gençliğin kıymetini bilseydi insan, gücünü semadan aldığı enerjilerle o acıyı ruha nakşeden döngünün hakkını verirdi. Dönüp bakın aynaya; Kendinize ve sevdiğinize verdiğiniz sözleri hatırlayın... Bir adam; Kaderin kaypak kelimeleri arasında geleceğe umut sürerek, insanlara inanarak kumar oynayıp, zar attı. O adamın sitemlerini yükleyip rüzgarlara semaya ulaştırmak isterim. Fikri allak bullak olmuş o adamın ihtirasları büküyor boynunu, dilinde bir garip şarkı! Dağılmanın sınırlarında hala akıllanmadı. Kimse anlamaz sizin acınızı, halinizi, mahcubiyetinizi, incinen kalbinizi, kırılan onurunuzu kimse anlamaz! Anlar birileri aynı acı, aynı yara, aynı olay, aynı iftira, aynı


mahcubiyetle sınandıklarında. Bunun adı kahrolasıca kaderdir. Kılıç kınında bekler, bir önceki eylemin enerjisini korumak için. Biten aşkların izi kalır ruhda. Bitmiştir çünkü duygu dolu sözlerin soyu tükenmiştir. Geceden sabaha uzanırken hayat, kalbe alınan her darbede tutamazsınız gözünüzdeki yaşı! Emanettir bazen düşünceler şairlerin şiirlerine konu ettiği umut mesela. Öyle uzun sürerki bazen kaybedişler ölüm gibi. Ölmeyi istersiniz o acıyı çekmek yerine. Yok oluşunuza sahip çıkmaz birileri. Bir adam; Ayrılıkların sebebinin kendisi olduğunu bilir. Bir kadın; Ayrılıkların sebebinin kader olduğunu bildiği için ağlamaz. Ağlamamalı. Sonu asla gelmeyen ilişkilerde Güneş siyaha büründüyse o adam ve o kadın kuytularda susmalıdır! Hangi el uzanıp kendisini alıp gençliğine geri götürecek? Savrulurken, hesaba çekse de onu mazisi, dağılırken fark edecek mi? Hayatın kendisini terk etmediğini? Eksildiğini anlayıncaya kadar sevginin değerini bilemez insan! Oysa ki eskimek ne güzeldir eksilmedikçe! Erkekler de darılabilir. Dedi ki; Sana şiirler okuyacağım uzun gecelerde. Gözyaşlarını sileceğim yanaklarından. Yüreğim sana dönük olacak. Sonsuz bir soluk ile sonsuzluğa kadar seveceğim seni.


Başın düştüğünde omuzuna ben kaldıracağım. O adam verdiği hiçbir sözü tutmadı! Bir kadın; Bir gerçeği geç anlamış olmanın üzüntüsünü nihayet üzerinden atabildi. Özlem tabutuna girip ölmüş takliti yaptı. Bir sarhoşluk salıncağında sallandı. Ölmeden önce ölümü deneyimledi. Ölüsü çoktur aşkların deyip yeni sevdalara yelken açma kararı aldı... Yürek çilesi gücünü, acınılası hale düşüren dertlerin tam ortasındaki yangından yanarak çıktığında alır. Özleyecek, hatırlayacak, gözyaşları ile düşüreceksin ki hatıraları gözlerinden ayrılık hakkını bulsun! Acıysa acı, dertse dert, ihanetse ihanet, göze göz, dişe diş. Aşığın göze aldığı artık kavuşmak değildir. Kaderine yenik

düşen o adamın haline acıyor şimdi o kadın! Gelgitlerin yaşandığı ilişkiler de kalpler kavgaların ve kırgınlıkların izleri ile doludur. Ve bu her iki taraf içinde geçerlidir. Bir ürpertiyle savrulup önce sonra sevişmek sularda, sevişmek kızgın lavlardan arınıp yuvarlanmak dağlarda, duvara toslamak gibi hayallerin bitişi. Olmayacağına inandığınız gerçeklerin yalanı ve sahteliğine kapılmak. Vurulmak mıdır hayat? Hem sırtından, hem kalbinden. Tasalanmak maddiyata, tasalanmak sağlığa, tasalanmak sevginin yokluğuna, tasalanmak maneviyatın kayboluşuna, tasalanmak geleceğe dair, tasalanmak bitişlere, tasalanmak vesselam adı üstünde! Bitiyor artık. Döndük içimizden dışımıza, döndük kalben. Üşümek

düş kurmak çokça, üşümek yalnızlık, üşümek nankörlük, üşümek ihanet, üşümek yalan, üşümek sen! Üşümek özlemek, üşümek güçlenmek, üşümek vurulmak, üşümek sonrasında hayal kurup ısınmak. Ne çok üşüdük değil mi? Ve ne çabuk unuttuk üşümüşlüğümüzü. Azalmak sensizlikte, azalmak sessizce, azalmak sustukça ve azalmak düşündükçe. Sevginin azalması, güvenin azalması, saygının azalması, ihanetin çoğalması. Azalırken ömürden ömür beklemekten ve sevgiliden vazgeçip kadere boyun eğmek! Ve bir çocuk; Doğarken şanslı doğmalı! Dilerim tüm çocukları yıldızlı gök kubbenin melekeleri koruyup, kollasın…


Levh-i mahfuz; Olmuşların ve olacakların, zaman da ki bütün anların ve mekandaki bütün varlıkların, kısacası, her şeyin yazılı bulunduğu bir İlâhî muhafaza levhası; İlahi ilmin aynası, kaderin defteri, kâinatın programı. Elif elif yazılmış bizlerin yazgısı kimisine bal börek, kimisine susamlı çörek. Yıldız tozlarından yaratılmış ve yolun sonunda ışık olmaya kodlanmış insanlarız bizler. Derslerimiz hiç bitmedi, bitmeyecek hala cebeleşmekteyiz. Kimi görsem ayrı derdi var, kiminle konuşsam apayrı konular. Her hücremizde yazılı bir bir bu sorunlar. Zor değil anlamak aslında hepsinin Yaratanın isteği olduğunu. Ben çok kaderciyim herhalde! Belki de fazlasıyla nasibimi aldım evrenden yaşadıklarım neticesinde. Dikkat ediyorum zorlu Sadesati, Kandaka ve Asthama evresi yaşayanlar kadar Satürn karşıtlığı, kavuşumu ve karesi yaşayanlarda muzdarip durumdan ziyadesiyle. Ay düğümlerinden ise hepimiz korkalım. Onlar kadere vurgu yapan ve kaderi açığa çıkartan gökyüzünün görülmeyen gladyatörleri. Bu güzel görselleri yakaladığımız mekan Mavişehir Favori Mobilya. Ercan Bey ve değerli eşi Handan Hanım’a teşekkürlerimiz ile… Beni ve yazılarımı sosyal medya adreslerimden takip edebilirsiniz. Facebook: aysen.tok.39 Instagram: aysentok Twitter: Vedicnorm WhatsApp iletişim: 0 534 563 72 72 0 536 241 42 43


Benim iรงin astroloji bir duygudur AYล EN TOK



İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


ZÜBEYDE ANNE’YE KOŞTULAR

K

arşıyaka Belediyesi, geleneksel hale gelen Zübeyde Hanım Koşusu’nu bu yıl da büyük coşku ve yoğun katılımla gerçekleştirdi. Anayasa Meydanı’nda buluşan yüzlerce katılımcı, Zübeyde Hanım Kabri’ne kadar koştu. Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan bisiklet turunda ise bine yakın bisiklet tutkunu Ata’dan annesine karanfil getirdi.

38

Koşuya 943 kişi katıldı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Karşıyakalılara emanet ettiği annesinin anısına düzenlenen ‘Zübeyde Hanım Koşusu’, Ege’nin dört bir yanından 943 kişiyi Karşıyaka’da buluşturdu. Erkeklerde 15, kadınlarda 13 kategoride ilk üçe girenlere kupa verildi. Bu yıl ilk kez Aile Kategorisi de eklenirken, engelli katılımcılarda artış olması dikkat çekti. Anayasa Meydanı’ndan başlayan koşu, Girne

Mayıs- 2018

ve Atatürk Caddesi üzerinden devam ederek Zübeyde Hanım’ın Anıt Mezarı’nda son buldu. 4,2 km’lik parkur koşuldu. Bu yıl ilk kez 10 yaş altı çocuklar da aileleri ile birlikte koşuda yer aldı. Bebek arabasıyla ve tekerlekli sandalye ile koşuya katılarak parkuru tamamlayan Karşıyakalılar da büyük alkış aldı. Ata’dan annesine karanfil götürdüler Anneler Günü etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanı’ndan başlatılan Atamızdan Annesi’ne Bir Karanfil Bisiklet Turu’nda ise bine yakın bisiklet tutkunu Zübeyde Hanım’ın Karşıyaka’daki anıt mezarına karanfiller getirdi.


www.mavisehirdergisi.com

Taze ve lezzetli

Uzun yıllarıdır yöneticilik ve aşçılık yapan Salih Burçoğlu, sevgi ile bağlı olduğu bu hobisini kendi işletmesi olan Atölye Tat’ta her gün farklı yemek sürprizleriyle sizlerle buluşturuyor. Uygun fiyatları, hijyeni, her gün değişen sıcak yemek mönüsü, zeytinyağlıları ve tatlılarıyla 4 yıldır Mavişehirlilerin vazgeçilmezi haline gelen Atölye Tat, yeni yılda da yeni lezzetleri ile sizleri bekliyor. Türk ve dünya mutfağından en özel lezzetleri Atölye Tat’ın rahat ve huzurlu ortamında yiyebilirsiniz. Özel günlerinizde de önceden vereceğiniz siparişlerinizle misafirlerinizi en iyi şekilde ağırlayabilirsiniz. Atölye Tat haftaiçi 18:30’a, cumartesi günleri ise 17:00’a kadar hizmet veriyor. Tirileçe tatlısında oldukça iddialı olan Atölye Tat’ta supangle, kremkaramel, tiramisu, incirli cevizli ve mozaik pastayı da mutlaka denemelisiniz. 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent (Başkent Polikliniği sokağı) Tel: 0(232) 336 3060

www.atolyetat.com

BOL BOL SEBZE TÜKETİN!

Ç

oğumuz geç saatlere kadar uzanan iş tempomuz yüzünden evimizde yemek pişirip yemeğe vakit ayıramıyoruz. Bu durum beraberinde dışarıda satılan hazır gıdaları tüketmeyi getiriyor. Ve zaten yorgun olan vücudumuz gerekli mineral ve vitaminleri alamayınca çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyoruz. İnsanların hayatlarını devam ettirmeleri için gereken mineral ve vitaminler vardır. Bunları karşılayabilmek için sebzeler çok önemli besin gruplarıdır.

Hem daha lezzetli hem de besinsel zenginliği fazla sebzeleri mevsiminde yemek gerekir. Bakın sebzelerin vücudumuza ne gibi faydaları var;

Bakla: Böbrek ve idrar yollarının daha verimli çalışmasını sağlar. Rahim akıntısı ve iltihabına, romatizma ve ura iyi gelmektedir.

Biber: Tatlı ve acı çeşitleri olan biber özellikle C vitamini açısından oldukça zengindir. Mide asidini düzenler ve sindirimi kolaylaştırır.

Ispanak: İçerdiği bol miktardaki vitamin, bileşen ve mineraller sayesinde çok eski çağlardan itibaren alternatif tıp alanında hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. A vitamini, birçok hastalığa şifa kaynağı olurken özellikle görme yeteneğinin gelişmesine ve göz sağlığına ciddi anlamda katkıda bulunur.

Kabak: B1, C vitaminleri ve fosfor minerali açısından oldukça zengindir. Ayrıca kanserojen maddelere karşı bir savunma mekanizması oluşturur. Mayıs - 2018

39


Durumu kulbuna uydurmaya çalışmanın, ileride bizi çok daha sıkıntılı durumlara sokabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Sağlık sigortası denince, yapılan bazı yanlış yorumları düzeltmek istiyorum:

Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

ÖZEL SAĞLIK SİGORTASI DENİNCE…

Ö

zel sağlık sigortaları hakkında elimden geldiğince çok bilgi paylaşmaya çalışıyorum. Çünkü diğer sigorta türlerinden farklı olarak, özel sağlık sigortalarında hataların telafisi çok daha zordur, çoğu zaman mümkün olmamaktadır hatta. Sisteme ilk girişte, yani ilk özel sağlık sigorta poliçenizi satın alırken doldurduğunuz başvuru formundaki bilgiler, sizi sürekli takip edecektir. Verilmiş olan eksik bir bilgi, belki seneler sonra hiç umulmadık bir zamanda karşınıza çıkabilir ve telafisi mümkün olmayan hoşnutsuzluklar doğurabilir. Sigorta şirketinin istemiş olduğu bilgileri doğru ve eksiksiz olarak vermiş olmamız, bir sözleşme olan poliçenin doğru oluşturulması için şarttır. Her şeyden önce sürecin en başı olan başvuru formu doldurma işlemi tüm istenilen bilgilerin doğru şekilde verilmesi ile yapılmalıdır. Daha sonra ihtiyacımıza cevap verecek olan uygun ürünü belirleyebilmemiz gerekmektedir. İhtiyaçlarımızı doğru bir şekilde sigortacımıza aktarıp, ondan gelecek bilgileri de dikkatlice dinleyip, kararımızı o şekilde vermeliyiz. Tazminat taleplerimiz olduğunda da, yine sigorta şirketinin bizden istediği bilgi ve belgeleri, gerçekleri yansıtacak şekilde teslim etmeliyiz.

40

• Özel sağlık sigortası satın aldığımız zaman, kayıtsız şartsız her hastalığın masrafını sigorta şirketinin karşılayacağı anlamı çıkmamalıdır. Sigorta poliçesi bir sözleşmedir. Sağlık sorunlarımıza ilişkin masrafların hangi şartlarda ödeneceğine dair maddeleri içeren bu sözleşmemizi (poliçeyi) iyice okumalı, aklımıza takılan soruları sigortacımıza sormalıyız. Alacağımız cevaplardan tatmin olmadıkça da, konuyu es geçmemeli, mutlaka netleştirmeliyiz. • Özel sağlık sigortamıza çok para ödemek, bizim için en doğru ve en iyi poliçeyi aldığımız anlamına da gelmez. (Daha önce bu konuyu “Doğru Tercih Hangisi? Uygun Olan Mı Ucuz Olan Mı?” yazımda detaylı olarak aktarmaya çalışmıştım.) Bizim için en doğru poliçe, ihtiyacımız olanı karşılayacak olan alternatifler içinde en düşük maliyetli olan olacaktır. • Poliçemizin limitsiz bir poliçe olması, artık başımıza ne gelirse gelsin her şeyi sigorta şirketinin karşılayacağı anlamına gelmez. Limit, sigorta poliçemizde, yani sözleşmemizde, teminat altına alınmış olan risklere ilişkin ödenecek maksimum rakam anlamına gelir. Poliçemizin limitsiz olması da, teminat kapsamında olan hastalıklar için üst limit uygulanmayacağı anlamına gelir. • Sağlık giderlerine ilişkin işlemler, tıbbi bilgi ve belgeler ışığında yapılır. Örneğin tıbbi anlamda teşhis ya da tedavi amaçlı yapıldığına dair bir bilgi ya da belge olmadığı sürece sağlık sigorta poliçemiz bir ödeme yapmayacaktır. Bu makalede değinmek istediğim esas konu bu sonuncu madde olduğu için biraz detaylandırmak istiyorum. Özellikle doğuştan gelen hastalıklar konusu sanırım hedeflediğim konu için en doğru örneği sunacaktır. Tıbbi açıdan doğumsal / doğuştan gelen hastalıklar olarak değerlendirilen hastalıklar vardır. Burundaki kemik eğriliği sorunu olan deviasyon, omuriliğin eğriliği hastalığı olan Mayıs- 2018

skolyoz, vb hastalıklar bunlar içinde sayılabilir. Bu kapsamda değerlendirilebilecek hastalıklara ilişkin giderler sağlık sigortası kapsamında ödenmez (Sigorta şirketleri bazı şartlarla belli bir süre sonrasında bunlarla ilgili limitler açabilmektedir, bu istisnai durumları ayrı bir uygulama konusudur). Sigorta şirketleri der ki: DOĞUŞTAN GELEN HASTALIKLAR TEMİNAT HARİCİDİR. Bunu belirttikten sonra referans noktası, tıbbi açıdan doğuştan gelen hastalık olarak kabul edilen hastalıkların teminat dışında olmasıdır. Yani artık tek tek bu hastalıkları sayması gerekmez sigorta şirketinin. Tıp literatüründe bir hastalık doğuştan gelen hastalık olarak kabul ediliyorsa, sigorta şirketi de öyle kabul edecektir. Doğuştan gelen hastalıklar, hemen doğar doğmaz ortaya çıkmayabilir de. Çok daha ileriki yaşlarda teşhis edilen ama aslında doğuştan gelen hastalıklar kategorisinde değerlendirilen hastalıklar olabilmektedir. Fakat teşhisi daha sonra konmuş olması o hastalığın doğuştan gelen bir hastalık olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu durumda da sigorta şirketleri buna ilişkin masrafları karşılamayacaktır (az önce bahsettiğim ön şartlı kabul durumları hariç). Bununla birlikte bazen sigortalılar doktorun koymuş olduğu teşhise de itiraz edebilmektedirler. Zaman zaman haklı itirazlar da söz konusudur. Fakat bunun çözümü “doktor bu şekilde teşhis koymuş, raporuna bunu yazmış, ama bende o hastalık yok bu hastalık var.” şeklinde sigorta şirketine yapılacak itiraz değildir. Bir hata ya da eksiklik olduğu düşünülüyorsa bunu doktor ya da sağlık kurumu ile çözüp, doğru belgeleri sigorta şirketine sunmak gerekmektedir. Eğer sigorta şirketleri, tıp kurumundan alınan belgelerin aksine işlemler yapmaya kalksalar, o zaman tıbbi açıdan gerekli olan bir tedaviye ilişkin masrafları da “biz bunu gerekli olarak görmüyoruz” diyip ödemeyebilirler. O zaman da doktorumuzdan aldığımızı belgeleri kabul etmemesine haklı olarak tepki veririz. Peki doktorumuzdan alıp sunduğumuz belgelere göre işlem yapılmasına da tepki verecek olursak, doğru tepki hangisidir diye düşünmek gerekir sanırım. Yazının devamı için www.mavisehirdergisi.com


MAKROYAPI’dan Foça’da muhtesem proje... Foça Terrace evleri, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr

www.focaterrace.com


Çeşme Marina 9. Kez “Sezona Merhaba” dedi Başarılı ilkleriyle ve aldığı ödüllerle Çeşme’nin gururu olan Çeşme Marina, 2018 sezonuna 9. kez ‘Merhaba’ dedi.

H

izmet vermeye başladığı günden bu yana Çeşme’ye ayrı bir ivme kazandıran ve gerek yatçıların gerekse tatilcilerin ilgi odağı olan Çeşme Marina, geleneksel ‘Sezona Merhaba Partisi’ ile denizde ve karada sezonu açtı. Bu yıl ilk kez IC Holding CEO‘su Semih Ergür’ün de katıldığı sezon açılışı partisine Çeşme Kaymakamı H. Mehmet Kara, Çeşme Garnizon Komutanı Binbaşı Derviş Akova, Çeşme Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Çeşme İlçe Emniyet Müdürü Gürcan Alev, Çeşme 42

İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Emin Yılmaz, Çeşme Liman Başkanı Nihat Tozman, Çeşme Sahil Güvenlik Komutanı Kıdemli Üst Teğmen Önder Bulut, Çeşme Belediyesi’ni temsilen ÇEŞTUR Genel Müdürü Celal Coşkun, Çeşme Marina’da demirleyen yatçılar, marinada faaliyet gösteren mekanların işletmecileri ve özel davetliler katıldı. Özge Merç Quantet grubunun sahne aldığı etkinlikte yaklaşık 250 davetli rüzgara rağmen keyifli, güzel bir gece geçirdi. Açılış konuşmasını yapan Çeşme Mayıs- 2018

Marina Genel Müdürü Can Akaltan, önceki yıllarda aldıkları ödüllere ek olarak geçtiğimiz sene Uluslararası Yeşil Elma Çevre Ödülü’nü aldıklarını söyledi. Akaltan, “Dünyada ilk defa bir marina bu ödüle layık görüldü.” dedi ve sözlerine “2018 yılı içerisinde birçok kurum ve kuruluş ile işbirliği içerisinde, özellikle sürdürülebilir çevre alanında yeni projelere imza atıyoruz. Dokuz Eylül Üniversitesi ve Aqua Group ile ortaklaşa bir proje başlattık. Bu proje ile deniz suyu kalitemizi doğal yollarla


www.mavisehirdergisi.com

artırmayı hedefliyoruz. Diğer taraftan Zorlu Holding ile yine bir işbirliği çerçevesinde Türkiye marinalarında ilk ve Çeşme’de de tek olacak elektrikli araç şarj istasyonunu en kısa zamanda kuracağız.” dedi. Yoğun bir programı olmasına rağmen bu yıl Çeşme Marina’nın ‘Sezona Merhaba Partisi’ne katılan IC Holding CEO’su Semih Ergür, “Çeşme Marina, bizim için göz önünde olan bir proje. O yüzden çok önemi veriyoruz. Sizler de katkılarınız, desteğiniz ve burada bulunmanızla çok destek veriyorsunuz.” dedi. Semih Ergür’den sonra sahne alan Çeşme Kaymakamı H. Mehmet Kara ise yaptığı konuşmada, “Çeşme Marina olarak sosyal faaliyetlerin yanı sıra, yat ve yelken yarışları, Çeşme’den Sakız Adası’na Regatta Çeşme’yi Türkiye’den dünyaya tanıttı. Kendilerini bu başarılarından dolayı bir kez daha tebrik ediyorum. Bu güzel günlerimizin de sezon boyunca dolu dolu geçmesini diliyorum” dedi. Çeşme Marina’nın “Sezona Merhaba” partisi, müzik ve eğlence ile gecenin geç saatlerine kadar sürdü.

Can Akaltan Mayıs - 2018

43


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

ŞANS, TALİH, KADER, KISMET

M

ilattan önce yaşamış büyük Pontus Kralıydı VI. Mithridates… Roma İmparatorluğu’na yıllarca kök söktürdü. Ama VI. Mithridates askeri başarıları kadar bir başka özelliğiyle de geçti tarihe. Daha çocukken, taht kavgasından ötürü, öz annesi kendisini zehirlemeye kalkışmıştı. Bu olayın etkisiyle, bedenini zehirlere karşı dayanıklı kılmaya adadı ömrünü. Birçok zehir geliştirdi, bizzat kendi üzerinde denedi hatta. En etkili zehirlere karşı bile bağışıklık kazandı. O zehirlenemezliğe kavuşmuştu. Zehirlerin efendisi olmuştu. Tahtta göz koyan öz oğlu 2. Fernakes başkaldırdı Mithridates’e karşı. Bastırılamadı isyan. Fernakes’in adamları saraya kadar ulaştılar. Öldürüleceğini anlayan VI. Mithridates kendi yaptığı zehirlerden zerk etti bedenine. 44

Ama zehirlere karşı dirençli bünyesi direndi, öl(e)medi. Kendisini zehirlemeyi başaramadı. Yakın koruması, Galatlı asker Bituitos’tan kendisini öldürmesini istedi… Ve bir kılıcın ucunda can verdi efsanevi Pontus Kralı… *** Mithridates’in trajik sonu, John Lennon’un “Hayat; siz plan yaparken başınıza gelenlerdir” sözünü anımsatır bana… Sen tüm ömrünü zehirlenemez bir insana dönüşmeye ada… Ama sonra zehre muhtaç ol ve fayda etmesin. Kader mi? Alın yazısı mı? Talihsizlik mi? Şanssızlık mı? Tesadüf mü? ***

Mayıs- 2018

80’li yıllarda “Şans, talih, kader, kısmet.” diye bir oyun vardı. Bir tür çekilişti aslında. Aliminyum folyoyla kaplı bir sürü yuvarlağın bulunduğu bir karton tabakasının üzerindeki numaralardan seçim yapardık. Kazırdık, şansımıza çıkan hediyeyi alırdık. Boş çıkması da muhtemeldi ama kazıdığımız yuvarlağın. Adı üzerindeydi oyunun: “Şans, talih, kader, kısmet.” Garantisi yoktu. *** Şans, talih, kader, kısmet… Bu kavramlar defalarca sorgulandı tarih boyunca. Ve üzerinde asla bir konsensüse varılamadı. Deterministler örneğin her şeyi bir doğa olayına dayandırdılar. Skolastik düşünceyi savunanlar tüm yaşananları ilahi iradenin tecellisi olarak yorumladılar.


www.mavisehirdergisi.com

Kuantumcular ise enerjinin birbirini çekmesi veya itmesi şeklinde açıkladılar tüm bunları. Her düşünce sistemi kendisine göre farklı bir yorum getirdi. *** Düşünürler de uzlaşamadılar “şans, talih, kader, kısmet” üzerinde… “İnsanların kader dediği şey, genelde kendi aptallıklarıdır.” dedi Arthur Schopenhauer. Buna karşılık “Hiç kimse kaderini değiştiremez ve kaderinden kaçamaz.” savında bulundu Goethe… *** Hangi düşünce haklıdır ya da hangi düşünür doğruyu söylemektedir. Göreceli bir konu bu… Felsefede mutlak doğru yoktur… Siz, kendi mantığınızla uyumlu olanı “doğru” kabul edersiniz… *** Selanik’te verdiğim bir konferansta sormuştum beni dinlemeye gelen Yunan felsefe severlere… “Sizi neyin beklediğini bildiğiniz bir güne uyanmak ister miydiniz?” İstisnasız herkes “hayır” yanıtını vermişti. Hayatın güzelliği, gizeminde saklı. Bu gizemi nasıl adlandırırsanız adlandırın. “Şans, talih, kader, kısmet…” Ne derseniz deyin… Hepsinin buluştuğu bir ortak payda var: “Bilememek, kestirememek…” Sonunu bildiğiniz bir filmi izlemek ne kadar heyecan verir ki? Ya da finalini okuduğunuz bir kitaba ne kadar kaptırabilirsiniz ki kendinizi? Hep o bilinmezliktir yaşamı “yaşanası” kılan. O “bilinmez” umut olur hatta bazen… *** Bu “bilinmezlik”tir aslında yaşamı tadına doyulmaz bir macera haline dönüştüren. Mucizelere her şeye rağmen bir açık kapı bırakmak… İleri safhalardaki bir kanser

hastasının malum sonunu tahmin etmesine rağmen ısrarla tedaviyi sürdürmesi gibi… Ömrü boyunca hiç ikramiye kazanamamış birinin ısrarla her çekilişe bilet alması gibi… Kendini kandırmak değil bu… Ümit etmek… “Belki” diyebilmek… Bir “acaba”yı her zaman ihtimal dahilinde kabul etmek. Bir gücün, bir şekilde size yardıma geleceğini ummak… Umut dediğimiz şey aslında o bilinmezi kendimizce hayra yormaktır… Umut edebilenler en güçlü insanlardır bu yüzden… *** Hal böyleyken hayatı bu denli sistemli, organize ve strateji odaklı yaşayanları gördükçe şaşırırım. Katı mantıkçıları da sorgularım bu bağlamda. İstedikleri kadar garantici olsunlar… İstedikleri kadar risk unsurunu en aza indirgesinler. Sözüm ona, insan kendi kaderini kendi yazar(mış)… Evet, ama bir yere kadar… Nerede, ne zaman ve nasıl doğacağınızı dahi kendiniz seçemiyorken… Neymiş, insan kendi şansını kendi yaratır(mış)… Ama şans dediğimiz kavram aslında birçok etkenin sonucu. Şanssızlığını alt edenler de vardır elbette, ama oranı yüzde kaçtır mesela… Özetle, ne kadarlık bir bölümüne hükmedebilmek mümkün ki hayatın? Şansı, talihi, kaderi, kısmeti tamamen dışlamak mümkün mü? *** Kadere inanmak ayrı şey, kadercilik ayrı şey. Ne kaderi inkar etmek doğru ne de teslim olmak kadere. “Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin ne de hayat karşısında Mayıs - 2018

çaresizsin.” diyor Şems-i Tebrizi… Ki, bana göre şans, talih, kader, kısmet hususunda yapılmış en güzel yorum bu. Tedbirsiz bir tevekkül boştur… Tanrı size bir “beyin” verdiyse; her şeyi “mukaddereta” bağlama lüksünüz olamaz. Ama “kısmetse” sözündeki derin manayı da dışlayamayız. Bu bağlamda ortada konuşlanmanın en doğrusu olduğu kanaatindeyim. Ne siyah, ne de beyaz. “Gri”ye de bir şans tanımak yani… *** Gerçekten de insan ne yaşayacağını bildiği bir güne uyanmak istemez. Başına gelecekleri bilmemek bazen güçlendirir, umutlandırır insanı. Umut ve beklenti kapısını açık tutar… “İnsanlar plan yapar ve tanrı onlara güler.” der Gabriel Garcia Márquez. İnsan yaşamının başlangıcı bile başlı başına bir mucizeyken… Mucizeleri reddederek yaşayabilir mi insan? *** Zamanın Hint İmparatoru, Pers İmparatoru’na bir armağan gönderir. Satranç oyunudur hediyesi… Ve hediyesinin yanına bir not iliştirir… “Kim daha çok düşünür, kim daha iyi bilir, kim daha ileriyi görürse o kazanır. Hayat işte budur.” Bunun üzerine Pers İmparatoru veziri Buzur Mehir’den Hint İmparatoru’na hediyesinin karşılığı olarak göndermek üzere bir başka oyun icat etmesini ister. Tavla oyunudur bu. Pers İmparatoru tavlayı Hint İmparatoru’na gönderir ve kendisi de yanına bir not iliştirir. “Evet, kim daha çok düşünür, kim daha iyi bilir, kim daha ileriyi görürse o kazanır. Ama hayat biraz da şanstır… İşte hayat budur…” Hayat, satrançtan ziyade tavlaya benzer son tahlilde… Şans, talih, kader kısmetse, tavlaya nasıl düşeceğini asla bilemediğimiz zarlardır aslında…

45


Melike Baykara Birinci Instagram: pisimel pisimelblog@gmail.com

POZITIF VE ROMANTIK K

ıyafetleriniz ile pozitif bir ruh haline bürünmeye ve bu pozitif ruh halinizi de etrafınıza yansıtmaya ne dersiniz? Bu sene yaz, hiç beklemediğimiz kadar erken ve sıcak geldi; dolayısıyla kışlıklardan yazlıklara geçişimiz de bir o kadar hızlı oldu. Oysa bahar vardı sanki arada, akşamüstü serinliğinde üzerimize geçirdiğimiz jean ceketler, “acaba üşür müyüm“ kaygısıyla yanımıza aldığımız sweatshirtler… Neyse lafı fazla dolandırmayayım ve giymeyi özlediğim bütün baharlık

kıyafetlerimi bir tarafa bırakıp, bu güne geleyim. Her sezon başka bir renk trend olurken, ben bugün renklerden bebek mavisi ile karşınızdayım. Romantik, minimal ve cici, hele bir de kocaman bir gülümseyişle tamamladığınızda, fazlasıyla pozitif. Aşırı moda olanı takıntı haline getirmekten hep uzak durmuşumdur, size de tavsiye ederim. Çünkü Coco Chanel’in çok sevdiğim ve benimsediğim o meşhur sözü gibi “moda geçer stil kalır!” Bundan ötürü, yazılarımda mümkün olduğunca


Aşırı moda olanı takıntı haline durmuşumdur, size de tavsiye ederim. Çünkü Coco Chanel’in çok sevdiğim ve benimsediğim o meşhur sözü gibi “moda geçer stil k alır!”

gardrop klasiği parçalardan söz etmeye çalışacağım sizlere. Askılı, midi boy ve bebek mavisi bu şirin elbiseye feminen bir hava katmak için, onu stiletto ile kombinlemeyi tercih ettim bugün ve bu sayede gece olacak şık bir etkinliğe de rahatlıkla katılabilirim. Yine aynı elbiseyi yaz aylarının vazgeçilmezi sandaletler ve üzerime alacağım jean bir ceketle kombinleyip, bu sefer de bir akşamüstü etkinliği veya beş çayına uygun hale getirebilirim. Sonuç olarak; hangi parçayı ne ile tamamlayacağımızı bilmeli ve önemli olanın abartı değil, stil sahibi görünmek olduğunu unutmamalıyız. Bu moda oyununu kendi kurallarınıza göre oynayın yani renk ve model seçimi size kalmış.

Hangi parçayı ne

ile tamamlayacağımızı

getirmekten hep uzak

bilmeli ve önemli olanın abartı değil, stil sahibi görünmek olduğunu unutmamalıyız.


Küpeler - Valentino

Çanta - Mango

Yüzük - Dior

GÜNEŞİ HİSSET

Günlerin uzaması, güneşin yüzünü daha uzun

Elbise - Mango

saatler göstermesi herkese huzur verir. Böyle

zamanlarda giyinmek, alışveriş yapmak daha çok gelir içimizden. Yaza hazırlık yaptığımız bu günlerde, sezonun en iyi parçalarını sizler için araştırdık.

Çanta - Gucci

Yılan figürlü aksesuar Roberta Cavalli


na Dolce & Gabba

Dolce & Gabbana

A Do yak lce kab & G ılar a bb ana

Aksesuar Miumiu Canlı tonlardaki parlak kumaşlar

bu sezonun önde

gelenleri arasında yer alıyor.

Fendi

Zara

Kemer - Yargıcı


“İZMİR’E SEVDAM BÜYÜK”

Dila Kalafatoglu Star Akademi yarışması ile adını duyuran, yarışmanın ardından Petek Dinçöz, Kutsi ve Zeynep Dizdar gibi sanatçılara vokal yapan genç ve yetenekli şarkıcı Dila Kalafatoğlu, İsmail Gökgez’e merak edilenlerini anlattı. Instagram: isogkgz

Neden iki ayrı okul okudunuz? Konservatuar okuyordum, bir de elimizde altın bilezik olsun istedik. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler okudum. Bu yüzden iki okul oldu. Farklı bir bölümde seçebilirdiniz. Neden Halkla İlişkiler bölümünü altın bilezik olarak seçtiniz? Bu bölümü seviyordum. İletişim okumak istiyordum. İlk PR seçtim sonra reklam yazdım, ilk tercihim tuttu. Peki ailenizin ben konservatuar okuyacağım dediğiniz zaman tepkisi ne oldu? Ben zaten küçüklükten beri o şekilde yetiştirildim. Ben şarkıcı olacağımı 5 yaşımda biliyordum. Hani o çok klişe olan ayna karşısında şarkı söyleme olayı vardır ya; ben mikrofon olarak deodorant şişesini kullanıyordum. Küçüklükten mayam belliydi yani. Bir de sanatla ilgilenen bir ailenin çocuğu olduğum için gayet hoş karşıladılar. Müzik, oyunculuk, enstrüman, jimnastik hepsi ilgi alanınız arasında. Eğitimlerini aldınız mı? Tabii hepsinin eğitimini aldım. Aile sanata düşkün dedim ya; anne oyuncu olunca İstanbul Üniversitesi Devlet 50

Konservatuarı mezunu ve Yıldız Kenter’in öğrencisi. Baba ise finans müdürü. Annemden dolayı birçok sanat dalının eğimini aldım. Sağolsun beni elinden geldiğince donanımlı yetiştirdi. Jimnastik vs. devam etmiyorsunuz artık değil mi? Yok, devam etmiyorum, bitirdim artık. Faruk K’yla beraber çocuk tiyatrosu yapıyoruz. Orada çok işe yarıyor, mesela parenda falan atabiliyorum. Yani günlük yaşamın her yerinde sporun etkisini hissediyorsun. Zaten öyle de olmalı. Spora, böyle kendini geliştirebileceğin aktivitelere küçüklükten başlamak gerek. Hazır çocuk tiyatrosu demişken… neden yetişkin tiyatrosu değil de çocuk tiyatrosu? Biz bu işe başlayalı 3-4 sene oldu, artık ekip arkadaşlarımızla aile gibi olduk. En başta biz çocukları seviyoruz. Çocuklara bir şey yapıyor olmak, öğretmeye çalışmak çok güzel bir duygu. Hatta biz Boğaziçi Otizmli Çocuklar Derneği’yle birlikte çalışıyoruz. Otistik çocukların elini bile tuttuğun zaman çok şey değişiyor. Açıkçası yaşken onları eğitmek benim hoşuma gidiyor.

Mayıs- 2018

Peki siz nasıl dahil oldunuz projeye? Biz uzun zamandır beraberdik. Bu proje henüz fikirken de biz konuşuyorduk, yani en başından beri işin içindeyim. Yurtdışı konserleri... Almanya, Amerika, İtalya gibi birçok ülkede festivallerde yer aldınız. Peki nasıl oluyor bu, her isteyen festivallerde yer alabiliyor mu? Çalıştığım organizatörler sayesinde o ülkelerde bağlantıları oluyor. İlk önce Almanya’ya gittim, Düsseldorf yaptık, Frankfurt yaptık. Türk Günü Yürüyüşleri’nde sahne alıyorum. Amerika’ya da gittim, orada beni çok beğendiler tekrar çağırıyorlar ben de her sene gidiyorum. Festivale gitmişken Türk lokallerinde de çıkıyorum. Mesela yılbaşında Belçika’daydım. Ondan bir ay önce Münih’teydim. Gelen işe göre ülke ya da şehir seçiyoruz. Bir de ben gezmeyi seviyorum. Gezmeyi sevdiğim için yurtdışı işi alıyorum. Gitmişken geziyorum orada işi seyahate çeviriyorum. En son İtalya’ya gittim, Bira Festivali’nde sahne aldım. Ayrıca İtalyanca şarkı da söyledim. Birçok dilde şarkı söyleyebilirsiniz o zaman... Bunun da eğitimi eğitimini aldınız mı? Eğitimi yok, kulaktan dolma.


www.mavisehirdergisi.com

Ezberliyorsun, sözlerini çıkarıyorsun. Star Akademi yarışması nasıl bir deneyimdi? Sevgili Atilla Özdemiroğlu’nun müzik direktörlüğü altında bir yarışmaydı. Yarışmalar biraz stresli oluyor. Ben yarışma insanı değilmişim onu anladım. Çünkü hem arkadaşsın bir yandan da yarışmacısın. Garip bir durum. Kuyunu kazabilenler oluyor, olaylar çıkabiliyor. Oylarla belirlenen bir sistem var, halk her zaman objektif olamayabiliyor. Çünkü yarışmada alternatif müzik yapan var, rock var, pop var, caz söyleyen de var. Bunların hepsini genele aldığı için çok da hakkaniyetli bir sonuç alındığını düşünmüyorum. Bence pop söyleyenler ayrı bir oylamada değerlendirilmeli, rock söyleyenler ayrı bir kulvarda değerlendirilmeli. Böyle olursa ortaya çıkan sonuç daha doğru ve adil olur. Tabii sıyrılmak için yarışmalar önemli, ben mesela yarışmayla sıyrıldım. Yarışmadan önce orkestrada solist olarak görevliydim ama yarışmadan sonra tanındım, kendi hedef kitlem oluştu, sayısı arttı ve direk vokalistliğe başladım. Bu yüzden mi başka yarışmaya katılmadınız? Zaten katılmıştım ve tadında bırakmak istedim. Başka bir yarışmaya daha katılmaya ihtiyacım kalmadı çünkü direk sektörün göbeğine düştüm. Atilla Bey’le çalışmış olmak nasıl bir duyguydu? Muhteşem bir insandı. Absolut kulak denen bir şey var, masaya vurduğun zaman bile onun sesini, tonunu notasını alabilen bir insandı. Müzik adına çok muhteşem şeyler öğrendim. Nur içinde yatsın..

Gelelim yarışma jürisine. Benim için önemli olduğu için özellikle onu soruyorum. Ajda Hanım’ın karşısında olmak nasıl bir şeydi? Çok seviyorum. Aşırı tatlı bir kadın. Yarışmadan sonra da biz bazı yerlerde karşılaştık. Yarışmadayken benim Ajda Hanım hakkında gözlemlediğim şey şu oldu; çok kibardı. Yarışmadaki arkadaşlarınızla görüşüyor musunuz? Yarışmadan sadece Burçin’le görüşüyorum. Hayrettin Kalben’in yanında çalışıyor. Sürekli olmasa da öyle zaman zaman görüşüyoruz.

tarzında bir şeyler yapmak istiyorum. Dımtıs dımtıs bakkal müziği yapmak istemiyorum. Çaldığınız enstrüman var mı? Klasik (Batı) müzik enstrümanı, korno çalıyorum. İzmir’le aranız nasıl? İzmir’i çok seviyorum. Zamanında çok sahne aldım. Arada yine sahne almaya gidiyorum. Bütün yazımız İzmir’de geçiyor. Nedense halkı bana daha sıcak geliyor. Havası, suyu, insanı her şeyi farklı. İzmir denilince aklıma ilk Pasaport geliyor. İleride İzmir’e yerleşmeyi düşünüyorum.

Neden yarışmadan sadece siz sıyrıldınız? Müzik yapmak isteyen çok oldu ama ben sıyrıldım. Belki şans diyebilirsin belki başka bir şey. Önemli olan diretmek. Ben direttim yarışmadan 5 sene sonra şarkımı çıkardım. Hemen 1 sene sonra da çıkarabilirdim ama çıkarmadım. Eğitimimi tamamladım, dünyayı gezdim kendimi geliştirdim. İnsan olmak, kendini dinlemek, ne yapmak istediğine karar vermek bunlar çok daha önemli şeyler. Neden sürekli bir yerde sahne almıyorsunuz? Düzenli olan işleri kabul etmiyorum çünkü ucuz oluyor. Açıkçası ekstralar daha gelirli. Ben her hafta aynı yerde çıkmak istemiyorum. Ben konser şarkıcısıyım. Yeni projelerinizden bahseder misiniz? Temmuz’da ilk single olarak “Kırmızı Halı”yı çıkardım. Üç şarkılık dijital bir albüm düşünüyorum. 3 şarkıyı da aylara yaymak istiyorum. Akustik slow

İsmail Gökgez - Dila Kalafatoğlu Mayıs - 2018

51


İsmail Barış Özpazarcık - Arzu Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü

KADINLIĞINDAN UTANÇ DUYGUNU DEŞİFRE ET,

B

ADET SANCISINI BİTİR!

ir kadın olarak adet sancısını şiddetle yaşadığım zamanlardan aklımda kalanları ve bu durumu tamamen geride bırakma hikayemi paylaşmak istedim sizlerle. Bu deneyim benim deneyimim, evet, fakat biliyorum ki, Türkiye’de yaşayan 4 kadından en az 1’inin yaşadığı ciddi bir yara aynı zamanda... Hikaye şöyle başlıyor: Canım annem yaşamış olduğu küçük bir İzmir köyünden, evliliği sebebiyle İstanbul’a taşınıyor. Köyde yetişmiş, ailesinden bir gün bile ayrılmamış olan annem, İstanbul’u hayatında daha önce hiç görmemiş. Evlendiği eşini sadece iki kerecik görmüş; bir nişanlandığı gün, ikincisinde de evlendiği gün... İstanbul’da eşi dışında kimseyi tanımıyor, ki eşini de tanıdığını söylemeyiz. Zor bir durum gibi görünüyor değil mi? Hiç tanımadığını rahatça söyleyebileceğim bir eş ve kayınvalidesiyle İstanbul’da yaşamaya başlıyor annem... Aralık ayında evleniyorlar ve bir iki ay içinde hemen hamile kalıyor.

Hikayeden 8 yıl sonraya gelelim. Ben 8 yaşındayım... 8. Yaşımı doldurduğum gün, annem bana adet dönemini anlatıyor: “Bana hiç kimse söylememişti adet döneminde neler olduğunu. İlk yaşadığım gün ölmek üzere olduğumu düşünüp çok korkmuştum gün boyu...” Annemi ve O’nun korkularını şaşkınlıkla 52

dinlediğimi hatırlıyorum. Annemin o “aydınlatıcı” sohbetinin ardından 5 yıl geçti ve ben “Adet” denilen deneyimle 13 yaşında tanıştım. Evimizdeydim, zırt pırt tuvalete gidip gelmemden annem şüphelenmişti... Utanmıştım, söyleyememiştim... Alt komşumuzun kızı vardı evimizde misafir. Annemle ikisi durumu anladılar. O gün hiç unutmuyorum, yanağıma tatlı bir tokat yiyivermiştim! Adettenmiş Yanaklarım pembe olsun diyeymiş Bu “Adet” olayı amma zormuş, ne çok adeti varmış dedim, içimden. Ayrıca “Adet” olduğumu kimseye söylememeliymişim. Çok ayıpmış. ‘’Adet oldum’’ yerine “Halam geldi’’, “kirliyim’’ diyebilirmişim mesela. Hay allah hem utanılacak, hem de kirli hissettirecek bir şeymiş demek ki. Keşke kadın olmasaymışım. Çok ağrıyabilirmiş. Annem ağrıdan bayılmış genç kızken kaç kez, ama ben doğunca geçmiş. Aman tanrım çok zooooor. Belki bana olmazmış ama kız çocukları ya anneye ya halaya benzermiş, halam da çok ağrı çekermiş. Onun için benim de muhtemelen ağrıyacakmış. Aman allahım, baygınlık derecesinde nasıl bir ağrı bu! Korkuyoruuuum. Korkulan olmamıştı. Ben ilk adet döneminden başarıyla geçmiştim. Aaaa hiç ağrım yoktu. Sonrasında da 5 ay mola vermişti yumurtalarım tam rahatlamış ve her şeyi unutmuşken hooop tekrar adet dönemim başlamıştı. Oh çok şükür dedirten kısa bir kaç Mayıs- 2018

günün ardından, tam benim annem ya da halam gibi, ağrım olmayacak derkeeeen hoop 3 adetten 2-3 gün önce adet döneminin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı bedenimde. Kasık ağrısı, bel ağrısı, ağzımda acayip bir kuruluk, mide bulantısı...Offf... Off ki ne off! Yani, belimden beni kesseler, çok şükür kurtuldum dedirtecek bir ağrıdan bahsediyorum. Ağrı kesicilerle tanıştım o dönemlerde, doktor tavsiyesi... 1980’li yılların sonuna kadar popülerliğini korumuş ağrı kesici 1 yıl ağrı kesicilerle idare etmeyi başardım. Ama sonra ağrı kesici benden ümidini kesmiş olacak ki bedenim de, hücrelerim de iş bırakma eylemine geçivermiş gibi, iki tane ağrı kesiciye rağmen ağrım dinmemeye başladı. Dinmeyen ağrı, bitmeyen çile! Ağrıdan ağlamak, hem de hıçkıra hıçkıra ağlamak, hastanenin acil servisleri, ağrı kesici iğneler, adetimin ilk günü geçmeyen ağrı yüzünden bayılmalar, arkadaş tavsiyesi başka ağrı kesici denemelerim; işe yaramayışları... Sonuç: Yıllarca kök söktürdü bana “Adet meselesi”. Yıllar sonra çalışma hayatıma başladığımda doktor bir arkadaşım dönemin popüler ağrı kesicisini söyledi: “İlacı mutlaka ağrıyı ilk hissettiğinde al; ağrın hiç başlamaz” dedi. Durur muyum, koşa koşa paketler halinde aldım. Her çantaya bir tane. Başucuma bir tane. Yedekte bir tane. Allah korusun biterse ne yaparım ben. Uzun müddet böyle devam etti. 5-6 yıl


www.mavisehirdergisi.com

sanırım. Sonra bu da işe yaramamaya başladı. İlacı bir tane ilk ağrıyı hissettiğimde, sonra 4-5 saat sonra bir tane daha... Sonra dozu günde 4 taneye çıktı. Midem de ağrı oluşmaya başladı; ilaç içtikten sonra, hoop yine doktor arkadaşıma... “Hımmm ilacı mide koruyucu ile alman gerekiyor” dedi. Oh çok şükür, ilacı içemezsin dersin diye çok korkmuştum dedim ve koşarak bir kaç paket mide koruyucu aldım. Bu yeni bilgilerle de 3-4 yıl idare ettim. Yurt dışında yaşayan yakın arkadaşım bana bir terapiden bahsetti. Alternatif tıp yöntemi. Türkiye’de henüz keşfedilmedi. Gittik birlikte. Hayatımda köklü bir değişiklik sağladı dersem eksik bile bırakmış olabilirim. Yıllardır kaderim olarak yaşadığım adet sancım sihirli bir değnek değmiş gibi yok olmuştu. Üzerinde çok düşünmüştüm bu nasıl olabiliyor diye. Ama anlayamamıştım. Sadece 6 ayda bir bu alternatif yönteme ihtiyaç duyuyordum. Çünkü o 6 ay içinde ne oluyorsa oluyor ve benim ağrım eskisi gibi hiçbir zaman olmasa da tekrar “Mızık Mızık” başlıyordu. Buraya kadar hikayenizde benim hikayemle benzeşen kısımlar var mı? Benim hikayem şöyle devam ediyor. Evleniyorum, ve eşimle birlikte ben koçluk ve NLP ile tanışıyorum. Zihnimizin çalışma sistemini algılıyorum. Bilinç altı kavramının bildiğimden farklı yönlerini keşfediyorum. Biraz da refleksoloji ile ilgileniyorum. Kulağa uygulanan refleksoloji. Tam bu dönemde bir gün eğitim arasında, molaya çıktığımızda bir arkadaşım ağrı kesicin var mı diye soruyor. Var ama izin verirsen refleksoloji deneyebilir miyim diyorum. Tabii ki olur ne kaybederim ki diyor. Deniyoruz birlikte, ben masaj uyguluyorum kulağına ve bir anda, O’na kendiliğinden şunu söylerken buluyorum kendimi; Bazen istenmeyen çocuk olduğumuzda bunu yaşayabiliyoruz. Oooo bu bilgi nerden çıktı diye şaşırmaya kalmadan “Aaaaaa nerden biliyorsun?” diyor arkadaşım. “Bilmiyorum. Ama söyledim boş ver,” diyorum. Aradan tam 3 ay geçiyor arkadaşım mesaj atıyor bana. “Çok teşekkür ederim 3 aydır hiç ağrısız

geçiyor adet dönemim çok şaşkınım” diyor. Güzel bir haber, sistem harika çalışıyor, telefonu kapatıyoruz. Ben de bir şaşkınlık daha; Aaa 3 aydır benim de hiç ağrım yok aslında. 3 ay öncesinde mızık mızık başlayan ağrım vardı. 3 aydır yok! Büyük şaşkınlık içinde kalakalmıştım, elimde telefonla... sonra tabi ki annemi aradım :) “Anne, ben istenmeyen bir çocuk muydum?..” Nasıl bir cevap geldi sizce “Evet ilk başlarda hiç istememiştim; ama sen doğunca seni çooook ama çok sevdim” dedi. Eşime anlattım durumu. “Bu nasıl olabilir?” dedim. “Sistem bilgisi bu” dedi. Morfogenetik alanlardan bahsetti. Bir durumun çözülmesine eşlik ettiğimizde, biz de aynı ya da benzer bir durum varsa o da çözülmüş olur” dedi. Büyülenmiştim. Bu harika bir şeydi! Aradan bir kaç yıl geçti. Küçük mızıklanmalar başlamıştı yine Adet dönemimde. “Eğitim” dedim. Eğitim almalıyım kesinlikle ama nasıl bir eğitim? Sol beyin referanslı biri alternatif tıpla ilgili nasıl bir eğitime gitmeli? Ve derken turnayı gözünden vurmuştum. Harika bir eğitmenden 9 gün boyunca harika bir eğitim aldım. Eğitim boyunca; “Hiçbir şey bizimle başlamıyor, bilinçaltı kayıtları üç kuşak geriden itibaren aktarılıyor. Annemizin bize hamileyken yaşadığı her şeyi kendi duygularımız zannediyoruz” dedi. Anlattı, anlattı, anlattı... Ev ödevi olarak bize “anneniz size hamileliği boyunca neler yaşamış ve tam olarak ne hissetmiş sorun ve mutlaka her şeyi not alın” dedi. Tabii ki, eğitimden sonra ilk işim anneme gitmek oldu. Anlat anne lütfen bilmem lazım. O dönemle ilgili ne hatırlıyorsan anlat. Ve annem başladı anlatmaya... Konuşma çok uzun sürdü tabii, anlayacağınız üzere. Sonuç olarak, elimde bir defter notla döndüm üzerinde çalışmam, eşleştirmem ve aşmam gereken. Şimdilik sadece adet sancısına bağlanan bölümü Mayıs - 2018

paylaşıyorum. Hazırsanız annemin tüm hamileliğinde yaşadığı temel duyguyu açıklıyorum: “UTANÇ” Tüm hamileliği boyunca beni utanarak taşımış. Elbette ki utandığı ben değilim ama hamile olduğunu birisi görür diye düşünüp utanırmış. Tüm hamileliği boyunca sürekli dua etmiş; ‘’Allahım n’olur, gündüz vakti doğmasın, gündüz evden çıkarken hamile halimi görürler çok utanırım’’ diye... Ve ben karnında kaldığım tüm 9 ay boyunca bu utancı kopyalamışım. Sanki benim gibi, benim hissim gibi sahiplenmişim, anneme kıyamamışım sanırım. Bir an için düşünelim... Annemin karnındayım. Onun tüm kanı ben doğana kadar vücudumda dolaşıyor. Annem ne hissediyorsa... Tüm hislerini, tüm duygularını, sanki onun bedenindeki bir organmış gibi hissediyorum... Sanki, tüm duygular bana aitmiş gibi... kadınlığımdan utanç, üstelik kendimden dolayı... Çok ironik ancak bir o kadar da anlamlı. Annemin tüm utancını- annem anlattıkça- o kadar derinden anladım ki... Onun yalnızlığı, küçücük bir köyde yetişme şekli, ailesinden ilk ayrılışı, tanımadığı ve tanımaya bile vakit bulamadan evlendiği birine alışma süreci ve üzerine de bana hamileliği... Ben olsam ben de istemezdim bir çocuk... Ben olsam, ben de korkardım, ben de deli gibi utanırdım! Çocuğum doğduktan sonra bende çok severdim onu, ama 1 yıllık yaşadığım stresi değiştirmezdi. Ben de, tıpkı annem gibi yaşardım her şeyi... Annemin bu utancını en derinden keşfetmiştim, deşifre olmuştu bu gizli alanım. Üzerimden büyük bir yük kalkmıştı... Sonucu sanırım tahmin edersiniz... Adet sancımdan artık tamamen özgürleştim! Annemin utanç duygusunu deşifre ettim ve ağrım bitti! Umarım bu deneyimim sizlere de ışık olur. Bu durumu yaşayan her kimi tanıyorsanız, sizlerin aracılığı ile onlara da ışık olur. Sevgilerimle...

53


TEKNOLOJİ

Emrah Önder

Clear History / Geçmişi Temizle Girişte de vurguladığım üzere gizlilik ve kullanıcı bilgilerinin korunması firma için çok ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Kullanıcıların tekrar güvenini kazanmaya çalışan, reklamlarını ve analiz araçlarını kullanan sitelerden ve uygulamalardan topladığı verileri silmeye olanak tanıyan yeni aracı Clear History’i tanıttı. Mark Zuckerberg’in tarayıcı geçmişinizden çerezleri silmeye benzettiği yeni araç. Facebook deneyimini daha az kişiselleştirecek olsa da gizlilik için önemli bir adım olacağı kesin. Instagram için görüntülü sohbet ve saldırgan yorumlara dizgin Whatsapp ve Facebook Messenger üzerinden yapılan görüntülü görüşmelere şimdi de Instagram üzerinden devam edebileceğiz. Bununla beraber Facebook, neredeyse tüm ürünlerine sesli ve görüntülü görüşme desteği getirmiş oldu. Öte yandan saldırgan yorumların engellenmesi adına yeni güvenlik önlemleri paketi uygulamanın yeni sürümlerinde yerini alacak. Kullanıcılar şiddet, cinsellik ve terör gibi içeriklerle saldırganlaşan yorumları otomatik olarak filtreleyebilecekler. 54

Facebook F8 Konferansı’ndan haberler ABD ve İngiltere’deki seçimlere müdahale eden Cambridge Analytica şirketi tarafından 87 milyon kullanıcının kişisel bilgilerinin çalınması sonucu geçtiğimiz haftalarda soruşturmalar geçiren dünya devi Facebook, gizlilik ve kullanıcı güvenliği konusunda ciddi sıkıntılara ve kullanıcı tepkilerine göğüs germeye çalışırken bir yandan da yeniliklere tam gaz devam ediyor. 2007’de ilk düzenlenen ve bir süre ara verildikten sonra 2014’te tekrar başlanan, dünyanın önde gelen geliştiricilerini ağırlayan F8 konferansından öne çıkan başlıkları derlemeye çalıştım.

FaceDate Whatsapp ve Instagram gibi satın aldığı uygulamalarla pazarı domine eden şirket şimdi de gözünü Tinder ve benzerileri gibi arkadaş bulma / eşleştirme uygulamalarına dikmişe benziyor. FaceDate adıyla tanıtılan yeni uygulama ile kullanıcılar arkadaşını olmayan kişilerle tanışmak için farklı bir profil oluşturabilecek. Uygulama da verileri inceleyerek yapay zekâ yardımıyla kişileri eşleştirecek ve mesajlaşma kısmı Messenger yerine özel bir mesaj kutusunda gerçekleştirilecek.

Oculus Go ve Oculus TV Sanal gerçeklik (Virtual Reality) uygulamaları için ucuz ve bağımsız çalışan başlık olarak satışa sunulan Oculus Go, kablosuz ve bağımsız çalışabilimesi, sanal gerçeklik gözlüğünün hafif ve kafaya takıldığında oldukça yumuşak hissettiren bir aksesuar olmasıyla kullanıcı deneyimini arttıracağa benziyor. 32 GB dahili depoya sahip model 199 dolar, 64 GB depolama alanına sahip olan ise 249 dolar olarak olarak satışa sunulacağını ekleyelim, umarım ülkemize de makul bir fiyat ile gelir. Mayıs- 2018

Yeni başlığa ek olarak Oculus TV de duyurulan yeni oyuncaklar arasında. Uygulama, sanal ortamda sanal ekranı bir tür Chromecast veya Apple TV benzeri bir deneyime dönüştüren, özel olarak uyarlanmış ekran kontrolleriyle sanal ortamınıza bir TV deneyimi sunacak. Facebook Watch, Red Bull TV ve Pluto TV‘yi doğrudan lansmana entegre edecek olan uygulamanın gelecekte Netflix, Hulu gibi platformlarla da çalışıp çalışmayacağını merakla bekliyorum.


www.mavisehirdergisi.com

Daha kullanışlı bir Messenger Mobildeki Messenger uygulamasını karmaşıklıktan kurtararak daha basit ve kullanışlı hale getireceğini duyuran Facebook, öncelikle kamera ve oyunlar sekmelerini kaldırıyor. Otomatik çeviri özelliğininin de eklenmesiyle farklı diller konuşan kullanıcıların daha rahatlıkla iletişim kurmalarını hedefliyor.

LG G7 ThinQ Sonunda Geliyor LG, bu yılın en çok beklenen akıllı telefon modeli G7 ThinQ’nun duyurusunu gerçekleştirdi. Cihaz, yeni akım olan çentikli ekranı ve üst seviye donanım özellikleriyle dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl başlarında 2017’nin başlarında çıkacağı duyurulan, ancak donanımının yetersiz bulunmasıyla ertelenen LG G7 ThinQ, sonunda resmi olarak duyuruldu. LG’nin bu yıl çıkardığı ilk amiral gemisi olan G7 ThinQ, her açıdan dikkat çekse de ekranı ön plana çıkıyor. Rakiplerinin kamera ataklarına karşılık arka tarafta iki tane 16MP kamera ile ön tarafta standart bir 8MP kamera dahil edilen telefonda yapay zeka desteği ile çalışan kameralar, “AI CAM” dahil üç farklı efekt ve 19 farklı çekim moduna sahip. Telefon kameralarının en büyük sıkıntısı olan düşük ışık performansını güçlendirmek için

de “Süper Parlak Kamera” isimli bir mod geliştirmiş. Bu mod, standart düşük ışıklı fotoğraflardan 4 kart daha parlak bir görünüm sunabiliyor. Bu parlaklık sayesinde görüntülerde yaşanan karıncılanmanın önüne geçiliyor. LG, yeni amiral gemisinde ekrana bir hayli fazla önem vermiş. 19.5:9 en-boy oranına sahip telefonun 3120x1440p QHD+ çözünürlüğü bulunuyor. Super Bright isimli teknoloji sayesinde 1000 nit’e kadar çıkabilen cihaz, güneşin en tepede olduğu zamanlarda bile rahatlıkla kullanılacaktır. IP68 suya ve toza karşı dayanıklılık sertifikasını alan ürün böylece suyla temasın bol olduğu yaz aylarında da kullanıcıların rahatlıkla kullanbileceğini gösteriyor. Daha fazla detay vermek gerekirse IP68 uluslararası bir standart ve 6 kesinlikle toz geçirmeyeceğini 8 ise sürekli su temasına dayanıklı

olduğunu gösteriyor. Tabii suya dayanıklı demek dalgıç olarak kullanabileceğimizi göstermiyor, genellikle en fazla 1,5m derinlikte ortalama 30 dk kalmaya dayanıklı olabiliyor. LG G7 ThinQ’yu hemen satın almak istiyorsanız biraz daha beklemeniz gerekecek. LG, cihazın ilk başta anavatanı Güney Kore’de satışa sunulacağını, Kuzey Amerika ve Avrupa gibi büyük pazarlara ilerleyen dönemde çıkacağını belirtti. Ülkemizde de satışa sunulması beklenen LG G7 ThinQ’nun ne zaman ve kaç TL’den satışa sunulacağı şu anda bilinmiyor ama doların başdöndürücü yükselişiyle cep yakacağı kesin.

VR Memories (Sanal Hatıralar) Yukarıda bahsettiğim gibi VR için yeni oyuncak tanıtan Facebook, iki boyutlu fotoğraflarımızı da 3 boyuta çevirerek yeni bir hatıra deneyimi yaşatmak istiyor. Geçtğimiz yıllardaki paylaşımlarımızı günlük hatırlatan Facebook artık bunları VR gözlüklerle içine girebileceğimiz 3 boyutlu hatıralara dönüştürecek. Mayıs - 2018

55


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Arfa Image Fotoğrafçılık Adres: Şehitler Bulvarı No:52/B Bostanlı Tel: 0232 337 34 97 Gsm: 0541 521 9842 Atölye Tat 6470/2 Sk. No:17/A Yalı Mah. Atakent Tel: 0(232) 336 3060 www.atolyetat.com Brawo Boutique Egepark AVM Mavişehir Kat:1 No:140 Tel: 0232 324 29 36 Buka Sofa Karabağlar Mah. Yeşillik Cad. No:294-L Karabağlar Tel: 0232 237 64 65

Casper Pet Store & Cafe Bostanlı Mah. 2014 Sokak No:5/A Karşıyaka Tel: 0533 164 61 99

Özel Ata Sağlık Hastanesi Kazımdirik Mah. 297 sk No:1 Bornova www.atasaglik.com

Uluoğlu Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27

MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir

Pizza&More Caher Dudayev Bulvarı No:132/A Atakent Mah. Karşıyaka - İzmir Tel: 0(232) 503 06 25

Yeliz Fidan Adres: Cehar Dudayev Bulvarı No:77 D:5 Mavişehir Tel: 0(232) 336 27 42

Mavişehir Ayak Bakım Merkezi 6518/1 Sk. Oifs 35 No: 42 D:11 Mavişehir Tel: 0232 503 05 10

Premar Uğurlu Gayrimenkul Tel: 0232 337 14 44 www.premar.com.tr

Özel Küçükkaptan Anaokulu Adres: Aydınlıkevler Mahallesi 6779 Sk. No: 23 Çiğli Tel: 0232 370 1011

ŞEHİR REHBERİ Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi Medical Park Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Park Tıp Merkezi

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Smiles İzmir Diş Kliniği Diş Hekimi Arda Emre Yünük

Talatpaşa Tıp Laboratuvarı Talatpaşa Bulvarı No: 61 D: 2 Alsancak Tel: 0 232 422 68 75

EVLERE SERVİS

LÜZUMLU TELEFONLAR

241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 222 53 68 462 27 27 367 22 22

368 96 66 337 27 33 336 44 89 330 55 16

441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36

408 88 84 369 69 99

Westpark Outlet Çevreyolu Bayraklı Tel: 0232 306 06 06

RESTORAN VE CAFELER

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Tarihi Bafra Pidecisi Burger Republic Babafingo Burger - pizza

483 00 79 444 62 62 336 72 64 290 20 20 362 65 66

Red Dragon Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Babafingo Burger - pizza

368 11 24 290 06 22

TAKSİ DURAKLARI

483 00 79 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 362 65 66

MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 İzmir Dağcılık Kulübü 483 22 42 Ege Açık Deniz Yat Kulubü 234 63 24 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi

TİYATROLAR

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 411 50 00

369 64 87 368 22 39 445 34 55 245 30 92 323 21 02 446 88 57 463 15 15 362 61 61

Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi

OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

330 10 77 362 28 28 336 70 94 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 16 66

362 41 53 323 46 20 330 52 01 362 19 92 362 00 79 369 27 90 368 22 39 361 47 93 483 85 20 446 06 64 497 10 00 421 52 42 466 00 13 366 44 59

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

56 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


www.alacatiimren.com

Tasarım: Kabin Ekibi Fotoğraf: Aras Attila


MAKROYAPI’dan

Foça’da muhtesem proje...

Foça taşından yapılmış Dublex ve Triplex lüks villalar, doğa ile başbaşa olmak isteyenleri davet ediyor.

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr

www.focaterrace.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.